Ocak-Şubat-Mart - Latin Amerika Çalışmaları Araştırma ve

Transkript

Ocak-Şubat-Mart - Latin Amerika Çalışmaları Araştırma ve
BİZİM AMERİKAMIZ
Ankara Üniversitesi Latin Amerika Çalışmaları Araştırma ve Uygulama Merkezi Ocak-Şubat-Mart 2014
Bültende Öne Çıkan Başlıklar
Şili'de Michelle Bachelet, 4
yıllık aradan sonra yeniden
devlet başkanı seçildi
Sayfa 3'te
Peru-Şili karasuları sınırı
yeniden çizildi
Sayfa 7'de
Küba Devrimi'nin 55.
yıldönümünde Raul Castro
Santiago de Cuba'da konuştu
Sayfa 8'de
Küba'da çocuk felcine karşı aşı
kampanyası başlıyor
Sayfa 16'da
Hugo Chávez 1. ölüm
yıldönümünde anıldı
Sayfa 4'te
Venezuela'daki şiddet
olayları
Sayfa 5'te
Ünlü uyuşturucu kaçakçısı
El Chapo'nun öyküsü
Sayfa 12'de
Meksika'nın Michoacan
Eyaletinde halk savunma
birlikleri kurarak uyuşturucu
kartellerine savaş açtı
Sayfa 10'da
İki bin Kübalı doktor Brezilya'ya
gidiyor
Sayfa 18'de
Bolivya'da kadın cinayetine
30 yıl hapis cezası verildi
Sayfa 22'de
Brezilya göçmenlik yasasını
değiştiriyor
Sayfa 17'de
Paraguay Devlet Başkanı
esrarın yasallaştırılmasını
kabul etmedi
Sayfa 20'de
Arjantin: Darbe Anıları
Sinema Haftası
Sayfa 35'de
Ayoreo yerlilerinin son yaşam
alanı yok edilmek üzere
Sayfa 27'de
LAMER'de film gösterimleri yapıldı
Sayfa 40'ta
Arjantin'de 2013 yılının en
tartışmalı kitaplarından
''El Inventor del Peronismo''nun
yazarı Silvia D. Mercado ile
röportaj
Sayfa 38'de
Son İnka İmparatoru
Atahualpa'nın mezarının izi
bulundu
Sayfa 31'de
Kolombiyalı yazar Gabriel
Garcia Marquez 87. doğum
gününü Mexico City'deki
evinde kutladı.
Sayfa 36'da
2
MERKEZİMİZDEN...
Değerli Dostlarımız,
Çeşitli sebeplerle 2012 ve 2013 yıllarında ara vermek zorunda kaldığımız “Bizim Amerikamız” isimli
bültenimizi ilk üç ayını geride bıraktığımız bu yıl yeniden faaliyete geçiriyoruz. 2014 yılının ilk sayısında
Latin Amerika Çalışmaları Araştırma ve Uygulama Merkezi çalışanları olarak sizler için siyasetten
eğitime, ekonomiden sanata, sağlıktan doğaya pek çok konuda ilginiz çekebileceğini umduğumuz
dopdolu bir gündem hazırlamaya ve Merkezimiz faaliyetleri konusunda bilgi vermeye çalıştık.
Merkezimizde sürdürülen eğitim-öğretim faaliyetleri açısından en sevindirici gelişme Latin Amerika
Çalışmaları Anabilim Dalı’na bağlı “Latin Amerika Çalışmaları Tezli Yüksek Lisans Programı”nın
17.03.2014 tarihi itibariyle Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı’nca uygun görülmesiyle önümüzdeki
dönemden itibaren öğrenci almaya başlayacak olmasıdır. Merkezimiz hem araştırmalarıyla hem de
eğitim faaliyetleriyle giderek zenginleşmektedir.
Önümüzdeki aylarda yapılacak olan faaliyetlerimizde de siz dostlarımızın desteği ve katılımlarını
umut ediyor ve saygılar sunuyoruz.
Prof.Dr. İsmail Özer
Editör
3
Şili'de Seçimin Galibi Bachelet
Yeni Çoğunluk Koalisyonu (Nueva Mayoría) lideri Michelle Bachelet, 4 yıllık aradan sonra yeniden
devlet başkanı seçildi.
Oyların %62’sini alan 62 yaşındaki Bachelet, Şili’nin yaklaşık 80 yıllık demokrasi tarihinde en yüksek oy
oranı ile seçilen devlet başkanı oldu. Kayıtlı 13.5 milyon seçmenden 5.5 milyonunun oy kullandığı
seçimde katılım oranı %41 oldu.
Michelle Bachelet 2006-2010 yılları arasında Şili’nin ilk kadın devlet başkanı olmuştu. Bachelet bu kez
devlet başkanlığı görevini yine ana rakibi Matthei gibi muhafazakar olan Sebastian Piñera’dan devraldı.
Şili Senatosu’na ev sahipliği yapan Valparaiso kentinde gerçekleşen yemin töreni birçok Latin Amerika
ülkesi liderinin katılımına şahit oldu.
Devlet başkanlığı kuşağını senato başkanlığı görevini yürüten Isabel Allende’den alan Bachelet, törenden
sonra halka seslenerek anayasa, vergi ve eğitim reformu sözü verdi. Sosyal adaletsizliğe savaş açacağını
bildiren başkanın, ülkede kürtajı yasallaştırmak da gelecek planları arasında yer alıyor.
Bachelet’in Hava Kuvvetleri Eski Komutanı olan babası Alberto Bachelet 1973’de askeri darbe ile
düşürülen Sosyalist Başkan Salvador Allende’nin destekçisiydi ve tutuklu kaldığı cezaevinde hayatını
kaybetti.
Michelle Bachelet’e devlet kuşağını elleriyle boynuna asan Senato Başkanı’nın Salvador Allende’nin kızı
Isabel Allende olması ise anlamlı bir kare olarak tarih sahnesine yansıdı.
Ege Uygar Gezgin
Kaynak:latercera.com
4
Hugo Chávez Ölümünün 1. Yıldönümünde Anıldı
Devlet başkanlığı görevinde olduğu 14 yıl boyunca ABD karşıtı ve halkçı politikalarıyla dikkat çeken
Hugo Chávez 1. ölüm yıldönümünde başta Venezuela olmak üzere dünyanın birçok yerinde anıldı.
2011 yılında kanser teşhisi koyulan Chávez uzun bir süre Küba’da tedavi oldu fakat 5 Mart 2013’te 58
yaşında hayata gözlerini kapattı.
Tüm dünyanın sevgisini kazanan Chávez, 1998 yılından beri girdiği bütün seçimlerden zaferle çıktı.
Özellikle yoksul halkın desteğini alan lider, 2002 yılında ABD destekli bir darbeyle iktidardan indirilmek
istendi fakat halkın verdiği tepkiyle sadece iki gün içerisinde görevine geri dönmüştü.
Geçtiğimiz yıl Karakas’ta yüzbinlerce insanın ve birçok devlet başkanının katıldığı devasa bir törenle
uğurlanan Hugo Chávez bu yıl da mirasını devralan Nicolas Maduro önderliğinde düzenlenen anma
töreninde anıldı.
Yoğun katılımın olduğu sivil ve askeri olarak düzenlenen geçit törenine Küba Devlet Başkanı Raul Castro,
Nikaragua Devlet Başkanı Daniel Ortega ve Bolivya Devlet Başkanı Evo Morales de katıldı.
İstanbul ve Ankara’da da çeşitli anma etkinlikleri düzenlendi.
Şafak Gümüş
Kaynak: telesurtv.net
5
Venezuela'da Hükümet Karşıtı Gösteriler Başladı
9 Aralık 2013’te yapılan yerel seçimlerden büyük bir güçle çıkan Venezuela Devlet Başkanı Nicolás
Maduro, şubat ayında başlayan hükümet karşıtı gösterilerle karşı karşıya geldi. Hükümetin görüşme
taleplerini reddeden muhalefet gösterileriyle ülkede çıkan kaosta yaklaşık 32 kişi hayatını kaybetti.
Hükümet bu şiddet olaylarına karışanları ABD tarafından finanse edilen aşırı sağcı gruplar olarak
nitelendirdi.
Muhalefet tarafından gösterilen protesto sebepleri arasında ülkedeki yüksek enflasyon ve kimi temel
tüketim maddelerinin karşılanamaması bulunuyor.
Şiddet olayları
Venezuela polisi 10 Mart günü yaptığı operasyonda
şiddet olaylarında lojistik merkez olarak kullanılan bir
yere baskın yaptı. Burada molotof kokteyli yapımında
kullanılan ve bulundurulması yasak birçok materyal
ele geçirildi.
14 Mart günü Carabobo Eyaletinde yapılan bir başka
operasyonda ise C4 patlayıcılarıyla birlikte 6 silahlı
kişi yakalandı.
Operasyon sonunda İçişleri Bakanı Miguel Rodríguez
Torres, ülkenin doğusunda bulunan Altamira'da kaos
oluşturmak için aşırı sağcı gruplar tarafından
kullanılan malzemeleri sergiledi. Bunların arasında
ateşli silahlar, kesici aletler, göz yaşartıcı bombalar ve
C4 patlayıcısı gibi suç aletleri bulunuyor.
Venezuela ve Küba başta sağlık ve eğitim
olmak üzere birçok alanda yakın ilişkilere
sahip. Birçok ülkede olduğu gibi
Venezuela’da da hizmet veren Kübalı
doktorlar var. Eylemler sırasında Kübalı
doktorlar marjinal kesimin hedefi olmuş
durumda. Başkent Karakas’ta muhalif
göstericiler elektrik lambasına Kübalı
doktoru tasvir eden bir maketi asarak
idam etti.
ABD’ye tepki
Küba’nın hedef alınmasının ardından
Nicolás Maduro yürütülen Küba karşıtı
propagandaya cevap verdi: ''Venezuela ve
Küba arasında sağlık, eğitim ve sosyal
projelerde işbirliğini hızlandıracak ve
güçlendireceğiz.''
Venezuela Başkan Yardımcısı Jorge Arreaza’nın 9 Mart günü yaptığı açıklamada, ABD hükümetinin
ülkede savaş görüntüsü vermeye çalışan uluslararası medyatik komplo planına katıldığını söyleyerek
ABD'nin Venezuela'da 15 yıldır halkın desteğini alan hükümeti ve demokrasiyi yıpratmak için aşırı sağcı
grupları finanse ettiğini vurguladı.
Venezuela olaylar sırasında 3 ABD’li diplomatı sınır dışına çıkarttı ve ülkedeki şiddet olaylarını
desteklediği sebebiyle Panama ile olan diplomatik ilişkilerini kesti.
Venezuela hükümeti ülkeye karşı medyatik bir karalama kampanyasının yürütüldüğünü söylediği
günlerde İstanbul’daki bir eyleme yapılan polis müdahalesinin muhalefet tarafından sosyal medyada bu
olayların Venezuela’da geçiyormuş gibi yansıtılması dikkat çekti.
Bir başka açıklama da devlet başkanından geldi. ABD Devlet Başkanı Barack Obama'ya bir çağrı yaparak
ABD'yi Venezuela'ya karşı müdahaleci politikalarından vazgeçmeye çağıran Nicolás Maduro, Latin
Amerika’da darbelerle hükümet değiştirme devrinin kapandığını söyledi fakat bu konuşmanın ardından
üç havacı generalin darbe hazırlığı yaptığı ortaya çıktı.
26 Mart Çarşamba günü görevli üç havacı general darbeye teşebbüs nedeniyle tutuklanarak mahkemeye
sevk edildi. Genç subayların ihbarı sonucunda generallerin engellendiği öğrenildi.
Anketler
Venezuelalı gazeteci José Vicente Rangel, yaptığı bir anket çalışmasında Venezuelalıların %85.4'nün
protestoların devam etmemesinden yana olduğunu ortaya koydu.
Hinterlaces anket şirketi tarafından 1200 kişiyle yapılan görüşmede katılımcıların %87'sinin
protestolarda şiddet olaylarına karşı çıktığını ortaya koydu.
Maduro’ya destek
Ekvador Devlet Başkanı Rafael Correa, Arjantin Devlet Başkanı Cristina Fernandez, Nicaragua Devlet
Başkanı Daniel Ortega ve Bolivya Devlet Başkanı Evo Morales şiddet olaylarının yaşandığı süre boyunca
Nicolas Maduro’yu destekleyen açıklamalar yaparak ülke içinde kargaşa yaratmaya çalışan dış ülkeleri
kınadılar.
Şafak Gümüş
Kaynak: telesurtv.net
6
Şili ve Peru Arasındaki Deniz Sınırı Yeniden Çizildi
Ocak ayı Pasifik Okyanusu suları için oldukça hareketli bir dönem oldu. Peru-Şili karasuları sınırı
yeniden çizildi.
Uluslararası Adalet Divanı’nın aldığı karara göre Peru’nun pasifikteki hakimiyeti genişledi. Ancak bu,
Şili’nin tüm sınırlarını kaybettiği anlamına gelmiyor.
Karar şu an var olan sınırı kıyıya paralel olarak 80 mile kadar koruyor (A noktası). O noktadan itibaren
ise dik olarak su üzerinden B noktasına ulaşıyor ve C noktasına kadar çizilen kesin çizgi sınırı net olarak
belirliyor.
Dava, 2008 yılında Peru hükümetinin Şili’yi kendi karasularını kullanmakla suçlaması üzerine
Uluslararası Adalet Divanı’na başvurmasıyla başlamıştı. 6 yıl süren duruşmaların ardından Peru davadan
zaferle ayrıldı. Şili’nin hak iddia ettiği alanın bir kısmı Peru’ya verildi.
Peru Devlet Başkanı Ollanta Humala beklentilerinin %60’ı yerine gelse de yine de kararı ‘’ önemli bir
zafer’’ olarak değerlendirdi.
Merkezi Lahey’de bulunan mahkemenin çizdiği yeni sınır Perulu balıkçıları memnun etmezken Şilili
balıkçıların bundan çok fazla olumsuz etkilenmeyeceği öngörülüyor. Zira bölge, hayvan yemi yapımında
kullanılan hamsi unu üretiminde önemli bir yer tutuyor ve bu ürünün ihracatının liderliğini Peru ve Şili
ülkeleri ellerinde tutuyor.
İki ülke sınır anlaşmazlıkları nedeniyle ilk kez 1879-1883 yılları arasında Pasifik Savaşı’nda karşı karşıya
gelmiş ve savaşın sonucunda Peru topraklarının yaklaşık %25’i Şili’nin eline geçmişti.
Ege Uygar Gezgin
Kaynak: elpais.com
7
Küba Devrimi'nin 55. Yıldönümü
''55 yıl sonra aynı yerde aynı saatte.'' Raul Castro
Raul Castro, Küba Devrimi'nin 55. yıl dönümünde Santiago de Cuba'da yaptığı konuşmada birçok
konuya dikkat çekti.
Bu yıl düzenlenen devrim kutlamalarında kürsüde parti ve hükümet temsilcilerinin yanı sıra devrim
sürecinde yer alan komutanlar da vardı.
Raul Castro konuşmasına ''Yoldaşlık ettiğimiz Fidel Castro bile 1 Ocak 1959 koşullarında bugün burada
olabileceğimizi hayal edemezdi. Hiçbir şey bu uzun ve zor yolda kolay olmadı. Bu başarıyı Küba
halkının direniş ve mücadele ruhu mümkün kılmıştır, devrimin gerçek kahramanı Küba halkıdır. Bu
mücadeleyi verenlerin ülküsü 1868'de Cespedes liderliğinde İspanyol sömürgesine karşı bağımsızlık
mücadelesi veren Mambiler2l e, Jose Marti ile 1895'de bağımsızlık mücadelesi veren 1898'de Santiago
de Cuba'da Kuzey Amerikan işgalini önleyen Antonio Maceo'yla, Máximo Gómez'inkilerle aynıdır.''
diyerek başladı.
Raul Castro, gençleri uyardı
Dünya'da uluslararası düşünce platformlarının kurnazca neoliberalizmin ve kapitalizmin ideolojik
propagandasını yaptığını, sosyalizmin özüne saldırıldığını; bireyselciliğin, egoizmin yayıldığına dikkat
çekti. Yeni neslin ideolojik açıdan zayıflatılarak toplumsal bilinçlerini yok edip kötümserliğe yönelmeleri
için yapılan ideolojik kuşatma karşısında dikkatli olmak gerektiğini söyleyerek devrimin aydınların,
sanatçıların ve öğrencilerin öncülüğünde bu ideolojik savaştan galip çıkacağı konusunda emin olduğunu
söyledi.
Bir simge olarak Küba
''Küba, devrimden önce Amerika'da kumarın, fuhuşun ve mafyanın merkezi olan bir ülkeydi ama şimdi
onurun, bağımsızlığın, hümanizmin ve temel insani değerlerin savunulmasındaki kararlılığın sembolü
olmuştur.''
Raul Castro Küba Devrimi'nin, ABD'ye 90 mil kadar yakın olan küçük bir adada sosyalizmi inşa etmenin
imkânsız olduğu gibi birçok efsaneye son verdiğini söyleyerek son yıllarda ABD'nin Küba'yı
istikrarsızlaştırma politikalarına dikkat çekti.
8
Küba'nın Amerikan Devletleri Örgütü'nden çıkarılması, Domuzlar Körfezi saldırısı, yıllardır süren
ekonomik abluka ve özellikle de Fidel Castro üzerinden yürütülen karalama kampanyaları gibi birçok
alanda Küba'nın elli beş yıldır ABD'nin her alandaki terörizmine, sabotajlarına ve silahlı saldırılarına
maruz kaldığının altını çizdi.
Küba'nın bugün Latin Amerika ve Karayip Devletleri Topluluğunun dönem başkanlığını yürüttüğü ve
başkent Havana'da bu topluluğun önemli bir zirvesine ev sahipliği yapacağının önemini vurguladı.
Castro konuşmasını yaptığı Santiago de Cuba'nın Sandy Kasırgası'nda aldığı hasarın büyük oranda telafi
edilmesinde uluslararası yardımın özellikle de Venezuela'nın yardımıyla mümkün olduğunu ve on dört
aylık yoğun bir çalışmayla sağlık kuruluşlarının yüzde 99'unun, hasarı rapor edilen evlerin yüzde 50'sinin,
sağlık, eğitim, kültür ve spor merkezlerinin yüzde 88'inin gıda endüstrisinin ise aldığı zararın yüzde
100'nün restore edildiğini açıkladı.
1 Ocak'ın bir başka önemine de dikkat çekerek iki yüz on yıl önce Haitili kölelerin elde ettiği ulusal
bağımsızlığın Latin Amerika'da ve Karayipler'de bir ilk olduğunu da hatırlattı ve Küba halkının Haitilileri
asla yalnız bırakmayacağını ekledi.
Raul Castro sözlerini ''Elli beş yıl sonra aynı yerde neredeyse aynı saatte gururla tekrarlıyoruz: Devrim
kimseye bağlı olmadan halk ile devam ediyor!" diyerek bitirdi.
Şafak Gümüş
Kaynak: cubahora.cu
juventudrebelde.cu
9
Meksika'nın Michoacan Eyaletinde Halk Silahlı Milisler Kurdu
Michoacan'daki çatışmaları anlamak için bilmeniz gereken 10 şey !
Yaklaşık bir yıldır halkın silahlı milis güçleri ve uyuşturucu kartelleri arasındaki şiddet ve çatışmalar
devam ediyor.
1)Michoacan'da neler oluyor?
4.3 milyon nüfuslu Meksika'nın kuzey eyaleti bir yıldır yetkililer ve kısmi suçlular arasındaki çatışmalar ve
şiddet içeren olaylar yaşamaktadır. Sıcak bölgedeki vatandaşlar bölgedeki halk güvenliğini kontrol altına
almak ve suçluların varlığını yok etmek için şubat 2013'ten itibaren silahlanmaya başladı. Los Caballeros
Templarios suç çetesi, öz-savunma birliklerinin öncelikli hedefi durumunda.
2)Sivil güçler olarak 'Autodefensas' nedir?
Yerel bölgelerdeki güvenliği sağlamak için büyük bir kısmı çiftçi ve çobanlardan oluşan silahlanmış sivil
gruplardır. Bu sivil örgütler ilk olarak şubat 2013'te Michoacan sınırındaki La Ruana ve Tepalcatepec yerel
bölgelerinde ortaya çıktılar.
3)Autodefensas yasal mı ? Kim yönetiyor? Kim finanse ediyor?
Vali sekreteri Miguel Ángel Osorio Chong bu grubun yasadışı olduğunu açıklamıştı ama ocak ayında
federal hükümet üyelerinin ve silahlarının kaydının yapılması için sivil gruplarla anlaşma imzaladı. Bu
sivil gruplar Meksika ordusunun yönettiği yasa tarafından yönetilen sivil savunma figürü olarak
düşünülmektedir.
Sivil grupların temsilcisi ve öncüleri Hipolito Mora ve Juan Manuel Mireles'tir. Ama Mireles geçirdiği
kaza nedeniyle grubun faaliyetlerini aksatmaya başladı ve görevinden ayrıldı.
Öncülerden bir diğeri olan Estanislao Beltrán, birçok görüşmede tarım ve hayvancılıktan elde edilen
paralarla birliklerin gelirlerinin sağlandığını belirtti.
10
11
4)Tapınak Şövalyeleri(Los Caballeros Templarios) bir takım değildir.
Bu suç örgütünün başlıca liderlerinden biri olan Servando Gómez Martínez (La Tuta) bunun Michoacan
için kötü bir ihtiyaç olduğunu söyledi. Öz-savunma birlikleri(Autodefensas) Tapınak Sovalyelerinin
bölge halkını uyuşturucu kartellerinin şantajlarından zorbalıklarından kurtardıklarını ilan etmişlerdi.
Ama şu an Los templarios örgütünü aynı suçları işlemekle suçlamaktadırlar.
Bu örgüt ismini 12. yüzyılın başlarında Kudüs ve Avrupa'da hristiyanlığı yaymak için silahlanmış dini bir
tarikattan almıştır. La Tuta, adamlarının Ortaçağ'daki haçlılarla benzer prensiplerinin olduğunu açıkladı.
Başlıca liderleri La Tuta, Enrique Plancarte, Dionicio Loya Plancarte ve hükümet tarafından yürütülen
operasyonda hayatını kaybeden 'El Chayo' lakaplı Nazario Moreno'dur.
5)Bölgede mücadele eden diğer yasadışı gruplar hangileridir?
Los Templarios ve Los Zetas'a ek olarak Meksika'da en çok aranan uyuşturucu kaçakçısı El Chapo'nun
lideri olduğu Sinolao karteli bulunmaktadır.
6)Hükümet soruna nasıl bakıyor?
Sıcak bölgede sivil güçlerin ilerleyişinin ardından eyaletteki güvenliği iyileştirmek için birlikte strateji
geliştirilecek federal bir komisyon kurulmasının gerekli olduğunu düşünmektedir.
Cumhurbaşkanı Enrique Peña Nieto, 4 Şubat tarihinde Michoacan'da ekonomiyi canlandırmak için
45.500 milyon peso yatırım yapılacağını söyledi.
7)'Tierra Caliente' (Sıcak toprak) nedir?
Bu bölge Michoacan şehrinin kuzeyindeki bir vadidir. 17 belediyesi bulunan kurak iklimli bir bölgedir.
Bölge, marihuana üretimi için toprakların verimliliğini kullanan çeşitli suç gruplarının mücadele ettiği
merkez haline geldi.
İstatistiklere göre Michoacan hayvancılık alanında ve limon, avokado, guava, çilek ve böğürtlen üretiminde
Meksika'da lider konumundadır.
8)Uzun soluklu bir problem
Michoacan'da 10 yıldan beri süregelen nükleer silahlanmanın, yetkililerin ihmali yüzünden arttığı ileri
sürülmektedir.
2006'da başa gelen Cumhurbaşkanı Felipe Calderón'un doğum yeri olan Michoacan'da güvenliği sağlamak
için birçok polis ve asker göndermişti.
9)Bu durumda diğer komşu eyaletler ne yapıyor?
Michoacan'da federal müdahaleden sonra 6 komşu eyaletin valileri İçişleri Bakanlığıyla sınırlarını
kapatacakları konusunda anlaştılar. Anlaşma federal polis güçlerinin varlığında bir artışa ve Jalisco,
Colima, Guerrero, Guanajuato, Querétaro y el Estado de México eyaletleriyle birlikte hareket edip daha
etkili olmak anlamında büyük katkı sağlayacak.
10)Tüm bunlar neden önemli?
İçişleri Bakanlığının tahminlerine göre Meksika'da 2006-2012 yılları arasında organize suçlarla ilişkili
70.000'den fazla ölü ve 26.000 kayıp kişi kayıtlara geçmişti.
Ezgi Gültekin
Kaynak: mexico.cnn.com
Yıllardır Aranan Uyuşturucu kaçakçısı ''El Chapo'' Yakalandı
22 Şubat günü Meksika Hükümeti, dünyaca aranan ''El Chapo'' lakaplı uyuşturucu karteli liderinin
yapılan bir operasyonla yakalandığını duyurdu.
21 Şubat günü düzenlenen operasyonda ele geçirilen gerçek ismi Joaquín Archivaldo Guzmán Loera olan
‘'El Chapo'', 2001 yılından itibaren Usame Bin Ladin'den sonra İnterpol’ün en çok arananlar listesinde
zirvede yer aldı.
Önceki yıllarda Guzmán'ı yakalayana veya önemli bir bilgi ulaştırana ABD tarafından 7 milyon dolar,
Meksika tarafından da 30 milyon peso ödül verileceği duyurulmuştu.
El Chapo kimdir?
4 Nisan 1957 doğumlu Guzmán’nın lakabı Meksika'da kullanılan kısa boylu, bodur anlamına gelen
''chaparro'' kelimesinden gelmektedir.
1980 yılında uyuşturucu kaçakçılığına başladı ve Guadalajara kentinin en önemli kokain karteli Miguel
Félix Gallardo'yla ortak oldu. Fakat bu ortaklık çok uzun sürmedi. Gallardo’nun 1989'da tutuklanmasıyla
yolları ayrıldı. Daha sonra El Chapo ülkenin kuzeybatısında bulunan Sinaloa Eyaleti'nin başkenti
Culiacán'a yerleşti. Sinaloa Karteli’nin lideri olarak buradaki faaliyetleri nedeniyle ülkenin en çok aranan
kişisi oldu.
1993 yılında Guatemala’da yakalanarak ilk kez adalet karşısına çıktı. Ancak 2001 yılında Meksika'da
hapishaneden bir çamaşırhane aracıyla kaçmayı başardı. Üst düzey güvenlik önemlerine sahip
hapishaneden gardiyanlara verdiği rüşvet sayesinde kaçabildiği daha sonra ortaya çıktı.
Sinaloa Karteli
El Chapo'nun yerel kartellerle mücadelesi Tijuana ve Juárez kentlerini kan gölüne çevirerek dünyanın en
tehlikeli şehirleri haline getirdi. Ülkenin en güçlü ve en çok cinayet işleyen karteli olan Sinaloa Karteli,
ABD sınırındaki uyuşturucu trafiği ve stratejik öneme sahip Tijuana ve Ciudad Juárez gibi şehirlerin
kontrolünü elinde bulunduruyor. Meksika'dan ABD'ye illegal yoldan giren uyuşturucunun yaklaşık %
25'i bu kartel tarafından sağlanıyor.
12
Kartelin, Arjantin'den Avustralya'ya kadar kokain ve metamfetamin dağıtım ağına sahip olduğu
biliniyor. Uyuşturucuyla mücadele uzmanları Sinaloa Karteli'nin yaklaşık yıllık gelirinin 3 bin milyon
dolar olduğunu tahmin ediyor. Polis bir yıl önce yapılan operasyonda Sinaloa Karteli'yle ilişkili 134 ton
esrar ve dev bir uyuşturucu laboratuvarı ele geçirmişti.
Operasyon
13 Şubat günü Sinaloa Karteli'ne karşı yapılan operasyonda El Chapo'nun kullandığı evlerin izi
bulunmuştu. Bu evlerin altında tüneller olduğu ve önceden birçok kez bunları kullanarak kartel
üyelerinin kaçtığı da ortaya çıkmıştı.
Bu izler doğrultusunda 21 Şubat günü yapılan operasyonda El Chapo ve 13 kişi yakalandı. Yapılan
aramalarda 37 adet uzun namlulu silah ve 36 adet tabanca da ele geçirildi.
Meksika Cumhuriyet Başsavcısı Jesús Murillo, El Chapo'nun herhangi bir çatışma yaşanmadan bir
işbirlikçi yardımıyla yakalandığını ve yapılan operasyonda ABD’nin önemli bir katkısının olduğunu
belirtti.
Kimi kaynaklar El Chapo'nun yakalanışını ABD Devlet Başkanı Barack Obama'nın Meksika Devlet
Başkanı Enrique Peña Nieto'ya bir hediyesi olarak yorumladı.
Yakalanışı, uyuşturucu kaçakçılarıyla etkin mücadele sözü veren Devlet Başkanı Enrique Peña Nieto
için beklenmedik bir zafer oldu.
El Chapo için yürüdüler
El Chapo'nun tutuklanmasından sonra Sinaloa Eyaleti'nin Culiacán ve Guamúchil kentlerinde sosyal
medya üzerinden ve el bildirileriyle iki eylem organize edildi.
Eyleme katılan yaklaşık iki bin kişi ''Sinaloa, El Chapo'ya özgürlük istiyor.'', ‘’El Chapo'ya Özgürlük'' ve
''Joaquín Guzmán hizmet veriyordu, politikacılar gibi soyguncu değildi.'' gibi pankartlar taşıdı.
Culiacán Belediye Başkanı Sergio Torres, Milenio TV'ye verdiği röportajda Meksika'da ve dünyada en
çok aranan bu kişiye bu kadar sempati duyulmasına şaşırdığını ve yürüyüşe katılanların birçoğunun ne
için yürüdüklerini bile bilmediklerini, yürüyüşe katılmaları karşılığında 500 peso aldıklarını söyledi.
Şafak Gümüş
Kaynak: telesurtv.net
13
14
Arjantin'de Eğitim Krizi
Arjantin’de yaklaşık üç hafta önce başlayan öğretim görevlileri grevi sürüyor. Ülkenin birçok bölgesi
2014 eğitim-öğretim dönemine başlayamadı.
Buenos Aires Eyaleti’nde 5-6 Mart tarihlerinde 48 saatlik süre için başlatılan grev 3 haftanın ardından 13
eyalete sıçrayarak devam etmekte. Hükümet ile eğitim sendikaları arasındaki ücret anlaşmazlığından
kaynaklanan grevden ülke genelinde 3.5 milyon örencinin etkilendiği belirtiliyor. Buenos Aires
Eyaleti’nde % 97’lik katılımla rekor seviyeye ulaşan greve ülkenin her yerinden ve pek çok sendikadan
destek geliyor.
Sendikalar ile hükümet arasındaki zam görüşmelerinde anlaşmazlık sürüyor. Sendikaların % 35’lik zam
talebine karşı hükümet iki seferde gerçekleştirilecek %30.9’luk bir artışı öngörüyor. Ülke genelinde 3.5
milyon öğrencinin etkilendiği grevle ilgili Kabine şefi Alberto Pérez uzlaşmanın sağlanması ve derslere
başlanması gerektiği yönünde açıklama yaparken kaybedilen derslerin telafisinin birer saatlik
uzatmalarla sağlanacağını bildirdi.
SUTEBA (Buenos Aires Eğitim İşçileri Sendikası) cephesinden ise sert açıklamalar gelmeye devam
ediyor. Talep edilen zammın gerçekleşmemesi durumunda görevlerine dönmeyeceklerini belirten
SUTEBA sözcüsü Roberto Baradel, grevin adil ücretlendirmelere ve devlet okullarının altyapısının
iyileştirilmesine yönelik gerçekleştirildiğini belirtti.
Buenos Aires’ten sonra krizin en yoğun yaşandığı yer olarak Chubut Eyaleti gösteriliyor. Birçok eyalette
de yerel hükümetler ile sendikalar arasında görüşmeler sürüyor.
Deniz Karaevli
Kaynak: clarin.com
eldia.com.ar
infobae.com
15
Latin Amerika Liderleri Küba'da José Martí Yürüyüşüne Katıldı
Geleneksel olarak her yıl 27 Ocak'ta Küba'nın ulusal kahramanı José Martí onuruna yapılan meşaleli
gençlik yürüyüşüne bu yıl birçok devlet başkanı katıldı.
Havana Üniversitesi'nden Küba’nın yerel saatine göre saat 22.30'da başlayan yürüyüş, 1959 Küba
Devrimi öncesinde iktidarda olan Fulgencio Batista rejimiyle Kübalı gençler arasındaki çatışmalara
sahne olan San Lazaro Sokağı’na kadar devam etti.
Küba'nın başkenti Havana'da 27 Ocak'ta başlayan 33 ülkenin devlet başkanı ve temsilcisinin katıldığı
Latin Amerika ve Karayip Devletleri Topluluğu'nun zirvesine katılmak için Havana'da bulunan
Venezuela Devlet Başkanı Nicolás Maduro, Bolivya Devlet Başkanı Evo Morales, Nikaragua Devlet
Başkanı Daniel Ortega ve Uruguay Devlet Başkanı José Mujica da 27 Ocak akşamı düzenlenen geleneksel
meşaleli gençlik yürüyüşüne katıldı.
Meşaleli yürüyüş sonunda Nicolás Maduro ''Biz iki kardeş ülkeyiz ve birlikte yeni bir tarih yazıyoruz. Bu
yolu terk etmemek için güçlü ve azimli olmalıyız.'' dedi.
Kübalı gençlerin devrime ve liderlerine olan bağlılığını göstermesi açısından büyük bir öneme sahip olan
meşaleli yürüyüşe bu yıl da büyük bir katılım oldu.
Yürüyüş boyunca Simón Bolívar, Hugo Chavez, Fidel Castro ve Küba Komünist Partisi adına sloganlar
atıldı.
Meşaleli yürüyüş ilk kez Fulgencio Batista diktatörlüğü altında üniversiteli öğrenciler tarafından, 1895'te
İspanyollara karşı bağımsızlık savaşını başlatan Küba'nın ulusal kahramanı José Martí'nin 100. yaş
dönümü olan 1953'te gerçekleştirildi.
Bu yürüyüşten 6 ay sonra Fidel Castro ve yoldaşları tarafından Moncada askeri kışlasına bir baskın
gerçekleştirildi. Baskın başarısız oldu fakat 1959 Devrimi'ne giden yol için büyük bir öneme sahip oldu.
Şafak Gümüş
Kaynak: telesur.com
16
Küba Açlığa Karşı Verdiği Mücadelede Örnek Oluyor
Küba Devlet Başkan Yardımcısı Miguel Díaz-Canel
Bermúdez, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü
(FAO) tarafından bölgede açlığa karşı verdiği etkin
mücadeleden dolayı verilen tasdik belgesini aldı.
Miguel Díaz-Canel Bermúdez yaptığı açılamada
Küba'nın çocukların yetersiz beslendiği bir
coğrafyada bunu ortadan kaldıran çok az ülkeden
biri olduklarını vurguladı.
Küba, Latin Amerika ve Karayipler'de açlığı ortadan
kaldırmış sekiz ülkeden biridir.
FAO Bölge Temsilcisi Raúl Benítez'e göre Küba deneyimi sadece bölge ülkeleri için değil diğer dünya
ülkeleri için de açlığı halkın kararlılıkla yok edilebileceğinin bir örneğidir.
2010 yılı FAO verilerine göre Latin Amerika’da 50 milyona yakın insan yeteri kadar beslenemiyor.
Guatemala, El Salvador, Honduras ve Nikaragua bu oranın yüksek olduğu ülkeler arasında geçiyor. Bu
ülkeler arasında olan Nikaragua buna karşı verdiği mücadelede büyük yol kat etti ve Birleşmiş Milletler
Dünya Gıda Zirvesi'nde başarılarından dolayı tebrik edildi.
Küba'da Çocuk Felcine Karşı Aşı Kampanyası Başlıyor
Küba, 53. Ulusal Çocuk Felci Aşı Kampanyası’nı
başlattı.
Çocuk felci omurilikteki kasların kasılmasına neden
olup sinir hücrelerine zarar veren bulaşıcı bir
enfeksiyon olarak bilinmektedir.
Bu hastalık 1962 yılında ülke için bir tehdit olmaktan
çıkmıştır.
30 gün içerisinde doğmuş ve 3 yaş altındaki 383 bin
671 bebeğe vurulacak olan aşı enjeksiyon yoluyla değil zayıflatılmış virüsle ağızdan damla şeklinde
uygulanmaktadır.
İki doz olarak uygulanacak aşının birinci dozu 7-13 Mart tarihleri arasında ikinci dozu da 19-25 Nisan
tarihleri arasında uygulanacaktır.
Küba Halk Sağlığı Bakanlığı'ndan yapılan açıklamaya göre Kübalılara bugüne kadar 83 milyon doz aşı
uygulandı.
Latin Amerika'da çocuk felcinin tehlikeli boyutlara ulaşmasını ilk engelleyen ülke olan Küba'da salgın
hastalıklara karşı kullanılan 11 aşıdan 8'i yerli üretimdir.
Şafak Gümüş
Kaynak: cubadebate.co
17
Brezilya Göçmenlik Yasasını Değiştiriyor
Brezilya, ekonomik büyüme planları doğrultusunda vasıflı iş gücünü artırmak için göçmenlik yasasında
değişikliğe gidiyor.
Stratejik İşler Başkanlığı'nın sekreteri Marcelo Neri, birçok alanda profesyonel elemana ihtiyaç
duyduklarını söyleyerek yabancı mühendisleri, doktorları ve teknoloji sektöründe çalışanları ülkelerinde
hizmet etmeye teşvik etmek için göçmenlik yasasında kolaylaştırıcı değişikliklerin hazırlandığını açıkladı.
Marcelo Neri, uzun bir zamandır yabancıların girişinin kolaylaştırılmasını sağlayacak programlar
üzerinde çalıştıklarını söyledi; fakat bu programların ne zaman hazır olacağına dair kesin bir bilgi
vermedi.
Benzer bir çalışma da doktor eksikliğini gidermek için yabancı doktorlara yönelik daha fazla doktor
anlamına gelen ''Más Médicos'' programıydı. Bu programla birlikte ülkeye 400'ü Kübalı olan 2 bine yakın
doktor geçtiğimiz yıl gelmişti. Bu sayının nisan ayında 10 bine çıkması bekleniyor.
Daha önce de 2012 yılında kalifiye iş gücüne yönelik bir adım atılmıştı ve Brezilya'daki firmalara ülke
dışından 80 bin kalifiye eleman başvuruda bulunmuştu.
En son Kasım 2013'de açıklanan verilerine göre Brezilya'da işsizlik oranı %4.6.
Genellikle Brezilya'nın Peru'yla sınırı olan Acre bölgesine illegal yollarla giren göçmenler bir süreburada
kaldıktan sonra gerekli belgeleri düzenliyor ve ülkenin farklı bölgelerine iş gücü olarak gidiyorlar. Fakat
son zamanlarda Peru sınırından yasal olmayan yollarla ülkeye giriş yapan Haitililerin yoğunluğu üzerine
Brezilya bu sınırı geçici olarak kapattı.
Şafak Gümüş
Kaynak: eluniversal.com
18
İki Bin Kübalı Doktor Brezilya'ya Gidiyor
Brezilya Sağlık Bakanı Alexandre Padilha, iki bin Kübalı doktorun daha ülkede sağlık problemlerini
çözmeye yönelik başlayan programa katılacağını duyurdu.
Brezilya Devlet Başkanı Dilma Rousseff sağlık alanında yaptığı atılımla ülkedeki doktor sıkıntısını
çözmeye çalışıyor.
Çarşamba gününden itibaren Brezilya'ya gelmeye başlayacak olan Kübalı doktorlar, sağlık alanında
ülkenin en kötü durumunda bulunan bölgelerinde göreve başlayacak. Doktorlar üç hafta sürecek olan bir
programa alınacak. Bu program sayesinde doktorlar ülkedeki çalışma koşularını ve Brezilyalıların en
fazla çektiği sağlık sorunları hakkında bilgi sahibi olacak.
Bu yeni doktorlarla birlikte, Küba ve diğer Latin Amerika ülkelerinden gelip Brezilya'da hizmet veren
sağlık alanındaki profesyonellerin sayısı 9 bin 500'e çıkacak.
2013 yılının sonlarına doğru, Brezilya Sağlık Bakanlığı ülkenin en çok ihtiyaç duyduğu beş bölgede üç
bin Kübalı doktorun, daha fazla doktor anlamına gelen "Más Médicos" programıyla hizmet etmeye
başlayacağını duyurmuştu.
Brezilya Devlet Başkanı Rousseff Dilma, Latin Amerika ve Karayip Devletleri Topluluğu'nun ikinci
zirvesi için Küba'ya gitti. 27 Ocak'ta meslektaşı Raul Castro ile Havana'nın 45 kilometre batısndaki
Mariel Limanı'nın ilk bölümünün açılışına katıldı. Latin Amerika ve Karayipler için önemi büyük olan
bu proje ekonomik olarak Brezilya tarafından destekleniyor. Bu projeyle birlikte Küba bölgede
konteyner terminaline sahip olacak.
Şafak Gümüş
Kaynak: telesurtv.net
19
Şili'de Dini Tatil Günlerinde Yapılan Sınav Tartışması
Yargıtay, dini tatil gününde sınav yaptığı gerekçesiyle
San Sebastian Üniversitesi’ne açılan davayı geri çevirdi.
Öğrenciler üniversite tarafından mağdur edildikleri
söylemiyle mahkemeye başvurmuşlardı.
2013 yılının Ekim ayında üçüncü sınıfta okuyan iki diş
hekimliği bölümü öğrencisinin, (7.gün Adventist Kilisesi
tarafından) dini tatil olarak kabul gören cumartesi
günlerine sınav koyulması üzerine açtığı dava, konuyu
yeniden ele alan Santiago Temyiz Mahkemesi tarafından
geri çevrildi.
Bu sonuca göre; öğrencilerin, üniversitenin keyfi bir
şekilde sınav ve test uygulaması gerçekleştirdiği iddiası
reddedildi. Ayrıca üniversitenin akademik anlamda veya
ders dışında herhangi bir aktiviteyi, zorunlu katılımı şart
koşarak dahi; cumartesi, pazar ve festival günleri de
olmak üzere haftanın her gününde düzenleyebileceğini
belirtti.
Ege Uygar Gezgin
Kaynak: latercera.com
Eski Peru Devlet Başkanı Alberto Fujimori Felç Geçirdi
Görevi sırasında ölüm mangalarına yetki verdiği
gerekçesiyle 25 yıllık hapis cezasına çarptırılan ve 2007
yılından beri hapishanede bulunan Eski Peru Devlet
Başkanı Alberto Fujimori,14 Mart sabahı felç geçirdi.
Hastanede tedavi altına alınan Fujimori iki gün sonra
taburcu edildi.
Fujimori,2000 yılında Peru İstihbarat Teşkilatı
tarafından ülkenin siyasetçileri ve iş adamlarına rüşvet
verirken çekilen görüntülerinin ardından istifa etmişti ve
Japonya’ya yerleşmişti. Sürgün hayatı yaşadığı
Japonya’dan tekrar siyasete dönmek için yaptığı başarısız
bir girişimin ardından Şili’de gözaltına alınarak Peru’ya
iade edilmişti.
Bengi Kıraçoğlu
Kaynak: elperuano.com.pe
20
Paraguay Marihuananın Yasallaştırılmasını Kabul Etmedi
''Marihuananın yasallaştırılmasından yana değilim. Bu uyuşturucu kullanımındaki ilk adım.Benim
için hala narkotik bir olay.'' diyerek görüşlerini belirten Paraguay Devlet Başkanı Horacio Cartes,
esrarın yasallaştırılmasına uyuşturucu kullanımında artışa sebep olabileceğinden dolayı karşı çıktı.
Başkent Asuncion'da katıldığı bir tören sonrasında ''Gençlik yıllarımda esrar yüzünden ortaokul
arkadaşlarımın acı çekmelerine ve ölmelerine tanıklık ettim.'' diyerek konuya dair net tavrını
gösterdi.
Önceden de eski liberal milletvekili Elvis Balbuena marihuananın yasallaştırılması için bir yasa tasarısı
sunmuştu fakat girişimi başarılı olamamıştı ve rafa kaldırılmıştı. Fakat Uruguay Devlet Başkanı Jose
Mujica'nın da marihuana üretimini ve pazarlanmasını yasallaştırması bu tartışmayı ülkede tekrar
başlatmış oldu.
Bazı milletvekilleri de bu yasayla uyuşturucu kaçakçılarının elde ettiği gelirin önüne geçilebileceğini
düşünüyor.Fakat Cartes, esrarın yasallaşmasıyla uyuşturucu kaçakçılığının engellenemeyeceğini bunun
bir ütopya olduğuna inandığını ve Paraguay hukuk sisteminin buna izin vermeye uygun olmadığını
ekledi.
2013 yılında Paraguay Ulusal Uyuşturucuyla Mücadele Sekreterliği (SENAD) yaptığı operasyonda 460
bin kilo esrar ve 3 bin 317 kilo kokain ele geçirmişti. Bu operasyonla birlikte 265 kişi tutuklanmıştı.
SENAD Başkanı Luis Rojas'a göre Uruguay Meksika'dan sonra Latin Amerika'da ikinci büyük
marihuana üreticisi durumunda ve yaklaşık 15 bin hektar alanda yasadışı bitkiler yetiştiriliyor.
Şafak Gümüş
Kaynak: lanacion.com.py
21
Arjantin Marihuanayı Yasallaştırıyor mu?
Arjantin Güvenlik Bakanı Sergio Berni, marihuananın üretiminin ve ticaretinin suç kapsamından
çıkarılmasını destekledi. Berni’ye göre marihuananın tüketiminin yasallaştırılması, bu maddenin
tüketimi ile ilgili suçlardan yargılan kişilerin yargı üzerinde yarattığı yükü azaltacak.
Arjantin’de uyuşturucu ticaretine karşı mücadelenin sorumlu ismi, polis takibiyle uyuşturucunun satış
ve tüketiminin engellenmesinin imkansız olduğunu belirtiyor. Uyuşturucu trafiğine bağlı şiddetin son
yıllarda arttığını kabul eden Berni, Arjantin’de uyuşturucu üretildiği iddiasını “İklimsel ve coğrafi
koşulların el vermemesi” gerekçesine dayanarak yalanladı. Kabine başkanı Jorge Capitanich; “Arjantin
uyuşturucu üreten bir ülke değildir” demeci ile Berni ile aynı yönde açıklamalar yaptı. Buna karşın
Cristina Fernández Kirschner Hükümeti Arjantin’de uyuşturucu üretildiğini doğruladı. Savunma
Bakanı Agustín Rossi Arjantin’in geçmişte transit ve tüketici konumunda olan ülkelerden biri
olduğunu, şimdi ise üretim sürecine dahil olmasıyla durumun giderek vahimleştiğini açıklarken; tüm
çabanın suç istihbaratına odaklanması gerektiğini savundu.
Arjantin’in, marihuana tüketiminin bir süredir yasal olduğu ancak üretiminin ve satışının yeni yapılan
düzenlemeyle yasallaştırıldığı komşusu Uruguay’ı örnek alıp almayacağı merak konusu.
Deniz Karaevli
Kaynak: sociedad.elpais.com
elobservador.com.uy
22
Bolivya'da Kadın Cinayetine 30 Yıl Hapis Cezası Verildi
Bolivya'da 18 yaşındaki bir gence 17 yaşındaki kız arkadaşını öldürmesi suçundan 30 yıl hapis cezası
verildi.
Geçen yılın sonunda başlayan yargılama geçtiğimiz günlerde sona erdi.Bolivya'nın Sucre şehrinde
gerçekleşen cinayetin görüldüğü davada suçluya 9 ay önce kadına karşı şiddetin önüne geçilmesi adına
çıkarılan yasa bağlamında 30 yıl hapis cezası verildi.
Davanın başsavcısı Ramiro José Guerrero Peñaranda yaptığı açıklamada 25 Haziran 2013'te 17 yaşındaki
genç kızın başına sert bir cisimle darbe aldıktan sonra bilinci yerinde yokken boğularak öldürüldüğünün
sonra da gömüldüğünün otopsi raporuyla ortaya çıktığını söyledi.
Peñaranda yeterli kanıtların elde edildiği için cezanın hiçbir af olmadan kadına karşı şiddetle mücadeleye
yönelik 9 ay önce yürürlüğe giren 348 nolu yasa bağlamında verildiğini ve bu cezanın toplumsal yarara
hizmet edeceğini düşündüğünü söyledi.
Daha önce de Kasım 2013'te aynı şehirde bir başka kadın cinayeti yaşanmıştı. 36 yaşındaki bir erkek,
eşini 4 yaşındaki oğlunun önünde dört kez bıçaklayarak öldürmüştü.
Bolivya'daki Kadın Bilgilendirme ve Geliştirme Merkezi, sadece Ocak ve Ekim 2013 tarihleri arasında
toplam seksen dokuz kadın cinayeti işlendiği ve önceki yıla göre %10 artan cinayetlerin kırkının başkent
La Paz'da gerçekleştiğini açıkladı.
Bolivya Devlet Başkanı Evo Morales'in onayladığı Kadın Yaşamını Koruma adlı 348 nolu yasa koruma,
bakım, eğitim ve caydırıcı cezalar gibi unsurlarla kadın yaşamını garanti altına almayı öngörüyor. Yasa
kadın cinayetlerine de 30 yıl hapis cezası vermeyi gerektiriyor.
2009-2013 yılları arasında ülkede 403 kadın cinayeti yaşanmıştı.
Şafak Gümüş
Kaynak:bolpress.com
23
Guatemala'da Mayaların Lideri Öldürüldü
Guatemalalı yerli lider Juan Tuyuc, dün ülkenin
doğusunda kimliği belirlenemeyen kişiler
tarafından öldürüldü.
Yerli Haklarını Gözetme Merkezi Başkanı Mario
Itzep, Juan Tuyuc'un ateşli silahla vurulduğu ve
bütün vücudunda darbe izleri bulunduğunu
açıkladı.
Onun gibi bir aktivist olan kardeşi Rosalina Tuyuc,
Nikkyo Niwano tarafından insan haklarını
korumaya yönelik kurulmuş olan vakıftan 2012
yılında Niwano Barış Ödülü'nü almıştı.
Rosalina Tuyuc, kardeşinin büyük bir azimle yerli halklar için mücadele ettiği ve onun ölümünün bu
mücadele ruhunu devam ettireceğini söyledi.
Bu, ülkede yaşanan ilk siyasi cinayet değil sadece geçtiğimiz yıl dört gazeteci daha bu saldırıların hedefi
olmuştu.
ABD destekli generallerin 1954 yılında hükümete darbe yapmasından 6 yıl sonra sol güçler diktatörlüğe
karşı silahlı mücadele başlattı ve 36 yıl süren iç savaş başladı. Bu süre boyunca büyük çoğunluğunu yerli
Maya halkının oluşturduğu 200 binden fazla insan hayatını kaybetti.
Juan Tuyuc, bu savaş boyunca kimliğini saklamak için ''Leo'' ve ''Peter'' isimlerini kullanarak
''Yoksulların Gerilla Ordusu'' adlı örgütte komutanlık yaptı ve hayatı boyunca yerli topluluklarının
gelişmesini sağlayacak projelerde yer aldı.
Suikast haberi üzerine yerliler ülkede sokağa çıkarak katillerin bulunmasını ve cezalandırılmasını talep
etti.
Juan Tuyuc'un cenazesi gömüleceği San Juan Comalapa, Chimaltenango'ya götürüldü.
Şafak Gümüş
Kaynak: telesurtv.net
Meksika'da Tahnuato Belediye Başkanı Öldürüldü
Michoacan Eyaletinde bulunan Tanhuato Belediyesi Başkanı Gustavo Garibay 22 Mart sabahı evinden
çıkarken öldürüldü.
20.000 nüfuslu bölgede Gustavo Garibay'a 2012 yılında bir suikast yapılmıştı. Belediye başkanının
yaralanmasıyla sonuçlanmıştı. Cinayeti yürüten Eyalet başsavcısı olay yerinde iki mermi kovanıyla çeşitli
mermiler bulunduğunu açıkladı.
Michoacan yasal olarak ciddi anlamda bir kriz içerisinde olan Michoacan Eyaleti. Yaklaşık bir yıldır
'autodefensas' olarak bilinen sivil gruplar yıllardır bölgede büyük güce sahip 'Los Caballeros Templarios'
karteline karşı koymak için silahlandı. Bu mafya tarafından yaratılan problemlerden biri kamu mallarını
kullanmak için belediyelere yaptıkları baskıdır. Michocanlı belediye başkanları federal hükümetin
gönderdiği paranın yüzde 10'unu 'Los Templarios' a verdikleri konusunda suçlanmaktadırlar.
Ezgi Gültekin
Kaynak: elpais.com
24
Arjantin Dolar Müdahalesini Bıraktı
Arjantin vatandaşları yeni düzenlemeyle birikimlerini dolar olarak değerlendirebilecekler.
Geçtiğimiz Ocak ayında Arjantin Hükümeti’nin dolar alımı ile ilgili yasada esnetme kararı alması ile
Arjantin vatandaşlarının birikimlerini dolar olarak yapabilmesi mümkünleşti. Düzenlemeye göre ülke
vatandaşları yıllık kazançlarıyla orantılı olarak dolar satın alabilecekler. Buna ek olarak, Amerikan Doları
satın alımında uygulanan %35’lik verginin de %20’ye düşürüleceği bildirildi.
Ülkede döviz alım-satım kontrollerinin başladığı 2011 yılından itibaren yatırım amaçlı dolar alımı
yasaklanmıştı.
Arjantin parasının Ocak ayı içersinde %15’lik değer kaybı ve geçtiğimiz yıl dolar karşısındaki %19’luk
devalüasyonu üzerine alınan düzenleme tedbiri geçtiğimiz haftalarda Arjantin Hükümeti tarafından
açıklandı. Bu sayede doların peso karşısındaki yükselişinin önüne geçilmesi hedefleniyor.
Bulltick Sermaye Piyasası Araştırma Başkanı Alberto Bernal’a göre; “Bu önlem Arjantin’in milli
parasının değerini koruyabilmesinin hiçbir yolu olmadığını anladığını gösteriyor. Vatandaşların dolar
olarak birikim yapabilmelerini mümkün kılma kararı, ekonominin normalleşmesine katkıda bulunacak”.
Bernal, Arjantin’de olduğu gibi Venezuela’da da halkın kendi parasına duyduğu güvensizliğin, dolar
alımında umutsuzluk yarattığını belirtti.
Reuters Haber Ajansı’nın haberine göre Peronist başkan Cristina Fernández, bu önlemin Arjantin
Peso’sunun ‘denge’ olarak kabul edilen seviyelere düşmesi sebebiyle alındığını belirtti. Muhalefet
sözcülerine göre ise bu strateji değişikliği, ekonomi departmanının politikalarının ‘döviz krizi’
karşısındaki istikrarsızlığını göstermekte.
Muhalif milletvekili Óscar Aguad’a göre yasadaki bu esnetme kararını ölümcül bir hastalığın aspirinle
tedavi edilmeye çalışılmasına benzemekte.
Buenos Aires’in muhafazakar belediye başkanı Mauricio Macri de kararı “Halk bugün fiyatını bilemediği
için ne bir çamaşır makinası ne bir buzdolabı satın alabiliyor” sözleriyle eleştirdi.
Kaynak: peru21.pe
eltiempo.com
Deniz Karaevli
Arjantin Son On Yılın En Yüksek Devalüasyonunu Yaşıyor
Ocak ayında, Arjantin piyasası 2001 yılı ekonomik krizinden beri yaşamış olduğu en yüksek
devalüasyonla karşı karşıya kaldı. 20 Ocak gününe 6,84’lük döviz kuruyla uyanan Arjantin piyasası, hafta
boyunca 8,5 pesoyu gördü.
Cristina Fernández de Kirchner Hükümeti Kabine Başkanı Jorge Capitanich pesonun düşüşünü, serbest
piyasa koşullarında şekillenen arz-talep dengesinin bir sonucu olarak yorumladı.
Capitanich’e göre “Devalüasyon devlet tarafından gerçekleştirilmedi.” Ani düşüşün ardından Merkez
Bankası, uzun zamandır yürütmüş olduğu politikanın aksine dolar alım-satımına müdahale etmeme
kararı aldı.
Uzmanlara göre durum 2001 krizinde olduğu kadar kritik değil ancak tarımdan gayrimenkule kadar
pek çok sektörün döviz kurlarına bağlı olduğu ülkede, Arjantin Pesosu’nun ani düşüşü dikkatle
izleniyor. Döviz kurlarının yükselmesi yerli ithalatçıların ürünlerinin fiyatlarını %30’a kadar
yükseltmesine sebebiyet verebilir. Resmi kaynaklar tarafından %10 civarında seyrettiği açıklanan
enflasyon oranı, gerçekçi olmaması sebebiyle eleştirilere maruz kalıyor.
Yetkililere göre durum, 2001 krizinden itibaren girilen borçsuzlaştırma sürecinin doğal bir sonucu. Son
yıllarda alınan önlemler ani bir düşüşü önleme ve iç tüketimi arttırmaya odaklanmıştı.
Merkez bankasının müdahalesiyle dolar 23 Ocak gününü 7,5 Peso’dan kapattı.
Deniz Karaevli
Kaynak:bbc.co.uk
Peru'da Mineral Fiyatları Düşüyor
The Economist dergisinin haberine göre, mineral fiyatlarının düşmesi Peru için risk teşkil ediyor.
Latin Amerika ve Karayipler Bölgesi İstihbarat Yöneticisi Irene Mia’nın tahminlerine göre, önümüzdeki
5 yıl içinde Peru ekonomisi yılda yaklaşık %6 oranında artacak. Diğer projelerden ayrı olarak, madencilik
projelerinin devreye girmesinin bu ilerlemeyi sağlamlaştıracağını aktardı. Mia’ya göre Latin Amerika
pazarındaki en hızlı gelişen bölge Peru olmasına rağmen gelecekte risk faktörü olabilecek çeşitli
zayıflıkların çözümlenmesi gerekiyor. Bunların en önemlisinin hammadde ihtiyacı olduğunu da
sözlerine ekleyen yönetici, sürdürülebilirlik açısından bu sorunların çözümlenmesi gerektiğini aktardı.
Kaynak: peru21.pe
Bengi Kıraçoğlu
25
26
ABD, Şili Vatandaşlarına Vizeyi Kaldırıyor
Şili, Iquique'de 6.2 Büyüklüğünde Deprem Oldu
Kuzey Amerika Dışişleri Bakanlığı, Şili’nin Vize
Muhafiyet Programı kapsamına dahil olacağını
duyurdu.Üst düzey diplomatik kaynaklara göre
katılım 1 Mayıs tarihinden önce gerçekleşecek.
Ülkenin kuzeyinde meydana gelen şiddetli
depremin ardından İçişleri Müsteşarı Mahmud
Aleuy’dan ülkenin alarma geçtiği açıklaması
geldi.
Yapılan görüşmeler sonucu, Şili
vatandaşlarının ABD ziyaretlerini vizesiz
gerçekleştirebilmesini sağlayacak olan Vize
Muhafiyet Programı’na katılımı netleştirildi.
En geç 1 Mayıs’a kadar programın yürürlüğe
girmesi bekleniyor.
Aleuy, bölgede yaşayan vatandaşların deprem
karşısında takındıkları tavrın tam anlamıyla bir
örnek teşkil ettiğini ve son yıllarda gerçekleşen
olaylarda alınması gereken sorumlulukları
yeterince yerine getirdiklerini vurguladı.
Böylece programda aktif bir şekilde fayda
sağlayan tek Latin Amerika ülkesi Şili olacak.
Anlaşma dahilinde; elektronik pasaport geçişi,
azılı suçluların ve teröristlerin iki ülke arası
iadesi işbirliği sağlayacak olan maddeler de
mevcut.
Programdan yararlanabilmek için yeni
elektronik pasaportlara sahip olmak ve
seyahatten en geç 72 saat önce internet
üzerinden seyahatin gerçekleşeceğini bildiren
talep formunu doldurmak yeterli olacak.
Deniz ulaşımı içinse herhangi bir belgeye
ihtiyaç olmadığını, elektronik sistem
prosedürünün yalnızca hava yolları tercihinde
uygulanacağı belirtildi.
Ayrıca tüm acil durum ekiplerinin, alarm
çağrısı yapıldıktan sonra 10 dakika sonra
bölgeye ulaştıklarını ve tüm protokollerin
eksiksiz ve sorunsuz gerçekleştiğini sözlerine
ekledi.
Bayındırlık Bakanlığından ise Iqique ve
Tocopilla’da çöküntüler yaşandığı ancak ciddi
bir durum olmadığı bilgisi geldi.
Tsunami tehlikesi de bölgeyi tedirgin ederken,
meydana gelen dalgaların büyüklüklerinin 50
cm’yi geçmediği kayıtlara geçen bilgiler
arasında.
Sel yaşanan bölgelerde ise 100 bin kişi yaşadığı
bölgeyi terk etti.
Ege Uygar Gezgin
Kaynak: latercera.com
27
Ayoreo Yerlilerinin Son Yaşam Alanı Yok Edilmek Üzere
Maryland Üniversitesi'nin yaptığı bir araştırma Brezilyalı şirketlerin kullanımına alan açmak için
Paraguay'daki Chaco Ormanı'nın büyük bir tahribe uğratıldığını ortaya çıkardı.
Paraguay Çevre Bakanlığı'nın UNESCO'ya rağmen Yaguarete Porá S.A. ve Carlos Casado S.A. adlı
Brezilyalı şirketlere bu bölgenin kullanıma dair ruhsat çıkarması Ayoreo yerlilerinin son yaşam
alanlarından birine sahiplik eden Chaco Ormanı'nın yok edilmesinin önünü açmış oldu.
Ayoreo yerlilerinin bir bölümünün modern dünyayla bir iletişimi bulunmamaktadır. Yıllardır süren
orman kıyımları onları göç etmeye zorluyor.
Uzmanlar, Chaco ormanında kurulan
çiftliklerle yerlilerin herhangi bir
karşılaşması durumunda hastalıklara karşı
bağışıklıkları olmaması nedeniye
Ayoreoların soylarının tükenmesine yol
açabileceği konusunda uyardı.
Brezilyalı şirketlerin projeleri Ayoreo
Totobiegosode yerlilerinin atalarından
kalma geleneksel toprakları kapsıyor.
1969'da kurulan, yerli haklarını korumaya yönelik kampanyalar yürüten Survival Internacional
organizasyonunun yöneticisi olan Stephen Corry ‘’Ağaç kesim oranının en yüksek olduğu Chaco Ormanı
sonsuza kadar kalmayacak ve onunla birlikte ülkenin modern dünyadan uzak tek kabilesi de yok
edilecek. Hükümetin, Brezilyalı şirketleri Paraguay halkının mirasını daha fazla yok etmeden önce
durdurmalıdır.'' dedi.
Paraguay'da kullandığı 78 bin hektar alan Ayoreoların yaşadığı bölgeye çok yakın bulunmaktadır. Şirket
aldığı son ruhsatla bu alanı genişletmeyi planlanıyor.
Bolivya ve Paraguay’da yaşamakta olan Ayoreoların nüfusu yaklaşık beş bin olarak tahmin edilmektedir.
Ayoreolar birçok alt gruplardan oluşmaktadır. Paraguay'daki alt grupları Garagiosodeler,
Guidaisgosodeler ve Totobiegosodeler'dir. Bunlardan modern toplumla iletişimi olmayanları
Totobiegosodeler. Totobiegosodeler küçük topluluklar halinde yaşıyorlar. Avcılık ve toplayıcılığın
yanında kabak, fasulye ve limon gibi ürünler yetiştiriyorlar. Dört veya beş aile bir arada, ağaç dalları ve
çamurdan yaptıkları evlerde yaşıyorlar.
Paraguay anayasasına göre yerlilerin yıllardır yaşadıklar bu toprakların mülkiyet hakkı onlara aittir.
Fakat güçlü toprak sahipleri ve şirketler yerlilerin yaşam alanlarını yıllardır gasp etmeye devam ediyor..
Önceki yıllara ait terk edilmiş bir Ayoreo evinin fotoğrafları:
Şafak Gümüş
Kaynak : nanduti.com.py
survivalinternational.org
28
29
Ekvador Devlet Başkanı Doğa Tahribine İzin Vermiyor
Amazonlardaki yerlilerin yaşadığı, dünyanın biyoçeşitlilik açısından en zengin bölgelerinden biri
olan Yasuni doğa parkından petrol çıkarılmaması
için çeşitli aktivist örgütler uzun zamandır
mücadele ediyor.
Bu örgütler hükümetin Amazonları koruma
alanında yaptığı atılıma destek vermek için
birleşti.
Eylül 2007’de Devlet Başkanı Rafael Correa
Yasuni’de henüz keşfedilmemiş petrol rezervleri
olduğunu açıklamıştı. Fakat Başkan Correa doğaya verdiği zarardan dolayı, Yasuni’den petrol çıkarma
girişimini sonlandırmıştı.
Amerikan çok uluslu enerji şirketi Chevron’a Amazonları kirlettiği gerekçesiyle dava açılmış ve yüklü bir
para cezası verilmişti.
ABD’de mahkemesi, Chevron’a verilen cezanın sahte delillerle alındığını gerekçe göstererek gereksiz
olduğunu iddia etsede Ekvador mahkemesi geçtiğimiz yıl sonunda şirkete rekor miktarda ceza kesmişti.
Başkan Correa karardan memnun olduğunu söylerken şirket bu kararın uygulanamaz olduğunu
söylemişti.
Peru Sahillerinde Yunus Ölümleri Yaşanıyor
Peru'nun kuzeyindeki Pasifik Okyanusu
sahillerinde geçen ay 400'den fazla yunus ölü
bulundu.Ölümlere, denizdeki biyotoksinlerin,
sismik testlerin veya bilinmeyen bir hastalığın
neden olabileceği belirtildi.
Cayeto Heredia Üniversitesi Deniz Biyolojisi
Bölümü Başkanı ise ölümlere genellikle çevre
kirliliğinin sebep olduğunu ifade ederek,
yunusların toksinle dolu balıkları yemesi veya
plastik torba gibi atıkları yutmasının ölüme yol
açmış olabileceğini söyledi.
Bengi Kıraçoğlu
Kaynak: peru21.pe
elciudadano.gob.ec
30
Kolombiya'nın Magdalena Nehri'nde Yeni Balık Türü Bulundu
Kolombiya Ulusal Üniversitesi araştırmacıları tarafından Kolombiya'nın en büyük nehri olan
Magdalena Nehri'nde yeni bir balık türü bulundu.
Farlowella adını verdikleri balık türü yaklaşık 4 inç boyutlarında olup birçok türün yok oluşuna tanık
olan yerel uzmanları çok şaşırttı.
Farlowella, genellikle ucuz süs balığı olarak kullanılan ''Corroncho" veya "Cucha" balıklarıyla aynı aileden
geliyor.
Kolombiya Ulusal Üniversitesi öğrencisi ve araştırma ekibinin üyesi olan Gustavo Ballen bu balık
türünün genellikle deniz bitkilerinin içinde yaşadığını ve kayalarda büyüyen yosunları yiyerek
beslendiğini ortaya koyulmuştur.
Şu anda, araştırmacılar benzer türler bulmak ve bunların dağılımı üzerindeki insan etkisini anlamak için
ülkenin merkezinde bulunan "Orta Magdalena" bölgesine odaklanmaktadır.
Berkay Kahraman
Kaynak: colombiareports.co
31
Son İnka İmparatoru Atahualpa'nın Mezarının İzi Bulundu
Ekvador ormanlarında son İnka İmparatoru Atahualpa'nın mezarının ve hazinesinin içinde olabileceği
bir yapı bulundu.
25 Temmuz 1533'te Peru'nun kuzeyinde bulunan Cajamarca'da öldürülen Atahualpa'nın cesedi birkaç
gün sonra gömülü olduğu kiliseden kayboldu ve efsaneye göre Atahualpa'nın cesedi ona sadık yerliler
tarafından kaçırılarak gömüldü. Anlatılanlar 500 yıl boyunca defineciler için heyecan verici bir konu
oldu.
Bir grup arkeolog ve İnka tarihi araştırmacısı, son İnka İmparatoru Atahualpa'nın mezarının ve
hazinesinin nerede olabileceğine dair güçlü bulgular elde ettiklerini açıkladılar. Bu araştırma grubunda
yer alan Benoit Duverneuil '' İspanyollar tarafından öldürülen, Atahualpa'nın mezarı bir gizem olmuştur.
Bu bulgular arkeolojik keşiflerin en önemlilerinden biri olabilir.'' diyerek bu araştırmanın önemini
vurguladı ve İnka İmparatoru'nun mezarının keşfinin Mısır firavunu Tutankamon'nun mumyasının
yıllar önceki keşfine eş değer bir etki yaratacağını söyledi.
Fakat bunu ne Cajamarca'da ne Kusko'da ne Machu Picchu'da ne de Peru'nun farklı bir bölgesinde
buldular. Lahit mezar bulguları And Dağları'nın Ekvador'a uzanan kısmında bulunan koruma altındaki
Llanganantes Milli Parkı'nda 60 derecelik bir açıyla döşenmiş taş duvarlı 80 metre yükseklikte bir yapıda
bulundu. Araştırmacılar buranın farklı odaları ve mezarları kapsayan bir yapı olduğunu düşünüyor.
Bu bölge coğrafi olarak Baños de Agua Santa şehrine 20 kilometre uzaklıkta bulunuyor. Buraya ulaşmak
bataklıkların bulunduğu dağlık ormandan 8 saat yürüyerek mümkün oluyor. Bu bölgede önceden de
İnkaların törenlerinde kullandığı eşyaları bulunmuştu.
Tarihçilere göre İspanyollar tarafından 1533'de öldürülen son İnka İmparatoru Atahualpa, özgürlüğü
karşılığında İspanyollara bir oda dolusu paha biçilemez değerli eşyaların bulunduğu bir odanın
verileceğinin sözünü vermişti. Araştırmacılar, İmparator Atahualpa'nın İspanyol işgalcilerine vermeyi
düşündüğü değerli eşyalardan oluşan gizli hazinenin de burada olduğunu düşünüyor.
Şafak Gümüş
Kaynak: abc.es
cubadebate.cu
32
Kolombiya, Cinsiyet Eşitliği Araştırmasında 35. Sırada Yer Alıyor
Dünya Ekonomik Forumu’na göre Kolombiya,136 ülke
arasında yapılan cinsiyet eşitliği araştırmasında 35.
sırada yer aldı.
Günümüz kadınları kazanmaya çalıştıkları eşitlik yolu
kolay olmamasına rağmen, toplumda hak ettikleri
konumlarda yer almayı başardı.
Dünya rakamlarından farklı olarak Kolombiya'da çok
daha hızlı bir sekilde ilerleme kaydedildi.
Amaç kadın veya erkek herkesin toplumda eşit haklara
sahip olmasıdır. Ülke yönetiminde her 10 kişiden 8'i
erkek 2'si kadından oluşturulmaktadır. Ayrıca dünya
ekonomi liderlerinin yüzde 60'ını erkekler, yüzde 40'ını
kadınlar oluşturmaktadır.
Kadın erkek arasındaki farklar söz konusu olduğunda
dikkate alınması gereken durumlardan biri de
ekonomik durum ve gelişmişliktir.
Cinsiyet eşitliği bir devletin zenginliğiyle alakalı
değildir. Aksine hükümetlerin tamamlanmış
politikaları ve ekonomik yetkilerine bağlıdır.
Kadın erkek eşitliği açığını azaltan ülkeler İzlanda,
Finlanda,İsveç, Norveç gibi refah seviyesi yüksek
ülkelerdir.
Berkay Kahraman
Kaynak: elcolombiano.com
33
Rio Karnavalı 2014
Dünya’nın en renkli karnavalına ev sahipliği yapan Brezilya Rio Karnavalı’nı bu sene de Rio de
Janerio’da büyük bir coşkuyla kutladı.
Ülkenin 1823 yılında kazandığı bağımsızlığını ve Rio de Janerio’nun başkent oluşunu kutlamak amacıyla
gelenekselleştirilen karnaval her sene, Hristiyan inancında kutsal addedilen Paskalya Bayramı’ndan önce
yapılır.
Bu sene 28 Şubat'ta başlayan karnavalı izlemek isteyen binlerce turist Brezilya’ya akın etti. Yaklaşık bir
milyon turistin izlediği belirlenen karnaval renkli görüntülere sahne oldu.
Karnavalın ülke turizmine ve ekonomisine katkısı oldukça fazla.
Karnavalın açılışı ülkenin seçkin samba okullarının geçit töreniyle yapıldı.Sambacıların yürüyüşü
karnavalın en önemli ve en büyük etkinliklerinden biri olma özelliğini taşıyor.Samba okulları,
öğrencilerini tüm yıl boyunca karnaval için hazırlıyor ve bu nedenle karnaval, okullar için hem bir
gösteri hem de bir yarışma anlamı taşıyor.Rengarenk kostümler ve çeşitli samba koreografileriyle jüri
üyeleri okulların performansını değerlendirip birinciyi karnavalın sonunda belirliyor.
Geçit töreninin yanı sıra Rio de Janerio, 492 sokak partisine de ev sahipliği yaptı.Beş gün süren karnaval
esnasında meydana gelebilecek felaketlerin önlenmesi amacıyla geçtiğimiz yıllara nazaran sayıları
artırılan 50 bin polis ile 250 bin güvenlik görevlisi sokaklarda hazır bulunduruldu.
Karnaval sonunda jüri üyelerince birinciliğe layık görülen samba okulu Unidos da Tijuca oldu.
Yasemin Şarklı
Kaynak: telegraph.co.uk
34
2014 Dakar Rallisi’nde 3 Ölüm
5 Ocak tarihinde Arjantin-Rosario’da start alan 35. Dakar Rallisi 9300 kilometrelik etabın katedilmesinin
ardından 18 Ocak günü Şili’nin Valparaíso şehrinde son buldu.
Arjantin-Şili-Bolivya rotasında bu yıl altıncı kez düzenlenen Dakar Rallisi’nde Belçikalı motosikletçi
Eric Palante, Arjantinli araç sürücüsü Daniel Eduardo D'Ambrosio ve Arjantinli spor dergisi muhabiri
Agustín Ignacio Mina hayatını kaybetti.
Motosiklet, otomobil, ATV ve kamyon olmak üzere 4 farklı kategoride düzenlenen rallide bugüne kadar
hayatını yitirenlerin sayısı 63’e yükseldi.
İspanyol pilotlar Nani Roma (Mini) ve Marc Coma (KTM) ile Şilili pilot Ignacio Casale’nin (Yamaha)
şampiyonluğa yükseldiği ralli pek çok zorlu etaba sahne oldu.
Uzun yıllardır Paris-Dakar arasında düzenlenen etkinlik 2009 yılında terör kaygıları sebebiyle anavatanı
Afrika’dan çıkıp Güney Amerika’ya taşınmıştı.
Deniz Karaevli
Kaynak:rivadavia.com.ar
latercera.com
elcomercio.com
35
Arjantin: Darbe Anıları Sinema Haftası
Arjantin Ulusal İnsan Hakları Örgütü Sekreterliği ve Görsel Sanatlar Enstitüsü işbirliği ile düzenlenen
“Anılarla Sinema Haftası” etkinliği 1976 Jorge Rafael Videla askeri darbesinin 38. yıldönümü sebebiyle,
24-26 Mart tarihleri arasında tüm Arjantin’i kapsayan gösterimlerle gerçekleştirildi.
İnsan hakları ve darbe temalı 30 filmin gösterileceği etkinliğe katılımın yoğun olması bekleniyor.
Arjantin politik sinemasının önde gelen yönetmenlerinden Jorge Cedrón’un diktatörlük döneminde
çekilmiş ve yurtdışında saklanarak korunmuş filmi ‘El Tigre’nin restorasyonunu gerçekleştiren ve
kendisi gibi yönetmen olan kızı Lucía Cedrón’un katılımı öne çıkan gelişmeler arasında.
Ulusal İnsan Hakları Örgütü Sekreterliği Arjantin’in ‘bir daha asla’ geri dönmemeyi umduğu o karanlık
yılları anarken ülkenin demokrasi, adalet ve eşitlik yolunda emin adımlara ilerlediğini belirtti.
Sekreterlikten yapılan açıklama; “Arjantin demokrasiye geri dönüş yolunda kesintisiz 30 yıllık bir
ilerleme sağladı. Arjantin halkı demokrasiyi güçlendirme yolunda suçluların cezalandırılması için kesin
bir kararlılıkla önemli adımlar attı” şeklinde oldu.
Deniz Karaevli
Kaynak: telam.com.ar
prensa.argentina.ar
Gabriel García Márquez'in 87. Yaşı Kutlandı
Kolombiyalı yazar Gabriel Garcia Márquez 87. doğum gününü Mexico City'deki evinde kutladı. Kısa bir
süreliğine evinin kapısına çıkan Márquez sabahtan beri kendisini görmeyi bekleyen gazetecileri
selamladı.
Mart ayında tekrar rahatsızlanıp hastaneye kaldırılan ünlü yazarın tedaviye cevap verdiği öğrenildi.
Márquez'in gazetecilere kapsını açtığı anlar:
Berkay Kahraman
Kaynak: eltiempo.com
36
Ünlü Flamenk Gitarist Paco De Lucia Hayata Veda Etti
66 yaşındaki Flamenko şarkıcısı Paco de Lucía Meksika’nın Cancún şehrinde oğluyla futbol oynarken
kendini kötü hissedip gittiği bir hastanede geçirdiği kalp kriziyle hayatını kaybetti.
Ünlü şarkıcı jazz ve klasik müzik ritimlerini flamenkoya kazandırmıştır. Niño Ricardo ve Sabicas gibi
önemli Flamenko sanatçılarını kendine örnek almış ve birçok başarı elde etmiştir. 1992’de Merito de
Bellas Artes altın madalya, 2004 Flamenko dalında en iyi albüm, 2002 Müzik Ödülleri Töreninde onur
ödüllerinin de sahibidir.
21 Aralık 1947 tarihinde Francisco Sánchez Gómez adıyla bir Kadiz köyünde dünyaya geldi. Gitarla ilk
tanışması 7 yaşında oldu. Portekizli annesinden(Lucía Gómez) dolayı Endülüs’te de olduğu gibi Paco de
Lucía ismiyle tanındı. 12 yaşındayken vokalde kardeşi Pepe ile birlikte ‘Los Chiquitos’ düetini yaptı.
1961’de bu düetle Jerez yarışmasında başarı elde etti. 1960 yılında dansçı José Greco ve grubuyla anlaştı.
Böylece Amerika ve dünyanın birçok yerine açılma fırsatı yakaladı. Müziklerinden esinlendiği Sabicas ve
Mario Escudero gibi ünlü sanatçılarla tanıştı. 60ların ortalarında kardeşleri Pepe de Lucía ve Ramón de
Algeciras’ın vokalde oldukları ‘La Fabulosa Guitarra de Paco de Lucía’(1967) ve ‘Fantasia
Flamenca’(1969) albümlerini yayımladı. 1981’de ‘Sextato’ grubunu kurdu.
Meksika'nın Sevilen Yazarı José Emilio Pacheco Öldü
Meksikalı yazar José Emilio Pacheco 27 Ocak tarihinde Meksico City'de hayata veda etti. Kızı Laura
Emiliana Pacheco babasının son saatlerinde huzur ve barış içinde olduğunu söyledi.
José Pacheco 2010 yılında İspanya'da en iyi Latin Amerikalı şair olarak Cervantes ödülünü aldı.
José Emilio Pacheco Meksika'da bir mütevazi modeliydi. Az görünürdü ama her zaman Meksika
edebiyatının en önemli figürüydü. Şiirlerinden biri olan 'Alta Traición' kendi ülkesini ve Meksikalıların
kendi iç dünyalarında yaşadıkları tutarsız duyguları anlamak için bir rehber niteliğindedir.
Kaynak: cronica.com.mx
elpais.com
Ezgi Gültekin
37
Gazeteci - Yazar Silvia D. Mercado ile Röportaj
Arjantin’de 2013 Yılının En Tartışmalı Kitaplarından ‘El Inventor del Peronismo’nun Yazarı
Silvia D. Mercado İle Deniz Karaevli'nin yaptığı röportaj
Geçtiğimiz yıl Arjantin’de en çok tartışılan kitaplar arasında gazeteci ve yazar Silvia D. Mercado’nun,
Arjantin siyasi tarihi ‘peronist dönemi’ üzerine kaleme aldığı eseri ‘Peronizmin Yaratıcısı’ (El Inventor
Del Peronismo) öne çıkıyor. Juan Domingo Perón, geçtiğimiz yüzyıla damgasını vurmuş olan, Latin
Amerika ‘üçüncü yol’ hükümet önderleri arasında yer alıyor. Halkçı söylemleri ve sosyal politikaları ile
geniş kitleler tarafından benimsenen Juan Domingo Perón; siyasi hayata atıldığı 1946 yılından bugüne
Arjantin siyasetindeki en tartışmalı konulardan biri olmayı sürdürüyor. İşçi hakları, ulusal sanayi
yatırımları ve devletleştirmeler gibi temel faaliyet alanlarıyla; kendi deyişiyle ‘ulusal adaleti sağlamak’
amacında olan Perón, sağ ve sol arasındaki kutuplaşma ortamında bir alternatif olarak öne çıkmıştı.
Peronistler tarafından sosyal politikaları ve kamu yatırımları sebebiyle büyük destek gören Perón; antiperonistler tarafından devletin kamu alanlarına müdahalesi ve medya araçları üzerindeki denetimi
nedeniyle faşist bir lider olarak tanımlanmıştır.
Silvia D. Mercado ‘Peronizmin Yaratıcısı’ kitabında Perón’un iletişim politikaları üzerine geniş bir
inceleme sunuyor. Mercado tarafından peronizm, sosyal politikalardan ziyade, iletişim araçlarının gücü
ile yaratılmış bir mit olarak yorumlanıyor. Kitapta dönemin Enformasyon ve Basın Bölümü Sekreteri
Raúl Apold, peronizmin ardındaki en önemli isim olarak öne çıkıyor. Yazar günümüz peronist Kirchner
Hükümeti ile dönemin Perón Hükümeti arasında medya politikaları açısından bağlantılar kuruyor.
Soğuk Savaş Döneminde propaganda araçları kutuplaşmanın her iki aktörü tarafından da profesyonel
şekilde kullanıldı. Peki ‘üçüncü yol’ ideolojisinin bir yansıması olan peronizm tarafından iletişim
araçları üzerindeki denetim ve ideoloji propagandası nasıl gerçekleştirildi?
Üçüncü yol, (Arjantin’de ideolojik bir alternatif olarak tanındığı doğrudur) Soğuk Savaş Dönemi’nde bir
seçim yapmak istemeyişin ve güçsüz olan yerel milliyetçiliğin desteklenmesinin bir sonucu olarak ortaya
çıkmıştır. Dünya Savaşları döneminde Arjantin tarafsızlık geleneğini korumuştur; ancak Juan Domingo
Perón seçimleri kazandığı 1946 yılından itibaren özellikle komşu ülkeler üzerinde egemenlik söylemine
dayanan bir politika izlemiştir. Perón, iktidarını güçlendirmek için hem yurtiçine yönelik hem de
uluslararası alanda saldırgan bir iletişim politikası gerçekleştirmiştir. Perón’un seçimler için aday
gösterilmesinden itibaren, iletişim araçları peronist kesim tarafından satın alınmaya başlanmıştır.Önce
zayıf iletişim araçlarından başlanmış, seçimler kazanıldıktan sonra ise ülkedeki tüm radyolar satın
alınmıştır. Perón, ikinci kez başkan seçilmesinin önünü açacak olan anayasa değişikliğini
gerçekleştirdikten ve güçlendikten sonra; sahibi tarafından satılmak istenmeyen Latin Amerika’nın en
yüksek tirajlı gazetesi ‘La Prensa’ya el koymuştur. Sahiplerinin elinde kalan diğer gazeteler ise sansüre
maruz kalmıştır. Devlet, film yapımcılarını da etkisi altına almıştır. Gerçekte oyuncular, gazeteciler,
yönetmenler, teknikerler ya da iletişim sektöründe çalışan kişiler, peronist olduklarını ifade etmedikleri
sürece iş bulamıyorlardı.
38
Yayınlananlar üzerindeki baskı çok sıkıydı ve 1946-1955 arası dönemden geriye sadece Perón’un Orwell’ci
çizgideki resmi bildirileri kalmıştır. Yurtdışına baktığımızda ise bu süreçte, İletişim ve Basın Müsteşarlığı
tarafından bildiriler dağıtılıyor ve Arjantin Büyükelçilikleri tarafından gazeteler ve gazeteciler satın
alınıyordu.
Peronizm Arjantin için tartışmalı bir konu. Gerçekte Perón’un siyasetinde kamu hizmetleri ve sosyal
politika, iletişim araçlarının denetiminden daha az bir öneme mi sahipti? Peronizm miti iletişim
araçları tarafından mı yaratıldı?
Benim tezim bu yönde. Perón’dan önce de sonra da sosyal politika ve kamu hizmeti gerçekleştiren
hükümetler oldu; ancak hiçbirisi Perón’un iletişim araçları üzerinde oluşturduğu dönüşümü
gerçekleştiremedi. Bu tezimin çok tartışmalı olduğunu biliyorum; ancak ‘Peronizmin Yaratıcısı’ kitabımda
peronizmi, Arjantin tarihindeki diğer hareketlerden farklılaştıranın ‘iletişim politikası’ olduğunu
vurguluyorum. Arjantin halkının genel kanısı, Perón’u Perón yapanın sosyal politikalar olduğu yönünde.
Ancak peronizm, öyküsü olmadan bir hiçtir ve o yıllarda oluşturulan öykü gerçekliğin ne olduğunu
anlamamızı önlüyor. Arjantin halkının tüm nesilleri olarak, peronist olalım ya da olmayalım, gerçekten
çok güçlü olan ve Arjantinli kimliğinin temellerini oluşturan öykülere maruz kaldık.
Raúl Apold’un peronizm için önemi nedir?
Kitabımda, peronizmin Enformasyon ve Basın Bölümü Sekreteri Raúl Alejandro Juan Apold’un kişiliğini
ve profesyonel hayatını detaylarıyla anlatıyorum. Apold, peronizm öyküsünün yaratılmasındaki en önemli
şahıslardan. Bana göre Apold olmadan peronizm hikayesi oluşturulamazdı. Benim sözlerimle Apold,
peronizmin en iyi saklanmış sırrıdır. Bu sebepten ötürü çalışmamı gerçekleştirirken, Apold’un
biyografisiyle ilgili en temel noktalar olan doğum yeri, doğum tarihi, Perón’a nasıl ulaştığı, nerede ve nasıl
öldüğü konularında bilgi edinmekte çok büyük zorluklarla karşılaştım. Bunda Apold’un kendi izini
kaybettirmek istemesi gibi, peronistlerin onu bir daha hatırlamamak üzerine unutmak istemelerinin de
payı vardır. İsmi dahi karanlık bir geçmiş hatırlatır, Perón’un en karanlık gölgesidir.
Deniz Karaevli
39
40
LAMER’den Film Gösterimleri: ''Esto Huele Mal''- ''Miranda Regresa''
Latin Amerika Çalışmaları Araştırma ve Uygulama Merkezi
ve Kolombiya Büyükelçiliği işbirliğiyle, 12 Mart 2014
tarihinde, Kolombiyalı yazar Fernando Quiroz’un
romanından uyarlanan Jorge Alí Triana tarafından
yönetilen ‘’Esto Huele Mal’’ adlı filmin gösterimi
gerçekleştirildi.
Açılış konuşması Kolombiya Büyükelçiliği Kültür Ateşesi
Alejandra Jurada tarafından yapılan filmin konusu şöyle:
‘’Filmde Ricardo Caicedo adlı mutlu bir aile hayatı olan bir
işadamının öyküsü anlatılıyor. Eşi Elena kendini kocasına
adamış bir kadındır. Ancak Ricardo’nun Manuela adında
bir kadınla gizli bir ilişkisi de vardır. Ricardo iş toplantısı
nedeniyle bir gece kulübüne gideceğini eşine söyler fakat
metresinin evine gider. Bu sırada kulübe terörist bir saldırı
olur ve yalanı ortaya çıkmak üzeredir. Ricardo yalanın
ortaya çıkmasını engellemek için üstünü başını parçalar
yaralanmış gibi gösterir. Bu sırada bilmeden küçük bir kızın
hayatını kurtarmasıyla bir kahraman haline gelir.’’
Film gösterimi, İspanyolca olarak oynanan bir tabu
oyunuyla eğlenceli bir şekilde son buldu.
28 Mart 1750 yılında Venezuela'nın şuanki başkenti
Karakas'ta doğup 1816 yılında İspanya'nın Cadiz
kentindeki La Carraca zindanında hayatını kaybeden,
Latin Amerika'nın bağımsızlığı yolunda ilk kıvılcımı yakan
General Francisco Miranda'nın hayatını konu alan 2007 yılı
yapımı ''Miranda Regresa'' adlı film 19 Mart Çarşamba
günü Latin Amerika Araştırma ve Uygulama Merkezi'nde
gösterildi.
BİZİM AMERİKAMIZ
GENEL YAYIN
YÖNETMENİ
Prof. Dr. Mehmet
Necati Kutlu
EDİTÖR
Prof.Dr. İsmail Özer
EDİTÖR
YARDIMCILARI
Öznur Seçkin
Melike Yazıcı
TASARIM
Şafak Gümüş
YAYINA HAZIRLAYANLAR
Şafak Gümüş
Ege Uygar Gezgin
Berkay Kahraman
Yasemin Şarklı
Deniz Karaevli
Ezgi Gültekin
Bengi Kıraçoğlu
latinamerika.ankara.edu.tr

Benzer belgeler

Aralık 2015 - Latin Amerika Çalışmaları Araştırma ve Uygulama

Aralık 2015 - Latin Amerika Çalışmaları Araştırma ve Uygulama çok sayıda mühimmata el konulurken 15.821 paket marihuana ve 301 kilo kokain ele geçirildi. Bölgenin genelinde yoğun güvenlik önlemleri alınırken, yeni yıl kutlamaları sırasında vatandaşların güven...

Detaylı