dinle beyaz adam isimli kitabı aşağıdan ücretsiz indirebilirsiniz!
Transkript
dinle beyaz adam isimli kitabı aşağıdan ücretsiz indirebilirsiniz!
DİNLE! BEYAZ ADAM H. Ümit Sayın Tantra Akademi 2 Kitap Adı: Dinle Beyaz Adam Yazar: H. Ümit Sayın [email protected] Tantra Akademi İstanbul, 1. Basım - Mart 2013 Editör: A. Onur Şenyurt Kapak Tasarımı: H. Ümit Sayın Mijampaj: Tantra Akademi ve H. Ümit Sayın ISBN: 978-605-87091-5-7 Kültür Bakanlığı Sertifika No: 24846 Baskı ve Cilt: Metin Copy Plus – Artı Dijital TANTRA AKADEMİ Onur Basım Yayın’ın kitap yayın markasıdır. ONUR BASIM YAYIN DAĞ. REK. VE MAT. HİZ Ticarethane Sk. Tevfikkuşoğlu İşhanı No: 41/21 Sultanahmet – İstanbul Tel-Fax: 0212-514 22 02 www.onurkitap.com e-mail: [email protected] “Dinle Beyaz Adam” isimli kitabın hiçbir bölümü, kısmen veya bir bütünlük halinde, yazarın ve yayınevinin yazılı izni alınmadan kullanılamaz, yayınlanamaz, çoğaltılamaz, internette yayınlanamaz. 3 Atalarımız Atabaşkan dilini konuşan ve Ön-Türklerin bir kolu olduğu düşünülen Amerika kıtasının gerçek sahibi tüm Kızılderili Kardeşlerimize ! 4 5 ÖNSÖZ VE GİRİŞ: 1995, İlkbahar. Yer Wisconsin’ın başkenti, YılMadison. Ana cadde State Street’de Dev Senato binasını karşıma alarak yürüyorum. Defalarca girdiğim Kızılderili hediyelik eşyaları satan dükkana tekrar giriyorum. Adını eski bir Kızılderili reisinden alan Geronimo, ‘Hoş geldin, Türk!’ diyor! ‘Gel Kahve içelim, yeni filtre kahve yaptım!’ Hayatımda sahip olduğum ilk barış çubuğunu bana satan Geronimo ile 1994 yazından beri dostuz. Çevrede tanıştığım tüm Kızılderililer Türkleri pek seviyor. Bu konudaki genetik çalışmaların yeni yapıldığı günler, dilbilim konusunda Türkçe ile Kızılderili dili arasındaki ilk akrabalıkların bulunuşundan beri bir kaç on yıl geçmiş. Kanadalı araştırmacı Ethel G. Stewart, 250 bin nüfuslu Navaho kabilesinin ORTA ASYA’da Türklerin konuştuğu ATABAŞKAN DİLİNİ konuştuğunu göstermişti. Bu çalışmaların etkisi Kızılderililerde de kendini göstermiş, Türkleri seviyorlar, akraba olduklarını söylüyorlar. Geronimo’nun gerçek adı bu değil! Biz, onu Geronimo diye çağırıyoruz, arkadaşları ve Amerikalı eski Beatnik, hippi dostları da öyle! Şehrin güneyinde ‘South Washington Avenue’ civarında yaşayan hippiler ve Beatniklerle görüşmeye hep devam ediyorum daha sonra, tümü Kızılderililere hayran! Geronimo beni pek çok Kızılderili mekanına götürmüş ve Wisconsin Dells’deki Kızılderililere bahşedilen tek iş olan kumarhaneleri tek tek göstermişti. Artık soykırıma uğratılmış Kızılderililer, sadece kumarhane, batakhane ve hediyelik eşya dükkanı işletebiliyorlar. Başka iş yapamıyorlar. 1950’lere kadar toplama kamplarında yaşamış çoğu zaten. Onların bir zamanlar ismini verdikleri, Wisconsin gölleri Mendota, Manona ve Wingra’nın tüm masallarını dinliyorum kendisinden. Aslında ABD’de kaldığım sürece Kızılderililerle olan dostluğum ve bağlantım, onlardan öğrendiklerim bir başka kitap yazdırabilecek kadar fazla, özellikle 19941997 arasında. Birer kümbet olarak kalmış birer tarihi anıt niteliğindeki pek çok Kızılderili şefinin mezarını ziyaret ediyoruz Kızılderili dostlarımla, Wingra, Manona ve Mendota göllerinin etrafında. Kızılderililerin bu kıtadaki belki de 20 000 yıllık geçmişini anıyoruz, Anglo Saksonların ve Yahudilerin sadece 200 yıllık soykırım ve dehşet dolu geçmişlerinin yanında. Bu geçmiş içinde ünlü Kızılderili reisi Geronimo’nun kafa tası ve iskeletlerinin bu vahşi Anglo Saksonların kurmuş oldukları, Kuru Kafa ve Kemikler Örgütü tarafından mezarından çıkarılıp, Yale kampüsündeki özel örgüt merkezinde saklandığını, bizzat bu örgütü inceleyen Antonny Sutton’dan öğrenip Kızılderililere iletiyorum. Gülüyorlar. ‘İşte Beyaz Adam!’ diyorlar. 6 7 Sadece gülüyorlar! 14 yaşımdayken ağabeyim elime kalın bir kitap tutuşturmuştu; ‘Kalbimi Vatanıma Gömün’ (Dee Brown, Burry My Heart at Wounded Knee) isimli kitabı bir solukta okumuştum. Lakota Sioux’larına (SİU) 1890 yılında Wounded Knee’de (Yaralı Diz isimli Kızılderili yeri) yapılan büyük katliamı ağlayarak defalarca okumuştum. Binlerce Kızılderili 100 yıl içinde katledilmişti. Kızılderili bilgeliğini daha sonra bulabildiğim kitaplardan okumuş, bu tükenmekte olan ırkın son Amerikalı mensuplarıyla Şamanizmi, Kızılderili Psikolojik ve Mistik deneyimlerini tartışmış, hatta fırsat bulunca bazı Şamanik törenlere de katılmıştım. Onlardan çok şey öğrendiğimi söyleyebilirim. ABD’ye gitmeden önce Uzak Doğu Felsefelerini ve ZEN Budizmi incelemekte olduğum için Kızılderililerin yöntemleri ve felsefeleri bana hiç yabancı gelmemişti. Zen’deki pek çok bakış ve kavram aslında Kızılderililerin düşünce sisteminde de vardı. Hemen hemen tüm isimlerinin Kızılderililerden alınmış olduğu Wisconsin Eyaletinin pek çok gölüne, nehrine, dağına, tepesine bu neslin son üyeleri birlikte gittik, barış çubukları tüttürdük, Kızılderili Şaman yöntemleriyle. Bu konudaki ilişkilerim ve araştırmalarım yaklaşık 2-3 yıl sürdü. Hatta Minnesota’da da bazı Kızılderili dostlar edindim. Sonra Kızılderililerin hepsi dağıldı. 8 Hep onların düşüncelerini, doğaya bakışlarını Şef Seattle’ın Amerikan başkanına yazmış olduğu ünlü mektupdaki gibi yazmak istedim. Bir Kızılderili Şamanik töreninde yine derinlemesine hep birlikte düşünceye ve tetebbuya daldığımızda, bu düşüncemi gerçek ismini hiç bir zaman öğrenemediğim Geronimo’ya söyledim. Kahkahalarla güldü Kızılderili dostları, ‘Peki!’ dediler, ‘ Yaz, yaz ama yazdıkların beyaz adamın karanlık dünyasında sadece rüzgara yazılacaktır, bu onların kirli dünyasında kirletilen derelerin ve işkence edilen insanların seslerine karışıp, yokolacaktır!’ . ‘Ben de bir beyaz adamım ama’ dedim. ‘Sen bizdensin, beyninin kökü bizden’, dediler. ‘Asıl olan zaten bizlerin beyaz olduğu, beyaz adamın ise karanlık olduğudur; öz deri renginde değil, bilincin ve ruhun derinliklerindedir. Beyaz-Karanlık adamın aslında ruhu ve bilinci çoktan çamura ve pisliğe bulanmış durumda, kendi yaratmış olduğu Şeytana tapıyor beyaz-karanlık adam!’ dediler. O zaman daha henüz 11 Eylül gerçekleşmemişti, milyonlarca Ortadoğulu Müslüman öldürülmemişti, Büyük Ortadoğu Projesi resmi olarak ilan edilmemişti. Ama Kızılderili bilgeler hepsinin yakın olduğunu çok iyi biliyorlardı, tıpkı Şef Seattle gibi! Söylüyorlar, yakında beyazkaranlık adamın çok kötü şeyler yapabileceğini ifade ediyorlardı. Onları sessizce kahvemizi yudumlayarak veya bazen kamp ateşindeki eriyip giden odunlara bakarak dinliyordum. 9 Onlarla Tony Scott’un ‘Zen için Müzik’ (Music for Zen Meditation) isimli yapıtını dinlerdik, çok severlerdi. Ayrıca onların sayesinde pek çok Kızılderili ve Şaman müziğini de tanıma şansı buldum. Yıllar sonra 2007’de Beyaz-karanlık adamın kötülüklerini anlattığım ’Gizli Örgütler, 11 Eylül ve Büyük Ortadoğu Projesi’ isimli kitabımın 5. baskısı için redaksiyonunu ve düzeltmelerini bitirirken, gerek müziğin gerekse doğa ortamının etkisiyle, Maşukiye’de bir derenin kenarında ve ormanın içinde Kızılderili dostlarımı hatırlayıp, onların anılarını ve felsefelerini yad etmeyi, Türkçe’de aslında hep söylediklerini, ne kadar haklı olduklarını dile getirmeye karar verdim aynı doğa müziklerini dinlerken. Düşünün ve farzedin ki, aşağıdaki mektubu yazan ve Washington eyaletinin başkenti Seattle’a ismini veren Kızılderili şefinin ruhu yaşasaydı, beyaz-karanlık adamın yaptıklarını 150 yıldır tepeden izleseydi, acaba neler söylerdi? Önce Şef Seattle’ın (1786-1866, Suquamish kabilesi) yaklaşık 150 yıl önce yazdığı mektubu hatırlayalım: “ Washington’daki Büyük Şef, Beyaz adam silahlarla gelip, toprağımızı satın almak istiyor. Gökyüzünü, toprağın ısısını nasıl alıp satabilirsiniz? Bu fikir bize garip gelir. Eğer biz havanın tazeliğine ve suların parıltılarına sahip değilsek, onları nasıl satın alabilirsiniz? Bu dünyanın her parçası benim insanlarım için kutsaldır. Her parlayan çam iğnesi, bütün kumlu sahiller, karanlık ormanlardaki sis, her açık alan ve vızıldayan böcek, halkımın tecrübe ve anılarında kutsaldır. Ağaçların gövdelerinden akan sular, Kızılderililerin anılarını taşır. Dereler ve nehirlerden akan, parıldayan sular, sadece su değil ama atalarımızın kanlarıdır. Eğer size toprak satarsak, onun kutsal olduğunu hatırlamalı ve çocuklarınıza da öğretmelisiniz. Suyun mırıltısı babamın babasının sesidir. Nehirler erkek kardeşlerimizdir, susuzluğumuzu giderirler. Nehirler kanolarımızı taşır, çocuklarımızı beslerler. Eğer size toprağımızı satarsak, hatırlamalı ve çocuklarınıza öğretmelisiniz ki, nehirler bizim kardeşlerimizdir ve bundan dolayı sizler de nehirlere, herhangi bir kardeşe göstereceğiniz kibarlığı göstermelisiniz Dünya, beyaz adamın kardeşi değil ama düşmanıdır ve onu fethetti mi, ilerlemeye devam eder. Babalarının mezarını geride bırakır ve aldırmaz. Çocuklarından dünyayı kaçırır, aldırmaz. Onların haklarını unutmuştur. Annesi olan dünyaya ve kardeşi olan gökyüzüne; satın alınan, yağma edilen, koyunlar ya da parlak boncuklar gibi değişilen bir malmış gibi davranır, iştahı dünyayı yiyip bitirecek ve geride sadece bir çöl bırakacaktır. Beyaz adamların şehirlerinde sakin yer yoktur. Baharda yaprakların açılışını ya da böceklerin kanat vuruşlarını duyacak yer yoktur. Ama bu belki benim vahşi olmamdan ve anlamadığımdandır. İnsan eğer bir kuşun yalnız ağlayışını veya su birikintisi etrafında tartışan kurbağaların seslerini duymazsa hayatın anlamı nedir? Toprağımızı alma teklifinizi düşüneceğiz. Eğer satmaya karar verirsek, bir şart koyacağım. Beyaz adam bu toprağın hayvanlarına kardeşi gibi davranacak. Hayvanlar olmadan insan nedir? Eğer bütün hayvanlar bitse, insan, ruhun büyük yalnızlığından ölürdü. Çünkü, hayvanlara ne olursa, insana da aynısı olur, kısa süre içinde! 10 11 Ayakları altındaki toprağın, büyükbabalarının külleri olduğunu çocuklarınıza öğretmelisiniz. Böylece toprağa saygı duyarlar. Dünya annenizdir. Dünyaya ne olursa, onun oğullarına da aynısı olur. Eğer insanlar yere tükürürse kendi üzerlerine tükürürler. Dünya insana ait değildir, insan dünyanındır. Birkaç saat ya da birkaç kış sonra, bu dünyada bir zamanlar yaşamış büyük kavimlerin veya şimdi ufak topluluklar halinde ormanda dolaşanların çocukları da kalmayacak, bir zamanlar sizinkiler gibi güçlü ve umutlu olanların mezarlarında yas tutmak için. İnsanlar gelir ve gider, denizin dalgaları gibi. Tanrısı kendisiyle arkadaş gibi konuşan ve yürüyen beyaz adam bile, bu ortak kaderden ayrı tutulamaz. Beyaz adam belki bir gün keşfeder, tanrımız aynı tanrı. Şimdi bizim toprağımıza sahip olmak istediğiniz gibi, ona da sahip olduğunuzu düşünebilirsiniz. Ama olamazsınız. O insanın tanrısı ve şefkati Kızılderili için de, beyaz adam için de aynı. Bu dünya onun için değerli ve dünyaya zarar vermek onun yaratıcısını küçümsemektir. Beyazlar da geçip gidecek, belki bütün diğer kavimlerden önce. Yatağına pislik yığmaya devam et, bir gece kendi pisliğinde boğulacaksın. Biz, Buffalolar katledildiğinde, vahşi atlar ehlileştirildiğinde, ormanın gizli köşeleri pek çok insanın kokusuyla dolduğunda ve diri tepelerin görünümü konuşan tellerle lekelendiğinde, anlayamıyoruz. Çalılık nerede? Gitmiş! Kıvrak taylarla av hayvanlarına elveda demek nedir? Yaşamın sonu ve yaşamaya başlamanın başlangıcı. Bu dünyadan en son Kızılderili de yok olduğunda ve anası sadece çayırlar üzerinde hareket eden bir bulutken, bu kıyılar ve ormanlar hala halkımın ruhunu muhafaza edecekler. Çünkü halkım bu dünyayı, yeni doğan bebeğin annesinin yürek atışını sevdiği gibi sever. Öyleyse, eğer topraklarımızı satarsak, onu bizim sevdiğimiz gibi sevin, onunla bizimki gibi ilgilenin. Bu diyarın anısını, onu aldığınızdaki gibi saklayın. Bütün gücünüz, aklınız ve kalbinizle, onu çocuklarınız için koruyun ve sevin. Tanrının hepimizi sevdiği gibi.Bildiğimiz bir şey var. Tanrımız aynı tanrı. Bu dünya onun için değerli. Beyaz adam bile bu ortak kaderden ayrı tutulamaz. Bütün bunlardan sonra kardeş de olabiliriz. Göreceğiz! ” 12 Kanadalı araştırmacı Ethel G. Stewart, 250 bin nüfuslu Navaho kabilesinin Orta Asya Türkleri'nin konuştuğu Atabaşkan dilini konuştuğunu gösterdi. Kızılderili ve Türk Dillerinde Kullanılan Ortak Kelimeler Bazı örnekler1 : Kızılderili lehçelerinde / Türkçe Tepek: Tepe Yatkı: Ev, yatılan yer Dodohişça: Dudak Atış-ka : Ateş T-sün: Uzun Yu Su: yu-mak, yıkamak Lı-ık: Vatan, ili Tete: Dede Tamazkal: Hamam, temiz kal Hogan- Ker: ev, Hopan Missigi: Mısır Türe- Türe: Töre Hu: Selam Yanunda: Yanında Aş-köz: Yemek Tapa: Tuba İldiş: Dişleme 1 Kızılderilere ait resimler aşağıdaki anonim resimlerdir ve temel olarak aşağıdaki sitelerden alınmışlardır; doğa resimleri ise internetteki anonim copyright’ı olmayan resimlerdir, anonim sitelerden alınmış anonimleşmiş resimlerdir. Zaten Kızılderilere göre Copyright kavramı da Karanlık Beyaz Adamın keşfetmiş olduğu şeytansı ve egoist bir çılgınlıktır: http://www.sonofthesouth.net/union-generals/indians/sioux-pictures.htm. http://www.imageenvision.com/free_pictures/ B AŞLANGIÇ VE B 13 İTİŞ Dinle ey Beyaz Adam! Beyaz-Karanlık Adam! Dinle ki! Ruhundaki karanlık- kötü ruhları kovabilesin! Hasta beynini iyileştirebilesin! Biz eski Kızılderili Reislerinin Ruhları sadece senin iyiliğini istiyor. Bize bunca kötülük yapmış olmana rağmen, Ey Beyaz Adam! Ama senin ruhun kendi iyiliğini, soyunun, çocuklarının ve torunlarının iyiliğini istemiyor! Sen kendini, kendi soyunu ve başka soyları hızla kirletiyor, onları tüketiyorsun. Çünkü sen hastasın Beyaz Adam! Karanlık bir ormandaki gölgeler kadar korkunç kabuslarla dolu ruhun ise iyileşmeyi pek istemiyor! Ama sana gerçekleri anlatmak istiyorum ruhu üşüyen ve tir tir titreyen, korkak Beyaz Adam! Çünkü Büyük Ruh öyle istiyor. Artık uyanmanı ve içinde yaşadığın ve tüm insanlığa yaşattığın kabustan kurtulmanı ve gerçeği görmeni istiyor! 14 Uyan ey beyaz Adam! Uyan artık içinde yaşadığın hasta düşlerden, ifritlerle dolu kabuslardan! Gerçekleri gör, tüm saflığı ve beyazlığı ile sadece gerçekleri gör. Dinle ey Beyaz Adam! Dinle ki, Kötü ruhlarla dolu hastalanmış ruhunu sağaltabilesin! Yıllar geçti! Yüzyıllar geçti! Milyonlarca yıl geçti! Milyarlarca yıl geçti! Ve zaman durdu! Zaman zaten hep durgundu! Beyaz adam söylediği gibi herşeyi yok etti. Irkımı yok edeceğini biliyordum, tüm diğer Kızılderili kardeşlerime söylemiştim. Beyaz Adam sadece benim ırkımı değil, dünyadaki diğer ırkları da yok etti! 15 Sözlerimi rüzgar aldı, vadilere taşıdı, ovalarda yankılandı, ehlileştirdiğimiz atları koşturduğumuz dağların, tepelerin en üstlerine kadar ulaştı, ormanlardaki sayısız ağaç bizi dinledi, sesimiz ve düşüncelerimiz ağaçların kovuklarına ulaştı, tüm kartallar, baykuşlar, kargalar, serçeler, atmacalar o ağaçlara konduklarında bizi dinledi, anladı ve şırıl şırıl akmakta olan nehirlere fısıldadılar bizim söylediklerimizi gizlice! 16 Nehirler sesimizi, hissettiklerimizi ve düşüncelerimizi göllere, denizlere taşıdı! Denizler büyük denizlere ve okyanuslara karıştı. Tüm törenlerimizde konuştuklarımızı doğanın akmakta olan bağrına ve özüne ulaştırdı. Sonunda Büyük Ruh bizi duydu. Aslında hep dinliyordu. Büyük Ruh, bizim gözümüzden Evreni ve dünyayı izliyor; kulaklarımızdan doğanın ışıltısını, akarsuların sesini, kuşların şarkılarını, dinliyordu. O hep dinledi, izledi ve gözledi... Ey Beyaz-Karanlık Adam, dinle, kulaklarını bir atmacanın ayırdındalığı ile aç ve iyice dinle! Büyük Ruh Bizi işitince bir karara vardı! Büyük Ruh, Şef Seattle’ı görevlendirdi. İzlesin diye sizleri, bir tek benim kalmama izin verdi ve bu gezegende ölü olan bedenimin üzerinde bir bulut gibi yükseldim. Ama o bulut son 150 yıldır herşeyi izliyor, her yere bir sis halinde süzülüyor ve seni araştırıyor Büyük Ruhun sonsuz kararlarına ilham olabilmesi için! O kararlar ki belki de Beyaz-Karanlık adamın sonunu hazırlayacak... Anladım ki o zaman! Kötü Beyaz Adam! Anladım ki, Büyük Ruh seni hep izlemek istiyordu... Benim bedensiz gözlerimin ve kafatası derisi olmayan beynimin içinden. Büyük Ruh, Şaman törenlerimizde çubuklarımızı içtikten sonra bizle temas kurardı. O zamanlar Beyaz-Karanlık Adamın neler yaptığını öğrenirdi. Kendi yarattığı doğaya, ormanlara, ağaçlara, hayvanlara nasıl zarar verdiğini öğrenirdi. Ama daha fazlasını öğrenmek istedi Büyük Ruh! Ve Şef Seattle’a bu görevi verdi. Şef Seattle’ın ölmüş ama ölmemiş gözlerinin, çürümüş ama düşünen beyninin içinden Beyaz Adamın yaptıklarını detaylı izledi, araştırdı, öğrendi. O Büyük Ruh ki, güneşi Doğudan doğdurur. Güneşi Batıdan batırır. Tüm denizlere bu batışın kızıllığını, renk cümbüşünü ve sonra alacakaranlığı, ve de tüm güzelliğini yayar. Kuzey yıldızını parıl parıl parlatır. Bize ormanda yol bulmamız için, yıldızları birer meşale gibi gökyüzünde yakar. Sabah yıldızını bize uyandırır. Biz yıldızlarla uyur, yıldızlarla uyanırız, Beyaz Adam’ın sürekli yanan çubukları ise onu gecenin karanlık ruhlarının içinde yaşatmayı sürdürür. Biz doğa ve yaşamın kendisiyiz! Beyaz Adam ise ölümün ve yokoluşun bizzat kendisi! Dinle ey Beyaz Adam! Şimdi artık Büyük Ruh bazı şeyleri daha iyi bilmek istiyor. Bizlerin gözlerinden, bizlerin beyinlerinden, bizlerin düşüncelerinden. Senin gerçek niyetini, ne yapmak istediğini daha iyi öğrenmek istiyor. 17 18 Dinle Ey Beyaz-Karanlık Adam! Büyük Ruh senin sonunu hazırlıyor! Bu mesajı ise seni uyarmak için gönderiyor. Şef Seattle’ın gözünden, kulağından ve ruhundan sesleniyor; ormandaki rüzgara ve kuşların şarkılarına üflüyor! Tüm çağlayanlar Kötü Beyaz Adamın kötülüklerini haykırıyor, akarsulara; o akarsulardan içen tüm Karacalar, sırtlanlar, yılanlar, arslanlar, zebralar, bizonlar, kartallar, sırtlanlar bizim ve Büyük Ruhun bu mesajını alıyorlar ve bu mesajı tekrar Büyük Ruha taşıyorlar. Zamanın daralıyor Ey Beyaz Adam! Zamanın daralıyor. Bizim ise zamanımız çok, tüm denizlerdeki kum taneleri kadar çok, biz beklemesini biliriz. Büyük Ruh da bekler, gereken zamanın gelmesini, sadece o zamanın gelmesini bekler. Kızkardeşimiz Gökyüzü, dostlarımız yıldızlar, galaksiler, uzay ve boşluk bekler, onların zamanı çoktur! Ya da itiraf edeyim Beyaz Adam onlar için zaman yoktur! 19 Artık Şef Seattle için de zamanın donduğu gibi! Senin ise bir kemik torbası halinde kalıncaya kadar ancak 60 kışlık bir zamanın var! Ardında koştuğun ve bilim adamlarını seferber ettiğin ölümsüzlük ise senin için imkansız Kötü Karanlık Beyaz Adam! Büyük Ruh senin kadar kötü ve varoluşu yokeden, kardeşi doğaya kötü davranan bir bilince ölümsüzlüğü vermeyecek! Kız kardeşlerimiz Nehirlerin sesi, arkadaşlarımız kurbağaların fısıltılı dedikoduları, kuzenlerimiz ormandaki agaçların çıkardığı rüzgar, amcalarımız derelerin iniltisi, kardeşimiz gökyüzünün sessizliği hep bu mesajı fısıldıyor sana BeyazKaranlık Adam. Ama sen hiç bir şey anlamıyorsun Beyaz Adam! Hiç bir şey anlamıyorsun. Anlamamak için elinden gelini ardına bırakmıyorsun. Anlamamakta direniyorsun! Belki bazıları anlar diye bu satırları Büyük Ruh Şef Seattle’a yazdırıyor Beyaz Adam! Doğa ve akrabalarımız olan hayvanlar sana bu sesi sürekli fısıldayıp, gerçekleri söylüyorlar. Arılar kitleler halinde ölürken, Yunuslar intihar ederken, genetikle doğasını mahvettiğin yiyecekler, meyveler, sebzeler senin insanlarını ve senin kabileni bilinmez hastalıklarla yok ederken sana hep sesleniyorlar. 20 Sen Beyaz Adam! Sen, Sadece vücudunu kanser etmekle kalmadın, ruhun da artık kanser! Yapma hastalıklar oluşturmak için kurduğun bilim çadırları senin ırkın için, dost olsun, düşman olsun ölüm ve yokoluş üretiyor. Tıpkı bize aşılamış olduğun virüslü hastalıklar gibi, sen de kendi yarattığın virüslerle yok olacaksın! Bu gerçekleri aslında tüm gökyüzü, arkadaşlarımız bulutlar, bulutların gölgesinde dinlenen ulu çam ağaçları, çam kozalakları, selvi ağaçları, hepsi sana mırıldanıyor! Ama sen bu sesi ve bu dili anlayamazsın. Eğer anlasaydın, onları kendi kardeşlerin gibi severdin. Üzerine bastığın Annen toprağa, yeryüzüne, kızkardeşlerine, babana, erkek kardeşlerine böylesine ihanet etmezdin, hoyratça davranmazdın. Ormanlara, nehirlere, göllere, toprağa, hayvanlara çok daha iyi davranırdın. Bu dil, doğanın dili sana çok yabancı! Sen o dili hiç öğrenmedin, öğreneyemeyeceksin de! Onu Şef Seattle da sana öğretemeyecek, ama sadece bir tek mesajım var, bari onu al! Kendini yok ediyorsun Beyaz-Karanlık Adam! Kendini yok etmek istediğin için de doğayı ve kendi ırkını yok ediyorsun! Yokoluşu böylesine çok arzuladığın için Büyük Ruh senin sonunu hazırlıyor! 21 Çok az zamanın kaldı Beyaz Adam; seni kendi parçam olarak gördüğüm için uyarma gereği duyuyorum. Şef Seattle’a veya Kızılderili dostlarımıza yaptıklarına rağmen seni korumaya çalışıyorum. Çünkü benim bilincim doğanın bilinci, Büyük Ruhun bilinci. Kozmik Ruhun bilinci! O bizzat Kozmik Bilinç! Senin bilincin ise hasta beyninde yaratmış olduğun ve ovalara, dağlara, karmaşa dolu şehirlerine saldığın Şeytanın bilinci! O nedenle Büyük Ruh bedeninin çürümesinden tam 150 yıl sonra Şef Seattle’ı sana gerçekleri ve doğruları göstermek için görevlendirdi. Şef Seattle pek inanmıyor senin gerçekleri anlayabileceğine ama, bunu zaten senin için yapmıyor! Kardeşi Gökyüzü, Toprak Ana, nehirler, denizler, kızkardeşleri ormanlar, akrabaları bizonlar, arılar, yunuslar, martılar, albatroslar, şempanzeler, goriller için yapıyor! Şef Seattle sana senin ‘kollektif bilinç altı’ dediğin bir yerden sesleniyor. Ey Beyaz Adam! Bilmem anlayabilecek misin Şef Seattle’ı ! Artık ruhundaki kötü ruhların ve kendi yarattığın, tapınmakta olduğun Şeytan’ın gökgürültülü ve ürkütücü sesine kulaklarını tıka, Büyük Ruh seni sorguluyor artık Beyaz Adam! 22 Doğanın müziğini dinlemek ve bu müziğin içindeki sesi ve mesajı anlamak zorundasın artık Beyaz Adam. Sana yardımcı olacağım Beyaz Hasta Adam! Çok kötü hasta Adam, ama karanlık -çok siyah- simsiyah Adam! Tüm Kızılderili mezarlarındaki eski Büyük Şeflerin ruhları, ormanların gölgesi, en ufak bir çam kozalağı, denize karışan nehirin en ufak bir su damlası, gökyüzünde yüzmekte olan bir bulut, bilge bir baykuşun karanlıkta bakan şaşkın gözleri, bir atın yelesindeki tüyler hep artık seni sorguluyor BeyazKaranlık Adam. Bunu bilesin. Dinle ey Beyaz Adam! Sen doğayı yeşil renkli mürekkepli ince kağıtlarınla satın alabileceğini sanıyorsun. O kağıtları yaptığın agaçların değeri öylesine fazla ki! Aslında tüm dünyadaki ormanların ağaçlarını kağıt yapıp, üzerine yeşil mürekkeple tüm Büyük Şeflerinin resimlerini bassan da onca kağıtla bir ağacı bile satın alamayacağının bilincine hiç bir zaman varamayacaksın. Büyük Ruh ve Doğa sana tek bir ağacı bile satmayacaktır Beyaz Adam! Sen sadece satın aldığını ve ona sahip olduğunu sanıyorsun! Bu senin kendine ve kabilelerinde yaşattığın insanlarına anlattığın büyük yalandan, onlarla birlikte görmekte olduğun gerçek olmayan sanrılardan ibaret! 23 Hasta, karanlık beyninin görmekte olduğu binlerce sanrıdan sadece bir tanesi... O bir ağacın oluşması için milyonlarca yıl geçti. Büyük Ruh ve Doğa ona çok emek verdi. Onu sana satmayacaktır Beyaz Adam, sen onu satın aldığını sanıyorsun. Ama o çam kozalakları, selvi ağaçları için zaman nerdeyse senin varoluşunun yanında sonsuz Beyaz Hasta Adam! Çünkü ey Beyaz Adam! O ağacın en ufak bir molekülü, bir yaprağı, bir parça kabuğu bile sana ait değildir. Tıpkı senin de sana ait olmadığın gibi! Sen de o doğaya, Büyük Ruha aitsin. Sen herşeyi mürekkepli kağıtlarınla satın alabileceğini, kendi hakimiyetine geçirebileceğini sanıyorsun. Ama bu dünya gezegeni seni şaşkınlıkla izliyor! Ne demek istediğini ve ne yapmak istediğini bu doğadaki ve bu gezegendeki milyonlarca yıllık varoluş anlayamıyor! Doğada herşeyin bir düzeni ve mantığı varken, senin yaptıkların hiç bir mantıksal düzene ve varoluşa uygun düşmüyor. Yaptıkların, tutkuların, özlemlerin ve hırsların doğanın matematiğine aykırı. Sen çok hastasın Beyaz-Karanlık Adam! Çok hastasın, hiç bir şamanın sağaltamayacağı kadar çok hastasın... 24 Dinle ey Beyaz Adam! Sen kendini Tanrı yerine koyuyorsun! Tanrıyı oynamak istiyorsun! Büyük Ruh senin Tanrıyı oynamana izin vermeyecektir! Kendi tarihine bak! Tanrıyı oynamaya çalışan tüm zavallı Şeflerin, liderlerin hepsi kaybetmişlerdir. Hepsi bir dönem tiran, diktatör, sadist bir Büyük Şef olarak yaşamış, sonra kendi halkları tarafından katledilip, tarihe ihanet ve nefretle kayıt edilmişlerdir. Bazen de kendi beyninde yaratmış olduğun ve dünyaya canlı olarak saldığın Şeytan’ın yerine koyuyorsun kendini. Hasta beyninin ürünü tüm iblisleri, ifritleri ortalığa, kendi halkının içine saçıyorsun ve onların yardımıyla herşeyi yönetebileceğini ve ovalara, ormanlara, dağlara, bulutlara, kuşlara, nehirlere, denizlere sahip ve hakim olabileceğini sanıyorsun. Dinle Ey Hasta Beyaz Adam! 150 yıldır senin bilgilerini izliyorum, işitiyorum ve okuyorum. Tüm kızkardeşlerim nehirlerle, annem yeryüzü ve toprakla, kardeşim gökyüzü ile, kızkardeşim ormanla ve ağaçlarla konuşuyorum. Seni anlamak ve Büyük Ruha anlatmak istiyorum. Ne kardeşim gökyüzündeki bulutlar, ne kızkardeşlerim 25 nehirler ve dereler, ne ablalarım ağaçlar, yapraklar, çiçekler, meyvalar, ne deakrabalarım bizonlar, kurtlar, sırtlanlar, çakallar, tilkiler, sincaplar, kartallar seni anlamıyorlar, inan senin ne yapmak istediğini anlamıyorlar hasta Beyaz Adam! Tüm gezegen, ey Beyaz Adam! Tüm gezegen senin hastalığın ve içine girmiş olan kötü ruhlar için üzülüyorlar. Seni 150 yıldır soruyorum Beyaz Adam. Tam 150 yıldır seni soruyorum, nehirlerin sesine, ormandaki yaprakların üzerindeki çiğlere, bulutların sessizliğine, okyanusların içindeki dev balıklara, tırtıllara, kelebeklere, arılara, doğada duyduğum her sese, düşünceye veya varoluşa seni soruyorum Beyaz HastaKaranlık Adam. Hiçbirisi seni anlamıyor ve anlatamıyor ne yazık ki bana. Hiçbirisi seni açıklayamıyor. Şef Seattle Büyük Ruha böyle söyleyecek! Şef Seattle iken çok bilgisizdim. Okuma yazma bile bilmezdim. Ama son 150 yılda senin yazdığın pek çok şeyi okumayı başardım Beyaz Adam, bilim adamlarının söylediklerini anlamayı başardım ey Beyaz Adam. Ama hala seni anlamıyorum. Pek çok bilim adamı kardeşim de seni anlayamıyor zaten. 26 Yunuslara sordum seni! Yunuslar boş boş kafa salladılar. Balinalar ise anlamsız bir biçimde iç çektiler, su fışkırttılar. Seni çok iyi tanıyorlar ve sana karşı verilebilecek en iyi tepkinin intihar etmek olduğunu bilen Yunuslar ve Balinalar sen farkına varmadan toplu olarak intihar ediyorlar okyanusların heryerinde; bunu biliyor musun Beyaz Hasta Adam. Büyük Ruha mesaj yolluyorlar. Büyük Ruh tüm mesajları alıyor ve değerlendiriyor. Büyük Ruh Yunusları ve Balinaları çok seviyor. Ama ey Beyaz Adam! Üzülerek söylüyorum, Büyük Ruh seni pek sevmiyor ! Dinle ey Beyaz Karanlık Hasta Adam! Büyük Ruh senin sonunu hazırlıyor. Bizim hissettiğimiz bu, Büyük Ruh ve bu gezegen artık Beyaz Hasta Adamın olmadığı bir gezegen istiyor. Beyaz Adam zaten bu topraklar üzerinde milyonlarca yıldır yoktu. Varolduktan sonra da son bir kaç bin yıldır kendi kötü soyunu dünyaya yaydı. Annen Toprak Ana sana küşmüş! Kardeşlerin nehirler senin için ağlayarak akıyorlar. Aslında akmıyorlar, sadece ağlıyorlar. Kızkardeşlerin Ormanlar ve ağaçlar seni yakınlarında bile görmek istemiyor. 27 Sen tüm gezegenin bir canlı organizma gibi nefes aldığını ve aslında bir bütünlük ve uyum içinde yaşadığını anlayamıyorsun hala zavallı Beyaz Adam. Hepsinin bir kollektif beyni ve düşüncesi olduğunu ve Büyük Ruhun bunu şekillediğini ve hissettiğini anlayamıyorsun. Herşeyi özetleyeceğim sana, Beyaz Hasta Adam! Sana kendini anlatacağım Beyaz Adam. Sana tarihini tanıtıp, aslında tüm doğanın bu tarihi bildiğini sana hatırlatacağım ey Beyaz Adam. Benim ırkıma başka, insanlara sahip olduğunu sandığın Amerika kıtasındaki tüm kültürlere neler yaptığını özetleyeceğim ve senin neden hasta olduğunu sana ve Büyük Ruha anlatacağım Beyaz Adam. İçine giren kötü ruhları çıkarmanın ne kadar güç olduğunu ve seni iyileştirmenin ne kadar zor olduğunu biliyorum. Ama sen de doğanın ve Büyük Ruhun bir parçasısın. Büyük Ruh ve Doğa sana son mesajlarını ve emirlerini gönderiyor ey Beyaz Adam. Umarım mesajları anlarsın. Emirlere uyarsın. Arıların sana verdiği mesajları hissedersin. Yok olmakta olan Pandalara karşı içinde en ufak bir şefkat pırıltısı oluşturmayı becerebilirsin! 28 Arıların bitkilerin üzerindeki vızıltıları olmadan aslında bitkilerde döllenme diye birşeyin olamıyacağını, onların yokolmasıyla birlikte bitkilerin de hızla yokolacağını, meyvaların sebzelerin ve pek çok bitki çeşidinin yok olacağını herhalde biliyorsundur; bitkiler olmayınca hayvanlar olmaz, hayvanlar olmayınca da insanlar olmaz. Sen yakında olmayacaksın Hasta Beyaz Adam! Dinle ey Beyaz Adam! Sen zamanı bir atın bir yolda gittiği çizgi boyunca görüyorsun! Halbuki Büyük Ruh için bu böyle değil! Doğanın mantığı biraz farklı da düşünüyor. Bazen çizgisel, bazen de dairesel Beyaz Adam, Geçmiş-Şu An- Gelecek birdir. Zaman bazen daireseldir! Bunları senin doğa fizikçilerin de söylüyor artık Beyaz Adam! Hani şu bir ormandaki otlar kadar sayıda insanı bir anda yok eden gökgürültülü, mantar bulutlu bombalarını yapan fizikçilerden bahsediyorum. Senin mantığın sadece ama sadece günlük hayatının ve yeşil mürekkepli kağıtlarının hesaplarına göre çalışıyor. Ama doğanın hesabı ve mantığı, matematiği senin henüz daha çözemediğin, ama yönetmek istediğin bir mantığa göre çalışıyor. 29 Doğa’nın mantığını hiç bir zaman yönetemeyeceksin Ey Hasta Beyaz Adam! Şunu unutma ki Beyaz Adam bir insanın ömrü 60 kez dağdaki karların eriyip, çiçeklerin ilkbaharda açması için geçen süre kadar olabilir. Bu çok kısa bir süredir. Sonra insan Anasının yanına döner ve Toprak Ana onu içine alır, kendi bütününde eritir. Ama Doğa’nın ve Büyük Ruhun çok zamanı var Beyaz Adam, inan ki sandığından çok daha fazla zamanı var ve bu gezegenin, doğanın varoluşu senin kafanda canlandıramayacağın kadar eski. Dünyadaki tüm ormanlardaki ağaçların yapraklarının sayısından daha fazla kış geçti bu gezegen varolalı! Benim Atalarım, Atabaşkanlarım Beyaz Adam! 30 bin adet kar yağışı mevsimi önce göç etmişler ellerinden aldığın topraklarına. Sen ise sadece 600 kar yağışı mevsimi süresince bu topraklardasın. Benim Atalarım, Atabaşkanlarım 30 bin kış geçirmişler. Beyaz Kötü Adam ise sadece 600 Kış geçirmiş bu topraklarda. Ama yine de Beyaz Adam benzer soylardanız. O nedenle seni uyarmam gerekiyor. Seni kendine karşı uyarmam gerekiyor. İçinde yaratmış olduğun ve hasta beyninin ürünü olan Şeytanlara, iblislere, ifritlere, vampirlere karşı uyarmam gerekiyor. Seni son bir kaç bin yıldır evrimleştirmiş olduğun içindeki kötülüğe, yaratıp da gezegene salmış olduğun Şeytana karşı uyarmam gerekiyor. 30 Çünkü Beyaz Hasta Adam o Şeytan SENSİN! Dinle ey Beyaz Şeytan Adam! Artık bir bir son 150-200 kış boyunca neler yaptığını sıralamanın zamanı geldi. Önce Beyaz Adam söze eski Kızılderili kardeşlerimin sözleriyle, özdeyişleriyle başlayacağım, başlayacağım ki onlara karşı olan görevimi yerine getireyim. Onların ruhları da bunu istiyor, sana onları ve kendini anlatmamı istiyor. Onları tekrar okuyup, düşünüp, o bilinci anlayasın. Bir Ulu Kızılderili özdeyişi der ki; ‘Ulu Tanrı , rüzgarın içinde duyduğum ses kimin sesi, bütün dünyaya hayat veren evrenin nefesi -duy beni-. Senden önce geldim . Senin çocuklarından biriyim. Ben küçük ve güçsüzüm, senin gücüne ve bilgeliğine ihtiyacım var. Güzellikler içinde yürüyelim ve gözlerim hep farkına varabilsin kırmızı ve mor gün batımını. Ellerim saygı göstersin senin yarattıklarına, kulaklarım açıkça duyabilsin sesini. Beni öyle bilge yap ki ben benim insanlarıma öğrettiklerini anlayabileyim ve kayalara ve yapraklarının arasına gizlediğin derslerini anlayabileyim. En büyük düşmanım olan kendimle savaşıp kendi içimdeki gücü bulabileyim ve hazır olayım sana gelirken;Temiz ellere ve saf gözlere , öyle ki yaşam batan bir günbatımı gibi solmaya başladığında ruhum sana saf ve lekesiz gelebilsin.” 31 Kızılderili kardeşlerimi önce iyi anlayabilmelisin. Onların felsefelerinin ve bilinçlerinin içine girebilmelisin. Sonra sana parlak bir akarsuyunun yansımasında veya bir aynada kendi yüzünü göstereceğim Beyaz Adam! Kardeşlerim Apachiler, Oglala Sioux’ları, Cheeroke’ler, Navajolar, İdaholar, Senecalar ve diğerleri derler ki: “Yaşarken ölüm korkusunun kalbine girmesine asla izin verme. Ölüm korkusu seni ölüme taşır. Sen Beyaz Adam ölüm korkusuyla yaşıyorsun hep. Ölmek ve öldürmek var hep bilincinin derinliklerinde. Kurduğun inanç sistemleri tamamen ölüm korkusuyla dolu.” Halbuki Beyaz Hasta Adam! Sen varken ölüm yok! Ölüm varken de sen olmayacaksın! Yaşama önce saygı duy, sonra onu sev; eksiksiz ve sınırsız yaşamı tüm demiyle yaşa, yaşamındaki tüm şeyler güzel olsun. 60 Kış sonunda bir ateşin başında oturduğunda ve geçmişe baktığında, yüzünü huzurlu bir gülümseme alsın. Ve emin ol ki artık mutlu bir biçimde gitmeye hazırsın... Yaşamını uzun yaşamak için gerekeni yap ve başkalarına da aynı amaç için yardımcı ol. Yaşam Büyük Ruhun sana bağışladığı bir mucizedir. Bu mucizeye saygılı ol! 32 Bu mucizeye saygılı olmazsan mucize de sana saygılı olmayacaktır! Tarihin içine boş bir kabuk gibi atılacaksın! Büyük ayrılış günü bir gün geldiğinde, soylu bir ölüm şarkısı hazırla. Hayatının şiirini yaz ve yeni soylara, çocuklarına ve torunlarına huzurla veda et. Tüm insanlara saygı duy ama asla yaltaklanma. Kimseye muhtaç olduğun için yanaşıp, yalan söyleyip takiyye yapma. Gerçekten ne kadar uzaklaşırsan, kendini ne kadar kandırırsan; gerçek de senden o kadar uzaklaşacaktır. Sadece gerçeğe odaklan ve sanrılarınla kendini kandırma. Yarattığın putları veya şeytanları insanları bir zamanlar yaktığın ateşlerde yakmazsan, senin var sandığın cehennemde sen bu dünyada yanacaksın. Ruhun yanacak ve hiçbir et, ruhun yanması kadar acı vermez. Ama biz eski Kızılderili şeflerinin gördüğü kadarıyla senin ruhun cayır cayır yanıyor Beyaz Ölü Adam! 33 Sabah güneş doğduğunda, ışık için, yaşamın ve sağlığın için şükret. O ışık damlaları sana milyonlarca yıldır yaşamı ve ölümü bahşediyor. Yaşam ve ölüm birdir Beyaz Adam! Bunu unutma! Bulduğun besinler ve yaşam sevincin için şükret. Şükretmek doğaya sevgi göstermektir. Onu kutsamaktır. Açgözlülük ve aşırı sahip olma veya tüketme ise senin Şeytanının yaratmış olduğu bir kabustan başka bir şey değildir. Bu gezegen milyarlarca yıl sonra yokolduğunda veya bir kaç on yıl sonunda senin soyun yok olduğunda, sen doğaya ve insanlığa hiç bir şey bırakmamış bir parazit olarak yaşamına son vereceksin. Senin yaşantının yerine yeni yaşamlar kurulacak. O yaşamlar seni hatırlamayacak bile! Tıpkı bu ve benzer gezegenlerde daha önce olduğu gibi. Pisliğinin içinde boğduğun doğa seni biran önce unutmak için elinden geleni yapacak. 34 Şükredecek bir neden bulamıyorsan, içindeki kusuru ara. O kusur senin egonun ve içindeki benin dışında seni yönetmeye çalışan bu egonun eseridir. Ölüm zamanı geldiğinde, kalbin ölüm korkusuyla dolmasın; böyle olanlar zamanları geldiğinde birazcık daha yaşamak için ağlayıp, dua ettiler ve bu yüzden farklı bir yaşamı yaşadılar. Halbuki ölüm korkusu senin tüm yanlış inançlarının ve doğadan uzaklaşmanın ana nedenidir! Kendi ölüm şarkını söyle ve bir kahramanın eve dönüşü gibi öl! Bir dostla karşılaştığında veya uzaktan gördüğünde hatta yalnız bir yerde bir yabancı önüne çıktığında bir söz söyle veya muhakkak selam ver. Çevreni ve etrafındaki insanları sevdiğini doğaya kanıtla, ama önce kendine kanıtla. Çünkü Büyük Ruh ve Kozmik Bilinç sadece sevgiden ibarettir. Dünyaya bağlan ve orada saygıyla yaşa. Büyük Ruh böyle istiyor ey Beyaz Adam! Gerçek annen ve baban gezegenin dünyadır. Ona saygılı olmayı öğren! 35 Ama sen Beyaz Karanlık Şeytan Adam; o dünyayı yokediyorsun! O dünyadaki yaratıkları yok ediyorsun; en önemli yeşil mürekkepli kağıtlara sahip olmak için kendi kardeşlerini ve soyunu yok ediyorsun! Halbuki daima Büyük Ruh'a yakın olmalıydın! Ona yakın olmak için, bir gününü ayır ve bir ormanın içinde yürü bir gün boyu, sabah güneşin yeşil ve çiğli yaprakların üzerinde mışıl mışıl doğuşunu izle; günü geçir. ‘Şimdi ve Bu Anı’ Yaşa! İnsan soyunun geçirdiği evrimi düşün; etrafındaki ağaçların, bitkilerin, çiçeklerin, böceklerin geçirdiği milyonlarca yıllık evrimi düşün! Sadece bir gün kendini öylesine doğaya ve ormanın kendiliğine bırak ey Beyaz Mutsuz Adam! O gün boyunca, insanlık tarihinde Beyaz Adamın yaptıklarını düşün! Doğanın sana neler verdiğini düşün! Derin bir nefes al! Büyük Ruhun senin için milyarca yılda yaratmış olduğu ve ciğerlerini dolduran havayı ve oksijeni düşün! 36 Ormanda yürürken, çok daha derin nefes al! Göğsünü şişiren havayı, büyüyen ciğerlerini, vücuduna kan pompalayan bir tabiat mucizesi olan kalbini düşün. O kalbi Şeytanın fikirleriyle ve yarattığın o karanlık iblislerle dolu şehirlerdeki boş uğraşılarla nasıl yorduğunu ve yıprattığını düşün! 37 Daha sonra da Büyük Ruhu düşün! O senin yarattığın ve hikayelerini, olmayan masallarını ince yapraklara yazdığın öç alıcı, kötü kalpli, insanları cezalandıran bir Yaratıcı değil! O yarattıklarını seven, sevgi dolu bir yaratıcı. Büyük Ruhu nefesinle ciğerlerine, kılcal damalarına kadar çek Beyaz Adam! Ormanda yürürken bunu yap ve Büyük Ruhun nasıl damarlarından içeri girdiğini, dokularına doğru aktığını ve seni kapladığını düşün. Çünkü Ey hasta karanlık Beyaz Adam! Sen O ‘sun! Büyük Ruh, Kozmik bir bilinç! Sen de o bilincin parçasısın! Ama bunu algılayabildiğin sürece Kozmik Bilinç ve Büyük Ruh seni kendinden sayacak ve sana kendini ifade edip açacaktır! Eğer onu tanımazsan ve kendi bildiğin şeytanların yolundan gidersen, Kozmik Bilinç illüzyonlar ve sanrılarla dolu dünyanda sana yepyeni tuzaklar hazırlayacaktır. Beni düşün Ey Beyaz Adam! Şef Seattle’ın nasıl yaşadığını ve nefes aldığını düşün! 38 39 Ama onu anlamazsan, o da kendi bileceğin bir iş! Kendi yarattığın cehennemle, iblislerle, ifritlerle, meleklerle, şeytanlarla yaşamayı sürdürebilirsin. Bu dünyada kurmuş olduğun cehennemine ve kendi kazanına kendi ateşini ve kömürünü kendin koyuyorsun! Şunu unutma ki, Beyaz Hasta Adam! Şunu unutma ki! Herşey bir illüzyondan ibarettir. Gördüğün, nefes aldığın, hissettiğin herşey kısa bir yıldızın kayması gibi, kısa bir olaydır, bir illüzyondur evrenin dev geçmişi içinde! Ayağına diken battığı zaman çektiğin acı, Rüyalarda gördüğün kabuslar, Yarattığın şeytanlar, Korkuların, acıların, duaların, Hafızan, düşüncen, bilincin, Hepsi birer illüzyondur! Bu illüzyonun hayalini görmek istiyorsan, Beyaz adam, o illüzyon içinde yaşa! Ama o illüzyondan çıkmak istiyorsan! Gerçekleri, gerçekler gibi algılamak istiyorsan Beyaz Adam! 40 ... O zaman dinle beni! Doğadadır tek gerçek ve sürekli sana fısıldamaktadır, kendini! Sana kendini her gün anlatmaktadır! 41 Kendinin, gerçek özüne, Büyük Ruha, Kozmik bilince ulaşacaksın! Ama senin bu düzeye gelecebileceğini hiç sanmıyorum Beyaz Hasta Adam! Büyük Ruh ve Kozmik bilinç senin gözünden kendini gözlemlemektedir. Kendi yarattığın şeytanlarla uğraşıp duruyorsun! Yeşil mürekkepli kağıtlarının sayısını arttırmakla ve kendi ırkını kazıklamakla ve kandırmakla uğraşıp duruyorsun! Bunu anladığın zaman Beyaz Adam! Sen damarlarında akmakta olan ve dokularına, beynine yayılmakta olan Büyük Ruhsun! Kendin olacaksın! Zaman duracak! ... Ve kendin olacaksın! Böyle bir gün yaşayacağına ve ormanda dolaşırken bunları düşüneceğine söz ver bana Beyaz Adam. O günün bitiminde anlayacaksın ve günün kızıl ışıkları, milyarlarca yıldır yaptığı gibi karanlığa ve kızkardeşim Ay’ın ışıldattığı karanlığa kendini bırakırken, anlayacaksın beyaz adam. Kendinin önemini, doğanın önemini, Büyük Ruhun sana bahşettiklerinin önemini anlayacaksın! 42 O zaman, gün batımının kızıl, sarı, mavi ışıkları senin beynindeki Büyük Ruhun içine girerken ve sende milyonlarca yıllık evrimsel geçmişine ait muhteşem bir bilinç hali yaratırken Beyaz Adam! İşte o zaman anlayacaksın ve bir ormanda bir gün boyunca yürüyüp hissetmiş olduğun doğanın mükemmelliğini anlayacaksın! ... Çünkü ey Beyaz Adam! Sen O’sun! ... Ve doğa olmadan sen bir hiçsin! ... bu gezegen olmadan sen bir hiçsin! ... dedikodularını dinleyemediğin kurbağalar olmadan sen bir hiçsin! ... Okyanuslarda senin ruhunun sağaltılması için Kozmik Bilince sürekli yakaran Yunuslar olmadan sen bir hiçsin! ... En önemlisi doğanın gerçeği ve kendin olmadan sen bir hiçsin. Seni senden başka hiçbir guru, hiç bir peygamber, hiç bir Tanrı kurtaramaz! 43 Bak görmüyor musun Büyük Ruh ve Kozmik Bilinç nasıl gülüyorlar ve tasdik ediyorlar bu söylediklerimi! Görmek mi istiyorsun? Kafanı kaldır ve milyarlarca yıldızın ve milyonlarca galaksinin tasdik edici göz kırpışlarına bak bir gece vakti! 44 Beyninde yarattığın Şeytanların ve İblislerin yerine, Tapman gereken gerçek şeyin ayırdına varacaksın o zaman, Ey Beyaz Adam! Mutsuz Beyaz Adam! Tapman gereken Ey Beyaz Adam! Doğa, senin doğan, çevrendeki doğa ve sensin, Beyaz Hasta Adam! Mutlu olmayı belki kendin, doğa ve güneş ve ay ve ağaçlar ve sevdiğin insanlar ve etrafındaki hayvanlar ve bitkilerle kendini özleştirdiğin zaman anlama şansı bulabilirsin! Bu düşüncelerimizi böyle bil Ey Hasta Beyaz Adam! Kızılderili atalarımız der ki: Seni izleyenlere daima saygılı davran. Daima tüm insanlığın hayrına çalış. Gereken her yerde yardımcı ve şefkatli ol. Doğru olmak için ne yapacağını bil. Düşüncelerine ve bedenine iyi bak. Emeğini en iyi amaca yönelt. Daima inançlı ve dürüst ol. Yaptıklarının tümünden sorumlu ol. Ama bunların hiç birisini yapmayacağını biliyorum Beyaz Adam! Ama sen Beyaz Adam, Doğanın ve Büyük Ruhun sana bahsettiklerini yapmak isterken veya doğanın senden istediklerini yerine getirmen gerekirken. Büyük Şeflerinin resimleriyle dolu mürekkepli yeşil kağıtlarını çoğaltmakla ilgileniyorsun. Aklın fikrin bunda. "Son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde; Beyaz Adam paranın yenemeyen bir şey olduğunu anlayacak." Ama iş işten çoktan geçmiş olacak o zaman! Seni Büyük Ruh ve Şef Seattle son kez uyarıyor. Uyarımızı dinle Ey hasta Ruhlu Beyaz Şeytan Adam! 45 46 47 O Şeytanı ve Kötü Ruhu görmeden Beyaz Adam! Ne kadar dans edersek edelim, etrafında! Ne kadar büyülü tütsüler yaksak da yanında, Ne kadar ağlasak da geçmişine, geleceğine, ve yokolmakta olan, Dairesel geçmiş, şu and ve yarınına Seni sağaltmamız mümkün olmayacak, Beyaz Adam! İçindeki Şeytan ve Kötü Ruhlar öylesine çok ki Beyaz Adam, Öylesine çok ki! Senin son 1000 kış boyu geçirdiğin ve insanlara geçirttiğin deneyimlere girersem! Dinle Beyaz Adam! Sana diğer Kızılderili Şeflerininin veya Şamanlarının söylemiş olduklarından da örnekler veriyorum; sana kendini tanıtmadan önce, Evet Beyaz Adam! Dinle sadece, sus ve dinle! Anlamak için senin daha bin kış boyunca sadece susman, dinlemen ve düşünmen gerekli Beyaz Karanlık Adam! Şimdi senin yaptıklarına gelelim. Son bir kaç yüz kış mevsimi boyunca yaptıklarına bakalım. İçindeki Şeytanı ortaya çıkartalım ey Zavallı Beyaz Adam! İşkence, kan, acı, soykırım, katlediş ve yokediş tarihinden başka bir şey kalmaz geriye! İçine kötü ruhların en kötüsünün girmiş olduğu Büyük Şef Papa hazretlerinin işlediği insanlık suçlarından mı başlıyayım? Engizisyonda içine kötü ruh girdiği için önce aylarca işkence edilip sonra da, diri diri yakılan kadınlar ve erkeklerden mi başlayayım? Onların çığlıklarını veya çektikleri acıları dinleteyim mi sana? Yoksa, Kutsal kitabın adına gelip de yaktığın, işkence ettiğin, öldürdüğün, soykırımdan geçirdiğin Amerikan yerlilerinin çığlıklarını mı sana dinleteyim? Ey Beyaz Hasta Karanlık Adam? Hangisinden başlamak istersin? 48 49 Yaptığın savaş makinelerinden çıkan alevlerin öldürdüğü insanları, uçan demirlerle yaktığın şehirleri, İşkence ederek öldürdüğün kendi ırkındandan diğer Beyaz Adamların çığlıklarını, ızdıraplarını mı anlatayaım? Ben bunları hep gözledim Beyaz HastaKaranlık Adam! Sen beyaz ve ak değilsin! Beyaz Adam! Sen simsiyahsın! Hiç ışık almayan ormanların içindeki mağaraların ışıksızlığı kadar simsiyahsın! O işkence ettiğin ve 200 kış boyunca köle olarak tarlalarda çalıştırdığın, aşağıladığın zavallı ve suçsuz Afrikalıların teninden daha karanlık senin ruhun! 50 51 Hepsi rüzgara yazıldı, Ormanlardaki binlerce ağacın yapraklarının ince çizgilerinde kayıtlı ve günün birinde sana dinlettirilmeyi bekliyor bu çığlıklar! Kutsal kitaplarınla ilgisi olmadan, Kutsal kitapları dikte ettirdiğini varsayarak ve Tanrı’ya hizmet ettiğin yalanını anlatarak, insanlara engizisyonlarda yaptığın yüzlerce çeşit işkenceden mi başlayayım? O acıların, haykırışların, inlemelerin ve yanık et kokularınının tümü, dereler, göller ve denizlerdeki dalgaların titreşimlerine yazıldı! Büyük Şef Papa hazretlerinin Beyaz Adamın yaratmış olduğu Şeytanın baş yamağı olduğundan ve Tanrıya veya Büyük Ruha değil de, sadece Şeytana taptığından mı bahsedeyim? 52 Bizlere getirdiğin, acı ve kötülük dolu dinin gereği olarak insanlarımızı katledip, boyunlarına taktığın bir haç ile eğittiğini, doğru yola soktuğunu sandığın insanlarımın acıklı durumundan mı bahsedeyim? Katledilen Amerikalı Yerlilerin hepsi sana acıklı bir biçimde haykırıyor Beyaz Adam! Senin parçalanmış kişiliğinin ve acınacak ruhunun kurtulması hepsi Büyük Ruha dua ediyorlar. Hepimiz sana acıyoruz, sadece acıyoruz! Atalarım benim sesimden, benim beynimden haykırıyor! ...Ve bu haykırış, birleşip, anafor oluşturup, tüm gezegenin en gizli, en derin yerlerinde okyanusların derinliklerine karışıyor; tüm gezegen seni tanısın diye Beyaz Adam! 53 O haç uğruna tüm Amerika kıtasında, yüzyıllarca kış boyunca kestiğin, işkence ettiğin, diri diri yaktığın; çocuk, kadın, hamile, bebek demeden katlettiğin insanların ölürken beyinlerinde sana karşı duydukları nefretleri, korkuları sana da hissettireyim mi? Amerika kıtasında yokettiğin yüzlerce yılda evrimleşmiş medeniyetleri, yerlileri, Aztekleri, Mayaları, Kızılderilieri sana bir bir sayayım mı? Büyük Ruh ve Kozmik Bilinç bunların hepsini biliyor! Tek tek izledi, saydı ve o senin Kutsal kitabına ve o Kutsal kitabında yazan hayali Şeytan-Tanrına saygı duymuyor! Sen ki, o Tanrı adına yüzyıllarca bizlere ve diğer insanlara zulüm ettin, işkence yaptın, insanları acı çektirerek, kitleler halinde öldürdün, diri diri yaktın! 54 Durmaksızın soykırım yaptın! O Tanrıyı sen öldürdün Ey Beyaz Adam! İşkence ve acı çektirerek öldürdüğün binlerce masum insanla birlikte o Tanrıyı sen öldürdün! Senin Tanrın artık öldü Beyaz Adam! Sadece etrafında son dansın yapılıp, Yakılmasını bekliyor! Haçın üstüne taktığın, Tanrı seninle birlikte öldü! Beyaz Adam! Artık o yok! O olmadığı için de seni koruyan bir Büyük Ruh artık yok! Gerçek Büyük Ruh ise sadece üzüldü senin için! ... Ve izledi seni! Sadece izledi... Büyük Ruh yaptıklarını gördü ve ağladı! O kadar çok ağladı ki! 55 Gözyaşları damlalara dönüştü ve yeryüzüne yağmurlar, seller, göller olarak düştü! Her yeri kapladı o seller! Büyük Ruh senin için çok ağladı Beyaz Adam! Ama sen hiç bunu fark etmedin! Biz de senin için çok ağladık ve hasta ruhunun kurtulması ve kötü ruhların içinden çıkması, Şeytandan arınman için çok dualar ettik, tütsüler yaktık, danslar yaptık. Hiç işe yaramadı! Ama sen ve senin kültürün öylesine hasta ki Beyaz Adam! Senin kurtulma umudun pek yok bize göre! Senin ve senin kültürün için Büyük Ruh çok ağladı! Yüz ilkbahar boyu ağladı Büyük Ruh! Senin çektirdiğin acıları, O insanların vücutlarından, Etlerinden, tırnaklarından, dişlerinden, Gözlerinden, kulaklarından, Beyinlerinden Bir bir, yaşadı Büyük Ruh Ve senin için çok üzüldü! 56 Senin neden böyle kötü olduğunu, Yunuslara, Balinalara, Maymunlara, Böceklere, Kuşlara, Sürüngenlere Sordu, Büyük Ruh! Ama bir cevap alamadı! Hepsi doğanın içinde, hüzünlü bir biçimde susmuştu! Büyük Ruha hiç bir şey söylemediler! Yunuslar ve Balinalar sadece sessizce iç geçirdiler, su fışkırttılar ve sonra da intihar ettiler... ... Ve Hasta Beyaz Adam, Büyük Ruh seni anladı. Bizlerin gözlerinden, yokedilen acı çeken insanların gözlerinden seni anladı. ... Ve Beyaz Adam seni yoketmeye karar verdi! 57 Aynı balmumundan yapmış olduğu bebeği yok etmeye karar veren bir Şaman büyücü gibi! Seni var eden şaman büyücü balmumundan yapılmış bir insan modelini yanmakta olan ateşe atacak! Büyü senin için yapıldı Ey Beyaz Adam! Büyü senin için yapıldı! ... Büyük Ruh, senin sağaltılamayacağını anladı! ... Kozmik bilinç, senin doğaya aykırı olduğunu anladı! .... Ve, çok Hasta Beyaz Adam, senin için en iyi tedavinin, yokoluş olduğuna karar verdi! 58 Buzulların erirken, gezegenin ısınırken, Hayvan türlerin yok olurken, Her yanı seller basarken, Doğa olayları senin kurduğun şehirleri ve çadırları yıkarken, Sen sanıyorsun ki, herşey tesadüfen oluyor! Sanıyorsun ki, gezegenin ısınması geri döndürülebilir! Yanılıyorsun, Ey Hasta Şeytan Beyaz Adam! Yanılıyorsun! Senin hakkında karar verildi! Sen ve senin gezegenin, içindeki kötülük yok edilene kadar, yokolmayı sürdürecek! Yüzlerce kış ve sonbaharın kaldığını sanıyorsun, Ama yanılıyorsun Beyaz Adam! Çok yanılıyorsun! Çoz az zamanın kaldı! Bu az zaman içinde, ancak acı çektirdiğin onca insana kazmış olduğun mezar sayısı kadar mezar kazabilirsin! Son gün geldiğinde herşeyi anlayacaksın Beyaz Adam! 59 Anlayacaksın o zaman! O yeşil mürekkepli kağıtlarınla Büyük Ruhu satın alamayacağını! O kağıtlarda resimlerini bastığın Büyük Şeflerinin hepsinin o zaman sana kahkahalarla güleceğini göreceksin Beyaz Adam! O zaman anlayacaksın Beyaz Hasta Adam! O zaman anlayacaksın, Bu gezegende hiç bir şeyin satılık olmadığını! Mülkiyetin hırsızlık olduğunu! Kimsenin hiçbirşeye sahip olamayacağını! Ancak, mucizevi bir hayatı Büyük Ruhtan ödünç almış olduğunu! 60 Gezegenin kendisine ait değil, Hasta Beyaz Adamın gezegene ait olduğunu! Kozmik Bilincin fiyatının ancak, kendisi olduğunu! Büyük Ruhun son kararını anladığında ve hissettiğinde Beyaz Adam! İş işten çoktan geçmiş olacak! Zamanın yavaş yavaş yaklaşıyor Beyaz Adam! Ama bilesin, anlayasın diye, Büyük Ruh Şef Seattle’ı görevlendirdi Son bir kez daha uyarsın diye, Şeytanla yatıp kalkan, beyni ifritlerle dolmuş, Hasta Beyaz Adamı uyarmak için! 61 Hasta Beyaz Adam, bu gezegenden gittiğinde! Yine ağaçlar olacak, Ormanların içinden şırıl şırıl, Nehirler akacak, Yağmurlar yağacak! Hayvanlar, bitkilerin etrafında dolaşacak! Bizonlar, mezralarda otlayacak! Yunuslar birbirlerine senfoniler düzecek! Guguk kuşları ve martılar, birbirlerine şarkılar söyleyecek! Balinalar, yok olan Beyaz Adam için ağıtlar düzecek! Herşey kısa bir süre sonra normale dönecek! 62 63 Ama Beyaz Hasta Adam olmayacak! Çok değil, bir kaç yüz kış mevsimi sonra, Beyaz Hasta Adam, yaratmış olduğu ve beyninden atamadığı Şeytanla birlikte, Bu gezegenden gitmiş olacak! Hepsinin acılarını ve mutsuzluklarını, Kozmik Bilinç ve Büyük Ruh içinde hissetti. Hep hissetti! Ve çok ağlayacak o nedenle! Büyük Ruh böyle karar verdi! Belki Şef Seattle, o zaman tekrar yeryüzüne inecek! Ve Kızılderili torunlarına, Beyaz Adamın kötülüklerini masallar halinde anlatacak! Kartallar sonsuz topraklarda uçmaya devam edecek! Ama Hasta Beyaz Adamın gözleri, o kartalları bir daha göremeyecek! ...Fakat Hasta Beyaz Adam! Sen artık olmayacaksın! Senin olmaman için karar verildi! Çünkü sen varolamıyorsun! Varoluşun bilincine, ayırdına varamıyorsun! Çok az zamanın kaldı! O zaman geldiğinde Tüm Kızılderili şeflerinin ruhları, Bir araya gelip toplanacağız, ... Ve Beyaz Adam senin kötü ruhunun acı çekmemesi için dua edeceğiz! Bizim vaktimiz var! Biz bekleriz! Büyük Ruhun da çok vakti var! Ama sanırım, Büyük Ruh çok ağlayacak! Öylesine çok ağlayacak ki, Beyaz Hasta adamın yaptıklarını düşündükçe Her yanı onlarca kış mevsimi boyunca seller basacak! Büyük Ruh çok üzülecek, Acı çekmiş olan insanlar için! 64 Seni yine de seviyoruz Hasta Şeytan Beyaz Adam! Çünkü sen bu doğanın bir parçasısın! Ama hatalı bir parçasısısın! Seni seviyoruz, Bize yaptığın onca kötülüğe, Doğaya yaptığın onca acımasızlığa, Büyük Ruha yaptığın onca ihanete Rağmen, biz eski Kızılderili Büyük Şeflerinin Ruhları Seni çok seviyoruz! Ama artık, Büyük Ruh seni sevmiyor! Kötü Beyaz Adam! Senin için çok ağlayacak! O kadar ağlayacak ki, O gözyaşlarının içinde boğulacaksın, Beyaz Adam! Ben seni uyarıyorum! İstersen, Beyaz Adam! Büyük Ruhla ve Kozmik Bilinçle, Bir anlaşma yapma şansın daha var! Ama bu son şansın! 65 Eğer varsan, anlaşma yapmaya! Eğer varsan, gündoğumunu bir ceylanın gözünden izlemeye! Eğer varsan, gün batımını bir kartalın gözünden ve kulağından algılamaya, Eğer varsan, gecenin karanlığını bir yarasanın ve baykuşun bilge gözlerinden izlemeye! Gel anlaşalım! Yoksa Beyaz Hasta Adam! Kendi yarattığın cehennemde yanacaksın! Kendi yarattığın Şeytan seni kazanlarda kaynatacak! Kendi yarattığın iblisler senin etlerini koparacaklar! Kendi yarattığın tüm kabusların içinde, yok olmayı tüm çocukların ve torunların ile sürdüreceksin! Büyük Ruhla anlaşmak istiyorsan! Bir kaç on ilkbahar mevsimi kadar zamanın var! Yoksa, Kozmik bilinç ve Büyük Ruh! Almış olduğu kararı uygulayacak Ey Beyaz Hasta Adam! ... Ve senin sonunu getirecek! 66 Ve o zaman senin ve soyun için zaman ebediyyen durmuş olacak. Biz eski Kızılderili şeflerinin ruhları ise tekrar yeryüzüne inip, senin için üzüleceğiz ve bir daha insanlığın bu hatasının ve bu doğa ucubesinin tekrar yeryüzüne gelmemesi için tütsüler yakacağız... .... Tütsüler yakacağız ve Büyük Ruhla birlikte senin için asırlar boyu ağlayacağız.... 67 Yazar Hakkında Bilgi 1961 yılında Muğla’da doğan H. Ümit Sayın, 1966 yılında ailesinin İstanbul’a yerleşmesiyle ilk öğrenimini Melihat Şefizade İlkokulunda, Orta öğrenimini Kadıköy Maarif Kolejinde tamamladı. 1979-1980 yılında İstanbul Tıp Fakültesine girdi. 1986’da Tıbbı bitirip, 1987 yılında Cerrahpaşa Farmakoloji Anabilim Dalında ihtisasa başladı. 1989-1990’da Kanada St. John’s’da Memorial University of Newfoundland’de Psikoloji bölümünde bir yıla yakın eğitim gördü. 1992 yılında İngiltere Oxford Üniversitesi, Deneysel Psikoloji departmanında ve daha sonra Hollanda Groningen Üniversitesi, Tıbbi Kimya departmanında nörofarmakoloji ve nörotransmitterler konusunda çalıştı ve araştırma yaptı. 1993’te akademi ortamında gelişen bazı olaylar sonucu Türkiye’de bilim yapılamayacağı kanaatine varan Sayın (halen aynı kanaattedir!), 1994 yılında Amerika Birleşik Devletleri Wisconsin Üniversitesi, Nöroloji bölümüne Nörobilim konusunda doktora sonrası eğitim yapmak üzere gitti. Yaklaşık sekiz yıl ABD’de akademik kadroda nörobilim, elektrofizyoloji, nöropsikofarmakoloji, davranış bilimleri, öğrenme, deneysel psikoloji, epilepsinin mekanizmaları konularında çalışan Sayın 2002 yılında Türkiye’ye dönüş yaptı. Halen İstanbul Üniversitesi Adli Tıp Enstitüsünde Doçent olarak çalışmaktadır. Bilimsel çalışmaları arasında 50 civarında uluslararası bilimsel yayını ve bildirisi; bu bilimsel çalışmaların refere edildiği 650 civarında Science Citation Index sitasyonu (2012 Aralık); 4 kitap çevirisi, ‘Cinselliğin Farklı Boyutları’ (1993-YOL Yayınları), ‘Gizli Örgütler, 11 Eylül ve Büyük Ortadoğu Projesi’ (2006-Neden Kitap), ‘Derin Devletler, Gizli Projeler ve Kirli Gerçekler’ (2006-Neden Kitap), ‘Dünyayı Yöneten Gizli Güçler’ (2007-Neden Kitap), ‘Derin Seks: Cinsellikte Farklı Boyutlar, Yeni Açılımlar’ (2010-Klan Yayınları), ‘Artırılmış Cinsel Doyum: ESR, Kadınlarda Ultra Orgazm’ (Tantra Akademi-Onur Yayınları, 2012) ‘Neo-Tantra: Tantrik Cinselliğin Sırları, Tantranın Bilimsel Yorumu’ (2013, Tantra Akademi-Onur Yayınları, baskıda), ‘Kadın ve Orgazm’ (2013, Pusula Yayınları, baskıda) isimli, bu kitapla birlikte on kitabı vardır. Popüler bilim yazıları da yazan Sayın’ın Bilim ve Ütopya, TÜBİTAK Bilim Teknik ve diğer dergilerde yayınlanmış yaklaşık 60 civarında popüler bilim makalesi mevcuttur. Kadınca, Kim, Cosmopolitan, Marie Claire, Hülya, MAX gibi kadın dergilerinde de 1991-2004 arasında 90 civarında cinsellik konusunda bilimsel popüler cinsellik yazıları yazan Sayın, elinizde tutmakta olduğunuz kitap uzun süredir üzerinde çalıştığı “Amerikalıların İnsanlık Suçları ve Kızılderili Genocidleri” konusundaki ilk kitabıdır! 68 DERİN SEKS, cinsellik üzerine yazılmış farklı bir eser olmanın ötesinde, cinsellik konusundaki en yeni bilimsel bulgularla, cinsellik hakkında bilinmeyen sırların ve sınırsızlıkların bir araya getirildiği olağandışı bir kitaptır. Kitapta aynı zamanda, Türk kadınının cinsel davranışı, ülkemizde yapılmış olan anketlerden elde edilen verilerle ele alınmakta ve yeni ortaya çıkan bu gerçekler dünya kadınının cinsel davranış biçimiyle kıyaslanmaktadır. DERİN SEKS, yalnız kadınlar için yazılmış bir eser değil, aynı zamanda erkeklerin de kadınları ve kendilerini tanıması için pek çok yol haritası çizen postmodern bir cinsellik kitabıdır. Bu kitap sayesinde hem erkekler, hem de kadınlar, kendilerinde var olan iç potansiyellerini ortaya çıkarabilir, cinselliklerini geliştirebilir ve cinselliğin farklı boyutlarını yaşayabilirler. Cinselliğin Farklı Boyutları PC-Kası/ G-Noktası (Grafenberg Noktası) Orgazmın Psikolojisi/ Yeni Bir Orgazm Anlayışına Doğru / Orgazmın Fizyolojisi/ Cinsellik Raporları (2300 Türk Kadınında Cinsel Davranış) Büyü ve Cinsellik/ Uzakdoğu’da Cinsellik ve Tantra/ Kama Sutra Sadomazohizm (BDSM) Hiperseksüel kadınlar/ Beyin Kimyası ve Cinsellik/ Afrodizyaklar Toplam 510 Sayfa 69 Kadınlarda Artırılmış Cinsel Doyum (ESR) çok yeni tanımlanmış bir kavramdır. Expanded Orgasm (Artırılmış Orgazm) kavramından sonra ortaya çıkmıştır. ESR kadınlardaki uzatılmış, süreğen, art arda gelen çok güçlü bir cinsel doyum ve orgazm halidir. Bazı kadınlarda bu fenomen dakikalarca süren orgazm haline, status orgasmusa dönüşebilmektedir. Son yıllarda ortaya çıkan dört sinir teorisi kadınlarda birbirinden farklı çok daha fazla orgazm çeşidi olabileceğini göstermiştir. Bu kitap, hem kadınlar için, hem de onları tatmin etme isteğinde olan erkekler için en son bilgileri, özetleyerek ve bol resimli olarak ele alınmaktadır. Aslında Tantristler ve Taocular tarafından yüzyıllar öncesinden beri bilinen bu yöntemler ve bilgiler bilim tarafından daha yeni yeni keşfedilmektedir. Kitapta modern cinsel teorilerin, kadınlardaki yeni orgazm teorilerinin yorumları yapılırken, eski Uzak Doğu cinselliğine de değinilmektedir. Bu kitap uzatılmış orgazmlar, artırılmış cinsel doyum ve ESR hakkında yazılmış olan Türkçe ve yabancı dildeki ilk kitaplardan birisidir. - G- Noktası ve yeni erojen noktalar - Kadın Orgazmında yeni teoriler - Uzatılmış Orgazm (ESR) - Cinsel doyumu artırıcı yöntemler - Dört sinir ve altı yolak teorisi - Orgazmın nörolojik kontrolü - Orgazmın ve hazzın nörokimyası - Orgazm ve farklı bilinç halleri Toplam 336 Sayfa 70 71 TANTRA , CİNSEL TERAPİ VE ESR WORKSHOPLARI HEDİYELİK TARİHİ TURİSTİK MAKETLER VE EŞYALAR ve Kitapların indirimli siparişi için El Yapımı, Tek, Orjinal ve Otantik www.tantraakademi.com www.drumitsayin.com www.expandedorgasms.net Detaylı bilgi için: İletişim: [email protected] Neo-Tantra Workshopları Cinsel Fonksiyon Bozukluklarının tedavisine destek olmak amacıyla da önerilir. Kadınlarda: Vajinismus / Anorgazmi / Ağrılı ilişki / Cinsel isteksizlik Ayrıca Neo Tantra ve ESR Workshop Programıyla kadınlarda Artırılmış Cinsel Doyum (ESR) Geliştirilmesi de hedeflenmektedir! Bedenin Daha Detaylı Keşfi Orgazm Biçimlerinin Geliştirilmesi Artırılmış Cinsel Doyum Cinsel Beynin Geliştirilmesi PC-Kas Eğitimi Son Modern Bilimin Ortaya Koyduğu Anatomi ve Cinsel Fizyoloji Bilgileri Kadınlarda Uzatılmış Orgazm www.biricikmaket.com İletişim: [email protected] [email protected] HEYKELLER, HEYKELCİKLER & BÜSTLER ÇOK ÇEŞİTLİ ATATÜRK BÜSTLERİ VE ANITKABİR TARİHİ TANRIÇA HEYKELLERİ TARİHİ YAPILAR MÜZELERDEKİ ÜRÜNLER ÖZGÜN MAKET-MODEL SATRANÇ TAKIMLARI KÜLTÜREL TARİHİ ÜRÜNLER TÜRK KÜLTÜREL KAHRAMANLARI TRANSFER RESİMLERİ MANZARA RÖLYEFLERİ TARİHİ-KÜLTÜREL-LOKAL MÜZE RÖLYEFLERİ TURİSTİK MANZARA RÖLYEFLERİ VE MAGNETLERİ MUMDAN YAPILMIŞ BİBLOLAR, HEYKELCİKLER MASAL KAHRAMANLARI YILBAŞI HEDİYELİKLERİ-NOEL BABALAR OTANTİK VE ÖZGÜN BUJİTERİ MUTLU BUDA KOMBİNASYONLARI HER ÇEŞİT TARİHİ-TURİSTİK-KÜLTÜREL-OTANTİK-HEDİYELİK EŞYA