dinle beyaz adam isimli kitabı aşağıdan ücretsiz indirebilirsiniz!

Transkript

dinle beyaz adam isimli kitabı aşağıdan ücretsiz indirebilirsiniz!
DİNLE!
BEYAZ
ADAM
H. Ümit Sayın
Tantra Akademi
2
Kitap Adı: Dinle Beyaz Adam
Yazar: H. Ümit Sayın
[email protected]
Tantra Akademi İstanbul,
1. Basım - Mart 2013
Editör: A. Onur Şenyurt
Kapak Tasarımı: H. Ümit Sayın
Mijampaj: Tantra Akademi ve H. Ümit Sayın
ISBN: 978-605-87091-5-7
Kültür Bakanlığı Sertifika No: 24846
Baskı ve Cilt: Metin Copy Plus – Artı Dijital
TANTRA AKADEMİ
Onur Basım Yayın’ın kitap yayın markasıdır.
ONUR BASIM YAYIN DAĞ. REK. VE MAT. HİZ
Ticarethane Sk. Tevfikkuşoğlu İşhanı No: 41/21
Sultanahmet – İstanbul
Tel-Fax: 0212-514 22 02
www.onurkitap.com
e-mail: [email protected]
“Dinle
Beyaz
Adam”
isimli
kitabın
hiçbir
bölümü, kısmen veya bir bütünlük halinde, yazarın ve
yayınevinin
yazılı
izni
alınmadan
kullanılamaz,
yayınlanamaz,
çoğaltılamaz,
internette
yayınlanamaz.
3
Atalarımız Atabaşkan dilini konuşan ve
Ön-Türklerin bir kolu olduğu düşünülen
Amerika kıtasının gerçek sahibi tüm
Kızılderili Kardeşlerimize !
4
5
ÖNSÖZ VE GİRİŞ:
1995, İlkbahar. Yer Wisconsin’ın başkenti,
YılMadison.
Ana cadde State Street’de Dev
Senato binasını karşıma alarak yürüyorum. Defalarca girdiğim Kızılderili hediyelik eşyaları
satan dükkana tekrar giriyorum. Adını eski bir
Kızılderili reisinden alan Geronimo, ‘Hoş geldin, Türk!’ diyor! ‘Gel Kahve içelim, yeni filtre
kahve yaptım!’ Hayatımda sahip olduğum ilk
barış çubuğunu bana satan Geronimo ile 1994
yazından beri dostuz. Çevrede tanıştığım tüm
Kızılderililer Türkleri pek seviyor. Bu konudaki genetik çalışmaların yeni yapıldığı günler, dilbilim konusunda Türkçe ile Kızılderili
dili arasındaki ilk akrabalıkların bulunuşundan
beri bir kaç on yıl geçmiş. Kanadalı araştırmacı
Ethel G. Stewart, 250 bin nüfuslu Navaho kabilesinin ORTA ASYA’da Türklerin konuştuğu
ATABAŞKAN DİLİNİ konuştuğunu göstermişti.
Bu çalışmaların etkisi Kızılderililerde de kendini göstermiş, Türkleri seviyorlar, akraba
olduklarını söylüyorlar. Geronimo’nun gerçek
adı bu değil! Biz, onu Geronimo diye çağırıyoruz,
arkadaşları ve Amerikalı eski Beatnik, hippi
dostları da öyle! Şehrin güneyinde ‘South Washington Avenue’ civarında yaşayan hippiler
ve Beatniklerle görüşmeye hep devam ediyorum daha sonra, tümü Kızılderililere hayran!
Geronimo beni pek çok Kızılderili mekanına
götürmüş ve Wisconsin Dells’deki Kızılderililere
bahşedilen tek iş olan kumarhaneleri tek
tek göstermişti. Artık soykırıma uğratılmış
Kızılderililer, sadece kumarhane, batakhane
ve hediyelik eşya dükkanı işletebiliyorlar.
Başka iş yapamıyorlar. 1950’lere kadar toplama
kamplarında yaşamış çoğu zaten. Onların bir zamanlar ismini verdikleri, Wisconsin gölleri Mendota, Manona ve Wingra’nın tüm masallarını
dinliyorum kendisinden. Aslında ABD’de
kaldığım sürece Kızılderililerle olan dostluğum
ve bağlantım, onlardan öğrendiklerim bir başka
kitap yazdırabilecek kadar fazla, özellikle 19941997 arasında. Birer kümbet olarak kalmış birer
tarihi anıt niteliğindeki pek çok Kızılderili şefinin
mezarını ziyaret ediyoruz Kızılderili dostlarımla,
Wingra, Manona ve Mendota göllerinin etrafında.
Kızılderililerin
bu
kıtadaki
belki
de 20 000 yıllık geçmişini anıyoruz, Anglo Saksonların ve Yahudilerin sadece 200
yıllık soykırım ve dehşet dolu geçmişlerinin
yanında. Bu geçmiş içinde ünlü Kızılderili reisi Geronimo’nun kafa tası ve iskeletlerinin bu
vahşi Anglo Saksonların kurmuş oldukları,
Kuru Kafa ve Kemikler Örgütü tarafından
mezarından çıkarılıp, Yale kampüsündeki özel örgüt merkezinde saklandığını, bizzat bu örgütü inceleyen
Antonny
Sutton’dan öğrenip Kızılderililere iletiyorum. Gülüyorlar. ‘İşte Beyaz Adam!’ diyorlar.
6
7
Sadece gülüyorlar!
14 yaşımdayken ağabeyim elime kalın bir
kitap tutuşturmuştu; ‘Kalbimi Vatanıma Gömün’ (Dee Brown, Burry My Heart at Wounded
Knee) isimli kitabı bir solukta okumuştum. Lakota Sioux’larına (SİU) 1890 yılında Wounded Knee’de (Yaralı Diz isimli Kızılderili yeri)
yapılan büyük katliamı ağlayarak defalarca
okumuştum. Binlerce Kızılderili 100 yıl içinde
katledilmişti. Kızılderili bilgeliğini daha sonra
bulabildiğim kitaplardan okumuş, bu tükenmekte olan ırkın son Amerikalı mensuplarıyla
Şamanizmi, Kızılderili Psikolojik ve Mistik
deneyimlerini tartışmış, hatta fırsat bulunca
bazı Şamanik törenlere de katılmıştım. Onlardan çok şey öğrendiğimi söyleyebilirim.
ABD’ye gitmeden önce Uzak Doğu Felsefelerini ve ZEN Budizmi incelemekte olduğum
için Kızılderililerin yöntemleri ve felsefeleri
bana hiç yabancı gelmemişti. Zen’deki pek çok
bakış ve kavram aslında Kızılderililerin düşünce
sisteminde de vardı. Hemen hemen tüm isimlerinin Kızılderililerden alınmış olduğu Wisconsin Eyaletinin pek çok gölüne, nehrine,
dağına, tepesine bu neslin son üyeleri birlikte
gittik, barış çubukları tüttürdük, Kızılderili
Şaman yöntemleriyle. Bu konudaki ilişkilerim
ve araştırmalarım yaklaşık 2-3 yıl sürdü. Hatta Minnesota’da da bazı Kızılderili dostlar edindim. Sonra Kızılderililerin hepsi dağıldı.
8
Hep onların düşüncelerini, doğaya
bakışlarını Şef Seattle’ın Amerikan başkanına
yazmış olduğu ünlü mektupdaki gibi yazmak
istedim. Bir Kızılderili Şamanik töreninde yine derinlemesine hep birlikte düşünceye ve tetebbuya
daldığımızda, bu düşüncemi gerçek ismini hiç bir
zaman öğrenemediğim Geronimo’ya söyledim.
Kahkahalarla güldü Kızılderili dostları, ‘Peki!’
dediler, ‘ Yaz, yaz ama yazdıkların beyaz adamın
karanlık dünyasında sadece rüzgara yazılacaktır,
bu onların kirli dünyasında kirletilen derelerin
ve işkence edilen insanların seslerine karışıp,
yokolacaktır!’ . ‘Ben de bir beyaz adamım ama’
dedim. ‘Sen bizdensin, beyninin kökü bizden’,
dediler. ‘Asıl olan zaten bizlerin beyaz olduğu,
beyaz adamın ise karanlık olduğudur; öz deri
renginde değil, bilincin ve ruhun derinliklerindedir. Beyaz-Karanlık adamın aslında ruhu ve
bilinci çoktan çamura ve pisliğe bulanmış durumda, kendi yaratmış olduğu Şeytana tapıyor
beyaz-karanlık adam!’ dediler. O zaman daha
henüz 11 Eylül gerçekleşmemişti, milyonlarca Ortadoğulu Müslüman öldürülmemişti,
Büyük Ortadoğu Projesi resmi olarak ilan
edilmemişti. Ama Kızılderili bilgeler hepsinin yakın olduğunu çok iyi biliyorlardı, tıpkı
Şef Seattle gibi! Söylüyorlar, yakında beyazkaranlık adamın çok kötü şeyler yapabileceğini
ifade ediyorlardı. Onları sessizce kahvemizi
yudumlayarak veya bazen kamp ateşindeki
eriyip giden odunlara bakarak dinliyordum.
9
Onlarla Tony Scott’un ‘Zen için Müzik’ (Music
for Zen Meditation) isimli yapıtını dinlerdik,
çok severlerdi. Ayrıca onların sayesinde pek çok
Kızılderili ve Şaman müziğini de tanıma şansı
buldum. Yıllar sonra 2007’de Beyaz-karanlık
adamın kötülüklerini anlattığım ’Gizli Örgütler, 11 Eylül ve Büyük Ortadoğu Projesi’ isimli kitabımın 5. baskısı için redaksiyonunu ve
düzeltmelerini bitirirken, gerek müziğin gerekse doğa ortamının etkisiyle, Maşukiye’de bir
derenin kenarında ve ormanın içinde Kızılderili
dostlarımı hatırlayıp, onların anılarını ve felsefelerini yad etmeyi, Türkçe’de aslında hep söylediklerini, ne kadar haklı olduklarını dile getirmeye karar verdim aynı doğa müziklerini dinlerken.
Düşünün ve farzedin ki, aşağıdaki mektubu
yazan ve Washington eyaletinin başkenti Seattle’a
ismini veren Kızılderili şefinin ruhu yaşasaydı,
beyaz-karanlık adamın yaptıklarını 150 yıldır tepeden izleseydi, acaba neler söylerdi? Önce Şef
Seattle’ın (1786-1866, Suquamish kabilesi) yaklaşık
150 yıl önce yazdığı mektubu hatırlayalım:
“ Washington’daki Büyük Şef,
Beyaz adam silahlarla gelip, toprağımızı satın almak istiyor. Gökyüzünü, toprağın ısısını nasıl alıp satabilirsiniz? Bu
fikir bize garip gelir. Eğer biz havanın tazeliğine ve suların
parıltılarına sahip değilsek, onları nasıl satın alabilirsiniz?
Bu dünyanın her parçası benim insanlarım için kutsaldır. Her
parlayan çam iğnesi, bütün kumlu sahiller, karanlık ormanlardaki sis, her açık alan ve vızıldayan böcek, halkımın tecrübe ve anılarında kutsaldır. Ağaçların gövdelerinden akan
sular, Kızılderililerin anılarını taşır. Dereler ve nehirlerden
akan, parıldayan sular, sadece su değil ama atalarımızın
kanlarıdır. Eğer size toprak satarsak, onun kutsal olduğunu
hatırlamalı ve çocuklarınıza da öğretmelisiniz. Suyun mırıltısı
babamın babasının sesidir. Nehirler erkek kardeşlerimizdir,
susuzluğumuzu giderirler. Nehirler kanolarımızı taşır,
çocuklarımızı beslerler. Eğer size toprağımızı satarsak,
hatırlamalı ve çocuklarınıza öğretmelisiniz ki, nehirler bizim
kardeşlerimizdir ve bundan dolayı sizler de nehirlere, herhangi
bir kardeşe göstereceğiniz kibarlığı göstermelisiniz
Dünya, beyaz adamın kardeşi değil ama düşmanıdır ve onu
fethetti mi, ilerlemeye devam eder. Babalarının mezarını geride
bırakır ve aldırmaz. Çocuklarından dünyayı kaçırır, aldırmaz.
Onların haklarını unutmuştur. Annesi olan dünyaya ve kardeşi
olan gökyüzüne; satın alınan, yağma edilen, koyunlar ya da
parlak boncuklar gibi değişilen bir malmış gibi davranır, iştahı
dünyayı yiyip bitirecek ve geride sadece bir çöl bırakacaktır.
Beyaz adamların şehirlerinde sakin yer yoktur. Baharda
yaprakların açılışını ya da böceklerin kanat vuruşlarını duyacak yer yoktur. Ama bu belki benim vahşi olmamdan ve
anlamadığımdandır. İnsan eğer bir kuşun yalnız ağlayışını veya
su birikintisi etrafında tartışan kurbağaların seslerini duymazsa
hayatın anlamı nedir? Toprağımızı alma teklifinizi düşüneceğiz.
Eğer satmaya karar verirsek, bir şart koyacağım. Beyaz adam
bu toprağın hayvanlarına kardeşi gibi davranacak. Hayvanlar
olmadan insan nedir? Eğer bütün hayvanlar bitse, insan, ruhun
büyük yalnızlığından ölürdü. Çünkü, hayvanlara ne olursa, insana da aynısı olur, kısa süre içinde!
10
11
Ayakları altındaki toprağın, büyükbabalarının külleri olduğunu
çocuklarınıza öğretmelisiniz. Böylece toprağa saygı duyarlar. Dünya annenizdir. Dünyaya ne olursa, onun oğullarına
da aynısı olur. Eğer insanlar yere tükürürse kendi üzerlerine
tükürürler. Dünya insana ait değildir, insan dünyanındır.
Birkaç saat ya da birkaç kış sonra, bu dünyada bir zamanlar
yaşamış büyük kavimlerin veya şimdi ufak topluluklar halinde
ormanda dolaşanların çocukları da kalmayacak, bir zamanlar
sizinkiler gibi güçlü ve umutlu olanların mezarlarında yas tutmak için. İnsanlar gelir ve gider, denizin dalgaları gibi. Tanrısı
kendisiyle arkadaş gibi konuşan ve yürüyen beyaz adam bile,
bu ortak kaderden ayrı tutulamaz. Beyaz adam belki bir gün
keşfeder, tanrımız aynı tanrı. Şimdi bizim toprağımıza sahip olmak istediğiniz gibi, ona da sahip olduğunuzu düşünebilirsiniz.
Ama olamazsınız. O insanın tanrısı ve şefkati Kızılderili için de,
beyaz adam için de aynı. Bu dünya onun için değerli ve dünyaya
zarar vermek onun yaratıcısını küçümsemektir. Beyazlar da
geçip gidecek, belki bütün diğer kavimlerden önce. Yatağına pislik yığmaya devam et, bir gece kendi pisliğinde boğulacaksın.
Biz, Buffalolar katledildiğinde, vahşi atlar ehlileştirildiğinde,
ormanın gizli köşeleri pek çok insanın kokusuyla dolduğunda
ve diri tepelerin görünümü konuşan tellerle lekelendiğinde,
anlayamıyoruz. Çalılık nerede? Gitmiş! Kıvrak taylarla av
hayvanlarına elveda demek nedir? Yaşamın sonu ve yaşamaya
başlamanın başlangıcı. Bu dünyadan en son Kızılderili de
yok olduğunda ve anası sadece çayırlar üzerinde hareket eden
bir bulutken, bu kıyılar ve ormanlar hala halkımın ruhunu
muhafaza edecekler. Çünkü halkım bu dünyayı, yeni doğan
bebeğin annesinin yürek atışını sevdiği gibi sever. Öyleyse, eğer
topraklarımızı satarsak, onu bizim sevdiğimiz gibi sevin, onunla
bizimki gibi ilgilenin. Bu diyarın anısını, onu aldığınızdaki gibi
saklayın. Bütün gücünüz, aklınız ve kalbinizle, onu çocuklarınız
için koruyun ve sevin. Tanrının hepimizi sevdiği gibi.Bildiğimiz
bir şey var. Tanrımız aynı tanrı. Bu dünya onun için değerli.
Beyaz adam bile bu ortak kaderden ayrı tutulamaz. Bütün bunlardan sonra kardeş de olabiliriz. Göreceğiz! ”
12
Kanadalı araştırmacı Ethel G. Stewart, 250 bin nüfuslu Navaho kabilesinin Orta Asya Türkleri'nin konuştuğu
Atabaşkan dilini konuştuğunu gösterdi.
Kızılderili ve Türk Dillerinde Kullanılan
Ortak Kelimeler
Bazı örnekler1 :
Kızılderili lehçelerinde / Türkçe
Tepek: Tepe
Yatkı: Ev, yatılan yer
Dodohişça: Dudak
Atış-ka : Ateş
T-sün: Uzun
Yu Su: yu-mak, yıkamak
Lı-ık: Vatan, ili
Tete: Dede
Tamazkal: Hamam, temiz kal
Hogan- Ker: ev, Hopan
Missigi: Mısır
Türe- Türe: Töre
Hu: Selam
Yanunda: Yanında
Aş-köz: Yemek
Tapa: Tuba
İldiş: Dişleme
1
Kızılderilere ait resimler aşağıdaki anonim resimlerdir ve temel olarak aşağıdaki
sitelerden alınmışlardır; doğa resimleri ise internetteki anonim copyright’ı olmayan
resimlerdir, anonim sitelerden alınmış anonimleşmiş resimlerdir. Zaten Kızılderilere
göre Copyright kavramı da Karanlık Beyaz Adamın keşfetmiş olduğu şeytansı ve
egoist bir çılgınlıktır:
http://www.sonofthesouth.net/union-generals/indians/sioux-pictures.htm.
http://www.imageenvision.com/free_pictures/
B
AŞLANGIÇ VE
B
13
İTİŞ
Dinle ey Beyaz Adam!
Beyaz-Karanlık Adam!
Dinle ki! Ruhundaki karanlık- kötü ruhları
kovabilesin! Hasta beynini iyileştirebilesin!
Biz eski Kızılderili Reislerinin Ruhları
sadece senin iyiliğini istiyor.
Bize bunca kötülük yapmış olmana rağmen,
Ey Beyaz Adam!
Ama senin ruhun kendi iyiliğini, soyunun,
çocuklarının ve torunlarının iyiliğini istemiyor!
Sen kendini, kendi soyunu ve başka soyları
hızla kirletiyor, onları tüketiyorsun. Çünkü
sen hastasın Beyaz Adam!
Karanlık bir ormandaki gölgeler kadar korkunç kabuslarla dolu ruhun ise
iyileşmeyi pek istemiyor!
Ama sana gerçekleri anlatmak istiyorum
ruhu üşüyen ve tir tir titreyen, korkak Beyaz
Adam!
Çünkü Büyük Ruh öyle istiyor. Artık
uyanmanı ve içinde yaşadığın ve tüm
insanlığa yaşattığın kabustan kurtulmanı ve
gerçeği görmeni istiyor!
14
Uyan ey beyaz Adam! Uyan artık içinde
yaşadığın hasta düşlerden, ifritlerle dolu
kabuslardan! Gerçekleri gör, tüm saflığı ve
beyazlığı ile sadece gerçekleri gör.
Dinle ey Beyaz Adam! Dinle ki,
Kötü ruhlarla dolu hastalanmış ruhunu
sağaltabilesin!
Yıllar geçti! Yüzyıllar geçti! Milyonlarca yıl
geçti! Milyarlarca yıl geçti! Ve zaman durdu!
Zaman zaten hep durgundu!
Beyaz adam söylediği gibi herşeyi yok etti.
Irkımı yok edeceğini biliyordum, tüm diğer
Kızılderili kardeşlerime söylemiştim.
Beyaz Adam sadece benim ırkımı değil,
dünyadaki diğer ırkları da yok etti!
15
Sözlerimi rüzgar aldı, vadilere
taşıdı, ovalarda yankılandı,
ehlileştirdiğimiz atları
koşturduğumuz dağların,
tepelerin en üstlerine kadar
ulaştı, ormanlardaki sayısız
ağaç bizi dinledi, sesimiz ve
düşüncelerimiz ağaçların
kovuklarına ulaştı, tüm kartallar, baykuşlar, kargalar,
serçeler, atmacalar o ağaçlara
konduklarında bizi dinledi,
anladı ve şırıl şırıl akmakta
olan nehirlere fısıldadılar bizim
söylediklerimizi gizlice!
16
Nehirler sesimizi, hissettiklerimizi ve
düşüncelerimizi göllere, denizlere taşıdı!
Denizler büyük denizlere ve okyanuslara
karıştı. Tüm törenlerimizde konuştuklarımızı
doğanın akmakta olan bağrına ve özüne
ulaştırdı. Sonunda Büyük Ruh bizi duydu.
Aslında hep dinliyordu. Büyük Ruh, bizim gözümüzden Evreni ve dünyayı izliyor; kulaklarımızdan doğanın ışıltısını,
akarsuların sesini, kuşların şarkılarını, dinliyordu. O hep dinledi, izledi ve gözledi...
Ey Beyaz-Karanlık Adam, dinle, kulaklarını
bir atmacanın ayırdındalığı ile aç ve iyice
dinle! Büyük Ruh Bizi işitince bir karara
vardı!
Büyük Ruh, Şef Seattle’ı görevlendirdi.
İzlesin diye sizleri, bir tek benim kalmama
izin verdi ve bu gezegende ölü olan bedenimin üzerinde bir bulut gibi yükseldim.
Ama o bulut son 150 yıldır herşeyi izliyor,
her yere bir sis halinde süzülüyor ve seni
araştırıyor Büyük Ruhun sonsuz kararlarına
ilham olabilmesi için!
O kararlar ki belki de Beyaz-Karanlık
adamın sonunu hazırlayacak...
Anladım ki o zaman! Kötü Beyaz Adam!
Anladım ki, Büyük Ruh seni hep izlemek
istiyordu...
Benim bedensiz gözlerimin ve kafatası derisi
olmayan beynimin içinden.
Büyük Ruh, Şaman törenlerimizde
çubuklarımızı içtikten sonra bizle temas
kurardı. O zamanlar Beyaz-Karanlık
Adamın neler yaptığını öğrenirdi. Kendi
yarattığı doğaya, ormanlara, ağaçlara, hayvanlara nasıl zarar verdiğini öğrenirdi.
Ama daha fazlasını öğrenmek istedi Büyük
Ruh! Ve Şef Seattle’a bu görevi verdi. Şef
Seattle’ın ölmüş ama ölmemiş gözlerinin,
çürümüş ama düşünen beyninin içinden
Beyaz Adamın yaptıklarını detaylı izledi,
araştırdı, öğrendi.
O Büyük Ruh ki, güneşi Doğudan doğdurur.
Güneşi Batıdan batırır. Tüm denizlere bu
batışın kızıllığını, renk cümbüşünü ve
sonra alacakaranlığı, ve de tüm güzelliğini
yayar. Kuzey yıldızını parıl parıl parlatır.
Bize ormanda yol bulmamız için, yıldızları
birer meşale gibi gökyüzünde yakar. Sabah
yıldızını bize uyandırır. Biz yıldızlarla uyur,
yıldızlarla uyanırız, Beyaz Adam’ın sürekli
yanan çubukları ise onu gecenin karanlık
ruhlarının içinde yaşatmayı sürdürür. Biz
doğa ve yaşamın kendisiyiz!
Beyaz Adam ise ölümün ve yokoluşun bizzat kendisi!
Dinle ey Beyaz Adam!
Şimdi artık Büyük Ruh bazı şeyleri daha iyi
bilmek istiyor. Bizlerin gözlerinden, bizlerin
beyinlerinden, bizlerin düşüncelerinden.
Senin gerçek niyetini, ne yapmak istediğini
daha iyi öğrenmek istiyor.
17
18
Dinle Ey Beyaz-Karanlık Adam!
Büyük Ruh senin sonunu hazırlıyor! Bu
mesajı ise seni uyarmak için gönderiyor.
Şef Seattle’ın gözünden, kulağından ve
ruhundan sesleniyor; ormandaki rüzgara
ve kuşların şarkılarına üflüyor! Tüm
çağlayanlar Kötü Beyaz Adamın kötülüklerini haykırıyor, akarsulara; o akarsulardan içen tüm Karacalar, sırtlanlar, yılanlar,
arslanlar, zebralar, bizonlar, kartallar,
sırtlanlar bizim ve Büyük Ruhun bu mesajını
alıyorlar ve bu mesajı tekrar Büyük Ruha
taşıyorlar.
Zamanın daralıyor Ey Beyaz Adam!
Zamanın daralıyor.
Bizim ise zamanımız çok, tüm denizlerdeki
kum taneleri kadar çok, biz beklemesini biliriz. Büyük Ruh da bekler, gereken zamanın
gelmesini, sadece o zamanın gelmesini
bekler. Kızkardeşimiz Gökyüzü, dostlarımız
yıldızlar, galaksiler, uzay ve boşluk bekler,
onların zamanı çoktur!
Ya da itiraf edeyim Beyaz Adam onlar için
zaman yoktur!
19
Artık Şef Seattle için de zamanın donduğu
gibi!
Senin ise bir kemik torbası halinde kalıncaya
kadar ancak 60 kışlık bir zamanın var!
Ardında koştuğun ve bilim adamlarını
seferber ettiğin ölümsüzlük ise senin için
imkansız Kötü Karanlık Beyaz Adam! Büyük
Ruh senin kadar kötü ve varoluşu yokeden,
kardeşi doğaya kötü davranan bir bilince
ölümsüzlüğü vermeyecek!
Kız kardeşlerimiz Nehirlerin sesi,
arkadaşlarımız kurbağaların fısıltılı
dedikoduları, kuzenlerimiz ormandaki
agaçların çıkardığı rüzgar, amcalarımız
derelerin iniltisi, kardeşimiz gökyüzünün
sessizliği hep bu mesajı fısıldıyor sana BeyazKaranlık Adam.
Ama sen hiç bir şey anlamıyorsun Beyaz
Adam!
Hiç bir şey anlamıyorsun. Anlamamak için
elinden gelini ardına bırakmıyorsun. Anlamamakta direniyorsun!
Belki bazıları anlar diye bu satırları Büyük
Ruh Şef Seattle’a yazdırıyor Beyaz Adam!
Doğa ve akrabalarımız olan hayvanlar sana
bu sesi sürekli fısıldayıp, gerçekleri söylüyorlar. Arılar kitleler halinde ölürken, Yunuslar intihar ederken, genetikle doğasını
mahvettiğin yiyecekler, meyveler, sebzeler
senin insanlarını ve senin kabileni bilinmez
hastalıklarla yok ederken sana hep sesleniyorlar.
20
Sen Beyaz Adam! Sen, Sadece vücudunu
kanser etmekle kalmadın, ruhun da artık
kanser! Yapma hastalıklar oluşturmak için
kurduğun bilim çadırları senin ırkın için,
dost olsun, düşman olsun ölüm ve yokoluş
üretiyor. Tıpkı bize aşılamış olduğun virüslü
hastalıklar gibi, sen de kendi yarattığın
virüslerle yok olacaksın!
Bu gerçekleri aslında tüm gökyüzü,
arkadaşlarımız bulutlar, bulutların gölgesinde dinlenen ulu çam ağaçları, çam
kozalakları, selvi ağaçları, hepsi sana
mırıldanıyor!
Ama sen bu sesi ve bu dili anlayamazsın.
Eğer anlasaydın, onları kendi kardeşlerin
gibi severdin. Üzerine bastığın Annen
toprağa, yeryüzüne, kızkardeşlerine, babana,
erkek kardeşlerine böylesine ihanet etmezdin, hoyratça davranmazdın. Ormanlara,
nehirlere, göllere, toprağa, hayvanlara çok
daha iyi davranırdın. Bu dil, doğanın dili
sana çok yabancı! Sen o dili hiç öğrenmedin,
öğreneyemeyeceksin de! Onu Şef Seattle
da sana öğretemeyecek, ama sadece bir tek
mesajım var, bari onu al!
Kendini yok ediyorsun Beyaz-Karanlık
Adam!
Kendini yok etmek istediğin için de doğayı
ve kendi ırkını yok ediyorsun!
Yokoluşu böylesine çok arzuladığın için
Büyük Ruh senin sonunu hazırlıyor!
21
Çok az zamanın kaldı Beyaz Adam; seni
kendi parçam olarak gördüğüm için uyarma gereği duyuyorum. Şef Seattle’a veya
Kızılderili dostlarımıza yaptıklarına rağmen
seni korumaya çalışıyorum. Çünkü benim
bilincim doğanın bilinci, Büyük Ruhun bilinci. Kozmik Ruhun bilinci!
O bizzat Kozmik Bilinç!
Senin bilincin ise hasta beyninde yaratmış
olduğun ve ovalara, dağlara, karmaşa dolu
şehirlerine saldığın Şeytanın bilinci!
O nedenle Büyük Ruh bedeninin çürümesinden tam 150 yıl sonra Şef Seattle’ı sana gerçekleri ve doğruları göstermek için görevlendirdi. Şef Seattle pek inanmıyor senin
gerçekleri anlayabileceğine ama, bunu zaten
senin için yapmıyor! Kardeşi Gökyüzü, Toprak Ana, nehirler, denizler, kızkardeşleri ormanlar, akrabaları bizonlar, arılar, yunuslar,
martılar, albatroslar, şempanzeler, goriller
için yapıyor! Şef Seattle sana senin ‘kollektif
bilinç altı’ dediğin bir yerden sesleniyor.
Ey Beyaz Adam! Bilmem anlayabilecek misin
Şef Seattle’ı !
Artık ruhundaki kötü ruhların ve kendi
yarattığın, tapınmakta olduğun Şeytan’ın
gökgürültülü ve ürkütücü sesine kulaklarını
tıka, Büyük Ruh seni sorguluyor artık Beyaz
Adam!
22
Doğanın müziğini dinlemek ve bu müziğin
içindeki sesi ve mesajı anlamak zorundasın
artık Beyaz Adam. Sana yardımcı olacağım
Beyaz Hasta Adam!
Çok kötü hasta Adam, ama karanlık -çok
siyah- simsiyah Adam!
Tüm Kızılderili mezarlarındaki eski Büyük
Şeflerin ruhları, ormanların gölgesi, en ufak
bir çam kozalağı, denize karışan nehirin en
ufak bir su damlası, gökyüzünde yüzmekte
olan bir bulut, bilge bir baykuşun karanlıkta
bakan şaşkın gözleri, bir atın yelesindeki
tüyler hep artık seni sorguluyor BeyazKaranlık Adam. Bunu bilesin.
Dinle ey Beyaz Adam!
Sen doğayı yeşil renkli mürekkepli ince
kağıtlarınla satın alabileceğini sanıyorsun. O
kağıtları yaptığın agaçların değeri öylesine
fazla ki! Aslında tüm dünyadaki ormanların
ağaçlarını kağıt yapıp, üzerine yeşil mürekkeple tüm Büyük Şeflerinin resimlerini
bassan da onca kağıtla bir ağacı bile satın
alamayacağının bilincine hiç bir zaman
varamayacaksın.
Büyük Ruh ve Doğa sana tek bir ağacı bile
satmayacaktır Beyaz Adam! Sen sadece satın
aldığını ve ona sahip olduğunu sanıyorsun!
Bu senin kendine ve kabilelerinde yaşattığın
insanlarına anlattığın büyük yalandan,
onlarla birlikte görmekte olduğun gerçek
olmayan sanrılardan ibaret!
23
Hasta, karanlık beyninin görmekte olduğu
binlerce sanrıdan sadece bir tanesi...
O bir ağacın oluşması için milyonlarca yıl
geçti. Büyük Ruh ve Doğa ona çok emek
verdi. Onu sana satmayacaktır Beyaz Adam,
sen onu satın aldığını sanıyorsun. Ama o
çam kozalakları, selvi ağaçları için zaman
nerdeyse senin varoluşunun yanında sonsuz
Beyaz Hasta Adam!
Çünkü ey Beyaz Adam!
O ağacın en ufak bir molekülü, bir yaprağı,
bir parça kabuğu bile sana ait değildir. Tıpkı
senin de sana ait olmadığın gibi! Sen de
o doğaya, Büyük Ruha aitsin. Sen herşeyi
mürekkepli kağıtlarınla satın alabileceğini,
kendi hakimiyetine geçirebileceğini
sanıyorsun. Ama bu dünya gezegeni seni
şaşkınlıkla izliyor! Ne demek istediğini
ve ne yapmak istediğini bu doğadaki ve
bu gezegendeki milyonlarca yıllık varoluş
anlayamıyor! Doğada herşeyin bir düzeni
ve mantığı varken, senin yaptıkların hiç
bir mantıksal düzene ve varoluşa uygun
düşmüyor. Yaptıkların, tutkuların, özlemlerin ve hırsların doğanın matematiğine aykırı.
Sen çok hastasın Beyaz-Karanlık Adam! Çok
hastasın, hiç bir şamanın sağaltamayacağı
kadar çok hastasın...
24
Dinle ey Beyaz Adam!
Sen kendini Tanrı yerine koyuyorsun!
Tanrıyı oynamak istiyorsun!
Büyük Ruh senin Tanrıyı oynamana izin
vermeyecektir!
Kendi tarihine bak! Tanrıyı oynamaya
çalışan tüm zavallı Şeflerin, liderlerin
hepsi kaybetmişlerdir. Hepsi bir dönem
tiran, diktatör, sadist bir Büyük Şef olarak
yaşamış, sonra kendi halkları tarafından
katledilip, tarihe ihanet ve nefretle kayıt
edilmişlerdir.
Bazen de kendi beyninde yaratmış olduğun
ve dünyaya canlı olarak saldığın Şeytan’ın
yerine koyuyorsun kendini. Hasta beyninin ürünü tüm iblisleri, ifritleri ortalığa,
kendi halkının içine saçıyorsun ve onların
yardımıyla herşeyi yönetebileceğini ve
ovalara, ormanlara, dağlara, bulutlara,
kuşlara, nehirlere, denizlere sahip ve hakim
olabileceğini sanıyorsun.
Dinle Ey Hasta Beyaz Adam!
150 yıldır senin bilgilerini izliyorum, işitiyorum ve okuyorum. Tüm
kızkardeşlerim nehirlerle, annem
yeryüzü ve toprakla, kardeşim gökyüzü
ile, kızkardeşim ormanla ve ağaçlarla
konuşuyorum. Seni anlamak ve Büyük
Ruha anlatmak istiyorum. Ne kardeşim
gökyüzündeki bulutlar, ne kızkardeşlerim
25
nehirler ve dereler, ne ablalarım ağaçlar,
yapraklar, çiçekler, meyvalar, ne
deakrabalarım bizonlar, kurtlar, sırtlanlar,
çakallar, tilkiler, sincaplar, kartallar seni
anlamıyorlar, inan senin ne yapmak
istediğini anlamıyorlar hasta Beyaz Adam!
Tüm gezegen, ey Beyaz Adam!
Tüm gezegen senin hastalığın ve içine girmiş
olan kötü ruhlar için üzülüyorlar. Seni 150
yıldır soruyorum Beyaz Adam. Tam 150
yıldır seni soruyorum, nehirlerin sesine,
ormandaki yaprakların üzerindeki çiğlere,
bulutların sessizliğine, okyanusların içindeki
dev balıklara, tırtıllara, kelebeklere, arılara,
doğada duyduğum her sese, düşünceye
veya varoluşa seni soruyorum Beyaz HastaKaranlık Adam. Hiçbirisi seni anlamıyor ve
anlatamıyor ne yazık ki bana. Hiçbirisi seni
açıklayamıyor.
Şef Seattle Büyük Ruha böyle söyleyecek!
Şef Seattle iken çok bilgisizdim. Okuma
yazma bile bilmezdim. Ama son 150 yılda
senin yazdığın pek çok şeyi okumayı
başardım Beyaz Adam, bilim adamlarının
söylediklerini anlamayı başardım ey Beyaz
Adam. Ama hala seni anlamıyorum. Pek çok
bilim adamı kardeşim de seni anlayamıyor
zaten.
26
Yunuslara sordum seni! Yunuslar boş boş
kafa salladılar. Balinalar ise anlamsız bir
biçimde iç çektiler, su fışkırttılar. Seni çok
iyi tanıyorlar ve sana karşı verilebilecek en
iyi tepkinin intihar etmek olduğunu bilen
Yunuslar ve Balinalar sen farkına varmadan
toplu olarak intihar ediyorlar okyanusların
heryerinde; bunu biliyor musun Beyaz
Hasta Adam. Büyük Ruha mesaj yolluyorlar. Büyük Ruh tüm mesajları alıyor ve
değerlendiriyor. Büyük Ruh Yunusları ve
Balinaları çok seviyor.
Ama ey Beyaz Adam! Üzülerek söylüyorum,
Büyük Ruh seni pek sevmiyor !
Dinle ey Beyaz Karanlık Hasta Adam!
Büyük Ruh senin sonunu hazırlıyor. Bizim
hissettiğimiz bu, Büyük Ruh ve bu gezegen
artık Beyaz Hasta Adamın olmadığı bir gezegen istiyor.
Beyaz Adam zaten bu topraklar üzerinde
milyonlarca yıldır yoktu. Varolduktan sonra
da son bir kaç bin yıldır kendi kötü soyunu
dünyaya yaydı.
Annen Toprak Ana sana küşmüş!
Kardeşlerin nehirler senin için ağlayarak
akıyorlar. Aslında akmıyorlar, sadece
ağlıyorlar. Kızkardeşlerin Ormanlar ve
ağaçlar seni yakınlarında bile görmek istemiyor.
27
Sen tüm gezegenin bir canlı organizma gibi
nefes aldığını ve aslında bir bütünlük ve
uyum içinde yaşadığını anlayamıyorsun hala
zavallı Beyaz Adam. Hepsinin bir kollektif beyni ve düşüncesi olduğunu ve Büyük
Ruhun bunu şekillediğini ve hissettiğini
anlayamıyorsun.
Herşeyi özetleyeceğim sana, Beyaz Hasta
Adam!
Sana kendini anlatacağım Beyaz Adam.
Sana tarihini tanıtıp, aslında tüm doğanın bu
tarihi bildiğini sana hatırlatacağım ey Beyaz
Adam.
Benim ırkıma başka, insanlara sahip
olduğunu sandığın Amerika kıtasındaki tüm
kültürlere neler yaptığını özetleyeceğim ve
senin neden hasta olduğunu sana ve Büyük
Ruha anlatacağım Beyaz Adam.
İçine giren kötü ruhları çıkarmanın ne kadar güç olduğunu ve seni iyileştirmenin ne
kadar zor olduğunu biliyorum. Ama sen
de doğanın ve Büyük Ruhun bir parçasısın.
Büyük Ruh ve Doğa sana son mesajlarını
ve emirlerini gönderiyor ey Beyaz Adam.
Umarım mesajları anlarsın. Emirlere uyarsın.
Arıların sana verdiği mesajları hissedersin.
Yok olmakta olan Pandalara karşı içinde en
ufak bir şefkat pırıltısı oluşturmayı becerebilirsin!
28
Arıların bitkilerin üzerindeki vızıltıları
olmadan aslında bitkilerde döllenme diye
birşeyin olamıyacağını, onların yokolmasıyla
birlikte bitkilerin de hızla yokolacağını,
meyvaların sebzelerin ve pek çok bitki
çeşidinin yok olacağını herhalde biliyorsundur; bitkiler olmayınca hayvanlar olmaz,
hayvanlar olmayınca da insanlar olmaz. Sen
yakında olmayacaksın Hasta Beyaz Adam!
Dinle ey Beyaz Adam!
Sen zamanı bir atın bir yolda gittiği çizgi
boyunca görüyorsun! Halbuki Büyük Ruh
için bu böyle değil! Doğanın mantığı biraz
farklı da düşünüyor. Bazen çizgisel, bazen
de dairesel Beyaz Adam, Geçmiş-Şu An- Gelecek birdir. Zaman bazen daireseldir! Bunları
senin doğa fizikçilerin de söylüyor artık
Beyaz Adam!
Hani şu bir ormandaki otlar kadar sayıda
insanı bir anda yok eden gökgürültülü, mantar bulutlu bombalarını yapan fizikçilerden
bahsediyorum. Senin mantığın sadece ama
sadece günlük hayatının ve yeşil mürekkepli
kağıtlarının hesaplarına göre çalışıyor. Ama
doğanın hesabı ve mantığı, matematiği senin
henüz daha çözemediğin, ama yönetmek
istediğin bir mantığa göre çalışıyor.
29
Doğa’nın mantığını hiç bir zaman yönetemeyeceksin Ey Hasta Beyaz Adam!
Şunu unutma ki Beyaz Adam bir insanın
ömrü 60 kez dağdaki karların eriyip,
çiçeklerin ilkbaharda açması için geçen süre
kadar olabilir. Bu çok kısa bir süredir. Sonra
insan Anasının yanına döner ve Toprak
Ana onu içine alır, kendi bütününde eritir.
Ama Doğa’nın ve Büyük Ruhun çok zamanı
var Beyaz Adam, inan ki sandığından
çok daha fazla zamanı var ve bu gezegenin, doğanın varoluşu senin kafanda
canlandıramayacağın kadar eski. Dünyadaki
tüm ormanlardaki ağaçların yapraklarının
sayısından daha fazla kış geçti bu gezegen
varolalı!
Benim Atalarım, Atabaşkanlarım Beyaz Adam! 30 bin adet kar yağışı mevsimi önce göç etmişler ellerinden aldığın
topraklarına. Sen ise sadece 600 kar yağışı
mevsimi süresince bu topraklardasın.
Benim Atalarım, Atabaşkanlarım 30 bin kış
geçirmişler. Beyaz Kötü Adam ise sadece
600 Kış geçirmiş bu topraklarda. Ama
yine de Beyaz Adam benzer soylardanız.
O nedenle seni uyarmam gerekiyor. Seni
kendine karşı uyarmam gerekiyor. İçinde
yaratmış olduğun ve hasta beyninin ürünü
olan Şeytanlara, iblislere, ifritlere, vampirlere karşı uyarmam gerekiyor. Seni son bir
kaç bin yıldır evrimleştirmiş olduğun içindeki kötülüğe, yaratıp da gezegene salmış
olduğun Şeytana karşı uyarmam gerekiyor.
30
Çünkü Beyaz Hasta Adam o Şeytan
SENSİN!
Dinle ey Beyaz Şeytan Adam!
Artık bir bir son 150-200 kış boyunca
neler yaptığını sıralamanın zamanı geldi.
Önce Beyaz Adam söze eski Kızılderili
kardeşlerimin sözleriyle, özdeyişleriyle
başlayacağım, başlayacağım ki onlara karşı
olan görevimi yerine getireyim. Onların
ruhları da bunu istiyor, sana onları ve kendini anlatmamı istiyor. Onları tekrar okuyup,
düşünüp, o bilinci anlayasın.
Bir Ulu Kızılderili özdeyişi der ki;
‘Ulu Tanrı , rüzgarın içinde duyduğum ses
kimin sesi, bütün dünyaya hayat veren evrenin
nefesi -duy beni-. Senden önce geldim . Senin
çocuklarından biriyim. Ben küçük ve güçsüzüm,
senin gücüne ve bilgeliğine ihtiyacım var. Güzellikler içinde yürüyelim ve gözlerim hep farkına
varabilsin kırmızı ve mor gün batımını. Ellerim
saygı göstersin senin yarattıklarına, kulaklarım
açıkça duyabilsin sesini.
Beni öyle bilge yap ki ben benim insanlarıma
öğrettiklerini anlayabileyim ve kayalara ve
yapraklarının arasına gizlediğin derslerini anlayabileyim. En büyük düşmanım olan kendimle
savaşıp kendi içimdeki gücü bulabileyim ve hazır
olayım sana gelirken;Temiz ellere ve saf gözlere ,
öyle ki yaşam batan bir günbatımı gibi solmaya
başladığında ruhum sana saf ve lekesiz gelebilsin.”
31
Kızılderili kardeşlerimi önce iyi anlayabilmelisin. Onların felsefelerinin ve bilinçlerinin içine girebilmelisin. Sonra sana parlak bir akarsuyunun yansımasında veya bir
aynada kendi yüzünü göstereceğim Beyaz
Adam!
Kardeşlerim Apachiler, Oglala Sioux’ları,
Cheeroke’ler, Navajolar, İdaholar, Senecalar
ve diğerleri derler ki:
“Yaşarken ölüm korkusunun kalbine girmesine
asla izin verme. Ölüm korkusu seni ölüme taşır.
Sen Beyaz Adam ölüm korkusuyla yaşıyorsun
hep. Ölmek ve öldürmek var hep bilincinin derinliklerinde. Kurduğun inanç sistemleri tamamen
ölüm korkusuyla dolu.”
Halbuki Beyaz Hasta Adam!
Sen varken ölüm yok! Ölüm varken de sen
olmayacaksın!
Yaşama önce saygı duy, sonra onu sev;
eksiksiz ve sınırsız yaşamı tüm demiyle yaşa,
yaşamındaki tüm şeyler güzel olsun. 60 Kış
sonunda bir ateşin başında oturduğunda
ve geçmişe baktığında, yüzünü huzurlu bir
gülümseme alsın. Ve emin ol ki artık mutlu
bir biçimde gitmeye hazırsın...
Yaşamını uzun yaşamak için gerekeni yap
ve başkalarına da aynı amaç için yardımcı
ol. Yaşam Büyük Ruhun sana bağışladığı bir
mucizedir. Bu mucizeye saygılı ol!
32
Bu mucizeye saygılı olmazsan mucize de
sana saygılı olmayacaktır! Tarihin içine boş
bir kabuk gibi atılacaksın!
Büyük ayrılış günü bir gün geldiğinde,
soylu bir ölüm şarkısı hazırla. Hayatının
şiirini yaz ve yeni soylara, çocuklarına ve
torunlarına huzurla veda et.
Tüm insanlara saygı duy ama asla yaltaklanma. Kimseye muhtaç olduğun için
yanaşıp, yalan söyleyip takiyye yapma.
Gerçekten ne kadar uzaklaşırsan, kendini ne
kadar kandırırsan; gerçek de senden o kadar
uzaklaşacaktır. Sadece gerçeğe odaklan ve
sanrılarınla kendini kandırma. Yarattığın
putları veya şeytanları insanları bir zamanlar yaktığın ateşlerde yakmazsan, senin
var sandığın cehennemde sen bu dünyada
yanacaksın. Ruhun yanacak ve hiçbir et,
ruhun yanması kadar acı vermez. Ama biz
eski Kızılderili şeflerinin gördüğü kadarıyla
senin ruhun cayır cayır yanıyor Beyaz Ölü
Adam!
33
Sabah güneş doğduğunda, ışık için, yaşamın
ve sağlığın için şükret. O ışık damlaları
sana milyonlarca yıldır yaşamı ve ölümü
bahşediyor. Yaşam ve ölüm birdir Beyaz
Adam! Bunu unutma!
Bulduğun besinler ve yaşam sevincin için
şükret. Şükretmek doğaya sevgi göstermektir. Onu kutsamaktır. Açgözlülük ve aşırı sahip olma veya tüketme ise senin Şeytanının
yaratmış olduğu bir kabustan başka bir şey
değildir. Bu gezegen milyarlarca yıl sonra
yokolduğunda veya bir kaç on yıl sonunda
senin soyun yok olduğunda, sen doğaya ve
insanlığa hiç bir şey bırakmamış bir parazit olarak yaşamına son vereceksin. Senin
yaşantının yerine yeni yaşamlar kurulacak.
O yaşamlar seni hatırlamayacak bile! Tıpkı
bu ve benzer gezegenlerde daha önce
olduğu gibi. Pisliğinin içinde boğduğun
doğa seni biran önce unutmak için elinden
geleni yapacak.
34
Şükredecek bir neden bulamıyorsan,
içindeki kusuru ara. O kusur senin egonun ve içindeki benin dışında seni yönetmeye çalışan bu egonun eseridir.
Ölüm zamanı geldiğinde, kalbin ölüm
korkusuyla dolmasın; böyle olanlar
zamanları geldiğinde birazcık daha
yaşamak için ağlayıp, dua ettiler ve
bu yüzden farklı bir yaşamı yaşadılar.
Halbuki ölüm korkusu senin tüm yanlış
inançlarının ve doğadan uzaklaşmanın
ana nedenidir!
Kendi ölüm şarkını söyle ve bir
kahramanın eve dönüşü gibi öl!
Bir dostla karşılaştığında veya uzaktan
gördüğünde hatta yalnız bir yerde bir
yabancı önüne çıktığında bir söz söyle
veya muhakkak selam ver. Çevreni ve
etrafındaki insanları sevdiğini doğaya
kanıtla, ama önce kendine kanıtla.
Çünkü Büyük Ruh ve Kozmik Bilinç
sadece sevgiden ibarettir.
Dünyaya bağlan ve orada saygıyla yaşa.
Büyük Ruh böyle istiyor ey Beyaz Adam!
Gerçek annen ve baban gezegenin
dünyadır. Ona saygılı olmayı öğren!
35
Ama sen Beyaz Karanlık Şeytan Adam;
o dünyayı yokediyorsun! O dünyadaki
yaratıkları yok ediyorsun; en önemli yeşil
mürekkepli kağıtlara sahip olmak için kendi
kardeşlerini ve soyunu yok ediyorsun!
Halbuki daima Büyük Ruh'a yakın
olmalıydın! Ona yakın olmak için, bir
gününü ayır ve bir ormanın içinde yürü
bir gün boyu, sabah güneşin yeşil ve çiğli
yaprakların üzerinde mışıl mışıl doğuşunu
izle; günü geçir. ‘Şimdi ve Bu Anı’ Yaşa!
İnsan soyunun geçirdiği evrimi düşün;
etrafındaki ağaçların, bitkilerin, çiçeklerin,
böceklerin geçirdiği milyonlarca yıllık
evrimi düşün! Sadece bir gün kendini
öylesine doğaya ve ormanın kendiliğine
bırak ey Beyaz Mutsuz Adam! O gün
boyunca, insanlık tarihinde Beyaz Adamın
yaptıklarını düşün! Doğanın sana neler
verdiğini düşün!
Derin bir nefes al! Büyük Ruhun senin
için milyarca yılda yaratmış olduğu ve
ciğerlerini dolduran havayı ve oksijeni
düşün!
36
Ormanda yürürken, çok daha derin nefes al!
Göğsünü şişiren havayı, büyüyen ciğerlerini,
vücuduna kan pompalayan bir tabiat mucizesi olan kalbini düşün. O kalbi Şeytanın
fikirleriyle ve yarattığın o karanlık iblislerle
dolu şehirlerdeki boş uğraşılarla nasıl
yorduğunu ve yıprattığını düşün!
37
Daha sonra da Büyük Ruhu düşün! O
senin yarattığın ve hikayelerini, olmayan
masallarını ince yapraklara yazdığın öç
alıcı, kötü kalpli, insanları cezalandıran bir
Yaratıcı değil! O yarattıklarını seven, sevgi
dolu bir yaratıcı. Büyük Ruhu nefesinle
ciğerlerine, kılcal damalarına kadar çek
Beyaz Adam! Ormanda yürürken bunu
yap ve Büyük Ruhun nasıl damarlarından
içeri girdiğini, dokularına doğru aktığını ve
seni kapladığını düşün.
Çünkü Ey hasta karanlık Beyaz Adam!
Sen O ‘sun!
Büyük Ruh, Kozmik bir bilinç!
Sen de o bilincin parçasısın!
Ama bunu algılayabildiğin sürece Kozmik
Bilinç ve Büyük Ruh seni kendinden sayacak ve sana kendini ifade edip açacaktır!
Eğer onu tanımazsan ve kendi bildiğin
şeytanların yolundan gidersen, Kozmik Bilinç illüzyonlar ve sanrılarla dolu dünyanda
sana yepyeni tuzaklar hazırlayacaktır.
Beni düşün Ey Beyaz Adam!
Şef Seattle’ın nasıl yaşadığını ve nefes
aldığını düşün!
38
39
Ama onu anlamazsan, o da kendi bileceğin
bir iş! Kendi yarattığın cehennemle, iblislerle, ifritlerle, meleklerle, şeytanlarla yaşamayı
sürdürebilirsin. Bu dünyada kurmuş
olduğun cehennemine ve kendi kazanına
kendi ateşini ve kömürünü kendin koyuyorsun!
Şunu unutma ki, Beyaz Hasta Adam!
Şunu unutma ki!
Herşey bir illüzyondan ibarettir.
Gördüğün, nefes aldığın, hissettiğin
herşey kısa bir yıldızın kayması gibi, kısa
bir olaydır, bir illüzyondur evrenin dev
geçmişi içinde!
Ayağına diken battığı zaman çektiğin acı,
Rüyalarda gördüğün kabuslar,
Yarattığın şeytanlar,
Korkuların, acıların, duaların,
Hafızan, düşüncen, bilincin,
Hepsi birer illüzyondur!
Bu illüzyonun hayalini görmek istiyorsan,
Beyaz adam, o illüzyon içinde yaşa!
Ama o illüzyondan çıkmak istiyorsan!
Gerçekleri, gerçekler gibi algılamak istiyorsan Beyaz Adam!
40
... O zaman dinle beni!
Doğadadır tek gerçek ve sürekli
sana fısıldamaktadır, kendini!
Sana kendini her gün
anlatmaktadır!
41
Kendinin, gerçek özüne,
Büyük Ruha,
Kozmik bilince ulaşacaksın!
Ama senin bu düzeye gelecebileceğini hiç
sanmıyorum Beyaz Hasta Adam!
Büyük Ruh ve Kozmik bilinç senin
gözünden kendini gözlemlemektedir.
Kendi yarattığın şeytanlarla uğraşıp duruyorsun!
Yeşil mürekkepli kağıtlarının sayısını
arttırmakla ve kendi ırkını kazıklamakla ve
kandırmakla uğraşıp duruyorsun!
Bunu anladığın zaman Beyaz
Adam!
Sen damarlarında akmakta olan ve
dokularına, beynine yayılmakta olan Büyük
Ruhsun!
Kendin olacaksın!
Zaman duracak!
... Ve kendin olacaksın!
Böyle bir gün yaşayacağına ve ormanda
dolaşırken bunları düşüneceğine söz ver
bana Beyaz Adam.
O günün bitiminde anlayacaksın ve günün
kızıl ışıkları, milyarlarca yıldır yaptığı gibi
karanlığa ve kızkardeşim Ay’ın ışıldattığı
karanlığa kendini bırakırken, anlayacaksın
beyaz adam. Kendinin önemini, doğanın
önemini, Büyük Ruhun sana bahşettiklerinin
önemini anlayacaksın!
42
O zaman, gün batımının kızıl, sarı, mavi ışıkları
senin beynindeki Büyük Ruhun içine girerken
ve sende milyonlarca yıllık evrimsel geçmişine
ait muhteşem bir bilinç hali yaratırken Beyaz
Adam! İşte o zaman anlayacaksın ve bir ormanda bir gün boyunca yürüyüp hissetmiş olduğun
doğanın mükemmelliğini anlayacaksın!
... Çünkü ey Beyaz Adam! Sen O’sun!
... Ve doğa olmadan sen bir hiçsin!
... bu gezegen olmadan sen bir hiçsin!
... dedikodularını dinleyemediğin kurbağalar
olmadan sen bir hiçsin!
... Okyanuslarda senin ruhunun sağaltılması
için Kozmik Bilince sürekli yakaran Yunuslar
olmadan sen bir hiçsin!
... En önemlisi doğanın gerçeği ve kendin olmadan sen bir hiçsin. Seni senden başka hiçbir
guru, hiç bir peygamber, hiç bir Tanrı kurtaramaz!
43
Bak görmüyor musun Büyük Ruh ve
Kozmik Bilinç nasıl gülüyorlar ve tasdik ediyorlar bu söylediklerimi!
Görmek mi istiyorsun? Kafanı kaldır
ve milyarlarca yıldızın ve milyonlarca
galaksinin tasdik edici göz kırpışlarına
bak bir gece vakti!
44
Beyninde yarattığın Şeytanların ve
İblislerin yerine,
Tapman gereken gerçek şeyin ayırdına
varacaksın o zaman, Ey Beyaz Adam!
Mutsuz Beyaz Adam!
Tapman gereken Ey Beyaz Adam!
Doğa, senin doğan, çevrendeki doğa ve
sensin,
Beyaz Hasta Adam!
Mutlu olmayı belki kendin, doğa ve
güneş ve ay ve ağaçlar ve sevdiğin insanlar ve etrafındaki hayvanlar ve bitkilerle
kendini özleştirdiğin zaman anlama şansı
bulabilirsin!
Bu düşüncelerimizi böyle bil Ey Hasta
Beyaz Adam!
Kızılderili atalarımız der ki:
Seni izleyenlere daima saygılı davran.
Daima tüm insanlığın hayrına çalış.
Gereken her yerde yardımcı ve şefkatli ol.
Doğru olmak için ne yapacağını bil.
Düşüncelerine ve bedenine iyi bak.
Emeğini en iyi amaca yönelt.
Daima inançlı ve dürüst ol.
Yaptıklarının tümünden sorumlu ol.
Ama bunların hiç birisini yapmayacağını biliyorum
Beyaz Adam!
Ama sen Beyaz Adam, Doğanın ve Büyük Ruhun
sana bahsettiklerini yapmak isterken veya doğanın
senden istediklerini yerine getirmen gerekirken.
Büyük Şeflerinin resimleriyle dolu mürekkepli yeşil
kağıtlarını çoğaltmakla ilgileniyorsun. Aklın fikrin
bunda.
"Son ırmak kuruduğunda, son ağaç
yok olduğunda, son balık öldüğünde;
Beyaz Adam paranın yenemeyen bir şey
olduğunu anlayacak."
Ama iş işten çoktan geçmiş olacak o zaman!
Seni Büyük Ruh ve Şef Seattle son kez uyarıyor.
Uyarımızı dinle Ey hasta Ruhlu Beyaz Şeytan
Adam!
45
46
47
O Şeytanı ve Kötü Ruhu görmeden Beyaz
Adam!
Ne kadar dans edersek edelim, etrafında!
Ne kadar büyülü tütsüler yaksak da
yanında,
Ne kadar ağlasak da geçmişine, geleceğine,
ve yokolmakta olan,
Dairesel geçmiş, şu and ve yarınına
Seni sağaltmamız mümkün olmayacak,
Beyaz Adam!
İçindeki Şeytan ve Kötü Ruhlar öylesine çok
ki Beyaz Adam, Öylesine çok ki!
Senin son 1000 kış boyu geçirdiğin ve insanlara geçirttiğin deneyimlere girersem!
Dinle Beyaz Adam!
Sana diğer Kızılderili Şeflerininin veya
Şamanlarının söylemiş olduklarından
da örnekler veriyorum; sana kendini
tanıtmadan önce,
Evet Beyaz Adam!
Dinle sadece, sus ve dinle!
Anlamak için senin daha bin kış boyunca
sadece susman, dinlemen ve düşünmen gerekli Beyaz Karanlık Adam!
Şimdi senin yaptıklarına gelelim. Son bir
kaç yüz kış mevsimi boyunca yaptıklarına
bakalım. İçindeki Şeytanı ortaya çıkartalım
ey Zavallı Beyaz Adam!
İşkence, kan, acı, soykırım, katlediş ve
yokediş tarihinden başka bir şey kalmaz
geriye!
İçine kötü ruhların en kötüsünün girmiş olduğu
Büyük Şef Papa hazretlerinin işlediği insanlık
suçlarından mı başlıyayım?
Engizisyonda içine kötü ruh girdiği için önce
aylarca işkence edilip sonra da, diri diri yakılan
kadınlar ve erkeklerden mi başlayayım? Onların
çığlıklarını veya çektikleri acıları dinleteyim mi
sana?
Yoksa, Kutsal kitabın adına gelip de yaktığın,
işkence ettiğin, öldürdüğün, soykırımdan
geçirdiğin Amerikan yerlilerinin çığlıklarını mı
sana dinleteyim?
Ey Beyaz Hasta Karanlık Adam?
Hangisinden başlamak istersin?
48
49
Yaptığın savaş makinelerinden çıkan alevlerin öldürdüğü insanları, uçan demirlerle
yaktığın şehirleri,
İşkence ederek öldürdüğün kendi
ırkındandan diğer Beyaz Adamların
çığlıklarını, ızdıraplarını mı anlatayaım?
Ben bunları hep gözledim Beyaz HastaKaranlık Adam!
Sen beyaz ve ak değilsin! Beyaz Adam!
Sen simsiyahsın!
Hiç ışık almayan ormanların içindeki
mağaraların ışıksızlığı kadar simsiyahsın!
O işkence ettiğin ve 200 kış boyunca köle
olarak tarlalarda çalıştırdığın, aşağıladığın
zavallı ve suçsuz Afrikalıların teninden
daha karanlık senin ruhun!
50
51
Hepsi rüzgara yazıldı, Ormanlardaki binlerce ağacın yapraklarının ince çizgilerinde
kayıtlı ve günün birinde sana dinlettirilmeyi
bekliyor bu çığlıklar!
Kutsal kitaplarınla ilgisi olmadan, Kutsal
kitapları dikte ettirdiğini varsayarak ve
Tanrı’ya hizmet ettiğin yalanını anlatarak,
insanlara engizisyonlarda yaptığın yüzlerce
çeşit işkenceden mi başlayayım?
O acıların, haykırışların, inlemelerin ve yanık
et kokularınının tümü, dereler, göller ve denizlerdeki dalgaların titreşimlerine yazıldı!
Büyük Şef Papa hazretlerinin Beyaz Adamın
yaratmış olduğu Şeytanın baş yamağı
olduğundan ve Tanrıya veya Büyük Ruha
değil de, sadece Şeytana taptığından mı bahsedeyim?
52
Bizlere getirdiğin, acı ve kötülük dolu
dinin gereği olarak insanlarımızı
katledip, boyunlarına taktığın bir haç
ile eğittiğini, doğru yola soktuğunu
sandığın insanlarımın acıklı durumundan mı bahsedeyim? Katledilen
Amerikalı Yerlilerin hepsi sana acıklı bir
biçimde haykırıyor Beyaz Adam! Senin
parçalanmış kişiliğinin ve acınacak ruhunun kurtulması hepsi Büyük Ruha dua
ediyorlar. Hepimiz sana acıyoruz, sadece
acıyoruz!
Atalarım benim sesimden, benim beynimden haykırıyor!
...Ve bu haykırış, birleşip, anafor
oluşturup, tüm gezegenin en gizli, en derin yerlerinde okyanusların derinliklerine
karışıyor; tüm gezegen seni tanısın diye
Beyaz Adam!
53
O haç uğruna tüm Amerika kıtasında,
yüzyıllarca kış boyunca kestiğin, işkence
ettiğin, diri diri yaktığın; çocuk, kadın,
hamile, bebek demeden katlettiğin
insanların ölürken beyinlerinde sana karşı
duydukları nefretleri, korkuları sana da hissettireyim mi? Amerika kıtasında yokettiğin
yüzlerce yılda evrimleşmiş medeniyetleri,
yerlileri, Aztekleri, Mayaları, Kızılderilieri
sana bir bir sayayım mı?
Büyük Ruh ve Kozmik Bilinç bunların hepsini biliyor!
Tek tek izledi, saydı ve o senin Kutsal
kitabına ve o Kutsal kitabında yazan hayali
Şeytan-Tanrına saygı duymuyor! Sen ki, o
Tanrı adına yüzyıllarca bizlere ve diğer insanlara zulüm ettin, işkence yaptın, insanları
acı çektirerek, kitleler halinde öldürdün, diri
diri yaktın!
54
Durmaksızın soykırım yaptın!
O Tanrıyı sen öldürdün Ey Beyaz
Adam!
İşkence ve acı çektirerek öldürdüğün
binlerce masum insanla birlikte o
Tanrıyı sen öldürdün!
Senin Tanrın artık öldü Beyaz Adam!
Sadece etrafında son dansın yapılıp,
Yakılmasını bekliyor!
Haçın üstüne taktığın, Tanrı seninle
birlikte öldü! Beyaz Adam!
Artık o yok!
O olmadığı için de seni koruyan bir
Büyük Ruh artık yok!
Gerçek Büyük Ruh ise sadece üzüldü
senin için!
... Ve izledi seni!
Sadece izledi...
Büyük Ruh yaptıklarını gördü ve
ağladı!
O kadar çok ağladı ki!
55
Gözyaşları damlalara dönüştü ve yeryüzüne
yağmurlar, seller, göller olarak düştü! Her
yeri kapladı o seller!
Büyük Ruh senin için çok ağladı Beyaz
Adam!
Ama sen hiç bunu fark etmedin!
Biz de senin için çok ağladık ve hasta ruhunun kurtulması ve kötü ruhların içinden
çıkması, Şeytandan arınman için çok dualar
ettik, tütsüler yaktık, danslar yaptık.
Hiç işe yaramadı!
Ama sen ve senin kültürün öylesine hasta ki
Beyaz Adam! Senin kurtulma umudun pek
yok bize göre!
Senin ve senin kültürün için Büyük Ruh çok
ağladı!
Yüz ilkbahar boyu ağladı Büyük Ruh!
Senin çektirdiğin acıları,
O insanların vücutlarından,
Etlerinden, tırnaklarından, dişlerinden,
Gözlerinden, kulaklarından,
Beyinlerinden
Bir bir, yaşadı Büyük Ruh
Ve senin için çok üzüldü!
56
Senin neden böyle kötü olduğunu,
Yunuslara, Balinalara, Maymunlara,
Böceklere, Kuşlara, Sürüngenlere
Sordu, Büyük Ruh!
Ama bir cevap alamadı!
Hepsi doğanın içinde,
hüzünlü bir biçimde susmuştu!
Büyük Ruha hiç bir şey söylemediler!
Yunuslar ve Balinalar sadece sessizce iç
geçirdiler, su fışkırttılar ve sonra da intihar
ettiler...
... Ve Hasta Beyaz Adam, Büyük Ruh seni
anladı.
Bizlerin gözlerinden, yokedilen acı çeken
insanların gözlerinden seni anladı.
... Ve Beyaz Adam seni yoketmeye
karar verdi!
57
Aynı balmumundan yapmış olduğu bebeği
yok etmeye karar veren bir Şaman büyücü
gibi!
Seni var eden şaman büyücü balmumundan
yapılmış bir insan modelini yanmakta olan
ateşe atacak!
Büyü senin için yapıldı Ey Beyaz Adam!
Büyü senin için yapıldı!
... Büyük Ruh, senin sağaltılamayacağını
anladı!
... Kozmik bilinç, senin doğaya aykırı
olduğunu anladı!
.... Ve, çok Hasta Beyaz Adam, senin için en
iyi tedavinin, yokoluş olduğuna karar verdi!
58
Buzulların erirken, gezegenin ısınırken,
Hayvan türlerin yok olurken,
Her yanı seller basarken,
Doğa olayları senin kurduğun şehirleri ve
çadırları yıkarken,
Sen sanıyorsun ki, herşey tesadüfen oluyor!
Sanıyorsun ki, gezegenin ısınması geri
döndürülebilir!
Yanılıyorsun, Ey Hasta Şeytan Beyaz Adam!
Yanılıyorsun!
Senin hakkında karar verildi!
Sen ve senin gezegenin, içindeki kötülük
yok edilene kadar, yokolmayı sürdürecek!
Yüzlerce kış ve sonbaharın kaldığını
sanıyorsun,
Ama yanılıyorsun Beyaz Adam!
Çok yanılıyorsun!
Çoz az zamanın kaldı!
Bu az zaman içinde, ancak acı çektirdiğin
onca insana kazmış olduğun mezar sayısı
kadar mezar kazabilirsin!
Son gün geldiğinde herşeyi anlayacaksın
Beyaz Adam!
59
Anlayacaksın o zaman!
O yeşil mürekkepli kağıtlarınla Büyük Ruhu
satın alamayacağını!
O kağıtlarda resimlerini bastığın Büyük
Şeflerinin hepsinin o zaman sana kahkahalarla güleceğini göreceksin Beyaz Adam!
O zaman anlayacaksın Beyaz Hasta Adam!
O zaman anlayacaksın,
Bu gezegende hiç bir şeyin satılık olmadığını!
Mülkiyetin hırsızlık olduğunu!
Kimsenin hiçbirşeye sahip olamayacağını!
Ancak, mucizevi bir hayatı Büyük Ruhtan
ödünç almış olduğunu!
60
Gezegenin kendisine ait değil, Hasta Beyaz
Adamın gezegene ait olduğunu!
Kozmik Bilincin fiyatının ancak, kendisi
olduğunu!
Büyük Ruhun son kararını anladığında ve
hissettiğinde Beyaz Adam!
İş işten çoktan geçmiş olacak!
Zamanın yavaş yavaş yaklaşıyor Beyaz
Adam!
Ama bilesin, anlayasın diye,
Büyük Ruh Şef Seattle’ı görevlendirdi
Son bir kez daha uyarsın diye,
Şeytanla yatıp kalkan, beyni ifritlerle
dolmuş,
Hasta Beyaz Adamı uyarmak için!
61
Hasta Beyaz Adam, bu gezegenden
gittiğinde!
Yine ağaçlar olacak,
Ormanların içinden şırıl şırıl,
Nehirler akacak,
Yağmurlar yağacak!
Hayvanlar, bitkilerin etrafında
dolaşacak!
Bizonlar, mezralarda otlayacak!
Yunuslar birbirlerine senfoniler
düzecek!
Guguk kuşları ve martılar, birbirlerine
şarkılar söyleyecek!
Balinalar, yok olan Beyaz Adam için
ağıtlar düzecek!
Herşey kısa bir süre sonra normale
dönecek!
62
63
Ama Beyaz Hasta Adam olmayacak!
Çok değil, bir kaç yüz kış mevsimi sonra,
Beyaz Hasta Adam, yaratmış olduğu ve beyninden
atamadığı Şeytanla birlikte,
Bu gezegenden gitmiş olacak!
Hepsinin acılarını ve mutsuzluklarını,
Kozmik Bilinç ve Büyük Ruh içinde hissetti.
Hep hissetti!
Ve çok ağlayacak o nedenle!
Büyük Ruh böyle karar verdi!
Belki Şef Seattle, o zaman tekrar yeryüzüne inecek!
Ve Kızılderili torunlarına, Beyaz Adamın kötülüklerini masallar halinde anlatacak!
Kartallar sonsuz topraklarda uçmaya devam edecek!
Ama Hasta Beyaz Adamın gözleri, o kartalları bir daha
göremeyecek!
...Fakat Hasta Beyaz Adam!
Sen artık olmayacaksın!
Senin olmaman için karar verildi!
Çünkü sen varolamıyorsun!
Varoluşun bilincine, ayırdına
varamıyorsun!
Çok az zamanın kaldı!
O zaman geldiğinde
Tüm Kızılderili şeflerinin ruhları,
Bir araya gelip toplanacağız,
... Ve Beyaz Adam senin kötü ruhunun
acı çekmemesi için dua edeceğiz!
Bizim vaktimiz var!
Biz bekleriz!
Büyük Ruhun da çok vakti var!
Ama sanırım,
Büyük Ruh çok ağlayacak!
Öylesine çok ağlayacak ki,
Beyaz Hasta adamın yaptıklarını düşündükçe
Her yanı onlarca kış mevsimi boyunca seller basacak!
Büyük Ruh çok üzülecek,
Acı çekmiş olan insanlar için!
64
Seni yine de seviyoruz Hasta Şeytan Beyaz
Adam!
Çünkü sen bu doğanın bir parçasısın!
Ama hatalı bir parçasısısın!
Seni seviyoruz,
Bize yaptığın onca kötülüğe,
Doğaya yaptığın onca acımasızlığa,
Büyük Ruha yaptığın onca ihanete
Rağmen, biz eski Kızılderili Büyük Şeflerinin
Ruhları
Seni çok seviyoruz!
Ama artık, Büyük Ruh seni sevmiyor!
Kötü Beyaz Adam!
Senin için çok ağlayacak!
O kadar ağlayacak ki,
O gözyaşlarının içinde boğulacaksın,
Beyaz Adam!
Ben seni uyarıyorum!
İstersen,
Beyaz Adam!
Büyük Ruhla ve Kozmik Bilinçle,
Bir anlaşma yapma şansın daha var!
Ama bu son şansın!
65
Eğer varsan, anlaşma yapmaya!
Eğer varsan, gündoğumunu bir ceylanın gözünden izlemeye!
Eğer varsan, gün batımını bir kartalın gözünden ve kulağından algılamaya,
Eğer varsan, gecenin karanlığını bir yarasanın
ve baykuşun bilge gözlerinden izlemeye!
Gel anlaşalım!
Yoksa Beyaz Hasta Adam!
Kendi yarattığın cehennemde yanacaksın!
Kendi yarattığın Şeytan seni kazanlarda kaynatacak!
Kendi yarattığın iblisler senin etlerini koparacaklar!
Kendi yarattığın tüm kabusların içinde, yok
olmayı tüm çocukların ve torunların ile sürdüreceksin!
Büyük Ruhla anlaşmak istiyorsan!
Bir kaç on ilkbahar mevsimi kadar zamanın var!
Yoksa, Kozmik bilinç ve Büyük Ruh!
Almış olduğu kararı uygulayacak Ey Beyaz
Hasta Adam!
... Ve senin sonunu getirecek!
66
Ve o zaman senin ve soyun için zaman
ebediyyen durmuş olacak. Biz eski
Kızılderili şeflerinin ruhları ise tekrar
yeryüzüne inip, senin için üzüleceğiz
ve bir daha insanlığın bu hatasının ve
bu doğa ucubesinin tekrar yeryüzüne
gelmemesi için tütsüler yakacağız...
.... Tütsüler yakacağız ve Büyük
Ruhla birlikte senin için asırlar boyu
ağlayacağız....
67
Yazar Hakkında Bilgi
1961 yılında Muğla’da doğan H. Ümit Sayın, 1966 yılında ailesinin İstanbul’a
yerleşmesiyle ilk öğrenimini Melihat Şefizade İlkokulunda, Orta öğrenimini
Kadıköy Maarif Kolejinde tamamladı. 1979-1980 yılında İstanbul Tıp Fakültesine girdi. 1986’da Tıbbı bitirip, 1987 yılında Cerrahpaşa Farmakoloji
Anabilim Dalında ihtisasa başladı. 1989-1990’da Kanada St. John’s’da Memorial University of Newfoundland’de Psikoloji bölümünde bir yıla yakın
eğitim gördü. 1992 yılında İngiltere Oxford Üniversitesi, Deneysel Psikoloji
departmanında ve daha sonra Hollanda Groningen Üniversitesi, Tıbbi
Kimya departmanında nörofarmakoloji ve nörotransmitterler konusunda
çalıştı ve araştırma yaptı. 1993’te akademi ortamında gelişen bazı olaylar
sonucu Türkiye’de bilim yapılamayacağı kanaatine varan Sayın (halen aynı
kanaattedir!), 1994 yılında Amerika Birleşik Devletleri Wisconsin Üniversitesi, Nöroloji bölümüne Nörobilim konusunda doktora sonrası eğitim
yapmak üzere gitti. Yaklaşık sekiz yıl ABD’de akademik kadroda nörobilim, elektrofizyoloji, nöropsikofarmakoloji, davranış bilimleri, öğrenme,
deneysel psikoloji, epilepsinin mekanizmaları konularında çalışan Sayın
2002 yılında Türkiye’ye dönüş yaptı. Halen İstanbul Üniversitesi Adli Tıp
Enstitüsünde Doçent olarak çalışmaktadır. Bilimsel çalışmaları arasında 50
civarında uluslararası bilimsel yayını ve bildirisi; bu bilimsel çalışmaların
refere edildiği 650 civarında Science Citation Index sitasyonu (2012 Aralık);
4 kitap çevirisi, ‘Cinselliğin Farklı Boyutları’ (1993-YOL Yayınları), ‘Gizli
Örgütler, 11 Eylül ve Büyük Ortadoğu Projesi’ (2006-Neden Kitap), ‘Derin
Devletler, Gizli Projeler ve Kirli Gerçekler’ (2006-Neden Kitap), ‘Dünyayı
Yöneten Gizli Güçler’ (2007-Neden Kitap), ‘Derin Seks: Cinsellikte Farklı
Boyutlar, Yeni Açılımlar’ (2010-Klan Yayınları), ‘Artırılmış Cinsel Doyum:
ESR, Kadınlarda Ultra Orgazm’ (Tantra Akademi-Onur Yayınları, 2012)
‘Neo-Tantra: Tantrik Cinselliğin Sırları, Tantranın Bilimsel Yorumu’ (2013,
Tantra Akademi-Onur Yayınları, baskıda), ‘Kadın ve Orgazm’ (2013, Pusula Yayınları, baskıda) isimli, bu kitapla birlikte on kitabı vardır. Popüler
bilim yazıları da yazan Sayın’ın Bilim ve Ütopya, TÜBİTAK Bilim Teknik
ve diğer dergilerde yayınlanmış yaklaşık 60 civarında popüler bilim
makalesi mevcuttur. Kadınca, Kim, Cosmopolitan, Marie Claire, Hülya,
MAX gibi kadın dergilerinde de 1991-2004 arasında 90 civarında cinsellik konusunda bilimsel popüler cinsellik yazıları yazan Sayın, elinizde tutmakta olduğunuz kitap uzun süredir üzerinde çalıştığı “Amerikalıların
İnsanlık Suçları ve Kızılderili Genocidleri” konusundaki ilk kitabıdır!
68
DERİN SEKS, cinsellik üzerine yazılmış farklı bir eser olmanın ötesinde, cinsellik konusundaki en yeni bilimsel bulgularla, cinsellik hakkında bilinmeyen
sırların ve sınırsızlıkların bir araya getirildiği olağandışı bir kitaptır. Kitapta
aynı zamanda, Türk kadınının cinsel davranışı, ülkemizde yapılmış olan anketlerden elde edilen verilerle ele alınmakta ve yeni ortaya çıkan bu gerçekler
dünya kadınının cinsel davranış biçimiyle kıyaslanmaktadır.
DERİN SEKS, yalnız kadınlar için yazılmış bir eser değil, aynı zamanda
erkeklerin de kadınları ve kendilerini tanıması için pek çok yol haritası çizen postmodern bir cinsellik kitabıdır. Bu kitap sayesinde hem erkekler,
hem de kadınlar, kendilerinde var olan iç potansiyellerini ortaya çıkarabilir,
cinselliklerini geliştirebilir ve cinselliğin farklı boyutlarını yaşayabilirler.
Cinselliğin Farklı Boyutları
PC-Kası/ G-Noktası (Grafenberg Noktası)
Orgazmın Psikolojisi/ Yeni Bir Orgazm Anlayışına Doğru / Orgazmın Fizyolojisi/ Cinsellik Raporları (2300 Türk Kadınında Cinsel Davranış)
Büyü ve Cinsellik/ Uzakdoğu’da Cinsellik ve Tantra/ Kama Sutra
Sadomazohizm (BDSM)
Hiperseksüel kadınlar/ Beyin Kimyası ve Cinsellik/ Afrodizyaklar
Toplam 510 Sayfa
69
Kadınlarda Artırılmış Cinsel Doyum (ESR) çok yeni tanımlanmış bir kavramdır.
Expanded Orgasm (Artırılmış Orgazm) kavramından sonra ortaya çıkmıştır. ESR
kadınlardaki uzatılmış, süreğen, art arda gelen çok güçlü bir cinsel doyum ve orgazm halidir. Bazı kadınlarda bu fenomen dakikalarca süren orgazm haline, status
orgasmusa dönüşebilmektedir. Son yıllarda ortaya çıkan dört sinir teorisi kadınlarda
birbirinden farklı çok daha fazla orgazm çeşidi olabileceğini göstermiştir. Bu kitap,
hem kadınlar için, hem de onları tatmin etme isteğinde olan erkekler için en son
bilgileri, özetleyerek ve bol resimli olarak ele alınmaktadır. Aslında Tantristler
ve Taocular tarafından yüzyıllar öncesinden beri bilinen bu yöntemler ve bilgiler
bilim tarafından daha yeni yeni keşfedilmektedir. Kitapta modern cinsel teorilerin, kadınlardaki yeni orgazm teorilerinin yorumları yapılırken, eski Uzak Doğu
cinselliğine de değinilmektedir. Bu kitap uzatılmış orgazmlar, artırılmış cinsel doyum
ve ESR hakkında yazılmış olan Türkçe ve yabancı dildeki ilk kitaplardan birisidir.
- G- Noktası ve yeni erojen noktalar
- Kadın Orgazmında yeni teoriler
- Uzatılmış Orgazm (ESR)
- Cinsel doyumu artırıcı yöntemler
- Dört sinir ve altı yolak teorisi
- Orgazmın nörolojik kontrolü
- Orgazmın ve hazzın nörokimyası
- Orgazm ve farklı bilinç halleri
Toplam 336 Sayfa
70
71
TANTRA , CİNSEL TERAPİ VE ESR
WORKSHOPLARI
HEDİYELİK TARİHİ TURİSTİK MAKETLER VE EŞYALAR
ve Kitapların indirimli siparişi için
El Yapımı, Tek, Orjinal ve Otantik
www.tantraakademi.com
www.drumitsayin.com
www.expandedorgasms.net
Detaylı bilgi için:
İletişim: [email protected]
Neo-Tantra Workshopları Cinsel Fonksiyon
Bozukluklarının tedavisine destek olmak amacıyla
da önerilir.
Kadınlarda: Vajinismus / Anorgazmi / Ağrılı ilişki / Cinsel
isteksizlik
Ayrıca Neo Tantra ve ESR Workshop Programıyla
kadınlarda Artırılmış Cinsel Doyum (ESR)
Geliştirilmesi de hedeflenmektedir!
Bedenin Daha Detaylı Keşfi
Orgazm Biçimlerinin Geliştirilmesi
Artırılmış Cinsel Doyum
Cinsel Beynin Geliştirilmesi
PC-Kas Eğitimi
Son Modern Bilimin Ortaya Koyduğu
Anatomi ve Cinsel Fizyoloji Bilgileri
Kadınlarda Uzatılmış Orgazm
www.biricikmaket.com
İletişim: [email protected]
[email protected]
HEYKELLER, HEYKELCİKLER & BÜSTLER
ÇOK ÇEŞİTLİ ATATÜRK BÜSTLERİ VE ANITKABİR
TARİHİ TANRIÇA HEYKELLERİ
TARİHİ YAPILAR
MÜZELERDEKİ ÜRÜNLER
ÖZGÜN MAKET-MODEL SATRANÇ TAKIMLARI
KÜLTÜREL TARİHİ ÜRÜNLER
TÜRK KÜLTÜREL KAHRAMANLARI
TRANSFER RESİMLERİ
MANZARA RÖLYEFLERİ
TARİHİ-KÜLTÜREL-LOKAL MÜZE RÖLYEFLERİ
TURİSTİK MANZARA RÖLYEFLERİ VE MAGNETLERİ
MUMDAN YAPILMIŞ BİBLOLAR, HEYKELCİKLER
MASAL KAHRAMANLARI
YILBAŞI HEDİYELİKLERİ-NOEL BABALAR
OTANTİK VE ÖZGÜN BUJİTERİ
MUTLU BUDA KOMBİNASYONLARI
HER ÇEŞİT TARİHİ-TURİSTİK-KÜLTÜREL-OTANTİK-HEDİYELİK
EŞYA

Benzer belgeler