Dünya Çocukları Dünyanın farklı yerlerinde yaşasalar

Transkript

Dünya Çocukları Dünyanın farklı yerlerinde yaşasalar
Dünya Çocukları
Dünyanın farklı yerlerinde yaşasalar, değişik
kültürlere sahip olsalar da bütün çocukların
ortak özellikleri vardır. Dilini bilmediğiniz
yabancı bir çocukla anlaşmanın en iyi yolu,
oyun oynamaktır. Erkek çocukların çoğu
futbol, basketbol gibi sporlardan hoşlanır. Bu
yüzden yapacağınız maç teklifi, yabancı
çocuğa oldukça cazip gelecektir. Eğer
karşılaştığınız çocuk bir kız ise bebeklerinizle oynamayı önerebilirsiniz. Bir parka
gidip salıncaklara binmekten, o da en az sizin kadar zevk alacaktır.
Kız olsun erkek olsun bütün çocuklar çizgi film izlemeyi sever. Bu ortak yanınız da
yabancı çocukla iyi vakit geçirmenizi sağlayabilir. Karnınız acıktığında da
göreceksiniz ki sevdiğiniz yiyecekler birbirine çok benzeyecektir. Örneğin, ikiniz
de tatlı şeyleri seviyor, çikolataya bayılıyorsunuz.
Tüm bunlar, dünya çocuklarının ortak yönlerinden ve ilgi alanlarından bazılarıdır.
Tüm çocukların en büyük ortak özelliği ise sevgi ve ilgiye olan ihtiyaçlarıdır.
Çocuklar Geleceğimizdir
Çocukların iyi yetiştirilmesi bütün ülkelerin ortak sorunudur. Bu ortak sorun için ilk çalışmalar 1923 yılında başladı. Đsviçre'nin Cenevre kentinde toplanan kırk ülkenin delegeleri Uluslararası Çocukları
Koruma Birliğini kurdular.
Bu kuruluş, 1948'de Birleşmiş Milletler Örgütü'nün kurulması ile UNlCEF'e dönüştü.
(UNlCEF’’ Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu’’nun ‘’ kısaltılmış adıdır.) Birleşmiş Milletler
Örgütü 1954 yılında oy birliği ile ekim ayının ilk pazartesi gününü Dünya Çocuk Günü olarak kabul etti.
Đnsanlığın mutluluğu, dünyamızın güzelleşmesi, çocukların korunmasına ve iyi yetişmesine bağlıdır. Barış
içinde yaşamak, güzellikleri paylaşmak, eğitimle olur. Dünya Çocuk Günü çocuklar arasında ortak
duygular oluşmasını, ulusların barış içinde yaşama özlemlerinin pekişmesini amaçlar. Bu amacın gerçekleşmesi için Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 1959 yılında daha iyi bir yaşam, mutlu bir çocukluk
dönemi için "Çocuk Hakları Bildirisi'ni" kabul edip yayınlamıştır.
Ülkemizde çocuk haklarının korunmasına ve geliştirilmesine yönelik çeşitli çalışmalar yapılmış ve yapılmaktadır. Çocuklara sağlık hizmeti götürmek amacıyla çocuk hastaneleri açılmıştır. Çocuk yaşta suç işleyenlerin iyiye yöneltilmesi için "Çocuk Islahevleri" kurulmuştur.
Büyük yerleşim merkezlerinde çocuk bahçeleri vardır. Kimsesiz, ve bakıma muhtaç çocukların korunması, eğitilmesi ve barındırılması için "Çocuk Esirgeme Kurumu" ile "Yetiştirme Yurtları" açılmıştır.
Ülkemizde bazı sivil toplum kuruluşları da çocuk haklarını korumaya yönelik çalışmalar yapmaktadır.
Sokak Çocuklarını Koruma Vakfı, Çocukları Koruma Derneği bunlardan bazılarıdır.
Ekonomik Alışveriş
Ülkeler, ihtiyaçlarını karşılamak için üretim yaparlar. Bazı
ürünlerin üretimi yetersiz kaldığında bu ihtiyaçlarını diğer
ülkelerden karşılarlar. Böylece ülkeler arasında ekonomik
alışveriş oluşur. Satın aldığımız bazı ürünlerin etiketlerinde
"Made in Taiwan", "Made in Japan" gibi ifadeler görürüz. Bunlar,
o malın nerede üretildiğini belirten ifadelerdir.
Bir ürün ya da hizmetin alınması ya da satılmasına ‘’ticaret’’
denir.Farklı ülkelerdeki insanların birbirleriyle ticaret yapmasına da dış ticaret denir. Bir ürünün ya
da hizmetin başka bir ülkeden satın almaya ithalat denir. Örneğin, ülkemiz petrol ve bazı ham madde
gibi ürünleri başka ülkelerden ithal etmektedir.
Bir ülke ürettiği ürünlerin fazlasını başka ülkelere satar. Buna ihracat denir. Ülkemiz fındık, otomobil,
demir gibi çok sayıda ürünü ve ham maddeyi ihraç etmektedir.
Đthalatımız (Satın Aldıklarımız)
Ülkemizin topraklarında pek çok ürün yetişmektedir. Ancak ülkemizin topraklarında yetişmeyen veya
az yetişen ürünler de vardır. Aynı şekilde sanayi tesislerimizde de hemen her çeşit teknoloji ürünü
yapılabilmektedir. Ancak ülkemizde üretilemeyen teknoloji ürünleri de vardır. Bilgisayar chip (çip) leri
gibi. Üstelik başka ülkelerde üretilen bazı ürünler daha ucuz, kaliteli ya da farklı olabilmektedir.
Đnsanlar daha kaliteli, daha farklı, daha ucuz ürünler satın almak isteyebilirler. Bu durum başka
ülkelerden mal ya da hizmet satın almayı gerektirir. Böylece ithalat yapılmış olur.
Türkiye olarak Đthal ettiğimiz başlıca ürünler; Doğal gaz, petrol, gübre, makine ve ulaşım araçları
parçaları, elektronik cihazlar, bazı gıda maddeleri, sanayi üretimi için gereken bazı ham maddeler ve
ilaçtır.
Đthalat yaptığımız başlıca ülkeler ise; ABD, Almanya, Đtalya, Rusya, Çin, Đngiltere, Irak, Đran, Suudi
Arabistan, Japonya, Güney Kore ve Azerbaycan'dır.
Đhracatımız (Sattıklarımız)
Ülkemizde yetişen tarım ürünleri ile bazı sanayi ürünlerine başka ülkelerde de ihtiyaç duyulmaktadır.
Örneğin Çikolatanın en önemli hammaddelerinden biri olan fındık en çok Türkiye'de yetiştirilmektedir.
Fındık yetişmeyen ya da üretimi kendi ihtiyacını karşılayamayan ülkeler ihtiyaçlarını karşılamak için
Türkiye'den fındık satın almaktadır. Aynı şekilde bazı sanayi ürünleri ile madenlere de başka ülkeler
de ihtiyaç duyulmaktadır. Biz de bu ürünleri yabancılara satarak ülkemize döviz girmesini
sağlamaktayız.
Türkiye'nin ihraç ettiği başlıca ürünler; çeşitli madenler, pamuk, fındık, incir, Antep fıstığı,
turunçgiller, üzüm, tütün gibi bazı tarım ürünleri, deri, yün, yumurta, canlı hayvan gibi hayvansal
ürünler, dokuma ve hazır giyim ürünleri, makine ve ulaştırma araçlarıdır.
Đhracat yaptığımız başlıca ülkeler ise Almanya,Đtalya, Đngiltere, Fransa, Hollanda, Belçika, ABD,
Polonya, Rusya, Đslam ülkeleri ile Türk cumhuriyetleri (Azerbaycan, Kazakistan, Türkmenistan,
Özbekistan ve Kırgızistan) dır.
Đletişim,Ulaşım ve Ekonomik ilişkiler
Ulaşım:
Ülkeler arasındaki ekonomik ilişkiler çok eski zamanlara dayanır. Đlk zamanlarda takas (mal değişimi)
usulü ile ticaret yapılıyordu. Paranın bulunması Đle birlikte ticarette para kullanılmaya başlandı. Eski
dönemlerde ülkeler arası ticaret genellikle deve, at, katır gibi yük hayvanlarından oluşan kervanlarla
ya da küçük gemilerle yapılıyordu. Kervanlara ve gemilere yüklenen mallar haftalar hatta aylar süren
yolculuktan sonra satılacağı ülkeye ulaştırılıyordu.
19. yüzyılda Önce buharlı tren ve gemilerin, ardından da araba ve kamyonların yapılması, yük ve yolcu
taşımada büyük kolaylıklar sağladı.
Günümüzde tonlarca ağırlığındaki yükler gemi, uçak tren ve tır gibi araçlarla bir yerden başka bir yere
kısa zamanda taşınabilmektedir.
Đletişim:
Dünya insanları arasında iletişim ve ticaretin yapılmasında haberleşmenin de önemli bir yeri vardır.
Eski çağlarda insanların haberleşmesinde güvercinler, duman ve atlı posta gibi araçlar kullanılmıştır.
Mektup en önemli haberleşme aracı olmuştur.
Günümü2den 150 yıl kadar önce telgraf denilen haberleşme aracı bulunmuştur. Bu durum dünya
insanları arasında haberleşmede büyük kolaylıklar sağlamıştır. Ardından telefonun bulunması haberleşmeyi daha da kolaylaştırmıştır.
Günümüzde telsiz telefonlar, cep telefonları ve internet en önemli haberleşme araçlarıdır. Hatta
dünyanın en uzak köşesinde yaşayan insanlarla görüntülü olarak konuşmak mümkün olmaktadır. Bu
durum ticaret ilişkilerini de kolaylaştırmıştır.
Günümüzde internet üzerinden ticari bağlantılar kurulmakta, mal ve hizmetler satın alınmaktadır. Cep
telefonu ve faks sayesinde ticaret hızlanmış, işlemler kolaylaşmıştır. Televizyon ve internet aracılığı
ile verilen reklamlar sayesinde üretilen ürünlerin tüm dünyada tanıtımı yapılmaktadır.
Đletişim araçları ile taşımacılıkta kullanılan araçların da gelişmiş olması ticaretin gelişmesine katkı
sağlamıştır. Eskiden onlarca geminin taşıdığı ticari malları günümüzde tek bir yük gemisi
taşıyabilmektedir.
Đletişim sorunlarının çözülmesi, taşıma araçlarının gelişmişliği mesafe ve zaman kaybı problemini ortadan kaldırdığı için ticaret hayatında bir rahatlama olmuştur.
Ulaşım ve iletişimdeki teknolojik gelişme sayesinde dünyanın adeta küçüldüğünü görüyoruz. Bu durumu
küreselleşme olarak adlandırıyoruz.
Türkiye'de de haberleşme faaliyetleri, ekonominin en temel hizmet sektörlerinden biri hâline
gelmiştir. Ülkede serbest rekabet ortamında ucuz, süratli, kaliteli ve güvenli hizmetler sunan,
kullanıcıya alternatif seçim olanaktan tanıyan telekomünikasyon, radyo, televizyon ve bilgi ağlarının;
çağdaş dünya ile bütünleşmeyi ve bilgi çağı toplumuna uyumu sağlayacak şekilde kurulması ve
geliştirilmesi temel amacı doğrultusunda çalışmalara devam edilmektedir.
ATATÜRK VE DIŞ POLĐTĐKA
Dış politika bir ülkenin diğer ülkelerle olan ilişkilerinde göz önünde bulundurduğu esasları içerir.
Atatürk ülkemizin dış politikada izleyeceği yolu daha cumhuriyetin ilk yıllarında belirlemiştir.
Atatürkçü düşüncede millî dış politikanın birinci koşulu ülkemizin bağımsızlığından fedakârlık
etmemektir. Diğer ülkelerle ancak bağımsızlığımıza saygı duyulması koşulu ile dostluk kurulabilir.
Atatürk, Türkiye'nin güvenliğini amaç edinen ve hiçbir milletin aleyhinde olmayan bir dış politikanın izlenmesinden yanaydı.
Atatürkçü düşünce dış politikada yol gösterici olarak bilim ve teknolojiyi kabul eder.
Gerçekleştirilemeyecek hedeflerin peşinden koşmayı ise asla kabul etmez.
Atatürk'ün barışçıl bir fikre dayanan iç ve dış politikasını kısaca şu sözü ile özetleyebiliriz. "Yurtta
sulh, dünyada sulh."
Ortak Miras
Miras, bir neslin kendisinden sonra gelecek kuşaklara bıraktığı her şeydir. Bu miras bir ev, bir sanat
eseri olabileceği gibi; "demokrasi" ve "özgürlük" gibi bir düşünce ürünü de olabilir.
Ortak miras ise, daha kapsamlıdır. Ortak miras, geçmişteki bütün insanlık tarihini ve geleceği de içine
alan maddi ve manevi değerlerin tümüdür. Bilim, teknoloji, sanat ve edebiyat ürünleri ve düşünceler
sadece üretildikleri toplumlarda değil, tüm toplumlarda bir değer taşır. Bu ürünler bütün insanlar için
anlamlıdır ve bu nedenle de insanlığın ortak mirası olarak kabul edilir.
Ortak miras öğelerinden bazıları tüm ülkeler tarafından "dünyanın yedi harikası" olarak kabul
edilmiştir. Dünyanın yedi harikasını inceleyelim:
Babil'in Asma Bahçeleri
Dünya'nın yedi harikasından biridir. Bugünkü Irak'ın güneyinde bulunan ve döneminde Babil uygarlığının
başkenti olan Babil kentindeki kraliyet sarayındaki bahçelerden oluşur. Babil'in Asma Bahçeleri, bir
dizi tapınağın teraslarında kurulmuş olan çatı bahçeleriydi. Bu bahçeler, kurulan bir sistemle, Fırat
Nehri'nin suyu bu bahçelere pompalanarak yapılıyordu.
Bahçeler, Kral II. Nabukadnezar tarafından yaptırıldı. Efsaneye göre, II. Nabukadnezar bu bahçeleri,
Asur Kralı III. Adadnirari'nin annesi olan
Kraliçe Sammu-Ramat'ı veya anavatanını ve
yeşilliği özleyen Medialı karısı Amystis'i
avutmak için yapmıştı. Babil'in Asma
bahçelerinin günümüze gelen kesin izleri
yoktur. Fakat, bölgede araştırma yapan
arkeologlar, Babildeki sarayın
kuzeydoğusunda görünüşü garip olan temel
ve tonozlar buldular. Bunların Babil'in Asma
Bahçelerine ait olduğu düşünülmektedir.
Babil'in Asma Bahçeleri, klasik yazarlar
tarafından ayrıntılı bir şekilde
tanımlanmıştır. Günümüzde bu tanımlara göre
çizilen resimler bulunmaktadır.
Đskenderiye Feneri
Dünyanın yedi harikasından biri olan Đskenderiye Feneri, Antik Çağın en ünlü
deniz feneridir. Bu fener, daha sonra yapılan tüm fenerlere bir örnek teşkil
etmiştir. MÖ 280 yıllarında Đskenderiye Limanı'ndaki Pharos Adası'nda
Knidoslu Sostratros tarafından yaptırılmıştır.
Fener üç katlı idi. Fenerin alt katının kare, orta katının sekizgen ve üst katının
silindir şeklinde olduğu söylenir. Yüksekliği konusunda anlatılanlar değişiktir;
bazılarının söylediklerine bakılırsa 180 metreydi. Tepesinde, Đskenderiye
Limanı'na giren gemilere yol gösteren bir ışık yanardı. Fener, 1375'te olan bir
deprem sonucu yıkıldı.
Rodos Heykeli
Dünyanın yedi harikasından biri olan Rodos Heykeli, Güneş tanrısı Helios'un
tunçtan yapılma dev heykelidir. Heykel, Lindoslu Khares tarafından Rodos
Limanının ağzına yapılmıştır.
Orta Çağdan kalan bir inanca göre heykelin bacakları arasından gemiler
geçiyordu. Fakat, bu teknik olarak olanaksızdır. Yaklaşık olarak 32 metre
yüksekliğinde olan Rodos Heykeli, MÖ 305-MÖ 304 yılları arasında kuşatma
altında bulunan Rodos'un kuşatmadan kurtulması anısına yapılmıştır. Heykel,
kuşatmadan kalan tunç gereç ve silahların eritilmesiyle yapılmıştır. Rodos Heykeli, MÖ 280'den 225'e
kadar, gemicilere karayı gösteren bir işaret görevini gördü, daha sonra adayı sarsan bir deprem
sonucu yıkıldı.
Mısır Piramitleri
Mısır'da El - Gize yakınlarında bulunan piramit
şeklindeki firavun mezarlarıdır. MÖ 2613 -2494
yılları arasında Mısır'da hüküm süren 4. sülale
döneminde yaptırılmıştır. Toplam üç tane olan
piramitler, dünyanın yedi harikasından biri kabul
edilir. Bu piramitlerin adları Keops, Kefren ve
Mikerinos'tur. Keops piramidini, 4. sülalenin
ikinci firavunu olan Keops yaptırmıştır. Keops
piramidi, üç piramidin en büyüğü olduğundan
Büyük Piramit adıyla da anılır. Kefren piramidini
ise, 4. sülalenin dördüncü firavunu olan Kefren
tarafından yaptırılmıştır. En son inşa edilmiş olan
Mikerinos piramidini de, 4. sülalenin altıncı
firavunu Mikerinos yaptırmıştır. Bu üç
firavununun mezarları kendi yaptırdıkları piramitlerin içindedir. Firavunlar, öldükten sonra bir çok
değerli eşyası ile birlikte gömüldüler. Fakat her üç mezar da zaman içinde sürekli yağmalandıklarından,
bugün bu eşyaların çoğu bulunamamaktadır.
Eski Yunan tarihçisi Heredots, tam anlamıyla bir teknik ustalık ve mühendislik harikası olan bu
piramitlerin yapımının 20 yıl sürdüğünü ve yapımında yaklaşık 100 bin kişinin çalıştığını ileri sürmüştür.
Tahminlere göre, Keops piramidi insan elinden çıkan yapıtların en büyüğüdür. Bu görkemli yapı için her
biri ortalama 2,5 ton ağırlığında yaklaşık 2,3 milyon blok taş kullanılmıştır.
Bu üç piramidin araziye yerleştirilmelerinde kullanılan geometri bilgisi, taşların kesimindeki titizlik,
yapının dev boyutu, kullanılan taşların ağırlığı ve piramitlerin yapıldığı dönemdeki koşullar
düşünüldüğünde ortaya çıkan birçok soru bugün hâlâ çözülememiştir. Ağır yükleri kaldırmak için
kullanılan makaralı halat sistemini bilmeyen Eski Mısırlıların, piramitleri nasıl inşa ettiklerine dair
ortaya atılan düşüncelerden en inandırıcı olanı, piramitle birlikte yükselen, tuğla, toprak ve kumdan
yapılmış rampalar yaparak taş blokları bunların üstünde kızaklar, silindirik takozlar ve manivelalar
aracılığı ile çektikleridir.
Keops piramidin güneyinde Büyük Sfenks vardır. Sfenksin yüzü. Firavun Kefren'in yüzü, bedeni ise
yatan bir aslanın bedenidir. Keops'un piramidine giden yolun üzerinde Keops'un annesi Kraliçe
Heleferes'in defin eşyalarının bulunduğu bir çukur mezar vardır. Bu mezarın dibinde, kraliçenin boş
lahiti vardır. Lahit, üzerindeki mücevherler ve mobilyalar, dönemin zanaatçılarının sanatsal
yeteneklerinin ve teknik yetkinliklerinin gelişmiş olduğunu göstermektedir. Mısır Piramitleri, henüz
sırları çözülmemiş olarak, güzellikleriyle insanı büyüleyici güzelliktedir.
Zeus Heykeli
Dünyanın yedi harikasından biri olan Zeus Heykeli, Yunanistan'da Olympia
kentindeki Zeus Tapınağı için yaptırılmıştır. 12 metre yüksekliğindeki
görkemli heykel, MÖ 4301a rda büyük Yunan heykelcisi Pihidias tarafından
sekiz yılda yapılmıştır.
Dev bir sandalyeye oturmuş olan Zeus heykelinin sağ elinde bir Nike heykeli,
sol elinde ise üstüne kartal konmuş bir asa vardı. Heykelin giysileri altın,
bedeni fil dişi ve gözleri değerli taşlardan yapılmıştı. Günümüze hiçbir kopyası
ulaşmayan heykelin, MS 426 yılında Zeus tapınağının yıkılması sırasında ya da bu olaydan 50 yıl sonra
Kontantinopolis'teki (Đstanbul) bir yangında yok olduğu düşünülmektedir.
Mauselion
Dünyanın yedi harikasından biri olan Mauselion, MÖ 353 yılında ölen Karya
Kralı Mausolos için Halikarnas'ta (Bodrum) yaptırılan anıt mezardır.
Mauselion, Kral Mausolos'un eşi Kraliçe Artemisia tarafından yaptırılmıştır.
Mezarın yapımında dönemin en önemli mimar ve heykelcileri çalışmıştır.
Bugün büyük anıt mezarlar için kullanılan "mozole" sözcüğü Mausolos'un
Halikarnas'taki bu anıt mezarından gelmektedir. Mezar, 15. yüzyıldan önce
bir deprem sonucu yıkılmıştır. Daha sonra, bugünkü Bodrum Kalesi'ni
yapanlar, mezarın kalıntılarını kullanmışlardır.
Artemis Tapınağı
Đzmir yakınlarındaki Ephesos'ta bulunan dünyanın yedi harikasından biridir.
MÖ 560 - 50 yıllan arasında Lidya Kralı Kroisos tarafından ion düzeninde
yaptırıldı. Tapınak MÖ 356 yılında bir deli tarafından yakıldı. Bunun
üzerine, yanan tapınağın temelleri üzerine yeniden inşa edilmeye başlandı ve
MÖ 344 - 250 yılları arasında tamamlandı. Artemis tapınağı, o güne kadar
yapılan Yunan tapınaklarının en büyüğüydü. Zemini bataklık olduğundan
tapınak, 3 m yüksekliğindeki 13 basamaklı kaide üstüne oturtuldu. Tümüyle mermerden yapılan
tapınaktaki heykeller tam bir şaheser niteliğindeydi. MÖ 262 yılında bir istilâcı tarafından yıkıldı
fakat tekrar onarılmadı.
Tapınağın ilginç özelliklerinden biri de bir banka gibi görev yapmasıydı. Tapınağa armağan edilen ya da
emanet olarak bırakılan değerli eşyaları kabul etme, tapınak bütçesinden kredi verme gibi görevleri
Başrahip Megabysos üstlenmişti. ArtemisTapınağı'nın birtakım ayrıcalıkları da vardı. Bunlardan en
önemlisi, tapınağa sığınıldığında burada kaldığı sürece dokunulmazlık hakkının tanınmasıydı. Bu durum
pek çok suçlunun tapınakta toplanmasına neden olmuştur.
19. yüzyılda yapılan kazılarda ilk tapınak ortaya çıkarıldı. Bu kazılar 20. yüzyılda da sürdü. Bugün
British Museum'da tapınağa ait sütunların bir kısmı sergileniyor olsa da tapınaktan geriye pek fazla bir
şey kalmamıştır. Bu tapınakta olan heykellerden biri olan Tanrıça Artemisin heykelinin birçok kopyası
günümüze kadar ulaşmıştır. Tanrıça Artemis heykelinin, MÖ 117 -138 yıllarında yapıldığı tahmin edilen
bir kopyası da bugün Selçuk Arkeoloji Müzesinde sergilenmektedir.
Ortak Mirasın Önemi
Ortak miras, günümüz insanının çevre şartlarına egemen olmasını sağlamıştır.
Ortak miras ürünleri, insan yaşamını kolaylaştırır.
Đnsanlar, ortak miras olarak kabul edilen doğal güzellikleri gezerek, görme, dinlenme, zevk alma
ve güzel bir ortamda bulunma ihtiyaçlarını gidermiş olurlar.
Ortak Mirasın Özellikleri
• Ortak miras, insanların yüzyıllar boyu süren birikimleri sonucu oluşmuştur.
• Ortak miras, tek bir ulusa ait değildir.
• Ortak mirasa katkıda bulunmak, tüm insanlığın yararınadır.
• Bütün insanlar, ortak mirasın ürünlerinden yararlanma hakkına sahiptirler.
• Ortak mirası korumak ve geliştirmek tüm insanla-nn ve toplumların görevidir.
•
•
•
Dünya Miras Listesinde Türkiye
Ülkemiz, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğünün sorumluluğu altında yürüttüğü çalışmalar sonucunda bugüne kadar Dünya Miras Listesine 9 adet varlığımızın alınmasını sağlamıştır.
Bu varlıklardan; Đstanbul, Safranbolu, Boğazköy, Nemrut Dağı, Xanthos-Letoon, Divriği Ulu Camii
ve Darüşşifası, Truva Arkeolojik Kenti kültürel miras olarak dünya miras listesine alınmıştır.
Pamukkale ve Göreme-Kapadokya ise hem kültürel, hem doğal miras olarak listeye alınmıştır.
Uygarlıkların beşiği olarak çok zengin bir kültürel ve tarihi mirasa sahip olan ülkemizin bu zenginlikleri
eşsiz doğal güzelliklerle de desteklenmektedir.
Birçok dünya ülkesi için 9 adet varlığın Dünya Miras Listesinde yer alması ülke ve dünya ölçeğinde
sayısal olarak yeterli görülebilecekken, Türkiye'nin sahip olduğu zenginlikler dikkate alındığında bu
sayının olması gerekenin çok altında olduğu açıktır. Tarihin her döneminde farklı uygarlıklara ev
sahipliği yapmış olan Anadolu'daki bu uygarlıklara ait mimari ve yöresel çeşitlilikleri, farklı bölgeleri ve
farklı kültürlerin tanıtımı ve yansıtılması açısından bu sayı yetersiz kalmaktadır.
Safranbolu Evleri
Pamukkale
Nemrut
Xanthos-Letoon
Divriği Ulu Camii
TURĐZM
Turizm, bacasız fabrikadır. Çevreye ve doğaya zarar vermeden
en Đyi gelir elde etme yollarından biridir. Fransa, Đtalya, Đspanya
gibi ülkelerin turizmden kazandıkları paralar millî gelirlerinin
önemli bir bölümünü oluşturmaktadır.
Dinlenmek, eğlenmek, görmek ve tanımak gibi amaçlarla geziye
çıkan kimselere turist denir. Ülkemiz tarihî eserler ve doğal
güzellikler bakımından dünyanın en zengin ülkelerinden biridir.
Türkiye, turistler için çok cazip bir ülkedir.
Ülkemizi tercih eden turistleri ülkelere göre sınıflandırdığımızda
birinci sırada Almanları, ikinci sırada Rusları görüyoruz. 2005
yılında ülkemizi 20 milyon yabancı turist ziyaret etmiştir. Ayrıca
18 milyar dolar turizm geliri elde edilmiştir.
Ülkemiz, tarihî ve doğal güzellikleri bakımından zengin bir ülkedir. Bu
nedenle ülkemize her yıl milyonlarca turist gelir. Ülkemizden de turist
olarak başka ülkelere gidenler olur. Turizm sayesinde değişik kültürlerden insanlar birbirlerini yakından tanıma imkânı bulur.
Bireyler arasında başlayan yakınlaşma, toplumlar ve devletler arasında
devam eder. Birbirlerini yakından tanıyan ülkeler, sıkıntılı zamanlarında birbirlerine yardım eder. Bu
yakınlaşma, ekonomik alanda da kendini gösterir.
Đş adamları, turistik amaçlarla gittikleri ülkelerde ticaret yapma imkânlarını araştırır. Çeşitli
ortaklıklar kurarlar. Bu sayede ülkeler arasındaki ekonomik ilişkiler gelişir,
Ülkeler arasında eğitim konusunda da iş birliği yapılır. Birçok öğrenci, öğrenim görmek için başka ülkelere gider. Bu yönüyle turizm, insanlar ve ülkeler arasındaki yakınlaşmayı artırır.
Ülkemize gelen turist sayısının artması, bacasız sanayinin millî ekonomiye daha fazla katkıda bulunmasını sağlar. Bunun için ülkemize gelen turistlere iyi davranmalı, doğruluğa, dürüstlüğe ve temizliğe
önem vermeliyiz.
TÜRKĐYENĐN ÖNEMĐ
Ülkemizin coğrafi konumu, sosyal ve ekonomik durumu, iklimi, doğal bitki örtüsü, yer altı ve yer üstü
kaynakları, yer şekilleri vb. özellikleri dış politikamızı etkilemektedir.
Türkiye coğrafi özellikleri nedeniyle büyük bir öneme sahiptir. Ülkemizi önemli kılan sebepler
şunlardır:
• Asya ile Avrupa kıtaları arasında köprü konumunda olması,
• Önemli petrol yataklarının bulunduğu Orta Doğuya yakın olması,
• Zengin yeraltı ve yer üstü kaynaklarına sahip olması,
• Karadeniz'i Akdeniz'e bağlayan boğazlara hakim olması,
• Tarım üretiminin beslenme ihtiyacını karşılaması,
• Akdeniz, Mezopotamya ve Avrupa medeniyetlerinin kesişme noktasında bulunmasıdır.

Benzer belgeler

8. Ünite Özeti Hepimizin Dünyası

8. Ünite Özeti Hepimizin Dünyası piramitlerin yapıldığı dönemdeki koşullar düşünüldüğünde ortaya çıkan birçok soru bugün hâlâ çözülememiştir. Ağır yükleri kaldırmak için kullanılan makaralı halat sistemini bilmeyen Eski Mısırlılar...

Detaylı

dünyanın 7 harikası - Atlantis

dünyanın 7 harikası - Atlantis MÖ 560 - 50 yıllan arasında Lidya Kralı Kroisos tarafından ion düzeninde yaptırıldı. Tapınak MÖ 356 yılında bir deli tarafından yakıldı. Bunun üzerine, yanan tapınağın temelleri üzerine yeniden inş...

Detaylı