SAYI - Fikirtepe Platformu
Transkript
SAYI - Fikirtepe Platformu
1 AĞUSTOS 2016 / SAYI 4 / FİKİRTEPE PLATFORMU’NUN AYLIK ÜCRETSİZ YAYIN ORGANIDIR Hep birlikte büyük değişime Fikirtepe; şehir içinde şehir Fotoğraf: KAAN SAĞANAK Fikirtepe’nin yatırımcılarına sunacağı prim getirisini ve marka değerini, tüm hızıyla devam eden proje satışlarını Fikirtepe Platformu’nun üye firmalarının satış yetkileriyle değerlendirdik. Keyifli bir kahvaltıda bir araya geldiğimiz satış departmanı yetkililerinin hemen hepsi Fikirtepe’nin yatırımcısına sunacağı yüksek prim getirisinde ve bölgedeki fiyatların birkaç yılda en az yarı yarıya yükseleceğinde hem fikir. Tan Oral: Karikatürler önce küçüldü, sonra yok oldu Milli gururumuz Rio’da destan yazmaya hazırlanıyor Dumlupınar Spor Kulübü “devrim”ine hazırlanıyor Türkiye’nin hayal haritası Sayfa 6-7 Sayfa 8-9 Sayfa 13 Sayfa 15 2 Fikirtepe yatırımcılarına daha çok kazandıracak Türkiye ekonomisinin 10 yıldır amiral gemisi olarak kabul edilen gayrimenkul sektörü yükselen değer olmaya devam ediyor. Dünyanın en büyük metropollerinden biri olan İstanbul’da da gayrimenkul geliştirme ve inşaat sektörü ön plana çıkıyor. Her gün yeni bir proje, dikkat çeken konsept ve mimari yapısı ile hayata geçiriliyor. Bu projeler ile birlikte şehirdeki konut ve ticari alan sayısı da ciddi rakamlar olarak karşımıza çıkıyor. Gelecek beş yıl içerisinde şehir içerisinde bir şehir ihtişamıyla yükselecek olan Fikirtepe’de de hatırı sayılır bir konut ve ticari alan yaşama kapılarını açacak. Bölgenin değerini her geçen gün artıran çalışmalar ile proje gerçekleştiren firmalar dinamik bir satış stratejisi benimsiyor ve hiç durmadan çalışmalarına devam ediyor. Bölgede tüm hızıyla devam eden proje satışlarını, Fikirtepe’nin yatırımcılarına sunacağı prim getirisini ve marka değerini Fikirtepe Platformu’nun üye firmalarının satış yetkileriyle değerlendirdik. Keyifli bir kahvaltıda bir araya geldiğimiz satış departmanı yetkililerinin hemen hepsi Fikirtepe’nin yatırımcısına sunacağı yüksek prim getirisinde ve bölgedeki fiyatların birkaç yıl içerisinde en az yarı yarıya yükseleceğinde hem fikir. Bu soruları sorduk aşağıdaki yanıtları aldık l Fikirtepe’deki bir projede çalışmadan önce bölge hakkındaki düşünceleriniz nelerdi? Şimdi neler düşünüyorsunuz? l Fikirtepe’deki projelerin bitmesi ve burada yaşamın başlamasıyla birlikte nasıl bir Fikirtepe hayal ediyorsunuz? Fotoğraflar: KAAN SAĞANAK l Çalıştığınız projeyi müşterilerinize anlatırken neleri ön plana çıkarıyorsunuz? Buradan konut veya iş yeri almak isteyenler neden Fikirtepe’yi tercih etmeli? l Satış alanında bir profesyonel olarak Fikirtepe önümüzdeki dönemlerde hangi değerleri ve özellikleri ile markalaşacak? l Konut alanlarla ilgili elinizde bir müşteri profili var mı? Daha çok kimler Fikirtepe’den konut ve işyeri alıyor? Yaş grupları, meslekleri, gelir grubu vb. kriterler üzerinden bir değerlendirme yapabilir misiniz? KAAN NUHOĞLU Nuhoğlu İnşaat Genel Müdür Yardımcısı - Bölgenin sürekli problemlerle anılması ve gündemde olumsuz haberlerin yer alması nedeniyle yatırım için riskli olduğunu düşünmekteydik. Fikirtepe ile Türkiye’de ilk defa bir bölge için master plan üzerinden kentsel dönüşüm yapılmaktadır. - İstanbul’un gerçek merkezlerinden birine yakışır kalitede yapılan dönüşümle birlikte Türkiye’de planlı ve modern yapılaşmanın tek örneği olacağını ve diğer bölgelere de örnek teşkil edeceğini düşünüyoruz. - Lokasyon, planlı kentleşme, proje mimarisi ve marka bilinirliğimiz en etkileyici özelliklerimiz. İstanbul’da gayrimenkul fiyatları ortalama senelik yüzde 18’lik artış sağlarken, Fikirtepe’nin müşterilerini yüzde 30’luk yıllık bir kazanç bekliyor. - Bölgelerdeki değer artışını, mimari ve yaşayan müşteri profili belirlemektedir. Fikirtepe projelerinde yaşamın başlamasıyla birlikte İstanbul’un marka semtlerinden birisi olacağını düşünüyoruz. - Ağırlıklı olarak 30-55 yaş aralığında firma sahipleri, üst düzey yöneticiler, öğretim görevlileri, doktor ve avukatlar projemizin müşteri profilini oluşturmaktadır. l DENİZ GİZEM SUNMAN Ekşioğlu Yapı - Alya Life Residence Satış Müdürü - Fikirtepe’de, dönüşüm ile birlikte gün geçtikçe hızla yükselen binalar ve bitmeye yaklaşan projeler bölgenin silüetinin ortaya çıkmasını sağlıyor. Fikirtepe İstanbul’un diğer bölgelerine göre her geçen gün daha yoğun müşteri ilgisi ile karşılaşıyor. - Fikirtepe’nin Türkiye’deki mevcut kentsel dönüşüm projeleri arasında en iyi örnek olacağına inanıyoruz. Şehir planlamasının iyi yapıldığı, tüm detayları düşünülmüş, yeniden yapılanacak göz alıcı bir şehir oluşacak. - Alya Life Residence’ta dairelerin geniş ve kullanışlı olarak planlandığı gözlenirken muhteşem bir manzaraya sahip olması önemli bir avantaj olarak dikkat çekiyor. Kapıdan çıktığınızda yaşamı kolaylaştıracak ulaşım imkânlarının bu projenin nerdeyse içinde olması, projenin yüksek prim yapma şansını öne çıkarıyor. - İstanbul’un kentsel dönüşüm alanında yapılmış en iyi master planı olduğunu düşünüyorum. Fikirtepe, İstanbul’un her yerine toplu taşıma araçları ile çok kolay ulaşılabilen bir noktada. - Projemizden daire alan müşteriler orta yaş ve üstü çalışan kesim, genç çiftler veya çocuklarını evlendirmiş emekli çiftlerden oluşuyor. l 3 İLKNUR KÖKSAL Teknik Yapı Satış Müdürü - Bu kadar büyük bir alanda gerçekleşen kentsel dönüşüm projesini basından ilk duyduğumda merakla beraber heyecan duygusunu yaşamıştım. Çok sayıda konut ve ticari alanı kapsayacak daha iyi bir cazibe merkezi olamazdı. - Fikirtepe’nin, İstanbul’un merkez noktasında olmasının yanı sıra Teknik Yapı’nın inşaat kalitesi ve yıllara dayanan tecrübesini müşterilerimize anlatmaktayız. Yine kentsel dönüşüm kapsamında mükemmel bir lokasyona sahip olması ile hem oturacak hem de yatırımcı kitle için büyük cazibe oluşturuyor. - Şehrin tam ortasında olup, sunduğu sosyal imkânların fazlalığı ve ulaşım kolaylığı ile şehir içinde şehir oluşturacak. Yenilenmiş depreme dayanıklı binaları, altyapısı, sosyal donatıları, ticari tesisleri ile ev sahiplerine mutlu ve sağlıkla yaşayabileceği bir ortam yaratılacağını düşünüyorum. - Satışlarımızın büyük kısmı, daha önce Teknik Yapı’dan daire sahibi olan ev sahiplerimize ve onların referanslarına olmuştur. Yatırımcı kitlemizin, ağırlıklı 35 yaş üzeri profesyonel meslek sahiplerinden oluştuğunu söyleyebiliriz. l A. NEVİN HANLIOĞLU Sefa İnşaat & Koyuncu İnşaat Satış Müdürü - Fikirtepe’de binalar ciddi anlamda deprem riski taşıyan, altyapı ve üstyapısı eksik binalardı. Şimdi ise Fikirtepe’nin bölgeye hak ettiği değeri katacak modern, depreme dayanıklı projelerin yer alacağı bir “yaşam merkezi” olacağına inanıyorum. - Yeni Fikirtepe’yi ve projemizi müşterilerimize anlatırken bölgenin lokasyonunu, yatırım değerini, kültür, sanat ve spor alanlarını barındıran sosyal imkânlarını ön plana çıkarıyoruz. - İstanbul Anadolu yakasının en güzel konumuna sahip olması itibariyle, Fikirtepe NADİRE GÜLÇİN ÇETİNER OZAN KIVILCIM İLGİ İNCE Sinanlı & Yiğit Group Türkiye Satış Direktörleri - Fikirtepe, lokasyon olarak İstanbul’un en nadide yerlerinden birinde. İstanbul’daki şehir merkezi kavramı Avrupa yakasında Silivri’ye Anadolu yakasında ise Tuzla’ya doğru genişlemekte. Bu nedenle İstanbul’un en lüks semti olmaya aday olanların başında Fikirtepe geliyor. - Fikirtepe, projelerin bitmesi ve burada yaşamın başlamasıyla, ulaşım, çevre düzenlemeleri ve ticari dükkânların oluşumuyla yeni Bağdat Caddesi olacak ve İstanbul’un ilk üç lüks yaşam merkezinden biri haline gelecek. - Projemizi anlatırken Fikirtepe’nin yepyeni, lüks ve gelişmiş bir semt olacağını, uzun yıllar için ulaşım ve çevre planlarının hazır olmasını, metrobüs ve köprüye sıfır olmasının avantajını, çevreyoluna bakan projlerin yüzde 20’ye yakın daha fazla kâr ettiğini ön plana çıkarıyoruz. - Bizim kendi karışık müşteri portföyümüzün dışında yüzde 50’ye yakını Anadolu yakası müşterileridir. Avrupa yakası alıcıları ise daha çok ticari alanlarla ilgileniyor. Ayrıca yabancı uyruklu kişilerin potansiyelinin farkındayız ve bunu iyi şekilde kullanıyoruz. l tüm zamanların en büyük projesi olarak hayata geçiyor. İster oturum ister yatırım amacıyla olsun tüm bu özelliklerinden dolayı kısa sürede çok kârlı ve güvenli bir yatırıma sahip olma arzusunu körüklüyor. - Şirketimiz bünyesinde lüks konut ve inşaat sektöründe hatırı sayılır bir geçmişe sahip olduğumuz için hitap ettiğimiz bir müşteri profili mevcut. Yeni Fikirtepe konumu itibariyle planlı bir kentsel dönüşüm projesi olduğu için her yaş grubundan oturum amaçlı potansiyel alıcılara da hitap etmektedir. l BERK DİZERKONCA Güral İnşaat Satış ve Proje Geliştirme Uzmanı - İstanbul’da zamanında şehrin dışında kaldığını düşündüğümüz yerler bugün hızlı göçün etkisi ile çarpık kentleşme dediğimiz yapıları ortaya çıkardı. Şimdi şehir merkezinde olan böyle kıymetli bir bölgenin alt yapısı, modern ve sağlam binaları ile hem bölge halkı hem de İstanbul için büyük kazanç olduğunu düşünüyorum. - Bu projelerin bitmesi ile çağdaş, modern, güvenli, konforlu yaşam alanları ile çağın gereksinimlerini karşılayan ve İstanbul’a yakışan bir Fikirtepe hayal ediyorum. - Bence en önemli tercih sebebi temelini attığımız her projede kaliteden asla ödün vermeksizin güvenilir, konforlu yaşam alanları inşa etmemizdir. - Fikirtepe, yapılan projeler ve çevre düzenlemeleri ile İstanbul’da Anadolu yakasının merkezinde şehrin konforunu yaşarken, bir yandan da projelerin içerisindeki sosyal tesisleri ile markalaşacağını düşünüyorum. - Daha çok beyaz yakalı olarak tabir ettiğimiz orta yaş grubu çalışan kesim ve Fikirtepe’nin değerinin farkında olan yatırımcılar bölgede yer almak istiyor. l 4 ZEYNEP AKÇAKAYA Haldız İnşaat Satış Pazarlama Koordinatörü - Kentsel dönüşüm öncesi Fikirtepe; altyapısı çok zayıf, depreme dayanıksız yapılardan oluşan, sosyal donatıları olmayan bir bölge konumundaydı. Şimdi gökdelenlerden oluşan yeni bir şehir planlanıyor. Kentsel dönüşüm kavramının en iyi örneklerinden birisidir Fikirtepe. - Kentsel dönüşüm projelerinin tamamen bitmesiyle bölgenin çehresi komple değişecek. Semtin gelir seviyesi yükselince doğal olarak yaşam tarzı da farklılaşacak. İnsanların gece araçsız tek başına evlerinden çıkıp rahatça sinemaya, kafeye, tiyatroya yürüyerek gidebilmeleri ve güvenli bir semtte oturabilme lüksüne sahip olmaları bambaşka bir güzellik. Fikirtepe beklentilerin de üzerinde hepimizi şaşırtacak. - Görüşmelerimizde müşterilerimize bölgenin 4 -5 BURCU GÜLHAN Pana Yapı Satış Müdürü - İstanbul’da Anadolu yakasının merkezi sayılacak bir noktadaki bu çarpık yapılaşma herkes gibi beni de rahatsız ediyordu. Burada çalışmaya başladığımda gerçekleştirilen kentsel dönüşüm uygulamasıyla Fikirtepe’nin benzersiz ve özel bir yaşam alanına dönüşeceğini gördüm. - Bölgenin profesyonel olarak uzun zaman ve emek harcanarak yapılan şehir planlaması ile eşi benzeri olmayan bir bölgeye dönüşeceği aşikâr. Burası insanlar için spor, kültür, sanat ve eğlence merkezleri, yeşil alanları, alışveriş merkezleri ve birçok yaşam alanıyla Anadolu yakasının vazgeçilmezi olacak. - Gayrimenkul alımı, belli koşullar ve beklentilerin alıcı açısından uygun hale gelmesiyle gerçekleşiyor. İnsanlar alım yaparken yıl sonrasını hayal ettiriyoruz. Projemizin şehrin merkezinde olduğunu, ulaşımın kolaylığını, gelir ve eğitim seviyesi yüksek komşuluğun olacağını, huzurlu ve güvenli ortamını, üniversitelere yakınlığını ön plana çıkarıyoruz. Anadolu yakasında Fikirtepe’den başka alınacak proje yok. Bizim bunu anlatmamız gerek. - Fikirtepe, Bağdat Caddesi’nin çok daha fazlasının olacağı bir yaşam tarzıyla, huzurlu bir aile ortamıyla, daha fazla öğrencisiyle, daha fazla ofisiyle, daha fazla iş imkânıyla ve her yere eşit mesafede ulaşımıyla markalaşacak. - Fikirtepe’nin lokasyonu çok başarılı olduğu için hedef kitle çok geniş. Hem yatırım hem de oturum olarak değerlendirilecek nadir yerlerden biri Fikirtepe şu anda. l de bölgenin gelişim durumu, sosyal yapısı, toplu ulaşımı, eğitim alanları, hastanelere yakınlığı gibi birçok faktörü değerlendiriyor. Fikirtepe’nin konumu, saydığımız bu faktörleri ve beklentileri karşılıyor. - Fikirtepe’nin profesyoneller tarafından hazırlanan bir şehir planlamasına sahip olması büyük bir avantaj. İşte bu nedenden dolayı, Fikirtepe hiçbir çabaya gerek kalmadan markalaşacak. - Fikirtepe’de yapmakta olduğumuz ile planladığımız projelerin sayısı ve hacmi itibariyle ciddi bir müşteri portföyümüz var. İnşaatı devam eden projelerimizde satışlarımızı tamamladık diyebiliriz. Gelecek projelerimiz içinse alıcılardan ciddi ön talep almaktayız. l AHMET SARICALI Şua İnşaat Satış ve Pazarlama Koordinatörü - Fikirtepe bölgesini her gördüğümde burası dönüşmeli diye düşünürdüm. Şimdi dönüşümde rolümüz olduğu için mutluyum. Şuan orta vadede bölgenin, İstanbul’un en çok prim vaadeden lokasyonu olduğunu düşünüyorum. - Bölgenin dönüşümü tam olarak bittiğinde Fikirtepe’nin Anadolu yakasının yeni cazibe merkezi olacağını düşünüyorum. Özellikle gençlerin, beyaz yakalıların tercih edeceği dinamik bir lokasyon olacak. - Fikirtepe özellikle ulaşım avantajları ile ev sahiplerine günde fazladan yaşanacak en az iki saat daha kazandıracak. Tüm ihtiyaçlara; eğitim, sağlık, alışveriş vs. çok yakın konumda olması da bölgeye değer katan başka bir unsur. - Henüz ön talep aşamasındayız. Bize gelen talepler daha çok A ve B segmentinde çalışan ve bölgenin prim potansiyelinin farkında olan alıcılardan... l Haldız’ın satış pazarlama ekibi. Selin Köksal (Pazarlama Müdürü), Nazan Toptaş (Satış Müdürü) ve Zeynep Akçakaya. 5 Fikirtepe Platformu Genel Müdürü İrfan Şükrü Yağcı, platforma üye firmaların satış yetkilileriyle keyifli bir kahvaltıda bir araya geldi. ECE BİNGÖL SVR Group Satış ve Pazarlama Müdürü - Bölgenin tek ofis projesini gerçekleştirecek firma olmamız nedeniyle kendimizi farklı bir yerde konumlandırıyoruz. Bölgenin son derece avantajlı bir lokasyonda olduğunu düşünüyor, doğru bir projeyi hayata geçirdiğimiz takdirde bölgeye ve ekonomiye katma değer sağlayacağımızı düşünüyoruz. - Tamamen değişmiş, kentle bütünleşmiş bir Fikirtepe manzarası ile karşılaşacağız. Projeler tamamlandığında Fikirtepe, İstanbul Anadolu yakasının merkezi kent yaşamı ile entegrasyonunu tamamlamış olacak. - Business İstanbul Türkiye’nin en büyük A plus modern ofis projesi olmasıyla iş dünyasına büyük katma değer sağlayacak. Dönüşümün tek ofis projesi olan Business İstanbul tamamlandığında toplam 270 bin m² inşaat alanında 150 bin m² kiralanabilir alana sahip olacak. - Ofis yaşamı olarak her türlü modern donanıma ve imkana sahip olması firmalar açısından büyük avantaj. Hayatı kolaylaştıran, kentin her noktasına entegre ulaşım imkanlarıyla kolay erişim sağlayan bir lokasyonda yer almamız da firmalar açısından büyük avantaj. - Önde gelen ulusal ve uluslararası firmaların yanı sıra işini büyütmek isteyen KOBİ’ler de müşteri profilimizin içinde bulunuyor. Fikirtepe’de yer alan konut projelerine baktığımızda ise genel olarak orta, üst ve bazı projelerde üst segment grubuna seslenildiğini görüyoruz. l ÖNDER ÇELİK Erkan İnşaat Satış ve Pazarlama Koordinatörü - Fikirtepe, İstanbul’un değil Marmara Bölgesi’nin bilinen en eski kültüründen biri olan “Fikirtepe Kültürü”nün doğduğu yerdir. Fikirtepe bundan sonraki zaman diliminde de eskiden olduğu gibi sanatçılara, şairlere, yazarlara ilham kaynağı olacak. - Öncelikle daha güvenli ve huzurlu bir Fikirtepe hayal ediyoruz. Bu bölgede yaşayan insanların güvenli ve konforlu bir yaşam sürmeleri öncelikli hedefimiz. - Fikirtepe’de hem yatırım hem oturum için ev bakanlar mevcut. Yatırımcılara sosyal imkânlardan, lokasyon avantajından ve bölgedeki kiracı potansiyelinden bahsediyoruz. Oturum için ev bakanlara ise daha çok teknik detayları ön plana çıkartıyoruz. Kendi projemizin 2 yıl içerisinde yüzde 30-35 prim yapacağını ön görüyoruz. - Fikirtepe yeşil alanları, sosyal ve kültürel imkânları ile beraber hayatın iç içe olduğu bir lokasyon haline gelecek. İstanbul gibi tarihe ışık tutan bir kentin içerisinde yer alan Fikirtepe, zaman içerisinde kendi ruhunu da bulacak. - Firmamızın daha önce inşa ettiği yapılar ile oluşan bir alıcı kitlemiz mevcut. Birçok lüks villa yapmamız nedeniyle A sınıf bir kitlemiz var. Fikirtepe’nin geneline bakacak olursak A ve B grubu bölgeden alım yapıyor. l ÖZDEMİR ÇONGAR Baysaş İnşaat Satış Müdürü - Bölgede çalışmalarımıza başladıktan sonra alınan ilk ruhsatlar ile Fikirtepe’de artık bir düzenin oluşacağına dair bir ışık belirmişti. An itibari ile tüm sorunların aşıldığını ve bölgenin gelecekte çok dinamik olacağını söylemek yanlış olmaz. - Yüklenici firmalar kendi aralarında tatlı bir rekabet çerçevesinde başarılı tasarımlar ortaya çıkarıyor. Bunların ışığında alt yapı organizasyonlarının da hız kazanıp teslimata yetişmesi ile birlikte hayalimizin de ötesinde bir yaşam merkezi olacağından hiçbir şüphemiz yok. - Gerek altyapısı gerekse üstyapısı ile Fikirtepe oldukça merkezi bir konumda. Müşterilerimize, yakın gelecekte E5’ten geçerken bu bölge ile ilgilenip yatırım yapmadıkları için yaşayabilecekleri pişmanlığı bizzat ifade ediyor ve bu fırsatı kaçırmamaları gerektiğini söylüyoruz. - Fikirtepe, merkezi konumunun yanı sıra 24 saat yaşayan bir semt oluşturulması başarıya ulaştığında markalaşma anlamında misyonunu tamamlamış olacak. - Özellikle 5 km2’lik alanda çok fazla sağlık kuruluşu olması nedeniyle sağlık alanında görev yapan yatırımcılarımız mevcut. Beyaz yakalı müşteri profilimiz de oldukça fazla. 30-45 yaş aralığında müşterilerimizin çok fazla olduğunu söyleyebiliriz. l AYIN RÖPORTAJI 6 Tan Oral: Karikatürler önce küçüldü, sonra yok oldu Karikatürist, mimar ve aynı zamanda akademisyen olan Tan Oral, sadece karikatürün Türkiye’de ve dünyadaki mevcut durumunu değil, yaşadıklarını, genç karikatüristlere önerilerini ve kentsel dönüşüm ile ilgili düşüncelerini Fikirtepe Platformu Dergisi’ne anlattı... N eolitik çağda mağara duvarlarına çizilen resimlerin bugünkü modern karikatür için bir ilham kaynağı olduğunu biliyoruz. 17. yüzyıldan itibaren siyasi ve sosyal içerikli karikatürlerin ortaya çıkması ve zaman içinde gelişmesiyle dünyada yayılan bu sanatsal akım, zaman zaman tarihi olaylarla özdeşleşen, simge haline gelen eserlerin ortaya çıkmasına da neden oldu. Hatta sayfalarca yazının anlatamayacağı pek çok şey sadece çizgilerle daha da etkili bir şekilde anlatıldı. Türkiye’de karikatür denilince akla gelen ilk isimler arasında yer alan Tan Oral da çizgilerin gücünü kullanarak 60 yılda 10 binden fazla karikatüre imza atan çok önemli bir isim. Aynı zamanda mimar ve akademisyen olan Oral, karikatürlerini bugüne kadar birçok dergi ve gazete aracılığıyla milyonlarca insana ulaştırdı. Oral, şu an ne iş yaptığı sorulduğunda “çalışıyorum ama işsizim” cevabını vererek aslında karikatüre olan ilginin zaman içinde nereye geldiğini gözler önüne seriyor. Gazete ve dergilerde tam sayfa kullanılan karikatürlerin günden güne küçülüp kaybolduğunu belirten Oral, bunun sebebini küreselleşen dünyaya ve hızlanan iletişime bağlıyor. Günümüzde karikatüre gönül veren birçok genç için ilham kaynağısınız. Tan Oral’ın hayatına karikatür nasıl girdi? Karikatür çizmeye başladığım dönemin Türkiyesi’ni anlatmaya çalışayım. O dönemler dünya ile iletişimimiz bu kadar hızlı değildi. Dünyayı merak ediyor, dünyada neler oluyor diye düşünüyorduk. Biz dünyayı tanımadığımız gibi dünya da bizi tanımıyordu. Bilgiye ve dünyadaki diğer yayınlara bugünkü gibi ulaşılamıyordu. O yıllarda kendisini, yaşadığı ülkeyi, kenti anlamaya çalışan, dünyayı anlamaya çalışan, bu dünyanın ve ülkenin geçmişini merak eden, geleceğini hayal etmek isteyen bir insanın ihtiyaç duyduğu birçok bilgi bugün var. Biz bunlardan yoksunduk fakat sorular vardı kafamızda. Bütün bunların cevabını bulacağımız yerin okullar olması lazımdı. Okullarda bu sorularımın cevabını bulamıyordum. Böyle bir ortamda merakımı giderecek bir çare aramaya başladım kendi adıma. 19 yaşındayken çizmekten, kâğıt doldurmaktan hoşlanıyordum. Kâğıt doldururken kendimi iyi hissediyor Yaşamak bir sıkıntı ve zorlama, hatta dayanmaktır. Ne yaşıyorsam onu çizerim diyorum. Hayatı yaşarken karşılaşılan sıkıntılar ve zorluklar çizdiklerime de yansıyor tabii ki. Özellikle yaşadığımız ülkeyi ele aldığımızda malzemenin çok fazla olduğunu söyleyebiliriz. Bu olaylar karşısında hiçbir zaman karamsar olmadım. Bunları çizebiliyor olmak mı beni karamsarlıktan kurtarıyor bilmiyorum. Genelde çevremdeki insanlar olaylar karşısında umutsuz ve şikâyetçiydi. Ben bu tavırdan çok rahatsız oldum. Buna karşı durmaya ve bir şeyler yapmaya gücüm yetmiyordu. Ne okulda, ne evimde, ne de sokakta. Mizah buna bir çözüm getiriyor. Bu kadar karamsarlıkla beni sıkıyorlar ve ben de bunu çözemiyorsam dalga geçmeye başlıyorum. Çizerek dalga geçiyor ve rahatlıyorum. YAYIN YASAĞI DOĞRU DEĞİL ve daha rahat düşündüğümü fark ediyordum. Böyle amatör ruhla başladım ve bugünlere kadar geldi. Sanırım Ferruh Doğan söylemişti. “Dünya karikatürcüleri sempatik bir mafyadır” demişti. Diğer sanat dallarında insanların birbirlerine biraz daha farklı davrandıklarını biraz kompleksle, kıskançlık duygularıyla da hareket edebildiklerini gördüm. “Karikatür mafyası”nda bunlar yok. “Karikatür yapanlar birbirlerine benziyor” derler. Hayır böyle değil. Birbirlerine benzeyenler karikatür yapmak zorunda kalıyor galiba. Ülkemizde karikatürist olmak gerek sosyo-politik, gerek ekonomik nedenler yüzünden çeşitli zorlukları beraberinde getiriyor. Bugüne kadar yaşadığınız en büyük zorluktan bahsedebilir misiniz? Bir karikatüristin en büyük kaynağı nedir? Kendi hayatı mı, yaşadığı ülke ve içerisinde bulunduğu şartlar mı? Beni etkileyen şeyler çok hoşuma giden ya da beni çok rahatsız eden şeyler. Bunlar insan ilişkileri olabilir, siyasi ilişkiler olabilir, yöneticiler olabilir, dünyanın başka problemleri olabilir. Bu çok bireysel bir açıklama ama beni rahatsız eden şey birçok insanı da rahatsız etmekteyse o zaman ona tepki vermem meşru bir davranıştır. Sadece beni rahatsız eden şeyi problem edersem o meşru bir davranış değildir. Kötülüklere karşı yapılacak en iyi şey bu kötülüğü açığa çıkarmaktır. Açığa çıktığı zaman kötülüğün etkisi hemen kaybolur. O nedenle siyasi iktidarlar sansür, yasak koyuyorlar. Bir olumsuzluk olduğunda yayın yasağı konulması çok doğru değil. Bırakılması lazım. Bırak ki görülsün, konuşulsun. O zaman bu güç o kötülüğü boğar. Tan Oral’ın ilham kaynağı nedir? Bugüne kadar hep kendi kafamı kurcalayan ama başkalarının da benimle hemfikir olduğu konuları çizdim. En büyük ilham kaynağım yaşadıklarım ve kafamı kurcalayanlar. Karikatür, sosyal hayatta kaçınılmaz, olması gereken bir şey değil. Karikatür olmasa da olur. Hiçbir eksikliğini hissetmezsiniz. Buna rağmen karikatür varsa o zaman orada çok samimi ve çok açık olmak zorundasınız. Siparişle yapılan AYIN RÖPORTAJI 7 Başımı Sokacak Bir Yerim Olsun Yeter Tan Oral, mimarlık, kentleşme, çevre ve insan ilişkilerine dair yaratıcı karikatürlerini kelimelerden destek almaksızın “Başımı Sokacak Bir Yerim Olsun Yeter” (YEM Yayın) kitabında yayımladı. Oral kitapta ülkemizdeki “inşa etme” sürecinin son 50 yılını eleştirel ama gülümseten bir bakış açısıyla anlatıyor. bir şey değildir karikatür. En küçük bir sipariş ihtimali bile varsa mizah ölür. Karikatürlerinize konu olan kedi figürünün özel bir anlamı var mı? Sadece kediler değil, tüm hayvanlarla iletişimim çok kuvvetli. Brigitte Bardot’un çok güzel bir sözü var: “Kediler, köpekler ve atlar insanlar olmadan yaşayamazlar.” Yaşayabilmeleri için insan dostluğuna ihtiyaçları var. Babamın mesleğinden dolayı lise çağında tüm Anadolu’yu dolaştım. Her yıl ayrı okulda okuyarak liseyi bitirdim. Gittiğim her yerde kedilerle dostluğum oldu. Hayvanlarla, çocuklarla ve delilerle aram çok iyidir. Çünkü genellikle bu saydıklarımı insanlar adam yerine koymaz küçümserler. Onlarla hep ilgilendim. Dostlarım, kedilerle olan iletişimim nedeniyle benim için “kediler onu tanır, nereye gitse onu bulurlar” diye söyler. Bu arada onlara “sokak kedisi, sokak köpeği” denmesi bana kırıcı geliyor. Bence “şehir hayvanları” denmeli. Yeni nesil karikatüristlere ve onların mizah anlayışına bakış açınız nedir? Takip etmeye çalışıyorum. Her çizerin beğendiğim ve beğenmediğim tarafları var. Bu hep böyle oldu. Eski ustaların da beğendiğim ve beğenmediğim tarafları TAN ORAL Hayvanlarla, çocuklarla ve delilerle aram çok iyidir. Çünkü genellikle bu saydıklarımı insanlar adam yerine koymaz, küçümserler. Onlarla hep ilgilendim. Dostlarım, kedilerle olan iletişimim nedeniyle benim için “kediler onu tanır, nereye gitse onu bulurlar” diye söyler. Bu arada onlara “sokak kedisi, sokak köpeği” denmesi bana kırıcı geliyor. Bence “şehir hayvanları” denmeli... Tan Oral, kitabı oluşturan bu birikimin oluşum sürecini şöyle tanımlıyor: “Bu çok sevdiğim ülkede uzun yıllar boyunca, Ağrı’dan Trakya’ya kent kent dolaşırken, çatı katlarından bodrumlara kadar oturmadığım ev kalmamış. Kiracılıkta uzmanlığa ve evsahibi tanımada insan sarraflığına varmışım. Yetmemiş, ev yapma okulunda bile okumuş, ders vermiş, bir de zamanın en büyük mimarına çıraklık yapmışım. Evler, sokaklar, kasabalar, kentler, ülkeler arasında gezip tozarken de gördüğüm, duyduğum, şaşırdığım, kalemime takılan ne varsa, üşenmeyip kâğıda geçirmişim. Az gelmiş, bunları bir de orada burada sergilemiş, üstelik yayımlamışım da. Yine onları evlerimde saklayıp, başıma dert almış, oradan oraya taşımış durmuş, biriktirmişim. Arada bir de karıştırıp bakıyorum, yarım asırda neler olmuş, diye. İşte o serüvenden seçtiklerimi bu kitapta bulacaksınız. Bakın bakalım…” l vardır. Kaldı ki kendi yaptıklarım için de böyle. Beğenmediğim işlerim de var. Şimdi baktığım zaman bazı karikatürlerimi nasıl çizdiğimi merak ediyorum. Dijitalleşen dünyanın karikatür dünyasına etkisini yorumlar mısınız? Teknoloji neleri değiştirdi? Teknolojiyle her şey gelişti, artık kalemle değil bilgisayar üzerinden de çizim yapılabiliyor. Bu geçiş döneminde tepki gösterenlere karşı çıktım. Her şey değişiyor, teknolojiye karşı düşmanlık yapmayalım dedim. Fakat şöyle bir şey de var. Bir duygu ve düşünceyi aktarmanın iki yolu var. Bir tanesi bilgisayarda düzeltme imkânlarını kullanarak bir duygunun tarifinin yapılması. Bu, duygunun kendisi değildir, tanımıdır. Kalemle çizilen eserde çizerin tüm duygularını aynen görürsünüz. Elle yapılan karikatür o duygunun kendisidir. Karikatüre gönül veren yeni çizerlere tavsiyeleriniz nelerdir? Onlara söyleyebileceğim tek şey, bir an evvel yaptıkları işten vazgeçmeleridir. Şu an bıraksınlar. Derhal terk etsinler ve doğru düzgün bir iş bulsunlar. İşe yarayan bir iş yapsınlar. İnsan hayal ettiği bir işi yapamıyor, beceremiyorsa, orada başarılı olamıyorsa ve karikatür becerisi varsa o zaman karikatür yapması iyi bir çözümdür. Dünyada tanıdığım tüm karikatürcüler “ben karikatürcü olacağım” diye hedef koymamışlar. İlgilendikleri alanların okullarına gitmişler. Yüzde 99’u o işte başarılı olamamış ya da sevmemiş ve karikatüre yönelmiş. Karikatür çizerken başka işte başarılı olanlar ise asıl işlerini bırakmayıp arada sırada karikatür çizmeye devam etmişler. Rant heyecanı ev sahiplerinin ve müteahhit firmaların iştahını kabarttı Bir mimar olarak kentsel dönüşüm ve özellikle Fikirtepe’deki dönüşüm hakkında neler düşünüyorsunuz? Kentsel dönüşüm, İstanbul için geleceği bildirilen depreme karşı çürük binaları güçlendirmek amacıyla alınmış bir karar ve uygulamanın adı. Önce çeşitli tektonik çözümlerle onarım anlamında önlem alınırken, giderek çürük binayı yıkıp yeniden inşa etme yolu seçildi. Kentte yıkılmayı ve yenilenmeyi bekleyen yüzlerce bitik bina dururken, rant heyecanı ev sahiplerinin ve müteahhit firmaların iştahlarını kabarttı. Sonunda aynı sokakta olan ve birbirine bakarak imrenme sonucu kat çıkarak yükselmeye özenen insanların inşaatları ortalığı toz dumana çevirdi. Ceplerinden para çıkmadan, hatta devletten yardım da alarak konutlarını yenilemiş oldular. Şimdi yirmi-otuz yıllık binaların rahat, geniş planlarından vazgeçenler, daracık koridorlu yeni yapılarında mutluluk arayacaklar. l Türkiye’de karikatürün günümüzdeki durumu hakkında ne düşünüyorsunuz? Sadece Türkiye’de değil dünyada da karikatüre gösterilen ilgi azaldı. Şu anda dünyadaki birçok tanıdığım karikatürist arkadaşım benim gibi işsiz. Son terör olaylarından sonra çok yaratıcı ve etkileyici karikatürler paylaşılmaya başlandı. Muhalefet kanalları konusunda karikatür çok önemli bir alan. Haberleşme tüm dünyada hızlandı ve kolaylaştı, karikatüre ihtiyaç azaldı. Eskiden el üstünde tutulurdu karikatürcüler. Bir olay olduğu zaman çizerler “bakalım ne söyleyecek, ne çizecek” diye beklenirdi. Şu an bir karikatür çizilip yayımlanana kadar o konuyla ilgili çoktan tepki verilmiş oluyor. Eskiden bir şey çizdiğimde bazen tam sayfa yayımlanıyordu. Yaşadığımız süreçte tüm dünyada karikatürler önce küçüldü sonra yok oldu. l 8 BİR BAŞARI ÖYKÜSÜ Milli gururumuz Rio’da des Sayısız başarıya imza atan Tekerlekli Sandalye Basketbol A Milli Takımı en son aldıkları Dünya Üçüncüsü ve Avrupa İkincisi apoletleri ile ülkemizi 7-16 Eylül tarihlerinde Rio’daki Paralimpik Oyunları’nda temsil edecek. En büyük hedefleri ise Rio’daki oyunlardan madalya ile dönmek ve tekerlekli sandalye basketbolunda dünya üzerindeki en başarılı takım olmak. Onlar başarıya giden yolda heyecanlı, istekli ve kendinden emin adımlarla ilerliyorlar. Takımın hikâyesini, başarılarını ve hayallerini Tekerlekli Sandalye Basketbol A Milli Takım Yardımcı Antrenörü Ahmet Akın’dan dinledik. Sizi biraz tanıyabilir miyiz? Hayat hikâyenizden bahsedebilir misiniz? 1974 yılında Rize ilinin Pazar ilçesinde dünyaya geldim. İlk, orta ve lise eğitimimi Pazar’da tamamladıktan sonra lisans eğitimimi Gazi Üniversitesi Beden Eğitimi ve Yüksek Okulu Antrenörlük bölümünde yaptım. 1996-2003 yılları arası A Milli Takım formasını giydim. Yaklaşık 1,5 yıldır da Tekerlekli Sandalye Basketbol A Milli Takım yardımcı antrenörlük görevini yürütüyorum. 2015 yılında İngiltere’de oynanan Avrupa Şampiyonası’nda Avrupa İkincisi olduk. Tek yıldız balık adam brövem mevcut. Halen bir kamu kurumunda görev yapmaktayım. Evliyim. Tekerlekli sandalye basketbolu ile yolunuz nasıl kesişti? Yaşadığınız kaza sonrasında sizi tekerlekli basketbola yönelten ne oldu? 1992 yılında geçirmiş olduğum kaza neticesinde tekerlekli sandalyede hayatımı devam ettirmeye başladım. 1994 yılında ailemin bir gazetede engelli sporcular aranıyor ilanını görmesi üzerine benim de spordaki geleceğim şekillenmeye başladı. Ailem benden habersiz tekerlekli sandalye basketbol antrenmanı izlemeye gitmiş. Bana konuyu ilk açtıklarında hiç de olumlu karşılamadım. Sonrasında bir şekilde spor salonundan içeriye sandalye ile girdiğimde benim de spor hayatım başlamış oldu ve hayatta tekrar yeniden neler başarabileceğimi öğrenmeye başladım. Milli Takım’daki kariyeriniz nasıl gelişti, kısaca bahseder misiniz? Tekerlekli sandalye basketbolu ile tanıştığım ilk yıllar benim için zorlu ve meşakkatli geçti. Hem rakiple uğraşıp hem de kendi engelinle uğraşmanın ardından bir de tekerlekli sandalye kullanmayı öğrendikten sonra işler benim için daha kolay olmaya başladı. İlk olarak takımımdaki en iyi oyuncuyu örnek aldım ve ondan çok şey öğrendim. Sonrasında bir şekilde oyuncu olarak yolum milli takımla kesişti. 40 kez A Milli Takım forması giyip 3 Avrupa şampiyonası oynadıktan sonra 2003 yılında sporculuk yaşantımı bitirip antrenörlük yaşantıma başladım. Ankara’da sırası ile B.B. Ankara Spor, Çankaya Belediyesi Gençlik ve Spor Kulübü, Çankaya Belediyesi Hoytur Spor Kulübü, Ça Keçiören Be çalıştırdıkta Tekerlekli S yardımcı an bu görevi yü Bu alanda Tekerlekl Takımı’ndak Rio Paralim tarihinde bi ülkemize dö engelli spor üst düzey tu kürsünün e Ayrıca gere Spor Genel Ülkemizde engelli sporlarının başladığ Fotoğraf: NECATİ SAVAŞ Ülkemiz engelli sporunda oldukça başarılı bir ülke ama bu başarıların üzerinde kamuoyu olarak da çok fazla durmuyoruz. Bugüne kadar bu alanda bir zorluk yaşadınız mı? Engelli sporlarına geç başlamamıza rağmen dünya ile baş eder duruma geldik ve hatta bazı branşlarda yıllardır kürsünün en üst basamaklarında yer alıyoruz. Ama maalesef amatör sporlara ülkemizde ne görsel basında ne yazılı basınımızda yeterince yer verilmiyor. Ülkemizin yüzde 8’inin engelli bireylerden oluştuğunu varsayarken bu başarıları görmezden yılmadan en olduğu yerl içinde kamu uğraşıyoruz başladığı yı giderek arta olsun yine d gelmedi. Bu sponsorları arzumuz. Ba aşamalarda 9 estan yazmaya hazırlanıyor , Çankaya Belediyesi Anka Spor Kulübü, en Belediyesi Güçlü Eller Spor Kulübü’nü dıktan sonra 2015 yılının Nisan ayında kli Sandalye Basketbol A Milli Takım cı antrenörlük görevine atandım ve halen evi yürütmekteyim. andaki gelecek hedefleriniz nelerdir? rlekli sandalye basketbol A Milli ndaki hedefimiz ilk olarak 2016 yılındaki alimpik Oyunları’nda cumhuriyet de bir ilki başararak altın madalya ile ze dönmek. Hedefimiz, ülke olarak sporlarında uluslararası arenada her daim ey turnuvalara katılma hakkı elde ederek ün en üst noktasına ulaşmak diyebiliriz. gerek Gençlik ve Spor Bakanlığı, gerek enel Müdürlüğü, gerekse Bedensel Bize güvenin, Rio’dan altın madalya ile döneceğiz Engelliler Spor Federasyonu’nun ortaklaşa yürüttüğü engelli bireyleri spor salonlarına çekme projesi ve organizasyonları ile de ülkemizin en ücra köşesindeki engelli bireylere ulaşarak sporla onları hayat içerisine yeniden entegre edip toplum içinde bir birey olarak yaşamalarını sağlamak istiyoruz. Sporcularla yaptığınız çalışmalarda zorluklar yaşıyor musunuz? Genel olarak hayata ve spora bakış açıları nedir? Tekerlekli sandalye basketbolu ile tanışan bedensel engelli sporcu adaylarımız spor salonuna sandalyeleri ile girdiklerinde ilk aşamada bocalıyorlar. Belli bir antrenman programından sonra ise rehabilitasyon sürecini geçen sporcularımız performans sporcusu olarak bir üst kategoriye geçiyor. Bundan sonrası ise sporcunun yeteneğine ve engel durumuna göre şekilleniyor. Dışarıdan bakıldığı zaman zor bir spor olarak görülse de seyir zevki yüksek, mücadelenin üst düzeyde olduğu müsabakalar oynanmakta. Zorluklar tabii ki yaşanmakta. Ülkemizin ulaşımdaki fiziki yapısı göz önüne alındığında spor salonlarına erişimde çok büyük sıkıntılar yaşanıyor. Bunu bir şekilde aşan arkadaşlarımız için ise tekerlekli spor sandalyesi bulmakta zorlanıyoruz. Spor yapan engelli bireylerin hayata bakış açıları pozitif olarak gelişiyor. Hayatta başaramadıkları bazı şeyleri spor salonlarında elde etmeye başladıkları andan itibaren engelleri zaten ortadan kalkmaya başlıyor. Engelli sporlarının başlama amacı zaten bireylerin sosyal hayata katılımlarını sağlamak. l dığı yıllara göre kamuoyunda her yıl giderek artan bir ilgi oluşuyor ama bu yeterli değil zden gelmek hiç de iç açıcı değil. Biz an engelli sporlarının dünyada söz sahibi yerlerde kalmasını sağlayarak zaman kamuoyunu da yanımıza çekmek için oruz. Ülkemizde engelli sporlarının ğı yıllara göre kamuoyunda her yıl k artan bir ilgi oluşuyor ama ne olursa ine de yeterli düzeye hiçbir zaman i. Bu noktada görsel ve yazılı basın ile rları da yanımızda görmek en büyük uz. Başarılarımızı duyurabildiğimiz arda tabii ki olumlu geri dönüşler alırken bazen de engelli sporu hakkında bilgisi olmayan insanlarla da karşılaşabiliyoruz. Ama çoğunlukla güzel dönüşler alıyoruz. Hep yanımızda oldukları vurgusunu bize hissettirmeye çalışan halkımıza da teşekkür ediyoruz. Engelli gençleri paralimpik spor dallarına yönlendirmek için ailelere öneri verecek olsanız neler söylerdiniz? Gençler bizim geleceğimiz, bizim yarınlarımız. Burada ailelere de çok büyük iş düşüyor. Her ne olursa olsun iletişim çağında yaşadığımız şu dünyada spor il müdürlükleri, rehabilitasyon merkezleri ve federasyonlar aracılığı ile bulundukları şehirlerdeki spor kulüpleri ile iletişime geçerek spor yapmak istediklerini kulüplere bildirebilirler. Engelli bireylerin spor salonları ile tanıştığı andan itibaren yaşadıkları pozitif gelişmeleri aileleri de kısa sürede görecek ve çocuklarına dair kaygı düzeyleri de zaman içerisinde azalacaktır. Türkiye’de engellilere yönelik yeterli farkındalık oluştu mu? Bu alanda yapılan projeler hakkındaki düşüncelerinizi alabilir miyiz? Türkiye, 2016 Rio Paralimpik Oyunları’nda 68 sporcusuyla tarihinin en yüksek katılımıyla yer almayı garantiledi. Siz de tekerlekli basketbolda ülkemizi temsil edeceksiniz. Rekor katılım hakkında düşüncelerinizi alabilir miyiz? Bu gurur verici bir tablo aslında. Tüm paralimpik oyunlarda alınan kota sayıları artarak devam ediyor. Bu durum 90’lı yıllarda başlayıp günümüze kadar gelen sistemli çalışma ve doğru yatırımın da bir göstergesi. Hâlâ engelli sporlarında gideceğimiz uzun bir yol var. Her daim paralimpik oyunların ruhunu aşılayabileceğimiz organizasyonlar yapmak en büyük amacımız. Burada gerekli desteği veren kamu kurum ve kuruluşlarına, Bedensel Engelliler Spor Federasyonu’na ve sponsorlarımıza teşekkür ederiz. Tekerlekli sandalye basketbolu alanında Türkiye’nin kazandığı uluslararası başarılardan bahseder misiniz? Tekerlekli sandalye basketbol A Milli Takımı Rio Paralimpik Oyunları’na en son dünya üçüncüsü ve Avrupa ikincisi apoleti ile gidiyor. Bu başarılara bakıldığında bu kadar uzun süreçte ülkemizde bu başarıları elde eden başka bir branşın daha olmadığını göreceksiniz. Dünya çapında başarısı kanıtlanmış olan bir Tekerlekli Sandalye A Milli Takımımız var. Bu çocuklar ülkemizin gururu, yüz akı... Eklemek istedikleriniz… 2016 yılı Rio Paralimpik oyunlarında tekerlekli sandalye basketbol takımı olarak altın madalyayı alıp Türk halkına armağan edeceğimizi düşünüyorum. Elde edeceğimiz bu başarı engelli bireylerin önünün her noktada açacak ve gerekli farkındalığı daha da oluşturacaktır. Bu süreçte emeği geçen, beni destekleyen başta eşim Burcu Hanım olmak üzere herkese teşekkürlerimi sunarım. l Gerek sivil toplum kuruluşları gerekse STK’lar tarafından ülkemizde yeterli farkındalık oluşturulmaya başlandığını düşünüyorum. Yerel yönetimler ise son yıllarda gerek erişilebilirlik noktasında gerekse engelli bireylerin sosyal hayata katılımları için gerekli adımları atıyor. Engelli bireylerin eğitim ve sosyal hayata katılımlarını sağlayan gerek Dünya Bankası’nın gerekse AB fonlarının desteklediği çok önemli projeler mevcut. Bu projeler hem rehabilitasyon hem eğitim hem de sportif alanlarda kullanılıyor ve çok sayıda engelli bireye ulaşıyor. l 10 Geleceğin merkezinde muhteşem bir yaşam Fikirtepe Anadolu yakasının en değerli yeri Kentsel dönüşüm sürecinin tamamlanmasıyla birlikte yakın zamanda modern ve güvenli bir semt çehresine kavuşacak Fikirtepe’de proje gerçekleştiren firmalardan Ekşioğlu Yapı’nın Genel Müdürü Pınar Sıvacı ile Fikirtepe’deki butik projeleri Alya Life Residence ve Fikirtepe Platformu hakkında konuştuk. Fikirtepe’de çok yakında başlayacak olan yeni bir yaşamın temelleri atıldı. Bu anlamda da tabii ki farklı kesimler birçok fırsat bekliyor. Bu fırsatları arsa sahipleri, yatırımcılar, müteahhit ve ticari işletmeler açısından değerlendirebilir misiniz? Burada yapılan yatırımlarda 3-4 yıl öncesine baktığımda, sadece arsa olarak satışımız vardı. Öncelikle yatırımcı açısından öngördüğümüzde afaki rakamlarla konuşursak metrekaresine 2-3 bin TL’ye arsa üzerinden satışlar varken şimdi daire metre karesine 8-9 bin TL civarında rakamlar var. İstanbul’da veya Türkiye’de 3-4 yıl içerisinde bu kadar büyük kazandıran başka bir gayrimenkul veya yatırım aracı olduğunu düşünmüyorum. Burada projeler hayata geçip yaşam başladıktan sonra da hem müteahhitlerin hem de arsa sahiplerinin sahip oldukları gayrimenkullerin değerlenmesi, bunun yanı sıra buraya yatırım yapan kişilerin dairelerinin yine değerinin karşılığını alabilmesi mümkün olacak. Bu dönüşümün hızlanması ve yaşamın daha iyi ve aktif bir şekilde başlayabilmesi için çeşitli kesimlerden beklentiler var mı? Sürecin kendi kendini tetikleyeceği görüşündeyim. Tüm inşaat firmalarının zaten arsa sahiplerine karşı süre ile kısıtlı ve cezai şartları olan sözleşmeleri var. Bunun yanı sıra para harcadıkları için bir inşaata para kazandıran en önemli faktör hızıdır, dolayısıyla biran evvel bitirmek düşüncesindeler. Bunun dışında Fikirtepe’yi tüm bürokratların, üst düzey insanların gözü önünde yükselen bir şehir ve pilot bir bölge olarak görüyorum. Eski kaynaklarda Fikirtepe’den “Fikir Tepesi” olarak bahsediliyor ve birçok kesime ilham kaynağı olduğundan bahsediliyor. Sizce yaşam başladığında Fikirtepe kimlere ilham kaynağı olur? İstanbul hâlâ yaşayan bir şehir. Şehrin her köşesi her an sanatçılara, içinde sanat sevgisi taşıyan herkese ilham kaynağı olabilir. İnsanın İstanbul trafiğinden uzak aynı zamanda şehrin merkezinde olması, konforlu ve nefes alabildiği, dinlenebildiği bir yerde yaşaması ve evinden zevk alması bir şekilde onlara huzurla birlikte ilham kaynağı olabilecektir diye düşünüyorum. Fikirtepe’yi marka yapan en büyük değerler ne olacaktır sizce? Fikirtepe’yi marka yapan en önemli şey şehrin tamamen yeniden planlanmış olması diyebiliriz. Burası bir master plana sahip. Bölgede; okullar, hastaneler, yollar, tamamen ihtiyaca göre yeniden dizayn edildi ve düzenlendi. Hem görsel anlamda hem de yaşam standartları açısından insanları rahatsız edecek herhangi bir şey olmayacak diye düşünüyorum. Dolayısıyla böyle bütünüyle planlanmış bir yerde yaşamak ve her projenin de belirli standartlarda olması, buradaki yaşamın rahatlığı burayı marka haline getirecek. Ekşioğlu Yapı’dan ve Alya Life Residence projesinden kısaca bahsedebilir miyiz? Alya Life Residence, konumu itibarıyla İstanbul’daki birçok projeden farklı bir noktada. Proje, 214 daire, zemin+19 kat ve Fikirtepe hakkında ne düşünüyorsunuz? Fikirtepe konumu gereği Anadolu yakasının en değerli yeri. Kadıköy’de de sosyokültürel seviyesi yüksek insanlar yaşıyor. Fikirtepe de bu bölgenin en konforlu projelerinin yükseleceği yer olduğu için, sosyokültürel seviyesi yüksek insanları buraya çekeceğini düşünüyorum. Fikirtepe, hem yaşayacaklar hem de yatırım yapacak kişiler açısından çok avantajlı bir bölge. Fikirtepe Platformu’na nasıl ve hangi amaçla katıldınız? Fikirtepe’de bir bekleyiş oldu. Bu, hem arsa sahipleri hem de müteahhitler açısından zor bir süreçti. Arsa sahiplerinin bir araya gelmesi çok zor olduğu için buraya yatırım yapacak olan müteahhitlerin ve onların tabii ki bütün akademik kadrosunun güç birliği yapma zorunluluğu doğdu. Bu da Fikirtepe’de sürecin daha hızlı işlemesini ve insanların, arsa sahiplerinin, müteahhitlerin bilinçlenmesini, sorunların hızlı bir şekilde çözülmesi için bir araya gelinmesini sağladı ve bu birçok şeyi kısa zamanda çözüme ulaştırdı. Biz de bu amaçla burada proje yapan firma olarak yer almak istedik. Fikirtepe, Türkiye’deki birçok proje için örnek gösterilmesi adına çok yol kat etti. l 1+1’den 4+1’e kadar daire seçeneklerinden oluşuyor. Projenin planları yapılırken modüler sistem olması sayesinde dilerseniz birkaç daire yan yana alıp, modüler sistemden faydalanabiliyorsunuz. Yatırımcılarımızın tamamı yerli. Satışlarımız da iyi gidiyor. Projeleri planlarken “Ben burada yaşamak ister miydim?” sorusunu soruyoruz kendimize. Son olarak söylemek istedikleriniz var mı? Fikirtepe, müteahhitler açısından zor bir bölge. Birbirlerine rakip olmalarına rağmen, ortak menfaatler için bir araya gelmeleri önemli bir şey. Sonuçta hepimiz arsa sahipleri ile ortağız ve arsa sahiplerinin de burada bilinçlendiğini, gerçekten aşama kaydettiğini görüyorum. Burada hem arsa sahiplerinin hem müteahhitlerin geçirilen zaman içerisinde yol aldığını düşünüyorum. Bunun yanı sıra da bölgeye destek veren tüm kurumların da buradaki zorlukları zaman içerisinde fark ettiğini düşünüyorum. Fikirtepe tamamlandığında İstanbul için çok büyük bir kazanım olacak. l MİMAR GÖZÜYLE 11 Fikirtepe’deki en büyük sorun bürokrasi ve altyapı F ikirtepe Platformu Dergisi olarak bu ay Turanlı Mimarlık’ın sahibi İsmail Turanlı ile bir araya geldik. Bölgede, Haldız-Obaköy Ortak Girişimi ve Ceylan İnşaat projelerinin çizimlerini yapan Turanlı, mimarinin öneminden çarpık yapılaşmaya, kentsel dönüşümden Fikirtepe’de yaşanan sıkıntılara kadar pek çok konu hakkında görüşlerini bizlerle paylaştı. Turanlı’nın, Fikirtepe özelinde dikkat çektiği ve üzerinde durduğu sorunların başında altyapı çalışmalarının henüz başlamamış olması ve bürokratik engeller geliyor. Mimarinin kurum ve insanlar üzerinde ne derecede etkili olduğundan bahsedebilir misiniz? Bu büyük bir kavram. Mimarlığın yaşam üzerine etkisi çok fazla. Tüm hayatı, toplumu, ev ve iş yaşamını etkiliyor ve yakından ilgilendiriyor. Mimari, doğumdan ölüme kadar insan hayatının her noktasında var. Mimarlık matematik değil, matematiği içinde barındıran bir sanat. İçinde görsellik, psikoloji var. İnsanların daha iyi yaşayabilmesi için her şey var. Bugün mimaride; akıllı evler, ofisler, çevre dostu tasarımlardan bahsediyoruz. Günümüz teknolojisi kapsamında mimarinin geldiği noktayı özetleyebilir misiniz? Osmanlı’dan sonra Cumhuriyet Dönemi’ne geçiş ve bugüne kadar yaşanan sancılar her sektörde olduğu gibi mimarlık sektörünü de etkiledi. Başka sıkıntılar yaşanırken mimarlık da kendi başına bırakıldı. Türkiye’de hangi alanda çok ileriye gidebilmiş ve kendimizi tüm dünyaya gösterebilmişiz? Bu bir soru işareti. Türkiye’de dünya ile yarışabilecek en iyi Haldız-Obaköy Ortak Girişimi ve Ceylan İnşaat projelerinin çizimlerini yapan İsmail Turanlı ile Fikirtepe ve mimari üzerine... sektör belki sadece reklamcılık sektörüdür. Belki ardından çok az da olsa inşaat sektörü geliyor. Son dönemlerde akıllı ev sistemleri ön plana çıkıyor. Bu sistemler insanları tembelleştirebiliyor. Evde gazı açık unuttuğunuz zaman umursamayabilirsiniz. “Düğmeye basar, uzaktan da gazı kapatır, evdeki tüm cihazları kontrol edebilirim” diyebilirsiniz. Çağa ayak uydurmak zorunda olduğumuz için kendi projelerimizde de akıllı ev sistemlerini kullanıyoruz. Bugün dünyaya hakim olan mimarlık trendleri nelerdir? Her ülkenin kendine özgü bir mimari trendi var. “Türkiye bu trendin neresinde?” derseniz onu ben de bilmiyorum. Geçmişe oranla binalar dikine büyüdüğü için kullanılan malzemeler aynı ve bu nedenle binalar birbirine benziyor. Eski mimariyi kullanmak pek mümkün değil. Ancak az katlı binalarda bunlar kullanılabilir ya da binaların cepheleri yenilenerek mimari görüntüsü değiştirilebilir. Bu arada bölgeye göre de mimari değişebiliyor. Boğaz’da yaptığınız mimari ile bir tepede yaptığınız mimari bir değil. Marmara’da yaptığınızla Akdeniz’de yaptığınız bir değil. Mevsime ve şartlara göre de hem mimari hem de kullandığınız malzemeler değişebiliyor. Turanlı Mimarlık olarak bugüne kadar başarılı birçok projeye imza attınız. Biraz da firmanızdan ve portföyünüzden bahsedebilir misiniz? Kadıköy bölgesinde yaklaşık 35 yıldır mimarlık faaliyetini yürüten bir firmayız. İşlerimizin büyük bir bölümü Kadıköy’de gerçekleşti. Diğer ilçelerde de projelerimiz var. Son dönemde kentsel dönüşümle ilgili birçok projemiz devam ediyor. Fikirtepe’de de iki projeyi yapmak nasip oldu. Bu projeler ruhsat aşamasında. Fikirtepe’de çeşitli projeler gerçekleştiriyorsunuz. Kentsel dönüşümle ilgili görüşlerinizi öğrenebilir miyiz? Keşke dünyada kentsel dönüşüm gibi bir olgu olmasa. Ama maalesef ki var. Kentsel dönüşüm nasıl ortaya çıkıyor? Yoğunluktan ortaya çıkıyor. Bir şeyi dönüştürmeye ve yeniden şekillendirmeye çalışıyoruz. Amaç daha modern ve daha çok insana barınma imkânı sağlayacak yaşam alanları ortaya çıkarmak. Kötü yapılaşmalar düzgün yapılaşmanın olduğu bölgelere de zarar verebiliyor. Fikirtepe’de de bu yaşandı. Bu çalışmalar Japonya, İngiltere, Fransa, Brezilya’da yapıldı. Bizdeki yapılma sebebi olası bir depreme hazır olmak. Fikirtepe için daha acı bir durum söz konusu. Fikirtepe, başından itibaren çarpık ve ruhsatsız yapılaştı. Diğer bölgeler ruhsatlı ve düzgün yapılaşınca aynı ilçede yan yana parçalanmış bir bölge oluştu. Bölgenin varoşu gibi algılandı. Yaşam standartları arasındaki uçurum çok arttı. l Fikirtepe pilot bölge, bürokratik engellere takılmamalıyız Haldız-Obaköy Fikirtepe’deki dönüşüm genel olarak Türkiye’nin kentsel dönüşümde pilot hatta model uygulaması olarak kabul ediliyor. Fikirtepe’de devam eden bu süreç hakkında düşüncelerinizi alabilir miyiz? Fikirtepe’de gerçekleştirilen kentsel dönüşümdeki en büyük sorun bürokrasi ve çözümlemelerin kanun nezdinde çok doğru yürütülememesi. Devletin gücü burada eksik kullanıldı. Fikirtepe dışındaki yerlerde kentsel dönüşüm daha hızlı uygulanıyor. Fikirtepe pilot bölge, burada bürokratik engellere takılmamalıyız. Burada bakanlık ve bürokrasi devreye girdiği için sıkıntı yaşanabiliyor. Kanunun bütün maddeleri eksik. Fikirtepe’de bir yere proje yapmak için çok büyük adalar oluşturmanız gerekiyor. Bakanlık, “mülk sahiplerini ikna et, anlaş” diyor. Sürecin uzaması hem vatandaşı hem de inşaat firmalarını mağdur ediyor. Altyapının olmaması da en büyük sorunlardan biri. Bölgedeki inşaatların 4’te 1’i şu an yapılıyor. Bir yıl içinde bitecek projeler var. Fakat Fikirtepe’nin altyapısı ile ilgili hiçbir şey yapılmadı. O binalara insanlar taşındığı zaman altyapısız evde nasıl oturacaklar? Su yok, elektrik yok, doğalgaz yok. Bu insanlar nasıl yaşayacak? Sorunun cevabı bu kentsel dönüşüm projesini uygulayan kurumlarda. Şu an bir bina bitmediği için bu durumun vahametini çok iyi anlayamıyoruz ama bir bina bittiğinde göreceğiz. Projelerin hızlandırılması ve altyapının bir an önce yapılması lazım. l 12 Fikirtepe’nin çevre dostu projesi Elite Concept Türkiye’de kentsel dönüşümün gözbebeği Fikirtepe, her geçen gün yükselen yeni projeleri ile yatırımcılardan büyük ilgi görüyor. Şua İnşaat’ın bölgede hayata geçirdiği Elite Concept projesi de toplam 3 blokta 785 daire ve 26 ticari ünite ile oturum ve yatırım için kaçırılmayacak avantajlar sunuyor. Projedeki su arıtma sistemi, akıllı bina ve ev sistemi, güneş panelleri gibi çevreci çözümleriyle sürdürülebilir bir yaklaşım doğrultusunda hayata geçirilen Elite Concept’i Şua İnşaat Pazarlama ve Satış Koordinatörü Ahmet Sarıcalı’dan dinledik. Fikirtepe hakkında ne düşünüyorsunuz? Kısaca bahseder misiniz? Fikirtepe, İstanbul’un Anadolu yakasının en özel lokasyonlarından bir tanesi. Bölge, tüm ulaşım akslarının yanı başında yer alan nadir lokasyonlardan. Fikirtepe’nin, başlayan büyük kentsel dönüşüm hamlesi ve sunduğu avantajlarla İstanbul Anadolu yakasında tercih edilen başlıca lokasyon olacağını düşünmekteyiz. Fikirtepe Platformu’na nasıl ve hangi amaçla katıldınız? Platforma, bölgenin gelişiminin yeniden inşasına daha büyük ölçekte destek olmak ve Fikirtepe’nin yeniden yapılanmasında birlikten doğan güç ile daha etkili olmak için katıldık. Burada çok yakında başlayacak yeni bir yaşamın temelleri atıldı. Bu anlamda burada arsa sahipleri, yatırımcılar, müteahhitler için pek çok fırsat var. Bu fırsatlardan biraz bahseder misiniz? Bölgede herkes için fırsat var. Fikirtepe için bölgede faaliyet gösteren firmalar, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi gerçekten çok mesai harcayarak sadece yapı adaları değil tüm bölgenin bir an önce en iyi şekilde dönüştürülmesi için çaba gösteriyor. 2-3 sene sonra bölgenin gerçek değerini bulacağını ve şimdiki piyasa değerinin en az 2 katına çıkacağını düşünüyorum. Yaşam başladığında bu bölgede yaşayacakları, küçük, orta, büyük ölçekli ticari işletmeleri ne tür fırsatlar bekliyor? Fikirtepe demografik yapı olarak yoğun çalışan, genç ve dinamik bir kitleyi kendisine çekiyor. Böyle bir kitle, ticaretin de konutun da değerini katlayacaktır. Bu dönüşümün hızlanması ve yaşamın başlaması için hangi kesimlerden ne tür beklentileriniz var? Özellikle altyapı ve donatı alanlarının inşası, yapı adalarının raylı sisteme entegrasyonu konusunda hızlı ilerlenmesi gerekiyor. Bu konuda platform olarak da Elite Concept’te su arıtma sistemi, akıllı bina-akıllı ev sistemi ve güneş panelleri var Elite Concept projesinden ve Şua İnşaat’tan kısaca bahseder misiniz? Elite Concept projesinde farklı teknolojiler, yenilikler kullanıldı mı? Şua İnşaat kurulduğu günden bu yana öncü ve girişimci ilkelerinden, sosyal sorumluluk, müşteri memnuniyeti ve istikrar gibi esaslarından taviz vermeden projelerini planlamıştır. Elite Concept projemizde de aynı geleneği sürdüreceğiz. Elite Concept 3 blokta 785 daire ve 26 ticari üniteden oluşan bir proje. Park alanı, site içi bahçeleri, ferah ve manzaralı daireleri ile tercih edilecektir. Projemizde su arıtma sistemi, akıllı bina ve akıllı ev sistemi, güneş panelleri gibi çevreci ve projemizi daha sürdürülebilir kılan özellikler bulunuyor. Bu özellikler sayesinde hem daha keyifli hem de işletme maliyeti minimuma düşürülmüş, dolayısıyla site sakinlerinin cebini de rahatlatacak bir proje yapacağız. Elite Concept projesinde yabancı yatırımcılar var mı? Varsa dağılımı nasıl? Şua İnşaat olarak her projemizde yabancı yatırımcımız var. Özellikle Azerbaycan, Körfez Ülkeleri, İran ve Rus yatırımcılarımız bulunmakta. l gerek Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile gerekse İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile sürekli irtibat halindeyiz. Ayrıca anlaşması tamamlanmayan yapı adalarında da bir an önce imzaların tamamlanıp inşaata başlanması için platform olarak çalışmalar yapıyoruz. Bu aşamaların bir an önce tamamlanması bölge için çok faydalı olacaktır. 18. yüzyıldan kalan yerli ve yabancı pek çok kaynakta “Fikir Tepesi”nden İstanbul’un en güzel mesire yeri, ressam, şair, yazar ve düşünürlerin ilham kaynağı olarak bahsediliyor. Sizce yaşam başladığında kimlere ilham kaynağı olacak? Yaşam başladığında Fikirtepe sakinlerine, şehrin orta yerinde yaşanabilir, nitelikli bir konsept sunacak. Böylelikle her kesime hitap edecek eksiksiz, kaliteli yeni bir merkez olacak. İSTANBUL’UN ORTASINDA YAŞAMIN MERKEZİNDE Sizce Fikirtepe’yi marka yapan en büyük değer ne olacaktır? Bunu, Elite Concept projemizin hazırlık aşamalarında da çok düşündük ve bize en güzel gelen “İstanbul’un ortasında yaşamın merkezinde” sloganımız ile cevapladığımızı düşünüyoruz. l SPOR 13 Dumlupınar Spor Kulübü “devrim”ine hazırlanıyor Fikirtepe Dumlupınar Spor Kulübü, 12 Eylül darbesi öncesinde Devrim Spor olan ve “devrim” kelimesinin yasaklanmasıyla değiştirilen isminin hakkını vererek geleceğin Fikirtepesi’nde farklı branşlarda spor devrimi yapmaya hazırlanıyor... B ugüne kadar futbolda birçok lige sporcu yetiştiren yarım asırlık bir çınar Fikirtepe Dumlupınar Spor Kulübü. Bölge halkının kentsel dönüşüm çalışmaları nedeniyle kısa süre de olsa bölgeden ayrılmasının ardından sporcularının bir kısmını kaybedip bazı branşlarını kapatan Dumlupınar Spor, geleceğe umutla bakıyor. Kulüp, önümüzdeki sezon 50’nci kuruluş yıldönümünü kutlamaya hazırlanıyor. Fikirtepe’deki kentsel dönüşüm projelerinin tamamlanmasının ardından mevcut sosyal imkânlarını koruyup daha da arttırmayı hedefleyen kulüp; atletizm, voleybol, tenis gibi farklı branşlarda da sporcu yetiştirmeyi hedefliyor. Kadıköy’ün en eski futbol kulüplerinden Dumlupınar Spor Kulübü, sadece bir futbol kulübü değil aynı zamanda bölge halkı ve özellikle gençleri için bir sosyal tesis. Futbol karşılaşmalarının yanı sıra sosyal aktivitelere de ev sahipliği yapan tesis aslında bölgenin sembollerinden birisi. Bölgedeki gençlerin en uğrak yerlerinden biri olan kulüp, son dönemlerde kentsel dönüşüm nedeniyle en sakin günlerini yaşıyor. Fakat bu sakinlik daha hareketli günlerin habercisi. Fikirtepe’deki dönüşümün tamamlanmasıyla bölge ile birlikte spor kulübünün de güçlenmesi ve büyümesi planlanıyor. Bölgedeki inşaat firmaları kulübe hem maddi hem de manevi destek veriyor. Dumlupınar Spor Kulübü’ne yaklaşık 30 yıl hizmet veren, futbolculuktan antrenörlüğe ve yöneticiliğe kadar birçok görevde bulunan kulübün yönetim kurulu üyesi Hüseyin Gediz, “11 farklı yaş grubunda futbol takımımız vardı. Taşınan sporcularımız nedeniyle şu an sadece A takımımız ve genç takımımızla çalışıyoruz. Yakın gelecekte sadece futbolda değil, diğer branşlarda da sporcu yetiştirmeyi planlıyoruz” diye konuştu. Gediz, farklı takımlar olan Dumlupınar ve Fikirtepe spor kulüplerinin 2003 yılında birleştiğini ve bölgeyi temsil eden önemli bir kulübün ortaya çıktığının altını çizdi. FİKİRTEPE PLATFORMU’NDAN YENİ SEZON İÇİN 50 BİN TL’LİK KAYNAK Kulübün 117 üyesinin desteğiyle sporcuları her anlamda desteklediklerini belirten Hüseyin Gediz, “Maddi imkânı olmayan sporcularımıza bir yandan da eğitim hayatlarını devam ettirebilmeleri amacıyla burs veriyoruz. Büyük bir kulüp olmadığımız için imkânlarımız çok kısıtlı. Bölgedeki firmalar da kulübümüze destek oluyor. Nuhoğlu İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Ali Nuhoğlu, bu yıl Türkiye şampiyonasındaki tüm masraflarımızı karşıladı. Ayrıca buradaki inşaat firmalarının ortaklaşa hayata geçirdikleri Fikirtepe Platformu da 2016-2017 sezonu için bize 50 bin TL’lik kaynak ayırdı” dedi. Kentsel dönüşüm projeleri tamamlandıktan sonra firmaların bölgeden ayrılmayacağını, site ve bina yönetimleri için bölgede bulunmaya Dumlupınar Spor Kulübü’nün bu yılki forma sponsoru “Fikirtepe Platformu”. Soldan sağa: Hüseyin Gediz, Salih Bağırgan, İrfan Şükrü Yağcı ve Murat Ünal. devam edeceğini belirten Gediz, sözlerine şöyle devam etti: “Bölgedeki yatırımların ve kulübümüze yapılan desteklerin devam edeceğine inanıyoruz. Yüzme, masa tenisi ve atletizmde de varlık göstermek istiyoruz. Fikirtepe’de sadece binalar yer almayacak. Yaşam alanları, spor merkezleri, yeşil alanlar da bulunacak. Bu fırsatı iyi değerlendirmemiz gerekiyor.” KULÜP BÖLGE İÇİN ÇOK ÖNEMLİ Fikirtepe’deki Merdivenköy Mahallesi Muhtarı Nazan Gürkan ise sporun çocukların ve gençlerin gelişimindeki önemine değindi. Dumlupınar Spor Kulübü’nün bölge için hayati bir önem taşıdığını belirten Gürkan, “Fikirtepe gibi bölgelerde yer alan spor kulüpleri aslında sıradan, sadece sporcu yetiştiren kulüpler değil. Spor yapan insan hem ruhsal hem de fiziki açıdan güçleniyor ve sağlıklı bireylere dönüşüyor. Bu nedenle Dumlupınar gibi spor kulüplerinin desteklenmesi ve mevcut şartlarının iyileştirilmesi çok önemli” dedi. l AJANDA 14 KONSER KİTAP Buika, flamenko ve ateşini İstanbul’a getiriyor Yaz tatiliniz “Sürü” ile daha heyecanlı Ünlü bilim kurgu yazarı Frank Schatzing’in 2004 yılında yayınlanan ve yayınlandıktan çok kısa bir süre içerisinde en çok satanlar listesinde yer alan Der Schwarm - “Sürü” kitabı yaz tatilinizi 800 sayfa ile heyecan verici ve sürükleyici bir hale dönüştürebilir. “Peru sahilinde bir balıkçı kaybolur. Norveçli petrol arama uzmanları deniz tabanında yüzlerce Dünyaca ünlü İspanyol şarkıcı, besteci ve oyuncu Buika, 7 Ağustos’ta Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Sahnesi’nde hayranlarıyla buluşuyor. Flamenko, caz, soul ve funk karışımı tarzı ile geniş bir hayran kitlesine sahip olan sanatçı bugün müziği ile Nina Simone, Cesaria Evora ve Chavela Vargas’la kıyaslanıyor. Biletler: 63.00 TL - 250.25 TL (Biletler Biletix’ten) GÖSTERİ Fire of Anatolia “Pera” ile Beyoğlu’nda Mayıs ayından itibaren her çarşamba ve cumartesi günleri Fire of Anatolia (Anadolu Ateşi) “Pera” gösterisini Grand Pera Emek Salonu’nda sahnelemeye devam ediyor. 15 yıl boyunca bulunduğumuz toprakların kültürünü ve dansını 97 ülkede 4 bin canlı performansla 40 milyon izleyiciye aktaran Anadolu Ateşi Dans kilometrekarelik alanın garip organizmalar tarafından işgal edildiğini keşfeder. Bu sırada İngiliz Kolombiyası sahili boyunca balinalar korkutucu bir değişim geçirir. Olayların birbirleriyle hiçbir alakası yok gibi görünmektedir. Ama tesadüflere inanmayan iki bilim adamı, bu durumun kaynağını araştırırken en korkunç kâbuslarıyla yüz yüze gelecektir.” l L İVA T FES Topluluğu, medeniyetler beşiği ve turizm kenti İstanbul’da 24 saat yaşayan Beyoğlu ana teması ile sanata ve turizme katkı sağlamaya devam ediyor. Fire of Anatolia “Pera”, İstanbul’a seyahat edecek yerli ve yabancı turistlerin mutlaka ajandalarında yer alacak gösteri ile göz dolduracak. Tarih: 10 Ağustos Saat: 21.00 Biletler: 80.00 TL - 165.00 TL (Biletler Biletix’ten) Dünyanın en renkli festivali 6 Ağustos’ta Dünyanın birçok farklı ülkesinde milyonlarca katılımcıya ulaşan dünyanın gelmiş geçmiş en renkli partisi Life in Color, ilk uluslararası festivalini 6 Ağustos’ta Life Park’ta gerçekleştirecek. İstanbul’da geçen yıllarda yapılan ve büyük beğeni toplayan Unleash ve The Big Bang Tour şovlarının ardından Life in Color Festivali elektronik müzikseverlerle buluşacak. İki sahne, 22 sanatçı, muhteşem şovlar, bol renkler ve çok daha fazlasıyla dolu bir festival İstanbulluları bekliyor. Günlük hayatın sıradanlığından ve şehrin gürültüsünden uzakta Life Park’ta TİYATRO Kişisel gelişime bakışınız değişecek... 2015 yılında yazdığı “Açık Ruh Ameliyatı” kitabıyla büyük ilgi gören, farkındalık ve motivasyon alanında seminer ve eğitimler veren Dr. İzzet Memi, farkındalık çalışmalarına yepyeni bir boyut getiriyor. “Karşı Yaka Işıkları” tek perde kara mizah oyununda yaşamın kenarına itilmiş, genç bir kâğıt toplayıcısının iç sesiyle psikolojik dinamiklerimizin, evrensel ve bireysel yaşam sembollerimizin sahnede şekillendiğini ve diğer yandan iç görümüzün kapılarını etkili bir biçimde aralıyor olduğumuzu gösteriyor. İzleyiciler, oyunun finalinde gerçekleşen özel seminerde ise dalgaların incittiği taşları bile rahatsız etmekten korkan oyun kahramanının o sıcacık ama savrulmuş dünyasında kendileri ile tekrar tanışacaklar. Yazan: Murat İpek Tarihler: 23 Ağustos 2016 Saat: 20.30 Yer: Bo Sahne Biletler: 50 TL (Biletler Biletix’ten) dünyaca ünlü DJ’ler, sıra dışı şovlar, muhteşem sürprizlerle dolu rengârenk bir yaz günü için hazır olun! Festivalde Nicky Romero, Fedde Le Grand, Laidback Luke, Adventure Club, Atmozfears, Bolier, Cake Up, Dannic, Danny Avila, Moti, Noisecontrollers, Paris X Simo, Pham, Shapov, Sick İndividuals, Sunnery James & Ryan Marciano, Twoloud, Vicetone, Arem Ozguc, Arman Aydın, Sercan Yanbay, Sheldon Blake gibi ünlü isimler sahne alacak. Biletler: VIP (boyasız alan) 225 TL Genel Giriş 125 TL (Biletler Biletix’ten) DOKUZ ADIMDA AŞÇI OLMAK İSTER MİSİNİZ? “9 Adımda Temel Aşçılık” workshop programı ile mutfağınızın profesyonel aşçısı olabilirsiniz. Aşçılığın temel adımlarını 9 derste anlatan program haftada 2 gün eğitimlerle Soffa Mutfak Atölyesi’nde (WOW Hotel İstanbul) 9 Ağustos - 8 Eylül 2016 tarihleri arasında gerçekleştirilecek. Dersler salı ve perşembe günleri saat 19.00’da başlayacak. Biletler: 1.450 TL (Biletler Biletix’ten) ARAŞTIRMA 15 Türkiye’nin hayal haritası Intel gerçekleştirdiği bir araştırma ile Türkiye’nin hayal haritası ve girişimcilik DNA’sını çıkardı. Sonuçlar ise son derece çarpıcı! Hayal kurma oranı yetişkinlerde sadece yüzde 14... Bekârlar evlilere oranla daha hayalci Araştırmanın genelinde bireyler hayal kurma söz konusu olunca maddiyat, cinsiyet ve eğitim üçgenine göre tercihler yapıyor. Tüm bunlara ek olarak yetiştirme tarzı da kişilerin hayale bakış açısını etkiliyor. Geleneksel yapıdaki ailelerde yaşayan çoğunluk için aile baskısı, bireyselleşememek, sürekli müdahale kişisel bağımsızlığa bir engel olarak karşımıza çıkıyor. Gençler, bir şekilde okul ya da evlilik aracılığıyla evden uzaklaşmayı özgürlüğe açılan kapı olarak nitelendiriyor. Buna rağmen bekârlar evlilere, çocuksuzlar çocuk sahibi olanlara kıyasla hayal kurmayı daha fazla seviyor. l Ülkemiz hayal kurmaya çocukken başlıyor... Araştırmaya göre genç bir nüfusa sahip olan bir ülke olmamıza rağmen, yaş ilerledikçe hayal kurma sıklığı da giderek azalıyor. Yetişkinlerin yüzde 49’u çocukken hayal kurmaya başlıyor. Bu oran yetişkinlerde üzücü bir şekilde yüzde 14’e kadar düşüyor. Ayrıca maddiyat odaklı hayal ise ülkemizdeki sosyo-ekonomik şartlara bağlı olarak hayal kurma yetimizin nasıl şekillendiğini gözler önüne seriyor. Bu nedenle hayal denilince aklımıza ilk önce para ve meslek geliyor. Araştırmaya katılan her 10 kişiden 5’i, en büyük hayalini “sadece bir meslek sahibi olmak” olarak tanımlıyor. Bu yaklaşımlarının temelini ise “geleceği güvence altına alma kaygısı”na dayandırıyor. l Kadınlar erkeklerden daha fazla hayal kuruyor Siz en son ne zaman hayal kurdunuz ve gerçekten hayal kurmayı biliyor musunuz? B ugüne kadar “hayalin ne?” sorusunu kaç defa duydunuz, kaç defa bu soruyu başka birine sordunuz? Hiç saydınız mı? Aslında herkes özünde kendi hayallerini anlatmayı sevdiği kadar başkalarının hayallerini de dinlemeyi sever. Hayaller her zaman cezbedici ve merak uyandırıcı olmayı başarır. Peki bir ülkenin hayali nedir diye sorsak herhalde birçok farklı yanıt alırız. İşte tüm bu merakı sonlandırmak için Intel yaptığı araştırma ile Türkiye’nin hayal haritasını ve girişimcilik DNA’sını ortaya çıkardı. Sonuçlar ise son derece çarpıcı! Türkiye’nin hayal haritası ülkemizin ne tür hayaller kurduğunu analiz etme ve hayallerin yok olma ya da girişimcilik fikrine dönüşme noktasında geçirdiği dönüşümü ortaya koyma hedefiyle ortaya çıktı. Türkiye’de ilk defa Future Bright ile gerçekleştirilen araştırma kapsamında 10 şehirden 8-55 yaş arası 2 bin kişi ile görüşmeler yapıldı. Katılımcılara “hayal kurmaktan neyi anlıyoruz? Hayal kurmaya ne zaman başlayıp, ne zaman bırakıyoruz? Hayallerimiz geleceği kucaklayacak kadar kapsamlı mı yoksa günlük hayatın zorluklarında gerçekleşmeden kaybolup gidiyorlar mı? Girişimcilik dünyamızda hayallerin etkisi ne kadar?” gibi pek çok sorunun yöneltildiği araştırmanın en temel çıkarımı ise hayallerimizin meslek odaklı olduğu gerçeği. Girişimcilik örneğine dönüşebilecek “üretken” hayal kurabilen bireylerin oranı ise araştırma genelinde yüzde 15 ile sınırlı kalıyor. Toplumun genelinin aksine üniversite öğrencileri özelinde yapılan girişimcilik araştırması ise yüzde 78 gibi bir oran ile girişimcilik fikrine sıcak bakıyor. Araştırma sonuçları gösteriyor ki, özellikle yetişkinler hayal bile kuramıyor, hayal olduğunu söyledikleri düşünceler ise maddiyata dayalı ve gelecek kaygısı taşıyan isteklerden ibaret. l Ülkemizin girişimçilik DNA’sında ise durum hayal haritamızdan pek farklı değil Girişimciliği düşünen katılımcıların yaklaşık 3’te 1’i fikrini kimse ile paylaşmıyor. Fikri olanların yüzde 21’i arkadaşıyla, yüzde 19’u babasıyla, yüzde 14’ü eşi/sevgilisiyle, yüzde 7’si ise annesiyle paylaştığını belirtiyor. Girişimciliğin önündeki en büyük engel ise hayal kurmada olduğu gibi maddi kaygıları. Her 4 kişiden 3’ü ise yalnızca parası olanların girişimci olabileceğini savunuyor. Bu nitelikli araştırma, bir yandan ülkemizdeki genç nüfusun hayal kurmaktan ve girişimcilikten nasıl ve neden çok uzak kaldığını, hatta yer yer korktuğunu gözler önüne seriyor. Ancak hiçbir şey için geç değil. Araştırmaya göre her ne kadar hayal kuramasak da bu çalışmadan çıkaracağımız en büyük ders, gelecek nesillere dünyanın hayaller ile değişip daha da güzelleşebileceği gerçeğini öğretmek olacak. l Araştırma sonuçlarına göre, cinsiyetin aynı zamanda hayal kurma üzerinde etkili olduğu görülüyor. Kadınlar erkeklere göre daha fazla hayal kuruyor. Hayal kurmayı çok sevdiğini söyleyenlerin yüzde 58’i kadınken, erkeklerde ise bu oran yüzde 42. Yerleşim alanları olarak kıyaslama yapıldığında da şehre oranla taşrada yaşayıp hayal kuranların oranı yüzde 52’lere kadar ulaşıyor. l İmtiyaz Sahibi: Fikirtepe Kentsel Dönüşüm Derneği adına Fikirtepe Platformu Genel Müdürü İRFAN ŞÜKRÜ YAĞCI Sorumlu Müdür: İRFAN ŞÜKRÜ YAĞCI Yazı İşleri Müdürü: AYNUR ÇOLAK Editörler: MERVE DİDİŞEN, SELÇUK YAŞAR ÖZLEM GEZER EGE GOODWORKS İLETİŞİM DANIŞMANLIĞI A.Ş. tarafından yayınlanmaktadır. Tel: (0212) 217 70 00 Baskı: İHLAS GAZETECİLİK A.Ş. Merkez Mah. 29 Ekim Cad. İhlas Plaza No: 11A/41 Yenibosna-Bahçelievler/İstanbul 16 Dönüşümün başucu rehberi KENTSEL DÖNÜŞÜME HAZIRLAN K entsel dönüşüm, deprem kuşağında bulunan ülkemizde afet riskine karşı depreme dayanıklı ve modern yaşam alanlarını hayata geçirmek üzere tüm hızıyla hayatımıza girdi. Kamu kurum ve kuruluşları, belediyeler, Dönüşüm Yasası, hak sahipleri ve kiracılar derken birçok sosyal paydaşın bir arada olduğu kocaman bir yapıya dönüştü. Bazen spekülasyonlarla bazen de güzel haberlerle karşımıza çıkan kentsel dönüşüm hareketinin etkisi, tüm ülke genelinde geçerli olsa da 14 milyondan fazla nüfusa sahip, dünyanın en büyük metropollerinden İstanbul’da daha yoğun bir şekilde hissediliyor. Dönüşüm Yasası kapsamında riskli alan ilan edilen bölgelerde ikamet eden kişilere güvenli, gelecek nesillere de modern bir yaşam sunmayı hedefleyen kentsel dönüşümü artık kamuoyu yakından tanımış olsa da sosyal paydaşlar tarafından henüz tam olarak anlaşılmış değil. Bu gerçekten yola çıkarak, İstanbul Serbest Mimarlar Derneği (İstanbulSMD) ve Türk Ytong iş birliğinde “Sarı Işık: Kentsel Dönüşüme Hazırlan” başlıklı proje hayata geçirildi. Proje kapsamında pilot bölge olarak seçilen Kadıköy’de çalışmalar başladı. l İstanbul’da 165.944 adet konut, 24.287 adet işyeri riskli Kentsel dönüşümün özellikle kritik karar noktaları olarak belirlenen bölgelerde yaşayan vatandaşların hakları ve sorumlulukları konusunda önceden bilgilendirilmesi gerekliliğinden yola çıkarak hazırlanan rehberde, dikkat çekici istatistiklere de yer veriliyor. Türkiye çapındaki kentsel dönüşüm faaliyetleri kapsamında en büyük çalışma alanı, yoğun nüfusu ile tahmin edileceği üzere İstanbul. İstanbul genelinde riskli yapı tespiti yapılan bina sayısı 39.102 olup, riskli yapı olduğu onaylanan yapıların sayısı ise 38.590. Riskli yapıların 165.944 adedi konut, 24.287 adedi işyeri olmak üzere 190.231 bağımsız birimden oluşuyor. Bu yenilemenin büyük bir kısmı Kadıköy’de gerçekleşiyor. Resmi olmayan kaynaklara göre Kadıköy ilçesinde, 12 bin binanın daha, riskli yapı gurubunda yer alması bekleniyor. Bugün, yaklaşık 1200 inşaatın çalışmalarına tüm hızıyla ve aynı anda devam ettiği bölgede, kentsel dönüşüm faaliyetlerinin 15 yıl gibi bir süreye yayılması bekleniyor. Fikirtepe bölgesi hariç Kadıköy’ün diğer alanlarında yerinde dönüşüm gerçekleştirildiği için iş yoğunluğunda yüzde 20 ile yüze 30 arasında bir artış görünüyor. l Kentsel dönüşüme yeşil ışık yakan 6306 yasası 31 Mayıs 2012 tarihinde kabul edilen 6306 Sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun, bugün halk arasında “Kentsel Dönüşüm Yasası” olarak biliniyor. Kentsel Dönüşüm Yasası’yla, kentlerdeki nitelikli yapı stokunun artırılması ve düzenlenmesi ile deprem, sel, toprak kayması gibi doğal afetler nedeniyle oluşabilecek büyük yıkımların önlenmesi amaçlanıyor. Kanunun esas çıkış sebebi 1999’da yaşanan Marmara Depremi. Yasa, yaşanan afetin ardından binaların risk taşıyıp taşımadıklarının tespit edilmesi, risk taşıyorlarsa güçlendirilmelerini ya da yıkılıp yeniden yapılmalarını öngörüyor. l “Sarı Işık” masaları vatandaşları bilgilendiriyor www.kentseldonusumehazirlan.com internet sitesi üzerinden tüm içeriği yayınlanan projenin detayları, sosyal medya hesaplarından da tüm kamuoyu ile paylaşılıyor. Ayrıca bölgedeki tüm sakinlere ulaşabilmek adına ilçenin önemli yaşam merkezlerine belli günlerde kurulacak “Sarı Işık” masalarından da hem proje hem de kentsel dönüşüm süreci hakkında bilgilendirmeler yapılacak. l