CHP 3. bölge Milletvekili adayı Oktay EKŞİ

Transkript

CHP 3. bölge Milletvekili adayı Oktay EKŞİ
CHP 3. bölge Milletvekili adayı Oktay EKŞİ
“ TAKİPÇİSİ OLACAĞIM ”
T ü m u y a r ıla r a r a ğm en T H Y’n i n Op e t f ir ma sı na ad et a At ak öy ’ü n
g öb eğ i n e y a p tı r d ı ğ ı h er b i r i 5 b i n t on l uk 7 a de t ak a r y ak ı t ta n k l ar ı i l e
il gi li şi k ay et le r i y er in d e in c el ey e n CH P 3 . Bö lg e M ille tv e k ili a da y ı
O kt ay EK Ş İ “ S eç il ip M e c lis e g ir di ği m d e ö n c eli kl e bu k on u y u
in c el ey e ce k , tü m y a sa l y oll ar ı d en ey er ek A t ak öy l ü ler ’in k or k u lu
r ü y a sı o lan b u t an k la r ın k a ld ır ıl mas ı iç in g ay r e t g ös te r ec ek v e
t akipçisi ola cağım” dedi.
Sürekli,
Etkili,
Ýlkeli.
Bakýrköy’de
19
a
d
n
ý
þ
a
Y
SAYI:205
1
Numara
ATAKÖY
HAZİRAN 2011
FİYAT: 2 TL
KENT MÜZESİ AÇILDI
Bakırköy Belediyesi projelerini bir bir hayata geçiriyor. Belediye
Başkanı Ateş Ünal Erzen’in ‘’Hayalimdi’’ dediği Bakırköy Kent Müzesi
Yeşilköy’de
açıldı. Kent
Müzesi’nin
bulunduğu
binada ayrıca
bir kat sanat
galerisi bir kat
da sosyal tesis
olarak
kullanılacak.
Yazısı 5. sayfada
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcısı
Hadi SALİHOĞLU
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Adagül’ün Üsküdar Cumhuriyet
Başsavcılığına ataması ile boşalan Bakrköy Cumhuriyet Başsavcılığına
Üsküdar cumhuriyet Başsavcısı Hadi SALİHOĞLU getirildi.
Salihoğlu gazetemize yaptığı açıklamda şunları öyledi.
30 seneyi aşkın süredir adalet camiasına hizmet etmekteyim. Üsküdar
Cumhuriyet Başsavcılığı görevimden sonra Türkiye’nin en güzel ili İstanbul’un en güzel ilçelerinden biri olan Bakırköy’de Cumhuriyet Başsavcısı
olarak görev almanın
onurunu taşıyorum.
Burada devam eden
hizmetlere, kendi
gücümüzü ve şevkimizi
de katarak devam
edeceğiz. Amacımız
adil olmak, adil olmak,
adil olmak... Bütün
Bakırköy halkını ve bize
bağlı mülakatlarda
çalışan ve oradaki tüm
halkımıza sevgi ve
selamlarımı iletiyorum.
HADİ SALİHOĞLU KİMDİR
1955 Trabzon Sürmene doğumlu olan Salihoğlu, Erzincan Tercan, Çankırı
Eldivan, Kahramanmaraş Pazarcık, İstanbul Silivri, İstanbul Fatih
Adliyeleri’nde Cumhuriyet Savcısı, DGM de Cumhuriyet Savcısı olarak görev
yaptı. Üsküdar Adliyesi’nde Cumhuriyet Başsavcısı olarak görev yapan
Salihoğlu, 03.05.2011 tarihinden itibaren Bakırköy Adliyesi’nde Cumhuriyet
Başsavcısı olarak görev yapmaktadır.
3
“Aktarlık meraktır,
okumaktır, bitkilerin
bir yıllık yaşamlarını,
o yaşamları içindeki
süreçleri takip
etmektir. Biz
merakımızı gidermek
için çok dağ
tepelerinde dolaştık.
Bir otun peşinde 3
sene koştuğumu bilirim. Önüne gelen
birinin bir dükkan
açıp ben de aktar
olayım demesi ile aktar olunmaz.”
Arzu Beratoğlu, Aktar İbrahim Durmaz ile konuştu.
AYIN YAZISI
(Yazısı 13. sayfada)
Özcan Atamer
e-mail
[email protected]
SEÇİMLER VE ÇEKİCİ TERÖRÜ
Bakırköy Belediyesi tarafından dersaneye gitme olanağı bulamayan
öğrenciler için hizmete sunulan BAKGEM (Bakırköy Gençlik Eğitim
Merkezi)’de ücretsiz üniversiteye hazırlık eğitimi alan 215 öğrencinin tamamı
YGS’yi başarıyla geçerek LGS’ye girmeye hak kazandı.
Yavuz ARPACIK, BAKGEM Başkanı Kenan Zülaloğlu ile görüştü. (Sayfa 23‘te)
12 Haziran günü sandığa gidip oyumuzu kullanacağız. Kime?
Partilerin aday listelerine bakın. Listede olanların çok büyük
çoğunluğu kimsenin tanımadığı, ne olduğunu bilmediği kişiler.
Bunların seçildikten sonra milletin sorunlarını çözeceğine veya
katkıda bulunacağına inanıyorsanız yanılıyorsunuz. Seçilip meclise
gidenlerin çok büyük bölümünün bundan önce olduğu gibi “el
kaldırma memuru” olarak görev yapacağından emin olabilirsiniz.
Bunun adı demokrasi mi?
Seçim nedeniyle liderler konuşuyor. Proje açıklıyorlar. Benim en
çok takıldığım insan odaklı proje dışındakiler. İstanbul’a kanal
yapılacakmış, Ankara’ya hayvanat bahçesi, bilmem nereye hava
alanı....
Bunları yapmak, halkın yaşam seviyesini yükseltmek iktidarların
görevi değil midir? Siz istediğiniz kadar akıllı binalar yapın eğer
insanların yaşam seviyesini yükseltemiyorsanız, eğitemiyorsanız
rezidanstan milyon dolarlık daire alanlar kapılarının önünde
ayakkabılarını çıkarıp içeri girerler, o ayakkabılar kapının önünde
kalır.
Bu arada AKP gazetelere değişik başlıklar altında ilanlar veriyor.
Bunlardan birtanesi “Kültür ve Turizmde Dünya Lideri “ başlığını
taşıyordu. İlk satırında ise “Milletimizin hayalleri vardı... Kültürel
değerlerimize sahip çıkılmasını istiyordu”
Bunu okuyunca aklıma Ayamama Deresi üzerindeki sözde koruma
altına alınmış tarihi köprü geldi. Turizm Bakanı ile bizzat iki kez
ben görüştüm. Durumu anlattım. Yanımda bir keresinde Kaymakam’a, ikincisinde ise bu konularla görevli İstanbul Vali
yardımcısına talimat verdi. Sonuç ne mi oldu?
Tarihi köprü yok oldu...
Demek ki bu ilandaki “kültürel değerlerimize sahip çıkma” sözleri
koca bir yalan....
Ataköy’deki sitelerin ortak özelliği nüfus yoğunluğu bakımından kalabalık
olmaları. Bazı siteler barındırdıkları nüfus ile Anadolu’daki bazı
kasabalarla yarışır, hatta onları geçmiş durumda. Bu sitelerin gizli
kahramanları ise şüphesiz site yönetimleri.
Ataköy 7. 8. Kısım Turkuaz sitesine 20 yıldır müdürlük yapan Gülengün
ATAKAN ile Yavuz ARPACIK görüştü.
( Yazısı 17. sayfada)
ATAKÖY EMLAK PİYASASI
BAKIMINDAN BOĞAZ’LA
YARIŞIYOR
18 yıldır Ataköy’de emlakçılık
yapan 4. Kısım Çarşı esnafı Ataköy
Emlak’ın sahibi Erdal Tanrısever ile
Ataköy’deki emlak durumu
hakkında konuştuk.
Tanrısever, Ataköy’deki emlak
piyasasının son 2 yıldır ve özellikle
de son 5 aydır hareketlendiğini
belirtti. Erdal Tanrısever, 12 Haziran genel seçimlerinden sonra var
olan hareketlenmenin daha da
artmasını beklediklerini söyledi.
(Yazısı 17. sayfada)
Uzun süredir Bakırköy’de tabiiki İstanbul’un her yerinde çekici
terörü yaşanıyor.
Trafik Vakfı’na ait çekiciler sabahtan akşama kadar özellikle
trafiği tıkamayan sokaklardaki araçları çekip götürüyor.
Çekicilerin görevi nedir? Trafiği aksatacak şekilde park etmiş
araçları öncelikle kaldırmak değil midir? Bunlar öyle yapmıyorlar.
Ana caddede ünlü kafe ve restoranların önünde iki sıra dizilip,
kaldırımları kapatan, trafik akışını aksatan araçları görmezden
gelip ara sokaklarda, trafiği aksatmayacak şekilde parketmiş
araçları çekiyorlar. Anons etmek yok, anons ettikten sonra makul
süre beklemek yok. Aracı çekmeden önce konumunu gösterir
şekilde fotoğraf çekmek yok... Kaldırıp götürüyorlar. İtiraz
edenlere de “fazla konuşma git bizi amirlerimize şikayet et“
diyorlar. Bu arada bizzat şahit olduğumuz olaylarda aracı çekiciye
kaldırılanlarla memurlar arasında geçen “Benimkini çekiyorsunuz.
Bak 5 metre ilerde kafenin önünde araçlar iki sıra duruyor. Trafiği
esas onlar aksatıyor. Neden çekmiyorunuz?” sorusuna,
memurdan net yanıt anında geliyor: ”İşimizi bize öğretme. Onları
da çekeriz” oluyor.
Bir süredir bu işin üzerindeyiz. Arkadaşlarımız yüzlerce fotoğraf
çekti ve çekmeye devam ediyor. Tabii video görüntüleri de var.
Vatandaşın “esas trafiği aksatanlar kafelerin önüne park edenler”
sorusuna “Bize işimizi öğretme. Onları da çekeriz” cevabı...
Fotoğraf ve video görüntüleri tam akisini gösteriyor.
Meydanlarda nutuk atan liderler, TV’lere çıkan siyasiler halkı
canından bezdiren bu konulara neden hiç değinmiyorsunuz?
Aynı uygulamalar seçimden sonra da devam mı edecek?
5
BAKIRKÖY KENT MÜzESİ VE SANAT EVİ AÇILDI
Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen, “Bakırköylü vatandaşlarımız
evlerinde Bakırköy’ü simgeleyen ne varsa getirsinler, müzeye
bağışlasınlar. Orada yaşayan bir vatandaş not defterini koydu.
Herkesin çok sevdiği Yeşilköy Berberi’nin usturasını koyduk. Galeri,
ressamına ve heykeltıraşına göre değişecek. Sabah 09:00’dan akşam
10:00’a kadar açık tutacağız. Sosyal tesisin içinde kütüphanesi var.
Tavla, satranç ve gazete koyduk. İçeriye sebil koyduk. Yaşlılarımız
gelsin tavlasını, satrancını oynasın, gazete ve kitap okusun, sebilden
suyunu alsın. Kimse karışmayacak. Tepesinde dikilen garson
olmayacak. Ayrıca Bakkart’ı olanlara çay-kahve bedava olacak.”
BÖYLEYDİ
BÖYLE OLDU
Bakırköy Belediyesi tarafından Yeşilköy’de 2. grup tescilli tarihi bina kalıntıları
üzerinde aslına uygun olarak inşa ettirilen Bakırköy Sanat Evi ve Kent Müzesi ,
Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen ve CHP Genel
Başkan Yardımcısı Umut Oran tarafından açıldı.
Çok sayıda davetlilerin katıldığı açılış töreninde
Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen ve CHP
Genel Başkan Yardımcısı birer konuşma yaptılar.
Erzen konuşmasında, ‘’ Çok güzel şirin bir yer oldu.
Binanın bir katı müze katı. Onun altı sanat
galerisi, altında da sosyal tesis var. Müzesinin
içinde bütün eski Bakırköy objeleri de var. ’’
dedi.
CHP Genel Başkan yardımcısı Umut Oran’da
gerçekleştirdikleri güzel projelerden dolayı
Bakırköy Belediyesi ve Ateş Ünal Erzen’i tebrik
etti.
Açılış konuşmasının ardından Bakırköy Sanat Evi
ve Kent Müzesi’nin kuratörlüğünü yapan Turgay
Tuna’ya verilecek olan plaket Tuna’nın adına
Hilmi Nakipoğlu’na verildi. Nakipoğlu’na plaketi
Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen
tarafından takdim edildi. Daha sonra ise Bakırköy
Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen, CHP Genel Başkan
Yardımcısı Umut Oran ve katılımcılar Sanat Evi ve Kent
Müzesi’ni gezdiler.
Bakırköy Sanat Evi ve Kent Müzesi’nin özellikleri
610 metrekare kapalı ve 90 metrekare de açık
alanı bulunan 3+teras katlı Bakırköy Sanat Evi ve
Kent Müzesi’nde; küratörlüğünü Araştırmacı-Yazar
Turgay Tuna’nın yaptığı, kendi koleksiyonlarında
yer alan Bakırköy ve Yeşilköy’le ilgili fotoğraflara,
belgelere, objelere ayrıca Minyatür Sanatçısı
Sabriye Şeker’in Bakırköy-Yeşilköy minyatürleriyle,
eski Yeşilköylülerle, Bakırköylülerin anılarına ev
sahipliği yapacak kent müzesi, sergi salonu,
kütüphane ve emekli BAKKART sahibi
Bakırköylülerin ücretsiz çay içebilecekleri, satranç
ve tavla oynayabilecekleri lokal bulunuyor.
( Arzu BERATOĞLU - Yavuz ARPACIK )
BAKIRKÖYLÜ KADINLAR FESTİVALDE BULUŞTU
Bakırköy Kent Konseyi
Kadın Meclisi, her yıl
olduğu gibi bu yıl da,
kadınların ücretsiz olarak
eğlenebileceği bir kadın
festivali düzenledi.
Bu yıl 4.sü düzenlenen
Bakırköy Geleneksel Kadın
Festivali, Yeşilköy
Sahili’nde, Balıkçı
Kooperatifi Lokali yanında
gerçekleştirildi.
Didem- Fırat ve Popstar
Utku gibi sanatçıların
sahne aldığı festivalde,
FasaFisa Dansçıları ve
çeşitli müzik grupları da
sahne aldı. Zeybek, köçek,
perküsyon, salsa, kolbastı
ve kafkas oyunlarının
yanısıra ödüllü ve eğlenceli
yarışmaların da
düzenlendiği festivalde,
yazar Müge İplikçi
okurlarıyla buluştu ve imza
günü düzenledi.
Bakırköy kent Konseyi
Kadın Meclisi Başkanı
Meltem ünal Erzen,
gerçekleştirdikleri festival
ile Bakırköylü kadınların bir
araya geldiğini ve çeşitli
etkinlikler ile de doyasıya
eğlendiklerini belirterek,
festivale katılan tüm
kadınlara ve sanatçılara
teşekkür etti.
Bakırköylü kadınların
gönüllerince eğlendiği
festivalde ayrıa çeşitli
stantlar kurularak festivale
katılanların alışveriş
yapmaları da sağlandı.
( Yavuz ARPACIK)
7
2011 TÜRKİYE’DE KUzEY KIBRIS YILI
T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile K.K.T.C.
Turizm, Çevre ve Kültür Bakanlığı arasında,
2011 Türkiye’de Kuzey Kıbrıs Yılı olarak
imzalanan anlaşma çerçevesinde Bakırköy
Cumhuriyet Meydanı’nda bir etkinlik
gerçekleştirildi.
3 gün süren etkinliğin açılışını Bakırköy
Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen, Kuzey
Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Turizm Çevre ve
Kültür Bakanı Dt. Ünal Üstel ve K.K.T.C
İstanbul Başkonsolosu Servet
Dorak
yaptı.
Açılışın ardından Bakan Üstel, Bakırköy
Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen ve Kuzey
Kıbrıs İstanbul Başkonsolosu Servet Dorak
açılan standları gezerek, Kıbrıs’ın meşhur
hellim peynirinden tattılar.
Etkinlikle ilgili konuşan Kuzey Kıbrıs Türk
Cumhuriyeti Turizm Çevre ve Kültür Bakanı
Dt. Ünal Üstel, 2011 Türkiye’de Kıbrıs Yılı
etkinleri kapsamında iki kardeş ülke
insanlarının tarihten gelen bağlarının daha
da güçleneceğine inandıklarını belirterek,
“Kıbrıs’ın sosyal ve kültürel
aktivitelerini Türkiye’deki
insanlarımıza aktarmak ve onlarla
iç içe olmak için düzenlediğimiz
bu etkinlikte, Kıbrıs’taki
hanımlarımızın, köylümüzün el
işlerini sergiliyor, Kıbrıs’ın meşhur
peyniri hellimi vatandaşlara
tattırıyoruz. Kuzey Kıbrıs’ın doğal
güzelliklerini ve tarihi eserlerini
tanıtıyoruz. Buradan tüm Türk
halkını Kuzey Kıbrıs’ta tatil
yapmaya davet ediyorum.
Kıbrıs’ta her bütçeye göre tatil
yapabilirler. Bu etkinliklerle
birlikte iki kardeş ülke olan Türk
ve Kıbrıs halkının daha iç içe
olması sağlandı” dedi.
Kuzey Kıbrıs Tanıtım Günleri
kapsamında Babutsa, Hüseyin
Altan ve Arkadaşları, SOS,
Kemal Belevi konserleri, DJ
Performansları, K.K.T.C.’den
Halk Dansları, Kıbrıs Türk
Mutfağı’ndan sunumlar ve el
sanatlarından gösteriler yer
aldı.
Yavuz ARPACIK
Binali YILDIRIM TÜRKİYE OMURİLİK FELÇLİLERİ DERNEĞİ’NDE
Eski Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım ulaşımda çağdaş
erişim standartlarını paylaşmak üzere Türkiye
Omurilik Felçlileri Derneği’ni (TOFD) ziyaret etti.
Engellilerin şehir içi ve şehirlerarası seyahatlerinde
karşılaştıkları engeller toplumsal yaşama
katılımlarındaki sorunlar hakkında konuşulan
toplantıda, engelliler Eski Ulaştırma Bakanı Binali
Yıldırım’dan engellilere yapılan indirimlerin aynı
zamanda kendilerine refakat edenler için de
yapılmasını istediler.
Hava, kara, deniz ve raylı taşıma yolları ile ilgili
erişimin çağdaş standartlarla engelsiz bir şekilde
uygulanmasını isteyen Türkiye Omurilik Felçlileri
Derneği Başkanı Ramazan Baş da “Engellilerimiz
adaları gezmek, görmek istiyorlar. Diğer taşıma
araçlarının olduğu gibi denizyolu ulaşımınında da
engellilere uygun olmasını, bu konuda çalışma
yapılmasını istiyoruz.” dedi.
9
TBMM Başkan Vekili ve MHP İstanbul 3. Bölge Milletvekili Adayı Meral Akşener:
“12 HAzİRAN’DA VATANDAŞLARIMIz BİR RESİM ÇİzECEK. O RESİM YA
ANAYASANIN DEĞİŞTİRİLMESİ TEKLİF EDİLEMEz 4 MADDESİNİN
DEĞİŞTİRİLMESİNİ GÜNDEME TAŞIYACAK, YA DA BUNA DUR DİYECEK BİR
RESİM OLACAK’’
TBMM Başkan
MİLLİYETÇİ HAREKET
Vekili ve MHP
İstanbul 3. Bölge
Milletvekili Adayı Meral
Akşener Ataköylüler
Derneği’ni ziyaret etti.
Sivil toplum
kuruluşlarına çok
önem verdiğini
belirten Akşener,
çoğunluğunu
kadınların oluşturduğu
gruba seslenerek, “Bu
seçimin ana öznesi anayasa
değişikliği ve kürt açılımıdır. 12 Haziran’da
siz Türkiye için bir resim yapacaksanız. O
resim ya anayasanın değiştirilmesi teklif
dahi edilemeyen ilk 4 maddesinin
değişmesi tartışmasını açacak, gündeme
taşıyacak ve değiştirilmesi sağlanacak ya
da buna dur diyeceğiniz bir resim ortaya
koyacak.”
Akşener, bir çok konuda görüşlerini
paylaştığı sohbet toplantısında “Kadınlar
olarak, siz çok güçlüsünüz. Çünkü siz
başkasının hayat tarzına karışmıyorsunuz,
dilediğiniz şey sizinkine de karışılmaması.
Bu düşünceyi muhafaza etmek
mecburiyetindeyiz. 12 Haziran’da dilerim
vereceğiniz karar çocuklarımızın ve
hepimizin geleceği için hayırlı olur” dedi.
PARTİSİ
MHP 3. Bölge Milletvekili Adayı
Meral Akşener, toplantıya katılan
kadınlara başından geçen bir
olayı da şu sözlerle aktardı:
“Geçenlerde Bakırköy
Cumhuriyet Meydanı’nda 70’li
yaşlarda olan 2 hanımla
karşılaştım. Bu resmi keşke
herkese gösterebilsem. Broşür
aldılar, incelediler, ve broşürü
aldıkları hanıma dediler ki,
broşürlerden biraz alabilir
miyiz? Apartmanda dağıtalım.
Sonra ben de yanlarına gittim.
Biraz konuştuk. Ben sizi evinize
göndereyim.
Araba var dedim. Evimiz yakın
evladım milli
servet dediler.
İşte Türk
Kadını bu
düşünceyi
barındırır.
O an
çok
duygulandım”
Arzu BERATOĞLU
TBMM Başkan Vekili ve MHP 3. Bölge Milletvekili Adayı Meral Akşener:
“MHP İKTİDARINDA HER YIL 700 BİN GENCE İŞ ÜRETECEĞİZ”
TBMM Başkan Vekili ve MHP’den 3. Bölge Milletvekili adayı olan
Meral Akşener, Türkiye’de en önemli sorunun işsizlik olduğunu
belirterek, MHP iktidarında her yıl 700 bin gence iş imkanı
sunacaklarını açıkladı.
Milletvekili adayı olduğu İstanbul 3. Bölge’de çalışmalarına
aralıksız devam eden Meral Akşener, bu doğrultuda MHP üyeleri,
işadamları ve sivil toplum kuruluşları yöneticilerine bir yemek
verdi.
Yeşilyurt Spor Kulübü’nde düzenlenen gecenin açılış konuşmasını
MHP Bakırköy İlçe Başkanı Av. Gürhan Kaya yaptı. Kaya,
MHP’nin iktidar olma yolunda çalışmalarını tüm hızıyla
sürdürdüğünü belirterek, Türkiye’nin karanlık bir döneme
girmemesi için MHP’nin iktidara gelmesi gerektiğini söyledi.
Gecede, yaklaşan seçimler ve MHP’nin iktidar olması durumunda
gerçekleştireceği projeler hakkında konuşan Akşener, işsizlikten,
emeklinin sorunlarına, esnafın çaresizliğinden kadın haklarına dair
birçok konuda açıklamalarda bulundu.
Türkiye’deki en büyük sorunların başında işsizliğin geldiğini ifade
eden Akşener, İstanbul’un sorunlarına dair yaptırdıkları ankette
işsizliğin açık ara önde olduğunu vurgulayarak, “Sanayinin
merkezi, hizmet sektörünün kalbi, ticaretin ana damarı olan
İstanbul’da işsizlik açık ara 1. problem. Türkiye’nin genelinde bu
durum mevcut. MHP iktidarında her yıl 700 bin gencimize iş
üreteceğiz” dedi.
Akşener iktidara geldiklerinde asgari ücreti 825 TL’ye
çıkaracaklarını, muhtar maaşlarını da asgari ücretten vereceklerini belirterek, asgari ücreti vergiden muaf tutacaklarını da söyledi.
“Bahçelievler’de, Bakırköy’de esnaf eli sıkarken gördüm ki,
Çin’de üretilmiş çantalar 10 TL’ye satılıyor” diyen Akşener,
şunları kaydetti:
“Yanında 20-30 kişi çalıştıran üreticiler atölyelerini kapatmış ve
bir dükkan açmışlar, 10 TL’lik Çin malı çanta satıyorlar. Sizin
işçiniz, sizin ustanız kapıda ama Çin’in işçisi 24 saat çalışmaya
devam ediyor. İktidara geldiğimizde girdi maliyetlerini
düşüreceğiz. Vergi indiriminden başlayarak, istihdam yaratılan
her bir kişi için ekstra teşvik, yüksek teknoloji ve katma değer
veren ürünler üretebilmeleri, uluslararası rekabette çok daha
güçlü olabilmeleri için devletin imkanları işadamımızın,
sanayicimizin emrinde olacak. Emeklilerimize gelince, biliyor
musunuz emeklilerin, çalışanların bütün maaşları tüketici
endeksine göre yapılır ve o tüketici endeksinin içinde de
buzdolabı, çamaşır makinesi, TV gibi kalemler vardır. Siz hiç
emekli olduktan sonra sürekli buzdolabı alan, TV alan, çamaşır
makinesi alan gördünüz mü? Emeklinin maaş zammını bu
endekse göre hazırlarsanız, %2 zam verirsiniz ama süte göre, ete
göre, yani gıdaya göre endeksi değiştirir de, eğer o hesaplamayı
ona göre yaparsanız o zaman emekliye vereceğiniz zam %20’dir.
Ayrıca her eylül ayında da kışa hazırlık anlamında bir maaş
ikramiye sözü veriyoruz.”
Akşener, öğretmen ve akademisyenlerin maaşlarını
arttıracaklarını ve bu meslek gruplarının itibarlarını yeniden
kazandıracaklarını da belirterek, “Öğretmenin ayrılması,
sınıflandırılması, endişe içinde bırakılması kadar bu ülkenin
geleceğine darbe vuran başka bir şey olamaz. Onun için
öğretmen kadroları ile ilgili farklılıkları ortadan kaldırıyoruz ve
bütün öğretmenler kadrolu olacak. Öğretmenlerin işsiz kalma
endişesini ortadan kaldıracağız. Üniversite hocalarının hem
ekonomilerini hem de itibarını eski seviyeye getireceğiz.
Maaşlarını uluslararası standarda getireceğiz.” diye konuştu.
Gecenin sonunda ise AK Parti üyeliklerinden istifa ederek
MHP’ye katılanlara Meral Akşener tarafından MHP rozeti takıldı.
11
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI DİNÇER BİAD’TA
Seçimler nedeniyle Bakırköy adeta Bakan ve Milletvekili
akınına uğradı.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer,
Bakırköylü İşadamlar Derneği (BİAD)’ı ziyaret ederek,
Bakırköylü işadamlarıyla bir araya geldi.
BİAD Başkanı Salim Yılmaz ve BİAD Yönetim Kurulu
tarafından karşılanan Dinçer, BİAD Başkanı Salim
Yılmaz’dan dernek hakkında bilgiler aldı.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer ve
beraberindeki heyet dernek ziyaretinin ardından Titanic
Otel’de düzenlenen şöyleşiye katıldı.
GENÇ BAKKARTLILAR SAMSUN’DA
Bakırköy Belediyesi Basın-Yayın ve
Halkla İlişkiler Müdürlüğü tarafından
uygulamaya konulan Genç Bakkart
üyesi, 18-25 yaş arası gençler ücretsiz
Samsun Gezisi’ne gittiler.
Gençlik Haftası’nda Milli Mücadele’nin
ilk adımının atıldığı Samsun’da
bulUnan gençler, Atamız’a ve bu
uğurda canlarını feda eden
şehitlerimize saygı duruşunu Atatürk
Heykeli’nin önünde yaptıktan sonra
Bandırma Vapuru’nu,Tütün
İskelesi(Atatürk’ün Samsun’a ilk çıktığı
yer)’ni, Arkeoloji ve Etnografya Müzesi’ni, Gazi Müzesi(Atatürk’ün
Samsun’da kaldığı ev)’ni, Aminsos
Tepesi’ni ve Mezarları’nı(Samsun’un
doğusunu ve batısını aynı anda
görülebilen tek yeri), (Samsun’un ilk
kuruluşunda yaşayanların mezarları)
ziyaret ettiler.
Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal
Erzen de, Genç Bakkartlılar’a büyük
sürprizlerin ve avantajların devam
edeceğini müjdeledi.
13
“Aktarlık meraktır, okumaktır, bitkilerin bir yıllık yaşamlarını, o yaşamları içindeki süreçleri takip etmektir. Biz
merakımızı gidermek için çok dağ tepelerinde dolaştık. Bir otun peşinde 3 sene koştuğumu bilirim. Önüne gelen birinin
bir dükkan açıp ben de aktar olayım demesi ile aktar olunmaz.”
Bitki ve baharatlar işinin ehli, deneyimli
aktarlardan alınmalı. Bahsi geçen aktarlar bir
de TABDER üyesi iseler doğru noktadasınız
demektir. Yemeklerin tadı-tuzu aynı zamanda
şifa kaynağı baharatlar, otlar ve şifalı iksirlerin
üstadı aktarlar hakkında merak edilenleri 20
yıldır Ataköy’de aktarlık yapan İbrahim Durmaz’a sorduk...
Aktarlık nedir ve mesleğinizde yaşadığınız
sıkıntılar nelerdir?
Aktarlık şifalı otlarla insana sağlık vermektir.
20 yıldır Ataköy’de aktarlık yapıyorum. 20
yıldan bu yana çalışma prensibi olarak hep
kaliteyi ön planda tuttuk. Hiçbir zaman
kalitemizden ödün vermedik. Son dönemlerde radyo, televizyon gibi yayın
kuruluşlarında bu konularda
muhtelif kişiler çıkıp, çok şeyler
söylüyorlar. Ve insanların aklını
karıştırıyorlar. Herkes olur olmaz
şeylerle bize müracaat ediyor.
Fakat öyle saçma şeyler oluyor ki,
müşterilerimizi dahi kırmak
zorunda kalıyoruz. Bunun nedeni
de ilçemizde ve ülkemizde çok
aktar açılması. Bilen bilmeyen bu
işi yapıyor ve kaliteyi de düşürüyor.
Kulaktan dolma bilgilerle aktarlık
yapılmaz. Çünkü insanlar size umut
bağlıyor bunun için o insanlara
dürüst davranmak gerekir. İşe para
kazanmak olarak bakmamalı, işi
mesleğin edebine uygun olarak
yapmalıyız. Burada önemli olan
sattığınız ürünü iyi bilmelisiniz. Ürünün
nereden toplandığını, ne şekilde
ambalajlandığını bilmeniz gerekir. Çünkü yol
kenarından tozlu, topraklı yerlerden toplanılan
otlarla insanlara sağlık hizmeti veremezsiniz.
Yıllardan beri Anadolu’nun muhtelif yerlerinde
özel olarak istasyonlar teşkil ettirdik ve bu
istasyonlardan toplanılan ürünleri satmaya
gayret gösterdik. Son dönemler de buna daha
ciddiyet verdik. İstanbul genelinde kurulan
TABDER (Tüm Aktar, Baharatçı, Tıbbi ve Aromatik Bitki Yetiştiricileri) üyesi olduk. Bunların
kurslarına katıldık. Onlara destek verdik. Ve
buradan aldığımız sertifikamızı da
dükkanımızın bir köşesine astık.
Aktarlar ve baharatçılar arasında fark var
mıdır?
Vardır. Aktarlık şifalı otlarla insana sağlık vermektir. Baharatçılık ise sofranızda
kullandığınız baharatları satmaktır. Kırmızı
biber, kara biber, kimyon bunları satan kişiler
baharatçıdır. Biz aktar olarak dükkanımızda
baharat satıyoruz ama daha çok şifalı ot
satıyoruz.
Alınan ürünler nasıl kullanılmalıdır?
Alınan bitkiler tarifine uygun olarak kür
şeklinde kullanılması gerekir. Bitkileri de,
ilaçlar gibi kür olarak kullanırsanız size fayda
sağlar. Aktarlık işte bunu içerir. Gelen kişilere
aktar olan bilgisini bu şekilde aktarır.
Aldığımız bir ürünün sahte olup olmadığını
nasıl anlarız?
Bu konu çok
önemli. İnsanlar
sahte ürünü
anlayamaz. Mal
bilgisi olan,
ürünün toplandığı
yeri, toplayan
kişiyi, kurutmasını
biliyorsa ve bu
sağlıklı ürünü
kendi deposunda
hijyenik biçimde
stoklayıp, sezon
boyunca
kullanıyorsa bu
sağlıklıdır.
Bunların üzerinde
kullanım tarihi yoktur. Çünkü sezonda toplanır, iyi şekilde
kurutur ve iyi şekilde muhafaza ederseniz,
sezon boyunca satarsınız. Biz de sezonda
satılmayan mal, eylül-ekim ayında, yani yeni
sezon başlangıcı geldiğinde dökülür.
Her zaman için
taze
olacak, güneşte olmayacak
buna çok dikkat edilmesi lazım. Güneşte bir
ürün satılıyorsa lütfen itibar edilmesin. Birde
Bakırköy ilçesi içerisinde aktarlardan ürün
alınırken lütfen dikkat edilsin, kapısında TABDER üyesidir diye bir levha yoksa buralardan
ürün alınmasın. Çünkü TABDER aktarlar için
bir kontrol mekanizmasıdır. Ülkemizde
olduğu gibi ilçemizde de bu konuda kirlilik yaşanmakta.
Bakırköy’ün içerisinde 35’e
varan aktar bulunmakta. Biz
merakımızı gidermek için çok
dağ tepelerinde dolaştık. Bir otun
peşinde 3 sene koştuğumu
bilirim. Aktarlık meraktır,
okumaktır, bitkilerin bir yıllık
yaşamlarını, o yaşamları içindeki
süreçleri takip etmektir. Önüne
gelen birinin bir dükkan açıp
bende aktar olayım demesi ile
aktar olunmaz.
En çok hangi ürünler satılıyor?
Mutfağımızda bulundurmamız
gereken ürünler nelerdir?
Mevsimlere göre değişir. Kışın en
fazla tercih edilen ürün ıhlamur oluyor. Yazın
genelde dışarıda olduğumuz için
yemeklerimizin tatlarını değiştirecek baharatlara ihtiyaç oluyor ve aktariye ürünlerine pek
ihtiyaç duyulmuyor. Bir de televizyonun
yayınları içinde talep edilen ürünler satılıyor.
Altın çilek gerek televizyon gerekse diğer yayın
organlarının reklamları nedeniyle bu günlerde
bir hayli ilgi görüyor.
Altın Çilek sizce zayıflamak için gerçekten de
denildiği kadar yararlı mı?
Altın çilekte bilgilendirme yanlışlığı var.
Zayıflama amaçlı deniliyor ama, bitkinin böyle
bir özelliği yok. Çok ekşi bir ürün. Ekşi olması
da şekerin üzerinde etkili. Şeker düşürüyor.
Kesinlikle zayıflamada kullanılmaz. İnternet
üzerinden satılan zayıflama ürünlerini
halkımızın tercih etmemesi gerekir. Çünkü bu
altın çilek içeriği tarafımdan çok iyi biliniyor.
İçerisinde kilosu 50-60 TL toptanda olan ürünü
koymuyorlar. Onun yerine başka şeyler koyuyorlar içine. O da insan sağlığını etkiliyor.
Nitekim basın kuruluşlarında bu tür
istenmeyen vakaları da haber olarak duyuyor
ve okuyoruz. İnsanlarımız internet üzerinden
bu tür satışlara itibar göstermesinler. Hem
fazla para ödüyorlar, hem de ne olduğu belirsiz ürünler alıyorlar.
Bitkisel ürünlerin eczanelerde satılması
konusunda neler düşünüyorsunuz?
Bitkisel ürünlerin eczanelerde satılması
mümkün değil. Çünkü eczacı ilaç satar.
Eczacı ilaç satarken hiçbir zaman bitki
satmayı düşünmez. Onun içeriğini bilmez.
Eğitimi bitkiler üzerinde almamıştır. Ama
bazı ürünler, paketli olarak eczanelerde
satılmaya başlandı. Eczacı bunlar
hakkında sağlıklı bilgi veremez veya
eczacı bitkileri karıştırarak bir ürün
yapamaz.
Son olarak müşterilere ne tür mesaj
vermek istersiniz?
Aktar, denilince toz, toprak içinde ürün
satan olarak bilinirdi. 20 sene
içersinde bizle beraber aktarların
şekilleri de değişti. Bir çok aktar
gelip, dükkanımızın resmini çektiler ve
kendi mekanlarını bizim mekanımızı
örnek alarak düzenlediler. Her zaman için
Aktarium bir bayrak oldu. Bundan sonra da
olmaya devam edecek. Halkımızı özellikle sizin
aracılığınızla uyarmak istiyorum. Lütfen
insanlarımız, sağlıklı ürün alabilmeleri için
kapısında TABDER levhasını görmeden bir
aktara girip de alışveriş yapmasınlar.
Arzu BERATOĞLU
14
Eğer demokratik sistemin bütün nimetlerinden yararlanmak suretiyle
yaşamımızı sürdürmeyi arzuluyorsak;
öncelikle yönetimi elinde tutanlar
kendileri demokrat olmak
zorundadırlar.
Vatandaş her türlü demokratik hakkını
kulanmakta zorlanıyor, önüne türlü
şekilde engeller birikiyorsa; O
ülkeye evrensel kıstasların içinde
hukuk devleti diyebilmek kolay
olmuyor.
N
I
M
A
Þ
A
Y
ÝÇÝNDEN
ADAY LİSTELERİNDEKİ
KADINLAR - GENÇLER
Tüm parti listelerinde ve özellikle
Cumhuriyet Halk Partisi adaylarının çok
değerli, ülkeye hizmet verebilecek,
demokrasiye, özgürlüğe gönül vermiş
kişilerin bulunması memnuniyet vericidir.
Ancak şunu da belirtmek gerekir ki;
Mecliste gerekli dinamizm adına, bazı
gençlerin ve bayanlarımızın geri
planlarda (Seçilmesi zor) yer
almaları şahsi görüşüm olarak;
eksikliktir, yanlıştır.
Bu değerli arkadaşlara da eski bir
siyasetçi olarak tavsiyemi üzüntüye
ve kırgınlığa kapılmadan, istikbalde en iyi yerlere gelebilcek
şekilde siyasetlerine dört elle
sarılmalarının doğru olacağını
söylüyorum. Zira mensubu
olduğunuz partiler içerisinde uzun
yıllar hizmet vermelerine rağmen
hiçbir özel çıkar gözetmeksizin
çalışan insanlar mevcuttur. Bunlardan örnek alabilirsiniz.
Bu vazgeçilmez ilkeler
doğrultusunda hayat sürdürmek
kolay olmuyorsa ve insanlar
arasında problem var ise;
uzlaşmak, mutabakat sağlamak,
iktidar kendi çizgi ve hudutlarını
kabul eder, muhalifler de
demokrasi sisteminin kendilerine
verdiği ölçüler içerisinde kalabilirse mesele kalmaz, arzu
edilen huzur sağlanmış olur.
Bu temel olgular çerçevesi
içerisinde Türkiyemiz’e
baktığımızda, önümüzdeki çok hayati önem taşıyan Genel Seçimleri
de hesaba katarak durumun çok iç açıcı
olmadığını söylemek gerekmektedir.
Çünkü ülkemiz insanları yukarda bahsini ettiğimiz bir uzlaşma
ötesinde: kamplaşma, senden
benden olanlar diye gruplaşmaya
sürüklenmiş durumdadırlar.
Fikret TORAMAN
Hiç şüpheniz ve tereddütünüz
olmasın ki çıraklık döneminden
sonra bu gemiyi yürütecek kaptanlar sizler olacaksınız bu yolda
başarılar diliyorum.
SEÇİM PROGRAMLARI - GERÇEKLER
CHP’nin uzun yıllardır özlenen
yenilenme, gençleşme değişimi
yanısıra ortaya koyduğu ve
milletimize açıkladığı yeni projeler 41 maddelik sosyal ve
ekonomik programlar içinde Aile Sigortası
(başkalarını da taklite zorlamıştır),
emekliler, sağlık, askerlik, işsizlik, tarım,
özgürlük, üniversite sorunları, %10 seçim
barajı, gençlik ve kadın hakları, taşeron
işçileri, güneydoğu programı gibi çok
önemli ve isabetli olmuştur.
SİYASET FİNALİNDE SON TESPİTLER
Ayrıca bizi yönetenler kendilerinin
belirlediği ve kendilerine göre
yorumladığı siyaset biçimini “MAKBUL MEŞRU” saymakta diğer görüşler ve
eleşrileri de “MAKBUL OLMAYANGAYRİMEŞRU” saymaktadırlar. Dolayısıyla
ortaya bir zıtlaşma, inatlaşma çıkmakta,
muhalefetin demokratik hakları
kullandıklarında, bu davranışları da
iktidara karşı kurulmuş bir işbirliği
anlayışını benimsemektedirler. Yani bu
şekilde “MUTABAKAT ZEMİNİ” yok edilmiş
olmaktadır.
Tabii ki bu davranış ve demokratik
olmayan yöntemler, görüşler, düşünceler
sonucunda Muhalefet Kesimi’ne bir
dayatma paravanı konmaktadır.
Ülkemiz bugün bu konumdadır, bu tespiti
insanlarımızın büyük oranda paylaştığını
görmekteyiz. Bu şekilde demokrasi,
paylaşma, diyaloglar çöpe atılmış
olmaktadır.
Bu görüntüyü değiştirebilecek en büyük
güç halkımızdır, sandığa giderken salim
kafayla bu görüntüyü silebilecek
doğrultuda davranmaları ülkemizi
“GERÇEK DEMOKRASİ”ye kavuşturabilir,
mevcut bozuk sistemi elinin tersiyle yok
edebilir.
12 HAZİRAN’IN ÖNEMİ
Değerli okuyucularım yukarıda anlatmak
istediklerimizi elde edebilmek, raydan
çıkmış olan siyaseti ve demokrasiyi tekrar
geri getirebilmek için, mutabakat,
uzlaşma kültürünü yakalamak zorundayız.
Bu da ancak sandık başında gerçekçi
olmakla kazanılabilir.
Ülkemizin içinde bulunduğu konuma
gelince: İşsizlik, istihdam, dış borçlar
miktarı, ithalat-ihracat dengesizliği, gelir
düzeyi çarpıklığı, yandaş ihale sistemleri,
üniversite, trafik, sağlık ve tarım sektörünün canlanabilmesi için yine 12 Haziran Seçimleri’nde vatanperverce
davranmaya bağlıdır.
Her yazımızda belirttiğimiz gibi “SEÇİM
SANDIKTA KAZANILIR” gerçeğinden yola
çıkarak özellikle muhalefet partileri bir
adet oy’un bile çok kutsal olduğunu
sandık sonuç ve emniyetinin temin
edilmesi, sandığa gelemeyen yaşlı, engelli, yani herkesin sandığa taşınmasının
önemi bir kez daha ortaya çıkmıştır.
Bu arada seçim çalışmaları esnasında
tespit edebildiklerimiz arasında en başta
milletvekili adaylarının özgeçmişlerini
gösteren broşürlerin vatandaşın eline
geçmemesidir. Mahallelerdeki seçim ofislerinde ve adayların vatandaş ve esnaf ile
birebir görüşmemeleri de bir eksikliktir.
Çünkü vatandaş; oy vereceği kişiyi en
azından görmek, hakkında bilgi sahibi
olmak, meziyetlerini bilmek istemektedir.
Bu çalışmalar içinde özellikle yerel yönetim üyeleri ve parti taban örgütlerinin
yüksek performans içinde katkıda
bulunmaları, esnaf, sivil toplum örgütlerini, toplu yaşam birimlerini ziyaret etmeleri
de bir ihtiyaçtır.
Bu ve benzeri eksiklikleri erteleyerek
seçimden sonraki yorumlarımıza kadar,
diğer görüşlere devam edelim.
Biz bu olumlu ve ılımlı seçim programına
alkış tutarken bence eksik kalan
“Önseçimler, seçim kanunu, liderler
sultasını düzenleyecek, tüzüklerde değişim
yapılmasını da önermek istiyorum.”
Umarız milletimiz bu çok değerli
programları icraata koyabilme fırsatını
Ana Muhalefet Partisi’ne verebilir.
Yazımızın en başında söylemeye
çalıştığımız demokrasilerdeki uzlaşma,
mutabakat, diyalog, karşılıklı saygı ve
anlayış hem iktidarlar için hem de muhalifler için kaçınmaz bir olgudur. Her iki
taraf ancak bu şekilde demokrasiyi ülkede
gerçekleştirebilirler. Vatandaşları da mutlu
edebilirler.
Dört aydan beri siyaset, seçim, adaylar,
yerel yönetimler ve çok daha önemlisi
bölge ve sandık çalışmaları, ayrıca
insanlarımızın güncel sorunları olan çevre,
trafik, doğa katliamı konularına tekrar
geri dönmeyi amaçlıyorum.
Bu düşünceler içinde 12 Haziran Seçimleri’nin en demokratik biçimde kazasız,
belasız, sakin geçmesini, güzel yurdumuzun güzel insanlarımıza, çocuklarımıza,
emekçi ve emeklilere yararlı olmasını
diliyorum.
Sağlıklı ve esen kalınız....
15
Bakırköylüler oturduğunuz mahallede yaşanan gelişmelerden ne kadar haberdarsınız?
MAHALLENİZDE NELER OLUYOR?
Geçen sayımızda Bakırköy’deki 7 mahalle muhtarı ile görüşerek mahallelerinde yaşanan gelişmeler hakkında bilgi vermiştik. Bu
ayki sayımızda da Yeşilköy, Zuhuratbaba, Basınköy, Ataköy 1. Kısım, Ataköy 2-5-6 Kısım, Şenlikköy, Zeytinlik Mahalleleri’nde
yaşanan gelişmeleri sizlere aktarıyoruz.
YEŞİLKÖY MAHALLESİ
Yeşilköy Mahalle Muhtarı Bülent Yurtsever: Mahallemizde son aylarda
yaşanan önemli gelişmelerin başında
maalesef acı bir olay yaşadık. İstasyon
Caddesi’ndeki bir cafede çıkan
yangında 2 vatandaşımız hayatını kaybetti. Bu olay bizi çok üzdü. Bunun
dışında rutin çalışmalarımıza devam
ediyoruz. Ağaç budamalarımız olsun,
su kanallarının temizlenmesi ve
temizlik çalışmalarına önem veriyoruz.
Ayrıca yaz aylarının gelmesi ile birlikte
özellikle Yeşilköy Sahili’nde
hareketlenmeler başlayacak. Çevre
ilçelerden çok sayıda insan Yeşilköy’e
gelecek. Ayrıca mahallemizde bulunan taksi durağımız Bakırköy Belediyesi
tarafından yenilendi. Yeşilköy sizinde bildiğiniz gibi kültür seviyesi ve
ekonomik düzeyi yüksek bir mahalle. Ayrıca bir konuyu daha belirtmek istiyorum. Geçen ayki gazetenizden okuduğumuz Arslan Sokakta’ki yıllarca
yapılamayan binanın tinerciler ve çöp toplayıcılar tarafından mesken
tutulduğunu öğrendik. Bu konuda gereken başvuruları yapacağız. Ayrıca tüm
mahalle sakinlerimize sizin aracılığınızla güzel bir yaz geçirmelerini diliyorum.
ZUHURATBABA MAHALLESİ
Zuhuratbaba Mahalle Muhtarı Ünal
Erol: Bizim Mahalleye layıkıyla
bakılmadı. Bunu Bakırköy Belediyesi ve
Büyükşehir Belediyesi’ne söylüyorum.
Birbirlerine topu atmaktan başka
hizmet gelmiyor. Senelerce alt yapı alt
yapı dendi. Yağmur su ızgaraları
yapıldı. Ama bu ızgaralar tozdan
çamurdan doldu üstüne birde asfalt
geçirdi. Milyonlarca para plansız
asfaltlamanın, plansız bakımdan dolayı
ziyan oldu. En büyük sorunlardan bir
tanesi de Salı pazarı. Tuvaleti olmayan,
suyu olmayan bir yerde sağlık olmaz.
Pazarın gayesi üreticiden tüketiciye vermektir. Çay satıyor adam ama bardak
yıkamaya su yok. Ben bunu gerekli yerlere söyledim. Bu pazarda çarşaf
satılıyor, balık satılıyor hamur işi yapılıyor. Sokak ortasında buna nasıl
müsaade ediliyor. Sen milyonlarca para kira veren dükkan açan adama geliyorsun, ben bir sinek gördüm diyorsun ceza yazıyorsun. Buna nasıl müsaade
ediyorsunuz. Pazar zaten marketlerden ucuz değil. Pazarın mahallemize bir
faydası yok. Artı zararı var. Mahallede oturan bir kişi sabah işe gidecek,
arabanızı çıkaracaksınız sizin garajınızın önüne kamyon çekilmiş. Kimin bu
kamyon, neyin nesi. Yaptırdığımız araştırmaya göre Salı ve Çarşamba günleri
mahallemizde çok hırsızlık oluyor. Bu pazarın emniyet bakımından, sağlık
bakımından faydası yok. İstanbul’un her tarafında pazarlar mahkeme
kararıyla kaldırılıyor. Bende mahkemeye vereyim ama benim bir ödeneğim,
kuvvetim yok. Çünkü keşif parası yatıracaksın. Bir keşif daha gelecek, bir keşif
daha gelecek ona benim para yetiştirmeye imkanım yok. Bu konuda Sayın
Kaymakamımız ve Sayın Belediye Başkanımız’a seslenmek istiyorum. Daha
önceden Kaymakamımıza söyledim. Bunun dışında mahallemizde memnun
olduğumuz ender şeylerden birisi temizlik. Temizlik İşleri’ni çalışmalarından
dolayı kutluyorum. Mahalle sakinlerimize sizin aracılığınızla güzel günler mutluluklar diliyorum.
BASINKÖY MAHALLESİ
Basınköy Mahalle Muhtarı Mustafa
Aytekin: Basınköy’de son aylarda
yaşanan gelişmelere baktığımız zaman
açıkçası bu konuda söyleyecek pek
sözümüz yok. Şu anda yapılan en
kayda değer gelişme E-5 kenarında
Basınköy tarafına TOKİ tarafından
yapılan Avrupa Konutları diyebiliriz.
Bunun dışında rutin olan ağaç
budamaları yapıldı. Mazgallar
temizlendi. Açıkçası Basınköy’de
yapılacak pek fazla şey de yok. Mahalle
sakinlerimiz özellikle temizlik konusunda memnuniyetlerini bize sık sık söylüyorlar. Ben ayrıca tüm mahalle sakinlerimizin her zaman yanlarında
olduğumuzu da belirtmek isterim. Bu arada seçimlerin yaklaşması ile birlikte
muhtarlık olarak yoğun günler geçirdik ve geçiriyoruz. Bu konuda da tüm
vatandaşlarımıza gerekli bilgileri veriyoruz.
ATAKÖY 1. KISIM
Ataköy 1. Kısım Muhtarı Kasım Yıldız:
Mahallemizde yaşanan gelişmelere
baktığımız zaman özellikle 1. Kısım
Çarşı’nın yanında yapılan oteli söyleyebiliriz. Bu konuda bazı mahalleli ve
çarşı esnafı sıkıntılarını bize iletiyorlar.
Çarşı esnafı özellikle çarşının önünün
kapandığından yakınırken, bir takım
esnaf ise otel ile birlikte işlerinin daha
da artacağını savunuyor. Bunun
dışında özellikle çarşımızda bulunan
bazı esnaflar kepenk kapattı. Bu bizi
üzdü. Özellikle halkımızın yoğun tepkisini çeken Yay-Sat Bayisi’nin
kaldırılması oldu. Bu konuda mahalle
sakinlerimiz Bayii’nin kaldırılmaması için çok çalıştılar ama bu konuda
muvaffak olamadı. Mahallemizin ana damarı çarşımız olduğu için genellikle
çarşı ile ilgili konular ön plana çıkıyor. Ama bunun dışında belediye
tarafından yapılan rutin çalışmalar devam ediyor.
ATAKÖY 2-5-6 KISIM
Ataköy 2-5-6 Kısım Muhtarı Canan
Ergün: Mahallemizdebir dere
sorunumuz var. Özellikle yazın burada
kokudan duramıyoruz. Ve sinekler de
geldiği için mahalleli bu dereden
oldukça rahatsız. Ataköy İlköğretim
Okulu’nun durumu merak ediliyordu.
Tarihi eser kapsamına alınan okul
birkaç yıl faaliyet göstermedi. Ama şu
an bildiğim kadarıyla okul için izin çıktı.
Bunun dışında Merhum Bakırköy
Belediye Meclis Üyesi Doğu Coşkunfırat
adına bir park açılışı yapıldı. Gerçekten
güzel bir park oldu. Bu vesileyle Doğu
Coşkunfırat’ı tekrar anıyorum ve yakınlarına tekrar başsağlığı diliyorum.
Onun dışında yaz aylarının gelmesi ile birlikte özellikle de Atilla İlhan
Parkı’nda bir takım etkinlikler düzenlenerek mahalle sakinlerimiz bir araya
gelme fırsatı buluyor. Ayrıca başı boş köpek sorunumuz var. Özellikle Atilla
İlhan Parkı^na gelen bu köpekler vatandaşlarımıza rahatsılık veriyor.
Yaşlılarımız köpekler yüzünden camiye gitmekte zorlanıyor. Bunun dışında
belediye tarafından yapılan rutin çalışmalar devam ediyor.
ŞENLİKKÖY MAHALLESİ
Şenlikköy Muhtarı Mümin Savaş
Göktaş: Mahallemizde son aylarda
gelişen olaylara baktığımız zaman 3
tane park açılışımız oldu. Galatasaray
Spor Kulübü Tesisleri yanında bulunan
parkın ismi değiştirilerek yeniden
açıldı. Merhum Galatasaray Başkanı
Özhan Canaydın’ın ismi bu parka verildi. Onun haricinde Ziya Gökalp Parkı
açıldı. Muhtarlığımızın hemen
arkasındaki park açılışımız oldu. Bu
parkta ayrıca Atatürk Halkı Dinliyor
isimli bir heykel yerleştirildi ve gayet
modern bir parka sahip olduk. Ayrıca
tüm mahallelinin en büyük sorunu başı boş köpekler. Şenlikköy’de çok büyük
oranda bulunan bu köpeklerden dolayı vatandaşlarımız sürekli bize
başvuruyor. Bizde belediyeye bu şikayetleri iletiyoruz. Bunun dışında rutin
olan ağaç budamaları ve su
mazgallarının temizliği tapıldı.
ZEYTİNLİK MAHALLESİ
Zeytinlik Mahalle Muhtarı Emal Çelik:
Mahallemizde son aylarda yaşanan
kayda değer bir şey olmadı. Mahallemizde bulunan alışveriş merkezlerinin
yarattığı trafik sorunu var. Şu an
Zeytinlik Mahallesi’ne baktığımız zaman
en büyük sorun bu diyebiliriz. Bunun
dışında Bakırköy’ün her mahallesinde
olduğu gibi ağaç budamalarımız
yapıldı. Ama genel olarak mahalle
halkında Zeytinlik Mahallesi’ne gerekli
yatırım yapılmadığı konusunda bir
görüş var.
Yazı ve fotoğraflar Yavuz ARPACIK
16
VÜCUT DİLİYLE
ÇOK ŞEY ANLATIYORUZ
BANKALAR DELİ DUMRUL
Artık para bozduran ve gişeden
dekont isteyen müşteriden bile para
alınıyor. Bankaların havale, EFT ve
komisyon başta olmak üzere
vatandaşa sundukları hizmetlerin
karşılığında talep ettikleri birbirinden
ilginç ücretler "Deli Dumrul" vergilerine
dönüştü. Bankalar şubeye giren
müşteriye de girmeyen müşteriye de
çeşitli isimler altında ilginç faturalar
çıkarıyor. Şubeden yapılan işlemlerde
dekont istemek bile ayrı para. Ücret ve
komisyonların bir kısmı bankadaki
hesaptan kesildiği için çoğu vatandaş
ödediği paradan dahi haberdar
olamıyor. Bankalar ücret ve komisyonlar sayesinde geçen yıl 10,7 milyar lira
gelir elde etti.
BDDK 'TEST'İ YAYINLADI
Bugün gazetesinden Erdoğan Süzer'in
haberine göre; Bankacılık Düzenleme
ve Denetleme Kurumu (BDDK)
Türkiye'deki tüm bankalardan
bankacılık ürün ve hizmet ücretlerini
toplayıp yayınlamaya başladı. Halen
test amaçlı yayınlanan veriler 30 Haziran'a kadar BDDK'nın internet
sitesinde test amaçlı yer alacak. BDDK
bankalardan gelen verileri benzer bir
formata oturtarak vatandaşı
bilgilendirmeye çalışıyor. Ancak, siteyi
inceleyerek en ucuz hizmeti sunan
bankayı bulmak son derece zor.
Çünkü bankaların hizmet tanımlaması
bile birbirinden farklı isimlerle ifade
ediliyor. Bankaların vatandaştan aldığı
ücret ve komisyonlardan bazıları
şöyle:
Emekli FBI ajanı Joe Navarro 25 yıllık kariyeri boyunca elde
ettiği deneyimlerinden yola çıkarak vücut dilinin şifrelerini
açığa çıkardı. “İnsanları Okumak” adlı bir kitap yazan Navar10 TL, mektup yazdırma 15 TL,
* Gişeden fatura ödeme 1 ila 8 TL,
ro, beden dilinin insanların karakterleri ve düşündüklerine
kredi kartı ücreti 0 ila 150 TL, gecikme dair neler söylediğini anlatıyor.
PARA TÜMLETME 10 TL
* TL para bozdurma ya da tümletme
bildirimi 2 TL.
* Otomatik kredi kartı ödeme 30 kuruş
ila 1 TL, hesap işletim ücreti 4 ila 15
TL
* Kredide vade değişikliği işletim
ücreti 500 TL, ihtiyaç kredisi esnek
ödeme sistemine geçme 25 TL,
* Ödemesiz dönem opsiyon koruyucu
50 TL, istihbarat ücreti 10 TL,
* Vadesiz hesap açma 5,5 TL, hesap
bakım ücreti 1.5 TL, sıfır bakiyeli
hesap açma 10 TL, şube ekranından
ekstre yazdırma 1.5 TL.
BİRÇOK ÜCRET VE MASRAF AÇIKLANIYOR
BDDK, 6 Ocak 2011 tarihinde
yayınladığı genelgeyle bankaların
gelen ücret ve komisyon tarifelerini
sitesinden yayınlama kararı aldı.
BDDK'nın yayınladığı liste içerisinde;
para aktarma, bireysel krediler, kredi
kartları ve banka kartları, mevduat
hesapları, ATM kullanımı, kiralık kasa
ücretleri, menkul kıymet işlemleri, çekler ve senetler ile diğer işlemler
karşılığı tahsil ettikleri masraf, ücret,
komisyon gibi her türlü faiz dışı unsur
ve yasal kesintinin yanı sıra bazı
bankacılık ürünleri için uygulanan özel
faiz oranları bilgileri yer alıyor.
BENZİN; SİGARA VE ALKOL OLMASA
BÜTÇE TAMTAKIR
Dolaylı vergiler içinde yüzde 30’dan fazla paya sahip olan ÖTV’de
akaryakıt, doğal gaz, alkol ve sigaradan elde edilen vergi geliri ilk 4
ayda 15 milyar lirayı geçti.
Vergi gelirlerinin 76 milyar
737 milyon TL’ye ulaştığı
2011 yılının ilk dört ayında,
dolaylı vergilerin tahsilatı
yüzde 22.2 artışla 52 milyar
410 milyon TL’ye ulaştı.
Dolaylı vergilerin toplam
vergi gelirleri içindeki payı
yüzde 68.3’e ulaştı.
Bu dönemde gelir, kurumlar
ve servet vergilerinden
oluşan doğrudan vergiler
ise yüzde 19.6 artışla 24
milyar 326 milyon TL oldu.
Tüketim eğiliminin başlıca
göstergesi olan dahilde
alınan KDV (Katma Değer
Vergisi) gelirleri 2011 yılının
ilk dört ayında geçen yılın
aynı dönemine göre yüzde
20.5 artışla 9 milyar 611
milyon TL olurken; ÖTV
gelirleri yüzde 16.2 artışla
18 milyar 529 milyon TL’ye
ulaştı.
Tahsilat yüzde 7.4 arttı
ÖTV gelirlerinin 9 milyar
665 milyon TL tahsilatla
yüzde 52’si petrol ve
doğalgaz ürünlerinden
alınan vergilerden elde
edilirken, yüzde 31’i 5 mil-
yar 772 milyon TL tahsilatla
sigara ve alkol tiryakilerinden tahsil edildi. Petrol
ve doğalgaz ürünlerinden
elde edilen ÖTV geliri, 2011
yılının ilk dört ayında yüzde
7.4 oranında yükseldi.
Geçen yıl Ocak-Nisan döneminde petrol ve doğalgaz
ürünlerinden 8 milyar 997.6
milyon TL ÖTV geliri elde
edilirken, bu yıl aynı
dönemde 9 miyar 664.7
milyon TL’lik ÖTV tahsil
edildi. Söz konusu tahsilat
enflasyondan
arındırıldığında geçen yılın
aynı dönemine göre reel
bazda yüzde 2.8’lik bir
artışa işaret etti.
Sigaraya 4.7 milyar
Yılın ilk 4 ayında tütün ve
tütün mamullerinin ÖTV’si
olarak devletin kasasına
giren vergi geçen yılın aynı
dönemine göre yüzde 11.5
artış gösterdi. 2010’un
Ocak-Nisan döneminde
tütün ve tütün ürünlerinden
4 milyar 253.8 milyon TL
tahsilat yapan Maliye, 2011
yılının aynı döneminde 4
milyar 755.5 milyon TL gelir
elde etti. Enflasyondan
arındırıldığında tütün ve
tütün ürünleri gelirleri
geçen yılın aynı dönemine
göre yüzde 6.6 oranında
artış gösterdi.
Tiryakinin cebinden 5
milyar lira çıktı
2011 yılının 4 aylık döneminde alkollü içkilerden
devletin kasasına giren ÖTV
geliri yüzde 21.2 oranında
arttı. Geçen yıl aynı
dönemde elde edilen ÖTV
geliri bu kalemde 855.1
milyon TL iken, bu yıl 1 milyar 36.7 milyar TL’ye yükseldi. Enflasyondan
arındırıldığında alkol ve
alkollü içeceklerde ÖTV
artışı yüzde 16.1 oldu.
Böylece ÖTV gelirlerinin
yüzde 31’i 5 milyar 772
milyon TL tahsilatla sigara
ve alkol tiryakilerinden tahsil edildi.
(23.05.2011 Tarihli Sözcü
Gazetesi’nden Alıntıdır)
OTURMA BİÇİMİ
ELLER
1- Yayılarak ve geriye doğru yaslanarak oturmak: Kişinin özgüveni
yüksektir ve taleplerini açıkça gösterir.
2- Eller dizde: Kişi stres altında ve
gergindir. Sakinleşmek için ellerini
dizlerinin üzerine sabitler.
3- Bacakları sandalyenin ayaklarına
dolamak: Aniden bu hareketi yapmak korku, kaygı ya da gerginliğin
işaretidir.
1- Baş parmaklar havada: Bu pozitif
düşünceleri gösterir. Negatif
düşüncelerin hakim olduğu esnada
parmaklar aşağı doğru bükülür.
2- Parmakları açarak birleştirmek:
Parmaklar gergin bir biçimde öne
doğru uzanmış ve uçları diğer elin
parmak uçlarına dokunuyorsa bu
özgüvenin ve bağımsızlığın göstergesidir.
3- Elleri sıkmak: Ellerini sıkan kimse
çok heyecanlı ya da streslidir.
YÜZ VE EL
1- Boyna dokunma: İnsanlar duygusal bir rahatsızlık, şüphe ve belirsizlik durumunda farkında olmadan
sık sık boynuna dokunur.
2- Gözleri kapamak: Kötü bir haber
ya da tecrübe durumunda genellikle
gözlerimizi saklanmak için kapatırız.
3- Boynunu sıvazlamak: Boyun
altındaki sinirler kalp ritmini
yavaşlatmaya yardımcı olur. Böylece
stresten kurtulunmaya çalışılır.
DURUŞLAR
İLETİŞİM
1- Bacaklar çarpı şeklinde: Bu
şekildeki bir kişi kendini rahat hissetmektedir, yaklaştığınızda bundan
mutlu olur.
2- Kollar bağlı: Bu kişi savunma
durumundadır ve streslidir.
Karşısındaki kişiyle konuşmaya
kapalı olduğunu gösterir.
3- Ayaklar farklı yöne doğru: Sizinle
konuşuyor ama ayakları farklı yöne
bakıyorsa bu başka bir yere gitmek
istediğini gösterir.
1- Geriye doğru eğilmek: İnsanlar
genellikle birbirleriyle fikir ayrılığına
düştüğünde ya da birbirinden
hoşlanmadığında bunu yaparlar.
2- Yarı dönmüş pozisyon: Sizinle
konuşan kişinin bir ayağı başka
tarafa dönükse aslında az önce
söylediği şeyden başka bir şey
düşünüyor ya da istiyordur.
3- Bacaklar çapraz: Bir konuşma
sırasında iki kişi de ayaklarını
çapraz yapmışsa birbirlerinden
hoşlanmışlardır ve kendilerini iyi
hissediyorlardır.
1- Dudakları içeri kıvırmak: Dudaklar görünmeyecek şekilde içeri
bükülmüşse kişi çok streslidir ve
özgüveni azdır.
2-Yanakları şişirmek: Stresten kurtulmak ve sakinleşmek için derin
nefes alınır. Genellikle kötü bir
mesajdan sonra bu olur.
3- Baş eğik: Eğik bir baş ve açık bir
yüz karşısındaki kişiyi sevdiğini gösterir, yüzü tamamen açıksa heveslidir.
MİMİK
Kılıçdaroğlu dönemine kıyasla
SSK açığı yüzde 1 milyon arttı
Başbakan Erdoğan’ın, Kemal Kılıçdaroğlu
dönemindeki SSK açıklarıyla ilgili iddiaları
fos çıktı. Kılıçdaroğlu’nun Genel Müdürlük
yaptığı dönemde 19 milyon TL olan SSK
açığı 2010 yılında 25 milyar 600 milyon
liraya ulaştı.
İNANILMAZ ARTIŞ
Kılıçdaroğlu’nun genel müdürlük dönemi
ile ilgili olarak “bozuk plak gibi” ikide bir
tekrarlanan SSK açığı, AKP döneminde
inanılmaz bir tırmanışa geçti.
Kılıçdaroğlu’nun SSK Genel Müdürü
olduğu 1992 yılında 2 milyon 600 bin TL
olan SSK açığı, 2010 yılında 25 milyar
600 milyon TL’ye fırladı. Başka bir
anlatımla yüzde 1 milyon oranında arttı.
BÜTÇE TRANSFERİ DE
YÜZDE 291 BİN ARTTI
Kılıçdaroğlu’nun görev yaptığı 1992 ve
1993 yıllarında SSK’ya bütçeden para
desteği yapılmadı. 1994’te ise bütçeden
14 milyon lira para aktarması yapıldı.
2010 yılında bütçeden yapılan para transferleri 1994 yılına göre yüzde 39.774
oranında arttı.
REEL OLARAK DA ARTTI
Bazıları, 1992 rakamları ile 2010
rakamlarının enflasyon olgusu göz önüne
alınmadan kıyaslanmasında;
“Reel artış nedir? Yani reel olarak arttı
mı artmadı mı?” diye sorgulayabilirler.
Onun da yanıtını verelim. Kılıçdaroğlu
dönemindeki “sembolik” diyebileceğimiz
SSK açığı, o günden bu yana özellikle
AKP döneminde;
- Milli gelire oranı bakımından
- Enflasyondan arındırılmış rakamlar
bakımından reel olarak, çok ciddi
oranlarda arttı.
SSK açığı ve bir örnek
- 1992 yılında 2.6 milyon TL olan SSK
açığı vardı.
- 2010 yılında 25 milyar 593 milyon TL
SSK açığı var. Asıl açık yani açığın
babası bu..
- 25.6 milyar TL’yi geriye dönük olarak
1992 rakamlarına göre güncellediğimizde
58.5 milyon TL oluyor.
Başka bir anlatımla SSK açığı reel olarak
yaklaşık 23 kat artmış oluyor.
(25.05.2011 Tarihli Sözcü Gazetesi’nden Alıntıdır)
17
ATAKÖY’DE SİTE YÖNETMEK
“Site Yönetimi olarak gelen talep ve istekleri değerlendirmek zorundayız.
Çünkü site sakinleri bizim patronumuzdur.”
Ataköy’deki
sitelerin ortak
özelliği nüfus
yoğunluğu
bakımından
kalabalık
olmaları. Bazı
siteler
barındırdıkları
nüfus ile
Anadolu’daki bazı
kasabalarla
yarışır hatta
onları geçmiş
durumda.
Bu sitelerin gizli kahramanları ise şüphesiz site
yönetimleri. Sitelerdeki her türlü işlemler onlardan
sorulur. Elektrik kesilince site yönetimi aranır, sular
kesilince site yönetimleri aranır. Bu zor ve bir o
kadar da yorucu olan görevi 20 yıldır başarıyla ifa
eden Turkuaz Sitesi Yönetimi İdari Müdürü
Gülengün Atakan ve Teknik Müdür Rafet Doğan ile
nüfus yoğunluğu bakımından Anadolu’daki bir
kasaba kadar olan sitelerin yönetilmesi konusunda
konuştuk.
20 yıldır Turkuaz Sitesi’nde İdari Müdürlük yapan
Gülengül Atakan, 660 daireli Turkuaz Sitesi’nde
bir nevi halkla ilişkiler görevi yürüttüklerini
belirterek, “Bu işi severek yapmanız gerekir.
Çünkü 660 dairelik bir siteyiz. Ve çok çeşitli insan
var. Kumaşınız eğer insan ise çeşitlemeler, bizim
ve onların istekleri bitmez. Ama senelerin getirdiği
tecrübe ile artık bir el melekesi gibi oldu. Yıllardır
bu işi yaptığımız için artık gelen insanı tanıyoruz
ve ona karşı nasıl davranılması gerektiğini biliyoruz” dedi.
Site sakinleri tarafından gelen istek ve taleplerin
değişkenlik gösterdiğini belirten Atakan,
“Bazı insanlar çok titiz oluyor, temizlikten şikayetçi
oluyor. Bazıları ise güvenliğe önem veriyor.
Bazılarının ise komşularından şikayetleri olur. Ama
genellikle site sakinlerimiz yönetimimizden memnundur. Zaten gelen talep ve istekleri
değerlendirmek zorundayız. Çünkü site sakinleri
bizim patronumuzdur” diye konuştu.
Site yönetimi ve çalışma şekli hakkında da bilgi
veren Gülengün Atakan, İdari Grup olarak 2 kişi
olduklarını, bunun haricinde 9 kapı görevlisi, 7
güvenlik elamanı ve 2 bahçıvanları bulunduğunu
belirterek, çalışma saatlerinin de sabah 09:0017:00 arası olduğunu ve 15 günde birde cumartesi
günleri çalıştıklarını söyledi.
20 yıldır İdari Müdür Gülengül Atakan ile birlikte
Teknik Müdür olarak görev yapan Rafet Doğan da
sitenin teknik işlerine baktığını belirterek, “Isı
merkezi, asansörler, haberleşme sistemleri, kapalı
otopark ve açık otoparkta bizim görüntü sistemimiz
var. Bu teknik işleri biz yürütüyoruz. Her sene
genel bakım olur. Bu bakımları yürütürüz.
Önümüzdeki sene ne tür projeler olacak onları
planlarız. Senelik yapılacak işleri belirleriz. Bunlar
genel kurulda görüşülür. Site sakinleri
onaylarlarsa o işler yapılır. Binalar 20 yıllık olduğu
için her sene proje yapılır. Bu sene görüntülü
haberleşme sistemlerini yapıyoruz” dedi.
Turkuaz Sitesi gibi nüfus yoğunluğu fazla olan
sitelerin tahammülsüz olduğunu ifade eden
Doğan, “660 dairelik büyük bir siteyiz. Bu sitelerin
bir arızaya, suyun kesilmesine, ısı sistemlerinin
çalışmamasına tahammülü yoktur. Onun için bu
işlemleri iyi takip etmeniz ve işleyişi aksatmamanız
gerekir. Ayrıca kış sezonu hazırlıklarını yaz sezonunda planlayarak kışa hazır hale getirmeli, aynı
şekilde yazın yapılacak işleri de kışın önceden
hazırlamanız gerekmektedir” diye konuştu.
Turkuaz Sitesi İdari Müdürü Gülengün Atakan ve
Teknik Müdür Rafet Doğan ayrıca, site sakinlerinin
kaynaşmasını ve dayanışmasını sağlayacak bir
takım etkinliklerde yaptıklarını, özellikle yaz
sezonunda çeşitli piknikler ve özel günler düzenlediklerini de belirttiler.
“Ataköy gerek mimarisi gerekse altyapısı ile 1957’lerden beri
Türkiye’nin en büyük şehircilik planı”
ATAKÖY EMLAK PİYASASI BAKIMINDAN BOĞAZ’LA YARIŞIYOR
18 yıldır Ataköy’de
emlakçılık yapan 4.
Kısım Çarşı esnafı
Ataköy Emlak’ın
sahibi Erdal
Tanrısever ile
Ataköy’deki emlak
durumu hakkında
konuştuk.
Tanrısever,
Ataköy’deki emlak
piyasasının son 2
yıldır ve özellikle
de son 5 aydır
hareketlendiğini belirtti. Erdal Tanrısever, 12 Haziran genel seçimlerinden sonra var olan
hareketlenmenin daha da artmasını beklediklerini
söyledi.
Sayın Tanrısever, Ataköy’deki emlak durumu
hakkında bilgi verir misiniz?
Son 2 yıldır ve özellikle de son 5 aydır Ataköy’de
genelde bir hareketlilik var. 1999 depreminden
sonra fiyatlar ciddi oranda aşağıya doğru inmişti.
Onun akabinde 2001 ve 2009 krizlerinde bir
duraklama oldu. Ama 2009 yılından sonra ve özellikle de 2010’un ikinci yarısından itibaren
Ataköy’de emlak durumu gayet iyi durumda.
Ataköy’de şu anda satıcı yok. Kiralıklar normal
seyrinde devam ediyor. Diyebilirim ki, şu an
Ataköy’de emlak piyasası en yüksek seviyede.
Emlak kredileri, konut kredileri de bu yükselmenin
sebepleri arasında gösterilebilir. Şu anda talep çok
ama satıcıyı görmemiz lazım. Seçimden sonra
satışlar daha havaya kalkar. Yüzde 15 daha prim
yapar görüşü var. İstenilen fiyatlar, bugün ara
daire 300 bin TL piyasası varken 350 bin TL’ye
çıktı.
Ataköy’de konut almak isteyen müşterilerin size
sıkça sordukları sorular nelerdir?
Ataköy’ün genel bilgisi müşterilerde zaten var.
Genellikle konutların kullanım şekli, kaç yıllık
oldukları, depremde zarar görüp görmediklerini
soruyorlar. Ayrıca iç maliyetlerini, asansörlü mü,
jeneratörlü mü, güvenlik durumu ne, otopark
durumu ne bu tip soruları soruyorlar.
Ataköy’ün İstanbul’un diğer semtlerine göre
avantajı nelerdir? Ve Ataköy sıralamaya koyarsak
İstanbul’da emlak durumu bakımından kaçıncı
sırada yer alıyor?
Ataköy İstanbul’da Boğaz’dan sonra en
çok ilgi gösterilen yer olarak söyleniyor.
Karşı tarafta da Kadıköy Bağdat Caddesi
var. Bu Yaka’da ise Ataköy, Yeşilköy ve
Yeşilyurt var. Ataköy, emlak durumu
bakımından Bakırköy’de, Yeşilköy ve
Yeşilyurt’tan sonra 3. sırada yer alıyor.
Ondan sonra Florya geliyor. Ataköy’de
Emlak Bankası evleri olduğu içi insanlar
daha çok teveccüh gösteriyorlar. Bir de
Bakırköy’e yakınlığı Ataköy’ü değerli
kılıyor. Florya’da yer alsa dolmuş kullanacak ya da araba kullanacak. Ama
Ataköy’den yürüyerek Bakırköy’e çok rahat
çıkabilir.
Peki Ataköy’de konut fiyatlarının taban ve tavan
aralığı nedir?
En düşük 2 oda 1 salon 265 bin TL’ye bulunabilir.
Aynı daire 330 bin TL’ye de var. Tabi kat farkından
dolayı yaklaşık bir 60 bin TL civarında oynuyor. 2
odanın en yüksek olduğu yer 7-8 mahallede özellikle Palmiye Sitesi’nin dairelerini gösterebiliriz.
Tavan fiyatlar ise çok değişkenlik göstermekte.
Ataköy’den konut almak isteyenlere ne tavsiyelerde bulunursunuz?
Bizim bu bölgede çalışan emlakçılar olarak
belirlediğimiz bir parolamız var. “Başka Ataköy
yok” diyoruz. Zaten Ataköy’ü tavsiye etmenin bir
gereği yok. Çünkü Ataköy için gerek mimarisi
gerekse altyapısı ile 1957’lerden beri Türkiye’nin
en büyük şehircilik planı diyebilirim.
Arzu BERATOĞLU - Yavuz ARPACIK
18
“KASAPLARDA SATILAN ETLER DAHA TAZE”
Ataköy 5. Kısım Çarşı’nda 8 yıldır kasaplık yapan
Kemal Karacan ile sektör hakkında konuştuk.
Et’çi Kasap Dükkanı’nda çalışan Kemal Karacan,
özellikle yaz sezonunun gelmesi ve okulların
kapanması ile birlikte işlerinin yüzde 60
oranında düştüğünü söyledi.
Genel olarak yaz sezonunda insanların piknik ve
diğer etkinliklerde bulunduğu için kasapların
işlerinde artış olduğu kanısı olduğunu vurgulayan Karacan, “Bu kanı Ataköy için geçerli
değil. Çünkü bu bölgedeki insanlar ekonomik
güçleri yerinde olduğu için yazın tatile çıkıyorlar.
Özellikle okulların kapanması ile de mevcut
işimiz %60 oranında düşmekte.
Yurtdışından ithal et kullanımının
yaygınlaşmasına da değinen Karacan, “Biz
bu dönemde hiçbir zaman ithal et
kullanmadık. Yerli et kullandığımız için
fiyatlarımızda değişiklik olmadı.
İthal et kullanan marketler ve diğer et ve et
ürünü satan yerlerden en büyük farkımız bu
diyebiliriz. Fiyat olarak arada 10 lira fark
var. Ayrıca kasaplarda bulunan etlerin daha
taze olduğunu da söylemeliyiz” diye
konuştu.
Yaz sezonunun gelmesi ile birlikte tavuk
fiyatlarında yükselme olduğunu ifade eden
Karacan, genel olarak kasap sektörüne
bakıldığı zaman durumun kötü olduğunu
söyledi.
PINAR KUMSAL
NURİ BİLGE CEYLAN…
(Yavuz ARPACIK)
HASTANE BAHÇESİNE KAYITLI 200 SEÇMEN ÇIKTI!..
12 Haziran Genel Seçimleri’ne kısa bir süre kala,
seçim kurulları ve muhtarlıklarda yoğun
çalışmalar devam ederken ilginç olaylar da
yaşanıyor.
Bu olaylardan birisi de
Bakırköy’de yaşandı.
Zuhuratbaba Mahallesi’nde bulunan Prof. Dr.
Mazhar Osman Ruh ve
Sinir Hastalıkları Eğitim ve
Araştırma Hastanesi’nin
bahçesine kayıtlı 200
seçmen çıktı.
Mahalle Muhtarı Ünal
Erol, bu duruma bir
anlam veremediğini ve
hastane bahçesine kayıtlı
200 seçmen
kağıdının
seçim kurulundan kendilerine
geldiğini
söyledi.
Erol, gelen
seçmen
kağıtlarının
adres
bölümünde “Zuhuratbaba Mahallesi, Demirkapı
Caddesi, No:13” yazdığını belirterek, “Bu adresi
içeren 200 tane seçmen kağıdı bize geldi. 200
seçmen kağıdında da adres aynı. Daire
numaraları boş. Bu adres
Bakırköy Ruh ve Sinir
Hastalıkları Hastenesi’nin
adresi. 39 yıldır muhtarlık
yapıyorum fakat seçmen
kağıtlarında ismi geçen
vatandaşların hiçbirini
tanımıyorum” dedi. Erol
hastane personeline ait
seçmen kağıtlarının da
muhtarlığına geldiğini ve
onların büyük bölümünü
dağıttıklarını ifade ederek,
hastane
bahçesine
kayıtlı 200
seçmen kağıdı
karşısında ise
şaşırıp
kaldıklarını
söyledi.
(Yavuz ARPACIK)
DEMOKRAT PARTİ GENEL BAŞKANI ZEYBEK
BAKIRKÖY’DE PARTİLİLERE SESLENDİ
Demokrat Parti Genel
Başkanı Namık Kemal
Zeybek, Bakırköy İncirli’de
bulunan Demokrat Parti
3. Bölge Ar-Ge Seçim
Koordinasyon Merkezi’ni
ziyaret etti.
Ziyareti sırasında
Zeybek’e, İstanbul 3.
Bölge Milletvekili adayları
da eşlik etti. Zeybek,
seçim koordinasyon
merkezinde yaptığı
konuşmada, hedeflerinin
yüzde 10’luk seçim
barajını aşmak olduğunu
söyledi.
Koza, Kasaba, Mayıs Sıkıntısı, İklimler, Üç Maymun, Uzak ve son filmi Bir Zamanlar Anadoluda. Bol ödüllü bir yönetmen. Ama herkesin
yakından bildiği, en iyi yönetmen ödülünü Üç
Maymun ve yine bu sene son filmi ile büyük
jüri ödülünü kaptı. Üç Maymun filminin
ödülünü aldıktan sonra yaptığı konuşmada,
“Bu ödülü birisine adamak istiyorum. Tutkuyla
sevdiğim, yalnız ve güzel ülkeme.” demişti. Ve
sana sonsuz teşekkürler Nuri Bilge Ceylan.
Nuri Bİlge Ceylan’ın yönettiği filmlerin
görselliği, kurgusu beni olağanüstü etkiliyor.
İklimler dışında, tüm filmlerinin kurgu dahil,
görselliğini kendisinin yaptığını ve uzun
metrajlı filmlerini kısa metrajlı film maliyetinde
çektiğini düşünecek olursak ayakta
alkışlanması gereken yönetmen olduğunu
düşünüyorum. Hele ki yazan biri olarak
kurgunun, zorluğunu yakından biliyorum.
Bir sanatçı için, görsel olsun veya yazın olarak
olsun sonuca gelene kadar bir doğum süreci
gibidir üretmek. Resmen bir bebek büyür
içinizde. Benim iki yıldır büyüttüğüm gibi.
Bahar geldi, kuşlar cıvıldaşmakta, çiçekler
tomurcuklar açtı, hatta rengarenk her yer,
etrafımda bir sürü sesler ama kapalıyım.
Çünkü ben iki yılın sonunda biten ve son kontrollerimi yaptığım romanımı doğurmak
üzereyim. Romanın öyküsü, mis gibi
portakalımı yerken başladı. Ve hikayenin
örgüsünü 1920’den günümüze kadar nasıl
kurgulayıp getirdim diye soranlara, tek cevabım
var; sizler bir ağaca bakarken ağaç diye
bakıyorsunuz bense ağacın ilk tohumlarının
nasıl atıldığından, büyüme evresine ve
çevresine kazandırdığı güzelliğe dair öyküler
yazıyorum.
En zor aşama, ürettiğinizi sunarken,
kurguladıklarınızın vermek istediğiniz mesaj ile
doğru orantılı olması ve okuyucunuza,
seyircinize bunu kolay aktarabilmeniz.
Anlatmak istediğinizi, anlatabilmeniz. Bütün bu
aşamalarda, hayatınızda sorunlar
dalgalanırken, yine de üretebilmek. Üretirken,
içinizde büyüyen bebeğinizin, bir an önce
doğup, yürümesini, koşmasını görüp, en geniş
kitlelere ulaşabilmek.
Bütün bu aşamaların ne demek olduğunu bilen
biri olarak, bütün bu zorluklar içinde ülkemize
sanatıyla yeniden başarı sunduğu için, Nuri
Bilge Ceylan’a bir kere daha sonsuz
teşekkürler. Bu ülkeden nice Nuri Bilge
Ceylanlar yetişmesi dileği ile.
SON SÖZ: Bu satırları yazarken, bebeğimi teslim etmeme son üç gün. Çok heyecanlı. Tüm bu
süreçte, yanımda duran, bana inanan, güvenen
desteğini esirgemeyen ve üretirken sinirli
olduğum, huysuz olduğum, her anıma katlanan
herkese teşekkür ederim.
19
BİR MÜZİK SEVDALISI UDİ ALİ SAVAŞKAN
yapıyorsunuz? Kaç öğrenciniz var. Sanat
Müziğine ilgi nasıl?
giderken Ercüment Batanay kolumdan yakaladı
“hayır sen de çalacaksın” dedi. Ben o zaman 22
yaşındaydım. O an çok mutlu olmuştum. Öylece
bir sahne hayatımız oldu. Ve 60 yıl boyunca
devam etti.
Sanat müziğinde en çok beğendiğiniz isimler
kimler?
En çok beğendiğim bestekar Bimen Şen. Babamda
çok severdi. Hep Bimen Şen’in şarkılarını çalar ve
dinlerdik. En beğendiğim udiler,
Selahattin Altınbaş, Baki Duyar, Selahattin Erköse’dir. Ben udu eski tarzda
çalanları daha çok seviyorum.
Burada hem batı musikisi hemde Türk musikisi icra
ediliyor ve öğretiliyor. Bakırköy Musiki Vakfı en az
devlet okulu, konservatuarı kadar saygın. Öğretim
çok güzel. Hocaların hepsi çok iyi müzisyenler.
Çoğu da konservatuar mezunu. Diyebilirim ki,
Türkiye’deki musiki derneklerinden en iyisi burası.
Ben buranın içinde olduğum için bunu
söylemiyorum. Batı Musikisi ve Türk Musikisi olmak
üzere 250 öğrencim var.
Peki gençlerden sevdiğiniz isimler
var mı?
1947 yılında babası Sadık Savaşkan kendisine bir
ud hediye eder. Böylece hiç kimseden ders
almadan kendi kendine azimle çalışarak ud
çalmayı öğrenir. Sahnede 60 yılını deviren ve bu
zaman zarfı içinde yüzlerce genci eğiterek Türk
Musikisi’ne kazandıran Bakırköy Musiki
Konservatuarı Vakfı hocalarından Udi Ali Savaşkan
ile Türk Sanat Müziği’nin dünü bugünü ve kendi
müzik yaşamına dair sohbet ettik.
Sahne yaşamı boyunca birçok anısı olan Ali
Savaşkan, unutamadığı en önemli sahne
deneyimini, 1950 yılında Lütfi Güneri,
Hamiyet Yüceses, Ercüment Batanay
gibi usta sanatçılar ile birlikte sahne
aldığı konserde kendilerine udu ile
eşlik ederek yaşadığını söylüyor.
Savaşkan, sanat müziğinin eski günlerine döneceği konusunda ise
umudunu yitirmiş. Sanat müziği
yapmanın zor olduğunu ve insanların
bu nedenle kolayı seçtiğini, günümüz
popüler müziğini icra edenlere ise bir
anlam veremediğini belirtiyor.
Maalesef yok. Çünkü şimdiki nesil
udu gitar gibi çalıyor. Ben bunu
sevmiyorum. Ben udun ud gibi çok
ağır, sakin çalınmasından yanayım.
Bahsettiğim insanlarda öyle çalıyor,
o yüzden onları seviyorum.
Son yıllarda sanat müziğinin
pop sanatçıları tarafından
söylenmesi hakkında
görüşleriniz nelerdir?
Ben şu anda icra edilen müzikten
hiçbir şey anlamıyorum. Hiç
sevmiyorum. Bence harcanan zaman boşa
Öğrencilerinizin
içinde ben udumu buna teslim
ederim diyebildiğiniz kişiler var
mı?
15-20 sene ud hocalığı yaptım.
Yetiştirdiğim çok iyi udiler var. Bunun
dışında çok iyi yetiştirdiğim solist talebeler var. Hangi gazinoya gitsem
sahneden birisi hocam diye bağırıyor.
Şaşırıyorum kimsin diye soruyorum.
Senden ders aldım, diyor. Hakikaten
çok sayıda talebe yetiştirmişim bunu
gazinolara gezmeye gittiğim zaman
daha iyi anlıyorum.
Ud çalmaya ne zaman
başladınız?
1947’de başladım. Hiç kimseden ders
almadım. Kendi başıma öğrendim. Bu
işe başlayalı 60 seneyi geçti. Uda
merakım babam sayesinde oldu.
Babamla birlikte fasılları dinlerdim.
Bir gün ud sesi duydum. O zaman
çocuğum tabi bilmiyorum ud sesi olduğunu.
Sordum ud olduğunu öğrendim. Ve orada başladı
merakım.
Başka enstrüman çalıyor musunuz peki?
Başka hiçbir enstrüman çalmaya merakım olmadı.
Ben çok enstrüman çalanın bu işi başaracağına
inanmıyorum. İnsan kendisini bir dalda
geliştirmeli, bir
enstrüman çalmalı.
Çünkü her sazın icrası
çok farklı. Bunu intibak
etmek çok zor. Başka
sazları hiç merak
etmedim.
60 yıllık sahne
hayatınızda bir çok
anınız olmuştur. Ama
sizi en çok etkileyen
unutmadığınız anınız
hangisi?
1950 senesinde bir
askeri mahfelde sünnet
düğünü vardı. Orada
müzik icra ediyorduk
meğer programda
Hamiyet Yüceses, Lütfi
Güneri, Ercüment
Batanay varmış. Sahne
onlarınmış. Bizde kalkmış
Son olarak bugünkü gençlere ne
mesaj vermek istersiniz?
gidiyor. Şu anda izah edilen müziği dinlemektense
Klasik Batı Müziği dinlenilmesinin daha faydalı
olacağını düşünüyorum. İçlerinde çok istisnalar var
ama çoğunluğunu beğenmiyorum.
Sanat müziğinin şu anki durumunu nasıl
görüyorsunuz?
Ben eski parlaklığına
döneceğine kesinlikle
inanmıyorum. Çünkü dünya
çok değişiyor. Teknolojik
hadiseler bizim müzik
şeklimize ters geliyor. Türk
Sanat Müziği icra etmek zor.
O yüzden herkes işin kolayını
seçiyor. Ben tekrar
canlanacağından şüpheliyim.
Ama bu işi yürütmeye çalışan
dernekler var, konservatuarlar var. Onlar elinden geleni
yapıyorlar.
Beğendiniz bir solist var
mı?
Yok. Solistleri seçmiyorum.
Hepsinin farklı yorumları var,
hepsi de dinleniyor. Çoğunu
zevkle dinliyorum.
Bakırköy Musiki
Konservatuarı Vakfı’nda ud
ve nazariyat eğitmenliği
Sanat değeri olmayan müzik hiç
yapmasınlar bence. Abuk sabuk
şeyleri yapmaktansa yapmamak daha
iyidir. Eğer müzik yapacaklarsa, kariyerli
müzik yapsınlar. Ben bunun dışında yapılan
müzikleri dinlemiyorum, anlamıyorum ve ayrıca
niye anlamadığıma da şaşırıyorum.
ALİ SAVAŞKAN
1931 yılında Giresun’da dünyaya gelen
Savaşkan, İlköğrenimini Giresun’da tamamladı.
1950 yılında Yapı Endüstrisi’ni bitirdi, aynı yıl
Silahlı Kuvvetlere intisab etti. 22 yıllık hizmeti
süresince yurdumuzun birçok şehrinde görev
yaptı. 1971 yılında emekli oldu. İlk sahne deneyimini 1950 yılında Lütfi Güneri, Hamiyet Yüceses,
Ercüment Batanay gibi sanatçıların sahne aldığı
konserde kendilerine eşlik ederek yaşadı.
Müzik çalışmalarına 1985 yılından itibaren
kesintisiz olarak Bakırköy Musiki Derneği’nde
daha sonra 1999 yılından itibaren de Bakırköy
Musiki Vakfı’nda devam etti. Bu kurumların
kurucuları arasında bulundu ayrıca yönetim
kurulu başkan yardımcılığı ve yönetim kurulu
üyeliği yaptı.
Evli ve üç çocuk babası olan Ali Savaşkan, yurt
içinde ve yurt dışında yüzlerce konsere udu ile
eşlik etti. Halen Bakırköy Musiki Vakfı’nda ud ve
nazariyat öğretim görevlisi olarak çalışmalarına
devam etmektedir.
Yazı ve Fotoğraflar; YAVUZ ARPACIK
20
Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen:
GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE
SEÇİMLER
Sevgili okurlar…
Malumunuz son günlerde en güncel
konularımız, Fenerbahçe’nin şampiyonluğu ve
12 Haziran genel seçimleri. Ben koyu bir
Galatasaraylı olduğumdan FB’nin
şampiyonluğunu yazmak yerine seçimlerin
geçmişini incelemeye ve sizleri bu konuda bilgilendirmeye karar verdim.
Seçimler her dönem Türkiye için çok önemli
olmuştur. Parlementer mücadeleye uzak
olduklarını belirtenler bile, seçimleri burjuvazinin kendi yasalarına en fazla uymak
zorunda kaldığı dönemler olarak
nitelendirmişlerdir.
İkinci Dünya Savaşı’nın bitmesine dek
Türkiye Cumhuriyeti, tek partinin hakimiyeti
altında demokratik yaşama devam etti.
Savaşın ertesinde değişen dünya dengelerinin
Türkiye’ye yansıması pek uzun sürmedi.
21 Temmuz 1946’da yapılan seçim, Türkiye
Cumhuriyeti tarihinin, ilk çok partili seçimi
oldu.
İsmet İnönü’nün başbakanlığında CHP birinci
parti olarak iktidarı elinde tuttu. 1950 seçimlerinde Demokrat Parti %55 oy oranıyla birinci parti seçildi ve başbakanlık koltuğuna Celal
Bayar oturdu.1954’de Demokrat Parti yine
%57 lik bir oranla birinci partiydi ve bu kez
başbakan Adnan Menderes’di. 27 Mayıs
1960’da ihtilal oldu. Demokrat Parti hükümeti
görevden alındı. 15 Ekim 1961 yılına kadar
Milli Birlik Komitesi’nin iktidarda olduğu DeFakto dönemi yaşandı.
27 Mayıs İhtilali sonrasında Cumhurbaşkanı
Celal Bayar, Başbakan Adnan Menderes ve
bazı bakanlar yakalanarak Yassıada’da yargı
önüne çıkarıldılar. Sivil ve askerlerden oluşan
mahkemede yargılanan siyasiler; vatana
ihanet, kamu fonlarının kötüye kullanımı ve
anayasaya karşı gelmekle suçlanıyorlardı.
Dava Başbakan Adnan Menderes, Dışişleri
Bakanı Fatih Rüştü Zorlu ve Maliye Bakanı
Hasan Polatkan’ın 16 Eylül 1961 günü idam
edilmesiyle sonuçlandı. Türkiye yıllarca bu
ayıpla yaşadı.
1965 yılında ilk kez sosyalistler mecliste
temsil hakkı bulabildi. Türkiye İşçi Partisi (TİP)
meclise 15 milletvekili gönderdi. Bu durum,
hem o dönem için ülke çapında bir devrim
gibi karşılanan bir sonuca yol açmış hem de
CHP’nin despotik ve devrimci geleneğinden
kısmen uzaklaşıp “ortanın solu” politikasını
hayata geçirmesini sağlamıştı. Baraj
uygulamasının bulunmadığı bu sitem
değiştirildikten sonra, 1969 seçimlerinde TİP
aynı oranda oy almasına rağmen meclise
ancak iki milletvekili gönderebildi.
1973 ve 1977 seçimlerinde solun pek varlık
gösteremediği söylenebilir. Solun yığınsal ve
legal sosyalist partisi TİP’in 65 ve 69 seçimlerine girmesinden sonra 12 Mart cuntası TİP’i
kapattı. Yöneticilerinin çoğu tutuklanarak
yargılandı. Bu nedenle TİP 1973 seçimlerine
giremedi. 1974 yılında Ecevit döneminde
çıkarılan af yasasından sonra, legal parti
kurma çalışmaları tekrar başladı.
1980 öncesinin siyasal mücadelesi büyük
ölçüde illegal partilerin etkinliği altında
yürütülüyordu. 1980 darbesinden sonra
yapılan ilk seçimler, cundanın güdümü
altında yapıldı ve seçimlere sadece generallerden onay alan partilerin girmesine izin
verildi. Cunda döneminin ekonomisini elinde
tutan ve 24 Ocak kararlarını uygulayan
Turgut Özal başkanlığında Anavatan Partisi
83 seçimlerinden birinci parti olarak çıktı. 87
yılında da erken seçim yapıldı ve ANAP yine
birinci parti oldu. 87 seçimleri hem
Demirel’in, hem Türkeş ve Erbakan’ın, hem
de Baykal’ın yasaklarının sona erip, 80
sonrası girdikleri ilk seçim oldu.
1991 de Demirel “Darbeleri aşan adam”
cilasıyla solcuların bile gözünü kör etmeyi
“KENT MÜZESİ EN BÜYÜK HAYALLERİMDEN BİRİSİYDİ”
başarmış ve seçimlerden birinci parti
olarak çıkmıştır.
Demirel seçimlerden
sonra SHP ile
koalisyon yaptı.
Özal’ın
Cumhurbaşkanlığı
süresi dolmadan
rahmetli olması
sebebiyle de,
Demirel 1993’de
Cumhurbaşkanı oldu
ve koltuğunu, ekonomi profesörü ilk kadın
başbakan Tansu Çiller’e bıraktı.
1995 seçimlerinde şeriatçı parti olan Refah
Partisi birinci parti oldu. CHP ise ancak barajı
aşabildi. 91 seçimlerinde güçlenen MHP de oy
kaybederek parlementoya giremedi. 95
seçimleri sonrası önce Anavatan Partisi ve
Doğruyol Partisi 53. Hükümet’i kurdular,
ancak bu hükümet yalnızca üç ay sürdü.
Sonrasında Refahyol Hükümeti kuruldu. İlk iki
yıl Necmettin Erbakan, sonra ki iki yıl Tansu
Çiller’in Başbakanlık yapması öngörüldü.
Fakat 28 Şubat 1997’de Yargıtay Cumhuriyet
Başsavcılığı (Vural Savaş), Refah Partisi’nin
kapatılması için Anayasa Mahkemesi’ne dava
açtı. Dava devam ederken Erbakan istifa etti.
Hükümet son buldu. Demirel yeni hükümet
kurma görevini Mesut Yılmaz’a verdi. ANASOL-D hükümetini CHP dışardan destekledi.
Türkbank ihalesindeki yolsuzluk iddiaları
üzerine CHP desteğini geri çekti ve hükümet
aleyhine gensoru önergesi verdi. Önerge
TBMM ‘de kabul edilince, güvenoyu kalmayan
hükümet düştü. Daha sonra 4. Ecevit
Hükümeti olarak bilinen azınlık hükümeti 28
Mayıs 1999’a kadar devam etti.
18 Nisan 1999 seçimlerinden DSP birinci
parti olarak çıktı. En büyük sürprizi ise CHP
yaptı ve tarihinde ilk kez meclis dışında kaldı.
%8.7 lik oy oranıyla barajı aşamadı. Bu
durum CHP’yi unuttuğu işçi kesimine yöneltti.
Hatta parti meclisi seçimlerinde genel
başkanın önerisiyle 4 sendikacı kontenjandan
seçildi. 99 seçimlerinde DSP tek başına
hükümet kuracak çoğunluğa sahip olmadığı
için MHP ve ANAP’la koalisyon yaptı. Bu koalisyonun en önemli özelliği ise bir araya
gelmesi tahmin bile edilemeyen DSP ile
MHP’nin ilk kez bir koalisyon kurmuş
olmasıdır.
14 Ağustos 2001 tarihinde Adalet ve
Kalkınma Partisi kuruldu. Bünyesinde Milli
Selamet Partisi, Refah Partisi, Fazilet Partisi
(Milli Görüş); Anavatan Partisi, Adalet Partisi,
Doğru Yol Partisi (Merkez sağ) kökenli isimleri
barındıran bu parti, kurulduktan 15 ay sonra
3 Kasım 2002 seçimlerinde en yüksek oy
oranını alarak %35 ile Abdullah Gül
başkanlığında 58. Cumhuriyet Hükümetini
kurdu. Aldığı siyaset yasağı nedeniyle kabine
ve TBMM’de yer alamayan Recep Tayip
Erdoğan’ın bu yasağı CHP’nin de desteklediği
bir anayasa değişikliği ile aşıldı. 8 Mart 2003
de Siirt Milletvekili seçilerek, partinin genel
başkanı ve başbakan oldu. AKP 2004 yerel
seçimlerinde %41 oranında oy aldı. 2007
genel seçimlerinde %47’lik bir oy oranı ile
Türkiye tarihinde, hükümette bulunan bir
parti olarak girmiş olduğu seçimlerde oy
oranını artıran ilk parti oldu. 81 vilayetin
80’inden milletvekili çıkardı. (Tunceli hariç)
2009 yerel seçimlerinde oy yüzdesi biraz
düşse de Türkiye genelinde birinci parti olma
konumunu korudu.
12 Haziran 2011 seçimlerine çok az kaldı.
Bakalım bu kez kim şampiyon olacak. Bütün
siyasi partilere başarılar diliyor, seçimlerin
Türkiye’ye ve Türk Milleti’ne hayırlı olmasını
diliyorum.
Ferhan KILIÇ
Esen kalınız...
“BOTANİK PARK, 12-14 AY İÇİNDE BİTECEK VE
İSTANBUL’UN EN GÜZEL PARKI OLACAK’’
“BASINKÖY’DE E-5 BAĞLANTI YOLU’NU AÇARAK
VATANDAŞLARIMIZA BÜYÜK KOLAYLIK SAĞLADIK”
Bakırköy Belediyesi projelerini bir bir hayata geçiriyor. Belediye Başkanı
Ateş Ünal Erzen’in ‘’Hayalimdi’’ dediği Bakırköy Kent Müzesi Yeşilköy’de
açıldı.
Kent Müzesi’nin bulunduğu binada ayrıca bir kat sanat galerisi bir katta
sosyal tesisi olarak kullanılacak.
Geçtiğimiz aylarda yapımına başlanan İstanbul’un en büyük Botanik Park’ı
projesi ise hızlı bir şekilde ilerliyor. Botanik Park’ın 12-14 ay içinde biteceği
düşünülüyor.
Bir başka proje olan Basınköy E-5 bağlantı yolu da hizmete açıldı.
Açılışlarını Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen’in yaptığı projeler
Bakırköylüler tarafından sevinçle karşılandı.
Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen, yapımına hızlı bir şekilde
devam edilen Botanik Park, Basınköy’de açılan E-5 bağlantı yolu ve, ‘’En
büyük hayalimdi’’ dediği ve Yeşilköy’de açılan Bakırköy Kent Müzesi
hakkında gazetemize açıklamalrda bulundu.
Kent Müzesi
Müze’nin olduğu arazi yıllar
önce belediyenin arazisi çıktı.
Ama buna herkes amiyane
tabirle sulandı. Hatta etraftaki
restoranlardan burayı bize
satar mısınız diye teklifler
geldi. Biz orası için 4,5 sene
Anıtlar Kurulu ile uğraştık. En
sonunda alabildik. İnşaatı da
bitti. Çok güzel şirin bir yer
oldu. Binanın bir katı müze
katı. Onun altı sanat galerisi,
altında da sosyal tesis var.
Hatta kapısının dışına bir yere
de emekliler lokali diye yazdık.
Kent Müzesi benim bir hayalimdi. Küçükte olsa yapıyoruz.
Müzenin içinde bütün eski
Bakırköy objeleri de var.
Buradan ayrıca
vatandaşlarımıza seslenmek
istiyorum. Bakırköylü
vatandaşlarımız evlerinde
Bakırköy’ü simgeleyen ne
varsa getirsinler, müzeye bağışlasınlar. Orada yaşayan bir vatandaş not
defterini koydu. Herkesin çok sevdiği Yeşilköy Berberi’nin usturasını koyduk Galeri, ressamına ve heykeltıraşına göre değişecek. Sabah 09:00’dan
akşam 10:00’a kadar açık tutacağız Sosyal tesisin içinde kütüphanesi var.
Tavla, satranç ve gazete koyduk. İçeriye sebil koyduk. Yaşlılarımız gelsin
tavlasını, satrancını oynasın, gazete ve kitap okusun, sebilden suyunu
alsın. Kimse karışmayacak. Tepesinde dikilen garson olmayacak. Ayrıca
Bakkart’ı olanlara çay-kahve bedava olacak. Bakkart’ı koymak zorundayız
çünkü hafta sonu dışarıdan gelenlerle orada baş edemeyiz. Küçük ölçekli
bir yer. Benim hayalimdeki kent müzesini barınabilecek bir bina maalesef
bulamadık. İnşallah buluruz ve daha güzel bir müze yaparız. Ayrıca şunu da
belirtmek isterim, insan güzel bir şeyler yapıyor, bunun tadını bırakmamak
için uğraşıyorlar. İnsanlar yapılan bu güzel eserleri yaşatmak istemiyorlar.
Ben orayı 3-5 milyona satıp, belediyeye de gelir elde edebilirdim. Ama ben
burayı bu şekilde bırakacağım ve böyle devam edecek.
Botanik Park
Botanik Park, 100 bin metrekare civarında çok ciddi bir proje ve çok hızlı
bir şekilde ilerliyor Gölet’in pis olan suyu boşaltılacak ve temiz su konulacak. Hayvan barınağını da boşaltacağız. Diğer taraflarda hızlı bir hafriyat
çalışması var. Önce hafriyatı yapılacak. Toprak geldiği anda da ağaçların
dikimine başlayacağız. Sosyal İşler’e daha önceki yıllarda orada bir hizmet
binası yapmıştık. Onların taşınma sorunu var. Onlara kenarda ayrı bir prefabrik yer yapıyoruz. Oraya taşıyacağız. Büyükşehir’le olan problemlerimizi
de çözdük. Botanik Park, 12 veya 14 ay sonra bitecek. Hakikaten çok
güzel bir yer olacak. Ayrıca Fildamı’nın yanından aşağıya kadar muhteşem
bir park yapıyoruz. Fildamı’nın içini çimlendirmeye başladık. Etrafına tartan
pis yapılacak. Hem içinde insanlar spor yapabilecek, dışarıda da harika bir
park olacak.
E-5 Bağlantı Yolu
“Basınköy Karaağaç ve Çınar Sokakları’nı E-5 Karayolu’na bağlayan yolu
açtık. 220 metre uzunluğundaki yol ile Karaağaç ve Çınar Sokakları’nda
oturan Basınköylüler E-5’e dolaşmaksızın ulaşabilecekler.
Yolu açtığımız arsanın yaklaşık değeri 7-8 milyon TL. Biz bunu satıp da
burayı bozmadık. Büyükşehir’den de müsaade aldık. Ve çok güzel bir yol
açtık. Orada oturan 400-500 aile çok mutlu. Vatandaşlarımız artık
Basınköy’den ve Şenlikköy’den E-5’e çıkabiliyorlar.“
21
Özellikle son 15 yıldır teknolojinin
ilerlemesiyle ve yeni tarama
teknolojilerinin bulunmasıyla,
nörologlar insan beynindeki bir
takım etkinlik biçimlerini görebilmektedir. Dolayısıyla bilim
adamları insan beyni ve öğrenme
süreciyle ilgili daha önceki dönemlere göre çok daha fazla bilgiye
ulaşarak zekâ olgusunun tanımında
yeni bakış açıları getirmişlerdir.
Daha önceki dönemlerde bilim
adamlarının kimisi zekâyı
kalıtımsal, değişmeyen, bir olgu
olarak varsaymışlardır. Örneğin
Terman zekâyı soyut düşünce
becerisi, Wechsler ise bireyin
amaca yönelik
akılcı düşünme
kapasitesi ve
çevresiyle etkin
bir şekilde baş
edebilmesi şeklinde tanımlayarak zekânın genel
tanıma uyan, tek bir birim olduğunu
vurgulamışlardır.
Günümüz bilim adamlarının bakış açılarını da
belirleyen temel değişiklikler ise 1953 yılı
sonrasında zekânın bir bütün olarak ele
alınamayacağı, birçok yetenek ve unsurların bir
arada bulunması gerektiği görüşünün
savunulmasıyla gerçekleşmiştir. Örneğin Skinner
1953 yılında zekânın her bir unsurunun kişilik
özelliği olarak ele alınabileceğini ve zekânın
tanımının ancak davranışlar kapsamında
yapılabileceğini vurgulamıştır (Sevinç, 2003).
Zekânın değişik tanımlanması sadece kuramsal
tabanda kalmayıp beraberinde zekânın
değerlendirilmesi konusunda da görüş
ayrılıklarına neden olmuştur. Örneğin tüm dünyaca bilinen IQ (zekâ katsayısı) testleri, zekânın
ölçülebilir, değişmeyen, kalıtımsal bir olgu olduğu
görüşünün ürünüdür.
Binet’den okullarda güçlük çeken kişilerin belirlenmesine yardımcı olacak bir çalışma yapmasını
istemesi Yirminci yüzyılın başlarında Paris’ teki
eğitim bakanlığının Alfred ve bu doğrultuda
Alfred Binet’in ampirik (deneysel) bir şekilde,
gençlere sorular yönelterek eğitim sistemi
içerisinde sorunsuz ilerleyemeyecek öğrencileri
belirlemeye yönelik yaptığı bu çalışmalar, IQ testlerinin de temelini oluşturan ilk zekâ testleridir.
Daha sonra IQ testleri önce Amerika’ da daha
sonra tüm dünyada yaygınlaşıp günümüze kadar
ulaşmıştır. Bu testlerin felsefesinde insan
zekâsının nesnel olarak ölçülebileceği ve zekâ
düzeylerinin de IQ puanı olarak tek bir sayıya
indirgenebileceği görüşü yatmaktadır (Saban,
2001).
Son 20 yıldır psikoloji ve eğitim dünyasında,
insan zekâsının IQ testleriyle ölçülebileceği
görüşünün temellerini sarsan bir teori gündemi
tutmaktadır: Çoklu Zekâ Teorisi nedir ve bu
teoriyi bu kadar etkin ve çekici kılan nedenler nelerdir?
Bu teori Harvard Üniversitesi Bilim ve Eğitim
Lisansüstü Okul’u ve Boston Üniversitesi Tıp
Fakültesi Nöroloji profesörü olan Howard
Gardner tarafından “O Projesi” kapsamın da
geliştirilmiştir. Bu
teoriye göre zekâ
sekiz bölümden
oluşmaktadır.
Gardner insan
zekâsının yukarıda
da değinilen IQ
testleriyle objektif
bir şekilde
ölçülebileceği
düşüncesine
katılmamaktadır;
aksine zekânın tek
bir faktörle
çözebilme yeteneği
olarak
tanımlamaktadır.
Ortaya çıkarılan bu
ürün toplumda
değer verilen
davranışlara göre
değişik şekilde
yapılanmaktadır. Toplum içerisinde
değer verilen zekâ türleri diğer
zekâ türlerinden daha çok ve
çabuk gelişmektedir. Çünkü model
alma yoluyla, kabul gören ve
uyum gerektiren davranışlar bireyi
güdelemekte ve yönlendirmektedir
(Sevinç, 2003).
The Atlantic Monthly Dergisi’nde
yayınlanan bir makalede Gardner
(1999), çoklu zekâ çalışmasında
psikologların işlemselleştirme ve
test oluşturma ilkesinden
kaçınmakta olduğunu ve bunun
yerine çalışmaya şu soruları
sorarak başladığını söyler:
“…Ben iki soru sorarak başladım.
Evrimsel soru:
‘‘İnsan aklı /
beyni
milyonlarca yıl
içinde nasıl bir
evrim gösterir?’’ Karşılaştırma sorusu:
‘‘Dünyadaki farklı toplulukların değer vermiş ya
da vermekte olduğu farklı yetenek ve kapasiteleri
nasıl açıklayabiliriz?’’ Bu sorulardan yola çıkarak,
zekânın sekiz ölçüden oluşan bir kümeyle
donanmış olduğu ve bütün insanların en azından
sekiz zekâya sahip olduğu sonucuna vardım. Bunlar; sözel/dilsel, mantıksal/matematiksel (okullarda en çok ödüllendiren ve zekâ testleri gibi
araçlarda başarı kazanmak için çok önemli olan
türler), müziksel, görsel uzamsal, beden ve doğacı
zekâlar ile insanlar üzerinde yoğunlaşan kişiler
arası ve içsel zekâlardır”.
Aynı makalesinde Gardner, zekâ hakkında iki
tamamlayıcı sav öne sürdüğünü bunlardan birincisi, evrensel sav olarak nitelendirdiği yukarıda da
değindiğimiz, insanın sekiz zekâya- belki çok
daha fazlasına- sahip olduğu savıdır. Burada
insanoğlunu ‘akıllı hayvan’ olarak tanımlamak
yerine, bilimsel anlamda ‘homo sapien’lerin bu
sekiz zihinsel ifade biçimine sahip olan hayvanlar
olarak tanımlanması gerektiğini vurgulamaktadır.
İkinci savını ise şöyle nitelendirmektedir Gardner;
“İkinci savım bireysel farklılıklarla ilgilidir.
Kalıtımsal ve çevresel rastlantılar ve bunların
etkileşimine bağlı olarak, aramızda tam olarak
aynı oran ve karışımda bir zekâ birleşimi
sergileyen iki kişi bulunmaktadır ve zekâ profillerimiz” farklıdır. Bu olgu, eğitsel sistem açısından
zorluklar ve fırsatlar barındırmaktadır. Bu
farklılıkları yadsıyabilir ve hepimiz aynıymış gibi
davrana biliriz; tarihsel anlamda çoğu eğitsel
sistemin yapmış olduğu da budur (Gardner,
1999).
Bütün bu bilgiler doğrultusunda, yeni eğitim sisteminde bireysel öğrenmeye daha çok önem
verilmeli, eğitim programları tembellik edilmeyip
kitleleri koyunlaştırmak yerine, bireysel düşünceyi
destekleyecek şekilde hazırlanıp, sunulmalı, bu
teori üzerinden eğitim hayatımıza geçirilmelidir.
Çünkü ancak kapasitesini her anlamda ve tam
olarak kullanabilen çocuklar ileride tam
yetişkinler olacaktır…
Unutmayalım bir salkım üzüm bile tanelerden
oluşur… Biz bireyleri olmasını istediğimiz değil,
kapasiteleri doğrultusunda, olmak istedikleri gibi
teşvik etmeli ve
geleceğe
hazırlamalıyız ki, bu
da onlarda ki kapasitenin önce keşfi, sonrada performansa
evirilmesi ile
gerçekleşir ki onlarda
ülkemizin ve dünyanın
geleceğine yeni ve
çözümleyici bakış
açıları
kazandırabilsinler…
Koyun değil, kara
koyun yetiştirelim,
Korkmayalım, kurt
kapmaz.
BASINKÖY KARAAĞAÇ VE
ÇINAR SOKAKLARI E-5
BAĞLANTI YOLU AÇILDI
Bakırköy Belediyesi Fen İşleri Müdürlüğü
tarafından yaptırılan Basınköy Karaağaç ve Çınar
Sokaklarını E-5 karayoluna bağlayan yol açıldı.
Yol açılışına Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal
Esra ERDOĞAN
ZEKÂ artık ESKİ ZEKÂ değil!
Yedikule Psikiyatri:
444 80 81
Saygılarımla…
Erzen, CHP İstanbul 3. Bölge Milletvekili adayı
Oktay Ekşi ve mahalle sakinleri katıldı.
Bağlantı yolunun
açılışında konuşan
Bakırköy Belediye
Başkanı Ateş Ünal
Erzen, 220 metre
uzunluğundaki yol ile
Karaağaç ve Çınar
Sokaklarında oturan
Basınköylüler E-5’e
dolaşmaksızın
ulaşabileceklerini
belirterek, projenin
sadece yol açılması
olarak görülmemesi
gerektiğini aynı
zamanda yaptıkları
çevre düzenlemesi ve
bitkilendirme çalışması
ile çok güzel görünüme sahip bir alan
yarattıklarını söyledi.
Erzen,, mahalle sakinlerine bir de müjde vererek,
Basınköy’de yeni bir park açacaklarını ve parkın
yanına da spor aletleri koyacaklarını belirtti.
22
06 MAYIS 2011 CUMA
02 MAYIS 2011 PAZARTESİ
Ekseriyetin bulunduğu tespit edilerek birleşim
Meclis 1. Başkan Vekili Hasan Ersoy tarafından
açıldı. Ali Kenan Kır ve Coşkun Alagöz’ün izinli
sayılmasına oybirliği ile karar verildi. Gündem
okundu oybirliği ile kabul edildi. Gündem maddelerinin görüşülmesi neticesinde 1- Bakırköy
Belediyesi 2010 Mali Yılı Kesin Hesabı’na dair
dosyanın Bütçe Plan Komisyonu’na havalesinin
4 çekimser (Mehmet Emin Ertekin, yalçın Kayalı,
Ayhan Can, Ramazan Baş) oya karşın oy
çokluğuyla kabulüne, 2- Bakırköy Belediyesi
2010 Mali Yılı Muhtaç Kimselere Yardım Sandığı
Kesin Hesabı’na dair dosyanın Bütçe Plan
Komisyonu’na havalesinin 4 çekimser oya
karşın oyçokluğuyla kabulüne, 3- Bakırköy
Belediyesi 2010 Mali Yılı Taşınır Kesin
Hesabı’na dair dosyanın Bütçe Plan Komisyonu’na havalesinin 4 çekimser oya karşın
oyçokluğuyla kabulüne, 4- Park ve Bahçeler
Müdürlüğü 2012 yılı yatırım programına dair
dosyanın Bütçe Plan Komisyonu’na havalesinin
oybirliği ile kabulüne, 5- Fen İşleri Müdürlüğü
2012 yılı yatırım programına dair dosyanın
Bütçe Plan Komisyonu’na havalesinin oybirliği
ile kabulüne karar verilerek birleşim Meclis 1.
Başkan Vekili Hasan Ersoy tarafından
03.05.2011 Salı günü saat 16:00’da toplanmak
üzere kapatıldı.
03 MAYIS 2011 SALI
Ekseriyetin bulunduğu tespit edilerek birleşim,
Meclis 2. Başkan Vekili Cavit Ganiç tarafından
açıldı. Selim Malgaz ve Hasan Ersoy’un izinli
sayılmasına oybirliği ile karar verildi. Geçen
birleşime ait zabıt özeti okundu. Oybirliği ile
kabul edildi. Gündem maddelerinin
görüşülmesi neticesinde 1- Mali Hizmetler
Müdürlüğü’nün ek ödenek konulu dosyasının
Bütçe Plan Komisyonu ve Hukuk Komisyonu’na
havalesinin oybirliği ile kabulüne, 2- İnsan
Kaynakları ve eğitim Müdürlüğü’nün Çalışma
ve Görev Yönetmeliği’ne dair dosyanın Hukuk
Komisyonu’na havalesinin oybirliği ile kabulüne
karar verilerek birleşim, Meclis 2. Başkan Vekili
Cavit Ganiç tarafından 04.05.2011 Çarşamba
günü saat 16:00’da toplanmak üzere kapatıldı.
MAYIS 2011
BELEDÝYE MECLÝSÝ’NDE
NELER GÖRÜÞÜLDÜ
04 MAYIS 2011 ÇARŞAMBA
Ekseriyetin bulunduğu tespit edilerek birleşim,
Meclis 1. Başkan Vekili Hasan Ersoy tarafından
açıldı. Gelmeyen üyelerin izinli sayılmasına
oybirliği ile karar verildi. Geçen birleşime ait
zabıt özeti okundu. Oybirliği ile kabul edildi.
Gündem maddelerinin görüşülmesi neticesinde,
1- insan Kaynakları ve eğitim Müdürlüğü’nün
5393/49 sayılı yasa kapsamında tam zamanlı
sözleşmeli personele unvanlar itibarı ile
ödenecek ücretin ödenmesine dair başkanlık
teklifinin oybirliği ile kabulüne, 2- Özel Kalem
Müdürlüğü’nün ‘’Ezgilerde Biz’’ projesine dair
başkanlık teklifinin oybirliği ile kabulüne karar
verilerek birleşim, Meclis 1. Başkan Vekili
Hasan Ersoy tarafından 05.05.2011 Perşembe
günü saat 16:00’da toplanmak üzere kapatıldı.
05 MAYIS 2011 PERŞEMBE
Ekseriyetin bulunduğu tespit edilerek birleşim,
Meclis 1. Başkan Vekili Hasan Ersoy tarafından
açıldı. Servet Deniz, Bahar Sunman ve
gelmeyen üyelerin izinli sayılmasına oybirliği ile
karar verildi. Geçen birleşime ait zabıt özeti
okundu, oybirliği ile kabul edildi. Gündem
maddelerinin görüşülmesi neticesinde 1- İnsan
Kaynakları ve Eğitim Müdürlüğü’nün Bakırköy
Belediyesi Sicil Amirleri Yönetmeliği’nin 6111
sayılı kanun kapsamında yürürlükten
kaldırılmasına dair başkanlık teklifinin oybirliği
ile kabulüne, 2- Tiyatro Müdürlüğü başlıklı
sözleşmeli personelin vize dosyalarına dair
başkanlık teklifinin 4 çekimser oya karşın
oyçokluğuyla kabulüne karar verilerek birleşim,
Meclis 1. başkan vekili Hasan Ersoy tarafından
06.05.2011 Cuma günü saat 16:00’da toplanmak üzere kapatıldı.
Ekseriyetin bulunduğu tespit edilerek birleşim,
Meclis 1. Başkan Vekili Hasan Ersoy
tarafından açıldı. Bahar Sunman ve gelmeyen
üyelerin izinli sayılmasına oybirliği ile karar
verildi. Geçen birleşime ait zabıt özeti
okundu, oybirliği ile kabul edildi. Gündem
maddelerinin görüşülmesi neticesinde Özel
Kalem Müdürlüğü başlıklı belediyemizde hali
hazırda fiilen çalışmakta olan 657 sayılı
Devlet Memurları Kanunu’na tabi memurları
sosyal amaçlı ekonomik katkı payı verilmesine
dair başkanlık teklifinin oybirliği ile kabulüne
karar verildi. 2010 yılı kesin hesabı, yardım
sandığı kesin hesabı ve taşınır kesin hesabına
dair komisyon kararları daha önceden
gruplara dağıtıldığından okunmuş kabul
edilmesinin oybirliğiyle kabulüne karar
verildi. Bakırköy Belediyesi 2010 yılı kesin
hesabına dair Bütçe Plan Komisyonu raporu’nun 5 ret oya karşın oyçokluğuyla kabulüne,
Bakırköy Belediyesi 2010 Mali yılı muhtaç
kimselere yardım sandığı kesin hesabına dair
Bütçe Plan Komisyonu Raporu’nun 5 çekimser
oya karşın oyçokluğuyla kabulüne, Bakırköy
Belediyesi 2010 mali yılı taşınır kesin
hesabına dair Bütçe Plan Komisyonu Raporu’nun 5 çekimser oya karşın oyçokluğuyla kabulüne, Park ve Bahçeler Müdürlüğü 2012 yılı
yatırım programına dair Bütçe Plan komisyonu Raporu’nun 5 çekimser oya karşın
oyçokluğuyla kabulüne, Fen İşleri Müdürlüğü
2012 yılı yatırım programına dair Bütçe Plan
Komisyonu raporu’nun okunmuş olarak kabul
edilmesine karar verildi. Fen İşleri Müdürlüğü
2012 yılı yatırım programına dair Bütçe plan
komisyonu Raporu’nun 5 ret oya karşın
oyçokluğuyla kabulüne, Mali Hizmetler
Müdürlüğü’ne ait ek ödenek konulu dosyaya
dair Bütçe Plan ve Hukuk Komisyonları’nın ait
müşterek raporun oybirliği ile kabulüne karar
verilerek birleşim, Meclis 1. Başkan Vekili
Hasan Ersoy tarafından 06.06.2011 tarihinde
toplanmak üzere kapatıldı.
Meclis oturumlarýnýn tamamýný gazetemizin
www.atakoygazete.com.tr
sitesini ziyaret ederek okuyabilir ve sesli olarak dinleyebilirsiniz.
CHP İBB Meclis Üyeleri Dr. Hakkı Sağlam ve Serdar Bayraktar hazırladıkları yazılı soru önergesi
ile “İBB’nin hat kiralama ihaleleri sonucunda
ortaya çıkan yeni duruma yönelik olarak
vatandaşlarımızdan çeşitli itiraz ve şikâyetler
gelmektedir. Özellikle iki katlı ekspres seferlerin
yapıldığı hatlarda aylık akbil kullanımına son
verildiği, indirimlerin kaldırıldığı ifade edilmektedir” denilerek İBB Başkanı Kadir Topbaş’a,”
Ekspres hat ayrımı hangi kriterlere göre
yapılmaktadır? Hatlar ve ihale edilecek araç
sayıları belirlenirken hangi kriterler dikkate
alınmıştır? Halen İETT, Otobüs AŞ ve Özel Halk
Otobüsleri hangi hatlarda günlük kaç sefer
yapmaktadır? İETT Genel Müdürlüğü
tarafından en son hat kiralama ihalesi hangi
tarihte yapılmıştır? İhaleye kaç iştirakçi
katılmıştır? En yüksek 3 teklif ve katılımcıları
kimlerdir?” sorularını sordular.
İBB’NIN
hAT KİRALAMA İhALELERİ
şunlara değindi;
“İBB’nin hat kiralama ihaleleri sonucunda ortaya
çıkan yeni duruma yönelik olarak
vatandaşlarımızdan çeşitli itiraz ve şikâyetler
gelmektedir. Özellikle iki katlı ekspres seferlerin
yapıldığı hatlarda aylık akbil kullanımına son
verildiği, indirimlerin kaldırıldığı ifade edilmektedir. Bu kapsamda;
3. İhale kaç yıllık süreyi kapsamaktadır?
4. Bu ihaleyi alanlara bundan sonra yapılacak
benzeri ihalelerde herhangi bir imtiyaz veya
öncelik tanınmasına ilişkin şartname ve
sözleşmede hüküm var mıdır?
5. Ekspres hat ayrımı hangi kriterlere göre
yapılmaktadır?
6. Hatlar ve ihale edilecek araç sayıları belirlenirken hangi kriterler dikkate alınmıştır?
7. İlk uygulamalar nerede
yapılacaktır? Seçilen Pilot bölge
var mıdır?
8. Halen İETT, Otobüs AŞ ve
Özel Halk Otobüsleri hangi hatlarda günlük kaç sefer
yapmaktadır?
Ekspres hat ayrımı hangi kriterlere göre
yapılmaktadır? İhale kaç araç için, kime, kaç
liraya verilmiştir?
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Meclisinin
2011 yılı Mayıs ayı oturumlarında CHP İBB Meclis
Üyeleri Dr. Hakkı Sağlam ve Serdar Bayraktar’ın,
Başkan Kadir Topbaş’ın yazılı cevaplaması isteği
ile hazırladığı ve oy birliği ile Başkanlık
Makamına havale edilen yazılı soru önergesinde
verilmiştir? Bu araçların çalışacağı hatlar hangileridir?
1. İETT Genel Müdürlüğü tarafından en son hat
kiralama ihalesi hangi tarihte yapılmıştır?
İhaleye kaç iştirakçi katılmıştır? En yüksek 3 teklif
ve katılımcıları kimlerdir?
2. İhale kaç araç için, kime, kaç liraya
9. Bu işlemler İETT kuruluş
kanununa uygun mudur?
10. İETT tarafından en son yapılan ihalenin
teknik ve idari şartnamesi ile sözleşmesinin birer
örneğinin tarafımıza verilmesi”
23
BAKGEM ÖĞRENCİLERİ YGS’DE YÜZDE YÜZ BAŞARI GÖSTERDİ
Bakırköy Belediyesi tarafından
dershaneye gitme olanağı
bulamayan öğrenciler için
hizmete sunulan BAKGEM
(Bakırköy Gençlik Eğitim
Merkezi)’de ücretsiz üniversiteye
hazırlık eğitimi alan 215
öğrencinin tamamı YGS’yi
başarıyla geçerek LGS’ye girmeye
hak kazandı.
ZÜLKANÝ SÝRMEN
Önümüzde yapılacak olan LYS’ye
sınavı var. Bu sınavda da aynı
başarıyı bekliyor musunuz?
Öğrencilerimizden LYS sınavında
%90 başarı bekliyoruz. Bu şifre olayı
öğrencilerin moralini bozdu.
Çalışmalarını biraz sekteye uğrattı.
Ama var gücümüzle öğrencilerimizin
bu süreçten en az zarar görmesi ve
tekrar sınava hazırlanmalarını
sağlamaya çalışıyoruz.
Sevgi, saygı ve paraya dayalı
olmayan bir eğitimin başarıyı
getirdiğini söylediniz. Buradan
yola çıkarsak toplumun büyük
bölümünde ücretsiz olan bir
şeyin kaliteli olamayacağı görüşü
hakim. Bu konudaki tabuları da
yıkmış sayılıyorsunuz bir yerde.
Bu konuda neler söylemek
istersiniz?
13 HAZİRAN…
Seçime birkaç gün kala
ortalık toz duman içinde kirli
siyasetlerin üretildiği bir dönemden geçiyoruz. Partiler meydanlarda birbirini suçluyor partilerin
içindeki oluşumları göz önüne
alarak birbirlerine yhüklendikçe
yükleniyorlar. CHP ve MHP nin
dik duruşları sürerken halka
anlamlı mesajlar veriyorlar. AKP
ise yine kirli siyasetin içinde
başka partilere laf atarak
geçmişteki kinlerini su yüzüne
çıkartıyor böyle bir siyaset olmaz
olamaz… 13 haziranda dirsek
taşları dirseğe oturtularak bir
dönemin sona erdiğini
gözlerimizle göreceğiz. Ülkenin
üzerindeki kara bulutlar gidecek
geleceğimize güvenle bakacağız.
Güneydoğuda hükümetin
gittiği yerlerde kepenkler
kapanıyor yollarda in cin top
oynuyor. Bir ülkenin başbakanı
televizyonlara çıkıp bu bir komplo diyor. Artık herkes bazı
gerçekleri biliyor ve görüyor.
Mevlana nın dediği gibi ‘bi lafa
bakarım laf mı diye bide
söyleyene bakarım adam mı
diye’. Güneydoğuda gün geçtikçe
tansiyon yükseliyor herkes birbirine giriyor dünyanın hiçbir
yerinde görünmeyen ve olmayan
olaylar bizim Türkiye de maalesef oluyor. Seçim ekonomisine
bakın AKP nin milyarca liralık
seçim yatırımı belediyelerin araç
hizmetleri AKP için çalışıyor. Tabi
bunları herkes görüyor ve biliyor.
12 hazirana kadar
vatandaşlarımızın sabırlı olmaları
bazı tahriklere kapılmamaları ve
sandığa gittiğinde iradesini
doğru kullanması ve temsil
hakkının dışarıda kalmamasını
düşünerek oy kullanmalarını
isterim. Geçmişteki bazı
seçimlerde yarım kilo pirince, bir
çeyrek altına oy verildiğini
biliyoruz. Dileğimiz CHP nin
seçimden güçlenerek çıkması
MHP ise kaset olaylarından sonra
tepki oylarını kendine çekmesi ve
bu seçimden bir iki puan daha
fazla oy alarak çıkarsa işte
ortalık o zaman toz duman içinde
olacak.
Seçimlerin ülkemiz adına
hayırlı olması dileğiyle. Her şey
gönlünüzce olsun…
kaliteli idare bu başarıyı sağlıyor.
BAKGEM Başkanı Kenan Zülaloğlu
da ücretsiz eğitimden toplam 450
öğrencinin yararlandığını ifade
ederek, “Bu yıl 450 öğrencimizin
215’i sınava girdi. Geri kalanı lise 3
öğrencisi. YGS’yi kazanan
öğrencilerimizden 25 tanesi bu
performanslarıyla LGS sonucuna
göre de ilk yüzdelik dilimlerde
olacağını umuyorum. Genel olarak
da merkezimize devam eden
öğrencilerimizden %80-90
aralığında bir başarı bekliyorum.”
şeklinde konuştu.
Sayın Zülaloğu, öğrenci sayınız
geçen seneye göre 4 kart
artmasına rağmen başarınızda
bir değişme olmadı. YGS’de
%100 başarı gösterdiniz. Bu
başarınızı sağlayan etkenler
nelerdir?
Bu yıl YGS’ye giren
öğrencilerimizin tamamı sınavda
baraj puanı olan 180’i aşarak
bizi mutlu etti. Öğrencilerimizden
25 tanesi ise çok yüksek puanlar
aldılar. Bunların içinde ilk 50’ye
girenler de var. Bunların dışında
25 tane olan işitme engelli
öğrencimizin de yarıdan fazlası
kendi baraj puanları olan 130’u
aştı. Öğrencilerimizin gösterdiği
bu başarılar bizi çok mutlu etti.
Karşılıklı sevgi, saygı, paraya
dayalı olmayan bir eğitim,
deneyimli öğretmen kadrosu ve
Türkiye genelinde belediye bu işi
yapıyorsa iyi yapmaz düşüncesi var.
Ama dediğiniz gibi biz bu düşünceyi
yıktık. Ve başarımızı herkes gördü.
Zaten öğrenci sayımızın 4 katına
çıkmasının nedeni de bu. Şu an çok
yoğun bir talep var. Hatta para verip
kayıt yaptırmak isteyenler bile oluyor. Ama bizim Bakırköy belediyesi
olarak bunu yapmamızdaki amaç
Bakırköylü dar gelirli ve yoksul
ailelerin çocuklarına eğitim vermek
olduğu için onları geri çeviriyoruz.
BU PROJE DİĞER
BELEDİYELERE ÖRNEK
OLMALI
Bu projenin diğer ilçelerde de
uygulanması gerektiğini sıkça
belirtiyorsunuz. Bu konuda neler
söyleyeceksiniz?
Bakırköy belediyesi olarak bu
gençlik eğitim merkezini bütün
belediyelerin yapmasını istiyoruz.
İstanbul’da CHP’nin 12 belediyesi
var. Her belediye 500 öğrenci okutsa
6000 bin öğrenci yapar. Çok büyük
bir problem çözülmüş olur. Dar
gelirlilerin en ciddi sıkıntısı dershaneler. Her belediye bu imkanı
sağlarsa sosyal belediyecilik yapmış
olur. Aslında bütün belediyeler
yapsın, 39 belediye yapsın ama
öbürlerine sözümüz geçmez. en
azından CHP’li belediyeler bunu
yapsın. Bu çok zor bir iş değil. 2
senedir başarılı bir şekilde yaptık.
ekonomik boyutu da pek çok değil.
Yani bunu çok rahat yaparlar. Bunu
sağlamamız lazım. Bunu
duyurmamız lazım. Gerek basın
olsun, gerek sivil toplum kuruluşları
olsun, dernekler olsun bu konuda
çalışıp belediyeleri bu eğitim işini
yapmaya ikna etmeleri gerekir. 2
yıldır ben bağırıyorum. Ama yok.
Bunun neden diğer belediyeler
tarafından yapılmadığını
düşünüyorsunuz?
Tembellik diyorum başka bir şey
düşünemiyorum. Vurdumduymazlık.
Bu bir mali boyut işi değil. Her
belediye bunu yapabilir, bunun mali,
boyutu bir şey değil. 500 öğrenci
okutmana gerek yok, küçük dershane yap 200
öğrenciye eğitim ver.
Bir yerden başlasınlar.
Biz 120 öğrenci ile
başladık. Tembellik ve
iş bilmemezlik diyorum. Örnek var ortada.
Bizim dışımızda da var.
İzmir’de de var. Her
şeyin başı eğitim denmiyor mu? Alsana
eğitim. İşte en düşük
ücretle yapılacak bir
iştir. Buna ekmek,
hava, su gibi insanların
ihtiyacı var. Parklara,
bahçelere taş, kaldırım,
ağaç döşeyeceğine
bunu yap.
Bakırköy’de verilen
eğitimin tüm Türkiye’ye örnek
olmasını dilediğini belirten Bakırköy
Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen’
de, “Bakırköy’de dershaneye gitme
olanağı bulamayan lise 3, lise 4 ve
lise mezunu öğrencilerimiz için 2009
yılında BAKGEM’i eğitimci meclis
üyemiz Kenan Zülaloğlu’nun büyük
özverisiyle hizmete açtık. Kısa süre
içerisinde de öğrenci sayımızda ciddi
artış yaşadık. Geçtiğimiz yıl merkezimize devam eden 45 öğrencimiz
sınava girmiş ve YGS’yi tamamı
kazanmıştı. Bu yıl sınava 215
öğrencimiz girdi ve tamamı sınavı
kazandı. Geçtiğimiz yıla göre
merkezimize devam edip sınava
giren öğrencilerimizin sayısı 4
kat artmasına rağmen başarı
yine yüzde yüz olmuştur.
Başta Kenan Zülaloğlu olmak
üzere öğrencilerimize emeği
geçen öğretmenlerimize
teşekkür ediyorum. Bu hizmetimizin Türkiye’deki tüm
belediyelere örnek olmasını
diliyorum. Eğer bir tane
çocuğumuzun geleceğini bu
yolla kurtarabiliyorsak ne
mutlu bizlere” de
(Yavuz ARPACIK)
TEKNOLOJÝ DÜNYA SI
insanların evlerine, dizüstü ve masaüstü
bilgisayarlarına taşındı." YouTube ise bu yeni içerik
dolayısıyla oldukça heyecanlı olduğunu şu şekilde
dile getirdi; "YouTube'daki binlerce 3D video için
HTML 5 ve WebM desteğini sunmak için çok
heyecanlıyız."
İRAN’DA HELAL INTERNET
GÖKHAN ATAMER
[email protected]
SONY’NİN BAŞI HACK BELASINDAN
KURTULMUYOR
Sony'nin başındaki kara bulutlar bir türlü
dağılmıyor. Sony'nin Playstation Network’ü, internet siteleri ve bilgisayar sistemleri arka arkaya
hack'lenmeye devam ediyor. Önce Sony Ericsson
Kanada sitesinin hack'lendiği haberi geldi. Bilgisayar sistemlerinin güvenlik engellerini aşan hacker'lar iki bin kadar kişinin kişisel bilgilerine ulaştı.
Ardından Sony Music'in Yunanistan bölgesine bir
saldırı gerçekleştirildi. Saldırı sonucunda 8 bin 500
kişinin bilgileri yine bilgisayar korsanlarının eline
geçti. Sony'den yapılan açıklamaya göre iki site de
Sony'nin ana bilgisayarlarının yer aldığı ağda yer
almıyor. Sony'nin dışarıdan hizmet aldığı sunucular
olarak bildiriliyor. Bunun dışında Sony Music'in
Endonezya ve Tayland bölgeleri de saldırıya
uğrarken, bu olaylarda herhangi bir veri hırsızlığı
ile karşılaşılmadığı kaydedildi. Sony saldırılar
ardından dört siteyi de geçici olarak erişime
kapattı.
8 MİLYON iPHONE 5 EKİM’DE GELİYOR
iPad 2 ve beyaz iPhone 4 pazarda yerini aldı ve
bol bol dedikodusunu yapacağımız ürün
sıralamasında ilk sıraya iPhone 5 yükseldi.
Endüstri analizleri yapan FBR Capital Markets'a
göre iki temel geliştirme iPhone 5'in göze çarpan
en önemli özelliklerini oluşturacak. İddiaya göre
iPhone 5'in 8 MP kalitesindeki CMOS sensörlü
kamerası OmniVisiın tarafından sağlanacak. Sony'den de talebe göre devreye girerek yedek sağlayıcı
olması istenebilecek. Diğer önemli geliştirme ise
Intel/Infineon vazgeçilerek Qualcomm işlemci tercih edilmesi olacak. Tek çip üzerinden hem GSMA
hem de CDMA bandını destekleyecek olan yeni
iPhone 5 ile ilgili FBR başka tahminleri de var. Yılın
üçüncü çeyreğinde üretime başlayacak olan iPhone
5'ten bu yıl içinde 8 milyon adet üretilmesi bekleniyor. Piyasaya çıkış tarihinin ise Eylül ya da
Ekim olması bekleniyor.
YOUTUBE’DA NVIDIA’YLA 3D DÖNEMİ
Nvidia ve YouTube, kullanıcılarına üç boyutlu
içerik ulaştırabilmek için kolları sıvadı. HTML5
özelliğinin internette üç boyutlu içeriği arttırdığı
bugünlerde, YouTube'daki üç boyutlu içerikten
yararlanabilmeniz için öncelikle Nvidia 3D Vision
özelliği olan bir ekran kartınızın daha sonra da
Firefox'un son sürüm tarayıcısının bilgisayarınızda
yüklü olması gerekiyor. Firefox'dan Erica Jostedt
şunları söylüyor; "Firefox 4'ten itibaren, üç boyutlu
verileri barındıran WebM videoları, Nvidia'nın 3D
Vision donanımıyla beraber yüksek kalitede stereoskopik üç boyutlu görüntüleri kullanıcılara
sunacak. Üç boyutlu donanım sinemalardan
ATAKÖY
İnternete sert sansürler uygulayan İran, bir adım
öteye geçerek kendine özel internet kurma
çalışmalarını hızlandırdı. Rejim, ülkeyi dünyanın
geri kalanından ayıracak bu internet filtresinin
İslami değerlerin korunmasını sağlayacağını
söylüyor. İran politikasını yakından tanıyanlar
rejimin bu proje ile internetin kontrolü için verdikleri mücadeleyi yakın zamanda tamamlayacağını
söylüyor. 2009 seçimlerine itiraz eden muhalefetin,
sert müdahaleleri internet sayesinde dünyaya
duyurmasının projeyi hızlandırdığı düşünülüyor.
İran İletişim Bakanı Reza Bagheri şubat ayında,
ülkenin yüzde 60’ının çok yakında dünyanın geri
kalanından ayrı bir internet ağı kullanmaya
başlayacağını, iki yıl içinde bunun tüm ülkeye
yayılacağını söylemişti. Milliyet gazetesinin haberine göre, Cumhurbaşkanı Yardımcısı ve Türkiye
Özel Temsilcisi olan Ali Ağa Muhammedi ise bu
hafta ulusal internetin “Müslümanların daha etik
ve ahlaki bir seviyede olmasını sağlayacak tamamen helal bir ağ” olacağını belirtti. Muhammedi,
‘helal internetin’ önce normal internetle bir arada
olacağını, daha sonra tüm İran’ın sadece bu interneti kullanacağını söyledi. Bankaların, büyük
şirketlerin ve bakanların normal ağa erişimi
devam edecek. Aynı zamanda İran birkaç ay içinde
Microsoft’un Windows’unun yerini alacak kendi
işletim sistemini çıkaracak, tüm bilgisayarlarda bu
kullanılacak. İran 1990’larda Ortadoğu’da interneti kullanmaya başlayan ilk Müslüman ülke
olmuştu. Bölgede ise İsrail’in ardından ikinciydi.
Bugün 100 kişiden 11’inin internet kullandığı
ülkede 15 bin’den fazla site yasaklandı. İran’a
özgü internet fikri ise 2005 yılında Mahmud
Ahmedinecad’ın cumhurbaşkanı olması ile gündeme geldi. 2008 yılında altyapı çalışmaları için 1
milyar dolar bütçe ayrıldı. Ulusal internet
uygulamaları Myanmar ve Küba’da bulunuyor,
Kuzey Kore ise benzer bir sistem hazırlıyor. Küba’da turistler ve yerli halk için iki ayrı internet ağı
bulunuyor.
APPLE MÜZİĞİN ÜÇ BÜYÜĞÜYLE ANLAŞTI
EMI, Sony ve Universal gibi müzik endüstrisinin üç
büyük ismiyle anlaşan Apple, Google Music’e kafa
tutmaya hazırlanıyor. Bulut tabanlı yeni sisteme
iCloud ismi vereceği konuşulan Apple’ın üç büyük
isme Warner’ı da eklediği konuşuluyor. Hem
Google hem Amazon’un bulut tabanlı müzik
servisleri mevcut ama bu iki servisin
kullanıcılarının buluttan giriş yapabilmeleri için
müziklerini önceden yüklemeleri gerekiyor. Gelen
haberler doğruysa Apple, yeni bulut tabanlı müzik
sistemiyle şarkıları bilgisayar veya cep
telefonlarına indirmeden, Spotify gibi, bulut bilişim
teknolojisi ile internetten dinlemeyi sağlıyor. Bu
sayede Apple kullanıcıları farklı cihazları kullanarak istedikleri şarkıyı her an her yerden dinleme
ayrıcalığına sahip olabiliyor.
INTEL’DEN DEVRİM YARATACAK İŞLEMCİ
İşlemci üreticisi Intel, Ivy Bridge kod adını verdiği
yeni nesil işlemci çalışmalarını duyurdu. Yeni
işlemci mimarisinde transistörler 22 nanometre
aralıkla diziliyor, daha az enerji tüketen Tri-Gate
’3D’ transistör kullanılıyor. Silikon yongalara daha
az yer kaplayan, daha çok sayıda ve daha hızlı
transistör yerleştirme yolunda önemli bir adım
sayılan 22nm işlemci teknojolisi, AMD ve IBM’in de
ÝMTÝYAZ
GENEL
Taner SAHÝBÝ,
KÜÇÜKTEPE
Hukuk Danýþmaný: Av.
YÖNETMEN
VE SORUMLU YAZI ÝÞLERÝ MÜDÜRÜ
Ofset Baský ; ÜNÝFORM
Özcan ATAMER
Renk Ayýrým; FÝLMEVÝ
Haber Koordinatörü
AYLIK BÖLGE
GAZETESÝ
Ýdare
Yeri: Ýncirli Caddesi Yeþilada Sokak No:2/1
Gökhan ATAMER
Ýstanbul
Aylýk Süreli Ferhat
yayýnApt. Kat: 1 D:4 Bakýrköy / Haber
Merkezi
Tel: (0-212) 543 86 64-543 86 65-543 86 47 Fax: 543 86 16
YIL: 19 Sayý: 205 HAZİRAN 2011
Yavuz ARPACIK
Ataköy Gazetesi, Yurtgün Ýç ve Dýþ Ticaret
A.Þ.
Arzu BERATOĞLU
tarafýndan yayýnlanmaktadýr.
[email protected]
Köþe
yazýlarýndaki sorumluluk,
yazarlarýna
aittir.
GAZETEMÝZ
BASIN AHLAK
YASASINA
Gazetemizde yayınlanan
ilanların
sorumluluğu
ilan sahibine aittir
UYMAYI
TAAHHÜT
ETMÝÞTÝR
rakip çalışmaları devreye girdikten sonra hızla
mevcut 32nm’lik işlemcilerin yerini alacak. 1
nanometre, 1 metrenin milyarda biri bir uzunluğu
ifade ediyor. İnsan saç teli yaklaşık 60 bin
nanometre genişliğinde. Günümüzdeki en gelişmiş
mikro işlemciler ise 32 nanometre aralıklı. Bir
sonraki adımın 22 nanometre olduğu biliniyor,
fakat bugüne kadar nasıl bir tasarım ve mimari ile
buna ulaşılacağı tüm işlemci üreticileri tarafından
gizli tutuluyordu. Bu yıl sonunda ticari amaçlı
üretime başlanması beklenen Ivy Bridge kod adlı
işlemci serisi, bugüne kadarki işlemcilerden farklı
olarak Tri-Gate 3D olarak adlandırılan, üç boyutlu,
yani çıkıntılı yongalardan oluşacak. Düz yüzeye
göre, bu tasarımda daha fazla iletken olacak.
Artan iletkenlik de daha az enerji tüketimi
sağlayacak. Böylece aynı pil ömrüyle daha uzun
çalışma, veya aynı süre zarfında daha işlemciyoğun, hızlı hesaplamalar yapılabilecek.
Masaüstüne olduğu kadar taşınabilir cihazlara da
önemli kazanım getirebilecek bu işlemci mimarisi
dünya pazarında yüzde 80 paya sahip olan Intel’in
konumunu daha da güçlendirebilir. Yüzde 19
pazar payıyla takip eden AMD aslında 2008′de 22
nm işlemci mimarisi üzerinde çalıştığını ilk
açıklayan şirket olmuştu. AMD’nin de benzer yükseltili bir bitişi olan platformlu tasarım yaptığı tahmin ediliyor Ancak firma henüz ticari bir üretim
takvimi açıklamadı. Intel’in kurucularından Gordon
Moore 1965′te her 2 yılda bir işlemci üzerindeki
çip yoğunluğunun iki katına çıkarılabileceğini
öngörmüş, bu öngörü Moore Yasası olarak
literatüre yerleşmişti. 80′lerden itibaren, artık fiziki
sınırlara yaklaşıldığı yorumları sıkça yapılsa da
hala gidilecek yol olduğunu kabul eden mühendislerin 22 nanometreden sonraki adımı 14, ardından
11 nanometre olacak.
WINDOWS 8 SENEYE ÇIKIYOR
Microsoft’un CEO’su Steve Ballmer, dün yaptığı
açıklamada, yazılım devi şirketlerinin işletim sisteminin 2012’de piyasaya sürüleceğini açıkladı.
Tokyo’da düzenlenen “Microsoft Developer
Forum”da konuşan Ballmer, “Windows’un yeni
versiyonu üzerinde çok çalıştıklarını” belirtti ve
“Gelecek yıl piyasaya sürülecek yeni nesil Windows sistemlerinde birçok yenilik var…”ifadesini
kullandı. Ballmer, yeni Windows’un içerikleri
hakkında açıklamada bulunmazken, Microsoft’un
yatırım yapmayı öngördüğü bazı alanları açıkladı.
Bu alanlardan bir tanesinin “doğal kullanıcı ara
yüzü” olduğunu belirten Ballmer, “dokunma ve
konuşma gibi bilgisayarla karşılıklı etkileşimi
geliştirmek istediklerini ve şirket olarak
bilgisayarların kullanıcısını ve eylemlerini
tanıyacak bir seviyeye getirmek istediklerini” ifade
etti. Windows 8'in zengin multimedya format
desteğinin yanı sıra artırılmış gerçeklik (augmented reality) işleme becerilerinin de yüksek olması
bekleniyor.
ASSASIN’S CREED OSMANLI’YI
ZİYARET EDİYOR
Assasin’s Creed serisinin 4 yıl içerisinde
yayınlanan 10’uncu versiyonu Revelations’ın ilk
görseli hikayenin İstanbul’da geçeceğini gösteriyor. Ubisoft tarafından yayınlanan görselde Ayasofya arka planda gözükürken, “suikastçi” minareye
benzeyen bir yapıdan sallanıyor. Playstation 3,
XBOX 360 ve PC’de 2011 Kasım’da yayınlanması
beklenen oyunda, hikayenin kahramanı Ezio İstanbul’a yolculuk ediyor. Daha önce Ubisoft,
Facebook ve diğer ortamlarda Fatih Sultan
Mehmet dönemini işaret eden bazı şifreler ve
tarihler yayınlamıştı. Daha önce Roma, Kudüs,
Venedik gibi şehirlerin tarihi dokusunu fon olarak
kullanan AC serisi şimdi ise İstanbul mimarisinden
yararlanıyor.
Hukuk Danýþmaný: Av. Taner KÜÇÜKTEPE
Ofset Baský : ÜNÝFORM
Renk Ayýrým : FÝLMEVÝ
Ýdare Yeri: Ýncirli Caddesi Yeþilada Sokak No:2/1
Ferhat Apt. Kat: 1 D:4 Bakýrköy / Ýstanbul
Tel: (0-212) 543 86 64-543 86 65-543 86 47 Fax: 543 86 16
Ataköy Gazetesi, Yurtgün Ýç ve Dýþ Ticaret A.Þ.
tarafýndan yayýnlanmaktadýr.
Gazetemizde yayýnlanan yazý ve fotoðraflar kaynak
gösterilmeden kullanýlamaz
25
"W Collection Sailing Cup Bosphorus 2011" Yat yarışları yapıldı.
KUPALAR ATAKÖY MARİNA’DA SAHİPLERİNİ BULDU
Bu sene ilki yapılan W
COLLECTION Sailing Cup
Bosphorus Kuruçeşme Beykoz arasında
belirlenen 2 rota üstünde
gerçekleşti. Birbirinden
tecrübeli yelkenciler,
Boğaz’ın rüzgârlarını
arkalarına alıp kıyasıya
bir mücadeleye girişti.
W Collection bu yıl ilk
kez düzenlediği 'W Collection Sailing Cup
Bosphorus 2011' ile
yelken tutkunlarını
boğazın eşsiz atmosferini
ile buluşturdu. İstanbul
Boğazı'nın söz dinlemez
rüzgarında gerçekleşen
bu keyifli yarışmada
yelken tutkunları keyifli
anlar yaşadığı gibi zor
anlar da geçirdiler.
Boğaziçi'nde düzenlenen,
73 teknenin katıldığı ve
iki rotadan oluşan yarışın,
bir rotası Kuruçeşme
'Bebek Şamandra'
Çırağan Sarayı olarak,
diğer rotası ise
Kuruçeşme 'Beykoz
Dönüş Şamandrası'
Çırağan Sarayı arasında
gerçekleşti. Tecrübeli
yelkencilerin renkli ve
keyifli görüntüler
sergilediği yarışın ödül
töreni, aynı gün akşam
Ataköy Marina'da
düzenlendi.
Yarışlar sonucunda
sınıflarında ilk sırayı alan
yatlar şöyle:
IRC 1: Provezza
IRC II: Aggressivo Kahve
Dünya
IRC III: Turkcell Alize, IRC
IV: Jumbo
IRC V: XL
Destek Sınıfı: Bacchus
27
“Eğer çalışmış olduğunuz oteli eviniz ve ağırladığınız
müşterilerinizi ise evinize gelen misafirleriniz olarak
düşünürseniz maksimum misafir memnuniyeti sağlamış olursunuz. Tüm bunlarla beraber otelcilikde başarı detaylarda
saklıdır, detayları yakalayamazsanız resmin bütününü asla
göremezsiniz.”
Sheraton
İstanbul
Ataköy
Otel Satış
&
Pazarlama Direktörü
Duygu Sönmez
ile Otelcilik
Sektöründeki
son gelişme
lerden, Pazarlama
Departmanı’nın
önemi ve
sorumluluklarına, pazarlama
yöneticilerinin sektör içindeki
yerinden ve sosyal
yaşamına kadar bir
çok konuda
konuştuk.
Bu iş yoğunluğundan bazı zamanlarda bunalıyor olsam da şöyle
bir gerçek var; her daim dinamik bir tempo içinde olmak sizi her
zaman zinde tutuyor ve belki de başka alternatifiniz olmadığı için
enerjiniz hiç tükenmiyor, özel hayatınıza zaman ayırmanız çok
önemli ben de ne kadar yoğun bir gün olursa olsun özel hayatıma
zaman ayırmaya çalışıyorum. Sektörümüzde özel hayatınızı işiniz
yönetiyor dolaysıyla bu yoğunluk içerisinde plan yapabilme
olasılığınız neredeyse yok bazen bu durum hayatınızı negatif
etkiliyor. Mesela benim için çok değerli olan dostlarımın düğün
vs. gibi en özel günlerinde bile yanlarında olamadığım zamanlar
olmuştur.
Sosyal yaşamınıza yeteri kadar vakit ayırabiliyor musunuz?
Biraz yorucu oluyor ama evet... Kişilerin işlerinde verimli
olabilmesi için sağlıklı bir sosyal hayatı olması gerektiğine
inanıyorum, mesela akşam otelden 21:00 da çıksam bile
haftada 3 gün mutlaka spor yapıyorum.
Sizce bu sektörde çalışan Satış & Pazarlama Müdürleri en
iyi neleri yapmalılar?
Öncelikle hedef odaklı çalışmak çok önemli ve tüm ekibinizin bu
pencereden bakmasını sağlamalısınız, yıl bazında uzun bir
süreci kapsayacak stratejileri belirlerken yanliş karar vermeniz tüm hedeflerinizin sapmasına yol açar. Dolayisiyla her
segment için vereceğiniz stratejik kararlarınızın çok yerinde
olması gerekiyor. Bunun yanındaöncelikle kendi sehrinizin ve
Türkiye’nin hatta tüm dünya geneline ait gündemi çok sıcak
takip etmelisiniz. Ayrıca otelinize ait matrix analizini doğru
yaparak fiyat & kalite dengesini doğru kurmalısınız. Bunun
yanında rakiplerinizin sunmuş olduğu hizmetleri ve her
geçen gün değişen misafir beklentilerini yakın takip etmeli ve
buna bağlı olarak hizmet ve ürün kalitenizi beklentilerin üzerinde
tutmalısınız.
Nasıl bir ekiple çalışıyorsunuz? İş hayatınızdaki öncelikleriniz ve prensipleriniz nelerdir?
Bu konuda çok şanslıyım çünkü çok başarılı, enerjik ve
dinamik bir ekibe sahibim ... Siz ne kadar iyi bir yönetici
olursanız olun iyi bir ekibiniz yok ise başarılı olabilmeniz mümkün
değildir.
İş hayatında dürüstlük, ekibinize ve iş ortaklarınıza verdiğiniz
güven ve çözüm odaklı çalışmak çok önemli ancak hizmet
sektöründe başarının sırrı yaptığınız işi gerçekten severek
yapmanızda saklı. Eğer çalışmış olduğunuz oteli eviniz ve
ağırladığınız müşterilerinizi ise evinize gelen misafirleriniz olarak
düşünürseniz maksimum misafir memnuniyeti sağlamış olursunuz. Tüm bunlarla beraber otelcilikde başarı detaylarda saklıdır,
Duygu SÖNMEZ
Kendinizden
bahseder misiniz?
1975 İstanbul
doğumluyum,
İstanbul
Üniversitesi Otel
İşletmeciliği Bölümü’nden 1995 yılında yılında mezun oldum,
yaklaşık 16 yıldır otelcilik sektöründe çalışıyorum.
Ne kadar süredir Satış &Pazarlama Direktörlüğü
yapıyorsunuz ve Sheraton Otel’de çalışıyorsunuz?
7 Yıldir Satış & Pazarlama Müdürü olarak çalışıyorum, Sheraton
İstanbul Ataköy Oteli’nde ise yaklaşık 7 aydır Satış & Pazarlama
Direktörü olarak görev yapmaktayım.
Çalışma saatleriniz nelerdir?
Bir otelciye sorulmayacak bir soru. Prensipde 09:00 – 18:00
saatleri arasında haftada 6 gün, ancak haftada 7 gün ve 24 saat
çalisiyorum desem abartmış olmam, evet saat 09:00 gibi güne
başlyoruz ama bitişi tamamen ilgili güne bağlı değişiyor, bu saat
akşam 19:00 da olabilir 23:00’de...
Çalışma saatleriniz ve iş yoğunluğunuz özel hayatınızı nasıl
etkiliyor?
detayları yakalayamazsanız resmin bütününü asla göremezsiniz.
Kurumsal kimlik çalışmalarında neler yapıyor sunuz?
Starwood zincirine bağlı Sheraton markasının kurumsal kimlik
standartlarını birebir uyguluyoruz, dünyanın diğer ucunda aynı
zincire bağlı bir otelin standartları ne ise otelimizde de eksiksiz
aynı şekilde uygulanmaktadır.
Sosyal sorumluluk projelerine verdiğiniz önem ne durumda?
Bence her kurum kendi imkanları dahilinde sosyal sorumluluk
projelerine sıcak yaklaşmalıdır. Bizler de mümkün olduğunca bu
projeler içerisinde yer almaya çalışıyoruz.
Sheraton Otel'i diğer otellerden ayıran en önemli farklar nelerdir?
Sheraton İstanbul Ataköy Otel yaklasik 56.000 metrekare’lik bir
alan içerisinde yer almaktadır ve bu alanın büyük bir kısmı yeşil
alandan oluşmaktadır. Hem İstanbul merkezinde olup hem de
böyle bir alana sahip başka bir otel yok. Misafirlerimiz sehrin
içinde konaklarken kendilerini resort bir hotel’de
hissetmektedirler. Ayrıca tüm odalarımızın %100 deniz manzaralı
olması ise misafirlerimizin bizleri tercih etme nedenlerinden birini
oluşturmaktadır. Bunların yanında bir tanesi deniz manzaralı
olmak üzere bünyemizde 2 adet balo salonu bulunmaktadır, bu
salonların her ikisi de kolonsuz olup biri 7 metre diğeri ise
yaklaşık 5 metre tavan yüksekliğine sahiptir. Konaklamalar
dışında özel davetlerin yanında ulusal veya uluslararası birçok
kongreye ev sahipliği yapan otelimiz hizmet kalitesini sahip
olduğu ürün kalitesi ile aynı düzeyde tutmaktadır.
Ayrıca aynı bahçe içerisindebulunan 170 oda kapasitesi ile 4
yıldzlı Ataköy Marina Hotelimiz bizimle aynı işletmeye ait,
dolayısıyla bu ayrıcalık özellikle uluslararası kongrelerde hem
kapasite anlamında hem de bütçesel anlamda bizleri
rakiplerimizden çok daha avantajlı konuma getirmektedir.
Günümüzde küçük büyük bir çok otel mevcut. Siz bu rekabet
ortamı içinde kendinizi nasıl bir yerde görüyorsunuz? Müşteri
kitleniz kimlerdir?
İstanbul her geçen gün hem ticari hem de turizm anlamında hızla
büyüyen bir şehir ve bu ivmeyle eşdeğer sehir genelinde birçok
otel yer almaktadır. Ancak her işletmenin standartları
doğrultusunda birbirinden farklı hedef kitlesi bulunmaktadır.
Bildiğiniz üzere Sheraton bir dünya markası, Starwood şemsiyesi
altında yer alan Sheraton markasının değeri oldukça yüksek
dolayısıyla da hizmet standartları. Sahip olduğumuz Sheraton
standartları bizleri sektörün en üst sıralarına taşımaktadır, misafir
kitlemizin büyük bir çoğunluğunu “corporate segmenti” olarak
adlandırdığımız şirket misafirleri oluşturmaktadır, otelimiz
bünyesinde Deluxe odalarımızın dışında Superior, Premium, Club
ve Suite Oda gibi farklı özelliklere sahip üst kategori odalarımız
bulunmaktadır. Sahip olduğumuz bu ayrıcalık ile şirketlerimiz misafirlerinin önem derecesine bağlı olarak uygun olan oda
kategorisi seçebilmektedirler.
Şirket misafirlerimizin dışında salonlarımızın sahip olduğu
avantajlar neticesinde konaklamalı toplantı gruplarımızın
yoğunluğu her geçen gün artmaktadır ayrıca Sheraton markasına
olan güven ile internet rezervasyonlarımız toplam
gecelemelerimizin yaklaşık %20-25’lik bir oranını oluşturmaktadır.
Müşterilerinizi sadık kılabilmek için neler yapıyorsunuz?
Ürün kalitemizin yanında misafirlerimize sunmuş olduğumuz
yüksek hizmet kalitesi şirketlerimiz ile uzun soluklu çalışmamızı
sağlayan en büyük etkenlerden biridir. Ayrıca “Sadakat
Programı” adı altında Haziran ayında uygulamaya başlayacağımız
YKM & SHERATON İSTANBUL ATAKÖY işbirliği ile şirketlerimiz
misafirlerini konaklattıkça YKM
mağazalarında kullanabilecekleri alışveriş
çekleri kazanacaklar.
Müşteri memnuniyetini arttırmak için ne
tür faaliyetlerdebulunuyorsunuz?
Mevcut misafir memnuniyetini korumak ve
daha üst seviyelere çıkarabilmek için tüm
iş ortaklarımız ile birebir iletişim halinde
çalışıyoruz, oluşturdugumuz “CUSTOMER
MANAGEMENT” sistemi ile mevcut veya
kazanılacak her şirketimizden sorumlu
arkadaşlarımız bulunmakta ve gelecek her
talep ile birebir ilgilenmekteler.
Bir ziyaretçi bir otelde en çok nelerin iyi
olmasını tercih eder?
Bu tercihler misafirin oteli hangi amaçlı
kullandığı ile değişkenlik
gösterebilmektedir. Mesela bir şirket misafiri için konforlu bir oda’da rahat bir uyku
ve lezzetli bir kahvaltı önemliyken bir
kongre katılımcısı için tüm bunların
yanında efektif kullanabileceği bir toplantı
salonu ve iyi bir teknik alt yapı da büyük önem taşımaktadır.
Ziyaretçilerinize ve çalışma arkadaşlarınıza gazetemiz
aracılığıyla vermek istediğiniz mesajlar nelerdir?
Ekibimiz içinde yaratmış olduğu takım ruhu, önderliğinde oluşan
sinerji ve hissettirdiği değer ile yaratmış olduğu huzurlu çalışma
ortamı ve tüm ekibe verdiği güven için öncelikle otelimiz Genel
Müdür’ü Sn.Mehmet Çulha Bey’e ve bu
basarılara imza atmamızı sağlayan tüm
ekibime sizin aracılığınız ile teşekkür etmek
istiyorum.
Dahaönce otelimizde misafir olmuş olan veya
bizlerle çalışmak isteyen tüm işortaklarımıza
otelimizi tercih ettikleri için çok teşekkür ederim, sizlere en iyi hizmeti sunmak için her
zaman hazır olduğumuzu hatırlatmak isterim.
Arzu BERATOĞLU
29
Bakırköy Çağdaş Halk Müziği Korosu ve TRT sanatçılarından muhteşem konser
Bakırköy Belediyesi’nin
düzenlediği ulusal kültüre
katkı ödül töreninde sahne
alan Bakırköy Çağdaş Halk
Müziği Korosu ve TRT
sanatçılarının verdiği konser
Bakırköylüleri büyüledi.
Osmaniye Atatürk Spor ve
Yaşam Köyü’nde bulunan
kapalı spor salonunda
düzenlenen gecede, halk
müziğinin seçkin eserlerini
sunan sanatçılar
gösterdikleri performans ile
ayakta alkışlandı.
Bakırköy Belediye Başkanı Ateş
Ünal Erzen ve çok sayıda davetlininde izlediği
konserde koro yönetmenliğini ise Ekrem Ataer
yaptı.
Konserin ardından ulusal kültüre katkı ödül
törenine geçildi. Törende, sanatçılar Sevim yılmaz,
Nursaç Özsaraç, İbrahim Can
ve Ekrem Ataer’e Türk Halk
Müziği’ne yaptıkları katkıdan
dolayı plaket verildi.
Belediye Başkanı Ateş Ünal
Erzen’in elinden plaketlerini
alan sanatçılar çok güzel bir
koro ile konser verdiklerini
belirterek, Bakırköy Çağdaş
Halk Müziği Korosu’nun
Türkiye’nin en iyi
korolarından biri olduğunu
söylediler.
Ödüllerin takdiminin
ardından Bakırköy Belediye
Başkanı Ateş Ünal Erzen ve
sanatçılar koronun içine dahil olarak hep beraber
“Eftelya” türküsünü söylediler. ( Yavuz ARPACIK)
Türkiye’nin en çok tercih edilen otomobilleri Polo, Yeni Jetta ve Golf ‘ün
yanında, Scirocco, Yeni Passat, Tiguan ve Touareg modellerini test etme
imkanı buldular. Volkswagen’in yeni modellerini test eden müşteriler yeni
araçlarla yolculuk yapmanın çok güzel olduğunu ifade ettiler.
“Şirket ve marka olarak amaçlarının müşteriye en iyi hizmeti vermek ve müşteri
memnuniyetini yakalamak olduğunu belirten Tamaş Genel Müdürü Mehmet Ali
Çam, etkinle ilgili olarak, “Müşterilerle olan iletişimi sağlamak, şirket içindeki yeni
uygulamaları ve projelerimizi tanıtmak ve onların
araçları ile ilgili veya gelecekteki planları ile ilgili
düşüncelerini almak ve de bir etkileşim içinde
bulunmak için bu tür organizasyonları
düzenliyoruz. Dönem dönem yaptığımız bu tür
etkinliklerle müşterilerin görüşlerini dinliyor aynı
zamanda yeni ürünlerimizi tanıtıyoruz” dedi.
VOLKSWAGEN YETKİLİ SATICISI TAMAŞ’TAN BAHAR PARTİSİ
Tamaş, güzel havaları kokteyl ve Volkswagen test sürüşü ile kutladı. Bir
Volkswagen sahibi olmayı düşünenleri veya başka bir Volkswagen modelini denemek isteyenleri Showroom’da düzenlenen Bahar Partisi’nde buluşturdu.
Volkswagen’in ülkemizdeki temsilcisi Doğuş Otomotiv yetkili satıcısı Tamaş, uzun
geçen kış aylarının ardından yüzünü gösteren
sıcak havaların gelişini bir bahar partisi ile
kutladı. Bakırköy Veliefendi Hipodromu
karşısındaki Showroom’da gerçekleştirilen
kokteylin ardından dileyenler, gönüllerindeki
Volkswagen modellerini test etme şansı da
buldu.
Tamaş müşterileri, iş ortakları ve tüm halkın
davetli olduğu organizasyonda isteyenler,
Arzu BERATOĞLU
31
ATAKÖYLÜLER GENÇLİK VE BAHAR ŞENLİĞİ’NDE BULUŞTU
Adayı Süleyman Çelebi’de, Çağdaş Yaşamı Destek
Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği tarafından
Ataköy 5. Kısım’da bulunan Atilla İlhan Parkı’nda
Gençlik ve Bahar Şenliği düzenlendi.
Şenliğe Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen
ve belediye meclis üyelerinin yanı sıra CHP
İstanbul 3. Bölge Milletvekili adayı Süleyman
Çelebi ve çok sayıda Ataköy’lü katıldı.
Şenlik kapsamında gerçekleştirilen kermes ile
katılımcılar alışveriş yapma imkanı bulurken, ayrı
ca vatandaşlara çeşitli ikramlarda da bulunuldu.
Şenliğin açılış konuşmasını Çağdaş Yaşamı
Destekleme Derneği Başkanı Gönül Oğuz yaptı.
Oğuz, şenliğe katkılarından dolayı Bakırköy
Belediyesi’ne teşekkür ederek, dernek olarak her
yıl bu tür şenlikleri düzenlediklerini ve bu şenlikler
sayesinde insanlar ile daha iyi kaynaştıklarını
belirtti.
Şenlikte konuşan CHP İstanbul 3. Bölge Milletvekili
leme Derneği’nin her zaman Atatürk ve laik
Türkiye Cumhuriyeti’nin yanında olduğunu
belirterek başladığı konuşmasında çok güzel bir
ortamda şenliğin gerçekleştirildiğini söyledi.
Çelebi ayrıca, 12 Haziran Genel Seçimler’ine de
atıfta bulunarak, CHP’nin tek başına iktidar olması
gerektiğini söyledi.
BAKIRKÖYLÜ ENGELLİLER ÖZGÜRLÜK İÇİN YÜRÜDÜLER
Engelliler Haftası etkinlikleri kapsamında CHP Bakırköy
İlçe Başkanlığı ve Bakırköy’deki tüm engelli
derneklerinin katılımı ile bir yürüyüş düzenlendi.
Carosuel Alışveriş Merkezi önünde toplanan çok sayıda
engelli ve ailesi sloganlar eşliğinde Cumhuriyet
Meydanı’na kadar yürüdü.
Engellilerin yaşadığı zorluklara dikkat çekmek amacıyla
düzenlenen yürüyüşe, CHP İstanbul İl Başkanı Bahri
Şahin, Bakırköy İlçe Başkanı Sait Yücel ile çok sayıda
( Yavuz ARPACIK )
engelli ve ailesi katıldı.
Yürüyüşe katılan engelliler, engelli
haklarının düzeltilmesi ve daha özgür bir
yaşam standartına kavuşturulmalarını
istediler.
Bakırköy’deki engelliler adına bir basın açıklaması
yapan yürüme engelli Kadir Kartal, “Engellilerin devletin
yanlış ve eksik politikaları nedeniyle zor durumda
olduklarını belirterek, engellilerin sosyal ve çalışma
hayatlarında var olan haklarının iyileştirilmesi
gerektiğini söyledi.
Yürüyüşe katılan engelliler basın açıklamasının
ardından dağıldılar.
32
KOMŞU İLÇELER:
KÜÇÜKÇEKMECE
Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Sabancı Vakfı’nın 1994 yılından
itibaren düzenlediği Türkiye Halk Dansları Yarışması’nın bu yıl
19.’su gerçekleştirildi.
Gebze’de bulunan Sabancı Üniversitesi Gösteri Merkezi’nde
yapılan final yarışmasında 5 ekip performanslarını sergiledi.
“Türkiye’nin Tüm Renkleri Buraya” sloganıyla yola çıkan
yarışmaya katılan ekipler ilk olarak; Gaziantep, İstanbul, Ankara, Ordu ve İzmir’de
gerçekleştirilen Bölge Elemelerinde "stilize dal” kategorisinde hünerlerini
sergilediler. Bölge Yarışmaları sonunda; Tuana Sanat Gençlik ve Spor
Kulübü Derneği Hakkari yöresi oyunuyla, Denizli Ekin Halk Oyunları
Derneği Denizli Yöresi oyunuyla, Küçükçekmece Belediyesi Yedirenk
Halk Oyunları Gençlik ve Spor Kulübü Derneği Mardin Yöresi
oyunuyla, Konak Halk Eğitim Merkezi ve Akşam Sanat Okulu
Müdürlüğü İzmir Yöresi oyunuyla, İstanbul Çağdaş Turizm Folklor
Gençlik ve Spor Kulübü Derneği ise Tokat Yöresi oyunuyla finale
kaldı.
GÜLER SABANCI; ‘ÇOŞKUYU HEP BERABER YAŞIYORUZ’
Final gecesinin açılış konuşmasını yapan Sabancı Vakfı Mütevelli Heyeti
Başkanı Güler Sabancı, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile 19 yıllık bir
birlikteliklerini olduğunu belirterek, “Kültür Bakanlığımızla birlikte onurla ve
gururla yaptığımız bir organizasyon. Ülkemizin çeşitli yörelerini, çeşitli renklerini,
müziğini, kültürünü, giysilerini ve gençlerin evet bütün bunları bize yaşatan gençlerimizle birlikte bu
coşkuyu hep birlikte yaşayacağız. Bütün bir sene devam eden bir süreçti bu ve geçen yıl birinci
olan ekibimiz bizi Belçika’da başarıyla temsil etti” dedi.
H A L K O Y U N L A R I O S C A R’ I
KÜÇÜKÇEKMECE’Nİ N
JURİNİN ZOR KARARI
Finale kalan ekipler sırayla sahneye çıkarak hünerlerini gösterdi.
Seyircilerin büyük beğenisini kazanan ekipler, performanslarının sahneledikten sonra jüri üyelerinin kararını büyük bir heyecanla beklediler.
Jürinin kararını vermesi beklenirken sahneye çıkan Özgen Akçagül ve
Blue Note Orkestrası büyük beğeni topladı. Verilen aranın ardından
kararını açıklayan jüri, 19. Türkiye Halk Dansları Yarışması’nın birincisinin
Küçükçekmece Belediyesi Yedirenk Halk Oyunları Gençlik ve Spor Kulübü
Derneği olduğunu açıkladığında ise salonda büyük bir sevinç yaşandı.
ÖDÜLÜ AZİZ YENİAY ALDI
Bir yıllık bir maratonun ardından birinci olan ekip adına kürsüye çıkan
Aziz Yeniay birincilik ödülünü Sabancı Üniversitesi Mütevelli Heyeti
Başkanı Güler Sabancı’dan aldı. Sahnede büyük bir coşku yaşayan
Küçükçekmece ekibi emeklerinin karşılığı olarak 20 bin liralık ödülün
de sahibi oldu. Kendileri için çok özel bir gece olduğunu belirten
Küçükçekmece Belediye Başkanı Aziz Yeniay, 19. Türkiye Halk
Dansları Yarışması’nda finale kalan 5 gruptan bir tanesinin Mardin
Yöresi oyunu ile Küçükçekmece ekibinin olduğunu ve gecenin sonunda
birinci olduklarını belirterek, “Türkiye’deki halk danslarının Oscar’ı olarak
bilinen bu yarışmada birinci olmak gerçekten olağanüstü bir başarı. Bize bu
onuru yaşatan gençlerimize ve arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum. Çok ciddi emek
verdiler, ter akıttılar. İsminde olduğu gibi, gerek renkleriyle, gerek temasıyla Türkiye’nin renkleriydi
aslında. Muhteşem bir gece oldu bizim açımızdan. Geçen yıl ikincilikte kalmıştık bu yıl ise Türkiye
şampiyonu olduk” diye konuştu.
SESLERİYLE GÖRMEYENLERE GÖZ OLDULAR
Küçükçekmece Belediyesi’ne bağlı olarak
hizmet veren Bilgi Evleri öğrencileri "İyiliğin
Sesi" projesi kapsamında Görme Özürlüleri
Derneği için Bakırköy Rıfat Ilgaz Halk
Kütüphanesi’nde kitap seslendirdi.
4,6,7 ve 8. Sınıf öğrencileri tarafından
gerçekleştirilen etkinlikle ilgili öğrenciler, önemli
bir toplumsal sorumluluğu yerine getirdiklerini
dile getirerek,“Bizler gerçekleştirilen bu proje ile
hem görmeyen insanlara yardımcı oluyoruz,
hem de onlara karşı toplumsal
sorumluluğumuzu yerine getirmiş olmanın
mutluluğunu taşıyoruz. Nasıl ki bizler kitaplara
istediğimiz kadar yakın olup, onları okuyabilme
fırsatına sahipsek, onlara da bu fırsatı vermiş
oluyoruz” dedi.
Bilgi Evleri Koordinatörü İbrahim Keleş ise,
“Bilgi evlerinde iyilik kulüplerimiz var. İyiliğin
sesi projesi kapsamında sesi uygun olan
öğrencilerimizi seçerek böyle bir etkinlik
gerçekleştirdik. Bilgi evleri olarak amacımız, bu
etkinliği sürekli hale getirmek. Böylece hem
engelli arkadaşlarımıza yardım etmiş oluyoruz
hem de öğrencilerimizin iyilik duygularını ve
toplumsal sorumluluğunu arttırmış oluyoruz”
diye konuştu.
33
Türkçe Altyazı Duyarlılık Ödülleri sahiplerini buldu
“ALTYAZI İLE SESSİZLİĞİ NOKTALAYALIM”
Bakırköy Belediyesi ve İşitme Engelliler ve Aileleri işbirliği ile
Türkiye’de ilk kez gerçekleştirilen “Türkçe Altyazı Duyarlılık Ödülleri” sahiplerini buldu.
Ataköy Yunus Emre Kültür Merkezi’nde düzenlenen ödül töreni
gecesine, Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen, İşitme
Engelliler ve Aileleri Derneği Başkanı Viki Özromano, sinema
sanatçıları, yönetmenler, yapımcılar ile birlikte çok sayıda işitme
engelli ve ailesi katıldı.
Ödül gecesi, işitme engelliler korosu tarafından işaret diliyle
okunan İstiklal Marşı ile başladı. Daha sonra
işitme engelli Ceren Karakaya ve Eren
Güneysi’nin piyano ezgileri ve işitme engelli
gençlerin hazırladığı işaret dili ile müzik
gösterisi ile devam etti.
İşitme engellilerin gösterilerinin ardından
sahneye çıkan İşitme Engelliler ve Aileleri
Derneği Başkanı Viki Özromano, işitme engelli
insanların Türk Filmi izlemek için ailesiyle,
eşiyle, sevdiği kişiyle veya arkadaşıyla sinemaya gitmek istediklerini fakat Türkçe altyazı
olmadığı için gidemediklerini belirterek, “Türk
filmlerini bu ödül törenimizle duyuracak, örnek
gösterecek ve duyarlı yapımcılara, oyunculara
teşekkür edeceğiz” dedi.
İşitme engellilere 2 müjdeli haber
Geceye ev sahipliği yapan
Bakırköy Belediye Başkanı Ateş
Ünal Erzen ise duygu dolu bir
gece yaşadığını belirterek,
işitme engellilere 2 tane müjdeli
haber vereceğini açıkladı.
Erzen, önümüzdeki sezondan
itibaren Bakırköy Belediye
Tiyatroları’nda “Tiyatro’da Üst
Yazı’’ sistemine geçeceklerini ve sahnenin tepesine kurulacak
ekranlarda oyundaki konuşmaların alt yazı olarak verileceğini
söyledi. Erzen, aynı zamanda çok yakın bir sürede işitme engelli
0-3 yaş grubu için kreş açacaklarını da belirtti.
Açıklamalarının ardından salonda bulunan katılımcılar tarafından
uzun süre ayakta alkışlanan Ateş Ünal Erzen, bu projelerin hayata
geçirilecek olmasından dolayı mutlu olduğunu ancak Türkiye’de
bu projelerin tek olmasının ise kendisini üzdüğünü belirtti.
Türkçe Altyazı Duyarlılık Ödülleri’ne layık görülenler
Cem Yılmaz, Yılmaz Erdoğan, İlksen Başarır, Lale
Mansur, Murat Şenöy, Bünhan Bengi, Ali Taran,
Mithat Alan, Mustafa Oğuz-Gül Oğuz, Hamdi Akyol,
Tuğrul Yenidoğan, Şaban Adıbelli, Nuri Kethüdan, Gül
Kireklo, Onur Kayıhan
Ünlü isimler katılmadı
Ödüle layık görülenlere ödülleri İşitme Engelliler ve
Aileleri Derneği Başkanı Viki Özromano tarafından
verilirken, Cem Yılmaz, Yılmaz Erdoğan, Lale Mansur
ve Ali Taran gibi ünlü isimlerin geceye katılmaması
ve ödüllerini almaları için temsilci gödermemeleri ise
yadırgandı.
Gecenin sonunda İşitme Engelliler ve Aileleri Derneği
Başkanı Viki Özromano
tarafından işitme
engellilere yaptığı
katkılardan dolayı Bakırköy
Belediye Başkanı Ateş
Ünal Erzen’e plaket takdim
edildi. Ödül gecesi, toplu
şekilde çekilen hatıra
fotoğrafı ile sona erdi.
34
KOMŞU İLÇELER
BAHÇELİEVLER
6 ÜLKENİN ÖĞRETMENLERİ BAHÇELİEVLER’DE
Avrupa Birliği Hayatboyu Öğrenme Programına bağlı “Comenius”
6 Ülkenin öğretmenleri, (Slovenya, İtalya, G.Kıbrıs, Fransa,
Yunanistan, İspanya) Ülkemizi bir haftalık gençlik ve eğitim
programı çerçevesinde ziyaret etti.
Bahçelievler Belediyesi’nde Başkan Osman Develioğlu tarafından
ağırlanan Avrupalı öğretmenler “Ülkemizi görmekten ve eğitim
kurumlarını ziyaret etmekten mutlu olduklarını” belirttiler. 40
kişilik gençlik ve eğitim grubunu ağırlayan Başkan Osman
Develioğlu “Avrupa Birliğine bağlı, Gençlik ve Eğitim Grubu’nun,
İlçemizde Behiye Dr. Nevhiz Işıl İlköğretim okulunu ziyaret
etmeleri, Ülkemizden de aynı çalışma grubuna eğitim
kurumumuzun katılımı sevindiricidir. Uluslararası işbirliğinin
eğitim kurumları arasındaki dayanışması kültürel gelişim
açısından da önemlidir. Ülkemizi ziyaret eden Gençlik ve Eğitim
grubunu kutluyorum” dedi.
İstanbul’da kaldıkları süre içerisinde eğitim sistemi ve kültürel
alanda incelemelerde bulunan öğretmenler ayrıca istanbul’un tarihi ve turistik yerlerini de gezme fırsatı buldular.
MARDİNLİ ÇOCUKLAR İSTANBUL’DA
Bahçelievler Fatih Koleji’nin kardeş okulu
Mardin Kızıltepe Mehmet Emin Değer
İlköğretim Okulu’nun öğrencileri, ilk kez
İstanbul’a geldi.
18 kişilik öğretmen ve öğrenci grubu,
Bahçelievler Belediye Başkanı Osman
Develioğlu’nu da ziyaret etti. Belediye
Başkanı Osman
Develioğlu,
kardeş okul
işbirliğinin çok
güzel bir
uygulama
olduğunu,
kardeş
belediyecilikte de, Bahçelievler’in en çok
kardeş belediyesi olan kurum olduğunu
belirtti.
Gençlerin Ülkenin tarihsel dokusunu yerinde
görmelerinin önemine değinen, Başkan
Develioğlu “Mardin’in tarihsel dokusununda,
Dünya kentleşmesinde önemli olduğunu ve
dokunun korunması
gerektiğini” belirtti.
Öte yandan,
öğretmen ve
öğrencilere kitaplar
ve armağanlar verildi.
COMENIUS programı nedir: Okul eğitimi ile yakından ilgili olan
öğrenciler ve eğitim personeli arasında Avrupa kültür ve dil
çeşitliliği ile değerleri hakkında bilgi ve anlayış oluşturmayı,
işbirliğini güçlendirmeyi, aktif bir Avrupa vatandaşı olma yolunda
öğrencilerin kişisel gelişimleri için gerekli olan temel becerileri ve
yeterlilikleri edinmelerini amaçlayan program çerçevesinde AB
üyesi 27 ülke ile, İzlanda, Norveç, Lihtenştayn ve Türkiye bu
oluşuma katılabilmektedir. Makedonya ve Hırvatistan da bazı alt
programlarda yer almaya başlamıştır.
BAHÇELİEVLER BELEDİYE SPOR KULÜBÜ
1 YAŞINDA
Bahçelievler Belediye Spor Kulübü 1. yılını,
Yenibosna’daki Çobançeşme Spor parkında
kutladı.
Törende konuşan Kulüp Başkanı Yusuf Yıldırım
“Bir yılda 32 branşda, 2000 lisanslı sporcuya
ulaştık. 9 branşda spor okulu açtık ve 34
sporcumuzu Milli Takımlara kazandırdık.
Belediye Başkanımızın Ülkemize örnek
gösterilen yoğunlukta spor tesisileri yapmasıyla,
Yılın Spor Adamı seçilmesi, Bahçelievlerimiz’de
sporda daha da çok çalışmamızı gerektiriyor”
dedi.
Bahçelievler Belediye Başkanı Osman
Develioğlu’da yaptığı konuşmada “Gençler için
ne kadar tesis yapıyorsak, yine de azdır.
Başarılar halkımızın teveccühü ve takdiridir.
Sporun her branşında, gençlerimizi Dünya
standartlarında başarılı görmek istiyoruz” dedi.
Kutlama törenine
katılan Milli Futbolcu
Hakan Şükür’de
“Belediyemizin
spordaki başarısı
alkışlanıyorsa,
Bahçelievler’in
gençlerinin geleceği
de güçleniyor
demektir.
Başkanımızı
kutluyorum” dedi.
Öte yandan, gece
anısına, Başkan
Develioğlu’na
teşekkür plaketi
sunuldu.
35
BAKIRKÖY MUSİKİ
VAKFI’NDAN
TÜRK MÜZİĞİ KONSERİ
Bakırköy Musiki Konservatuarı Vakfı’nın Udi Ali
Savaşkan için verdiği Türk Müziği Konseri büyük bir
beğeni ile izlendi.
Yunus Emre Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen ve
çok sayıda davetlinin katıldığı konser 2 bölüm
halinde icra edilirken, gecenin koro şefliğini ise
Faruk Salgar yaptı.
Konserin ilk bölümünde solistler Zeynep
Hakgeçirmez, Mustafa Kurt, Zeynep Avarkan ve
Mine Bilgi tarafından nihavend eserler icra edildi.
İkinci bölümde ise, solistler Aykut Erfa, Mustafa Şen,
Merve Balyemez, Seda Kıcır, Berk Özçam, Binnur
Özbilen, Neslihan Tanaydın, İrfan Bulut, Müftah
Uğur, Melike Tok ve Ece Durmaz tarafından Hicaz,
Hüzzam ve Kürdi’li Hicazkar eserlere yer verildi.
Konser salonda bulunan izleyiciler tarafından büyük
bir beğeni ile dinlenirken bazı eserlere de eşlik eden
sanatseverler konser sonunda koroyu ayakta
alkışladılar.
Konser sonunda Udi Ali Savaşkan’a Bakırköy Musiki
Konservatuarı Vakfı Başkanı Hikmet Özkahraman
tarafından plaket ve çiçek takdim edildi.
9 MAYIS ÇÖLYAK GÜNÜ BAKIRKÖY’DE KUTLANDI
Bakırköy Belediyesi ve İstanbul Çölyakla Yaşam
Derneği tarafından 9 Mayıs Çölyak Günü
etkinlikleri kapsamında bir seminer düzenlendi.
Ataköy Yunus Emre Kültür Merkezi’nde
gerçekleştirilen seminere Bakırköy Kent Konseyi
Kadın Meclisi Başkanı Yrd. Doç. Dr. Meltem Ünal
Erzen, İstanbul Çölyakla Yaşam Derneği Başkanı
Derya Ukav ve çölyak hastaları ile aileleri katıldı.
Seminerin açılış konuşmasını yapan Meltem Ünal
Erzen, İstanbul Çölyakla Yaşam Derneği ve
Bakırköy Kadın Meclisi olarak Sağlık Bakanlığı’nın
onayı ile 9 Mayıs’ı dünya ülkeleri ile paralel olarak
Türkiye’de de Çölyak günü ilan ettik. Hastalıkla
ilgili farkındalık yaratacak bir
çok çalışma gerçekleştirdik.
Olumlu anlamda da geri
dönüşler aldık. Bakırköy Kadın
Meclisi olarak kadın ve çocuk
sağlığı ile ilgili daha yaygın
olarak bilinen hastalıkların
yanında toplumun çok küçük bir
bölümü tarafından bilinen
hastalıklara da dikkat çekmeye
çalışıyoruz. Çölyak hastalığı da
bu hastalıklardan biri. İnsan
yaşamının herhangi bir
bölümünde ortaya çıkabilen bu hastalık özel bir
diyetle büyük sorunlara neden olmadan kontrol
altına alınabiliyor. Ancak yapılan
aştırmalar Türkiye’de çölyak hastalarının
sayısının 700 bin kişi olduğu yönünde. Bu
da gösteriyor ki, hastalık hakkında
bilinçlendirici, toplumsal duyarlılığı
arttıracak çalışmalara ağırlık vermemiz
gerekiyor. Çölyak hastalığı genetik bir
hastalık ve ülkemizde yaygın olan akraba
evlilikleri sebebi ile hasta sayısı da oldukça
yüksek. Oldukça sinsi ilerleyen bu hastalık
her zaman fark edilmeyebiliyor. Hastalık
çoğu zaman vücutta onarılması güç
zararlar verdikten sonra teşhis edilebiliyor.
Hastalığın teşhisi için çeşitli yöntemler
mevcut. Hastaların büyük bölümü
okullarda, işyerlerinde, askerde veya herhangi bir
arkadaş toplantısında yiyebilecekleri ürünler
bulamıyorlar. Özellikle de çocuklar...Doğum günü
partilerinde maalesef arkadaşları güzel pastaları,
kurabiyeleri yerken onlar bundan mahrum
kalıyorlar. Bu sorun küçük hastaları eğitim
çağında da çok zorluyor. Okul kantinlerinde
ayrıca bu hastalık için satılan herhangi bir ürün
bulunmuyor. Toplumdaki bilinç eksikliği sebebiyle
hastalar çoğu zaman kendilerini anlatamıyorlar
ve bazen kendilerini toplumdan dışlanmış
hissediyorlar. İşte tüm bu sebeplerden dolayı
hastalıkla ilgili çok daha fazla farkındalık
çalışmaları yapmalıyız.’’
dedi.
Seminer sonunda
katkılarından dolayı
İstanbul Üniversitesi
Öğretim Görevlisi Doç.Dr.
Ceyhan Kandemir ve
oyuncu Nur Fettahoğlu’na
Bakırköy Kent Konseyi
Kadın Meclisi Başkanı
Meltem Ünal Erzen
tarafından plaket verildi.
( Yavuz ARPACIK )
19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı Bakırköy’de coşkuyla kutlandı.
ATATÜRK GENÇLİĞİ’NDEN MUHTEŞEM GÖSTERİLER
19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı,
Bakırköy Cumhuriyet Meydanı’na çelenk konulması ile
başladı. Buradaki törene ilçedeki kamu kurum ve
kuruluşları yöneticileri ile çok sayıda vatandaş katıldı.
Kutlamalara Bakırköy Şenlikköy Stadı’nda lise
öğrencilerinin yaptığı gösteri ile devam edildi.
Bakırköy Kaymakamı Yakup Vatan, Bakırköy Garnizon
Komutanı Per. Kd. Alb.İhsan Bursalı, Bakırköy Belediye
Başkanı Ateş Ünal Erzen, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcısı
Hadi Salihoğlu ve binlerce vatandaşın izlediği gösterilerde
öğrenciler resmi geçidin ardından modern danslar ve halk
oyunlarından muhteşem kesitler sundular.
ATAKÖY CUMHURİYET ANADOLU LİSESİ BANDO TAKIMI
BÜYÜLEDİ
Kutlamalar kapsamında Ataköy Cumhuriyet Anadolu Lisesi
öğrencilerinin oluşturduğu Bando Takımı, Ataköy
Sokakları’nda sundukları gösteri ile Ataköylüler tarafından
büyük alkış aldı. Yürüyüşe onlarca vatandaşta eşlik
ederken, çoğu vatandaş Cumhuriyet Lisesi öğrencilerinin
geçişi sırasında evlerinin balkon ve camlarına çıkarak
öğrencileri alkışladılar.
FENER ALAYI’NA KATILIM YOĞUNDU
Kutlamalar kapsamında son olarak geleneksel olarak
düzenlenen Fener Alayı ve Gençlik Konseri gerçekleştirildi.
CHP Bakırköy İlçe Başkanlığı’nın öncülüğünde
gerçekleştirilen fener alayına vatandaşlar yoğun ilgi
gösterdi. Çeşitli marşlar söylenerek Bakırköy Rıfat Ilgaz
İlçe Halk Kütüphanesi önünden başlayan yürüyüş,
Cumhuriyet Meydanı’nda sona erdi. Yürüyüşe, CHP
İstanbul 3. Bölge Milletvekili Adayı Oktay Ekşi’de katıldı.
Fener Alayı’nın ardından Cumhuriyet Meydanı’nda Grup
Gündoğarken tarafından bir konser verildi. Çok sayıda
vatandaşın katıldığı konser gecenin ilerleyen saatlerine
kadar sürdü.
GURUR DUYDUK
98 kişilik 62 erkek 36 kız öğrenciden oluşan Ataköy Cumhuriyet Anadolu Lisesi Bandosu 19
Mayıs günü Ataköy’de yaptığı gösteride büyük alkış aldı. Bando ile birlikte yürüyen Ataköylüler
hep bir ağızdan “Sizlerle gurur duyuyoruz” diyerek bando ile birlikte yürüdüler. Okul müdürü
Muhittin İşgüder, Bando Şefi öğretmen Birol Yüksel ve ilgili Müdür Yardımcısı Gülten Özcan da
alkışlananlar arasındaydı.