Komünar - Komunar.NET

Transkript

Komünar - Komunar.NET
Komünar
1
İÇİNDEKİLER…
Komünardan..............................................2
Devrim Hakkını Kullanmak
Yapabileceğimiz Tek Doğru İştir................................3
Topyekün İmha Savaşı Karşısında Direnişi,
Ulusa Demokratik Birliği, Seferberlik Ruhuyla
KCK'nin
İnşasını
Geliştirerek
Zafere
Yürüyelim!....................................................16
1 Haziran Hamlesinin
Mücadelemizdeki Yeri...........................................31
Zilan Tarzı Yaşamak Ve Başarmak Her Birimiz
İçin Esas Alınması Gereken Bir Görevdir....35
Sema Yoldaş..................................................42
Ölümü Kabul Edin
Ama İlkesiz Olmayı
Kabul Etmeyin
Meşru Savunma Stratejisinde
Aktif Savunma Dönemi Topyekûn Ayağa
Kalkma Nihai Başarma Ve Zaferi Kesinleştirme
Dönemidir.....................................................45
PKK Saflarında Militanlaşmak
Önderlik Diyalektiğine Göre
Kendini Çözümlemekten Geçer, ..................51
Türkiye'de Kürt İsyanları..............................60
G ü nü müz Bili min in El e şti ri si.. ......68
A l t To p l u m Ya d a
E ğ e m e n S ı n ı f l a r a G ö r e To p l u m . 7 5
Utanmak Mı?..........................79
Komünar
2
KOMÜNARDAN...
Yeniden Merhaba
Yeni bir sayıyla karşınızdayız.
Bu sayımızın konuları ağırlıklı olarak Haziran ayı ve gelişmeleriyle ilgilidir. Haziran ayı oldukça
sıcak geçiyor. KONGRA GEL 5. Genel Kurulu'nun Mayıs ayında toplanması ve sürece ilişkin yaptığı kapsamlı değerlendirmeler, HPG'nin buna uygun duruşu ve meşru savunmanın aktif hale gelmesi, yer yer
misilleme eylemlerinin gerçekleşmesi Türkiye siyasal ortamını önemli oranda hareketlendirdi ve kamplaşmalar yarattı. Önderliğin daha Ocak ayında Türk devlet yönetimini uyaran ve 18 Mayıs'a kadar bir açılım
yapılmazsa aradan çekileceğini, 15 yıllık demokratik, siyasal ve barışçı yöntemlerle soruna çözüm arama
yaklaşımını geri çekeceğini ısrarla belirtmesine rağmen, herhangi bir çözüm yaklaşımı ortaya çıkmadı.
Dahası imha operasyonları her zamankinden daha yoğun ve kapsamlı bir tarzda geliştirmeye başlandı. Ve
genelkurmay "bir tek kişi kalıncaya kadar" bu operasyonları sürdüreceğini söyledi. Dolayısıyla tüm
çözüm yolları en azından şimdilik kapanmış oldu.
KONGRA GEL 5. Genel Kururlu 18 Mayıs günü önemli kararlara ulaştı. 18Mayıs önemli bir tarihtir. 18 Mayıs Haki KARER arkadaşın katledildiği tarihtir. Haki KARER arkadaşın katledilmesi ile bu
tarihte mücadeleyi yürüten APOCU gruba "Eğer vazgeçmezseniz imha olursunuz" mesajı verilmişti.
Önderlik bu saldırı ve tehdide parti programını hazırlayarak karşılık vermiş, yanıt olmuştu. Haki arkadaşa
yönlen saldırı Kürt halkı ve henüz şekillenmeye başlanan öncüsünü yok etme kararıydı. Parti programının
hazırlanması ise buna karşı direnme ve var olma karar ve iradesiydi. Önderliğin zehirlenmesi, kapsamlı
imha operasyonlarının yürütülmesi bugünü de aynı süreçle karşılaştırılabilinecek bir süreç haline getiriyor.
Haziran Zilan ayıdır, Zilan'ın anlamlandırdığı bir aydır. Büyük bir kararlılık, bağlılık ve öfke,
isyan, hıncın birleştiği bir bomba olarak düşmanın yüreğinde patladığı bir aydır. Kürdistan tarihinde bir
ilktir, benzeri yoktur, yüceler yücesindedir.
Yine "iki güneş" olamayacağını, "tek güneş" etrafında dönülmesi gerektiğini ateşle buluşan
eylemiyle ispatlayan Sema arkadaşın şahadetle buluştuğu aydır. Sema hiç sönmeyecek bir yıldızın güneş
etrafında dönmesi gibi, sonsuza kadar önderliğin çevresindeki yörüngesinde dönecektir. Bu büyük
şehitlerle bu ayı anıyoruz.
Haziran yeniden direnme kararının alındığı aydır da. Önderliğin uluslar arası bir komployla
kaçırılıp tutsak edilmesinden sonra PKK'nin tasfiye edileceğine içteki tasfiyecilerden hareketle de "haklı"
bir beklentiye girenlerin hayallerinin yerle bir olduğu bir aydır. 1 Haziran kararıyla meşru savunmanın
aktifleştirilmesi, Parti tarihimizin hayati anlamı olan tarihi kararlarından biri olarak yerini almıştır.
Haziran ayının sıcaklığı, biraz da ayın bu özelliğinden ileri gelmektedir.
Yeni bir sayıda buluşmak dileğiyle…
Komünar
3
DEVRİM HAKKINI KULLANMAK
YAPABİLECEĞİMİZ TEK DOĞRU İŞTIR
Partimizin kadro ve savaş çizgisinde, yeni
bir devreyi geliştirmeye çalışacağız. Okulumuzun
yaratıcılık temelinde gelişmesini sürdüreceğiz.
Hem tarihi, hem günceli, hem geleceği en sıkı
kavrayan, anda geçmişi ve geleceği birleştiren,
anda geleceğe yürüyüşü olduğu kadar, geçmişe
yürüyüşü gerçekleştiren, yine insan nasıl insan
oldudan, günümüz insanına da ve geleceğin insanına da anlam veren gerçekliği, derinleştirilerek
anlatılmaya, çözümlenmeye devam edilecektir.
Toplum gerçekliğindeki en temel örgütsel ilişkiden, en vahşi savaş gerçekliğine, insana özgü yüksek kavrayış gücünden, ekonomik pratiğe kadar;
yaşam nasıl yaşam oluyor, onu da çözmeye çalışıyoruz.
Ama şu bir gerçek ki; seviyeleriniz, bu
çerçeveyi anlama gücünden önemli oranda yoksun. Herşeyi yitirenler topluluğusunuz. Yaşam adı
slerinizi bile kullanmak gücünden yoksunsunuz.
altında, fazla dişe dokunur bir şey kalmamış. En
Ama burası da savaş okulu olmaya çalışıyor. Nasıl
iflas etmiş bir toplumun, sınıfta kalmış kişilikleri
anlatalım? Siz ne kadar anlayabileceksiniz?
olarak, ağırlıklı olarak bize geliyorsunuz. Hatta
'Okulumuza
bitmiş- tükenmiş olarak. Hırsında, azminde fazla
belirtmeden geçmek mümkün değil. 'Savaş okulu
bir şey kalmamış, bilinçten kaçıyor ve güzel şey-
savaşçi yetiştirmeli' kabul de, bu biraz yetenek ve
leri de pek anlayamıyor, istiyemiyor. Ve bir hasta,
yaratma eylemi ister, sizde de en az olan şey bun-
bir mahkum, yarı deli birisi olarak kendinizi day-
lar. Hazır sunulduğunda, ona bile tepkiniz düşman-
atıyorsunuz, orta yere atıyorsunuz. Ve bu, müthiş
dan daha fazla. Düşman sizi çekiyor, kurtuluş
bir ağırlık yaratıyor üzerimizde.
gerçekleri sizi çekmiyor. Bunu nasıl çözeceğiz?
hoş
geldin'
derken,
bunları
Çözülmeye çalışılan düşman gerçekliğiyle
En benim diyen elemanlarımıza baktığımızda,
kıyaslandığında durumunuz hurdalık! Nasıl ki;
durumları ağlanılacak düzeyde. Daha doğrusu
günlük olarak mezardan çıkarıyor, beynini
sıkışmış bizim kurtuluş gerçeklerimizle düşmanın
parçalıyor, köpeklere yediriyor, kulağını kesiyor,
bitirici gerçekleri arasında ve çok öfkeliler, çok
başını kesiyor, -böyle bazı vahşi hayvanlar var,
sıkıntılılar. En son trajik örnek, -trajik mi desek-
avlarını parça parça ederler- öyle bir düşmanla
asrın en lanetli bir teslimiyeti gerçekleşti.
karşı karşıyasınız, fakat sıradan savunma reflek-
Kürdistan tarihinde de herhalde en sayılı, lanetli,
Komünar
4
hazin, igrenç teslimiyetlerden birisi. Ama bu, sizin
sizler konusunda, iyi niyet anlamında değil, kaba
ezici bir gerçekliginizi temsil ediyor. Dehşet,
çaba anlamında da değil de; işin gereği, işin doğası,
korkunç! İzahı en güç olgulardan birisi. Kurtuluş
işin savaşçılığı kapsamında fazla bel bağlayamıyor.
gerçeklerine anlam veremeyen, düşman gerçekligi-
Kendinizi öyle bir ölüme yatırıyorsunuz ki, insan
ni de, gerçekten, sadece dogru anlamadan yoksun-
biraz düşmanını düşünür, ona göre bir mevziye
luk demiyorum da, 'ne kadar düşmandandır, ne
yatar. Bir saat sonra başına gelecek olanı düşünür,
kadar kendisindendir?' , bu ayrımı bile yapamayan,
ona göre tedbirini alır. O da yok. Ufak bir rahat,
kurbağa gibi kendini şişiren bir kişilik. Kurbağa
yani bir çalışma ortamı buluyor, ilk yaptığınız iş;
sesini insan sesi sanan, kurbağanın kendisini
derin uykuya yatmak. Kendini bir turist gevşek-
şişirmesi gibi, kendini şişirmeyi önderlik sanan
liğinden daha gevşekçe bir duruma yatırmak ve
kişilik; PKK cellatlığından, TC cellatlığına bir
bunu da yaşam sanıyorsunuz. Hiçbir askeri yaşamla bağdaşmayacak duyguları, her tür disiplin dışı
günde soyunan.
Bu gerçekliği çözmeniz gerekir ve payınızı
durumları bir çıkarmış gibi, bir hakmış gibi kendi-
görmeniz gerekiyor. Ciddiyseniz, saygınlık-
nize alıkoyuyorsunuz. Ama düşman yakalıyor sizi,
lıysanız, gerçekten de dava adamı olmaya karar
feci ediyor.
vermişseniz, gerçeklerden kaçmamanız gerekiyor.
İşte, en değme komutanı gördünüz. Öyle
Ağlamadan, perdelemeden, numaralar yapmadan
bir şey düşünün ki, hainliği bile kabul edilmiyor.
gerçeği görmek ve daha da ötesi, onu değiştirme
Gözlerimizin önünde gördük. Birileri diyor, "bunu
gücünü göstermek. Çünkü devrimcilik, bu ikisinin
jiletle doğruyalım", diğeri diyor, "bize versin,
toplamından ibarettir. Görmek ve değiştirmek,
anlamak ve değiştirmek-dönüştürmek. Bu konular-
gazilere versin, onu nasıl paramparça edeceğimizi
da artık yalancı olmaya, kaypak davranmaya bir
Diğeri diyor, "eğer PKK'yi dağıtmada kullanılacak-
son vermeniz gerekir. Aksi halde, ortaya çıkan
sa, neden sağ bırakmayalım. Dağıtıncaya kadar."
gerçeklikte kendinize yer aramanız gerekiyor. Yiğit
İşte, en iyi hakkında biçilen hükümler bunlar.
olmaya gücün yoksa, düşmanınla her düzeyde bir
Gerçekliğiniz bu. Şunu ben iyi tespit ettim: Kontrol
savaş gücünü gösteremiyorsan, safları karıştırmay-
etmezsek bu süreçleri, aynısı, sizin başınıza da
alım. Veya kendimizi bela yapmayalım, yormay-
gelecek. Ama siz öyle aymaz insanlarsınız ki,
alım. Yapabileceğiniz kadar söz söyleyin. Ama
ancak ancak, ölümcül darbeyi yediğinizde belki,
gerçekten, mutlaka ve mutlaka söz kadar yapma,
"bu nedir?" diyebileceksiniz. Fakat bu da, bize göre
yapma kadar sözünüz oluşmalı. Güçsüzlüğünü iti-
kötü talihtir. PKK olayında, şüphesiz bu tür şeyler
raf etme de bir gelişmedir. Bunu, anormal seslerle
çok. Ama bana göre, netleştirme tam olmalı artık.
ve sahte, çoğu da ölümle neticelenen yürüyüşlerle
Sizin kendinize yapacağınız en iyi şeylerden birisi,
kapatmaya çalışmak olmaması gereken bir tarz
mutlak bir net başlangıca anlam vermeniz. Hazır
oluyor.
değilseniz, yaklaşmayın. Ben bile şu halimle, bu
gösterelim". Diğerleri diyor, "asla afedilemez".
Hep yanlış doğup, yanlış büyümeleriniz-
yaşıma rağmen, ufak bir anlam yetersizliği içinde
den bahsettim. Düşman eliyle büyütülmenizden
bulunsam, ben o günün sabahına asla başlamam,
bahsettim. Bir de, çok sakat yaşam anlayışlarınız-
yakıştıramam kendime. Gönlümde, irademde bir
dan, çok tehlikeli güdülerinizin yaşamı tehdit
gelişmeyi görmesem, çıkmam milletin içine. Ama
etmesinden bahsettim. Çok değiştirmek istedim.
halinize bakıyorum, her tarafı dökülüyor. İradesi
"Hiç birşey gelişmiyor" demeyeceğim ama insan
felç, düşüncesi ne var- ne yok, belli değil, çoğun-
Komünar
5
lukla ağlamaklı ve bir şeyler istiyor. Ne istediği de
birisi; adam olmayla balon olmayı birbirinden ayırt
belli değil. Tabi böyle giriş olmaz.
etmektir. Ve mümkünse, balonlaşmamaya dikkat
Öyle sanıyorum ki, siz bazı köklü kararları
etmek. Her konuda, özellikle siyasi-askeri yaşam-
vermesini bilmiyorsunuz. Katılış tarzınızda ağlama
da. En büyük erdem, en büyük değerli kişilik diye-
yanı ağır basıyor. Çaresizlik! "Kimsemiz yok, Parti
bilecegimiz, bu düzeyde, kendinize bir disiplin
ailesi bana baksın' gibi bir edayla giriş yapmışsınız.
gücü yedirebilmek. Sözle adımını birleştirmek.
Ama ben anama bile, bu temelde en ufacık bir ilgi
Ama unutmayin ki, gittiginiz yerde hala bir yatalak
göstermem. "Hakkım var üzerinde" dediğinde;
olmaktan, bir bela olmaktan fazla bir rol
sanıyorum, şunu demek istiyordum, "haklı olan
oynayamiyorsunuz. Bu, sizleri hastaliklarinizla baş
vatandır, haklı olan halktır". 'Senin haklılığın
başa birakiyor. Ama asla bir savaşçi gibi, bir
ondan sonra ancak olabilir' gibi bir yaklaşimla
devrim hakkini kullanan militan gibi adlandirman-
cevap verdigimi, o çocuk yaşımda bile, bu tavrın
iza, degerlendirmenize yol açamaz.
sahibi oldugumu söyleyebilirim. Ama sizin, şimdi
Işte, devam ederseniz bu balonlaşmaya, bu
bu halinizle bile, öyle bir tavır içerisinde
gerçeklerden bagini koparip kendini gerçek yerine
oldugunuzu söylemek çok zor. Her tarafınız
koymaya, sonuç; 'vahim bir trajedidir' de demeye-
dökülüyor ve aglamaklı yan agır basıyor.
ceğim, yani isim vermekte güçlük çekiyorum.
İhanetin olur, bir amacı olur. Hain, bir şe-ye ihanet
Ülke hakkını, halkın kimlik hakkını
Ve mümkünse özgürlük temelinde
Yaşam hakkını kullanmanız
Yani Devrim hakkını bu temelde
Kullanmanız; şüphesiz dogrudur
Hakkınızdır, görevinizdir.
ettiğinde, karşı taraftan bir destek bulur. Yani
ihanetin, teslimiyetin böyle zırvası, pek kitaplarda
yok. İşte sizde gerçekleşiyor. Benim en çok
yandığım hususlardan birisi de bu. Ama bu
toplumu iyi tahlil ederseniz, sanırım, bunu da da-ha
iyi anlayacaksınız. Düşmanına bile yaramayacak
kadar se-fil! Halkına karşı tümüyle zarar, ama düş-
İyi niyetliler içinizde var. Gerçekten ken-
man da yararını gö-remiyor, bizdeki hainin. O
dini katmak isteyenler var. Ben de, nasıl olması
zaman biz bunu hangi toplumsal sözcükle izah ede-
gerektigini, bunlar için söylüyorum. Devrim
ceğiz?
hakkını kullanmak, bizim yapabilecegimiz tek
Burada suçu, yine kendimizde göreceğiz.
dogru iştir. Ülkeniz ülke olmaktan çıkarılmış,
Neden biz bu duruma düşürüldük? Çözmeniz
toplumunuz da toplum olmaktan. Hatta isim
gerekiyor. Yiğitlik bu! Yoksa, normal toplumların
düzeyinde bile, ciddiye alınır bir yanı bırakıl-
özgür vatandaşları gibi, her gün duyuyo-rum, biz-
mamıştır. Bu anlamda ülke hakkını, halkın kimlik
imki de yaşama ilgi duymuş. Hele bırak, şu anda
hakkını ve mümkünse özgürlük temelinde yaşam
PKK'de moda: "Benim yerim ne olacak? Benim
hakkını kullanmanız, yani devrim hakkını bu
görevim ne olacak?". Tabi bu sorularla da, yakala-
temelde
mak istediği, normal vatandaşlar gibi yaşayacak
kullanmanız;
şüphesiz
dogrudur,
hakkınızdır, görevinizdir.
mı? 'Yaşayamazsin' diyorum, sersem adam! Bir
Tercihte hata yok. Bunun için ne gerekiy-
PKK kuralını her zaman söyledim. Çok açık da
orsa ögrenmelisiniz. Ne tür savaş gerekiyorsa ona
ortaya koyduk. Düşmanını yenecek gücü, iradeyi
da hazırlanmalısınız ama adam gibi, balon gibi
gösteremeyen ve onu biraz olsun örgütleyemeyenin
degil. Burada en çok ögreneceginiz hususlardan
"ben ne olaca-ğım, ben nasıl yaşayacağım?"
Komünar
6
sorusunu sormaya hakkı yoktur. Bu, PKK'nin
toplumun bireyiysen, bunun böyle olmayacağını
adıdır, kimliğidir. "Ya benim de hakkım de-ğil mi?"
peşinen kabul et-mem gerekir. Çünkü senin ulus
Moda olmuş, zindandan tutalim dagdakilere kadar,
dediğin, toplum dediğin yerde ve o halk üzerinde
hak arayiciligi.
mutlak başka bir egemenlik, yabancı ve hatta özel
Hak arayiciligini, düşmanindan sora-
savaş egemenliği var. Siz öküzün trene baktığı gibi,
caksin. Digeri gitti teslim oldu. Birbirleriyle mutlu
"ben bu düşmani göremiyorum" diyorsunuz.
olsunlar. Istedigini versin, is-tedigini yaşasinlar. Bu
Geliyor, bir santim yaklaşiyor, "yine göremiyorum"
bir tercih. Ama PKK'de derseniz, ya-şam hakkinin
diyorsunuz. Neyi görü-yorsun? "Ben kendimi
bir tek yolu vardir, o da, işte düşünce hakki; dü-
görüyorum".
şünceyi yok eden güce karşi, dogru düşünceyi
öküzsün. Tren müthiş bir hızla geliyor, raylardan
geliştirerek kullancaksin. Hatta yeme-içme hakki,
çıkmazsan, feci bir biçimde ezileceksin. Öküz
onun senden gaspettik-lerini sen de, gerektiginde
düşünmüyor, "ge-liyor" diyorum, bağırıyorum
aç kurtlar gibi saldirarak ele geçireceksin. Aynen
"geliyor, geliyor"...
böyledir. Daha benzeri, normal vatandaşlar gibi
Öküz de, raylar arasında böyle özgürlük hakkını
"benim de bir evim-barkım olamaz mı, benim
kullanarak yürümeyi niye hak bellemesin?
işte...", sa-vaşsiz diyecegim, mümkün degil. Çünkü
Biçiliyor-sunuz. Her gün değil mi? Nasıl biçiliyor-
İşte,
burada kurbağasın, yani
"Özgürlüktür" diyorsunuz.
düşmanin bir özel savaşi var ki; dünyada eşi yok.
sunuz. Anlayışlar gerçekten bu düzeyden daha
Yok yok! Bunlarin dişinda, bu temel gerçekligin
ilerde değil. Hergün kafalarını taşlara vura vura ne
dişinda yaşam hakki dersen, bu da kocaman bir
kanıtlanıyor; öküz olunduğu, kurbağa olunduğu.
yalandan ibaret, kandirmaca. Örgüt dişi, savaş dişi
Çok ses çıkarmakla insan olmak arasında fazla bir
kimse sana, "yaşayabilen bir Kürt olursun" diye-
ilişki yoktur.
mez. Çünkü bu dün-yada, öyle bir Kürde, hiçbir
Peki, "hiçbir imkan yok mudur?" derseniz.
ulus "evet" diyemiyor. Yani "böyle bir Kürt yok"
İmkanı, ben her zaman söyledim; iğne ucuyla
diyor. Sen diyorsun ki, "böyle bir Kürt var". Nerede
kendine bir yer yapacaksın, yer kazayacaksın,
var? "Ben de var" diyorsun, o da diyor ki, "be-nim
çokça burda gördüğün gibi mütevazi olacaksın, iki
kitabımda yok, politikamda yok". Kargaşa burada
taşı bir araya getireceksin bir kulübe yapacaksın,
başliyor. Sizi böyle kabul eden, bir dünya yok. En
iki kişiyi bir araya getirip bir kuvvet yapacaksın.
başta da düşman, bunu engellemiş. Nasil bu hakki
Onlarla muhtemelen bir parça ekmek yiyebilirsin.
o zaman kullanirsin? Düşmanina kabul ettirerek.
Ben bunu size çok açik söylüyorum. Ve bir de,
Onurlu bir insanın nefes alıp verişini verebilirsin.
müthiş bir savaşla da kanitladik. Siz ise sahte
devlet temsilcisi gibi. Züppe! Bırak devlet temsil-
vatandaşlik haklarini, daha dogrusu, genelde özgür
ciliğini, ben bile mevzilere yerleşmişim, kendimi
toplumlarin veya en azindan, kendilerine göre tan-
senin kadar özgür göremiyorum. Günlük yaptığım
imlanabilinir, meşru bir yaşamin sahibi olanlari
çalışma, iğneyle kuyu kazar gibidir. Durumu kur-
taklit ederek, "ben de kravat takıyorum, benim de
şeklen insana benzediğim söylenebilinir, dolayısıy-
tardığımda, bin şükür diyo-rum kendime, bugün de
anlamlı geçti.
la ben de onlar gibi rahat yemek yiyebilirim, rahat
Sizler yer beğenmiyorsunuz, görev beğen-
uyuyabilirim, rahat ev-bark sahibi de olabilirim.
miyorsunuz. Başka bir de yaşam istiyorlar, özgür
Neden bana çok görülüyor?" Burada çok büyük bir
vatandaşlar gibi. Ayıptır diyorum, "heval, yerine
yanılgı var. Bir ulusun elemanı ve hatta bir farklı
otur, haydi yiyeceğin-içeceğin senin olsun" diyo-
Gerçek bu. Ama bizim züppelere bakıyorum,
Komünar
7
rum, ağır küfür de etmek istemiyorum. Git, anan
orum, bu sefer yine saptırıyorsunuz; "ben ne ola-
sana ev kursun, git sahiplerine başvur. PKK bu,
cağım, ben dayanamıyorum". Dayanamıyorsan,
beni beğenmeyebilirsin. Zaten ben öyle, çok
kendini tavana as. İşte, en son çıktı büyük kurbağa.
beğenin de demiyorum, bu iş böyle oluyor. Bu işin
Ne olacak şimdi? Hiçbir yerde bir şey yok, bir yer
sıfırdan başlatanı buraya kadar getirmiş. "Benim
yok. Ne düşman kabul edi-yor, ne düşmanın düş-
babam zengindi, ben farklı büyütüldüm", sen düş-
manı kabul ediyor. Yer yok! Hayır, bu-nun bizim
manin kucaginda büyümüşsün bana ne. "Ben şöyle
toplumsal gerçekliğimizde daha derin bir anlamı
rahat yaşamaya aliştirildim, ben şöyle hatta dagda
var.
özgür bir çoban gibiydim" Olabilirsin. Benim sis-
Tercihinizi bu te-melde yapabilirsiniz. Kaçtınız
temimde, bir düşman var, ona karşi korkunç büyük
bak, çoğunuz yaban ellerden geliyorsunuz. Ve
bir inatla bazi işleri yapma var. "Ben buna dayanmam, ben farklı yaşamak isterim." Olmaz, sen yan-
olduğunuz vatan parçaları da, bir çakıl taşı
değerinde bile, sizin değil. Bu gerçekliğe karşı
lış yaklaşım içindesin. İflah olman imkansız!
büyük bilinçsizlik, yarı deli, yarı hasta, yarı mahku-
Ondan sonra da "ben ağlarım". Bol bol ağlayanlar
miyet temelinde, yani üçte bir oranında olmak.
var, surat asıyorlar. "Ne olacak benim halim? Ne
"Üçte bir ben deliyim, üçte bir ben hastayım, üçte
olacak benim durumum?"
bir ben mahkumum". Bununla sen neyi elde ede-
Bunu
anlamakla
işe
başlayabilirsiniz.
Benim size yapabileceğim tek şey, sizi aç
bilirsin? Bununla bela olduğunu, tehlikeli olabile-
bırakmamak. Ben dediğim gibi, -anama bile, baba-
ceğini; zaman zaman işte deliliği oynar, zaman
ma bile- gelmiştim me-murdum, anama bir kavun
zaman zindanı oynar, zaman zaman hastayı oynar.
aldım o kadar. "Benden birşey beklemeyin" dedim,
Her tür hastalık! Bunlar iyi şeyler değil.
"benim başka işlerim var". Kendim için de geçerli.
Son dönenmlerde başıma epey adam yığılıyor.
Yani, şu an endekslendigim yemek, bulgur pilavi-
Aslında insanla çalışma, benim zaten en esas
dir. Süper yemek, benim için odur. "Başkan böyle
aldığım işlerdir. Bunun dışında insanla eğitsel,
olur mu?"derseniz, derim; "yok, Başkan haddini
örgütsel, ideolojik uğraşmak, benim herşeyimdir.
bilen adamdir. Işinize gelirse Başkan'la olursunuz.
Sizin ise geliş tarzınız, pek bu temelde değil.
İşinize gelmezse güle gü-le". "Biz PKK'yi kul-
Toplumda kaybettirdiklerinizi, son dönemlerde
lanacağız, biz PKK'yi, -biraz parası bi-rikmiş- iste-
özellikle, bulmaya geliyorsunuz. En yanlış yak-
diğimiz gibi yiyeceğiz. Kurumları var, onları da
laşımdır. Burda onları bulamazsınız. Burda ideolo-
bayağı değişik kullanacağız" diyorsunuz. Bunlar
yanlış he-saplar. İşin başındakine soracaksın. Ben,
ji dediğimiz şey şu; düşünce gerçekli-ğinde
kendine bir yer yaratmak-yapmak, kendiniz için bir
patron demiyorum kendime. Büyük emekçiye sora-
dü-şünce, insan olmak için bir düşünce. Onu burda
caksın, olur mu olmaz mı? "Yok, ben yine hırsı-
arayıp bulmaya çalışacaksınız. İrade, dağılmış, felç
zlarım, ben çaktırmadan işimi yürütü-rüm" ders-
edilmiş. İradeyi bu-rada arayacaksınız. Halk irade-
eniz, mümkün değil bu! Bir patrona bakın, fabrika-
si, Parti iradesi, yani maddi güç, yani örgüt gücü
sını dört-dörtlük kullanır. Bir işçi kolay mıdır, hırsı-
nasıl olur? Onu burda arayacaksınız. Bu siyasettir,
zlık yapabilir mi?
bu askerliktir. İrade-düşünce birleşti mi; bizde
Burası bir fabrika, patron yeri de değil.
siyaset, askerlik ve savaş diye ortaya çıkar. Ordu,
İdeolojinin süzgecinden geçirilmiş, sıfırdan emekle
cephe diye kendini nitelendirir. Onu burda iyi
müthiş savaş içinde ya-ratılmış bir anlama sahip.
öğreneceksiniz. Burda daha da ince olarak taktik,
Neyi, kimi kullancaksın? Bu ger-çekleri hatırlatıy-
yani "düşmana göre ben nasil ayakta kalacagim?"
Komünar
8
Onu burda öğreneceksiniz. Şimdi bu kavramları
burda kurtarabilirsiniz. Kendinize göre, bundan
söylüyorum, çoğunuzun kafası bence uykuya dalıy-
fazla bu dünyadan birşey beklemeyin. "Özgürlük,
or. "Bu nerden çıktı?" diyorsunuz. Bunlar, adınız-
şeref, onur, siyaset, gurur; ben de şöyle bir insan-
dan daha çok size gerekli olan, temel, insani husus-
im" demeye hakkınız yok. Çünkü dünyada, böyle
lardır.
Buraya bunun için geldiniz. Hatta varsa
bir Kürd'ü kabul eden yok. Yanlış büyütmüşler sizi,
ben ne yapayım. Maalesef Kür-distan'daki
bununla çelişki teşkil eden, içtiğiniz sigarayı,
cehaletin en tehlikeli bir yönü; "Ben de insan gi-
hemen duvar ötesine atacak-sınız. Yersiz elbiseleri
biyim. İşte kulaklarımla, şekil-şemalimle ben de
hemen atacaksınız. Ruhunuzda böyle boğuk,
normal va-tandaşlara benziyorum" Bu, sadece
karamsar ne varsa, hemen atacaksınız. Yani tertem-
şeklen böyledir. Gerçek-ten tarih bilimine, toplum
iz soyunacaksınız ve öyle bir ruhla, öyle tertemiz
bilimine göre, böyle bir insan yok. Ayiptir söyleme-
beyaz bir say-fa biçiminde, burda yaşama başlaya-
si, ama gerçegi karikatürize ederek anlatmak,
caksınız.
Kir-pas
bazen daha iyi ögretici olabilir. Bu bazi may-
içindeysiniz. Kazı kazı çıkmıyor. Sen kenefe dön-
munlari -Japonlar özellikle yapar- zorla insana
müşsün, yani pislemişler sana, pislemişler,
benzetmek için elbise yaptiriyorlar, hatta yürütüy-
yüzyıldır te-mizlenemiyorsun. O zaman "sen ne
orlar. Ne kadar benzedi, diye. Işte tarih bilinci,
Gücünüz
yeterse
tabii.
toplum bilinci dişin-
geziyorsun burda?",
derler adama. Bu
kokun
yüzünden
burayı da kirletiyorsun,
defol
Kendini
git.
temiz
kılamıyorsan, temiz
tutamıyorsan
du r ma - y ac a k sı n.
Ru hu nu zd a bö yl e bo ğu k
K ar am sa r ne va rs a, he me n a ta ca ks ın ız
Ya ni t er tem iz s oy un ac ak sı nı z
Ve öy le b ir ru hl a, öy le te rt em iz
B ey az bi r sa yf a b iç im in de
Yaş am a b a şla ya ca ks ın ız
G üc ün üz y et ers e ta bi i
"Burası benim yerim
da
bizim,
kendimize insan
dememiz de buna
b e n z i y o r.
Maymun ne kadar
insansa, biz de o
kadar insan olabiliriz. Gerçek bu,
hiç abartmasiz. Ben
değil" diyeceksin, affını iste-yeceksin. Veya sık sık
delimiyim, neden bu kadar korkunç insan olma
ortaya çıktığı gibi, çaktırmadan kaçacaksın. Ama
savaşini veriyo-rum? Maymun olmamak için.
kazara da düşmanın eline geçersen, seni öldürürler.
Bunun dehşeti var bende halen. Gerçekten, bu yüz-
Lütfen bir öküz kadar, bunun da bilincinde olarak
den bu kadar işe sarilma zorunlulugunu du-yuyo-
hareket edin.
rum. Bu bilinç, bu hayvanlaşmaya karşi büyük
Okulumuzun böylesine bir tanımı daha da
geliştirilebilinir. Ben çok yaptım bu tanımlamaları,
tepki ol-madan, birak devrimci olmayi, normal
insan olma yoluna bile giremezsiniz. Bu böyledir.
fakat ciddiye almadı-ğınız için tekrarlamak zorun-
Köhnemiş düşüncelerinizle başka tablolar
dayım. Kusura hiç bakmayın, ben ne yapayım?
çizmek, sa-dece yalani derinleştirir. Mesela ben
Sıkılıyorsunuz, dayanamıyorsunuz. "Kendimize
hala kendimi çeyrek a-dam yerine koyuyorum.
göre" diyorsunuz. Kendinize göre dünya diye bir
Pozisyonum kesinlikle böyle. Çünkü yarim adam
şey yok. Kendinize göre rezalet var, kendinize göre
yerine koysam, daha fazla hata yapabilirim. Ama
sefalet, kendinize göre, ancak ancak bir işportaci
çeyrek adam olmanin da savaşi, bu haliyle bile hala
veyahut en tortu işlerde, bir paça ekmegi şurda-
yetersizdir. Ama tam adam olmayi da biliyorum
Komünar
9
biraz. Aglayayim mi sizin gibi? Hata mi yapayim
size yapabileceğim en büyük iyilik, büyük bir
çok? Bu halk biraz umut bagla-miş, yirmi dört saat-
ihaneti tekleş-tirmekti. O düşmandır, düşmanın
değişik bir çalışma koludur. O çalışma kolunu,
te herşey biter o zaman.
Bu lanetli ögeyi tutmasaydim, ne olurdu
başka çalışma kolları da var, onları da etkisi-
biliyor musu-nuz? Adam o kadar kurnaz ki, Amed'i
zleştiriyoruz şüphesiz veya korunmaya çalışıyoruz.
çoktan haletmiş, Erzu-rum, Dersim, Serhat, sözü-
Yalnız bu kol çalışsa, ne olurdu biliyor musunuz?
mona Anakarargahimiz, Botan, bilmem diger yerler
Hepinizin akıbeti, aşağı-yukarı buna benzer olacak-
de uzantisidir, Güney şu-bu. En son, "hele gideyim,
tı.
şu Amanos'u, Toros'u da bağlayayım geleyim".
Bahane, yol ve yöntem çoktur. 'Osmanlı'da
Hepsi de tamam gerçekten. Oyunun bir tarafı da
oyun çoktur' derler. TC'de daha fazla çoktur. Öyle
benim. Beni nasıl hal edecek? 'En büyük Allah'. En
bir makaraya sarı-lırdınız ki, kiminizin beyni
güçsüzlerin, bir Allah anlayışları vardır. O kelimeyi
parçalanırdı, kiminiz zavallıca yalvarırdınız.
de, sadece güç getiremediklerini kandırmak için,
Kiminiz cellat olurdunuz, kiminiz kötü işlerden
aldatmak için söylerler. En büyük yalanlardan
kötü iş beğen, kötü sonuçlardan kötü sonuç beğen.
birisi, köylülerin Allah'a tapınmasıdır. İçinde her
Hem de nasıl koyarlardı, farkına bile varamazdınız.
türlü aldatıcılık var. Aynı oyunu düzenlemek iste-
Sadece mır mır ederdiniz. Sadece, "Ya nasıl böyle
diğinde, tabii biz bu ideolojiye karşı çoktan
kendimizi donatmışız, tedbirimizi de almışız. Ne
oldu? Ben hiç böyle um-muyordum, ben hep şöyle
istemiyordum, ben cenneti istiyordum, ben
tilki olduğunu, ben çok iyi biliyorum. Yıllar-dan
kendime çok güvenmiştim vb" dersiniz. Toplumu-
beri. Benim işim ne? Bu! Bu işlerle sadece uğraşıy-
muz tümüyle bunu söylemez mi? Ama o vurur size.
ordum. Herşeye sözümona, "sahip oldum, olmak
Dara-ğaçlarında, ne kadar Kürt böyle öldü. Ne
üzereydim, PKK'yi hallettim" diyor, gerillanın
kadar hain, en son köpekten beter edildi. Aynı olay.
başkomutanıydı, herşeyi haletti, herşeyi bağladı,
ama benimle olan meselesini halletmedi.
Gerçekten böyleydi.
PKK tarihini inceleyeceksiniz. Kendinizi,
Özdeyişiyle, en büyük suçu; beni Allah
aynen bu tu-tum içerisinde kaldığınızı, yani kontrol
yerine koymakmış. Ama Allah yerine koymuşsan,
altında olduğunuzu,-kontrol altında olanı da kolay
bu en büyüğüdür. En bü-yüğüne de ihanet edersen,
teslim ederler. İşte nasıl teslim oldu veya edildi. Siz
Allah seni çarpar. Bütün kitap-larda, bu böyle
daha mı güçlüsünüz? Değil! O sizlerden daha
yazılıdır. Kim sana dedi, Allah yerine koy? Kim
güçlüydü, daha düşünceliydi. Diyordu, "ben kitap
sana dedi aynı saatlerde Allah'ına ihanet et? Bütün
yaz-dım, roman yazdım". Demek ki, hırslı. Ve sizi
ki-taplar yazar, kendi eliyle yarattığı tanrısına böyle
böyle susturdu. Böyle kılınızı bile kıpırdatmayacak
ihanet eden, en büyük lanetli olur. Tarihte örnekleri
hale getirmişti. Düşünce-niz, iradeniz teslim alın-
binlercedir. Ama diyor ki, "ben diğerlerinin hepsini
mıştı çoğunlukla. Bunu şunun için söylüyorum:
haletmiştim, sürü arkamdaydı, o-yun tamamdı".
kişiliğinize damga vuran, hakim olan nedenler çok.
Hani bir söz daha var: 'En büyük Allah'tır'.
Özgürlük bunu yıkmaktır. Mesela neden bir mili-
Peygamber bile, Allah'a bağlı olarak iş yapar. Biz
tanımız çıkmadı? "Ben bunda hile seziyorum."
öyle değiliz. Biz sosyalist emekçiyiz. Bir kur-
Dikkat edin, tek bir kişi böyle çikmadi. "Ben bunda
bağanın kendini aldatması durumunu izah etmek
bir kurnazlık görüyorum. Ben bunda bir teslimiyet
için, bu kavramları kullanıyorum. Bir de sizleri
görüyorum" demedi. Böyle bir sürü daha çıkmıştı
izah etmek için. Düşünün bunu tekleştirdim. Benim
eskiden.
Komünar
10
Halen hatırlıyorum, beni sıkıntı kaynağı
Sizin psikolojinizi düşman kontrol ediyor
gibi görürken, o provokatörlerin yanında rahat
oluyordu bizim arkadaşlar. Bir Semir vardı,
aslında. İçimizde sadece dolaylı, ya da direkt yollardan kullandıkları var. Zaaflarınız örgütlendiriliy-
Avrupa'da diyordu: "ben Önder olursam, sa-at
or, zaaflarınız tahrik ediliyor. Örgüte gelememe,
onikiye kadar uyuma hakkıyla, yumurtanın
savaş kurallarına gelememe 'hak' diye size su-
beyazını attırıp adama sarısını yedirerek yaşama
nuluyor ve zorlandığınız için buna ilgi duyuyor-
hakkını tanıyacağım" Bi-zimkiler alkış çalıyordu;
sunuz. Ama ondan sonra nasıl, bir çırpıda, -alıştır-
"ne güzel, insan haklarına saygılı, sevimli bir genç
mıştı tabi bu yaşama- bir bindiriyor tepenize. İşte,
bu" diye. Biz burada, B.'ta, zorbela bir ev buluyor-
kepçelerle cesetlerinizi bir köye gömmüş, Köylü
duk. Can güvenlikleri için fır dönüyordum. Bir
kabul etmiyor, demiş "atayım". Bu sefer kepçeyle
leğen bulmuştu, ona çaldırıp, bizimkilere şarkı
çıkarıp, nereye gömdüğü belli değil. Tarihte de
söylettiriyordu ve diyordu yine "ne güzel, şarki
böy-le yaptı. Seyit Rıza'nın mezarı belli değil. Seyh
söyleme hakkimizi kullaniyo-ruz". Ona ilgi duyuy-
Sait'in meza-rı belli değil. Kepçeyle bir yerlere
orlardı. Bir Şener vardı, halen hatırımda; ben burda
koymuşlar. Kemiğini buluruz, kemikten de onun
okulun yemeğini hazırlamak için, güvenliğini ha-
kemikleri olup olmadığı anlaşılamaz. Daha da
zırlamak için dört dönüyorum. O ise diyor, "kendi-
kötüsü, köpeklere yedirme. Evet daha dün, o kendi-
nizi yaşa-yabilirsiniz". Kızlara diyor, "sen istediğin
ni çok rahat sanan gerillanın cesetlerini, köpeklere
erkeğe", erkeğe di-yor, "gönlünde zaten şu kiz var,
yedirmişler. Bunlar gerçek!
istediginiz gibi yaşayabilirsiniz", "Gerilla, zaten
Kim sana dedi öyle rahat ol diye? Korkunç
yaşami tehdit ediyor, suçlu. Örgütümü-zün bazi
olacaksın sen de. Bundan çıkaracağın tek sonuç,
olanaklari var, paylaşabiliriz, yaşayabilirsiniz". Ta-
sonuna kadar direnme hakkını kullanacaksın. Gitti,
mam, grubumuzun yüzde sekseni de öyle gitti.
uyuşturdu. O marjinalizm denilnen olay o.
Ama yemegi yediren benim, güvenligini saglayan
Amanoslar güzel, deniz de yakındır, zaman za-man
benim. Belki çok iyi görmeyebilirsiniz ama bu
rahat, bol bol rahat uyu. Bir yıl, bir tek ürkütücü
orturma yerlerini, yüzde yüz bir so-rumlulukla yer-
eylem yapmıyor, korkutucu eylem yapmıyor;
ine getirdim. O sadece gelmiş, sizin sikintilari-nizi
yaşam hakkını güya kullanıyorlarmış. Yaşam
istismar ediyor.
hakkını kullanana böyle yaparlar. Gerçek böyle.
O digeri dagda yapti. Parti orada biliyor-
Ben bunu abartmıyorum. Çıkma! Neden o sila-hı
sunuz, binbir emekle, halkimiz binbir emekle bazi
omuzuna taktın? TC'ye karşi silah omuza takmak
silahlar aldi, erkekler kizlar olarak birleştiniz ve
bazi şeyler gerektirir, ta Osmanli'dan beri ...
yüce özgürlük için. Bu, onu orada saptirdi, dedi ki;
Kuyucu Murat Paşa, 40 bin tanesini doldurdu.
"yiyin, toplumun o şey sinirlarinda yaşamadigini
Silahli da degillerdi de onlar. Düşünce-leri biraz
yaşayin, hakkinizdir. Çok yorulmuşsunuz, çok
farkliydi Osmanli devletinden. TC'de, Mustafa Ke-
savaşti-niz". Halbuki, öyle birşey yok. Dogru
mal en yakınlarını idama göndermiştir. İktidarını
dürüst bir eylem bile planlayamamişlar. "Haydi kız
ufacık tehdit etti diye. Ama bunlar gerçek! Elde
sen şu erkeğe, haydi erkek sen şu şeye. Haydi bir de
silah, şeref onur elde et-miş. Hoşuna gidiyor. Bir
parası var, yiyin. Yormayın bir de kendinizi".
de, eksik olan yaşam hakkı. Oranın sahibi var. Sana
Dediler, "bu güzel, biz böyle komutan isteriz". Evi-
bir çakıl taşını bile layık görmüyor. Kim de-di, öyle
mizi yıktı, bir tanesi demedi; "burda bir yanlışlık
rahat yaşayabilirsin?
var". Ne-den? Zaaflarınıza hitap etti.
Komünar
11
Bunlar, derin gafletlerdir. Askeri kişilikte
edilemez ve karşı çıkıldığında lanetli ko-numa
olmaması ge-reken hususlardır. Ama dediğim gibi,
gelinir, bu duruma düşersiniz. Yok, bebek gibi ken-
sizin gaflet düzeyiniz, iradenizin parçalanmışlık
dinize uyduracağınızı sanırsanız, mümkün değil!
düzeyi, zavallılığınız, maalesef bazı acıklı durum-
Demek ki, bu Önderlik denilen olayı, mutlaka der-
lara düşürüyor. Daha da kötüsü, tabi, ben şehitlere
slerin başında çok iyi öğrenmeniz gerekir. Dört-
hep saygılıyım, şehitler yine en büyük yaşam
dörtlük öğrenmeniz gereken temel bir ders. Öğren-
değeri olarak anılır. Fakat yaşayanlarınıza bakalım.
meden hiç bir derse sağlam baş-layamazsınız.
Kocaman büroları veri-yoruz, kocaman kurumlar
Bunun da yaşı-başı yok. 70 yaşında da olsanız, yeni
var, kocaman... Her tür yemek var, yani bir devlet
de olsanız, ünlü de olsanız ünsüz de. Şart, temeldir.
dairesinde olmayan rahatlık, özgürlük var, yi-ne
Aksi halde sonuç, bu vahamet. Ben de hergün,
beğenmiyor. Rahatsız! İstisnasız kendimden başka
hepsine, daha rahat çalışma imkanları tanıdım.
Askeri değil, sivil çalışma imkanlarını, beğenmiyorlar. Puşt, başka şeyler isti-yor. Nedir başka istediği şeyler? Köhnemış, pek ciddiye alınmayacak
şeyler; ucuz duygulara, ucuz güdülere, o da değil,
onu da yapamıyor. Bela, lümpen, sersem, hasta!
Demin söyledim, üçte bire özgürlük istiyor. Üçte
bire özgürlük istenilmez. Üçte birler aşılmak
zorundadır. Üçte birler hak diye sa-vunulamaz.
Aşılmak zorunda!
İşte, okulumuzun uğraşacağı temel konular veya ona la-yık bir öğrenci olmanın tanımı
böyledir. Sanırım, oldukça an-laşılır ortaya koydum. Çarpıcı! Kaydınızı bu temelde yapma-lısınız.
Çok mütevazi olmanız gerekiyor. Ben de, kendi
katkı-mı sürdürüyorum bu temelde. 49 yaşındayım.
Halen gördü-ğünüz gibi, aynı heyecanlı bir öğrenci
gibi rolümü oynuyo-rum. Ne yapayım? Düşmanım
büyük, böyle olmak zorunda-yım. Kötü ölmek
istemiyorum. Ama namussuz gibi yaşamak da
Önderliği daha de-rinlikli kavramaya çalışıyorum.
istemiyorum. Böyle, benim halen yaşadığım bir
Temsil ediyorum doğru, ama öğreniyorum da.
yaşam bi-çimi. "Başkan, Başkan" diyorsunuz, gel-
Oldukça derinliğine hem öğreniyorum, hem de
diniz, Başkan'ın ger-çeği bu! Siz, Başkan'ı Allah
temsil etmeye çalışıyorum. Yani en zor işlerimden
yerine koyamazsınız. Koyanın durumu ortada.
birisi de o. Kendiliğinden mi gelişiyor Önderlik,
Ama hiçe de sayamazsınız. İkisi de, feci so-nuç
babadan mı bana mi-ras kaldı? Belki hepinizin
verdi. Ne hiçe sayacaksınız, ne de abartacaksınız.
babasından miras birşey var, ama belki de bizim
Ger-çekliği neyse öyle öğreneksiniz. Mümkünse
ailede mirası olmayan tek kişi benim bu konuda.
onunla güçleneceksiniz, onunla yol arkadaşlığı
Herşeyi yarattım. Demek ki, çok zor bir iş. Çünkü
yapacaksınız. Anlamazsanız, tanrıya nasıl ihanet
bu toplum için ilk defa böyle bir gerçekleşme var.
Komünar
12
Daha da yenilmez kılmak için hiç ilgilenmediğiniz,
düşmanın böyle çok yönlü düşürdüğü, dayatmaları-
anlamak bile istemedi-ğiniz bu işi yapıyorum.
na karşı ayakta durmanın gururu var, heyecanı var,
Diğer bir sürü iş yapıyorum. Nedir di-ğer bir sürü
ye-nilmemenin verdiği yüce bir duygu var. Bu
iş? Pratik işler. Hemen hemen hepinizi günlük
duygu, bütün duyguların en yücesidir ve tanrısıdır.
olarak moral, ekmek, güvenlik, bütün bu
Bu bizi yaşatıyor. Gı-damı ben, bu duygulardan
geldiğiniz, gittiğiniz yolları açık tutmak. Hepsi
alıyorum. Siz ise; sahte yetki, işte bir ahbap-çavuş
benim işim. Belki değerini takdir etmezsiniz. Ama
ilişki, bencil şeylerden. Bu sizi dediğim gibi, bu
gerçekten hepsinin köprüsünü de, yolunu da ben
yüce şeylerden aıkoyar, dolayısıyla ne siyasetçi, ne
kurdum. Önce kendim geçtim, sonra üzerinden siz-
asker gibi bir kişiliğiniz gelişemez. Bu yüce duygu-
leri ge-çirdim, güvenlikli olsun diye. Bu pratikleri
ları paylaşmaktan başka çareniz yok.
de takdir edemezseniz zaten siz bir hırsız olur-
Bu okulda bunları yavaş yavaş hissetmek,
sunuz, üçte birlerden birisi olursunuz veya üçte bir-
özümsemek, düşünceye vurmak, iradeye vurmak,
lerin üçte üçü olursunuz.
düşünceyi geliştirmek, iradeyi keskinleştirmek ve
sonuna kadar kullanıyorum. Siz o kadar rahatsınız,
her tür savaşa kendini hazır hale getirmek; başarılı
bir mezuniyetin ifadesi olacaktır. Bu temelde, des-
yerleriniz o kadar güzel ki, bu tanıma göre kendi-
leri daha da ayrıntılı halde gerektiği kadar işleye-
nizi bile şekillendirme gücü gösteremi-yorsunuz.
bilirsiniz. Bu tanımın, daha büyük bir bilinç
Sadece bozuyorsunuz çoğunlukla. Yıllarca dağda
açılımına, güce dö-nüşümüne hizmet edecek bir
kaldınız, Avrupa'da kaldınız, birer bela gibi
sürü ders hemen dile getirilebilinir. Mesela isim-
Maalesef nefesimin fiziki sınırlarını
geldiğiniz çok a-çık. Burası yaban eller. Siyasetin
lendirirsem; herşeyden önce yaptığımız dev-rim bir
en zor geliştirileceği yer. Ve ben, dünyada en çok
insanlık devrimi ise de, bir ülke somutunu esas
sıkıştırılan adamım. Değil mi? Bu çok a-çık. Peki,
alıyor. Adına Kürdistan diyoruz, hatta Türkiye,
sizin gibi bir durumum var mı? Ağlıyor muyum si-
Ortadoğu alanı da denilebilinir. Daha pratik olması
zin karşınızda? Çaresiz olduğumu, çözümsüz
açısından. "Kürdistan devrimi ve insan", "insan-
olduğumu size söylüyor muyum? Neden?
ideoloji", onunla bağlantılı "felsefe ve teori". Yani
Çünkü ben sorumlu insanım. Çünkü ben
Kürdistan devriminin ideolojisi, onun da arkasında-
halen düşma-nına göre ayakta kalmayı yaşamın tek
ki felsefesi ve teorisi nedir? Herhalde bir kadro için
meziyeti sanan kişi-yim. Çünkü ben ağlamayı
ilk an-laşılması gereken hususlardan birisi budur.
alçaklık olarak gören, zûl-al eden* bir kişiyim. En
Tarihten dem vurmak gerekir. "Kürdistan ve tarih"
güzel yaşamın, onurlu, yani temel değerlere bağlı
diye bir tartışma da anlaşılmaya değerdir. Kürt
yaşam olduğunu bilenlerdenim. Her şeyini buna
toplumu her ne ka-dar dağıtılmış ve kendisi olmak-
göre ayarlayanlardanım. Temel hususlarda velhasıl
tan çıkarılmışsa; parçalarının da bir tanımını yap-
bir cevap ol-mayı, tek yaşam seçeneği olarak bilen
mak, yeni toplumu kurmak açısından ge-reklidir.
ve herşeyini milim mi-lim ona göre ayarlayan
Bir de günümüz var; günümüz, kapitalist-
kişiyim. Başka bir şeyim olmayabilir, sizin gibi bir
emperyalist hakimiyet altındaki bir süreci yaşıyor.
sigaradan zevk almayabilirim. Veya bir ahbap-
Güncel kapitalist-em-peryalizmi değerlendirmek
çavuşum olmayabilir. Rahat uyku da olmayabilir.
yararlı olabilir. Çünkü dolaylı ve direkt etkileri TC
Yemekler-den fazla lezzet almayabilirim. Ama
ile çok müthiş bize yansıtılıyor. Dolayısıyla onun
bana göre bu yaşam, kendi başına en büyük
en tehlikeli bir parçası olarak, TC gerçekliği, kıs-
tutkudur, en büyük arzudur. Neden? Çünkü içinde
men ta-rih ve daha çok güncelliği içinde, onu delik
Komünar
13
deşik etmeniz ge-rekiyor. Nasıl bir olgudur? İnsanı
savaşmalı?' sorusu kadar önemlidir ve ikisi taktiği
ne yapar? Hele bizim insanı ne yapar? 75 yıllık tar-
ifa-de eder. Günlük olarak nasıl yaşamalı, nasıl
ihinde ne yapmıştır, şimdi ne yapıyor; birey olarak,
savaşmalı eşittir; militan-taktik-önderlik. Bunu
toplum olarak, ulus olarak? Katliamlarıyla, asimi-
netleştirmeniz gerekiyor. Çün-kü siz stratejik
lasyonlarıyla, her tür beyaz terörüyle, yoksullaştır-
Önderlik'ten ziyade, daha çok taktik önderlik-le
masıyla bizi ne hale sokmuştur? Onu anlamak
uğraşacaksınız.
Günlük olarak nasıl yaşamalı ve nasıl
gerekiyor. Güncel du-rumunuz ne?
Bu temelde tabii, TC'nin, emperyalizmin
savaşmalı sorusu içinde boğuşacaksınız. Hangi
şekillendirdi-gi mutlak egemenligi altinda, kedinin
özelliklerle yirmi dört saati kur-taracaksınız?
fareyle oynadigi gibi, oynamak istedigi bizim
Eğitsel, örgütsel, eylemsel, ne kadarına, nasıl
gerçekligimiz. Fareden nasil aslan olacagiz veya
ihtiyaç vardır? Ve ne kadarını nasıl yapmalısınız?
taninmaz hale getirilen insanimizdan nasil yeni
Bütün bunları, adeta haşır-neşir olurcasına bilirs-
insana ulaşacagiz? Yani, önce toplumumuzu gün-
eniz bir taktikçi, bir taktik önder olarak faydalı işler
cellik içerisinde taniyacagiz, parçalanmişlik, asim-
yapabilirsiniz. Taktik önderlik dersini, adınızdan
ilasyonla yutulma, ö-zel savaşin almak istedigi
daha fazla bellemeniz gerekiyor. Hitap, davranış,
sonuçlar, 2000'e doğru bitirilmişlik planına karşı,
ele alış, sonuçlandırış. Özellikle toplantı düzeni,
devrimimizin bireyi nasıl olmalı? Direnen bi-rey,
toplantı sistemi, alt-üst yönetimi, çizgiye göre
ardından direnen bireyden direnen parti nedir?
yönetim, ferdi yönetim, yanlış yönetim. Hepsi bu
Direnen parti, tarihiyle anlatılabilinir. Ve bu tarih,
konunun içinde ele alınmalı.
nasıl bir tarih? Her-halde bir ihanete karşı bir
Daha da ayrıntılı kılınabilinir bu dersler.
kahramanlık. Eşine ender rastlanan bir tarihi ifade
Örneğin, toplumsal gerçekliğimiz ele alındığında
ediyor. Sonuçta; PKK somutunda bir şeyler gerçek-
bunun en temel kurumu olan aile, özellikle
leşmiş. Direnen PKK, günümüzde kendini savaş
günümüzde aile gericiliği, mutlak aydınla-tılması
öncü-sü olarak ayakta tutuyor, hatta başarıyı, zaferi
gereken konulardan birisidir. Yine Ulusal Kurtuluş
zorlamak isti-yor.
sü-reci anlatıldığında, ihanet-işbirlikçilik, ihanet ve
Bu anlamda, Partinin kitle politikası, yani
teslimiyet ta-mamen aydınlatılması gerekir, tarih
siyasi cephe-ordu ve eylemlilik. Partinin askeri
ve güncelliği itibarıyla. Bunun yanında kahraman-
çizgisi, yani silahlı sava-şım, ordusu-ARGK, askeri
lık, özellikle PKK'de, yalnız bir bi-rey şahsında
teori ve taktik, genelde ve özelde. Kürdistan'ın
değil, bir çizgi düzeyinde, -ki kahramanlık PKK'de
doğru savaş çizgisi ve ordusu. Daha da somut
çizgidir- onu dört dörtulük bilince çıkarmak ve
olarak, bir asker olmak, bir komutan olmak nasıl
irade de keskinleştirmek, derslerin en yakıcı özel-
olmalı? Bir de Partileşmeyi, bir asker olmanın, bir
liğini ifade eder. Tarz, tempo sorunları var.
komutan olmanın ger-çeğinde görmek. Taktik
Bunların hepsi taktik içinde anlatı-labilinir.
nedir? Günlük bir asker, bir komutan nasıl yaşar?
Herhangi bir hızla değil, herhangi bir ağızla değil,
Günün yirmi dört saatinde militan, asker ve ko-
politikanın ve askerliğin dili olarak hitabet, yine
mutan olarak. Hatta yalnız askeri cephede değil,
düşmanın yakalamayacağı bir hızla çalışmak,
siyasi cephede de - ki o da bir ordudur aslında- bir
savaşmak, mutlak netleş-tirmeniz gereken bir der-
militan nasıl yaşar? Duyguda, düşüncede, örgütte,
stir.
emniyette, yemekte, içmekte, uyumakta nasıl
Bütün bu derslerin anası da, özü de Önder-
olmalıdır? 'Nasıl yaşamalı?' sorusu, en az 'Nasıl
lik'tir. Bu, ben olduğum için bunu söylemiyorum.
Komünar
14
Bir kurum olarak ön-derlik. Genelde kavram, bütün
sadece bir robot, yüreği-beyni olmayanın bir
toplumlarda ilericisiyle gericisiyle, devrimcisiyle,
yürüyüş gi-bi olur ki, nitekim bununla hiç bir
karşı-devrimcisiyle,
mesafe alamadığınız ortaya çıkmıştır.
faşistiyle
sosyalis-tiyle,
halkçısıyla hakimiyle veya ezeniyle ezileniyle; ve
Dolayısıyla Önderlik olayını, benden daha
bir de yalnız siyasi askeri alanda değil, ekonomi-
fazla öğren-meniz gerekiyor. Bu, beni didik didik
den, sanattan tuta-lım askeri önderliklere kadar.
etmeden tutalım kurum olarak, sosyolojik bir olgu
Genelde önderlik kavramının bir tanımını, çok iyi
olarak nasıl ortaya çıktı? Müm-künse, benim bile
özüsemeniz gerekiyor.
B u n u n l a
bağlantılı
olarak,
"Kürtler ve Önderlik".
Hatta
"Türkler
ve
Önderlik", bizi çok
yakından ilgilendirir.
Tarihte
Türkler
ve
Önderlik, yani Türkler
nasıl Sultan oldular?
dile getirmekte olduğum-
Kürtler, Önderlik denilince ne anlarlar?
Klasik Önderlik anlayışı, ağa, bey, şeyh
Yine aile reisliği
Günümüzde de mahalle kabadayılığından
Tutalım ve onun zıddı olarakta
Adam olmazlığa kendini mahkum saymak
Bu da, Önderliğin zıddı, sahte önderlik
Sahte kölelik
Günü-müzde sözümona
dan daha fazla ne olabilir? Tesadüfen mi
ortaya çıktı, bilinçle
mi, savaşla mı, talihle
mi yaver gitti? Veya
düşmanın boşluklarından mı, ha-talarından
mı yararlandı? Veya
Kürdistan'daki büyük
Önderlik boşlugunu mu
Cumhurreisi, işte paşalar. Bu kavramları, dört
iyi gördü? Zayifliklardan mi, güçlü yönlerden mi
dörtlük anlamak gerekiyor. Araplarda, Farslarda da
yararlandi? Ve bir de, 'Nasıl'ı. İğne ucu kadar bir
anlamakta yarar vardır. Nasıl oluşmuş, nasıl temsil
im-kan olmadan, bu adam nasıl çıktı, cesaret etti?
ediliyor? Çok önemli, çünkü yakınen bizi
İnanılması bile neredeyse imkansız olanı nasıl
ilgilendirir. Ve Kürtler, Önderlik denilince ne anlar-
gerçekleştirdi? Belki de şaşar kalırsınız ama mutla-
lar? Klasik Önderlik anlayışı, ağa, bey, şeyh, yine
ka öğrenmeniz gerekiyor. Talih diyebilirsiniz,
aile reisliği. Günümüzde de mahalle kabadayılığın-
Allah'ın yardımıyla da diyebilirsiniz. Veya çok
dan tutalım ve onun zıddı olarakta adam olmazlığa
kendini mahkum saymak. Bu da, Önderliğin zıddı,
akıllı, çok usta da diyebilirsiniz. Veya düşman
sahte önderlik, sahte kölelik. Bu kavramları
gerçekliğinden yola çıktı diyebilirsiniz. Veya hepsi
netleştirmek gerekiyor. Ve tabii, daha da giderek
birleşti, şu etken şu kadar rol oynadı. Hepsi birleşti
somut bir ifadesi olarak, benim şekillendirmeye
böyle bir durum ortaya çıktı.
çalıştığım Önderlik. Yeni bir peygamberin doğuşu
gerçeğinden veya halkımızın çok çarpıcı bazı
Sonuçta
bu,
büyük
bir
harekettir
de-meyeceğim, ama yeni bir insani çıkış olduğu
günümüzde. İnkara gelmez. ABD, Rusya'dan yani
kesin. Günü-müzde teorileştirmişim, kurumlaştır-
en ünlü devletlerden tutalım, Ortadoğu'nun bütün
mışım, hatta hem siyasi, hem askeri, giderek
sömürgeci, imha edici güçleri kadar, halkları da,
kültürel-moral düzeyde de biçimlendirmişim.
insanları da anlamaya çalışıyor. Bu, ben olduğum i-
PKK'yi anlatırsınız, orduyu da anlatırsınız
çin böyle değil. Bu bir dediğim gibi, sosyolojik,
da, ama bir de beni anlatmak, anlamak gerek.
yani toplumsallaşmış bir olay. Siyasallaşmış da,
Anlatmazsanız, dersleriniz beyninden, yüreğinden
askerileşmiş de ve hepinizi de kendi militanı
yoksun kalmış olur ve dersler sadece bir kalıp olur.
yapacak kadar çok etkili. Ne kadar farkında
Ve o kalıpla da hiçbir zaman yürüyemezsiniz. Yani
olmasanız da, artık bu İlah sizin kaderinize hükme-
Komünar
15
di-yor. Ben değil yanlız, yanlış anlamayın. Bir ilah
çok zeki, çok güzel bir katilimi, paylaşimi gerçek-
yaratıldı, o i-lah kaderinizi yönlendiriyor. Ben de
leştirirseniz, muhtemelen kabul görebilirsiniz. Bu
onun, bir tutsağıyım de-meyeceğim, onun bir
böyledir. Ben oldugum için bunlari söylemiyorum.
özgürlük savaşçısıyım, ama çok iyi kavradığım için
Kurum bunu böyle emrediyor. Ben kendimi bile,
gereklerini sizden daha ustaca yerine getiri-yorum.
buna layik görmüyorum açikça söyleyeyim. Kimse
Hem çok disiplinli, hem çok yaratıcı, hem çok
sahip çikmadigi için, zoraki olarak bunu temsil
kurallı, hem çok inisiyatifli. Kelime hatası bile yap-
ediyorum, ama ciddi temsil ediyorum. Görkemli
madığım için şu anda birin-
birisi çiksa, ben onu alk-
ci sırada onu temsil ediyorum. Kürdistan'da yükselen
Önderliğin,
bir
numaralı temsilcisiyim.
Büyük
oranda
ratıcısıyım,
ama
yaen
doğruya yakın temsilcisi.
Benden başkası çıkmaz
demiyorum.
Çıkabilir,
ama beni anlamadan,
hele
beni
aldatarak
mümkün değil. İşte saht-
işlarim. Hepinizden daha
Sahtesine amansız karşı çıkmak kadar
Doğrusu uğruna da
Büyük savaş vereceksiniz
Ve herşeyi de bana bağlamayacaksınız
Köylü kurnazlığıyla
Bizi tanrı yerine koymak, doğru degil.
İnkara gelinmez
Ama katkı da bulunmak
Bu çerçevede en anlamlı görevdir
esinin düştüğü vahim olay.
fazla. Çün-kü degerini
çok iyi takdir ederim ve
çikarmak zorundayiz. Bizim yaptigimiz başlangici, daha saglam götürmenin savaşçılıgını da
yapmanız
gerekiyor.
Ama sahtesi gibi değil.
Bakin,
sahtesinin
neredeyse
kullari
oldunuz, bu herhalde
halkınıza da, kendinize de
Asrın lanetlisi!
yapabileceginiz en büyük kötülüktür.
Böyle olmamak için, beni aşma hakkınız
Demek ki, sahtesine amansız karşı çıkmak
vardır, ama anlama temelinde, ama daha da
kadar, doğrusu uğruna da büyük savaş vere-
birşeyler katma temelinde, bu güzel olur. Bunu
ceksiniz. Ve herşeyi de bana bağlamayacaksınız.
yapamadınız mı, yüksek disiplinli bir kulu demiyo-
Köylü kurnazlığıyla, bizi tanri yerine koymak,
rum, ama iyi bir savaşcısı olarak amansız yol ala-
doğru değil. İnkara gelinmez, ama katkı da bulun-
cak-sınız. Oynamak istediğinizde sizi çarpar.
mak, bu çerçevede en anlamlı görevdir. Bu dersi
Çünkü bu iradeyi, gerçekten iyi tahlil etmeniz
lazım. On yaşında, anasını bile kendi çizgisinde
de, bu çerçevede inanılmaz ve sizi yeniden insan
yapan, yaratan hatta önderlikleştiren bir ders olarak
çalıştıran adamı, siz kendiniz için kullanamazsınız.
bütün derslerin ana dersi olarak, bütün derslere
Böyledir, yoksa o basit köylü kurnazlığıyla "ben
hükmeden ders olarak, hatta bütün yaşama, savaşa
kullanırım" derseniz; işte kurbağayı gördünüz, öyle
hükmeden bir ders olarak mutlak bilince, ruha
olursunuz. Tanrı derken, kulluk yapıyorsunuz
nakşedecek, keskinleştirecek ve onunla yaşama
demiyorum; büyük bir iradenin sağlam bir dişlisi
şansınızı degerlendirecek ve artık ne kadar özgür-
olmanızdan
leşebiliyorsa, o kadar özgürleştirecek ve sonuçta
bahsediyorum.
Yapamazsanız
çarpılırsınız. Tekrar tekrar belirtiyorum.
esas hedef olan özgür yaşam hakkınızı başarıyla
Önderlik'le bütünleşme, Önderlik'le uyumlu
gitme,
köleleşme-kullaşma
değil,
kullanmış olacaksınız.
öyle
Reber APO
yaparsanız da yerle bir olursunuz. Çok terbiyeli,
17 Nisan 1998
Komünar
16
Sömürgeci Türk Devletinin Topyekün İmha Savaşı Karşısında
Direnişi, Ulusa Demokratik Birliği ve Seferberlik Ruhuyla
KCK'nin İnşasını Geliştirerek Zafere Yürüyelim!
Kürdistan halkının demokratik iradesini
Bilindiği gibi 2006 sonbaharından itibaren
temsil eden Kongra Gel 5. Genel Kurulu halk ve
Kürdistan Halk Meclisi olan Kongra Gel için yeni
mücadele tarihimizin en kritik döneminde, süreci
üyelerin seçimleri koşulların el verdiği ölçüde
değerlendirmek ve halkımızın geleceğini özgürlük
demokratik tarzda yapılmaya çalışılmış ve başarıy-
temelinde kurmak üzere dönemi karşılayacak
la sonuçlanmıştı. Kongra-Gel 5.Genel Kurulu,
kararları almak, gerekli örgütlenmelere ve planla-
Türkiye, İran, Suriye, Irak ve tüm Kürdistan
malara gitmek üzere 16-22 Mayıs tarihleri arasında
parçaları ile yurt dışında seçilmiş Kürdistanlıları
Medya Savuma bölgesinde toplanmıştır. 1 Ekim
temsil eden toplam 213 delegenin katılımıyla Türk
2006'dan itibaren tek taraflı olarak ilan ettiğimiz
imha operasyonlarının devam
devletinin saldırılarının yoğunlaştığı, önemli risklerin bulunduğu bir süreçte toplanması ve başarıyla
ettiği, Önder Apo'nun Türk sömürgeci Özel Savaş
sonuçlanması halkımız ve mücadelemiz açısından
rejimi tarafından uzun vadeye yayılmış bir yöntem-
önemli bir başarı olmuştur. Halkımızın demokratik
le zehirlenmesinin açığa çıktığı, çatışmaların şid-
iradesini örgütlülük, özgüven, kararlılık, geleceği
detlendiği, Avrupa'da Önder Apo'nun yeniden
kazanmadaki ısrarı ve Önder Apo'nun çizgisindeki
yargılanmasının reddedildiği, demokratik kurum ve
netliği ortaya koymasının yanı sıra almış olduğu
kuruluşlara karşı sindirme ve teslim almayı hede-
kararlar göz önüne alındığında halk, hareket ve
fleyen saldırıların geliştiği ve Türk devletinin
mücadele tarihimiz bakımından yeni bir süreci
Güney Kürdistan'a yönelik operasyon hazırlık ve
başlatan bir Genel Kurul niteliğini kazanmıştır.
tehditlerinin yoğunlaştığı bir süreçte gerçekleştir-
5. Genel Kurul, devrim şehitleri için yapılan saygı
ilen Kongra Gel 5. Genel Kurulu gerekli karar,
duruşundan ve açılış konuşmasından sonra, yeni
örgütlenme ve planlamalara ulaşarak çalışmalarını
meclis üyelerinin tek tek yemin etmeleriyle
başarıyla tamamlamıştır.
başlamıştır. Bir başkan ve dört yardımcıdan oluşan
ateşkese rağmen
Komünar
Kongra
Gel
Başkanlık
17
Divanının
yeniden
bulunduğumuz kritik ve önemli süreci karşılamak
seçilmesinin ardından gündem oluşturularak çalış-
ve özellikle de 2007 yılını kazanmak için siyasal,
masına başlamıştır.
örgütsel, sosyal ve meşru savunma alanında gerek-
Oluşturulan gündemler çerçevesinde önce-
li planlamalara gitmiştir.
likle Önder APO'nun sürece ve sisteme ilişkin
Siyasal Durum
genel perspektifleri bir politik rapor olarak kabul
Kapitalist devletçi sistemin yaşadığı kaos
edilmiştir.Bu eksende meclisin bir önceki seçimde
aralığı derinleşerek devam etmektedir. Sistemin
seçtiği kurumların iki yıllık çalışma raporları Genel
sorumlusu olarak kendisini gören ABD, kaostan
Kurul bileşimine sunulmuş ve ardından raporlar
çıkmak için dünyayı kendi imparatorluk sahası
değerlendirilmiştir.
olarak görmekte ve bu temelde dünyanın farklı böl-
Genel Kurulumuz birçok önemli kararın
gelerine çeşitli müdahalelerde bulunmaktadır. Jeo-
yanı sıra, sistemin adında da bir değişiklik yapmayı
stratejik konumu ve dünya petrollerinin % 60'ına
gerekli görmüştür. Koma Komalen Kürdistan
yakınının bulunması nedeniyle Ortadoğu'ya hayati
(KKK) ismi yerine toplum, demokrasi ve
derecede bir önem vermektedir. Bu nedenle de
demokratik ulus anlayışını daha iyi ifade eden, yine
Ortadoğu'ya Irak merkezli yapılan müdahale böl-
sistemimizin diğerlerinden özden kaynaklı fark-
genin kangrenleşen sorunlarını çözmekten çok,
lılıkları belirtmek için
KOMA CİVAKEN
KURDİSTAN (KCK) ismi kabul edilmiştir.
artık küresel sermayenin istemlerine yanıt ver-
Kongra Gel 3. Genel Kurulunda yapılan KKK
larına göre Büyük Ortadoğu Projesi temelinde
Sözleşmesi, iki yıllık pratiğin kazandırdığı tecrü-
yeniden düzenlemek istemektedir. Öngörülen bu
beler ışığında gözden geçirilerek diyalektik
hedefin gerçekleşmesi için Afganistan'dan başla-
anlayışa ve değişimin ruhuna uygun olarak düzen-
yarak yapılan müdahale, Irak ile devam etmiştir.
lenmiş, toplumsal kuruluşun ilkelerini ve özünü
Tüm bölgenin değiştirilmesi hedeflenmesine rağ-
geliştirmek kararlılığıyla ihtiyaca cevap verecek
men, bölge statükoculuğunun direnişi, ABD'yi
tarzda zenginleştirilmiştir. Yine önümüzdeki iki yıl
giderek zorlamaktadır. Başlangıçta adeta domino
boyunca dönem icraatının sorumluluğunu taşıya-
taşları gibi ilk vuruşla hepsinin peş peşe düşeceği
cak olan Yürütme Konseyi Başkanı'yla beraber 30
gibi bir varsayım ile hareket edilirken, karşılaşılan
üyeden oluşan Yürütme Konseyi 5. Genel
direniş nedeniyle, ABD daha farklı arayışlara gir-
Kurulumuzda seçimle belirlenmiştir. Kongra-Gel
miş bulunmaktadır.
meyen ulusal devletleri, küresel sermayenin çıkar-
Daimi Komisyonları'nın seçimi ve ardından
Bu nedenle ABD, Irak'ta yaşadığı zorlan-
yapılan kapanış konuşmasıyla 5.Genel Kurulumuz
malar nedeniyle İran ve Suriye'ye karşı daha farklı
tamamlanmış ve tüm üyeler alınan kararları ve
bir politika yürüterek sonuç almak istemektedir.
yapılan planlamaları hayata geçirmek üzere görev-
Suriye'yi Lübnan'dan çıkarıp ardından İsrail'i
lerinin başına büyük bir moral ve kararlılıkla dön-
Lübnan'a yönelterek hem Hizbullah'ı darbelemek
müşlerdir.
istemiş, hem de Suriye'yi önemli oranda sınırlayıp
Kongra Gel 5. Genel Kurulu, dünya, bölge
baskı altına
alarak reformlarla
düzenlemeye
ve Kürdistan'daki siyasal gelişmeleri kapsamlı ve
çalışmıştır. Bununla hem Suriye'yi Irak'taki
derinlikli bir biçimde tartışarak önemli tespitler
direnişten uzak tutmayı hem de İran'ı bölgede yal-
yapmış ve buna göre önümüzdeki dönemde izleye-
nızlaştırmayı hedeflemektedir. Bölgede statükocu-
ceği politikaları belirlemiştir. Bu kapsamda, içinde
luğun esas direnç noktasının İran olduğu gerçeğini
Komünar
18
göz önüne alan ABD tek başına değil, İran'a karşı
ve askeri alanda işbirliği yapmaktadır. Doğu
uluslararası güçleri de yanına alarak çeşitli
Kürdistan'da meydana gelen Kürt halk hareketlil-
ekonomik ve siyasi yaptırım kararları çıkarmak
iği
istemektedir. Öte yandan da İran'a müdahale için
yoğun bir baskı eşliğinde koruculaştırma ve ajan-
zemin oluşturmaya çalışmaktadır. Irak'ta başarılı
laştırma politikalarına ağırlık vermektedir.
oldukça İran'a daha doğrudan yönelmeyi ve bu
karşısında İran rejimi, Doğu Kürdistan'da
Ortadoğu kaosunun çözümü Kürt sorununu
temelde sonuç almayı planlamaktadır. İran İslam
Demokratik
Konfederalizm
esaslarına
göre
rejimi de bu gerçeğin farkında olarak, ABD'yi
çözmekten geçmektedir. Kürtler, geçen yüzyıldaki
Irak'ta oyalamaya çalışmaktadır. Irak'ta Şii etkin-
örgütsüzlük, öncüsüzlük nedeniyle etkisiz konum-
liğini sağlamak için elinden geleni yapmaktadır.
larının tersine,
bugün Ortadoğu'nun yeniden
Yine bölgede Suudi Arabistan'ın başını çektiği
yapılanmasında önemli bir stratejik güç olarak
Sünni ittifak karşısında Şii ittifakını geliştirmeye
ortaya çıkmaktadırlar. Bu gelişmenin temelinde
çalışmaktadır.
Önder Apo'nun otuz dört yıllık mücadelesi sonucu
ABD'nin Türkiye ile ilişkileri bölgesel
öncelikle dirilişi gerçekleştiren, ardından da kendi
politikaları çerçevesinde ilişkili ve çelişkili bir
demokratik çözümünü dayatan bir düzeye gelmiş
biçimde devam etmektedir. Irak
alanında tek
olan Kürt halk gerçekliği bulunmaktadır. Bugün bu
dayandığı güç Güney Kürtleri olduğu için Türkiye
gerçeklik Kürdistan ve Ortadoğu ile ilgili olan tüm
ile karşı karşıya gelirken, İran ve diğer İslami
güçler tarafından dikkate alınmaktadır.
kesimlerin gelişmesi karşısında ise, Türkiye'yi
yanına
almaya
5.Genel Kurulumuz bunlardan hareketle
çalışmaktadır. Türkiye ise,
İran ve Suriye devletlerine, çözümsüzlük poli-
ABD'nin bölgedeki zorlanmalarını görerek, zaman
tikalarından vazgeçme, Türk devletinin bölge halk-
zaman ABD'nin yanında, Kürt sorunu konusunda
larına da düşmanlığı içeren ırkçı ve
ise, karşısında yer almakta ve sonuç almak için de
siyasetiyle
suni bir biçimde ABD karşıtlığını geliştirmeye
dönüşüm ve halkların kardeşliği temelinde Kürt
çalışmaktadır.
sorununda bölgesel çözüm geliştirmesi çağrısı
Türkiye, İran ve Suriye'nin ABD poli-
anti-Kürt
ittifak yapmaması, demokratik
yapmıştır.
tikalarına karşı direnmeleri çok sınırlı olarak kendi
5.Genel Kurulumuz, Kürt halkının özgür-
güçlerine dayanmakla birlikte, belli bir zamandan
lük davasına karşı saldırıları ve tehlikeleri bertaraf
bu yana, ABD'nin tek başına dünyada hegemon güç
etmek ve kazanımları koruyarak imkanları değer-
olmasına itirazlarını yüksek sesle dile getiren
lendirmek için ulusal demokratik birlik çalış-
Rusya'nın merkezinde olduğu Şanghay Beşlisi adlı
malarının zaman geçirmeden pratikleştirilmesinin
yapılanmadan da objektif olarak güç almaktadırlar.
öneminin altını çizmiştir. Bu temelde, tüm
İran ve Suriye devletleri, Türkiye'nin bölgede
Kürdistan parçalarının çıkarını ve özgürlüğünü
geliştirmeye çalıştığı anti-Kürt ve anti-PKK itti-
gözeten ulusal demokratik birlik anlayışının doğru
fağına katılmaktadırlar. İran ve Suriye rejimleri
bir programa ve kurumlaşmaya kavuşturulmasının
Önderliğimizin, Demokratik Konfederalizme day-
tarihi bir sorumluluk olduğu kararına varmıştır.
alı Kürt sorununu çözme yönündeki çağrılarını
Daha önce
duymazdan gelerek, Kürdistan'daki egemenlikleri-
gerçekleştirdiği Ulusal Konferans çağrısını 5.Genel
ni sürdürmek istemektedirler. Özellikle İran rejimi,
Kurul da yinelemiştir.
Türkiye ile Hareketimizi tasfiye etmek için siyasi
Kongra-Gel 3. Genel Kurulu'nun
Komünar
19
AB'nin bölge politikası, bir taraftan tek tek
Gelinen aşamada Kürt halkı Önder Apo'nun
ülkeler olarak Irak'tan çekilme olurken, bunun
öncülüğünde, yok edilmenin eşiğinden dirilişi
yanında Afganistan'a
başarmış
asker
göndermeyerek,
bir
halk
gerçekliğine
ulaşmıştır.
ABD'yi yalnız bırakma biçiminde pratikleşmekte-
Cumhuriyetin kuruluş sürecinde dışlanan İslami
dir. Fırsat buldukça ABD'nin içine girdiği zorlan-
kesimler AKP vasıtasıyla Cumhuriyet tarihinde ilk
malardan yararlanarak, kendisini bir alternatif
kez tek başlarına hükümet olmuş, giderek sistemin
olarak sunmaktadır. Ancak ABD'nin askeri ve
tüm kritik noktalarını ele geçirme imkanlarına
ekonomik gücü karşısında bir alternatif oluşturamadığından, daha çok ABD'nin siyasetlerine İran'-
sahip duruma gelmişlerdir. Yüzyıl olarak da ulusdevletin aşılmayla yüz yüze gelmesi nedeniyle,
da görüldüğü gibi eklemlenmekten kendisini çok
sistem ideolojik olarak boşluğa düşmüş, dolayısıy-
fazla kurtaramamaktadır.
la artık bir dönemin sonuna gelinmektedir. "Ne
AB, Önderlik ve Hareketimize karşı olumsuz
tutumunu
sürdürmektedir.
Avrupa
Mutlu Türküm Diyene" sözüne karşı olan herkesin
Bakanlar
düşman olarak ilan edilmesi, Türk devletinin
Komitesi, AİHM'nin vermiş olduğu Önder Apo'nun
çözümsüzlüğünü, içinde bulunduğu sıkışmışlığı ve
yeniden yargılanmasına ilişkin kararı iptal
halkımız karşısındaki katliamcı plan ve hedeflerini
etmesinin yanında Önderliğimizin zehirlenmesine
de ortaya
ilişkin -elde somut belgeler olmasına rağmen-
devleti ya varolan tarihsel-toplumsal gerçekliği
şimdiye kadar sessizliğini sürdürmesi bunu kanıtla-
kabul edecek ve buna göre gerekli anayasal-yasal
maktadır. Genel olarak uluslararası güçler, iflas
düzenlemeleri yapacak ya da bir kez daha 20'li yıl-
etmesine rağmen hala
"PKK'siz ve Öcalansız"
çözümden medet ummaya devam etmektedirler.
koymaktadır. Gelinen aşamada Türk
ların başlarında olduğu gibi bastırma ve katliam
yolunu seçecektir.
AB'nin özellikle Türkiye'den PKK'nin tasfiyesi
Türk devletinin 1 Ekim'de ilan ettiğimiz
karşılığında önemli ihaleler aldığı ve bu temelde
anlaştığı artık çok net görülen bir husustur.
ateşkese hiçbir olumlu karşılık vermemesi, Önder
5. Genel Kurul, Kürdistan'ın diğer
sürdürmesi, yurtsever-demokratik kurumlara yöne-
parçalarının varlığı, geleceği ve sorunun çözümü
lik geliştirdiği saldırılar, halka dönük uyguladığı
konusunda olumsuz anlamda etkili olduğundan,
yoğun baskı ve tutuklamalar, Kürt halkına ve
Türk devletinin politikaları ve bunun karşısındaki
Hareketimize
tutumumuz üzerinde kapsamlıca durmuştur.
bastırma ve katliam yolunu stratejik bir karar
Türk devletinin yaşadığı çelişkiler, sahip
APO'yu zehirlemesi, operasyonlarını
aralıksız
karşı topyekün savaş kararıyla
olarak tercih ettiği anlaşılmaktadır.
olduğu sorun ve sıkıntılar geçici değil, köklü ve
Kürdistan'da izlenen politika sömürgecilik
yapısaldır. Önderliğimize karşı geliştirilen tecrit ve
esaslarına dayanmaktadır. Kürdistan halkına açlık,
zehirleme saldırısı, Türk devletinin Önder Apo,
işsizlik, yoksulluk reva görülmektedir. Kültürel
Hareketimiz ve halkımız karşısında içine düştüğü
anlamda ise yoğun bir asimilasyon yürürlüktedir.
zayıflığı ve çözümsüzlüğü ifade etmektedir. Bu,
Askeri olarak da Kürdistan adeta yeniden işgal
aslında Türk devletinin artık bir yol ayrımına
edilmekte, bugün ülkemize yüzbinlerce askerin
geldiğini de ortaya koymaktadır. Bilindiği gibi,
yığılmasının başka anlamı da yoktur. Kürdistan'da
Türkiye Cumhuriyeti devleti tek ulus, tek dil ve tek devlet
izlenen ekonomi politikası, Kürt toplumunun
yaratmayı esas alan bir sistemdir. Kuruluşu, Kürt halkının
demokratik komünal değerlerini çözmeye ve
ve iradesinin inkarı ve imhası temelinde olmuştur.
ortadan kaldırmaya dönüktür. Bunun özü ise Kürt
Komünar
20
bireyini ekonomik olarak zayıflatıp, işsiz bırakarak
digma ile Hareketimizi uluslararası komploya karşı
açlıkla terbiye etmek ve her bakımdan kendisine
direnebilir, boşa çıkarabilir ve gelişme yaratabilir
muhtaç duruma getirmeye dayanmaktadır. AKP
bir konuma ulaştırmıştır. 1 Haziran kararı ve bunun
böylesine yoksullaştırılmış birey ve aileleri mikro
pratik yürütülüşü, ihanetçi-çetenin tasfiyesi,
kredi politikasıyla
kendisine bağlamaktadır.
KKK'nin ilanı, PKK'nin yeniden inşası, KJB'nin
Metropollere tehcir edilen milyonlarca Kürdistanlı
kuruluşu, halk serhıldanları gibi gelişmeler, Önder
en kötü yaşam koşullarında yaşamaya mahkum
Apo'nun öncülük ettiği Özgürlük Hareketimizi düş-
edilmektedir.
Bunun sonucu olarak devrimimizin geliştirm-
manın tasfiye edemeyeceğini ve geriletemeyeceğini net olarak göstermiştir. Tüm eksik ve yetmezlik-
eye çalıştığı özgür-demokratik yaşamı boşa çıkar-
lerine rağmen, 2006'nın ortalarına gelindiğinde,
ma temelinde uyuşturucu, fuhuş, spor ve sanat adı
gerek meşru savunma çizgisi temelinde gelişen
altında en çok bireyi düşüren, kendi gerçekliğine
gerilla direnişi ve gerekse de halkımızın geliştirdiği
yabancılaştıran diziler, klipler
özel savaş kap-
serhıldanlar temelinde Hareket olarak sağladığımız
samında bilinçli geliştirilmektedir. Kürt dili ve
gelişmeler, Türk devletini ciddi bir biçimde zor-
kültürü üzerinde yoğun asimlasyoncu bir politika
lamıştır.
sürdürülmektedir.
çeşitli çevrelerin, bazı uluslararası
Bunların yanında halkımız mezhepsel temelde
yeniden parçalanmak istenmektedir. Bir taraftan
Kürdistanlı güçlerin sorunun demokratik yöntem-
özellikle 90'lı yıllarda Hizbullah ve Nakşilik yoluy-
tarafımızdan yapılması için çağrıları olmuştur.
la suni kesimler çeşitli biçimlerde etkilenerek
Hatta Türk devlet sistemi içindeki bazı kurumların
Hareketimizden kopartılmaya veya bu kesimler
aynı paralelde girişimleri olmuştur. Tüm bu
Hareketimize kapatılmaya çalışılırken, bugün de
gelişmeleri değerlendiren Önder Apo'nun çağrısı
çeşitli sivil toplum örgütleri vasıtasıyla bu politika
temelinde, Hareketimiz 1 Ekim'den itibaren geçerli
her alanda geliştirilmeye çalışılmaktadır. Devletin
olacak tarzda ateşkesi ilan etmiştir. Ateşkes kararı
el attığı diğer kesim ise Aleviler olmaktadır. Hemen
bir siyasal mücadele etme kararı olmasına rağmen
hemen hergün bir TV kanalı oluşturularak bunun
bazı sınırlı eylem ve etkinlikler dışında, etkili bir
üzerinden Alevi kesimler etkilenerek, Kürt ulusal
mücadele ortaya konulamamıştır. Hareketimize
birliğinden kopartılmaya çalışılmaktadır.
barış, ateşkes çağırısı yapanların da ciddi bir çabası
Son yıllarda Cumhurbaşkanı, Genelkurmay
Bu gelişmeler karşısında Türkiye'deki
ve Güney
lerle ve diyalogla çözümü için bir ateşkesin
görülmemiştir.
Başkanı, CHP ve MHP gibi partilerin oluşturduğu
Türk Genelkurmayı ise ilk günden, "tek bir
kızıl elma ittifakının geliştirmiş olduğu tavır ve
fert kalıncaya kadar operasyonlar sürecektir" açık-
tutumlar, Türkiye'nin
lamasıyla tutumunu göstermiş, Hareketimizi ve
oluşum sürecindeki mil-
liyetçilerin tutumunu ortaya koymuştur.
Hem bir
ortaya
çıkan halk iradesini ezme konseptinde
kez daha Türkiye'deki demokrasi söylemlerinin
başarıya ulaşmak için Önderliğin tasfiyesini plan-
aldatmaca yönünü, hem de toplumsal kesimler
lamışlardır. Zehirleme bu çerçevede yeni bir kon-
karşısındaki tutumunu göstermiştir.
sept olarak geliştirilmiştir. Aralarındaki tüm çelişk-
Uluslararası komplo Önderliğimizi fiziki
ilerine rağmen, Önderliği tasfiye etme konusunda
olarak imha edemediği gibi, anlamca da tasfiye
öncülük yapan kesim ordu başta olmak üzere,
edememiştir. Önderlik duruşuyla, düşmanın yöne-
Cumhurbaşkanı, CHP ve MHP'dir. AKP hükümeti
limlerini boşa çıkardığı gibi, geliştirdiği yeni para-
de esas olarak Önderliğin imhası ve hareketimizin
Komünar
21
tasfiyesi karşılığında bu güçlerle bir uzlaşmaya
Neo-İttihatçı kesimlerin siyasetinin esası
varmıştır. Ancak Önderlik ve Hareketimizin tasfiyesi karşılığında uzlaşmalarına rağmen, AKP ve
hiçbir tereddüde yer bırakmayacak bir biçimde
ortaya çıkmıştır. Önderliğin tasfiyesiyle birlikte,
ittihatçı kanat arasındaki çelişkiler cumhurbaşkan-
gerillayı ezme, legal demokratik kesimleri teslim
lığı seçiminde de görüldüğü gibi giderek derin-
alma ve halkın özgürlükçü iradesini kırmayı hede-
leşmektedir.
flemektedirler. Elbette bununla yetinmeyeceklerdir.
AKP'nin sistemi kendi çıkarlarına göre düzen-
Güney Kürdistanlı siyasi güçleri hareketimize karşı
leme istemi karşısında Genelkurmay başkanının
kullanmak için zorlayacakları kadar zorlayacaklar,
geliştirdiği askeri muhtıra niteliğindeki açıkla-
bunun olmaması halinde de Güney Kürdistan'daki
malarıyla cumhurbaşkanlığı seçiminin ertelenmesi,
kazanımları tasfiye etmek için harekete geçecek-
erken seçim kararının alınması sistemin esas güç
leri,
merkezinin kim olduğunu bir kez daha somut
mümkündür. Bununla Güneyli güçleri Kerkük
olarak ortaya çıkarmıştır. Demokrasi,
kuvvetler
konusunda geriletmeyi, Türkmenler üzerinden o
ayrılığı, hukuk devleti, seçme-seçilme özgürlüğü,
alanda kendi siyasetlerini etkili kılmayı ve böyle-
siyasal irade vb. kavramların tümüyle halkı aldat-
likle Irak'ın yeniden yapılanmasında söz-karar
maya yönelik olarak üretildiği ve ordu dışında var
sahibi olarak, bölgedeki etkinliğini geliştirmeyi
olan tüm kurumların da esas olarak ordunun
hedeflemektedir. Öte yandan Türk devleti hazır-
belirlediği siyaseti pratikleştirmekle sorumlu
lığını yaptığı Güney Kürdistan'a yönelik operasy-
olduğu gözler önüne serilmiştir. Türk Genelkurmay
onlarda, Güneyli güçlerin katılmaması halinde
Başkanlığının belirleyici, bağlayıcı bir fetva kuru-
sonuç alamayacağını, hatta büyük bir darbe yiye-
mu olduğu, askeri vesayetin kaldırıldığı veya
ceğini iyi bildiğinden, çeşitli biçimlerde Güneyli
zayıflatıldığına ilişkin açıklamaların aslında dış ve
güçleri baskılayarak Hareketimize karşı harekete
iç kamuoyuna yönelik bir göz boyama olduğu
geçirmeye çalışmaktadır.
netleşmiştir.
Genelkurmayın yönlendiriciliğinde ırkçılık-mil-
sınıra
yapılan
yığınaklardan
anlamak
5. Genel kurulun 18 Mayıs'ta yaptığı en
temel siyasi değerlendirmelerden birisi de Önder-
liyetçilik ekseninde gerçekleştirilen son kitlesel mitin-
liğimizin 1993 yılından itibaren
Kürt sorununu
glerde de görüldüğü gibi, bir ulus faşizmi geliştirilmek
demokratik birlik temelinde ve barışçıl yöntemler-
istenmektedir. Bununla hem metropollerdeki Kürt halkını
le çözme çabalarının sonuçlarının değerlendirmesi
sindirmeye hem de Kürdistan'da yürütülen topyekün
olmuştur. Bunun için atılan adımlar ve Türk devle-
savaşa kalıcı toplumsal destek sağlanmak amaçlanmak-
tinin bu adımlar karşısındaki inkar-imhacı yak-
tadır. Kürt halkını ve demokratik güçleri sindirmek ve
laşımları bilinmektedir. En son ilan ettiğimiz 5.
olası bir Kürt-Türk savaşına hazırlık için geliştirilen bu
Ateşkes karşısında Önder Apo'nun zehirlenmesi,
faşist-ırkçı dalga toplumu önemli oranda sarmış bulun-
imha operasyonlarının arttırılması, halkımıza yöne-
maktadır. Eğer böyle devam ederse linç girişimleri
lik baskılar geliştirmesi, Güney Kürdistan'a girme
tehlikeli bir biçimde Kürt-Türk toplumsal savaşının fitilini
hazırlıkları karşısında, 5. Genel Kurul ateşkesin
tutuşturacaktır. Neo-ittihatçılar, bu politikayla artık aşılan
artık anlamını yitirdiğini tespit etmiş ve bu nedenle
Türk ulus-devletini korumaya yönelik bir çizgiyi savun-
de mücadelemizin 18 Mayıs 2007 tarihiyle birlikte
maktadır. Bu kesimlerin Sebetaycılar denilen kesim
başlayan bu yeni dönemin kader belirleyici bir
tarafından etkilenip- yönlendirildiğini de belirtmek gerekir.
dönem olduğunu
belirtmiştir. Bununla birlikte
Türk devletinin demokratik birlik çözümümüzü
Komünar
22
görmezden gelerek Kürt halk iradesini ezme-yok
da izleyeceğimiz çizgiyi belirlerken, faaliyetlerin
etme politikası karşısında, Türk devlet sınırları
değerlendirilmesine bağlı olarak da esas olarak 3.
içerisinde çözüm aramanın tek çözüm olmadığı ve
Genel
Kürdistan halkının buna mahkum olmadığı, Türk
Konfederalizmin inşa sürecini ve temel sorunlarını
Kuruldan
itibaren
Demokratik
devletinin ısrarını sürdürmesi halinde, Özgür
tartışmış, içine girilen yeni süreçte sistemin ken-
Kürdistan'ı Demokratik Konfederalizm esaslarına
disini nasıl örgütlemesi gerektiğini belirlemiştir.
göre kurabileceğini kararlaştırmıştır.
Geliştirilen her evrensel- toplumsal proje uygu-
Bu kararın, KCK sisteminin daha güçlü bir
landığı ülkenin, halkın ve kültürün rengini alır.
biçimde örgütlendirilmesi ve halkımızın 34 yılda
Ülkenin, halkın içinde bulunduğu somut sosyal,
ortaya çıkan ulusal-demokratik değerleri savunmak
kültürel, siyasal, ekonomik koşullar göz önünde
için kendi savunma güçlerini nicelik ve nitelik
bulundurulmadan, genel geçer formülasyonlarla bir
olarak büyütmeyi gerekli kıldığını belirtmiştir.
sistemi inşa etmeye kalkışmak, ancak başarısızlık
Bağlı olarak diğer temel bir görev de Kürdistan'ın
veya çok zorlanırsa, sistemin kurulamazlığına
tüm parçaları arasında ulusal birliğin geliştirilmesi
ilişkin bir inanç gelişir. Kürdistan hala Türk, Arap
için mücadele edilmesini ve somut olarak da ulusal
ve Fars devletleri tarafından yoğun olarak askeri
bir konferansın toplanması için çalışmaların
işgal altında bulundurulmakta ve siyasal alanda
yürütülmesi olarak kararlaştırılmıştır. Halkımızın
sömürgeciliğe tabi tutulmakta, özellikle Türk
varolma ve özgürleşme mücadelesinde bir final
sömürgeciliği tarafından
dönemi olarak da tespit edilip planlanan bu önemli
uğratılmak istenmekdedir. Böyle bir ülkede
kültürel soykırıma
dönemde, savunma kuvvetlerinin güçlü tutulması
Demokratik Konfederalizmin inşasına yönelmek
ve
önemlidir. Elbette bu sistemi geliştirecek olan
halkımızın
geliştirdiği
serhıldanların
güçlendirilmesi gerektiği karar altına alınmıştır.
birey, tüm bu gerçekliklerin farkında olan, ken-
Yukarda ortaya konulan siyasal tablo, başta 2007
disinde bu zihniyet ve vicdan devrimini gerçek-
yılı olmak üzere önümüzdeki birkaç yılı kritik ve
leştirmiş Özgür yurttaş olma bilincine ulaşmış
hassas hale getirmektedir. Sömürgeci Türk devleti,
bireydir.
Ortadoğu'daki gelişmeleri de gözeterek Kürt soru-
Demokratik Konfederalizm 2004 sonların-
nunu demokratik temelde çözme yerine topyekün
da gündemimize girmiş, Önderliğin KKK'yi 2005
savaşta ısrar edeceği açığa çıkmıştır. Bu yönelim-
Newroz'unda ilan etmesi ve 3. Genel Kurulda
ler karşısında Hareket ve halk olarak kendimizi
uzun soluklu bir direnişe hazırlamamız gerektiği,
hazırlanan
gündemde olanın bir ölüm-kalım savaşı olduğunun
muştur.
bilinerek yönetim, kadro ve çalışanların da bu tar-
Sözleşme
ile
de
Demokratik
Konfederalizmin hukuku ve işleyişi ortaya konulBu
temelde
başlayan
çalışmalarda
ihsel görevlerin bilincinde olarak, gevşekliğe izin
Demokratik Konfederalizmin inşası ve örgütlen-
vermeyen, örgütsel ortamı ve kadroyu liberalize
mesi konusunda önemli sayılabilecek tarzda bir
eden yaşam ve ilişki duruşlarına karşı ciddi bir
temel atılmıştır. Her bakımdan yeni bir sistem olan
mücadele yürütmek gerektiği kararlaştırılmıştır.
Demokratik Konfederalizmin inşasına yönelinirken
Yeni Dönemde KCK'nin İnşa Sorunları
ve Görevlerimiz
birçok yetersizlikte yaşanmıştır. 5. Genel Kurula
sunulan ve esas olarak sistemin icra organı konu-
Kongra Gel 5. Genel Kurulu siyasal gün-
mundaki Yürütme Konseyinin onaylanan raporun-
demde sürecin değerlendirmesi ve bunun karşısın-
da yönetimlerden, sistemden ve kadrodan kaynaklı
Komünar
23
sorunlar kapsamlı bir biçimde ele alınmış, çözüm
de önerilmiştir. Meclis üyelerinin
tamamlayıcı
Diğer temel bir sorun ise, KCK sistemi
eleştiri ve değerlendirmeleri, yaşadığımız sorun-
içindeki konfederal örgütlenmelerin durumudur.
Bu yapılar ağırlıklı olarak kendileriyle sınırlı
ların kaynağını ve çözümünü daha net bir biçimde
kalmakta ve bir yerelleşme gelişmekte, adeta ken-
ortaya koymuştur.
dini diğer çalışmalara karşı sorumlu görmemekte,
5. Genel Kurul, sorunları temel noktalar
sistemin bütünlüğünü gözetmemektedir. Bu neden-
biçiminde ortaya koymuştur. Bu sorunların başında
le de yeni hedef kitleler belirleme, açılım sağlama
gelen Demokratik Konfederalizmi anlama ve uygu-
ve katılımı geliştirme konusu ciddi bir gündem
lama sorunlarıdır. Bu sorunların engelleyici ve ağır
konusu yapılmamıştır. Sömürgeci güçlerin hareke-
olmasının temelinde ise paradigmal değişimin
timizi marjinalleştirme ve katılımı engellemeye
Hareketimizin
girdiği
yönelik kapsamlı projeleri gözönüne getirildiğinde
dönemde, ihanetçi-tasfiyeci grubun değişimi
bunun nasıl tehlikeli bir yaklaşım olduğu kendil-
çarpıtması, Hareketimizi küresel sermayenin bir
iğinden anlaşılacaktır. Durum bu iken, kim kime
uzantısı haline getirme istemi, bunun için de yaşam
nasıl bir hukukla bağlı olacak tartışması yoğunca
ve militan ölçülerle oynama girişimleri bulunmak-
yürütülmüş ancak sistemin inşasına ciddi bir
tadır. Geçiş ve değişim süreçlerinde doğru ve
biçimde yönelinmemiştir.
sağlıklı tartışmak büyük öneme sahiptir. Ancak tas-
ortaya çıkan diğer bir eğilim, alanını bir iktidar
fiyeciliğin
nedeniyle
alanı haline getirmek olmuştur. Doğal olarak böyle
Demokratik Konfederalizmin kuruluş sürecinin
bir durumda birbirini tamamlama değil, birbirini
sağlıklı gelişmesini de önemli oranda zorlamıştır.
etkisizleştirme gelişmektedir.
işin
tartışma
içine
gündemine
karışması
Günümüzde de yaşanan zorlanmaların bir yanını
tasfiyeci sürecin kalıntıları oluşturmaktadır.
Bu yapılanmalarda
En önemli sorunlardan birisi de
Parti
kadro ölçülerini esas alma yerine, neredeyse her
Bu anlayış sorunlarının başında gelen ise,
komite ve koordinasyonun kendisine göre bir kadro
Demokratik Konfederalizmin sanki öncüsüz ve militan
yaklaşımı içine girerek, hareketin ortak kadro ölçü-
ölçüleri gereksiz kılan ve kendiliğinden kurulabilecek bir
leri önemli oranda aşındırılmıştır.
sistemmiş gibi ele alınmasıdır. Kürdistan'ın statüsü ve Kürt
Yerelleşmeye bağlı olarak hareketin esas
halkını açıkça düşman ilan ederek üzerinde yok etme
gündemini ortaklaştırmada ciddi sorunlar yaşan-
planları geliştiren bir düşman gerçekliği gözönüne getir-
mış, hemen hemen her komite ve koordinasyonun
ildiğinde bunun yanlışlığı kadar bir çarpıtma olduğu da
kendi öncelikli gündemi öne çıkmış ve daha çok
görülecektir. Oysa Parti öncülüğü ve militanın öncülük
bunun arkasından gidilmiştir. Sistemin esas günde-
misyonu burada çok daha önemli olmaktadır.
mi yeterince ortaklaştırılarak takip edilememiştir.
Konfederalizm, devletçi, iktidarcı, erkek egemenlikli bir
Böyle olunca ortak tepki ve ortak refleksler geliştir-
sistem olan kapitalizm karşısında alternatif bir sistem
ilememiş, geliştirilenler ise uzun vadeli, istikrarlı
geliştirmeyi öngörürken, militanlığın ve öncülüğün rolünü
olamamıştır.
zayıflatıp, gereksiz kılmamaktadır. Tam tersine daha fazla
5.
Genel
Kurul
Demokratik
arttırmaktadır. Bu anlayış giderilmeden, Partileşme ve
Konfederalizmin geliştirilip güçlendirilmesinin
parti militanlığının öncülük ettiği milyonlar kazanılmadan,
önündeki bu anlayışlarla mutlak anlamda ideolojik
eğitilmeden ve onların emeği olmaksızın Demokratik
mücadele edilmesinin gerekliliğini belirtmekle bir-
Konfederalizmi Kürdistan'da kurmak mümkün değildir.
likte giderilmesi için sözleşmede de bazı değişikliklere gitmiştir.
Komünar
24
Yürütme
Konseyi
sistemin
pratik
ortadan kaldırılmamış, alan merkezleri bünyesinde
yürütülmesinden sorumlu organ olarak, yaşanan
bir araya getirilmiştir. Her alan merkezi sayıları 7-
yetersizliklerden dolayı yapmış olduğu özeleştiriyi
13 arasın da değişen yönetim gücüne kavuşturul-
Genel Kurula sunmuş olduğu raporda belirtmiştir.
muştur. Kendi içlerinden üçer kişilik koordinelerle
Aslında Yönetim yaşanan bu yetersizlikleri önemli
çalışmalarını yürüteceklerdir.
oranda görmüş ve çözümlemiş ve belli oranda bir
Buna göre İdeolojik Alan Merkezi, KCK
mücadele de yürütmüştür. Yönetimin yaşadığı
sisteminin Önderlik çizgisi temelinde gereken
yetersizlik karar ve planlamaları yaşama geçirmede
teorik
gösterdiği zayıflığın
yanı sıra Demokratik
örgütlendirip yürütmesinden sorumlu kurum olarak
Konfederalizmi yetersiz, yanlış anlayan, kendine
tanımlanmıştır. Bünyesinde Bilim-Aydınlanma
göre ele alan ve uygulamada dağınıklığa, parçalı
Komitesi, Kültür Komitesi, Basın komitesi bulun-
duruşlara yol açan, kadroların enerji ve yetenekleri-
maktadır.
ni etkisiz bırakan anlayışlara karşı yeterli ve etkili
bir
çalışma
ve
ideolojik
mücadelenin
Siyasi Alan Merkezi, Kürdistan üzerindeki
anlayış mücadelesi yürütmemiş olmasıdır.
inkar ve imha siyasetine karşı ulusal demokratik
Bunun sonucunda ise birbirini tamamlamayan,
siyasetin belirlenip uygulanmasından, Kürdistan
genelleşmeyen, benmerkezci, egemenlikçi ve çalış-
parçalarındaki ve yurtdışındaki siyasi çalışmaların
ma alanını adeta kendi mülkiyeti gibi gören yak-
örgütlendirilmesinden,
laşımlar kendisini dayatabilmiştir. Yeterince dene-
demokratik-ekolojik
toplumu kurma çalışmaları için örgütlenme ve
tim ve hesap sorma olmayınca da, sorunlar gerek-
eylem bilincinin oluşturulmasından sorumlu kılın-
tiği kadar çözülememiştir.
mıştır. Bu Alan merkezinin bünyesinde de Siyasi
Sürecin özellikleri göz önüne getirildiğinde
böyle
bir
yönetim
tarzıyla,
düşman
boşa
çıkarılarak, 5.Genel Kurulun önümüze koyduğu
Komite, Ekoloji ve Yerel Yönetimler Komitesi,
Hukuk Komitesi, Dış İlişkiler Komitesi, Azınlıklar
ve İnanç Grupları Komitesi bulunmaktadır.
temel görevler olan, direniş, savunma güçlerini
Sosyal Alan Merkezi,Cinsiyetçi, sınıflı
büyütme, KCK'yi inşa etme ve ulusal demokratik
toplum sisteminin alternatifi olan demokratik-
birliği gerektiği kadar geliştirme mümkün olmaya-
ekolojik toplum sisteminin yaratılmasından, tüm
caktır. Bu nedenle seçim kanununda yapılan bir
toplumsal
değişiklikle seçilen yönetim üyeleri adeta güven
örgütlendirilmesinden, halk sağlığının korunması
oylamasından geçirilerek seçilmişlerdir.
ve Anadil eğitimini geliştirmekten sorumludur.
kesimlerin
bilinçlendirilip
Yürütme Konseyinin geçmiş tecrübeler-
Bünyesinde Sosyal Komite, Halk Sağlığı Komitesi,
den de yararlanarak, 5. Genel kurula sunduğu
Dil ve Eğitim Komitesi, Emekçiler Komitesi,
örgütlenme ve çalışma sistemini onbir komite biçi-
Komalan Ciwan Koordinasyonu, Yekitiye Jınen
minde değil de, birbirine yakın olan çalışma alan-
Azat, Özgür Yurttaşlık Koordinasyonu bulunmak-
larının birleştirilmesi temelinde beş ayrı alan çalış-
tadır.
ma merkezi biçiminde örgütlenmesi önerisi genel
Halk Savunma Alan Merkezi, Kürdistan
bir kabul görmüş, bu temelde Sözleşme de değiştir-
halkının temel hak ve özgürlüklerinin korunması,
ilmiştir. Buna göre ideolojik alan, siyasal alan,
KCK Önderliğinin yaşamının ve özgürlüğünün
sosyal alan, savunma alanı ve maliye ve ekonomi
güvence altına alınması, genel demokratik
alan merkezleri
olarak bir örgütlenmeye
kazanımların korunması, meşru savunma çizgisi
gidilmiştir. Bu alan merkezlerinde komiteler
doğrultusunda halkın savunma bilincinin ve
Komünar
25
örgütlülüğünün geliştirilmesi, halk savunma
Sistemin istenildiği gibi geliştirilip oturtul-
kuvvetlerinin örgütlendirilip yeterli kılınmasından
masında yönetimin rolünün yanı sıra kadroların da
ve savunma politikalarının oluşturulmasından,
yaşadığı önemli yetersizlikler olmuştur. Kadrolarda
Halk Savunma Kuvvetleri ile KCK sistemi içinde-
görülen yetersizliklerin başında ideolojik ve örgüt-
ki diğer örgüt ve organlarla ilişkileri düzenlemek-
sel ölçüler temelinde sistem ve örgüt ortamında bir
ten sorumlu kılınmıştır.
mücadele yürütmeme, yanlışlıklarla mücadele etme
Ekonomik Alan Merkezi, KCK sisteminin
yerine, uzlaşma ve görmezden gelme durumudur.
maliye ve ekonomi politikasını, toplumun ihtiyaç
Oldukça liberal, gevşek ve kazandırmayan bu yak-
duyduğu ekonomik-mali örgütlenmeleri ve istih-
laşım oldukça zorlayıcı olmuştur. Özellikle Önder
dam amaçlı projeleri geliştirmesiyle sorumlu kılın-
Apo'nun zehirlendiğinin açıklanması üzerine,
mıştır. Bu aşamada bu çalışma alanın ihtiyaca
cevap olabilmesi için ve sözkonusu projelerin
yüzlerce kadronun fedayi eylemliliği için başvuruda bulunması, önemli bir kadro kesiminin kendisi-
gereklerini yerine getirebilmesi düzeyine ulaşmayı
ni bu konumdan çıkarmaya yönelik ciddi bir adım
önüne hedef olarak koymuştur.
attığı görülmüştür. Ancak hala eski zorlayıcı konu-
Ayrıca KJB koordinasyonun bir çatı
munu sürdürmek isteyenler de bulunmaktadır.
örgütü olmasından dolayı herhangi bir merkeze
Eğitim-ikna yöntemi ve ideolojik mücadeleyle bir
dahil olmamasıyla birlikte kendisine bağlı tüm
netleşmenin kadro içinde geliştirme gereği kendisi-
güçler sistemin ilgili merkezlerinde yer alıp çalış-
ni ciddi bir biçimde dayatmaktadır.
malarını yürüteceklerdir.
Kadroların mücadelemizdeki yeri önemi
Bunun dışında Önderlik Komitesi ise bu
gözönüne alınarak, geçmiş yetersizliklerinden kur-
merkezlere dahil olmayıp direkt Yürütme Konseyi
tulmuş, paradigmanın özünü, ruhunu kavramış,
Başkanlığına bağlı olarak çalışmalarını sürdürecek-
kendi kişiliğinde somutlaştırmış kadroların yaratıl-
tir. Bu komitenin esas amacı Önder Apo'nun
ması için öncelikle yönetimin doğru ve ortak bir
sağlığı, güvenliği, özgürlüğü ve hukuki sorunları
kadro politikası geliştirmesi ve öncülük rolünü
başta olmak üzere Önderliğin uluslararası alanda
oynaması gerektiği sonucuna ulaşılmıştır. Aksi tak-
tanıtılması, Önderliği Sahiplenme Komite ve
tirde süreci geliştirmek mümkün olmayacaktır.
Komisyonların örgütlenmesini geliştirmektir.
Demokratik Konfederalizm eylemsiz
Daha önceleri 11 Komite, parça ve yurtdışı
düşünülemez ve inşa edilemez. Ancak yürütülen
koordinosyanları üzerinden yürütülen çalışmalar
çalışmalarda eylem çizgisinde ciddi yetersizlikler
belirtilen sorunlarla birlikte belli düzeyde çok
yaşanmaktadır. Dönemi karşılamayan, düşman
başlılığa ve dağınıklığa yol açmaktaydı. Bizim gibi
iradesi üzerinde etki yaratmayan, savunmacı, pasif,
imha saldırılarıyla yüzyüze olan ülkelerde böyle bir
risk almayan eylemler tercih edilmektedir. Bir de
tarzla sonuç almak zordu. Sözleşmenin bu temelde
kendi meşru eylemliliğini geliştirme yerine daha
5. Genel Kurulda değiştirilmesiyle sistemden de
çok yasallıkla kendini sınırlama bir eğilim olarak
kaynaklanan sorunlar giderilmeye, zorlu ve yüksek
kendisini göstermiştir.
bir mücadele temposuyla geçeceği kesin olan döne-
Eylemsel alanda yaşanan bu yetersizliklerin
düzeltmeler
aşılması için, öncelikle bu tarzın bırakılarak, süreci
yapılmıştır. Bununla amaçlanan sistemi ve örgütü
kazandıracak, düşman iradesini değişime zorlaya-
zor koşullara hazırlama ve önümüzdeki sürece
cak bir halk özgürlük iradesinin ortaya çıkması
daha derli-toplu girme imkanını yaratmaktır.
temelinde meşru savunma çizgisinin bir gereği
min
kazanılması
için
gerekli
Komünar
26
olarak gerillanın paralelinde, serhıldanların da daha
çekecek, özgürlük ve demokrasi mücadelesine
etkili, sürekliliği olan tarzda geliştirilmesi gerektiği
duyarlı hale getirecek ürünler yeterince ortaya
karar altına alınmıştır.
çıkarılamamıştır.
Sistemin kavratılması ve propaganda
Demokratik Konfederalizmin ruhu, onun
edilmesinde de ciddi sorunlar yaşanmaktadır.
sanatıyla yaratılacaktır. Bu perspektif temelinde
Sistemin içinde bulunduğu kaostan çıkaracak tek
alan kadrosunun geliştirilmesi, örgütlülüğe kavuş-
doğru çözüm alternatifine sahip olmamıza ve bu
turulması esas bir görev olarak belirlenmiş,
konuda görsel, işitsel, yazınsal ve inter-net alanın-
mücadelemizi en geniş kitlelere ulaştıracak kültürel
da önemli imkanlar olmasına rağmen, hala etkili bir
etkinliklerin ve çalışmaların yapılması yönünde bir
ideolojik, örgütsel ve sistemsel mücadele yürütüle-
kararlaşmaya gidilmiştir.
memektedir. Kadro ve halk yeterince eğitilememekte, dışımızdaki çevrelere Hareketimiz ve
Kuzey Kürdistan ve Türkiye sahası
KCK'nin en iyi örgütleneceği bir alan duru-
Önderlik yeterince yansıtılamamaktadır. Bu alan
mundadır. Ancak yaşanan çeşitli örgütsel sorunlar
kadrolarının partimizin ideolojik doğrultusu ve
nedeniyle bu misyona uygun
militan ölçüleri yerine daha çok kendini mesleki
oynayamamıştır. Bu nedenle hem koordinasyon
olarak ele almaktan kaynaklanan yaklaşımları da
hem de tek tek kurumlar geçmiş süreçte
zayıflığın diğer temel bir nedenidir.
Demokratik Konfederalizmin inşasına girmedeki
ve yeterli bir rol
İdeolojimizin, siyasetimizin, ahlak ve
yetersizlikleri giderme konusunda önemli sorum-
yaşam ölçülerimizin günlük yaşam diline tercüme
luluklar taşımaktadırlar. Bütün çalışma alanların-
edildiği basın-yayın sahasının öncelikle kadrosal
daki grupçuluğun, hesapçılığın aşılarak KCK sis-
niteliğini geliştirmek gerektiği açıktır. Yine çok
teminin istenilen düzeyde örgütlendirilmesine
sayıda daha çok tasfiyecilik sürecinin savrul-
çalışılmalıdır. Önümüzdeki dönemde belli düzeyde
malarının bir sonucu olarak, hiçbir ihtiyaca karşılık
yaratılan komiteleşmelerin ve birkaç yerde oluştu-
vermeyen birçok yayın çıkarılmış ve bugün de
rulan meclis ve komünlerin yaygınlaştırılması
devam ettirilmeye çalışılmaktadır. Bunların içinde
gerekmektedir. Toplumla bütünleşme açısından
işlevsizleşenler kapatılarak, işlevli olanların daha
komün ve meclislerin her yerde oluşması konusun-
da güçlendirilmesi ve tüm yayın araçlarının ideolo-
daki çabalar arttırılmalıdır. Bunun için de halklaş-
jik-politik doğrultumuzu daha etkili yansıtacak
mayan, egemen siyaset tarzını benimseyen
tarzda kendisini örgütlemesi gerektiği karar altına
anlayışların aşılması gerekmektedir.
alınmıştır.
Her sistemin ruhu, onun sanat ve
Kuzey Kürdistan ve Türkiye sahasında
yapılan siyasal eylemlerin yeni örgütlenmeleri
kültüründe dile gelmektedir. Kapitalist sistem
geliştirme
ve
bugün sanata tarihinin en karşı-devrimci rolünü
dönüştürülmesi gerekmektedir. Bu alanda eylem ve
oynatmaktadır. Bunun birey ve toplum üzerinde
örgütlenme ilişki ve diyalektiğinin geliştirilmesi
yarattığı etki sarsıcı olmaktadır. Bunun etkileri
gerektiği açıktır. Bu yönlü zayıflıkların giderilerek
içimize kadar yansımaktadır. Kültür-sanat faaliyet-
Kuzey Kürdistan ve Türkiye'de fazlasıyla var olan
lerimizin özü, bu saldırıları boşa çıkaran, devrim-
örgütlenme
imizin birey ve toplumunu yaratmaktır. Ancak bu
çıkarılarak Türk devletinin soykırım politikasına
alan çalışmaları bu konuda ciddi yetersizlikler
güçlü cevaplar verilebilmelidir. Bunun yapılması
yaşamıştır. Toplumu komünal temelde örgütlemeye
için her şeyden önce aşınmaya uğrayan kadro
ve
yeni
eylem
kitlelere
açılmaya
potansiyelinin
açığa
Komünar
27
anlayışının düzeltilerek özgürlüğe ve demokratik
ildiği bir alandır. Yerel yönetim imkanlarından da
yaşama kilitlenmiş bir kadro duruşu ortaya çıkarıl-
yararlanılarak güçlü meclisleşmeleri geliştirme,
malıdır.
özel savaşın toplumda geliştirmek istediği açlık,
Bu alanda kadın ve gençlik başta olmak
fuhuş, uyuşturucu vb. sorunlarıyla ilgilenme, yine
üzere diğer tüm kesimler örgüt ve eylem anlayışın-
halkın sağlık ve eğitim sorunlarını çözme imkanları
da düzeltmeye giderek yeni mücadele döneminin
iyi bir biçimde değerlendirilerek somut, pratik
öncü güçleri olma rolünü yerine getirmelidir.
örgütlenmelere kavuşturulmalıdır. Bir örgütlenme,
Gençlik ve kadın örgütlenmede dağınık, eylemde
eylem ve toplumu inşa sahası olan sosyal alan
etkisiz kaldıkça, bu durum tüm toplumsal
atalet konumundan çıkarılarak, harekete geçirilme-
tabakaların örgütsel zayıflığı ve eylemde silikliği
lidir. Kadın ve gençlik başta olmak üzere diğer
biçiminde karşımıza çıkmaktadır. Dolayısıyla
kadın, gençlik, emekçiler yanında toplumu taban-
gibi
toplumsal
kesimlerin
gerektiği
örgütlendirilmemesinin nedeni olan halka inmeyen,
dan örgütlemesi ve eylem gücünü açığa çıkarması
konfederalizmin
gereken özgür yurttaş hareketi örgütsel ve eylem
yönelmeyen, daha çok üstte kalan kadro duruşu
hamlesini geliştirmelidir.
aşılmalıdır. Sosyal alan çalışmasına rolünü oynat-
Emekçi örgütlenmelerimizin her şeyden
inşasına
pratik
olarak
mak için yeni düzenlemeyle özgür yurttaş, eğitim
önce Türkiye ve dünyada var olan klasik
ve dil komitesi çalışmaları da
dahil edilmiştir.
sendikacılık ve bürokratik tarzı bırakmaları gerek-
Özellikle Kürt dilinin geliştirilmesi, savunulması
mektedir. Kendisini sadece ücretini yükseltmeye
ve korunması için oto asimilasyona karşı mücadele
yönelten anlayışı aşarak, tamamen tabana dayalı
edilmesi ve bu temelde Kürt dilinin geliştirilmesi
demokratik örgütlenme zihniyetiyle toplumun
üzerinde de önemle durulmuştur. Esas olarak KCK
tümünün demokratikleşmesinde ve özgürlük
sisteminin örgütlendirilmesi, serhıldanların geliştir-
mücadelesinin geliştirilmesinde rol oynayan bir
ilmesi ve katılımın en fazla geliştirileceği bir alan
tarza ulaşabilmelidir.
haline getirilmesi gerektiği kararlaştırılmıştır.
Kürt sorununun çözümünde kilit role sahip
Doğu, Güney ve Batı Kürdistan koordi-
olması nedeniyle Türkiye ve Kuzey Kürdistan
nasyonlarının çalışmalarında ortaya çıkan en temel
sahasının üzerinde önemle durmak, öncü ve
sorun, her üç alanda da farklı neden ve gerekçeler-
örgütlülük
le,
düzeyinin
düşmanın
topyekûn
Demokratik
Konfederalizmin
inşasına
saldırılarını karşılayıp boşa çıkararak zafer yaratma
yönelmede ciddi bir yetersizliğin yaşanmış
düzeyinde geliştirilmesi için meşru savunma
olmasıdır. Bu alanlarda ciddi tarz sorunlarının
çizgisinin bir gereği olarak gerillanın paralelinde
öncelikle düzeltilmesi gerekmektedir. Öncülüğün
serhildanların da aynı düzeyde yükseltilmesi gerek-
doğru geliştirilmesi, olanakların yetkince değer-
mektedir. Sosyal alanda gençlik, kadın, emekçiler,
lendirilmesi ve gerekli olan örgütlenme ve
inanç gruplarının, ulusal azınlıkların özgür yurt-
mücadele tarzının geliştirilmesi halinde ciddi
taşlık perspektifi temelinde yaşamın komün ve
gelişmelerin yaşanacağı açıktır. Özellikle Doğu
meclis esaslarına göre örgütlendirilmesinde, halkın
Kürdistan'da muazzam gelişme olanakları söz
temel sorunları olan eğitim-sağlık, yoksulluk, açlık,
konusudur. Burada sorun kitlesel örgütlenmenin
işsizlik vb. sorunlarını çözmede önemli zayıflıklar
geliştirilmesi sorunudur. Dolayısıyla siyasi çalışma
yaşanmaktadır. Sosyal alan, demokratik ekolojik,
ve örgütsel faaliyetleri öne çıkarmak gerekiyor.
cinsiyet özgürlükçü paradigmanın hayata geçir-
Batı Kürdistan'da ise son yılda gelişen kitlesel
Komünar
28
hareketlilik, genel toparlanma, gerçekleşen KCK
sizliklerin ve aşınmaların önü alınarak, bir hamle
Rojava kongresi ve parça halkının Önderliğe yük-
KCK sistemi geliştirilmelidir. Son süreçte Önderlik
sek düzeyde bağlılığı güçlü umutlar vermektedir.
zehirlenmesine karşı geliştirilen eylemlerde belli
Esas sorun öncü gücün ve kadronun doğru temelde
bir gelişmenin sağlanması, önümüzdeki dönemde
rolünü oynamasıdır. Her şeye rağmen Güney'de
hamle için güçlü bir zemin yaratmıştır. Bu neden-
çizgimizin giderek gelişme zemini gelişmekte,
le önümüzdeki dönemde hem Avrupa sisteminden
burada ısrarlı, kararlı bir öncülüğün geliştirilmesine
kaynaklanan olumsuz etkileri aşma, hem de
ciddi bir ihtiyaç vardır. Bu sorunun çözülmesi bura-
Avrupa'da gelişen burjuva milliyetçi etkilerden
da gelişmeye yol açacaktır.
uzak durarak mücadeleci, risk göze alan bir örgüt
Kürt sorununun her zamankinden daha
ve eylem çizgisi yakalanmalıdır.
fazla çözümünün gündeme geldiği bir dönemde,
Son iki yıl içinde belli bir toparlanmayı
siyasal çizgi netliği önemli olmaktadır. Bu açıdan
yaşayan
her üç alanda da esas olarak parça koordinasyon-
mücadelemizin yeni sürecinde artan oranda üzerine
larının temel çalışmalarının KCK sistemini
düşen görevlerini yerine getirmelidir. Alan imkan-
örgütleme ve katılımı arttırma
ve ulusal-
ları Kürt halkının demokratik konfederal sistemini
demokratik birliği geliştirme, Doğu Kürdistan'da
örgütlemesine güçlü bir zemin sunmaktadır. Başta
serhıldanları geliştirme gerektiği karar altına alınmıştır.
katılım olmak üzere her bakımdan ülkeyle ve
dönemin görevleriyle bütünleşen bir örgütlenme ve
Maxmur, savaş ve direniş içerisinde ken-
eylem düzeyi yakalanmalıdır. Hareketimizin bölge
disini yaratmış bir alandır. Alanın bu esas özelliği-
dengelerini etkileyen düzeyi gözönüne getir-
ni ortadan kaldırmak için uluslar arası ve bölgesel
ildiğinde, BDT sahasında Kürt halkının özgürlük
güçler ile Türk devleti çok yönlü bir çaba içinde
mücadelesini destekleyen diplomatik çalışmalar
bulunmaktadır. Maxmur sorunu, Kürt sorunun bir
yürütmenin imkanları geçmişe göre daha fazla art-
parçasıdır. Dolayısıyla Kürt sorunu çözülmeden
mıştır. Ermenistan'daki örgütlülüğümüzün ulaştığı
Maxmur mülteci sorunu da çözülemez. Maxmur
belli bir örgütlülük düzeyi de bulunmaktadır. Bunu
halkının Önderlik'ten ve Hareketten yana tutumu
daha da ilerleterek, hem katılım hem de daha geniş
nettir. Alanın güvenlik, siyasal, sosyal, sağlık,
kesimlere ulaşma ve özgücünü yoğunlaştırma
eğitim ve kültürel sorunların çözülmesi için
görevlerini yerine getirmelidir.
mücadele edilmelidir.
Avrupa'da
çalışmaları,
Kürt sorununun uluslararası karekteri
Mücadelemizin temel alanlarından birisi
konumundaki
BDT ve Rusya alan
gereğinden kaynaklı diplomatik çalışmaların öne-
Demokratik
mini de artırtmaktadır. Bu nedenden dolayı tüzük-
Konfederalizmin inşası oldukça büyük bir önem
sel olarak her ne kadar siyasi alan bünyesinde
kazanmaktadır. Sözleşmede Avrupa'da dahil tüm
düzenlenmiş
yurtdışı alanları birer parça gibi ele alınarak örgüt-
Başkanlığına bağlı ayrı bir komite olarak
sel sistemin buna göre oluşturulması kararına
örgütlendirilme kararı alınmıştır. Özgücümüzü ve
varılmıştır. Bunun için en geniş halk kesimlerine
bağımsız ideolojik-siyasi çizgimizi esas alan ve
ulaşmak, başta gençlik ve kadın olmak üzere tüm
tüm diplomatik çalışmaları bir merkezde toplayan,
toplum kesimlerine ulaşarak emekçilerin, inanç
derli-toplu, aktif bir çalışma ile mücadelenin diğer
gruplarının, azınlıkların örgütlülüğünü geliştirmek
sahalarını tamamlayan bir düzey yakalanması
gerekmektedir. Eğitimle örgüt ve kadrodaki yeter-
hedeflenmiştir.
olsa
da,
Yürütme
Konseyi
Komünar
29
5. Genel Kurulun ortaya koyduğu en temel
olarak görmeyen yaklaşımların eleştirisi temelinde,
görevlerinden birisi olan KCK'nin inşa çalışmaları
KCK bünyesi içinde yer alan tüm çalışma birim-
kapsamında hem Kürdistan'ın dört parçasında hem
lerinin katılımı dönemin en temel görevi olarak ele
de yurtdışı alanlarında
almalarını kararlaştırmıştır.
halkımız, komün ve
meclisler temelinde yaşamını özgürce ve özgücüne
Sözleşme de yapılan diğer temel bir
dayalı olarak kurup geliştirmelidir. Halk öncüleri
değişiklikte, İdari Adalet Divanının tek başına tüm
çıkmalı, emek verenler inşa sürecine daha aktif
sistemin hukuk sorunlarını çözmedeki yetersizliği,
katılmalı, yönelimler görülerek özsavunma geliştir-
işleyiş ve pratiğinde ortaya çıkan sorunları gider-
ilmeli, her yerde kendi kendine yeterli ekonominin
mek için Yüksek Adalet Divanı, disiplin ve görev
örgütlendirilmesi için çalışılmalıdır.
düzenini korumaktan görevli İdari Mahkemeler ve
Diplomatik faaliyetlerimizin bir yönü de
halk içindeki sorunları çözmekle görevli Halk
Önderliğimizin ortaya koyduğu siyasi çizgi ve
Mahkemeleri olmak üzere üç ayrı yargı kurumunun
demokratik konfederal sistemin başta Ortadoğu
oluşturulması kararı alınmıştır.
halkları olmak üzere dünyanın diğer halklarına
5. Genel Kurulda çeşitli toplumsal kesim-
tanıtılması olmaktadır. Diplomatik çalışmaların
lere, Kürdistan'da egemenliğini sürdüren devletlere
diğer önemli çalışma alanı da Kürdistanlı tüm
ve uluslararası güçlere önemli çağrılar da
siyasi güçlerle ulusal birlik projemizin somut ifade-
yapılmıştır. Demokratik ekolojik paradigmanın iki
si olan ulusal konferansın geliştirilmesi için çalış-
temel dinamik öncü gücü olan kadın ve gençliğe
malar yürütmektir.
misyonlarına denk bir örgütlülük, öncülük görev-
5. Genel Kurul savunma alanına ilişkin de,
lerini yaparak mücadelenin her alanında kendini
yapılan süreç değerlendirmesine bağlı olarak bazı
dayatan görevleri başarma ve gerilla saflarına
temel kararlar almıştır. Bu kararların başında
katılım çağrısı yapılmıştır. Kürdistan'ı egemenlik-
geçmiş iki yılda katılımla direkt ilgili olan çalışma
leri altında bulunduran devletlere, Kürdistan
birimlerinin dışındaki komite ve koordinasyonların
üzerindeki politikalarına son vererek Kürdistan
birçoğunun katılım çalışmalarını kendi görevi
halkının özgür iradesini tanımaya, sorunları bölge-
Komünar
30
sel olarak diyolog ve barışçıl yöntemlerle çözmeye
toplu hale getirildi. Sözleşmedeki yetersizlikler
çağrı yapılmış, uluslararası güçlere de Kürt soru-
aşılarak daha iyi bir netleşme sağlanmış, dolayısıy-
nun çözümü konusunda parçalı değil, bütünlüklü
la sistemde bir toparlanma gelişmiştir. Bu anlamda
yaklaşmaya, zorlayıcı değil, çözümleyici olmaya
5. Genel Kurul, Önderliğin özgürlüğü ve
çağrılmışlardır.
Kürdistanın Özgürlüğünün kararlaştığı bir zirve
Sonuç Olarak:
olmuştur.
Önder APO'nun geliştirdiği ideoloji-politi-
Mücadele tarihimizin bu kritik aşamasında
ka, örgüt, direniş ve özgür yaşam çizgisi
Kürdistan'da özgün halk iradesini açığa çıkarmıştır.
önümüze konulan bu temel görevler, Önderlik
çizgisinde partileşen kadroların milyonların
Bugün bu irade ulaştığı siyasal, örgütsel, kültürel
direniş, örgütlenme ve serhıldanı geliştirme talep-
ve direnme gücü itibarıyla bölgesel ve uluslar arası
lerine doğru öncülük yapmasıyla
güçler tarafından ister karşıtlık temelinde, ister
unutulmadan, tüm kadroların kendilerini hem
başarılacağı
yandaşlık temelinde olsun dikkate alınan bir güç
geçmiş süreç karşısında sorgulamalı hem de yeni
konumuna ulaşmış bulunmaktadır. Ancak başta
döneme hazırlık temelinde kendisini güçlü bir
sömürgeci Türk devleti olmak üzere bir kısım
eleştiri-özeleştiriyle
devletler bu iradeyi ısrarla tanımamakta ve itifak
Tarihimizin en kritik süreçleri, böylesine militan
halinde ezmeye. tasfiye etmeye çalışmaktadırlar.
kararlaşmalarla aşıldığı bilinmektedir. Düşmanın
Özellikle Türk sömürgeci devleti bu siyasette
vahşi
öncülük ve koordinelik görevini görmektedir.
kazanma olasılığı kadar belirtilen görevlerin gerek-
Türkiye'de egemen olan ittihatçı zihniyet tam bir
lerinin tam bir sorumluluk bilinciyle yapılmaması
faşist-ırkçı zihniyetle Kürt halkını katliamdan
halinde ise ciddi tehlikelerin olduğunu da görmek
geçirme, hareketimizi tasfiye etme konusunu
gerekmektedir.
saldırıları
gözden
geçirmelidir.
gözönüne alındığında, büyük
Türkiye cumhuriyeti devletinin varlık-yokluk
Bu nedenle öncelikle herkesin yaşanan tar-
sorunu haline getirmiş bulunmaktadır. Bu nedenle
ihsel gelişmelerin farkında olarak, önümüze çıkan
de saldırılarını daha fazla arttıracaktır.
fırsatların değerlendirilmemesinin sonuçlarının ne
Bunun karşısında Önder Apo'nun sağlığı,
olacağını görerek, katılımını fedailik düzeyine
güvenliği ve özgürlüğü ile halkımızın kendi
çıkarmak bir zorunluluk haline gelmiştir. İçine
özgücüne dayanarak 18 Mayıs'ta 5. Genel Kurulda
girdiğimiz
aldığı kendi Demokratik Konfederalizmini kurma
katılımla zaferle taçlandırılabilir.
mücadele süreci ancak böyle bir
kararı temelinde büyük direneceği ve tüm değerler
Bu temelde tüm halkımızın, kadro ve
sistemini ölümüne savunacağı kesindir. Bu her
çalışanlarımızın Önderlik çizgisi etrafında Kongra
zamankinden daha fazla meşru savunma çizgisi
Gel 5. Genel Kurulundan alınan güç ve moral ile
temelinde direnişi geliştirip süreklileştirmek ve
her
zafere gitmek için gerilla saflarına katılımı ve halk
örgütlenerek sürece yükleneceklerine halkımız
serhıldanlarını daha örgütlü ve sürekliliği olan tarz-
adına büyük kazanacaklarına olan inancımızla
da geliştirilmesini gerekli kılmaktadır.
selamlıyor, yeni mücadele döneminde üstün
18 Mayıs mücadelemizde yeni bir sürecin
başlamasıdır. En temel özelliği ise, bir çözüm ve
başarma süreci olmasıdır. Bu anlamda bir finaldir.
Bunu başarmak için de örgütsel sistem daha derli
zamankinden
daha
fazla
kenetlenip
başarılar diliyoruz.
7 Haziran 2007
Devrimci selam ve saygılar
KCK Yürütme Konseyi
Komünar
31
1 HAZİRAN HAMLESİNİN MÜCADELEMİZDEKİ YERİ
1 Haziran hamlesinden günümüze kadar 3 yıllık
bir zaman geçti. Bu hamlenin açığa çıkardığı ve bize öğrettiği çok önemli gerçekler vardır. Bunun politik askeri ve
örgütsel sonuçlarını yeniden gözden geçirmek ve
sonuçlarından doğru dersler çıkarmak büyük önem arz
etmektedir.
Ancak 1 Haziran ve sonrasını değerlendirmeden önce, bu sürecin arka planını ve geride
yaşanan sorunları özetlemekte fayda vardır.
Bilindiği gibi 1 Haziran hamlesi 1 Ağustos 1999
kadar yetersizlikleri ve yanılgıları vardı. Yaşanan
tarihinden başlayıp, 1 Haziran 2004 tarihine kadar
bu olumsuzlukların temelinde ise, tasfiyeciliğin
geçen 5 yıllı aşkın ateşkes sürecinin son bulmasıdır.
yaratığı tahribat kadar, önderliğin ortaya koyduğu
Tam 6 yılla yakın bir süreç boyunca gerilla ateş
meşru savunma anlayışını doğru kavramamak ve
etmedi. Türk ordusunun tek yanlı saldırı ve imha
özümsememek yatmaktadır.
operasyonlarına karşı, büyük bir sabır ve fedakâr-
Bu sürecin partimiz için, stratejik bir
lıkla meşru savunmanın pasif pozisyonunun dışına
değişim ve dönüşüm süreci olduğu bilinmektedir.
Mücadelemiz açısından tarihi bir dönüm noktası ve
çıkılmadı.
Bu kadar uzun süre tek yanlı olarak korun-
stratejik değer taşımaktadır. Bu. Yeni paradigmanın
maya çalışılan ateş kes taktiğiyle ne kaybedildi ne
teorik tezleriyle bütünlüklü oluştuğu dönemdir.
kazanıldı?. Bir gerilla hareketi olan PKK'nın bu
İmralı öncesi ve sonrası bizim açımızdan milat
kadar uzun bir süre pasif savunma pozisyonunda
denilebilecek bir süreç yaşanmıştır. Önderlik
kalması doğrumuydu? Bu sürecin sağlıklı bir anal-
AHİM savunmalarıyla bu sürecin temel tezlerini
izini yapmak için hareketimizin o dönem içinden
ortaya koymuş ve yönlendirmiştir. Bu sürecin ve
geçtiği, iç ve dış koşulları göz ardı etmeden, bugün
yeni paradigmanın askeri çizgimize yansıma biçimi
geldiğimiz noktadan geriye dönüp baktığımızda bu
ise, meşru savunma stratejisiyle gerçekleşmiştir.
dönemin kazanımları kadar hata ve yanılgıları
Yani, eskiden ön gördüğümüz uzun süreli ve üç
konusunda da daha iyi sonuçlara ulaşmak ve gerek-
aşamalı halk savaşı stratejisinden vazgeçilerek
li dersleri çıkarmak mümkündür. Bu süreç eğer iyi
veya bu anlayış aşılarak meşru savunma stratejisi
değerlendirilir ve gerekli dersleri çıkarılırsa, en az
esas alındı. Stratejik savunma, stratejik denge,
15 yılık gerilla savaş süreci kadar, siyasi, askeri,
stratejik saldırı biçiminde Üç aşamalı olarak tarif
diplomatik ve örgütsel açıdan öğretici sonuçları
edilen uzun vadeli halk savaşından vazgeçiliyor
olacaktır. Yani nasıl ki 15 Ağustosla başlayan 15
bunun yerine siyasal demokratik ve barışçıl
yıllık gerilla savaş pratiğinin büyük kazanımları
çözümün yolunu açan, ona güç veren, çok zorunlu
kadar hata ve yetersizlikleri varsa, 1 Ağustos 1999
olmadıkça askeri güce başvurmayan meşru savun-
tarihinden başlayıp 1 Haziran 2004 yılına kadar
ma anlayışı esas alınmıştır. Bu anlayışa göre, birin-
süren ateşkes sürecinin de o denli kazanımları
ci planda askeri değil, siyasal demokratik çözüm
önceliklidir. Düşmanı askeri alanda yenilgiye
Komünar
32
uğratarak, toprak kurtarmak ve hâkimiyet kurmak
başlatılan bir süreçtir. Dolaysıyla bu ateşkes süreci
değil, devleti çözüme ve diyaloga zorlamak için
gereğinden fazla uzatılmış bu da mücadelemize
askeri güç gerekliydi. Halkımızın temel hakları ve
zarar vermiştir. Elbette ki, Önderliğin esaretiyle
özgürlükleri çiğnendiği müddetçe, askeri güçten ve
ortaya çıkan yeni süreçte köklü bir durum değer-
meşru savunmadan vazgeçilemeyecektir. İnkâr,
lendirmesini yapmak yerinde ve gerekliydi. Önder-
işgal ve asimilasyonun olduğu koşullarda meşru
liğin AHİM savunmalarını halka ve örgüte taşır-
savunma bir zorunluluktur. Önderliğin formüle
mak, eğitime dönüştürmek, yapıya kavratmak ve
ettiği gibi "halk savunma birliklerinin özel bir
devlet ve iktidar hedefi-objektif zorunluluklar
özümsetmek için anlaşılır kılmak kuşkusuz bir
zamana ihtiyaç vardı. Yine örgütsel yapıyı yeni
dışında - olamaz. Esas görevleri halkın yasal,
sürece
anayasal hakları çiğnendiğinde ve yargı görevini
mevzilendirmek için de zaman gerekliydi. Devlete
yapamadığında korumaya çalışmak, demokratik
zaman tanımak, önderliğin sunduğu çözüm öneri-
çabalarına güvence olmak, saldırılar karşısında
lerini ve geliştirdiği teorik tezleri kamuoyuna mal
göre
örgütlemek,
düzenlemek
ve
öncülük etmek, kültürel ve çevresel varlığını koru-
etmek ve birçok çevrenin tutumunu netleştirmek
mak" biçiminde değerlendirilmiştir. Önderlik
için beli bir zamana ihtiyaç vardı. Ancak bu zaman
tarafından tanımı ve kapsamı böyle tarif edilen
iki yıldan fazla uzatılmamalıydı. Önderliğin ortaya
meşru savunma anlayışı ve halk savunma gücü ne
yazık ki bu temelde ele alınmadı. Önderlik anlayışı
koyduğu paradigma ve çözüm paketinden sonra
yeni paradigmaya uygun kavranmadı. Özelliklede
meşru savunma aktif olarak devreye girmeliydi.
devletin çözüme dönük tutumu anlaşılır anlaşılmaz,
ortaya çıkan tasfiyeci anlayış, önderliğimizin
Yani 1999'un 1 Ağustos'unda başlayan ateşkes
meşru savunma anlayışının içeriğini boşaltı, gerilla
süreci, 2002'in ortasında veya en geç 2003 baharın-
ve savaşı gözden düşürmek için elinden gelen
da sona erebilirdi. Bu sürecin 2004'e kadar uzaması
çabayı gösterdi. Verilen 15 yıllık savaşın yersiz
ve neredeyse önderliğin yeniden aktif savunma
olduğu tezini yaymaya çalıştı. Gerilla mücadelesi
kararı verir duruma gelmesi önemli bir gecikmeye
hiçleştirildi. Gerillayı dağdan indirmek ve tasfiye
neden olduğu gibi, önderlik için de zorlayıcı
için büyük çaba gösterildi.
olmuştur.
Ortaya çıkan diğer bir yaklaşım ise eski
Bu dönem vurgulanması gereken önemli
klasik çizgide ısrar biçiminde ortaya çıktı. Her ne
bir olumsuzluk ise geri çekilmenin aceleye getir-
kadar bu çok açıktan söylenmemiş olsa da pratik
ilmesidir. Bu aceleciliğin meydana getirdiği
uygulama ve anlayış düzeyinde bu tutumlar net
sıkışmışlık ve plansızlık, güçlerimizin ciddi kayı-
görüldü. Gerillanın kendisini yeni çizgiye göre
plar vermesine yol açmıştır. Düşman bu fırsatı iyi
uyarlayarak aktif hale geçmesini geciktirdi.
değerlendirmiş, çok sınırlı kayıp vermemiz gereken
Dolaysıyla meşru savunmanın aktif biçimi 1
bir dönemde 500 dolayında kayıplar verilmiştir.
Haziran 2004 ten daha önce pratik uygulanmasına
Ayrıca birçok birim ciddi zorluklar ve zorlanmalar-
geçmesi gerekirken bu süreç uzadı ve 2004 1
la karşı karşıya bırakılmıştır. En az bir iki yıl içinde
Haziran tarihine kadar ertelendi. Nasıl ki 15
gerçekleştirilmesi gereken geri çekilme süreci iki,
Ağustos 84 atılımı en az bir yıllık gecikme ile
üç aylık gibi kısa bir sürece sığdırılmıştır. Geri çek-
başlayan bir atılımsa, 1 Haziran hamlesi de en az
ilmenin daha geniş bir zamana yaydırılması, plan
bir yıllık bir gecikmeyle başlayan bir hamledir.
ve sabırla ele alınması durumunda kayıplarımızın
Özünde ise önderliğin ısrarı ve dayatmaları sonucu
en asgari düzeye indirilmesi mümkündü. Kısacası
Komünar
33
bir Haziran hamlesine kadar geçen süreci çok yönlü
la bu süreci içten içe körükleyerek örgütü dağıl-
değerlendirmek mümkündür. Olumlu ve olumsuz
manın eşiğine getirdi. İşte 1 Haziran hamlesi bu
birçok özelliğini ortaya koymak gereke bilir. Ancak
sürece bir son verdi. Tasfiyeciliğin tasfiyesinde bir
bizim burada vurgulamak ve belirtmek istediğimiz
karar aşaması oldu. Örgütü yeniden savaşır ve
husus, 1 Haziran hamlesine hangi sorunların
mücadele eder hale getirdi. Örgüt ortamını yeniden
aşılarak ulaşıldığıdır.
bir moral motivasyonuna kavuşturdu. Halk için
Gerçek şudur ki: 1 Haziran hamlesine
yeniden inanç ve moral kaynağı haline geldi.
kolay ulaşılmamıştır. Yeniden silahlı mücadele ve
Yitirilen örgüt prestijsini iade etti. Sarsılan ve
savaş kararı bir zorunluluk olarak gündeme girince,
dağılan örgüt mekanizmasını yeniden toparladı. En
bu kararı almak kolay olmamıştır. Gerek içte tas-
önemlisi de kadro ve savaşçı yapıda meşru savun-
fiyeciliğe karşı mücadelede, dışta ise PKK' yi
bitirme planlarına karşı büyük bir mücadele veril-
ma anlayışının ne olup olmadığına dair, daha derinliğine düşünme ve bilince çıkarma anlayışını
erek 1 Haziran hamlesinin kararına ulaşılmıştır. Bu
geliştirdi. Meşru savunmanın pratikte nasıl gerçek-
nedenle gecikmişliğine ve yaşanan tüm yersizlik-
leşeceği ve pratikte ne gibi sonuçlar ortaya çıkara-
lerine rağmen bir haziranın mücadelemizdeki yeri
cağı gerçeği 1 Haziran hamlesiyle anlaşılmıştır.
büyüktür. Bu hamle mücadelemize yeni bir ivme
Meşru savunmanın pratik ve düşünsel alanda
kazandırmış, ruh vermiş, tasfiyeciliğe dur demiş ve
hareketimiz üzerindeki bütün sinsi tasfiye plan-
olgunlaşması anlaşılması ve doğru bilince çıkarıl-
larını boşa çıkarmıştır.
1 Haziran hamlesinin mücadelemize kazandırdığı
ması 1 Hazirandan sonra mümkün olmuştur. Bunlar
1 Haziran hamlesinin
açığa çıkardığı çok önemli
gerçekler vardır. Bunlardan
en önemlisi, Türk devletinin
" uzat gitsin PKK bitsin"
çürütme siyasetini boşa
önemli sonuçlar ve gerçek-
Meşru savunmanın
pratikte nasıl gerçekleşeceği
ve pratikte ne gibi sonuçlar
ortaya çıkaracağı
1 Haziran hamlesiyle anlaşılmıştır
çıkarmıştır. Bu sürece kadar
lerdir.
1 Haziran hamlesinin
siyasal sonuçları çok daha
etkili olmuştur. O zamana
kadar "düşünmezseniz Kürt
sorunu yoktur" diyen Erdoğan
Önderliğimizin büyük bir çaba, sabır, emek ve
hükümetini sorunun varlığına ilişkin itiraf etmek ve
fedakârlıkla demokratik çözüm için gösterdiği
hatta devlet adına özeleştiri yapmak zorunda bırak-
ısrar, devlet tarafından görmezlikten gelinmiş,
mıştır. Belki bu itirafların sonu gelmedi. Erdoğan
bunu bir zaaf olarak değerlendirmiş ve PKK'nın bir
sözlerine sahip çıkmadı ve söylediklerinden geriye
daha savaşamaz duruma geldiği kanaatine var-
çark etti. Ancak durum ne olursa olsun, sorunun bu
mıştır. Tasfiyeciliğin örgüt ortamında yarattığı
düzeyde itiraf edilmesi ve devletin kendi içinde
muğlâklık, kararsızlık düşman cephesinde bu yönlü
büyük çelişkiler içine düşmesi 1 Haziran hamle-
umutlar yaramıştır. Dolaysıyla devletin yürüttüğü
siyle yakından bağlantılıdır. Bugün Türkiye'de
siyaset, bu zamana kadar çürütme ve bitirme
yaşanan büyük bölünmenin, kamplaşmanın ve
siyasetidir. Savaşmayan, üretmeyen, sürekli bek-
derin huzursuzluğun altında hiç kuşku yok ki, 1
lentili bir ruh halinde bırakılan PKK gücünün
Haziran hamlesinin kararlılığı vardır. Devlet
dağılıp tasfiye olması bekleniyordu. Tasfiyecilik
PKK'nın bir daha savaşabileceğine ihtimal vermiy-
ise Türk devletinin bu beklentilerini doğrularcasına
ordu. İçine girdiği rehavetle sorunun üzerini kül-
örgüt ortamına yaydığı inançsızlık ve umutsuzluk-
lendirerek geçiştirmeye çalışıyordu. "Güven ve
Komünar
34
istikrar"dan bahsediyor bunu da AB. ve uluslar
mekanizmalar kurmalarını önerdi. Bu amaçla her
arası güçlere kabul ettirmeye çalışıyordu. Ancak 1
iki ülkede de özel temsilcilikler oluşturuldu. Gün
Haziran hamlesi durumun hiçte böyle olmadığını,
geçtikçe sorunun silahlı yöntemlerle çözülemeye-
PKK ve gerillanın dimdik ayakta durduğunu bu
ceği daha iyi anlaşılmış oldu. Bu gerçeği ABD ve
sorunu çözmeden hiçbir sorunun çözülemeyeceğini
uluslar arsı güçler itiraf etmek zorunda kaldılar.
tekrar yeniden göstermiş oldu. Dolaysıyla Erdoğan
Kürt bölgesel yönetimi bunu her fırsatta sıkça
hükümeti derin ve çözümsüz bir çelişkiyle karşı
dilendirmektedir. Türkiye'de kriz derinleştikçe,
karşıya geldi. Durumu kurtarmak için fazla içi
devlet içinden, aydınlardan, ABD ve Kürt bölge
doldurulmadan, alt yapısı hazırlanmadan belli bir
yönetiminden yeniden ateşkes talepleri gündeme
plan ve hazırlıktan yoksun, bazı adımları atmak
geldi. Bu taleplere önderlik tarafından 1 Ekim 2006
istedi. Birtakım söylemler geliştirilmek istedi.
tarihinde yeniden bir ateşkes kararıyla karşılık ver-
Ancak bunlar içten ve ciddi bir hazırlıktan yoksun
ildi. Ancak bu ateşkes sürecinin de Türkiye'de her-
olduğu için, hükümeti daha çok zor bir duruma
hangi bir çözüme yol açmadığı gibi, devlet içinde-
sokmaktan öteye bir rol oynamadı. Erdoğan'ın
ki krizi derinleştirmekten öteye bir rol oynamadığı
Aydınlarla yaptığı toplantı peşi sıra Diyarbakır
açığa çıkmıştır. Bu nedenle Türkiye de oluşturulan
konuşması buna karşı genelkurmay ve milliyetçi
özel temsilcilik mekanizması iflas etmiştir. Emekli
cephenin verdiği reaksiyonlar, sorunun ne kadar
güncelleştiğini ve kriz halini aldığını göstermekte-
Gerçek böyle olmasına rağmen, PKK ve Kürt
dir. Bu süreç, devlet ve toplumu iki kampa böldü.
sorunu, çözüm için olgunlaşmış ve kapıya dayan-
Sorunu eskiden olduğu gibi, inkâr ve şiddet
mıştır. Bu kadar kriz haline gelerek, gerek
temelinde bastırarak bitirme ile sorunu tartıştır-
Türkiye'de ve gerekse uluslar arası alanda, acil bir
maya açarak bir biçimde çözme cepheleri gelişti.
durum arz eden bu sorunu çözmemek artık
Daha doğrusu Kürtleri top yekûn inkâr ve imha
mümkün değildir. Genelkurmay ve faşist milliyetçi
eden faşist cephe ile bir biçimde Kürtlerle yaşa-
cephenin bütün çırpınışlarına rağmen sorunun
mayı kabul eden liberal kesimler karşı karşıya
çözümü pek yakında kaçınılmazdır. Türkiye'deki
geldi. Sorunun çözümü için ateşkes çağrıları
faşist milliyetçi cephe çok ciddi bir sıkışmayı yaşa-
yapıldı. Aydınlardan ve devletin içinden bir kesim-
maktadır. Toplumsal desteğini yitirmiştir. Uluslar
den bu yönlü talepler geldi. Önce bir aylık ateşkes
arası güçleri arkasında bulamamaktadır. Dolaysıyla
ile bu çağrılara iyi niyet temelinde karşılık verildi.
önümüzdeki seçim sürecinde bu kesim daha çok
Ancak bunlardan bir sonuç çıkmadı. 1 Haziran
teşhir ve tecrit edilecek, yalnızlaşacaktır. Çözüm
hamlesi ve eylemliliği daha da şiddetlenerek devr-
yönünde Türkiye'de siyasi bir iradenin ortaya çık-
eye girdi. Gelişen eylemlilikle Türkiye'de kriz
ması kaçınılmaz görünmektedir. İşte sorunun bu
derinleştikçe sorun dal budak salarak bölgesel ve
çözüm aşamasına gelmesinde 1 Haziran hamlesinin
uluslar arası bir kriz haline dönüştü. İşin içine
belirleyici rolü vardır.
General Edip Başer çareyi istifa etmekte bulmuştur.
ABD, Irak, Kürt bölge yönetimi hatta AB dahil
Eğer 1 Haziran hamlesi gerçekleşmemiş olsay-
edildi. Böylece Türk Devleti kendi eliyle sorunu
dı, bu sürece gelmemiz mümkün olamazdı. Bundan
derinleştirerek uluslar arası bir kriz haline getirdi.
dolayıdır ki 1 Haziran hamlesinin mücadele tarihimizdeki
ABD sorunun çözümü için özel temsilcilik ile
yeri ve önemini ne kadar vurgular ve hakkını verirsek o
karşılık vermeye çalıştı. Bunun için Raltson'u
kadar yerinde olacaktır.
görevlendirdi. Türkiye ve Irak'tan da benzer
Abdullah ÖCALAN sosyal bilimler Akademisi
Komünar
35
ZİLAN TARZI YAŞAMAK VE BAŞARMAK
HER BİRİMİZ İÇİN ESAS ALINMASI GEREKEN BİR GÖREVDİR
Sakine KARAKOÇAN
Z ilan yoldaşı, şahadetinin on birinci
yıldönümünde anarken, O'nun Başkan APO'yu
anlayan ve uygulayan büyüklüğü karşısında
saygıyla eğiliyor ve tüm özgürlük şehitlerine
bağlılığımızı belirtiyoruz.
Önderliğimizin de ifade ettiği gibi, "Zilan
yoldaş kişiliğinde ve eyleminde ölümü alt etti."
Ölüme giderken bile büyük yaşam yürüyüşü
halindeydi. Zilan arkadaş, büyük bir bilinç derinliği
içinde yerinde-zamanında harekete geçmenin sembolü olurken, Önderliğin Kürt halkı için insanca ve
onurluca bir yaşam açısından belirleyiciliğini, önemini anlamış ve buna cevap olmanın eylemini
gerçekleştirmiştir. Bu eylem, öyle duygusal ve yalnız bir sürece cevap olma anlamında gerçekleştirilen bir eylem değildir. O açıdan hala güncelliğini
koruyan tarihsel bir eylemdir. İnsanca var olmanın
ve yaşamanın eylemi olarak geçerliliğini korumak-
komploya karşı bir uyarıyı ifade etmektedir. Bu
tadır. Bize dayatılan imha inkâr politikalarına karşı
kapsamda Zilan arkadaşın eylemi bir yandan düş-
bir duruştur. Nasıl yaşamalı ve mücadele edilmeli
manın Önderlik ve halkımız üzerindeki saldırıları
sorularına bir cevap niteliğini taşımaktadır. Zilan
boşa çıkarmak iken, bir amacı da uluslar arası kom-
arkadaşın eylemi, insanca bir yaşam şansının ver-
plo karşısında örgüt kadrolarını düşmanın tehlikeli
ilmediği bir ülkede halk olarak kimliğini kazanma
savaşımıdır. Öyle bir anlık ve sıradan bir eylem
politikalarını görmeye ve bunun karşısında etkili
mücadele tarzını yakalamaya yöneltme, yaşanan
değildir. Bu açıdan hem Zilan arkadaşın kişiliğini
duyarsızlıklara karşı uyarıcı olmaktır. Özgür mili-
hem de eyleminin amacını çok köklü ve derinliğine
tan kişiliği yakalamadaki kıstasları kendi kişil-
sorgulamak gerekmektedir. Tarihin derinlik-
iğinde ortaya koyarken, eylem tarzındaki tıkan-
lerinden süzülüp gelen sevginin, güzelliğin, bilinç
manın aşılmasında eylem tarzı, örgütleyiciliği,
derinliğinin adı olan Zilan kişiliği ve direnişçiliğini
kararlılığıyla taktik önderliğin nasıl olması gerek-
anlamak, çağrısına cevap olmak kolay olmasa da
tiğini ortaya koymuştur.
vasiyetinin gereklerini iyi anlamak ve günümüz
koşullarında gereklerini yerine getirmek, her birim-
Z ilan duruşu ve çağrısını doğru anlamak
ve bunu yaşamın her alanında esas almak
ize büyük sorumluluklar yüklemektedir.
kazandırır. Yoksa hiçbir biçimde insana yaşam
Z ilan eylemliliği düşmanın sınır tanımayan saldırılarına karşı bir cevap, uluslar arası
hakkı tanımayan, dilini, kültürünü yok sayan, inkâr
ve imhada ısrar eden politikalara karşı yaşam şansı
Komünar
36
yoktur. İnkâr imha politikalarına eylemiyle 'dur'
koyan Önderliğimizin, yalnız Kürt halkının değil,
diyen Zilan yoldaş, Türk devletinin '95 yılında
Ortadoğu halklarının da özgür birliktenlik içinde ve
gerçekleştirdiği topyekûn savaşımla bu yılı
kardeşçe bir arada yaşama felsefesini esas aldı.
PKK'nin bitiş yılı olarak belirlemesi karşısında
Yıllardır Kürt halkının Önderliğin belirlediği bu
eylemiyle düşmanı sarsmıştır. Özgürlük Hareketini
temelde sergilediği sabırlı, sağduyulu ve bilinçli
imha etme, geriye kalanları ise onursuz bir yaşam
demokrasi mücadelesine karşılık Türk devleti "Tek
içinde tutmanın amaçlandığı ve bunu gerçek-
bir fert kalana kadar savaşırız" mantığıyla şiddeti
leştirmek için milli birlik söylemleriyle şovenizmin
tırmandırırken, Önderliğimizi İmralı'da tutsak
alabildiğine körüklendiği bir süreçte Zilan arkadaş
etmekle yetinmedi, zehirleyerek imha etme
bu politikalara dur demesini bilmiştir.
amacını bir kez daha en üst düzeyde ortaya koydu.
Z ilan kişiliğini, yaşam ve eylem tarzını
güncelleştirmemiz bu gün her dönemden daha fazla
Gelinen aşamada imha politikası tırmandırılarak ve
derinleştirilerek beynimize ve yüreğimize zehir
önem taşımaktadır. Türk Genelkurmaylığı başta
verilerek sonuç alınmak isteniyor. Sınır tanımayan
olmak üzere devlet kurumları "tek bir fert
bir yönelim ve saldırı karşısında sessiz kalmayan
kalmayıncaya kadar bu mücadele devam edecek"
Kürt halkı ve Özgürlük Hareketi, yeni bir mücadele
açıklamalarıyla inkâr imha politikalarında ısrarlı
aşamasının başında Zilan arkadaşın yaşam tarzı ve
olacaklarını
Türk
duruşu karşısında bir kez daha kendisini sorgula-
Genelkurmayı açıklamaları ile tam bir şoven dalga
yarak Önderliğine sahip çıkmanın ve etrafında
estirerek Türk halkını Kürt halkını linç etmeye
kenetlenmenin derinliği içinde olmak zorundadır.
çağırmakta ve bunun üzerinden Kürt halkının
Zilan tarzı; Önderliği doğru anlamak ve hisset-
imhasında başarıya ulaşmanın çabasını sergilemek-
mekse, halka bağlı bir özgürlük militanı olmaksa,
tedir. Neo-ittihatçıların "Ne mutlu Türküm" diyen-
bu yapılmak durumundadır.
lerin dışında hiç kimseye yaşam hakkı tanımayan
imha politikaları Hareketimize ve halkımıza karşı
Z ilan yoldaş Önderlik üzerindeki imha
saldırılarını o yıllarda hissederek harekete geçer ve
imha girişimlerini Önderliğimizin zehirlenmesiyle
mektubunda "Her halkın tarihine bakıldığında
tırmandırmaktadır. Son dönemlerde Kürdistan kır-
özellikle devrim süreçlerinde mücadele veren ve
mızıçizgiler içine alınarak topyekûn savaş kararı
başarıyla kurtuluşa götüren, yaşadıkları döneme
daha etkili bir biçimde devreye konulmaktadır. Bu
damgasını vuran önderlikler vardır. Tarih önder-
saldırılar ve imha politikaları karşısında Zilan kişil-
siz hiçbir ulusal ve sınıfsal hareketin gerçek
iği ve duruşuyla süreci doğru anlamak ve karşıla-
anlamda başarıya gitmediğini doğrulamaktadır.
mak her militanın görevi olmakla birlikte,
Önder; yaşatılmak istenen yenilik ve gelişmeleri
Türkiye'nin götürülmek istendiği noktaya karşı
en üst düzeyde temsil eden, yani yeni insan, yeni
durmak, bunun bilinci içerisinde olmak önem taşır.
toplum düşüncesine denk, bütün yaşamını bir
Önderliğimizin "Türkiye Iraklaştırılmak isteniyor"
halkın yaşamına göre düzenleyen, kendi kaderini
noktasında duyarlı olmamızı barış ve demokrasi
halkın kaderinde bulan ve o halkın acılarını,
mücadelesini sürdürmemizi istediğini unutmadan,
duygu ve taleplerini en derinden yaşayan ve kur-
onurluca, insanca yaşamın duruşuna bağlı kalarak
tuluş için pratik görevleri en üst düzeyde omu-
Zilan direnişçiliğini esas almalıyız. Barış ve
demokrasinin nasıl olması gerektiği konularında
zlayandır" tanımlamasını yaparak Önderliğimize
yönelik saldırılara karşı derin bir bilinç ve
pratik politikada ne yapılması gerektiğini ortaya
duyarlılıkla karşı koymuştur. Önderliğimizin ken-
ortaya
koymaktadır.
Komünar
37
dini halkına ve insanlığın yaşamına adayan büyük-
adım adım boşa çıkarılan ve büyük bir direnişle
lüğünü görmüş ve o yıllarda kaleme aldığı mek-
karşılık verilen uluslar arası komplonun son çır-
tubunda düşüncelerini en yalın ve açık bir biçimde
pınış ve politikalarına karşı özgürlük mücadelemizi
dile getirmiştir.
yükselterek cevap olmalıyız.
Z ilan arkadaş mektubunda "İnsanlık tarihine baktığımızda, gerek ulusal, gerek sınıfsal
B u konuda Önderliğimiz "Zilan kişiliği
ile yalnız düşmanı değil, her türlü basit duyguları,
kurtuluş mücadelesini veren halkların, devrimin
ucuz yaşamları ve yenilgi kişiliğini yerle bir ettik"
gerçekleşme olanağını yaratan tarihi, sosyal,
diyerek Zilan yoldaşın büyük yaşam çağrısına nasıl
siyasal ve kültürel bir zemini ve birikimi vardır.
cevap olunacağını çözümlemeleriyle ortaya koy-
Kürt halkına karşı olan ulusal inkâr bu halklara
muştur. Amaçta ve kavrayışta yoğunluğun, netliğin
karşı yoktur. Kişilik sorunları bizdeki gibi derin
bireyi nasıl güçlü kıldığını ve sonuç alıcı olduğunu
değildir. Tarihleri bizdeki kadar çarpıtılmamıştır.
göstermiştir. Sıradan katılım ve yürüyüşün yoğun
Kadın cinsi bu kadar sömürülmemiştir. Dini olgu-
bir saldırı altında olan halk gerçekliğimize cevap
lar bizdeki kadar kötü tarzda işlenmemiş ve halk-
olunmayacağı açıktır. Devrim olayının öyle sıradan
lara karşı kullanılmamıştır. O halkların mevcut
duygu ve düşüncelerle karşılanamayacağı ortaya
konumlarına karşı bilinçli bir tepkileri vardır.
çıkmıştır. Başta Zilan arkadaş olmak üzere on bin-
Özgürlük ve eşitlik düzeylerinde gelişmeler vardır.
lere varan şehitler gerçeğimizde ispatlandığı gibi,
Önderlerinin güç aldığı belli bir aydın kesim
devrim ve devrimci duruş; düşünce derinliği içinde
vardır. Kürdistan devriminde ise bu belirtilen
örgütlenme, bireyin kendisini netleştirme, arındır-
hususların tümü bitmiş bir durumdaydı" diyerek
ma, kendisini bulma ve etkili bir mücadeleci kişil-
Önderlik gerçekliğine yaklaşımını bu cümlelerle
iğe ulaşma olayıdır. Kazanmaya, başarıya kilitlen-
ifade etmiştir. Uluslararası komplonun planlandığı
meyi gerektirmektedir. Sıradan bir yaşam tarzı
o süreçte Önderliğin nasıl hedeflendiği ve nasıl
olan, çabasız, emeksiz kendisini yaşatanların yenil-
sahiplenilmesi gerektiği hususunda bilinçli net bir
gisi kaçınılmazdır. Bunu doğallaştıran ve ortama
tavrın sahibi olmasını bilmiştir.
dayatanlara karşı mücadele etmek Zilan yoldaşın
B u anlamda Özgürlük Hareketimizin
geldiği aşama ve mücadele gerçeğimizin bir gereği
anısına bağlılığın bir gereğidir. O'nun çağrısı; yeni
olarak Zilan direnişçiliğini anlamaya çalışarak,
layık olunacağının çağrısıdır. Başta Önderliğimizin
Önderliğimize yönelik saldırının altında yatan
yetmez yoldaşlık belirlemesinin ve uluslar arası
gerçeği görmek durumundayız. Türk devletinin ve
komploya karşı duruşun doğru sorgulanması Zilan
uluslar arası güçlerin neden "APO'suz, PKK' siz
yoldaşın çağrısını anlamaktan geçer.
Kürt çözümünü" öngördüklerini ve yıllarca süren
uluslar arası komplo konseptleri ile uygulama ve
Z ilan yoldaş, kadın kurtuluş ideolojisi
çerçevesinde kadının düşünsel, siyasal ve felsefi
politikalarını çözümleyerek sürece doğru katılımı
anlamda özgürleşmesi açısından Önderliğin sarf
sağlamak ve etkili mücadele yürüterek bu
ettiği emeğe karşılık "Keşke canımdan başka
saldırıları boşa çıkarmak Zilan yoldaşı anlamakla
verecek bir şeyim olsaydı" sözleriyle ifade ederken
mümkündür. O, daha yıllar önce büyük bir öngörü
tarihi ve vicdani sorumluluğunun derinliğini de
ile Önderliğe ve PKK' ye karşı saldırıların altında
ortaya koymuştur. Zilan çizgisinde yürümenin
yatan gerçeği görerek boşa çıkarmanın eylemliliği
kararlılığını taşıyan ve bunun pratik uygulayıcısı
içine girebiliyorsa, bizler günümüzde deşifre olan,
olmanın çabasını vermeye çalışan kadrolar olarak
bir yaşamın nasıl yaratılacağının ve halka nasıl
Komünar
38
kendimizi hem Önderliğimizin kadına duyduğu
lukların üstesinden gelmektir. O Dersimin asi ve bir
sevgi, güven hem de Zilan arkadaş şahsında tüm
o kadar da özgür dağlarında devrimci mücadeleye
şehitlerimiz karşısında sorgulamak, onları anlamak
katılırken, elinde tuttuğu silah kadar Önderliği oku-
ve uygulamak durumundayız. Özellikle Önder-
maya ve anlamaya da büyük önem vermiştir. Kısa
liğimizin İmralı'da sürdürdüğü ideolojik, felsefik
bir zaman dilimi içinde bulduğu kadar Önderliğin
çalışmalarıyla hazırladığı Savunmalarda barış ve
çözümlemelerini okumuş, ruh ve düşünce güzel-
demokrasi mücadelesinde yol ve yöntemleri,
liğini kaynağından içerek susamışlığını gidermesi-
örgütlenme esaslarını belirlerken, bizlere yeni bir
ni bilmiştir. Bununla yetinmemiş, anladığını
ufuk kazandırarak nasıl bir yaşam, nasıl bir
eyleme dönüştürmüştür. Kişiliği ve pratiğiyle
topluma ulaşmamız gerektiğini de ortaya koymuş-
Dersimin savaşla kurtulmuş topraklarına bir su gibi
tur. Savunmalar özgür birey, özgür toplum gerçek-
akmış ve duruşuyla dağlarına bir o kadar heybet
liği kadar insanlığın kaybettiği ve sürüklendiği
katmıştır. Ve Zilan işgal edilmiş bir ülkede,
kaosun aşılması için nasıl bir mücadelenin
yaşamın kölece değil, özgürlük savaşçısı olarak
yürütülmesi gerektiğini de her açıdan belirlemiştir.
nasıl yaşanılacağı noktasında bir ses olup,
Önderliğin kadın militanları olarak barış ve özgür-
yankılanmıştır.
lük çabalarına karşılık doğru bir
B u açıdan Zilan arkadaş kişiliği
ile yalnız düşmanın işgaline
Önderliğin
dur denilmediği, yenilKadın militanları olarak
takdirde hem şehitlere
Barış ve özgürlük çabalarına karşılık gili kişiliğin ucuz
yaşam arayışlarının ve
karşı verdiğimiz sözleri
Doğru bir kavrayış kadar
basit duyguların PKK'
yerine getiremeyiz hem
Uygulama gücü de olmalıyız. de yaşam hakkı bulamayade Önderliğimizin emekler-
kavrayış kadar uygulama
gücü de olmalıyız. Aksi
ine layık bir pratiğin sahibi ola-
cağını göstermiştir. İçimizde uzun
mayız. Bunun için özgürlük militanları olarak her
yıllar saflarda kalmasına rağmen, sorunlu ve
şeyden önce militanlığın ön gördüğü kişilik,
çözümsüz duruşlar yaşanıyorsa, bunun militan
mücadele ve yaşam tarzını yakalamak durumun-
duruş açısından neyi ifade ettiği noktasında sorgu-
dayız. Bu da Zilan kişiliğini anlamak ve uygula-
lanması gerekmektedir. Oysa Zilan'ı anlamak
maktan geçer.
büyük yaşamak demektir. Kendini geliştirmeyen,
Z ilan tarzı yaşamak ve başarmak her birimiz için esas alınması gereken bir doğrultudur.
katmayan ve şikâyetlerle kendini gerekçelendirenlere ve "bunaldım, daraldım, yaşam beni sıkıyor"
Ayni zamanda Önderliğin "Zilan büyük bir
diyenlere ne denilebilir? Bunlar, yaşam iddiası
sözleşmedir" belirlemesine bağlı kalarak, O'nu
zayıf, iradi duruşu kendinde yaratamayan ve mili-
kendimiz için nasıl somut bir yaşam gerçekliğine
tan duruşta kararlı olmayan bireylerdir. Bu da
dönüştüreceğiz
Zilan'ı anlamamaktır, yaşamamaktır.
noktasında
yoğunlaşmalıyız.
inçte güçlü vererek sonuç alabiliriz. Zilan yoldaşı
Ö nderliğimizin bu konuda belirttiği gibi,
"Zilan'ın diğer bir vasiyeti de budur. Büyük eylemi
anlamak ideolojide netliği gerektirir. Amaca kil-
ile büyük yaşam istemini ilan ediyor. Bu da sizin
itlenmeyi, yanlış yaşam ve tutumlara karşı mücade-
için şu anlama geliyor; özgür iradeye, büyük yaşam
leyi şart koşar. Zilan kişiliği; yaşamı anlamlı kıl-
ifadesine uygun olacak kimlikler ortaya çıkıncaya
mak, iradede keskinlik ve çaba büyüklüğü ile zor-
kadar ustaca ve büyük eylemlilikle mücadeleye
Bunun savaşımını ideolojide, pratikte, ruhta, bil-
Komünar
39
devam demektir". Bu duruş, özgür iradeyle yaşam-
içinde yaşam hakkı bulamayacağı açıktır. Yaratılan
da ve çalışmanın her sahasında başarılı olmak
değerler nasıl korunur sorusundan çok, kendimi
demektir. Ancak bunun karşısında içimizde buna
nasıl yaşatırım denilirse, bunun sorgulanması
ters pratikler veya buna denk düşmeyen kadrosal
gerekir. Bu tarz tutum ve yaklaşımlar içimizde
duruşlar mevcuttur. Açıktır ki, Zilan gerçekliği
yaşam hakkı buluyorsa, devrimci yaşamda ve ide-
karşısında bu duruşlar kabul edilemez. Yıllarca
olojik mücadelede yetersizlik var demektir. Bu
birey iradesi diyerek, özgürlük mücadelesinde
konuda militanlaşmayan kişilik özelliklerinin nor-
adım atmada zayıf kalan ve yetmezliklerini, ben
malleşmesi ve "öyle de böyle de yaşanabilir, benim
özgürüm adı altında sürdüren duruş ve pratiklerin
düşüncem, ben özgürüm" diyerek özgürlük
örgüt gerçeğimiz ve şehitlerin ardılı
olmakla
bir
mücadelesine kendini katmayan ve
ilgisinin
her şeyi sıradanlaştıran
Zilan'ca yaşam sadeliktir
tutumlara karşı tavır
Doğruluktur, azimdir, iradedir
almamak, bu yanlış
Özgürlük bedel ister,
Önderlik
gerçeğini
anlamak
ve
uygulamaktır
anlayış ve duruşlarözgür
olmanın,
özgür karar ver- Bugün her kadın militanın buna göre yaşaması la bir arada yaşaVe kendini örgütleyerek mücadele etmesi manın dengelerini
menin de kuralları
oluşturmak,
Zilan'ca
vardır. Öyle toplumun
En temel sorumluluktur
olmadığı,
çıkarlarını,
açıktır.
başkasının
yaşamaya ve Zilan'la büyük
da
hukukunu ve en önemlisi de örgütsel ihtiyaç
sözleşmeye cevap olmama anlamına gelir.
ve gereklilikleri gözetmeden, birey toplum ilişkisini doğru kurmadan, sözle özgür olunamaz, militan
Çok açıktır ki; Zilan'ca yaşam sadeliktir, doğruluk-
duruş sergilenemez. Özgürlük iddiası büyüklük
ve uygulamaktır. Bugün her kadın militanın buna
ister, yaratıcılık, emek ve çaba ister. Yaratılan
göre yaşaması ve kendini örgütleyerek mücadele
özgürlük değerlerini korumayı ve daha ileri boyut-
etmesi en temel sorumluluktur.
lara götürmeyi zorunlu kılar. Ki, binlerin emeği,
kanı ve çabası ile yaratılan özgürlük değerlerine
B ugün Türk özel savaş rejimi Güney
Kürdistan'a
yönelik
saldırı hazırlıklarını
ucuz yaşam alışkanlarıyla ve kendine göre özgür-
sürdürmekte, Kuzey Kürdistan boydan boya
lük tanımlamalarıyla yaklaşılmayacağı ve özgürlük
operasyonlarla tam bir askeri işgal altına almakta,
savaşçısı olunamayacağı gibi, büyük ve çaba
Kürdistan'daki tüm siyasi ve halk temsilcileri tehdit
gerektiren özgürlük mücadelesi de verilemez. İşte
altında tutularak Kürt halkın siyasi iradesi kırılmak
Zilan gerçekliği bize bunu öğretmektedir.
istenmektedir.
Z ilan yoldaş, büyük yaşamanın ve özgür
kadın militanı olmanın gücünü ortaya çıkarırken,
zehirlenmesi, gerillaya yönelik operasyonları ve
Önderliğin felsefesini kavrayarak kısa zamanda
Hareketimize karşı öngördüğü imha sürecini
nerede ve ne zaman harekete geçilmesi gerektiğini
pratikleştirirken, bu saldırılar karşısında Zilan
de eylemi ile ortaya koymanın adıdır. Yaşamı liber-
tarzını ve duyarlılığını yakalamamız gerekmekte-
alize eden, genel doğruları okuyup kendine göre
dir. Ve bu saldırıları boşa çıkarmak ancak kararlı ve
yorumlayan, yetmezliklerini bu tarzda örtbas edip
iradeleşmiş bir militan gerçekliği gerektirmektedir.
gerekçelendiren yaklaşım ve tutumların, Zilan tarzı
Bu tarz bir duruş ve mücadele saldırlar karşısında
ve duruşuyla çeliştiğini ve Özgürlük Hareketi
sonuç alabilir. Bu dönemde tereddüt, kendine göre
tur, azimdir, iradedir. Önderlik gerçeğini anlamak
Türk
devleti
Önderliğimizin
halkımıza karşı yürüttüğü bu baskılarla Özgürlük
Komünar
40
yaklaşmak, yaşamak değil, yüksek bir kararlılık ve
üzerinde yoğunlaşılması gerekmektedir. Çünkü
direniş sonuç alacaktır. PKK' ye yönelik tasfiye gir-
içimizde yer yer ideolojik çarpıtma ve ortaya çıkan
işimleri ve çabalarının sonuçsuz kalması ve
sorunlara karşı mücadelesizlik vardır. Hatta bu tür
başarının sırrı militan ve iradi duruştan geçer. Zilan
yaklaşım ve tutumlara karşı muğlâk ve çaresiz
tarzı yaşamak, örgütlenmek, büyük söz ve eylemin
kalma durumları yaşanıyor. Önderliğimizin aile,
sahibi olmak tüm imha, tasfiye ve saldırıların
birey, toplumsal sorunlara ilişkin perspektiflerini
panzehiri olacaktır. Bu açıdan normalleşen,
yaşama geçirme ve örgüt ortamında hâkim hale
sıradanlaşan, liberalize edilen tüm tutum ve yaklaşımlardan uzaklaşarak ve buna karşı ideolojik
getirmede zayıflıklar mevcuttur. Bu açıdan da ideolojiden kopuş, farklı arayış ve yaşam tarzları
mücadele yürüterek, öncü kadro tutum ve duruşuy-
bazen ortamımızda kendisini konuşturabilmektedir.
la örgüt ortamımızı her türlü geri, yetmez ve
Bütün bunlara karşı ideolojik mücadele verilmiyor,
mücadeleden alıkoyan duruşlardan arındırarak düş-
örgüt işletilmiyorsa ve tavır sahibi olunamıyorsa,
manı boşa çıkarabiliriz. Ki, bu güç ve irade her
bu her örgüt militanı için sorgulanması gereken bir
zamankinden daha fazla vardır
duruşu
ve nasıl yaşanması, mücadele
Eleştiri özeleştiri ile ortak ruh,
edilmesi
her
duygu refleksini yakalamak
zamankinden daha anlaşılır
durumundayız. Bu açıdan ide-
kılınmıştır. Bunun örnekleri
olojik perspektifi bu kadar net
açık bir biçimde belleklerde
olan Özgürlük Hareketimizin
ve yaşanan pratiklerde işlen-
militanları olarak Zilan tarzın-
miş ve gerekli sonuçlar bil-
da üretken ve kapsayıcı olmak
ince çıkarılmıştır.
kadar, ideolojik bakış açısıyla
gerektiği
Önderliğimizin
ifade
etmektedir.
bu
sorunlara yaklaşmak ve ideolo-
konuda belirttiği gibi, "Eğer
jik mücadeleyi keskinleştirmek
hepiniz
Zilan tarzında o
zorundayız. Esneklik adı altın-
çağrıya
yaşamınızla,
da ortamımıza dayatılan liberal-
savaşımınızla ve en önemlisi de ideolojiyle, gerek-
izm eğilimine karşı mücadele etmek önem arz
tiği yerde siyasal, örgütsel ve yönetimsel yeterlilik-
etmektedir. Çalışma sahalarında tarz ve tempoda
le cevap olabilirsiniz". Önderlik bu belirlemesiyle
kadrolara düşen görev ve sorumluluk anlayışına
aktif olmayan, dar yaklaşan tutumlara karşı ideolojik yaklaşımdan çok siyaset ve politik yaklaşımlar
dikkat çekerek Zilan tarzında çağrıya nasıl yak-
söz konusu olabilmektedir. Tüm bunlardan hareke-
laşılmalı ve kendisinde somutlaştırmalı hususlarına
tle bireysel tarz ve duruşlara dur demek ve doğru
değinmektedir.
katılım tarzı ile sorumluluğu esas almak, bir mili-
Ö rgüt militanlığı ve çizgi devrimciliği
temelinde yaşam duruşu kadar çizgi ölçülerinde
tanlık ölçüsüdür. Zilan çizgisine bağlı ve Önderliğe
nasıl bir tutum sahibi olunması gerektiği de önem-
nun özgürlük ölçülerinde ısrarı vardır ancak yeni ve
lidir. "Zilan bir büyük sözleşmedir" belirlemesi
özgür yaşamın yaratılmasında da öncülüğün bu
temelinde ideolojik mücadelede ne kadar etkiliyiz,
temelde gelişmesi gerekmektedir. Ve Zilan tarzına
ideolojik çalışmalarda ne kadar ideolojik perspekti-
ancak bu yaklaşımla cevap olunabilir.
fle sorunları ele alıyor ve çözümlüyoruz konusu
karşı duruşunu sorgulayan binlerce örgüt kadrosu-
Komünar
41
Y ine siyasal ve toplumsal çalışma alanlarında örgütsel sistem örgütlendirilirken,
Öncülük misyonlarını oynamaları halinde düş-
meclisleşme, kitle hareketini geliştirme ve serhıl-
ruhsuz, muğlak tarzlar aşılarak öncülük misyonuna
danlara öncülük etmede halkın demokratik, barışçıl
uygun rol oynamak, süreci tersine çevirebilir.
manın karşı faaliyetleri durdurulabilir. Bürokratik,
istemlerine cevap olmayan yaklaşım ve pratikler
Yoksa dayatılan imha süreci, topyekun savaş ilanı
kabul görmez. Özel savaş rejimine karşı halkı koru-
halkların birliğine, kardeşliğini tehlike altına
mak, örgüt militanının görevleri arasındadır. Köy,
sokarak tam bir toplumsal savaşa dönüşür. Bunu
kent her yerde halkla buluşmak ve öncülük yap-
önlemek ve görev ve sorumluluklara doğru yaklaş-
mak, sıradan bir görev değildir. Halka ses olma ve
mak, açık ki kazandıracaktır.
umut olma ancak Zilan tarzında gelişebilir. Bu da
gerektirir ve en kapsayıcı plan, projelerle yeni bir
K CK sistemini oturtmak önemlidir. Ulus
devlet sisteminin hızlanan çöküşüne alternatif
demokratik ulus tanımlamasını esas alarak
toplum ve yaşamın öncülüğü temelinde gelişmeyi
demokratik Ortadoğu projesine dönüştürmek, halk-
öngörür. Bununla ancak gelişme yaratılabilir.
ların birliği ve kardeşliği şiarı etrafında bir arada
Yoksa katliamlarla, linç olaylarıyla karşı karşıya
yaşamak, toplumsal barışı sağlamak, yoğun bir
olan bir halk ve gerçekliğini görmezden gelme,
çalışma temposunu gerektirir. Ancak bu temelde
alışılagelmiş tarzda siyasi ve toplumsal çalışma
Zilan
yürütme, gelinen aşamada fazla sonuç vermeyeceği
kendimizde başlatarak tüm çalışma alanlarımızda
gibi, bununla tarihsel sorumluluklar da yerine getir-
başarı sağlayabiliriz. Bu temelde anısına bağlılığın
ilemez. Halkımıza karşı tam bir askeri işgal ve
gereklerini yerine getirebiliriz. Başta Önder-
kültürel soykırım yaşatılmaktadır ve etkili bir
liğimize yönelik imha saldırısını boşa çıkarmak
mücadele yürütülmezse bu katliamlar durdurula-
üzere Zilan'la büyük sözleşmenin uygulayıcıları
maz. Bu nedenle Zilan tarzında bir örgütsel, siyasal
haline gelebiliriz. Zilan'la sözleşmek, özgürlük
yeterlilik düzeyini yakalamak, her zamankinden
ölçülerine bağlı kalmanın ve yaşam ilkelerini uygu-
daha yakıcı bir biçimde önümüzde durmaktadır.
lamanın bir gereğidir.
Ö nderliğimiz yeni bir süreç tanımlaması
yaptı. Stratejik düzeyde bir mücadele değişikliği
Z ilan yoldaşın vasiyetine ve Önderliğe
olan bağlılığını anlayan ve bunu kendisi için esas
yaşanıyor. Bu açıdan kendimize göre değil, siyasal
alan onlarca yoldaşın onu bir yaşam felsefesi ve
doğrultuya uygun sürece yaklaşmak önemlidir.
kaynağı olarak yüreklerinde taşıdılar. Amaç ve
Önderliğimizin on dört yıllık diyalog ve barış
hedefe kilitlenirken hep onu düşünerek sonuç alıcı
arayışına karşılık, topyekûn savaş ilan edildi. Türk
olabildiler. Zilan'ın yaşam felsefesini ve kısa zaman
devletinin PKK' nin imhasına dönük izlediği poli-
kesitine sığdırdığı büyüklük ve bilinç derinliği
tikalar, yeni konseptlerle tek tek uygulandı ve
karşısında kendilerini çalışmalara katarken tered-
uygulanmaya devam ediliyor. Önderliğimizin ide-
dütsüz oldular. Ve zor olanı başardılar. Onu kendileri
olojik mücadelesi ve çözüm projelerine karşılık
için bir yaşam gücü ve iradenin zaferi olarak ele alarak
etkili bir siyasal çalışma, örgütsel duruş açık ki,
başarının sırrını çözdüler. Evet, Zilan'ca yaşam felsefesine
tüm yönelimleri ve planları boşa çıkaracaktır.
bağlı kalarak bizlere dayatılan inkâr imha politikalarını bir
Demokratik birlik çözümü şiddetli bir mücadeleyi
kez daha boşa çıkaracağımıza olan inançla Zilan'ın yaşam
gerektirir. Bu açıdan kadın ve gençliık toplumsal
yürüyüşünü sürdüreceğiz. Tanrıça Zilan'a ancak bu
alana girerek, sürece daha fazla cevap vermelidir.
temelde layık olabilir ve anısına bağlı kalabiliriz.
işin siyasal, sosyal boyutlarında yoğunlaşmayı
çizgisinde
yürüyüşü,
yaşam
tarzını
Komünar
42
SEMA YOLDAŞ
Ruşen Bézar
Özgürlük tartışmaları o kadar uzaklarda
kaldı ki!
Felsefeyi biz kadınlar olarak zaten biraz
uzaktan ve biraz da kuşkuyla ve de en önemlisi
dışarıdan izliyoruz. Bize ait olan bir dünyada
yaşamıyoruz , onun bilgisini sevemiyoruz. Zaten
uzak ve donuktur, dev bir buz dağının önünde,
eritemediğin, ısıtamadığın bir kütle. Bu dünyaya
her girişimiz ürkütücü, ezici ve incitici. Kırıyor,
aslında un-ufak ediyor, öğütüyor duygularımızı,
bilinç biçimlerimizi, hislerimizi ve irademizi. Ona
ait olan hiçbir şeyi sevemiyoruz. Bazen sevgiye
benzer bir şeyler kıpırdıyor, çocukça olan her ne
kültürü. Tekin olmayan havalarda sisli- puslu bir
varsa, ama güdük kalıyor, büyümüyor. Dünyayı
orman gibi. Henüz başında mıyız insan toplumsal-
omuzlayacak, onu değiştirecek güçte değil. Bunun
lığının, yoksa sona mı ulaşmış her şey? Bir şeyler
için daha derin ve daha fazla bilgi lazım. Bilgisizce
ve iradesizce bazen bir kıpırtı halinde duyum-
vardı da bu hale mi geldi, yoksa aslında hiç başlan-
sadığımız, duygulandığımız, sevmeye meylet-
yoksa neye benziyordu?
tiğimizde içimizde kocaman bir leviathan olup
çıkıyor. Aslında bir sevgisizliktir almış başını
mamış mıydı? Tarih oluşmuş da ölmüş müydü,
Tarih hep içinde dehşetle gezindiğimiz
veya artık varlığına alıştığımız, artık kork"dipsiz kuyu" diye tanımladığımız,
gidiyor. Onun için bu dünyaya bakış bile atmıy-
madığımız,
oruz, aslında bakmak da istemiyoruz. Çürüten,
kendi atalarının ruhunu solurcasına soluduğumuz
küfleten ve bozan bir şey var onda. Biraz zehirleyi-
kendi ruhlarımızın mezarlığı mıydı bizim için?
ci; eriten asit gibi bir şey. Sonuç; ondan uzak,
Kadın… İçimizde bir yanımız hep kendi ruhu-
dünyasız da yaşanabilir (mi acaba?). Ya da tersin-
muzun mezarlığında gezinir durur. Nerede vurul-
den bir dünyalaşma, dünyasızlıktan kaçarak yalancı
duk, nerede canlı-canlı gömüldük? Niçin? Sayısız
dünyalar edinmek; hiç de bize benzemeyen, bize ait
mezar taşları arasında kendini bulmak; ismini, duy-
olmayan, bizim kurmadığımız. Dili, bakışı,
gunu, ruhunu aramak, hep aramak… Oysa ne fark
dokunuşu, aklı, hisleri ve bütün o ayartmalarıyla
eder, her biri kendim, duygum ve ruhum. Delice,
bizim olmayan dünya. En çirkininin bile hiç sual
tırnakları kanatırcasına yeniden açılan herhangi bir
etmeden, yılışık, yiyip-yutucu bakışlarıyla deldiği
mezarda yüzü koyun, oraya yapışırcasına, toprak
"zaten benim" dediği, her kaçışta arkadan vurduğu,
olmuşcasına, iradesiz ve kıpırtısız bir uzanış mıdır
her duyguyu bir domuz tuzağında kazığa geçirdiği,
tarih kadında?
yüreği çıplak elleriyle söküp ağzına tıkıştırdığı bir
verdiği bir güç kaynağı, bir güç duygusu. Ortada
şeyler var. Barbarca bir kovalamaca, bir avcılık
bir kemik yığınıdır bedenimiz, ruhumuz toprağın
Zayıflığın kaynağını Bilmenin
Komünar
43
onda. Ölümüne koşarken, yaşamı doğurtan bir şey.
Erkeği de doğurtan bir şey. Yaşama dair bir duygu,
bir his ve sezgi yaratmak belki de en zor olanı
kadında. Yeni bir dünya kurmak gibi bir şey. Tek
hücreliden, canlı-cansız varlıklara, varlık ve yokluktan oluşu yaratmak, bilincin ilk biçimlerini
ortaya çıkarmak, toplamak, birleştirmek, ayrıştırmak, sonra kurmak. Konuşmayı bilmeden konuşmamak, çarpıtarak, biçimsizleştirerek, onursuzlaştırarak konuşmamak. Bir duyguyu yaratmak,
bir arzuyu, bir istenci ortaya çıkarmak, sonra
konuşmak. Konuşmak en zoru. Hiç yabancılaşmadan, kırmadan, incitmeden, sade ve yürekten
getirerek konuşmak. Sevgiyle konuşurken boğmadan, ya da boğarken sevgiyi anlatmamak.
Bunun bir yöntemi, bir biçimi olmalı. Onu aramak.
El yordamıyla, aydınlığa çekerek, yakınlaştırarak,
derinliklerinde kalmış, fi tarihinde. Geçmiş ile
geleceğin buluştuğu kavşakta, ölümle yaşamın
henüz ayrışmadığı, yaşam mı, ölüm mü belli
olmayan bir kavşakta bulunmak. Her an ölecekmiş
gibi yaşamak, ya da doğacakmış gibi ölmek. Bazen
öldüğünü görmek, bazen kendi doğum sancılarını
çekmek. Kadının bu kadar ölümle iç içe oluşu,
yaşamı ölü doğuruşu nedir?
Hiçbir kadın ölümden korkmaz. Sırtında
hep kendi cesedini taşır. Bazen de cesedine kendini
taşıtır. İnsan kendi cesedini taşır mı, oysa? Ama
cesedi ortalıkta çürümeye bırakmak da olmaz. Bir
yere gömmeli, bir parça temiz, yumuşak toprağa,
bir nehir kıyısına ya da dağın rüzgarlı zirvesine. Ya
da yakmalı, veya paramparça etmeli. Ama kurtulmalı bu lanetli tarihten. En güzeli dağın rüzgarlı
hali, yaşamın, doğanın, sevilenin, havanın estiği
zirvelere gömmeli. Yoksa en kötüsünden zindanın
dip kuyusu. Ne fark eder? Öyle demeyin, fark eder.
"Bu kızların bildiği bir şey var"
Bu kızların hissettiği bir şey var.
Tarih kadın için çok yeni bir duygu. Yaşını
bilemeyecek kadar yeni, ama delice bir şey var
yaşatarak, ya da yola koyularak, yoldan alıkoymayarak. Özleyerek. Özü biçimlendirerek, güzelliği,
iyiliği, ya da yaşama dair nefes alıp vererek, aynı
havayı, aynı yaşamı, aynı yolu soluyarak. Yolda
soluk almak, yürümek, yürüme fiilini birlikte aynı
yolda, aynı varoluş zamanında, aynı duygularda ve
aynı özlemlerde gerçekleştirmek.
Oluşacak,
görünecek olanın belki de embriyon hali. Küçük
hali değil, az hali değil, özgürce gelişim potansiyeli
olan, tamın, kozmosun mikro hali.
Şimdi varolma zamanı. Oluş zamanı.
Kendini, özünü severek yapma, kurma, sevgi için
kurma zamanı.
Sema yoldaş çok hızlıydı her şeyinde.
Hemen doğmak, hemen konuşmak, hemen varolmak, hemen sevmek istiyordu. Hemen istiyordu.
Oluşacak güzelliği hemen şimdi aynada görmek
Sema yoldaş
Varoluşu ilk deneyenlerden
Hem de yaşamın en yalancı, en zalim
Ve en tutsak yerinde
Komünar
44
istiyordu. Hemen kurmalı, hemen yapmalı; hayali-
olmak. Çok delice bir istem. Ama o istiyordu işte!
ni de kurmalı, fakat doğumu da hemen başlatmalı
Bu kızların bildiği bir şey var!
artık. Oluş ertelenecek bir şey değildi.
1993-
Bütün varolan gücüyle katılamadığı,
1994te yazdığı kimi mektupları vardı. Daha o yıl-
çalışamadığı, salt özlemi yaşam bellemediği için,
larda uzunca ve güçlü bir biçimde sistem değer-
bütün özlemleri, yaratımı gidip o gerçeği yalıtan,
lendirmeleri yapıyordu. Her şeyi ele alışta ideolo-
yalancı bir dünyayı ve yalancı "ben"i büyüten kalın
jik bakış öndeydi, anlaşılmazsa, onaylanmazsa da,
duvarları düşman belledi. Son süratle gerçeğe ulaş-
o hep katılımda ısrarlıydı. İlle de katılacak.
manın çabasında duvara saldırıp da sahte büyük-
Merkezde yer almıyordu, -bunun için uygun
lüklere, yalancı yoldaşlıklara, sahte merkezlere,
görülmüyordu- fakat her bir merkez üyesinden
güneşlere çarptığı, sonra her düşüşten, her
daha fazla katılım sergiliyordu.
sürünüşten sonra tekrar-tekrar kalkıp saldırdı. O
Eyleminden sonra cesedi yanmışken,
duvarlar ki, ilk yıllarda üzerimize-üzerimize
çevresinde dehşet içinde kalmış yoldaşlarına soruy-
yığılıyordu, ama yıllar içerisinde konuştuğumuz,
or: "Oldu mu, güzelleştim değil mi, güzelim değil
alıştığımız duvarlardı. Ama o hiçbir duvarı kabul
mi?" diye soruyor. İstenci zamanın çok ötesindey-
etmiyordu. Asi bir ruh vardı onda. Düşüncede,
di. O zamanın önünde koşuyordu. Bir öncüsüydü
duyguda hiçbir şekilde duvarları kabul etmiyordu.
zamanın. Bir kefen içerisinden çıkmış gibi beyaza
Derin bir bilinç donanımına sahipti, anlam verme,
sarmalanmışken bütün yanmış bedeni, bir tek yüzü
anlam oluşturma ve bunu hemen yaşamsallaştırma
açıkta kalmıştı. O yüz. Bedeni çürüyordu, ama o
çabası her şeyin önündeydi. İdeolojik duruşu Sema
yüz. O bakışlar, o yaşam akan gülüşler. Son güne
yoldaş şahsında çözümlemek, tartışmak ve anla-
kadar da gözlerinden yaşam bir nehir akışındaydı.
mak gerekiyor. Özgür Kadın Partileşmesi, bunun
Sema yoldaş, varoluşu ilk deneyenlerden, hem de
zihniyet yapılanması kadar bunun kadro formasy-
yaşamın en yalancı, en zalim ve en tutsak yerinde.
onunun
Yaşamın en tutsak noktasında, özgürlüğü tanımla-
yoldaşın yaşam, mücadele, eylem gerçekliği ve
mak, özgürlüğü istemek, sınırsızca koşmak, baygın
özgürlük duruşu temel bir çıkış noktası olmaktadır.
düşene kadar çalışmak, içinde olmak, katılmak, bir
Şehadetinin 9 yılında anısı önünde saygıy-
şeyler düşünmek, söylemek, vermek için yaratmak;
dünyanın devinimine, değirmenin dönüşüne rüzgar
yeniden
yapılandırılmasında
Sema
la eğiliyor, anısına bağlılığımızı tekrarlıyoruz.
Komünar
45
Meşru Savunma Stratejisinde Aktif Savunma Dönemi
Topyekûn Ayağa Kalkma, Nihai Başarma
Ve Zaferi Kesinleştirme Dönemidir
İnsan olmanın en temel şartlarından
sayılan ve doğuştan gelen haklarından biri meşru
savunmadır. Meşru savunma var olma hakkını
ifade etmektedir. Ulusal ve toplumsal sorunların
meşru savunma başvurmak bir hak olduğu kadar
bir zorunluluktur da. İçten ve dıştan yönelen
saldırı,
baskı altına alma, iradesine hükmetme
çabalarına karşı bir karşı duruştur. Gerek zora dayalı, gerekse zor dışındaki seçenekler aracılığıyla
hükmetme, tahakküm kurmaya karşı gösterilecek
reflekslerin tümü meşrudur ve savunmaya dönüktür. Toplumsallaşmayla birlikte süre gelen bu hak,
günümüz toplumlarında daha örgütlü yöntemlerle
sürdürülmektedir. Meşru savunma ilkesel düzeyde
ele alındığında, yürütülecek mücadelede kullanılacak yol yöntem ve araçların tespiti de büyük önem
taşır.
Meşru savunma ilkesi denilen hak
başkaları tarafından bahşedilmediği gibi bu hakkı
gerektiği hal ve her koşullarda kullanmak da her
toplumlun en tabii hakkıdır. Yerinde ve zamanında
kullanmak kadar etkili kullanmak önemelidir. En
genel anlamda meşru savunma hizmetinde olduğu
paradigmanın başarısı ve toplum üzerindeki haksızlıklara karşı komple bir duruştur. Hedef alacağı
kesimlerin tespitindeki netlikten tutalım başvuracağı yol yöntem ve araçlara kadar toplumsal
tabanın çıkarlarını koruyan onu savunan ve üretip
geliştiren bir öz savunma mekanizmasıdır. Bütün
sahalarda ve faaliyet alanlarında uygulanması,
sonuç alınması açısından gereklidir. Çeşitli tarz
zenginlikleri ve yaratıcı taktikleriyle hayata geçirilmesi meşru savunanın doğası gereğidir. Meşru
savunma stratejisini yaratıcı bir tarzda uygula-
manın yolu hizmet ettiği paradigmayı kavrayıp
özümsemekten geçtiğini önemle vurgulamak
gerekir.
Meşru
savunma
çizgisinin
başarısı
demokratik ekolojik toplum paradigmasına uygunluk göstermesi ve paradigmanın içselleştirilmesi
zorunludur. Devletçi düşünceden tutalım iktidar
anlayışına, savaştan tutalım ulus ve ulus devlet
anlayışına kadar birçok kavramın yeniden yorumlanması zorunludur. Eski ulus devlet örgütlenme
savaş vb. yaklaşımlarla meşru savunmayı doğru bir
tarzda uygulamak zaten mümkün değildir.Bu
konuda stratejik değişiklik öngörün yeni düşünce
sisteminin felsefi bakış açısının bilinmesi derinliğine ulaşılması zorunludur. Geniş siyasi perspektifler sunan çözümleyici bakış açısının yeterince
algılanması meşru savunmanın başarısı için
kaçınılmazdır.
Siyasi
çözüm
arayışlarının,
demokratik birlik ve halkların kardeşliği temeline
dayanan, bir arada yaşama, toprak bütünlüğü
korunarak mevcut sınırlar içinde ulusal ve
demokratik sorunları çözme meşru savunmanın
Komünar
46
çerçevesini oluşturmaktadır. Toplumsal sorunların
görüldüğü gibi büyük acıların yaşanmasına ve
barışçı demokratik yöntemlerle çözüm bulması
toplumun kıyımına da yol açar. Bu acıların yaşan-
temel yaklaşımdır. Toplumsal farklılıkların, dinsel
ve etnik azınlıkların, dil kültür farklılıklarının bir
madan toplumsal sorunları çözmenin yolu,
demokratik uygarlığın inşa edilmesiyle mümkün
arada yaşaması ve haklarının yasal güvenceler altı-
olacaktır.
na alınması, devletin rol ve işlevi bakımından
demokrasi önündeki engellerin kaldırılması, insan
küçültülmesi ve yerine toplumsal tabanda
hak ve özgürlüklerin geliştirilmesi, devletsiz yöne-
demokrasiyi geliştirmek, pradigmanın çerçevesini
tim sistemi içinde her meslek gurubu, sivil toplum
oluşturmaktadır Halkların özgür birlikteliklerine
örgütlerinin kendi öz komün yönetimlerine kavuş-
dayanan konfederal sistem içinde her kesim kendi
ması; Cinsiyet Özgürlükçü Demokratik Ekolojik
özgünlüklerini rahatlıkla ifade edebilecektir. Bu
Toplum modelinin geliştirilmesiyle mümkündür.
temelde yürütülecek meşru savunma çizgisi yeni
Toplumun en önemli kesimini oluşturan kadının
Toplumun
demokratikleştirilmesi,
paradigmaya uygun tarz ve taktiğinin demokrasi
güçleri tarafından benimsenerek aktif savunma
durumuna gelmesi ile anlam bulacaktır.
Meşru savunmada kitlesel eylemler:
Demokratik yasal mücadele tarzının en
önemli ayaklarından biri kitlesel mücadeledir.
Baskı sindirme, hak gaspları, insan hakları ihlalleri, ulusal azınlıklara karşı asimilasyon, inkâr ve
imha siyaseti ve pratiği içinde olması, dinsel azınlıklara hoşgörüyle yaklaşmaması, ulus devletin
karakteri gereğidir. Tek millet, tek bayrak, tek
vatan karakterli ulus devlet modeli günümüzde
toplumsal sorunların temel kaynağı durumundadır-
kendi kimliğine kavuşması, diğer toplumsal kes-
lar. Küresel sermaye karşısında tutunamayan miadı
imlerin her düzeydeki örgütlenmelerine olanak ve
dolmuş bu devlet modelleri aşınmayla karşı
fırsat tanınması demokratik özgürlükçü toplumun
karşıya gelmişlerdir ve aşılmayla karşı karşıya
temel yaklaşımıdır. Bu nedenle kitlelerin örgütlü
gelen her eski sistemin inatla direnmesi gibi
gücünü mutlaka açığa çıkarmak ve bu mücadele
statükoda ısrarla direnmeye başlamıştır. Bu özel-
içinde aktif kullanmak büyük önem taşır. Bu da
liğinden dolayı da katı merkezi otoriter yanını
demokrasi kültürünün gelişmesine hizmet eder.
muhafaza
davranmaktadır.
Demokrasi kültürünün gelişmesi ise örgütlenmeyle
Aşınmayla yüz yüze kalan sistem ve yapıların tutu-
doğru bağlantılıdır. Demokrasi kültürü geliştiği
culaşıp
ve
oranda kitle örgütlenecek, kitle örgütlendiği oran-
dürüşüme karşı direnç göstermeleri, despotik ırkçı,
da yenilmez bir güç olacak, bu gücü eyleme dök-
şoven, milliyetçi, faşist kimliğinin açığa çıkması
tüğü oranda da başarı sağlanacaktır.
etmede
ısrarcı
muhafazakârlaşmaları,
değişim
doğası gereğidir. Gelişmeler karşısında giderek içe
Meşru
en
savunmada
temel
kitle
direnme
gücü
ve
büzülen statükocu yapı, daha katı bir yönetim ve
örgütlülüğü
faşizan uygulamalarıyla toplumsal gelişmenin
Mücadelenin
önünde ciddi bir engel teşkil eder. Irak örneğinde
demokratik haklarını kullanmasının olanaklarını
kitleselleşmesi
noktasıdır.
toplumun
Komünar
47
arttırır. Bu hakkın demokrasi mücadelesinin
hizmetinde kullanılması ve giderek her alana
yaygınlaştırılması meşru savunmayı güçlendirecektir. Kitlenin devlete karşı alternatif örgütlenmesi
kendi
başına
eylemselliktir.
Köylerden
metropollere kadar, bütün yerleşim alanlarında
komünlerine kavuşması öz yönetimler oluşturması
devletin alternatif örgütlenmesi demektir. Kitleler
Öz savunma
Bir demokrasi mücadelesi
Ve özgürlük arayışadır
Egemen sisteme karşı
Örgütlü kitlelilerin devletsiz çözümde
Ve demokratik birlikte
Buluşmalarıdır.
yasal zeminde demokratik haklarını kullanmak
suretiyle sivil itaatsizliklerden tutalım, yürüyüşler,
mitingler, gösteriler, boykotlar vb. çeşitli eylem
biçimleriyle örgütlü gücünü her platformda
gösterebilmelidir.
Kazanmanın en önemli gücü, kitlelerin
örgütlü, eylemli yapısıdır. Meşru savunma sadece
bir alanda verilen bir savunma mücadelesi değildir.
Siyasi, askeri, örgütsel bütün alanlarda yürütülen
bir mücadeledir. Demokratik Ekolojik Toplum paradigmamızın temel mücadele ve eylem biçimi
olarak rol oynaması gereken bir stratejisi olarak
anlaşılması
ve
uygulanması
gerekmektedir.
Düşmanın yönelimleri olduğunda karşılık verme
meşru savunma olarak anlaşılmamalıdır. Meşru
savunma yukarıda da belirtmeye çalıştığımız
gibi
daha
kapsamlı
ve derinliklidir.
Paradigmanın öngördüğü amaç ve hedeflere
ulaşılması için, kitlelerin meşru savunma haklarını her düzeyde kullanmaları gerekmektedir.
Ne kadar gerekliyse o kadar örgütlü savunma
gücünü oluşturmak ve bu savunma gücünün
bağlı kalacağı bir stratejiye her zaman ihtiyaç
duyulmaktadır. Burada önemli olan noktalardan
biride, belirlenen meşru savunma stratejisinin
kesintiye uğratılmadan süreklilik kazandırılması
gereğidir. Bu konuda Başkan Apo "Meşru
savunma siyasi, diplomatik, askeri, örgütsel ve
kitlesel yönleriyle komple bir gerçekliği ifade
eder. İdeolojinin hizmetinde olan bu gerçekliğin her bir parçası diğerini bütünleyen, birbirinden kopmayan özelliktedir. Siyasi
mücadelede alabildiğine açılım, örgütsel
mücadelede derinleşme ve kapsamlılaşma ve bu
doğrultuda kitlelerin ulusal, sosyalist,
demokratik mücadelesinin itici-sürükleyici güç
olma, temel mücadelesi iken, tüm bunların
kendini koruması, üretmesi, süreklileştirmesi
ve başarıya ulaştırması gerektiği kadar, meşru
savunma gücüne ve stratejisine sahip olmalıdır.
Meşru savunma çizgisinin komple bir mücadeleye dönüşmesi, demokratik uygarlık çağının
karakterinden ileri gelir." şeklinde ifade etmektedir. Savunma çizgimizin her alanda bir bütünlük ve uyum içerisinde birbirlerini destekler
durumda geliştirilmesi büyük önem taşımaktadır.
Meşru savunma strateji Kürdistan özgürlük mücadelesinin ideolojik çizgisiyle uygunluk
arz eden ve onun hizmetinde olan bir stratejidir.
Meşru savunma stratejisi ulusal demokratik hakları kazanmadır. Kazanılan ulusal demokratik
hakları savunma, koruma ve geliştirmedir. Öz
savunma bir demokrasi mücadelesi ve özgürlük
arayışadır. Egemen sisteme karşı örgütlü
kitlelilerin devletsiz çözümde ve demokratik birlikte buluşmalarıdır. Dönemin koşulları içinde
ister pasif ister aktif meşru savunmayı esas
alarak durum neyi gerektiriyorsa tutum
geliştirmeleridir. Meşru savunma stratejisi
karşısındaki egemen gücün yaklaşımlarına bağlı
olarak geliştirilen bir savunmadır. Uzlaşı ve
diyalog yolarını tıkayan, demokratik zemini
Komünar
48
kurutan, baskıyı, zoru ve şiddetti esas alan egemen sisteme karşı, meşru savunmanın içeriği,
kapsamı ve yöntemleri de değişir veya buna
uygun olarak belirlenir.
Meşru savunma sadece dışardan dayatılan ve zor içerikli baskılar karşısında direnme
anlamında değildir: Şiddet yöntemleri içermeyen
ama en temel insan haklarını yok sayan yaklaşımlara karşı duruş da meşru savunmanın ilgi
alanındadır. Anti demokratik uygulamaların
doğurduğu sonuçları reddeden, egemen sisteme
karşı direnme, hak arama ve elde etme mücadelesidir. "Demokratik olmayan yasallığı,
demokratik hak ve özgürlüğe götürebilecek bir
hukuk savaşçılığıdır." Toplumun bütün kesimlerini kapsayacak ve özellikle kadının
demokratik eylem gücünü açığa çıkaracak kitleselleşmeyi gerekli kılar. Bu kitlesel mücadele
aynı zamanda dayandığı yeni düşünce sisteminin
mücadele biçimi olduğu kadar, paradigmanın
dayanakları olan toplumun her kesimini (kadın,
gençlik, başta olmak üzere yediden yetmişe her
kesimden insanın, aydın demokrat, sivil toplum
örgütlerinin içinde yer alacağı toplumsal bir
muhalefet) kapsaması ve kitlelerin gücünü eylem
alanlarına taşıması anlamına da gelir. Tek bir
stratejiye bağlanmış bütün toplumsal kesimlerin
çıkarlarını savunan bir meşru savunma kaçınılmazdır.
Meşru savunmada silahlı mücadele:
Kürtlük adına var olan her şeyin baskı
altına alındığı; ulusal ve demokratik haklarını
kullanmasının engellendiği, her türlü gelişmenin
bastırılmaya çalışıldığı, yasal anlamda yürüttüğü
mücadelenin bile büyük baskılarla karşılaştığı,
seçimlerle şekillenen ve Kürt halkının açığa
çıkan iradelerinin bir sonucu olan yerel yönetimlerin büyük baskılar altına alınması vb. karşısında meşru savunma başvurulacak son çaredir. Top
yekün imha saldırılarına karşı meşru savunmayı
aktif
kılmaktan
başka
seçenek
kalmamıştır.Yürütülen mücadele en temel kişilik, kimlik ve demokratik haklarını elde etme
mücadelesidir, bunun savaşımıdır.
Topyekûn saldırı konseptleri sadece
mücadelenin aktif güçleri olan gerilla gücünü
kapsamamaktadır. Bir halkın insani yaşam hakkı
olan en temel ulusal ve demokratik haklarının
tümünü hedeflemektedir. Şayet böyle bir saldırı
Devletin halka yönelik terör, baskı
İşkence, tutuklama hallerinde halkı
Koruma temelinde
Meşru savunma savaşını
Her türlü araç ve yöntemle
Sürdürmek
Halk Savunma Güçleri'nin
En başta gelen görevidir.
konsepti yürürlükteyse, buna verilecek en doğru
karşılık;
topyekûn meşru müdafaadır. Meşru
müdafaanın bir strateji düzleminde pratikleştirmesine ihtiyaç vardır. Yani amacı, hedefi, istem ve
talepleri beli olan, belirlenmiş bir stratejiye göre
yürütülen, demokratik kitlesel eylem biçimlerinden
gerilla güçlerinin eylemsel biçimlerine kadar birbirlerini tamamlayan bir tarzın uygulanması gereklidir. Meşru savunma kontrolsüz ve kaos yaratan
bir şiddet öngörmez , tam tersine şiddet gerektiren
taktikleri bile meşru savunma sınırları içinde kalır.
Tarz taktik ve uygulama biçimleriyle zor ve şiddet
içeren diğer savaş taktiklerinden ayrıştırılması ve
meşru savunmaya bağlı kalınması esastır. Zorunlu
kalınmadığı müddetçe şiddete başvurmamak meşru
savunma anlayışının temelidir. Ancak yaşamsal
varlığını koruma kaçınılmaz bir zorunluluk olarak
gündemleştiğinde ise her türlü araçla kendisini
savunması kadar meşru ve doğal bir hak yoktur.
Kürdistan özgürlük mücadelesinin silahlı güçleri
bunun teminatı olarak çözüm gerçekleşene kadar
Komünar
49
hep var olacaktır. Bu güçler meşru ve halkın öz
İçinde geçtiğimiz süreç, "Ya savaşacaksın
savunma birlikleri olarak özgürlük ve demokrasi
ya da teslim olacaksın" seçeneğinden başka alter-
mücadelesinin güvencesi konumunu sürdürecektir.
natiflerin kalmadığı bir süreçtir. Bu aşamada tek
Devletin halka yönelik terör, baskı, işkence, tutuk-
doğru seçenek; meşru savunma çerçevesinde
lama hallerinde halkı koruma
savunma savaşını her türlü araç ve yöntemle
savaşta karar kılmaktır. Silahlı olan Halk Savunma
Güçleri, halkı her şart ve koşul altında savunacak-
sürdürmek Halk Savunma Güçleri'nin en başta
tır. Halkın can ve mal güvenliğine yönelik saldırılar
gelen görevidir. Geçmiş savaş deneylerinden
karşısında silahlı mücadeleyi yasal bir hak olarak
çıkarılacak sonuçlar ve her türden şiddetli
kullanması kendi inisiyatifindedir. Bu durumu
mücadele yöntemlerinden ayırt edici özeliğimizi
Başkan Apo söyle ifade etmektedir."Eğer baskıları
temelinde meşru
bilerek mutlak öz savunma çizgisinin gerektirdiği
cana kastetme düzeyine varmışsa, en doğal insan
ölçüler içinde kalınması esastır. Mücadelede silahlı
haklarını tanımıyorsa, halkın kültürel haklarını
uygulanma
zorla bastırıyor
esaslarını başlık-
ve inkâr ediyor-
lar halinde belirt-
sa, bu haklarını
mek gerekirse, üç
kullanmakta
temelde
kararlı
zor
dile
olan
g e t i r m e k
toplumsal güç-
m ü m k ü n d ü r.
leri
Özetle
mahkûm ediyor-
meşru
bastırıp
s a v u n m a
sa;
evrensel
çerçevesinde
hukukun gerek-
ezilenlerin uygu-
lerine uymayan
layacağı zorun;
bu hukuk dışı
birincisi, egemenlerin saldırı potansiyeline karşı
devlete ve onun zor uygulamalarına karşı, silahlı
önceden kendi zorunu örgütlemek; ikincisi, ege-
biçimi de dahil, halk savunma birlikleriyle ve
menlerin saldırı ihtimalinin ortaya çıktığı durum-
savaş sanatının tüm inceliklerine göre içte ve
lara karşı aktif savunma tutumu sergilemek;
dışta geniş bir meşru savunma düzeni uygula-
üçüncüsü de egemenlerin geliştireceği her türlü
maya geçirilir. Bunu bir anayasal hak olarak
saldırıya, saldırı anında en etkili bir şekilde cevap
görmek; eğer mevcut anayasada bu hak yoksa bu
vermek olmak üzere üç temel özelliği vardır. Bu
eksikliği anayasaya yerleştirmeyi başarıncaya
özeliklere ek olarak egemenlerin uygulayacağı
kadar savaşımı sürdürmek, meşru savunma
yöntemlere karşılık Meşru savunma çerçevesinde
anlayışının zorunlu bir gereğidir. Eğer mevcut
uygulanacak zor uygulamalarından biri de mis-
devlet hukuk devletini, temel insan haklarını ve
illeme hakkıdır. Bu nedenle meşru savunmada
demokratik siyaset ölçülerini esas alıyorsa, tabii
öngörülen demokratik barışçıl mücadele yöntemler
ki meşru savunma silahlı şiddet biçimini alamaz;
direnme hakkını reddetmemektedir. Tam tersine
alırsa, bu gayri meşru olur ve ideolojik değerini
direnmenin yasal bir hak olarak kullanması gerek-
kaybeder. Birçok devrim örgütünün ve reel
mektedir.
sosyalist devletin, her ne kadar anavatanı savunma ve devrimi koruma adı altında meşru savunma
Komünar
50
anlayışına atıf yapsa da, işlettiği zor sisteminin bu
düzeyde ve konseptte olduğunu da göstermektedir.
anlayışla ilgisinin olmadığı, hatta en terörize
Bütün bunlardan çıkarılacak sonuç meşru savunma
edilmiş sistem olduğu kanıtlanmıştır. Meşru
halkının umutlarını da yok etmek istemektedir.
stratejisinin aktifleştirilmesi gerektiğidir.
"Mutlak öz savunma hakkı dışında şiddet,
ilkelliktir, vahşettir" ilkesinden hareketle geliştirilecek şiddetin amacı, hedefi, boyutları, uygulanma
düzeyi vb daha birçok konuda önceden hedeflenen
savunma stratejisine göre belirlenmesi ve bu
temelde uygulanması gerekmektedir. Aksi kısır
döngüye dönüşen ve kendisini tekrarlayan bir şiddettin yarardan çok zarar gerektireceği bilinmelidir.
Bu nedenle gerilla güçlerine her zamankinden daha
fazla rol düşmektedir. Yeni dönemin sorumluluklarını derinden hissederek meşru savunmayı
demokratik özgür geleceğimizin garantisi haline
getireceklerdir. Kahraman şehitlerimizin anılarına
bağlılığın bir gereği ve direniş geleneğimizin ruhuna uygun sorumluluklarını yüklenmiş olarak tarihsel rollerini bu dönemde yerine getireceklerdir.
Ulusal ve demokratik haklarımızı yok sayan, doğal
yaşam hakkımıza kasteden sömürgeci faşist Türk
devletine karşı aktif savunma hattının en ileri cephesinde olmak kadar heyecan ve coşku uyandıran
başka bir şey olamaz. Başarının ve zaferin en
önemli gücü konumundaki gerilla güçleri, var
olma- yok olma gibi çok ciddi bir dönemden
geçtiğimizin bilinciyle ve otuz yıllık özgürlük
yürüyüşümüzün birikimini de arkasına alarak
direnecek ve başaracaktır. Gerillanın aktif savunmadaki duruşu, mevzilenişi, dönemin diliyle düşmana cevap vermesi, kitle serhıldanlarıyla buluşması, PKK'nın kahramanlık tarihine dayanarak,
topyekûn bir meşru savunmaya kalkması başarmanın ve zaferi yakalamanın adı olacaktır.
Zorun kullanılması gereklikliliği ortada
olmasına rağmen, zor ve şiddet yönteminin belirleyici tek unsur olmadığını vurgulamakta yarar
vardır. Şiddet bizim tercihimiz değildir ancak
uygulanması kaçınılmaz hale gelmişse, bundan geri
durulamayacağı da açıktır. Kapsamı ve derinliğinin
ne olacağını tespit etmek düşmanın tutumuna ve
yönelimlerine bağlı olacaktır. Meşru savunmanın
pasif, aktif ya da topyekün olmasını da bu durum
belirleyecektir.
Rêber APO'nun zehirlenmesi Kürt halkının umut-
Abdullah ÖCALAN Sosyal Bilimler Akademisi
savunmanın vazgeçilmez bir ilkesi de, terörist
devlet modeliyle uzlaşmamasıdır. Terörist devletle
belki taktik gereği her koşulda silahlı olarak
savaşılmaz. Ama uzlaşma veya ona teslimiyetin de
ilkesel olarak reddedilmesi şarttır."
Gelinen aşamada barış ve demokrasi adına
gösterilen tüm çabalar karşılıksız kalmış durumdadır.
Yeni
paradigmamızın
ön
gördüğü
demokratik birlik temelindeki çözüm önerileri
muhatap bulamamaktadır. Tek taraflı ateşkes den-
Aksi kısır döngüye dönüşen
Ve kendisini tekrarlayan
Bir şiddettin yarardan çok zarar
Gerektireceği bilinmelidir.
Bu nedenle gerilla güçlerine
Her zamankinden daha fazla rol
Düşmektedir.
emeleri barışa şans tanıma anlamındaki girişimler
sonuçsuz bırakılmıştır. Bu konuda tek taraflı
fedakârlıklar gösterilerek barış adına gidilmesi
gereken son sınıra kadar gidilmiştir. Bütün bu yaklaşımlara karşılık siyasi otoritenin temsilcisi durumundaki hükümet oyalama taktikleriyle zaman
kazanmanın dışında elle tutulur hiçbir faaliyetin
sahibi değildir ve sürece çözümcü yaklaşmaktan
çok uzaktır. Devletin asli sahibi gibi davranan ordu
ise aralıksız sürdürdüğü imha amaçlı operasyonlarla sonuç almaya çalışmaktadır. Sınırsız terör uygulayan devlet yasal zemindeki çalışmalara dahi
tahammül etmemektedir. Sadece fiziki gücün
imhası, örgütlü yapının dağıtılması değil, Kürt
larına ve tüm geleceğine yönelen saldırının hangi
Komünar
51
PKK SAFLARINDA MİLLİTANLAŞMAK, ÖNDERLİK
DİYALEKTİĞİNE GÖRE KENDİNİ ÇÖZÜMLEMEKTEN GEÇER
PKK ve Kürt halkı arasındaki tarihsel diyalektik
Kürdistan halk gerçeğinin anlaşılması ve
bağ her Kürdün kendini hücrelerine kadar
kendi değerleriyle yeniden buluşması için Önderlik
çözümleyerek anlamasından geçer. Bu noktalara
tarafından çok kapsamlı çözümlemeler yapılmıştır.
Kürt halk yaratımlarında mevcut olan evrensel
Kürt insanının kendi düşünce ve duygusuyla
değerler sistemini de eklediğimizde ortaya çıkacak
kendine has bir dünya bakış açısının oluşması için
olan, halk gerçekliğimizde tüm zamanlarda ezilen-
Önderliğin çok büyük çabaları olduğu bilinmekte-
lerin dillendirdikleri özgürlük, eşitlik, kardeşlik,
dir. Önderlik yürüttüğü bu mücadeleye halkın
adalet gibi insani erdemlerin toplumsal karakterim-
özgürlük eğiliminin ortaya çıkarılması ya da
izde köklü bir şekilde mevcudiyetinin de anlaşıl-
mücadele eden halk gerçeğinin yaratılması
ması olacaktır.
anlamını vermiştir.
PKK ile Kürtleşmek, devrimcileşerek
Bu mücadelenin PKK adıyla partileştiği ve
mücadele vermek, Önderliğin belirttiği gibi
otuz yılı aşkın faaliyetiyle önemli kazanımlar elde
ettiği de bilinmektedir. Kürt iradeleşmesi olan PKK
İbrahim-i bir gelenekle işe koyulmayı ve dervişler
gibi çalışmayı gerektirmektedir. Bu, parti olarak
aynı zamanda Kürt halkının kendini tarih ve
kendi kendimize biçtiğimiz bir özgünlük olmanın
kültürüyle güncelleştirmesidir. Önderliğin özellikle
ötesinde halklar ve ezilenler tarihinin güncel hali,
savunmalarıyla derinleştirdiği tarihe bakış açısıyla
daha net anlaşıldığı gibi Kürt olmak sadece bir halk
olmayı başarmış ve başarmak zorunda olan bir
PKK, toplumsal ve tarihsel olumsuz
Gidişata karşı olmak kadar
Aynı zamanda Kürdün kendini
Yeniden tanımlaması ve kimlik
Kazanmasının adı da olmuştur
realiteye sahiptirler. Bu gerçeği bir halka mensup
Önder Apo felsefesinin PKK ile örgütleşmeye
olmanın getirdiği duygusal ya da sübjektif bir
kavuşması ve tarihsel bir doğrunun mücadele eder
değerlendirme olarak ele almamak gerekir. Bugün
tarz haline getirilmesidir.
olarak kültürünü oluşturan tüm folklorik değerleriyle yaşamak demek değildir. Kürtler tarih içinde
çok az toplulukta görülen özgün yaratımlarla var
demokratik toplum değerleri dediğimiz hemen,
Önderlik gerçeğimiz sürekli gelişme
hemen tüm ilk yaratımların Kürdistan'da Kürt ana
yaşayan bu diyalektik tarzıyla bugün dost- düşman
ve atalarınca gerçekleşmesi, kastettiğimiz özgün-
herkesin kabullenmek zorunda olduğu bir düzeyi
lüğün esassını oluşturmaktadır. Fakat bu özgün
yaratım ilkesine rağmen tarihimizin diğer yüzünü
yakalamıştır. Önder Apo'nun özellikle Bir Halkı
teşkil eden işgal, istila ve Kürt egemenlerin ihanet-
sidir. Önder Apo'nun tüm çabalarına rağmen parti
leri halk özgünlüğümüzü adeta tanınmaz hale getir-
mücadele tarihi boyunca Önderlik gerçeği ile
miştir.
kadrolar arasında kişiliğin gelişim diyalektiğinin
Savunmak adlı yapıtı bunun en çarpıcı bir gösterge-
PKK toplumsal ve tarihsel olumsuz gidişa-
öngördüğü temelde kendi geriliklerine karşı doğru
ta karşı, aynı zamanda Kürdün kendini yeniden
mücadele verememeden kaynaklı bir mesafenin
tanımlaması ve kimlik kazanmasının adı da olmuştur.
yaşandığı bilinmektedir. Önderlikle doğru temelde
Komünar
52
bütünleşememek, çok sınırlı bir arkadaş gurubu
tle kendi toplumsal gerçeğimizi ele almamız önem-
dışında Önderliği her zaman yalnız bırakarak, en
li bir ihtiyaçtır. Kürtlerin toplum olarak eski Kürtler
son uluslararası komploda görüldüğü gibi yetersiz
olmadığı doğrudur. Fakat burada bahsini ettiğimiz
yoldaşlığa yol açmıştır. Fakat Önderliğin büyük
yeni kürdün sosyo-psikolojik durumu nedir sorusu-
çabası ve yaşamın diyalektik gerçeği tüm eksikliklerimize rağmen halk olarak PKK ile toplumsal bir
nun da cevaplandırılması gereği vardır. Burada
kadroları ilgilendiren yönlere dikkat çekmek kadar
alt-üst oluşu yaşayarak dirilişi gerçekleştirmemizi
toplumun değişik kesimlerinin de ele alınarak
sağlamıştır.
çözümlenmesi bir ihtiyaç olarak öne çıkmaktadır.
Son yıllarda çokça dillendirdiğimiz gibi
Bu yaklaşım toplum olarak yaşanan sorunların
"Kürtler eski Kürtler" değildir. Başta hareketin
anlaşılmasında ve giderilmesinde yapılacak felsefi
kadroları olmak üzere halk bu sözü tümüyle olum-
ve ideolojik çözümlemelerin temelini oluşturmak-
lu anlamda kullanmaktadır. Kürtlerin artık bil-
tadır. Bu gerçek Önderliğin esaretinden sonra en
inçlendiği, toplum olarak çıkarlarını savunmaya
çok ihtiyacını duyduğumuz, ama bir türlüde
başladığı, Demokratik ulus olma yolunda daha
gideremediğimiz temel eksikliğimizi oluşturmak-
fazla istekli oldukları gibi gelişmeler bu sözü
tadı
doğrulamaktadır.
PKK Kürdistan'da yeni bir toplumsal yapı
Ancak halk olarak PKK öncülüğünde
oluşturma amacıyla mücadele etmektedir. Önderlik
katettiğimiz bu gelişmeye rağmen, ciddi engellerin
toplumsal yeniden kuruluşu, başta öncü bir kes-
henüz tümüyle aşılamadığını da bilmemiz gerekir.
imde gerçekleştirmek ve bunu adım, adım
Bu tehlikeler salt üzerimizde ki komplocu
toplumun tümünde davranışa dönüştürmek ve
saldırılar, baskı, inkar, imha saldırıları değildir.
kültürleştirmek ilkesiyle hareket etmektedir.
Denebilir ki bu saldırlar en kolay göğüslenebilecek
Dolayısıyla PKK ya da PKK'nin
saldırılardır.
Var olan bu engellerin ciddiyeti bir
toplum ilk aşamada olumlu veya olumsuz yanlarıy-
dönem içimizde kaldıkları halde kimi unsurlar şah-
la kadrolarının duruşunda yansımasını bulmaktadır.
sında yaşanan ihanetler, düşmanın halen ülkemizde
Onun içindir ki, kadroların yaşadığı sorunların
halk özgürlük eğilimine karşı yoğun bir biçimde
giderilmesi veya buna karşı mücadele vermek
örgütleyebilecek kadar bir araya getirecek kadar
toplumu yeniden kurma mücadelesi anlamına
işbirlikçi ve ihanetçiyi bulmasında da görülmekte-
gelmektedir. Bu temel önderlik ilkesinden hareke-
dir. Bu gerçeklikler yaşadığımız toplumsal sorun-
tle bilinçli bir yaklaşımla ele almamız gereken
larımıza daha değişik bir pencereden bakmayı
husus kadrolar olarak kendi gerçeğimiz olmaktadır.
gerekli hale gerektirmektedir.
Toplumun her anlamda öncüsü olan kadrolar, kadro
öngördüğü
Toplum ve birey canlı bir organizma gibi
olmanın gereği olarak kendi değişim ve dönüşüm-
sürekli bir değişim içerisinde kendisini yenileyip
leriyle toplumun yeniden kuruluşunun adresi
değişik biçimlere bürünerek ifade etmek ister.
olduklarını unuturlarsa o zaman PKK'nin toplumsal
Bunun için insan olgusunda yaşanan değişime
mücadelesinde temel ilkeden sapmış olunur.
sadece olumlu tarafından bakmak, yaşadığı değişi-
Önderlik bu temel ilkesini, saflara toplumun her
mi olumlu denilebilecek tarafından ele almak eksik
kesiminden gelen ve toplumun yaşadığı her olum-
ve yanlış olur. Bu yaklaşım şekli toplum ve bireyin
suzluğu taşıyan bireylere karşı örgüt kendi ilkeleri
kısa, orta ve uzun vadede yaşadığı ve yaşayacağı
ve gelişim diyalektiğine göre bir mücadele vermez,
sorunlarının izahı için yetmez. Bu tarzdan hareke-
bunun için gerekli tedbirleri almaz ise, özüne
Komünar
53
ihanet etmiş olur biçiminde tanımladı. Bu esaslı
lendirilmektedir.
yaklaşımın diğer bir nedeni PKK saflarının aynı
yaşadığımız tüm zorlanmalara rağmen toplumsal
zamanda toplumsal yeniden kuruluşun laboratuarı
dirilişi sağlayan bir düzeyin yakalanmış olması,
olduğu gerçeğidir. Kadroda ele alınıp değiştirilme-
PKK kadrolarında başarıya yol açacak bir iradeleş-
si istenen özünde toplumsal geriliklerdir. Kadroda
menin ortaya çıkmış olduğunu da ispatlamaktadır.
Mücadele
tarihimizde
yenilik olarak özgürlüğü geliştirecek olan da,
Kürdistan'da tüm sorunlarına, eksiklikler-
toplumsal gerçeklikte kültürleşmesi istenen değer-
ine rağmen, gerçekleşmiş bir PKK'lilik vardır.
ler olmaktadır. Öncü bu bilinçle kendisine ve
etrafındakilere karşı bir mücadele içinde pratik-
Yürütülen mücadele, verilen şahadetlerle binlerce
yoldaşımızın kanıtladığı da bu gerçeklik olmak-
leştikçe, toplumsal mücadeleyi nasıl vereceğinin
tadır. Toplumsal değişim ve dönüşümü yaratan da
yol ve yöntemlerini de geliştirmiş olacaktır.
Önderlik ideolojisinden başka bir şey değildir. Bu
PKK mücadele tarihinde en çok ispatlanan
aynı zamanda Kürdistan'da ete kemiğe bürünmüş
olan Apoculuktur. Ve her
nokta, kendi geriliklerine
karşı kararlı duruş içinde
olmayanların pratikte binbir gerekçeye sığındıkları,
başarısız oldukları, örgütsel yaşama gelemedikleri
veya
ihanete
gittikleri
olmuştur. Tek tek PKK
Kadroda ele alınıp
Değiştirilmesi istenen
Özünde toplumsal geriliklerdir
Kadroda yenilik olarak
Özgürlüğü geliştirecek olan da
Toplumsal gerçeklikte kültürleşmesi
İstenen değerler olmaktadır
kadrolarında yaşanan her
gün
kendisini
mücadele
değişik
biçimleriyle
ispatlamaktadır. Fakat bu
temelde
gerçekleşmiş
Apoculuğun
veya
PKK'liğin PKK ortamına
gelen herkesi aynı dere-
cede etkisi altına aldığını
şeyin topluma mal olması kaçınılmaz bir sonuçtur.
söylemek de mümkün değildir. Tüm çabalara rağ-
Çünkü PKK kadrolarında yaşanan ve söylenen,
men en genel anlamda maalesef örgüt ortamımızda
toplumsal değişim ve dönüşümün dili ve rengi
farklı
olmaktadır. Kadroların ağır sorunlar yaşaması,
mümkündür.
yaklaşım
sahiplerinden
bahsetmek
bunalımlara girmesi, orta ve uzun vadede toplumda
Önemli bir kadro kesimi tüm yetmezlikler-
sorunlar yaşaması, yeni toplumsal kuruluşun
ine, zorlanmalarına rağmen örgütle yürümeye çaba
sağlanması önünde ciddi engellerin oluşmasını
göstermektedir. Buna gelmeyenlerdeyse ideolojik
beraberinde getirmektedir.
olgudan bihaber kendi kişiliklerini ele alma tarzları
Önderlik, önce kadro duruşundaki sağlam-
ve
mücadeleye
yaklaşımları
ile
zamanla
lık demiştir. "Ne söylediklerinden çok nasıl
Apoculuktan uzaklaşan, giderekten karşıt duruma
yaşadıkları toplumu etkisi altına almıştır" ilkesi ilk
düşerek ihanete gitmeler yaşana bilmektedir. Bu
günden itibaren PKK'nin mücadele tarzıyla ortaya
durum içimizde ve toplumumuzda sosyo-psikoloji
koyarak ispatladığı en önemli devrimci tavır
olarak tanımlanması gereken bir olgudur. Kuşkusuz
olmuştur. PKK' ye kazandıran ve Apocu tarz olarak
PKK öncesinde ve PKK mücadele tarihi içinde
dillendirilen bu gerçeklik olmaktadır. Bu temel
değişik biçimlerde toplumumuz ve hareketimiz ile
doğrunun
kadro
bütünleşmemiş ve ihanet etmiş kişilikler olmuştur.
gerçeğimizde yaratığı bir düzey vardır. Parti
Ancak içinden geçmekte olduğumuz süreçte
ortamımızda görülen eğitimlerde parti tarihi ders-
yaşananların geçmişle uyuşmayan yanlarının
lerinde tüm detaylarıyla bu gelişim tarihi değer-
olduğunun da bilinmesi gerekmektedir. Mücadele
toplumsal
yapımızda
ve
Komünar
54
içerisinde maddi imkanlar ve fiziki zorlukların
sonrası dönem olmaktadır. Çünkü bu dönemin
olmadığı koşullarda azımsanmayacak oranda
kendi içinde özgünlüğü vardır. Bu özgünlük hep-
ihanetlerin yaşanması, Kürdistan da yaşanan
imizce tümüyle bilince çıkarılmamıştır. Tüm kadro
toplumsal değişim ve güncel siyasal gelişmelerin
bileşenimizce aynı düzeyde ve bilinçte mahkum da
etkisine rağmen toplumun içinden halen düşmanın
rahatlıkla kullanabileceği yoğunca unsur bula-
edilmemiştir. Kadro duruşlarımızda ortaya çıkan
hatta kimilerinin ihanete gitmesine yol açan sebe-
bilmesi derinlikli çözümlemeyi gerektirir.
plerden önemli bir kısmı ele alınıp değer-
PKK Kürtlere çağdaş tarzda kendilerini
lendirildiğinde bu rahatlıkla anlaşılır.
ifade etme imkanı yaratmıştır. PKK bu yaratma
mücadelesini sürdürürken her dönemde içerden
engellerle karşılaşmıştır. Çünkü PKK toplumsal
değişimi kendi içinde yaşayarak partileşen bir
gelişim diyalektiğine sahiptir. PKK'nin öngördüğü
toplumsal değişimi anlayamayanlar, bu toplumsal
gerçeklik içerisinde kendisini göremeyenler, parti
tarihi içinde bilinçli-bilinçsiz PKK karşıtlığına
düşmekten kurtulamamışlardır. Toplumsal alt-üst
oluşlarda gücü yetenlerin ilerlediği, güç
getirmeyenlerin ya da kabul etmeyenlerin saf dışı
kalmaları gerçeği daha guruplaşma döneminde
iken PKK içerisinde kendini dışa vuran bir gerçek-
Önderlik tarzı
Önce kadro duruşundaki
Sağlamlık demiştir.
"Ne söylediklerinden çok
Nasıl yaşadıkları ilkesinden
Yola çıkarak büyük başarılar
sağlamıştır
İlk günden itibaren PKK'nin
Mücadele tarzıyla ortaya koyarak
İspatladığı en önemli devrimci tavır
Olmuştur.
lik olmuştur. Ankara toplantılarında PKK daha bir
PKK içinde yaşanan tasfiyecilikler, Kürt
gençlik gurubuyken ülkeye dönüş kararı aldığında
toplum tarihinin gelişim diyalektiğinde yaşanmış
buna güç getiremeyenlerin içine girdiği tutum, par-
ters- yüz olmaların güncelde Önderlik yaşam felse-
tileşme kararını, bunun disiplinini kendi yaşamları-
fesiyle temel ilkelerde bir değişimi yaşamamaların-
na uygun bulamayanların dillendirdikleri, gerilla
dan kaynağını almaktadır. Bu kişilikler istemlerini
mücadelesinin başlaması döneminde kendi bireysel
değişik biçimlerde parti dilini de kullanarak kendi-
yaşam kaygılarının peşine düşenlerin savaş
lerini dışa vurmuşlardır. Toplumun ruhsal yapısın-
karşıtlığı, gerilla savaşının ortaya çıkardığı imkan-
daki benzerlikler herkeste önemli oranda aynı
ları kendi bireysel çıkarları için iktidar gücüne
duygu ve düşüncenin yaşanmasına neden olur, bu
dönüştürmek isteyenlerin dayattığı çeteci çizgi
toplumsal realite tasfiyeciliğin az ya da çok her bir-
sahipleri de dahil,
bunların hepsi toplumsal
eye hitap etmesine yol açar. Tasfiyecilik bu ortak
değişim ve dönüşümde yaşadığımız realite
ruh halini kullanarak kendini meşrulaştırmak ister.
karşısında aynı karşıt ilkenin yer ve zamana göre
Bu ruh hali mücadelede zorlanmaların yaşandığı
kendini dışa vurmanın değişik biçimleri olarak
dönemlerde kimilerince Önderlik karşıtlığı biçi-
yaşanmışlardır.
minde bilinçli bir şekilde yönlendirilmek bile isten-
Bu süreçlerin tümü bizzat Önderlik
miştir. Bu tüm iyi niyetli yaklaşımlara rağmen
tarafından çözümlenmiştir. Fakat kadrolar olarak
sosyolojik bir ilkedir. Bu durumda "ben dürüstüm,
üzerinde daha çok durmamız ve çözümleme tarzın-
bağlıyım" demek yetmemektedir. Önemli olan bu
da değerlendirme konusu yapmamız gereken 2000
gerçekliği bilince çıkarmak, duygu ve düşünceleri-
Komünar
55
ni anlama çabası içerisine girebilmek ve kendini
devleti kurtuluşun bir yolu olarak ele alma, toplum-
kullandırtmayarak karşıt pozisyona düşmemektir.
sal yapımızda devlet denilen mekanizmayla iktidar
Çünkü insan doğası gereği etkileyen ve etkilenen
gücünü kullanmamış olmanın yarattığı özgünlük,
bir varlıktır. İnsanın bilinç kazanması bu etkileşim-
sosyalizmin bir dünya görüşü olarak tüm yetmez-
ler ile beraber toplumsal pratik içinde somutlaşır.
liklerine rağmen kendi içinde barındırdığı eşitlik ve
Bir değer yargısının kabul ve ret ölçüsü insanın bil-
özgürlük ilkesini yeterince bilince çıkaramama,
inç düzeyi ile doğrudan ilişkili olduğu için pratik
ortam ve bilincin oluşturulmasını sağlayan diğer
bir insanın neyden, nasıl ve hangi düzeyde etk-
ilenebileceğini de belirler. Bu yaklaşım üzerinden
halk ve hareket olarak özellikle 2000'lerden sonra
yaşadıklarımızı
değerlendirme
ihtiyacımızın
olduğu bir gerçektir.
Tüm yemezliklerine rağmen ki bu durumlar önderlik tarafından eleştirilmiştir 2000'lere
doğru hareket ve halk olarak yaşadığımız gelişmeler bizler için önemli imkanlar yaratmıştır. Sosyalist
bir hareket olan PKK 19. yy sosyalizminin hakim
paradigmasına göre mücadele edip devletleşerek
toplumsal sorunları çözmeyi esas almıştı. Önderliğimizin kişilik ve tarz özgünlüğü olsa da genel
yapımızda hakim olan bu gerçeklikti. Öderliğin
sürekli arayış içinde olmasına rağmen kadrolarda
bu devletçi paradigmanın hala etkili olduğunu
söylemek mümkündür.
Önderliğin sosyalist anlayışını anlama
ihtiyacı duymayan kişiliklerin içimizdeki varlığı,
Reel Sosyalizmden etkilenmenin bir sonucu olarak
uluslar arası komplonun yarattığı sonuçlar, bölgemizde yaşanan gelişmelerin hepsi, 2000'lere
doğru gelindiğinde içimizde bir kesimde "bize iktidar yolu açıldı" düşüncesine götürerek, tasfiyeci ve
provokatif bir gurubun ortaya çıkma zeminini
güçlendirmiştir. Bu zemine dayanan tasfiyecilik
Önderliğin yeni paradigmasının gündemleşmesiyle
birlikte Önderliği, Önderliğe karşı kullanma arayışı
içerisine girerek kendilerini örgütlemeye koyulmuşlardır.
Binlerce yılı bulan bir tarihe sahip olan
toplumsal paradigmanın hakim ideolojisi toplumların kendi sorunlarını ancak iktidar ve devlet
olgusuyla çözebilecekleri yönünde bir yanılsama
içerisine çekmiştir. Ve bunu sanki bir kadermişçesine kabul edişe götürmüştür. 20. yy da sağ ve sol
ideolojilere de damgasını vuran bu gerçeklik
olmuştur. Önderliğin de belirttiği gibi parti olarak
PKK'de bundan etkilenmiştir. Hem uluslararası
komplonun yarattığı şokun etkisi hem de Önder-
Komünar
56
liğin anlaşılır olmasına rağmen devletçi olmayan
çok bir ihtiyaç haline getirmiştir. Buda toplumsal
toplum paradigmasını geliştirmesi sürecinde
sorunların çözümlenmesi için değişik görüşlerin
yaşadığımız örgütsel sorunların etkisiyle önemli bir
tartışılmaya başlanmasının önünü açmıştır. Özellik-
kadro gücümüzde etkilerini tümüyle aşamadığımız
le 20. yy.'ın son yarısından itibaren tartışılmaya
bir bilinç karmaşıklığı yaşanmaya başlanmıştır.
başlanan ve günümüzde her insanda hakim olmaya
Devletçi toplum paradigmasıyla, yaşadığımız
başlanan görüş 'ne kapitalizm ne de reel sosyalizm'
değişim ve dönüşümün yarattığı etkiler Önderliğin
fikri biçiminde bir sonuç yaratmıştır. Estirilen bu
yeni paradigmasına girmede doğru bir eleştiri ve
hava toplumsal literatürde postmodernizm olarak
özeleştiriye tabi tutulmadığı için zorlanmalar
ifade edilmektedir. Derin bir konu olarak bu insan
yaşanır hale gelmiştir.
Bu konuda derinliğine anlaşılması ve aşılması gereken hususlar bulunmaktadır. Burada bilinmesi gereken en önemli gerçeklik, toplumsal
değişimimizde kendini tanımlamaya başlayan kişilik düzeyinin elde edilmiş imkânları iktidar
temelinde dış güçlere dayanarak kullanmak ve etkili olmak istenmesidir. Fakat Önderliğin özgürlük
ütopyalarına devlet ve iktidarla ulaşılamayacağı ve
bunu tarihin gelişim diyalektiğini ortaya koyarak
çözümlemesi,
bazılarınca
bilinçli
olarak
çarpıtılarak "örgüt karşıtlığına" dönüştürülmüştür.
"Yönetimi ve Önderliği temsil edenler" diye yapay
ayrılıklar yaratılarak, özünde ise tamamıyla
Önderlik karşıtlığının bir tarz olarak geliştirilmesinin önü açılmak istenmiştir. Özellikle geri
çekilme sürecinden 2004'e kadar bu Önderlik
karşıtlığı kendini PKK karşıtlığı olarak lanse
edince parti tarihimizde ilk defa bir tasfiyecilik
kendini bu biçimde cüretkar bir tarzda ortamımızda
hakim kılmaya çalışmıştır. 2000 sonrası yaşanan
tasfiyeciliğin özgünlüğünü bu nokta oluşturmaktadır. Önderliğin esareti ve bilfiil hareket içinde
yaşanan gelişmelere anında müdahale edememe
durumu da eklenince sonuçlarını bugün de tümden
aşamadığımız tavsiyeciliğin neden olduğu sıkıntıların yaşanması gerçekleşmiştir.
hali genel hatlarıyla kendisini tarihten koparan,
Bu konuda dünya siyasal sistemleri olarak
Kapitalist ve sosyalist ideolojilerin pratikleşen
biçimlerinin toplumsal sorunları çözememesi, sistemlerinin kaosa girmesine neden olmuştur. Bu
durum toplumsal sorunların çözüm arayışlarının
farklı bir kanaldan gelişmesini her dönemden daha
hiçbir tarihsel ve toplumsal değere bağlamayan,
sonuna kadar bencil, geçmişini ve bireyin kendisini mücadeleye sevk eden toplumsal değerlerini
inkar eden nihilist bir ruh hali, değişime inanmayan
yenilmiş yılgın birey ve toplumsal gerçekliğin
adıdır. Bu yılgın ve yenik insanda oluşan duygu ve
düşünce üzerinden bireyin olay ve olguları ele
alması toplumsal bir yenilik biçiminde yaşama
dayatılarak sonuç alınmak istenmektedir.
Tam da böylesine bir atmosferin neredeyse
tüm insanlıkta hakim olduğu bir aşamada Önderlik
geliştirdiği yeni paradigmayla toplumsal kaosa
Sosyalist ideolojinin çıkmazlarını aştıran bir derinlik kazandırırken, içerisinde görünmesine rağmen
özünde karşı cepheden saldırıya geçen tasfiyecilik,
PKK içinde hiçbir zaman ideolojik ilkelerin gerektiği duyarlılığı yaşamamış olmasına rağmen kendisini bu hareketin gerçekten öncü yöneticilerine,
emekçilerine adeta intikam alırcasına saldırıya
geçme fırsatı olarak ele alındı. Bu tipler PKK'nin
yaşadığı değişim ve dönüşümü fırsat bilerek
harekete geçmeyi kendi çıkarlarına daha uygun
buldular. Veya bu anlam biçimini doğru sandılar.
Fakat toplumsal kuruluşta hele hele siyasal
mücadeleler hedefe ulaşmak 'sanmalar' ile olamaz.
Olmadı.
Bu Önderlik karşıtlarının dünya görüşlerine göre "Sosyalizm; Reel Sosyalizm, PKK'de;
Reel Sosyalist bir Partidir."
Sosyalizmin pratik
sorunları çözememiş olması ve Önderliğin bunu
Komünar
57
eleştirmesi, Sosyalizm ve PKK den vazgeçmek
konusunda ciddi zorlanmalara yol açmıştır. Bu
anlamına gelmiştir. Böylece kendilerine göre
süreçte değişim adı altında söylenen hemen her şey
"koşullar uygun diyerek" harekete geçmişlerdir.
bilinçlerde bir biçimiyle yer edinmiştir. Hele, hele
Önderliği manevi Önderlik derekesine çekmek,
üst düzey yönetici olan bazı kesimlerin feodal ve
kadro ölçülerinde belirsizlik ve en önemlisi de
çeteci yanlarının ağır basması Önderliği anlamadan
"sosyal reform projesi" adı altında harekete geçerek
Önderliğin ideolojik ilkelerini kendi dar dünya
ortamı muğlak ve tanınmaz hale getirmeye
görüşlerinin imbiğinden geçirerek ortamımıza yan-
çalıştılar. Bunun siyasal anlamı ise, geri toplumsal
sıtmaları, teorik ve ideolojik karmaşaya neden
ilişkileri içimizde örgütleyerek Kapitalist sisteme
olmuştur. Bunun en çarpıcı örneği kullanılan
entegre olmak ve temel ilkelerimizden vazgeçerek
kavramların algılanışında görülmektedir.
iktidara ulaşmaktır. Fakat daha yalın bir ifadeyle
2000-2005 sürecinde çokça dillendirilen
toplumsal gerçeğimiz ve bölgemizin siyasal den-
temel kavramlar kullanılırken içlerinin doldurul-
gelerinde bunun "ABD'ye teslim olmaktan" başka
masında halen sorunların yaşandığı görülmektedir.
bir şeyi ifade etmediği çok kısa bir sürede pratik
Bilindiği
olarak ispatlanmıştır.
Devletinden Demokratik Uygarlığa Doğru" çalış-
gibi
Önderliğin
"Sümer
Rahip
Burada önemle üzerinde durmamız
ması; tarihe yeni bir bakış ve ele alış ile toplum ve
gereken nokta Önderlik tarafından da belirtildiği
insanlıkta yaratılmış zihniyettin çözümlenmesine
gibi, kadrolarımızda 1995'ten sonra kendini tekrar-
ışık tutmaktadır. Bu çalışmada Önderlik tarih ve
layan savaş ve mücadele gerçeğimizin, değişimi
toplumsal gelişmelerin devletçi karakterinin insan-
dayatan boyutlarının her düzeyde yaşanama-
lığın sorunlarını çözemediğini maddi gelişmeler
masının kendini hissettirmesi ve bu ihtiyacın bun-
kadar zihniyet alanında insanlığın yaşadığı
larca kullanılmış olmasıdır. PKK IV. Kongresinde
gelişmelerinde tarihin değişiminde rol oynadığını
Önderliğin tartışmaya açtığı devlet, toplum, birey
belirtmektedir. Tarihte Ortadoğu'nun oynadığı rolü,
gibi temel konular, yine V. Kongrede gerçekleştir-
bunda Kürt toplumun yerini tarihsel olarak ele
ilmesi istenen değişimin pratikleştirilememesi çok
almaktadır. Birey ve Toplum çözümlemesi yap-
önceden yapılması gerekenlerin önemli bir kıs-
maktadır. Devletçi toplumun insanın iradesini
mının ertelenmesine neden olurken; daha önce
kırdığını, bireyi kendi toplumunun hizmetine
birçok
gibi,
almak için iktidar ideolojilerini geliştirdiğini söyle-
öngörülen bu değişimlerin zamanında uygulamaya
mektedir. Burada Önderlik "sınıflı uygarlık"
konulamaması tasfiyecilerin harekete geçmelerine
denilen
zemin yaratmıştır.
"Demokratik Uygarlığın" yoluna ışık tutmuştur. Bir
parti
resmiyetinde
tartışıldığı
devletçi
toplumu
çözümlemiş
ve
Önderlik tarzında eğitim ve pratik
tarih ve toplum kitabı olan bu değerlendirmeler her
içerisinde kadro yapısını değişime uğratmak
şeyden çok yeni bir sistemin kurulması ihtiyacının
esastır. 1999'dan sonra Önderliğin içinde tutulduğu
kavranması amaçlıdır. Yeni sitemin bilinçli, iradeli
fiziki koşular ve bilinen diğer nedenlerden ötürü
bireyin, kadın özgürlüğü temelinde demokratik
bunun tam yapılamaması, yılları alması muhtemel
değerleri içselleştirmesi ile kurulacağını söylen-
değişim ilkelerinin kısa bir sürede ifadeye kavuştu-
mektedir. Bunun içimizde gerçekleşmesi için de
rulmasını zorunlu hale getirmiştir. Bu yoğun ama
PKK olarak birçok konuda kendimizi gözden
hızlı değişim kadroların yaşadığı darlıklardan
geçirmemiz gerektiğine işaret etmektedir.
dolayı teorik açılımlar karşısında bilinçlenme
Komünar
58
Önderliğin bu çalışmasının tartışılmaya
başlanmasıyla
ortamımızda
yeni
sistemin
Ortamımızda yaşanan sorunların temelinde tasfiyeciliğin
kabullendirmeye
çalıştığı
liberal
üzerinden kurulacağı birey özgürlüğü, demokrasi,
düşüncelerin yarattığı tahribatlar yatmaktadır.
demokratik toplum, tanrıça kültürü ve yeni örgüt
Ortamımızda en çok dillendirilen "Birey ve birey
modeli gibi bir çok kavram ya eksik bilgi ya da
iradesi"
postmodern düşünce akımının temsilcisi kişilerin
arasında yer almaktadır. "Bende bireyim, hakkım
bakış açılarıyla yorumlanmaya çalışılarak bir karşı
var kendi hakkımda her kararı kendim alırım kimse
duruşla karşılaşmıştır. Hatırlanacağı gibi iki binden
bana dokunamaz" denilebilmektedir. Oysaki
sonra
okuyarak
Önderliğin paradigmasında birey tek bir kişi olarak
dünyalarının değiştiğini" iddia edebilir hale
tanımlanmamıştır. Görüşme notlarında Önderlik
gelebilmişler, yeni bir bakış açısı kazandıklarını(?!)
"birey demek bir gurup içinde onunla kendini
örgütsel yaşamımız ve yoldaşlık ilişkilerimizin çok
tanımlayan demektir" diyerek bireyin aslında bir
geri olduğunu savlayabilmişlerdir. Bu yaklaşımın
gurup kimliği olduğunu açığa kavuşturmuştur.
teorik bir kirlenmeyi temsil ettiğini söylemek
Sosyolojik olarak salt bir kişi üzerinden bireyi
mümkündür. Önderlik kullandığı kavramlarının ne
teorik olarak tanımlamak mümkün değilken,
anlama geldiğinin ipuçlarını Atına Savunmasında
nihilist bir başıboşluğun birey diye ortamımıza
vererek yanılgılı anlama ve saptırıcı yaklaşımlara
dayatılmasının amacının anlaşılmasında fazla zor-
"modernist paradigmanın iflası" belirlemesi ile son
luk olmasa gerek. Bununla iradeyi kırmak ve
vermiş,
"Bir halkı savunmak" adlı Manifesto
kişinin halkına karşı öncü olma vasıflarından
niteliğini taşıyan Savunma ile de yeni paradig-
soyutlamak hedeflenmiş olmaktadır. Tarihin büyük
manın sistematik ve kavramsal olarak açımlan-
örnekleri olarak Önder kişiliklerin toplumu kuran
masını ve her yönüyle düşünsel ve pratik anlamda
büyük gücü, milyonları kendi düşünceleri etrafında
bir netleşmeyi sağlamıştır.
toplamayı başarmış duruşları ortada dururken,
birçokları
"bir
iki
kitap
bu konuda en somut yaşanan örnekler
İki binden sonra ilk üç dört yılda özellikle
insanları basit yöntemlerle yönetilir düzeye
teorik tartışmalarımızda yaşanan karmaşayla adeta
indirmek birey olmak değildir. Bu her yönüyle bir-
herkes bir şey söylemeye başladı. İdeolojik tartış-
eye köleleşmeyi kabul ettirmek ve iradesiz güdüm-
ma ile aydın ve entelektüel tartışmaları bir birine
lü insan yaratmaktır.
karıştırıldı. Bu süreçle daha çok konuşmaya
Benzeri bir yaklaşım demokrasi kavramı
başlayan tasfiyeciliğin dillendirdiği her şey
üzerine yapılan değerlendirmelerde de görülmekte-
neredeyse çok ciddi bir karşı koyuşla karşılaş-
dir. Önderlik "demokrasi devlet olmayan toplumun
mamıştır. Önderliğin "beş bin yıllık insanlık para-
siyasal
digmasının değişimi, yeni bir zihniyet ve vicdan
toplumun kendi içinde iktidar, hiyerarşi mekaniz-
devrimiyle gerçekleşmelidir" dediği bir süreçte,
malarına başvurmadan kendi iç organizasyonunu
ihanetçi provokasyon, Önderliği dışlayarak kendi-
sağlanmasıdır. İktidar demek bencilik ve çıkarcılık
sine iktidar alanları yaratmaya koyulmuştur.
demektir. İktidar sahibi ya da sahip olmak isteyen
sistemidir"
demektedir.
Demokrasi,
Tasfiyecilik yeniden yapılanmayı sağlaya-
insan bencil, iktidarın tebaası köledir. Çalışmadan
cak temel kavramları özünden boşalmak için yoğun
zenginleşmek toplumu yalan, yanlış düşüncelerle
çalıştı. İhanet, toplumsal olarak devletçiliği, ideolo-
yönetmeye çalışmak anlamına gelmektedir. İktidar
jik olarak liberalizmi ve milliyetçiliği, kadın özgür-
ve devlet yapılanmasında üst toplum olarak devlet,
lüğü açısından kadını eve kapatmayı hedeflemiştir.
sıkı bir örgütlenmeyle kendi çıkarlarını güvence
Komünar
59
altına alırken, alt toplumu oluşturan ezilenlere
dan kopartarak daraltan yaklaşımlar ideolojik
adeta sürü gibi dağınık ve örgütsüz olmayı dayat-
mücadelede zaafiyetlere yol açmaktadır. Bu yak-
maktadır. "Bir Halkı Savunmak" adlı çalışmasında
laşımlardan yararlananlar da olmaktadır.
Önderlik tarafından çok net vurgularla yapılmış bu
tanımlamalara rağmen,
Kürdistan'da halk özgürlük eğiliminin
halen ortamımızda batı
siyasal sistemi olan KCK'nin kendi kongresinde
ülkelerindeki bireyciliğe dayanan demokratik hak-
aldığı son kararlar, önderliğe, gerillaya ve
ların gerisine dahi düşen demokratçılık savunula-
halkımıza dönük barbarca saldırıların bertaraf
bilmektedir. PKK'nin insanlığın yaşadığı sorunların
edilmesi için başta kimi kadrolar da görülen ve
kökeni iki bin sonrasının örgüt içi karmaşasından
çözümü için ileri sürülen ideolojik yaklaşımlardan
birini temsil eden bir örgüt olduğu tam kavranmadığı için demokrasi adına önderlik ideolojisine
karşı olan düşünceler "içimizde başka bir seste olabilmeli" denilerek dillendirilmektedir.
Çağımızda demokrat olmak her şeyden
önce demokrasi için savaşmak demektir. Devlet
toplumu
aşılmadan,
demokrat
olunmaz
ve
demokrasinin nimetlerinden faydalanmak da
Çağımızda demokrat olmak
Her şeyden önce demokrasi için
Savaşmak demektir
Devlet toplumu aşılmadan
Demokrat olunmaz ve demokrasinin
Nimetlerinden faydalanmak da
Gerçekleşemez
gerçekleşemez. Daha birçok kavramın içinin nasıl
boşaltıldığını izah etmek mümkündür.
alan tutum ve davranışlara karşı yoğun bir mücade-
Bu olumsuzluklara karşı yaşanan duyarsı-
lenin verilmesi dönemin temel görevi olmaktadır.
zlıkların neden olduğu sonuçlar, Önderlik gerçeği
Hareketimizin stratejik temeldeki yeniden yapılan-
karşısında yaşanan uzaklaşmanın görülmesine rağ-
masını PKK'nin kendi öz ilkelerinden vazgeçtiği
men yeterince öz-eleştirel bir yaklaşım içerisine
şekilde ele alan bu iradesiz ve bitmişliği ifade eden
girilememesi sonucunda, tasfiye edilen tasfiyeci
kişiliği sayı olarak azda olsalar mutlaka yenmemiz
provokasyonun etkilerinin ortamımızda kendisini
gerekir. Önderlik felsefesini ve ideolojisini istenen
bir biçimiyle yaşatmasına olanak sunmuştur. Ve
düzeyde anlamamanın getirdiği yetmezliklere karşı
içimizde halen az bir kadro kesiminde de olsa
kendini sorgulayarak sürekli özeleştiri içinde olma
PKK'den uzak bir düşünsel ve yaşamsal duruştan
dürüstlüğünü göstermek başka bir şey, yenilgili ruh
bahsedilebilir. Önderlik tarafından çözümlenerek
halini, tepkilerini hiçbir eksikliği yokmuş gibi
ortaya konulmasına rağmen tasfiyeci provokasy-
ortaya dayatmak başka bir şeydir. 1 Haziran
onun bu etkisi "gerekçeli" ve örtük bir şekilde ken-
iradeleşmesinin
disine yaşam olanağı bulma çabası biçiminde varlığını sürdürmeye devam etmektedir. Ve halen
günümüzde kendisini tehlikeli bir biçimde dayatan
Önderliğin felsefi olarak olay ve olguları değer-
görevindeyiz. Çünkü bu gerilikler insan doğasında
lendiren bakış açısıyla, Önderliğin aynı zamanda
olan bir doğruya zamanla ulaşma imkanını
toplumu değiştiren bir mücadele Önderliği olduğu
engelleyerek, zaman kaybına yol açmakta, ener-
konularında optimal bir dengenin yakalanmadığı
jimizi boşuna harcamamıza sebep olmaktadır.
zirveleşmeye
doğru
gittiği
bu kişiliksiz kişiliği tüm kalıntılarıyla tasfiye etmek
görülmektedir. Önderliğin görüşlerini alabildiğine
esneterek mücadelesizliğe çağıran, Önderliğin
mücadele eden gerçeğini Önderliğin paradigmasın-
Abdullah ÖCALAN
Sosyal Bilimler Akademisi
Komünar
60
kalan topraklarda olduğu gibi, Kürdistan da yeni
Türkiye'de Kürt İsyanları
Cemal Şerik
Osmanlı
ve
Cumhuriyet döneminde
Türkiye'de yaşanan Kürt İsyanlarını her dönemin
kendine has karakteristik özelikleriyle ele almak
gerekmektedir.
Çünkü
Osmanlı
döneminde
yaşayan Kürt İsyanları çoğunluk olarak İmparatorluğun çöküş döneminde ( 1800-1900 yılları arasında) yaşanırken, Cumhuriyet döneminde yaşanmış
olanları ise, Cumhuriyetin kuruluş ve bir sistem
olarak kendini hakim kılma sürecinde yaşanmışlardır. Bu temel farklılıklar, Osmanlı ve
Cumhuriyet döneminde yaşanmış olan Kürt İsyanlarının gerçekleşme nedenlerini ve ana karakterlerine damgasını vuran yünlerini oluşturmuşlardır.
Osmanlı döneminde Kürt İsyanları
Kürler, Mezopotamya'nın yerleşik halklarından olma konumunda bulunmaktayken,
Türkler
M.S
10.
yüz
yıllardan
itibaren
Mezopotamya üzerinden Anadolu'ya güç eden bir
topluluk olma konumundadır. Tarihte ki Türk- Kürt
ilişkileri de bu süreçte ilk defa göçebe Kürt aşiretleri ile Türkmen boyları arasında gelişmeye
başlamış, siyasal olarak ta Selçuklu devletin kurulmasıyla gelişmiştir. 1071 Malazgirt savaşı bu
anlamda bir dönüm noktası olmuştur.
O süreçten itibaren 1800'lere kadar Kürtler
ile Türker arasındaki ilişkiler ittifaklar biçiminde
sürmüştür. Hatta bu ittifaklar daha da ileriye
giderek birlikte hareket etmeye kadar vara
bilmiştir.
Kürtlerin
İran
Safavilerine
karşı
Osmanlıların yanında yer alması, Çaldıran Savaşı
ve Kasrı Şirin antlaşması, bu konuda yaşanan en
somut örneklerdir.
Osmanlının çöküş sürecine kadar bu ilişki
devam etmiş, Osmanlıların Batı'da ki, egemenlik
alanlarını kayıp etmeye başlanması ve siyasal alanda yaşadığı çürüme Osmanlı egemenliği altında
sorunların yaşanmasına temel teşkil etmiştir.
Osmanlı imparatorluğu 15. ve 16 yüz yılda
Asya, Avrupa ve Afrika kıtalarında etkili bir güç
konumuna gelirken, o sürecin konjüktörel durumundan da fazlasıyla yararlanmasını bilen bir
devlet olma özeliğine sahiptir. Avrupa'da feodal
imparatorluklar çöküş aşamasını yaşarlarken, İran
Safavi ve Mısır Memluk devletleri Osmanlı
karşısında rakip olma özeliklerine sahip değillerdir.
Bu durum Osmanlı için bir İmparatorluk haline
gelinmesinde önemli bir ortam yaratmıştır.
Yaklaşık 300 yıl süren bu dönem Osmanlı
imparatorluğunun dünyada hükümran bir güç
haline gelmesine neden olurken; üretime değil,
vergilendirme ve savaş ganimetlerine dayalı servet
edinimini ve ekonomik dayanağını esas alması
nedeniyle, daha sonraları ciddi krizleri yaşamaktan
kurtulamamıştır.
15. 16 yüz yılda Avrupa, zanaatçılığın ve
deniz ticaretinin gelişimine bağlı kapitalist iktisadi
yeni bir şekilleniş içerisine girerken, Osmanlı egemenlik alanlarında da varlığını hissettirmeye
başlamıştır. Giderekte Osmanlıya borç verme konumuna ulaşılmıştır. İktisadi alanda yaşanan bu
gelişme dünya da yeni bir dönemin başlaması
anlamına gelmiştir. 19. yüz yıla gelindiğinde de
Avrupa kapitalizminin dünya ekonomisi içinde etkili hale gelmesi ve yeni ham madde kaynaklarına
ihtiyaç duyması, Osmanlı İmparatorluğu gibi feodal özelikler taşıyan İmparatorlukların bu güç
tarafından ekonomik bağımlılık sürecine alınmasını beraberinde getirmiştir. Böylece geçmişin
feodal İmparatorlukları 19. yüzyılın başlangıcından
itibaren giderek siyasal alana da taşırılan ekonomik
yarı-bağımlı devletler konumuna gelmişlerdir.
İçine girilen bu sürecin Osmanlı İmparatorluğunu sarsması kaçınılmaz bir sonuç olarak
ortaya çıkmıştır. Osmanlı egemenliği altında bulunan, Kuzey Afrika ve Balkanlarda bir dizi isyanlar
Komünar
61
yaşanırken, İmparatorluktan kopma eğilimleri
Kürdistan da geçerli olmamaktadır. O topraklar
ortaya çıkmıştır. Daha sonra da İmparatorluk bu
Mirin kontrolü altında bulunurken, çoğunlukla da
alanlarda büyük toprak kaybına uğramıştır.
Osmanlıya vergi dahi vermemektedirler.
Osmanlı İmparatorluğunun hızla nüfus
19. yüzyılda yaşananlar, Kürdistan'daki
kayıp etmesi, siyasal anlamda yeni sorunlar yaşan-
bu durumu doğrudan etkilemiş, tersinden bir sonuç
masına neden olmuş, buda İmparatorluğun gerek
yaratmaya başlamıştır. Osmanlı ekonomik ve
elinde kalan topraklar üzerinde yeni yönelimler
siyasal anlamda yaşadığı zayıflamayı, Doğu'ya
içerisine girmesine, gerekse de toplumsal ve siyasal
yönelerek aşmaya çalışmıştır. İlk aşama da
alanda yeni yaklaşımlar belirlemesine neden
Kürdistan' da Mirlerin kontrolüne son vermeye ve
olmuştur. Kürdistan da Osmanlı egemenliği altında
onları kendine bağlı devlet görevlileri haline
kalan topraklar arasında olması nedeniyle, içerisine
getirmeye
girilen bu yönelimlerin en şiddetli bir şekilde
vergilendirmeye tabii tutarken, askeri olarak da
hissedildiği ülkelerin başında yer almıştır.
hizmet yükümlülükleri getirilmeye başlanılmıştır.
çalışmış,
ekonomik
anlamda
Bu da, Kürdistan'da ciddi rahatsızlıklara ve isyan-
Kürdistan coğrafik olarak
Osmanlı ve Safavi İmp. arasında
Kasrı Şirin antlaşmasıyla
İkiye bölünmüş
Bu paylaşım içinde Kürdistan'ın
Dörtte üçlük diyebileceğümiz
Coğrafya ve nüfus oranı
Osmanlı egemenliği altında
Yer almaktadır
ların gelişimine koşul yaratmıştır
O zamana kadar alışık olmadıkları bu dayatmalar karşısında Kürtler, 1800 ün başlarından
itibaren parça parça ayaklanmaya başlarlar. ilk
isyan, 1806 da Baban zadelerin isyanıyla başlar
1834- 1835 Revanduz isyanına Mir Muhammet
öncülük eder peşi sıra Bedirxan Bey, Yezdan Şer ve
1880 de Nehirili Şeyh Ubeydullah'ın İsyanı'yla
duruk noktasına varır. Bu isyanların ortak yanları
yerel düzeyde kalmalarıdır. Her
ne kadar kimi
Kürdistan coğrafik olarak o süreçte
isyanlar yerelin sınırlarını kısmen aşsa da, ulusal
Osmanlı ve Safavi İmparatorluğu arasında Kasrı
niteliğe ve renklere bürünememişlerdir. Bu isyan-
Şirin antlaşmasıyla ikiye bölünmüş bir ülke olma
ların farklı yanlarının olduğuda söylenebilir.
durumundadır. Bu paylaşım içinde Kürdistan'ın
Örneğin; Şeyh Ubeydullah'ın isyanına rengini
dörtte üçlük diye adlandırabileceğimiz coğrafya ve
veren din faktörü iken, diğer isyanlarda bu faktör
nüfus oranı Osmanlı egemenliği altında yer almak-
çok sınırlı bir yer işgal eder. Kürtlük motiflerinin
tadır.
Kürdistan
zayıf da olsa bu isyanlarda bulunduğunu söylemek
üzerinde egemenliği ise kendisi ile işbirliği içinde
mümkündür. Ancak Kürt feodalerinin daralan
olan Mirler üzerinden sürmektedir. Mirler egemen-
çıkarlarını kuruma isteği bu isyanlrın gelişmesinde
likleri altında olan bölgelerde tamamıyla özerk
belirleyici rol oynamıştır.
Osmanlı
Imparatorlugu'nun
hareket etmekte ve otorite oluşturmaktadırlar.
Bu isyanların zamanlamasında,özelikle de
Varolan bu yönetim bir nevi prenslikler gibi
Osmanlı imparatorluğunun çöküş sürecine girdiği,
babadan-oğula ya da kanbağına dayalı bir ilişkiye
Balkanlardan parça parça toprak kaybetmeye
devir
Osmanlı
başladığı; yine Mısır Kavalası Mehmet Ali Paşa'nın
Imparatorlugu egemenliği altına aldığı diğer ülkel-
oğlu İbrahim Paşa'nın komuta ettiği bir orduyla
erde olduğu gibi uyguladığı Tımar sistemi
Osmanlı ordularını Ege kıyılarına, Kütahya sınır-
olunarak
sürdürülmektedir.
Komünar
62
larına
kadar
gerilettiği
Revaduz
ifade etmekten öte bir rol oynamamıştır. Onun
İsyanının yaşanıyor olması zamanlama itibariyle
içindir ki tüm bunlara rağmen, Tanzimat
başarı şansı taşıyordu. Ancak, dar çıkarlarını kuru-
Fermanı'ndan sonraki süreçte de siyasal ve
ma temelinde isyana kalkışan Feodal Kürt
ekonomik istikrarsızlık sürmüş, İsyanlar hızından
Beylerinin
kurtula-
hiçbir şey kaybetmemiştir. Osmanlı İmparatorluk
mamışlardır. Bu yenilgilerde dinin etkisi kadar
tarihinde görülmediği kadar, fazla sayıda padişah
İngiliz, Fıransız ve Prusya imparatorluklarının
tahta çıkmıştır. Dış borçlanmalar artmış ve ödene-
roleri de belirgindir. Örneğin; İbrahim Paşa'nın
mez duruma gelmiştir. Doğuda devam eden, Kürt
Kütahya'dan geri dönmesini sağlayan İngiliz ve
İsyanlarının yanında Ermenilerin İsyanları da
Fıransız İmparatorlıkları donanmaları iken, Kürt
eklenmiştir.
isyanları
dönemde
yenilmekten
İsyanlarına karşı Osmanlı ordularını düzenlemek
üzere görevlendirilen Prusyalı Moltke olması gibi.
Bu koşullar yan yana gelince dar çıkarlar
Hızla çöküşe doğru giden bu süreci,
geliştirilen tedbirlerde engelleyememiştir. 1876 da
temelinde yaklaşan ve yerel kalan 19.yy Kürt
isyanlarının yenilmesi kaçınılmaz hale geliyordu.
19. yüz yılda Kürt isyanları bu şekilde bir
birinin ardı sıra patlak verirken, çöküşe geçen
Osmanlı İmparatorluğu da kendi iç sorunlarıyla
uğraşmaktan ve bunları aşmak için kendine göre
arayışlar içerisine girmiştir. III. Selim ile başlayan
II. Mahmut ıle devam eden ve ardı sıra da tahta
geçen diğer padişahlar tarafından da bu arayışlar
sürmüştür. Gerek isyanlar gerekse de bu arayışlar,
Osmanlı İmparatorluğunun yaşadığı sorunların
ciddiyetini ve içerisinden çıkılmazlığını ortaya
ilan edilen l. Meşrutiyet çok kısa sürmüş II.
koyan göstergeler olmuşlardır.
Osmanlı İmparatorluğu bu arayışlarıyla
Abdülhamit'in kanlı diktatörlüğüne dönüşmekten
bir nevi "kendini yeniden yapılandırma yak-
kurtulamamıştır. O süreçten itibaren "değişimin"
laşımını ortaya koyarken, içeriden de çok ciddi
adı bile anılmaz olmaya başlamıştır.
dirençle karşılaşmıştır. Ön gördükleri değişimleri
II. Abdülhamit dönemi, Osmanlı devleti
düşünsel olarak ortaya koymuşlarsa da pratikte bir
içerisinde özel bir öneme sahip olduğu kadar
türlü bunu uygulayamamışlardır. İmparatorluk
Kürtler içinde ayrı bir yere sahiptir. Osmanlı devlet
bünyesinde İsyanların ardarda geliştiği bir süreçte
tarihi içersinde istibdat dönemi olarak yerini
gerçekleşen
Hümayun'unda
bulurken, Kürtler içinde işbirlikçilik ve Osmanlı
(Tanzımat Fermanı)(1839) da öngörülen yerelin
milisi haline getirilmeyi hedefleyen bir dönemi
inisiyatifi ve ademi merkeziyetçilik ıle merkezin
anlatır olmuştur.
Gülhane
Hattı
rolü öne çıkarılarak uygulanmaz kılınabilmiştir.
II. Abdülhamit Kürt İsyanlarının bastırıl-
Aslında Osmanlı da yaşanan bu "değişim"
masının ardından, Doğuda patlak veren Ermeni
var olan sorunları çözme yerine pansuman tedavi
ayaklanmasına karşı adını verdiği "Hamidiye
diye adlandırabileceğimiz anlık geçici çözümleri
Alaylarını"
oluşturma
yoluna
gitmiştir.
Komünar
63
Oluşturulan bu Hami iye Alayları, Rusların
II. Abdülhamit'in istibdadı, koyu Milliyetçi
Kazaklardan oluşturduğu atlı düzensiz süvari bir-
gelişime zemin yaratırken, reformist eğilimlerinde
liklerinden esinlenerek örgütlendirilmiştir. Nasıl ki,
budanmasına neden olmuştur. Ancak bu bir yere
Ruslar Kazakları kullanmışlarsa Osmanlılarda,
kadar, 1908 'de ilan edilen Ikıncı Meşrutiyete kadar
Kürtlerden Hamidiye Alaylarını oluşturarak, başta
sürmüştür.
II. Meşrutiyette I
Ermeniler olmak üzere bölge halklarına karşı kul-
Meşrutiyet gibi kısa
lanma yoluna gitmiştir. Kürtler bu şekilde askeri
ömürlü olmuştur. 1909 yılında 31 Mart Vakası
olarak örgütlendirilirken, siyasal işbirlikçilik içine
olarak tarihe geçen ayaklanmanın ardında, bu
çekilmeye de başlanılmışlardır. Aynı dönemde
dönem
Kürdistan da ve İstanbul' da oluşturulmaya
Cemiyetinin koyu diktatoryal yönetimi altında,
başlayan Aşiret mektepleri bu yönde atılan adımlar
Abdülhamit dönemindekine benzer bir istibdat reji-
olarak yerlerini almışlardır.
mi, o süreçten sonra damgasını vurmaya devam
son
bulmuştur.
İttihat
ve
Terakki
II. Abdülhamit dönemi Osmanlı içinde her
etmiştir. Ancak Sultan Hamit döneminden farklı
yünüyle muhalefeti bastırmayı, Kürtler içinde de
olarak, istibdadın padişah tarafında değil, bir parti
işbirlikçiliği dört başı mamur bir şekilde geliştir-
tarafından yürütülmesi gerçeği burada söz konusu
erek, askeri ve siyasi bir hazırlık sürecini içermiştir.
olmuştur.
Dünyanın
içerisinde
bulunduğu
konjoktürel
Kısa erimli olup ardından bir darbeyle
durumda böylesi bir yönelim için, gerekli olan
sonuçlanmış olsa da,
koşulları sunmuştur.
Osmanlı devleti içinde bir nefes alma anlamına
II. Meşrutiyet dönemi
İngiltere ve Fransa karşısında Almanya
gelebilecek açılımlara da koşul yaratabilmiştir.
yeni bir kapitalist güç olarak siyaset sahnesinde
Değişik kimlik taşıyan milliyetlerin kendi kimlik-
yerini almış, kendisine yeni Pazar arayışları içeri-
lerini kullanarak, kendilerini ifade etmelerini ve
sine girmiştir. O zamana kadar bilinen dünya
örgütlenmeleri bu gerçeklik içerisinde yerini bul-
pazarlarının egemen emperyalist devletler tarafın-
muştur. Kürtler de bu süreç içerisinde kendisini
dan paylaşılması, Almanya'yı bu devletlerin pazar
örgütleyebilmişlerdir.
alanlarına yöneltirken, geçmişte İmparatorluklar
Kürtler daha önceleri de, Kürt- Kürdistan
olup, içerisinde bulundukları bağımlılık ilişki-
gibi
lerinde rahatsız olan devletlerin, bu tutumlarından
Kürtlerin kendi kimliklerini kullanmaya başlaması,
yararlanma arayışı içerisine girmeyi kendi çıkarına
Osmanlıyı korkutsa da II. Abdülhamit döneminde
görmüştür. Osmanlı İmparatorluğunun da bu tür
Kürtlere yönelik özel politikaların geliştirilmesinin
devletlerarasında bulunması Almanya'nın işini
önünü alamamıştır. Kürt Aşiret reislerinin çocuk-
kolaylaştırmıştır. Osmanlı da Almanya'nın bu yak-
ları, Aşiret mekteplerine alınarak işbirlikçileştirme
laşımından yararlanma yoluna gitmiş ve ordusunu
yoluna gidilmiş, Kürt feodalleri ve Osmanlı devleti
yeni askeri teçhizatlarla donatmaya başlamıştır. Bu
arasında ilişki ağının örgütlendirilmesinin halkaları
doğrultuda Almanya
olarak değerlendirilmişlerdir. Buna rağmen, İstan-
ile
antlaşmalar
imza-
lamışlardır.
kavramları
kullanmaya
başlamışlardır.
bul da Aşiret mekteplerinde eğitime alınan Kürt
Dünyada gelişen Milliyetçilik egemenlik
Aşiret reislerinin çocuklarının Osmanlıda gelişen
alanlarını kayıp eden ve giderek daralan Osmanlı
milliyetçi düşüncelerinden etkilenmeleri engellene-
da etkisini göstermeye başlayınca, Osmanlı için de
memiştir. Nasıl ki, Türk milliyetçiliği için Avrupa
artık tehlike çanları çalmaya başlar hale gelmiştir.
bir okul haline gelmişse, Kürtler için de İstanbul
Komünar
64
aynı anlama gelmiştir. Ancak bir farkı vardır, oda
örgütlemelerine
Avrupa da Türkler Türk milliyetçiliği ile kendi
değişmemiştir.1918 de İstanbul'da kurulan Kürt
hükümranlıklarını hedeflerlerken, Kürtler kendi
Teali ve Terakki Cemiyeti Sevr Antlaşması uyarın-
kimlikleri ile Osmanlı bütünlüğü içinde yer almayı
ca kendine "tanınan hakları" savunurken, ondan
rağmen
bu
gerçeklik
esas alan bir yaklaşımla milliyetçiliklerini dil-
bağımsız oluşumu Erzurum da başlayan Azadı
lendirme yoluna gitmişlerdir. 1898 'de Kahire'de
adıyla örgütlemeler oluşmaya başlamıştır. Aslında
çıkan Kürdistan adlı gazetenin ideolojik doğrul-
bu noktada Kürtler de kendi içinde fiiliyatta bir yol
tusunu da bu yaklaşım oluşturmuştur. Ayrıca bu
ayrımına girmişlerdir.
süreçte Kürtler ilk defa İstanbul 'da kendi kimlik-
Cumhuriyet Dönemi Ve İsyanlar
leri ile yasal olarak örgütlenmişlerdir. Mehmet Ali
1. Dünya Savaşı'ndan yenik çıkan Osmanlı
Bedirxan, Seyit Abdul Kadir ve Şerif Paşanın da
devletinin parçalanması karşısında, Kemalistlerin
içerisinde yer aldığı kişiler tarafından, Kürt Teavün
başlattıkları ulusalcı hareket karşısındaki izlenen
ve Terakki Cemiyeti kurulmuş ve aynı isimi taşıyan
tutum burada
bir yayın organı çıkarılmıştır.
Kemalistlerin yanında tutum belirlemeyi tercih
belirleyici
olmuştur.
Kürtler
II. Meşrutiyetin kısa sürmesi beraberinde
etseler de kendi kimlikleri ile varlıklarının
diğer cemiyetler gibi, Kürt Teavün ve Terakki
gözetilmesinden vazgeçmemişlerdir. 1919'da pat-
Cemiyetinin de kapatılmasına neden olmuştur.
lak veren Koçgiri İsyanı bunun somut bir ifadesi
Buna rağmen Kürtler değişik isimler altında
anlamına gelmiştir.
örgütlenmelerini
sürdürmüşlerdir.1909'da
Amed 'te Peyman ismiyle bir gazete
çıkarılırken 1912 'de Hêvi ismiyle gençlik
örgütlemeleri içine girilmiş ve bu örgütlemeye
bağlı Roji Kürt adıyla bir yayın organı
çıkarılabilmiştir.
1912 'de başlayan Balkan Savaşı
Osmanlı için bir dönemeci oluştururken, aynı
şekilde o süreçteki kendi isimleri ile örgütlenen Kürtler için de Kürtlüklerini bir yana
bıraktıkları bir süreç olmuştur. Osmanlı kimliği
altında
Balkan
Savaşı'na
katılmayı
tercih
Koçgiri İsyanı Alevi Kürtlerin yoğunlukta
etmişlerdir.1914'te başlayan 1. Dünya Savaşı,
bulunduğu Sivas ve Dersim
Kürtlerin Balkan Savaşı'ndaki tutumlarının devam
Refahiye) arasında kalan bölgede gerçekleşmiştir.
ettiği bir dönem olmuştur. Türkler kadar Kürtler de
Koçgiri bölgesinin diğer bölgelerden ayrılan
bu savaşta yer almışlardır.
özeliği, tarihte Kürt Mirlik ve Beylikleri arasında
(Ümraniye ve
1. Dünya Savaşında Osmanlı İmparator-
yaşanan çelişki ve çatışmanın burada yaşanma-
luğu'nun yenilmesi ve Sevr Antlaşması, eski
ması, Hıristiyan- Ermeni tehlikesine karşı kul-
Osmanlı egemenliği altında kalan halklar için, yeni
lanılan Din propagandasının etkili olmaması ve
bir süreci başlatmış olsa da, Kürtler açısından önce-
Kürdistan fikrinin burada canlı olmasında yatar. Bu
ki dönemin farklı biçimlerde sürdürülmesinden öte
İsyan kendiliğinden değil, belli bir program
bir anlama gelmemiştir. Oluşturdukları kimi
çerçevesinde başlamıştır. Bu İsyanın talepleri
Komünar
65
arasında; 1-) Kürt özerkliğinin, Ankara tarafından
Osmanlının dağılmasından sonra yeniden
kabulü,2-) Elazığ, Malatya, Sivas ve Erzincan
bir canlanma içine giren Kürt kimlikli eğilimler
cezaevlerinde bulunan Kürt mahkumlarının serbest
arasına giren bu farklılıklar kendisini göstermekte-
bırakılması, 3-) Kürt çoğunluğunun yaşadığı yer-
dir.
lerde görev yapan Türklerin geri çağrılması, 4-)
yaşanırken, Azadi Cemiyeti'nin faaliyetlerinde bu
Türk kuvvetlerinin Koçgiri bölgesinden geri çekilmesi bulunmaktadır. Ayrıca İsyanın daha da
gerçek açığa çıkmaktadır. Koçgiri İsyanı'nda ve
Azadi Cemiyeti'nin örgütlenmesinde Kürt kim-
gelişmesi ile birlikte Bağımsız Kürdistan'nın kab-
liğinde ısrar eden yaklaşımlar, Kürdistan'a taşınma
ulü de Ankara'dan istenen talepler talepler arasına
ve orada örgütlenme ve mücadeleyi öngörürken;
katılmıştır.
Kürt egemen sınıfına dayalı ve onların temsilini
Koçgiri İsyanı, Kemalist hareketin
Koçgiri
İsyanında,
bu
somut
olarak
öngören Kürt kimlikli yaklaşım daha çok İstanbul'-
Dağılan
da kalmayı ve yapılandırılmaya başlanan yeni
Osmanlı toprakları üzerinde, Kürt kimliği ile yaşa-
Türk devleti ile bütünleşmeyi kendi çıkarına uygun
mak hedeflenmiştir. bu İsyana Kürt Teali ve
görmüşlerdir.
başarısından
önce
gerçekleşmiştir.
Terakki Cemiyetinin kurucuları arasında yer alan,
Koçgiri İsyanı'nın örgütlendirilmesi gibi,
Ali Şan Bey ve Nuri Dersimi gibi şahsiyetler
Azadı Cemiyeti de kendisinin öncülük edeceği bir
öncülük etmişlerdir. İsyan daha sonra Kürdistan'ın
isyanı öngörmüş ve bunu örgütlendirme çabası
bütününe yansıyamamış ve bölgesel düzeyde
içerisine girmiştir. Beytülşebap'ta erken bir kalkış-
kalarak bastırılmıştır.
ma içerisine girmişlerdir. Azadi cemiyetinin bir-
Aslında Koçgiri İsyanına öncülük eden,
leşimi değişik kesimlerden oluşmaktadır. Osmanlı
Ali Şan Bey ve Nuri Dersimi özgünlüğünden yola
bürokrasi ve devlet yapısı ile geçmişte ilişki içinde
çıkarak, İstanbul da ortaya çıkan Kürt kimlikli kişi
olanlarla birlikte, onunla bütünleşmeyenler de bu
ve hareketlerin arayışlarını da tespit etmek olası
hareket içerisinde yer almışlardır. Kürtlerin içinde
görülmektedir. II. Meşrutiyet döneminde İstanbul'-
Amed'de yaşayan Cemil Paşazade örneğinde
da Kürtler Teavün ve Terakki adıyla örgütlenir-
görüldüğü gibi bilinen aileler ise bu harekete uzak
lerken, oluşan bu yapılanma içerisinde her ne
kalmaya çalışmışlardır. Azadi Cemiyeti deşifre
kadar Kürt Aşiret reislerinin çocukları ve bilinen
olup öncüleri yakalanınca cemiyetinin öncülüğünü
Aşiretlere mensup kişiler yer almış olsalar da, bun-
daha geri planda kalanlar üstlenmişlerdir. Şeyh
larla birlikte İstanbul 'da bulunan sosyal olarak
Sait te bunlar arasında bulunmaktadır. Daha sonra
farklı sınıf ve kategorilere mensup Kürtler de yer
Piran' da ortaya konan provakasyonla Kürtlerin
almışlardır. Mutki'li Halil Hayali bunlar arasında
zamanından önce plansız bir şekilde harekete
bulunmaktadır. Mutki'li Halil Hayali'nin değişik
geçmesi sağlanmıştır1925'te Genç, Palu, Hani böl-
toplumsal kesimlerden gelen Kürt çocuklarına,
geleri içerisinde kalan ve Şeyh Sait İsyanı olarak
Kürtlük bilincini verme çabaları bilinmektedir.
tarihe geçen bu isyan kısa sürede bastırılmıştır.
Hatta o süreçte kurulan Kürtçe Eğitimi Yayma
Şeyh Sait İsyanı'nın bastırılması sadece
Cemiyeti'nin İstanbul'da 30.000 Kürt çocuğuna
Kürtlere yönelik başlatılan baskıları değil, aynı
hizmet vermeyi hedefleyen bir çalışmayı ön
zamanda başarıya ulaşan Türk Kemalist ulusal
görmesi de, II. Meşrutiyetten sonra gelişen, Kürt
hareketinin siyasal bir organizasyon ve devlet
kimlikli eğilimlerin içerdiği farklı toplumsal kes-
olarak o süreçle birlikte yöneliminin ne olacağını
imlerin varlığına işaret etmiş olmaktadır.
da ortaya koymuştur. Bu anlamda Şeyh Sait
Komünar
66
isyanı'nın bastırılması Kürtlere soykırım ve asimi-
sonra Türkiye ve İran'ın yanında Suriye ve Irak
lasyon, Türk siyasal yapılanmasına da otokratik bir
gibi yeni devletlerin oluşması, Kürdistan'ın Güney
şekillenme olarak damgasını vurmuştur.
ve Güneybatı parçalarının bu devletlerin sınırları
Böylece, "tek ulus, tek Pazar" yaratma
içersinde kalması, Türkler ve İranlıların yanında,
doğrultusunda "tek şef, tek parti" rejimine geçilmiş
İngiltere ve Fransa'nın bölgede müdahil güçler
"Takriri
Müfettişlikleri," "İstiklal Mahkemeleri" kurulmuş,
arasına girmeleri, Ortadoğu'da yeni güç ilişkileri
ve dengelerinin oluşmasına neden olmuştur. En
"Tedip ve tenkil" uygulamalarının önü açılmış,
önemlisi de bağımsızlık mücadeleleri yeni başlay-
çıkartılan " Tekke ve Zaviyelerin" kapatılması
acak olan mazlum halklar için yeni örgütlenme,
kararlarıyla, dinlerin ve mezheplerin ibadet
savaş strateji ve taktiklerinin geliştirilmesi
etmelerine bile konulan yasaklama ve sınırlamalar-
olanağını yaratmıştır. Tüm bunlar Hoybun
la, Türkiye tamamen kapalı, otokratik bir sistemle
cemiyetinin oluşumunda elverişli konjoktürel
yönetilmeye başlanmıştır.
koşulları oluşturmuştur.
Sükun"
yasalarıyla
"Bölge
bastırılması, Azadi
Hoybun'un var olan bu kojoktürel koşulları
Cemiyeti'nin yöneticilerinin tutuklanması ve Şeyh
değerlendirip, kendisi için ne kadar bir dayanak ve
Sait isyanın bastırılmasından sonra Türk devletinin
alt yapı haline getirdiği tartışmalıdır. Buna rağmen
Kürdistan politikası uygulanmaya devam etmiş ve
önemli sayılacak adımların da sahibi olmuştur.
Koçgiri
isyanın
Kürdistan tamamıyla Türk uluslaşmasının gerçek-
Hoybun, merkezini Halep'e taşıyarak Kuzey
leşme alanı olarak görülmüştür. Askeri, ekonomik,
Kürdistan'da bir ayaklanmayı ön görmüş, en elver-
kültürel ve siyasal boyutlarıyla da buna hız
işli alan olarak gördüğü Ağrı'da gerilla taktiklerini
kazandırılmıştır.
Türkiye devlet sınırlar içersinde kalan,
esas alarak, isyanı başlatma kararını almıştır.
İsyanın komutasını İhsan Nuri üstlenmiştir. 1928'te
orta, kuzey ve batı Kürdistan'da Türk egemen-
Ağrı'da başlayan isyan, bir Kürt Hükümetinin
lerinin bu soykırımcı, asimilasyoncu politikaları
kurulmasını hedeflemiş, belirli bir eğitim almış
sürerken, Kürtlerin karşı koyuşu da devam
güce dayalı askeri bir harekatı başlatmayı öngör-
etmiştir. Yurt dışına çıkmak zorunda bırakılan ve
müştür. Türk birliklerine önemli kayıplar verdirt-
daha çok da Ortadoğu ülkelerine giden( Tebriz,
ilmiş, Ağrı ve bölgesinde belli bir dönem etkili
Lübnan, Kahire, Tahran vb.) Kürt aydınları
olunması sağlamıştır. Ancak daha sonra
aralarında ilişkilenmelerini sürdürmüşlerdir. Ve
yapılan anlaşma çerçevesinde Türk askerlerinin
1927'da Beyrut'ta Hoybun ( Bağımsızlık) adıyla
geçişine izin vermesiyle birlikte gerçekleşen kuşat-
örgütlenmişlerdir.
ma harekatı ile isyan bastırlmıştır. İsyanın bastırıl-
İranla
Hoybun önceki Kürt kimlikli örgütlen-
masından sonra da Hoybun varlığını sürdürmüş,
melere oranla daha geniş bir yelpazede örgütlenme
1942'de Doğu Kürdistan'da kurulan Komala
ve öngörüye sahip olmuştur. Konjoktürel durum da
örgütüne katılarak varlığını sona erdirmiştir.
bunun için gerekli koşuları yaratmıştır.1917'de
Komala örgütlemesi her ne kadar Doğu
Rusya da gerçekleşen devrim ezilen halklar için
Kürdistan'da kurulmuş olsa da daha sonra Kuzey
umut ışığı olurken, Batılı devletler içinde Wilson
ve Güney Kürdistan da katılımlar gerçekleşmiştir.
prensiplerinde de dile geldiği gibi, Ulusların Kendi
Doğu, Güney ve Kuzey Kürtlerinin katılımlarının
Kaderlerini Tayin Hakkı ilkesine kayıtsız kalmama
sağlandığı Dalamper dağlarında bir toplantının
gibi bir sonuç yaratmıştır. I. Dünya Savaşı'ndan
yapılması bile söz konusu olabilmiştir.
Komünar
67
Koçgiri ve Ağrı İsyanlarının bağımsızlıkçı
ulusal özelikleri bu her iki İsyanın ortak yönlerini
ilan
edilen
olağanüstü
hal
ise,
1948'de
kaldırılmıştır.
oluştururken, Şeyh Sait İsyanı ve daha sonra
Dersim İsyanının bastırılması Kuzey
gerçekleşmiş olan Dersim İsyanlarından farklılık-
Kürdistan'da bir dönemin kapanması ve yeni bir
larını ortaya koymaktadır. Her ne kadar Şeyh Sait
dönemin başlaması anlamına da gelmiştir.
İsyanın bastırılmasından sonra idam sehpasına
Cumhuriyetin ilanıyla birlikte Türkiye devlet sınır-
çıkarılan Kürt şahsiyetleri, kimlikleri ile birlikte,
ları içerisinde kalan toprakları askeri olarak işgal
Kürdistan ideallerini ortaya koymuş olsalar da, bu
etmiştir. Dersimde bastırılan isyan ise bunun son
farklılık öz itibariyle varlığını korumuştur.
halkası olmuştur.
Ağrı isyanının bastırılmasından sonra
Dersim İsyanı'nın da önceki isyanlarla
1934 yıllında çıkan 2510 sayılı kanunla Türkiye 1-
hem benzer, hem ortak yönleri bulunmaktadır.
)Yoğun bir biçimde Türk kültürüne sahip, 2-)Türk
kültürüne sahip olmayan nüfusa Türk dili ve
Ortak yönleri isyanların bölgelerle sınırlı kalması,
ülke ve halk bütünlüğünü temsil edememeleri ve
kültürünün benimsetileceği, 3-) Boşaltılacak olan
haklı gerekçelere dayanmış olmalarıdır. Ayrılan
alanlar
bölgeye
yönleri ise Koçgiri ve Ağrı İsyanlarında olan pro-
ayrıştırılmıştır. Ve ardından da 1936 yılında
gramlı ve bağımsızlıkçı karekterin Şeyh Sait ve
Dersimde olağanüstü hal ilan edilmiştir.
Dersim İsyanlarında olmaması, Kürtlük temaları
başta
olmak
üzere
üç
Amaç bahsi geçen bu yasanın pratikleştirilmesi için Dersim'in kontrol altına alınması ve her
olsa da böyle bir özeliğin İsyanların başlayışına
gerekçe oluşturmamış olmalarıdır.
yönüyle denetimin sağlanmasıdır. 1876'dan beri on
Dersimde bastırılan İsyan, aynı zamanda
bir sefer düzenlenmesine rağmen bir türlü girile-
askeri işgalin kültürel ve ekonomik işgal ile
meyen Dersim'in işgal edilmesidir.
tamamlanmasının önünün açılması anlamına
1936'da olağanüstü halin ilanıyla birlikte Dersim
gelmiştir. Artık Kuzey Kürdistan Türk devletinin
kuşatılmış ve her türlü giriş -çıkışa yasaklanmıştır.
kontrolü altına girmiş, buralarda Türk uluslaş-
Dersim'de isyan, önceden gerçekleşen bir
masının geliştirilmesi önünde hiçbir engel
planlama doğrultusunda değil, Türk ordu birlik-
kalmamıştır. Beyaz sömürgecilik olarak da
lerinin yönelimleri karşısında başlamıştır. Türkiye
adlandırılan kültürel sömürgeciliğin başarısı için
Devleti Dersimlilerin teslim olmasını istemiştir.
kapılar sonuna kadar açılmıştır. Kürtçenin yasak-
Bunun karşısında ise Dersimliler bu kuşatma ve
lanması, bölge yatılı okullarında çocuk sayılabilecek
yönelime karşı durarak "Dersimi kendilerinin
yaşlardaki Kürtlerin Türkleştirilmesi sürecine gir-
yönetmelerine izin verilmesi" talebinde bulun-
ilmiştir. Türklük " övünülecek, ulaşılması gereken bir hedef
muşlardır. Türk devlet yetkilileri Dersimlilerin bu
olarak" kabul ettirilirken "Kürtlük aşağılanmaya" başlan-
taleplerini götüren elçilerini öldürerek karşılık ver-
mıştır. Nasıl Cumhuriyetin kuruluşunda, hâkim parola "Ne
miş ve saldırısını başlatmıştır.
Mutlu Türküm Diyene" biçiminde belirlenmiş ise, beyaz
Tarihinde olduğu gibi Dersimde büyük bir
sömürgecilikle birlikte Kürdistan da "eğer yaşamak istiyor-
direniş yaşanmış olsa da isyan sonuçta katliamla
san, Türk olacaksın" parolası öne çıkarılmıştır. Böylece
bastırılmıştır. Resmi rakamlara göre Kırk bin
Beyaz sömürgeciliğe rolü oynatılarak ekonomik işgalle; tüm
(40.000) kişi katledilmiş, köyler boşaltılmış,
zenginlik kaynaklarının, insanın fizik ve beyin gücünün
yaşayanlar "Mecburi İskan'a" tabi tutulmuş ve
talanı dahil Kürdistan'da sömürgecilik süreci tamamlanmaya
Dersim yasak bölge olarak ilan edilmiştir.1936'da
çalışılmıştır.
Komünar
68
G Ü NÜ MÜ Z Bİ Lİ Mİ N İN E LE ŞT İR İ Sİ
Türümüzün sosyal bir varlık biçiminde
gelişme göstermesiyle birlikte bilimin de temelleri
atılır. İnsanlığın edinmiş olduğu ilk bilgi günümüz
biliminin de tarihsel temelini oluşturur. Bilgi, diğer
adıyla bilim toplumsal gelişmeyi açığa çıkardığı
gibi kendisi de aynı zamanda toplumsal etkinliklerin bir sonucu olarak gelişir. Bu anlamda bilim
çıkışı itibarı ile toplumun demokratik ve kollektif
çabasının bir sonucudur.
değişiyor ne yapılabilinir ki, bize de bu gelişmelere
ayak uydurmak düşer" biçimindeki söylem ve yaklaşımlarda sözkonusu bilimciliğin zihniyet boyotunda gelişen acı yansımaları olmaktadır. Daha
sağlıklı bir bakış açısıyla bakıldığında, sistem
tarafından temel bir ideolojik yaklaşım olarak
topluma hakim kılınmaya çalışılan bu tarz bir bilimciliğin karşısında gelişen bu tür kabullenmeci ve
boyun eğmeci yaklaşımlar hiçte bilimsel bir algıla-
Günümüz bilimi kozmostan kuantuma
kendisiyle birlikte açığa çıkarmış olduğu muazzam
gelişme düzeyi ile baş döndürücü bir niteliktedir.
Bilgi ve teknik bakımından açığa çıkarmış olduğu
birikimlerin yanı sıra, bilimin günümüzde egemenlerin elinde doğayı ve insanı sömürme ve tahrip
etme aracına dönüşmesi, özünde demokratik ve
özgürlükçü bir çizgide gelişen bilimin kendi
gelişim doğasıyla da uyuşmamaktadır. Bu da gerek
bilimin gelişim mantığı, gerekse kullanım tarzında
bazı yanlış ve yetersizliklerin olduğunu göstermektedir.. İktidar güçleri tarafından toplumdan
soyutlanarak ele alınan bilim, sanki toplumun
dışında, topluma rağmen gelişebilir bir olguymuş
gibi yansıtılmaktadır. Oysa böyle bir kanı sistem
sahiplerinin çıkarlarını koruma, sürdürme maksadıyla geliştirdikleri büyük bir sapma ve yalandır.
Nasıl ki insana rağmen felsefe gelişemez ise aynı
şey bilim içinde geçerlidir. Burada yaratılmak istenen dahası yaratılan, etik dışı sorumsuz bir bilimciliktir. Günümüzde doğa ve toplum üzerinde
gerçekleştirilen ve gittikçe onarılması güçleşen
tahribatlar, sorumsuzca gelişen böyle bir bilimciliğin doğal sonuçları olmaktadır. Bütün bu gerçeklikler ortadayken çevremizde rastladığımız ve
giderek bir anlayışa dönüşen "ya, biz ne yapalım,
bilim gelişiyor dünya da bu gelişmelere denk
ma ve duruşu yansıtmamaktadır. Kuşkusuz burada
yapılması gereken, kabaca bilimi reddetmek veya
bilimin açığa çıkardığı kazanımları dışlamak değil,
daha çok bilimin ne olduğu, nasıl ve hangi temelde
geliştiği, kime hizmet ettiği, daha da önemlisi neye
hizmet etmesi gerektiği gibi bazı temel soruları
kendimize sormamız olacaktır. Bunu gerçekleştirmek için de başta iktidar temelli gelişen
günümüz bilim ve bilimciliğinden kuşku duymak
gerekir. Hatırlayacağımız gibi bilimin kendisi de
en büyük gelişim düzeyini kuşkuyu temel alarak
yakalayabilmiştir. Bir şeyden kuşkulanmak o şeyi
sorgulamanın başlangıç ilkesidir. Böyle bir yaklaşımın, bizi bilime karşıt bir pozisyona değil,
aksine daha doğru bir bilimsel anlayışı geliştirmeye götüreceği açıktır.
Komünar
69
Yukarıda belirttiğimiz bilimi olduğu gibi
sel boyutta ise çıkarsanan öndeyişler gözlem veya
kabullenme kaderci ve boyun eğmeci yaklaşım-
deney sonuçlarıyla karşılaştırılarak yoklanır.
ların temel bir nedeni de bilimi yeterince kavraya-
Sonuç olumluysa, hipotez, açıklayıcı bir ilke veya
mamaktır. Hem bir anlam karmaşasının yaşanma-
kuram olarak benimsenir; değilse, yeni hipotez
ması hem de doğru kavranması bakımından yön-
arayışına girişilir. Bilimin izlediği bu yöntemle
tem olarak bilimi izah etmekte yarar var.
giderek daha kapsamlı, açıklama gücü daha yüksek
Yöntem ve mantık olarak günümüz bilimi
kuramlara ulaşılmaya çalışır."
Doğa, evren ve insan hakkında yapılan,
Bilim bitmeyen bir araştırma sürecidir.
sistemli araştırma, gözlem ve deneye dayalı
Bilimde hiçbir bilgi, hiçbir kuram son halini almış
düşünsel etkinliklerin bütününe bilim denilmekte-
değildir. Her an yeni verilere ulaşma olasılık
dir. Olay ve olguların diyalektiğini, işleyiş
dâhilindedir. Değişen hayat şartlarında yetersiz
yasalarını anlamaya, doğruya en yakın olarak açıklamaya, kuramlaştırmaya dönük sistemli bilgi ve
kalan kuramlar yerine yenilerini bulup ortaya
çıkarmak, hep yeni bilgilere ulaşmak bilimde bit-
düşünsel etkinlikler geliştirme bilimde temel çalış-
meyen bir süreçtir.
ma mantığıdır. " yöntem olarak bilim, olguları
Bilimsel yöntemle bilgi elde etme üç aşamada öngörülmektedir. Birinci aşama, sorunu
Bilim bitmeyen
Bir araştırma sürecidir
Bilimde hiçbir bilgi, hiçbir kuram
Son halini almış değildir.
Her an yeni verilere ulaşma
Olasılık dâhilindedir
doğru tanımlamadır. Her olgunun, olay ve sürecin
kendi bütünselliği içinde, ilişki ve çelişkileriyle
doğru çözümlenmesi, gerçeğe yakın bir tanımlamayı gerektirir. İkinci aşama, yapılan tanımlamanın, tanımlamaya ilişkin çözümlemenin, en
azından uygulanagelmiş biçimiyle "tümdengelim
(soyut genellemelerden somuta varma ya da genel
açıklamaya yönelik bir araştırma, bir problem
bir önermeden hareketle tek- tek özel durumlara
çözme işlemidir. Bilimsel yöntemin asal, kendine
ulaşma) ya da tümevarım (somut olandan soyut
has özelliğini 'sınama -yanılma-yanılgıyı ayıklama'
genellemelere ulaşma ya da özel bir durumdan
diyebileceğimiz araştırma sürecinde bulmaktayız.
hareketle genel önermelere varma)" yöntemiyle
Bu süreçte ilk adım, problemi tanımak; ikinci
doğrulanmasıdır. Sonuncu aşama ise bütün
adım, probleme çözüm olasılığı taşıyan hipotez
sonuçların bir tez halinde kendi somut kanıtları ile
(varsayım) oluşturmak; üçüncü adım, gözlem veya
birlikte rapora dönüştürülmesidir. Bu üç aşamayla
deney verilerine başvurarak hipotezin doğruluk
birlikte bilgi elde edilmiş olur.
değerini yoklamaktır. Ancak, hipotez (açıklayıcı
Bilim veya bilimsel yöntem olarak öze-
ilke) oluşturmanın belli bir yolu ya da yöntemi
olduğu kolayca söylenmez; buluş büyük ölçüde
tlediğimiz bu kısa tanımdan da anlaşıldığı gibi olay
ve olguları yorumlama ve anlama öyle kendiliğin-
araştırmacının deneyimine, imge gücüne veya
den gelişebilecek bir olay değildir. Bilgi edinme,
ussal (akılsal) yeteneğine dayanır. Hipotezin yok-
olayların özünü kavrama, düzinece hesap ve işlem
lanması ise biri 'mantıksal'', diğeri 'işlemsel'' diye-
yapmayı gerektirir. Ancak burada kendimize şu
bileceğimiz iki boyutlu yöntemsel bir uygulamaya
soruları sormak durumundayız acaba yukarıda
dayanır. Mantıksal boyutta, hipotezden olgusal
belirlenen sistemli işlemler olmadan veya söz
yoklanmaya el veren öndeyişler çıkarsanır; işlem-
konusu yöntemin dışında bilgi edinilemez mi?
Komünar
70
Analitik zekâca belli bir düzeyde geliştirilen bu
manın ana gövdesini teşkil etmektedir. Özellikle
yöntem, hayatın bütünlüklü kavrayışını sağlamaya
kapitalist uygarlığın, en genelde de devletçi-ikti-
yeterli mi? Bilgi edinmede veyahut bilim yapmada
darcı güçlerin nesneyi tanımada diyalektik, kul-
güdülerin, duyguların, sezgilerin rolü nedir?
lanımında ise pragmatik olmaları bilim-etik değer
Dahası bilgi edinmede, bedenin işlevi nedir? Ve
sorununu gündeme getirmiştir. Bu konuda bilimi
hepsinden önemlisi de madde eksenli gelişen bir
sorgulamaya yönelik yapılan ve bilimsellik değeri
ölçme biçme işlemi maddi olmayan gerçekliği ne
yüksek olan yorum, bilimi kullanma amacından
kadar kavrayabilir? Bunlar üzerinde tartışılması
kaynaklı moral ilkeden uzaklaşmış, pragmatik,
gereken bazı temel sorulardır.
çıkarcı, soğuk analitik zekânın toplumsal ve ekolo-
İktidarcı bilimin eleştirisi
jik yapıda ciddi tahribatlara yol açtığına ilişkindir.
Doğru bilgi doğru eylem içindir. Bilimin
Gerçekten de günümüz insanının dilinde bilim,
doğuşu da bu gereksinimden doğmuştur. İnsanlar
çevresine ve doğaya daha fazla hâkim olmadır.
en temel gereksinimlerini doğadan karşılarlar.
Günümüzde somut anlamda bilgi, en temel ser-
Doğadan doğru yararlanabilmek, bir ölçüyü gerek-
maye, daha fazla sömürü ve kar aracı olma işlevi-
tirir ki, bu da doğal yasaların bilgisine ulaşmakla
ni görmektedir. Bu durum, hiçbir çağda karşılan-
mümkün olmuştur. İnsanlar, kendisini çevreleyen
madık beyinsel bir tüketime yol açmaktadır.
dünyayı tanımadan, nesnel yasaların bilgisine ulaş-
"Beyinsel sömürü" de denilen bu tarz bir bilgi kul-
madan kendi yaşamını hep eksik idame edeceklerdir. En temel gereksinimlerini karşılamak için
lanım işlemi, genel insanlığa hiçbir yarar sağlama-
bile, doğal yasaların bilgisi gerekmektedir. Bilim
parçalayıcı bir rol oynamaktadır. Bundan hareketle
yaşamın pratik üretimi, tecrübelerin aktarılması,
bilgi tekelini elinde bulunduranlar, toplumun yeni
yanılgıların ayıklanması yoluyla daha doğru bilgi-
tanrıları olarak insanlığı biçimlendirecek ve kul-
lerin elde edilmesi şeklinde sürekli bir gelişim
lanmaya çalışacaklardır. Salt bilgi anlamında bil-
içinde olmuştur. Bilimsel gelişmeyi sağlayan da bu
imsel yapıda bu ve buna benzer biçimde tehlikeli
itici güçtür. Bilim bu anlamda insanlığın en değer-
yanların ortaya çıkması, haklı olarak bilimin etik
li kazanımı olarak değerlendirilebilir. Ne var ki
değer bağlamında ele alınmasını vazgeçilmez
bilim, hem amaç ve hem de yöntem bakımından
kılmıştır. Yaşanan sorunun ciddiyeti bakımından
tartışma yaratan belli sonuçlara da yol vermiştir.
denilebilir ki günümüz biliminin en temel sorunu,
makta, doğru öğretmemekte, sürekli yıkıcı ve
En genelde anlamda bilimin amacı; "genel
daha fazla "bilgiye" ulaşmaktan öte (bilgi insan
doğruların ve temel yasaların bilgisine ulaşmak"
için her zaman gerekli olan bir ihtiyaç olsa da),
şeklinde tarif edilmiştir. Bilimsel yapıda bu konu-
kontrolsüz ve tehlikeli gelişmelere yol veren yan-
da yaşanan bir sorunsallık, nesnel yasaların bilgi-
larının etik ilkeye kavuşturulması ve düzeltilmesi
sine ulaşılmaya çalışılırken, bununla neyin amaç-
sorunudur. Etik değerden kastedilen şey, bilimsel
landığı, yukarıda da belirtildiği üzere etikten
gelişimi "geriye çekme" bağlamına oturtmak
bağımsız bir bilimsel gelişimin olup olamayacağı
değildir. Hele, önlemek hiç değildir. Kaldı ki
temel bir tartışma konusu olmuştur. İnsan bilim ile
"doğru bilgi"lenmenin kaynakları nedir sorusu,
doğayı, çevresini tanıyarak, daha doğru ve bilinçli,
günümüz biliminin analiz etmesi gereken en temel
daha iyi ve güzel bir yaşamı yakalamayı mı, yoksa
konularından biridir. Toplumsal bilinç kaynaklı
daha fazla iktidar olabilme ve egemenlik aracına
olmayan, yine bütünsellik içermeyen parçalı bil-
dönüştürmeyi mi amaçlamıştır sorusu, bu tartış-
gilenme durumu hem sorunun kaynağı ve hem de
Komünar
71
süregelen bilim çevrelerinin de en temel handikabı
bu anlamda neden bir sorgulanmaya tabi tutulduğu
olmuştur. Bununla bağlantılı olarak ortaya çıkan
anlaşılırdır.
sorun, insanlığın zihniyet yapısında yaşanan
Belirtilen çıkmazlarıyla insanlığın sorun-
parçalı zihniyet durumudur.19. ve 20. yüzyıl bilim-
larına din kadar bile çözümler getirmeyen iktidar-
inin bir yöntem sorunu olarak ele aldığı olguları
bilme tarzından kaynaklı bilimin sorgulanması
daha fazla parçalara ayırarak tanımlama yaklaşımı,
gerektiğini belirten Réber Apo"Madem bilim bu
kadar gelişmişse, neden bu kadar çılgınlık?
İktidar bilme perspektifinin
Hizmetinden kurtarılamayan
Bir bilim
Toplumların, halkların dolayısıyla
İnsanlığın hiçbir sorununa
Çözüm üretmeyecektir
Yalnız 20. yüzyılın kanlı bilânçosunu tüm insanlık tarihiyle karşılaştırırsak, kat be kat üstün
olduğu bilinen bir husustur. Demek ki bilimsel
yapıda da çok ciddi yetersizlikler ve yanlışlıklar
vardır. Yanlışlıklar bilimin tespitlerinde olmayabilir; yönetim ve kullanım tarzında olabilir. Ama
bu bilimi ve bilim adamlarını, kurumlarını
epistemolojik (bilgi bilimi) alanda bir bölünmeyi
sorumluluktan kurtaramaz.
getirmiştir. Bu bölünme, insan zihniyet yapısında
Kanaatim olarak mevcut bilim adamları
olgulara bütünsel bakmaktan uzak, "tekil olgusal-
ve
lık" sanki bir "varlık" ve "oluş" biçimiymiş gibi bir
bakış açısına neden olmuştur. Bunun yaşama yan-
Mezopotamya'nın ilk krallıklarındaki rahiplerin
bağımlılık konumlarından hem ahlak hem de
sıması, en kabasından bir bireyciliği ve toplumsal
inanç açısından daha geri ve sorumsuz gibi dur-
değerler dizisinden kopuşu getirmiştir. Bundan
maktadır. Firavun ve Nemrut kral soylarına
ötürü oluşan bu zihniyet yapısı, kendinden öte
başkaldıran İbrahim'i gelenekli dinler ve
hiçbir şeyi düşünmemekte, karşısında kendisini
peygamberleri, ahlaken ve inanç itibariyle insan-
sorumlu ve bağlı görmesi gereken hiçbir moral-
lığın gelişiminde büyük rol oynadılar. Bu rol
değer ilke tanımamaktadır. Bu, insanın olabilecek
rahip geleneğinin olumlu yönüdür. İktidarın
en tehlikeli konumudur. Buna "bilimsellik" ya da
emrindeki bilim adamlarının yaptığı ise, iktidar
bilimsel yöntem adına yol verilmesi, bilimin en
çılgınlarının eline sürekli imha araçları vermesi
tehlikeli bir tarzda iktidarın hizmetine sunulmasın-
ve en son insanlığın başına atomu patlatmasıdır.
dan kaynaklanmıştır. Bu anlamda en öncelikli bir
Demek ki bilim-iktidar ilişkisinde vahim bir yan-
sorun, bilimin iktidar tekelinden çıkarılması
lışlık vardır. Bilimi bir toplum ürünü olarak, en
sorunudur.
perspektifinin
değerli kazanım olarak değerlendirebiliriz. Ama
hizmetinden kurtarılamayan bir bilim toplumların,
bunca felaketlere yol açmasını ise asla izah ede-
halkların, dolayısıyla insanlığın hiçbir sorununa
meyiz. Dolayısıyla bilim adamı ve kurumlarını bu
çözüm üretmeyecektir. İstenildiği kadar gen hari-
yönüyle kabul ve hatta affedemeyiz. Bu öncelikli
tası çözümlensin, kuantum dünyasına girilsin,
çelişkinin izahını bulmadıkça, sosyoloji ve tüm
sosyoloji analizleri yapılsın, yeni bilimsel anali-
diğer bilimleri neden sorgulamamız gerektiği
zlere ulaşılsın bundan daha fazla iktidar güçleri ve
anlaşılır bir husustur.
İktidar
bilme
kurumlarının
konumu,
Mısır
ve
sermaye tekelleri yararlanacaksa ve onları daha da
Aşırı parçalara bölme hastalığı, Batı bil-
güçlendirecekse, böyle bir bilimin genel insanlığa
imciliğinin olgu bütünlüğünü yitirmek özelliğin-
pek bir yararı dokunmayacaktır. Süregelen bilimin
den kaynaklanır. Bilimsel olarak da gerçeğin
Komünar
72
kavranmasını önemli oranda zorlayan bu yak-
niyetle -daha doğrusu parçalanmış zihniyetle-
laşımı kullanırken, bütünselliği gözardı etmemek
bakmaktır. Çünkü gerçeği katleder. Çağın, sis-
çok önemlidir.
temin hastalığı budur. Örneğin en çok bilimsel
Batılı çağdaş rahipler -edebiyat, felsefe,
niteliklere göre bakış, cehaletin en sinsi bir biçi-
bilim, çeşitli sanat dallarında çalışanlar- bir
mi olarak görülmelidir. Ruhsallığı olmayan, duy-
olgunun, olay ve sürecin bütünselliğini parçala-
gusal zekâsını yitirmiş bir bilimcilik- ki, bilimcilik
yarak incelerler. Kadavra konumuna indirgenmeden inceleme ve araştırmanın mümkün
aynı zamanda kontrolsüz analitik zekâdır- her tür
tehlikeye açıktır. Bir nevi söylem kanseridir.
olmadığına inanırlar. Bu bana hep Sümer rahip-
Sorun çok bilmek değildir; bilmeye göre
lerinin gökteki yıldız hareketlerinden insanın
yaşamaktır. Bilmeyi tüm boyutlarıyla -bilim,
kaderini çözme yöntemini hatırlatır. Birisi ne
felsefe, sanat- bütünsellik içinde toplumun zih-
kadar bilimsel, diğeri ne kadar mitolojik olsa da,
niyet hali olarak sürdürmek, toplumsal var
bence sonuç aynıdır. Hatta çağdaş rahiplerimizin
oluşun özüdür. Çağımızın yıktığı gerçeklik budur.
daha aşağılık olduğu kanısındayım. Madem o
Bilim bu nedenle muazzam yıkıcıdır. Örneğin
kadar kılı kırk yarmayı biliyorsun, neden tüm
nükleer yıkıcılık bir gerçeğin sembolik ifadesidir.
yüzyılları kat be kat aşan 20. yüzyıl fiziki ve
İnsanın kendisine karşı atom bombasını gerçek-
anlamsal imhasına doğru bir anlam vermiyor-
leştirmek yamyamlıktan daha az vahşi eylem
sun? Neden sonuç alıcı bir çözüm sunmuyorsun?
değildir." biçiminde ele alarak insanlığın sorun-
Bütünlüğü içinde bakılmayan hiçbir olgu, olay ve
çözüm diyalektiğinde bilimin eleştirisi kadar
süreç doğru tanımlanamaz. Sınırsız parçalara
olması gereken doğru yaklaşımı da ortaya koy-
ayırarak çözümleme, gerçeği büyük oranda göz-
maktadır.
den kaçırır; öğretmez, sağlıklı öğrenmeyi
engeller. İnsanlığın oluşum tarzı, özünü
Bağlantılı olarak süregelen bilime
yöneltilen temel eleştirilerden biri de cinsiyetçilik
değiştirmeden sürdürme durumundadır.
eleştirisidir. Haklı olarak "bilim bilimdir, bilimin
Batı kapitalist sistemi fazlasıyla parçala-
cinsiyeti olamaz" şeklinde bir itiraz da gelişebilir.
ma ve değiştirme yöntemiyle oluşum tarzını boz-
Bu, olması gereken bir bilimdir. Peki ya olan
muştur. Sistemin bir kriz toplumu olması bu
nedir? Oluşa gelmiş tarzıyla bilimin hangi per-
nedenledir. Sanat, felsefe, bilim insanın zihniyet
spektiften hareketle yapıldığı daha yakından ince-
durumunu belirler. Zihniyet veya ruhsallık
lendiğinde, cinsiyetçilik eleştirisinin yabana atılır
parçalanamaz. Parçalanma öldürür. Batıda
bir yanının olmadığı görülecektir. Haliyle bu iti-
insanın bu tarz öldürülmesi egemendir ve tüm
razın pek bir anlamı kalmayacaktır. Bir bilim ki,
dünyaya da yaydırılmaktadır. İnsan bilgeliğinin
toplumsal yapının en eksi kutbuna itilen bir cins
en önemli yönü bu bütünlüğü temsil etmesidir.
olarak kadının, kendisini bu bilimde göremeye-
Peygamberlik daha kutsallık kazanmış bilgeliktir.
cekse, doğal yaşam rolünü ve duygusal zekâsını
Zorlukları bütünsel yaklaşım güçlerinden gelir.
yansıtamayacaksa, kurtuluş sorunlarına bir çözüm
Bilim, felsefe ve sanatı özümsememiş her toplum-
perspektifi bulamayacaksa, bu bilim cinsiyetçi bir
sal kurum ve temsili oluşum gerçeğini tahrip
bilimdir. Tarihin en eski bir çelişkisi ve sorunu
eder. Sonuç olarak her tür sapıklık, bütünsel
olarak değerlendirilen kadın cinsinin ezilmişlik
anlayışın verilmemesinden kaynaklanır. En
sorunu, gelişen sosyolojinin pek fazla bir ilgi
tehlikeli cehalet; olgu, olay ve süreçlere tekli zih-
alanını oluşturmaması, hatta toplumun temel bir
Komünar
73
sorunu olarak çözüm önermelerini ortaya koyma-
değişmez bilgi yerine "sürekli gelişen ve derin-
ması, bilimsel yapıda gelişen cinsiyetçi bakış
leşen bilgi" yaklaşımı yeni bilimsel yöntemin
açısının bir sonucu olarak değerlendirilebilir.
doğası gereğidir. Eskinin tanrısallaştırılan bilim
Günümüzde bilimin en temel sorunların-
anlayışı, sömürücü sistemin toplumsal hayat
dan biri de, tanımlanış biçimi ve bilim adına day-
üzerindeki egemenliğinde de mutlaklaştırıcı bir rol
atılan klasik bilim mantığıdır. Klasik bilim mantığınca bilimsel bilgi, yüzde yüz doğruluğu olan,
oynamıştır. Bu değerlendirmelerden de anlaşılacağı gibi bilim, sadece kesinliği olan bir bilgi veya
kanıtlanmış
tanıma
olayların anlaşılması noktasında kullanılan bir
uymayan, diğer bilme tarz ve süreçleri ise boş ve
yöntem olmanın ötesinde toplumsal hayatı- olum-
bilgidir.
İnsanlığın
bu
lu
hiçbir bilimsel değeri
olmayan
veya
olumsuz-
belirleyebilecek
bilmeler
bir
bir
olgudur. Burada sorgu-
atılmıştır.
lamayı gerektiren asıl
bilgiyi,
nokta yöntemin ken-
pratikle doğrulanmış
disinden çok yöntemi
ve deneyle ispatlanmış
oluşturan
bilgi ile sınırlı sayma
lendiren temel anlayış
anlayışı, doğru bir yak-
olmaktadır.
olarak
görülüp
kenara
Bilimsel
laşım değildir. Bilme
ve
Sahip
insanın bütün duyu-
yön-
olduğu-
muz imkân ve başvur-
larının ortaklığı ile açığa çıkan anlamsallık
duğumuz bilimsel yöntemler evrenin belli yön-
düzeyidir. Bilimsel bilgiyi, bu anlamsal bütünlük-
leriyle açıklanmasını ve hayatın birçok yönüyle
ten soyutlayarak elde etme yaklaşımı yukarıda da
kavranabilmesini sağlayabilir. Ki bu konuda çok
belirtildiği üzere ciddi yetersizlikler içerecektir. Bu
önemli mesafelerde katedilmiştir.
paralelde gelişecek olan bir bilimin çok daha rahat
şeyiyle evreni ve insanı açıklayabilme gücüne
insanın duygu dünyasından kopacağı açıktır.
sahip olduğu da söylenemez. Mesela, ruh ve anlam
Nihayetinde günümüz biliminin şahsında yaşanan-
olgusu sözkonusu olduğunda bilimde tam bir
da budur. Bilim adına bilgiye dönük yapılan bu
tıkanma ve çaresizlik belirmektedir.
tanım Önderlik deyimiyle bilgiyi parçalar. Parçalı
Bu durum, bilimin eskisi gibi, salt materyalist veya
bilgi üzerinde gelişecek bir bilincinde parçalı
kaba maddeci bir anlayış ile daha fazla ilerleye-
gelişmesi kaçınılmazdır.
meyeceğini ortaya koymaktadır.
Ancak her
Bilmeyi parçalayan bu anlayış, bilimin
Geçmişte bilim insanları, ruh ve anlam
felsefesini yapan Rene Descartes tarafından
Olayların tam bir kesinlik
olgularını "bizi ilgilendirmez bu metafizikçilerin
işidir" diyerek bilimi, doğanın bu yönünden tama-
içerisinde anlaşılmasını hedefleyen Dekart, bunun
men soyutlamaları günümüz biliminin en zayıf
da ancak kesin ve doğruluğu kanılanmış bilgiye
yanını teşkil etmektedir.
savunulmuştur.
ulaşmakla mümkün olabileceğini savunmuştur.
Ruhsuz ve duygusuz, dolayısıyla mekanik
Oysa bilimin her hangi verili bir dönemde açıklığa
olan bir madde anlayışı ile doğa, insan ve evren
kavuşturduğu bilgi, mutlak ve değişmez değildir.
olgularının bütünlük içerisinde, doğru anlaşıla-
Bilgi, doğası gereği görecelidir. Bu yüzden kesin,
mayacağı gerçeği kuantum fiziği felsefesince de
Komünar
74
paylaşılmaktadır. Bu gerçeklik başta Réber APO
masının da yolu olacaktır. Bu tarz bir bilim
olmak üzere artık birçok bilim insanı tarafında da
toplumu yanıltmanın bir aracı değil, toplumları
sıkça dile getirilmektedir. İktidar temelli bilimin
aydınlatmanın gerçek bir ışık kaynağı olacaktır.
felsefesi, mantığı, amacı ve kullanılış şekline
Toplumsal olgu, toplumsal düzeyde gerek maddi
dönük yapılan bu yorumlar bilimi dışlama biçi-
gerekse duygu ve düşünce dünyası itibarı ile sahip
minde anlaşılmamalıdır. Burada hedeflenen hayatı
olduğu ruhsal atmosferi bir bütünlük içerisinde ele
kavramada daha yetkin ve amacına uygun olarak
alınmadığı sürece tahrip edilecektir.
gelişen yeni bir bilimsel perspektife ulaşmadır.
Bilim kuramının yetersiz kaldığı alanların
Klasik tarzdaki bir bilgi veya bilim tanımı
haklı olarak belli bazı soruları akla getirmektedir.
Bizim deney ve gözleme dayanmayan doğamız
Bilim insan kaynaklı bir olaydır
İnsanın sınırlılıklarını kapsadığı gibi
Yanlışlıklarını da kapsayabilir
Tam bilim, mutlak bilim yoktur
acaba bilimsel değil midir? Biz bu bilimin
neresindeyiz veya bilim bizim insani doğamızı ne
kadar karşılayabiliyor? Daha da genelleştirecek
olursak, bunca yaşananlar deney ve gözlem ile
ölçülüp ispatlanmadıkça bilimde yer bulamayacak
eleştirisi, "tanrısal doğruların" eleştirisi olarak
mı? Acaba bilim bütün olan bitenleri bir den-
nitelendirilemez. Çünkü bilim insan kaynaklı bir
klemde buluşturabilir mi? Ve daha birçok soru
olaydır. İnsanın sınırlılıklarını kapsadığı gibi yanlışlıklarını da kapsayabilir. Tam bilim, mutlak
sorulabilir.
bilim yoktur. "Bilimlerin tarihi, yanılgının ilerleti-
toplumsal hayatta bilimsel öğeler mevcuttu en
ci dıştalanmasının tarihidir, yani yanılgının yerini
basitinden bilince çıkarılmış bir ana-çocuk ilişk-
başka yeni bir yanılgının, ama gittikçe daha az
isinde bile birçok bilimsel öğe söz konusudur.
saçma olan bir yanılgının almasının tarihidir." der
Duygu kökenli gelişen, ana-çocuk ilişkisinin bil-
Engels. O halde bilim eleştiri yöntemi ile temel
imsel bir ilişki ve gelişme olmadığı savunulabilir
yanlışlıkları düzeltecek ve kendi gelişim rotasını
mi? Ve daha birçok soru sorularak cevap aranabilir.
sürdürecektir. Yetersizliklerine rağmen yinede
Bütün bunlar bir araya getirildiğinde insanın
bilim, insanlığın en temel aydınlanma kaynağıdır.
toplumsal doğasının bilim yoluyla param parça
Nasıl ki tarihte yanlış olan bakış açıları bilimsel
edildiği bu sistem karşısında, bilimin toplumun
yöntem sayesinde aşıldıysa, bundan böyle de
demokratik-kominal özüne uygun olarak ele alı-
insanlık, bilimsel yöntem ile aydınlanacak ve
narak yorumlanması ve toplumsal özgürlüğü
kendi sorunlarını aşacaktır. Eğer insan doğadaki
geliştiren gerçek niteliğine kavuşturulması acil bir
diğer türler arasında kendi türünün gücünü kanıt-
ihtiyaç olarak karşımıza çıkmaktadır.
Bir yöntem olarak bilim gelişmeden önce
ladıysa, bunu, düşünsel etkinlik, akıl ve bilgi
Yine bilginin iktidarından bahsedilir. Toplum ve
gücüne, yani bilimsel yönteme borçludur. Bu
doğa karşısında iktidarı hedefleyen anlayışlar bilgiyi en
anlamda bilimi, insanlığın en kayda değer bir
tehlikeli bir iktidar aracı haline getirirken, bu anlayışlardan
kazanımı olarak görmek önemlidir. İnsan, bilimi
uzak bir bilgi yaklaşımı toplumsal hayatın özgür gelişi-
türünün üyeleri ve tabiatın ötekileri üzerinde bir
minde büyük bir rol oynayacaktır.
egemenlik aracı olarak değil, onlarla daha anlamlı
Abdullah ÖCALAN
bir yaşamı paylaşabilmenin ayrıcalığı olarak görm-
Sosyal Bilimler Akademisi
eye başladığında, bu, kendi gerçek aydınlan-
Komünar
75
A LT T O P L U M YA D A E G E M E N S I N I F L A R A G Ö R E
TOPLUM
damgasını vurur. Dolayısıyla var olan toplumsal
İnsanın kendi bilincine vararak emeğiyle
karakter ve bilinç, oluşan yeni yasalara ve yaratım-
yarattığı toplumsallığı doğa yasalarıyla tamamen
lara da damgasını vurur. Ancak her yenilik toplum-
uyumlu ve ekolojiktir. Bu yüzden insanlığın bu ilk
sal gelişmede olumlu şeyleri ifade etmeyebilir.
toplumsallaşmasına doğal toplum denilmektedir.
Önderliğin "değişim vardır geliştirir, değişim
Bu toplumsallık ana kadın etrafında gelişir ve
vardır bitirir" tespiti de bunu ifade eder. Reel
herkes gücü oranında katıldığından demokratik-
sosyalizm örneğinde yaşanan değişim bu yasanın
komünal bir nitelik taşır. Önderliğin "karşı devrim"
pratik ifadesidir. Toplumsal gelişmelerde ortaya
dediği hiyerarşik, devletçi ve sınıfçı toplumun
çıkan her yeni durumun olumlu ya da olumsuz mu
oluşup derinlik ve genişlik kazanmasıyla doğal
olduğunu, ilerici ve geliştirici mi, yoksa geriletici
toplum olarak ifadelendirilen ekolojik toplumun
mi olduğunu belirleyen yasa ise, toplumsallığın
adım adım geriletilmesi, günümüze kadar devam
ana kuruluş yasası olan komünalite ve demokratik-
ederek gelen en temel toplumsal çelişkilerden
lik ile ölçülmelidir. Çünkü bu yasa insansal
biridir. Bu çelişkinin sonucunda toplum sosyal
varoluşun temel yasası, olmazsa olmazıdır.
tabakalara, ekonomik ve kültürel gruplara
Toplumsal gelişmelerin sokulduğu rota ve
bölünerek adeta parçalanmış; din ve ideolojik fark-
aldığı karakter yeni bir aşamayı ifade eder. MÖ
lılıkların körüklenmesi bu parçalanmayı daha da
6000-4000 yıları arasında başlayan hiyerarşik
derinleştirmiştir. İktidar kurumlarını denetiminde
bulunduran egemen azınlık genel anlamda üst
yapılanmanın erkek zihniyetiyle sürekli bir değişi-
toplumu ifade ederken, bunun dışında kalan,
ve devletleşmeye açık yapısı toplumsallığın temel
emeğiyle geçinen, emeği sömürülen, ezilen, baskı
yasalarından bir kopuşu, bir sapmayı ifade eder.
altına alınan geniş toplumsal kesimler de en genel
Toplumun doğayla uyumu bozulur, eşitlikçi ve
anlamıyla alt toplumu oluştururlar.
komünal değerler aşılır ve toplumsal bölünmenin
mi yaratması; bu hiyerarşik yapının sınıflaşmaya
Her maddi olguda olduğu gibi toplumsal-
alt yapısını oluşturur. Bu gelişme giderek devlete
laşmanın özünü belirleyen yasaları vardır. Bu
evrilir. Önderlik devletin oluşumunu şöyle ifade
yasalar, insanın toplumsallaşma diyalektiğinin
eder. "…Devlet kavram ve çerçeve olarak rahip
özgür gelişim yasalarıdır. Toplum; İnsanın maddi
tapınaklarının döl yatağında oluşurken, esas
manevi tüm gelişmelerini içine alan özgün bir
kurumlaştırıcı ve iktidar gücü haline getiren, hiy-
realite olarak ortaya çıkar. Dolayısıyla toplum, her
erarşik toplumun yaşlılar meclisiyle askeri şefin
insanın içinde var olmak zorunda olduğu onsuz
maiyetidir. Devlet iktidarı bu üçlü arasında
edemeyeceği bir duruş olmayı da ifade eder.
yoğun ve uzun süreli ilişki ve çelişkilerle belir-
İnsanın toplumsallaşmayla içine girdiği bu mecra-
lenir. Başlangıçta rahip-kral egemenken giderek
da yaşadığı tüm gelişmeler onun bilinç ve kurum-
yerini önce yaşlılar meclisine -ilkel demokrasi-
sallıklarını yaratır. Bu onun dünyaya bakış açısını
bırakacak, daha sonra gücün nihai belirleyici
yani paradigmasını oluşturur. Kendi toplumsal-
olduğu askeri şefin hakimiyeti gelişecektir.."
lığının yasalarını insanın kendisi yaratır. Bu
Toplumun bu yeni aşaması aynı zamanda
yasaların yapılmasına o zamanın algılama düzeyi
toplumun alt ve üst toplum biçiminde ayrıştırıl-
Komünar
76
ması dönemidir de. En genel anlamda devletleşen
yararlı bir yaklaşım, devleti kavram ve kurum
ve bunun etrafında gelişen hiyerarşik, despotik,
olarak alt toplum üzerinde parçalanma ve
tahakkümcü toplumsallaşma; üst toplumu ifade
sürekliliği olan bir olgu olarak değerlendirmek
ederken, tüm bunların dışında kalan, kendi içinde
tarzında olabilir." Alt toplum, devlet yaratımı ve
aşırı
ve
dayatmasıdır. Bu yüzden üst toplum, alt toplumun
demokratik ilişkilerin toplumsal yapılarında temel
hafızalarını ele geçirmek, mülkleştirip hizmetine
belirleyenler olarak var olan toplumsal kesimlerde
koşturmak istemiş; bu istem ve amacın gerçek-
alt toplumu oluşturur.
leşmesi için büyük yalanların etkilediği bir gerçek-
merkeziyetçi
olmayan,
komünal
Toplumun kendi gelişim tarihinde insanın
kendini yaratması kadar önemli bir gelişmesi de
liği yaşamaktan tarih boyunca kendini kurtaramamıştır.
devletçi toplumun ortaya çıkmasıdır. Ancak burada
Devlet ya da üst toplum kendi yaşam
gerçekleşen bir anlamda insanlığın ilerleyen
diyalektiği gereği toplum ilişkilerin tümüne
gidişatını durdurarak tersine bir yol almadır. Bu
toplumsallaşmanın temel yasalarıyla çelişir ve
parçalamayı dayattığından karşıtını yani alt
toplumu oluşturur. Kendi çıkarlarının tehlikeye
toplumsallıktan bir sapmayı ifade eder. Bu
girmemesi için alt toplumu her zaman cahil, geri
gelişmede toplumun çok az bir kesiminin
ve güdülmesi gereken bir sürü olarak gördüğünden
devletleşerek insanlık nimetlerinden haksızca pay
alt toplumu sürekli örgütsüz ve dağınık bırakır.
aldığı geniş bir kesiminde adeta azaplı bir yaşama
mahkûm edilmesi yaşanır. Bu durum en fazla da
Bunu sağlamak içinde alt topluma her türlü siyasal,
kendisini üretim ve tüketimde gösterir. Üretimde
toplum üst toplumun düşünsel ve fiziki baskı ve
sürekli üretenlerin oluşturduğu en geniş toplum
zoruna maruz kaldığı için giderek kendi öz değer-
kesimi alt toplum olmasına rağmen zenginlik
Örneğin
lerine karşı bir yabancılaşmayı yaşar.
Bu
yabancılaşma Marksist teoride sınıf bakış açısına
günümüzde kabaca toplumsal zenginlikten düşen
dayalı yapılan insanın emeğine yabancılaşmasın-
payın % 80'ni toplumun % 20'si alırken, insan
nüfusunun % 80'ni toplumsal zenginliğin ancak %
dan daha derin ve kapsamlı bir yabancılaşmadır.
Ancak toplumsallığın özünü oluşturan komünalite
20'sini alabilmektedir.
bu dayatma ve yabancılaştırmaya karşı direnir,
başkalarına
-üst
topluma-
gider.
kültürel, ekonomik ve askeri şiddeti kullanır. Alt
Toplumsallaşmanın doğasında alt veya üst
bunlara karşı yaşamı pahasına mücadele eder. Alt
toplum yoktur. Toplum parçalanmamış bir
toplumun bu direnişini kırmak, kendine eklemle-
bütündür. Ancak üst toplum altını bağrında taşır.
mek ve yedeğine almak için her yol ve yönteme
Fakat tersi doğru değildir. Alt toplum üstünü içer-
başvurur. Devletçi toplumun tüm baskılarına karşı
mez. Çünkü yeni olgu yoktur. Yeni bir olgu
koyan insan bireyinin tarihte örnekleri çokça
olmadığından bu ayrıştırma doğal değildir. Bu
yaşanmış trajik sonları, bu toplumun irade göster-
ayrıştırma otorite ve denetimi ele geçiren devlet
mek isteyenlere ne kadar tahammül gösterebile-
yaratımıdır. Önderlik bu toplumsal gelişme duru-
ceğine en iyi kanıttır. Derisini yüzmek, diri diri
munu ve devlet toplumsallığını şöyle izah etmekte-
yakmak, idam etmek, zindana atmak ve sürgüne
dir: "Devleti toplum içinde toplum veya birinci
yollamak, devletçi toplumun irade gösteren
toplum içinde ikinci toplum, diğer bir deyişle alt
bireylere karşı uyguladığı baskıcı yöntemler
toplumun üst toplumu olarak genel bir kavram-
olmuştur. Toplumun üst kesimlerinin bu tip birey-
laştırmaya tabi tutmak yararlı olabilir. İkinci
sel duruşları toplum için tehlikeli, sapkın, barbar,
Komünar
77
terörist insanlar olarak göstermeleri, yine alt
sonucu oluşan yeni formlar olarak yaşamaktadır-
toplumun iradesiz ve bilinçsiz kılınmış kesimlerini
lar. Ortadan kalkma değil, şekil değiştirerek var
buna inandırmaya çalışmaları genel bir yaklaşım
olmaya devam etmektedirler."Feodal toplumda
durumundadır. Baskı yöntemlerini haklı kılmayı
dini, politik, askeri ve bürokrasinin bir biriyle olan
da eksik etmeyen bu toplum tam bir özgür birey
çıkar ilişkileri sonucu oluşan kesimlerin birliği üst
düşmanı olmaktadır.
toplumu, bunun dışında kalan toplumsal kesimler
Bölüp parçalama, devletçi toplumun
temel özeliğidir.
ise bir anlamda alt toplumu oluştururlar.
Bütünlüğü, tamamlayıcılığı
Toplumsallığın kapitalist devlet aşamasın-
ortadan kaldırır. Bu kendisini yaşatmanın temel
da üst toplum ile alt toplum arasındaki farklılaşma
ölçüsüdür. Parçaladıkça, böldükçe, küçülttükçe
daha da derinleşmiştir. Üst toplum niceliksel
daha kolay denetime alacağını, hedefleri doğrul-
olarak daralırken zihinsel ve manevi olarak yarat-
tusunda kullanacağını bilir. Yarattığı bu bölün-
tığı
müşlüğü toplumun geri kalanına kabul ettire-
genişlemiştir. Kölecilikte ve feodalizmde devlet
bilmek için, insanı ve toplumu var eden temel
ideolojik ve simgesel olarak üst toplumun da
ilkeleri ters-yüz ederek, gereksiz ve yanlış göster-
üstünde olduğundan devlet toplumunu oluşturanlar
erek büyük toplumsal yalanı yaratır.
Böyle
da bir anlamda köle, kul olmayı yaşarlar. Fakat
yaparak kendi meşruluğunu sağlamaya çalışır.
kapitalist toplumda devlet sermayedarın kendi-
Bunun için her yol ve yönteme başvurur. Sümer
sidir. Ya da sermayedar devlet olmaktadır. İktidar
rahibinin
yaşatır.
bu anlamda kişiselleşmiştir. Bir üst toplum özelliği
Mitolojiyi, dini bu uğurda kullanır. Devlete tanrı
olarak iktidarın kişileştirilmesinden ötürü kapital-
krallığı gibi sıfatlar yükleyerek kutsallaştırır.
ist toplumda hemen herkes devlete koşmayı istese
Böylece toplumun geniş kesiminin devletçi ilişkil-
de özünde bu üst toplum tuzağıdır. Çünkü bu
er içinde hiyerarşik-iktidar mekanizmalarıyla esir
toplumda iktidar olmak için sermayedar olmak
alınır.
Devleti yaratarak ondan beslenen üst
gerekir ki sermayenin temel bir özelliği olarak
toplum üste cennetvari bir yaşam içinde yaşar-
rakiplerini yene yene oluşması şartı çok az bir kes-
larken, alttakiler de kul, köle, köylü, işçi olarak
imin iktidar olmasına yol açar ki bu tekelleşmiş
cehennem azabı içinde bir hizmetkâr yaşamı yaşa-
kapitalizm olarak tanımlanmıştır. Dolayısıyla kap-
maya mecbur bırakılır.
italist devlet aşamasında çok az bir sermayedar,
devamı olarak
kendisini
tahribatlardan
dolayı
alt
toplum
da
"Köleci devlet toplumunda mülkiyet kuru-
dar bir bürokrasi-yönetici sınıf, kısacası küçük bir
mu da sağlam bir başlangıç yapar. Sistemin özü üst
elit kesim dışında her kes alt toplum içinde değer-
toplumun alt toplumu her şeyiyle mülkleştirmesine
lendirilebilir. Fakat alt toplum bu aşamada yoğun
dayanır. Tanrı-krallar ve yardımcıları her şeyin
bir bilinç kaybını yaşar. Pusulasını yitirmiş gemi
sahibidirler."Üst toplum altını bağrında taşır. Fakat
gibi sığınacak liman arar. Ve eğemenlerin limanı-
tersi doğru değildir. Alt toplum üstünü içermez.
na demir atar. Egemenler sistemlerini daha rahat
Çünkü yeni olgu yoktur. Dolayısıyla feodal toplum
sürdürmek için her dönemde insanlığın temel
köleci sistemin dıştan ve içten gelen saldırılar
değerleriyle, toplumsallığı yaratan yasalarıyla
sonucunda yeni yüklenimler alarak gelişmesiyle
çelişen numune tipleri topluma sunarak, toplum
şekillenmektedir. Bağrında birçok köleci sistem
mühendisliğiyle toplumu ona göre yaratır. Sahip
değerini barındırmaktadır. Eski biçimleriyle
olduğu propaganda araçlarıyla bunu alt toplum
olduğu gibi değil, yeni değerlerle kurulan sentez
insanı için sosyo-psikolojik baskı unsurlarına
Komünar
78
dönüştürür. Alt toplum kişiliklerinde üst toplum
içinden çıkan üst toplum, alt toplumun yarattığı
kişiliklerine doğru bir hayranlık ve özlem
değerleri gasp ederek kendi varlığını sürdürür. Bu
gelişirken, üstteki insanın alt toplumlardaki insan-
da toplumsal yabancılaşmadır. Yabancılaşma,
lar gibi olması asla akla getirilmez; bunun gerçek-
milyonlarca
leşmesi bir yana, düşüncesi bile yaşanmaz.
demokratik, eşitlikçi, özgür ve komünal yaşam ve
Toplumun geneline yaydırılmış bireyciliğin rağbet
görmesi, ağırlıkta bu gerçeklikten doğmaktadır.
ilişkileri yerine sınıflaşmayı, sömürüyü ve insanın
insan üzerindeki egemenliğidir-tahakkümüdür.
Numune kişiler bireycilikleri ile üst toplumun
Yedi milyar civarında olan dünyadaki insan
imkanları içinde gününü gün ederken, yarattıkları
nüfusunun altı buçuk milyardan fazlası alt toplum
kültürle diğer insanların da eldeki imkanlarla
kategorisine girerken yarım milyardan daha az
kendilerini basit ve anlamsız dışavurumlarına
olan zümre -üst toplum- ise insanlığın bütün değer-
neden olmaktadır. Bir sanatçıyı dinleyip izlerken
lerini gasp etmektedir.
yıl
süren
insanlık
tarihinin
taklidini yapma, bir televizyon filmiyle tatmin
Sonuç olarak alt toplum, toplumun
olma, bir spor kulübü etrafında birleşip hem deşarj
devletçi aşamasında tüm yaratımların esas gücü ve
olma hem bir grup içinde olduğunun hissine
zemini olmasına rağmen alta olmasından kaynaklı
kapılarak temel sosyal ilişkilerden kopma gibi
bundan pay almayı yaşamamaktadır. Çünkü alt
durumlar bunun için sosyolojik örnekler olarak
toplum komünal özüne rağmen bilinç kaybına
gösterilebilir.
uğramış,
Bu durum alt toplum insanında
egemene
ve
onun
simgelerine
sosyo-psikolojik hastalıkların, dengesizliklerin
inandırılmış kendi üstünü oluşturan toplumu kut-
oluşmasına neden olur. Yazar Frantz Fanon
samaya mecbur bırakılmıştır. Alt toplum bu büyük
Yeryüzünün Lanetlileri adlı yapıtında ezilen
sapmadan
toplumların -alt toplumun- yaşadığı bu toplumsal
toplumsallığı önemli oranda bir kader olarak kab-
çöküntü ve ruhsal bunalımlarını anlatmaktadır.
ullenmiştir.21. yy'da onca toplumsal zenginliğe
dolayı kendisine
karşıtlaştırılmış
Günümüz de alt toplum, daha karışık ve
rağmen yoksulluk başını alıp gitmiş, insanlar halen
muğlâk bir hale getirilmiştir. Sınıfsal ve sosyal
açlıktan ölmektedir. Alt -yapı sorunlarından dolayı
çelişkiler daha inceltilmiş ve toplumsal hafıza yok
doğal süreçler karşısında toplumsal felaketler
sayılarak toplumsal bilinç çarpıtılmıştır. Devlet -
yaşanmaktadır. Üst toplumun aşırı kar hırsından
üst toplum - totaliterleşerek toplumun belleği
dolayı doğa katledilmiş, çevre dengesi bozulmuş-
haline getirilmiştir. Binlerce yıldır üst toplum alt
tur. Yerleşim yerlerinin betonlaşması, içme suyu
topluma karşı her türlü zor araçlarını kullanarak
kaynaklarının kurutulması yaşamı tehdit etmekte-
egemenliğini sağlamıştır. Devletsiz-üst toplumsuz
dir. Pazar, etnik, dini vb. savaşlar insanlığı tehdit
yaşanılamayacağı, insansal var oluşun ve toplum-
eden en büyük tehlikedir halen. Bu anlamda
sallaşmanın devletleşmekten geçtiğinin fikri insan-
yaşanan toplumsal cinnettir. Sistemsel hastalıklar
lığın hafızası haline getirilmiştir. Moda deyimle
(AİDS, Obezite, Ruhsal vb.) insanlığın bünyesini
"ötekilerin" yâda "varoşların", biraz daha açarsak
sarmış durumda. Üzerinde yaşadığımız dünya
işsizlerin, köylülerin, emekçilerin, etnik, kültürel,
felaketin eşiğine getirilmiştir. Bütün bunlar üst
dini azınlıkların, kadının toplumsallaşmada bir
toplumun, yani devletçi zihniyetin eseridir.
rolün, misyonun sahibi olmadığı, negatif rol
oynadıkları neredeyse bilimsel doğrular olarak
kabul ettirilmeye çalışılmaktadır. Alt toplumun
Abdullah ÖCALAN
Sosyal Bilimler Akademisi
Komünar
79
Aynalara bakmıyorlar.
Aynalara bakmak ayıpsanıyor.
Aynaya bakıp saçını tarayan, kendisine bakan gerilla görmek oldukça zor. Kazara birisini aynaya
bakarken görseniz bile, ya hemen aynayı kapatıp cebine koyar ya da yüzündeki bir yarayı kaşıyor , gözlerini temizliyormuş gibi yapmaya başlar.
Yüzleri kızarıyor çoğu zaman. Tanıdığım gerilladan aklımda kalan en çarpıcı fotoğraflardan
birisi hiç bir zaman silinmeyecek. Bu, utangaç gerillanın fotoğrafı.
"Gerilla, yüzü kızaran insandır" dersem abartmış olmam.
Utanma duygusunun bu kadar güçlü olduğu başka bir insan topluluğu tanımadım. Her şeyden
utanıyor gibi bir halleri var. Birbirlerinin gözlerine fazla bakmıyorlar. Siz, biraz dikkatle baktığınızda
hemen kaçırıyorlar gözlerini.
Bayan gerillalar ile erkek gerillaların yan yana otururken, yemek yerken, konuşurken hep birbirlerinden utandıklarını hissettim. Birbirlerinden bu kadar utanmalarına uzun zaman anlam veremedim.
Hatta yadırgadım.
Birbirlerine bu kadar yakın olan, yaşamı ve ölümü paylaşan bu insanların neden bu kadar birbirlerinden utandıklarını anlamadan, gerillayı tam anlamıyla tanımlayabilmek mümkün değil.
Zamanla siz de bir çok şeyden utanmaya başlıyorsunuz. Rahatlığınız kalmıyor. Bu kadar çok şey
yaşamışsınız, içinden geldiğiniz toplumsal gerçeklik insan ilişkilerinde büyük bir rahatlık kazandırmış.
Siz yemek yemenin, aynaya bakmanın, bir kadınla bir erkeğin çok rahatlıkla her türlü şeyi paylaştığı bir gerçeklik içinden geliyorsunuz. utanmanın ayıpsandığı bir dünya gerçeğinde yaşadığınızı
düşünüyorsunuz.
Aslında insanlar arasındaki ilişkilerde gizli hiç bir şeyin kalmadığı, bütün perdelerin kaldırıldığı
bir dünyada yaşıyoruz. Bunun iyi bir şey olduğunu düşünürdüm. Buna bir de isim konulmuş,
'sosyalleşme' deniliyor.
Yine insanlar yaptıklarından, yaşadıklarından ve başkalarının yapıp yaşadıklarından kolay kolay
utanmıyor. Batılı bir insan, daha doğrusu kapitalist ilişkiler içerisinde yaşayan insan için, utanılacak o
kadar az şey var ki, bu dünya bir utanmazlar dünyasına dönüşmüş demek yerinde olur herhalde.
Utanmaktan utanılan bir dünyada bu kadar utangaç olmak iyi mi, kötü mü; doğru mu, yanlış mı,
sorularına cevap vermenin zorluğunu yaşadım uzun bir zaman. İçinden çıktığım toplumun kültürü ile,
içinde uzun süre yaşadığım kültürü yeniden yeniden karşılaştırmak zorunda kaldım.
Ortadoğu`da, Kürdistan`da ayıpsanan bir çok şeyden utanmanın ilkellik, gerilik, görmemişlik, asosyallik vb. tanımlamalarla ele alındığı bir kültür içinde yaşadım uzun süre. Bu ölçüler zamanla benim
de ölçülerim haline gelmeye başladı.
Komünar
80
Mesela, insanların birbirleriyle ilikşilerinde, önce kendilerini düşünmeleri, kendilerini
sevmeleri, başkalarını fazla önemsememeleri bana çok normal gibi geliyordu. Bunu yüreğim kabul
etmediği gibi, aslında pratik duruş itibariyle de fazla yaşamadım. Ama mantık ölçüleri ve düşünce biçimi anlamında Ortadoğu`da, kendi ülkemde utanılan bir çok şeyin bana fazla anlamlı gelmediğini, zamanla utanmayı ayıpsadığımı daha iyi görebildim. Bu kadar utangaç insanlar arasında bu duyguyu sorgulamamak mümkün değildir.
Ben de bu utangaç insanlarla utanma ve utangaçlık üzerine sohbet ettim.
Utanmamanın ne kadar utanılacak bir şey olduğunu anladım. Utanma kavramına yüklenen
anlamları, bu anlamların derinliğini gördükçe utanılacak ne kadar çok şey olduğunu gördüm.
Ve en gurur duyulacak insanların bu kadar gururlu olmalarının nedeninin doğru utanabilmelerinden kaynaklandığını hissettim.
Bu dünyada utanılacak o kadar çok şey varmış ki, şimdi daha iyi anlıyorum.
PKK`li bir gerilla ile utanma üzerine sohbet ediyoruz. Arkadaşların aynaya bakmaktan utandıklarını gördüğümü belirterek, bunun nedenini soruyorum. İki nedeninin olduğunu belirtiyor,
"Çok basit iki neden.
Birincisi, aynaya çok fazla bakan insan kendisi ile çok fazla ilgilenen ve kendini seven insan
olarak algılanıyor. Bir insanın kendisini sevmesi belki de çok normal gibi gelebilir. Ama bizim durumumuzdaki bir halkın çocuklarının kendilerini sevebilmesi için öncelikle sevdikleri insanların, toprağın,
halkın sevilir duruma getirilmesi gerekiyor.
İkincisi kendi pratiğimizin yüzüne bakılabilecek bir pratik olması gerekiyor. Biz, 'yetersiz
yoldaşlık' pratiğinin sahipleriyiz. Kendimize bakınca utanıyoruz çoğu zaman.
Bir de; ne bileyim, böyle durup durup kendimize bakmak ayıp geliyor işte.
Bazı şeyler sadece ayıptır. İnsan yapınca utanır. Zaten utanmak, bir duygudur. Mutlaka mantıklı bir nedenle açıklanması gerektiği düşüncesinde değilim" diyor.
İlginçtir; yeterli bir cevap verememiş olmaktan utanır gibi.
Bana da bulaşıyor bu utangaçlık. Ayna meselesini hemen kapatıyorum. Ama merakımı tam
gideremediğim için başka bir biçimde soruyorum,
"Peki, bayan arkadaşlar ile erkek arkadaşlar birbirlerinin yanında neden rahat değiller?" diyorum.
"Birbirinin yüzüne bakabilmek için insanin yüzünün olması gerekir.
Kadın, bir cins olarak o kadar hakarete uğramış, horlanmış, aşağılanmış ki, kendi durumunu
utanılacak bir durum olarak görüyor. Aslında en çok da kendinden utanıyor.
Erkek ise zaten bunların nedeni. Kendisinin diğer yarısı olan insanı bu kadar utanılacak hale
getirmenin utancı olsa gerek.
Birbirimize bakınca aslında iki taraf da birbirinde kendi gerçeğini görüyor ve bu gerçek, gerçekten utanılacak bir gerçek.
Birbirimizden utanmazsak, mücadele gerekçemiz kalmaz. Birbirine bu kadar yabancılaşmış
cinslerin çok rahat olması büyük yüzsüzlük olurdu doğrusu.
Komünar
81
Kaldı ki biz, bu gerçekliği en çok aşan insanlar topluluğu olduğumuza inanıyoruz. Ama buna
rağmen hala utanabiliyoruz. Belki de insanların bu durumdan utanmamalarından utanıyoruz. Bu kötü bir
şey olmadığı gibi, bir güvensizlik olarak da algılamıyoruz.
Dikkat edersen, sorun mücadele olunca çok az insanın cesaret edebileceği kadar birbirimize
yakın ve birbirimizle mücadele içinde olabiliyoruz" diyor.
Gerçekten de, Kürt toplumu dikkate alındığında kadın ve erkeğin bu kadar birbirine yakın ve bu
kadar çok şeyi paylaşabilmesi şaşırtıcı. Hatta gerilla, aslında birbirine yabancılaşmış kadın ve erkeğin
yeniden tanışması olarak da algılanabilir.
Yıllarca dağ başlarında en zorlu şartlarda birbiriyle bu kadar yakın yaşamalarına rağmen, hala
birbirleriyle bu kadar mesafeli olabilmeleri doğru bir ilişkilenmenin ne kadar zor olduğunu gösteriyor.
Ölçüler çok yüksek. İlişkilenmek denilince hemen 'özgürleşmek' geliyor akla.
"Özgür olmayan iki insanın ilişkisinden daha büyük bir kölelik doğar. O yüzden eğer bir ilişki
olacaksa bu, özgürlük esaslarında olmalı. Ülkesi, halkı ve bilinci özgür olmayan insanların durumu köleliktir. Köleler, ne zaman ki köleliklerinden utanırlar, o zaman isyan ederler.
Biz utancımızın asileriyiz.
Bakma sen, aslında birbirimize büyük bir sevdayla bağlıyız biz.
Asi insan; isyan eden insan, güzel insandır.
Utanmaz dünyanın köleliğe alıştırılmış insanlığın içinden, isyan bayrağını yükselten bir halkın,
en asi çocuklarından daha güzel insan olabilir mi?
Yoktur.
Ancak isyan tek başına özgürlük değildir. İsyanımızı özgürlükle taçlandırmanın adı; özgür ülke
ve özgür halktır. Bunlar olmadan kendimizi özgür sayamacagımızdan devam edecek utancımız.
Hele hele en özgür olanımız bir adada dört duvar arasındayken, kimin yüzüne hangi yüzle bakabiliriz ki?" diyor yaşlı bir gerilla.
'Özgür olan'dan söz ederken sesi titriyor, gözlerini kaçırıyor gözlerinizden.
Utanıyor.
Yine sizede bulaşıyor; isteseniz de istemeseniz de bu utanma hali.
Kendi gerçeklerini ve duygularını bu kadar basit ve sade ifade edebilmeleri, 'acaba konuşmaktan utandıkları için mi bu kadar kısa konuşuyorlar' duygusu yaratıyor insanda.
Bir çok duygunun çok güçlü yaşandığını daha önce de görmüştüm. Ve duygulara bilinen anlamların ötesinde anlamlar yüklendiğini çokça duydum ve gördüm. Utanma duygusu üzerine yaptığımız sohbetlerde de aynı şeyi gördüm.
En olumsuz dediğiniz bir duygu, bir düşünce ya da bir imge bir bakıy-
orsunuz karşımıza en büyük devindirici, güçlendirici ve yaratıcı bir olgu olarak çıkabiliyor. Yine, her
olgunun çok boyutluluğunu da görebiliyor insan. Mesela söz arasında,
"Utanmak, en devrimci duygumuzdur" deyiveriyor bir gerilla.
Anlamak istiyorsunuz. Anlıyor:
"Bizi dağlara getiren en çok da bu duygudur.
Komünar
82
Çevremize baktık.
Kendimize baktık.
'İnsan nedir?' diye sorduk.
'Biz ne kadar insanız?' dedik.
Tarihe baktık.
Tarih denen aynada kendimizi gördük.
Utandık.
Dünyaya baktık.
Diğer halklara baktık.
Yine dönüp kendimize baktık.
'Biz kimiz?' dedik.
Dünya sessiz kaldı.
Adsızlığımızdan utandık.
Vatan dedik. Postal gördük. Utancımız öfke oldu.
Dağlara geldik.
Utanmayan insandan devrimci olmaz.
Dağa geldik.
Savaştık.
Savaştıkça kendimizi daha fazla tanıdık.
Ve tanıdıkça kendimizi, neden daha fazla utanmamız gerektiğini anladık.
Anladığımıza sevindik. Anladıklarımızdan ise utandık.
Utanmak bir ölçü oldu.
Askerin utanan insan olduğunu da öğrendik.
Utanmazlık, bir asker için ölümden betermiş.
Onu da öğrendik.
Bir Çin atasözü, 'Bir ordunun askerlerinin ar damarı çatlamışsa, o orduyu hemen dağıtmak
gerekir' der. Bunu bildik. Bir de bunun için utanmaz olmamayı esas aldık kendimize.
Yani anlayacağın, utanmaktan utanmıyoruz.
Bir gün utanmaz olursak, bundan korkacak ve utanacağız. Çünkü dağda utanmaz olanların, sonradan içine düştükleri en utanılası hallerini gördük biz. Onlar utanmadı, biz utandık.
Şimdi onlar daha da utanmaz; biz daha da utangacız.
Bu, utanılacak bir şey mi?" diyor.
Utanmaktan duyduğu gururun utangaçlığıyla bakıyor gözlerinizin içine.
Bu gurur size de bulaşıyor.
Utanma gururu...
Komünar

Benzer belgeler