Komünar - Komunar.NET
Transkript
Komünar - Komunar.NET
Komünar 1 İÇİNDEKİLER… Komünardan..............................................2 Devrim Hakkını Kullanmak Yapabileceğimiz Tek Doğru İştir................................3 Topyekün İmha Savaşı Karşısında Direnişi, Ulusa Demokratik Birliği, Seferberlik Ruhuyla KCK'nin İnşasını Geliştirerek Zafere Yürüyelim!....................................................16 1 Haziran Hamlesinin Mücadelemizdeki Yeri...........................................31 Zilan Tarzı Yaşamak Ve Başarmak Her Birimiz İçin Esas Alınması Gereken Bir Görevdir....35 Sema Yoldaş..................................................42 Ölümü Kabul Edin Ama İlkesiz Olmayı Kabul Etmeyin Meşru Savunma Stratejisinde Aktif Savunma Dönemi Topyekûn Ayağa Kalkma Nihai Başarma Ve Zaferi Kesinleştirme Dönemidir.....................................................45 PKK Saflarında Militanlaşmak Önderlik Diyalektiğine Göre Kendini Çözümlemekten Geçer, ..................51 Türkiye'de Kürt İsyanları..............................60 G ü nü müz Bili min in El e şti ri si.. ......68 A l t To p l u m Ya d a E ğ e m e n S ı n ı f l a r a G ö r e To p l u m . 7 5 Utanmak Mı?..........................79 Komünar 2 KOMÜNARDAN... Yeniden Merhaba Yeni bir sayıyla karşınızdayız. Bu sayımızın konuları ağırlıklı olarak Haziran ayı ve gelişmeleriyle ilgilidir. Haziran ayı oldukça sıcak geçiyor. KONGRA GEL 5. Genel Kurulu'nun Mayıs ayında toplanması ve sürece ilişkin yaptığı kapsamlı değerlendirmeler, HPG'nin buna uygun duruşu ve meşru savunmanın aktif hale gelmesi, yer yer misilleme eylemlerinin gerçekleşmesi Türkiye siyasal ortamını önemli oranda hareketlendirdi ve kamplaşmalar yarattı. Önderliğin daha Ocak ayında Türk devlet yönetimini uyaran ve 18 Mayıs'a kadar bir açılım yapılmazsa aradan çekileceğini, 15 yıllık demokratik, siyasal ve barışçı yöntemlerle soruna çözüm arama yaklaşımını geri çekeceğini ısrarla belirtmesine rağmen, herhangi bir çözüm yaklaşımı ortaya çıkmadı. Dahası imha operasyonları her zamankinden daha yoğun ve kapsamlı bir tarzda geliştirmeye başlandı. Ve genelkurmay "bir tek kişi kalıncaya kadar" bu operasyonları sürdüreceğini söyledi. Dolayısıyla tüm çözüm yolları en azından şimdilik kapanmış oldu. KONGRA GEL 5. Genel Kururlu 18 Mayıs günü önemli kararlara ulaştı. 18Mayıs önemli bir tarihtir. 18 Mayıs Haki KARER arkadaşın katledildiği tarihtir. Haki KARER arkadaşın katledilmesi ile bu tarihte mücadeleyi yürüten APOCU gruba "Eğer vazgeçmezseniz imha olursunuz" mesajı verilmişti. Önderlik bu saldırı ve tehdide parti programını hazırlayarak karşılık vermiş, yanıt olmuştu. Haki arkadaşa yönlen saldırı Kürt halkı ve henüz şekillenmeye başlanan öncüsünü yok etme kararıydı. Parti programının hazırlanması ise buna karşı direnme ve var olma karar ve iradesiydi. Önderliğin zehirlenmesi, kapsamlı imha operasyonlarının yürütülmesi bugünü de aynı süreçle karşılaştırılabilinecek bir süreç haline getiriyor. Haziran Zilan ayıdır, Zilan'ın anlamlandırdığı bir aydır. Büyük bir kararlılık, bağlılık ve öfke, isyan, hıncın birleştiği bir bomba olarak düşmanın yüreğinde patladığı bir aydır. Kürdistan tarihinde bir ilktir, benzeri yoktur, yüceler yücesindedir. Yine "iki güneş" olamayacağını, "tek güneş" etrafında dönülmesi gerektiğini ateşle buluşan eylemiyle ispatlayan Sema arkadaşın şahadetle buluştuğu aydır. Sema hiç sönmeyecek bir yıldızın güneş etrafında dönmesi gibi, sonsuza kadar önderliğin çevresindeki yörüngesinde dönecektir. Bu büyük şehitlerle bu ayı anıyoruz. Haziran yeniden direnme kararının alındığı aydır da. Önderliğin uluslar arası bir komployla kaçırılıp tutsak edilmesinden sonra PKK'nin tasfiye edileceğine içteki tasfiyecilerden hareketle de "haklı" bir beklentiye girenlerin hayallerinin yerle bir olduğu bir aydır. 1 Haziran kararıyla meşru savunmanın aktifleştirilmesi, Parti tarihimizin hayati anlamı olan tarihi kararlarından biri olarak yerini almıştır. Haziran ayının sıcaklığı, biraz da ayın bu özelliğinden ileri gelmektedir. Yeni bir sayıda buluşmak dileğiyle… Komünar 3 DEVRİM HAKKINI KULLANMAK YAPABİLECEĞİMİZ TEK DOĞRU İŞTIR Partimizin kadro ve savaş çizgisinde, yeni bir devreyi geliştirmeye çalışacağız. Okulumuzun yaratıcılık temelinde gelişmesini sürdüreceğiz. Hem tarihi, hem günceli, hem geleceği en sıkı kavrayan, anda geçmişi ve geleceği birleştiren, anda geleceğe yürüyüşü olduğu kadar, geçmişe yürüyüşü gerçekleştiren, yine insan nasıl insan oldudan, günümüz insanına da ve geleceğin insanına da anlam veren gerçekliği, derinleştirilerek anlatılmaya, çözümlenmeye devam edilecektir. Toplum gerçekliğindeki en temel örgütsel ilişkiden, en vahşi savaş gerçekliğine, insana özgü yüksek kavrayış gücünden, ekonomik pratiğe kadar; yaşam nasıl yaşam oluyor, onu da çözmeye çalışıyoruz. Ama şu bir gerçek ki; seviyeleriniz, bu çerçeveyi anlama gücünden önemli oranda yoksun. Herşeyi yitirenler topluluğusunuz. Yaşam adı slerinizi bile kullanmak gücünden yoksunsunuz. altında, fazla dişe dokunur bir şey kalmamış. En Ama burası da savaş okulu olmaya çalışıyor. Nasıl iflas etmiş bir toplumun, sınıfta kalmış kişilikleri anlatalım? Siz ne kadar anlayabileceksiniz? olarak, ağırlıklı olarak bize geliyorsunuz. Hatta 'Okulumuza bitmiş- tükenmiş olarak. Hırsında, azminde fazla belirtmeden geçmek mümkün değil. 'Savaş okulu bir şey kalmamış, bilinçten kaçıyor ve güzel şey- savaşçi yetiştirmeli' kabul de, bu biraz yetenek ve leri de pek anlayamıyor, istiyemiyor. Ve bir hasta, yaratma eylemi ister, sizde de en az olan şey bun- bir mahkum, yarı deli birisi olarak kendinizi day- lar. Hazır sunulduğunda, ona bile tepkiniz düşman- atıyorsunuz, orta yere atıyorsunuz. Ve bu, müthiş dan daha fazla. Düşman sizi çekiyor, kurtuluş bir ağırlık yaratıyor üzerimizde. gerçekleri sizi çekmiyor. Bunu nasıl çözeceğiz? hoş geldin' derken, bunları Çözülmeye çalışılan düşman gerçekliğiyle En benim diyen elemanlarımıza baktığımızda, kıyaslandığında durumunuz hurdalık! Nasıl ki; durumları ağlanılacak düzeyde. Daha doğrusu günlük olarak mezardan çıkarıyor, beynini sıkışmış bizim kurtuluş gerçeklerimizle düşmanın parçalıyor, köpeklere yediriyor, kulağını kesiyor, bitirici gerçekleri arasında ve çok öfkeliler, çok başını kesiyor, -böyle bazı vahşi hayvanlar var, sıkıntılılar. En son trajik örnek, -trajik mi desek- avlarını parça parça ederler- öyle bir düşmanla asrın en lanetli bir teslimiyeti gerçekleşti. karşı karşıyasınız, fakat sıradan savunma reflek- Kürdistan tarihinde de herhalde en sayılı, lanetli, Komünar 4 hazin, igrenç teslimiyetlerden birisi. Ama bu, sizin sizler konusunda, iyi niyet anlamında değil, kaba ezici bir gerçekliginizi temsil ediyor. Dehşet, çaba anlamında da değil de; işin gereği, işin doğası, korkunç! İzahı en güç olgulardan birisi. Kurtuluş işin savaşçılığı kapsamında fazla bel bağlayamıyor. gerçeklerine anlam veremeyen, düşman gerçekligi- Kendinizi öyle bir ölüme yatırıyorsunuz ki, insan ni de, gerçekten, sadece dogru anlamadan yoksun- biraz düşmanını düşünür, ona göre bir mevziye luk demiyorum da, 'ne kadar düşmandandır, ne yatar. Bir saat sonra başına gelecek olanı düşünür, kadar kendisindendir?' , bu ayrımı bile yapamayan, ona göre tedbirini alır. O da yok. Ufak bir rahat, kurbağa gibi kendini şişiren bir kişilik. Kurbağa yani bir çalışma ortamı buluyor, ilk yaptığınız iş; sesini insan sesi sanan, kurbağanın kendisini derin uykuya yatmak. Kendini bir turist gevşek- şişirmesi gibi, kendini şişirmeyi önderlik sanan liğinden daha gevşekçe bir duruma yatırmak ve kişilik; PKK cellatlığından, TC cellatlığına bir bunu da yaşam sanıyorsunuz. Hiçbir askeri yaşamla bağdaşmayacak duyguları, her tür disiplin dışı günde soyunan. Bu gerçekliği çözmeniz gerekir ve payınızı durumları bir çıkarmış gibi, bir hakmış gibi kendi- görmeniz gerekiyor. Ciddiyseniz, saygınlık- nize alıkoyuyorsunuz. Ama düşman yakalıyor sizi, lıysanız, gerçekten de dava adamı olmaya karar feci ediyor. vermişseniz, gerçeklerden kaçmamanız gerekiyor. İşte, en değme komutanı gördünüz. Öyle Ağlamadan, perdelemeden, numaralar yapmadan bir şey düşünün ki, hainliği bile kabul edilmiyor. gerçeği görmek ve daha da ötesi, onu değiştirme Gözlerimizin önünde gördük. Birileri diyor, "bunu gücünü göstermek. Çünkü devrimcilik, bu ikisinin jiletle doğruyalım", diğeri diyor, "bize versin, toplamından ibarettir. Görmek ve değiştirmek, anlamak ve değiştirmek-dönüştürmek. Bu konular- gazilere versin, onu nasıl paramparça edeceğimizi da artık yalancı olmaya, kaypak davranmaya bir Diğeri diyor, "eğer PKK'yi dağıtmada kullanılacak- son vermeniz gerekir. Aksi halde, ortaya çıkan sa, neden sağ bırakmayalım. Dağıtıncaya kadar." gerçeklikte kendinize yer aramanız gerekiyor. Yiğit İşte, en iyi hakkında biçilen hükümler bunlar. olmaya gücün yoksa, düşmanınla her düzeyde bir Gerçekliğiniz bu. Şunu ben iyi tespit ettim: Kontrol savaş gücünü gösteremiyorsan, safları karıştırmay- etmezsek bu süreçleri, aynısı, sizin başınıza da alım. Veya kendimizi bela yapmayalım, yormay- gelecek. Ama siz öyle aymaz insanlarsınız ki, alım. Yapabileceğiniz kadar söz söyleyin. Ama ancak ancak, ölümcül darbeyi yediğinizde belki, gerçekten, mutlaka ve mutlaka söz kadar yapma, "bu nedir?" diyebileceksiniz. Fakat bu da, bize göre yapma kadar sözünüz oluşmalı. Güçsüzlüğünü iti- kötü talihtir. PKK olayında, şüphesiz bu tür şeyler raf etme de bir gelişmedir. Bunu, anormal seslerle çok. Ama bana göre, netleştirme tam olmalı artık. ve sahte, çoğu da ölümle neticelenen yürüyüşlerle Sizin kendinize yapacağınız en iyi şeylerden birisi, kapatmaya çalışmak olmaması gereken bir tarz mutlak bir net başlangıca anlam vermeniz. Hazır oluyor. değilseniz, yaklaşmayın. Ben bile şu halimle, bu gösterelim". Diğerleri diyor, "asla afedilemez". Hep yanlış doğup, yanlış büyümeleriniz- yaşıma rağmen, ufak bir anlam yetersizliği içinde den bahsettim. Düşman eliyle büyütülmenizden bulunsam, ben o günün sabahına asla başlamam, bahsettim. Bir de, çok sakat yaşam anlayışlarınız- yakıştıramam kendime. Gönlümde, irademde bir dan, çok tehlikeli güdülerinizin yaşamı tehdit gelişmeyi görmesem, çıkmam milletin içine. Ama etmesinden bahsettim. Çok değiştirmek istedim. halinize bakıyorum, her tarafı dökülüyor. İradesi "Hiç birşey gelişmiyor" demeyeceğim ama insan felç, düşüncesi ne var- ne yok, belli değil, çoğun- Komünar 5 lukla ağlamaklı ve bir şeyler istiyor. Ne istediği de birisi; adam olmayla balon olmayı birbirinden ayırt belli değil. Tabi böyle giriş olmaz. etmektir. Ve mümkünse, balonlaşmamaya dikkat Öyle sanıyorum ki, siz bazı köklü kararları etmek. Her konuda, özellikle siyasi-askeri yaşam- vermesini bilmiyorsunuz. Katılış tarzınızda ağlama da. En büyük erdem, en büyük değerli kişilik diye- yanı ağır basıyor. Çaresizlik! "Kimsemiz yok, Parti bilecegimiz, bu düzeyde, kendinize bir disiplin ailesi bana baksın' gibi bir edayla giriş yapmışsınız. gücü yedirebilmek. Sözle adımını birleştirmek. Ama ben anama bile, bu temelde en ufacık bir ilgi Ama unutmayin ki, gittiginiz yerde hala bir yatalak göstermem. "Hakkım var üzerinde" dediğinde; olmaktan, bir bela olmaktan fazla bir rol sanıyorum, şunu demek istiyordum, "haklı olan oynayamiyorsunuz. Bu, sizleri hastaliklarinizla baş vatandır, haklı olan halktır". 'Senin haklılığın başa birakiyor. Ama asla bir savaşçi gibi, bir ondan sonra ancak olabilir' gibi bir yaklaşimla devrim hakkini kullanan militan gibi adlandirman- cevap verdigimi, o çocuk yaşımda bile, bu tavrın iza, degerlendirmenize yol açamaz. sahibi oldugumu söyleyebilirim. Ama sizin, şimdi Işte, devam ederseniz bu balonlaşmaya, bu bu halinizle bile, öyle bir tavır içerisinde gerçeklerden bagini koparip kendini gerçek yerine oldugunuzu söylemek çok zor. Her tarafınız koymaya, sonuç; 'vahim bir trajedidir' de demeye- dökülüyor ve aglamaklı yan agır basıyor. ceğim, yani isim vermekte güçlük çekiyorum. İhanetin olur, bir amacı olur. Hain, bir şe-ye ihanet Ülke hakkını, halkın kimlik hakkını Ve mümkünse özgürlük temelinde Yaşam hakkını kullanmanız Yani Devrim hakkını bu temelde Kullanmanız; şüphesiz dogrudur Hakkınızdır, görevinizdir. ettiğinde, karşı taraftan bir destek bulur. Yani ihanetin, teslimiyetin böyle zırvası, pek kitaplarda yok. İşte sizde gerçekleşiyor. Benim en çok yandığım hususlardan birisi de bu. Ama bu toplumu iyi tahlil ederseniz, sanırım, bunu da da-ha iyi anlayacaksınız. Düşmanına bile yaramayacak kadar se-fil! Halkına karşı tümüyle zarar, ama düş- İyi niyetliler içinizde var. Gerçekten ken- man da yararını gö-remiyor, bizdeki hainin. O dini katmak isteyenler var. Ben de, nasıl olması zaman biz bunu hangi toplumsal sözcükle izah ede- gerektigini, bunlar için söylüyorum. Devrim ceğiz? hakkını kullanmak, bizim yapabilecegimiz tek Burada suçu, yine kendimizde göreceğiz. dogru iştir. Ülkeniz ülke olmaktan çıkarılmış, Neden biz bu duruma düşürüldük? Çözmeniz toplumunuz da toplum olmaktan. Hatta isim gerekiyor. Yiğitlik bu! Yoksa, normal toplumların düzeyinde bile, ciddiye alınır bir yanı bırakıl- özgür vatandaşları gibi, her gün duyuyo-rum, biz- mamıştır. Bu anlamda ülke hakkını, halkın kimlik imki de yaşama ilgi duymuş. Hele bırak, şu anda hakkını ve mümkünse özgürlük temelinde yaşam PKK'de moda: "Benim yerim ne olacak? Benim hakkını kullanmanız, yani devrim hakkını bu görevim ne olacak?". Tabi bu sorularla da, yakala- temelde mak istediği, normal vatandaşlar gibi yaşayacak kullanmanız; şüphesiz dogrudur, hakkınızdır, görevinizdir. mı? 'Yaşayamazsin' diyorum, sersem adam! Bir Tercihte hata yok. Bunun için ne gerekiy- PKK kuralını her zaman söyledim. Çok açık da orsa ögrenmelisiniz. Ne tür savaş gerekiyorsa ona ortaya koyduk. Düşmanını yenecek gücü, iradeyi da hazırlanmalısınız ama adam gibi, balon gibi gösteremeyen ve onu biraz olsun örgütleyemeyenin degil. Burada en çok ögreneceginiz hususlardan "ben ne olaca-ğım, ben nasıl yaşayacağım?" Komünar 6 sorusunu sormaya hakkı yoktur. Bu, PKK'nin toplumun bireyiysen, bunun böyle olmayacağını adıdır, kimliğidir. "Ya benim de hakkım de-ğil mi?" peşinen kabul et-mem gerekir. Çünkü senin ulus Moda olmuş, zindandan tutalim dagdakilere kadar, dediğin, toplum dediğin yerde ve o halk üzerinde hak arayiciligi. mutlak başka bir egemenlik, yabancı ve hatta özel Hak arayiciligini, düşmanindan sora- savaş egemenliği var. Siz öküzün trene baktığı gibi, caksin. Digeri gitti teslim oldu. Birbirleriyle mutlu "ben bu düşmani göremiyorum" diyorsunuz. olsunlar. Istedigini versin, is-tedigini yaşasinlar. Bu Geliyor, bir santim yaklaşiyor, "yine göremiyorum" bir tercih. Ama PKK'de derseniz, ya-şam hakkinin diyorsunuz. Neyi görü-yorsun? "Ben kendimi bir tek yolu vardir, o da, işte düşünce hakki; dü- görüyorum". şünceyi yok eden güce karşi, dogru düşünceyi öküzsün. Tren müthiş bir hızla geliyor, raylardan geliştirerek kullancaksin. Hatta yeme-içme hakki, çıkmazsan, feci bir biçimde ezileceksin. Öküz onun senden gaspettik-lerini sen de, gerektiginde düşünmüyor, "ge-liyor" diyorum, bağırıyorum aç kurtlar gibi saldirarak ele geçireceksin. Aynen "geliyor, geliyor"... böyledir. Daha benzeri, normal vatandaşlar gibi Öküz de, raylar arasında böyle özgürlük hakkını "benim de bir evim-barkım olamaz mı, benim kullanarak yürümeyi niye hak bellemesin? işte...", sa-vaşsiz diyecegim, mümkün degil. Çünkü Biçiliyor-sunuz. Her gün değil mi? Nasıl biçiliyor- İşte, burada kurbağasın, yani "Özgürlüktür" diyorsunuz. düşmanin bir özel savaşi var ki; dünyada eşi yok. sunuz. Anlayışlar gerçekten bu düzeyden daha Yok yok! Bunlarin dişinda, bu temel gerçekligin ilerde değil. Hergün kafalarını taşlara vura vura ne dişinda yaşam hakki dersen, bu da kocaman bir kanıtlanıyor; öküz olunduğu, kurbağa olunduğu. yalandan ibaret, kandirmaca. Örgüt dişi, savaş dişi Çok ses çıkarmakla insan olmak arasında fazla bir kimse sana, "yaşayabilen bir Kürt olursun" diye- ilişki yoktur. mez. Çünkü bu dün-yada, öyle bir Kürde, hiçbir Peki, "hiçbir imkan yok mudur?" derseniz. ulus "evet" diyemiyor. Yani "böyle bir Kürt yok" İmkanı, ben her zaman söyledim; iğne ucuyla diyor. Sen diyorsun ki, "böyle bir Kürt var". Nerede kendine bir yer yapacaksın, yer kazayacaksın, var? "Ben de var" diyorsun, o da diyor ki, "be-nim çokça burda gördüğün gibi mütevazi olacaksın, iki kitabımda yok, politikamda yok". Kargaşa burada taşı bir araya getireceksin bir kulübe yapacaksın, başliyor. Sizi böyle kabul eden, bir dünya yok. En iki kişiyi bir araya getirip bir kuvvet yapacaksın. başta da düşman, bunu engellemiş. Nasil bu hakki Onlarla muhtemelen bir parça ekmek yiyebilirsin. o zaman kullanirsin? Düşmanina kabul ettirerek. Ben bunu size çok açik söylüyorum. Ve bir de, Onurlu bir insanın nefes alıp verişini verebilirsin. müthiş bir savaşla da kanitladik. Siz ise sahte devlet temsilcisi gibi. Züppe! Bırak devlet temsil- vatandaşlik haklarini, daha dogrusu, genelde özgür ciliğini, ben bile mevzilere yerleşmişim, kendimi toplumlarin veya en azindan, kendilerine göre tan- senin kadar özgür göremiyorum. Günlük yaptığım imlanabilinir, meşru bir yaşamin sahibi olanlari çalışma, iğneyle kuyu kazar gibidir. Durumu kur- taklit ederek, "ben de kravat takıyorum, benim de şeklen insana benzediğim söylenebilinir, dolayısıy- tardığımda, bin şükür diyo-rum kendime, bugün de anlamlı geçti. la ben de onlar gibi rahat yemek yiyebilirim, rahat Sizler yer beğenmiyorsunuz, görev beğen- uyuyabilirim, rahat ev-bark sahibi de olabilirim. miyorsunuz. Başka bir de yaşam istiyorlar, özgür Neden bana çok görülüyor?" Burada çok büyük bir vatandaşlar gibi. Ayıptır diyorum, "heval, yerine yanılgı var. Bir ulusun elemanı ve hatta bir farklı otur, haydi yiyeceğin-içeceğin senin olsun" diyo- Gerçek bu. Ama bizim züppelere bakıyorum, Komünar 7 rum, ağır küfür de etmek istemiyorum. Git, anan orum, bu sefer yine saptırıyorsunuz; "ben ne ola- sana ev kursun, git sahiplerine başvur. PKK bu, cağım, ben dayanamıyorum". Dayanamıyorsan, beni beğenmeyebilirsin. Zaten ben öyle, çok kendini tavana as. İşte, en son çıktı büyük kurbağa. beğenin de demiyorum, bu iş böyle oluyor. Bu işin Ne olacak şimdi? Hiçbir yerde bir şey yok, bir yer sıfırdan başlatanı buraya kadar getirmiş. "Benim yok. Ne düşman kabul edi-yor, ne düşmanın düş- babam zengindi, ben farklı büyütüldüm", sen düş- manı kabul ediyor. Yer yok! Hayır, bu-nun bizim manin kucaginda büyümüşsün bana ne. "Ben şöyle toplumsal gerçekliğimizde daha derin bir anlamı rahat yaşamaya aliştirildim, ben şöyle hatta dagda var. özgür bir çoban gibiydim" Olabilirsin. Benim sis- Tercihinizi bu te-melde yapabilirsiniz. Kaçtınız temimde, bir düşman var, ona karşi korkunç büyük bak, çoğunuz yaban ellerden geliyorsunuz. Ve bir inatla bazi işleri yapma var. "Ben buna dayanmam, ben farklı yaşamak isterim." Olmaz, sen yan- olduğunuz vatan parçaları da, bir çakıl taşı değerinde bile, sizin değil. Bu gerçekliğe karşı lış yaklaşım içindesin. İflah olman imkansız! büyük bilinçsizlik, yarı deli, yarı hasta, yarı mahku- Ondan sonra da "ben ağlarım". Bol bol ağlayanlar miyet temelinde, yani üçte bir oranında olmak. var, surat asıyorlar. "Ne olacak benim halim? Ne "Üçte bir ben deliyim, üçte bir ben hastayım, üçte olacak benim durumum?" bir ben mahkumum". Bununla sen neyi elde ede- Bunu anlamakla işe başlayabilirsiniz. Benim size yapabileceğim tek şey, sizi aç bilirsin? Bununla bela olduğunu, tehlikeli olabile- bırakmamak. Ben dediğim gibi, -anama bile, baba- ceğini; zaman zaman işte deliliği oynar, zaman ma bile- gelmiştim me-murdum, anama bir kavun zaman zindanı oynar, zaman zaman hastayı oynar. aldım o kadar. "Benden birşey beklemeyin" dedim, Her tür hastalık! Bunlar iyi şeyler değil. "benim başka işlerim var". Kendim için de geçerli. Son dönenmlerde başıma epey adam yığılıyor. Yani, şu an endekslendigim yemek, bulgur pilavi- Aslında insanla çalışma, benim zaten en esas dir. Süper yemek, benim için odur. "Başkan böyle aldığım işlerdir. Bunun dışında insanla eğitsel, olur mu?"derseniz, derim; "yok, Başkan haddini örgütsel, ideolojik uğraşmak, benim herşeyimdir. bilen adamdir. Işinize gelirse Başkan'la olursunuz. Sizin ise geliş tarzınız, pek bu temelde değil. İşinize gelmezse güle gü-le". "Biz PKK'yi kul- Toplumda kaybettirdiklerinizi, son dönemlerde lanacağız, biz PKK'yi, -biraz parası bi-rikmiş- iste- özellikle, bulmaya geliyorsunuz. En yanlış yak- diğimiz gibi yiyeceğiz. Kurumları var, onları da laşımdır. Burda onları bulamazsınız. Burda ideolo- bayağı değişik kullanacağız" diyorsunuz. Bunlar yanlış he-saplar. İşin başındakine soracaksın. Ben, ji dediğimiz şey şu; düşünce gerçekli-ğinde kendine bir yer yaratmak-yapmak, kendiniz için bir patron demiyorum kendime. Büyük emekçiye sora- dü-şünce, insan olmak için bir düşünce. Onu burda caksın, olur mu olmaz mı? "Yok, ben yine hırsı- arayıp bulmaya çalışacaksınız. İrade, dağılmış, felç zlarım, ben çaktırmadan işimi yürütü-rüm" ders- edilmiş. İradeyi bu-rada arayacaksınız. Halk irade- eniz, mümkün değil bu! Bir patrona bakın, fabrika- si, Parti iradesi, yani maddi güç, yani örgüt gücü sını dört-dörtlük kullanır. Bir işçi kolay mıdır, hırsı- nasıl olur? Onu burda arayacaksınız. Bu siyasettir, zlık yapabilir mi? bu askerliktir. İrade-düşünce birleşti mi; bizde Burası bir fabrika, patron yeri de değil. siyaset, askerlik ve savaş diye ortaya çıkar. Ordu, İdeolojinin süzgecinden geçirilmiş, sıfırdan emekle cephe diye kendini nitelendirir. Onu burda iyi müthiş savaş içinde ya-ratılmış bir anlama sahip. öğreneceksiniz. Burda daha da ince olarak taktik, Neyi, kimi kullancaksın? Bu ger-çekleri hatırlatıy- yani "düşmana göre ben nasil ayakta kalacagim?" Komünar 8 Onu burda öğreneceksiniz. Şimdi bu kavramları burda kurtarabilirsiniz. Kendinize göre, bundan söylüyorum, çoğunuzun kafası bence uykuya dalıy- fazla bu dünyadan birşey beklemeyin. "Özgürlük, or. "Bu nerden çıktı?" diyorsunuz. Bunlar, adınız- şeref, onur, siyaset, gurur; ben de şöyle bir insan- dan daha çok size gerekli olan, temel, insani husus- im" demeye hakkınız yok. Çünkü dünyada, böyle lardır. Buraya bunun için geldiniz. Hatta varsa bir Kürd'ü kabul eden yok. Yanlış büyütmüşler sizi, ben ne yapayım. Maalesef Kür-distan'daki bununla çelişki teşkil eden, içtiğiniz sigarayı, cehaletin en tehlikeli bir yönü; "Ben de insan gi- hemen duvar ötesine atacak-sınız. Yersiz elbiseleri biyim. İşte kulaklarımla, şekil-şemalimle ben de hemen atacaksınız. Ruhunuzda böyle boğuk, normal va-tandaşlara benziyorum" Bu, sadece karamsar ne varsa, hemen atacaksınız. Yani tertem- şeklen böyledir. Gerçek-ten tarih bilimine, toplum iz soyunacaksınız ve öyle bir ruhla, öyle tertemiz bilimine göre, böyle bir insan yok. Ayiptir söyleme- beyaz bir say-fa biçiminde, burda yaşama başlaya- si, ama gerçegi karikatürize ederek anlatmak, caksınız. Kir-pas bazen daha iyi ögretici olabilir. Bu bazi may- içindeysiniz. Kazı kazı çıkmıyor. Sen kenefe dön- munlari -Japonlar özellikle yapar- zorla insana müşsün, yani pislemişler sana, pislemişler, benzetmek için elbise yaptiriyorlar, hatta yürütüy- yüzyıldır te-mizlenemiyorsun. O zaman "sen ne orlar. Ne kadar benzedi, diye. Işte tarih bilinci, Gücünüz yeterse tabii. toplum bilinci dişin- geziyorsun burda?", derler adama. Bu kokun yüzünden burayı da kirletiyorsun, defol Kendini git. temiz kılamıyorsan, temiz tutamıyorsan du r ma - y ac a k sı n. Ru hu nu zd a bö yl e bo ğu k K ar am sa r ne va rs a, he me n a ta ca ks ın ız Ya ni t er tem iz s oy un ac ak sı nı z Ve öy le b ir ru hl a, öy le te rt em iz B ey az bi r sa yf a b iç im in de Yaş am a b a şla ya ca ks ın ız G üc ün üz y et ers e ta bi i "Burası benim yerim da bizim, kendimize insan dememiz de buna b e n z i y o r. Maymun ne kadar insansa, biz de o kadar insan olabiliriz. Gerçek bu, hiç abartmasiz. Ben değil" diyeceksin, affını iste-yeceksin. Veya sık sık delimiyim, neden bu kadar korkunç insan olma ortaya çıktığı gibi, çaktırmadan kaçacaksın. Ama savaşini veriyo-rum? Maymun olmamak için. kazara da düşmanın eline geçersen, seni öldürürler. Bunun dehşeti var bende halen. Gerçekten, bu yüz- Lütfen bir öküz kadar, bunun da bilincinde olarak den bu kadar işe sarilma zorunlulugunu du-yuyo- hareket edin. rum. Bu bilinç, bu hayvanlaşmaya karşi büyük Okulumuzun böylesine bir tanımı daha da geliştirilebilinir. Ben çok yaptım bu tanımlamaları, tepki ol-madan, birak devrimci olmayi, normal insan olma yoluna bile giremezsiniz. Bu böyledir. fakat ciddiye almadı-ğınız için tekrarlamak zorun- Köhnemiş düşüncelerinizle başka tablolar dayım. Kusura hiç bakmayın, ben ne yapayım? çizmek, sa-dece yalani derinleştirir. Mesela ben Sıkılıyorsunuz, dayanamıyorsunuz. "Kendimize hala kendimi çeyrek a-dam yerine koyuyorum. göre" diyorsunuz. Kendinize göre dünya diye bir Pozisyonum kesinlikle böyle. Çünkü yarim adam şey yok. Kendinize göre rezalet var, kendinize göre yerine koysam, daha fazla hata yapabilirim. Ama sefalet, kendinize göre, ancak ancak bir işportaci çeyrek adam olmanin da savaşi, bu haliyle bile hala veyahut en tortu işlerde, bir paça ekmegi şurda- yetersizdir. Ama tam adam olmayi da biliyorum Komünar 9 biraz. Aglayayim mi sizin gibi? Hata mi yapayim size yapabileceğim en büyük iyilik, büyük bir çok? Bu halk biraz umut bagla-miş, yirmi dört saat- ihaneti tekleş-tirmekti. O düşmandır, düşmanın değişik bir çalışma koludur. O çalışma kolunu, te herşey biter o zaman. Bu lanetli ögeyi tutmasaydim, ne olurdu başka çalışma kolları da var, onları da etkisi- biliyor musu-nuz? Adam o kadar kurnaz ki, Amed'i zleştiriyoruz şüphesiz veya korunmaya çalışıyoruz. çoktan haletmiş, Erzu-rum, Dersim, Serhat, sözü- Yalnız bu kol çalışsa, ne olurdu biliyor musunuz? mona Anakarargahimiz, Botan, bilmem diger yerler Hepinizin akıbeti, aşağı-yukarı buna benzer olacak- de uzantisidir, Güney şu-bu. En son, "hele gideyim, tı. şu Amanos'u, Toros'u da bağlayayım geleyim". Bahane, yol ve yöntem çoktur. 'Osmanlı'da Hepsi de tamam gerçekten. Oyunun bir tarafı da oyun çoktur' derler. TC'de daha fazla çoktur. Öyle benim. Beni nasıl hal edecek? 'En büyük Allah'. En bir makaraya sarı-lırdınız ki, kiminizin beyni güçsüzlerin, bir Allah anlayışları vardır. O kelimeyi parçalanırdı, kiminiz zavallıca yalvarırdınız. de, sadece güç getiremediklerini kandırmak için, Kiminiz cellat olurdunuz, kiminiz kötü işlerden aldatmak için söylerler. En büyük yalanlardan kötü iş beğen, kötü sonuçlardan kötü sonuç beğen. birisi, köylülerin Allah'a tapınmasıdır. İçinde her Hem de nasıl koyarlardı, farkına bile varamazdınız. türlü aldatıcılık var. Aynı oyunu düzenlemek iste- Sadece mır mır ederdiniz. Sadece, "Ya nasıl böyle diğinde, tabii biz bu ideolojiye karşı çoktan kendimizi donatmışız, tedbirimizi de almışız. Ne oldu? Ben hiç böyle um-muyordum, ben hep şöyle istemiyordum, ben cenneti istiyordum, ben tilki olduğunu, ben çok iyi biliyorum. Yıllar-dan kendime çok güvenmiştim vb" dersiniz. Toplumu- beri. Benim işim ne? Bu! Bu işlerle sadece uğraşıy- muz tümüyle bunu söylemez mi? Ama o vurur size. ordum. Herşeye sözümona, "sahip oldum, olmak Dara-ğaçlarında, ne kadar Kürt böyle öldü. Ne üzereydim, PKK'yi hallettim" diyor, gerillanın kadar hain, en son köpekten beter edildi. Aynı olay. başkomutanıydı, herşeyi haletti, herşeyi bağladı, ama benimle olan meselesini halletmedi. Gerçekten böyleydi. PKK tarihini inceleyeceksiniz. Kendinizi, Özdeyişiyle, en büyük suçu; beni Allah aynen bu tu-tum içerisinde kaldığınızı, yani kontrol yerine koymakmış. Ama Allah yerine koymuşsan, altında olduğunuzu,-kontrol altında olanı da kolay bu en büyüğüdür. En bü-yüğüne de ihanet edersen, teslim ederler. İşte nasıl teslim oldu veya edildi. Siz Allah seni çarpar. Bütün kitap-larda, bu böyle daha mı güçlüsünüz? Değil! O sizlerden daha yazılıdır. Kim sana dedi, Allah yerine koy? Kim güçlüydü, daha düşünceliydi. Diyordu, "ben kitap sana dedi aynı saatlerde Allah'ına ihanet et? Bütün yaz-dım, roman yazdım". Demek ki, hırslı. Ve sizi ki-taplar yazar, kendi eliyle yarattığı tanrısına böyle böyle susturdu. Böyle kılınızı bile kıpırdatmayacak ihanet eden, en büyük lanetli olur. Tarihte örnekleri hale getirmişti. Düşünce-niz, iradeniz teslim alın- binlercedir. Ama diyor ki, "ben diğerlerinin hepsini mıştı çoğunlukla. Bunu şunun için söylüyorum: haletmiştim, sürü arkamdaydı, o-yun tamamdı". kişiliğinize damga vuran, hakim olan nedenler çok. Hani bir söz daha var: 'En büyük Allah'tır'. Özgürlük bunu yıkmaktır. Mesela neden bir mili- Peygamber bile, Allah'a bağlı olarak iş yapar. Biz tanımız çıkmadı? "Ben bunda hile seziyorum." öyle değiliz. Biz sosyalist emekçiyiz. Bir kur- Dikkat edin, tek bir kişi böyle çikmadi. "Ben bunda bağanın kendini aldatması durumunu izah etmek bir kurnazlık görüyorum. Ben bunda bir teslimiyet için, bu kavramları kullanıyorum. Bir de sizleri görüyorum" demedi. Böyle bir sürü daha çıkmıştı izah etmek için. Düşünün bunu tekleştirdim. Benim eskiden. Komünar 10 Halen hatırlıyorum, beni sıkıntı kaynağı Sizin psikolojinizi düşman kontrol ediyor gibi görürken, o provokatörlerin yanında rahat oluyordu bizim arkadaşlar. Bir Semir vardı, aslında. İçimizde sadece dolaylı, ya da direkt yollardan kullandıkları var. Zaaflarınız örgütlendiriliy- Avrupa'da diyordu: "ben Önder olursam, sa-at or, zaaflarınız tahrik ediliyor. Örgüte gelememe, onikiye kadar uyuma hakkıyla, yumurtanın savaş kurallarına gelememe 'hak' diye size su- beyazını attırıp adama sarısını yedirerek yaşama nuluyor ve zorlandığınız için buna ilgi duyuyor- hakkını tanıyacağım" Bi-zimkiler alkış çalıyordu; sunuz. Ama ondan sonra nasıl, bir çırpıda, -alıştır- "ne güzel, insan haklarına saygılı, sevimli bir genç mıştı tabi bu yaşama- bir bindiriyor tepenize. İşte, bu" diye. Biz burada, B.'ta, zorbela bir ev buluyor- kepçelerle cesetlerinizi bir köye gömmüş, Köylü duk. Can güvenlikleri için fır dönüyordum. Bir kabul etmiyor, demiş "atayım". Bu sefer kepçeyle leğen bulmuştu, ona çaldırıp, bizimkilere şarkı çıkarıp, nereye gömdüğü belli değil. Tarihte de söylettiriyordu ve diyordu yine "ne güzel, şarki böy-le yaptı. Seyit Rıza'nın mezarı belli değil. Seyh söyleme hakkimizi kullaniyo-ruz". Ona ilgi duyuy- Sait'in meza-rı belli değil. Kepçeyle bir yerlere orlardı. Bir Şener vardı, halen hatırımda; ben burda koymuşlar. Kemiğini buluruz, kemikten de onun okulun yemeğini hazırlamak için, güvenliğini ha- kemikleri olup olmadığı anlaşılamaz. Daha da zırlamak için dört dönüyorum. O ise diyor, "kendi- kötüsü, köpeklere yedirme. Evet daha dün, o kendi- nizi yaşa-yabilirsiniz". Kızlara diyor, "sen istediğin ni çok rahat sanan gerillanın cesetlerini, köpeklere erkeğe", erkeğe di-yor, "gönlünde zaten şu kiz var, yedirmişler. Bunlar gerçek! istediginiz gibi yaşayabilirsiniz", "Gerilla, zaten Kim sana dedi öyle rahat ol diye? Korkunç yaşami tehdit ediyor, suçlu. Örgütümü-zün bazi olacaksın sen de. Bundan çıkaracağın tek sonuç, olanaklari var, paylaşabiliriz, yaşayabilirsiniz". Ta- sonuna kadar direnme hakkını kullanacaksın. Gitti, mam, grubumuzun yüzde sekseni de öyle gitti. uyuşturdu. O marjinalizm denilnen olay o. Ama yemegi yediren benim, güvenligini saglayan Amanoslar güzel, deniz de yakındır, zaman za-man benim. Belki çok iyi görmeyebilirsiniz ama bu rahat, bol bol rahat uyu. Bir yıl, bir tek ürkütücü orturma yerlerini, yüzde yüz bir so-rumlulukla yer- eylem yapmıyor, korkutucu eylem yapmıyor; ine getirdim. O sadece gelmiş, sizin sikintilari-nizi yaşam hakkını güya kullanıyorlarmış. Yaşam istismar ediyor. hakkını kullanana böyle yaparlar. Gerçek böyle. O digeri dagda yapti. Parti orada biliyor- Ben bunu abartmıyorum. Çıkma! Neden o sila-hı sunuz, binbir emekle, halkimiz binbir emekle bazi omuzuna taktın? TC'ye karşi silah omuza takmak silahlar aldi, erkekler kizlar olarak birleştiniz ve bazi şeyler gerektirir, ta Osmanli'dan beri ... yüce özgürlük için. Bu, onu orada saptirdi, dedi ki; Kuyucu Murat Paşa, 40 bin tanesini doldurdu. "yiyin, toplumun o şey sinirlarinda yaşamadigini Silahli da degillerdi de onlar. Düşünce-leri biraz yaşayin, hakkinizdir. Çok yorulmuşsunuz, çok farkliydi Osmanli devletinden. TC'de, Mustafa Ke- savaşti-niz". Halbuki, öyle birşey yok. Dogru mal en yakınlarını idama göndermiştir. İktidarını dürüst bir eylem bile planlayamamişlar. "Haydi kız ufacık tehdit etti diye. Ama bunlar gerçek! Elde sen şu erkeğe, haydi erkek sen şu şeye. Haydi bir de silah, şeref onur elde et-miş. Hoşuna gidiyor. Bir parası var, yiyin. Yormayın bir de kendinizi". de, eksik olan yaşam hakkı. Oranın sahibi var. Sana Dediler, "bu güzel, biz böyle komutan isteriz". Evi- bir çakıl taşını bile layık görmüyor. Kim de-di, öyle mizi yıktı, bir tanesi demedi; "burda bir yanlışlık rahat yaşayabilirsin? var". Ne-den? Zaaflarınıza hitap etti. Komünar 11 Bunlar, derin gafletlerdir. Askeri kişilikte edilemez ve karşı çıkıldığında lanetli ko-numa olmaması ge-reken hususlardır. Ama dediğim gibi, gelinir, bu duruma düşersiniz. Yok, bebek gibi ken- sizin gaflet düzeyiniz, iradenizin parçalanmışlık dinize uyduracağınızı sanırsanız, mümkün değil! düzeyi, zavallılığınız, maalesef bazı acıklı durum- Demek ki, bu Önderlik denilen olayı, mutlaka der- lara düşürüyor. Daha da kötüsü, tabi, ben şehitlere slerin başında çok iyi öğrenmeniz gerekir. Dört- hep saygılıyım, şehitler yine en büyük yaşam dörtlük öğrenmeniz gereken temel bir ders. Öğren- değeri olarak anılır. Fakat yaşayanlarınıza bakalım. meden hiç bir derse sağlam baş-layamazsınız. Kocaman büroları veri-yoruz, kocaman kurumlar Bunun da yaşı-başı yok. 70 yaşında da olsanız, yeni var, kocaman... Her tür yemek var, yani bir devlet de olsanız, ünlü de olsanız ünsüz de. Şart, temeldir. dairesinde olmayan rahatlık, özgürlük var, yi-ne Aksi halde sonuç, bu vahamet. Ben de hergün, beğenmiyor. Rahatsız! İstisnasız kendimden başka hepsine, daha rahat çalışma imkanları tanıdım. Askeri değil, sivil çalışma imkanlarını, beğenmiyorlar. Puşt, başka şeyler isti-yor. Nedir başka istediği şeyler? Köhnemış, pek ciddiye alınmayacak şeyler; ucuz duygulara, ucuz güdülere, o da değil, onu da yapamıyor. Bela, lümpen, sersem, hasta! Demin söyledim, üçte bire özgürlük istiyor. Üçte bire özgürlük istenilmez. Üçte birler aşılmak zorundadır. Üçte birler hak diye sa-vunulamaz. Aşılmak zorunda! İşte, okulumuzun uğraşacağı temel konular veya ona la-yık bir öğrenci olmanın tanımı böyledir. Sanırım, oldukça an-laşılır ortaya koydum. Çarpıcı! Kaydınızı bu temelde yapma-lısınız. Çok mütevazi olmanız gerekiyor. Ben de, kendi katkı-mı sürdürüyorum bu temelde. 49 yaşındayım. Halen gördü-ğünüz gibi, aynı heyecanlı bir öğrenci gibi rolümü oynuyo-rum. Ne yapayım? Düşmanım büyük, böyle olmak zorunda-yım. Kötü ölmek istemiyorum. Ama namussuz gibi yaşamak da Önderliği daha de-rinlikli kavramaya çalışıyorum. istemiyorum. Böyle, benim halen yaşadığım bir Temsil ediyorum doğru, ama öğreniyorum da. yaşam bi-çimi. "Başkan, Başkan" diyorsunuz, gel- Oldukça derinliğine hem öğreniyorum, hem de diniz, Başkan'ın ger-çeği bu! Siz, Başkan'ı Allah temsil etmeye çalışıyorum. Yani en zor işlerimden yerine koyamazsınız. Koyanın durumu ortada. birisi de o. Kendiliğinden mi gelişiyor Önderlik, Ama hiçe de sayamazsınız. İkisi de, feci so-nuç babadan mı bana mi-ras kaldı? Belki hepinizin verdi. Ne hiçe sayacaksınız, ne de abartacaksınız. babasından miras birşey var, ama belki de bizim Ger-çekliği neyse öyle öğreneksiniz. Mümkünse ailede mirası olmayan tek kişi benim bu konuda. onunla güçleneceksiniz, onunla yol arkadaşlığı Herşeyi yarattım. Demek ki, çok zor bir iş. Çünkü yapacaksınız. Anlamazsanız, tanrıya nasıl ihanet bu toplum için ilk defa böyle bir gerçekleşme var. Komünar 12 Daha da yenilmez kılmak için hiç ilgilenmediğiniz, düşmanın böyle çok yönlü düşürdüğü, dayatmaları- anlamak bile istemedi-ğiniz bu işi yapıyorum. na karşı ayakta durmanın gururu var, heyecanı var, Diğer bir sürü iş yapıyorum. Nedir di-ğer bir sürü ye-nilmemenin verdiği yüce bir duygu var. Bu iş? Pratik işler. Hemen hemen hepinizi günlük duygu, bütün duyguların en yücesidir ve tanrısıdır. olarak moral, ekmek, güvenlik, bütün bu Bu bizi yaşatıyor. Gı-damı ben, bu duygulardan geldiğiniz, gittiğiniz yolları açık tutmak. Hepsi alıyorum. Siz ise; sahte yetki, işte bir ahbap-çavuş benim işim. Belki değerini takdir etmezsiniz. Ama ilişki, bencil şeylerden. Bu sizi dediğim gibi, bu gerçekten hepsinin köprüsünü de, yolunu da ben yüce şeylerden aıkoyar, dolayısıyla ne siyasetçi, ne kurdum. Önce kendim geçtim, sonra üzerinden siz- asker gibi bir kişiliğiniz gelişemez. Bu yüce duygu- leri ge-çirdim, güvenlikli olsun diye. Bu pratikleri ları paylaşmaktan başka çareniz yok. de takdir edemezseniz zaten siz bir hırsız olur- Bu okulda bunları yavaş yavaş hissetmek, sunuz, üçte birlerden birisi olursunuz veya üçte bir- özümsemek, düşünceye vurmak, iradeye vurmak, lerin üçte üçü olursunuz. düşünceyi geliştirmek, iradeyi keskinleştirmek ve sonuna kadar kullanıyorum. Siz o kadar rahatsınız, her tür savaşa kendini hazır hale getirmek; başarılı bir mezuniyetin ifadesi olacaktır. Bu temelde, des- yerleriniz o kadar güzel ki, bu tanıma göre kendi- leri daha da ayrıntılı halde gerektiği kadar işleye- nizi bile şekillendirme gücü gösteremi-yorsunuz. bilirsiniz. Bu tanımın, daha büyük bir bilinç Sadece bozuyorsunuz çoğunlukla. Yıllarca dağda açılımına, güce dö-nüşümüne hizmet edecek bir kaldınız, Avrupa'da kaldınız, birer bela gibi sürü ders hemen dile getirilebilinir. Mesela isim- Maalesef nefesimin fiziki sınırlarını geldiğiniz çok a-çık. Burası yaban eller. Siyasetin lendirirsem; herşeyden önce yaptığımız dev-rim bir en zor geliştirileceği yer. Ve ben, dünyada en çok insanlık devrimi ise de, bir ülke somutunu esas sıkıştırılan adamım. Değil mi? Bu çok a-çık. Peki, alıyor. Adına Kürdistan diyoruz, hatta Türkiye, sizin gibi bir durumum var mı? Ağlıyor muyum si- Ortadoğu alanı da denilebilinir. Daha pratik olması zin karşınızda? Çaresiz olduğumu, çözümsüz açısından. "Kürdistan devrimi ve insan", "insan- olduğumu size söylüyor muyum? Neden? ideoloji", onunla bağlantılı "felsefe ve teori". Yani Çünkü ben sorumlu insanım. Çünkü ben Kürdistan devriminin ideolojisi, onun da arkasında- halen düşma-nına göre ayakta kalmayı yaşamın tek ki felsefesi ve teorisi nedir? Herhalde bir kadro için meziyeti sanan kişi-yim. Çünkü ben ağlamayı ilk an-laşılması gereken hususlardan birisi budur. alçaklık olarak gören, zûl-al eden* bir kişiyim. En Tarihten dem vurmak gerekir. "Kürdistan ve tarih" güzel yaşamın, onurlu, yani temel değerlere bağlı diye bir tartışma da anlaşılmaya değerdir. Kürt yaşam olduğunu bilenlerdenim. Her şeyini buna toplumu her ne ka-dar dağıtılmış ve kendisi olmak- göre ayarlayanlardanım. Temel hususlarda velhasıl tan çıkarılmışsa; parçalarının da bir tanımını yap- bir cevap ol-mayı, tek yaşam seçeneği olarak bilen mak, yeni toplumu kurmak açısından ge-reklidir. ve herşeyini milim mi-lim ona göre ayarlayan Bir de günümüz var; günümüz, kapitalist- kişiyim. Başka bir şeyim olmayabilir, sizin gibi bir emperyalist hakimiyet altındaki bir süreci yaşıyor. sigaradan zevk almayabilirim. Veya bir ahbap- Güncel kapitalist-em-peryalizmi değerlendirmek çavuşum olmayabilir. Rahat uyku da olmayabilir. yararlı olabilir. Çünkü dolaylı ve direkt etkileri TC Yemekler-den fazla lezzet almayabilirim. Ama ile çok müthiş bize yansıtılıyor. Dolayısıyla onun bana göre bu yaşam, kendi başına en büyük en tehlikeli bir parçası olarak, TC gerçekliği, kıs- tutkudur, en büyük arzudur. Neden? Çünkü içinde men ta-rih ve daha çok güncelliği içinde, onu delik Komünar 13 deşik etmeniz ge-rekiyor. Nasıl bir olgudur? İnsanı savaşmalı?' sorusu kadar önemlidir ve ikisi taktiği ne yapar? Hele bizim insanı ne yapar? 75 yıllık tar- ifa-de eder. Günlük olarak nasıl yaşamalı, nasıl ihinde ne yapmıştır, şimdi ne yapıyor; birey olarak, savaşmalı eşittir; militan-taktik-önderlik. Bunu toplum olarak, ulus olarak? Katliamlarıyla, asimi- netleştirmeniz gerekiyor. Çün-kü siz stratejik lasyonlarıyla, her tür beyaz terörüyle, yoksullaştır- Önderlik'ten ziyade, daha çok taktik önderlik-le masıyla bizi ne hale sokmuştur? Onu anlamak uğraşacaksınız. Günlük olarak nasıl yaşamalı ve nasıl gerekiyor. Güncel du-rumunuz ne? Bu temelde tabii, TC'nin, emperyalizmin savaşmalı sorusu içinde boğuşacaksınız. Hangi şekillendirdi-gi mutlak egemenligi altinda, kedinin özelliklerle yirmi dört saati kur-taracaksınız? fareyle oynadigi gibi, oynamak istedigi bizim Eğitsel, örgütsel, eylemsel, ne kadarına, nasıl gerçekligimiz. Fareden nasil aslan olacagiz veya ihtiyaç vardır? Ve ne kadarını nasıl yapmalısınız? taninmaz hale getirilen insanimizdan nasil yeni Bütün bunları, adeta haşır-neşir olurcasına bilirs- insana ulaşacagiz? Yani, önce toplumumuzu gün- eniz bir taktikçi, bir taktik önder olarak faydalı işler cellik içerisinde taniyacagiz, parçalanmişlik, asim- yapabilirsiniz. Taktik önderlik dersini, adınızdan ilasyonla yutulma, ö-zel savaşin almak istedigi daha fazla bellemeniz gerekiyor. Hitap, davranış, sonuçlar, 2000'e doğru bitirilmişlik planına karşı, ele alış, sonuçlandırış. Özellikle toplantı düzeni, devrimimizin bireyi nasıl olmalı? Direnen bi-rey, toplantı sistemi, alt-üst yönetimi, çizgiye göre ardından direnen bireyden direnen parti nedir? yönetim, ferdi yönetim, yanlış yönetim. Hepsi bu Direnen parti, tarihiyle anlatılabilinir. Ve bu tarih, konunun içinde ele alınmalı. nasıl bir tarih? Her-halde bir ihanete karşı bir Daha da ayrıntılı kılınabilinir bu dersler. kahramanlık. Eşine ender rastlanan bir tarihi ifade Örneğin, toplumsal gerçekliğimiz ele alındığında ediyor. Sonuçta; PKK somutunda bir şeyler gerçek- bunun en temel kurumu olan aile, özellikle leşmiş. Direnen PKK, günümüzde kendini savaş günümüzde aile gericiliği, mutlak aydınla-tılması öncü-sü olarak ayakta tutuyor, hatta başarıyı, zaferi gereken konulardan birisidir. Yine Ulusal Kurtuluş zorlamak isti-yor. sü-reci anlatıldığında, ihanet-işbirlikçilik, ihanet ve Bu anlamda, Partinin kitle politikası, yani teslimiyet ta-mamen aydınlatılması gerekir, tarih siyasi cephe-ordu ve eylemlilik. Partinin askeri ve güncelliği itibarıyla. Bunun yanında kahraman- çizgisi, yani silahlı sava-şım, ordusu-ARGK, askeri lık, özellikle PKK'de, yalnız bir bi-rey şahsında teori ve taktik, genelde ve özelde. Kürdistan'ın değil, bir çizgi düzeyinde, -ki kahramanlık PKK'de doğru savaş çizgisi ve ordusu. Daha da somut çizgidir- onu dört dörtulük bilince çıkarmak ve olarak, bir asker olmak, bir komutan olmak nasıl irade de keskinleştirmek, derslerin en yakıcı özel- olmalı? Bir de Partileşmeyi, bir asker olmanın, bir liğini ifade eder. Tarz, tempo sorunları var. komutan olmanın ger-çeğinde görmek. Taktik Bunların hepsi taktik içinde anlatı-labilinir. nedir? Günlük bir asker, bir komutan nasıl yaşar? Herhangi bir hızla değil, herhangi bir ağızla değil, Günün yirmi dört saatinde militan, asker ve ko- politikanın ve askerliğin dili olarak hitabet, yine mutan olarak. Hatta yalnız askeri cephede değil, düşmanın yakalamayacağı bir hızla çalışmak, siyasi cephede de - ki o da bir ordudur aslında- bir savaşmak, mutlak netleş-tirmeniz gereken bir der- militan nasıl yaşar? Duyguda, düşüncede, örgütte, stir. emniyette, yemekte, içmekte, uyumakta nasıl Bütün bu derslerin anası da, özü de Önder- olmalıdır? 'Nasıl yaşamalı?' sorusu, en az 'Nasıl lik'tir. Bu, ben olduğum için bunu söylemiyorum. Komünar 14 Bir kurum olarak ön-derlik. Genelde kavram, bütün sadece bir robot, yüreği-beyni olmayanın bir toplumlarda ilericisiyle gericisiyle, devrimcisiyle, yürüyüş gi-bi olur ki, nitekim bununla hiç bir karşı-devrimcisiyle, mesafe alamadığınız ortaya çıkmıştır. faşistiyle sosyalis-tiyle, halkçısıyla hakimiyle veya ezeniyle ezileniyle; ve Dolayısıyla Önderlik olayını, benden daha bir de yalnız siyasi askeri alanda değil, ekonomi- fazla öğren-meniz gerekiyor. Bu, beni didik didik den, sanattan tuta-lım askeri önderliklere kadar. etmeden tutalım kurum olarak, sosyolojik bir olgu Genelde önderlik kavramının bir tanımını, çok iyi olarak nasıl ortaya çıktı? Müm-künse, benim bile özüsemeniz gerekiyor. B u n u n l a bağlantılı olarak, "Kürtler ve Önderlik". Hatta "Türkler ve Önderlik", bizi çok yakından ilgilendirir. Tarihte Türkler ve Önderlik, yani Türkler nasıl Sultan oldular? dile getirmekte olduğum- Kürtler, Önderlik denilince ne anlarlar? Klasik Önderlik anlayışı, ağa, bey, şeyh Yine aile reisliği Günümüzde de mahalle kabadayılığından Tutalım ve onun zıddı olarakta Adam olmazlığa kendini mahkum saymak Bu da, Önderliğin zıddı, sahte önderlik Sahte kölelik Günü-müzde sözümona dan daha fazla ne olabilir? Tesadüfen mi ortaya çıktı, bilinçle mi, savaşla mı, talihle mi yaver gitti? Veya düşmanın boşluklarından mı, ha-talarından mı yararlandı? Veya Kürdistan'daki büyük Önderlik boşlugunu mu Cumhurreisi, işte paşalar. Bu kavramları, dört iyi gördü? Zayifliklardan mi, güçlü yönlerden mi dörtlük anlamak gerekiyor. Araplarda, Farslarda da yararlandi? Ve bir de, 'Nasıl'ı. İğne ucu kadar bir anlamakta yarar vardır. Nasıl oluşmuş, nasıl temsil im-kan olmadan, bu adam nasıl çıktı, cesaret etti? ediliyor? Çok önemli, çünkü yakınen bizi İnanılması bile neredeyse imkansız olanı nasıl ilgilendirir. Ve Kürtler, Önderlik denilince ne anlar- gerçekleştirdi? Belki de şaşar kalırsınız ama mutla- lar? Klasik Önderlik anlayışı, ağa, bey, şeyh, yine ka öğrenmeniz gerekiyor. Talih diyebilirsiniz, aile reisliği. Günümüzde de mahalle kabadayılığın- Allah'ın yardımıyla da diyebilirsiniz. Veya çok dan tutalım ve onun zıddı olarakta adam olmazlığa kendini mahkum saymak. Bu da, Önderliğin zıddı, akıllı, çok usta da diyebilirsiniz. Veya düşman sahte önderlik, sahte kölelik. Bu kavramları gerçekliğinden yola çıktı diyebilirsiniz. Veya hepsi netleştirmek gerekiyor. Ve tabii, daha da giderek birleşti, şu etken şu kadar rol oynadı. Hepsi birleşti somut bir ifadesi olarak, benim şekillendirmeye böyle bir durum ortaya çıktı. çalıştığım Önderlik. Yeni bir peygamberin doğuşu gerçeğinden veya halkımızın çok çarpıcı bazı Sonuçta bu, büyük bir harekettir de-meyeceğim, ama yeni bir insani çıkış olduğu günümüzde. İnkara gelmez. ABD, Rusya'dan yani kesin. Günü-müzde teorileştirmişim, kurumlaştır- en ünlü devletlerden tutalım, Ortadoğu'nun bütün mışım, hatta hem siyasi, hem askeri, giderek sömürgeci, imha edici güçleri kadar, halkları da, kültürel-moral düzeyde de biçimlendirmişim. insanları da anlamaya çalışıyor. Bu, ben olduğum i- PKK'yi anlatırsınız, orduyu da anlatırsınız çin böyle değil. Bu bir dediğim gibi, sosyolojik, da, ama bir de beni anlatmak, anlamak gerek. yani toplumsallaşmış bir olay. Siyasallaşmış da, Anlatmazsanız, dersleriniz beyninden, yüreğinden askerileşmiş de ve hepinizi de kendi militanı yoksun kalmış olur ve dersler sadece bir kalıp olur. yapacak kadar çok etkili. Ne kadar farkında Ve o kalıpla da hiçbir zaman yürüyemezsiniz. Yani olmasanız da, artık bu İlah sizin kaderinize hükme- Komünar 15 di-yor. Ben değil yanlız, yanlış anlamayın. Bir ilah çok zeki, çok güzel bir katilimi, paylaşimi gerçek- yaratıldı, o i-lah kaderinizi yönlendiriyor. Ben de leştirirseniz, muhtemelen kabul görebilirsiniz. Bu onun, bir tutsağıyım de-meyeceğim, onun bir böyledir. Ben oldugum için bunlari söylemiyorum. özgürlük savaşçısıyım, ama çok iyi kavradığım için Kurum bunu böyle emrediyor. Ben kendimi bile, gereklerini sizden daha ustaca yerine getiri-yorum. buna layik görmüyorum açikça söyleyeyim. Kimse Hem çok disiplinli, hem çok yaratıcı, hem çok sahip çikmadigi için, zoraki olarak bunu temsil kurallı, hem çok inisiyatifli. Kelime hatası bile yap- ediyorum, ama ciddi temsil ediyorum. Görkemli madığım için şu anda birin- birisi çiksa, ben onu alk- ci sırada onu temsil ediyorum. Kürdistan'da yükselen Önderliğin, bir numaralı temsilcisiyim. Büyük oranda ratıcısıyım, ama yaen doğruya yakın temsilcisi. Benden başkası çıkmaz demiyorum. Çıkabilir, ama beni anlamadan, hele beni aldatarak mümkün değil. İşte saht- işlarim. Hepinizden daha Sahtesine amansız karşı çıkmak kadar Doğrusu uğruna da Büyük savaş vereceksiniz Ve herşeyi de bana bağlamayacaksınız Köylü kurnazlığıyla Bizi tanrı yerine koymak, doğru degil. İnkara gelinmez Ama katkı da bulunmak Bu çerçevede en anlamlı görevdir esinin düştüğü vahim olay. fazla. Çün-kü degerini çok iyi takdir ederim ve çikarmak zorundayiz. Bizim yaptigimiz başlangici, daha saglam götürmenin savaşçılıgını da yapmanız gerekiyor. Ama sahtesi gibi değil. Bakin, sahtesinin neredeyse kullari oldunuz, bu herhalde halkınıza da, kendinize de Asrın lanetlisi! yapabileceginiz en büyük kötülüktür. Böyle olmamak için, beni aşma hakkınız Demek ki, sahtesine amansız karşı çıkmak vardır, ama anlama temelinde, ama daha da kadar, doğrusu uğruna da büyük savaş vere- birşeyler katma temelinde, bu güzel olur. Bunu ceksiniz. Ve herşeyi de bana bağlamayacaksınız. yapamadınız mı, yüksek disiplinli bir kulu demiyo- Köylü kurnazlığıyla, bizi tanri yerine koymak, rum, ama iyi bir savaşcısı olarak amansız yol ala- doğru değil. İnkara gelinmez, ama katkı da bulun- cak-sınız. Oynamak istediğinizde sizi çarpar. mak, bu çerçevede en anlamlı görevdir. Bu dersi Çünkü bu iradeyi, gerçekten iyi tahlil etmeniz lazım. On yaşında, anasını bile kendi çizgisinde de, bu çerçevede inanılmaz ve sizi yeniden insan yapan, yaratan hatta önderlikleştiren bir ders olarak çalıştıran adamı, siz kendiniz için kullanamazsınız. bütün derslerin ana dersi olarak, bütün derslere Böyledir, yoksa o basit köylü kurnazlığıyla "ben hükmeden ders olarak, hatta bütün yaşama, savaşa kullanırım" derseniz; işte kurbağayı gördünüz, öyle hükmeden bir ders olarak mutlak bilince, ruha olursunuz. Tanrı derken, kulluk yapıyorsunuz nakşedecek, keskinleştirecek ve onunla yaşama demiyorum; büyük bir iradenin sağlam bir dişlisi şansınızı degerlendirecek ve artık ne kadar özgür- olmanızdan leşebiliyorsa, o kadar özgürleştirecek ve sonuçta bahsediyorum. Yapamazsanız çarpılırsınız. Tekrar tekrar belirtiyorum. esas hedef olan özgür yaşam hakkınızı başarıyla Önderlik'le bütünleşme, Önderlik'le uyumlu gitme, köleleşme-kullaşma değil, kullanmış olacaksınız. öyle Reber APO yaparsanız da yerle bir olursunuz. Çok terbiyeli, 17 Nisan 1998 Komünar 16 Sömürgeci Türk Devletinin Topyekün İmha Savaşı Karşısında Direnişi, Ulusa Demokratik Birliği ve Seferberlik Ruhuyla KCK'nin İnşasını Geliştirerek Zafere Yürüyelim! Kürdistan halkının demokratik iradesini Bilindiği gibi 2006 sonbaharından itibaren temsil eden Kongra Gel 5. Genel Kurulu halk ve Kürdistan Halk Meclisi olan Kongra Gel için yeni mücadele tarihimizin en kritik döneminde, süreci üyelerin seçimleri koşulların el verdiği ölçüde değerlendirmek ve halkımızın geleceğini özgürlük demokratik tarzda yapılmaya çalışılmış ve başarıy- temelinde kurmak üzere dönemi karşılayacak la sonuçlanmıştı. Kongra-Gel 5.Genel Kurulu, kararları almak, gerekli örgütlenmelere ve planla- Türkiye, İran, Suriye, Irak ve tüm Kürdistan malara gitmek üzere 16-22 Mayıs tarihleri arasında parçaları ile yurt dışında seçilmiş Kürdistanlıları Medya Savuma bölgesinde toplanmıştır. 1 Ekim temsil eden toplam 213 delegenin katılımıyla Türk 2006'dan itibaren tek taraflı olarak ilan ettiğimiz imha operasyonlarının devam devletinin saldırılarının yoğunlaştığı, önemli risklerin bulunduğu bir süreçte toplanması ve başarıyla ettiği, Önder Apo'nun Türk sömürgeci Özel Savaş sonuçlanması halkımız ve mücadelemiz açısından rejimi tarafından uzun vadeye yayılmış bir yöntem- önemli bir başarı olmuştur. Halkımızın demokratik le zehirlenmesinin açığa çıktığı, çatışmaların şid- iradesini örgütlülük, özgüven, kararlılık, geleceği detlendiği, Avrupa'da Önder Apo'nun yeniden kazanmadaki ısrarı ve Önder Apo'nun çizgisindeki yargılanmasının reddedildiği, demokratik kurum ve netliği ortaya koymasının yanı sıra almış olduğu kuruluşlara karşı sindirme ve teslim almayı hede- kararlar göz önüne alındığında halk, hareket ve fleyen saldırıların geliştiği ve Türk devletinin mücadele tarihimiz bakımından yeni bir süreci Güney Kürdistan'a yönelik operasyon hazırlık ve başlatan bir Genel Kurul niteliğini kazanmıştır. tehditlerinin yoğunlaştığı bir süreçte gerçekleştir- 5. Genel Kurul, devrim şehitleri için yapılan saygı ilen Kongra Gel 5. Genel Kurulu gerekli karar, duruşundan ve açılış konuşmasından sonra, yeni örgütlenme ve planlamalara ulaşarak çalışmalarını meclis üyelerinin tek tek yemin etmeleriyle başarıyla tamamlamıştır. başlamıştır. Bir başkan ve dört yardımcıdan oluşan ateşkese rağmen Komünar Kongra Gel Başkanlık 17 Divanının yeniden bulunduğumuz kritik ve önemli süreci karşılamak seçilmesinin ardından gündem oluşturularak çalış- ve özellikle de 2007 yılını kazanmak için siyasal, masına başlamıştır. örgütsel, sosyal ve meşru savunma alanında gerek- Oluşturulan gündemler çerçevesinde önce- li planlamalara gitmiştir. likle Önder APO'nun sürece ve sisteme ilişkin Siyasal Durum genel perspektifleri bir politik rapor olarak kabul Kapitalist devletçi sistemin yaşadığı kaos edilmiştir.Bu eksende meclisin bir önceki seçimde aralığı derinleşerek devam etmektedir. Sistemin seçtiği kurumların iki yıllık çalışma raporları Genel sorumlusu olarak kendisini gören ABD, kaostan Kurul bileşimine sunulmuş ve ardından raporlar çıkmak için dünyayı kendi imparatorluk sahası değerlendirilmiştir. olarak görmekte ve bu temelde dünyanın farklı böl- Genel Kurulumuz birçok önemli kararın gelerine çeşitli müdahalelerde bulunmaktadır. Jeo- yanı sıra, sistemin adında da bir değişiklik yapmayı stratejik konumu ve dünya petrollerinin % 60'ına gerekli görmüştür. Koma Komalen Kürdistan yakınının bulunması nedeniyle Ortadoğu'ya hayati (KKK) ismi yerine toplum, demokrasi ve derecede bir önem vermektedir. Bu nedenle de demokratik ulus anlayışını daha iyi ifade eden, yine Ortadoğu'ya Irak merkezli yapılan müdahale böl- sistemimizin diğerlerinden özden kaynaklı fark- genin kangrenleşen sorunlarını çözmekten çok, lılıkları belirtmek için KOMA CİVAKEN KURDİSTAN (KCK) ismi kabul edilmiştir. artık küresel sermayenin istemlerine yanıt ver- Kongra Gel 3. Genel Kurulunda yapılan KKK larına göre Büyük Ortadoğu Projesi temelinde Sözleşmesi, iki yıllık pratiğin kazandırdığı tecrü- yeniden düzenlemek istemektedir. Öngörülen bu beler ışığında gözden geçirilerek diyalektik hedefin gerçekleşmesi için Afganistan'dan başla- anlayışa ve değişimin ruhuna uygun olarak düzen- yarak yapılan müdahale, Irak ile devam etmiştir. lenmiş, toplumsal kuruluşun ilkelerini ve özünü Tüm bölgenin değiştirilmesi hedeflenmesine rağ- geliştirmek kararlılığıyla ihtiyaca cevap verecek men, bölge statükoculuğunun direnişi, ABD'yi tarzda zenginleştirilmiştir. Yine önümüzdeki iki yıl giderek zorlamaktadır. Başlangıçta adeta domino boyunca dönem icraatının sorumluluğunu taşıya- taşları gibi ilk vuruşla hepsinin peş peşe düşeceği cak olan Yürütme Konseyi Başkanı'yla beraber 30 gibi bir varsayım ile hareket edilirken, karşılaşılan üyeden oluşan Yürütme Konseyi 5. Genel direniş nedeniyle, ABD daha farklı arayışlara gir- Kurulumuzda seçimle belirlenmiştir. Kongra-Gel miş bulunmaktadır. meyen ulusal devletleri, küresel sermayenin çıkar- Daimi Komisyonları'nın seçimi ve ardından Bu nedenle ABD, Irak'ta yaşadığı zorlan- yapılan kapanış konuşmasıyla 5.Genel Kurulumuz malar nedeniyle İran ve Suriye'ye karşı daha farklı tamamlanmış ve tüm üyeler alınan kararları ve bir politika yürüterek sonuç almak istemektedir. yapılan planlamaları hayata geçirmek üzere görev- Suriye'yi Lübnan'dan çıkarıp ardından İsrail'i lerinin başına büyük bir moral ve kararlılıkla dön- Lübnan'a yönelterek hem Hizbullah'ı darbelemek müşlerdir. istemiş, hem de Suriye'yi önemli oranda sınırlayıp Kongra Gel 5. Genel Kurulu, dünya, bölge baskı altına alarak reformlarla düzenlemeye ve Kürdistan'daki siyasal gelişmeleri kapsamlı ve çalışmıştır. Bununla hem Suriye'yi Irak'taki derinlikli bir biçimde tartışarak önemli tespitler direnişten uzak tutmayı hem de İran'ı bölgede yal- yapmış ve buna göre önümüzdeki dönemde izleye- nızlaştırmayı hedeflemektedir. Bölgede statükocu- ceği politikaları belirlemiştir. Bu kapsamda, içinde luğun esas direnç noktasının İran olduğu gerçeğini Komünar 18 göz önüne alan ABD tek başına değil, İran'a karşı ve askeri alanda işbirliği yapmaktadır. Doğu uluslararası güçleri de yanına alarak çeşitli Kürdistan'da meydana gelen Kürt halk hareketlil- ekonomik ve siyasi yaptırım kararları çıkarmak iği istemektedir. Öte yandan da İran'a müdahale için yoğun bir baskı eşliğinde koruculaştırma ve ajan- zemin oluşturmaya çalışmaktadır. Irak'ta başarılı laştırma politikalarına ağırlık vermektedir. oldukça İran'a daha doğrudan yönelmeyi ve bu karşısında İran rejimi, Doğu Kürdistan'da Ortadoğu kaosunun çözümü Kürt sorununu temelde sonuç almayı planlamaktadır. İran İslam Demokratik Konfederalizm esaslarına göre rejimi de bu gerçeğin farkında olarak, ABD'yi çözmekten geçmektedir. Kürtler, geçen yüzyıldaki Irak'ta oyalamaya çalışmaktadır. Irak'ta Şii etkin- örgütsüzlük, öncüsüzlük nedeniyle etkisiz konum- liğini sağlamak için elinden geleni yapmaktadır. larının tersine, bugün Ortadoğu'nun yeniden Yine bölgede Suudi Arabistan'ın başını çektiği yapılanmasında önemli bir stratejik güç olarak Sünni ittifak karşısında Şii ittifakını geliştirmeye ortaya çıkmaktadırlar. Bu gelişmenin temelinde çalışmaktadır. Önder Apo'nun otuz dört yıllık mücadelesi sonucu ABD'nin Türkiye ile ilişkileri bölgesel öncelikle dirilişi gerçekleştiren, ardından da kendi politikaları çerçevesinde ilişkili ve çelişkili bir demokratik çözümünü dayatan bir düzeye gelmiş biçimde devam etmektedir. Irak alanında tek olan Kürt halk gerçekliği bulunmaktadır. Bugün bu dayandığı güç Güney Kürtleri olduğu için Türkiye gerçeklik Kürdistan ve Ortadoğu ile ilgili olan tüm ile karşı karşıya gelirken, İran ve diğer İslami güçler tarafından dikkate alınmaktadır. kesimlerin gelişmesi karşısında ise, Türkiye'yi yanına almaya 5.Genel Kurulumuz bunlardan hareketle çalışmaktadır. Türkiye ise, İran ve Suriye devletlerine, çözümsüzlük poli- ABD'nin bölgedeki zorlanmalarını görerek, zaman tikalarından vazgeçme, Türk devletinin bölge halk- zaman ABD'nin yanında, Kürt sorunu konusunda larına da düşmanlığı içeren ırkçı ve ise, karşısında yer almakta ve sonuç almak için de siyasetiyle suni bir biçimde ABD karşıtlığını geliştirmeye dönüşüm ve halkların kardeşliği temelinde Kürt çalışmaktadır. sorununda bölgesel çözüm geliştirmesi çağrısı Türkiye, İran ve Suriye'nin ABD poli- anti-Kürt ittifak yapmaması, demokratik yapmıştır. tikalarına karşı direnmeleri çok sınırlı olarak kendi 5.Genel Kurulumuz, Kürt halkının özgür- güçlerine dayanmakla birlikte, belli bir zamandan lük davasına karşı saldırıları ve tehlikeleri bertaraf bu yana, ABD'nin tek başına dünyada hegemon güç etmek ve kazanımları koruyarak imkanları değer- olmasına itirazlarını yüksek sesle dile getiren lendirmek için ulusal demokratik birlik çalış- Rusya'nın merkezinde olduğu Şanghay Beşlisi adlı malarının zaman geçirmeden pratikleştirilmesinin yapılanmadan da objektif olarak güç almaktadırlar. öneminin altını çizmiştir. Bu temelde, tüm İran ve Suriye devletleri, Türkiye'nin bölgede Kürdistan parçalarının çıkarını ve özgürlüğünü geliştirmeye çalıştığı anti-Kürt ve anti-PKK itti- gözeten ulusal demokratik birlik anlayışının doğru fağına katılmaktadırlar. İran ve Suriye rejimleri bir programa ve kurumlaşmaya kavuşturulmasının Önderliğimizin, Demokratik Konfederalizme day- tarihi bir sorumluluk olduğu kararına varmıştır. alı Kürt sorununu çözme yönündeki çağrılarını Daha önce duymazdan gelerek, Kürdistan'daki egemenlikleri- gerçekleştirdiği Ulusal Konferans çağrısını 5.Genel ni sürdürmek istemektedirler. Özellikle İran rejimi, Kurul da yinelemiştir. Türkiye ile Hareketimizi tasfiye etmek için siyasi Kongra-Gel 3. Genel Kurulu'nun Komünar 19 AB'nin bölge politikası, bir taraftan tek tek Gelinen aşamada Kürt halkı Önder Apo'nun ülkeler olarak Irak'tan çekilme olurken, bunun öncülüğünde, yok edilmenin eşiğinden dirilişi yanında Afganistan'a başarmış asker göndermeyerek, bir halk gerçekliğine ulaşmıştır. ABD'yi yalnız bırakma biçiminde pratikleşmekte- Cumhuriyetin kuruluş sürecinde dışlanan İslami dir. Fırsat buldukça ABD'nin içine girdiği zorlan- kesimler AKP vasıtasıyla Cumhuriyet tarihinde ilk malardan yararlanarak, kendisini bir alternatif kez tek başlarına hükümet olmuş, giderek sistemin olarak sunmaktadır. Ancak ABD'nin askeri ve tüm kritik noktalarını ele geçirme imkanlarına ekonomik gücü karşısında bir alternatif oluşturamadığından, daha çok ABD'nin siyasetlerine İran'- sahip duruma gelmişlerdir. Yüzyıl olarak da ulusdevletin aşılmayla yüz yüze gelmesi nedeniyle, da görüldüğü gibi eklemlenmekten kendisini çok sistem ideolojik olarak boşluğa düşmüş, dolayısıy- fazla kurtaramamaktadır. la artık bir dönemin sonuna gelinmektedir. "Ne AB, Önderlik ve Hareketimize karşı olumsuz tutumunu sürdürmektedir. Avrupa Mutlu Türküm Diyene" sözüne karşı olan herkesin Bakanlar düşman olarak ilan edilmesi, Türk devletinin Komitesi, AİHM'nin vermiş olduğu Önder Apo'nun çözümsüzlüğünü, içinde bulunduğu sıkışmışlığı ve yeniden yargılanmasına ilişkin kararı iptal halkımız karşısındaki katliamcı plan ve hedeflerini etmesinin yanında Önderliğimizin zehirlenmesine de ortaya ilişkin -elde somut belgeler olmasına rağmen- devleti ya varolan tarihsel-toplumsal gerçekliği şimdiye kadar sessizliğini sürdürmesi bunu kanıtla- kabul edecek ve buna göre gerekli anayasal-yasal maktadır. Genel olarak uluslararası güçler, iflas düzenlemeleri yapacak ya da bir kez daha 20'li yıl- etmesine rağmen hala "PKK'siz ve Öcalansız" çözümden medet ummaya devam etmektedirler. koymaktadır. Gelinen aşamada Türk ların başlarında olduğu gibi bastırma ve katliam yolunu seçecektir. AB'nin özellikle Türkiye'den PKK'nin tasfiyesi Türk devletinin 1 Ekim'de ilan ettiğimiz karşılığında önemli ihaleler aldığı ve bu temelde anlaştığı artık çok net görülen bir husustur. ateşkese hiçbir olumlu karşılık vermemesi, Önder 5. Genel Kurul, Kürdistan'ın diğer sürdürmesi, yurtsever-demokratik kurumlara yöne- parçalarının varlığı, geleceği ve sorunun çözümü lik geliştirdiği saldırılar, halka dönük uyguladığı konusunda olumsuz anlamda etkili olduğundan, yoğun baskı ve tutuklamalar, Kürt halkına ve Türk devletinin politikaları ve bunun karşısındaki Hareketimize tutumumuz üzerinde kapsamlıca durmuştur. bastırma ve katliam yolunu stratejik bir karar Türk devletinin yaşadığı çelişkiler, sahip APO'yu zehirlemesi, operasyonlarını aralıksız karşı topyekün savaş kararıyla olarak tercih ettiği anlaşılmaktadır. olduğu sorun ve sıkıntılar geçici değil, köklü ve Kürdistan'da izlenen politika sömürgecilik yapısaldır. Önderliğimize karşı geliştirilen tecrit ve esaslarına dayanmaktadır. Kürdistan halkına açlık, zehirleme saldırısı, Türk devletinin Önder Apo, işsizlik, yoksulluk reva görülmektedir. Kültürel Hareketimiz ve halkımız karşısında içine düştüğü anlamda ise yoğun bir asimilasyon yürürlüktedir. zayıflığı ve çözümsüzlüğü ifade etmektedir. Bu, Askeri olarak da Kürdistan adeta yeniden işgal aslında Türk devletinin artık bir yol ayrımına edilmekte, bugün ülkemize yüzbinlerce askerin geldiğini de ortaya koymaktadır. Bilindiği gibi, yığılmasının başka anlamı da yoktur. Kürdistan'da Türkiye Cumhuriyeti devleti tek ulus, tek dil ve tek devlet izlenen ekonomi politikası, Kürt toplumunun yaratmayı esas alan bir sistemdir. Kuruluşu, Kürt halkının demokratik komünal değerlerini çözmeye ve ve iradesinin inkarı ve imhası temelinde olmuştur. ortadan kaldırmaya dönüktür. Bunun özü ise Kürt Komünar 20 bireyini ekonomik olarak zayıflatıp, işsiz bırakarak digma ile Hareketimizi uluslararası komploya karşı açlıkla terbiye etmek ve her bakımdan kendisine direnebilir, boşa çıkarabilir ve gelişme yaratabilir muhtaç duruma getirmeye dayanmaktadır. AKP bir konuma ulaştırmıştır. 1 Haziran kararı ve bunun böylesine yoksullaştırılmış birey ve aileleri mikro pratik yürütülüşü, ihanetçi-çetenin tasfiyesi, kredi politikasıyla kendisine bağlamaktadır. KKK'nin ilanı, PKK'nin yeniden inşası, KJB'nin Metropollere tehcir edilen milyonlarca Kürdistanlı kuruluşu, halk serhıldanları gibi gelişmeler, Önder en kötü yaşam koşullarında yaşamaya mahkum Apo'nun öncülük ettiği Özgürlük Hareketimizi düş- edilmektedir. Bunun sonucu olarak devrimimizin geliştirm- manın tasfiye edemeyeceğini ve geriletemeyeceğini net olarak göstermiştir. Tüm eksik ve yetmezlik- eye çalıştığı özgür-demokratik yaşamı boşa çıkar- lerine rağmen, 2006'nın ortalarına gelindiğinde, ma temelinde uyuşturucu, fuhuş, spor ve sanat adı gerek meşru savunma çizgisi temelinde gelişen altında en çok bireyi düşüren, kendi gerçekliğine gerilla direnişi ve gerekse de halkımızın geliştirdiği yabancılaştıran diziler, klipler özel savaş kap- serhıldanlar temelinde Hareket olarak sağladığımız samında bilinçli geliştirilmektedir. Kürt dili ve gelişmeler, Türk devletini ciddi bir biçimde zor- kültürü üzerinde yoğun asimlasyoncu bir politika lamıştır. sürdürülmektedir. çeşitli çevrelerin, bazı uluslararası Bunların yanında halkımız mezhepsel temelde yeniden parçalanmak istenmektedir. Bir taraftan Kürdistanlı güçlerin sorunun demokratik yöntem- özellikle 90'lı yıllarda Hizbullah ve Nakşilik yoluy- tarafımızdan yapılması için çağrıları olmuştur. la suni kesimler çeşitli biçimlerde etkilenerek Hatta Türk devlet sistemi içindeki bazı kurumların Hareketimizden kopartılmaya veya bu kesimler aynı paralelde girişimleri olmuştur. Tüm bu Hareketimize kapatılmaya çalışılırken, bugün de gelişmeleri değerlendiren Önder Apo'nun çağrısı çeşitli sivil toplum örgütleri vasıtasıyla bu politika temelinde, Hareketimiz 1 Ekim'den itibaren geçerli her alanda geliştirilmeye çalışılmaktadır. Devletin olacak tarzda ateşkesi ilan etmiştir. Ateşkes kararı el attığı diğer kesim ise Aleviler olmaktadır. Hemen bir siyasal mücadele etme kararı olmasına rağmen hemen hergün bir TV kanalı oluşturularak bunun bazı sınırlı eylem ve etkinlikler dışında, etkili bir üzerinden Alevi kesimler etkilenerek, Kürt ulusal mücadele ortaya konulamamıştır. Hareketimize birliğinden kopartılmaya çalışılmaktadır. barış, ateşkes çağırısı yapanların da ciddi bir çabası Son yıllarda Cumhurbaşkanı, Genelkurmay Bu gelişmeler karşısında Türkiye'deki ve Güney lerle ve diyalogla çözümü için bir ateşkesin görülmemiştir. Başkanı, CHP ve MHP gibi partilerin oluşturduğu Türk Genelkurmayı ise ilk günden, "tek bir kızıl elma ittifakının geliştirmiş olduğu tavır ve fert kalıncaya kadar operasyonlar sürecektir" açık- tutumlar, Türkiye'nin lamasıyla tutumunu göstermiş, Hareketimizi ve oluşum sürecindeki mil- liyetçilerin tutumunu ortaya koymuştur. Hem bir ortaya çıkan halk iradesini ezme konseptinde kez daha Türkiye'deki demokrasi söylemlerinin başarıya ulaşmak için Önderliğin tasfiyesini plan- aldatmaca yönünü, hem de toplumsal kesimler lamışlardır. Zehirleme bu çerçevede yeni bir kon- karşısındaki tutumunu göstermiştir. sept olarak geliştirilmiştir. Aralarındaki tüm çelişk- Uluslararası komplo Önderliğimizi fiziki ilerine rağmen, Önderliği tasfiye etme konusunda olarak imha edemediği gibi, anlamca da tasfiye öncülük yapan kesim ordu başta olmak üzere, edememiştir. Önderlik duruşuyla, düşmanın yöne- Cumhurbaşkanı, CHP ve MHP'dir. AKP hükümeti limlerini boşa çıkardığı gibi, geliştirdiği yeni para- de esas olarak Önderliğin imhası ve hareketimizin Komünar 21 tasfiyesi karşılığında bu güçlerle bir uzlaşmaya Neo-İttihatçı kesimlerin siyasetinin esası varmıştır. Ancak Önderlik ve Hareketimizin tasfiyesi karşılığında uzlaşmalarına rağmen, AKP ve hiçbir tereddüde yer bırakmayacak bir biçimde ortaya çıkmıştır. Önderliğin tasfiyesiyle birlikte, ittihatçı kanat arasındaki çelişkiler cumhurbaşkan- gerillayı ezme, legal demokratik kesimleri teslim lığı seçiminde de görüldüğü gibi giderek derin- alma ve halkın özgürlükçü iradesini kırmayı hede- leşmektedir. flemektedirler. Elbette bununla yetinmeyeceklerdir. AKP'nin sistemi kendi çıkarlarına göre düzen- Güney Kürdistanlı siyasi güçleri hareketimize karşı leme istemi karşısında Genelkurmay başkanının kullanmak için zorlayacakları kadar zorlayacaklar, geliştirdiği askeri muhtıra niteliğindeki açıkla- bunun olmaması halinde de Güney Kürdistan'daki malarıyla cumhurbaşkanlığı seçiminin ertelenmesi, kazanımları tasfiye etmek için harekete geçecek- erken seçim kararının alınması sistemin esas güç leri, merkezinin kim olduğunu bir kez daha somut mümkündür. Bununla Güneyli güçleri Kerkük olarak ortaya çıkarmıştır. Demokrasi, kuvvetler konusunda geriletmeyi, Türkmenler üzerinden o ayrılığı, hukuk devleti, seçme-seçilme özgürlüğü, alanda kendi siyasetlerini etkili kılmayı ve böyle- siyasal irade vb. kavramların tümüyle halkı aldat- likle Irak'ın yeniden yapılanmasında söz-karar maya yönelik olarak üretildiği ve ordu dışında var sahibi olarak, bölgedeki etkinliğini geliştirmeyi olan tüm kurumların da esas olarak ordunun hedeflemektedir. Öte yandan Türk devleti hazır- belirlediği siyaseti pratikleştirmekle sorumlu lığını yaptığı Güney Kürdistan'a yönelik operasy- olduğu gözler önüne serilmiştir. Türk Genelkurmay onlarda, Güneyli güçlerin katılmaması halinde Başkanlığının belirleyici, bağlayıcı bir fetva kuru- sonuç alamayacağını, hatta büyük bir darbe yiye- mu olduğu, askeri vesayetin kaldırıldığı veya ceğini iyi bildiğinden, çeşitli biçimlerde Güneyli zayıflatıldığına ilişkin açıklamaların aslında dış ve güçleri baskılayarak Hareketimize karşı harekete iç kamuoyuna yönelik bir göz boyama olduğu geçirmeye çalışmaktadır. netleşmiştir. Genelkurmayın yönlendiriciliğinde ırkçılık-mil- sınıra yapılan yığınaklardan anlamak 5. Genel kurulun 18 Mayıs'ta yaptığı en temel siyasi değerlendirmelerden birisi de Önder- liyetçilik ekseninde gerçekleştirilen son kitlesel mitin- liğimizin 1993 yılından itibaren Kürt sorununu glerde de görüldüğü gibi, bir ulus faşizmi geliştirilmek demokratik birlik temelinde ve barışçıl yöntemler- istenmektedir. Bununla hem metropollerdeki Kürt halkını le çözme çabalarının sonuçlarının değerlendirmesi sindirmeye hem de Kürdistan'da yürütülen topyekün olmuştur. Bunun için atılan adımlar ve Türk devle- savaşa kalıcı toplumsal destek sağlanmak amaçlanmak- tinin bu adımlar karşısındaki inkar-imhacı yak- tadır. Kürt halkını ve demokratik güçleri sindirmek ve laşımları bilinmektedir. En son ilan ettiğimiz 5. olası bir Kürt-Türk savaşına hazırlık için geliştirilen bu Ateşkes karşısında Önder Apo'nun zehirlenmesi, faşist-ırkçı dalga toplumu önemli oranda sarmış bulun- imha operasyonlarının arttırılması, halkımıza yöne- maktadır. Eğer böyle devam ederse linç girişimleri lik baskılar geliştirmesi, Güney Kürdistan'a girme tehlikeli bir biçimde Kürt-Türk toplumsal savaşının fitilini hazırlıkları karşısında, 5. Genel Kurul ateşkesin tutuşturacaktır. Neo-ittihatçılar, bu politikayla artık aşılan artık anlamını yitirdiğini tespit etmiş ve bu nedenle Türk ulus-devletini korumaya yönelik bir çizgiyi savun- de mücadelemizin 18 Mayıs 2007 tarihiyle birlikte maktadır. Bu kesimlerin Sebetaycılar denilen kesim başlayan bu yeni dönemin kader belirleyici bir tarafından etkilenip- yönlendirildiğini de belirtmek gerekir. dönem olduğunu belirtmiştir. Bununla birlikte Türk devletinin demokratik birlik çözümümüzü Komünar 22 görmezden gelerek Kürt halk iradesini ezme-yok da izleyeceğimiz çizgiyi belirlerken, faaliyetlerin etme politikası karşısında, Türk devlet sınırları değerlendirilmesine bağlı olarak da esas olarak 3. içerisinde çözüm aramanın tek çözüm olmadığı ve Genel Kürdistan halkının buna mahkum olmadığı, Türk Konfederalizmin inşa sürecini ve temel sorunlarını Kuruldan itibaren Demokratik devletinin ısrarını sürdürmesi halinde, Özgür tartışmış, içine girilen yeni süreçte sistemin ken- Kürdistan'ı Demokratik Konfederalizm esaslarına disini nasıl örgütlemesi gerektiğini belirlemiştir. göre kurabileceğini kararlaştırmıştır. Geliştirilen her evrensel- toplumsal proje uygu- Bu kararın, KCK sisteminin daha güçlü bir landığı ülkenin, halkın ve kültürün rengini alır. biçimde örgütlendirilmesi ve halkımızın 34 yılda Ülkenin, halkın içinde bulunduğu somut sosyal, ortaya çıkan ulusal-demokratik değerleri savunmak kültürel, siyasal, ekonomik koşullar göz önünde için kendi savunma güçlerini nicelik ve nitelik bulundurulmadan, genel geçer formülasyonlarla bir olarak büyütmeyi gerekli kıldığını belirtmiştir. sistemi inşa etmeye kalkışmak, ancak başarısızlık Bağlı olarak diğer temel bir görev de Kürdistan'ın veya çok zorlanırsa, sistemin kurulamazlığına tüm parçaları arasında ulusal birliğin geliştirilmesi ilişkin bir inanç gelişir. Kürdistan hala Türk, Arap için mücadele edilmesini ve somut olarak da ulusal ve Fars devletleri tarafından yoğun olarak askeri bir konferansın toplanması için çalışmaların işgal altında bulundurulmakta ve siyasal alanda yürütülmesi olarak kararlaştırılmıştır. Halkımızın sömürgeciliğe tabi tutulmakta, özellikle Türk varolma ve özgürleşme mücadelesinde bir final sömürgeciliği tarafından dönemi olarak da tespit edilip planlanan bu önemli uğratılmak istenmekdedir. Böyle bir ülkede kültürel soykırıma dönemde, savunma kuvvetlerinin güçlü tutulması Demokratik Konfederalizmin inşasına yönelmek ve önemlidir. Elbette bu sistemi geliştirecek olan halkımızın geliştirdiği serhıldanların güçlendirilmesi gerektiği karar altına alınmıştır. birey, tüm bu gerçekliklerin farkında olan, ken- Yukarda ortaya konulan siyasal tablo, başta 2007 disinde bu zihniyet ve vicdan devrimini gerçek- yılı olmak üzere önümüzdeki birkaç yılı kritik ve leştirmiş Özgür yurttaş olma bilincine ulaşmış hassas hale getirmektedir. Sömürgeci Türk devleti, bireydir. Ortadoğu'daki gelişmeleri de gözeterek Kürt soru- Demokratik Konfederalizm 2004 sonların- nunu demokratik temelde çözme yerine topyekün da gündemimize girmiş, Önderliğin KKK'yi 2005 savaşta ısrar edeceği açığa çıkmıştır. Bu yönelim- Newroz'unda ilan etmesi ve 3. Genel Kurulda ler karşısında Hareket ve halk olarak kendimizi uzun soluklu bir direnişe hazırlamamız gerektiği, hazırlanan gündemde olanın bir ölüm-kalım savaşı olduğunun muştur. bilinerek yönetim, kadro ve çalışanların da bu tar- Sözleşme ile de Demokratik Konfederalizmin hukuku ve işleyişi ortaya konulBu temelde başlayan çalışmalarda ihsel görevlerin bilincinde olarak, gevşekliğe izin Demokratik Konfederalizmin inşası ve örgütlen- vermeyen, örgütsel ortamı ve kadroyu liberalize mesi konusunda önemli sayılabilecek tarzda bir eden yaşam ve ilişki duruşlarına karşı ciddi bir temel atılmıştır. Her bakımdan yeni bir sistem olan mücadele yürütmek gerektiği kararlaştırılmıştır. Demokratik Konfederalizmin inşasına yönelinirken Yeni Dönemde KCK'nin İnşa Sorunları ve Görevlerimiz birçok yetersizlikte yaşanmıştır. 5. Genel Kurula sunulan ve esas olarak sistemin icra organı konu- Kongra Gel 5. Genel Kurulu siyasal gün- mundaki Yürütme Konseyinin onaylanan raporun- demde sürecin değerlendirmesi ve bunun karşısın- da yönetimlerden, sistemden ve kadrodan kaynaklı Komünar 23 sorunlar kapsamlı bir biçimde ele alınmış, çözüm de önerilmiştir. Meclis üyelerinin tamamlayıcı Diğer temel bir sorun ise, KCK sistemi eleştiri ve değerlendirmeleri, yaşadığımız sorun- içindeki konfederal örgütlenmelerin durumudur. Bu yapılar ağırlıklı olarak kendileriyle sınırlı ların kaynağını ve çözümünü daha net bir biçimde kalmakta ve bir yerelleşme gelişmekte, adeta ken- ortaya koymuştur. dini diğer çalışmalara karşı sorumlu görmemekte, 5. Genel Kurul, sorunları temel noktalar sistemin bütünlüğünü gözetmemektedir. Bu neden- biçiminde ortaya koymuştur. Bu sorunların başında le de yeni hedef kitleler belirleme, açılım sağlama gelen Demokratik Konfederalizmi anlama ve uygu- ve katılımı geliştirme konusu ciddi bir gündem lama sorunlarıdır. Bu sorunların engelleyici ve ağır konusu yapılmamıştır. Sömürgeci güçlerin hareke- olmasının temelinde ise paradigmal değişimin timizi marjinalleştirme ve katılımı engellemeye Hareketimizin girdiği yönelik kapsamlı projeleri gözönüne getirildiğinde dönemde, ihanetçi-tasfiyeci grubun değişimi bunun nasıl tehlikeli bir yaklaşım olduğu kendil- çarpıtması, Hareketimizi küresel sermayenin bir iğinden anlaşılacaktır. Durum bu iken, kim kime uzantısı haline getirme istemi, bunun için de yaşam nasıl bir hukukla bağlı olacak tartışması yoğunca ve militan ölçülerle oynama girişimleri bulunmak- yürütülmüş ancak sistemin inşasına ciddi bir tadır. Geçiş ve değişim süreçlerinde doğru ve biçimde yönelinmemiştir. sağlıklı tartışmak büyük öneme sahiptir. Ancak tas- ortaya çıkan diğer bir eğilim, alanını bir iktidar fiyeciliğin nedeniyle alanı haline getirmek olmuştur. Doğal olarak böyle Demokratik Konfederalizmin kuruluş sürecinin bir durumda birbirini tamamlama değil, birbirini sağlıklı gelişmesini de önemli oranda zorlamıştır. etkisizleştirme gelişmektedir. işin tartışma içine gündemine karışması Günümüzde de yaşanan zorlanmaların bir yanını tasfiyeci sürecin kalıntıları oluşturmaktadır. Bu yapılanmalarda En önemli sorunlardan birisi de Parti kadro ölçülerini esas alma yerine, neredeyse her Bu anlayış sorunlarının başında gelen ise, komite ve koordinasyonun kendisine göre bir kadro Demokratik Konfederalizmin sanki öncüsüz ve militan yaklaşımı içine girerek, hareketin ortak kadro ölçü- ölçüleri gereksiz kılan ve kendiliğinden kurulabilecek bir leri önemli oranda aşındırılmıştır. sistemmiş gibi ele alınmasıdır. Kürdistan'ın statüsü ve Kürt Yerelleşmeye bağlı olarak hareketin esas halkını açıkça düşman ilan ederek üzerinde yok etme gündemini ortaklaştırmada ciddi sorunlar yaşan- planları geliştiren bir düşman gerçekliği gözönüne getir- mış, hemen hemen her komite ve koordinasyonun ildiğinde bunun yanlışlığı kadar bir çarpıtma olduğu da kendi öncelikli gündemi öne çıkmış ve daha çok görülecektir. Oysa Parti öncülüğü ve militanın öncülük bunun arkasından gidilmiştir. Sistemin esas günde- misyonu burada çok daha önemli olmaktadır. mi yeterince ortaklaştırılarak takip edilememiştir. Konfederalizm, devletçi, iktidarcı, erkek egemenlikli bir Böyle olunca ortak tepki ve ortak refleksler geliştir- sistem olan kapitalizm karşısında alternatif bir sistem ilememiş, geliştirilenler ise uzun vadeli, istikrarlı geliştirmeyi öngörürken, militanlığın ve öncülüğün rolünü olamamıştır. zayıflatıp, gereksiz kılmamaktadır. Tam tersine daha fazla 5. Genel Kurul Demokratik arttırmaktadır. Bu anlayış giderilmeden, Partileşme ve Konfederalizmin geliştirilip güçlendirilmesinin parti militanlığının öncülük ettiği milyonlar kazanılmadan, önündeki bu anlayışlarla mutlak anlamda ideolojik eğitilmeden ve onların emeği olmaksızın Demokratik mücadele edilmesinin gerekliliğini belirtmekle bir- Konfederalizmi Kürdistan'da kurmak mümkün değildir. likte giderilmesi için sözleşmede de bazı değişikliklere gitmiştir. Komünar 24 Yürütme Konseyi sistemin pratik ortadan kaldırılmamış, alan merkezleri bünyesinde yürütülmesinden sorumlu organ olarak, yaşanan bir araya getirilmiştir. Her alan merkezi sayıları 7- yetersizliklerden dolayı yapmış olduğu özeleştiriyi 13 arasın da değişen yönetim gücüne kavuşturul- Genel Kurula sunmuş olduğu raporda belirtmiştir. muştur. Kendi içlerinden üçer kişilik koordinelerle Aslında Yönetim yaşanan bu yetersizlikleri önemli çalışmalarını yürüteceklerdir. oranda görmüş ve çözümlemiş ve belli oranda bir Buna göre İdeolojik Alan Merkezi, KCK mücadele de yürütmüştür. Yönetimin yaşadığı sisteminin Önderlik çizgisi temelinde gereken yetersizlik karar ve planlamaları yaşama geçirmede teorik gösterdiği zayıflığın yanı sıra Demokratik örgütlendirip yürütmesinden sorumlu kurum olarak Konfederalizmi yetersiz, yanlış anlayan, kendine tanımlanmıştır. Bünyesinde Bilim-Aydınlanma göre ele alan ve uygulamada dağınıklığa, parçalı Komitesi, Kültür Komitesi, Basın komitesi bulun- duruşlara yol açan, kadroların enerji ve yetenekleri- maktadır. ni etkisiz bırakan anlayışlara karşı yeterli ve etkili bir çalışma ve ideolojik mücadelenin Siyasi Alan Merkezi, Kürdistan üzerindeki anlayış mücadelesi yürütmemiş olmasıdır. inkar ve imha siyasetine karşı ulusal demokratik Bunun sonucunda ise birbirini tamamlamayan, siyasetin belirlenip uygulanmasından, Kürdistan genelleşmeyen, benmerkezci, egemenlikçi ve çalış- parçalarındaki ve yurtdışındaki siyasi çalışmaların ma alanını adeta kendi mülkiyeti gibi gören yak- örgütlendirilmesinden, laşımlar kendisini dayatabilmiştir. Yeterince dene- demokratik-ekolojik toplumu kurma çalışmaları için örgütlenme ve tim ve hesap sorma olmayınca da, sorunlar gerek- eylem bilincinin oluşturulmasından sorumlu kılın- tiği kadar çözülememiştir. mıştır. Bu Alan merkezinin bünyesinde de Siyasi Sürecin özellikleri göz önüne getirildiğinde böyle bir yönetim tarzıyla, düşman boşa çıkarılarak, 5.Genel Kurulun önümüze koyduğu Komite, Ekoloji ve Yerel Yönetimler Komitesi, Hukuk Komitesi, Dış İlişkiler Komitesi, Azınlıklar ve İnanç Grupları Komitesi bulunmaktadır. temel görevler olan, direniş, savunma güçlerini Sosyal Alan Merkezi,Cinsiyetçi, sınıflı büyütme, KCK'yi inşa etme ve ulusal demokratik toplum sisteminin alternatifi olan demokratik- birliği gerektiği kadar geliştirme mümkün olmaya- ekolojik toplum sisteminin yaratılmasından, tüm caktır. Bu nedenle seçim kanununda yapılan bir toplumsal değişiklikle seçilen yönetim üyeleri adeta güven örgütlendirilmesinden, halk sağlığının korunması oylamasından geçirilerek seçilmişlerdir. ve Anadil eğitimini geliştirmekten sorumludur. kesimlerin bilinçlendirilip Yürütme Konseyinin geçmiş tecrübeler- Bünyesinde Sosyal Komite, Halk Sağlığı Komitesi, den de yararlanarak, 5. Genel kurula sunduğu Dil ve Eğitim Komitesi, Emekçiler Komitesi, örgütlenme ve çalışma sistemini onbir komite biçi- Komalan Ciwan Koordinasyonu, Yekitiye Jınen minde değil de, birbirine yakın olan çalışma alan- Azat, Özgür Yurttaşlık Koordinasyonu bulunmak- larının birleştirilmesi temelinde beş ayrı alan çalış- tadır. ma merkezi biçiminde örgütlenmesi önerisi genel Halk Savunma Alan Merkezi, Kürdistan bir kabul görmüş, bu temelde Sözleşme de değiştir- halkının temel hak ve özgürlüklerinin korunması, ilmiştir. Buna göre ideolojik alan, siyasal alan, KCK Önderliğinin yaşamının ve özgürlüğünün sosyal alan, savunma alanı ve maliye ve ekonomi güvence altına alınması, genel demokratik alan merkezleri olarak bir örgütlenmeye kazanımların korunması, meşru savunma çizgisi gidilmiştir. Bu alan merkezlerinde komiteler doğrultusunda halkın savunma bilincinin ve Komünar 25 örgütlülüğünün geliştirilmesi, halk savunma Sistemin istenildiği gibi geliştirilip oturtul- kuvvetlerinin örgütlendirilip yeterli kılınmasından masında yönetimin rolünün yanı sıra kadroların da ve savunma politikalarının oluşturulmasından, yaşadığı önemli yetersizlikler olmuştur. Kadrolarda Halk Savunma Kuvvetleri ile KCK sistemi içinde- görülen yetersizliklerin başında ideolojik ve örgüt- ki diğer örgüt ve organlarla ilişkileri düzenlemek- sel ölçüler temelinde sistem ve örgüt ortamında bir ten sorumlu kılınmıştır. mücadele yürütmeme, yanlışlıklarla mücadele etme Ekonomik Alan Merkezi, KCK sisteminin yerine, uzlaşma ve görmezden gelme durumudur. maliye ve ekonomi politikasını, toplumun ihtiyaç Oldukça liberal, gevşek ve kazandırmayan bu yak- duyduğu ekonomik-mali örgütlenmeleri ve istih- laşım oldukça zorlayıcı olmuştur. Özellikle Önder dam amaçlı projeleri geliştirmesiyle sorumlu kılın- Apo'nun zehirlendiğinin açıklanması üzerine, mıştır. Bu aşamada bu çalışma alanın ihtiyaca cevap olabilmesi için ve sözkonusu projelerin yüzlerce kadronun fedayi eylemliliği için başvuruda bulunması, önemli bir kadro kesiminin kendisi- gereklerini yerine getirebilmesi düzeyine ulaşmayı ni bu konumdan çıkarmaya yönelik ciddi bir adım önüne hedef olarak koymuştur. attığı görülmüştür. Ancak hala eski zorlayıcı konu- Ayrıca KJB koordinasyonun bir çatı munu sürdürmek isteyenler de bulunmaktadır. örgütü olmasından dolayı herhangi bir merkeze Eğitim-ikna yöntemi ve ideolojik mücadeleyle bir dahil olmamasıyla birlikte kendisine bağlı tüm netleşmenin kadro içinde geliştirme gereği kendisi- güçler sistemin ilgili merkezlerinde yer alıp çalış- ni ciddi bir biçimde dayatmaktadır. malarını yürüteceklerdir. Kadroların mücadelemizdeki yeri önemi Bunun dışında Önderlik Komitesi ise bu gözönüne alınarak, geçmiş yetersizliklerinden kur- merkezlere dahil olmayıp direkt Yürütme Konseyi tulmuş, paradigmanın özünü, ruhunu kavramış, Başkanlığına bağlı olarak çalışmalarını sürdürecek- kendi kişiliğinde somutlaştırmış kadroların yaratıl- tir. Bu komitenin esas amacı Önder Apo'nun ması için öncelikle yönetimin doğru ve ortak bir sağlığı, güvenliği, özgürlüğü ve hukuki sorunları kadro politikası geliştirmesi ve öncülük rolünü başta olmak üzere Önderliğin uluslararası alanda oynaması gerektiği sonucuna ulaşılmıştır. Aksi tak- tanıtılması, Önderliği Sahiplenme Komite ve tirde süreci geliştirmek mümkün olmayacaktır. Komisyonların örgütlenmesini geliştirmektir. Demokratik Konfederalizm eylemsiz Daha önceleri 11 Komite, parça ve yurtdışı düşünülemez ve inşa edilemez. Ancak yürütülen koordinosyanları üzerinden yürütülen çalışmalar çalışmalarda eylem çizgisinde ciddi yetersizlikler belirtilen sorunlarla birlikte belli düzeyde çok yaşanmaktadır. Dönemi karşılamayan, düşman başlılığa ve dağınıklığa yol açmaktaydı. Bizim gibi iradesi üzerinde etki yaratmayan, savunmacı, pasif, imha saldırılarıyla yüzyüze olan ülkelerde böyle bir risk almayan eylemler tercih edilmektedir. Bir de tarzla sonuç almak zordu. Sözleşmenin bu temelde kendi meşru eylemliliğini geliştirme yerine daha 5. Genel Kurulda değiştirilmesiyle sistemden de çok yasallıkla kendini sınırlama bir eğilim olarak kaynaklanan sorunlar giderilmeye, zorlu ve yüksek kendisini göstermiştir. bir mücadele temposuyla geçeceği kesin olan döne- Eylemsel alanda yaşanan bu yetersizliklerin düzeltmeler aşılması için, öncelikle bu tarzın bırakılarak, süreci yapılmıştır. Bununla amaçlanan sistemi ve örgütü kazandıracak, düşman iradesini değişime zorlaya- zor koşullara hazırlama ve önümüzdeki sürece cak bir halk özgürlük iradesinin ortaya çıkması daha derli-toplu girme imkanını yaratmaktır. temelinde meşru savunma çizgisinin bir gereği min kazanılması için gerekli Komünar 26 olarak gerillanın paralelinde, serhıldanların da daha çekecek, özgürlük ve demokrasi mücadelesine etkili, sürekliliği olan tarzda geliştirilmesi gerektiği duyarlı hale getirecek ürünler yeterince ortaya karar altına alınmıştır. çıkarılamamıştır. Sistemin kavratılması ve propaganda Demokratik Konfederalizmin ruhu, onun edilmesinde de ciddi sorunlar yaşanmaktadır. sanatıyla yaratılacaktır. Bu perspektif temelinde Sistemin içinde bulunduğu kaostan çıkaracak tek alan kadrosunun geliştirilmesi, örgütlülüğe kavuş- doğru çözüm alternatifine sahip olmamıza ve bu turulması esas bir görev olarak belirlenmiş, konuda görsel, işitsel, yazınsal ve inter-net alanın- mücadelemizi en geniş kitlelere ulaştıracak kültürel da önemli imkanlar olmasına rağmen, hala etkili bir etkinliklerin ve çalışmaların yapılması yönünde bir ideolojik, örgütsel ve sistemsel mücadele yürütüle- kararlaşmaya gidilmiştir. memektedir. Kadro ve halk yeterince eğitilememekte, dışımızdaki çevrelere Hareketimiz ve Kuzey Kürdistan ve Türkiye sahası KCK'nin en iyi örgütleneceği bir alan duru- Önderlik yeterince yansıtılamamaktadır. Bu alan mundadır. Ancak yaşanan çeşitli örgütsel sorunlar kadrolarının partimizin ideolojik doğrultusu ve nedeniyle bu misyona uygun militan ölçüleri yerine daha çok kendini mesleki oynayamamıştır. Bu nedenle hem koordinasyon olarak ele almaktan kaynaklanan yaklaşımları da hem de tek tek kurumlar geçmiş süreçte zayıflığın diğer temel bir nedenidir. Demokratik Konfederalizmin inşasına girmedeki ve yeterli bir rol İdeolojimizin, siyasetimizin, ahlak ve yetersizlikleri giderme konusunda önemli sorum- yaşam ölçülerimizin günlük yaşam diline tercüme luluklar taşımaktadırlar. Bütün çalışma alanların- edildiği basın-yayın sahasının öncelikle kadrosal daki grupçuluğun, hesapçılığın aşılarak KCK sis- niteliğini geliştirmek gerektiği açıktır. Yine çok teminin istenilen düzeyde örgütlendirilmesine sayıda daha çok tasfiyecilik sürecinin savrul- çalışılmalıdır. Önümüzdeki dönemde belli düzeyde malarının bir sonucu olarak, hiçbir ihtiyaca karşılık yaratılan komiteleşmelerin ve birkaç yerde oluştu- vermeyen birçok yayın çıkarılmış ve bugün de rulan meclis ve komünlerin yaygınlaştırılması devam ettirilmeye çalışılmaktadır. Bunların içinde gerekmektedir. Toplumla bütünleşme açısından işlevsizleşenler kapatılarak, işlevli olanların daha komün ve meclislerin her yerde oluşması konusun- da güçlendirilmesi ve tüm yayın araçlarının ideolo- daki çabalar arttırılmalıdır. Bunun için de halklaş- jik-politik doğrultumuzu daha etkili yansıtacak mayan, egemen siyaset tarzını benimseyen tarzda kendisini örgütlemesi gerektiği karar altına anlayışların aşılması gerekmektedir. alınmıştır. Her sistemin ruhu, onun sanat ve Kuzey Kürdistan ve Türkiye sahasında yapılan siyasal eylemlerin yeni örgütlenmeleri kültüründe dile gelmektedir. Kapitalist sistem geliştirme ve bugün sanata tarihinin en karşı-devrimci rolünü dönüştürülmesi gerekmektedir. Bu alanda eylem ve oynatmaktadır. Bunun birey ve toplum üzerinde örgütlenme ilişki ve diyalektiğinin geliştirilmesi yarattığı etki sarsıcı olmaktadır. Bunun etkileri gerektiği açıktır. Bu yönlü zayıflıkların giderilerek içimize kadar yansımaktadır. Kültür-sanat faaliyet- Kuzey Kürdistan ve Türkiye'de fazlasıyla var olan lerimizin özü, bu saldırıları boşa çıkaran, devrim- örgütlenme imizin birey ve toplumunu yaratmaktır. Ancak bu çıkarılarak Türk devletinin soykırım politikasına alan çalışmaları bu konuda ciddi yetersizlikler güçlü cevaplar verilebilmelidir. Bunun yapılması yaşamıştır. Toplumu komünal temelde örgütlemeye için her şeyden önce aşınmaya uğrayan kadro ve yeni eylem kitlelere açılmaya potansiyelinin açığa Komünar 27 anlayışının düzeltilerek özgürlüğe ve demokratik ildiği bir alandır. Yerel yönetim imkanlarından da yaşama kilitlenmiş bir kadro duruşu ortaya çıkarıl- yararlanılarak güçlü meclisleşmeleri geliştirme, malıdır. özel savaşın toplumda geliştirmek istediği açlık, Bu alanda kadın ve gençlik başta olmak fuhuş, uyuşturucu vb. sorunlarıyla ilgilenme, yine üzere diğer tüm kesimler örgüt ve eylem anlayışın- halkın sağlık ve eğitim sorunlarını çözme imkanları da düzeltmeye giderek yeni mücadele döneminin iyi bir biçimde değerlendirilerek somut, pratik öncü güçleri olma rolünü yerine getirmelidir. örgütlenmelere kavuşturulmalıdır. Bir örgütlenme, Gençlik ve kadın örgütlenmede dağınık, eylemde eylem ve toplumu inşa sahası olan sosyal alan etkisiz kaldıkça, bu durum tüm toplumsal atalet konumundan çıkarılarak, harekete geçirilme- tabakaların örgütsel zayıflığı ve eylemde silikliği lidir. Kadın ve gençlik başta olmak üzere diğer biçiminde karşımıza çıkmaktadır. Dolayısıyla kadın, gençlik, emekçiler yanında toplumu taban- gibi toplumsal kesimlerin gerektiği örgütlendirilmemesinin nedeni olan halka inmeyen, dan örgütlemesi ve eylem gücünü açığa çıkarması konfederalizmin gereken özgür yurttaş hareketi örgütsel ve eylem yönelmeyen, daha çok üstte kalan kadro duruşu hamlesini geliştirmelidir. aşılmalıdır. Sosyal alan çalışmasına rolünü oynat- Emekçi örgütlenmelerimizin her şeyden inşasına pratik olarak mak için yeni düzenlemeyle özgür yurttaş, eğitim önce Türkiye ve dünyada var olan klasik ve dil komitesi çalışmaları da dahil edilmiştir. sendikacılık ve bürokratik tarzı bırakmaları gerek- Özellikle Kürt dilinin geliştirilmesi, savunulması mektedir. Kendisini sadece ücretini yükseltmeye ve korunması için oto asimilasyona karşı mücadele yönelten anlayışı aşarak, tamamen tabana dayalı edilmesi ve bu temelde Kürt dilinin geliştirilmesi demokratik örgütlenme zihniyetiyle toplumun üzerinde de önemle durulmuştur. Esas olarak KCK tümünün demokratikleşmesinde ve özgürlük sisteminin örgütlendirilmesi, serhıldanların geliştir- mücadelesinin geliştirilmesinde rol oynayan bir ilmesi ve katılımın en fazla geliştirileceği bir alan tarza ulaşabilmelidir. haline getirilmesi gerektiği kararlaştırılmıştır. Kürt sorununun çözümünde kilit role sahip Doğu, Güney ve Batı Kürdistan koordi- olması nedeniyle Türkiye ve Kuzey Kürdistan nasyonlarının çalışmalarında ortaya çıkan en temel sahasının üzerinde önemle durmak, öncü ve sorun, her üç alanda da farklı neden ve gerekçeler- örgütlülük le, düzeyinin düşmanın topyekûn Demokratik Konfederalizmin inşasına saldırılarını karşılayıp boşa çıkararak zafer yaratma yönelmede ciddi bir yetersizliğin yaşanmış düzeyinde geliştirilmesi için meşru savunma olmasıdır. Bu alanlarda ciddi tarz sorunlarının çizgisinin bir gereği olarak gerillanın paralelinde öncelikle düzeltilmesi gerekmektedir. Öncülüğün serhildanların da aynı düzeyde yükseltilmesi gerek- doğru geliştirilmesi, olanakların yetkince değer- mektedir. Sosyal alanda gençlik, kadın, emekçiler, lendirilmesi ve gerekli olan örgütlenme ve inanç gruplarının, ulusal azınlıkların özgür yurt- mücadele tarzının geliştirilmesi halinde ciddi taşlık perspektifi temelinde yaşamın komün ve gelişmelerin yaşanacağı açıktır. Özellikle Doğu meclis esaslarına göre örgütlendirilmesinde, halkın Kürdistan'da muazzam gelişme olanakları söz temel sorunları olan eğitim-sağlık, yoksulluk, açlık, konusudur. Burada sorun kitlesel örgütlenmenin işsizlik vb. sorunlarını çözmede önemli zayıflıklar geliştirilmesi sorunudur. Dolayısıyla siyasi çalışma yaşanmaktadır. Sosyal alan, demokratik ekolojik, ve örgütsel faaliyetleri öne çıkarmak gerekiyor. cinsiyet özgürlükçü paradigmanın hayata geçir- Batı Kürdistan'da ise son yılda gelişen kitlesel Komünar 28 hareketlilik, genel toparlanma, gerçekleşen KCK sizliklerin ve aşınmaların önü alınarak, bir hamle Rojava kongresi ve parça halkının Önderliğe yük- KCK sistemi geliştirilmelidir. Son süreçte Önderlik sek düzeyde bağlılığı güçlü umutlar vermektedir. zehirlenmesine karşı geliştirilen eylemlerde belli Esas sorun öncü gücün ve kadronun doğru temelde bir gelişmenin sağlanması, önümüzdeki dönemde rolünü oynamasıdır. Her şeye rağmen Güney'de hamle için güçlü bir zemin yaratmıştır. Bu neden- çizgimizin giderek gelişme zemini gelişmekte, le önümüzdeki dönemde hem Avrupa sisteminden burada ısrarlı, kararlı bir öncülüğün geliştirilmesine kaynaklanan olumsuz etkileri aşma, hem de ciddi bir ihtiyaç vardır. Bu sorunun çözülmesi bura- Avrupa'da gelişen burjuva milliyetçi etkilerden da gelişmeye yol açacaktır. uzak durarak mücadeleci, risk göze alan bir örgüt Kürt sorununun her zamankinden daha ve eylem çizgisi yakalanmalıdır. fazla çözümünün gündeme geldiği bir dönemde, Son iki yıl içinde belli bir toparlanmayı siyasal çizgi netliği önemli olmaktadır. Bu açıdan yaşayan her üç alanda da esas olarak parça koordinasyon- mücadelemizin yeni sürecinde artan oranda üzerine larının temel çalışmalarının KCK sistemini düşen görevlerini yerine getirmelidir. Alan imkan- örgütleme ve katılımı arttırma ve ulusal- ları Kürt halkının demokratik konfederal sistemini demokratik birliği geliştirme, Doğu Kürdistan'da örgütlemesine güçlü bir zemin sunmaktadır. Başta serhıldanları geliştirme gerektiği karar altına alınmıştır. katılım olmak üzere her bakımdan ülkeyle ve dönemin görevleriyle bütünleşen bir örgütlenme ve Maxmur, savaş ve direniş içerisinde ken- eylem düzeyi yakalanmalıdır. Hareketimizin bölge disini yaratmış bir alandır. Alanın bu esas özelliği- dengelerini etkileyen düzeyi gözönüne getir- ni ortadan kaldırmak için uluslar arası ve bölgesel ildiğinde, BDT sahasında Kürt halkının özgürlük güçler ile Türk devleti çok yönlü bir çaba içinde mücadelesini destekleyen diplomatik çalışmalar bulunmaktadır. Maxmur sorunu, Kürt sorunun bir yürütmenin imkanları geçmişe göre daha fazla art- parçasıdır. Dolayısıyla Kürt sorunu çözülmeden mıştır. Ermenistan'daki örgütlülüğümüzün ulaştığı Maxmur mülteci sorunu da çözülemez. Maxmur belli bir örgütlülük düzeyi de bulunmaktadır. Bunu halkının Önderlik'ten ve Hareketten yana tutumu daha da ilerleterek, hem katılım hem de daha geniş nettir. Alanın güvenlik, siyasal, sosyal, sağlık, kesimlere ulaşma ve özgücünü yoğunlaştırma eğitim ve kültürel sorunların çözülmesi için görevlerini yerine getirmelidir. mücadele edilmelidir. Avrupa'da çalışmaları, Kürt sorununun uluslararası karekteri Mücadelemizin temel alanlarından birisi konumundaki BDT ve Rusya alan gereğinden kaynaklı diplomatik çalışmaların öne- Demokratik mini de artırtmaktadır. Bu nedenden dolayı tüzük- Konfederalizmin inşası oldukça büyük bir önem sel olarak her ne kadar siyasi alan bünyesinde kazanmaktadır. Sözleşmede Avrupa'da dahil tüm düzenlenmiş yurtdışı alanları birer parça gibi ele alınarak örgüt- Başkanlığına bağlı ayrı bir komite olarak sel sistemin buna göre oluşturulması kararına örgütlendirilme kararı alınmıştır. Özgücümüzü ve varılmıştır. Bunun için en geniş halk kesimlerine bağımsız ideolojik-siyasi çizgimizi esas alan ve ulaşmak, başta gençlik ve kadın olmak üzere tüm tüm diplomatik çalışmaları bir merkezde toplayan, toplum kesimlerine ulaşarak emekçilerin, inanç derli-toplu, aktif bir çalışma ile mücadelenin diğer gruplarının, azınlıkların örgütlülüğünü geliştirmek sahalarını tamamlayan bir düzey yakalanması gerekmektedir. Eğitimle örgüt ve kadrodaki yeter- hedeflenmiştir. olsa da, Yürütme Konseyi Komünar 29 5. Genel Kurulun ortaya koyduğu en temel olarak görmeyen yaklaşımların eleştirisi temelinde, görevlerinden birisi olan KCK'nin inşa çalışmaları KCK bünyesi içinde yer alan tüm çalışma birim- kapsamında hem Kürdistan'ın dört parçasında hem lerinin katılımı dönemin en temel görevi olarak ele de yurtdışı alanlarında almalarını kararlaştırmıştır. halkımız, komün ve meclisler temelinde yaşamını özgürce ve özgücüne Sözleşme de yapılan diğer temel bir dayalı olarak kurup geliştirmelidir. Halk öncüleri değişiklikte, İdari Adalet Divanının tek başına tüm çıkmalı, emek verenler inşa sürecine daha aktif sistemin hukuk sorunlarını çözmedeki yetersizliği, katılmalı, yönelimler görülerek özsavunma geliştir- işleyiş ve pratiğinde ortaya çıkan sorunları gider- ilmeli, her yerde kendi kendine yeterli ekonominin mek için Yüksek Adalet Divanı, disiplin ve görev örgütlendirilmesi için çalışılmalıdır. düzenini korumaktan görevli İdari Mahkemeler ve Diplomatik faaliyetlerimizin bir yönü de halk içindeki sorunları çözmekle görevli Halk Önderliğimizin ortaya koyduğu siyasi çizgi ve Mahkemeleri olmak üzere üç ayrı yargı kurumunun demokratik konfederal sistemin başta Ortadoğu oluşturulması kararı alınmıştır. halkları olmak üzere dünyanın diğer halklarına 5. Genel Kurulda çeşitli toplumsal kesim- tanıtılması olmaktadır. Diplomatik çalışmaların lere, Kürdistan'da egemenliğini sürdüren devletlere diğer önemli çalışma alanı da Kürdistanlı tüm ve uluslararası güçlere önemli çağrılar da siyasi güçlerle ulusal birlik projemizin somut ifade- yapılmıştır. Demokratik ekolojik paradigmanın iki si olan ulusal konferansın geliştirilmesi için çalış- temel dinamik öncü gücü olan kadın ve gençliğe malar yürütmektir. misyonlarına denk bir örgütlülük, öncülük görev- 5. Genel Kurul savunma alanına ilişkin de, lerini yaparak mücadelenin her alanında kendini yapılan süreç değerlendirmesine bağlı olarak bazı dayatan görevleri başarma ve gerilla saflarına temel kararlar almıştır. Bu kararların başında katılım çağrısı yapılmıştır. Kürdistan'ı egemenlik- geçmiş iki yılda katılımla direkt ilgili olan çalışma leri altında bulunduran devletlere, Kürdistan birimlerinin dışındaki komite ve koordinasyonların üzerindeki politikalarına son vererek Kürdistan birçoğunun katılım çalışmalarını kendi görevi halkının özgür iradesini tanımaya, sorunları bölge- Komünar 30 sel olarak diyolog ve barışçıl yöntemlerle çözmeye toplu hale getirildi. Sözleşmedeki yetersizlikler çağrı yapılmış, uluslararası güçlere de Kürt soru- aşılarak daha iyi bir netleşme sağlanmış, dolayısıy- nun çözümü konusunda parçalı değil, bütünlüklü la sistemde bir toparlanma gelişmiştir. Bu anlamda yaklaşmaya, zorlayıcı değil, çözümleyici olmaya 5. Genel Kurul, Önderliğin özgürlüğü ve çağrılmışlardır. Kürdistanın Özgürlüğünün kararlaştığı bir zirve Sonuç Olarak: olmuştur. Önder APO'nun geliştirdiği ideoloji-politi- Mücadele tarihimizin bu kritik aşamasında ka, örgüt, direniş ve özgür yaşam çizgisi Kürdistan'da özgün halk iradesini açığa çıkarmıştır. önümüze konulan bu temel görevler, Önderlik çizgisinde partileşen kadroların milyonların Bugün bu irade ulaştığı siyasal, örgütsel, kültürel direniş, örgütlenme ve serhıldanı geliştirme talep- ve direnme gücü itibarıyla bölgesel ve uluslar arası lerine doğru öncülük yapmasıyla güçler tarafından ister karşıtlık temelinde, ister unutulmadan, tüm kadroların kendilerini hem başarılacağı yandaşlık temelinde olsun dikkate alınan bir güç geçmiş süreç karşısında sorgulamalı hem de yeni konumuna ulaşmış bulunmaktadır. Ancak başta döneme hazırlık temelinde kendisini güçlü bir sömürgeci Türk devleti olmak üzere bir kısım eleştiri-özeleştiriyle devletler bu iradeyi ısrarla tanımamakta ve itifak Tarihimizin en kritik süreçleri, böylesine militan halinde ezmeye. tasfiye etmeye çalışmaktadırlar. kararlaşmalarla aşıldığı bilinmektedir. Düşmanın Özellikle Türk sömürgeci devleti bu siyasette vahşi öncülük ve koordinelik görevini görmektedir. kazanma olasılığı kadar belirtilen görevlerin gerek- Türkiye'de egemen olan ittihatçı zihniyet tam bir lerinin tam bir sorumluluk bilinciyle yapılmaması faşist-ırkçı zihniyetle Kürt halkını katliamdan halinde ise ciddi tehlikelerin olduğunu da görmek geçirme, hareketimizi tasfiye etme konusunu gerekmektedir. saldırıları gözden geçirmelidir. gözönüne alındığında, büyük Türkiye cumhuriyeti devletinin varlık-yokluk Bu nedenle öncelikle herkesin yaşanan tar- sorunu haline getirmiş bulunmaktadır. Bu nedenle ihsel gelişmelerin farkında olarak, önümüze çıkan de saldırılarını daha fazla arttıracaktır. fırsatların değerlendirilmemesinin sonuçlarının ne Bunun karşısında Önder Apo'nun sağlığı, olacağını görerek, katılımını fedailik düzeyine güvenliği ve özgürlüğü ile halkımızın kendi çıkarmak bir zorunluluk haline gelmiştir. İçine özgücüne dayanarak 18 Mayıs'ta 5. Genel Kurulda girdiğimiz aldığı kendi Demokratik Konfederalizmini kurma katılımla zaferle taçlandırılabilir. mücadele süreci ancak böyle bir kararı temelinde büyük direneceği ve tüm değerler Bu temelde tüm halkımızın, kadro ve sistemini ölümüne savunacağı kesindir. Bu her çalışanlarımızın Önderlik çizgisi etrafında Kongra zamankinden daha fazla meşru savunma çizgisi Gel 5. Genel Kurulundan alınan güç ve moral ile temelinde direnişi geliştirip süreklileştirmek ve her zafere gitmek için gerilla saflarına katılımı ve halk örgütlenerek sürece yükleneceklerine halkımız serhıldanlarını daha örgütlü ve sürekliliği olan tarz- adına büyük kazanacaklarına olan inancımızla da geliştirilmesini gerekli kılmaktadır. selamlıyor, yeni mücadele döneminde üstün 18 Mayıs mücadelemizde yeni bir sürecin başlamasıdır. En temel özelliği ise, bir çözüm ve başarma süreci olmasıdır. Bu anlamda bir finaldir. Bunu başarmak için de örgütsel sistem daha derli zamankinden daha fazla kenetlenip başarılar diliyoruz. 7 Haziran 2007 Devrimci selam ve saygılar KCK Yürütme Konseyi Komünar 31 1 HAZİRAN HAMLESİNİN MÜCADELEMİZDEKİ YERİ 1 Haziran hamlesinden günümüze kadar 3 yıllık bir zaman geçti. Bu hamlenin açığa çıkardığı ve bize öğrettiği çok önemli gerçekler vardır. Bunun politik askeri ve örgütsel sonuçlarını yeniden gözden geçirmek ve sonuçlarından doğru dersler çıkarmak büyük önem arz etmektedir. Ancak 1 Haziran ve sonrasını değerlendirmeden önce, bu sürecin arka planını ve geride yaşanan sorunları özetlemekte fayda vardır. Bilindiği gibi 1 Haziran hamlesi 1 Ağustos 1999 kadar yetersizlikleri ve yanılgıları vardı. Yaşanan tarihinden başlayıp, 1 Haziran 2004 tarihine kadar bu olumsuzlukların temelinde ise, tasfiyeciliğin geçen 5 yıllı aşkın ateşkes sürecinin son bulmasıdır. yaratığı tahribat kadar, önderliğin ortaya koyduğu Tam 6 yılla yakın bir süreç boyunca gerilla ateş meşru savunma anlayışını doğru kavramamak ve etmedi. Türk ordusunun tek yanlı saldırı ve imha özümsememek yatmaktadır. operasyonlarına karşı, büyük bir sabır ve fedakâr- Bu sürecin partimiz için, stratejik bir lıkla meşru savunmanın pasif pozisyonunun dışına değişim ve dönüşüm süreci olduğu bilinmektedir. Mücadelemiz açısından tarihi bir dönüm noktası ve çıkılmadı. Bu kadar uzun süre tek yanlı olarak korun- stratejik değer taşımaktadır. Bu. Yeni paradigmanın maya çalışılan ateş kes taktiğiyle ne kaybedildi ne teorik tezleriyle bütünlüklü oluştuğu dönemdir. kazanıldı?. Bir gerilla hareketi olan PKK'nın bu İmralı öncesi ve sonrası bizim açımızdan milat kadar uzun bir süre pasif savunma pozisyonunda denilebilecek bir süreç yaşanmıştır. Önderlik kalması doğrumuydu? Bu sürecin sağlıklı bir anal- AHİM savunmalarıyla bu sürecin temel tezlerini izini yapmak için hareketimizin o dönem içinden ortaya koymuş ve yönlendirmiştir. Bu sürecin ve geçtiği, iç ve dış koşulları göz ardı etmeden, bugün yeni paradigmanın askeri çizgimize yansıma biçimi geldiğimiz noktadan geriye dönüp baktığımızda bu ise, meşru savunma stratejisiyle gerçekleşmiştir. dönemin kazanımları kadar hata ve yanılgıları Yani, eskiden ön gördüğümüz uzun süreli ve üç konusunda da daha iyi sonuçlara ulaşmak ve gerek- aşamalı halk savaşı stratejisinden vazgeçilerek li dersleri çıkarmak mümkündür. Bu süreç eğer iyi veya bu anlayış aşılarak meşru savunma stratejisi değerlendirilir ve gerekli dersleri çıkarılırsa, en az esas alındı. Stratejik savunma, stratejik denge, 15 yılık gerilla savaş süreci kadar, siyasi, askeri, stratejik saldırı biçiminde Üç aşamalı olarak tarif diplomatik ve örgütsel açıdan öğretici sonuçları edilen uzun vadeli halk savaşından vazgeçiliyor olacaktır. Yani nasıl ki 15 Ağustosla başlayan 15 bunun yerine siyasal demokratik ve barışçıl yıllık gerilla savaş pratiğinin büyük kazanımları çözümün yolunu açan, ona güç veren, çok zorunlu kadar hata ve yetersizlikleri varsa, 1 Ağustos 1999 olmadıkça askeri güce başvurmayan meşru savun- tarihinden başlayıp 1 Haziran 2004 yılına kadar ma anlayışı esas alınmıştır. Bu anlayışa göre, birin- süren ateşkes sürecinin de o denli kazanımları ci planda askeri değil, siyasal demokratik çözüm önceliklidir. Düşmanı askeri alanda yenilgiye Komünar 32 uğratarak, toprak kurtarmak ve hâkimiyet kurmak başlatılan bir süreçtir. Dolaysıyla bu ateşkes süreci değil, devleti çözüme ve diyaloga zorlamak için gereğinden fazla uzatılmış bu da mücadelemize askeri güç gerekliydi. Halkımızın temel hakları ve zarar vermiştir. Elbette ki, Önderliğin esaretiyle özgürlükleri çiğnendiği müddetçe, askeri güçten ve ortaya çıkan yeni süreçte köklü bir durum değer- meşru savunmadan vazgeçilemeyecektir. İnkâr, lendirmesini yapmak yerinde ve gerekliydi. Önder- işgal ve asimilasyonun olduğu koşullarda meşru liğin AHİM savunmalarını halka ve örgüte taşır- savunma bir zorunluluktur. Önderliğin formüle mak, eğitime dönüştürmek, yapıya kavratmak ve ettiği gibi "halk savunma birliklerinin özel bir devlet ve iktidar hedefi-objektif zorunluluklar özümsetmek için anlaşılır kılmak kuşkusuz bir zamana ihtiyaç vardı. Yine örgütsel yapıyı yeni dışında - olamaz. Esas görevleri halkın yasal, sürece anayasal hakları çiğnendiğinde ve yargı görevini mevzilendirmek için de zaman gerekliydi. Devlete yapamadığında korumaya çalışmak, demokratik zaman tanımak, önderliğin sunduğu çözüm öneri- çabalarına güvence olmak, saldırılar karşısında lerini ve geliştirdiği teorik tezleri kamuoyuna mal göre örgütlemek, düzenlemek ve öncülük etmek, kültürel ve çevresel varlığını koru- etmek ve birçok çevrenin tutumunu netleştirmek mak" biçiminde değerlendirilmiştir. Önderlik için beli bir zamana ihtiyaç vardı. Ancak bu zaman tarafından tanımı ve kapsamı böyle tarif edilen iki yıldan fazla uzatılmamalıydı. Önderliğin ortaya meşru savunma anlayışı ve halk savunma gücü ne yazık ki bu temelde ele alınmadı. Önderlik anlayışı koyduğu paradigma ve çözüm paketinden sonra yeni paradigmaya uygun kavranmadı. Özelliklede meşru savunma aktif olarak devreye girmeliydi. devletin çözüme dönük tutumu anlaşılır anlaşılmaz, ortaya çıkan tasfiyeci anlayış, önderliğimizin Yani 1999'un 1 Ağustos'unda başlayan ateşkes meşru savunma anlayışının içeriğini boşaltı, gerilla süreci, 2002'in ortasında veya en geç 2003 baharın- ve savaşı gözden düşürmek için elinden gelen da sona erebilirdi. Bu sürecin 2004'e kadar uzaması çabayı gösterdi. Verilen 15 yıllık savaşın yersiz ve neredeyse önderliğin yeniden aktif savunma olduğu tezini yaymaya çalıştı. Gerilla mücadelesi kararı verir duruma gelmesi önemli bir gecikmeye hiçleştirildi. Gerillayı dağdan indirmek ve tasfiye neden olduğu gibi, önderlik için de zorlayıcı için büyük çaba gösterildi. olmuştur. Ortaya çıkan diğer bir yaklaşım ise eski Bu dönem vurgulanması gereken önemli klasik çizgide ısrar biçiminde ortaya çıktı. Her ne bir olumsuzluk ise geri çekilmenin aceleye getir- kadar bu çok açıktan söylenmemiş olsa da pratik ilmesidir. Bu aceleciliğin meydana getirdiği uygulama ve anlayış düzeyinde bu tutumlar net sıkışmışlık ve plansızlık, güçlerimizin ciddi kayı- görüldü. Gerillanın kendisini yeni çizgiye göre plar vermesine yol açmıştır. Düşman bu fırsatı iyi uyarlayarak aktif hale geçmesini geciktirdi. değerlendirmiş, çok sınırlı kayıp vermemiz gereken Dolaysıyla meşru savunmanın aktif biçimi 1 bir dönemde 500 dolayında kayıplar verilmiştir. Haziran 2004 ten daha önce pratik uygulanmasına Ayrıca birçok birim ciddi zorluklar ve zorlanmalar- geçmesi gerekirken bu süreç uzadı ve 2004 1 la karşı karşıya bırakılmıştır. En az bir iki yıl içinde Haziran tarihine kadar ertelendi. Nasıl ki 15 gerçekleştirilmesi gereken geri çekilme süreci iki, Ağustos 84 atılımı en az bir yıllık gecikme ile üç aylık gibi kısa bir sürece sığdırılmıştır. Geri çek- başlayan bir atılımsa, 1 Haziran hamlesi de en az ilmenin daha geniş bir zamana yaydırılması, plan bir yıllık bir gecikmeyle başlayan bir hamledir. ve sabırla ele alınması durumunda kayıplarımızın Özünde ise önderliğin ısrarı ve dayatmaları sonucu en asgari düzeye indirilmesi mümkündü. Kısacası Komünar 33 bir Haziran hamlesine kadar geçen süreci çok yönlü la bu süreci içten içe körükleyerek örgütü dağıl- değerlendirmek mümkündür. Olumlu ve olumsuz manın eşiğine getirdi. İşte 1 Haziran hamlesi bu birçok özelliğini ortaya koymak gereke bilir. Ancak sürece bir son verdi. Tasfiyeciliğin tasfiyesinde bir bizim burada vurgulamak ve belirtmek istediğimiz karar aşaması oldu. Örgütü yeniden savaşır ve husus, 1 Haziran hamlesine hangi sorunların mücadele eder hale getirdi. Örgüt ortamını yeniden aşılarak ulaşıldığıdır. bir moral motivasyonuna kavuşturdu. Halk için Gerçek şudur ki: 1 Haziran hamlesine yeniden inanç ve moral kaynağı haline geldi. kolay ulaşılmamıştır. Yeniden silahlı mücadele ve Yitirilen örgüt prestijsini iade etti. Sarsılan ve savaş kararı bir zorunluluk olarak gündeme girince, dağılan örgüt mekanizmasını yeniden toparladı. En bu kararı almak kolay olmamıştır. Gerek içte tas- önemlisi de kadro ve savaşçı yapıda meşru savun- fiyeciliğe karşı mücadelede, dışta ise PKK' yi bitirme planlarına karşı büyük bir mücadele veril- ma anlayışının ne olup olmadığına dair, daha derinliğine düşünme ve bilince çıkarma anlayışını erek 1 Haziran hamlesinin kararına ulaşılmıştır. Bu geliştirdi. Meşru savunmanın pratikte nasıl gerçek- nedenle gecikmişliğine ve yaşanan tüm yersizlik- leşeceği ve pratikte ne gibi sonuçlar ortaya çıkara- lerine rağmen bir haziranın mücadelemizdeki yeri cağı gerçeği 1 Haziran hamlesiyle anlaşılmıştır. büyüktür. Bu hamle mücadelemize yeni bir ivme Meşru savunmanın pratik ve düşünsel alanda kazandırmış, ruh vermiş, tasfiyeciliğe dur demiş ve hareketimiz üzerindeki bütün sinsi tasfiye plan- olgunlaşması anlaşılması ve doğru bilince çıkarıl- larını boşa çıkarmıştır. 1 Haziran hamlesinin mücadelemize kazandırdığı ması 1 Hazirandan sonra mümkün olmuştur. Bunlar 1 Haziran hamlesinin açığa çıkardığı çok önemli gerçekler vardır. Bunlardan en önemlisi, Türk devletinin " uzat gitsin PKK bitsin" çürütme siyasetini boşa önemli sonuçlar ve gerçek- Meşru savunmanın pratikte nasıl gerçekleşeceği ve pratikte ne gibi sonuçlar ortaya çıkaracağı 1 Haziran hamlesiyle anlaşılmıştır çıkarmıştır. Bu sürece kadar lerdir. 1 Haziran hamlesinin siyasal sonuçları çok daha etkili olmuştur. O zamana kadar "düşünmezseniz Kürt sorunu yoktur" diyen Erdoğan Önderliğimizin büyük bir çaba, sabır, emek ve hükümetini sorunun varlığına ilişkin itiraf etmek ve fedakârlıkla demokratik çözüm için gösterdiği hatta devlet adına özeleştiri yapmak zorunda bırak- ısrar, devlet tarafından görmezlikten gelinmiş, mıştır. Belki bu itirafların sonu gelmedi. Erdoğan bunu bir zaaf olarak değerlendirmiş ve PKK'nın bir sözlerine sahip çıkmadı ve söylediklerinden geriye daha savaşamaz duruma geldiği kanaatine var- çark etti. Ancak durum ne olursa olsun, sorunun bu mıştır. Tasfiyeciliğin örgüt ortamında yarattığı düzeyde itiraf edilmesi ve devletin kendi içinde muğlâklık, kararsızlık düşman cephesinde bu yönlü büyük çelişkiler içine düşmesi 1 Haziran hamle- umutlar yaramıştır. Dolaysıyla devletin yürüttüğü siyle yakından bağlantılıdır. Bugün Türkiye'de siyaset, bu zamana kadar çürütme ve bitirme yaşanan büyük bölünmenin, kamplaşmanın ve siyasetidir. Savaşmayan, üretmeyen, sürekli bek- derin huzursuzluğun altında hiç kuşku yok ki, 1 lentili bir ruh halinde bırakılan PKK gücünün Haziran hamlesinin kararlılığı vardır. Devlet dağılıp tasfiye olması bekleniyordu. Tasfiyecilik PKK'nın bir daha savaşabileceğine ihtimal vermiy- ise Türk devletinin bu beklentilerini doğrularcasına ordu. İçine girdiği rehavetle sorunun üzerini kül- örgüt ortamına yaydığı inançsızlık ve umutsuzluk- lendirerek geçiştirmeye çalışıyordu. "Güven ve Komünar 34 istikrar"dan bahsediyor bunu da AB. ve uluslar mekanizmalar kurmalarını önerdi. Bu amaçla her arası güçlere kabul ettirmeye çalışıyordu. Ancak 1 iki ülkede de özel temsilcilikler oluşturuldu. Gün Haziran hamlesi durumun hiçte böyle olmadığını, geçtikçe sorunun silahlı yöntemlerle çözülemeye- PKK ve gerillanın dimdik ayakta durduğunu bu ceği daha iyi anlaşılmış oldu. Bu gerçeği ABD ve sorunu çözmeden hiçbir sorunun çözülemeyeceğini uluslar arsı güçler itiraf etmek zorunda kaldılar. tekrar yeniden göstermiş oldu. Dolaysıyla Erdoğan Kürt bölgesel yönetimi bunu her fırsatta sıkça hükümeti derin ve çözümsüz bir çelişkiyle karşı dilendirmektedir. Türkiye'de kriz derinleştikçe, karşıya geldi. Durumu kurtarmak için fazla içi devlet içinden, aydınlardan, ABD ve Kürt bölge doldurulmadan, alt yapısı hazırlanmadan belli bir yönetiminden yeniden ateşkes talepleri gündeme plan ve hazırlıktan yoksun, bazı adımları atmak geldi. Bu taleplere önderlik tarafından 1 Ekim 2006 istedi. Birtakım söylemler geliştirilmek istedi. tarihinde yeniden bir ateşkes kararıyla karşılık ver- Ancak bunlar içten ve ciddi bir hazırlıktan yoksun ildi. Ancak bu ateşkes sürecinin de Türkiye'de her- olduğu için, hükümeti daha çok zor bir duruma hangi bir çözüme yol açmadığı gibi, devlet içinde- sokmaktan öteye bir rol oynamadı. Erdoğan'ın ki krizi derinleştirmekten öteye bir rol oynamadığı Aydınlarla yaptığı toplantı peşi sıra Diyarbakır açığa çıkmıştır. Bu nedenle Türkiye de oluşturulan konuşması buna karşı genelkurmay ve milliyetçi özel temsilcilik mekanizması iflas etmiştir. Emekli cephenin verdiği reaksiyonlar, sorunun ne kadar güncelleştiğini ve kriz halini aldığını göstermekte- Gerçek böyle olmasına rağmen, PKK ve Kürt dir. Bu süreç, devlet ve toplumu iki kampa böldü. sorunu, çözüm için olgunlaşmış ve kapıya dayan- Sorunu eskiden olduğu gibi, inkâr ve şiddet mıştır. Bu kadar kriz haline gelerek, gerek temelinde bastırarak bitirme ile sorunu tartıştır- Türkiye'de ve gerekse uluslar arası alanda, acil bir maya açarak bir biçimde çözme cepheleri gelişti. durum arz eden bu sorunu çözmemek artık Daha doğrusu Kürtleri top yekûn inkâr ve imha mümkün değildir. Genelkurmay ve faşist milliyetçi eden faşist cephe ile bir biçimde Kürtlerle yaşa- cephenin bütün çırpınışlarına rağmen sorunun mayı kabul eden liberal kesimler karşı karşıya çözümü pek yakında kaçınılmazdır. Türkiye'deki geldi. Sorunun çözümü için ateşkes çağrıları faşist milliyetçi cephe çok ciddi bir sıkışmayı yaşa- yapıldı. Aydınlardan ve devletin içinden bir kesim- maktadır. Toplumsal desteğini yitirmiştir. Uluslar den bu yönlü talepler geldi. Önce bir aylık ateşkes arası güçleri arkasında bulamamaktadır. Dolaysıyla ile bu çağrılara iyi niyet temelinde karşılık verildi. önümüzdeki seçim sürecinde bu kesim daha çok Ancak bunlardan bir sonuç çıkmadı. 1 Haziran teşhir ve tecrit edilecek, yalnızlaşacaktır. Çözüm hamlesi ve eylemliliği daha da şiddetlenerek devr- yönünde Türkiye'de siyasi bir iradenin ortaya çık- eye girdi. Gelişen eylemlilikle Türkiye'de kriz ması kaçınılmaz görünmektedir. İşte sorunun bu derinleştikçe sorun dal budak salarak bölgesel ve çözüm aşamasına gelmesinde 1 Haziran hamlesinin uluslar arası bir kriz haline dönüştü. İşin içine belirleyici rolü vardır. General Edip Başer çareyi istifa etmekte bulmuştur. ABD, Irak, Kürt bölge yönetimi hatta AB dahil Eğer 1 Haziran hamlesi gerçekleşmemiş olsay- edildi. Böylece Türk Devleti kendi eliyle sorunu dı, bu sürece gelmemiz mümkün olamazdı. Bundan derinleştirerek uluslar arası bir kriz haline getirdi. dolayıdır ki 1 Haziran hamlesinin mücadele tarihimizdeki ABD sorunun çözümü için özel temsilcilik ile yeri ve önemini ne kadar vurgular ve hakkını verirsek o karşılık vermeye çalıştı. Bunun için Raltson'u kadar yerinde olacaktır. görevlendirdi. Türkiye ve Irak'tan da benzer Abdullah ÖCALAN sosyal bilimler Akademisi Komünar 35 ZİLAN TARZI YAŞAMAK VE BAŞARMAK HER BİRİMİZ İÇİN ESAS ALINMASI GEREKEN BİR GÖREVDİR Sakine KARAKOÇAN Z ilan yoldaşı, şahadetinin on birinci yıldönümünde anarken, O'nun Başkan APO'yu anlayan ve uygulayan büyüklüğü karşısında saygıyla eğiliyor ve tüm özgürlük şehitlerine bağlılığımızı belirtiyoruz. Önderliğimizin de ifade ettiği gibi, "Zilan yoldaş kişiliğinde ve eyleminde ölümü alt etti." Ölüme giderken bile büyük yaşam yürüyüşü halindeydi. Zilan arkadaş, büyük bir bilinç derinliği içinde yerinde-zamanında harekete geçmenin sembolü olurken, Önderliğin Kürt halkı için insanca ve onurluca bir yaşam açısından belirleyiciliğini, önemini anlamış ve buna cevap olmanın eylemini gerçekleştirmiştir. Bu eylem, öyle duygusal ve yalnız bir sürece cevap olma anlamında gerçekleştirilen bir eylem değildir. O açıdan hala güncelliğini koruyan tarihsel bir eylemdir. İnsanca var olmanın ve yaşamanın eylemi olarak geçerliliğini korumak- komploya karşı bir uyarıyı ifade etmektedir. Bu tadır. Bize dayatılan imha inkâr politikalarına karşı kapsamda Zilan arkadaşın eylemi bir yandan düş- bir duruştur. Nasıl yaşamalı ve mücadele edilmeli manın Önderlik ve halkımız üzerindeki saldırıları sorularına bir cevap niteliğini taşımaktadır. Zilan boşa çıkarmak iken, bir amacı da uluslar arası kom- arkadaşın eylemi, insanca bir yaşam şansının ver- plo karşısında örgüt kadrolarını düşmanın tehlikeli ilmediği bir ülkede halk olarak kimliğini kazanma savaşımıdır. Öyle bir anlık ve sıradan bir eylem politikalarını görmeye ve bunun karşısında etkili mücadele tarzını yakalamaya yöneltme, yaşanan değildir. Bu açıdan hem Zilan arkadaşın kişiliğini duyarsızlıklara karşı uyarıcı olmaktır. Özgür mili- hem de eyleminin amacını çok köklü ve derinliğine tan kişiliği yakalamadaki kıstasları kendi kişil- sorgulamak gerekmektedir. Tarihin derinlik- iğinde ortaya koyarken, eylem tarzındaki tıkan- lerinden süzülüp gelen sevginin, güzelliğin, bilinç manın aşılmasında eylem tarzı, örgütleyiciliği, derinliğinin adı olan Zilan kişiliği ve direnişçiliğini kararlılığıyla taktik önderliğin nasıl olması gerek- anlamak, çağrısına cevap olmak kolay olmasa da tiğini ortaya koymuştur. vasiyetinin gereklerini iyi anlamak ve günümüz koşullarında gereklerini yerine getirmek, her birim- Z ilan duruşu ve çağrısını doğru anlamak ve bunu yaşamın her alanında esas almak ize büyük sorumluluklar yüklemektedir. kazandırır. Yoksa hiçbir biçimde insana yaşam Z ilan eylemliliği düşmanın sınır tanımayan saldırılarına karşı bir cevap, uluslar arası hakkı tanımayan, dilini, kültürünü yok sayan, inkâr ve imhada ısrar eden politikalara karşı yaşam şansı Komünar 36 yoktur. İnkâr imha politikalarına eylemiyle 'dur' koyan Önderliğimizin, yalnız Kürt halkının değil, diyen Zilan yoldaş, Türk devletinin '95 yılında Ortadoğu halklarının da özgür birliktenlik içinde ve gerçekleştirdiği topyekûn savaşımla bu yılı kardeşçe bir arada yaşama felsefesini esas aldı. PKK'nin bitiş yılı olarak belirlemesi karşısında Yıllardır Kürt halkının Önderliğin belirlediği bu eylemiyle düşmanı sarsmıştır. Özgürlük Hareketini temelde sergilediği sabırlı, sağduyulu ve bilinçli imha etme, geriye kalanları ise onursuz bir yaşam demokrasi mücadelesine karşılık Türk devleti "Tek içinde tutmanın amaçlandığı ve bunu gerçek- bir fert kalana kadar savaşırız" mantığıyla şiddeti leştirmek için milli birlik söylemleriyle şovenizmin tırmandırırken, Önderliğimizi İmralı'da tutsak alabildiğine körüklendiği bir süreçte Zilan arkadaş etmekle yetinmedi, zehirleyerek imha etme bu politikalara dur demesini bilmiştir. amacını bir kez daha en üst düzeyde ortaya koydu. Z ilan kişiliğini, yaşam ve eylem tarzını güncelleştirmemiz bu gün her dönemden daha fazla Gelinen aşamada imha politikası tırmandırılarak ve derinleştirilerek beynimize ve yüreğimize zehir önem taşımaktadır. Türk Genelkurmaylığı başta verilerek sonuç alınmak isteniyor. Sınır tanımayan olmak üzere devlet kurumları "tek bir fert bir yönelim ve saldırı karşısında sessiz kalmayan kalmayıncaya kadar bu mücadele devam edecek" Kürt halkı ve Özgürlük Hareketi, yeni bir mücadele açıklamalarıyla inkâr imha politikalarında ısrarlı aşamasının başında Zilan arkadaşın yaşam tarzı ve olacaklarını Türk duruşu karşısında bir kez daha kendisini sorgula- Genelkurmayı açıklamaları ile tam bir şoven dalga yarak Önderliğine sahip çıkmanın ve etrafında estirerek Türk halkını Kürt halkını linç etmeye kenetlenmenin derinliği içinde olmak zorundadır. çağırmakta ve bunun üzerinden Kürt halkının Zilan tarzı; Önderliği doğru anlamak ve hisset- imhasında başarıya ulaşmanın çabasını sergilemek- mekse, halka bağlı bir özgürlük militanı olmaksa, tedir. Neo-ittihatçıların "Ne mutlu Türküm" diyen- bu yapılmak durumundadır. lerin dışında hiç kimseye yaşam hakkı tanımayan imha politikaları Hareketimize ve halkımıza karşı Z ilan yoldaş Önderlik üzerindeki imha saldırılarını o yıllarda hissederek harekete geçer ve imha girişimlerini Önderliğimizin zehirlenmesiyle mektubunda "Her halkın tarihine bakıldığında tırmandırmaktadır. Son dönemlerde Kürdistan kır- özellikle devrim süreçlerinde mücadele veren ve mızıçizgiler içine alınarak topyekûn savaş kararı başarıyla kurtuluşa götüren, yaşadıkları döneme daha etkili bir biçimde devreye konulmaktadır. Bu damgasını vuran önderlikler vardır. Tarih önder- saldırılar ve imha politikaları karşısında Zilan kişil- siz hiçbir ulusal ve sınıfsal hareketin gerçek iği ve duruşuyla süreci doğru anlamak ve karşıla- anlamda başarıya gitmediğini doğrulamaktadır. mak her militanın görevi olmakla birlikte, Önder; yaşatılmak istenen yenilik ve gelişmeleri Türkiye'nin götürülmek istendiği noktaya karşı en üst düzeyde temsil eden, yani yeni insan, yeni durmak, bunun bilinci içerisinde olmak önem taşır. toplum düşüncesine denk, bütün yaşamını bir Önderliğimizin "Türkiye Iraklaştırılmak isteniyor" halkın yaşamına göre düzenleyen, kendi kaderini noktasında duyarlı olmamızı barış ve demokrasi halkın kaderinde bulan ve o halkın acılarını, mücadelesini sürdürmemizi istediğini unutmadan, duygu ve taleplerini en derinden yaşayan ve kur- onurluca, insanca yaşamın duruşuna bağlı kalarak tuluş için pratik görevleri en üst düzeyde omu- Zilan direnişçiliğini esas almalıyız. Barış ve demokrasinin nasıl olması gerektiği konularında zlayandır" tanımlamasını yaparak Önderliğimize yönelik saldırılara karşı derin bir bilinç ve pratik politikada ne yapılması gerektiğini ortaya duyarlılıkla karşı koymuştur. Önderliğimizin ken- ortaya koymaktadır. Komünar 37 dini halkına ve insanlığın yaşamına adayan büyük- adım adım boşa çıkarılan ve büyük bir direnişle lüğünü görmüş ve o yıllarda kaleme aldığı mek- karşılık verilen uluslar arası komplonun son çır- tubunda düşüncelerini en yalın ve açık bir biçimde pınış ve politikalarına karşı özgürlük mücadelemizi dile getirmiştir. yükselterek cevap olmalıyız. Z ilan arkadaş mektubunda "İnsanlık tarihine baktığımızda, gerek ulusal, gerek sınıfsal B u konuda Önderliğimiz "Zilan kişiliği ile yalnız düşmanı değil, her türlü basit duyguları, kurtuluş mücadelesini veren halkların, devrimin ucuz yaşamları ve yenilgi kişiliğini yerle bir ettik" gerçekleşme olanağını yaratan tarihi, sosyal, diyerek Zilan yoldaşın büyük yaşam çağrısına nasıl siyasal ve kültürel bir zemini ve birikimi vardır. cevap olunacağını çözümlemeleriyle ortaya koy- Kürt halkına karşı olan ulusal inkâr bu halklara muştur. Amaçta ve kavrayışta yoğunluğun, netliğin karşı yoktur. Kişilik sorunları bizdeki gibi derin bireyi nasıl güçlü kıldığını ve sonuç alıcı olduğunu değildir. Tarihleri bizdeki kadar çarpıtılmamıştır. göstermiştir. Sıradan katılım ve yürüyüşün yoğun Kadın cinsi bu kadar sömürülmemiştir. Dini olgu- bir saldırı altında olan halk gerçekliğimize cevap lar bizdeki kadar kötü tarzda işlenmemiş ve halk- olunmayacağı açıktır. Devrim olayının öyle sıradan lara karşı kullanılmamıştır. O halkların mevcut duygu ve düşüncelerle karşılanamayacağı ortaya konumlarına karşı bilinçli bir tepkileri vardır. çıkmıştır. Başta Zilan arkadaş olmak üzere on bin- Özgürlük ve eşitlik düzeylerinde gelişmeler vardır. lere varan şehitler gerçeğimizde ispatlandığı gibi, Önderlerinin güç aldığı belli bir aydın kesim devrim ve devrimci duruş; düşünce derinliği içinde vardır. Kürdistan devriminde ise bu belirtilen örgütlenme, bireyin kendisini netleştirme, arındır- hususların tümü bitmiş bir durumdaydı" diyerek ma, kendisini bulma ve etkili bir mücadeleci kişil- Önderlik gerçekliğine yaklaşımını bu cümlelerle iğe ulaşma olayıdır. Kazanmaya, başarıya kilitlen- ifade etmiştir. Uluslararası komplonun planlandığı meyi gerektirmektedir. Sıradan bir yaşam tarzı o süreçte Önderliğin nasıl hedeflendiği ve nasıl olan, çabasız, emeksiz kendisini yaşatanların yenil- sahiplenilmesi gerektiği hususunda bilinçli net bir gisi kaçınılmazdır. Bunu doğallaştıran ve ortama tavrın sahibi olmasını bilmiştir. dayatanlara karşı mücadele etmek Zilan yoldaşın B u anlamda Özgürlük Hareketimizin geldiği aşama ve mücadele gerçeğimizin bir gereği anısına bağlılığın bir gereğidir. O'nun çağrısı; yeni olarak Zilan direnişçiliğini anlamaya çalışarak, layık olunacağının çağrısıdır. Başta Önderliğimizin Önderliğimize yönelik saldırının altında yatan yetmez yoldaşlık belirlemesinin ve uluslar arası gerçeği görmek durumundayız. Türk devletinin ve komploya karşı duruşun doğru sorgulanması Zilan uluslar arası güçlerin neden "APO'suz, PKK' siz yoldaşın çağrısını anlamaktan geçer. Kürt çözümünü" öngördüklerini ve yıllarca süren uluslar arası komplo konseptleri ile uygulama ve Z ilan yoldaş, kadın kurtuluş ideolojisi çerçevesinde kadının düşünsel, siyasal ve felsefi politikalarını çözümleyerek sürece doğru katılımı anlamda özgürleşmesi açısından Önderliğin sarf sağlamak ve etkili mücadele yürüterek bu ettiği emeğe karşılık "Keşke canımdan başka saldırıları boşa çıkarmak Zilan yoldaşı anlamakla verecek bir şeyim olsaydı" sözleriyle ifade ederken mümkündür. O, daha yıllar önce büyük bir öngörü tarihi ve vicdani sorumluluğunun derinliğini de ile Önderliğe ve PKK' ye karşı saldırıların altında ortaya koymuştur. Zilan çizgisinde yürümenin yatan gerçeği görerek boşa çıkarmanın eylemliliği kararlılığını taşıyan ve bunun pratik uygulayıcısı içine girebiliyorsa, bizler günümüzde deşifre olan, olmanın çabasını vermeye çalışan kadrolar olarak bir yaşamın nasıl yaratılacağının ve halka nasıl Komünar 38 kendimizi hem Önderliğimizin kadına duyduğu lukların üstesinden gelmektir. O Dersimin asi ve bir sevgi, güven hem de Zilan arkadaş şahsında tüm o kadar da özgür dağlarında devrimci mücadeleye şehitlerimiz karşısında sorgulamak, onları anlamak katılırken, elinde tuttuğu silah kadar Önderliği oku- ve uygulamak durumundayız. Özellikle Önder- maya ve anlamaya da büyük önem vermiştir. Kısa liğimizin İmralı'da sürdürdüğü ideolojik, felsefik bir zaman dilimi içinde bulduğu kadar Önderliğin çalışmalarıyla hazırladığı Savunmalarda barış ve çözümlemelerini okumuş, ruh ve düşünce güzel- demokrasi mücadelesinde yol ve yöntemleri, liğini kaynağından içerek susamışlığını gidermesi- örgütlenme esaslarını belirlerken, bizlere yeni bir ni bilmiştir. Bununla yetinmemiş, anladığını ufuk kazandırarak nasıl bir yaşam, nasıl bir eyleme dönüştürmüştür. Kişiliği ve pratiğiyle topluma ulaşmamız gerektiğini de ortaya koymuş- Dersimin savaşla kurtulmuş topraklarına bir su gibi tur. Savunmalar özgür birey, özgür toplum gerçek- akmış ve duruşuyla dağlarına bir o kadar heybet liği kadar insanlığın kaybettiği ve sürüklendiği katmıştır. Ve Zilan işgal edilmiş bir ülkede, kaosun aşılması için nasıl bir mücadelenin yaşamın kölece değil, özgürlük savaşçısı olarak yürütülmesi gerektiğini de her açıdan belirlemiştir. nasıl yaşanılacağı noktasında bir ses olup, Önderliğin kadın militanları olarak barış ve özgür- yankılanmıştır. lük çabalarına karşılık doğru bir B u açıdan Zilan arkadaş kişiliği ile yalnız düşmanın işgaline Önderliğin dur denilmediği, yenilKadın militanları olarak takdirde hem şehitlere Barış ve özgürlük çabalarına karşılık gili kişiliğin ucuz yaşam arayışlarının ve karşı verdiğimiz sözleri Doğru bir kavrayış kadar basit duyguların PKK' yerine getiremeyiz hem Uygulama gücü de olmalıyız. de yaşam hakkı bulamayade Önderliğimizin emekler- kavrayış kadar uygulama gücü de olmalıyız. Aksi ine layık bir pratiğin sahibi ola- cağını göstermiştir. İçimizde uzun mayız. Bunun için özgürlük militanları olarak her yıllar saflarda kalmasına rağmen, sorunlu ve şeyden önce militanlığın ön gördüğü kişilik, çözümsüz duruşlar yaşanıyorsa, bunun militan mücadele ve yaşam tarzını yakalamak durumun- duruş açısından neyi ifade ettiği noktasında sorgu- dayız. Bu da Zilan kişiliğini anlamak ve uygula- lanması gerekmektedir. Oysa Zilan'ı anlamak maktan geçer. büyük yaşamak demektir. Kendini geliştirmeyen, Z ilan tarzı yaşamak ve başarmak her birimiz için esas alınması gereken bir doğrultudur. katmayan ve şikâyetlerle kendini gerekçelendirenlere ve "bunaldım, daraldım, yaşam beni sıkıyor" Ayni zamanda Önderliğin "Zilan büyük bir diyenlere ne denilebilir? Bunlar, yaşam iddiası sözleşmedir" belirlemesine bağlı kalarak, O'nu zayıf, iradi duruşu kendinde yaratamayan ve mili- kendimiz için nasıl somut bir yaşam gerçekliğine tan duruşta kararlı olmayan bireylerdir. Bu da dönüştüreceğiz Zilan'ı anlamamaktır, yaşamamaktır. noktasında yoğunlaşmalıyız. inçte güçlü vererek sonuç alabiliriz. Zilan yoldaşı Ö nderliğimizin bu konuda belirttiği gibi, "Zilan'ın diğer bir vasiyeti de budur. Büyük eylemi anlamak ideolojide netliği gerektirir. Amaca kil- ile büyük yaşam istemini ilan ediyor. Bu da sizin itlenmeyi, yanlış yaşam ve tutumlara karşı mücade- için şu anlama geliyor; özgür iradeye, büyük yaşam leyi şart koşar. Zilan kişiliği; yaşamı anlamlı kıl- ifadesine uygun olacak kimlikler ortaya çıkıncaya mak, iradede keskinlik ve çaba büyüklüğü ile zor- kadar ustaca ve büyük eylemlilikle mücadeleye Bunun savaşımını ideolojide, pratikte, ruhta, bil- Komünar 39 devam demektir". Bu duruş, özgür iradeyle yaşam- içinde yaşam hakkı bulamayacağı açıktır. Yaratılan da ve çalışmanın her sahasında başarılı olmak değerler nasıl korunur sorusundan çok, kendimi demektir. Ancak bunun karşısında içimizde buna nasıl yaşatırım denilirse, bunun sorgulanması ters pratikler veya buna denk düşmeyen kadrosal gerekir. Bu tarz tutum ve yaklaşımlar içimizde duruşlar mevcuttur. Açıktır ki, Zilan gerçekliği yaşam hakkı buluyorsa, devrimci yaşamda ve ide- karşısında bu duruşlar kabul edilemez. Yıllarca olojik mücadelede yetersizlik var demektir. Bu birey iradesi diyerek, özgürlük mücadelesinde konuda militanlaşmayan kişilik özelliklerinin nor- adım atmada zayıf kalan ve yetmezliklerini, ben malleşmesi ve "öyle de böyle de yaşanabilir, benim özgürüm adı altında sürdüren duruş ve pratiklerin düşüncem, ben özgürüm" diyerek özgürlük örgüt gerçeğimiz ve şehitlerin ardılı olmakla bir mücadelesine kendini katmayan ve ilgisinin her şeyi sıradanlaştıran Zilan'ca yaşam sadeliktir tutumlara karşı tavır Doğruluktur, azimdir, iradedir almamak, bu yanlış Özgürlük bedel ister, Önderlik gerçeğini anlamak ve uygulamaktır anlayış ve duruşlarözgür olmanın, özgür karar ver- Bugün her kadın militanın buna göre yaşaması la bir arada yaşaVe kendini örgütleyerek mücadele etmesi manın dengelerini menin de kuralları oluşturmak, Zilan'ca vardır. Öyle toplumun En temel sorumluluktur olmadığı, çıkarlarını, açıktır. başkasının yaşamaya ve Zilan'la büyük da hukukunu ve en önemlisi de örgütsel ihtiyaç sözleşmeye cevap olmama anlamına gelir. ve gereklilikleri gözetmeden, birey toplum ilişkisini doğru kurmadan, sözle özgür olunamaz, militan Çok açıktır ki; Zilan'ca yaşam sadeliktir, doğruluk- duruş sergilenemez. Özgürlük iddiası büyüklük ve uygulamaktır. Bugün her kadın militanın buna ister, yaratıcılık, emek ve çaba ister. Yaratılan göre yaşaması ve kendini örgütleyerek mücadele özgürlük değerlerini korumayı ve daha ileri boyut- etmesi en temel sorumluluktur. lara götürmeyi zorunlu kılar. Ki, binlerin emeği, kanı ve çabası ile yaratılan özgürlük değerlerine B ugün Türk özel savaş rejimi Güney Kürdistan'a yönelik saldırı hazırlıklarını ucuz yaşam alışkanlarıyla ve kendine göre özgür- sürdürmekte, Kuzey Kürdistan boydan boya lük tanımlamalarıyla yaklaşılmayacağı ve özgürlük operasyonlarla tam bir askeri işgal altına almakta, savaşçısı olunamayacağı gibi, büyük ve çaba Kürdistan'daki tüm siyasi ve halk temsilcileri tehdit gerektiren özgürlük mücadelesi de verilemez. İşte altında tutularak Kürt halkın siyasi iradesi kırılmak Zilan gerçekliği bize bunu öğretmektedir. istenmektedir. Z ilan yoldaş, büyük yaşamanın ve özgür kadın militanı olmanın gücünü ortaya çıkarırken, zehirlenmesi, gerillaya yönelik operasyonları ve Önderliğin felsefesini kavrayarak kısa zamanda Hareketimize karşı öngördüğü imha sürecini nerede ve ne zaman harekete geçilmesi gerektiğini pratikleştirirken, bu saldırılar karşısında Zilan de eylemi ile ortaya koymanın adıdır. Yaşamı liber- tarzını ve duyarlılığını yakalamamız gerekmekte- alize eden, genel doğruları okuyup kendine göre dir. Ve bu saldırıları boşa çıkarmak ancak kararlı ve yorumlayan, yetmezliklerini bu tarzda örtbas edip iradeleşmiş bir militan gerçekliği gerektirmektedir. gerekçelendiren yaklaşım ve tutumların, Zilan tarzı Bu tarz bir duruş ve mücadele saldırlar karşısında ve duruşuyla çeliştiğini ve Özgürlük Hareketi sonuç alabilir. Bu dönemde tereddüt, kendine göre tur, azimdir, iradedir. Önderlik gerçeğini anlamak Türk devleti Önderliğimizin halkımıza karşı yürüttüğü bu baskılarla Özgürlük Komünar 40 yaklaşmak, yaşamak değil, yüksek bir kararlılık ve üzerinde yoğunlaşılması gerekmektedir. Çünkü direniş sonuç alacaktır. PKK' ye yönelik tasfiye gir- içimizde yer yer ideolojik çarpıtma ve ortaya çıkan işimleri ve çabalarının sonuçsuz kalması ve sorunlara karşı mücadelesizlik vardır. Hatta bu tür başarının sırrı militan ve iradi duruştan geçer. Zilan yaklaşım ve tutumlara karşı muğlâk ve çaresiz tarzı yaşamak, örgütlenmek, büyük söz ve eylemin kalma durumları yaşanıyor. Önderliğimizin aile, sahibi olmak tüm imha, tasfiye ve saldırıların birey, toplumsal sorunlara ilişkin perspektiflerini panzehiri olacaktır. Bu açıdan normalleşen, yaşama geçirme ve örgüt ortamında hâkim hale sıradanlaşan, liberalize edilen tüm tutum ve yaklaşımlardan uzaklaşarak ve buna karşı ideolojik getirmede zayıflıklar mevcuttur. Bu açıdan da ideolojiden kopuş, farklı arayış ve yaşam tarzları mücadele yürüterek, öncü kadro tutum ve duruşuy- bazen ortamımızda kendisini konuşturabilmektedir. la örgüt ortamımızı her türlü geri, yetmez ve Bütün bunlara karşı ideolojik mücadele verilmiyor, mücadeleden alıkoyan duruşlardan arındırarak düş- örgüt işletilmiyorsa ve tavır sahibi olunamıyorsa, manı boşa çıkarabiliriz. Ki, bu güç ve irade her bu her örgüt militanı için sorgulanması gereken bir zamankinden daha fazla vardır duruşu ve nasıl yaşanması, mücadele Eleştiri özeleştiri ile ortak ruh, edilmesi her duygu refleksini yakalamak zamankinden daha anlaşılır durumundayız. Bu açıdan ide- kılınmıştır. Bunun örnekleri olojik perspektifi bu kadar net açık bir biçimde belleklerde olan Özgürlük Hareketimizin ve yaşanan pratiklerde işlen- militanları olarak Zilan tarzın- miş ve gerekli sonuçlar bil- da üretken ve kapsayıcı olmak ince çıkarılmıştır. kadar, ideolojik bakış açısıyla gerektiği Önderliğimizin ifade etmektedir. bu sorunlara yaklaşmak ve ideolo- konuda belirttiği gibi, "Eğer jik mücadeleyi keskinleştirmek hepiniz Zilan tarzında o zorundayız. Esneklik adı altın- çağrıya yaşamınızla, da ortamımıza dayatılan liberal- savaşımınızla ve en önemlisi de ideolojiyle, gerek- izm eğilimine karşı mücadele etmek önem arz tiği yerde siyasal, örgütsel ve yönetimsel yeterlilik- etmektedir. Çalışma sahalarında tarz ve tempoda le cevap olabilirsiniz". Önderlik bu belirlemesiyle kadrolara düşen görev ve sorumluluk anlayışına aktif olmayan, dar yaklaşan tutumlara karşı ideolojik yaklaşımdan çok siyaset ve politik yaklaşımlar dikkat çekerek Zilan tarzında çağrıya nasıl yak- söz konusu olabilmektedir. Tüm bunlardan hareke- laşılmalı ve kendisinde somutlaştırmalı hususlarına tle bireysel tarz ve duruşlara dur demek ve doğru değinmektedir. katılım tarzı ile sorumluluğu esas almak, bir mili- Ö rgüt militanlığı ve çizgi devrimciliği temelinde yaşam duruşu kadar çizgi ölçülerinde tanlık ölçüsüdür. Zilan çizgisine bağlı ve Önderliğe nasıl bir tutum sahibi olunması gerektiği de önem- nun özgürlük ölçülerinde ısrarı vardır ancak yeni ve lidir. "Zilan bir büyük sözleşmedir" belirlemesi özgür yaşamın yaratılmasında da öncülüğün bu temelinde ideolojik mücadelede ne kadar etkiliyiz, temelde gelişmesi gerekmektedir. Ve Zilan tarzına ideolojik çalışmalarda ne kadar ideolojik perspekti- ancak bu yaklaşımla cevap olunabilir. fle sorunları ele alıyor ve çözümlüyoruz konusu karşı duruşunu sorgulayan binlerce örgüt kadrosu- Komünar 41 Y ine siyasal ve toplumsal çalışma alanlarında örgütsel sistem örgütlendirilirken, Öncülük misyonlarını oynamaları halinde düş- meclisleşme, kitle hareketini geliştirme ve serhıl- ruhsuz, muğlak tarzlar aşılarak öncülük misyonuna danlara öncülük etmede halkın demokratik, barışçıl uygun rol oynamak, süreci tersine çevirebilir. manın karşı faaliyetleri durdurulabilir. Bürokratik, istemlerine cevap olmayan yaklaşım ve pratikler Yoksa dayatılan imha süreci, topyekun savaş ilanı kabul görmez. Özel savaş rejimine karşı halkı koru- halkların birliğine, kardeşliğini tehlike altına mak, örgüt militanının görevleri arasındadır. Köy, sokarak tam bir toplumsal savaşa dönüşür. Bunu kent her yerde halkla buluşmak ve öncülük yap- önlemek ve görev ve sorumluluklara doğru yaklaş- mak, sıradan bir görev değildir. Halka ses olma ve mak, açık ki kazandıracaktır. umut olma ancak Zilan tarzında gelişebilir. Bu da gerektirir ve en kapsayıcı plan, projelerle yeni bir K CK sistemini oturtmak önemlidir. Ulus devlet sisteminin hızlanan çöküşüne alternatif demokratik ulus tanımlamasını esas alarak toplum ve yaşamın öncülüğü temelinde gelişmeyi demokratik Ortadoğu projesine dönüştürmek, halk- öngörür. Bununla ancak gelişme yaratılabilir. ların birliği ve kardeşliği şiarı etrafında bir arada Yoksa katliamlarla, linç olaylarıyla karşı karşıya yaşamak, toplumsal barışı sağlamak, yoğun bir olan bir halk ve gerçekliğini görmezden gelme, çalışma temposunu gerektirir. Ancak bu temelde alışılagelmiş tarzda siyasi ve toplumsal çalışma Zilan yürütme, gelinen aşamada fazla sonuç vermeyeceği kendimizde başlatarak tüm çalışma alanlarımızda gibi, bununla tarihsel sorumluluklar da yerine getir- başarı sağlayabiliriz. Bu temelde anısına bağlılığın ilemez. Halkımıza karşı tam bir askeri işgal ve gereklerini yerine getirebiliriz. Başta Önder- kültürel soykırım yaşatılmaktadır ve etkili bir liğimize yönelik imha saldırısını boşa çıkarmak mücadele yürütülmezse bu katliamlar durdurula- üzere Zilan'la büyük sözleşmenin uygulayıcıları maz. Bu nedenle Zilan tarzında bir örgütsel, siyasal haline gelebiliriz. Zilan'la sözleşmek, özgürlük yeterlilik düzeyini yakalamak, her zamankinden ölçülerine bağlı kalmanın ve yaşam ilkelerini uygu- daha yakıcı bir biçimde önümüzde durmaktadır. lamanın bir gereğidir. Ö nderliğimiz yeni bir süreç tanımlaması yaptı. Stratejik düzeyde bir mücadele değişikliği Z ilan yoldaşın vasiyetine ve Önderliğe olan bağlılığını anlayan ve bunu kendisi için esas yaşanıyor. Bu açıdan kendimize göre değil, siyasal alan onlarca yoldaşın onu bir yaşam felsefesi ve doğrultuya uygun sürece yaklaşmak önemlidir. kaynağı olarak yüreklerinde taşıdılar. Amaç ve Önderliğimizin on dört yıllık diyalog ve barış hedefe kilitlenirken hep onu düşünerek sonuç alıcı arayışına karşılık, topyekûn savaş ilan edildi. Türk olabildiler. Zilan'ın yaşam felsefesini ve kısa zaman devletinin PKK' nin imhasına dönük izlediği poli- kesitine sığdırdığı büyüklük ve bilinç derinliği tikalar, yeni konseptlerle tek tek uygulandı ve karşısında kendilerini çalışmalara katarken tered- uygulanmaya devam ediliyor. Önderliğimizin ide- dütsüz oldular. Ve zor olanı başardılar. Onu kendileri olojik mücadelesi ve çözüm projelerine karşılık için bir yaşam gücü ve iradenin zaferi olarak ele alarak etkili bir siyasal çalışma, örgütsel duruş açık ki, başarının sırrını çözdüler. Evet, Zilan'ca yaşam felsefesine tüm yönelimleri ve planları boşa çıkaracaktır. bağlı kalarak bizlere dayatılan inkâr imha politikalarını bir Demokratik birlik çözümü şiddetli bir mücadeleyi kez daha boşa çıkaracağımıza olan inançla Zilan'ın yaşam gerektirir. Bu açıdan kadın ve gençliık toplumsal yürüyüşünü sürdüreceğiz. Tanrıça Zilan'a ancak bu alana girerek, sürece daha fazla cevap vermelidir. temelde layık olabilir ve anısına bağlı kalabiliriz. işin siyasal, sosyal boyutlarında yoğunlaşmayı çizgisinde yürüyüşü, yaşam tarzını Komünar 42 SEMA YOLDAŞ Ruşen Bézar Özgürlük tartışmaları o kadar uzaklarda kaldı ki! Felsefeyi biz kadınlar olarak zaten biraz uzaktan ve biraz da kuşkuyla ve de en önemlisi dışarıdan izliyoruz. Bize ait olan bir dünyada yaşamıyoruz , onun bilgisini sevemiyoruz. Zaten uzak ve donuktur, dev bir buz dağının önünde, eritemediğin, ısıtamadığın bir kütle. Bu dünyaya her girişimiz ürkütücü, ezici ve incitici. Kırıyor, aslında un-ufak ediyor, öğütüyor duygularımızı, bilinç biçimlerimizi, hislerimizi ve irademizi. Ona ait olan hiçbir şeyi sevemiyoruz. Bazen sevgiye benzer bir şeyler kıpırdıyor, çocukça olan her ne kültürü. Tekin olmayan havalarda sisli- puslu bir varsa, ama güdük kalıyor, büyümüyor. Dünyayı orman gibi. Henüz başında mıyız insan toplumsal- omuzlayacak, onu değiştirecek güçte değil. Bunun lığının, yoksa sona mı ulaşmış her şey? Bir şeyler için daha derin ve daha fazla bilgi lazım. Bilgisizce ve iradesizce bazen bir kıpırtı halinde duyum- vardı da bu hale mi geldi, yoksa aslında hiç başlan- sadığımız, duygulandığımız, sevmeye meylet- yoksa neye benziyordu? tiğimizde içimizde kocaman bir leviathan olup çıkıyor. Aslında bir sevgisizliktir almış başını mamış mıydı? Tarih oluşmuş da ölmüş müydü, Tarih hep içinde dehşetle gezindiğimiz veya artık varlığına alıştığımız, artık kork"dipsiz kuyu" diye tanımladığımız, gidiyor. Onun için bu dünyaya bakış bile atmıy- madığımız, oruz, aslında bakmak da istemiyoruz. Çürüten, kendi atalarının ruhunu solurcasına soluduğumuz küfleten ve bozan bir şey var onda. Biraz zehirleyi- kendi ruhlarımızın mezarlığı mıydı bizim için? ci; eriten asit gibi bir şey. Sonuç; ondan uzak, Kadın… İçimizde bir yanımız hep kendi ruhu- dünyasız da yaşanabilir (mi acaba?). Ya da tersin- muzun mezarlığında gezinir durur. Nerede vurul- den bir dünyalaşma, dünyasızlıktan kaçarak yalancı duk, nerede canlı-canlı gömüldük? Niçin? Sayısız dünyalar edinmek; hiç de bize benzemeyen, bize ait mezar taşları arasında kendini bulmak; ismini, duy- olmayan, bizim kurmadığımız. Dili, bakışı, gunu, ruhunu aramak, hep aramak… Oysa ne fark dokunuşu, aklı, hisleri ve bütün o ayartmalarıyla eder, her biri kendim, duygum ve ruhum. Delice, bizim olmayan dünya. En çirkininin bile hiç sual tırnakları kanatırcasına yeniden açılan herhangi bir etmeden, yılışık, yiyip-yutucu bakışlarıyla deldiği mezarda yüzü koyun, oraya yapışırcasına, toprak "zaten benim" dediği, her kaçışta arkadan vurduğu, olmuşcasına, iradesiz ve kıpırtısız bir uzanış mıdır her duyguyu bir domuz tuzağında kazığa geçirdiği, tarih kadında? yüreği çıplak elleriyle söküp ağzına tıkıştırdığı bir verdiği bir güç kaynağı, bir güç duygusu. Ortada şeyler var. Barbarca bir kovalamaca, bir avcılık bir kemik yığınıdır bedenimiz, ruhumuz toprağın Zayıflığın kaynağını Bilmenin Komünar 43 onda. Ölümüne koşarken, yaşamı doğurtan bir şey. Erkeği de doğurtan bir şey. Yaşama dair bir duygu, bir his ve sezgi yaratmak belki de en zor olanı kadında. Yeni bir dünya kurmak gibi bir şey. Tek hücreliden, canlı-cansız varlıklara, varlık ve yokluktan oluşu yaratmak, bilincin ilk biçimlerini ortaya çıkarmak, toplamak, birleştirmek, ayrıştırmak, sonra kurmak. Konuşmayı bilmeden konuşmamak, çarpıtarak, biçimsizleştirerek, onursuzlaştırarak konuşmamak. Bir duyguyu yaratmak, bir arzuyu, bir istenci ortaya çıkarmak, sonra konuşmak. Konuşmak en zoru. Hiç yabancılaşmadan, kırmadan, incitmeden, sade ve yürekten getirerek konuşmak. Sevgiyle konuşurken boğmadan, ya da boğarken sevgiyi anlatmamak. Bunun bir yöntemi, bir biçimi olmalı. Onu aramak. El yordamıyla, aydınlığa çekerek, yakınlaştırarak, derinliklerinde kalmış, fi tarihinde. Geçmiş ile geleceğin buluştuğu kavşakta, ölümle yaşamın henüz ayrışmadığı, yaşam mı, ölüm mü belli olmayan bir kavşakta bulunmak. Her an ölecekmiş gibi yaşamak, ya da doğacakmış gibi ölmek. Bazen öldüğünü görmek, bazen kendi doğum sancılarını çekmek. Kadının bu kadar ölümle iç içe oluşu, yaşamı ölü doğuruşu nedir? Hiçbir kadın ölümden korkmaz. Sırtında hep kendi cesedini taşır. Bazen de cesedine kendini taşıtır. İnsan kendi cesedini taşır mı, oysa? Ama cesedi ortalıkta çürümeye bırakmak da olmaz. Bir yere gömmeli, bir parça temiz, yumuşak toprağa, bir nehir kıyısına ya da dağın rüzgarlı zirvesine. Ya da yakmalı, veya paramparça etmeli. Ama kurtulmalı bu lanetli tarihten. En güzeli dağın rüzgarlı hali, yaşamın, doğanın, sevilenin, havanın estiği zirvelere gömmeli. Yoksa en kötüsünden zindanın dip kuyusu. Ne fark eder? Öyle demeyin, fark eder. "Bu kızların bildiği bir şey var" Bu kızların hissettiği bir şey var. Tarih kadın için çok yeni bir duygu. Yaşını bilemeyecek kadar yeni, ama delice bir şey var yaşatarak, ya da yola koyularak, yoldan alıkoymayarak. Özleyerek. Özü biçimlendirerek, güzelliği, iyiliği, ya da yaşama dair nefes alıp vererek, aynı havayı, aynı yaşamı, aynı yolu soluyarak. Yolda soluk almak, yürümek, yürüme fiilini birlikte aynı yolda, aynı varoluş zamanında, aynı duygularda ve aynı özlemlerde gerçekleştirmek. Oluşacak, görünecek olanın belki de embriyon hali. Küçük hali değil, az hali değil, özgürce gelişim potansiyeli olan, tamın, kozmosun mikro hali. Şimdi varolma zamanı. Oluş zamanı. Kendini, özünü severek yapma, kurma, sevgi için kurma zamanı. Sema yoldaş çok hızlıydı her şeyinde. Hemen doğmak, hemen konuşmak, hemen varolmak, hemen sevmek istiyordu. Hemen istiyordu. Oluşacak güzelliği hemen şimdi aynada görmek Sema yoldaş Varoluşu ilk deneyenlerden Hem de yaşamın en yalancı, en zalim Ve en tutsak yerinde Komünar 44 istiyordu. Hemen kurmalı, hemen yapmalı; hayali- olmak. Çok delice bir istem. Ama o istiyordu işte! ni de kurmalı, fakat doğumu da hemen başlatmalı Bu kızların bildiği bir şey var! artık. Oluş ertelenecek bir şey değildi. 1993- Bütün varolan gücüyle katılamadığı, 1994te yazdığı kimi mektupları vardı. Daha o yıl- çalışamadığı, salt özlemi yaşam bellemediği için, larda uzunca ve güçlü bir biçimde sistem değer- bütün özlemleri, yaratımı gidip o gerçeği yalıtan, lendirmeleri yapıyordu. Her şeyi ele alışta ideolo- yalancı bir dünyayı ve yalancı "ben"i büyüten kalın jik bakış öndeydi, anlaşılmazsa, onaylanmazsa da, duvarları düşman belledi. Son süratle gerçeğe ulaş- o hep katılımda ısrarlıydı. İlle de katılacak. manın çabasında duvara saldırıp da sahte büyük- Merkezde yer almıyordu, -bunun için uygun lüklere, yalancı yoldaşlıklara, sahte merkezlere, görülmüyordu- fakat her bir merkez üyesinden güneşlere çarptığı, sonra her düşüşten, her daha fazla katılım sergiliyordu. sürünüşten sonra tekrar-tekrar kalkıp saldırdı. O Eyleminden sonra cesedi yanmışken, duvarlar ki, ilk yıllarda üzerimize-üzerimize çevresinde dehşet içinde kalmış yoldaşlarına soruy- yığılıyordu, ama yıllar içerisinde konuştuğumuz, or: "Oldu mu, güzelleştim değil mi, güzelim değil alıştığımız duvarlardı. Ama o hiçbir duvarı kabul mi?" diye soruyor. İstenci zamanın çok ötesindey- etmiyordu. Asi bir ruh vardı onda. Düşüncede, di. O zamanın önünde koşuyordu. Bir öncüsüydü duyguda hiçbir şekilde duvarları kabul etmiyordu. zamanın. Bir kefen içerisinden çıkmış gibi beyaza Derin bir bilinç donanımına sahipti, anlam verme, sarmalanmışken bütün yanmış bedeni, bir tek yüzü anlam oluşturma ve bunu hemen yaşamsallaştırma açıkta kalmıştı. O yüz. Bedeni çürüyordu, ama o çabası her şeyin önündeydi. İdeolojik duruşu Sema yüz. O bakışlar, o yaşam akan gülüşler. Son güne yoldaş şahsında çözümlemek, tartışmak ve anla- kadar da gözlerinden yaşam bir nehir akışındaydı. mak gerekiyor. Özgür Kadın Partileşmesi, bunun Sema yoldaş, varoluşu ilk deneyenlerden, hem de zihniyet yapılanması kadar bunun kadro formasy- yaşamın en yalancı, en zalim ve en tutsak yerinde. onunun Yaşamın en tutsak noktasında, özgürlüğü tanımla- yoldaşın yaşam, mücadele, eylem gerçekliği ve mak, özgürlüğü istemek, sınırsızca koşmak, baygın özgürlük duruşu temel bir çıkış noktası olmaktadır. düşene kadar çalışmak, içinde olmak, katılmak, bir Şehadetinin 9 yılında anısı önünde saygıy- şeyler düşünmek, söylemek, vermek için yaratmak; dünyanın devinimine, değirmenin dönüşüne rüzgar yeniden yapılandırılmasında Sema la eğiliyor, anısına bağlılığımızı tekrarlıyoruz. Komünar 45 Meşru Savunma Stratejisinde Aktif Savunma Dönemi Topyekûn Ayağa Kalkma, Nihai Başarma Ve Zaferi Kesinleştirme Dönemidir İnsan olmanın en temel şartlarından sayılan ve doğuştan gelen haklarından biri meşru savunmadır. Meşru savunma var olma hakkını ifade etmektedir. Ulusal ve toplumsal sorunların meşru savunma başvurmak bir hak olduğu kadar bir zorunluluktur da. İçten ve dıştan yönelen saldırı, baskı altına alma, iradesine hükmetme çabalarına karşı bir karşı duruştur. Gerek zora dayalı, gerekse zor dışındaki seçenekler aracılığıyla hükmetme, tahakküm kurmaya karşı gösterilecek reflekslerin tümü meşrudur ve savunmaya dönüktür. Toplumsallaşmayla birlikte süre gelen bu hak, günümüz toplumlarında daha örgütlü yöntemlerle sürdürülmektedir. Meşru savunma ilkesel düzeyde ele alındığında, yürütülecek mücadelede kullanılacak yol yöntem ve araçların tespiti de büyük önem taşır. Meşru savunma ilkesi denilen hak başkaları tarafından bahşedilmediği gibi bu hakkı gerektiği hal ve her koşullarda kullanmak da her toplumlun en tabii hakkıdır. Yerinde ve zamanında kullanmak kadar etkili kullanmak önemelidir. En genel anlamda meşru savunma hizmetinde olduğu paradigmanın başarısı ve toplum üzerindeki haksızlıklara karşı komple bir duruştur. Hedef alacağı kesimlerin tespitindeki netlikten tutalım başvuracağı yol yöntem ve araçlara kadar toplumsal tabanın çıkarlarını koruyan onu savunan ve üretip geliştiren bir öz savunma mekanizmasıdır. Bütün sahalarda ve faaliyet alanlarında uygulanması, sonuç alınması açısından gereklidir. Çeşitli tarz zenginlikleri ve yaratıcı taktikleriyle hayata geçirilmesi meşru savunanın doğası gereğidir. Meşru savunma stratejisini yaratıcı bir tarzda uygula- manın yolu hizmet ettiği paradigmayı kavrayıp özümsemekten geçtiğini önemle vurgulamak gerekir. Meşru savunma çizgisinin başarısı demokratik ekolojik toplum paradigmasına uygunluk göstermesi ve paradigmanın içselleştirilmesi zorunludur. Devletçi düşünceden tutalım iktidar anlayışına, savaştan tutalım ulus ve ulus devlet anlayışına kadar birçok kavramın yeniden yorumlanması zorunludur. Eski ulus devlet örgütlenme savaş vb. yaklaşımlarla meşru savunmayı doğru bir tarzda uygulamak zaten mümkün değildir.Bu konuda stratejik değişiklik öngörün yeni düşünce sisteminin felsefi bakış açısının bilinmesi derinliğine ulaşılması zorunludur. Geniş siyasi perspektifler sunan çözümleyici bakış açısının yeterince algılanması meşru savunmanın başarısı için kaçınılmazdır. Siyasi çözüm arayışlarının, demokratik birlik ve halkların kardeşliği temeline dayanan, bir arada yaşama, toprak bütünlüğü korunarak mevcut sınırlar içinde ulusal ve demokratik sorunları çözme meşru savunmanın Komünar 46 çerçevesini oluşturmaktadır. Toplumsal sorunların görüldüğü gibi büyük acıların yaşanmasına ve barışçı demokratik yöntemlerle çözüm bulması toplumun kıyımına da yol açar. Bu acıların yaşan- temel yaklaşımdır. Toplumsal farklılıkların, dinsel ve etnik azınlıkların, dil kültür farklılıklarının bir madan toplumsal sorunları çözmenin yolu, demokratik uygarlığın inşa edilmesiyle mümkün arada yaşaması ve haklarının yasal güvenceler altı- olacaktır. na alınması, devletin rol ve işlevi bakımından demokrasi önündeki engellerin kaldırılması, insan küçültülmesi ve yerine toplumsal tabanda hak ve özgürlüklerin geliştirilmesi, devletsiz yöne- demokrasiyi geliştirmek, pradigmanın çerçevesini tim sistemi içinde her meslek gurubu, sivil toplum oluşturmaktadır Halkların özgür birlikteliklerine örgütlerinin kendi öz komün yönetimlerine kavuş- dayanan konfederal sistem içinde her kesim kendi ması; Cinsiyet Özgürlükçü Demokratik Ekolojik özgünlüklerini rahatlıkla ifade edebilecektir. Bu Toplum modelinin geliştirilmesiyle mümkündür. temelde yürütülecek meşru savunma çizgisi yeni Toplumun en önemli kesimini oluşturan kadının Toplumun demokratikleştirilmesi, paradigmaya uygun tarz ve taktiğinin demokrasi güçleri tarafından benimsenerek aktif savunma durumuna gelmesi ile anlam bulacaktır. Meşru savunmada kitlesel eylemler: Demokratik yasal mücadele tarzının en önemli ayaklarından biri kitlesel mücadeledir. Baskı sindirme, hak gaspları, insan hakları ihlalleri, ulusal azınlıklara karşı asimilasyon, inkâr ve imha siyaseti ve pratiği içinde olması, dinsel azınlıklara hoşgörüyle yaklaşmaması, ulus devletin karakteri gereğidir. Tek millet, tek bayrak, tek vatan karakterli ulus devlet modeli günümüzde toplumsal sorunların temel kaynağı durumundadır- kendi kimliğine kavuşması, diğer toplumsal kes- lar. Küresel sermaye karşısında tutunamayan miadı imlerin her düzeydeki örgütlenmelerine olanak ve dolmuş bu devlet modelleri aşınmayla karşı fırsat tanınması demokratik özgürlükçü toplumun karşıya gelmişlerdir ve aşılmayla karşı karşıya temel yaklaşımıdır. Bu nedenle kitlelerin örgütlü gelen her eski sistemin inatla direnmesi gibi gücünü mutlaka açığa çıkarmak ve bu mücadele statükoda ısrarla direnmeye başlamıştır. Bu özel- içinde aktif kullanmak büyük önem taşır. Bu da liğinden dolayı da katı merkezi otoriter yanını demokrasi kültürünün gelişmesine hizmet eder. muhafaza davranmaktadır. Demokrasi kültürünün gelişmesi ise örgütlenmeyle Aşınmayla yüz yüze kalan sistem ve yapıların tutu- doğru bağlantılıdır. Demokrasi kültürü geliştiği culaşıp ve oranda kitle örgütlenecek, kitle örgütlendiği oran- dürüşüme karşı direnç göstermeleri, despotik ırkçı, da yenilmez bir güç olacak, bu gücü eyleme dök- şoven, milliyetçi, faşist kimliğinin açığa çıkması tüğü oranda da başarı sağlanacaktır. etmede ısrarcı muhafazakârlaşmaları, değişim doğası gereğidir. Gelişmeler karşısında giderek içe Meşru en savunmada temel kitle direnme gücü ve büzülen statükocu yapı, daha katı bir yönetim ve örgütlülüğü faşizan uygulamalarıyla toplumsal gelişmenin Mücadelenin önünde ciddi bir engel teşkil eder. Irak örneğinde demokratik haklarını kullanmasının olanaklarını kitleselleşmesi noktasıdır. toplumun Komünar 47 arttırır. Bu hakkın demokrasi mücadelesinin hizmetinde kullanılması ve giderek her alana yaygınlaştırılması meşru savunmayı güçlendirecektir. Kitlenin devlete karşı alternatif örgütlenmesi kendi başına eylemselliktir. Köylerden metropollere kadar, bütün yerleşim alanlarında komünlerine kavuşması öz yönetimler oluşturması devletin alternatif örgütlenmesi demektir. Kitleler Öz savunma Bir demokrasi mücadelesi Ve özgürlük arayışadır Egemen sisteme karşı Örgütlü kitlelilerin devletsiz çözümde Ve demokratik birlikte Buluşmalarıdır. yasal zeminde demokratik haklarını kullanmak suretiyle sivil itaatsizliklerden tutalım, yürüyüşler, mitingler, gösteriler, boykotlar vb. çeşitli eylem biçimleriyle örgütlü gücünü her platformda gösterebilmelidir. Kazanmanın en önemli gücü, kitlelerin örgütlü, eylemli yapısıdır. Meşru savunma sadece bir alanda verilen bir savunma mücadelesi değildir. Siyasi, askeri, örgütsel bütün alanlarda yürütülen bir mücadeledir. Demokratik Ekolojik Toplum paradigmamızın temel mücadele ve eylem biçimi olarak rol oynaması gereken bir stratejisi olarak anlaşılması ve uygulanması gerekmektedir. Düşmanın yönelimleri olduğunda karşılık verme meşru savunma olarak anlaşılmamalıdır. Meşru savunma yukarıda da belirtmeye çalıştığımız gibi daha kapsamlı ve derinliklidir. Paradigmanın öngördüğü amaç ve hedeflere ulaşılması için, kitlelerin meşru savunma haklarını her düzeyde kullanmaları gerekmektedir. Ne kadar gerekliyse o kadar örgütlü savunma gücünü oluşturmak ve bu savunma gücünün bağlı kalacağı bir stratejiye her zaman ihtiyaç duyulmaktadır. Burada önemli olan noktalardan biride, belirlenen meşru savunma stratejisinin kesintiye uğratılmadan süreklilik kazandırılması gereğidir. Bu konuda Başkan Apo "Meşru savunma siyasi, diplomatik, askeri, örgütsel ve kitlesel yönleriyle komple bir gerçekliği ifade eder. İdeolojinin hizmetinde olan bu gerçekliğin her bir parçası diğerini bütünleyen, birbirinden kopmayan özelliktedir. Siyasi mücadelede alabildiğine açılım, örgütsel mücadelede derinleşme ve kapsamlılaşma ve bu doğrultuda kitlelerin ulusal, sosyalist, demokratik mücadelesinin itici-sürükleyici güç olma, temel mücadelesi iken, tüm bunların kendini koruması, üretmesi, süreklileştirmesi ve başarıya ulaştırması gerektiği kadar, meşru savunma gücüne ve stratejisine sahip olmalıdır. Meşru savunma çizgisinin komple bir mücadeleye dönüşmesi, demokratik uygarlık çağının karakterinden ileri gelir." şeklinde ifade etmektedir. Savunma çizgimizin her alanda bir bütünlük ve uyum içerisinde birbirlerini destekler durumda geliştirilmesi büyük önem taşımaktadır. Meşru savunma strateji Kürdistan özgürlük mücadelesinin ideolojik çizgisiyle uygunluk arz eden ve onun hizmetinde olan bir stratejidir. Meşru savunma stratejisi ulusal demokratik hakları kazanmadır. Kazanılan ulusal demokratik hakları savunma, koruma ve geliştirmedir. Öz savunma bir demokrasi mücadelesi ve özgürlük arayışadır. Egemen sisteme karşı örgütlü kitlelilerin devletsiz çözümde ve demokratik birlikte buluşmalarıdır. Dönemin koşulları içinde ister pasif ister aktif meşru savunmayı esas alarak durum neyi gerektiriyorsa tutum geliştirmeleridir. Meşru savunma stratejisi karşısındaki egemen gücün yaklaşımlarına bağlı olarak geliştirilen bir savunmadır. Uzlaşı ve diyalog yolarını tıkayan, demokratik zemini Komünar 48 kurutan, baskıyı, zoru ve şiddetti esas alan egemen sisteme karşı, meşru savunmanın içeriği, kapsamı ve yöntemleri de değişir veya buna uygun olarak belirlenir. Meşru savunma sadece dışardan dayatılan ve zor içerikli baskılar karşısında direnme anlamında değildir: Şiddet yöntemleri içermeyen ama en temel insan haklarını yok sayan yaklaşımlara karşı duruş da meşru savunmanın ilgi alanındadır. Anti demokratik uygulamaların doğurduğu sonuçları reddeden, egemen sisteme karşı direnme, hak arama ve elde etme mücadelesidir. "Demokratik olmayan yasallığı, demokratik hak ve özgürlüğe götürebilecek bir hukuk savaşçılığıdır." Toplumun bütün kesimlerini kapsayacak ve özellikle kadının demokratik eylem gücünü açığa çıkaracak kitleselleşmeyi gerekli kılar. Bu kitlesel mücadele aynı zamanda dayandığı yeni düşünce sisteminin mücadele biçimi olduğu kadar, paradigmanın dayanakları olan toplumun her kesimini (kadın, gençlik, başta olmak üzere yediden yetmişe her kesimden insanın, aydın demokrat, sivil toplum örgütlerinin içinde yer alacağı toplumsal bir muhalefet) kapsaması ve kitlelerin gücünü eylem alanlarına taşıması anlamına da gelir. Tek bir stratejiye bağlanmış bütün toplumsal kesimlerin çıkarlarını savunan bir meşru savunma kaçınılmazdır. Meşru savunmada silahlı mücadele: Kürtlük adına var olan her şeyin baskı altına alındığı; ulusal ve demokratik haklarını kullanmasının engellendiği, her türlü gelişmenin bastırılmaya çalışıldığı, yasal anlamda yürüttüğü mücadelenin bile büyük baskılarla karşılaştığı, seçimlerle şekillenen ve Kürt halkının açığa çıkan iradelerinin bir sonucu olan yerel yönetimlerin büyük baskılar altına alınması vb. karşısında meşru savunma başvurulacak son çaredir. Top yekün imha saldırılarına karşı meşru savunmayı aktif kılmaktan başka seçenek kalmamıştır.Yürütülen mücadele en temel kişilik, kimlik ve demokratik haklarını elde etme mücadelesidir, bunun savaşımıdır. Topyekûn saldırı konseptleri sadece mücadelenin aktif güçleri olan gerilla gücünü kapsamamaktadır. Bir halkın insani yaşam hakkı olan en temel ulusal ve demokratik haklarının tümünü hedeflemektedir. Şayet böyle bir saldırı Devletin halka yönelik terör, baskı İşkence, tutuklama hallerinde halkı Koruma temelinde Meşru savunma savaşını Her türlü araç ve yöntemle Sürdürmek Halk Savunma Güçleri'nin En başta gelen görevidir. konsepti yürürlükteyse, buna verilecek en doğru karşılık; topyekûn meşru müdafaadır. Meşru müdafaanın bir strateji düzleminde pratikleştirmesine ihtiyaç vardır. Yani amacı, hedefi, istem ve talepleri beli olan, belirlenmiş bir stratejiye göre yürütülen, demokratik kitlesel eylem biçimlerinden gerilla güçlerinin eylemsel biçimlerine kadar birbirlerini tamamlayan bir tarzın uygulanması gereklidir. Meşru savunma kontrolsüz ve kaos yaratan bir şiddet öngörmez , tam tersine şiddet gerektiren taktikleri bile meşru savunma sınırları içinde kalır. Tarz taktik ve uygulama biçimleriyle zor ve şiddet içeren diğer savaş taktiklerinden ayrıştırılması ve meşru savunmaya bağlı kalınması esastır. Zorunlu kalınmadığı müddetçe şiddete başvurmamak meşru savunma anlayışının temelidir. Ancak yaşamsal varlığını koruma kaçınılmaz bir zorunluluk olarak gündemleştiğinde ise her türlü araçla kendisini savunması kadar meşru ve doğal bir hak yoktur. Kürdistan özgürlük mücadelesinin silahlı güçleri bunun teminatı olarak çözüm gerçekleşene kadar Komünar 49 hep var olacaktır. Bu güçler meşru ve halkın öz İçinde geçtiğimiz süreç, "Ya savaşacaksın savunma birlikleri olarak özgürlük ve demokrasi ya da teslim olacaksın" seçeneğinden başka alter- mücadelesinin güvencesi konumunu sürdürecektir. natiflerin kalmadığı bir süreçtir. Bu aşamada tek Devletin halka yönelik terör, baskı, işkence, tutuk- doğru seçenek; meşru savunma çerçevesinde lama hallerinde halkı koruma savunma savaşını her türlü araç ve yöntemle savaşta karar kılmaktır. Silahlı olan Halk Savunma Güçleri, halkı her şart ve koşul altında savunacak- sürdürmek Halk Savunma Güçleri'nin en başta tır. Halkın can ve mal güvenliğine yönelik saldırılar gelen görevidir. Geçmiş savaş deneylerinden karşısında silahlı mücadeleyi yasal bir hak olarak çıkarılacak sonuçlar ve her türden şiddetli kullanması kendi inisiyatifindedir. Bu durumu mücadele yöntemlerinden ayırt edici özeliğimizi Başkan Apo söyle ifade etmektedir."Eğer baskıları temelinde meşru bilerek mutlak öz savunma çizgisinin gerektirdiği cana kastetme düzeyine varmışsa, en doğal insan ölçüler içinde kalınması esastır. Mücadelede silahlı haklarını tanımıyorsa, halkın kültürel haklarını uygulanma zorla bastırıyor esaslarını başlık- ve inkâr ediyor- lar halinde belirt- sa, bu haklarını mek gerekirse, üç kullanmakta temelde kararlı zor dile olan g e t i r m e k toplumsal güç- m ü m k ü n d ü r. leri Özetle mahkûm ediyor- meşru bastırıp s a v u n m a sa; evrensel çerçevesinde hukukun gerek- ezilenlerin uygu- lerine uymayan layacağı zorun; bu hukuk dışı birincisi, egemenlerin saldırı potansiyeline karşı devlete ve onun zor uygulamalarına karşı, silahlı önceden kendi zorunu örgütlemek; ikincisi, ege- biçimi de dahil, halk savunma birlikleriyle ve menlerin saldırı ihtimalinin ortaya çıktığı durum- savaş sanatının tüm inceliklerine göre içte ve lara karşı aktif savunma tutumu sergilemek; dışta geniş bir meşru savunma düzeni uygula- üçüncüsü de egemenlerin geliştireceği her türlü maya geçirilir. Bunu bir anayasal hak olarak saldırıya, saldırı anında en etkili bir şekilde cevap görmek; eğer mevcut anayasada bu hak yoksa bu vermek olmak üzere üç temel özelliği vardır. Bu eksikliği anayasaya yerleştirmeyi başarıncaya özeliklere ek olarak egemenlerin uygulayacağı kadar savaşımı sürdürmek, meşru savunma yöntemlere karşılık Meşru savunma çerçevesinde anlayışının zorunlu bir gereğidir. Eğer mevcut uygulanacak zor uygulamalarından biri de mis- devlet hukuk devletini, temel insan haklarını ve illeme hakkıdır. Bu nedenle meşru savunmada demokratik siyaset ölçülerini esas alıyorsa, tabii öngörülen demokratik barışçıl mücadele yöntemler ki meşru savunma silahlı şiddet biçimini alamaz; direnme hakkını reddetmemektedir. Tam tersine alırsa, bu gayri meşru olur ve ideolojik değerini direnmenin yasal bir hak olarak kullanması gerek- kaybeder. Birçok devrim örgütünün ve reel mektedir. sosyalist devletin, her ne kadar anavatanı savunma ve devrimi koruma adı altında meşru savunma Komünar 50 anlayışına atıf yapsa da, işlettiği zor sisteminin bu düzeyde ve konseptte olduğunu da göstermektedir. anlayışla ilgisinin olmadığı, hatta en terörize Bütün bunlardan çıkarılacak sonuç meşru savunma edilmiş sistem olduğu kanıtlanmıştır. Meşru halkının umutlarını da yok etmek istemektedir. stratejisinin aktifleştirilmesi gerektiğidir. "Mutlak öz savunma hakkı dışında şiddet, ilkelliktir, vahşettir" ilkesinden hareketle geliştirilecek şiddetin amacı, hedefi, boyutları, uygulanma düzeyi vb daha birçok konuda önceden hedeflenen savunma stratejisine göre belirlenmesi ve bu temelde uygulanması gerekmektedir. Aksi kısır döngüye dönüşen ve kendisini tekrarlayan bir şiddettin yarardan çok zarar gerektireceği bilinmelidir. Bu nedenle gerilla güçlerine her zamankinden daha fazla rol düşmektedir. Yeni dönemin sorumluluklarını derinden hissederek meşru savunmayı demokratik özgür geleceğimizin garantisi haline getireceklerdir. Kahraman şehitlerimizin anılarına bağlılığın bir gereği ve direniş geleneğimizin ruhuna uygun sorumluluklarını yüklenmiş olarak tarihsel rollerini bu dönemde yerine getireceklerdir. Ulusal ve demokratik haklarımızı yok sayan, doğal yaşam hakkımıza kasteden sömürgeci faşist Türk devletine karşı aktif savunma hattının en ileri cephesinde olmak kadar heyecan ve coşku uyandıran başka bir şey olamaz. Başarının ve zaferin en önemli gücü konumundaki gerilla güçleri, var olma- yok olma gibi çok ciddi bir dönemden geçtiğimizin bilinciyle ve otuz yıllık özgürlük yürüyüşümüzün birikimini de arkasına alarak direnecek ve başaracaktır. Gerillanın aktif savunmadaki duruşu, mevzilenişi, dönemin diliyle düşmana cevap vermesi, kitle serhıldanlarıyla buluşması, PKK'nın kahramanlık tarihine dayanarak, topyekûn bir meşru savunmaya kalkması başarmanın ve zaferi yakalamanın adı olacaktır. Zorun kullanılması gereklikliliği ortada olmasına rağmen, zor ve şiddet yönteminin belirleyici tek unsur olmadığını vurgulamakta yarar vardır. Şiddet bizim tercihimiz değildir ancak uygulanması kaçınılmaz hale gelmişse, bundan geri durulamayacağı da açıktır. Kapsamı ve derinliğinin ne olacağını tespit etmek düşmanın tutumuna ve yönelimlerine bağlı olacaktır. Meşru savunmanın pasif, aktif ya da topyekün olmasını da bu durum belirleyecektir. Rêber APO'nun zehirlenmesi Kürt halkının umut- Abdullah ÖCALAN Sosyal Bilimler Akademisi savunmanın vazgeçilmez bir ilkesi de, terörist devlet modeliyle uzlaşmamasıdır. Terörist devletle belki taktik gereği her koşulda silahlı olarak savaşılmaz. Ama uzlaşma veya ona teslimiyetin de ilkesel olarak reddedilmesi şarttır." Gelinen aşamada barış ve demokrasi adına gösterilen tüm çabalar karşılıksız kalmış durumdadır. Yeni paradigmamızın ön gördüğü demokratik birlik temelindeki çözüm önerileri muhatap bulamamaktadır. Tek taraflı ateşkes den- Aksi kısır döngüye dönüşen Ve kendisini tekrarlayan Bir şiddettin yarardan çok zarar Gerektireceği bilinmelidir. Bu nedenle gerilla güçlerine Her zamankinden daha fazla rol Düşmektedir. emeleri barışa şans tanıma anlamındaki girişimler sonuçsuz bırakılmıştır. Bu konuda tek taraflı fedakârlıklar gösterilerek barış adına gidilmesi gereken son sınıra kadar gidilmiştir. Bütün bu yaklaşımlara karşılık siyasi otoritenin temsilcisi durumundaki hükümet oyalama taktikleriyle zaman kazanmanın dışında elle tutulur hiçbir faaliyetin sahibi değildir ve sürece çözümcü yaklaşmaktan çok uzaktır. Devletin asli sahibi gibi davranan ordu ise aralıksız sürdürdüğü imha amaçlı operasyonlarla sonuç almaya çalışmaktadır. Sınırsız terör uygulayan devlet yasal zemindeki çalışmalara dahi tahammül etmemektedir. Sadece fiziki gücün imhası, örgütlü yapının dağıtılması değil, Kürt larına ve tüm geleceğine yönelen saldırının hangi Komünar 51 PKK SAFLARINDA MİLLİTANLAŞMAK, ÖNDERLİK DİYALEKTİĞİNE GÖRE KENDİNİ ÇÖZÜMLEMEKTEN GEÇER PKK ve Kürt halkı arasındaki tarihsel diyalektik Kürdistan halk gerçeğinin anlaşılması ve bağ her Kürdün kendini hücrelerine kadar kendi değerleriyle yeniden buluşması için Önderlik çözümleyerek anlamasından geçer. Bu noktalara tarafından çok kapsamlı çözümlemeler yapılmıştır. Kürt halk yaratımlarında mevcut olan evrensel Kürt insanının kendi düşünce ve duygusuyla değerler sistemini de eklediğimizde ortaya çıkacak kendine has bir dünya bakış açısının oluşması için olan, halk gerçekliğimizde tüm zamanlarda ezilen- Önderliğin çok büyük çabaları olduğu bilinmekte- lerin dillendirdikleri özgürlük, eşitlik, kardeşlik, dir. Önderlik yürüttüğü bu mücadeleye halkın adalet gibi insani erdemlerin toplumsal karakterim- özgürlük eğiliminin ortaya çıkarılması ya da izde köklü bir şekilde mevcudiyetinin de anlaşıl- mücadele eden halk gerçeğinin yaratılması ması olacaktır. anlamını vermiştir. PKK ile Kürtleşmek, devrimcileşerek Bu mücadelenin PKK adıyla partileştiği ve mücadele vermek, Önderliğin belirttiği gibi otuz yılı aşkın faaliyetiyle önemli kazanımlar elde ettiği de bilinmektedir. Kürt iradeleşmesi olan PKK İbrahim-i bir gelenekle işe koyulmayı ve dervişler gibi çalışmayı gerektirmektedir. Bu, parti olarak aynı zamanda Kürt halkının kendini tarih ve kendi kendimize biçtiğimiz bir özgünlük olmanın kültürüyle güncelleştirmesidir. Önderliğin özellikle ötesinde halklar ve ezilenler tarihinin güncel hali, savunmalarıyla derinleştirdiği tarihe bakış açısıyla daha net anlaşıldığı gibi Kürt olmak sadece bir halk olmayı başarmış ve başarmak zorunda olan bir PKK, toplumsal ve tarihsel olumsuz Gidişata karşı olmak kadar Aynı zamanda Kürdün kendini Yeniden tanımlaması ve kimlik Kazanmasının adı da olmuştur realiteye sahiptirler. Bu gerçeği bir halka mensup Önder Apo felsefesinin PKK ile örgütleşmeye olmanın getirdiği duygusal ya da sübjektif bir kavuşması ve tarihsel bir doğrunun mücadele eder değerlendirme olarak ele almamak gerekir. Bugün tarz haline getirilmesidir. olarak kültürünü oluşturan tüm folklorik değerleriyle yaşamak demek değildir. Kürtler tarih içinde çok az toplulukta görülen özgün yaratımlarla var demokratik toplum değerleri dediğimiz hemen, Önderlik gerçeğimiz sürekli gelişme hemen tüm ilk yaratımların Kürdistan'da Kürt ana yaşayan bu diyalektik tarzıyla bugün dost- düşman ve atalarınca gerçekleşmesi, kastettiğimiz özgün- herkesin kabullenmek zorunda olduğu bir düzeyi lüğün esassını oluşturmaktadır. Fakat bu özgün yaratım ilkesine rağmen tarihimizin diğer yüzünü yakalamıştır. Önder Apo'nun özellikle Bir Halkı teşkil eden işgal, istila ve Kürt egemenlerin ihanet- sidir. Önder Apo'nun tüm çabalarına rağmen parti leri halk özgünlüğümüzü adeta tanınmaz hale getir- mücadele tarihi boyunca Önderlik gerçeği ile miştir. kadrolar arasında kişiliğin gelişim diyalektiğinin Savunmak adlı yapıtı bunun en çarpıcı bir gösterge- PKK toplumsal ve tarihsel olumsuz gidişa- öngördüğü temelde kendi geriliklerine karşı doğru ta karşı, aynı zamanda Kürdün kendini yeniden mücadele verememeden kaynaklı bir mesafenin tanımlaması ve kimlik kazanmasının adı da olmuştur. yaşandığı bilinmektedir. Önderlikle doğru temelde Komünar 52 bütünleşememek, çok sınırlı bir arkadaş gurubu tle kendi toplumsal gerçeğimizi ele almamız önem- dışında Önderliği her zaman yalnız bırakarak, en li bir ihtiyaçtır. Kürtlerin toplum olarak eski Kürtler son uluslararası komploda görüldüğü gibi yetersiz olmadığı doğrudur. Fakat burada bahsini ettiğimiz yoldaşlığa yol açmıştır. Fakat Önderliğin büyük yeni kürdün sosyo-psikolojik durumu nedir sorusu- çabası ve yaşamın diyalektik gerçeği tüm eksikliklerimize rağmen halk olarak PKK ile toplumsal bir nun da cevaplandırılması gereği vardır. Burada kadroları ilgilendiren yönlere dikkat çekmek kadar alt-üst oluşu yaşayarak dirilişi gerçekleştirmemizi toplumun değişik kesimlerinin de ele alınarak sağlamıştır. çözümlenmesi bir ihtiyaç olarak öne çıkmaktadır. Son yıllarda çokça dillendirdiğimiz gibi Bu yaklaşım toplum olarak yaşanan sorunların "Kürtler eski Kürtler" değildir. Başta hareketin anlaşılmasında ve giderilmesinde yapılacak felsefi kadroları olmak üzere halk bu sözü tümüyle olum- ve ideolojik çözümlemelerin temelini oluşturmak- lu anlamda kullanmaktadır. Kürtlerin artık bil- tadır. Bu gerçek Önderliğin esaretinden sonra en inçlendiği, toplum olarak çıkarlarını savunmaya çok ihtiyacını duyduğumuz, ama bir türlüde başladığı, Demokratik ulus olma yolunda daha gideremediğimiz temel eksikliğimizi oluşturmak- fazla istekli oldukları gibi gelişmeler bu sözü tadı doğrulamaktadır. PKK Kürdistan'da yeni bir toplumsal yapı Ancak halk olarak PKK öncülüğünde oluşturma amacıyla mücadele etmektedir. Önderlik katettiğimiz bu gelişmeye rağmen, ciddi engellerin toplumsal yeniden kuruluşu, başta öncü bir kes- henüz tümüyle aşılamadığını da bilmemiz gerekir. imde gerçekleştirmek ve bunu adım, adım Bu tehlikeler salt üzerimizde ki komplocu toplumun tümünde davranışa dönüştürmek ve saldırılar, baskı, inkar, imha saldırıları değildir. kültürleştirmek ilkesiyle hareket etmektedir. Denebilir ki bu saldırlar en kolay göğüslenebilecek Dolayısıyla PKK ya da PKK'nin saldırılardır. Var olan bu engellerin ciddiyeti bir toplum ilk aşamada olumlu veya olumsuz yanlarıy- dönem içimizde kaldıkları halde kimi unsurlar şah- la kadrolarının duruşunda yansımasını bulmaktadır. sında yaşanan ihanetler, düşmanın halen ülkemizde Onun içindir ki, kadroların yaşadığı sorunların halk özgürlük eğilimine karşı yoğun bir biçimde giderilmesi veya buna karşı mücadele vermek örgütleyebilecek kadar bir araya getirecek kadar toplumu yeniden kurma mücadelesi anlamına işbirlikçi ve ihanetçiyi bulmasında da görülmekte- gelmektedir. Bu temel önderlik ilkesinden hareke- dir. Bu gerçeklikler yaşadığımız toplumsal sorun- tle bilinçli bir yaklaşımla ele almamız gereken larımıza daha değişik bir pencereden bakmayı husus kadrolar olarak kendi gerçeğimiz olmaktadır. gerekli hale gerektirmektedir. Toplumun her anlamda öncüsü olan kadrolar, kadro öngördüğü Toplum ve birey canlı bir organizma gibi olmanın gereği olarak kendi değişim ve dönüşüm- sürekli bir değişim içerisinde kendisini yenileyip leriyle toplumun yeniden kuruluşunun adresi değişik biçimlere bürünerek ifade etmek ister. olduklarını unuturlarsa o zaman PKK'nin toplumsal Bunun için insan olgusunda yaşanan değişime mücadelesinde temel ilkeden sapmış olunur. sadece olumlu tarafından bakmak, yaşadığı değişi- Önderlik bu temel ilkesini, saflara toplumun her mi olumlu denilebilecek tarafından ele almak eksik kesiminden gelen ve toplumun yaşadığı her olum- ve yanlış olur. Bu yaklaşım şekli toplum ve bireyin suzluğu taşıyan bireylere karşı örgüt kendi ilkeleri kısa, orta ve uzun vadede yaşadığı ve yaşayacağı ve gelişim diyalektiğine göre bir mücadele vermez, sorunlarının izahı için yetmez. Bu tarzdan hareke- bunun için gerekli tedbirleri almaz ise, özüne Komünar 53 ihanet etmiş olur biçiminde tanımladı. Bu esaslı lendirilmektedir. yaklaşımın diğer bir nedeni PKK saflarının aynı yaşadığımız tüm zorlanmalara rağmen toplumsal zamanda toplumsal yeniden kuruluşun laboratuarı dirilişi sağlayan bir düzeyin yakalanmış olması, olduğu gerçeğidir. Kadroda ele alınıp değiştirilme- PKK kadrolarında başarıya yol açacak bir iradeleş- si istenen özünde toplumsal geriliklerdir. Kadroda menin ortaya çıkmış olduğunu da ispatlamaktadır. Mücadele tarihimizde yenilik olarak özgürlüğü geliştirecek olan da, Kürdistan'da tüm sorunlarına, eksiklikler- toplumsal gerçeklikte kültürleşmesi istenen değer- ine rağmen, gerçekleşmiş bir PKK'lilik vardır. ler olmaktadır. Öncü bu bilinçle kendisine ve etrafındakilere karşı bir mücadele içinde pratik- Yürütülen mücadele, verilen şahadetlerle binlerce yoldaşımızın kanıtladığı da bu gerçeklik olmak- leştikçe, toplumsal mücadeleyi nasıl vereceğinin tadır. Toplumsal değişim ve dönüşümü yaratan da yol ve yöntemlerini de geliştirmiş olacaktır. Önderlik ideolojisinden başka bir şey değildir. Bu PKK mücadele tarihinde en çok ispatlanan aynı zamanda Kürdistan'da ete kemiğe bürünmüş olan Apoculuktur. Ve her nokta, kendi geriliklerine karşı kararlı duruş içinde olmayanların pratikte binbir gerekçeye sığındıkları, başarısız oldukları, örgütsel yaşama gelemedikleri veya ihanete gittikleri olmuştur. Tek tek PKK Kadroda ele alınıp Değiştirilmesi istenen Özünde toplumsal geriliklerdir Kadroda yenilik olarak Özgürlüğü geliştirecek olan da Toplumsal gerçeklikte kültürleşmesi İstenen değerler olmaktadır kadrolarında yaşanan her gün kendisini mücadele değişik biçimleriyle ispatlamaktadır. Fakat bu temelde gerçekleşmiş Apoculuğun veya PKK'liğin PKK ortamına gelen herkesi aynı dere- cede etkisi altına aldığını şeyin topluma mal olması kaçınılmaz bir sonuçtur. söylemek de mümkün değildir. Tüm çabalara rağ- Çünkü PKK kadrolarında yaşanan ve söylenen, men en genel anlamda maalesef örgüt ortamımızda toplumsal değişim ve dönüşümün dili ve rengi farklı olmaktadır. Kadroların ağır sorunlar yaşaması, mümkündür. yaklaşım sahiplerinden bahsetmek bunalımlara girmesi, orta ve uzun vadede toplumda Önemli bir kadro kesimi tüm yetmezlikler- sorunlar yaşaması, yeni toplumsal kuruluşun ine, zorlanmalarına rağmen örgütle yürümeye çaba sağlanması önünde ciddi engellerin oluşmasını göstermektedir. Buna gelmeyenlerdeyse ideolojik beraberinde getirmektedir. olgudan bihaber kendi kişiliklerini ele alma tarzları Önderlik, önce kadro duruşundaki sağlam- ve mücadeleye yaklaşımları ile zamanla lık demiştir. "Ne söylediklerinden çok nasıl Apoculuktan uzaklaşan, giderekten karşıt duruma yaşadıkları toplumu etkisi altına almıştır" ilkesi ilk düşerek ihanete gitmeler yaşana bilmektedir. Bu günden itibaren PKK'nin mücadele tarzıyla ortaya durum içimizde ve toplumumuzda sosyo-psikoloji koyarak ispatladığı en önemli devrimci tavır olarak tanımlanması gereken bir olgudur. Kuşkusuz olmuştur. PKK' ye kazandıran ve Apocu tarz olarak PKK öncesinde ve PKK mücadele tarihi içinde dillendirilen bu gerçeklik olmaktadır. Bu temel değişik biçimlerde toplumumuz ve hareketimiz ile doğrunun kadro bütünleşmemiş ve ihanet etmiş kişilikler olmuştur. gerçeğimizde yaratığı bir düzey vardır. Parti Ancak içinden geçmekte olduğumuz süreçte ortamımızda görülen eğitimlerde parti tarihi ders- yaşananların geçmişle uyuşmayan yanlarının lerinde tüm detaylarıyla bu gelişim tarihi değer- olduğunun da bilinmesi gerekmektedir. Mücadele toplumsal yapımızda ve Komünar 54 içerisinde maddi imkanlar ve fiziki zorlukların sonrası dönem olmaktadır. Çünkü bu dönemin olmadığı koşullarda azımsanmayacak oranda kendi içinde özgünlüğü vardır. Bu özgünlük hep- ihanetlerin yaşanması, Kürdistan da yaşanan imizce tümüyle bilince çıkarılmamıştır. Tüm kadro toplumsal değişim ve güncel siyasal gelişmelerin bileşenimizce aynı düzeyde ve bilinçte mahkum da etkisine rağmen toplumun içinden halen düşmanın rahatlıkla kullanabileceği yoğunca unsur bula- edilmemiştir. Kadro duruşlarımızda ortaya çıkan hatta kimilerinin ihanete gitmesine yol açan sebe- bilmesi derinlikli çözümlemeyi gerektirir. plerden önemli bir kısmı ele alınıp değer- PKK Kürtlere çağdaş tarzda kendilerini lendirildiğinde bu rahatlıkla anlaşılır. ifade etme imkanı yaratmıştır. PKK bu yaratma mücadelesini sürdürürken her dönemde içerden engellerle karşılaşmıştır. Çünkü PKK toplumsal değişimi kendi içinde yaşayarak partileşen bir gelişim diyalektiğine sahiptir. PKK'nin öngördüğü toplumsal değişimi anlayamayanlar, bu toplumsal gerçeklik içerisinde kendisini göremeyenler, parti tarihi içinde bilinçli-bilinçsiz PKK karşıtlığına düşmekten kurtulamamışlardır. Toplumsal alt-üst oluşlarda gücü yetenlerin ilerlediği, güç getirmeyenlerin ya da kabul etmeyenlerin saf dışı kalmaları gerçeği daha guruplaşma döneminde iken PKK içerisinde kendini dışa vuran bir gerçek- Önderlik tarzı Önce kadro duruşundaki Sağlamlık demiştir. "Ne söylediklerinden çok Nasıl yaşadıkları ilkesinden Yola çıkarak büyük başarılar sağlamıştır İlk günden itibaren PKK'nin Mücadele tarzıyla ortaya koyarak İspatladığı en önemli devrimci tavır Olmuştur. lik olmuştur. Ankara toplantılarında PKK daha bir PKK içinde yaşanan tasfiyecilikler, Kürt gençlik gurubuyken ülkeye dönüş kararı aldığında toplum tarihinin gelişim diyalektiğinde yaşanmış buna güç getiremeyenlerin içine girdiği tutum, par- ters- yüz olmaların güncelde Önderlik yaşam felse- tileşme kararını, bunun disiplinini kendi yaşamları- fesiyle temel ilkelerde bir değişimi yaşamamaların- na uygun bulamayanların dillendirdikleri, gerilla dan kaynağını almaktadır. Bu kişilikler istemlerini mücadelesinin başlaması döneminde kendi bireysel değişik biçimlerde parti dilini de kullanarak kendi- yaşam kaygılarının peşine düşenlerin savaş lerini dışa vurmuşlardır. Toplumun ruhsal yapısın- karşıtlığı, gerilla savaşının ortaya çıkardığı imkan- daki benzerlikler herkeste önemli oranda aynı ları kendi bireysel çıkarları için iktidar gücüne duygu ve düşüncenin yaşanmasına neden olur, bu dönüştürmek isteyenlerin dayattığı çeteci çizgi toplumsal realite tasfiyeciliğin az ya da çok her bir- sahipleri de dahil, bunların hepsi toplumsal eye hitap etmesine yol açar. Tasfiyecilik bu ortak değişim ve dönüşümde yaşadığımız realite ruh halini kullanarak kendini meşrulaştırmak ister. karşısında aynı karşıt ilkenin yer ve zamana göre Bu ruh hali mücadelede zorlanmaların yaşandığı kendini dışa vurmanın değişik biçimleri olarak dönemlerde kimilerince Önderlik karşıtlığı biçi- yaşanmışlardır. minde bilinçli bir şekilde yönlendirilmek bile isten- Bu süreçlerin tümü bizzat Önderlik miştir. Bu tüm iyi niyetli yaklaşımlara rağmen tarafından çözümlenmiştir. Fakat kadrolar olarak sosyolojik bir ilkedir. Bu durumda "ben dürüstüm, üzerinde daha çok durmamız ve çözümleme tarzın- bağlıyım" demek yetmemektedir. Önemli olan bu da değerlendirme konusu yapmamız gereken 2000 gerçekliği bilince çıkarmak, duygu ve düşünceleri- Komünar 55 ni anlama çabası içerisine girebilmek ve kendini devleti kurtuluşun bir yolu olarak ele alma, toplum- kullandırtmayarak karşıt pozisyona düşmemektir. sal yapımızda devlet denilen mekanizmayla iktidar Çünkü insan doğası gereği etkileyen ve etkilenen gücünü kullanmamış olmanın yarattığı özgünlük, bir varlıktır. İnsanın bilinç kazanması bu etkileşim- sosyalizmin bir dünya görüşü olarak tüm yetmez- ler ile beraber toplumsal pratik içinde somutlaşır. liklerine rağmen kendi içinde barındırdığı eşitlik ve Bir değer yargısının kabul ve ret ölçüsü insanın bil- özgürlük ilkesini yeterince bilince çıkaramama, inç düzeyi ile doğrudan ilişkili olduğu için pratik ortam ve bilincin oluşturulmasını sağlayan diğer bir insanın neyden, nasıl ve hangi düzeyde etk- ilenebileceğini de belirler. Bu yaklaşım üzerinden halk ve hareket olarak özellikle 2000'lerden sonra yaşadıklarımızı değerlendirme ihtiyacımızın olduğu bir gerçektir. Tüm yemezliklerine rağmen ki bu durumlar önderlik tarafından eleştirilmiştir 2000'lere doğru hareket ve halk olarak yaşadığımız gelişmeler bizler için önemli imkanlar yaratmıştır. Sosyalist bir hareket olan PKK 19. yy sosyalizminin hakim paradigmasına göre mücadele edip devletleşerek toplumsal sorunları çözmeyi esas almıştı. Önderliğimizin kişilik ve tarz özgünlüğü olsa da genel yapımızda hakim olan bu gerçeklikti. Öderliğin sürekli arayış içinde olmasına rağmen kadrolarda bu devletçi paradigmanın hala etkili olduğunu söylemek mümkündür. Önderliğin sosyalist anlayışını anlama ihtiyacı duymayan kişiliklerin içimizdeki varlığı, Reel Sosyalizmden etkilenmenin bir sonucu olarak uluslar arası komplonun yarattığı sonuçlar, bölgemizde yaşanan gelişmelerin hepsi, 2000'lere doğru gelindiğinde içimizde bir kesimde "bize iktidar yolu açıldı" düşüncesine götürerek, tasfiyeci ve provokatif bir gurubun ortaya çıkma zeminini güçlendirmiştir. Bu zemine dayanan tasfiyecilik Önderliğin yeni paradigmasının gündemleşmesiyle birlikte Önderliği, Önderliğe karşı kullanma arayışı içerisine girerek kendilerini örgütlemeye koyulmuşlardır. Binlerce yılı bulan bir tarihe sahip olan toplumsal paradigmanın hakim ideolojisi toplumların kendi sorunlarını ancak iktidar ve devlet olgusuyla çözebilecekleri yönünde bir yanılsama içerisine çekmiştir. Ve bunu sanki bir kadermişçesine kabul edişe götürmüştür. 20. yy da sağ ve sol ideolojilere de damgasını vuran bu gerçeklik olmuştur. Önderliğin de belirttiği gibi parti olarak PKK'de bundan etkilenmiştir. Hem uluslararası komplonun yarattığı şokun etkisi hem de Önder- Komünar 56 liğin anlaşılır olmasına rağmen devletçi olmayan çok bir ihtiyaç haline getirmiştir. Buda toplumsal toplum paradigmasını geliştirmesi sürecinde sorunların çözümlenmesi için değişik görüşlerin yaşadığımız örgütsel sorunların etkisiyle önemli bir tartışılmaya başlanmasının önünü açmıştır. Özellik- kadro gücümüzde etkilerini tümüyle aşamadığımız le 20. yy.'ın son yarısından itibaren tartışılmaya bir bilinç karmaşıklığı yaşanmaya başlanmıştır. başlanan ve günümüzde her insanda hakim olmaya Devletçi toplum paradigmasıyla, yaşadığımız başlanan görüş 'ne kapitalizm ne de reel sosyalizm' değişim ve dönüşümün yarattığı etkiler Önderliğin fikri biçiminde bir sonuç yaratmıştır. Estirilen bu yeni paradigmasına girmede doğru bir eleştiri ve hava toplumsal literatürde postmodernizm olarak özeleştiriye tabi tutulmadığı için zorlanmalar ifade edilmektedir. Derin bir konu olarak bu insan yaşanır hale gelmiştir. Bu konuda derinliğine anlaşılması ve aşılması gereken hususlar bulunmaktadır. Burada bilinmesi gereken en önemli gerçeklik, toplumsal değişimimizde kendini tanımlamaya başlayan kişilik düzeyinin elde edilmiş imkânları iktidar temelinde dış güçlere dayanarak kullanmak ve etkili olmak istenmesidir. Fakat Önderliğin özgürlük ütopyalarına devlet ve iktidarla ulaşılamayacağı ve bunu tarihin gelişim diyalektiğini ortaya koyarak çözümlemesi, bazılarınca bilinçli olarak çarpıtılarak "örgüt karşıtlığına" dönüştürülmüştür. "Yönetimi ve Önderliği temsil edenler" diye yapay ayrılıklar yaratılarak, özünde ise tamamıyla Önderlik karşıtlığının bir tarz olarak geliştirilmesinin önü açılmak istenmiştir. Özellikle geri çekilme sürecinden 2004'e kadar bu Önderlik karşıtlığı kendini PKK karşıtlığı olarak lanse edince parti tarihimizde ilk defa bir tasfiyecilik kendini bu biçimde cüretkar bir tarzda ortamımızda hakim kılmaya çalışmıştır. 2000 sonrası yaşanan tasfiyeciliğin özgünlüğünü bu nokta oluşturmaktadır. Önderliğin esareti ve bilfiil hareket içinde yaşanan gelişmelere anında müdahale edememe durumu da eklenince sonuçlarını bugün de tümden aşamadığımız tavsiyeciliğin neden olduğu sıkıntıların yaşanması gerçekleşmiştir. hali genel hatlarıyla kendisini tarihten koparan, Bu konuda dünya siyasal sistemleri olarak Kapitalist ve sosyalist ideolojilerin pratikleşen biçimlerinin toplumsal sorunları çözememesi, sistemlerinin kaosa girmesine neden olmuştur. Bu durum toplumsal sorunların çözüm arayışlarının farklı bir kanaldan gelişmesini her dönemden daha hiçbir tarihsel ve toplumsal değere bağlamayan, sonuna kadar bencil, geçmişini ve bireyin kendisini mücadeleye sevk eden toplumsal değerlerini inkar eden nihilist bir ruh hali, değişime inanmayan yenilmiş yılgın birey ve toplumsal gerçekliğin adıdır. Bu yılgın ve yenik insanda oluşan duygu ve düşünce üzerinden bireyin olay ve olguları ele alması toplumsal bir yenilik biçiminde yaşama dayatılarak sonuç alınmak istenmektedir. Tam da böylesine bir atmosferin neredeyse tüm insanlıkta hakim olduğu bir aşamada Önderlik geliştirdiği yeni paradigmayla toplumsal kaosa Sosyalist ideolojinin çıkmazlarını aştıran bir derinlik kazandırırken, içerisinde görünmesine rağmen özünde karşı cepheden saldırıya geçen tasfiyecilik, PKK içinde hiçbir zaman ideolojik ilkelerin gerektiği duyarlılığı yaşamamış olmasına rağmen kendisini bu hareketin gerçekten öncü yöneticilerine, emekçilerine adeta intikam alırcasına saldırıya geçme fırsatı olarak ele alındı. Bu tipler PKK'nin yaşadığı değişim ve dönüşümü fırsat bilerek harekete geçmeyi kendi çıkarlarına daha uygun buldular. Veya bu anlam biçimini doğru sandılar. Fakat toplumsal kuruluşta hele hele siyasal mücadeleler hedefe ulaşmak 'sanmalar' ile olamaz. Olmadı. Bu Önderlik karşıtlarının dünya görüşlerine göre "Sosyalizm; Reel Sosyalizm, PKK'de; Reel Sosyalist bir Partidir." Sosyalizmin pratik sorunları çözememiş olması ve Önderliğin bunu Komünar 57 eleştirmesi, Sosyalizm ve PKK den vazgeçmek konusunda ciddi zorlanmalara yol açmıştır. Bu anlamına gelmiştir. Böylece kendilerine göre süreçte değişim adı altında söylenen hemen her şey "koşullar uygun diyerek" harekete geçmişlerdir. bilinçlerde bir biçimiyle yer edinmiştir. Hele, hele Önderliği manevi Önderlik derekesine çekmek, üst düzey yönetici olan bazı kesimlerin feodal ve kadro ölçülerinde belirsizlik ve en önemlisi de çeteci yanlarının ağır basması Önderliği anlamadan "sosyal reform projesi" adı altında harekete geçerek Önderliğin ideolojik ilkelerini kendi dar dünya ortamı muğlak ve tanınmaz hale getirmeye görüşlerinin imbiğinden geçirerek ortamımıza yan- çalıştılar. Bunun siyasal anlamı ise, geri toplumsal sıtmaları, teorik ve ideolojik karmaşaya neden ilişkileri içimizde örgütleyerek Kapitalist sisteme olmuştur. Bunun en çarpıcı örneği kullanılan entegre olmak ve temel ilkelerimizden vazgeçerek kavramların algılanışında görülmektedir. iktidara ulaşmaktır. Fakat daha yalın bir ifadeyle 2000-2005 sürecinde çokça dillendirilen toplumsal gerçeğimiz ve bölgemizin siyasal den- temel kavramlar kullanılırken içlerinin doldurul- gelerinde bunun "ABD'ye teslim olmaktan" başka masında halen sorunların yaşandığı görülmektedir. bir şeyi ifade etmediği çok kısa bir sürede pratik Bilindiği olarak ispatlanmıştır. Devletinden Demokratik Uygarlığa Doğru" çalış- gibi Önderliğin "Sümer Rahip Burada önemle üzerinde durmamız ması; tarihe yeni bir bakış ve ele alış ile toplum ve gereken nokta Önderlik tarafından da belirtildiği insanlıkta yaratılmış zihniyettin çözümlenmesine gibi, kadrolarımızda 1995'ten sonra kendini tekrar- ışık tutmaktadır. Bu çalışmada Önderlik tarih ve layan savaş ve mücadele gerçeğimizin, değişimi toplumsal gelişmelerin devletçi karakterinin insan- dayatan boyutlarının her düzeyde yaşanama- lığın sorunlarını çözemediğini maddi gelişmeler masının kendini hissettirmesi ve bu ihtiyacın bun- kadar zihniyet alanında insanlığın yaşadığı larca kullanılmış olmasıdır. PKK IV. Kongresinde gelişmelerinde tarihin değişiminde rol oynadığını Önderliğin tartışmaya açtığı devlet, toplum, birey belirtmektedir. Tarihte Ortadoğu'nun oynadığı rolü, gibi temel konular, yine V. Kongrede gerçekleştir- bunda Kürt toplumun yerini tarihsel olarak ele ilmesi istenen değişimin pratikleştirilememesi çok almaktadır. Birey ve Toplum çözümlemesi yap- önceden yapılması gerekenlerin önemli bir kıs- maktadır. Devletçi toplumun insanın iradesini mının ertelenmesine neden olurken; daha önce kırdığını, bireyi kendi toplumunun hizmetine birçok gibi, almak için iktidar ideolojilerini geliştirdiğini söyle- öngörülen bu değişimlerin zamanında uygulamaya mektedir. Burada Önderlik "sınıflı uygarlık" konulamaması tasfiyecilerin harekete geçmelerine denilen zemin yaratmıştır. "Demokratik Uygarlığın" yoluna ışık tutmuştur. Bir parti resmiyetinde tartışıldığı devletçi toplumu çözümlemiş ve Önderlik tarzında eğitim ve pratik tarih ve toplum kitabı olan bu değerlendirmeler her içerisinde kadro yapısını değişime uğratmak şeyden çok yeni bir sistemin kurulması ihtiyacının esastır. 1999'dan sonra Önderliğin içinde tutulduğu kavranması amaçlıdır. Yeni sitemin bilinçli, iradeli fiziki koşular ve bilinen diğer nedenlerden ötürü bireyin, kadın özgürlüğü temelinde demokratik bunun tam yapılamaması, yılları alması muhtemel değerleri içselleştirmesi ile kurulacağını söylen- değişim ilkelerinin kısa bir sürede ifadeye kavuştu- mektedir. Bunun içimizde gerçekleşmesi için de rulmasını zorunlu hale getirmiştir. Bu yoğun ama PKK olarak birçok konuda kendimizi gözden hızlı değişim kadroların yaşadığı darlıklardan geçirmemiz gerektiğine işaret etmektedir. dolayı teorik açılımlar karşısında bilinçlenme Komünar 58 Önderliğin bu çalışmasının tartışılmaya başlanmasıyla ortamımızda yeni sistemin Ortamımızda yaşanan sorunların temelinde tasfiyeciliğin kabullendirmeye çalıştığı liberal üzerinden kurulacağı birey özgürlüğü, demokrasi, düşüncelerin yarattığı tahribatlar yatmaktadır. demokratik toplum, tanrıça kültürü ve yeni örgüt Ortamımızda en çok dillendirilen "Birey ve birey modeli gibi bir çok kavram ya eksik bilgi ya da iradesi" postmodern düşünce akımının temsilcisi kişilerin arasında yer almaktadır. "Bende bireyim, hakkım bakış açılarıyla yorumlanmaya çalışılarak bir karşı var kendi hakkımda her kararı kendim alırım kimse duruşla karşılaşmıştır. Hatırlanacağı gibi iki binden bana dokunamaz" denilebilmektedir. Oysaki sonra okuyarak Önderliğin paradigmasında birey tek bir kişi olarak dünyalarının değiştiğini" iddia edebilir hale tanımlanmamıştır. Görüşme notlarında Önderlik gelebilmişler, yeni bir bakış açısı kazandıklarını(?!) "birey demek bir gurup içinde onunla kendini örgütsel yaşamımız ve yoldaşlık ilişkilerimizin çok tanımlayan demektir" diyerek bireyin aslında bir geri olduğunu savlayabilmişlerdir. Bu yaklaşımın gurup kimliği olduğunu açığa kavuşturmuştur. teorik bir kirlenmeyi temsil ettiğini söylemek Sosyolojik olarak salt bir kişi üzerinden bireyi mümkündür. Önderlik kullandığı kavramlarının ne teorik olarak tanımlamak mümkün değilken, anlama geldiğinin ipuçlarını Atına Savunmasında nihilist bir başıboşluğun birey diye ortamımıza vererek yanılgılı anlama ve saptırıcı yaklaşımlara dayatılmasının amacının anlaşılmasında fazla zor- "modernist paradigmanın iflası" belirlemesi ile son luk olmasa gerek. Bununla iradeyi kırmak ve vermiş, "Bir halkı savunmak" adlı Manifesto kişinin halkına karşı öncü olma vasıflarından niteliğini taşıyan Savunma ile de yeni paradig- soyutlamak hedeflenmiş olmaktadır. Tarihin büyük manın sistematik ve kavramsal olarak açımlan- örnekleri olarak Önder kişiliklerin toplumu kuran masını ve her yönüyle düşünsel ve pratik anlamda büyük gücü, milyonları kendi düşünceleri etrafında bir netleşmeyi sağlamıştır. toplamayı başarmış duruşları ortada dururken, birçokları "bir iki kitap bu konuda en somut yaşanan örnekler İki binden sonra ilk üç dört yılda özellikle insanları basit yöntemlerle yönetilir düzeye teorik tartışmalarımızda yaşanan karmaşayla adeta indirmek birey olmak değildir. Bu her yönüyle bir- herkes bir şey söylemeye başladı. İdeolojik tartış- eye köleleşmeyi kabul ettirmek ve iradesiz güdüm- ma ile aydın ve entelektüel tartışmaları bir birine lü insan yaratmaktır. karıştırıldı. Bu süreçle daha çok konuşmaya Benzeri bir yaklaşım demokrasi kavramı başlayan tasfiyeciliğin dillendirdiği her şey üzerine yapılan değerlendirmelerde de görülmekte- neredeyse çok ciddi bir karşı koyuşla karşılaş- dir. Önderlik "demokrasi devlet olmayan toplumun mamıştır. Önderliğin "beş bin yıllık insanlık para- siyasal digmasının değişimi, yeni bir zihniyet ve vicdan toplumun kendi içinde iktidar, hiyerarşi mekaniz- devrimiyle gerçekleşmelidir" dediği bir süreçte, malarına başvurmadan kendi iç organizasyonunu ihanetçi provokasyon, Önderliği dışlayarak kendi- sağlanmasıdır. İktidar demek bencilik ve çıkarcılık sine iktidar alanları yaratmaya koyulmuştur. demektir. İktidar sahibi ya da sahip olmak isteyen sistemidir" demektedir. Demokrasi, Tasfiyecilik yeniden yapılanmayı sağlaya- insan bencil, iktidarın tebaası köledir. Çalışmadan cak temel kavramları özünden boşalmak için yoğun zenginleşmek toplumu yalan, yanlış düşüncelerle çalıştı. İhanet, toplumsal olarak devletçiliği, ideolo- yönetmeye çalışmak anlamına gelmektedir. İktidar jik olarak liberalizmi ve milliyetçiliği, kadın özgür- ve devlet yapılanmasında üst toplum olarak devlet, lüğü açısından kadını eve kapatmayı hedeflemiştir. sıkı bir örgütlenmeyle kendi çıkarlarını güvence Komünar 59 altına alırken, alt toplumu oluşturan ezilenlere dan kopartarak daraltan yaklaşımlar ideolojik adeta sürü gibi dağınık ve örgütsüz olmayı dayat- mücadelede zaafiyetlere yol açmaktadır. Bu yak- maktadır. "Bir Halkı Savunmak" adlı çalışmasında laşımlardan yararlananlar da olmaktadır. Önderlik tarafından çok net vurgularla yapılmış bu tanımlamalara rağmen, Kürdistan'da halk özgürlük eğiliminin halen ortamımızda batı siyasal sistemi olan KCK'nin kendi kongresinde ülkelerindeki bireyciliğe dayanan demokratik hak- aldığı son kararlar, önderliğe, gerillaya ve ların gerisine dahi düşen demokratçılık savunula- halkımıza dönük barbarca saldırıların bertaraf bilmektedir. PKK'nin insanlığın yaşadığı sorunların edilmesi için başta kimi kadrolar da görülen ve kökeni iki bin sonrasının örgüt içi karmaşasından çözümü için ileri sürülen ideolojik yaklaşımlardan birini temsil eden bir örgüt olduğu tam kavranmadığı için demokrasi adına önderlik ideolojisine karşı olan düşünceler "içimizde başka bir seste olabilmeli" denilerek dillendirilmektedir. Çağımızda demokrat olmak her şeyden önce demokrasi için savaşmak demektir. Devlet toplumu aşılmadan, demokrat olunmaz ve demokrasinin nimetlerinden faydalanmak da Çağımızda demokrat olmak Her şeyden önce demokrasi için Savaşmak demektir Devlet toplumu aşılmadan Demokrat olunmaz ve demokrasinin Nimetlerinden faydalanmak da Gerçekleşemez gerçekleşemez. Daha birçok kavramın içinin nasıl boşaltıldığını izah etmek mümkündür. alan tutum ve davranışlara karşı yoğun bir mücade- Bu olumsuzluklara karşı yaşanan duyarsı- lenin verilmesi dönemin temel görevi olmaktadır. zlıkların neden olduğu sonuçlar, Önderlik gerçeği Hareketimizin stratejik temeldeki yeniden yapılan- karşısında yaşanan uzaklaşmanın görülmesine rağ- masını PKK'nin kendi öz ilkelerinden vazgeçtiği men yeterince öz-eleştirel bir yaklaşım içerisine şekilde ele alan bu iradesiz ve bitmişliği ifade eden girilememesi sonucunda, tasfiye edilen tasfiyeci kişiliği sayı olarak azda olsalar mutlaka yenmemiz provokasyonun etkilerinin ortamımızda kendisini gerekir. Önderlik felsefesini ve ideolojisini istenen bir biçimiyle yaşatmasına olanak sunmuştur. Ve düzeyde anlamamanın getirdiği yetmezliklere karşı içimizde halen az bir kadro kesiminde de olsa kendini sorgulayarak sürekli özeleştiri içinde olma PKK'den uzak bir düşünsel ve yaşamsal duruştan dürüstlüğünü göstermek başka bir şey, yenilgili ruh bahsedilebilir. Önderlik tarafından çözümlenerek halini, tepkilerini hiçbir eksikliği yokmuş gibi ortaya konulmasına rağmen tasfiyeci provokasy- ortaya dayatmak başka bir şeydir. 1 Haziran onun bu etkisi "gerekçeli" ve örtük bir şekilde ken- iradeleşmesinin disine yaşam olanağı bulma çabası biçiminde varlığını sürdürmeye devam etmektedir. Ve halen günümüzde kendisini tehlikeli bir biçimde dayatan Önderliğin felsefi olarak olay ve olguları değer- görevindeyiz. Çünkü bu gerilikler insan doğasında lendiren bakış açısıyla, Önderliğin aynı zamanda olan bir doğruya zamanla ulaşma imkanını toplumu değiştiren bir mücadele Önderliği olduğu engelleyerek, zaman kaybına yol açmakta, ener- konularında optimal bir dengenin yakalanmadığı jimizi boşuna harcamamıza sebep olmaktadır. zirveleşmeye doğru gittiği bu kişiliksiz kişiliği tüm kalıntılarıyla tasfiye etmek görülmektedir. Önderliğin görüşlerini alabildiğine esneterek mücadelesizliğe çağıran, Önderliğin mücadele eden gerçeğini Önderliğin paradigmasın- Abdullah ÖCALAN Sosyal Bilimler Akademisi Komünar 60 kalan topraklarda olduğu gibi, Kürdistan da yeni Türkiye'de Kürt İsyanları Cemal Şerik Osmanlı ve Cumhuriyet döneminde Türkiye'de yaşanan Kürt İsyanlarını her dönemin kendine has karakteristik özelikleriyle ele almak gerekmektedir. Çünkü Osmanlı döneminde yaşayan Kürt İsyanları çoğunluk olarak İmparatorluğun çöküş döneminde ( 1800-1900 yılları arasında) yaşanırken, Cumhuriyet döneminde yaşanmış olanları ise, Cumhuriyetin kuruluş ve bir sistem olarak kendini hakim kılma sürecinde yaşanmışlardır. Bu temel farklılıklar, Osmanlı ve Cumhuriyet döneminde yaşanmış olan Kürt İsyanlarının gerçekleşme nedenlerini ve ana karakterlerine damgasını vuran yünlerini oluşturmuşlardır. Osmanlı döneminde Kürt İsyanları Kürler, Mezopotamya'nın yerleşik halklarından olma konumunda bulunmaktayken, Türkler M.S 10. yüz yıllardan itibaren Mezopotamya üzerinden Anadolu'ya güç eden bir topluluk olma konumundadır. Tarihte ki Türk- Kürt ilişkileri de bu süreçte ilk defa göçebe Kürt aşiretleri ile Türkmen boyları arasında gelişmeye başlamış, siyasal olarak ta Selçuklu devletin kurulmasıyla gelişmiştir. 1071 Malazgirt savaşı bu anlamda bir dönüm noktası olmuştur. O süreçten itibaren 1800'lere kadar Kürtler ile Türker arasındaki ilişkiler ittifaklar biçiminde sürmüştür. Hatta bu ittifaklar daha da ileriye giderek birlikte hareket etmeye kadar vara bilmiştir. Kürtlerin İran Safavilerine karşı Osmanlıların yanında yer alması, Çaldıran Savaşı ve Kasrı Şirin antlaşması, bu konuda yaşanan en somut örneklerdir. Osmanlının çöküş sürecine kadar bu ilişki devam etmiş, Osmanlıların Batı'da ki, egemenlik alanlarını kayıp etmeye başlanması ve siyasal alanda yaşadığı çürüme Osmanlı egemenliği altında sorunların yaşanmasına temel teşkil etmiştir. Osmanlı imparatorluğu 15. ve 16 yüz yılda Asya, Avrupa ve Afrika kıtalarında etkili bir güç konumuna gelirken, o sürecin konjüktörel durumundan da fazlasıyla yararlanmasını bilen bir devlet olma özeliğine sahiptir. Avrupa'da feodal imparatorluklar çöküş aşamasını yaşarlarken, İran Safavi ve Mısır Memluk devletleri Osmanlı karşısında rakip olma özeliklerine sahip değillerdir. Bu durum Osmanlı için bir İmparatorluk haline gelinmesinde önemli bir ortam yaratmıştır. Yaklaşık 300 yıl süren bu dönem Osmanlı imparatorluğunun dünyada hükümran bir güç haline gelmesine neden olurken; üretime değil, vergilendirme ve savaş ganimetlerine dayalı servet edinimini ve ekonomik dayanağını esas alması nedeniyle, daha sonraları ciddi krizleri yaşamaktan kurtulamamıştır. 15. 16 yüz yılda Avrupa, zanaatçılığın ve deniz ticaretinin gelişimine bağlı kapitalist iktisadi yeni bir şekilleniş içerisine girerken, Osmanlı egemenlik alanlarında da varlığını hissettirmeye başlamıştır. Giderekte Osmanlıya borç verme konumuna ulaşılmıştır. İktisadi alanda yaşanan bu gelişme dünya da yeni bir dönemin başlaması anlamına gelmiştir. 19. yüz yıla gelindiğinde de Avrupa kapitalizminin dünya ekonomisi içinde etkili hale gelmesi ve yeni ham madde kaynaklarına ihtiyaç duyması, Osmanlı İmparatorluğu gibi feodal özelikler taşıyan İmparatorlukların bu güç tarafından ekonomik bağımlılık sürecine alınmasını beraberinde getirmiştir. Böylece geçmişin feodal İmparatorlukları 19. yüzyılın başlangıcından itibaren giderek siyasal alana da taşırılan ekonomik yarı-bağımlı devletler konumuna gelmişlerdir. İçine girilen bu sürecin Osmanlı İmparatorluğunu sarsması kaçınılmaz bir sonuç olarak ortaya çıkmıştır. Osmanlı egemenliği altında bulunan, Kuzey Afrika ve Balkanlarda bir dizi isyanlar Komünar 61 yaşanırken, İmparatorluktan kopma eğilimleri Kürdistan da geçerli olmamaktadır. O topraklar ortaya çıkmıştır. Daha sonra da İmparatorluk bu Mirin kontrolü altında bulunurken, çoğunlukla da alanlarda büyük toprak kaybına uğramıştır. Osmanlıya vergi dahi vermemektedirler. Osmanlı İmparatorluğunun hızla nüfus 19. yüzyılda yaşananlar, Kürdistan'daki kayıp etmesi, siyasal anlamda yeni sorunlar yaşan- bu durumu doğrudan etkilemiş, tersinden bir sonuç masına neden olmuş, buda İmparatorluğun gerek yaratmaya başlamıştır. Osmanlı ekonomik ve elinde kalan topraklar üzerinde yeni yönelimler siyasal anlamda yaşadığı zayıflamayı, Doğu'ya içerisine girmesine, gerekse de toplumsal ve siyasal yönelerek aşmaya çalışmıştır. İlk aşama da alanda yeni yaklaşımlar belirlemesine neden Kürdistan' da Mirlerin kontrolüne son vermeye ve olmuştur. Kürdistan da Osmanlı egemenliği altında onları kendine bağlı devlet görevlileri haline kalan topraklar arasında olması nedeniyle, içerisine getirmeye girilen bu yönelimlerin en şiddetli bir şekilde vergilendirmeye tabii tutarken, askeri olarak da hissedildiği ülkelerin başında yer almıştır. hizmet yükümlülükleri getirilmeye başlanılmıştır. çalışmış, ekonomik anlamda Bu da, Kürdistan'da ciddi rahatsızlıklara ve isyan- Kürdistan coğrafik olarak Osmanlı ve Safavi İmp. arasında Kasrı Şirin antlaşmasıyla İkiye bölünmüş Bu paylaşım içinde Kürdistan'ın Dörtte üçlük diyebileceğümiz Coğrafya ve nüfus oranı Osmanlı egemenliği altında Yer almaktadır ların gelişimine koşul yaratmıştır O zamana kadar alışık olmadıkları bu dayatmalar karşısında Kürtler, 1800 ün başlarından itibaren parça parça ayaklanmaya başlarlar. ilk isyan, 1806 da Baban zadelerin isyanıyla başlar 1834- 1835 Revanduz isyanına Mir Muhammet öncülük eder peşi sıra Bedirxan Bey, Yezdan Şer ve 1880 de Nehirili Şeyh Ubeydullah'ın İsyanı'yla duruk noktasına varır. Bu isyanların ortak yanları yerel düzeyde kalmalarıdır. Her ne kadar kimi Kürdistan coğrafik olarak o süreçte isyanlar yerelin sınırlarını kısmen aşsa da, ulusal Osmanlı ve Safavi İmparatorluğu arasında Kasrı niteliğe ve renklere bürünememişlerdir. Bu isyan- Şirin antlaşmasıyla ikiye bölünmüş bir ülke olma ların farklı yanlarının olduğuda söylenebilir. durumundadır. Bu paylaşım içinde Kürdistan'ın Örneğin; Şeyh Ubeydullah'ın isyanına rengini dörtte üçlük diye adlandırabileceğimiz coğrafya ve veren din faktörü iken, diğer isyanlarda bu faktör nüfus oranı Osmanlı egemenliği altında yer almak- çok sınırlı bir yer işgal eder. Kürtlük motiflerinin tadır. Kürdistan zayıf da olsa bu isyanlarda bulunduğunu söylemek üzerinde egemenliği ise kendisi ile işbirliği içinde mümkündür. Ancak Kürt feodalerinin daralan olan Mirler üzerinden sürmektedir. Mirler egemen- çıkarlarını kuruma isteği bu isyanlrın gelişmesinde likleri altında olan bölgelerde tamamıyla özerk belirleyici rol oynamıştır. Osmanlı Imparatorlugu'nun hareket etmekte ve otorite oluşturmaktadırlar. Bu isyanların zamanlamasında,özelikle de Varolan bu yönetim bir nevi prenslikler gibi Osmanlı imparatorluğunun çöküş sürecine girdiği, babadan-oğula ya da kanbağına dayalı bir ilişkiye Balkanlardan parça parça toprak kaybetmeye devir Osmanlı başladığı; yine Mısır Kavalası Mehmet Ali Paşa'nın Imparatorlugu egemenliği altına aldığı diğer ülkel- oğlu İbrahim Paşa'nın komuta ettiği bir orduyla erde olduğu gibi uyguladığı Tımar sistemi Osmanlı ordularını Ege kıyılarına, Kütahya sınır- olunarak sürdürülmektedir. Komünar 62 larına kadar gerilettiği Revaduz ifade etmekten öte bir rol oynamamıştır. Onun İsyanının yaşanıyor olması zamanlama itibariyle içindir ki tüm bunlara rağmen, Tanzimat başarı şansı taşıyordu. Ancak, dar çıkarlarını kuru- Fermanı'ndan sonraki süreçte de siyasal ve ma temelinde isyana kalkışan Feodal Kürt ekonomik istikrarsızlık sürmüş, İsyanlar hızından Beylerinin kurtula- hiçbir şey kaybetmemiştir. Osmanlı İmparatorluk mamışlardır. Bu yenilgilerde dinin etkisi kadar tarihinde görülmediği kadar, fazla sayıda padişah İngiliz, Fıransız ve Prusya imparatorluklarının tahta çıkmıştır. Dış borçlanmalar artmış ve ödene- roleri de belirgindir. Örneğin; İbrahim Paşa'nın mez duruma gelmiştir. Doğuda devam eden, Kürt Kütahya'dan geri dönmesini sağlayan İngiliz ve İsyanlarının yanında Ermenilerin İsyanları da Fıransız İmparatorlıkları donanmaları iken, Kürt eklenmiştir. isyanları dönemde yenilmekten İsyanlarına karşı Osmanlı ordularını düzenlemek üzere görevlendirilen Prusyalı Moltke olması gibi. Bu koşullar yan yana gelince dar çıkarlar Hızla çöküşe doğru giden bu süreci, geliştirilen tedbirlerde engelleyememiştir. 1876 da temelinde yaklaşan ve yerel kalan 19.yy Kürt isyanlarının yenilmesi kaçınılmaz hale geliyordu. 19. yüz yılda Kürt isyanları bu şekilde bir birinin ardı sıra patlak verirken, çöküşe geçen Osmanlı İmparatorluğu da kendi iç sorunlarıyla uğraşmaktan ve bunları aşmak için kendine göre arayışlar içerisine girmiştir. III. Selim ile başlayan II. Mahmut ıle devam eden ve ardı sıra da tahta geçen diğer padişahlar tarafından da bu arayışlar sürmüştür. Gerek isyanlar gerekse de bu arayışlar, Osmanlı İmparatorluğunun yaşadığı sorunların ciddiyetini ve içerisinden çıkılmazlığını ortaya ilan edilen l. Meşrutiyet çok kısa sürmüş II. koyan göstergeler olmuşlardır. Osmanlı İmparatorluğu bu arayışlarıyla Abdülhamit'in kanlı diktatörlüğüne dönüşmekten bir nevi "kendini yeniden yapılandırma yak- kurtulamamıştır. O süreçten itibaren "değişimin" laşımını ortaya koyarken, içeriden de çok ciddi adı bile anılmaz olmaya başlamıştır. dirençle karşılaşmıştır. Ön gördükleri değişimleri II. Abdülhamit dönemi, Osmanlı devleti düşünsel olarak ortaya koymuşlarsa da pratikte bir içerisinde özel bir öneme sahip olduğu kadar türlü bunu uygulayamamışlardır. İmparatorluk Kürtler içinde ayrı bir yere sahiptir. Osmanlı devlet bünyesinde İsyanların ardarda geliştiği bir süreçte tarihi içersinde istibdat dönemi olarak yerini gerçekleşen Hümayun'unda bulurken, Kürtler içinde işbirlikçilik ve Osmanlı (Tanzımat Fermanı)(1839) da öngörülen yerelin milisi haline getirilmeyi hedefleyen bir dönemi inisiyatifi ve ademi merkeziyetçilik ıle merkezin anlatır olmuştur. Gülhane Hattı rolü öne çıkarılarak uygulanmaz kılınabilmiştir. II. Abdülhamit Kürt İsyanlarının bastırıl- Aslında Osmanlı da yaşanan bu "değişim" masının ardından, Doğuda patlak veren Ermeni var olan sorunları çözme yerine pansuman tedavi ayaklanmasına karşı adını verdiği "Hamidiye diye adlandırabileceğimiz anlık geçici çözümleri Alaylarını" oluşturma yoluna gitmiştir. Komünar 63 Oluşturulan bu Hami iye Alayları, Rusların II. Abdülhamit'in istibdadı, koyu Milliyetçi Kazaklardan oluşturduğu atlı düzensiz süvari bir- gelişime zemin yaratırken, reformist eğilimlerinde liklerinden esinlenerek örgütlendirilmiştir. Nasıl ki, budanmasına neden olmuştur. Ancak bu bir yere Ruslar Kazakları kullanmışlarsa Osmanlılarda, kadar, 1908 'de ilan edilen Ikıncı Meşrutiyete kadar Kürtlerden Hamidiye Alaylarını oluşturarak, başta sürmüştür. II. Meşrutiyette I Ermeniler olmak üzere bölge halklarına karşı kul- Meşrutiyet gibi kısa lanma yoluna gitmiştir. Kürtler bu şekilde askeri ömürlü olmuştur. 1909 yılında 31 Mart Vakası olarak örgütlendirilirken, siyasal işbirlikçilik içine olarak tarihe geçen ayaklanmanın ardında, bu çekilmeye de başlanılmışlardır. Aynı dönemde dönem Kürdistan da ve İstanbul' da oluşturulmaya Cemiyetinin koyu diktatoryal yönetimi altında, başlayan Aşiret mektepleri bu yönde atılan adımlar Abdülhamit dönemindekine benzer bir istibdat reji- olarak yerlerini almışlardır. mi, o süreçten sonra damgasını vurmaya devam son bulmuştur. İttihat ve Terakki II. Abdülhamit dönemi Osmanlı içinde her etmiştir. Ancak Sultan Hamit döneminden farklı yünüyle muhalefeti bastırmayı, Kürtler içinde de olarak, istibdadın padişah tarafında değil, bir parti işbirlikçiliği dört başı mamur bir şekilde geliştir- tarafından yürütülmesi gerçeği burada söz konusu erek, askeri ve siyasi bir hazırlık sürecini içermiştir. olmuştur. Dünyanın içerisinde bulunduğu konjoktürel Kısa erimli olup ardından bir darbeyle durumda böylesi bir yönelim için, gerekli olan sonuçlanmış olsa da, koşulları sunmuştur. Osmanlı devleti içinde bir nefes alma anlamına II. Meşrutiyet dönemi İngiltere ve Fransa karşısında Almanya gelebilecek açılımlara da koşul yaratabilmiştir. yeni bir kapitalist güç olarak siyaset sahnesinde Değişik kimlik taşıyan milliyetlerin kendi kimlik- yerini almış, kendisine yeni Pazar arayışları içeri- lerini kullanarak, kendilerini ifade etmelerini ve sine girmiştir. O zamana kadar bilinen dünya örgütlenmeleri bu gerçeklik içerisinde yerini bul- pazarlarının egemen emperyalist devletler tarafın- muştur. Kürtler de bu süreç içerisinde kendisini dan paylaşılması, Almanya'yı bu devletlerin pazar örgütleyebilmişlerdir. alanlarına yöneltirken, geçmişte İmparatorluklar Kürtler daha önceleri de, Kürt- Kürdistan olup, içerisinde bulundukları bağımlılık ilişki- gibi lerinde rahatsız olan devletlerin, bu tutumlarından Kürtlerin kendi kimliklerini kullanmaya başlaması, yararlanma arayışı içerisine girmeyi kendi çıkarına Osmanlıyı korkutsa da II. Abdülhamit döneminde görmüştür. Osmanlı İmparatorluğunun da bu tür Kürtlere yönelik özel politikaların geliştirilmesinin devletlerarasında bulunması Almanya'nın işini önünü alamamıştır. Kürt Aşiret reislerinin çocuk- kolaylaştırmıştır. Osmanlı da Almanya'nın bu yak- ları, Aşiret mekteplerine alınarak işbirlikçileştirme laşımından yararlanma yoluna gitmiş ve ordusunu yoluna gidilmiş, Kürt feodalleri ve Osmanlı devleti yeni askeri teçhizatlarla donatmaya başlamıştır. Bu arasında ilişki ağının örgütlendirilmesinin halkaları doğrultuda Almanya olarak değerlendirilmişlerdir. Buna rağmen, İstan- ile antlaşmalar imza- lamışlardır. kavramları kullanmaya başlamışlardır. bul da Aşiret mekteplerinde eğitime alınan Kürt Dünyada gelişen Milliyetçilik egemenlik Aşiret reislerinin çocuklarının Osmanlıda gelişen alanlarını kayıp eden ve giderek daralan Osmanlı milliyetçi düşüncelerinden etkilenmeleri engellene- da etkisini göstermeye başlayınca, Osmanlı için de memiştir. Nasıl ki, Türk milliyetçiliği için Avrupa artık tehlike çanları çalmaya başlar hale gelmiştir. bir okul haline gelmişse, Kürtler için de İstanbul Komünar 64 aynı anlama gelmiştir. Ancak bir farkı vardır, oda örgütlemelerine Avrupa da Türkler Türk milliyetçiliği ile kendi değişmemiştir.1918 de İstanbul'da kurulan Kürt hükümranlıklarını hedeflerlerken, Kürtler kendi Teali ve Terakki Cemiyeti Sevr Antlaşması uyarın- kimlikleri ile Osmanlı bütünlüğü içinde yer almayı ca kendine "tanınan hakları" savunurken, ondan rağmen bu gerçeklik esas alan bir yaklaşımla milliyetçiliklerini dil- bağımsız oluşumu Erzurum da başlayan Azadı lendirme yoluna gitmişlerdir. 1898 'de Kahire'de adıyla örgütlemeler oluşmaya başlamıştır. Aslında çıkan Kürdistan adlı gazetenin ideolojik doğrul- bu noktada Kürtler de kendi içinde fiiliyatta bir yol tusunu da bu yaklaşım oluşturmuştur. Ayrıca bu ayrımına girmişlerdir. süreçte Kürtler ilk defa İstanbul 'da kendi kimlik- Cumhuriyet Dönemi Ve İsyanlar leri ile yasal olarak örgütlenmişlerdir. Mehmet Ali 1. Dünya Savaşı'ndan yenik çıkan Osmanlı Bedirxan, Seyit Abdul Kadir ve Şerif Paşanın da devletinin parçalanması karşısında, Kemalistlerin içerisinde yer aldığı kişiler tarafından, Kürt Teavün başlattıkları ulusalcı hareket karşısındaki izlenen ve Terakki Cemiyeti kurulmuş ve aynı isimi taşıyan tutum burada bir yayın organı çıkarılmıştır. Kemalistlerin yanında tutum belirlemeyi tercih belirleyici olmuştur. Kürtler II. Meşrutiyetin kısa sürmesi beraberinde etseler de kendi kimlikleri ile varlıklarının diğer cemiyetler gibi, Kürt Teavün ve Terakki gözetilmesinden vazgeçmemişlerdir. 1919'da pat- Cemiyetinin de kapatılmasına neden olmuştur. lak veren Koçgiri İsyanı bunun somut bir ifadesi Buna rağmen Kürtler değişik isimler altında anlamına gelmiştir. örgütlenmelerini sürdürmüşlerdir.1909'da Amed 'te Peyman ismiyle bir gazete çıkarılırken 1912 'de Hêvi ismiyle gençlik örgütlemeleri içine girilmiş ve bu örgütlemeye bağlı Roji Kürt adıyla bir yayın organı çıkarılabilmiştir. 1912 'de başlayan Balkan Savaşı Osmanlı için bir dönemeci oluştururken, aynı şekilde o süreçteki kendi isimleri ile örgütlenen Kürtler için de Kürtlüklerini bir yana bıraktıkları bir süreç olmuştur. Osmanlı kimliği altında Balkan Savaşı'na katılmayı tercih Koçgiri İsyanı Alevi Kürtlerin yoğunlukta etmişlerdir.1914'te başlayan 1. Dünya Savaşı, bulunduğu Sivas ve Dersim Kürtlerin Balkan Savaşı'ndaki tutumlarının devam Refahiye) arasında kalan bölgede gerçekleşmiştir. ettiği bir dönem olmuştur. Türkler kadar Kürtler de Koçgiri bölgesinin diğer bölgelerden ayrılan bu savaşta yer almışlardır. özeliği, tarihte Kürt Mirlik ve Beylikleri arasında (Ümraniye ve 1. Dünya Savaşında Osmanlı İmparator- yaşanan çelişki ve çatışmanın burada yaşanma- luğu'nun yenilmesi ve Sevr Antlaşması, eski ması, Hıristiyan- Ermeni tehlikesine karşı kul- Osmanlı egemenliği altında kalan halklar için, yeni lanılan Din propagandasının etkili olmaması ve bir süreci başlatmış olsa da, Kürtler açısından önce- Kürdistan fikrinin burada canlı olmasında yatar. Bu ki dönemin farklı biçimlerde sürdürülmesinden öte İsyan kendiliğinden değil, belli bir program bir anlama gelmemiştir. Oluşturdukları kimi çerçevesinde başlamıştır. Bu İsyanın talepleri Komünar 65 arasında; 1-) Kürt özerkliğinin, Ankara tarafından Osmanlının dağılmasından sonra yeniden kabulü,2-) Elazığ, Malatya, Sivas ve Erzincan bir canlanma içine giren Kürt kimlikli eğilimler cezaevlerinde bulunan Kürt mahkumlarının serbest arasına giren bu farklılıklar kendisini göstermekte- bırakılması, 3-) Kürt çoğunluğunun yaşadığı yer- dir. lerde görev yapan Türklerin geri çağrılması, 4-) yaşanırken, Azadi Cemiyeti'nin faaliyetlerinde bu Türk kuvvetlerinin Koçgiri bölgesinden geri çekilmesi bulunmaktadır. Ayrıca İsyanın daha da gerçek açığa çıkmaktadır. Koçgiri İsyanı'nda ve Azadi Cemiyeti'nin örgütlenmesinde Kürt kim- gelişmesi ile birlikte Bağımsız Kürdistan'nın kab- liğinde ısrar eden yaklaşımlar, Kürdistan'a taşınma ulü de Ankara'dan istenen talepler talepler arasına ve orada örgütlenme ve mücadeleyi öngörürken; katılmıştır. Kürt egemen sınıfına dayalı ve onların temsilini Koçgiri İsyanı, Kemalist hareketin Koçgiri İsyanında, bu somut olarak öngören Kürt kimlikli yaklaşım daha çok İstanbul'- Dağılan da kalmayı ve yapılandırılmaya başlanan yeni Osmanlı toprakları üzerinde, Kürt kimliği ile yaşa- Türk devleti ile bütünleşmeyi kendi çıkarına uygun mak hedeflenmiştir. bu İsyana Kürt Teali ve görmüşlerdir. başarısından önce gerçekleşmiştir. Terakki Cemiyetinin kurucuları arasında yer alan, Koçgiri İsyanı'nın örgütlendirilmesi gibi, Ali Şan Bey ve Nuri Dersimi gibi şahsiyetler Azadı Cemiyeti de kendisinin öncülük edeceği bir öncülük etmişlerdir. İsyan daha sonra Kürdistan'ın isyanı öngörmüş ve bunu örgütlendirme çabası bütününe yansıyamamış ve bölgesel düzeyde içerisine girmiştir. Beytülşebap'ta erken bir kalkış- kalarak bastırılmıştır. ma içerisine girmişlerdir. Azadi cemiyetinin bir- Aslında Koçgiri İsyanına öncülük eden, leşimi değişik kesimlerden oluşmaktadır. Osmanlı Ali Şan Bey ve Nuri Dersimi özgünlüğünden yola bürokrasi ve devlet yapısı ile geçmişte ilişki içinde çıkarak, İstanbul da ortaya çıkan Kürt kimlikli kişi olanlarla birlikte, onunla bütünleşmeyenler de bu ve hareketlerin arayışlarını da tespit etmek olası hareket içerisinde yer almışlardır. Kürtlerin içinde görülmektedir. II. Meşrutiyet döneminde İstanbul'- Amed'de yaşayan Cemil Paşazade örneğinde da Kürtler Teavün ve Terakki adıyla örgütlenir- görüldüğü gibi bilinen aileler ise bu harekete uzak lerken, oluşan bu yapılanma içerisinde her ne kalmaya çalışmışlardır. Azadi Cemiyeti deşifre kadar Kürt Aşiret reislerinin çocukları ve bilinen olup öncüleri yakalanınca cemiyetinin öncülüğünü Aşiretlere mensup kişiler yer almış olsalar da, bun- daha geri planda kalanlar üstlenmişlerdir. Şeyh larla birlikte İstanbul 'da bulunan sosyal olarak Sait te bunlar arasında bulunmaktadır. Daha sonra farklı sınıf ve kategorilere mensup Kürtler de yer Piran' da ortaya konan provakasyonla Kürtlerin almışlardır. Mutki'li Halil Hayali bunlar arasında zamanından önce plansız bir şekilde harekete bulunmaktadır. Mutki'li Halil Hayali'nin değişik geçmesi sağlanmıştır1925'te Genç, Palu, Hani böl- toplumsal kesimlerden gelen Kürt çocuklarına, geleri içerisinde kalan ve Şeyh Sait İsyanı olarak Kürtlük bilincini verme çabaları bilinmektedir. tarihe geçen bu isyan kısa sürede bastırılmıştır. Hatta o süreçte kurulan Kürtçe Eğitimi Yayma Şeyh Sait İsyanı'nın bastırılması sadece Cemiyeti'nin İstanbul'da 30.000 Kürt çocuğuna Kürtlere yönelik başlatılan baskıları değil, aynı hizmet vermeyi hedefleyen bir çalışmayı ön zamanda başarıya ulaşan Türk Kemalist ulusal görmesi de, II. Meşrutiyetten sonra gelişen, Kürt hareketinin siyasal bir organizasyon ve devlet kimlikli eğilimlerin içerdiği farklı toplumsal kes- olarak o süreçle birlikte yöneliminin ne olacağını imlerin varlığına işaret etmiş olmaktadır. da ortaya koymuştur. Bu anlamda Şeyh Sait Komünar 66 isyanı'nın bastırılması Kürtlere soykırım ve asimi- sonra Türkiye ve İran'ın yanında Suriye ve Irak lasyon, Türk siyasal yapılanmasına da otokratik bir gibi yeni devletlerin oluşması, Kürdistan'ın Güney şekillenme olarak damgasını vurmuştur. ve Güneybatı parçalarının bu devletlerin sınırları Böylece, "tek ulus, tek Pazar" yaratma içersinde kalması, Türkler ve İranlıların yanında, doğrultusunda "tek şef, tek parti" rejimine geçilmiş İngiltere ve Fransa'nın bölgede müdahil güçler "Takriri Müfettişlikleri," "İstiklal Mahkemeleri" kurulmuş, arasına girmeleri, Ortadoğu'da yeni güç ilişkileri ve dengelerinin oluşmasına neden olmuştur. En "Tedip ve tenkil" uygulamalarının önü açılmış, önemlisi de bağımsızlık mücadeleleri yeni başlay- çıkartılan " Tekke ve Zaviyelerin" kapatılması acak olan mazlum halklar için yeni örgütlenme, kararlarıyla, dinlerin ve mezheplerin ibadet savaş strateji ve taktiklerinin geliştirilmesi etmelerine bile konulan yasaklama ve sınırlamalar- olanağını yaratmıştır. Tüm bunlar Hoybun la, Türkiye tamamen kapalı, otokratik bir sistemle cemiyetinin oluşumunda elverişli konjoktürel yönetilmeye başlanmıştır. koşulları oluşturmuştur. Sükun" yasalarıyla "Bölge bastırılması, Azadi Hoybun'un var olan bu kojoktürel koşulları Cemiyeti'nin yöneticilerinin tutuklanması ve Şeyh değerlendirip, kendisi için ne kadar bir dayanak ve Sait isyanın bastırılmasından sonra Türk devletinin alt yapı haline getirdiği tartışmalıdır. Buna rağmen Kürdistan politikası uygulanmaya devam etmiş ve önemli sayılacak adımların da sahibi olmuştur. Koçgiri isyanın Kürdistan tamamıyla Türk uluslaşmasının gerçek- Hoybun, merkezini Halep'e taşıyarak Kuzey leşme alanı olarak görülmüştür. Askeri, ekonomik, Kürdistan'da bir ayaklanmayı ön görmüş, en elver- kültürel ve siyasal boyutlarıyla da buna hız işli alan olarak gördüğü Ağrı'da gerilla taktiklerini kazandırılmıştır. Türkiye devlet sınırlar içersinde kalan, esas alarak, isyanı başlatma kararını almıştır. İsyanın komutasını İhsan Nuri üstlenmiştir. 1928'te orta, kuzey ve batı Kürdistan'da Türk egemen- Ağrı'da başlayan isyan, bir Kürt Hükümetinin lerinin bu soykırımcı, asimilasyoncu politikaları kurulmasını hedeflemiş, belirli bir eğitim almış sürerken, Kürtlerin karşı koyuşu da devam güce dayalı askeri bir harekatı başlatmayı öngör- etmiştir. Yurt dışına çıkmak zorunda bırakılan ve müştür. Türk birliklerine önemli kayıplar verdirt- daha çok da Ortadoğu ülkelerine giden( Tebriz, ilmiş, Ağrı ve bölgesinde belli bir dönem etkili Lübnan, Kahire, Tahran vb.) Kürt aydınları olunması sağlamıştır. Ancak daha sonra aralarında ilişkilenmelerini sürdürmüşlerdir. Ve yapılan anlaşma çerçevesinde Türk askerlerinin 1927'da Beyrut'ta Hoybun ( Bağımsızlık) adıyla geçişine izin vermesiyle birlikte gerçekleşen kuşat- örgütlenmişlerdir. ma harekatı ile isyan bastırlmıştır. İsyanın bastırıl- İranla Hoybun önceki Kürt kimlikli örgütlen- masından sonra da Hoybun varlığını sürdürmüş, melere oranla daha geniş bir yelpazede örgütlenme 1942'de Doğu Kürdistan'da kurulan Komala ve öngörüye sahip olmuştur. Konjoktürel durum da örgütüne katılarak varlığını sona erdirmiştir. bunun için gerekli koşuları yaratmıştır.1917'de Komala örgütlemesi her ne kadar Doğu Rusya da gerçekleşen devrim ezilen halklar için Kürdistan'da kurulmuş olsa da daha sonra Kuzey umut ışığı olurken, Batılı devletler içinde Wilson ve Güney Kürdistan da katılımlar gerçekleşmiştir. prensiplerinde de dile geldiği gibi, Ulusların Kendi Doğu, Güney ve Kuzey Kürtlerinin katılımlarının Kaderlerini Tayin Hakkı ilkesine kayıtsız kalmama sağlandığı Dalamper dağlarında bir toplantının gibi bir sonuç yaratmıştır. I. Dünya Savaşı'ndan yapılması bile söz konusu olabilmiştir. Komünar 67 Koçgiri ve Ağrı İsyanlarının bağımsızlıkçı ulusal özelikleri bu her iki İsyanın ortak yönlerini ilan edilen olağanüstü hal ise, 1948'de kaldırılmıştır. oluştururken, Şeyh Sait İsyanı ve daha sonra Dersim İsyanının bastırılması Kuzey gerçekleşmiş olan Dersim İsyanlarından farklılık- Kürdistan'da bir dönemin kapanması ve yeni bir larını ortaya koymaktadır. Her ne kadar Şeyh Sait dönemin başlaması anlamına da gelmiştir. İsyanın bastırılmasından sonra idam sehpasına Cumhuriyetin ilanıyla birlikte Türkiye devlet sınır- çıkarılan Kürt şahsiyetleri, kimlikleri ile birlikte, ları içerisinde kalan toprakları askeri olarak işgal Kürdistan ideallerini ortaya koymuş olsalar da, bu etmiştir. Dersimde bastırılan isyan ise bunun son farklılık öz itibariyle varlığını korumuştur. halkası olmuştur. Ağrı isyanının bastırılmasından sonra Dersim İsyanı'nın da önceki isyanlarla 1934 yıllında çıkan 2510 sayılı kanunla Türkiye 1- hem benzer, hem ortak yönleri bulunmaktadır. )Yoğun bir biçimde Türk kültürüne sahip, 2-)Türk kültürüne sahip olmayan nüfusa Türk dili ve Ortak yönleri isyanların bölgelerle sınırlı kalması, ülke ve halk bütünlüğünü temsil edememeleri ve kültürünün benimsetileceği, 3-) Boşaltılacak olan haklı gerekçelere dayanmış olmalarıdır. Ayrılan alanlar bölgeye yönleri ise Koçgiri ve Ağrı İsyanlarında olan pro- ayrıştırılmıştır. Ve ardından da 1936 yılında gramlı ve bağımsızlıkçı karekterin Şeyh Sait ve Dersimde olağanüstü hal ilan edilmiştir. Dersim İsyanlarında olmaması, Kürtlük temaları başta olmak üzere üç Amaç bahsi geçen bu yasanın pratikleştirilmesi için Dersim'in kontrol altına alınması ve her olsa da böyle bir özeliğin İsyanların başlayışına gerekçe oluşturmamış olmalarıdır. yönüyle denetimin sağlanmasıdır. 1876'dan beri on Dersimde bastırılan İsyan, aynı zamanda bir sefer düzenlenmesine rağmen bir türlü girile- askeri işgalin kültürel ve ekonomik işgal ile meyen Dersim'in işgal edilmesidir. tamamlanmasının önünün açılması anlamına 1936'da olağanüstü halin ilanıyla birlikte Dersim gelmiştir. Artık Kuzey Kürdistan Türk devletinin kuşatılmış ve her türlü giriş -çıkışa yasaklanmıştır. kontrolü altına girmiş, buralarda Türk uluslaş- Dersim'de isyan, önceden gerçekleşen bir masının geliştirilmesi önünde hiçbir engel planlama doğrultusunda değil, Türk ordu birlik- kalmamıştır. Beyaz sömürgecilik olarak da lerinin yönelimleri karşısında başlamıştır. Türkiye adlandırılan kültürel sömürgeciliğin başarısı için Devleti Dersimlilerin teslim olmasını istemiştir. kapılar sonuna kadar açılmıştır. Kürtçenin yasak- Bunun karşısında ise Dersimliler bu kuşatma ve lanması, bölge yatılı okullarında çocuk sayılabilecek yönelime karşı durarak "Dersimi kendilerinin yaşlardaki Kürtlerin Türkleştirilmesi sürecine gir- yönetmelerine izin verilmesi" talebinde bulun- ilmiştir. Türklük " övünülecek, ulaşılması gereken bir hedef muşlardır. Türk devlet yetkilileri Dersimlilerin bu olarak" kabul ettirilirken "Kürtlük aşağılanmaya" başlan- taleplerini götüren elçilerini öldürerek karşılık ver- mıştır. Nasıl Cumhuriyetin kuruluşunda, hâkim parola "Ne miş ve saldırısını başlatmıştır. Mutlu Türküm Diyene" biçiminde belirlenmiş ise, beyaz Tarihinde olduğu gibi Dersimde büyük bir sömürgecilikle birlikte Kürdistan da "eğer yaşamak istiyor- direniş yaşanmış olsa da isyan sonuçta katliamla san, Türk olacaksın" parolası öne çıkarılmıştır. Böylece bastırılmıştır. Resmi rakamlara göre Kırk bin Beyaz sömürgeciliğe rolü oynatılarak ekonomik işgalle; tüm (40.000) kişi katledilmiş, köyler boşaltılmış, zenginlik kaynaklarının, insanın fizik ve beyin gücünün yaşayanlar "Mecburi İskan'a" tabi tutulmuş ve talanı dahil Kürdistan'da sömürgecilik süreci tamamlanmaya Dersim yasak bölge olarak ilan edilmiştir.1936'da çalışılmıştır. Komünar 68 G Ü NÜ MÜ Z Bİ Lİ Mİ N İN E LE ŞT İR İ Sİ Türümüzün sosyal bir varlık biçiminde gelişme göstermesiyle birlikte bilimin de temelleri atılır. İnsanlığın edinmiş olduğu ilk bilgi günümüz biliminin de tarihsel temelini oluşturur. Bilgi, diğer adıyla bilim toplumsal gelişmeyi açığa çıkardığı gibi kendisi de aynı zamanda toplumsal etkinliklerin bir sonucu olarak gelişir. Bu anlamda bilim çıkışı itibarı ile toplumun demokratik ve kollektif çabasının bir sonucudur. değişiyor ne yapılabilinir ki, bize de bu gelişmelere ayak uydurmak düşer" biçimindeki söylem ve yaklaşımlarda sözkonusu bilimciliğin zihniyet boyotunda gelişen acı yansımaları olmaktadır. Daha sağlıklı bir bakış açısıyla bakıldığında, sistem tarafından temel bir ideolojik yaklaşım olarak topluma hakim kılınmaya çalışılan bu tarz bir bilimciliğin karşısında gelişen bu tür kabullenmeci ve boyun eğmeci yaklaşımlar hiçte bilimsel bir algıla- Günümüz bilimi kozmostan kuantuma kendisiyle birlikte açığa çıkarmış olduğu muazzam gelişme düzeyi ile baş döndürücü bir niteliktedir. Bilgi ve teknik bakımından açığa çıkarmış olduğu birikimlerin yanı sıra, bilimin günümüzde egemenlerin elinde doğayı ve insanı sömürme ve tahrip etme aracına dönüşmesi, özünde demokratik ve özgürlükçü bir çizgide gelişen bilimin kendi gelişim doğasıyla da uyuşmamaktadır. Bu da gerek bilimin gelişim mantığı, gerekse kullanım tarzında bazı yanlış ve yetersizliklerin olduğunu göstermektedir.. İktidar güçleri tarafından toplumdan soyutlanarak ele alınan bilim, sanki toplumun dışında, topluma rağmen gelişebilir bir olguymuş gibi yansıtılmaktadır. Oysa böyle bir kanı sistem sahiplerinin çıkarlarını koruma, sürdürme maksadıyla geliştirdikleri büyük bir sapma ve yalandır. Nasıl ki insana rağmen felsefe gelişemez ise aynı şey bilim içinde geçerlidir. Burada yaratılmak istenen dahası yaratılan, etik dışı sorumsuz bir bilimciliktir. Günümüzde doğa ve toplum üzerinde gerçekleştirilen ve gittikçe onarılması güçleşen tahribatlar, sorumsuzca gelişen böyle bir bilimciliğin doğal sonuçları olmaktadır. Bütün bu gerçeklikler ortadayken çevremizde rastladığımız ve giderek bir anlayışa dönüşen "ya, biz ne yapalım, bilim gelişiyor dünya da bu gelişmelere denk ma ve duruşu yansıtmamaktadır. Kuşkusuz burada yapılması gereken, kabaca bilimi reddetmek veya bilimin açığa çıkardığı kazanımları dışlamak değil, daha çok bilimin ne olduğu, nasıl ve hangi temelde geliştiği, kime hizmet ettiği, daha da önemlisi neye hizmet etmesi gerektiği gibi bazı temel soruları kendimize sormamız olacaktır. Bunu gerçekleştirmek için de başta iktidar temelli gelişen günümüz bilim ve bilimciliğinden kuşku duymak gerekir. Hatırlayacağımız gibi bilimin kendisi de en büyük gelişim düzeyini kuşkuyu temel alarak yakalayabilmiştir. Bir şeyden kuşkulanmak o şeyi sorgulamanın başlangıç ilkesidir. Böyle bir yaklaşımın, bizi bilime karşıt bir pozisyona değil, aksine daha doğru bir bilimsel anlayışı geliştirmeye götüreceği açıktır. Komünar 69 Yukarıda belirttiğimiz bilimi olduğu gibi sel boyutta ise çıkarsanan öndeyişler gözlem veya kabullenme kaderci ve boyun eğmeci yaklaşım- deney sonuçlarıyla karşılaştırılarak yoklanır. ların temel bir nedeni de bilimi yeterince kavraya- Sonuç olumluysa, hipotez, açıklayıcı bir ilke veya mamaktır. Hem bir anlam karmaşasının yaşanma- kuram olarak benimsenir; değilse, yeni hipotez ması hem de doğru kavranması bakımından yön- arayışına girişilir. Bilimin izlediği bu yöntemle tem olarak bilimi izah etmekte yarar var. giderek daha kapsamlı, açıklama gücü daha yüksek Yöntem ve mantık olarak günümüz bilimi kuramlara ulaşılmaya çalışır." Doğa, evren ve insan hakkında yapılan, Bilim bitmeyen bir araştırma sürecidir. sistemli araştırma, gözlem ve deneye dayalı Bilimde hiçbir bilgi, hiçbir kuram son halini almış düşünsel etkinliklerin bütününe bilim denilmekte- değildir. Her an yeni verilere ulaşma olasılık dir. Olay ve olguların diyalektiğini, işleyiş dâhilindedir. Değişen hayat şartlarında yetersiz yasalarını anlamaya, doğruya en yakın olarak açıklamaya, kuramlaştırmaya dönük sistemli bilgi ve kalan kuramlar yerine yenilerini bulup ortaya çıkarmak, hep yeni bilgilere ulaşmak bilimde bit- düşünsel etkinlikler geliştirme bilimde temel çalış- meyen bir süreçtir. ma mantığıdır. " yöntem olarak bilim, olguları Bilimsel yöntemle bilgi elde etme üç aşamada öngörülmektedir. Birinci aşama, sorunu Bilim bitmeyen Bir araştırma sürecidir Bilimde hiçbir bilgi, hiçbir kuram Son halini almış değildir. Her an yeni verilere ulaşma Olasılık dâhilindedir doğru tanımlamadır. Her olgunun, olay ve sürecin kendi bütünselliği içinde, ilişki ve çelişkileriyle doğru çözümlenmesi, gerçeğe yakın bir tanımlamayı gerektirir. İkinci aşama, yapılan tanımlamanın, tanımlamaya ilişkin çözümlemenin, en azından uygulanagelmiş biçimiyle "tümdengelim (soyut genellemelerden somuta varma ya da genel açıklamaya yönelik bir araştırma, bir problem bir önermeden hareketle tek- tek özel durumlara çözme işlemidir. Bilimsel yöntemin asal, kendine ulaşma) ya da tümevarım (somut olandan soyut has özelliğini 'sınama -yanılma-yanılgıyı ayıklama' genellemelere ulaşma ya da özel bir durumdan diyebileceğimiz araştırma sürecinde bulmaktayız. hareketle genel önermelere varma)" yöntemiyle Bu süreçte ilk adım, problemi tanımak; ikinci doğrulanmasıdır. Sonuncu aşama ise bütün adım, probleme çözüm olasılığı taşıyan hipotez sonuçların bir tez halinde kendi somut kanıtları ile (varsayım) oluşturmak; üçüncü adım, gözlem veya birlikte rapora dönüştürülmesidir. Bu üç aşamayla deney verilerine başvurarak hipotezin doğruluk birlikte bilgi elde edilmiş olur. değerini yoklamaktır. Ancak, hipotez (açıklayıcı Bilim veya bilimsel yöntem olarak öze- ilke) oluşturmanın belli bir yolu ya da yöntemi olduğu kolayca söylenmez; buluş büyük ölçüde tlediğimiz bu kısa tanımdan da anlaşıldığı gibi olay ve olguları yorumlama ve anlama öyle kendiliğin- araştırmacının deneyimine, imge gücüne veya den gelişebilecek bir olay değildir. Bilgi edinme, ussal (akılsal) yeteneğine dayanır. Hipotezin yok- olayların özünü kavrama, düzinece hesap ve işlem lanması ise biri 'mantıksal'', diğeri 'işlemsel'' diye- yapmayı gerektirir. Ancak burada kendimize şu bileceğimiz iki boyutlu yöntemsel bir uygulamaya soruları sormak durumundayız acaba yukarıda dayanır. Mantıksal boyutta, hipotezden olgusal belirlenen sistemli işlemler olmadan veya söz yoklanmaya el veren öndeyişler çıkarsanır; işlem- konusu yöntemin dışında bilgi edinilemez mi? Komünar 70 Analitik zekâca belli bir düzeyde geliştirilen bu manın ana gövdesini teşkil etmektedir. Özellikle yöntem, hayatın bütünlüklü kavrayışını sağlamaya kapitalist uygarlığın, en genelde de devletçi-ikti- yeterli mi? Bilgi edinmede veyahut bilim yapmada darcı güçlerin nesneyi tanımada diyalektik, kul- güdülerin, duyguların, sezgilerin rolü nedir? lanımında ise pragmatik olmaları bilim-etik değer Dahası bilgi edinmede, bedenin işlevi nedir? Ve sorununu gündeme getirmiştir. Bu konuda bilimi hepsinden önemlisi de madde eksenli gelişen bir sorgulamaya yönelik yapılan ve bilimsellik değeri ölçme biçme işlemi maddi olmayan gerçekliği ne yüksek olan yorum, bilimi kullanma amacından kadar kavrayabilir? Bunlar üzerinde tartışılması kaynaklı moral ilkeden uzaklaşmış, pragmatik, gereken bazı temel sorulardır. çıkarcı, soğuk analitik zekânın toplumsal ve ekolo- İktidarcı bilimin eleştirisi jik yapıda ciddi tahribatlara yol açtığına ilişkindir. Doğru bilgi doğru eylem içindir. Bilimin Gerçekten de günümüz insanının dilinde bilim, doğuşu da bu gereksinimden doğmuştur. İnsanlar çevresine ve doğaya daha fazla hâkim olmadır. en temel gereksinimlerini doğadan karşılarlar. Günümüzde somut anlamda bilgi, en temel ser- Doğadan doğru yararlanabilmek, bir ölçüyü gerek- maye, daha fazla sömürü ve kar aracı olma işlevi- tirir ki, bu da doğal yasaların bilgisine ulaşmakla ni görmektedir. Bu durum, hiçbir çağda karşılan- mümkün olmuştur. İnsanlar, kendisini çevreleyen madık beyinsel bir tüketime yol açmaktadır. dünyayı tanımadan, nesnel yasaların bilgisine ulaş- "Beyinsel sömürü" de denilen bu tarz bir bilgi kul- madan kendi yaşamını hep eksik idame edeceklerdir. En temel gereksinimlerini karşılamak için lanım işlemi, genel insanlığa hiçbir yarar sağlama- bile, doğal yasaların bilgisi gerekmektedir. Bilim parçalayıcı bir rol oynamaktadır. Bundan hareketle yaşamın pratik üretimi, tecrübelerin aktarılması, bilgi tekelini elinde bulunduranlar, toplumun yeni yanılgıların ayıklanması yoluyla daha doğru bilgi- tanrıları olarak insanlığı biçimlendirecek ve kul- lerin elde edilmesi şeklinde sürekli bir gelişim lanmaya çalışacaklardır. Salt bilgi anlamında bil- içinde olmuştur. Bilimsel gelişmeyi sağlayan da bu imsel yapıda bu ve buna benzer biçimde tehlikeli itici güçtür. Bilim bu anlamda insanlığın en değer- yanların ortaya çıkması, haklı olarak bilimin etik li kazanımı olarak değerlendirilebilir. Ne var ki değer bağlamında ele alınmasını vazgeçilmez bilim, hem amaç ve hem de yöntem bakımından kılmıştır. Yaşanan sorunun ciddiyeti bakımından tartışma yaratan belli sonuçlara da yol vermiştir. denilebilir ki günümüz biliminin en temel sorunu, makta, doğru öğretmemekte, sürekli yıkıcı ve En genelde anlamda bilimin amacı; "genel daha fazla "bilgiye" ulaşmaktan öte (bilgi insan doğruların ve temel yasaların bilgisine ulaşmak" için her zaman gerekli olan bir ihtiyaç olsa da), şeklinde tarif edilmiştir. Bilimsel yapıda bu konu- kontrolsüz ve tehlikeli gelişmelere yol veren yan- da yaşanan bir sorunsallık, nesnel yasaların bilgi- larının etik ilkeye kavuşturulması ve düzeltilmesi sine ulaşılmaya çalışılırken, bununla neyin amaç- sorunudur. Etik değerden kastedilen şey, bilimsel landığı, yukarıda da belirtildiği üzere etikten gelişimi "geriye çekme" bağlamına oturtmak bağımsız bir bilimsel gelişimin olup olamayacağı değildir. Hele, önlemek hiç değildir. Kaldı ki temel bir tartışma konusu olmuştur. İnsan bilim ile "doğru bilgi"lenmenin kaynakları nedir sorusu, doğayı, çevresini tanıyarak, daha doğru ve bilinçli, günümüz biliminin analiz etmesi gereken en temel daha iyi ve güzel bir yaşamı yakalamayı mı, yoksa konularından biridir. Toplumsal bilinç kaynaklı daha fazla iktidar olabilme ve egemenlik aracına olmayan, yine bütünsellik içermeyen parçalı bil- dönüştürmeyi mi amaçlamıştır sorusu, bu tartış- gilenme durumu hem sorunun kaynağı ve hem de Komünar 71 süregelen bilim çevrelerinin de en temel handikabı bu anlamda neden bir sorgulanmaya tabi tutulduğu olmuştur. Bununla bağlantılı olarak ortaya çıkan anlaşılırdır. sorun, insanlığın zihniyet yapısında yaşanan Belirtilen çıkmazlarıyla insanlığın sorun- parçalı zihniyet durumudur.19. ve 20. yüzyıl bilim- larına din kadar bile çözümler getirmeyen iktidar- inin bir yöntem sorunu olarak ele aldığı olguları bilme tarzından kaynaklı bilimin sorgulanması daha fazla parçalara ayırarak tanımlama yaklaşımı, gerektiğini belirten Réber Apo"Madem bilim bu kadar gelişmişse, neden bu kadar çılgınlık? İktidar bilme perspektifinin Hizmetinden kurtarılamayan Bir bilim Toplumların, halkların dolayısıyla İnsanlığın hiçbir sorununa Çözüm üretmeyecektir Yalnız 20. yüzyılın kanlı bilânçosunu tüm insanlık tarihiyle karşılaştırırsak, kat be kat üstün olduğu bilinen bir husustur. Demek ki bilimsel yapıda da çok ciddi yetersizlikler ve yanlışlıklar vardır. Yanlışlıklar bilimin tespitlerinde olmayabilir; yönetim ve kullanım tarzında olabilir. Ama bu bilimi ve bilim adamlarını, kurumlarını epistemolojik (bilgi bilimi) alanda bir bölünmeyi sorumluluktan kurtaramaz. getirmiştir. Bu bölünme, insan zihniyet yapısında Kanaatim olarak mevcut bilim adamları olgulara bütünsel bakmaktan uzak, "tekil olgusal- ve lık" sanki bir "varlık" ve "oluş" biçimiymiş gibi bir bakış açısına neden olmuştur. Bunun yaşama yan- Mezopotamya'nın ilk krallıklarındaki rahiplerin bağımlılık konumlarından hem ahlak hem de sıması, en kabasından bir bireyciliği ve toplumsal inanç açısından daha geri ve sorumsuz gibi dur- değerler dizisinden kopuşu getirmiştir. Bundan maktadır. Firavun ve Nemrut kral soylarına ötürü oluşan bu zihniyet yapısı, kendinden öte başkaldıran İbrahim'i gelenekli dinler ve hiçbir şeyi düşünmemekte, karşısında kendisini peygamberleri, ahlaken ve inanç itibariyle insan- sorumlu ve bağlı görmesi gereken hiçbir moral- lığın gelişiminde büyük rol oynadılar. Bu rol değer ilke tanımamaktadır. Bu, insanın olabilecek rahip geleneğinin olumlu yönüdür. İktidarın en tehlikeli konumudur. Buna "bilimsellik" ya da emrindeki bilim adamlarının yaptığı ise, iktidar bilimsel yöntem adına yol verilmesi, bilimin en çılgınlarının eline sürekli imha araçları vermesi tehlikeli bir tarzda iktidarın hizmetine sunulmasın- ve en son insanlığın başına atomu patlatmasıdır. dan kaynaklanmıştır. Bu anlamda en öncelikli bir Demek ki bilim-iktidar ilişkisinde vahim bir yan- sorun, bilimin iktidar tekelinden çıkarılması lışlık vardır. Bilimi bir toplum ürünü olarak, en sorunudur. perspektifinin değerli kazanım olarak değerlendirebiliriz. Ama hizmetinden kurtarılamayan bir bilim toplumların, bunca felaketlere yol açmasını ise asla izah ede- halkların, dolayısıyla insanlığın hiçbir sorununa meyiz. Dolayısıyla bilim adamı ve kurumlarını bu çözüm üretmeyecektir. İstenildiği kadar gen hari- yönüyle kabul ve hatta affedemeyiz. Bu öncelikli tası çözümlensin, kuantum dünyasına girilsin, çelişkinin izahını bulmadıkça, sosyoloji ve tüm sosyoloji analizleri yapılsın, yeni bilimsel anali- diğer bilimleri neden sorgulamamız gerektiği zlere ulaşılsın bundan daha fazla iktidar güçleri ve anlaşılır bir husustur. İktidar bilme kurumlarının konumu, Mısır ve sermaye tekelleri yararlanacaksa ve onları daha da Aşırı parçalara bölme hastalığı, Batı bil- güçlendirecekse, böyle bir bilimin genel insanlığa imciliğinin olgu bütünlüğünü yitirmek özelliğin- pek bir yararı dokunmayacaktır. Süregelen bilimin den kaynaklanır. Bilimsel olarak da gerçeğin Komünar 72 kavranmasını önemli oranda zorlayan bu yak- niyetle -daha doğrusu parçalanmış zihniyetle- laşımı kullanırken, bütünselliği gözardı etmemek bakmaktır. Çünkü gerçeği katleder. Çağın, sis- çok önemlidir. temin hastalığı budur. Örneğin en çok bilimsel Batılı çağdaş rahipler -edebiyat, felsefe, niteliklere göre bakış, cehaletin en sinsi bir biçi- bilim, çeşitli sanat dallarında çalışanlar- bir mi olarak görülmelidir. Ruhsallığı olmayan, duy- olgunun, olay ve sürecin bütünselliğini parçala- gusal zekâsını yitirmiş bir bilimcilik- ki, bilimcilik yarak incelerler. Kadavra konumuna indirgenmeden inceleme ve araştırmanın mümkün aynı zamanda kontrolsüz analitik zekâdır- her tür tehlikeye açıktır. Bir nevi söylem kanseridir. olmadığına inanırlar. Bu bana hep Sümer rahip- Sorun çok bilmek değildir; bilmeye göre lerinin gökteki yıldız hareketlerinden insanın yaşamaktır. Bilmeyi tüm boyutlarıyla -bilim, kaderini çözme yöntemini hatırlatır. Birisi ne felsefe, sanat- bütünsellik içinde toplumun zih- kadar bilimsel, diğeri ne kadar mitolojik olsa da, niyet hali olarak sürdürmek, toplumsal var bence sonuç aynıdır. Hatta çağdaş rahiplerimizin oluşun özüdür. Çağımızın yıktığı gerçeklik budur. daha aşağılık olduğu kanısındayım. Madem o Bilim bu nedenle muazzam yıkıcıdır. Örneğin kadar kılı kırk yarmayı biliyorsun, neden tüm nükleer yıkıcılık bir gerçeğin sembolik ifadesidir. yüzyılları kat be kat aşan 20. yüzyıl fiziki ve İnsanın kendisine karşı atom bombasını gerçek- anlamsal imhasına doğru bir anlam vermiyor- leştirmek yamyamlıktan daha az vahşi eylem sun? Neden sonuç alıcı bir çözüm sunmuyorsun? değildir." biçiminde ele alarak insanlığın sorun- Bütünlüğü içinde bakılmayan hiçbir olgu, olay ve çözüm diyalektiğinde bilimin eleştirisi kadar süreç doğru tanımlanamaz. Sınırsız parçalara olması gereken doğru yaklaşımı da ortaya koy- ayırarak çözümleme, gerçeği büyük oranda göz- maktadır. den kaçırır; öğretmez, sağlıklı öğrenmeyi engeller. İnsanlığın oluşum tarzı, özünü Bağlantılı olarak süregelen bilime yöneltilen temel eleştirilerden biri de cinsiyetçilik değiştirmeden sürdürme durumundadır. eleştirisidir. Haklı olarak "bilim bilimdir, bilimin Batı kapitalist sistemi fazlasıyla parçala- cinsiyeti olamaz" şeklinde bir itiraz da gelişebilir. ma ve değiştirme yöntemiyle oluşum tarzını boz- Bu, olması gereken bir bilimdir. Peki ya olan muştur. Sistemin bir kriz toplumu olması bu nedir? Oluşa gelmiş tarzıyla bilimin hangi per- nedenledir. Sanat, felsefe, bilim insanın zihniyet spektiften hareketle yapıldığı daha yakından ince- durumunu belirler. Zihniyet veya ruhsallık lendiğinde, cinsiyetçilik eleştirisinin yabana atılır parçalanamaz. Parçalanma öldürür. Batıda bir yanının olmadığı görülecektir. Haliyle bu iti- insanın bu tarz öldürülmesi egemendir ve tüm razın pek bir anlamı kalmayacaktır. Bir bilim ki, dünyaya da yaydırılmaktadır. İnsan bilgeliğinin toplumsal yapının en eksi kutbuna itilen bir cins en önemli yönü bu bütünlüğü temsil etmesidir. olarak kadının, kendisini bu bilimde göremeye- Peygamberlik daha kutsallık kazanmış bilgeliktir. cekse, doğal yaşam rolünü ve duygusal zekâsını Zorlukları bütünsel yaklaşım güçlerinden gelir. yansıtamayacaksa, kurtuluş sorunlarına bir çözüm Bilim, felsefe ve sanatı özümsememiş her toplum- perspektifi bulamayacaksa, bu bilim cinsiyetçi bir sal kurum ve temsili oluşum gerçeğini tahrip bilimdir. Tarihin en eski bir çelişkisi ve sorunu eder. Sonuç olarak her tür sapıklık, bütünsel olarak değerlendirilen kadın cinsinin ezilmişlik anlayışın verilmemesinden kaynaklanır. En sorunu, gelişen sosyolojinin pek fazla bir ilgi tehlikeli cehalet; olgu, olay ve süreçlere tekli zih- alanını oluşturmaması, hatta toplumun temel bir Komünar 73 sorunu olarak çözüm önermelerini ortaya koyma- değişmez bilgi yerine "sürekli gelişen ve derin- ması, bilimsel yapıda gelişen cinsiyetçi bakış leşen bilgi" yaklaşımı yeni bilimsel yöntemin açısının bir sonucu olarak değerlendirilebilir. doğası gereğidir. Eskinin tanrısallaştırılan bilim Günümüzde bilimin en temel sorunların- anlayışı, sömürücü sistemin toplumsal hayat dan biri de, tanımlanış biçimi ve bilim adına day- üzerindeki egemenliğinde de mutlaklaştırıcı bir rol atılan klasik bilim mantığıdır. Klasik bilim mantığınca bilimsel bilgi, yüzde yüz doğruluğu olan, oynamıştır. Bu değerlendirmelerden de anlaşılacağı gibi bilim, sadece kesinliği olan bir bilgi veya kanıtlanmış tanıma olayların anlaşılması noktasında kullanılan bir uymayan, diğer bilme tarz ve süreçleri ise boş ve yöntem olmanın ötesinde toplumsal hayatı- olum- bilgidir. İnsanlığın bu lu hiçbir bilimsel değeri olmayan veya olumsuz- belirleyebilecek bilmeler bir bir olgudur. Burada sorgu- atılmıştır. lamayı gerektiren asıl bilgiyi, nokta yöntemin ken- pratikle doğrulanmış disinden çok yöntemi ve deneyle ispatlanmış oluşturan bilgi ile sınırlı sayma lendiren temel anlayış anlayışı, doğru bir yak- olmaktadır. olarak görülüp kenara Bilimsel laşım değildir. Bilme ve Sahip insanın bütün duyu- yön- olduğu- muz imkân ve başvur- larının ortaklığı ile açığa çıkan anlamsallık duğumuz bilimsel yöntemler evrenin belli yön- düzeyidir. Bilimsel bilgiyi, bu anlamsal bütünlük- leriyle açıklanmasını ve hayatın birçok yönüyle ten soyutlayarak elde etme yaklaşımı yukarıda da kavranabilmesini sağlayabilir. Ki bu konuda çok belirtildiği üzere ciddi yetersizlikler içerecektir. Bu önemli mesafelerde katedilmiştir. paralelde gelişecek olan bir bilimin çok daha rahat şeyiyle evreni ve insanı açıklayabilme gücüne insanın duygu dünyasından kopacağı açıktır. sahip olduğu da söylenemez. Mesela, ruh ve anlam Nihayetinde günümüz biliminin şahsında yaşanan- olgusu sözkonusu olduğunda bilimde tam bir da budur. Bilim adına bilgiye dönük yapılan bu tıkanma ve çaresizlik belirmektedir. tanım Önderlik deyimiyle bilgiyi parçalar. Parçalı Bu durum, bilimin eskisi gibi, salt materyalist veya bilgi üzerinde gelişecek bir bilincinde parçalı kaba maddeci bir anlayış ile daha fazla ilerleye- gelişmesi kaçınılmazdır. meyeceğini ortaya koymaktadır. Ancak her Bilmeyi parçalayan bu anlayış, bilimin Geçmişte bilim insanları, ruh ve anlam felsefesini yapan Rene Descartes tarafından Olayların tam bir kesinlik olgularını "bizi ilgilendirmez bu metafizikçilerin işidir" diyerek bilimi, doğanın bu yönünden tama- içerisinde anlaşılmasını hedefleyen Dekart, bunun men soyutlamaları günümüz biliminin en zayıf da ancak kesin ve doğruluğu kanılanmış bilgiye yanını teşkil etmektedir. savunulmuştur. ulaşmakla mümkün olabileceğini savunmuştur. Ruhsuz ve duygusuz, dolayısıyla mekanik Oysa bilimin her hangi verili bir dönemde açıklığa olan bir madde anlayışı ile doğa, insan ve evren kavuşturduğu bilgi, mutlak ve değişmez değildir. olgularının bütünlük içerisinde, doğru anlaşıla- Bilgi, doğası gereği görecelidir. Bu yüzden kesin, mayacağı gerçeği kuantum fiziği felsefesince de Komünar 74 paylaşılmaktadır. Bu gerçeklik başta Réber APO masının da yolu olacaktır. Bu tarz bir bilim olmak üzere artık birçok bilim insanı tarafında da toplumu yanıltmanın bir aracı değil, toplumları sıkça dile getirilmektedir. İktidar temelli bilimin aydınlatmanın gerçek bir ışık kaynağı olacaktır. felsefesi, mantığı, amacı ve kullanılış şekline Toplumsal olgu, toplumsal düzeyde gerek maddi dönük yapılan bu yorumlar bilimi dışlama biçi- gerekse duygu ve düşünce dünyası itibarı ile sahip minde anlaşılmamalıdır. Burada hedeflenen hayatı olduğu ruhsal atmosferi bir bütünlük içerisinde ele kavramada daha yetkin ve amacına uygun olarak alınmadığı sürece tahrip edilecektir. gelişen yeni bir bilimsel perspektife ulaşmadır. Bilim kuramının yetersiz kaldığı alanların Klasik tarzdaki bir bilgi veya bilim tanımı haklı olarak belli bazı soruları akla getirmektedir. Bizim deney ve gözleme dayanmayan doğamız Bilim insan kaynaklı bir olaydır İnsanın sınırlılıklarını kapsadığı gibi Yanlışlıklarını da kapsayabilir Tam bilim, mutlak bilim yoktur acaba bilimsel değil midir? Biz bu bilimin neresindeyiz veya bilim bizim insani doğamızı ne kadar karşılayabiliyor? Daha da genelleştirecek olursak, bunca yaşananlar deney ve gözlem ile ölçülüp ispatlanmadıkça bilimde yer bulamayacak eleştirisi, "tanrısal doğruların" eleştirisi olarak mı? Acaba bilim bütün olan bitenleri bir den- nitelendirilemez. Çünkü bilim insan kaynaklı bir klemde buluşturabilir mi? Ve daha birçok soru olaydır. İnsanın sınırlılıklarını kapsadığı gibi yanlışlıklarını da kapsayabilir. Tam bilim, mutlak sorulabilir. bilim yoktur. "Bilimlerin tarihi, yanılgının ilerleti- toplumsal hayatta bilimsel öğeler mevcuttu en ci dıştalanmasının tarihidir, yani yanılgının yerini basitinden bilince çıkarılmış bir ana-çocuk ilişk- başka yeni bir yanılgının, ama gittikçe daha az isinde bile birçok bilimsel öğe söz konusudur. saçma olan bir yanılgının almasının tarihidir." der Duygu kökenli gelişen, ana-çocuk ilişkisinin bil- Engels. O halde bilim eleştiri yöntemi ile temel imsel bir ilişki ve gelişme olmadığı savunulabilir yanlışlıkları düzeltecek ve kendi gelişim rotasını mi? Ve daha birçok soru sorularak cevap aranabilir. sürdürecektir. Yetersizliklerine rağmen yinede Bütün bunlar bir araya getirildiğinde insanın bilim, insanlığın en temel aydınlanma kaynağıdır. toplumsal doğasının bilim yoluyla param parça Nasıl ki tarihte yanlış olan bakış açıları bilimsel edildiği bu sistem karşısında, bilimin toplumun yöntem sayesinde aşıldıysa, bundan böyle de demokratik-kominal özüne uygun olarak ele alı- insanlık, bilimsel yöntem ile aydınlanacak ve narak yorumlanması ve toplumsal özgürlüğü kendi sorunlarını aşacaktır. Eğer insan doğadaki geliştiren gerçek niteliğine kavuşturulması acil bir diğer türler arasında kendi türünün gücünü kanıt- ihtiyaç olarak karşımıza çıkmaktadır. Bir yöntem olarak bilim gelişmeden önce ladıysa, bunu, düşünsel etkinlik, akıl ve bilgi Yine bilginin iktidarından bahsedilir. Toplum ve gücüne, yani bilimsel yönteme borçludur. Bu doğa karşısında iktidarı hedefleyen anlayışlar bilgiyi en anlamda bilimi, insanlığın en kayda değer bir tehlikeli bir iktidar aracı haline getirirken, bu anlayışlardan kazanımı olarak görmek önemlidir. İnsan, bilimi uzak bir bilgi yaklaşımı toplumsal hayatın özgür gelişi- türünün üyeleri ve tabiatın ötekileri üzerinde bir minde büyük bir rol oynayacaktır. egemenlik aracı olarak değil, onlarla daha anlamlı Abdullah ÖCALAN bir yaşamı paylaşabilmenin ayrıcalığı olarak görm- Sosyal Bilimler Akademisi eye başladığında, bu, kendi gerçek aydınlan- Komünar 75 A LT T O P L U M YA D A E G E M E N S I N I F L A R A G Ö R E TOPLUM damgasını vurur. Dolayısıyla var olan toplumsal İnsanın kendi bilincine vararak emeğiyle karakter ve bilinç, oluşan yeni yasalara ve yaratım- yarattığı toplumsallığı doğa yasalarıyla tamamen lara da damgasını vurur. Ancak her yenilik toplum- uyumlu ve ekolojiktir. Bu yüzden insanlığın bu ilk sal gelişmede olumlu şeyleri ifade etmeyebilir. toplumsallaşmasına doğal toplum denilmektedir. Önderliğin "değişim vardır geliştirir, değişim Bu toplumsallık ana kadın etrafında gelişir ve vardır bitirir" tespiti de bunu ifade eder. Reel herkes gücü oranında katıldığından demokratik- sosyalizm örneğinde yaşanan değişim bu yasanın komünal bir nitelik taşır. Önderliğin "karşı devrim" pratik ifadesidir. Toplumsal gelişmelerde ortaya dediği hiyerarşik, devletçi ve sınıfçı toplumun çıkan her yeni durumun olumlu ya da olumsuz mu oluşup derinlik ve genişlik kazanmasıyla doğal olduğunu, ilerici ve geliştirici mi, yoksa geriletici toplum olarak ifadelendirilen ekolojik toplumun mi olduğunu belirleyen yasa ise, toplumsallığın adım adım geriletilmesi, günümüze kadar devam ana kuruluş yasası olan komünalite ve demokratik- ederek gelen en temel toplumsal çelişkilerden lik ile ölçülmelidir. Çünkü bu yasa insansal biridir. Bu çelişkinin sonucunda toplum sosyal varoluşun temel yasası, olmazsa olmazıdır. tabakalara, ekonomik ve kültürel gruplara Toplumsal gelişmelerin sokulduğu rota ve bölünerek adeta parçalanmış; din ve ideolojik fark- aldığı karakter yeni bir aşamayı ifade eder. MÖ lılıkların körüklenmesi bu parçalanmayı daha da 6000-4000 yıları arasında başlayan hiyerarşik derinleştirmiştir. İktidar kurumlarını denetiminde bulunduran egemen azınlık genel anlamda üst yapılanmanın erkek zihniyetiyle sürekli bir değişi- toplumu ifade ederken, bunun dışında kalan, ve devletleşmeye açık yapısı toplumsallığın temel emeğiyle geçinen, emeği sömürülen, ezilen, baskı yasalarından bir kopuşu, bir sapmayı ifade eder. altına alınan geniş toplumsal kesimler de en genel Toplumun doğayla uyumu bozulur, eşitlikçi ve anlamıyla alt toplumu oluştururlar. komünal değerler aşılır ve toplumsal bölünmenin mi yaratması; bu hiyerarşik yapının sınıflaşmaya Her maddi olguda olduğu gibi toplumsal- alt yapısını oluşturur. Bu gelişme giderek devlete laşmanın özünü belirleyen yasaları vardır. Bu evrilir. Önderlik devletin oluşumunu şöyle ifade yasalar, insanın toplumsallaşma diyalektiğinin eder. "…Devlet kavram ve çerçeve olarak rahip özgür gelişim yasalarıdır. Toplum; İnsanın maddi tapınaklarının döl yatağında oluşurken, esas manevi tüm gelişmelerini içine alan özgün bir kurumlaştırıcı ve iktidar gücü haline getiren, hiy- realite olarak ortaya çıkar. Dolayısıyla toplum, her erarşik toplumun yaşlılar meclisiyle askeri şefin insanın içinde var olmak zorunda olduğu onsuz maiyetidir. Devlet iktidarı bu üçlü arasında edemeyeceği bir duruş olmayı da ifade eder. yoğun ve uzun süreli ilişki ve çelişkilerle belir- İnsanın toplumsallaşmayla içine girdiği bu mecra- lenir. Başlangıçta rahip-kral egemenken giderek da yaşadığı tüm gelişmeler onun bilinç ve kurum- yerini önce yaşlılar meclisine -ilkel demokrasi- sallıklarını yaratır. Bu onun dünyaya bakış açısını bırakacak, daha sonra gücün nihai belirleyici yani paradigmasını oluşturur. Kendi toplumsal- olduğu askeri şefin hakimiyeti gelişecektir.." lığının yasalarını insanın kendisi yaratır. Bu Toplumun bu yeni aşaması aynı zamanda yasaların yapılmasına o zamanın algılama düzeyi toplumun alt ve üst toplum biçiminde ayrıştırıl- Komünar 76 ması dönemidir de. En genel anlamda devletleşen yararlı bir yaklaşım, devleti kavram ve kurum ve bunun etrafında gelişen hiyerarşik, despotik, olarak alt toplum üzerinde parçalanma ve tahakkümcü toplumsallaşma; üst toplumu ifade sürekliliği olan bir olgu olarak değerlendirmek ederken, tüm bunların dışında kalan, kendi içinde tarzında olabilir." Alt toplum, devlet yaratımı ve aşırı ve dayatmasıdır. Bu yüzden üst toplum, alt toplumun demokratik ilişkilerin toplumsal yapılarında temel hafızalarını ele geçirmek, mülkleştirip hizmetine belirleyenler olarak var olan toplumsal kesimlerde koşturmak istemiş; bu istem ve amacın gerçek- alt toplumu oluşturur. leşmesi için büyük yalanların etkilediği bir gerçek- merkeziyetçi olmayan, komünal Toplumun kendi gelişim tarihinde insanın kendini yaratması kadar önemli bir gelişmesi de liği yaşamaktan tarih boyunca kendini kurtaramamıştır. devletçi toplumun ortaya çıkmasıdır. Ancak burada Devlet ya da üst toplum kendi yaşam gerçekleşen bir anlamda insanlığın ilerleyen diyalektiği gereği toplum ilişkilerin tümüne gidişatını durdurarak tersine bir yol almadır. Bu toplumsallaşmanın temel yasalarıyla çelişir ve parçalamayı dayattığından karşıtını yani alt toplumu oluşturur. Kendi çıkarlarının tehlikeye toplumsallıktan bir sapmayı ifade eder. Bu girmemesi için alt toplumu her zaman cahil, geri gelişmede toplumun çok az bir kesiminin ve güdülmesi gereken bir sürü olarak gördüğünden devletleşerek insanlık nimetlerinden haksızca pay alt toplumu sürekli örgütsüz ve dağınık bırakır. aldığı geniş bir kesiminde adeta azaplı bir yaşama mahkûm edilmesi yaşanır. Bu durum en fazla da Bunu sağlamak içinde alt topluma her türlü siyasal, kendisini üretim ve tüketimde gösterir. Üretimde toplum üst toplumun düşünsel ve fiziki baskı ve sürekli üretenlerin oluşturduğu en geniş toplum zoruna maruz kaldığı için giderek kendi öz değer- kesimi alt toplum olmasına rağmen zenginlik Örneğin lerine karşı bir yabancılaşmayı yaşar. Bu yabancılaşma Marksist teoride sınıf bakış açısına günümüzde kabaca toplumsal zenginlikten düşen dayalı yapılan insanın emeğine yabancılaşmasın- payın % 80'ni toplumun % 20'si alırken, insan nüfusunun % 80'ni toplumsal zenginliğin ancak % dan daha derin ve kapsamlı bir yabancılaşmadır. Ancak toplumsallığın özünü oluşturan komünalite 20'sini alabilmektedir. bu dayatma ve yabancılaştırmaya karşı direnir, başkalarına -üst topluma- gider. kültürel, ekonomik ve askeri şiddeti kullanır. Alt Toplumsallaşmanın doğasında alt veya üst bunlara karşı yaşamı pahasına mücadele eder. Alt toplum yoktur. Toplum parçalanmamış bir toplumun bu direnişini kırmak, kendine eklemle- bütündür. Ancak üst toplum altını bağrında taşır. mek ve yedeğine almak için her yol ve yönteme Fakat tersi doğru değildir. Alt toplum üstünü içer- başvurur. Devletçi toplumun tüm baskılarına karşı mez. Çünkü yeni olgu yoktur. Yeni bir olgu koyan insan bireyinin tarihte örnekleri çokça olmadığından bu ayrıştırma doğal değildir. Bu yaşanmış trajik sonları, bu toplumun irade göster- ayrıştırma otorite ve denetimi ele geçiren devlet mek isteyenlere ne kadar tahammül gösterebile- yaratımıdır. Önderlik bu toplumsal gelişme duru- ceğine en iyi kanıttır. Derisini yüzmek, diri diri munu ve devlet toplumsallığını şöyle izah etmekte- yakmak, idam etmek, zindana atmak ve sürgüne dir: "Devleti toplum içinde toplum veya birinci yollamak, devletçi toplumun irade gösteren toplum içinde ikinci toplum, diğer bir deyişle alt bireylere karşı uyguladığı baskıcı yöntemler toplumun üst toplumu olarak genel bir kavram- olmuştur. Toplumun üst kesimlerinin bu tip birey- laştırmaya tabi tutmak yararlı olabilir. İkinci sel duruşları toplum için tehlikeli, sapkın, barbar, Komünar 77 terörist insanlar olarak göstermeleri, yine alt sonucu oluşan yeni formlar olarak yaşamaktadır- toplumun iradesiz ve bilinçsiz kılınmış kesimlerini lar. Ortadan kalkma değil, şekil değiştirerek var buna inandırmaya çalışmaları genel bir yaklaşım olmaya devam etmektedirler."Feodal toplumda durumundadır. Baskı yöntemlerini haklı kılmayı dini, politik, askeri ve bürokrasinin bir biriyle olan da eksik etmeyen bu toplum tam bir özgür birey çıkar ilişkileri sonucu oluşan kesimlerin birliği üst düşmanı olmaktadır. toplumu, bunun dışında kalan toplumsal kesimler Bölüp parçalama, devletçi toplumun temel özeliğidir. ise bir anlamda alt toplumu oluştururlar. Bütünlüğü, tamamlayıcılığı Toplumsallığın kapitalist devlet aşamasın- ortadan kaldırır. Bu kendisini yaşatmanın temel da üst toplum ile alt toplum arasındaki farklılaşma ölçüsüdür. Parçaladıkça, böldükçe, küçülttükçe daha da derinleşmiştir. Üst toplum niceliksel daha kolay denetime alacağını, hedefleri doğrul- olarak daralırken zihinsel ve manevi olarak yarat- tusunda kullanacağını bilir. Yarattığı bu bölün- tığı müşlüğü toplumun geri kalanına kabul ettire- genişlemiştir. Kölecilikte ve feodalizmde devlet bilmek için, insanı ve toplumu var eden temel ideolojik ve simgesel olarak üst toplumun da ilkeleri ters-yüz ederek, gereksiz ve yanlış göster- üstünde olduğundan devlet toplumunu oluşturanlar erek büyük toplumsal yalanı yaratır. Böyle da bir anlamda köle, kul olmayı yaşarlar. Fakat yaparak kendi meşruluğunu sağlamaya çalışır. kapitalist toplumda devlet sermayedarın kendi- Bunun için her yol ve yönteme başvurur. Sümer sidir. Ya da sermayedar devlet olmaktadır. İktidar rahibinin yaşatır. bu anlamda kişiselleşmiştir. Bir üst toplum özelliği Mitolojiyi, dini bu uğurda kullanır. Devlete tanrı olarak iktidarın kişileştirilmesinden ötürü kapital- krallığı gibi sıfatlar yükleyerek kutsallaştırır. ist toplumda hemen herkes devlete koşmayı istese Böylece toplumun geniş kesiminin devletçi ilişkil- de özünde bu üst toplum tuzağıdır. Çünkü bu er içinde hiyerarşik-iktidar mekanizmalarıyla esir toplumda iktidar olmak için sermayedar olmak alınır. Devleti yaratarak ondan beslenen üst gerekir ki sermayenin temel bir özelliği olarak toplum üste cennetvari bir yaşam içinde yaşar- rakiplerini yene yene oluşması şartı çok az bir kes- larken, alttakiler de kul, köle, köylü, işçi olarak imin iktidar olmasına yol açar ki bu tekelleşmiş cehennem azabı içinde bir hizmetkâr yaşamı yaşa- kapitalizm olarak tanımlanmıştır. Dolayısıyla kap- maya mecbur bırakılır. italist devlet aşamasında çok az bir sermayedar, devamı olarak kendisini tahribatlardan dolayı alt toplum da "Köleci devlet toplumunda mülkiyet kuru- dar bir bürokrasi-yönetici sınıf, kısacası küçük bir mu da sağlam bir başlangıç yapar. Sistemin özü üst elit kesim dışında her kes alt toplum içinde değer- toplumun alt toplumu her şeyiyle mülkleştirmesine lendirilebilir. Fakat alt toplum bu aşamada yoğun dayanır. Tanrı-krallar ve yardımcıları her şeyin bir bilinç kaybını yaşar. Pusulasını yitirmiş gemi sahibidirler."Üst toplum altını bağrında taşır. Fakat gibi sığınacak liman arar. Ve eğemenlerin limanı- tersi doğru değildir. Alt toplum üstünü içermez. na demir atar. Egemenler sistemlerini daha rahat Çünkü yeni olgu yoktur. Dolayısıyla feodal toplum sürdürmek için her dönemde insanlığın temel köleci sistemin dıştan ve içten gelen saldırılar değerleriyle, toplumsallığı yaratan yasalarıyla sonucunda yeni yüklenimler alarak gelişmesiyle çelişen numune tipleri topluma sunarak, toplum şekillenmektedir. Bağrında birçok köleci sistem mühendisliğiyle toplumu ona göre yaratır. Sahip değerini barındırmaktadır. Eski biçimleriyle olduğu propaganda araçlarıyla bunu alt toplum olduğu gibi değil, yeni değerlerle kurulan sentez insanı için sosyo-psikolojik baskı unsurlarına Komünar 78 dönüştürür. Alt toplum kişiliklerinde üst toplum içinden çıkan üst toplum, alt toplumun yarattığı kişiliklerine doğru bir hayranlık ve özlem değerleri gasp ederek kendi varlığını sürdürür. Bu gelişirken, üstteki insanın alt toplumlardaki insan- da toplumsal yabancılaşmadır. Yabancılaşma, lar gibi olması asla akla getirilmez; bunun gerçek- milyonlarca leşmesi bir yana, düşüncesi bile yaşanmaz. demokratik, eşitlikçi, özgür ve komünal yaşam ve Toplumun geneline yaydırılmış bireyciliğin rağbet görmesi, ağırlıkta bu gerçeklikten doğmaktadır. ilişkileri yerine sınıflaşmayı, sömürüyü ve insanın insan üzerindeki egemenliğidir-tahakkümüdür. Numune kişiler bireycilikleri ile üst toplumun Yedi milyar civarında olan dünyadaki insan imkanları içinde gününü gün ederken, yarattıkları nüfusunun altı buçuk milyardan fazlası alt toplum kültürle diğer insanların da eldeki imkanlarla kategorisine girerken yarım milyardan daha az kendilerini basit ve anlamsız dışavurumlarına olan zümre -üst toplum- ise insanlığın bütün değer- neden olmaktadır. Bir sanatçıyı dinleyip izlerken lerini gasp etmektedir. yıl süren insanlık tarihinin taklidini yapma, bir televizyon filmiyle tatmin Sonuç olarak alt toplum, toplumun olma, bir spor kulübü etrafında birleşip hem deşarj devletçi aşamasında tüm yaratımların esas gücü ve olma hem bir grup içinde olduğunun hissine zemini olmasına rağmen alta olmasından kaynaklı kapılarak temel sosyal ilişkilerden kopma gibi bundan pay almayı yaşamamaktadır. Çünkü alt durumlar bunun için sosyolojik örnekler olarak toplum komünal özüne rağmen bilinç kaybına gösterilebilir. uğramış, Bu durum alt toplum insanında egemene ve onun simgelerine sosyo-psikolojik hastalıkların, dengesizliklerin inandırılmış kendi üstünü oluşturan toplumu kut- oluşmasına neden olur. Yazar Frantz Fanon samaya mecbur bırakılmıştır. Alt toplum bu büyük Yeryüzünün Lanetlileri adlı yapıtında ezilen sapmadan toplumların -alt toplumun- yaşadığı bu toplumsal toplumsallığı önemli oranda bir kader olarak kab- çöküntü ve ruhsal bunalımlarını anlatmaktadır. ullenmiştir.21. yy'da onca toplumsal zenginliğe dolayı kendisine karşıtlaştırılmış Günümüz de alt toplum, daha karışık ve rağmen yoksulluk başını alıp gitmiş, insanlar halen muğlâk bir hale getirilmiştir. Sınıfsal ve sosyal açlıktan ölmektedir. Alt -yapı sorunlarından dolayı çelişkiler daha inceltilmiş ve toplumsal hafıza yok doğal süreçler karşısında toplumsal felaketler sayılarak toplumsal bilinç çarpıtılmıştır. Devlet - yaşanmaktadır. Üst toplumun aşırı kar hırsından üst toplum - totaliterleşerek toplumun belleği dolayı doğa katledilmiş, çevre dengesi bozulmuş- haline getirilmiştir. Binlerce yıldır üst toplum alt tur. Yerleşim yerlerinin betonlaşması, içme suyu topluma karşı her türlü zor araçlarını kullanarak kaynaklarının kurutulması yaşamı tehdit etmekte- egemenliğini sağlamıştır. Devletsiz-üst toplumsuz dir. Pazar, etnik, dini vb. savaşlar insanlığı tehdit yaşanılamayacağı, insansal var oluşun ve toplum- eden en büyük tehlikedir halen. Bu anlamda sallaşmanın devletleşmekten geçtiğinin fikri insan- yaşanan toplumsal cinnettir. Sistemsel hastalıklar lığın hafızası haline getirilmiştir. Moda deyimle (AİDS, Obezite, Ruhsal vb.) insanlığın bünyesini "ötekilerin" yâda "varoşların", biraz daha açarsak sarmış durumda. Üzerinde yaşadığımız dünya işsizlerin, köylülerin, emekçilerin, etnik, kültürel, felaketin eşiğine getirilmiştir. Bütün bunlar üst dini azınlıkların, kadının toplumsallaşmada bir toplumun, yani devletçi zihniyetin eseridir. rolün, misyonun sahibi olmadığı, negatif rol oynadıkları neredeyse bilimsel doğrular olarak kabul ettirilmeye çalışılmaktadır. Alt toplumun Abdullah ÖCALAN Sosyal Bilimler Akademisi Komünar 79 Aynalara bakmıyorlar. Aynalara bakmak ayıpsanıyor. Aynaya bakıp saçını tarayan, kendisine bakan gerilla görmek oldukça zor. Kazara birisini aynaya bakarken görseniz bile, ya hemen aynayı kapatıp cebine koyar ya da yüzündeki bir yarayı kaşıyor , gözlerini temizliyormuş gibi yapmaya başlar. Yüzleri kızarıyor çoğu zaman. Tanıdığım gerilladan aklımda kalan en çarpıcı fotoğraflardan birisi hiç bir zaman silinmeyecek. Bu, utangaç gerillanın fotoğrafı. "Gerilla, yüzü kızaran insandır" dersem abartmış olmam. Utanma duygusunun bu kadar güçlü olduğu başka bir insan topluluğu tanımadım. Her şeyden utanıyor gibi bir halleri var. Birbirlerinin gözlerine fazla bakmıyorlar. Siz, biraz dikkatle baktığınızda hemen kaçırıyorlar gözlerini. Bayan gerillalar ile erkek gerillaların yan yana otururken, yemek yerken, konuşurken hep birbirlerinden utandıklarını hissettim. Birbirlerinden bu kadar utanmalarına uzun zaman anlam veremedim. Hatta yadırgadım. Birbirlerine bu kadar yakın olan, yaşamı ve ölümü paylaşan bu insanların neden bu kadar birbirlerinden utandıklarını anlamadan, gerillayı tam anlamıyla tanımlayabilmek mümkün değil. Zamanla siz de bir çok şeyden utanmaya başlıyorsunuz. Rahatlığınız kalmıyor. Bu kadar çok şey yaşamışsınız, içinden geldiğiniz toplumsal gerçeklik insan ilişkilerinde büyük bir rahatlık kazandırmış. Siz yemek yemenin, aynaya bakmanın, bir kadınla bir erkeğin çok rahatlıkla her türlü şeyi paylaştığı bir gerçeklik içinden geliyorsunuz. utanmanın ayıpsandığı bir dünya gerçeğinde yaşadığınızı düşünüyorsunuz. Aslında insanlar arasındaki ilişkilerde gizli hiç bir şeyin kalmadığı, bütün perdelerin kaldırıldığı bir dünyada yaşıyoruz. Bunun iyi bir şey olduğunu düşünürdüm. Buna bir de isim konulmuş, 'sosyalleşme' deniliyor. Yine insanlar yaptıklarından, yaşadıklarından ve başkalarının yapıp yaşadıklarından kolay kolay utanmıyor. Batılı bir insan, daha doğrusu kapitalist ilişkiler içerisinde yaşayan insan için, utanılacak o kadar az şey var ki, bu dünya bir utanmazlar dünyasına dönüşmüş demek yerinde olur herhalde. Utanmaktan utanılan bir dünyada bu kadar utangaç olmak iyi mi, kötü mü; doğru mu, yanlış mı, sorularına cevap vermenin zorluğunu yaşadım uzun bir zaman. İçinden çıktığım toplumun kültürü ile, içinde uzun süre yaşadığım kültürü yeniden yeniden karşılaştırmak zorunda kaldım. Ortadoğu`da, Kürdistan`da ayıpsanan bir çok şeyden utanmanın ilkellik, gerilik, görmemişlik, asosyallik vb. tanımlamalarla ele alındığı bir kültür içinde yaşadım uzun süre. Bu ölçüler zamanla benim de ölçülerim haline gelmeye başladı. Komünar 80 Mesela, insanların birbirleriyle ilikşilerinde, önce kendilerini düşünmeleri, kendilerini sevmeleri, başkalarını fazla önemsememeleri bana çok normal gibi geliyordu. Bunu yüreğim kabul etmediği gibi, aslında pratik duruş itibariyle de fazla yaşamadım. Ama mantık ölçüleri ve düşünce biçimi anlamında Ortadoğu`da, kendi ülkemde utanılan bir çok şeyin bana fazla anlamlı gelmediğini, zamanla utanmayı ayıpsadığımı daha iyi görebildim. Bu kadar utangaç insanlar arasında bu duyguyu sorgulamamak mümkün değildir. Ben de bu utangaç insanlarla utanma ve utangaçlık üzerine sohbet ettim. Utanmamanın ne kadar utanılacak bir şey olduğunu anladım. Utanma kavramına yüklenen anlamları, bu anlamların derinliğini gördükçe utanılacak ne kadar çok şey olduğunu gördüm. Ve en gurur duyulacak insanların bu kadar gururlu olmalarının nedeninin doğru utanabilmelerinden kaynaklandığını hissettim. Bu dünyada utanılacak o kadar çok şey varmış ki, şimdi daha iyi anlıyorum. PKK`li bir gerilla ile utanma üzerine sohbet ediyoruz. Arkadaşların aynaya bakmaktan utandıklarını gördüğümü belirterek, bunun nedenini soruyorum. İki nedeninin olduğunu belirtiyor, "Çok basit iki neden. Birincisi, aynaya çok fazla bakan insan kendisi ile çok fazla ilgilenen ve kendini seven insan olarak algılanıyor. Bir insanın kendisini sevmesi belki de çok normal gibi gelebilir. Ama bizim durumumuzdaki bir halkın çocuklarının kendilerini sevebilmesi için öncelikle sevdikleri insanların, toprağın, halkın sevilir duruma getirilmesi gerekiyor. İkincisi kendi pratiğimizin yüzüne bakılabilecek bir pratik olması gerekiyor. Biz, 'yetersiz yoldaşlık' pratiğinin sahipleriyiz. Kendimize bakınca utanıyoruz çoğu zaman. Bir de; ne bileyim, böyle durup durup kendimize bakmak ayıp geliyor işte. Bazı şeyler sadece ayıptır. İnsan yapınca utanır. Zaten utanmak, bir duygudur. Mutlaka mantıklı bir nedenle açıklanması gerektiği düşüncesinde değilim" diyor. İlginçtir; yeterli bir cevap verememiş olmaktan utanır gibi. Bana da bulaşıyor bu utangaçlık. Ayna meselesini hemen kapatıyorum. Ama merakımı tam gideremediğim için başka bir biçimde soruyorum, "Peki, bayan arkadaşlar ile erkek arkadaşlar birbirlerinin yanında neden rahat değiller?" diyorum. "Birbirinin yüzüne bakabilmek için insanin yüzünün olması gerekir. Kadın, bir cins olarak o kadar hakarete uğramış, horlanmış, aşağılanmış ki, kendi durumunu utanılacak bir durum olarak görüyor. Aslında en çok da kendinden utanıyor. Erkek ise zaten bunların nedeni. Kendisinin diğer yarısı olan insanı bu kadar utanılacak hale getirmenin utancı olsa gerek. Birbirimize bakınca aslında iki taraf da birbirinde kendi gerçeğini görüyor ve bu gerçek, gerçekten utanılacak bir gerçek. Birbirimizden utanmazsak, mücadele gerekçemiz kalmaz. Birbirine bu kadar yabancılaşmış cinslerin çok rahat olması büyük yüzsüzlük olurdu doğrusu. Komünar 81 Kaldı ki biz, bu gerçekliği en çok aşan insanlar topluluğu olduğumuza inanıyoruz. Ama buna rağmen hala utanabiliyoruz. Belki de insanların bu durumdan utanmamalarından utanıyoruz. Bu kötü bir şey olmadığı gibi, bir güvensizlik olarak da algılamıyoruz. Dikkat edersen, sorun mücadele olunca çok az insanın cesaret edebileceği kadar birbirimize yakın ve birbirimizle mücadele içinde olabiliyoruz" diyor. Gerçekten de, Kürt toplumu dikkate alındığında kadın ve erkeğin bu kadar birbirine yakın ve bu kadar çok şeyi paylaşabilmesi şaşırtıcı. Hatta gerilla, aslında birbirine yabancılaşmış kadın ve erkeğin yeniden tanışması olarak da algılanabilir. Yıllarca dağ başlarında en zorlu şartlarda birbiriyle bu kadar yakın yaşamalarına rağmen, hala birbirleriyle bu kadar mesafeli olabilmeleri doğru bir ilişkilenmenin ne kadar zor olduğunu gösteriyor. Ölçüler çok yüksek. İlişkilenmek denilince hemen 'özgürleşmek' geliyor akla. "Özgür olmayan iki insanın ilişkisinden daha büyük bir kölelik doğar. O yüzden eğer bir ilişki olacaksa bu, özgürlük esaslarında olmalı. Ülkesi, halkı ve bilinci özgür olmayan insanların durumu köleliktir. Köleler, ne zaman ki köleliklerinden utanırlar, o zaman isyan ederler. Biz utancımızın asileriyiz. Bakma sen, aslında birbirimize büyük bir sevdayla bağlıyız biz. Asi insan; isyan eden insan, güzel insandır. Utanmaz dünyanın köleliğe alıştırılmış insanlığın içinden, isyan bayrağını yükselten bir halkın, en asi çocuklarından daha güzel insan olabilir mi? Yoktur. Ancak isyan tek başına özgürlük değildir. İsyanımızı özgürlükle taçlandırmanın adı; özgür ülke ve özgür halktır. Bunlar olmadan kendimizi özgür sayamacagımızdan devam edecek utancımız. Hele hele en özgür olanımız bir adada dört duvar arasındayken, kimin yüzüne hangi yüzle bakabiliriz ki?" diyor yaşlı bir gerilla. 'Özgür olan'dan söz ederken sesi titriyor, gözlerini kaçırıyor gözlerinizden. Utanıyor. Yine sizede bulaşıyor; isteseniz de istemeseniz de bu utanma hali. Kendi gerçeklerini ve duygularını bu kadar basit ve sade ifade edebilmeleri, 'acaba konuşmaktan utandıkları için mi bu kadar kısa konuşuyorlar' duygusu yaratıyor insanda. Bir çok duygunun çok güçlü yaşandığını daha önce de görmüştüm. Ve duygulara bilinen anlamların ötesinde anlamlar yüklendiğini çokça duydum ve gördüm. Utanma duygusu üzerine yaptığımız sohbetlerde de aynı şeyi gördüm. En olumsuz dediğiniz bir duygu, bir düşünce ya da bir imge bir bakıy- orsunuz karşımıza en büyük devindirici, güçlendirici ve yaratıcı bir olgu olarak çıkabiliyor. Yine, her olgunun çok boyutluluğunu da görebiliyor insan. Mesela söz arasında, "Utanmak, en devrimci duygumuzdur" deyiveriyor bir gerilla. Anlamak istiyorsunuz. Anlıyor: "Bizi dağlara getiren en çok da bu duygudur. Komünar 82 Çevremize baktık. Kendimize baktık. 'İnsan nedir?' diye sorduk. 'Biz ne kadar insanız?' dedik. Tarihe baktık. Tarih denen aynada kendimizi gördük. Utandık. Dünyaya baktık. Diğer halklara baktık. Yine dönüp kendimize baktık. 'Biz kimiz?' dedik. Dünya sessiz kaldı. Adsızlığımızdan utandık. Vatan dedik. Postal gördük. Utancımız öfke oldu. Dağlara geldik. Utanmayan insandan devrimci olmaz. Dağa geldik. Savaştık. Savaştıkça kendimizi daha fazla tanıdık. Ve tanıdıkça kendimizi, neden daha fazla utanmamız gerektiğini anladık. Anladığımıza sevindik. Anladıklarımızdan ise utandık. Utanmak bir ölçü oldu. Askerin utanan insan olduğunu da öğrendik. Utanmazlık, bir asker için ölümden betermiş. Onu da öğrendik. Bir Çin atasözü, 'Bir ordunun askerlerinin ar damarı çatlamışsa, o orduyu hemen dağıtmak gerekir' der. Bunu bildik. Bir de bunun için utanmaz olmamayı esas aldık kendimize. Yani anlayacağın, utanmaktan utanmıyoruz. Bir gün utanmaz olursak, bundan korkacak ve utanacağız. Çünkü dağda utanmaz olanların, sonradan içine düştükleri en utanılası hallerini gördük biz. Onlar utanmadı, biz utandık. Şimdi onlar daha da utanmaz; biz daha da utangacız. Bu, utanılacak bir şey mi?" diyor. Utanmaktan duyduğu gururun utangaçlığıyla bakıyor gözlerinizin içine. Bu gurur size de bulaşıyor. Utanma gururu... Komünar