NİN SESİ

Transkript

NİN SESİ
’NİN SESİ
NİSAN 2015 SAYI: 392
Uluslararası Nakliyeciler Derneği Yayın Organı
10’dan fazlaya ülkeye kurulacak
TTM’ler sektörü şahlandıracak
Kadına yönelik şiddete
sektörümüzden büyük tepki
içindekiler
Nisan
2015
42
59
16 Nuhoğlu, Slovenya, Slovakya ve
Romanya’daki sorunları dile getirdi
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın resmi ziyaretine katılan UND
Başkanı Çetin Nuhoğlu, Slovenya, Slovakya ve Romanya’daki sorunları
dile getirdi.
18 Mısır geçişinde alternatifimiz var, Mısır kaybeder
Körfez ülkelerine yönelik taşımaların Mısır anlaşmasının yenilenmemesi
ile bir şey kaybetmeyeceğini ifade eden UND İcra Kurulu Başkanı Şener,
“Bizim alternatifimiz var, bu durumda kaybeden Mısır olacaktır” dedi.
20 İtalya kota sorunlarına yeni atanan
İtalya Büyükelçisi’nden destek sözü
UND Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu ve UND İkinci Başkanı İzzet
Salah, görevine yeni atanan İtalya Büyükelçisi’ne başarı dileklerini iletmek
ve sektörümüzün İtalya’da yaşadığı karayolu taşımaları ile ilgili sorunlarını istişare etmek adına İtalya Büyükelçisi Luigi Mattiolo’yu makamında
ziyaret ederek mevcut sorunları aktardı.
22 Canikli: Türk firmaları her alanda,
her sektörde rekabet edebilir konuma geldi
Türkiye-Fildişi Sahili İş Forumu’nda Gümrük ve Ticaret Bakanı Nurettin
Canikli, “Türk firmaları, her alanda, her sektörde en rekabetçi ortamda
dahi rekabet edebilir konuma geldi” dedi.
24 Türkiye ile İran arasında sekiz anlaşma ve
bir mutabakat metni imzalandı
Nisan ayı içerisinde Cumhurbaşkanı Erdoğan, İran İslam Cumhuriyeti
Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ile baş başa görüştü. Görüşmenin ardından sekiz anlaşma ve bir mutabakat metni de imzalandı.
UND Danışmanlık ve Tanıtım
Hizmetleri A.Ş Adına Sahibi
Ömer Çetin Nuhoğlu
Genel Yayın Yönetmeni
Fatih Şener
Sorumlu ve Yazı İşleri Müdürü
Hatice Hacısalihoğlu
Yayın Kurulu
Ali Çiçekli, Şerafettin Aras,
Nagihan Soylu,
Banu Damla Alışan
Mali İşler Müdürü
Muhammet Haybarlık
Editör
Ahmet Doğan
Yazı Kurulu
Alper Özel, Evren Bingöl,
Muammer Ünlü, Elif Sevim
Reklam Sorumlusu
Hatice Hacısalihoğlu
0212 359 26 00 / 208
Grafik Tasarım
Erhan Aydın
Haber Merkezi
Alpdoğan Kahraman,
Berkalp Kaya, Erman Ereke,
Gürol Gülbeyaz,
İbrahim Çolak, Burak Çığa,
Kadir Çirkin
Yayına Hazırlık
LOCA MEDYA
ORG. VE REK. HİZ. LTD. ŞTİ
Genel Yönetmen
Mutlu Doğan
İletişim
0212 579 92 35
ctp baskı ve cilt
İstanbul Basım Ltd.Şti
0212 603 26 20
Nisan 2015
Adres: Cennet Mah. Hürriyet Cad. No: 1/1 B Blok Cennet / Küçükçekmece - İSTANBUL - TÜRKİYE
Tel: 0212 579 92 35 Fax: 0212 598 47 62 / [email protected] / Yerel ve Süreli Yayın
26
24
26 İMMİB 2014 ihracatının yıldızlarını ödüllendirdi
Türkiye’nin toplam ihracatının yüzde 30’unu gerçekleştiren altı birliği bünyesinde barındıran ve 2014 yılında 43,6 milyar dolarlık ihracat
gerçekleştiren İstanbul Maden ve Metaller İhracatçı Birlikleri “İMMİB”, bu
başarıya imza atan yıldız şirketlerini ödüllendirdi.
28 ‘UBAK İzin Belgeleri Bilinçlendirme Yılı’
çerçevesinde seminerler gerçekleştiriliyor
2015 yılının “UBAK İzin Belgeleri Bilinçlendirme Yılı” ilan edilmesi kapsamında, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı ve UND işbirliği ile
düzenlenecek bilgilendirme seminerlerinin ilki bakanlık bünyesinde 2
Nisan’da Ankara’da, ikincisi ise 9 Nisan’da İstanbul’da gerçekleştirildi.
28
42 Başbakan Davutoğlu istihdam ve
üretim paketini açıkladı
Başbakan Davutoğlu 11 ayaklı istihdam sanayi yatırım ve üretim destek
paketini açıkladı.
44 Kadına yönelik şiddete sektörümüzden büyük tepki
Kadına şiddette resmi rakamlara göre 7 yılda yüzde 1400’lük artış gerçekleşmiş durumda. Kadına yönelik şiddet haberlerini kanıksar olduk adeta.
Gün geçmiyor ki yeni bir kadın cinayetine tanık olmayalım. Özgecan Aslan
cinayeti kanımızı dondurdu dersek abartmamış oluruz. Namus meselesi,
kıskançlık, aşk, sevgi derken cinayetlerin ardı arkası kesilmiyor.
54 Lojistik firmamız sayesinde
pazarlarımıza zamanında ulaşıyoruz
44
Akron Collection Satış ve Pazarlama Müdürü Ali Maharram, müşteri
memnuniyeti ve kalitenin kendileri için çok önemli olduğunu söylüyor.
56 Hisarcıklıoğlu: İslam dünyası arasında
engelleri kaldırmalı, serbestleşmeyi sağlamalıyız
Türk-Arap Ekonomi Forumu’nda konuşan TOBB Başkanı ve ICCIA (İslam
Ticaret, Sanayi ve Tarım Odası) Başkan Yardımcısı M. Rifat Hisarcıklıoğlu,
dünyanın önemli bir değişim döneminden geçtiğini belirterek, “Bu değişim
sürecini rahmete ve ortak kazanca çevirmek zorundayız” dedi.
59 Mart ayında ihracat 11,2 milyar dolar
olarak gerçekleşti
İhracat Mart’ta kilogramda artarken paritenin negatif etkisiyle geriledi.
Mart ayında en fazla ihracat yapılan ilk 5 ülke Almanya, Irak, İngiltere, ABD
ve İtalya oldu. Almanya’ya ihracat yüzde 18,7, Irak’a ihracat yüzde 27,9,
İngiltere’ye ihracat yüzde 9,7 ve İtalya’ya ihracat yüzde 15,1 geriledi.
56
BAŞYAZI
ÖMER ÇETİN NUHOĞLU
Değerli Dostlarım,
Başbakan Ahmet Davutoğlu ve ekibi, ‘Taşımacılıktan lojistiğe
dönüşüm programı eylem planı’ çerçevesinde sektörün merak
ettiği konuları geçtiğimiz aylar içerisinde açıklamıştı. Yine nisan
ayı içerisinde Başbakan Davutoğlu ‘istihdam ve üretim paketi’ni
açıkladı. Avrupa’daki ekonomik krizin ortaya koyduğu bir gerçeği
dile getiren Başbakan Sayın Davutoğlu, istihdamı güçlü ve sanayi
yatırımları yüksek ekonomilerin krizlere daha dayanıklı olduğunu
söyledi. Başbakan Davutoğlu’nun da belirttiği gibi istihdamda
güçlü olmak ve istihdam süreçlerine giden bütün yolları sanayi ve
ihracat odaklı beslemek gerekmektedir. Güçlü bir lojistik sistemi
olmadan ise güçlü ve rekabetçi bir sanayiden ve ticaretten söz
etmek mümkün değil. Lojistik sistemi güçlü kılacak en önemli
unsur ise tüm lojistik etkenlerin tam bir koordinasyon içinde işlemesidir Bu anlamda, 2014 yılı içerisinde açıklanan 10. Kalkınma
Planı kapsamında kurulması öngörülen ‘Lojistik Koordinasyon
Kurulu’nun hala kurulmadığını üzülerek belirtmek istiyorum.
Sektör olarak bu konuda acil adım atılmasını bekliyoruz. Çünkü
mevcut sektör sorunlarının büyük bölümü, farklı alanlar arasında
uyum ve koordinasyonla hızla çözüm bulacak, ekonomimize zarar
veren verimsizlikler sona erebilecektir.
İhracattaki azalmada karayolu kotalarının etkileri muazzam ve
tartışılmaz. Dış ticaretimizin arttığı ülkeler, bu konuda bizi en
az zorlayanlar, bu bir tesadüf değil. Ticaretimizin taşıyıcılarına
uygulanan kısıtlamaların yarattığı olumsuzluklar anlamında en son
İtalya’nın kotaları artırmayı reddetmesi veya Avusturya’da geçiş
belgelerinin sınırlanmasıyla dayatılan verimsiz Ro-La alternatifinin
maliyetlerimizi katlamasi gibi durumlar aslında en çok Türkiye’ye
mal satmaya çalışan Avrupalı ticaret ortaklarımıza zarar veriyor.
İtalya ile yaşadığımız kota sorunlarını yeni atanan İtalya Büyükelçisi Sayın Luigi Mattiolo’ya aktardık ve kendisinden destek sözü
aldık. Türk taşımacılarına verilen yetersiz sayıdaki geçiş belge
kotası iki ülke ticaretini olumsuz etkiliyor. Kota sorunu olmayan
ülkeler ile ticaret İtalya’ya göre en az iki kat daha fazla artmış durumda. Kota sorunundan dolayı İtalya ile olan dış ticaret artışımız
durma noktasına gelmiştir. Türkiye’den İtalya’ya yük ihraç eden
firmaların yüzde 10’u İtalyan firmalarıdır. Bu durum sadece Türk
ticaret erbabını değil aynı zamanda İtalyan firmalarını da büyük
zarara uğratıyor. Yetersiz sayıdaki geçiş belge kotası sebebiyle bir
yıl içinde toplamda 3 aylık bir sürede belge olmadığını ve taşımaların yapılamadığını, yaşanan bu sorunların sadece ulaştırma
UND YÖNETİM KURULU BAŞKANI
sorunu değil aynı zamanda ekonomi sorunu olduğunu hatırlamak
gerekiyor. İki ülke arasında yapılan son KUKK toplantısında iki
ülke arasındaki ticaret artışına paralel olarak belge sayısının 45 bin
adede yükselmesi gerekirken halen 7 yıl önceki hali ile kaldığını
görüyoruz. İtalya’nın batısındaki ülkelere yapılan ve İtalya tarafından sadece 6 bin adetlik belge kotası ile sınırlandırılan transit
taşımalar bir başka açmaz olarak karşımızda duruyor. Dünya
Bankası, 8 Nisan tarihli raporunda açıkça ‘transit kotaların ticareti
engellediğini’ belirtmişti. Uluslararası anlaşmalardan doğan
transit hakkın kısıtlanmasının hukuki açıdan da bir ihlal olduğu
ve bu kısıtlamaların devam etmesi halinde kısıtlamaları yapan
ülkeler nezdinde hukuki olarak girişim başlatılabileceği belirtmem
gerekiyor. İtalya’dan Türkiye ardı üçüncü ülkelere yapılabilecek ve
İtalya ekonomisine büyük katkı sağlayabilecek taşımaların İtalya
tarafından engellenmektedir. İtalya tarafından Türk taşımacılara
‘Üçüncü Ülke Geçiş Belgesi’ tahsis edilmesi halinde İtalyan malları
Türkiye ardı pazarlara rahatlıkla girebilecektir. Fakat ülkemiz taşımacılarına verilmeyen bu belgeler sebebiyle İtalyan ihracat ürünleri
bu pazarlara ulaşamıyor ve İtalya ekonomisi büyük bir kazançtan
mahrum kalıyor.
Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın 30 Mart-1 Nisan
tarihleri arasında Slovenya, Slovakya ve Romanya’ya yaptığı resmi
ziyaretler kapsamında Türk iş dünyası ve örgütlerinden temsilcilerin katılımıyla iş forumları düzenlendi. Bu ziyarette, Orta Avrupa
ile ticaret ve ekonomik işbirliğinin geliştirilmesi açısından önem arz
eden iş forumlarına katılarak, Türk taşımacılığına yönelik kısıtlayıcı uygulamalar ve mağduriyetlerin giderilmesiyle ilgili konuları
dile getirdik. Mevcut koordinasyonsuzluklar giderilmeden diğer
alanlarda ilerleme olamaz. UND olarak ihracatımıza yeni guzergahlar açma gayretlerimiz bölgedeki siyasi gelişmelerle tıkansa
da, bakanlıkllarımızdan yoğun destek almaktayız. Özellikle İran,
Mısır, Ortadoğu, Hazar, Rusya güzergahlarının iyileştirilmesi için
yaptığımız çalışmalara katılım ve katkılar bizler için çok değerli.
Ancak aynı güzergahlarda mal ticareti yapan ihracatçılarımız, bizleri daha fazla dinlemeli, piyasayı bozan haksız rekabet ortamına
prim vermeden, kaliteli hizmet sunma gayretindeki firmalarımızdan
hizmet almaya özen göstermeli. Piyasaya usulsüz taşımalarla
fiyat kırarak giren yabancı araçlara ödenen her kuruşun aslında
ülkemizin ihracat gelirlerini azaltarak ülke ekonomisini zayıflattığını
unutmamamiz gerekiyor.
Saygı ve Sevgilerimle...
8
Nisan 2015
Editör’den
“2015 yılının “UBAK İzin Belgeleri Bilinçlendirme Yılı” ilan edilmesi
kapsamında, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı ve
UND işbirliği ile çeşitli bilgilendirme seminerleri gerçekleştiriyoruz.
Bu seminerlerden ilkini 2 Nisan’da bakanlık bünyesinde Ankara’da,
ikincisini ise 9 Nisan’da İstanbul’da gerçekleştirdik. Düzenlediğimiz
seminerlerde yetkililerimiz tarafından UBAK Sistemi’nin detayları katılımcılar ile paylaşıldı. Seminerde ele alınan konular: UBAK
Sistemi’nin işleyişi ve uluslararası toplantılardaki ülkemiz gündemleri,
UBAK Sistemi’ndeki ülke kısıtlamaları ve ülkemizin bu kısıtlamalara
yönelik politikaları, UBAK İzin Belgeleri’nin sağladığı faydalar, UBAK
İzin Belgeleri’nin doğru kullanımı ve karşılaşılan kullanım hataları,
UBAK İzin Belgeleri’nin dağıtım usulleri ve dağıtım metotlarına
ilişkin detaylar, bakanlık tarafından kesilen cezaların UBAK İzin
Belgeleri’nin dağıtımına olan etkileri, Yabancı plakalı araçların UBAK
kullanımına ilişkin istatistiki veriler ve Türk araçları ile karşılaştırmaları,
UBAK sisteminde yaşanan son gelişmeler başlıkları altında oldu.”
Fatih ŞENER
UND İcra Kurulu Başkanı
Merhaba,
2015 yılının “UBAK İzin Belgeleri Bilinçlendirme Yılı”
ilan edilmesi kapsamında, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme
Bakanlığı ve UND işbirliği ile çeşitli bilgilendirme seminerleri
gerçekleştiriyoruz. Bu seminerlerden ilkini 2 Nisan’da bakanlık
bünyesinde Ankara’da, ikincisini ise 9 Nisan’da İstanbul’da
gerçekleştirdik. Karayolları Düzenleme Genel Müdür Yardımcımız Sayın Hüseyin Yılmaz’a, Karayolları Düzenleme Genel
Müdürlüğü Daire Başkanı Sayın Nurhan Tüfekçioğlu’na, Karayolları Düzenleme Genel Müdürlüğü Şube Müdürü Sayın Leyla
Şahiner ve Uzman Yardımcısı Sayın Zafer Kögmen’e yardımlarından dolayı tüm sektörümüz adına teşekkür ederiz. Düzenlediğimiz seminerlerde yetkililerimiz tarafından UBAK Sistemi’nin
detayları katılımcılar ile paylaşıldı. Seminerde ele alınan konular:
UBAK Sisteminin işleyişi ve uluslararası toplantılardaki ülkemiz
gündemleri, UBAK Sistemi’ndeki ülke kısıtlamaları ve ülkemizin
bu kısıtlamalara yönelik politikaları, UBAK İzin Belgeleri’nin
sağladığı faydalar, UBAK İzin Belgeleri’nin doğru kullanımı ve
karşılaşılan kullanım hataları, UBAK İzin Belgeleri’nin dağıtım usulleri ve dağıtım metotlarına ilişkin detaylar, bakanlık
tarafından kesilen cezaların UBAK İzin Belgeleri’nin dağıtımına
olan etkileri, Yabancı plakalı araçların UBAK kullanımına ilişkin
istatistiki veriler ve Türk araçları ile karşılaştırmaları, UBAK
sisteminde yaşanan son gelişmeler başlıkları altında oldu.
Uluslararası taşımacılıkta büyük öneme sahip UBAK Belgesi
kullanımında karşı karşıya kalınan hataların giderilmesinde
ve UBAK Belgesi’nin verimli kullanılması yönünden önemli
bilgilerin paylaşıldığı ve sisteme dair katılımcı firmalarımızın tüm
sorularının cevaplandığı seminer kapsamında çeşitli bilgiler de
verildi.
İstanbul’daki seminerde katılımın yoğun olması bizleri son derece
sevindirdi. Çünkü, sektörümüzde birçok bilgi eksikliği, bilgi kirliliği bulunuyor. Bütün bunların sonucunda da sektörümüz maalesef yeterli
bilgiye sahip olamamaktan dolayı neyi, nasıl ve ne şekilde yapacağını tam olarak göremiyor. Bilgi eksikliği işlerimizde gecikmelere ve
kafalarda soru işaretlerine neden oluyor. UND olarak düzenlediğimiz
bu seminerlerle UBAK konusundaki soru işaretlerinin cevap bulacağını ümit ediyoruz. UBAK seminerlerinde işlenen konuların detaylarını
UND’nin Sesi dergimizde bulacaksınız.
UND olarak kamu’nun gerekli kesimlerini yerlerinde ziyaret ederek
hem bilgi veriyoruz hem de ilettiğimiz sorunların çözümü noktasında
takipçi oluyoruz. Ülkemizin en önemli STK’ları arasında gelen UND,
gerçekleştirdiği çalışmalarla siz değerli üyelerine en etkili çözümü
sunmaya çalışmaktadır. Bu bağlamda sayın bakanlarımızdan tutun
da müsteşarlarımıza, valilerimizden tutun da gümrük müdürlerimize, oda başkanlarımıza kadar birçok yetkililerimiz ile görüşüyoruz.
Kamu-özel sektör işve güçbirliğine inananlar olarak ülkemizin daha
güzel yarınlara ulaşabilmesi için elbirliği yapmamız gerektiğini düşünüyoruz.
Lojistik, turizmden sonra en fazla katma değere sahip hizmet sektörü olarak dikkatleri üzerinde topluyor. Dergimizin bu sayısında sektörümüzde ‘kadın istihdamı’ konusuna geniş yer verdik. Ülkemizde
birbiri ardı sıra açılan üniversitelerin lojistik bölümlerine erkekler kadar
kızlarımızın da ilgi göstermesi sektör olarak bizleri gururlandırıyor.
UND olarak ‘kadınların daha fazla iş yaşamında bulunması gerektiğine’ inanıyor ve bu anlamda sektörümüze gönül veren tüm kadınlarımızı kutluyoruz. Kadına şiddetin adeta tavan yaptığı bu günlerde
okuyan, üreten, ülkesine katma değer sağlayan kadınlarımızın
sektörümüze yeni bir enerji getireceğine inanıyoruz.
Bir sonraki sayıda buluşuncaya kadar, hoşçakalın.
Saygılarımla…
10
UND’den
Taşıma Hukuku Çalışma
Grubu Toplantısı gerçekleştirildi
Sektörümüzün taşıma hukuku kapsamına giren sorunlarının ele alındığı
Taşıma Hukuku Çalışma Grubu 27
Mart 2015 tarihinde UND merkezinde
toplandı. Toplantıda; sektörümüzün
taşıma hukuku ile ilgili sorunlarına
yönelik UND girişimleri hakkında bilgilendirme yapılırken, devam eden iş
mahkemelerinde alınan emsal nitelikli
kararlar paylaşılmış ve bölgelerde
düzenlenecek seminerler ve UND’nin
konuya ilişkin diğer faaliyetleri konularında karşılıklı fikir istişaresinde
bulunuldu. Çalışma Grubu Başkanı
Naz Ege Ege’ye İcra Kurulu Başkan
Yardımcısı Alper Özel tarafından
başarı plaketi takdim edildi.
Sektörün iş
hukuku konulu
sorunları Konya’da
görüşüldü
UND Heyeti, Habur Sınır Kapısı ve
TIR parkında incelemelerde bulundu
UND Yönetim Kurulu Üyesi Tahir
Aydoğan (Ferhat), Habur-Mardin
Çalışma Grubu Üyeleri Talat Abay
(Halefoğlu), Selim Zabun (Ömeroğlu) ve Habur Bölge Temsilcisi
Murat Tatar, Habur Sınır Kapısı ile
TIR parkında incelemeler yaptı ve
çeşitli ziyaretlerde bulundular. İlk
olarak, İpekyolu Gümrük ve Ticaret
Bölge Müdürü Tuncay Bayraktar ile
görüşen heyet, Habur Sınır Kapısı
ile ilgili olarak UND’nin hassasiyetlerini dile getirdi. Bölge müdürü, son
zamanlarda kuyruk sorununun ortadan kalktığını, araç geçişlerinde ve
bekleme sürelerinde düşüş yaşandığını, bekleme sürelerini asgariye
indirmek için ellerinden gelen bütün
çabayı sergilediklerini ifade etti.
Daha sonra Habur mülki idare amiri
Suat Demirci ile görüşen heyet,
Nisan 2015
3.köprünün son durumu hakkında bilgi aldı. Demirci, 3.köprünün
bir an önce bitirilmesi için ciddi
çaba sarf ettiklerini her iki taraftan
da köprü ayaklarının dikildiğini ve
Kasım ayı gibi bitirilmesinin planlandığını bildirdi. Ayrıca TIR parkında
yaşanan sorunlar dile getirilerek
bunların çözümü için kendilerinden destek beklendiği ifade edildi.
Gümrük Müdürü Hasan Sarı ile de
görüşen heyet, gümrükte kesilen
cezalar ile ilgili bilgi aldı. Hasan Sarı
görüşmede, Habur Sınır Kapısı’nın
ülke ekonomisine büyük bir katkısı
olduğunu, yapısal bazı sorunların
çözülmesi halinde bu katkının daha
da fazla olacağını ifade etti. Heyet,
son olarak Gümrük ve Turizm İşletmeleri A.Ş. Müdürü Ahmet Akman
ile görüşme gerçekleştirdi.
Konya’daki und üyesi firmaların katılımları ile gerçekleştirilen “Sürücü Davaları
ve Sektörün İş Hukuku Konulu Sorunları” semineri 13 Nisan 2015 tarihinde
İpekyolu Derneği Toplantı Salonunda
gerçekleştirildi. UND Taşıma Hukuku Çalışma Grubu Başkanı Naz Ege
Ege ve UND İcra Kurulu Üyesi Erman
Ereke’nin katılımı ile gerçekleştirilen
toplantıda, sürücü davalarında karşılaşılan sorunlar, örnek mahkeme kararları, UND’nin girişimleri, sürücü istihdam
kılavuzu, işveren ile çalışan arasında
yaşanan hukuki sorunların aşılması ya
da en aza indirgenmesi adına firmalarca yapılması gerekenler, sürücü
istihdamında uyulması gereken yasal
gereklilikler toplantının ana gündemini
oluşturdu. Son derece verimli geçen
seminerde, firmalarımızın mahkemelerde karşılaştığı sorunlar ve devam eden
davalara ilişkin soruları cevaplandırıldı.
Seminerin ardından üyeler Konya Bölge
Çalışma Grubu toplantısını gerçekleştirdi. Toplantıda; UBAK belgelerinin
sektöre etkisi, şoför istihdamı ve okulu,
dijital takograf, yabancı plakalı araçlar,
Almanya’daki asgari ücret ödemeleri
konuları görüşüldü. Çalışma Grubu
Başkanı ve yardımcısı seçiminin de
yapıldığı toplantıda, Çalışma Grubu
Başkanlığına Alibey Yüksel, Başkan
Yardımcılığına İbrahim Şeflek seçildi.
12
UND’den
UND, İŞKUR İstanbul İl Müdürlüğü’nü ziyaret etti
Lojistik sektöründe özellikle nitelikli
profesyonel sürücü eksikliği firmaların başlıca sorunlarından. Mesleğin
icrası için zorunlu olan yeterlilikler;
mesleki yeterlilik, mali yeterlilik ve
mesleki saygınlıktır. Ülkemiz her
geçen gün artan işsizlik oranları
dikkatle incelendiğinde, çalışanın
hangi sektör olursa olsun eğitimiyle, donanım kazanma süreci
arasındaki köprü yanlış kurulduğundan işveren, çalışacak işçi
ararken, işçi de çalışacak iş arıyor.
Hem bu köprüyü kurmak, hem de
sektörümüzde yaşanan özellikle
sürücü eksikliğine çözüm aramak
amacıyla UND heyeti tarafından
İŞKUR İstanbul İl Müdürü Muammer Coşkun’a makamında bir
ziyaret gerçekeştirildi. Görüşmede;
İŞKUR’un sektöre nitelikli eleman
kazandırmak için, UND ile yapabileceği işbirliği olasılıkları değerlendirildi, İŞKUR İl Müdürü olası projeler
ile ilgili bilgilendirmelerde bulunmak
üzere, UND Üyelerinin katılacağı bir
toplantıya davet edildi. Görüşmeye, İŞKUR adına Müdür Yardımcısı
Günay Bölükoğlu ve Şube Müdürü
Vahap Fırat’ın da katıldığı, toplandıta UND’yi İcra Kurulu Başkanı Fatih
Şener ve İcra Kurulu Üyesi Muammer Ünlü temsil etti.
Türkiye - Ürdün KUKK Toplantısı Amman’da gerçekleştirildi
Türkiye – Ürdün Haşimi Krallığı
Kara Ulaştırması Karma Komisyon
Toplantısı 24-25 Mart 2015 tarihlerinde Amman’da gerçekleştirildi.
Türk heyetine Ulaştırma Denizcilik
ve Haberleşme Bakanlığı Karayolu Düzenleme Genel Müdürlüğü
Genel Müdür Yardımcısı Hüseyin
Yılmaz’ın, Ürdün heyetine ise
Ulaştırma Bakanlığı Genel Sekreteri
Laith Dababneh’in başkanlık ettiği
toplantıda; her iki taraf Türkiye’den
Ortadoğu ülkelerine Ro-Ro ile yapılan taşımalar kapsamında istatistikî
veriler paylaşıldı, yol geçiş ücretleri,
ADR taşımaları gibi konular görüşüldü. Ürdün heyeti, Ürdün Karayolu
Taşıma Düzenleme Komisyonu’nun
Türk araçlarının Ürdün’e boş
gelip yük ile tekrar Türkiye veya
bir Avrupa ülkesine dönüşlerinin
kolaylaştırılması konusunda yapılan
çalışmalardan bahsetti ve bu girişim
Türk heyeti tarafından memnuniyetle karşılandı. Türk heyeti, Ürdün
makamlarının Türk araçlarından
Ürdün ve üzeri geçişlerinde aldığı
geçiş ücretlerinin düşürülmesini
veya kaldırılması hususundaki
talebini Ürdün heyeti bir sonraki
toplantıda görüşülmesi konusunda
karar alındı. Ürdün heyeti, Türk
tarafının ADR taşımaları konusunda
Nisan 2015
bilgi paylaşımında bulunulmasını
talep etti buna karşılık Türk heyeti,
Ürdün teknik komitesini Ankara’da
ağırlamayı ve konu ile ilgili bilgi
paylaşımı hususunda uygun görülecek tarihte toplantı gerçekleştirilmesi kararlaştırıldı. Ürdün tarafı
TIR sürücülerine trafik ihlallerinin
bildirilebileceği ücretsiz telefon
numaralarının bulunduğu liste ve
Ürdün’den çıkışta trafik cezalarının
kolayca ödenebilmesi hususunda
broşür dağıtılacağını belirtti ve Türk
araçlarının trafik kurallarına uyum
konusunda gösterdiği özene te-
şekkür etti. Toplantıya Türk Heyeti
adına Karayolu Düzenleme Genel
Müdür Yardımcısı Hüseyin Yılmaz,
İstanbul Bölge Müdürü Hamza
Demirdelen, Dış İlişkiler Genel
Müdürlüğü ve AB Uzmanı Alperen
Gülal, Dış İlişkiler ve AB Uzmanı
Serkan Ayyıldız, Karayolu Düzenleme Genel Müdürlüğü Perihan
Biçer, Ekonomi Bakanlığı Uzman
Yardımcısı Ekrem Ozan Bahçeci,
UND Yönetim Kurulu Üyesi Kemal
Gül, Amman Türk Büyükelçiliği Müşaviri Tutku İnam ve Ticaret Ataşesi
Nil Gökçe katılım sağladı.
13
Nisan 2015
14
UND’den
Trabzon Valisi Öz’e taşımacılık anlatıldı
Doğu Karadeniz
Gümrük ve Ticaret
Bölge Müdürü
ziyaret edildi
Doğu Karadeniz Gümrük ve Ticaret
Bölge Müdürü Sayın Çetin Hıdımoğlu ve Bölge Müdür Yardımcısı
Sayın Hüseyin Şanverdi makamlarında ziyaret edildi. Ziyarette, uluslararası nakliyecilerin ülke ayrımı
gözetmeksizin taşıdıkları eşya ile
alakalı sınır gümrüklerinde yaşadıkları sorunlar ve sorunların çözümü
doğrultusunda süreçlerde yapılabilecek iyileştirme önerileri, sınır
kapısı beklemeleri ve beklemelerin
yaşanmaması adına alınabilecek
önlemler, yabancı plakalı araçların
ülkemizdeki kontrolsüz eşya hareketlilikleri, Sarp Sınır Kapısı’nın fiziki
durumu gibi sektörü ilgilendiren
birçok konuda fikir istişarelerinde
bulunuldu. Ziyarete Yönetim Kurulu
üyeleri Abdullah Özer, Alişan Ender
Topaloğlu, Çalışma Grubu Başkanı
Hüseyin Özdemir ve UND Trabzon
Bölge Temsilcisi katılım sağladı.
Trabzon Valisi Sayın Abdul
Celil Öz; UND Yönetim Kurulu
Üyesi Abdullah Özer, UND
Karadeniz Çalışma Grubu
Başkanı Hüseyin Özdemir
ve UND Trabzon Bölge
Temsilcisi Hakan Demircan
tarafından makamında ziyaret
edildi. Ziyarette, Uluslararası
Nakliyeciler Derneğinin ulusal
ve uluslararası faaliyetleri,
Türkiye uluslararası karayolu
taşımacılığı sektörünün ülkemizde
ve dünyadaki profili, bölgemizde faaliyet halinde olan uluslararası eşya
taşımacılığını icra eden şirketlerin
ulusal ve uluslararası sorunları ve
sorunlara çözüm önerileri üzerinde
istişarelerde bulunuldu.
Trabzon Ulaştırma Bölge Müdürü
Nurettin Aydın makamında ziyaret edildi
Trabzon Ulaştırma Bölge
Müdürü Nurettin Aydın
makamında ziyaret
edildi. Ziyarette, yabancı
plakalı araçların ülkemizdeki kontrolsüz eşya
hareketlilikleri, karayolu
denetleme noktalarındaki denetimlerde yabancı
plakalı araçlara karşı,
Türk plakalı araçların
ilgili araç ülkesinde maruz kaldığı uygulamalara
karşı araç ülkesi bazında, ilgili araçlara mütekabiliyet
uygulanabilmesi doğrultusunda
bakanlıklarına görüş bildirilmesi,
taşıma pazarlarına yabancı plakalı
araçların nüfuz etmesi nedeniyle
ihraç ve 3. ülke yüklemelerindeki
Türk plakalı araçları tehdit eden iş
daralması gibi sektörü yakından
ilgilendiren konularda istişarelerde bulunuldu. Ziyarete Yönetim
Kurulu üyeleri Abdullah ÖZER,
Alişan Ender Topaloğlu, Çalışma
Grubu Başkanı Hüseyin Özdemir
ve UND Trabzon Bölge Temsilcisi
katılım sağladı.
Mardin bölge çalışma grubu toplantısı gerçekleştirildi
Mardin bölge çalışma grubu toplantısı, 15 Nisan’da Mardin Ticaret
Odası toplantı salonunda gerçekleşti.
Toplantıda; Mardin’de lojistik üssünün
gerekliliği, Habur’da akaryakıt yüklü
araçların sahada bekletilmesi, Irak
ile Türkiye arasındaki 3. köprü’nün
durumu hakkında görüşülmüş ve
UND Yönetim Kurulu Üyesi Tahir
Aydoğan Habur’da gerçekleştirdiği
resmi ziyaretler ile ilgili çalışma grubu
üyelerine bilgilendirmelerde bulundu.
Nisan 2015
Yeni dönem Mardin Çalışma Grubu
Başkanlığına Muhsin Kaya, Başkan
Yardımcılığına ise Seyithan Anşin
seçildi. Toplantıya; Yönetim Kurulu
Üyesi Mehmet Tahir Aydoğan (Ferhat), Çalışma Grubu Üyeleri Mehmet
Yaman (Özmartaş), Feyzi Büyük
(Özbüyük), Muhsin Kaya (Kaya),
Seyithan Anşin (Anşin), Yusuf Ergün
(Ergünler), Yusuf Adanır (Adanır), Gülay Malkoçoğlu (Malkoçoğlu), Hamit
Bağaç (Öneren), Abdulvahap Adsay
(Dalgıçlar), Mehmet Sin (Sin Trans),
Hüseyin Kızılboğa (Kızlıboğa), Serhat
Aydoğan (Özsancar) ve Habur Bölge
Temsilcisi Murat Tatar katılım sağladı.
15
Nisan 2015
16
UND’den
Nuhoğlu, Slovenya, Slovakya ve
Romanya’daki sorunları dile getirdi
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın resmi ziyaretine katılan UND Başkanı
Çetin Nuhoğlu, Slovenya, Slovakya ve Romanya’daki sorunları dile getirdi.
kısıtlamalarının ticareti engellediği gibi
sorunları dile getirdi.
Türkiye ve Slovakya
Parlamentosu’ndan Karayolu
Taşımacılığı anlaşmasının
geçmesini bekliyoruz
Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın,
30 Mart-1 Nisan tarihleri arasında
Slovenya, Slovakya ve Romanya’ya
yaptığı resmi ziyaretler kapsamında
Türk iş dünyası ve örgütlerinden
temsilcilerin katılımıyla iş forumları düzenlendi. Cumhurbaşkanı
Erdoğan’a refakat eden heyette yer
alan UND Yönetim Kurulu Başkanı
Çetin Nuhoğlu, Orta Avrupa ile ticaret ve ekonomik işbirliğinin geliştirilmesi açısından önem arz eden İş
Forumlarına katılarak, Türk taşımacılığına yönelik kısıtlayıcı uygulamalar
ve mağduriyetlerin giderilmesiyle ilgili
konuları dile getirdi. Cumhurbaşkanı
Recep Tayyip Erdoğan, 30 Mart-1
Nisan tarihlerinde Slovenya, Slovakya ve Romanya’ya resmi ziyaretlerde
bulundu. Ziyaret edilen ülkelerle ekonomik ve ticari ilişkileri geliştirmek
amacıyla her üç ülkede de iş forumları düzenlendi. Cumhurbaşkanı
Erdoğan’a refakat eden iş adamları
Nisan 2015
ve iş dünyası örgütlerinin temsilcileri
de bu iş forumlarında yerel muhataplarıyla bir araya gelerek, karşılıklı
yatırım ve ticaret projelerini değerlendirme, mevcut projeleri geliştirip,
sorunları ortadan kaldırarak karşılıklı
ticari hacimlerini daha üst seviyelere
taşıma imkanı buldu. Heyette yer
alan Uluslararası Nakliyeciler Derneği
(UND) Yönetim Kurulu Başkanı
Çetin Nuhoğlu da, Türkiye’nin, Orta
Avrupa taşımacılığında karşılaştığı
sorunları muhataplarına aktardı.
Slovenya’daki transit kısıtlamalar mağduriyet yaratıyor
Çetin Nuhoğlu, Slovenya’da
düzenlenen İş Forumu’nda, bu
ülke tarafından Türk taşımacılarına
yönelik kısıtlamalar ve hukuka aykırı
ve ayrımcı uygulamalar, yetersiz geçiş
belgesi kotası nedeniyle uzayan teslim
süreleri ve ek maliyetlerin Türkiye-AB
ticaretine olumsuz etkileri, profesyonel sürücü vizeleri ve kalış süresi
Slovakya’daki toplantıda ise, iki ülke
ticaretinin geleceğinin Türkiye ve
Slovakya meclislerinde beklediğine
işaret eden Nuhoğlu, şu görüşleri ifade etti: “Slovakya üzerinden yapılan
transit taşımaların serbestleştirilmesi,
sektörümüze çok önemli bir alternatif
güzergâh yaratmanın ötesinde, AB
ülkelerinde muhatap olduğumuz
ayrımcı kota kısıtlamalarının hukuksuz
ve karşılıklı ticareti zedeleyici nitelikte
olduğunun İngiltere’nin ardından bir
kez daha teyidini sağlayacak; diğer
AB ülkelerinin de aynı “doğruyu”
bulması için ciddi bir emsal oluşturacaktır. 2012 yılında imzalanan
‘Uluslararası Karayolu Taşımacılığı
Anlaşması’nın Türkiye ve Slovakya
Parlamentosundan bir an önce
geçmesine yönelik her türlü girişim
sektörümüz ve ülke ekonomimiz
açısından büyük önem arz ediyor.”
Romanya’nın transit
geçişlerdeki kısıtlayıcı
uygulamaları Türk
taşımacılarına zarar veriyor
UND Yönetim Kurulu Başkanı Çetin
Nuhoğlu, Romanya’da düzenlenen İş
Forumu’nda da, taşımacılık alanında
bu ülkeyle yaşanan sorunları dile
getirdi. Çetin Nuhoğlu, Türkiye ve
Romanya arasındaki ticarette sorunsuz yürüyen taşımacılık ilişkilerinin,
Türk araçlarının Romanya üzerinden
gerçekleştirdiği transit taşımalara
yansımadığını kaydetti. Romanya
Hükümeti tarafından Türk taşımacılara tahsis edilen transit geçiş belgesi
sayısının yetersizliğine dikkat çeken
Çetin Nuhoğlu, bu belgelerin bitmesi
akabinde Türk araçlarına uygulanan
238 Euro tutarındaki transit geçiş
ücretini eleştirerek, bu ücretin uluslararası hukuk ve sözleşmelere aykırı
olduğunu bildirdi.
17
Nisan 2015
18
UND’den
Mısır geçişinde alternatifimiz var,
Mısır kaybeder
Körfez ülkelerine yönelik taşımaların Mısır
anlaşmasının yenilenmemesi ile bir şey kaybetmeyeceğini ifade
eden UND İcra Kurulu
Başkanı Şener, “Bizim
alternatifimiz var, bu
durumda kaybeden Mısır olacaktır” dedi.
Suriye’de yaşanan sıkıntı-
lar nedeniyle, son üç yıldır Mersin ve İskenderun limanlarından
kalkan Ro-Ro gemilerinin Mısır’a,
Mısır üzerinden de karayoluyla
Kızıldeniz’e, buradan Ro-Ro ile
Suudi Arabistan’ın Duba Limanı’na
Tırları taşıyarak yapılan ticaret Mısır
ile 22 Nisan 2012 tarihinde imzalanan 3 yıllık anlaşma ile yapılıyordu.
Mısır’da iktidara askeri darbe ile
Abdülfettah El-Sisi’nin gelmesinin
ardından Mısır’ın Türkiye ile ilişkileri
bozuldu ve Türk araçlarının Körfez’e
yönelik taşımalarda Mısır’ı transit
geçmelerine imkan veren anlaşmanın 22 Nisan’da yenilenmeyeceği
Sisi tarafından geçtiğimiz ekim
ayında açıklandı. UND İcra Kurulu
Başkanı Fatih Şener konuyla ilgili şu
ifadeleri kullandı: “Bizim de edindiğimiz intiba anlaşmanın yenilenmeyeceği yönünde. Bu araçlar, Mısır
Nisan 2015
güzergâhını kullanırken bu ülkeye
döviz bırakmalarının yanı sıra önemli
ticaret fırsatlarını da ayaklarına
götürüyor. Türkiye ile Suudi Arabistan ve Körfez ülkeleri arasında
her iki yönde mal hareketi vardır ve
bu mallar her durumda taşınmaya
devam edecek. Ticaret yolları tarih
boyunca geçtikleri ülkelere zenginlik taşıdılar. Mısır yönetimi aldığı
bu kararla Mısır’ı önemli bir ticaret
yolunun dışına atarak refüze etmiş
olacak. Bu hat Mısır ihraç ürünlerinin de Türkiye üzerinden Avrupa
ve Rusya’ya ulaşma imkanı veren
önemli bir fırsattı. Maalesef bu kararla Mısır ekonomisi için de önemli
bir imkâna son veriliyor.”
Bizim alternatifimiz var,
kaybeden Mısır olur
UND İcra Kurulu Başkanı Şener,
yaşanan gelişmelerden Mısır’ın
zarar göreceğine dikkati çekerek
şöyle devam etti: “Bu kararın uygulanmasından sonra da Türk ihraç
ürünleri Körfez ülkelerine, Körfez
ülkelerinin ihraç ürünleri Türkiye’ye
ve Türkiye üzerinden başka ülkelere gitmeye devam edecek. Bu
ticareti sürdürmek için araçlarımızı
Süveyş kanalı üzerinden doğrudan
ve daha kısa sürede Körfez ülkelerine RoRo ile taşımak konusunda
hazırlıklarımız sürüyor. Ayrıca, Ürdün üzerinden körfeze ulaşmak da
bölgeye yapılacak taşımalar için bir
başka alternatifimiz. Son dönemde
transit geçişte kolaylıklar sağlanmış
olan İran’da bugüne kadar hiç kullanılmamış yeni bir güzergâh olarak
konusunda görüşmelerimiz sürüyor
ve İran üzerinden de ayrıca yeni bir
güzergâh oluşturma konusunda
çalışmalarımız başlamış durumda.
Devletimizin çizdiği uluslararası
ilişkiler çerçevesi içerisinde, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme
Bakanlığı ve Ekonomi Bakanlığımız
koordinasyonunda Türk dış ticaretini taşımaya hazır olduğumuzu
bölge ile ticaret yapan ihracatçı ve
ithalatçılarımıza ve kamuoyumuza
saygı ile bildiririz.”
19
Nisan 2015
20
UND’den
İtalya kota sorunlarına yeni atanan
İtalya Büyükelçisi’nden destek sözü
UND Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu ve UND İkinci Başkanı İzzet Salah,
görevine yeni atanan İtalya Büyükelçisi’ne başarı dileklerini iletmek ve sektörümüzün İtalya’da yaşadığı karayolu taşımaları ile ilgili sorunlarını istişare etmek
adına İtalya Büyükelçisi Luigi Mattiolo’yu makamında ziyaret ederek mevcut
sorunları aktardı.
Türk taşımacılarına verilen yetersiz
sayıdaki geçiş belge kotası sebebiyle
uzun süredir devam eden İtalya karayolu taşıma sorunları UND Başkanı
Çetin Nuhoğlu, UND İkinci Başkanı
İzzet Salah ve İtalya Büyükelçisi Mattiolo tarafından söz konusu ziyarette
masaya yatırılırken, çözüm hususunda yapılabilecekler görüşüldü. UND
Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu tarafından dile getirilen ilk konu
İtalya tarafından ülkemiz taşımacılarına
verilen yetersiz sayıdaki geçiş belge
kotası oldu. Bu durumun iki ülke
ticaretini olumsuz etkilediğini aktaran
UND Başkanı, kota sorunu olmayan ülkeler ile olan ticaretin İtalya’ya
göre en az iki kat daha fazla arttığını
fakat İtalya ile olan dış ticaret artışının
durduğunu, Türkiye’den İtalya’ya yük
ihraç eden firmaların yüzde 10’unun
İtalyan firmaları olduğu ve bu durumun sadece Türk ticaret erbabını
değil aynı zamanda İtalyan firmaları
da büyük zarara uğrattığını, yetersiz
sayıdaki geçiş belge kotası sebebiyle
bir yıl içinde toplamda 3 aylık bir sürede belge olmadığını ve taşımaların
yapılamadığını, yaşanan bu sorunların
sadece ulaştırma sorunu değil aynı
Nisan 2015
zamanda ekonomi sorunu olduğunu
dile getirdi.
Transit kotalar ticareti engelliyor
İki ülke arasında yapılan son Kara
Ulaştırma Karma Komisyon Toplantısına (KUKK) değinen Nuhoğlu, iki
ülke arasındaki ticaret artışına paralel
olarak belge sayısının 45 bin adede
yükselmesi gerekirken halen 7 yıl
önceki hali ile kaldığını, ihtiyaç duyulan
45 bin belgelik İtalya kotasının İtalya
Başbakanı’nın da mutabık kaldığı bir
rakam olmasına rağmen İtalya Ulaştırma Bakanlığı’nın son KUKK toplantısında sadece 1.000 adetlik belge
artışı teklif etmiş olduğunu ve bunun
çözümden uzak bir tavır olduğunu
vurguladı. Büyükelçi Luigi Mattiolo
tarafından, İtalya Hükümeti’ne ve
yetkili mercilere yaşanan sorunları bizzat aktaracağı ve bu konuda aracılık
görevi üstleneceği belirtilirken sorunun
her iki ülke ekonomisinin, dış ticaretinin ve dostane ilişkilerin gelişmesi
adına büyük önem arz ettiği iletildi.
UND Başkanı Nuhoğlu tarafından dile
getirilen bir başka konu da İtalya’nın
batısındaki ülkelere yapılan ve İtalya
tarafından sadece 6 bin adetlik belge
kotası ile sınırlandırılan transit taşımalar
oldu. Dünya Bankası’nın 8 Nisan tarihli
raporunda açıkça belirtilen “transit kotaların ticareti engellediği” vurgusunun
altı çizilirken, uluslararası anlaşmalardan
doğan transit hakkın kısıtlanmasının
hukuki açıdan da bir ihlal olduğu ve bu
kısıtlamaların devam etmesi halinde
kısıtlamaları yapan ülkeler nezdinde
hukuki olarak girişim başlatılabileceği
belirtildi. Nuhoğlu tarafından aktarılan
son konu ise, İtalya’dan Türkiye ardı
üçüncü ülkelere yapılabilecek ve İtalya
ekonomisine büyük katkı sağlayabilecek taşımaların İtalya tarafından
engellendiği olmuştur. İtalya tarafından
Türk taşımacılara “Üçüncü Ülke Geçiş
Belgesi” tahsis edilmesi halinde İtalyan
mallarının Türkiye ardı pazarlara rahatlıkla girebileceği fakat ülkemiz taşımacılarına verilmeyen bu belgeler sebebiyle
İtalyan ihracat ürünlerinin bu pazarlara
arz edilemediği ve İtalya ekonomisinin
büyük bir kazançtan mahrum kaldığı belirtildi. Büyükelçi Luigi Mattiolo
tarafından, yaşanan sorunların çözümlenmesi adına her türlü desteğin
verileceği aktarılırken karşılıklı olarak
iletişim halinde olunmasının önem arz
ettiği ve iki ülke Ulaştırma Bakanlıkları
arasında bir toplantı düzenlenebilmesi
için aracılık edeceği aktarıldı. Toplantıya
ayrıca, İtalya Büyükelçiliği Ekonomi ve
Ticaret Ofisi Müdürü Francesco Varriale, İtalya Ticaret Ataşesi Emilio Sessa
ve UND İcra Kurulu Üyesi Erman Ereke
katılım sağladı.
21
Nisan 2015
22
UND’den
Dış ticarette lojistik, lojistikte Ankara
Nisan ayı içerisinde Ankara Lojistik
Üssü’nde, Atılım Üniversitesi Uluslararası Ticaret ve Lojistik öğrencileri
ile sektör uzmanları “Dış Ticarette
Lojistik, Lojistikte Ankara” panelinde
bir araya geldi. Dış ticarette lojistiğin önemi ile Ankara’nın lojistikteki
stratejik yerinin tartışıldığı panele Atılım
Üniversitesi İşletme Fakültesi Öğretim
Üyesi Prof. Dr. Nevzat Saygılıoğlu
moderatörlük yaparken; konuşmacılar
arasına UND Yönetim Kurulu Başkanı
ve TOBB Ulaştırma ve Lojistik Meclisi
Başkanı Çetin Nuhoğlu’nun yanı sıra
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme
Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Talat
Aydın, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı
Müsteşar Yardımcısı Remzi Akçin,
Ankara Gümrük Müşavirleri Derneği
Başkanı Aslıhan Çelebi, Atılım Üniversitesi Öğretim Görevlisi ve TOBB
Ulaştırma ve Lojistik Meclisi Başkan
Yardımcısı Hakan Bezginli de yer
aldı. UND Başkanı, konuşmasında,
dünya ticaretinin gelişimi ile küresel
lojistik hizmetlerin bu gelişimdeki
rolünü açıkladı. Nuhoğlu, son 10 yılda
ihracatını yüzde 264 oranında artıran
ve yaklaşık 4000 ihracatçı firmanın
bulunduğu Ankara’nın Türkiye’nin
dış ticaretindeki lojistik önemi ile ilgili
bilgileri paylaşarak, 10. Beş Yıllık Kalkınma Planı üzerinden lojistik gelişimin
ülkenin ekonomik kalkınmasındaki
rolünü açıkladı. Bölgesel Kalkınma
Ajanslarının, Türkiye’nin ulusal ihracat
ve lojistik vizyonunu desteklemesinin
önemine değinen Nuhoğlu, kalkınma
ajanslarının lojistik projelerini diğer bölgelerle bağlantıları da içerecek şekilde
kurgulamalarının ve tüm bölgelerin
ortak lojistik sinerjisinin, dış ticaretimizin rekabet gücüne olumlu etkileri
olacağının altını çizdi.
UND Başkanı, Okan Üniversitesi’nde kentsel
lojistik sorunlarını ve çözüm önerilerini aktardı
9 Nisan 2015 tarihinde Okan
Üniversitesi Meslek Yüksekokulu
organizasyonunda ve Prof. Dr.
Mehmet Tanyaş moderatörlüğünde Kadıköy Kampüsü’nde “Kentsel Lojistik Sorunları ve Çözüm
Nisan 2015
Önerileri” paneli gerçekleşti.
Panelin açılış konuşmalarından
birini gerçekleştiren UND Başkanı
Çetin Nuhoğlu, İstanbul özelinde
lojistik sektörünün dağınık yapısı,
köprü yürüme yasakları gibi kent
içi lojistik sorunlarını aktararak,
dış ticaretimizin rekabet gücünde
özellikle büyük kentlerde planlanan
fakat hayata geçirilemeyen lojistik
merkez projelerinin etkilerini açıkladı. İstanbul Kalkınma Ajansı’nın
2023 bölge planı çalışmalarından ve Avrupa’da lojistik merkez
yapılanmalarından örnekler veren
Nuhoğlu, kent lojistiğinin geliştirilmesine yönelik projeler için ilgili
kentlerdeki temel lojistik sektörü
paydaşlarının bir araya gelerek
güçlerini birleştireceği “lojistik
kümelenme” projelerinin desteklenmesinin önemine değindi.
UND Heyeti,
Habur’da resmi
ziyaretlerde
bulundu
UND Yönetim Kurulu Üyesi Ömer
Faruk Yıldırım, Habur-Mardin
Çalışma Grubu üyeleri Mesut İverendi ve Talat Abay, Habur Mülki
idare Amiri Suat Demirci,İpekyolu
Gümrük ve Ticaret bölge Müdürü
Mehmet Tuncay Bayraktar ve
Habur Gümrük Müdürü Hasan
Sarı’yı makamlarında ziyaret ederek bir dizi görüşme gerçekleştirdi.
Yetkililere UND’nin bölgedeki
faaliyetleri hakkında bilgi verilerek;
bekleme sürelerinin kısalması,
kuyruk sorununun son aylarda
ortadan kalkması ve tır parkındaki
sorunların çözülmesi dolayısı ile
teşekkür edildi. Gümrük Müdürü
Hasan Sarı, alınan karar ile birlikte
15 Nisan’dan itibaren açık dorseli
araçların gümrükten geçemeyeceklerini, bu konuda üyelerin
bilgilendirilmesini talep etti. Ayrıca,
yakın bir zamanda bölge üyeleri ile
yemekli bir toplantı yapılması için
yetkililerden söz alındı.
23
Nisan 2015
24
GÜNCEL
Türkiye ile İran arasında sekiz anlaşma
ve bir mutabakat metni imzalandı
Nisan ayı içerisinde Cumhurbaşkanı Erdoğan, İran İslam Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ile baş başa görüştü. Görüşmenin ardından sekiz anlaşma ve bir mutabakat metni imzalandı.
Gümrük ve Ticaret Bakanı Nu-
rettin Canikli, Cumhurbaşkanı Recep
Tayyip Erdoğan’ın İran’a gerçekleştirdiği günübirlik resmi ziyarete katıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İran İslam
Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Hasan
Ruhani ile baş başa görüştü. Görüşmenin ardından iki lider Türkiye-İran
Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi’nin
ikinci toplantısına başkanlık etti.
Toplantı sonrası Sadabad Sarayı’nda
Ruhani ile düzenlediği ortak basın
toplantısında konuşan Erdoğan, çok
önemli bir işbirliği toplantısı için Türkiye ve İran tarafının bir araya geldiğini
ifade etti. Erdoğan, Yüksek Stratejik
Konsey Toplantısı’nın ikincisinin
Tahran’da gerçekleştirmenin mutluluğu içerisinde olduklarını dile getirdi.
Erdoğan: 2013-2014’te düşüş
var, ekonomik alanda belli bir
hızı kaybettik
Bu toplantıda 8 anlaşma ve bir muNisan 2015
tabakat metninin de imzalanmasıyla
önemli bir adım atıldığını aktaran
Erdoğan, “Gerek siyasi alanda,
ekonomik, ticari, kültürel bütün bu
alanlarda neler yapabileceğimizi en
geniş anlamda değerlendirme fırsatı
bulduk” diye konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
“Bu arada bölge adeta bir ateşten
çember. Bunları aramızda konuşma
imkanımız oldu. Terörle mücadele
konusu değerlendirme fırsatımız
oldu. Tabi siyasi noktada uluslararası
alanda ne gibi adımları müşterek
atabiliriz, bunları aramızda konuştuk.
Ekonomik alanda ise belli bir hızı ne
yazık ki kaybettik. Çok çok iyi giderken, son 2013, 2014’te bir düşüş
söz konusu. Bir hedef belirlemiştik,
30 milyar dolar gibi. Maalesef bu hedefte şu anda geriyiz. 4 milyar dolar
yaklaşık bizim ihracatımız. 10 milyar
dolar İran’ın Türkiye’ye ihracatı söz
konusu. Aramızdaki tabi ticaret açığı
da İran lehine çok çok fazla. Tabi
burada yaptırımlar oldu vesaire.
Bütün bunlar maalesef bu tabloyu
ortaya çıkardı ve tahrik etti.” Şimdi
yeni dönemde çok daha farklı adımları dayanışma içerisinde birlikte
atmak istediklerini belirten Erdoğan,
“Aslında bu adımı atmak için her iki
tarafta irade var. Ama biraz burada
gecikmeler oluyor. Bu gecikmeleri
aşmamız lazım” değerlendirmesinde
bulundu. Erdoğan, şunları kaydetti:
“Bu noktada ısrarla üzerinde durduğumuz konu, örneğin enerjide şu
anda biz İran’ın doğalgaz ihracatının
çok ciddi bir kısmını, yüzde 90-95
gibi, biz alıyoruz. Bu tabi önemli bir
oran. Fakat fiyatlara gelince, fiyatlar
noktasında şu anda en pahalı
doğalgazı İran’dan ithal ediyoruz.
Aslında bu fiyat şu anda aşağıya
çekilmiş olsa biz tabii ki İran’dan
alacağımız doğalgazı çok daha
artırırız. Çünkü Türkiye, doğalgaz
25
İmza töreninde, Gümrük ve Ticaret Bakanı Nurettin Canikli, Dışişleri Bakanı Mevlüt
Çavuşoğlu, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız,
Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik ve MİT Müsteşarı
Hakan Fidan hazır bulundu.
tüketiminde ilerleyen, özellikle sanayisinde ve bir de artık illerin dışında
ilçelere dağılan şebekesiyle ihtiyacı
var. Onun için de tabi bir taraftan
çeşitlendirmeyi yapıyoruz. Ama bir
taraftan da bu doğalgaz ihtiyacımızı
uygun fiyatlarla karşılayacağız ki
vatandaşımıza da ucuz doğalgaz
verebilelim ve vatandaşımız da bu
noktada mağdur olmasın.” Dost
ve kardeş iki ülkenin bu noktada
birbiriyle dayanışma içerisinde olması
gerektiğini belirten Erdoğan, en
pahalı doğalgazı İran’dan aldığımızı
ifade ederek bu durumun düzeltilmesi gerektiğini belirtti.
Aramızdaki kültürel ve
inanç turizmini çok daha
yaygınlaştıralım
Erdoğan, “Tabi bir diğer konu da
özellikle bizim enerji noktasında,
elektrik enerjisini de İran’dan aldığımız düşünülürse bu noktada da
ne denli bir dayanışma içerisinde
olduğumuzu bu da gösterir. Fakat
biz bu dayanışmamızı hiç bir zaman
bir kenara koymak istemiyoruz.
Bunu tabi ki devam ettireceğiz.
Ama asıl hedef, diğer ürünler
noktasında da 30 milyar dolarlık
hedefi bir an önce yakalamamızdır.
Çünkü biz birbirimize seslendiğimizde duyabilecek bir noktadayız.
İşte Ankara’dan kalktık Tahran’a
2 saatte ulaştık mesafe bu” diye
konuştu. Medeniyet, inanç, kadim
değerler noktasındaki birlikteliğin
de işe katılması halinde İran ile
müşterek yapılacak çok şey olduğunu dile getiren Erdoğan, ulaşımda yaşanılan sıkıntılar olduğunu,
bunların aşılması gerektiğini, büyük
ölçüde de aşıldığını söyledi. Bürokrasinin bazı yerlerde işi engellediğini
ifade eden Erdoğan, bürokratik
oligarşinin bir felaket olduğunu,
bundan da bir an önce kurtulmak
gerektiğini kaydetti. Bir diğer önemli
adımın hava taşımacılığı olduğuna
dikkati çeken Erdoğan, “Olayı sadece Tahran, Tebriz, İsfahan, Meşhed,
buralarda bırakmak istemiyoruz. İran
ile aramızdaki bu kültürel ve inanç
turizmini çok daha yaygınlaştıralım.
Bizim özellikle turizmdeki birikimimiz
tecrübemiz çok çok ileri, bunu paket
turizmle İran’la da paylaşmak isteriz”
dedi. Erdoğan, 12 yıl önce göreve
geldiklerinde Türkiye’ye gelen turist
sayısının 13 milyon olduğunu, şimdi
ise 40 milyonu aştığını vurguladı.
Turizmin çeşitlendirildiğini, sadece
hava, kum, denizin yeterli olmadığını
bunlara kültür, inanç, termal, eğitim,
kongre turizmini kattıklarını belirten
Erdoğan, bir çekim alanı oluşturulduğunu, bunları daha da geliştireceklerini ifade etti. Cumhurbaşkanı
Erdoğan, şunları kaydetti: “Döviz
kuru noktasında biz başka paraların
baskısı altında kalmayalım. Ekonomide İran’ın yerli parasıyla Türkiye’nin
yerli parası bizim alışveriş noktasındaki aracımız olsun. Biz ne doların
baskısı altında kalalım ne avronun
baskısı altında kalalım. Bu konuda
daha önce merkez bankalarımızı da
milli bankalarımızı da görüştürdük
ama hala adımı atamadık. Biz alımlarımızı İran’ın yerli parasıyla yapalım,
İran Türkiye’den alımlarını yine aynı
şekilde Türkiye’nin yerli parasıyla
yapsın. O zaman biz böyle bir kur
baskısı altında kalmayız. Çok daha
güçlü bir şekilde hem bölgeye örnek
oluruz hem uluslararası camiaya
örnek oluruz, bunlar bize ayrı bir güç
katacaktır diye düşünüyorum.”
İMZALANAN ANTLAŞMALAR
“Dışişleri Bakanlığı Diplomasi Akademisi ile İran İslam Cumhuriyeti
Dışişleri Bakanlığına bağlı uluslararası ilişkiler okulu arasında işbirliğine ilişkin
mutabakat zaptı. Sağlık ve tıp alanlarında işbirliğine dair mutabakat zaptı.
Çevre alanında işbirliği mutabakat zaptı. Demiryolları alanında niyet beyanı.
KOSGEB ile İran Küçük Ölçekli Sanayi İşletmeleri ve Sanayi Bölgeleri Kurumu (ISIPO) arasında mutabakat zaptı.
Türk Patent Enstitüsü ile İran icra ve mülkiyet kaydı için devlet kuruluşunun fikri mülkiyet merkezi arasında işbirliği mutabakat zaptı. Aile ve Sosyal
Politikalar Bakanı ile İran Kadın ve Aile İşleri Cumhurbaşkanlığı Yardımcılığı
arasında kadın ve aile faaliyetleri arasında niyet beyanı.
Türkiye ile İran arasında taşıtların ve eşyanın uluslararası dolaşımına dair
elektronik veri değişim mutabak zaptı. Türkiye ile İran cumhurbaşkanları
arasında ortak bildiri.”
Nisan 2015
26
EKONOMİ
Canikli: Türk firmaları her alanda, her
sektörde rekabet edebilir konuma geldİ
Türkiye-Fildişi Sahili İş
Forumu’nda Gümrük ve
Ticaret Bakanı Nurettin
Canikli, “Türk firmaları,
her alanda, her sektörde en rekabetçi ortamda dahi rekabet edebilir
konuma geldi” dedi.
Gümrük ve Ticaret Bakanı
Nurettin Bakan Canikli, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu’nun (DEİK), Fildişi
Sahili Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı
Alassane Ouattara, DEİK Yönetim
Kurulu Başkan Yardımcısı Halim
Mete ve DEİK Türkiye-Fildişi Sahili
İş Konseyi Başkanı Halit İnci ev
sahipliğinde düzenlediği ‘Türkiye-Fildişi Sahili İş Forumu’na katıldı. Fildişi
Sahili Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Alassane Ouattara’nın Türkiye
ziyaretinden duyduğu memnuniyeti
dile getiren Canikli, Fildişi Sahili’nin
son yıllarda yaşadığı ekonomik
gelişmeleri heyecanla takip ettiklerini
söyledi. Ülkenin kararlılığının çok
açık olduğunu ifade eden Canikli, bu
iradenin devam etmesi durumunda
Fildişi Sahili’nin hedeflerine ulaşacağına ilişkin inancını dile getirdi.
Bakan Canikli, Türkiye’nin AB ile
Gümrük Birliği anlaşmasını imzaladığı
tarihlerde çok büyük eleştirilerle karşı
karşıya kalındığını hatırlatarak şunları
anlattı: “Henüz Türkiye ekonomisinin
ve şirketlerinin uluslararası rekabet
gücünün olmadığı, çok zayıf göstergelerin olduğu bir dönemdi o dönem.
Gümrük Birliği Anlaşması ile yeterince rekabet gücü olmayan Türk
firmalarının, AB’den gelecek rekabet
baskısıyla ayakta kalamayacağı, sonucunda Türkiye’nin çok ciddi sıkıntılarla karşı karşıya kalacağı eleştirileri
gündeme geldi. Türkiye bu kararlı
tavrından vazgeçmedi ve geldiğimiz
noktada Türk firmaları her alanda,
her sektörde en rekabetçi ortamda
dahi rekabet edebilir konuma geldi.”
2008 küresel krizinin AB’ye olan ihracatı dolayısıyla Türkiye’yi vurduğunu,
ihracatın bu bölgeye bir anda yüzde
23 azaldığını anımsatan Canikli, Türk
Nisan 2015
firmalarının dinamik rekabet gücü
ile bu kaybı yeni pazarlar ve yeni
ürünlerle telafi ettiğini, Türkiye’nin bu
krizi minimum seviyede etkilenerek
atlattığını aktardı. Nurettin Canikli,
Fildişi Sahili’nin de benzer tabloyla
karşı karşıya olması halinde rekabet
ortamının oluşturulmasından kesinlikle korkmaması gerektiğine işaret
ederek, “Korumacılık iç siyasette her
zaman caziptir ama günlük tartışmaların ötesine daha geniş vizyonla
bakılabildiğinde sorun çözülür. Bu
kararlılığı Fildişi Sahili’nde gördük bu
son derece önemli” dedi.
Yaşlanan nüfus Avrupa’nın
en büyük sorunu
Koruma tedbirleri ile istenilen seviyeye gelinmesinin mümkün olmadığını
belirten Canikli, Fildişi Sahili’nin tarım
ve yeraltı zenginlikleri açısından
önemli potansiyele sahip olduğunu,
bir çok ülkenin buna sahip olmadığını, çok kısa sürede Fildişi Sahili’nin
yıldızının parladığını bütün dünyanın
göreceğini söyledi. Canikli, ülke
ekonomileri açısından en önemli
avantajlardan birinin de genç ve
dinamik nüfusa sahiplik olduğuna
vurgu yaparak, bugün Avrupa’nın,
Japonya’nın ve diğer gelişmiş ülkelerin en büyük sorunlarından birinin
yaşlanan nüfus olduğunu kaydetti.
Konuşmasında Türk firmalarına da
seslenen Canikli, “Fildişi Sahili’nde
çok önemli potansiyeller var, oralara
gidin. 12-13 yıl önce ufuklarımız bu
kadar geniş değildi, ama bugün
ufuk, vizyon problemimiz yok
Türkiye’de. Gidip Fildişi Sahili’nin
imkanlarından faydalanın, aynı
zamanda katkı sağlayın” çağrısında
bulundu. Ticari ilişkilerin tek taraflı
olmayacağını, iki tarafın menfaatine
olması gerektiğini söyleyen Canikli,
bu kapsamda eski Başbakanlardan Necmettin Erbakan’ın AB’yi
eleştirirken söylediği “Onlarla ortak
biz pazar olmamalıyız” sözünü hiç
unutmadığını paylaşarak, bu fikrin
çok doğru olduğunu, ilişkilerin
karşılıklı eşit olarak paylaşılması gerektiğini savundu. Karşılıklı kazanma
iradesinin Fildişi Sahili’nde de bulunduğuna işaret eden Canikli, özellikle
inşaat alanında iyi olduğumuzu
söyleyerek bunları paylaşmaya hazır
olduğumuzu belirtti. Son olarak
Canikli, hem karşılıklı yatırım yapılabileceğini hem de üçüncü ülkelerde
yatırım yapılabileceğini ifade etti.
28
GÜNCEL
‘UBAK İzin Belgeleri Bilinçlendirme Yılı’
çerçevesinde seminerler gerçekleştiriliyor
2015 yılının “UBAK İzin Belgeleri Bilinçlendirme Yılı” ilan edilmesi kapsamında,
Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı ve UND işbirliği ile düzenlenecek
bilgilendirme seminerlerinin ilki bakanlık bünyesinde 2 Nisan’da Ankara’da, ikincisi
ise 9 Nisan’da İstanbul’da gerçekleştirildi. UBAK ile ilgili kafalardaki soru işaretleri
bakanlık yetkilileri tarafından birebir cevaplandı.
2015 yılının “UBAK İzin Belgeleri
Bilinçlendirme Yılı” ilan edilmesi
kapsamında, Ulaştırma Denizcilik
ve Haberleşme Bakanlığı ve UND
işbirliği ile düzenlenecek bilgilendirme seminerlerinin ilki 2 Nisan
2015 tarihinde bakanlık bünyesinde Ankara’da gerçekleştirildi.
Nisan 2015
Karayolları Düzenleme Genel Müdür Yardımcısı Hüseyin Yılmaz’ın
açılış konuşmasını gerçekleştirdiği
seminerde, Karayolları Düzenleme
Genel Müdürlüğü Daire Başkanı
Nurhan Tüfekçioğlu, Karayolları
Düzenleme Genel Müdürlüğü
Şube Müdürü Leyla Şahiner ve
Uzman Yardımcısı Zafer Kögmen
tarafından UBAK Sistemi’nin
detayları katılımcıları ile paylaşıldı.
Seminerde ele alınan konular:
UBAK Sisteminin işleyişi ve uluslararası toplantılardaki ülkemiz
gündemleri, UBAK Sistemi’ndeki
ülke kısıtlamaları ve ülkemizin bu
29
UBAK kullanımına ilişkin istatistiki
veriler ve Türk araçları ile karşılaştırmaları, UBAK Sistemi’nde yaşanan son gelişmeler ve uygulamaya
yeni girecek olan ve firmalarımızın
sektöre giriş koşulları ile ilgili
“Kalite Belgesi” detayları, Firmalara UBAK İzin Belgesi tahsislerinin
daha erken döneme alınmasına
yönelik önlemler, İç Gümrük İdarelerinde U-Net kayıt işlemlerinde
UBAK Belgesi İbrazın Önemi ve
U-Net kayıt işlemlerine dair karşılaşılan zorluklar, UBAK Belgesi’nin
verimli kullanımının önemi, UBAK
kota kısıtlaması yönünde değerlendirmeler oldu.
Tüfekçioğlu soruları yanıtladı
kısıtlamalara yönelik politikaları,
UBAK İzin Belgeleri’nin sağladığı
faydalar, UBAK İzin Belgeleri’nin
doğru kullanımı ve karşılaşılan
kullanım hataları, UBAK İzin
Belgeleri’nin dağıtım usulleri ve
dağıtım metotlarına ilişkin detaylar, bakanlık tarafından kesilen
cezaların UBAK İzin Belgeleri’nin
dağıtımına olan etkileri, Yabancı
plakalı araçların UBAK kullanımına ilişkin istatistiki veriler ve Türk
araçları ile karşılaştırmaları, UBAK
sisteminde yaşanan son gelişmeler başlıkları altında oldu. Uluslararası taşımacılıkta büyük öneme
sahip UBAK Belgesi kullanımında
karşı karşıya kalınan hataların giderilmesinde ve UBAK Belgesi’nin
verimli kullanılması yönünden
önemli bilgilerin paylaşıldığı ve
sisteme dair katılımcı firmalarımızın tüm sorularının cevaplandığı
seminer kapsamında bilgiler de
verildi.
İstanbu’daki seminere
katılım yoğun oldu
2015 Yılının “UBAK İzin Belgeleri Bilinçlendirme Yılı” ilan
edilmesi kapsamında, 9 Nisan’da
İstanbul’da düzenlenen seminere
lojistikçiler büyük ilgi gösterdi.
Seminerde UBAK sistemi ile ilgili
akıllardaki soru işaretleri cevap
buldu. Ulaştırma Birinci Bölge
Müdürlüğü’nde gerçekleştirilen seminere UND İcra Kurulu
Başkanı Fatih Şener de katıldı.
Ulaştırma Bölge Müdürü Hamza
Demirdelen’in ve UND İcra Kurulu
Başkanı Fatih Şener’in açılış
konuşmalarını gerçekleştirdiği
seminerde, Karayolu Düzenleme
Genel Müdürlüğü Daire Başkanı
Nurhan Tüfekçioğlu, Karayolları
Düzenleme Genel Müdürlüğü
Şube Müdürü Leyla Şahiner ve
Uzman Yardımcısı Zafer Kögmen tarafından UBAK Sisteminin
detayları katılımcıları ile paylaşıldı.
Seminerde ele alınan konular:
UBAK Sistemi’nin işleyişi ve uluslararası toplantılardaki ülkemiz
politikaları, UBAK Sistemi’ndeki
ülke kısıtlamaları ve ülkemizin bu
kısıtlamalara yönelik politikaları,
UBAK İzin Belgeleri’nin doğru
kullanımı ve karşılaşılan kullanım
hataları, UBAK İzin Belgeleri’nin
dağıtım usulleri ve dağıtım metotlarına ilişkin detaylar, Bakanlık tarafından kesilen cezaların UBAK
İzin Belgeleri’nin dağıtımına olan
etkileri, UBAK İzin Belgeleri ile
yurtdışında karşılaşılan zorluklar
ve diğer ülkelerin kontrol uygulamaları, Yabancı plakalı araçların
Seminerde Karayolu Düzenleme
Genel Müdürlüğü Daire Başkanı
Nurhan Tüfekçioğlu tarafından,
sektörümüzün birçok sorusu
cevaplandırıldı ve birçok konuda
bilgilendirme yapıldı. Uluslararası
taşımacılıkta büyük öneme sahip
UBAK belgesi kullanımında karşı
karşıya kalınan hataların giderilmesinde ve UBAK Belgesi’nin verimli
kullanılması yönünden önemli bilgilerin paylaşıldığı ve sisteme
dair katılımcı firmalarımızın tüm
sorularının cevaplandığı seminer
kapsamında çok önemli bilgiler de
verildi.
UBAK izin belgesi alabilmek için
yapılması gerekenler
UBAK ile ilgili tüm detayların
paylaşıldığı seminerde Karayolu
Nisan 2015
30
GÜNCEL
Düzenleme Genel Müdürlüğü
Daire Başkanı Nurhan Tüfekçioğlu bir sunum gerçekleştirdi.
Tüfekçioğlu, UBAK izin belgesi
dağıtımı başvuru şartları ile ilgili
olarak, “C2, L2 ve M3 türü yetki
belgesine sahip olmak. Faaliyet
yılı ve müteakip yıllar için 2 adet
özmal yeşil taşıta sahip olmak.
Faaliyet yılı içerisinde uluslararası
taşımacılık faaliyetinde bulunmak.
(UBAK Üyesi Ülkelere) gerekiyor” dedi. Tüfekçioğlu e-devlet
kapısından UBAK başvurusu ile
ilgili olarak, Taşıt Euro norm bildirim, UBAK izin belgesi dağıtımı
başvurusu konularına değinerek,
“ Burada taşıt euro norm bildirimini açıklamakta fayda var.
UBAK İzin Belgesi başvurusunun
yapılabilmesi için öncelikli olarak,
sahip olunan taşıtların euro norm
bildirimlerinin eksiksiz olarak
yapılması gerekmektedir. Plaka
girilmediği durumda firmanın tüm
taşıtları güncel euro norm değerleri ile birlikte listelenir” açıklamasında bulundu.
UBAK izin belgesi
dağıtımı başvurusu
UBAK izin belgesi dağıtımı
başvurusu konusuyla ilgili olarak
Tüfekçioğlu, “Başvuruda bulunan
firmalara ait araç sayıları ve benzeri bilgiler; 15 Kasım tarihinde
Genel Müdürlük (www.kugm.gov.
tr) internet adresinde yayımlanır.
Düzeltme başvuruları 30 Kasım
tarihine kadar yapılır. TIR Karnesi
ve sefer sayıları ile ilgili düzeltme
başvuruları TOBB’a, Transit Gümrük Beyannameleri ile Transit Refakat Belgelerine (T belgeleri dahil) ilişkin düzeltme başvuruları ise
Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’na
yapılır” dedi. UBAK izin belgelerinin değerlendirme unsurlarına
göre firmalara tahsisi konusunda
da bilgi veren Tüfekçioğlu, “UBAK
İzin Belgeleri, dağıtılacak yıl için
temin edilen belgelere uygun araç
normlarına veya daha üst norma
haiz taşıtlara tahsis edilir. UBAK
İzin Belgeleri, firmaların aldıkları
puanlar ile taşıt sayısı dikkate
alınarak turlar halinde dağıtılır.
UBAK İzin belgeleri, Avusturya
belgeleri hariç, sayısı en az olan
belgelerden başlamak üzere tahsis edilir. EURO V ve üzeri araçlar
için geçerli İzin Belgesi tahsis
edilebilmesi için; UBAK İzin Belge
sayısının 2 katı ve daha üst normda özmal taşıtlara sahip olunması
esastır” ifadesini kullandı.
UBAK sisteminde
kısıtlaması bulunan ülke
belgelerinin dağıtımı
UBAK sisteminde kısıtlaması
bulunan ülke belgelerinin dağıtımı
konusunda İtalya-YunanistanMacaristan ve Rusya ülkelerine
değinen Tüfekçioğlu, “Bu belgeler, bu ülkelere çalışan firmalara,
faaliyet yılı ve faaliyet yılından bir
önceki yılın taşıma sayıları ortalaması dikkate alınarak tahsis edilir. İtalya, Yunanistan ve Rusya
belgelerinin değerlendirilmesinde
ikili taşımalar, Macaristan belgelerinin değerlendirilmesinde ise
bu ülkeye/ülkeden yapılan ikili ve
transit taşımalar dikkate alınır. Bu
belgelerin yüzde 15’i, bu ülkelere ve ülkeler üzerinden taşıma
yapan taşımacılara ödül belgeleri
olarak ayrıca tahsis edilir”dedi.
UBAK sisteminde kısıtlaması bulunan ülke belgelerinin kullanımı
ile ilgili olarak Tüfekçioğlu şunları
söyledi: “Sefer sayıları U-Net
otomasyon sistemine işletilmiş
çıkış kayıtlarından alınır. Kriteri
sağlanamayan her UBAK İzin
Belgesi sayısı kadar bir sonraki
yıl firmaya daha az belge tahsisi
yapılacaktır. Sözkonusu belgelerle belirtilen sefer sayılarından
daha fazla sefer yapılması durumunda ise Bakanlığımızca artı
ödül sistemleri değerlendirmeye
alınabilecektir.
UBAK izin belgeleri takas işlemleri ve kullanımı
UBAK izin belgeleri takas işlemleri konusunun da sektörde
sıklıkla dile getirildiğini ifade
eden Tüfekçioğlu, “Belgeler
teslim alınmadan önce Aralık ayı
içerisinde yapılabilir. 1 belge karşılığında en fazla 2 belge takas
edilebilir. (Grup şirketleri hariç)
İzin Belgeleri hibe edilemez ve
takas edilmiş İzin Belgesi tekrar
takasa giremez” dedi. UBAK izin
belgesinin kullanımı konusunda
“Çekicinin kayıtlı olduğu ülkeye
ait olması zorunludur. Bir kerede
yalnızca bir taşıt tarafından kullanılabilir. Yükleme ve boşaltma
noktaları arasında taşıtta bulundurulması zorunludur. UBAK
izin belgesi, karayolu karnesi ve
aracın teknik uygunluk belgesi
araçta mutlaka bulundurulmalıdır. UBAK izin belgesi ile karaNisan 2015
31
yolu karnesinin seyahat boyunca
taşıtta bulundurulması zorunlu
olup, yetkili kontrol memurlarının
isteği üzerine denetim ve kontrol için gösterilmesi zorunludur.
UBAK izin belgesi, karayolu karnesi ve taşıta ait diğer belgeler,
kesinlikle pvc / folyo veya benzeri
bir koruyucu madde ile kaplanmamalıdır. Aksi takdirde UBAK
belgesi geçersiz sayılır. UBAK izin
belgelerinin fotokopisi ile iç gümrüklerde ve deniz sınır kapılarında
işlem yapılabilmektedir. UBAK
İzin Belgesi ile yapılacak olan
bir seferde aynı zamanda geçiş
belgesi alınmış ise tescil işlemleri
sırasında UBAK İzin Belgesi işletilemez. ( Ancak sadece UBAK
izin belgesinin geçersiz olduğu
bir ülkenin geçiş belgesi alınmış
ise UBAK izin belgesi işletilebi-
lir.)” bilgilerini veren Tüfekçioğlu,
yükleme noktası ile boşaltma
noktası arasında yüklü olarak
yapılan her bir seferin ve bir sınır
geçişinin söz konusu olduğu
her bir boş sefer için kronolojik
sırayla doldurulması gerektiğine
vurgu yaparak transit noktaların
da yazılabileceğini ancak bunun
zorunlu olmadığını sözlerine
ekledi.
Ateş: Gündemde UBAK semineri
ve UBAK’ların verimli kullanılması var
Yasin Ateş/ Mars Lojistik Yurtdışı Evrak Takip Uzmanı
“2015 Yılının ‘UBAK İzin Belgeleri
Bilinçlendirme Yılı’ ilan edilmesi
kapsamında, Ulaştırma Denizcilik
ve Haberleşme Bakanlığı ve UND
işbirliği ile düzenlenen bilgilendirme
seminerleri, lojistik sektörü çalışanları için çok faydalı olduğunu düşünüyorum. Türkiye lojistik sektörünün
son yıllardaki gelişimini göz önüne
aldığımızda, UBAK belgeleri hayati
önem taşımaktadır. Bu doğrultuda, seminerde, UBAK izin belgesi
ile yapılan taşımalarda yaşanılan
sorunların bakanlık yetkilileri ile
direkt paylaşılma imkanı sunulmuş-
tur. Seminerde ayrıca, maliyetleri
düşürme, belge kayıplarının önüne
geçme, üçüncü ülke taşımalarında kolaylık sağlama, gümrük
kapılarındaki belge sıralarından
oluşan zaman kayıplarını engelleme konularına da değinilmiştir.
Bakanlık yetkilileri, UBAK belgelerinin iç gümrüklerde işletilmesi, yurt
dışında kullanımı, yanlış veya hatalı
kullanımlar sonunda uygulanan
cezalar ve yaptırımlar ve e-devlet
üzerinden başvuru şartları, icmal
tablolarının bildirilmesi konularında da yararlı bilgiler ilebiz sektör
çalışanlarınıaydınlatmışlardır. Başta
bakanlık yetkilileri ve UND olmak
üzere emeği geçen tüm birimlere
teşekkür ederim.”
Kapıcıoğlu: İç gümrükler ve sınır kapıları
Tahir Kapıcıoğlu/ Ekol Lojistik Filo Yöneticisi
“UBAK değerlendirmelerini iç
gümrüklerden değerlendirmeye alıp
sınır kapılarında katı suretle kayda
müsade etmemesi UBAK’ları verimli
kullanma adına yanlış bir girişimdir.
Aksi durumda araçların iç gümrüklerde tescil aşamasında UBAK
yazılımda devamında araçlara geçiş
belgesi alındığında u-net üzerinden
kontrolllerde de 0.2 ceza puanı
uygulaması yapılmaktadır. Sadece
yabancı plakalı araçların taşımalarını kontrol edebilmek için UBAK
değerlendirmelerini iç gümrüklere
taşımaları sektörümüzde UBAK
kullanan firmalar için, ağırlıklı olarak
da Ro-Ro üzerinden treyler taşıması
yapan nakliyeciler için bir handikap
oluşturuyor.”
Nisan 2015
32
DOSYA
TİM çalışma başlattı. 10’dan fazla ülkeye Türkiye Ticaret Merkezleri
(TTM) kurulacak. 4 ihracatçı birliği yer belirledi. Uzmanlar, ticaretin
en temel ve değişmez unsuru lojistik sektörünün TTM’ler ile şaha
kalkacağını ifade ediyor.
10’dan fazlaya ülkeye kurulacak
TTM’ler sektörü şahlandıracak
Türkiye, ihracat odaklı büyümesini sürdürü-
yor. 2023 ihracat hedeflerimiz içerisinde 500 milyar
dolarlık rakam ülkenin ekonomik gündeminin birinci
maddesi olmayı sürdürüyor. Peki, 500 milyar dolarlık
bu rakama nasıl ulaşılabilir, bu rakama ulaşmak için
ne ya da neler yapılmalı? Bu rakama ulaşılabilmenin
mümkün olduğunu ifade eden uzmanlar olduğu gibi
bu rakamın abartıldığını ve bu rakamı psikolojik bir
eşik olarak görmemek gerektiğini ifade eden uzmanlar da var. Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), bu ve
benzeri konularda çok önemli çalışmalar gerçekleştiriyor. Bunlardan biri de hiç kuşkusuz Türkiye Ticaret
Merkezleri (TTM).
Mezvuat TİM’i ve birlikleri harekete geçirdi
İhracatçı şirketlerin mağaza, fuar katılımı gibi yurtdışı
faaliyetlerinin desteklenmesini düzenleyen mevzuatın
iki ay önce güncellenmesi ve Türkiye Ticaret Merkezleri (TTM) açılmasına önemli teşvikler getirilmesi Türkiye İhracatçılar Meclisi’ni (TİM) ve birlikleri harekete
geçirdi.
Nisan 2015
33
Büyükekşi: Sektör kurulları hedef ülke
belirleyecek, TİM değerlendirecek
TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi,
“Nerede kurulacağı konusunda
çalışma başlattık. Sektör kurullarımızdan hedef ülke belirlemelerini
istedik. Gelen değerlendirmelere
göre yol haritası netlik kazanacak” dedi. İhracatçı birlikleri de de
çalışmaya başladı. Önümüzdeki
dönemde bu tespitler TİM’de
değerlendirilecek. Konuyla ilgili
açıklamalarda bulunan birlik başkanları hedef ülkeleri belirlediklerini
söyledi. ‘Yurt Dışı Birim, Marka ve
Tanıtım Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Tebliğ’ 2010’da
çıktı. 12 Aralık 2014’te yeniden
düzenlendi. Tebliğe göre, Türkiye
Ticaret Merkezi’nin (TTM) destek
kapsamına alınması için; TİM tarafından, TİM’in Türkiye’de kurduğu
şirket tarafından, TİM ile diğer işbirliği kuruluşu/kuruluşları ortaklığında
Türkiye’de kurulan şirket tarafından
bir projeyle bakanlığa başvurulması ve projenin bakanlıkça uygun
bulunması gerekiyor. Buna göre
projenin yürütücüsü TİM olacak.
TTM’lerin teşvik kapsamında brüt
kira giderlerinin (net kira ve vergiler)
yüzde 60’ı ve merkez başına yıllık
en fazla 1.5 milyon dolara kadar
desteklenecek. Merkezin işletici
şirket tarafından satın alınması
durumunda, satın alma bedelinin
yüzde 60’ı en fazla 6 milyon dolara
kadar desteklenecek. Bunların
tanıtımı için harcamaların da yüzde
60’ı karşılanacak. İşletici şirket, ilgili
ülkede doğrudan kurulabileceği
gibi Türkiye’de kurulan bir şirket
tarafından da kurulabilecek. İşbirliği kuruluşlarının ya da Türkiye’de
kurdukları şirketin işletici şirketteki
payı yüzde 51’den az olamayacak.
Tebliğin yenilenmesinden sonra
çalışma başlattıklarını belirten
TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi,
“Firmalarımızın yurtdışı birimlerinin
kira giderleri, tanıtım harcamaları
destekleniyor. Bunlara ilaveten
getirilen yeni desteklerle, oluşturulacak TTM’ler aracılığıyla bu
merkezlerde yer alan şirketlerimizin, ürünlerin tanıtım ve pazarlanmasında etkinlik sağlanması ve
ilgili tüm süreçlerdeki verimliliğin
artırılması amaçlanıyor. TTM’ler
ofisleri ve teşhir salonlarıyla
ülkemizin, ihracatçı firmalarımızın
ve Türk ürünlerinin tanıtım üssü,
depo/ antrepo hizmetleri ile lojistik
merkezi, hukuki/mali danışmanlık
hizmetleri ve pazara giriş hizmeti
ile aktif hukuki ve mali danışmanlık
birimi olarak önemli görevler icra
edecek, yeni bir yapı olacak. Bununla yurtdışında tek başına birim
açma imkanı olmayan şirketlerimize yardımcı olunacak, pazara
girişin zor olduğu coğrafyalara
ulaşma imkanı sağlanacaktır” dedi.
Çalışmalara başlamış
bulunuyoruz
TTM’lerin, TİM tarafından tek
başına veya ‘işbirliği kuruluşları’
Mehmet Büyükekşi
TİM Başkanı
olarak tanımlanan TOBB, DEİK,
ihracatçı birlikleri, ticaret ve sanayi
odaları, OSB’ler, işveren sendikaları ortaklığıyla kurulacağına dikkat
çeken Büyükekşi, “Türk Ticaret
Merkezleri’nin nerede kurulacağı ile
ilgili de çalışmalarımıza halihazırda
başlamış bulunuyoruz. Buna yönelik
sektör kurullarımızdan hedef şehir/
ülke belirlemeleri talebinde bulunduk. Gelen değerlendirmelere göre
önümüzdeki günlerde izleyeceğimiz
yol haritası da netlik kazanacak.
Amacımız farklı sektörlerin ihtiyaçlarını aynı anda karşılayabilecek efektif
merkezler kurmak” diye konuştu.
Tanrıverdi: Hazırgiyim sektörü
5 hedef pazar belirledi
“Hazır giyim sektörü 5 hedef
pazar belirledi. Hepsini bu yıl
içinde açmayı hedefl iyoruz. 1
milyon dolarlık yatırım yaptık.
Bizim belirlediğimiz hedef ülkeler
arasında, ABD, Rusya, Fransa,
İngiltere ve Almanya var. Bu merkezlerde yaklaşık 30 ila 40 firmayı
bir araya getirmeyi hedefliyoruz.
Showroom şeklinde düzenlenecek
olan merkezler, yurtdışı ofisi olarak
da kullanılabilir. Hatta isteyen
markalar, tasarımcılarına da yer
verebilecek. Merkezler, Ekonomi
Bakanlığı bünyesinde ve yüzde
75’e varan devlet desteğiyle
kurulacak. Benzer bir uygulamayı
İtalyanlar da yapıyor. Devletin
desteği 5 yıl boyunca sürecek. Şu
an uygulama esaslarını bekliyoruz. İhracatımıza olumlu yönde
etkisi olacağına inanıyoruz.”
Hikmet Tanrıverdi - İstanbul
Hazırgiyim ve Konfeksiyon
İhracatçıları Birliği Başkanı
Nisan 2015
34
DOSYA
Kahyaoğlu: Madenci için
Çin ve ABD çok önemli
“Devletin ticaret merkezleri
için vereceği destek yüzde 60.
Ancak bu oran hedef pazarlarda
yüzde 75’e kadar çıkıyor. Biz ticaret
merkezlerini mermer ile ilgili kuracağız. Birincisi Çin’de, ikincisi ABD
Los Angeles’ta, üçüncüsü de Dubai
ya da Katar’da olacak. Üçünü de
bu yıl açmayı planlıyoruz. Farklı
alanlardan birbirini tamamlayan
20- 30 firmayı bir araya getireceğiz.
Bu firmalarla ABD’deki projelere
gireceğiz. Ticari anlamda katma
değeri daha fazla olacaktır. Mesela
ABD’de bir yer kiralamaya kalksanız çok fazla maliyeti var ama bir
firma 50 metrekarelik yer kiralayıp,
yüzde 75’e varan oranlarda devlet
desteği alacak. Az bir parayla
malınızı orada sergileyebileceksiniz.
2023 hedefleri yakalanabilir. Bunun
için inancımı yitirmedim.”
Ali Kahyaoğlu - İstanbul Maden
İhracatçıları Birliği Başkanı
Dalgakıran: Makinecinin
ilk hedefi ABD
Adnan Dalgakıran/ Makine ve
Aksamları İhracatçıları
Birliği Başkanı
“Konuyu 7-8 yıl önce biz
ortaya attık. Ancak bugün hayata
geçiyor. Makinecilerin hedefi ABD,
Uzakdoğu, Almanya ve Afrika.
Merkezlerden birini bu yıl kuracağız. Öncelik muhtemelen ABD
olacak. Doğru düzgün yürüyen tek
ekonomi ABD. Pariteyle birlikte
dolarla ihracatın öneminin artması, daha rekabetçi unsur oluşturabilmekle bir araya gelince önem
kazanıyor. Ancak yine de 2023
hedefleri hızla revize edilmeli.
Bunu TİM de sorgulamalı.”
Güleç: Latin Amerika ile
ilişkiler gelişecek
“Ticaret merkezleri özellikle
ABD’de çok büyük katkı sağlayacak. Böylece Latin Amerika
pazarıyla da ticaretimizi geliştireceğiz. Diğer hedef pazarlarımız ise Çin
ve Hindistan. Uygulama esasları
yayınlanır yayınlanmaz harekete
geçeceğiz. Bu destekle birlikte
mobilya sektörü 2023 hedefl erini
yakalayabilir.”
Ahmet Güleç/ Mobilya,
Kağıt ve Orman Ürünleri
İhracatçıları Birliği Başkanı
Geyik: TTM’lerde öncelik
G-20 ülkeleri olmalı
Sedat Geyik - BGL Yönetim Kurulu
Kara Nakliye Direktörü
Nisan 2015
“Farklı sektörlerin ihtiyaçlarını karşılamak için şu an devlet
içerisindeki ticaret ataşelikleri var
ancak görev alan kişiler sadece 4
sene çalıştıkları için ülkeyi ve kültürü öğrendiklerinde tayini çıkıyor
ve yetersiz kalıyorlar. Zaten şu an
ticari ateşeler sadece verilen teşvikleri sorguluyor, yeni bir ihracat
hareketi için hiç bir şey yapmıyorlar. Bu fikir güzel olmakla beraber
bu merkezlerin dünya ekonomisine yön veren öncelikle G-20
ülkelerinde kurulması gerektiğini
35
düşünüyorum. Dünya üzerinde
senelik tüketimin yaklaşık yüzde
65’ini bu ülkeler yapıyorlar. Kendi
yapmadıkları tüketimin de üretimini yapan şirketleri yönlendirdikleri
için aslında dünya üretim/tüketim
dengesi G-20 ülkeleri üzerinden
gidiyor. Yani G-20 ülkesi olmayan
bir Bangladeş veya Malezya’da
( senelik 250 milyar dolar ihracatı var ) üretim yapan firmaların
çoğunu fonlayan ve finansal
destek sağlayan ülkeler yine G-20
ülkeleri. Örneğin Bangladeş’teki
tekstil firmasının da arkasında
Avrupa veya ABD merkezli bir fon
şirketi yer alıyor. Türk ihracatçısının sorunu kısa vadeli düşünüp
başlangıçta karının yüksek olduğu
marketlere yönelmesi. Örneğin
Suriye’ye son birkaç sene ciddi
oranda malzeme satıldı ancak
şu an tamamen kapandı. Benzer durum Irak için de geçerli...
Ortadoğu ülkeleri hiç bir zaman
uzun vadede dengeli ekonomiler
olmadığı için ihracatçının harcadığı zaman, emek bir dönem
gelip boşa çıkıyor ve firmalar atıl
kapasite yüzünden batabiliyor.
Onun için daha dengeli marketlere yönelmek zorundayız. Barsan
Global Lojistik olarak ofislerimizin
bulunduğu ülkeler bazında örnek
verirsek; İspanya özelinde Barcelona, kurulması düşünülen TTM’ler
için hem ticaret merkezi olması,
hem liman şehri olması ve hem de
dünya ekonomisindeki söz sahibi
ülkeler arasında yer alan Fransa’ya
yakın olması nedeniyle uygun
olacağını düşünüyorum. İtalya’da
durum ise Trieste ve Modena
üzerinde yoğunlaşmaktadır. Tüm
yollar Roma’ya çıkar denilse de,
sanayinin yoğun olduğu bölgelere çıkış Modena’dan kuzey ve
güney’e ayrılan otobanlardan olur
ki bu bölgede kurulacak olan TTM
amacına uygun bir şekilde konuşlanabilir. Ülkemizin Avrupa’ya açılan sınır kapısı olan Bulgaristan’da
kesinlikle TTM kurulması lojistik
sektöründe bizim gibi kara yolunu
tercih eden firmalar için çok
önemlidir. Bu bölgeye yerleşik
olan TTM‘in lojistik sektörünün
kanayan yarasına ilaç olabileceğini düşünüyorum. Türkiye’nin bu
şekilde yeni bir oluşuma gitmesi
hem üretim hem de dolaylı olarak
hizmet sektörünü olumlu etkile-
yecektir. Lojistik sektörü, üretim
sektörünün ve dış ticaretin önemli
ve kaçınılmaz bir parçası haline
gelmiştir. Bu sebeple, TTM’ler
sayesinde, lojistik sürecinin daha
verimli, daha çevreci bir yapıya
dönüşebilmesi için uygun bir platform oluşturulmuş, Türk lojistik
sektörünün sorunlarının masaya
yatırılacağı, tartışılacağı ve çözüm
bulacağı bir ortam meydana
gelmiş olur. Böylece ticaretin
gelişmesinde çok önemli bir yapı
taşı olan lojistik sektörünün ticari
büyümeye nasıl daha fazla katkı
sağlayacağı tartışılabilir. Kurulacak TTM‘ler sektörün sorunlarını
yerinde çözüm sağlayacak bir altyapı kurmalı. Örnek olarak sektör
üyelerinin karşılaştığı problemlere
avukatlık/danışmanlık hizmeti,
şoför ve nakliyecilerin ilgili yerlerdeki yasal problemleri çözmesi
ve finansal acil ihtiyaçlara karşılık
vermesi gibi... Mevcut hacmi ve
potansiyeli yüksek olan pazarlara öncelik verilerek, Türkiye’nin
iddialı olduğu sanayi ve hizmet
sektörleri tüm pazarlara iyi bir
şekilde tanıtılmalıdır. Şahsi olarak
Türk ürünlerinin dış pazarlardaki
en önemli sorununun, devlet ve
özel sektör eliyle ortaya koyulmuş bir tanıtım ve pazarlama
politikasının olmaması olduğunu
düşünüyorum. Türk sanayi ve
hizmet sektöründe kısa, orta ve
uzun vadeli politikalar geliştirilmesi halinde, Türk topraklarının
ve insanının gerekli altyapı ve
zenginliğe sahip olduğunun düşünüyorum. Ancak, tekrarlamak
isterim ki bir pazarlama politikası
olmaksızın, hedeflenen amaca
ulaşmak imkansızdır. Bu sebeple,
Türkiye algısının olumlu bir şekilde
değiştirmesi ve geliştirilmesi gereken pazarlama, tanıtım politikaları
her çeşit platformda önemli bir
şekilde ele alınmalıdır. Bunun
yanında hedef ülkelerde kurulacak görev yapacak kişilerin bilgi
ve tecrübesi çok önemli. Doğru
insan kaynağı sağlanamaz ise
bunda zaman ve harcanan para
boşa gider. Sektörel merkezler kurulmalıdır. ABD’den örnek
verirsek; Chicago ve çevresi ağır
sanayinin olduğu yerdir ve Türk
firması buraya malzeme satabilir.
O bölgede görev alacak yetkili
kişinin mutlaka bu sektör konusunda bilgisinin olması gerekir.
Bir Florida piyasası tamamen
ithalata dayalı bir pazardır oradaki bir ithalatçı inşaat sektörü
dayalı ürün alır burada da bu
sektörden anlayan kişiler olmalıdır. Bu tarz organizasyonları en
iyi yapan Kore’dir. Örnek pilot
ülkeler seçilip onların uygulamaları dikkate alınabilir. Geçtiğimiz yıl
Samsung’un toplam ihracatı tek
marka olarak Türkiye’nin toplam ihracatından fazla oldu. 80
milyonlu bir nüfus son 15 senede
ne kadar yol aldı ona bakmamız
gerekir. Ayrıca bu oluşumun
yurt dışlarında pazar aramakla
beraber Türkiye’de katma değer
yaratan sanayiler oluşturulması
konusunda da çalışması gerekir.
Katma değersiz ürün satıyoruz
ki mermer, tekstil yerine daha
çok makine, sağlık veya teknoloji
satan firmalar yaratılması gerekir. İhracat milli bir görevdir ve
Türkiye’nin geleceğinin tek çıkar
yoludur. Fakat ihracata dayalı yabancı yatırımcı ile gelen para hic
bir zaman uzun vadede durmaz
ve çok hızlı kaçar.”
Nisan 2015
36
GENEL KURUL
Keleş: Almanya, İngiltere ve
İtalya öncelikli olmalı
“Türkiye İhracatçılar
Birliği’nin farklı ülkelere Türkiye
Ticaret Merkezi (TTM) kurmaya karar vermesi elbette ki farklı
sektörlerden farklı ülke önerileri ile
karşılanacaktır. Türkiye İhracatçılar
Birliği’nin 10’dan fazla ülkede TTM
kurulması için çalışmalara başlaması ekonomimiz adına önemlidir.
Farklı sektörlerin ihtiyaçlarını aynı
anda karşılayabilecek etkin merkezler kurmak hedefiyle yola çıkan
TİM, sektör liderleriyle birlikte TTM
kurulacak ülkeleri belirliyor. TTM
kurulacak ülkeler belirlenirken farklı
sektörlerin kendi görüşlerini TİM’e
ilettiğini görüyoruz. Hazırgiyimciler
ABD, Rusya, Fransa, İngiltere ve
Almanya üzerinde yoğunlaşırken,
madenciler Çin, ABD, Dubai ya
da Katar’ı düşünüyor. Makineciler
ABD, Uzak Doğu, Almanya ve
Afrika’da; mobilyacılar ise ABD,
Hindistan ve Çin’de ticaret merkezi kurmak istiyor. Türkiye Ticaret
Merkezleri’nin kurulacağı ülkeler
belirleniyor. Lojistik sektöründeki
25 yıllık deneyimime dayanarak
söylüyorum; Avrupa’da bu tür
merkezler kurulacaksa Almanya,
İngiltere ve İtalya öncelikli olmalıdır. TİM’in yaptığı açıklamaya göre
2014 ihracat rakamları gösteriyor
ki, İngiltere ile Türkiye arasındaki ihracat oranı yüzde 12.6’ya, Almanya
ile yüzde 11.3’e, İtalya ile yüzde
Nilgün Keleş
Sertrans Logistics CEO’su
7.4’e yükseldi. Bu rakamların toplamı, 2014 yıllık ihracatın 31’i oluyor. Bu nedenle, TTM kurulacak
ülkeler arasında Almanya, İngiltere
ve İtalya öncelikli olmalılar.”
Kılıç: TTM lojistik merkezlerinin lokal
işletmelerle ortaklık yapmaları teşvik edilmeli
Erdal Kılıç
Etis Lojistik Genel Müdürü
Nisan 2015
“TTM’ler Türkiye’nin ihracat
pazarlarını geliştirme potansiyel
yüksek olan yerlerde olmalı. Bu
bölgelerden özellikle standart lojistik hizmeti alınmasında zorlanılan
ülkelere odaklanılmalıdır. Bu kapsamda Çin, Rusya, Mısır gibi ülkeler öncelikli olarak ele alınmalıdır.
TTM’ler önceliği ihracat lojistiğine
olmak üzere, mutlaka orta vadede
ithalat lojistiğini de kapsamalıdır.
İlgili ülkelerde serbest bölgelerde
ve/veya lojistik hublarda ölçek
ekonomisini oluşturacak şekilde
depo, elleçleme, gümrükleme,
forwarding hizmetleri ve iç nakliyat
hizmetleri entegre olarak verilebilmelidir. Türkiye’nin ilgili ülkedeki
toplam ticaret hacmini ve gelişimi
göz önüne alınarak her bir sektör
için master planlama yapılmalı.
Bu master plana uygun düşecek
şekilde Türk özel sektör lojistik
işletmelerinden gerekli altyapı
yatırımları için proje istenmeli ve
fayda getirecek projeler desteklenmeli. TTM’lerde kurulacak
lojistik altyapılarda özel sektörün
keskin bir rekabet ile enerjisini
soğurmasından ise, belirli alanlarda uzmanlaşmış ve master plan
ile uyumlu hareket etme kabiliyeti
olan yapılar teşvik edilmelidir.
TTM lojistik merkezlerinin lokal
işletmelerle ortaklık yapmaları
teşvik edilmelidir.”
37
Özer: TTM’ler ticaretimizi
bir adım öne taşıyacak
“Türkiye Ticaret Merkezleri,
Ekonomi Bakanlığı’nın 2023 yılı 500
milyar dolarlık ihracat hedefi stratejisi
hedefi doğrultusunda, ihracatçıları
yurtdışında desteklemeye yönelik bir
yenilik olarak görülüyor. Ve anladığım kadarıyla bu projede hakim
düşünce, bu merkezler aracılığıyla
ihracat odaklı şirket ürünlerinin
tanıtım ve pazarlama olanaklarının geliştirilmesi, hedef pazarlara
ulaşımda bürokrasinin hafifletilmesi.
Elbette hedef ülkelerde TTM’lerin
açılması, ihracatçının ilgili ülkelerdeki
pazara giriş maliyetlerini minimize
ederek sürdürülebilir daha güvenli
bir ticareti mümkün kılabilecektir.
İlgili ülke ithalatçısı ise satıcıya doğrudan ulaşabilmenin verdiği güvenle,
talep ettiği mala daha kısa zaman
içerisinde ulaşabilmenin getireceği
kolaylıkla daha istikralı bir ticaretin
içerisinde olacaktır. Zaman/maliyet
ekseninde değerlendirecek olursak,
sefer sürelerinin uzun sürdüğü Türk
Cumhuriyetleri’nde, sıcak paranın
döndüğü ama halen pazarlarına
ekonomik anlamda giremediğimiz
Hindistan, Çin gibi ülkeler veya bu
ülkelere sınır komşusu olan ülkelerde, yeraltı zenginliklerine sahip
ve bizim için gizemli olan Afrika
Ülkeleri’nde kurulacak olması ticaretimizi iki adım ileriye taşıyabilecektir.
Çin’e teknoloji ürünü, Rusya’ya
buğday satamayacağımız aşikârdır,
bu nedenle ürettiğimiz mala ihtiyaç
duyan ülkelerde TTM’lerin açılması,
kaynakları etkin kullanmak anlamında fayda getirecektir. Kurulması
planlanan Ticaret Merkezleri’nde
bizim görevimiz baki olacaktır, yarı
mamül ya da mamül eşyaların sevki.
Ülkelerin iç pazarlarına hâkimiyetimiz
Abdullah Özer
Özer Nakliyat Genel Müdürü
ikili anlaşmalar gereği pek mümkün
görünmüyor. Lojistik hizmetlerin
çeşitlenmesiyle belki ortaklıklar
neticesinde, hareket noktasından
aldığımız eşyanın nihai tüketiciye
teslimatında ve 3. ülkelere sevkinde
de görev alabiliriz. Diğer taraftan,
TTM’lerin aynı zamanda ihracat
deposu ve antrepoları barındıracak
olması, sefer sayılarımızda dönemsel bir dalgalanmayı da beraberinde
getirebilecektir.”
Açıkgöz: TTM’ler ticaret hacmimiz ve
potansiyel dikkate alınarak değerlendirilmeli
Mustafa Açıkgöz - Açıkgöz
Taşımacılık Yönetim Kurulu Başkanı
“Ticaret merkezlerini tabii
ki öncelikle ticaret hacmimizi ve
ülkelerin potansiyeli dikkate alarak
projelendirilmeli . Buna bağlı olarak
başlıca; İran, Irak, Mısır, İtalya,
Almanya, Rusya, Fransa, Bulgaristan, Azerbeycan olmak üzere
ilerleyen zamanlarda da Suriye’de
de kurulmasının önemli olacağını düşünüyorum . Malum Mısır
ile önümüzdeki günlerde bitecek
olan Ro-Ro sözleşmemiz, sadece
Mısır’la değil körfez ülkelerle yapılan
ihracat hacmimizin de önünde ciddi
bir tehlike oluşturmaktadır. Tabi bu
durumu minimum zararla atlatabilmek için hemen alternatif olarak İran
rotasından ilerlememiz gerekiyor
. Zaten bu günlerde devletçe
yapılan İran temaslarımızın ana
başlıklarından biridir. Ancak sadece
devletler nezdinde temasın istenilen
ticari hacme ulaşmamızda yetersiz
kalabilir, tam da bu zamanlarda
ilişkilerin geliştirmek için TTM gibi
girişimleri bir yere sahip olacaktır.
Son olarak da, Suriye konusunda
beklentilerimiz her savaş sonrası
olduğu gibi pazarda büyük bir talep
oluşacağıdır. Tam da bu pazar
kurulurken Türkiye’nin burada
Ticaret Merkezi açarak ülke ihracatına katkısı kuskusuz kayda değer
olacaktır.”
Nisan 2015
38
DOSYA
Değirmenci: TTM’ler
ticaret üssümüz olacak
“Türkiye Ticaret Merkezleri;
TİM, TOBB, DEİK, İhracatçı Birlikleri,
Ticaret/Sanayi Odaları gibi bir işbirliği kuruluşu tarafından yurt dışında
gerekli görülen yerlerde açılacak.
TTM kurulacak ülkeler belirlenirken
farklı sektörler kendi görüşlerini TİM’e
iletti. Hazır giyimciler ABD, Rusya,
Fransa, İngiltere ve Almanya üzerinde yoğunlaşırken, madenciler Çin,
ABD, Dubai ya da Katar’ı düşünüyor. Makineciler ABD, Uzak Doğu,
Almanya ve Afrika’da; mobilyacılar
ise ABD, Hindistan ve Çin’de ticaret
merkezi kurmak istiyor. TTM’ler
aracılığıyla yurt dışında gerekli görülen
yerlerde açılacak olan merkezlerde
yer alan şirketlerimizin, ürünlerin
tanıtım ve pazarlanmasında etkinlik
sağlanması ve ilgili tüm süreçlerdeki
verimliliğin artırılması amaçlanıyor.
TTM’ler ofisleri ve teşhir salonlarıyla
ülkemizin, ihracatçı firmalarımızın ve
Türk ürünlerinin tanıtım üssü, depo/
antrepo hizmetleri ile lojistik merkezi,
hukuki/mali danışmanlık hizmetleri ve
pazara giriş hizmeti ile aktif hukuki ve
mali danışmanlık birimi olarak önemli
görevler icra edecek, yeni bir yapı
olacak. Pazara girişin zor olduğu coğrafyalara ulaşma imkanı sağlanacak.
Dış ticaretimizde mevcut hareketlerimizin olduğu ülkelerdeki paylarımızın
azalmaması ve daha artması için bu
ülkelerdeki ilişkileride sıcak tutmak
ve süreçlerin hızlı işlemesi için yakın
presle takiplerin etkin yapılmasıyla
taleplerin farklı coğrafyalara kaymasını
engellemek gerekir.Bunların dışında
ürün gruplarına göre pazar araştır-
Cavit Değirmenci
Ekol Lojistik Filo Müdürü
maları yapılıp yeni pazar fırsatlarının
olduğu alanların doğru tesbit edilip
buralara karargahların kurulması
gerekir.Buralardan maximum fayda
sağlamak için şüphesiz hız çok
önemli olup hızlı hareket edip,yasal
süreçler ve doğru lojistik planlamalarıyla fark yaratıp tercih edilebilir olmak
gerekiyor.”
Akgün: TTM’ler aynı anda lojistik
destek merkezleri de olabilir
“TTM’lerin öncelikli olarak
C.Said Akgün - MÜSİAD Bursa Şb.
Lojistik Sektör Bşk.
Nisan 2015
ABD’de kurulması gerektiğine
inanıyorum. Zira önümüzdeki
yıllar AB ve ABD arasındaki ticari
anlaşma gereği bu bölgeler çok
daha önem arz eder hale gelecektir. Hatta ABD’de New York
ve Los Angeles olarak iki ayrı
yakada olabilir. Bunun yanısıra
Japonya ve Kore de önümüzdeki
dönemde ticaret açısından önem
arz eden pazarlardır. Mevcut olan
Avrupa pazarını da geliştirmek
adına başta Almanya olmak üzere
ingiltere’de de açılmalıdır. Bunun yanısıra Güney Amerika için
Arjantin ya da Şili Güney Afrika ve
Batı Afrika’ya da mutlaka açılmalıdır. Körfez ülkeleri Katar, Dubai,
Kuveyt bizim için önemlidir. Ve
tabii ki İran kesinlikle unutulmamalıdır. İhracat ve lojistik iç içe
geçmiş sektörlerdir. Dolayısıyla
bu merkezler aynı anda lojistik
destek merkezleri de olabilir. Gelişen pazarlara dikkat etmek lazım
buralara öncelik tanımak ta fayda
var diye düşünüyorum.”
39
Yarmalı: Her arz
kendi talebini yaratır
“Bir ürünün ilk üreticiden son
tüketiciye kadar olan nakliye, depolama, gümrükleme, ambalajlama,
dağıtım gibi tüm süreçlerini ifade
eden lojistik, sınırların neredeyse
ortadan kalktığı günümüz küreselleşen dünyasında önemini her geçen
gün daha da arttırmakta ve ‘’lojistik’’
olarak tek kelimeyle ifade edilen
bu kavram, yapılan işin uluslararası
boyut kazanmasıyla birlikte, yerini
‘’uluslararası ticaret’’ ve ‘’uluslararası lojistik’’ kavramlarına bırakmaktadır. Sadece lojistikçilerin değil
aynı zamanda, alıcı ve satıcılarında
olduğu yüksek öneme sahip bu
uluslararası ticaret ve lojistik sektörünün en önemli hususları ise konu
başlıkları ile;
1- Alıcı, satıcı ve lojistikçi arasındaki
bağlantıların kurulması,
2- Bu bağlantıların ticarete dönüştürülmesi,
3- Ticarete dönüşen bu ilişkilerin
devamının artarak sağlanması
4- Yaşanan sorunların proaktif iletişim yöntemleri ile çözümlenmesi’dir.
Bu minvalde TTM’lerin belirlenmesinde ve oluşturulmasında yukarıdaki konular öne çıkmakla birlikte,
konuya ilişkin ülkemizin arz ve talep
durumlarınıda değerlendirmemiz
gerekmektedir. Ülkemizin sahip
olduğu ciddi üretim hacmini; Jean
Baptiste Say’in mahreçler kanununda belirtmiş olduğu ‘’Her arz
kendi talebini yaratır’’ sözüyle birlikte
düşünecek ve değerlendirecek
olursak; TTM’lerin belirlenmesinde
ülkemizin mevcut üretim kapasitesinde yer alan ürünlerin satışının yapılma potansiyelinin olduğu ülkeleri
baz almakta fayda bulunmaktadır.
Bir başka ifadeyle ‘’ülke olarak
halihazırda yapmış olduğumuz arzın
talebini yurtdışında hangi ülkelerde
oluşturabilirizi’’ ortaya çıkarmamız
ve çıkan bu sonuca göre TTM’lerin
yerini belirlememiz gerekmektedir.
Bunun için yapılması gereken en
önemli husus ise; konuya ilişkin
ihratacatçı birliklerinden alınacak
bilgiler doğrultusunda hareket
etmek olacaktır. İşin tam tersi
istikametindeki alım kısmında ise;
ülkemizin çok büyük bir hammadde
alıcısı olduğundan hareketle, bu
tip ürünleri en uygun fiyatla ve en
yüksek kalitede alacağımız yerler
dış ülkelerdeki ticari ateşelerimiz ve
ithalatçı firmaların desteğiyle araştırılmalı ve elde edilen sonuca göre
TTM’lerin yerleri belirlenmelidir. Alım
ve satım konularındaki tüm konuların
netliğe kavuşması ve işin ticari boyuta dönüşmesi ise konunun diğer
bir ayağı olan lojistiktir. Her ne kadar
kaliteli ve uygun fiyatlı ürün bulursanız bulun, o ürünün lojistik maliyeti
yüksek ve transit süresi uzun ise
yapılan çalışmaların ticari boyut
kazanması imkansız hale gelmektedir. Bu bağlamda TTM’lerin kurulacağı ülkelerde, bu hususlara azami
ölçüde özen gösterilmesi ve dikkat
edilmesi gerekmektedir. Alıcı, satıcı
ve lojistikçi arasındaki bağlantıların
kurularak bu bağlantıların ticarete
dönüştürülmesi sonrası en önemli
adım ise; TTM’lerin özellikle alıcı ve
satıcı arasındaki köprü vazifesini en
iyi şekilde yapması, bunun içinde
iletişim kanallarını açık tutmasıdır.
Bu kapsamda TTM’lerin düzenli iş
gezileri, sektörel toplantılar vs düzenlemesi, ilişki ve ticaretin artarak
devam etmesi açısından son derece
Özgür Yarmalı
Gat Lojistik Genel Müdürü
önem arz etmektedir. TTM’lerin bu
tür faaliyetler içerisinde olması aynı
zamanda ortaya çıkması muhtemel sorunları önceden kestirerek
müdahalesini ve sorunların proaktif
bir şekilde çözümlenmesinide
beraberinde getirecektir. Kurulacak
TTM’lerin lojistik sektörüne katkı
sağlayabilmesi için ise, öncelikle
lojistik sektörünün söz konusu ticari
trafiğin olduğu alandaki sorunlarını
çok iyi bilmesi ve bu doğrultuda
çözüm odaklı çalışması gerekmektedir. Söz konusu sorunların tespiti
ise, o hatta çalışan lojistik firmalar
ve sektörel kuruluşlarla sürekli
temas ile mümkündür. Sorunların
minimize edildiği bir ticari ortam,
lojistikçisine ilave katma değerleri
otomatik olarak getirecektir.”
Nisan 2015
40
DOSYA
Hitit: TTM’ler sektörümüzü öne çıkaracaktır
Selçuk Hitit - Hitit Global Lojistik
Yönetim Kurulu Başkanı
“Firmalarımızın yurtdışında açtıkları birimlerin kira giderleri ve
yurtdışı tanıtım harcamaları halihazırda desteklenmektedir. Doğrudan
şirketlere verilen bu desteklere
ilaveten getirilen yeni desteklerle, oluşturulacak Türkiye Ticaret
Merkezleri (TTM) aracılığıyla bu
merkezlerde yer alan şirketlerimizin,
ürünlerimizin tanıtım ve pazarlamasında etkinlik sağlanması ve bürokrasinin azaltılması amaçlanmaktadır.
ABD-Rusya-Çin-Almanya-İngiltereFransa-İtalya ve Afrika Ülkeleri’ne
ayrı bir başık açmak gerekmektedir. Şu an en büyük istikrarlı
Nisan 2015
giden ve büyüyen ekonomi ABD,
dolar paritesi ile ihracatın önemini
buradan artırabiliriz. Almanya ise
vazgeçilmez bir konumdadır ve
yıllar süren pazar payında karşılıklı
ilişkilerin ve çalışmanın yapıldığı
stratejik bir coğrafi konumu vardır.
Batı Avrupa, Güney Avrupa ve
İskandinav Ülkeleri arasındaki bu
stratejik konum lojistik başta olmak
üzere TTM’lerin kurulması ile daha
da hareketleneceğini ümit ediyoruz.
Rusya ile yapılan 5. ÜDİK toplantısı
ve 2023’te iki ülke arasındaki ticaret hacmi hedefi 100 milyar dolar
olması planlanıyor, enerji sektörü
açısından en önemli bölge diyebiliriz. Türkiye’nin Çin’e ihracatının
yapısı incelediğinde, Çin ekonomisinin ihtiyaç duyduğu hammaddeler ve kimyasallar ağırlıklı bir
yapının olduğu görülmektedir. Bu
kapsamda, mermer ve doğal taş,
krom cevherleri, bakır cevherleri,
kurşun cevherleri, manganez ve
kimyasallar Türkiye’nin Çin’e temel
ihraç ürünlerini oluşturmaktadır.
Buradada artan bir ihracat ve
2023 hedeflerini etkileyecek olması
burayada birden fazla TTM’lerin
kurulmasını düşünmekteyim. Küresel kriz ve bazı ülkelerde yaşanan
iç sorunlara rağmen son 5 yılda
Türkiye ile Afrika ülkeleri arasındaki
dış ticaret hacmi yüzde 40 artarak
19,7 milyar dolara ulaştı. Ürün
grupları açısından değerlendirildiğinde, Türkiye’nin Afrika ülkelerine ihraç ettiği ürünlerin başında
demir-çelik geliyor. Bu kapsamda
geçen yıl Afrika ülkelerine toplam
1,5 milyar dolar tutarında demirçelik ihraç edildi. Hacim olarakta
en baş noktada Mısır diyebiliriz
alternatif olarak Libya ve Cezayir’i
de unutmamak gerekir. Ofis/depo/
showroom destekleri ile tek başına
pazara giremeyen işletmelere güzel
imkanlar sunuyor, bu doğrultuda
TTM’lerin açılma sebepleri ihracatı
artırmak ve dolayısı ile artan hacimde lojistik sektörünün önümüzdeki
yıllarda daha da ihtiyaç duyulacak
farklı taşıma modlarının ve lojistik
taşıma şekillerine ihtiyacı göz
önüne getirecektir. Bu da sektörümüz için hayli önemlidir. TTM’lerin
oluşturulmasında pazara yakınlık
ve ilgili ülkelerde her yıl yapılan
fuar alanlarının yer aldığı şehirleri
göz önünde bulundurmak gerekir,
maksimum fayda için kurulacak
ülkeler ile yapılan son 5 yıllık ihracat
rakamları ve ihraç kalemlerine göre
ilgili sektör temsilcilikleri ile karşılıklı görüşülüp hacim artışı için ne
şekilde yapılanma gereksinimine
ne şekil devlet teşviği ve ek ilave
teşviklerin geliştirilmesine öngörüde
bulunma çalışmaları yapılabilir.”
41
Mart ayında ihracat 11,2 milyar
dolar olarak gerçekleşti
İhracat Mart’ta kilogramda artarken paritenin negatif etkisiyle geriledi. Mart
ayında en fazla ihracat yapılan ilk 5 ülke Almanya, Irak, İngiltere, ABD ve İtalya
oldu. Almanya’ya ihracat yüzde 18,7, Irak’a ihracat yüzde 27,9, İngiltere’ye ihracat yüzde 9,7 ve İtalya’ya ihracat yüzde 15,1 geriledi.
Türkiye İhracatçılar Meclisi
(TİM), 2015 yılı Mart ayı ihracat
verilerini, TİM Başkanı Mehmet
Büyükekşi’nin Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Ekonomi Bakanı ile resmi
yurtdışı seyahate katılımı nedeniyle
basın açıklaması ile kamuoyuna duyurdu. TİM verilerine göre Mart ayında ihracat geçen yılın aynı ayına göre
yüzde 13,4 gerileyerek 11 milyar 229
milyon dolar oldu. Yılın ilk 3 ayında
toplam ihracat yüzde 6,8 gerileme
ile 35 milyar 816 milyon dolar olarak
gerçekleşti. Son 12 aylık ihracat
ise geçen yılın aynı dönemine göre
değişmeyerek 153 milyar 309 milyon
dolar oldu. İhracatta geçtiğimiz yılın
Mart ayına göre bu ay %21,5 oranında gerileyerek 1,08 seviyelerine
inen paritenin negatif etkisi aylık 1,3
milyar doları buldu. Toplam ihracata birim fiyat etkisi hariç kilogram
bazında bakıldığında, Mart ayında
ihracatta kilogram bazında bir önceki
yılın aynı ayına göre yüzde 4,4 artış
gerçekleşti.
2015’in ilk aylarında küresel
ticaret dolar bazında geriliyor
İhracatta yaşanan düşüşte, parite
etkisi ile birlikte tüm dünya ticaretinde dolar bazında yaşanan daralmanın da etkili olduğunu ifade eden
TİM Başkanı Büyükekşi, “2015
yılının geneli için tahminler, dünya
ticaretinin yüzde 4 ila 5 oranında
gerileme kaydedebileceği yönünde
şekilleniyor. “Capsize Dry Index”
küresel taşımacılık endeksi, son 6
yıldaki en düşük seviyelerine inerek,
bu daralmanın devam edebileceğinin sinyalini veriyor. Dünyanın büyük
ihracatçı ülkelerinin kesinleşen Ocak
ayı ihracat rakamları da bu etkileri
teyit ediyor. Örneğin Almanya’nın
ihracatı Ocak ayında yüzde 15
düşerken, İngiltere’nin yüzde 20,5,
İspanya’nın yüzde 21,3, İtalya’nın
yüzde 18,2, Brezilya’nın yüzde
14,5, Hindistan’ın yüzde 11,2,
Rusya’nın yüzde 30,5 ve Çin’in
ihracatı yüzde 3,3 geriledi” dedi.
Almanya, İtalya ve
Fransa artışta
Almanya’ya ihracatımız Ocak-Mart
döneminde yüzde 15 düşerken,
Euro bazında ihracatımız yüzde 4
arttı. İtalya’ya ihracatımız Ocak-Mart
döneminde yüzde 12 düşerken,
Euro bazında ihracatımız yüzde 7
arttı. Fransa’ya ihracatımız OcakMart döneminde yüzde 14 düşerken, Euro bazında ihracatımız
yüzde 4 arttı. Türkiye ekonomisi yılın
4. çeyreğinde yüzde 2,6 ve 2014
yılının tamamında yüzde 2,9’luk
büyüme rakamına ulaştı ve üst üste
21 çeyrektir büyümesini sürdürdü.
Otomotiv sektörü Mart ayı lideri
Mart ayında ihracat geçen yılın aynı
ayına göre yüzde 13,4 düşerek 11
milyar 229 milyon dolar oldu. OcakMart döneminde ihracat yüzde 6,8
düşüşle 35 milyar 816 milyon dolar
olarak gerçekleşti. Son 12 aylık
ihracat ise geçen yılın aynı dönemine göre aynı kalarak 153 milyar
309 milyon dolar oldu. TİM Başkanı
Mehmet Büyükekşi’nin açıkladığı
ihracat verilerine göre, sektörel
bazda Mart ayında en fazla ihracatı
1 milyar 772 milyon dolarla otomotiv
sektörü yaparken, bu sektörü 1
milyar 353 milyon dolarla kimyevi
maddeler ve mamulleri sektörü ile 1
milyar 328 milyon dolarla hazır giyim
ve konfeksiyon sektörü takip etti.
Mart ayında en fazla ihracat artışını
yüzde 35,7 ile fındık ve mamulleri
sektörü yakalarken, bu sektörü,
yüzde 26,7 ile savunma ve havacılık
sanayii ile yüzde 11,3 ile süs bitkileri
ve mamülleri sektörü takip etti.
İlk 30 ülkede en yüksek
ihracat artışı Birleşik
Arap Emirlikleri’ne oldu
Mart ayında en fazla ihracat yapılan
ilk 5 ülke Almanya, Irak, İngiltere,
ABD ve İtalya oldu. Almanya’ya
ihracat yüzde 18,7, Irak’a ihracat
yüzde 27,9, İngiltere’ye ihracat
yüzde 9,7 ve İtalya’ya ihracat yüzde
15,1 geriledi. Diğer taraftan ABD’ye
ihracat yüzde 21,8 artış gösterdi.
Mart ayında en fazla ihracat yapılan 30 ülke arasında, en yüksek
artış yüzde 39 ile Birleşik Arap
Emirlikleri’ne gerçekleşti. Mart
ayında ihracat artışında önce çıkan
ülkeler ise şöyle oldu: Umman’a
ihracat yüzde 283, Singapur’a
ihracat yüzde 255, Malezya’ya
ihracat yüzde 111, Tayland’a ihracat
yüzde 93, Moritanya’ya ihracat
yüzde 81, Katar’a ihracat yüzde 79
ve Kuveyt’e ihracat yüzde 77 arttı.
Mart ayında AB’ye ihracat yüzde
17,3, Afrika’ya ihracat yüzde 10,7,
Ortadoğu’ya ihracat yüzde 6,5,
BDT’ye ihracat yüzde 21,3 geriledi.
Uzakdoğu ülkelerine ihracat yüzde
40 artış gösterdi. En fazla ihracat
yapan ilk 10 ilimize baktığımızda
Mart ayında Gaziantep’in ihracatı
yüzde 6, Ankara’nın ihracatı yüzde 7, Kocaeli’nin ihracatı yüzde
11, İstanbul’un ihracatı yüzde 12,
Bursa’nın ihracatı yüzde 13, Hatay’ın
ihracatı yüzde 19, İzmir’in ihracatı
yüzde 22, Denizli’nin ihracatı yüzde
22, Manisa’nın ihracatı yüzde 24,
Sakarya’nın ihracatı ise yüzde 36
geriledi.
Nisan 2015
42
EKONOMİ
Başbakan Davutoğlu istihdam
ve üretim paketini açıkladı
Başbakan Davutoğlu 11 ayaklı istihdam sanayi yatırım ve üretim destek paketini açıkladı. İŞKUR’un birebir destek verdiği pakette istihdamdan kadın müteşebbislere, sigorta priminden sanayicinin girdi maliyetine kadar birçok önemli
gelişme bulunuyor. Paket, 4 milyar TL’si emeklilere ek zam olmak üzere 7.5
milyarlık destek öngörüyor.
Büyüme, üretim ve ihracatın
daralması üzerine harekete geçen
ekonomi yönetimi tarafından hazırlanan “istihdam, sanayi yatırımı ve
üretimi destekleme paketi” Başbakan Ahmet Davutoğlu tarafından
açıklandı. Avrupa’daki ekonomik
krizin ortaya koyduğu bir gerçek
olduğunu belirten Davutoğlu,
istihdamı güçlü ve sanayi yatırımları
yüksek ekonomilerin krizlere daha
dayanıklı olduğunu söyledi. Yeni
ekonomik paketin maliyetinin 7,5
milyar lira olduğunu ifade eden
Davutoğlu, 11 ayaklı teşvik paketiyle önemli adımlar atacaklarını ifade
etti.
İŞKUR’dan destek
Başbakan yeni teşvikler kapsamında, özel sektör işyerlerinde 6 ay
işbaşı eğitim programında çalışacak
kursiyerlere İŞKUR tarafından net
asgari ücret ödeneceğini söyledi.
Davutoğlu, “İşverenin kursiyerler için
yaptığı harcamalar vergi matrahından düşürülecek. Kursiyerler aynı iş
kolunda işe alınırsa imalat sektöründe 42 ay, diğer sektörlerde 30 ay
SGK işveren primi İŞKUR tarafından
ödenecek. 2015 Temmuz ayına
kadar işbaşı eğitimine başlanmış
olması halinde ilave 6 ay daha
desteklerden faydalanılacak” dedi.
Yeni teşvik ve istihdam paketinin
detaylarını şöyle:
120 bin yeni istihdam
sağlanacak
Toplum yararına çalışma kapsamında ilave 120 bin istihdam sağlanacak. Yatırımcıya vergi indirimi gelecek. Yatırımcıların 2015 ve 2016
yıllarında gerçekleştirecekleri yatırım
harcamaları için, yatırım döneminde
mevcut diğer tüm faaliyetlerinden
Nisan 2015
elde edecekleri tüm kazançlarına
daha yüksek miktarda vergi indirimi
uygulanacak. Yatırım döneminde işletme aşamasına geçmeden verilen
desteği yüzde 60’a çıkacak. İki yıllık
dönemdeki harcamalar için yatırıma
katkı tutarının yatırım döneminde
uygulanan oran yüzde 0-80 arasındayken yüzde 50-80 aralığında
olacak. Yüksek teknolojili yatırımlara
daha fazla destek verilecek. İleri
teknoloji sınıfında yer alan yatırımlar
öncelikli yatırımlar kapsamına alınacak ve 5’inci bölge desteklerinden
yararlandırılacak.
Sigorta primi işveren
hissesi desteği
Yeni yatırımcıya daha fazla destek
ve vergi indirimi verilecek. 2014 yılı
sonunda uygulaması sona eren
vergi indirimi ve sigorta primi işveren hissesi desteğindeki yüksek
oran ve süreler, 31 Aralık 2015’e
İstihdam desteği
İŞKUR işgücü desteği İŞKUR tarafından, “İşbaşı Eğitim” olarak adlandırılan, işyerlerinde geçici süreli iş öğrenmek amacıyla çalışan kişilere
mali destek verilmesi uygulamasında ücretler asgari ücret tutarına yükseltildi. İşveren 6 ay boyunca bu işçileri çalıştıracak, maaşlarını İŞKUR
verecek ve bu altı aylık süre içinde işçi için yapılan masraflar vergiden
düşülebilecek. İşbaşı eğitim çalışması yaptırılan işçi aynı işyerinde işe
alınırsa; imalat sanayiinde 42 ay, başka sektörde işe yerleştirilirse 30 ay
SGK primi işveren hissesi İŞKUR tarafından ödenecek. Temmuz ayına
kadar gençlerin işbaşı eğitim programına alınması halinde bir 6 ay süre
daha prim teşviki yapılacak. Toplum yararına çalışma İŞKUR tarafından
uygulanan ve işsizlerin geçici süreler kamu hizmetlerinde çalıştırılması
olan “Toplum Yararına Çalıştırma” programı kapsamında 120 bin yeni
işçi alınacak. Buna ilişkin listeler illere gönderildi. Kişiler, fidan dikimi ve
fidan-ağaç bakımı hizmetlerinde 6 ay boyunca çalıştırılacak.
43
rının ve ara malların vadeli ithalatında KKDF oranı yüzde
6’dan yüzde 0’a indiriliyor, böylece sanayicinin girdi maliyeti azaltılıyor. Kadın girişimcilerin finansmana erişimlerinin
kolaylaştırılması ve böylelikle kadın istihdamının artırılması
amacıyla yeni bir düzenleme başlatılıyor. Düzenleme ile
kadın girişimcilerin 100 bin liraya kadar ve 5 yıl vadeli kullanacakları krediler için Kredi Garanti Fonu aracılığıyla yüzde
85 oranında kefalet imkanı sağlanıyor.
Kalkınma Bankası yeniden yapılandırılacak
Alınan önemli bir karar da Türkiye Kalkınma Bankası’nın
çok ciddi bir yeniden yapılanma süreci içine girmesi. Türkiye Kalkınma Bankası bütün bu kalkınma, istihdam projelerini düzenlemek ve onlara yeterli desteği verebilmek için
çok ciddi bir şekilde yeniden yapılandırılacak ve dünyadaki
örnekleriyle rekabet edebilecek düzeye getirilecek.
KOBİ’lere ve Ar-Ge ve tasarıma destek
kadar başlanılacak yatırımlar için uygulanmaya
devam edilecek. 2015-2016 harcamaları için yatırıma katkı tutarının yatırım döneminde uygulanacak oranları, mevcut durumda yatırım döneminde
vergi indirimi birinci bölgede yoktu, şimdi yüzde 50
artırıyor. İkinci bölgede yüzde 10’dan yüzde 55’e
çekiliyor. Üçüncü bölgede yüzde 20’den yüzde
60’e, dördüncü bölgeden yüzde 30’dan yüzde
65’e, beşinci bölgede yüzde 50’den yüzde 70’e,
altıncı bölgede yüzde 80 olarak muhafaza ediliyor.
Sigorta primi işveren hissesi desteği hem süre hem
de oran itibarıyla artırılıyor. Şu anki sigorta primi
işveren hissesi desteği 1. bölgede süre itibarıyla
yokken 2 yıla, 2. bölgede 3 yıla, 3. bölgede 3 yıldan 5 yıla, 4. bölgede 5 yıldan 6 yıla, 5. bölgede 6
yıldan 7 yıla, 6. bölgede 7 yıldan 10 yıla çıkarılacak.
Sanayicinin girdi maliyeti azaltılacak, kadınların
finansmana erişimi kolaylaşacak
Vadeli ithalatta Kaynak Kullanımını Destekleme
Fonu (KKDF) oranı sıfıra indirilecek. Yatırım malla-
KOBİ’ler için maksimum 8 yıl olan vade imalatçı kobiler
için 10 yıla çıkarılmıştır. KOBİ’lerin finansmana erişiminin
artırılması amacıyla taşınırların teminat olarak kullanılmasının önündeki engelleri kaldıracak düzenlemeler yapılacak.
Ar-Ge ve tasarıma daha fazla destek verilecek. Tasarım
merkezleri de Ar-Ge merkezleri gibi desteklenecek.
Yatırım teşvikleri yürürlüğe giriyor
Yatırım yapan kuruluşlar, yatırım aşamasında harcadıkları
tutarın belirli bir kısmını, eğer başka şirketlerinden gelir elde
edebiliyorlarsa bu gelirlerden oluşan vergiden düşebiliyor.
Yeni teşvikle, bunun oranı artırıldı ve birinci bölgeye de vergi
indirim imkanı sağlandı. Düzenlemeyle getirilen yeni unsur,
ileri teknoloji sınıflamasında yapılacak tüm yatırımlar “öncelikli yatırım” sınıfına alınacak. Böylece 5. Bölge teşviklerinden
yararlanması sağlanacak. Sektörel, bölgesel ve stratejik yatırım teşvik sistemi ilk devreye girdiği dönemde yatırım katkı
ve yatırım tutar oranları ile diğer teşviklerin oran-miktarları
belirlenmiş ve ilk yıl için yatırıma başlayanlara daha yüksek
teşvik verilmişti. Geçen süre içinde yüksek oranlı geçici
düzenlemenin süresi artırıldı. Yeni düzenlemeyle yüksek
oranlı teşvikler 2015 sonuna kadar geçerli olacak. Yürürlüğe
daha önce giren bu uygulamayla, Hazine’nin Kredi Garanti
Fonu’na verdiği destek 1 milyar TL’den, 2 milyar TL’ye
yükseltildi. Hazine ek 20 milyar TL’lik garanti verilmesini
sağladı. KOBİ’ler ve kadın girişimciler de kefalet verilebilecek
girişimler kapsamına alındı.
Nisan 2015
44
ARAŞTIRMA
Kadına yönelik şiddete sektörümüzden büyük tepki
Kadına şiddette resmi rakamlara göre 7 yılda yüzde 1400’lük artış gerçekleşmiş
durumda. Kadına yönelik şiddet haberlerini kanıksar olduk adeta. Gün geçmiyor
ki yeni bir kadın cinayetine tanık olmayalım. Özgecan Aslan cinayeti kanımızı
dondurdu dersek abartmamış oluruz. Namus meselesi, kıskançlık, aşk, sevgi
derken cinayetlerin ardı arkası kesilmiyor. Kadına şiddeti ve kadının lojistik sektöründeki yeri ve önemini sektörümüzün önemli isimleri ile değerlendirdik.
Kadına şiddet
7 yılda yüzde 1400 arttı
Kadın cinayetleri ülkemizde
gündemin birinci maddesi olmaya
devam ediyor. Hemen hepimiz
akşam haberlerinde ‘kadına uygulanan şiddete, kadın cinayetine’
rastlamışızdır. Resmi rakamlara
göre 7 yılda yüzde 1400’lük artış
ile ‘cins kırımı’ tanımı yapılabilecek boyutlara ulaşmıştır kadına
yönelik şiddet ve kadın cinayetNisan 2015
leri. Cinayetler; kıskançlık, aşk,
namus cinayetleri şeklinde isimlendirilerek insanların kafasında
normalize oluyor.
Haksız tahrik veya ‘erkeklik indirimi’ diye bir uygulama var ki, neye
hizmet ettiği belli değil. Giderek
medenileşiyoruz sanıyoruz, son
teknoloji her yerde, her kesimde... Töre cinayetleri diyorduk,
doğu-güneydoğu diyorduk fakat
göçler vb. ile artık öyle bir ayrım
kalmadı. Fiziki güçsüzlüğü belli
olan bir cinsin korunması bir
yana köleleştirilmesi insanlık
tarihinde hiç kimsenin yabancı
olmadığı olgu. Kadını koruyaman bir devlet, kadını kendinden
koruyamayan erkekler sonucu
tablo giderek vahimleşiyor.
45
Koruma kararı mahkemelerden
bir türlü çıkmıyor
Kadınlar, uğradıkları bu şiddete
dur diyebilmek için devlet erkanına sığınarak mahkemelerden
‘koruma’ talep ediyorlar. Fakat ne
hikmetse mahkemeler, koruma
talebine bile cevap veremiyor.
Konuyu örneklerle somutlaştırmak
gerekirse: Ayşe Paşalı, 2010 yılının
aralık ayında kendisini ölümle
tehdit eden eski eşi tarafından
Ankara’da sokak ortasında
öldürüldü. Paşalı’nın mahkemeden talep ettiği koruma kararı bir
türlü çıkmamıştı. Ocak ayında
Arzu yıldırım, eski eşi tarafından
ümraniye’de sokak ortasında infaz
edildi. Yıldırım, katili Metin Çilingir
hakkında suç duyurusunda bulunmuş, dilekçesini daha hızlı olsun
diye cumhuriyet savcılığından alıp
kendisi elden emniyet birimlerine
iletmek istemişti. Ama Yıldırım, dilekçesini emniyete ulaştıramadan
öldürüldü. 15 şubat’ta 59 yaşındaki Saliha Erdem Ataşehir’de ayrı
yaşadığı eşi tarafından kapısının
önünde öldürüldü. 22 Şubat’ta
da Adana’da öğretmen Özlem
Yılmaz ayrı yaşadığı eşi tarafından öğrencilerinin gözü önünde
boğazı kesilerek ağır yaralandı. 23
Şubat günü ise dört çocuk annesi
Arzu Odabaş, boşanma davası
süren eşi tarafından Üsküdar’da
öldürüldü. Aynı gün Adana’da Semiha Karadağlı boşanmak istediği
eşi tarafından çocuklarının gözleri
önünde av tüfeği ile katledildi. 26
Şubat günü Maltepe’de, iki çocuk
annesi Şehri Filiz, birlikte yaşadığı
Tarık E. tarafından cadde ortasında bıçaklandı. Yere düşen kadına
tekmeler atan Tarık E. koşarak olay
yerinden uzaklaşırken hastaneye
kaldırılan kadın tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Bunlar
sadece birkaç ay içinde basında
da yer alan tüyler ürpertici cinayet
haberlerinden bazıları.
İSTATİSTİKLER NE DİYOR?
Türkiye İstatistik Kurumu’nun rakamlarına göre tecavüz ve taciz gibi cinsel saldırı suçlarında son beş yılda yüzde
30 artış yaşandı. 2006’da 528, 2007’de 473, 2008’de 577 ve 2009’da 652 kadın tecavüze uğrarken 2006’da
489, 2007’de 540, 2008’de 589, 2009’da 624 cinsel taciz olayı meydana geldi. 2005-2010 yılları arasında, 100
binin üzerinde kadın cinsel saldırıdan mağdur oldu. Mağdur kadınların yüzde 40’ının korktukları için şikâyetçi
olmadıkları tahmin ediliyor. Bu açıdan istatistikler gerçek rakamların ancak yarısını ortaya koyabiliyor.
Moroğlu: Her dört kadından biri şiddet mağduru
Kadın cinayetleri sayısının son
7 yılda yüzde 1400 arttığını dile
getiren İstanbul Kadın Kuruluşları
Birliği Koordinatörü ve Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği Genel
Başkanı Avukat Nazan Moroğlu,
her dört kadından birinin fiziksel,
ekonomik, ruhsal, sosyal ve cinsel
şiddet mağduru olduğunu belirtiyor.
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete
Karşı Uluslararası Mücadele Günü
dolayısıyla “Aile İçi Kadına Yönelik
Şiddetin Önlenmesi’” konusunda İstanbul Barosu’nda açıklama yapan
Moroğlu, aile içi kadına yönelik şiddetin bir insan hakları ihlali olduğunu
ifade ediyor. Şiddetin, kadının yasal,
sosyal, siyasi ve ekonomik eşitliğini sağlama fırsatlarını sınırladığını,
girişimcilik ruhunu ve kendine olan
öz güvenini yok ettiğini söyleyen
Moroğlu, aile içi şiddetin çocukları da olumsuz etkilediğini belirtti.
Bunun, çocukların okulda şiddet
uygulamasına neden olduğunu
anlatan Moroğlu, şiddetin sağlıklı bir
toplumun önündeki en büyük engeli
oluşturduğunu bildiriyor. Moroğlu
şu bilgileri veriyor: “Namus cinayeti
diye adlandırılan cinayetler, kadına
yönelik şiddetin en zalim boyutudur
ve temel insan hakkı olan yaşam
hakkının ihlalidir. Resmi kayıtlara
göre, kadın cinayetleri sayısı son 7
yılda yüzde 1400 artmıştır. Kayıtlarda, 2009 yılının ilk 7 ayında 953
kadının namus adına öldürüldüğü,
2003’te 83, 2004’te 128, 2005’te
317, 2006’da 663, 2007’de 1011,
2008’de ise 806 kadın cinayeti
işlendiği görülmektedir. Şiddet mağdurunu koruyan, şiddet uygulayanı
cezalandıran yasalar var. Ancak sığınma evleri yeterli değil. Bu nedenle
hakkını aramak isteyen kadını devlet
yeterince koruyamıyor.” ‘Kadıncinayetlerinidurduracağız’ platformu,
kadınlara yönelişk işlenen suçlarda
cezaların yetersiz olduğunu, yaptırım
bulunmadığını temel argüman edinmiş durumda.
Kadınlar en çok hangi sektörlerde çalışıyor?
Towers Watson’ın araştırmasına göre en çok kadın istihdam eden sektörler sigorta (yüzde 55) ve holdingler (yüzde 43) iken, en fazla kadın yöneticiye sahip olan şirketler perakende (yüzde 42) ve ilaç sektörleri (yüzde 41).
Türkiye’de en yüksek oranda kadın istihdamı sağlayan
ilk 10 sektör şöyle:
1. Sigorta yüzde 55
2. Holding merkezleri yüzde 43
3. Profesyonel hizmetler yüzde 38
4. Turizm yüzde 37
5. BT ve Telekom yüzde 34
6. Ambalaj yüzde 32
7. İlaç ve sağlık bilimleri yüzde 32
8. Hızlı tüketim ürünleri yüzde 31
9. Perakende yüzde 30
10. Kimya yüzde 27
Nisan 2015
46
ARAŞTIRMA
ÖzgeCANım yandı
Şubat ayında kanları donduran bir
cinayet işlendi. Mersin’in Tarsus
ilçesinde eve gitmek için bindiği
minibüsün şoförü tarafından bıçaklanarak öldürüldükten sonra yakılan
üniversite öğrencisi Özgecan Aslan
henüz 20 yaşındaydı. Ömrünün
ilkbaharında olan Özgecan, hunharca katledildi. Şehir Mezarlığı’nda
düzenlenen cenaze törenine
çoğunluğu kadın 5 bin kişi katıldı.
Baba Mehmet Aslan’ın “Gelinliğini
getirin” demesi yürekleri dağlayan,
akıllarda kalan en belirgin cümleydi. Özgecan’ın tabutuna erkek
eli değmesini istemeyen kadınlar
Özgecan’ın tabutunu mezarlığa
taşıdı.
Tek hatası dolmuşa binmekti
Olayın ardından Özgecan’ın annesi
Songül Aslan, kızını katledenlere
lanet yağdırdı. Katillerin en ağır cezaya çarptırılmasını isteyen Songül
Aslan, “Katiller idam edilsin, İşkence edilsinler. Kızım melek gibi, kalbi
temiz, yüreği temiz, herkese iyilik
yapan bir insandı. Bir dolmuşa binip
evine gelirken bu katliamın olmasına benim aklım ermiyor. Kızımın tek
hatası dolmuşa binip evine gelmek
mi” dedi.
Beren Saat: Zordur ülkemde güzel kız olmak
Ünlü oyuncu Beren Saat, Özgecan Aslan’ın katledilmesinden sonra twitter’da
yürekleri dağlayan açıklamalarda bulundu.
Ünlü oyuncu Beren Saat Özgecan
Aslan’ın hunharca katledilişinin
ardından Twitter ve Instagram
hesaplarında paylaşımlarda bulundu. Beren Saat Twitter’da şu yazıyı
paylaştı: “Uyku tutmaz bu gece,
gözler dolar, taşar boşalır… Yine
yürüsek Taksim’e ne değişecek??...
Kadın her geçen yıl daha değersiz
bu ülkede… Biliyorum daha da
sertleşecek her şey… Yine hafifletme, yine kadında suç arama, yine
bulunur bir bahane… Yine aşağılanma… Yine mide bulantısı… Kadın
olmak zor, güzel bir kız olmak çok
zordur ülkemde… Bugün o güzel
yüze baktıkça neler geçiyor aklımNisan 2015
dan: İlkokulda etek açmayı oyun
yapan sınıf arkadaşlarımın hedefi
olmak, okul eteğiyle eve yürürken
yediğim onca laf, dersane dönüşü karanlıkta hızlanan adımlarım,
göğsüme bastırdığım kitaplarım, taksilerin arkayı izlemek için
ayarlanan aynaları, çıkma teklifini
kabul etmediğim için canımı acıtan
okul arkadaşlarım, ev telefonundan
yapılan sapık konuşmalar, peşimden apartmana girip 15 yaşındaki
bana ereksiyon halindeki cinsel
organının gösteren o çocuğun
yüzü, ellerim titreyerek eve kaçışım
ve bunu kimseye anlatmayışım,
kıçımı hem de bir kanal gecesinde
elleyen sarhoş bir kanal yöneticisiyle tartışmam, sevgilisi olmamayı
gururuna yediremeyen partnerler, arkadaşımın evinde tuvalete
zorla dalıp dudaklarıma yapışan bir
oyuncuyu itişim, mesleğim yüzünden yaftalanışım, aylarca peşimden
koşan birini sanki ben sevgilisinden
ayırmışım gibi tam sayfa haber
yapışları, gizlice çakallıkla servis
edilen göğüslerimin silüeti davası
mavası, bilir kişi raporu lehime
çıkınca geri çekilen davaya kocası
araya girdi haberi, daha bugün
fermuarım açık kalmış haberleri,
aman ne önemli!!! Kadına, bedenine, seçimlerine, haklarına saygı
göstermeyen kafalar! Rağmen çok
sanslıymışım diyorum artık, hep
teğet geçmişim. Tecavüz, bıçaklanma, kesilip bavula tıkıştırılma,
otobüs durağına komada bırakılma, yakılma yaşamadım. İnsanlık
suçlarına göz yummak suçtur!!!
Bir gün hesap sorulur!!! Cinsiyet
ayırmaksınız her vatandaşın canını
haklarını korumak görevinizdir!!!
Dilerim son gününü hiç hatırlama
Özgecan hayallerinle huzur içinde
uyu.” Saat, Instagram’da ise
“Oğluna kadınlara saygı ve sevgi
göstermeyi öğret” cümlesini takipçileriyle paylaştı.
47
Türkiye’de en yüksek
oranda kadın yöneticiye
sahip ilk 10 sektör:
1. Perakende yüzde 42
2. İlaç ve sağlık bilimleri yüzde 41
3. Hızlı tüketim ürünleri yüzde 39
4. Sigorta yüzde 37
5. BT ve telekomünikasyon yüzde 29
6. Holding merkezleri yüzde 26
7. Kimya sanayi yüzde 26
8. Lojistik yüzde 24
9. Profesyonel hizmetler yüzde 23
10. Ambalaj yüzde 21
Lojistik sektöründe ‘kadının adı var’
Beykoz Lojistik Meslek
Yüksekokulu’nun, ‘Lojistik sektöründe üst düzey yöneticinin yeri’
temasına yönelik yaptığı araştırma
‘lojistik sektöründe kadının yeri’ konusunda bizlere fikir veriyor. Beykoz
Lojistik Meslek Yüksekokulu, Lojistik
Uygulamaları ve Araştırma Merkezi
tarafından, Bülent Tanla danışman-
lığında ve Prof. Dr. Okan Tuna
koordinatörlüğünde, Öğr. Gör.
Aslıhan Bekaroğlu, Öğr. Gör. Aysun
Akpolat ve Tuğba Güngör’den
oluşan bir ekip tarafından “Lojistik
Sektöründe Kadının Yeri” başlıklı bir
çalışma gerçekleştirildi. Araştırma
sonuçlarına göre; lojistik işletmelerinin yüzde 18’inin “Genel Müdürü-
nün” kadın olduğu tespit edildi. Aynı
zamanda, işletmelerin , yüzde 37’sinin
“Genel Müdür Yardımcılarının” kadın
olduğu ve yüzde 47’sinin de yönetim
kurulunda en az bir kadın üyesi olduğu
da araştırma kapsamında belirlendi.
UND’nin Sesi dergisi olarak sektörümüzdeki başarılı iş kadınlarımızla
konuyu değerlendirdik.
KADIN
Kimi der ki kadın
Uzun kış gecelerinde yatmak içindir.
Kimi der ki kadın
Yeşil bir harman yerinde
Dokuz zilli köçek gibi oynatmak
içindir.
... Kimi der ki ayalimdir,
Boynumda taşıdığım vebalimdir.
Kimi der ki hamur yoğuran.
Kimi der ki çocuk doğuran.
Ne o, ne bu, ne döşek, ne köçek,
ne ayal, ne vebal.
O benim kollarım, bacaklarım,
başımdır. (Nazım Hikmet)
Nisan 2015
48
ARAŞTIRMA
Damla Alışan/ Alışan Lojistik Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı
Alışan: Sektörümüzde daha fazla kadın çalışanın olmasını arzuluyoruz
“Lojistik sektörü, çok entegre bir
sektördür. Bu entegre sektörde
başarılı olabilmek için diğer sektörlerle uyum içinde çalışmanız
gerekmektedir. Ekonomiden bilime,
KOBİ’lerden sanayiye, dış ticaretten para politikalarına kadar birçok
alanda yetkin olmak gerekiyor bu
sektörde başarılı olabilmek için.
2000’li yıllarla beraber bilgi teknolojilerine geçiş dönemini yaşıyoruz.
Çağımızda şirketlerin ve kişilerin
daha başarılı olabilmeleri için BT
teknolojilerini son derece iyi ve
profesyonel şekilde kullanmaları
gerekiyor. Firma olarak biz de BT
altyapımız, kalifiye çalışanlarımız ile
müşterilerimize A’dan Z’ye kesintisiz
hizmet sunuyoruz. BT teknolojileri
ile birlikte artık günümüzde kadınlar
da erkekler kadar iş hayatının her
alanında yer alıyor. Kadınlardaki bu
çalışkanlık, iş disiplini erkeklerle tatlı
bir rekabeti beraberinde getiriyor.
Artık kadınların iş hayatında çalışmadığı sektör yok gibi. Yapılan
araştırmalarda kadınlarımızın sektörümüzü tercih ettiklerini görüyoruz.
Bu durum, bizler adına son derece
sevindiricidir. Sektörümüzde daha
fazla kadın çalışan, yönetici, firma
sahibi vs. olmasını büyük bir mutlu-
Nisan 2015
Sektörümüzün başarılı iş kadınlarından Damla Alışan kadına yönelik şiddeti kınadığını
belirterek sektörde daha fazla kadın istihdam edilmesi gerektiğini söylüyor.
lukla izliyorum. Lojistik sektörüne
yönelik çeşitli üniversitelerimiz var.
Üniversitelerimizin lojistik bölümlerine bakıldığında burada kızlarımızın
çok aktif olduğunu da görüyoruz.
Çok bilgili, eğitim düzeyi yüksek,
enerjik bir genç nesil sektörümüze geliyor diyebilirim. Kadınların
ülkemiz ekonomisine ve sektörümüze sunduğu ve sunacağı bütün
katma değerleri çok önemli buluyorum. Sektörümüzde daha fazla
kadın sayısının olmasını diliyorum.
Ülkemizde özellikle son dönemlerde
kadınlara yönelik meydana gelen
şiddet olaylarını görüyoruz. Bu tip
olaylar hepimizi derinden üzüyor.
Bu olayların bitmesini ve kadına
şiddetin biran önce nihayete kavuşmasını diliyorum.”
49
Plastnak Elçin Çakmak:
Erkeklerin yapabildiği her mesleği kadınlar da yapabilir
“Türkiye’de kadın olmanın gün
geçtikçe kolaylaşması gerekirken
ne yazık ki her geçen gün zorlaştığı
bir gerçek. 21. yüzyıl Türkiye’sinde televizyonlarda kadın erkek
eşitliğinin halen tartışılması ve de
kadınlara yönelik cinsel olaylara
bağlanan ‘saçı gözükmesin, etek
giymesin, küçük yaşta evlenilebilir’
gibi söylemlerin çoğalmasının çok
vahim bir noktaya geldiğimizin
kanıtı olduğunu düşünüyorum.
Kadına yönelik bu şiddetin temel
nedenin erkeklerin yeterince güçlü
olmamasına ve kadınları sindirerek kendilerini güçlü hissedebilme
düşüncesine bağlıyorum. Bunun
nedeninin de ailelerde kız-erkek
çocuk ayrımına dayandırıldığına
inanıyorum. Erkek çocuk neden
hep daha ayrıcalıklı, neden kız
çocuklara her şey eşit verilmiyor?
Ayrıca bu durumun eğitimle değişebileceğini de düşünmüyorum.
Eğitim bu işin çözümü olsa idi hiçbir üniversite mezununun eşine, kız
arkadaşına şiddet uygulamaması
gerekirdi. Ama tabiki de eğitim
düzeyinin ve verilen cezaların
artması ile bu durumun en aza indirilebileceği kanısındayım. Sadece
eşe verilen uzaklaştırma veya 1-2
yıl verilen hapis cezaları yerine bu
sürelerin uzaması caydırıcılığı artırabilir. Ama ne yazık ki Türkiye’de
hiçbir suç yeterince cezalandırılmıyor ve bunun için de herhangi
bir girişim yapılmıyor. Erkeklerin
yapabildiği tüm işleri kadınların
da yapabileceğini düşünüyorum.
Ancak ağır fiziksel işlerde örneğin
inşaat işçiliği, madencilik vs gibi
kadınların yapmaması gerektiğine
inanıyorum. Bunlar haricinde diğer
tüm mesleklerde kadın-erkek eşitliliğinin varlığı mevcut. Yurt dışında
mesela kadın TIR şoförleri bulunmakta, Türkiye’de de olmaması
için bir neden yok. Son dönemlerde kadın-erkek eşitliği ve fıtrat
meselesi tartışılıyor. Bunu söyleyen
insanların eşlerine, annelerine
veya kız çocuklarına bakış açılarını
çok merak ediyorum. Dinimizi iyi
sindirmiş olan insanların bu tarz
söylemler yapabileceğine inanmıyorum zira Müslümanlık’ta kadın
hep yüceltilmiştir. Sektörümüzde
kadınların varlığı her geçen gün
artmakta. Lojistik sektörü titizlikle
takip gerektiren bir sektördür. Bu
açıdan bakıldığında kadınların da
erkekler gibi başarılı olduğunu
düşünmekteyim. Ancak erkek
egemen bir sektör olması nedeniyle kadınların işi yeterince iyi yapamayacakları algısı ne yazık ki halen
mevcut. Çoğu sektörde olduğu
gibi lojistik sektörü de Türkiye’de
erkek egemen bir sektör. Bu
alanda kadın-erkek ayrımı yapmak
doğru değil. Zira bence kadınlar
lojistik sektöründe operasyonda
erkeklere nazaran daha dikkatli ve
titiz iş çıkartmaktadır. Ben, lojistik
sektörüne başladığımda avantajlıydım. Çünkü ikinci kuşaktım.
İkinci kuşak olmam nedeniyle bu
sektör bana hiçbir zaman yabancı
gelmedi. Sektörde çalışmaya üniversitenin ilk yıllarında UND’de staj
yaparak 2004 yılında başladım. İlk
yıllarda daha duygusal bir bakış
açım olduğu söylenebilir ama
zamanla bazı durumlarda erkek
gibi davranmaya veya konuşmaya
başlıyorsunuz. Ayrıca gün geçtikçe bayanların sektöre ilgilisi de
artmakta. Üniversite sonrasında
İngiltere’de bir Japon bankasında
rapor uzmanı olarak staj imkanı
bulmuştum. Kadın-erkek ayrımını bırakın insan olmanın tadını
çıkartıyorsunuz gelişmiş ülkelerde.
Plastnak Yöneticisi Elçin Çakmak,
erkeklerin yapabildiği her mesleği
kadınların da yapabileceğini vurguluyor.
Türkiye’de önce insan hakları ve
çalışma koşulları iyileştirilmeli.
Ayrıca kadını sadece bir anne
veya ev kadını olarak görmekten
vazgeçilmeli. Son olarak devletin
şirketlere sağlayabileceği teşvikler
de kadının iş yaşamındaki rolünü
her sektörde artıracaktır. Konuyu
sırf lojistik sektörü olarak kadınerkek eşitliğini değerlendirmek
yerine bunun tüm sektörler açısından ele alınması gerekmektedir.
Bunun yanında kadınların lojistik
sektöründe istihdamının artmasıyla
sektör kamyoncu kimliğinden gün
geçtikçe arınmakta ve sektöre
renk gelmektedir.”
Nisan 2015
50
ARAŞTIRMA
Soylu: Hayatta ya tozu dumana katarsın,
ya tozu dumanı yutarsın
UNO Transport Genel Müdür Yardımcısı Sevim Soylu, kadının fiziksel yapısına aykırı
olmayan tüm meslekleri kadınların hakkıyla yapabileceğine inandığını belirtiyor.
“Özgecan cinayeti olduğu gün
ile cenaze merasimine kadar, Türkiye
de 5 kadın cinayeti vuku bulduğu
incelenmiş. Bu, Türkiye deki ‘kadına
yönelik şiddet’ in ulaştığı boyutları
anlatan en önemli gösterge. Neden
Özgecan bizi bu kadar etkiledi? Çünkü kişilerin en temel haklarından biri
‘ulaşım özgürlüğü’ne darbe vurdu...
Artık anneler çocuklarına kız-erkek
ayırmıyorum akşam karanlığına
kalma, toplu taşımada en son kişi kalırsan arabadan in, yalnız devam etme
vs. diyecekler. Bir mesleğin kutsallığına darbe vurdu, görev esnasında bu
kıyım yapıldı. Bu mesleği icra eden kişi
hakkında çeşitli taciz şikayetleri bulunmasına karşın ne minübüs sahibi,
ne o güzergahın durak sorumluları,
ne emniyet, ne okul gereken önlemi
almamış ve maalesef bu ortaya çıktı.
Özgecan cinayeti bizi çok etkiledi. Her
türlü kayıt sisteminin olduğu, kaybolan
telefonun konumunun 2 dakikada
tespit edildiği teknolojik gelişimin yaşandığı çağda annesiyle iletişim halinde olan bir kız çocuğunun nasıl korunamadığının altını çizdi. Tehdit her evi,
herkesi sarstı. Yaygınlaşan Anadolu
Yüksek Öğretim Kurumları’nın, yerel
yönetimlerin gurur duyma alanı değil,
önce güvenlik önleyici tedbirlerinin uygulamalarını hayata geçirme sorumlulukları olduğunun altını çizdi. Özgecan
cinayeti medeniyetler şehri Tarsus’ta
oldu. Bu konuda şehir yöneticilerinin
çok geniş kapsamlı araştırmalar-incelemeler yaptığını duyuyorum. Umarım
ulaşım güvenliği konusunda şehirNisan 2015
lerinin bu şekilde anılmasının önüne
geçecek önlemler alır, hayata geçirir
ve tüm Türkiye’ye örnek olacak,
model olacak yapıya kavuştururlar.
Biz profesyonel sürücü istihdam
eden şirketler, derneğimiz vasıtasıyla;
alan ayırmadan (Yurtiçi-uluslararası,
malzeme-insan taşıması gibi ) bu
olayı en az Tarsus şehir yönetimi
kadar dikkat ve özveriyle incelemeli,
bölge meslek odalarını sorgulamalı,
öz eleştirimizi bir an önce yapmalıyız.
Türkiye’de hızla yaygınlaşan taşımalı
eğitim konusu gelişiminin sadece araç
modernizasyonu yenilenmesi olarak
istatisk bilgi tutmanın yeterli olmadığını
bilmek ; sürücü kaynak sıkıntılarının bir
cinsiyet hegemonyasından kurtarıp,
bir an önce kadın profesyonel sürücü
modelleri çalışması ve yapılaşmasına
gerekli kaynaklar ayrılmalıdır.
Erkek şiddeti nasıl açıklanır?
Ayrıca Özgecan çok tatlı, umut veren
Türkiye’yi dönüştürebilecek, katkı
sağlayabileyecek, yapıcı olabilecek
bir kız çocuğuydu. Şansının önüne
geçilmeseydi onu buradan bu yenik
duygularla değil ilerde göğsümüz
kabararak gururla izleyecektik tanıyacaktık belki... Biz Özgecan’ı çok sevdik. İçimiz bu yüzden de çok yanıyor.
Kadına yönelik şiddet o kadar çok geniş boyutları olan bir kavram ki, erkek
şiddeti nasıl açıklanır? Sadece kadına
yönelik midir? Son yıllardaki artış nasıl
açıklanır? Kayıt altına alınmayan vak’a
lar ne kadardır? Bu konu profesyonellerin konusu. Ama ben artık gelenek-
ler, annelerin çocuklarını yetiştirme
şekli, kötü rol model olan baba
kurgusu gibi çocukluk travmalarının
kişilerin alt benliğini yıllarca yönettiği
gibi hafifletici nedenler türü açıklamalara itibar etmek istemiyorum. Şiddet
suçtur, sözlüsü de eylemseli de hepsi
suçtur. Hafifletici nedenleri olamaz.
Kişinin şiddet mağduru olması onun
şiddet uygulamasını haklı kılamaz.
Kişi yaptığı eylemler nedeniyle şiddet
kurbanı olamaz, olmamalı. Şiddete
uğrayan kişinin masumuyeti saflığı
sorgulanamaz. ‘Elinin hamuru ile
erkek işine karışma’, ‘Saçı uzun, aklı
kısa’ gibi maalesef kadını ikinci plana
iten ve belki de aşağılayan atasözlerimiz de bulunuyor. Atasözleri ve
deyimler ilgili oldukları toplumun
yaşama bakış açısını ortaya koyan
en gerçekçi aynalardır; ne yazık ki…
Ancak bir toplumun kullandığı dil ile o
toplumun bakış açısı çift yönlü olarak
birbirini etkiler. Tekrarlamaktan kaçınarak gelecek kuşakların bilinç altına
yerleşmesinin önüne geçmeliyiz.
Kadından tır şoförü olur mu?
Kadının fiziksel yapısına aykırı
olmayan tüm meslekleri kadınların
hakkıyla yapabileceğine inanıyorum.
Mesela kadından TIR şoförü olur mu
diye sıklıkla soruluyor. TIR sürücüsü
konusunu irdeleyelim ve bir örnekle
başlayalım. Türkiyenin parmakla
sayılacak kadın sürücülerinden Ayşe
Karakafa kamyon kullanmanın çok
zor olmadığını ancak lastik değiştirmek, tamir etmek gibi çeşitli zorlukları
olduğunu-yük sarmak, lastik değiştirmek, tamir etmek gibi sorunların
üstesinden gelmek kolay değil,
bu işi yapacak kadının bu mesleği
gerçekten sevmesi ve sürprizlerine
katlanması gerektiğini ifade ediyor.
Benim hayalimdeki kadın sürücü bu
zorlukları aşabilecek tabii ki karşı cinse göre daha fazla zorlanacak. Ama
bu zorluk onu sürekli önlem almak
zorunda bırakacak. Lastik değiştirebilecek fakat fiziksel koşullarından
dolayı bu konuda çok zorlanacak
olması, onun yola çıkmadan önce
lastik havalarını sık sık kontrol etmesine sebebiyet verecek, dikkatli kullanımı hem lastiğin ömrünü uzatacak
hem de zorlanma ve zaman kaybını
51
ortadan kaldıracak. Pompa, enjektör,
akü, webasto vs. kullanım sürelerini
takip edecek mevsim koşullarını göz
önüne alarak gerekirse kademeyi uyaracak, seyir esnasında oluşabilecek
sıkıntıları minumuma indirecek, iletişim
kaynaklarını iyi kullanacak yardım
talep etmekten kaçınmayacaktır.
Hiçbir zaman işinin statik olduğunu düşünerek, kendini geliştirme
fırsatlarını kaçırmayacak (öyle olsaydı
halen kamyon üreticileri 1950 model
de kalırlardı). İlerleme odaklı olacak,
bu şekilde gelişim gösterecek üretken
olacak. Her karşılaştığı zorlukta birden
fazla muhtemel çözüm olabileceğini
göz önünde bulunduracak. Erkek sürücüler çok tecrübeli ve başarılılar ama
unutulmaması gereken şey, alternatifleri görme körlüğü olan kişiler genelde
en uzman olanlardan çıkar. Çözüme
çok çabuk ulaştıkları için gelişme fırsatı
elden kaçar. Varsayımlara meydan
okuyacak, merak edip sürekli yeni
bilgiler edinmeye açık olacak. Başarısızlıkla yüzleşmek korkusu yüzünden
deneyimlemekten kaçınmayacak bu
şekilde erkek egemen bir sektörle baş
edebilir. Zorluklara kucak açacak, belirsizlik ve şüpheyle baş etmenin yolunun başarılı sonuçlara ulaşmak için
çok çalışmaktan geçeceğini bilecektir.
Tüm bu yaptıklarının geri bildirimlerinin
analiz edileceğini bilip sonuçlarına
katlanacaktır. Başarısızlık olduğunda
(ki zaman zaman olacak) bunun için
başkalarında suç aramayacak, aksine
bunları değerli geri bildirimler olarak
kabul edecek ve tekrar deneyecektir.
Bu, onun zayıf olduğu alanda eline
güç verecek ,sağladığı maddi manevi
katkı bizi verimliliğe götürecek. Çıktılar
kadın sürücülerin verimlilik oranlarını artırdığında sektör kazanacak.
Kadın-erkek eşitliği konusunda ‘fıtrata
aykırılık’ söylemlerine atasözleri konusunda söylediklerimi referans alarak,
bu ifadenin bilinçaltına yerleşmesi
muhtemel yeni bir motto oluşturmaması acısından üzerinde durulmaması ve tekrarlanmaması gerektiğini
düşünüyorum.
Kadın çalışan
bahanelere sığınmıyor
Firmamızda bir dönem, satın alma,
sürücü hesapları, bakım-onarım,
pazarlama, operasyon gibi birimlerde
kadın yöneticilerle çalıştık. Özellikle
satın alma ve bakım onarım bölümlerinde genelde hoşnutsuzluk vardı.
Sürücüler bu konuda talimatları kadın
yöneticilerden almaktan hoşlanmıyorlardı. Sektöre ilk giriş yaptığımda
varsayımların çok egemen olduğunu
gözlemlemiştim. Bilgisizdim o ayrı ama
o iş öyle olmaz diyen kişi, niye öyle
olmadığını anlatamıyordu. Bir birimden
ayrılan kişinin-genelde erkek çalışankriz çıkıyor, yokluğu hissediliyordu.
Kadınlarla çalışmak bu bölümlerde
sistemi getirdi. Kadın anlamadığı
bilmediği işi yapamıyor. Hatta çoğu
zaman bu alanda hiç hata yapmaması
gerekiyor. Hata yaptığı zaman kaçınmıyor, bahanelere sığınmıyor kendi
kendisini deşifre ederek hataları kayıt
altına alıyor. Öyle gelişmeler yaşandı
ki ISO 9000 denetçileri geldiği zaman
bulunan çözümleri, işleri kısaltma
yönetimleri doğru zamanda doğru
tedarikçiye ulaşma tekniklerini not alıp
takdir olarak yazılı bize ilettiler. Şimdi
bu birimlerde kadın yok. Hatta bazı birimlerde birleşme yaşandı. Ama sistem
yürüyor. Kadın sürdürülebilir sistemler
kuruyor. Lojistik, erkeklerin sayı olarak
yoğun olduğu bir hizmet sektörüdür.
Tüm hizmet sektörlerinde olduğu gibi
feminen bakış açısı başarıya götürür.
Ama burada erkek bakış açısına hapsolmayan bir kadın profiline ihtiyacımız
var. Kadınların toplumda aldıkları
görevlere baktığımızda bazen karşı
cinsi modelleyerek kariyer hedeflerini
gerçekleştirdiklerini ve bu doğrultuda
yürütmeye çalıştıklarında başarıya
daha kolay ulaşabildiklerini görebiliyoruz. Bazen de erkeklerin sunduğu
pozitif ayrımcılıkla bulundukları ortama
sayı fazlalığı oluşturuyorlar ve bu kimi
zaman o ortamın medeniyet ölçüsü
sayılabiliyor, pasif pozisyon üretkenliğin
önüne geçebiliyor. Yanlış anlaşılmasının tüm bunlar ortak amaca hizmet
ettiği kadın iş gücünün var olmasına ve
sürdürülebilir olmasına katkı sağlaması
Nisan 2015
52
ARAŞTIRMA
nedeniyle tabii ki çok önemli. Ama
ben burada bağımsız, işbitirici, kendi
ayakları üzerinde dururken zarafet katarak bulunduğu ortama değer katan,
dönüştüren kadın profilini irdelemek
istiyorum. Sektörlerdeki gelişme
‘kadın elinin değmesi’ tabiriyle farklılığı
yakalıyor. Ben de lojistik sektöründe
mesleğe ilk başladığımda bilgisizliğimi
saklamayarak, varsayımlara itibar
etmeyerek, günü kurtaran, tekrarlayan hata çözümlerine odaklanmayarak kendimi yetkinleştirdim. Gelişmiş
ülkelerle Türkiye’yi kadın çalışma alanı
ve sayısı bakımından kıyasladığımızda mesela İskandinav ülkeleri, bu
ülkelerde geleneksel olarak erkeklere
özgü olduğu düşünülen bir çok işkolunda kadınlar çalıyor. 20 yaşlarında
kadın TIR sürücülerine rastlamak
çok yaygın. O ülkelerde bu konunun
haber değeri yok. İskandinav ülkeleri
sosyal haklar ve kadın-erkek eşitliği
konularında en üst seviyelerde yer
alıyorlar. Bu nedenle Türkiye’de
yaşanabilecek engeller ve zorluklar
konusunda ABD’de yeni yaygınlaşmaya başlayan kadın TIR sürücüleri,
kurdukları dernekler ve sorunlarını ifade etme biçimleri kıyaslama yapmak
daha doğru olabilir. 8 Mart’ın; 8 Mart
Dünya Emekçi Kadınlar Günü olarak
anılmasının Amerika’da polisin kadın
işçilere saldırması ve işçilerin fabrikaya
kilitlenmesi, arkasından da çıkan yangında işçilerin fabrika önünde kurulan
barikatlardan kaçamaması sonucunda 129 kadın işçinin can vermesiyle
kaynaklı olduğunu hatırlamak bana
şunu sorgulatıyor: Erkekler kadınların çalışmasına sadece gelenekler
yüzünden mi setler koyuyorlar,
yoksa kendi egemenleri altında
olan iş kolunun kaynak paylaşımına
engel olmak mı istiyorlar? Hemcinslerimle beyin fırtınası yapmak
istiyorum. Kadın TIR sürücüsü
dediğimde, erkekler kadar kadınlardan da caydırıcı geri bildirimler alıyorum. Neden olmaz diye
sorduğumda sektöre ilk girdiğim
zaman ki ruh haline geçiyorum.
Konunun özünü irdelemek yerine
varsayımlara yöneliyorlar ve bu da
teşhise, onarmaya, dönüştürmeye, yapıcı olmaya engel oluşturuyor. Ve cesaretimi kaybetmemek
için şu cümleleri tekrar ediyorum
kendime: Dış engeller ortadan kalkabilir, dış dünya her gün yeniden
kuruluyor, yeniden yıkılıyor, bizi bir
şekilde bu hızlı değişim kendisine uyum sağlamaya zorluyor.
İç engellerimiz onların kontrolü
bizde, bizim iznimiz olmadan
büyük değişiklikler olmaz, olamaz.
Aşılamayan sınırları çoğu zaman
şartlar değil, aklımız koyuyor. Biz
bizi engelleyen dış güçlerle mi
uğraşacağız, içimizdeki işbirlikçileri
mi tespit edeceğiz? Ve kamyon
arkası yazısıyla bitirmek istiyorum
yazımı: ‘Hayatta ya tozu dumana
katarsın, ya tozu dumanı yutarsın.’
Seçim senin...”
MÜSİAD: Trafikte kadına yönelik şiddet ve tacizin önlenmesi
için aktif cezai uygulamalar getirilmeli
“Günümüzde kadınların sosyal hayattaki etkinliği gün geçtikçe arttığı tartışılmaz bir gerçektir. Sosyal hayattaki
aktifliğin araç kullanımında da kendini
göstermesi de kaçınılmazdır. Özellikle
büyük şehirlerde şehir dışında yapılan
konutlar, alışveriş anlayışının değişmesi gibi çağdaş yaşamın getirdiği bir
takım oluşumlar kadın için otomobil
kullanımı neredeyse zorunlu hale
getiren bir olgu haline gelmiştir. Son
10 yılda, ehliyet sahibi kadınların iki
kat attığı görülmüştür. Erkeklere göre
daha bilinçli ve tedbirli araba kullanan
kadın sürücüler, yolcu güvenliğine
verdikleri önemle, araçlarında trafik
ve ilk yardım seti bulundurmada ön
sırada yer almaktadır. Kurallara riayet
etmek hususunda erkeklerden daha
titiz olan kadınların oluşturduğu bu
tablo karşısında erkek sürücüler, çoğu
zaman kadınları taciz etmeye ve şiddet uygulamaya başvurabiliyor. Kadın
sürücülerin aniden önüne geçme,
sıkıştırma, önlerinde aniden durma,
klakson ve selektör yapma, direksiyonu üzerlerine kırmak gibi taciz ve şiddet uygulamaları en fazla bilinenleridir.
Trafik Araştırma Enstitüsü’nün 752
denek üzerinde yaptığı araştırmaya
Nisan 2015
göre kadınların yüzde 35’nin trafikte
en az 5 defa tacize, yüzde 65’inin ise
5’ten daha fazla tacize uğradığı ortaya
çıkmıştır. Trafikte taciz veya şiddete
maruz kalan kadınların paniğe kapılarak kaza yapmaları, bir süre ya da sürekli trafiğe çıkma korkusu yaşadıkları
da uzmanlarca tespit edilen durumlardandır. Trafikte kadın sürücülerin
karşılaştıkları taciz ve şiddet sadece
trafikte değil sosyal hayatta da kadına
bakış açısını yansıtması açısından
dikkat çekici bir unsurdur. Genel
olarak aile terbiyesi ve eğitim düzeyine
bağlı olarak karşımıza çıkan kadına
yönelik şiddet ve taciz olgusu trafikte
sürekli olarak kendini göstermektedir.
Trafik kurallarına uyma konusunda
erkeklere göre daha dikkatli ve titiz
olan kadın sürücülerin bu tutumları
erkeklere örnek oluşturması gerekirken şiddete maruz kalmalarının
nedeni olması kabul edilemez. Trafikte kadına yönelik şiddet ve tacizin
önlenmesi için trafikte kadınları taciz
eden sürücülere yönelik aktif cezai
uygulamaların getirilmesi gerektiği
kanaatindeyiz.”
53
Yılın kadını ödülünü Özgecan için aldı
Başarılı iş kadını Evrim Aras
ödülünü 20 yıllık çalışanının
kızı Özgecan Aslan için aldı.
Aras Kargo Yönetim Kurulu
Başkanı ve CEO’su Evrim
Aras, IAIR Global Economy
ve Sustainability (Küresel
Ekonomi ve Sürdürülebilirlik) organizasyonu tarafından, 2015 yılının özel
kategorisi “Woman of the
Year” (Yılın Kadını) ödülüne
layık bulundu. Evrim Aras,
ödülünü Hong Kong’da
düzenlenen törende, yakın
zamanda hunharca katledilen, 20 yıllık çalışanının kızı
Özgecan Aslan için aldı.
Kurum jürisi, Evrim Aras’ın bu
dalda ödüllendirilmesine kriter olarak,
2014 yılında Birleşmiş Milletler’de Kadınların Güçlenmesi Prensiplerine imza
atarak Türkiye’deki tek kargo şirketi
olması, Birleşmiş Milletler’de yaptığı
“Erkek egemen iş alanında kadın lider
olmak” konuşmasının yansımaları ve
Aras Kargo’nun 2012 yılındaki finansal
performansı ile Frost&Sullivan şirketinin Büyümede Mükemmellik Ödülü’nü
almış olması olarak gösterdi. Evrim
Aras, “Bu ödülü daha iyi bir dünya hayal eden kadınlarımız adına, Özgecan
için alıyorum” dedi.
Ödülünü aldıktan sonra Evrim Aras
şunları söyledi: “Sadece Türkiye’de
değil kargo sektöründe, dünyada da
tek kadın CEO olmak önemli bir sorumluluk. Erkek egemen iş alanlarında kadınların başarılı olmaması için
hiç bir neden yok. Yeterki kadınlarımıza eşit fırsatlar verilsin. Dünyanın
tüm ezilen, şiddete uğrayan, öldürülen kadınlarına, bu ödülün daha
iyi bir dünya için umut vermesini
diliyorum. Ödülümü, annesi 20 yıllık
Aras Kargo emekçisi olan ve geçtiğimiz ay hunharca katledilen kızımız
Özgecan’a adıyorum. Daha önce de
belirttiğim gibi katilleri cezalandırılana
kadar bu işin takipçisi olacağımıza
bir kez daha buradan söz veriyorum.
Daha iyi bir dünya hayaliyle çalışan,
üreten, sevgi ve hoşgörüyü yaymaya kendini adamış tüm kadınların
yolu açık olsun.” IAIR Awards jürisin
dikkatini çeken diğer bir konu da
şirketin dünyaca ünlü araştırma
şirketi Frost & Sullivan’ın “Büyümede
Liderlik Ödülü”nü almasıydı. Evrim
Aras, iflas eşiğindeki şirketin yönetimine geçtikten kısa bir süre sonra
2 yıl içinde şirketi 6 kat büyüttüğü
için uluslararası finans çevrelerinin
dikkatini çekmişti.
Birleşmiş Milletler
Kapsamında Aras
Kargo’nun
1 Yılda Attığı Adımlar:
*Kadın çalışan istihdamında yöneticilere kota konması Hedef: Kadın
çalışan oranını %16’dan 2015
sonuna kadar %20’ye çıkartmak.
*Annelere esnek çalışma saati
*Bebekler 1 yaşına kadar her gün
2 saat süt izni
*Bebeklerin 1- 3 yaş arası her gün
1 saat bebek bakım izni
*Bebekler 3 yaşına kadar her Cumartesi idari izin
*Kazandır kazan öneri sistemi ile
Kadın çalışan öneren çalışana prim
*Annelere okulun ilk ve son günü,
Aşı günü izin
*Hijyenik emzirme odaları
*Çalışanlara yönelik anne-çocuk
sağlığı eğitimleri
*Daha fazla kadın çalışan için tüm
şirkete öneri anketi
*Aras Akademi Aile Okulu ile çalışanların eşlerine eğitimleri: finansal okuryazarlık, mutluluk, ergen
iletişimi üzerine eğitimler.
Nisan 2015
54
RÖPORTAJ
“Lojistik firmamız
sayesinde pazarlarımıza
zamanında ulaşıyoruz”
Akron Collection Satış ve Pazarlama Müdürü Ali Maharram, müşteri memnuniyeti
ve kalitenin kendileri için çok önemli olduğunu söylüyor. Maharram, “Ürünlerimizin
müşterilerimize zamanında ulaşması gerekiyor. Bu konudaki sorunlarımızı lojistik
firmamız çözüyor” diyor.
Akron CollectIon, 2003
yılında Zeytinburnu İstanbul’da
kuruluyor. Firma kadın ve çocuk
iç giyimi üzerine çalışıyor. Firmanın
olmazsa olmaz kuralları arasında
müşteri memnuniyeti ve kalite
geliyor. Kalitenin kendileri için son
derece önemli olduğunu ifade
eden Akron Collection Satış İşleriş
Uzmanı Ali Maharram, “İş dünyası
serüvenimize başlarken ilkelerimizi
şu şekilde belirledik: Kalite, Müşteri memnuniyeti ve Güvenilirlik”
diyor. Bu üç altın kuralın iş dünyasında çok önemli olduğunun altını
çizen Akron Collection Satış İşleri
Uzamanı Maharram, ihracat odaklı
çalıştıklarını ve ihracatta çok önemli
bir noktada olduklarını ifade ediyor.
Maharram, dünyaya açılmak ve
dünya çapında tanınabilmek için
ihracat yapmak gerektiğini ifade
ederek üretimlerinde kaliteden taviz
Nisan 2015
vermediklerini ve bundan dolayı da
müşterilerinden pozitif dönüşlker
aldıklarını ifade ediyor.
Taha Kargo ürünlerimizi
zamanında teslim ediyor
Arabistan, İran, Rusya, Kazakistan, İngiltere, Fas, Cezayir, Mısır,
Azerbaycan gibi ülkelere ihracat
gerçekleştirdiklerini ifade eden
Maharram, ihracatta kalite kadar
‘ürünlerin zamanında pazarda
olmasının’ da çok önemli olduğunu ifade ediyor. Lojistiğin kendi
işlerinde son derece stratejik bir
noktada bulunduğunu ifade eden
Maharram, “Biz, firma olarak verdiğimiz sözü tutmak zorundayız.
Söz vermek ve verilen sözü yerine
getirmek bizim için bir namus meselesi gibidir. İhracat yapabilmek
çok meşakkatli bir iştir. İhracatta
ürünlerinizin kaliteli olması kadar
ürünlerinizin pazara zamanında
ulaşması ve müşterilerinizi bekletmemeniz de son derece önemlidir. Taşımacılık konularında Taha
Kargo ile 4 yıldır çalışıyoruz. Taha
Kargo da bizim gibi sözüne sadık
bir firma.
Pazara zamanında ürünlerimizi
güvenli bir şekilde ulaştırıyor.
Bu özelliklerinden dolayı Taha
Kargo’yu tercih ettik. Taha
Kargo’yu tanıdıklarımıza da
öneriyoruz” diyor. Profesyonel bir
lojistik firmasıyla çalışmanın kendilerine katma değer kazandırdığını
ifade eden Maharram, “Sektördeki
varlığımızı ve ilkelerimizle beraber
rekabetçi politikamızı koruyabilmek için; teslimatların zamanında
yapılabilmesi, ürünlerin kaliteli
olması, fiyatların cazip olmasını
temel prensip edinerek yolculuğumuzu sürdürüyoruz” diyor.
55
Ali Maharram
Akron Collection Satış
ve Pazarlama Müdürü
Sektördeki varlığımızı ve
ilkelerimizle beraber rekabetçi politikamızı koruyabilmek
için; teslimatların zamanında
yapılabilmesi, ürünlerin kaliteli
olması, fiyatların cazip olmasını temel prensip edinerek
yolculuğumuzu sürdürüyoruz.
Müşteri memnuniyeti
olmazsa olmazımızdır
Maharram, lojistiğin ihracat anlamında son derece önemli ve kritik
olduğunu söylüyor. Maharram,
“Lojistik olmazsa işlerimizde ciddi
sıkıntı yaşayabiliriz. Biz, nasıl ki kendi
işimizde uzman ve profesyonelsek
çalıştığımız firmaların da bu şekilde
profesyonel olması gerekiyor. Biz,
bu yüzden taşımacılık ve lojistiğe çok
önem veriyoruz. Taha Kargo, bu
anlamda istediğimiz her hizmeti
fazlasıyla karşılıyor” diyor. İhracatın zorlu bir süreç olduğunu
ifade eden Maharram, bu süreçte
partner ortağı ile çalıştıkları lojistik
firmasından tam destek görmenin
faydalarını yaşadıklarını da ifade
ediyuor.
Firma olarak müşteri memnuniyetine büyük önem verdiklerini
ifade eden Maharram, “Firmamızın
geleceğinin müşteri memnuniyetini
sürekli koruyabilmekten geçtiğini
düşünmekteyiz. Bu düşünce ile siz
değerli dostlarımıza kaliteli ürünler
ve cazip şartlarla servis vermeye
devam edeceğiz” yorumunu kullanıyor. Şu ana kadar müşterilerinden
hep olumlu tenkitler aldıklarını ifade
eden Akron Collection Satış İşleri
Uzmanı Maharram, şu ana kadar
olduğu gibi bundan böyle de işlerine dört elle sarılacaklarını, müşteri
memnuniyetinden ödün vermeyeceklerini ve müşterilerinin ihtiyaçlarını zamanında gidereceklerini ifade
ediyor. Maharram, ürünlerine, ürün
kalitelerine sonsuz güvendiklerini
ifade ederek kendi işlerinde ‘moda’
kavramının çok önemli yer tuttuğunu belirtiyor. Modadaki değişklikleri
çok iyi takip ettiklerini kaydeden
Maharram, modayı takip etmekle
kalmadıklarını aynı zamanda modaya yön verdiklerini de vurguluyor.
İhracatta lojistik çok
önemli bir yer tutuyor
Dünyanın değişik noktalarına
ihracat yaptıklarını ifade eden
Nisan 2015
56
EKONOMİ
Hisarcıklıoğlu: İslam dünyası
arasında engelleri kaldırmalı,
serbestleşmeyi sağlamalıyız
Türk-Arap Ekonomi Forumu’nda konuşan TOBB Başkanı ve ICCIA (İslam Ticaret, Sanayi ve Tarım Odası) Başkan Yardımcısı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, dünyanın
önemli bir değişim döneminden geçtiğini belirterek, “Bu değişim sürecini rahmete ve ortak kazanca çevirmek zorundayız” dedi. Başta vize olmak üzere ticaretin
önündeki engellerin kaldırılmasını isteyen Hisarcıklıoğlu, “Sadece Türkiye ve Arap
ligi arasında değil, bütün bir İslam dünyası arasında serbestleşmeyi sağlamalıyız”
ifadesini kullandı. Maliye Bakanı Şimşek yaptığı konuşmada gayrisafi milli hasılası artan Türkiye’nin bölgede daha çok söz sahibi olacağının altını çizdi.
Türk-Arap Ekonomi Forumu; TOBB Başkanı ve ICCIA (İslam
Ticaret, Sanayi ve Tarım Odası)
Başkan Yardımcısı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, Maliye Bakanı Mehmet
Şimşek, Al-Iktissad Wal – Aamal
Group CEO’su Faysal Abou Zaki,
Arap Ligi Büyükelçisi Mohammed
Fateh Al-Naceri ile çok sayıda
Türk ve Arap işadamının katılımıyla
İstanbul Four Seasons Bosphorus Hotel’de yapıldı. Hisarcıklıoğlu
burada yaptığı konuşmada son 6
yıldır dünyanın, hızlı bir ekonomik
ve siyasi değişim içerisinde olduğuna işaret ederek, “Bu değişimi
Nisan 2015
özellikle bizim coğrafyamız çok
daha güçlü hissediyor. Elbette her
değişim süreci sancılıdır. Türk özel
sektörü olarak biz, coğrafyamızda bugün yaşananları, doğacak
yeni bir geleceğin sancıları olarak
görüyoruz” dedi. Ortak hareket
edilmesi ve “birlikte rahmet ve
bereket, ayrılıkta azap var” öğüdüne uyulması halinde sağlıklı bir
geleceğe sahip olmanın mümkün
olduğunu ifade eden Hisarcıklıoğlu
şöyle konuştu: “Ne yazık ki bugüne
kadar, ekonomik alanda bu ortaklığı
yeterince tesis edemedik. Atlantik
Okyanusu’ndan Basra Körfezi’ne
kadar uzanan Arap Coğrafyası
370 milyonluk nüfusu ve 2,9 trilyon
dolarlık yıllık üretimi ile büyük bir
ekonomik güç. Diğer taraftan
Türkiye 78 milyon nüfusu ve 800
milyar dolar gayri safi milli hasılası
ile bu bölgenin en büyük ekonomisi
ve en büyük sanayi ülkesi. İnşaat,
turizm ve tarım alanlarında da dünyanın en büyük ekonomilerinden
biriyiz. Dahası, ülkelerimizin içinde
bulunduğu coğrafyada dünyanın en büyük enerji kaynaklarına
sahibiz. Bu kaynaklardan sağlanan
çok büyük bir sermaye birikimimiz var. Küresel enerji ve ticaret
57
koridorlarının da tam merkezindeyiz.
Yani Allah bize muazzam nimetler
ve fırsatlar vermiş. Ama bize verilen
bütün bu imkanlara rağmen, biz
kendi üzerimize düşeni yapamadık.
Coğrafyamızı daha müreffeh ve
istikrarlı hale getirecek en önemli işi
beceremedik. Aramızdaki ekonomik
ilişkileri yeterince büyütemedik.”
Tek elle alkışlanmaz
2014 yılında Türkiye’nin Arap ülkeleri ile karşılıklı ticaretinin 45 milyar
dolar olduğunu bildiren Hisarcıklıoğlu, sahip olunan alan, doğal
kaynaklar, nüfus ve potansiyel göz
önünde bulundurulduğunda bu
rakamların denizde bir su damlası
olduğunu söyledi. Hisarcıklıoğlu,
“Bugün Arap ülkeleri 870 milyar
dolar ithalat yapıyor. Ama bu-
nun ancak 34 milyar dolarını biz
satıyoruz. Biz 242 milyar dolar
ithalat yapıyoruz. Ama Arap ülkelerinden aldığımız malların toplamı
10 milyar doları ancak buluyor.
Bunun da büyük çoğunluğu enerji
ithalatın geliyor. Kardeşiz diyen
bizler toplam ticaretimizin sadece
yüzde 7’sini birbirimizle yaparken,
Avrupa Birliği ülkeleri dış ticaretlerinin tam yüzde 45’ini birbirleri ile
yapıyor. İşte batının zenginliği bu
işbirliğiyle geliyor. Bir Arap atasözünün dediği gibi “Yed Vahıd Ma
Tısfag.” Yani tek el ile alkışlanamaz. Biz şu an tek elle alkış yapmaya çalışıyoruz” dedi. Artık iki eli
de kullanma zamanı geldiğini ifade
eden Hisarcıklıoğlu, karşılıklı güven
ve samimiyet sayesinde bunun
başarabileceğinin altını çizdi.
Türkiye’nin ekonomik
gücü ve İslami finans sistemi
Türkiye’nin özellikle sanayi, turizm,
inşaat ve tarım alanlarında müthiş
bir tecrübeye sahip olduğunun altını
çizen Hisarcıklıoğlu, G-20 ve B-20
çalışmaları hakkında da bilgi vererek
Türkiye’nin 2015 yılında G-20’nin dönem başkanlığını yürüteceğini söyledi.
“Amacımız dünyanın farklı bölgelerinde yapılan altyapı yatırımlarına finansman aranırken, bizlerin elindeki İslami
finans kaynaklarının da kullanılmasını
sağlamak. Yani İslami finansman
sistemini dünyaya yaymak. Buradan
tüm Arap kardeşlerime, işadamlarına
sesleniyorum. Sizler de gelin, bu çatı
altında yerinizi alın. Destek verin. Bu
coğrafyanın sorunlarını çözmemize ve
ortak fırsatlarımızı daha güçlü savunmamıza esini daha fazla duyurmamıza katkı verin. Sesimizi duyurmamız
gereken kitle bu oluşumun içinde bizi
bekliyor” diyen Hisarcıklıoğlu, yeni
Arap neslini, başarılı girişimcilere dönüştürecek tohumu şimdiden atmak
gerektiğini Türkiye’nin son 30 yıldaki
zenginleşme hikayesinin anahtarı da
Türk girişimcilerden geçtiğini sözlerine
ekledi.
Maliye Bakanı Şimşek:
Güçlü Türkiye, bölgedeki
gücünü artıracak
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek
konuşmasında, çözüm sürecinin
başarılı bir şekilde nihayetlenmesi
durumunda Türkiye’nin gayrisafi milli
hasılasının her yıl yüzde 1 artabileceğini ve bunun da bölgede etkisini
Nisan 2015
58
EKONOMİ
bu çıkarlar doğrultusunda refahı,
istikrarı geliştirebilmesi, dolayısıyla
da dünya barışına katkı sağlayabilmesini kastediyorum.” Basra
körfezi ve diğer Arap ülkelerinin,
Türkiye’nin Yemen’de istikrarı
sağlama çabalarını takdirle karşıladığını aktaran Ebu Zeki, bu tür
girişimlerin, Türkiye ve Arap ülkeleri
arasındaki ortak çabaların ne kadar
değerli olduğunu gösterdiğini ifade
etti.
El- Nasıri: Siyasi görüş ayrılıkları ekonomik işbirliğini amaçlayan toplantıları gölgelemeyecek
göstereceğini ifade etti. Şimşek, 10.
Türk-Arap Ekonomi Forumu’nda
yaptığı konuşmada, şu anda petrol
fiyatlarının önemli bir konu olduğunu,
ancak bölgedeki bütün geçici karışıklıkların ötesinin görülmesi gerektiğine dikkati çekti. Zor zamanlarda iş
yapabilmenin kolay olmadığını ifade
eden Şimşek, hem Türk hem Arap
hem de diğer ülkelerden meslektaşları ve iş adamlarının bütün karışıklık
ve zorluklara rağmen kararlı olduklarını dile getirdi. Düşük petrol fiyatları
nedeniyle petrol ihraç eden ülkelerin
1,7 milyar dolar kaybettiğini ve petrol
ithal eden ülkelerin ise bu miktarı kazandığını söyleyen Şimşek, Türkiye
ile Arap dünyası arasındaki bağların
daha fazla güçlendirilmesi için katılımcıların öneriler getirdiğini anlattı.
Şimşek, şunları kaydetti: “Çeşitlilik
çok önemli. Neden Orta Doğu’dan
daha az mal almaktayız? Çünkü
enerjiye yoğunlaşmış durumdayız.
Türkiye ile Arap dünyası arasında
ticaret gelişsin diye uğraşıyoruz.
KOBİ’ler için de bazı düzenlemelere
ihtiyacımız var. Türkiye’nin G-20 dönem başkanlığında bu konunun üzerinde duracağız. KOBİ’lerin finansman imkanlarının geliştirilmesi için
önlemler alınmalıdır. Genç bir nüfusa
sahibiz. Onların istihdama ihtiyaçları
vardır. Bu insanların kalifiye olması
da önemlidir. Eğitimin öncelikle
alınmasını gerektiğini düşünüyorum.
Eğitimle birlikte altyapı ve Ar-Ge’nin
de ön sırada yer alması gerekiyor.”
Ebu Zeki: Türkiye’nin Yemen’de
istikrarı sağlama çabalarını
takdirle karşılıyoruz
Lübnan El İktisad Vel Amal Grubu
Nisan 2015
Üst Yöneticisi (CEO) Yardımcısı
Faysal Ebu Zeki ise forumun ilk
yıllarında çeşitli zorluklarla başa
çıkmak zorunda kaldıklarını belirterek, tüm bunlara karşın bu zaman
zarfında, Türk ve Arap uzun vadeli
hedefleri ve ortak çıkarları doğrultusunda stratejik ve rasyonel gelişimin başarıldığını söyledi. Gelecek
günlerin de çok kolay olmayacağını,
bu nedenle bugün bir araya gelindiğini dile getiren Ebu Zeki, şunları
kaydetti: “Önümüzdeki zorlukları,
krizleri, çevremizdeki istikrarı tehdit
eden sorunları ele almak bizim
hedefimizdir. Bütün bunlar bizim
temel gerçekleri görmemiz için bir
vesiledir. Bu gerçekliklerden bir
tanesi Türkiye ve Arap ekonomik
birliğinin stratejik bir önem taşıdığıdır. Sadece ticaret, bankacılık,
yatırım, turizm veya gayrimenkulden
söz etmiyorum. Türkiye ve Arap
bölgesinin ortak çıkarlarından ve
Arap Birliği Türkiye Büyükelçisi
Muhammed Fatih El-Nasıri de
Arap Birliği Genel Sekreterliği’nin
2005 yılından bugüne kadar TürkArap Ekonomi Forumu’nu takip
ettiğini ve varılan sonuçlardan
memnuniyet duyduğunu ifade etti.
Nasıri, siyasi görüş ayrılıklarının
ekonomik işbirliğini amaçlayan
toplantıları gölgelemeyeceğine
dikkati çekerek, “Bizlerin birlikte
çalışıp, ileriye doğru yol almamız
gerekiyor. Ekonomimize ancak
böyle katkıda bulunabiliriz” dedi.
Türkiye’nin, Suriye’den göçe
zorlanmış olan yaklaşık 2 milyon
Suriyeli sığınmacıyı aldığını aktaran
Nasıri, “Türkiye, buraya 2,5 milyar
dolardan fazla harcadı. Uluslararası devletlerin katkısı, fazla zikredilecek bir rakam değil. Yapılan dış
yardımlar, 300 milyonu geçmiyor”
diye konuştu. Nasıri, Arap dünyasında istikrarsızlık ortamının devam
ettiğini ve tek beklentilerinin selametle güvenlik ortamına ulaşmak
olduğunu sözlerine ekledi.
59
Borusan
Lojistik’ten RES
lojistiğinde anahtar
teslim çözümler!
Mercedes-Benz Dinlenme Köşesi” bir yılda
300 binden fazla kamyon şoförünü ağırladı
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın
himayesinde, Avrupa Rüzgâr Enerjisi
Birliği (EWEA) ve Küresel Rüzgâr
Enerji Konseyi (GWEC) ile Türkiye
Rüzgâr Enerjisi Birliği tarafından
ortaklaşa düzenlenen Kıtalararası
Rüzgâr Enerjisi Kongresi (IWPC 2015)
31 Mart - 02 Nisan 2015 tarihleri
arasında İstanbul WOW Convention
Center’da yapıldı. Farklı ülkelerden
enerji bakanlarının ve rüzgâr enerjisi
sektörünün uluslararası temsilcilerinin
katıldığı 3 günlük etkinlikte rüzgâr
enerjisiyle ilgili politikalar ve sorunlar
tartışıldı, görüş alışverişi yapıldı. Borusan Lojistik bir stant açarak rüzgâr
enerjisi lojistiğindeki anahtar teslim
çözümlerini tanıttı. Katılımcıların ilgisini
çeken Borusan Lojistik standında çözümlerle birlikte, daha önce başarıyla
gerçekleştirilen önemli ve büyük projelerle ilgili bilgiler de video wall ekranlarda sunuldu. Borusan Lojistik Genel
Müdürü Kaan Gürgenç şirketin rüzgâr
enerjisi alanında sunduğu hizmetlerle
ilgili olarak şu açıklamayı yaptı: “Enerji
sektörü ve rüzgâr enerjisi ülkemiz için
stratejik öneme sahiptir. Biz Borusan
Lojistik olarak bu sektöre gerçek anlamda değer ve fark yaratan hizmetler
sunuyoruz. Şirketimizin farklı alanlarda
ki yetkinlik ve deneyimini, güçlü altyapımız ve hizmet ağımızla birleştirerek,
rüzgar enerjisi santrali lojistik hizmetlerimizi müşterimize anahtar teslim bir
çözüm paketi olarak sunuyoruz. RES
sektöründe Borusan Lojistik’le çalışan
firmalar hizmet ve çözümlerimizdeki
farkı bizzat yaşayarak görecek ve çok
memnun kalacaklar. Borusan Lojistik
müşterilerine fark yaratan hizmetler
sunmaya ve onların memnuniyetini
sürekli artırmaya devam edecek.”
Mercedes-Benz Türk, sektöre
yaptığı yatırımlara bir yenisini daha
ekleyerek hizmete açtığı dinlenme
köşelerinde, kamyon şoförlerine
konforlu bir mola imkanı sunmaya
devam ediyor. Adapazarı-Bilecik
yolu üzerindeki Özdemir Dinlenme
Tesisleri’nde yer alan ve kamyon
şoförlerine özel olarak hazırlanan “Mercedes-Benz Dinlenme
Salonu”, Mayıs 2014’ten beri 300
binden fazla şoföre hizmet verdi.
Mercedes-Benz kamyon kullanıcısı olsun olmasın tüm şoförlere
açık olan salon, dinlenmek isteyen
misafirlerini rahat koltukları ve çaykahve ikramlarıyla ağırlıyor, ücretsiz
internet kafe, 7/24 dijitürk yayını ve
şarj üniteleriyle de uzun yol şoförlerinin araç dışında yürütülmesi gereken işlerini halletmek için ihtiyaç
duyulan her türlü donanımı sunuyor. Birinci yılı vesilesiyle Adapazarı
Pamukova’daki “Mercedes-Benz
Dinlenme Köşesi”ni ziyaret eden
Mercedes-Benz Türk yöneticileri,
kamyon şoförleriyle bir araya gelerek birlikte yemek yediler ve keyifli
bir sohbet gerçekleştirdiler. Kamyon şoförlerinin gerek araçlar ve
finansmanı gerekse çalışma şartları
konusunda ihtiyaçlarını anlamak ve
onlara en uygun çözümleri sunmak
için yanlarında olmaya devam ettiklerinin altını çizen Mercedes-Benz
Türk A.Ş. Kamyon Pazarlama ve
Satış Müdürü Bahadır Özbayır, bu
doğrultuda dinlenme tesislerinin sayısını artırmayı planladıklarını belirtti.
Özbayır sözlerine şöyle devam etti:
“Şirket olarak yıllardır yerli üretim
kamyon ve çekicilerimiz ile pazarın
13 yıldır lideriyiz. Günümüzde araçlarda değişen teknolojiye ve sektörün Türkiye’deki gelişimine paralel
olarak, kullanıcıların da değiştiğini
söylemek mümkün. Kamyon şoförleri artık çok daha bilinçli ve teknolojiye daha hakim. Sektörü ve ürünleri
yakından takip ediyor, beklentisini
ifade ediyor ve bilinçli araç kullanımı
sayesinde sektöre önemli katkılarda
bulunuyorlar. Bunun beraberinde
tabii ki beklentilerinin de değiştiğini
görüyoruz. Kullanıcılarımız artık,
araç tekniği ile yakından ilgileniyor,
haberleri internetten takip ediyor,
sosyal medya kullanıyor”dedi. Özbayır, Mercedes-Benz Türk olarak bu
meslek grubunda çalışanları anlıyıp,
onların yanında olmaya çalıştıklarını
da ifade etti.
Nisan 2015
60
İHRACAT
İMMİB 2014 ihracatının
yıldızlarını ödüllendirdi
Türkiye’nin toplam ihracatının yüzde 30’unu gerçekleştiren altı birliği bünyesinde barındıran ve 2014 yılında 43,6 milyar dolarlık ihracat gerçekleştiren İstanbul Maden ve Metaller İhracatçı Birlikleri “İMMİB”, bu başarıya imza atan yıldız
şirketlerini ödüllendirdi. İMMİB’in geleneksel hale getirdiği ve bu yıl sekizincisi
düzenlenen ödül gecesinde; Türkiye’nin 2014 yılında gerçekleştirdiği ihracatta
en büyük paya sahip olan şirketlere toplam 195 ödül verildi. İMMİB 2014 Türkiye geneli ihracat liderleri Vestel, Arçelik ve Habaş oldu.
İMMİB 2014 İhracatın Yıldızları
Ödül Töreni 10 Nisan 2015 Cuma
akşamı HyattRegency İstanbul
Ataköy Otel’de düzenlendi.Ekonomi
Bakanı Nihat Zeybekci’ninekonomideki güncel gelişmelere dair
değerlendirmelerde bulunduğu
törende, TİM Başkanı Mehmet
Büyükekşi ve İMMİB bünyesindeki
Türkiye’nin ihracat lideri 6 ihracatçı Birliğinin Başkanları da hazır
bulundu. Türkiye çapında genel
sekreterlikler bazında 43,6 milyar
dolarlık ihracatla en yüksek ihracatı
gerçekleştiren İMMİB, 2014 yılının
ihracat yıldızlarını 65 farklı kategoNisan 2015
61
ride toplam195 ödül ile onurlandırdı. Kimya, elektrik-elektronik,
çelik, maden, mücevher, demir ve
demir dışı metaller gibi Türkiye’nin
en ihracatçı sektörlerinde faaliyet
gösteren 25 bini aşkın ihracatçıyı temsil eden İMMİB, “İhracatın
Yıldızları” ödülleri ile hem firmaların
bu başarısını ödüllendirmek hem de
ihracatlarını artırmaları için teşvik etmeyi hedefliyor. İstanbul Maden ve
Metaller İhracatçı Birlikleri “İMMİB”
çatısı altında;Elektrik Elektronik ve
Hizmet İhracatçıları Birliği, Çelik
İhracatçıları Birliği, İstanbul Kimyevi
Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları
Birliği, İstanbul Demir ve Demir Dışı
Metaller İhracatçıları Birliği, İstanbul
Maden İhracatçıları Birliği ve Mücevher İhracatçıları Birliği yer alıyor. Bu
altı birliğin alt sektörlerinde faaliyet
gösteren ve en yüksek ihracatı yapan ilk üç şirket ise ihracatın yıldızı
olarak ödül almaya hak kazandı.
Büyükekşi: Euro/Dolar
paritesindeki düşüş ihracatımızı
negatif yönde etkiliyor
İMMİB Koordinatör Başkanı Ali
Kahyaoğlu törenin açılışında yaptığı konuşmada ödül alan firmaları
kutlayarak şunları söyledi: “İMMİB
Türkiye ihracatının yüzde 30’unu
karşılıyor. 2014 yılında 6 birliğimiz
43,6 milyar dolarlık ihracata imza
attı. Katma değeri yüksek ihracat
için gece gündüz demeden çalıştık.
Bu emeklerin karşılığını almak için
bu akşam buradayız. İMMİB, şimdiye kadar ihracatın gelişimine katkı
sağlayan bir merkez olarak çalıştı.
Türkiye’nin 2023 yılında 500 milyar
dolarlık ihracat hedefine 200 milyar
dolar ihracatla katkıda bulunmak
üzere İMMİB olarak çalışmaya ve
ihracatçılarımıza destek olmaya
devam edeceğiz.” TİM Başkanı
Mehmet Büyükekşi ise dış kaynaklı
gelişmelerin ihracatımızı etkilediği zor bir dönemden geçildiğini
belirterek, “Özellikle Euro/Dolar
paritesindeki düşüş ihracatımızı
negatif yönde etkiliyor. Örneğin
sadece Mart ayında paritedeki
yüzde 21,5 düşüş ihracatımızı 1,3
milyar dolar negatif etkiledi. Buna
rağmen ihracatta kilogram bazında
yüzde 4,4 artış yakaladık. Dünya
ticareti daralırken biz pazar payı
kazanıyoruz. Bunun sürekliliğini
sağlamak en büyük temennimiz.
Biz de zorluklardan güç alarak ‘ihracatın usta kaptanlığı’ konusunda
hızla ilerliyoruz. Geleceğe umutla
bakıyoruz. Bu yılın 3. Çeyreği
itibariyle de ihracatımızın yeniden
artış trendine girmesini bekliyoruz.
Bu anlamda hep vurguladığımız
gibi tüm sektörlerimizin inovasyon,
Ar-Ge, tasarım ve markalaşmaya
daha fazla odaklanması önem
taşıyor” dedi.
Zeybekci: Devasa bir dış ticaret
hacmi ile karşı karşıyayız
Türkiye’nin ihracatta önemli mesafeler elde ettiğini dile
getiren Ekonomi Bakanı Nihat
Zeybekci,“Türkiye’nin dış ticaret
hacmi 80’li yıllarda 5 milyar dolar
bile değilken, 2014 yılında 171
milyar dolar ihracat gerçekleştirdi.
241 milyar dolar ithalat, 50 milyar
dolara yakın hizmet geliri ile devasa
bir dış ticaret hacmi ile karşı karşıyayız. Son 12 yılda ortalama yüzde 14
ihracat artışı ile ekonomimiz bugünlere geldi. Türkiye’nin cari açık, dış
ticaret açığı, bütçe açığı problemi
kalmamıştır, yoktur. Türkiye’nin
sadece inovasyon ve Ar-Ge problemi vardır. Bunun çözümü ise ileri
teknoloji ve bilgi planı ile mümkün.
Yüksek teknoloji ürünlerinin ihracatındaki payı yüzde 4 seviyesinde
olan bir Türkiye 2023 hedeflerine
ulaşmakta zorlanır”diye konuştu.
Bakan Zeybekci, yeni açıklanan
ekonomi paketini de değerlendirerek, KKDF’nin hammadde ve ara
malı ithalatında sıfırlanmasının güzel
bir gelişme olduğunu belirtti. Nihat
Zeybekçi, bu sözleri ile salondaki
ihracatçı firmalardan büyük bir alkış
aldı. Sanayicilerin yatırım indirim
sürelerinin çok uzun olduğuna dair
şikayetlerinin de göz önüne alınarak
bir takım değişikliklere gidildiğini
ifade eden Zeybekci, 1. bölgede
yatırım döneminde sıfır olan indirim
tutarının yüzde 50’ye, 2. bölgede
yüzde 55’e, 3. bölgede yüzde 60’a
çıktığını söyledi. Bunun yeni bir
sermaye birikimi ve yeni bir yatırım
anlamına geldiğini vurguladı. İMMİB
2014 İhracatın Yıldızları ödülleri Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, TİM
Başkanı Mehmet Büyükekşi ve ilgili
birlik başkanları tarafından dağıtılarak sahiplerini buldu.
Nisan 2015
62
KISALAR
Ortadoğu lojistik sektörünün liderleri İstanbul’da buluştu
Saudia Cargo Türkiye Genel Satış
Acentası Taha Kargo, Ortadoğu lojistik sektörünün en önemli temsilcilerini bir araya getiren özel bir davet
düzenledi. Çok sayıda konuğun
katılımı ile 7 Nisan tarihinde gerçekleşen toplantıda, lojistik sektöründeki gelişmelerin yanı sıra Ortadoğu’da
yaşananlar da ele alındı. 1994’ten
bu yana lojistik sektöründe hizmet
veren Taha Kargo, Ortadoğu’nun
lider kargo şirketi Saudia Cargo’nun
Türkiye temsilciliğini üstleniyor. Taha
Kargo, 7 Nisan 2015, Salı günü
Hyatt Regency Otel’de düzenlediği
toplantı ile lojistik sektörünün önemli
isimlerini bir araya getirdi. Taha
Kargo Yönetim Kurulu Başkanı
Emin Taha’nın ev sahipliğinde gerçekleşen toplantıda, Saudia Cargo
Anlaşmalar Müdürü Fawaz Awlia
ve Saudia Cargo Bölge Direktörü
Amer Abu Obaid da yer aldı. Suudi
Arabistan Ticaret Müşaviri Enver Bin
Hasusah, Türk Hava Yolları Kargo
Başkan Yardımcısı Serdar Demir ile
MÜSİAD ve DEİK temsilcilerinin de
katıldığı davet, Ortadoğu lojistik sektörünün liderlerini buluşturdu. Özel
davette yetkililer; sektörün konumu,
yeni gelişmeler, yatırımlar hakkında
bilgi aktardı. Ayrıca, Ortadoğu’da
yaşanan gelişmeler de değerlendirildi. Toplantıda yaptığı konuşmada
Emin Taha, Türkiye’de sektörün durumu ve Taha Kargo’nun hedeflerini
aktardı. Emin Taha; 2014 yılında Saudia Cargo’nun Türkiye temsilciliğini, 8 firma arasından Taha Kargo’yu
seçtiğini belirterek, bundan duydukları memnuniyeti dile getirdi. Fawaz
Awlia ve Amer Abu Obaid da
yaptıkları konuşmalarda; global yatırımlar ve Ortadoğu’daki gelişmelerin
sektöre yansımaları gibi konularda
paylaşımda bulundu. Fawaz Awlia
konuşmasında; Taha Kargo ile
işbirliğinden mutluluk duyduklarını
ve daha büyük hedefleri gerçekleştireceklerine inandığını belirtti. Dört
kıtaya yayılan geniş global ağı sayesinde, doğu batı arasında köprü
kuran Saudia Cargo, lojistik sektörünün liderleri arasında yer alıyor.
Uluslararası standartlarda en etkin
lojistik çözümleri sunan Saudia
Cargo, dünyanın en güvenilir kargo
şirketleri arasında gösteriliyor.
Makine Kimya Endüstrisi’nin hurda lojistik
operasyonlarını Etis yapacak
Etis Lojistik, MKE Kurumu Genel
Müdürlüğü’nün Türkiye çapında
birçok bölgede mevcut olan hurda
nakliye ihalelerinden İç Anadolu ve
Nisan 2015
Ege bölgelerini kazandı. Etis Lojistik, iş portföyüne hurda taşımacılığını da ekledi. Etis Lojistik, Makine
Kimya Endüstrisi Kurumu (MKE)
Genel Müdürlüğü’nün tüm Türkiye
çapında gerçekleştirdiği hurda
nakliye ihalelerinden İç Anadolu ve
Ege bölgelerini kazanarak, hurda
taşımacılığı alanına da adım atmış
oldu. MKE Kurumu Genel Müdürlüğü ile iki farklı bölge olmak üzere
birer yıllık taşımacılık sözleşmesi
imzalayan Etis Lojistik, Makina
Kimya Endüstrisi’nin Türkiye’nin10
farklı lokasyonundaki depolarından
Kırıkkale ve Aliağa Hurda Müdürlüğüne olmak üzere iki farklı lokasyona taşımasını gerçekleştirecek. Etis
Lojistik toplamda 58 bin 200 ton
hurda nakliyesi gerçekleştirecek.
Etis daha önce Burkasan firmasına; plastik, kağıt ve hurda lojistik
operasyonlarında, Rolmetalve
Metalimpex firmalara iseprofil ve
saç hurda taşımacılığında hizmet
vermişti.
63
Yapı malzemeleri ve inşaat sektöründeki
gelişmeler lojistikçileri yakından etkiliyor
2014 yılında gerçekleşen 2 milyar
dolarlık inşaat malzemeleri ihracatı
lojistik sektörünü hareketlendiriyor. Bu
hareketlenme 2015 yılında da devam
edecek. Sertrans Logistics CEO’su
Nilgün Keleş: “2023 yılında yurtiçi ve
yurt dışında toplam 200 milyar dolar
ciro hedefi olan yapı malzemeleri
ve inşaat sektörü, lojistik sektörünü
yakından etkileyecek” dedi. Türkiye yapı sektörünün 2015 yılındaki
yeni pazarlara açılma hedefi lojistik
sektöründe olumlu karşılandı. Üretim
değeri 50 milyar dolar, ihracatı 21,8
milyar dolar, ithalatı ise 10,4 milyar
dolar olan inşaat malzemeleri sanayi,
2014 yılında 2 milyar dolarlık ihracat
gerçekleştirdi. 2015 yılında yeni pazarlara açılma hedefi olan Türkiye yapı
sektörünün lojistik sektörünü yakından
etkileyeceğini söyleyen Sertrans
Logistics CEO’su Nilgün Keleş
konuyla ilgili; “Cumhuriyetin 100’üncü
yılında dünyanın 10’uncu, Avrupa’nın
3’üncü büyük ekonomisi olmayı
hedefliyoruz. Ekonominin lokomotif
sektörlerinden biri olan yapı ve inşaat,
beraberinde pek çok sektörü de etkiliyor. Bunlardan biri de doğal olarak
lojistik sektörü… İthalat ve ihracatta
doğru bir lojistik yönetimi büyük
bir önem taşıyor dolayısıyla yapı
sektörü, ihracat, ithalat, depolama
ve yurtiçi-yurtdışı dağıtım hizmetlerine
her geçen gün daha fazla ihtiyaç
duymaktadır. Yapı malzemeleri ve
inşaat sektörü de 2015 yılındaki yeni
pazarlara açılma hedefini bu bakış
açısıyla gerçekleştirmektedir ve böyle
de devam etmelidir” dedi.
Air Liquide
Türkiye’den
Omsan’a teşekkür
Sanayi ve sağlık için gaz, teknoloji
ve hizmetlerde dünya lideri olan
Air Liquide’in HSE (Sağlık, Emniyet
ve Çevre) birimi tarafından her yıl
Avrupa çapında verilmekte olan HSE
ödülüne, 2014 yılı için Air Liquide
Türkiye layık görüldü. Air Liquide
Türkiye, 2010 yılında operasyonun
başlangıcından bu yana Air Liquide
araçları ile tüm taşımacılık faaliyetlerinin kazasız olarak gerçekleştirilmiş olması nedeniyle almış olduğu
ödüldeki payı ve desteğinden ötürü
iş ortağı Omsan’a teşekkür belgesi
verdi. Omsan Lojistik Yurtiçi Karayolu Satış ve Operasyon Müdürü
Nevzat Dalgıç, operasyonlarında
hiçbir ceza puanı veya uygunsuzluk
bildirimi almamaları sebebiyle kısa bir
süre önce sürücülerinin Air Liquide
Türkiye tarafından ödüllendirilmesinin ardından şimdi de aldıkları bu
teşekkür belgesinin kendilerini mutlu
ettiğini ifade etti. Müşteri memnuniyetinin sağlanmasının yanında bu
memnuniyetin sürdürülmesini de
çok önemsediklerini belirten Dalgıç,
aldıkları teşekkür belgesi ile operasyonlarında ulaşmaya çalıştıkları mükemmelliğin takdir edilmiş olmasının
kendilerini gururlandırdığını söyledi.
Nisan 2015
64
TESLİMAT
Martaş da Tırsan dedi
Martaş, Tırsan’dan aldığı 50 adet
yeni nesil mega tenteli ile 20 adet
konteyner taşıyıcıyı filosuna kattı.
Martaş, bu alımla filosundaki yarı
römork sayısını 500’e çıkarırken ilk
defa Tırsan’dan tenteli araç alımı
yaptı. Tırsan Fabrikası’nda düzenlenen teslimat törenine Tırsan Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu,
Martaş Group Yönetim Kurulu
Başkanı Abdi Kurt ve Martaş Group
Yönetim Kurulu Üyesi Okan Kurt
katıldı. Çetin Nuhoğlu, Martaş’ın ilk
defa tenteli araç almasından dolayı
çok mutlu olduğunu ifade ederek
“İkinci mutluluğum ise Abdi Bey ile
yıllar süren dostluğumuzu oğlu ile
devam ettirmemiz” dedi.
Nuhoğlu: Hiç kimse Tırsan’dan
daha iyi olamayacak
İyi araç yaptıklarını ifade eden
Nuhoğlu, pazarda yüzde 40 payı
olduklarını, en yakın rakiplerinden
6 kat, ithal markalardan ise 10
kat daha fazla üretim yaptıklarını
vurguladı. Nuhoğlu, açıklamalarına
şöyle devam etti: “En kaliteli ürünü
yapmaya devam edeceğiz. Hiç
kimse Tırsan’dan daha iyi olamayacak. Almanya dışında İtalya,
Fransa, İngiltere’de rakibimiz yok.
Avrupa’nın üçüncü büyük üreticisiyiz.”
Kurt: Gelecekte
yüzde 100 Tırsan olacak
Okan Kurt ise yaptığı açıklamada
sektörün idolü olan Çetin Nuhoğu ile aynı masada oturmaktan
dolayı onur duyduğunu ifada etti.
“Başkanımız sektörü, sorunlarını,
ekonomiyi çok iyi biliyor. Okulda
onu takip ettik. Onu örnek alarak
büyüdük” diyen Kurt, araçları Türk
üreticiden almalarının kendilerini
daha da mutlu ettiğini söyledi. Abdi
Bey’in talimatıyla araçları yüzde
100 Tırsan Finansmanı ile aldıklarını
söyleyen Kurt, bunun kendileri için
milat olacağını gelecekte yüzde
100 Tırsan ile devam etmeyi umduklarını açıkladı. Martaş’ın aldığı
Yeni Nesil Mega treylerler Code XL
sertifikalı ve KTL teknolojisine ve
10 yıllık paslanmazılık garantisine
sahip. Martaş Group Yönetim Kurulu Başkanı Abdi Kurt ve Martaş
Group Yönetim Kurulu Üyesi Okan
Kurt, teslimat törenin ardından
fabrikayı da gezdi.
Ergünler Nakliyat 20 Tırsan konteyner taşıyıcı teslim aldı
Ergünler Konteyner Depolama ve
Nakliyat, 20 adet Tırsan SHG.S
40 konteyner taşıyıcı semi treyleri, Tırsan Adapazarı fabrikasında
düzenlenen törenle teslim aldı.Tırsan
bayisi Mengerler Ticaret tarafından satışı gerçekleştirilen araçların
teslimat töreni, Ergünler Nakliyat
Yönetim Kurulu Başkanı Veysel Ergün, Yönetim Kurulu Üyeleri Faysal
Ergün ve Furkan Ergün, Filo Müdürü
Erol Ergün, Mengerler Ticaret Satış
Müdürü Cihan Ekinci, Satış Danışmanı Fatih Şendöl ile İsmail Uğurlu
ve Tırsan Bayi Koordinatörü Aydın
Temel’in katılımı ile gerçekleşti.
Ergünler Konteyner Depolama ve
Nakliyat Yönetim Kurulu Başkanı Veysel Ergün gerçekleştirilen
törende yaptığı açıklamada,“Tırsan
konteyner taşıyıcıları öncelikli tercih
etme sebebimiz kalitesidir. Ayrıca
Nisan 2015
araçların şasisinin cıvata bağlantılı olması yedek parça tedariki ve
servis süresini azaltarak bize zaman
avantajı sağlamaktadır;” dedi.
Ergün, “Bunun yanı sıra araçların
özel deveboynu tasarımı sayesinde
operasyonlarımızı daha kolay ve hızlı
gerçekleştirebiliyoruz. Yeni yatırım-
larımızda da TIRSAN ve Mengerler
Ticaret ile işbirliğimizin devam
etmesinden memnuniyet duyarız,”
diye ekledi. Merkezi Kocaeli-Dilovası olan Ergünler Konteyner Depolama ve Nakliyat konteyner ve
akaryakıt taşımacılığı alanında müşterilerine lojistik hizmeti sunuyor.
65
Mylogistics, Iveco’larla takım kurdu
MyLogistics, Iveco’nun İstanbul yetkili
satıcısı Istanbul Otomotiv’den farklı
segmentlerde 61 adet araç aldı. Stralis Hı-Way Euro VI çekici, 10 adet,
27 adet Daily 3,5 Ton, 17 adet Daily
7 Ton ve 7 adet Eurocargo kamyon
ile firma tam bir takım oluşturmuş
oldu. Teslim töreninde konuşma
yapan Istanbul Otomotiv Yönetim
Kurulu Başkanı Cem Arı, MyLojistik
firmasına yaptıkları teslimattan büyük
memnuniyet duyduklarını ve müşterilerini satış sonrası hizmetlerde de
mahcup etmeyeceklerini ifade etti
ve Türkiye pazarında Iveco‘nun her
geçen gün pazar payının yükseldiğini,
geniş ürün yelpazesi ve kalitesiyle hak
ettiği yere geleceğine inancının tam
olduğunu sözlerine ekledi. My Lojistik
Genel Müdürü Sayın Abbas Akbal
da yaptığı konuşmada, 1993 yılında
kurulan firmalarının 1999 yılından beri
taşımacılık hizmeti verdiğini ve filolarında hafif, orta ve ağır olmak üzere
her segmentden kamyon olduğunu
2014 yılında müşterilerine depolama hizmeti vermeye başladıklarını
ve bir önceki seneye oranla yüzde
21’lik cirosal büyüme kaydettiklerini
ifade etti. Abbas Akbal Mylogistics
olarak, müşterilerimiz için en uygun
çözümleri bularak 300’den fazla
personelimiz, 250’den fazla özmal350’den fazla sözleşmeli aracımız
ile yolumuza devam ediyoruz dedi.
Abbas Akbal filolarındaki araçlarının
yüzde 90 ‘ ının Iveco olduğunu, hem
Iveco araçlardan hem de Istanbul
Fiat’ın satış sonrası hizmetlerinden
memnun olduklarını, geniş ürün
çeşitliliği, yüksek ürün kalitesi ve
teknolojik olarak Iveco’nun EGR kullanmadan euro6 emisyon seviyesini
yakalıyor olmasının kendileri için en
önemli kriter olan yakıt tüketiminde
büyük avantaj sağladığından dolayı
tercihlerini Stralis euro6 yönünde
kullandıklarını ifade etti. Abbas Akkal
Iveco araçların genel olarak düşük
yakıtım tüketiminden de çok memnun olduklarının altını çizdi
Akran Nakliyat 50 adet
Renault Trucks ile büyüdü
Akran Nakliyat, 2015 yılı için 50 adet
Renault Trucks T Serisi araç aldı.
Araçların 10 adetlik ilk bölümü Bursa
Koçaslanlar Otomotiv tarafından
teslim edildi. Bu alımla birlikte firmanın
araç sayısı 90’a çıkarken filodaki Renault Trucks sayısı da 65’e yükseldi.
Bursa’da gerçekleştirilen teslimat
töreninde Akran Nakliyat adına Ayhan
Korkmaz yer alırken, Renault Trucks
adına Bölge Satış Müdürü Çoşkun
Saraç, Koçaslanlar Otomotiv adına
ise Koçaslanlar Holding YKB Mahmut
Koçaslan ve Yönetim Kurulu Üyesi
Lokman Koçaslan ile Koçaslanlar
Otomotiv Şube Müdürü Mehmet
Demir hazır bulundular. Korkmaz,
“Renault Trucks ile iş birliğimiz uzun
bir süredir devam ediyor. Filomuzun
önemli bir kısmını oluşturan Renault
Trucks araçlardan 2015 yılı içerisinde
toplam 50 adet daha filomuza katacağız. Bugün bu büyük anlaşmanın
teslimatının ilk kısmını gerçekleştirdik.
Yatırımlarımızı Renault Trucks ile
sürdüreceğiz” sözleriyle markanın
yakıt maliyeti ve servis hizmetlerindeki
kârlılığının ve katmadeğerinin altını
çizdi. Renault Trucks adına konuşan Bölge Satış Sorumlusu Çoşkun
Saraç ise, “Akran Nakliyat’a 2015 yılı
yatırımı için Renault Trucks’ı seçmesinden dolayı teşekkür ediyoruz.
Müşterilerimize yakıt maliyetinde ve
servis hizmetinde kârlılık ile satış ve
satış sonrası süreçlerde sağladığımız
hızlı ve güvenilir hizmeti arttırarak devam ettireceğiz. Akran Nakliyat’la da
bundan sonra birlikte çalışacağımıza
yönelik inancımız tamdır” dedi.
Didi –Volvo işbirliği
İstanbul merkezli Diditrans Uluslararası Taşımacılık, 4 adet FH 460 alımı
gerçekleştirerek filosundaki toplam
araç sayısını 15’e çıkardı. Firmanın
Volvo Trucks markalı araç sayısı ise
8 oldu.
Diditrans Uluslararası Taşımacılık’ın
filosuna dahil ettiği yeni FH serisi
müşterilerine, 13 ve 16 litrelik motorlarıyla 420 beygirden 750 beygire
kadar uzanan farklı güç seçenekleri
sunuyor. Yeni nesil FH serisi, alt
devirlerde yakalanan yüksek tork
sonucu elde ettiği yüksek performansına karşılık yakıt tüketiminde
bir önceki FH nesline göre yüzde
11’e varan tasarruf elde ediyor. Yeni
neslin bu önemli özelliklerinin yanı
sıra Diditrans’ın tercihi üzerine Volvo
Trucks Mavi Sözleşme kapsamına
alınan yeni araçların tüm koruyucu
bakım işlemleri gerçekleştirilecek ve
önceden anlaşılan bir servis planınları bulunuyor.
İstanbul’da gerçekleştirilen teslimat
töreninde Diditrans Uluslararası
Taşımacılık Genel Müdürü Şafak
Telli yer alırken, Volvo Trucks adına
da Tolga Cem Aykaç hazır bulundu.
Araç alım süreci ve sonrasında en
uygun çözümleri Volvo Trucks’ın
ürettiğini ifade eden Şafak Telli,
“Servis maliyetinde ve yakıt tüketiminde kârlılık ile Türkiye’nin her
yerinden servis noktalarına erişim
kolaylığı nedenleriyle Volvo Trucks’ı
tercih ettik” dedi.
Volvo Trucks Satış Temsilcisi Tolga
Cem Aykaç ise, “Volvo Trucks ile filosunu büyüten Diditrans Uluslararası Taşımacılık ile çalışmaktan dolayı
son derece mutluyuz. Diditrans’ın
bundan sonra da Volvo Trucks’ı
tercih edeceğini umuyoruz” dedi.
Nisan 2015
medya

Benzer belgeler