NİN SESİ
Transkript
NİN SESİ
’NİN SESİ NİSAN 2015 SAYI: 392 Uluslararası Nakliyeciler Derneği Yayın Organı 10’dan fazlaya ülkeye kurulacak TTM’ler sektörü şahlandıracak Kadına yönelik şiddete sektörümüzden büyük tepki içindekiler Nisan 2015 42 59 16 Nuhoğlu, Slovenya, Slovakya ve Romanya’daki sorunları dile getirdi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın resmi ziyaretine katılan UND Başkanı Çetin Nuhoğlu, Slovenya, Slovakya ve Romanya’daki sorunları dile getirdi. 18 Mısır geçişinde alternatifimiz var, Mısır kaybeder Körfez ülkelerine yönelik taşımaların Mısır anlaşmasının yenilenmemesi ile bir şey kaybetmeyeceğini ifade eden UND İcra Kurulu Başkanı Şener, “Bizim alternatifimiz var, bu durumda kaybeden Mısır olacaktır” dedi. 20 İtalya kota sorunlarına yeni atanan İtalya Büyükelçisi’nden destek sözü UND Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu ve UND İkinci Başkanı İzzet Salah, görevine yeni atanan İtalya Büyükelçisi’ne başarı dileklerini iletmek ve sektörümüzün İtalya’da yaşadığı karayolu taşımaları ile ilgili sorunlarını istişare etmek adına İtalya Büyükelçisi Luigi Mattiolo’yu makamında ziyaret ederek mevcut sorunları aktardı. 22 Canikli: Türk firmaları her alanda, her sektörde rekabet edebilir konuma geldi Türkiye-Fildişi Sahili İş Forumu’nda Gümrük ve Ticaret Bakanı Nurettin Canikli, “Türk firmaları, her alanda, her sektörde en rekabetçi ortamda dahi rekabet edebilir konuma geldi” dedi. 24 Türkiye ile İran arasında sekiz anlaşma ve bir mutabakat metni imzalandı Nisan ayı içerisinde Cumhurbaşkanı Erdoğan, İran İslam Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ile baş başa görüştü. Görüşmenin ardından sekiz anlaşma ve bir mutabakat metni de imzalandı. UND Danışmanlık ve Tanıtım Hizmetleri A.Ş Adına Sahibi Ömer Çetin Nuhoğlu Genel Yayın Yönetmeni Fatih Şener Sorumlu ve Yazı İşleri Müdürü Hatice Hacısalihoğlu Yayın Kurulu Ali Çiçekli, Şerafettin Aras, Nagihan Soylu, Banu Damla Alışan Mali İşler Müdürü Muhammet Haybarlık Editör Ahmet Doğan Yazı Kurulu Alper Özel, Evren Bingöl, Muammer Ünlü, Elif Sevim Reklam Sorumlusu Hatice Hacısalihoğlu 0212 359 26 00 / 208 Grafik Tasarım Erhan Aydın Haber Merkezi Alpdoğan Kahraman, Berkalp Kaya, Erman Ereke, Gürol Gülbeyaz, İbrahim Çolak, Burak Çığa, Kadir Çirkin Yayına Hazırlık LOCA MEDYA ORG. VE REK. HİZ. LTD. ŞTİ Genel Yönetmen Mutlu Doğan İletişim 0212 579 92 35 ctp baskı ve cilt İstanbul Basım Ltd.Şti 0212 603 26 20 Nisan 2015 Adres: Cennet Mah. Hürriyet Cad. No: 1/1 B Blok Cennet / Küçükçekmece - İSTANBUL - TÜRKİYE Tel: 0212 579 92 35 Fax: 0212 598 47 62 / [email protected] / Yerel ve Süreli Yayın 26 24 26 İMMİB 2014 ihracatının yıldızlarını ödüllendirdi Türkiye’nin toplam ihracatının yüzde 30’unu gerçekleştiren altı birliği bünyesinde barındıran ve 2014 yılında 43,6 milyar dolarlık ihracat gerçekleştiren İstanbul Maden ve Metaller İhracatçı Birlikleri “İMMİB”, bu başarıya imza atan yıldız şirketlerini ödüllendirdi. 28 ‘UBAK İzin Belgeleri Bilinçlendirme Yılı’ çerçevesinde seminerler gerçekleştiriliyor 2015 yılının “UBAK İzin Belgeleri Bilinçlendirme Yılı” ilan edilmesi kapsamında, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı ve UND işbirliği ile düzenlenecek bilgilendirme seminerlerinin ilki bakanlık bünyesinde 2 Nisan’da Ankara’da, ikincisi ise 9 Nisan’da İstanbul’da gerçekleştirildi. 28 42 Başbakan Davutoğlu istihdam ve üretim paketini açıkladı Başbakan Davutoğlu 11 ayaklı istihdam sanayi yatırım ve üretim destek paketini açıkladı. 44 Kadına yönelik şiddete sektörümüzden büyük tepki Kadına şiddette resmi rakamlara göre 7 yılda yüzde 1400’lük artış gerçekleşmiş durumda. Kadına yönelik şiddet haberlerini kanıksar olduk adeta. Gün geçmiyor ki yeni bir kadın cinayetine tanık olmayalım. Özgecan Aslan cinayeti kanımızı dondurdu dersek abartmamış oluruz. Namus meselesi, kıskançlık, aşk, sevgi derken cinayetlerin ardı arkası kesilmiyor. 54 Lojistik firmamız sayesinde pazarlarımıza zamanında ulaşıyoruz 44 Akron Collection Satış ve Pazarlama Müdürü Ali Maharram, müşteri memnuniyeti ve kalitenin kendileri için çok önemli olduğunu söylüyor. 56 Hisarcıklıoğlu: İslam dünyası arasında engelleri kaldırmalı, serbestleşmeyi sağlamalıyız Türk-Arap Ekonomi Forumu’nda konuşan TOBB Başkanı ve ICCIA (İslam Ticaret, Sanayi ve Tarım Odası) Başkan Yardımcısı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, dünyanın önemli bir değişim döneminden geçtiğini belirterek, “Bu değişim sürecini rahmete ve ortak kazanca çevirmek zorundayız” dedi. 59 Mart ayında ihracat 11,2 milyar dolar olarak gerçekleşti İhracat Mart’ta kilogramda artarken paritenin negatif etkisiyle geriledi. Mart ayında en fazla ihracat yapılan ilk 5 ülke Almanya, Irak, İngiltere, ABD ve İtalya oldu. Almanya’ya ihracat yüzde 18,7, Irak’a ihracat yüzde 27,9, İngiltere’ye ihracat yüzde 9,7 ve İtalya’ya ihracat yüzde 15,1 geriledi. 56 BAŞYAZI ÖMER ÇETİN NUHOĞLU Değerli Dostlarım, Başbakan Ahmet Davutoğlu ve ekibi, ‘Taşımacılıktan lojistiğe dönüşüm programı eylem planı’ çerçevesinde sektörün merak ettiği konuları geçtiğimiz aylar içerisinde açıklamıştı. Yine nisan ayı içerisinde Başbakan Davutoğlu ‘istihdam ve üretim paketi’ni açıkladı. Avrupa’daki ekonomik krizin ortaya koyduğu bir gerçeği dile getiren Başbakan Sayın Davutoğlu, istihdamı güçlü ve sanayi yatırımları yüksek ekonomilerin krizlere daha dayanıklı olduğunu söyledi. Başbakan Davutoğlu’nun da belirttiği gibi istihdamda güçlü olmak ve istihdam süreçlerine giden bütün yolları sanayi ve ihracat odaklı beslemek gerekmektedir. Güçlü bir lojistik sistemi olmadan ise güçlü ve rekabetçi bir sanayiden ve ticaretten söz etmek mümkün değil. Lojistik sistemi güçlü kılacak en önemli unsur ise tüm lojistik etkenlerin tam bir koordinasyon içinde işlemesidir Bu anlamda, 2014 yılı içerisinde açıklanan 10. Kalkınma Planı kapsamında kurulması öngörülen ‘Lojistik Koordinasyon Kurulu’nun hala kurulmadığını üzülerek belirtmek istiyorum. Sektör olarak bu konuda acil adım atılmasını bekliyoruz. Çünkü mevcut sektör sorunlarının büyük bölümü, farklı alanlar arasında uyum ve koordinasyonla hızla çözüm bulacak, ekonomimize zarar veren verimsizlikler sona erebilecektir. İhracattaki azalmada karayolu kotalarının etkileri muazzam ve tartışılmaz. Dış ticaretimizin arttığı ülkeler, bu konuda bizi en az zorlayanlar, bu bir tesadüf değil. Ticaretimizin taşıyıcılarına uygulanan kısıtlamaların yarattığı olumsuzluklar anlamında en son İtalya’nın kotaları artırmayı reddetmesi veya Avusturya’da geçiş belgelerinin sınırlanmasıyla dayatılan verimsiz Ro-La alternatifinin maliyetlerimizi katlamasi gibi durumlar aslında en çok Türkiye’ye mal satmaya çalışan Avrupalı ticaret ortaklarımıza zarar veriyor. İtalya ile yaşadığımız kota sorunlarını yeni atanan İtalya Büyükelçisi Sayın Luigi Mattiolo’ya aktardık ve kendisinden destek sözü aldık. Türk taşımacılarına verilen yetersiz sayıdaki geçiş belge kotası iki ülke ticaretini olumsuz etkiliyor. Kota sorunu olmayan ülkeler ile ticaret İtalya’ya göre en az iki kat daha fazla artmış durumda. Kota sorunundan dolayı İtalya ile olan dış ticaret artışımız durma noktasına gelmiştir. Türkiye’den İtalya’ya yük ihraç eden firmaların yüzde 10’u İtalyan firmalarıdır. Bu durum sadece Türk ticaret erbabını değil aynı zamanda İtalyan firmalarını da büyük zarara uğratıyor. Yetersiz sayıdaki geçiş belge kotası sebebiyle bir yıl içinde toplamda 3 aylık bir sürede belge olmadığını ve taşımaların yapılamadığını, yaşanan bu sorunların sadece ulaştırma UND YÖNETİM KURULU BAŞKANI sorunu değil aynı zamanda ekonomi sorunu olduğunu hatırlamak gerekiyor. İki ülke arasında yapılan son KUKK toplantısında iki ülke arasındaki ticaret artışına paralel olarak belge sayısının 45 bin adede yükselmesi gerekirken halen 7 yıl önceki hali ile kaldığını görüyoruz. İtalya’nın batısındaki ülkelere yapılan ve İtalya tarafından sadece 6 bin adetlik belge kotası ile sınırlandırılan transit taşımalar bir başka açmaz olarak karşımızda duruyor. Dünya Bankası, 8 Nisan tarihli raporunda açıkça ‘transit kotaların ticareti engellediğini’ belirtmişti. Uluslararası anlaşmalardan doğan transit hakkın kısıtlanmasının hukuki açıdan da bir ihlal olduğu ve bu kısıtlamaların devam etmesi halinde kısıtlamaları yapan ülkeler nezdinde hukuki olarak girişim başlatılabileceği belirtmem gerekiyor. İtalya’dan Türkiye ardı üçüncü ülkelere yapılabilecek ve İtalya ekonomisine büyük katkı sağlayabilecek taşımaların İtalya tarafından engellenmektedir. İtalya tarafından Türk taşımacılara ‘Üçüncü Ülke Geçiş Belgesi’ tahsis edilmesi halinde İtalyan malları Türkiye ardı pazarlara rahatlıkla girebilecektir. Fakat ülkemiz taşımacılarına verilmeyen bu belgeler sebebiyle İtalyan ihracat ürünleri bu pazarlara ulaşamıyor ve İtalya ekonomisi büyük bir kazançtan mahrum kalıyor. Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın 30 Mart-1 Nisan tarihleri arasında Slovenya, Slovakya ve Romanya’ya yaptığı resmi ziyaretler kapsamında Türk iş dünyası ve örgütlerinden temsilcilerin katılımıyla iş forumları düzenlendi. Bu ziyarette, Orta Avrupa ile ticaret ve ekonomik işbirliğinin geliştirilmesi açısından önem arz eden iş forumlarına katılarak, Türk taşımacılığına yönelik kısıtlayıcı uygulamalar ve mağduriyetlerin giderilmesiyle ilgili konuları dile getirdik. Mevcut koordinasyonsuzluklar giderilmeden diğer alanlarda ilerleme olamaz. UND olarak ihracatımıza yeni guzergahlar açma gayretlerimiz bölgedeki siyasi gelişmelerle tıkansa da, bakanlıkllarımızdan yoğun destek almaktayız. Özellikle İran, Mısır, Ortadoğu, Hazar, Rusya güzergahlarının iyileştirilmesi için yaptığımız çalışmalara katılım ve katkılar bizler için çok değerli. Ancak aynı güzergahlarda mal ticareti yapan ihracatçılarımız, bizleri daha fazla dinlemeli, piyasayı bozan haksız rekabet ortamına prim vermeden, kaliteli hizmet sunma gayretindeki firmalarımızdan hizmet almaya özen göstermeli. Piyasaya usulsüz taşımalarla fiyat kırarak giren yabancı araçlara ödenen her kuruşun aslında ülkemizin ihracat gelirlerini azaltarak ülke ekonomisini zayıflattığını unutmamamiz gerekiyor. Saygı ve Sevgilerimle... 8 Nisan 2015 Editör’den “2015 yılının “UBAK İzin Belgeleri Bilinçlendirme Yılı” ilan edilmesi kapsamında, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı ve UND işbirliği ile çeşitli bilgilendirme seminerleri gerçekleştiriyoruz. Bu seminerlerden ilkini 2 Nisan’da bakanlık bünyesinde Ankara’da, ikincisini ise 9 Nisan’da İstanbul’da gerçekleştirdik. Düzenlediğimiz seminerlerde yetkililerimiz tarafından UBAK Sistemi’nin detayları katılımcılar ile paylaşıldı. Seminerde ele alınan konular: UBAK Sistemi’nin işleyişi ve uluslararası toplantılardaki ülkemiz gündemleri, UBAK Sistemi’ndeki ülke kısıtlamaları ve ülkemizin bu kısıtlamalara yönelik politikaları, UBAK İzin Belgeleri’nin sağladığı faydalar, UBAK İzin Belgeleri’nin doğru kullanımı ve karşılaşılan kullanım hataları, UBAK İzin Belgeleri’nin dağıtım usulleri ve dağıtım metotlarına ilişkin detaylar, bakanlık tarafından kesilen cezaların UBAK İzin Belgeleri’nin dağıtımına olan etkileri, Yabancı plakalı araçların UBAK kullanımına ilişkin istatistiki veriler ve Türk araçları ile karşılaştırmaları, UBAK sisteminde yaşanan son gelişmeler başlıkları altında oldu.” Fatih ŞENER UND İcra Kurulu Başkanı Merhaba, 2015 yılının “UBAK İzin Belgeleri Bilinçlendirme Yılı” ilan edilmesi kapsamında, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı ve UND işbirliği ile çeşitli bilgilendirme seminerleri gerçekleştiriyoruz. Bu seminerlerden ilkini 2 Nisan’da bakanlık bünyesinde Ankara’da, ikincisini ise 9 Nisan’da İstanbul’da gerçekleştirdik. Karayolları Düzenleme Genel Müdür Yardımcımız Sayın Hüseyin Yılmaz’a, Karayolları Düzenleme Genel Müdürlüğü Daire Başkanı Sayın Nurhan Tüfekçioğlu’na, Karayolları Düzenleme Genel Müdürlüğü Şube Müdürü Sayın Leyla Şahiner ve Uzman Yardımcısı Sayın Zafer Kögmen’e yardımlarından dolayı tüm sektörümüz adına teşekkür ederiz. Düzenlediğimiz seminerlerde yetkililerimiz tarafından UBAK Sistemi’nin detayları katılımcılar ile paylaşıldı. Seminerde ele alınan konular: UBAK Sisteminin işleyişi ve uluslararası toplantılardaki ülkemiz gündemleri, UBAK Sistemi’ndeki ülke kısıtlamaları ve ülkemizin bu kısıtlamalara yönelik politikaları, UBAK İzin Belgeleri’nin sağladığı faydalar, UBAK İzin Belgeleri’nin doğru kullanımı ve karşılaşılan kullanım hataları, UBAK İzin Belgeleri’nin dağıtım usulleri ve dağıtım metotlarına ilişkin detaylar, bakanlık tarafından kesilen cezaların UBAK İzin Belgeleri’nin dağıtımına olan etkileri, Yabancı plakalı araçların UBAK kullanımına ilişkin istatistiki veriler ve Türk araçları ile karşılaştırmaları, UBAK sisteminde yaşanan son gelişmeler başlıkları altında oldu. Uluslararası taşımacılıkta büyük öneme sahip UBAK Belgesi kullanımında karşı karşıya kalınan hataların giderilmesinde ve UBAK Belgesi’nin verimli kullanılması yönünden önemli bilgilerin paylaşıldığı ve sisteme dair katılımcı firmalarımızın tüm sorularının cevaplandığı seminer kapsamında çeşitli bilgiler de verildi. İstanbul’daki seminerde katılımın yoğun olması bizleri son derece sevindirdi. Çünkü, sektörümüzde birçok bilgi eksikliği, bilgi kirliliği bulunuyor. Bütün bunların sonucunda da sektörümüz maalesef yeterli bilgiye sahip olamamaktan dolayı neyi, nasıl ve ne şekilde yapacağını tam olarak göremiyor. Bilgi eksikliği işlerimizde gecikmelere ve kafalarda soru işaretlerine neden oluyor. UND olarak düzenlediğimiz bu seminerlerle UBAK konusundaki soru işaretlerinin cevap bulacağını ümit ediyoruz. UBAK seminerlerinde işlenen konuların detaylarını UND’nin Sesi dergimizde bulacaksınız. UND olarak kamu’nun gerekli kesimlerini yerlerinde ziyaret ederek hem bilgi veriyoruz hem de ilettiğimiz sorunların çözümü noktasında takipçi oluyoruz. Ülkemizin en önemli STK’ları arasında gelen UND, gerçekleştirdiği çalışmalarla siz değerli üyelerine en etkili çözümü sunmaya çalışmaktadır. Bu bağlamda sayın bakanlarımızdan tutun da müsteşarlarımıza, valilerimizden tutun da gümrük müdürlerimize, oda başkanlarımıza kadar birçok yetkililerimiz ile görüşüyoruz. Kamu-özel sektör işve güçbirliğine inananlar olarak ülkemizin daha güzel yarınlara ulaşabilmesi için elbirliği yapmamız gerektiğini düşünüyoruz. Lojistik, turizmden sonra en fazla katma değere sahip hizmet sektörü olarak dikkatleri üzerinde topluyor. Dergimizin bu sayısında sektörümüzde ‘kadın istihdamı’ konusuna geniş yer verdik. Ülkemizde birbiri ardı sıra açılan üniversitelerin lojistik bölümlerine erkekler kadar kızlarımızın da ilgi göstermesi sektör olarak bizleri gururlandırıyor. UND olarak ‘kadınların daha fazla iş yaşamında bulunması gerektiğine’ inanıyor ve bu anlamda sektörümüze gönül veren tüm kadınlarımızı kutluyoruz. Kadına şiddetin adeta tavan yaptığı bu günlerde okuyan, üreten, ülkesine katma değer sağlayan kadınlarımızın sektörümüze yeni bir enerji getireceğine inanıyoruz. Bir sonraki sayıda buluşuncaya kadar, hoşçakalın. Saygılarımla… 10 UND’den Taşıma Hukuku Çalışma Grubu Toplantısı gerçekleştirildi Sektörümüzün taşıma hukuku kapsamına giren sorunlarının ele alındığı Taşıma Hukuku Çalışma Grubu 27 Mart 2015 tarihinde UND merkezinde toplandı. Toplantıda; sektörümüzün taşıma hukuku ile ilgili sorunlarına yönelik UND girişimleri hakkında bilgilendirme yapılırken, devam eden iş mahkemelerinde alınan emsal nitelikli kararlar paylaşılmış ve bölgelerde düzenlenecek seminerler ve UND’nin konuya ilişkin diğer faaliyetleri konularında karşılıklı fikir istişaresinde bulunuldu. Çalışma Grubu Başkanı Naz Ege Ege’ye İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Alper Özel tarafından başarı plaketi takdim edildi. Sektörün iş hukuku konulu sorunları Konya’da görüşüldü UND Heyeti, Habur Sınır Kapısı ve TIR parkında incelemelerde bulundu UND Yönetim Kurulu Üyesi Tahir Aydoğan (Ferhat), Habur-Mardin Çalışma Grubu Üyeleri Talat Abay (Halefoğlu), Selim Zabun (Ömeroğlu) ve Habur Bölge Temsilcisi Murat Tatar, Habur Sınır Kapısı ile TIR parkında incelemeler yaptı ve çeşitli ziyaretlerde bulundular. İlk olarak, İpekyolu Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürü Tuncay Bayraktar ile görüşen heyet, Habur Sınır Kapısı ile ilgili olarak UND’nin hassasiyetlerini dile getirdi. Bölge müdürü, son zamanlarda kuyruk sorununun ortadan kalktığını, araç geçişlerinde ve bekleme sürelerinde düşüş yaşandığını, bekleme sürelerini asgariye indirmek için ellerinden gelen bütün çabayı sergilediklerini ifade etti. Daha sonra Habur mülki idare amiri Suat Demirci ile görüşen heyet, Nisan 2015 3.köprünün son durumu hakkında bilgi aldı. Demirci, 3.köprünün bir an önce bitirilmesi için ciddi çaba sarf ettiklerini her iki taraftan da köprü ayaklarının dikildiğini ve Kasım ayı gibi bitirilmesinin planlandığını bildirdi. Ayrıca TIR parkında yaşanan sorunlar dile getirilerek bunların çözümü için kendilerinden destek beklendiği ifade edildi. Gümrük Müdürü Hasan Sarı ile de görüşen heyet, gümrükte kesilen cezalar ile ilgili bilgi aldı. Hasan Sarı görüşmede, Habur Sınır Kapısı’nın ülke ekonomisine büyük bir katkısı olduğunu, yapısal bazı sorunların çözülmesi halinde bu katkının daha da fazla olacağını ifade etti. Heyet, son olarak Gümrük ve Turizm İşletmeleri A.Ş. Müdürü Ahmet Akman ile görüşme gerçekleştirdi. Konya’daki und üyesi firmaların katılımları ile gerçekleştirilen “Sürücü Davaları ve Sektörün İş Hukuku Konulu Sorunları” semineri 13 Nisan 2015 tarihinde İpekyolu Derneği Toplantı Salonunda gerçekleştirildi. UND Taşıma Hukuku Çalışma Grubu Başkanı Naz Ege Ege ve UND İcra Kurulu Üyesi Erman Ereke’nin katılımı ile gerçekleştirilen toplantıda, sürücü davalarında karşılaşılan sorunlar, örnek mahkeme kararları, UND’nin girişimleri, sürücü istihdam kılavuzu, işveren ile çalışan arasında yaşanan hukuki sorunların aşılması ya da en aza indirgenmesi adına firmalarca yapılması gerekenler, sürücü istihdamında uyulması gereken yasal gereklilikler toplantının ana gündemini oluşturdu. Son derece verimli geçen seminerde, firmalarımızın mahkemelerde karşılaştığı sorunlar ve devam eden davalara ilişkin soruları cevaplandırıldı. Seminerin ardından üyeler Konya Bölge Çalışma Grubu toplantısını gerçekleştirdi. Toplantıda; UBAK belgelerinin sektöre etkisi, şoför istihdamı ve okulu, dijital takograf, yabancı plakalı araçlar, Almanya’daki asgari ücret ödemeleri konuları görüşüldü. Çalışma Grubu Başkanı ve yardımcısı seçiminin de yapıldığı toplantıda, Çalışma Grubu Başkanlığına Alibey Yüksel, Başkan Yardımcılığına İbrahim Şeflek seçildi. 12 UND’den UND, İŞKUR İstanbul İl Müdürlüğü’nü ziyaret etti Lojistik sektöründe özellikle nitelikli profesyonel sürücü eksikliği firmaların başlıca sorunlarından. Mesleğin icrası için zorunlu olan yeterlilikler; mesleki yeterlilik, mali yeterlilik ve mesleki saygınlıktır. Ülkemiz her geçen gün artan işsizlik oranları dikkatle incelendiğinde, çalışanın hangi sektör olursa olsun eğitimiyle, donanım kazanma süreci arasındaki köprü yanlış kurulduğundan işveren, çalışacak işçi ararken, işçi de çalışacak iş arıyor. Hem bu köprüyü kurmak, hem de sektörümüzde yaşanan özellikle sürücü eksikliğine çözüm aramak amacıyla UND heyeti tarafından İŞKUR İstanbul İl Müdürü Muammer Coşkun’a makamında bir ziyaret gerçekeştirildi. Görüşmede; İŞKUR’un sektöre nitelikli eleman kazandırmak için, UND ile yapabileceği işbirliği olasılıkları değerlendirildi, İŞKUR İl Müdürü olası projeler ile ilgili bilgilendirmelerde bulunmak üzere, UND Üyelerinin katılacağı bir toplantıya davet edildi. Görüşmeye, İŞKUR adına Müdür Yardımcısı Günay Bölükoğlu ve Şube Müdürü Vahap Fırat’ın da katıldığı, toplandıta UND’yi İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener ve İcra Kurulu Üyesi Muammer Ünlü temsil etti. Türkiye - Ürdün KUKK Toplantısı Amman’da gerçekleştirildi Türkiye – Ürdün Haşimi Krallığı Kara Ulaştırması Karma Komisyon Toplantısı 24-25 Mart 2015 tarihlerinde Amman’da gerçekleştirildi. Türk heyetine Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Karayolu Düzenleme Genel Müdürlüğü Genel Müdür Yardımcısı Hüseyin Yılmaz’ın, Ürdün heyetine ise Ulaştırma Bakanlığı Genel Sekreteri Laith Dababneh’in başkanlık ettiği toplantıda; her iki taraf Türkiye’den Ortadoğu ülkelerine Ro-Ro ile yapılan taşımalar kapsamında istatistikî veriler paylaşıldı, yol geçiş ücretleri, ADR taşımaları gibi konular görüşüldü. Ürdün heyeti, Ürdün Karayolu Taşıma Düzenleme Komisyonu’nun Türk araçlarının Ürdün’e boş gelip yük ile tekrar Türkiye veya bir Avrupa ülkesine dönüşlerinin kolaylaştırılması konusunda yapılan çalışmalardan bahsetti ve bu girişim Türk heyeti tarafından memnuniyetle karşılandı. Türk heyeti, Ürdün makamlarının Türk araçlarından Ürdün ve üzeri geçişlerinde aldığı geçiş ücretlerinin düşürülmesini veya kaldırılması hususundaki talebini Ürdün heyeti bir sonraki toplantıda görüşülmesi konusunda karar alındı. Ürdün heyeti, Türk tarafının ADR taşımaları konusunda Nisan 2015 bilgi paylaşımında bulunulmasını talep etti buna karşılık Türk heyeti, Ürdün teknik komitesini Ankara’da ağırlamayı ve konu ile ilgili bilgi paylaşımı hususunda uygun görülecek tarihte toplantı gerçekleştirilmesi kararlaştırıldı. Ürdün tarafı TIR sürücülerine trafik ihlallerinin bildirilebileceği ücretsiz telefon numaralarının bulunduğu liste ve Ürdün’den çıkışta trafik cezalarının kolayca ödenebilmesi hususunda broşür dağıtılacağını belirtti ve Türk araçlarının trafik kurallarına uyum konusunda gösterdiği özene te- şekkür etti. Toplantıya Türk Heyeti adına Karayolu Düzenleme Genel Müdür Yardımcısı Hüseyin Yılmaz, İstanbul Bölge Müdürü Hamza Demirdelen, Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü ve AB Uzmanı Alperen Gülal, Dış İlişkiler ve AB Uzmanı Serkan Ayyıldız, Karayolu Düzenleme Genel Müdürlüğü Perihan Biçer, Ekonomi Bakanlığı Uzman Yardımcısı Ekrem Ozan Bahçeci, UND Yönetim Kurulu Üyesi Kemal Gül, Amman Türk Büyükelçiliği Müşaviri Tutku İnam ve Ticaret Ataşesi Nil Gökçe katılım sağladı. 13 Nisan 2015 14 UND’den Trabzon Valisi Öz’e taşımacılık anlatıldı Doğu Karadeniz Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürü ziyaret edildi Doğu Karadeniz Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürü Sayın Çetin Hıdımoğlu ve Bölge Müdür Yardımcısı Sayın Hüseyin Şanverdi makamlarında ziyaret edildi. Ziyarette, uluslararası nakliyecilerin ülke ayrımı gözetmeksizin taşıdıkları eşya ile alakalı sınır gümrüklerinde yaşadıkları sorunlar ve sorunların çözümü doğrultusunda süreçlerde yapılabilecek iyileştirme önerileri, sınır kapısı beklemeleri ve beklemelerin yaşanmaması adına alınabilecek önlemler, yabancı plakalı araçların ülkemizdeki kontrolsüz eşya hareketlilikleri, Sarp Sınır Kapısı’nın fiziki durumu gibi sektörü ilgilendiren birçok konuda fikir istişarelerinde bulunuldu. Ziyarete Yönetim Kurulu üyeleri Abdullah Özer, Alişan Ender Topaloğlu, Çalışma Grubu Başkanı Hüseyin Özdemir ve UND Trabzon Bölge Temsilcisi katılım sağladı. Trabzon Valisi Sayın Abdul Celil Öz; UND Yönetim Kurulu Üyesi Abdullah Özer, UND Karadeniz Çalışma Grubu Başkanı Hüseyin Özdemir ve UND Trabzon Bölge Temsilcisi Hakan Demircan tarafından makamında ziyaret edildi. Ziyarette, Uluslararası Nakliyeciler Derneğinin ulusal ve uluslararası faaliyetleri, Türkiye uluslararası karayolu taşımacılığı sektörünün ülkemizde ve dünyadaki profili, bölgemizde faaliyet halinde olan uluslararası eşya taşımacılığını icra eden şirketlerin ulusal ve uluslararası sorunları ve sorunlara çözüm önerileri üzerinde istişarelerde bulunuldu. Trabzon Ulaştırma Bölge Müdürü Nurettin Aydın makamında ziyaret edildi Trabzon Ulaştırma Bölge Müdürü Nurettin Aydın makamında ziyaret edildi. Ziyarette, yabancı plakalı araçların ülkemizdeki kontrolsüz eşya hareketlilikleri, karayolu denetleme noktalarındaki denetimlerde yabancı plakalı araçlara karşı, Türk plakalı araçların ilgili araç ülkesinde maruz kaldığı uygulamalara karşı araç ülkesi bazında, ilgili araçlara mütekabiliyet uygulanabilmesi doğrultusunda bakanlıklarına görüş bildirilmesi, taşıma pazarlarına yabancı plakalı araçların nüfuz etmesi nedeniyle ihraç ve 3. ülke yüklemelerindeki Türk plakalı araçları tehdit eden iş daralması gibi sektörü yakından ilgilendiren konularda istişarelerde bulunuldu. Ziyarete Yönetim Kurulu üyeleri Abdullah ÖZER, Alişan Ender Topaloğlu, Çalışma Grubu Başkanı Hüseyin Özdemir ve UND Trabzon Bölge Temsilcisi katılım sağladı. Mardin bölge çalışma grubu toplantısı gerçekleştirildi Mardin bölge çalışma grubu toplantısı, 15 Nisan’da Mardin Ticaret Odası toplantı salonunda gerçekleşti. Toplantıda; Mardin’de lojistik üssünün gerekliliği, Habur’da akaryakıt yüklü araçların sahada bekletilmesi, Irak ile Türkiye arasındaki 3. köprü’nün durumu hakkında görüşülmüş ve UND Yönetim Kurulu Üyesi Tahir Aydoğan Habur’da gerçekleştirdiği resmi ziyaretler ile ilgili çalışma grubu üyelerine bilgilendirmelerde bulundu. Nisan 2015 Yeni dönem Mardin Çalışma Grubu Başkanlığına Muhsin Kaya, Başkan Yardımcılığına ise Seyithan Anşin seçildi. Toplantıya; Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Tahir Aydoğan (Ferhat), Çalışma Grubu Üyeleri Mehmet Yaman (Özmartaş), Feyzi Büyük (Özbüyük), Muhsin Kaya (Kaya), Seyithan Anşin (Anşin), Yusuf Ergün (Ergünler), Yusuf Adanır (Adanır), Gülay Malkoçoğlu (Malkoçoğlu), Hamit Bağaç (Öneren), Abdulvahap Adsay (Dalgıçlar), Mehmet Sin (Sin Trans), Hüseyin Kızılboğa (Kızlıboğa), Serhat Aydoğan (Özsancar) ve Habur Bölge Temsilcisi Murat Tatar katılım sağladı. 15 Nisan 2015 16 UND’den Nuhoğlu, Slovenya, Slovakya ve Romanya’daki sorunları dile getirdi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın resmi ziyaretine katılan UND Başkanı Çetin Nuhoğlu, Slovenya, Slovakya ve Romanya’daki sorunları dile getirdi. kısıtlamalarının ticareti engellediği gibi sorunları dile getirdi. Türkiye ve Slovakya Parlamentosu’ndan Karayolu Taşımacılığı anlaşmasının geçmesini bekliyoruz Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, 30 Mart-1 Nisan tarihleri arasında Slovenya, Slovakya ve Romanya’ya yaptığı resmi ziyaretler kapsamında Türk iş dünyası ve örgütlerinden temsilcilerin katılımıyla iş forumları düzenlendi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’a refakat eden heyette yer alan UND Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu, Orta Avrupa ile ticaret ve ekonomik işbirliğinin geliştirilmesi açısından önem arz eden İş Forumlarına katılarak, Türk taşımacılığına yönelik kısıtlayıcı uygulamalar ve mağduriyetlerin giderilmesiyle ilgili konuları dile getirdi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 30 Mart-1 Nisan tarihlerinde Slovenya, Slovakya ve Romanya’ya resmi ziyaretlerde bulundu. Ziyaret edilen ülkelerle ekonomik ve ticari ilişkileri geliştirmek amacıyla her üç ülkede de iş forumları düzenlendi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’a refakat eden iş adamları Nisan 2015 ve iş dünyası örgütlerinin temsilcileri de bu iş forumlarında yerel muhataplarıyla bir araya gelerek, karşılıklı yatırım ve ticaret projelerini değerlendirme, mevcut projeleri geliştirip, sorunları ortadan kaldırarak karşılıklı ticari hacimlerini daha üst seviyelere taşıma imkanı buldu. Heyette yer alan Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND) Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu da, Türkiye’nin, Orta Avrupa taşımacılığında karşılaştığı sorunları muhataplarına aktardı. Slovenya’daki transit kısıtlamalar mağduriyet yaratıyor Çetin Nuhoğlu, Slovenya’da düzenlenen İş Forumu’nda, bu ülke tarafından Türk taşımacılarına yönelik kısıtlamalar ve hukuka aykırı ve ayrımcı uygulamalar, yetersiz geçiş belgesi kotası nedeniyle uzayan teslim süreleri ve ek maliyetlerin Türkiye-AB ticaretine olumsuz etkileri, profesyonel sürücü vizeleri ve kalış süresi Slovakya’daki toplantıda ise, iki ülke ticaretinin geleceğinin Türkiye ve Slovakya meclislerinde beklediğine işaret eden Nuhoğlu, şu görüşleri ifade etti: “Slovakya üzerinden yapılan transit taşımaların serbestleştirilmesi, sektörümüze çok önemli bir alternatif güzergâh yaratmanın ötesinde, AB ülkelerinde muhatap olduğumuz ayrımcı kota kısıtlamalarının hukuksuz ve karşılıklı ticareti zedeleyici nitelikte olduğunun İngiltere’nin ardından bir kez daha teyidini sağlayacak; diğer AB ülkelerinin de aynı “doğruyu” bulması için ciddi bir emsal oluşturacaktır. 2012 yılında imzalanan ‘Uluslararası Karayolu Taşımacılığı Anlaşması’nın Türkiye ve Slovakya Parlamentosundan bir an önce geçmesine yönelik her türlü girişim sektörümüz ve ülke ekonomimiz açısından büyük önem arz ediyor.” Romanya’nın transit geçişlerdeki kısıtlayıcı uygulamaları Türk taşımacılarına zarar veriyor UND Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu, Romanya’da düzenlenen İş Forumu’nda da, taşımacılık alanında bu ülkeyle yaşanan sorunları dile getirdi. Çetin Nuhoğlu, Türkiye ve Romanya arasındaki ticarette sorunsuz yürüyen taşımacılık ilişkilerinin, Türk araçlarının Romanya üzerinden gerçekleştirdiği transit taşımalara yansımadığını kaydetti. Romanya Hükümeti tarafından Türk taşımacılara tahsis edilen transit geçiş belgesi sayısının yetersizliğine dikkat çeken Çetin Nuhoğlu, bu belgelerin bitmesi akabinde Türk araçlarına uygulanan 238 Euro tutarındaki transit geçiş ücretini eleştirerek, bu ücretin uluslararası hukuk ve sözleşmelere aykırı olduğunu bildirdi. 17 Nisan 2015 18 UND’den Mısır geçişinde alternatifimiz var, Mısır kaybeder Körfez ülkelerine yönelik taşımaların Mısır anlaşmasının yenilenmemesi ile bir şey kaybetmeyeceğini ifade eden UND İcra Kurulu Başkanı Şener, “Bizim alternatifimiz var, bu durumda kaybeden Mısır olacaktır” dedi. Suriye’de yaşanan sıkıntı- lar nedeniyle, son üç yıldır Mersin ve İskenderun limanlarından kalkan Ro-Ro gemilerinin Mısır’a, Mısır üzerinden de karayoluyla Kızıldeniz’e, buradan Ro-Ro ile Suudi Arabistan’ın Duba Limanı’na Tırları taşıyarak yapılan ticaret Mısır ile 22 Nisan 2012 tarihinde imzalanan 3 yıllık anlaşma ile yapılıyordu. Mısır’da iktidara askeri darbe ile Abdülfettah El-Sisi’nin gelmesinin ardından Mısır’ın Türkiye ile ilişkileri bozuldu ve Türk araçlarının Körfez’e yönelik taşımalarda Mısır’ı transit geçmelerine imkan veren anlaşmanın 22 Nisan’da yenilenmeyeceği Sisi tarafından geçtiğimiz ekim ayında açıklandı. UND İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener konuyla ilgili şu ifadeleri kullandı: “Bizim de edindiğimiz intiba anlaşmanın yenilenmeyeceği yönünde. Bu araçlar, Mısır Nisan 2015 güzergâhını kullanırken bu ülkeye döviz bırakmalarının yanı sıra önemli ticaret fırsatlarını da ayaklarına götürüyor. Türkiye ile Suudi Arabistan ve Körfez ülkeleri arasında her iki yönde mal hareketi vardır ve bu mallar her durumda taşınmaya devam edecek. Ticaret yolları tarih boyunca geçtikleri ülkelere zenginlik taşıdılar. Mısır yönetimi aldığı bu kararla Mısır’ı önemli bir ticaret yolunun dışına atarak refüze etmiş olacak. Bu hat Mısır ihraç ürünlerinin de Türkiye üzerinden Avrupa ve Rusya’ya ulaşma imkanı veren önemli bir fırsattı. Maalesef bu kararla Mısır ekonomisi için de önemli bir imkâna son veriliyor.” Bizim alternatifimiz var, kaybeden Mısır olur UND İcra Kurulu Başkanı Şener, yaşanan gelişmelerden Mısır’ın zarar göreceğine dikkati çekerek şöyle devam etti: “Bu kararın uygulanmasından sonra da Türk ihraç ürünleri Körfez ülkelerine, Körfez ülkelerinin ihraç ürünleri Türkiye’ye ve Türkiye üzerinden başka ülkelere gitmeye devam edecek. Bu ticareti sürdürmek için araçlarımızı Süveyş kanalı üzerinden doğrudan ve daha kısa sürede Körfez ülkelerine RoRo ile taşımak konusunda hazırlıklarımız sürüyor. Ayrıca, Ürdün üzerinden körfeze ulaşmak da bölgeye yapılacak taşımalar için bir başka alternatifimiz. Son dönemde transit geçişte kolaylıklar sağlanmış olan İran’da bugüne kadar hiç kullanılmamış yeni bir güzergâh olarak konusunda görüşmelerimiz sürüyor ve İran üzerinden de ayrıca yeni bir güzergâh oluşturma konusunda çalışmalarımız başlamış durumda. Devletimizin çizdiği uluslararası ilişkiler çerçevesi içerisinde, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı ve Ekonomi Bakanlığımız koordinasyonunda Türk dış ticaretini taşımaya hazır olduğumuzu bölge ile ticaret yapan ihracatçı ve ithalatçılarımıza ve kamuoyumuza saygı ile bildiririz.” 19 Nisan 2015 20 UND’den İtalya kota sorunlarına yeni atanan İtalya Büyükelçisi’nden destek sözü UND Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu ve UND İkinci Başkanı İzzet Salah, görevine yeni atanan İtalya Büyükelçisi’ne başarı dileklerini iletmek ve sektörümüzün İtalya’da yaşadığı karayolu taşımaları ile ilgili sorunlarını istişare etmek adına İtalya Büyükelçisi Luigi Mattiolo’yu makamında ziyaret ederek mevcut sorunları aktardı. Türk taşımacılarına verilen yetersiz sayıdaki geçiş belge kotası sebebiyle uzun süredir devam eden İtalya karayolu taşıma sorunları UND Başkanı Çetin Nuhoğlu, UND İkinci Başkanı İzzet Salah ve İtalya Büyükelçisi Mattiolo tarafından söz konusu ziyarette masaya yatırılırken, çözüm hususunda yapılabilecekler görüşüldü. UND Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu tarafından dile getirilen ilk konu İtalya tarafından ülkemiz taşımacılarına verilen yetersiz sayıdaki geçiş belge kotası oldu. Bu durumun iki ülke ticaretini olumsuz etkilediğini aktaran UND Başkanı, kota sorunu olmayan ülkeler ile olan ticaretin İtalya’ya göre en az iki kat daha fazla arttığını fakat İtalya ile olan dış ticaret artışının durduğunu, Türkiye’den İtalya’ya yük ihraç eden firmaların yüzde 10’unun İtalyan firmaları olduğu ve bu durumun sadece Türk ticaret erbabını değil aynı zamanda İtalyan firmaları da büyük zarara uğrattığını, yetersiz sayıdaki geçiş belge kotası sebebiyle bir yıl içinde toplamda 3 aylık bir sürede belge olmadığını ve taşımaların yapılamadığını, yaşanan bu sorunların sadece ulaştırma sorunu değil aynı Nisan 2015 zamanda ekonomi sorunu olduğunu dile getirdi. Transit kotalar ticareti engelliyor İki ülke arasında yapılan son Kara Ulaştırma Karma Komisyon Toplantısına (KUKK) değinen Nuhoğlu, iki ülke arasındaki ticaret artışına paralel olarak belge sayısının 45 bin adede yükselmesi gerekirken halen 7 yıl önceki hali ile kaldığını, ihtiyaç duyulan 45 bin belgelik İtalya kotasının İtalya Başbakanı’nın da mutabık kaldığı bir rakam olmasına rağmen İtalya Ulaştırma Bakanlığı’nın son KUKK toplantısında sadece 1.000 adetlik belge artışı teklif etmiş olduğunu ve bunun çözümden uzak bir tavır olduğunu vurguladı. Büyükelçi Luigi Mattiolo tarafından, İtalya Hükümeti’ne ve yetkili mercilere yaşanan sorunları bizzat aktaracağı ve bu konuda aracılık görevi üstleneceği belirtilirken sorunun her iki ülke ekonomisinin, dış ticaretinin ve dostane ilişkilerin gelişmesi adına büyük önem arz ettiği iletildi. UND Başkanı Nuhoğlu tarafından dile getirilen bir başka konu da İtalya’nın batısındaki ülkelere yapılan ve İtalya tarafından sadece 6 bin adetlik belge kotası ile sınırlandırılan transit taşımalar oldu. Dünya Bankası’nın 8 Nisan tarihli raporunda açıkça belirtilen “transit kotaların ticareti engellediği” vurgusunun altı çizilirken, uluslararası anlaşmalardan doğan transit hakkın kısıtlanmasının hukuki açıdan da bir ihlal olduğu ve bu kısıtlamaların devam etmesi halinde kısıtlamaları yapan ülkeler nezdinde hukuki olarak girişim başlatılabileceği belirtildi. Nuhoğlu tarafından aktarılan son konu ise, İtalya’dan Türkiye ardı üçüncü ülkelere yapılabilecek ve İtalya ekonomisine büyük katkı sağlayabilecek taşımaların İtalya tarafından engellendiği olmuştur. İtalya tarafından Türk taşımacılara “Üçüncü Ülke Geçiş Belgesi” tahsis edilmesi halinde İtalyan mallarının Türkiye ardı pazarlara rahatlıkla girebileceği fakat ülkemiz taşımacılarına verilmeyen bu belgeler sebebiyle İtalyan ihracat ürünlerinin bu pazarlara arz edilemediği ve İtalya ekonomisinin büyük bir kazançtan mahrum kaldığı belirtildi. Büyükelçi Luigi Mattiolo tarafından, yaşanan sorunların çözümlenmesi adına her türlü desteğin verileceği aktarılırken karşılıklı olarak iletişim halinde olunmasının önem arz ettiği ve iki ülke Ulaştırma Bakanlıkları arasında bir toplantı düzenlenebilmesi için aracılık edeceği aktarıldı. Toplantıya ayrıca, İtalya Büyükelçiliği Ekonomi ve Ticaret Ofisi Müdürü Francesco Varriale, İtalya Ticaret Ataşesi Emilio Sessa ve UND İcra Kurulu Üyesi Erman Ereke katılım sağladı. 21 Nisan 2015 22 UND’den Dış ticarette lojistik, lojistikte Ankara Nisan ayı içerisinde Ankara Lojistik Üssü’nde, Atılım Üniversitesi Uluslararası Ticaret ve Lojistik öğrencileri ile sektör uzmanları “Dış Ticarette Lojistik, Lojistikte Ankara” panelinde bir araya geldi. Dış ticarette lojistiğin önemi ile Ankara’nın lojistikteki stratejik yerinin tartışıldığı panele Atılım Üniversitesi İşletme Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nevzat Saygılıoğlu moderatörlük yaparken; konuşmacılar arasına UND Yönetim Kurulu Başkanı ve TOBB Ulaştırma ve Lojistik Meclisi Başkanı Çetin Nuhoğlu’nun yanı sıra Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Talat Aydın, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Remzi Akçin, Ankara Gümrük Müşavirleri Derneği Başkanı Aslıhan Çelebi, Atılım Üniversitesi Öğretim Görevlisi ve TOBB Ulaştırma ve Lojistik Meclisi Başkan Yardımcısı Hakan Bezginli de yer aldı. UND Başkanı, konuşmasında, dünya ticaretinin gelişimi ile küresel lojistik hizmetlerin bu gelişimdeki rolünü açıkladı. Nuhoğlu, son 10 yılda ihracatını yüzde 264 oranında artıran ve yaklaşık 4000 ihracatçı firmanın bulunduğu Ankara’nın Türkiye’nin dış ticaretindeki lojistik önemi ile ilgili bilgileri paylaşarak, 10. Beş Yıllık Kalkınma Planı üzerinden lojistik gelişimin ülkenin ekonomik kalkınmasındaki rolünü açıkladı. Bölgesel Kalkınma Ajanslarının, Türkiye’nin ulusal ihracat ve lojistik vizyonunu desteklemesinin önemine değinen Nuhoğlu, kalkınma ajanslarının lojistik projelerini diğer bölgelerle bağlantıları da içerecek şekilde kurgulamalarının ve tüm bölgelerin ortak lojistik sinerjisinin, dış ticaretimizin rekabet gücüne olumlu etkileri olacağının altını çizdi. UND Başkanı, Okan Üniversitesi’nde kentsel lojistik sorunlarını ve çözüm önerilerini aktardı 9 Nisan 2015 tarihinde Okan Üniversitesi Meslek Yüksekokulu organizasyonunda ve Prof. Dr. Mehmet Tanyaş moderatörlüğünde Kadıköy Kampüsü’nde “Kentsel Lojistik Sorunları ve Çözüm Nisan 2015 Önerileri” paneli gerçekleşti. Panelin açılış konuşmalarından birini gerçekleştiren UND Başkanı Çetin Nuhoğlu, İstanbul özelinde lojistik sektörünün dağınık yapısı, köprü yürüme yasakları gibi kent içi lojistik sorunlarını aktararak, dış ticaretimizin rekabet gücünde özellikle büyük kentlerde planlanan fakat hayata geçirilemeyen lojistik merkez projelerinin etkilerini açıkladı. İstanbul Kalkınma Ajansı’nın 2023 bölge planı çalışmalarından ve Avrupa’da lojistik merkez yapılanmalarından örnekler veren Nuhoğlu, kent lojistiğinin geliştirilmesine yönelik projeler için ilgili kentlerdeki temel lojistik sektörü paydaşlarının bir araya gelerek güçlerini birleştireceği “lojistik kümelenme” projelerinin desteklenmesinin önemine değindi. UND Heyeti, Habur’da resmi ziyaretlerde bulundu UND Yönetim Kurulu Üyesi Ömer Faruk Yıldırım, Habur-Mardin Çalışma Grubu üyeleri Mesut İverendi ve Talat Abay, Habur Mülki idare Amiri Suat Demirci,İpekyolu Gümrük ve Ticaret bölge Müdürü Mehmet Tuncay Bayraktar ve Habur Gümrük Müdürü Hasan Sarı’yı makamlarında ziyaret ederek bir dizi görüşme gerçekleştirdi. Yetkililere UND’nin bölgedeki faaliyetleri hakkında bilgi verilerek; bekleme sürelerinin kısalması, kuyruk sorununun son aylarda ortadan kalkması ve tır parkındaki sorunların çözülmesi dolayısı ile teşekkür edildi. Gümrük Müdürü Hasan Sarı, alınan karar ile birlikte 15 Nisan’dan itibaren açık dorseli araçların gümrükten geçemeyeceklerini, bu konuda üyelerin bilgilendirilmesini talep etti. Ayrıca, yakın bir zamanda bölge üyeleri ile yemekli bir toplantı yapılması için yetkililerden söz alındı. 23 Nisan 2015 24 GÜNCEL Türkiye ile İran arasında sekiz anlaşma ve bir mutabakat metni imzalandı Nisan ayı içerisinde Cumhurbaşkanı Erdoğan, İran İslam Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ile baş başa görüştü. Görüşmenin ardından sekiz anlaşma ve bir mutabakat metni imzalandı. Gümrük ve Ticaret Bakanı Nu- rettin Canikli, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın İran’a gerçekleştirdiği günübirlik resmi ziyarete katıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, İran İslam Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ile baş başa görüştü. Görüşmenin ardından iki lider Türkiye-İran Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi’nin ikinci toplantısına başkanlık etti. Toplantı sonrası Sadabad Sarayı’nda Ruhani ile düzenlediği ortak basın toplantısında konuşan Erdoğan, çok önemli bir işbirliği toplantısı için Türkiye ve İran tarafının bir araya geldiğini ifade etti. Erdoğan, Yüksek Stratejik Konsey Toplantısı’nın ikincisinin Tahran’da gerçekleştirmenin mutluluğu içerisinde olduklarını dile getirdi. Erdoğan: 2013-2014’te düşüş var, ekonomik alanda belli bir hızı kaybettik Bu toplantıda 8 anlaşma ve bir muNisan 2015 tabakat metninin de imzalanmasıyla önemli bir adım atıldığını aktaran Erdoğan, “Gerek siyasi alanda, ekonomik, ticari, kültürel bütün bu alanlarda neler yapabileceğimizi en geniş anlamda değerlendirme fırsatı bulduk” diye konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Bu arada bölge adeta bir ateşten çember. Bunları aramızda konuşma imkanımız oldu. Terörle mücadele konusu değerlendirme fırsatımız oldu. Tabi siyasi noktada uluslararası alanda ne gibi adımları müşterek atabiliriz, bunları aramızda konuştuk. Ekonomik alanda ise belli bir hızı ne yazık ki kaybettik. Çok çok iyi giderken, son 2013, 2014’te bir düşüş söz konusu. Bir hedef belirlemiştik, 30 milyar dolar gibi. Maalesef bu hedefte şu anda geriyiz. 4 milyar dolar yaklaşık bizim ihracatımız. 10 milyar dolar İran’ın Türkiye’ye ihracatı söz konusu. Aramızdaki tabi ticaret açığı da İran lehine çok çok fazla. Tabi burada yaptırımlar oldu vesaire. Bütün bunlar maalesef bu tabloyu ortaya çıkardı ve tahrik etti.” Şimdi yeni dönemde çok daha farklı adımları dayanışma içerisinde birlikte atmak istediklerini belirten Erdoğan, “Aslında bu adımı atmak için her iki tarafta irade var. Ama biraz burada gecikmeler oluyor. Bu gecikmeleri aşmamız lazım” değerlendirmesinde bulundu. Erdoğan, şunları kaydetti: “Bu noktada ısrarla üzerinde durduğumuz konu, örneğin enerjide şu anda biz İran’ın doğalgaz ihracatının çok ciddi bir kısmını, yüzde 90-95 gibi, biz alıyoruz. Bu tabi önemli bir oran. Fakat fiyatlara gelince, fiyatlar noktasında şu anda en pahalı doğalgazı İran’dan ithal ediyoruz. Aslında bu fiyat şu anda aşağıya çekilmiş olsa biz tabii ki İran’dan alacağımız doğalgazı çok daha artırırız. Çünkü Türkiye, doğalgaz 25 İmza töreninde, Gümrük ve Ticaret Bakanı Nurettin Canikli, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan hazır bulundu. tüketiminde ilerleyen, özellikle sanayisinde ve bir de artık illerin dışında ilçelere dağılan şebekesiyle ihtiyacı var. Onun için de tabi bir taraftan çeşitlendirmeyi yapıyoruz. Ama bir taraftan da bu doğalgaz ihtiyacımızı uygun fiyatlarla karşılayacağız ki vatandaşımıza da ucuz doğalgaz verebilelim ve vatandaşımız da bu noktada mağdur olmasın.” Dost ve kardeş iki ülkenin bu noktada birbiriyle dayanışma içerisinde olması gerektiğini belirten Erdoğan, en pahalı doğalgazı İran’dan aldığımızı ifade ederek bu durumun düzeltilmesi gerektiğini belirtti. Aramızdaki kültürel ve inanç turizmini çok daha yaygınlaştıralım Erdoğan, “Tabi bir diğer konu da özellikle bizim enerji noktasında, elektrik enerjisini de İran’dan aldığımız düşünülürse bu noktada da ne denli bir dayanışma içerisinde olduğumuzu bu da gösterir. Fakat biz bu dayanışmamızı hiç bir zaman bir kenara koymak istemiyoruz. Bunu tabi ki devam ettireceğiz. Ama asıl hedef, diğer ürünler noktasında da 30 milyar dolarlık hedefi bir an önce yakalamamızdır. Çünkü biz birbirimize seslendiğimizde duyabilecek bir noktadayız. İşte Ankara’dan kalktık Tahran’a 2 saatte ulaştık mesafe bu” diye konuştu. Medeniyet, inanç, kadim değerler noktasındaki birlikteliğin de işe katılması halinde İran ile müşterek yapılacak çok şey olduğunu dile getiren Erdoğan, ulaşımda yaşanılan sıkıntılar olduğunu, bunların aşılması gerektiğini, büyük ölçüde de aşıldığını söyledi. Bürokrasinin bazı yerlerde işi engellediğini ifade eden Erdoğan, bürokratik oligarşinin bir felaket olduğunu, bundan da bir an önce kurtulmak gerektiğini kaydetti. Bir diğer önemli adımın hava taşımacılığı olduğuna dikkati çeken Erdoğan, “Olayı sadece Tahran, Tebriz, İsfahan, Meşhed, buralarda bırakmak istemiyoruz. İran ile aramızdaki bu kültürel ve inanç turizmini çok daha yaygınlaştıralım. Bizim özellikle turizmdeki birikimimiz tecrübemiz çok çok ileri, bunu paket turizmle İran’la da paylaşmak isteriz” dedi. Erdoğan, 12 yıl önce göreve geldiklerinde Türkiye’ye gelen turist sayısının 13 milyon olduğunu, şimdi ise 40 milyonu aştığını vurguladı. Turizmin çeşitlendirildiğini, sadece hava, kum, denizin yeterli olmadığını bunlara kültür, inanç, termal, eğitim, kongre turizmini kattıklarını belirten Erdoğan, bir çekim alanı oluşturulduğunu, bunları daha da geliştireceklerini ifade etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Döviz kuru noktasında biz başka paraların baskısı altında kalmayalım. Ekonomide İran’ın yerli parasıyla Türkiye’nin yerli parası bizim alışveriş noktasındaki aracımız olsun. Biz ne doların baskısı altında kalalım ne avronun baskısı altında kalalım. Bu konuda daha önce merkez bankalarımızı da milli bankalarımızı da görüştürdük ama hala adımı atamadık. Biz alımlarımızı İran’ın yerli parasıyla yapalım, İran Türkiye’den alımlarını yine aynı şekilde Türkiye’nin yerli parasıyla yapsın. O zaman biz böyle bir kur baskısı altında kalmayız. Çok daha güçlü bir şekilde hem bölgeye örnek oluruz hem uluslararası camiaya örnek oluruz, bunlar bize ayrı bir güç katacaktır diye düşünüyorum.” İMZALANAN ANTLAŞMALAR “Dışişleri Bakanlığı Diplomasi Akademisi ile İran İslam Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığına bağlı uluslararası ilişkiler okulu arasında işbirliğine ilişkin mutabakat zaptı. Sağlık ve tıp alanlarında işbirliğine dair mutabakat zaptı. Çevre alanında işbirliği mutabakat zaptı. Demiryolları alanında niyet beyanı. KOSGEB ile İran Küçük Ölçekli Sanayi İşletmeleri ve Sanayi Bölgeleri Kurumu (ISIPO) arasında mutabakat zaptı. Türk Patent Enstitüsü ile İran icra ve mülkiyet kaydı için devlet kuruluşunun fikri mülkiyet merkezi arasında işbirliği mutabakat zaptı. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı ile İran Kadın ve Aile İşleri Cumhurbaşkanlığı Yardımcılığı arasında kadın ve aile faaliyetleri arasında niyet beyanı. Türkiye ile İran arasında taşıtların ve eşyanın uluslararası dolaşımına dair elektronik veri değişim mutabak zaptı. Türkiye ile İran cumhurbaşkanları arasında ortak bildiri.” Nisan 2015 26 EKONOMİ Canikli: Türk firmaları her alanda, her sektörde rekabet edebilir konuma geldİ Türkiye-Fildişi Sahili İş Forumu’nda Gümrük ve Ticaret Bakanı Nurettin Canikli, “Türk firmaları, her alanda, her sektörde en rekabetçi ortamda dahi rekabet edebilir konuma geldi” dedi. Gümrük ve Ticaret Bakanı Nurettin Bakan Canikli, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu’nun (DEİK), Fildişi Sahili Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Alassane Ouattara, DEİK Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Halim Mete ve DEİK Türkiye-Fildişi Sahili İş Konseyi Başkanı Halit İnci ev sahipliğinde düzenlediği ‘Türkiye-Fildişi Sahili İş Forumu’na katıldı. Fildişi Sahili Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Alassane Ouattara’nın Türkiye ziyaretinden duyduğu memnuniyeti dile getiren Canikli, Fildişi Sahili’nin son yıllarda yaşadığı ekonomik gelişmeleri heyecanla takip ettiklerini söyledi. Ülkenin kararlılığının çok açık olduğunu ifade eden Canikli, bu iradenin devam etmesi durumunda Fildişi Sahili’nin hedeflerine ulaşacağına ilişkin inancını dile getirdi. Bakan Canikli, Türkiye’nin AB ile Gümrük Birliği anlaşmasını imzaladığı tarihlerde çok büyük eleştirilerle karşı karşıya kalındığını hatırlatarak şunları anlattı: “Henüz Türkiye ekonomisinin ve şirketlerinin uluslararası rekabet gücünün olmadığı, çok zayıf göstergelerin olduğu bir dönemdi o dönem. Gümrük Birliği Anlaşması ile yeterince rekabet gücü olmayan Türk firmalarının, AB’den gelecek rekabet baskısıyla ayakta kalamayacağı, sonucunda Türkiye’nin çok ciddi sıkıntılarla karşı karşıya kalacağı eleştirileri gündeme geldi. Türkiye bu kararlı tavrından vazgeçmedi ve geldiğimiz noktada Türk firmaları her alanda, her sektörde en rekabetçi ortamda dahi rekabet edebilir konuma geldi.” 2008 küresel krizinin AB’ye olan ihracatı dolayısıyla Türkiye’yi vurduğunu, ihracatın bu bölgeye bir anda yüzde 23 azaldığını anımsatan Canikli, Türk Nisan 2015 firmalarının dinamik rekabet gücü ile bu kaybı yeni pazarlar ve yeni ürünlerle telafi ettiğini, Türkiye’nin bu krizi minimum seviyede etkilenerek atlattığını aktardı. Nurettin Canikli, Fildişi Sahili’nin de benzer tabloyla karşı karşıya olması halinde rekabet ortamının oluşturulmasından kesinlikle korkmaması gerektiğine işaret ederek, “Korumacılık iç siyasette her zaman caziptir ama günlük tartışmaların ötesine daha geniş vizyonla bakılabildiğinde sorun çözülür. Bu kararlılığı Fildişi Sahili’nde gördük bu son derece önemli” dedi. Yaşlanan nüfus Avrupa’nın en büyük sorunu Koruma tedbirleri ile istenilen seviyeye gelinmesinin mümkün olmadığını belirten Canikli, Fildişi Sahili’nin tarım ve yeraltı zenginlikleri açısından önemli potansiyele sahip olduğunu, bir çok ülkenin buna sahip olmadığını, çok kısa sürede Fildişi Sahili’nin yıldızının parladığını bütün dünyanın göreceğini söyledi. Canikli, ülke ekonomileri açısından en önemli avantajlardan birinin de genç ve dinamik nüfusa sahiplik olduğuna vurgu yaparak, bugün Avrupa’nın, Japonya’nın ve diğer gelişmiş ülkelerin en büyük sorunlarından birinin yaşlanan nüfus olduğunu kaydetti. Konuşmasında Türk firmalarına da seslenen Canikli, “Fildişi Sahili’nde çok önemli potansiyeller var, oralara gidin. 12-13 yıl önce ufuklarımız bu kadar geniş değildi, ama bugün ufuk, vizyon problemimiz yok Türkiye’de. Gidip Fildişi Sahili’nin imkanlarından faydalanın, aynı zamanda katkı sağlayın” çağrısında bulundu. Ticari ilişkilerin tek taraflı olmayacağını, iki tarafın menfaatine olması gerektiğini söyleyen Canikli, bu kapsamda eski Başbakanlardan Necmettin Erbakan’ın AB’yi eleştirirken söylediği “Onlarla ortak biz pazar olmamalıyız” sözünü hiç unutmadığını paylaşarak, bu fikrin çok doğru olduğunu, ilişkilerin karşılıklı eşit olarak paylaşılması gerektiğini savundu. Karşılıklı kazanma iradesinin Fildişi Sahili’nde de bulunduğuna işaret eden Canikli, özellikle inşaat alanında iyi olduğumuzu söyleyerek bunları paylaşmaya hazır olduğumuzu belirtti. Son olarak Canikli, hem karşılıklı yatırım yapılabileceğini hem de üçüncü ülkelerde yatırım yapılabileceğini ifade etti. 28 GÜNCEL ‘UBAK İzin Belgeleri Bilinçlendirme Yılı’ çerçevesinde seminerler gerçekleştiriliyor 2015 yılının “UBAK İzin Belgeleri Bilinçlendirme Yılı” ilan edilmesi kapsamında, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı ve UND işbirliği ile düzenlenecek bilgilendirme seminerlerinin ilki bakanlık bünyesinde 2 Nisan’da Ankara’da, ikincisi ise 9 Nisan’da İstanbul’da gerçekleştirildi. UBAK ile ilgili kafalardaki soru işaretleri bakanlık yetkilileri tarafından birebir cevaplandı. 2015 yılının “UBAK İzin Belgeleri Bilinçlendirme Yılı” ilan edilmesi kapsamında, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı ve UND işbirliği ile düzenlenecek bilgilendirme seminerlerinin ilki 2 Nisan 2015 tarihinde bakanlık bünyesinde Ankara’da gerçekleştirildi. Nisan 2015 Karayolları Düzenleme Genel Müdür Yardımcısı Hüseyin Yılmaz’ın açılış konuşmasını gerçekleştirdiği seminerde, Karayolları Düzenleme Genel Müdürlüğü Daire Başkanı Nurhan Tüfekçioğlu, Karayolları Düzenleme Genel Müdürlüğü Şube Müdürü Leyla Şahiner ve Uzman Yardımcısı Zafer Kögmen tarafından UBAK Sistemi’nin detayları katılımcıları ile paylaşıldı. Seminerde ele alınan konular: UBAK Sisteminin işleyişi ve uluslararası toplantılardaki ülkemiz gündemleri, UBAK Sistemi’ndeki ülke kısıtlamaları ve ülkemizin bu 29 UBAK kullanımına ilişkin istatistiki veriler ve Türk araçları ile karşılaştırmaları, UBAK Sistemi’nde yaşanan son gelişmeler ve uygulamaya yeni girecek olan ve firmalarımızın sektöre giriş koşulları ile ilgili “Kalite Belgesi” detayları, Firmalara UBAK İzin Belgesi tahsislerinin daha erken döneme alınmasına yönelik önlemler, İç Gümrük İdarelerinde U-Net kayıt işlemlerinde UBAK Belgesi İbrazın Önemi ve U-Net kayıt işlemlerine dair karşılaşılan zorluklar, UBAK Belgesi’nin verimli kullanımının önemi, UBAK kota kısıtlaması yönünde değerlendirmeler oldu. Tüfekçioğlu soruları yanıtladı kısıtlamalara yönelik politikaları, UBAK İzin Belgeleri’nin sağladığı faydalar, UBAK İzin Belgeleri’nin doğru kullanımı ve karşılaşılan kullanım hataları, UBAK İzin Belgeleri’nin dağıtım usulleri ve dağıtım metotlarına ilişkin detaylar, bakanlık tarafından kesilen cezaların UBAK İzin Belgeleri’nin dağıtımına olan etkileri, Yabancı plakalı araçların UBAK kullanımına ilişkin istatistiki veriler ve Türk araçları ile karşılaştırmaları, UBAK sisteminde yaşanan son gelişmeler başlıkları altında oldu. Uluslararası taşımacılıkta büyük öneme sahip UBAK Belgesi kullanımında karşı karşıya kalınan hataların giderilmesinde ve UBAK Belgesi’nin verimli kullanılması yönünden önemli bilgilerin paylaşıldığı ve sisteme dair katılımcı firmalarımızın tüm sorularının cevaplandığı seminer kapsamında bilgiler de verildi. İstanbu’daki seminere katılım yoğun oldu 2015 Yılının “UBAK İzin Belgeleri Bilinçlendirme Yılı” ilan edilmesi kapsamında, 9 Nisan’da İstanbul’da düzenlenen seminere lojistikçiler büyük ilgi gösterdi. Seminerde UBAK sistemi ile ilgili akıllardaki soru işaretleri cevap buldu. Ulaştırma Birinci Bölge Müdürlüğü’nde gerçekleştirilen seminere UND İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener de katıldı. Ulaştırma Bölge Müdürü Hamza Demirdelen’in ve UND İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener’in açılış konuşmalarını gerçekleştirdiği seminerde, Karayolu Düzenleme Genel Müdürlüğü Daire Başkanı Nurhan Tüfekçioğlu, Karayolları Düzenleme Genel Müdürlüğü Şube Müdürü Leyla Şahiner ve Uzman Yardımcısı Zafer Kögmen tarafından UBAK Sisteminin detayları katılımcıları ile paylaşıldı. Seminerde ele alınan konular: UBAK Sistemi’nin işleyişi ve uluslararası toplantılardaki ülkemiz politikaları, UBAK Sistemi’ndeki ülke kısıtlamaları ve ülkemizin bu kısıtlamalara yönelik politikaları, UBAK İzin Belgeleri’nin doğru kullanımı ve karşılaşılan kullanım hataları, UBAK İzin Belgeleri’nin dağıtım usulleri ve dağıtım metotlarına ilişkin detaylar, Bakanlık tarafından kesilen cezaların UBAK İzin Belgeleri’nin dağıtımına olan etkileri, UBAK İzin Belgeleri ile yurtdışında karşılaşılan zorluklar ve diğer ülkelerin kontrol uygulamaları, Yabancı plakalı araçların Seminerde Karayolu Düzenleme Genel Müdürlüğü Daire Başkanı Nurhan Tüfekçioğlu tarafından, sektörümüzün birçok sorusu cevaplandırıldı ve birçok konuda bilgilendirme yapıldı. Uluslararası taşımacılıkta büyük öneme sahip UBAK belgesi kullanımında karşı karşıya kalınan hataların giderilmesinde ve UBAK Belgesi’nin verimli kullanılması yönünden önemli bilgilerin paylaşıldığı ve sisteme dair katılımcı firmalarımızın tüm sorularının cevaplandığı seminer kapsamında çok önemli bilgiler de verildi. UBAK izin belgesi alabilmek için yapılması gerekenler UBAK ile ilgili tüm detayların paylaşıldığı seminerde Karayolu Nisan 2015 30 GÜNCEL Düzenleme Genel Müdürlüğü Daire Başkanı Nurhan Tüfekçioğlu bir sunum gerçekleştirdi. Tüfekçioğlu, UBAK izin belgesi dağıtımı başvuru şartları ile ilgili olarak, “C2, L2 ve M3 türü yetki belgesine sahip olmak. Faaliyet yılı ve müteakip yıllar için 2 adet özmal yeşil taşıta sahip olmak. Faaliyet yılı içerisinde uluslararası taşımacılık faaliyetinde bulunmak. (UBAK Üyesi Ülkelere) gerekiyor” dedi. Tüfekçioğlu e-devlet kapısından UBAK başvurusu ile ilgili olarak, Taşıt Euro norm bildirim, UBAK izin belgesi dağıtımı başvurusu konularına değinerek, “ Burada taşıt euro norm bildirimini açıklamakta fayda var. UBAK İzin Belgesi başvurusunun yapılabilmesi için öncelikli olarak, sahip olunan taşıtların euro norm bildirimlerinin eksiksiz olarak yapılması gerekmektedir. Plaka girilmediği durumda firmanın tüm taşıtları güncel euro norm değerleri ile birlikte listelenir” açıklamasında bulundu. UBAK izin belgesi dağıtımı başvurusu UBAK izin belgesi dağıtımı başvurusu konusuyla ilgili olarak Tüfekçioğlu, “Başvuruda bulunan firmalara ait araç sayıları ve benzeri bilgiler; 15 Kasım tarihinde Genel Müdürlük (www.kugm.gov. tr) internet adresinde yayımlanır. Düzeltme başvuruları 30 Kasım tarihine kadar yapılır. TIR Karnesi ve sefer sayıları ile ilgili düzeltme başvuruları TOBB’a, Transit Gümrük Beyannameleri ile Transit Refakat Belgelerine (T belgeleri dahil) ilişkin düzeltme başvuruları ise Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’na yapılır” dedi. UBAK izin belgelerinin değerlendirme unsurlarına göre firmalara tahsisi konusunda da bilgi veren Tüfekçioğlu, “UBAK İzin Belgeleri, dağıtılacak yıl için temin edilen belgelere uygun araç normlarına veya daha üst norma haiz taşıtlara tahsis edilir. UBAK İzin Belgeleri, firmaların aldıkları puanlar ile taşıt sayısı dikkate alınarak turlar halinde dağıtılır. UBAK İzin belgeleri, Avusturya belgeleri hariç, sayısı en az olan belgelerden başlamak üzere tahsis edilir. EURO V ve üzeri araçlar için geçerli İzin Belgesi tahsis edilebilmesi için; UBAK İzin Belge sayısının 2 katı ve daha üst normda özmal taşıtlara sahip olunması esastır” ifadesini kullandı. UBAK sisteminde kısıtlaması bulunan ülke belgelerinin dağıtımı UBAK sisteminde kısıtlaması bulunan ülke belgelerinin dağıtımı konusunda İtalya-YunanistanMacaristan ve Rusya ülkelerine değinen Tüfekçioğlu, “Bu belgeler, bu ülkelere çalışan firmalara, faaliyet yılı ve faaliyet yılından bir önceki yılın taşıma sayıları ortalaması dikkate alınarak tahsis edilir. İtalya, Yunanistan ve Rusya belgelerinin değerlendirilmesinde ikili taşımalar, Macaristan belgelerinin değerlendirilmesinde ise bu ülkeye/ülkeden yapılan ikili ve transit taşımalar dikkate alınır. Bu belgelerin yüzde 15’i, bu ülkelere ve ülkeler üzerinden taşıma yapan taşımacılara ödül belgeleri olarak ayrıca tahsis edilir”dedi. UBAK sisteminde kısıtlaması bulunan ülke belgelerinin kullanımı ile ilgili olarak Tüfekçioğlu şunları söyledi: “Sefer sayıları U-Net otomasyon sistemine işletilmiş çıkış kayıtlarından alınır. Kriteri sağlanamayan her UBAK İzin Belgesi sayısı kadar bir sonraki yıl firmaya daha az belge tahsisi yapılacaktır. Sözkonusu belgelerle belirtilen sefer sayılarından daha fazla sefer yapılması durumunda ise Bakanlığımızca artı ödül sistemleri değerlendirmeye alınabilecektir. UBAK izin belgeleri takas işlemleri ve kullanımı UBAK izin belgeleri takas işlemleri konusunun da sektörde sıklıkla dile getirildiğini ifade eden Tüfekçioğlu, “Belgeler teslim alınmadan önce Aralık ayı içerisinde yapılabilir. 1 belge karşılığında en fazla 2 belge takas edilebilir. (Grup şirketleri hariç) İzin Belgeleri hibe edilemez ve takas edilmiş İzin Belgesi tekrar takasa giremez” dedi. UBAK izin belgesinin kullanımı konusunda “Çekicinin kayıtlı olduğu ülkeye ait olması zorunludur. Bir kerede yalnızca bir taşıt tarafından kullanılabilir. Yükleme ve boşaltma noktaları arasında taşıtta bulundurulması zorunludur. UBAK izin belgesi, karayolu karnesi ve aracın teknik uygunluk belgesi araçta mutlaka bulundurulmalıdır. UBAK izin belgesi ile karaNisan 2015 31 yolu karnesinin seyahat boyunca taşıtta bulundurulması zorunlu olup, yetkili kontrol memurlarının isteği üzerine denetim ve kontrol için gösterilmesi zorunludur. UBAK izin belgesi, karayolu karnesi ve taşıta ait diğer belgeler, kesinlikle pvc / folyo veya benzeri bir koruyucu madde ile kaplanmamalıdır. Aksi takdirde UBAK belgesi geçersiz sayılır. UBAK izin belgelerinin fotokopisi ile iç gümrüklerde ve deniz sınır kapılarında işlem yapılabilmektedir. UBAK İzin Belgesi ile yapılacak olan bir seferde aynı zamanda geçiş belgesi alınmış ise tescil işlemleri sırasında UBAK İzin Belgesi işletilemez. ( Ancak sadece UBAK izin belgesinin geçersiz olduğu bir ülkenin geçiş belgesi alınmış ise UBAK izin belgesi işletilebi- lir.)” bilgilerini veren Tüfekçioğlu, yükleme noktası ile boşaltma noktası arasında yüklü olarak yapılan her bir seferin ve bir sınır geçişinin söz konusu olduğu her bir boş sefer için kronolojik sırayla doldurulması gerektiğine vurgu yaparak transit noktaların da yazılabileceğini ancak bunun zorunlu olmadığını sözlerine ekledi. Ateş: Gündemde UBAK semineri ve UBAK’ların verimli kullanılması var Yasin Ateş/ Mars Lojistik Yurtdışı Evrak Takip Uzmanı “2015 Yılının ‘UBAK İzin Belgeleri Bilinçlendirme Yılı’ ilan edilmesi kapsamında, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı ve UND işbirliği ile düzenlenen bilgilendirme seminerleri, lojistik sektörü çalışanları için çok faydalı olduğunu düşünüyorum. Türkiye lojistik sektörünün son yıllardaki gelişimini göz önüne aldığımızda, UBAK belgeleri hayati önem taşımaktadır. Bu doğrultuda, seminerde, UBAK izin belgesi ile yapılan taşımalarda yaşanılan sorunların bakanlık yetkilileri ile direkt paylaşılma imkanı sunulmuş- tur. Seminerde ayrıca, maliyetleri düşürme, belge kayıplarının önüne geçme, üçüncü ülke taşımalarında kolaylık sağlama, gümrük kapılarındaki belge sıralarından oluşan zaman kayıplarını engelleme konularına da değinilmiştir. Bakanlık yetkilileri, UBAK belgelerinin iç gümrüklerde işletilmesi, yurt dışında kullanımı, yanlış veya hatalı kullanımlar sonunda uygulanan cezalar ve yaptırımlar ve e-devlet üzerinden başvuru şartları, icmal tablolarının bildirilmesi konularında da yararlı bilgiler ilebiz sektör çalışanlarınıaydınlatmışlardır. Başta bakanlık yetkilileri ve UND olmak üzere emeği geçen tüm birimlere teşekkür ederim.” Kapıcıoğlu: İç gümrükler ve sınır kapıları Tahir Kapıcıoğlu/ Ekol Lojistik Filo Yöneticisi “UBAK değerlendirmelerini iç gümrüklerden değerlendirmeye alıp sınır kapılarında katı suretle kayda müsade etmemesi UBAK’ları verimli kullanma adına yanlış bir girişimdir. Aksi durumda araçların iç gümrüklerde tescil aşamasında UBAK yazılımda devamında araçlara geçiş belgesi alındığında u-net üzerinden kontrolllerde de 0.2 ceza puanı uygulaması yapılmaktadır. Sadece yabancı plakalı araçların taşımalarını kontrol edebilmek için UBAK değerlendirmelerini iç gümrüklere taşımaları sektörümüzde UBAK kullanan firmalar için, ağırlıklı olarak da Ro-Ro üzerinden treyler taşıması yapan nakliyeciler için bir handikap oluşturuyor.” Nisan 2015 32 DOSYA TİM çalışma başlattı. 10’dan fazla ülkeye Türkiye Ticaret Merkezleri (TTM) kurulacak. 4 ihracatçı birliği yer belirledi. Uzmanlar, ticaretin en temel ve değişmez unsuru lojistik sektörünün TTM’ler ile şaha kalkacağını ifade ediyor. 10’dan fazlaya ülkeye kurulacak TTM’ler sektörü şahlandıracak Türkiye, ihracat odaklı büyümesini sürdürü- yor. 2023 ihracat hedeflerimiz içerisinde 500 milyar dolarlık rakam ülkenin ekonomik gündeminin birinci maddesi olmayı sürdürüyor. Peki, 500 milyar dolarlık bu rakama nasıl ulaşılabilir, bu rakama ulaşmak için ne ya da neler yapılmalı? Bu rakama ulaşılabilmenin mümkün olduğunu ifade eden uzmanlar olduğu gibi bu rakamın abartıldığını ve bu rakamı psikolojik bir eşik olarak görmemek gerektiğini ifade eden uzmanlar da var. Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), bu ve benzeri konularda çok önemli çalışmalar gerçekleştiriyor. Bunlardan biri de hiç kuşkusuz Türkiye Ticaret Merkezleri (TTM). Mezvuat TİM’i ve birlikleri harekete geçirdi İhracatçı şirketlerin mağaza, fuar katılımı gibi yurtdışı faaliyetlerinin desteklenmesini düzenleyen mevzuatın iki ay önce güncellenmesi ve Türkiye Ticaret Merkezleri (TTM) açılmasına önemli teşvikler getirilmesi Türkiye İhracatçılar Meclisi’ni (TİM) ve birlikleri harekete geçirdi. Nisan 2015 33 Büyükekşi: Sektör kurulları hedef ülke belirleyecek, TİM değerlendirecek TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, “Nerede kurulacağı konusunda çalışma başlattık. Sektör kurullarımızdan hedef ülke belirlemelerini istedik. Gelen değerlendirmelere göre yol haritası netlik kazanacak” dedi. İhracatçı birlikleri de de çalışmaya başladı. Önümüzdeki dönemde bu tespitler TİM’de değerlendirilecek. Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan birlik başkanları hedef ülkeleri belirlediklerini söyledi. ‘Yurt Dışı Birim, Marka ve Tanıtım Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Tebliğ’ 2010’da çıktı. 12 Aralık 2014’te yeniden düzenlendi. Tebliğe göre, Türkiye Ticaret Merkezi’nin (TTM) destek kapsamına alınması için; TİM tarafından, TİM’in Türkiye’de kurduğu şirket tarafından, TİM ile diğer işbirliği kuruluşu/kuruluşları ortaklığında Türkiye’de kurulan şirket tarafından bir projeyle bakanlığa başvurulması ve projenin bakanlıkça uygun bulunması gerekiyor. Buna göre projenin yürütücüsü TİM olacak. TTM’lerin teşvik kapsamında brüt kira giderlerinin (net kira ve vergiler) yüzde 60’ı ve merkez başına yıllık en fazla 1.5 milyon dolara kadar desteklenecek. Merkezin işletici şirket tarafından satın alınması durumunda, satın alma bedelinin yüzde 60’ı en fazla 6 milyon dolara kadar desteklenecek. Bunların tanıtımı için harcamaların da yüzde 60’ı karşılanacak. İşletici şirket, ilgili ülkede doğrudan kurulabileceği gibi Türkiye’de kurulan bir şirket tarafından da kurulabilecek. İşbirliği kuruluşlarının ya da Türkiye’de kurdukları şirketin işletici şirketteki payı yüzde 51’den az olamayacak. Tebliğin yenilenmesinden sonra çalışma başlattıklarını belirten TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, “Firmalarımızın yurtdışı birimlerinin kira giderleri, tanıtım harcamaları destekleniyor. Bunlara ilaveten getirilen yeni desteklerle, oluşturulacak TTM’ler aracılığıyla bu merkezlerde yer alan şirketlerimizin, ürünlerin tanıtım ve pazarlanmasında etkinlik sağlanması ve ilgili tüm süreçlerdeki verimliliğin artırılması amaçlanıyor. TTM’ler ofisleri ve teşhir salonlarıyla ülkemizin, ihracatçı firmalarımızın ve Türk ürünlerinin tanıtım üssü, depo/ antrepo hizmetleri ile lojistik merkezi, hukuki/mali danışmanlık hizmetleri ve pazara giriş hizmeti ile aktif hukuki ve mali danışmanlık birimi olarak önemli görevler icra edecek, yeni bir yapı olacak. Bununla yurtdışında tek başına birim açma imkanı olmayan şirketlerimize yardımcı olunacak, pazara girişin zor olduğu coğrafyalara ulaşma imkanı sağlanacaktır” dedi. Çalışmalara başlamış bulunuyoruz TTM’lerin, TİM tarafından tek başına veya ‘işbirliği kuruluşları’ Mehmet Büyükekşi TİM Başkanı olarak tanımlanan TOBB, DEİK, ihracatçı birlikleri, ticaret ve sanayi odaları, OSB’ler, işveren sendikaları ortaklığıyla kurulacağına dikkat çeken Büyükekşi, “Türk Ticaret Merkezleri’nin nerede kurulacağı ile ilgili de çalışmalarımıza halihazırda başlamış bulunuyoruz. Buna yönelik sektör kurullarımızdan hedef şehir/ ülke belirlemeleri talebinde bulunduk. Gelen değerlendirmelere göre önümüzdeki günlerde izleyeceğimiz yol haritası da netlik kazanacak. Amacımız farklı sektörlerin ihtiyaçlarını aynı anda karşılayabilecek efektif merkezler kurmak” diye konuştu. Tanrıverdi: Hazırgiyim sektörü 5 hedef pazar belirledi “Hazır giyim sektörü 5 hedef pazar belirledi. Hepsini bu yıl içinde açmayı hedefl iyoruz. 1 milyon dolarlık yatırım yaptık. Bizim belirlediğimiz hedef ülkeler arasında, ABD, Rusya, Fransa, İngiltere ve Almanya var. Bu merkezlerde yaklaşık 30 ila 40 firmayı bir araya getirmeyi hedefliyoruz. Showroom şeklinde düzenlenecek olan merkezler, yurtdışı ofisi olarak da kullanılabilir. Hatta isteyen markalar, tasarımcılarına da yer verebilecek. Merkezler, Ekonomi Bakanlığı bünyesinde ve yüzde 75’e varan devlet desteğiyle kurulacak. Benzer bir uygulamayı İtalyanlar da yapıyor. Devletin desteği 5 yıl boyunca sürecek. Şu an uygulama esaslarını bekliyoruz. İhracatımıza olumlu yönde etkisi olacağına inanıyoruz.” Hikmet Tanrıverdi - İstanbul Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Başkanı Nisan 2015 34 DOSYA Kahyaoğlu: Madenci için Çin ve ABD çok önemli “Devletin ticaret merkezleri için vereceği destek yüzde 60. Ancak bu oran hedef pazarlarda yüzde 75’e kadar çıkıyor. Biz ticaret merkezlerini mermer ile ilgili kuracağız. Birincisi Çin’de, ikincisi ABD Los Angeles’ta, üçüncüsü de Dubai ya da Katar’da olacak. Üçünü de bu yıl açmayı planlıyoruz. Farklı alanlardan birbirini tamamlayan 20- 30 firmayı bir araya getireceğiz. Bu firmalarla ABD’deki projelere gireceğiz. Ticari anlamda katma değeri daha fazla olacaktır. Mesela ABD’de bir yer kiralamaya kalksanız çok fazla maliyeti var ama bir firma 50 metrekarelik yer kiralayıp, yüzde 75’e varan oranlarda devlet desteği alacak. Az bir parayla malınızı orada sergileyebileceksiniz. 2023 hedefleri yakalanabilir. Bunun için inancımı yitirmedim.” Ali Kahyaoğlu - İstanbul Maden İhracatçıları Birliği Başkanı Dalgakıran: Makinecinin ilk hedefi ABD Adnan Dalgakıran/ Makine ve Aksamları İhracatçıları Birliği Başkanı “Konuyu 7-8 yıl önce biz ortaya attık. Ancak bugün hayata geçiyor. Makinecilerin hedefi ABD, Uzakdoğu, Almanya ve Afrika. Merkezlerden birini bu yıl kuracağız. Öncelik muhtemelen ABD olacak. Doğru düzgün yürüyen tek ekonomi ABD. Pariteyle birlikte dolarla ihracatın öneminin artması, daha rekabetçi unsur oluşturabilmekle bir araya gelince önem kazanıyor. Ancak yine de 2023 hedefleri hızla revize edilmeli. Bunu TİM de sorgulamalı.” Güleç: Latin Amerika ile ilişkiler gelişecek “Ticaret merkezleri özellikle ABD’de çok büyük katkı sağlayacak. Böylece Latin Amerika pazarıyla da ticaretimizi geliştireceğiz. Diğer hedef pazarlarımız ise Çin ve Hindistan. Uygulama esasları yayınlanır yayınlanmaz harekete geçeceğiz. Bu destekle birlikte mobilya sektörü 2023 hedefl erini yakalayabilir.” Ahmet Güleç/ Mobilya, Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Başkanı Geyik: TTM’lerde öncelik G-20 ülkeleri olmalı Sedat Geyik - BGL Yönetim Kurulu Kara Nakliye Direktörü Nisan 2015 “Farklı sektörlerin ihtiyaçlarını karşılamak için şu an devlet içerisindeki ticaret ataşelikleri var ancak görev alan kişiler sadece 4 sene çalıştıkları için ülkeyi ve kültürü öğrendiklerinde tayini çıkıyor ve yetersiz kalıyorlar. Zaten şu an ticari ateşeler sadece verilen teşvikleri sorguluyor, yeni bir ihracat hareketi için hiç bir şey yapmıyorlar. Bu fikir güzel olmakla beraber bu merkezlerin dünya ekonomisine yön veren öncelikle G-20 ülkelerinde kurulması gerektiğini 35 düşünüyorum. Dünya üzerinde senelik tüketimin yaklaşık yüzde 65’ini bu ülkeler yapıyorlar. Kendi yapmadıkları tüketimin de üretimini yapan şirketleri yönlendirdikleri için aslında dünya üretim/tüketim dengesi G-20 ülkeleri üzerinden gidiyor. Yani G-20 ülkesi olmayan bir Bangladeş veya Malezya’da ( senelik 250 milyar dolar ihracatı var ) üretim yapan firmaların çoğunu fonlayan ve finansal destek sağlayan ülkeler yine G-20 ülkeleri. Örneğin Bangladeş’teki tekstil firmasının da arkasında Avrupa veya ABD merkezli bir fon şirketi yer alıyor. Türk ihracatçısının sorunu kısa vadeli düşünüp başlangıçta karının yüksek olduğu marketlere yönelmesi. Örneğin Suriye’ye son birkaç sene ciddi oranda malzeme satıldı ancak şu an tamamen kapandı. Benzer durum Irak için de geçerli... Ortadoğu ülkeleri hiç bir zaman uzun vadede dengeli ekonomiler olmadığı için ihracatçının harcadığı zaman, emek bir dönem gelip boşa çıkıyor ve firmalar atıl kapasite yüzünden batabiliyor. Onun için daha dengeli marketlere yönelmek zorundayız. Barsan Global Lojistik olarak ofislerimizin bulunduğu ülkeler bazında örnek verirsek; İspanya özelinde Barcelona, kurulması düşünülen TTM’ler için hem ticaret merkezi olması, hem liman şehri olması ve hem de dünya ekonomisindeki söz sahibi ülkeler arasında yer alan Fransa’ya yakın olması nedeniyle uygun olacağını düşünüyorum. İtalya’da durum ise Trieste ve Modena üzerinde yoğunlaşmaktadır. Tüm yollar Roma’ya çıkar denilse de, sanayinin yoğun olduğu bölgelere çıkış Modena’dan kuzey ve güney’e ayrılan otobanlardan olur ki bu bölgede kurulacak olan TTM amacına uygun bir şekilde konuşlanabilir. Ülkemizin Avrupa’ya açılan sınır kapısı olan Bulgaristan’da kesinlikle TTM kurulması lojistik sektöründe bizim gibi kara yolunu tercih eden firmalar için çok önemlidir. Bu bölgeye yerleşik olan TTM‘in lojistik sektörünün kanayan yarasına ilaç olabileceğini düşünüyorum. Türkiye’nin bu şekilde yeni bir oluşuma gitmesi hem üretim hem de dolaylı olarak hizmet sektörünü olumlu etkile- yecektir. Lojistik sektörü, üretim sektörünün ve dış ticaretin önemli ve kaçınılmaz bir parçası haline gelmiştir. Bu sebeple, TTM’ler sayesinde, lojistik sürecinin daha verimli, daha çevreci bir yapıya dönüşebilmesi için uygun bir platform oluşturulmuş, Türk lojistik sektörünün sorunlarının masaya yatırılacağı, tartışılacağı ve çözüm bulacağı bir ortam meydana gelmiş olur. Böylece ticaretin gelişmesinde çok önemli bir yapı taşı olan lojistik sektörünün ticari büyümeye nasıl daha fazla katkı sağlayacağı tartışılabilir. Kurulacak TTM‘ler sektörün sorunlarını yerinde çözüm sağlayacak bir altyapı kurmalı. Örnek olarak sektör üyelerinin karşılaştığı problemlere avukatlık/danışmanlık hizmeti, şoför ve nakliyecilerin ilgili yerlerdeki yasal problemleri çözmesi ve finansal acil ihtiyaçlara karşılık vermesi gibi... Mevcut hacmi ve potansiyeli yüksek olan pazarlara öncelik verilerek, Türkiye’nin iddialı olduğu sanayi ve hizmet sektörleri tüm pazarlara iyi bir şekilde tanıtılmalıdır. Şahsi olarak Türk ürünlerinin dış pazarlardaki en önemli sorununun, devlet ve özel sektör eliyle ortaya koyulmuş bir tanıtım ve pazarlama politikasının olmaması olduğunu düşünüyorum. Türk sanayi ve hizmet sektöründe kısa, orta ve uzun vadeli politikalar geliştirilmesi halinde, Türk topraklarının ve insanının gerekli altyapı ve zenginliğe sahip olduğunun düşünüyorum. Ancak, tekrarlamak isterim ki bir pazarlama politikası olmaksızın, hedeflenen amaca ulaşmak imkansızdır. Bu sebeple, Türkiye algısının olumlu bir şekilde değiştirmesi ve geliştirilmesi gereken pazarlama, tanıtım politikaları her çeşit platformda önemli bir şekilde ele alınmalıdır. Bunun yanında hedef ülkelerde kurulacak görev yapacak kişilerin bilgi ve tecrübesi çok önemli. Doğru insan kaynağı sağlanamaz ise bunda zaman ve harcanan para boşa gider. Sektörel merkezler kurulmalıdır. ABD’den örnek verirsek; Chicago ve çevresi ağır sanayinin olduğu yerdir ve Türk firması buraya malzeme satabilir. O bölgede görev alacak yetkili kişinin mutlaka bu sektör konusunda bilgisinin olması gerekir. Bir Florida piyasası tamamen ithalata dayalı bir pazardır oradaki bir ithalatçı inşaat sektörü dayalı ürün alır burada da bu sektörden anlayan kişiler olmalıdır. Bu tarz organizasyonları en iyi yapan Kore’dir. Örnek pilot ülkeler seçilip onların uygulamaları dikkate alınabilir. Geçtiğimiz yıl Samsung’un toplam ihracatı tek marka olarak Türkiye’nin toplam ihracatından fazla oldu. 80 milyonlu bir nüfus son 15 senede ne kadar yol aldı ona bakmamız gerekir. Ayrıca bu oluşumun yurt dışlarında pazar aramakla beraber Türkiye’de katma değer yaratan sanayiler oluşturulması konusunda da çalışması gerekir. Katma değersiz ürün satıyoruz ki mermer, tekstil yerine daha çok makine, sağlık veya teknoloji satan firmalar yaratılması gerekir. İhracat milli bir görevdir ve Türkiye’nin geleceğinin tek çıkar yoludur. Fakat ihracata dayalı yabancı yatırımcı ile gelen para hic bir zaman uzun vadede durmaz ve çok hızlı kaçar.” Nisan 2015 36 GENEL KURUL Keleş: Almanya, İngiltere ve İtalya öncelikli olmalı “Türkiye İhracatçılar Birliği’nin farklı ülkelere Türkiye Ticaret Merkezi (TTM) kurmaya karar vermesi elbette ki farklı sektörlerden farklı ülke önerileri ile karşılanacaktır. Türkiye İhracatçılar Birliği’nin 10’dan fazla ülkede TTM kurulması için çalışmalara başlaması ekonomimiz adına önemlidir. Farklı sektörlerin ihtiyaçlarını aynı anda karşılayabilecek etkin merkezler kurmak hedefiyle yola çıkan TİM, sektör liderleriyle birlikte TTM kurulacak ülkeleri belirliyor. TTM kurulacak ülkeler belirlenirken farklı sektörlerin kendi görüşlerini TİM’e ilettiğini görüyoruz. Hazırgiyimciler ABD, Rusya, Fransa, İngiltere ve Almanya üzerinde yoğunlaşırken, madenciler Çin, ABD, Dubai ya da Katar’ı düşünüyor. Makineciler ABD, Uzak Doğu, Almanya ve Afrika’da; mobilyacılar ise ABD, Hindistan ve Çin’de ticaret merkezi kurmak istiyor. Türkiye Ticaret Merkezleri’nin kurulacağı ülkeler belirleniyor. Lojistik sektöründeki 25 yıllık deneyimime dayanarak söylüyorum; Avrupa’da bu tür merkezler kurulacaksa Almanya, İngiltere ve İtalya öncelikli olmalıdır. TİM’in yaptığı açıklamaya göre 2014 ihracat rakamları gösteriyor ki, İngiltere ile Türkiye arasındaki ihracat oranı yüzde 12.6’ya, Almanya ile yüzde 11.3’e, İtalya ile yüzde Nilgün Keleş Sertrans Logistics CEO’su 7.4’e yükseldi. Bu rakamların toplamı, 2014 yıllık ihracatın 31’i oluyor. Bu nedenle, TTM kurulacak ülkeler arasında Almanya, İngiltere ve İtalya öncelikli olmalılar.” Kılıç: TTM lojistik merkezlerinin lokal işletmelerle ortaklık yapmaları teşvik edilmeli Erdal Kılıç Etis Lojistik Genel Müdürü Nisan 2015 “TTM’ler Türkiye’nin ihracat pazarlarını geliştirme potansiyel yüksek olan yerlerde olmalı. Bu bölgelerden özellikle standart lojistik hizmeti alınmasında zorlanılan ülkelere odaklanılmalıdır. Bu kapsamda Çin, Rusya, Mısır gibi ülkeler öncelikli olarak ele alınmalıdır. TTM’ler önceliği ihracat lojistiğine olmak üzere, mutlaka orta vadede ithalat lojistiğini de kapsamalıdır. İlgili ülkelerde serbest bölgelerde ve/veya lojistik hublarda ölçek ekonomisini oluşturacak şekilde depo, elleçleme, gümrükleme, forwarding hizmetleri ve iç nakliyat hizmetleri entegre olarak verilebilmelidir. Türkiye’nin ilgili ülkedeki toplam ticaret hacmini ve gelişimi göz önüne alınarak her bir sektör için master planlama yapılmalı. Bu master plana uygun düşecek şekilde Türk özel sektör lojistik işletmelerinden gerekli altyapı yatırımları için proje istenmeli ve fayda getirecek projeler desteklenmeli. TTM’lerde kurulacak lojistik altyapılarda özel sektörün keskin bir rekabet ile enerjisini soğurmasından ise, belirli alanlarda uzmanlaşmış ve master plan ile uyumlu hareket etme kabiliyeti olan yapılar teşvik edilmelidir. TTM lojistik merkezlerinin lokal işletmelerle ortaklık yapmaları teşvik edilmelidir.” 37 Özer: TTM’ler ticaretimizi bir adım öne taşıyacak “Türkiye Ticaret Merkezleri, Ekonomi Bakanlığı’nın 2023 yılı 500 milyar dolarlık ihracat hedefi stratejisi hedefi doğrultusunda, ihracatçıları yurtdışında desteklemeye yönelik bir yenilik olarak görülüyor. Ve anladığım kadarıyla bu projede hakim düşünce, bu merkezler aracılığıyla ihracat odaklı şirket ürünlerinin tanıtım ve pazarlama olanaklarının geliştirilmesi, hedef pazarlara ulaşımda bürokrasinin hafifletilmesi. Elbette hedef ülkelerde TTM’lerin açılması, ihracatçının ilgili ülkelerdeki pazara giriş maliyetlerini minimize ederek sürdürülebilir daha güvenli bir ticareti mümkün kılabilecektir. İlgili ülke ithalatçısı ise satıcıya doğrudan ulaşabilmenin verdiği güvenle, talep ettiği mala daha kısa zaman içerisinde ulaşabilmenin getireceği kolaylıkla daha istikralı bir ticaretin içerisinde olacaktır. Zaman/maliyet ekseninde değerlendirecek olursak, sefer sürelerinin uzun sürdüğü Türk Cumhuriyetleri’nde, sıcak paranın döndüğü ama halen pazarlarına ekonomik anlamda giremediğimiz Hindistan, Çin gibi ülkeler veya bu ülkelere sınır komşusu olan ülkelerde, yeraltı zenginliklerine sahip ve bizim için gizemli olan Afrika Ülkeleri’nde kurulacak olması ticaretimizi iki adım ileriye taşıyabilecektir. Çin’e teknoloji ürünü, Rusya’ya buğday satamayacağımız aşikârdır, bu nedenle ürettiğimiz mala ihtiyaç duyan ülkelerde TTM’lerin açılması, kaynakları etkin kullanmak anlamında fayda getirecektir. Kurulması planlanan Ticaret Merkezleri’nde bizim görevimiz baki olacaktır, yarı mamül ya da mamül eşyaların sevki. Ülkelerin iç pazarlarına hâkimiyetimiz Abdullah Özer Özer Nakliyat Genel Müdürü ikili anlaşmalar gereği pek mümkün görünmüyor. Lojistik hizmetlerin çeşitlenmesiyle belki ortaklıklar neticesinde, hareket noktasından aldığımız eşyanın nihai tüketiciye teslimatında ve 3. ülkelere sevkinde de görev alabiliriz. Diğer taraftan, TTM’lerin aynı zamanda ihracat deposu ve antrepoları barındıracak olması, sefer sayılarımızda dönemsel bir dalgalanmayı da beraberinde getirebilecektir.” Açıkgöz: TTM’ler ticaret hacmimiz ve potansiyel dikkate alınarak değerlendirilmeli Mustafa Açıkgöz - Açıkgöz Taşımacılık Yönetim Kurulu Başkanı “Ticaret merkezlerini tabii ki öncelikle ticaret hacmimizi ve ülkelerin potansiyeli dikkate alarak projelendirilmeli . Buna bağlı olarak başlıca; İran, Irak, Mısır, İtalya, Almanya, Rusya, Fransa, Bulgaristan, Azerbeycan olmak üzere ilerleyen zamanlarda da Suriye’de de kurulmasının önemli olacağını düşünüyorum . Malum Mısır ile önümüzdeki günlerde bitecek olan Ro-Ro sözleşmemiz, sadece Mısır’la değil körfez ülkelerle yapılan ihracat hacmimizin de önünde ciddi bir tehlike oluşturmaktadır. Tabi bu durumu minimum zararla atlatabilmek için hemen alternatif olarak İran rotasından ilerlememiz gerekiyor . Zaten bu günlerde devletçe yapılan İran temaslarımızın ana başlıklarından biridir. Ancak sadece devletler nezdinde temasın istenilen ticari hacme ulaşmamızda yetersiz kalabilir, tam da bu zamanlarda ilişkilerin geliştirmek için TTM gibi girişimleri bir yere sahip olacaktır. Son olarak da, Suriye konusunda beklentilerimiz her savaş sonrası olduğu gibi pazarda büyük bir talep oluşacağıdır. Tam da bu pazar kurulurken Türkiye’nin burada Ticaret Merkezi açarak ülke ihracatına katkısı kuskusuz kayda değer olacaktır.” Nisan 2015 38 DOSYA Değirmenci: TTM’ler ticaret üssümüz olacak “Türkiye Ticaret Merkezleri; TİM, TOBB, DEİK, İhracatçı Birlikleri, Ticaret/Sanayi Odaları gibi bir işbirliği kuruluşu tarafından yurt dışında gerekli görülen yerlerde açılacak. TTM kurulacak ülkeler belirlenirken farklı sektörler kendi görüşlerini TİM’e iletti. Hazır giyimciler ABD, Rusya, Fransa, İngiltere ve Almanya üzerinde yoğunlaşırken, madenciler Çin, ABD, Dubai ya da Katar’ı düşünüyor. Makineciler ABD, Uzak Doğu, Almanya ve Afrika’da; mobilyacılar ise ABD, Hindistan ve Çin’de ticaret merkezi kurmak istiyor. TTM’ler aracılığıyla yurt dışında gerekli görülen yerlerde açılacak olan merkezlerde yer alan şirketlerimizin, ürünlerin tanıtım ve pazarlanmasında etkinlik sağlanması ve ilgili tüm süreçlerdeki verimliliğin artırılması amaçlanıyor. TTM’ler ofisleri ve teşhir salonlarıyla ülkemizin, ihracatçı firmalarımızın ve Türk ürünlerinin tanıtım üssü, depo/ antrepo hizmetleri ile lojistik merkezi, hukuki/mali danışmanlık hizmetleri ve pazara giriş hizmeti ile aktif hukuki ve mali danışmanlık birimi olarak önemli görevler icra edecek, yeni bir yapı olacak. Pazara girişin zor olduğu coğrafyalara ulaşma imkanı sağlanacak. Dış ticaretimizde mevcut hareketlerimizin olduğu ülkelerdeki paylarımızın azalmaması ve daha artması için bu ülkelerdeki ilişkileride sıcak tutmak ve süreçlerin hızlı işlemesi için yakın presle takiplerin etkin yapılmasıyla taleplerin farklı coğrafyalara kaymasını engellemek gerekir.Bunların dışında ürün gruplarına göre pazar araştır- Cavit Değirmenci Ekol Lojistik Filo Müdürü maları yapılıp yeni pazar fırsatlarının olduğu alanların doğru tesbit edilip buralara karargahların kurulması gerekir.Buralardan maximum fayda sağlamak için şüphesiz hız çok önemli olup hızlı hareket edip,yasal süreçler ve doğru lojistik planlamalarıyla fark yaratıp tercih edilebilir olmak gerekiyor.” Akgün: TTM’ler aynı anda lojistik destek merkezleri de olabilir “TTM’lerin öncelikli olarak C.Said Akgün - MÜSİAD Bursa Şb. Lojistik Sektör Bşk. Nisan 2015 ABD’de kurulması gerektiğine inanıyorum. Zira önümüzdeki yıllar AB ve ABD arasındaki ticari anlaşma gereği bu bölgeler çok daha önem arz eder hale gelecektir. Hatta ABD’de New York ve Los Angeles olarak iki ayrı yakada olabilir. Bunun yanısıra Japonya ve Kore de önümüzdeki dönemde ticaret açısından önem arz eden pazarlardır. Mevcut olan Avrupa pazarını da geliştirmek adına başta Almanya olmak üzere ingiltere’de de açılmalıdır. Bunun yanısıra Güney Amerika için Arjantin ya da Şili Güney Afrika ve Batı Afrika’ya da mutlaka açılmalıdır. Körfez ülkeleri Katar, Dubai, Kuveyt bizim için önemlidir. Ve tabii ki İran kesinlikle unutulmamalıdır. İhracat ve lojistik iç içe geçmiş sektörlerdir. Dolayısıyla bu merkezler aynı anda lojistik destek merkezleri de olabilir. Gelişen pazarlara dikkat etmek lazım buralara öncelik tanımak ta fayda var diye düşünüyorum.” 39 Yarmalı: Her arz kendi talebini yaratır “Bir ürünün ilk üreticiden son tüketiciye kadar olan nakliye, depolama, gümrükleme, ambalajlama, dağıtım gibi tüm süreçlerini ifade eden lojistik, sınırların neredeyse ortadan kalktığı günümüz küreselleşen dünyasında önemini her geçen gün daha da arttırmakta ve ‘’lojistik’’ olarak tek kelimeyle ifade edilen bu kavram, yapılan işin uluslararası boyut kazanmasıyla birlikte, yerini ‘’uluslararası ticaret’’ ve ‘’uluslararası lojistik’’ kavramlarına bırakmaktadır. Sadece lojistikçilerin değil aynı zamanda, alıcı ve satıcılarında olduğu yüksek öneme sahip bu uluslararası ticaret ve lojistik sektörünün en önemli hususları ise konu başlıkları ile; 1- Alıcı, satıcı ve lojistikçi arasındaki bağlantıların kurulması, 2- Bu bağlantıların ticarete dönüştürülmesi, 3- Ticarete dönüşen bu ilişkilerin devamının artarak sağlanması 4- Yaşanan sorunların proaktif iletişim yöntemleri ile çözümlenmesi’dir. Bu minvalde TTM’lerin belirlenmesinde ve oluşturulmasında yukarıdaki konular öne çıkmakla birlikte, konuya ilişkin ülkemizin arz ve talep durumlarınıda değerlendirmemiz gerekmektedir. Ülkemizin sahip olduğu ciddi üretim hacmini; Jean Baptiste Say’in mahreçler kanununda belirtmiş olduğu ‘’Her arz kendi talebini yaratır’’ sözüyle birlikte düşünecek ve değerlendirecek olursak; TTM’lerin belirlenmesinde ülkemizin mevcut üretim kapasitesinde yer alan ürünlerin satışının yapılma potansiyelinin olduğu ülkeleri baz almakta fayda bulunmaktadır. Bir başka ifadeyle ‘’ülke olarak halihazırda yapmış olduğumuz arzın talebini yurtdışında hangi ülkelerde oluşturabilirizi’’ ortaya çıkarmamız ve çıkan bu sonuca göre TTM’lerin yerini belirlememiz gerekmektedir. Bunun için yapılması gereken en önemli husus ise; konuya ilişkin ihratacatçı birliklerinden alınacak bilgiler doğrultusunda hareket etmek olacaktır. İşin tam tersi istikametindeki alım kısmında ise; ülkemizin çok büyük bir hammadde alıcısı olduğundan hareketle, bu tip ürünleri en uygun fiyatla ve en yüksek kalitede alacağımız yerler dış ülkelerdeki ticari ateşelerimiz ve ithalatçı firmaların desteğiyle araştırılmalı ve elde edilen sonuca göre TTM’lerin yerleri belirlenmelidir. Alım ve satım konularındaki tüm konuların netliğe kavuşması ve işin ticari boyuta dönüşmesi ise konunun diğer bir ayağı olan lojistiktir. Her ne kadar kaliteli ve uygun fiyatlı ürün bulursanız bulun, o ürünün lojistik maliyeti yüksek ve transit süresi uzun ise yapılan çalışmaların ticari boyut kazanması imkansız hale gelmektedir. Bu bağlamda TTM’lerin kurulacağı ülkelerde, bu hususlara azami ölçüde özen gösterilmesi ve dikkat edilmesi gerekmektedir. Alıcı, satıcı ve lojistikçi arasındaki bağlantıların kurularak bu bağlantıların ticarete dönüştürülmesi sonrası en önemli adım ise; TTM’lerin özellikle alıcı ve satıcı arasındaki köprü vazifesini en iyi şekilde yapması, bunun içinde iletişim kanallarını açık tutmasıdır. Bu kapsamda TTM’lerin düzenli iş gezileri, sektörel toplantılar vs düzenlemesi, ilişki ve ticaretin artarak devam etmesi açısından son derece Özgür Yarmalı Gat Lojistik Genel Müdürü önem arz etmektedir. TTM’lerin bu tür faaliyetler içerisinde olması aynı zamanda ortaya çıkması muhtemel sorunları önceden kestirerek müdahalesini ve sorunların proaktif bir şekilde çözümlenmesinide beraberinde getirecektir. Kurulacak TTM’lerin lojistik sektörüne katkı sağlayabilmesi için ise, öncelikle lojistik sektörünün söz konusu ticari trafiğin olduğu alandaki sorunlarını çok iyi bilmesi ve bu doğrultuda çözüm odaklı çalışması gerekmektedir. Söz konusu sorunların tespiti ise, o hatta çalışan lojistik firmalar ve sektörel kuruluşlarla sürekli temas ile mümkündür. Sorunların minimize edildiği bir ticari ortam, lojistikçisine ilave katma değerleri otomatik olarak getirecektir.” Nisan 2015 40 DOSYA Hitit: TTM’ler sektörümüzü öne çıkaracaktır Selçuk Hitit - Hitit Global Lojistik Yönetim Kurulu Başkanı “Firmalarımızın yurtdışında açtıkları birimlerin kira giderleri ve yurtdışı tanıtım harcamaları halihazırda desteklenmektedir. Doğrudan şirketlere verilen bu desteklere ilaveten getirilen yeni desteklerle, oluşturulacak Türkiye Ticaret Merkezleri (TTM) aracılığıyla bu merkezlerde yer alan şirketlerimizin, ürünlerimizin tanıtım ve pazarlamasında etkinlik sağlanması ve bürokrasinin azaltılması amaçlanmaktadır. ABD-Rusya-Çin-Almanya-İngiltereFransa-İtalya ve Afrika Ülkeleri’ne ayrı bir başık açmak gerekmektedir. Şu an en büyük istikrarlı Nisan 2015 giden ve büyüyen ekonomi ABD, dolar paritesi ile ihracatın önemini buradan artırabiliriz. Almanya ise vazgeçilmez bir konumdadır ve yıllar süren pazar payında karşılıklı ilişkilerin ve çalışmanın yapıldığı stratejik bir coğrafi konumu vardır. Batı Avrupa, Güney Avrupa ve İskandinav Ülkeleri arasındaki bu stratejik konum lojistik başta olmak üzere TTM’lerin kurulması ile daha da hareketleneceğini ümit ediyoruz. Rusya ile yapılan 5. ÜDİK toplantısı ve 2023’te iki ülke arasındaki ticaret hacmi hedefi 100 milyar dolar olması planlanıyor, enerji sektörü açısından en önemli bölge diyebiliriz. Türkiye’nin Çin’e ihracatının yapısı incelediğinde, Çin ekonomisinin ihtiyaç duyduğu hammaddeler ve kimyasallar ağırlıklı bir yapının olduğu görülmektedir. Bu kapsamda, mermer ve doğal taş, krom cevherleri, bakır cevherleri, kurşun cevherleri, manganez ve kimyasallar Türkiye’nin Çin’e temel ihraç ürünlerini oluşturmaktadır. Buradada artan bir ihracat ve 2023 hedeflerini etkileyecek olması burayada birden fazla TTM’lerin kurulmasını düşünmekteyim. Küresel kriz ve bazı ülkelerde yaşanan iç sorunlara rağmen son 5 yılda Türkiye ile Afrika ülkeleri arasındaki dış ticaret hacmi yüzde 40 artarak 19,7 milyar dolara ulaştı. Ürün grupları açısından değerlendirildiğinde, Türkiye’nin Afrika ülkelerine ihraç ettiği ürünlerin başında demir-çelik geliyor. Bu kapsamda geçen yıl Afrika ülkelerine toplam 1,5 milyar dolar tutarında demirçelik ihraç edildi. Hacim olarakta en baş noktada Mısır diyebiliriz alternatif olarak Libya ve Cezayir’i de unutmamak gerekir. Ofis/depo/ showroom destekleri ile tek başına pazara giremeyen işletmelere güzel imkanlar sunuyor, bu doğrultuda TTM’lerin açılma sebepleri ihracatı artırmak ve dolayısı ile artan hacimde lojistik sektörünün önümüzdeki yıllarda daha da ihtiyaç duyulacak farklı taşıma modlarının ve lojistik taşıma şekillerine ihtiyacı göz önüne getirecektir. Bu da sektörümüz için hayli önemlidir. TTM’lerin oluşturulmasında pazara yakınlık ve ilgili ülkelerde her yıl yapılan fuar alanlarının yer aldığı şehirleri göz önünde bulundurmak gerekir, maksimum fayda için kurulacak ülkeler ile yapılan son 5 yıllık ihracat rakamları ve ihraç kalemlerine göre ilgili sektör temsilcilikleri ile karşılıklı görüşülüp hacim artışı için ne şekilde yapılanma gereksinimine ne şekil devlet teşviği ve ek ilave teşviklerin geliştirilmesine öngörüde bulunma çalışmaları yapılabilir.” 41 Mart ayında ihracat 11,2 milyar dolar olarak gerçekleşti İhracat Mart’ta kilogramda artarken paritenin negatif etkisiyle geriledi. Mart ayında en fazla ihracat yapılan ilk 5 ülke Almanya, Irak, İngiltere, ABD ve İtalya oldu. Almanya’ya ihracat yüzde 18,7, Irak’a ihracat yüzde 27,9, İngiltere’ye ihracat yüzde 9,7 ve İtalya’ya ihracat yüzde 15,1 geriledi. Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), 2015 yılı Mart ayı ihracat verilerini, TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi’nin Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Ekonomi Bakanı ile resmi yurtdışı seyahate katılımı nedeniyle basın açıklaması ile kamuoyuna duyurdu. TİM verilerine göre Mart ayında ihracat geçen yılın aynı ayına göre yüzde 13,4 gerileyerek 11 milyar 229 milyon dolar oldu. Yılın ilk 3 ayında toplam ihracat yüzde 6,8 gerileme ile 35 milyar 816 milyon dolar olarak gerçekleşti. Son 12 aylık ihracat ise geçen yılın aynı dönemine göre değişmeyerek 153 milyar 309 milyon dolar oldu. İhracatta geçtiğimiz yılın Mart ayına göre bu ay %21,5 oranında gerileyerek 1,08 seviyelerine inen paritenin negatif etkisi aylık 1,3 milyar doları buldu. Toplam ihracata birim fiyat etkisi hariç kilogram bazında bakıldığında, Mart ayında ihracatta kilogram bazında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 4,4 artış gerçekleşti. 2015’in ilk aylarında küresel ticaret dolar bazında geriliyor İhracatta yaşanan düşüşte, parite etkisi ile birlikte tüm dünya ticaretinde dolar bazında yaşanan daralmanın da etkili olduğunu ifade eden TİM Başkanı Büyükekşi, “2015 yılının geneli için tahminler, dünya ticaretinin yüzde 4 ila 5 oranında gerileme kaydedebileceği yönünde şekilleniyor. “Capsize Dry Index” küresel taşımacılık endeksi, son 6 yıldaki en düşük seviyelerine inerek, bu daralmanın devam edebileceğinin sinyalini veriyor. Dünyanın büyük ihracatçı ülkelerinin kesinleşen Ocak ayı ihracat rakamları da bu etkileri teyit ediyor. Örneğin Almanya’nın ihracatı Ocak ayında yüzde 15 düşerken, İngiltere’nin yüzde 20,5, İspanya’nın yüzde 21,3, İtalya’nın yüzde 18,2, Brezilya’nın yüzde 14,5, Hindistan’ın yüzde 11,2, Rusya’nın yüzde 30,5 ve Çin’in ihracatı yüzde 3,3 geriledi” dedi. Almanya, İtalya ve Fransa artışta Almanya’ya ihracatımız Ocak-Mart döneminde yüzde 15 düşerken, Euro bazında ihracatımız yüzde 4 arttı. İtalya’ya ihracatımız Ocak-Mart döneminde yüzde 12 düşerken, Euro bazında ihracatımız yüzde 7 arttı. Fransa’ya ihracatımız OcakMart döneminde yüzde 14 düşerken, Euro bazında ihracatımız yüzde 4 arttı. Türkiye ekonomisi yılın 4. çeyreğinde yüzde 2,6 ve 2014 yılının tamamında yüzde 2,9’luk büyüme rakamına ulaştı ve üst üste 21 çeyrektir büyümesini sürdürdü. Otomotiv sektörü Mart ayı lideri Mart ayında ihracat geçen yılın aynı ayına göre yüzde 13,4 düşerek 11 milyar 229 milyon dolar oldu. OcakMart döneminde ihracat yüzde 6,8 düşüşle 35 milyar 816 milyon dolar olarak gerçekleşti. Son 12 aylık ihracat ise geçen yılın aynı dönemine göre aynı kalarak 153 milyar 309 milyon dolar oldu. TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi’nin açıkladığı ihracat verilerine göre, sektörel bazda Mart ayında en fazla ihracatı 1 milyar 772 milyon dolarla otomotiv sektörü yaparken, bu sektörü 1 milyar 353 milyon dolarla kimyevi maddeler ve mamulleri sektörü ile 1 milyar 328 milyon dolarla hazır giyim ve konfeksiyon sektörü takip etti. Mart ayında en fazla ihracat artışını yüzde 35,7 ile fındık ve mamulleri sektörü yakalarken, bu sektörü, yüzde 26,7 ile savunma ve havacılık sanayii ile yüzde 11,3 ile süs bitkileri ve mamülleri sektörü takip etti. İlk 30 ülkede en yüksek ihracat artışı Birleşik Arap Emirlikleri’ne oldu Mart ayında en fazla ihracat yapılan ilk 5 ülke Almanya, Irak, İngiltere, ABD ve İtalya oldu. Almanya’ya ihracat yüzde 18,7, Irak’a ihracat yüzde 27,9, İngiltere’ye ihracat yüzde 9,7 ve İtalya’ya ihracat yüzde 15,1 geriledi. Diğer taraftan ABD’ye ihracat yüzde 21,8 artış gösterdi. Mart ayında en fazla ihracat yapılan 30 ülke arasında, en yüksek artış yüzde 39 ile Birleşik Arap Emirlikleri’ne gerçekleşti. Mart ayında ihracat artışında önce çıkan ülkeler ise şöyle oldu: Umman’a ihracat yüzde 283, Singapur’a ihracat yüzde 255, Malezya’ya ihracat yüzde 111, Tayland’a ihracat yüzde 93, Moritanya’ya ihracat yüzde 81, Katar’a ihracat yüzde 79 ve Kuveyt’e ihracat yüzde 77 arttı. Mart ayında AB’ye ihracat yüzde 17,3, Afrika’ya ihracat yüzde 10,7, Ortadoğu’ya ihracat yüzde 6,5, BDT’ye ihracat yüzde 21,3 geriledi. Uzakdoğu ülkelerine ihracat yüzde 40 artış gösterdi. En fazla ihracat yapan ilk 10 ilimize baktığımızda Mart ayında Gaziantep’in ihracatı yüzde 6, Ankara’nın ihracatı yüzde 7, Kocaeli’nin ihracatı yüzde 11, İstanbul’un ihracatı yüzde 12, Bursa’nın ihracatı yüzde 13, Hatay’ın ihracatı yüzde 19, İzmir’in ihracatı yüzde 22, Denizli’nin ihracatı yüzde 22, Manisa’nın ihracatı yüzde 24, Sakarya’nın ihracatı ise yüzde 36 geriledi. Nisan 2015 42 EKONOMİ Başbakan Davutoğlu istihdam ve üretim paketini açıkladı Başbakan Davutoğlu 11 ayaklı istihdam sanayi yatırım ve üretim destek paketini açıkladı. İŞKUR’un birebir destek verdiği pakette istihdamdan kadın müteşebbislere, sigorta priminden sanayicinin girdi maliyetine kadar birçok önemli gelişme bulunuyor. Paket, 4 milyar TL’si emeklilere ek zam olmak üzere 7.5 milyarlık destek öngörüyor. Büyüme, üretim ve ihracatın daralması üzerine harekete geçen ekonomi yönetimi tarafından hazırlanan “istihdam, sanayi yatırımı ve üretimi destekleme paketi” Başbakan Ahmet Davutoğlu tarafından açıklandı. Avrupa’daki ekonomik krizin ortaya koyduğu bir gerçek olduğunu belirten Davutoğlu, istihdamı güçlü ve sanayi yatırımları yüksek ekonomilerin krizlere daha dayanıklı olduğunu söyledi. Yeni ekonomik paketin maliyetinin 7,5 milyar lira olduğunu ifade eden Davutoğlu, 11 ayaklı teşvik paketiyle önemli adımlar atacaklarını ifade etti. İŞKUR’dan destek Başbakan yeni teşvikler kapsamında, özel sektör işyerlerinde 6 ay işbaşı eğitim programında çalışacak kursiyerlere İŞKUR tarafından net asgari ücret ödeneceğini söyledi. Davutoğlu, “İşverenin kursiyerler için yaptığı harcamalar vergi matrahından düşürülecek. Kursiyerler aynı iş kolunda işe alınırsa imalat sektöründe 42 ay, diğer sektörlerde 30 ay SGK işveren primi İŞKUR tarafından ödenecek. 2015 Temmuz ayına kadar işbaşı eğitimine başlanmış olması halinde ilave 6 ay daha desteklerden faydalanılacak” dedi. Yeni teşvik ve istihdam paketinin detaylarını şöyle: 120 bin yeni istihdam sağlanacak Toplum yararına çalışma kapsamında ilave 120 bin istihdam sağlanacak. Yatırımcıya vergi indirimi gelecek. Yatırımcıların 2015 ve 2016 yıllarında gerçekleştirecekleri yatırım harcamaları için, yatırım döneminde mevcut diğer tüm faaliyetlerinden Nisan 2015 elde edecekleri tüm kazançlarına daha yüksek miktarda vergi indirimi uygulanacak. Yatırım döneminde işletme aşamasına geçmeden verilen desteği yüzde 60’a çıkacak. İki yıllık dönemdeki harcamalar için yatırıma katkı tutarının yatırım döneminde uygulanan oran yüzde 0-80 arasındayken yüzde 50-80 aralığında olacak. Yüksek teknolojili yatırımlara daha fazla destek verilecek. İleri teknoloji sınıfında yer alan yatırımlar öncelikli yatırımlar kapsamına alınacak ve 5’inci bölge desteklerinden yararlandırılacak. Sigorta primi işveren hissesi desteği Yeni yatırımcıya daha fazla destek ve vergi indirimi verilecek. 2014 yılı sonunda uygulaması sona eren vergi indirimi ve sigorta primi işveren hissesi desteğindeki yüksek oran ve süreler, 31 Aralık 2015’e İstihdam desteği İŞKUR işgücü desteği İŞKUR tarafından, “İşbaşı Eğitim” olarak adlandırılan, işyerlerinde geçici süreli iş öğrenmek amacıyla çalışan kişilere mali destek verilmesi uygulamasında ücretler asgari ücret tutarına yükseltildi. İşveren 6 ay boyunca bu işçileri çalıştıracak, maaşlarını İŞKUR verecek ve bu altı aylık süre içinde işçi için yapılan masraflar vergiden düşülebilecek. İşbaşı eğitim çalışması yaptırılan işçi aynı işyerinde işe alınırsa; imalat sanayiinde 42 ay, başka sektörde işe yerleştirilirse 30 ay SGK primi işveren hissesi İŞKUR tarafından ödenecek. Temmuz ayına kadar gençlerin işbaşı eğitim programına alınması halinde bir 6 ay süre daha prim teşviki yapılacak. Toplum yararına çalışma İŞKUR tarafından uygulanan ve işsizlerin geçici süreler kamu hizmetlerinde çalıştırılması olan “Toplum Yararına Çalıştırma” programı kapsamında 120 bin yeni işçi alınacak. Buna ilişkin listeler illere gönderildi. Kişiler, fidan dikimi ve fidan-ağaç bakımı hizmetlerinde 6 ay boyunca çalıştırılacak. 43 rının ve ara malların vadeli ithalatında KKDF oranı yüzde 6’dan yüzde 0’a indiriliyor, böylece sanayicinin girdi maliyeti azaltılıyor. Kadın girişimcilerin finansmana erişimlerinin kolaylaştırılması ve böylelikle kadın istihdamının artırılması amacıyla yeni bir düzenleme başlatılıyor. Düzenleme ile kadın girişimcilerin 100 bin liraya kadar ve 5 yıl vadeli kullanacakları krediler için Kredi Garanti Fonu aracılığıyla yüzde 85 oranında kefalet imkanı sağlanıyor. Kalkınma Bankası yeniden yapılandırılacak Alınan önemli bir karar da Türkiye Kalkınma Bankası’nın çok ciddi bir yeniden yapılanma süreci içine girmesi. Türkiye Kalkınma Bankası bütün bu kalkınma, istihdam projelerini düzenlemek ve onlara yeterli desteği verebilmek için çok ciddi bir şekilde yeniden yapılandırılacak ve dünyadaki örnekleriyle rekabet edebilecek düzeye getirilecek. KOBİ’lere ve Ar-Ge ve tasarıma destek kadar başlanılacak yatırımlar için uygulanmaya devam edilecek. 2015-2016 harcamaları için yatırıma katkı tutarının yatırım döneminde uygulanacak oranları, mevcut durumda yatırım döneminde vergi indirimi birinci bölgede yoktu, şimdi yüzde 50 artırıyor. İkinci bölgede yüzde 10’dan yüzde 55’e çekiliyor. Üçüncü bölgede yüzde 20’den yüzde 60’e, dördüncü bölgeden yüzde 30’dan yüzde 65’e, beşinci bölgede yüzde 50’den yüzde 70’e, altıncı bölgede yüzde 80 olarak muhafaza ediliyor. Sigorta primi işveren hissesi desteği hem süre hem de oran itibarıyla artırılıyor. Şu anki sigorta primi işveren hissesi desteği 1. bölgede süre itibarıyla yokken 2 yıla, 2. bölgede 3 yıla, 3. bölgede 3 yıldan 5 yıla, 4. bölgede 5 yıldan 6 yıla, 5. bölgede 6 yıldan 7 yıla, 6. bölgede 7 yıldan 10 yıla çıkarılacak. Sanayicinin girdi maliyeti azaltılacak, kadınların finansmana erişimi kolaylaşacak Vadeli ithalatta Kaynak Kullanımını Destekleme Fonu (KKDF) oranı sıfıra indirilecek. Yatırım malla- KOBİ’ler için maksimum 8 yıl olan vade imalatçı kobiler için 10 yıla çıkarılmıştır. KOBİ’lerin finansmana erişiminin artırılması amacıyla taşınırların teminat olarak kullanılmasının önündeki engelleri kaldıracak düzenlemeler yapılacak. Ar-Ge ve tasarıma daha fazla destek verilecek. Tasarım merkezleri de Ar-Ge merkezleri gibi desteklenecek. Yatırım teşvikleri yürürlüğe giriyor Yatırım yapan kuruluşlar, yatırım aşamasında harcadıkları tutarın belirli bir kısmını, eğer başka şirketlerinden gelir elde edebiliyorlarsa bu gelirlerden oluşan vergiden düşebiliyor. Yeni teşvikle, bunun oranı artırıldı ve birinci bölgeye de vergi indirim imkanı sağlandı. Düzenlemeyle getirilen yeni unsur, ileri teknoloji sınıflamasında yapılacak tüm yatırımlar “öncelikli yatırım” sınıfına alınacak. Böylece 5. Bölge teşviklerinden yararlanması sağlanacak. Sektörel, bölgesel ve stratejik yatırım teşvik sistemi ilk devreye girdiği dönemde yatırım katkı ve yatırım tutar oranları ile diğer teşviklerin oran-miktarları belirlenmiş ve ilk yıl için yatırıma başlayanlara daha yüksek teşvik verilmişti. Geçen süre içinde yüksek oranlı geçici düzenlemenin süresi artırıldı. Yeni düzenlemeyle yüksek oranlı teşvikler 2015 sonuna kadar geçerli olacak. Yürürlüğe daha önce giren bu uygulamayla, Hazine’nin Kredi Garanti Fonu’na verdiği destek 1 milyar TL’den, 2 milyar TL’ye yükseltildi. Hazine ek 20 milyar TL’lik garanti verilmesini sağladı. KOBİ’ler ve kadın girişimciler de kefalet verilebilecek girişimler kapsamına alındı. Nisan 2015 44 ARAŞTIRMA Kadına yönelik şiddete sektörümüzden büyük tepki Kadına şiddette resmi rakamlara göre 7 yılda yüzde 1400’lük artış gerçekleşmiş durumda. Kadına yönelik şiddet haberlerini kanıksar olduk adeta. Gün geçmiyor ki yeni bir kadın cinayetine tanık olmayalım. Özgecan Aslan cinayeti kanımızı dondurdu dersek abartmamış oluruz. Namus meselesi, kıskançlık, aşk, sevgi derken cinayetlerin ardı arkası kesilmiyor. Kadına şiddeti ve kadının lojistik sektöründeki yeri ve önemini sektörümüzün önemli isimleri ile değerlendirdik. Kadına şiddet 7 yılda yüzde 1400 arttı Kadın cinayetleri ülkemizde gündemin birinci maddesi olmaya devam ediyor. Hemen hepimiz akşam haberlerinde ‘kadına uygulanan şiddete, kadın cinayetine’ rastlamışızdır. Resmi rakamlara göre 7 yılda yüzde 1400’lük artış ile ‘cins kırımı’ tanımı yapılabilecek boyutlara ulaşmıştır kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetNisan 2015 leri. Cinayetler; kıskançlık, aşk, namus cinayetleri şeklinde isimlendirilerek insanların kafasında normalize oluyor. Haksız tahrik veya ‘erkeklik indirimi’ diye bir uygulama var ki, neye hizmet ettiği belli değil. Giderek medenileşiyoruz sanıyoruz, son teknoloji her yerde, her kesimde... Töre cinayetleri diyorduk, doğu-güneydoğu diyorduk fakat göçler vb. ile artık öyle bir ayrım kalmadı. Fiziki güçsüzlüğü belli olan bir cinsin korunması bir yana köleleştirilmesi insanlık tarihinde hiç kimsenin yabancı olmadığı olgu. Kadını koruyaman bir devlet, kadını kendinden koruyamayan erkekler sonucu tablo giderek vahimleşiyor. 45 Koruma kararı mahkemelerden bir türlü çıkmıyor Kadınlar, uğradıkları bu şiddete dur diyebilmek için devlet erkanına sığınarak mahkemelerden ‘koruma’ talep ediyorlar. Fakat ne hikmetse mahkemeler, koruma talebine bile cevap veremiyor. Konuyu örneklerle somutlaştırmak gerekirse: Ayşe Paşalı, 2010 yılının aralık ayında kendisini ölümle tehdit eden eski eşi tarafından Ankara’da sokak ortasında öldürüldü. Paşalı’nın mahkemeden talep ettiği koruma kararı bir türlü çıkmamıştı. Ocak ayında Arzu yıldırım, eski eşi tarafından ümraniye’de sokak ortasında infaz edildi. Yıldırım, katili Metin Çilingir hakkında suç duyurusunda bulunmuş, dilekçesini daha hızlı olsun diye cumhuriyet savcılığından alıp kendisi elden emniyet birimlerine iletmek istemişti. Ama Yıldırım, dilekçesini emniyete ulaştıramadan öldürüldü. 15 şubat’ta 59 yaşındaki Saliha Erdem Ataşehir’de ayrı yaşadığı eşi tarafından kapısının önünde öldürüldü. 22 Şubat’ta da Adana’da öğretmen Özlem Yılmaz ayrı yaşadığı eşi tarafından öğrencilerinin gözü önünde boğazı kesilerek ağır yaralandı. 23 Şubat günü ise dört çocuk annesi Arzu Odabaş, boşanma davası süren eşi tarafından Üsküdar’da öldürüldü. Aynı gün Adana’da Semiha Karadağlı boşanmak istediği eşi tarafından çocuklarının gözleri önünde av tüfeği ile katledildi. 26 Şubat günü Maltepe’de, iki çocuk annesi Şehri Filiz, birlikte yaşadığı Tarık E. tarafından cadde ortasında bıçaklandı. Yere düşen kadına tekmeler atan Tarık E. koşarak olay yerinden uzaklaşırken hastaneye kaldırılan kadın tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Bunlar sadece birkaç ay içinde basında da yer alan tüyler ürpertici cinayet haberlerinden bazıları. İSTATİSTİKLER NE DİYOR? Türkiye İstatistik Kurumu’nun rakamlarına göre tecavüz ve taciz gibi cinsel saldırı suçlarında son beş yılda yüzde 30 artış yaşandı. 2006’da 528, 2007’de 473, 2008’de 577 ve 2009’da 652 kadın tecavüze uğrarken 2006’da 489, 2007’de 540, 2008’de 589, 2009’da 624 cinsel taciz olayı meydana geldi. 2005-2010 yılları arasında, 100 binin üzerinde kadın cinsel saldırıdan mağdur oldu. Mağdur kadınların yüzde 40’ının korktukları için şikâyetçi olmadıkları tahmin ediliyor. Bu açıdan istatistikler gerçek rakamların ancak yarısını ortaya koyabiliyor. Moroğlu: Her dört kadından biri şiddet mağduru Kadın cinayetleri sayısının son 7 yılda yüzde 1400 arttığını dile getiren İstanbul Kadın Kuruluşları Birliği Koordinatörü ve Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği Genel Başkanı Avukat Nazan Moroğlu, her dört kadından birinin fiziksel, ekonomik, ruhsal, sosyal ve cinsel şiddet mağduru olduğunu belirtiyor. 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü dolayısıyla “Aile İçi Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesi’” konusunda İstanbul Barosu’nda açıklama yapan Moroğlu, aile içi kadına yönelik şiddetin bir insan hakları ihlali olduğunu ifade ediyor. Şiddetin, kadının yasal, sosyal, siyasi ve ekonomik eşitliğini sağlama fırsatlarını sınırladığını, girişimcilik ruhunu ve kendine olan öz güvenini yok ettiğini söyleyen Moroğlu, aile içi şiddetin çocukları da olumsuz etkilediğini belirtti. Bunun, çocukların okulda şiddet uygulamasına neden olduğunu anlatan Moroğlu, şiddetin sağlıklı bir toplumun önündeki en büyük engeli oluşturduğunu bildiriyor. Moroğlu şu bilgileri veriyor: “Namus cinayeti diye adlandırılan cinayetler, kadına yönelik şiddetin en zalim boyutudur ve temel insan hakkı olan yaşam hakkının ihlalidir. Resmi kayıtlara göre, kadın cinayetleri sayısı son 7 yılda yüzde 1400 artmıştır. Kayıtlarda, 2009 yılının ilk 7 ayında 953 kadının namus adına öldürüldüğü, 2003’te 83, 2004’te 128, 2005’te 317, 2006’da 663, 2007’de 1011, 2008’de ise 806 kadın cinayeti işlendiği görülmektedir. Şiddet mağdurunu koruyan, şiddet uygulayanı cezalandıran yasalar var. Ancak sığınma evleri yeterli değil. Bu nedenle hakkını aramak isteyen kadını devlet yeterince koruyamıyor.” ‘Kadıncinayetlerinidurduracağız’ platformu, kadınlara yönelişk işlenen suçlarda cezaların yetersiz olduğunu, yaptırım bulunmadığını temel argüman edinmiş durumda. Kadınlar en çok hangi sektörlerde çalışıyor? Towers Watson’ın araştırmasına göre en çok kadın istihdam eden sektörler sigorta (yüzde 55) ve holdingler (yüzde 43) iken, en fazla kadın yöneticiye sahip olan şirketler perakende (yüzde 42) ve ilaç sektörleri (yüzde 41). Türkiye’de en yüksek oranda kadın istihdamı sağlayan ilk 10 sektör şöyle: 1. Sigorta yüzde 55 2. Holding merkezleri yüzde 43 3. Profesyonel hizmetler yüzde 38 4. Turizm yüzde 37 5. BT ve Telekom yüzde 34 6. Ambalaj yüzde 32 7. İlaç ve sağlık bilimleri yüzde 32 8. Hızlı tüketim ürünleri yüzde 31 9. Perakende yüzde 30 10. Kimya yüzde 27 Nisan 2015 46 ARAŞTIRMA ÖzgeCANım yandı Şubat ayında kanları donduran bir cinayet işlendi. Mersin’in Tarsus ilçesinde eve gitmek için bindiği minibüsün şoförü tarafından bıçaklanarak öldürüldükten sonra yakılan üniversite öğrencisi Özgecan Aslan henüz 20 yaşındaydı. Ömrünün ilkbaharında olan Özgecan, hunharca katledildi. Şehir Mezarlığı’nda düzenlenen cenaze törenine çoğunluğu kadın 5 bin kişi katıldı. Baba Mehmet Aslan’ın “Gelinliğini getirin” demesi yürekleri dağlayan, akıllarda kalan en belirgin cümleydi. Özgecan’ın tabutuna erkek eli değmesini istemeyen kadınlar Özgecan’ın tabutunu mezarlığa taşıdı. Tek hatası dolmuşa binmekti Olayın ardından Özgecan’ın annesi Songül Aslan, kızını katledenlere lanet yağdırdı. Katillerin en ağır cezaya çarptırılmasını isteyen Songül Aslan, “Katiller idam edilsin, İşkence edilsinler. Kızım melek gibi, kalbi temiz, yüreği temiz, herkese iyilik yapan bir insandı. Bir dolmuşa binip evine gelirken bu katliamın olmasına benim aklım ermiyor. Kızımın tek hatası dolmuşa binip evine gelmek mi” dedi. Beren Saat: Zordur ülkemde güzel kız olmak Ünlü oyuncu Beren Saat, Özgecan Aslan’ın katledilmesinden sonra twitter’da yürekleri dağlayan açıklamalarda bulundu. Ünlü oyuncu Beren Saat Özgecan Aslan’ın hunharca katledilişinin ardından Twitter ve Instagram hesaplarında paylaşımlarda bulundu. Beren Saat Twitter’da şu yazıyı paylaştı: “Uyku tutmaz bu gece, gözler dolar, taşar boşalır… Yine yürüsek Taksim’e ne değişecek??... Kadın her geçen yıl daha değersiz bu ülkede… Biliyorum daha da sertleşecek her şey… Yine hafifletme, yine kadında suç arama, yine bulunur bir bahane… Yine aşağılanma… Yine mide bulantısı… Kadın olmak zor, güzel bir kız olmak çok zordur ülkemde… Bugün o güzel yüze baktıkça neler geçiyor aklımNisan 2015 dan: İlkokulda etek açmayı oyun yapan sınıf arkadaşlarımın hedefi olmak, okul eteğiyle eve yürürken yediğim onca laf, dersane dönüşü karanlıkta hızlanan adımlarım, göğsüme bastırdığım kitaplarım, taksilerin arkayı izlemek için ayarlanan aynaları, çıkma teklifini kabul etmediğim için canımı acıtan okul arkadaşlarım, ev telefonundan yapılan sapık konuşmalar, peşimden apartmana girip 15 yaşındaki bana ereksiyon halindeki cinsel organının gösteren o çocuğun yüzü, ellerim titreyerek eve kaçışım ve bunu kimseye anlatmayışım, kıçımı hem de bir kanal gecesinde elleyen sarhoş bir kanal yöneticisiyle tartışmam, sevgilisi olmamayı gururuna yediremeyen partnerler, arkadaşımın evinde tuvalete zorla dalıp dudaklarıma yapışan bir oyuncuyu itişim, mesleğim yüzünden yaftalanışım, aylarca peşimden koşan birini sanki ben sevgilisinden ayırmışım gibi tam sayfa haber yapışları, gizlice çakallıkla servis edilen göğüslerimin silüeti davası mavası, bilir kişi raporu lehime çıkınca geri çekilen davaya kocası araya girdi haberi, daha bugün fermuarım açık kalmış haberleri, aman ne önemli!!! Kadına, bedenine, seçimlerine, haklarına saygı göstermeyen kafalar! Rağmen çok sanslıymışım diyorum artık, hep teğet geçmişim. Tecavüz, bıçaklanma, kesilip bavula tıkıştırılma, otobüs durağına komada bırakılma, yakılma yaşamadım. İnsanlık suçlarına göz yummak suçtur!!! Bir gün hesap sorulur!!! Cinsiyet ayırmaksınız her vatandaşın canını haklarını korumak görevinizdir!!! Dilerim son gününü hiç hatırlama Özgecan hayallerinle huzur içinde uyu.” Saat, Instagram’da ise “Oğluna kadınlara saygı ve sevgi göstermeyi öğret” cümlesini takipçileriyle paylaştı. 47 Türkiye’de en yüksek oranda kadın yöneticiye sahip ilk 10 sektör: 1. Perakende yüzde 42 2. İlaç ve sağlık bilimleri yüzde 41 3. Hızlı tüketim ürünleri yüzde 39 4. Sigorta yüzde 37 5. BT ve telekomünikasyon yüzde 29 6. Holding merkezleri yüzde 26 7. Kimya sanayi yüzde 26 8. Lojistik yüzde 24 9. Profesyonel hizmetler yüzde 23 10. Ambalaj yüzde 21 Lojistik sektöründe ‘kadının adı var’ Beykoz Lojistik Meslek Yüksekokulu’nun, ‘Lojistik sektöründe üst düzey yöneticinin yeri’ temasına yönelik yaptığı araştırma ‘lojistik sektöründe kadının yeri’ konusunda bizlere fikir veriyor. Beykoz Lojistik Meslek Yüksekokulu, Lojistik Uygulamaları ve Araştırma Merkezi tarafından, Bülent Tanla danışman- lığında ve Prof. Dr. Okan Tuna koordinatörlüğünde, Öğr. Gör. Aslıhan Bekaroğlu, Öğr. Gör. Aysun Akpolat ve Tuğba Güngör’den oluşan bir ekip tarafından “Lojistik Sektöründe Kadının Yeri” başlıklı bir çalışma gerçekleştirildi. Araştırma sonuçlarına göre; lojistik işletmelerinin yüzde 18’inin “Genel Müdürü- nün” kadın olduğu tespit edildi. Aynı zamanda, işletmelerin , yüzde 37’sinin “Genel Müdür Yardımcılarının” kadın olduğu ve yüzde 47’sinin de yönetim kurulunda en az bir kadın üyesi olduğu da araştırma kapsamında belirlendi. UND’nin Sesi dergisi olarak sektörümüzdeki başarılı iş kadınlarımızla konuyu değerlendirdik. KADIN Kimi der ki kadın Uzun kış gecelerinde yatmak içindir. Kimi der ki kadın Yeşil bir harman yerinde Dokuz zilli köçek gibi oynatmak içindir. ... Kimi der ki ayalimdir, Boynumda taşıdığım vebalimdir. Kimi der ki hamur yoğuran. Kimi der ki çocuk doğuran. Ne o, ne bu, ne döşek, ne köçek, ne ayal, ne vebal. O benim kollarım, bacaklarım, başımdır. (Nazım Hikmet) Nisan 2015 48 ARAŞTIRMA Damla Alışan/ Alışan Lojistik Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Alışan: Sektörümüzde daha fazla kadın çalışanın olmasını arzuluyoruz “Lojistik sektörü, çok entegre bir sektördür. Bu entegre sektörde başarılı olabilmek için diğer sektörlerle uyum içinde çalışmanız gerekmektedir. Ekonomiden bilime, KOBİ’lerden sanayiye, dış ticaretten para politikalarına kadar birçok alanda yetkin olmak gerekiyor bu sektörde başarılı olabilmek için. 2000’li yıllarla beraber bilgi teknolojilerine geçiş dönemini yaşıyoruz. Çağımızda şirketlerin ve kişilerin daha başarılı olabilmeleri için BT teknolojilerini son derece iyi ve profesyonel şekilde kullanmaları gerekiyor. Firma olarak biz de BT altyapımız, kalifiye çalışanlarımız ile müşterilerimize A’dan Z’ye kesintisiz hizmet sunuyoruz. BT teknolojileri ile birlikte artık günümüzde kadınlar da erkekler kadar iş hayatının her alanında yer alıyor. Kadınlardaki bu çalışkanlık, iş disiplini erkeklerle tatlı bir rekabeti beraberinde getiriyor. Artık kadınların iş hayatında çalışmadığı sektör yok gibi. Yapılan araştırmalarda kadınlarımızın sektörümüzü tercih ettiklerini görüyoruz. Bu durum, bizler adına son derece sevindiricidir. Sektörümüzde daha fazla kadın çalışan, yönetici, firma sahibi vs. olmasını büyük bir mutlu- Nisan 2015 Sektörümüzün başarılı iş kadınlarından Damla Alışan kadına yönelik şiddeti kınadığını belirterek sektörde daha fazla kadın istihdam edilmesi gerektiğini söylüyor. lukla izliyorum. Lojistik sektörüne yönelik çeşitli üniversitelerimiz var. Üniversitelerimizin lojistik bölümlerine bakıldığında burada kızlarımızın çok aktif olduğunu da görüyoruz. Çok bilgili, eğitim düzeyi yüksek, enerjik bir genç nesil sektörümüze geliyor diyebilirim. Kadınların ülkemiz ekonomisine ve sektörümüze sunduğu ve sunacağı bütün katma değerleri çok önemli buluyorum. Sektörümüzde daha fazla kadın sayısının olmasını diliyorum. Ülkemizde özellikle son dönemlerde kadınlara yönelik meydana gelen şiddet olaylarını görüyoruz. Bu tip olaylar hepimizi derinden üzüyor. Bu olayların bitmesini ve kadına şiddetin biran önce nihayete kavuşmasını diliyorum.” 49 Plastnak Elçin Çakmak: Erkeklerin yapabildiği her mesleği kadınlar da yapabilir “Türkiye’de kadın olmanın gün geçtikçe kolaylaşması gerekirken ne yazık ki her geçen gün zorlaştığı bir gerçek. 21. yüzyıl Türkiye’sinde televizyonlarda kadın erkek eşitliğinin halen tartışılması ve de kadınlara yönelik cinsel olaylara bağlanan ‘saçı gözükmesin, etek giymesin, küçük yaşta evlenilebilir’ gibi söylemlerin çoğalmasının çok vahim bir noktaya geldiğimizin kanıtı olduğunu düşünüyorum. Kadına yönelik bu şiddetin temel nedenin erkeklerin yeterince güçlü olmamasına ve kadınları sindirerek kendilerini güçlü hissedebilme düşüncesine bağlıyorum. Bunun nedeninin de ailelerde kız-erkek çocuk ayrımına dayandırıldığına inanıyorum. Erkek çocuk neden hep daha ayrıcalıklı, neden kız çocuklara her şey eşit verilmiyor? Ayrıca bu durumun eğitimle değişebileceğini de düşünmüyorum. Eğitim bu işin çözümü olsa idi hiçbir üniversite mezununun eşine, kız arkadaşına şiddet uygulamaması gerekirdi. Ama tabiki de eğitim düzeyinin ve verilen cezaların artması ile bu durumun en aza indirilebileceği kanısındayım. Sadece eşe verilen uzaklaştırma veya 1-2 yıl verilen hapis cezaları yerine bu sürelerin uzaması caydırıcılığı artırabilir. Ama ne yazık ki Türkiye’de hiçbir suç yeterince cezalandırılmıyor ve bunun için de herhangi bir girişim yapılmıyor. Erkeklerin yapabildiği tüm işleri kadınların da yapabileceğini düşünüyorum. Ancak ağır fiziksel işlerde örneğin inşaat işçiliği, madencilik vs gibi kadınların yapmaması gerektiğine inanıyorum. Bunlar haricinde diğer tüm mesleklerde kadın-erkek eşitliliğinin varlığı mevcut. Yurt dışında mesela kadın TIR şoförleri bulunmakta, Türkiye’de de olmaması için bir neden yok. Son dönemlerde kadın-erkek eşitliği ve fıtrat meselesi tartışılıyor. Bunu söyleyen insanların eşlerine, annelerine veya kız çocuklarına bakış açılarını çok merak ediyorum. Dinimizi iyi sindirmiş olan insanların bu tarz söylemler yapabileceğine inanmıyorum zira Müslümanlık’ta kadın hep yüceltilmiştir. Sektörümüzde kadınların varlığı her geçen gün artmakta. Lojistik sektörü titizlikle takip gerektiren bir sektördür. Bu açıdan bakıldığında kadınların da erkekler gibi başarılı olduğunu düşünmekteyim. Ancak erkek egemen bir sektör olması nedeniyle kadınların işi yeterince iyi yapamayacakları algısı ne yazık ki halen mevcut. Çoğu sektörde olduğu gibi lojistik sektörü de Türkiye’de erkek egemen bir sektör. Bu alanda kadın-erkek ayrımı yapmak doğru değil. Zira bence kadınlar lojistik sektöründe operasyonda erkeklere nazaran daha dikkatli ve titiz iş çıkartmaktadır. Ben, lojistik sektörüne başladığımda avantajlıydım. Çünkü ikinci kuşaktım. İkinci kuşak olmam nedeniyle bu sektör bana hiçbir zaman yabancı gelmedi. Sektörde çalışmaya üniversitenin ilk yıllarında UND’de staj yaparak 2004 yılında başladım. İlk yıllarda daha duygusal bir bakış açım olduğu söylenebilir ama zamanla bazı durumlarda erkek gibi davranmaya veya konuşmaya başlıyorsunuz. Ayrıca gün geçtikçe bayanların sektöre ilgilisi de artmakta. Üniversite sonrasında İngiltere’de bir Japon bankasında rapor uzmanı olarak staj imkanı bulmuştum. Kadın-erkek ayrımını bırakın insan olmanın tadını çıkartıyorsunuz gelişmiş ülkelerde. Plastnak Yöneticisi Elçin Çakmak, erkeklerin yapabildiği her mesleği kadınların da yapabileceğini vurguluyor. Türkiye’de önce insan hakları ve çalışma koşulları iyileştirilmeli. Ayrıca kadını sadece bir anne veya ev kadını olarak görmekten vazgeçilmeli. Son olarak devletin şirketlere sağlayabileceği teşvikler de kadının iş yaşamındaki rolünü her sektörde artıracaktır. Konuyu sırf lojistik sektörü olarak kadınerkek eşitliğini değerlendirmek yerine bunun tüm sektörler açısından ele alınması gerekmektedir. Bunun yanında kadınların lojistik sektöründe istihdamının artmasıyla sektör kamyoncu kimliğinden gün geçtikçe arınmakta ve sektöre renk gelmektedir.” Nisan 2015 50 ARAŞTIRMA Soylu: Hayatta ya tozu dumana katarsın, ya tozu dumanı yutarsın UNO Transport Genel Müdür Yardımcısı Sevim Soylu, kadının fiziksel yapısına aykırı olmayan tüm meslekleri kadınların hakkıyla yapabileceğine inandığını belirtiyor. “Özgecan cinayeti olduğu gün ile cenaze merasimine kadar, Türkiye de 5 kadın cinayeti vuku bulduğu incelenmiş. Bu, Türkiye deki ‘kadına yönelik şiddet’ in ulaştığı boyutları anlatan en önemli gösterge. Neden Özgecan bizi bu kadar etkiledi? Çünkü kişilerin en temel haklarından biri ‘ulaşım özgürlüğü’ne darbe vurdu... Artık anneler çocuklarına kız-erkek ayırmıyorum akşam karanlığına kalma, toplu taşımada en son kişi kalırsan arabadan in, yalnız devam etme vs. diyecekler. Bir mesleğin kutsallığına darbe vurdu, görev esnasında bu kıyım yapıldı. Bu mesleği icra eden kişi hakkında çeşitli taciz şikayetleri bulunmasına karşın ne minübüs sahibi, ne o güzergahın durak sorumluları, ne emniyet, ne okul gereken önlemi almamış ve maalesef bu ortaya çıktı. Özgecan cinayeti bizi çok etkiledi. Her türlü kayıt sisteminin olduğu, kaybolan telefonun konumunun 2 dakikada tespit edildiği teknolojik gelişimin yaşandığı çağda annesiyle iletişim halinde olan bir kız çocuğunun nasıl korunamadığının altını çizdi. Tehdit her evi, herkesi sarstı. Yaygınlaşan Anadolu Yüksek Öğretim Kurumları’nın, yerel yönetimlerin gurur duyma alanı değil, önce güvenlik önleyici tedbirlerinin uygulamalarını hayata geçirme sorumlulukları olduğunun altını çizdi. Özgecan cinayeti medeniyetler şehri Tarsus’ta oldu. Bu konuda şehir yöneticilerinin çok geniş kapsamlı araştırmalar-incelemeler yaptığını duyuyorum. Umarım ulaşım güvenliği konusunda şehirNisan 2015 lerinin bu şekilde anılmasının önüne geçecek önlemler alır, hayata geçirir ve tüm Türkiye’ye örnek olacak, model olacak yapıya kavuştururlar. Biz profesyonel sürücü istihdam eden şirketler, derneğimiz vasıtasıyla; alan ayırmadan (Yurtiçi-uluslararası, malzeme-insan taşıması gibi ) bu olayı en az Tarsus şehir yönetimi kadar dikkat ve özveriyle incelemeli, bölge meslek odalarını sorgulamalı, öz eleştirimizi bir an önce yapmalıyız. Türkiye’de hızla yaygınlaşan taşımalı eğitim konusu gelişiminin sadece araç modernizasyonu yenilenmesi olarak istatisk bilgi tutmanın yeterli olmadığını bilmek ; sürücü kaynak sıkıntılarının bir cinsiyet hegemonyasından kurtarıp, bir an önce kadın profesyonel sürücü modelleri çalışması ve yapılaşmasına gerekli kaynaklar ayrılmalıdır. Erkek şiddeti nasıl açıklanır? Ayrıca Özgecan çok tatlı, umut veren Türkiye’yi dönüştürebilecek, katkı sağlayabileyecek, yapıcı olabilecek bir kız çocuğuydu. Şansının önüne geçilmeseydi onu buradan bu yenik duygularla değil ilerde göğsümüz kabararak gururla izleyecektik tanıyacaktık belki... Biz Özgecan’ı çok sevdik. İçimiz bu yüzden de çok yanıyor. Kadına yönelik şiddet o kadar çok geniş boyutları olan bir kavram ki, erkek şiddeti nasıl açıklanır? Sadece kadına yönelik midir? Son yıllardaki artış nasıl açıklanır? Kayıt altına alınmayan vak’a lar ne kadardır? Bu konu profesyonellerin konusu. Ama ben artık gelenek- ler, annelerin çocuklarını yetiştirme şekli, kötü rol model olan baba kurgusu gibi çocukluk travmalarının kişilerin alt benliğini yıllarca yönettiği gibi hafifletici nedenler türü açıklamalara itibar etmek istemiyorum. Şiddet suçtur, sözlüsü de eylemseli de hepsi suçtur. Hafifletici nedenleri olamaz. Kişinin şiddet mağduru olması onun şiddet uygulamasını haklı kılamaz. Kişi yaptığı eylemler nedeniyle şiddet kurbanı olamaz, olmamalı. Şiddete uğrayan kişinin masumuyeti saflığı sorgulanamaz. ‘Elinin hamuru ile erkek işine karışma’, ‘Saçı uzun, aklı kısa’ gibi maalesef kadını ikinci plana iten ve belki de aşağılayan atasözlerimiz de bulunuyor. Atasözleri ve deyimler ilgili oldukları toplumun yaşama bakış açısını ortaya koyan en gerçekçi aynalardır; ne yazık ki… Ancak bir toplumun kullandığı dil ile o toplumun bakış açısı çift yönlü olarak birbirini etkiler. Tekrarlamaktan kaçınarak gelecek kuşakların bilinç altına yerleşmesinin önüne geçmeliyiz. Kadından tır şoförü olur mu? Kadının fiziksel yapısına aykırı olmayan tüm meslekleri kadınların hakkıyla yapabileceğine inanıyorum. Mesela kadından TIR şoförü olur mu diye sıklıkla soruluyor. TIR sürücüsü konusunu irdeleyelim ve bir örnekle başlayalım. Türkiyenin parmakla sayılacak kadın sürücülerinden Ayşe Karakafa kamyon kullanmanın çok zor olmadığını ancak lastik değiştirmek, tamir etmek gibi çeşitli zorlukları olduğunu-yük sarmak, lastik değiştirmek, tamir etmek gibi sorunların üstesinden gelmek kolay değil, bu işi yapacak kadının bu mesleği gerçekten sevmesi ve sürprizlerine katlanması gerektiğini ifade ediyor. Benim hayalimdeki kadın sürücü bu zorlukları aşabilecek tabii ki karşı cinse göre daha fazla zorlanacak. Ama bu zorluk onu sürekli önlem almak zorunda bırakacak. Lastik değiştirebilecek fakat fiziksel koşullarından dolayı bu konuda çok zorlanacak olması, onun yola çıkmadan önce lastik havalarını sık sık kontrol etmesine sebebiyet verecek, dikkatli kullanımı hem lastiğin ömrünü uzatacak hem de zorlanma ve zaman kaybını 51 ortadan kaldıracak. Pompa, enjektör, akü, webasto vs. kullanım sürelerini takip edecek mevsim koşullarını göz önüne alarak gerekirse kademeyi uyaracak, seyir esnasında oluşabilecek sıkıntıları minumuma indirecek, iletişim kaynaklarını iyi kullanacak yardım talep etmekten kaçınmayacaktır. Hiçbir zaman işinin statik olduğunu düşünerek, kendini geliştirme fırsatlarını kaçırmayacak (öyle olsaydı halen kamyon üreticileri 1950 model de kalırlardı). İlerleme odaklı olacak, bu şekilde gelişim gösterecek üretken olacak. Her karşılaştığı zorlukta birden fazla muhtemel çözüm olabileceğini göz önünde bulunduracak. Erkek sürücüler çok tecrübeli ve başarılılar ama unutulmaması gereken şey, alternatifleri görme körlüğü olan kişiler genelde en uzman olanlardan çıkar. Çözüme çok çabuk ulaştıkları için gelişme fırsatı elden kaçar. Varsayımlara meydan okuyacak, merak edip sürekli yeni bilgiler edinmeye açık olacak. Başarısızlıkla yüzleşmek korkusu yüzünden deneyimlemekten kaçınmayacak bu şekilde erkek egemen bir sektörle baş edebilir. Zorluklara kucak açacak, belirsizlik ve şüpheyle baş etmenin yolunun başarılı sonuçlara ulaşmak için çok çalışmaktan geçeceğini bilecektir. Tüm bu yaptıklarının geri bildirimlerinin analiz edileceğini bilip sonuçlarına katlanacaktır. Başarısızlık olduğunda (ki zaman zaman olacak) bunun için başkalarında suç aramayacak, aksine bunları değerli geri bildirimler olarak kabul edecek ve tekrar deneyecektir. Bu, onun zayıf olduğu alanda eline güç verecek ,sağladığı maddi manevi katkı bizi verimliliğe götürecek. Çıktılar kadın sürücülerin verimlilik oranlarını artırdığında sektör kazanacak. Kadın-erkek eşitliği konusunda ‘fıtrata aykırılık’ söylemlerine atasözleri konusunda söylediklerimi referans alarak, bu ifadenin bilinçaltına yerleşmesi muhtemel yeni bir motto oluşturmaması acısından üzerinde durulmaması ve tekrarlanmaması gerektiğini düşünüyorum. Kadın çalışan bahanelere sığınmıyor Firmamızda bir dönem, satın alma, sürücü hesapları, bakım-onarım, pazarlama, operasyon gibi birimlerde kadın yöneticilerle çalıştık. Özellikle satın alma ve bakım onarım bölümlerinde genelde hoşnutsuzluk vardı. Sürücüler bu konuda talimatları kadın yöneticilerden almaktan hoşlanmıyorlardı. Sektöre ilk giriş yaptığımda varsayımların çok egemen olduğunu gözlemlemiştim. Bilgisizdim o ayrı ama o iş öyle olmaz diyen kişi, niye öyle olmadığını anlatamıyordu. Bir birimden ayrılan kişinin-genelde erkek çalışankriz çıkıyor, yokluğu hissediliyordu. Kadınlarla çalışmak bu bölümlerde sistemi getirdi. Kadın anlamadığı bilmediği işi yapamıyor. Hatta çoğu zaman bu alanda hiç hata yapmaması gerekiyor. Hata yaptığı zaman kaçınmıyor, bahanelere sığınmıyor kendi kendisini deşifre ederek hataları kayıt altına alıyor. Öyle gelişmeler yaşandı ki ISO 9000 denetçileri geldiği zaman bulunan çözümleri, işleri kısaltma yönetimleri doğru zamanda doğru tedarikçiye ulaşma tekniklerini not alıp takdir olarak yazılı bize ilettiler. Şimdi bu birimlerde kadın yok. Hatta bazı birimlerde birleşme yaşandı. Ama sistem yürüyor. Kadın sürdürülebilir sistemler kuruyor. Lojistik, erkeklerin sayı olarak yoğun olduğu bir hizmet sektörüdür. Tüm hizmet sektörlerinde olduğu gibi feminen bakış açısı başarıya götürür. Ama burada erkek bakış açısına hapsolmayan bir kadın profiline ihtiyacımız var. Kadınların toplumda aldıkları görevlere baktığımızda bazen karşı cinsi modelleyerek kariyer hedeflerini gerçekleştirdiklerini ve bu doğrultuda yürütmeye çalıştıklarında başarıya daha kolay ulaşabildiklerini görebiliyoruz. Bazen de erkeklerin sunduğu pozitif ayrımcılıkla bulundukları ortama sayı fazlalığı oluşturuyorlar ve bu kimi zaman o ortamın medeniyet ölçüsü sayılabiliyor, pasif pozisyon üretkenliğin önüne geçebiliyor. Yanlış anlaşılmasının tüm bunlar ortak amaca hizmet ettiği kadın iş gücünün var olmasına ve sürdürülebilir olmasına katkı sağlaması Nisan 2015 52 ARAŞTIRMA nedeniyle tabii ki çok önemli. Ama ben burada bağımsız, işbitirici, kendi ayakları üzerinde dururken zarafet katarak bulunduğu ortama değer katan, dönüştüren kadın profilini irdelemek istiyorum. Sektörlerdeki gelişme ‘kadın elinin değmesi’ tabiriyle farklılığı yakalıyor. Ben de lojistik sektöründe mesleğe ilk başladığımda bilgisizliğimi saklamayarak, varsayımlara itibar etmeyerek, günü kurtaran, tekrarlayan hata çözümlerine odaklanmayarak kendimi yetkinleştirdim. Gelişmiş ülkelerle Türkiye’yi kadın çalışma alanı ve sayısı bakımından kıyasladığımızda mesela İskandinav ülkeleri, bu ülkelerde geleneksel olarak erkeklere özgü olduğu düşünülen bir çok işkolunda kadınlar çalıyor. 20 yaşlarında kadın TIR sürücülerine rastlamak çok yaygın. O ülkelerde bu konunun haber değeri yok. İskandinav ülkeleri sosyal haklar ve kadın-erkek eşitliği konularında en üst seviyelerde yer alıyorlar. Bu nedenle Türkiye’de yaşanabilecek engeller ve zorluklar konusunda ABD’de yeni yaygınlaşmaya başlayan kadın TIR sürücüleri, kurdukları dernekler ve sorunlarını ifade etme biçimleri kıyaslama yapmak daha doğru olabilir. 8 Mart’ın; 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü olarak anılmasının Amerika’da polisin kadın işçilere saldırması ve işçilerin fabrikaya kilitlenmesi, arkasından da çıkan yangında işçilerin fabrika önünde kurulan barikatlardan kaçamaması sonucunda 129 kadın işçinin can vermesiyle kaynaklı olduğunu hatırlamak bana şunu sorgulatıyor: Erkekler kadınların çalışmasına sadece gelenekler yüzünden mi setler koyuyorlar, yoksa kendi egemenleri altında olan iş kolunun kaynak paylaşımına engel olmak mı istiyorlar? Hemcinslerimle beyin fırtınası yapmak istiyorum. Kadın TIR sürücüsü dediğimde, erkekler kadar kadınlardan da caydırıcı geri bildirimler alıyorum. Neden olmaz diye sorduğumda sektöre ilk girdiğim zaman ki ruh haline geçiyorum. Konunun özünü irdelemek yerine varsayımlara yöneliyorlar ve bu da teşhise, onarmaya, dönüştürmeye, yapıcı olmaya engel oluşturuyor. Ve cesaretimi kaybetmemek için şu cümleleri tekrar ediyorum kendime: Dış engeller ortadan kalkabilir, dış dünya her gün yeniden kuruluyor, yeniden yıkılıyor, bizi bir şekilde bu hızlı değişim kendisine uyum sağlamaya zorluyor. İç engellerimiz onların kontrolü bizde, bizim iznimiz olmadan büyük değişiklikler olmaz, olamaz. Aşılamayan sınırları çoğu zaman şartlar değil, aklımız koyuyor. Biz bizi engelleyen dış güçlerle mi uğraşacağız, içimizdeki işbirlikçileri mi tespit edeceğiz? Ve kamyon arkası yazısıyla bitirmek istiyorum yazımı: ‘Hayatta ya tozu dumana katarsın, ya tozu dumanı yutarsın.’ Seçim senin...” MÜSİAD: Trafikte kadına yönelik şiddet ve tacizin önlenmesi için aktif cezai uygulamalar getirilmeli “Günümüzde kadınların sosyal hayattaki etkinliği gün geçtikçe arttığı tartışılmaz bir gerçektir. Sosyal hayattaki aktifliğin araç kullanımında da kendini göstermesi de kaçınılmazdır. Özellikle büyük şehirlerde şehir dışında yapılan konutlar, alışveriş anlayışının değişmesi gibi çağdaş yaşamın getirdiği bir takım oluşumlar kadın için otomobil kullanımı neredeyse zorunlu hale getiren bir olgu haline gelmiştir. Son 10 yılda, ehliyet sahibi kadınların iki kat attığı görülmüştür. Erkeklere göre daha bilinçli ve tedbirli araba kullanan kadın sürücüler, yolcu güvenliğine verdikleri önemle, araçlarında trafik ve ilk yardım seti bulundurmada ön sırada yer almaktadır. Kurallara riayet etmek hususunda erkeklerden daha titiz olan kadınların oluşturduğu bu tablo karşısında erkek sürücüler, çoğu zaman kadınları taciz etmeye ve şiddet uygulamaya başvurabiliyor. Kadın sürücülerin aniden önüne geçme, sıkıştırma, önlerinde aniden durma, klakson ve selektör yapma, direksiyonu üzerlerine kırmak gibi taciz ve şiddet uygulamaları en fazla bilinenleridir. Trafik Araştırma Enstitüsü’nün 752 denek üzerinde yaptığı araştırmaya Nisan 2015 göre kadınların yüzde 35’nin trafikte en az 5 defa tacize, yüzde 65’inin ise 5’ten daha fazla tacize uğradığı ortaya çıkmıştır. Trafikte taciz veya şiddete maruz kalan kadınların paniğe kapılarak kaza yapmaları, bir süre ya da sürekli trafiğe çıkma korkusu yaşadıkları da uzmanlarca tespit edilen durumlardandır. Trafikte kadın sürücülerin karşılaştıkları taciz ve şiddet sadece trafikte değil sosyal hayatta da kadına bakış açısını yansıtması açısından dikkat çekici bir unsurdur. Genel olarak aile terbiyesi ve eğitim düzeyine bağlı olarak karşımıza çıkan kadına yönelik şiddet ve taciz olgusu trafikte sürekli olarak kendini göstermektedir. Trafik kurallarına uyma konusunda erkeklere göre daha dikkatli ve titiz olan kadın sürücülerin bu tutumları erkeklere örnek oluşturması gerekirken şiddete maruz kalmalarının nedeni olması kabul edilemez. Trafikte kadına yönelik şiddet ve tacizin önlenmesi için trafikte kadınları taciz eden sürücülere yönelik aktif cezai uygulamaların getirilmesi gerektiği kanaatindeyiz.” 53 Yılın kadını ödülünü Özgecan için aldı Başarılı iş kadını Evrim Aras ödülünü 20 yıllık çalışanının kızı Özgecan Aslan için aldı. Aras Kargo Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Evrim Aras, IAIR Global Economy ve Sustainability (Küresel Ekonomi ve Sürdürülebilirlik) organizasyonu tarafından, 2015 yılının özel kategorisi “Woman of the Year” (Yılın Kadını) ödülüne layık bulundu. Evrim Aras, ödülünü Hong Kong’da düzenlenen törende, yakın zamanda hunharca katledilen, 20 yıllık çalışanının kızı Özgecan Aslan için aldı. Kurum jürisi, Evrim Aras’ın bu dalda ödüllendirilmesine kriter olarak, 2014 yılında Birleşmiş Milletler’de Kadınların Güçlenmesi Prensiplerine imza atarak Türkiye’deki tek kargo şirketi olması, Birleşmiş Milletler’de yaptığı “Erkek egemen iş alanında kadın lider olmak” konuşmasının yansımaları ve Aras Kargo’nun 2012 yılındaki finansal performansı ile Frost&Sullivan şirketinin Büyümede Mükemmellik Ödülü’nü almış olması olarak gösterdi. Evrim Aras, “Bu ödülü daha iyi bir dünya hayal eden kadınlarımız adına, Özgecan için alıyorum” dedi. Ödülünü aldıktan sonra Evrim Aras şunları söyledi: “Sadece Türkiye’de değil kargo sektöründe, dünyada da tek kadın CEO olmak önemli bir sorumluluk. Erkek egemen iş alanlarında kadınların başarılı olmaması için hiç bir neden yok. Yeterki kadınlarımıza eşit fırsatlar verilsin. Dünyanın tüm ezilen, şiddete uğrayan, öldürülen kadınlarına, bu ödülün daha iyi bir dünya için umut vermesini diliyorum. Ödülümü, annesi 20 yıllık Aras Kargo emekçisi olan ve geçtiğimiz ay hunharca katledilen kızımız Özgecan’a adıyorum. Daha önce de belirttiğim gibi katilleri cezalandırılana kadar bu işin takipçisi olacağımıza bir kez daha buradan söz veriyorum. Daha iyi bir dünya hayaliyle çalışan, üreten, sevgi ve hoşgörüyü yaymaya kendini adamış tüm kadınların yolu açık olsun.” IAIR Awards jürisin dikkatini çeken diğer bir konu da şirketin dünyaca ünlü araştırma şirketi Frost & Sullivan’ın “Büyümede Liderlik Ödülü”nü almasıydı. Evrim Aras, iflas eşiğindeki şirketin yönetimine geçtikten kısa bir süre sonra 2 yıl içinde şirketi 6 kat büyüttüğü için uluslararası finans çevrelerinin dikkatini çekmişti. Birleşmiş Milletler Kapsamında Aras Kargo’nun 1 Yılda Attığı Adımlar: *Kadın çalışan istihdamında yöneticilere kota konması Hedef: Kadın çalışan oranını %16’dan 2015 sonuna kadar %20’ye çıkartmak. *Annelere esnek çalışma saati *Bebekler 1 yaşına kadar her gün 2 saat süt izni *Bebeklerin 1- 3 yaş arası her gün 1 saat bebek bakım izni *Bebekler 3 yaşına kadar her Cumartesi idari izin *Kazandır kazan öneri sistemi ile Kadın çalışan öneren çalışana prim *Annelere okulun ilk ve son günü, Aşı günü izin *Hijyenik emzirme odaları *Çalışanlara yönelik anne-çocuk sağlığı eğitimleri *Daha fazla kadın çalışan için tüm şirkete öneri anketi *Aras Akademi Aile Okulu ile çalışanların eşlerine eğitimleri: finansal okuryazarlık, mutluluk, ergen iletişimi üzerine eğitimler. Nisan 2015 54 RÖPORTAJ “Lojistik firmamız sayesinde pazarlarımıza zamanında ulaşıyoruz” Akron Collection Satış ve Pazarlama Müdürü Ali Maharram, müşteri memnuniyeti ve kalitenin kendileri için çok önemli olduğunu söylüyor. Maharram, “Ürünlerimizin müşterilerimize zamanında ulaşması gerekiyor. Bu konudaki sorunlarımızı lojistik firmamız çözüyor” diyor. Akron CollectIon, 2003 yılında Zeytinburnu İstanbul’da kuruluyor. Firma kadın ve çocuk iç giyimi üzerine çalışıyor. Firmanın olmazsa olmaz kuralları arasında müşteri memnuniyeti ve kalite geliyor. Kalitenin kendileri için son derece önemli olduğunu ifade eden Akron Collection Satış İşleriş Uzmanı Ali Maharram, “İş dünyası serüvenimize başlarken ilkelerimizi şu şekilde belirledik: Kalite, Müşteri memnuniyeti ve Güvenilirlik” diyor. Bu üç altın kuralın iş dünyasında çok önemli olduğunun altını çizen Akron Collection Satış İşleri Uzamanı Maharram, ihracat odaklı çalıştıklarını ve ihracatta çok önemli bir noktada olduklarını ifade ediyor. Maharram, dünyaya açılmak ve dünya çapında tanınabilmek için ihracat yapmak gerektiğini ifade ederek üretimlerinde kaliteden taviz Nisan 2015 vermediklerini ve bundan dolayı da müşterilerinden pozitif dönüşlker aldıklarını ifade ediyor. Taha Kargo ürünlerimizi zamanında teslim ediyor Arabistan, İran, Rusya, Kazakistan, İngiltere, Fas, Cezayir, Mısır, Azerbaycan gibi ülkelere ihracat gerçekleştirdiklerini ifade eden Maharram, ihracatta kalite kadar ‘ürünlerin zamanında pazarda olmasının’ da çok önemli olduğunu ifade ediyor. Lojistiğin kendi işlerinde son derece stratejik bir noktada bulunduğunu ifade eden Maharram, “Biz, firma olarak verdiğimiz sözü tutmak zorundayız. Söz vermek ve verilen sözü yerine getirmek bizim için bir namus meselesi gibidir. İhracat yapabilmek çok meşakkatli bir iştir. İhracatta ürünlerinizin kaliteli olması kadar ürünlerinizin pazara zamanında ulaşması ve müşterilerinizi bekletmemeniz de son derece önemlidir. Taşımacılık konularında Taha Kargo ile 4 yıldır çalışıyoruz. Taha Kargo da bizim gibi sözüne sadık bir firma. Pazara zamanında ürünlerimizi güvenli bir şekilde ulaştırıyor. Bu özelliklerinden dolayı Taha Kargo’yu tercih ettik. Taha Kargo’yu tanıdıklarımıza da öneriyoruz” diyor. Profesyonel bir lojistik firmasıyla çalışmanın kendilerine katma değer kazandırdığını ifade eden Maharram, “Sektördeki varlığımızı ve ilkelerimizle beraber rekabetçi politikamızı koruyabilmek için; teslimatların zamanında yapılabilmesi, ürünlerin kaliteli olması, fiyatların cazip olmasını temel prensip edinerek yolculuğumuzu sürdürüyoruz” diyor. 55 Ali Maharram Akron Collection Satış ve Pazarlama Müdürü Sektördeki varlığımızı ve ilkelerimizle beraber rekabetçi politikamızı koruyabilmek için; teslimatların zamanında yapılabilmesi, ürünlerin kaliteli olması, fiyatların cazip olmasını temel prensip edinerek yolculuğumuzu sürdürüyoruz. Müşteri memnuniyeti olmazsa olmazımızdır Maharram, lojistiğin ihracat anlamında son derece önemli ve kritik olduğunu söylüyor. Maharram, “Lojistik olmazsa işlerimizde ciddi sıkıntı yaşayabiliriz. Biz, nasıl ki kendi işimizde uzman ve profesyonelsek çalıştığımız firmaların da bu şekilde profesyonel olması gerekiyor. Biz, bu yüzden taşımacılık ve lojistiğe çok önem veriyoruz. Taha Kargo, bu anlamda istediğimiz her hizmeti fazlasıyla karşılıyor” diyor. İhracatın zorlu bir süreç olduğunu ifade eden Maharram, bu süreçte partner ortağı ile çalıştıkları lojistik firmasından tam destek görmenin faydalarını yaşadıklarını da ifade ediyuor. Firma olarak müşteri memnuniyetine büyük önem verdiklerini ifade eden Maharram, “Firmamızın geleceğinin müşteri memnuniyetini sürekli koruyabilmekten geçtiğini düşünmekteyiz. Bu düşünce ile siz değerli dostlarımıza kaliteli ürünler ve cazip şartlarla servis vermeye devam edeceğiz” yorumunu kullanıyor. Şu ana kadar müşterilerinden hep olumlu tenkitler aldıklarını ifade eden Akron Collection Satış İşleri Uzmanı Maharram, şu ana kadar olduğu gibi bundan böyle de işlerine dört elle sarılacaklarını, müşteri memnuniyetinden ödün vermeyeceklerini ve müşterilerinin ihtiyaçlarını zamanında gidereceklerini ifade ediyor. Maharram, ürünlerine, ürün kalitelerine sonsuz güvendiklerini ifade ederek kendi işlerinde ‘moda’ kavramının çok önemli yer tuttuğunu belirtiyor. Modadaki değişklikleri çok iyi takip ettiklerini kaydeden Maharram, modayı takip etmekle kalmadıklarını aynı zamanda modaya yön verdiklerini de vurguluyor. İhracatta lojistik çok önemli bir yer tutuyor Dünyanın değişik noktalarına ihracat yaptıklarını ifade eden Nisan 2015 56 EKONOMİ Hisarcıklıoğlu: İslam dünyası arasında engelleri kaldırmalı, serbestleşmeyi sağlamalıyız Türk-Arap Ekonomi Forumu’nda konuşan TOBB Başkanı ve ICCIA (İslam Ticaret, Sanayi ve Tarım Odası) Başkan Yardımcısı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, dünyanın önemli bir değişim döneminden geçtiğini belirterek, “Bu değişim sürecini rahmete ve ortak kazanca çevirmek zorundayız” dedi. Başta vize olmak üzere ticaretin önündeki engellerin kaldırılmasını isteyen Hisarcıklıoğlu, “Sadece Türkiye ve Arap ligi arasında değil, bütün bir İslam dünyası arasında serbestleşmeyi sağlamalıyız” ifadesini kullandı. Maliye Bakanı Şimşek yaptığı konuşmada gayrisafi milli hasılası artan Türkiye’nin bölgede daha çok söz sahibi olacağının altını çizdi. Türk-Arap Ekonomi Forumu; TOBB Başkanı ve ICCIA (İslam Ticaret, Sanayi ve Tarım Odası) Başkan Yardımcısı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Al-Iktissad Wal – Aamal Group CEO’su Faysal Abou Zaki, Arap Ligi Büyükelçisi Mohammed Fateh Al-Naceri ile çok sayıda Türk ve Arap işadamının katılımıyla İstanbul Four Seasons Bosphorus Hotel’de yapıldı. Hisarcıklıoğlu burada yaptığı konuşmada son 6 yıldır dünyanın, hızlı bir ekonomik ve siyasi değişim içerisinde olduğuna işaret ederek, “Bu değişimi Nisan 2015 özellikle bizim coğrafyamız çok daha güçlü hissediyor. Elbette her değişim süreci sancılıdır. Türk özel sektörü olarak biz, coğrafyamızda bugün yaşananları, doğacak yeni bir geleceğin sancıları olarak görüyoruz” dedi. Ortak hareket edilmesi ve “birlikte rahmet ve bereket, ayrılıkta azap var” öğüdüne uyulması halinde sağlıklı bir geleceğe sahip olmanın mümkün olduğunu ifade eden Hisarcıklıoğlu şöyle konuştu: “Ne yazık ki bugüne kadar, ekonomik alanda bu ortaklığı yeterince tesis edemedik. Atlantik Okyanusu’ndan Basra Körfezi’ne kadar uzanan Arap Coğrafyası 370 milyonluk nüfusu ve 2,9 trilyon dolarlık yıllık üretimi ile büyük bir ekonomik güç. Diğer taraftan Türkiye 78 milyon nüfusu ve 800 milyar dolar gayri safi milli hasılası ile bu bölgenin en büyük ekonomisi ve en büyük sanayi ülkesi. İnşaat, turizm ve tarım alanlarında da dünyanın en büyük ekonomilerinden biriyiz. Dahası, ülkelerimizin içinde bulunduğu coğrafyada dünyanın en büyük enerji kaynaklarına sahibiz. Bu kaynaklardan sağlanan çok büyük bir sermaye birikimimiz var. Küresel enerji ve ticaret 57 koridorlarının da tam merkezindeyiz. Yani Allah bize muazzam nimetler ve fırsatlar vermiş. Ama bize verilen bütün bu imkanlara rağmen, biz kendi üzerimize düşeni yapamadık. Coğrafyamızı daha müreffeh ve istikrarlı hale getirecek en önemli işi beceremedik. Aramızdaki ekonomik ilişkileri yeterince büyütemedik.” Tek elle alkışlanmaz 2014 yılında Türkiye’nin Arap ülkeleri ile karşılıklı ticaretinin 45 milyar dolar olduğunu bildiren Hisarcıklıoğlu, sahip olunan alan, doğal kaynaklar, nüfus ve potansiyel göz önünde bulundurulduğunda bu rakamların denizde bir su damlası olduğunu söyledi. Hisarcıklıoğlu, “Bugün Arap ülkeleri 870 milyar dolar ithalat yapıyor. Ama bu- nun ancak 34 milyar dolarını biz satıyoruz. Biz 242 milyar dolar ithalat yapıyoruz. Ama Arap ülkelerinden aldığımız malların toplamı 10 milyar doları ancak buluyor. Bunun da büyük çoğunluğu enerji ithalatın geliyor. Kardeşiz diyen bizler toplam ticaretimizin sadece yüzde 7’sini birbirimizle yaparken, Avrupa Birliği ülkeleri dış ticaretlerinin tam yüzde 45’ini birbirleri ile yapıyor. İşte batının zenginliği bu işbirliğiyle geliyor. Bir Arap atasözünün dediği gibi “Yed Vahıd Ma Tısfag.” Yani tek el ile alkışlanamaz. Biz şu an tek elle alkış yapmaya çalışıyoruz” dedi. Artık iki eli de kullanma zamanı geldiğini ifade eden Hisarcıklıoğlu, karşılıklı güven ve samimiyet sayesinde bunun başarabileceğinin altını çizdi. Türkiye’nin ekonomik gücü ve İslami finans sistemi Türkiye’nin özellikle sanayi, turizm, inşaat ve tarım alanlarında müthiş bir tecrübeye sahip olduğunun altını çizen Hisarcıklıoğlu, G-20 ve B-20 çalışmaları hakkında da bilgi vererek Türkiye’nin 2015 yılında G-20’nin dönem başkanlığını yürüteceğini söyledi. “Amacımız dünyanın farklı bölgelerinde yapılan altyapı yatırımlarına finansman aranırken, bizlerin elindeki İslami finans kaynaklarının da kullanılmasını sağlamak. Yani İslami finansman sistemini dünyaya yaymak. Buradan tüm Arap kardeşlerime, işadamlarına sesleniyorum. Sizler de gelin, bu çatı altında yerinizi alın. Destek verin. Bu coğrafyanın sorunlarını çözmemize ve ortak fırsatlarımızı daha güçlü savunmamıza esini daha fazla duyurmamıza katkı verin. Sesimizi duyurmamız gereken kitle bu oluşumun içinde bizi bekliyor” diyen Hisarcıklıoğlu, yeni Arap neslini, başarılı girişimcilere dönüştürecek tohumu şimdiden atmak gerektiğini Türkiye’nin son 30 yıldaki zenginleşme hikayesinin anahtarı da Türk girişimcilerden geçtiğini sözlerine ekledi. Maliye Bakanı Şimşek: Güçlü Türkiye, bölgedeki gücünü artıracak Maliye Bakanı Mehmet Şimşek konuşmasında, çözüm sürecinin başarılı bir şekilde nihayetlenmesi durumunda Türkiye’nin gayrisafi milli hasılasının her yıl yüzde 1 artabileceğini ve bunun da bölgede etkisini Nisan 2015 58 EKONOMİ bu çıkarlar doğrultusunda refahı, istikrarı geliştirebilmesi, dolayısıyla da dünya barışına katkı sağlayabilmesini kastediyorum.” Basra körfezi ve diğer Arap ülkelerinin, Türkiye’nin Yemen’de istikrarı sağlama çabalarını takdirle karşıladığını aktaran Ebu Zeki, bu tür girişimlerin, Türkiye ve Arap ülkeleri arasındaki ortak çabaların ne kadar değerli olduğunu gösterdiğini ifade etti. El- Nasıri: Siyasi görüş ayrılıkları ekonomik işbirliğini amaçlayan toplantıları gölgelemeyecek göstereceğini ifade etti. Şimşek, 10. Türk-Arap Ekonomi Forumu’nda yaptığı konuşmada, şu anda petrol fiyatlarının önemli bir konu olduğunu, ancak bölgedeki bütün geçici karışıklıkların ötesinin görülmesi gerektiğine dikkati çekti. Zor zamanlarda iş yapabilmenin kolay olmadığını ifade eden Şimşek, hem Türk hem Arap hem de diğer ülkelerden meslektaşları ve iş adamlarının bütün karışıklık ve zorluklara rağmen kararlı olduklarını dile getirdi. Düşük petrol fiyatları nedeniyle petrol ihraç eden ülkelerin 1,7 milyar dolar kaybettiğini ve petrol ithal eden ülkelerin ise bu miktarı kazandığını söyleyen Şimşek, Türkiye ile Arap dünyası arasındaki bağların daha fazla güçlendirilmesi için katılımcıların öneriler getirdiğini anlattı. Şimşek, şunları kaydetti: “Çeşitlilik çok önemli. Neden Orta Doğu’dan daha az mal almaktayız? Çünkü enerjiye yoğunlaşmış durumdayız. Türkiye ile Arap dünyası arasında ticaret gelişsin diye uğraşıyoruz. KOBİ’ler için de bazı düzenlemelere ihtiyacımız var. Türkiye’nin G-20 dönem başkanlığında bu konunun üzerinde duracağız. KOBİ’lerin finansman imkanlarının geliştirilmesi için önlemler alınmalıdır. Genç bir nüfusa sahibiz. Onların istihdama ihtiyaçları vardır. Bu insanların kalifiye olması da önemlidir. Eğitimin öncelikle alınmasını gerektiğini düşünüyorum. Eğitimle birlikte altyapı ve Ar-Ge’nin de ön sırada yer alması gerekiyor.” Ebu Zeki: Türkiye’nin Yemen’de istikrarı sağlama çabalarını takdirle karşılıyoruz Lübnan El İktisad Vel Amal Grubu Nisan 2015 Üst Yöneticisi (CEO) Yardımcısı Faysal Ebu Zeki ise forumun ilk yıllarında çeşitli zorluklarla başa çıkmak zorunda kaldıklarını belirterek, tüm bunlara karşın bu zaman zarfında, Türk ve Arap uzun vadeli hedefleri ve ortak çıkarları doğrultusunda stratejik ve rasyonel gelişimin başarıldığını söyledi. Gelecek günlerin de çok kolay olmayacağını, bu nedenle bugün bir araya gelindiğini dile getiren Ebu Zeki, şunları kaydetti: “Önümüzdeki zorlukları, krizleri, çevremizdeki istikrarı tehdit eden sorunları ele almak bizim hedefimizdir. Bütün bunlar bizim temel gerçekleri görmemiz için bir vesiledir. Bu gerçekliklerden bir tanesi Türkiye ve Arap ekonomik birliğinin stratejik bir önem taşıdığıdır. Sadece ticaret, bankacılık, yatırım, turizm veya gayrimenkulden söz etmiyorum. Türkiye ve Arap bölgesinin ortak çıkarlarından ve Arap Birliği Türkiye Büyükelçisi Muhammed Fatih El-Nasıri de Arap Birliği Genel Sekreterliği’nin 2005 yılından bugüne kadar TürkArap Ekonomi Forumu’nu takip ettiğini ve varılan sonuçlardan memnuniyet duyduğunu ifade etti. Nasıri, siyasi görüş ayrılıklarının ekonomik işbirliğini amaçlayan toplantıları gölgelemeyeceğine dikkati çekerek, “Bizlerin birlikte çalışıp, ileriye doğru yol almamız gerekiyor. Ekonomimize ancak böyle katkıda bulunabiliriz” dedi. Türkiye’nin, Suriye’den göçe zorlanmış olan yaklaşık 2 milyon Suriyeli sığınmacıyı aldığını aktaran Nasıri, “Türkiye, buraya 2,5 milyar dolardan fazla harcadı. Uluslararası devletlerin katkısı, fazla zikredilecek bir rakam değil. Yapılan dış yardımlar, 300 milyonu geçmiyor” diye konuştu. Nasıri, Arap dünyasında istikrarsızlık ortamının devam ettiğini ve tek beklentilerinin selametle güvenlik ortamına ulaşmak olduğunu sözlerine ekledi. 59 Borusan Lojistik’ten RES lojistiğinde anahtar teslim çözümler! Mercedes-Benz Dinlenme Köşesi” bir yılda 300 binden fazla kamyon şoförünü ağırladı Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın himayesinde, Avrupa Rüzgâr Enerjisi Birliği (EWEA) ve Küresel Rüzgâr Enerji Konseyi (GWEC) ile Türkiye Rüzgâr Enerjisi Birliği tarafından ortaklaşa düzenlenen Kıtalararası Rüzgâr Enerjisi Kongresi (IWPC 2015) 31 Mart - 02 Nisan 2015 tarihleri arasında İstanbul WOW Convention Center’da yapıldı. Farklı ülkelerden enerji bakanlarının ve rüzgâr enerjisi sektörünün uluslararası temsilcilerinin katıldığı 3 günlük etkinlikte rüzgâr enerjisiyle ilgili politikalar ve sorunlar tartışıldı, görüş alışverişi yapıldı. Borusan Lojistik bir stant açarak rüzgâr enerjisi lojistiğindeki anahtar teslim çözümlerini tanıttı. Katılımcıların ilgisini çeken Borusan Lojistik standında çözümlerle birlikte, daha önce başarıyla gerçekleştirilen önemli ve büyük projelerle ilgili bilgiler de video wall ekranlarda sunuldu. Borusan Lojistik Genel Müdürü Kaan Gürgenç şirketin rüzgâr enerjisi alanında sunduğu hizmetlerle ilgili olarak şu açıklamayı yaptı: “Enerji sektörü ve rüzgâr enerjisi ülkemiz için stratejik öneme sahiptir. Biz Borusan Lojistik olarak bu sektöre gerçek anlamda değer ve fark yaratan hizmetler sunuyoruz. Şirketimizin farklı alanlarda ki yetkinlik ve deneyimini, güçlü altyapımız ve hizmet ağımızla birleştirerek, rüzgar enerjisi santrali lojistik hizmetlerimizi müşterimize anahtar teslim bir çözüm paketi olarak sunuyoruz. RES sektöründe Borusan Lojistik’le çalışan firmalar hizmet ve çözümlerimizdeki farkı bizzat yaşayarak görecek ve çok memnun kalacaklar. Borusan Lojistik müşterilerine fark yaratan hizmetler sunmaya ve onların memnuniyetini sürekli artırmaya devam edecek.” Mercedes-Benz Türk, sektöre yaptığı yatırımlara bir yenisini daha ekleyerek hizmete açtığı dinlenme köşelerinde, kamyon şoförlerine konforlu bir mola imkanı sunmaya devam ediyor. Adapazarı-Bilecik yolu üzerindeki Özdemir Dinlenme Tesisleri’nde yer alan ve kamyon şoförlerine özel olarak hazırlanan “Mercedes-Benz Dinlenme Salonu”, Mayıs 2014’ten beri 300 binden fazla şoföre hizmet verdi. Mercedes-Benz kamyon kullanıcısı olsun olmasın tüm şoförlere açık olan salon, dinlenmek isteyen misafirlerini rahat koltukları ve çaykahve ikramlarıyla ağırlıyor, ücretsiz internet kafe, 7/24 dijitürk yayını ve şarj üniteleriyle de uzun yol şoförlerinin araç dışında yürütülmesi gereken işlerini halletmek için ihtiyaç duyulan her türlü donanımı sunuyor. Birinci yılı vesilesiyle Adapazarı Pamukova’daki “Mercedes-Benz Dinlenme Köşesi”ni ziyaret eden Mercedes-Benz Türk yöneticileri, kamyon şoförleriyle bir araya gelerek birlikte yemek yediler ve keyifli bir sohbet gerçekleştirdiler. Kamyon şoförlerinin gerek araçlar ve finansmanı gerekse çalışma şartları konusunda ihtiyaçlarını anlamak ve onlara en uygun çözümleri sunmak için yanlarında olmaya devam ettiklerinin altını çizen Mercedes-Benz Türk A.Ş. Kamyon Pazarlama ve Satış Müdürü Bahadır Özbayır, bu doğrultuda dinlenme tesislerinin sayısını artırmayı planladıklarını belirtti. Özbayır sözlerine şöyle devam etti: “Şirket olarak yıllardır yerli üretim kamyon ve çekicilerimiz ile pazarın 13 yıldır lideriyiz. Günümüzde araçlarda değişen teknolojiye ve sektörün Türkiye’deki gelişimine paralel olarak, kullanıcıların da değiştiğini söylemek mümkün. Kamyon şoförleri artık çok daha bilinçli ve teknolojiye daha hakim. Sektörü ve ürünleri yakından takip ediyor, beklentisini ifade ediyor ve bilinçli araç kullanımı sayesinde sektöre önemli katkılarda bulunuyorlar. Bunun beraberinde tabii ki beklentilerinin de değiştiğini görüyoruz. Kullanıcılarımız artık, araç tekniği ile yakından ilgileniyor, haberleri internetten takip ediyor, sosyal medya kullanıyor”dedi. Özbayır, Mercedes-Benz Türk olarak bu meslek grubunda çalışanları anlıyıp, onların yanında olmaya çalıştıklarını da ifade etti. Nisan 2015 60 İHRACAT İMMİB 2014 ihracatının yıldızlarını ödüllendirdi Türkiye’nin toplam ihracatının yüzde 30’unu gerçekleştiren altı birliği bünyesinde barındıran ve 2014 yılında 43,6 milyar dolarlık ihracat gerçekleştiren İstanbul Maden ve Metaller İhracatçı Birlikleri “İMMİB”, bu başarıya imza atan yıldız şirketlerini ödüllendirdi. İMMİB’in geleneksel hale getirdiği ve bu yıl sekizincisi düzenlenen ödül gecesinde; Türkiye’nin 2014 yılında gerçekleştirdiği ihracatta en büyük paya sahip olan şirketlere toplam 195 ödül verildi. İMMİB 2014 Türkiye geneli ihracat liderleri Vestel, Arçelik ve Habaş oldu. İMMİB 2014 İhracatın Yıldızları Ödül Töreni 10 Nisan 2015 Cuma akşamı HyattRegency İstanbul Ataköy Otel’de düzenlendi.Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci’ninekonomideki güncel gelişmelere dair değerlendirmelerde bulunduğu törende, TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi ve İMMİB bünyesindeki Türkiye’nin ihracat lideri 6 ihracatçı Birliğinin Başkanları da hazır bulundu. Türkiye çapında genel sekreterlikler bazında 43,6 milyar dolarlık ihracatla en yüksek ihracatı gerçekleştiren İMMİB, 2014 yılının ihracat yıldızlarını 65 farklı kategoNisan 2015 61 ride toplam195 ödül ile onurlandırdı. Kimya, elektrik-elektronik, çelik, maden, mücevher, demir ve demir dışı metaller gibi Türkiye’nin en ihracatçı sektörlerinde faaliyet gösteren 25 bini aşkın ihracatçıyı temsil eden İMMİB, “İhracatın Yıldızları” ödülleri ile hem firmaların bu başarısını ödüllendirmek hem de ihracatlarını artırmaları için teşvik etmeyi hedefliyor. İstanbul Maden ve Metaller İhracatçı Birlikleri “İMMİB” çatısı altında;Elektrik Elektronik ve Hizmet İhracatçıları Birliği, Çelik İhracatçıları Birliği, İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği, İstanbul Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliği, İstanbul Maden İhracatçıları Birliği ve Mücevher İhracatçıları Birliği yer alıyor. Bu altı birliğin alt sektörlerinde faaliyet gösteren ve en yüksek ihracatı yapan ilk üç şirket ise ihracatın yıldızı olarak ödül almaya hak kazandı. Büyükekşi: Euro/Dolar paritesindeki düşüş ihracatımızı negatif yönde etkiliyor İMMİB Koordinatör Başkanı Ali Kahyaoğlu törenin açılışında yaptığı konuşmada ödül alan firmaları kutlayarak şunları söyledi: “İMMİB Türkiye ihracatının yüzde 30’unu karşılıyor. 2014 yılında 6 birliğimiz 43,6 milyar dolarlık ihracata imza attı. Katma değeri yüksek ihracat için gece gündüz demeden çalıştık. Bu emeklerin karşılığını almak için bu akşam buradayız. İMMİB, şimdiye kadar ihracatın gelişimine katkı sağlayan bir merkez olarak çalıştı. Türkiye’nin 2023 yılında 500 milyar dolarlık ihracat hedefine 200 milyar dolar ihracatla katkıda bulunmak üzere İMMİB olarak çalışmaya ve ihracatçılarımıza destek olmaya devam edeceğiz.” TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi ise dış kaynaklı gelişmelerin ihracatımızı etkilediği zor bir dönemden geçildiğini belirterek, “Özellikle Euro/Dolar paritesindeki düşüş ihracatımızı negatif yönde etkiliyor. Örneğin sadece Mart ayında paritedeki yüzde 21,5 düşüş ihracatımızı 1,3 milyar dolar negatif etkiledi. Buna rağmen ihracatta kilogram bazında yüzde 4,4 artış yakaladık. Dünya ticareti daralırken biz pazar payı kazanıyoruz. Bunun sürekliliğini sağlamak en büyük temennimiz. Biz de zorluklardan güç alarak ‘ihracatın usta kaptanlığı’ konusunda hızla ilerliyoruz. Geleceğe umutla bakıyoruz. Bu yılın 3. Çeyreği itibariyle de ihracatımızın yeniden artış trendine girmesini bekliyoruz. Bu anlamda hep vurguladığımız gibi tüm sektörlerimizin inovasyon, Ar-Ge, tasarım ve markalaşmaya daha fazla odaklanması önem taşıyor” dedi. Zeybekci: Devasa bir dış ticaret hacmi ile karşı karşıyayız Türkiye’nin ihracatta önemli mesafeler elde ettiğini dile getiren Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci,“Türkiye’nin dış ticaret hacmi 80’li yıllarda 5 milyar dolar bile değilken, 2014 yılında 171 milyar dolar ihracat gerçekleştirdi. 241 milyar dolar ithalat, 50 milyar dolara yakın hizmet geliri ile devasa bir dış ticaret hacmi ile karşı karşıyayız. Son 12 yılda ortalama yüzde 14 ihracat artışı ile ekonomimiz bugünlere geldi. Türkiye’nin cari açık, dış ticaret açığı, bütçe açığı problemi kalmamıştır, yoktur. Türkiye’nin sadece inovasyon ve Ar-Ge problemi vardır. Bunun çözümü ise ileri teknoloji ve bilgi planı ile mümkün. Yüksek teknoloji ürünlerinin ihracatındaki payı yüzde 4 seviyesinde olan bir Türkiye 2023 hedeflerine ulaşmakta zorlanır”diye konuştu. Bakan Zeybekci, yeni açıklanan ekonomi paketini de değerlendirerek, KKDF’nin hammadde ve ara malı ithalatında sıfırlanmasının güzel bir gelişme olduğunu belirtti. Nihat Zeybekçi, bu sözleri ile salondaki ihracatçı firmalardan büyük bir alkış aldı. Sanayicilerin yatırım indirim sürelerinin çok uzun olduğuna dair şikayetlerinin de göz önüne alınarak bir takım değişikliklere gidildiğini ifade eden Zeybekci, 1. bölgede yatırım döneminde sıfır olan indirim tutarının yüzde 50’ye, 2. bölgede yüzde 55’e, 3. bölgede yüzde 60’a çıktığını söyledi. Bunun yeni bir sermaye birikimi ve yeni bir yatırım anlamına geldiğini vurguladı. İMMİB 2014 İhracatın Yıldızları ödülleri Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi ve ilgili birlik başkanları tarafından dağıtılarak sahiplerini buldu. Nisan 2015 62 KISALAR Ortadoğu lojistik sektörünün liderleri İstanbul’da buluştu Saudia Cargo Türkiye Genel Satış Acentası Taha Kargo, Ortadoğu lojistik sektörünün en önemli temsilcilerini bir araya getiren özel bir davet düzenledi. Çok sayıda konuğun katılımı ile 7 Nisan tarihinde gerçekleşen toplantıda, lojistik sektöründeki gelişmelerin yanı sıra Ortadoğu’da yaşananlar da ele alındı. 1994’ten bu yana lojistik sektöründe hizmet veren Taha Kargo, Ortadoğu’nun lider kargo şirketi Saudia Cargo’nun Türkiye temsilciliğini üstleniyor. Taha Kargo, 7 Nisan 2015, Salı günü Hyatt Regency Otel’de düzenlediği toplantı ile lojistik sektörünün önemli isimlerini bir araya getirdi. Taha Kargo Yönetim Kurulu Başkanı Emin Taha’nın ev sahipliğinde gerçekleşen toplantıda, Saudia Cargo Anlaşmalar Müdürü Fawaz Awlia ve Saudia Cargo Bölge Direktörü Amer Abu Obaid da yer aldı. Suudi Arabistan Ticaret Müşaviri Enver Bin Hasusah, Türk Hava Yolları Kargo Başkan Yardımcısı Serdar Demir ile MÜSİAD ve DEİK temsilcilerinin de katıldığı davet, Ortadoğu lojistik sektörünün liderlerini buluşturdu. Özel davette yetkililer; sektörün konumu, yeni gelişmeler, yatırımlar hakkında bilgi aktardı. Ayrıca, Ortadoğu’da yaşanan gelişmeler de değerlendirildi. Toplantıda yaptığı konuşmada Emin Taha, Türkiye’de sektörün durumu ve Taha Kargo’nun hedeflerini aktardı. Emin Taha; 2014 yılında Saudia Cargo’nun Türkiye temsilciliğini, 8 firma arasından Taha Kargo’yu seçtiğini belirterek, bundan duydukları memnuniyeti dile getirdi. Fawaz Awlia ve Amer Abu Obaid da yaptıkları konuşmalarda; global yatırımlar ve Ortadoğu’daki gelişmelerin sektöre yansımaları gibi konularda paylaşımda bulundu. Fawaz Awlia konuşmasında; Taha Kargo ile işbirliğinden mutluluk duyduklarını ve daha büyük hedefleri gerçekleştireceklerine inandığını belirtti. Dört kıtaya yayılan geniş global ağı sayesinde, doğu batı arasında köprü kuran Saudia Cargo, lojistik sektörünün liderleri arasında yer alıyor. Uluslararası standartlarda en etkin lojistik çözümleri sunan Saudia Cargo, dünyanın en güvenilir kargo şirketleri arasında gösteriliyor. Makine Kimya Endüstrisi’nin hurda lojistik operasyonlarını Etis yapacak Etis Lojistik, MKE Kurumu Genel Müdürlüğü’nün Türkiye çapında birçok bölgede mevcut olan hurda nakliye ihalelerinden İç Anadolu ve Nisan 2015 Ege bölgelerini kazandı. Etis Lojistik, iş portföyüne hurda taşımacılığını da ekledi. Etis Lojistik, Makine Kimya Endüstrisi Kurumu (MKE) Genel Müdürlüğü’nün tüm Türkiye çapında gerçekleştirdiği hurda nakliye ihalelerinden İç Anadolu ve Ege bölgelerini kazanarak, hurda taşımacılığı alanına da adım atmış oldu. MKE Kurumu Genel Müdürlüğü ile iki farklı bölge olmak üzere birer yıllık taşımacılık sözleşmesi imzalayan Etis Lojistik, Makina Kimya Endüstrisi’nin Türkiye’nin10 farklı lokasyonundaki depolarından Kırıkkale ve Aliağa Hurda Müdürlüğüne olmak üzere iki farklı lokasyona taşımasını gerçekleştirecek. Etis Lojistik toplamda 58 bin 200 ton hurda nakliyesi gerçekleştirecek. Etis daha önce Burkasan firmasına; plastik, kağıt ve hurda lojistik operasyonlarında, Rolmetalve Metalimpex firmalara iseprofil ve saç hurda taşımacılığında hizmet vermişti. 63 Yapı malzemeleri ve inşaat sektöründeki gelişmeler lojistikçileri yakından etkiliyor 2014 yılında gerçekleşen 2 milyar dolarlık inşaat malzemeleri ihracatı lojistik sektörünü hareketlendiriyor. Bu hareketlenme 2015 yılında da devam edecek. Sertrans Logistics CEO’su Nilgün Keleş: “2023 yılında yurtiçi ve yurt dışında toplam 200 milyar dolar ciro hedefi olan yapı malzemeleri ve inşaat sektörü, lojistik sektörünü yakından etkileyecek” dedi. Türkiye yapı sektörünün 2015 yılındaki yeni pazarlara açılma hedefi lojistik sektöründe olumlu karşılandı. Üretim değeri 50 milyar dolar, ihracatı 21,8 milyar dolar, ithalatı ise 10,4 milyar dolar olan inşaat malzemeleri sanayi, 2014 yılında 2 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirdi. 2015 yılında yeni pazarlara açılma hedefi olan Türkiye yapı sektörünün lojistik sektörünü yakından etkileyeceğini söyleyen Sertrans Logistics CEO’su Nilgün Keleş konuyla ilgili; “Cumhuriyetin 100’üncü yılında dünyanın 10’uncu, Avrupa’nın 3’üncü büyük ekonomisi olmayı hedefliyoruz. Ekonominin lokomotif sektörlerinden biri olan yapı ve inşaat, beraberinde pek çok sektörü de etkiliyor. Bunlardan biri de doğal olarak lojistik sektörü… İthalat ve ihracatta doğru bir lojistik yönetimi büyük bir önem taşıyor dolayısıyla yapı sektörü, ihracat, ithalat, depolama ve yurtiçi-yurtdışı dağıtım hizmetlerine her geçen gün daha fazla ihtiyaç duymaktadır. Yapı malzemeleri ve inşaat sektörü de 2015 yılındaki yeni pazarlara açılma hedefini bu bakış açısıyla gerçekleştirmektedir ve böyle de devam etmelidir” dedi. Air Liquide Türkiye’den Omsan’a teşekkür Sanayi ve sağlık için gaz, teknoloji ve hizmetlerde dünya lideri olan Air Liquide’in HSE (Sağlık, Emniyet ve Çevre) birimi tarafından her yıl Avrupa çapında verilmekte olan HSE ödülüne, 2014 yılı için Air Liquide Türkiye layık görüldü. Air Liquide Türkiye, 2010 yılında operasyonun başlangıcından bu yana Air Liquide araçları ile tüm taşımacılık faaliyetlerinin kazasız olarak gerçekleştirilmiş olması nedeniyle almış olduğu ödüldeki payı ve desteğinden ötürü iş ortağı Omsan’a teşekkür belgesi verdi. Omsan Lojistik Yurtiçi Karayolu Satış ve Operasyon Müdürü Nevzat Dalgıç, operasyonlarında hiçbir ceza puanı veya uygunsuzluk bildirimi almamaları sebebiyle kısa bir süre önce sürücülerinin Air Liquide Türkiye tarafından ödüllendirilmesinin ardından şimdi de aldıkları bu teşekkür belgesinin kendilerini mutlu ettiğini ifade etti. Müşteri memnuniyetinin sağlanmasının yanında bu memnuniyetin sürdürülmesini de çok önemsediklerini belirten Dalgıç, aldıkları teşekkür belgesi ile operasyonlarında ulaşmaya çalıştıkları mükemmelliğin takdir edilmiş olmasının kendilerini gururlandırdığını söyledi. Nisan 2015 64 TESLİMAT Martaş da Tırsan dedi Martaş, Tırsan’dan aldığı 50 adet yeni nesil mega tenteli ile 20 adet konteyner taşıyıcıyı filosuna kattı. Martaş, bu alımla filosundaki yarı römork sayısını 500’e çıkarırken ilk defa Tırsan’dan tenteli araç alımı yaptı. Tırsan Fabrikası’nda düzenlenen teslimat törenine Tırsan Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu, Martaş Group Yönetim Kurulu Başkanı Abdi Kurt ve Martaş Group Yönetim Kurulu Üyesi Okan Kurt katıldı. Çetin Nuhoğlu, Martaş’ın ilk defa tenteli araç almasından dolayı çok mutlu olduğunu ifade ederek “İkinci mutluluğum ise Abdi Bey ile yıllar süren dostluğumuzu oğlu ile devam ettirmemiz” dedi. Nuhoğlu: Hiç kimse Tırsan’dan daha iyi olamayacak İyi araç yaptıklarını ifade eden Nuhoğlu, pazarda yüzde 40 payı olduklarını, en yakın rakiplerinden 6 kat, ithal markalardan ise 10 kat daha fazla üretim yaptıklarını vurguladı. Nuhoğlu, açıklamalarına şöyle devam etti: “En kaliteli ürünü yapmaya devam edeceğiz. Hiç kimse Tırsan’dan daha iyi olamayacak. Almanya dışında İtalya, Fransa, İngiltere’de rakibimiz yok. Avrupa’nın üçüncü büyük üreticisiyiz.” Kurt: Gelecekte yüzde 100 Tırsan olacak Okan Kurt ise yaptığı açıklamada sektörün idolü olan Çetin Nuhoğu ile aynı masada oturmaktan dolayı onur duyduğunu ifada etti. “Başkanımız sektörü, sorunlarını, ekonomiyi çok iyi biliyor. Okulda onu takip ettik. Onu örnek alarak büyüdük” diyen Kurt, araçları Türk üreticiden almalarının kendilerini daha da mutlu ettiğini söyledi. Abdi Bey’in talimatıyla araçları yüzde 100 Tırsan Finansmanı ile aldıklarını söyleyen Kurt, bunun kendileri için milat olacağını gelecekte yüzde 100 Tırsan ile devam etmeyi umduklarını açıkladı. Martaş’ın aldığı Yeni Nesil Mega treylerler Code XL sertifikalı ve KTL teknolojisine ve 10 yıllık paslanmazılık garantisine sahip. Martaş Group Yönetim Kurulu Başkanı Abdi Kurt ve Martaş Group Yönetim Kurulu Üyesi Okan Kurt, teslimat törenin ardından fabrikayı da gezdi. Ergünler Nakliyat 20 Tırsan konteyner taşıyıcı teslim aldı Ergünler Konteyner Depolama ve Nakliyat, 20 adet Tırsan SHG.S 40 konteyner taşıyıcı semi treyleri, Tırsan Adapazarı fabrikasında düzenlenen törenle teslim aldı.Tırsan bayisi Mengerler Ticaret tarafından satışı gerçekleştirilen araçların teslimat töreni, Ergünler Nakliyat Yönetim Kurulu Başkanı Veysel Ergün, Yönetim Kurulu Üyeleri Faysal Ergün ve Furkan Ergün, Filo Müdürü Erol Ergün, Mengerler Ticaret Satış Müdürü Cihan Ekinci, Satış Danışmanı Fatih Şendöl ile İsmail Uğurlu ve Tırsan Bayi Koordinatörü Aydın Temel’in katılımı ile gerçekleşti. Ergünler Konteyner Depolama ve Nakliyat Yönetim Kurulu Başkanı Veysel Ergün gerçekleştirilen törende yaptığı açıklamada,“Tırsan konteyner taşıyıcıları öncelikli tercih etme sebebimiz kalitesidir. Ayrıca Nisan 2015 araçların şasisinin cıvata bağlantılı olması yedek parça tedariki ve servis süresini azaltarak bize zaman avantajı sağlamaktadır;” dedi. Ergün, “Bunun yanı sıra araçların özel deveboynu tasarımı sayesinde operasyonlarımızı daha kolay ve hızlı gerçekleştirebiliyoruz. Yeni yatırım- larımızda da TIRSAN ve Mengerler Ticaret ile işbirliğimizin devam etmesinden memnuniyet duyarız,” diye ekledi. Merkezi Kocaeli-Dilovası olan Ergünler Konteyner Depolama ve Nakliyat konteyner ve akaryakıt taşımacılığı alanında müşterilerine lojistik hizmeti sunuyor. 65 Mylogistics, Iveco’larla takım kurdu MyLogistics, Iveco’nun İstanbul yetkili satıcısı Istanbul Otomotiv’den farklı segmentlerde 61 adet araç aldı. Stralis Hı-Way Euro VI çekici, 10 adet, 27 adet Daily 3,5 Ton, 17 adet Daily 7 Ton ve 7 adet Eurocargo kamyon ile firma tam bir takım oluşturmuş oldu. Teslim töreninde konuşma yapan Istanbul Otomotiv Yönetim Kurulu Başkanı Cem Arı, MyLojistik firmasına yaptıkları teslimattan büyük memnuniyet duyduklarını ve müşterilerini satış sonrası hizmetlerde de mahcup etmeyeceklerini ifade etti ve Türkiye pazarında Iveco‘nun her geçen gün pazar payının yükseldiğini, geniş ürün yelpazesi ve kalitesiyle hak ettiği yere geleceğine inancının tam olduğunu sözlerine ekledi. My Lojistik Genel Müdürü Sayın Abbas Akbal da yaptığı konuşmada, 1993 yılında kurulan firmalarının 1999 yılından beri taşımacılık hizmeti verdiğini ve filolarında hafif, orta ve ağır olmak üzere her segmentden kamyon olduğunu 2014 yılında müşterilerine depolama hizmeti vermeye başladıklarını ve bir önceki seneye oranla yüzde 21’lik cirosal büyüme kaydettiklerini ifade etti. Abbas Akbal Mylogistics olarak, müşterilerimiz için en uygun çözümleri bularak 300’den fazla personelimiz, 250’den fazla özmal350’den fazla sözleşmeli aracımız ile yolumuza devam ediyoruz dedi. Abbas Akbal filolarındaki araçlarının yüzde 90 ‘ ının Iveco olduğunu, hem Iveco araçlardan hem de Istanbul Fiat’ın satış sonrası hizmetlerinden memnun olduklarını, geniş ürün çeşitliliği, yüksek ürün kalitesi ve teknolojik olarak Iveco’nun EGR kullanmadan euro6 emisyon seviyesini yakalıyor olmasının kendileri için en önemli kriter olan yakıt tüketiminde büyük avantaj sağladığından dolayı tercihlerini Stralis euro6 yönünde kullandıklarını ifade etti. Abbas Akkal Iveco araçların genel olarak düşük yakıtım tüketiminden de çok memnun olduklarının altını çizdi Akran Nakliyat 50 adet Renault Trucks ile büyüdü Akran Nakliyat, 2015 yılı için 50 adet Renault Trucks T Serisi araç aldı. Araçların 10 adetlik ilk bölümü Bursa Koçaslanlar Otomotiv tarafından teslim edildi. Bu alımla birlikte firmanın araç sayısı 90’a çıkarken filodaki Renault Trucks sayısı da 65’e yükseldi. Bursa’da gerçekleştirilen teslimat töreninde Akran Nakliyat adına Ayhan Korkmaz yer alırken, Renault Trucks adına Bölge Satış Müdürü Çoşkun Saraç, Koçaslanlar Otomotiv adına ise Koçaslanlar Holding YKB Mahmut Koçaslan ve Yönetim Kurulu Üyesi Lokman Koçaslan ile Koçaslanlar Otomotiv Şube Müdürü Mehmet Demir hazır bulundular. Korkmaz, “Renault Trucks ile iş birliğimiz uzun bir süredir devam ediyor. Filomuzun önemli bir kısmını oluşturan Renault Trucks araçlardan 2015 yılı içerisinde toplam 50 adet daha filomuza katacağız. Bugün bu büyük anlaşmanın teslimatının ilk kısmını gerçekleştirdik. Yatırımlarımızı Renault Trucks ile sürdüreceğiz” sözleriyle markanın yakıt maliyeti ve servis hizmetlerindeki kârlılığının ve katmadeğerinin altını çizdi. Renault Trucks adına konuşan Bölge Satış Sorumlusu Çoşkun Saraç ise, “Akran Nakliyat’a 2015 yılı yatırımı için Renault Trucks’ı seçmesinden dolayı teşekkür ediyoruz. Müşterilerimize yakıt maliyetinde ve servis hizmetinde kârlılık ile satış ve satış sonrası süreçlerde sağladığımız hızlı ve güvenilir hizmeti arttırarak devam ettireceğiz. Akran Nakliyat’la da bundan sonra birlikte çalışacağımıza yönelik inancımız tamdır” dedi. Didi –Volvo işbirliği İstanbul merkezli Diditrans Uluslararası Taşımacılık, 4 adet FH 460 alımı gerçekleştirerek filosundaki toplam araç sayısını 15’e çıkardı. Firmanın Volvo Trucks markalı araç sayısı ise 8 oldu. Diditrans Uluslararası Taşımacılık’ın filosuna dahil ettiği yeni FH serisi müşterilerine, 13 ve 16 litrelik motorlarıyla 420 beygirden 750 beygire kadar uzanan farklı güç seçenekleri sunuyor. Yeni nesil FH serisi, alt devirlerde yakalanan yüksek tork sonucu elde ettiği yüksek performansına karşılık yakıt tüketiminde bir önceki FH nesline göre yüzde 11’e varan tasarruf elde ediyor. Yeni neslin bu önemli özelliklerinin yanı sıra Diditrans’ın tercihi üzerine Volvo Trucks Mavi Sözleşme kapsamına alınan yeni araçların tüm koruyucu bakım işlemleri gerçekleştirilecek ve önceden anlaşılan bir servis planınları bulunuyor. İstanbul’da gerçekleştirilen teslimat töreninde Diditrans Uluslararası Taşımacılık Genel Müdürü Şafak Telli yer alırken, Volvo Trucks adına da Tolga Cem Aykaç hazır bulundu. Araç alım süreci ve sonrasında en uygun çözümleri Volvo Trucks’ın ürettiğini ifade eden Şafak Telli, “Servis maliyetinde ve yakıt tüketiminde kârlılık ile Türkiye’nin her yerinden servis noktalarına erişim kolaylığı nedenleriyle Volvo Trucks’ı tercih ettik” dedi. Volvo Trucks Satış Temsilcisi Tolga Cem Aykaç ise, “Volvo Trucks ile filosunu büyüten Diditrans Uluslararası Taşımacılık ile çalışmaktan dolayı son derece mutluyuz. Diditrans’ın bundan sonra da Volvo Trucks’ı tercih edeceğini umuyoruz” dedi. Nisan 2015 medya