Hutbe: Salevât-ı Şerîfe, 7 Şaban 1432 (8 Temmuz 2011)

Transkript

Hutbe: Salevât-ı Şerîfe, 7 Şaban 1432 (8 Temmuz 2011)
Hutbe: Salevât-ı Şerîfe, 7 Şaban 1432
(8 Temmuz 2011)
‫ ان اﷲ و ﻣﻠﺌﻜﺘﻪ ﻳﺼﻠﻮن ﻋﻠﻰ اﻟﻨﺒﻰ ﻳﺎ اﻳﻬﺎ اﻟﺬﻳﻦ‬:‫اﺳﺘﻌﻴﺬ ﺑﺎﷲ‬
‫آﻣﻨﻮا ﺻﻠﻮا ﻋﻠﻴﻪ و ﺳﻠﻤﻮا ﺗﺴﻠﻴﻤﺎ‬
ً‫ ﻣﻦ ﺻﻠﻰ ﻋﻠﻲ واﺣﺪة‬: ‫ﻗﺎل رﺳﻮل اﷲ ﺻﻠﻰ اﷲ ﻋﻠﻴﻪ وﺳﻠﻢ‬
‫ﺻﻠﻰ اﷲ ﻋﻠﻴﻪ ﻋ ْﺸ ًﺮا‬
Muhterem Mü’minler,
Hutbemiz SALEVÂT-I ŞERĐFE'NĐN
FAZĐLET VE EHEMMĐYETĐ hakkındadır.
Enbiya Suresi’nin 107. ayet-i kerimesinde
Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’e hitaben şöyle
buyuruluyor: “(Resulüm) Biz seni ancak
alemlere rahmet olarak gönderdik” “Muhakkak
ki Hz. Muhammed (s.a.v.) Allah-ü Tealâ’nın
Rasulü ve Ademoğlu’nun efendisidir. Kıyamette
insanların kendisine en çok tabi olacağı zat odur.
O önce ve sonra gelen insanların içinde Allah-ü
Teala indinde en mükerrem şahıstır. Kabri ilk
açılacak olan; ilk şefaatçi ve ilk şefaat izni
verilecek olan; Cennet’in kapısını ilk çalacak olan
ve Hz. Allah’ın kendisine kapıyı ilk açacağı kişi
yine O’dur. Kıyamet günü Livâü’l-Hamd
sancağını O taşıyacaktır.”(1) Ve O’nun hürmetine
ümmet-i Muhammed cennete ilk girecek
ümmettir.
“Ben ancak hediye olunmuş bir
rahmetim.”(2) buyuran Peygamber Efendimiz
(s.a.v.)’in fazilet ve meziyetlerini saymakla
bitirmemiz ve kelimelerle ifade etmemiz elbette
mümkün değildir. Bu hususla alakalı olarak
Kur'ân-ı Kerîm'de; “Andolsun size kendinizden
öyle bir Peygamber gelmiştir ki, sizin sıkıntıya
uğramanız ona çok ağır gelir. O size çok
düşkün, mü’minlere karşı çok şefkatlidir,
merhametlidir.”(3)
buyrulmaktadır.
Yine
Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in “Allah’ım
ümmetimi muhafaza buyur, ümmetime
merhamet eyle” diye ağlayıp yalvarması (4)
O’nun ümmetine ne kadar düşkün olduğunun
başka bir delilidir.
Mü'minlere böylesine düşkün olan
Peygamber Efendimiz (s.a.v.)'in ümmeti olarak
bize düşen vazifelerden biri de Rasül-i Ekrem
Efendimiz'e çokça salevât-ı şerife okumaktır. Her
mevzûda onun yolunu takip etmekle beraber
bağlılığımızı ve ona olan hürmetimizi salevât-ı
şerife ile de izhar etmemiz icab eder. Cenab-ı Hak
Ahzâb Suresi'nin 56. âyet-i kerîmesinde şöyle
buyuruyor: "Muhakkak Allah ve melekleri
Peygamber'e salatta bulunurlar. Ey iman ile
müşerref olanlar, sizde O'nun üzerine salâtta
ve teslimiyetle selamda bulunun" Bu âyet-i
kerîme'nin tefsirinde şu ifadelere yer verilmiştir:
"Ey iman edenler, sizler ona salat-ü selam getirin;
selamlayarak teslim olun. {‫ }اﻟﻠﻬﻢ ﺻﻞ ﻋﻠﻰ ﻣﺤﻤﺪ‬,
{‫ }ﺻﻠﻰ اﷲ ﻋﻠﻴﻪ و ﺳﻠﻢ‬gibi dualarla onun üzerine
Allah'ın salevât ve rahmet-ü berekâtını niyaz edin.
Onu hiç incitmeyerek ona teslim olun. Bu âyet-i
kerîme gösterir ki Peygamber Efendimiz (s.a.v.)'e
salevât getirmek farzdır ve ismi zikrolundukça
salevât getirmek icab eder."(5)
Đslam Âlimleri "salât" kelimesine salât
edene göre farklı manalar vermişlerdir. Şöyle ki;
bir kimseye Allah'ın salât etmesi, ona rahmet
etmesi, sevap vermesi demektir; meleklerin salât
etmesi ise, ona istiğfar etmeleri manasına gelir.
Salevât-ı Şerife’nin bereket ve faziletini
anlatmakla bitirmemiz mümkün değildir. Şu
hadis-i şerifler, bu hususta bize yardımcı olacaktır:
“ Kim bana bir defa salât-ü selam getirirse, bu
sebeple Allah-ü Teala ona on misli merhamet
eder”(6), “Kıyamet gününde insanların bana en
yakın olanları, bana en çok salât-ü selam
getirenlerdir.”(7)
Bu hadis-i şerif bize gösteriyor ki
dualarımızda ne kadar çok salevât okursak bizim
için o kadar hayırlı olur. Ayrıca böyle yapmamız
dualarımızın kabulüne sebep olacaktır. Bu hususla
alakalı olarak Hadîs Kitaplarımızda şöyle bir
hadise zikrediliyor: "Peygamber Efendimiz
(s.a.v.), namazdan sonra bir adamın Allah'a hamd
etmeden ve peygamber aleyhi's-selam'a salevât
okumadan dua ettiğini işitti. Bunun üzerine "Bu
adam acele etti" buyurdu. Sonra o adamı yanına
çağırdı ve ona şöyle buyurdu: "Biriniz duasına
Allah-ü Teâlâ'ya hamd-ü senâ ederek başlasın,
sonra Peygamber (s.a.v.)'e salat-ü selam
getirsin. Daha sonra da dilediği şekilde dua
etsin."
Muhterem Mü'minler,
Peygamber Efendimiz (s.a.v.)'in mübarek
isimleri zikredilince de hemen salevât okumak
icab eder. Bir hadîs-i şerîfte şöyle buyuruluyor:
"Cimri, yanında ismim anıldığı halde bana
salat-ü selam getirmeyen kimsedir" Bil-hassa
Salat-i Münciye, Salat-i Nâriye ve Salat-i Fethiye
gibi büyük salevâtları çokça okumak lazımdır.
Mübarek gün ve gecelerde ve bil-hassa Cuma
günlerinde salevât okumayı ihmal etmemelidir.
Zira bir hadîs-i şerîfte şöyle buyruluyor:
"Günlerin en faziletlisi Cuma günüdür. Bu
sebeple o gün bana çok salat-ü selam getiriniz;
zira sizin salat-ü selamlarınız bana arz
olunur."(8)
1 Mektubât-ı Şerife, cild 1, sayfa 87, mektup 44; 2 Hâkim, El-Müstedrek ale’sSahihayn, cild 1,sayfa 91, hadis 100; 3 Tevbe Suresi, ayet 128; 4 Sahih-i Müslim, Đman 346; 5
Elmalılı, Hak Dini Kur’an Dili, cild 6, sayfa 3923; 6 Sahih-i Müslim, Salat 70 ve Ebû Dâvût, Vitir
26; 7 Sünen-i Tirmizî, Vitir 21; 8 Sünen-i Ebî Dâvûd, Salat 201, Vitir 26

Benzer belgeler

نْ ﺗَﻨْﴫُ ُوا اهللََّ ﻳَﻨْﴫُ ْﰼُْ اﺳـﺘﻌﻴﺬ اب : ايَ أَﳞَُّﺎ اذل

نْ ﺗَﻨْﴫُ ُوا اهللََّ ﻳَﻨْﴫُ ْﰼُْ اﺳـﺘﻌﻴﺬ اب : ايَ أَﳞَُّﺎ اذل yardım eder ve ayaklarınızı sâbit kılar.” Ancak, mealini verdiğimiz ayet‐i kerimede ve daha başka ayet‐i kerimelerde geçen “Allah’a yardım etmek” tâbiri, “Allah’ın emrini tutmak, onun dinin...

Detaylı

CAFER YILDIRIM HASAN ÇOLPAK HASAN AYHAN ÜNLÜSOY

CAFER YILDIRIM HASAN ÇOLPAK HASAN AYHAN ÜNLÜSOY AHMET TEVFĐK TORUNLAR ALĐ RIZA BUHUR ALĐ TEMĐZYÜREK AHMET ŞAHĐN MUSTAFA ER AHMET AYDIN AHMET YILDIZ AHMET YÜKSEL ALĐ CEYLAN ALĐ MURAT ALTINKAYA ALĐ UYSAL ALĐM KUŞ AYŞE KARTÇA

Detaylı