DAVID EASTON`UN SİYASAL SİSTEM KURAMI BAĞLAMINDA

Transkript

DAVID EASTON`UN SİYASAL SİSTEM KURAMI BAĞLAMINDA
Türk Eğitim Bilimleri Dergisi
Bahar 2009, 7(2), 237-
DAVID EASTON’UN SİYASAL SİSTEM KURAMI
BAĞLAMINDA SİYASAL KATILMA: ERZURUM SEÇMENİ
ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA
Hasan TOPBAŞ
1
ÖZET
Toplumsal yaşam içerisinde vatandaşlar çeşitli amaçlar doğrultusunda ve çeşitli şekillerde siyasetle
ilgilenmekte ve siyasal sisteme siyasal katılma yoluyla girdi sağlamaktadır. Seçmenlerin, siyasal karar
mercilerini etkilemeye yönelik davranış ve eylem türlerini içeren siyasal katılma “kişinin otonom olarak
yaptığı tercihler ve verdiği kararlar sonucunda siyasal karar mevkilerine gelecek olanları veya bu
mevkileri ellerinde bulunduranları etkilemek üzere yaptıkları eylem ve davranışlar” olarak
tanımlanmaktadır. Ancak bu siyasal katılma türleri veya düzeyleri siyasal sistemden sisteme değişiklik
göstermektedir.
Sistem analizi içerisinde bireyler siyasal olmayan rollerden siyasal rollere geçişi ancak siyasal katılma
yoluyla gerçekleştirebilirler. Vatandaşlar, toplumsal ve bireysel isteklerini, beklentilerini ve umutlarını,
ancak siyasal katılma yoluyla siyasal sisteme göndermektedir. Siyasal sistem, bu siyasal katılma girdileri
doğrultusunda karar almakta ve eyleme geçmektedir. Aksi takdirde siyasal sistem, toplum için bağlayıcı
karar alma ve eyleme geçme gereği görmeyecektir. Çünkü siyasal katılma girdileri siyasal sistemin aldığı
karar ve gerçekleştirdikleri eylemlerin hem varlık nedeni hem de hammaddesidir.
Bu keşif çalışması, siyasal sistem kuramı bağlamında Erzurum seçmeninin siyasal olmayan rollerinden
siyasal rollere geçerek hangi tür ve sıklıkta siyasal sisteme katıldıklarını analiz etmektedir. Ayrıca
çalışmamızda, siyasal katılma türleri ile Erzurum seçmeninin sosyo-ekonomik ve sosyo kültürel
değişkenleri arasındaki ilişkileri de incelenmiştir.
Anahtar Kelimeler: David Easton, Siyasal Sistem Kuramı, Siyasal Katılma
POLITICAL PARTICIPATION IN RESPECT TO POLITICAL SYSTEM THEORY OF DAVID
EASTON: A SURVEY ON ERZURUM VOTERS
ABSTRACT
In social life, citizens deal with politics for various purposes and in various ways, and provide inputs to
political system through political participation. Political participation, including the types and
behaviours of voters, directed to affecting the decision-makers is defined as “the behaviours and
activities realizde to affect those to come to pasitions to give political decisions or those holding these
positions as a result of preferences decisions one makes autonomously ” however, these political
participation types or levels change from one political system to another.
Individuals can realize the transfer from nonpolitical roles to political ones only by political
participation. Citizens can only address their socialand individual wishes, expectations and hopes to
political system only through political participation. The political system makes decisions an puts them
into action within the context of these political participation inputs. Otherwise, political system won’t see
the necessity of taking enforcing decisions and putting tehm ınto operation. This is because, political
participation inputs are the exıstence reason and now material of the decisions and the operations of the
political system.
This survey analysis in what types an how often Erzurum voters participate the political system by
transferring from nonpolitical roles to political ones withing the context of political system theory.
In addition, the study brings forword the political participation types, and the relations between socioeconomic and socio- cultural variables of the voters.
Keywords: David Easton, Theory Of Political System, Political Participation.
1
Atatürk Üniversitesi İletişim Fakültesi, Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü, Arş.Gör.Dr.
İletişim 2003/18
82
H. Topbaş
GİRİŞ
İnsanların en temel özelliği onun toplumsal ve siyasal bir varlık olmasıdır.
Dünyaya gelişiyle birlikte kendisinde var olan refah, mutluluk ve güven içinde
yaşama ihtiyacı bireyi diğer bireylerle bir araya gelerek toplum adı verilen bütün
içerisinde, ortak amaç ve ihtiyaçlarını gerçekleştirme durumu ile karşı karşıya
bırakmaktadır. Dolayısıyla doğasından kaynaklanan bir gereklilikle toplumsal
yaşama dâhil olan birey, oluşan bu yapı içerisinde diğer bireylerle çeşitli ve sayısız
ilişkiler kurmakta ve böylelikle doğumuyla başlayan ve yaşamı boyu devam eden bir
etkileşim süreci içerisinde yerini almaktadır. İnsanoğlunun toplu halde yaşamaya
başlamasıyla birlikte söz konusu toplumsal bütün içerisinde düzenin temini, ortak
amaçların gerçekleştirilmesi için iş bölümü ve kurumsallaşmanın sağlanması gibi
pek çok sorun ile karşı karşıya kalmakta, bu durum ise, siyaset olgusunun ortaya
çıkmasına neden olmaktadır.
Siyasetin, karmaşık bir yapıya sahip olması neticesinde günümüzde, siyasal
analizlerin yapılmasında diğer bilimlerin verilerinden de büyük oranda
yararlanılmaktadır. Özellikle psikoloji biliminin insan davranışına özgü tespit ettiği
kuralların siyasal davranışlarında açıklanmasında da kullanılmaya başlanması ile
birlikte siyaset çok yönlü bir olgu olarak, gerek bireylerin ve gerekse sistemlerin ilgi
alanına girdiği görülmektedir. Başlangıçta sadece yönetici ve yönetim şekline ait
olgularla açıklanan siyaset, uygulama sürecinde ise topluma ve bireye olan geniş
etkisi nedeniyle çok farklı boyutlarda incelenmesi kaçılmaz hale gelmiştir.
Oluşturduğu bu etki nedeniyle siyasetin, siyasal hayatta bireyleri ilgilendiren
sorunları, sorunların oluşturduğu ortamı, toplumsal yaşam ve yapıyı, toplumsal
ilişkileri, siyasal yapı ve kişileri, siyasal yaşamda aktif olmaya çalışan grup ve
örgütleri, siyasal sistemin işleyiş ve kararlarını, sistemlerin değişim ve gelişimini,
kısaca birey hayatını kuşatan hemen hemen her konuyu kendisine çalışma alanı
olarak seçtiği görülmektedir (Çam, 1995: 37-38).
Siyasal davranışta her davranış gibi insana özgü bir niteliğe sahiptir. Siyasal
sistem ve sağladığı siyasal hakların muhatabı insan olması nedeniyle, siyasal
davranışların toplum içinde gerçekleşerek bir anlama ve değere sahip olması
nedeniyle siyasal katılımın irdelendiği her çalışma “toplumcu” ve “bireyci”
yaklaşımın verilerinin kullanılması söz konusu olmaktadır.
Psikolojik (bireyci) yaklaşım, siyasal davranışı, bireysel nitelikler ve değerler
sisteminden hareket ederek açıklamakta ve bu iki unsurun seçmen davranışının
temel belirleyicileri olduğunu kabul etmektedir. Bu yaklaşıma göre, seçmen
Bahar 2010, Sayı:30
David Easton’un Siyasal Sistem Kuramı Bağlamında Siyasal Katılma:…
83
davranışı, seçmenlerin bir uyarıcıya verecekleri tepki ve davranışın, seçmenlerin dış
dünyayı algılayışına, yorumlayışına bağlı olmakta ve seçmenler psikolojik baskılar
altında seçimini yapmakta ve bu baskılar korku, bencillik, otoriterlik, saldırganlık
gibi içgüdüsel tepkiler şeklinde davranışlara yansımaktadır (Gülmen, 1979: 4-5).
Seçmen davranışlarına yön veren psikolojik etkilerin yanı sıra toplumsal
etkenlerde bulunmakta ve bunlar kurumsal ve olgusal nitelikli olarak karşımıza
çıkmaktadır. Sosyolojik yaklaşım seçmenlerden daha ziyade, ortak çıkarları bulunan
bireylerin oluşturduğu grupları inceleme alanı olarak seçmektedir.
Siyasal davranışın sistem bütünlüğü içerisinde açıklanması noktasında David
Easton’un “Sistem Analizi Yaklaşımı” ön plana çıkmaktadır. Siyasal sistem, genel
toplum bütünü içerisinde otoriter yöntemle değer ve varlık dağıtan daha önce
belirlenmiş roller ve roller arası ilişkilerden oluşan bir öğeler dizisi olarak karşımıza
çıkmaktadır (Easton, 1965a: 77). Siyasal sistem her şeyden önce özünde iktidar
fenomeni bulunan bir örgütlenme biçimi (Uysal Sezer, 1984: 10) olması, siyasal
sisteme onu toplumdaki diğer iktidar ve otorite ilişkilerinden ayıran, bir kapsam ve
emredicilik kazandırmaktadır. Emredicilik siyasal sistemin yaşaması için,
gereksinim duyduğu düzenliliği, bütünlüğü ve sürekliliği ortaya çıkarmakta, bu
nedenle söz konusu emredicilik siyasal sistemin, sürekliliğini sağlamak için, sistem
değerlerinin topluma kabul ettirilmesi yönünde güç kullanma yetkisi de vermektedir.
Siyasal katılma noktasında siyasal sistemler arasında yoğunluk ve biçim
açısından önemli farklar bulunmaktadır (Turan, 1986: 30). Siyasal rekabete dayanan
sistemlerde toplum üyelerinin siyasal sürece etkin bir biçimde katılmaları genellikle
siyasal kültürü oluşturan değerlerden kaynaklanmaktadır. Katılma konusunda
sistemler değişik anlayış ve uygulamalara yönelmişlerse de katılmasız bir siyasal
sistem ve süreç bulunmamaktadır.
Bu sebeple bireylerin siyasal katılma davranışlarındaki değişim ve gelişim
toplumsal alt sistemlerin değişmesine ve gelişmesine sebep olacak bu değişim ve
gelişim de toplumsal sisteme de yansıyacaktır. Siyasal sistem ile etkin bir "siyasal
katılma" arasındaki ilişki halkın siyasal katılımının basitçe sandığa giderek oy
kullanması veya temel vatandaşlık görevlerini yerine getirmesiyle değil, siyasetin
etkin öznesi haline gelmesi, yani kamusal kararların alınmasına etkin siyasal katılımı
sağlayan eylemlilik aracılığıyla gerçekleşecek, böylelikle de siyasal sistem bir
değişim ve gelişim gösterecektir.
İletişim Kuram ve Araştırma Dergisi
84
H. Topbaş
Bu açıklamalar doğrultusunda, çalışmamızda siyasal katılma bir siyasal eylem
olarak kabul edilmekte ve toplumun üyesi ile o toplumdaki siyasal otorite arasındaki
bir bağ olarak ele alınmaktadır.
Çalışma,
 Seçmenler siyasal sistemin dinamik bir yapıya kavuşması, siyasal
sistemin uygulayacağı politikaların belirlenmesine ve etkilenmesine
yönelik olarak siyasal sisteme, siyasal katılma yoluyla girdi
sağlamaktadır.
 Seçmenlerin siyasal sisteme katılma düzey ve biçimleri, seçmenlerin
sosyo ekonomik ve sosyo-kültürel değişkenlere göre değişiklik
göstermektedir; temel varsayımları üzerine oturtulmakta ve seçmenler
siyasal sistemin sağlıklı işlemesi için siyasal otoritelere ne tür siyasal
gidiler vermektedir? Bu girdiler hangi değişkenlere göre faklılık
göstermektedir? sorusuna da cevap aramaktadır.
1- DAVİD EASTON’UN SİYASAL SİSTEM KURAMI
David Easton siyasal teori alanında, ikinci dünya savaşı sonrasındaki
çalışmalar arasında çok önemli yeri olan bir teoriysen, gelişmesinde Easton’un
büyük katkısı bulunan “sistem analizi” de son zamanların, bu alanda ortaya konmuş
en kapsamlı modeli olarak kabul edilmektedir. (Saybaşılı; 1985: 23–24). Bu açıdan
David Easton’ın siyasal sistem kuramı çok yönden ele alınmış eleştirilmiş, lehinde
ve aleyhinde birçok eser yayınlanmıştır2
David Easton siyasal sistem kuramını geliştirirken Max Weber ve Talcott
Parsons geleneğinden önemli ölçüde etkilenmekle birlikte, yapısal - işlevsel
2
Easton’ın siyasal sistem kuramı hakkında eleştiriler çok çeşitli olup, araştırmacılar özel ilgi alanlarına
göre, bazı noktalara ağırlık vermiş, diğer bazı noktalar üzerinde durmamışlardır. Tekeli bu eleştirileri
sistemleştirerek, üç başlık altında toplamıştır (Tekeli, 1976: 271–336). Bunlardan birincisi, Easton’ın
çalışmalarını, ya tümü ya da ortaya attığı bazı problemler açısından doğrudan doğruya inceleme
konusu yapanlardır. Bu tür çalışmalarda ayırıcı özellik, tamamıyla kavramsal bir çalışma getirmiş
olmasıdır. (Michel, 1970: 117–131; Reading, 1972: 258-267; Gross, 1967: 156-158 ve Magid, 1955:
201-205). İkinci grup eleştiri ise, Easton’a uygulamacılar tarafından yöneltilmiştir (Tekeli, 1976:274).
Üçüncü grup eleştiri ise Easton’ın kuramının çoğu zaman metaorik veya metodoljik incelemeler
sırasında kurama benzeyen ve benzemeyen “genel, analitik, ampirik” kuramlar mukayese edilerek
incelendiği ve çoğu zaman inceleyenin, incelediği bütün kuramları birleştirdiğini düşündüğü bir
kavram çerçevesinde bu mukayesenin yapıldığı türden eleştirilerdir (Grego, 1968: 425–489 ve
Campbell, 1971: 21–40).
Bahar 2010, Sayı:30
David Easton’un Siyasal Sistem Kuramı Bağlamında Siyasal Katılma:…
85
yaklaşımdan farklı bir sistem yaklaşımı ile siyasal olayı açıklamaya yöneldiği
görülmektedir (Kalaycıoğlu, 1984: 46).
Easton'a göre yapısal - işlevsel yaklaşımın geliştirmiş olduğu kavramlar
siyasal sistemi incelemek için yeterli değildir. Üstelik yapısal-işlevselci yaklaşımın
temel kavramı olan “işlev” bir teorinin temelini oluşturamaz. Her sistemin işlemesi
için bazı işlevlerin yerine getirilmesi koşulu, (asgari olarak gerekli olduğundan),
siyasal sistem için de gerekli varlık koşuludur. Sistem terimi bazı asgari işlevlerin
yerine getirildiğini zaten belirtmekte ve tanım itibarıyla bunu varsaymaktadır. Kaldı
ki, işlev kesinlik içeren bir terim değildir ve onun görgül olarak uygulanması çok
zordur. İşlev kavramının ortaya çıkmış olduğu ilk alan olan antropolojide inceleme
birimleri basit, tecrit edilmiş ve toplumsal dengeden sapışları kendiliğinden
düzenlenen bir özel denge durumu içindedirler. Çağdaş veya modern, karmaşık
siyasal sistemlere uygulandığında işlev tanımını büyük ölçüde genişletmek ve
soyutlaştırmak gereklidir. Bu tür bir uygulama, işlev kavramını çok büyük ölçüde
soyut bir hale sokacaktır ki neden-sonuç ilişkilerini onun aracılığıyla
inceleyebilmemiz olanaksızlaşacaktır veya güçleşecektir. Bu durum ise sorun
çözmekten çok sorun yaratmaktadır. Dolayısıyla, Easton doğrudan doğruya siyasal
sistemin ayakta kalması için gerekli ve yeterli olan işlevlerin neler olduğunu
araştırmamaktadır (Easton, 1965a: 105-120).
Easton'un çeşitli yazılarında ortaya koyduğu ve yanıtını aradığı temel sorun
veya kendisine göre siyasal teorinin temel sorunu, nasıl olup da istikrar ve
değişimlerle dolu bir dünyada herhangi bir siyasal sistemin varlığını ısrarla
sürdürebildiği sorunudur. Bu sorunun yanıtı siyasal sistemlerin yaşam süreçlerini de,
onları sürdüren tepki biçimlerini de açığa çıkaracaktır. Dolayısıyla siyasal teorinin
temel sorunu bu süreçleri ve söz konusu tepkilerin doğası ve koşullarını
incelemektir. Bu sorun analiz edilip ortaya konmadan, siyasal sistemin varlığını
devam ettirmesinde önemli roller üstlenen “işlevler” de anlaşılamayacaktır (Easton,
1965b: 17–18). Easton, bu sorunun cevabını bulmaya çalışırken bazı varsayımlarda
bulunmaktadır. Easton’ın bu aşamada çözmeye çalıştığı şey, sistem ile çevresinin
ilişkileridir (Tekeli, 1976: 117). Easton öncelikle, siyasal sistemin çevre içinde
konumlu olan, çevre tarafından etkilenen ve çevreyi tepkileriyle etkileyen bir nitelik
olduğunu kabul etmekte ve Şekil-1 de bu süreç ifadelendirilmektedir (Easton,1965b:
75).
İletişim Kuram ve Araştırma Dergisi
86
H. Topbaş
Şekil- 1: Siyasal Sistemin Akım Modeli
Toplum
İçi Çevre
Siyasal Sistem
Ç
E
TALEPLER
V
DESTEK
R
T
Taleplerin
R
Çıktı
İ
Karar ve
Eylemler
Çıktılara
Dönüşümü
E
Toplum
Dışı
Çevre
O
Haber Geri
Beslemesi
Haber Geri
Beslemesi
Ç
O
T
E
E
V
R
E
L
E
R
Geri besleme döngüsü
Easton’un siyasal sisteme ilk olarak yaklaşımında, siyasal sistemi kapalı kutu
olarak kabul etmekte ve siyasal sistemin içinde ne olup bittiğine ilgi
göstermemektedir (Easton, 1965b: 78). Easton bu noktada çözümlemeye çalıştığı
şey, siyasal sistem ile çevresinin ilişkileridir. Easton “siyasal sistem analizi” ile
siyasal yaşamın içerisine gömüldüğü, etkilere açık, sosyal sistemlerce çevrelenerek
sınırlarının belli ve karşılıklı ilişkilerin yoğun olarak yaşandığı bur durumu
ifadelendirmektedir (Easton, 1965b: 25). Siyasal Sistemin Akım Modeli siyasal
sistemin geniş kapsamını göstermektedir. Şekil-1’den de anlaşılacağı üzere, siyasal
sistem bir toplumsal sistemin içerisinde bulunmakta ve bu toplumsal sistem de bir
dış çevrenin içine oturtulmaktadır. Aynı zamanda, siyasal sistem içsel çevre ile
dışsal çevre arasındaki “alışveriş” ya da etkiler akışı da, çift yönlü olarak
gerçekleşmektedir. Bu durumlarda siyasal sistemdeki canlılığın, geride kalan
toplumsal sistemler üzerinde önemli sonuçlar ortaya çıkartabileceği gibi tam tersi bir
durumda söz konusu olabilmektedir.
Herhangi bir siyasal sistemin değişim göstermeden varlığını sürdürebilmesi
için, ya siyasal sistemin çevreden gelen etkilere muhatap olmaması ya çevrede hiçbir
Bahar 2010, Sayı:30
David Easton’un Siyasal Sistem Kuramı Bağlamında Siyasal Katılma:…
87
değişikliğin olmaması, ya da siyasal sistemin bu çevresel etkilere kapalı bir sistem
olması gerekmektedir. Oysaki siyasal sistem, açık bir sistemdir ve çevresinde de
sürekli değişiklikler meydana gelmekte, siyasal sistem, toplumun tümü için
değerlerin otoriter dağıtımı amacıyla karar alabilecek ve bunları uygulayabilecek
gücü elinde tutabilecek şekilde gerektiğinde değişebilecektir. Siyasal sistem
içerisinde gelişen bu süreç, sistemin varlığını sürdürebilmesi için bir gerekliliktir.
Çevreden gelen ve sistemde değişikliği öngören etkiler, sisteme yönelik bir baskı
aracı olarak kabul edilmekte ve siyasal sistem söz konusu baskıya rağmen varlığını
sürdürmek amacıyla “baskıya cevap verebilme kapasitesi” ve “baskıyı kontrol altına
alma süreci” ni devreye sokmaktadır (Tekeli, 1976: 163)
Siyasal sistemin temel değişkenleri üzerindeki “gerilimlerle başa çıkabilme
kapasitesi” onun varlığını sürdürebilmesi için sahip olması gereken temel
özelliklerden birisidir. Bu kapasitenin kullanılıp kullanılmaması bir siyasal sistemin
varlığını sürdürüp sürdürememesiyle yakından ilgilidir. Dolayısıyla söz konusu
kapasite var olmakla birlikte onun kullanımı olmayabilir. Kullanımın söz konusu
olabilmesi için gerilim olasılığı içeren koşulların çevreden siyasal sisteme iletilmesi
veya ulaştırılması gerekmektedir (Kalaycıoğlu, 1984: 50). Çevre, bilindiği gibi çok
karmaşık bir yapı olduğu için ondan gelecek etkiler de aynı derecede çeşitli ve
karmaşık olacaktır. Çevreden gelecek olan her bir etki ayrı ve kendine özgü bir
biçimde ele alınır ve bu etkilerin teker teker özgül sonuçları siyasal sistem içinde
incelenmeye çalışılırsa, kimsenin başaramayacağı karmaşıklıkta bir çözümleme
sorunu ortaya çıkacaktır. Onun için çevrenin etkilerini sistematik olarak
inceleyebileceğimiz bir biçime dönüştürmemiz, bu çok sayıda etkiyi bazı genel
başlıklar altında toplayabilmemiz zorunludur. Dolayısıyla, çevreden kaynaklanan
çok sayıda etkiyi az sayıda gösterge haline dönüştürmek onları incelenebilir kılmak
için kaçınılmazdır (Easton, 1965b: 25)
Bu doğrultuda incelenen siyasal sistemle çevresinin ilişkilerini iki öğe
sağlamaktadır. Bunlar çevreden gelen ve sisteme itici güç veren girdiler (input) ile
sistemin girdilere cevap şeklinde çevreye gönderdiği tepkiyi ifadelendiren çıktılardır
(output) (Easton, 1965a:108). Çıktılar çevrede bir tepkime yaratarak yeni girdilerin
doğmasına yol açmakta, siyasal sistem ise bunlara yeni çıktılar ile cevap
vermektedir. Siyasal sistem diğer sistemlerden gelen etkiler, bunlar için çıktıları,
siyasal sistem için ise girdileri simgelemektedir (Easton, 1965b: 25). Aynı şekilde,
siyasal sistemin çıktıları da diğer sistemler için birer girdi olarak
değerlendirilmektedir (Easton; 1965a: 109). Bu sibernetik devre ilkesine uygun
olarak sürüp gitmekte ve ne başlangıcı nede sonu olmayan sürekli bir akış halinde
İletişim Kuram ve Araştırma Dergisi
88
H. Topbaş
devam edipgitmektedir (Duverger, 1986: 351). İşte “girdiler” ve “çıktılar” siyasal
sistemle çevresi arasında bu etkileşimi açıklayabilmek ve karmaşıklığı sadeleştirerek
incelenebilir veya siyasal çözümleme yapılabilir hale getirmektedir.
Siyasal sistem bir bütünü oluşturan, birbiriyle bağlantılı bir örgütler dizisi
olması nedeniyle sistem otoritelerinin almış olduğu kararlar bir boşluk
oluşturmamaktadır. Toplumun çeşitli kesimlerinde meydana gelen gereksinimler,
istekler, sorunlar ve siyasal sistem otoritelerinin bunları algılamaları, kendi düşünce
ve eğilimleri, kısa ve uzun dönemli amaçları, siyasal kararların alınmasında etkili
olmaktadır. Bu noktada siyasal süreç, toplumdan ve sistemin kendisinden gelen
isteklerin, sistem tarafından kararlara dönüştürülmesi ve uygulanması olarak
karşımıza çıkmakta ve bu olay bir girdi-çıktı sürecini oluşturmaktadır. Talepler
siyasal sisteme girmekte, sistem kendi içinde bu talepleri işleme tabi tutmakta ve
sonuçta siyasal kararlar olarak çevreye ulaşmaktadır (Turan, 1986: 19).
Siyasal sistem analizinde, gerek girdi ve gerekse çıktı kavramları bir
soyutlamayı ifade etmektedir. Bu soyutlama bireyin siyasal olmayan rollerden
siyasal olan bir role geçişini ifade etmektedir ki, bu aslında bireylerin siyasal sisteme
katılma anlamı taşımaktadır (Kalaycıoğlu, 1984; 58).
Siyasal sistemi herhangi bir yolla değiştiren veya etkileyen sistem dışı her
türlü olayı içeren girdiler ikiye ayrılarak incelenmektedir (Easton, 1965b: 27).
Bunlar; “talep (demand) girdisi” olarak ifade edilen ve siyasal sistemin otoritelerine
yönelik gerilim yaratıcı unsurlar ile siyasal sistem üyelerinin sisteme yönelik
tutumlarını içeren “destek (support) girdi”leridir.
Talep girdisi, çevrede oluşan değişiklikleri siyasal sisteme ulaştırarak, sistemi
bir eyleme yönelten ve böylece sistemin varlığını sürdürmesini sağlayan temel bir
etken olarak karşımıza çıkmaktadır. Talepler incelenirken başlıca iki perspektif göz
önünde bulundurulmaktadır. Birinci olarak, talepler çevrede meydana gelen bazı
değişiklikleri siyasal sisteme ilettiklerinden, siyasal sistemin davranışları üzerinde
etkili olduğu, ikincisi ise, taleplerin siyasal sistem üzerinde bir baskı oluşturdukları
ve dolayısıyla siyasal sistemin varlığını tehdit ettikleri için, siyasal sistemin varlığını
sürdürebilmek üzere talepleri ne şekilde minimize etmeye çalıştığı yaklaşımdır
(Tekeli; 1976:184).
“Talep girdisi” belli bir konuya ilişkin olarak siyasal otoritelerce emredici bir
değer dağıtımı yapılıp yapılmaması hususunu ifade etmektedir (Easton, 1965b: 38).
Başka bir ifadeyle “talep girdisi”, belli bir konuda siyasi otoriteye ilişkin bir tahsisin
yapılıp yapılmaması hakkında ileri sürülen bir fikir veya düşünce olarak da
Bahar 2010, Sayı:30
David Easton’un Siyasal Sistem Kuramı Bağlamında Siyasal Katılma:…
89
tanımlanmaktadır. Böylece bir düşünce ne derece geniş çaplı veya özgül olursa
olsun, siyasi otoriteye ilişkin bir bölüşümün yapılması veya yapılmaması gerektiğine
işaret edecek biçimde ifade edildiği zaman talep haline dönüşmektedir (Kalaycıoğlu,
1984; 54).
“Talep girdisi” toplumsal isteklerin, beklentilerin, umutların belli öneriler
olarak sistemin otoritelerine yöneltilip, onların karar almaları ve eyleme
geçmelerinin istenmesini yansıtmaktadır. Easton için “talep girdileri” mutlaka açık
olarak belirtilmesi gereken ifadeler değil aynı zamanda örtülü (zımni) olarak da
ifade edilen girdilerdir. Örneğin belirli bir adaya oy vermek, belirli bir rejim karşıtı
örgüte üye olmaya karar vermek de örtülü olarak taleplerin iletilmesi anlamına
gelmektedir. Çünkü yukarıda ifade edilen davranış türleri mutlaka talep belirtme
anlamına gelmemektedir (Kalaycıoğlu, 1984: 54)
“Talep girdileri” siyasal sisteme yönelmiş olan çok sayıda etkiyi özet bir
biçime indirgeyerek algılamamızı sağlamaktadır. “Talep girdileri” etrafında oluşan
rekabet ve çatışmalar en basit veya ilkelinden en gelişmişine kadar tüm siyasal
sistemlerde siyasetin özünü oluşturmaktadır. Talepler, siyasal sistem için bir
enformasyon girdisi olması nedeniyle siyasal sistem analizinin temel “bağımlı
değişkeni”dir. Bu noktada “talep girdilerinin” “sıfıra” yaklaştığı bir siyasal sistem
çözülme durumuyla karşı karşıya kalacaktır (Tekeli; 1976: 185). Çünkü siyasal
sistem kendisine yönelik “talep girdisi” olmadığı takdirde toplum ve bireyler için
bağlayıcı kararlar alması için sebep ve gerekte görmeyecek siyasal sistemin
faaliyette bulunması anlamsızlaşacaktır. “Talep girdileri” siyasal sistemin ürettiği,
kararlar ye eylemlerin hem varlık sebebi hem de hammaddesidir. Nasıl hammadde
olmaksızın bir fabrika üretimde bulunamazsa, talep olmaksızın da siyasal sistemler
çıktı oluşturamazlar ve faaliyette bulunamazlar. Siyasal sistemde “çıktı”ların
oluşmasına bir şeyin teşvik ve tahrik etmesi gerekmektedir. İşte bu kaynak “talep
girdisidir”. “Talep girdileri” farklı, çatışan talepler otoritelere toplumsal sorunların
neler olduğunu göstermekte aksi takdirde ise bu sorunların otoriteler tarafından
algılanabilmesi imkânsız hale gelmektedir (Easton, 1965b: 40). Talep mevcut
olmadığı takdirde siyasal bir sistemin hâkim üyeleri (otorite) hangi problemlere
hangi enerjilerini yönelteceklerini kestirmekte zorlanmaktadır. Hangi sebeple olursa
olsun (bu sebepler toplumun güvenliği, hâkim sınıfın iktidarını koruması,
bürokrasinin devamı, kamu hizmetleri) herhangi bir eyleme geçebilmek için
bireylerin yöneticilerin dikkatini bu sorunlara çekmesi gerekmektedir (Easton,
1965b: 49).
İletişim Kuram ve Araştırma Dergisi
90
H. Topbaş
Talep ve destek girdisi dışında siyasal sisteme yönelik iki tür girdiden de söz
etmek mümkündür. Bunlardan ilki sistemin kaynak gereksinimleri ile ilgilidir.
Kaynak gereksinmesi, siyasal sistemin işlevlerini yerine getirebilmesi kontrol ettiği,
edebildiği ve edebileceği kaynakların varlığı ve büyüklüğüne bağlıdır (Grumm:
1973: 235-249)
İkinci girdi tür ise “siyasal katılmadır”. Siyasal katılma olgusunda sistemler
arasında yoğunluk ve biçimi açısından önemli farklar bulunmaktadır (Turan; 1986b:
30). Siyasal rekabete dayanan sistemlerde toplum üyelerinin siyasal sürece etkin bir
biçimde katılmaları genellikle siyasal kültürü oluşturan değerlerden
kaynaklanmaktadır. Katılma konusunda sistemler değişik anlayış ve uygulamalara
yönelmişlerse de katılmasız bir siyasal sistem ve süreç bulunmamaktadır.
2. SİYASAL SİSTEMLERDE SİYASAL KATILMA
Günümüzün en yaygın toplumsal-siyasal örgütlenme biçimi olan ulus
devletlerin özünü oluşturan ilkelerden bir tanesi, siyasal iktidarın gücünü
yönetilenlerden almasıdır. Siyasal iktidarın ilahi kaynaklara dayandığı düşüncesinin
bırakılarak, yönetilenlerin rızasına dayandırılması uzun bir siyasal değişim süreci
sonunda ortaya çıkmıştır. Sanayi devriminden sonra, yönetimden etkilenenler,
giderek toplum adına uyulması zorunlu kararlar alma işlemine katılmak isteği
göstermişler ve birçok toplumda uzun hatta zaman zaman kanlı çatışmalar meydana
gelmiş, sonuçta yönetilenler siyasal sürece katılım hakkına sahip oldukları anlayışı
gelişmiş ve yerleşmiştir. Bütün, modern siyasal toplumlarda siyasal katılma veri
olarak benimsenmekten öteye, iyi vatandaşın katılımcı bir vatandaş olduğu
düşüncesi yerleştiği görülmektedir. (Turan, 1987: 67).
Geniş halk kitlelerinin pek çok ülkede sandık başına giderek oy kullandığı
çağımızda, siyasal katılma olayının da, özellikle 1960’lı yıllardan beri siyasal bilim
uzmanlarınca artan bir ilgi ile izlendiği görülmektedir.
Siyasal katılma olayına iki yaklaşım söz konusudur. Bu yaklaşımlardan
birincisi, siyasal katılmayı modernleşmenin bir sonucu veya siyasal gelişmenin bir
göstergesi olarak ele alan yaklaşımdır (Weiner, 1971: 159-200). İkinci yaklaşım ise,
siyasal katılmaya kişisel çözümleme düzeyinde yaklaşan ve kişiyi oy vermeye,
sorunlarını siyasal otoritelere yansıtmaya, siyasal gösterilerde bulunmaya neden olan
koşulları araştıran yaklaşımdır (Verba, Nie ve Kim, 1978). Bu iki yaklaşımı
bağdaştırmaya yönelik çabalar kullandıkları veriler ve bağlamlar dolayısıyla sınırlı
kalmaktadır. Kaldı ki, bu alanda güvenirliliği yüksek, uzun süreli gözleme dayalı
Bahar 2010, Sayı:30
David Easton’un Siyasal Sistem Kuramı Bağlamında Siyasal Katılma:…
91
verilere sahip olmamamız, özellikle siyasal değişim gibi ancak süreç olarak ifade
edilebilecek siyasal olaylarla siyasal katılma arasındaki bağı gerektiği gibi
incelenmesinde ciddi zorluklar çıkarmaktadır. Bu pratik veya teknik engellerin yanı
sıra değişik yaklaşımlar kullanan bilim adamlarının siyasal katılmayı
kavramsallaştırmaları da farklılıklar göstermektedir. Ayrıca, siyasal katılmanın
kabul edilen tanımları ile bu tanımların içselleştirilmesi arasında da ciddi ayrılıklar
ortaya çıkmaktadır. Lerner, “The Passing Of The Tradiotional Society”(1958) adlı
eserindeki ortaya sürdüğü varsayımlarında sürekli olarak siyasal katılmaya atıfta
bulunmakta, ölçümlerini ise tamamıyla oy vermeye dayandırmaktadır. Keza Karl
Deutch da “Social Mobilization And Political Developmant” (1966: 384–405) adlı
makalesinde de siyasal katılmanın bağımlı değişkeni olarak toplam oy verme
istatistiklerini incelemektedir. Türkiye üzerindeki çalışmalar arasında da şüphesiz en
önemlileri olan Deniz Baykal’ın “Siyasal Katılma” (1970) ve Ergun Özbudun’un
“Toplumsal Değişme ve Siyasal Katılma”( 1975) adlı eserleri de büyük ölçüde oy
verme istatistiklerine dayanmaktadır.
Siyasal katılma kavramı, gerek 1920'lerden sonra, davranışçı akımın
yaygınlaşmasının etkisi (Dahl, 1969: 69), gerek modernleşme sürecinin siyasal
katılma üzerindeki etkileri paralelinde modern-geleneksel toplumların
karşılaştırılmasında bir ölçü olarak kullanılması (Huntington, 1968: 32-36) ve
gerekse liberal demokrasiye yöneltilen eleştiriler nedeniyle, 20. Yüzyılın ikinci
yarısından itibaren birçok araştırmanın3 konusu olmuş, ancak üzerinde düşünce
birliği sağlanmış bir tanıma da henüz ulaşılamamıştır. Bu durumun nedeni olarak
siyasal katılmanın çok yönlü bir olgu olması paralelinde farklı yaklaşımlar
çerçevesinde açıklanması ve hangi eylemlerin siyasal katılma olarak ele alınacağının
sınırının net olarak çizilememesi gösterilmektedir.
Çeşitli alanlardan derlenmiş olan siyasal katılma kavramı, siyasal tercihin
yaşamın her anında kendini ortaya koyması anlamında, siyasal etkileşimi anlatmak
amacıyla kullanılmaktadır (Anık, 2000: 161). Araştırmacılar arasında hukuka aykırı
eylemlerin, istenilen sonucu sağlayamayan "başarısız" etkileme girişimlerinin ve
irade dışı katılma eylemlerinin siyasal katılma sayılıp sayılmayacağı konusunda da
görüş birliği bulunmamaktadır (Özbudun, 1975: 2). Katılmaya dair ortak bir tanımın
3
1960-1980 yılları arasındaki donemde yapılmış Türkiye ve dünyadaki bazı çalışmalar su şekilde
sıralanabilir. Deutsch (1961), Frey (1963), Dahl (1963), Bulutay ve Yıldırım (1968), Nie, Bıngham,
Prewıtt (1969), Pızzorno (1970), Baykal (1970), Verba, Nie, Kım (1971), Weıner (1971), Ozankaya
(1971), Verba, Nie (1972), Cornelıus (1973), Sencer (1974), Karaesmen (1975), Karpat (1975),
Kongar (1975), Mardin (1975), Özbudun (1975,A,B), Vergin (1977), Tekeli vc Gökçeli (1977), Ergil
(1980).
İletişim Kuram ve Araştırma Dergisi
92
H. Topbaş
olmamasının diğer bir nedeni de, katılmanın daha çok uygulamaya yönelik
olmasıdır. Ulusal, yerel ya da çalışma yaşamı gibi farklı alan ve düzeylerde çeşitli
katılma uygulamalarının varlığı her düzey ve alanın kendi amacına uygun tanımlar
yapmasına neden olmaktadır (Uysal Sezer, 1984: 2). Ayrıca toplumların sosyoekonomik gelişme düzeylerinin farklı olması ve demokrasilerin uygulama farklılığı
da ortak bir tanım yapılmasının önündeki engellerdendir.
Siyasal katılma kavramının tanımları etrafında farklı yaklaşımların olması, bu
konuda ortak bir tanıma ulaşılamaması, kavramın zihinlerde yeteri kadar
berraklaşması bakımından yerli ve yabancı kaynaklarda yer alan birçok tanımın
ortaya konulmasını gerekli kılmaktadır.
McClosky (1972:252) siyasal katılmayı, "yöneticilerin ve yönetilenlerin
doğrudan ya da dolaylı olarak kamusal politikaların nasıl oluşturulacağının
belirlenmesinde toplum üyelerinin gönüllü olarak yaptığı faaliyetler" olarak
tanımlamaktadır. Weiner (1971:164)'ise siyasal katılmayı, "yerel veya ulusal bütün
düzeylerdeki siyasal liderlerin tercihlerini meşru veya gayri meşru yöntemler
kullanarak etkilemeyi amaçlayan, başarılı ya da başarısız örgütlü ya da örgütsüz,
sürekli ya da süreksiz olarak yapılan bütün eylemler" şeklinde tanımlamaktadır.
Mılbrath ve Goel'de (1977:2) “vatandaşların devlet yönetimini etkileme veya
desteklemek için yaptıkları eylemlerin siyasal katılmayı” ifade ettiğini
belirtmektedir. Parry, Moyser ve Day (1992: 16) ise siyasal katılmanın kamu
politikalarının formülasyonu ve uygulanmasında rol almayı içerdiğini belirtilerek,
"kamu temsilcileri ve memurları tarafından alınan kararları etkilemeyi amaçlayan
vatandaşların eylemi" olarak tanımlamaktadır. Başka bir tanımda ise siyasal katılma,
"kimlerin yöneteceğini ya da onların nasıl yöneteceklerini etkilemek niyetiyle
sergilenen bireysel davranışlar" olarak tanımlanmaktadır (Hague, Harrop ve Breslın,
1992: 156). Siyasal katılımın bir davranış olmanın ötesinde normatif bir karakter de
kazandığına değinen Birch (1993: 81); “Siyasal katılımın kötü bir şey olduğunu
düşünen çok az insan vardır. Pek çok kişi, katılımı Batılı demokratik sistemlerin
başarısında önemli bir unsur olarak görmekte ve bireylerin genel katılım düzeyinden
ve biçiminden de demokrasinin kalitesini ve belki de etkinliğini arttıracağı
kanısındadır.” şeklinde değerlendirmede bulunmaktadır.
Yabancı araştırmacılar yanında yerli araştırmacılar da siyasal katılma
kavramı üzerinde değerlendirmeler yaparak çeşitli tanımlamalarda bulunmuşlardır.
Özbudun (1975: 4) siyasal katılmayı, "vatandaşların, merkezi veya yöresel devlet
organlarının personelini yahut kararlarını etkilemek üzere kendilerince ya da
başkalarınca tasarlanmış, hukuki veya hukuk dışı başarılı veya başarısız eylemlere
Bahar 2010, Sayı:30
David Easton’un Siyasal Sistem Kuramı Bağlamında Siyasal Katılma:…
93
girişmeleri" şeklinde tanımlamaktadır. Daver (1993: 203) siyasal katılmayı, bireyin
siyasal sistem karşısındaki durumunu, tutumunu ve davranışlarını gösteren bir
kavram olarak ifade etmektedir. Katılım basit bir meraktan, yoğun bir eyleme kadar
uzanan geniş bir tutum ve faaliyet alanını kapsamaktadır. Kışlalı (1983:186)'da
siyasal katılmayı "vatandaşların, devletin çeşitli düzeylerdeki karar ve
uygulamalarını etkileme eylemleri" olarak tanımlamakta, Eroğul (1991: 17) ise
siyasal katılımı devlet yönetimine katılma ile eş görmektedir. Tokgöz ise (1979:
297) "oy vermeyi de içerecek şekilde kampanyalarda çalışma, siyasal tartışmalara
girme, siyaset adamlarıyla ilişki kurma ve benzeri şekildeki pek çok davranışsal
faaliyeti" siyasal katılma olarak ifadelendirmektedir.
Kısaca bu tanımlardan yola çıkarak siyasal katılmaya "kişinin otonom olarak
yaptığı tercihler ve verdiği kararlar sonucunda, siyasal karar mevkilerine gelecek
olanları veya bu mevkileri ellerinde bulunduranları etkilemek üzere yaptıkları eylem
ve faaliyetler" Kalaycıoğlu (1983: 10) şeklinde bir tanımlamak mümkündür.
Siyasal katılmada birey ile sistem değerleri ve süreçlerinin bütünleşmesi
amaçlandığı için bu iki unsur arasında değer ve görüş birliğinin oluşturduğu bir
uyum, birey davranışlarında siyasal sürecin devamı ve işlerliği için uygunluk,
devamlılık ve yaygınlık kazanacaktır. Bu sebeple bireyin siyasal katılımı, bireyin
beklentilerini, taleplerini, tutum ve değerlerini ve bunların geliştirip şekillendirdiği
biçimde sisteme ve eyleme yönelişini kapsayan bir bütün (Uysal Sezer, 1984: 4)
olarak karşımıza çıkacaktır.
Siyasal katılmanın yaygın olarak görülen iki tür uygulama biçimi
bulunmaktadır (Turan, 1986: 68-73). Bunlardan birincisi “oy kullanma”dır. Hemen
her demokratik toplumda bireyler, siyasal tercihlerini, öncelikle oy verme
davranışıyla ortaya koymaktadır. İkinci ve etkili biçimi olduğu için daha fazla
önemsenen siyasal katılma ise, siyasal sistemde görev alan kişilerle ilişki
kurulmasıdır. İkinci tür siyasal katılma, yönetilenlerin çağdaş demokratik siyasal
sistemler için öngörülen denge ve denetim mekanizması işlevini yerine
getirmektedir (Anık, 2000: 161). Yani siyasal katılmanın, tanımına uygun olan bu
ikinci tür, seçmenin “oy” teveccühüne mazhar olmuş siyasi kişi, kurum, program
veya kadroların “vekâlet” ettikleri süre içinde “azil” ya da teveccühten mahrum
bırakma tehdidiyle onların denetim altında tutulması anlamına gelmektedir (Anık,
2000: 161).
Hangi boyutta ve nasıl bir niteliğe sahip olursa olsun bireylerin siyasal
katılmalarında belli bir amaç bulunmaktadır. Bu amaçları gerçekleştirme yönünde
İletişim Kuram ve Araştırma Dergisi
94
H. Topbaş
"Genellikle dört çeşit güdü insanları siyasete katılmaya sevk etmektedir. Bunlar
kişisel bağlılık, dayanışma, çıkar ve vatandaşlık duygusudur (Özbudun, 1975: 6).
Bu güdülerle harekete geçen bireylerin siyasal katılımdan beklentileri ise;
çıkarlarını koruma, sosyal dayanışma ve uyum, grubuyla hareket etme, dünyayı
anlama, psikolojik tatminsizliklerin ikame edilmesi ve itibar görme, takdir edilme
ihtiyaçları olarak karşımıza çıkmaktadır (Yücekök; 1987: 28).
Siyasal katılmayı ifade eden tanımları büyük ölçüde genişletmek ve daha
birçok tanım yapmak olanaklıdır. Gerek burada ele alınan gerekse alınmayan
araştırmacıların tanımları değerlendirildiğinde; "siyasal eylem" yörüngesinde
farklılaşmalar oluşmaktadır. Özellikle eylemin "içeriği" ve "niteliği" noktalarında bir
ayrım söz konusudur. Nitekim McClosky, Weiner, Milbrath, Pizzorno, Nie ve Verba
siyasal katılmanın vurgusunu içeriğine vererek "ne için" katılımda bulunduğunu ön
plana çıkarmaktadır. Özbudun, Kalaycıoğlu, Kapani ve Tokgöz ise -"ne için"e de
cevap vermekle birlikte- "ne tür eylemler" sorusunu yanıtlarken eylemin "niteliğini"
de ön plana çıkmaktadır. Ayrıca tanımların bir kısmı dar kapsam içerisinde sadece
davranış (eylem) boyutunu öne çıkartırken, bir kısmı ise daha geniş anlamda siyasal
ilgi, bilgi ve tutumları da siyasal katılma kavramın içine almaktadır.
Siyasal katılma kavramı üzerine yapılan tanımlardan yola çıkarak, siyasal
katılmanın üç önemli özelliği ön plana çıkmaktadır:
1. Tutumlar ya da eğilimler her zaman eylemi ifade etmemesine rağmen,
siyasal katılım eylemleri değil tutumları da içermelidir. (Huntington ve
Nelson 1976: 4-6). Dolayısıyla siyasal katılımda “fiili eylem” önem
taşımaktadır.
2. Katılımcıların siyasal eylemi geçici, belirli zamanları kapsayan ve
genellikle diğer sosyal rollerle karşılaştırıldığında ikincil gelmektedir.
3. Siyasal katılım sadece hükümet kararlarını etkilemek için gerçekleştirilir.
Dolayısıyla herhangi bir özel şirketin yönetimini etkilemek için yapılan
bir grev, ne şekilde olursa olsun siyasal katılım sayılamaz. "Siyasal
katılım toplumsal sorunların çözülmesinde bir konsensüs oluşturması
bakımından, hem demokratik yapılanma hem de bireyler açısından
büyük önem taşımaktadır" (Akarlı ve Ben-Dor, 1975: 33).
Son analizde ise, tanımlama şekli ne olursa olsun siyasal katılmanın halk
tarafından yönetim formülünde ifadesini bulan demokratik yönetimin hem ilkesi
hem de demokrasiyi sürdürme aracı olarak; karar alma, alınan kararları etkileme ve
Bahar 2010, Sayı:30
95
David Easton’un Siyasal Sistem Kuramı Bağlamında Siyasal Katılma:…
uygulama amaçları ile belirli bir ortamda, farklı düzey ve biçimlerde gerçekleşen,
bireylerin tutum ve davranışları ile ilgili bir süreçtir.
3. NİCEL ARAŞTIRMA
Siyasal katılma bağlamında, Doğu Anadolu Bölgesi’ndeki en büyük seçmen
kitlesine sahip Erzurum ili- merkez ilçelerinde yaşayan seçmen kitlesinin, hangi tür
siyasal katılma biçimlerini hangi düzeyde yaptıklarına ilişkin görüşlerini tespit
etmek ve faktör analizi ile siyasal katılma biçimlerinin tipolojisini çıkartarak bunlara
etki eden bio-fizyolojik ve sosyo-ekonomik faktörlerin (etkenlerin) etkisini ortaya
koymak amaçlanmaktadır.
3.1 Araştırma Evreni (Nüfus) ve Örneklemi
Araştırma, Doğu Anadolu Bölgesindeki tek Büyükşehir belediyesi olma
özelliği olan ve 452 bin 333 seçmen sayısına sahip Erzurum ili merkez ilçelerinde
tesadüfî örneklem yöntemi ile 15- 29 Nisan 2009 tarihleri arasında 578 seçmen
üzerinde gerçekleştirilmiştir. Örneklem tespiti yapılırken, 29 Mart 2009 Genel
Mahalli İdareler Yerel Seçimlerde siyasi partilerin aldıkları oylar ve merkez
ilçelerinin seçmen sayıları göz önünde bulundurulmuştur. Yapılan örneklem
testinden sonra örneklemin dağılımı belirlenmiştir.
Bu bağlamda; Erzurum ili merkez ilçelerinde 29 Mart 2009 Genel Mahalli
İdareler Yerel Seçimlerinde siyasi partilerin aldıkları oy oranları ve örneklemdeki
temsilleri aşağıdaki Tablo-1 de gösterilmektedir.
Tablo-1: 29 Mart 2009 Genel Mahalli İdareler Yerel Seçimlerinde Siyasi
Partilerin Almış Oldukları Oy Oranlarına Göre Örneklem Testi
PARTİLER
Ak Parti
MHP
CHP
SP
DİĞER
TOPLAM
29 Mart 2009 Genel Mahalli İdareler
Yerel Seçimlerinde Siyasi Partilerin
Almış Oldukları Oy Oranları (%)
56,8
33,9
1,1
5,8
2,4
100
Örneklem
Temsili
(%)
58,3
33,0
1,6
6,6
0,5
100
İletişim Kuram ve Araştırma Dergisi
96
H. Topbaş
3.2 Uygulama ve Veri Toplama Aracı
Araştırmada, araştırmanın varsayımlarına ve seçilen örnekleme uygun olarak
belirlenen hipotezleri test etmek amacıyla, siyasal otoriteler tarafından alınan
kararları etkilemeyi amaçlayan seçmenlerin doğrudan ve ya dolaylı olarak yaptığı
basit meraktan yoğun bir eyleme kadar uzanan geniş bir tutum ve faaliyet alanını
kapsayan siyasal katılma faaliyetlerinden oluşan 22 maddelik siyasal katılım skalası
oluşturulmuştur. Oluşturulan bu siyasal katılma faaliyetleri katılma derecelerine
göre 5 noktalı Likert tipi ölçek ölçek [hiçbir zaman, (1), çok seyrek (2), ara sıra (3),
genellikle (4) ve her zaman (5) kullanılmıştır. Daha sonra bu 22 maddeden oluşan
siyasal katılma skalası faktör analizine tabi tutularak faktörlerin diğer değişkenler
(yaş, eğitim, meslek, gelir düzeyi ve cinsiyet) ile ilişkileri analiz edilmiştir.
3.3 Veri Analizi
Aynı şekilde seçmenlerin siyasal sistemin işlevselliği ve siyasal otoritelerin
alacağı kararları etkilemesi açısından siyasal katılma faktörleri 22 maddelik siyasal
katılma skalası üzerinde Açıklayıcı Faktör Analizi (Exploratory Factor Analysis) ile
incelenmiştir. Faktör analizi sonucunda oluşturulan siyasal katılma faktörleri ile
seçmenlerin bio-fizyolojik ve sosyo-ekonomik durumları (demografik özellikler) Ttesti, tekyönlü varyans analizi (ANOVA) test edilmiştir.
3.4 Araştırmanın Bulguları
Araştırmaya katılan 578 seçmenin (deneğin) sosyo-demografik özelliklerinin
belirlenmesi amacıyla, Erzurum mücavir alanı içerisinde ikamet ettikleri ilçe,
cinsiyet, yaş, meslek, aylık gelir ve eğitim durumları ve ideolojik kimliklerine
yönelik sorular sorulmuştur ve elde edilen bulgular aşağıda özetlenmiştir.
3.4.1 Araştırmaya Katılanların Sosyo-Demografik Özellikleri
Araştırmaya katılanların cinsiyetleri açısından değerlendirildiğinde
araştırmaya katılan deneklerin yüzde 66,1’i erkek, yüzde 33,9’u ise kadınlar
oluşturmaktadır. Yaş açısından incelendiğinde seçmenlerin yüzde 20,2 si 18-24;
yüzde 32,5 i 25-30; yüzde 26,6’sı 31-35; yüzde 12,3’ü 36-40; yüzde 5,9’u 41-50 ve
% 2,4’ü ise 51 yaş ve üstü yaş aralığında yer aldığı görülmektedir.
Araştırmaya katılan seçmenler meslekleri açısından incelendiğinde; yüzde
10,7’si işçi, yüzde 22,3’ü memur; yüzde 14’ü esnaf; yüzde 10,7’si serbest meslek;
yüzde 8,1’i emekli; yüzde 12,1’i ev hanımı; yüzde 10,2’si öğrenci ve yüzde 11,8’i
ise işsiz olarak yaşamını sürdürmektedir. Araştırmaya katılan seçmenlerin meslek
Bahar 2010, Sayı:30
David Easton’un Siyasal Sistem Kuramı Bağlamında Siyasal Katılma:…
97
grupları açısından değerlendiğimizde meslek gruplarının hemen hemen hepsinin de
belirli oranda araştırmanın örnekleminde temsil edildiği görülmektedir.
Ailenin aylık ortalama gelirler seviyeleri incelendiğinde, araştırmaya katılan
seçmenlerin yüzde 29.8’i 0-750 TL; 751-1500 TL yüzde 27,9; 1501-2500 TL
arasındakiler yüzde 30,8; 2501 -4000 TL arasında olanlar yüzde 7,8 ve 4001 TL ve
üzerinde aylık gelire ise yüzde 3,8’dir. Bu veriler incelendiğinde ise Erzurum
seçmenini genelde 0-2500 TL arasında gelire sahip olduğu söylenebilir.
Araştırmaya katılan seçmenler eğitim seviyeleri açısından incelendiğinde;
yüzde 2,8’unun okuryazar; yüzde 7,6’sının ilkokul; yüzde 11,2’sinin ortaokul; yüzde
34,4’ünün lise; yüzde 38,9’unun üniversite ve yüzde 4,3’ünün ise master ve doktora
eğitimi aldığı görülmektedir. Bu veriler doğrultusunda araştırmaya katılan
deneklerin büyük çoğunluğunun yüksek öğrenim gördüğü anlaşılmaktadır.
Ayrıca araştırmaya katılan seçmenler ideolojik olarak kendilerini nasıl
tanımladıkları incelendiğinde ise yüzde 6,4’ü Kemalist Atatürkçü; yüzde 31,7’si
Milliyetçi; yüzde 25,1’i İslamcı, yüzde 16,1’i sosyal demokrat; yüzde 15,6’sı sağcı;
yüzde 2,2 si liberal ve yüzde 2,9’u ise solcu olarak tanımlamaktadır. Araştırma
verilerine göre Erzurum seçmeninin oy tercihlerinden de anlaşılacağı üzere
milliyetçi ve İslamcı kimliklerinin ön palana çıktığı görülmektedir.
3.4.2 Seçmenlerin Siyasal Katılmalarına İlişkin Faktör Analizi
Araştırmamıza katılan Erzurum seçmeninin siyasal katılmalarını incelemek
amacıyla soru formumuzda yer alan ve çeşitli siyasal katılma faaliyetlerini içeren 22
maddelik siyasal katılma skalası, seçmenleri siyasal katılma faktörlerinin
belirlenebilmesi amacıyla faktör analizine tabi tutulmuştur. Faktör yapısının ortaya
çıkartılmasında, bütün değişkenleri maksimum varyansı açıklaması beklenen Temel
Bileşenler Metodu (Principal Compenents) kullanılmıştır. Kullanılan ölçeğin
güvenilirlik katsayısının ise Cronbach’s Alpha 0,9235 olarak gerçekleşmiştir.
Faktör analizinin güvenilirliği konusunda; örneklem uygunluk ölçütü olarak
hesaplanan Kaiser-Meyer-Olkin (KMO) değeri 0,925 ve küresellik sınama testi
olarak kabul edilen Barlett’s Test of Sphericity: 11273,393 (sig= 0,000) ile anlamlı
bulunmuştur. Bu iki test, üzerinde çalışılan örneklemin büyüklüğünün ve verilerin
faktör analizi için uygun olduğu sonucunu ortaya çıkarmaktadır.
Özdeğeri 1’den büyük olan ve faktör yükü 0,5 ve üzeri değişkenler faktör
boyutlarını yorumlamada kullanılmıştır. Faktör analizi, kullanıcılar için toplam
varyansın yüzde 88,334 açıklayan 5 faktör boyutunun ortaya çıkmasıyla
sonuçlanmıştır. Rotasyona uğramış (Varimax) bileşen matrisi incelendiğinde
faktörlere atanan değişkenler ve faktör yükleri Tablo-2 deki gibidir
İletişim Kuram ve Araştırma Dergisi
98
H. Topbaş
Tablo- 2: Siyasal Katılma Faktörüne İlişkin Rotasyonlu (Varimax) Temel
Bileşen Matrisi
FAKTÖRLERE ATANAN DEĞİŞKENLER
FAKTÖRLER
1
2
3
4
5
,975
Genel Seçimlerde oy kullanma
,970
Yerel Seçimlerde oy kullanma
,915
Bir siyasi partiye üye olma
,887
Bir siyasi partide görev alma
,903
Bir siyasi partinin veya adayın seçim kampanyasında yer alma
,896
Siyasetle ilgili bir sivil toplum kuruluşuna üye olma
,812
Basında güncel siyaset ile ilgili çıkan haberleri izleme
Siyasal içerikli panel, sempozyum, konferanslara dinleyici olarak
,745
katılma
,937
Bir protesto gösterisine katılarak hükümeti protesto etmek
Desteklediğim siyasi parti/adaya diğer seçmenlerin oy vermelerini
,913
sağlamak için ikna etme
,932
Güncel siyasal anketlere görüş belirtme
Gazetede yer alan siyasal haberler ya da köşe yazılarıyla ilgili olarak
,928
mektup, faks, internet aracılığı kişisel düşünceleri aktarma
,953
Propaganda amaçlı bildiri, gazete, dergi vb. dağıtma, afiş yapıştırma
,890
Siyasi konuları diğer vatandaşlar ile tartışma
,839
İmza kampanyasına imza verme
,959
Bir parti / aday rozeti / amblemi taşıma / arabaya asma
,792
Televizyonda yayınlanan siyasal içerikli programları seyretme
Beğenilen bir uygulama için devlet yetkililerine takdir mektubu
,824
yazma
Herhangi bir toplumsal konuda, bilgi istemek amacı ile yetkililere
,817
dilekçe ile başvurma
Kamusal konularda şikâyetleri/beğenileri bildirmek için devlet
,765
yetkililerini ziyaret eden bir grup içinde bulunma
,961
Siyasal mitinglere katılma
,900
Siyasi konularda bilgi sahibi olarak bilgileri çevreme aktarma
41,1116,30 9,86 8,74 7,17
Eingenvalues (Özdeğer)
26,4122,9717,6212,648,86
Açıklanan Varyans
0,96 0,95 0,98 0,93 0,90
Cronbahc’s Alfa
Extraction Method: Principal Component Analysis. Rotation Method:
Varimax with Kaiser Normalization. a Rotation converged in 6 iterations.
Bahar 2010, Sayı:30
David Easton’un Siyasal Sistem Kuramı Bağlamında Siyasal Katılma:…
99
Faktör analizi sonuçlarına göre araştırmaya katılan Erzurum seçmeninin
siyasal sistemin daha sağlıklı işlemesi için girdi sağlaması açısından siyasal katılma
biçimlerine ilişkin ilk ve en güçlü faktörün “Siyasal Eylem” olduğu görülmüştür. Bu
faktörü açıklayan ve yükü 0,5 üzerinde olan 7 (Bir protesto gösterisine katılarak
hükümeti protesto etme, Güncel anketlerde görüş belirtme, Gazetede yer alan
haberler ya da köşe yazılarıyla ilgili olarak mektup, faks, internet aracılığı kişisel
düşünceleri aktarma, İmza kampanyasına imza verme, Beğenilen bir uygulama için
devlet yetkililerine takdir mektubu yazma, Herhangi bir toplumsal konuda, bilgi
istemek amacı ile yetkililere dilekçe ile başvurma ve Kamusal konularda
şikâyetleri/beğenileri bildirmek için devlet yetkililerini ziyaret eden bir grup içinde
bulunma) siyasal eylem (item) tespit edilmiştir. Siyasal eylem faktörü toplam
varyansın yüzde 26,41 açıklamakta ve güvenilirlik katsayısı Cronbach’s Alphası ise
0,96 ve özdeğeri ise 41,11 olarak belirlenmiştir.
Siyasal katılmaya ilişkin ikinci faktör, seçmenlerin siyasal konulara ilgilerini
ifadelendiren “Siyasal ilgi” faktörü olarak tanımlanmıştır. Siyasal ilgi faktörü toplam
varyans içindeki payı yüzde 22,972 ve güvenilirlik katsayısı Cronbach’s Alphası
0,95 ve özdeğeri ise 16,30’dur. Siyasal ilgi faktörüne ilişkin olarak atanan
değişkenler dikkate alındığında bu gruptaki değişkenlerin genellikle seçmenlerin
siyasal konulara ilgisini gösteren, kitle iletişim araçlarında siyasal konularda çıkan
haberleri izleme, siyasal içerikli panel konferans ve sempozyumları dinleme ile
siyasal konular ile ilgili seçmenlere bilgi aktarma ve onları oy verme konularında
ikna etme gibi siyasal ilgilerini gösteren aktiviteleri içerdiği görülmektedir.
Siyasal katılmaya ilişkin üçüncü faktör, seçmenlerin siyasal katılma
biçimlerinde seçim dönemlerindeki siyasal kampanyalara katılım eylemlerini içeren
“siyasal kampanya Aktiviteleri” olarak tanımlanmıştır. Siyasal kampanya aktiviteleri
toplam varyans içindeki payı yüzde 17,622, özdeğeri 9,86 ve güvenilirlik katsayısı
Cronbach’s Alphası ise 0,98’dir. Siyasal katılma davranışları içerisinde siyasal
kampanya aktiviteleri faktörüne atanan değişkenler dikkate alındığında bu gruptaki
değişkenlerin genellikle, bir siyasi parti veya adayın seçim kampanyalarında görev
alma şeklindeki katılma davranışlarını içerdiği görülmektedir. Bu bağlamda bir
siyasal parti veya adayın seçim kampanyalarında görev alma eylemlerine ilişkin
olarak üçüncü siyasal katılım faktörü ise siyasal kampanya olarak ifadelendirilmiştir.
Siyasal katılmaya ilişkin dördüncü faktör, seçmenlerin siyasal katılma
biçimlerinde siyasal parti veya sivil toplum kuruluşlarına üye olarak katılan
seçmenleri ifadelendiren “siyasal üyeler” faktörü olarak tanımlanmıştır. Siyasal
üyelerin toplam varyans içindeki payı yüzde 12,646 iken özdeğeri 8,74 ve
İletişim Kuram ve Araştırma Dergisi
100
H. Topbaş
güvenilirlik katsayısı Cronbach’s Alphası ise 0,96’dır. Siyasal katılma davranışları
içerisinde siyasal üyelik faktörüne atanan değişkenler dikkate alındığında bu
gruptaki değişkenlerin genellikle, siyasal partilerde üye olarak veya görev alarak
siyasal katılma davranışlarında bulunan seçmenler ile siyaset ile ilgili herhangi bir
sivil toplum kuruluşuna üye olan seçmenleri içerdiği görülmektedir.
Siyasal katılmaya ilişkin beşinci ve son faktör, seçmenlerin siyasal katılma
biçimlerinde yerel veya genel seçimlerde oy kullanan seçmenleri ifadelendiren “salt
oy kullananlar” faktörü olarak tanımlanmıştır. Salt oy kullanarak siyasal katılma
faktörünün toplam varyans içindeki payı yüzde 8,680 ve güvenilirlik katsayısı
Cronbach’s Alphası 0,94 ve özdeğeri ise 7,17 olarak belirlenmiştir. Siyasal katılma
davranışları içerisinde salt oy kullanma faktörüne ilişkin olarak atanan değişkenler
dikkate alındığında bu gruptaki değişkenlerin genel ve yerel seçimlerde oy
kullanarak siyasal sisteme katıldıkları görülmektedir.
3.4.3 Siyasal Katılmanın Toplumsal Algılanmasına İlişkin Faktörlerin
Bazı Değişkenlerle İlişkisi
Araştırmamızın bu bölümünde faktör analizi sonucunda ortaya koyduğumuz,
Siyasal Eylem, Siyasal İlgi, Siyasal Kampanya Aktiviteleri, Siyasal Üyelik ve Salt
Oy Kullanma faktörlerinin ortalamaları üzerinden yaş, eğitim, meslek, aylık gelir ve
siyasal kimlikleri arasında anlamlı farkın olup olmadığını ortaya koymak için Tek
Yönlü Varyans Analizi (ANOVA) ile test edilirken, değişken boyutunun iki olması
nedeniyle cinsiyet değişkeni bağımsız t testi ile analiz edilmiştir. Bu değişkenler ile
faktörler arasındaki ilişkiyi belirten tablolar aşağıda sunulmuştur.
Tablo-3: Siyasal Katılma Faktörlerinin Cinsiyet İle İlişkisi T Testi Sonuçları
Değişken/
Siyasal
Katılma
Faktörleri
Cinsiyet
Siyasal Eylem Siyasal İlgi
(Faktör 1)
(Faktör 2)
T
değeri
p
T
p
değeri
2,20
0,00 5,05
Siyasal
Kampanya
Aktiviteleri
(Faktör 3)
T değeri p
0,00 -6,72
0,50
Siyasal
Üyelik
(Faktör 4)
Salt Oy
Kullanma
(Faktör 5)
T
p
değeri
T
p
değeri
1,80
0,07 2,29
0,02
Siyasal katılma faktörlerinin cinsiyet değişkeni arasındaki anlamlı farklılık
ilişkisi “bağımsız t testi” ile analiz edilmiştir.
Bahar 2010, Sayı:30
David Easton’un Siyasal Sistem Kuramı Bağlamında Siyasal Katılma:…
101
Siyasal katılma bağlamında, cinsiyet rollerinin yol açtığı baskı, kadının daha
az veya pasif olarak siyasal katılma davranışı sergilemesine yol açmaktadır.
Sanayileşmiş çağdaş toplumlarda dahi kadınların oy kullanma hakları yakın
geçmişte tanınmış ve birçok toplumda uzun yıllar siyaset erkeklerin egemenliğinde
sürdürülmüştür. Ancak bu anlayışın, özellikle gelişmiş Batı medeniyetlerinde yavaş
yavaş çözülmeye başladığı görülse de, yine de toplumsal hayatta kadınların siyasete
duydukları ilgi ve katılım düzeyleri erkeklere oranla daha azdır. Bugüne kadar
yapılan hemen hemen bütün çalışmalar erkeklerin kadınlara oranla daha çok
siyasetle ilgilendiklerini (oy verme, siyasal kampanya faaliyetlerine katılma, parti
üyeliği vb.) ortaya koymaktadır. (Carr vd. 1974: 260; Milbrath ve Goel, 1977: 135;
Kalaycıoğlu, 1984: 115; Tekeli, 1982: 129; Baykal, 1970: 63; Kışlalı, 1993: 144).
Özellikle çocuk doğurma ve annelik işlevinin kadında oluşu, onu ev işlerine
yönlendirmekte ve böylece de siyasal olayların kadının ilgi alanı dışına çıkması da
doğallaşmaktadır. Bu durum kadının siyasal katılımının erkeğine oranla daha az
olması gibi beklenen sonucu doğurmaktadır.
Erzurum seçmeninin siyasal katılma faktörleri ile ilgili cinsiyete ilişkin
bulgularda bu görüşler ile büyük ölçüde örtüşmektedir. Çünkü araştırma bulgularına
göre Erzurum seçmeninin siyasal sisteme “siyasal eylem”, “siyasal ilgi” ve “salt oy
kullanma” biçiminde/düzeyinde katılmaları, cinsiyetlerine göre değişmekte (p<0,05)
ve cinsiyetler arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık bulunmaktadır.
Erzurum’da siyasal sisteme erkekler “siyasal üye”, “siyasal ilgi” ve “salt oy
kullanma” biçiminde kadınlara oranla daha fazla katıldıkları ve siyasal sistem için
girdi sağladıkları görülmektedir. “Siyasal kampanya aktiviteleri” ve “siyasal üyelik”
faktörleri açısından yapılan incelemelerde ise cinsiyet temelinde anlamlı bir
farklılığın olmadığı görülmektedir. ” (p>0,05)
İletişim Kuram ve Araştırma Dergisi
102
H. Topbaş
Tablo-4: Siyasal Katılma Faktörlerinin Diğer Değişkenler İle İlişkileri
Değişkenler
/Siyasal Katılma
Faktörleri
Siyasal eylem
(Faktör 1)
SD
F
p
Siyasal İlgi
(Faktör 2)
SD
F
p
Siyasal Kampanya
Siyasal
Aktiviteleri
Üyelik
(Faktör 3)
(Faktör 4)
SD
F
p SD F
p
Salt Oy
Kullanma
(Faktör 5)
SD F
p
Yaş
5
5,70 0,00
5 0,76 0,10
5
8,08
0,00
5 1,44 0,20
5
1,4 0,19
Eğitim
Düzeyi
5
6,88 ,000
6 3,24 0,00
6
1,96
0,10
6 0,70 0,64
6 1,69 0,12
Meslek
7 30,71 0,00
7 15,30 0,00
7
32,66
0,00
7 9,98 0,00
7 1,19 0,30
Aylık Gelir
4 15,06 0,00
4 6,56 0,00
4
8,92
0,00
4 3,86 0,00
4 0,53 0,71
6
6 1,73 0,11
6
1,08
0,37
6 11.6 0,00
6 1,29 0,25
Siyasal Kimlik
1,29 0,39
(ANOVA ) Testi Sonuçları
Çalışmamız açısından elde edilen önemli bulgulardan bir diğeri de, siyasal
katılma faktörlerinin, seçmenler düzeyindeki sosyo- ekonomik ve sosyo-kültürel
farklılıklara göre değişiklik gösterip göstermediğini ve hangi gruplar arasında
istatistiksel olarak anlamlı farklılıkların olduğunu ortaya koymasıdır.
Bu verilere ulaşmak amacıyla, siyasal sisteme “siyasal eylem”, “siyasal ilgi”,
“siyasal kampanya aktiviteleri”, “siyasal üyelik” ve “salt oy verme” faktörleri
doğrultusunda girdi veren seçmenlerin, eğitim düzeyi, meslek grupları, aylık gelir,
yaş ve siyasal kimlik değişkenleri ile analizleri yapılmış ve siyasal katılma açısından
önemli bulgulara ulaşılmıştır.
Cinsiyet rolleri gibi bireyin denetimi dışında belirlenen ve siyasal katılma
üzerinde etkili olan bir diğer faktör de bireyin “yaşı”dır. Yaş gruplarını "gençlik",
"orta yaş" ve "yaşlılık" olarak kategorileştirdiğimiz zaman siyasal katılma farkları
daha anlamlı olarak ortaya konulabilmektedir.
"Gençlik" kategorisindeki insanın gerek enerji, gerekse zaman olarak siyasal
eyleme elverişli bir durumda bulunması ve ayrıca, aile yükümlülüğü, kariyer
oluşturan düzenli bir meslek uğraşısı gibi bağlarının bulunmaması nedenleriyle
gösteri yürüyüşü, seçim kampanyaları faaliyeti gibi bol enerji ve zaman
gerektirebilecek siyasal eylemlere "orta yaş" ve "yaşlı" kategorilerine oranla daha
kolay gerçekleştirebilecekleri varsayılmaktadır.
Bahar 2010, Sayı:30
David Easton’un Siyasal Sistem Kuramı Bağlamında Siyasal Katılma:…
103
Erzurum seçmeni üzerine yaptığımız araştırmada ise, siyasal sisteme “siyasal
eylem” ve “siyasal kampanya aktiviteleri” biçiminde/düzeyinde katılan seçmenlerin
yaş gruplarına göre değiştiği ve aralarında istatistiksel olarak anlamlı farklılıkların
olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Özellikle 26-30 ve 35-40 yaş arasındaki orta yaş
seçmenlerin, 18-25 yaş arasındaki gençlere ve 41-50 yaş arasındaki orta yaş üstü
gruplara göre, “siyasal eylem ve “siyasal kampanya aktiviteleri” faktörleri
düzeyinde daha fazla katıldıkları gözlemlenmiştir. Araştırma verilerine göre,
“siyasal eylem” ve “siyasal kampanya aktiviteleri” faktörleri düzeyinde katılım genç
ve yaşlı gruptaki seçmenlerde düşük, orta yaş grubundaki seçmenlerde ise yüksektir.
Yaş ile siyasal katılma düzeyi arasındaki ilişkiye yönelik araştırma bulguları,
“siyasal eylem” ve “siyasal kampanya aktiviteleri” faktörleri düzeyinde de farklılık
göstermektedir. Genç, orta yaş ve ihtiyarlıkta insanların ihtiyaçları, beklentileri ve
toplumsal hayattaki pozisyonları farklılık gösterir. Sıkça iş arayan, yer değiştiren
gençler toplumsal hayatta daha statik bir görüntü sergileyen orta yaş ve üstü
kategorilere göre daha dinamik bir hayat tarzına sahiptirler. Koruyacakları bir
statüleri olmadığı gibi toplum içerisinde saygın bir yer arayışı içerisindedirler. Buna
karşılık orta yaş ve üstü gruplarda yer alan insanların yerleşmiş bir hayatı, belli bir
statü ve meslekleri vardır ve hayattan beklentileri mevcut durumu koruma, en
azından daha da kötüye gitmesini engelleme yönündedir.
Araştırma sonucunda elde edilen bu bulgular, her ne kadar çelişik gibi
görünse de, siyasal katılma biçimleri ve yaş arasındaki diğer araştırma bulguları ile
uyum göstermektedir.
Eğitim, siyasal değerlerin aktarılmasında başvurulan en önemli araçlardan
biridir. Toplumsallaşma hem bilgi, hem değer yapılarının aktarımı ile ilgili
olduğundan, eğitim gören bireyler siyasal katılmanın istenilen bir davranış olduğuna
inanmakta, siyasal sistem hakkında daha çok bilgiye sahip olmaları nedeniyle de,
siyasal faaliyetlerde bulunmak için kendisini daha yetenekli ya da hazırlıklı
görebilmektedir (Turan, 1986: 77). Bu nedenle eğitim düzeyinin yükselmesi ile
siyasal katılımın artacağı varsayımı genel kabul görmektedir.
Erzurum seçmeninin siyasal katılma faaliyetleri üzerine yaptığımız bu
araştırmada ise, siyasal sisteme “siyasal eylem” faktörü düzeyinde katılmada eğitim
düzeyleri açısından anlamlı bir farklılık bulunmaktadır. Araştırma bulgularına göre,
lise, üniversite ve master/doktora mezunu seçmenler, ilkokul mezunu seçmenlere
oranla, daha fazla “siyasal eylem” aktiviteleri içerisinde yer almaktadırlar. Araştırma
neticesinde elde ettiğimiz bu bulgu, yukarıda bahsi geçen genel varsayım ile uyum
İletişim Kuram ve Araştırma Dergisi
104
H. Topbaş
sağlamaktadır. Kısaca seçmenlerin eğitim düzeyleri arttıkça, siyasal sisteme daha
fazla “siyasal eylemci olarak katılmaktadır. Bu bulgu aynı zamanda Almond ve
Verba’nın beş ayrı ülkede yaptıkları ve elde ettikleri “eğitim seviyesi yüksek olanlar,
daha düşük olanlara göre siyasete ve siyasi konulara daha çok ilgi göstermektedir”
sonucu ile de örtüşmektedir.
Ancak, araştırmamızdan çıkan sonuçlara göre, seçmenlerin siyasal sisteme
“siyasal ilgi”, siyasal kampanya aktiviteleri”, siyasal üyelik”, “salt oy kullanma”
faktörleri düzeyinde katılmada, seçmenlerin eğitim seviyeleri açısından istatistiksel
düzeyde anlamlı bir farklılık görülmemektedir.
Yaş, cinsiyet ve eğitimde olduğu gibi, “gelir” ile siyasal katılma arasında da
bir ilişki söz konusudur. Yapılan araştırmalar gelir ile siyasal katılma arasında
doğrusal bir ilişkinin varlığını ortaya koymaktadır (Milbrath ve Goel, 1977: 120;
Baykal, 1970: 38). Lipset, yüksek gelir grubundaki bireylerin yüksek, düşük gelir
grubundakilerin ise düşük düzeyde oy vermeye katıldığını ortaya koymaktadır
(Lipset, 1986: 204).
Erzurum seçmeni, siyasal sisteme katılma biçimleri ile aylık gelir arasındaki
ilişkiyi incelediğimizde ise, “siyasal eylem”, “siyasal ilgi”, “siyasal kampanya
aktiviteleri” ve “siyasal üyelik” faktörleri düzeyinde katılmada seçmenlerin gelir
düzeylerine göre değişmekte ve aralarında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık
görülmektedir. Gelir düzeyi yüksek gruplar daha düşük gelir seviyesindekilere
oranla daha fazla siyasal katılım sağlamaktadırlar.
Meslek grupları açısından da siyasal katılma eylemlerine katılım
farklılaşmaktadır. “Siyasal eylem”, “siyasal ilgi”, “siyasal kampanya aktiviteleri” ve
“siyasal üyelik” faktörleri düzeyinde; serbest meslek sahipleri, memurlar, esnaflar ve
işçiler, ev hanımı, öğrenciler ve işsizlere oranla daha fazla siyasal sisteme girdi
vermektedir.
Meslekleri birbirlerine göre ve toplum nazarındaki meslek gruplarının sahip
olduğu saygınlık/itibara göre bir sınıflandırmada meslek gruplarının yüksek veya
düşük statüleri göz önünde bulundurulmasını gereklidir. Ancak saygınlık/itibar
esasına dayanan bir sınıflandırma –anlamlı olsa da- nihayetinde mesleğin siyasal
katılma üzerindeki etkisini bütünüyle açıklayamamaktadır.
Mesleği icabı hükümet kararlarından etkilenildiği varsayılan, toplum
nazarında biraz daha saygın olduğu düşünülen, siyasetle ilgilenen bireyleri bir araya
getirerek etkileşimi sağlayan ve görev icabı zorunlu olarak bazı siyasi roller oynayan
meslek grupları siyasete daha fazla ilgi göstermekte ve siyasal sisteme daha fazla
Bahar 2010, Sayı:30
David Easton’un Siyasal Sistem Kuramı Bağlamında Siyasal Katılma:…
105
“siyasal eylem”, “siyasal ilgi”, “siyasal kampanya aktiviteleri” ve “siyasal üyelik”
biçiminde girdi sağlamaktadır.
Seçmenlerin siyasal kimlikleri ile siyasal katılma faktörleri arasındaki ilişki
incelendiğinde ise, seçmenlerin siyasal kimlikleri ile “siyasal eylem”, “siyasal ilgi”,
“siyasal kampanya aktiviteleri” ve “ salt oy verme” faktörleri arasında anlamlı bir
farklılığın olmadığı görülmezken, siyasal kimlik ile “ siyasal üyelik” faktörü
arasında anlamlı bir ilişki görülmektedir. Seçmenlerin siyasal partilere üyelik
faktörü, seçmenlerin Kemalist Atatürkçü, Milliyetçi, İslamcı, sosyal demokrat,
sağcı, liberal ve solcu tanımlamalarına göre değişmektedir.
SONUÇ
Siyasal Sistem Teorisi Bağlamında Siyasal Katılma (Erzurum Seçmeni
Üzerine Bir Araştırma)” isimli bu keşif çalışmasında, “Siyasal Sistem Kuramı”
üzerindeki teorik incelemelerden sonra siyasal sistemi herhangi bir yolla değiştiren
veya etkileyen sistem dışı olayları içeren “siyasal katılma faktörleri” analiz edilmeye
çalışılmıştır. Çalışmanın teorik kısmındaki varsayımlar doğrultusunda oluşturulan
soru/sorunlar, Erzurum il ve merkez ilçelerinde 578 denekle yapılan alan araştırması
doğrultusunda test edilerek cevapları aranmıştır.
Siyasal katılma kavramı, sistem kavramı analizlerine bağlı olarak toplumların
kolektif amaçlarını belirlemek ve gerçekleştirmek üzere geliştirdikleri bir örgütler
dizisidir. Ayrıca siyasal sistem, aralarında karşılıklı ilişkisi içerisinde bulunan çok
sayıda unsurlardan meydana gelmiş karmaşık bir bütün olarak ifade edilmekte ve
toplum üyelerinden gelen girdiler (inputs) ve siyasal otoritelerden gelen çıktılarla
(outputs) varlığını devam ettirmektedir.
Siyasal katılma kavramını ortaya koyma noktasında, tanımsal ve kurumsal
çeşitlilik nedeniyle, kavram tanımlama çabaları temel özellikler bakımından iki ana
yaklaşım ile ele alınıp incelenmektedir. Bunlar; (1) siyasal katılmayı, siyasal
gelişimin ve modernleşmenin bir göstergesi olarak ele alan yaklaşımdır. Bu
yaklaşıma göre; siyasal katılma, modernleşmenin ve siyasal gelişmenin bir
göstergesidir ve siyasal katılmada belirleyici ölçüt “oy verme”dir. (2) İkinci
yaklaşımda ise esas olan seçmen davranışı olmakla birlikte, davranışa kaynaklık
eden değişkenlerin öncelikli olarak ele alınıp belirlenmesi gerektiği öne
sürülmektedir. Bu yaklaşıma göre incelenmesi gereken; bireyi oy verme ve siyasal
taleplerini siyasal otoritelere aktarmak için gerekli siyasal katılma eylemlerinin ve
bireyi bu eylemlere yönelten değişkenlerin neler olduğudur.
İletişim Kuram ve Araştırma Dergisi
106
H. Topbaş
Çalışmamızda, siyasal katılma kavramını tanımlamada ikinci yaklaşım
benimsenmiş ve “kişinin otonom olarak yaptığı tercihler ve verdiği kararlar
sonucunda siyasal karar mevkilerine gelecek olanları veya bu mevkileri ellerinde
bulunduranları etkilemek üzere yaptıkları eylem ve faaliyetler” siyasal katılma
olarak değerlendirilmiştir.
Bu keşif araştırmasında, siyasal katılma konusunda –yukarıda bahsi geçenbugüne dek yapılmış yerli ve yabancı araştırmaların bulguları ve değerlendirmeleri
de göz önünde bulundurularak; seçmenin siyasal karar mercilerini etkilemeye
yönelik davranış ve eylem türleri, bu amaca yönelik olarak tasarlanan alan
araştırması ile değerlendirilmiştir. Erzurum ölçeğinde, siyasal karar mercilerini
(otorite) etkilemeye yönelik siyasal katılma türlerini/düzeylerini ortaya koyabilmek
amacıyla tasarlanan 22 maddelik “siyasal katılma skalası” faktör analizine tabi
tutulmuş ve siyasal katılma biçimleri sınıflandırılmıştır. 22 maddelik ölçüm skalası
üzerinde yapılan faktör analizi, toplam varyansın yüzde 88,334’ünü açıklayan 5
faktör boyutunun ortaya çıkmasıyla sonuçlanmıştır.
Aşağıdaki tabloda araştırmamız özelinde ortaya çıkan siyasal katılma
faktörleri ve her bir faktörün siyasal sisteme sağlamış oldukları girdiler
özetlenmiştir.
Tablo-5: Siyasal Katılma Faktörleri Ve Siyasal Sisteme Sağlamış Oldukları
Girdiler
Siyasal Katılma
Düzeyi
Katılma aktiviteleri
(Girdiler)
SİYASAL EYLEM
Protesto: (Hükümet siyasalarına karşı fiili
harekette bulunma)
Takdir: (Hükümet siyasalarına karşı olumlu görüş
bildirme/tebrik ziyaretlerine katılma)
Anket/imza kampanyalarına katılma/dilekçe
yazma
Gazetecilere siyasi görüş bildirme
SİYASAL İLGİ
Dışadönük Bilgi Taşıma
(Oy verme ve tercihler konusunda diğer seçmenleri
iknaya çalışma, gerektiğine tartışma)
İçedönük Bilgi Toplama
(Siyasete ilişkin gelişmeler konusunda kitle iletişim
araçlarını yakından takip etme)
Bahar 2010, Sayı:30
David Easton’un Siyasal Sistem Kuramı Bağlamında Siyasal Katılma:…
107
SİYASAL KAMPANYA
AKTİVİTELERİ
Fiili Katılım (Bir parti ya da adayın seçim
kampanyasında yer alma, bildiri dağıtma, afiş
asma)
Sembolik Katılım (Bir siyasi parti ya da adaya
ilişkin rozet, amblem taşıma)
SİYASAL ÜYELİK
Aktif Üye (Parti merkezli siyasal davranışlar: Bir
partiye üye olma, partide görev alma)
Pasif Üye (Fikir merkezli siyasal davranışlar: sivil
toplum kuruluşlarına üyelik/gönüllülük)
SALT OY VERME
Oy Kullanma (Genel ya da yerel seçimlerde oy
kullanma, halkoylamalarına katılma)
Çalışmamızda “siyasal katılma ve eylem düzeyleri”, faktör boyutları
ortalamaları ve değişkenlerin özellikleri dikkate alınarak; Siyasal Eylem, Siyasal
İlgi, Siyasal Kampanya Aktiviteleri, Siyasal Üyelik, Salt Oy Kullananlar şeklinde
sınıflandırılmıştır
Öncül araştırmalarla kısmen uyum içerisinde olsa da çalışmamız açısından
“siyasal katılma eylem ve düzeyleri” 5 faktörlü bir yapının oluşumuna işaret
etmektedir. Erzurum seçmeninin, siyasal sisteme girdi vermesi yönünde ilk olarak
gerçekleştirdikleri siyasal katılma faktörü “Siyasal Eylem”dir. Erzurum seçmeni
açısından, protesto, anketlere görüş bildirme, gazetelerin köşe yazılarına
düşüncelerini aktarma, imza verme, devlet yetkilerine takdir mektubu yazma, bilgi
istemek amacıyla dilekçe yazma, şikâyetleri ve beğenileri bildirmek amacıyla
otoriteleri ziyaret eden grup içinde bulunma gibi “Siyasal Eylemler” sisteme girdi
vermesi açısından öncelikli olarak başvurdukları siyasal katılma biçimini
oluşturmaktadır (yüzde 26,41). Erzurum seçmeni, siyasal sisteme ikinci olarak
“Siyasal İlgi” düzeyinde katılmaktadır. Kitle iletişim araçlarından siyasal gündemi
takip etme, siyasal içerikli panel, sempozyum ve konferanslara katılma, siyasi
konular ile ilgili olarak diğer seçmenlerle iletişime geçme (yüzde 22,97) biçiminde
ortaya çıktığı görülmektedir. Üçüncü tip siyasal katılmacılar ise, özellikle seçim
dönemlerinde biraz daha önem kazanan ve seçim kampanyalarında yerle alma
propaganda amaçlı bildiri afiş asma, partinin imgelerini taşıma, mitinglere katılma
İletişim Kuram ve Araştırma Dergisi
108
H. Topbaş
gibi eylemleri içeren “Siyasal Kampanya Aktiviteleri”dir (yüzde 17,62). “Siyasal
Üyelik” ve “Salt Oy Kullanma” ise sırasıyla dördüncü ve beşinci siyasal katılma
faktörlerini oluşturmaktadır.
Siyasal sistemin karar ve eylemlerini etkilemek amacıyla girişilen siyasal
katılma davranışları da siyasal eylem, siyasal ilgi, siyasal kampanya aktiviteleri,
siyasal üyelik ve salt oy verme düzeyinde girdi sağlamaktadır. Siyasal sistemin,
vatandaşların siyasal katılma düzey ve etkinliklerini dikkate almaları siyasal sistemin
demokratikleşmesi, sağlıklı bir şekilde işlemesi ve enerjilerini hangi konulara sarf
edeceklerinin öğrenilmesi açısından çok önemlidir. Çünkü bireylerin siyasal katılma
davranışlarındaki değişim ve gelişim toplumsal alt sistemlerin değişmesine ve
gelişmesine de kaynaklık edecektir. Siyasal sistem ile etkin bir "siyasal katılma"
arasındaki ilişki, halkın siyasal katılımının basitçe sandığa giderek oy kullanması
veya temel vatandaşlık görevlerini yerine getirmesiyle ölçülmemelidir. Halkın
siyasetin etkin öznesi haline gelmesi, kamusal kararların alınmasında aktif rol
oynaması, siyasal katılımı sağlayan “eylemler” aracılığıyla gerçekleşecek ve
böylelikle de siyasal sistem demokratikleşme, eksiklerini giderme yolunda ilerleme
gösterebilecektir.
KAYNAKÇA
ANIK, Cengiz. (2000) Siyasal İkna, Vadi Yayınları, Ankara.
BAYKAL Deniz. (1970) Siyasal Katılma: Bir Davranış İncelemesi, Ankara
Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Yayınları No: 302, Ankara.
BIRCH, Anthony. (1993) The Concepts and Theories of Modern Democracy,
Routledge, London.
CAMPBELL, Angus, Gerald GURİN, Warren MİLLER E. (1954) The Voter
Decides, Peterson and Company, New York.
CARR, Robert K. Vd. (1974) American Democracy, The Dryden Pres, IIinois.
ÇAM, Esat. (1995) Siyaset Bilimine Giriş, Der yayınları, İstanbul.
DAHL, Robert. (1969) The Behavioral Approach in Political Science: Epitaph for a
Monument to a Succesful Protest, Behavioralism in Political Science,
Heinz EULAU (Ed.),Atherton Press, New York.
Bahar 2010, Sayı:30
David Easton’un Siyasal Sistem Kuramı Bağlamında Siyasal Katılma:…
109
DEUTSCH, Karl W. (1966) Social Mobilization and Political Development”,(Ed.)
Finkle, Jason L, Gable, Richard W., Political Development and Social
Change, John Wiley and Sons New York.
DUVERGER, Maurice. (1986) Siyaset Sosyolojisi, Siyasal Bilimin Öğeleri, Çev
Şirin Tekeli, İkinci Basım, Varlık Yayınları, İstanbul.
EASTON, David. ( 1965b) A Framework For Political Analysis, Englewood Cliffs, ,
Prentice-Hall, New Jersey.
EASTON, David. (1965a) A System Analysis Of Political Life, Jhon Wiley And
Sons, New York.
EROĞUL, Cem. ( 1991) Devlet Yönetimine Katılma Hakkı, İmge Yayınevi,
Ankara.
GREGO, James. (1968) Political Science And Functuonal Analysis” APRS, Vol: 62
No:2
GROSS, Bertram. (1967) Review of Easton’s Analysis of Political System, APRS,
Vol 61.
GRUMM, Jhon G. (1973) The Lelislative System As An Economic Model, SAGE
Publications Ltd New York.
GÜLMEN, Yüksel. ( 1979) Türk Seçmen Davranışı: 1960–1970, İstanbul,
İstanbul Üniversitesi No:2531, İktisat Fakültesi No: 430, İstanbul.
HAGUE, Rod, HARROP Martin, BRESLIN, Shaun. (1992) Comparative Political
Goverment, V. Wright (Ed.), McMillan Press Ltd.
HUNTİNGTON, Samuel. (1968) Political Order in Changing Societies, New Haven
and London, Yale University Press, London.
KALAYCIOĞLU, Ersin. (1984) Çağdaş Siyaset Bilim, Teori, Olgu ve Süreçler,
Osman Akçay Matbaası, İstanbul.
KALAYCIOĞLU, Ersin. (1983)
Karşılaştırmalı Siyasal Katılmana, Siyasal
Eylemin Kökenleri Üzerıne Bir İnceleme, İstanbul Üniversitesi SBF
Yayınları, İstanbul.
KIŞLALI, Ahmet Taner. (1994) Siyaset Bilimi, , İmge Yayınevi, İstanbul.
LERNER, Daniel. (1958) The Passing of Traditional Society, The Free Pres of
Glencoe Collier-Macmillan Limited, London.
İletişim Kuram ve Araştırma Dergisi
110
H. Topbaş
LİPSET, Martin S. (1986) Siyasal İnsan, Çev. Mete Tunçay, , Teori Yayınları,
Ankara.
MAGID, Henry. (1955) “A Critique Of Easton On The Moral Foundation Of
Theoretical Research In Politic Science” Ethics, Vol:65, No:65.
McCLOSKY, Herbert.( 1972) “Political Participation”, International Encyclopedia
of Social Sciences, David L. SILLS (Ed.), McMillan and Frre Press,
Reprint Edition, C: 12, New York.
MIBRATH, Lester W, GOEL, Madan. L. (1977) Political Participation ; How and
Why Do People, Get Involved in Politics ?, Rand Mc Nally College
Publishing Company, Chicogo.
MİCHEL, Evans. (1970) Notes, On David Easton’s Model Of The Political System,
Journal Of Commenweath Political Studies, Vol:8.
ÖZBUDUN, Ergün. (1975) Türkiye’de Sosyal Değişme ve Siyasal Katılma, Ankara
Üniversitesi Hukuk. Fakültesi Yayınları No: 363, Ankara.
PARRY, Geraint., MOYSER, George, DAY, Neil. (1992) Political Participation and
Democracy in Britain, Cambridge University Press, Cambridge.
READING, Reid. (1972) Is Easton’s System Persistence Framework Useful ?,
Resarch Notes, Journal Of Politics , Vol 34 No:1
ROSE, Richard, HARVE Mossawir. (1974) Voting And Election:A Functional
Analysis, Levis Bowmanve G R Boynton (Der) Political Behavior And
Public Opinion:Comparative Analysis, Englewood Cliffs, Prentice-Hall,
New Jersey.
SAYBAŞILI, Kemali. (1985) Siyaset Biliminde Temel Yaklaşımlar, Birey Toplum
Yayınları, Ankara
TEKELİ, Şirin. ( 1976) “Davit Easton’un Siyaset Teorisine Katkısı Üzerine Bir
İnceleme” İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Yayınları, İstanbul.
TEKELİ, Şirin. (1972)
İstanbul.
Kadın ve Siyasal-Toplumsal Hayat, Birim Yayınları,
TOKGÖZ, Oya. (1979) Siyasal Haberleşme ve Kadın, Ankara Üniversitesi Siyasal
Bilimler Fakültesi, Yayını No: 429, Ankara.
TURAN, İlter. (1987) Siyasal Demokrasi, Siyasal Katılma, Baskı Grupları ve
Sendikalar, Türkiye Denizciler Sendikası, İstanbul.
Bahar 2010, Sayı:30
David Easton’un Siyasal Sistem Kuramı Bağlamında Siyasal Katılma:…
111
TURAN, İlter. (1986) Siyasal Sistem ve Siyasal Davranış, Der Yayınları 3. Basım,
İstanbul.
UYSAL SEZER, Birkan. (1984) Siyasal Katılma ve Katılma Davranışına Ailenin
Etkisi: İki Çimento Fabrikası Örneğinde Bir Deneme, TODAİ Yayınları,
No:209, Sevinç Matbaası, Ankara.
VERBA Sidney, NORMAN Nie, JAE-ON Kim. (1978) Participation And Political
Aquality: A Seven Nation Comprasion, Cambridge Üniversity Pres,
London.
WEİNER, Myron. (1971) Political Particition: Crisis of the political Process, Crises
and Sequences in Political Development, Ed. Leonard Binder, Sidney
Verba, James S. Coleman, v.d. Princeton University Pres, New Jersey.
YÜCEKOK, Ahmet. (1987) Siyaset’in Toplumsal Tabanı (Siyaset Sosyolojisi),
Ankara Üniversitesi Siyasal Bilimler Fakültesi Yayınları No:565, Ankara.
İletişim Kuram ve Araştırma Dergisi
112
H. Topbaş
BOŞ SAYFA
Bahar 2010, Sayı:30

Benzer belgeler