PDF : 6.5 Mb - Hacettepe Üniversitesi Nanoteknoloji ve Nanotıp

Transkript

PDF : 6.5 Mb - Hacettepe Üniversitesi Nanoteknoloji ve Nanotıp
n@nobülten
Aylık Nanoteknoloji ve Nanotıp Bilim Dergisi - Sayı Eylül 2011 - www.nanott.hacettepe.edu.tr
EYLÜL 2011
n@nobülten 14
4 Editörden
Prof. Dr. Emir Baki Denkbaş
5 Akademik Takvim
6 Etkinlikler
Arş. Gör. Ebru Erdal
10 NanoArt
Dr. Halil M. Aydın
12 Nanofiberler
Arş. Gör. Soner Çakmak
22 Yüzey Yükü ve Doku Penetrasyonu: +?Arş. Gör. Gamze Tan
24 Haberler
Arş. Gör. Tayfun Vural
26 Haberler
Arş. Gör. Zeynep Karahaliloğlu
31 Haberler
Arş. Gör. Ilgım Göktürk
33 Yayınlar
Arş. Gör. Tamer Çırak
2
EYLÜL 2011
N@nobülten elektronik dergisinin tüm hakları
Hacettepe Üniversitesi Nanoteknoloji ve Nanotıp Anabilim Dalı’na aittir.
2007 yılının Kasım ayında yayın hayatına başlayan dergide temel olarak
nanobilim, nanoteknoloji ve nanotıp alanları ile ilgili akademik, sosyal ve
endüstriyel alanlarında yaşanan gelişmeler siz değerli okurlarımız ile
paylaşılmaya çalışılmaktadır.
n@nobülten ile ilgili öneri ve şikayetlerinizi [email protected] adresine
elektronik posta ile iletebilirsiniz.
HAKKIMIZDA
n@nobülten
Bu e-dergi Hacettepe Üniversitesi Nanoteknoloji ve Nanotıp Anabilim Dalı
tarafından süresiz olarak yayımlanmaktadır. Ücretsizdir.
Editör
Prof. Dr. Emir Baki Denkbaş
Yayın ve Tasarım Sorumlusu
Arş. Gör. Tamer Çırak
Yazarlar
Dr. Eylem Öztürk Güven
Dr. Mesut Şam
Tamer Çırak
Cem Bayram
İletişim
Ebru Erdal
Zeynep Karahaliloğlu
Betül Bozdoğan Pala
Soner Çakmak
Hacettepe Üniversitesi - Fen Bilimleri Enstitüsü
Nanoteknoloji ve Nanotıp Anabilim Dalı
Beytepe - 06800 - Ankara
N@nobülten 14
Ilgım Göktürk
Gülsu Şener
Tayfun Vural
Ferhat Kadir Pala
297
NANO
3
EDİTÖRDEN
Değerli Hacettepeliler ve Tüm Bilimseverler,
Eylül ayına girdiğimiz şu günlerde Anabilim Dalımızın elektronik dergisi
N@nobülten’in 14. sayısıyla sizlerle birlikte olmaktan büyük mutluluk
duymaktayız. Bu vesileyle her zaman olduğu gibi nanoteknoloji ve nanotıp
alanlarında birçok haber, gelişme ve bilgiyi de sizlerle paylaşmaktan gurur
duyuyoruz.
Bültenimizin bu sayısında da her zaman oloduğu gibi gerek Anabilim Dalımız ve
gerekse ulusal-uluslararası boyutta nanoteknoloji ve nanotıp alanlarındaki
gelişmeler, bilimsel toplantı duyuruları, ve Üniversitemiz kaynaklı
nanoteknoloji ve nanotıp alanlarındaki güncel yayınlar ile ilgili bilgiler yer
almaktadır.
Bu sayımızda da farklı başlıklar altında derlemeye çalıştığımız ve bir önceki
sayımızda nanoteknolojinin çalışma alanlarından bir kaçı ile başladığımız yazı
dizisinin devamını dergimizde bulabilirsiniz. Bu yazı dizisi altında temelden
gelişmiş düzeye kadar farklılıklar gösteren bilgilendirme amaçlı yazıları
bulacaksınız.
Ve yine her zaman olduğu gibi bültenimizin sizlerin değerli katkı ve
destekleriyle gelişerek daha ileriye, en iyiye doğru ilerlemesini umut ve
temenni ediyoruz . . .
Saygılarımızla
Prof. Dr. Emir Baki Denkbaş
Hacettepe Üniversitesi
Nanoteknoloji ve Nanotıp Anabilim Dalı Başkanı
4
EYLÜL 2011
Öğretim Üyeleri, Danışmanlar
ve Yönetim
Dersler ve
Sınavlar
Program
Kayıtları
Yeni Başvurular
2011-2012 GÜZ YARIYILI
Doktora ve Yüksek Lisans Programlarına başvuruların kabul edilmesi
01-24 Haziran 2011
Mülakatların yapılması
06-07-08 Temmuz 2011
Doktora ve Yüksek Lisans Programlarına kabul edilenlerin duyurulması
15 Temmuz 2011
Yeni öğrenci kayıtlarının yapılması
18 Temmuz - 27 Eylül 2011
Ders programlarının yapılması, öğrenci katkı paylarının yatırılması
28-29-30 Eylül 2011
Özel Öğrenci Başvuruları
03-04-05 Ekim 2011
AKADEMİK TAKVİM
HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
AKADEMİK TAKVİM
Ders ekleme-bırakma günleri
19-20-21 Ekim 2011
Ders Dönemi
03 Ekim 2011 - 08 Ocak 2012
Güz yarıyılı genel sınavları
09 - 22 Ocak 2012
2010-2011 Güz yarıyıl sonunda tez/savunma sınavına girecek öğrencilerin jüri
tekliflerinin Enstitüye gönderilmesinin son günü
16 Ocak 2012
Güz yarıyılı genel sınav sonuçlarının sisteme işlenmesinin son günü
27 Ocak 2012
2010-2011 Bahar yarıyıl sonunda bitirilen tezlerin ve tez savunma tutanaklarının
Enstitüye gönderilmesinin son günü
30 Ocak 2012
E notlarının kesin sınav notlarına dönüştürülmesinin son günü
27 Şubat 2012
2011-2012 Bahar yarıyılında özel konular dersini alacak öğrenciler için yüksek
lisans tez önerilerinin Enstitüye gönderilmesinin son günü
06 Şubat 2012
* Sadece bilgilendirme amaçlı olup, yazım hataları veya yeni düzenlemeler nedeniyle oluşabilecek
olumsuzluklardan nanobulten dergisi ve yazarları sorumlu tutulamaz.
En güncel ve doğru bilgilendirme için lütfen ilgili enstitü sayfalarını inceleyiniz.
N@nobülten 14
5
ETKİNLİKLER
Arş. Gör. Ebru Erdal
Nanoteknoloji ve Nanotıp - Doktora
Etkinliğin İsmi:
Avrupa Biyoteknoloji Kongresi
Tarih: 28 Eylül - 1 Ekim 2011 Yer: Harbiye Askeri Lisesi, İstanbul
Web Sitesi: http://www.eurobiotech2011.eu/index.php
Avrupa Biyoteknoloji Kongresi, 28 Eylül- 1 Ekim 2011 tarihleri arasında Harbiye
Askeri Müzesi, İstanbul’ da gerçekleştirilecektir. ‘European Biotechnology Thematic
Network Association’ tarafından düzenlenen kongreye, Türk Tıbbi Genetik Derneği
destek vermektedir.
Biyoteknoloji birçok bilim tarafından kullanıldığından dolayı, kongrenin amacı
‘’biyoteknoloji alanında kullanılan yeni teknolojileri paylaşmak ve tartışmak, batı ve
doğu ülkeleri arasında işbirliği yapmak ve biyoteknoloji alanındaki araştırmaları
geliştirmektir.’’
Bilimsel program, birbirimizle tecrübelerimizi paylaşma şansı sağlayacak, sanayi ile
ilgili oturumlar, sempozyum, poster sunumları ve uydu sempozyumları içerir. Gıda,
beslenme konularında çağımız teknolojilerini aktaran konulara yer verilmiştir. Aynı
zamanda; Elektrospin yöntemi ile nano boyuttta yapıların hazırlanması,
Nanobiosensör, Nanoteknolojinin biyolojik uygulamaları ile ilgili de sunum ve
çalışmalara yer verilecektir.
Katılım Türü
6
1 Nisan 2011’den 1 Nisan 2011’den
önce
sonra
Tek Gün Katılım
Katılımcı
250 €
375 €
150 €
Öğrenci
150 €
225 €
105 €
Refakat
50 €
75 €
40 €
Gala Yemeği
85 €
85 €
85 €
EYLÜL 2011
Nanoteknolojide Trendler 2011
Tarih: 21-25 Kasım 2011
Yer: Tenerife-Kanarya Adaları, İspanya
Web sitesi: http://www.tntconf.org/2011/index.php?conf=11
ETKİNLİKLER
Etkinliğin İsmi:
21-25 Kasım 2011 tarihleri arasında İspanya’ da Tenerife-Canary Adalarında
yapılacak olan Kongre kapsamında; Son zamanların en önemli konularından biri olan
Nanoteknoloji ve bu konuda yapılan son araştırmalar, geliştirilen ürünler ve trendler
hakkında sözlü ve poster sunumları yer almaktadır.
Bildiri Özetleri İçin Son Teslim Tarihi
Sözlü Sunum İçin Özet Bildirimi
10 Ekim 2011
Özet Kabul Tarihi
Erken Kayıt
17 Ekim 2011
31 Ekim 2011
Poster Sunum İçin Özet Bildirimi
14 Kasım 2011
Kongre konuları;
• Karbon Nanotüple ve elektrik
alanındaki uygulamaları • Nanomanyetizma
• Nanooptik ve Nanofotonik
• Nanowire, cluster, quantum dot • Nanopartikül bazlı materyaller
• Nanobiyoteknoloji • NanoKimya • Nanotoksikoloji, Nanoyapıların
riski ve Etik • Nanoboyuttaki yapıların
fabrikasyonu N@nobülten 14
7
ETKİNLİKLER
Etkinliğin İsmi:
Nanomaterials Conference 2011
Tarih: 28 Kasım - 2 Aralık 2011
Yer: Meksika
Web sitesi: http://zingconferences.com/index.cfm?
page=conference&intConferenceID=62
28 Kasım-2 Aralık 2011 tarihleri arasında Meksika’da düzenlenecek olan
konferansda özellikle Nanomateryallerin Sentez, Karakterizasyon, Modelleme ve
Uygulamalarına yer verilecektir.
Son Başvuru Tarihi; 28 Eylül 2011
Öğrenci
Katılımcı
1280 $
800 $
Düzenleme Kurulu
B. A. Korgel Florent Calvo M. P. Pileni Nicholas A. Kotov Paul Mulvaney (University of Texas at Austin) (LASIM, University of Lyon)
(Université Pierre et Marie CURIE) (University of Michigan)
(The University of Melbourne) Davetli Konuşmacılar
Kenji Yamamoto Amanda Ellis Clemens Burda Dmitri Talapin Erwann Guénin Jay Nadeau 8
(ICRC, Research Institute of International Center Japan) (Flinders University) (Case Western Reserve University)
(The University of Chicago) (University Paris 13) (McGill University )
EYLÜL 2011
15. EUROPEANCONGRESS ON BIOTECHNOLOGY
Tarih: 23- 26 Eylül 2011 Yer: İstanbul
Web sitesi: http://www.ecb15.org/
ETKİNLİKLER
Etkinliğin İsmi:
“European Federation of Biotechnology” ve “Biyoteknoloji Derneği” işbirliği ile 23 – 26
Eylül 2011 tarihleri arasında İstanbulda gerçekleştirilecek olan kongrede sağlık, tıp,
endüstriyel biyoteknoloji, bitki biyoteknolojisi, çevre biyoteknolojisi, sistem biyolojisi
ve teknoloji konuları işlenecek. 1000’in üzerinde katılımcının gelmesi beklenen
kongrenin katılım ücreti öğrenciler için 290 diğer akademisyenler için 490 € olarak
belirlenmiştir.
Etkinliğin İsmi:
EUROPEAN SOCIETHY OF GENE & CELL THERAPHY
XIXTH ANNUAL CONGRESS
Tarih: 27-31 Ekim 2011 Yer: Brighton, İngiltere
Web Sitesi:http://www.esgct.eu/congress/2011/default.aspx
Avrupa gen ve hücre terapisi derneği tarafından gerçekleştirilecek olan gen ve hücre
terapisi kongresi 27- 31 Ekim 2011 tarihleri arasında İngiltere’ de
gerçekleştirilecektir. Kongre konu başlıkları arasında kanser, kardiovasküler bilimler,
genetik, immünoloji, viral-nonviral vektörler, kök hücre teknolojisi vb. konular
bulunmaktadır. Kongre kayıt ücreti ve makale göndermek için gerekli tarihler daha
sonra kongre web sitesi üzerinden yayınlanacaktır.
N@nobülten 14
9
NANOART
Dr. Halil M. Aydın
Biyomühendislik Anabilim Dalı
Nano Art
Nano teknoloji ve uygulamaları cağımızda her alanda karşımıza çıktıkça
laboratuvarlardan gündelik hayatımıza kadar uzanan bu süreçlerin tüm diğer
yenilikler gibi sosyal alanda da etkilerinin olmaması düşünülemezdi. Endüstri
devriminin yarattığı sınıflar nasıl o çağda müzik, resim ve şiire yön vermiş, 60’lardaki
uzay calışmaları sinema ve modern sanattada nasıl kendini göstermişse günümüzde
de nanoteknoloji, bir bilim alanının mimariden yaşam tarzına insan algısı ve yeni bir
anlayışı nasıl biçimlendirdiğinin örneklerini vermeye başladı. Nano teknoloji
kullanılarak hazırlanan tekstiller moda dünyasına girdi, heykeltraşlar yeni
malzemelerle sanatlarının sınırlarını zorlamak için her zaman olduğundan fazla
malzemeyle ilgilenir oldular. Nanoteknolojinin günümüz sanatındaki yansıması ise
nanoart olarak karşımıza çıkıyor. Ancak buradaki enstrümanlar boya ve tuval değil,
elektronlar, kuvvet mikroskobu uçları ve yazılımlar.
Wikipedia’ya baktığımız zaman Nano-Art başlığı altında küçük de olsa bir tanım
bulabilmek mümkün (http://en.wikipedia.org/wiki/Nanoart). Burada Nano Sanat
bilim-teknoloji ve sanatın kesiştiği bir disiplin olarak tanımlanmış. Alanın
öncülerinden Cris Orfescu olayı şu şekilde anlatıyor: Nano boyuttaki manzaralar ve
heykeller bilim adamları ve sanatçılar tarafından taramalı elektron mikroskobu,
atomik kuvvet mikroskobu gibi araçlarla maddenin moleküler seviyede
manipülasyonuyla yaratılıyor (http://nanoart21.org). Bu görüntüler daha sonra
işlenerek ve farklı artistik teknikler kullanılarak sanat eserleri haline dönüştürülüyor.
Nano sanat, yakalanan derinlik duygusu ve boyutsal anlatımdan dolayı optik
mikroskobun kullanıldığı mikrofotoğrafçılıkla karıştırılmamalı. Fotoğraf sanatında
elde edilen görüntüler fotonlarla yakalanırken, burada elektronlar kullanılıyor.
Orfescu teknolojik hareketin bir yansımasi olarak NanoSanat’ı dünya çapında
tanıtmaya çalışıyor ve insanları 21. Yüzyılın teknolojileri hakkında bilgi sahibi
yapmayı, onların ilgisini çekmeyi bu yolla sağlamayı düşünüyor. Toplum üzerinde
nanoteknoloji farkındalığı yaratmak için sanatı kullanmak oldukça akıllıca, bu şekilde
–şu anda olmasa dahi- yakın zamanda büyük kitlelere ulaşmayı hedefliyor. Kendi web
sitesinde çeşitli yarışmalar düzenliyor, festival organizasyonları yapıyor.
NanoSanat başka kaynaklara göre 1997 yılında Cornell Üniversitesinde
araştırmacıların kristalin silikondan dünyanin en küçük gitarini yapmasıyla başliyor.
Gitar neredeyse bir kan hücresi boyutunda ve 50 nm kalınlığında altı teli var. Bilim
adamlari daha sonra bir lazer pena kullanarak nanogitarın tellerinden ses çıkarıyorlar
(normal bir gitarınkinden 130000 kat daha yüksek frekanslarda).
10
EYLÜL 2011
NANOART
2001
yılında
ise
Osaka
üniversitesinde
fotopolimerizasyon
tekniğiyle yine nano boyutta bir boğa
heykeli yapılıyor.
Orfescu ise
elektron
mikroskobu
kullanarak
resimler yapıyor. ‘Resimlerde renk
veya ışık yok, bunlar sadece yapı
içerisine penetre olmuş elektriksel
olarak
yüklü
partiküller’
diyor
Romanyalı sanatçı/bilim adamı. Eski
bir ressam olan Orfescu sanatını
teknolojik ilerlemenin bir yansıması
olarak görüyor.
2. Uluslararası NanoArt Festivalinden (Stuttgart) bir fotoğraf
Aşağıdaki ‘Nano-Explosions’ adlı çalışma
geçen yılın ‘Science as Art’ yarışmasının
birincisi Fanny Beron’un eseri. Beron
Ecole Polytechnique de Motreal’den bir
öğrenci ve bu eserinde bir manyetik
nanowire
array
(CoFeb)
aşırı
yüklendiğinde oluşan patlamaları renkçe
zenginleştirilmiş
SEM
görüntüsünde
ortaya koymuş.
Bu çalışmada ise bir nöron demeti ImageJ64 ve Photoshop yazılımı ile renklendirilmiş.
Yeni teknoloji ve kabiliyetlerin bize sunduğu pek çok güzellik var ve bu insanın
içerisindeki kendini ifade etme isteğinin başka şekillerde ortaya konmasına her
zaman aracılık etmeye devam edecek. Bakis açısı geniş olanlar için de her zaman
‘aşağılarda daha çok yer var’.
N@nobülten 14
11
NANOFİBERLER
Arş. Gör. Soner Çakmak
Nanoteknoloji ve Nanotıp Anabilim Dalı Doktora
Elektroeğrilmiş Nanofiberlerin
Uygulama Alanları
Elektroeğirme yöntemi ile oluşturulabilecek malzemelerde kullanılan polimer
çeşidinin çok fazla oluşu, çok çeşitli malzeme üretimine olanak sağlar. Bunun sonucu
olarak bu yöntem ile üretilmiş nanofiberlerin kullanım alanı da oldukça geniş
olacaktır. Ayrıca, nanofiberlerden oluşturulan yapıların, birim ağırlıkta sağlanan
yüksek alan özelliği, yumuşak tutumu, iyi mukavemet/birim ağırlık özelliği ve
mikroorganizmalar ile ince parçacıklara bariyer oluşturması gibi özellikleri,
nanofiberlerin birçok alanda kullanılmasının başlıca sebepleridir. Bu avantajlar,
nanofiberlerin birçok endüstri alanına rahatlıkla girmesine ve kendisine potansiyel
kullanım alanı sağlamasına izin vermektedir. Nanofiberlerin endüstriyel üretimi
üzerine çalışmaların ve buna verilen önemin artmasının yanında, daha önemli bir
nokta kullanım alanlarının araştırılıp tespit edilmesidir.
Tekstil ve nanoteknoloji alanlarında yaşanan gelişmelere paralel olarak günümüzdeki
giysiler yeni fonksiyonlar kazanmıştır. Bu fonksiyonların içinde hem nanofiber
kullanılarak kazandırılan özellikler hem de diğer nano uygulamalarla kazandırılan
özellikler birlikte tartışılmaktadır.
1. Nanofiberlerin Kompozit Uygulamaları
Nanofiber teknolojisinin oldukça küçük ve hafif ürünler oluşturabilmesi, kompozit
endüstrisinde yaygın kullanımına olanak sağlamaktadır.
Bu güçlendirmelerle kompozitler;
• Yüksek elastiklik modülü, ve
• Mukavemet/ağırlık oranı gibi önemli özellikler kazanırlar.
Nanofiberler bazı malzemelerin mikro fiberlerinden daha iyi mekanik özellikler
gösterir ve bu da kompozitlerde süper yapısal özellikleri artırır. Bunun yanında
nanofiberle güçlendirilmiş kompozitler geleneksel mikrofiberli kompozitelerde
görülmeyen artı bazı niteliklere sahiptir. Mesela matris ile lif arasındaki yansıma
indekslerinde bir fark var ise, oluşan kompozitte ışık dağılması yüzünden saydam
olmayan bir yapı olur. Fakat bu sınırlamadan görünen ışığın dalga boyundan daha
küçük çaplı lifler kullanılarak kaçınılabilir.
12
EYLÜL 2011
Filtrasyon pazarının 2020'de 700 milyar ABD Dolar’ına çıkması beklenmektedir.
Filtrasyon için kullanılan fibrilli materyallerin avantajları yüksek filtrasyon
verimlilikleri, düşük hava dirençleridir. Filtrasyon verimliliği fiber inceliği ile yakından
alakalıdır ve bu özellik filtre performansını belirleyen en önemli özelliktir.
NANOFİBERLER
2. Filtrasyon Uygulamaları
Şekil 1. (a) ultrafiltrasyon uygulamaları için 3 katlı membran yaklaşımı, (b) 3 katlı
membran modelinin şematik gösterimi, (c) üretilen membranın taramalı elektron
mikroskobu (SEM) görüntüleri, (d) en üst kat kitosan kaplamanın SEM görüntüsü.
Yüksek yüzey alanı ve gözenekli yapısı sayesinde nanofiberlerden oluşturulmuş
dokusuz yüzeylerin filtrasyon için kullanılması birçok yenilik ve avantaj sağlamakta
olup bu yüzeyler hava, su, kan gibi akışkanlardan, 1 mikrondan küçük parçacıkların
filtrelenmesine olanak sağlamaktadır.
İnce partiküller (<0.3μm boyutunda olanlar) nanofiber yapılarında kolaylıkla
tutulabilirler ve filtrasyon verimliliğini geliştirebilirler. Nanofiberler ile elde edilen
kumaşlar yapısı 100 nm’den daha küçük parçacıkları veya damlacıkları sıvıdan veya
gazlardan uzaklaştırılabilir. Bu da nanofiberlerin filtrasyon amaçlı kullanımını sağlar.
N@nobülten 14
13
NANOFİBERLER
Nanofiber uygulamaları uzun filtre ömrü ve yüksek tutuş kapasitesi nedeniyle tercih
edilmektedir. Azalan lif çapı filtreyi daha dolgun hale getireceğinden akışa karsı
koyan çarpma ataletleri ve engel olma isteği artacak, bu yüzden partiküller daha sık
yakalanacaktır.
Endüstride bütün filtre yapıları temiz hava sağlamak için kullanılır. Bu filtre yapılarının
yaklaşık 0,5 μm boyutunda yağ parçacıklarını tutması gerekir. Elektro eğirme yöntemi
ile mikrondan daha küçük çapa sahip olan lifler elde edildiği için bu parçacıkların
uzaklaştırılması kolaydır.
Yakın zamandaki bir Amerikan patenti, nanofiberli örülmemiş bir tabaka ve taşıyıcı
malzeme tabakasından oluşan çok tabakalı bir toz filtreleme çantasının icadını
duyurmuştur. Yine nanofiberlerin kullanıldığı ve maden araçlarının hava
filtrelemesinde kullanılan bir filtre malzeme kabini yapılmıştır. Polimer nanofiberleri
elektrostatik olarak yüklenebildiği için filtreleme verimini artırmak için basınç
farkında bir artma olmadan parçacıklar elektrostatik çekim ile tutulurlar. Bu bağlamda
elektro üretim tekniği tek basamakta hem nanofiber üretir hem de liflerin
elektrostatik olarak yüklenmesini sağlar.
Filtrasyonda geleneksel amaçların dışında nanofiber membranlar kullanılarak özellikle
özel polimerlerin kullanılmasıyla kimyasal ve biyolojik ajanlara karşı da filtreleme
yapılabilir.
E-Spin Teknolojileri şirketi, aktifleştirilmiş karbon nanofiberden oluşturulmuş bir
prototip üretmiştir. Bu prototipte, poliakrilonitril (PAN) tabanlı nanofiberler elektro
üretim yöntemiyle oluşturulmuştur. Daha sonra bu tülbentler sağlamlaştırılmış,
karbonize işlemine tabi tutulmuş ve aktifleştirilmiştir. Bu aktifleştirilmiş nanofiberler,
hem aerosol hem de kimyasal filtrasyonda mükemmel sonuçlar vermişlerdir.
3. Biyomedikal Uygulamalar
Son yayınlara göre, biyoteknoloji ve tıptaki nano yapıdaki materyal payının, 2015
yılında 180 milyar Amerikan Dolar’ı seviyesinde olacağı tahmin edilmektedir.
Biyolojik açıdan insan doku ve organları nanofibrilli yapıda bulunurlar. Kemik, diş,
deri ve kıkırdak doku örnek olarak verebilir. Tümü nanometre ölçeğinde lifli
yapılardır. Bundan dolayı nanofiberlerin günümüzdeki araştırmaları da onların
biyomühendislik alanındaki uygulamaları yönündedir.
Araştırmacılar, kan içerisinde bulunan bir bileşimden elyaf oluşturmuşlardır. Bu nano
ölçekteki elyaflar, tamamıyla vücut içerisinde çözülebilen bandajlarda ve dikişlerde
kullanılmakta olup yaralanma oranını, kan kaybını ve yaradaki enfeksiyon olasılığını
düşürmektedir.
14
EYLÜL 2011
Bilindiği gibi gümüş iyonu ve gümüş kristalleri yıllardır antimikrobiyal eleman olarak
tıpta kullanılmaktadır. Özellikle deri yanmaları gibi vakalarda anti-bakteriyel
özellikleri sayesinde kullanılmaktadırlar. Medikal uygulamalarda kullanılmalarının
sebeplerinden bir diğeri de gümüş metalinin istikrarlı olması ve insan derisi ile
tepkimeye girmemesidir. Ancak, yara sargısı içerisinde nem oluşursa veya yara
kanamaya başlarsa gümüş iyonları serbest kalacaktır ve sadece bakteri DNA’larını yok
etmekle kalmayıp bunun yanında yararlı deri hücrelerinin de ölümüne neden
olacaktır. Bu problemi çözebilmek için bir deneme yapılmıştır. Özel bir gümüş
kompleksi hazırlanmıştır ve bu gümüş kompleksinden beklenen daha iyi bir iyon
salımı ve daha iyi bir bakteriyel yok etme etkisidir. Yapılan deneylerde kompleksin iyi
bir bakteriyel yok etme etkisine sahip olduğu gözlenmiştir. Fakat gümüş
kompleksinin gümüş iyonunu bırakması çok hızlı olmuş ve ayrılan iyonlar hemen
katılaşıp iyi bir iyonlaşma işlemi gerçekleşmesini engellemiştir. Dolayısıyla gümüş
kompleksinin tek başına kullanımı pek çok pratik uygulamada mümkün olamamıştır.
NANOFİBERLER
Multi-jet elektroeğirme yöntemini kullanarak biyolojik olarak bozunan nanofibrilli
örülmemiş tüller polivinilalkol ve selüloz asetat kullanılarak yapılmıştır. Bu tüller filtre
ve biyomedikal uygulamalarda kullanılmaktadır.
İyonların gümüş kompleksinden ayrılmasını yavaşlatmak için gümüş kompleksi
elektroeğirme ile elde edilen Tecophilic fiberlerle kapsüllenmistir. Tecophilic bir çeşit
termoplastik-alifatik poliüretandır ve kendi ağırlığının 1,5 katı kadar nem çekebilme
özelliğine sahiptir. Gümüş kompleksi bu polimerin içinde olduğu takdirde polimerin
yüksek hidrofil özelliği sayesinde düzgün bir iyonlaşma işlemi gerçekleşecektir.
Ayrıca, tecophilic polimeri yara üzerinde sabit bir nem oranı sağlayacak ve yaranın
iyileşmesini hızlandıracaktır. Bu amaçla polimer ve gümüş kompleksi etanol içerisinde
homojen karışım oluşturacak şekilde çözülmüş ve oluşan karışım elektro üretime tabi
tutulup gümüş kompleksi kapsüllenmiş fiberler elde edilmiştir. Fiberler
incelendiğinde 20 nm çapında gümüş parçacıklarını içerdikleri görülmüştür. Elde
edilen gümüş parçacıklı polimer fiberleri antimikrobiyal testlere tabi tutulmuş ve
yaygın olarak kullanılan gümüş-nitrat ve gümüş sülfadiazin (SSD) gibi maddelerle
karşılaştırılmıştır. Sonuçlara göre; gümüş kapsülleyen fiberler, gümüş nitrat ve SSD’ye
nazaran daha iyi bir bakteri yok etme etkisine, çok daha az gümüş metali kullanarak
ve daha iyi bir iyon salımı sağlayarak ulaşmışlardır.
Nanolifler, biyomedikal alanda tıbbi protezlerde (yapay kan damarlarında, yapay
organlar), teletıp malzemelerinde, ilaç transferinde, yara örtü malzemelerinde, cilt
bakım ürünlerinde, tıbbi yüz maskelerinde ve doku iskelelerinde kullanılmaktadır.
N@nobülten 14
15
NANOFİBERLER
3.1. Tıbbi Protezler
Kan damarları gibi yumuşak doku uygulamalarının pek çoğu için elektroeğirme ile
üretilen nanofiberler önerilmektedir. Yine biyouyumlu olan nanofiberler sert doku
protezi üzerine ince gözenekli film şeklinde yerleştirilirler ve vücut içine implante
edilebilirler. Bu kaplama film insan dokusu ile protez aleti arasında bir ara faz olarak
çalışır ve doku ile alet arasındaki katılık uyumunu sağlar.
3.2. İlaç Salımı Uygulamaları
Polimerik nanofiberlerle ilaç salımının temeli hem ilaç hem de ihtiyaç duyulduğunda
taşıyıcı yüzey alanının çoğaltılması ile parçacıkların çözünme hızının arttırılması
prensibine dayanır.
!
Şekil 2. Elektroeğirme yöntemiyle üretilmiş hızlı çözünen ilaç salım membranı.
Nanofiber ürünlerin içerisine yerleştirilmiş olan ilaç çeşitli yapılarda bulunabilir:
• Nanofiber formunda taşıyıcı yüzey üzerine tutunmuş parçacıklar şeklinde
olabilir,
• Hem ilaç hem de taşıyıcı nanofiber formunda olabilir,
• Her iki bileşeni de içeren fiber çeşidi ile birleştirilmiş ilaç ve taşıyıcı madde
karışımları seklinde olabilir,
• İlaçların içine hapsedildiği tüp formunda taşıyıcı materyaller seklinde olabilir.
16
EYLÜL 2011
Nanofiberler insanın derisindeki yara ve yanıkların tedavisinde de kullanılmaktadır.
İnsan yarası akıntı üreten bir yapıya sahip olduğundan, bu tarz fiberlerin gözenekli
yapıya sahip olmaları büyük avantaj sağlar. Böyle bir yüzey yaranın kurumasını
önlerken, yaranın akan sıvısını dışarı alınmasını ve tabaka altında birikmemesini de
sağlar. Bunlara ilaveten, mükemmel oksijen ve hava iletimi, enfeksiyon yapıcı
bakterileri engellemesi gibi önemli özelliklere sahiptir. Belli özelliklerle hemostatik
aletler için tasarlanabilir.
Şekil
3.
Yara
örtüsü
olarak
kullanılan
nanofiberlerin uygulanması (Electrospreyleme).
Elektrik
alan
yardımıyla
biyolojik
olarak
parçalanabilen polimerlerin ince fiberleri yaralı
yüzey
üzerine
doğrudan
spreylenir
veya
püskürtülür (Şekil 3).Yüzey üzerinde bir fibrilli
tabaka oluşturur. Bu da yaraların iyileşmesine
yardımcı olur, normal cilt büyümesini geliştirir.
Konvansiyonel
yöntemle
yapılan
tedavi
sonrasında iz kalırken, bu uygulamadan sonra iz
kalmaz. Dokusuz yüzey nanofiber yapılarından
yara örtüsü olarak kullanılanların gözenek
boyutları 500 nm ve 1 μm arasındadır. Bunlar
yarayı bakteri nüfuzuna karşı korur, parçacık
yerleşmesini engeller. 5-100 m2/g civarında olan
yüksek yüzey alanı değerleri de sıvı emilimi için
oldukça verimlidir. Nanofiberlerin inceliğinden
dolayı ağ çok gözenekli ve birim kütlede elde
!
edilen yüzey alanın fazlalığından dolayı ağı
gözenekliliğini hesaplamakta önemli iki özelliktir. Böyle sarıcılar oksijen ve su
buharının atmosferle yara yüzeyinde değişimi için yeterli gözenekliliği sağlamaktadır.
Elektro üretim ile elde edilmiş fiberler direkt olarak insan derisine toplanabilir.
NANOFİBERLER
3.3. Nanofiberlerin Yara Örtü Malzemesi Olarak Kullanımları
Yara örtüsü olarak kullanılan polimerlerin basında kolajen, kitosan, jelatin
gelmektedir. Kitin, antibakteriyel ve antiosteroporotik ajan olarak aktiftir. Son
zamanlarda Chitomed projesi çerçevesinde, kitinin bir esteri olan, lif ve film olma
özelliklerini barındıran, insan vücuduna biyolojik olarak uygunluğu ve organların
iyileştirilmesinde desteklendiği bilinen dibütirilkitin (DBC) sentezi geliştirilmiştir. Bu
nedenle özellikle derideki yanıklarda DBC polimeri yara örtü malzemesi olarak
kullanılmaktadır. DBC polimerinden film eldesi için son kullanılan yöntem olarak
elektroeğirme metodu önerilmektedir.
N@nobülten 14
17
NANOFİBERLER
3.4. Doku Mühendisliği Uygulamaları
Elektroeğirme tekniği ile elde edilmiş nanofiberlerden meydana gelen yüksek
gözenekliliğe sahip örülmemiş matrisler üretmek mümkün hale gelmiştir. Yeni bir
kemik dokusu gelişimi için gözenek ebatlarının 100 ile 350 nm arasında olması
gerektiği ve gözenekliliğin %80-90 seviyelerinde bulunması gerekmektedir. İnsan
vücudundaki doğal matrisin biyolojik fonksiyonlarını ve yapısını taklit edebilmek için
sentetik matrislerin ve yapı malzemelerinin ideal tasarımı gereklidir. Bu da doku
mühendisliği ve biyomalzemelerin uygulama alanına girer. Bu açıdan nano ölçekli
fibröz yapılar hücrelerin çoğalması, büyümesi ve migrasyonu için ideal yapılardır.
Doku mühendisliğinde yeniden üretilebilir ve biyolojik olarak uyumlu üç boyutlu
yapılar hücre büyümesi için biyomatris kompozitlerinde çeşitli dokuların onarımında
kullanılmaktadır.
Nano ve mikro yapılı biyobozunur polykaprolakton (PCL) matrisler elektroeğirme ile
hazırlanmıştır. Bunlar kardiyovasküler ve kas doku mühendisliğinde doku iskelesi
olarak kullanılmıştır.
!
Şekil 4. Kemik doku onarımı için üretilmiş 3 boyutlu nanofiber doku iskelesi.
Elektro üretim tekniği doku mühendisliği uygulamalarında sentetik ve doğal liflerden
yapılan biyomimetik doku iskeleleri için lider bir tekniktir. Kwon ve arkadaşlarının
2005 yılında yayınlamış oldukları çalışmada jelatin ve kollajen kullanılarak
nanofiberler üretilmiş ve fiberler boncuksuz bir yapı oluşturarak 200-500 nm’lik
ölçülere ulaşmıştır. Son zamanlarda araştırmacılar bu yönde sentetik polimerlerle
doğal polimerlerden nanofiberler elde ederek, bu nanofiberlerden doku iskeleleri ve
matrisler üretmeye başlamışlardır.
18
EYLÜL 2011
NANOFİBERLER
!
Şekil 5. Elektroeğirme yöntemiyle üretilmiş çok katmanlı tübüler grefte ait SEM
görüntüleri.
Elektroeğirme işleminden sonra üretilen örülmemiş nanofiber ağlardan biyobozunur
doku iskeleleri yapmak kolay olmaktadır ve bunlar yarayı sarmak ve iyileştirmek için
de kullanılmaktadır. Bu nanofiber ağların özellikleri sırasıyla;
•
•
•
•
Yüksek su buharı geçişi,
Gaz geçirgenliği
Yüzey rahatlığı,
Patojen ajan koruyuculuğudur.
Ayrıca nanofiberlerin bir diğer kullanım alanı, proteinin elektroeğirme ile elde edilmiş
fiberler içerisinde korunmasıdır. Biyolojik materyallerin korunmasında dondurarak
kurutma yöntemi kullanılmakla beraber bu yöntemin getirdiği birçok dezavantaj da
mevcuttur. Bu sistem zaman ve pahalı donanımlar gerektirir. Aynı zamanda proteinin
yapısının bozulma ihtimali oldukça yüksektir. Bu bozulma pH’daki ya da biyolojik
maddelerin konsantrasyonlarındaki değişimden kaynaklanan denatürasyon ile
sonuçlanmaktadır. İşte elektroeğirme işlemi biyolojik materyallerin uzun nakil
işlemleri için gereken zamanı ortadan kaldırırken, bunu soğutma gerektirmeden
yapmaktadır. Böylece oda sıcaklığında uzun süreli korumayı sağlayacak şartlar temin
edilmiş olur.
N@nobülten 14
19
NANOFİBERLER
3.5. Elektriksel ve Optik Uygulamalar
Tekstil kumaşlarının iletkenliğini geliştirme konusunda yapılmış ilk yaklaşım metalik
tellerin ve ince metalik bantların kullanılmasıdır. Metalik teller kumaş yapısı içerisine
bir ağ gibi örülürler ve kumaşa gerekli elektriksel iletim özelliğini kazandırırlar.
Elektrik iletkenliğine sahip polimerlerden nanofiberler üretilebilmesi pek çok avantajı
beraberinde getirmiştir. İletken nanofiberlerin küçük elektronik aletlerin veya
makinelerin imalatında kullanımı söz konusudur. Elektrodun yüzey alanı ile elektro
kimyasal reaksiyon hızı orantılı olduğu için iletken nanofiberlerden yapılmış
membranların yüksek performanslı bir pil geliştirmede gözenekli elektrot olarak
kullanılması oldukça uygundur. İletken membranlar elektrostatik dağılma, korozyon
koruması, elektromanyetik engelleme gibi çeşitli uygulama alanları için potansiyel
teşkil ederler.
3.6. Savunma Sanayii Uygulamaları
Askeri uygulamalarda koruyucu giysilerden öncelikle hayatta kalabilme ihtimalini en
yüksek seviyede tutması, uzun süre koruma sağlayabilmesi, güç üretebilmesi ve zor
hava koşullarına dayanıklı olması, nükleer, kimyasal ve biyolojik etkilere karşı
dayanıklı olması ve verimliliği arttırması beklenir. Halen kullanımda olan koruyucu
giysiler aşırı ağır kumaşlardan yapılmışlardır. Hafif ve nefes alabilen kumaşlar, hava
ve su buharı geçirebilen kumaşlar tam çözücülerde kolaylıkla çözülür ve gazlarla,
diğer kimyasallarla yüksek reaktiviteye sahiptir.
Nanofiberlerden yapılmış kumaşlar ise yüksek yüzey alanları sebebiyle kimyasal
maddenin nötralizasyonunu gerçekleştirebilir. Su buharı ve hava geçişine de izin
verir. Nanofiberler yüksek gözenekliliğe sahip ama gözenek boyutu çok küçük olan
bir yüzey üzerine yatırılarak kimyasal maddenin kumaş içine nüfuzuna karşı iyi bir
direnç sağlanabilir.
3.7. Tarımsal Uygulamalar
!
Nanofiberlerden oluşmuş tülbent ile kaplanmış bitkiler
zararlı kimyasallara ve böceklere karşı korunmuş olur.
Aynı zamanda bu nanofiberden oluşmuş tabaka sayesinde
bitkiye, daha önceden nanofiberden oluşmuş tülbente
enjekte edilmiş gübrenin zamanla sağılması da
sağlanabilir (Şekil 6).
Şekil 6. Bitkinin böceklere karsı korunması için
elektroeğirme ile üretilmiş nanofiberden oluşan örtü ile
kaplanması.
20
EYLÜL 2011
Özellikle karbon tabanlı nanofiberlerin, yüksek mukavemette olmaları, çelikten
yüzlerce kez daha sağlam olması, düşük ağırlıkları gibi muhteşem özellikleri
sayesinde uzay araç ve gereçlerinde yoğun bir şekilde kullanılmaları söz konusudur.
Ayrıca gelecekte karbon, cam ve seramik benzeri nanofiberlerden uzay yapıları inşa
edilebilecektir.
Uzayda kurulan güneş ve ışık panellerinde de nanofiberlerden oluşturulmuş yüzeyler
kullanılmaktadır.
KAYNAKLAR
• Huang, Z-M., Zhang, Y-Z., Kotaki, M., Ramakrishna, S., Composites Science and
Technology, 63, 2223-2253, 2003.
• Teo, W-E., Ramakrishna, S., Composites Science and Technology, 69,
1804-1817, 2009.
• Yu, D-G., Zhy, L-M., White, K., Branford-White, C., Health, 1, 67-75, 2009.
• Kidoaki, S., Kwon, I. K., Matsuda, T., Biomaterials, 26, 37-46, 2005.
• Yoon, K., Kim, K., Wang, X., Fang, D., Hsiao, B. S., Chu, B., Polymer, 47,
2434-2441, 2006.
N@nobülten 14
NANOFİBERLER
3.8. Uzay Uygulamaları
21
NANOPARTİKÜLLER
Arş. Gör. Gamze Tan
Biyoloji - Doktora
Yüzey Yükü ve Doku Penetrasyonu:
Pozitif mi? Negatif mi?
Nanopartiküller, boyut ve modüler işlevsellikleri sayesinde kontrollü ilaç taşıma
araçlarının tasarımında büyük bir potansiyele sahiptir. Massachusetts Amherst
Üniversitesi Kimya Mühendisliği ve Kimya Bölümü araştırmacıları tarafından 2010
yılında yapılan bir araştırma bu durumun bir göstergesi niteliğindedir. Yapılan
araştırmada
nanopartiküllerin
kullanıldığı
anti-kanser
kemoterapilerinde,
partiküllerin elektriksel olarak pozitif yüklenmeleri halinde taşınan ilaçların tümör
dokusu içerisine daha iyi nüfuz ettiği ve bu partiküllerin özellikle proliferatif hücreler
tarafından daha büyük ölçüde hücre içerisine alındığı tespit edilmiştir.
In vitro tümör modeli ve matematiksel modelleme deneylerinin bir kombinasyonunu
kullanarak yürütülen çalışma neticesinde farklı koşullar altında pozitif yüklü
nanopartiküllerin ilaç yüklerini tümör kitlelerindeki hücrelerin büyük çoğunluğuna
ulaştırdığı, negatif yüklü partiküllerin ise hızlı difüzyon oranıyla ilaç yüklerini daha
derindeki hücrelere taşıdığı belirlenmiştir.
Araştırmacılar söz konusu çalışma için tümör boyutunun zamanla değişimini
belirleyecek özel üç boyutlu silindiroit şeklinde bir "laboratuvar tümör" cihazı
geliştirdi. Tek bir hücre seviyesinden daha çok, fakat bir hayvan seviyesinden daha az
karmaşık olan bu ortam araştırmacılara ilaç taşıyan partiküllerin bağıl difüzyon ve içe
alım oranlarını araştırma ve karşılaştırma olanağını sunmuştur. İlaçların tümör
hücrelerini öldürebildiğinin bilindiğini ve bu yüzden hücre yerine doku seviyesinde
çalışıldığını ifade eden araştırmacılar çalışma için floresan boya ya da anti-kanser
ilaçları gibi farklı yüzey materyalleri ile kaplanabilen 2 nm boyutunda altın partikül
çekirdeği üretti.
22
EYLÜL 2011
Kemoterapide ajanların taşınma hassasiyetinin olmamasının bilinen en önemli
sınırlama olduğuna dikkati çeken araştırmacılar, katı tümörlerde genellikle düzensiz
kan damarı dizilişleri olduğunu ve bunun da daima kemoterapiden kaçabilecek
hücrelerin olabileceği anlamına geldiğini belirtti. Fakat geliştirdikleri 3 boyutlu yeni
silindiroit cihazda, altın nanopartiküllerin taşıdığı farklı yükler ile yapılan deneylerde
bu tür zorlukların üstesinden gelmek için büyük bir potansiyele sahip olduğu
doğrulandı. Çünkü altın nanopartiküller hem çok küçük boyutlarda sentezlenmekte
hem de tümörün arasına kolayca diffüze olurken diğer moleküllere göre vücut için
daha az toksik etki yaratmaktadır.
Partikül olmaksızın ilaç ya da boya moleküllerini, negatif ya da pozitif floresan boya
ile kaplı partikülleri ve negatif ya da pozitif doksurubisin anti-kanser ilacı ile kaplı
partikülleri kontrollü koşullar altında test eden UMass Amherst araştırmacıları altın
nanopartiküllerin 3D silindiroit dokuda nanopartiküllerin pozitif ya da negatif
yüklenmesine bağlı olarak farklı yayılma hareketleri ve yerleşimleri sergilediğini
gözlemledi. Pozitif yüklenen nanopartiküllerin negatif yüklenen nanopartiküllere göre
tümör içerisindeki hücrelerin çoğuna ulaştığı fark edildi. Ek olarak, hem pozitif hem
de negatif yüklü partiküllerin dokulara hızlaca penetre olduğu ve partilküllerin
hücresel alım ve yayılım oranlarının ekstrasellüler difüzyonlarından daha yavaş
olduğu belirlenmiştir. Matematiksel modeller, her iki partikülün hücresel alım
oranlarının apoptotik ve nekrotik dokularda hızlı olduğunu ortaya koymuştur. Ayrıca
pozitif partiküllerin içe alım kinetiklerinin tersinir olmadığı fakat negatif partiküllerin
içe alım kinetiklerinin zaman ölçekleri üzerinde tersinir olduğunun araştırıldığı ifade
edilmektedir.
NANOPARTİKÜLLER
Bu nanopartiküllerin boyutu onlara değişik özellikler ve işlevsellikler kazandıran
ligandlarla kaplandığında 6 nm civarına yükselmektedir. Araştırmacılar farklı kimyasal
bileşenlerle yüzey polarizasyonunu yani karakteristiklerini değiştirebilmelerini
"ayarlanabilir yüzey işlevselliği" diye adlandırmaktadır.
Araştırmacılar bu deneyler sonucunda doku penetrasyonu ve ilaç salımını kontrol
etmek için yüzey yükü ayarlanabilen nanopartiküllerin esnek ve güçlü ilaç taşıma
araçları olarak kullanabileceğini ve nanopartiküllerin taşınmasında difüzyon yerine
hücresel alımın daha baskın bir mekanizma olduğunu kanıtladı. Yüzey yükünün doku
penetrasyonu ve ilaç salım kontrolünü nasıl değiştirdiğinin anlaşılmasıyla ilaç taşıma
alanındaki mevcut kısıtlamalardan bazılarının aşılacağı öngörülmektedir.
Araştırmacılar, gelecekte eğer partikül tasarımına devam ederlerse bu deneyleri baz
alarak partiküllerin difüzyonu yerine hücresel içe alım mekanizmalarının geliştirilmesi
üzerine çalışacaklarını bildirdi.
Kaynak:
Kim B, Han G, Toley BJ, Kim C, Rotello VM and Forbes NS, Tuning payload delivery in
tumour cylindroids using gold nanoparticles, Nat Nano 2010; 5 (6): 465-472.
N@nobülten 14
23
HABERLER
Arş. Gör. Tayfun Vural
Biyokimya Anabilim Dalı - Doktora
Polimerizasyon esaslı motor sistemi
Kendiliğinden
hareket
edebilme
yeteneğine
sahip
mühendislik
harikası
nanomateryaller,
bottom-up
(aşağıdan-yukarıya)
dizilimler
ile
yapıların
oluşturulması, desen oluşumu, mikroakışkan teşhis sistemleri yada istenilen
bölgelere ilaç taşınımı gibi uygulamalar için çok kullanışlı olabilir. Doğada nano ve
mikro boyutta motor sistemleri olmasına rağmen nano boyuttaki hareket
nanoteknoloji araştırmacıları için hala önemli bir problem. Kendiliğinden hareket
edebilen mikro ve nano boyutlu motorların geliştirilmesi için farklı yaklaşımlar
bulunmaktadır. Birçok araştırmacı kimyasal enerjinin mekanik enerjiye katalitik
dönüşümü üzerine odaklanmıştır. Bu dönüşüm hücre bölünmesi, iskelet-kas
hareketi, protein sentezi, hücrelere malzeme taşınımı gibi önemli olan süreçlere güç
sağlamaktadır.
Son zamanlardaki nanomotor araştırmaları küçük moleküllerin katalitik tepkimeleri
üzerine odaklanmış iken biyolojik sistemlerdeki kendiliğinden hareketin bir diğer
formu (polimerizasyon, monomer moleküllerinin tepkimesi) hiç ilgi çekmemiştir.
Pennsylvania State Üniversitesi Kimya Bölümü’nden Prof. Ayusman Sen’e göre
“polimerizasyon-itkili motorlar katalitik tepkimelerin kapsamını oldukça arttırabilir.
Ayrıca polimerizasyon tepkimeleri hem harekete güç sağlarken hem de hareket
boyunca polimerin kendiliğinden birikmesine olanak sağlar”.
Angewandte Chemie International dergisinin 30 ağustos 2011 tarihli online
yayınındaki bir makalede (A Polymerization-Powered Motor), Sen ve grubu bir
polimerizasyon tepkimesinden güç alan ve bir mikroörümcek gibi gittiği yol boyunca
ince bir iplik biriktiren yeni bir tür mikromotor geliştirdiler.
Geliştirilen sentetik motor sistemi asimetrik altın-silika mikrokürelerden (0,96um)
oluşmaktadır ve iki yüzlü mitolojik tanrı Janus’un ismi verilmiştir. Polimerizasyonu
katalizleryen belli katalizör moleküller Janus partikülünün silikondioksit yüzeyine
bağlanabilir. Sen’in grubu bu çalışmada monomer olarak norbornene kullandılar.
Katalizör halka yapılarını açarak monomerden uzun zincir molekülleri oluşturmakta.
Tepkime başlar başlamaz küreler norbornene çözeltisinin içerisinde ilerlemeye
başlarlar. Bu itiş gücü kürelerin iki farklı tarafının bulunması ile açıklanabilir.
“Monomer yalnızca kürenin katalizör bulunan tarafında tükenmektedir. Bu, derişimin
kürenin katalizör bulunmayan altın tarafındaki monomer derişiminden daha az
olmasına sebep olur. Bu derişim farklılığı ozmatik basınç oluşturur ve çözücü
molekülleri daha yüksek monomer derişimindeki bölgeye doğru ilerler. Bu ufak
çözücü akışı zıt yönde bir mikromotor gücü oluşturur.
24
Sen’in dikkat çektiği bir noktada, canlı sistemlerin tanımlı özelliklerinden birinin de
yakıt/gıda derişim farkını saptaması ve hareket etmesi.
EYLÜL 2011
“Ancak, makalede sunduğumuz motor kavramın çok basit bir ispatı ve bu
problemlerin üstesinden gelen bir sistem bulmak için daha fazla çalışmak gerekecek.
Ayrıca biz hareket yaratma mekanizmalarının diğer türleri için araştırmacılara bu
çalışma ile ilham verebilmiş olmayı ümit ediyoruz”.
HABERLER
“Bu fenomen çok nadiren biyolojik sistemlerin dışında gözlenmiştir fakat akıllı
sensörlerin oluşturulması için temel olabilir. Biz polimerizasyon motorlarımızı
norbornene derişim farklılığı üzerinde chemotaxis yeteneğini başarılı bir şekilde test
ettik. Genel olarak bir polimerizasyon motoru kusurları ve kırıkları saptamak ve onları
bir polimer ile tamir etmek için kullanılabilinir. Sen’e göre belkide vücuttaki hasarlı
damarları ve dokuları onarmak için böyle bir sistem kullanılabilir.
Bu tür motorların kullanımını içeren ileriki araştırmalar vücut içinde onarım sistemleri
olarak kullanılabilir. Üretilen motorların hızlı olması ve yönlendirilebilir olması ileriki
çalışmalar için temel hedeflerden. Örneğin polimerizasyon motorunun mükemmel bir
versiyonunda, insan vücudunda hasarlı bölgeyi bulabilir ve o bölgeyi güç kaynaklarını
kullanarak tamir edebilir ve daha sonra tekrar ilerleyebilir. Ancak bu konuda hala
birçok araştırma yapılmakta.
Motor silica yüzeyindeki
monomerleri tüketerek düşük
monomer derişiminde alan
yaratıyor. Düşük derişim
alanındaki çözücü altın
yüzeyindeki yüksek derişimli
alana doğru akıyor. Sonuç
olarak motor ters yönde
hareket ediyor.
Motorun yakıt olmadan (kırmızı) ve
0,5M norbornene içerisinde (mavi)
parçacık yolları. Yakıt içerisindeki motor
parçacıkları tek bir yönde daha uzun yer
değişimi göstermektedir.
www.nanowerk.com
N@nobülten 14
25
DOKU MÜHENDİSLİĞİ
Arş. Gör. Zeynep Karahaliloğlu
Nanoteknoloji ve Nanotıp Anabilim Dalı Doktora
Nanofiber üretimini arttırmak için
3D elektrospin yöntemi
25.08.2011-nanotechweb
Yüksek yüzey alanı/hacim oranı ve yüksek porozite sunan nanofiberler; filtrasyondan,
biyomedikal doku mühendisliğine, enerji depolanmasından ilaç salımına pek çok
uygulamada kullanılan malzemelerdendir. Bu fibröz yapı ekonomik anlamda efektif
olan
elektrospinning
yöntemi
kullanılarak
yaratılabilir.
elektrospinlenmiş
nanofiberlerin bu yöntemle endüstriyel ölçekte daha yaygın olarak kullanılmasını
engelleyen faktörlerden bir tanesi düşük üretim hızdır.
3D elektrospinning: PEO nanofibröz doku
NC State Üniversitesi’nden araştırmacılar nanofiber üretimini arttırmak için basit bir
teknik geliştirmişler. Elektrik alan parametrelerinin üç boyutlu modellenmesini
kullanarak geleneksel metodda iletken uçla üretilen desene benzer şekilde, metal
levhanın köşelerinden üretilen genlik ve alan değişimini tanımlamışlar. Levhanın
köşeleri nanofiber formasyonu oluşturmak için kaynak elektrot olarak kullanılmış.
Bu çalışma da polimer solüsyonu ile dolu bir kase düşünelim. Bu kasenin etrafı metal
yüzey ile çevrilerek eşmerkezli bir toplayıcı yaratılmış. Voltaj uygulanıldığında
kendiliğinden polimer solüsyonu kasenin ağız kısmına doğru göç etmiş ve burada
toplanmış. Bu teknikle küçük çaplı ve dar bir boyut aralığı gösteren yüksek kalitede
polimerik nanofiberler oluşturulmuş, çok sayıda parallel jetin yardımıyla tek bir
enjektör ucuna kıyasla üretim hızı dramatik olarak değişen nanofiberler elde edilmiş.
Bu çalışmanın ileriki aşamalarında araştırmacılar jet formasyonu dinamiğinin akış
özellikleri üzerine olan etkisini, mümkün olan maksimum sayıda jetle çalışabilmeyi ve
jet-jet etkileşimlerini inceleyeceklerini ifade etmektedirler.
26
EYLÜL 2011
24.05.2011-nanowerk
Kök hücre terapisinin, hastalıkların tedavisinde değişin yaratmak adına büyük bir
potansiyel olduğuna inanılıyor. Terapilerin başarılı olması için çok önemli iki özellik;
farklı dış faktörler tarafından kök hücrelerin kaderine yol çizilebilmesi ve özel bir
hücre tipinden bağımsız olarak özel ihtiyaçlar olmadan kök hücrelerin
geliştirilebilmesidir. İkinci ise kök hücrelerin mikroçevrelerinin uygun mühendislik
adımlarıyla geliştirilmesi ve büyüme faktörü ya da biyokimyasal indükleyici olarak
refere edilen özel protein kokteyllerinin eş zamanlı olarak verilebilmesidir. Bu
teknikler kullanılarak bugünkü doku mühendisliği yaklaşımında canlı hücrelerle farklı
doku iskelesi materyalleri kombine edilerek doku fonksiyonunu iyileştirecek veya
onaracak biyolojik yapılar hazırlanabilir.
Asya’daki araştırmacılar insan mezenşimal kök hücrelerin proliferasyonunu
engellemeyen ve kemik hücrelerine farklılaşmayı sağlayan biyouyumlu grafen doku
iskelesi hazırlamışlar. Bu farklılaşma oranı sıklıkla kullanılan büyüme faktörleriyle
geliştirilmiş olanlara kıyasla kök hücre araştırmaları için daha umut vaat edici
gözükmektedir.
Grafenin osteojenik farklılaşmayı düzenlemesi; a) 1 cmx 1 cm kesilmiş grafen yüklü Si/SiO2 grafen
kaplı çip, grafenın sınırları görülmekte b) aynı çip üzerinde grafenle kaplı yüklü bölgede osteokalsin
markeri ile kemik hücre formasyonunu gösterilmesi c,d) grafenli ve grafenli olmayan substratlar
üzerinde 15 gün boyunca büyütülmüş insan mezenşimal kök hücrelerinin alizarin kırmızısıyla
boyanması c) BMP-2 varlığında d) BMP-2 yok e-h) Osteogenez sırasında alizarinle boyanmış PET
substrat üzerinde kalsiyum birikimİ
N@nobülten 14
DOKU MÜHENDİSLİĞİ
Grafen Biyomedikal Uygulamalarda Kök Hücrelerin Kaderini
Kontrol Edebiliyor
27
DOKU MÜHENDİSLİĞİ
Deneylerinde farklı kalınlık ve yüzey pürüzlülüğündeki polidimetilsiloksan (PDMS),
polietilen terafitalat (PET), cam slayt ve 300 nm silikon dioksitli silikon kalıptan
oluşan 4 substrat üzerindeki grafenin kök hücreler üzerine etkisini çalışmışlar. Deney
iki ayrı aşamada tasarlanmış; ilk olarak hücre canlılığı normal hücre besi ortamı ile
çalışılmış, sonraki stepte kök hücre farklılaşmasına konvensiyonel osteojenik hücre
kültür ortamı içerisinde devam edilmiş.
Araştırmacılar kemik hücre formasyonu için grafenin sürücü güç olduğuna işaret
ediyor. Ayrıca BMP-2 gibi ek büyüme faktörlerinin yokluğunda da grafenin hücre
farklılaşmasını düzenlediği bilgisinin kayda değer olduğunu söylüyorlar. Grup karbon
nanotüpler ile de benzer bir çalışma yapmayı planlıyor.
Nanoteknolojiyle İyileştirilmiş Kurkumin:
Modern Medikal Bilimle Batının Eski Zaman
Bilgeliğinin Ortaklığı
(11.08.2011-nanowerk)
Zerdeçalın tıpta önemi, doğal oluşan fenolik bileşiklerin antioksidan özellikleri
hakkındaki tartışmalardan sonra iyice değişti. Renklendirici ajan ve besin koruyucu
olarak kullanılan Curcuma longa’nın kurutulmuş kök sapları fenolik bileşikler
açısından oldukça zengindir.
Zerdeçalın biyoaktif polifenol
içeriği diferülometan olarak
bilinen (C21H20O6)
kurkumin, hastalıkların
tedavisinde kullanılmaktadır.
Literatürde kurkuminoidlerin
antioksidan, antiinflamatuar,
antibakteriyel, antifungal,
antiparazitik, antimutajenik,
antikanser ve detoks
özelliklerini kapsayan geniş
spektrumlu biyolojik ve
farmakolojik aktiviteleri
hakkında çok sayıda kanıt
bulunmaktadır.
Kurkuminin terapatik ajan olarak farklı hastalıkların
tedavisi ya da engellenmesinde kullanımı
28
EYLÜL 2011
Bu yönde çalışmalara bakıldığında;
✓ Japon araştırmacılar ‘’Theracurcumin’’ adıyla geliştirdikleri nanopartikülü sıçan
modelinde oral yolla verdiklerinde biyoyararlamının konvensiyonel kurkumine kıyasla
30 kat daha iyi olduğunu görmüşler. Klinik denemelerde de kurkumin
nanopartiküllerden umut vaat edici sonuçlar almışlar.
✓ Hidrofilik taşıyıcı olarak PVP’nun (polivinilprolidon) kullanıldığı kurkumin
nanopartiküllerin antioksidan ve antihepatoma aktivitelerinin konvensiyonele kıyasla
daha iyi olduğunu görmüşler.
✓ Suda çözünebilen kurkumin nanopartiküllerin (2-40 nm) DMSO içerisindeki
nanopartiküle kıyasla antibakteriyel ve antifungal aktivitelerinin daha iyi olduğu
yapılan deneylerle kanıtlanmış.
✓ Yara örtü materyali olarak kitosan-PVA-gümüş-kurkumin nanokompozit
antimikrobiyal filmin tek başına kurkumin ve kitosan-PVA-gümüş nanopartiküle
kıyasla E. coli inhibisyonunda daha iyi olduğu görülmüş.
DOKU MÜHENDİSLİĞİ
Medikal anlamda kurkuminin kullanımını sınırlayan etken, düşük biyoyararlanımdır.
Dünyada nanoteknoloji bazlı yeni stratejiler kullanılarak kurkuminin biyoyararlanımını
arttırmak için çalışmalar yapılmaktadır. Ayrıca toksisitesini azaltarak hücresel alımı
arttırıcı, kanda stabilitesinin korunmasını ve kontrollü salım profili sağlayıcı ek
özellikler kazandırılacağı yönünde de düşünceler mevcuttur.
✓ Nanokurkumin kullanılarak radyasyon terapisine dirençli yumurtalık kanser
hücrelerinin kemoterapi ve radyoterapiye duyarlılığının arttığı gözlemlenmiş.
✓ Kurkumin yüklenmiş polibütilsiyanoakrilat nanopartikülün kan beyin bariyerini
aşarak beyne ulaştığı çalışmalarda ortaya konulmuş.
N@nobülten 14
29
DOKU MÜHENDİSLİĞİ
!
Curcuminin biyoyararlanımını ve terapatik etkinliğini arttırmak için nanoteknoloji
stratejileri
30
EYLÜL 2011
Arş. Gör. Ilgım Göktürk
Nanoteknoloji ve Nanotıp Anabilim Dalı Doktora
www.guardian.co.uk, 6/9/2011
Nanoteknolojideki son gelişmeler, kanser gibi birçok hastalığın önlenmesinde ve
tedavisinde yenilikler sunuyor.
HABERLER
NANOTEKNOLOJİ DÜNYASI:
NANOTIP YENİ TEDAVİLERİN PEŞİNDE
İnsan vücudu nano ölçekte bir mühendislik harikasıdır. Hücrelerimiz büyümek için
çevresindeki milyarlarca molekülü içine alır, kendinden uzaklaştırır; istilacılara karşı
savaşır; zarar gördükten sonra kendini yeniler. Biyomoleküllerin kodladığı, kimyasal
ve fiziksel kuralların varlığında nano ölçekte gerçekleşen bu inanılmaz aktivitelerde
beyin gibi organların önemli bir rolü vardır. Bu kendiliğinden gerçekleşen
mükendisliği daha bilindik bir isimle biyoloji olarak zaten biliyoruz.
Modern nanobilimcilerin temel amaçlarından biri hayatlarımızı daha sağlıklı ve mutlu
kılmaktır. Bunu başarmanın yollarında biri hastalıkların gelişimini aydınlatmaktan
geçer. Ohio State Üniversitesindeki bilim insanları, içerisinde çok daha küçük
boyutlarda yarı iletken kuantum noktaları içeren polimerik nanopartiküller
geliştirdiler. Bu yapılar bağlandıkları moleküllere göre farklı renklerde ışıma
yapabiliyor. Kırmızı, sarı ve yeşil renklerde ışıma yapmaları, bir kanser hücresindeki
belli bir grup molekülün mikroskop altındaki hareketlerinin izlenmesini mümkün
kılabiliyor. Bu bilgilerin ışığında, hastalığın durdurulması ve iyileşmenin sağlanması
için anahtar ipuçları elde edilebilir.
İtalya ve Fransa destekli Avrupa Birliği NanoMuBiop projesi, serviks kanserine neden
olan insan papilloma virüsünün (HPV) spesifik formlarını tanıyan yüksek hassasiyette
bir test geliştirmeyi amaçlıyor. Nanopartiküllerin yüzeyine yerleştirilen moleküller,
örnek içerisinde farklı tipteki HPV’lerin özgül bölgelerine bağlanıyor. Bilgisayar
taraması sonucunda, örnekte hangi çeşit HPV olduğu tespit edilebiliyor. Proje
sahipleri geliştirdikleri bu yöntemin varolan testlerden daha hızlı ve daha güvenilir
sonuç verdiğini dile getiriyorlar.
Kanser tedavisini düşündüğümüzde, kemoterapi genellikle toksik ilaçların bir
kombinasyonu ve etkili bir tedaviyi saç dökülmesi, kemik iliği sorunları gibi yan
etkiler olmadan sağlamak hemen hemen imkansız.
Alfred Cuschieri, Dundee ve St Andrews Üniversitelerinde Tıbbi Bilim ve Teknoloji
Enstitüsü Başkanı, biyolojik virüsleri taklit eden karbon nanotüpler sentezleyerek
Ninive projesi kapsamında yeni bir yaklaşım ortaya çıkardı. Her nanotüp yüzeyinde
farmasötik bir kargo taşıyabiliyor ve özgül hücre tiplerine girebiliyor. Bu yapıları nano
boyutta iğnelere benzetebiliriz.
N@nobülten 14
31
HABERLER
Hedefe ulaşan nanotüp, dışarıdan bir mikrodalga ile uyarıldığında içeriğini hücreye
veriyor. Cuschieri, yüksek saflıkta, çok tabakalı, yaklaşık 15 tane, yüzey alanı
arttırılmış 40 nm yarıçapında ve yaklaşık 200 nm uzunluğunda yapılar elde ettiklerini
ifade ediyor. Biyouyumlu hale getirmek için yüzeyi kaplanmış bu yapıların üzerinde
ilaçların tutuklanacağı yan zincirler de mevcut. Ninive sistemi kendini fareler üzerinde
kanıtladı. Prensipte herhangi bir ilaç ya da molekülü nanotüpe tutturmak mümkün.
Hastaya enjekte edildiğinde nanotüpler kan dolaşımıyla birlikte hareket ediyor.
Kanserli bölgenin yakınında mikrodalga uyarımı gerçekleşeceği için nanotüp içeriğini
burada salıyor ve böylece toksik ilaçların yan etkisi azaltılmış oluyor.
Cuschieri, 3 ya da 4
yıl içerisinde bu ilaç
salınım sisteminin
insanlarda erken
kilink faz
çalışmalarına
geçeceğini ifade
ediyor.
Fotograf: Andrew Brookes / National Physical Laboratory / Science Photo Library
Bir hastalığın tedavisinden sonraki aşama kaybedilen dokunun tekrar onarılmasıdır.
2008 yılında, John Kessler, kök hücre biyoloğu, ve Samuel Stupp, biyomalzeme
mühendisi, Northwestern Üniversitesinde, sinir hücrelerinin tekrar büyümesine
yardım eden nano-tasarlanmış bir jel geliştirdiler. Omurilikteki hasarlı bölgeye
yerleştirilen jel bir destek malzemesi olarak düşünülebilir. Yeni sinir dokusunun
büyümesine ve yayılmasına olanak sağlıyor. Journal of Neuroscience’da omurilik
yaralanması geçiren farelerden elde edilen 6 haftalık sonuçlara göre hayvanlar tekrar
yürümek için arka bacaklarını kullanabiliyor. Kessler, omurilik hasarlarının tek başına
bir tedavi yönteminin olmadığını ve bu buluşun kök hücre gibi farklı teknolojilerle
birlikte kullanılabileceğini ifade ediyor.
Birleşmiş Milletler nanobilim ve nanoteknoloji gelişmelerinin bilimsel, ekonomik
analizlerini yapan ObservatoryNano kuruluşuna göre; tıbbi nanoteknolojinin
düzünlenmesiyle ilgili temel problem, bir ürünün uygulama alanının nasıl
belirleneceğine karar verilmesidir.
Örneğin, bir ilaç salım implantını nasıl belirlersiniz? Cuschieri’nin nano taşıyıcısı bir
farmasötik mi yoksa tıbbi bir cihaz mı? Tanımlamada genel bir anlaşmanın olmaması
sorun yaratan bir durum. Nanopartikülün tanımı, nanotıbbı oluşturan unsurların
neler olduğu gibi konularda uluslararası bir anlaşmanın oluşması gerekiyor.
Süregelen tartışmaların bu yılın sonuna doğru çözülmesi bekleniyor.
32
EYLÜL 2011
Arş. Gör. Tamer Çırak
Nanoteknoloji ve Nanotıp Anabilim Dalı Doktora
Mayıs 2011 - Eylül 2011 Dönemi
A novel dermal substitute based on biofunctionalized electrospun PCL
nanofibrous matrix
JOURNAL OF BIOMEDICAL MATERIALS RESEARCH PART A Cilt: 98A Sayı: 3 Sayfalar: 461-472
Gumusderelioglu, M; Dalkiranoglu, S; Aydin, RST; Cakmak, S
LİTERATÜR
Hacettepe Üniversitesi Kaynaklı
Nanoteknoloji ve Nanotıp Yayınları
Comparison of epithelial and fibroblastic cell behavior on nano/microtopographic PCL membranes produced by crystallinity control
JOURNAL OF COLLOID AND INTERFACE SCIENCE
Cilt: 358 Sayı: 2 Sayfalar: 444-453
Gumusderelioglu, M; Kaya, FB; Beskardes, IG
Preparation and characterization of zinc oxide nanoparticles and their sensor
applications for electrochemical monitoring of nucleic acid hybridization
COLLOIDS AND SURFACES B-BIOINTERFACES
Cilt: 86 Sayı: 2 Sayfalar: 397-403
Yumak, T; Kuralay, F; Muti, M; Sinag, A; Erdem, A; Abaci, S
Development and characterization of Cyclosporine A loaded nanoparticles for
ocular drug delivery: Cellular toxicity, uptake, and kinetic studies
JOURNAL OF CONTROLLED RELEASE
Cilt: 151 Sayı: 3 Sayfalar: 286-294
Aksungur, P; Demirbilek, M; Denkbas, EB; Vandervoort, J; Ludwig, A; Unlu, N
Superparamagnetic nanotraps containing MIP based mimic lipase for
biotransformations uses
JOURNAL OF NANOPARTICLE RESEARCH Cilt: 13 Sayı: 5 Sayfalar: 2073-2079
Kecili, R; Ozcan, AA; Ersoz, A; Hur, D; Denizli, A; Say, R
N@nobülten 14
33
LİTERATÜR
Carbon nanotube-chitosan modified disposable pencil graphite electrode for
Vitamin B(12) analysis
COLLOIDS AND SURFACES B-BIOINTERFACES Cilt: 87 Sayı: 1 Sayfalar: 18-22
Kuralay, F; Vural, T; Bayram, C; Denkbas, EB; Abaci, S
A novel nanoprotein particle synthesis: Nanolipase
PROCESS BIOCHEMISTRY Cilt: 46 Sayı: 8 Sayfalar: 1688-1692
Say, R; Kecili, R; Bicen, O; Sisman, FY; Hur, D; Denizli, A; Ersoz, A
Fabrication of magnetic gold nanorod particles for immunomagnetic separation
and SERS application
JOURNAL OF NANOPARTICLE RESEARCH Cilt: 13 Sayı: 8 Sayfalar: 3167-3176
Tamer, U; Boyaci, IH; Temur, E; Zengin, A; Dincer, I; Elerman, Y
Development of functional bread containing nanoencapsulated omega-3 fatty
acids
JOURNAL OF FOOD ENGINEERING Cilt: 105 Sayı: 4 Sayfalar: 585-591
Gokmen, V; Mogol, BA; Lumaga, RB; Fogliano, V; Kaplun, Z; Shimoni, E
Antimicrobial, UV-Protective and Self-Cleaning Properties of Cotton Fabrics
Coated by Dip-Coating and Solvothermal Coating Methods
FIBERS AND POLYMERS Cilt: 12 Sayı: 4 Sayfalar: 461-470
Onar, N; Aksit, AC; Sen, Y; Mutlu, M
Magnetic nanocomposites with drug-intercalated layered double hydroxide
shell supported on commercial magnetite and laboratory-made magnesium
ferrite core materials
MATERIALS SCIENCE & ENGINEERING C-MATERIALS FOR BIOLOGICAL
APPLICATIONS Cilt: 31 Sayı: 5 Sayfalar: 851-857
Ay, AN; Konuk, D; Zumreoglu-Karan, B
34
EYLÜL 2011
Interparticle interaction effects on magnetic behaviors of hematite (alpha-Fe(2)
O(3)) nanoparticles
PHYSICA B-CONDENSED MATTER Cilt: 406 Sayı: 13 Sayfalar: 2483-2487
Can, MM; Firat, T; Ozcan, S
LİTERATÜR
Comparison of different finishing/polishing systems on surface roughness and
gloss of resin composites
JOURNAL OF DENTISTRY Cilt: 39 Supplement: 1 Sayfalar: E9-E17
Antonson, SA; Yazici, AR; Kilinc, E; Antonson, DE; Hardigan, PC
Comparison of epithelial and fibroblastic cell behavior on nano/microtopographic PCL membranes produced by crystallinity control
JOURNAL OF COLLOID AND INTERFACE SCIENCE Cilt: 358 Sayı: 2 Sayfalar: 444-453
Gumusderelioglu, M; Kaya, FB; Beskardes, IG
Functionalized nanoporous track-etched beta-PVDF membrane electrodes for
lead(II) determination by square wave anodic stripping voltammetry
ANALYTICAL METHODS Cilt: 3 Sayı: 6 Sayfalar: 1351-1359
Bessbousse, H; Nandhakumar, I; Decker, M; Barsbay, M; Cuscito, O; Lairez, D;
Clochard, MC; Wade, TL
Investigation of photosensitively bioconjugated targeted quantum dots for the
labeling of Cu/Zn superoxide dismutase in fixed cells and tissue sections
HISTOCHEMISTRY AND CELL BIOLOGY Cilt: 135 Sayı: 5 Sayfalar: 523-530
Say, R; Kilic, GA; Ozcan, AA; Hur, D; Yilmaz, F; Kutlu, M; Yazar, S; Denizli, A;
Diltemiz, SE; Ersoz, A
A Comprehensive Characterization Study of Human Bone Marrow MSCs with an
Emphasis on Molecular and Ultrastructural Properties
JOURNAL OF CELLULAR PHYSIOLOGY Cilt: 226 Sayı: 5 Sayfalar: 1367-1382
Karaoz, E; Okcu, A; Gacar, G; Saglam, O; Yuruker, S; Kenar, H
N@nobülten 14
35

Benzer belgeler

Düşük Çözünürlük (PDF : 5.2 Mb)

Düşük Çözünürlük (PDF : 5.2 Mb) heykeller bilim adamları ve sanatçılar tarafından taramalı elektron mikroskobu, atomik kuvvet mikroskobu gibi araçlarla maddenin moleküler seviyede manipülasyonuyla yaratılıyor (http://nanoart21.or...

Detaylı