demokrasilerde koalisyon

Transkript

demokrasilerde koalisyon
HUKUK ETİK SİYASET ARAŞTIRMALARI
GÜNCEL
M
E
D
N
O
Y
S
İ
L
R
K
O
A
O
K
L
İ
S
A
E
D
ER
Doç. Dr. izzet Lofça
HESA Raporları - 5
Ağustos 2015
Tavsiye edilen referans şekli:
Lofça, İzzet (2015) Demokrasilerde Koalisyon, HESA Raporları-5,
Ankara: HESA
Copyright © Ağustos 2015
Tüm hakları saklıdır. Hukuk Etik Siyaset Araştırmaları (HESA)
Derneği’nin izni olmadan bu yayının hiçbir kısmı elektronik (fotokopi, kayıtların ya da bilgilerin arşivlenmesi, vs.) ya da mekanik yollarla çoğaltılamaz.
Bu Rapor, HESA tarafından, akademik dünyanın birikiminden yararlanma amacı çerçevesinde belirlenen dış uzmanlara
hazırlatılan GÜNCEL çalışmalar kapsamında yayımlanmaktadır. Bu çalışmaların Giriş, OP-ED ya da Yönetici Özeti ve Sonuç
bölümlerindeki görüşleri dışındakiler uzmanların görüşleri olup bunlardan dolayı HESA sorumlu tutulamaz.
HUKUK ETİK SİYASET ARAŞTIRMALARI
Hukuk Etik Siyaset Araştırmaları (HESA)
Center for Legal, Ethical and Political Studies
Ehlibeyt Mahallesi, Ceyhun Atıf Kansu Caddesi
Bayraktar Center E Blok No: 2
Balgat / Çankaya / Ankara
Tel: (0312) 472 47 48 Faks: (0312) 472 47 48
hesa.org.tr
[email protected]
İÇİNDEKİLER
YÖNETİCİ ÖZETİ.......................................................................................................................................................................................... 5
BÖLÜM 1: KOALİSYON............................................................................................................................................................................. 7
Dünyada Koalisyonlar........................................................................................................................................................................... 7
Koalisyon Modelleri..............................................................................................................................................................................13
BÖLÜM 2: KOALİSYON VE TEK PARTİ İKTİDARLARINDA EKONOMİK GELİŞME...........................................................17
Hükümet Oluşumunun Ekonomiye Etkisi....................................................................................................................................17
Türkiye’de 2002-2015 Arası Ekonomik Büyüme.........................................................................................................................18
BÖLÜM 3: KOALİSYON, AZINLIK VE TEK PARTİ ÇOĞUNLUK HÜKÜMETLERİ................................................................27
Koalisyon ve Azınlık Hükümeti Tanımları.....................................................................................................................................27
Koalisyonların Avantajları..................................................................................................................................................................27
Koalisyonların Dezavantajları...........................................................................................................................................................28
Tek Parti Çoğunluk İktidarının Avantajları ve Dezavantajları................................................................................................30
BÖLÜM 4: ULUSLARARASI ENDEKSLERE GÖRE G20 ÜLKELERİ ARASINDA TÜRKİYE...............................................31
Dünya Bankası “Yönetişim Konuları”..............................................................................................................................................31
a. Katılım ve Hesap Verebilirlik (Voice and Accountability).............................................................................................31
b. Siyasi İstikrar ve Şiddet/Terör Olmaması (Political Stability and Absence of Violence/Terrorism)...............31
c. Hükümetin Etkinliği (Government Effectiveness)..........................................................................................................33
ç. Düzenleyici Sorumluluk (Regulatory Burden).................................................................................................................33
d. Hukukun Üstünlüğü (The Rule of Law).............................................................................................................................33
e. Yolsuzluk Kontrolü (Control of Corruption-Graft)..........................................................................................................33
14 Uluslararası Endekste G20 Ülkeleri ve Hükümet Oluşumunun Etkisi...........................................................................34
1. İnsani Gelişmişlik Endeksi (Human Development Index) (UNDP-HDI)...................................................................34
2. Siyasal Katılım ve Hesap Verebilirlik (Voice & Accountability) (WGI-VA)................................................................35
3. Siyasi İstikrar ve Şiddet/Terör Olmaması (World Governance Index - Political Stability and Absence of
Violence/Terrorism) (WGI-PINVT).............................................................................................................................................36
4. Hükümetin Etkinliği (Government Effectiveness) (WGI-GE)......................................................................................37
5. Düzenleyici Sorumluluk (Regulatory Burden) (WGI-RB)..............................................................................................38
6. Yolsuzluğun Kontrolü (Control of Corruption) (WGI-CoC)..........................................................................................39
7. Hukukun Üstünlüğü (Rule of Law) (WGI-RoL).................................................................................................................40
8. Hukukun Üstünlüğü (Rule of Law) World Justice Project (WJP-RoL)......................................................................41
9. Toplumsal Gelişmişlik Endeksi (Social Capital) (LPI-SC)...............................................................................................43
10. İyi Yönetim Endeksi (Governance) (LPI-Gov).................................................................................................................44
11. Güvenlik Endeksi (Safety & Security Index) (LPI-SSI)..................................................................................................46
12. Ekonomi Endeksi (Economy Index) (LPI-EI)...................................................................................................................48
13. Demokrasi Endeksi (Freedom House World Audit Index - Democracy Index) (FH-WAI/DI)........................49
14. Kırılgan Ülkeler Endeksi (Fund for Peace - Fragile States Index) (FFP-FSI)..........................................................50
Uluslararası 14 Endekste G20 Ülkelerinin Görünümü..............................................................................................................52
SONUÇ ve ÖNERİLER..............................................................................................................................................................................55
Koalisyon Hükümeti Kurulması........................................................................................................................................................57
Koalisyon Hükümetlerinde Ekonomi.............................................................................................................................................59
Hukukun Üstünlüğünün Tesisi.........................................................................................................................................................60
YÖNETİCİ ÖZETİ
T
ürkiye 2002 yılından beri tek partili hükümetler tarafından yönetildi. 7 Haziran 2015 seçimleri neticesinde ortaya çıkan ‘milli irade’ siyasi aktörleri bu kez koalisyon seçeneğine
yönlendirmiştir. Bir siyasi partiyi tek başına iktidara getiren seçim sonucu gibi, birden fazla
partinin bir araya gelip uzlaşarak koalisyon hükümeti kurmasını gerektiren seçim sonucu da
milli iradenin yansımasıdır.
7 Haziran seçim sonuçları göstermiştir ki 2002 yılından 2015 yılına kadar tek parti hükümetine yetki veren ‘milli irade’ bu kez koalisyon hükümeti istemektedir. Bu çalışmada 7
Haziran 2015 genel seçim sonuçlarının gündeme getirdiği koalisyon hükümeti seçeneği ele
alınmıştır.
Demokrasilerde özgür ve adil şekilde yapılan seçimlerin sonucu olarak ortaya çıkan durum ‘milli irade’ olarak tanımlanır. Ancak, herhangi bir parti ne kadar çok oy alırsa alsın ‘milli
irade’ sadece bu bir partinin tek başına aldığı desteğe indirgenemez. Seçim sonucunda oluşan meclis aritmetiğinin bütünü ‘milli irade’yi temsil etmektedir. Dolayısıyla yapılacak koalisyon müzakereleri neticesinde kurulacak hükümetlerde yer alsın veya almasın mecliste temsil
edilen bütün siyasi partiler ‘milli irade’yi teşkil etmektedir.
Demokrasilerde seçimler farklı hükümet alternatifleri oluşturacak sonuçlar doğurabilir.
Bu seçenekler en genel anlamda üç ana başlık altında toplanabilir:
Bunlardan ilki ve en çok bilineni bir partinin ‘yasama’ organı olan Mecliste güvenoyu alacak kadar yeterli milletvekili desteğini alarak tek başına hükümet kurmasıdır. Gerek 1980 askeri darbesi öncesinde ve gerekse daha sonra kurulan koalisyon hükümetlerinin toplumsal
hafızada bıraktığı siyasal istikrarsızlık mirası, koalisyon hükümetlerine karşı negatif bir duruş
sergilenmesine neden olmaktadır.
Bu raporda da incelendiği gibi koalisyon seçeneğini bütünüyle istikrarsızlık ile özdeşleştirmek, Türkiye toplumunun bir asrı aşkın bir süre içinde kazandığı demokrasi kültürü ve birikimine karşı bir haksızlık ve saygısızlık olacaktır. Koalisyon hükûmetleri değil siyasal istikrarsızlık doğurmak, tam aksine daha sağlıklı bir istikrar da sağlayabilir. Önemli olan toplumda
var olan çoğulculuğu dikkate alan bir uzlaşı beklentisinin siyasi aktörler tarafından doğru
okunarak siyasete yansıtılmasıdır.
D emok rasilerd e Koalisy on
5
Hukuk Etik Siyaset Araştırmaları
Demokrasi bir dayatma değil uzlaşı rejimi olduğuna göre özünde farklı siyasi partilerin
uzlaşarak hükümet kurmaları anlamına gelen koalisyon seçeneği demokrasi kültürüne uygundur. Koalisyon hükümetlerini istikrarsızlıkla özdeşleştirerek ülkeyi illa da tek parti hükûmetine zorlamak, Ortadoğu ve gelişmemiş dünyada benzerleri çok görülen baskıcı rejimlerin istikrar arayışını çağrıştıracaktır. Türk toplumunun 7 Haziran 2015 seçimlerinde bir siyasi
partiyi tek başına iktidara getirecek desteği vermemesi ve koalisyon iradesini ortaya koyması
karşısında, siyaset kurumuna düşen toplumun bu beklentisini karşılayacak olgunluğu göstermek olmalıdır.
Bu çalışma da göstermektedir ki endişelerin aksine koalisyon hükûmetleri sağlıklı bir siyasi istikrar için ideal bir alternatif olabilir. 7 Haziran 2015 seçimlerinde seçmenin %60’a yakını
seçim öncesinde iktidarda olan siyasi parti dışındaki üç partiye oy vererek onlara büyük bir
sorumluluk yüklemiştir. Uzun süredir devam eden tek parti iktidarı döneminde ülkede birikmiş olan sorunların çözümünde ‘mili irade’ çoğunlukçuluğu reddederek %60’ı kapsayacak
şekilde %100’ün temsil edilmesini istemiştir.
Çalışma, uzun süren tek parti çoğunluk iktidarlarının zamanla istikrarı bozan, bizzat istikrar aranmasına sebep olan örneklerin dünyada tecrübe edildiğini ortaya koymaktadır. Bazen
istikrar unsuru gibi görülen bir tek parti hükümeti zamanla yozlaşarak ülke için istikrarsızlık
kaynağına da dönüşebilmektedir. Burada ‘gücün’ ve özellikle de denetlenmeyen ve sorgulanmayan ‘mutlak gücün mutlak yozlaştırıcı’ olduğu gerçeği unutulmamalıdır. Uzun süre tek
başına iktidarda olan bir siyasi parti zamanla yürütme yetkileri ile yetinmeyerek ‘yasama’ ve
‘yargıyı’ da denetim altına almak isteyebilmektedir. Özünde birbirini dengeleme esasına dayalı olan ‘kuvvetler ayrılığı’ ilkesini ortadan kaldıran böyle bir yönetim şekli demokrasi olmaktan çıkarak değil istikrar, tam aksine istikrasızlık kaynağına dönüşebilmektedir.
6
D emok rasilerd e Koalisy on
1. BÖLÜM
KOALİSYON
Dünyada Koalisyonlar
Dünyada 80 civarında ülke koalisyonlarla yönetilmektedir. İlginç olan ise koalisyonlar ikinci
dünya ülkelerinden ziyade gelişmiş ülkelerde
daha yaygındır ve bu haliyle gelişmekte olan
ikinci dünya ülkelerine koalisyonların uygulanabilirliği konusunda cesaret ve ilham vermektedir.
Avrupa’da koalisyonla yönetilen ülkeler arasında
Fransa, Danimarka, Almanya, Yunanistan, İtalya,
Hollanda, Norveç, Portekiz, İsveç, İsviçre ve Ukrayna gibi azımsanmayacak sayı ve büyüklükte
ülkeler bulunmaktadır. Latin Amerika ve Karayiplerde Panama, Zimbabve, Brezilya, Trinidad
ve Tobago; Asya’da Hindistan, İran, Japonya, İsrail, Lübnan, Malezya, ve Sri Lanka; Avustralya
kıtasında ise Avustralya ve Yeni Zelanda gibi ülkeler koalisyonlarla yönetilmektedir.1 1945-1999
arasında Batı Avrupa’da kurulan 343 hükümetin
238’ini, yani %69’unu koalisyonlar oluşturmuştur.
Türkiye’de 7 Ocak 1946 tarihinde Demokrat
Partinin kurulmasıyla çok partili demokrasiye
geçilmesinden bugüne kadar geçen sürenin
%65’inde tek parti çoğunluğu, %27,65’inde koalisyonlar, %6,88’inde ise askeri darbe yönetimlerinin kurduğu hükümetler iş başında olmuştur.2
Hatta koalisyon hükümetlerinin pek mümkün olmadığı başkanlık sistemlerinde bile bazen
koalisyonlara ihtiyaç duyulduğu bilinmektedir.
Mesela, Temsilciler Meclisi (House of Representatives) onayı olmadan pek çok işi yapamayan
ABD Başkanı, hükümetin kurulamaması halinde
D emok rasilerd e Koalisy on
bu onay olmadan çalışamaz ya da bir hükümet
kurulmuş olsa bile Temsilciler Meclisi bütçeyi
yasalaştırmazsa icraat yapamaz. Bunun örneği
ABD’de 2013 yılında bütçeye onay verme konusunda Temsilciler Meclisinin direnmesi sonucu
hükümetin işlemez hale gelmesinde açıkça görülmüştür. Parlamenter sistemlerde ise, 20102011 yılında 500 gün hükümetsiz kalan Belçika’da geçici hükümet temel icraatlarına devam
etmiştir.3
Dünyada 80 civarında ülke koalisyonlarla
yönetilmektedir. İlginç olan ise hemen ilk
tahmin edilebileceği gibi koalisyonlar ikinci
dünya ülkelerinden ziyade gelişmiş ülkelerde daha yaygındır ve bu haliyle gelişmekte
olan ikinci dünya ülkelerine koalisyonların
uygulanabilirliği konusunda cesaret ve ilham
vermektedir.
1. KNEWS (6 Mayıs 2015) 80 countries worldwide are governed by coalition governments – NGO notes, http://www.kaieteurnewsonline.
com/2015/05/06/80-countries-worldwide-are-governed-by-coalition-governments-ngo-notes/ (E.T. 14.06.2015).
2. Muller W, Strom K (2000) Coalition governments in Western Europe. Oxford University Press, Oxford , akt. R. Emre Aytimur (2014) Importance of
status quo when lobbying a coalition government, Econ Gov (Economics
of Governance) 15:203–219, s. 203.
3. Mark Tushnet (2014) Why are There No Coalitions in the United States?: A
Speculative Essay, Boston Unıversity Law Review, 94:961-969.
7
8
Tek Parti
69
196
1997
Koalisyon
Güney Afrika
Çin
Suudi Arabistan
ABD
Meksika
Kanada
Arjantin
Türkiye
Güney Kore
İngiltere
Rusya
Avustralya
Endonezya
Hindistan
Brezilya
İtalya
Fransa
Japonya
Almanya
1996
1998
115
Diğer
1999
2000
2001
2002
2003
2004
2005
2006
2007
2008
2009
2010
Tablo-1: G20 Ülkelerinde 1996-2015 Yılları Arasında Kabinelerin Oluşumu
2011
2012
2013
2014
2015
Hukuk Etik Siyaset Araştırmaları
D emok rasilerd e Koalisy on
Hukuk Etik Siyaset Araştırmaları
Tablo-1 ve Çalışmanın tamamında ele alınan G20 ülkelerine ait veriler, G20’nin kurulduğu 1999 yılından üç yıl öncesi olan 1996 yılına kadar geriye dönük olarak elde edilmiştir. Yukarıdaki tabloda her kutu
bir yıla karşılık gelmektedir. Toplam 380 yıl üzerinden hesaplama yapılmıştır. Bazı ülkelerde parlamento
çoğunluğunu elde etmiş tek parti yönetimi varken, bunların seçimler öncesinde uzun süredir var olan
koalisyonlar kurmuş olmaları nedeniyle tek siyasi parti imiş gibi kabul edilebildikleri bilinmektedir. Koalisyon kültürünün yaygın olduğu ileri demoklrasiye sahip ülkelerde bu durumun daha fazla görüldüğü anlaşılmaktadır.
Grafik-1: G20 Ülkeleri 1996-2015 Arası Kabine Oluşumu
200
180
160
140
120
196
100
80
115
60
69
40
20
0
Koalisyon
%52
D emok rasilerd e Koalisy on
Tek parti
%18
Diğer
%30
9
10
DP
19,
20,21,22,
23. Hükümetler
CHP
15,
15,17,18.
Hükümetler
MSP
Azınlık
Seçim
Hükümeti
Bağımsız
AP
Notlar
CHP
5,5
1
CHP
II. Milliyetçi
Cephe
Hükümeti
MHP
22
12.Kas.79
Ay
5.Oca.78
21.Tem.77
5.Oca.78
Bitiş
21.Tem.77
21.Haz.77
27 Mayıs
1960 Askeri Darbesi
- 24, 25.
Hükümetler
18
20.Kas.61
30.May.60
Başlangıç
Notlar
120
46
Ay
27.May.60
22.May.50
Bitiş
22.May.50
7.Ağu.46
Başlangıç
10
12.Eyl.80
AP
CMKP
Asker-Bülent Ulusu
39
13.Ara.83
45,
46,47,48.
Hükümetler
ANAP
96
20.Kas.91
SHP
DYP
19
25.Haz.93
AP
48
SHP
DYP-SHP
27
5.Eki.95
AP
4
Azınlık
Hükümeti
DYP
1
30.Eki.95
AP
13
Geçici
Seçim
Hükümeti
DYP
CHP
4
6.Mar.96
DYP
ANAP
4
28.Haz.96
Nihat
Erimin
İstifası
CHP
AP
MGP
11
Cumhurbaşkanlığı
Müdahalesi
DYP
Refah
12
30.Haz.97
DTP
DSP
ANAP
19
11.Oca.99
30.Haz.97
Genel
Seçim
Bağımsız
CGP
AP
9
26.Oca.74
15.Nis.73
Cumhurbaşkanlığı
Müdahalesi
15.Nis.73
22.May.72
28.Haz.96
Askerin
Yeniden
görevlendirmesi
Bağımsız
MGP
CHP
AP
5
22.May.72
11.Ara.71
6.Mar.96
12 Mart
Muhtırası
Bağımsız
MGP
CHP
AP
8,5
11.Ara.71
26.Mar.71
30.Eki.95
26.Mar.71
6.Mar.70
5.Eki.95
6.Mar.70
3.Kas.69
25.Haz.93
3.Kas.69
27.Eki.65
20.Kas.91
Geçici
Seçim
Hükümeti
MP2
CKMP
YTP
AP
8
27.Eki.65
20.Şub.65
13.Ara.83
Bağımsızlar
CHP
14
20.Şub.65
25.Ara.63
12.Eyl.80
Bağımsızlar
12.Kas.79
AP
CHP
CHP
YTP
18
25.Ara.63
25.Haz.62
7
25.Haz.62
20.Kas.61
Azınlık
Hükümeti
DSP
5
28.May.99
11.Oca.99
Kıbrıs Barış
Harekatı
MSP
CHP
9
17.Kas.74
26.Oca.74
Tablo-2: Ağustos 1946 - Temmuz 2015 Arasında Türkiye’de Hükümetlerin Oluşumu (Toplam 828 Ay)
MHP
ANAP
DSP
42
18.Kas.02
28.May.99
Bağımsız
CGP
4,5
31.Mar.75
17.Kas.74
AKP
152
Tem.15
18.Kas.02
I. Milliyetçi
Cephe
Hükümeti
MHP
CGP
MSP
AP
27
21.Haz.77
31.Mar.75
Hukuk Etik Siyaset Araştırmaları
D emok rasilerd e Koalisy on
Hukuk Etik Siyaset Araştırmaları
http://img-2.onedio.com/img/719/bound/2r0/5577f3b618e4877d015b1962.jpg
http://img-0.onedio.com/img/719/bound/2r0/557587145d8bd633526c6fb4.jpg
Grafik-2: Türkiye’de 1946-Temmuz 2015 Yılları Arasında Hükümetlerin Oluşumu (X/828 Ay)
57
229
542
Koalisyon: ~19 Yıl
Tek Parti: ~42 Yıl
Askeri Dönem: ~5 Yıl
En uzun üst üste tek parti çoğunluk iktidarı 152 ay ile AKP, 120 ay ile DP, 96 ay ile ANAP ve 65
ay ile AP olmuştur. En kısa tek parti iktidarı 1 ay süren CHP azınlık/seçim hükümeti olmuştur.
En uzun koalisyon hükümeti mevcut AK Parti iktidarı öncesinde 42 ay iş başında kalan ANAPDSP-MHP (ANASOL-M) hükümetidir. Grafik-2’de de görüleceği üzere Türkiye’nin yaklaşık 70
yıllık çok partili siyasal hayatında 42 yıl çoğunluğu oluşturan tek partiler, 19 yıl koalisyonlar
ve 5 yıl askeri yönetimler iktidar olmuştur.
D emok rasilerd e Koalisy on
11
Hukuk Etik Siyaset Araştırmaları
Tablo-3: Temmuz 2015 İtibariyle Dünyada Koalisyon Hükümetlerin İş Başında Olduğu Ülkeler
Avrupa
Amerika
Afrika
Asya
Arnavutluk
İzlanda
Brezilya
Cezayir
Ermenistan
Avustralya
Avusturya
İrlanda
Şili
Kongo
Bangladeş
Yeni Zelanda
Belçika
İtalya
Dominik Cum.
Gabon
Endonezya
Papua Yeni Gine
Bulgaristan
Kosova
Panama
Gine-Bissau
Irak
Solomon Adaları
Hırvatistan
Letonya
Trinidad Tobago
Kenya
İsrail
Tonga
Kırgızistan
Vanuatu
Japonya
Kıbrıs Rum Kes.
Litvanya
Curaçao (B)
Mali
Çek Cumhuriyeti
Lüksemburg
Grönland (B)
Moritonya
Danimarka
Makedonya
St. Maarten (B)
Mauritus
Lübnan
Slovenya
Moldova
Fas
Malezya
Maldivler
İsveç
Monako
Senegal
İsviçre
Dağlık Karadağ
Zimbabve
Ukrayna
Hollanda
Nepal
Pakistan
Kuzey İrlanda
Norveç
Filistin
Aland (B)
Polonya
Sri-Lanka
Faroe Adaları (B)
Estonya
Portekiz
Tayland
Romanya
Doğu Timor
Finlandiya
San Marino
Fransa
Sırbistan
Almanya
Yunanistan
38
8
Toplam
Öyle anlaşılmaktadır ki koalisyonlar, işlemesi
zorlaşan demokratik sistemlerde bir nevi sübap
görevi yapmaktadır.
Diermeier, Eraslan ve Merlo (2003), başarılı koalisyon kurulmasında 4 faktörün etkili olduğunu
ortaya koymuşlardır. Bu faktörler şunlardır:
Güvenoyu (the investiture vote) ve negatif parlamentarizm (negative parliamentarism): Hiçbir hükümet,
karşısındaki parlamento çoğunluğuna rağmen
iktidarda kalamaz ya da muhalefet güvensizlik
oyu verecek çoğunluğu sağlayamazsa hükümet
görevine devam eder.
Yapıcı güvensizlik oyu (the constructive vote of
no-confidence): Başbakanın güvensizlik oyu ile
düşürülebilmesi ancak daha sonra görevi devralacak kişiye güvenoyu verecek bir parlamento
12
Okyanusya
11
16
6
79
çoğunluğunun sağlanabilmesi şartıyla mümkün
olabilir.
Belirlenmiş seçim aralıkları (a fixed interelection
period): Bunların tamamı bir hükümetin ve tabii
olarak bir koalisyonun kurulabilmesini ve optimum sürede görev yapmasını garanti altına alan
düzenlemelerdir.
Araştırmacılar bu faktörlerin tamamına anayasal kuralların varlığı açısından yaklaşmakta olup,
bu anayasal kurallara (kurumlara) uyulmasının
hükümetlerin, özellikle de koalisyon hükümetlerinin kurulma ve görevde kalma süresi üzerinde
pozitif etki yaptığını savunmaktadırlar.4 Bunlar-
4. Daniel Diermeier, Hülya Eraslan ve Antonio Merlo (2003) A Structural Model Of Government Formation, Econometrica, 71(1): 27–70, s. 62.
D emok rasilerd e Koalisy on
Hukuk Etik Siyaset Araştırmaları
http://onedio.com/haber/turkiye-nin-koalisyon-tarihi-hakkinda-bilmeniz-gereken-her-sey-523565
dan yapıcı güvensizlik oyu dışında tamamı 1982
Anayasası ve Meclis İç Tüzüğünde yer almakta
olup, yapıcı güvensizlik oyunun da zımnen de
olsa uygulamada var olduğunu kabul etmekte
bir sakınca olmaması gerekir. Ancak hükümetin
süresini belirleyen tek ana husus istikrar değildir.
Aynı zamanda sağlıklı hükümet politikaları oluşturulması da bir o kadar önemlidir.5
kalar, seçimler öncesinde farklı kampanyalar yürüten partiler tarafından ortak olarak oluşturulur.
Her bir politika konusunda alınan kararlar siyasi
partilerin önceliklerinden olamaz, hatta buna aykırı bile olabilir. İşte koalisyonların oluşturulma
sürecinde bu politika beklentileri önem arz eder,
koalisyonlar kurulduktan sonra ise koalisyonların
dağılmasının en temel nedenlerini oluştururlar.
Koalisyonlar, iktidarın seçimlerle nispi temsil
esasına göre belirlendiği parlamenter demokrasilerde kaçınılamaz bir gerçektir. Koalisyon hükümetlerinde politika yapılması tek parti çoğunluk
hükümetlerinin aksine bir zorluk oluşturur. Politi-
Koalisyon Modelleri
Türkiye’de 7 Ocak 1946 tarihinde Demokrat
Partinin kurulmasıyla çok partili demokrasiye geçilmesinden bugüne kadar geçen
sürenin %65’inde tek parti çoğunluğu,
%27,65’inde koalisyonlar, %6,88’inde ise
askeri darbe yönetimlerinin kurduğu hükümetler iş başında olmuştur.
D emok rasilerd e Koalisy on
Koalisyonların oluşturulma modellerini üç
ana sınıfa ayırmak mümkündür:
1.Yasama Koalisyonu Modeli (Medyan-Kilit
Parti/Kilit Konu) (Legislative Median Model)
2.Hükümet (Otonom Bakanlıklar) Koalisyonu
Modeli (Ministerial Autonomy Model)
3.Koalisyon Taviz Modeli (coalition compromise model)6
5. Lin Hu (2013) Ideology vs. Pork: Coalition Formation in Parliamentary Systems, http://wpcarey.asu.edu/sites/default/files/uploads/department-economics/hu-lin-jmp.pdf (E.T. 08.07.2015).
6. Lanny W. Martin ve Georg Vanberg (2014) Parties And Policymaking In
Multiparty Governments: The Legislative Median, Ministerial Autonomy,
and the Coalition Compromise, American Journal of Political Science, 58
(4):979–996, s. 981.
13
Hukuk Etik Siyaset Araştırmaları
Yasama Koalisyonu Modelinde koalisyonu
oluşturan siyasi partilerin tamamının en çok
önem verdiği farklı bir konu ortaya çıkmış ve koalisyon tartışması önemli tek bir konuya kilitlenmişse bu durumda bu konuların hepsine yakın
davranan parti koalisyonda baskın bir role sahip
olur. Bu parti vekiller üzerinde bu konuda etki
sahibidir ve parlamentoda oylamalara katılsa da
katılmasa da istediği sonucu elde etme gücüne
sahiptir. Eğer çoğunluk oluşturabilecek birkaç
parti tarafından uyumlu bir grup talep ortaya
konulursa koalisyon kurulur. Aslında bu modele seçmenin ortalama taleplerinin karşılanması
modeli de denilebilir. Kilit partinin seçmen beklentilerini dillendirebilmesi oranında pozisyonu
Michael Laver, siyasi partilerin koalisyon görüşmelerine üniter bütünler şeklinde değil,
siyasetçilerden oluşan koalisyonlar şeklinde
katıldıklarını, bunların stratejik bağlantılara
sahip olduklarını, yani tek vücut gibi hareket
etmediklerini ileri sürmektedir. Kanaatimizce 7 Haziran 2015 seçimlerinin hemen
akabinde yaşanan ‘sarayla görüşme’ polemikleri de bu hususu desteklemektedir. Zira
Deniz Baykal, Cumhurbaşkanı ile görüşmesi
nedeniyle sarayın adayı olarak yaftalanmış
ve Meclis Başkanı seçilebilme şansını yitirmiştir. Bunun ötesinde basına yansıyan vekil
transferi söylentileri de demokrasi tarihinde
tanıklık edilen vakalar olup, oyunun kurallarını kökten değiştirebilecek etkiye sahip olabilmektedir. Bu nedenle siyasetçiler aslında
bir siyasi partiye mensup olsalar bile bireysel
hareketleri nedeniyle siyaset kurumunda
değişiklik ve çalkantıya sebep olabilmektedirler.
14
güç kazanır. İşte bu durumda devlet başkanı bu
partiye koalisyonu kurması görevini verir ve bu
durumda hükümet politikası oluşturulabilir bir
noktaya ulaşılmış olur.
Hükümet (Otonom Bakanlıklar) Koalisyonu
Modelinde koalisyon partileri kontrol ettikleri
bakanlıkların politikalarını tek başlarına yapar ve
uygularlar. Bu durumda ideal politika koalisyonda bu bakanlığı almış olan partinin politikasıdır.
Bu modelde bakanlar çok güçlü hale gelerek politikalarının diğer koalisyon ortakları tarafından
değiştirilmesini kolayca engelleyebilirler. Bakanlar, bakanlık politikasını belirleme ve uygulama
konusunda diktatör gibi davranırlar. Bu modelin
aslında gerçek yaşamdaki fiili uygulamada da geçerli olması nedeniyle doğru model olduğu savunulmaktadır.
Koalisyon Taviz (Uzlaşmaya Dayalı Koalisyon)
Modelinde ise siyasi partiler sahip oldukları sandalye sayısına kıyasla koalisyon hükümeti politikalarının oluşturulmasına etki ederler. Bu sistemde koalisyon tartışmaları devam ederken siyasi
partiler kendi programlarının gerçekleşmesine
çalışır ancak bu tamamen mümkün olamayacağından tavizler verirler. Elde ettikleri sandalye ne
kadar çoksa verecekleri taviz o kadar azdır. Buna
asgari müştereklerde buluşma modeli de denilebilir. Siyasi partiler asgari müştereklerde anlaştıklarında koalisyon kurulur. Bu koalisyonlar en
büyük ve en küçük temsil oranına sahip partiler
arasında bile kurulabilir ve bu koalisyonu belirleyen şey siyasi partilerin belirli politika konuları
üzerinde anlaşabilmek için verdikleri tavizlerdir.
Lin Hu, koalisyonların kurulması sırasındaki görüşmelerde, tarafların kırmızı çizgilerinin elde
ettikleri tavizlerin büyüklüğü oranında önemini
kaybederek anlaşmaya vardıklarını ortaya koymuştur.7 Dolayısıyla sağlıklı bir koalisyon pazar7. Lin Hu (2013) Ideology vs. Pork: Coalition Formation in Parliamentary Systems, http://wpcarey.asu.edu/sites/default/files/uploads/department-economics/hu-lin-jmp.pdf (E.T. 08.07.2015).
D emok rasilerd e Koalisy on
Hukuk Etik Siyaset Araştırmaları
lığı ortamı oluşturulması için tarafların masaya
oturmaları önem arz etmektedir.
Görüldüğü gibi Yasama Koalisyonu Modelinde bir siyasi partinin pozisyonu koalisyonun
oluşturulmasını ve hükümet politikasını belirlerken, otonom parti modelinde bakanlığı elinde
bulunduran siyasi partinin programı etkin şekilde uygulanmaktadır. Taviz modelinde ise ne kilit
partinin ne de bakanlığı kontrol eden partinin
politikası önem arz eder, ancak koalisyonu oluşturacak siyasi partilerin o politika konusunda
oluşturdukları çerçevenin içerisinde bir yerde
buluşulur.
Yukarıdaki üç model, koalisyon oluşturma sürecinde yer alan siyasi partileri üniter bir bütün
olarak ele almaktadır. Buna karşılık Michael Laver,
siyasi partilerin koalisyon görüşmelerine üniter
bütünler şeklinde değil, siyasetçilerden oluşan
koalisyonlar şeklinde katıldıklarını, bunların stratejik bağlantılara sahip olduklarını, yani tek vücut
gibi hareket etmediklerini ileri sürmektedir.8 Kanaatimizce 7 Haziran 2015 seçimlerinin hemen
akabinde yaşanan ‘sarayla görüşme’ polemikleri
de bu hususu desteklemektedir. Zira Deniz Baykal, Cumhurbaşkanı ile görüşmesi nedeniyle sarayın adayı olarak yaftalanmış ve Meclis Başkanı
seçilebilme şansını yitirmiştir. Bunun ötesinde
basına yansıyan vekil transferi söylentileri de
demokrasi tarihinde tanıklık edilen vakalar olup,
oyunun kurallarını kökten değiştirebilecek etkiye sahip olabilmektedir. Bu nedenle siyasetçiler
aslında bir siyasi partiye mensup olsalar bile bireysel hareketleri nedeniyle siyaset kurumunda
değişiklik ve çalkantıya sebep olabilmektedirler.
7 Haziran 2015 milletvekili genel seçimlerinde Türkiye’de seçmenin ortaya koyduğu tablo
hükümet kurmanın kolay olmadığını, tek parti ik8. Michale Laver (1998) Models of Government Formation, Annu. Rev. Polit.
Sci. 1998. 1:1–25, s. 22.
D emok rasilerd e Koalisy on
7 Haziran 2015 milletvekili genel seçimlerinde Türkiye’de seçmenin ortaya koyduğu
tablo hükümet kurmanın kolay olmadığını,
tek parti iktidarının mümkün olmadığını,
partilerin söylemlerine bakıldığında ise bir
azınlık hükümetinin çok da mümkün görülmediğini göstermektedir.
tidarının mümkün olmadığını, partilerin söylemlerine bakıldığında ise bir azınlık hükümetinin
çok da mümkün görülmediğini göstermektedir.
Bu zorlukların sadece Türkiye’ye özgü olmadığı
yukarıda ifade edilmişti. Bu konuda İngiltere’deki Hansard Topluluğu demokrasiyi desteklemek
ve parlamentoyu güçlendirmek amacıyla 2010
yılında yaptığı bir çalışmada 2015 yılında seçim
sonuçlarının askıda bir parlamento ortaya çıkaracağını ve bu sonuç nedeniyle bir koalisyonun
kaçınılmaz olacağını öngörmüşlerdir. Bu öngörülerini seçimler sonucunda en çok oyu alan parti
ile en çok sandalyeye sahip olan partinin farklı
olması, siyasi ivmeye sahip olan parti ile ahlaken
(toplumsal beklentiler açısından) yönetmesi gereken partinin farklı olması gibi nedenlerle seçimin gerçek galibinin belirgin olmaması ya da
tartışmalı olmasına bağlamakta, siyasetçilerin
kararlarının seçmen oylarının dağılımına, anayasal teamüllere, sürekli medya haberlerinin ve
blogların oluşturduğu baskıya, finansal pazarların etkisine ve kamuoyunun nereye yöneldiğine
dair algılara bağlı olarak şekilleneceğini tahmin
etmişlerdir. Hükümet etme açısından aşağıdaki
çeşitli seçeneklerin ortaya çıkacağını öngörmüşlerdir:
• Bir azınlık hükümeti
• Bir ya da birkaç partinin gayri resmi bir anlaşmayla azınlık hükümeti kurması
15
Hukuk Etik Siyaset Araştırmaları
• Bir ya da birkaç partinin resmi bir koalisyon
kurması
Bu çalışmaya göre hükümet kurulmasındaki
belirsizlik parlamentonun toplanmasına ve çalışmasına engel değildir. Hatta monark (Kraliçe) zor
durumların çözümünde parti liderleri arasında bir
arabulucu pozisyonu ve yetkisine sahip değildir.
Bu durumların çözümü siyasetçilerin işidir. Monarşinin geleceği açısından siyasi sürecin dışında
tutulması bir gerekliliktir. Başbakanın partisinin
çoğunluğu kaybetmesi ve başka hiçbir partinin
çoğunluğu elde edememesi halinde Başbakan
görevine güvensizlik oyu almadıkça devam eder.
Güvensizlik oyu alması halinde muhalefetteki en
çok oyu alan partinin lideri hükümeti kurmakla görevlendirilir. Askıdaki bir parlamento zayıf
ve istikrarsız olmak zorunda değildir. Herkesin
parlamento istikrarı, güveni ve yasamanın başarılı olmasını değerlendirmesini sağlar. Bir azınlık
hükümeti siyasi parti liderlerinin bir koalisyonu
paylaştıklarına oranla daha cesur kararlara imza
atmalarını sağlayabilir. 1970’ten beri OECD üyesi
ülkelerin mali açıdan en güçlü 10 tanesinin yedisi
ya bir koalisyon ya da azınlık hükümeti tarafından yönetilmiştir. İngiltere’nin en büyük tehlikeyi
yaşadığı 1940-45 yılları arasında da koalisyon hükümeti görevde idi. Orta-uzun vadede bir koalisyon ya da azınlık hükümeti istikrarsız görülebilir.
1966 ve 1974’te olduğu gibi bir seçim çok daha
net bir tablo ortaya koyabilir beklentisiyle erken
seçime gidilebilir.9
Bir azınlık hükümeti siyasi parti liderlerinin bir koalisyonu paylaştıklarına oranla daha cesur
kararlara imza atmalarını sağlayabilir. 1970’ten beri OECD üyesi ülkelerin mali açıdan en güçlü 10 tanesinin yedisi ya bir koalisyon ya da azınlık hükümeti tarafından yönetilmiştir. İngiltere’nin en büyük tehlikeyi yaşadığı 1940-45 yılları arasında da koalisyon hükümeti görevde idi.
OECD Üyesi Ülkeler
9. Robert Blackburn, Ruth Fox, Oonagh Gay ve Lucinda Maer (2010) Who Governs? Forming a Coalition or a Minority Government in the Event of a Hung Parliament, Hansard Society ve Study of Parliament Group çalışması, http://www.hansardsociety.org.uk/wp-content/uploads/2012/10/Who-Governs-2010.pdf
(E.T. 15.06.2015).
16
D emok rasilerd e Koalisy on
2. BÖLÜM
KOALİSYON VE TEK PARTİ
İKTİDARLARINDA EKONOMİK GELİŞME
Hükümet Oluşumunun Ekonomiye Etkisi
Genellikle kabul gören yanlış bir kanaat, ekonominin koalisyon dönemlerinde daha az geliştiğidir. Ekonomi iktidarın güçlü bir tek parti ya da
koalisyon iktidarı olmasından bağımsız pek çok
diğer etkenden çok daha fazla etkilenen bir olgudur. Mesela 2003 yılından Mayıs 2013’e kadar 10
yılda 1,3 TL’den 1.9 TL’ye çıkarak yaklaşık %46’lık
artış gösteren dolar, Mayıs 2013’ten 30 Haziran
2015’e kadar 2 yıllık dönemde 2.68 TL’ye çıkarak
yaklaşık %42’lik bir artış sergilemiştir. Bu dönemde milli gelire oranı %35 olan dış borç yükü bu
artışlarla %50 seviyesine çıkmıştır. Bu dönemde
tüketici enflasyonu %18.510 artarken dolar TL karşısında %46 artmıştır. Ekonomideki uzun süreli istikrara rağmen son 12 yılda hane halkının borcu
39 kat; kamunun dış borcu 3.7 kat; özel sektörün
borcu 6.5 kat artmıştır.11 Dolayısıyla ekonomi hükümet kompozisyonundan çok dış piyasalar ve
sermaye hareketlerinden ve harcamalardaki aşırı
israftan etkilenmektedir.
2014 Legatum Refah Endeksi Raporunun önsözünde Hansen geçtiğimiz altı yılda ekonomik
krize rağmen dünyanın çok daha müreffeh hale
geldiğini ancak ekonomik gelişmenin bir milletin başarısını gösteren sadece tek bir boyut olduğunu, dünyada demokrasinin de Arap Baharı
ve diğer protestolara rağmen daha fazla özgürlük ve şeffaflık talebiyle ileriye doğru gelişmesini
sürdürdüğünü ifade etmektedir. İnsani gelişmişlik Yurtiçi Gayrisafi Milli Hasılanın ötesinde çok
boyutlu bir olgudur. Seçebilme şansı, yani fırsat
D emok rasilerd e Koalisy on
eşitliği ile demokrasi daha müreffeh bir ülkenin
önemli yapı taşlarıdır. Eğitim, gelişmiş bir sosyal
sermayeye sahip olabilmek için çok önemlidir.
Sosyal sermaye ise bir ülkenin gelişmişliğini sağlama yolundaki en önemli unsur haline gelmiştir.
Sosyal sermayeden daha nitelikli yararlanabilmek için sağlık sektöründe de gelişmeye büyük
ihtiyaç duyulmaktadır. Ebola krizine ve diğer yaygın sorunlara rağmen dünya sağlık sektöründe
de dikkate değer gelişme göstermiştir.12 Konuya
Türkiye açısından bakıldığında da durum çok
farklı değildir.
Şekil-113
10. Abdurrahman Yıldırım (2015) Yeni Hükümet ve Modelinin Ekonomiye Etkisi, http://www.haberturk.com/ekonomi/ekonomi/haber/1088185-yeni-hukumet-ve-modelinin-ekonomiye-etkisi (E.T. 30.06.2015).
11.Seda Şimşek (2015) İlhan Kesici: Sosyal patlamaya hazır bir iklim var,
http://www.bugun.com.tr/gundem/vatandas-yandi-haberi/1611340
(E.T. 30.06.2015).
12.Sian Hansen (2014) The 2014 Legatum Prosperity Index, http://media.
prosperity.com/2014/pdf/publications/PI2014Brochure_WEB.pdf (E.T.
30.06.2015).
13.http://cdn2.hubspot.net/hub/62006/file-889628455-jpg/images/future_of_medicine_with_ehr.jpg
17
Hukuk Etik Siyaset Araştırmaları
Özellikle ekonomik gelişmenin önünde ciddi
bir engel olarak koalisyonların gösterilmesi çok
da ispatlanabilir değildir. Hatta Garmann’ın da
ileri sürdüğü gibi, bunun ötesinde koalisyonların
israfı önleyerek harcamaları azalttığı bilinmektedir.15 Zira, dünyadaki ekonomik gelişme eğilimlerine ve geleceğe ait projeksiyonlara bakıldığında
ekonomik gelişme ya da krizlerin belirli ülkelerle
sınırlı olmayıp bütün ülkelere şamil bir nitelik arz
ettiği görülmektedir.
Şekil-214
Genellikle kabul gören yanlış bir kanaat,
ekonominin koalisyon dönemlerinde daha az
geliştiğidir. Ekonomi iktidarın güçlü bir tek
parti ya da koalisyon iktidarı olmasından bağımsız pek çok diğer etkenden çok daha fazla
etkilenen bir olgudur. Mesela 2003 yılından
Mayıs 2013’e kadar 10 yılda 1,3 TL’den 1.9
TL’ye çıkarak yaklaşık %46’lık artış gösteren dolar, Mayıs 2013’ten 30 Haziran 2015’e
kadar 2 yıllık dönemde 2.68 TL’ye çıkarak
yaklaşık %42’lik bir artış sergilemiştir. Bu
dönemde milli gelire oranı %35 olan dış borç
yükü bu artışlarla %50 seviyesine çıkmıştır.
Bu dönemde tüketici enflasyonu %18.5 artarken dolar TL karşısında %46 artmıştır. Ekonomideki uzun süreli istikrara rağmen son
12 yılda hane halkının borcu 39 kat; kamunun dış borcu 3.7 kat; özel sektörün borcu
6.5 kat artmıştır. Dolayısıyla ekonomi hükümet kompozisyonundan çok dış piyasalar ve
sermaye hareketlerinden ve harcamalardaki
aşırı israftan etkilenmektedir.
18
Wren-Lewis’e göre bir hükümetin makro ekonomik başarısını çıktılarla ölçmek son derece
yanıltıcı ve yanlıştır. Kaldı ki makro ekonomik
sonuçlar üzerinde hükümetlerin etkisinin çok
büyük olduğu fikri de doğru değildir. Özellikle
büyük depresyonların hemen öncesinde kötü gidişe dur demesi için iktidara getirilen hükümetler, sihirli bir değnek kullanırcasına ekonomi alanında aşağı gidişi tam tersi yöne çeviremeyince
başarısız kabul edilmektedir.
Halbuki analitik çalışmalar yapılsa, böylesi pek
çok durumda bu hükümetlerin hızlı ekonomik
çöküşü durdurarak aslında çok da başarılı oldukları ortaya konabilir.
Bir örnekle açıklamak gerekirse 2010 yılından
beri düşük performans sergileyen İngiltere ekonomisinin nedeni hükümetin başarısız ekonomi
politikası değil, küresel ekonomik krizdir.16
Türkiye’de 2002-2015 Arası
Ekonomik Büyüme
Yukarıda İngiltere örneğindeki gibi, 20022006 arasında Türkiye’deki ekonomik büyüme
(%7.2) dünyanın kendi ligindeki geri kalanı (G20:
14.http://sagligimicin.com/forum/konular/saglik-sektoru-nereye-kosuyor.7566/
15. Sebastian Garmann (2014)The causal effect of coalition governments on
fiscal policies: evidence from a Regression Kink Design, Applied Economics, 46(36): 4490–4507, s. 4490.
16. Simon Wren-Lewis (2015) The macroeconomic record of the coalition government, National Institute Economic Review 231, Şubat 2015: 5-16, s.
15.
D emok rasilerd e Koalisy on
Hukuk Etik Siyaset Araştırmaları
hükümet sistemleri ile yönetilme olgusundan
bağımsız bir seyir izlemekte, daha ziyade global
trendlerden etkilenmektedir.
%6.9) ve (Asya: %8) ile kıyaslandığında genel olarak tüm dünyadaki gelişme eğilimine uygun ve
muhtemelen biraz daha iyi bir performans sergilediği görülmektedir (Grafik-3: 2002-2006 Ekonomik Büyüme). Ancak bu tarihten günümüze
ortaya çıkan ekonomik veriler durumun değiştiğini, Grafik-4; 2007-2014 yılları arasında dünyadaki yaklaşık %6.5’luk (G20: %6) ve (Asya: %7)
büyümeye kıyasla Türkiye’nin %3.3’ler civarında
büyüyebildiğini göstermektedir. Geçtiğimiz son
iki yılda ise büyüme oranlarının %2.2 civarında
olduğu tahmin edilmektedir.17 Bu da şunu göstermektedir, aslında ekonomik gelişme trendleri,
büyük ölçüde çoğunluk, azınlık, ya da koalisyon
Dahası hükümetlerin istikrarını belirleyen husus koalisyon ya da tek partinin iktidar olması değil, ekonomik performans ve büyümedir. Siyasi
istikrarsızlık ise sonu gelmeyen politika tartışmaları ve kısa süreli hükümetler ortaya çıkarır.
Sağlıklı hükümet politikalarının en temel hedefi toplumdaki yaşam kalitesini artırmak olmalıdır. Yaşam kalitesi ekonomik zenginlikle eşdeğer
bir olgu da değildir. Mesela Tablo-4’e18 bakıldığında Dünyanın 19’ncu büyük ekonomisi olan
Türkiye’nin kişi başına düşen milli gelirde ancak
Grafik-3: 2002-2006 Ekonomik Büyüme
8
8
7,8
7,6
8
7,4
7,2
7,2
7
6,8
6,9
6,4
6,2
G20
Türkiye
Asya
17. YouTube (2015) İlhan Kesici, Bugün Tv’de Hesap Kitap Programına Katıldı.27/05/2015, https://www.youtube.com/watch?v=Fw1SF2NcyrM (E.T. 04.07.2015):
Milliyet (2015) İlhan Kesici Türkiye Ekonomisini Değerlendirdi, http://www.milliyet.com.tr/ilhan-kesici-turkiye-ekonomisini-degerlendirdi-ankara-yerelhaber-809450/ (E.T. 04.07.2015).
18. Fortune (2015) En zengin ilk 50’de 30 ülke koalisyonla yönetiliyor http://www.fortuneturkey.com/en-zengin-ilk-50de-30-ulke-koalisyonla-yonetiliyor-14253
(E.T. 09.07.2015).
D emok rasilerd e Koalisy on
19
Hukuk Etik Siyaset Araştırmaları
Grafik-4: 2007-2014 Ekonomik Büyüme
7
6
5
4
3
7
6
2
3,3
1
0
G20
Türkiye
64’üncü sırada olduğu, buna karşın kriz içerisinde kıvranan Yunanistan’ın daha üst sıralarda yer
bulabildiği görülecektir.
IMF’nin 2015 Dünya Ekonomik Görünümü
Raporu, gelişmiş ülkelerdeki ekonomik görünüm gelişme trendine girmekte iken, gelişmekte
olan ülkelerde bu durumun daha yatay seyrettiğini ortaya koymaktadır. Dünya genelinde 2015
büyüme oranı %3.5, 2016 oranı ise %3.8 olarak
tahmin edilmektedir. Türkiye için Gayrisafi Milli
Hasıla büyüme oranı 2014 yılında 2.8 iken 2015
yılında 2.9, 2016 yılında ise 3.2 olacağı tahmin
edilmektedir. Tüketici fiyatları da sırasıyla 3.8,
2.7 ve 3.7 şeklinde artış gösterirken ödemeler
dengesi sırasıyla –2.9, –2.4 ve –3.0 olarak negatif
öngörülmektedir. Aynı dönemlerde işsizlik oranlarının da artmaya devam ettiği anlaşılmaktadır.
Güneydoğu Avrupa ve Türkiye’de genel olarak
20
Asya
ekonomik büyüme 2014 yılında yavaşlarken, Macaristan ve Polonya’da daha güçlü olmuştur. Enflasyon rakamları Avrupa’da düşerken döviz kurlarındaki ve yiyecek fiyatlarındaki artışlar nedeniyle
Türkiye’de artmıştır. Bütçe açığının enerji fiyatlarındaki düşüşle birlikte azalacağı tahmin edilmektedir. Beşeri sermayenin, 2001’den 2007’ye
kadar 2.3’ten 1.9’a düşen gelişmekte olan diğer
ekonomilere kıyasla Türkiye’de dikkate değer şekilde yüksek kalmaya devam etmesi nedeniyle,
Türkiye’nin ekonomik gelişmesinin yüksek olduğu dönem için bu rakamların daha da iyi olacağı
tahmin edilebilir. Ancak, artan refah ve eğitime
katılma oranlarının artması ile işsizlik oranlarının
da artması beklenmektedir.19
19.IMF (2015) Dünya Ekonomik Görünüm Raporu (2015 World Economic
Outlook (WEO), http://www.imf.org/external/pubs/ft/weo/2015/01/pdf/
c2.pdf (04.07.2015).
D emok rasilerd e Koalisy on
Hukuk Etik Siyaset Araştırmaları
Tablo-4: Kişi Başına Düşen Milli Gelir Tablosu
Sıra
Ülke
Kişi Başı
Milli Gelir
Nüfus
Yönetim
1
Monako
171.465
37.420
Koalisyon
2
Lihtenştayn
115.262
37.480
Koalisyon
3
Lüksemburg
77.841
536.760
Koalisyon
4
Norveç
65.189
5.091.924
Koalisyon
5
Katar
58.406
2.267.916
Monarşi
6
İsviçre
55.486
8.157.896
Koalisyon
7
Cayman Adaları
54.827
62.190
Koalisyon
8
İzlanda
54.570
333.140
Koalisyon
9
Danimarka
46.255
5.640.184
Koalisyon
10
ABD
45.863
322.583.006
Başkanlık
11
İrlanda
45.119
4.677.340
Koalisyon
12
İsveç
44.161
9.631.261
Koalisyon
13
Hollanda
40.187
16.802.463
Koalisyon
14
Avusturya
40.008
8.526.429
Koalisyon
15
Almanya
38.292
82.652.256
Koalisyon
16
İngiltere
37.955
63.489.234
Tek Parti
17
Finlandiya
37.677
5.443.497
Koalisyon
18
Kanada
37.520
35.524.732
Tek Parti
19
Avustralya
37.493
23.630.169
Koalisyon
Koalisyon
20
Japonya
37.433
126.999.808
21
Singapur
36.898
5.517.102
Tek Parti
22
Belçika
36.411
11.144.420
Koalisyon
23
Fransa
34.141
64.641.279
Koalisyon
24
Hong Kong
33.534
7.259.569
25
Kuveyt
29.729
3.479.371
Monarşi
26
Yeni Zelanda
28.840
4.551.349
Koalisyon
27
İtalya
28.376
61.070.224
Koalisyon
28
İspanya
24.573
47.066.402
Tek Parti
29
Brunei
24.185
423.210
Monarşi
30
BAE
24.078
9.445.624
Monarşi
31
Güney Kore
23.893
49.512.026
Tek Parti
Koalisyon
32
İsrail
23.415
7.822.107
33
Porto Riko
21.233
3.683.601
Tek Parti
34
Bahama
20.747
382.570
Tek Parti
35
Kıbrıs Rum Kesimi
20.517
1.153.058
Koalisyon
36
Slovenya
18.632
2.075.592
Koalisyon
37
Yunanistan
18.146
11.128.404
Tek Parti
38
Suudi Arabistan
18.034
29.369.428
Monarşi
39
Portekiz
17.767
10.610.302
Koalisyon
40
Bahreyn
17.495
1.344.111
Tek Parti
41
Malta
16.736
430.150
Tek Parti
42
Slovakya
15.369
5.454.154
Tek Parti
43
Trinidad Tobago
14.370
1.344.235
Koalisyon
44
Seyşeller
14.236
93.310
Başkanlık
45
Çek Cumhuriyeti
14.088
10.740.468
Koalisyon
46
Umman
13.307
3.926.492
Monarşi
47
Estonya
12.044
1.283.771
Koalisyon
48
Arjantin
11.602
41.803.125
Koalisyon
49
Macaristan
11.429
9.877.365
Koalisyon
50
Ekvator Ginesi
10.920
1.622.000
Tek Parti
64
Türkiye
10.518
77.695.904
Tek Parti
D emok rasilerd e Koalisy on
Sağlıklı hükümet politikalarının en temel
hedefi toplumdaki yaşam kalitesini artırmak
olmalıdır. Yaşam kalitesi ekonomik zenginlikle eşdeğer bir olgu da değildir. Mesela
Tablo-4’e bakıldığında Dünyanın 19’ncu
büyük ekonomisi olan Türkiye’nin kişi başına düşen milli gelirde ancak 64’üncü sırada
olduğu, buna karşın kriz içerisinde kıvranan
Yunanistan’ın daha üst sıralarda yer bulabildiği görülecektir.
Uzun dönemli rakamlara bakıldığında da ekonomik gelişmelerin, iktidar partilerinin tek parti
ya da koalisyon olmalarından bağımsız geliştiği
görülmektedir. Mesela Türkiye’nin reel gayrisafi
yurtiçi hasıla artış oranları 1997-2006 yılları arasında 4.3 iken 2007-2014 yılları arasında sırasıyla
4.7, 0.7, –4.8, 9.2, 8.8, 2.1, 4.1 ve 2.9 olarak gerçekleşmiş 2015, 2016 ve 2020 yıllarında ise sırasıyla 3.1, 3.6 ve 3.5 olarak gerçekleşeceği tahmin
edilmektedir (Bkz. Grafik-5). Dolayısıyla çoğunluğu koalisyon olan dönemlerdeki rakamlar (4.3)
istikrarlı tek parti iktidarının hükümette olduğu
yıllardan daha yüksektir.20 Bundan, ekonomi konusunda koalisyonların başarısız olacağı sonucunu çıkarmadığımız gibi, tek parti iktidarlarının da
başarısız olacağı sonucunu çıkarmamak gerekir.
Kısaca, ekonomik durum mevcut hükümet sisteminden ziyade küresel gelişmelerden çok fazla etkilenmekte ve dünyadaki eğilimlerle uyum
göstermektedir.
Bu konuya bir de gerçekten iktidardaki hükümetlerin her zaman kontrol etmeye muktedir
olamayacakları bir açıdan bakmakta yarar var.
Grafik-6, Türkiye’nin Reel Gayrisafi Yurtiçi Hasılasının Türk Lirası bazında yüzde 2.9 büyümesine
20. IMF (2015) WEO-World Economic Outlook, a.g.e., s. 174.
21
Hukuk Etik Siyaset Araştırmaları
Grafik-5: 1997-2006 / 2007-2014 Reel Gayrisafi Yurtiçi Hasıla
10
9,2
8,8
8
6
4,7
4,3
4
4,1
4,3
2,9
2
1994
0
1996
1998
2000
2002
2004
2006
0,7
2008
2010
2,1
2012
2014
3,1 3,6
2016
3,5
2018
2020
2022
-2
-4
-4,8
-6
Yıllar
Grafik-6: Türkiye’de 2014 Yılı TL ve Dolar Bazında GSYH
Dolar cinsinden GSYH
TL cinsinden GSYH
4
3
2
2,9
1
0
2014
-1
-2,8
-2
-3
-4
22
D emok rasilerd e Koalisy on
Hukuk Etik Siyaset Araştırmaları
Grafik-7: 2014 Küresel - Bölgesel - Türkiye Büyüme Oranları
6
5
5,3
4,8
4,2
4
3,2
3
2,2
2
2,4
2,9
1,3
1,1
1
-0,4
0
-1
Dünya
AB
Gelişmiş Ülkeler
2013
karşın, kur artışları nedeniyle dolar bazında yüzde 2.8 küçüldüğünü, yani bu alandaki büyümenin negatif, –2.8 olduğunu göstermektedir. Bu
oran rakamsal olarak 23 milyar Dolarlık bir buharlaşma anlamına gelmektedir. Bu kayıpla birlikte
Türkiye Dünya ekonomisindeki yerini 2014 yılında Hollanda’ya kaptırarak 17’nci sıradan 18’nci
sıraya gerilemiştir.
Yukarıda da anlatıldığı gibi son sekiz yıllık büyüme rakamlarına bakıldığında da Türkiye hem
G20 ülkelerinin, hem de Asya bölgesinin çok gerisinde bir büyüme sergileyerek, mevcut olumlu
küresel gelişme ortamını değerlendirememiştir. Grafik-7’de gösterildiği gibi Dünya genelinde büyüme oranları 2013-2014 yıllarında yüzde
4.8’den 5.3’e (0.5 puan artış) çıkarken, Türkiye’nin
2013 yılındaki 4.2 büyümesi 2014 yılında yüzde
(–1.3’lük düşüşle) 2.9 olarak gerçekleşmiştir. Yani
yalnızca bölgesindeki önemli büyümeye değil,
aynı zamanda dünyadaki normal büyümeye de
ayak uyduramamıştır.21
Hatta, konuya daha tartışmalı olabilecek bir
açıdan bakmak gerekirse Grafik-8’de gösterilen
2014 yılında Türkiye 91 yıllık geçmiş büyüme
ortalamasının da gerisinde kalmış, uzun zaman
dilimindeki büyümesinin ancak %60’ını gerçekD emok rasilerd e Koalisy on
Gelişmekte Olan
Ülkeler
Türkiye
2014
leştirebilmiştir. Diğer bir ifadeyle Türkiye'nin 90
yıllık büyüme oranları 2014 yılında %40 oranında
erimiştir.22
Bu rakamların da ifade ettiği gibi, uzun süreli
iktidarında çok başarılı bir ekonomi ve döviz politikası sürdüren bir iktidar, hayatın tüm alanları ile
siyasete tam hakim olduğu ustalık dönemlerinde
aynı başarıyı gösteremeyebilir. Bu durumda sihirli değnekten değil konjonktürel gelişmelerden
Grafik-7’de gösterlidiği gibi Dünya genelinde
büyüme oranları 2013-2014 yıllarında yüzde
4.8’den 5.3’e (0.5 puan artış) çıkarken, Türkiye’nin 2013 yılındaki 4.2 büyümesi 2014
yılında yüzde (-1.3’lük düşüşle) 2.9 olarak
gerçekleşmiştir. Yani yalnızca bölgesindeki
önemli büyümeye değil, aynı zamanda dünyadaki normal büyümeye de ayak uyduramamıştır.
21.HESA Ekonomi Araştırmaları Direktörlüğü (2015), Türkiye’nin 2014 Yılı
Büyüme Hızı Değerlendirmesi, http://hesa.org.tr/Tr/analizler, ss. 1-2, (E.T.
08.07.2015).
22. HESA Ekonomi Araştırmaları Direktörlüğü (2015), a.g.k., s.3.
23
Grafik-8: Türkiye Ekonomisinin 1923-2004 Arası Ortalama Büyüme Hızı (% 4,8)
Hukuk Etik Siyaset Araştırmaları
24
D emok rasilerd e Koalisy on
Hukuk Etik Siyaset Araştırmaları
bahsetmek daha yerinde olur. Elbette, ekonomi
üzerinde siyasi iktidarların etkisiz olduğunu iddia
etmek çok yanlıştır. Aynı şekilde, küresel ekonomik gelişmelerden etkilenmeyecek iktidarların
var olabileceğini savunmak da bir o kadar yanlıştır.
Aslında siyasi iktidarların temel fonksiyonu
politika ve ekonomide istikrarı sağlamaktır. Bunun ötesinde siyasi iktidarın ekonomiyi çok kısa
zamanda umulmadık derecede iyileştirme performansı gösterebileceklerini söylemek, geçmiş
tecrübelerimize dayanarak pek mümkün görülmemektedir. Ancak, iktidarların dengesiz ve is-
tikrarsız politikaları ve harcamaları ile uluslararası
ilişkilerdeki temelsiz yaklaşımları ekonomiyi derinden yaralayıp, yine tecrübelerimize göre ülkeyi iflasın eşiğine getirebilir. Bu açıdan Türkiye’de
son yıllarda çok konuşulan lüks harcamalara
bakıldığında ilginç bir şekilde kamu tüketiminin
özel tüketimden çok daha fazla arttığı görülmektedir. Buna karşılık yatırımlarda bir azalma olmuştur. 2013-2014 verilerine göre hazırlanan Grafik-9
ve Grafik-10 bu durumu net bir şekilde ortaya
koymakta olup23, kurulacak muhtemel bir koalis23. HESA Ekonomi Araştırmaları Direktörlüğü (2015), a.g.k., s.3.
Grafik-9: Özel Tüketim - Kamu Tüketimi
7,0
6,5
6,0
5,0
5,1
6,5
4,0
3,0
2,0
1,0
0,0
1,3
2013
2014
2013
2014
Grafik-10: Kamu Harcamalarının Yatırımlara Olumsuz Etkisi
4,6
-1,3
Kamu Harcaması
D emok rasilerd e Koalisy on
Yatırımlar
25
Hukuk Etik Siyaset Araştırmaları
yon hükümetinin bu hususu acil olarak gündeme
alması gerekmektedir.
Konuya geleceğe ait küresel projeksiyonlar
açısından bakıldığında ise bugün orta ölçekteki
Türkiye’nin 2030’a kadar Batılı olmayan Kolombiya, Mısır, Endonezya, İran, Güney Afrika, Meksika
ve diğer bazı ülkelerle birlikte bir gelişme göstereceği, fakat Hindistan ve Çin’in çok büyük olması
nedeniyle ikincil aktörler olmayı aşamayacakları
ileri sürülmektedir. Bu projeksiyon ABD ekonomisinin de 2030 yılında Çin’in gerisinde kalacağını öngörmektedir. Bir diğer değerlendirmede
Çin, Hindistan ve Brezilya gibi küresel çapta etkili olacak ekonomik güçlere ilaveten Kolombiya,
Endonezya, Nijerya, Güney Afrika ve Türkiye gibi
bölgesel aktörlerin küresel ekonomiyi etkileyebilecek öneme sahip olacakları tahmin edilmektedir. Bunun yanı sıra Avrupa, Japonya ve Rusya’nın
yaşlı ekonomilerinin yavaş yavaş da olsa göreceli olarak küçülmeye devam etmesi kuvvetle
muhtemel görülmektedir.24 Tabii bu durumların
hepsinde bu ekonomik aktörlerin durumunu etkileyecek olan en önemli etken ise nüfus olacaktır. Mesela Türkiye’deki nüfus artış hızının 2030
yılında duraksamaya gireceği, ancak bu nüfus
içerisinde doğurganlık oranı yüksek olan Kürt nü-
26
fusunun bu durağanlığa rağmen artışını sürdürerek etnik tansiyonu yükselteceği dikkate alınarak
bu durumun ekonomiyi de olumsuz etkileyeceği
tahmin edilebilir.25
Konuya geleceğe ait küresel projeksiyonlar
açısından bakıldığında ise bugün orta ölçekteki Türkiye’nin 2030’a kadar Batılı olmayan
Kolombiya, Mısır, Endonezya, İran, Güney
Afrika, Meksika ve diğer bazı ülkelerle birlikte bir gelişme göstereceği, fakat Hindistan
ve Çin’in çok büyük olması nedeniyle ikincil
aktörler olmayı aşamayacakları ileri sürülmektedir. Bu projeksiyon ABD ekonomisinin
de 2030 yılında Çin’in gerisinde kalacağını
öngörmektedir.
24. National Intelligence Council (2012) Global Trends 2030: Alternative Worlds, s. İv, 17, www.dni.gov/nic/globaltrends (E.T. 18.06.2015).
25. National Intelligence Council (2012) a.g.e., s. vii.
D emok rasilerd e Koalisy on
3. BÖLÜM
KOALİSYON, AZINLIK VE TEK PARTİ
ÇOĞUNLUK HÜKÜMETLERİ
Koalisyon ve Azınlık Hükümeti Tanımları
Azınlık hükümeti ve koalisyon kavramlarını
kısaca açıklayıp koalisyon ve tek parti hükümetlerinin avantaj ve dezavantajlarına kısaca bir göz
atmakta yarar vardır.
Azınlık Hükümeti: Azınlık hükümeti, bir partinin
tek başına hükümeti kuracak çoğunluğa sahip
olmaması halinde açık ya da zımni anlaşma yoluyla dışarıdan destek alarak hükümet kurması
ve güven oylamasında yeterli oyu alacak hale
gelmesidir.
Koalisyon: Koalisyon birlikte büyüme anlamına gelmektedir. Siyaset açısından bir koalisyon
hükümeti çeşitli partilerin işbirliği halinde hükümeti kurdukları bir kabinedir. Koalisyonun en
temel nedeni çoğunluğun oyunu elde edecek
bir parti olmayışıdır. Bunların dışındaki koalisyon
hükümetleri milli zorluk dönemlerinde kurulan
milli mutabakat hükümetleri olup genellikle savaş gibi büyük problemlerin oluştuğu zamanlarda kamunun ortak düşüncesini temsil etmek,
meşruiyeti artırmak ve yıkıcı muhalefeti önlemek
üzere kurulurlar. Bu hükümetler genelde tüm
siyasi partileri içerecek şekilde kurulurlar. Koalisyonların kurulma döngüsü Şekil-3’teki gibidir,
yani tıpkı tek parti iktidarları gibi kurulur ve sona
ererler.
Koalisyonlar kurulmalarının kararlaştırılma
zamanına göre de iki çeşittir. Bazı koalisyonlara
seçimlerden önce karar verilerek bazı partiler bir
koalisyon halinde seçime tek parti imiş gibi girerD emok rasilerd e Koalisy on
ler. Diğer halde ise seçimden sonra hükümet kurabilmek için iki ya da daha fazla parti anlaşırlar.
Koalisyonların Avantajları
Oluşturulacak hükümet programı daha geniş
bir temsile imkan verir. Çünkü farklı ideolojik fikir
temeline dayanan partiler yasamaya dönüşecek
politikaları oluşturabilmek için uzlaşma sağlamak zorundadır. Bunun yanı sıra politikaların seçmenler tarafından daha etkin gözetlenmesi de
sağlanır ki bu da demokrasi açısından daha geniş katılım demektir. Koalisyonun küçük ortakları
başka türlü gündeme taşıyamayacakları konuları
gündeme getirebilirler, tartışmalı hususların yasalaşmasını güçleştirebilir ya da geciktirebilirler.
Şekil-3: Koalisyonların Kurulma Döngüsü
Koalisyon
Hükümeti
Kurulması
Koalisyon
Yönetimi
Seçimler
Hükümetin
Sona
Ermesi
27
Hukuk Etik Siyaset Araştırmaları
Koalisyona karşı çıkanlar olsa da, bir koalisyon
hükümetinin kurulamaması halinde koalisyon
dışında kalan tutucu bir azınlık hükümeti gibi
seçenekler daha da olumsuz olabilir. Bu olumsuzluk ise böyle bir azınlık hükümetini kuracak
siyasi partiye oy vermemiş olan seçmenlerin arzularının hilafına politikalar oluşturulmasına yol
açabilecektir. İşte bu nedenle uzlaşıya dayalı bir
koalisyon, hem bir azınlık hükümetinden daha
demokratiktir, hem de çoğunluğun hükümet dışında bırakılarak azınlığın tahakküm kurabileceği
meşruiyeti düşük bir hükümet kurulmasını önlemek açısından bir gerekliliktir. Dolayısıyla koalisyon hükümetleri hem daha demokratiktir hem
de meşruiyetleri daha yüksektir.26
Koalisyon iktidarları dönemlerinde, fahiş hatalar yapılmaz. Yanlışta ısrar etme ve yanlışı dayatma imkanı yoktur. Siyasal liderler daha demokratik ve uzlaşmacı davranmak zorundadırlar. Bu
yönüyle koalisyonlar siyasal uzlaşmaya ve uzlaşma kültürüne önemli katkılarda bulunur. Siyasal
partilerin olumlu anlamda birbirini anlamasını ve
birbirlerinden etkilenmesini sağlar. Uzlaşma kültürünü güçlendirdiği için koalisyonların parti içi
demokrasiye de olumlu etkileri olur.
Koalisyonlar toplumdaki kutuplaşmayı azaltır,
işbirliğini zaruri kılar, farklı kesimlerin birbirlerini
anlamasına ve empati yapmasına imkân hazırlar.
Toplumsal barışın sağlanması, toplumsal gerilimin düşürülmesi ve uzlaşı kültürünün yerleşmesi
bireylere ve toplumsal kesimlere pozitif katkıda
bulunur. Koalisyon hükümetleri sayesinde, İtalya’da da olduğu gibi pek çok örnekte terör ve şiddet olaylarında azalma görülmüş, ekonomik ve
toplumsal sorunlarda çözüme gitme imkânları
yakalanmıştır.
Koalisyonlarda farklı siyasi görüş ve anlayıştaki kesimleri temsil eden partiler uzlaşacağı için
uzlaşı zemini evrensel doğrular ve hukuk ekseninde olmak zorundadır. Bu durum evrensel hukuk, insan hakları gibi değerlerin yerleşmesini,
28
Koalisyon iktidarları dönemlerinde, fahiş
hatalar yapılmaz. Yanlışta ısrar etme ve yanlışı dayatma imkanı yoktur. Siyasal liderler
daha demokratik ve uzlaşmacı davranmak
zorundadırlar. Bu yönüyle koalisyonlar siyasal uzlaşmaya ve uzlaşma kültürüne önemli
katkılarda bulunur. Siyasi partilerin olumlu
anlamda birbirini anlamasını ve birbirlerinden etkilenmesini sağlar. Uzlaşma kültürünü
güçlendirdiği için koalisyonların parti içi
demokrasiye de olumlu etkileri olur.
güçlenmesini sağlar. Koalisyonlar düşünce zenginliği ve fikri üretkenliğe dinamizm kazandırır.
Koalisyonları hakim olduğu yönetimlerde güç
ve iktidar değil hukuk ve haklar öncelikli olur.
Koalisyon hükümetlerinde ayrımcılık, toplumsal linç, nefret söylemi gibi güç zehirlenmesinden kaynaklanan antidemokratik uygulamalara
rastlanmaz. Siyasetin ve medyanın dili ayrıştırıcı
değil uzlaştırıcı, dışlayıcı değil birleştirici olur. Bu
da topluma ve toplumsal barışa yansır. İdeolojik,
etnik, dini farklılıklar bir kenara bırakılır ve ortak
değerler öne çıkarılır. Koalisyon hükümetleri yozlaşma ve kayırmacılığı engeller, objektif, liyakate
dayalı personel istihdamına imkân verir
Koalisyonların Dezavantajları
İdeoloji ve fikir ayrılıkları ve aykırılıkları koalisyon hükümetlerini kırılgan ve zayıf kılar. Eğer
siyasi partiler belirli politikalar konusunda değişkenlik gösteremeyecek kadar tutucu iseler,
birbirleriyle süreklilik arz eden uyuşmazlıklar
nedeniyle hızlı kararlar veremezler ve hüküme26. Mairead Finley (2012) Discuss the Advantages and Disadvantages of Coalition Governments, http://www.peterjepson.com/law/UK-4%20Finley.
pdf (21.06.2015).
D emok rasilerd e Koalisy on
Hukuk Etik Siyaset Araştırmaları
tin çalışması zorlaşır. Koalisyonu oluşturan partilerden birinin söylemlerinden taviz vermesi ya
da söylemini tamamen terk etmesi gerekebilir ki
bu durumda seçmenlerine karşı inandırıcılığını
yitirir, parti içerisinde ayrışmalara neden olabilir
ve tekrar seçilebilme konusunda problemler yaşayabilir.
Koalisyon hükümetlerinin popülaritesini yitirme hızı tek parti hükümetlerine oranla çok daha
hızlı gerçekleşir ve seçmen süratli bir şekilde tek
parti hükümeti arzulamaya başlar. Bunun altında
yatan nedenler araştırıldığında da seçmenin koalisyon hükümetlerinin zayıf, zor karar verebilen,
politikaları net olmayan yönlerinden rahatsız ol-
duğu ve bu nedenle de hükümete güvensizliğin,
otorite tesis edemediği inancının ve eleştirisinin
yaygın olduğu görülür.
Bunlara ilaveten koalisyonların küçük ortaklarının mali portreleri zayıf olduğundan üyelerinin
iktidardan beklentilerini karşılayabilme, yani onları etkin pozisyonlara yerleştirebilme yeterliliklerinin zayıf olmasıdır. Bu da koalisyonların küçük
ortaklarında genellikle ya aşırı özgüven eksikliği
ortaya çıkmasına ya da altı doldurulamayacak
aşırı özgüven sergilenmesine yol açabilir. Bu nedenle uygulamaya koymaya geldiğinde koalisyonlardaki küçük partilerin politikaları gerçekçi
olmaz, olamaz.
Koalisyonlar toplumdaki kutuplaşmayı azaltır, işbirliğini zaruri kılar, farklı kesimlerin birbirlerini anlamasına ve empati yapmasına imkan hazırlar. Toplumsal barışın sağlanması, toplumsal gerilimin düşürülmesi ve uzlaşı kültürünün yerleşmesi bireylere ve toplumsal kesimlere
pozitif katkıda bulunur.
D emok rasilerd e Koalisy on
29
Hukuk Etik Siyaset Araştırmaları
Koalisyonlarda farklı siyasi görüş ve anlayıştaki kesimleri temsil eden partiler uzlaşacağı
için uzlaşı zemini evrensel doğrular ve hukuk ekseninde olmak zorundadır. Bu durum
evrensel hukuk, insan hakları gibi değerlerin
yerleşmesini, güçlenmesini sağlar. Koalisyonlar düşünce zenginliği ve fikri üretkenliğe dinamizm kazandırır.
Koalisyonların handikaplarından bir diğeri de
üzerinde uzlaşılan hükümet programına, ortak
partilerden uzlaşılmamış konuların eklenmesi
taleplerinin gelme olasılığının yüksek olmasıdır.
Seçmen baskısıyla koalisyon ortağı partiler, hükümet programında değişikliğe gidilmesini zorlayabilirler.27
Koalisyonun küçük partiler açısından bir diğer
dezavantajı da koalisyonun günah keçisi olabilmesi potansiyelidir. Zira hızlı hareket edemeyen
koalisyon hükümetlerinde bu yavaşlığın faturası genellikle politikaların uygulanmasında ayak
bağı olarak görülen küçük ortaklara kesilir. Etkinliği azalan hükümete duyulan güvensizlik ve
kızgınlık zamanla artar.
Koalisyon fikrini o kadar ileri de götürenler
vardır ki yalnızca ülke demokrasilerinde değil
dünyadaki problemlerin çözümü için bir Dünya
Koalisyon Hükümeti kurulması düşünülebilmektedir. Bu fikri ortaya atan Zhang’a göre bir ülkede iktidara gelen bir siyasi partinin liderliği ya da
üstün lideri ya da bizzat bu partinin kendisi yasama, yargı ve yürütme sistemini gerçekten çok
27. Mairead Finley (2012) a.g.e.
28. Shaohua Zhang (t.y.) My Ideals of A World Coalition Government, http://
www.opgc.net/MIAWCG20.html (E.T. 18.06.2015).
29. Ufuk Yener (2009) Nispi Temsil-Çoğunluk Sistemi Tartışmaları Üzerine Bir
Görüş, http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=34944 (E.T.
07.07.2015).
30
kısa bir zamanda totaliter bir yönetime dönüştürebilmektedir. Tarihi gerçekler bize bu konuda
ders alınacak birçok örnek sunmaktadır. Bu nedenle globalleşme çağında yasama, yargı ve yürütmenin kendi mecrasında kalabilmesini temin
edebilmek ve aynı zamanda tiranlık, totaliterlik
ve bürokratizmin en ufak şekilde de olsa neşet
etmesini önleyebilmek için bir Dünya Koalisyon
Hükümeti’ne ihtiyaç bulunmaktadır.28
Tek Parti Çoğunluk İktidarının
Avantajları ve Dezavantajları
Tek parti iktidarları genellikle iki partinin
çok güçlü olduğu ve çoğunluğun oyunu alamayan küçük partilerin etkisizleştiği sistemlerdir. Bu sistemlerde istikrara önem verildiği
ancak adalet tesisinde problemlerle karşılaşıldığı bilinmektedir. Buna karşılık barajı aşabilen tüm partilerin parlamentoda temsil edilebildiği nispi temsil sisteminde ise adalet daha
iyi sağlanırken istikrar konusunda problemler
yaşanabilmektedir.
Avantajları:
1.Kurulan hükümetler istikrarlıdır.
2.Uygulanması basit ve kolaydır.
3.Çoğunluk sisteminde seçmenler kendi
çevrelerinin adaylarını daha yakından
tanıma fırsatı bulurlar. Yani aday ile seçmenler arasında kopukluk söz konusu
olmaz.
Dezavantajları:
1.Adil değildir. Ülke genelinde oyların tamamını elde etmediği için oy vermeyen
seçmeni temsil yeteneği zayıftır ya da
yoktur.
2.İki partili bir siyasal sistemi ortaya çıkarır
ve marjinal partilerin ortaya çıkmasını
engeller.29
D emok rasilerd e Koalisy on
4. BÖLÜM
ULUSLARARASI ENDEKSLERE GÖRE
G20 ÜLKELERİ ARASINDA TÜRKİYE
Bir hükümetin performansı değerlendirilirken
en önemli ve etkili olmakla birlikte tek gösterge
ekonomi değildir. Dünya ülkelerinin performansını ölçen pek çok endeks bulunmaktadır. Bu endekslerin pek çoğu zaman serileri şeklinde yıllara
göre ülkelerin alandaki performansını pek çok
kaynağa başvurarak ölçmektedirler. Bu çalışmada
ülkelerin farklı alanlardaki dünya sıralamalarını
ölçen çeşitli endeksler kullanılmış olup Tablo-5’te
gösterilmiştir. Bu endekslerin hangi konuları ele
aldığı ve ülkeleri nasıl değerlendirdiği konusunda bir fikir edinebilmek için Tablo-5’te kısa birer
açıklama yapılmış olup bunlardan Dünya Bankası Yönetim Endeksinin (World Governance Index)
altı göstergesinin daha detaylı açıklaması aşağıda sunulmuştur. Diğer endekslerin açıklamalarına web sayfalarından ulaşılabilir.
Dünya Bankası “Yönetişim Konuları”
Kamu yönetimi alanında idarenin iyi ya da
kötü işleyişinin gelişmeye etkisi ile alakalı olarak
Dünya Bankası tarafından yayımlanan Dünya Yönetişim Göstergeleri (World Governance Indicators) endeksi çerçevesinde Kaufmann, Kraay ve
Zoido-Lobaton tarafından hazırlanan “Yönetişim
Konuları” (Governance Matters) çalışmasında endeksin toplam altı değişik göstergeden oluştuğu
açıklanmıştır.
1996-2012 yılları arasındaki verilerden elde
edilen bu göstergeler şunlardır:
• Katılım ve hesap verebilirlik (voice and accountability)
D emok rasilerd e Koalisy on
• Siyasi istikrarsızlık ve şiddet/terör olmaması
(political instability and absence of violence/terrorism)
• Hükümetin etkinliği (government effectiveness)
• Düzenleyici sorumluluk (regulatory burden)
• Hukukun üstünlüğü (rule of law)
• Yolsuzluğun kontrolü (control of corruption - graft)
a. Katılım ve Hesap Verebilirlik (Voice and Accountability)
Politik süreçler, bireysel özgürlükler ve siyasi
haklar başlıkları altındaki üç husus çerçevesinde
vatandaşların ülkeyi yönetecek hükümetlerin
seçilmesine katılım derecesini ölçmektedir. Bu
kategori içerisinde ayrıca yöneticilerin gözetlenmesi ve denetlenmesi ve faaliyetlerinden hesap
vermelerinin sağlanması görevini yapan medyanın bağımsızlığı da yer almaktadır.
b.Siyasi İstikrar ve Şiddet/Terör Olmaması
(Political Instability and Absence of Violence/Terrorism)
Bu endekste hükümetin anayasaya aykırı ya
da şiddet içeren yöntemlerle istikrarsızlaştırılabilmesi ve düşürülebilmesi ihtimali konusundaki
çeşitli algı göstergeleri ölçülmektedir. Bu endeks,
bir ülkedeki hükümetin kalitesinin hükümet yönetiminde değişikliği zorlama, yalnızca hükümet
politikalarının sürdürülmesinin doğrudan engel-
31
32
2006-2014
2006-2015
Legatum Prosperity
Index (LPI-SC)
Legatum Prosperity
Index (LPI-Gov)
Safety / Security Index
(LPI-SSI)
Economy Index (LPI-EI)
Toplumsal Gelişmişlik Endeksi (Social Capital)
İyi Yönetim Endeksi (Governance)
Güvenlik Endeksi (Safety &
Security Index)
Ekonomi Endeksi (Economy
Index)
Demokrasi Endeksi (Democ- Freedom House World
racy Index)
Audit Index (FH-WAI/DI)
Kırılgan Ülkeler Endeksi
(Fragile States Index)
9
12
13
14
11
10
Fund for Peace Fragile
States Index (FFP-FSI)
2009-2011
2012-2014
World Justice Project
(WJP-RoL)
Hukukun Üstünlüğü (Rule
of Law)
8
7
6
2009-2011
2012-2014
2009-2011
2012-2014
2009-2011
2012-2014
2014-2015
1996-2013
1996-2013
1996-2013
World Governance Index
(WGI-RB)
World Governance Index
(WGI-CoC)
World Governance Index
(WGI-RoL)
5
4
Düzenleyici Sorumluluk
(Regulatory Burden)
Yolsuzluğun Kontrolü (Control of Corruption)
Hukukun Üstünlüğü (Rule
of Law)
1996-2013
World Governance Index
(WGI-PINVT)
1996-2013
1996-2013
1980-2013
YIL
ARALIĞI
World Governance Index
(WGI-VA)
Human Development
Index (UNDP-HDI)
KAYNAK
World Governance Index
(WGI-GE)
Siyasal Katılım ve Hesap
Verebilirlik (Voice & Accountability)
Siyasi İstikrar ve Şiddet/Terör
Olmaması (Political
Stability- Absence of Violence/Terrorism)
İnsani Gelişmişlik Endeksi
ENDEKS
Hükümetin Etkinliği (Government Effectiveness)
3
2
1
SIRA
178
210
110
142
110
142
110
142
110
142
102
215
215
215
215
215
215
187
ÜLKE
SAYISI
AÇIKLAMA
Kamu hizmetlerinin kalitesi ile bu hizmetlerin siyasi baskıdan uzak olması, kaliteli politikalar geliştirilip bunların uygulanması ve iktidarın bu politikaların yürütülmesi konusundaki hükümetin
kararlılığını yansıtır.
Hükümetin özel sektörün işlemesine ve gelişmesine olanak sağlayacak politikalar ve düzenlemeler yapma ve uygulama yeteneği konusundaki algıları yansıtır.
Devletin elitler ve özel çıkarlar için ele geçirilmesi de dahil Kamu gücünün, adi ya da nitelikli
büyük yolsuzluk olayları gerçekleştirmek için kullanılma derecesini yansıtır.
Kamu görevlilerinin toplumun kurallarına güvenme ve bunlara uyma ile özellikle sözleşmelerin
uygulanmasının sağlanması derecesi konusundaki algıları yansıtır.
Ülkelerin hukukun üstünlüğüne uygulamada uyma derecelerini aşağıdaki 8 faktör açısından
değerlendirmek üzere oluşturulan bir değerlendirme aracıdır:
1. İktidar Gücünün Sınırlandırılması; 2. Yolsuzluğun Olmaması; 3. Şeffaf Hükümet; 4. Temel Haklar; 5. Asayiş ve Güvenlik; 6. Düzenlemeleri Uygulatma (Regulatory Enforcement); 7. Sözleşme
Hukuku (Civil Justice) Adaleti; 8. Ceza Adaleti (Criminal Justice)
İnsanların birbirlerine duydukları güven sonucu oluşturdukları sosyal ağlar ve uyum bir ülkenin
refahına doğrudan etki eder. Bu endeks iki sahada ülkelerin performansını ölçmektedir: Sosyal
uyum ve ilişkiler ile sosyal ağlar ve aile bağları.
Ülkelerin performansını etkili ve hesap verebilir bir hükümet, serbest seçimler ve siyasi katılım ile
hukukun üstünlüğü açısından ölçülmektedir.
Kişi ve devlet güvenliğine yönelik tehditler gelir ve toplumsal refahı tehlikeye sokar. Bu endeks
ülkelerin milli güvenlik ve kişi güvenliğini sağlama konusundaki performanslarını ölçer.
Sağlıklı ve istikrarlı ekonomik temeller kişi başına düşen geliri ve toplamda iyiliği arttırır. Bu
endeks makroekonomik politikalar, ekonomik tatmin ve beklentiler, istikrarlı büyüme ile finansal
sektörün etkin olması konusunda ülkelerin performansını ölçmektedir.
Her ülke siyasi haklar (P) ve bireysel özgürlükler (C) açısından 1’den 7’ye bir ölçekle değerlendirilmektedir.
12 sosyal, ekonomik ve siyasi göstergenin değerlendirilmesi sonucu ülkelerin etkilenme dereceleri ile bu etkilerin ne zaman ülkeleri kırılmanın eşiğine getirebileceği konusundaki sıralamaları
ortaya konulur: Sosyal Göstergeler: 1. Nüfus baskısı; 2. Göçmenler ve yurtlarından edilmiş insanlar; 3. Toplumsal çatışma; 4. Dışarıya İnsan ve Beyin Göçü; Ekonomik Göstergeler: 5. Düzensiz
Ekonomik Gelişme; 6. Fakirlik ve Ekonomik Çöküntü; Siyasi ve Askeri Göstergeler: 7. Devlet
Meşruiyeti; 8. Kamu Hizmetleri; 9. İnsan Hakları ve Hukukun Üstünlüğü; 10. Güvenlik Teşkilatı; 11.
Elitlerin Gruplaşması; 12. Dış Müdahale
Hükümetin, Anayasaya aykırı ya da siyasi amaçlı şiddet ve terör eylemlerini de içerecek şekilde
her türlü şiddet kullanılarak yıkılabilme olasılığı konusundaki algıları yansıtır.
Vatandaşların hükümetin seçilmesine katılabilme olanağı ile, ifade hürriyeti, örgütlenme hürriyeti ve basın özgürlüğü konusundaki algıları yansıtır.
İnsani gelişmişliğin temel üç boyutta (uzun ve sağlıklı bir yaşam, bilgi düzeyi ve onurlu bir
yaşantı) gerçekleştirilebilme ortalamasını ölçer.
Tablo-5: Çalışmada Kullanılan Endeksler
Hukuk Etik Siyaset Araştırmaları
D emok rasilerd e Koalisy on
Hukuk Etik Siyaset Araştırmaları
lenmesiyle kalmayıp aynı zamanda daha derinlerde yatan vatandaşların hükümet edenleri seçme ve bunları değiştirme yeteneğini zayıflatan
muhtemel tehlikelerin varlığını ele almaktadır.
c. Hükümetin Etkinliği (Government Effectiveness)
Bu endeks hükümetin sağlıklı politika yapabilme ve bu politikaları uygulayabilme yeteneği
konusundaki göstergeleri ölçmektedir. Hükümetin iyi politikalar üretmesi ve uygulaması konusundaki girdileri değerlendiren Hükümetin
Etkinliği Endeksi altında kamu hizmeti sağlanma
kalitesi, bürokrasi kalitesi, memurların yeterliliği,
kamu hizmetinin siyasi baskılardan bağımsızlığı
ve hükümetin oluşturduğu politikaları herkese
eşit uygulama kararlılığı ölçülmektedir.
ç. Düzenleyici Sorumluluk (Regulatory
Burden)
Düzenleyici sorumluluk ise bizzat politikaların kendilerine yoğunlaşmaktadır. Bu endeks,
dış ticaret ve iş geliştirme gibi alanlardaki aşkın
düzenlemelerin zorladığı algıların yanı sıra fiyat
kontrolü ya da yetersiz banka denetimleri gibi
serbest pazar dostu olamayan politikalara karşı
tedbirlerin ölçülmesini içermektedir.
e.Yolsuzluk Kontrolü (Control of Corruption-Graft)
Bu endeks yolsuzluk algısını ölçmektedir. Diğer endekslerden farklı olarak bu gösterge geleneksel yolsuzluk tanımına müracaat edilerek
kolayca ölçülebilmektedir. Buna göre yolsuzluk;
kamu gücünün şahsi menfaat için kullanılmasıdır. Bu doğrudan bakışa rağmen yolsuzluğun
çeşitli yönleri farklı parametrelerle ölçülerek farklılıklar ortaya konabilmektedir. Bu parametreler
işleri görmek için fazladan para sızdırmadan, iş
dünyasındaki yolsuzluklara kadar çok çeşitli görünümlere bürünebilmektedir. Yolsuzluğun varlığı genellikle yolsuzlaştıran (çoğu zaman bir özel
şahıs) ile yolsuzlaştırılan (çoğu zaman bir kamu
görevlisi) tarafından, bunlar arasındaki ilişkileri
düzenleyen yürürlükteki kurallara saygı gösterilmeyerek düzenin bozulması yoluyla ortaya çıkar.30
Bu endeksteki yönetişim ölçütlerinin aritmetik ortalamaya (mean) sahip olduğu varsayılarak
sıfırın üzerindeki her artış yönetişimin iyileştiğine, bunun altına düşen her seviye de kötüleştiğine işaret etmektedir.
Son iki grup endeks vatandaşların ve devletin,
bunlar arasındaki ilişkileri düzenleyen kurumlara
saygısını özetlemektedir.
d. Hukukun Üstünlüğü (The Rule of Law)
Bu endekste, görevlilerin, hukuk kurallarına
güveni ve bu kurallara uyum düzeyi ölçülmektedir. Buradaki göstergeler içerisinde şiddet içeren ve içermeyen suçlar, yargının etkililiği ve güvenilirliği ve sözleşmelerin uygulanabilirliği yer
almaktadır. Bu göstergeler birlikte bir toplumun
adil ve öngörülebilir kurallar ekonomik ve sosyal
ilişkilerin temelini teşkil ederler.
30. Danial Kaufmann, Aart Kraay ve Pablo Zoido (1999) Governance Matters,
Policy Research Working Papder, The World Bank.
D emok rasilerd e Koalisy on
33
Hukuk Etik Siyaset Araştırmaları
14 Uluslararası Endekste G20 Ülkeleri ve Hükümet Oluşumunun Etkisi
1. İnsani Gelişmişlik Endeksi (Human Development Index) (UNDP-HDI)
Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) tarafından hazırlanan endeks ülkeleri insani gelişmişliğin üç temel boyutuna verilen puanların ortalaması alınarak hesaplanması ile oluşturulmaktadır. Üç
temel boyut şunlardan oluşmaktadır:
i. Uzun ve sağlıklı bir yaşam,
ii. Bilgi düzeyi,
iii. Onurlu bir yaşantı gerçekleştirilebilme.
Bu endeks yaşam kalitesi konusunda önemli bilgiler sunmaktadır. Bu endekste Türkiye, Hindistan,
Endonezya, Çin, Brezilya ve Meksika gibi nüfusu aşırı kalabalık ülkelerle, ayrımcı beyaz rejimden göreceli olarak yeni kurtulmuş olan Güney Afrika’nın önünde, ancak Rusya’nın gerisinde kalmıştır. Brezilya,
Meksika, Çin ve Rusya ile birlikte yüksek insani gelişmişlik grubunda yer alırken Arjantin-Avustralya ile
bunların arasında kalan diğer ülkeler çok yüksek insani gelişmişlik grubunda yer almaktadır. Endonezya, Güney Afrika ve Hindistan ise orta gelişmişlik grubunda yer almaktadır. Türkiye, muasır medeniyet
seviyesine gelmek için biraz daha mesafe katetmelidir..
Grafik-11: 2013 Yılı G20 Ülkelerinde İnsani Gelişmişlik
1,0
0,9
0,8
0,7
0,6
0,5
0,4
0,3
0,2
34
(K)
tan
dis
a (D
)
Hin
(K)
Gü
ne
yA
frik
zya
D)
ne
do
Çin
(
En
yK
ore
(T)
Jap
on
ya
(K )
Fra
nsa
(K)
İta
lya
Su
(K)
ud
iA
rab
ista
n(
D)
Arj
an
tin
(K)
Ru
sya
(T)
Tü
rk i
ye
(T)
Me
ksi
ka
(D)
Bre
zily
a (K
)
T)
re
(
ne
Gü
da
İng
ilte
(T)
)
na
Ka
ny
a (K
D)
D(
AB
Alm
a
Av
u
str
aly
a (K
0
)
0,1
D emok rasilerd e Koalisy on
Hukuk Etik Siyaset Araştırmaları
2. Siyasal Katılım ve Hesap Verebilirlik (Voice & Accountability) (WGI-VA)
Dünya Bankası tarafından hazırlanan Dünya Yönetişim Göstergeleri içerisinde yer alan bu endeks
vatandaşların hükümetin seçilmesine katılabilme olanağı ile ifade hürriyeti, örgütlenme hürriyeti ve
basın özgürlüğü konusundaki algıları yansıtmaktadır.
Bu endeks, G20 ülkelerinden ileri demokrasiye sahip olanlarla olmayanları net bir şekilde sıralamış
olup, bu sıralaman demokratik kurumların istikrarlı işletilmesi ve sürdürülmesi açısından önemli bir
gösterge ortaya koymaktadır. Grafik-12’deki ülkelerin sıralamasından da görülebileceği gibi hükümetlerin tek parti, koalisyon ya da başkanlık olmasının bir önemi bulunmazken, demokratik temsile imkân
vermeyen monarşi olan Suudi Arabistan’ın bu göstergenin en düşük değerine sahip olması tesadüf değildir. Türkiye’nin de önümüzdeki koalisyon ihtimalini bir kazanca dönüştürerek demokrasisini güçlendirmesi gerekir. Yaklaşık 70 yıllık inişli çıkışlı demokrasi tecrübesine dayanarak Türkiye bunu başarabilir.
Grafik-12: Dünya Yönetişim Göstergeleri Siyasal Katılım ve Hesap Verebilirlik
2012-2013 Ortalaması G20 Ülkeleri Sıralaması
100
80
60
40
T: Tek Parti Çoğunluk Hükümeti
D emok rasilerd e Koalisy on
K: Koalisyon Hükümeti
Çin
(D)
S. A
rab
ista
n(
D)
)
D(
D)
Jap
on
ya
(K)
İta
lya
(K)
G.
Ko
re
(T)
G.
Afr
ika
(D)
Bre
zily
a (K
)
Hin
dis
tan
(K)
Arj
an
tin
(K)
Me
ksi
ka
(D)
En
do
ne
zya
(K)
Tü
rk i
ye
(T)
Ru
sya
(T)
AB
sa
(K
T)
Fra
n
re
(
)
İng
ilte
an
ya
(K
Alm
da
)
na
Ka
Av
u
str
aly
a (K
0
(T)
20
D: Diğer
35
Hukuk Etik Siyaset Araştırmaları
3. Siyasi İstikrar ve Şiddet/Terör Olmaması (World Governance Index - Political Stability and Absence of Violence/Terrorism) (WGI-PINVT)
Dünya Bankasının yayımladığı Dünya Yönetişim Göstergelerinin altı endeksinden birisi olan Siyasi
İstikrar ve Şiddet/Terör Olmaması endeksi hükümetin, Anayasaya aykırı ya da siyasi amaçlı şiddet ve
terör eylemlerini de içerecek şekilde her türlü şiddet kullanılarak yıkılabilme olasılığı konusundaki algıları yansıtır. Endeks, 0-100 aralığında, 0 istikrarsız ve 100 en istikrarlı olacak şekilde ülkeleri puanlayarak
sıralamaktadır.
Grafik-13, Türkiye’nin Kürt, Hindistan’ın Kaşmir, Rusya’nın Ukrayna meselesi ve değişik etnik gruplarla mücadelesi, Meksika’nın kartelleşmiş uyuşturucu mafyaları gibi hükümetleri istikrarsızlaştıran şiddet
ve terör olaylarının yaygın olması gibi nedenlerle bu ülkeleri alt sıralarda göstermektedir. Türkiye’nin
süratle terör olaylarının büyük çoğunluğunun altında yatan temel neden olan Kürt sorununu nihayete
erdirirken, istikrarlı hükümetler kurarak demokrasisini güçlendirmesi gerekmektedir.
Grafik-13’te de hükümeti oluşturan kompozisyonların sonuçlar üzerinde bir etkisini görebilmek mümkün değildir.
Grafik-13: G20 Ülkeleri 2013-2014 Siyasi İstikrar ve Şiddet/Terör Olmaması
100,00
Hindistan (K)
Türkiye (T)
Rusya (T)
Meksika (D)
Çin (D)
Fransa (K)
ABD (D)
İngiltere (T)
Arjantin (K)
Brezilya (K)
Endonezya (K)
10,00
S. Arabistan (D)
20,00
G. Afrika (D)
30,00
2013
G. Kore (T)
40,00
2012
İtalya (K)
50,00
Almanya (K)
60,00
Japonya (K)
70,00
Avustralya (K)
80,00
Kanada (T)
90,00
0,00
36
D emok rasilerd e Koalisy on
Hukuk Etik Siyaset Araştırmaları
4. Hükümetin Etkinliği (Government Effectiveness) (WGI-GE)
Dünya Bankasının yayımladığı Dünya Yönetişim Göstergelerinden bir diğeri olan Hükümetin Etkinliği (Government Effectiveness) (WGI-GE) endeksi, kamu hizmetlerinin kalitesi ile bu hizmetlerin siyasi
baskıdan uzak olması, kaliteli politikalar geliştirilip bunların uygulanması ve iktidarın bu politikaların
yürütülmesi konusundaki hükümetin kararlılığını yansıtır.
Endeks, istikrarlı hükümetlere ve yönetim sistemlerine sahip olan demokratik ülkelerin hükümet
etmedeki etkinliklerinin de iyi olduğunu, yine bunların kabine kompozisyonlarına bakılmaksızın etkili olduğunu göstermektedir. Bu, Türkiye’nin göreceli olarak iyi olduğu endekslerdendir. Hükümetin
etkinliği konusunda Türkiye medyan ülke konumundadır. Hükümeti Türkiye’den daha etkin 9 ülke varken, Türkiye de geriye kalan 9 ülkeden daha etkin bir ülke yönetimi sergilemiştir. Bunu tek partinin
çoğunluğu sağlamasına bağlamak gerekir. Ancak, Grafik-14’teki ülkelere bakıldığında Türkiye’den daha
etkin yönetim sergileyen ülkelerden 5 tanesi koalisyon; 3 tanesi Tek Parti çoğunluğu; 1 tanesi ise diğer
(Başkanlık sistemi) hükümet oluşumuna sahiptir. Bu açıdan bakıldığında koalisyonların etkin hükümet
etmeye olumsuz bir etkisi ortaya çıkmamaktadır. Buna karşılık etkin yönetim konusunda Türkiye’den
daha zayıf olan ülkelerin 4 tanesi Koalisyon; 4 tanesi Diğer (Başkanlık, Monarşi, Emperyal Başkanlık,
Komünist Tek Parti); 1 tanesi ise Tek parti çoğunluğuna dayanan hükümete sahiptir. Bundan, diğer grubunda yer alan yönetimlerle koalisyonların zayıf hükümetlere sahip olduklarını çıkarmak mümkünse
de, ihtiyatlı davranmakta yarar bulunmaktadır. Kısaca Türkiye’nin etkin hükümet etme konusunda ortalamayı tutturduğu ancak hala gelişme sağlayabileceği alanlar bulunduğunu söylemek mümkündür.
Grafik-14: 2013-2014 Yıllarında G20 Ülkeleri Hükümetlerinin Etkinliği
100
2012
2013
90
80
70
60
50
40
30
20
10
T)
)
sya
(
Ru
ez y
a (K
(K)
En
d
on
nti
n
(K)
Arj
a
)
dis
tan
Hin
zily
a (K
(D)
Bre
Çin
ksi
ka
(D)
S. A
rab
ista
n(
D)
a (D
)
Me
(T)
Afr
ik
G.
iye
(K)
Tü
rk
lya
İta
T)
re
(
Ko
(K)
G.
sa
D)
Fra
n
D(
T)
D emok rasilerd e Koalisy on
AB
re
(
)
İng
ilte
)
on
ya
(K
Jap
an
ya
(K
Alm
lya
str
a
Av
u
Ka
na
da
(T)
(K)
0
37
Hukuk Etik Siyaset Araştırmaları
5. Düzenleyici Sorumluluk (Regulatory Burden) (WGI-RB)
Dünya Bankasının yayımladığı Dünya Yönetişim Göstergeleri arasındaki Düzenleyici Sorumluluk
(Regulatory Burden), hükümetlerin özel sektörün işlemesine ve gelişmesine olanak sağlayacak politikalar ve düzenlemeler yapma ve uygulama yeteneği konusundaki algıları yansıtır.
Hükümetin, özel sektörün sağlıklı çalışmasını sağlayacak tutarlı ve etkin politikalar üretme konusunda da yukarıdaki hükümetin etkinliği konusunda olduğu gibi iyi bir noktada olduğu, 10 ülkenin
gerisinde kaldığı, sekiz ülkeden ise daha iyi düzenlemeler yaptığı anlaşılmaktadır. Gelişmiş ülkelerin
hükümet kompozisyonlarına bakılmaksızın liderliği göğüslediği, gelişmekte olan ülkelerin ise hala istikrar konusunda göreceli problemler yaşadığı anlaşılmaktadır. Türkiye hükümetin etkinliği endeksindeki G20 ülkeleri arasındaki medyan pozisyonunu bir sıra gerileyerek Meksika’ya bırakmış ise de her
iki ülkenin de gelişmiş büyük ekonomileri sıkı bir şekilde takip ettikleri anlaşılmaktadır. Tüm ülkelerin
Grafiğin her yerine koalisyon, tek parti çoğunluğu, ve diğer hükümet oluşumları ile dağıldıkları görülmektedir. Koalisyonların etkin düzenleyici politika üretmeye ve düzenleme yapmaya da olumsuz bir
etkisinin olmadığını söylemek yanlış olmayacaktır.
Grafik-15: 2012-2013 Yıllarında G20 Ülkeleri Hükümetlerinin Özel Sektörün
Çalışma ve Gelişmesini Sağlayacak Politika Üretme ve Düzenleme Yapma Kabiliyeti
100
90
80
70
60
50
40
30
20
10
38
tan
(K)
nti
n
(K)
Arj
a
(T)
Hin
dis
sya
(D)
Ru
Çin
(K)
)
zya
ne
do
En
D)
n(
zily
a (K
Bre
S. A
rab
ista
a (D
)
(T)
iye
Afr
ik
G.
Tü
rk
ka
(D)
(K)
ksi
Me
T)
re
(
lya
İta
)
Ko
G.
on
ya
(K
sa
(K)
Jap
D(
)
D)
Fra
n
AB
an
ya
(K
T)
re
(
Alm
(T)
da
İng
ilte
na
Ka
Av
u
str
aly
a (K
)
0
D emok rasilerd e Koalisy on
Hukuk Etik Siyaset Araştırmaları
6. Yolsuzluğun Kontrolü (Control of Corruption) (WGI-CoC)
Dünya Bankasının yayımladığı Dünya Yönetişim Göstergelerinden bir diğeri de Yolsuzluğun Kontrolü Endeksi'dir. Bu endeks, devlet(ler)in elitler tarafından ve özel çıkarlar için ele geçirilmesi de dahil
Kamu gücünün, küçük ya da nitelikli-büyük yolsuzluk olayları gerçekleştirmek için kullanılma derecesini yansıtır.
Bu endekse göre G20 ülkeleri arasında Türkiye yine ortanın üstünde başarı göstermiştir. İlk kez
İtalya Türkiye’nin gerisinde kalmıştır. Ancak adalet erki üzerindeki tartışmalar nedeniyle bu endeksin
sonuçlarına ileriki yıllarda bakılarak karar verilebilir. Bu veriyi geçerli kabul ederek Türkiye’nin yolsuzlukları kontrol konusunda hayli başarılı bir performans sergilediği, ancak hala aşması gereken önemli
mesafeler olduğu görünmektedir. %89 seviyesinde başarılı görünen Fransa’nın ötesine geçerek %90'ların üzerinde başarılı performans sergileyen Japonya seviyesine gelmesi beklenmelidir. Ancak yolsuzluklarla mücadelede etkinlik sağlanmadan ne demokrasinin ne de ekonominin kabul edilebilir seviyede bir istikrara kavuşması beklenemez.
Grafik-16: 2012-2013 Yıllarında G20 Ülkelerinin Yolsuzlukları Kontrol Altına Alma Sıralaması
100,00
90,00
80,00
70,00
60,00
50,00
40,00
30,00
20,00
10,00
D emok rasilerd e Koalisy on
(T)
sya
(K)
Ru
En
do
ne
zya
tan
(K)
(K)
dis
Hin
nti
n
Arj
a
ksi
ka
(D)
(D)
Me
Çin
(T )
lya
(K)
S. A
rab
ista
n(
D)
Bre
zily
a (K
)
G.
Afr
ika
(D)
İta
iye
T)
re
(
Tü
rk
Ko
AB
D(
D)
G.
Av
u
Ka
na
da
(T)
str
aly
a (K
)
Alm
an
ya
(K)
İng
ilte
re
(T)
Jap
on
ya
(K)
Fra
nsa
(K)
0,00
39
Hukuk Etik Siyaset Araştırmaları
7. Hukukun Üstünlüğü (Rule of Law) (WGI-RoL)
Dünya Bankasının yayımladığı Dünya Yönetişim Göstergelerinin sonuncusu Hukukun Üstünlüğü
Endeksidir. Kamu görevlilerinin toplumun kurallarına güvenme ve bunlara uyma ile özellikle sözleşmelerin uygulanmasının sağlanması derecesi konusundaki algıları yansıtır.
Türkiye, hukukun üstünlüğüne saygı konusunda G20 ülkelerinin üst dilimine girememiş, ortanın altında kalmıştır. 2001-2007 arasında gösterdiği performans 2007 yılından sonra durağanlaşmıştır. 2007
yılından sonra tüm ekonomik ve yapısal reformlar gibi hukukun üstünlüğü alanındaki pozitif gelişmeler durmuştur. Hükümetin etkinliği ve düzenleme yapma konusunda güçlü bir irade sergileyen Türkiye,
hukukun üstünlüğü konusunda 2012-2013 yıllarında hafif gerilemeye başlamıştır. Umulur ki önümüzdeki yıllarda bu endekslerde Türkiye’nin pozisyonu uygulanmayan yargı kararları, HSYK konusundaki
gelişmeler, hâkimlerin kararları nedeniyle tutuklanmaları ve basın özgürlüğü konusundaki olumsuz
gelişmeler nedeniyle çok daha büyük bir düşüş sergilemesin.
Grafik-17’deki verileri yayımlayan Dünya Bankası, Aralık 2014’te yayımladığı “Türkiye’nin Deneyimleri: Entegrasyon, Kapsama ve Kurumlar” (Turkey’s Transitions: Integration, Inclusion, Institutions)”31 isimli
raporunda, durumun daha da kötüye gideceğinin sinyalini vermektedir. Raporda; 2007 yılına kadar
Grafik-17: 2012-2013 Yıllarında G20 Ülkelerinin Hukukun Üstünlüğü Sıralaması
100,00
2012
2013
90,00
80,00
70,00
60,00
50,00
40,00
30,00
20,00
(T)
sya
(K )
Ru
nti
n
(K)
Arj
a
zya
(D)
ne
ka
do
ksi
En
)
(D)
Me
Çin
zily
a (K
Bre
tan
(K)
(T)
dis
iye
Hin
a (D
)
Tü
rk
D)
Afr
ik
n(
G.
ista
(K)
S. A
rab
İta
lya
T)
)
re
(
Ko
G.
on
ya
(K
sa
(K)
Jap
Fra
n
)
D(
D)
AB
ny
a (K
T)
re
(
Alm
a
da
İng
ilte
(K)
na
Ka
Av
u
str
a
lya
0,00
(T)
10,00
31. World Bank, (2014) Turkey’s Transitions:Integration, Inclusion, Institutions, s.ix ve s.257 (Grafik), http://www-wds.worldbank.org/external/default/WDSContentServer/WDSP/IB/2014/12/04/000470435_20141204124514/Rendered/PDF/905090v20ESW0w0ip0final0print0nov29.pdf (E.T. 11.07.2015).
40
D emok rasilerd e Koalisy on
Hukuk Etik Siyaset Araştırmaları
Grafik-18: Institutional reforms have slowed since the mid-2000s
15
10
5
Pre-Crisis
OECD PMR
Doing Business
Distance to Frontier
Voice and
Accountability
Rule of Law
-10
Regulatory
Quality
-5
Goverment
Effectiveness
0
Control of
Corruption
Improvements Indicators
20
Post-Crisis
Source: WGI, Doing Business, OECD
Note: Pre-crisis refers to 2001-2007 for WGI, 2004-2007 for Doing Business, and 2003-2008 for Product Market Regulation
(PMR); post crisis refers to 2008-2012 for WGI and Doing Business and 2008-2013 for PMR.
Doing Business indicators are calculated based on the 2014 release. From the 2015 release onwards, a change has been
introduced in the methodology and “distance to the frontier” measures for 2015 are not comparable across time.
Türkiye’nin hem ulusal hem de uluslararası piyasaların entegrasyonu ve buluşması konusunda
çok başarılı politikalar izlediği, bu tarihten sonra bir durgunluğun başladığı, bu döneme kadar
elde edilen kazanımlarla birlikte artan zenginleşmenin kurumsal bir temele oturtulamadığı ve reformlara devam edilmediği için uluslararası piyasalardaki yıkıcı rekabet koşulları nedeniyle “orta
gelir tuzağı” riskinin ortaya çıktığı ifade edilmektedir. Bu risklerin üstesinden gelinebilmesi ve
Türkiye’nin büyük ekonomiye dönüşebilmesi için
hukukun üstünlüğü ve kamuda hesap verebilirlik
ile şeffaflığın gerçekleştirilmesine, inovasyon ve
yatırımlar için uygun ortamın oluşturulmasına ihtiyaç olduğunun altı çizilmektedir. Bu Rapordan
alınan Grafik-18, pek çok alanda negatif bir gidiş
sergilendiğini ortaya koymaktadır.
D emok rasilerd e Koalisy on
8.Hukukun Üstünlüğü (Rule of Law) World
Justice Project (WJP-RoL)
Hukukun üstünlüğü konusu göreceli ve tartışmalı bir konu olduğundan bu hususa bir başka
endeksten daha bakmakta yarar görülmüştür.
Dünya Adalet Projesi (World Justice Project) tarafından yayımlanan Hukukun Üstünlüğü Endeksi,
102 ülkeyi pek çok alt faktörü de içeren 9 faktörü
değerlendirerek 0-1 arası, 0 en düşük, 1 en yüksek olacak şekilde puanlayarak sıralamaktadır. Ülkelerin uygulamada hukukun üstünlüğüne uyma
derecelerini değerlendirmek üzere oluşturulan
bu endeksteki 9 faktör şunlardan oluşmaktadır:
1. İktidar Gücünün Sınırlandırılması
2. Yolsuzluğun Olmaması
3. Şeffaf Hükümet
41
Hukuk Etik Siyaset Araştırmaları
4. Temel Haklar
5. Asayiş ve Güvenlik
6. Düzenlemeleri Uygulatma (Regulatory Enforcement)
7. Sözleşme Hukuku (Civil Justice) Adaleti
8. Ceza Adaleti (Criminal Justice)
Grafik-19’dan da görüldüğü gibi Hukukun
üstünlüğü konusunda bu endekse göre G20 ülkeleri arasında Türkiye 0,46 puan ile en düşük
seviyededir. G20 ülkeleri arasında 2014 yılında
0,50 puanla 14'üncü sırada iken, 2015’te data
elde edilemeyen Suudi Arabistan puanlanmadığı için 18'inci, yani sonuncu sıradadır. 102 ülke
arasında 79'uncu sıradaki Meksika’dan sonra
80'inci sıradadır. Bu sıralama, Dünya Bankası'nın
Türkiye hakkındaki yukarıda sözü edilen Raporundaki endişeleri ve tespitleri desteklemektedir. Acilen hukukun üstünlüğünün tesis edilmesi
gerekmektedir. Dünya Bankası tarafından Nisan
2015’te yayımlanan Türkiye Düzenli Ekonomi No-
Grafik-19: WJP-2015 Yılı G20 Ülkelerinin Hukukun Üstünlüğü Sıralamaları
Almanya
Türkiye
Avustralya
Meksika
Güney Kore
İngilter
Rusya
Çin
Japonya
Hindistan
Kanada
Fransa
Arjantin
Endonezya
ABD
Brezilya
İtalya
Güney Afrika
42
D emok rasilerd e Koalisy on
Hukuk Etik Siyaset Araştırmaları
tu’nda 2012 yılından beri zayıf yatırımların üretimi düşürdüğü ve orta vadeli potansiyeli azalttığı
ifade edilmektedir. Bu bilgiyle birlikte kredilere
dayanan tüketimle sürdürülen büyüme stratejisinin artık geçerli bir seçenek olmadığı, 2000'lerin
başları ile kıyaslandığında şirketlerin ve şahısların
artık öz sermayeden çok borçla yatırım yaptığı ve
seçim öncesi beklentilerin de bu görünüme katkı
yaptığı tespit edilmektedir. Not, buna çözüm olarak birkaç önemli nokta ortaya koyuyor: Güçlü reform işaretleri ile güven tazelenerek yatırımların
güçlendirilmesi ve orta vadeli potansiyelin arttırılması, iş ortamının geliştirilmesi, yeteneklere ve
eğitime yatırım yapılması, işgören piyasasında iş
olanakları ortaya çıkarmak için reform yapılması
ve hukukun üstünlüğünün tesis edilmesi.32
Dünya Bankasının, genel seçimler sonrası
Temmuz 2015’te yayımladığı son Türkiye Düzenli Ekonomi Notu’nda da seçim sonrasında belirsizlik ortamının devam ettiği, büyümenin kamu
harcamaları ve azalan ithalat sayesinde 2015’in
birinci çeyreğinde direncini koruduğu, hizmet ve
sanayi sektörü sayesinde istihdamın toparlandığı söylenmektedir. Enflasyonun zirve yapmasının muhtemel olduğu, mali dengelerin seçimler
öncesinde sağlam duruş sergilediği ancak 2015
tahmini için seçim sonrası belirsizliğin netleşmesi gerektiği, belirsizliğin sürmesinin ekonomiyi
olumsuz etkileyeceği, güven oluşturmak için acilen kapsayıcı bir hükümetin kurulmasına ihtiyaç
olduğu ve orta vadede denetim ve denge konusunda adımlar atılması gerektiği ifade edilmektedir. 33
32. World Bank Groupe (Nisan 2015) Turkey Regular Economic Note, http://
www.worldbank.org/content/dam/Worldbank/document/eca/turkey/
tr-tren-apr-2015-eng.pdf (12.07.2015).
33.World Bank Groupe (Temmuz 2015) Türkiye Düzenli Ekonomi Notu,
http://www.worldbank.org/content/dam/Worldbank/document/eca/
turkey/TREN_TR_Final.pdf ()12.07.2015).
D emok rasilerd e Koalisy on
Kısaca, anahtar kavramlar istikrar, denetim ve
denge, hukukun üstünlüğü ve belirsizliğin acilen
giderilmesidir. Bunların tamamı hukuk temelinde hareket edecek kapsayıcı bir hükümetin acilen kurulmasına işaret etmektedir.
9. Toplumsal Gelişmişlik Endeksi (Social Capital) (LPI-SC)
Legatum tarafından yayımlanan bu endeks
ülkeleri toplumsal gelişmişliklerine (sosyal sermaye) göre en iyi ülke 1'inci, en kötü ülke 142'nci
sırada olacak şekilde sıralamaktadır. Toplumsal
gelişmişlik, bir toplumdaki insanların birbirlerine
duydukları güven sonucu oluşturdukları sosyal
ağlar ve uyum ile elde edilen, bir ülkenin refah
seviyesidir. Bu endeks iki sahada ülkelerin performansını ölçmektedir: Sosyal uyum ve ilişkiler
ile sosyal ağlar ve aile bağları. G20 ülkelerinin bu
endekste 2012-2013-2014 yıllarında almış oldukları +10 ila –10 aralığındaki puanların toplamının
ortalaması alınarak elde edilen sonuca göre sıralama yapılmıştır. Grafik-20’den elde edilen üç
önemli tespit vardır:
1. Türkiye en sondaki Hindistan’ın hemen önünde ve negatif alanda yer almıştır. Türkiye, 142
ülke arasındaki 3 yıl ortalamasına göre bu listede 125'inci sıradadır. 3 yıl sıralaması sırası
ile 133, 128 ve 114’tür. Geçen üç yıl içerisinde 19 basamak iyileşme yapmış olsa bile G20
ülkeleri arasındaki sıralaması değişmemiş ve
yalnızca Hindistan’dan daha iyi bir gelişmişlik
performansı gösterebilmiştir.
2. Endeksin G20 ülkelerini kapsayacak şekilde
grafiğe aktarılması Türkiye’de toplumsal ilişkilerin iyi denilemeyecek, hatta endişe edilebilecek boyutta olduğunu göstermektedir.
Bu endeksteki değerler pozitife dönüşmediği
sürece ülkede yaşam kalitesinin ve dolayısıyla
bunların doğal sonucu olan ekonomik ve demokratik gelişimin sağlanamayacağı açıktır.
43
Hukuk Etik Siyaset Araştırmaları
Bu endeks koalisyon görüşmeleri sırasında toplumsal barış konusunun gündeme getirilmesi gerektiği sonucunu belirgin bir şekilde ortaya koymaktadır.
3. Toplumsal gelişmişlik açısından hükümet kompozisyonu belirleyici değildir. Açıkça görüldüğü gibi
Koalisyon, Tek Parti Çoğunluk ve Diğer hükümet grubunda yer alan ülkeler Grafik-20'nin her tarafına
dağılmış durumdadır.
10. İyi Yönetim Endeksi (Governance) (LPI-Gov)
Ülkelerin performansını etkili ve hesap verebilir bir hükümet, serbest seçimler ve siyasi katılım ile
hukukun üstünlüğü açısından ölçmektedir.
Legatum Refah Endeksinde yer alan bu alt endekste Türkiye, Grafik-21’deki iyi yönetişim endekslerinde olduğu gibi G20 ülkeleri arasında yine merkez, yani medyan (orta, ortanca) pozisyonda yer almaktadır. Koalisyon hükümetine sahip olma yönetimin iyi ya da kötü olması açısından belirleyici değil-
Grafik-20: 2012-13-14 Yılları Toplumsal Gelişmişlik (Social Capital) Ortalaması
4
3
2
Hindistan (K)
Türkiye (T)
G. Afrika (D)
Rusya (T)
Brezilya (K)
İtalya (K)
Meksika (D)
-2
S. Arabistan (D)
Endonezya (K)
Çin (D)
Japonya (K)
Almanya (K)
İngilter (T)
Arjantin (K)
Güney Kore (T)
ABD (D)
Fransa (K)
-1
Kanada (T)
0
Avustralya (K)
1
-3
T: Tek Parti Çoğunluk Hükümeti
44
K: Koalisyon Hükümeti
D: Diğer
D emok rasilerd e Koalisy on
Hukuk Etik Siyaset Araştırmaları
dir. Zira medyan değerin hem altında, hem de üstünde 4’er adet koalisyon hükümeti ile yönetilen ülke
bulunmaktadır. Ancak tek parti çoğunluk yönetimlerine bakıldığında, bunların Rusya ve tam ortadaki
Türkiye hariç medyanın iyi yönetim tarafında yer aldığı görülmektedir.
Türkiye’nin etkili ve hesap verebilir bir hükümete, daha adil ve hür bir ortamda gerçekleştirilen seçim atmosferine, siyasi katılımın kolaylaştırılıp teşvik edilmesine ve bunların tamamının gerçekleştirilebilmesinin ön şartı olarak mutlaka hukukun üstünlüğünün sağlanmasına ihtiyacı bulunmaktadır.
Grafik-21: LPI-Gov 2012-13-14 Yılları G20 Ülkeleri İyi Yönetim Endeksi
Rusya (T)
En Problemli
Yönetim
Arjantin (K)
Endonezya (K)
Çin (D)
Meksika (D)
Brezilya (K)
Hindistan (K)
S. Arabistan (D)
G. Afrika (D)
Türkiye (T)
İtalya (K)
G. Kore (T)
Japonya (K)
Fransa (K)
Almanya (K)
ABD (D)
İngiltere (T)
En İyi
Yönetim
Avustralya (K)
Kanada (T)
0
D emok rasilerd e Koalisy on
20
40
60
80
100
120
45
Hukuk Etik Siyaset Araştırmaları
11. Güvenlik Endeksi (Safety & Security Index) (LPI-SSI)
Grafik 22 ve 23’ten de anlaşıldığı gibi Türkiye’nin Legatum Refah Endeksinin Güvenlik alt endeksinde sırası bir hayli geridedir. 142 ülke arasındaki 2013 sıralaması 99’dur. Her konuda olduğu gibi iç ve dış
güvenlik algısını etkileyen en önemli husus istikrardır. Türkiye’nin önceki yıllarda başarabildiği istikrarlı
dış politikaya yeniden dönmesi ve kamuoyunda İç Güvenlik Paketi olarak bilinen düzenlemelerin derhal ortadan kaldırılması ve güvenlik sektöründeki istikrarın yeniden sağlanması önem arz etmektedir.
Grafik-22: LPI-Güvenlik Endeksi G20 Ülkeleri 2009-2013 Performansı
4
2013 Yılı
Dünya Sıralaması
3
2
(K
)
(D
)
an
ka
ist
Hi
nd
D)
Af
ri
G.
M
ek
sik
a(
T)
T)
ye
(
ki
sy
a(
Tü
r
(D
)
Ru
Al
m
Çi
n
K)
Ko
G.
ya
(
da
st
na
-2
Av
u
Ka
-1
ra
l
(T
)
0
re
(T
)
an
ya
(K
İn
)
gi
lte
re
(
T)
Ja
po
ny
a(
K)
Fr
an
sa
(K
)
AB
D
(D
)
İta
lya
(K
Ar
)
ja
nt
in
En
(K
do
)
ne
zy
a(
K)
Br
ez
ily
S.
a(
Ar
K)
ab
ist
an
(D
)
1
Kanada (T)
Avustralya (K)
G. Kore (T)
Almanya (K)
İngiltere (T)
Japonya (K)
Fransa (K)
ABD (D)
İtalya (K)
Arjantin (K)
Endonezya (K)
Brezilya (K)
S. Arabistan (D)
Çin (D)
Rusya (T)
Türkiye (T)
Meksika (D)
G. Afrika (D)
Hindistan (K)
7
16
18
21
22
25
30
31
39
52
70
82
84
92
98
99
104
106
120
Kişi ve devlet güvenliğine yönelik tehditler geliri ve toplumsal refahı tehlikeye sokar. Bu endeks
(Grafik-22) ülkelerin milli güvenlik ve kişi güvenliğini sağlama konusundaki performanslarını ölçmektedir.
Endekse ait açıklamalarda bireyler güvenliklerini tehlikede hissettikleri zaman genel iyilik hallerinin, yani yaşam kalitelerinin bundan olumsuz etkilendiği ifade edilmektedir. Buna ilaveten nüfus
hareketlilikleri ile belli bir gruba mensubiyet dolayısıyla hissedilen endişe de iyilik halini ve yaşam
kalitesini olumsuz etkilemekte, bunun sonucunda ülke içerisindeki üretim azalmaktadır. Siyasi görüşlerini korkmadan açıklayabilmek ve geceleyin sokakta korkmadan yürüyebilmek yüksek iyilik seviyesi ile doğru orantılıdır. Temel kurumlar ve kişiler güvende değilse ve istikrarsızsa mali yatırımlar
azalır. Korku ve belirsizlik ortamı yaşam tatminini olumsuz etkiler.
46
D emok rasilerd e Koalisy on
Hukuk Etik Siyaset Araştırmaları
Grafik-23: LPI-Güvenlik Endeksi G20 Ülkeleri 2009-2013 Performansı
4
3
2
2009
2010
2011
2012
1
0
2013
Ka
İta
Fra
Arj
En
Jap Alm İng AB
G.
S. A Çin
Hin
Me
Av
Ru
Tü
G.
Bre
d
da ustra onya any iltere D (D) nsa ( Kore lya (K antin one zilya rabi (D) rkiye ksika sya ( T Afrika dista
s
lya
a
(
K
z
)
(T)
(
(
T
t
)
(
(
y
(
(
K
(D) n (K
)
K
T
a
(
D
T)
)
a (K )
K)
n(
)
)
)
(K) K)
)
D)
)
na
-1
-2
-3
D emok rasilerd e Koalisy on
47
Hukuk Etik Siyaset Araştırmaları
12. Ekonomi Endeksi (Economy Index) (LPI-EI)
Sağlıklı ve istikrarlı ekonomik temeller kişi başına düşen geliri ve toplam iyiliği arttırır. Bu endeks
(Grafik-24) makroekonomik politikalar, ekonomik tatmin ve beklentiler, istikrarlı büyüme ile finansal
sektörün etkin olması konusunda ülkelerin performansını ölçmektedir.
2013 Yılı
Dünya Sıralaması
(K)
istan
Hind
(D)
G. A
frika
(D)
sika
Mek
(T )
Grafik-24: LPI-Ekonomi Endeksi G20 Ülkeleri 2009-2013 Performansı
Türk
iye
ya( T
)
Rus
Çin
(D)
tan
S. A
rabi
s
ilya
Brez
(D)
(K)
zya
(K
one
End
)
K)
Arja
ntin
(
İtaly
a (K
(K)
nya
(K
Japo
(T)
nya
(K
-1
-0,5
0
(T)
0,5
ada
Kan
(K)
1
raly
a
Avu
st
(T)
1,5
ore
G. K
)
2
Alm
a
2,5
ltere
İngi
)
3
Fran
sa
(D)
3,5
ABD
)
48
Norveç1
Kanada (T)
4
Japonya (K)
5
Çin (D)
7
Almanya (K)
9
Avustralya (K) 10
G. Kore (T)
19
S. Arabistan (D) 21
Fransa (K)
22
ABD (D)
24
Meksika (D)
27
İngiltere (T)
28
Brezilya (K)
32
Endonezya (K) 35
İtalya (K)
39
Rusya (T)
50
Arjantin (K)
58
Hindistan (K)
62
Türkiye (T)
70
G. Afrika (D)
85
Haiti142
D emok rasilerd e Koalisy on
Hukuk Etik Siyaset Araştırmaları
13. Demokrasi Endeksi (Freedom House World Audit Index - Democracy Index) (FH-WAI/DI)
Freedom House tarafından yayımlanan Dünya Denetim Endeksi (World Audit Index) içerisinde yer
alan bu alt endeks ülkeleri siyasi haklar (P) ve bireysel özgürlükler (C) açısından 1’den 7’ye kadar puanlanan bir ölçekle değerlendirmektedir. 2014 yılı itibarıyla Endekste 210 ülke değerlendirmeye tabi
tutulmaktadır. Demokratik performansı eşit olan ülkeler eşit sıralamaya sahip olmaktadır. Türkiye’nin
2014 yılı dünya demokrasi sıralaması 76, basın özgürlüğü sıralaması 83’tür. G20 ülkeleri içerisinde ise
Rusya, Çin Suudi Arabistan’dan daha iyi, Meksika, Arjantin, Endonezya, Brezilya, Hindistan, Güney Afrika, İtalya, Güney Kore, Japonya, Fransa, İngiltere, ABD, Almanya, Kanada ve Avustralya’dan daha düşük
bir demokrasi (siyasal haklar ve bireysel özgürlükler) performansı sergilemiştir. Bu Endekste de hükümet oluşumunun demokrasi sıralamasına bir etkisinin olmadığı görülmektedir. Demokrasi performansı münhasıran siyasetçilerden etkilenen ve siyasetçileri etkileyen bir kültür birikimidir. Bu permormansı
belirleyen, hükümetlerin nasıl oluştuğu değil, nasıl işletildiğidir.
Grafik-25: FH-WAI Demokrasi Endeksi G20 Ülkeleri 2014 Performansı
140
120
FH-WAI Demokrasi Endeksinde ülkeler demokrasi performansları
açısından en iyi “1” olacak şekilde en iyiden en düşük demokratik performansa sahip olana doğru sıralanmıştır.
100
80
60
40
20
(T)
sya
(D)
Ru
Çin
Av
u
str
aly
a (K
)
Ka
na
da
(T)
Alm
an
ya
(K)
AB
D(
D)
İng
ilte
re
(T)
Fra
nsa
(K)
Jap
on
ya
(K )
G.
Ko
re
(T)
İta
lya
(K)
G.
Afr
ika
(D)
Hin
dis
tan
(K )
Bre
zily
a (K
En
)
do
ne
zya
(K)
Arj
an
tin
(K)
Me
ksi
ka
(D)
Tü
rki
ye
(T )
S. A
rab
ista
n(
D)
0
D emok rasilerd e Koalisy on
49
Hukuk Etik Siyaset Araştırmaları
14. Kırılgan Ülkeler Endeksi (Fund for Peace - Fragile States Index) (FFP-FSI)
12 sosyal, ekonomik ve siyasi göstergenin değerlendirilmesi sonucu ülkelerin bundan etkilenme ya
da direnç gösterebilme dereceleri ile bu etkilerin ne zaman ülkeleri kırılmanın eşiğine getirebileceği
konusundaki sıralamaları ortaya koyan bu endeks sosyal, ekonomik ve siyasi-askeri olmak üzere üç
grupta ele alınmaktadır:
Sosyal Göstergeler: 1. Nüfus Baskısı; 2. Göçmenler ve Yurtlarından Edilmiş İnsanlar; 3. Toplumsal Çatışma; 4. Dışarıya İnsan ve Beyin Göçü.
Ekonomik Göstergeler: 5. Düzensiz Ekonomik Gelişme; 6. Fakirlik ve Ekonomik Çöküntü.
Siyasi-Askeri Göstergeler: 7. Devlet Meşruiyeti; 8. Kamu Hizmetleri; 9. İnsan Hakları ve Hukukun Üstünlüğü; 10. Güvenlik Teşkilatı; 11. Elitlerin Gruplaşması; 12. Dış Müdahale .
Grafik-26: FFP-FSI 2015 Yılı Kırılgan Ülkeler Endeksi Puanları
114,5 Puan
En Kırılgan
Güney Sudan: 178.
Rusya (T)
Hindistan (K)
1
7
8
Çin (D)
Endonezya (K)
Türkiye (T)
Meksika (D)
S. Arabistan (D)
G. Afrika (D)
Brezilya (K)
Arjantin (K)
İtalya (K)
G. Kore (K)
Japonya (K)
ABD (D)
Fransa (K)
Kanada (T)
İngiltere (T)
1
Almanya (K)
Avustralya (K)
Finlandiya: 1.
0,0
50
20,0
40,0
60,0
80,0
100,0
120,0
“17,5”
Puan
En Dirençli
D emok rasilerd e Koalisy on
Hukuk Etik Siyaset Araştırmaları
Grafik 26 ve 27 en kırılgan ve en dirençli ülke ile bunların arasında kırılganlık durumu açısından
çeşitli pozisyonlara yerleşen G20 ülkelerini göstermektedir. Türkiye 74,5 puan ile kırılganlığı en yüksek
ülkelerden birisidir.
Türkiye Kırılgan Ülkeler Endeksinde değerlendiren 178 ülke arasında 90'ıncı sıradadır. Kırılganlık açısından 17,5 puan alan Finlandiya en dirençli ülke olarak birinci sıradadır. 114,5 puan alan Güney Sudan
ise en kırılgan ülkedir. Ülkenin tarihsel birikimine, ekonomik potansiyeline, nüfusuna ve sosyal sermayesine bakılarak düşük bir performans sergilediğini, kırılganlığın tedbirlerle orta vadede giderilmesinin
mümkün olduğunu ifade etmek gerekir. Kırılganlığın da yönetim şekli ya da hükümet oluşumu ile ilgisinin olmadığı görülmektedir. Kırılganlığı giderecek husus siyaset ve ekonomide istikrar ile hukukun
üstünlüğü ve toplumsal barışın sağlanması ile oluşturulacak güven ortamı olacaktır. Asgari müştereklerde buluşan istikrarlı ve geniş temsile imkân veren bir hükümetinin kurulması gerekmektedir.
Grafik-27: FFP-FSI 2015 Yılı G20 Ülkelerinin Dünya Sıralaması
180
160
140
120
100
80
60
40
20
Av
u
Fin
la
nd
iya
st
ra
lya
Al
(K
m
)
an
ya
(K
İn
)
gi
lte
re
(T
Ka
)
na
da
(T
)
Fr
an
sa
(K
)
AB
D
(D
Ja
)
po
ny
a(
K)
G.
Ko
re
(T
)
İta
lya
(
K)
Ar
ja
nt
in
(K
Br
)
ez
ily
a(
G.
K)
Af
rik
S.
a(
Ar
D)
ab
ist
an
(D
M
)
ek
sik
a(
D)
Tü
rk
i
y
En
do e(T
)
ne
zy
a(
K)
Çi
n
Hi
nd (D)
ist
an
(K
)
Ru
sy
Gü
a(
T)
ne
yS
ud
an
0
En Dirençli
1
D emok rasilerd e Koalisy on
178
En Kırılgan
51
Hukuk Etik Siyaset Araştırmaları
Uluslararası 14 Endekse Göre G20 Ülkelerinin Görünümü
Grafik-28’de on dokuz G20 ülkesinin yukarıda ele alınan uluslararası 14 endekste 1 en düşük ve 19
en yüksek olacak şekilde puanlanması ve bunların ortalamasının alınması ile elde edilen sıralamaya
göre toplam başarıları ortaya konulmuştur. Buna göre Türkiye G20 Ülkeleri arasında 5 ülkeyi geride
bırakarak 14'üncü sıraya yerleşmiştir. Dünya ülkelerinin gelişmişliğinin ekonomik gelişmişlikle yakından alakalı olduğu anlaşılmaktadır. Tablo-6’da da görüldüğü gibi Türkiye’nin, nüfusu kendisine yakın
olan ancak kendisinden 2-3 kat daha iyi performans gösteren ülkelerin arasına katılmak için istikrarlı
politikalar üretmesi ve bunların genel olarak güvenilir olması için de hukukun üstünlüğü konusunda
değiştirilemez düzenlemeler yapması gerekmektedir.
Grafik-28: On Dört Uluslararası Endekse Göre G20 Ülkelerinin Görünümü
Avustralya (K)
Kanada (T)
Almanya (K)
İngiltere (T)
ABD (D)
Japonya (K)
Fransa (K)
G. Kore (K)
İtalya (K)
S. Arabistan (D)
Brezilya (K)
G. Afrika (D)
Arjantin (K)
Türkiye (T)
Çin (D)
Meksika (D)
Endonezya (K)
Hindistan (K)
Rusya (T)
52
D emok rasilerd e Koalisy on
Hukuk Etik Siyaset Araştırmaları
Tablo-6: On Dört Uluslararası Endekse Göre G20 Ülkelerinin Puan Ortalamalarının
Türkiye'nin Puan Ortalamasına Oranı
Ülke
Endekslerin Ortalaması
Kat
Avustralya (K)
18,35714
3,25
Kanada (T)
17
3.01
Almanya (K)
15,57143
2,75949
İngiltere (T)
15,07143
2,670
ABD (D)
14,5
2.569
Japonya (K)
14
2.481
Fransa (K)
13,78571
2.442
Güney Kore (T)
12,53846
2,222
İtalya (K)
10,57143
1,873
Suudi Arabistan (D)
7,230769
1.281
Brezilya (K)
7,142857
1.265
Güney Afrika (D)
6,857143
1.215
Arjantin (K)
6,357143
1.126
Türkiye (T)
5,642857
1
Çin (D)
5,5
0.974
Meksika (D)
5,5
0.974
Endonezya (K)
5,071429
0,898
Hindistan (K)
3,928571
0,696
Rusya (T)
2,785714
0.493
D emok rasilerd e Koalisy on
53
SONUÇ
Koalisyonların etkinliği hakkında düşünceler
farklı olsa da, koalisyon; iki ya da daha fazla parti
arasında sürdürülen görüşmeler sonucunda çok
geniş bir siyasi konular listesi üzerinde oluşturulan güç birliği ve anlaşmadır. Martin ve Wanberg’in34 çalışmasında koalisyonların oluşturulmasında yasama konularında en çok teklif verilen
alanların belirlenerek koalisyonların bu objektif
kriter çerçevesinde belirlenmesi önerilmektedir.
Danimarka, Almanya ve Hollanda’da yaklaşık 20
yıllık zaman diliminde verilen 1106 kanun teklifi
ve tasarısı üzerinde yaptıkları çalışmalarında yasa
teklifi konularında yasalaşmadan önce yapılan
değişiklik oranını aşağıdaki şekilde bulmuşlardır:
1. Vergi ve refah: %68.62
2. Endüstri ve Pazar: %13.35
3. Çevre: %10.65
4. Bölgesel konular: %4.60
5. Sosyal konular: %2.80
Çalışma kapsamında bağımlı değişken bakanların vermiş oldukları kanun tasarılarının yasalaşma sürecinde ne kadar değişikliğe uğradığını
ölçecek şekilde hazırlanmıştır. Bağımlı değişken
bakanlık tarafından sunulan ilk taslak ile yasalaşmadan sonraki metnin karşılaştırılmasında
değişikliğe uğrayan maddelerin sayısı ile sonradan eklenen ve önceki metinde olduğu halde
tamamen iptal edilen maddelerin toplamından
34. Lanny W. Martin ve Georg Vanberg (2014), a.g.e.
D emok rasilerd e Koalisy on
ortaya çıkan rakam olmuştur. Çalışma sonucunda Danimarka’daki tasarıların kabaca %20’sinin,
Hollanda’dakilerin %33’ünün, Almanya’dakilerin
%50’sinin değişikliğe uğradığı tespit edilmiştir.
Çalışmada, parti liderlerinin daha önce yapılan
anket çalışmalarında yukarıdaki beş alanı da kapsayacak şekilde 20 değişik politika konularından
hangisine daha çok önem verdikleri araştırmasının sonuçları ile yukarıdaki beş konuda bu partilerin bu pozisyonlarından ne kadar saptıklarının,
yani ne kadar taviz verdiklerinin karşılaştırılması
sonucunda aşağıdaki bulgulara ulaşılmıştır.
Yasama Koalisyonu Modeli açısından çalışmanın en önemli bulgusu kilit konudan uzaklaşan
bakanlık kanun tasarılarındaki değişikliklerin bu
uzaklığın oranı arttıkça artması olmuştur. Kilit konuya yakın pozisyon alan bakanlıkların tasarıları
ise çok az değişikliğe uğramaktadır. Taviz modeli
açısından ise, koalisyon kurulması sırasında koalisyon partilerinin belirli bir konudaki pozisyonu
ile bu konuda teklifi veren bakanlığın hazırladığı metin arasındaki farklılığın artması halinde
değişiklik oranı da artmaktadır. Her iki sonuçtan
ortaya çıkan ana fikir, üzerinde mutabık kalınan
asgari müştereklerden uzaklaşıldıkça tasarılarda
değişiklik oranının arttığı, yani mutabık kalınan
konular çerçevesinde tasarıların yeniden düzenlendiğidir.
Bu çalışmaya burada bu kadar geniş yer verilmesinin nedeni, koalisyon hükümetlerinin politikalarını hayata geçirmek için yapmak zorunda
oldukları yasama çalışmalarında asgari müşte55
Hukuk Etik Siyaset Araştırmaları
reklerden uzaklaştıkları oranda başarı oranlarının
düşeceğinin ortaya konulmuş olmasıdır. Dolayısıyla koalisyon hükümetleri kurulurken asgari
müştereklerin net bir şekilde ortaya konulmasının koalisyon hükümetlerinin hem başarısı hem
de sürdürülebilirliği üzerinde pozitif etkisi olacağı açıktır. Çalışma partiler arasında ayrışmanın
olduğu konularda verilen tekliflerin %90’lar oranında değişikliğe uğradığını, müşterek anlayışın
hâkim olduğu konularda ise bunun çok daha az
olduğunu ortaya koymaktadır. Buradan hareketle 7 Haziran 2015 seçimlerinde, siyasi partilerin
seçim öncesinde seçmene verdikleri taahhütlere
bakılarak ortaya çıkan asgari müştereklerde birleşilmesini; uyuşmazlığın çok olduğu, yani partiler arasındaki mesafenin çok olduğu, dolayısıyla
çözülmesi zor olan konulardan da mümkün olduğu kadar uzak durulmasını, yani bunların ertelenmesini salık vermektedir.
Taviz modeli açısından bakıldığında kilit konuların tartışılmasındansa taviz verilebilecek alanlarda inisiyatif alınmasının daha yararlı olacağı,
yani daha uygulanabilir olacağı anlaşılmaktadır.
Çalışma, Hükümet Modelini destekler bir bulgu
elde edememiştir. Seçmenlerin ortak beklentileri
ile parti politikalarının uyumlu olması (örtüşmesi)
halinde demokratik temsilin daha yüksek olacağı
hipotezi de bu çalışma açısından yanlışlanmıştır.
Yasama faaliyetlerinin merkez partilerinin politikalarından uzaklaşarak koalisyonlardaki tavizlerle diğer çevre parti politikalarının yasalaştırılması eğiliminde olduğu ortaya çıkmıştır. Kısacası
yasama faaliyetleri aktif talep-taviz pazarlıkları
çerçevesinde yoğunlaşmakta, merkezi konulardan uzaklaşmaktadır. Bu nedenle 7 Haziran 2015
seçim sonuçlarının ortaya koyduğu tablo %40,7
ile çoğunluğu sağlayamayan eski iktidar partisi
ile bu partiye karşı seçim kampanyalarında pek
çok konuda ortak bir dil geliştiren diğer üç partinin toplamdaki %59,3 oyunun hangi formülle
koalisyona dönüşeceğinin ortaya konulabilmesidir. Öyle anlaşılmaktadır ki kırmızı çizgiler olarak
tabir edilen milliyetçi tabana dayanan iki partinin
pozisyonları koalisyonun kurulmasının önündeki
en büyük engeli oluşturmaktadır. İşte bu nedenle bir restorasyon hükümeti talebini ortaya koyan seçmenin çoğunluğu ülkenin önündeki en
önemli sorunların açık bir şekilde toplum önünde çözülmesini ve bu konuda çekimser kalmanın
seçmeni mutlu edebilecek bir seçenek olmadığını ortaya koymuştur.
Yukarıda da ifade edildiği gibi bu Rapor kapsamında yapılan literatür taraması ve çeşitli endekslerin analitik olarak değerlendirilmesi sonucunda aşağıdaki bulgular elde edilmiştir;
http://i.cnnturk.com/ps/cnnturk/100/0x0/55a4cf1d61361f2c9c6e1370.jpg
56
D emok rasilerd e Koalisy on
Hukuk Etik Siyaset Araştırmaları
Koalisyon Hükümeti Kurulması
1. Tüm siyasi partilerin bir koalisyon hükümeti
kurulmasına pozitif destek vermesi bir zorunluluk olarak ortaya çıkmıştır.
2. Koalisyonlar, ileri demokrasiye sahip pek çok
parlamenter ülkede başarılı hükümetlere ve
adil demokratik temsile imkan vermektedir.
3. Gelişmiş demokrasiye sahip ülkeler, dünyayı
kapsayacak büyük savaş ve felaket zamanlarında tüm siyasi partilerin içerisinde yer aldığı
milli mutabakat hükümetleri kurmayı tercih
ederek zorlukların üstesinden gelmektedir.
4. Kuvvetler ayrılığı prensibinin ve dolayısıyla
hukukun üstünlüğü kuralının zafiyete uğradığı bir zamanda Türkiye’de milli mutabakat
benzeri bir hükümetin kurulması ve toplumsal barışın tesis edilmesi yaşamsal bir önem
kazanmıştır.
5. Türkiye’nin otoriterleşmeden kurtulmasının
ve halktaki kaygının giderilmesinin yegâne
çaresi en azından bir normalleşme olana kadar uzlaşmaya dayalı koalisyon hükümetinin
kurulmasıdır. Aksi takdirde hem siyasete olan
güven ciddi zedelenecek hem de demokrasiden uzaklaşma sürecektir.
6. Koalisyon hükümetleri uzlaşma sağlanmasına, geniş halk desteğinin alınmasına, politika
önerilerinin daha titiz ve dikkatli incelenmesine ve izlenmesine olanak verdiğinden esnektir.35
7. Koalisyon hükümeti döneminde, siyasetin
sağlıklı ve adil şartlarda icra edilebileceği bir
zeminin hazırlanmasının öncelikli olduğunun kabul görmesi yararlıdır.
8. Koalisyon hükümetlerinin başarısı, ayrışmanın olduğu hususlardan uzak durulmasına ve
uzlaşılan konularda politikalar yapılmasına
bağlıdır.36
D emok rasilerd e Koalisy on
9. “Bugünün en beğenilen politikası, yarının en
beğenilen statükosudur.”37 Statükoya sarılanlar yeni politikalar üretmek yerine mevcudu
korumaya çalışırlar. Değişimden değil, statükoculuktan korkulmalıdır.
10.Seçmen, iş başındaki siyasi partinin statükocu politikalarla -çıkardığı anti demokratik
yasalar ve uyguladığı anti demokratik politikalarla- ifade özgürlüğünü, basın özgürlüğünü, girişimcilik özgürlüğünü, özel mülkiyet
hakkını, evrensel hukuku ve Anayasa’yı açıkça çiğnediği tespitini yapmıştır.38 Anayasal
kurumları zafiyete uğrattığı için ezici çoğunluk partilerinin ötekileştirme politikalarına
sarılarak toplumsal ayrılıkları derinleştirdiğini
görmüştür. Bu sorunların tamiri için bir koalisyon hükümeti kurulmasını ve adil temsil
sağlanmasını istemiştir.
11. Milli irade, mevcut partilerin hiçbirini mevcut
performansıyla tek başına iktidara ehil görmemiştir.39
12. Tüm siyasi partilerin üzerinde buluşabileceği
ortak payda, hukuk düzeninin yeniden tesis
edilerek yasama, yürütme ve yargının kuvvetler ayrılığı prensibinin gerektirdiği hukuki
ve doğal sınırlarına çekilmesidir.
13.Milli irade, bütün siyasi partilere yapıcı, özgürlükçü, demokratik, kalıcı, temiz yönetim
anlayışına dayalı bir koalisyonun parçası
olma görevini vermiştir. Almanya ve Japonya gibi ileri demokrasiye sahip ve ekonomik
olarak gelişmiş ülkelerin başarıyla uyguladığı
35.Andrew Heywood (2012) Siyasetin Temel Kavramları, Çeviren Hayrettin
Özler, Adres Yayınları, Ankara.
36. Radoslaw Zubek ve Heike Klüver (2015) Legislative pledges and coalition
government, Party Politics 21(4): 603–614.
37. R. Emre Aytimur (2014) Importance of status quo when lobbying a coalition government, Econ Gov (Economics of Governance) 15:203–219, s.
212.
38. HESA Analiz (2015) 7 Haziran 2015 Milletvekili Genel Seçimi Değerlendirme Raporu, http://hesa.org.tr/Tr/haber/52 (E.T. 08.07.2015).
39. HESA Analiz (2015), a.g.k.
57
Hukuk Etik Siyaset Araştırmaları
uzlaşmacı ve geniş tabanlı koalisyon yönetimi formülü, Türkiye’nin önüne tek seçenek
olarak konulmuştur.40
14. Seçimlerin çoğunluğu elde etmiş açık ve belirgin bir galibi bulunmamaktadır. Hükümetin askıda kaldığı zamanlarda derhal bir koalisyon hükümeti kurulması gerekmektedir.41
“Uzun sürecek başarısız koalisyon pazarlıkları
ve erken seçim arayışları” “mevcut siyasi ve
ekonomik krizi daha da derinleştirme riski taşımaktadır.”42
15. Koalisyon hükümetini oluşturan partiler, seçmene karşı sorumluluklarını yerine getirebilmeleri için İngiltere’de 2010 koalisyonunun
2010-2013 yılları arasında uygulamaya koyduğu katılımcı ortak politika üretme (yönetişim) modelini örnek alabilirler. Bu model
demokrasiyi güçlendirecek ve kökleşmesini
sağlayacaktır. Ancak gücü elinde bulunduranların aleyhine bir “güç devri” (devolving
power) ve “toplumun güçlendirilmesi” (empowering communities) anlamına geldiğinden ve uygulanması zaman ve enerji tükettiğinden engelleme girişimleri olacaktır. Bu
yöntem aşağıdan-yukarıya doğru işleyen bir
süreçle koalisyon hükümetinin sorumluluğunu paydaşlar arasında dağıtılmasına ve partiler üstü politikalar üretilebilmesine imkan
sağlayabilir.43
16.Seçmen, çözüm sürecinin kapalı kapılar ardında gizli pazarlıklarla sürdürülmesinden şikayet eden Anayasal kurumları (Siyasi Partiler
ve Genelkurmay, vs.) haklı görmüştür. Çözüm
sürecine tüm paydaşların dâhil edilmesini,
önemli konuların geniş milli mutabakat zeminine oturtularak müştereken çözülmesini istemiştir. Meclise girme imkânı tanıdığı
partilere demokratik değerlere sahip çıkarak
sorunları, silahlardan arınmış şekilde çözme
görevi vermiştir.
58
17. Seçmen, siyasete ve siyasi partilere ‘Uzlaşın!’
mesajı vermiş, ‘kuvvetler ayrılığı’ prensibinden uzaklaşılmasını ve ‘başkanlık sistemi’nin
tartışılmasını uygun bulmayarak “kuvvetler
ayrılığına dayalı parlamenter sistemin” devam ettirilmesi konusunda irade ortaya koymuştur.
18.Seçmen, siyasi partilere ‘hukukun üstünlüğü’ ilkesi istikametinde devlet kurumlarının
restorasyonu; yani bozulan hukuk düzeninin
tamiri, ekonomik istikrarın sağlanması, siyasal ve toplumsal barışın inşası gibi tarihi bir
görev vermiştir.
19. Seçmen, siyasi üslubun düzeltilmesini, nefret
ve ötekileştirme söylemlerinin terk edilmesini istemektedir. Çoğunlukçuluğu, yani öteki
olarak ayrıştırılmayı reddederek çoğulculuğun önemine vurgu yapmıştır.
40. HESA Analiz (2015) a.g.k.
41.Rowena Mason (2015) Coalition governments: what are they and how
are they formed? With the polls pointing to a hung parliament after the 7
May election, here’s a brief explanation of what could happen next; With
the polls pointing to a hung parliament after the 7 May election, theguardian.com 15 Apr. 2015. Academic OneFile. Web. 3 July 2015, http://
go.galegroup.com/ps/i.do?id=GALE%7CA409799965&v=2.1&u=sakarya&it=r&p=AONE&sw=w&asid=22879b3690ac073decbf2946ea1ee20f
(04.07.2015).
42. HESA Analiz (2015) 7 Haziran 2015 Milletvekili Genel Seçimi Değerlendirme Raporu, http://hesa.org.tr/Tr/haber/52 (E.T. 08.07.2015).
43.Eva Lloyd (2014) Co-producing early years policy in England under the
Coalition Government, Management in Education, 28(4): 130–137.
D emok rasilerd e Koalisy on
Hukuk Etik Siyaset Araştırmaları
Koalisyon Hükümetlerinde Ekonomi
20. Siyasi partilerin oylarını artırmak için kıran kırana bir seçime soyunacakları ve ‘seçim tavizleri’ (pork barrel) verecekleri aşikar olduğundan, yeniden seçime gidilmesi, genel bütçe
ve ülke ekonomisine, telafisi zor zararlar verecektir.44
21.Koalisyon, rantiyecilerin beklentilerini boşa
çıkarır, kolay yoldan siyasi ve ekonomik kazanç elde etme hedeflerinin önüne geçer.45
22.Ekonomik başarı ve gelişmeler, çoğunluk
parti iktidarlarından ziyade küresel ekonomik gelişme ve değişimlerden etkilenmektedir. 2001-2007 yılları arasında gelişmekte
olan pazar ekonomilerinde potansiyel çıktının artmasına karşın gelişmiş ekonomilerde
azalmıştır.46
23. Şeffaf ve hesap verebilir bir koalisyon hükümeti kurulması halinde harcamaların artmasındansa, otokontrol nedeniyle israf azaltılabilir.
24.Yapılan çalışmalar koalisyon dönemlerinde
genel bütçe gider tahminleri ile genel bütçe gider gerçekleşmesi arasındaki farkın tek
partili hükümetlere oranla %2 daha fazla olduğunu gösterdiğinden lüks ve israf harcamalarının kontrol altına alınması ve bütçenin
disiplin altına alınması kurulacak muhtemel
koalisyon hükümetinin önceliği olmalıdır.47
Koalisyon hükümetlerinde ekonomik reformların gidişatı zora girdiğinden, reformların
yapılmasının sağlanması için partiler üstü
bir anlayışın hâkim olması gerekmektedir.
Yabancı sermaye istikrar ve koalisyonlarda
‘uyumlu ve ortak hedefte anlaşmış’ olmayı
aramaktadır. Koalisyon, bir demokratik kültür
meselesidir ve 7 Haziran 2015 seçimleri bu
kültürü oluşturmak için büyük bir fırsat sunmuştur.48
D emok rasilerd e Koalisy on
25. Bazı bilimsel çalışmalar yerelleşmenin artması ile yolsuzlukların azaldığını, bunun yanı sıra
ortak havuz ve yerel bütçeler üzerinde etkisiz
denetim mekanizmaları nedeniyle yolsuzlukların arttığını ortaya koymaktadır. OECD üyesi olmayan ülkelerde yolsuzlukların azalması
üzerindeki en önemli etkenin eğitim düzeyinin artması olduğu tespit edilmiştir.49 Bütçe
üzerindeki ortak havuz probleminin parçalı
koalisyon hükümetlerinde yaygın olmasının
yanı sıra geniş tek parti hükümetlerinde de
kronik bir problem olduğu50, üyelerin havuzdan bireysel olarak yararlanmalarına rağmen
yükümlülükleri kolektif olarak karşıladıkları
ifade edilmektedir. Dünyada da 1980’lerden
beri küçültülmeye çalışılan devlet, bireysel
özgürlükler alanı aleyhine hayatın her alanına hâkim olan devasa bir aygıta dönüştüğünden kurulacak koalisyon hükümetinin önceliği, devletin küçültülmesi olmalıdır.51
44.Thomas Stratmann (2013) The effects of earmarks on the likelihood of
reelection, European Journal of Political Economy, 32 (2013): 341–355, ss.
341, 353. Bu çalışmaya göre ABD’de her 10 Milyon Dolarlık seçim öncesi
kaynak aktarımı %1 oy artışı sağlamaktadır. Bu rakam her vatandaşa düşen milli gelirden 12 Doların erimesine sebep olmaktadır. Bu da göstermektedir ki genel olarak seçmenlerin verdikleri oyun bir bedeli vardır.
45.Andrew Heywood (2012) Siyasetin Temel Kavramları, Çeviren Hayrettin
Özler, Adres Yayınları, Ankara.
46.IMF (2015) WEO-World Economic Outlook: Uneven Growth-Short and
Long Term Factors, http://www.imf.org/external/pubs/ft/weo/2015/01/
pdf/text.pdf (E.T. 04.07.2015), s. 84.
47.Murat Aslan ve Semih Bilge (2009) Türkiye’de 1950–2006 Döneminde
Bütçe Gelir-Gider Yönetimi Üzerine Ampirik Bir Çalışma: Tek Parti ve Koalisyon Hükümetlerinin Karşılaştırması, Süleyman Demirel Üniversitesi
İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi,14(3): 265-288.
48.Zaman Gazetesi (2007) Dünya Bankası: Koalisyon Ekonomiyi Zorlar, 24
Mayıs 2007, http://www.zaman.com.tr/ekonomi_dunya-bankasi-koalisyon-ekonomiyi-zorlar_543501.html (E.T. 04.07.2015).
49.Nadia Fiorino, Emma Galli ve Fabio Padovano (2015) How long does it
take for government decentralization to affect corruption?, Econ Gov
(Economics of Governance), DOI 10.1007/s10101-015-0156-y, s. 27-33.
50. Thushyanthan Baskaran (2013) Coalition Governments, Cabinet Size, and
The Common Pool Problem: Evidence From The German States, European Journal of Political Economy, 32 (Aralık): 356–376.
51.Common Pool (t.y.) Investopedia Explaıns ‘Common Pool’, http://www.
investopedia.com/terms/c/common-pool.asp (E.T. 04.07.2015).
59
Hukuk Etik Siyaset Araştırmaları
Hukukun Üstünlüğünün Tesisi
26. Hukuk düzeni tesis edilmediği sürece ekonomik ve siyasi başarının elde edilmesi mümkün değildir.
Sıra
27.Çalışmada kullanılan bir endeks, Türkiye’de
toplumsal ilişkilerin iyi denilemeyecek, hatta
endişe edilebilecek boyutta olduğunu göstermektedir. Toplumsal ilişkilerdeki eğilim
pozitife dönüşmediği sürece ülkede yaşam
kalitesinin ve dolayısıyla bunların doğal sonucu olan güçlü ekonomi ve ileri demokrasinin sağlanamayacağı açıktır. Koalisyon görüşmeleri sırasında toplumsal barış konusunun
gündeme getirilmesi gerektiği belirgin bir
şekilde görülmektedir. Toplumsal barışın temelinin sağlam olması hukukun üstünlüğünün tesis edilmesine bağlıdır. Adalet mülkün
temelidir.
28.Kişi başına düşen milli geliri en yüksek 50
ülke arasında Türkiye bulunmamaktadır.
Tablo-4’te Yunanistan 37, Malta 41, Arjantin
48, Macaristan 49 ve Ekvator Ginesi 50’nci
sırada yer almaktadır. Yunanistan’ın AB üyesi olmasının önemi burada ortaya çıkıyor.
Dünyanın 19’ncu büyük ekonomisi Türkiye
bu listede ancak 64’ncü sırada yer bulabilmiştir. Çözüm süreci masasının devrilmesini
olumlu değerlendirenlerin AB masasının da
devrilmiş olmasını normal karşılamayacakları
düşünüldüğünden AB konusunda da fabrika
ayarlarına, yani devlet politikasına dönülmesi gereklidir. Ekonomik faydası göz ardı edilse
bile hukukun üstünlüğü ile toplumsal yaşantıya etki eden standardizasyon çalışmalarının
yerleşebilmesi için AB üyeliği çalışmalarına
ihtiyaç duyulmaktadır.
60
Tablo-4: Kişi Başına Düşen Milli Gelir Tablosu
Ülke
Kişi Başı
Milli Gelir
Nüfus
Yönetim
1
Monako
171.465
37.420
Koalisyon
2
Lihtenştayn
115.262
37.480
Koalisyon
3
Lüksemburg
77.841
536.760
Koalisyon
4
Norveç
65.189
5.091.924
Koalisyon
5
Katar
58.406
2.267.916
Monarşi
6
İsviçre
55.486
8.157.896
Koalisyon
7
Cayman Adaları
54.827
62.190
Koalisyon
8
İzlanda
54.570
333.140
Koalisyon
9
Danimarka
46.255
5.640.184
Koalisyon
10
ABD
45.863
322.583.006
Başkanlık
11
İrlanda
45.119
4.677.340
Koalisyon
12
İsveç
44.161
9.631.261
Koalisyon
13
Hollanda
40.187
16.802.463
Koalisyon
14
Avusturya
40.008
8.526.429
Koalisyon
15
Almanya
38.292
82.652.256
Koalisyon
16
İngiltere
37.955
63.489.234
Tek Parti
17
Finlandiya
37.677
5.443.497
Koalisyon
18
Kanada
37.520
35.524.732
Tek Parti
19
Avustralya
37.493
23.630.169
Koalisyon
Koalisyon
20
Japonya
37.433
126.999.808
21
Singapur
36.898
5.517.102
Tek Parti
22
Belçika
36.411
11.144.420
Koalisyon
23
Fransa
34.141
64.641.279
Koalisyon
24
Hong Kong
33.534
7.259.569
25
Kuveyt
29.729
3.479.371
Monarşi
26
Yeni Zelanda
28.840
4.551.349
Koalisyon
27
İtalya
28.376
61.070.224
Koalisyon
28
İspanya
24.573
47.066.402
Tek Parti
29
Brunei
24.185
423.210
Monarşi
30
BAE
24.078
9.445.624
Monarşi
31
Güney Kore
23.893
49.512.026
Tek Parti
Koalisyon
32
İsrail
23.415
7.822.107
33
Porto Riko
21.233
3.683.601
Tek Parti
34
Bahama
20.747
382.570
Tek Parti
35
Kıbrıs Rum Kesimi
20.517
1.153.058
Koalisyon
36
Slovenya
18.632
2.075.592
Koalisyon
37
Yunanistan
18.146
11.128.404
Tek Parti
38
Suudi Arabistan
18.034
29.369.428
Monarşi
39
Portekiz
17.767
10.610.302
Koalisyon
40
Bahreyn
17.495
1.344.111
Tek Parti
41
Malta
16.736
430.150
Tek Parti
42
Slovakya
15.369
5.454.154
Tek Parti
43
Trinidad Tobago
14.370
1.344.235
Koalisyon
44
Seyşeller
14.236
93.310
Başkanlık
45
Çek Cumhuriyeti
14.088
10.740.468
Koalisyon
46
Umman
13.307
3.926.492
Monarşi
47
Estonya
12.044
1.283.771
Koalisyon
48
Arjantin
11.602
41.803.125
Koalisyon
49
Macaristan
11.429
9.877.365
Koalisyon
50
Ekvator Ginesi
10.920
1.622.000
Tek Parti
64
Türkiye
10.518
77.695.904
Tek Parti
D emok rasilerd e Koalisy on
HESA RAPORLARI
HESA Raporları
hesa.org.tr
[email protected]
HESA Raporları
Hukuk Etik Siyase t
Araştır maları
HUKUK ETİK SİYASET
ARAŞTIRMALARI
BEYAZ YAKA SUÇL
ARI - 2
Siyasetçi-Bürokrat-İşadamı
Üçgeninde Büyük Rüşvet
ve Yolsuzluklar
4G İH AL ES İ YA KL AŞ IR KE N
2G ve 3G İH AL EL ER İN DE YA
PI LA N
YOLSUZLUKLAR
HESA Raporları - 4
hesa.org.tr
[email protected]

Benzer belgeler