Antalya Bülten Sayı 67

Transkript

Antalya Bülten Sayı 67
TMMOB
İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
ISSN 1301 - 1405
Yıl: 22, Sayı: 67, Temmuz 2012 - Ocak 2013
www.imoantalya.org.tr
Mühendislik Haftası
Etkinlikleri
Gerçekleştirildi.
eği
ü
m
e
m
Y
ü
n
e
l
ö
Yıld
Jübi
l
ş
ı
u
Y
l
.
u
r
0
58. Ku e 25., 40., 5
t
Meslek
Belediye Başkanları
Gözüyle “Antalya’nın
Son Kırk Yılı ve Geleceğe
Bakış” Paneli
“Mühendislik Sorunları
Tartışılıyor” Forumu
Antalya Milletvekilleri
Şubemizi Ziyaret Etti
sayı
67
TMMOB
İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
HABER BÜLTENİ
İMTİYAZ SAHİBİ
İMO Antalya Şubesi adına
Cem OĞUZ
SORUMLU YAZI İŞLERİ YÖNETMENİ
Rıza ARSLANBAY
“Bir gün, birinci cihan harbinden sonra Ortadoğu’da
kurulan sunî devletlerin halkları ayaklanacaktır. O
gün geldiğinde, yeni kurduğumuz cumhuriyetimizin
yöneticileri, bu halkların değil emperyalist güçlerin
yanında yer alırsa aynı akıbete kendileri uğrayacaktır
ve kurtuluş savaşında yedi düvele haddini bildiren Türk
halkı onların da hakkından gelecektir..”
(Atatürk’ün 1923 yılında Amerikalı gazeteci
Isaac F. Marcosson’la yaptığı röportajdan)
YAYIN KURULU
Nurettin KORKMAZ
(Basın Yayın Komisyonu Koordinatörü)
Ramazan YILMAZ (Raportör)
Adil ÖZEN
Altay KUMBASAR
Birkan ÇAKIR
Can ÇETİN
Haluk SELÇUK
İbrahim KOÇ
Kemal KOÇAK
Mehmet Tamer ÖZMEN
Mustafa BALCI
TEKNİK SORUMLU
Zekiye TUNA
BÜLTEN BİLGİLERİ
Mesleki Yerel Süreli Yayın
3500 adet basılmıştır.
Üyelere ücretsiz dağıtılır.
Temmuz 2012-Ocak 2013 | Sayı 67 | Yıl 22
Altı Ayda Bir Yayımlanır.
YÖNETİM ve YAZIŞMA ADRESİ
Meltem Mah. 3808 Sok. No:10 07030
Muratpaşa / ANTALYA
Telefon: 0242 237 57 27 (3hat)
Belgegeçer: 0242 237 57 31
Elektronik Posta: [email protected]
Genel Ağ: www.imoantalya.org.tr
TASARIM
RETMA®
www.retma.com.tr
> Yazılar yaygın kullanılan kelime işlem
programlarından birinde yazılmış
olarak CD veya Elektronik Posta ekinde
([email protected])
gönderilmelidir.
> Yayın Kurulu, gönderilen yazılarda
dil, anlatım ve yayın tekniği yönünden
gerekli düzeltme ve kısaltmalar
yapabilir.
> Reklamların sorumluluğu reklam
veren kuruluşa aittir.
BASKI
Retma® Matbaa
Yeşilova Mah. Serik Cad.
(Havalimanı yolu, TEDAŞ karşısı)
Göl iş merkezi No:10 / 3
07200 Muratpaşa - ANTALYA
www.retma.com.tr
Telefon: (0242) 322 21 11
Belgegeçer: (0242) 322 21 12
> Antalya Bülten’de yayımlanan yazılar
kaynak gösterilerek kullanılabilir.
BASIM TARİHİ
Ocak 2013
> Yazılardaki görüşler yazarlara aittir.
> Yazılarda kullanılan fotoğraf, grafik,
şekil, tablo gibi görsel malzemeler en az
300 dpi çözünürlükte olmalıdır.
> Gönderilen yazıların yayımlanıp,
yayımlanmayacağına Yayın Kurulu’nca
karar verilir.
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
İÇİNDEKİLER
Başyazı3
Kent Sorunları
Antalya-Meltem Mahallesi-Yüzüncü Yıl Alanı ve Stadyum / M.Tamer ÖZMEN
5
I. Yangından Korunma ve Önlemleri Sempozyumu / İsmail Selçuk YILMAZ - M.Tamer ÖZMEN
7
Dünya Kenti Dediğimiz Antalya / Süleyman SEYREK10
Mevzuat, Yasa ve Yönetmelikler Hakkında Görüşler
Yaşanabilir Kentler İçin TMMOB Kentsel Dönüşüm
İlkeleri / Haluk SELÇUK12
Su Kanunu Tasarısı / Haluk SELÇUK14
Dünyadan
İngiltere’de İş Güvenliği / Hüseyin GÖNCÜ17
Şiirleşmiş Beton Esaslı 10 Şaheser Bina / Nurettin KORKMAZ
18
Röportaj
Konuğumuz İnşaat Mühendisi, Sayın Süleyman DOĞU / 20
Nurettin KORKMAZ
Tarihten Bir Yaprak
Osmanlı’nın Tükenişi Balkan Savaşları 100. Yıl / Nurettin KORKMAZ
Antalya - Meltem Mah. Yüzüncü Yıl Alanı ve
Stadyum
EXPO 2016 (Dünya Botanik EXPO) düzenlenmesi Antalya’ya verilirken; Uluslararası
Bahçe Bitkileri Üreticileri Birliği (AIPH) Başkanı Doekle FABER şunu söylemiştir. “Antalya EXPO 2016’nın kente katacağı katma
değer yanında, kazandıracağı YEŞİL DOKU
ile gelecek kuşaklara güzel miras bırakacağıdır.”(1)
Spekülatif baskılar, popülist yaklaşımlar ve
sosyo-ekonomik değişimlere bağlı olarak
Antalya ve çevresi rant alanlarına dönüştürülmüştür.
23
Bir Kitap
Ferrari’sini Satan Bilge - Robin S. Sharma / Nurettin KORKMAZ
24
Nutuk’tan (Söylev) Seçmeler (1) (1. Cilt) / M. Tamer ÖZMEN
26
Şiirleşmiş Beton Esaslı
10 Şaheser Bina
Neredeyse modern mimarinin başyapıtlarından hepsinin ortak bir yönü var: Onlar betondan yapılmışlar. En azından kısmen betondan inşa edilmiş. Halk bir yandan çirkin,
sıkıcı konut blokları veya soğuk endüstriyel
binaların malzemesi olarak betonu görürken
bir yandan da Le Corbusier’nin Villa Savoye
ve Oscar Niemeyer’in Brasilia ve Frank Lloyd
Wright’ın Fallingwater, Tadao Ando’nun Kilisesi. gibi en iyi tasarımcıların son yüzyılın en
nefes kesici yapılarının betondan olduğunu
görüyor.
Bu ve diğer pek çok modernistin görüleceği
gibi yapılarında temel beton bulunmaktadır. Phaidon yayınlarından çıkan yeni kitapta betonun kapsamlı olarak bir sunumu,
malzemenin form genişliği, doku ve amaca
uygunluğu editör William Hall tarafından
derlenmiş.
Serbest Kürsü
Yüce Atatürk’ün Ölümünün 74.
Sene-i Devriyesi Üzerine Bir Yazı /
Nurettin KORKMAZ
31
Ortadoğu ve Batı Arasında TÜRKİYE - Onur ÖYMEN / 35
Derleyen: Nurettin KORKMAZ
Turizm
İMO Antalya Şubesi
Konaklamalı Fethiye Gezisi / Nurettin KORKMAZ
37
Bizden Haberler
19 Aralık İnşaat Mühendisleri Günü
39
Aramıza Yeni Katılan Meslektaşlarımız
Temmuz 2012 - Ocak 2013
43
13. Dönem Yönetim Kurulu Çalışma Raporu
Temmuz 2012 - Ocak 2013
47-76
İMO Antalya Şubesi
Konaklamalı Fethiye Gezisi
08-09 Eylül 2012
Gezi İMO Antalya Şube önünden saat
9.00’da Fethiye’ye doğru hareketle başladı. Bir doğa cenneti olan Yakapark’da yenilen öğle yemeğinin ve yapılan gezintinin
ardından Tlos Antik Kenti ve doğa harikası
Saklıkent Kanyonu gezildi. Fethiye’de müzik ve dans eşliğinde yenilen akşam yemeğinden sonra otelde konaklandı.
Son Yaprak77
Yazılı Basında İMO78-79
2
İMO ANTALYA BÜLTEN
.
TEMMUZ 2012 - OCAK 2013
19 Aralık İnşaat
Mühendisleri Günü
İnşaat Mühendisleri Odasının 58. Antalya
Şubemizin 24. kuruluş yılında “19 Aralık
İnşaat Mühendisleri Gününü” kutlamanın
mutluluğunu ve coşkusunu yaşadık.
Geçirdiğimiz 24 yıla baktığımızda zor koşullar altında hizmet verildiğini ve kıt kaynaklara rağmen geçmiş yönetim kurullarımızca
harcanan yoğun emek ve büyük fedakarlıklar sayesinde bugünlere gelindiğini görüyoruz.
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
BAŞYAZI
Değerli Meslektaşlarımız,
Mesleğimize, meslek kuruluşumuza, haklarımıza, kazanımlarımıza ve geleceğimize ilişkin baskı ve kaygıların
arttığı bir çalışma dönemini birlik, beraberlik ve dayanışma içinde aşmakta olduğumuzu görmenin mutluluğunu yaşıyoruz.
3- 14 Nisan 2012 tarihlerinde bürokrasinin azaltılması
adı altında Planlı Alanlar ve Yapı Denetim Yönetmeliklerinde gerçekleştirilen ve 25 Nisan genelgesiyle somutlaştırılan sürecin olası olumsuz etkileri ile işlevsizleştirilmeye çalışılan meslek odamıza her zaman sahip
çıktınız.
13. Dönem Yönetim Kurulu olarak inşaat mühendisliği
mesleğinin sorumlulukları ve saygınlığı, mesleki etik ve
kamusal sorumluluklarımızdan taviz vermeksizin bağımsız tavrımızla, çalışmalarımıza verdiğiniz katkılar ve
meslek örgütümüzü sahiplenen onurlu duruşunuzdan
dolayı siz değerli üyelerimize teşekkür ediyoruz.
Yönetim Kurulumuza görev verdiğiniz günden bugüne
kadar geçen süreci değerlendirerek geleceğe baktığımız zaman ülkemizin ve meslek kuruluşumuzun tarihi
ve kritik bir dönemden geçtiğini söyleyebiliriz.
Türkiye’nin idari ve hukuki yapısının yeniden tasarlanması tüm kurumsal ve toplumsal yapıyı değiştirip
dönüştürmeye yönelik yasa düzenlemeleri ve uygulamaları, uluslararası sermaye ve temsilcilerinin de yönlendirmeleriyle tüm hızıyla sürdürülmektedir. Bu süreç
Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da Amerika ve Avrupa’nın
çıkarları doğrultusundaki savaştan yana politikalarında
müdahil olma, görev alma rolüyle belirginleşmiştir.
Bir taraftan “komşularla sıfır sorun” söylemi kamuoyuna dayatma yoluyla benimsetilirken diğer yandan siyasi
iktidarın sistemin talepleri doğrultusunda yaptığı uygulamalar yüzünden Suriye ile olan ilişkiler bozulmuş,
İMO ANTALYA BÜLTEN
.
sorunumuz olmayan komşu ülke kalmamıştır. Bugün
gelinen noktada Suriye ile bir savaş hali yaşanıyor izlenimi oluşmuştur.
Halka dayatılan eğitimin ve sağlığın paralı hale gelmesi
gibi piyasalaşan kamu düzeni, özelleştirmeler, zamlar,
artan vergiler, çalışanların haklarının geriletilmesi karşısında aydınların, gazetecilerin, öğrencilerin toplumsal
muhalefetine tahammülsüzlük sonucu baskıcı ve zora
dayalı uygulamalar artmıştır.
Diğer yandan Ülkemizde seçilmiş milletvekillerinden
akademisyenlere, öğrencilerden avukatlara, gazetecilere kadar tüm muhalif kesimler cezaevlerindedir. Hukuk sistemi ciddi sorunlar yaşamaktadır.
Kamuoyunda “2b, Yabancılara Toprak Satışı ve Kentsel
Dönüşüm” kanunları olarak bilinen yasal düzenlemeler
toplumu olumsuz etkilemeye başlamıştır.
2b alanları hak sahiplerinin dışında bazı tefeci veya fırsatçıların eline geçmeye başlamıştır.
2b alanı olsun ya da olmasın verimli tarım toprakları da
dahil olmak üzere Türkiye’nin her bölgesinde yabancı kişi veya tüzel kişi başına 300 dönüm olmak üzere
Türkiye topraklarının %10’una kadar toprak satın alabilmektedirler.
Kentsel dönüşüm yoluyla ülke topraklarının her köşesi
“proje alanı, rezerv alan veya riskli alan” ilanı yoluyla meraların bile yapılaşmaya açılmasının yolu açılmıştır.
Bugün uygulanmakta olan kentsel dönüşüm projeleri
ya yerel yönetimler tarafından “gecekondu ıslah projesine” veya vatandaş tarafından binaları “müteahhide
verme” şekline dönüştürülmüştür. Bu yolla deprem gerekçe gösterilerek ayrıcalıklı imar ve iskan izinleri daha
kolay alınmaktadır. Bu tür çalışmalar ya rantı yüksek
yerlerde veya çok kısıtlı yapılarda yapılmaktadır. Halkın
TEMMUZ 2012 - OCAK 2013
3
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
BAŞYAZI
büyük çoğunluğu ne yapacağını dahi bilmeden beklemektedir. Eğer kentsel dönüşümü devlet eliyle tüm
kente yaymaz ve kentte yaşayan herkesi bu işin içine
çekmez iseniz depremlerde can ve mal kayıpları sonucu insani dramlar, sosyal ve ekonomik yaralar devam
edecektir.
malarının yer aldığı “Torba Kanun” kamuoyunda sıkça tartışılmaktadır.
Kentsel dönüşümün ancak halk ve devlet birlikteliğiyle
yaşanabilir ve sürdürülebilir kentsel yaşam çevrelerinde
afete dayanıklı binalarda mahalle yaşamının korunması,
komşuluk ilişkilerinin güçlendirilmesi, kentlilik bilincinin
artırılması, kültür ve sanatın her kentliye ulaşmasıyla
gerçekleştirilebileceği unutulmamalıdır.
Jeolojik araştırmalar, kent planlaması, “yapı projelerinin hazırlanması, uygulanması ve denetlemesindeki bütün iş ve işlemler,” Bakanlıktan alacakları
yetki sınıflarına göre “Teknik Müşavirlik Kuruluşlarına” veriliyor. Teknik müşavirlik kuruluşlarının ortaklarının tamamının mimar ve mühendis olma şartı da kaldırılıyor. Proje yapımı ve denetimi ile yapının inşası ve
denetiminde görev alan ilgililerine daha ağır idari ve
cezai yaptırımlar öngörülüyor.
Güvenli ve nitelikli yapılar inşa edebilme hedefine varabilmek amacıyla afet riski taşıyan yapıların tasfiye edilmesi, yeni yapıların afet riskleri göz önüne alınarak projelendirilmesi ve denetlenmesi gerekir. Çevreye duyarlı
teknik altyapısı tamamlanmış, temiz enerji ihtiyacı karşılanmış, nitelikli yaşam alanlarının oluşturulması, sağlıklı
bir imar düzeni ile yapı denetim sisteminin kurulmasına,
bina envanterlerinin çıkarılmasına, kentsel dönüşüm ve
yenileme alanlarının belirlenmesine bağlıdır.
Antalya’nın geleceği bütüncül yaklaşımla tarım, turizm,
ticaret, sanayi, içme ve kullanma suyu kaynakları, arazi kullanım kararları; deprem ve ulaşım master planı ile
uyumlu, güncellenmiş nazım imar planı ile kentsel dönüşüm ana planlarının hazırlanması; Antalya’nın il sınırları genelinde 50 yıllık gelişim ve dönüşümüne uygun
stratejik bir planla belirlenmelidir.
Kent bütününde; yağmur suyu drenajı yetersizliği, afet
riski, yol, su, elektrik ve ulaşım yetersizlikleri ile bütüncül
bir imar düzeni bulunmayan bir şehrin bölgesel ve parsel bazında yapılacak imar tadilatları; bütüncül olmayan
kentsel dönüşüm uygulamaları sonucu çarpık kentleşmenin sürekliliği, mevcut sorunları çözmek yerine, içinden çıkılmaz hale getirecektir.
Orman ve Su İşleri Bakanlığının hazırlamış olduğu “Su
Kanun Taslağı”, “Suyu nasıl korurum?”dan ziyade
“Suyu nasıl satarım?” düşüncesini belirlemeye yarayan bir çalışmadır. Günümüzde yakın bir gelecekte yaşanabilecek bölgesel ve küresel su savaşları senaryoları üretilmeye başlanmıştır. Geleceğimiz için yapmamız
gereken suya zarar vermemek, suyu özelleştirmemek,
su kaynaklarını ve doğayı korumak ve yaşamı savunmak olmalıdır.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca hazırlandığı söylenen,
Yapı Denetim Kanunu’nun yeni taslağına eklenen 11
başka kanunda yapılabilecek değişiklik önerileri çalış-
4
İMO ANTALYA BÜLTEN
.
Torba Kanun taslağı önerileri içinde “yapı denetim, imar,
mera, kıyı, kat mülkiyeti, fikir ve sanat eserleri, 644 sayılı
KHK, vd.” önemli bazı konu başlıklarını hatırlatmakta
yarar var.
Meslek odalarının ruhsat aşamasında proje denetimi
yapmaları ya da idarelerin bu yönde talepte bulunmaları
önleniyor. Mühendis ve mimar odalarının devre dışı bırakıldığı bu kanunla tüm teknik hizmetlerde devlet eliyle
tekelleşme yaratılıyor.
Taslakta, fenni mesuliyet, şantiye şefliği gibi hizmetler
üniversite mezunu olmayan teknisyen, tekniker, teknik
öğretmen gibi teknik elemanlarca yapılabilmesinin yasal altyapısı oluşturuluyor; eğer bir ilde mimar, mühendis yoksa bu iş ve işlemlere ilave olarak projelerin de
bu teknik elemanlarca yapılabilmesinin yolu açılarak,
mimarlık ve mühendislik gereksiz kılınıyor.
Kıyılar, doğal alanlar ve meralar koruma kapsamından
çıkarılıyor, talana yasal kılıf yaratılıyor;
Tarım alanlarının tarım dışı kullanıma açılması kolaylaştırılıyor;
Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu hükümleri
geçersiz sayılıyor.
Kıyı Kanunu’ndaki “ilk 50 metrenin imara kapalı,
topluma açık” kuralı kaldırılarak yapıların denize 10
metreye kadar yaklaşmaları sağlanıyor.
Umarız ve dileriz ki kentlerimizi, kıyılarımızı, yaşam alanlarımızı talana açan; mesleğimizi ve meslek odalarımızı,
kamu yararını yok sayan bu torba kanun taslağı bu haliyle kanunlaşmaz!
Bizlerin yapması gereken bugüne kadar olduğu
gibi hep birlikte dayanışma içinde mesleğimize,
meslek örgütümüze, geleceğimize ve ülkemize
sahip çıkmak, örgütlü yapımızı, Meslek Odamızı
savunmak olacaktır.
13. Dönem Yönetim Kurulu
TEMMUZ 2012 - OCAK 2013
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
KENT SORUNLARI
M. Tamer ÖZMEN*
İnş. Müh. / İş Bilim Uzm.
Antalya - Meltem Mahallesi Yüzüncü Yıl Alanı ve Stadyum
EXPO 2016 (Dünya Botanik EXPO) düzenlenmesi
Antalya’ya verilirken; Uluslararası Bahçe Bitkileri Üreticileri Birliği (AIPH) Başkanı Doekle FABER şunu söylemiştir. “Antalya EXPO 2016’nın kente katacağı katma
değer yanında, kazandıracağı YEŞİL DOKU ile gelecek
kuşaklara güzel miras bırakacağıdır.”
Spekülatif baskılar, popülist yaklaşımlar ve sosyo-ekonomik değişimlere bağlı olarak Antalya ve
çevresi rant alanlarına dönüştürülmüştür.
Böylece, Antalya ve çevresinin; tarihsel dokusu bozulmuş, kıyıları yağmalanmış, düzensiz ve çarpık yapılaşmalar meydana gelmiştir. Antalya’nın YEŞİL ALANLARI, TARIM ALANLARI, ORMAN ALANLARI, MERALARI
ve YAYLALARINI YAPI ALANLARINA DÖNÜŞTÜRMEK
için çeşitli gerekçeler gündeme getirilerek toplumun kanıksanmasına neden olmuştur.
Bir avuç insanın mutluluğu pahasına Antalya’nın geleceği, yaşamsal kaynakları ve zirai ekonomisi yok edilmektedir.
Antalya’nın nefes almasını sağlayan ve iklimini regüle
eden alanlar ile sera gazı yutakları olan yeşil alanlar da
oldukça daralmıştır.
Bu oluşumlara ve eğilimlere direnmek oldukça güçtür.
Bu güçlüğe rağmen kent üzerindeki her çeşit baskılar
azaltılmalı, yeşil alanlar çoğaltılmalı, hakim rüzgarlara
karşı koridorlar açılarak Antalya’nın NEFES ALMASI
sağlanmalıdır.
Antalya’nın Nefes Almasını Sağlayan ve
İklimini Regüle Eden Mevcut Alanlar
Lara Parkı, Karaalioğlu Parkı, Atatürk Parkı, Atatürk
Kültür Parkı, dünyaca ünlü Konyaaltı Plajları, Meltem
Mahallesi 100. Yıl alanı, Pil ve Dokuma Fabrikaları alanları, Narenciye ve Vakıf Çiftliği.
Bu alanlar; kışın karadan denize, yazın denizden karaya
doğru olan hakim rüzgarların koridorlarını oluştururlar
ve Antalya’nın meteorolojik değerlerini, iklimini ve hava
kirliliğini regüle ederler. Aynı zamanda bu ve buna benzer diğer yeşil alanlar Antalya’nın sera gazı yutaklarını
oluştururlar.
Antalya’nın geleceğinin ipoteği olan bu alanlar: Ulusal
ve uluslararası rantçılar tarafından kuşatılmış ve düşünce ötesi çeşitli gerekçelerle gündeme getirilerek, yapı
alanlarına dönüştürmek için baskı altına alınmışlardır.
Antalya’nın aylara göre hakim rüzgar yönleri (2):
Aylar
:123456789101112
Rüzgar Yönü
:KKKKGD
GDGKKGKK
(K) Kuzey, (G) Güney, (D) Doğu
* Kent Sorunları ve Afete Hazırlık Komisyonu Koordinatörü, İMO Antalya Şube Basın Yayın Komisyonu Üyesi
İMO ANTALYA BÜLTEN
.
TEMMUZ 2012 - OCAK 2013
5
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
KENT SORUNLARI
Meltem Mahallesi ve 100. Yıl Alanı
Stadyum
Dünyaca ünlü Konyaaltı Plajlarının, Atatürk Kültür
Parkı’nın, turistik otellerinin ve alanlarının devamı olan
ve bunlarla bütünlük sağlayan 100 Yıl Alanı ile Meltem
Rüzgârları, Meltem Mahallesi ile bütünleşmiş ve simgesi haline gelmiştir. Meltem Mahallesi; konumu, panoramik ve konjonktürel yapısı itibariyle Antalya’nın en
önemli mahallelerinden birisidir. Doğa güzelliği, meteorolojik şartları, sosyal, kültürel, eğitim, sağlık ve turistik
yapıları ile önem arz etmektedir.
Stadyum, bölgenin ve ülkenin prestij yapılarından olup
aynı zamanda o bölgenin de simgesi durumundadır.
Wembley, Neo-Camp Stadyumları gibi. Stadyumlar
daima toplumun, ülkenin ve dünya sporunun faydalanacağı alanlar olup, bunların yapımı ve kullanımı hiç
kimsenin ve zümrenin RANT ALANLARI değildir.
Meltem Mahallesi ve çevresindeki, meltem ve hakim
rüzgarları; Antalya’nın havasının ve dolayısıyla ikliminin
düzenlenmesinde etken olmaktadır. Antalya’nın orografik yapısı nedeniyle sıra dağların deniz yamacında
oluşan nemli hava kütlesinin, hakim rüzgarlarla dağların
arka yamaçlarına taşınarak, o bölgelerin de yağış almaları sağlanmaktadır. Nemli hava kütlelerinin taşınmasıyla, Antalya yayının çanağında oluşan aşırı yağışlar, sel
ve taşkınlar da azalmaktadır.
Alınması Gereken Önlemler
Antalya’nın hava şartlarını düzenleyen, hava akımını
sağlayan Meltem Mahallesi ve benzeri bölgeleri korumalıyız ve gelişmesini sağlamalıyız.
Düzensiz ve plansız yapılaşmaları önleyerek, Antalya’nın
hava akımlarını sağlayan açık alanlarını yeşil alanlara
dönüştürerek yeni hava koridorlarını açmalıyız. Mevcut
hava koridorlarını da açık tutmalıyız.
Geleceğin Antalya’sı için sera gazı yutaklarını artırmalıyız. Bunun için 100. Yıl Alanı, Pil ve Dokuma Fabrika Alanları ve benzeri alanları ağaçlandırılarak YEŞİL
DOKU olarak Antalya’ya kazandırmalıyız. AIHP Başkanı
Faber’in söylediği EXPO 2016’nın kazandıracağı YEŞİL
DOKU da bunlar olsa gerek.
Dünya turizm kenti olan Antalya ve çevresi, her tür
baskılardan ve popülist yaklaşımlardan uzak tutulmalıdır. Kıyılarının, falezlerinin, yeşil dokusunun, tarihi yapılarının, antik ve diğer her tür değerlerinin korunması
amacıyla Antalya’ya, ÖZEL BİR KENT STATÜSÜ verilmelidir. Bunun için gereken yasalar çıkarılmalı ve acil
önlemler alınmalıdır.
Bu konularda merkezi ve yerel yönetimlere, sivil toplum örgütlerine ve Antalya halkına önemli görevler düşmektedir. Özellikle Antalya halkı duyarlı olmalı, yaşam
alanlarına sahip çıkmalı ve nesli için Antalya’yı geleceğe
taşımalıdır.
6
İMO ANTALYA BÜLTEN
.
Stat bir bölgenin değişimini ve gelişimini sağlar. Stadın
çevresi, yeşil alanlara ve çeşitli spor alanlarına dönüştürülür. Kentin dokusunda ise o yöne doğru eğilimler,
tercihler ve kaymalar olur. Doğru planlamalarla, o bölgenin gelişmesi sağlanır ve kentin katma değeri artar.
Bu ve buna benzer birçok nedenlerle stadyumun yeri
ve yapısı çok önemlidir. Bazı insanları mutlu etmek için
stadyum yapılmaz, ülke ve dünya sporuna hizmet vermesi için yapılır.
Turizm kenti olan Antalya’nın: Düzensiz ve çarpık yapılaşmış, trafik sorununu çözmemiş şehir merkezine,
stat yapmak için beton yığını stada ihtiyacı yoktur.
Antalya’yı, geleceğe taşıyacak, gelişimini sağlayacak,
prestijini artıracak ve simgesi olacak bir stada ihtiyacı
vardır. Yapılacak böyle bir stat, aynı zamanda sosyal
ve turizm amaçlarla da kullanılmalıdır.
Son Söz
Miras olarak değil! Neslimizin emaneti olan doğa
harikası, medeniyetler müzesi ve kültür hazinesi
Antalya’yı; değerleri, yeşil dokusu ve stadyumu ile
birlikte gelecek nesillere en iyi şekilde bırakmalıyız!
Teşekkür
Antalya ve çevresi, 100. Yıl Alanı, Pil ve Dokuma Fabrikaları alanları için duyarlılıklarından dolayı Antalya halkına, sivil toplum örgütlerine ve yerel basına, 100.Yıl,
Pil ve Dokuma Fabrika alanlarının korunarak Antalya’ya
yeni bir stadyumun yapılması için maddi ve manevi
desteklerinden ve “Stadyum Yeri Tercih Anketi” çalışmalarından dolayı İMO Antalya Şubesi Yönetim Kuruluna teşekkürlerimi sunarım. Ayrıca Antalya’nın konumuna ve yapısına uygun bir stadyumun, Antalya’ya
kazandırılması konusundaki çabası, mücadelesi ve bu
konularda basınla olan ilişkisi nedeniyle İMO Antalya
Şubesi Başkanı Cem Oğuz’a teşekkür ederim.
Kaynaklar
(1) Antalya Meslek Odaları Eş Güdüm Kurulu Basın Açıklaması.
(2) T. Özmen. Antalya Dünya ve Ülke İçin Çevreye Duyarlı Sürdürülebilir Bir Kent Modeli Olabilir mi? 6. Kentsel Altyapı Sempozyumu.
TEMMUZ 2012 - OCAK 2013
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
KENT SORUNLARI
I. Yangından Korunma ve
Önlemleri Sempozyumu
İsmail Selçuk YILMAZ**
İnş. Müh.
Antalya Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Dairesi Başkanlığı, Mimarlar Odası Antalya Şubesi ve İnşaat Mühendisleri Odası Antalya Şubesi tarafından ortak düzenlenen
“1.Yangından Korunma ve Önlemleri Sempozyumu” 14 Eylül 2012 tarihinde Atatürk Kültür Merkezinde
gerçekleştirilmiştir. Sempozyumda: Yangından korunma ve önlemleri ile ilgili; ulusal ve uluslararası standartlar, yönetmelikler ve karşılaştırmaları konuları işlenmiştir.
Sempozyumun açılış konuşması; İnşaat Mühendisleri Odası Antalya Şube Başkanı Cem OĞUZ tarafından yapılmıştır. Cem OĞUZ; Konusu itibariyle çok
önemli olan bu Sempozyuma, merkezi ve yerel yönetimlerin ilgisizliğinden ve yöneticilerinin katılmayışından
söze başlayarak, özet olarak şunları söylemiştir:
“Son 60 yıl içerisinde vuku bulan afetlerdeki can kayıplarının; %75’i depremler, %10’u heyelanlar, %6’sı
su baskınları, %4’ü kaya düşmesi, %4’ü yangınlar ve
%1’i çığ, fırtına neticesinde gerçekleşmiştir.
Ülkemizdeki hızlı nüfus artışı, sanayideki gelişmeler, çok
katlı ve çok amaçlı binalar yapımı, üretim teknolojisin-
M. Tamer ÖZMEN*
İnş. Müh. / İş Bilim Uzm.
deki gelişmelere paralel olarak her geçen gün yangın
sayısını da arttırmaktadır.
Günümüzde büyük yangın felaketleri olmakta, çelik ve
betonarme yapılar bir an da ateşin korkunç gücü altında yıkılarak can ve mal kaybına sebebiyet vermektedir.
İnsanoğlu, yangına karşı savaşımını 4000 yılı aşkın süredir sürdürmektedir. Yangın tarih içinde şehir dokularının değişimine bile neden olmuştur.
1666’da büyük Londra yangınından sonra alınan önlemler; Yangını çıktığı yapıda bırakmak, yanındaki yapılara sıçramasını önlemek biçimindeydi.
1871 Chicago yangını, endüstri devriminden sonra
moda olan çelik kolon ve kirişlerin yangına karşı nasıl
dayanıksız olduğunu ortaya koydu.
18. yüzyıldan sonra ki yanan yapılarda, insanların kaçabilmelerini sağlayacak önlemler düşünülmeye başlandı.
1942 Coconart Grove yangınında, yeni kaplama malzemelerin yanıcılığı nedeni ile 500 kişi ölünce, yeni mal-
* Kent Sorunları ve Afete Hazırlık Komisyonu Koordinatörü, İMO Antalya Şube Basın Yayın Komisyonu Üyesi
** IMO Antalya Şube Sekreter Yardımcısı
İMO ANTALYA BÜLTEN
.
TEMMUZ 2012 - OCAK 2013
7
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
KENT SORUNLARI
zemelerin özellikleri önem kazandı.
Osmanlı saraylarında çıkan yangınlar; sarayların çoğunda yapıların ya tamamen veya kısmen yok olmasına neden olmuştur. III. Murat zamanında saray mutfağında
çıkan bir yangın büyük hasar yaratmış, sarayın büyük
bir kısmını yok etmiştir. Bu nedenle 1539 yılında çıkarılan İstanbul Kadısının Fermanı ile yangın güvenlik önlemlerinin daha, bundan 450 sene evvel ciddi yasalarla
ele alınmaya başladığını söyleyebiliriz.
Teknolojinin gelişmesiyle birlikte bilimsel yaklaşımlarla
yangına karşı savaşımda korunum çalışmalarına, ancak
II. Dünya Savaşı sonlarına doğru başlanabilmiştir.
Türkiye’de yılda 105.000 civarında yangın meydana
gelmekte ve bu yangınlarda, çok sayıda can, mal ve
ekonomik kayıplar meydana gelmektedir.
Yangınla ilgili yasal düzenlemeler ile afet ve yangın gerçeğini bir kez daha kamuoyuna duyurmak, afet ve yangını anlamak, halkımızın bilinç düzeyinin artırılmasına
katkı koyabilmek üzere Odalarımız Antalya Büyükşehir
Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı ile işbirliği yaparak
“Yangından Korunma ve Önlemleri Sempozyumu” düzenlemiştir.
Önümüzdeki süreçte bu Sempozyumun devamı olarak özellikle orman yangınlarının da konu edileceği yeni
sempozyumlar düzenlenmesini hedefliyoruz.”
Birinci ve üçüncü konuşmacı olarak: Binalarda
Yangın Önleme Uzmanı, Frankfurt İmar Dairesi Görevlisi, Mimar, Kemal GÜNAYDIN:
Konaklama Amaçlı Binalarda Yangından Korunma Yönetmeliği Uygulamaları (Türkiye Yangından Korunma
Yönetmeliği-2009) ile Almanya ve Türkiye’deki Yönetmeliklerin Karşılaştırılması konulu sunumu yaptı ve özet
olarak şu noktalara değindi;
Yangın, inşa sürecinde yapısal önlemler alınarak,
teknik donatılar yerleştirilerek önlenebilir.
Her şeyin başı eğitim, organizasyon ve denetimdir.
Bu konularda yetişmiş elemana ihtiyaç vardır.
8
Alev geçirmez yangın kompartımanları yapılarak
yangınını diğer birimlere sıçraması önlenmelidir.
Kaçış yolları merdivenlerle, mecburi çıkışlarla bağlantılı yapılmalı, merdivenler panik durumunda kaçışa
elverişli olmalıdır. Binaların duvarları yangına 90 dakika
dayanabilen malzemeden yangın duvarları ön görülmeli, döşemeler de yangın duvarı niteliğinde olmalıdır.
Binalardaki kablo, tesisat girişleri de yangına karşı
korunmalıdır.
Bina cepheleri zor yanıcı malzeme ile inşa edilmeli.
Koridor ve hollerde oluşan duman gazları insanların toplandığı kısımlara sızmamalı, duman çıkışları için
önlem alınmalıdır. Zira yangınlarda insanların %90 ı dumandan zehirlenerek ölmektedir.
Oda kapıları yangın olunca kendiliğinden kapanabilmeli, alevler ve duman koridor ve hollere sıçramamalıdır. Koridorlarda belli mesafelerde duman kesici kapılar
öngörülmeli bu kapılar yangında kendiliğinden kapanabilmelidir.
Yangına uyumlu acil durum asansörleri olmalıdır.
Tavanlarda ve duvarlarda yangın söndürme sistemleri olmalı, ilk yardım ve ilk yardım ekipleri ile ilgili bilgiler
herkesin görebileceği yerlere asılmalıdır.
Son söz: Mühendis ve mimar binayı yangını da düşünerek projelendirilmeli!
İkinci konuşmacı olarak: Binalarda Yangın Önleme Uzmanı (Frankfurt) Mimar, Recep AÇIKGÖZ
Almanya’da Halen Yürürlükte Olan Konaklama Amaçlı
Binalarda Yangından Korunma Yönetmeliği Hakkında
Bir Sunum Yapmıştır. Sunumdan kısa notlar:
1996 daki Düsseldorf hava limanı yangınından sonra yangın konusunda bütün Alman şartnameleri değişti.
Bir kilogram kağıttan 1000 m3 duman oluşur. Ölümlerin %90 ı işte bu dumandandır.
Yangında binanın konumu, itfaiyenin çalışma alanları
ve ulaşım yolları çok önemlidir.
Almanya’da yangın ihbarından hemen 10 dakika
içinde itfaiye olay yerine ulaşır. Çünkü insanlar dumandan dolayı yangın başlangıcından 17 dakika sonra
ölüm tehlikesiyle karşı karşıyadırlar.
Yapı, itfaiye gelene kadar yangına dayanabilecek
malzeme ile inşa edilmelidir.
Yangınların çıkış nedenleri: %40 sigara, %16 arızalar
(şarj aletleri), %13 kundaklama,%31 diğer.
Yapının kullanım amacı, kullanım alanı, kapalı alanı,
binada ikamet edecek insan sayısı ve yapının yüksekliği
yangında baz alınacak kriterlerden yalnızca bazılarıdır.
Yangından sonra sigorta şirketleri bin bir bahane uydurarak ödeme yapmak istemezler. Bu yüzden birçok
firma iflasa kadar gitme tehlikesiyle karşı karşıyadır.
İMO ANTALYA BÜLTEN
.
TEMMUZ 2012 - OCAK 2013
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
KENT SORUNLARI
Yangınlardan mühendis, mimar ve yangın uzmanları
sorumludur.
özel binalarda ve bu binaların da %70’i konuttu. Yangınlar ekseriya saat 23.00 ile 7.00 arasında çıkmıştır.
5 milyar Euro hasar bedeli oluşarak yangına uğrayan
işyerlerinin %43’ü iflas ederek iş yerlerine kilit vurmuş,
yangın felaketi geçiren diğer firmaların mali değeri ise
borsalarda %20-30 civarında düşmüş, ayrıca bu firmaların müşterileri tedariklerini rakip firmalardan yapar
olmuşlardır.
Son Konuşmacı olarak: Yangın Önleme Uzmanı
(Frankfurt),İnş.Yük.Mühendisi, Oliver HILLA tarafından
Almanya’da Mevcut Binaların Yangından Korunma Konusunda Yeniden Değerlendirilmesi ve Bu Uygulamaların Pratikteki Örnekleri ile Yapı Elemanlarının Avrupa
Normlarına Göre Sınıflandırılması konulu sunumu yapmıştır. Ayrıca yangınların ve alınan önlemlerin tarihçesinden de bahseden Hilla özetle şu noktalara değinmiştir:
Bu da gösteriyor ki yangınlar bir ülkeyi büyük felaketlere sürükleyebiliyor.
Yangın hususunda ilk kurallar 18. Yy’da konulmuş.
Minimum bina aralıkları ve duvar kalınlıkları tespit edilmiştir.
Yangın hususunda ev sahibi ve plan grubu birlikte
çalışmalı gereken bütün önlemler planlama ve uygulama sırasında yerine getirilmelidir.
19.yy Almanya’da itfaiye teşkilatı kuruldu.
1960 yılında yine Almanya’da ilk yangın şartnamesi
yürürlüğe girdi.
1991’de bütün Avrupa’da birbiriyle uyumlu denetim
şartnameleri yürürlüğe girdi.
Büyük yangınlar: 19-26 Temmuz Roma yangını (Neron tarafından Roma yakıldı). 02-05 Eylül 1666 Londra
yangınında 13000 ev ve 87 kilise yandı. Sebep: Kömürün düzgün yakılmayışı. 08-10 Ekim 1871 Chicago
yangını,17000 bina yandı kül oldu. Sebep: Baca yangını. 11 Nisan 1996 Düsseldorf Havalimanı yangını, 17
kişi öldü, 88 kişi yaralandı, hasar bedeli 30 milyon Euro.
Sebep: Birçok küçük hatanın bileşkesi.
Almanya’daki 2003 istatistiklerine göre o yıl 230.000
yangın olmuş, 600 kişi ölmüş, 10000 kişi de yaralanmıştır. Ölümlerin %90’ı dumandan, yangınların %80’i
İMO ANTALYA BÜLTEN
.
Sempozyumun son bölümünde: Akdeniz Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Saadet ALKIŞ Başkanlığında sunumlar tartışılmıştır.
İzlenim:
“1.Yangından Korunma ve Önlemleri Sempozyumu”
ülke, Antalya ve ilgililer için çok faydalı olmuştur. Önemli
afetlerden biri olan, zaman zamanda felaketlere dönüşen yangın afeti, büyük ölçüde can, mal ve ekonomik
kayıplara neden olmaktadır. Yangın ile ilgili bu sempozyuma; merkezi ve yerel bazda yöneticilerin ve ilgililerin
katılmamış olması, dolayısıyla katılımın az olması ülke
için hem düşündürücü hem de üzücüdür.
Bu ve buna benzer sempozyum, toplantı ve eğitimlere
ilgisiz kalınmasının nedenleri, üniversitelerde araştırma
konusu olmalıdır. Bu Sempozyumun devamının gelmesi temennisiyle…
TEMMUZ 2012 - OCAK 2013
9
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
KENT SORUNLARI
Dünya Kenti Dediğimiz Antalya
Süleyman SEYREK*
İnş. Müh.
Yurdumuz aktif deprem kuşağı üzerinde bulunmaktadır.
Ülkemizin %96’sı, nüfusumuzun %98’si deprem bölgesindedir. Geçmişinde pek çok deprem gören ülkemizde gelecekte de depremlerle buluşacağı kaçınılmaz bir
gerçektir. Önemli olan bu depremlere karşı bilinçli olmak, depremi en hasarsız şekilde atlatmak, can kayıplarını minimuma indirmektir. Antalya 1997 yılında 4. derece deprem bölgesi iken, şimdi ikinci derece deprem
bölgesi oldu. Bu da 1997 yılından önce yapılan binaların risk taşıdığı anlamına gelmektedir. Halkımız tedirgin
olmasın diye bazı gerçeklerin gizlenmesinin hiçbir yararı
olmadığı gibi bir deprem anında kaybedilecek can kaybını önlemez, vicdanları da rahatlatmaz.
Onun için halk bilinçlendirilerek; deprem öncesinde,
deprem anında, deprem sonrasında alınabilecek önlemler konusunda uyarıcı, ikaz edici, yol gösterici levhalar, basın bildirileri, haberleşme araçları ve seminerlerle
ve hatta deprem senaryoları düzenleyerek depreme
hazır hale getirilmelidir.
Depremin nerede ne zaman olacağı henüz bilimsel olarak kanıtlanmasa da, fay hatlarının geçtiği bölgeler ve
yıllara göre oluşmuş depremler değerlendirilerek, bir
tahmin yürütülerek olasılıklar değerlendirilmektedir.
Deprem afetlerinin en acı vereni en büyüğüdür. Depremin oluşumunu, yerkürenin yapısı, dalgaların yönü ve
teorisini herkes bilmek durumunda değildir. Ama korunma yollarını herkesin bilmesi zorunluluk arz etmektedir.
Türkiye deprem riski olarak 5 bölgeye ayrılmıştır. Yapılan
yapıların tasarım ve hesaplamaları bu bölgelere göre
yapılmaktadır. Hesap ve projesi olmayan, inşaat ruhsatı
ve mühendislik hizmeti almamış yapılar da mevcuttur.
Ülkemizde 19 milyon yapı olduğu tahmin edilmekte ve
bunların %40’ının riskli yapılar sınıfına girdiği söylenmektedir. Depremle ilgili önlemlerin alınması konusunda
henüz yeterli bir seviyeye ulaştık mı dersiniz? Maalesef
ulaştığımız söylenemez.
Bu Türkiye gerçeği Antalya’mızda aynen yaşanmaktadır. 680 km’lik kıyı şeridi bulunan, her yıl bir Burdur
kadar nüfusuna eklenen dünya kenti konumundaki
şehrimizde de sorunlar birikmiş, yaşam zorlaşmıştır. 10
10
İMO ANTALYA BÜLTEN
.
milyon yıl önce oluşan depremlerle doğa, falezler, göçükler ve yarılmalarla Antalya’mız bir güzelliğin simgesi
haline gelmiştir. Bu güzelliği korumak, gelecek nesillerimize bırakacağımız en güzel mirasların başında gelmektedir.
Özellikle falezler üzerinde bilinçsizce yapılan yapılaşmalarla çirkinlik abideleri yarattık. Bunu açıkça ifade etmenin yarar olduğu kanısındayım. O da şudur; Bir rant, bir
ilişki, bir çıkar, bir menfaat uğruna buraların feda edildiği
kanısı oluşmaktadır. Doğayı katlederek gelecek nesillerin yaşam değerlerini köreltmekte olduklarının acaba
farkındalar mı? Doğa kendisine yapılanı affetmez. Dere
yataklarına yapılan binaların akıbeti gibi falezlerin altları denizin ve rüzgarın aşındırmasıyla dehlizler, oyuklar,
boşluklar oluşarak göçmekte veya kaymaktadır. Falez
başlarına yapılan yapıların akıbetinin de gelecekte dere
yataklarındaki binalarınki gibi olmayacağına kim garanti
verebilir? Antalya’mız Büyükşehir ve ilçe belediyelerin
farklı siyasi görüşlerin yönetiminden oluşmaktadır. Demokrasinin de gereği budur.
Ama kentimizin modernleşmesi, gelişmesi yaşam kalitesinin arttırılması siyasi rantlara bağlı olarak değil,
birlikte bir mantık süzgecinden geçirilerek insan odaklı,
gelişmiş, çağdaş, modern ülkeler düzeyinde bir gelişmişliğin sembolleri baz alınarak en iyi şekilde nasıl yapılabilirliği tartışılmalı ve uygulanmalıdır.
Daha önce bir şekilde yapılmış hatalardan dönülmeli,
bu hataları da bir nasihatmiş gibi algılayarak aynısını
tekrarlamamalıyız. Antalya’mız bir dünya kenti diyoruz.
Doğasıyla; deniz, kum, güneş, orman, dağ ve ovalarıyla
tanınan albenisini bu şekilde benimsetmiş bir kent olarak korumak elbette ki bireysel ve toplumsal bir zorunluluktur. Bu görev kolay bir görev değildir. Rant ve çıkar
çevreleri kendi menfaatleri için bu güzellikleri çirkinleştirmekten çekinmezler. Antalya’da yaşayan, burasının
havasını koklayan bireyler olarak dik durmalıyız teslimiyetçi olmamalıyız. Görev ve yetkilerimizi bilerek gerekli
duyarlılığı göstermeliyiz.
Ben de bir kentli, bir teknik eleman, bir belediye çalışanı, bir vatandaş olarak görüp de huzursuz olduğum
birkaç konu ile serzenişlerimi ifade etmek istiyorum:
TEMMUZ 2012 - OCAK 2013
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
KENT SORUNLARI
Konyaaltı sahil şeridi: Yazın çok sıcak olması sebebiyle çok yoğun bir insan kalabalığına sahne oluyor.
Trafik alabildiğine yoğun, insanlar gece gündüz kent
merkezine yakınlığı, cazibesi denizden ve güneşten
faydalanmak amacıyla buralarda bulunmaktalar. Gel
gör ki araba park edecek yer bulmak imkansız. Yol kenarlarına arabalar için büyük cepler yapmak mümkün
ve müsait iken, kısmen küçük küçük cepler yapılmıştır.
Yol kenarlarını daraltarak araba konması ve park etmenin engellenmesi hangi mantığa uygundur. Böyle bir
uygulama her an kazalara ve can kaybına sebep olabilecek ortam yaratmaktadır. İnsanlar cepler harici yerlere
araba koymak için ya bir arabanın çıkmasını beklemekte ya da araba ileri geri manevra yaparken trafiği engellemektedir. Yetkililerin bir an önce yerinde incelemeler
yaparak, can kaybına sebebiyet vermeyecek bir çözüm
bulmalıdır.
Antalya’nın sembollerinden Dönerciler Çarşısı: Yıllar önce yapılan bir planlama ve düzenleme ile
yeniden oluşturuldu. Gel gör ki Dönerciler Çarşısı kent
İMO ANTALYA BÜLTEN
.
mimarisine, kent gelişimine, kent güzelliğine hiçbir katkısı olamayan garip bir yapıdır. Hemen bitişiğinde ana
cadde kenarındaki kaldırımdan yürüyen engellileri bırak, normal bir insanın dahi dalgın bir anında kaldırımın
ortasındaki demir borulara çarpmaması olanaksız. Çatıyı taşıyan boruların kaldırımın ortasına konmasının bir
inşaat mühendisi olarak mantığını anlamıyorum. Kentin
merkezi ve en işlek yerinde her gün binlerce insanın
geçtiği bu kaldırımdan bu boruların biran önce kaldırılması gerekmektedir. Hatta tüm çarşı projesinin revize
edilerek daha işlevsel bir proje uygulanmalıdır.
Yine Antalya’nın simgesi olan Sobacılar Çarşısı: Yıllar önce proje yarışması ile mimari düzenlemeye
gidilmiş, o eski nostalji görünümü ve işlevi yok edilerek,
farklı bir görünümle işlevsiz hale getirilmiştir. Eski konumu korunarak iyileştirilebilirdi. Şu anda esnaf bu alanda
memnuniyetsiz, çarşı işlevsizdir. Sobacılar Çarşısı, geçmişine uygun olarak yeniden tasarlanmalıdır.
Bu kent bizim, güzellikleri de bizim olmalıdır!
TEMMUZ 2012 - OCAK 2013
11
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
MEVZUAT, YASA ve YÖNETMELİKLER HAKKINDA GÖRÜŞLER
Yaşanabilir Kentler İçin
TMMOB Kentsel Dönüşüm İlkeleri
Haluk SELÇUK*
İnş. Müh.
21 yüzyılda gaz tenekesi görünümlü tek tip, bayat, estetikten uzak TOKİ yapıları şehirlerimizde boy göstermekte
iken halkın sosyo-kültürel ihtiyaçlarına cevap verecek, enerjisinin yaklaşık %80’ini yurt dışından temin eden
ve bu enerjinin %40’nın konutlarda tüketildiği bir ülkede; Güneş ve rüzgar enerjilerinden azami yararlanan,
olabildiğince çevreye uyumlu, estetik, kent kültürüne uyumlu konut üretimleri hedef alınmalıdır.
Güvenli ve nitelikli yapılar inşa edebilme hedefine varabilmek amacıyla afet riski taşıyan yapıların tasfiye
edilerek can ve mal güvenliğinin sağlanmasına; Çevreye duyarlı teknik altyapısını tamamlamış, temiz
enerji ihtiyacını karşılamış, nitelikli yaşam alanlarının oluşturulmasına yönelik olarak; bina envanterlerinin
çıkarılması, kentsel dönüşüm ve kentsel yenileme alanlarının belirlenmesi gerekmektedir…
Yasa hakkında TMMOB tarafından hazırlanan temel görüş ve ilkeler aşağıda özetlenmiştir.
Yasa Hakkında TMMOB Tarafından Hazırlanan Temel Görüş Ve İlkeleri:
Kamuoyunu doğrudan ilgilendiren, mekânsal dönüşümle
birlikte toplumsal dönüşümüne de yol açan “kentsel dönüşüm” konusunda, mühendis, mimar ve şehir plancılarının örgütü Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği olarak
“Kentsel dönüşüm olmalı, ama nasıl olmalı?” sorusuna
verdiğimiz yanıtları kamuoyuyla paylaşma gereği duyuyoruz.
1. Sağlıklı ve yaşanabilir bir kentsel çevre oluşturulabilmesi
için, kent planlama disiplini içinde geliştirilmiş olan tüm planlama ilkeleri ve kuralları ile mühendislik ve mimarlığın bilimsel
ve teknik gereklilikleri planlama disiplininin bir parçası olan
kentsel dönüşüm uygulamaları açısından da vazgeçilmezdir.
Bu nedenle, geliştirilen tüm projelerde, kamu yararı
ilkesine ve mühendislik, mimarlık ve planlama ilkelerine ayrımsız biçimde uyulmalıdır.
2. Kentsel dönüşüm, kentsel yenileme ve sağlıklaştırma
çalışmaları için, mühendislik, mimarlık ve şehir planlama
disiplinlerinin teknik, bilimsel ve yasal gereklilikleri ile teknik
ilkelerini esas alan, genel ilkeler belirlenmelidir. “Kentsel dönüşüm alanı” ilan edilmeden önce, “kentsel yenileme”,
“kentsel sağlıklaştırma” gibi hangi müdahale biçiminin
uygulanacağının belirlenebilmesi için; öncelikle, deprem,
yapı niteliği, taşkın, heyelan vb risk altındaki alanlar; yapı güvensizliği olan ve eskimiş (kentsel mekânın niteliksizliği) kent
bölgeleri; doğal, tarihi, arkeolojik, kültürel niteliğe sahip
alanlar; kent kimliği açısından önemli alanlar belirlenmelidir.
3. Kentsel dönüşüm uygulamalarıyla fiziksel, sosyal ve
ekonomik açıdan sağlıklı ve yaşanabilir bir çevre oluşturulabilmesi amaçlarının bütünsel olarak gerçekleştirilebil* İMO Antalya Şube Yönetim Kurulu Sekreter Üyesi
12
İMO ANTALYA BÜLTEN
.
H. Selçuk
mesi için öncelikle sürece katılacak tüm aktörlerin yer aldığı
örgütlenme biçimi oluşturulmalı ve finans kaynakları tarif
edilmelidir.
4. Geliştirilen projelerde toplumsal, fiziksel, doğal, çevresel ve ekonomik koşullar birlikte ele alınmalı, proje
alanlarına yönelik planlama kararları kent bütününe yönelik
kararlardan koparılmamalı, ayrıştırılmamalı, üst ölçekli plan
kararlarına aykırı uygulamalardan kaçınılmalı, projeler başta
ulaşım kararları olmak üzere, olası çevresel etkileri analiz
edilerek, kent planı ile bütünleşik olarak ele alınmalıdır.
5. Dönüşüm, sağlıklaştırma ve/veya yenileme öngörülen
alanlar, kentin gelecekteki niteliğini belirleyen planlarıyla
uyumlu, plan ana kararlarını gözeten bütüncül bir bakış açısına sahip olmalı ve planlama, programlama, projelendirme
ve parasal konulara dair süreç, çözüm ve uygulama araçları
ile bir bütün olarak ele alınmalıdır.
6. Sağlıklı ve güvenilir bir çevre oluşturulmasında kritik öneme sahip yapı denetim sisteminde kamu denetimini etkinleştirmek için, kentsel dönüşüm alanlarının belirlenmesinde
ve uygulamanın her aşamasında TMMOB‘ye bağlı meslek odalarının görüşü ve önerileri alınmalı ve meslek
odaları denetim sürecinde etkin olarak yer almalıdır.
7. Projeler temelde rant artışının değil, can güvenliğinin sağlanmasını ve yaşam düzeyinin yükseltilmesini amaçlamalı,
kentsel dönüşüm projeleri ayrıcalıklı imar hakkı sağlama aracı olarak kullanılmamalıdır. Bu kapsamda tüm yapılaşmalara
yönelik güçlü, kamusal yapı denetim sistemi yaşama geçirilmeli, uygulama sonucu oluşan rant artışları doğrudan
kamuya kazandırılmalıdır.
8. Dönüşüm projesine konu olan alanların yeniden yapılan-
TEMMUZ 2012 - OCAK 2013
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
MEVZUAT, YASA ve YÖNETMELİKLER HAKKINDA GÖRÜŞLER
masında; konut alanlarının sağlıklı bir yaşam alanı niteliğine
kavuşması için, sosyal ve teknik altyapı tesisleri ile çalışma
alanlarına yönelik kararlar birlikte ele alınmalı, kentsel sosyal
donatılar insanca yaşama şartlarını sağlayacak standartlara
uygun olarak geliştirilmeli, teknik altyapının ve sosyal donatı
tesislerinin konutlarla eş zamanlı biçimde kullanıma geçmesi
sağlanmalıdır.
9. Afet tehlikesi karşısında alınabilecek tek önlemin “yapı
düzeyinde” güçlendirme ve yenileme olduğu düşüncesinden vazgeçilmelidir. Yapılar, kentsel ve/veya bölgesel
düzeyde ele alınarak, afete duyarlı planlanma yaklaşımı
esas alınmalıdır. İmar planları risk azaltma önlemlerini
kapsayacak şekilde yeniden yapılandırılmalıdır. Kentsel dönüşüm projelerinde kent bütününe ilişkin risk
faktörleri belirlenmeli ve bu verilere göre risk azaltma
planları hazırlanmalıdır.
10. Kentsel dönüşüme konu edilen alanlar ve yapılar
açısından, tüm tarihsel birikimi ve kültürel zenginliği
ortadan kaldıracak yıkım ve yeniden yapma dışındaki
seçeneklerin; koruma, yenileme, iyileştirme, güçlendirme ve canlandırma seçeneklerinin öncelikle araştırılması ve tartışılması sağlanmalıdır.
11. Dönüşüm projelerinde, kentleri ve kırsal alanları estetikten yoksun kimliksiz hale getiren, yerel kimliği ortadan kaldıran tek tip mekân üretiminden vazgeçilmeli,
kentsel mekânı parçalayan ve ayrıştıran uygulamalara
son verilmeli, gerek yerleşim bütününde gerekse tek
yapı ölçeğinde yerelin özellikleri, kırsal dokusu, tarihi ve
kültürel birikimi ve özgünlükleri mutlaka korunmalı, özgün niteliğini devam ettirecek toplumsal yaşam ve kültürel değerleri dikkate alan yaklaşım benimsenmelidir.
12. Dönüşüm projeleri hiçbir koşulda tarihi ve kültürel değerlere zarar vermemeli, bu niteliğe sahip alanlarda
gerçekleştirilecek dönüşüm projeleri tarihi ve kültürel mirasın
korunması ve geliştirilmesi çabasının bir parçası olarak ele
alınmalıdır.
13. Dönüşüm projelerinde; yaşamın gerçek sigortası olan
ormanlar, meralar, sulak alanlar, kıyılar, gibi doğal varlıklar ile ulusal veya uluslararası özgün nitelikleri nedeniyle doğal sit, ÖÇK (Özel Çevre Koruma Bölgesi), milli
park, tabiat parkı, sulak alan gibi doğa koruma statüsü
verilmiş alanlar, toplumun gıda kaynakları olan verimli
tarım alanları, zeytinlikler gibi özel ürün alanları hiçbir
koşulda yapılaşmaya açılmamalı ve mutlak biçimde
korunmalıdır.
14. Zemin yapısı nedeniyle risk taşımayan, yalnızca
yapı güvensizliği ve kentsel mekânın niteliksizliği nedeniyle dönüşüm projesine konu olan yerlerde, proje
alanında yaşayanların uygulama sonrası yine aynı bölgede yaşaması sağlanmalıdır.
İMO ANTALYA BÜLTEN
.
15. Zemin yapısı nedeniyle risk taşıyan ve yapılaşmaya kapatılması gereken bölgelerde yaşayanların, iş olanakları ve
ulaşım koşulları dikkate alınarak, gerek geçici iskân aşamasında ve gerekse uygulama sonrasında yakın çevrede iskan
edilmesi sağlanmalıdır.
16. Yenileme, sağlıklaştırma ve dönüşüm süreçleri şeffaf
olmalı, karar süreçleri ilgili toplum kesimleriyle paylaşılmalı; sürecin tamamında projeden etkilenen toplum kesimlerinin bilgiye kolayca erişebilme olanağı yaratılmalı; bu
kapsamda dönüşüme konu olan sakinlerinin sosyal açıdan
zarara uğramaması ve yerinde dönüşüm ilkesi en önemli hedeflerden birisi olmalıdır.
17. Projelerin uygulanması hiçbir koşulda yaşayanlar açısından sosyal ayrışmaya/toplumsal kırılmaya/sosyal bir yıkıma
neden olmamalı; kent hakkı, konut dokunulmazlığı ve barınma hakkı ilkeleri, kiracıları da kapsayacak biçimde kamusal
güvence altına alınmalıdır.
18. İdari dava açma hakkı, hak arama hürriyeti temelinde
düzenlenmelidir. Mülkiyet hakkı güvencesi anayasa temelinde korunmalıdır.
19. Barınma hakkı sahipliği; mülkiyet belgesinden bağımsız,
sağlıklı bir yaşam çevresi içinde, çağdaş, yaşanabilir konut
hakkı olarak kabul edilmelidir.
20. Dönüşüm projelerinden etkilenen tüm kesimlere ayrımsız biçimde, projenin başlangıcından sonuçlanmasına dek,
güvenli ve sağlıklı yaşam olanaklarına sahip geçici iskân olanakları yaratılmalı ya da günün koşullarına uygun kira yardımı
yapılmalıdır.
21. Projelere doğrudan kamusal kaynak aktarımı da yapılarak, konut edinme koşulları proje alanında yaşayanların ödeme gücü oranında düzenlenmeli, uygulamaların tüm kesimler açısından dışlama ve tasfiyeye neden olması önlenmeli,
olası geri ödemeler iskân sonrası başlatılmalıdır.
22. Proje alanında yaşayan ve projeden etkilenenlere mevcut
konutundan daha küçük, daha niteliksiz, daha düşük sınıfta
konut verilmemeli, diğer yandan bu amaçla yapılacak düzenlemeler haksız borçlandırma gerekçesi olarak da yansıtılmamalıdır.
23. Mevcut kullanıcıların, gerçekleşecek dönüşüm sonucunda aynı alanda yaşamlarını sürdürebilmesini olanaklı kılacak,
ortak giderleri karşılamaya yönelik, sürdürülebilir, gelir yaratıcı
olanaklar yaratılmalıdır.
24. Kent kültürünü, kimliğini geri dönülmez biçimde yok
eden, halen yaşanan/yaşanacak olan tahribatın durdurulması ve mağduriyetlerin önlenmesi için “Kentsel dönüşüm” adı
altında hali hazırda sürmekte olan ve bilimsel esaslardan
ziyade rant temelinde hazırlanmış projeler derhal durdurulmalı, yukarıdaki ilkeler bütününe göre yeniden düzenlenmelidir.
TEMMUZ 2012 - OCAK 2013
13
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
MEVZUAT, YASA ve YÖNETMELİKLER HAKKINDA GÖRÜŞLER
“Su Kanunu Tasarısı”
Haluk SELÇUK*
İnş. Müh.
Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın hazırlamış olduğu taslak, “suyu nasıl korurum”dan ziyade “suyu nasıl
satarım” düşüncesini belirlemeye yarayan bir kanun çalışmasıdır. Taslakta; “su ticari bir meta değildir.
Korunması ve savunulması gereken doğal bir miras ve en temel yaşam kaynağı”, ilkesinin gözardı edildiği
görülmektedir.
Su savaşları senaryolarının yazıldığı bir dünyada, su kaynaklarını korumak, suyu kirletmemek ve suyun kamu
yararına kullanılması kavramını geliştirmeliyiz.
Su Kanununda; Suyun, kamu gücü tarafından tek merkezden yönetimi ve suyun temel yaşam hakkı
olduğu hüküm altına alınmalıdır!
Taslak hakkında TMMOB tarafından hazırlanan temel görüş ve ilkeler aşağıda özetlenmiştir.
Taslak Hakkında TMMOB Tarafından
Hazırlanan Temel Görüş Ve İlkeleri:
Su Kanunu Tasarısı, ekosistemin sürdürülebilirliğini,
suyun kendini yenileyebilme kapasitesini göz ardı eden,
suyu toprağın bütünleyici parçası olarak görmeyen; orman içi sular, akarsular, içmesuyu kaynakları, jeotermal
sular gibi hiçbir ayrım gözetmeden; tarımsal kullanım,
içmesuyu gibi farklı amaçları göz önüne almayan ve su
kullanım haklarını ihlal ederek hiçbir koşul gözetmeksizin su kaynaklarının tahsisi için özelleşmesi temeline
dayanan ülke su politikaları doğrultusunda ortaya konan bir belge olarak düzenlenmiştir. Devlet kendi suları üzerindeki kendi haklarından vazgeçmektedir.
Tasarı “Su için temel bir kanun” değil, “Su
Tahsis Kanunu” tasarısıdır.
Suyun ticari bir meta olarak piyasaya sunulmasının
son adımı olarak özelleştirme amacına hizmet etmesi
açısından yasa tasarısında suya bir “kaynak” olarak
yaklaşılmakta, sadece kullanıma yönelik bir meta
şeklinde ele alınmaktadır.
Tasarı ile “yeraltında bulunan durgun veya hareket
halindeki sular ile kaynak suyu, memba, çay, dere,
nehir, ırmak, tabii ve suni göller ile geçiş ve kıyı suları”
yani yeraltı sularını ve yüzeysel sularını kapsayan tüm
su kaynaklarının 49 yıllığına devredilmesi, özelleştirilmesi, ulusötesi ve yerli tekellere satılması
öngörülmektedir.
* İMO Antalya Şube Yönetim Kurulu Sekreter Üyesi
14
İMO ANTALYA BÜLTEN
.
H. Selçuk
Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki, topluma ait, ülkenin tüm su varlığının/kaynaklarının en
kısa yoldan özel sektöre devrini düzenleyen bir
kanun tasarısıdır.
Kanun temel olarak “su tahsis”ine odaklanmış, diğer tüm düzenlemelerin tamamına yakını “tahsisi” diğer
bir ifade ile satışı kolaylaştırmak üzere; kıt bir kaynak
olan su kaynaklarının arzı, kullanımı, dağıtımı ve kontrolü düzenlenmiştir.
Suyun kullanımlar arasındaki tahsisinde sadece verimlilik standardı ölçüt olarak kabul edilmiştir.
Suyun yönetiminde temel bilgi birikimini sağlayan
ölçümlerin özel bilgi ve tecrübe isteyen bir iş olması
ve Elektrik İşleri Etüt İdaresi`nin kapatılması sonucu bu
birikimin yok olması nedeniyle bu konudaki görev için
“Bakanlık yapar ya da yaptırır” ifadesi birikim ve alt yapı
bakımından belirsizdir.
Tasarıda, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın, Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın ve DSİ`nin görevleri
arasında çakışmalar daha da arttırılmıştır, yetki ve sorumluluklar belirsizleştirilmiştir. Taslak, su ile ilgili
bütün yasa ve yönetmelikler gözetilmeden hazırlanmış,
mevcut parçalanmış kurumsal yapı daha da karmaşık
hale getirilmektedir.
Doğal bir varlık olan suyun yönetimi “Su Yönetimi Yüksek Kurulu” gibi idari bir mekanizmaya teslim
edilmektedir.
TEMMUZ 2012 - OCAK 2013
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
MEVZUAT, YASA ve YÖNETMELİKLER HAKKINDA GÖRÜŞLER
“Suyun yönetimi karşılığında ücretlendirilmesi” yaklaşımının bir hak olarak temel insani su ihtiyaçlarının karşılanması ile bağdaşması mümkün değildir.
Tasarıda su; kaynağı sonsuz, tükenmeyen ve geliştirilmesinde çevresel, fiziksel ve maliyet sınırlamaları ve
eşikleri olmayan bir varlık olarak değerlendirilmektedir.
Su ile ilgili plan ve yönetim kavramları sadece su
potansiyelinin arzına (sunumuna) ilişkindir. Bu
nedenle havza tanımı ve havza yönetim planı tanımlarında su kaynağını hidrolojik sınırları ile ele alan dar bir
yaklaşım izlemektedir.
Kanun tasarında ne “su hakları”na yönelik net bir tanımlama bulunmakta, ne de bu hakların (kadim su hakları, tahsis hakkı, öncelikli kullanma hakkı vb. gibi) nasıl
kullanılacağına ilişkin bir açıklama getirilmektedir. Tasarıyla, mülkiyet hakları, su hakları görmezden gelinerek
zorla kamulaştırma, el koyma olanağı sağlanmaktadır.
Tasarıda “Asgari su akışı” gibi ekolojik olarak
doğru bir tanımlama olmayan, tartışmalı tanımlamalara yer verilmiştir.
Taslakta çevresel hedefler ve su kalitesi gibi suyun
niteliğine ilişkin kavramlar geçiştirilmiştir.
Söz konusu kanun ülkenin suyla ilgili tüm politikalarını yansıtması gerekirken, su hakları, atık sular, sınır aşan sular, doğal kaynak suları vb. pek çok konu
“kapsam” dışında bırakılmıştır.
Sulama amaçlı su kuyularına otomatik sayaç
okuma sisteminin takılması ile küçük çiftçinin
daha da fakirleşmesine yol açılacaktır.
Anayasal bir hak olarak, geleceğimizin garantisi olan doğal varlıkların devamlılığının sağlanabilmesi için vazgeçilmez öneme sahip olan
suyun bir “doğal varlık” olarak yenilenebilirliğinin
sağlanması için TEMEL SU KANUNU ŞÖYLE OLMALIDIR:
• Kanun suyun “insan ve doğa için bir hak” olduğu temelinde geliştirilmelidir. Eşitlik ve hakkaniyet
ilkelerinin göz önüne alındığı ve suyun bir kamu malı
olduğu konusu, su Kanunu içinde açıkça ifade edilmelidir.
• Temel olarak, su, bir “doğal varlık” olarak ele
alınmalıdır.
• Suyun “doğal varlık” olarak kabul edilmesi “kaynak”
olarak sürdürülebilirliğinin sağlanabilmesi için de gerek
şarttır. Bu sebeple öncelikle tasarıda “su kaynakİMO ANTALYA BÜLTEN
.
ları” ifadesi “su varlığı” şeklinde değiştirmelidir.
• Suyun “doğal varlık” olarak sürdürülebilirliğinin sağlanması için, hidrolojik döngü içinde “suyun arazinin
bütünleyici parçası olarak” ele alınması ve “suyun ekosistem içindeki fonksiyonunun bilinmesi” gerektiği göz
önüne alınarak tasarı yeniden düzenlenmelidir.
• Suyun kaynak olarak sürdürülebilirliğinin sağlanması
için, doğal bir varlık olarak yenilenme kapasitesinin korunması, ekosistemin/doğal yaşamın varlığının ve kalitesinin korunması, aynı zamanda kaynak olarak uzun
dönemli değişebilen ihtiyaçlara cevap veren tüketimlerin düzenlenmesi, biyolojik çeşitlilik, iklim değişikliği ve
çölleşme ile ilişkisinin kurulması gereklidir.
• Suyun kendini yenileme kapasitesini etkileyecek hiçbir kullanıma izin verilmeyeceği düzenlenmelidir.
• “Su Kanunu” su için temel kanun niteliğiyle su
ile ilgili tüm koruma, geliştirme ve kullanma konularını kapsamalıdır.
• Su ile ilgili süreçleri bütüncül olarak kapsayarak,
temel insani haklar ve ekolojik dengeleri gözetecek ve
koruyucu unsurları da içerecek şekilde havza bütününde ele alınmalıdır.
• Havza, havza planlarının ve yönetiminin sorumluluk
alanı olarak; su talebinin, suyu doğal varlık olarak nasıl etkilediği, bir kaynak olarak da üzerindeki baskının
nasıl kontrol altına alınacağı ve müdahale edileceği; su
potansiyelindeki azalma ve taşkınlar gibi durumlarda
ortaya çıkan risklerin nasıl önleneceği; su kaynaklarını
kirletici etkilere karşı nasıl korunacağı konularını kapsayacak şekilde tanımlanmalıdır.
• Havzadaki tüm su kullanıcılarını bir bütün içinde
ele alan, suyu doğal bir varlık olarak ekosistem
içindeki fonksiyonu ile değerlendiren, bir kaynak
olarak da üzerindeki kirletici ve diğer risk faktörlerini denetleyebilecek entegre bir havza yönetim
anlayışına yer verilmelidir. Bu şekilde, havzanın su
potansiyelinin, mekansal planlama kararları ile entegre
edilerek yönetilmesine olanak sağlayacak düzenleme
yapılmalıdır.
• Su tahsisi konusu, ekosistem özelliklerinin belirlendiği, uzun dönemli ölçüm sonuçlarının temel alındığı
havza bazında yapılacak planların parçası olarak ele
alınmalı; ekolojik denge, gelişmişlik düzeyi, sosyokültürel yapı, su kullanım hakları göz önüne alınarak temel
ihtiyaçlar temelinde düzenlenmelidir.
TEMMUZ 2012 - OCAK 2013
15
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
MEVZUAT, YASA ve YÖNETMELİKLER HAKKINDA GÖRÜŞLER
• Ücretlendirmede ticari ve insani haklar ayırt
edilmelidir.
• Suyun bir “varlık” olarak “korunması”, “kaynak” olarak “kullanımına” ilişkin kararların üretilebilmesi için öncelikle; su ile ilgili çalışmalar bir süreç olarak ele almalı,
bu süreç ölçüm- izleme, planlama ve uygulama süreçlerini kapsayacak şekilde olmalıdır. Suyun ölçülmesi (izleme), planlama ve uygulama süreçleri tanımlanmalıdır.
• Yasa, planlama çalışmasından sonra, planlama kapsamındaki projelerin yapımı, uygulaması
ve işletilmesi aşamasını da kapsayan uygulama
süreçlerinin tanımlandığı düzenlemeleri içermelidir.
• Ölçme, planlama ve uygulama süreçleri birbirinden
bağımsız, ancak birbirine veri ve bilgi aktaran yapılar
şeklinde belirsizliğe yer verilmeden düzenlenmelidir.
• Öncelikle suyun miktar ve kalite bakımından
ölçülmesi ve izlenmesi konusunda sorumlu olacak kurum (bilgi birikimlerini gözeterek) net olarak belirtilmelidir.
• (Su ölçümü konusu özel bilgi, beceri ve tecrübe
gerektiren bir konudur. Su ölçümleri konusunda teknik
eleman sorunu her zaman yaşanmıştır ve yaşanmaktadır. 662 KHK ile kapatılan Elektrik İşleri Etüt İdaresi
(EİE) 1935 yılından 3 Kasım 2011 tarihine kadar
ölçümlerini yapmaktaydı. 662 KHK ile EİE`nin ölçüm
görevleri başta olmak üzere DSİ`ye devredilmiştir. DSİ
de kendi bünyesinde 1954 yılından beri ölçümler
yapmaktadır. Ancak DSİ ölçümleri genellikle proje
amaçlı ölçümlerdir. Mülga EİE ölçümleri ise daha ziyade
genel amaçlı ölçümler olduğundan ihtiyaç duyulduğunda başvurulabilecek verilerdi. EİE kapanmasında sonra
su ölçümü çalışmaları elemanları ve ölçüm malzemeleri
ile DSİ`ye devredilmiştir. Ancak DSİ “hidrolog” olan bu
kişileri başka işlerde görevlendirdiğinden su ölçüm işlerinde EİE`nin ölçüm sistemi devam edememektedir. Bu
durum genel olarak öncelikle düzeltilmesi gereken bir
durumdur. Mülga EİE`den devreden işler EİE`de olduğu gibi yürütülememektedir. Bu olumsuzluk tamamen
DSİ`deki başarısızlıktan değil EİE`deki fiziksel yapının işe
daha yatkın olmasından yani kurumların fiziksel yapılarından kaynaklanmaktadır)
• Suyun kullanımına ilişkin (tahsis edilmesi) işlemler,
planlama içinde potansiyel ve ekstrem (taşkın ve kuraklık) değerlerinin belirlenmesi ön koşuluna bağlanmalıdır.
• Kurumsal yapı içinde planlamada, su ölçümleri esas
16
İMO ANTALYA BÜLTEN
.
veriyi oluştururken havzadaki diğer parametreleri bütüncül olarak kapsayacak çalışmaları yapacak bağımsız oluşum tanımlanmalıdır. Planlama işi herhangi
bir yapıdan etkilenmeyecek özellikte olmalıdır. Planlamada havza bütünü esas alınmalıdır.
• Hizmetler açısından, parçalanmış yapıyı birleştirecek bir kurumsal yapı oluşturulmalıdır.
• Su ile ilgili olan bütün yasa ve yönetmeliklerde dikkatle görev çakışmaları ve boşlukta kalan
görevlere ilişkin düzenlemeler yapılmalı, bu düzenlemeler yapılırken geçmişten gelen kurumsal
birikim ve deneyimler göz önüne alınmalıdır.
• Ticari bir meta olmayan su, gerçek ve tüzel kişilere tahsis yoluyla özelleştirilmemeli; suyun doğal varlık olarak korunması, kaynak olarak da sağlıklı ve
hakkaniyetli kullanılabilmesi, planlanması, işletilmesi
ve denetlenmesi için suya ilişkin her türlü hak ve
yetki kamu tasarrufu ve denetimi altında olmalıdır.
• Su kaynakları açısından var olan koruma sınırları ile tahsis edilen suya ilişkin kullanım faaliyeti arasındaki sınırlamalara yer verilmelidir.
• Faydalanma ve öncelik sırasında birinci sırada ekosistemin su ihtiyacı olmalıdır. Aksi takdirde suyun kendini yenileme kapasitesi temel
alınmadan yapılacak kullanım kararlarının sürdürülebilirliğinden söz etmek mümkün değildir.
Sonuç olarak;
Devletin su üzerindeki toplum adına sahibi olduğu kendi haklarından vazgeçtiği, “insan ve
doğa için bir hak” temelinde tükenebilir, stratejik
önemde ve kıt bir varlık olan suyun gerçek veya
tüzel kişilere süresiz denebilecek şekilde tahsisi
ve ticarileştirilmesi yaşamsal düzeyde stratejik
bir hatadır. Suyun gerçek ya da tüzel kişilere tahsis edilmesi, kamu denetiminden çıkarılması politik, ekonomik sorunların yanında toplum sağlığı
açısından tehdit unsuru olacaktır.
İleride telafisi mümkün olmayan, geleceğimizin
satışı anlamına gelen bu tasarıdan bir an önce
vazgeçilmeli, geleceğimiz için yaşamsal önemdeki su varlığımızın kullanımı toplum ve doğa için
bir hak temelinde yeniden düzenlenmelidir.
TEMMUZ 2012 - OCAK 2013
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
DÜNYADAN
İngiltere’de İş Güvenliği
Hüseyin GÖNCÜ*
İnş. Yük. Müh.
İngiltere’de “HEALTH AND SAFETY EXECUTIVE” adlı
kuruluş İş Güvenliği ile ilgili konularda tam yetkiye sahip
bağımsız hareket eden bir devlet kuruluşudur.
4) Bu kuruluşun elemanları şantiyeleri tetkikinde, iş ka-
“Healt and Safety Executive”
ve Sorumlulukları
yapılmadığı kanaatine varırsa, firmaya düzeltilmesi için
Yetki
zalarını önleme de alınan tedbirlerin yetersiz olduğuna
veya risk analiz ve değerlendirmelerinin kriterlerine göre
süre verir ve incelemeye alır. Eğer yine de bir düzelme
1) 5 kişiden fazla işçi çalıştıran inşaat firmaları inşaata
başlamadan önce bu kuruluşa ait formları doldurmak
suretiyle işin nevini, başlama ve bitim tarihlerini kaç kişi
çalıştıracağını bildirmekle yükümlüdür. Bu bildirimi müteakiben “Health and Safety Executive” devreye girer.
olmaz veya şantiyenin iş güvenliği uzmanlarını yetersiz
2) Bu kuruluş bütün inşaatları her kademede denetlemekle yükümlü olup; çok geniş yetkilere sahiptir. Her an
kapınızı çalabilir ve Demokles’in kılıcı gibidirler, hiç gözünüzün yaşına bakmazlar, gerektiğinde keskin kılıçlarını
indiriverirler. Onun için de bu kuruluşun verilerine göre
175000 inşaat firmasında 2,4 milyon kişinin çalıştığı inşaat sektöründe
almaya ve mahkûmiyeti için iş mahkemelerine başvurma
bulur, o şekliyle devam etmesinde bir sakınca görür ise
inşaat faaliyetlerini durdurma yetkisine sahiptir. Herhangi
bir şantiyede iş kazasının olması halinde ise, geniş çaplı
bir araştırma yapmayı gerekli görürse firmayı kara listeye
yetkileri ile donatılmıştır.
5) İnşaat işinin her kademesinde (mesela makineli hafriyat, yükseklerde çalışma koşullarında alınması gerekli
tedbirler, isçilerin düşme ihtimali olabileceği boşlukların emniyetli hale getirilmesi, vinçli çalışma ortamındaki
şartlar gibi) iş kazalarının önlenmesine yönelik kapsamlı
2008/2009 52 işçi
2009/2010 41 İşçi
2010/2011 50 işçi
yayınlar neşretmek. Bu kuruluşun yayınladığı kitap ve
dokümanlar o kadar güzel hazırlanmıştır ki; inşaatın
İş kazalarında hayatını kaybetmiştir. Bu kayıp rakamları toplam 80 milyar sterlinlik inşaat üretim hacmine (UK
nin toplam üretiminin %8’i) kıyaslandığı zaman küçük
rakamlar olmasına rağmen, bu kuruluş bu rakamları
aşağıya çekmek için daha sıkı tedbirlere başvuracağını
açıklamıştır.
3) Bu kuruluşun elemanları hangi inşaat dalı olursa olsun (bina inşaatı, köprü, baraj, yol, tünel demiryolu, metro vs) inşaatları her kademede denetler. Bu denetleme
esnasında şantiyelerde görevli iş güvenliği elemanlarınca
hazırlanan ve inşaatın her kademesinde vuku bulması
muhtemel iş kazalarının bir program dahilinde planlanması ve her kademede risk analiz ve değerlendirmelerinin doğru yapılıp yapılmadığını kontrol eder. Bu raporlardaki riskler ve alınması düşünülen tedbirlerin kriterlerine
göre yeterli olup olmadığına bakar incelemeye alır.
her kademesinde alınacak güvenlik önlemlerinin neler olabileceği, risk analizlerinin nasıl yapılacağı tek tek
anlatılmakta ve şemalar çizilerek hangi iş dalında hangi
yöntemi uygulamanın başarılı olacağı izah edilmektedir.
Vuku bulan iş kazalarındaki dikkatsizlik ve tedbirsizlikler
misaller verilerek sıralanmaktadır. Şantiyelerdeki iş güvenliği sorumluları bu verileri uygulayıp biraz da özverili
davranırlarsa fazla bir riske girmeden inşaat biter.
6) Bu kuruluş; şantiyelerde iş güvenliği ile ilgili sorumlu
elemanların görev ve sorumluluklarını içeren neşriyatlar
yayınlamak, iş güvenliği üzerine kurslar ve konferanslar
düzenlemek ve iş güvenliği konusunda uzmanlaşmış firmalara kurslar düzenleme, imtihanlarını geçme kaydıyla
İş Güvenliği Sertifikası verme yetkisinin tanınması gibi
görevleri icra etmektedir…
* Bu yazının sahibi 10 yıldan beri Londra’da müteahhitlik yapan tecrübeli bir meslektaşımızdır.
İMO ANTALYA BÜLTEN
.
TEMMUZ 2012 - OCAK 2013
17
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
DÜNYADAN
Şiirleşmiş Beton Esaslı 10 Şaheser Bina
Nurettin KORKMAZ*
İnş. Yük. Müh. / Rehber
Neredeyse modern mimarinin başyapıtlarından hepsinin ortak bir yönü var: Onlar betondan yapılmışlar. En
azından kısmen betondan inşa edilmiş. Halk bir yandan
çirkin, sıkıcı konut blokları veya soğuk endüstriyel binaların malzemesi olarak betonu görürken bir yandan da Le
Corbusier’nin Villa Savoye ve Oscar Niemeyer’in Brasilia
ve Frank Lloyd Wright’ın Fallingwater, Tadao Ando’nun
Kilisesi. gibi en iyi tasarımcıların son yüzyılın en nefes kesici yapılarının betondan olduğunu görüyor.
Bu ve diğer pek çok modernistin görüleceği gibi yapılarında temel beton bulunmaktadır. Phaidon yayınlarından
çıkan yeni kitapta betonun kapsamlı olarak bir sunumu,
malzemenin form genişliği, doku ve amaca uygunluğu
editör William Hall tarafından derlenmiş.
Eğer söz konusu olan bürütalizm ise Leonard Koren
sözleriyle, “üç boyutlu şiir oluşturmak” sayılacak tasarımlar mimarlar tarafından gerçekleştirilmiştir. Beton binalarda çerçeve genişletilmiş vista alabildiğine açılmıştır.
Louis Kahn’ın San Diego’daki çok övülen Biyolojik Araştırmalar Salk Enstitüsü böyle bir örnektir.
Burada ilk kez mimarinin akan bir plastik gibi malzemeyle bütünleşmesi denenmiştir.
2. Los Manantiales Restaurant,
Mexıco Cıty, 1958, Felix Candela
Kitle formu tercih
eden Candela binanın birleşik duvarları ve tavanını
birleştirerek
ve
cidarı güçlendirmek için dört ince
hiperbolik parabol kullanılarak tasarımı çözmüştür.
3. Twa Uçuş Merkezi, New York,
1962, Eero Saarinen
Uçuş ruhunu yakalamak isteyen Saarinen’in bu yapıtı
hala modern ve en fazla 50 yaşında görünüyor… Betonarme çelik çubuklarla bir ızgara oluşturularak fütüristik
bir yapı ortaya çıkarıldı.
Koren beraberindeki makalesinde yazdığı gibi, “Beton
soylu bir malzemedir. Onun gelişmesi insanlığın en büyük başarılarından biridir. Bu durum ateşin keşfi ile aynı
oranda olmayabilir ama belki de kontrplakın icadı, çelik
üretiminin gelişi ile neredeyse eşitlenir”
1. Solomon R. Guggenheim Müzesi,
New York, 1959, Frank Lloyd Wright
Wright’ın beton gibi yapı açıklayan bir malzemeyle ortaya
koyduğu ve ‘sessiz kesintisiz dalga’ dediği müze gerçekten dünya şaheserleri arasındadır.
4. Nottingham Çağdaş Sanatlar
Merkezi, Nottingham, Uk, 2009,
Caruso St. John
Bu sanat merkezi
özelliği dolayısıyla
dantel şeklinde dokulu ve yivli cepheleri ile Nottingham
Sanat Merkezi on
dokuzuncu yüzyılın
prekast beton sanayinde dantel gibi bir çalışmayı öngörmüş ve uygulatmıştır.
* İMO Antalya Şubesi Basın Yayın Komisyonu Koordinatörü
18
İMO ANTALYA BÜLTEN
.
TEMMUZ 2012 - OCAK 2013
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
DÜNYADAN
5. Ennis House, Los Angeles, 1924,
Frank Lloyd Wright
Beton blok… Dünyanın en ucuz (ve çirkin) bir şeyi diyen
Wright, Los Angeles’te yaptığı tasarımda bir dizi prekast
eleman kullanımını seçti.
6. Zaragoza Köprü Pavyonu,
Zaragoza, İspanya, 2008, Zaha Hadid
Dört yönde kesişen ancak farklı bölmeleri de bulunan
Zaragoza Uluslararası Expo Pavyon girişinde yapmış bu
eğri köşk ve yaya köprüsü, farklı tonlarda 29,000 lif donatılı beton panellerle karmaşık ‘köpekbalığı-deri’ deseni
oluşturacak biçimde tasarlanmıştır.
7. Brezilya Ulusal Kongre Merkezi
1960, Oscar Niemeyer
8. Kromatoryum
Mimarın deyişiyle bu dalgalı çatı “yavaş yavaş sürüklenen
bulutlar” gibi doğa üzerinde yüzmektedir. Onun nazik, sakinleştirici dalgalanmaları bir bina fakat krematoryum olarak rolüne tamamen uygun ince bir varlığı göstermektedir.
9. L. Kahn’ın Enstitüsü
Dünyanın en saygın bilimsel araştırma merkezlerinden
biri olan Salk Enstitüsü Pasifik Okyanusuna bakan bir
kayalığın üzerine oturur. Kurucu Jonas Salk dünyanın
dört bir yanından en iyi araştırmacıları ikna edecek bir
ortam yaratmayı amaçlamıştır.
10. Işık Kilisesi,
Japonya, 1989,
Tadao Ando
Oldukça basit bir plan şeması ve karşı duvardaki
haçtan alınan ışıkla yaratılmış bir kilise…
İMO ANTALYA BÜLTEN
.
Kaynak: Mimdaporg, 16 Ekim 2012
TEMMUZ 2012 - OCAK 2013
19
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
RÖPORTAJ
Konuğumuz İnşaat Mühendisi,
Sayın SÜLEYMAN DOĞU
Dergimizin bu sayısında sizlere Antalya’da 23 yıldır inşaat müteahhitliği yapmış;
The Corner Park Hotel Sahibi ve İşletmecisi olan değerli meslektaşımızı tanıtacağız.
Nurettin Korkmaz* Hoş geldiniz efendim. Öncelikle Süleyman
Doğu kimdir, mesleki kimliğinizi
meslektaşlarımız ve okurlarımıza
tanıtır mısınız?
Süleyman Doğu 1950 yılında
Denizli ilinin Kızılcabölük beldesinde
doğdum. İlk ve orta eğitimimi beldemde, lise eğitimimi ANKARA Yapı
Meslek lisesinde yatılı olarak tamamladım. İnşaat Mühendisliğini Ankara
Devlet Mühendislik Mimarlık Akademisinde, işletme yönetimi yüksek
lisans eğitimimi Gazi Üniversitesinde
tamamladım. Evli ve 2 çocuk sahibiyim. Kızım Akdeniz
Üniversitesi Yabancı Diller Yüksekokulunda okutman
olarak çalışmakta, oğlum da İnşaat Yüksek Mühendisi
olup beraber çalışmaktayız.
Nurettin Korkmaz Mesleğe nasıl ve nerede
başladınız? Hangi evrelerden geçerek bugünlere
geldiniz?
Süleyman Doğu Mesleğe 1965 yılında Ankara
Yapı Meslek Lisesine kayıt yaptırdığım gün başladım.
Sabah kayıt işlemlerimi yaptırdım. Öğleden sonra atölyeye bir rehber öğrenci ile beraber gittik. Burada 14-15
yaşında çocuklar sarı tulumlar giymiş, kimi harç karıyor, kimi tuğlaları çekiçle gönyesine getiriyor kimisi de
ellerinde malaları ile duvar örüyordu. Tabi ki bu aletlerin isimlerinin çekiç, gönye ve mala olduğunu sonraki
günlerde öğrendim. Çocukların başındaki orta yaşlı bey
de sarı önlük giymiş Fahri Özcan isimli atölye öğretmenimizdi. Beni duvar ören arkadaşın yanına götürdü,
“Ali, arkadaşın bugün senin yanında çalışsın” Dedi. Ben
atölyede şaşkın şaşkın herkesi izledim. Bir gün sonraki
atölye dersinde de yukarıda belirttiğim duvar malzemelerini zimmetle teslim aldım. İşte o gün 15 yaşında ilk
tuğlayı, çekici, gönyeyi, şakülü, kireci, kumu, çakılı tanıdım ve tam 46 yıl geçti.
* İMO Antalya Şubesi Basın Yayın Komisyonu Koordinatörü
20
İMO ANTALYA BÜLTEN
.
Mesleğimin 20 yılını Jandarma Genel
Komutanlığı İnşaat-Emlak Şubesinde
planlama, etüt, denetleme ve kontrol
mühendisi olarak sürdürdüm. Mühendis Binbaşı olarak 1988 yılında kendi
isteğimle emekli oldum ve Antalya’ya
yerleştim. Emekli olduğum 1988 yılından 2010 yılı sonuna kadar Antalya
merkezde aile şirketi olarak kurduğumuz Beytur Belde Yapı Tic. Tur. A.Ş’nin
yönetim kurulu başkanı ve sorumlusu
olarak otel, iş merkezi, konut ve kooperatif olmak üzere çeşitli inşaatlar yaptım. Mesleğime gelecek yıllarda devam
etmek üzere kısa bir mola verdim.
Nurettin Korkmaz Son zamanlarda esas mesleğinizin yanında otelciliğe de başladınız. Bu konuda neler söylemek istersiniz?
Süleyman Doğu Otel işletmeciliği benim planlayarak başladığım bir iş kolu değildi. Mesleğim olmamasına rağmen ailece bu sektöre girmemizin nedeni
tesisimizi satmak veya kiraya vermek istemememizdir.
Ancak yaptığım işin en iyisini yapabilmek bu konudaki açığımı kapatabilmek için kendisini bu sektörde kabul ettirmiş dünyanın sayılı oteller zincirlerinin ilkelerini,
sistemlerini, başarılarının sırlarını inceleyerek her gün
açığımı minimize ediyorum. Bu arada itiraf edeyim ki
sektöre yavaş yavaş ısınıyor ve seviyorum.
Otel işletmeciliğine karar verirken müteahhitliğin de
bir işletme olduğunu bu yönüyle yönetiminde farklılıklar olmasına rağmen aşabileceğimi düşündüm. Çünkü
benim işletme, oğlumun da yapı işletmesi dalında yüksek lisans eğitimimiz vardı. Tek eksik tecrübeydi. Onu
da Almanya’da turizm eğitimi almış, Antalya’da 24 yıl
çeşitli otel işletmelerinde çalışmış bir turizmciyi işletme
müdürü olarak alarak giderdik. Benim 20 yıl kamu, 22 yıl
müteahhitlik ve özel sektör deneyimim; oğlumun dil, bilgisayar ve gençliği ile sorunsuz bir işletmeyiz diyebilirim.
TEMMUZ 2012 - OCAK 2013
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
RÖPORTAJ
Nurettin Korkmaz Otelcilik deyince akla hemen insan merkezli bir hizmet sektörü gelir ve
bu hiç de kolay bir iş değildir. Bu konudaki fikirlerinizi öğrenebilir miyiz?
Süleyman Doğu
Otelcilik sizin de dediğiniz gibi
insan merkezli bir hizmet sektörü, aynen katılıyorum.
Burada çalışanlarımız ve misafirlerimiz var. Çalışanlarımız konusunda benimde ciddi tereddüdüm oldu. Turizm sektörü de bu konuda oldukça sıkıntılı, şöyle ki;
bazı oteller kış sezonu ya tesislerini kapatıyorlar ya da
çok kısıtlı kritik personeli bünyesinde tutuyor diğer personelleri işten çıkarıyorlar. Yeni sezon açılmak üzere olduğunda ise personel alımı her tesis için gerekli oluyor.
Bu durum personel transferine kadar varıyor. Dolayısıyla işveren de çalışan da çok huzurlu bir çalışma ortamı
bulamıyor. Ancak bizim tesisimiz 12 ay açık ve şehir
içinde olduğundan yukarıdaki olumsuzluklardan çok az
etkileniyoruz. Biz çalışanlarımızla, misafirlerimizle geniş
bir aileyiz diye değerlendirdiğim için çok fazla sorun yaşamıyoruz. Elbette işletme ve insanlık değerlerimi yok
sayan insanlarla çalışma imkanımız yok.
Misafirlerimiz, The Corner Park Hotel’i ne yapmalıyım
ki tercih etsin.
Bu konuyu maddeler halinde özetlersek;
Temizlik ve hijyen: Otelimizin restoran, mutfak, yiyecek, içecek odalarını, soğuk hava depolarını 7 gün 24
saat isteyen her misafirimize gezdirecek cesareti kendimde buluyorum.
Güler yüzlü ve işini seven personel çok önemlidir. Tüm
personel gelen misafirlerimize en yakın dostları gibi
davranmaktadır. Çünkü biz otelimizi tercih eden müşterilerimize ailemizin bir parçası olarak ve misafirimiz
olarak görüyor ve değerlendiriyoruz.
Konumu: Otelimiz dünyaca ünlü Konyaaltı sahilinde
tüm odaları deniz, dağ, şehir, Antalya Körfezi, falezleri
ve yat limanı manzaralıdır. Böyle bir güzellik dünyada
bile enderdir. Gelen misafirlerimiz genellikle tatillerini bu
nedenle uzatmakta veya tekrar tekrar gelmektedirler.
Biz de bunun keyfini yaşıyoruz.
Şehrin her tarafına ulaşımın çok kolay olması özellikle iş
çevrelerinin öncelikli tercihleri olmamızı sağlıyor.
Netice olarak; mutlu ayrılan her misafir bizim tanıtım elçimizdir diyebilirim.
Nurettin Korkmaz İki iş kolundaki iştigalinizden sonra Türkiye’deki inşaat mühendisliği ve
otelciliğin içinde bulunduğu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Süleyman Doğu Önce her iki iş kolunu kısaca
değerlendirmek istiyorum.
İnşaat Mühendisliği: Ülkemizin ekonomik kalkınmasında lokomotif sektör olan inşaat sektörünün kaptan
pilotu biz inşaat mühendisleridir. Onun için inşaat mühendisi kendi dalında daima yeni bilgileri, yeni malzemeleri, yeni inşaat teknolojisini takip etmelidir. Ayrıca
yabancı dil, bilgisayar teknolojisi, genel işletme, muhasebe, hukuk, imar, belediye kanun ve yönetmelikleri
gibi bilgilerle donanmış olmalıdır. Ayrıca araştırmacı ve
sorgulayıcı olmalıdır. Ne, neden, nasıl, nerede ve kim
tarafından sorularına net yanıt verebilmelidir.
Otelcilik: Bu sektörde yıldız olabilecek bir konuma sahip Antalya için dünyanın cenneti diyebilirim. Gelinen
noktanın alınan mesafenin az olmadığını da söyleyebilirim. Ama alınacak daha çok mesafe var diye düşünüyorum.
Yapılması gerekenler:
İMO ANTALYA BÜLTEN
.
Dünya ile entegre olabilecek insan gücü sağlamak
(mutfak bilgisi, yabancı dil, profesyonel yönetici ve perTEMMUZ 2012 - OCAK 2013
21
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
RÖPORTAJ
sonel, insan hakları ve demokrasi, iyi planlama, üniversiteler ile işbirliği vs.)
önem veren, güler yüzlü, karşılıklı sevgi ve saygılı bir
ülke insanı olmaları dileğimdir.
Nurettin Korkmaz Mühendislik veya otelcilikte iş kurmak isteyen genç meslektaşlara tavsiyeleriniz neler olabilir?
Nurettin Korkmaz Sayın Doğu İMO Antalya
Şubesinin faaliyetleri ve “Antalya Bülten” hakkındaki düşünceleriniz nelerdir?
Süleyman Doğu
Genç meslektaşlarıma ve tüm
gençlerimize tavsiyelerim, sorunuza genel cevabım,
Atatürk’ün şu sözleri ile olacak;
“Çalışmadan, öğrenmeden, yorulmadan, rahat yaşama yollarını aramayı alışkanlık haline getirmiş milletler
önce onurlarını, sonra hürriyetlerini
daha sonra geleceklerini kaybetmeye
mahkûmdurlar.”
Ayrıca yine Atatürk’ün şu ifadeleri de ibretliktir:
“Karşılıklı sevgi ve saygı varsa, Orada itimat ve itaat vardır. İtimat ve itaatin olduğunda yerde, disiplin vardır. Disiplinin olduğu yerde huzur, huzurun olduğu yerde
başarı vardır.”
BİLGİ+AMAÇ+DİNANİZM+AZİM=BAŞARI’dır.
Son olarak da; dürüst, sorumlu, bilgili ve sürekli kendisini sorgulayan, geliştiren, katılımcı, ekip çalışmasına
Süleyman Doğu
İMO Antalya Şubesinin faaliyetlerine, Antalya Bülten’e katkıda bulunan tüm üyelerimizin özverili çalışmalarından dolayı son derece
mutluyum. Ancak kendim dahil üyelerimizin, özellikle
genç üyelerimizin ilgisizliğinden de çok büyük üzüntü
duyuyorum. Kısa bir zaman önce, 14 Eylül 2012 tarihinde Mimarlar Odası, Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı ile Odamızın düzenlemiş olduğu “I. Yangından Korunma ve Önlemleri Sempozyumu” vardı. 3
konuşmacı da Almanya’da yaşayan, yangın uzmanlığı
eğitimi almış inşaat mühendisi ve mimarlardı. Sempozyuma katılım görevliler hariç 20-30 kişi kadardı. Bunların da 3-4 kadarı genç meslektaşlarımızdı. Tüm üyelerimizin ve genç meslektaşlarımızın Oda çalışmalarında
ve mesleki bilgilendirme toplantılarında daha katılımcı
olmaları temennim olacaktır.
Nurettin Korkmaz Sayın Doğu bize kıymetli
zamanınızı ayırıp çok faydalı bilgiler verdiniz. Bunun için şahsım ve Odamız adına teşekkürlerimi
sunar, sağlık ve esenlikle işlerinizde başarılar dilerim.
Süleyman Doğu
Ben de çok teşekkür ederim.
TMMOB
İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
Sayın Üyemiz,
Sizlere daha etkin hizmet verebilmemiz için;
değişen adres, telefon ve e-posta bilgilerinizi
LÜTFEN ZAMANINDA GÜNCELLEYİNİZ.
22
İMO ANTALYA BÜLTEN
.
TEMMUZ 2012 - OCAK 2013
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
TARİHTEN BİR YAPRAK
Nurettin KORKMAZ*
İnş. Yük. Müh. / Rehber
Osmanlı’nın Tükenişi Balkan Savaşları
100.Yıl
Balkan Savaşları için, “Osmanlı İmparatorluğu’nun
gerçek sonu” denebilir. Zira Osmanlıların 1912-1913’te
yitirdikleri topraklar, devletin merkezi coğrafyasıydı. Örneğin Manastır’ın Osmanlılığı Kahramanmaraş’ınkinden
130 yıl daha eskidir. 1913’te işte Osmanlının merkezi
coğrafyasındaki İşkodra, Kavala, Manastır, Selanik, Üsküp Yanya gibi bütün kentler yitirilmiş, sınır Edirne’ye
çekilmişti. Artık bu devlete Osmanlı İmparatorluğu denemezdi.
Ayrıca küçülmüş, çökmüş, varını yoğunu, askerini kaybetmiş bu devletin kapısında yüz binlerce göçmen ve bir
de büyük dünya savaşı bekliyordu.
Balkan Savaşları belki de Türk Dünyasındaki en elim vakalardan biridir. Getirdiği acılar ve sosyal dokudaki açtığı
tahribat hala onarılamamıştır.
550 yılda bin bir meşakkat ve şehit kanıyla kazanılan
Rumeli toprakları bir hafta gibi çok kısa bir zamanda
kaybedilmiştir.
Şimdi bu soruya bir yanıt arayalım:
Balkanlar’ı Türksüzleştirme ve Müslümansızlaştırma süreci, 1877-1878 Osmanlı-Rus savaşıyla (93 Harbi) ile
başlamış, buralarda kurulan yeni devletlerin çabalarıyla
savaştan sonra da devam etmiştir.
1876-1895 yılları arasında sayıları 1 milyonun üzerinde
Müslüman, devletin terk ettiği topraklardan göç etmek
zorunda kalmıştı. Sonradan Balkan Savaşını yaşayacak
olan kuşağın çocukluğuna, bu ilk Balkan göçmenlerinin
hatıraları damgasını vurmuştu. Akın akın gelen göç yığınları kentleri baştanbaşa dolduruyordu. Camiler, mescitler, tekkeler yavaş yavaş doluyor, nerede bir delik ve
kovuk varsa oraları kucağında hasta yaralı çocuklarıyla
yollara düşmüş anneler ve hasta ihtiyarlar dolduruyordu.
Balkan Savaşı patladığında Osmanlı artık bir Balkan
devletiydi.
İsyanlardan isyanlara koşan Osmanlı Ordusu artık yorulmuş bitap düşmüştü. Ayrıca ordunun başındaki subaylar sen ben kavgasına düşmüş, iktidar peşindeydiler.
Rusya ve büyük devletlerin teşvik ve desteğiyle, bu va-
İMO ANTALYA BÜLTEN
Allahtan bu 4 devletçik kazanılan toprakları paylaşımda
anlaşamayıp birbirlerine düştüler de son an da Edirne’yi
geri alabildik.
Ege Adaları ve koskoca Batı Rumeli kaybedilmişti. Bu
durum 14 Mart 1914 tarihinde II. İstanbul Antlaşmasıyla ile tescil edilerek Balkan Savaşları sona erdi. Ama
Rumeli’den Anadolu’ya olan göçlerin ardı arkası kesilmedi. Göçlerin sürüklediği yüz binlerce insan, aç susuz
yollara düştü ve hiç tanımadıkları Anadolu diyarında
yerleşecek yer aradılar, yabancılık çektiler, hor görülüp
dışlandılar.
Balkanların Türksüzleştirme ve Müslümansızlaştırma süreci, 20. yüzyılın sonlarına kadar devam etti.
Koskoca İmparatorluk, Minnacık
Birkaç Devlet Bozuntusuna
Nasıl Yenildi?
* İMO Antalya Şubesi Basın Yayın Komisyonu Koordinatörü
him durumu fırsat bilen Bulgarlar, Yunanlılar, Karadağlılar ve Sırplar tarihlerinde ilk defa birleşerek Osmanlıya
karşı savaş açtılar ve kısa bir zaman içinde ta Çatalca’ya
kadar geldiler. Osmanlı ordusu her cephede yenik düşüyor, büyük kayıplar veriyor ve bu arada mevcut Müslüman halkta açlık sefalet ve kırım içinde kıvranıyordu.
Bunu önleyecek hiçbir mekanizma ve güç kalmamıştı.
.
Bütün bu olanların tek sebebi askerin yorgun ve bitap
düşmesi değildi. Savaş öncesi ve sırasında gerek ordu,
gerekse hükümet içindeki cahil ve tecrübesiz yetkililer,
yanlış karar ve uygulamaların sorumlusuydu. Cephede
savaş sürerken, İttihat ve Terakki’nin başındakiler, dedikodu ve dezenformasyondan ihanete kadar uzanan
bir yolda birbirleriyle yarıştı. Bu kısır çekişmeler koskoca
devleti batırmıştır.
Savaşın kaybedilmesine sebep olanlar yargılanıp cezalandırılmamış, yalnız bazıları emekliye sevk edilmiştir.
Gelelim günümüze:
Bugün ordumuzun en bilgili ve en deneyimli üst subayları, eften püften sebeplerle 2-3 yıldan beri hapislerde
yatmaktadırlar. Yargı süreci henüz tamamlanmamıştır.
Şu anda ordumuz tecrübesiz subayların ve yeni yetmelerin emir ve kumandasındadır. Her gün onlarca şehit
verilmektedir. Olası bir savaşta bu ordunun ülkeyi başarıya götürecek gerekli karar ve uygulamaları yapacağı
şüphelidir.
İnşallah Osmanlı’nın Balkan Savaşlarındaki zavallı durumuna düşüp perişan olmayız?
Kaynak: NTV-Tarih Ekim 2012 Sayı 45
TEMMUZ 2012 - OCAK 2013
23
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
BİR KİTAP
Ferrari’sini Satan Bilge
Robin S. Sharma
Nurettin KORKMAZ*
İnş. Yük. Müh. / Rehber
Robin S. Sharma’nın bu kitabı bir hazine. Gerçek başarı ve mutluluk için çok önemli
ipuçları veriyor. Kendini geliştirme konusuna da yeni bir ışık tutuyor. Okunmasını
hararetle tavsiye etmekten gurur duyduğum bu kitaptan özet olarak bazı pasajları siz
değerli meslektaşlarımla paylaşıyorum.
uzun sürmez.
Kendini, iç dünyanı değiştirmeye adadığında; yaşamın bir çırpıda sıradanlıktan uzaklaşarak olağanüstü bir boyut kazanır.
Büyük oyna veya evinde otur. Küçükten
başlamak diye bir şey yoktur.
Olaylar karşısında tavrımızı zihnimizle kesinlikle kontrol edebiliriz.
Mutluluğun sırrı: Yapmayı gerçekten sevdiğin şeyin ne olduğunu bulmak, zihin gücünü
ve enerjini bu şey üzerinde yoğunlaştırmaktan geçer.
Hiçbir şey mutlak değil. Birine trajedi olarak
gözüken bir hadise, bir başkasına sınırsız olanaklar sunabilir.
İrade zekâdan üstündür.
Olay bir bardağı yarı boş veya yarı dolu görme olayıdır. İyimser bardağı yarı dolu, kötümser ise yarı
boş, olarak görür.
Düşüncelerini ve yaşamındaki olaylara tepki verme
biçimini kontrol etmekle, kaderini kontrol etmeye başlarsın. Zihnin çalışma şekli “Garbage in, Garbage aut”
(Çöp girer çöp çıkar ) şeklindedir.
Çincede kriz sözcüğü iki alt simgeden oluşan bir karakterle yazılır: Tehlike ve Fırsat.
Yaşamda hatalar yoktur yalnızca dersler vardır.
Güçlükten güç doğar.
Geçmişin tutsağı olmak yerine, geleceğin mimarı olmayı denemeli.
Kitap oku, güçlü arkadaşlıklar kur, güzel müzikten
ders almayı öğren.
Çocukluğunda zevk aldığın mayosuz denize girmeyi, bisiklete bindiğin günleri düşün.
Büyük Hint filozofu Patanjali “ Büyük bir amaçtan,
sıra dışı bir fikirden etkilendiğinizde; tüm düşünceleriniz
zincirlerini koparır, zihniniz sınırlarını aşar, bilinciniz her
yönde genişler ve kendinizi yeni, mükemmel ve şaşırtıcı
bir dünyada bulursunuz. Uyuyan güçler, yetenekler ve
beceriler canlanır ve her zaman hayal ettiğinizden daha
iyi biri olduğunuzu keşfedersiniz”
Yaşamın sınırları, sadece kendi yaratılarındır. Sabırlı
ol, hazırlan ve bekle.
Şans; Hazırlık ve fırsatın evliliğidir.
Zihin tek bir amaca odaklanırsa; armağanın gelmesi
* İMO Antalya Şubesi Basın Yayın Komisyonu Koordinatörü
24
İMO ANTALYA BÜLTEN
.
Yaşama amacının ne olduğu bir kez bulunursa; insanın dünyası canlanır, her sabah
sınırsız bir enerji ve heves kaynağı ile uyanır.
Yapacak şeyleri olmayan insanlar çok uyurlar.
Kaygılar değerli zihinsel enerji ve potansiyelin tıpkı
bir lastikten kaçan hava gibi boşalmasına yol açarlar.
Dikkatler tamamen eldeki işe yöneltilirse; enerji kaybı olmaz, başarı muhakkak gelir.
Sevdiğin bir işi yaparsan; ömür boyu hiç çalışmamış
olursun.
Üzerinden daha az geçilmiş yollar denenmeli.
Sessiz bir odada gülün kalbine konsantre ol.
Doğanın görkemli yasaları altında zihin belirli bir an
da yalnızca bir düşünceyi barındırabilir.
Zihnin odak noktasını istemediğin bir düşünce işgal
edince; onu hemen canlandırıcı bir başkasıyla değiştir.
Kaygı verici bir düşünce embriyo gibidir. Oluştuğunda küçüktür, ama büyür ve daha çok büyür. Kısa bir
süre sonra kendi kontrolünü ele alır.
Dış dünyanda değişiklik yapmayı umuyorsan; önce
düşünce dünyanda değişiklik yapman gerekir.
Gölün Sırrı: Gözlerini yum. Derin bir nefes al ve düşe
dal. Gölün durgun sularına bakıp düşlerinin gerçekleşişini canlandır.
Zihin resimlerle işler. Resimler imgene tesir eder.
Düş gücü bilgiden daha önemlidir… A.Einstein
Yaşamda bir eksiklik varsa; bu düşüncedeki eksikliktendir.
Başka insanlardan üstün olmanın asil bir tarafı yoktur.
TEMMUZ 2012 - OCAK 2013
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
BİR KİTAP
Gerçek asalet önceki yaşamında olduğundan üstün
biri haline gelmekte yatar. Yani kendinle yarışacaksın.
Öz saygını asla başkalarının değerlendirmeleriyle
ölçme!
Başarı:
Doğru nefes almak doğru yaşamaktır.
Bilgi potansiyel bir güçtür. Gücün görülebilmesi için
uygulanması gerekir.
Mutluluk doğru kararlarla, doğru kararlar deneyimle,
deneyim yanlış kararlarla gelir.
Başarının sırrı amaçtaki istikrardır.
Mantra Ritüeli:
Her zaman sonuçlara bakarak yargıla!
Kendine güzel sözler söyle. Güçlü ve yaşam doluyum gibi. Kendine bakışın olayların yöneticisidir.
Hedef koymak yaşamı muhteşem hale getirir. Göremediğin bir hedefi asla tutturamazsın.
İnsanların verdikleri karara bağlı kalmamalarının
esas nedeni, eski alışkanlıklarına geri dönmenin çok
kolay olmasıdır. Baskı her zaman kötü değildir. Hedefe
ulaşmak için bazen gereklidir.
Amaç ve hedefler bir kağıda yazıldığında; bilinç altına kırmızı bir alarm göndermiş ve bunların her düşünceden daha önemli olduğunu belirtmiş oluruz.
Tanıdığı herkese roman yazacağını, resim yapacağını hedefin ne ise onu anlat. Bu andan itibaren bu
işi yapman gerektiği konusunda bir baskı oluşacaktır.
Çünkü kimse başarısız gözükmek istemez.
İsteklerin Gerçekleşmesi İçin Beş
Aşama Vardır:
Ahenkli Karakter Ritüeli:
Bir düşünce ekersin, bir eylem biçersin. Bir eylem
ekersin, alışkanlık biçersin. Bir alışkanlık ekersin, karakter biçersin. Bir karakter ekersin, kaderini biçersin.
Karakter inşası erdemleri geliştiren her şeyle olur.
Erdemler prensiple de ifade edilebilir: Tevazu, üretkenlik, şefkat, sabır, dürüstlük ve cesaret. Tüm eylemler bu
prensiplerle uyumlu ve tutarlı olursa; derin bir huzur ve
ahenk hissedersin. Bu yaşam boyu aydınlanmaya doğru giden ilk adımdır.
Sadelik Ritüeli:
Gerçekten anlamları olan eylemlere odaklan. İhtiyaçları azalt, lüksten uzaklaş, az ye öz ye!
1. Sonuç, kafada berrak bir şekilde canlandırılmalıdır.
İnsan hep sahip olduğundan fazlasını isteyerek mutsuzluğa düşer.
2. Motivasyonu canlı tutacak pozitif bir baskı yaratılmalıdır.
Bu dünya üzerindeki her varlığın bir ruhu vardır. Tüm
ruhlar tek bir ruha akar, bu Evrenin ruhudur.
3. Asla bir süre koymadan hedef belirlenmemelidir.
Kendi zihnini ve ruhunu beslediğinde; Evrenin ruhunu da beslemiş olursun.
4. Hayallerini ve hedeflerini bir deftere yaz. Kâğıda geçirilmeyen hedef, hedef değildir. Defteri hedeflere göre
bölümlere ayır.
5. Kötü bir alışkanlıktan kurtulmaya karar ver ve bunu
21 gün sabrederek uygula.
Kendinin efendisi olmayan hiç kimse özgür değildir… Epiktetos
Yaşamındaki sınırlar yalnızca senin belirlediklerindir.
Korku:
Korku, bilincin olumsuz yönde akışıdır. Korku şartlandırılmış bir tepkidir, onu kovalamak için üzerine gidilmelidir. Korkulan şey mutlaka yapılmalıdır, aksi halde
insanın bütün enerjisini ve isteğini tüketir. Zihinden korku silinirse; insan enerji ile dolar gençleşir.
Yalnızlık Ritüeli:
Yalnızlık ve sessizlik insanını yaratıcı kaynağı ile bağlantı kurar ve evrenin sınırsız zekâsını açığa çıkarır.
Her gün aynı saat aynı yerde 15 dakika sessiz kal.
Her gün doğayla baş başa kalmak doğal huzura kavuşturur. Haftada 5 saat fiziksel etkinlik, hızlı yürüme,
yoga vs.
İMO ANTALYA BÜLTEN
.
Herkesin kaderi doğumlarında çizilmiştir. Bu yol hazinelerle dolu büyülü bir yere götürür. Bu yolda yürüme
cesaretini geliştirmek kişiye kalmıştır.
Hangi konuda en iyi isek o konuya yoğunlaşmalıyız.
Bu bize hayatta verilen görevdir.
Asla geçmişin esiri olma! Geleceğinin mimarı ol!
Dünyada olmak yetmez. Düşün ve uygula ki dünya senin olsun.
Ne kadar zengin olursan ol, bu dünyadan götüreceğin yegâne şey vicdanındır. Onun sesini dinle ve sana
rehberlik etmesine izin ver. O neyin doğru olduğunu
bilir. Sana yaşamın çağrısının, bencillikten tamamen
uzaklaşarak şu veya bu şekilde başkalarına yardım etmek olduğunu söyleyecektir.
Sana gül veren elde hep biraz koku kalır… Çin Atasözü.
Geçmiş, köprünün altından akan sular gibi geçmiş
gitmiştir. Gelecek ise; hayal gücünün ufkundaki uzak
bir güneştir. En önemli an ise şu andır ve şu an dolu
dolu yaşanmalıdır.
Mutluluk bir hedef değil yolculuktur.
TEMMUZ 2012 - OCAK 2013
25
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
BİR KİTAP
Nutuk’tan (Söylev) Seçmeler (1)
(Birinci Cilt)
M. Tamer ÖZMEN*
İnş. Müh. / İş Bilim Uzm.
SUNUM
Atatürk’ün Söylevi (Nutuk); Türk
Dil Kurumu tarafından bu günkü dile çevrilerek iki cilt halinde,
665 sayfa olarak 1966 tarihinde
yayınlanmıştır. Nutuk Atatürk’ün
söylevi ile başlar, söylevi ile biter.
Konusu ise Atatürk’ün 19 Mayıs
1919 günü Samsun’a çıkışından
29 Ekim 1923 günü Türkiye Cumhuriyetin kuruluşuna kadar ki tarihsel olayları kapsar.
Nutuk’un, özet olarak sunulmasın
da bazı hataların oluşacağı endişesiyle, bazı bölümleri ile konuların başlıklarını “Nutuk’tan Seçmeler” başlığı altında, sunulmuştur.
Nutuk, Türk Devletinin kurtarılışının ve çağdaş Türkiye
Cumhuriyetinin kuruluşunun TARİHİ MANİFESTOSUDUR.
Nutuk, bir devlet nasıl kurtarılır ve çağdaş bir devlet
nasıl kurulur bunu öğrenmek ve öğretmek için Dünya
Siyasi Tarihin de ders kitabı olarak okutulmalıdır.
Emperyalist güçler altındaki uluslarının, kurtarılışları ve
kuruluşları için ışık ve güç kaynağı olacak olan Nutuk’u;
Dünya milletlerinin ve Türk Ulusunun özellikle dünya
gençliğin okuması ve okutulması dileğiyle...
GİRİŞ
SAMSUN’A ÇIKTIĞIM GÜN GENEL
DURUM VE GÖRÜNÜŞ (S.1,2)
1919 yılı Mayısın 19’uncu günü Samsun’a çıktım. Genel durum ve görünüş:
Osmanlı Devletinin içinde bulunduğu topluluk, Genel
Savaşta (Birinci Dünya Savaşında) yenilmiş Osmanlı
ordusu her yanda zedelenmiş, koşulları ağır bir “Ateşkes Anlaşması (mütarekename)” imzalanmış. Büyük
Savaşın uzun yılları boyunca, ulus yorgun ve yoksul bir
durumda. Ulusu ve yurdu Genel Savaşa sürükleyenler,
kendi başlarının kaygısına düşerek, yurttan kaçmışlar.
Padişah ve Halife olan Vahdettin, soysuzlaşmış, kendini
ve yalnız tahtını koruyabileceğini umduğu alçakça yollar araştırmakta. Damat Ferit Paşanın başkanlığındaki
hükümet, güçsüz, onursuz, korkak, yalnız padişahın
isteklerine uymuş ve onunla birlikte kendini koruyabilecek herhangi bir duruma boyun eğmiş.
Ordunun elinden silahları ve cephanesi alınmış ve alınmakta...
İtilaf devletleri, Ateşkes Anlaşması hükümlerine uymayı
gerekli görmüyorlar. Birer uydurma nedenle, itilaf donanmaları ve askerleri İstanbul’da. Adana İline Fransızlar; Urfa, Maraş, Antep’e İngilizler girmişler. Antalya ile
Konya’da İtalyan birlikleri, Merzifon’la Samsun’da İngiliz
askerleri bulunuyor. Her yanda yabancı devletlerin subay ve memurları özel adamları çalışmakta. Daha sonra, sözümüze başlangıç olarak aldığımız tarihten dört
gün önce, 15 Mayıs 1919 da itilaf devletlerinin uygun
bulmasıyla Yunan ordusu İzmir’e çıkarılıyor.
* Kent Sorunları ve Afete Hazırlık Komisyonu Koordinatörü, İMO Antalya Şube Basın Yayın Komisyonu Üyesi
26
İMO ANTALYA BÜLTEN
.
TEMMUZ 2012 - OCAK 2013
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
BİR KİTAP
Bundan başka, yurdun dört bir bucağında Hıristiyan
azınlıklar, gizli, açık, özel istek ve amaçlarının elde edilmesine, devletin bir an önce çökmesine çalışıyorlar.
YURT İÇİNDE VE İSTANBUL’DA ULUSAL VARLIĞA DÜŞMAN KURULUŞLAR
(S. 4,5)
Sonradan elde edilen güvenilir bilgi ve belgeler, İstanbul Rum Patriğinde kurulan Mavri Mira Kurulu’nun
(belge: 1) illerde çeteler kurmak ve yönetmekle, gösteri toplantıları ve propagandalar yaptırmakla uğraştığını
doğruladı. Yunan Kızılhaçı, Resmi Göçmenler Komisyonu, Mavri Mira Kurulu’nun çalışmalarını kolaylaştırmaya yardım ediyor. Mavri Mira Kurulu’nca yönetilen
Rum okullarının izci örgütleri, yirmi yaşını aşmış gençler
de katılarak, her yerde geliştiriliyor.
Kurulmaya başlayan bu örgütlerden başka, yurt içinde
daha birtakım kuruluşlar ve girişimler de ortaya çıkmıştı. Özellikle Diyarbakır (belge:8,9), Bitlis, Elazığ illerinde,
İstanbul’dan yönetilen Kürt Tealli Cemiyeti (Kürtleri
Yükseltme Derneği) vardı. Bu derneğin amacı, yabancı
devletlerin kanadı altında, bir Kürt hükümeti kurmaktı.
Ermeni Patriği Zaven Efendi de, Mavri Mira Kurulu ile
düşünce birliği ederek çalışıyor. Ermeni hazırlığı da tam
Rum hazırlığı gibi ilerliyor.
Trabzon, Samsun ve bütün Karadeniz kıyılarında kurulan ve İstanbul’daki merkeze bağlı Pontus Cemiyeti
kolaylıkla ve başarıyla çalışıyor (belge:2).
DÜŞÜNÜLEN KURTULUŞ YOLLARI
(S.2)
Durumun korkunç ve ağırlığı karşısında, her yerde, her
bölgede birtakım kişilerce kurtuluş yolları düşünülmeye
başlanmıştı. Bu düşünceyle girişilen çalışmalar, bir takım örgütler doğurdu. Örneğin: Edirne ve çevresinde
Trakya-Paşaeli adlı bir dernek vardı. Doğuda (belge:
3), Erzurum’da ve Elazığ’da (belge:4), genel merkezi
İstanbul’da olmak üzere Vilayatı Şarkiye Müdafaai
Hukuku Milliye Cemiyeti (Doğu İlleri Ulusal Hakları
Savunma Derneği) kurulmuştu. Trabzon’da Muhafazai Hukuk (Hakları Koruma) adlı bir dernek bulunduğu
gibi İstanbul’da da, Trabzon ve Havalisi Ademi Merkeziyet Cemiyeti (Trabzon ve Çevresini Bağımsızlaştırma Derneği) vardı. Bu dernek merkezinin gönderdiği delegeler, Of ve Rize çevresinde şubeler açmışlardı
(belge:5,6).
Yunanlıların İzmir’e gireceğinin açık belirtilerini Mayısın
on üçünden beri gören, İzmir’de birtakım genç yurtseverler, ayın 14/15 inci gecesi, bu acıklı durumu aralarında görüşmüşler; bir oldubittiye geldiği kuşku götürmeyen bu girişin, katma (ilhak) ile sonuçlanmasını önlemek
düşüncesinde birleşmişler ve Reddi İlhak (Katmayı
Önleme) ilkesini ortaya atmışlardır. Bu ilkenin yayılması
için aynı gece İzmir’de Yahudi Maşatlığına toplanabilen
halkça bir gösteri toplantısı (miting) yapılmışsa da ertesi
gün sabahleyin Yunan Askerlerinin rıhtımda görülmesiyle bu toplantıdan umulduğu ölçüde sonuç alınamamıştır.
İMO ANTALYA BÜLTEN
.
Konya ve dolaylarında, İstanbul’dan yöneltilen Tealli
İslam Cemiyeti (Müslümanları Yükseltme Derneği) kurulmasına çalışılıyordu. Yurdun hemen her yanında İtilaf
ve Hürriyet, Sulh ve Selamet Cemiyetleri (Uzlaşma
ve Özgürlük, Barış ve Esenlik Dernekleri) de vardı.
İNGİLİZ MUHİPLER CEMİYETİ (S.5)
İstanbul’da çeşitli amaçlarla gizli ve açık olmak üzere
de, birtakım parti ya da dernek adı altında kuruluşlar
vardı.
İstanbul’da önemli sayılacak kuruluşlardan biri İngiliz
Muhipler Cemiyeti (İngiliz Dostlar Derneği) idi. Bu ad
dan İngilizleri sevenlerin kurdukları bir dernek anlaşılmasın. Bence bu derneği kuranlar, kendi varlıklarını
ve çıkarlarını sevenler ve kendi varlıklarıyla çıkarlarının
dokunulmazlık çaresini Loyd Corç (Loyd George) Hükümeti aracılığıyla İngiliz desteğini sağlamakta arayanlardır. Bu mutsuzların, İngiltere Devletinin bütünüyle, bir
Osmanlı Devleti bırakmak ve korumak isteğinde olup
olmayacağını bir kez düşünüp düşünmedikleri üzerinde
durmak gerekir.
Bu derneğe girenlerin başında Osmanlı Padişahı ve
yeryüzü Halifesi şanını taşıyan Vahdettin, Damat Ferit
Paşa, Dahiliye Nazırı (İçişleri Bakanı) Ali Kemal, Adil ve
Mehmet Ali Beyler ve Sait Molla bulunuyordu. Dernekte İngiliz Ulusundan kimi serüvencilerde vardı. Örneğin
Rahip Fru (Frew) gibi. Yapılan işlerden ve işlemlerden
anlaşıldığına göre, derneğin başkanı Rahip Fru idi.
Bu derneğin iki görünüşü ve niteliği vardı. Biri dış görünüşü ve uygarca girişimlerle İngiliz desteğini istemeğe
ve sağlamaya yönelen niteliği idi. Ötekisi, gizli yönü idi.
Asıl çalışma bu yöndeydi. Yurt içinde örgütler kurarak
ayaklanma ve başkaldırmalara yol açmak, ulusal bilinci işlemez kılmak, yabancı devletlerin işe karışmalarını
kolaylaştırmak gibi haince girişimler, derneğin bu gizli
kolunca yöneltilmekteydi. Sait Mollanın, derneğin açık
girişimlerinde olduğu gibi gizli işlerinde de ondan daha
TEMMUZ 2012 - OCAK 2013
27
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
BİR KİTAP
çok rol oynadığı görülecektir. Bu dernek için söylediklerim, sırası geldikçe yapacağım açıklamalar ve gerektiğinde göstereceğim belgelerle daha iyi anlaşılacaktır.
DÜŞÜNÜLEN KURTULUŞ YOLLARI
(S.9)
Şimdi baylar, izin verirseniz size bir soru sorayım: Bu
durum ve koşullar karşısında kurtuluş için, nasıl bir karar düşünülebilirdi?
Açıkladığım bilgilere ve gözlem sonuçlarına göre üç türlü karar ortaya atılmıştı:
Birincisi, İngiltere’nin koruyuculuğunu (himayesini)
istemek;
İkincisi, Amerika’nın güdümünü istemek.
Bu iki türlü karara varmış olanlar, Osmanlı Devletinin bir
bütün olarak kalmasını düşünenlerdir. Osmanlı ülkesinin çeşitli devletler arasında paylaşılmasından ise, bu
ülkeyi bütün olarak bir devletin kanadı altında bulundurmayı yeğleyenlerdir.
Üçüncü karar, bölgesel kurtuluş yollarıyla ilgilidir.
Örneğin: Bazı bölgeler, kendilerinin Osmanlı Devletinden koparılacağı görüşüne karşı ondan ayrılmamak
yollarına başvuruyor. Bazı bölgelerde de, Osmanlı Devletinin ortadan kaldırılacağına, Osmanlı ülkesinin paylaşılacağına olupbitti gözüyle bakarak kendi başlarını
kurtarmaya çalışıyorlar.
Bu üç türlü kararın gerekçesi, yapmış olduğum açıklamalar arasında vardır.
BENİM KARARIM (S.9)
Baylar, ben bu kararların hiç birini yerinde bulmadım.
Çünkü bu kararların dayandığı bütün kanıtlar ve mantıklar çürüktü, temelsizdi. Gerçekte, içinde bulunduğumuz o günlerde, Osmanlı Devletinin temelleri çökmüş,
ömrü tükenmişti. Osmanlı ülkesi bütün bütüne parçalanmıştı. Orada bir avuç Türkün bayrağı bir ata yurdu
kalmıştı. Son olarak, bunun da paylaşılmasını sağlamak
için uğraşılmaktaydı. Osmanlı Devleti, onun bağımsızlığı, padişah, halife, hükümet, bunların hepsi kavramını
yitirmiş bir takım anlamsız sözlerdi.
Neyin ve kimin dokunulmazlığı için kimden ve ne gibi
yardım istemek düşünülüyordu?
O halde sağlam ve gerçek karar ne olabilirdi?
Baylar, bu durum karşısında bir tek karar vardı. O
da ulus egemenliğine dayanan, kısıntısız, koşul-
28
İMO ANTALYA BÜLTEN
.
suz, bağımsız yeni bir Türk Devleti kurmak.
İşte, daha İstanbul’dan çıkmadan önce düşündüğümüz ve Samsun’da Anadolu topraklarına ayak basar
basmaz uygulamaya başladığımız karar, bu karar olmuştur.
YA BAĞIMSIZLIK YA ÖLÜM (S.10)
Bu kararın dayandığı en sağlam düşünüş ve mantık şu
idi:
Temel ilke, Türk ulusunun onurlu ve şerefli bir
ulus olarak yaşamasıdır. Bu, ancak tam bağımsız
olmakla sağlanabilir. Ne denli zengin ve gönençli
olursa olsun, bağımsızlıktan yoksun bir ulus, uygar insanlık karşısında uşak durumunda kalmaktan kendini kurtaramaz.
Yabancı bir devletin koruyuculuğunu istemek insanlık niteliklerinden yoksunluğu, güçsüzlüğü ve
beceriksizliği açığa vurmaktan başka bir şey değildir. Gerçekten bu aşağılık duruma düşmemiş
olanların, isteyerek başlarına yabancı bir yönetici
getirmeleri hiç düşünülemez.
Oysa Türkün onuru ve yetenekleri çok yüksek ve
büyüktür. Böyle bir ulus, tutsak yaşamaktansa
yok olsun, daha iyidir.
Öyleyse ya bağımsızlık, ya ölüm!
İşte gerçek kurtuluşu isteyenlerin parolası bu olacaktı.
Bir an için, bu kararın uygulanmasında başarısızlığa uğranılacağını düşünelim. Ne olacaktı? Tutsaklık.
Peki, efendim, öteki kararlara uymakla da sonuç
bu olmayacak mıydı?
Şu ayrımla ki, bağımsızlığı için ölümü göze alan ulus,
insanlık onur ve şerefinin gereği olan her özveriye başvurduğunu düşünerek avunur ve elbette, tutsaklık zincirini kendi eliyle boynuna geçiren uyuşuk, onursuz bir
ulusla karşılaştırılınca, dost ve düşman gözündeki yeri
çok başka olur.
Sonra, Osmanlı soyunu ve devletini (Osmanlı hanedan
ve saltanatını) sürdürmeye çalışmak, elbette Türk ulusuna karşı en büyük kötülüğü yapmaktı. Çünkü ulus,
her tür özveriye başvurarak bağımsızlığını sağlasa da,
padişahlık sürüp giderse, bu bağımsızlık güvenli sayılamazdı. Artık yurtla, ulusla hiçbir vicdan ve düşünce bağı
TEMMUZ 2012 - OCAK 2013
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
BİR KİTAP
kalmamış bir sürü delinin, devlet ve ulus bağımsızlığının
ve onurunun koruyucusu durumunda bulundurulması
nasıl uygun görülebilirdi?
Halifeliğe gelince, bunun bilim ve tekniğin ışığa boğduğu gerçek uygarlık dünyasında gülünç sayılmaktan
başka bir durum kalmış mıydı?
Görülüyor ki, verdiğimiz kararın uygulanmasını sağlamak için ulusun daha alışmadığı sorunlara el atmak
gerekiyordu. Kamunun diline düşmesinde büyük sakıncalar bulunacağı düşünülen noktaların söz konusu
edilmesinde kesin zorunluk vardır.
Osmanlı Hükümetine, Osmanlı Padişahına ve Müslüman halifesine baş kaldırmak ve bütün ulusu ve orduyu
ayaklandırmak gerekiyordu.
UYGULAMALARI EVRELERE AYIRMAK VE ADIM ADIM İLERLEYEREK
AMACA ULAŞMAK (S.11)
Türk ata yurduna ve Türk’ün bağımsızlığına saldıranlar
kimler olursa olsun, onlara bütün ulusça silahlı olarak
karşı çıkmak ve onlarla savaşmak gerekiyordu. Bu
önemli kararın bütün gereklerini ve isteklerini ilk gününde açıklamak ve söylemek, elbette yerinde olmazdı.
Uygulamayı birtakım evrelere ayırmak ve olaylardan yararlanmak ulusun duygu ve düşünceleri
üzerinde işlemek ve adım adım ilerleyerek amaca ulaşmaya çalışmak gerekiyordu. Nitekim öyle
olmuştur. Ancak dokuz yılda yaptıklarımız bir mantıkçı
gözü ile düşünülürse, ilk günden bugüne dek izlediğimiz genel gidişin, ilk kararın çizdiği çizgiden ve
yöneldiği amaçtan hiç ayrılmamış olduğu kendiliğinden anlaşılır.
Burada, kafalarda yer tutabilecek bazı duraksama düğümlerinin çözülmesini kolaylaştırmak için bir gerçeği
hep birlikte gözden geçirmeliyiz
Beliren ulusal savaşın tek amacı, yurdu dış saldırıdan
kurtarmak olduğu halde bu savaşın, başarıya ulaştıkça, ulus iradesine dayanan yönetimin bütün ilkelerini
ve şekillerini evre evre bugünkü döneme değin gerçekleştirmesi olağan ve kaçınılmaz bir tarih akışı idi. Bu
kaçınılmaz tarih akışını, gelenekten gelen alışkanlığı ile,
hemen sezinleyen padişah soyu, ilk andan başlayarak
ulusal savaşın amansız düşmanı oldu. Bu kaçınılmaz
tarih akışını ilk anda bende gördüm ve sezinledim. Ama,
baştan sona, bütün evreleri kapsayan sezgilerimizi ilk
anda bütünüyle açığa vurmadık ve söylemedik. İleride
İMO ANTALYA BÜLTEN
.
olabilecekler üzerine çok konuşmak, giriştiğimiz gerçek
ve maddesel savaşa boş kuruntular niteliği verebilirdi;
dış tehlikenin yakın etkileri karşısında üzüntü duyanlar
arasında ise, geleneklerine, düşünme yeteneklerine,
ruhsal durumlarına uymayan olabilir değişikliklerden ürkeceklerin ilk anda direnmelerine yol açabilirdi. Başarı
için pratik ve güvenilir yol, her evreyi vakti geldikçe uygulamaktı. Ulusun gelişmesi ve yükselmesi için esenlik
yolu bu idi. Ben de böyle yaptım. Ancak tuttuğum bu
pratik ve güvenilir başarı yolu; yakın çalışma arkadaşlarım olarak tanınmış kişilerden kimileriyle aramızda,
zaman zaman görüşlerde, davranışlarda, yapılan işlerde beliren temelli ve ikinci derecede anlaşmazlıkların,
kırgınlıkların ve sırasında ayrılıkların da nedeni ve açıklaması olmuştur. Ulusal savaşa birlikte başlayan yolculardan kimileri, ulusal hayatın bugünkü Cumhuriyete ve
Cumhuriyet yasalarına kadar uzayan gelişmelerinde,
kendi düşünme ve ruh yeteneklerinin kavrama sınırı bittikçe, bana direnmeye ve karşı çıkmaya başlamışlardır.
Bu noktaları, aydınlanmanız için, kamuoyunun aydınlanmasına yararlı olmak için, sırası geldikçe, birer birer
göstermeye çalışacağım.
ULUSAL SIR (S.12)
Bu son sözlerimi özetlemek gerekirse diyebilirim ki
ben, ulusun vicdanında ve geleceğinde sezdiğim
büyük gelişme yeteneğini, bir ulusal sır gibi vicdanımda taşıyarak yavaş yavaş bütün toplumumuza uygulatmak zorundayım.
DİĞER KONULARIN BAŞLIKLARI:
Ulusal Kuruluşlar, Siyasal Amaçları (s.2), Amerikan Güdümünü İsteyenler (s.6), Ordumuzun Durumu (s.6),
Müfettişlik Görevimin Geniş Yetkileri (s.7), Genel Duruma Bir Çerçeveden Bakış (s.7), Ordu İle İlişkiler (s.12),
Yunan Ordusunun Manisa ve Aydın Çevresine Girişi
(s.16), Ulusal Örgütler Kurulması ve Ulusun Uyarılması
(s.16), Ulusal Gösteri Toplantıları (s.17), Ulusal Gösterilerin Yankıları (s.18), İstanbul’a Geri Çağırılışım (s.22),
Sivas’ta Genel Bir Ulusal Kongre Toplama Kararı (s.22),
Adını Saklayan Bir Tanıdığın Amasya’ya Gelmemesi
(s.23), Rauf Ve Rafet Beylerin Kararsızlığı (s.25), İstanbul’daki Bazı kimselere Gönderdiğim Mektup (s.25),
Ali Kemal Beyin Genelgesi (s.26), Ali Kemal Bey Ve
Padişah (s.27), Ali Galip Bey Sivas’ta (s.28), Sivas’a
Gidiş (s.29), Erzurum’a Gidiş (s.31), Ulusal Amaç Yolunda Ortaya Atılmak Kararı (s.32), Erzurum Kongresi
Hazırlıkları (s.33), Resmi Görev ve Yetkileri Bırakarak
Ulusun Sevgisine, Cömertliğine ve Yiğitliğine GüvenTEMMUZ 2012 - OCAK 2013
29
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
BİR KİTAP
mek ve Böylece Göreve Devam Etmek (s.35), Mersinli
Cemal Paşanın İstanbul’a Gitmesi (s:36), Komutayı Bırakmak Duygusu (s.36), Rafet Beyin Üçüncü Kolordu
Komutanlığını Bırakması (s.37), Hamit Beyin İstanbul
Hükümetince Görevden Çıkarılması (s.40), Rafet Beyle
Yazışmalar (s.41), Erzurumların Desteği (s.45), Erzurum
Kongresi (s.46), Erzurum Kongresinin Bildirisi ve Kararları (s.47), Erzurum Kongresinde Görülen Duraksamalar (s.49), Karakol Cemiyeti (s.52), Bir İş Görmeden
Avrupa’dan Dönen Ferit Paşaya Çektiğim Tel (s.53),
Sivas Kongresi Hazırlıkları (s.54), Sivas Kongresinin
Kaygıları (s.55), Erzurum’dan Ayrılma Gereği (s.58), Sivas Yolunda (s.60), Sivas Kongresi Açılıyor (s.62), Sivas
Kongresinin Üzerinde Durduğu İşler (s.63), Amerika Güdümü İçin Propagandalar (s.64), Geçici Güdüm İşinin
Kongrede Görüşülmesi (s.75), Erzurum Kongresi Hiçbir
Türlü Güdüm Kabulüne Karar Vermiş Değildir (s.80), Si-
vas Kongresinin Sonuçsuz Bırakma Çabaları (s. 83), Ali
Galip Olayı (s.85), Hainlerle İşbirliği Yapan Ferit Paşa
Hükümetine Saldırış (s.99), İstanbul’daki Hükümetle
İlişkiyi Kesme Kararı (s.102) Milletvekilleri Seçimiyle Uğraşılmaya Başlanması (s103), Yurdun Başsız Bırakılması (s.104), Aykırı Görüşler ve Yermeler (s.105), Kazım
Kara Bekir Paşanın Öğütleri (s.110), Padişahın Bildirisi
(s.113), Halit Beyin Trabzon ve Çevresinde Ulusal Örgütler Kurmakla Görevlendirilmesi (s.115), Kastamonu
Valisinin İstanbul Hükümetince Değiştirilmesi ve Bundan Çıkan Olay (s.118), Kastamonu’da İstanbul’a karşı
Gelmeye Başlıyor (s.120), Ali Fuat Paşa Batı Anadolu
Ulusal Kuvvetler Komutanı (s.122), Konya Valisi Cemal
Bey İstanbul’a Kaçıyor Konya Halkı da İstanbul’u Tanımıyor (s.123), Rafet Beyin Yerinde Olmayan Bazı Önerileri (s.123)
Bir sonraki bültende devam edecek…
BİLİŞİM EĞİTİM PROGRAMLARI KURSLARI
KURSUN ADI
SÜRE
ÜCRET (TL)
ÜYE
YER
AUTOCAD 50 saat
150.00
İMO Bilişim Eğitim Merkezi
SAP 2000 30 saat
150.00
İMO Bilişim Eğitim Merkezi
ETABS
30 saat
150.00
İMO Bilişim Eğitim Merkezi
XSTEEL
30 saat
150.00
İMO Bilişim Eğitim Merkezi
STA4CAD
21 saat
150.00
İMO Bilişim Eğitim Merkezi
İDECAD
21 saat
150.00
İMO Bilişim Eğitim Merkezi
PROBİNA
21 saat
150.00
İMO Bilişim Eğitim Merkezi
Katılım Şartları:
Mühendis, mimar, tekniker olmak ve bilgisayar temel eğitim bilgisine sahip olunmalıdır.
Gerekli Bilgiler:
Bilgisayar Bilişim Programları Eğitimleri “İMO Bilişim Eğitim Merkezi”nde en az 10 kişi olursa açılacaktır.
Her kursiyere bir bilgisayar verilecektir.
Ayrıntılı bilgi için Şubemiz Bilgisayar Operatörü Zekiye Tuna (237 57 27 dahili 6) ile irtibata geçebilirsiniz.
30
İMO ANTALYA BÜLTEN
.
TEMMUZ 2012 - OCAK 2013
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
SERBEST KÜRSÜ
Nurettin KORKMAZ*
İnş. Yük. Müh. / Rehber
Yüce Atatürk’ün Ölümünün 74.
Sene-i Devriyesi Üzerine Bir Yazı
Cumhuriyetimizin kurucusu, büyük dahi, büyük devlet
adamı ve büyük asker Atatürk’ün aramızdan ayrılışından bu yana 74 koca yıl geçti.
Bu vesile ile onu bir kez daha anmak ve O’nun bu vatan, bu millet için nasıl çalıştığını, hayatı pahasına mücadele vererek dünyada eşi görülmemiş devrimleri nasıl yaptığını, gözden geçirmek her vatanseverin başlıca
vazifelerinden biri olmalıdır.
Cumhuriyetimizin temel dayanağı Atatürkçülük ve
O’nun beraberinde getirdiği Atatürk İlke ve devrimleridir.
Bu noktada Atatürkçülük kavramını incelemekte
büyük yarar var.
Atatürkçülük:
Tüm güçlükleri, yoksunlukları, engelleri aşarak, yayılmacı ve sömürgeci dış güçlerle; bölücü, yıkıcı ve şeriatçı
işbirlikçilere karşı Ulusal Kurtuluş Savaşı’nı kazanıp yurdumuzu kurtaran;
Her yönden tam bağımsızlığa, ulusal egemenliğe dayanan özgürlükçü, eşitlikçi, hukuksal yurttaşlık düzeni
Türkiye Cumhuriyeti’ni, demokrasiyi amaçlayarak bir
bilim devleti olarak kuran;
Önderi olduğu Türk devrimi ile büyük adımlar atıp
* İMO Antalya Şubesi Basın Yayın Komisyonu Koordinatörü
İMO ANTALYA BÜLTEN
.
Türkiye’nin aydınlanmasını gerçekleştirerek çağdaşlaşma sürecini başlatan;
“Ya istiklal ya ölüm” diyerek yoktan var edercesine Türklük ve ulus bilincini yaratıp insanımızı kapı kulluğundan
kişilikli bireye, toplulukları cemaat ve ümmetten ulus
düzeyine taşıyan;
Türklük ve Türkiye için gerçek aydınlık çağı açan Mustafa Kemal Atatürk’ü anlamak ve aradan geçen yetmiş
dört yılın ardından bile O’nun akılcı ve çağdaşlığı hedef
gösteren fikirlerini bugün için, gelecek için ve yaşamak
için yorumlayabilmek demektir.
Atatürkçülük demek, Atatürk’ü bir beden olarak değil;
bir düşünce, bir ilke ve bir sistem olarak düşünmek ve
benimsemek, her tür akıl dışı saplantının ve dogmanın
karşısında durmak demektir.
Atatürkçülük, O’nun da vurguladığı gibi “Adam olmak”
yani çağdaşlaşmaktır.
Atatürkçülük, yalnız dinle değil, hukukla, ekonomiyle,
eğitim-öğretimle, siyasetle de ilgili olan, din ve vicdan
özgürlüğünün güvenceye alındığı laikliktir. Laiklik, Atatürk ilkelerinin en önemlisi, Türk Devriminin kaynağı ve temelidir.
Bu girizgâh bölümünden sonra, Atatürk’ten önceki ve sonraki durumumuza bir göz atalım ki bu
TEMMUZ 2012 - OCAK 2013
31
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
SERBEST KÜRSÜ
yüce insanın bu vatanı ve bu milleti nereden alıp
nereye getirdiği bariz olarak anlaşılsın:
Müslüman Arap İngiliz’le birleşerek Arap çöllerinde
Müslüman Türk’ü arkadan vurmuş;
Ermeni Rus’la birleşerek, Doğu Anadolu’yu kan gölüne
çevirmiş;
Anadolu Rum’u Yunan’la, Yunan İngiliz’le birleşmiş,
Batı Anadolu’yu işgal etmiş;
Ülkenin mahvolmadık, yıkılmadık, yanmadık, kan dökülmedik, kül olmadık hiçbir yeri kalmamış, İstanbul ile
İzmir işgal edilmiş, elde yalnız yüzde doksan beşi okuma yazma bilmeyen nüfusu altı yedi milyon olan yorgun, yoksul, bitkin, ezik, ümitsiz bir Anadolu halkı var,
Cihan harbinden geriye kalan savaş artığı Türk ordusunun silahları elinden alınmış,
A.B.D.- New York Times Gazetesi
Savaş sonrası döneminin en yetenekli liderlerinden biri.
ABD-Chicago Tribüne
Dünya sahnesinden tarihin en dikkat çekici adamlarından biri geçti.
Arnavutluk-Stipsi Gazetesi
Bu Türk Milleti yastadır. Çünkü yeni Türkiye’nin yaratıcısı
olan eşsiz şefini kaybetmiştir. “Atatürk eski Türkiye’den
modern bir devlet çıkarmıştır.”
Avusturya-Neue Freie Presse
Büyük düşüncelerin adamı, bir devlet mimarıydı.
Ülkenin bütün tersanelerine girilmiş, demiryolları yabancıların idaresinde…
Belçika-Libre Belgique Gazetesi
Milletine bu kadar az zamanda bu ölçüde hizmet edebilen tek devlet adamı Atatürk’ tür.
Bütün bu olanlardan Atatürk’ün aklı, sistematik
çalışması, dirayeti ve mükemmel idaresiyle kurtulup yeniden hayat bulmuşuz:
Bulgaristan-Bulgar Basınından
Bu müstesna büyük adamın ölümünden sonra dünya
artık eskisi kadar enteresan değildir.
Kongreler yapılmış,
Ordular yeniden düzenlenmiş,
Yunan denize dökülmüş,
İngiliz İstanbul’dan çıkarılmış,
İlk halk meclisi açılarak demokrasi getirilmiş,
Çekoslovakya-Çeska Slova Gazetesi
Bu derece yüksek hilkatte bir adama sahip olduklarından dolayı, Türklere gıpta ediyoruz.
Dünyanın süper güçleriyle Lozan’da eşit olarak masaya oturularak uğrunda savaştığımız, her şeyimizi feda
ettiğimiz Misakı Milli Sınırlarımız antlaşmayla güvence
altına alınmış,
Cumhuriyet kurulmuş,
Devrimler yapılmış,
Büyük bir kalkınma hamlesiyle demiryolları, fabrikalar,
okullar inşa edilmiş,
Böylece çağdaşlık yolunda hayati ve büyük adımlar atılmıştır.
Bütün bunları ve her şeyimizi ulu önder Atatürk’e borçluyuz.
Bakın Atamızın Ölümü Dünya Basınında Nasıl Yankı Buldu?
Alman Ajansı
Almanya, ATATÜRK’ ün eserine ve mücadelesine hayrandır. Onda, tarihi eseri, özgürlüğü seven bütün milletler için bir sembol olarak kalacak kudretli bir kişilik
görmektedir...
32
Alman-Volkischer Beobachter Gazetesi
Atatürk Türkiye’ yi tek düşman kalmaksızın bırakmıştır.
Bu zamanımızın hiçbir devlet şefinin başaramadığıdır.
İMO ANTALYA BÜLTEN
.
Çin-Çin Basınından
Biz Çinli’ler hepimiz bu mateme iştirak ediyoruz. Zira
büyük bir milletin çok sevilen büyük Ata’sının ölümü yalnız Türkiye için değil, aynı zamanda bizim kıtamızda ve
bütün dünyada büyük bir boşluk bırakmıştır.
Danimarka-National Tidence Gazetesi
Atatürk, şahsiyet ve yeteneğin dev gibi bir simgesi idi.
O, yirminci yüzyılın en görkemli olayını yaratan adamdı.
“Atatürk, yirminci yüzyılın en büyük mucizesidir.”
Finlandiya-Fin Basınından
Atatürk, fevkalade bir devlet adamı, harp sonrası dünya
tarihinin en mühim simalarından biriydi. Atatürksüz Türkiye, büyük bir devlet olamaz.
Fransa Basınından
Atatürk’ün ölümü herkeste hayranlık uyandıran Türkiye için acı bir kayıptır. O’nun kahramanlığı ve dehası,
Türkiye’nin istikbalini yaratmış ve kalkınmasını temin
etmiştir.
Bu kayıp, Fransa için de çok acıklıdır, çünkü Atatürk,
onun sadık ve dürüst bir dostu idi. Gene bu kayıp sulh
davası şefi yorulmaz bir surette bu davanın korunmasıTEMMUZ 2012 - OCAK 2013
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
SERBEST KÜRSÜ
na çalışmakta idi.
Türk milletinin bu büyük matem gününde duyduğumuz
ıstırabın ne kadar geniş olduğunu takdir edersiniz.
Paris-Le Temps
Atatürk, bir milleti, birkaç yılda asrileştirmek mucizesini
göstermiştir.
Paris-Soir
Sırasıyla ihtilalci ve asi, sonradan muzaffer bir kumandan olan “Türklerin babası” Yeni Türkiye’ yi yarattı, sultanları kovdu, kadınlara hürriyet verdi fesi kaldırdı, ülkesinde radikal bir inkılap yaptı.
Hindistan-Star of India
Dünyanın yetiştirdiği en büyük insanlardan biri.
İngiliz Basınından
Atatürk’ün ölümüne, bütün dünya da, büyük bir devlet, büyük bir asker, büyük derecede şerefli bir şahsiyet
olarak ağlamaktadır. İngiltere; önce cesur bir düşman,
sonra sadık bir dost olarak tanıdığı büyük adamı selamlamaktadır.
İngiliz-Times Gazetesi
O, Türkiye’nin önceki kuşaklarından hiçbirine nasip olmayan özgürlük ve güven dolu bir hayat sağladı. Başarıları, Türkiye’nin Avrupa devleti olmasını sağladı, yakın
doğunun tarihini değiştirdi.
“Padişahların gösterişini, halifeliğin çekiciliğini umursamayıp bakışlarını, ordularının belkemiği olan Anadolu
çiftçisine sevgiyle yöneltti.”
İran-İran Gazetesi
Atatürk yalnız kahraman milletinin büyük bir Şef’i olmakla kalmamıştır. O, aynı zamanda insanlığın da en
büyük evladı olmuştur.
İspanya-İspanyol Basınından
Parçalanmış, hor görülmüş, can çekişir bir hale getirilmiş olan Türkiye’yi kuvvetli, ileri ve mütecanis bir millet
haline getiren adam ölmüştür. Sakarya’nın Gazisi, istilacıların galibi ve İzmir’in fatihi, tarihte en ziyade hayranlığa layık örneklerden birisi olarak yaşayacaktır.
İtalya-Gazeta Del Popolo
Atatürk’ün ölümü ile dünya büyük bir liderini kaybetti.
Japonya-Japan Times
Şaşırtıcı ve çekici bir kişi. Asker olarak büyük, fakat
devlet adamı olarak daha büyük.
Lübnan-An Nahar Gazetesi
Dünyanın çok nadir yetiştirdiği dahilerdendir. Dünya tarihinin gidişini değiştirmiştir.
Loryan Gazetesi
Kelimenin tam anlamıyla bir yapıcı ve yaratıcı olan Atatürk, dünya haritasında memleketine yepyeni bir sınır
çizmiştir.
Macar Basınından
Dünya, bu savaş ve barış kahramanı büyük adamın
ölümü ile fakir düşmüştür.
Mısır-Egyptian Gazetesi
Çağının, belki de tüm tarihin en olağanüstü kişilerinden
biri.
Norveç-Le Morgen Bladet Gazetesi
Atatürk, tarihte, memleketinin en büyük adamlarından
biri olarak kalacaktır.
Polonya-Gazeta Polska
Atatürk, yeni Türkiye’yi kılıcı ile kurtarmış ve dehası ile
düzene sokmuştur. O’nun yaratıcı ruhunun ve coşkun
yurtseverliğinin harekete geçmediği hiçbir alan yoktur.
Romanya-Independance Romaine Gazetesi
Atatürk, tarihte teşkilatçı bir dahi, bir milletin harikalar
yaratan yöneticisi ve memleketinin kurtarıcısı olarak kalacaktır.
Suriye-Elifba Gazetesi
Vatanını muhakkak bir parçalanmaktan kurtararak
devlet gemisini güvenilir bir limana götürdükten sonra
milletinden bir taht istemedi. O, kelimesinin bütün anlamıyla bir insan, eşsiz bir dahi, kahraman bir asker ve
siyaset adamı idi.
İsrail-Palestine Post
Dünya, çağımızın en dikkati çekici adamlarından birini
kaybetti.
Yugoslavya-Politika Gazetesi
Tarih, silinmez harflerle bu devlet adamının ismini hak
edecektir. Atatürk bir halk adamıdır. Kırılmaz azmi, keskin zekası ve kudreti kendisini yendiği alın yazısının önüne getirmiş, böylece yeni Türkiye’nin yaratıcısı olmuştur.
İsveç-Nya Dagligt Gazetesi
O, olmasaydı modern Türkiye olmazdı. O’ un sayesinde Türkler, O’nun olağanüstü eserini izleyebilecekler ve
zaten dünyaca pek yüksek olan onurlarını daha fazla
yükseltebileceklerdir.
Yunan Basınından
Her memleket; milleti, zafer, refah, saadet yolunda
ilerleten büyük adamlarına heykeller dikecektir. Fakat
Türkiye’nin Kemal Atatürk’ün heykelinin yapılmasında
kullanacak taşı bulmak için dağlarını deşmesi, karıştır-
İMO ANTALYA BÜLTEN
.
TEMMUZ 2012 - OCAK 2013
33
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
SERBEST KÜRSÜ
ması icap edecektir. Zira Türkiye herkesin haset ettiği
bir adamın, dostlarının ve düşmanlarının hayran olduğu
bir dehanın kaybı ile bütün medeniyet ve dünya için bir
kayıp teşkil eden bir adama malik olmak bahtiyarlığına
nail olmuştur.
VE Anıtkabir Özel İmza Defteri’nden
Birkaç Satır:
“Bu ülkenin ışığı... Atatürk’ün yüceliğini yansıtıyor.”
Gabon Cumhurbaşkanı
Atatürk’ten Bizlere Yol Gösteren
Birkaç Veciz Söz:
Kendiniz için değil, bağlı olduğunuz ulus için elbirliği
ile çalışınız. Çalışmaların en yükseği budur.
Millete efendilik yoktur, hizmet etmek vardır. Bu millete hizmet eden onun efendisi olur.
Ulustan gerçeği saklayanlar kendilerinin de aldandıklarına inanmalıdırlar
Sanatkar el öpmez; sanatkarın eli öpülür
“Her zaman ileri görüşlü. Bilge, laik, devrimin babası.”
Benin Cumhurbaşkanı
“Modern Türkiye’nin yaratıcısı... Hayranlıklarımı sunarım.”
Ekvator Devlet Başkanı
“Lider, vizyoner, büyük Atatürk. Hatıran önünde saygıyla eğiliyoruz.”
Kolombiya Cumhurbaşkanı
Laiklik, yalnız din ve dünya işlerinin ayrılması demek
değildir. Tüm yurttaşların vicdan, ibadet ve din özgürlüğü de demektir.
Hiçbir ulus yoktur ki ahlak temellerine dayanmadan
yükselsin.
Aydınlarımız belki bütün dünyayı, bütün eski ulusları
tanır, ama kendimizi bilmez.
“Arnavutluk milleti... Mustafa Kemal’e minnettardır.”
Arnavutluk Cumhurbaşkanı
Birbirimize vereceğimiz işaret şudur: İleri daima ileri!
“Yüce devlet adamı... Milletim adına saygı sunarım.”
Brezilya Devlet Başkanı
Hiçbir zaman aklınızdan çıkmasın ki, Cumhuriyet
sizden ‘’fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür’’ nesiller ister.
“Dünyaya ilham kaynağı... Onurla, şerefle anıyorum.”
Zanzibar Cumhurbaşkanı
Ezen ve ezilenler diye bir şey yoktur, fakat kendini
ezdirme izni veren uluslar vardır.
“Bu ulusun kahraman Ata’sı... Allah ruhunu kutsasın.”
Malezya Başbakanı
Korku üstüne egemenlik kurulamaz. Toplara dayanan egemenlik sürekli olmaz
“Asil ruh... Seni ziyaret onurdur.”
Nijerya Cumhurbaşkanı
Toplumsal gelişmenin de, çürümenin de temelinde,
yöneticilerin tavırları yatar.
Cumhuriyet bilhassa kimsesizlerin kimsesidir.
“Sonsuza kadar yaşa.”
Çin Başbakanı
Ulus; dil, kültür ve ülkü birliği ile birdir.
“Vizyonu, kararlılığı, cesareti ve demokrasi mirasıyla
dünyaya ilham vermeye devam eden Atatürk’e saygılarımı sunmak benim için onurdur.”
ABD Başkanı
“Aziz hatıran... Halkımın kalbinde daima yaşayacak.”
Azerbaycan Cumhurbaşkanı
Beni görmek demek, mutlaka yüzümü görmek demek değildir; benim fikirlerimi benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu kafidir.
Biz Türkler bütün tarihimiz boyunca hürriyet ve istiklale timsal olmuş bir milletiz.
Hayatta en hakiki Mürşit ilimdir fendir.
“Modern tarihin büyük şahsiyeti... Saygılarımı sunmak
onurdur.”
İngiltere Kraliçesi
“Tarihin akışını değiştirdi. Yeni bir tarih yarattı.”
İsrail Devlet Başkanı
Benim manevi mirasım bilim ve akıldır.
…
Nur içinde yat yüce Atam… Seni çok özlüyoruz…
Vatan sana minnettardır…
“Yurtta barış, dünyada barış... Kendi sözlerim gibi söylüyorum.”
Papa
34
İMO ANTALYA BÜLTEN
.
TEMMUZ 2012 - OCAK 2013
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
SERBEST KÜRSÜ
Ortadoğu ve Batı Arasında TÜRKİYE
Onur Öymen
Nurettin KORKMAZ*
İnş. Yük. Müh. / Rehber
23 Kasım 2012 tarihinde İMO Antalya Şubesi tarafından
gerçekleştirilen Söyleşiden Notlar...
sız eden Cumhuriyetimizin kuruluş temel taşlarından
olan LAİKLİK prensibidir. Bunu kaldırmak için hükümet
yeni anayasa yapmaya uğraşıyor. Ayrıca bu anayasada
TÜRK kelimesinin de yeri olmayacak.
AB bir değerler sistemidir ve bu değerler sistemini
kabul etmeyen AB’ye giremez.
Türkiye Cumhuriyeti bir değerler sistemi olarak kurulmuştur.
Medeniyet tek, kültürler farklıdır. Türkiye’yi çağdaş
medeniyet düzeyine çıkarmak Atatürk’ün hedefiydi
1919’dan sonra millet olduk.
Atatürk öldüğünde “Tek bir düşmanı yoktu” dedi
bir Avrupalı diplomat. “Atatürk bir demokrasi şampiyonudur” dedi bir Avrupalı devlet adamı. Venizelos bile
O’nunla dost oldu ve O’nu Nobel Barış ödülüne aday
gösterdi.
Bu hükümet kendisini İslam’ın temsilcisi saydığından Batı’nın çağdaş medeniyetiyle buluşmak istemiyor.
Hükümet Cumhuriyetimizin kuruluş prensipleri ile
çelişen bir Anayasa çıkarmak istiyor. Nereden nereye
geldik. Sıfır problem derken etrafımızda hiçbir dost ülke
kalmadı.
İkinci Cihan savaşından sonra insan haklarını korumak için Avrupa Konseyi kuruldu. Türkiye bu konseyin
kurucularındandır. Bugün ise insan haklarını hiçe saydığı için Türkiye’nin bu konseyde hiçbir itibarı kalmamıştır.
Atatürk’ten sonra içeride ve dışarıda din devleti kurmak isteyenlerin sayısı arttı. Bu grupları en fazla rahat* İMO Antalya Şubesi Basın Yayın Komisyonu Koordinatörü
İMO ANTALYA BÜLTEN
.
Türkiye’nin koşulları yerine getirse bile AB’ye girme
şansı yoktur, çünkü orası bir Hıristiyan Kulübüdür. Ama
şartları yerine getirerek onları zorlayabilirdik. Hükümetin
kafasında başka fikirler olduğundan ve AB değerlerini
pek benimsemediğinden bu da olmadı. AB’ liler şimdi
Türkiye ödevini yapmıyor diyorlar. Türkiye 2. sınıf ülke
muamelesi görüyor.
Dört tip demokrasi vardır. Birincisi Tam Demokrasi
burada 22 ülke yer alıyor. İkincisi arızalı Demokrasidir.
Burada 57 ülke vardır. Üçüncüsü ise Karma Demokrasi, bugünkü Türkiye’nin yeri burasıdır. Dördüncüsü de
Dikta İdaresi, Türkiye hızla bu tip idareye doğru ilerlemektedir.
Türkiye’nin demokrasi ile yönetilen ülkeler arasındaki
yeri 90. sıradadır. Ülkemiz kadın erkek eşitliğinde Dünyada 124. sırada. Basın özgürlüğünde ise 148. sıradadır.
Bulgaristan, Romanya ve Malta birer AB ülkesi oldu,
ama biz olamadık. Biz bir Ortadoğu ülkesine ve totaliter
bir din devletine doğru gidiyoruz.
Huntington Müslüman ülkeler demokrasi ile yönetilemez diyordu. Galiba haklı çıktı.
Ortadoğu’da gözü petrolden başka bir şey görmeyen Batı, demokratikleşmeyi engellemiştir. Savaştan
sonra Fransız idaresindeki Lübnan’da yapılan son seçimlerde Fransa kazanan üyeleri hapse atmıştır. İngilizlerin elinde olan İran Petrolleri Musaddık’ın sayesinde kurtarılıyor ama kısa zamanda Batı’dan komünist
damgası yiyen Musaddık ülkeyi terk etmeye zorlanıyor
TEMMUZ 2012 - OCAK 2013
35
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
SERBEST KÜRSÜ
ve sonunda da petrol yine İngilizlerin oluyor. Totaliter
devletler hep Batı’nın eseri, ancak bu şekilde petrol ve
doğal zenginlikler sömürülebiliyor.
ğazını kapatırım diyor. Bu boğazdan dünya petrolünün
%30 geçiyor. Çin ve Rusya ne yaparlar? Bütün bunlar
birer soru işareti, ama tehlike çanları da çalmaktadır.
Türkiye çatışmalara girmemeli, Atatürk boşuna
“Yurtta Sulh Cihanda Sulh dememiştir. Türkiye Kurtuluş
savaşından sonra hiçbir savaşa girmemiştir.
Suriye’ye karşı diye yutturulan Yeni Patriot Füzeleri
Kalkanı, aslında olası bir İsrail ve İran savaşındaki İran
füzelerine karşı konuşlandırılmaktadır.
Şiddete karşı olan her yerde buna karşı olmalı ki tutarlı ve güvenilir bir görünüş sergileyebilsin. Suriye’de
kan dökülmesine karşı ol, ama Irak’takine, Afganistan’dakine göz yum, olmaz böyle bir şey.
Hükümet Batı’dan Doğu’ya kayarak Osmanlıyı canlandırmaya çalışıyor. Başkanlık sistemi ve ardından dine
dayanan bir dikta idaresi. Bunu önlemek meclisin ve
herkesin görevidir.
Türkiye çok tehlikeli bir mecraya girmiştir. Bütün
dünya Türkiye’yi eleştiriyor.
Türkiye’yi bütün bu kaos ortamından kurtaracak
olan çıkış yolu Atatürk yoludur. O’nun genel yaklaşımı dünya görüşü, Türkiye’nin çıkarlarını korurken
kullandığı yöntemler ve özellikle laiklik ve tam bağımsızlık ilkesine verdiği önem her daim akıllarda tutulmalıdır.
Atatürk’ün eserlerinin özündeki yaklaşım şudur: Türkiye kendi kararını kendisi veren bir ülke olmuştur
ve bu yolda devam etmelidir…
ABD PKK terörünün bitmesini istemediğinden
Irak’taki teröristleri bırakmış Suriye ile uğraşıyoruz.
Suriye’den sonraki en büyük tehlike olası bir İsrail
İran savaşıdır. İsrail Nisan ayında büyük bir operasyona
hazırlanıyor. İran eğer böyle bir şey olursa Hürmüz Bo-
Çiftlere ömür boyu mutluluklar dileriz.
Üyemiz
Tayfun Sol hayatını
Berna Konuk ile birleştirdi.
31 Ağustos 2012
Üyemiz
Ali Cem Atasoy hayatını
Beyza Berfu Boran ile
birleştirdi.
16 Eylül 2012
36
Üyemiz
Levent Karabacak hayatını
Zeynep Tüze ile birleştirdi.
7 Eylül 2012
Üyemiz
Hüseyin Kuruca hayatını
Naime Sevgi ile
birleştirdi.
22 Eylül 2012
İMO ANTALYA BÜLTEN
.
Yönetim Kurulu Üyemiz
Tuğba Bildirici hayatını
Üyemiz Umut Ceylan ile birleştirdi.
15 Eylül 2012
Üyemiz
Onur Burak Milli hayatını
Gülay Yıldırım ile
birleştirdi.
3 Kasım 2012
TEMMUZ 2012 - OCAK 2013
Üyemiz
Emrah Tülü hayatını
Meltem Bayoğlu ile
birleştirdi.
26 Ocak 2013
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
TURİZM
İMO Antalya Şubesi
Konaklamalı Fethiye Gezisi
08-09 Eylül 2012
Nurettin KORKMAZ*
İnş. Yük. Müh. / Rehber
I. Gün
Gezi İMO Antalya Şube önünden saat 9.00’da
Fethiye’ye doğru hareketle başladı. Bir doğa cenneti
olan Yakapark’da yenilen öğle yemeğinin ve yapılan
gezintinin ardından Tlos Antik Kenti ve doğa harikası
Saklıkent Kanyonu gezildi. Fethiye’de müzik ve dans
eşliğinde yenilen akşam yemeğinden sonra otelde konaklandı.
Bu Gezide Ziyaret Ettiğimiz Yerler
Hakkında Özet Bilgi:
YAKAPARK
Tlos’un 2 km kadar yukarısında birçok Alabalık Lokantasının yer aldığı Yakapark çeşitli yönleriyle görülmeye
değer güzel bir yerdir. Burada anıt olmuş ağaçlar ve
kademeli terasların yanında havuz ve su kanallarıyla taş
masalar ilginç bir görüntü verirler.
II. Gün
Adaları ve denizinin güzelliği ile bir
doğa harikası olan Fethiye körfezinde
yat turu: Birçok yerde duraklayarak
yüzme molası alıyor ve deniz ve güneşin tadını çıkarıyoruz.
Yassıca adaları, Tersane, Kleopatra
Hamamı Koyu, Göbün Koyu, Kızılada ve daha birkaç ada durakladığımız
yerler oluyor.
Yattaki salata, taze tavuk veya balıktan ibaret menümüz çok lezzetli ve
doyurucu idi. Yat sahibi bayan gösterdiği ev sahipliği ile takdire şayandı.
* İMO Antalya Şubesi Basın Yayın Komisyonu Koordinatörü
İMO ANTALYA BÜLTEN
.
TEMMUZ 2012 - OCAK 2013
37
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
TURİZM
TLOS ANTİK KENTİ
üç başlı canavar Chimera ile savaşırken betimlenen
“Bellerophontes’in” mezarıdır.
Tarihi:
Akropolis ve civarında bulunan buluntulardan ve bilhassa ele geçen bir bronz baltadan anlaşıldığına göre; Tlos
Antik Kenti MÖ. 2000 yılından bu yana iskan edilmektedir.
MÖ 14.yy Hitit belgelerinde “Lukka Topraklarındaki
Dlawa” olarak söz edilmektedir.
Yörede bulunan madeni paralarda ve Likya yazıtlarında
kentin adı Tlawa olarak geçmektedir.
Likya birliğinin güçlü kentlerinden biri olan Tlawa, birliğin merkezi olan Ksantos’taki mecliste Pınara, Myra,
Limiyra, Patara ve Ksantos’la birlikte üç oyla temsil edilen 6 kentten biriydi.
Roma imparatorluk devrinde (MS 2.yy dan sonra) kent,
“Likya halkının parlayan yıldızı’’ olarak anılmaya
başlamış, Bizans devrinde de Piskoposluk Merkezi olmuştur.
Daha sonra kent Akropolisin doruğundaki kale dışında
tamamen terk edilmiş ve önemini yitirmiştir.
19. yüzyılda bu kalede yörede dehşet saçarak etrafı
haraca bağlayan Kanlı Ali Ağa adında bir derebeyi
hüküm sürmüştür.
Tlos Antik Kentinde
Değer Yerler:
Görülmeğe
Taş bloklar halinde aşağıya doğru sıralanan oturma
yerleri ile Stadyum, surların hemen güneyinde yer alır.
Stadyumun hemen karşısında 160 metre uzunluğunda
Basilika kalıntıları görülür.
Harabelerin en güneyinde biraz doğuya doğru Roma
Hamamı kalıntıları, hemen bunun yanında da Paleastra ve Gymnasium kalıntıları bulunmaktadır.
Doğudaki geniş meydanda yerleşmiş olan Tlos’un
Agorası 9 metre genişliğinde olan ve batı yüzündeki
duvarında yarım düzineye yakın kapıların bulunduğu
uzun bir yapıdır.
Yine aynı meydanın doğusunda çok iyi korunmuş durumdaki yarım daire şeklindeki kavea ve 34 oturma sırası ile Roma stilindeki kent Tiyatrosu yer alır.
SAKLIKENT KANYONU
300 m derinliğinde ve 18 km uzunluğundaki bu muhteşem kanyon, yüksek Toros Dağlarından gelen coşkun
suların aşındırması ile oluşmuştur. Eşen Çayı bu kanyondan doğar.
Seyhan Çetin kardeşimizin bu gezideki tur liderliği de
dört dörtlüktü. Kendisine teşekkür ederiz.
Sağlıcakla kalın!.....Geze kalın!
Bugünkü antik kent kalıntıları Likya,
Roma ve Bizans dönemlerine aittir.
Akropolis üzerindeki Bizans devrinden
kalma kale, Likya devrinde aynı yerde
bulunan kalenin temelleri üzerinde yükselmiştir. İşte Kanlı Ali Ağa bu kalenin
doğu köşesinde yaptırdığı sarayından
etrafı haraca kesmiştir.
Akropol tepesinin ön cephesinden aşağı doğru kayalara oyulmuş sayısız Likya
kaya mezarları vardır ve bunlardan en
önemlisi, hiç kuşkusuz mezarının üzerinde kanatlı atı Pegasus’un üzerinde
38
İMO ANTALYA BÜLTEN
.
TEMMUZ 2012 - OCAK 2013
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
BİZDEN HABERLER
19 Aralık İnşaat Mühendisleri Günü
İnşaat Mühendisleri Odasının 58., Şubemizin 24. Kuruluş yıldönümü
15-16 Aralık 2012 tarihlerinde çeşitli etkinliklerle kutlandı.
İnşaat Mühendisleri Odasının 58. Antalya
Şubemizin 24. kuruluş yılında “19 Aralık İnşaat Mühendisleri Gününü” kutlamanın mutluluğunu ve coşkusunu yaşadık.
Geçirdiğimiz 24 yıla baktığımızda zor koşullar altında
hizmet verildiğini ve kıt kaynaklara rağmen geçmiş yönetim kurullarımızca harcanan yoğun emek ve büyük
fedakarlıklar sayesinde bugünlere gelindiğini görüyoruz.
1954 yılında kurulan İnşaat Mühendisleri Odası 90.000’i
bulan üye sayısı, 26 Şubesi ve 124 Temsilciliği ile birlikte 19 Aralık kuruluş gününü aynı zamanda “İnşaat Mühendisleri Günü” olarak kutlamaktadır. Bu kutlamalarda,
Odamız; meslekte 25 yılını dolduran üyelerine “Teşekkür Belgesi”, 40 yılını dolduran üyelerine “Onur Belgesi”, 50 yılını dolduran üyelerine de “Onur Plaketi”
vermeyi geleneksel hale getirmiştir. Ayrıca Antalya Şubesi, mesleğe yeni katılan en genç üyesine “Mesleğe
Hoşgeldin Plaketi” vermektedir. Bu yıl yapılan İnşaat
Mühendisleri Günü ve Kuruluş Yıldönümü kutlamaları
Belek’te bir otelde yaklaşık 500 üyenin katılımı ile gerçekleştirildi.
Bu özel günde konuşan İMO Antalya Şube Başkanımız Cem Oğuz konuşmasında;
“İnşaat Mühendisleri Odası artık gelenekselleşen bir
uygulamayla meslekte çeyrek asırdan başlayarak belirli bir yılı dolduran üyelerine verilen belge ve Plaketlerin
İMO ANTALYA BÜLTEN
.
geçmişe dönük teşekkürden ziyade, geleceği aydınlatan
bir nişane olduğu unutulmamalıdır. Vefayı önemsemek
gerekiyor. Burada yapılan iş, bir vefa örneğidir. Mesleğimizin değerlerine sahip çıkmaktır. Bundan değil midir
ki İnşaat Mühendisleri Odası yarım asrı geçen ömründe
toplumsal saygınlığını her zaman korumayı ve kuşaklar
arasında sağlıklı bir köprü kurmayı başarmıştır.
İnşaat sektörünün çekirdeğini İnşaat Mühendisleri oluşturmaktadır. İnşa etme sanatı ve inşa edilmiş yapıya ihtiyaç duyma, ilk insan ile birlikte başlamıştır. Günümüzde
bu önemli görevi ve sorumluluğu İnşaat Mühendisleri
üstlenmektedir. İçinde yaşadığımız konutların, işyerlerinin, üzerinde seyahat ettiğimiz yolların, su ve enerji sağlayan barajların, hava ve deniz limanlarının, içme suyu ve
atık su tesislerinin ile daha birçok yapı ve tesisin proje ve
uygulama sorumlusu, inşaat mühendisleridir.
Ancak, ülkemizde inşaat mühendisliği hak ettiği yere gelememiştir. Toplumumuz mühendislik bilimine gerektiği
önemi ve saygıyı gösterebilseydi deprem afetlerinde, sel
felaketlerinde, trafik kazalarında can ve mal kayıpları en
aza indirilebilirdi.
Tüm olumsuzluklara rağmen modern Türkiye’nin mühendisleri olarak güzel bir gelecek inşa etme konusundaki inancımızı hiç kaybetmedik. Bu inancımızın temel
dayanaklarından birisi de, meslekte 25, 40 ve 50. Yılını
dolduran üyelerimizin mühendisliğe ve ülkeye yaptıkları
TEMMUZ 2012 - OCAK 2013
39
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
BİZDEN HABERLER
olumlu katkılardır. Bu katkılarından dolayı arkadaşlarımı,
meslek büyüklerimi ve onlara daima destek olan saygıdeğer eşlerini yürekten kutluyorum.” Dedi.
Oğuz; Meslek odalarının kamusal denetim görevini
yapmasından duyulan rahatsızlık üzerine 6235 sayılı
TMMOB Kanununda değişiklik yapılması için bir taslak
hazırlandığını ve bu kanun değişikliğinin önümüzdeki
günlerde bir gece yarısı torba yasa işleyişi ile TBMM’de
getirilebileceğini belirtti. Bu nedenle TMMOB ve Odamıza sahip çıkabilmek için örgütlü, inanç ve kararlılıkla
mücadele etmenin önemli olduğunu da ifade etti.
Başkanımız Cem Oğuz Konuşmasının son bölümünde;
“Bizler Bu ülkenin inşaat mühendisi aydınları olarak aynı
zamanda; dünyayı, ülkemizi ve yaşadıklarımızı bilen, düşünen, sorgulayan, yorumlayıp toplum çıkarlarını savunabilecek, koruyabilecek bilgi, beceri ve birikime sahip
meslek mensupları olarak elbette yapacak işimiz, çıka-
racak sesimiz vardır. Hepimiz; karanlığı aydınlatacak
birer alev olmasını da biliriz. Artık bizim için gün, ülkemiz ve geleceğimiz için birlik ve mücadele günüdür.
Ortak aklımızın, birlik ve beraberliğimizin yaratacağı direnç gücüne her zamankinden daha fazla ihtiyacımız
var. Dün olduğu gibi bugün de birlikte olacağız. Gelecek
güzel günlere olan inancımla, sizleri yönetim kurulumuz
adına direnç, inanç ve karalılıkla selamlıyorum. İnşaat
Mühendisleri Günü’müz kutlu olsun. Aklımızın ve
umudumuzun yolu açık olsun…” Diyerek konuşmasını tamamladı.
Başkanımız Cem Oğuz’un konuşmasının ardından belge ve plaket töreni gerçekleştirildi. İMO Antalya Şube
Yönetim Kurulu Üyeleri, belge ve plaket alan inşaat mühendisleri ile birlikte, 10. Yıl Marşı eşliğinde Odanın kuruluş yıldönümü için hazırlanan pastayı kestiler. Kutlamaya
katılan İMO üyeleri ve misafirler gecenin geç saatlerine
kadar gönüllerince eğlendiler.
FOTOĞRAFLARLA
MÜHENDİSLER GÜNÜ BALOSU VE ÖDÜL TÖRENİ
40
İMO ANTALYA BÜLTEN
.
TEMMUZ 2012 - OCAK 2013
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
BİZDEN HABERLER
İMO ANTALYA BÜLTEN
.
TEMMUZ 2012 - OCAK 2013
41
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
BİZDEN HABERLER
Meslekte 25. Yıl
Teşekkür Belgesi Alan Üyelerimiz
34041
34096
34139
34228
34256
34370
34390
34409
34436
34463
34572
34660
34743
34794
34820
Kemal Artüz
Nurullah Özbaş
Mehmet Küçüktoka
Mehmet Deniz
Şinasi Sezgin Demiray
M. Ali Demiroğlu
Osman Doğan
A.Suna Öcal Yüksel
Esma Nesrin Şanlı
Teoman Koyuncu
Haluk Çerçiler
Kemal Tuşat Yücel
Mustafa Murat Sivka
Ömer Yüksek
Ali Fuat Özel
34847
34868
34870
34883
34886
34980
35237
35504
35509
35510
35533
35715
36477
37127
37772
İshak Akın
Abdulhamit Temuçin
İ. Atila Ün
Suat Sır
Alp Halil Ay
Ramazan Sipahi
Tülin Önem (Tabakan)
Suzan Yardımcı
Fatih Yürük
Kemal Tortop
Halil Kurt
Adnan Bilgin
Levent Geylan
Mehmet Öztürk
Salih Terzioğlu
37834
37928
38258
38444
39299
39766
40252
42960
45674
45916
46186
51490
63886
72005
72169
Zeki Demiray
Ayhan Ünal
Metin Mut
Osman Yıldırım
Zükarneys Taş
Şahin Diyar
Mukadder Yılmaz
Levent Oktay
Gökhan Doğru
Tamer Küçüközer
İlhan Tınas
Rahmi Topan
Metin Polat
Ramazan Özden
Fatma İnanç
Meslekte 40. Yıl
Teşekkür Belgesi Alan Üyelerimiz
8365
8520
8522
8567
8584
8593
8748
8775
8800
8808
8826
8849
8851
8883
8977
9042
İbrahim Ekinci
Mustafa Vedat Esen
Yakup Aydınoğlu
Ali Arslan
Hüsnü Kurt
Fikret Türker
Ali Ekber Tanrıverdi
Akay Şenel
Süleyman Demirtaş
Raşit Sözen
A.İhsan Öztürk
Osman Berberoğlu
M. Melkar Taşpınar
Hacip Kayı
Ender Çelikel
Mustafa Eker
9087
9145
9146
9247
9257
9331
9344
9453
9530
9544
9562
9582
9583
9657
9745
9799
Ali Rıza Tümbül
Veli Tütüş
Edip Mekik
Adem Ünaldı
O. Şerafettin Yüksel
Arif Tür
Tuncer Sezgin
İsmail Savranoğlu
Ahmet Hamdi Akan
Lütfü Balta
Adnan Gökçe
Ahmet Karatoy
Abdurrahman Fırtına
A.Doğan Aksoy
Mehmet Ünlü
Mehmet Toros
9803
9885
9890
9917
9920
9982
9993
10015
10074
10130
10389
10394
10759
15575
19754
25406
Hasan Tutan
Veysel Sağdıç
Yalçın Çelik
Hayati Şataf
Mahmut Terzioğlu
Hasan Ergen
Turan Gülümser
Mustafa Yılmaz
Galip Yiğit
Orhan Karahan
İbrahim Yavaş
İrfan Aktaş
Hamdi Kakaşçı
Ünlü Doğan
Osman Nuri Özalp
Abdurrahman Çelik
Meslekte 50. Yıl
Teşekkür Belgesi Alan Üyelerimiz
3989
4110
Mustafa Hocaoğlu
Y. Cumhur İyigün
4125
4138
Zafer Top
M. Hüseyin Karabayır
4256
Plaket Alan En Genç Üyemiz
87046
42
İMO ANTALYA BÜLTEN
Ümit Can Ünsal
.
TEMMUZ 2012 - OCAK 2013
Ali İhsan Beyhan
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
BİZDEN HABERLER
Aramıza Yeni Katılan Meslektaşlarımız
Temmuz 2012 - Ocak 2013
Hülya Geneli
90154
Tayfun Gürcan
90201
Süleyman Tekin
90202
Merve Küçük
90203
Yusuf Fişekçioğlu
90204
Hasan Şenol
90298
Burak Yalçınkaya
90302
Reyhan Aksoy
90329
Nazife Çetin
90330
Göktuğ Özen
90331
Fatih Oral
90332
Günay Özcan
90333
Ender Çağlar Özensoy
90334
Fatih Şerif Coşan
90442
Abdullah Cihat Çelik
90447
Gökhan Uludağ
90448
Osman Zahit Sümer
90449
Yasin Öz
90450
Serhat Savran
90451
İhsan Bankoğlu
90452
Ali Can Özger
90592
Tanfer Zengin
90593
Emre Akkeçili
90594
Kenan Gülmez
90595
Pınar Duğan
90596
Mihriban Yazar
90747
Fatih Taştemür
90748
Murat Şevik
90749
Sinan Tatar
90750
Burcu Çözik
90751
Çağdaş Gürbüz
90859
Tolgahan Yılmaz
90860
Raşit Tüzer
90861
Vural Kaya
90989
Volkan Toprakçı
90991
Emre Tavlı
91025
İMO ANTALYA BÜLTEN
.
TEMMUZ 2012 - OCAK 2013
43
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
BİZDEN HABERLER
44
Mehmet Şen
91039
Ali Tekin
91084
Rafet Koca
91171
Ozan Ceylan
91239
Hüseyin Sarıdemir
91240
İbrahim Özen
91241
Kerem Emrah Neşvat
91309
Duygu Yalçın
91310
Mahmut Bektaş
91375
Fethi Can Köse
91376
Hasan Ertit
91390
Savaş Çelik
91391
Ertürk Buğra Özdemir
91458
Mehmet Yerli
91459
Mustafa Mengi
91460
Ahmet Arslan
91461
Barış Bilici
91550
Deniz İnce
91643
Seha Samed Şahin
91644
Kamil Görkem Altay
91645
Mustafa Dağhan
91742
Bengü Tuğba Turgut
91791
Muhammet Cemal Çağlıyurt
91792
Hatice İrem Talay
91793
Dilara Bakı
91797
Deniz Can Gültekin
91875
Onur Şahin
91881
Selami Akyol
91882
Burak Bayar
92009
Muammer Metin
92024
Yunus Emre Erdem
92025
Bilgehan Akman
92026
Sergül Uysal
92061
Zahid Üveys Aktaş
92066
Görkem Kazancı
92105
Onur Şentürk
92151
İMO ANTALYA BÜLTEN
.
TEMMUZ 2012 - OCAK 2013
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
BİZDEN HABERLER
Göktan Aktaş
92152
Seher Akınay
92153
Yusuf Can Turgan
92225
Ahmet Fırat Dönmez
92226
Selin Yıldırım
92227
Seda Beyaz
92294
Gonca Karadilli
92295
Halil Çelebi
92296
Bekir Baki Güzel
92424
Sueda Tatlı
92425
Semih Şener
92426
Keziban Cezayir
92427
Hakan Şahin
92428
Kenan Hekimoğlu
92477
Ezgi Yersel
92505
Volkan Ercan
92532
Muharrem Kızılay
92616
Ahmet Alper Parker
92617
Mehmet Öztoprak
92618
Kaan Dulluç
92619
Durali Çakır
92620
Resmiye Duran
92655
Mehmet Nacakcı
92656
Hilmi Şen
92657
Tutku Kaşlıoğlu
92658
Halit Öğüt
92659
Adnan Takavut
92749
Fuat Hayır
92750
Selin Doğanöz
92751
Pelin Doğanöz
92752
Serkan Özen
92753
Ramazan Er
92811
Mustafa Aydın Aydoğmuş
Alper Koray
92877
Sefa Çuhadar
92907
İbrahim Hakkı Duran
92908
92846
İMO ANTALYA BÜLTEN
.
TEMMUZ 2012 - OCAK 2013
45
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
BİZDEN HABERLER
Evren Şahin
92975
Ali Özdemir
92976
Semih Kutlu
92990
Umut İpek Akbayır
93018
Saniye Alp
93019
Nilgün Gürses
93058
Ahmed Paksoy
93059
Nurettin Gülden
93060
Mustafa Yılmaz
93104
Fatma Muslu
93105
Halil Dalkılıç
93106
Merve Özkan
93148
Ogan Fıçıcı
93179
Nergis Karip
93234
Haluk Bozkır
93268
ZEHRA, FAHRETTİN BUĞRA, OSMAN KEMAL ve EYLÜL’e
aramıza hoş geldin diyor, Anne ve Babalarıyla birlikte mutlu ve uzun bir ömür dileriz.
46
Üyemiz
İbrahim Ekizoğlu ile
Zeliha Ekizoğlu’nun
kızları
ZEHRA
27 Ocak 2012 tarihinde
dünyaya geldi.
Üyemiz
Şükriye Kaynak ile
Cemal Kaynak’ın
oğulları
OSMAN KEMAL
4 Eylül 2012 tarihinde dünyaya geldi.
Üyemiz
İlhami Yıldıran ile
Rabia’nın
oğulları
FAHRETTİN BUĞRA
27 Mayıs 2012 tarihinde
dünyaya geldi.
Üyemiz
Şahin Pala ile
Rukiye Pala’nın
kızları
EYLÜL
18 Ekim 2012
tarihinde
dünyaya geldi.
İMO ANTALYA BÜLTEN
.
TEMMUZ 2012 - OCAK 2013
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
13. DÖNEM YÖNETİM KURULU ÇALIŞMA RAPORU
Çalışma Raporu
1 Temmuz 2012 - 31 Ocak 2013
4 Temmuz 2012
10 Temmuz 2012
1- Basın / TV / Röportaj
Seminer
VTV
televizyonunda canlı yayınlanan
“Başkanlar
Konuşuyor”
programına
konuk olarak katılan
Başkanımız
Cem
Oğuz başta Depremsellik ve Antalya, Kentsel Dönüşüm, Stadyum Sorunu,
Batı Çevre Yolu, Expo 2016 Antalya olmak üzere çeşitli
konulardaki şubemiz görüş ve önerilerini kamuoyu ile
paylaştı.
Konu: Geotüpler ile
Yüksek Su Muhtevalı
Zeminlerin Sususzlaştırılması
Konuşmacı:
Doç.
Dr. Ahmet Aydilek
Düzenleyen:
İMO
Antalya Şubesi Isparta Temsilciliği
Konuşmacıya katkılarından dolayı Isparta Temsilciliğimiz tarafından hazırlanan teşekkür belgesi takdim edildi.
2- Seminer
Konu: Geosentetik Donatılı Duvar ve Şevler; Su Yapılarında Geosentetiklerin Kullanımı
Konuşmacı: Prof. Dr. Erol GÜLER
Düzenleyen: İMO Antalya Şubesi Isparta Temsilciliği
Konuşmacıya katkılarından dolayı Isparta Temsilciliğimiz tarafından hazırlanan teşekkür belgesi takdim edildi.
İMO ANTALYA BÜLTEN
.
17 Temmuz 2012
Yönetim Kurulunu Ziyaret
Atatürkçü Düşünce Derneği Antalya Şubesi, Şubemiz
yönetim kurulunu ziyaret etti.
TEMMUZ 2012 - OCAK 2013
47
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
13. DÖNEM YÖNETİM KURULU ÇALIŞMA RAPORU
19 Temmuz 2012
Basın / TV / Röportaj
Posta Gazetesi haber muhabiri Başkanımız Cem
Oğuz’u şubemizde ziyaret ederek, Antalya’nın depremselliği konusunda röportaj yaptı.
20 Temmuz 2012
Toplantı
Antalya Büyükşehir Belediyesi İmar Yönetmeliği Danışma Teknik Kurulu toplantısına şubemiz adına üyemiz
Hikmet Köse katıldı.
1 Ağustos 2012
Yönetim Kurulu’nu Ziyaret
23 Temmuz 2012
Basın / TV / Röportaj
Akdeniz TV Ana Haber
Bülteninde
Başkanımız
Cem Oğuz ile yapılan
“100. Yıl İhaleye Çıkıyor”
konulu röportaj yayınlandı. Başkanımız Cem Oğuz
Röportajında; TOKİ’ye verilen 100. Yıl Spor Kompleksinin neyin karşılığı yapılacağının sır gibi saklandığını ve bazı soru işaretleri olduğunu
söyledi. Stadyum konusunun yıllarca sürüncemede kaldığını söyleyen Başkanımız Cem Oğuz, “milletvekillerimiz
bizlerle dalga geçiyor” diyerek sitemini de dile getirdi.
CHP İl Başkanı Devrim Kök ve yönetimi, şubemiz yönetim kurulunu ziyaret ettiler. Ziyarette; Antalya’nın inşaat
mühendisliği
sorunları hakkındaki bilgiler
paylaşıldı.
24 Temmuz 2012
Basın / TV / Röportaj
Akdeniz TV Ana Haber Bülteninde Başkanımız Cem
Oğuz ile yapılan “Falezler” konulu röportaj
yayınlandı. Cem Oğuz
Röportajında; Falezlerin
zeminin denize doğru
kaydığını,
felaketlerle
karşı karşıya kalmamak
için gerekli önlemlerin zaman kaybetmeden alınması
gerektiğini söyledi.
31 Temmuz 2012
Basın / TV / Röportaj
NTV televizyonunda yayınlanan “Yeşil Haberci” programında Antalya’daki Falezler konusu işlendi. Programda
Başkanımız Cem Oğuz Falezlerin üzerine yapılan yüksek binaların riski artırdığını dile getirdi.
48
İMO ANTALYA BÜLTEN
.
2 Ağustos 2012
Basın / TV / Röportaj
Akdeniz TV Ana Haber
Bülteninde Başkanımız
Cem Oğuz ile yapılan
Eski İl Özel İdare Binası” konulu röportaj
yayınlandı. Cem Oğuz
Röportajında; Kolonları
patladığı için boşaltılan, kentin merkezinde yıllardır çirkinlik abidesi gibi duran eski İl Özel İdare Binası için son
kararı il genel meclisinin verebileceğini söyledi.
TEMMUZ 2012 - OCAK 2013
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
13. DÖNEM YÖNETİM KURULU ÇALIŞMA RAPORU
3 Ağustos 2012
19 Ağustos 2012
Basın / TV / Röportaj
1- Kutlama
TRT Antalya Radyosunda canlı yayınlanan Gülgün Çimen’in sunduğu
“Akdeniz’den” programına konuk olarak katılan
Başkanımız Cem Oğuz, kentsel dönüşümle ilgili şubemiz görüşlerini açıkladı.
Ramazan Bayramı nedeni ile tüm üyelerimize kutlama
mesajı gönderildi.
2- Basın / TV / Röportaj
15 Ağustos 2012
Toplantı
Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nün; 31.05.2012 tarih ve 28309 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 6306 sayılı “Afet Riski Altındaki Alanların
Dönüştürülmesi Hakkında Kanun” ile ilgili bilgilendirme
toplantısına Şubemiz adına, Başkanımız Cem Oğuz ile
Şubemiz Danışmanı İbrahim Koç katıldılar.
16 Ağustos 2012
1- Basın Açıklaması
17 Ağustos 1999 Marmara Depremi nedeniyle İnşaat
Mühendisleri Odası Genel Merkezi ve tüm şubelerin eş
zamanlı yaptığı “Deprem Gerçeği de Çözümsüzlük de Halen Sürmekte!” konulu basın açıklaması Şubemiz Atatürk
Konferans Salonunda yapıldı. Basın açıklaması aynı gün
Ulusal Kanal ve ART Ana Haber Bültenlerinde yayınlandı.
VTV Ana Haber Bülteninde Başkanımız Cem Oğuz ile
yapılan “Antalya Depreme Hazır Değil” konulu röportaj yayınlandı. Başkanımız Röportajında; Antalya’nın 2.
derece deprem bölgesinde olduğuna dikkat çekerek
harita üzerinde Antalya’nın deprem riskini anlattı.
Özellikle Antalya’da ev alacak vatandaşlara inşaat
mühendislerinden teknik destek almalarını vurgulayan
başkanımız, binanın dış görünüşüne değil yapısal özelliklerine önem vermelerini istedi. Diğer yandan kentsel dönüşüm projesi kapsamında Türkiye genelinde 7
milyon yapının yıkılıp yeniden inşa edileceğini söyleyen
Başkanımız Cem Oğuz, TOKİ’nin yapı denetimsiz çalışmasından dolayı endişelerinin olduğuna da vurgu yaptı.
21 Ağustos 2012
Basın / TV / Röportaj
2- Kutlama
Ramazan Bayramı nedeniyle yönetim kurulu ile personelin bayramlaşmalarını sağlamak üzere şubemiz yönetim kurulu toplantı salonunda bayramlaşma töreni
yapıldı.
İMO ANTALYA BÜLTEN
.
VTV Ana Haber Bülteninde Başkanımız Cem Oğuz
ile yapılan “Batı Çevre Yolunun Çözümü: Kamulaştırma” konulu röportaj yayınlandı. Batı Çevre Yolunun
önemine değinen Başkanımız Cem Oğuz röportajında;
sorunun kamulaştırma yoluna gidilerek çözülebileceğine işaret etti. Kamulaştırma yapılmayıp bölgenin imara
açıldığında nehir yatağına yapılar inşa edileceğini söyleyen Oğuz, bölgenin imara açılması halinde yapı maliyetlerinin artacağını ve kazık temeller sistemi ile binaların inşa edileceğine dikkati çekti.
TEMMUZ 2012 - OCAK 2013
49
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
13. DÖNEM YÖNETİM KURULU ÇALIŞMA RAPORU
22 Ağustos 2012
Basın / TV / Röportaj
VTV Ana Haber Bülteninde Başkanımız Cem Oğuz
ile yapılan “Ulaşım Master
Planı Yine Yapılamadı”
konulu röportaj yayınlandı Başkanımız röportajında; Ulaşım Master Planı konusunda ilk çalışmanın 1989 yılında Hasan Subaşı’nın
belediye başkanlığı döneminde yapıldığını belirterek,
1990’lı yıllarda ikinci çalışmanın yapıldığını hatırlattı.
Bekir Kumbul’un belediye başkanlığı ile üçüncü plan
için çalışma yapıldığını ifade eden Başkanımız, bugüne
kadar yapılan toplam 7 master plan çalışmasından da
sonuç alınamadığının altını çizdi.
Antalya’nın araç sayısı bakımından Türkiye’nin üçüncü
büyük kenti olduğunu belirten Başkanımız, nüfus yoğunluğu bakımından sekizinci, en çok göç alan kentler
arasında da üçüncü sırada olduğuna dikkat çekti.
Çalışması yapılan 7 master plandan da sonuç alınamayan Antalya’da, bırakın ulaşım toplu taşıma sorununun
dahi henüz çözülemediğini ve Gazi Bulvarı’na yapılması
gereken battı çıktıların kent merkezine yapılmasını da
eleştiren Başkanımız, Antalya’nın en büyük talihsizliğinin siyasi çekişmeler olduğunu savunarak bu nedenle
kentin çıkarlarının arka plana itildiğini söyledi.
tahrip ederken onlara her yıl yenilerinin eklendiği gözlendi.
Yrd. Doç. Dr. Nihat Dipova, falezlere yapılan kaçak yapıları anlatırken, kaya düşmeleri ve kopmaları hakkında
da bilgi verdi.
30 Ağustos 2012
Kutlama
30 Ağustos Zafer Bayramı nedeni ile tüm üyelerimize
kutlama mesajı gönderildi. “Laik, Demokratik Türkiye
Cumhuriyeti’nin Temellerinin Atıldığı 30 Ağustos Zafer
Bayramı, Bu Cumhuriyeti Gururla Taşıyan Herkese Kutlu Olsun”
8-9 Eylül 2012
Konaklamalı Fethiye Gezisi Saklıkent 12 Adalar Tekne
Turu
Üyelerimiz ve yakınları ile 40 kişinin katıldığı gezi; Şubemiz önünden saat 9.00’da Fethiye’ye doğru hareketle başladı. Bir doğa cenneti olan Yakapark’da yenilen
öğle yemeğinin ve yapılan gezintinin ardından Tlos Antik Kenti ve doğa harikası Saklıkent Kanyonu gezildi.
24 Ağustos 2012
İnceleme & Basın / TV / Röportaj
Şubemiz tarafından düzenlenen teknik gezi ile
Antalya’nın dünyaca ünlü falezleri incelendi. İncelemeye
Başkanımız Cem Oğuz, Akdeniz Üniversitesinden Yrd.
Doç. Dr. Nihat Dipova ve çok sayıda gazeteci katıldı.
Falezlerin, denizden incelendiğinde her geçen gün biraz daha fazla tahrip
edildiği görüldü. Bazı
otellerin güneşlenme
terasları doğal yapıyı
50
İMO ANTALYA BÜLTEN
.
14 Eylül 2012
1. Yangından Korunma ve Önlemleri Sempozyumu
İnşaat Mühendisleri Odası Antalya Şubesi, Mimarlar
Odası Antalya Şubesi ve ABŞB İtfaiye Daire Başkanlığı
tarafından düzenlenen
“1.Yangından Korunma
ve Önlemleri Sempozyumu” AKM Perge salonunda gerçekleştirildi.
TEMMUZ 2012 - OCAK 2013
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
13. DÖNEM YÖNETİM KURULU ÇALIŞMA RAPORU
16 Eylül 2012
Kemer - Phaselis Tekne Turu
Üyelerimiz ve yakınları ile 70 kişinin katıldığı gezide;
Kemer’den tekneyle denize açılıp, Alacasu, Mehmet
Ali Bükü, Phaselis ve Kiriş koylarında yüzme molaları
verildi.
18 Eylül 2012
Deniz Baykal ve CHP Antalya Milletvekilleri Şubemizi
Ziyaret Etti.
leyen mevzuat, ulaşım ve batı çevre yolu, bir türlü yıkımı
gerçekleştirilmeyen Eski İl Özel İdare Binası ile yapımı
yılan hikayesine dönen Antalya’nın stadyum sorunu ve
EXPO 2016 Antalya, terör ve Suriye sorunu, HES’ler
ve taş ocaklarının doğa üzerindeki etkileri olmak üzere
kent ve ülke sorunları ile ilgili bilgi ve deneyim paylaşmak fırsatını bulduklarını ifade etti.
Cem Oğuz, Deniz Baykal’a Oda yayınları olan “50. Yılda 50 Eser ve Yapıcının Türküsü” kitaplarını hediye etti.
Oda çalışmaları hakkında bilgi veren Oğuz, Antalya’da
gerçekleştirilen “Kentsel Altyapı Sempozyumu, İnşaat
Mühendisliği Eğitim Sempozyumu, Antalya ve Yöresinin
İnşaat Mühendisliği Sorunları Kongresi Bildiriler Kitapları ile birlikte içerisinde “Kentsel Dönüşüm ve Antalya,
Yapı Denetimi Hakkında Kanun İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Taslağı hakkında İnşaat
Mühendisleri Odası Antalya Şube Görüş ve Önerileri,
Antalya Stadyumunu İstiyor” gibi konulardan derlenen
“Çalışmalarımızdan” kitapçığını da sundu.
Ziyarette ayrıca;
2B Yasası ile birlikte Rayiç Bedellerinin yüksek olması
ile hak sahibi köylü, çiftçi vatandaşın mağduriyeti;
Yabancılara Toprak Satışı ve Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun uygulamalarının
yaratabileceği sıkıntılar;
100. Yılda yapılması düşünülen Stadyum Projesi;
Suriye’de yaşanmakta olan iç savaş ve Türkiye’ye etkileri,
CHP önceki Genel Başkanı, Antalya Milletvekili Deniz
Baykal, beraberinde milletvekilleri Osman Kaptan, Yıldıray Sapan, Arif Bulut, önceki dönem İl Başkanları Özer
Ahmet Ülken, Ertuğrul Ünal, Ömer Melli, eski milletvekili
Tuncay Ercenk, İl genel meclisi üyesi Songül Başkaya
ile çok sayıda eski yönetici ve partili Şubemiz Yönetim
Kurulunu ziyaret etti.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca 3 ve 14 Nisan’da çıkarılan Tip İmar ve Yapı Denetim Yönetmelik değişiklikleri
sonucu Odaların kuruluş kanunundan kaynaklanan görevlerinin bir bölümünü yapmasının engellendiği;
Yapı Denetim Kanun taslağı ile odaların tamamen devre
dışı bırakılacağı, kanun tasarısının önümüzdeki yasama
döneminde TBMM’de görüşülebileceği, CHP meclis
gurubunun bu konuda çok dikkatli olması ve Odaları
Ziyarette, Başkanımız Cem Oğuz, Sekreter Üyemiz Haluk Selçuk, Sayman Üyemiz Özgür Ata, yönetim kurulu
üyelerimiz Adil Özen, Birkan Çakır, Özer Gencay, Özgür
Taylant Budak, Tayyar Toker hazır bulundular.
Başkanımız Cem Oğuz; Ülke ve kent sorunlarının değerlendirildiği ziyaretten memnuniyetini dile getirerek;
Başta yapı denetim, deprem, kentsel dönüşüm, inşaat
mühendislerinin özlük hakları ve meslek alanını düzen-
İMO ANTALYA BÜLTEN
.
TEMMUZ 2012 - OCAK 2013
51
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
13. DÖNEM YÖNETİM KURULU ÇALIŞMA RAPORU
devre dışı bırakan düzenlemelere karşı çıkmaları gerektiği; Konuları değerlendirildi.
Deniz Baykal, Şubemizin Antalya için önemine değinerek; “Sorunlarınızdan, çalışmalarınızdan haberdar olmalı ve uzmanlıklarınızdan yararlanmalıyız. Mühendislik,
Türkiye’nin tarihsel gelişiminde ve bu gelişimin siyasete
aktarılmasına katkı koymuş; Türkiye’nin modernleşme
süreci mühendislerle gelişmiştir. Mühendislik felsefesi hayatın bir parçası, gelişim ve değişimin fikri ışığıdır.
Belediyeler ve Odalar arasında yakın işbirliğine ihtiyaç
vardır.” Dedi.
Antalya’nın İnşaat Mühendisliği Sorunları hakkında bir
sunum gerçekleştiren Başkanımız Cem Oğuz; “İnşaat Mühendisleri Odası Antalya Şubesi olarak, aklın ve
bilimin öncülüğünde, halkın güvenliği ve mutluluğunu
sağlamaya katkı olabilecek her konuda kamu yararını
esas alan her projeye her zaman katkı koymaya hazır
olduklarını” söyledi.
Ülke ve kent sorunları hakkında görüş alışverişinde bulunan ziyaret tarafların iyi niyet temennileri ile sona erdi.
19 Eylül 2012
ATSO Başkanı Çetin Osman Budak Şubemizi Ziyaret
Etti
tarafsız ve özellikle Sivil Toplum Kuruluşlarıyla sorunlara ortak akıl süzgeciyle çözüm önerileri geliştirmek zorunda olduklarını söyledi. Oğuz; meslek odalarının güç
birliği sayesinde kentin geleceğiyle ilgili önemli konularda tarihi bir duruş ve eylem birliği içerisinde olduklarını,
ATSO ile daha yakın işbirliği içerisinde çalışmak istediklerini belirtti.
ATSO Başkanı Budak; Sivil Toplum Kuruluşundan beslenmeyen bir siyasetin eksik kalacağını, sivil toplum kuruluşlarını siyaset yapmakla suçlamanın ve dışlamanın
demokrasi kavramı ile bağdaşmayacağını vurguladı.
Budak, Her konuda bir master plana gereksinim olmasına rağmen bu planlar yapılmadan yapılan günü
kurtaran çalışmaların Antalya’ya zaman kaybettirdiğini
söyledi. Budak ayrıca; Lara Kent Parkı, dokuma Alanı, 100. Yıl alanı gibi kamusal alanların meslek odaları
ve sivil toplum kuruluşları sayesinde korunabildiğini de
sözlerine ekledi.
Görüşmede, Meslek odaları ve Sivil Toplum Kuruluşlarının icra makamı olmadıkları gibi, övme makamı da
olmadıkları; kamu yararını esas alan ülke ve kent sorunlarında eleştiri haklarını kullanmalarının kentin gelişimine
ve geleceğine katkı olarak algılanması gerektiği konusunda görüş birliği oluştu.
Çetin Osman Budak, Şubemiz kütüphanesinde üyelerimizin yararlanabilmesi için Antalya ile ilgili ATSO yayınları ile birlikte Geçmişten Günümüze Antalya Ticaret ve
Sanayi Odası kitabını hediye etti.
Cem Oğuz da, ATSO Başkanı Budak’a İnşaat Mühendisleri Odamızın Tarihini anlatan “Yapıcının Türküsü” ve
Cumhuriyetimizin mühendislik harikası eserleri “ 50 Yıl
da 50 Eser” kitaplarını sundu.
Antalya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Çetin Osman
Budak, meslektaşlarımız, ATSO Yönetim Kurulu Sayman Üyesi Levent Yiğiter ve Akın Akay Akıncı ile birlikte
Şubemizi ziyaret etti. Ziyarette Şube Başkanımız Cem
Oğuz, Yönetim Kurulu Üyelerimiz Haluk Selçuk, Onur
Günaydın, Rıza Arslanbay, Tayyar Toker, Adil Özen hazır bulundu.
Ülke ve kent sorunları hakkında da görüş alışverişinde
bulunulan ziyaret tarafların birlikte dayanışma içerisinde
çalışma istekleri, iyi niyet temennileri ve başarı dilekleriyle sona erdi.
Ziyarette Antalya Sorunları hakkında bir sunum yapan
Şube Başkanımız Cem Oğuz; Meslek Odalarının birbiriyle ve halk ile olan ilişkilerinde dürüstlük ve güvenin
hakim kılınabilmesi için dayanışma içerisinde birlikte
çalışmaları gerektiğini, toplumun her kesimiyle barışık,
52
İMO ANTALYA BÜLTEN
.
TEMMUZ 2012 - OCAK 2013
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
13. DÖNEM YÖNETİM KURULU ÇALIŞMA RAPORU
22 Eylül 2012
Basın / TV / Röportaj
ART
televizyonunda
canlı yayınlanan “Barometre”
programına
programa konuk olarak
katılan başkanımız Cem
Oğuz Kentsel Dönüşüm
ve Antalya’ya yansımaları, Batı Çevre Yolu, EXPO 2016
ve Stadyum konularında Şubemiz görüş ve önerilerini
kamuoyu ile paylaştı.
25 Eylül 2012
1- Muratpaşa Belediye Başkanı Makina Mühendisi Süleyman Evcilmen Şubemizi Ziyaret Etti.
Muratpaşa Belediye Başkanı Süleyman Evcilmen Şubemizi ziyaret etti. Başkan Evcilmen’e meclis üyeleri
Hüseyin Kazancı, Erdem Armen, Deniz Fırat Budak,
Gürsel Karabayır ile Evcilmen’in siyasi Danışmanı Murat
Özdemir de eşlik etti.
Ziyarette, Başkanımız Cem Oğuz, Yönetim Kurulu Sekreter Üyemiz Haluk Selçuk, Yönetim Kurulu Sayman
Üyemiz Özgür Ata, Yönetim Kurulu üyelerimiz Rıza Arslanbay, Birkan Çakır, Gözde Şanlılar, Tayyar Toker hazır
bulundular.
Görüşmede Şube Başkanımız Cem Oğuz, 3 ve 14 Nisan tarihlerinde Yapı Denetim ve Planlı Alanlar Tip İmar
Yönetmeliklerindeki değişikliklerle meslek odalarının işlevsiz hale getirilmeye çalışıldığını ifade ederek, Odalarla yakın işbirliğinin devamından dolayı Evcilmen’e
teşekkür etti.
Antalya’nın İnşaat Mühendisliği Sorunları ile ilgili bir
sunum yapan Cem Oğuz; Ulaşım Master Planının yapılmamış olmasından dolayı Antalya’nın ulaşım sorunlarının her geçen gün arttığını, bu durumun en çok Muratpaşa Belediyesini etkilediğini söyledi. Oğuz; yapımı
İMO ANTALYA BÜLTEN
.
gerçekleştirilen parklarla doğa harikası Antalya Falezlerinin korunmaya çalışıldığını ancak daha önce yapılaşmış alanlar, Bambus ve Konserve Koylarında sorunlu
bölgeleri ile ilgili çalışma yapılması gerektiğini sözlerine
ekledi.
Kamuoyunda Kentsel Dönüşüm Yasası olarak bilinen
“Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında
Kanun” ve Uygulama Yönetmeliği ile ilgili de görüş alışverişinde bulunulan ziyarette kentsel dönüşümün eski
İl Özel İdare ve kamu binalarından başlaması gerektiği
konusunda görüş birliği oluştu.
Kentsel Dönüşüm Yasasının çok iyi irdelenmesi gerektiğine dikkat çeken Şube Başkanımız Cem Oğuz; “Yasa
Kapsamına afet riski taşımayan, koruma altındaki kamuya ait taşınmazlar, tarım alanları, orman arazileri, SİT
alanları dahi alınabilecektir. Yasanın kentsel dönüşüm
bahanesiyle rantsal dönüşüme yol açabilecek toplumsal barışı zedeleyebilecek sakıncalı uygulamalarından
kaçınmak gerekir. Ayrıca yerel yönetimlerin yetkileri de
kısıtlanıyor hatta fiilen ortadan kaldırılıyor” dedi.
Kentsel Dönüşüm adı altında yapılan uygulamaları eleştiren Muratpaşa Belediye Başkanı Süleyman Evcilmen;
“ Yeşil alanı, sağlık tesisi, okulu kısaca sosyal donatı
alanları olmadan gecekonduları yıkıp yaptığınız yapılar apartmankondu oluyor. Gerçek kentsel dönüşüm
gecekondu sahiplerini aynı bölgede modern konutlara kavuşturan, her türlü sosyal gereksinimi karşılanan
ve bölgenin değerini arttıran bir çalışmayla Muratpaşa
Belediyesi’nin Bayındır-Soğuksu Projesindeki gerçekleştirdiği uygulamadır” diye konuştu.
Antalya’nın stadyum sorunu, ülke ve kent sorunları
hakkında da görüş alışverişinde bulunulan ziyaret tarafların iyi niyet temennileri ile sona erdi.
2- Toplantı
Antalya Tabipler Odası’nda “Kamu Hastanelerinin
Özelleştirilmesi” konusunda yapılan basın açıklamasına
şubemiz adına, yönetim kurulu sekreter üyemiz Haluk
Selçuk katıldı.
27 Eylül 2012
Şubemiz Yönetim Kurulu, MHP, CHP VE AKP İl Başkanlıklarını Ziyaret Etti.
Şubemiz Yönetim Kurulu Üyeleri, TBMM’de grubu
bulunan siyasi partilerden MHP (19.09.2012), CHP
(21.09.2012) ve AKP (27.09.2012) İl Başkanlıklarına
iade-i ziyarette bulundular. Ziyaretlerde, Başkanımız
TEMMUZ 2012 - OCAK 2013
53
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
13. DÖNEM YÖNETİM KURULU ÇALIŞMA RAPORU
çalıştıklarını; siyasi partiler ve meslek odalarının Antalya
sorunlarının çözümünde birlik oluşturmalarının önemli
olduğunu” da sözlerine ekledi.
Ülke ve kent sorunları hakkında görüş alışverişinde bulunan tarafların iyi niyet temennileri ile ziyaretler sona
erdi.
Cem Oğuz, Yönetim Kurulu Sekreter Üyemiz Haluk
Selçuk, Yönetim Kurulu Sayman Üyemiz Özgür Ata,
Yönetim Kurulu üyelerimiz Rıza Arslanbay, Onur Günaydın, Birkan Çakır, Adil Özen, Taylant Budak, Tayyar
Toker ve Ahmet Evci hazır bulundular.
Ziyaretlerde, Antalya ve ülke sorunları, inşaat mühendisliği mesleğini ilgilendiren konulardaki yasa ve yönetmelikler ile meslek ve meslektaş sorunları, çözüm yollarıyla ilgili bilgi, görüş alışverişinde bulunuldu.
28 Eylül 2012
Basın / TV / Röportaj
Antalya Büyükşehir Belediyesi Antalya Gazetesi Haber
Muhabiri Başkanımız Cem Oğuz’u Şubemizde ziyaret
ederek, Gazetenin Ekim 2012 sayısı için “Antalya’nın
Mühendislik Sorunları” konusunda röportaj yaptı.
30 Eylül 2012
İbradı – Ormana – Altınbeşik Mağarası Gezisi
Şube Başkanımız Cem Oğuz; Oda olarak ilk kez siyasi partilerin il örgütlerini ziyaret ettiklerini, bu ziyaretlerin
samimi bir ortamda gerçekleştiğini, çok yararlı olduğunu ve memnuniyetini dile getirdi. Siyasi partiler, merkezi
ve yerel idareler ile İnşaat Mühendisleri Odası Antalya
Şubesi arasında, aklın ve bilimin öncülüğünde işbirliği
ve ortak çalışmaların önemine değindi. Başta İnşaat
Mühendisliği Eğitimi, Üniversiteler, Belediyeler, Özel
İdare, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Oda işbirliğinin
geliştirilmesi, yapı denetim, afetler, kentsel dönüşüm,
inşaat mühendislerinin özlük hakları ve meslek alanını
düzenleyen mevzuat olmak üzere mesleği ilgilendiren
her konuda sorunları aktarma, bilgi paylaşma fırsatını
bulduklarını ifade etti.
Ziyarette ayrıca, bitmez tükenmez tartışmalara neden
olan ve somut hiçbir gelişmenin yaşanmadığı, stadyum
sorunu hakkında da basında ve kamuoyunda yer alan
bilgi kirliliğinin giderilmesine yönelik görüşmeler yapıldı.
Cem Oğuz, “Oda çalışmaları ile kent ve ülke sorunlarına çözüm yolları üretilmesi için bıkmadan, yorulmadan
54
İMO ANTALYA BÜLTEN
.
Üyelerimiz ve yakınları ile 55 kişinin katıldığı gezide;
Emekli Beden Eğitimi Öğretmeni Özer Bedir’in rehberliğinde, Akseki Köy Evi, İbradı Ormana, Altınbeşik
Mağarası, Ormana Evleri, Dokumacılık, Yörükali Konağı, Arapastık Kestaneleri, Üzüm Bağları, Tarihi Evler,
Üzümdere Vadisi, Manavgat Irmağı Kaynağı, görüldü.
3 Ekim 2012
Toplantı
Antalya Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nün
“Antalya İli Hava Kalitesi Değerlendirme” konulu toplantısına şubemiz adına yönetim kurulu sayman üyemiz
Özgür Ata katıldı.
TEMMUZ 2012 - OCAK 2013
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
13. DÖNEM YÖNETİM KURULU ÇALIŞMA RAPORU
4-6 Ekim 2012
Enerji Kimlik Belgesi (EKB) Uzmanı Eğitimi
5627 Sayılı Enerji Verimliliği Kanunu ve buna bağlı olarak 05.12.2009 tarihi itibariyle yürürlüğe giren Binalarda
Enerji Performansı Yönetmeliği hükümlerine göre, yeni
binalar için hazırlanması gereken enerji kimlik belgesi
vermeye yetkili EKB uzmanı eğitiminin üçüncü dönemi
28-30 Eylül, dördüncü dönemi 4-6 Ekim 2012 tarihlerinde Şubemiz Bilişim Eğitim Merkezinde gerçekleştirildi.
sonraki sürecini planlamak amacıyla laboratuvarı bulunan İMO Şubelerinin Başkanları ve yöneticileriyle İMO
Güney Özcebe salonunda bir toplantı gerçekleştirildi.
Toplantıya, Şube Başkanımız Cem Oğuz ve Sekreter
Üyemiz İMO Laboratuvar Çalışma Grubu Üyesi Haluk
Selçuk katıldılar.
Toplantının açılışında Sekreter Üyemiz, İMO Laboratuvar Çalışma Grubu Üyesi Haluk Selçuk, İMO`nun 16
laboratuvarını teknik donanımları, hizmetleri ve hizmetlerde yaşanan aksamaları yönünden değerlendiren bir
sunum yaptı.
8 Ekim 2012
1- Basın / TV / Röportaj
6 Ekim 2012
İMO Yönetim Kurulu – Laboratuvarları Bulunan Şube
Başkanları Ortak Toplantısı
ART ve VTV televizyonlarında canlı yayınlanan
spor programlarında Antalya Stadyumu konusu
işlendi. Programa konuk
olarak katılan başkanımız Cem Oğuz stadyum konusunun yıllarca
sürüncemede kaldığını,
bir an önce stadın yeni
bir model oluşturularak
yapılmasını dile getirerek, yapılacak stattan
Antalyaspor’un gelir elde etmesi, önümüzdeki yıllarda
Antalya’nın Antalyaspor’la da bir marka şehir olarak
dünya çapında tanıtılmasının önemine değindi.
2- Toplantı
Antalya Büyükşehir Belediyesi İmar Yönetmeliği Danışma Teknik Kurulu toplantısına şubemiz adına yönetim
kurulu üyemiz Özer Gencay katıldı.
İMO Genel Merkezi, laboratuvarlarının mevcut durumunu değerlendirmek ve laboratuvarlarının bundan
İMO ANTALYA BÜLTEN
.
TEMMUZ 2012 - OCAK 2013
55
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
13. DÖNEM YÖNETİM KURULU ÇALIŞMA RAPORU
9 Ekim 2012
içinden çıkılmaz sorunlara neden olacağını, bu bölgede yapılacak planlamaların kentin geleceğini yakından
ilgilendirdiğine dikkat çekerek yüksek emsale karşı olduğumuzu söyledi.
Yönetim Kurulu’nu Ziyaret
17 Ekim 2012
Antalya ODTÜ Mezunlar Derneği Toplantısı
Başkanımız Cem Oğuz Antalya ODTÜ Mezunlar
Derneği’nin olağan toplantısına konuşmacı olarak katılıp, “Antalya’nın İnşaat Mühendisliği Sorunları” konusunda sunum yaptı.
Antalya Muratpaşa Belediyesi Meclis Üyelerinden Gültekin Otur, Figen Çalıkuşu ve Cem Balkan Başkanımız
Cem Oğuz’u ziyaret ettiler. Ziyarette; Kentimizin mühendislik sorunları, Talya Otelinin yeni projesi görüşüldü.
11 Ekim 2012
Seminer
Konu: Sıvalı Dış Cephe Isı Yalıtım Sistemleri (Mantolama)
18 Ekim 2012
1- Yönetim Kurulunun Ziyareti / Büyükşehir Belediyesi
Başkanımız Cem Oğuz, Antalya Büyükşehir Belediye
Başkanı Prof. Dr. Mustafa Akaydın’ı makamında ziyaret
etti. Ziyarette; Antalya’nın inşaat mühendisliği sorunları
ve çözüm önerileri konularında bilgi alışverişinde bulunuldu.
Konuşmacı: Yük Müh. Fetza Mahmut HOKKACI
2- Yapex Yapı Teknolojileri Fuarı Etkinlikleri
Düzenleyen: İMO Antalya Şubesi Isparta Temsilciliği
20. Uluslararası Baucon Yapex Yapı Malzemeleri, İnşaat Teknolojileri ve Yapı Yenileme Fuarına katılıp, stand
kurduk. Standımızda teknik kitaplarımız satışa sunulup,
şubemiz çalışmaları hakkında bilgiler verildi.
Konuşmacıya katkılarından dolayı Isparta Temsilciliğimiz tarafından hazırlanan teşekkür belgesi takdim edildi.
16 Ekim 2012
Basın / TV / Röportaj
VTV Ana Haber Bülteninde Başkanımız Cem
Oğuz ile yapılan “Kepez
ve Santral Mahallelerinde
Emsal Artışı Zarar Verir”
konulu röportaj yayınlandı. Başkanımız Cem
Oğuz Röportajında; Bu bölgeye emsal artışı vermenin
56
İMO ANTALYA BÜLTEN
.
TEMMUZ 2012 - OCAK 2013
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
13. DÖNEM YÖNETİM KURULU ÇALIŞMA RAPORU
Ayrıca; Belarus Dış Ticaret Bakanlığı’nın resmi talebi üzerine Yapex Fuarları 19 Ekim 2012 tarihinde
Belarus’tan gelen alım heyetini ağırladı. İkili iş görüşmeleri olarak yapılan toplantıların ilki Mimarlar Odası Antalya Şubesi ve heyeti ile gerçekleşirken, ikinci toplantı
İnşaat Mühendisleri Odası Antalya Şubesi ve Heyeti ile
gerçekleşti. Karşılıklı soru cevap şeklinde ülkelerdeki inşaat sektörü ile bilgi alışverişinde bulunan taraflar toplantının verimli olduğunu söylediler. Belarus Alım Heyeti’ndeki iş adamları ve heyetteki alıcılar fuardan çok
memnun olduklarını dile getirdi.
1 Kasım 2012
1- Konferans
Konu: İnşaat Mühendisliği ve Eğitimindeki Gelişmeler
Konuşmacı: Prof. Dr. Oral Büyüköztürk (Massachusetts Teknoloji Enstitüsü (MIT) Öğretim üyesi)
Konuşmacıya katkılarından
dolayı
şubemiz tarafından
hazırlanan teşekkür
belgesi takdim edildi.
3- Kutlama
Kurban Bayramı nedeniyle yönetim kurulu ile personelin bayramlaşmalarını sağlamak üzere şubemiz yönetim
kurulu toplantı salonunda bayramlaşma töreni yapıldı.
2- Basın / TV / Röportaj
25 Ekim 2012
Kutlama
Kurban Bayramı nedeni ile tüm üyelerimize kutlama
mesajı gönderildi.
29 Ekim 2011
ART televizyonunda canlı
yayınlanan “Gün Bugün”
programına konuk olarak
katılan Başkanımız Cem
Oğuz, Kentsel Dönüşüm
hakkında şubemiz görüş
ve önerilerini kamuoyu ile
paylaştı.
3- Basın / TV / Röportaj
1- Tören
Cumhuriyetimizin 89. yılı nedeniyle Antalya Valiliğinin
düzenlediği kutlama törenine şubemiz adına; Şube danışmanımız İbrahim Koç ile personellerimiz Mehmet Ali
Karadal ve Veli Öztürk katılıp, Atatürk Anıtına şubemiz
çelengini sundular.
2- Kutlama
Cumhuriyetimizin 89. yılı nedeni ile tüm üyelerimize
kutlama mesajı gönderildi. “Ulusal Birlik Ve Beraberlik
Ruhu İle Kurulan Cumhuriyetimizin 89.Yılında, İlkelerinin
İlelebet Yaşatılması Dileğiyle Cumhuriyet Bayramınızı
Kutlarız.”
İMO ANTALYA BÜLTEN
.
VTV Ana Haber Bülteninde Başkanımız Cem
Oğuz ile yapılan “yeni
adliye binası yanında bulunan karayollarına ait 26
dönümlük alanın özelleştirilmesi konulu” röportaj
yayınlandı. Başkanımız Cem Oğuz Röportajında; Adliye, Üniversite, Üniversite Hastanesi’nin de üzerinde bulunduğu Dumlupınar Bulvarı’nın Antalya’nın en yoğun
bulvarı olduğuna dikkat çekerek, bu bulvarı daha da
yoğunlaştıracak bu tür çalışmaların Antalya’nın geleceği açısından sıkıntı yaratacağına dikkat çekti.
TEMMUZ 2012 - OCAK 2013
57
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
13. DÖNEM YÖNETİM KURULU ÇALIŞMA RAPORU
8 Kasım 2012
Antalya Büyükşehir Belediyesi / Kahvaltı
Cumhuriyet Bayramı Kutlamalarına katkıda bulunan kurumlar için Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Prof.
Dr. Mustafa Akaydın tarafından tertiplenen kahvaltıya
Şubemiz adına başkanımız Cem Oğuz katıldı.
10 Kasım 2012
1- Tören
Atatürk’ün ölümünün 74. yılı nedeniyle Antalya Valiliğinin düzenlediği anma törenine şubemiz adına yönetim
kurulu üyemiz Rıza Arslanbay ile personellerimiz Mehmet Ali Karadal ve Veli Öztürk katılıp, Atatürk Anıtına
şubemiz çelengini sundular.
yapılan “kentsel dönüşümü fırsata çevirelim” konulu röportaj yayınlandı.
Başkanımız Cem Oğuz
Röportajında;
Kentsel
dönüşümün Türkiye için
iyi bir fırsat olduğunu ancak yasa içinde bazı eksiklikler bulunduğunu söyledi.
Antalya’da geçmişte imar anlamında pek çok yanlış yapıldığına dikkat çeken Oğuz, kentsel dönüşümün ikinci etabı içerisinde yer alan Antalya’nın o süreye kadar
gerekli hazırlığı yapması ve kentsel dönüşümü tarihi bir
fırsata çevirmesi gerektiğine dikkat çekti.
22 Kasım 2012
2- İMO 43. Dönem 2. Danışma Kurulu Toplantısı
Müzik
İMO 43. Dönem İkinci Danışma Kurulu toplantısı İMO
Teoman Öztürk Toplantı Salonunda, Oda Genel Kurulunun olağanüstü toplantıya çağrılması gündeminde toplandı. Toplantıya Şubemizden Başkanımız Cem Oğuz,
Yönetim Kurulu Sekreter Üyemiz Haluk Selçuk ile İMO
Denetleme Kurulu Başkanı Ali Osman Kara ve İMO Danışma Kurulu üyesi Durmuş Nar katıldılar.
Şef Zehra Özçelik yönetiminde amatör düşünceler ışığında farklı meslek gruplarından oluşan Türk Sanat Müziği korosu 29 kişi ile çalışmalara başladı.
Danışma Kurulu İMO Yönetim Kurulu Başkanı Taner
Yüzgeç`in konuşmasıyla başladı. Açılış konuşmasının
ardından Danışma Kurulu üyeleri, Cansel Malatyalı
eylemi ve hükümetin gündeminde olan TMMOB yasa
tasarısı ile ilgili görüş ve düşüncelerini kurulla paylaştı.
İMO Yönetim Kurulu Başkanı Taner Yüzgeç, TMMOB
yasasıyla ilgili olası değişiklikler hakkında Kurulu bilgilendirdi.
23 Kasım 2012
Söyleşi
Konu: Ortadoğu İle Batı Arasında Türkiye
Konuşmacı: Onur Öymen
14 Kasım 2012
Basın / TV / Röportaj
VTV Ana Haber Bülteninde Başkanımız Cem Oğuz ile
58
İMO ANTALYA BÜLTEN
.
Onur Öymen, “Başta ABD ve Batı olmak üzere Emperyalist ülkelerin yerüstündeki insanlarla değil yeralTEMMUZ 2012 - OCAK 2013
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
13. DÖNEM YÖNETİM KURULU ÇALIŞMA RAPORU
tındaki petrol ile ilgilendiklerini; bugünün olaylarını ve
Ortadoğu’nun sadece gazete okuyarak anlaşılamayacağını” ifade ederek; Mustafa Kemal’in “yabancı bir
ülke topraklarımıza saldırmadığı sürece savaş bir cinayettir.” Sözünü hatırlattı. Öymen, şiddetin nedeni ne
olursa olsun ve kimden gelirse gelsin şiddetin, dolayısıyla savaşın karşısında olmamız gerektiğini söyledi.
Soru ve cevaplarla devam eden söyleşi sonunda
Şube Başkanımız
Cem Oğuz Onur
Öymen’e katkılarından dolayı şubemiz tarafından
hazırlanan teşekkür belgesi takdim
edildi.
3 Aralık 2012
İMO Laboratuvar Çalışma Grubu
İMO Laboratuvar Çalışma Grubu yönetim kurulu sekreter üyemiz Haluk Selçuk katılımıyla Ankara’da toplandı.
Toplantıda; Kapatılan laboratuvarların alet ve cihazlarının açık kalan 4 laboratuvara takviyesi için dağılım
programı yapıldı.
7 Aralık 2012
1- Seminer
Konu: Probina - Depreme Güvenli Bina Tasarımı
Konuşmacı: Josef Cubin - Tümer Tan
Konuşmacılara katkılarından dolayı şubemiz tarafından
hazırlanan teşekkür belgesi takdim edildi.
2- İMO Yapı Malzemeleri Komisyonu
1-2 Aralık 2012
“2023 Antalya Vizyonu” Arama Konferansı
Antalya Valisi Sayın Dr. Ahmet Altıparmak’ın desteği ve
katkılarıyla Antalya Ticaret ve Sanayi Odası tarafından
düzenlenen “2023 Antalya Vizyonu” konulu konferansa
Şubemiz adına Başkanımız Cem Oğuz katıldı.
2 gün süren; Arama konferansında katılımcılar tarafından 2023 Antalya Vizyonunda önemli görülen temel
sorunlar ve çözüm yolları; altyapı, ulaştırma, kentsel
gelişme, çevre, tarım, turizm, sanayi, ticaret, inşaat ve
diğer sektörel gelişme perspektifleri ışığında proje önerileri ele alındı.
İMO ANTALYA BÜLTEN
.
Yapı malzemeleri alanında İMO`nun perspektifini ve ne
şekilde çalışma yapması gerektiğini ortaya koymak,
TSE, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı gibi görüş alış verişinde bulunulması düşünülen kamu kuruluşlarına Yapı
malzemeleri konusunda görüş bildirmek, düzenlenecek seminer, sempozyumlar ile üyelerimize bilgi aktarımında bulunmak, düzenleyeceği eğitim programları
ile meslektaşlarımızda bilinç yükseltme çalışmaları yapmak amacıyla kurulan Yapı Malzemeleri Komisyonu ilk
toplantısını Ankara’da yaptı. Görev dağılımının yapıldığı
toplantıya Şubemizden yönetim kurulu sekreter üyemiz
Haluk Selçuk katıldı.
TEMMUZ 2012 - OCAK 2013
59
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
13. DÖNEM YÖNETİM KURULU ÇALIŞMA RAPORU
8 Aralık 2012
1- Basın / TV / Röportaj
ART televizyonunda canlı yayınlanan “Barometre”
programına programa konuk olarak katılan başkanımız
Cem Oğuz Antalya’nın Mühendislik Sorunları konusuda
Şubemiz görüş ve önerilerini kamuoyu ile paylaştı.
2- Basın / TV / Röportaj
98.0 Radyo Martı’da canlı yayınlanan Murat Yıldırım’ın
sunduğu programa konuk olarak katılan başkanımız
Cem Oğuz, çevre ve kentleşme hakkında bilgiler verdi.
11 Aralık 2011
Basın / TV / Röportaj
Başkanımız Cem Oğuz,
ART Ana Haber Bültenine telefon bağlantısı
ile katılarak, Antalya’nın
depremselliği hakkında
bilgi verdi.
13 Aralık 2012
Toplantı
Antalya Büyükşehir Belediyesi İmar Yönetmeliği Danışma Teknik Kurulu toplantısına şubemiz adına üyemiz
Hikmet Köse katıldı.
14 Aralık 2012
Panel
Konu: Belediye Başkanları Gözüyle “Antalya’nın Son
Kırk Yılı ve Geleceğe Bakış”
Konuşmacılar: Selahattin Tonguç (1973-1980), Hasan Subaşı (1989-1999), Bekir Kumbul (1999-2004), T.
Menderes Türel (2004-2009), Mustafa Akaydın (2009-...)
Yönlendiriciliğini Başkanımız Cem Oğuz’un yaptığı panelde; Antalya’nın kırk yıllık geçmişinde yapılan Belediye hizmetleri ile kasabadan kente ve Büyükşehir’e
dönüşümü anlatıldı ve geçmişin tecrübeleriyle geleceğin
Antalya’sına ışık olabilecek öneriler yapıldı.
Özetle:
Yetmişli yıllarda 95.000 civarında olan Antalya kent merkezi nüfusu bugün 40 yılda yaşanan yoğun göç nedeniyle bir milyonu aşmıştır.
Panel yöneticiliğini Şube Başkanımız Cem Oğuz yaptı
ve açılışta şunları söyledi:
“Bugün gezegenimizdeki milyarca insanın tatil hayallerini süsleyen Antalya, bir zamanlar bir elin parmakları
kadar insanın balık tutmak için geldiği küçük bir köydü
sadece. Akdeniz’e hükmetmek isteyen ve barınacak liman arayan Bergama Kıralı II. Attalos’un adamları bu
gizli cenneti keşfedince hemen surlarla çevirip sahiplenmişler.
Zamanla değişik kültürlere ev sahipliği yapan Antalya’nın
güzelliği yüzyıllardır değişmedi; birkaç balıkçıdan başka
kimsenin bilmediği bu küçük koy, koca dünyayı ağırlayan, dinlendiren, eğlendiren dev bir çekim merkezine
dönüştü. Son kırk yılda çok hızlı bir değişim ve dönüşüm yaşayan bugünün ve geleceğin Antalya’sı; her yıl
yüzbinlerce misafirini ağırlayan bir Metropol; milyonlarca insanın ihtiyacını karşılayan, tarım, ticaret ve turizmin
başkenti de olan bir Büyükşehir aynı zamanda.
60
İMO ANTALYA BÜLTEN
.
TEMMUZ 2012 - OCAK 2013
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
13. DÖNEM YÖNETİM KURULU ÇALIŞMA RAPORU
Bu gelişim ve dönüşümün son kırk yıllık canlı şahitleri yaşayan Belediye başkanlarımızı bir araya getirmek,
yaptıkları hizmetleri, çektikleri zorlukları ve bu günün
Antalya’sını değerlendirmelerini ve gelecekle ilgili düşüncelerini bizlerle paylaşmaları için bu paneli gerçekleştiriyoruz.
Bir belediyenin sorumluluğu, bir ailenin yaşadığı evin
ihtiyaçları gibidir. Büyükşehir Belediyesi ise, daha çok
kalabalık aile barındıran ve daha güçlü bir aile reisine
ihtiyacı olan büyük bir konak gibidir… Konak büyüdü;
Bütünşehir oldu; sorunları daha da büyüdü.
Antalya’nın son kırk yılında Belediye başkanlarımız kendi anlayışlarına göre projeleri aciliyet sırasına koyarak
gerçekleştirdikleri hizmetlerle bugünün Antalya’sının
şekillenmesine katkı koydular. Yaptıklarıyla, yapamadıklarıyla bugün aramızda olan belediye başkanlarımıza
Antalya’ya yaptıkları hizmetler için teşekkür ediyor; aramızdan ebediyete intikal edenleri de minnetle ve şükranla anıyoruz.
Denizi, doğası ve tarihi zenginlikleriyle dünyanın ilgi odağı olan Antalya, daha fazlasını hak etmiyor mu? Elbette
hak ediyor. Elbette; Antalya için, ortak akılla sorun çözen projeler üretmeli, birlikte çalışmalı, Birlikte başarmalıyız. Antalya hepimizindir, bütün insanlığındır ve başka
Antalya yok!”
Panelin ilk konuşmacısı Selahattin Tonguç;
Döneminde Belediye sınırlarının belli olmadığını;
Ankara’dan yazılan pusulalara göre inşaat ruhsatı verilmesinin alışkanlık haline getirilmiş olduğunu ve vahşi bir
betonlaşmanın başlamış olduğunu;
Konyaaltı sahilinden Lara’ya kadar kıyı bandını koruma
altına alan karalar üreterek Nazım İmar Planı yaptıklarını;
Mahallelerin isimleri ve sınırlarını belirlediklerini; kapsamlı
kamulaştırmalarla yol, kavşak, otopark ve sinyalizasyon
düzenlemeleriyle trafik sorunlarını çözdüklerini;
Otobüs, temizlik araçları ve iş makinaları parklarıyla ve
Antalya’nın ilk Beton Santraliyle hizmet ürettiklerini;
Elektrik ve su projeleriyle geleceğin Antalya’sı için önemli hizmetler ürettiklerini ve Türkiye’de ilk defa Çevre
Müdürlüğü’nü kurduklarını;
1977 yılı yerel seçimlerinde Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinden göçü teşvik ettiği söylentileri çıkarıldığı
ve bunun bir şehir efsanesi olduğu;
Resimlerin ve filmlerin yasaklandığı sansürlü yıllar sonrası, baskıcı ve ezici 12 Eylül 1980 Darbesiyle görevden
alındığını ifade etti.
İMO ANTALYA BÜLTEN
.
Hasan Subaşı yaptığı konuşmada:
Başkanlığının ilk yıllarında;
Belediyenin birimlerinin hızlı nüfus artışı nedeniyle hizmet üretemez durumda olduğunu;
Hurma mahallesinin ve Antalya’nın yarısında içme suyu
bulunmadığını;
Kültür- sanattan hiç söz edilmediğini;
Halkın kendisinden su istediğini;
Kaçak yapılaşmanın arttığını;
Partisinin ve meclis üyelerinin turizmcilere ve halka birer
ikişer kat çıkma sözü verildiğini söyledi.
Subaşı; özellikle ikinci dönem kentin geleceği ile ilgili Otogar, Toptancı Hal, Mezbaha ve yeni mezarlık gibi
önemli yatırımları tamamladıklarını, Atatürk kültür Merkezi ile kültür- sanata önem verdiklerini;
Kanalizasyon ve içme suyu yatırımlarını başlattıklarını
dile getirdi.
Bekir Kumbul ise:
Çok zor koşullarda bir Belediye devraldıklarını; zorlukları
aşmada kendisini güçlü hissetmesi için her zaman yanında Atatürk’ün Nutuk kitabını elinden düşürmediğini;
İlk olarak Antalya’nın çöp sorununa çözüm getirdiklerini
ve Kızıllı’da Türkiye’nin en modern Katı Atık Depolama
Alanını, süzüntü suyu arıtması ile birlikte gerçekleştirdiklerini;
Şehrin atık sularının derin deşarjı yerine, deşarj öncesi
tam artıma sağlayan “Biyolojik Arıtma” sistemine karar
verdiklerini ve Dünya Bankası ile ters düşmesine ve verilen krediler kesilmesine rağmen ısrarla Biyolojik Arıtma
Tesisini yaptıklarını ve torunlarımızın da tertemiz denize
girebileceklerini; Kanalizasyon ve içme suyu şebeke inşaatlarına devam ettiğini;
Kentin doğu ve batısını birleştiren Boğaçayı Köprüleriyle, Altınova- Toptancı hal- Otogar bağlantısını sağlayan
Beşkonak Köprülerini yaptıklarını;
Yağmur Suyu Master Planı hazırlayarak 380 milyon dolarlık yağmur suyu deşarj projelerine başladıklarını ve sel
baskınlarını önlediklerini;
Lara kıyılarında bulunan derme çatma obaları yıkarak,
Lara Plajlarını halkın kullanımına açtıklarını;
Birçok kentsel yaşam alanı düzenlemeleri yapmalarına
rağmen; Lara Kent Parkı Projesini bazı meclis üyelerinin
tavrı nedeniyle gerçekleştiremediğini ve halen bu durumun burukluğunu yaşadığını ifade etti.
TEMMUZ 2012 - OCAK 2013
61
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
13. DÖNEM YÖNETİM KURULU ÇALIŞMA RAPORU
Panelin son konuşmacısı Mustafa Akaydın da;
Yağmur suyu drenaj çalışmalarının geçmiş başkanlarca
yapıldığını ve kendisinin de çalışmalara devam ettiğini;
Geçmiş dönem planlamalarında ciddi hatalar yapıldığını;
Kendi dönemlerinde 580 milyon liralık yatırım yaptıklarını;
Caddeleri güzelleştirdiklerini;
Hurma Atıksu Tesisleri ve Terfi İstasyonlarını tamamladıklarını;
Antalya Akvaryum Projesini yap işlet devret modeliyle
gerçekleştirdikleri;
Engelli Rehabilitasyon Merkezini hizmete açtıklarını;
Fatih Üst Geçidi; Güneşev ve Gençlik Eğitim ve Sosyal
Tesisleri yaptıklarını;
Ulaşım için kırk adet kırmızı otobüs aldığını ancak almak
istediği yeni otobüslerin meclis üyelerince engellendiğini; Ulaşım Master Planının Mart 2013’de bitirileceğini
söyledi.
Panel, katılımcı sorularının cevaplandırılmasıyla ve başarıyla sona erdi. Panel bitiminde, Yönetim Kurulu Üyelerimiz katılım ve katkılarından dolayı Belediye Başkanlarına İMO Antalya Şube’nin hatırası olarak Plaket hediye
ettiler. Yoğun ilgi ve sohbet verilen kokteyl sırasında da
devam etti.
2012 dönem çalışmaları; 6. Öğrenci Meclisi’nin gündem ve organizasyonu; Üniversite temsilcilerinin görev
ve sorumlulukları ile Odayla ilişkileri; Oda politikaları ve
genç-İMO’nun Oda politikalarındaki rolü” gündemiyle
gerçekleştirildi.
49 üniversite temsilcisinin katılımıyla düzenlenen toplantının açılış konuşmasını yapan Taner Yüzgeç, geleceğin mühendisleriyle bir arada olmanın heyecanı
içinde olduğunu belirtti. 58 yılı geride bırakan İMO’nun
tarihini ve bugününü gençlerle paylaşan Yüzgeç, son
yıllarda meslek alanında birçok düzenlemelerin yapıldığını ve bu düzenlemelerin çalışma alanında yeni zorluklarla karşılaşmak anlamına geldiğini kaydetti. Böyle
bir dönemde genç İMO üyelerine büyük sorumluluklar
düştüğünü belirten Yüzgeç, “Sizin örgütleneceğiniz,
görüşlerinizi aktaracağınız zemin İMO’dur. Bu zemini iyi
değerlendirin” diye konuştu.
Açılış konuşmasının ardından gün boyu devam eden
toplantıda üniversite temsilcileri bulundukları illerde
yaptıkları çalışmaları aktardılar. Çalışmalarda ortaya çıkan eksikliklerin değerlendirildiği ilk gündemin ardından
2013 yılı Şubat ayında yapılması planlanan 6.Öğrenci
Meclisi’nin içeriği ve nasıl organize edilmesi gerektiği
üzerine değerlendirmeler yapıldı.
Panel aynı gün VTV ve ART ana Haber Bültenlerinde
yayınlandı.
Toplantının son bölümünde genç- İMO üyeleri, Torba
Yasa kapsamında TMMOB Yasası’nda yapılması planlanan değişikliğin mesleğe, Odalara ve Birliğe vereceği
zararlar üzerine görüş alış verişinde bulundu.
15 Aralık 2012
15-16 Aralık 2012
Genç-İMO Üniversite Temsilcileri Toplantısı
Genç-İMO, geçtiğimiz bir yılın çalışmalarını değerlendirmek ve önümüzdeki dönem çalışmalarını planlamak
amacıyla Ankara’da Üniversite Temsilcileri Toplantısı
düzenledi. Toplantıya Şubemizden Akdeniz Üniversitesi
Temsilcisi Esra Ölçü katıldı.
58. Kuruluş Yıldönümü
Meslekte 25.,40.,50. Yıl Jübile Yemeği
İMO Kongre ve Kültür Merkezi’nde 15 Aralık 2012 Cumartesi günü düzenlenen toplantı “genç-İMO 2011-
Odamızın 58’nci Şubemizin 24’nci kuruluş yıldönümü
kutlamaları Belek’te bir otelde yaklaşık 500 üyenin katılımı ile gerçekleştirildi. Bu özel günde konuşan Şube
Başkanımız Cem Oğuz, gündemde yaşanan süreçleri
değerlendirdi. Başkanımız Cem Oğuz’un konuşmasının
62
İMO ANTALYA BÜLTEN
.
TEMMUZ 2012 - OCAK 2013
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
13. DÖNEM YÖNETİM KURULU ÇALIŞMA RAPORU
ardından belge ve plaket töreni gerçekleştirildi. Meslekte
25’nci, 40’ncı ve 50’nci yılını dolduran üyelerin yanı sıra
mesleğe yeni başlamış en genç üyeye onur belgesi verildi. İMO Antalya Şube Yönetim Kurulu Üyeleri, belge ve
plaket alan inşaat mühendisleri ile birlikte, 10. Yıl Marşı
eşliğinde Odanın kuruluş yıldönümü için hazırlanan pastayı kestiler. Kutlamaya katılan İMO üyeleri ve misafirler
gecenin geç saatlerine kadar gönüllerince eğlendiler.
17 Aralık 2012
Basın / TV / Röportaj
VTV Ana Haber Bülteninde Başkanımız Cem
Oğuz ve Mimarlar Odası
Antalya Şube Başkanı
Osman Aydın ile yapılan
“Kentsel Dönüşüm” ko-
5. Sosyal Güvenlik Destek Primi Uygulamaları
6. İşverene Yönelik Teşvik Uygulamaları
7. SGK ile TMMOB Arasında Yapılan Protokol
8. Sosyal Güvenlik Kanununda Yapılan Yeni Düzenlemeler
Konferansın sonunda konuşmacılara katkılarından dolayı şubemiz tarafından hazırlanan teşekkür belgesi yönetim kurulu üyemiz Rıza Arslanbay tarafından takdim
edildi.
Aynı gün VTV
ana Haber Bültenlerinde yayınlandı.
nulu röportaj yayınlandı.
Mimarlar Odası Başkanı Osman Aydın ile Şube Başkanımız Cem Oğuz, Kepez ilçesinin 19 mahallesi ile
bir köyünün Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından,
‘’Kentsel Dönüşüm Bölgesi’’ ilan edilmesini değerlendirdi. Mimarlar Odası Başkanı Osman Aydın, ülkemizde
uygulanan şekliyle kentsel dönüşüme başından sonuna karşı olduklarını açıklarken, Başkanımız Cem Oğuz,
kent merkezinde deprem olmadan yıkılan binalar varken, Kepez’de böyle bir adım atılmasının sürpriz olduğunu ve şaşırdığını söyledi. Oğuz, planlamanın çok iyi
yapılması gerektiğinin de altını çizdi.
19 Aralık 2012
Seminer
Konu: Darbeli Kırmataş Kolon Sistemleri
18 Aralık 2012
Konuşmacı: İnş. Müh. Ferhat KEMALOĞLU - İnş.
Müh. Ayhan SAYRAÇ
Konferans
Konu: “Sosyal Güvenlik Kurumu Uygulamalarını Biliyor
musunuz?”
Konuşmacılar: Selim Erol (Antalya Sosyal Güvenlik İl
Müdürü) Adem Bahadır Ulu (Antalya Sosyal Güvenlik İl
Müdür Yrd.)
Düzenleyen: İMO Antalya Şubesi Isparta Temsilciliği
Konuşmacıya katkılarından dolayı Isparta Temsilciliğimiz tarafından hazırlanan teşekkür belgesi takdim edildi.
SGK uygulamaları hakkında bilgilenebilmek ve karşılaşılan sorunlara çözüm bulabilmek amacıyla düzenlenen
konferansta aşağıda belirtilen konu başlıklarında halen
yürürlükte bulunan uygulamalar anlatıldı; katılımcı inşaat
mühendislerinin soruları cevaplandırıldı.
1. Emeklilik Yasalarının Değerlendirilmesi
2. Asgari İşçilik Uygulamaları
3. İnşaat ve İhaleli İşlerde İşverenin Yapması Gerekenler
4. Genel Sağlık Sigortası nedir? Nasıl yararlanır?
İMO ANTALYA BÜLTEN
.
TEMMUZ 2012 - OCAK 2013
63
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
13. DÖNEM YÖNETİM KURULU ÇALIŞMA RAPORU
21 Aralık 2012
Konferans
Konu: “Antalya’nın Depremselliği, Ulusal Deprem
Stratejisi ve Eylem Planı”
Konuşmacılar: Dr. Murat Nurlu (Afet ve Acil Durum
Yönetimi Başkanlığı Deprem Dairesi Bşk.)
Yapılacak Yapılar Hakkında Yönetmeliğin revizyon çalışmalarının sürdürüldüğünü ve Yönetmeliğin yüksek
yapılarla ilgili bölümünün bir yıl içinde yayınlanabileceğini; revizyon çalışmaları sonucunda deprem bölgeleri
haritasında yapılabilecek değişikliklerin de önümüzdeki yıl içinde biteceğini;
Türkiye için “Ulusal Deprem Stratejisi Eylem Planını”
kısa, orta ve uzun dönem eylem planlarının belirlendiğini ifade etti.
Katılımcıların sorularının da yanıtlandığı konferansın bitiminde, konuşmacılara katkılarından dolayı şubemiz
tarafından hazırlanan teşekkür belgesi Başkanımız
Cem Oğuz tarafından takdim edildi.
25 Aralık 2012
1- Söyleşi
Antalya’nın Depremselliği ile ilgili güncel bilgiler
aktaran Savaş Altıok konuşmasında;
Antalya’da yer hareketlerini izleyen 4 adet zayıf, 11
adet de kuvvetli yer hareketi istasyonu bulunduğunu;
Konu: “Mühendislik Çınarları Konuşuyor”
Konuşmacılar: İbrahim Şencan, M. Haydar Cümbüş,
H. Mesut Karabayır
Antalya’nın 1996 yılı öncesi deprem risk bölgeleri haritasındaki 4. Derece risk bölgesin yerinin, yapılan bilimsel çalışmalar ve ölçümlemeler sonucu 2. Derece risk
bölgesi olarak güncellendiğini;
Antalya’nın Aksu Bindirme Fayı ve Antalya Körfezinde
ve Kıbrıs’ın kuzeyinden geçen Helenik adlı sismik fay
boşluklarından kaynaklanabilecek depremlerden etkilenebileceğini;
Kıbrıs Helenik Yayı olarak isimlendirilen fay üzerinde 10
Km derinlikte ve 7.0 şiddetinde meydana gelebilecek
olası bir depremde Antalya’nın karşılaşabileceği Tsunami tehlikesinin boyutlarını tahmin edebilmek için senaryo oluşturduklarını, sonuçlarını değerlendirdiklerini
ve Antalya için ciddi bir Tsunami tehlikesi bulunmadığını tespit ettiklerini dile getirdi.
Deprem Dairesi Başkanı Dr. Murat Nurlu konuşmasında;
Türkiye’nin 5 farklı tektonik yapı üzerinde kurulu olması
nedeniyle, topraklarının %96’sının deprem riskleri altında bulunduğunu, bu nedenle de her an depreme
hazırlı olmamız ve depremle yaşamaya alışmamız gerektiğini;
Türkiye’de ulusal ölçekte yüksek yapılarla ilgili bir
yönetmeliğin bulunmadığını ancak yüksek yapıların
yaygın bir şekilde yapıldığını; Deprem Bölgelerinde
64
İMO ANTALYA BÜLTEN
.
Söyleşide meslekte elli yılı aşkın hizmet etmiş meslektaşlarımız İbrahim Şencan, Mustafa Haydar Cümbüş ve
Hüseyin Mesut Karabayır üyelerimizle buluştu. Söyleşinin Yönlendiriciliğini Yönetim Kurulu Üyemiz Rıza Arslanbay yaptı.
Söyleşinin ilk konuşmacısı meslekte 60. Yılını
kutlamaya hazırlanan İbrahim Şencan’dı. Şencan
konuşmasının başında “Bana göre Mühendislik Çınarı
ünvanını alabilmek için elbette birinci unsur yaştır. Ancak, yaş tek başına yeterli değildir. En azından bir eser
bırakmış olmak, unutulmayacak izler bırakmış olmak
şarttır.” Dedi. İbrahim Şencan; bugün aramızda olmayan meslektaşlarımız Abdürrahim Erdem ve Orhan
Büyükalp’in de Antalya için önemli hizmetler yaptıklarını
ve bıraktıkları eserlerle Antalya’nın Mühendislik Çınarları
olarak anılmayı hak ettiklerini belirtti.
TEMMUZ 2012 - OCAK 2013
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
13. DÖNEM YÖNETİM KURULU ÇALIŞMA RAPORU
Şencan, İNTES Başkanı olduğu 1993- 2001 tarihleri
arası dönemde; ülkemizde mühendislik, mimarlık ve
müteahhitlik camiasını çok yakından ilgilendiren “Yapıda Denetim” Kanunun hazırlıklarında ve çıkarılmasında
küçümsenemeyecek katkıları olduğunu; ifade etti. İş
hayatı ve tecrübelerini; kurduğu şirketleri, gayrimenkul
edinme ve beton üzerine çalışmalarını, sosyal ve politik
yaşamını anlattı; Yap- sat işlerinde dikkat edilmesi gereken konular hakkında bilgiler verdi; Genç Mühendislere
önerilerde bulundu.
İkinci konuşmacı Mustafa Haydar Cümbüş; “1952
yılında İstanbul’da yaptığı bir binanın hala dimdik ayakta durduğunu ve kullanıldığını; birçok resmi ihalelere
katıldığını ancak fesat karıştırılan adam kayırılan ihale
sisteminden bunalarak 1972 yılında Almanya’ya gittiğini ve meslek hayatına burada devam ettiğini”; belirtti.
Toplumda Mühendislere hak ettiği değerin verilmemesi
nedeniyle “Kaldırım Mühendisliği” kavramının türetildiğini; elinde zincir çeviren, işi bilmeyen, işleri işin ehli olmayanların yaptığı bir sürecin olumsuzluklarına da vurgu
yapan Cümbüş; tarihe ilgi duyduğunu, tarih ve mühendislik bilimlerinin iç içe olduğunu; bazı tarihi kitapları Almancadan Türkçeye çevirdiğini söyledi.
Son konuşmacı Hüseyin Mesut Karabayır da;
“1962 yılında İTÜ’den mezun olduğunu; DSİ’de memuriyet ve müteahhitlik yaptığını; bilginin sermayeden
önce geldiğini; toplumların bilgi birikimi ile gelişim ve
dönüşümünü sağladığını”; Dile getirdi. Karabayır, Bilginin önemine değinirken; “2. Dünya Savaşından yenik
çıkan Almanya’nın bilgi birikimi sayesinde ilkel makinalarla modern makinalar yaptığını, kısa sürede sanayileştiğini, yaralarını sardığını ve bugün istikrarlı bir ekonomiye sahip olduğu”; örneğini verdi.
odaların Şube yönetim kurulları ve üyeleri katıldı.
Konferansta TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet
Soğancı ve Mimarlar Odası Antalya Şubesi Başkanı
Osman Aydın birer konuşma yaparak, yasa değişikliklerinin TMMOB örgütlülüğü ve meslek alanları üzerinde
yaratacağı etkileri değerlendirdiler.
27 Aralık 2012
Konferans
Konu: “Mühendislik Üzerine Düşünceler”
Konuşmacılar: Prof. Dr. Uğur Ersoy
İnşaat Mühendisliği mesleğinin tarihsel gelişim, değişim ve dönüşümünü şiir tadında anlatan Uğur Ersoy;
meslek yaşamında yurt içi ve yurt dışında bulunduğu
süreçlerde karşılaştığı sorunlar, edindiği deneyimleri örneklemelerle her yaş grubu meslektaşlarımız ve öğrencilerle paylaştı.
Söyleşi bitiminde; Mühendislik Çınarlarımıza katkılarından dolayı şubemiz tarafından hazırlanan teşekkür belgesi Şube Başkanımız Cem Oğuz ve yönetim kurulu
üyemiz Rıza Arslanbay akdim edildi.
Aynı gün VTV ana Haber Bültenlerinde yayınlandı.
2- Konferans / “Mühendislik, Mimarlık ve Şehir Plancılığı Bitiyor ”
Torba yasa içinde getirilecek TMMOB Yasası ve Yapı
Denetim Yasası değişikliklerinin değerlendirildiği “Mühendislik, Mimarlık ve Şehir Plancılığı Bitiyor” başlıklı
konferans, Makina Mühendisleri Odası Antalya Şubesi
toplantı salonunda gerçekleştirildi. Konferansa Şube
Yönetim Kurulumuz, üyelerimiz ve TMMOB`ye bağlı
İMO ANTALYA BÜLTEN
.
Uğur Ersoy’un konuşmasından bazı cümleleri sizlerle
paylaşıyor; sunum özetini sayfamızda yayınlıyoruz.
“Bugün Türkiye’de 114 inşaat mühendisliği bölümü var.
Ülkemizde çok iyi mühendisler olmasına rağmen mühendislik düzeyi yüksek değil!
Karmaşık yöntem ve çözümler, daha doğru bile olsa,
bilmeyenin elinde kötü sonuçlar verebilir.
TEMMUZ 2012 - OCAK 2013
65
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
13. DÖNEM YÖNETİM KURULU ÇALIŞMA RAPORU
Eğer bir binada sorun varsa, sadece problem olan yeri
değil, bütün binayı incelemek gerekir; bunun için incelemelerde deneyim, bilgi ve mühendislik önsezisi olmalıdır.
Onarım ve güçlendirme yeni bir proje yapmaktan çok
daha zordur; yanlış yapılan onarım ve güçlendirmeler
bir yapıyı daha da riskli hale getirebilir.
4 Ocak 2013
Konferans
Konu: “Bir Antalya Masalı”
Konuşmacılar: Hüseyin Çimrin
Şantiye en az proje ofisi kadar önemlidir.
İnşaat Mühendisi, gerçekleştirdiği projelerle toplumu,
ekonomiyi, iklimi, tarımı, kültürü, Arkeoloji ve Tarihi,
nüfus yapısını vb. etkiler. Bunu için mühendis kültürlü olmalı, sevgi ile dolmalı, yaratıcı olmalıdır. Yaratıcılık,
Bilim ve Sanat gerektirir. Yaratmak için hayal gücü gerekir. Hayal gücü için de Romantizm gerekir! Dolunayı
vites kutusuna benzetecek durumlara düşmemek için
mesleki konuların dışında genel kültür için okuyalım.
Başkaları beğensin diye değil, şair olmak için hiç değil;
kendimiz için şiir okuyalım; yazalım.”
“Gülen Gözlerinde,
Tepelerden çığlıklar atarak koşan
Ve kendini mavi sulara bırakan
Erguvan renkli baharı görmüştüm.”
Diyebilelim.
Uğur Ersoy’un, Antalya’da çok sık uygulanan asmolen
döşemeli binaların taşıyıcı sistemlerinin deprem davranışı ile ilgili bir soruya verdiği yanıtı meslektaşlarımızın
ilgisine sunuyoruz.
“Asmolen döşemeli yapılarda yapılan yastık kirişlerde
dönmeler oluşur; Ya dik kiriş yapacaksınız veya her iki
doğrultuda taşıyıcı perde duvar yapacaksınız. Aksi takdirde olası bir depremde binanın hasar görmesi kaçınılmazdır.”
Şube Başkanımız Cem Oğuz, konferansın bitiminde
Prof. Dr. Uğur Ersoy’a Teşekkür Belgesi takdim etti.
Hüseyin Çimrin konuşmasında:
“Herkesin Antalya’dan aldığından fazlasını Antalya’ya
vermesi gerektiğini; kendi çabasının ve yazdığı kitapların bu amacı güttüğünü, Antalya ile ilgili yazdığı birçok
kitapla birlikte Antalya’nın yakın geçmişini de kayıt altına
aldığını ve geleceğe ışık tuttuğunu;
1960’lar Antalya’sında gözle görülür 29 adet iri şelale bulunduğunu; nereye baksanız bu şelalelerle birlikte daha
nice küçük şelaleler de görebildiğinizi ve Antalya’nın tam
bir şelaleler kenti olduğunu;”
Söyledi.
Bir Antalya Masalını özetlemek gerekirse:
“Antalya; MÖ 158’de Attalos tarafından kuruldu; MÖ
138’de Roma hakimiyetine girdi; 1207’de Selçuklu Sultanı Gıyasettin Keyhüsrev tarafından fethedildi; 12991391 arası Teke Beyliği; 1403- 1415 Karamanoğulları
Beyliği; 1423’de de Osmanlı İmparatorluğu; yönetimi
altına girdi.
Antalya 1914 yılında çeşitli cephelerde 1651 şehit
vermiştir.
Antalya; 28 Mart 1919’da İtalyanların işgaline uğradı; 5 Temmuz 1922’de düşman işgalinden kurtuldu; 29
Ekim 1923’de Cumhuriyetin ilanından bugüne Türkiye
Cumhuriyetinin bir ilidir.
Eskiden Antalya’ya aralıksız 1- 1.5 ay yağmur yağıyordu.
Atatürk ilk kez 1930 yılında Antalya’ya gelmiştir.
Antalya Valisi Haşim İşcan zamanında yapılan hizmetlerle, Antalya kent olmaya başlamıştır.
66
İMO ANTALYA BÜLTEN
.
İlk yapılan binalar Işıklarda 40 dairelerdir.(“Bu kadar
TEMMUZ 2012 - OCAK 2013
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
13. DÖNEM YÖNETİM KURULU ÇALIŞMA RAPORU
insan kendi evinin kapısını nasıl bulacak, hacetini nereye
yapacak” diye merak eden Antalyalılar bu daireleri göremeye giderlerdi.)
1950’lerde Antalya Merkezinde 250 bin narenciye
ağacı vardı; hepsini kestik; yerine beton apartmanlar
diktik; portakal çiçeği kokularını da yok ettik.
8 Ocak 2013
1- Teknik Gezi
Mühendislik Haftası Etkinlikleri kapsamında Antalya
Organize Sanayi Bölgesinde bulunan Ahşabı Geliştiren
Teknoloji Fabrikasına teknik gezi yapıldı.
Üzerinde yaseminler sarkan kapılar, çiçek kokan pencereli evler de yok artık.
Tarihi; Vatan Kahvesini, Hükümet Konağını, Cumhuriyetin son okul binalarını ve daha nicelerini yıktık; yaktık.
Komşuluk ilişkilerini de yok ettik.
Değiştirmek için çok çalıştık; vahşice saldırdık.
1980 sonrası Antalya’ya hep beton binalar diktik; katlettik; Adalar Plajına bile bina yaptık.
Çay içmek için bardaktan fincana geçtik.
Turistin yerli halkın gittiği yere geldiğini unuttuk; Kaleiçinin ruhunu yok edip halktan kopardık.
Tarihi sakladık; Aslanlı Çeşme’nin yerini tesadüfen belirledik; Kesik Minarenin içine çöp attık; Karatay medresesine delikten bakan turist gördük.
Bir Attalos heykeline tahammül edemedik, fırtınalar
kopardık; Gıyasettin Keyhüsrev’e yer bulamadık; Heykellerin bir kentin mobilyaları olduğunu unuttuk, unutturduk.
Sokak isimlerini yok ettik; Kent belleği gitti.
Hüseyin Cimrin kentin hafızası oldu, kitap yazdı; anlattı; sundu; hatırlattı.
Antalya’nın şehir suyu 1954’de geldi.
Antalya’nın doğal simgesi falezler hala güzelliğini kaybetmedi.”
Şube Başkanımız Cem Oğuz, Bir Antalya Masalı
Konferansının sonunda Hüseyin Çimrin’e Teşekkür Belgesi vererek şunları söyledi:
“- Kim ne yaparsa yapsın, rant fikri nereden ve kimden
gelirse gelsin meslek odaları Antalya’nın değerlerinin ve
güzelliklerinin korunması mücadelesinden asla vazgeçmeyecektir.
- Geçmişe bakacağız, geleceği kuracağız. Birilerinden bir
şey beklemek yerine kente sahip çıkmaya devam edeceğiz.
- Kentin sakini değil, sahibi olmaya çalışıyoruz. Zaman
zaman baskılar görüyor; istemezükçü ilan ediliyor; tehditler alıyor; yargısız infazlarla hedef gösteriliyoruz. Her şeye
rağmen mücadelemiz sürecek.”
İMO ANTALYA BÜLTEN
.
Mühendislik Haftası Etkinlikleri kapsamında Antalya
Organize Sanayi Bölgesinde bulunan AGT’nin üçüncü fabrikasına teknik gezi yapıldı. AGT, Türkiye’nin ilk
beşyüz firması arasında 360. Sırada yer alıyor. AGT’nin
üçüncü fabrikası 56.000 m2 kapalı alanda kurulmuş;
Avrupa’nın üç ayrı ülkesinden gelen MDF ürünlerinden
otomatik olarak panel ve kapı üretimi yapılıyor; üretimin
% 50’si iç talebi karşılıyor, kalan %50’si de başta Rusya
ve İran olmak üzere 55 ülkeye ihraç ediliyor. Fabrika;
1200 m3/gün kapasitede çalışıyor; 1500’e yakın farklı
kapı üretiliyor; 180 ila 220 kişiye istihdam sağlıyor. Fabrika binasının yanında bir yandan İdare Binası inşaatı
devam ediyor, diğer taraftan MDF üretiminin yapılacağı ek tesisler inşa ediliyor. AGT, açılımına uygun olarak
“Ahşabı Geliştiren Teknoloji” üzerinde bir dünya devi
olma yolunda hızla ilerliyor.
Teknik geziye katılan İMO üyeleri, Galip Büyükyıldırım’dan
eski Antalya Yolu üzerinde bulunan Kırkgöz Su Kaynakları, Kırkgöz Gölü ve antik suyolları ile ilgili bilgiler edinme fırsatı da buldu.
Galip Büyükyıldıırım yöre ile ilgili şu bilgileri verdi:
“Kırkgöz yeraltı sularının kırk kaynaktan yeryüzüne çıktığı yerin adıdır. Atatürk Antalya’ya gelişinde Kırkgöz’de
bulunan Kırkgöz Kahvelerinde karşılanmıştır. Kırgöz’den
dağ yamacına yaklaşık 100 metre tırmanılırsa Döşemealtı Platosu, su kanalları ve Manavgat’a kadar Antalya
Ovası görülebilir. Kırkgöz Gölünde sandallar bulunur;
yolcular da Kırkgözhan’da konaklarmış. Bölgede 200
bin yıl öncesinden yaşam olduğu “Karain Mağarası” kazılarıyla ortaya çıkarılmıştır.
TEMMUZ 2012 - OCAK 2013
67
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
13. DÖNEM YÖNETİM KURULU ÇALIŞMA RAPORU
Kırgöz’den batan sular Varsak ve Bıyıklı Düdenlerinde
ortaya çıkar. Bölgede Yukarı Karaman’a kadar devam
eden tarihi Antik sulama sitemine “Gavur Arığı” denir. Kepez Elektrik’te suyu kanalla bu bölgeden alır ve
elektrik üretiminde kullanılan su “Düden Şelalesini” besler, kıyılarına hayat verir ve Akdeniz’e ulaşır.”
Değişmiş olan bugünün dünyasında kurumlar, bir “farklılık” oluşturmak zorundadırlar. Ürettiklerinin yanısıra çalışanlar ve yöneticiler farklılık çabalarının merkezindedir.
2- Konferans
BİREY OLMAK; Yönetimi oluşturan her kişi, “birey” olabildiği oranda, duygusal sermaye algısı gelişebilir. Birey
olmak özgür bir zihin ve özgür karar verebilme yetisidir.
Konu: “Duygusal Sermaye”
Konuşmacılar: Mehmet Semih Söylemez (AGT
CEO’su / Yönetim Kurulu Üyesi)
Üretim alanlarının tüm unsurlarını birbirine bağlayan
ve bir anlamda birbirlerini hissettikleri, maddi olmayan
dünyanın üç kavramı; karşılıklılık, eşitlik, saygı...
Yönetim Kurulu Sekreter Üyemiz Haluk Selçuk, konferansın bitiminde Mehmet Semih Söylemez’e Teşekkür
Belgesi takdim etti.
3- Bilgisayar Kursu
10. Dönem Sta4-CAD Bilgisayar Programı Kursu 20
kişinin katılımıyla Şubemiz Bilişim Eğitim Merkezinde
başladı.
Teknik gezinin ardından AGT Yönetim Kurulu Üyesi
Mehmet Semih Söylemez’in konuşmacı olarak katıldığı
“Duygusal Sermaye” konferansı gerçekleştirildi. “Mutsuz çalışanların bulunduğu bir yerde mutlu bir yönetici
ya da patron olamaz!” sözü; konferansın anafikri, iş yaşamında ve hayatın her alanında insan ilişkilerine dayalı, paranın dışında gerçek sermayenin insana yatırımın,
geleceğe yatırım olduğu gerçeği olarak, özetlenebilir.
Mehmet Semih Söylemez Konuşmasına;
Carl Edward Sagan’ın (9 Kasım 1934 - 20 Aralık 1996)
“En başından bir elmalı turta yapmak istiyorsanız, tüm
evreni yaratmanız gerekir.” Sözüyle başladı. “Bir kurumu oluşturan tüm insanların, işyerine dair üretmiş olduğu duyguların ve etkileşimlerin toplamını “Duygusal
Sermaye” olarak tanımladı.
10 Ocak 2013
Bilgisayar Kursu
18. Dönem AUTOCAD Bilgisayar Programı Kursu 16
kişinin katılımıyla Şubemiz Bilişim Eğitim Merkezinde
başladı.
Söylemez’in, Duygusal Sermaye konferansında paylaşmış olduğu görüşlerinin özeti:
“Kurumu oluşturan insanlar, birbirlerini ve ait oldukları
yapıları hissettikleri oranda bir “sinerji” üretir.
Hissetmek; “karşımızdakini de dahil ederek onu anlama çabasıdır... “hissetmek”, “hissettirmek”tir.
Kurumda birbirini hissedebilen insanların sayısı arttıkça,
üretilen “sinerji”, pozitif “enerji”ye dönüşür.
68
İMO ANTALYA BÜLTEN
.
TEMMUZ 2012 - OCAK 2013
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
13. DÖNEM YÖNETİM KURULU ÇALIŞMA RAPORU
11 Ocak 2013
besi ve yeni “Yapı Denetimi Hakkında Kanun Taslağı”;
1- Forum
Konu: “Mühendislik Sorunları Tartışılıyor”
Konuşmacılar: Cemal GÖKÇE (İMO İstanbul Şube
Başkanı), Hüseyin Kaya (YDK Birliği Başkanı), Tevfik
Paçacı (Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Teftiş
Kurulu Başkanlığı Baş İş Müfettişi)
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Başmüfettişi
Sayın Tevfik Paçacı’da 6331 Sayılı yeni “İş Sağlığı ve
Güvenliği Kanunu” ile “İş Güvenliği Uzmanlığı”; Hakkında bilgiler verecekler. Her üç konuşmacı da inşaat
mühendisi meslektaşımız; verdikleri bilgiler ışığında sorularınıza yanıt bulmaya çalışacak, değerlendirme ve
katkılarınızı alacağız.”
İMO İstanbul Şube Başkanımız Cemal Gökçe; konuşmasının başlangıcında;
“Değişim; başka bir biçime girme ve özün değişmesi,
bir durumdan başka bir duruma geçmek olarak kullanılmaktadır. İnsanlık tarihi gelişmeler paralelinde sosyal,
kültürel, ekonomik olarak yapısal değişim ve dönüşüm
sürekliliğine sahiptir. Bu değişim ve dönüşüm süreçleri
çeşitli uygarlıkları ortaya çıkarmıştır. Bütün üretim ve çalışmaların sürdürülebilir olması gerekir.” Dedi.
Cemal Gökçe;
“Can ve mal güvenliğinin olmadığı bir yaşam çevresinde toplumsal düzen ve barış sağlanamaz. İnşaat
mühendisliği, tıp ve hukukun can ve mal güvenliğinin
sağlanmasında birinci derecede önemli meslek dalları
olduğunu“ ifade etti.
Yönlendiriciliğini Şube Başkanımız Cem Oğuz’un yaptığı Forumun amacı, güncel mühendislik sorunlarının
birlikte saptamak, tartışmak ve çözüm yolları aramak
olarak, özetlenebilir.
Şube Başkanımız Cem Oğuz, Forum açılışında
yaptığı konuşmasında şunları söyledi:
“Mühendislik Haftası Etkinliklerimizin son gününde, kamuoyunu ve biz mühendisleri yakından ilgilendiren üç
güncel konu hakkında bilgilenebilmek, tartışmak, ortak
akılla ürettiğimiz çözüm yollarıyla meslektaşlarımıza ve
kamuoyuna ışık tutabilmek amacıyla “Mühendislik Sorunları Tartışılıyor” platformunda birlikteyiz.
İMO İstanbul Şube Başkanımız Sayın Cemal Gökçe,
kamuoyunda “Kentsel Dönüşüm Yasası” olarak bilinen
6306 sayılı “Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun”;
Yapı Denetim Kuruluşları Birliği Genel Başkanı Sayın
Hüseyin Kaya, “Türkiye’nin 12 yıllık yapı denetim tecrüİMO ANTALYA BÜLTEN
.
Gökçe; “Bugün, özellikle İstanbul’da yaşanan kentsel
dönüşüm sürecinde, arsa senden- para benden, alsat, sat- al, yık- yap mantığı ile hareket edildiğini, bu
nedenle Kentsel dönüşüm gerekçelerinin süslü söylemlerde kaldığını; kiracıların, mülk sahiplerinin ve kent
halkının beklentilerinin karşılanmadığını, uzun vadede
politik beklentilerin de karşılanabilmesinin mümkün olmadığını;” söyledi.
Sulukule örneğini de veren Gökçe; “ Kentsel Dönüşümün kendi başına bir iş değil, başlı başına bir planlama işi olduğunu, ancak kentsel dönüşümün küresel
sermaye ile bir zenginleşme aracı olarak kullanıldığını;
Kanunun Anayasa dahil bütün kanunların üzerinde bir
yaptırım gücüne sahip olduğunu;” sözlerine ekledi.
Cemal Gökçe’nin sunumundan bazı bölümleri aşağıda
bilgilerinize aktarıyoruz:
Kentsel Dönüşüm Aktörleri
Bölgede yaşayan sakinler,
Devlet,
Meslek örgütleri ve kâr amacı gitmeyen kuruluşlar,
Özel sektörler,
Finans kuruluşları (Banka, sigorta, fon kuruluşları)
TEMMUZ 2012 - OCAK 2013
69
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
13. DÖNEM YÖNETİM KURULU ÇALIŞMA RAPORU
Araştırma yapan kurumlar, üniversiteler,
Alt gelir gruplarının ödedikleri maliyetler, daha da artacak.
İnşaat teknolojisi üreten kuruluşlar,
Hiçbir bedel ödemeden birilerinin haksızca zenginleşmesini sağlayacak.
Yerel yönetimler.
Kentsel Dönüşüm Yasası Neler Getiriyor (6306
Sayılı Yasa)?
Yıkıp yapma garantisi vermiyor.
Yargı yolu açık, yürütme durdurulamıyor,
Bina boşaltılamıyorsa su, elektrik, doğalgaz kesiliyor,
Tapusu olmayana enkaz bedeli ödenerek, ‘git’ deniyor,
Yasama ve yargıyı devre dışı bırakılarak yürütmeyi
mutlaklaştırıyor, az itirazlı bir alan yaratıyor.
Acele kamulaştırma yapılıyor,
Özetle;
Kanun TOKİ ve idareye ucu açık yetkiler tanıyor,
Kentsel dönüşüm alanlarının somut bir göstergeye
dayandırılmasıyla ilgili kuşkular var.
Yürütme organı kesin kural koyuyor, «koyabilir mi ?»
Bu kanun benzeri tüm kanunlardan üstündür,
İhaleye idare ve TOKİ’nin istek götürdükleri girebiliyor, «herkes değil»
Afet ve deprem meşruiyeti açısından her şey es geçiliyor,
Özünde planlama lağvediliyor, merkezileşme ön plana geçiyor, bina ölçeğinden hareket ediliyor,
Gayrimenkul sektörü menkulleşiyor,
Sadece sosyal değil, fiziksel eşikler de aşılıyor
Büyük bir hızla dönen, büyük bir ekonomiyi hedefliyor.
İstanbul’da bugüne kadar müteahhitlerin cebine 200
milyar dolar girdi yeni yasa ile var olacak alanları satarak
para sağlamayı hedefliyor.
Bilim ve bilgiye dayanmıyor (risk belirleme şekli)
Afet ve deprem meşruiyeti açısından (itirazların değerlendirilmesi)
İstediğine yardım yapma, istediğine yapmam konusunda esnek ifadeler var «yapabilir gibi»
Yaşanabilirlik kalitesi ve kent bütününün kalitesi dikkate alınmıyor,
Sosyal entegrasyonun sağlanması yok sayılıyor,
Mühendislik kuralları dikkate alınarak üretilen yapıların %1~2’sinin yıkıldığı gerçeği yok sayılıyor.
Yapıların deprem yönetmeliği kapsamında güçlendirileceği ilkesi görmezlikten «yık-yap» anlayışından hareket ediliyor.
Kamu alanlarının bulunduğu her yerde bir harmanlamanın yapılacağı konusu yeni sorunlar yaratacak,
Taslak halde bulunan Kıyı Kanunu, Mera Kanunu,
Askeri Alanların Yapılaşmaya Açılması Kanunu, Değerlenme Kanunu (%45), TMMOB Kanunu gündeme getiriliyor.
Yürütmenin durdurulması yok sayılarak:
Hukuka aykırılık ilkesi ve gecikmede sakıncanın doğması ilkesi yok sayılıyor.
Mülkiyet haklarının ihlali konusunda dünyada birinciliğe gitmemize aday
Çok uzun süre bir yerde yaşayanların mülkiyetine
müdahale edilmesi, yeni bir mülkiyet hakkı ihlali yaratarak (AİHM) süreci başlatacak.
Uzun bir süre yaşamış olduğunuz yerde yaşama
şansımız kalamayacak, mülkiyet hakkı ihlali oluşacak
(AİHM)
Belediyeler bay-pas ediliyor, hukuk bay-pas ediliyor,
meslek odaları bay-pas ediliyor.
Yeni konut ve konut alanları yaratarak yeni nüfusa
çağrı yapıyor (İstanbul 25 milyonluk bir kent, 45 milyonluk Trakya),
Bu yasayla özellikle metropol kentler yeni bir afetle
karşı karşıya kalacak,
Kentsel planlamayla kaynakların hakça dağıtılması
değil, çok yüksek bedeller ortaya çıkaran bir düzenlemenin aygıtı oldu, olacak.
Kentsel dönüşümün ekonomik döngüsü kamu vicdanını yaralıyor, eşitsizlikler yaratıyor, yaratacak.
70
Konutun bir kullanım aracı olduğunu değil, bir ticari
araç olarak kullanılmasını perçinliyor,
İMO ANTALYA BÜLTEN
.
Bu yasanın içindekiler bir kamu hizmeti olarak değil,
tüm maliyetlerin vatandaşa yüklendiği hükümleri gündem getiriyor.
Büyük bir merkezileşmenin önü tamamen açılarak;
Muhalefet susturuluyor,
Odalar etkisizleştiriliyor,
Hukuk yok ediliyor,
Yasalar otoriter, uygulamalar antidemokratik,
Yerel nüfus süreçlerden dışlanıyor,
Mülkiyet transferi yapılıyor(devlet eliyle),
TEMMUZ 2012 - OCAK 2013
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
13. DÖNEM YÖNETİM KURULU ÇALIŞMA RAPORU
Orta ve alt-orta sınıflar için, devlet destekli özel mülkiyet yaratmanın önü açılıyor,
Bu yasa plan yapma anlayışını değil, plan adına ne
yapılmışsa onların dışına çıkılıyor. Bu bağlamda;
En otoriter,
daha da açık bir hale getirip getirmediği konusu bir kez
daha gözden geçirilmelidir.
Toplumsal afet
Kentsel kıyım
Hukuksuzluk konuları yeniden değerlendirilmelidir.
En hiyerarşi kuran,
Son Söz Olarak;
En sınırları belli,
Kentin makroformu ile ilişkili, planlama hiyerarşisi
çerçevesinde bütünün dikkate alındığı bir planlama,
Kendi dışındaki tüm yasalara meydan okuyan,
Demokratik bir ülkede böyle şeylerin olamayacağı
gibi bir içerikle gündeme geliyor.
Demokratik ve katılımcılığı sağlayan, istihdam yaratan, geleceğe dönük canlı bir kent,
Sosyal eşitsizlikleri gideren, korumayı ön plana alan
bütünleşik bir dönüşüm yerine parçalı bir anlayış var,
Sosyal bölünmüşlüğe ve ötekileştirmeye karşı korunaklı, eşitlikçi ve ayrımcı olmayan, tüm afetlere karşı
güvenli bir çevre ve güvenli bir yapı sağlayan,
Adil, şeffaf, demokratik ve katılımcı bir sürecin örgütlenmesi yok,
Yoksul kesimi daha da yoksullaştırdığı gibi, dönüşümün sosyal ve insani boyutu yok sayılıyor,
Devlet destekli gayrimenkul alanını geliştirmenin bir
aracı olarak kullanılıyor.
Kamu mülksüzleşiyor, acele kamulaştırmanın önü
açılıyor.
Doğrulardan daha çok piyasanın işine gelen bir anlayışı hakim kılıyor,
Riskli alan, riskli yapı tanımında bir açıklık yok,
Yık-yap anlayışıyla müteahhitlik bakışıyla hareket
ediliyor, mühendis, mimar şehir plancısı ve diğer meslek insanlarının görüşü yok sayılıyor,
Doğal alanları yok sayıyor,
Merkez yereli bay-pas ediyor,
Şehircilik ve kentleşme ilkelerine aykırı.
Sonuç;
Kullanıcıların bireysel hak ve tercihleri dikkate alınmalı, karar süreçlerine örgütlü bir şekilde katılmaları
sağlanmalıdır.
Kullanıcılara doğru ve sağlıklı bilgiler verilerek uygulamalarda şeffaf ulunmalıdır.
Yapılması düşünülen projeler önceden görülmeli,
gelir ve giderlerle ilgili gerekli bilgiler verilerek, geleceğe dönük yaşam kalitesi hakkında gerekli açıklamalar
yapılmalıdır.
Kentsel dönüşümle ilgili alanlarda yaşayanların huzursuzlukları giderilmeli, anlaşmalar ‘kamulaştırma korkusuyla’ değil, ikna ve şeffaflık ölçeğinde yapılmalıdır.
Bu çalışmaların İstanbul ve diğer kentlerimizi afetlere
İMO ANTALYA BÜLTEN
.
Finansman sorunu çözülmüş, tarihe ve çevreye saygılı olan sürdürülebilir bir yaklaşım,
Eğitim ve sağlık hizmetlerinin dikkate alındığı, nüfus
ve yapılaşma yoğunluğunun rahatsız edici olmadığı,
Yoksulları kollayan, satın alınabilir konutların olduğu,
yeterli ölçüde açık alana sahip bir düzenleme,
Kimliği korunmuş bir kentte, kimlikli, yenilenmiş bir
çevrede; yaşayanların dayanılma duygusu güçlenmiş,
sosyal ilişkileri güçlü bir kent
YAPI DENETİM
Forumun ikinci Konuşmacısı Yapı Denetim Kuruluşları Birliği Genel Başkanı Hüseyin Kaya;
Yapı denetim süreci ve yeni yapı denetim hakkında kanun taslağı ile ilgili bilgiler verdiği konuşmasında aşağıda belirtilen konulara değindi; “İnşaat Mühendisleri
Odasının 90.500 üye sayısına ulaştığını ve bu sayının
yaklaşık 45.000’inin yapı denetim sektöründe çalıştığını” vurguladı.
Kaya konuşmasında; başlangıcından günümüze yaklaşık 12 yıllık yapı denetim sürecini özetleyerek “bu
süreçte, “Van Depremi” sırasında yapı denetim mevzuatına göre denetlenmiş 64 binada hiçbir hasar tespit edilmediğini, bu binalarda herhangi bir çatlak bile
oluşmadığının gözlemlendiğini; yapı denetim sisteminin
deprem karşısında ilk sınavını verdiğini;” Belirtti.
Kaya; “Yapıda denetim sisteminin başlangıcından günümüze kadar 628 adet yapı denetim kuruluşunun
kapandığını; kapatma nedeninin %88 oranında onaylı
projesine aykırı imalattan kaynaklandığını; 1 Ocak 2013
tarihinden itibaren “mühendis ve mimarlar için asgari
ücretin 2.700 lira” olduğunu ve SGK’nun bordro deneTEMMUZ 2012 - OCAK 2013
71
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
13. DÖNEM YÖNETİM KURULU ÇALIŞMA RAPORU
timlerinde bu rakama dikkat edeceğini;” de sözlerine
ekledi.
Az tehlikeli işler için C Grubu,
Hüseyin Kaya; “hazırlanan yeni Yapı Denetim Hakkında
Kanun ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Taslağı’nın Ocak ayı sonu veya Şubat ayı içinde
TBMM Gündemine getirilebileceğini; Tasarı kanunlaşmadan tespit edilecek,eksik ve aksaklıklarının giderilebilmesi; “Elektronik Görevlendirme” yoluyla Müteahhit
ile yapı denetim kuruluşu, mühendis ve mimarları arasındaki ticari bağı (bir başka deyişle işveren ilişkisinin)
ortadan kaldıracak ve denetimin tam bağımsızlığının
sağlandığı bir sisteme hepimizin katkı koyması gerektiğini;” Söyledi.
Türkiye’de, 892 kişi A, 552 kişi B ve 14305 kişi C Grubu İş Güvenliği Uzmanlığı Belgesi almıştır. İşyeri Hekimi
sayısı ise 7855’dir.
YENİ İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ
KANUNU VE İŞ GÜVENLİĞİ
UZMANLIĞI
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Yapı Sektörü Koordinatörü İş Başmüfettişi Tevfik Paçacı
6331 saylı “İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu” ve 4857
sayılı “İş Kanunu” ile ilgili bilgiler verdi.
Konuşmasına İş Teftiş Kurulunu tanıtarak başlayan Paçacı; “teftişlerin genel teftiş, kontrol teftişi, inceleme teftişi şeklinde yapıldığını; teftiş sonucuna göre de, İdari
para cezası, İş durdurma, kapatma ve çalışmadan alıkoyma şeklinde cezalar uygulandığını; ancak kuralcı bir
yaklaşım yerine, önleyici bir yaklaşımı esas aldıklarını;“
Belirtti.
Paçacı’nın konuşmasından özet bazı bilgiler aktarıyoruz:
“Yeni Kanunun, eski Kanundan en önemli farkı, eski
Kanun sadece işçileri güvence altına almışken, yeni Kanun tüm çalışanları güvence altına almaktadır. Memur,
işveren, işçi, çırak, stajyer, vd. tüm çalışanlar, kamu ve
özel sektöre ait bütün işler ve işyerleri ile tarım vd. tüm
işkolları 6331 saylı “İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu kapsamına alındı.
İş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin daha etkin yapılabilmesi ve iş kazaları ile meslek hastalıklarını en aza indirebilmek için bütün işyerlerinde “İş Güvenliği Uzmanı” ve
“İşyeri Hekimi” ve diğer sağlık personeli gibi profesyoneller görev alacak.
“İş Güvenliği Uzmanı” bulundurmak zorunlu kılındı.
Bakanlıktan alınan” Eğitim Yetki Belgesi” bulunan kurumlarca verilecek eğitim sonunda sınavla İş Güveliği
Uzmanlık Belgesi alınabilecek. 11 Ocak 2013 tarihine
kadar Antalya’dan bir kurum eğitim Yetki belgesi almıştır. Türkiye’nin diğer yörelerinde ise 1 adet Kamu Kurumu, 12 Üniversite ve 62 özel kuruluş “Eğitim yetki
Belgesi” almıştır. İş Güvenliği Uzmanlığı Belgesi almak
için verilecek 220 saat eğitimin, 180 saati teorik, 40 saati ise pratik eğitim olarak öngörülmüştür.
Ellinin üzerinde çalışanı bulunan işyerlerinde “ İş Güvenliği Sağlık Birimi” kurulması zorunluğu getirilmiş; hizmet
satın alınabilmesi amacıyla da 313 adet Ortak Sağlık
Güvenlik Birimi firması kurulmuştur.
Kamu hariç, 10’dan az çalışanı olan tehlikeli ve çok
tehlikeli işyerleri bulunan işletmelerde İSG (İş Sağlığı
Güvenliği) profesyonellerinin giderleri devlet tarafından
desteklenecektir.
İş kazalarını ve meslek hastalıklarını önleyebilmek için
önceden “risk değerlendirmesi” yapılacak.
Kanunun algılanması zaman alacak.
Kanunun uygulamasını kolaylaştırmak için etkin idari
yaptırımlar uygulanacak; bunun için de caydırıcı para
cezaları var.
Önlemek ödemekten daha kolay, ucuz ve daha insanidir.
“Güvenle Büyü Türkiye!”
Konuşma ve sunumların sonunda izleyicilerin görüşleri
alındı; soruları yanıtlandı.
Forum bitiminde her üç konuşmacıya da, Yönetim Kurulu Üyemiz Rıza Arslanbay, Yönetim Kurulu Sekreter
Üyemiz Haluk Selçuk ve Şube Başkanımız Cem Oğuz
tarafından “Teşekkür Belgesi” verildi.
İşyerleri tehlike sınıfları belirlendi. Buna göre tehlike sınıfına göre işyerlerinde;
Çok tehlikeli işler için A Grubu,
Tehlikeli işler için B Gurubu,
72
İMO ANTALYA BÜLTEN
.
TEMMUZ 2012 - OCAK 2013
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
13. DÖNEM YÖNETİM KURULU ÇALIŞMA RAPORU
2- Basın / TV / Röportaj
VTV Ana Haber Bülteninde Başkanımız Cem
Oğuz ile yapılan “Eski İl
Özel İdare Binası” konulu röportaj yayınlandı. İl
Genel Meclisi toplantısında Eski İl Özel İdare Binası için yıkım kararı alınması
beklenirken güçlendirme kararı alınmasına şaşırdığını
söyleyen Oğuz güçlendirmenin pahalıya mal olacağına
dikkat çekti.
12 Ocak 2013
İMO Şubeler Ortak Toplantısı
İMO Şubeler Ortak Toplantısı, İMO Şube Yönetim Kurulu Üyeleri ile Şube Sekreterlerinin katılımıyla İMO Teoman Öztürk Kongre ve Kültür Salonu`nda gerçekleştirildi. Toplantıya şubemizden yönetim kurulu başkanımız
Cem Oğuz, yönetim kurulu sekreter üyemiz Haluk
Selçuk, yönetim kurulu üyemiz Rıza Arslanbay ile şube
sekreter yardımcımız İsmail Selçuk Yılmaz katıldılar.
“TMMOB Yasasında yapılmak istenilen değişikler” ve
“İMO`nun önümüzdeki süreçte mali yapılandırılması”
başlıklı iki gündemle gerçekleştirilen toplantı İMO Yönetim Kurulu Başkanı Taner Yüzgeç`in açılış konuşmasıyla başladı. Yüzgeç, TMMOB Yasa Taslağı ile neyin
amaçlandığını ve taslak kurgusunun ne ifade ettiğini
değerlendiren bir sunum yaptı. Yüzgeç, taslakta meslek odalarıyla ilgili kurgunun üçlü saç ayağı üzerine oturtulduğunu kaydetti.
ve 2013 yılı konsolide tahmini gelir ve gider bütçesini
değerlendiren bir sunum yaptı.
Nevzat Ersan`ın ardından Denetle Kurulu Başkanı Şubemiz Üyesi Ali Osman Kara, Denetleme Kurulu`nun
görüş ve önerilerini aktardı. Kara`nın ardından İMO
İstanbul Şube Yönetim Kurulu Sayman Üyesi Nusret
Suna, Trabzon Şube Başkanı Mustafa Yaylalı, İMO İzmir Şube Başkanı Ayhan Emekli, Hatay Şube Başkanı
Selim Harbiyeli, Antalya Şube Başkanımız Cem Oğuz,
Adana Şube Başkanı Abdullah Bakır ve Ankara Şube
Yönetim Kurulu Üyesi Umut Yılmaz Deveci şubelerinin
mali yapılarıyla ilgili bilgi verdiler. İkinci gündem maddesine ilişkin değerlendirmelerin ardından toplantı sona
erdi.
23 Ocak 2012
Seminer
Konu: ideCAD Statik 7 Versiyon Olanakları Hakkında
Genel Bilgi-Örnek Proje Üzerinde Veri Girişi Hk. Bilgi
Konuşmacı: İnş. Müh. Emrah Yıldız
Düzenleyen: İMO Antalya Şubesi Isparta Temsilciliği
Konuşmacıya katkılarından dolayı Isparta Temsilciliğimiz tarafından hazırlanan teşekkür belgesi takdim edildi.
Toplantının ilk gündem maddesinin ardından Oda mali
durumunun görüşüldüğü ikinci gündem maddesine
geçildi.
Bu gündemle ilgili İMO Sayman Üyesi Nevzat Ersan,
şubelerin 2010-2011 ve 2012 yıllarına ait gelir-gider
tablolarını, İMO`nun aynı yıllara ait konsolide bütçesini
24 Ocak 2013
1- Yönetim Kurulu’nu Ziyaret
Antalya Su ve Atıksu İdaresi Çevre Koruma ve Kontrol Daire Başkanı Kamil Cengiz ve beraberindeki heyet
Odamızı ziyaret etti.
Ziyarette; Antalya’nın mevcut su kaynaklarının durumu,
korunması ve gelecek kuşaklara temiz ve içilebilir şekilde aktarılabilmesi için alınabilecek koruma önlemleri;
Döşemealtı ve Mazıdağı bölgelerinde bulunan düdenle-
İMO ANTALYA BÜLTEN
.
TEMMUZ 2012 - OCAK 2013
73
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
13. DÖNEM YÖNETİM KURULU ÇALIŞMA RAPORU
ANTALYA MESLEK ODALARI
EŞGÜDÜM KURULU TOPLANTILARI
rin yeraltı su kaynaklarının beslenmesi yanında yağmur
suyu gideri olarak da önemli işleve sahip oldukları ve
içme suyu kaynaklarıyla birlikte düdenlerin de korunması gerektiği; Bu bağlamda; mevcut su kaynakları
ve düdenlerin “Mutlak Koruma Alanı” ilan edildiği; Yeni
su kaynaklarının araştırıldığı; Çalışmalarda ASAT ve
DSİ’nin uyumu ve meslek odaları işbirliği; Gibi konularda bilgi paylaşımı görüş alışverişinde bulunuldu.
10 Temmuz 2012
Yer: İnşaat Mühendisleri Odası Antalya Şubesi
Gündem: 100. Yıl ile ilgili değerlendirme
Katılan: Şubemiz adına, yönetim kurulu sekreter üyemiz Haluk Selçuk
2- İMO Antalya Şube Yönetim Kurulu ve Temsilcilikler
Arası Ortak Toplantı
İnşaat Mühendisleri Odası Antalya Şube Yönetim Kurulu ve Temsilcilikleri, TMMOB Yasa Taslağı hakkında ve
2013 Bütçesinin belirlenmesi gündemlerinde toplandı.
5 Eylül 2012
Yer: İnşaat Mühendisleri Odası Antalya Şubesi
Gündem: Eski Tekel Deposu ile ilgili bilgilendirme
Katılan: Şubemiz adına, Başkanımız Cem Oğuz ile Şubemiz Danışmanı İbrahim Koç
3- Toplantı
Antalya Büyükşehir Belediyesi Yüksek Yapılar İnceleme
Kurulu toplantısına şubemiz adına üyemiz Akın Akıncı
katıldı.
74
İMO ANTALYA BÜLTEN
.
TEMMUZ 2012 - OCAK 2013
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
13. DÖNEM YÖNETİM KURULU ÇALIŞMA RAPORU
4 Ekim 2012
28 Kasım 2012
Yer: İnşaat Mühendisleri Odası Antalya Şubesi
Gündem: Antalya’nın Stadyum Sorunu
Katılan: Şubemiz adına, Başkanımız Cem Oğuz
Yer: İnşaat Mühendisleri Odası Antalya Şubesi
Gündem: 6 Aralık stadyum ihalesinin görüşülmesi, Büyükşehir Yasası ile ilgili konferansın duyurusu
Katılan: Şubemiz adına, Başkanımız Cem Oğuz
31 Ocak 2013
Yer: İnşaat Mühendisleri Odası Antalya Şubesi
Gündem: Genel değerlendirme
Katılan: Şubemiz adına, Başkanımız Cem Oğuz, yönetim kurulu üyemiz Rıza Arslanbay
8 Ekim 2012
Basın Açıklaması
Yer: İnşaat Mühendisleri Odası Antalya Şubesi
Konu: Antalya’nın Stadyum Sorunu
Katılan: Şubemiz adına, Başkanımız Cem Oğuz
KENT
KONSEYİ
TOPLANTILARI
7 Eylül 2012
Yer: Antalya Kent Konseyi
Gündem: Vatandaş Karnesi
Katılan: Şubemiz adına, üyemiz Okan Çamlı
27 Eylül 2012
31 Ekim 2012
Yer: İnşaat Mühendisleri Odası Antalya Şubesi
Gündem: Büyükşehir Yasasının görüşülmesi
Katılan: Şubemiz adına, yönetim kurulu sekreter üyemiz Haluk Selçuk
Genel Kurul Toplantısı
Yer: Antalya Kent Konseyi
Gündem: Vatandaş Karnesi Sonuçları ile ilgili sunum,
Bütçe Taslağının görüşülmesi, Çalışma Grupları ve
Meclislerin görüşülmesi
Katılan: Şubemiz adına, yönetim kurulu sekreter üyemiz Haluk Selçuk
2 Ekim 2012
İmar ve Planlama Çalışma Grubu Toplantısı
İMO ANTALYA BÜLTEN
.
Yer: Antalya Kent Konseyi
Gündem: Vatandaş Karnesi sonuçlarının değerlendirilmesi ve yeni çalışma programının oluşturulması
Katılan: Şubemiz adına, üyemiz Okan Çamlı
TEMMUZ 2012 - OCAK 2013
75
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
13. DÖNEM YÖNETİM KURULU ÇALIŞMA RAPORU
8 Ekim 2012
İmar ve Planlama Çalışma Grubu Toplantısı
Yer: Antalya Kent Konseyi
Gündem: Altyapı, çevre, ulaşım sosyal hizmetler alanları ile ilgili Büyükşehir Belediyesinin hazırlamış olduğu
stratejik plan yapıları ve performans programları
Katılan: Şubemiz adına, üyemiz Okan Çamlı
İKK (İL KOORDİNASYON KURULU)
TOPLANTILARI
14 Kasım 2012
İmar ve Planlama Çalışma Grubu Toplantısı
Yer: Antalya Kent Konseyi
Gündem: EXPO 2006 sürecini değerlendirilmesi
Katılan: Şubemiz adına, üyemiz Okan Çamlı
13 Eylül 2012
Yer: Elektrik Mühendisleri Odası Antalya Şubesi
Gündem: TMMOB, Mühendis, Mimar ve Şehir Plancıları dayanışma günü kutlamaları, 100. Yıl Platformunun
kuruluşu
Katılan: Şubemiz adına, yönetim kurulu sekreter üyemiz Haluk Selçuk
12 Aralık 2012
İmar ve Planlama Çalışma Grubu Toplantısı
Yer: Antalya Kent Konseyi
Gündem: Yeni Büyükşehir Belediyesi Yasası
Katılan: Şubemiz adına, üyemiz Okan Çamlı
1 Kasım 2012
18 Aralık 2012
Basın Açıklaması
Yer: Antalya Kent Konseyi
Gündem: Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun ve Yönetmeliği Hakkında Görüş ve
Öneriler ile Kentsel Dönüşüm Gönüllü Birlikleri
Katılan: Şubemiz adına, üyemiz M. Tamer Özmen
Toplantı Özeti: M. Tamer Özmen tarafından “Kanun
Hakkında Görüş ve Öneriler” ile “Bu Kanun Kapsamında Antalya’nın Dönüşüm ve Gelişim İnovasyonu” konulu sunum yapılmıştır. Sunum, ilgiyle izlenmiştir.
23 Ocak 2013
Yer: Antalya Kent Konseyi
Gündem: Antalya Kentsel Bilgi Sistemi
Katılan: Şubemiz adına, üyelerimiz M. Tamer Özmen
ve Okan Çamlı
Toplantıda; İMO’nun görüşleri M. Tamer Özmen tarafından sunuldu.
76
İMO ANTALYA BÜLTEN
.
Yer: Elektrik Mühendisleri Odası Antalya Şubesi
Konu: Akdeniz EDAŞ’ın Özelleştirilmesine, Yabancılaştırılmasına, Çalışanlar İçin İşsizliğe ve Pahalı Elektriğe
Hayır”
Katılan: Şubemiz adına, Başkanımız Cem Oğuz
21 Kasım 2012
Yer: Elektrik Mühendisleri Odası Antalya Şubesi
Gündem: TMMOB Yasa Tasarısı, Batı Çevre Yolu İle
İlgili Toprak Koruma Kurulu kararına dava açılması
Katılan: Şubemiz adına, Başkanımız Cem Oğuz
4 Aralık 2012
Yer: Elektrik Mühendisleri Odası Antalya Şubesi
Gündem: TMMOB Yasası
Katılan: Şubemiz adına, Başkanımız Cem Oğuz ve yönetim kurulu sayman üyemiz Özgür Ata
TEMMUZ 2012 - OCAK 2013
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
SON YAPRAK
Merhumlara ve Merhumeye Allah’tan rahmet,
kederli ailelerine ve yakınlarına başsağlığı dileriz.
Şube Personelimiz ve Üyemiz
Züleyha Yılmaz’ı Kaybettik!
1978 yılında Antalya’da doğdu. İlk ve orta öğrenimini Antalya’da tamamlayan Yılmaz 2003
yılında Süleyman Demirel Üniversitesi İnşaat Fakültesi’nden mezun oldu. 2007 yılında
aynı üniversitede yüksek lisansını tamamlayıp,
ODTÜ’de İnşaat Mühendisliği - Yapı Ana Bilim Dalında Doktora yapmaktaydı. 2010 yılına
kadar çeşitli firmalarda proje, taahhüt kontrol,
gayrimenkul değerleme elemanı olarak çalıştı. 2010 yılında kendi firmasını kurdu. 2012 yılında İMO
Antalya Şubesinde Mesleki Denetim Görevlisi olarak işe
Üyemiz
A.ŞAHABETTİN
BOZBEYOĞLU
1943 Niksar / Tokat’ta doğdu.
1975 yılında A.D.M.M.A. Zafer MYO’dan mezun oldu.
11 Ocak 2013 Cuma günü vefat etti.
başlayan Züleyha Yılmaz evli ve bir çocuk annesiydi.
27 Ekim 2012 Cumartesi günü hayata gözlerini yumdu.
Züleyha Yılmaz’ın cenazesi Yeni Köy Merkez
Camii’nden kaldırılarak Yeniköy mezarlığına
defnedildi. Törene Züleyha Yılmaz’ın ailesi ve
yakınları, İnşaat Mühendisleri Odası Antalya
Şube Yönetim Kurulu ve Personeli ile çok sayıda meslektaşı ve sevenleri katıldı.
Üyemiz
Şerafettin Habalı’nın
Annesi
FATMA HABALI
4 Ekim 2012
Perşembe günü
Vefat etmiştir.
Üyemiz
Altan Yılmaz’ın
Babası
NİYAZİ YILMAZ
5 Aralık 2012
Çarşamba günü
Vefat etmiştir.
Üyemiz
Şeref Şallı’nın
Annesi
EMİNE ŞALLI
25 Temmuz 2012
Çarşamba günü
Vefat etmiştir.
Üyemiz
Hilmi Volkan Benzeş’in
Babası
HİKMET BENZEŞ
20 Eylül 2012
Perşembe günü
Vefat etmiştir.
Üyemiz
Kazım Yazan’ın Babası
MUSTAFA SEZAİ
YAZAN
10 Ekim 2012
Çarşamba günü
Vefat etmiştir.
Üyemiz
Yalçın Çelik’in
Babası
TAHİR ÇELİK
5 Aralık 2012
Çarşamba günü
Vefat etmiştir.
Üyemiz
Bülent Kasapoğlu’nun
Babası
KADRİ KASAPLOĞLU
6 Eylül 2012
Perşembe günü
Vefat etmiştir.
Üyemiz
Mustafa Murat Ayhan’ın
Babası
MEVLÜT AYHAN
24 Eylül 2012
Pazartesi günü
Vefat etmiştir.
Üyemiz
İlhan Tınas’ın
Babası
ABDULLAH TINAS
22 Ekim 2012
Pazartesi günü
Vefat etmiştir.
Üyemiz
Hüsnü Akbal’ın
Babası
ZEKİ AKBAL
11 Ocak 2013
Cuma günü
Vefat etmiştir.
Üyemiz
Serdar Zeybek’in
Ağabeyi
ERTAN ZEYBEK
17 Eylül 2012
Pazartesi günü
Vefat etmiştir.
Üyemiz
Önder Yapıcı’nın
Babası
AYHAN YAPICI
29 Eylül 2012
Cumartesi günü
Vefat etmiştir.
Üyemiz
Sarper Dermut’un
Babası
SELAHATTİN DERMUT
16 Kasım 2012
Cuma günü
Vefat etmiştir.
İMO ANTALYA BÜLTEN
.
TEMMUZ 2012 - OCAK 2013
77
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
YAZILI BASINDA İMO ANTALYA
78
İMO ANTALYA BÜLTEN
.
TEMMUZ 2012 - OCAK 2013
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
YAZILI BASINDA İMO ANTALYA
İMO ANTALYA BÜLTEN
.
TEMMUZ 2012 - OCAK 2013
79
Süleyman Doğu
İnş. Müh. / İşletmeci / Yönetim Kurulu Başkanı
Burak Doğu
İnş. Yük. Müh. / Genel Müdür