İşçi - Köylü - Özgür Gelecek

Transkript

İşçi - Köylü - Özgür Gelecek
iflflççi-köylü
DUYURU
Demokratik Halk ‹ktidar› ‹çin
13 Ocak’ta Kad›köy
Alt›yol’da saat 13.00’te
“Herkese Sa¤l›k, Güvenli Gelecek” Platfor-
www.iscikoylu.org
[email protected]
Say›: 08
mu’nun düzenledi¤i eylemde buluflal›m!
PART‹ZAN
*Y›l:1 * 11-24 Ocak 2008 *Fiyat›: 1 YTL *ISSN: 1307-878X
Egemenlerin gözü emekçi
halk›n üç kuruflunda...
2007 kad›nlar
için nas›l geçti?
BM rakamlar›na göre dünya genelinde
her y›l 5 bini aflk›n kad›n namus gerekçesi ile katlediliyor. 2007 y›l›nda Türkiye’de
de kad›nlar polisin, efllerinin, yak›nlar›n›n
ya da tan›mad›klar›n›n tacizine, sald›r›s›na
ve tecavüzüne u¤rad›; e¤itim, sa¤l›k, çal›flma gibi yaflam›n tüm alanlar›nda ayr›mc›l›¤a tabi tutuldu. Bir y›lda onlarca kad›n›n
yaflam hakk› “namus” ad› alt›nda sonland›r›ld›. Kad›nlar, Türkiye’nin farkl› bölgelerinde farkl› illerinde ayn› nedenler gerekçe gösterilerek yak›nlar› taraf›ndan
katledildi.
Sayfa 12
Yeni y›l
direnifllerle bafllad›
OLEY‹S’e ba¤l› iflçiler, yeni y›la Derbent Uygulama Oteli’nin önünde kurulan grev çad›rda girdiler.
Yine Demsan Deri Fabrikas›’ndan at›lan 21 iflçi de so¤uk havaya ald›rmadan
fabrika önündeki direnifllerini sürdürüyor.
Yeni y›l›n ilk günlerini sokaklarda karfl›layan TEKEL iflçileri de Bitlis, Adana, Tokat ve Kertal-Cevizli’de “Özellefltirmeye
hay›r!” slogan›n› hayk›rd›.
Sayfa 4
Tütüncülük
bitiriliyor
AKP hükümeti, izlemifl oldu¤u IMF, DB,
AB eksenli tar›m politikalar›n›n bir parças›
olan TEKEL’in
özellefltirilmesinin y›l sonuna
kadar bitirilece¤ini, “babam›n mal› gibi satar›m” diyen Maliye Bakan› Kemal Unak›tan’›n a¤z›ndan “sevinçle” aç›klam›flt›.
TEKEL’de bu yönlü haz›rl›klar sürerken, özellefltirmeden en çok etkilenecek
kesimlerin bafl›nda tütün üreticileri geliyor.
Sayfa 5
‹flçi köylü’den
En küçü¤ünden en büyü¤üne kadar yapt›¤›m›z her
“iflin” daha iyisi vard›r. Hiçbir zaman mükemmel bir ga-
2008 y›l›n›n ilk günlerine
emekçi halk›m›z I. Kürdistan›’na yönelik askeri operasyon ve elektrikten do¤algaza
kadar yap›lan zamlarla, Sosyal Sigortalar ve Genel
Sa¤l›k Sigortas› Yasas›,
TEKEL’in özellefltirilmesi gibi
sald›r›larla, asgari ücrete y›ll›k
% 9.2’lik, memur maafllar›na
ise y›ll›k % 4’lük sadakayla açt› gözlerini.
Emperyalistlerin kanatlar›
alt›nda gerçeklefltirmekte oldu¤u s›n›r ötesi harekât›n giderleriyle karfl›laflt›r›ld›¤›nda
temel ihtiyaç ürünlerine yap›-
lan zamlar›n, dolayl› vergilerin
art›r›lmas›n›n, özellefltirmelerle elde edilecek gelirlerin
nereye gidece¤i anlafl›l›yor.
E¤itime, sosyal güvenli¤e,
sa¤l›¤a kaynak bulamayan
devlet, s›n›r ötesi operasyon
için ayda 100 Milyon Dolar
harcamaktan
çekinmiyor.
Örne¤in F 16’n›n bir saatlik
uçufl maliyeti yaklafl›k 50 bin
YTL iken, bir helikopterin bir
saatlik uçuflu ise 10 bin
YTL’dir.
Yani bir asgari ücretli bir F
16’y› bir saat uçurmak için 9
y›l, bir helikopteri bir saat
Butto’nun
ölümü ve yar›sömürgelerdeki
politikalar
uçurmak için ise 2 y›l çal›flmak zorunda. Ya da farkl› bir
hesaplamayla bir F 16’y› bir
saat uçurmak için 115 asgari ücretli bir ay boyunca maafllar›n› TSK’ya vermek durumunda.
Tüm bu sömürü ve sald›r›lara karfl› bir yandan Kürt
halk›na yönelik s›n›r ötesi
operasyon ad› alt›nda gelifltirilen haks›z savafla hay›r
derken di¤er yandan bu haks›z savafl›n giderlerinin emekçi halk›m›z›n cebinden karfl›lanmas›na karfl› mücadeleyi
yükseltelim!
Haks›z
savafl›n
bedelini
emekçilere
ödetmek
istiyorlar!
Halklar›n kardeflli¤ine kurflun ifllemez
ABD emperyalizminin bölgedeki en sad›k uflaklar›ndan olan Benazir Butto, ABD ile yap›lan anlaflmalar ve bu anlaflmalarda verilen
taahhütler sonucu 8 y›ld›r bulundu¤u sürgünden döndü¤ü gün gerçeklefltirilen bombal› sald›r›dan
kurtuldu, ancak 28 Aral›k’ta gerçeklefltirilen sald›r›dan kurtulamad›.
Butto’ya dönük ilk suikast›n ard›ndan giderek t›rmanan çat›flmalar›n akabinde OHAL ilan eden Müflerref, böylelikle kendi iktidar›n› da
pekifltirme gayretini sürdürdü.
OHAL ilan›, hem Butto ile Müflerref aras›ndaki hem de Pakistan
burjuva klikleri aras›ndaki çat›flmalar› daha da su yüzüne ç›kard›. Butto’nun, gerek Pakistan burjuva klikleri aras›ndaki gerekse emperyalistlerin bölgede oynamaya çal›flt›klar› oyun çerçevesindeki ölümü,
gerçekte ise tasfiyesi ile birlikte,
emperyalist k›flk›rtmalar sonucu
zaten barut f›ç›s› haline gelen ülkedeki çat›flmalar›n dozu üst seviyeye ç›kt›. Pakistan tam bir yang›n
yerine döndü.
Sayfa 8
zete ç›kar›yoruz demedik,
hiçbir zaman da böyle demeyece¤iz. Çünkü ne kadar iyi
ç›kart›rsak ç›kartal›m bu gazeteyi hedefimiz hep daha
iyisi olacak.
Sayfa 2
19 Ocak 2007 tarihi ülkemiz
topraklar›nda yaflayan çeflitli milliyetlerden halk›n aras›na ekilmeye çal›fl›lan kin tohumlar›n›n “filizlenmeye”
bafllad›¤›n›n, en önemli iflaretlerinden
oldu.
Agos Gazetesi Genel Yay›n Yönetmeni Hrant Dink, bu tarihte, arkas›ndaki güçlerin kimler oldu¤u çok
aç›k olan, faflist bir tetikçinin hain
kurflunlar›na hedef oldu.
Bir gazeteci olman›n ötesinde, ilerici, demokrat ve ayd›n bir kifliydi
Hrant Dink. Ama ayn› zamanda da bu
topraklarda binlerce y›ld›r yaflayan,
ancak Türk egemen s›n›flar›n›n Türklefltirme politikas› do¤rultusunda,
milyonlarla ifade edilen bir kesimi,
tehcire ve soyk›r›ma u¤rat›lan Ermeni ulusunun bir mensubuydu. Kin tohumlar› iyi tutsun diye, egemenler ve
onlar›n uzant›s› faflist zihniyetlerce
katliamda öne ç›kar›lan yan da bu oldu.
Hrant’›n yerde yatan cans›z bedeni üzerine örtülen örtünün d›fl›nda
kalan ayaklar›nda ilk göze çarpan, alt›
y›rt›k ayakkab›lar› oldu. O, bu “s›radan” haliyle asl›nda, ne kadar içimizden biri oldu¤unun da mesaj›n› veriyordu.
Sayfa 9
S›n›fsal Yaklaflfl››m
Emekçinin Gündemi
Pusula
Evrensel Bak›fl
Hesaplaflman›n alan›
‹flçi s›n›f› ve emekçilere
sald›r›n›n yeni ad›: SSGSS
Teorik derinlik, militanca
durufl baflar›n›n teminat›d›r!
“Tedbirler” bumerang
etkisi yarat›yor
Sayfa 3
Sayfa 4
Sayfa 11
Sayfa 13
İşçi-köylü 2
Yaşamın İçinden
e
n
i
r
e
z
ü
Üretim
Planl›, ›srarl›
çal›flflm
ma kazan›r
Çal›flmay› yapt›¤›m›z köy daha
önce gidip geldi¤imiz, belli oranda
çal›flmalar›m›z›n oldu¤u bir köydü.
Ancak buna ra¤men ilk gitti¤imiz
dönemde, insanlar belli bir mesafe
koyarak bizi karfl›l›yorlar. Hatta
kald›¤›m›z evin sular› ilk zamanlar
akmad›¤› için bir komfludan su isteyen arkadafllar›m›za su verilmemifltir. (Bu komflumuza kendimizi
anlatt›ktan sonra aram›z düzeliyor, hatta birçok defa yemeklerimizi onlarda yiyoruz.)
“Anarflistler gelmifl çal›fl›yor”, “Bafl›m›z belaya girecek”,
“Bunlar çal›flamaz” vb. birçok
söylenti ve dedikodu bafl›n› alm›fl
gidiyordu. Ancak daha sonra gerek
tarlalardaki çal›flmalar›m›z, gerekse
de kitleyle kurdu¤umuz iliflkilerden
sonra, bu dedikodular›n büyük
oranda azald›¤›n›, en az›ndan insanlar üzerindeki etkisinin k›r›ld›¤›n›
söyleyebiliriz.
fiunun alt›n› önemle çizmek gerekmektedir ki, yap›lan
dedikodular›n temel nedenlerinden
biri köylülerin korkmalar›d›r. Bunda köyde bulunan Jandarma Karakolu’nun yapt›¤› anti-propagandan›n etkisi büyüktür. “Bunlar buraya tarlada çal›flmay› bahane
ederek gelmifller, amaçlar›
baflkad›r” diyerek köylüleri korkutmaya, sindirmeye, bizimle ba¤
kurmalar›n› engellemeye çal›flm›fllard›r. Elbette bununla da yetinmeyerek çeflitli bahanelerle kimlik
kontrolleri yapm›fl, hatta gizli bir
flekilde çal›flt›¤›m›z tarlalar›n etraf›na pusu atarak resimlerimiz çekilerek, kamerayla görüntülerimiz kaydedilmifltir. Ancak tüm bu çabalar›,
ne çal›flmam›z› engellemifl, ne de
köylülerin bizi sahiplenerek destek
sunmalar›n›...
Hemen ilk günlerde köyde bulunan okurlar›m›z›n da gayretleriyle yata¤›ndan, tüpüne, kafl›k-çatal›ndan, taba¤›na kadar birçok imkan›n› bize sunmufltur köylüler. Bunlara ra¤men kimi köylüler de yapt›klar› yard›mlar› gizli bir flekilde yapmaya çal›flm›fllard›r. Bunlarla da yetinmeyip gelip tarlada bizimle çal›flarak iflin zaman›nda ve düzgün
olarak teslim edilmesi için ellerinden geleni yapm›fllard›r. Tarlaya gelemeyenler ise özellikle ellerinden
geldi¤i kadar›yla yiyecek ihtiyaçlar›m›z› karfl›lamaya çal›flm›fllard›r.
Tabii bunun yan›nda Erzincan
merkezden ve farkl› köylerden de
yan›m›za gelerek tarlada çal›flan,
destek sunan hat›r› say›l›r bir kesim
bulunmaktad›r. Köylülü¤ün bu sahiplenmesi, bizi kabullenmesi bizlerde ayr› bir sevinç kayna¤› olurken, bir kez daha kitlelere olan güvenimiz tazelenmifl, devrim inanc›m›z perçinlenmifltir. “Bunlardan
adam olmaz” bofl laflar›na da ne
kadar yersiz oldu¤unun bir göstergesi olarak haf›zalar›m›za kaz›yarak
pratikte kan›tl›yoruz.
Bu çal›flmayla bir kez daha görmüfl olduk ki, kitlelerin içine girildi¤inde, onlar›n hem ö¤rencisi hem
de ö¤retmeni olundu¤unda, onlar›
örgütlemenin önüne hiçbir güç geçememektedir. Mesele çal›flmaktad›r. Planl›, programl›, ›srarl›, do¤ru bir çal›flmayla yap›lmayacak hiçbir fley yoktur…
Üreten, üretimin içinde yer alan
bireyler eme¤in, al›nterinin de¤erini daha iyi anlarlar. Haz›rc›, kafa ve
kol eme¤ini birlefltiremeyen, üretemeyen kifliler, kurumlar, örgütler,
bulunduklar› yerden bir ad›m daha ileri gidemez, kendini tekrarlamaktan kurtulamazlar.
Bugün ülkemizde yetiflen gençlerimizin büyük bir kesiminin ezberci
olmas›, sorgulamaktan, sorgulatmaktan, araflt›r›p-incelemekten uzak
olmas›n›n en büyük nedenlerinden
birisi de, ö¤rendiklerini pratikte uygulayacak bir ortama sahip olmamalar›d›r. Kimyay›, fizi¤i bile teorik bir
ders gibi ezberleyerek “ö¤reten”,
üretimden tamamen kopuk bir e¤itim sistemi, insanlar›n körelmesine,
y›ld›r Yeni Demokrat Gençlik
yapt›¤› köy çal›flmalar›yla kendi kitlesini belli bir dönemde de olsa üretimin içine sokmakta, özellikle köylülerle iç içe yaflayarak onlar›n sorunlar›n› daha yak›ndan gözlemleyebilmekte ve ayn› zamanda da üretimin, al›nterinin nas›l oldu¤unu, bunun zorluklar›n› bire bir görerek,
teorik olarak ö¤rendiklerini pratik
içinde harmanlama f›rsat› bulmaktad›rlar. Bu çal›flmalar›n kuflkusuz say›s›z faydas›n› da görmektedirler.
Yukar›da k›saca üretimin öneminden bahsetmeye çal›flt›k. Bu yaz›m›zda Erzincan ilimizde köylerde
üretimin içine girdi¤imiz bir süreçte
yaflad›klar›m›z› paylaflmaya çal›flaca¤›z.
geliflmemesine ya da tek tarafl› bir
üretimin içine sokularak eme¤in de¤erini anlamamas›na, dolay›s›yla da
kifliler, meslekler, konumlar aras›ndaki uçurumun giderek derinleflmesine neden olmaktad›r.
Devrimciler ve sosyalistler e¤itimi tek yanl› ele almaz, kafa ve kol
eme¤inin iç içe geçti¤i, yani teori ve
prati¤in birleflti¤i bir e¤itim sisteminin veya üretim sisteminin en yararl› olaca¤›n› düflünür ve bu yönde
pratiklerini belirlerler/belirlemelidirler.
‹çinde yaflad›¤›m›z toplumun ve
üretim iliflkilerinin de getirdi¤i bir
sonuç olarak birço¤umuz küçük
burjuva bir yaflam sürdürmekteyiz.
Özellikle ö¤renci gençlik bu konuda
ön s›rada bulunmaktad›r. Son birkaç
Köylü üretemez halde
Yaflad›klar›m›za, ö¤rendiklerimize de¤inmeden önce k›saca bölgemizdeki köylülü¤ün yaflad›¤› s›k›nt›lar› aktaral›m; Erzincan ilinde küçük
ve büyük bafl hayvanc›l›¤›n yan›nda,
topra¤› olan köylülerin bir k›sm› da
tar›mla u¤raflmaktad›r. fieker pancar›, fasülye, bu¤day, arpa, üzüm vb.
ürünler topra¤›n durumu, iklim koflullar› gibi durumlar da göz önünde
bulundurularak ekilmektedir.
Ekilmektedir dedi¤imize bakmay›n siz, asl›nda köylü bugün üretemez, tarlas›n› ba¤›n› ekemez duruma getirilmifltir. Örne¤in; bizim
de bir ay boyunca çal›flt›¤›m›z
fleker pancar›n› ele al›rsak; daha
önceki y›llarda üreticinin karfl›s›nda
herhangi bir kota s›n›rlamas› bulun-
işçi-köylü’den
mamaktayd›. Bu nedenle köylü istedi¤i kadar ekebilmekteydi. Ancak
son y›llarda konulan kotalarla köylü
zor durumda kalm›flt›r. Verilen
kotadan fazla ürün ç›kt›¤›nda
köylünün elinde kalmakta, fabrika taraf›ndan al›nmamaktad›r. Ya da konulan kotan›n alt›nda
bir ürün elde edilmiflse, bu sefer de
eksik olan miktar› tamamlamak zorunludur, tamamlanmazsa paras›
ödenmek zorundad›r. Bununla birlikte kotay› tam doldursan bile her
y›l kota miktar›nda kesintiler yap›lmaktad›r.
Bununla birlikte sürekli düflürülen taban fiyatlar› da köylünün belini bükmektedir. ‹ki y›l önce pancar›n 1 kg fiyat› 110 TL civar›nda iken
geçen y›l 80 küsur, bu y›l ise 90 küsur TL civar›ndad›r. Yani bugün fiyat hala iki-üç y›l öncesinin alt›ndad›r. Bununla birlikte mazota,
gübreye, ilaca vb. birçok fleye sürekli zam yap›lmaktad›r. Fiyatlar sürekli artarken köylünün üretti¤i sürekli düflmekte, al›m gücü azalmaktad›r.
Tabii verdi¤iniz ürünün paras›n›
da hemen alam›yorsunuz. Eylül-Kas›m aras› hasad› yap›larak fabrikaya
verilen ürünün paras›, bir sonraki
y›l Nisan-May›s ay› gibi al›nmaktad›r.
Bununla birlikte iflçi paras›n›, gübre
paras›n›, traktör paras›n› peflin ödemek zorunda üretici. Bu verilen paray› da tam olarak alamamaktalar.
Paran›n bir k›sm› yerine üreticiye
fleker verilmektedir. Ama bilindi¤i üzere flekerle kar›n doyurulmamaktad›r.
Hayvanc›l›k yapan köylünün durumu da bundan çok farkl› de¤ildir.
Yeme, samana, arpaya sürekli zam
yap›l›rken, üreticinin elindeki hayvanlar›n al›m› sürekli düflürülmektedir. Köylü elindeki hayvan› de¤erinin alt›nda üstelik peflin para yerine
uzun süreli vadelerle veresiye vermek zorunda kalmaktad›r.
Bunlarla birlikte sübvansiyonlar›n kesilmesi, destekleme kredilerinin astronomik faizlerle engellenmesi, kotalar vb. yöntemlerle k›skaç
daha da daralt›lmaktad›r. Konufltu¤umuz birçok köylü ya üretimden
vazgeçmeyi düflünmekte, ya da ek
olarak farkl› u¤rafl alanlar› aray›fl›
içine girmektedir.
Erzincan’dan bir ‹-K okuru
Köylüyle içiçe üretimin içinde
Yukar›da YDG’nin yapm›fl oldu¤u
köy çal›flmalar›na k›saca de¤inmifltik.
Bizlerin Erzincan’da planlad›¤› çal›flma,
bu çal›flmalar gibi ele al›nmad›. Çal›flman›n ele al›n›fl›ndan, hedeflerine kadar bir dizi farkl›l›¤› bar›nd›rsa da, sonuç itibariyle benzer dersler, pratikler
ç›kar›lm›flt›r. Bir süredir yaflad›¤›m›z
bir tak›m ihtiyaçlar›m›z bu çal›flmay›
yapmam›za vesile olsa da, üretimin içine girmek gibi bir hedefimiz her zaman vard› ve her f›rsatta bunu yerine
getirmek gibi bir düflüncemiz ve pratik ad›mlar›m›z bulunmaktad›r. Bu nedenle köylülü¤ü tan›mak, sorunlar›n›n
ne oldu¤unu ö¤renmekten çok (bir
flekliyle kitle çal›flmas› vesilesiyle
içinde oldu¤umuz için bunlar›
büyük oranda bilmekteyiz) onlarla ayn› havay› teneffüs etmek ve bunun sonucunda da ihtiyaç olan örgütlenme çal›flmalar›na bafllamak gibi bir
hedef ve bahsetti¤imiz ihtiyaçlar›m›z
çal›flmam›z›n esas›n› oluflturdu.
Elbette her çal›flma nas›l ele al›n›rsa al›ns›n, gerekli dersler ç›kar›ld›ktan
sonra bir e¤itim çal›flmas› niteli¤indedir. Ki, bu çal›flma da içinde birçok
önemli deneyimi bar›nd›rmaktad›r.
Kendimizi, kitlemizi daha yak›ndan tan›ma, köylünün düflünme
ve çal›flma sistemati¤i hakk›nda
11-24 Ocak 2008
bilgi edinme konusunda da
önemli dersler ç›karmam›za vesile olmufltur. Elbette yaz›n›n en bafl›nda de¤indi¤imiz, eme¤in de¤eri konusunda da olumlu ve olumsuz dersler ç›kar›lm›flt›r. Küçük burjuva yaflam
tarz›n›n getirdi¤i al›flkanl›klar, rahatl›klar, disipline gelememe bu çal›flmada
da belli s›k›nt›lar yaflanmas›na neden
olmufltur. Ancak hemen flunu belirtelim ki, bu durum yap›lan müdahalelerin de etkisiyle esasa damgas›n› vuran
bir hattan uzak, birkaç münferit
“ayak diremeyle” s›n›rl› kalm›flt›r.
Çal›flmam›z›n en büyük s›k›nt›lar›ndan biri bafl›ndan itibaren yap›lan
planlar›m›z›n pratikte karfl›l›k bulmamas›d›r. Bunun en büyük nedeni de
yap›lan çal›flman›n öneminin kavranmamas›d›r. Zira çal›flmaya kat›lmak isteyen hat›r› say›l›r bir kesimin sonradan bu çal›flmadan haberinin olmas›
bunun en iyi göstergelerinden biridir
san›r›z.
Merhaba
Gazetemizin Demokratik Halk Devrimi ‹çin ‹flçi Köylü ismiyle ç›kt›¤› süreçte gazetemizde yapt›¤›m›z bir tak›m yeniliklerle birlikte okurlar›m›zla daha s›k›, daha yak›n ve daha nitelikli bir iliflki a¤› oluflturmak için önümüze çeflitli il ve bölgelerde
okur toplant›lar› yapmay› da görev olarak koymufltuk. Bu toplant›lar›n ikili yönü vard›. Birincisi okurlar›m›z›n (ve kitlelerle
aram›zdaki ba¤ olan okurlar›m›z vas›tas›yla gazetemizin ulaflt›¤›
kitlelerin) gazeteyi nas›l de¤erlendirdi¤ini ö¤renmek, elefltirilerini almak, bu elefltiriler do¤rultusunda yeni de¤iflikliklere gitmekti. Buna ek olarak okurlar›m›zda belli eksikliklerin oldu¤unu düflündü¤ümüz destek ve sahiplenifli yaratmak, yani ülkenin çeflitli yerlerinde faaliyet gösteren okurlar›m›z›n çal›flmalar›n›n gazeteye yans›mas›n› sa¤lamakt›. Di¤er bir yan› da gazete
çal›flanlar› olarak kitlelerin içine giderek bu kitle ba¤›m›z› gelifltirmenin küçük bir ad›m› olsun istedik.
Üç ayl›k bir süreç içerisinde ‹stanbul’un 5 ayr› semtinde,
Bursa, Ankara, ‹zmir, Adana, Tarsus, Mersin, Malatya, Erzincan (Kars ve Sivas’tan kat›l›mlarla) ve Diyarbak›r’da bu toplant›lar› gerçeklefltirdik. Buralarda çok verimli oldu¤unu düflündü¤ümüz tart›flmalar yafland›. Tüm okurlar›m›z›n önerilerini
küçük büyük demeden, “bunun uygulama koflulu yok” peflin
hükmüne varmadan, bu önerilerin nas›l yaflama geçirilebilece¤ini de belli oranlarda tart›flmaya çal›flarak not ettik. Tüm okurlar›m›z›n elefltirilerini, ço¤una yerinde yan›t vererek ama daha
sonras›nda çok daha ayr›nt›l› de¤erlendirece¤imiz konu bafll›klar› olarak ald›k. Yine birçok toplant›da okurlar›m›z›n kendi
aralar›nda tart›flmalar›na ve bize gerek kalmadan kimi noktalarda kararlar almalar›na tan›k olduk. Örne¤in Gazi Mahallesi’nde gazetemizi yeni okumaya bafllayan kad›n arkadafllar›m›z›n neler yap›labilece¤ine/yap›lmas› gerekti¤ine dair yapt›klar›
konuflmalar gazeteden çok semt özgülünde neler yap›labilece¤ine iliflkindi. Ya da Erzincan’da kitlelere nas›l gidilece¤inin konufluldu¤u noktalarda kitlelere gidiflte gazetenin daha etkili hale nas›l getirilmesinin yan›nda okurlar›m›z›n nas›l gitmesi gerekti¤ini genç arkadafllara anlatan deneyimli arkadafl›m›z, çok de¤erli anlat›mlarda bulunuyordu hepimize. Yine Tarsus’ta çok
genç bir arkadafl›m›z örgüt ve örgütlenmenin önemine kendi
örnekleriyle son derece güzel de¤iniyor, Diyarbak›r’da YDG
ile ‹flçi-köylü’nün ba¤›n› kurma konusunda verimli tart›flmalar
yaflan›yor, Malatya’da büro faaliyetiyle kendi faaliyetleri aras›nda verimli bir ba¤ kurmak tart›fl›l›yor, da¤›t›m konusundaki
eksikliklerine vurgu yap›l›yordu. Birçok tart›flma da “gazetemizi aflan” meseleler üzerine oldu¤undan bu tart›flmalardan uzak
durmaya çal›flsak da, bunlar›n önemli oldu¤unu ve okur toplant›lar›nda de¤il ama tart›flmaya ihtiyaç oldu¤unu gösteriyordu.
Gülsuyu Mahallesi’nde kad›n arkadafllar›m›z›n sahiplenici ve
kafa yorucu yaklafl›mlar›, genç arkadafllar›m›z›n kesinlikle de¤erlendirilmesi gereken kampanya benzeri önerileri, Sar›gazi
Mahallesi’nde gazetenin misyonu üzerine yapt›¤›m›z tart›flmalar çok de¤erli veriler sundu bizlere.
Bu toplant›larda ald›¤›m›z tüm notlar›, konu bafll›klar›n› gazete çal›flanlar› olarak tek tek de¤erlendirecek, uygulama koflullar›n› tart›flacak ve daha derli toplu bir hale getirece¤iz. Bu
çal›flma sonucunda elde etti¤imiz verileri hem bu köfleden hem
de bu öneriler do¤rultusunda yapaca¤›m›z de¤iflikliklerden gazetemizin sayfalar›ndan görebileceksiniz.
Bu toplant›lar burada bitmifl midir? Afla¤› yukar› tüm okur
toplant›lar›nda ald›¤›m›z sorulardan biri de buydu. Bu sorunun
yan›t› toplant›lar› de¤erlendirdikten sonra ortaya ç›kacak. Ancak bu konuda iki noktaya vurgu yap›labilir. Birincisi bu toplant›lar olmasa dahi, okurlar›m›z›n kendi aralar›nda dönem dönem
gazeteyi de¤erlendirmeleri, üzerinde tart›flma yürütmeleri ve
bunun sonuçlar›n› da gazetemize aktarmalar› önemlidir. ‹kincisi bu toplant›lar› tekrar yapt›¤›m›z durumda ilkinde tart›flt›¤›m›z
konular› dönüp dolafl›p yine ayn› düzlemde tart›flamayaca¤›m›zd›r. Yani bir üst düzeyde tart›flma gerçeklefltirmezsek bu toplant›lardan son tahlilde çok da bir verim al›nm›fl say›lamaz. Yapt›¤›m›z 13 toplant›da tart›flt›klar›m›z› yaflama geçirme konusunda ortaya koyaca¤›m›z çaba içinde karfl›laflt›¤›m›z sorunlar›, s›k›nt›lar› tart›fl›p daha ileri meseleleri önümüze koymal›y›z ki, bu
toplant›lar›n kendini tekrar etmesi s›k›nt›s›na düflmeyelim.
Bizler “bundan sonra buna dikkat edece¤iz, daha önce düflünmemifltik” vb. söylemlerle karfl›lad›¤›m›z elefltirileri derhal dikkate alarak gazetemize yans›tt›¤›m›z, okurlar›m›z da da¤›t›mdan, yaz›larla gazeteyi beslemeye kadar bir dizi konuda ad›m att›¤› durumda, bir sonraki toplant›larda sizler bize ayn› elefltirileri getirmeyecek, bizler de sahiplenifl konusunda ayn› cümleleri tekrar etmeyece¤iz.
En küçü¤ünden en büyü¤üne kadar yapt›¤›m›z her “iflin” daha iyisi vard›r. Hiçbir zaman mükemmel bir gazete ç›kar›yoruz
demedik, hiçbir zaman da böyle demeyece¤iz. Çünkü ne kadar
iyi ç›kart›rsak ç›kartal›m bu gazeteyi hedefimiz hep daha iyisi
olacak. Örne¤in 15 günlük ç›kartt›¤›m›z gazetenin periyodunu
haftal›¤a düflürdü¤ümüz gün, günlük gazete tart›flmas›n› bafllataca¤›z ayn› zamanda. Bu toplant›larda bir kez daha teyit ettik;
her fley bize ba¤l›. Biz kolektif hareket edersek, tek bir vücudun organlar› olarak davran›rsak baflaramayaca¤›m›z, alt›ndan
kalkamayaca¤›m›z hiçbir fley yok. Burjuva-feodal medyayla kuflat›lm›fl, devletin soruflturma açmaktan, yay›n durdurmaya kadar kimi silahlar›yla bask› alt›nda tutmaya çal›flt›¤›, da¤›t›m flirketlerinin devrimci bas›n›n karfl›layamayaca¤› koflullarda sözleflme dayatarak da¤›t›m›n› engelleme ad›mlar› att›¤› yerde bizlerin
gücü hakl›l›¤›m›z›n, meflrululu¤umuzun yan› s›ra halk kitlelerindedir. Halk kitleleriyle bulufltu¤umuz oranda devletin hiçbir
yapt›r›m›, cezas› anlaml› olmayacakt›r; halk kitlelerinden koptu¤umuz oranda ise zaten bu tür bask›lardan muaf tutulaca¤›z. O
zaman gücümüzü sakl› oldu¤u yerden ezilen halk kitlelerin içinden ç›kartal›m, y›k›lmaz bir güç haline getirelim.
İşçi-köylü 3
11-24 Ocak 2008
Politika gündem
Faflizmin rengi zifiri karanl›¤a evriliyor
›n›r ötesine bombalar›n ya¤d›r›ld›¤›, bölgedeki Kürt halk›n›n bombalardan kurtulmak için bir kez daha göç yollar›na düfltü¤ü bir döneme denk gelen toplant›n›n sonras›nda yap›lan aç›klamalarda, s›n›r ötesi operasyonun ne kadar “baflar›l›” oldu¤u,
Irak’›n toprak bütünlü¤ü vb. Irak ve Irak Kürdistan› odakl› aç›klamalar yer almakta.
S
manlar, insanlar›n baflka ç›k›fl yolu
görememek, kand›r›lmak vs. nedenlerle örgütlere kat›ld›klar› “tezi”ne
dayand›r›lmaya çal›fl›l›r. Bununla
söylemeye çal›flt›klar›, dahas› topluma empoze etmek istedikleri fley
ise aç›kça “bunlar zaten toplumun
d›fllad›klar›” fikridir. Ancak Emniyet’in flu süreçteki giriflimleri sadece
yukar›da sözü edilen “araflt›rma” ile
s›n›rl› kalm›yor.
Faflist TSK’n›n, ABD’den al›nan
icazetle, 16 Aral›k’ta bafllatt›¤› s›n›r
ötesi operasyonlar›n sürdü¤ü günlerde “devletin zirvesi” bir kez
daha bir araya gelerek, y›l›n son
MGK toplant›s›n› gerçeklefltirdi.
S›n›r ötesine bombalar›n ya¤d›r›ld›¤›, bölgedeki Kürt halk›n›n bombalardan kurtulmak için bir kez daha göç yollar›na düfltü¤ü bir döneme denk gelen toplant›n›n sonras›nda yap›lan aç›klamalarda, s›n›r ötesi
operasyonun ne kadar “baflar›l›” oldu¤u, Irak’›n toprak bütünlü¤ü vb.
Irak ve Irak Kürdistan› odakl› aç›klamalar yer almakta. Ancak toplant›
öncesi ve sonras› yaflanan geliflmelere bak›ld›¤›nda, bu toplant›n›n merkezine oturtulan esas konunun, s›n›r
ötesinden çok “s›n›r›n berisi” oldu¤u görülmekte.
Ayn› zamanda “terörle mücadele” dediklerinde gerçekte neyi,
daha do¤rusu kimleri, hangi kesimleri kast ettikleri de.
Egemen s›n›flar›n
hedefi genifl
Ülkenin faflist egemen s›n›flar›
taraf›ndan bugün öncelikle “terör”
olarak adland›r›lan ve imha etmek,
sindirmek, sistem içine çekmek için
büyük bir seferberlik bafllat›lan kesimin, Kürt Ulusal Hareketi oldu¤u
noktas›nda hiç kuflku yoktur. Kardefl halklar› birbirine düflman etme
temelinde yükseltilen, tüm ›rkç›-faflist dalga da yine öncelikle Kürt
Ulusal Hareketi’ni hedeflemektedir.
Kürt halk›n›n yasal temsilcileri üzerinde bile yo¤un bir linç kampanyas› gerçeklefltirmenin nedeni de, yine
Kürt Ulusal Hareketi’ne dönük niyetlerin ürünüdür. Ve tüm bu yönlü faaliyetler, bu topraklarda egemen olan s›n›flar›n en iyi bildikleri
yöntemlerle gerçeklefltirilmektedir.
Bu yöntemler ise, Osmanl›’dan ‹ttihat Terakki’ye, onlardan da TC’nin
kuruluflundan bugüne kadarki temsilcilerine devir yoluyla gelen kontra faaliyetler, imha-inkar politikalar›d›r.
Gerek ba¤l› olduklar› emperyalist efendileri ile gerekse kendi aralar›nda yapt›klar› bafl bafla görüflmelerin hemen akabinde, ya bir kontra
sald›r›n›n gerçekleflmesi ya da ortal›¤a çeflitli bilgilerin s›zmas› (s›zd›r›lmas›) ise art›k ola¤an bir hal alm›flt›r. Bu durum ise, sadece Kürt Ulusal Hareketi aç›s›ndan de¤il, tüm ilerici-demokrat- devrimci-komünist
güçler aç›s›ndan, sürecin çok iyi
analiz edilmesini ve mevcut geliflmelere uygun bir konumlanman›n
zorunlulu¤unu da beraberinde getirmektedir. Çünkü egemenlerin
hedefi oldukça genifl tuttu¤u, geliflmelerin seyrinden çok net biçimde
anlafl›lmaktad›r. K›sacas› hedef ülkedeki tüm toplumsal muhalefettir.
Dahas› iflçi-emekçi y›¤›nlar›n hak
arama mücadelesidir. Ve de bu mücadelelerin üzerinde yükselece¤i s›n›f mücadeleleridir.
S›n›fsal Yaklafl›m
Hesaplafl
flm
man›n alan›
Reform paketi halinde devreye sokmaya çal›flt›klar› yasa tasar›s› için “devletin iflas›n› önlemek amaçl›” misyondan söz ediliyor, di¤er yandan IMF’nin 2008
fiubat’›ndaki gözden geçirmesinde 1.6 milyar dolarl›k kredi dilimini onaylayabilmesi de buna endeksleniyorsa, ortada san›ld›¤›ndan da ciddi bir durum var demektir.
Bu durum, asgari ücretin açl›k
s›n›r› alt›nda tutulmas›na karfl›n
böyledir. Bu durum, iflçi s›n›f› hareketi üzerinde kontrol ve denetimin üst düzeyde seyretti¤i koflullarda böyledir. Bu durum, ulusal sorunla ilgili ›rkç›-floven kampanyada sahneye TSK bütün
“heybetiyle” ç›km›flken, hava
bombard›manlar› ile yapt›klar›
katliam-flovlar, “ez-çöz” formülüne kitlenerek yürütülürken
böyledir.
Kandil’e ya¤d›r›lan bombalar
ile Dersim’de atefllenen roketlerin bir maliyeti vard›r. 1 May›s
Mahallesi’nde kullan›lan biber gaz› ile K›z›lay’daki panzerlerin benzini de bir maliyet gerektirmektedir. F tipi iflkencehaneler kumdan infla edilmemektedir… 1.5
milyonu aflk›n asker, polisle, yüz
binlerce korucu ve gardiyanla bu
devleti korumaya çal›flman›n bedeli elbette ki halka ödettirilecektir.
Bu sömürü ve talan düzeninin
d›flsal etkenlerden baflka yap›sal
olarak içten gelecek tehlikelerden de kendini sürekli sak›nma
derdi vard›r. Bununla beraber,
sömürü çarklar›na yön veren mekanizmalar›n iflletilmesinde, emperyalist planlara uygun bir do¤rultuda hareket etme önceli¤i bulunmaktad›r. Her iki durumun
kesiflme noktas›na oturan “sosyal devlet” ilkesinin minimalize
edilme politikas›, belli bir süredir
yürütülmeye çal›fl›lmaktad›r.
“Sosyal devlet”; Ekim Devrimi
ile aç›lan yolda Sosyalist Sistem’in bas›nc›yla, ekonomik, kültürel, toplumsal nitelikli kolektif
haklar›n tan›nmas›yla, burjuva demokratik rejimlerde aç›lan gedikler sonucu gelifltirilen bir kavram
olarak literatürde yerini alm›flt›r.
Bunlardan bir k›sm›n›n karikatürlefltirilmifl biçimde bizimki gibi yar›-sömürge yar›-feodal ülkelerin
anayasal/yasal düzenlemelerine
yans›t›lmas› söz konusudur.
Emniyet
“araflt›rm›fl”!
Emperyalistlerle yap›lan görüflmeler ve ülke egemenleri aras›nda
yaflanan sözde çat›flmalar eflli¤inde
bafllat›lan s›n›r ötesi operasyonun
sürdü¤ü günlerde ve MGK toplant›s›ndan hemen birkaç gün önce, durumdan vazife ç›kararak (daha
do¤rusu vazifelendirilen) bofl
durmayan emniyet güçleri, yapt›klar› bir araflt›rmay›, ayn› günlerde kamuoyu ile paylaflma ihtiyac› duymufllar!
Bu araflt›rman›n kapsam›nda
Türkiye’de aktif olan “terör örgütleri” bulunuyor.
Ancak Emniyet, sadece bu örgütlerin hangileri oldu¤unu tespit
etmekle kalm›yor, bunlar içinde yer
alanlar›n, yafl gruplar›n›, e¤itim durumlar›n› araflt›r›yor.
Ulusal-sosyal kurtulufl hareketleri saflar›nda mücadeleye kat›lanlar›n e¤itim, yafl ve hangi toplumsal
koflullardan-çevrelerden geldiklerine iliflkin bu araflt›rmalar›n hedefi
ise, bunlar›n önde gelen kadrolar›n›
ve saflar›nda yer alanlar›, toplumdan
soyutlama vard›r. Yine toplumu
bunlarla “korkutma” da ayn› hedefler içinde yer almaktad›r. Ulusalsosyal kurtulufl mücadelesi verenlere dönük yap›lan tespitlerde, e¤itim
seviyesinin düflüklü¤ü, ailede psikolojik sorunlar›n oldu¤u, anne-baba
ayr›ld›¤› için “sevgisiz” büyüdü¤ü vb.
argümanlar öne ç›kar›larak, bu argü-
“Sosyal devlet” ilkesi kapsam›nda Türk mevzuat›nda zaten
geri düzeyde bulunan bir tak›m
haklar›n gasp edilmesine ve/veya
budanmas›na yönelik sald›r›yla
daha da yoksullaflt›r›lacak olan
emekçilerin s›rt›ndan yeni bir sömürü kayna¤› yarat›lmak istenmektedir. Meseleyi önemli ve kritik k›lan husus, bunun kal›c› bir
yap›laflma haline getirilmesi ve
sosyal güvenlik sisteminin bu flekilde kurgulanmas›d›r.
“Kat›l›m pay›” ad› alt›nda sa¤l›k hizmetlerini paral› hale getiren
ve sermayenin ya¤mas›na açan,
emeklilik ücretini düflüren ve
emeklili¤i mezara tafl›yan, çal›flmada y›pranma pay› faktörünü
ortadan kald›ran, k›sacas› birçok
yönüyle sa¤l›k ve sosyal güvenlik
hakk›n› sakatlayan SSGSS yasa
tasar›s› ile önemli bir hesaplaflma alan› aç›lm›fl olmaktad›r.
Bu alan, iflçi ve emekçi kitlelerine yönelik sald›r›lar›n yo¤unlaflt›¤›, yoksullu¤un daha da derinleflti¤i, sefalete iliflkin tablonun
ortal›¤a saç›ld›¤› bir süreçte aç›lm›flt›r. Asgari ücret, bu kez Türk‹fl’in aç›k oluru ve imzas› ile yine
açl›k s›n›r›n›n çok alt›nda
(435/690), yüzde 4’lük art›flla
belirlenmifltir. 3.5 milyon kifliyi
do¤rudan ilgilendiren bu durumdan di¤er çal›flanlar›n ve ailelerin
etkilenece¤i de unutulmamal›d›r.
Temel g›da ve tüketim maddelerindeki y›ll›k enflasyonun
yüzde 25’in üzerinde oldu¤u belirlenirken; yeni y›lla beraber
E¤itimcilere “terör”
brifingi, ö¤rencilere
“ajanl›k”
Emniyet yetkilileri, “gençlerin
terör bata¤›na düflmemesi için,
baflta ebeveynler olmak üzere
yak›n çevresine önemli görevler düfltü¤ünü” söyleyerek, bir
kez daha harekete geçiyorlar. Bu
defa hedefte ilkö¤retim okullar›nda
okuyan ö¤renciler var. Bu okullar›n,
idarenin iflbirli¤iyle, polise zimmetlenmesine dönük çabalar sürerken,
ö¤renciler üzerinde birebir etkili olmaya dönük giriflimler gündeme geliyor. Bu giriflimler ise, “terör örgütlerinin” ö¤rencilere dönük “beyin
y›kama” faaliyetlerini engellemeyi
hedefliyor! Bu yönlü somut ad›mlar›n at›ld›¤› yerlerin bafl›nda ise, Diyarbak›r’daki okullar geliyor. Diyarbak›r ‹l Emniyet Müdürlü¤ü, lise ö¤rencilerine yönelik “terör” konulu
konferanslar veriyor ve ö¤rencilere
“Terör mü?, Üniversite mi?,
Gelecek mi?, Güzel bir yaflam
m›?” bafll›kl› bildiriler da¤›t›yor.
‹stanbul’da yaflanan örnekte ise,
birçok ilçedeki liselerden seçilen
pedagoglar Vatan Caddesi’ndeki ‹stanbul Emniyet Müdürlü¤ü’ne ça¤r›l›yor ve kendilerine bir brifing veriliyor. Bu brifingde yine “terör” konulu olup, pedagoglar›n, emniyetin
çizdi¤i çerçeve dahilinde, ö¤rencilerle tek tek konuflmas› isteniyor.
Ö¤rencilerin “terör örgütleri” ile
iliflkiye geçmesinin önünü kesmeye
elektrikten do¤algaza, toplu tafl›mac›l›ktan benzine ve dolay›s›yla
her fleye yönelik zam furyas›n›n
bafllat›ld›¤› koflullarda, hesaplaflma kendisini dayatmaktad›r.
Böylesi durumlarda kitab›n ortas›ndan konuflarak rest çekmek,
flartlar›n gere¤i olarak alg›lanmal›d›r: Devlet Bakan› Mehmet fiimflek, “Bizim ülkemizdeki ortalama asgari ücret ço¤u Avrupa
ülkesinden
yüksektir”
(05.12.07) diye konuflurken, Sanayi Bakan› Zafer Ça¤layan,
“Türkiye’de iflsizlik oldu¤una
inanm›yorum. Milyonlarca insan arayan yüz binlerce iflletme var. Problem istihdamdad›r, arz ile talebin çak›flt›r›lamamas›ndad›r” (14.12.07) demektedir.
Gerçekler bu kadar aç›k biçimde ters yüz ediliyorsa, Tayyip
Erdo¤an da pekala 2008 bütçe
görüflmelerinde, sosyal politikalar›n baflar›s›ndan söz edebilmektedir. “Sosyal politika” diye bahsetti¤i, AKP’yi yüzde 47 ile hükümete tafl›yan dilenci/sadaka
ekonomisidir(!). Emekçi kitleler
h›zla yoksullaflt›r›lmakta, ili¤ine
kadar sömürülmekte, tar›mdaki
tasfiye neticesinde milyonlarca
üretici göç ettirilmekte, özellefltirmeler sonucu s›n›rs›z ya¤ma iflsizler ordusuna yeni bölükler eklemektedir.
Di¤er yandan, belediyeler, tarikatlar, vak›flar, sosyal yard›m
kurulufllar› devreye sokularak,
açl›¤a ve sefalete itilen kitleler,
dönük oldu¤u söylenen bu konuflmalar›n gerçek amac›n› ise kesinlikle, ö¤rencilerin beyninin ›rkç›-faflist
politikalarla doldurulmas›. Ayn› zamanda sorgulama olarak alg›lanmas› gereken bu görüflmelerde, devrimci, yurtsever, ilerici ö¤rencilerin tespit edilmesi, yani fifllenmesi gibi bir amaç
da güdülmekte.
E¤itimcilerin, ö¤rencileri “terörden koruma” ad› alt›nda özde
ajanlaflt›r›lmas› anlam›na gelen bu
uygulama, sadece e¤itimcilerle de s›n›rl› kalm›yor. En son fi›rnak’taki bir
ilkö¤retim okulunda okuyan 50 ye
yak›n ö¤renci Emniyet Müdürlü¤ü’ne götürülüyor. Bu “ziyarette” çocuklara “iflsiz kal›rsan›z bize gelin”
denerek, aç›kça ajanl›k teklif ediliyor. Bununla da bitmiyor, ö¤rencilere üzerinde “ben gönüllü polis
olarak her türlü kanun d›fl› davran›fltan uzak duraca¤›m, suç
ve suçlular› 155 polis imdata
bildirece¤im” yaz›l› kokartlar veriliyor. Sözlü olarak da ö¤rencilerden, miting vb. eylemlere kat›lanlar›
ihbar etmeleri isteniyor.
Faflizmin, afla¤›dan yukar›ya tüm
topluma yay›lmas›n› hedefleyen bu
uygulama, tüm faflizmle yönetilen ülkelerde, bu ülkelerin faflist egemen
s›n›flar›n›n ortak yöntemidir. Örne¤in, Hitler faflizmi de, benzer yöntemler kullanarak, Alman toplumunu Yahudilerle ilgili her türden bilgiyi ihbar etmeye teflvik etmifl ve Nazi soyk›r›m› bu “bilgilendirmeler”
üzerinden gerçekleflmiflti.
Bugün bu yöntem faflist Türk
egemen s›n›flar›n›n bir kez daha
üzerinde yo¤unlaflt›¤› bir yöntem
olarak karfl›m›za ç›kmaktad›r. Bugün
bir yandan faflist ordusunu Kürt halk›n›n üzerine salarak, imha-inkar›
sürdürmesi, di¤er yandan yetkilerini
art›rarak, son dönemde s›kça ortaya
ç›kan yarg›s›z infazlar için elini güçlendirdi¤i polisini, toplumsal muha-
oya (siyasi ranta) tahvil edilecek
biçimde “sosyal” yard›mlar ile
kuflat›lmaya, sat›n al›nmaya çal›fl›lmaktad›r. 2007’de seçimler vesilesiyle zirveye vuran biçimde, bu
sadaka ekonomisinin mali bilançosu, bütçedeki aç›kla k›yas kabul
etmeyecek kadar fazlad›r! Tayyip’in kendi beyan›na göre 8 milyon aileye kömür için yap›lan yard›m miktar› 6 milyon tondur.
AKP’nin di¤er etmenlerin de
devreye girmesiyle bu taktik neticesinde son seçimlerden kazançl›
ç›kmas›, esasta uygulad›¤› emperyalist y›k›m politikalar›n›n sonuçlar› ile yüzleflmesini erteleyemeyecektir. Nitekim emekçiler
aç›s›ndan daha da kararan ekonomik ve sosyal tablodaki gidiflata
ald›rmaks›z›n, yeni yasalar› getirmeye çal›flmak ve yeni kararlar›n
alt›na imza atmakla kendileri aç›s›ndan da sürecin son derece
zorlu hale gelmesi, göze al›n›yor
demektir.
Esasen egemen s›n›flar, bilhassa çal›flma alan›na iliflkin herhangi
bir politikay› devreye sokarken
geliflebilecek muhalefet konusunda uzun y›llard›r büyük hesap
ve taktikler içerisinde olmad›lar.
Bunda, iflçi/emekçi örgütlerini gerici ve reformistler sayesinde yedeklemifl, büyük ölçüde pasifize
etmifl, denetim ve kontrol alt›na
alm›fl olmalar›n›n büyük pay› bulunmaktad›r. Bu durum konfederasyon üst yönetimleri bak›m›ndan giderek daha da pekiflmifltir.
Hak-‹fl ve Türk-‹fl’teki son gelifl-
lefetin, hatta sokaktaki insan›n üzerine salmas› da, ayn› politikalar›n
ürünüdür. Ancak bu politikalar, her
fleyden önce de emperyalistlerle yap›lan ve özü onlar›n bölgedeki gücünü art›rmaya dönük olan pazarl›klar›n ürünüdür. Bu kapsamda da, emperyalist ekonomik-siyasal politikalar›n ülkede daha yo¤un hayata geçirilmek istenmesinin ve böylelikle de
uflakl›k pozisyonunu pekifltirmeye
dönük verilen sözlerin yerine getirilme çabas›n›n ürünüdür.
Faflizmin rengi zifiri
karanl›¤a evriliyor
Faflizmin en koyu biçimi, ekonomik-siyasal krizlerin derinleflti¤i dönemlerde hayata geçirilir. Emperyalist-kapitalist sistemin içine
girdi¤i kriz de, faflizmin tüm
dünyada en koyu rengine bürünmesini getirmektedir. Faflizmin renginin, yönetim biçimi faflizme dayal› olan ülkemiz özgülünde
de giderek daha koyu bir hal ald›¤›n› ise mevcut geliflmeler göstermektedir. Rengin zifiri karanl›¤a evrilmesi için çabalar ise olanca h›z›yla sürmekte. Bu çabalar›n h›zlanmas›nda
ise iflçi-emekçi y›¤›nlar›n dört bir
yanda yükselttikleri grev vb. direnifller büyük rol oynamakta.
Giderek büyüyen ekonomik-siyasi krizin yaratt›¤› bu tablo ise asl›nda meselenin özünü oluflturmakta. Ardarda gelen zamlar›n da katk›s›yla, had safhaya ç›kan yoksullu¤un,
sefaletin, iflsizli¤in genifl y›¤›nlarda
yaratt›¤› hoflnutsuzlu¤un giderek daha boyutlu d›fla vurmas›, kitlelerin
art›k eskisi gibi yönetilemez olmas›.
Çok yönlü sald›r›lar›n artmas›n›n ard›nda yatan gerçek neden de iflte,
yoksul y›¤›nlar›n büyüyen öfkesinden duyulan bu korkudur. Ortak
mücadeleyi örerek, bu korkular›n› büyütelim! Karanl›klar›
ayd›nl›¤a çevirmenin yegane
yolu budur!
meler buna örnektir.
Ne var ki, bu iflbirlikçi, uzlaflmac›, s›n›f düflman› sendikac›l›¤›n
teflhir olma süreci de h›z kazanmakta, sendikal muhalefetin bas›nc› bürokrat mevzileri zorlamaktad›r. Bunlar›n düzene eklemlenmifl oldu¤u görüldükçe
tecrit olma süreci h›z kazanacakt›r. Bu h›za ivme kazand›racak
olan da yine soysal prati¤in kendisi, yani s›n›f mücadelesidir.
Sözünü etti¤imiz hesaplaflma alan›, s›n›f mücadelesinin
yükseltecek bir dönemin kap›s›n›
aralamaktad›r. Mücadele ve direnifl aç›s›ndan, örgütlü güçler cephesinde parçal› ve sorunlu bir duruflun olmas› elbette ki ciddi bir
zaaft›r ama süreci sekteye u¤ratacak düzeyde öne ç›kar›lacak bir
boyut kazanmas›na izin verilmemelidir. Zira bugün aç›s›ndan öncelik, demokratik çerçevede
oluflturulacak en genifl ittifak ile
sald›r›ya karfl› konulabilmesi ve
bu zemin üzerinden iflçi ve emekçi kitlelerini politize etmek amaçl› yeni platformlara do¤ru yönelinmesidir.
‹flçi s›n›f› hareketinin süreklilik kazanm›fl mücadele hatt› yakalamaya, bu eylem hatt› üzerinde s›n›f iflbirlikçilerinden ar›nmaya, örgütlenme ve karar mekanizmas›nda demokratik bir
tarz edinmeye fliddetle ihtiyac›
vard›r. S›n›f bilincinin kazan›lmas› süreci bu eksen üzerinden
gidildi¤i takdirde iflletilebilecektir.
İşçi-köylü 4
İşçi/köylü
11-24 Ocak 2008
Tekstil iflçileri sömürü k›skac › n d a !
Egemenler ömürlerini biraz daha
uzatmak için sald›r› ve katliamlara
baflvurmaktad›r. Bugün Irak Kürdistan›’nda yap›lan s›n›r ötesi operasyonla baflta Kürt halk› olmak üzere
toplumun tüm kesimler bask› alt›na
al›nmak istenmektedir.
Bizim yapmam›z gereken ise ezilen kitlelerin içinde olmak ve iflçi s›n›f›yla bütünleflmektir. Biz Gazi
Mahallesi ‹K okurlar› olarak bir
tekstil iflçisiyle yapt›¤›m›z bir röportaj› sizinle paylaflmak istiyoruz.
- Bize ifl ortam›n›zdan bahseder misiniz?
‹flçi: Gazi Mahallesi’nde bir
tekstil atölyesinde çal›fl›yorum. Çal›flt›¤›m atölyede her ifl yerinde oldu¤u gibi haks›zl›klar yaflanmaktad›r. Bunlardan etkilenmemek elde
de¤il. Mesailerimizi alam›yoruz, zam
yap›lm›yor, yemekler çok kötü ve
›s›nma problemi var.
- Çal›flma saatleriniz nas›l?
Merhaba,
Ben tekstil sektöründe çal›flan
bir iflçiyim. Her tekstil iflçisi gibi ben
de yaflad›¤›m sorunlar› gazetemize
yazma gere¤i duydum.
Bilindi¤i gibi özellikle burjuva
medyada her 5–6 ayda bir ekonomideki büyümeyi gösteren haberler
yay›nlan›r. Bu gurur tablolar›n›n yafland›¤› yerlerden biri de tekstil sektörüdür. Ama bizim aç›m›zdan bak›ld›¤›nda bu gurur tablosunun bir
de arka plan› var. Tekstil sektörü,
çal›flanlar›n patronlar› taraf›ndan
- 8.30’da bafll›yoruz. ‹flimiz yorucu ve konuflma yasa¤› var. Çay molas› ve yemek aralar› 1 saat olmas›
gerekirken patronun keyfi uygulamas› nedeniyle 20 dakikam›z gasp
ediliyor. Akflam saat 19.00’da paydos etmemiz laz›m. Ama 10 dakika
gecikmeli oluyor. Bu saatlerde para
isteyece¤imizi bilen patron ortadan
kayboluyor. Mesailere kald›¤›m›z da
oluyor.
- Mesailerinizin karfl›l›¤›n› hak
etti¤iniz oranda al›yor musunuz?
- Alam›yoruz.
- Neden?
- Çal›flt›¤›m›z saatler içinde bazen elektrikler kesiliyor ve mesaiye
kald›¤›m›z zamanlar bu süreye ekleniyor.
- Sigortan›z var m›?
- Hay›r, sigorta yap›l›yor, ancak
maafl›m›zdan kesilerek yap›l›yor.
Uygulama böyle olunca sigorta yapam›yoruz. Ald›¤›m parayla geçinemeyece¤imi bildi¤im için sigorta yadövüldü¤ü, paralar›n›n verilmedi¤i,
sigortas›z çal›flt›r›ld›¤› ve “denetlemeye gelen” memurlar›n da cebine
para s›k›flt›r›l›p, iflin kald›¤› yerden
devam etti¤i bir sektördür.
Buna bir örnek, benim çal›flt›¤›m
ifl yerinde yaflad›¤›m sorunlard›r.
Örne¤in; yeni gelen iflçiye iflyerinin vermesi gereken önlükler 18
YTL’ye sat›l›yor. Yine bir iflçi arkadafl›m›z çocu¤una pantolon alacak
paras› olmad›¤›ndan, yerden toplad›¤› kumafl parçalar›ndan pantolon
dikti. Bunu gören müdür herkesi
pam›yorum. Ayr›ca yol ücretleri verilmiyor, bu da maafla dâhil.
- Ulafl›m sorununu nas›l çözüyorsun?
- Yaklafl›k 1 km yol yürüyorum,
kimi zaman üflüyorum do¤all›¤›nda
hastalan›yoruz. Doktora gitmek için
izin alam›yoruz, izin ald›¤›m›z zamanlar da maafl›m›zdan kesiliyor.
‹zin günümüz yaln›zca Pazar, o da
yeterli olmuyor.
- Patron neler yap›yor?
- Çal›flt›¤›m›z ifl yerinde ücretler
dengesiz. Patron akrabalar›na fazla
veriyor, bu yüzden birlik olam›yoruz, itiraz etti¤imizde iflten atmakla
tehdit ediyor. Ayr›ca ifl yerinde kamera sistemi oldu¤undan toplan›p
konuflam›yoruz. Sadece paydos saatlerini kullanmaya çal›fl›yoruz. O da
yeterli olmuyor. ‹fl saatlerinde tuvalete dahi ç›kmam›z yasak. Yaflanan
tüm bu sorunlara karfl› toplu hareket etmek, yani örgütlenmek bizim
için önemli, ama bunu nas›l, hangi
toplad› ve dedi ki; “Bak›n bu arkadafl›n›z›n yapt›¤› h›rs›zl›kt›r,
gelip benden isteseydi ben ona
verirdim. Ma¤azada sat›yorum, 6 YTL, gidin al›n.” Bununla
kalmay›p arkadafl› iflten ç›kard›. Peki, iflçilerin senelik izinlerini 15 günden 9 güne düflüren, izni de hafta
sonuna denk getirip izin gününü 5’e
düflüren iflverenin yapt›¤› h›rs›zl›k
de¤il mi? ‹flçiler 4 ayd›r zam alm›yor. ‹flçilerin mesaisini % 25’ten %
50’ye ç›kararak kendince iflçiye iyilik yapm›fl gibi görünüyor. Bunlar da
Ünal, baz› iflçilerin yüksek maafl, zam vb. vaatlerle sendikadan istifaya zorland›¤›n› belirtti.
Patronun Kocaeli 1. ‹fl Mahkemesi’ne “greve
tedbir koymak” için dava açt›¤›n›, ancak davan›n sendika lehine sonuçland›¤›n› belirten
Ünal, grevden baflka yol kalmamas› üzerine mücadeleyi bafllatt›klar›n› söyledi.
Grevle ilgili görüfltü¤ümüz bir di¤er kifli ise,
OLEY‹S Kocaeli temsilcisi Bar›fl Aflan’d›. Aflan
yapt›¤› aç›klamada; “Bu grev Türkiye tarihinde
üniversitelerde bu çapta yap›lan ilk grev özelli¤i tafl›maktad›r ve baflar›yla sonuçland›rmak gibi bir amac›m›z var” dedi ve kamuoyunu grevci
iflçilerle dayan›flmaya ça¤›rd›.
(Kartal)
Emekçinin Gündemi
‹flçi s›n›f› ve emekçilere sald›r›n›n
yeni ad›; SSGSS
Sigortal› olarak çal›flan kifli say›s›n›n 15 milyon 800 bin civar›nda oldu¤u ve bunlar›n bakmakla
yükümlü olduklar› ailelerini de
hesaba katt›¤›m›zda Sosyal Güvenlik Genel Sa¤l›k Sigortas›’n›n
toplumun yüzde 90’›n› ilgilendirdi¤ini ve ne kadar ciddi bir sald›r›
ile karfl› karfl›ya oldu¤umuzu görürüz. AKP hükümeti, “toplumun büyük bölümünün ç›kar›na” bir yasa haz›rlad›klar›n›
söyleyedursun yasan›n yürürlük
kazanmas›yla iflçi, köylü, kamu
emekçisi, çeflitli kesimlerden
emekçilerin birçok hakk›n›n gasp
edilece¤i anlafl›l›yor. Reform ad›
alt›nda halka dayat›lan bu kap-
saml› yasa, asl›nda emperyalist
kapitalizmin halklara dönük en
önemli sald›r›lar›ndan birini oluflturuyor.
Yasayla birlikte sosyal güvenlik alan›nda gerçeklefltirilecek sald›r›lar haz›rlan›rken, yap›lan en
önemli propagandalardan biri
Sosyal Güvenlik Sistemi’ndeki
a盤›n bir “kara delik” haline
geldi¤i yalan›d›r. Bunu kan›tlanmak amac›yla gazete ve TV haberlerinde birçok rakam ve aç›klama yans›t›lmaktad›r. Buna göre
2006’da 18 Milyar YTL olan aç›k,
2007 y›l›nda 26.4 Milyar YTL olmufl. Bu rakam 205 Milyar YTL
olan 2007 bütçesinin yüzde
yöntemlerle yapaca¤›m›z› bilmiyoruz. San›r›m burada sizin yard›m›n›za ihtiyac›m›z var.
- Baflka bir söyleyece¤iniz var
m›?
- Benim gibi bir emekçiye gazetenizde yer verdi¤iniz ve zaman
ay›rd›¤›n›z için teflekkürler. Yay›n›n›z› yeni takip etmeye bafllad›m ve
devam edece¤im. ‹yi çal›flmalar.
(Gazi Mahallesi ‹K okurlar›)
yetmezmifl gibi çay s›ras›nda çatlayan 3 tane barda¤›n hesab›n› sormaktan geri kalm›yor. Üstelik bardak almayarak kafas›na göre iflçileri
cezaland›r›yor. ‹fle bafllayanlar›n 4.
aydan sonra sigortalar› yapt›r›l›yor
ya da iflçi iflten ç›kar›l›yor. Tabi ki
bununla da s›n›rl› de¤il. Tuvaletlere
bile kartla yollay›p kart› olmayanlar›n hemen ifline son veriyorlar.
Müdür, “e¤er bak›n bana veya ustabafl›na karfl› gelirseniz
size 3 kere ihtar yapar sonra
da tazminats›z yollar›m” diyor.
Sömürünün ve
kurals›z
çal›flman›n en
yo¤un oldu¤u
sektörlerden biri
de tekstil
sektörüdür
Sorunlar›m›z ortak oldu¤u gibi
çözüm yolu da birdir. Bizim sömürüden baflka kaybedecek hiçbir fleyimiz yok. Örgütlü bir tutum ve bunun sonucu sendikal› olabilirsek,
bunlar›n üstesinden gelebiliriz.
Fabrikalarda bunlar yaflan›rken
öte yandan Kentsel Dönüflüm ad›
alt›nda evlerimizi de y›k›yorlar. Yani
iflçi ve emekçiler her yönden k›skaç
alt›nda. Bu k›skaçlardan kurtulman›n yolu örgütlü bir flekilde yap›lanlara sessiz kalmamakt›r.
(Alt›nflehir’den bir ‹K okuru)
Deri iflçisinin
DEMSAfi direnifli sürüyor
Oleyis üyeleri grevdde!
Otel, Lokanta ve E¤lence Yerleri ‹flçi Sendikas› (OLEY‹S) Kocaeli Üniversitesi’ne ba¤l›
Derbent Uygulama Oteli, Kocaeli Üniversitesi
T›p Fakültesi Hastanesi, T›p Fakültesi, ‹ktisadi
ve ‹dari Birimler Fakültesi ve ‹letiflim Fakültesi
kantinlerine grev pankart› ast›. ‹flçilerin grev ilan›n ard›ndan Umuttepe Yerleflkesi’ndeki T›p
Fakültesi Hastanesi önünde OLEY‹S Genel
Sekreteri Mehmet Emin Ünal taraf›ndan
bir bas›n aç›klamas› yap›ld›. Aç›klamada, iflçilerin geçinebilecek kadar ücret almad›¤›na, sosyal
haklardan yoksun b›rak›ld›¤›na dikkat çekildi ve
sendikaya üye iflçilerin sendikadan istifa etmek
yönünde zorland›¤› ve tehdit edildi¤i söylendi.
OLEY‹S’e ba¤l› iflçiler grev karar›yla birlikte,
yeni y›la Derbent Uygulama Oteli’nin önünde
kurulan grev çad›rda girdiler.
50 iflçi taraf›ndan sürdürülen grevle ilgili görüfltü¤ümüz OLEY‹S Marmara Bölge Baflkan› ve
OLEY‹S Genel Sekreteri Mehmet Emin
Ünal, gazetemize yapt›¤› aç›klamada, grev karar›n›n asl›nda Ekim ay›ndaki T‹S görüflmeleri
s›ras›nda al›nd›¤›n› belirterek, haklar›n› al›ncaya
kadar grevi sürdüreceklerini söyledi.
Grev noktas›ndaki kararl›l›klar›n› gören patronun, grev bafllamadan on gün önce ayak
oyunlar›na baflvurmaya bafllad›¤›n› söyleyen
Biz kazanaca¤›z!
12.8’ine denk geliyormufl. Yine
2006’da devlet sosyal güvenlik
sistemine 22.9 Milyar YTL ay›r›rken, bu rakam 2007’de 32.2 Milyar YTL ulaflm›fl. Bu rakamlar›n
gerçekli¤i ve ayr›lan kaynaklar›n
gerçekte nerede ve nas›l harcand›¤› bir yana, e¤er bir aç›k söz konuysa bunun sorumlusunun halk
olmad›¤› aç›kt›r.
Sosyal Güvenlik Sistemi’ndeki
aç›k ortaya konurken temel argümanlardan birini de emekliler ile
aktif çal›flanlar aras›ndaki orant›s›zl›k oluflturuyor. Bu y›l ilk kez,
emekli bafl›na düflen aktif çal›flan
say›s›n›n 2’nin alt›na düflerek 1.99
oldu¤u belirtiliyor. K›sacas› çal›flanlardan kesilen paralar›n emekli ayl›klar›n› karfl›lamad›¤› anlat›l›yor. Emeklili¤i zorlaflt›rarak birçok kiflinin emekli ayl›klar›ndan
mahrum b›rak›lmas›na veya daha
k›sa süre emekli ayl›¤› alabilmesine yol açan yasalar da bu soru-
Tuzla Deri Organize Sanayii’nde
bulunan DEMSAfi Deri Fabrikas›’ndan at›lan 21 deri iflçisinin 14 Haziran’da bafllatt›¤› direnifl sürüyor.
Deri sektöründeki en eski fabrikalardan biri olan DEMSAfi’tan ç›kar›lan 21 iflçinin tamam›, fabrika önündeki bekleyifllerini, hiç aksatmadan devam ettiriyor.
Uzun y›llard›r sendikal örgütlülü¤ün bulundu¤u fabrikadan ç›kar›lan iflçilerin tümü, sendika üyesi ve büyük ço¤unlu¤u en
az 15-16 y›ld›r fabrikada çal›fl›yor.
Direniflin 18. gününde direniflteki iflçilerin yan›na gittik. Direniflteki iflçilerin
üçü kad›n. ‹flçilerin yan›na yaklafl›p, direniflle ilgili bilgi almaya bafll›yoruz.
‹flçiler, y›llard›r sendikal› çal›flt›klar›n›,
ancak bu durumun bafl›ndan beri patronun ifline gelmedi¤ini söylüyorlar. fiu an
içinde bulunduklar› durumun özünde de
örgütlülü¤ü tasfiye etme anlay›fl›n›n
yatt›¤›n› düflünüyorlar. Patron önce çal›flanlar›n say›s›n› azaltaca¤›n›, üretime ara
verece¤ini söylemifl, buna karfl› konunca
da üretimi tamamen durdurup, 21 iflçiyi
nun bir parças› olarak hayata geçiriliyor.
Devletin sosyal güvenlikle ilgili “kara delik” aç›klamalar›n›n
emperyalizme peflkefl çekilen,
özellefltirme kapsam›na al›nan
kurumlara iliflkin belirtilen “zarar ediyor” gerekçesinden özde
bir farkl›l›¤› yoktur. Yine devletçe
bu kurumlar› zarar etmesi sa¤lan›yor, yine sermayenin ç›karlar›
garantiye al›n›yor ve özellikle emperyalist flirketler ihya ediliyor.
Fakat bu sald›r›n›n en çarp›c› yanlar›ndan birini y›llarca devletin bir
ifllevi olarak yerine getirilen görevlerin bir ç›rp›da iktisadi kârzarar hesaplar›na kurban edilmesi oluflturmaktad›r. Anayasal temelleri de bulunmas›na ra¤men
bugün devletin sosyal güvenlik
görevi gibi bir zorunlulu¤unun olmad›¤› art›k aç›kça ifade ediliyor.
Aksi halde e¤er bir aç›k veya dengesizlik varsa bunun giderilmesi-
iflten ç›karm›fl. fiimdi art›k Organize Sanayii’nde çal›flmayaca¤›n›, fabrikay› tamamen tasfiye edece¤ini söylüyormufl. Ancak iflçiler bunda da samimi olmad›¤›n›,
kendi yerlerine asgari ücretle çal›flt›raca¤› yeni iflçilerin al›nmak istendi¤ini söylüyorlar.
DEMSAfi patronuyla sendika aras›nda, direniflin ilk günlerinde bir görüflme
yap›lm›fl. Patron, iflçileri geri almama tutumunu bu görüflmede de sürdürmüfl.
Tazminatlar› ise, 6-7 ay gibi bir süreye
yaymaya çal›fl›yormufl. ‹flçiler, ifle geri
al›nmalar› söz konusu olmazsa, tazminatlar›n sürece yay›larak ödenmesini, hiçbir
biçimde kabul etmeyeceklerini söylüyorlar.
Direnifllerini sonuna kadar sürdüreceklerini vurgulayan deri iflçilerinin kamuoyundan beklentisi, direnifllerinin en
genifl kesimlerce sahiplenilmesi. “Bize
dönük bu iflten ç›karma sald›r›s›,
tüm iflçi s›n›f›na dönük sald›r›lar›n
bir parças›d›r” diyorlar son olarak.
(Kartal)
nin de yine devletin görevi oldu¤u kabul edilmifl olacakt›r.
Birçok yönüyle ifllenebilecek
Sosyal Güvenlik Yasa Tasar›s›’n›n
özünde emperyalizmin artan sömürüsüyle ilgili oldu¤unu tekrar
belirtmek gerekir. Bu amaçla hemen her kurulufl özellefltirilir ve
devletin yükümlülükleri ortadan
kald›r›l›rken, genifl kitleler de
ölüm, açl›k, hastal›k veya özel flirketlerin azg›n sömürüsüne maruz
b›rak›lmaktad›r. Ad›m ad›m yasalarla ve peflinden gelen uygulamalarla devlet her alanda bir bütün
olarak yap›lanmaktad›r. Bu “yeniden yap›land›rma” geçmiflten bugüne hala devam etmektedir ancak bugün halka yönelik
son büyük darbelerle en üst seviyelere gelmifl durumdad›r.
Sonuç olarak tüm halk› kapsayacak bir yasa tasar›s› “reform” ad› alt›nda halka yutturulmaya çal›fl›lmaktad›r. Baflta en
yoksullar olmak üzere iflçi s›n›f›,
köylülük ve di¤er tüm emekçilerin bu sald›r›dan büyük kay›plar
yaflayaca¤› ortadad›r. Bu noktada
oluflturulan birlikteliklerde, ortak
hareket etmek, bildiri da¤›t›mlar›ndan bas›n aç›klamalar›na, panellerden yürüyüfllere kadar bir
dizi eylem ve etkinli¤i örgütlemek
sald›r›lar karfl›s›nda önemli ve örgütlü bir güç yaratmak gerekmektedir. 27 Aral›k günü ‹stanbul’da Saraçhane’de “Herkese
Sa¤l›k, Güvenli Gelecek Platformu”nun örgütledi¤i ve
1.500’ü aflk›n kitlenin kat›ld›¤› eylem bu noktada ilk olmas› aç›s›ndan önemlidir. Ve izlenmesi gereken rotay› göstermektedir.
Geliflmelerin seyri bundan sonraki görevlerimizi de
aç›k bir biçimde ortaya sermektedir. Bunun araçlar›n›
yaratmak ise yine bize düflmektedir.
Tarsus’taki SCT iflçilerinin 15
Mart 2006’dan bu yana devam
eden grevi, toplu sözleflme yap›lana
kadar sürecek. Birleflik Metal-‹fl
Anadolu fiube Baflkan› Seyfettin
Gülengül, geçen y›l›n grevdeki iflçiler için çok zor geçti¤ini, ancak yine
de mücadeleye devam ettiklerini
söyledi. Fabrikan›n Alman kökenli
oldu¤unu ve sadece servis, yemek,
12 saat çal›flma flartlar› oldu¤unu
belirterek, iflçilerin haklar›n›n anayasaya dayanarak korundu¤unu, fakat hiçbir hak taleplerinin karfl›lanmad›¤›n›, bu yüzden 2 y›ld›r grevde
olduklar›n› söyledi. fiu aflamada fabrikada sadece iki bekçi, bir müdür
ve bir sekreter istihdam edildi¤ini
söyleyen gülen Gül, “grev çad›r›nda
37 iflçinin 17’si kad›n olmak üzere
dönüflümlü olarak nöbet tutuyorlar. Di¤er iflçiler geçimlerini sa¤lamak için çevrede bulunan ba¤, bahçe ifllerinde yevmiye usulü olarak
çal›flmaktad›r” dedi.
(Mersin)
Kalibre’den ç›kar›lan
iflçiler direniflte
Gebze’de bulunan Kalibre
Fabrikas›’ndan, Birleflik Metal-‹fl
Sendikas›’na üye olduklar› için
bayram arifesinde iflten ç›kar›lan
iflçilerin fabrika önündeki direniflleri sürüyor. Direnifllerini fabrika
önüne kurduklar› çad›rda sürdüren iflçilere, di¤er iflyerlerinde çal›flan s›n›f kardeflleri de büyük destek veriyor.
‹flçilerin üye oldu¤u Birleflik
Metal-‹fl Sendikas› Kocaeli
fiubesi, 5 Ocak günü fabrika
önünde bir bas›n aç›klamas› gerçeklefltirdi. Yaklafl›k 300 kiflinin
kat›ld›¤› eylemde çeflitli sloganlar›
at›ld›.
Aç›klamay› yapan Sendika fiube Baflkan› Hami Baltac›, 2006
y›l›nda Kalibre Boru iflçilerinin insanca yaflamak talebiyle sendikalaflt›klar›n› ve sendikal örgütlenmenin duyulmas› üzerine patron
ve vekilleri taraf›ndan çal›flanlar
üzerinde çeflitli bask› ve tehditler
uyguland›¤›n› vurgulad›. (Kartal)
Yorsan iflçileri
yeni y›la
direniflle girdi!
Bal›kesir Susurluk’ta bulunan
Yorsan Fabrikas›’nda sendika hakk› için mücadele eden iflçiler direnifllerini yeni y›la tafl›d›.
Süt ve süt ürünleri imalat› yapan Yorsan Fabrikas›’nda iflçiler
sendikalaflmak isteyince Yorsan
patronu 400 iflçiyi iflten ç›karm›flt›.
Tek G›da-‹fl Sendikas›’na üye
olan ve sendikay› fabrikaya sokmak için Çal›flma ve Sosyal Güvenlik Bakanl›¤›’na yetki baflvurusunda bulunan iflçiler, sendikalaflmakta kararl›.
Çal›flma ve Sosyal Güvenlik
Bakanl›¤›’n›n fabrikadaki sendikalaflma mücadelesini Yorsan patronuna bildirmesi üzerine iflçileri iflten ç›karan patron, iflçiler üzerinde bask› kuruyor. ‹flçilerin ailelerini ziyaret eden patronun temsilcileri, iflçilerin istedi¤i tüm haklar›
vereceklerini ancak iflçilerin sendikadan istifa etmesini istiyor. S›kça
bahsedilen yeflil sermaye söylemleri yaflanan bu örnekte oldu¤u gibi bir kez daha yalanlanmaktad›r.
Yeflil sermaye ülkemizde iflçilerin
dini duygular›n› kullanarak örgütlenmelerini engellemek için kullan›lan bir argümand›r sadece. Ne
zaman ki, iflçiler sömürüye karfl›
koyar iflte o zaman sermaye üstündeki yeflil örtüyü atarak gerçek
yüzünü gösterir.
‹flçiler, patronun bask›lar›na
ra¤men sendikalar›na sahip ç›karak fabrika önünde kurduklar› çad›rlarda bir aya yak›n bir süredir
direnifle devam ediyor. Yeni y›l›
direnifl çad›r›nda geçiren iflçiler
yeni y›ldan umutlu. (H. Merkezi)
İşçi-köylü 5
11-24 Ocak 2008
Söylefli
Siyanür
do¤ay› ve insan›
zehirler!
Ç›kart›lan yasalarla ülkemiz çok uluslu
flirketlerin rahatça hareket etti¤i bir alana
dönüfltürüldü. Özellikle “Maden yasas›”,
flirketlerin ülkemize ak›n etmesinin önünü
açt›. Alt›n arama çal›flmalar› için istedikleri
yeri rahatça seçen, hiçbir yasal engelle karfl›laflmayan bu flirketler ülkemizin havas›n›,
suyunu, topra¤›n› zehirlemektedir. Kulland›klar› siyanür, suya kar›flarak canl›lar›n ölmesine, insanlarda da kanser baflta olmak
üzere birçok hastal›¤a neden olmaktad›r.
Birçok ilde alt›n aramak için giriflimlerde
bulunan flirketler halk›n tepkisi ile karfl›lafl›yor. Bunlardan biri de Rio Tinto isimli
flirkettir. fiirketin Ovac›k Hozat’ta alt›n
aramak istemesine tepki gösteren yöre
halk› 24 Aral›k’ta bir eylem gerçeklefltirdi.
Biz de eylemin bileflenlerinden Munzur
Çevre Derne¤i Baflkan› Ali Ekber
Barmagiç’le yaflananlara iliflkin konufltuk.
- Derne¤inizin alt›n arama çal›flmalar› ile ilgili görüflleri nedir?
Dünyada ç›kar›lan alt›n›n yüzde 4’ü bilim ve teknikte, yüzde 6’s› da t›p alan›nda
kullan›lmakta. Yüzde doksan› da stoklarda
tutulmaktad›r. Alt›n ç›kar›l›rken zehirli bir
metal olan siyanür kullan›l›yor. 2000’de ç›kar›lan Maden Yasas› ile birlikte uluslararas› flirketlerin ifli de kolaylaflt›. Bu yasa ile
birlikte ÇED raporu alma zorunlulu¤u
kalkt›. Ç›kar›lan alt›n›n onsu 328 dolara d›flar› götürülürken ayn› alt›n› Türkiye, d›flar›dan 800 dolara almaktad›r.
- Yak›n bir zamanda Ovac›k’ta bir
eylem gerçeklefltirildi. Ovac›k’ta RioTinto isimli flirketin alt›n ç›karmak için
çal›flmalar› oldu¤u biliniyor. Buna karfl›
neler yap›lmas› düflünülüyor?
Kanadal› Rio-Tinto 2004 y›l›nda Ovac›k Hozat Tunceli üçgeninde sondaj çal›flmalar› yapmaktayd›. Yöre halk›n›n ifl makinelerinin geldi¤ini haber vermesi üzerine
yöre dernekleri ile birlikte 15 kiflilik bir
heyet olarak bölgeye gittik. 24 Aral›k’ta
Ovac›k’ta köy muhtarlar›n›n, belediye baflkan›n›n da kat›l›m› ile bir bas›n aç›klamas›
düzenledik. Son birkaç ay içinde yerelde
oluflturulan bir insiyatif ile eylemi beraber
örgütledik. fiirketin çal›flmalar›n›n engellenmesi için yereldeki devrimci
anlay›fllar›n öncülü¤ünde geliflecek
bir mücadelenin zorunlu oldu¤unu
düflünüyorum. Bu anlamda yereldeki
her türlü çal›flmaya katk› sunaca¤›z. En büyük eksiklik bu konuya iliflkin bilgi eksikli¤idir. Bu konuda bilimsel akademik çevreden aktivistleri bölgeye götürerek köy köy
dolaflmay› düflünüyoruz. Hozat ve Ovac›k
merkez olmak üzere demokratik kitle örgütleri ile birlikte bir koordinasyon kurmay› planl›yoruz. Konuyu kamuoyunun
gündemine tafl›yacak, flirketin çal›flmalar›na
engel olacak bir mücadele hatt› oluflturmay› hedefliyoruz.
- Köylüler flirketin çal›flmalar› ve alt›n araman›n tahribatlar› hakk›nda yeterli bilgiye sahip mi?
Köylüler arama çal›flmalar›n›n yarataca¤› çevresel tahribat› bilmiyorlar. Bu flirketler ekonomik olanaklar› kullan›yor. Pek
çok insana topra¤› için de¤erinin üzerinde
fiyat veriyor. ‹fl makinesi olanlar›n ifl makinesini kiralamak istiyorlar. Ayr›ca hiçbir
zarar›n›n olmad›¤›, bölgenin bu flekilde kalk›naca¤›, ifl imkânlar›n›n yarat›laca¤› propagandas›n› yap›yorlar. Geçmiflte flirkete
karfl› olan insanlar› da yanlar›na çekmifller.
Bu bir Alevi dedesi, belediye baflkan›, kaymakam, muhtar olabilir. Bunlar› ekonomik
imtiyazlar sa¤layarak yanlar›na çekmeye
çal›fl›yorlar. Köy yollar›n› yap›yorlar. Cemevlerini onar›yorlar. Günübirlik ifllerle
bölge halk›n›n tepkisini pasifize ediyorlar.
Pek çok insana flirketin gerçek yüzünü anlataca¤›z.
(‹stanbul)
İşçi/köylü
Tütün ve tütüncülük bitiriliyor
AKP hükümeti k›raç topraklara açl›k, yoksulluk ve iflsizlik ekiyor
ürkiye tar›m alan›nda genel bir tasfiye sürecinde ilerlerken, AKP hükümeti bunun en keskin
uygulay›c›s› olmufltur. Üretimin tasfiyesi için amac› ve yöntemi belirlenmifl IMF ve DB’nin tar›m politikalar›n› (neo-liberal politikalar›n›) tek tek hayata geçiren, zirai ilaç, tohumluk ve mazot fiyatlar›n› yükselterek, ülkenin tar›msal üretim kapasitesi k›r›lm›fl ve d›fl al›ma, d›fla ba¤›ml› bir konuma gelinmifltir.
T
yandan ifltah kabart›rken di¤er yandan da çok uluslu flirketlerin iç piyasaya hâkim olmas›nda, fiyatlar›n belirlenmesinde bir engel teflkil etmekte ve istedi¤i gibi at oynatamamaktad›r.
Tütüncülü¤e AKP
darbesi
AKP hükümeti, izlemifl oldu¤u
IMF, DB, AB eksenli tar›m politikalar›n›n bir parças› olan TEKEL’in
özellefltirilmesinin y›l sonuna kadar
bitirilece¤ini, “babam›n mal› gibi
satar›m” diyen Maliye Bakan› Kemal Unak›tan “sevinçle” aç›klam›flt›.
TEKEL’in özellefltirme süreci 2002
Ocak ay›nda yürürlü¤e giren Tütün
Yasas› ile Kamu ‹ktisadi Kuruluflu
statüsünden ç›kart›l›p Devlet Teflekkülü statüsüne sokulmas›yla bafllam›flt›. Bu kapsamda ilk olarak TEKEL’in içki bölümü 2004 fiubat’›nda
Mey ‹çki flirketine devredilmiflti.
Devredildikten 2 y›l sonra da ayn›
flirket yüzde 90 hissesini Texas Pasifle Group (TPG) ald› Amerikan
flirketine satm›flt›.
Ülkemizde tütün ve tütüncülü¤ün bitiriliflinde en etkili ad›m, IMF
ve DB dayatmalar› sonucu 2002
Ocak ay›nda Tütün Yasas›n›n kabulü
ve yürürlülü¤e girmesi ile at›lm›flt›r.
Ç›kart›lan Tütün Yasas› ile birlikte
TEKEL’in, tütün üreticisini desteklemesi, ürün al›m ve al›m garantisi
vermesinden vazgeçilmifltir. Yüz
binlerce tütün ekicisi köylü ve ailesi
tütün ekiminden vazgeçmek zorunda kalm›fl, uygulanan kotalar ile de
geriye kalan üretim iyice s›n›rland›r›lm›flt›r.
Türkiye’de 4733 say›l› Tütün Yasas› ile tütün üretiminde sözleflmeli
üreticilik dönemi bafllam›flt›r. TE-
Kazda¤lar›’nda
kad›nlar en
önde!
Kazda¤lar›
Koruma
Giriflimi üyesi kad›nlar, Çanakkale’nin Ayvac›k ilçesine
ba¤l› Bahçedere Köyü’ndeki
kad›nlarla birlikte “Kazda¤lar›’nda alt›n madencili¤i
ve olas› sonuçlar›”na iliflkin
bilgilendirme toplant›s› düzenledi. Köy kahvesinde yap›lan toplant›ya kad›nlar, yo¤un
ilgi gösterdi. Toplant›da konuflan Ziraat Mühendisi Melike
As, Kazda¤lar›’nda yürütülen
madencilik faaliyetlerinden en
çok etkilenecek kesimin kad›nlar oldu¤unu belirterek,
“biz sahip ç›karsak yapamazlar. Kad›nlar, köyüne,
topra¤›na, ekme¤ine sahip ç›karak madencileri
Kazda¤lar›’ndan gönderecek güce sahiptir” dedi.
Ülkenin birçok yerinde
benzer giriflimlerin devlet taraf›ndan dayat›lmas› üzerine
örgütlenen köylüler içinde
köylü kad›nlar›n kat›l›mlar›
gerçekten dikkat çekici. Bergama, Uflak-Eflme, Kazda¤lar›, Bursa-Koza¤ac›
Vadisi, Develi, Efemçukuru, Naldöken vb. bölgelerde
örgütlenen mitinglerde en
önde yer alan köylü kad›nlar
birlikte hareket edildi¤inde
daha güçlü olunaca¤›n›n mesajlar›n› veriyor.
(H. Merkezi)
KEL ve özel sektörün üzerinde birlikte çal›flt›¤›, haklar›n›n bilincinden
yoksun ve tamamen korumas›z olan
köylülere imzalamaktan baflka seçenek b›rak›lmayan sözleflmeli üreticilik; üretici köylünün, al›c›n›n (özel
firmalar ve tüccar) eline teslim edilmesinin yasal k›l›f›ndan baflka bir fley
de¤ildir. Tütün k›raç topraklarda susuz ve gübresiz yetiflen bir tar›m
ürünü oldu¤undan, yerine baflka bir
tar›m ürünü yetifltirilememektedir.
Baflka bir ürün ekme seçene¤i olmayan köylü sözleflme yapmak zorunda b›rak›lmaktad›r.
Tekel’in
özelleflflttirilmesindeki
›srar ve nedeni…
Ülkemiz dünya tütün üretiminde
6. s›rada, ihracat›nda ise 5. s›rada
yer almaktad›r. 12 milyar dolarl›k
hacmiyle dünyan›n 5. büyük pazar›
durumundad›r. 12 milyon dolarl›k
piyasan›n yüzde 62’sine sahip olan
çok uluslu flirketler bununla yetinmeyerek geriye kalan yüzde 38’lik
pay› TEKEL’in özellefltirilmesi ile elde etmifl olacaklar. Burada belirtilmesi gereken; çok uluslu flirketlerin
Türkiye’de üretim yapmalar›, yeni
fabrikalar açmalar› vb. önünde bir
engel yokken TEKEL’in özellefltirilmesinde bu kadar ›srarc› olmalar›d›r.
TEKEL’in yüzde 38’lik pay› bir
Türkiye tar›m alan›nda genel bir
tasfiye sürecinde ilerlerken, AKP
hükümeti bunun en keskin uygulay›c›s› olmufltur. Üretimin tasfiyesi için
amac› ve yöntemi belirlenmifl IMF ve
DB’nin tar›m politikalar›n› (neo-liberal politikalar›n›) tek tek hayata geçiren, zirai ilaç, tohumluk ve mazot
fiyatlar›n› yükselterek, ülkenin tar›msal üretim kapasitesi k›r›lm›fl ve
d›fl al›ma, d›fla ba¤›ml› bir konuma
gelinmifltir. Uygulanan bu politikalar
sonucu sadece 2004-2005 aral›¤›nda
1.3 milyon kiflinin tar›mdan koptu¤u
ve tar›mdaki istihdam›n 7.2 milyondan 5.9 milyona indi¤i belirtilmektedir. 2000 y›l›ndan bu yana “istikrarl›” bir flekilde ç›kart›lan Tütün Yasas›, fieker Yasas›, Tar›m Sat›fl Kooperatiflerini Yeniden Yap›land›rma Yasas›, Tar›m Yasas›, Üretici Birlikleri
Yasas›, Tar›m Ürünleri Sigortalar›
Yasas›, Toprak Koruma ve Arazi
Kullanma Yasas› ve Tohum Yasas›
gibi yasalarla tar›msal üretimi ve
sürdürebilirli¤i her y›la oranla daha
da geriletilerek tar›m›n tasfiye süreci yasal k›l›flar alt›nda sürdürülmektedir. Hayata geçirilen her tar›m politikas› ve Meclis’ten alelacele ç›kart›lan her tar›m yasas› Türkiye tar›m›n›, topra¤›ndan suyuna, üretiminden
hasad›na, tohumundan makinesine
her fleyi ile emperyalist tekellere ve
onlar›n denetimine sunmakta.
Minareyi çalan k›l›f›n› haz›rlar misali her ç›kartt›¤› yasan›n “hakl›” gerekçesini sunan AKP hükümeti Tü-
tün Yasas›na da “verimlili¤in art›r›lmas›, serbest rekabetin tesisi
ve sermayenin tabana yayg›nlaflt›r›lmas›” fleklinde aç›klama getirmektedir. AKP hükümetinin 2001
y›l›nda uydurdu¤u bu k›l›f›n daha ilk
y›llarda y›rt›lmaya bafllay›p ard›ndaki
tar›m›n tasfiyesi ve emperyalist politikalar› yukar›da rakamlarla birlikte
aç›klam›flt›k. 2007’ye gelindi¤inde
ortada ne verimi artan tütün ne de
sermayenin tabana yayg›nlaflt›r›lmas›
vard›r. Ortada tek bir fley var o da
tütün üreticisi köylülerin her geçen
gün üretemez duruma getirilmesi ve
topra¤›ndan kopart›lmas›d›r.
Karn›n› doyurdu¤u k›raç topraklardan baflka çaresi bulunmayan, her
geçen gün daha da fazla açl›k ve yoksullukla karfl› karfl›ya b›rak›lan köylülü¤ün bugün içinde bulundu¤u durum örgütlenme potansiyelini art›r›r
niteliktedir. Ülkemiz k›rsal›nda çeliflkiler keskinleflmektedir. Bunun so-
mut yans›malar› da görülmektedir.
Ancak ortaya ç›kan eylem ve tepkiler da¤›n›k ve örgütsüz niteliktedir.
Reformist çizgideki sendikal örgütlülüklerin belli çal›flmalar› olmakla
birlikte bunlar sonuç al›c› bir politika ve hedeften yoksundurlar. Ancak
köylülü¤ün genel örgütsüzlü¤ünü ve
MLM’lerin bu noktada ne kadar geri
bir pozisyonda bulunduklar›n› düflündü¤ümüzde, hem bu sendikalarda hem de mücadelenin ivmelendi¤i
bölgelerde kitle çal›flmalar›na a¤›rl›k
vermeleri gerekti¤i aç›kt›r. K›rsal
alanda artan s›n›fsal çeliflkiler örgütlü ve devrimci bir güce dönüfltürülmek zorundad›r. Demokratik Halk
Devrimi mücadelemizin temel gücü
olan köylülük siyasal mücadele alan›na çekilmelidir. Bunun yolu Halk Savafl› perspektifiyle kitle çal›flmalar›na
yo¤unlaflmaktan geçmektedir. Ve
hala kat etmemiz gereken uzun bir
yol oldu¤u bilinmektedir.
Elektrik borcu olan köylüler
icraya verildi
AKP hükümeti bir taraftan y›k›m politikalar›n› tek tek yaflama geçirirken, bir yandan da tar›m›n alt›n ça¤›n› yaflad›¤›n› iddia etse de yaflananlar bu tabloyu yalanlamaya yetiyor.
MEDAfi Ni¤de Müessese Müdürlü¤ü, tar›msal sulamadan kaynaklanan enerji borçlar›n› ödemeyen 2 bin 176 köylü için icra takibi bafllad›. Edindi¤imiz bilgilere göre önceki y›llardan kalan 172 milyon YTL tutar›ndaki alaca¤›n›n pefline düflen MEDAfi, borçlar›n› ödeyemeyen köylülere 2008 y›l›ndan itibaren enerji vermeyecek. MEDAfi Ni¤de Müessese Müdürü Erol Zor, af beklentisi içinde olan köylülerin y›llard›r,
elektrik borçlar›n› ödemediklerini belirterek, “flu anda iflletmemizin
köylülerden 172 milyon YTL alaca¤› var. Bu borçlar›n ço¤unlu¤u geçmifl y›llardan kalmad›r. Defalarca kez sözlü ve yaz›l› olarak uyar›lmalar›na ra¤men köylülerimiz borçlar›n› ödememekte direndiler. Borçlar›n
ödenmesi için 5 ayr› yap›land›r›lmaya gidildi. Ancak maalesef sonuç alamad›k. Bu nedenle bugün itibariyle 2 bin 176 abonemize icra takibi
bafllatt›k” diyerek hükümetin politikas›n› aç›k etti.
(H. Merkezi)
Bitlis’te köylülerin iflas s e b e b i ;
“Kota uygulamas›!”
Bitlis’in Tatvan ilçesindeki bu¤day, fleker pancar› ve patates üreticileri devletin koydu¤u kota uygulamas› ve pazar yeri sorunu
nedeniyle ifl yapamaz hale geldiklerine dikkat çekerek, AKP hükümetinin kendilerine destek yerine kota uygulamas› ile engel oldu¤unu
belirttiler. Ülkemizin birçok yerinde kota uygulamas›n›n alt›nda ezilen köylüler gibi Tatvanl› üreticiler
de, uygulaman›n kald›r›lmas›n› istiyor.
Konuyla ilgili D‹HA’ya aç›klama
yapan 20 y›ld›r üretici yapan Kutbettin Günbay, kota uygulamas›
nedeniyle iflas›n efli¤ine geldi¤ini
söyledi. Devletin kota uygulamas›n›n tek nedeninin kendi köylüsünü
öldürmek oldu¤unu dile getiren
Günbay, “her y›l gübre ve mazot fiyat› yüzde yüz artarken, bu¤day,
fleker pancar› ve patates yar› yar›ya
düflmektedir. Düflüflle birlikte gelifltirilen kota uygulamas› ise bizi tamamen iflas›n efli¤ine getirdi. 3 y›l
önce 270 YTL olan fleker pancar›n›, bu y›l ayn› fiyata bile
zor sat›yoruz. Devletin koydu¤u
bu kota çiftçinin belini k›rd›. Pazar
olmad›¤› için üretti¤imiz ürünleri
satam›yoruz. Ürünlerimiz elimizde
kal›yor” fleklinde konufltu.
Menduh Marangoz adl› köylü de, bu y›l ektikleri ürünlerden
zarar ettiklerini belirterek, bu nedenle bölgede art›k kimsenin üreticilikle u¤raflmak istemedi¤ini söyledi. Marangoz, “sözde bölgede bulu-
Bursa Valili¤i Cargill’i kapatm›yor!
Bursa’n›n Orhangazi ilçesinde
10 y›ld›r tüm tart›flmalara ra¤men
iflletilen Cargill flirketinin art›k
yasal olarak devam etmesini sa¤layacak yasal bir mevzuat kalmad›.
Mahkemenin yürütmeyi durdurma
karar›n›n ard›ndan Valilik’in iflletmeyi 24 Aral›k’ta kapatmas› gerekiyordu. Ancak Bursa Valili¤i hâlâ
Cargill’e verilen iznin iptali karar›n› kendisine tan›nan sürenin
dolmas›na ra¤men uygulam›yor.
Hat›rlanaca¤› gibi AKP Bursa
Milletvekili Altan Karapaflao¤lu’nun teklif etti¤i yasa de¤iflikli¤i,
tar›m arazileri üzerinde
izin al›nmadan kurulan tesislerin ifllemlerini tamamlamas› için
ek süre verilmesini öngörüyordu.
Eski Cumhurbaflkan›n›n veto etti¤i
ancak TBMM’de kabul edilen yasan›n iptali için Anayasa Mahkemesi’ne 9 fiubat 2007’de dava aç›lm›flt›. 19 fiubat’ta
Anayasa
Mahkemesi, yürütmeyi durdurma
karar› verdi. 20 fiubat’taysa Bursa
Valili¤i Tar›m ‹l Müdürlü¤ü bir gün
önce verilen yürütmesi durdurulan
yasaya istinaden Cargill’e iflletmenin devam› için izin verdi. fiehir
Planc›lar› ve Mimarlar Odas› Bursa
fiubeleri ortak olarak “19 fiubat’ta verilen yürütmeyi durdurma karar› verilmifl yasaya
istinaden verilen izninin iptali” istemiyle dava açt›lar.
Bursa 3. ‹dare Mahkemesi 8 Kas›m 2007’de izin
iflleminin yürütmesinin durdurulmas› karar›n› verdi.
Karar Bursa Valili¤i’ne 22
Kas›m 2007’de bildirildi.
Sonuç olarak Bursa Va-
nan Ofis çiftçiye destek oluyor.
Ofis bu¤day› çiftçiden 300 YTL’ye
al›rken, bu¤day tohumunu çiftçiye
600 YTL’ye veriyor. Biz bu durumda nas›l kazanç sa¤layaca¤›z? Devlet
kendi köylüsünü bilinçli bir flekilde
bitiriyor” dedi.
(H. Merkezi)
lili¤i yasal olarak karar› uygulamak
zorunda, ancak 30 günlük sürenin
24 Aral›k’ta dolmas›na karfl›n Valilik henüz harekete geçmedi.
(H. Merkezi)
Cargill’den
hizmetler...
1865 y›l›nda ABD’de kurulan ve bugün dünyan›n 61
ülkesinde faaliyet gösteren
Cargill, devletin ald›¤› tüm kararlara ra¤men bir yandan faaliyetini sürdürürken di¤er
yandan da halka flirin görünmeye çal›fl›yor. 2003 y›l›nda
aç›lan Orhangazi Sa¤l›k Oca¤›’n›n yan›nda geçti¤imiz y›l da
Cargill ‹lkö¤retim Okulu’nun
temelleri at›lm›flt›.
İşçi-köylü 6
Dengê azadî
TKP/ML
militanlar›ndan pankart
Elimize e-posta kanal›yla geçen bir
habere göre TKP/ML militanlar›n›n ‹stanbul Alt›nflehir-Bayramtepe semtinde
bomba süsü verilmifl pankart ast›klar›
ö¤renildi. Gazetemize gönderilen
TKP/ML militanlar› imzal› bildiride flunlar söylendi: “Faflist TC devleti bir yandan s›n›r ötesi operasyonlarla HPG gerillalar›n› imhaya dönük sald›r› gerçeklefltirirken, di¤er yandan da Kürt halk›n›
hedef göstererek ›rkç› ve faflist sald›r›larla imha ve inkâr politikas› gütmektedir. Özelde Kürt halk›n› hedefleyen bu
›rkç› ve faflist sald›r›lar asl›nda bir bütün
olarak tüm ilerici, devrimci-demokrat
güçleri hedeflemektedir. Bu anlamda bir
yandan kolluk güçlerini kullan›rken di¤er
yandan da sivil faflistleri kullanarak floven
dalgay› büyütme çabas› içerisindedir.
Bizler TKP/ML militanlar› olarak bu
sald›r›lara karfl› Aral›k ay› boyunca baz›
emekçi semtlerde pankart asma eylemleri gerçeklefltirdik. Bu eylemlerden bir
tanesini de 26 Aral›k Çarflamba günü
Alt›nflehir-Bayramtepe semtinde
gerçeklefltirdik. Bayramtepe giriflindeki
yaya üst geçidine sabaha karfl› “Irkç› ve
floven dalgaya karfl› parti saflar›na
TKP/ML” imzal› bomba süsü verilmifl
pankart ast›k. Pankart›n as›ld›¤› yer Bayramtepe emekçilerinin ifle gitmek için
kulland›klar› dura¤›n tam karfl›s›ndayd›
ve iflçiler ifle giderken pankart›n hala
orada as›l› oldu¤u gözlenmifltir.
TKP/ML militanlar› olarak bir kez
daha ifade ediyoruz ki devletin ve sivil
faflistlerinin sald›r›lar› devam etti¤i sürece bizler de çeflitli eylemlerimizle bu sald›r›lara yan›t olaca¤›z.”
Bildiri “Faflist sald›r›lar›n hesab›n› soraca¤›z”, “Kahrolsun Faflist TC
Devleti”,
“Yaflas›n
Partimiz
TKP/ML, Halk ordusu T‹KKO,
Gençlik Örgütümüz TMLGB” sloganlar›yla son buldu.
Suruç’taki bas›n
aç›klamas›na sald›r›
DTP Suruç ‹lçe örgütünün s›n›r
ötesi operasyon ve DTP Eflbaflkan› Nurettin Demirtafl’›n tutuklanmas›n› k›namak amac›yla düzenledi¤i bas›n aç›klamas›na yap›lan polis sald›r›s›n›n ard›ndan
27 kifli gözalt›na al›nd›.
Yaklafl›k 300 kiflinin kat›ld›¤› aç›klamada “Bask›lar bizi y›ld›ramaz” ve
“Biji afliti” sloganlar› eflli¤inde DTP ilçe binas›ndan Atatürk Meydan›’na do¤ru
yürüyüfle geçildi. Kalabal›¤› meydan giriflinde durduran çevik kuvvet ekipleri ile
Suruç Belediye Baflkan› Ethem fiahin
aras›nda k›sa süreli bir gerginlik yafland›.
Ard›ndan polis kitleye sald›rd›. Sald›r›n›n
ard›ndan kitle Suruç Belediyesi önünde
oturma eylemi yapmaya bafllad›. Gözalt›na al›nanlar›n serbest b›rak›lmas›n› isteyen kitlenin eylemi yar›m saat sürdü.
Ard›ndan kitle, polisin sald›r›s›n› alk›fllar eflli¤inde protesto ederek DTP ilçe örgütüne gitti.
(H. Merkezi)
‹zmir’de s›n›r ötesi
protesto edildi
‹zmir Konak Kemeralt› giriflinde 5
Ocak günü bir araya gelen Partizan,
Kald›raç, Al›nteri, BDSP, HÖC ve
Mücadele Birli¤i Platformu üyeleri s›n›r
ötesi operasyonlar› protesto etti.
Eylemde okunan bas›n aç›klamas›nda
bugüne kadar Kürt sorununu çözmek
ad›na 25 defa s›n›r ötesi operasyon düzenlendi¤i hat›rlat›larak, operasyonlar›n
hiçbirinin Kürt sorununun çözümünde
sonuç vermedi¤i belirtildi. Sorunun
Kürtlerin katledilmesiyle, köy yakmayla, asimile, imha ve inkar politikalar›yla
çözülemeyece¤ine dikkat çekilen eylemde, “Genelkurmay taraf›ndan baflta
DTP ve baz› kurumlar hedef gösterilirken, halklarda milliyetçilikle birbirine
düflman edilmek isteniyor” dendi.
Aç›klama Türkiye topraklar›nda yaflayan bütün halklar›n sald›r›lara karfl› birlikte hareket etmesi ça¤r›s›yla son buldu.
(H. Merkezi)
S›n›r ötesi operasyon s›ras›nda
medyan›n gösterdi performans
“ilkeli habercilik”, “tarafs›z
gazetecilik” söylemlerinin yeniden tart›fl›lmas›n› zorunlu k›l›yor.
Egemenler yüzy›llard›r sürdürdükleri tüm toplumu, kültürleri
tek tiplefltirme, asimile etme ve
yapabiliyorsa yok etme anlay›fl›n›
kan ve gözyafl›na ra¤men karal›l›kla yürütüyor.
‹ktidar› ellerinde bulunduranlar, her türlü arac› kullanarak co¤rafyam›zda yaflayan çeflitlili¤i yok
ederek, Türklefltirme ve Sünnilefltirme anlay›fl›n› hiçbir zaman elden b›rakmad›. Bunun için partiler
kuran, gazeteler ç›karan devlet,
teknolojinin geliflmesi ile birlikte
kitle iletiflim araçlar›n› büyük a¤abeylerinden ö¤rendikleriyle daha
etkin kullanmaya bafllad›lar.
Ordunun sesi medya
Egemenlerin imha ve inkâr›na
karfl› baflkald›ran, büyük bedeller
ödeyerek baflar›l› bir gelenek yaratan Kürt halk› hedef tahtas›n›n
da merkezinde duruyor.
Kürt ulusunun imha ve inkâra
karfl› yükseltti¤i isyan bayra¤› da¤lar› kuflat›rken, egemenleri de
kayg›land›rmay› baflard›. Hâkim s›n›flar Kürt ulusuna karfl› yürüttükleri savaflta, her türlü imkân›
kullanarak savafl›n cephe gerisini
kazanma telafl›nda. Halk›m›z aras›nda flovenizm tohumlar› ekerek
Kürt ulusunun hakl› ve onurlu
mücadelesini zay›flatmak, dahas›
engellemek ve yok etmek isteyen
egemenlerin en etkili silah› da
medya olmaktad›r.
Özellikle Hakkâri Yüksekova
Da¤l›ca’da (Oremar) gerillan›n
sald›r›s› ve 8 askerin esir al›nmas›
ile floven histeriyi art›ran medya,
Kürt düflman› yüzünü bu defa daha azg›n s›n›rs›z bir flekilde gösterdi. Dillerinden “ilkeli gazetecilik”, “tarafs›z haber”, “objektif yorum” iddialar›n› düflürmeyen medya, paflalar›ndan ald›¤›
emirle ilk kurflunu s›kan oldu.
“Vatan, Millet, Sakarya” ede-
11-24 Ocak 2008
Medya s›n›r› aflt›!
biyat› ile kitleleri galeyana getiren
milliyetçili¤i, ›rkç›l›¤› pazarlayan,
sokaklara döken medya yine s›n›r› afl›yor! Her haber program›n›n
bir savafl mevzisine dönüfltü¤ü,
spikerlerin dere-tepe savafl stratejisi tart›flt›¤› medya, savafl tamtamlar›n› çal›yor.
S›n›r ötesi operasyon tezkeresi Meclis’ten geçer geçmez an›nda
haz›rola geçen ve paflalar›n emirlerini bekleyen medya, boflalt›lm›fl
karakollar›n görüntülerini yay›nlayarak s›n›r ötesi operasyona herkesten önce bafllad›. Uçaklar›n
da¤lar› bombalamas›n› “PKK’ya
a¤›r darbeler indirdik” spotlar› ile veren medya, kurdu¤u “birlikle” savafla ilk bafllayan oldu.
Türk ordusunun Kandil’e yönelik operasyonu ile iyice 盤›r›ndan ç›kt›. “Kandil’i söndürdük”, “Gece darbesi”, “Kandil
bask›n›”, “Evine dön bombas›”
manfletlerini atan “medya birli¤i” paflalar›n›n gözüne girme gayretindeydi. Ertu¤rul Özkök,
Oktay Ekfli, Fikret Bila, Taha
Akyol, Fehmi Koru, Murat
Yetkin, Güngör Mengi yazd›klar›, söyledikleri ile s›n›r ötesi
operasyon s›ras›nda büyük “kahramanl›k” gösterenlerden sadece
birkaç›. Yaflar Büyükan›t pafladan
liyakat almaya hak kazanan bu
medya askerleri medyan›n halini
de yans›t›yor. Her kritik süreçten, önemli dönemeçlerden önce
kulaklar› çekilen, “özgür”, “ba¤›ms›z” medyam›z bu defa dersine iyi çal›flm›fl olmal›. Gelifltirdikleri yeni konsept ile gerilla savafl›na, PKK’ye karfl› psikolojik savafl›
daha da gelifltirip; derinlefltiriyor
ve bunu kitleleri soka¤a dökmenin etkili bir arac› olarak kullan›yor.
Türk ordusunun her söyledi¤ini büyük bir coflkulu ile alk›fllayan
ve hiçbir flekilde sorgulamadan
yay›nlayan medya, gazetecilik eti¤ini de yerlere seriyor. Binlerce
insan evsiz kalm›fl ve köyler bombalanm›fl iken foto¤raflar bunu
çok aç›k bir flekilde ispatl›yorken,
medya milyonlarca insana yalan
söylüyor. “Türk’ün gücünü
dünyaya gösteren” medya,
adeta askerlik flubesi gibi çal›fl›yor. Kameralar›, foto¤raf makineleri ile mevzide gerillaya karfl› saf
tutmufl kurflun s›k›yor.
“Ya bizimlesin ya da
düflman›m›z!”
Devlet bir yandan topluma yönelik kapsaml› sald›r› yasalar› haz›rlarken öte yandan bunu kitlelere tafl›man›n araçlar›n› da gelifltiriyor.
Haz›rlanan yeni diziler, sinema
filmleri ile milliyetçilik, flovenizm
her daim diri tutulurken gerilla
“Marafl katliam›n› unutmad›k!”
Yak›n tarih, k›flk›rt›lan ›rkç›,
floven nefretin s›radan insanlara
neler yapt›rabildi¤inin pek çok örne¤iyle dolu. Bunlara Marafl Katliam›n›, Çorum ve Sivas Katliam›n›
örnek gösterebiliriz. Marafl Katliam›’n› unutmamak ve unutturmamak önemlidir, çünkü dün oldu¤u
gibi bugün de ayn› nefret üzerinden halk birbirine karfl› k›flk›rt›l›-
yor. Tarih, ortak düflman› bir yana
b›rak›p birbirlerine karfl› k›rd›r›lan
halklar›n hiçbir kazan›m› olmad›¤›n› aksine bu durumdan sadece sömürücü, talanc›, katliamc› egemenlerin ç›kar› oldu¤unu göstermifltir bizlere.
‹flte bu bilinçle, Kahramanmarafl Elbistan Gücük ve Çevre Köyleri Sosyal Yard›mlafl-
S›n›r ötesi operasyonlara tepkiler sürüyor!
Bask›lara karfl› ortak durufl!
S›n›r ötesine ve demokratik
muhalefete yönelik bask›lara karfl›
birçok kurumun kat›l›m› ile bir bas›n aç›klamas› yap›ld›.
5 Ocak Cumartesi günü saat
15:00’te Galatasaray Lisesi önünde
bir araya gelen ilerici, devrimci kurumlar s›n›r ötesi operasyonlar›,
milliyetçili¤i ve ›rkç›l›¤› k›nad›.
“Operasyonlar durdurulsun Emperyalizme ve flovenizme karfl› yaflas›n halklar›n
kardeflli¤i” yaz›l› pankart açan
kitle ad›na yap›lan bas›n aç›klamas›nda Kürt halk›na karfl› yönelik askeri operasyonlar›n durdurulmas›,
s›n›r ötesi savafl tezkeresinin iptal
edilmesi ve DTP’ye aç›lan kapatma
davas›n›n düflürülmesi istendi.
DTP Genel Baflkan› Nurettin Demirtafl baflta olmak üzere tutuklu
bulunan DTP üye ve yöneticilerinin serbest b›rak›lmas› gerekti¤inin
dile getirildi¤i eylemde, milliyetçi-
lik ve ›rkç›l›k ile halklar›n birbirine
düflürülmeye çal›fl›ld›¤› ifade edildi.
Eyleme Partizan, DTP, ESP,
EMEP, HÖC, SDP, SEH, SODAP, HKM, Al›nteri, BDSP,
DHP, D‹P Giriflimi, EHP, Kald›raç, Köz, E¤itim-Sen 3 Nolu
fiube, Tekstil-Sen, Teori ve
Politika ve Proleteryan›n Kurtuluflu kat›ld›. Kitlesel geçen eylem, sald›r›lara karfl› ortak bir yan›t olmas› yönüyle anlaml›yd›.
(‹stanbul)
“Operasyonlar durdurulsun”
Devletin s›n›r ötesine yapt›¤›
operasyona yönelik protesto
eylemleri devam ediyor.
29 Aral›k’ta Taksim Tramvay dura¤›nda biraya gelen kurumlar s›n›r ötesi operasyonlar
s›ras›nda Kürt halk›n›n üstüne
bomba ya¤d›r›ld›¤›n› dile getirdi.
Partizan, HÖC, ESP, BDSP,
Devrimci Hareket, Al›nteri,
Odak, Mücadele Birli¤i, HKM,
PDD, EHP ve SDP taraf›ndan
örgütlenen eylemde “Operas-
yonlar durdurulsun! Kahrolsun ABD emperyalizmi
ve iflbirlikçi iktidar!” pankart› aç›ld›.
Yap›lan bas›n aç›klamas›nda
Baflbakan R. Tayyip Erdo¤an’›n
yapt›¤› ABD gezisinde operasyon için ABD’den icazet ald›¤›
ifade edilirken Kürt halk›na karfl› yap›lan katliam tezkeresinin
alt›nda DTP d›fl›ndaki tüm partilerin imzas›n›n oldu¤u belirtildi.
(‹stanbul)
DTP’li kad›nlardan forum
DTP’nin ça¤r›s›yla 29 Aral›k’ta Beksav’da bir araya gelen
kad›nlar, s›n›r ötesi operasyonu,
savafl› durdurman›n yöntemlerini
ve ülke gündemindeki daha bir
dizi sorunu tart›flt›lar.
Foruma, çeflitli kad›n örgütleri temsilcilerinin yan› s›ra, DTP
‹stanbul Milletvekili Sabahat
Tuncel de kat›ld›. Konuflmas›na
2007’yi de¤erlendirerek baflla-
yan Tuncel, hapishanede karfl›lad›¤› 2007 y›l›n›n, Saddam Hüseyin’in idam› ve Hrant Dink’in
katledilmesi ile bafllad›¤›n› hat›rlatarak, her iki geliflmenin de
2007’nin nas›l bir y›l olaca¤›n›n
ipuçlar›n› verdi¤ini ifade etti.
Y›l›n ilk aylar›nda milliyetçi,
›rkç›- floven bir dalga gelifltirildi¤ine dikkat çeken Tuncel, bu süreçte Kürt sorununun çözüm-
süzlü¤ünün daha da yo¤unlaflt›¤›n› belirterek, üretilen korku siyasetinin seçimlerden daha da
güçlenerek ç›kmas›n› sa¤lad›¤›
AKP’nin çözümünün de, daha
çok ölüm ve gözyafl› oldu¤unu
belirtti.
Konuflmas›nda, 2007’de yükseltilen flovenist dalgadan en çok
kad›nlar›n etkilendi¤ini belirten
Tuncel, kad›na yönelik fliddete
de de¤inerek, kad›nlar olarak sadece Kürt sorununda de¤il, kad›n katliamlar›ndan, Sosyal Güvenlik Yasas›’na de¤in birçok soruna karfl› daha aktif bir rol oynamalar› gerekti¤ini söyledi.
Konuflmalar›nda SSGSS yasas›na ve daha bir dizi soruna de¤inen kad›nlar, bunlara karfl› mücadele etmenin önemine dikkat
çektiler.
(Kartal)
karalan›yor. Haber bültenleri, yaz› dizileri ile toplumu kuflatan
medya devletin bu yönelimini yaflama geçiriyor. Türk devleti bir
yandan medya ve psikolojik harbe
böylesine a¤›rl›k verirken bunun
bir parças› olarak muhalif bas›na
da yöneliyor. Halka, emekçilere
gerçekleri duyuran, devletin sis
perdesini aralayan, karanl›klar›
parçalayan yurtsever, ilerici, sosyalist bas›n üzerinde terör estiriliyor. Gündem Gazetesi daha
bas›lmadan toplat›l›yor. Ç›kart›lan
tüm yay›nlar ciddi hiçbir gerekçe
gösterilmeden da¤›t›m› engelleniyor. Devlet, Kürt ulusunun,
emekçilerin hakl›, gür sesini sansür ile k›smak, kesmek istiyor.
Gündem’den sonra K›z›lbayrak
gazetesi, ard›ndan Ankara’da infaz
edilen Kevser M›zrak ile ilgili
haberler gerekçe gösterilerek Yürüyüfl dergisi kapat›ld›.
Gazetecilikten holding gökdelenlerine terfi eden medya, arkas›na sermayeyi de alarak yol al›yor. Muhalif bas›n ise tüm engellemelere, yasaklamalara, ekonomik sorunlar›na ra¤men halktan
besleniyor, emekçilere ezilenlere
dayan›yor. Gücünü Kürt ulusunun
onurlu mücadelesinden emekçilerin yoksullu¤a, zulme karfl› yükselen isyan 盤l›klar›ndan al›yor.
Muhalif bas›n›n sesi; Kürt ulusunun inkâra karfl› direnifli, iflçi s›n›f›n›n, köylülerin, emekçilerin sömürüye karfl› mücadelesidir.
Tüm
bunlar›
susturmak
mümkün mü?
ma ve Kültür Derne¤i Gençlik
Komisyonu 29 y›l önce yaflanan
Marafl katliam›n› yaflam›n› yitirenleri unutmad› ve 30 Aral›k günü dernek binas›nda bir anma
gerçeklefltirdi. Sayg› durufluyla
bafllayan anma belgesel gösterimi
ile devam etti. Belgesel gösteriminden sonra k›sa söylefli yap›ld›.
Etkinli¤e yaklafl›k 100 kifli kat›ld›.
(1 May›s Mahallesi ‹flçi-köylü
okurlar›)
“Operasyona ve
savafl zamlar›na
hay›r!”
Emperyalistlerden ald›klar› izinle 2007 y›l›n›n son aylar›nda yürüttükleri s›n›r içi ve
d›fl› operasyonlarla Kürt halk›na yönelik imha hareketine
giriflen TC devleti, di¤er taraftan da bu operasyonlara
harcanan trilyonlar› yoksullukla bo¤uflan emekçi halka
savafl zamlar› olarak dayat›yor. TC devletinin bu uygulamalar›na karfl› Halklar›n
Kardeflli¤i Platformu bileflenleri bir bas›n aç›klamas›
yapt›.
29 Aral›k günü Partizan,
DHP, ESP, BDSP, BAT‹S
Sendikas›’ndan oluflan Platform bileflenleri AVP Tiyatrosu önünde “Mermi, savafl uça¤› laz›m; do¤algaza, elektri¤e zam yapal›m diyorlar”, “Operasyonlar›n paras› halklardan al›n›yor, bombalar halklara at›l›yor”, “Asgari ücrete 16
YTL zam, askeri operasyona 4 saat için 20 milyon dolar” vb. dövizler tafl›yarak sembolik kefen giydiler. Aç›klamay› yapan Serpil
Aslan devletin katliam ve
imha politikas›na de¤inerek
“Kürt halk›n›n ulusal demokratik mücadelesini tasfiye etmek için emperyalistlerle her
türlü askeri, siyasi ve bölgesel iflbirli¤ini gelifltiren devlet, co¤rafyam›z halklar›n› da
Ortado¤u bata¤›na sürüklüyor” dedi.
(Bursa)
İşçi-köylü 7
11-24 Ocak 2008
Halkın gündemi
2007 hak ihlalleri araflfltt›rmalar› gerçekleri ortaya koydu
2008 y›l›n›n ilk günlerinde birçok kurum taraf›ndan yap›lan 2007
dökümleri insan haklar› aç›s›ndan
yaflanan vahim geliflmelerin kan›t›
oldu. AKP hükümeti her platformda insan haklar› ve demokrasi alan›nda devrim niteli¤inde reformlar
yapt›¤›n› söylese de gerçekler hiç
de öyle de¤il. 2007 y›l› içinde rkç›floven sald›r›larla birlikte Kürt halk›
ve kurumlar› ›rkç›, floven kesimler
taraf›ndan hedef seçilirken, Polis
Vazife ve Salahiyeti Kanunu’nun
(PSVK) verdi¤i yetkiyle polisin yarg›s›z infazlar› insan haklar› karnesine yaz›ld›. Y›l boyunca 17 kifli “dur
ihtar›na uymad›¤›” gerekçesiyle
öldürülürken, Siirt, fi›rnak ve Hakkari’nin “yüksek güvenlikli bölge” ilan edilmesinin ard›ndan buralardaki uygulamalar OHAL’i aflan
düzeye ulaflt›. Özellikle Türkiye
Kürdistan›’nda yarg›s›z infazlarda
art›fl yaflan›rken, ‹stanbul, Ankara ve ‹zmir gibi illerde de Polis
Vazife ve Salahiyeti Kanunu’nun yasalaflmas›n›n ard›ndan arka arkaya
infazlar yafland›. Bunlardan baz›lar›
flöyle;
*10 Ocak’ta Ankara’n›n Cebeci
semtinde Mehmet Okur, polisler
taraf›ndan öldürüldü.
* 16 Ocak’ta ‹zmir’in Tepecik
semtinde “gaspç› oldu¤u” iddia edilen fieyhmuz Girgin, polisler taraf›ndan öldürüldü.
* Agos Gazetesi Genel Yay›n
Yönetmeni Hrant Dink, 19 Ocak
2007’de gazetenin fiiflli’deki bürosu
önünde u¤rad›¤› silahl› sald›r› sonucu yaflam›n› yitirdi.
* 8 fiubat’ta Okmeydan›’nda
“dur” ihtar›na uymad›¤› iddia edilen
bir araca polisler taraf›ndan atefl
aç›ld›. Polisin açt›¤› atefl sonucunda
17 yafl›ndaki Emrah Derviflo¤lu öldü, Tuncay Karabulut ise a¤›r yara-
Hapishanede kitap
yasa¤›na gerekçe;
“Moral verir!”
Devlet, Malatya Hapishanesi’nde
uygulamaya koydu¤u gerekçe ile asl›nda hapishanelerde neyi hedef ald›¤›n› gösterdi.
Malatya E Tipi Kapal› Hapishane
idaresi “Anaya Söyleyin Herfley
Bitti” ve “Analar ve Tanr›çalar”
kitab›n› moral verebilir gerekçesiyle
tutsaklara vermedi. Hapishane idaresi ayr›ca çeflitli yay›nlara yasak getirerek, tutsaklar›n çeflitli ihtiyaçlar›n›
karfl›lamalar›n› da engelliyor.
Söz konusu kitaplar› ailelerine geri vermeyerek, imha eden idarenin
bu tutumu ile ilgili aç›klama yapan
tutsaklar, yeni müdürün Tekirda¤
F Tipi’nden geldi¤ini ve oradaki uygulamalar› Malatya’da da uygulamak
istedi¤ini belirtti.
Tutsaklar, ayr›ca hapishaneye ilk
gelenlerin giriflte asker ve gardiyanlarca ç›r›lç›plak soyulup arama yap›ld›¤›n› eklediler.
(H. Merkezi)
land›.
* 29 A¤ustos’ta Beyo¤lu’nda gözalt›na al›nan Nijerya uyruklu Festus Okey karakolda polisin silah›ndan ç›kan kurflunla öldü.
* Tunceli’nin Mazgirt ‹lçesi’ne
ba¤l› Koyunufla¤› Köyü’ne ba¤l› Gölek Mezras›’nda 5 Eylül 2007 tarihinde komflu ziyaretine giden Seydali Taydafl ve a¤abeyi H›d›r
Taydafl dönüflte Özel Harekat
Timleri taraf›ndan tarand›. Olay sonucunda H›d›r Taydafl a¤›r yaraland›.
* 13 Eylül’de Van’›n Özalp ‹lçesi’ne ba¤l› Afla¤› Koçk›ran köyünde
Ejder Demir adl› köylü ablas›n›n
evine gitmek için evinden ç›kt›¤› esnada askerler taraf›ndan tarand›.
Demir a¤›r yaral› olarak kald›r›ld›¤›
hastanede yaflam›n› yitirdi.
* 18 Eylül’de Polonyal› Dariusz
Witek, Yabanc›lar fiubesi’nde “intihar etti.” Kimse görmedi.
* 27 Eylül’de Hozat Boydafl (Samofli) köyü yak›nlar›nda iki ar›c›
Bülent Karatafl ve R›za Çiçek
askerlerin güpegündüz açt›¤› atefl
ile vuruldular. R›za Çiçek a¤›r yaralan›rken, Karatafl hayat›n› kaybetti.
* 7 Ekim’de 19 yafl›ndaki Fer-
Avukatlar› Erol Zavar’›n
cezas›n›n ertelenmesini
istedi
Sincan 1 No’lu F Tipi Hapishanesi’nde tutulan kanser
hastas› Erol Zavar’›n avukatlar›,
26 Aral›k tarihinde müvekkillerinin sa¤l›k durumuna dikkat çekmek amac›yla ‹HD ‹stanbul fiubesi’nde bir bas›n toplant›s› düzenledi. Toplant›ya, Zavar’›n avukatlar› Gülizar Tuncer, fiafak Y›ld›z, Faz›l Ahmet Taner ile
‹HD ‹stanbul fiube Baflkan› Gülseren Yoleri kat›ld›. Toplant›da
konuflan Av. fiafak Y›ld›z, Zavar’›n uygun koflullarda tedavi
olabilmesi için serbest b›rak›lmas›n› istediklerini söyledi. Adalet
Bakanl›¤›’na defalarca yapt›klar›
baflvurulardan bir sonuç alamad›klar›n› belirten Y›ld›z, DTP Diyarbak›r Milletvekili Selahattin
Demirtafl’›n konuyla ilgili Meclis’e soru önergesi verdi¤ini sözlerine ekledi.
Zavar 13 ameliyat geçirmiflfltti
Odak Dergisi eski Sahibi ve Yaz›iflleri Müdürü Erol Zavar, Direnifl Ha-
reketi örgütü üyesi oldu¤u iddias›yla,
2001 y›l›nda yarg›land›¤› davadan müebbet hapis cezas›na çarpt›r›ld›. Tutuklanmas›ndan iki y›l önce, Ankara
Etlik SSK Hastanesi’nde mesane kanseri tan›s› konulan Zavar’›n, stresli ortamlardan kaç›nmas› ve üç ayl›k periyotlar halinde sistoskopi yapt›rmas›
gerekti¤i uzmanlar taraf›ndan aç›klanm›flt›. “Sistoskopi cihaz› olmad›¤› ya
da zaten kendisi için bu tetkike gerek
bulunmad›¤›” fleklindeki gerekçeler ve
bafltan savma fiziki muayeneler Zavar’›n hastal›¤›n› geri dönüflsüz bir
noktaya götürdü. Bulundu¤u Sincan 1
No’lu F Tipi Hapishanesi’nde hiçbir
sa¤l›k deste¤i almadan ve oldukça kötü koflullarda yaflam savafl› veren Zavar’›n hastal›¤›, defalarca talep etmesine ra¤men gerekli tedaviyi göremedi¤i için ilerliyor. Zavar bugüne dek 13
ameliyat geçirdi ve vücudundan toplam 39 parça ur al›nd›, geçirdi¤i son
ameliyatta ise safra kesesi al›nd›.
Sincan Kad›n Hapishanesi’nde hak ihlalleri
Geçti¤imiz ay içerisinde Sincan F Tipi Hapishanesi’nde
kad›n tutsaklara yöneltilen hak
ihlalleri flu flekilde;
‹lk olarak tedavilerin engellenmesi halen devam ediyor. Son
olarak 27 Kas›m 2007 tarihinde
Deniz Tepeli götürüldü¤ü hastanede, asker odadan ç›kmad›¤› için tedavi olamadan geri götürüldü. Ayr›ca yasal olmad›¤›
halde avukatlara gönderilen
mektuplara el konulmas›, elden
götürülen belgelerin engellenmesi
de devam
ediyor. Ve son olarak 14 Kas›m
2007
tarihinde
Fadime Özkan
avukat›yla görüflt ü r ü l m e m i fl t i r .
Avukat›nda vekâletinin olmas›na, hükümlü ol-
mas› ve vasisinin olmas›na ra¤men hükümlü oldu¤u ve vasisinin
vekâlet vermesi gerekti¤i gerekçe gösterilerek Özkan’›n avukat›yla görüflmesi engellenmifltir.
Oysa yasalara göre asl›nda avukatta vekalet
olmasa bile
3
defa vekaletsiz görü-
flebilme hakk› var. Di¤er taraftan
Özkan hükümlü olsa bile devam
eden baflka davalar› var. Buradan
bak›ld›¤›nda bile tamamen keyfi
olarak savunma hakk›n› engellemeye yönelik oldu¤u görülecektir.
Yine tutsaklara keyfi cezalar
verilmeye devam ediyor. Deniz
Tepeli, 30 Kas›m 2007 tarihinde
mahkeme için hücreden ç›kar›l›rken gardiyanlarca yap›lan
ayakkab› aramas›nda gardiyan taraf›ndan aya¤›na vurulmufl, Tepeli’nin “neden aya¤›ma vuruyorsun?” sorusu karfl›s›nda
kendisine “hakaret ve
tehdit etti¤i gerekçesi”
ile soruflturma aç›lm›fl ve 2
ay iletiflim araçlar›ndan
men cezas› verilmifltir.
19 Aral›k katliam›n›n y›l
dönümü nedeniyle tutsaklar›n yapt›klar› 3 günlük açl›k grevine so-
ruflturma aç›lm›flt›r. Aç›lan soruflturmalarla Fadime Özkan,
Deniz Tepeli, Zeliha Bulut,
Nurten Karatafl, Münevver fieker, Nilüfer fiahin ve Necla
Çomak’a 2 ay iletiflim araçlar›ndan men cezas› isteniyor. Sema
Gül, Birgül Uzun ve Filiz Uluçelebi’ye 2 ay ortak alan kullan›m›ndan men cezas› verildi.
Tutsaklar›n kantinden istedikleri ihtiyaçlar› “say›m yap›l›yor, bayram tatili” gibi gerekçelerle geç verilmeye devam ediyor. Süt, kahvalt›l›k malzeme,
sebze gibi temel g›da maddeleri
daha önce pek çok defa idare ile
konufluldu¤u ve düzeltilece¤i
söylendi¤i halde tutsaklara verilmiyor.
Ayr›ca 2007 Newroz günü
havaland›rmada atefl yak›ld›¤› gerekçe gösterilerek baz› tutsaklara soruflturma aç›lm›flt›r.
(H. Merkezi)
Selam olsun ‹ntifada’y› yaratanlara ve yaflfla
atanlara!
Filistin Halk›yla Dayan›flma
Derne¤i (FHDD), ‹srail iflgaline
karfl› Filistin halk›n›n kitlesel isyan›n› dile getirdi¤i ‹ntifada’n›n
2. y›ldönümünde bir etkinlik ve
panel düzenleyerek ‹ntifaday›
yaratanlar› ve yaflatanlar› yaflad›¤›m›z co¤rafyadan selamlad›.
Mahalle dernekleri “Kentsel Dönüflflü
üm’ü
ve TOK‹ Baflflk
kan›n› protesto etti
5 Ocak Cumartesi günü Büyükflehir Belediyesi önünde toplanan ‹stanbul Mahalle Dernekleri Platformu
bileflenleri, “Kentsel Dönüflüm” ad›
alt›nda emekçi semtlere yönelik gerçeklefltirilen y›k›m ve yozlaflt›rma
sald›r›lar›n› protesto etti. Platform
hat Gerçek, Yenibosna’da Yürüyüfl dergisi satarken ç›kan arbede
sonras› polis kurflunuyla vuruldu.
Felç oldu.
* 24 Ekim’de Malatya’n›n Kale ‹lçesi’nde HPG’li Yüksel Nergiz ve
‹nan Ak›n’›n bulundu¤u minibüs,
Kale ‹lçesi ç›k›fl›nda polis taraf›ndan
durduruldu. Görgü tan›klar› Nergis’in polis taraf›ndan infaz edildi¤ini bildirdi.
* 21 Kas›m’da bir arkadafl› ile
parkta oturun iki çocuk babas›
Feyzullah Ete, polis taraf›ndan sol
gö¤süne ald›¤› darbe ile öldürüldü.
Ete’ye tekme atan polis serbest b›rak›ld›.
* 24 Kas›m’da ‹zmir’de polisin
“dur ihtar›na uymad›, barikatta durmad›” diyerek atefl açt›¤› arabay›
kullanan 20 yafl›ndaki Baran Tursun, kafatas›na giren mermi nedeniyle 30 Kas›m’da yaflam›n› yitirdi.
Arabada bulunan arkadafllar› Emre
Ökçelik ve Atilla Do¤an, kendilerine siren veya megafonla uyar› yap›lmad›¤›n›, önlerine barikat kurulmad›¤›n› sadece tek el atefl edildi¤ini
söyledi.
* 6 Aral›k’da Van’›n Özalp ‹lçesi’ne ba¤l› Yukar› Koçk›ran (Koçk›rana Jorin) Köyü’nde oturan Nazmi Güler adl› köylü, mazot kaçakç›s› oldu¤u gerekçesiyle ‹ran s›n›r›
civar›nda askerler taraf›ndan tarand›. Güler, olay yerinde yaflam›n› yitirirken, köylüler Güler’in yaral› oldu¤unu ancak askerler taraf›ndan
cesedin ortada b›rak›ld›¤› için donarak öldü¤ünü belirttiler.
* 10 Aral›k’ta Ankara’da Terörle Mücadele fiubesi ekiplerince,
DHKP/C’ye yönelik yap›ld›¤› iddias›yla bir eve yap›lan operasyonda
Kevser M›zrak katledildi.
(H. Merkezi)
ad›na bas›n aç›klamas›n› yapan Gülsuyu-Gülensuyu Güzellefltirme
Derne¤i üyesi Erdo¤an Y›ld›z,
Kentsel Dönüflüm ad› alt›nda emekçi semtlerin yeni paylafl›m ve rant
alanlar› yap›lmaya çal›flt›¤›na dikkat
çekti.
Makine Mühendisleri Odas› toplant› salonunda bafllayan etkinlikte ilk önce dernek ad›na ‹ntifadan›n y›ldönümü ve ‹srail iflgaline de¤inilirken, derne¤in amac›ndan ve çal›flmalar›ndan bahsedildi.
Yap›lan konuflman›n ard›nAç›klamada bu uygulamalar›n,
Anayasan›n temel ilkelerinden “sosyal devlet ilkesi”ne ayk›r› oldu¤u belirtildi.
Bas›n aç›klamas›nda ayr›ca TOK‹
Baflkan›’n›n yapt›¤› aç›klamalarda
gecekondu halk›n› küçük düflürdü¤ü
ve bundan dolay› gecekondu mahallelerinde yaflayan halktan özür dilemesi gerekti¤i vurguland›.(‹stanbul)
dan Filistinli flair Mahmud Dervifl’in iki fliirinden oluflan bir dinleti sunuldu. Daha sonra küçük
bir müzik dinletisi verildi. Sinevizyon gösterimin ard›ndan panele geçildi. Panelde, Filistinli
Dr. Yusuf Musleh, Filistinli ö¤renci Meysa Musleh ve araflt›rmac› yazar Haluk Gerger
konuflmac› olarak yer ald›.
Haluk Gerger, Filistin halk›n›n mücadelesinin yeterince bilindi¤ini belirterek özellikle ‹srail toplumu ve yap›s› üzerinde
duraca¤›n› belirtti. ‹srail’in Güney Afrika’daki ›rkç› rejime bile
tüm dünya karfl› ç›karken destek
verdi¤ini belirten Gerger, bugün
tüm dünyada ‹srail’e karfl› olan
hakl› bir antipatiden bahsetti.
Meysa Musleh ise yapt›¤› konuflmada içinden geçti¤imiz günlerde FHKC’nin de 40. mücadele y›l›n› kutlad›¤›n› belirterek Filistin mücadelesi içinde flehit
düflmüfl olanlar› sayg›yla and›¤›n›
belirtti.
Yusuf Musleh ise, dünya kamuoyunun yanl› davrand›¤›n› belirterek, ‹srail’in uygulad›¤› fliddete göz yumuldu¤unu belirtti.
Konuflmalar›n ard›ndan sorulan
sorulara cevap veren konuflmac›lar›n ortak vurgusu direnifli
hangi odak devam ettirirse Filistin halk›n›n onun yan›nda yer
alaca¤› oldu. Panelin ard›ndan
Haluk Gerger ve Meysa Musleh’e derne¤e katk›lar›ndan dolay› plaket verildi.
(‹stanbul)
Av. F. Ahmet Taner ise, avukatlar olarak Adalet Bakanl›¤›’na
gönderilmek üzere haz›rlanan dilekçeyi bas›na okudu. Dilekçede
110 avukat›n imzas› oldu¤unu belirten Taner, 5275 Say›l› Ceza ve
Güvenlik Tedbirleri’nin ‹nfaz›
Hakk›nda Kanun’un 16/2 f›kras›
uyar›nca Zavar’›n cezas›n›n ertelenmesini talep ettiklerini kaydetti. Söz konusu maddeye göre,
hayat› riskte olan tutuklu ya da
hükümlünün cezas›n›n infaz›n›n
iyileflinceye kadar geri b›rak›labilece¤ine dikkat çeken Taner, ancak yasalar›n uygulanmad›¤›n›
söyledi. Taner, “Sadece insani
duyarl›l›k ve vicdani zorlamalar
de¤il yasal gereklilikler de infaz›n›n geri b›rakt›r›lmas›n› ön görmektedir” dedi.
Mesane kanseri Zavar’›n üç
ayda bir yap›lan tetkiklerden
sonra her defas›nda ameliyata
al›nmas›n›n zorunlu oldu¤una,
ameliyattan sonra da kanama ve
a¤r›lar›n devam etti¤ine vurgu
yapan Taner, “Kontrol için hastaneye sevkleri, insani olmayan
koflullarda ve hasta haklar›na ayk›r› biçimde yap›lmakta ve her
defas›nda ciddi olumsuzluklar yaflamaktad›r” dedi. ‹HD ‹stanbul
fiube Baflkan› Gülseren Yoleri
de Zavar’›n gerekli koflullarda tedavi edilmesi için gereken mücadeleyi vereceklerini belirtti.
(‹stanbul)
Alevilerden Alman
Konsoloslu¤u’na siyah
çelenk
Almanya’da yay›nlanan bir televizyon program›nda Alevilere yönelik
rencide edici ifadelerin yer almas› birçok kurum taraf›ndan protesto edildi.
5 Ocak günü saat 13.00’te Alman
Konsoloslu¤unun önünde biraya gelen
Pir Sultan Abdal Kültür Derne¤i
üyeleri Alman ARD kanal›nda yay›nlanan dizinin yay›ndan kald›r›lmas›n› ve
kanal›n Alevi toplumundan özür dilemesini istedi.
“Kahrolsun faflizm kahrolsun
emperyalizm” sloganlar›n› hayk›ran
kitle Alman Konsolosu¤una siyah çelenk b›rakt›. Tatort adl› dizinin 23
Aral›k 2007 tarihinde yay›nlanan
“Wem Ehre gebührt” (Namusuma
Lay›k Olmak) adl› bölümünde Alevi
toplumunu afla¤›layan ifadeler yer alm›fl, bu durum Alevi inanc›ndan halk›m›z›n büyük tepkisini çekmiflti.
(‹stanbul)
Kevser M›zrak mezar›
baflfl››nda an›ld›
Ankara’da 10 Aral›k günü bir eve
yap›lan bask›n sonucu polisler taraf›ndan katledilen Kevser M›zrak HÖC
taraf›ndan mezar› bafl›nda yap›lan bir
etkinlik ile an›ld›. Ankara’n›n Polatl› ilçesindeki Asri Mezarl›k’ta bulunan
M›zrak’›n mezar›na kortejler oluflturarak bayraklar› ile gelen HÖC kitlesi
“Kahramanlar Ölmez Halk Yenilmez” pankart› açarak, “Kevser
M›zrak ölümsüzdür”, “Devrime
meflale bizim kad›nlar›m›z”, “Bize
ölüm yok”, “Devrim flehitleri ölümsüzdür” fleklinde sloganlar att›. M›zrak’›n mezar› bafl›nda sayg› durufluna
geçen kitle, mezar bafl›nda fliirler okudu. M›zrak’›n mezar›na k›z›l karanfiller
b›rakan HÖC üyeleri, sloganlar eflli¤inde mezarl›ktan ayr›ld›lar.
(Ankara)
İşçi-köylü 8
Politik gündem
B
11-24 Ocak 2008
utto’nun, gerek Pakistan burjuva klikleri aras›ndaki gerekse emperyalistlerin bölgede oynamaya çal›flt›klar› oyun çerçevesindeki ölümü,
gerçekte ise tasfiyesi ile birlikte, emperyalist k›flk›rtmalar sonucu zaten barut f›ç›s› haline gelen ülkedeki çat›flmalar›n dozu üst seviyeye
ç›kt›. Pakistan tam bir yang›n yerine döndü.
Butto’nun ölümü, emperyalizmin
yar›-sömürgelerdeki politikalar›n›n sonucudur!
ABD emperyalizminin bölgedeki en sad›k uflaklar›ndan olan
Benazir Butto, ABD ile yap›lan
anlaflmalar ve bu anlaflmalarda
verilen taahhütler sonucu 8 y›ld›r
bulundu¤u sürgünden döndü¤ü
gün gerçeklefltirilen bombal› sald›r›dan kurtuldu, ancak 28 Aral›k’ta gerçeklefltirilen sald›r›dan
kurtulamad›.
Butto’ya dönük ilk suikast›n
ard›ndan giderek t›rmanan çat›flmalar›n akabinde OHAL ilan
eden Müflerref, böylelikle kendi
iktidar›n› da pekifltirme gayretini
sürdürdü. OHAL ilan›, hem Butto
ile Müflerref aras›ndaki hem de
Pakistan burjuva klikleri aras›ndaki çat›flmalar› daha da su yüzüne
ç›kard›. Butto’nun, gerek Pakistan burjuva klikleri aras›ndaki gerekse emperyalistlerin bölgede
oynamaya çal›flt›klar› oyun çerçevesindeki ölümü, gerçekte ise
tasfiyesi ile birlikte, emperyalist
k›flk›rtmalar sonucu zaten barut
f›ç›s› haline gelen ülkedeki çat›flmalar›n dozu üst seviyeye ç›kt›.
Pakistan tam bir yang›n yerine
döndü.
Emperyalistler
aras› dalafl,
yar› sömürgelerin
önemini art›r›yor
21. yüzy›l hem emperyalistler
aras› çeliflmelerin, hem de emperyalizm ile yar›-sömürge ülkelerin
halklar›
aras›n-
daki çeliflmelerin yeni biçimler ald›¤›, keskinleflti¤i geliflmelerle
bafllad›. Yoksulluk, iflsizlik ve
bask›lar›n artmas› sonucu
geliflen halk hareketleri-direnifller, emperyalistleri sald›rganlaflt›rmaktad›r. Bu durum,
emperyalistler aras› çeliflmeleri
de keskinlefltirmektedir. Emperyalist dalafl, dünya ticaret yollar›
ile enerji kaynaklar›-hatlar› üzerinde yo¤unlaflm›flt›r. Dolay›s›yla
emperyalizm yar›-sömürge ülkelerin iflbirlikçi yönetimlerine yaklafl›mlar› daha fazla önem kazanm›flt›r. Yar›-sömürgelerde kurulan yönetimlerin biçimi ise öteden beri, emperyalizmin özüne
uygun olarak faflist diktatörlükler
olmaktad›r. Bunun yan› s›ra çeflitli iktidar de¤iflimlerine u¤rayan
ülkelerde, özellikle de eski SSCB
ülkelerinde “renkli devrimler”
arac›l›¤›yla yeni iflbirlikçi iktidarlar yönetime getirilmektedir.
Emperyalizmin, hangi ülkede
hangi iktidar biçimini destekleyece¤i, tamamen o ülkenin s›n›fsal iliflkileri, klikler
aras› çeliflkiler ve bu temel
üzerinde emperyalist ç›karla
ilgilidir.
Emperyalizmin en yayg›n olarak kulland›¤› yöntem askeri faflist diktatörlüktür. ABD emperyalizmi uzunca y›llard›r, yar›sömürgelere “demokrasi”, “bar›fl” ad› alt›nda veya “terörizmle mücadele” bahanesiyle askeri müdahalelerde bulunmakta,
diktatörlükler kurup, beslemektedir. Diktatörlük
kurarak,
besledi¤i ülkelerden biri de Pakistan’d›r.
ABD son 60 y›ld›r
güdümünde
olan Pakistan’› elde tutabilm e k
için,
son 8
y›ld›r
ik-
Pakistan Halk Partisi’nin
kurucusu ve 1971-1977 y›llar›nda
devlet baflkanl›¤› ve baflbakanl›k yapan Zülfikar Ali Butto’nun k›z›
olan Benazir Butto, emperyalistlerin kendilerine sad›k iflbirlikçiler-uflaklar yetifltirdi¤i Harvard
ve Oxford Üniversitelerinde e¤itim gördü. Babas› Zülfikar Butto,
ayn› zamanda Pakistan’›n en büyük
afliretlerinden Butto afliretinin bafl›yd›.
Butto, e¤itimini tamamlad›ktan
sonra, ordunun babas›n› devirmesinden hemen önce, 1977’de ülkesine döndü. Babas›n›n General Ziya Ül Hak’›n askeri yönetimi taraf›ndan 1979’da idam edilmesinin
ard›ndan partinin liderli¤ine geçti.
1987 y›l›nda çimento fabrikatörü
Asif Ali Zardari ile evlendi. ‹lk
kez 1988’de baflbakan oldu.
1990’da ise dönemin devlet baflkan› taraf›ndan yolsuzluk suçlamas›y-
tidarda olan Müflerref’i oldu¤u gibi, burada iktidara getirdi¤i diktatörleri her yönüyle besledi, destekledi.
Pakistan, bölgenin en yoksul
ülkelerinden biridir. Hammaddeenerji kaynaklar›ndan çok jeostratejik önemi ile öne ç›kmaktad›r. Himalaya da¤ s›ras›n›n geçit
vermemesinden kaynakl›, Orta
Asya ile Güney Asya aras›ndaki
geçifller-yollar-boru hatlar› için
kilit bir öneme sahiptir.
Bunun yan› s›ra Pakistan, Ortado¤u petrollerini, özellikle Basra Körfezi petrolünü, Güney ve
Do¤u Asya’ya tafl›yan deniz yollar›n›n güvenli¤i ve körfezin giriflinde yer almas› dolay›s›yla körfezin
güvenli¤i aç›s›ndan jeo-stratejik
öneme sahiptir. Ortado¤u’ya,
körfeze baflta hâkim olan ABD
aç›s›ndan, Pakistan’›n önemi bu
yönüyle de tart›fl›lmazd›r.
Ayr›ca ‹ran’› ve Orta Asya ülkelerini çevrelemek aç›s›ndan da
önemli bir konuma sahip olan Pakistan, fianghay ‹flbirli¤i Örgütü’ne gittikçe yak›nlaflan Hindistan ve NATO’nun bir türlü “istikrar” sa¤layamad›¤› Afganistan’a
komflulu¤u nedeniyle de, ABD
için önem arz ediyor. Afganistan iflgali için en büyük dayanak da yine Pakistan’d›r. Di¤er yandan Hindistan’a komflu olmas› ve petrol boru hatt› geçifl
güzergâh›nda yer almas› Pakistan’›n jeo-politik önemini iyice
art›rm›flt›r.
Hiçbir zaman, burjuva anlamda bile demokrasi yaflamam›fl
olan Pakistan, geçmiflte Türkiye
ve ‹ran’la birlikte SSCB’ye karfl›
“Yeflil Kuflak” denen çevreleme
politikas›n›n önemli bir aktörüydü.
ABD alternatif
yaratma aray›fl›nda
Ancak, ABD’nin uzun y›llar
SSCB’ye karfl› Afganistan ve Pakistan’da besledi¤i büyüttü¤ü, radikal ‹slamc› örgütler son y›llarda
denetimden ç›km›fllard›r. Bunlar
art›k hem ABD’ye hem de Müflerref’e karfl› savaflmakta, iktidar›n› sarsarak, Pakistan’daki hegemonyas›n› tehdit etmektedirler.
Butto kimdir?
la görevinden al›nd›.
Butto ile eflinin 1.5 milyar dolarl›k yasad›fl› banka hesaplar›
ve paravan flirketler a¤› oluflturdu¤u belirlendi ve çift hakk›nda
pek çok soruflturma aç›ld›. Efli
Zerdari art›k, ihalelerden ald›¤›
n›n gözünde de itibar kazanamam›flt›. Butto, taktik de¤ifltirerek
Müflerref’e elefltirilerini sözde
“sertlefltirse” de, pek ifle yaramad›. Ve t›rmanan çat›flmalar eflli¤inde Butto’nun siyaset sahnesinden tasfiyesi gündeme geldi. Bu
tasfiye de Pakistan burjuva güçleri aras›ndaki iktidar çat›flman›n
büyük pay› olsa da, esas olarak
emperyalistlerin bölgedeki hegemonyalar›n› sürdürme gayretinin
ürünüdür.
rüflvetlerden dolay› “bay yüzde
on” olarak an›l›yordu.
Benazir Butto, ABD’nin bask›s›
sonucu, Devlet Baflkan› Pervez
Müflerref’le yapt›¤› güç paylafl›m›
pazarl›¤›nda yolsuzluk suçlamalar›n›n çekilmesi ile af elde ederek,
ABD’nin Pakistan’› kaybetme riski yan›nda, Pakistan’daki nükleer
silahlar›n ABD karfl›tlar›na geçmesi riski de bulunuyor.
Müflerref, ülke içinde görece
istikrar sa¤layamad›¤› ve ABD
uflakl›¤› ayyuka ç›kt›¤› için iyice
teflhir olmufltur. Ayr›ca Afganistan’daki direniflçilere, Pakistan’dan giden yard›mlar› da engelleyememifltir. S›n›rdaki baz›
bölgelerin denetimini de kaybederek, Taliban yanl›lar›n›n eline
geçmesine neden olmufltur. Bu
yüzden ABD’nin gözünden düflmüfl olsa da, ABD hala onu desteklemektedir. Çünkü Pakistan’›n
iç çeliflmelerinden ve s›n›flar aras› dengelerden kaynakl› göstermelik de olsa “demokrasi” ile hâkimiyetini sürdüremeyece¤ini;
ancak diktatörlükle egemenli¤ini
koruyabilece¤ini ve bunun için flu
an en uygun kiflinin Müflerref oldu¤unu iyi bilmektedir.
Ancak ABD ayn› süreçte
Müflerref’in alternatiflerini
geçti¤imiz Ekim’de Pakistan’a geri
döndü.
Ülkedeki y›pranm›fll›¤›ndan kaynakl›, bu ABD dayatmas›n› kabul
etmek zorunda kalan Müflerref ise,
özde yine de Butto ile bir iflbirli¤ine, iktidar paylafl›m›na karfl›yd›.
Bunun içindir ki, devlet içindeki ve
d›fl›ndaki Butto’dan rahats›z olan
güçleri engellemeye dönük, önlem
alma gibi bir giriflimde bulunmuyordu. Ölümünün ard›ndan “demokrasi havarisi” ilan edilen
Butto, Müflerref Kas›m ay›nda,
OHAL ilan ederek ikinci darbesine
imza att›¤›nda, ABD’yi Pakistan’a
müdahaleye ça¤›rm›flt›. Emperyalistlerin yetifltirmesi olarak, emperyalistlerin ç›karlar›na hizmet
eden Butto, tüm siyasi yaflam› boyunca halk›na ihanet içindeydi ve
Pakistan halk›n›n içinde bulundu¤u
yoksullu¤un, sefaletin ve zulmün
bafll›ca mimarlar›ndand›.
de yaratma gayretine düflmüfltür. Gerek Butto’nun ülkeye dönüflü gerekse Nevaz fierif’in
son dönemde, yine benzer anlaflmalarla Pakistan siyaset sahnesine dahil ediliflinin ard›nda yatan
neden de, iflte bu alternatif yaratma çabas›d›r.
ABD, ‹ran’› kaybetmekle ç›kard›¤› derslerden -di¤er yar›-sömürgelerde oldu¤u gibi- Pakistan’da da tek bir kli¤e veya diktatöre dayanmamay› esas al›yor.
‹ran’da, fiah’a bir alternatif yaratmad›¤› için çok önemli bir konumdaki ‹ran’› elde tutma olana¤›n› kaybetmifltir. Pakistan’da ise
Müflerref’in iyice teflhir olmufllu¤unun etkisiyle Butto ve fierif’i
devreye sokmufltur.
Pakistan’da siyasal kamplaflmalar›n uç boyutlara varmas›,
yoksullu¤un her geçen gün daha
çok artmas› ve giderek büyüyen
ABD ve diktatörlük karfl›tl›¤›,
ABD’nin bu ülkedeki hegemonyas›n› gittikçe zay›flatmaktad›r.
Benazir Butto’nun 8 y›ll›k sürgünden sonra Müflerref’le anlaflarak ve ABD’den icazet alarak Pakistan’a dönmesi, ülkedeki kar›fl›kl›klar› ve çat›flmalar› engelleyememifltir. Butto, geldi¤i gün suikast giriflimine maruz kald›. Butto’nun kurtuldu¤u bu sald›r›da
150 kifli öldü. Hem devlet baflkanl›¤›n› hem de Genelkurmay
Baflkanl›¤›n› yürüten Müflerref, bu
suikast›n ard›ndan artan sald›r›lar› gerekçe göstererek ola¤anüstü
hal ilan etti, Anayasay› rafa kald›rd›. Müflerref’le anlaflarak Pakistan’a dönen Butto’nun bu siyasi
kar›fl›kl›¤› giderebilecek potansiyeli zaten oldukça zay›ft›. Butto,
gerek ABD iflbirlikçisi politikalar›
benimsemesi dolay›s›yla, gerekse
de ayyuka ç›km›fl yolsuzluklar›
dolay›s›yla da genifl bir kesimin
gözünde teflhir olmufltu. Butto,
Müflerref’le anlaflarak ülkeye
döndü¤ü için, Müflerref karfl›tlar›-
Butto’nun ölümünün ard›ndan yap›lan tart›flmalar›n
bafl›nda, nas›l ve kimler taraf›ndan öldürüldü¤ü tart›flmalar› geliyor. Pakistan hükümeti
hemen sald›r›n›n ard›ndan yapt›¤›
aç›klamalarda El Kaide vb. ‹slami
örgütleri fail olarak gösterirken,
özellikle de Butto yandafllar›,
O’nun ölümünden Müflerref’i sorumlu tutuyor. Pakistan seçimlerinin arifesinde yaflanan bu geliflmeyle birlikte, ülkedeki siyasi durum daha da istikrars›zlaflm›fl ve
zaten uzunca zamand›r fliddetli iç
çat›flmalara sahne olan ülke tam
bir yang›n yerine dönmüfl bulunuyor. Pakistan’›n geldi¤i noktaya
iliflkin yap›lan tespitlerde ise,
mevcut durumun ABD’ye her f›rsatta dillendirdi¤i müdahaleye f›rsat yarataca¤› görüflü a¤›rl›k kazan›yor. Bir müdahalenin gündeme
gelmesi durumunda, bunun k›l›f›
da yine büyük olas›l›kla “demokrasi”, “bar›fl”, “özgürlük” söylemleri olacakt›r.
Emperyalist zincir
her halkada
parçalanmal›!
Ancak emperyalizmin “demokrasi”, “bar›fl”, “özgürlük”
dedi¤i her yerde halklara yönelik
bask›, savafl ve ölüm var. Emperyalistler hangi biçim alt›nda egemenliklerini sürdürürlerse sürdürsünler halklar›n daha fazla sömürülmesi ve yoksullaflt›r›lmas›na
yol açarlar. Emperyalizm, siyasi gericilikle ayakta durmaktad›r. Onun, b›rakal›m gerçek anlamda özgürlük ve demokrasiye yol açmas›n›, bugün art›k
en ufak demokratik ve özgürlükçü harekete tahammülü kalmam›flt›r. Bir yandan büyüyen emperyalist dalafllar, bir yandan ise
halk ayaklanmalar› ve direnifller,
emperyalizmi daha da gericilefltirmekte ve sald›rganlaflt›rmaktad›r. Bu süreç onun sonunu haz›rlayan geliflmelerden ba¤›ms›z düflünülemez. Afganistan’da ABD
önderli¤inde emperyalizmin karfl›laflt›¤› yenilgi, Irak’ta sapland›klar› batakl›k ve emperyalist planlar› altüst eden onlarca halk ayaklanmas› ve direnifl, gelece¤in daha
büyük kurtulufl mücadelelerinin
ve emperyalizmin dünya çap›ndaki yenilgisinin de habercisidir.
Nepal, Hindistan, Filipinler ve
birçok yar›-sömürge, yar›-feodal
ülkedeki MLM’Ler önderli¤inde
geliflen halk savafllar› ve halk iktidarlar› dünya halklar›na gerçek
kurtuluflun yönünü göstermektedir. Emperyalist zincir, her halkada parçalanmal› ve s›n›fs›z-sömürüsüz bir dünyan›n yolu aç›lmal›d›r. Bu konuda MLM’lere temel
görevler düflmektedir.
İşçi-köylü 9
11-24 Ocak 2008
Politik gündem
H a l k l a r › n k a r d e fl l i ¤ i n e k u r fl u n i fl l e m e z !
19 Ocak 2007 tarihi ülkemiz topraklar›nda yaflayan çeflitli milliyetlerden halk›n aras›na ekilmeye çal›fl›lan
kin tohumlar›n›n “filizlenmeye” bafllad›¤›n›n, en önemli iflaretlerinden oldu.
Agos Gazetesi Genel Yay›n Yönetmeni Hrant Dink, bu tarihte, arkas›ndaki güçlerin kimler oldu¤u çok aç›k
olan, faflist bir tetikçinin hain kurflunlar›na hedef oldu.
Hrant’›n yerde yatan cans›z bedeni
üzerine örtülen örtünün d›fl›nda kalan
ayaklar›nda ilk göze çarpan, alt› y›rt›k
ayakkab›lar› oldu. O, bu “s›radan” haliyle asl›nda, ne kadar içimizden biri oldu¤unun da mesaj›n› veriyordu.
Ancak “öteki” oldu¤u yönünde
hemfikir olanlar, bu mesaj› ErmeniKürt-Türk ve bu topraklarda yaflayan
çeflitli uluslardan halk›n almamas›,
halklar›n kardeflli¤ine s›k›lan kurflunla-
yordu.
Katliam›n yüz binleri soka¤a dökmesi, cenazeye kat›lan yüz binlerce insan›n hep bir a¤›zdan “hepimiz Ermeniyiz” slogan›n› hayk›rmas›, böylesi bir sahiplenifli beklemeyenleri panikletti. Ve sahte methiyeler yerini “gerçek niyetlere”, halklar› birbirine karfl›
k›flk›rtmaya zemin haz›rlayacak söylemlere b›rakt›.
Katliam gözda¤› ve
gündem sapt›rmay›
hedefliyor
Bir gazeteci olman›n ötesinde, ilerici, demokrat, ayd›n bir kifliydi Hrant
Dink. Ama ayn› zamanda da bu topraklarda binlerce y›ld›r yaflayan, ancak
Türk egemen s›n›flar›n›n Türklefltirme
politikas› do¤rultusunda, milyonlarla
ifade edilen bir kesimi, tehcire ve soyk›r›ma u¤rat›lan Ermeni ulusunun bir
mensubuydu. Kin tohumlar› iyi tutsun
diye, egemenler ve onlar›n uzant›s› faflist zihniyetlerce katliamda öne ç›kar›lan yan da bu oldu.
Aç›klanan asgari ücret ve iflsizlik
rakamlar›, bir kez daha bu ba¤lamda
ekonomik geliflmeleri k›saca de¤erlendirmeyi zorunlu k›l›yor. Son günlerde söylenen yalanlar› deflifre etmek için bu zorunludur. Çünkü son
geliflmelere iliflkin tüm s›n›flar kendi
bak›fl aç›lar›na ortaya koyuyor.
Emperyalizm uygulad›¤› neo-liberal politikalarla; devletin küçültülmesi,
sermayenin serbest dolafl›m›, K‹T’lerin özellefltirilmesi, iflçi ve emekçilerin ücretlerinin düflürülmesi vb. sald›r› politikalar›n›n uygulanmas›n› dayatmaktad›r. Ülkemizde de emperyalizmin ufla¤› olmaktan öte bir ifllevi olmayan hükümetlerin tümü bu politikalar› hayata geçirebilmek için canla
baflla çal›flm›fllard›r. AKP hükümete
gelinceye kadar bu konuda istedikleri
kadar yol alamad›klar›, AKP hükümeti ile birlikte bu sürecin daha h›zland›¤› ortadad›r. AKP de bu konudaki baflar›s›n› Cumhuriyet’in kuruldu¤u günden kendi hükümetine kadar olan süreçte gerçeklefltirilen özellefltirmelerin toplam›ndan çok daha fazlas›n› yaparak efendilerine de ne kadar sad›k
bir uflak olduklar›n› göstermeye çal›flmaktad›r. Emperyalistler bu dönemde
kârlar›na kâr katarken iflçiler, köylüler, memurlar, esnaflar yani halk›n büyük bir kesimi her geçen gün daha da
yoksullaflt›-yoksullaflt›r›l›yor.
Reklam› yap›lan sözde olumluluklara ra¤men ne iflsiz say›s›nda bir düflüfl olmufl ne de çal›flanlar›n ücretlerinde reel olarak bir art›fl, yükselme
olmufltur. Tam tersi hem iflsizlik artm›fl, hem de çal›flanlar›n ücretleri reel
olarak düflmüfltür.
Köylülük aç›s›ndan da durum farkl› de¤ildir. Uygulanan politikalar ne sanayi üretiminde ne de tar›msal üretimde emekçilerin, köylülerin lehine
bir durumu ortaya ç›karmam›flt›r. Tar›m sektörünün serbest piyasa koflullar›na açma ad› alt›nda tasfiye edilmek
istenmektedir. TEKEL’in özellefltiril-
r›n açt›¤› tahribatlar›n büyümesi için
ellerinden geleni yapmaya, ›rkç›-faflist
k›flk›rtmalar› büyütmeye devam ediyorlard›.
Daha katlinden k›sa bir süre önce
mahkemede u¤rad›¤› faflist sald›r›n›n
ard›ndan kendisini vatan haini ilan
eden kimileri ise, timsah gözyafllar›
içinde, methiyeler dizmeye çal›fl›yorlard›. Ancak bunlar›n sahteli¤i, aralara
s›k›flt›rd›klar› ya da a¤›zlar›ndan kaç›rd›klar› söylemlerde, hemen a盤a ç›k›-
Kontra faaliyetlerin uzant›s› olan
bu katliam›n zamanlamas› da, hayli kritik bir döneme denk gelmekteydi.
Benzer kontra sald›r›larda oldu¤u gibi,
Hrant’a dönük katliam›n hedefini bir
yandan, özelde Türk olmayan milliyetlere genelde ise tüm topluma gözda¤›
verme olufltururken, di¤er yan›n› da
gündemin sapt›r›lmas› oluflturuyordu.
Katliam›n san›¤› ise belki de tarihte
görülmedik biçimde, hemen bir-iki gün
içinde “a盤a ç›kar›lm›fl” ve akabinde
Ogün Samast adl› “küçük katil”, daha
do¤rusu tetikçi, “yakalanm›flt›”. Ancak
bu “a盤a ç›karma” ve “yakalama” durumu, benzer birçok katliamda oldu¤u
gibi, beraberinde devlet –sivil faflist
odaklar-çeteler ve daha bir dizi faflist
örgütlenmenin, aralar›ndaki ba¤› da bir
kez daha a盤a ç›karm›flt›.
Bu katliam›n en önemli ayr›nt›lar›n-
dan birini ise hiç kuflkusuz failin küçük
yafllarda bir tetikçi olmas› oluflturuyordu. Küçük tetikçiler ise, son dönemlerde gerçeklefltirilen faflist katliamlarda “tercih nedeni” olmufltu.
T›pk› Hrant’›n katlinden bir süre önce
gerçekleflen ve rahip cinayetinde oldu¤u gibi.
Anlafl›lan kontrac›lar böylelikle töre cinayetlerinde, az ceza al›nmas› için,
cinayetin yafl› küçük aile ferdine iflletilmesi gibi bir yönteme de baflvurmaya
bafllam›fllard›. Böylece hem katliam
sözde hemen “ayd›nlat›lm›fl” oluyor,
hem de genç birinin milliyetçi duygularla iflledi¤i bir cinayet gibi gösterilerek, “münferit” olarak yans›t›lmas› kolaylafl›yordu. En önemlisi de, faflist devletin kontra faaliyetlerinin bu flekilde
gizlenmeye çal›fl›l›yor olmas›.
Hrant Dink ve Rahip Santaro katliam› ile dikkatlerin topland›¤› bir di¤er
nokta ise, bu küçük tetikçilerin Trabzon’dan ç›kmas› oluyordu. Çeflitli milliyetlerin yüz y›llard›r iç içe yaflad›¤› bu
kent, buradaki çok kültürlülü¤ü ve
kardeflçe yaflam› ortadan kald›rmaya
dönük ›rkç›-faflist örgütlenmelerin
merkezi haline getirilmeye çal›fl›l›yordu. Bu çabalar›n sonucu ortaya ç›kan
katliamlarla birlikte, tüm Trabzon halk› töhmet alt›nda b›rak›lmak, sanki
tüm Trabzon halk› bu ›rkç›-faflist yönelimi sahipleniyor izlenimi yarat›lmak isteniyordu. Oysa gerçek hiç de böyle
de¤ildi ve Trabzon halk›n›n onurlu ses-
leri, ayn› süreçte bunu var güçleriyle
hayk›r›yordu.
“Küçük katil”
“a¤abey” oldu
Hrant Dink katliam›n›n yank›lar›
haftalar aylar boyu dinmedi. Bu yank›
bir yandan yurtiçinde ve yurtd›fl›ndaki
genifl çapl› bir sahiplenifl ortaya ç›kard›, di¤er yandan ise kardefl kavgas›n›
körükleyenlerin linç kampanyalar›yla
sürdü.
Katliama iliflkin soruflturmada ise
yine bir dizi iliflki a¤› ortaya saç›ld›. Bu
iliflkilerden biri de, Susurluk dahil, bir
dizi kontra faaliyetle birlikte an›lan
emekli General Veli Küçük’tü. Veli
Küçük sa¤l›¤›nda da Dink’i telefonla
tehdit edenler aras›ndayd› ve daha önce de Dink’in 301. maddeden yarg›land›¤› davan›n duruflmas›na gelerek, provokasyon yaratm›flt›.
Telefon görüflmelerinden ve daha
bir dizi iliflkiden elde edilen bulgular,
baflta emniyet birimleri olmak üzere,
devletin çok say›da kurumuna kadar
uzan›yordu. Ancak bir kez daha tutuklananlar alt düzeyde tetikçiler oluyordu.
Hrant Dink katliam›n›n ilk duruflmas› 2 Temmuz’da gerçeklefliyor ve
Dink’in efli Rakel ve çocuklar› burada
da faflistlerin sözlü vb. tacizlerine u¤ruyordu. Aç›kça “bu ülkeden gidin”
deniyordu, bu topraklar›n gerçek sahiplerine. Hrant’a da bu topraklardan
Maske düfltü, zamlar göründü!
mesiyle iyice bitirilmek istenen tütün
üretimi, fleker fabrikalar›n›n özellefltirme süreciyle azalt›lmak istenen
pancar ekimi vb. ile tüm üretim emperyalist ve komprador burjuva flirketlerin eline b›rak›lmak isteniyor.
Bunun sonucu milyonlarca köylü topra¤›ndan olacak ve daha da yoksullaflacakt›r.
En son TÜ‹K (Türkiye ‹statistik
Kurumu) taraf›ndan aç›klanan 2007
Temmuz ay› iflsizlik rakamlar› bunu
göstermektedir. Temmuz ay› verilerine göre iflsiz say›s› 45 bin kifli artarak
2.7 milyona ulaflm›flt›r.
AKP’nin uygulad›¤› yeniden yap›land›rma uygulamalar›na genel olarak
bile bakt›¤›m›zda; geçen 5 y›ll›k dönemde istihdam yaratmayan, üretime
yat›r›m yapmayan bu nedenle “gerçeklefltirilen büyümenin” fliflirilen bir
balondan ibaret oldu¤u görülecektir.
AKP hükümeti sürecince gerçeklefltirilen özellefltirmelerle yüz binlerce iflçi soka¤a at›lm›flt›r. ‹flini kaybetmeyenler ise iflten at›lma korkusu,
tehditleri ile sefalet ücretine mahkum
edilmifltir.
Gelinen aflamada art›k m›zrak çuvala s›¤m›yor ve AKP hükümeti birçok yalan “olumlulu¤u” anlat›p s›ralad›ktan sonra iflsizli¤e çözüm bulamad›klar›n›, istihdam› art›ramad›klar›n›
mecburen kabul etmek zorunda kal›yor.
Emekçilere asgari yaflam!
Yine AKP’nin haz›rlay›p Meclis’e
sundu¤u 2008 Bütçesi baflka cepheden tüm gerçe¤i gözler ününe seriyor. Bütçenin 1/4’ü borç faizlerinin
ödenmesine ayr›lm›flt›r. Yat›r›mlar
için ayr›lan pay 2007 bütçesinde ayr›lan paydan daha azd›r.
“Uzun bir aradan sonra ilk
kez iflçi, iflveren ve hükümetin
uzlaflmas› ile belirlendi¤i”iddia
edilen asgari ücrette de¤iflen bir fley
olmad›. Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun yapt›¤› toplant› sonras›nda
aç›klama yapan Çal›flma ve Sosyal Güvenlik Bakan› Faruk Çelik, asgari ücretin 2008’in ilk alt› ay›nda yüzde 4,
ikinci alt› ay›nda yüzde 5 art›r›lmas›n›n
kararlaflt›r›ld›¤›n› söyledi. Y›l›n ikinci
yar›s›nda ise bekar olanlar 505, evliler
515, bir çocuklu 522, iki çocuklu 530,
üç çocuklu 534, dört çocuklu 539
YTL asgari ücret alacak. Gariptir ki,
yukar›da bahsi geçen iflçi-iflveren uzlaflmas›n›n iflçi temsilcisi olan Türk-‹fl,
asgari ücrete onay vermesine ra¤men, ard›ndan yapt›¤› aç›klamada
"asl›nda asgari ücretin açl›k s›n›r›n›n
alt›nda belirlenmesini do¤ru bulmad›klar›n›" ve Aral›k ay› itibariyle 4 kiflilik bir ailenin açl›k s›n›r›n›n 688 YTL,
yoksulluk s›n›r›n›n da 2 bin 241
YTL’yi buldu¤unu bildirdi.
Sigortas› Kanunu, temel esaslar›ndan
geri ad›m atmadan yeniden ele al›nmal›d›r.
* Tar›m sektöründe devletin piyasaya müdahalesine son verecek piyasa mekanizmalar›n›n iflleyifli sa¤lanmal›d›r.
Zamlarda patrona k›yak!
AKP hükümetinin seçim öncesi de
çokça reklam›n› yapt›¤› "zams›z hayat" sona erdi.
Yeni y›l›n ilk günlerinde aç›klanan
ulafl›mdan elektri¤e, do¤algazdan pasaport ücretlerine, çeflitli vergilerden
trafik ihlallerine kadar getirilen zamlar, 2008 y›l›n›n emek-
TÜS‹AD’›n istekleri
TÜS‹AD Baflkan› Arzuhan Yalç›nda¤’›n 19 Eylül’de aç›klad›¤› “Ekonomik Görünüm ve Politikalar”
raporunda yer alan 21 maddelik yat›r›m ve istihdam›n art›r›lmas›na yönelik taleplerine bakt›¤›m›zda, istenenlerin flu ana kadar uygulanan yeniden yap›land›rma politikalar›n›n
daha da azg›nca ve s›n›rs›zca uygulanmas›ndan baflka bir anlam› olmad›¤›
görülecektir. ‹flte TÜS‹AD’›n isteklerinden baz›lar›:
* Özellefltirmeler h›zla tamamlanmal› ve özellefltirme gelirleri kamu
borç stokunun azalt›lmas›nda kullan›lmal›d›r.
* Sosyal Sigortalar ve Genel Sa¤l›k
çiler aç›s›ndan zor bir
y›l olaca¤›n›
gözler önüne seriyor.
Bir yandan
SSGSS Tasar›s›
ile
emekçilerin tüm kazan›lm›fl haklar›n›
t›rpanlamay› hedefleyen hükümet, di¤er yandan asgari ücreti yoksulluk rakamlar›n›n oldukça alt›nda belirleyerek seçim öncesi verdi¤i vaatlerin dönemsel ç›karlar› için oldu¤unu ortaya
koydu.
Yeni y›l›n ilk günlerinde aç›klanan
do¤algaz zamm› da di¤er zamlar gibi
tarafl›yd›. Do¤algazda sanayiye (patronlara) % 6.5 konutta (halka) % 7.4
elektrik de sanayiye %10 konutta
%15 zam geldi. Zamlar›n gerekçelerini aç›klayan AKP hükümeti sözcüsü
Cemil Çiçek, adeta "zams›z" geçen
dönemin ac›s›n› ç›kartmal›y›z der gibi
"uzun süredir zam yap›lmad›¤›n›, bu
sektörlerde zarar edildi¤ini" belirtti.
Asl›nda yap›lan bu aç›klaman›n tek bafl›na kendisi bile gerçekte zarar edenin kim oldu¤unu, hükümetin kimi
korudu¤unu göstermeye yetmektedir.
Uzun süre zam yapmamakla övünen AKP hükümetinin zam yapt›¤›
alanlar, yaflam›n olmazsa olmaz ihtiyaçlar›n›n karfl›land›¤› sektörler olmaElektrik Mühendisleri Odas› taraf›ndan yap›lan bir aç›klama halk›n cebindeki h›rs›z›n kim oldu¤unu ortaya
koydu.
"2006 y›l› verileri esas
al›narak, bu y›l için beklenen yüzde 8’lik talep
büyümesi dikkate al›nd›¤›nda meskenlerin
toplam y›ll›k tüketiminin
yaklafl›k 36 milyar kilovat saat, bunun mali
de¤erinin de 4.8
milyar YTL oldu¤u hesaplanmak-
çekip gitmesi söylenmiflti. Ancak
O’nun cevab› halklar›n kardeflli¤ini
kurflunlayanlara, dün ve bugün bombalayanlara, bir tokat gibi iniyordu:
“Evet bu topraklarda gözüm var,
ama topra¤›n alt›nda. Çünkü ben
bu topraklara gömülmek istiyorum” diyordu Hrant, kendisini vatan
haini ilan eden, gerçek vatan hainlerine.
Hrant Dink katliam›na iliflkin hala
birçok veri ortaya ç›k›yor. Gerçek adresi de gösteren bu verilerin ço¤unun
üzeri ise büyük bir gayretkefllikle kapat›l›yor. Geçti¤imiz günlerde “küçük katil”e iliflkin de bir veri ortaya ç›kt›. Katliam› gerçeklefltirdi¤inde 18 yafl›ndan
küçük görünen Ogün Samast’›n kemik
yafl›n›n 19 oldu¤u yönlü bir veri bu.
Kesin karar ise mahkemeye b›rak›lm›fl.
E¤er kemik yafl›na iliflkin bu veri mahkemece kabul edilirse, a¤›rlaflt›r›lm›fl
müebbet almas› söz konusu olabilecekmifl. Ancak flundan eminiz ki, art›k
“a¤abey” s›n›f›na dahil olan Samast bu
cezay› alsa bile, bu sadece göstermelik
olacakt›r ve befl y›ld›zl› otel konforunda a¤›rland›¤› hapishaneden bir an evvel ç›karman›n yolu bulunacakt›r. Gerçek katiller olan kontra fleflerine ise
yine dokunulmayacakt›r!
Taa ki inad›na kardeflli¤i savunan
halk›n adaleti, iflledikleri tüm suçlar›n
hesab›n› sormaya bafllay›ncaya kadar…. Çünkü halklar›n kardeflli¤ine
kurflun ifllemez!
s› aç›s›ndan da emekçileri zor günlerin bekledi¤ini gösteriyor. Su, elektrik, do¤algaz vb.
Asgari ücretle geçinmeye çal›flan
emekçilere AKP hükümeti halka "paran yoksa so¤uktan donabilirsin", "suyun yoksa içmeyebilirsin", "yol paran
yoksa evden ç›kmayabilir ya da ifline,
hastaneye, okula veya herhangi bir ihtiyac›na yürüyebilirsin" demektedir.
AKP’nin uygulad›¤› tüm politikalar
emperyalist a¤a babalar›n›n ve yerli
uflaklar›n›n ç›karlar›n› ve kârlar›n› art›rmay› hedeflemektedir. Emperyalizmin sad›k ufla¤› ve memurlar›ndan daha farkl› bir uygulama beklemek de
hayaldir. Kitleler ancak kendi
üzerlerinden geçirilmeye çal›fl›lan “buldozeri” devirmek için
birleflti¤inde ve AKP’nin çuval›na s›¤mayan m›zra¤› al›p hedefe
yani iktidara yönlendirdi¤inde
gerçek refaha ve özgür gelece¤ine kavuflacakt›r. Bunun için biz,
proleter devrimciler b›kmadan usanmadan her zamankinden daha kararl›
ve sab›rl› bir flekilde çal›flmal›; kitlelerle birlikte onlara yol göstererek bizim
üzerimizden geçirilmek istenen “buldozeri” egemenlerin üzerinden geçirmeliyiz.
tad›r. Yap›lacak yüzde 15’lik zamla
mesken tüketimleri üzerinden 720
milyon YTL fazladan tahsil edilecektir. Ortalama bir ailenin asgari yaflam
standard›na göre ayl›k elektrik tüketiminin 230 kilovat saat oldu¤u dikkate al›nd›¤›nda, mevcut durumda di¤er bedeller, fon ve vergiler dahil olmak üzere ayl›k 39.10 YTL fatura
ödenirken, elektrik tutar›na yap›lan
zamla di¤er bedeller, fon ve vergilerin de artmas›yla fatura 45.9 YTL’ye
yükselecektir. Böylece aç›klanan yüzde 15’lik zam oran› da faturalara yüzde 17.4 olarak yans›yacak."
İşçi-köylü 10
Enternasyonal
11-24 Ocak 2008
Aral›k 2007’de yap›lan grevle, Sosyal Güvenlik Yasas›’na karfl› ilk güçlü direniflini ortaya koyan Yunanistan iflçi s›n›f› ve emekçilerinin mücadelesi önemli bir virajdan geçmekte. “Sosyal Güvenlik” Yasas›’ndan iflsizli¤e, bürokrat-reformist sendika yönetimlerinden özellefltirmelere kadar ülkemiz emekçi halk›n›n sorunlar›yla neredeyse birebir ayn› sorunlar› yaflayan Yunanistanl› emekçilerin direnifl deneyimleri bizler için
önemlidir. Bu nedenle Yunanistan iflçi s›n›f›n›n bu süreçte içinden geçti¤i zorluklar›, deneyimleri anlamak için S›n›f Yürüyüflü (Taksiki Poria)’den Grigoris Konstandopulos ile yapt›¤›m›z röportaj› ‹flçi-Köylü okurlar›na sunuyoruz.
Röportaj
12
‹flçi-köylü: Yunanistan’da iflçi s›n›f›n›n ve mücadelesinin genel durumu
hakk›nda bilgi verebilir misiniz?
- Yunanistan’da iflçi s›n›f›, geçifl sürecinde bulunmakta. Bir tarafta iflçi s›n›f›n›n geri çekilme ve hayal k›r›kl›¤› verileri varken, di¤er taraftan da uyan›fl göstergeleri bulunmakta. Ancak esas
olan son y›llarda, emekçi s›n›flar›n
uyan›fl›d›r. Gerileme ile ilgili olarak, bu
temel nedeni, uzun süreli olarak iflçi s›n›f› ve sendikal hareket üzerinde etkili
olan burjuva-reformist hâkimiyetidir.
Bugün geliflmeler olumlu yönde ilerlemekte ve bu ülkemizde, Avrupa’da ve
dünyada sermayenin emekçilere yönelik
sald›r›lar›na ba¤l›d›r. Sald›r›, iflçi s›n›f›n›n
hak ve kazan›mlar›n› hedeflemekte ve
bu sermaye için stratejik bir nitelik bar›nd›rmakta. Bu stratejik sald›r›n›n
amac›, iflçi s›n›f› üzerinde tam hâkimiyeti sa¤lamakt›r. Egemenlik sadece iflyerinde de¤il, bunun da d›fl›nda
sa¤lanmak istenmekte. Bu egemenlik
çerçevesinde, sendikalar›n ve kolektif direniflin da¤›t›lmas› bulunmakta ve bu yönde de ilerlemektedir.
Örne¤in, iflsizlik, gerek Yunanistan’da gerekse Avrupa’da bilinen bir olgu. Ve bu, emekçiler için güvencesiz bir
ortam yaratmakta. Özellikle son 20 y›lda iflsizlik meflru bir karakter kazanm›flt›r. Bugünkü iflsiz say›s› yaklafl›k
400.000’dir. E¤er çal›flanlar›n say›s›n›n
2.750.000 oldu¤unu düflünürsek, yaklafl›k her bir iflçi, üç y›l iflsiz kalmaktad›r.
Toplam çal›flan nüfusun 800-900 bini kamuda çal›flmakta. Bunun d›fl›nda kalan 1.750.000 çal›flan, iflsizlik-çal›flma
döngüsü içinde hareket etmektedir. Bu
durum çal›flan için güvencesizlik ve patronun bask›s› karfl›s›nda çaresizlik demektir. Bunu, sermaye ve hükümetleri
s›n›f ve emek karfl›t› yasalar›n› geçirebilme f›rsat› olarak görmekteler. Önemli
bir kesim geçici ifllerde çal›flmakta, parttime çal›flmakta ve bu da yar› hak anlam›na gelmekte. Di¤er taraftan da
350.000 dolay›nda sözleflmeli çal›flan
bulunmakta ve bunlar y›l›n 8 ay›nda çal›flmaktalar. 12 ay çal›flmayan bu kesim
böylece kadrolu da olamamakta. Yine,
yaklafl›k 500.000 kifli kaçak olarak çal›flmakta. Bütün bunlar emekçi kesimlerde
genel bir güvencesizlik yaratmakta ve
sermayenin sald›r›lar›n›n da kolaylaflmas›na yol açmakta. Son y›llarda iflçi s›n›f›nda, öfke ve tepki hâkim durumda. Çeflitli mücadele nüveleri görülmekte fakat, sendikal önderliklere
hâkim olan burjuva-reformist anlay›fl ne
s›n›f›n haklar›n› koruyabilir ne de bunu
istemektedir. Mevcut durumda çeliflkiler keskinleflmekte ve kitlelerin bask›s›
sonucu sendikal liderlikler grev karar›
almak zorunda kald›lar. Kitlesel ve militan bir eylem oldu. Gazetelerin de yazd›klar› gibi son y›llar›n en büyük grevi oldu.
- Sosyal Güvenlik Yasa Tasar›s›
neleri içermekte ve çal›flanlar› nas›l
etkilemekte?
- 1992 y›ll›nda iktidar olan Yeni Demokrasi Partisi yeni bir yasa geçirerek
emeklilik yafl›n› erkeklerde 60’dan, 65’e,
kad›nlarda ise 55’e ç›karmak istedi. Yasa
92’den sonra sosyal güvenlik sistemine
dahil olanlar› kapsamaktayd›. Yeni yasada ise, yap›lan düzenlemelerle normal
flartlarda emeklili¤ini alacak olanlar (ya-
“ O r t a k d ü fl m a n l a r › m › z a k a r fl › ,
o r t a k m ü c a d e l e k o fl u l l a r › n ›
yaratal›m!”
ni 92 öncesinde çal›flmaya bafllayanlar)
haklar›n› yitirerek 65 yafl›nda almak zorunda kalacaklar. Yani daha fazla çal›flacaklar.
Yasan›n bir taraf› buyken, di¤er taraf› ise, bir yandan emeklilik yafl›n› yükseltmekte ve emeklilik maafl›n› düflürmekte.
Emeklilik maafl› hesaplamalar›ndaki yeni
yöntemle, yani önceden oldu¤u gibi son
iki y›l de¤il de son on y›l üzerinden hesaplama ile emekçiler maafl›n›n yaklafl›k
% 35’ini yitirmektedir. Yard›mlaflma
sand›¤›ndan yap›lan deste¤in oran› %
20’nin alt›na düflürülmekte. Yap›lan di¤er bir fley de emekli sand›klar›n›n birlefltirilmesidir. Baz› ifl kollar›nda çal›flan
emekçiler daha fazla emeklilik maafl› almaktalar. Birlefltirmeyle, bütün
emekçiler ayn› düzeyde ve az
oranda emeklilik maafl› alacaklar.
Maafl›n düflürülmesinin yan›nda kimi özlük haklar da yitirilmifl olacakt›r.
Yasan›n di¤er bir hedefi ise, a¤›r ifl
kollar›d›r. ‹fllerinin a¤›r ve sa¤l›k aç›s›ndan tehlikeli olmas› nedeni ile bu ifl kollar›nda çal›flanlar 5 y›l erken emeklilik almaktalar. Daha fazla sigorta pulu almaktalar. Bu alanlarda çal›flan iflçilerin genele oran› % 35’dir.
Genelleflen sald›r›lar sadece bizde
de¤il, zannederim ki, Türkiye’de, Avrupa’da ve dünyada uygulanmakta ve tüm
emekçi kesimleri kapsamaktad›r.
Amaçlar›, hiçbir fley ayakta kalmas›n, emekçilerin haklar› olmas›n.
Toplu sözleflmeler kald›r›ls›n, s›n›f› kiflisel düzeyde istiyorlar. Örne¤in ülkemizde sermaye, asgari ücretin kald›r›lmas›n›
istemekte. Bunun yerine iflçi ile iflveren
aras›nda bir anlaflman›n olmas›n› istiyorlar. Böylece iflçinin kolektif üretimden
gelen gücünü yok etmek istiyor. Fakat
yasal düzlemdeki bu durum pratikte çok
daha vahimdir. Bugün hiç kimse 65 yafl›nda emeklili¤ini alamamaktad›r. Çünkü
kimse zorunlu olan 35 y›ll›k fiili çal›flma
süresini dolduramamaktad›r. Bu durumda, ya yar› emeklilik alacaklar ya da çal›flmaya devam edecekler.
Ekim Devrimi, tüm bu sorunlar›
çözmüfltü. Geliflen hareket, kapitalist ülkelerde sermayeyi talepleri kabul etmeye zorlam›flt›r. Fakat bugüne var›ld›¤›nda, sosyal güvenlik kurumlar› içleri zamanla boflalt›larak, “ifllemez olduklar›”, “zarar ettikleri” propagandas› yap›lmakta. Ve sosyal güvenlik
sisteminin çökece¤inden bahsetmekteler. Bütün bunlar korku senaryolar›d›r.
Sosyal Güvenlik sisteminin çökmesi, kapitalist sistemin çökmesi anlam›na gelecektir. ‹flçi s›n›f›n›n, kapitalist sistem içinde hiçbir al›flverifli olamaz.
Ortaklaflmalar› olamaz. Buna karfl› mücadele ederler, sistemle çat›fl›rlar.
- Di¤er bir sald›r› dalgas› ise
“özellefltirmeler”. Buna da biraz de¤inebilir misiniz?
- Son 25 y›lda kapitalistler aras›ndaki var olan çeliflkiler ve emperyalistler
aras› çeliflkiler keskinleflmekte. Revizyonizmin egemenli¤indeki kapitalizme geriye dönüfl egemen s›n›fa tüm fliddetiyle
sald›rma olana¤› sunmakta. Özellikle 8991’de revizyonist rejimlerin da¤›lmas› ile
bunlar kapitalizme aç›kça geçifl yapt›lar.
Yeni durumda çeteci, soyguncu bir yap›
olufltu ve devletin varl›¤›n› tüketmeye
bafllad›. Bu durum normal kapitalist geliflimden farkl›d›r. Pek çok sözde “sosyalist” rejim kadrosu h›zla kapitalistleflme yoluna girdi. 89-91 sonras›nda pek
çok bilim adam› sermayenin saf›na geçti.
Geliflmeler sonucunda iflçi s›n›f›n›, sendikalar›n› vb. kurumlar›n› da¤›tabileceklerine inanmaya bafllad›lar ve bu öncekilerden çok farkl› bir durumdur.
Özellefltirme sald›r›s› ise Thatcher
ve Reagan döneminde bafllad› ve bütün
ülkelerde uygulan›r oldu. Sald›r›n›n
bir aya¤›n› da Yunanistan oluflturmakta. Burada neden özellefltirildiklerine bakmak gerekir. Önceleri kamusal
hizmet için kurulan büyük iflletmelere
(hastaneler, limanlar, yerel yönetim iflletmeleri vb.) sermaye yeni bir alan olarak bakmaya bafllad›. Sermayenin girifli
için öncelikli talebi, bu kurumlardaki kamusal yap›n›n de¤ifltirilerek, özel sektördeki yap›n›n getirilmesiydi. Özellefltirme serisinin son halkalar›ndan birini
Olimpik Havayollar› oluflturmakta.
Ülkenin co¤rafi yap›s› gere¤i uçaklar›n
adalar› sürekli sefer yapmas› olanakl› de¤ildir. Bunun için de devlet, giderlerin
bir k›sm›n› ödüyordu. Ancak hükümet
üyeleri yapt›klar› etkinliklerde, havayollar›n› kullan›yordu, fakat ödeme yapm›yorlard›. fiimdi de kurumun yük oldu¤undan bahsediyorlar. Binlerce iflçinin
iflsiz kalmas› sözkonusu.
- Bundan sonras› için bu direnifller nas›l boyut alabilir?
- Son yap›lan greve özellefltirme sald›r›s› ile karfl› karfl›ya olan bu iflletmelerden binlerce iflçi kat›lm›flt›r. Özellefltirmelere karfl› zaman zaman grevler ve
direnifller ortaya konmakta. 5 y›l önce
bir bankan›n özellefltirilmesine karfl›, çal›flanlar üç ay boyunca grev yapt›lar. Mücadelenin gerileme sürecinde olmas›na
ra¤men. Bugün ise hareket uyan›fla geçmifltir ve o kadar kolay da olmayacakt›r.
Sola, mücadeleye dönük bir geliflmeye
sahne olmaktay›z. Geçti¤imiz süreçte
gençli¤in, ö¤retmenlerin, üniversite hocalar›n›n eylemlerine tan›k olduk. Burada yapmam›z gereken, geliflmeleri do¤ru
okumakt›r. Biz S›n›f Yürüyüflü olarak
12 Aral›k 2007 grevinin kitlesel geçece¤ini bekliyorduk. Kimi endiflelerimiz
vard›. Çünkü, mücadelenin geliflim seyri
hala tam netli¤e kavuflmam›flt›. Emekçi
kitleler sosyal güvenlik yasas› ile gerçek
anlamda dostlar›n› ve düflmanlar›n› tan›m›flt›r. Bu çok önemli bir geliflmedir. Bu,
reformistlerin etkinli¤i sonucu yitirilen
rece giriyoruz ve her yeni fley, zamana
ihtiyaç duymakta. Hükümet k›zg›n ve s›k›flm›fl durumda. Ve sald›r›s›n› nas›l yapaca¤›n› hesaplamakta. Grev sonras›nda
yap›lan aç›klamalarda, hükümetin yumuflak önlemler alaca¤› ifade ediliyordu.
Emekçiler bunlara inanmamal›. Mücadelelerine kararl›l›kla devam etmelidir.
Bizi kayg›land›ran nokta, s›n›f›n mücadele azmine ra¤men kendi ç›karlar›na
savunacak güçlerde bir ›fl›k görmemesidir. Mevcut durumda sendikal liderliklerin ve reformistlerin etkinli¤i hala devam etmekte. PAME (YKP’nin sendikal
örgütlenmesi) ise gerçek anlamda ne
mücadele etmek istemekte ne de mücadele edebilecek durumdad›r. Daha çok
YKP’nin oy oranlar›n› art›rmak için çal›flmakta. Seçimler içinden sistemi de¤ifltireceklerini söylemektedirler. Sistem
de¤iflikli¤i mücadele ile ve toplumsal dinamiklerle olabilir. YKP ve PAME’nin
sistemle çat›flma gibi bir derdi
yoktur. Halk hareketinin PASOK’ a yarayaca¤›n› düflünerek ayr› ve kendi içinde eylemler yapmakta. Emekçiler bunu
- 12 Aral›k grevi iflçi s›n›f›n›n mücadelesi
anlam›nda nas›l bir öneme sahiptir?
- Sermaye ve hükümet grev sonras›nda oldukça endiflelenmifl durumda.
‹ki noktada endiflelenmekteler. Birincisi, s›n›f karfl›t› politikalar› geçirme
noktas›nda zorlanacakt›r. Çünkü, emekçilerin güçlü direnifli ile karfl›laflacaklar›n› biliyorlar. Di¤er bir endifleleri ise, emekçi kitlelerdeki uyan›fl›n belirginleflmesidir. Bu greve iflçiler d›fl›nda küçük burjuva kesimler de kitlesel kat›lm›flt›r. Bilim adamlar›, doktorlar, gazeteciler, noterler, küçük esnaf vb. Yani grevle, halk›n öfkesi ve tepkisi ifadesini buldu. Ve bu sistem için daha da
kayg›land›r›c›d›r. Çünkü karfl›s›nda sadece iflçi s›n›f›n› de¤il, genifl halk katmanlar›n› görmekte ve bu kitleler mücadele içinde politik kavray›fla da eriflecektir, tabii ki burjuva s›n›f›n› fazlas›yla kayg›land›rmaktad›r.
s›n›f bilincinin yeniden kazan›lmas› ve
kendi gücüne inanma anlam›nda paha biçilmez öneme sahiptir. S›n›f bilincinin
kazan›lmas› mücadele cephesinin geniflletilmesi anlam›nda önemlidir. Ancak,
her fley hala aç›kt›r. Geri dönüfl de olabilir. Ama esas durum, kitlelerin uyan›fl›d›r.
- Daha önceki gençlik eylemlerinde iflçi s›n›f› ile gençli¤in bütünleflmesini göremedik. Bundan sonras› için
bu cephenin oluflumu mümkün mü?
- Ortaklaflma yönünde ilerliyoruz.
Toplumun farkl› kesimleri, sosyal güvenli¤e yönelik sald›r›da ortak mücadele etmekteler. fiunu belirtmeliyim ki, bu sald›r› genel sald›r›n›n bir parças›d›r. Sonuçta ise, sosyal, psikolojik anlamda mücadele azmi oluflmufltur. Bunu aç›k bir
flekilde eylemlerde gördük. ‹nsanlar
grev sonras›nda ne olaca¤›n›, hükümetin
geri ad›m at›p atmayaca¤›n› soruyorlard›. Sendika yöneticileri, artan tepkiye
karfl› fazla koyamad›, aksi halde bunlar
koltuklar›n› kaybedecekti. Onlar›n yerine de s›n›f›n ç›karlar›n› savunacak olanlar geçecekti. Emekçilerin kitlesel
kat›l›m›, yeni bir fleydir. Gençli¤in
yaln›z mücadele etti¤i noktas›nda
söyledi¤in do¤ru. Ancak yeni bir sü-
görmeye bafllamaktalar. Bunlara karfl›
mücadele sadece teorik anlamda de¤il
pratik anlamda da verilmelidir. Yani, iflyerinde, mahallelerde, her yerde mücadele ve direnifl komiteleri kurulmal›d›r.
Her flehirde bu gibi giriflimlerde bulunularak direniflin ülke geneline yay›lmas›
gerekir. Bizler, pek çok ilde benzer giriflimlerde bulunarak mücadeleyi güçlendirmeye, kitleselleflmesine ve emekçilerin mücadeleye kat›l›m›n› sa¤lamaya çal›fl›yoruz.
- S›n›f Yürüyüflü, “Direnifl Cephesi” oluflturulmas›n› öneriyor. “Direnifl
Cephesi” nedir, nas›l bir karaktere
sahip olacak ve nas›l oluflturulacak?
- Direnifl Cephesi gibi bir fley hemen
oluflturulamaz. Alan özgülünde, sendikalarda, mahallelerde, iflyerlerinde komiteler biçiminde oluflturulabilir. ‹nan›yorum ki yapt›¤›m›z çabalar direnifl cephesinin temellerini atmaktad›r.
- AB Yunanistan’da uygulanan
politikalarda nas›l bir rol oynamakta?
- Uygulanan bütün iflçi karfl›t› politikalarda birinci dereceden rol oynamaktad›r. Mesela, flirketler kurulmakta
ve bu flirketler ihtiyaç duyan flir-
ketlere, kamu kurulufllar›na iflçi kiralamaktad›rlar. Bu AB’nin onaylad›¤› bir anlaflman›n sonucunda
olmakta. AB zirvelerinde al›nan iflçi ve
halk karfl›t› politikalar oy birli¤i ile al›nmakta. Ancak hükümet politikalara duyulan tepkilere karfl›, AB’nin dayatmas›n› gerekçelendirmektedir. Ama kararlar› birlikte almaktalar. AB emperyalist bir
kurulufltur. Büyük devletlerin ç›kar›na
çal›flan, iflçi s›n›f›n›n düflman› bir birliktir.
Bize göre her ülke emekçileri, bu birlikten ç›k›lmas› için ülkelerinde mücadele
etmelidirler. Çünkü halklar için sadece
sorun ve bask›lar›n artt›r›lmas›na neden
olmaktad›r. Yunanistan’da emekçiler AB’nin niteli¤ini anlamaktad›rlar. Bütün pankartlar›nda AB karfl›t› sloganlar yaz›lmakta. Mücadele veren tüm
dinamikler, az veya çok AB karfl›tl›¤›n›
dillendirmektedirler.
- S›n›f Yürüyüflü bu dönemde nas›l bir rol oynamal›?
- SY’nün temel amac›, mücadelenin
güçlendirilmesini sa¤lamak, kitlelerin
kendine inanc›n› güçlendirmektir. Kesin
olan bir fley, e¤er bu çarp›flma kaybedilirse, her fley daha da kötü olacakt›r. Sistem ve hükümet yap›lan grevle oldukça
zor pozisyona düflmüfltür. Ve bu mücadele devam etmelidir. Di¤er mücadele
güçleri, mücadele noktas›nda kafa kar›fl›kl›¤› içindeler. Bunlara karfl›, s›n›f ve
emekçiler içinde ba¤lar›m›z› daha da
güçlendirmeliyiz. Kitleleri mücadelenin
kazan›labilece¤ine inand›rabilmeliyiz.
Mücadele d›fl›nda baflka bir yolun
olmad›¤›n› anlatmal›y›z. Farkl› yöntemlerle, mücadeleyi s›n›f›n ç›karlar›
do¤rultusunda biçimlendirmemiz gerekiyor. Kitlelerin, s›n›f›n sorunu kendi ellerine almalar›n› sa¤lamal›y›z.
Ve tüm bunlar› ülke geneline yaymal›y›z.
Grev dolay›s›yla, ülkenin farkl› 20 noktas›nda komiteler kurarak mücadelenin
geliflmesi için giriflimlerde bulunduk.
Burada vurgulamak istedi¤im bir
fley var, bu çal›flmalar yap›l›rken,
kitlelerle yap›lmal›d›r. Onlardan ayr›
ve uzak bir flekilde yap›lmamal›d›r. S›n›f›n prati¤inden ö¤renmesi ve mücadelesini sahiplenmesi için bu zorunludur.
Aksi durum sistemin ç›karlar›na hizmet
eder. Sistem, kitleleri karfl›s›nda gördü¤ü takdirde korkuya kap›lmakta. Soka¤a
ç›kan milyonlar karfl›s›nda egemenler
sadece birer “ka¤›ttan kapland›rlar”.
- ‹fl hayat›na kat›lan genç bir nüfus var. S›n›f Yürüyüflü bunlar için neler yapmay› hedeflemekte?
- Maalesef genç iflçiler, sendikal liderliklerin umurunda de¤ildir. Yeni ç›kar›lan yasalarla, yeni ifle al›nacak gençleri kiflisel sözleflmeler yap›larak ifle al›nmaktad›r. Ve bunlar›n hiçbir hakk› yoktur. Bizim bu kesime a¤›rl›k vermemiz
gerekiyor. Çünkü iflçi s›n›f›n›n ve mücadelesinin gelece¤ini teflkil etmektedir.
Öncelikle kitlenin bilinçlendirilmesi gerekiyor. Bu kitle yap›lan greve kitlesel
olarak kat›ld›. Sald›r›n›n büyüklü¤ünü
anlamaktad›rlar. Bu gençlerin büyük bölümü kamu kesiminde ifle al›nmaktad›r.
‹fle al›nanlar ise sözleflmelidirler. Kadrolu olamamaktad›rlar. Bunlar 7 ayl›k deneme sonras›nda hiçbir tazminat ödemesi yap›lmadan iflten ç›kar›labilmektedir. Bu kesimi dikkate almak zorunday›z.
Bunun için genç iflçilerin sendikalara üye
olmas› noktas›nda çaba sarf ediyoruz.
Genç iflçilerin sorunu tek bafl›na çözülemez. Ancak genel mücadele içinde çözülebilir.
- Son olarak okuyucular›m›za
söylemek istedi¤iniz bir fley var
m›?
- Son olarak, Türkiye’de, mücadele
eden emekçi kitlelere, iflçi s›n›f›na ve hapishanelerde direnen tutsaklara en içten
selamlar›m› iletirim. Dayan›flma dileklerimizle, ortak düflmanlar›m›za karfl›, ortak mücadele koflullar›n› yaratmaya çal›flmal›y›z.
(Yunanistan’dan bir ‹K okuru)
İşçi-köylü 11
11-24 Ocak 2008
Kavga okulu
Yaflflaam› boyunca savaflflaanlar›n an›s›na!
Her ülkenin s›n›f savafl›m› tarihinde unutulmaz tarihi günler vard›r. S›n›flar›n yaflamlar›nda bellek ve vicdanlar›nda a¤›rl›kl› yer eden, onlar›n
bilinçlerinde iz b›rakan günler vard›r.
Ocak ay›, Türkiye proletaryas›n›n ve
çeflitli milliyetlerden emekçi halk›n
bilinç ve vicdan dünyas›nda, takvim
yapraklar›nda yaflanan s›radan bir de¤iflimin ad› olarak an›lmamaktad›r.
Ocak ay›, Türkiye proletaryas›n›n yaflam ve bilinç dünyas›nda a¤›rl›kl› bir
iz b›rakm›flt›r.
Ocak ay› ba¤›ms›zl›k, özgürlük,
halk demokrasisi ve sosyalizm mücadelesinde flehit düflen devrimin ve
özel olarak da Proletarya Partisi’nin
kadro ve militanlar›n›n an›ld›¤› ayd›r.
Ocak ay›n›n son haftas› Proletarya
Partisi için anlaml› ve tarihsel özgünlü¤ü olan bir haftad›r. Ocak ay›, büyük devrim yürüyüflünde, davam›z›n
en yürekli temsilcilerinin bedenlerini
devrim yolunda basamak yap›p düflünce ve ideallerini özgürlü¤ün ›fl›klar›na dönüfltürdükleri bir ayd›r.
fiehitlerimiz, devrimimizin teori
ve prati¤inin her bir kilometresindeki yap› tafllar›d›r. Onlar büyük bir
devrimci cüret ve inançla yaflamlar›n› devrime arma¤an ettiler. Onlar çok iyi biliyorlard› ki
özgürlü¤ün ve ba¤›ms›zl›¤›n doru¤una ancak bedeller ödenerek var›l›r. Bundand›r ki, gelece¤i
biçimlendirme sanat› u¤runa yaflamlar›n› feda eden ustalar, yap›c›lar en
çok sayg› ve sevgiyi hak edenlerdir.
Bugün özgürlük, ba¤›ms›zl›k ve
halk demokrasisi ideallerini yok etmeye ve bu u¤urda yürütülen mücadeleyi kan ve ateflle bo¤maya çal›flan
emperyalizme, faflizme ve her türden
gericili¤e karfl› savafl›m›zda flehitlerimizin “mücadeleye devam edin”
fliar›n›n somutta ne anlama geldi¤ini,
bu onurlu görev ve sorumlulu¤u onlara lay›k bir flekilde yerine getirmemiz için neler yapmam›z gerekti¤ini
daha güçlü kavramal› ve hissetmeliyiz.
Bunun günümüzde hangi görev ve
sorumluluklarla ve ne düzeyde ortaya konacak çaba ve feda ruhuyla yerine getirilmesi gerekti¤i iyi kavranmal›d›r. Onlar›n son sözleri örsle çekiç, yivle set aras›nda atefle dönüflen,
gelece¤i biçimlendirmenin en geliflkin
sanat abideleridir. Onlar›n son sözleri biz ard›llar›na mücadele ve
Adlar› milyonlara
rehber olanlar
ölümsüzdür!
direnifl gelene¤ini kesintisiz sürdürmenin ve soylu devrim yürüyüflünü büyütüp gelifltirmenin
emanetidir. Bu emanet asla elden
b›rak›lmayacak ve dillerden düflmeyecektir.
Dünyaya, do¤ru
pencereden bakal›m!
Proleter devrimcilerin s›n›rl› yaflamlar›n› s›n›rs›z bir davaya adamalar›n›n nedenini anlamak için öncelikle
dünyaya ve ülkemize, do¤ru pencereden bakmal›, yaflananlar› ve geliflmeleri sa¤l›kl› biçimde alg›lamal›y›z.
Emekçileri sömürme ve ezme üzerine kurulu olan emperyalist-kapitalist
sistemin dünya çap›nda sald›r›lar›n›
yo¤unlaflt›rd›¤› günümüzde, flehitlerimizin verdi¤i güç kendisini daha çok
hissettirmektedir.
Her tarihsel dönemin iliflkilendi¤i
toplumsal olaylar ve politik geliflmeler vard›r. Günümüzün emekçiler
dünyas›n› yak›c› ve sars›c› flekilde
meflgul eden olaylar›n bafl›nda enternasyonal proletaryan›n ve ezilen
dünya halklar›n›n düflman› emperyalist iflgalcilerin Ortado¤u’da gerçeklefltirdikleri katliamlar ve pervas›zca
iflledikleri cinayetler bulunmaktad›r.
‹flgalci zorbalar ve onlar›n bir avuç
burjuva-feodal uflaklar›, ezilen dünya
halklar›n›n bafl›na bela olmaya devam
etmektedir. Bugün Irak’ta yaflananlar
Saddam döneminden daha a¤›r ve
ürkütücü boyuttad›r. ‹flgalci emperyalistler besleyip destekledikleri büyütüp iktidar yapt›klar› Saddam’›
idam etmekle, Irak direniflini böle-
Pusula
Teorik derinlik, militanca durufl
baflar›n›n teminat›d›r!
Uluslararas› planda devrimciler ve komünistlerin saflar›nda teorik ve ideolojik
anlamda kafa kar›fl›kl›klar›n ve netsizliklerin yafland›¤› bir dönemden geçiyoruz. Bu
kafa kar›fl›kl›klar› her türlü anti-MLM anlay›fla karfl› mücadele etme prati¤ini de zay›flat›yor. ‹leri kitlelerin oportünizmden
etkilenmesine neden oluyor. Tüm bu anti-MLM anlay›fllara karfl› ilkeli ve tutarl› bir
mücadele yürütmek için MLM teoriye hakim olmak ve onu yarat›c› bir tarzda uygulayacak bir partinin yarat›lmas›n› sa¤lamak, proletaryan›n zaferi için temel bir
kofluldur. Bunun neden böyle oldu¤u sorusunun yan›t›n› Bolflevik Parti’nin tarihi
tecrübelerinde aramal›y›z.
“Bolflevik Partisi’nin tarihi bize
ne ö¤retti?” sorusuna, Bolflevikler flu
temelde yan›t veriyor: 1) ‘Partinin tarihi
bize her fleyden önce, proletaryan›n devrimci bir partisi olmaks›z›n, oportünizmden ar›nm›fl, uzlafl›c›lara ve teslimiyetçilere karfl› ödünsüz, burjuvaziye ve onun
devlet iktidar›na karfl› devrimci bir parti
olmaks›z›n, proletarya devrim zaferinin,
proletarya diktatörlü¤ü zaferinin olanaks›z oldu¤unu’ ö¤retiyor.
Partinin tarihi bize, proletaryay› böyle
bir partiden yoksun b›rakman›n, onu devrimci öncülükten yoksun b›rakmak oldu¤unu, proletaryay› devrimci öncülükten
ki her tutarl›l›k var›lacak hedefin yolunu ayd›nlat›p, emekçiler ordusunun
gücünü art›racakt›r. Onlar enternasyonal proletaryan›n kurtulufl bayra¤›n› daha yükseklerde dalgaland›rmak
görevini yüklendiler ve “hiçbir özgürlük u¤runa savafl›lmaks›z›n
kazan›lmam›flt›r” dediler. Yanl›fl
söylemediler. Özgürlük düflünün büyüklü¤ü öncülerin yürüyüfl bilinciyle
ve kararl›l›k gücüyle orant›l› hale gelir, bu bilinç ve kararl›l›k örsle çekiç
aras›ndaki ateflin gücüne dönüflür.
Zay›flar savaflflm
maz
Biraz güçlü olanlar
Savaflfl››rlar belki bir saat
Daha güçlüleri savaflfl››rlar y›llarca
En güçlüleri ama
Ömür boyu savaflflaanlard›r
Onlars›z olmaz
(Bertolt Brecht)
yoksun b›rakman›n da proletarya devrim
davas›n› y›kmak oldu¤unu ö¤retiyor.’
Bolfleviklerin tarihi tecrübeleri yaln›z
düne de¤il, bugüne de ›fl›k tutmaktad›r.
Burjuva egemenlik sistemini y›k›p onun
yerine proletarya önderli¤inde demokratik halk diktatörlü¤ünü kurmak için, MLM
teorik bir donan›ma, perspektife sahip bir
parti olmazsa olmazd›r. Bu parti yaln›z
d›fltaki s›n›f düflmanlar›na de¤il, ayn› zamanda onlar›n parti içindeki ideolojik
uzant›lar›na karfl› da tereddütsüz bir savafl›m içine girmek zorundad›r. Çünkü; parti içinde de s›n›f mücadelesi sürüyor. 20.
yy.da yaflanan sosyalizm deneyimleri bize
as›l düflman›n ve tehlikenin parti içinde
boy verdi¤i gerçe¤ini bütün ç›plakl›¤›yla
gösterdi. Bu anlam›yla Baflkan Mao’nun
proletarya diktatörlü¤ü alt›nda s›n›f mücadelesinin süreklili¤i konusunda MLM
hazinesine yapt›¤› katk›lar oldukça de¤erli ve anlaml›d›r.
Bolflevik Partisi’nin tarihi tecrübeleri
bize, ç›k›fl noktas› için devrimci bir partinin varl›¤›n› flart koflar. O halde partisiz,
örgütsüz veya parti çal›flmas›n›, partili ve
örgütlü yaflam› dejenere etmeye çal›flan,
partinin kitleler üzerindeki otoritesini ve
sayg›nl›¤›n› zay›flatan her türlü giriflime
karfl› devrime hizmet eder. Hiç kimse
parti ad›na, halk›n davas›na hizmet etme
ceklerini korku ve ölüm da¤lar›n› büyüteceklerini zannettiler.
Sald›rgan iflgalci haydutlar sadece
enerji kaynaklar›n›n doyumsuz sahipleri olmakla Ortado¤u halklar› taraf›ndan tan›n›p bilinmemektedir. Onlar ayn› zamanda yoksul halklar›n›n
yaflad›klar› topraklar› ölüm tarlalar›na çevirecek kadar gözü dönmüfl
barbar ve usta iflkenceci olduklar›n›
bir kez daha ortaya koydular. Barbarl›k ve vahfletlerinin s›n›rlar›n› say›s›z ülkede oluflturduklar› iflkence
merkezlerine tafl›yarak, sömürü ve
iflkence merkezlerini dünyan›n dört
bir yan›na yayd›lar. ABD emperyalizmi ve onun suç orta¤› ‹ngiliz emperyalistleri bugün dünden daha fazla iflgal, y›k›m ve iflkence ile birlikte an›lmaktalar. Ama Ortado¤u halklar› özgürlük ve ba¤›ms›zl›k haklar›n› en yarat›c› devrimci kahramanl›k silahlar›yla savaflarak korumaya çal›flmaktad›r. ‹flgalci haydutlara en güzel direnifl ve kararl›l›k örneklerini göstererek hak ettikleri dersi vermekte,
dünya halklar›na ilham ve direnifl
kayna¤› olmaktad›rlar.
Yitirmeden kazan›lmaz...
Üzerinde yaflad›¤›m›z ve s›n›rlar›
egemenlerce zor ve fliddetle çizilmifl
toprak parças›nda; ezilenlerin, devrim ve direnifl örgütlenmesinde flehitlerin her biri bir damla emek, bir
k›v›lc›m bilinç ve bir tu¤la direnifl olmufl, yükselen dalgaya güç vermifltir.
Onlar iflçi s›n›f›n›n ve çeflitli milliyetlerden emekçi halk›n devrim ve sosyalizm ihtiyaçlar› yüce komünizm
ideallerinin somut ifadesi olmufltur.
Her s›n›f kavgas›n›n say›s›z flehitleri vard›r. Bu toplumsal yaflam›n, s›n›f savafl›m›n›n de¤iflmez temel yasas›d›r. Özgürlük u¤runa savafl›lmadan
hiçbir ideal düfl olmaktan kurtulamaz. Devrim savafl›n›n kazan›m› özgürlük ise kayb› canlard›r. Ödenmekten çekinilen her bedel, sömürü ve
zulmün bir “kader” olarak ezilenlerin boynuna as›lmas› demektir. E¤er
yeryüzünün ilk ezilenleri özgürlü¤e
kavufltuysa, bunu u¤runa ödemekten
çekinmedikleri say›s›z bedellere
borçludurlar. Özgürlük atefli; kölelerin, daha sonra toprak kölelerinin,
nihayet ücretli kölelerin boynundaki
zincirleri parçalayan güç olmufltur.
Bu atefl sömürü ve bask›n›n büyüyen
fliddetine karfl›n sönmeyerek günümüze dek devam edegelmifltir.
Bundand›r ki özgürlük için savaflmayan, bedel ödemekten korkanlar
özgürleflemez. Özgürlük ve ba¤›ms›zl›k vazgeçilmez bir düfltür ve buna varman›n düflüncesi
ezilenlerin, dolay›s›yla bugün de
iflçi ve emekçilerin vazgeçilmez
tutkusu olmufltur. Yitirmeden kazanman›n, yaflam›n yasalar›nda yeri
yoktur.
Parti ve devrimin militanlar›, savaflç›lar› olarak somut görevlerimizi
yerine getirdi¤imiz oranda, flehitlerimize verdi¤imiz sözleri yerine getirmifl ve u¤runa canlar›n› verdikleri davaya sahip ç›km›fl oluruz. ‹dealleri hedefimiz, an›lar› rehberimiz olur. Tutarl› bir devrimci mücadele yürütülerek ancak flehitlerin sözleri sevgiliye
yaz›lm›fl söz olmaktan ç›kar yoldafl
vasiyeti olur. Söz ve eylem aras›nda-
ad›na, devrimin temel arac› olan partiyi
kitleler nezninde zay›flatma, sayg›nl›¤›na
gölge düflürme hakk›na sahip de¤ildir.
Devrimci hareketin tarihine bakt›¤›m›zda
bunun onlarca olumsuz örne¤ini görebiliriz. Yani y›llarca içinde mücadele etti¤i yap›da çeflitli gerekçelerle ayr›larak ve ayr›l›¤›na meflruluk kazand›rmak için yapt›¤›
h›zl› bir teflhir faaliyetinden sonra tekrar
bencil-bireyci yaflam›na do¤ru demir atan
samimiyetsiz, düflkün pratikler vb. vb.
Yanl›fl bir anlamaya meydan vermemek için konuyu biraz daha açma gere¤ini duyuyoruz. Her fleyden önce bireyler
partili yaflama gönüllü kat›ld›klar› gibi,
kendi istekleri do¤rultusunda da ayr›labilirler. Fikir ayr›l›¤›na düflebilirler. Tüm
bunlar s›n›f mücadelesi içinde anlafl›l›r
fleylerdir. ‹tiraz›m›z buna de¤ildir. Bizim
itiraz›m›z; partili ve örgütlü yaflam› küçük
düflüren, ideolojik hesaplaflma içeri¤i zay›f
olan, s›radan, yanl›fl-yalan pratik yaklafl›mlarad›r. Bu yaklafl›mlar›n temelinde “bana
yar olmayan›, baflkas›na yar etmem” ilkel zihniyeti vard›r. Dolay›s›yla
küçük burjuva ideolojik flekillenifle sahip
olan bu unsurlar›n böylesi süreçlerde
devrimin-sosyalizmin, partinin ve devrimci hukuk ad›na söyledikleri tüm “parlak”
sözler, gerçekliklerini gizlemeye dönük
sahte sözlerdir. Çünkü; burada gerçek
olan, bu tipten unsurlar›n girdi¤i oportünist ve teslimiyetçi rotad›r.
Burada ç›kar›lmas› gereken en önemli devrimci sonuç, parti içinde sürmekte
olan s›n›f savafl›m›nda anti-MLM anlay›fllara karfl› her koflulda ilkeli bir tarzda mücadele yürütmektir. Oportünist ve tesli-
fiehitlerimiz biz ard›llar›na güçlü
olmay› emretmektedir. Güçlü olmak
do¤ru bir dünya görüflüne, Marksizm-Leninizm-Maoizm ideolojisine
sahip olmak demektir. Dünyay›, ülkemizi tan›mak bilmek, de¤ifltirip dönüfltürmenin gücüne ve bilincine sahip olmak demektir. Devrim ve örgüt bilgisine sahip olmak demektir.
Ülkemiz sorunlar›na, emekçi halk
gerçekli¤ine vak›f olmak demektir.
Ocak ay›, Parti ve devrim u¤runa
canlar›n› feda etmifl olanlar›n sayg›yla
ve onurla an›ld›¤› ayd›r. Parti ve devrim ad›, zor koflullar alt›nda devrimi
örgütlemenin, partiyi gelifltirmenin
umudu büyütmenin ad›d›r. Partiyi
ayaklar› üzerine dikmenin mücadelesidir. Karamsarl›k içinde umudun, y›k›m içinde yap›laflman›n ad›d›r. Savafl›p kazanman›n ad›d›r. Komünist yaflam›n, bilme ve yapman›n, geliflim ve
ilerlemenin, ad›m ad›m yükselmenin,
çözüm ve irade gücünün ad›d›r. S›n›rl› yaflam›n›n her bir an›n› devrimin,
partinin ve devrimci savafl›n yasalar›n› kavrama ve uygulamas›na adaman›n mütevaz› ad›d›r.
Devrim ve parti flehitleri, s›n›f savafl›m› dalgalar›na korkusuzca at›lman›n, s›n›rs›z bir fedakarl›¤›n, sürekli
ilerleyen devrimci kahramanlar›n
ad›d›r. Devrim istemini ve özgürlük
düflünü emekçilerin ellerinde hakl›
davaya çevirme mücadelesinin ad›d›r.
Onlar, ezilenlerin kurtuluflunu
örgütleme ve yönetme biliminin ileri
do¤ru her gelifliminde “flöhretsiz”
s›ra d›fl› devrimcilerin ve komünistlerin ad›d›r.
Bu ad biz ard›llar›na fleref ve
onur olacakt›r.
miyetçi anlay›fllar› deflifre ederek, partiyi
uyan›k k›lmakt›r. Partide yarat›lacak bu
uyan›kl›k, oportünizmin parti taban› içinde yarataca¤› ideolojik tahribat› önlemeye, asgari düzeye indirgemeye hizmet
eder. Bunun için de her partilinin, her örgütlü militan›n görev ve haklar› konusunda ›srarl› ve istikrarl› bir rota izlemesi gerekir. Örne¤in, partiyi anti-MLM anlay›fllardan korumak herkesin görevidir. Herkes nas›l ki parti hukukuna uygun olarak
elefltiri yapma hakk›na sahipse, hatalar›na
karfl› da özelefltirel bir tutum tak›nma görevini de yerine getirme yükümlülü¤üne
sahiptir. Yine özelefltiri sorumlulu¤undan
kaç›narak hep elefltiri hakk›n› kullanmak
da do¤ru ve ahlaki bir tutum de¤ildir.
Tüm bu görevler ve haklar örgütlü
bir mekanizma içinde kullan›l›r. O mekanizma partidir. Partinin tüm bunlar›, ad›na
lay›k bir tarzda yerine getirmesi için derin
bir teorik kavray›fla, y›¤›nlar›n gücünü arkas›na alma perspektifine uygun olarak
kavgada ›srarl› bir durufla sahip olmas› gerekir. Burada sözünü etti¤imiz kavga; ideolojik, siyasi, askeri ve kültürel kavgad›r.
Yani iki s›n›f aras›ndaki kapsaml› savafl›md›r.
Sorunu daha iyi anlamak bak›m›ndan
yeniden Bolflevik Parti’nin tarihi tecrübelerine bafl vural›m; ‘Partinin tarihi bize, ayr›ca iflçi s›n›f› partisinin, iflçi s›n›f› hareketinin ileri teorisine, Marksist-Leninist teoriye iyice hakim olmad›kça, iflçi s›n›f›n›n önder rolünü, proletarya devriminin örgütleyicisi ve önder rolünü yerine getiremeyece¤ini ö¤retiyor.
Marksist-Leninist teorinin gücü, bu
Kavgada
ölümsüzleflfleenler
Meral YAKAR: 22 Ocak 1973’te bir
evde meydana gelen kaza sonucu yaralanan
Meral YAKAR, kendisini tan›yan polisler taraf›ndan iflkenceye al›narak Proletarya
Partisi’nin ilk flehidi olarak ölümsüzleflti.
Ali Haydar YILDIZ: 24 Ocak 1973’te
Dersim Vartinik’te ‹brahim Kaypakkaya
ile birlikte kald›klar› köm bir ihbar sonucu
düflman güçlerince sar›l›r. Kaypakkaya’n›n
yaraland›¤› bu çat›flmada Ali Haydar Y›ld›z,
T‹KKO’nun ilk komutan› olarak flehit
düflmüfl ve ad›n› tarihe kaz›m›flt›r.
Atilla ÖZKAN: 1957 Kayseri do¤umlu olan Atilla Özkan’›n kald›¤› ev bir ihbar
sonucu düflman güçlerince sar›l›r. Çat›flma
sonucunda yaral› olarak ele geçirilen ancak
hastaneye kald›r›lmayarak ölüme terkedilen
Özkan, 18 Ocak 1976’da flehit düfltü.
Mehmet GÜNALP: 1960 Erzincan
Refahiye do¤umlu olan Mehmet GÜNALP,
‹stanbul Y›ld›z Teknik Üniversitesi’nde
okurken tan›flt› devrimci düflüncelerle. 16
Ocak 1980’de ‹stanbul fiiflli’de sivil faflistler taraf›ndan katledildi.
Hazro fiehitleri: 24 Ocak 1981 tarihinde Diyarbak›r Hazro’da bir ihbar sonucu
faflist TC’nin att›¤› pusuda Haydar ASLAN ve ‹hsan PARÇACI uzun süren bir
çat›flma sonras› flehit düfltüler.
Polat ‹yit: TKP/ML’nin önder kadrolar›ndan olan Polat ‹yit 20 y›ll›k devrimci yaflam› boyunca halka karfl› her türlü sald›r›ya
karfl› onurluca savaflm›fl, defalarca kez tutsak düflmüfltür. Son olarak 3 May›s 1996’da
tutuklanan Polat ‹yit, Sa¤malc›lar zindan›nda
Süresiz Açl›k Grevi ve Ölüm Orucu direniflinde görev alm›flt›r. Zaferle sonuçlanan direnifl sonras›nda bedeni yakaland›¤› kanser
hastal›¤›na yenik düflmüfl ve 15 Ocak
1997’de flehit düflmüfltür.
Yusufeli fiehitleri: 24 Ocak 1994 tarihinde T‹KKO gerillalar› ile TC güçleri aras›nda ç›kan çat›flmada TKP/ML T‹KKO komutanlar›ndan Erhan Öztürk ve Hasan
Özdo¤an ile TKP/ML üyesi ve Siyasi Komiseri ‹hsan fiimflek ve TKP/ML üyesi
Muharrem Kaya flehit düfltüler.
Yel Da¤› fiehitleri: 1993 y›l›n›n Ocak
ay›n›n sonlar›nda T‹KKO II. M›nt›ka birli¤inin üslenme alan›n›n deflifre olmas› ve düflman›n hava taarruzuna maruz kalmalar›
üzerine yer de¤ifltirmik zorunda kalan 50
kiflilik gerilla birli¤i Yel Da¤›’nda bir destan
yaratt›lar. Zeki Peker, Erkan Fener, Ali Demirda¤, Barbara Anna Kistler, Ali Ekber Batasul ve Ali ‹hsan Yalç›n Yel Da¤› flehitleri
olarak tarihteki onurlu yerlerini ald›lar.
teorinin partiye her durumda do¤ru yönü
bulma, olaylar›n iç ba¤lant›lar›n› anlama,
olaylar›n ak›fl yönünü önceden görme ve
yaln›zca bugün nas›l ve hangi yönde gelifltiklerini de¤il, gelecekte de nas›l ve hangi
yönde gelifleceklerini görme olana¤›n›
sa¤lamas›ndand›r.
Ancak, Marksist-Leninist teoriye iyice
hakim olan bir parti, güvenli ad›mlarla yürüyebilir ve iflçi s›n›f›n› ileri götürebilir.
(...)
Devamla ‘Marksist-Leninist teoriye
hakim olmak; asla onun bütün formüllerini ve tezlerini ezberlemek ve her sözcü¤üne ba¤lan›p kalmak demek de¤ildir.
Marksist-Leninist teoriye hakim olmak
için, öncelikle onun sözcük örgüsüyle
özünü birbirinden ay›rt etmeyi ö¤renmeliyiz.
Marksist-Leninist teoriye hakim olmak; bu teoriyi özümlemek ve onu proletaryan›n s›n›f savafl›m›n›n de¤iflen koflullar› içinde devrimci hareketin pratik sorunlar›n›n çözümü için kullanmay› bilmek
demektir.’ (Bolflevik Parti Tarihi)
Uzunca yapt›¤›m›z aktarmalar Bolfleviklerin, Marksist-Leninist teoriye dair
ortaya koyduklar› tarihi tecrübenin özeti
niteli¤indedir. Peki, bu tecrübe bugün
bizim için ne anlam ifade ediyor?
Her fleyden önce bugünü anlamak, bilimsel bir tarzda çözümlemeler yapmak için
MLM teoriye hakim olman›n bir zorunluluk oldu¤unu ifade ediyor. Bugün bu teoriye hakim olmak, Marksist kuramc›lar›n
kitaplar›n› ezberleyerek bolca nutuklar
atmak de¤ildir. Bu tarzda bir kavray›fl,
MLM’yi somut koflullara uyarlama anlay›-
fl›n›n inkâr›d›r. Unutmayal›m ki; “somut
flartlar›n somut tahlilini” gözard› eden
her pratik kavray›fl dogmatizm çamuruna
batmakta kendini kurtaramaz.
De¤iflen bu koflullar içinde s›n›f savafl›m›n›n sorunlar›na do¤ru bir tarzda çözümler sunmak için, teorik bir kavray›fla,
s›n›f savafl›m›n›n bilimsel yasalar›na hakim
olmak bir zorunluluktur. Bu kavray›fltan
yoksun olanlar›n, sosyalizmin prati¤inde
al›nan geçici yenilgiler ve bu yenilgilerin
devrimci cephede yaratt›¤› tahribatlar sonucunda ezilenlerin-emekçilerin saflar›nda ideolojik olarak nas›l büyük bir kirlenmeye yol açt›klar›na tan›kl›k etmeye devam ediyoruz.
Tüm bunlar bize; bugün içinden geçmekte oldu¤umuz süreci do¤ru bir temelde anlamak ve ç›k›fl noktas›n› yakalamak için, MLM teoriye hakim olmay› ve
onu yarat›c› bir tarzda uygulama prati¤ine
yöneltmeyi emrediyor. Ayd›nlatmak için
ayd›nlanmak, karanl›klara ›fl›k olmak için,
MLM ›fl›¤›yla donanmak flart.
MLM teoriyi s›n›f mücadelesinin sorunlar›n› kavrama -pratik çözümler gelifltirmek için derinlemesine kavran›lmas›devrim iddias›n› tafl›yan her partinin tüm
kadro ve ileri militanlar› için öncelikli bir
görevdir. Pratik sorunlar›n çözümü için
teorik donan›m, anti-MLM anlay›fllara
karfl› yürütülecek kapsaml› bir hesaplaflma için teorik-ideolojik e¤itim, tarihi tecrübelerden ö¤renme ve bilinç ›fl›¤›nda somutu inceleme, çözümsüzlüklere çözüm
olma, yanl›fl bak›fl aç›lar›n› do¤ru bir temelde mahkum etme gücünü a盤a ç›kar›r. Teori ile prati¤in diyalekti¤i de budur.
İşçi-köylü 12
Göğün yarısı
Geçti¤imiz y›llarda oldu¤u gibi
2007 y›l› da kad›nlar›n maruz kald›¤› fliddet aç›s›ndan korkutucu olaylar›n yafland›¤› bir y›l oldu. D‹HA’dan Rojda K›zg›n’›n düzenledi¤i habere göre sadece resmi kay›tlara geçen bilânço bile oldukça
a¤›r. Yaflanan cinayet ve tecavüz
olaylar› kadar, bu olaylara gerekçe
gösterilen nedenler ve yarg› kurumlar›n›n ald›klar› tav›rlar kad›nlar›n gelecekte maruz kalacaklar›
fliddet konusunda bizleri uyar›yor.
Kad›n› meta gibi gören, cinselliklerini ön planda tutan, günlük yaflamda do¤ufltan görevi hizmetçilik ve
“sahibi” olarak dayat›lan erke¤in
kölesi durumuna sokan zihniyetin
kayna¤› sokaktaki erkek de¤il devletin kendisi ve ona ba¤l› hareket
eden tüm kurumlar›d›r. Bu nedenle cezas›z kalan suçlular artmakta, ma¤durken mahkemelerce
suçlu durumuna düflürülen kad›nlar›n gördü¤ü fliddet de buna paralel
olarak artmaktad›r. “2007 kad›na
yaramad›” bafll›¤› alt›nda yay›nlanan haberde ka¤›t üzerine toplanan
kad›n haklar› flu flekilde s›ralan›yor:
Namus ad› alt›nda
cinayetler devam etti
BM rakamlar›na göre dünya genelinde her y›l 5 bini aflk›n kad›n
namus gerekçesi ile katlediliyor.
Türkiye’de de kad›nlar polisin, efllerinin, yak›nlar›n›n ya da tan›mad›klar›n›n tacizine, sald›r›s›na ve tecavüzüne u¤rad›; e¤itim, sa¤l›k, çal›flma gibi yaflam›n tüm alanlar›nda
ayr›mc›l›¤a tabi tutuldu. Bir y›lda
11-24 Ocak 2008
2007 y›l› kad›nlar için nas›l geçti?
onlarca kad›n›n yaflam hakk› “namus” ad› alt›nda sonland›r›ld›. Kad›nlar, Türkiye’nin farkl› bölgelerinde farkl› illerinde ayn› nedenler
gerekçe gösterilerek yak›nlar› taraf›ndan katledildi. ‹dari ve yarg› mekanizmalar› kad›n cinayetleri ve kad›na yönelik fliddete karfl› sorumluluklar›n› hiçe sayd›.
Kad›n katliamlar›nda
“tahrik” indirimi
Kad›n cinayetlerinde mahkeme
kararlar›nda sadece yasalar›n kad›n›n lehine de¤ifltirilmesinin yeterli
olmad›¤›n› yasa uygulay›c›lar›n›n da
bak›fl›n›n de¤iflmesi gerekti¤ini bir
Kad›nlar
ifl yaflflaam›n›n
d›flfl››na itiliyor!
AKP hükümetinin iflyerlerinde krefl ve emzirme odas› zorunlulu¤unu kald›rma plan› birçok
kesim taraf›ndan elefltiriliyor ve kad›nlar üzerinde sömürünün artaca¤›na dikkat çekiliyor. Ancak
AKP yine de düzenlemenin yaflama geçmesi için
kollar› s›vam›fl durumda. AKP, 2008 bafl›nda patronlar üzerindeki istihdam masraf›n›n bir k›sm›n›
Hazine’ye devrederek, bir k›sm›n› da iflçi haklar›ndan yap›lacak k›s›nt›larla azaltacak bir düzenleme planl›yor. Çal›flman›n ilk gündeme geldi¤i dönemlerde o dönemin bakan› Murat Baflesgio¤lu
Aral›k 2006’da “çok iflçi çal›flt›rana krefl yap
demifliz. Bu iflletmeye büyük yük getiriyor.
Bu yükümlülü¤ü iflletmeden alaca¤›z. Devletin kurumlar› var, bunu o kurumlar yaps›n” demiflti. Ancak bununla birlikte hükümet
kamuda da bak›m hizmetlerine yat›r›m› b›rak›yor.
Haz›rlanan ILO raporuna göre, Maliye Bakanl›¤›’n›n bütçenin haz›rl›¤› için kullan›lan 2007-2009
Yat›r›m Program› Haz›rlama Rehberi’nde de zorunlu olmad›kça kamu taraf›ndan krefl, bak›m evi
yat›r›m› yap›lamayaca¤› söyleniyor.
Sonuç itibar›yla hükümet zaten devletin yetersiz kald›¤› ve yat›r›m yap›lmayaca¤›n› söyledi¤i
bak›m hizmetleriyle ilgili patronun üzerindeki k›s›tl› yükümlülü¤ü de önümüzdeki dönemde kald›racak.
Bu konuda bir aç›klama yapan Y›ld›z Teknik
Üniversitesi’nden Prof. Dr. Meryem Koray, kad›nlar›n iflgücüne kat›lamad›klar› için toplumsal
hayatta ezilen grup haline geldikleri söyleminin
yerine ezildikleri için iflgücüne kat›lamad›klar›n›
vurgulad›.
Yine konuyla ilgili bir aç›klama yapan KESK
Kad›n Sekreteri Sevgi Göyçe de “bu aç›k bir
manipülasyon. Krefl zorunlulu¤u toplumsal cinsiyet ayr›mc›l›¤› nedeniyle çocuk bak›m› üzerine
yüklenen kad›nlar›n istihdama kat›labilmesi için
önemli bir araç; tarih bize bunu gösteriyor” dedi.
Yap›lan araflt›rmalara göre flu an Türkiye’de
dört kad›ndan biri çal›fl›yor. Üstelik varolan kad›n istihdam›n›n giderek daha da azald›¤› vurgulan›yor. Tar›mda ücretsiz iflçi, mevsimlik iflçi olarak, ev iflçisi olarak çal›flan kad›nlar ifl piyasas›nda
da ancak düflük ücretli, sosyal güvencesiz ifller
bulabiliyor.
Hükümet flimdi de bak›m ifllerini kad›nlar›n
üzerinden alacak hizmetleri ortadan kald›rarak
onlar›n istihdam olanaklar›n›n daha da azalmas›na
yol aç›yor.
kez daha ortaya koydu. Mahkemelerde ç›kan dava sonuçlar› hukuku
uygulayan kiflilerin de toplumsal
cinsiyet aç›s›ndan e¤itimden geçmesi gerekti¤ini gündeme getirdi.
1998 y›l›nda ç›kan 4320 Say›l› Ailenin Korunmas›na Dair Kanun’a göre ekonomik, psikolojik, cinsel ve
her türlü fliddet gören kifli hakk›nda koruma karar› ç›kar›lmas› gerekti¤i, kiflinin karara uymamas›
halinde 3-6 ay hapis cezas› verilmesi ibaresi yer al›yor. Ancak ‹zmir’de veresiye bebek bezi ald›¤›
için efli taraf›ndan sokak ortas›nda
dövülen Müjgan Çetindel, flikayetçi olmad›¤› için bir fley yap›lmad›. Oysa ki kanuna göre kad›-
n›n flikayetçi olmas› gerekmiyor. Çevredekilerin olay› anlatmas› bile yeterli. Bir di¤er örnek de
Diyarbak›r’da yafland›. Ba¤lar Beldesi’nde yaflayan Ayflegül Alparslan efli Abdurrezzak Dikici
taraf›ndan 5 çocu¤unun gözü
önünde öldürüldü. Ayflegül öldürülmeden önce defalarca savc›l›¤a
giderek korunma talebinde bulunmufltu. Efli Abdurrezak Dikici yap›lan yarg›lamas› sonucunda müebbet hapis cezas›na çarpt›r›ld›. Dikici’nin cezas› resmi nikah› olmad›¤›
gerekçesiyle 25 y›la indirildi. Halbuki söz konusu kanunda “ayn› çat› alt›nda” olunmas› yeterli, efllerin
resmi nikah›n›n olup olmamas›
önemli de¤il.
s›k banyo yap›yorsun? Yoksa
beni aldat›yor musun?” diyen
efli Ümmü Kiraz’›n bo¤az›n› b›çakla
kesti. Hamile eflini benzin döküp
yakt›. Afyonkarahisar 2. A¤›r
Ceza Mahkemesi’nde görülen
duruflmada ‹smail Kiraz, olay günü
eflinin kendisini tahrik etti¤ini ileri
sürdü. Eflinin kendisini aldatt›¤›n›
savunan ve birlikte oldu¤u erkekle
foto¤raflar›n› mahkemeye delil olarak sunan Kiraz, önce a¤›rlaflt›r›lm›fl ömür boyu hapis cezas›na
çarpt›r›ld›. Ancak, a¤›r tahrik unsuru göz önünde bulundurularak hapis cezas› 15 y›la indirildi. K›z›n› yaralamaktan da 5 y›l ceza alan ‹smail Kiraz’›n toplam hapis cezas› 20
y›l olarak belirlendi.
Kad›n›n uyru¤u tecavüz
kriteri say›ld›
“15 dakikada
tecavüz olmaz”
Bu y›l da kad›n katliamlar›yla ilgili aç›lan davalarda verilen tahrik
indirimleri problem olmaya devam
etti. Bu davalara bir kaç örnek:
‹stanbul 3. A¤›r Ceza Mahkemesi “Fuhufl amac›yla örgüt kurmak” iddias›yla yarg›lanan Ejder
Toprak ve Mehmet Do¤an’a yönelik tecavüz iddias›n› “yabanc› uyruklu kad›nlar›n Türkiye’ye ne
amaçla geldikleri bilinen bir
gerçek” diyerek beraat karar›
verdi.
11 Ekim 2006 da Afyonkarahisar’da ‹smail Kiraz, “Neden çok
Almanya’da çal›flan Adanal› Öznur T, 7 y›l önce zihinsel engelli k›z›na tecavüz etti¤ini ileri sürdü¤ü,
ancak “15 dakikada tecavüz olmaz”
savunmas›yla beraat eden zanl› için
A‹HM’in verece¤i karar› bekliyor.
Adana 1. A¤›r Ceza Mahkemesi’nde yarg›lanan zanl› için 4 Temmuz 2003 tarihinde verilen beraat
karar›nda, “bu kadarl›k çok k›sa bir
süre say›labilecek zaman içinde, san›¤›n, hiçbir iz b›rakmayacak flekilde ma¤durenin ›rz›na geçmesi
mümkün görülmemifltir” ifadelerine yer verilmiflti.
Yap›lan taciz kad›nlara de¤il, insanl›¤›m›za
Yeni y›l kutlamalar› için 31 Aral›k gecesinde ‹stanbul’da bulunan 22 yafl›ndaki
Avustralyal› Mandi Keighran ve yan›ndaki arkadafllar› Taksim Meydan›’nda neredeyse 100 kiflilik bir grubun tacizine
u¤rad›.
Y›llar geçip gidiyor ama, y›lbafllar›nda
ortaya konan dehflet verici sahneler de¤iflmiyor, hatta cezas›z kald›¤› için art›yor. 2006 y›l›na girerken yine Taksim’de
yaflanan taciz olay›nda birkaç kad›n›n kalabal›k bir grup taraf›ndan tacize u¤ray›fl›
düflmüfltü karelere. Ald›klar› alkol ve
sürü psikolojisinin verdi¤i güçle, kad›nlara sald›ran bu “insanlar” kendilerini kaybetmifl de¤iller asl›nda,
sistemin teflvik etti¤i “erkeklik”
hallerini bulmufllard› alanda. Kad›nlar›n insandan önce bir cinsel obje olarak
Kad›nlar cinsel
tacizi protesto etti
Taksim’de yaflanan taciz, feminist
kad›nlar taraf›ndan protesto edildi.
Taksim Meydan›’nda bir araya gelen
onlarca feminist kad›n, buradan zincirler oluflturarak Galatasaray Meydan›’na do¤ru yürüyüfle geçti. Yürüyüfl
boyunca, “Kabahat de¤il, cinsel
sald›r›”, “Polis izleme, tacizciyi yakala”, “Yaflas›n kad›n dayan›flmas›”
sloganlar›n› atan kad›nlar, meydanda
bas›n aç›klamas› yapt›. Kad›nlar ad›na
aç›klama yapan Berrin Hotac›kl›o¤lu, taciz ve sald›r›lar› kendine hak gören erkeklere ve yasalarla erkekleri
koruyan devlete öfkeli olduklar›n› ifade etti.
görüldü¤ü ataerkil düzende bu yaflananlar›n tekrar etmesi flafl›rt›c› de¤il ama üzücü.
Bir de bu sene “bizden de¤il” psikolojisiyle suçlanan›n bir ‹ranl› olmas› dikkat çekici. Sonra tacize u¤rayan genç kad›n›n ifadelerinden ö¤reniyoruz ki hedef
gösterilen ‹ranl› Abhari Arzanagah taciz etmeye de¤il turist kad›n› korumaya
çal›fl›yor. Yani suçlular d›fl›ndaki herkes
suçlan›yor. Gözalt›na al›nanlar yar›m saat
tutulup b›rak›l›veriyor. Hâlbuki tek “suçlar›” bas›n aç›klamas›na kat›lmak, ya da
sadece Kürt veya baflka bir ezilen ulusa
mensup olmak olan insanlar›n sebepsizce
gözalt›na al›n›p, günlerce iflkenceye tutulduklar›n› hatta baz›lar›n›n oradan hiç ç›kamad›klar›n› biliyoruz. Tacizciler için
durum öyle olmuyor. Hemen serbest
kalan sald›rganlar 57 YTL gibi komik bir
para cezas› alarak kurtulabiliyor. Aralar›nda küçük yaflta pek çok kiflinin de bulundu¤u bu sald›rganlar›n patolojisi, Türkiye’de yaflayan halk›n yozlaflt›rma ve
uyuflturma politikalar›ndan ald›¤› pay›
gösteriyor. Yaflanan olay sonras›nda çeflitli kitle örgütleri durumu protesto ederek aç›klamalarda bulundular.
Gökkufla¤› Kad›n Derne¤i Üyesi Rahime Özatik “en ufak bir demokratik
eyleme bile sert flekilde müdahale eden
polisin yaklafl›m› çok komikti. Para cezas›
bile formalite olarak veriliyor. Tacizin
polisin gözü önünde ve meydanda yap›lmas› ayr›ca bir fley ifade ediyor, ‘kad›n taciz edilebilir’ deniliyor. Erkek egemen bak›fl aç›s›n›n en resmi halidir” fleklinde konuya iliflkin görüfllerini dile getirdi.
Ankara Barosu avukatlar›ndan Ali
Eren ve Oya Ayd›n yapt›klar› aç›klamalarda görüntülerde çok aç›k cinsel sald›r›
suçunun ifllendi¤ini ve Kabahatlar Kanunu
çerçevesinde tacizcilerin serbest b›rak›lamayaca¤›n› belirttiler ve cinsel sald›r› suçu üzerinden tacizcilerin 2 ila 8 y›l aras›nda hapis cezas› istemiyle yarg›lanmalar›
gerekti¤ine vurgu yapt›lar.
(H. Merkezi)
Yak›larak öldürülen 5 emekçi kad›n unutulmad›!
2 y›l önce 29 Aral›k 2005 tarihinde
Bursa’n›n Cal› Nahiyesi’nde bulunan
Özay Tekstil fabrikas›nda, biri 15, biri
17 yafl›ndaki sigortas›z iflçi çocuklar, biri
evli ve dört ayl›k hamile, ikisi genç yaflta
olan kad›n iflçiler patronun kâr h›rs› sonucu yak›larak öldürüldüler.
Özay Tekstil patronunun afl›r› kâr
h›rs› nedeniyle, elyaf-sünger ve tiner gibi
yan›c› madde bulunan iflyerinde hiçbir
güvenlik önlemi al›nmam›fl, üstelik kap›lar kilitli oldu¤u için iflçi kad›nlar d›flar›
ç›k›p kendilerini kurtaramam›fllard›. Yak›larak öldürülen 5 kad›n iflçi, yap›lan eylemlerle an›ld›lar.
‹lk eylem, 29 Aral›k sabah› BAT‹S
Sendikas› taraf›ndan Yaylac›k köyünde
15 yafl›nda yanan Ayfle Denilzdalan’›n
evinin önünde anma fleklinde yap›ld›. Ard›ndan Özay Tekstil Fabrikas› önünde de
sayg› duruflu yap›ld›.
‹kinci eylem de ayn› gün Bursa Kad›n Platformu bileflenleri taraf›ndan
gerçeklefltirildi. Platform üyesi kad›nlar,
Orhangazi Park›’nda bir araya gelerek
“1857 New York’ta 150 iflçi kad›n,
2005 Bursa’da 5 kad›n iflçi yak›larak
öldürüldü. Yanmak de¤il yaflamak
istiyoruz”-Bursa Kad›n Platformu imzal› pankart› açarak, yak›larak öldürülen 5
emekçi kad›n iflçiyi unutmad›klar›n› dile
getirdiler.
Platform bileflenleri ad›na aç›klama
yapan E¤itim-Sen Yönetim Kurulu üyesi
Güler Y›lmaz “bundan 2 y›l önce herkes y›lbafl› telafl›ndayken, bir fabrikada
Kad›na yönelik
flfliiddet
olaylar›ndan
sadece baz›lar›:
* fianl›urfa’da ailesinin izni olmadan sevdi¤i kifliyle evlenen ve
bir süre önce de yak›nlar›n›n yan›na gelerek eflinden ayr›lmak istedi¤i iddia edilen 19 yafl›ndaki
Yasemin K, geç saatlerde bofl bir
arazide tabancayla öldürülmüfl
halde bulundu. Polisin cesedin
bafl›nda buldu¤u Yasemin K’nin
babas› ‹brahim Halil Ç., ilk ifadesinde k›z›n›n intihar etti¤ini öne
sürdü, daha sonra cinayeti iflledi¤ini itiraf etti.
* Diyarbak›r’da 5 çocuk annesi Ayflegül Alparslan “fuhufl” yapt›¤› suçlamas›yla nikâhs›z yaflad›¤›
efli Abdurezzak Dikici taraf›ndan
öldürüldü.
* Asyen Cihangir ile k›z› Bahargül Öztürk, efllerinden dayak yedikleri için Kars’taki evlerini terk ederek Gebze’nin Dilovas› Beldesi’ne yerleflti. K›sa bir süre sonra anne ve k›z› evlerinde
sopayla dövülerek öldürülmüfl
flekilde bulundu. 19 yafl›ndaki Ersin Cihangir annesi ve ablas›n› ye¤enlerinin gözleri önünde öldürdü¤ü gerekçesiyle gözalt›na al›nd›. ‹ki kad›n cinayetten önce polise kap›lar›n›n zorland›¤›n› bildirmiflti.
* Efli hapishanede olan Gaziantep’te yaflayan bir çocuk annesi Gönül Dede, evden kaçt›.
Baflka bir erkekle kaçt›¤› gerekçesiyle ailesi taraf›ndan flikayet
edilmesi üzerine polis taraf›ndan
bulunan Dede ailesine teslim
edildi. Genç kad›n iki gün sonra
17 yafl›ndaki kardefli taraf›ndan
öldürüldü.
Fatih Agufl (31), 9 y›ll›k efli
Sevgi Agufl (24) ve 7 ve 5 yafl›ndaki iki çocu¤uyla al›flverifl merkezine gitti. Al›flverifl merkezinde
dolaflt›klar› s›rada iddiaya göre,
eflinin bir erkekle konufltu¤unu
görünce sinirlenen Fatih Agufl,
“çevrendekilerle cilveli konufluyorsun” diyerek efliyle tart›flmaya bafllad›. Otoparkta da devam eden tart›flmada Fatih Agufl,
iki çocu¤unun ve onlarca müflterinin gözleri önünde kar›s›n› 15
yerinden b›çaklayarak öldürdü.
* Yozgat’›n fiefaatli ‹lçesi’nde,
3 y›l önce ailesinin karfl› ç›kmas›
üzerine kaçarak evlenen 22 yafl›ndaki Zehra, 27 yafl›ndaki efli
Bar›fl Akbaba ile 11 ayl›k bebe¤i
Aleyna, Zehra’n›n 25 yafl›ndaki
kardefli ‹lhan K. taraf›ndan öldürüldü. ‹lhan K., ifadesinde k›z kardeflinin kaçarak evlenmesini içine
sindiremedi¤ini ve bunu namus
meselesi yapt›¤›n›, cinayetleri bu
nedenle iflledi¤ini söyledi.
meydana gelen yang›nda 5 kad›n yanarak
can verdi” dedi. Aç›klaman›n ard›ndan
kitle sloganlar ve alk›fllarla “Çal›flma yaflam› ve kad›n” panelinin yap›laca¤› E¤itim
Araçlar› salonuna kadar yürüdüler.
Birçok aç›klama ve etkinlikle an›lan 5
kad›n iflçiyi unutmayan kurumlardan biri
de, 29 Aral›k günü Kad›köy’de konuyla
ilgili bir bas›n aç›klamas› yapan EKD oldu.
“Bursa’da yand›k, Novamed’de kazand›k” yaz›l› bir pankart açarak, bir
araya gelen EKD’li kad›nlar ad›na Derya
E¤ilmez taraf›ndan okunan aç›klamada,
iki y›l önce yanarak yaflam›n› yitiren kad›n iflçilerin unutulmad›¤› vurguland›.
(Bursa/Kartal)
İşçi-köylü 13
11-24 Ocak 2008
Dünya
Irak
Kenya’da artan sosyal adaletsizlik ve
son yaflfla
anan geliflflm
meler...
Kenya’daki baflkanl›k seçimleriyle ba¤lant›l› çat›flmalarda en az
300 kifli yaflam›n› yitirdi. On binlerce kifli ise evlerinden-yerlerinden
kaçmak zorunda kald›. ‹ktidardaki
Kibaki, seçimlerin hemen ard›ndan oylar›n % 46.7’sini ald›¤›n› iddia
ederek, zaferini ilan etmiflti. Rakibi
Odinga ise oylar›n % 44.3’ünü alm›flt›. Ancak hemen akabinde Kibaki’nin 230 binlik oy fark› muhalefet
taraf›ndan sorgulanmaya bafllad› ve
seçimlere hile kar›flt›r›ld›¤› iddialar›
gündeme geldi.
‹ki rakip aday›n sempatizanlar›
aras›nda çat›flmalar›n ç›kmas› ise
gecikmedi. Çat›flmalar özellikle de
Odinga’n›n oy potansiyeli olan,
Nayrobi’nin gecekondu semtlerinde ve yak›n bölgelerinde patlak
verdi. 1 Ocak’ta Eldoret flehrinde
bir kilise, içindeki insanlarla birlikte
yak›ld› ve ço¤u çocuk, 50’ye yak›n
insan yaflam›n› yitirdi. Benzer olaylar birçok yerde yafland›.
Kibaki, ülkenin en büyük ve
ekonomik yaflam üzerindeki en etkin etnik grubu olan Kikuyu mensubu. Odinga ise daha küçük bir
halk toplulu¤u olan Luo’lardan.
‹ki etnik grubun aras›nda ç›kan
çat›flmalarda çok say›da ölüm yaflansa da, görgü tan›klar› katliamlar›n esas olarak devlet güçleri taraf›ndan gerçeklefltirildi¤ini söylemekteler. Ölen kiflilerin bedenlerinde, bu güçlere ait silahlardan ç›kan çok say›da kurflun olmas› da
söylenenleri do¤rulamakta. Hükümet bu durumu yalanlasa da, ad›n›
vermeyen bir polis yetkilisi, bir haber ajans›na verdi¤i demeçte, kendilerine kesin vur emri verildi¤ini
itiraf etmifl.
Nayrobi’nin yoksullar› yaflanan
etnik kinin, kendileri güvenlikli yerleflim bölgelerinde oturan politikac›lar taraf›ndan k›flk›rt›ld›¤›n› söylüyorlar.
Emperyalist
manevralar›n rolü
ABD ve ‹ngiltere’nin Kibaki’yi
yine iktidarda görmek istedikleri
ise bir s›r de¤il. Çünkü Kenya ABD
emperyalizminin, Afrika’ya dönük
“güvenlik operasyonlar›” aç›s›ndan stratejik bir merkez konumunda. Kenya, Somali ve Etiyopya’ya s›n›r olman›n yan›s›ra, Do¤u Afrika’n›n ticaret merkezi. Bunun
içindir ki, günlerce katliamlara seyirci kalan Avrupa ve ABD emper-
yalistleri, geliflmelerin denetimlerinden ç›kmas› ve buradaki ç›karlar›na zarar verece¤i kayg›s›ndan, oy
say›m›n›n yeniden yap›lmas› için
bask› oluflturmaya bafllad›lar. Oysa
ABD ve ‹ngiltere, seçimlerin hemen ard›ndan yapt›klar› aç›klamalarda, seçimlerin çok iyi geçti¤ini
söyleyerek, Kibaki’yi kutlam›fllard›.
Emperyalist devletler birçok
bölgede oldu¤u gibi, burada da y›llard›r halk›n kendi kaderini özgürce
belirlemesinin önünü kesmeye dönük bir dizi manevra gerçeklefltirmifllerdir. Bu manevralar›n› bugün
yine sürdürmekten geri durmamaktalar.
‹kinci kez seçimlerin galibi ilan
edilen Kibaki, ilk hükümet oldu¤u
dönemde, BM Genel sekreteri taraf›ndan “demokrasinin Afrika’daki ayd›nl›k örne¤i” ilan
edilmiflti. Kibaki ayn› zamanda ABD
taraf›ndan, bölgedeki “anti-terör”
müttefiklerinden biri olarak görülmekte.
Ancak “demokrasi örne¤i” Kibaki döneminde ülkedeki yoksulluk
iyice artm›fl, rüflvet, yolsuzluk had
safhaya ulaflm›fl, Kibaki’nin kiflisel
serveti giderek büyümüfltü.
Kenya halk› flimdi çat›flmalar ve
protestolar eflli¤inde, Kibaki’nin seçim hilesi yoluyla hükümette kalarak, yolsuzluklar›na devam etme ve
kiflisel zenginli¤ini daha da art›rma
giriflimini engellemeye çal›flmakta.
Kitleler rüflvet ve yolsuzluklar›n
son bulmas›n› ve adil bir seçim yap›lmas›n› talep ediyor. Hükümetin
Ekonomide büyüme
yoksullukta art›fl
Kibaki, rüflvete ve kötü yönetim biçimine son verece¤i sözü vererek, 2002 y›l›nda % 63 oy alarak
seçilmiflti. Kenya, çok iyi tar›m koflullar›na ve zengin maden yatakla-
luk dünya açl›k örgütünün verileriyle de do¤rulanmaktad›r. Bu verilerde Kenya’n›n son y›llardaki ekonomik kalk›nmas›ndan halk›n pay›na % 1 bile düflmedi¤i belirtilmekte. Had safhada yoksul olan Kenyal›lar›n say›s›nda son befl y›lda büyük
bir art›fl yaflanm›fl. Ekmek fiyatlar›
sadece geçti¤imiz y›l iki kat›na ç›km›fl. Ayn› flekilde süt ve di¤er temel g›da maddelerinin fiyatlar›n›n
gelince; solcu olarak bilinen bir politikac›n›n o¤ludur ve yoksul y›¤›nlarda umut uyand›rm›flt›r. Ancak
Kibaki hükümetinde bakan olmaya raz› oldu¤unu aç›klad›¤›
bilinmektedir. Örnek ald›¤› ülke
ise Almanya ve bu süreçte Almanya D›fliflleri Bakan›’yla görüflmeler
yapmakta. Bunun anlam› Avrupal›
emperyalistlerin Odinga’y› destekledi¤idir.
r›na sahip bir ülke olmas›na karfl›n,
emperyalist ya¤ma ve talandan kaynakl›, halk› büyük bir yoksulluk
içinde.
Bugün kabileler aras› çat›flma gibi yans›yan çat›flmalar›n
özünde yatan da asl›nda halk›n içinde bulundu¤u bu yoksulluk ve sefalet. Yani sosyal
adaletsizlikteki art›flt›r. Halk›n
içinde bulundu¤u sefalet ve yoksul-
art›fl›nda da adeta patlama olmufl.
Tekrar etmek gerekirse,
Kenya’da yaflananlar›n özü, egemen güdümlü medyada verildi¤i biçimiyle, Luo’lar›n Kikuyulara karfl›
verdi¤i kabile çat›flmas› de¤il. Daha çok da, çeflitli kabilelerin
en yoksullar›n›n, ülkeyi ya¤malayanlara karfl› ayaklanmas›d›r.
Di¤er baflkan aday› Odinga’ya
Kibaki ise emperyalistlerin bu
son manevras› karfl›s›nda, onlar›
Çin’le iflbirli¤ine gitmekle tehdit etmekte.
Emperyalistlerin ve onlar›n
uzant›lar›n›n, Kenya’n›n yoksul y›¤›nlar› üzerinde oynad›klar› oyunlar› bofla ç›karman›n yegane yolu ise,
Kenya’n›n tüm ezilenlerinin bunlara karfl› yükseltecekleri ortak mücadeleden geçmektedir.
Maoistlerin zaferi: Monarfli kalk›yor!
NKP(Maoist) önderli¤inde on
y›l› aflk›n y›ld›r sürdürülen Halk
Savafl›, geçti¤imiz y›l yap›lan anlaflmayla yeni bir güzergâha girmiflti.
Bu anlaflmayla birlikte kabineye giren Maoistler, geçti¤imiz Ekim
ay›nda anlaflmaya uyulmamas› nedeniyle kabineden çekilmifllerdi.
Ancak yap›lan görüflmeler sonucu, Aral›k’›n ikinci haftas› tekrar
kabineye dahil olunmufltu.
Maoistlerin kabinede kalma
koflullar›n›n bafl›nda gelen Monarflinin kald›r›lmas› talebi ise, 28
Aral›k’ta sonuç verdi. Nepal Parlamentosu’nda yap›lan oylamada
ço¤unluk monarflinin kalkmas› için
oy kulland›. Böylelikle, önümüzdeki Nisan ay›nda yap›lacak se-
“Tedbirler” bumerang etkisi yarat›yor
nomik tedbirlerin ifle yaramad›¤› art›k
çok net biçimde görülmekte.
Bunun böyle bir sonuca varaca¤› da
hesaplanarak, uzunca zamand›r gidilen
siyasi-askeri “tedbirler” ise, bumerang etkisi yaratarak, geri dönüp sahiplerini vurmay› sürdürüyor. Askeri
sald›rganl›¤›n öne ç›kt›¤› bu politikalar›n, 2000’li y›llar›n bafl›ndan itibaren,
eskisine oranla daha h›zla hayata geçirildi¤ini tekrarlamaya gerek bile yoktur. Ancak gelinen noktada, hem krizden ç›kman›n hem de dünya hakimiyetini pekifltirmenin yolu olarak görülen
askeri sald›rganl›k politikalar› birbiri
ard›na iflas ediyor.
Ortado¤u merkezli yürütülmeye
çal›fl›lan emperyalist projelerin, daha
biri sonland›r›lmadan bir baflka bölgede hayata geçirilme çabas›, emperyaliz-
Güney Kore
Daha iyi ifl koflullar› için mücadele eden, Kore Göçmen Sendikas›-MTU ile dayan›flma dünya çap›nda büyüyor. Soul hükümeti MTU’nun
biri Nepalli di¤eri ise Bangladeflli olan
iki önderini tutuklayarak, s›n›rd›fl› etmiflti. Bu s›n›r d›fl› olay› ve göçmenlere dönük hak gasplar›, Manila’daki
(Filipinler) Güney Kore Elçili¤i
önünde yap›lan eylemlerle protesto
edildi. Güney Kore’de tahminen 50
bin Filipinli göçmen iflçi çal›flmakta.
Bangladefl
Önümüzdeki Nisan ay›nda yap›lacak seçimlerle birlikte Nepal’de
cumhuriyetin ilan edilmesinin önündeki en önemli engel de kalkm›fl oluyor.
Evrensel Bak›fl
ABD dolar› son 10-15 y›l›n en alt
seviyesine düfltü. Petrolün varil bafl› fiyat› ise 100 Dolar’›n üzerine ç›kt›. ‘70’li
y›llarda yaflanan petrol krizinden daha
büyük bir krize do¤ru gidildi¤i art›k
saklanamaz bir gerçek. Dolar›n,
ayn› zamanda Euro karfl›s›ndaki bu düflüflü, ABD emperyalizminin pani¤ini giderek art›r›yor. Avrupal› emperyalistleri ise, dünya hegemonyas›ndaki yerlerini üst s›ralara ç›karma yönlü hamlelerinde, atak üstüne atak yapmaya itiyor. Burjuva ekonomistlerin, emlak
krizi olarak bafllayan krizle birlikte, aylar öncesinden yapt›¤› tespitlerin ve bu
tespitler ›fl›¤›nda yapt›klar›, tedbirlerin
art›r›lmas› yönlü uyar›lar›n do¤rulu¤u
da böylece kan›tlanm›fl oluyor. Bu süreçte al›nan ve özü yoksullu¤u, sömürüyü art›ran sosyal y›k›ma dayal›, eko-
cevab› ise bu talepleri azg›nca sald›r›larla bast›rma yoluna gitmek oluyor.
Avustralya Baflbakan› Kevin
Rudd, Irak’ta bulunan 550 Avustralya askerinin Haziran 2008’e kadar
geri çekilece¤ini duyurdu. Ancak
“e¤itim amaçl›” burada bulunan
450 askeri personel kalmaya devam
edecek. Irak’ta asker bulunduran bir
di¤er ülke olan Polonya da buradaki
900 askerinin görev süresini 31
Ekim 2008’de sona erdirece¤ini
aç›klad›.
çimlerle birlikte Nepal’de cumhuriyetin ilan edilmesinin önündeki
en önemli engel de kalkm›fl oluyor.
Bu kararla birlikte ayn› zamanda, yaklafl›k 200 y›ll›k
Gyanendra Hanedanl›¤›’n›n
da sonuna gelinmifl bulunul-
min genifl bir alanda hakimiyetini güçlendirmeyi de¤il, aksine daha da güçsüz bir pozisyona düflmesini getirmifltir. fiimdi bu güçsüz pozisyondan ç›k›fl›n yollar› aranmakta. Bu aray›fl ise
planlarda ciddi de¤ifliklikleri gerektirmekte. Son dönemde yaflanan geliflmeler de, ad›mlar›n bu yönlü at›ld›¤›na iflaret etmekte. Rejim de¤iflikliklerini de
öngördü¤ü çok aç›k olan son hamleler,
Irak’tan Pakistan’a, Filistin’den
‹ran’a kadar, Ortado¤u politikalar›n›n
merkezinde bulunan bir dizi ülkeyi içine almakta.
Pakistan özgülünde, Butto’nun ölümü de dahil yaflananlar da, yine bu
hamleler dahilinde gerçekleflmektedir.
Müflerref’e alternatif aray›fl› içindeki
ABD emperyalizmi, bir piyonunun ölümüne mal olan geliflmelere yön verme
çabalar›n› sürdürüyor. Bu çabalar›n
bir ABD askeri müdahalesine kadar gidebilece¤i, hatta Pakistan’›
yang›n yerine çeviren mevcut durumun bu amaçl› k›flk›rt›ld›¤› da
giderek varsay›m olmaktan ç›kmaktad›r. Pakistan’› bombalarla tafl
devrine çevirme tehditleri sürmektedir. Pakistan’›n elindeki nükleer silahlar›n ‹slami örgütlerin eline geçmesi gibi
bir tehlikenin varl›¤›ndan giderek daha
fazla söz edilmesi bile, bu niyeti a盤a
vurmaktad›r.
Di¤er iflgal edilen ülkelere dönük
bafll›ca iflgal gerekçesi yap›lan ve bugün
Pakistan özgülünde bir kez daha kullan›lan bu argüman›n ‹ran boyutunda ise,
farkl› bir geliflme ortaya ç›km›flt›r. Bu
geliflmenin bölgedeki politikalarda de¤iflikli¤e gitmenin aç›k sinyalleri olarak
alg›lanabilecek bir geliflme oldu¤unu
söylemek pek de yanl›fl olmayacak.
Söz konusu geliflme, ABD emperyalizminin 16 istihbarat biriminin birden bire ortaya att›klar› ve raporlarla
sunduklar›, ‹ran’›n nükleer silahlanma
faaliyetini 2003 y›l›ndan beri durdurdu¤u ve ancak 2015 y›l›nda böyle bir fleyin mümkün olabilece¤i yönlü aç›klamalar.
ABD’nin çeflitli kurumlar› taraf›ndan ayn› süreçte yap›lan aç›klamalar da
istihbarat birimlerinin aç›klamalar›n› tamamlayacak nitelikte. Bu da ABD em-
makta. Kral Gyanendra’n›n siyasi düflüflü 2005’in fiubat’›nda parlamentoyu feshetmesi ve tüm idari gücü kendi üzerinde toplamas›
ile bafllad›. Kral bunun, Maoist
isyana son vermek ve bozulan düzeni yeniden tesis etmek ad›na tek yol oldu¤unu
savunmufltu. Fakat, bu a¤›r eylem, muhalefetin kendisine karfl›
birleflmesi, fliddetin t›rmanmas› ve
sonunda Nisan ay›nda parlamentoyu yeniden tan›mak zorunda
kalmas› sonuçlar›na yol açt›.
Yeni sivil yetki ise Kral’›n yetkilerini elinden ald›, hukuki dokunulmazl›¤›na ve ordu üzerindeki
yönetim gücüne son verdi. fiimdi
ise sahip oldu¤u s›fata son veriyor.
peryalizminin ‹ran ve asl›nda da bir bütün olarak Ortado¤u politikas›nda de¤iflikliklere gitmeyi hedefledi¤inin göstergelerindendir.
‹ran’›n bu noktadaki tutumuna gelince; ‹ran gerici rejiminin tüm
ç›k›fllar›na ra¤men, içten içe, BOP çerçevesinde bölgede etkin bir güç olmay› arzulamas› uzak bir ihtimal de¤il. Gerici rejimlerin ve gerici hareketlerin
emperyalistlerle uzlaflma zemini her
zaman mevcuttur. Çünkü onlar› yaratan, varl›k koflullar›n› oluflturan, emperyalist-kapitalist sistemin kendisidir.
Afganistan iflgaline gerekçe yap›lan
Taliban’›n, bugün iflgal güçleriyle iktidar
pazarl›¤› yapt›¤› bilinmektedir. Yine
Hamas’›n, geçti¤imiz günlerde, AB ve
BD emperyalistlerine dönük yay›nlad›¤› bir aç›klamada, kendilerine karfl› olmad›klar›n›, sadece tan›nmay› istediklerini ilan etmesi de, gerici güçlerin esas
kavgas›n›n, halklar›n›n kurtuluflunu sa¤lama de¤il, kendi iktidarlar›n› pekifltirme kavgas› oldu¤unun son örnekleridir.
Emperyalistler, dengeleri kendi
Bangladefl’in Dakka kentindeki
tekstil fabrikalar›nda çal›flan binlerce
iflçi, 20 tekstil fabrikas›n›n kapat›lmas› karar›n›n ard›ndan sokaklara döküldü. Kapatma karar›, bir iflçinin ifl
kazas›nda yaflam›n› yitirmesiyle birlikte, di¤er çal›flanlar›n greve gitmesinin ard›ndan geldi. ‹flçiler sokaklarda barikat kurarak, yollar› 12 saat
süreyle iflgal ettiler.
fiili
fiilili bak›r üreticisi Codelco’da
çal›flan binlerce iflçi, daha yüksek ücret talebiyle greve ç›kt›. Bir devlet iflletmesi olan Codelco, ayn› zamanda
dünyan›n en büyük bak›r üreticisi. fiili’nin Angamos liman›nda gerçekleflen bu grevle birlikte oldukça zor
bir sürece giren firma, binlerce iflçiye verdi¤i kadro sözünü de yerine
getirmiyor ve bu da yine grevin talepleri aras›nda yer al›yor.
Fransa
Sosyal y›k›m politikalar›na paralel
olarak, göçmen ve mülteciler üzerindeki bask›lar›n da giderek artt›¤› Fransa’da son günlerde gündeme gelen s›n›r d›fl› olaylar›, S›n›rd›fl› Merkezleri’nde gözalt›nda tutulan mültecilerin
bafllatt›¤› açl›k grevleriyle protesto
ediliyor. Paris’te Mesnil-Amelot
S›n›rd›fl› Merkezi’nde bafllat›lan açl›k grevi di¤er merkezlere de yay›lmaya bafllad›. Mesnil-Amelot’da 120 göçmenin bafllatt›¤› açl›k grevinden sonra, Vincennes S›n›rd›fl› Merkezi’nde de 400 mülteci açl›k grevine
bafllad›. Bu mültecilerin hiç birinin
oturma izni yok. Mülteciler Fransa’da
son dönemde artan mülteci av›n› ve
tutukluluk koflullar›n› protesto ediyorlar.
lehlerine çevirmek, içinde bulunduklar›
krizin etkilerini azaltmak (çünkü k›sa
ve hatta uzun vadede bile içinden
ç›kmalar›n›n olanaks›z oldu¤unu
bilmekteler) için birbiri ard›na gelifltirdikleri projeleri devreye sokma yönlü ad›mlar›n› h›zland›rd›lar. Bu projeler
kapsam›nda uflak-iflbirlikçileri ve tüm
uzant›lar› ile gerek ayaklar›na ça¤›rarak, gerekse do¤rudan yanlar›na giderek, birbiri ard›na görüflmeler gerçeklefltirmekteler.
Bu görüflmelerin tümünün merkezinde ise yine “terörle mücadele”
konsepti bulunmaktad›r.
Bu konseptin gerçek hedefinin iflçiemekçi y›¤›nlar, ezilen yoksul halk y›¤›nlar› ve onlar›n s›n›fsal temelde yükseltti¤i mücadeleler oldu¤u ise art›k bir
s›r de¤il. Emperyalistler ve onlar›n gerici-faflist tüm uzant›lar› bundan böyle
bu mücadeleleri bo¤mak için daha büyük bir güç birli¤ine girmenin gayretini
büyütmekteler. Çünkü politikalar›n›n
bumerang etkisi yapmas›n› sa¤layan özde bu mücadelelerdir. Bunlar›n büyümesi ise en büyük korkular›d›r.
İşçi-köylü 14
Tarihten sayfalar
11-24 Ocak 2008
Zonguldak, Cibali, Kavel’den günümüze…
En güzel direnifl henüz yaflflaanmam›fl oland›r!
Ocak ay›, s›n›f mücadelesine ad›n› alt›n harflerle yazd›rm›fl Devrim ve Parti
flehitlerinin varl›¤›yla bir anlam tafl›rken
di¤er bir anlam› da farkl› y›llarda yaflanan
ve iflçi s›n›f› aç›s›ndan dönüm noktas› diyebilece¤imiz bir tak›m grev ve direnifllere tan›kl›k etmesidir. Zonguldak maden
iflçilerinin eylemleri, Paflabahçe ve Kavel direniflleri, Cibali Tütün Fabrikas›’ndaki direnifl, Singer Fabrikas›’nda
iflçilerin polisle çat›flmas›, TAR‹fi, Hasköy Tersanesi ve Tramvay iflçilerinin
sonuç alan direniflleri mücadelemizde
önümüze ›fl›k tutmaktad›r. Bu direnifllerden kimi iflçi s›n›f›na grev hakk›n› hediye
etmifl, kimi 1980 sonras› ilk eylem olmufl,
kimisi kad›nlar›n öne ç›kmas›yla an›lm›fl,
kimisi de s›n›f dayan›flmas›n›n güzel örneklerini dünden bugüne tafl›m›flt›r. Kavel’den Paflabahçe’den SEKA’ya, TEKEL’e, TELEKOM’a uzanan süreç, elbette ki dünün bu çok önemli deneyimlerinin dersleri ile örülmüfltür, örülecektir ve örülmelidir.
“...Ve solu¤um tükenmedikçe
bu doyumsuz dünyada,
Günefle kar›flmad›kça etim
Kavel Grevcilerinin türküsünü söyleyece¤im.” (Hasan Hüseyin)
Kavel direniflflççilerinin
türküsü…
Kimi direnifller vard›r, içinden geçilen
süreçte tarihsel olarak önemli bir dönemece iflaret ederler ve asla unutulmazlar.
28 Ocak 1963’te, ‹stanbul ‹stinye’deki
Kavel Kablo Fabrikas›’nda 170 iflçinin
bafllatt›¤› Kavel Grevi de böyledir. En
önemli özelli¤i; grev ve toplu ifl sözleflme
hakk›n› “fiili olarak” kazand›rm›fl olmas›d›r.
Vehbi Koç’a ait olan fabrikada, ABD’den gelen genel müdürün göreve bafllamas›yla iflçiler üzerindeki bask›lar artar,
fazla mesai ve k›dem esas›na göre verilen
y›ll›k ikramiyeler kald›r›l›r ve sendikadan
istifa etmeleri yönünde bask›lar yaflan›r.
Patronun, ikramiyelerin ödenmeyece¤ini
ve kimi çal›flanlar›n ücretlerinin düflürülece¤ini ilan etmesi üzerine iflçiler oturma
eylemi bafllat›rlar, bunun üzerine patronlar, tüm iflçileri iflten atar. Türkiye Maden-‹fl Sendikas›’n›n örgütlemesi ile 31
Ocak’ta fabrika bahçesinde grev bafllar.
Ancak, o dönem grev ve toplu sözleflme
haklar› özel bir hükme tabidir. Yani
at
Kültür -San
Faz›l Say’›n Almanya’da bir gazeteye
tarif etti¤i Türkiye “gerçe¤i” ve bu
“gerçekten” duydu¤u endifle üzerine
yine kuru bir gürültü yay›ld› geçti¤imiz
haftalarda. Say’›n Türkiye’de laik düzenin
tehlikede oldu¤una, Bakan efllerinin bile
türbanl› oldu¤una içlenerek “biz az›nl›kta kald›k, Türkiye hayallerim öldü, Türkiye’yi terk edebilirim” sözlerini “laikçi” Kemalist cephe derhal siyaset borsas›na sürdü. Böylesi medahar-› iftihar edilen bir Türk dahisinin bile Türkiye’de yaflayamaz hale gelmesinden bir
ma¤duriyet cephesi aç›larak, AKP flahs›nda “dinci, fleriatç›” cepheye top at›fllar›
bafllad›. Biz halk kitlelerinden “laik-demokratik” cumhuriyetin kalelerine s›¤›nmam›z talep edildi yeniden…
Türkiye kamuoyunun nabz›na göre
son 10-15 y›ld›r baflta Genelkurmayl›k ve
sözcülerince “laik devlet düzenimizin”
gitti-gidecek oldu¤u hat›rlat›l›p duruldu.
Oysa “laik düzen” hep yerinde kald›¤› gibi, “irtica-fleriat” korkusu Ordu kurmaylar›nca biz halk kitlelerini hizalamak ve
yönlendirmek için kullan›lan psikolojik
harekât argüman› haline getirildi. Say da
ister dahi çocuk popülizmiyle olsun, ister
laikçi kli¤in siyasi hesaplar›n›n gönüllü figüranl›¤›yla olsun sahnedeki yerini ald›.
O’nun sözleri ve kayg›lar› bir “sanatç› ayd›n” kat›ndan bizlere sunuldu. Bu yüzden
Say’›n, hangi s›n›flar›n duyarl›l›¤›yla hareket etti¤i ve ülke gerçekli¤iyle nas›l iliflkilendi¤ine bakarak “ayd›n” kimli¤ini sor-
“Yine topland› uzun saçl›lar”
grev hakk› yasal de¤ildir. ‹flçiler, fabrikan›n kap›lar›n› kaynaklayarak kendilerini içeri kilitlerler. Bir hafta içeride kalan
iflçiler, daha sonra seslerini duyurmak
için d›flar› ç›kar ve fabrikan›n önüne çad›r
kurarak direnifle geçerler. Da¤›l›n uyar›s›na uymayan iflçilere; “Sizi komünistler, ben sizi da¤›tmas›n› bilirim” diyen bir polis komiserinin emri üzerine
cop ve tabancalarla sald›r›l›r. Sald›r›da 9
iflçi yaralan›r. Önce 2 daha sonra da 7 ifl-
Kad›n hakk›na ve elbette insan hakk›na sahip ç›kman›n biricik yolu mücadeleden geçiyor. Dünya emekçi kad›n mücadele tarihine göre, ülke tarihi, kad›nlar›n
toplumsal hayata kat›l›mlar› nedeniyle daha geç bafllasa da, güçlü ve onurlu mücadelelere sahne oldu. fiimdi bir zaman tüneline girelim ve tarihe bir yolculuk yapal›m. Perdeyi tarihe “yine topland›
uzun saçl›lar” dizeleriyle geçen doku-
çi tutuklanarak Sultanahmet Hapishanesi’ne gönderilir.
Bu direniflin önemli yanlar›ndan birisi
de ilerleyen günlerde iflçilerin çocuklar›
ve efllerinin de direnifle kat›lmas›d›r.
Umulan, grevin halka halka büyümesidir.
Ve beklenen olur, grevin etkisi yay›l›r. ‹stinye halk›, ayn› patronun di¤er fabrikas›ndaki iflçiler direnifle destek vermeye
bafllar.
27 fiubat’tan sonra tüm iflçiler mahkemeye verilir. Direniflin bitirilmesi için
bir arabulucu heyet oluflturulur. Heyetin
oluflturulmas›n›n ard›ndan grev sona
erer. Böylece 36 gün süren direnifl kazan›mla sonuçlan›r: ‹flçilerin ikramiyeleri
ödenecek, at›lan iflçiler geri al›nacak ve
ücretlerde indirime gidilmeyecektir.
Grev ve toplu sözleflme kavram›n›n
sadece ad›n›n var oldu¤u, fiilen yasak oldu¤u, greve gidenlerin a¤›r yapt›r›mlarla
cezaland›r›ld›¤› bir süreçte gerçekleflen
Kavel Direnifli, Türkiye iflçi mücadelesi
tarihinde bir dönüm noktas› olmufltur
denilebilir, çünkü iflçi s›n›f›na grev
hakk›n› kazand›rm›flt›r. Tüm bu kazan›mlar iflçi s›n›f›n›n tarihine alt›n harflerle
yaz›lm›flt›r.
mac› kad›nlarla aç›yoruz.
18. yüzy›lda Bursa’da dokumac›l›k yapan kad›nlar›n piyasa koflullar› ve geçim
zorlu¤u yüzünden ayakland›¤›n› halk edebiyat›n›n tan›kl›¤›ndan ö¤reniyoruz:
“Yine neffir-i amm oldu uzun saçl›lar
Arkas› feraceli koynu tafll›lar
Yüzleri yaflmakl›, yaprak bafll›lar
Vurun aslanlar›m erlik sizdedir.”
Feraceli, yaflmakl›, elleri sopal›, koynuna tafl doldurmufl bir sürü kad›n. Dokumac›lar ve dokumac›lar›n eflleri... Geçim zorlu¤u yüzünden S›rmakefl han›n›
bas›yor. Kul Halil diye de an›lan Afl›k Halil’in dizelerinde anlat›lan da bir ayaklanman›n hem de bunun ilk kez olmad›¤›n›n
kan›t›.
***
19. yüzy›ldaki iflçi hareketlerinden biri de 4 Ocak 1867 tarihli The Levant
Herald adl› ‹stanbul gazetesinde ç›kan flu
haberle saptan›r: “Geçen Sal› günü, maliyeden 20-30 paray› geçmeyen alacaklar›
bilinen bir küme kad›n, tekrar ücretlerinin ödenmesi iste¤inde bulundular. Cevap olarak al›fl›lm›fl ‘para yok’ sözünü ifliten kad›nlar gittikçe daha fazla flamata
yapmaya bafllad›lar ve ancak müdahale ile
sustular. Ç›kan kargaflada, kad›nlardan
birço¤unun itilip kak›ld›¤› söylenmektedir.”
Bu kad›nlar, 1870’ten sonra s›k s›k
rastlanacak birikmifl ücretlerini istemek
için toplanma, devlet kap›s›nda “ba¤›r›p
ça¤›rma”, sesini bas›n yoluyla duyurma
eylemlerinin saptanabilen ilk gerçeklefltiricileridir.
***
‹lk büyük grevlerden olan Tersane
Grevi de iflçilerin eflleri, anneleri, k›z
kardeflleri ve çocuklar› taraf›ndan desteklenmifltir. Bu destek grev k›r›c›larla
yaflanan savaflta da görülür. ‹flçilere destek veren kad›nlarla dönemin gazeteleri
“han›m kuvvetleri” diye dalga geçse
de kad›nlar›n ait oluklar› s›n›f ad›na soka¤a ç›k›fllar›n›n ileri bir ad›m›d›r bu direnifl.
Ayn› destek Tramvay Grevi’nde
de görülür, tramvaylar›n sefere ç›kmas›n›
engellemek için tramvayc›lar›n eflleri raylar›n üzerine yatarlar.
***
1990’da Zonguldak iflçilerinin büyük
yürüyüflünde bu kez maden iflçisi eflleriyle kol kola Ankara’ya yürürken görürüz
emekçi kad›nlar›. 1991’deki Paflabahçe
direniflinde iflçiler fabrikay›, eflleri ise
Beykoz’un sokaklar›n› iflgal eder.
1993’teki Fiskobirlik grevi kitaplara konu
olur.
Kad›nlar 90’lardan sonra h›z kazanan
özellefltirmelere karfl› da hep mücadelenin içindeydi. SEKA’da haftalarca fabrikas›n› terk etmeyen iflçilerin eflleri, gece
gündüz eylem alan›na çevirdiler fabrika
bahçesini. Bak›rköy Sümerbank’›n
mavi önlüklü kad›nlar›, y›llarca, hem kendi fabrikalar›n›n kapat›lmas›n›n hem de
tüm hak gasplar›n›n karfl›s›nda oldular.
Mücadeleyi hiç b›rakmayan TEKEL iflçisi kad›nlar, Adana ve Malatya Sigara Fabrikalar›n›n kapatma karar›na karfl› ön safta yer ald›lar. Diyarbak›r’›n Kürt kad›nlar› Aky›l Tekstil Fabrikas›’nda a¤al›k
düzeni kuran patrona karfl› gerçeklefltirilen direniflten geri durmad›lar.
‹flçi kad›nlar›n, Aymasan’da, Çorlu’da
Gönen ve ‹leri Deri fabrikalar›nda, Bursa’da BPO fabrikas›nda verdikleri sendikalaflma mücadelesi ise silinmemifltir haf›zalar›m›zdan. Ve Novamed iflçileri…
Unutabilir miyiz tüm bu yaflananlar›? Bu
önemli direnifllerin hepsi iflçi s›n›f›n›n de-
neyim hanesine yaz›ld›, gelecek bir zamanda en güzel direnifli yaflamak ad›na…
1996’dan 2002’ye Paflflaabahçe
“Biz iflçiyiz. Paflabahçe’de bir fabrika flifle ve cam yapar, orada çal›fl›r›z.
Beyo¤lu’nda süslü bir ma¤azas› var.
Tabaklar, bardaklar görürsünüz de iftihar edersiniz. ‹flte onlar› yapar›z biz.
1800 derece hararetin alt›nda çal›fl›r›z.”
“Bugün 80 günü geçti gene de
hakk›m›z› istiyoruz. Da¤larda ebegümeci topluyoruz, labada topluyor,
bal›k olursa oltay› al›p kofluyoruz. Evde fazla eflya vard› kilim, mintan, iskemle gibi. Onlar› da sat›yoruz.”
1966 y›l›n›n Nisan ay›nda üzerlerinde
grev gözcüsü önlükleriyle ‹stanbul’un kalabal›k caddelerinde bildiri da¤›tan Paflabahçe iflçileri, halka böyle sesleniyordu.
Paflabahçe fiifle ve Cam Fabrikas›’ndaki grevin 80. gününde “Say›n ‹stanbul halk›na” fleklinde bafllayan bildiri, grevin amans›z koflullarda kararl›l›kla
sürdürüldü¤ünü özetliyordu.
Grev s›ras›nda iflçiler vapurlarla Karaköy’e geçip patron sendikas›n›n önünden Taksim’e kadar yürürler. Bu arada iflçilere yap›lan silahl› sald›r› sonucunda iki
iflçi yaralan›r. 2 bin 200 iflçinin kat›ld›¤›
greve dayan›flma için Deri, Kundura ve
TEKEL iflçileri de eylemler örgütler.
Bu grevin dikkat edici özelli¤i demokratik kamuoyu, sendika çevreleri ve demokratik kitle örgütlerinin yan›nda, do¤rudan semt halk› taraf›ndan desteklenmifl, sahiplenilmifl olmas›d›r.
Ancak tüm bu deneyim ve birikim
2002 y›l›nda iflçilerin 17 gün 17 gece sürdürdükleri direniflin zaferle sonuçlanmas›n› getiremedi ve 67 y›ll›k Paflabahçe
Cam Fabrikas›’n›n kapat›lmas›n› engelleyemedi.
Paflabahçe, 40 y›l önce kaleme al›nm›fl grev bildirisiyle adeta günümüze sesleniyor: “Biz Cemiyette yaln›z kalmad›¤›m›z› anlad›k. Sen de hemflerim, sen de sesini
yükselt, yap›lan ifllerin, haks›zl›¤›n hesab›n›
sor.”
Onlar›n sesleri bugün Telekom’da,
Tekel’de, Novamed’de yank›s›n› buluyor.
Onlar›n sesleri yine gelecektir, sonra hep
dalgalanacakt›r iflçi s›n›f›... En durgun san›ld›¤› zamanlarda bile. Ellerinin gücünü
bilir çünkü.
Faz›l Say gitmesin, sadede gelsin!
gulamak gerekiyor.
Tekrar etmekte fayda var;
laiklik ve laik cumhuriyet söylemi
Türk egemen s›n›flar›ndan Ordu
merkezli bürokrat kli¤in temel argümanlar›ndan birisidir. Var oluflundan bu yana hiçbir zaman laik
olmam›fl bir ülkenin, dinin alabildi¤ince yayg›nlaflmas›n›, sömürüsünü
ve denetimini esas alm›fl rejim güçlerince kullan›lm›fl suni bir kimliktir. Emperyalizmin ekonomik-askeri reçetelerini uygulamakla vazifelenmifl olan egemen s›n›flar›n, halk›n yoksullu¤u ve sefaleti üzerine
yalandan baflta tek bir sözü, projesi olmayanlar›n halk› sokup ç›kard›klar› bir korku tünelidir. Halk›
“laik düzenimiz tehlikede” diye
uyar›rken “ayd›n”; bu tehlikeyi engellerken “kahraman” kesilen düzen bekçilerinin ellerinde her flekle giren bir siyaset
hamurudur laiklik olgusu. Esas› ise, “laik”
cephede kenetlenmifl s›n›f›n s›n›f ç›karlar›n› kamufle eden hokkabazl›k oyunudur.
Say da bu iktidar oyununun sevecenli¤ine
kap›lm›fl ve laikçi argümanlara sar›lm›fl bir
“dahimizdir”. Yani daha bafltan,
Say’›n kafas› ayd›nl›k de¤ildir.
Say’›n dünya ve ülke siyaseti üzerine,
yaflam›m›z üzerine bütünlüklü, tutarl› politik bir görüflü yoktur esasen. O’nun
sözlerini bu laikçi kli¤in suni kayg›lar›ndan, say›klamalar›ndan ibaret
olarak görmek yerinde olacakt›r.
Türkiye’den gitme iste¤ini de bu yönde
aç›klamaktad›r zaten: “…Türkiye’nin ye-
ni konumuyla ilgili kayg›lar›m›z oluyor.
Gazeteleri her gün görüyoruz ve ilerleyen yükselen de¤erlerin hepsinin fark›nday›z ve biraz tedirginlik yafl›yoruz insan
olarak, bir vatandafl olarak” diyerek tevazuuyla içini döküyor. Ülkenin “‹slami de¤erlerinin” yükselmesine karfl› erken ayd›n alarm› veriyor kendince. Ancak görüldü¤ü gibi Say, “laiklik-fleriat” yay›n›n
gerilmesinde rol almaktan, halk› ayd›nlatmak bir yana onlar›n gözüne perde olmaktan öteye gidemiyor.
Say’›n sanat üretimine ve ülke gerçekli¤ine mesafeli yaflam ve düflüncelerine bak›ld›¤›nda bunda flafl›lacak bir durum yok asl›nda. Say Kemalist rejimin
koruyucu s›cakl›¤›nda yetiflmifl, bu rejimin kültür sanat üretiminde yer edinmifl
bir müzisyendir. Bu yan›yla Cumhurbafl-
kanl›¤› köflküne bir defal›¤›na
davet edilememifl olmas›ndan
duydu¤u k›rg›nl›¤› da anl›yoruz
elbette. Oysa Say, koltuklar›n›
y›ld›z› bol paflalar›n, sayg›n ifladamlar›n›n ve onlar›n zarif efllerinin doldurdu¤u akustik konser salonlar›na parmakla gösterilmeye, ç›lg›nca alk›fllanmaya
al›flm›fl, burjuva-bürokratik elit
ile etle-t›rnak olmufl bir sanatç›(m›z)d›r. Bu sanatsal akrabal›k
iliflkisinin, Say’›n sanat›n›n niteli¤ine dair anlaml› bir yerde durdu¤unu söylemek gerekiyor; O,
iktidar elitinin sanatç›s›d›r.
Say’›n bu s›n›fsal mevkii,
O’nun sanat içeri¤ini de, düflünsel dünyas›n› da belirlemektedir.
Örne¤in sanat çizgisinin idolü olarak
gördü¤ü piyanosundan eksik etmedi¤i
Naz›m Hikmet’e Kuva-i Milliyeci bir üniforma giydirerek laikçi cepheye asker
yapmaya çal›flmas› bu yüzdendir. Öte
yandan, Naz›m Hikmet için, “Yaflasayd›,
Amerika’n›n Afganistan iflgaline dair Amerika’ya hak verirdi” diyebilmesi tipik bir burjuva “ayd›n” flaflk›nl›¤›
m›d›r, yoksa bizim olan Naz›m’› emperyalist fikirler ambalaj›yla piyasalaflt›rma
dehas› m›d›r bilemiyoruz. Bildi¤imiz; devrimci flair Naz›m Hikmet’i Türkiye halk›
baflta olmak üzere dünyan›n ezilen tüm
halklar›n›n, savaflan devrimcilerinin sesinden, solu¤undan kopar›p kendi salon elitine çerezlik niyetine sunma gayretidir.
Say’›n laiklik sandal›yla aç›ld›¤› ülke
denizinde de bambaflka f›rt›nalar kopmaktad›r. Mesela, gelir da¤›l›m›n›n kapanmaz bir uçurum gibi derinleflti¤i, açl›k s›n›r› alt›nda yaflayan ülkenin yar›s›ndan,
yoksulluk içinde yaflayan büyük k›sm›ndan bihaber midir? ‹ster laikçi, ister “irticac›” olsun rejimin tüm hükümetlerince
tar›m, sa¤l›k, e¤itim gibi her alanda halk›n
sefalete, soyguna sürüklendi¤inden bihaber midir? Halen askeri darbe anayasas›yla yönetilen bir ülkede Susurluk’çular›,
fiemdinli’de “iyi çocuklar›n›” koruyan, ülkede olup bitene kendisi gibi gözünü kapamayan ayd›nlar› mahkeme kap›lar›nda
linç ettiren, hapse t›kan “adalet” çat›s› alt›nda yaflad›¤›m›z›n fark›nda m›d›r? Rejimin ve h›flm›na u¤ramay› bir parça göze
alm›fl, ülke gerçe¤i üzerine bir parça söz
söyleyen ilerici, ayd›n insanlar›n yine devlet uzant›l› tetikçilerce katledildi¤i bir ülkede Say halen Çankaya Köflkü’nde kokteylini yudumlayamamaktan m› dert yanmaktad›r? Rejimin at›fl menziline giren
yazarlar›n, ayd›nlar›n hem bu tetikçilerce
hem de valileri ve bakanlar›nca “ak›ll›
olun” diye ayn› makamdan tehdit edildi¤i
bir ülkede Say kendini halen ayd›n ç›tas›nda m› görmektedir? Hrant Dink ismi
ne ça¤r›flt›rmaktad›r kendisine? Evinde
güpegündüz katledilenlerin, sokak ortas›nda polis kurflunu ve tekmesiyle yere
serilenlerin, dili yasaklanan, inkâr edilen
ve üzerlerine bombalar ya¤d›r›lan Kürt
halk›n›n, iflkencelerin, gözalt›lar›n, hapishanelerde tecrit zulmü alt›nda yaflayanlar›n 盤l›klar› Say’a ulafl›yor mu acaba?
Say’›n halktan yana, emekten, özgürlükten ve adaletten yana bir derdi olmad›¤› -flu küçük laikçi küskünlü¤ünün d›fl›n-
‹flflççi direniflflllerinden...
* 1872 y›l›nda, Kas›mpafla Tersanesi iflçileri, 11 ayd›r ödenmeyen ücretlerini almak için greve ç›km›fllard›. Bu grev,
Türkiye tarihinde bir ilkti. Kas›mpafla Tersane iflçileri mücadeleye karar verdikleri o
gün, bizlere de bir mücadele gelene¤i b›rakt›lar.
* Cibali Tütün Fabrikas› iflçileri
militan bir mücadele gelene¤i yaratm›fllard›. 1912 y›l›nda sendikalaflma çabalar› çerçevesinde eylemler yapan Cibali tütün iflçilerinin yar›dan fazlas› kad›nd›r.
* 1 Ocak 1971’de Zonguldak’ta ücretleri ödenmeyen 600 maden iflçisi ocaklara inmedi ve bir eylem süreci bafllatt›. 4
Ocak 1991’de 36 gündür grevde olan
binlerce maden iflçisi Zonguldak’tan Ankara’ya yürüyüfle geçti. 8 Ocak’ta hükümetle anlaflan maden iflçileri eylemlerine
son vererek Zonguldak’a döndüler.
* 2 Ocak 1962’de ‹stanbul’da liman
iflçileri greve bafllad›.
* 3 Ocak 1991’de Türkiye’de yüz
binlerce iflçi 1 günlük ifle gitmeme eylemi
yapt›.
* 11 Ocak 1969’da Singer Fabrikas›’nda iflçilere polis müdahale etti; 9
polis ve14 iflçi yaraland›. Fabrika bir gün
önce iflçiler taraf›ndan iflgal edilmiflti.
* 19 Ocak 2005’te SEKA ‹zmit ‹flletmesi’nin kapat›lma karar›n› protesto
eden çal›flanlar, fabrikadan ç›kmama karar› ald›.
* 22 Ocak 1873’te Kas›mpafla
Tersanesi iflçileri greve ç›kt›.
* 22 Ocak 1980’de polis arama yapmak için TAR‹fi (‹zmir, ‹ncir, Üzüm, Pamuk ve Zeytinya¤› Tar›m Sat›fl Kooperatifleri Birli¤i) iflletmelerine girmek istedi;
50 kifli yaraland›, 600 iflçi gözalt›na al›nd›.
TAR‹fi’e ba¤l› iflyerlerinde iflçiler direnifle
geçti. 31 Ocak 1980’de Tarifl’te direnifl
bitti, iflçiler iflbafl› yapt›lar.
* 23 Ocak 1971’de emekliler Ankara’da Emekli Sand›¤› binas›n› iflgal etti.
* 25 Ocak 1972’de Hasköy Tersanesi iflçileri greve ç›kt›.
* 26 Ocak 1921’de ‹stanbul Tramvay iflçileri greve ç›kt›.
* 26 Ocak 1992’de 12 Eylül’den sonra ilk kez memur eylemi düzenlendi.
* 27 Ocak 1969’da Teksif Sendikas›’na ba¤l› 5 fabrikada daha grev bafllad›. 7915 iflçi ifli b›rakt›
* 28 Ocak 1963’de ‹stanbul’da ‹stinye’deki Kavel Kablo Fabrikas›’nda çal›flan 170 iflçi oturma grevi yapt›.
* 31 Ocak 1966’da Paflabahçe fiifle ve Cam Fabrikas›’nda 2400 iflçi greve bafllad›.
da- aç›kt›r. O’na göre bu halk, laik-‹slamc› diye tasnif edece¤i ve sanatç› kaprisinin
yank› bulaca¤› bir kalabal›k olmas›ndan
öte de¤ildir. Say’›n ülke diye bildi¤i küçük, apoletli bir iktidar elitidir ve oralardan bizleri ayd›nlatmas› da mümkün de¤ildir. Zira fikirlerin, eylemlerin oldu¤u
gibi sanat›n da bir s›n›f›, bir ideolojisi vard›r ve Say s›n›fsal tercihini bu faflist elit
üzerinden yapm›flt›r.
Say’a “ayd›n” yak›flt›rmas›n› yapanlar
da O’nun sözlerinden rant bekleyenler
de bu s›n›f›n temsilcileridir. Yetenekli
olmak ayd›n olmay› zorunlu k›lan
bir özellik de¤ildir. Yetene¤ini nas›l
kulland›¤›, hangi de¤erlerle estetize etti¤i ve yaflam gerçe¤iyle yüzleflip yüzleflmedi¤i sorular›yla bafllar
ve tav›r gelifltirmesi, yaflam›n anlat›c›s› de¤il eylemcisi de olmak bu
k›staslardan say›lmal›d›r. Dahili¤in,
dahiyane fikirlerin ilericilik, devrimcilik
pusulas›n› flafl›r›nca faflizmin elinde bir silah haline gelebildi¤ine dünya tarihi tan›kt›r. Say da ülkenin her yan› yang›n yerine
döndü¤ü, hak ve özgürlüklerin h›zla budand›¤›, açl›¤›n kol gezdi¤i, ezilenlerin sesinin solu¤unun kesilmeye çal›fl›ld›¤›, ülkenin gerçek ayd›nlar›n›n sokaklarda katledilip durdu¤u, devletin adalet zulmüne
u¤rad›¤› bir ülke gerçe¤ine gözlerini kapay›p, iktidar kliklerinin sabun köpü¤ünden gündemlerini dert edinirken, nas›l
ayd›n olunamayaca¤›n›n canl› örne¤i olarak karfl›m›zda duruyor. Ama yine de ayd›n olma iddias› varsa Say, bu ülkeden
gitmemeli, sadede gelmelidir. Böyle bir
iddias› yoksa, halk›m›z›n ve bizim olan
Naz›m Hikmet’in yakas›ndan ellerini
çekmelidir.
İşçi-köylü 15
11-24 Ocak 2008
Okur
Okur toplant›lar›nda son durak Türkiye Kürdistan› oldu
Daha nitelikli, daha aran›r, okurlar›
taraf›ndan daha fazla sahiplenilen bir gazeteye ulaflma gibi hedeflerle bir süredir
sürdürdü¤ümüz “Okur toplant›lar›n›” Malatya, Diyarbak›r ve Erzincan’da (Sivas, Trabzon ve Kars’tan
da okurlar›m›z›n kat›l›m›yla) yapt›¤›m›z
toplant›larla flimdilik sona erdirdik. Kimi
nedenlerle yaflanan aksamalardan kaynakl› belli örgütleme s›k›nt›lar› yaflasak
da, bu üç ilde de yapt›¤›m›z toplant›larda okurlar›m›z›n beklentilerini ve elefltirilerini almak, bunlar› beraber nas›l yaflama geçirebilece¤imizi tart›flmak bizler
aç›s›ndan önemli ve faydal› bir deneyim
oldu.
Buralardaki okurlar›m›zla yapt›¤›m›z
toplant›larda genel olarak 15 günlük periyodun gündemin gerisinde kalmas›na
neden oluflu, yaz›lar›n uzunlu¤u, kimi
yaz›larda s›¤l›klara düflülebildi¤i, kimi yaz›larda ise okurun anlayamayaca¤› a¤›rl›kta oluflu gibi de¤erlendirmelerle karfl›laflt›k bu toplant›larda da…
Her ne kadar tart›flmalar›n amac›
gazeteyi tart›flmak olsa da gazetenin örgütleyici misyonundan hareketle birçok
yerde oldu¤u gibi bu toplant›larda da
mesele dönüp dolafl›p örgütlenme meselesine geldi. Gazetenin sadece bir
araç oldu¤u noktas›nda, gazete ile kendili¤inden bir flekilde kitlelerin örgütlenemeyece¤i, bu araç do¤ru ellerde,
do¤ru bir kitle çizgisi anlay›fl›na denk
düflen bir flekilde ve pratikle kitlelerle
buluflturuldu¤u oranda bu misyonunu
yerine getirebilece¤ine de¤inildi tart›flmalarda.
Gazetenin okurlar› taraf›ndan sahip-
lenildi¤i oranda, bizim çal›flmalar›m›z›,
pratiklerimizi yans›tt›¤› sürece daha nitelikli olaca¤› ve bunun üzerinden de
örgütlenme faaliyetlerimizde önemli
araçlar›m›zdan biri haline gelece¤i yine
tart›fl›lan konular aras›nda yer ald›. Bu
noktada gazeteye yönelik her elefltirinin
ayn› zamanda hepimize yönelik bir elefltiri oldu¤u da bir kez daha ortaya ç›kt›.
Bu yönüyle “tüm elefltirilerimiz bize geri dönüyor, gazete çok iyi olmufl” söylemi (espriyle kar›fl›k da olsa)
önemli bir noktaya temas ediyordu.
Kolektif olarak ç›kan bir gazete kolektif ajitatör, propagandac› ve örgütleyici misyonunu kazan›r. Erzincan’da
yapt›¤›m›z toplant›da, bizim s›k›nt›s›n›
yaflad›¤›m›z meseleleri bizden çok daha
iyi ifade eden bir okurumuzun yapt›¤›
vurgular, sahiplenmeden ve ne anlamam›z gerekti¤ine dair çok önemli ve esasa iliflkin vurgulard›. Bu noktada örne¤in
Diyarbak›r’da yaflanan bir geliflmeyi gazete çal›flanlar› olarak yorumlamam›z
Yürüdük
Yürüdük,
Hiç durmadan
B›kmadan, usanmadan
Y›lmadan
Sonu zafere varana dek yürüdük…
Vurulduk,
Kalleflin satt›¤›
Korka¤›n kaçt›¤›
Haince pusularda vurulduk…
Yurdumuzun bereketli topraklar›nda…
Hayk›rd›k,
Sloganlarla
Türkü ve marfllar›m›zla
Umuda tohum ektik
Halk›m›z›n yüre¤ine ak›p hayk›rd›k…
mümkünken, bunu esas olarak da Diyarbak›r’daki okurlar›m›z vas›tas›yla direkt yaflama yans›yan yan›yla daha canl›,
daha somut ve daha objektif yans›tabilece¤i bir gerçekliktir.
Yine (büromuzun oldu¤u ya da olmad›¤›) baz› illerde YDG faaliyeti içinde
yer alan okurlar›m›z›n ‹flçi-köylü gazetesini sahiplenmekte s›k›nt› yaflad›klar›na
tan›k olduk. Bu sorunu kendi içlerinde
tart›fl›yor olmalar› ve çözümleme çabalar› ise önemli bir noktayd›. Bürolar›m›-
z›n oldu¤u yerlerde büronun bir “yük”
olarak görülmesi üzerine de de¤inilerde
bulunduk bu toplant›larda. Zira bürolar›m›z›, yük olmaktan öte çeflitli avantajlar›yla faaliyetimizde kullanaca¤›m›z bir
alan olarak görmek gerekir. Örne¤in
Malatya büromuz, iki flehidimizin bir
dönem faaliyet yürüttükleri ve bu büro
üzerinden yaratt›klar› kitle iliflkilerinin
devam ettirilmesi gereken önemli de¤erlerdir. Bu iliflkiler ve sayg›nl›k büro
faaliyeti üzerinden yarat›lm›flt›r ve bu-
Biz PART‹ZAN’lar durmad›k-durmayaca¤›z
B›kmad›k-y›lmad›k
Tükenmedik-tükenmeyece¤iz
Umut ile sevdal› yüreklerimizle
Tohum olduk inanc›m›zla
Düfltük yurdumuzun bereketli topraklar›na
Halk›m›z›n yüreklerine-bilincine
Alt›nça¤’a yürüyen bedenimizle
Direnenlerin sesi
Da¤lar›n dili
‹flçi-Köylünün umudu ile
Yurdumuzun K›z›l günefli olduk
Do¤duk doruklardan
Sevdik
Tan›d›k
Ba¤land›k kavgam›za…
(Bir ‹K okuru)
Ustalardan
mücadelemize
›flfl››k tutan sözler
* Görevimiz halka karfl› sorumlu olmakt›r. Her sözümüz,
her hareketimiz ve her siyasetimiz halk›n ç›karlar›na uygun
olmal›d›r ve e¤er hatalar ifllenmiflse bunlar›n düzeltilmesi
gerekir. Halka karfl› sorumlu
olmak iflte budur.
Mao, Seçme Sözler, s.100
* Hangi mevkide olursa olsun,
kadrolar›m›z›n her biri halk›n
hizmetkâr›d›r. Bütün yapt›klar›m›z halk›n hizmeti içindir.
Acaba esirgeyerek üzerimizden atamad›¤›m›z kötü fleyler
var m›?
Mao, Seçme Sözler, s. 100
* Komünistler emekçi halk
aras›nda çal›flt›klar› zaman demokratik inand›rma ve e¤itim
metotlar›n› kullanmal›d›rlar,
buyrukçuluk ve zorlamaya
hiçbir zaman baflvurmamal›d›rlar.
Mao, Seçme Sözler, s. 87
Bu düzen y›k›lmad›kça...
Sana dayat›lan bu yaflam tarz› ne
kader ne al›n yaz›s› ne de mukadderat. Sen; kahve köflelerinde befl paras›z, ömür tüketen kardeflim, sen
her sabah iflçi pazarlar›nda kuyrukta
bekleyen iflsiz kardeflim! Sen; öz
benli¤ini yitirmifl, yoz kültürle oradan
oraya savrulan genç kardeflim. Sen
ellisini geçmifl, sa¤l›¤›n› yitirmifl, hastane kuyru¤unda, banka kuyru¤unda
ömrünün son günlerini yaflayan
emekli kardeflim! Sen; yirmi y›l boyunca, yemeden içmeden, yar› aç yar› tok yaflayarak, bin bir emekle yap-
t›¤›n gecekondusu bafl›na y›k›lan,
ma¤dur kardeflim! Sen; milliyetinden
dolay› horlanan, ormanlar› yak›lan,
köyleri y›k›lan, yerinden, yurdundan
kovulan, üstelik “terörist” ilan edilen
Kürt kardeflim! Sen; inanc›ndan dolay› afla¤›lanan, “k›z›lbafl”, “sap›k”,
“satanist” ve daha nice s›fatlarla afla¤›lanan Alevi kardeflim! Sen; eksik
etek, saç› uzun, akl› k›sa, kocas›n›n üç
ad›m gerisinde yürümeye mecbur
edilen, fleytanla ayn› s›fatla tan›mlanan, töre cinayetleri ile katledilen kad›n kardeflim! Sen; 1915’de bir mil-
yonu aflk›n akrabas› katledilen, yeri
yurdu elinden al›nan Ermeni kardeflim! Sen; 1955, 6-7 Eylül günleri,
84 bin akrabas› K›br›s’a, Yunanistan’a
sürülen, evine, dükkan›na, ma¤azas›na el konulan Rum kardeflim! Sen;
yüz binlerce akrabas› katledilen Süryani kardeflim ve daha nice zulümlere, bask›lara ve sürgünlere maruz
kalm›fl, ezilen tüm halklar, sömürülen yoksullar!
Feryat etmeyi, ah-vah çekmeyi,
yalvarmay› b›rakal›m! Hepinizin-hepimizin nihai kurtuluflu, bu düzen y›k›-
l›p, yerine iflçinin, köylünün, emekçinin, tüm ezilen s›n›flar›n kurtuluflu
olan, halk›n kendi iktidar› olan sosyalizmde!
Herkes elini tafl›n alt›na sokmal›,
herkes bulundu¤u yerden mücadeleye kat›lmal›, bedel ödemeyi göze almal› ve vakit geçirmeden aya¤a kalkmal›d›r! Art›k görülmüfltür ki, 85 y›ld›r bu faflist düzen bize bir fley vermemifltir. Bu düzenin tüm tarihi, katliamlar, sürgünler ve iflkencelerle doludur. Art›k flu gerçe¤i görmeliyiz: Bizim gerçek kurtuluflumuz, devrimde,
sosyalizmde!
Hepinizi en derin sevgi ve sayg›yla selaml›yorum! (Tuzla deri iflçisi
bir okur)
Ben de halimce Bedreddinem
Tutsak düfltük,
‹flkenceler gördük
“Parça parça edildik
Bilinmez yerlere gömüldük”
“Ser verdik seve seve”
S›rr›m›z› vermedik ölesiye
Böyle gördük biz PART‹ZAN’lar
Yi¤itçe direnmeyi hapishanelerinde
‹flkencehanelerinde
Tan›d›k,
Düflman› tan›d›k
Zulmü ile nas›l sömürüldü¤ümüzü
Çekilen çileleri
Göç etti¤imiz köyleri
Susturulmak için
Durdurulmak için
Y›ld›r›lmak için
Kay›p edilmeyi, yok edilmeyi Tan›d›k…
gün hala kimi köylerde Partizan denilince onlar an›lmaktad›r.
Bu bölgede yapt›¤›m›z okur toplant›lar›nda ‹stanbul’da kimi semtlerden
gelen ve bizim de kendilerine iletmek
üzere söz verdi¤imiz elefltirileri de dile
getirdik. Kürt halk›n›n yaflad›klar›na dair
bölgeden haberlerin gelmemesi üzerine
yapt›¤›m›z sohbetlerde Kürt halk›n› anlamadan ve onlar›n sorunlar›na ortak
olmadan onlar› örgütlemenin imkans›zl›¤› üzerinde durduk.
Okurlar›m›zdan yaz›m kurallar›na
çok fazla dikkat etmedi¤imiz, Kürt ulusal sorunu üzerine çokça yaz›lar, de¤erlendirmeler yaparken ülkemizde yaflayan di¤er milliyetlere, az›nl›klara ve Alevilere çok fazla yer vermedi¤imiz, bu
konularda önemli geliflmeler olmas›na
karfl›n gazetemize yans›tmad›¤›m›z vb.
elefltiriler ald›k. Bu konulara daha fazla
dikkat gösterece¤iz.
Okur toplant›lar› bu son illerle birlikte bu süreçte sona erdi. Önümüzdeki süreçte kendi içimizde tüm de¤erlendirme, öneri ve elefltirileri de¤erlendirecek ve gazetemize bu de¤erlendirmeleri pratikte yans›taca¤›z. Ancak bir
gazete okurlar›ndan sürekli beslenerek canl› kalabilir ve bu süreç
süreklidir. Bu, toplant›lar›n bir süre
sonra yeniden yap›larak gerçeklefltirilebilece¤i gibi esas olarak da okurlar›m›z›n gazeteyi sahiplenmeleri, sürekli de¤erlendirerek bizimle paylaflmalar› fleklinde de yaflama geçebilir. Bu noktada eposta adresimizden, bürolar›m›zdan ya
da posta yoluyla bizlere ulaflman›z› bekliyoruz.
Yazar›n Ad›: Radi F‹fi
Yön Yay›nlar›
Çeviri; Moskova 1986
Yap›t›n Özgün Ad›: “Spyaflçie
Probudyatsya”
fieyh Bedreddin’in ta 1400’lü y›llarda ortaya koydu¤u ve ça¤›na da
damgas›n› vurdu¤u görüfl ve düflüncelerini okumak, anlamak; yaflad›¤›m›z süreçte kafalar›m›z› daha da açacakt›r. O y›llarda Osmanl› padiflah›
Y›ld›r›m Beyaz›t. Timur (Mo¤ol)
sald›r›s› olmufl, Osmanl› Devleti yenilgiye u¤ram›fl, bask› ve zulüm artm›fl, egemenlik için sarayda taht kavgalar› kardefl katliamlar›na dönüflmüfl, halk iyice yoksullaflm›flt›r.
‹nsanl›k tarihi; geçmiflin teorik ve
pratik birikimiyle ezilenlerin mücadelesini ileriye tafl›yan önderler ç›karm›flt›r. Tüm insanlar›n birlikte,
eflit, özgürce yaflayaca¤› s›n›fs›z sömürüsüz bir toplum egemenlere inat
mümkündür. Bedreddin Mahmud
Simavi de ta o dönemde (feodalizmin ve gericili¤in güçlü oldu¤u dönemde) ezilenlerin kardeflli¤ini, ilkel
komünizmi, muazzam bir halk ayaklanmas›yla ve bu ayaklanmaya önderlik ederek savunmufltur.
Kitap; ayn› zamanda bir tarihsel
belge niteli¤i tafl›maktad›r. Bu kitap
Osmanl› ve Bizans vakayinamelerine,
Bedreddin’in torunu (Halil) taraf›ndan yaz›lan tercümeihaline ve dönemin baflka belgelerine dayan›larak yaz›lm›flt›r.
Bedreddin’in kimi bilimsel yaz›lar› ve ö¤rencileriyle söyleflilerine iliflkin notlar da günümüze kadar ulaflm›flt›r. ‹brahim yoldafl; Bedreddin’in
görüfllerini okumufl, kavram›fl ve bu
ayaklanmadan mücadeleye dersler
ç›karm›flt›r.
Dünya güzeldi, uyumluydu. Ama
bar›flç›l, huzurlu, sakin de¤ildi. Sürekli bir devinim, de¤iflim, dönüflüm, savafl›m içindeydi.
Dünyadaki her de¤iflimin do¤ru
yan›t›n› “biricik do¤ru yan›t›n›” bulmak gerekliydi.
Bedreddin’ in tahlilleri
“Dünyaya yön veren fley
duygular de¤il, ç›karlard›r.”
“Dünyada hiçbir fley insans›z
olamaz. Ama insanlar›n ço¤u anl›k,
küçük ç›karlar›n›n derdine düflmekten, as›l ç›karlar›n› göremiyor. Çünkü gerçe¤i hemen ve bütün kapsam›yla anlamak, kavramak, tahlil etmek herkesin kâr› de¤ildir. Bilinç ve
kavray›fl ister.”
“Bilinçli kifli kimsenin bilmedi¤ini yap›p yürüten, kimse-
nin görmedi¤ini görendir. Böyle
bir insan bildi¤i her fleyi söyleyecek olursa, onu yaflatmazlar.”
“Karfl›n›zdakilerin bilmedikleri
fleyleri, onlar›n bildikleri deyimlerle
ve kavramlarla aç›klay›n. (Yeniyi eski
arac›l›¤›yla aç›klama).”
“Halka, onlar›n, halk›n anlayaca¤› dille konuflmak, bu ifli
yaparken amac› hiç sapt›rmamak, baflvurulacak araçlar›n
amaca uygun olmas› gerekti¤ini
hiç unutmamak...”
“Hakikat, bize eflyan›n do¤as›nda
olan fleyi yapmam›z› buyurur. Çünkü
her varl›¤›n do¤as›, Hakikatin ondaki
suretinden baflka bir fley de¤ildir.
Ama bu, insanda irade yoktur anlam›na gelmez. ‹nsanda irade vard›r.
Yaln›z ‘istedi¤imi yapar›m, istedi¤imi
yapmam’ demeyi irade san›rsan, aldan›rs›n. Cahiller ve yar›m ak›ll›lar
böyle san›r. ‹rade demek, eflyan›n
gerçek do¤as›n› anlamak demektir.
Ve irade demek, olabilece¤i olamayacak olandan ay›rabilmek, buna göre
davranmak demektir.”
fieyh Bedreddin
Mahmud Simavi
Sultanlar, a¤alar, beyler (hiçbir
ifl yapmayan asalaklar ve zorbalar) özgür insanlar› bo¤az toklu¤una
çal›flan kölelere dönüfltürmek istiyorlar. Halbuki toprak, onu iflleyen
kimse ona ait olmal›d›r. Topra¤›n
verdi¤i ürün, onu elde etmek için ter
dökenin (köylünün) hakk›d›r. Top-
rak herkese eflir da¤›t›lmal›d›r. E¤er
beyler, a¤alar bu üründen pay almak
istiyorlarsa, köylülerle birlikte sabahtan akflama ter dökmelidirler. Köylüler; naflerif, aflar, cizye diye gelecek
devlet görevlilerine ve mültezimlere
karfl› orakla, çekiçle, kazmayla, kürekle karfl› koymal›d›r. Bu mücadelede hiç kimsenin milliyeti ve dini ay›rt
edilmez. Kad›n ve erkekler her bak›mdan eflittir. Beylerin kanun nizam
bilmeyen, adaletsiz, keyfi yönetimlerinden “kurtar›lm›fl topraklar›n” yönetimi için konulmufl yasalardan,
hangi dinden, milliyetten olursa olsun herkes yararlan›r ve bu yasalar
herkese eflit uygulan›r. Herkesin yetene¤ine göre, herkesin ihtiyac›na
(gereksinmesine) göre nimetlerden
faydalan›l›r. Cennet ve cehennem bu
dünyadad›r.
Ayaklanma (isyan) 1416 y›l›nda
bafll›yor. Bedreddin’in yoldafllar›ndan
Molla Kerim mücadelenin yasalar›n›n
çat›s›n› kurarak kaleme almakla görevlendiriliyor.
Bedreddin Simavi’nin yoldafllar›:
Börklüce Mustafa (Dede Sultan), Torlak Kemal, Gündüz, Ahi
Mahmut, Caffar, Kas›m, Müeyyed,
fieyho¤lu Sat› (Ozan), Duras› Emre, Mecnun, Molla Kerim.
“Ben de Halimce BEDREDD‹NEM” kitab› Tohum roman› gibi ak›c› ve ö¤retici bir kitap niteli¤inde.
(Ankara’dan bir YDG ve ‹flçiKöylü okuru)
Sosyalist ve
devrimci
bas›na
Yay-Sat engeli!
Devlet, sosyalist-ilerici
bas›n›n da¤›t›m›n› engellemek
için yeni bir uygulama bafllatt›.
Ayd›n Do¤an’›n sahibi oldu¤u Yay-Sat bir süredir sosyalist ve devrimci bas›n›n da¤›t›m›n› yapmamak için bahaneler üretiyordu. Son olarak
Ocak 2008’den itibaren sosyalist ve devrimci bas›n›n tiraj›n›n az oldu¤unu iddia
ederek yeni bir sözleflmenin
geçerli olaca¤›n› duyurdu.
Sözleflmeye göre Yay-Sat’a
2.000 adet yay›n veren gazetelerden 1.770 YTL isteniyor. Bu yetmezmifl gibi, bu
miktar peflin isteniyor. Oysa
sosyalist ve devrimci bas›n›n
1 TL üzerinden 2.000 adet
satmas› durumunda bile bu
miktar ancak karfl›lanabiliyor.
‹stenen bu ücret ise “Etiket bedeli” olarak al›n›yor.
Bunun yan›nda sat›lan her bir
yay›ndan bayi ve da¤›t›m flirketi pay› da kesilecek. Böylece sosyalist ve devrimci bas›n
Yay-Sat’a verdi¤i tüm yay›nlar da¤›t›lsa bile yine de borçlu olacak. Yay-Sat, sosyalist
ve devrimci bas›n›n da¤›t›m›n› engellemek için elinden
geleni yap›yor. Tüm bunlar
yetmezmifl gibi yay›nlar›n
yüzde 50’yi aflan k›sm› içinde
adet bafl›na 40 Yeni Kurufl istiyor.
Ticari amaç gütmeyen,
toplumun ayd›nlat›lmas›, bilinçlenmesi mücadelesi veren
sosyalist bas›na yönelik bu
uygulama burjuva ticari mant›¤a bile ayk›r›. Çünkü bir flirket ancak kâr elde ederse faaliyette bulunabilir. K›sacas›
Yay-Sat’›n bu tavr› tamamen
bilinçli. (Umut Yay›mc›l›k)
Ekmek yolunda
dondular!
Kayseri’de ifl aramak için
yaya olarak yola ç›kan 2 kifliden biri donarak öldü, di¤erinin donan ayak parmaklar›n›n
hastanede ameliyatla kesilece¤i bildirildi. Develi ilçesinde
günlük buldu¤u geçici ifllerde
çal›flan iki arkadafl Mustafa
Y›lmaz ile Süleyman Karakoç, yeni bir ifl bulmak umuduyla K›z›lören Beldesi’ne gitmek için yaya olarak yola ç›kt›lar. Bir süre kardaki izleri takip ederek yürüyen Mustafa
Y›lmaz ile Süleyman Karakoç,
K›z›lören Beldesi’ne 8 km
uzakl›ktaki Alihoca Yaylas›’nda mahsur kald›lar. Karla
kapl› yolda takatsiz kalarak yürüyemeyen Mustafa Y›lmaz,
donarak hayat›n› kaybederken, ç›plak ayakla K›z›lören
beldesine ulaflmay› baflaran
Süleyman Karakoç, Erciyes Üniversitesi T›p Fakültesi Hastanesi’nde tedavi alt›na al›nd›. Karakoç’un donan ayak parmaklar›n›n yap›lacak ameliyat sonucu ayak bile¤ine yak›n noktadan kesilece¤i
bildirildi. Polisler, yapt›klar›
aramada, Mustafa Y›lmaz’›n
cesedini Alihoca Yaylas›’nda
buldu.
Günümüzde tüm bu olanlara ra¤men hala hükümet iyi
ifller yapt›¤›n›, tam h›z devam
etti¤ini belirtirken, özellefltirmelerin önünü aça aça, iflçi ve
emekçilerin s›rtlar›na daha
fazla yük bindirirken durumun
iyi oldu¤unu söylemektedirler.
(Mersin ‹K okurlar›)
iflçi-köylü
Demokratik Halk ‹ktidar› ‹çin
www.iscikoylu.org
B‹Z HALKIZ GELECEK ELLER‹M‹ZDED‹R
UMUT YAYIMCILIK VE BASIM SANAY‹ LTD. fiT‹
Yönetim yeri: Gureba Hüseyin A¤a Mah.
‹mam Murat Sok. No:8/1
Aksaray-Fatih/‹STANBUL
Tel: (0212) 521 34 30 FAKS: (0212) 621 61 33
Sahibi ve Yaz›iflleri Müdürü: Çilem ÖNSEL
Bask›: Gün Matbaac›l›k Beflyol Mah. Telsizler Mevkii
Akasya Sk. No:23/A K.Çekmece/‹stanbul Tel: 0212 426
63 30-580 63 80
e-mail: [email protected]
BÜROLAR
KARTAL: ‹STASYON CAD. DÖRTLER APT. NO: 4/2 KARTAL, TELEFAKS: (0216) 306 16 02
ANKARA: TUNA CAD. ÇANAKÇI ‹fiHANI NO:11 KAT: 3 DA‹RE: 32 ÇANKAYA TEL: (0312) 430 67 65 Cep: 0 535 562 33 72
‹ZM‹R: 856 SOKAK, NO:48/203 KEMERALTI KONAK, TEL: (0232) 446 78 07 Cep: 0 555 561 04 03
MALATYA: ‹SMET‹YE MAH. N‹YAZ‹ M‹SR‹ CADDES‹ ERSOY APT. NO:9 TEL: (0422) 325 78 13 Cep: 0 542 216 48 00
ERZ‹NCAN: ORDU CAD. ORDU ‹fiHANI KAT:3 TEL: (0446) 223 67 18 CEP: 0 536 697 94 19
BURSA: SELÇUK HATUN MAH. ÜNLÜ CAD. SÖNMEZ ‹fi SARAYI KAT: 2 NO: 185 HEYKEL, TEL: (0224) 224 09 98 Cep: 0 536 613 81 98
MERS‹N: S‹L‹FKE CAD. ÇAVDARO⁄LU ‹fiHANI KAT: 3 NO: 118 MERS‹N Cep: 0545 685 25 27
AVRUPA MERKEZ BÜRO: WESELER STR 93 47169 AS-DRUCK DUISBURG-ALMANYA TEL: 0049 203 40 60 958 FAKS: 0049 203 40 60 959
“TEKEL’i sat›n da görelim sizi! ”
Özellefltirme kapsam›ndaki
TEKEL’de çal›flan iflçiler, özellefltirme sald›r›s›na karfl› direnmekte
kararl› olduklar›n› her f›rsatta ilan
etmeye devam ediyorlar. Ülkenin
birçok ilindeki TEKEL iflçileri yapt›klar› eylemlerle seslerini duyurmaya çal›fl›yorlar.
Bu eylemlerden biri de Cevizli-TEKEL’de çal›flan iflçilerin 27
Aral›k’ta gerçeklefltirdikleri kitlesel bas›n aç›klamas›yd›. 27 Aral›k günü saat 11:00 civar›nda Cevizli’deki TEKEL Fabrikas›’n›n, 9
no’lu ç›k›fl kap›s› önünde toplanan
iflçiler, buradan minibüs yolu bo-
yunca bir yürüyüfl gerçeklefltirdiler. Yaklafl›k bin kadar iflçinin kat›ld›¤› yürüyüfl boyunca, minibüs
yolunda yürünmesini engellemek
isteyen polisle karfl› karfl›ya gelindi. Polisin bu tutumu sendikac›lar
taraf›ndan uzlaflmac›, daha do¤rusu teslimiyetçi bir tav›rla karfl›lan›rken, iflçiler kararl›l›klar›ndan
ödün vermeyerek, minibüs yolunda yürümeye devam ettiler.
Yürüyüfl boyunca s›k s›k çeflitli sloganlar at›l›rken, iflçilerin çok
say›da özellefltirme karfl›t› döviz
ve AKP kurmaylar› için haz›rlad›klar› temsili bir tabut tafl›d›klar›
gözlendi. ‹flçiler yürüyüfllerini büyük bir coflkuyla sürdürürken, hükümete de öfke kustular ve: “TEKEL’i sat›n da görelim sizi, siyasetçi katili yapmay›n bizi,
korkutamaz bizleri cezaevleri, ölümüne direnir TEKEL
iflçisi” marfl›n› hep bir a¤›zdan
söylediler.
Yürüyüfl Kartal Meydan›’na ka-
TOKAT
‹ flflçç i l e r
yeni y›la
eylemle
b a flflll a d ›
ADANA
“Malboro
ülkesi
olmayaca¤›z!”
Adana Sigara Fabrikas›
önünde bir araya gelen yüzlerce TEKEL iflçisi, TEKEL’in
özellefltirilmesini protesto
etti. Eylemde “Y›lg›nl›k
yok direnifl var”, “Malboro ülkesi olmayaca¤›z”,
“Yaflas›n dayan›flma” sloganlar› at›ld›. K›sa bir konuflma yapan Tek G›da-‹fl Sendikas› Güney Anadolu Temsilcisi Gürsel Diliç›k›k, TEKEL iflçilerinin daha önceki
eylem ve grevlerinde gösterdi¤i çabalarla hakl›l›¤›n›
ispatlad›¤›n› hat›rlatarak, yine ayn› çaban›n gösterilmesi
gerekti¤ini söyledi. Türkiye’deki köylülere de geçit
verilmedi¤ini dile getiren
Diliç›k›k, d›flar›daki sermayelerin kendi tütünlerini
Türkiye’ye getirerek üretim
yapmalar›n› kabul etmeyeceklerini söyledi.
Konuflman›n ard›ndan
bas›n aç›klamas›n› okuyan
Tek G›da-‹fl Sendikas› Adana
fiube Baflkan› Cafer Yaflar,
“Bugünkü siyasi iktidar, ifl isteyen, çal›flmak, üretmek isteyen, onuru ile yaflamak isteyen insan›m›z› muhtaç, ele
bakar hale getirdi. ‹fllerini
ellerinden ald›¤› insanlara
ekmek ve yakacak da¤›tmakla övünmek AKP zihniyetini
ve niyetini göstermektedir”
diye konufltu.
Yeni y›l›n ilk günü Tokat’ta yap›lan yürüyüfl, kitleselli¤i nedeniyle
miting havas›nda geçti. Halk›n da
destek verdi¤i iflçiler, mücadeleden vazgeçmeyeceklerini vurgulad›lar.
Yaklafl›k 1200 iflçinin istihdam
edildi¤i Tokat Yaprak Tütün ‹flletmesi ve TEKEL Sigara Fabrikas› iflçileri, Gazi Osman Pafla Bulvar›’nda bir araya gelerek Cumhuriyet Meydan›’na yürüyüfle geçti. ‹flçilerin eflleri, çocuklar›, anne ve
babalar›, Samsun Ball›ca ve ‹stanbul Cevizli TEKEL iflçileri, Türk‹fl’e ba¤l› sendikalar›n flubeleri,
memur sendikalar›, meslek odalar›
yürüyüflte yer ald›lar. “FabrikaTokat TEKEL Fabrikas›’nda
yaklafl›k 1.200 iflçi çal›fl›yor ve 3.5
Trilyon lira getirisi bulunuyor. Bu
fabrika için AKP Tokat milletvekili
Zeyid Aslan “özellefltirilse de
kapanmayaca¤›n›” iddia ederek,
“Türkiye bana göre ak›ll› bir yöntemle belirli bir sürece yay›lmak
suretiyle özellefltirme sürecinde
yürütüyoruz. Ama flu konuda çok
rahat›m. TEKEL’in özellefltirilmesinde Tokat Sigara Fabrikas› ve ça-
m›z›n özellefltirilmesine hay›r”, “Fabrika yoksa ifl, ekmek de
yok”, “TEKEL iflçisinin hakl›
davas›nda yan›nday›z” yaz›l›
pankartlar› iflyerlerine asan esnaflar ve çevredekiler de yürüyüfl boyunca iflçilere alk›fllarla destek
verdiler. Yürüyüfl boyunca s›k s›k
“‹fl, ekmek yoksa bar›fl da
yok”, “TEKEL’i satan› biz de satar›z”, “AKP flafl›rma, sabr›m›z›
tafl›rma”, “Tokat k›v›lc›m, Samsun atefl olacak” sloganlar›n› atan
iflçiler, AKP il binas› önüne geldiklerinde k›sa süre oturma eylemi
yapt›lar.
Meydana gelindi¤inde polis taraf›ndan aranarak içeri al›nan iflçil›flanlar›n›n zarar görmesi mümkün
de¤il…” dese de, iflçilerin hakl›
olarak düflüncesi Tokat ve ‹stanbul
Sigara Fabrikalar›’nda vardiyay› düflürdükten sonra Adana ve Malatya
Sigara Fabrikalar›’n›n ak›betine u¤ramak. Çünkü Adana ve Malatya
Sigara Fabrikalar›’nda vardiya teke
düflürtülmüfl daha sonra da kapat›lma karar› al›nm›flt›. Tokat Sigara
Fabrikas›’nda tek vardiyaya düflürme gündemde.
B‹TL‹S
Yü zlerce TEKEL iflflççisi özelleflflttirmeye karflfl›› yü rü dü
Bitlis Tekel Tütün ve Sigara
Fabrikas›’nda çal›flan yaklafl›k 500
iflçi, fabrikan›n özellefltirilmesi karar›n› protesto etmek amac›yla
toplu vizite eylemine ç›karak, hükümeti protesto etti.
Fabrikadan kent merkezine kadar yürüyüfl yapan iflçiler, Nur
Caddesi’nde bir bas›n aç›klamas›
yapt›lar. Aç›klamay› yapan Tek G›da-‹fl Sendikas› Bitlis fiube Baflkan›
Can Murat Yenisöz, 2008 y›l›-
n›n Bitlis’teki iflçilerin direnifl y›l›
olaca¤›n› söyledi. Fabrikada binlerce ailenin geçimini sa¤lad›¤›na dikkat çeken Yenisöz, “al›nan karar
geri çekilinceye kadar Bitlis
halk›yla direnece¤iz. Taleplerimiz yerine getirilinceye kadar bu eylemlerimiz sürecektir” dedi.
Bu eylemlerinin sadece bafllang›ç oldu¤unu, 2005 y›l›nda Bitlislilerin tamam›n›n birlik ruhu içinde
dar sürdü ve burada bir bas›n
aç›klamas› yap›ld›.
Tek G›da-‹fl Genel Sekreteri
Mecit Amaç taraf›ndan, meydan› h›nca h›nç dolduran iflçilere ve
destek için eyleme kat›lan, çeflitli
kurum temsilcilerinden oluflan,
bini aflk›n kitleye dönük yap›lan
aç›klamada, TEKEL’in özellefltirilmesiyle kaybedenin iflçi, memurlar olaca¤›na, zaten beli bükülen
yoksul tütün üreticisi olaca¤›na
vurgu yap›ld› ve “kimseyi kand›rmaya kalkmay›n. Alanlar ilk ifl olarak fabrikalar› kapatacak, çal›flanlar›n› soka¤a b›rakacakt›r. Sigara
iflinin arkas›ndan yaprak tütün iflletmelerine de s›ra gelece¤i çok
aç›kt›r” denildi.
Eylemin bitimine do¤ru sendikac›lar›n teslimiyetçi-uzlaflmac›
tutumuna, iflçilerden tepki geldi.
‹flçiler hak al›c› radikal eylemler
istediklerini belirten konuflmalar
yapt›lar ve Ankara yürüyüflü
önerdiler.
(Kartal)
kat›ld›¤› eylemlerden daha etkili
eylemlere bafllayacaklar› uyar›s›nda bulunan Yenisöz, “Bölge genelinde 110 bin tütün ekicisinin, binlerce TEKEL çal›flan›n›n, umudunu
tütüne ba¤layan halk›m›z›n mücadelesini sonuna kadar yürütece¤imizden kimsenin flüphesi olmas›n”
diye konufltu. Aç›klaman›n ard›ndan iflçiler, özellefltirme karar›n›
alk›fllarla protesto ederek eylemlerini sona erdirdi. (H. Merkezi)
lere seslenen Tek G›da-‹fl Tokat
fiube Baflkan› Suat Karl›kaya, ilkokula giderken fabrikan›n aç›l›fl
törenine kat›ld›¤›n›, daha sonra
buras›n›n kendi çocuklar›n›n geçimini sa¤layacak bir ekmek kap›s›
oldu¤unu söyledi. Tekel Sigara
Fabrikas›’n›n sat›lmas›na izin vermeyeceklerini ifade eden Karl›kaya, “24 y›l boyunca binlerce insana
ifl kap›s› olmufl, insanlar›n geçimini
sa¤lad›¤› Tokat Sigara Fabrikas›
bugün özellefltirilip, yar›n kapat›lacak” diye konufltu.
Tek G›da-‹fl Genel Sekreteri
Mecit Amaç da flunlar› söyledi:
“Kaybeden Türkiye olacak, kaybeden iflçi ve memur olacak, kaybeden ifl ve fabrika diye inleyen bölgemiz olacak, kaybeden zaten beli
bükülmüfl yoksul tütüncü olacak.
‹flimizi ekme¤imizi kaybetmemek
için ölmek var dönmek yok.”
Betül Sönmez isimli bir iflçi
k›z›n›n okudu¤u “Nerede Tokat’›m›z›n yedi vekili / IMF mi verdi size bu ak›l›? / ‹flçilerin yüre¤ine
hançer sokulu / Sen ç›karmazsan
eller ellemez Tokatl›” dizelerinin
yer ald›¤› ve TEKEL iflçisi Adnan
Bar›fl’a ait fliir ise emekçilerin
coflkusunu art›rd›.
Mitingin bitiminde “Kahrolsun ABD, kahrolsun AKP” slogan›n› atan iflçiler, özellefltirmeye
izin vermeyeceklerini bir kez daha
hayk›rd›lar.
Emekçiler
SSGSS’ye karflfl››
yürüdü
tek bafl›na ya hep beraber ya hiç birimiz” sloganlar› hayk›r›ld›. KESK, D‹SK
gibi sendikalar›n ve TMMOB
gibi meslek örgütlerinin, Partizan’›n ve devrimci kurumlar›n da bulundu¤u yaklafl›k
58 kurumdan oluflan platform, AKP hükümetinin
IMF’nin talimat› ile yasay› ç›kard›¤›n› dile getirdi. Bas›n
aç›klamas›n› okuyan Hava-‹fl
Sendikas› Genel Baflkan yard›mc›s› Eylem Atefl yasa tasar›s›n›n kâbesi IMF, secdesi
yerli patronlar olanlar›n
emekçilerin sa¤l›k ve sosyal
güvenlik haklar›n›n tamam›yla yok etmek istediklerini
söyledi.
Eylem s›ras›nda polis yolu
kapatarak yürümek isteyen
“Ben iflçiyim, emekli- kitleye izin vermeyince k›sa
süreli bir tart›flma oldu. Poliyim diyen herkes aya¤a sin engellemelerine ra¤men
kalkmal›”
kitle yolun bir bölümünü kapatarak, yürüyüflünü sürdürGerçekte IMF projesi oldu¤u
dü. Eyleme Tuzla havzas›nda bir
bilinen ve hükümetin haz›rlad›¤›
süredir direniflte olan Demsafl
Sosyal Sigortalar ve Genel
iflçileri de kat›ld›. Eylemde sohSa¤l›k Sigortas› Yasa Tars›bet etti¤imiz iflçilerden Ali Kas›’na karfl› ç›kan emekçiler bir
ya “Ben iflçiyim, emekliyim
yürüyüfl düzenledi.
diyen herkes aya¤a kalkma27 Aral›k günü saat 12.30
l›” diyen Demsafl iflçisi, yasaya
Aksaray’da bulunan Pertevnikarfl› sokaklar› doldurmak geyal Lisesi önünde bir araya gerekti¤inin alt›n› çizdi.
len “Herkese Sa¤l›k Güvenli
Platformun ilk eylemi ve hafGelecek Platformu” buradan
ta içi olmas›na ra¤men eylem olUnkapan›’nda bulunan Çal›flma
dukça coflkulu geçti. SSGSS’ye
ve Sosyal Güvenlik Bakanl›¤›
karfl› kurulun ve içinde devrimBölge Müdürlü¤ü’nün önüne kaci-ilerici kurumlar›nda yer ald›¤›
dar yürüdü.
platform birçok bölgede yapaca“Sa¤l›k hakt›r sat›lamaz”
¤› eylemlerle, panel, toplant› ve
dövizlerinin tafl›nd›¤› eylemde
bildiri da¤›t›mlar› ile yasan›n gers›k s›k “Zafer direnen emekçek yüzünü halka anlatmay› heçinin olacak”, “Kurtulufl yok
defliyor.
(‹stanbul)
‹zmir’de sa¤l›k emekçileri
SSGSS’yi protesto etti
SES, Pratisyen Hekimlik Derne¤i ve Türk Hemflireler Derne¤i ‹zmir fiubeleri taraf›ndan oluflturulan ‹zmir Sa¤l›k Platformu, AKP’nin sa¤l›k politikas›n›n, sa¤l›¤›n piyasalaflt›r›lmas› anlam›na geldi¤ini belirterek, buna karfl› olduklar›n› belirttiler.
Bozyaka E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi bahçesinde bir
araya gelen Platform üyeleri ad›na SES ‹zmir fiube Baflkan› Fahri
Demirci bir aç›klama yapt›. Hükümetin “paran kadar sa¤l›k
ve mezarda emeklilik” anlam›na gelen SSGSS tasar›s›n› yasalaflt›rmak istedi¤ine dikkat çeken Demirci, sa¤l›k hizmetinden çekilmeyi planlayan hükümetin bu alan› piyasan›n kâr h›rs›na teslim
etmeyi düflündü¤ünü kaydetti. ‹zmir Tabip Odas› eski Baflkan›
Dr. Zeki Gül de, “sa¤l›kla fliddetin buluflturulmaya çal›fl›ld›¤›
neo-liberal politikalar› yafl›yoruz. fiiddet yaflam›n her alan›na sinmifl durumda. Yeni ç›kan yasalar, bu arada GSS de fliddet ö¤eleri
bar›nd›r›yor. Daha kaç meslektafl›m›z ölecek” dedi. Eylemde,
“Sa¤l›k hakt›r sat›lamaz” slogan› at›ld›.
(H. Merkezi)

Benzer belgeler