TÜRK-İŞ Dergisi 397. sayı

Transkript

TÜRK-İŞ Dergisi 397. sayı
Say: 397
DOSYA
GSS
Uygulama
Sorunlar
1 Mays Emek ve DayanĆma
Bayram Kutlu Olsun
TÜRKúYE úûÇú SENDúKALARI
KONFEDERASYONU
Yayn Organ
106
ĄĆçinin Kitaplă
Dr. Naci ÖNSAL
Mart - Nisan 2012 • Say: 397
102
ISSN 1300-6843
TÜRK-úû YÖNETúM KURULU
101
Mustafa KUMLU
ÇalĆma YaĆamnda
Mart-Nisan 2012
TÜRK-Ąą'in Gündeminden
Genel Baükan
Pevrul KAVLAK
92
Genel Sekreter
Ergün ATALAY
Genel Eùitim Sekreteri
Refik ERBAą
TÜRK-Ąą TeĆkilatlandrma Uzman
Genel Mali Sekreter
Ramazan AøAR
Sendikalarmzdan
90
Açlk ve Yoksulluk '1 Mays' Alanlarnda
Nazmi IRGAT
Genel Teükilatlandrma Sekreteri
SAHúBú:
TÜRKúYE úûÇú SENDúKALARI
KONFEDERASYONU
TÜRK-úû Adna
Genel Baükan
Mustafa KUMLU
•
GENEL YAYIN YÖNETMENú ve
YAZI úûLERú MÜDÜRÜ:
Hasan Tahsin BENLú
[email protected]
•
GRAFúK - TASARIM:
Münir GÜRAN
[email protected]
•
FOTOøRAFLAR:
Necdet UZMAN
•
YÖNETúM YERú
TÜRK-úû Genel Merkezi
Bayndr Sokak No. 10
06410 Yeniüehir / ANKARA
Tel: 433 31 25 (4 Hat)
Faks: 433 68 09 - 433 85 80
http://www.turkis.org.tr
e-posta: [email protected]
•
Dergimiz Basn Ahlak Yasalarna Uyar
•
Yayn Türü: Yaygn Süreli, 2 Aylk
•
Bask :
Ziraat Gurup Matbaaclk A.û.
Ziraat Bankas Tesisleri
ústanbul Yolu Trafo Karüs
Varlk-Ankara
Tel : 384 73 44 - 45
•
Bask Tarihi: 15.05.2012
88
Tüketici Dünyas
Sinan VARGI
TÜRK-Ąą TeĆkilatlandrma Uzman
86
Ülkeler ve Sendikalar
Hakan SÜKUN
TÜRK-Ąą DĆ ĄliĆkiler Uzman
84
Kadna Dair
Hülya UZUNER
TÜRK-Ąą Kadn ĄĆçiler Uzman
83
Üç Önemli Sektördeki Uluslararas
Örgütler BirleĆiyor
Güven SAVUL
TÜRK-Ąą Uzman Yardmcs
80
Balkanlarda Ąstihdam Krizi
Burak EKMEKÇĄOĂLU
TÜRK-Ąą DĆ ĄliĆkiler Uzman
78
AB ve ÇalĆma Hayat
Güven SAVUL
TÜRK-Ąą Uzman Yardmcs
76
2000 Öncesi Emeklilere
Yaplan Ąntibakn Kurallar
Namk TAN
TÜRK-Ąą AraĆtrma Müdür Yardmcs
74
Uluslararas
Sendikal Hareket
UăraĆ GÖK
TÜRK-Ąą DĆ ĄliĆkiler Uzman
2
1 Mays, TÜRK-Ąą ve Gerçekler
Mustafa KUMLU
Genel BaĆkan
4
1 Mays Emek ve DayanĆma Bayram Kutlu Olsun
16
OECD Sendikalar DanĆma Komitesi Topland
18
"Örgütlenmenin Önündeki Engellerin
Kaldrlmas Sendikalarn ĄĆ Saălă ve
Güvenliăi Alanna Etkin Katlmasnda Olumlu
Bir Etken Olacaktr
Ergün ATALAY
TÜRK-Ąą Genel Mali Sekreteri
20
26. ĄĆ Saălă ve Güvenliăi Haftas ąanlurfa'da
BaĆlad
22
TÜRK-Ąą: "ĄĆ Saălă ve Güvenliăi Yasa Tasars
Tüm ĄĆyerlerini Kapsayacak ąekilde Ąvedilikle
KanunlaĆmal ve Uygulamaya Konulmal"
24
25
38
Anayasa Platformu ÇalĆmalarn Sürdürüyor
"Ulusal Ąstihdam Stratejisi ÇalĆma Hayatn
Bozacak, Emeăin KazanlmĆ Haklarn Yok Edecek."
Nazmi IRGAT
TÜRK-Ąą Genel TeĆkilatlandrma Sekreteri
DOSYA
GSS Uygulama
Sorunlar
26 ĄĆ Saălă ve Güvenliăi Seminerleri Devam Ediyor
ĄĆ Saălă ve Güvenliăi Ortak
28 TÜRK-Ąą/Harb-ĄĆ
Semineri
30 TÜRK-Ąą Sendikaclk Akademisi Açld
32
"Bor Madenlerinin ÖzelleĆtirilmesi En Deăerli
Milli Servetimizin Heba Edilmesidir"
34
62
TÜRK-Ąą'ten Ąftira Haberlere Tekzip
"Türkiye'de Sendika Ya Hiç Olmayacak
Ya Da Herkes Sendikal Olacak..."
Ümit SEZGĄN
TRT Türk Televizyonu Genel Yayn Yönetmeni
67
68
Kriz Dönemlerinde Devletin Görevi Ąstihdam
OluĆturmaktr
Dr. Hasan PEKDEMĄR
Türkiye Denizciler Sendikas Genel BaĆkan
70
72
Sosyal Güvenlik
Celal TOZAN
TÜRK-Ąą Sosyal Güvenlik DanĆman
"Ulusal Rekabet
Gücünün Artrlmas"
Enis BAĂDADĄOĂLU
TÜRK-Ąą AraĆtrma Müdür Yardmcs
Basn Açklamalar
baçyaz
1 Mays,
TÜRK-åæ ve
Gerçekler
T
ÜRK-õö 1 Mays Birlik, Mücadele ve Dayan÷ma
Günü’nü tüm Türkiye’de ve merkezi olarak
Bursa’da büyük bir co÷ku ve katlmla
kutlam÷tr. õl il, bölge bölge alanlara akan TÜRK-õö’e
baôl sendikalara üye i÷çiler, alanlarda ülkemizin ve
çal÷ma ya÷amnn sorunlarn dile getirmi÷, taleplerini
ve çözüm önerilerini hep bir aôzdan haykrm÷tr.
TÜRK-õö’in, 1 Mays 2012 kutlamalarnda temel
hedefi, kutlamalarn diôer emek ve meslek örgütleri ile
gerçekle÷tirilmesi yönünde olmu÷tur. Bugüne kadar
yaplan bütün kitlesel eylemlerde ve 1 Mays 2010 ve
2011’in kutlamalarnda emek ve meslek örgütlerinin
uzla÷masnda ba÷rolü oynayan TÜRK-õö, 1 Mays
2012 kutlamalar için de ayn çabay sarfetmi÷, üç i÷çi,
üç memur konfederasyonunun liderlerini 10 Nisan
2012 tarihinde TÜRK-õö Genel Merkezinde toplantya
çaôrm÷tr. Bu toplantda 1 Mays’n ba÷ta õstanbul
Taksim Meydan olmak üzere, tüm il ve bölgelerde
birlikte kutlanmas konusunda prensip karar alnm÷,
kutlamalara katk saôlayabilecek diôer emek ve meslek
örgütlerinin de yer alacaô bir ba÷ka toplant yaplmas
kararla÷trlm÷tr.
Bir hafta sonra gerçekle÷tirilen ikinci toplantda ise,
“ortak metin” problemi ya÷anm÷tr.
Kamu-Sen ile KESK’in iki uç noktada yer aldô bu
tart÷malarda, uzla÷mazlôn öne çkmas üzerine
TÜRK-õö, bildiride ortakla÷labilecek konulara
yer verilmesini, ortak kutlamaya zarar verecek
dayatmalardan uzak durulmasn istemi÷tir. Her
örgütün kendi taleplerine kendi adyla çkaracaô
bildiride yer verebileceôinin altn çizen TÜRK-õö,
kar÷lkl dayatmalarn bu birlikteliôe zarar vereceôine
vurgu yapm÷tr. Ancak özellikle tek bir konuda
kar÷lkl srarlar devam etmi÷, KESK ve onunla
birlikte DõSK, “Kürt sorununun demokratik ve bar÷çl
çözümü” ibaresinin mutlaka ve mutlaka ortak bildiri
metninde yer almasn isterken, diôer hiçbir ara çözümü
kabul etmemi÷, bu ibarenin metinde hiç yer almamasn
isteyen Kamu-Sen ise, “etnik sorun”, “bölgesel sorun”
ifadeleri gibi ara çözümlere onay vermi÷tir.
Mustafa KUMLU Genel Baçkan
Konu üzerinde anla÷ma saôlanamamas üzerine toplant
daôlm÷, DõSK, KESK ve diôer örgütlerle daha sonra
yaptômz ikili, tekli görü÷melerde, “bildiri çkarmadan
ortak kutlama yapalm. Herkes kendi bildirisini
yaynlasn” ÷eklindeki önerimiz de özellikle DõSK
ve KESK tarafndan kabul edilmemi÷tir. Daha sonra
gündeme getirdiôimiz, “ayr illerde kutlayalm, ama
alanlarda birbirimizi destekleyelim” önerisi de yine
ortak bildiri engeline taklm÷tr.
Sonuç olarak TÜRK-õö, birlikte kutlamalarn
gerçekle÷mesi için her türlü çabay göstermi÷, ancak
ortak bildiride yer almas istenen “tek bir cümle”
üzerindeki dayatmac yakla÷m kabul etmesi mümkün
olmam÷tr. Çünkü 1 Mayslar eôer birlikte kutlanlmak
isteniyorsa, tüm örgütler her türlü dayatmac
yakla÷mdan uzakla÷mal, “uzla÷may” ön plana
çkarmay öôrenmelidir.
Kimi örgütler tarafndan daha sonra yaplan
açklamalarda, ortak bildiride “TÜRK-õö’in Hükümet
alehtar hükümlerin yer almamasn istediôi, bu nedenle
ortak metnin çkarlamadô ve ayr÷mann ya÷andô”
türü yakla÷mlara yer verilmi÷tir.
Bu tür açklamalar gerçeôi yanstmamaktadr. Tekrar
ediyorum, ortak bildirideki sorunu tamamiyle “Kürt
sorununun demokratik ve bar÷çl çözümü” ibaresinin
metinde yer alp almamas meselesi olu÷turmu÷;
tart÷mann iki ucunda KESK ile Kamu-Sen yer alm÷,
TÜRK-õö, bu iki örgüt arasnda uzla÷ma saôlamaya
çal÷m÷tr. Toplantda, bildiride ba÷ka hangi taleplerin
yer alacaô konusunun tart÷lmasna sra gelmemi÷,
görü÷meler, söz konusu ibare nedeniyle tkanm÷tr.
TÜRK-õö, yalan yanl÷ açklamalar hiçbir örgüt ve
sendika liderine yak÷tramamaktadr ve ayr÷mann
vebalini TÜRK-õö’e yüklemek için yaplan bu
açklamalarn gelecekteki birlikteliklere de zarar
vereceôi bilinmelidir. Söz konusu örgütler her ÷eyden
önce dayatmac yakla÷mlar nedeniyle birlikteliôi
engellediklerini fark etmeli, bu yakla÷mlarnn
sorumluluôunu üstlenmeli ve gözden geçirmelidir.
TÜRK-õö’in içinde de TÜRK-õö’i ypratmak ve
zayflatmak için aportta bekleyenlerin bu ayr÷malar
frsat bilerek, kulaktan dolma, yalan yanl÷ bilgilerle
TÜRK-õö’i suçlama kampanyas ba÷latmalar ibret
vericidir.
TÜRK-õö’in çkardô 1 Mays bildirisi ise tüm örgütlerin
onayn alan 2011 ortak bildirisinin güncellenmi÷
halidir. Bu bildiride “hükümet kar÷t” ifadelerin 2011
bildirisine göre fazlas vardr, eksiôi yoktur. Bildiriyi
okuyanlar, her türlü meseleye en çarpc bir biçimde yer
verildiôini göreceklerdir.
Ayn süreçte bir diôer meseleyi TÜRK-õö, HAK-õö,
MEMUR-SEN, KAMU-SEN’in ayn alanda kutlama
yapmas konusu olu÷turmu÷tur. Bu kez de MEMURSEN ile KAMU-SEN arasndaki sürtü÷meler ayn alanda
kutlamay engellemi÷, iki örgüt arasnda uzla÷ma
saôlamak mümkün olmam÷tr.
Tüm bu engeller sonucunda, MEMUR-SEN ile HAK-õö
Ankara Tandoôan Meydan’nda, TÜRK-õö ile
KAMU-SEN de Bursa’da Kent Meydan’nda merkezi
kutlamalar gerçekle÷tirmi÷, diôer alanlarda ise birlikte
olunabilecek tüm örgütlerle ortak hareket edilmi÷tir.
“Neden Bursa?” sorusunun cevabna gelince; TÜRK-õö
Yönetim Kurulu, ayr kutlama gündeme geldiôinde,
merkezi kutlamann yaplabilmesi için õzmir,
Zonguldak ve Bursa illeri üzerinde durmu÷tur. Önce
õzmir konusunda görü÷ birliôine varlm÷, ancak daha
sonra TÜRK-õö’in 60 yl önce Bursa’da kurulduôu ve
TÜRK-õö’in kurulu÷unun 60’nc yl içinde olunduôu
gözetilerek, kutlamann merkezi Bursa’ya kaydrlm÷tr.
Elbette ki 1 Mayslar, “ayr÷malarn” deôil,
“bütünle÷melerin” günü olmaldr. Dileôimiz,
önümüzdeki yllarda, bu yl ya÷anlan sorunlar
a÷abilecek olgunluôa kavu÷ulmasdr. Ama bilinmelidir
ki o veya bu içerikte, “bir tek cümle” dayatmalarnn
devam etmesi halinde TÜRK-õö önümüzdeki yllarda
da ayr kutlamalara devam edecektir. Elbette ki Taksim
alan bir semboldür. Ama artk bütün Türkiye Taksim
haline gelmi÷tir ve ülkemizin her yerindeki 1 Mays
kutlamalar Taksim kadar deôerlidir.
–––– I ––––
Bütünle÷meler sadece 1 Mayslarn sorunu deôildir.
Sermayenin alabildiôine küreselle÷tiôi günümüz
ko÷ullarnda emek hareketinin birlik ve bütünlük
içinde olmas ve sorunlara top yekün ba÷kaldrabilmesi
zorunluluôu vardr. Bu gerçekliôi kavrayan dünya
i÷çi hareketi hzla bir birle÷me sürecine girmi÷, bu
birle÷menin pozitif yönleri ülkemize de yansmaya
ba÷lam÷tr. Temsil edildiôimiz uluslararas kurulu÷larn
birle÷me ve ayn çat altnda olma gayretleri bizde
memnuniyet yaratmaktadr.
Türkiye i÷çi hareketi de bir birle÷me sürecine girmek
durumundadr. Ama bu birle÷menin “daha çok
ayr÷arak”, “ayrlklar öne çkararak” yaplamayacaô
ortadadr. Bizlere dü÷en görev, “ayr dü÷tüôümüz
noktalar deôil”, “birle÷ebildiôimiz noktalar” ön
plana çkarp, asgari mü÷tereklerde bir araya gelmeyi
ba÷arabilmektir.
1 MAYIS EMEK VE DAYANIąMA BAYR
4
Kumlu:
“Bu meydandan yükselen ses, halkn
sesidir. Ylgnlăa, umutsuzluăa yer yok.
Bu ülkenin gerçek sahibi bizleriz.”
T
ÜRK-õö ve Türkiye KamuSen bu yl 1 Mays’ Bursa’da
Kent Meydannda co÷kulu
bir biçimde kutlad. Mitinge, TÜRKõö ve Türkiye Kamu-Sen’e baôl sendikalarmzn üyelerinden yakla÷k
20 bin ki÷i katld.
Co÷kulu geçen 1 Mays kutlamalar için Bursa ve çevre illerden ge-
len i֍iler, sabahn erken saatlerinde
Atatürk Stad çevresinde toplanmaya ba÷lad. Daha sonra burada kortej
olu÷turarak Darmstat Caddesi’nden
Kent Meydanna yaplan yürüyü÷le
devam etti. Saat 12.00’de Bursa Kent
Meydanna ula÷an emekçiler, burada TÜRK-õö Genel Ba÷kan Mustafa
Kumlu ve Türkiye Kamu-Sen Genel
Ba÷kan õsmail Koncuk tarafndan
yaplan konu÷malar dinledi.
TÜRK-õö Genel Ba÷kan Mustafa Kumlu, 1 Mays’ta Bursa Kent
Meydan’nda yaptô konu÷mada
÷unlar söyledi:
“Bugün emeôin bayram, sizin
bayramnz. Bu anlaml güzel günde,
RAMI KUTLU OLSUN
Taksim haline getiren sizleri selamlamak, kutlamak için buradayz. Saô
olun, var olun. Biz bir olduôumuzda, el ele gönül gönüle verdiôimizde, bugün reddedilen her ÷ey, yarn
kabul edilecektir, bunu bilin.
Deôerli Karde÷lerim, soruyorum
size, açlk bizim kaderimiz mi? Elbette hayr! Yoksulluk bizim kaderimiz mi? Elbette hayr! õ÷sizlik bizim
kaderimiz mi? Elbette hayr! Cinayet haline gelen i÷ kazalarnda hayatmz kaybetmek bizim kaderimiz
mi? Elbette Hayr!
Bugün dünyann her yerinde
emekçiler bunlarn kader olmadôn haykryor. Dünyada, herkese
yetecek kadar a÷ varken, i÷ varken,
niçin açlôn ve yoksulluôun kol
gezdiôinin hesabn soruyor. Bugün
dünyann her yerinde emekçiler,
sermayenin, yoksulluôa, i÷sizliôe,
sava÷lara neden olan aç gözlülüôünü
protesto ediyor.
õsyan ediyoruz deôerli karde÷lerim, ülkemizdeki güvencesiz çal÷ma biçimlerine isyan ediyoruz.
õ÷sizliôe, yoksulluôa, adaletsizliklere
isyan ediyoruz. Sosyal devletin gün
geçtikçe budanmasna isyan ediyoruz.
el ele, yürek yüreôe olmak için, sorunlarnz dile getirmek için Bursa
Kent Meydan’nda toplandnz. Bu
alana tek bir yumruk, sloganlarnzla, taleplerinizle geldiniz. Özleminiz, ekmek, bar÷ özgürlük, i÷, a÷,
karde÷lik. Bugün burada, Bursa’nn,
Türkiye’nin yüzünü güldürüyorsunuz, emekçilerin el ele kol kola
dostluk içinde kucakla÷masnn destann yazyorsunuz. Kutlu olsun
deôerli arkada÷larm. Bayramnz
Kutlu olsun!
1 Mays Türkiye’de yasakt. Sizler
yllarca bu meydanlardan 1 Mays’n
bayram ve tatil ilan edilmesini iste-
diniz. 2009 ylnda 1 Mays bayram
ve tatil oldu. 2010 ylnda ise yasakl
olan Taksim Meydan kutlamalara
açld.
Bu nasl oldu? Biz çok uôra÷tk
ama 1 Mays’ bayram ve tatil ettiren
sizlerin mücadelesi! Ylmadnz, yasakl dönemlerde de her 1 Mays’ta
alanlarda oldunuz. Taksim yasaô da
sizlerin, siz emekçilerin mücadelesi
ile kaldrld. Yine sizler sayesinde
Türkiye’nin her yeri Taksim haline
geldi. Bu nedenledir ki biz TÜRK-õö
ve Türkiye Kamu Sen olarak bugün
Bursa Kent Meydan’nda sizlerleyiz.
Türkiye’nin her yeri gibi bu alan da
Bizler ne istiyoruz? Bizler, üreten, aln terinin ba÷ tac edildiôi,
özgürce örgütlenebildiôimiz, yasaklarn olmadô bir Türkiye istiyoruz. Kazandômzla geçinebilmek,
gelecek kaygs duymadan ülkemiz
için aln teri dökmek istiyoruz. Çocuklarmz okutmak, onlar saôlkl
büyütmek, memleketimiz için çal÷mak istiyoruz. Bizim, bu memleketin ürettiôi her deôerde nesilden
nesile devrettiôimiz çal÷kanlômz,
fedakarlômz, demokrasiye olan
a÷kmz, aln terimiz var.
Ama ilk frsatta i÷siz, a÷sz,
umutsuz, kapya braklan bizler
oluyoruz. Her frsatta saôlk hakkna, eôitim hakkna, kdem tazminat hakkna, insanca çal÷ma
5
6
1 Mays mitingine TÜRK-úû Yönetim Kurulu Üyeleri, sendikalarmzn genel baükan ve yöneticileri ile TÜRK-úû’in eski
Genel Baükanlar Bayram Meral ve Salih Klç, Genel Mali Sekreteri Enver Toçoùlu da katld.
hakkna, sendikala÷ma hakkna göz
dikilen bizler oluyoruz. Haklarmza saldryorlar. Bunlar kabul edecek miyiz karde÷lerim? Etmiyoruz,
etmeyeceôiz!
Deôerli Karde÷lerim, birlikteliôimizin ÷ölen haline geldiôi bu
alanda verilen mesajlar Hükümet
tarafndan iyi anla÷lmaldr. Hükümet, emekçilerin sefaletinin kimseye refah getirmeyeceôi iyi bilmelidir.
Bu ülkenin gerçek sahibi bizleriz.
Hükümetlere dü÷en görev hiç vakit
kaybetmeden taleplerimizi dikkate
almak, gereôini yapmaktr.
1 Mays bar÷ günüdür, 1 Mays
karde÷lik günüdür. Bugün burada,
insanlô sava÷a sürükleyenleri; parann ve silahlarn gücüyle, kendi
çkarlar için, çoluk çocuk demeden
dünyay kan gölüne çevirenleri lanetliyoruz. Bugün Türkiye ÷ehit haberleriyle kan aôlyor. Bunun nedeni
terör. Terör bir insanlk suçudur ve
terör örgütünün yaptô her saldr
TÜRK-õö tarafndan, milletimiz tarafndan nefretle lanetlenmektedir.
Bizim, ÷er odaklarnn ve onlara
destek veren güçlerin milletimizin
ve devletimizin güçlü iradesi kar÷snda yok olup gideceklerine olan
inancmz tamdr. Allahn izniyle bu
terör belasnn üzerinden hep birlikte geleceôiz. Millet olarak karde÷lik,
bar÷ içinde kucakla÷acaôz.
Deôerli Karde÷lerim; Küreselle÷me, dediler, artk parann yeri yurdu
yok dediler. Ama ne oldu? Zenginlik
ve refah küreselle÷ti mi? Hayr! Ne
küreselle÷ti? Yoksulluk küreselle÷ti,
i÷sizlik küreselle÷ti. Mutsuzluk, ac
küreselle÷ti. Özelle÷tirmelerle kaynaklarmz çar çur edildi; saôlk, eôitim paral hale getirildi, haklarmz
budand. Esnek, kuralsz çal÷ma
biçimleri, ta÷eronluk küreselle÷ti.
Kriz küreselle÷ti, kriz! Amerika’da
bir kriz çkt, tüm dünyaya yayld.
Krizin nedeni, dünyann aç gözlü
para babalar.
Bakn! Ulusal õstihdam Stratejisi
diye bir ÷ey çkardlar. õ÷sizliôi önleyeceklermi÷. õ÷sizliôi önlemek için
ne yapmak istiyorlar? Kdem tazminat hakkmz budamak, esnek çal÷ma biçimlerini yaygnla÷trmak,
asgari ücreti bölgeselle÷tirmek, kiralk i÷çilik düzenlemesini getirmek
istiyorlar ve daha neler neler.
Kdem tazminatmza el uzatlmasn kabul edecek miyiz? Etme-
yeceôiz! Kdem tazminatmza el
uzatlrsa ne yapacaôz? Genel grev
yapacaôz, genel grev! Esnek çal÷ma biçimleriyle kölele÷tirilmeyi kabul edecek miyiz? Etmeyeceôiz…
Asgari ücretin bölgeselle÷mesini
kabul edecek miyiz? Etmeyeceôiz…
Tüm bunlara ve haklarmza yönelik
diôer saldrlara kar÷ hep birlikte direnecek miyiz? Direneceôiz arkada÷lar! El ele kol kola yürek yüreôe tüm
bunlara kar÷ koyacaôz. Var m öyle
i÷çileri, emeôi ile geçinenleri sefaletle ba÷ ba÷a brakmak? Ey Hükümet
sana sesleniyorum; Yoksulluôu açlô önle, i÷size i÷ yarat, i÷ güvencesini, sosyal adaleti, adil bölü÷ümü saôla. Ta÷eronluôu, cinayet haline gelen
i÷ kazalarn engelle. õ÷sizlik sigortas fonundaki paralarmza dokunma. Esnek çal÷ma biçimlerinden
vazgeç. Kaytd÷ ekonomiye kar÷
mücadele ver. Vergi adaletsizliôine
son ver. Her sorunun çözümünü i÷çinin, kamu emekçisinin, emeklinin
sofrasnda, haklarnda görmekten
vazgeç. Unutma ki bu ülke emekçilerin omuzlar üzerinde yükseliyor.
Bizler snr karakollarnda, vatan savunmasnda ölmek dahil, üzerimize
dü÷en her görevi laykyla yapmyor
muyuz? Evet! Yapyoruz! Öyleyse,
Türkiye’nin ürettiôi her deôerden
adil bir pay almak da bizim hakkmz. Bir de ÷u çok iyi bilinsin ki,
emeôi ile geçinenler, haklarna el
uzatanlar, çocuklarnn geleceôini
karartanlar, ac ve mutsuzluk yaratanlar asla affetmez. Affeder miyiz
arkada÷lar? Affetmeyiz!
Demokrasi bizim ekmeôimiz suyumuz. Demokrasi bizim topraômz, havamz. Biliyoruz ki, demokrasi yoksa biz de yokuz. Demokrasi,
emeôin üzerinden yükselen rejimin
addr. Demokrasiye hiç kimse sahip
çkmasa bile, onun bir sahibi vardr. Onun sahibi biziz! Onun için
Anayasa’nn, yasalarn deôi÷mesini
istiyor, yaplacak deôi÷ikliklerle 12
Eylül’ün tüm izlerinin silinmesini
talep ediyoruz. Evet! Anayasa deôi÷-
7
8
meli, çal÷ma hayatn düzenleyen
yasalar deôi÷meli ve emeôin özgür
ve güçlü olmasnn önündeki tüm
engeller kaldrlmaldr. Türkiye’yi
yönetenlerin temel hedefi özgürlükçü ve çoôulcu demokrasinin snrlarn geni÷letmek olmaldr. Toplumsal bar÷ ve huzurun saôlanmas
için uzla÷ma, ho÷görü ve bir arada
ya÷ama kültürünün geli÷tirilmesi
için çaba gösterilmelidir. Emekçilerin çkarlar sava÷ta deôil bar÷tadr.
Atatürk’ün “yurtta sulh, cihanda
sulh” ÷iar rehber edinilmelidir. Türkiye Cumhuriyeti Devletinin tüm
kurumlar hukuk devleti anlay÷yla
hareket etmelidir. Biz bunu istiyor,
Türkiye’nin anti demokratik tüm sabkalarndan arnmasn bekliyoruz.
kaybetmemek için, i÷sizliôe ve yoksulluôa hayr demek için, daha çok
demokrasi, daha çok özgürlük için
bu meydan doldurmu÷tur. 1 Mays
Emek ve Dayan÷ma Bayramnda
bu meydandan yükselen ses, halkn
sesidir. Ylgnlôa umutsuzluôa yer
yok! Bu ülkenin gerçek sahibi bizleriz. Hükümete dü÷en görev vurdum
duymazlktan vazgeçip, artk hiç vakit kaybetmeden taleplerimizi dikkate almak, gereôini yapmaktr.
Bugün i÷çiler memurlar emekliler, i÷sizler, kazanlm÷ haklarn
Deôerli Karde÷lerim, TÜRK-õö
birle÷tirendir. TÜRK-õö emek ör-
Hiç merak etmeyin! Bu ülkede
TÜRK-õö var. Sizler varsnz. Emeôe
ve onun çkarlarna uzanan ellerin
bo÷ta kalmas için her türlü mücadelede en ön safta olduk, olmaya da
devam edeceôiz.
gütleri arasndaki birlikteliôi saôlayabilmek için bugüne kadar her
türlü giri÷imde bulunmu÷, gerektiôinde fedakarlk yapm÷tr. Uzla÷ma için fedakarlk m? Tamam!
Ama dayatma m var? õ÷te orada
herkes dursun. TÜRK-õö, ne onun
pe÷ine taklr, ne bunun. TÜRKõö tabannn sesini dinler. Rotasn ona göre belirler. Ve de herkes
bilir ki, bu ülkede, bu güne kadar
yaplan her güçlü eylemin önünde
TÜRK-õö olmu÷tur, olmaya da devam edecektir.
TÜRK-õö bugün Bursa Kent
Meydan’nda sizinle beraber. Bursa
bir i÷çi kenti. TÜRK-õö kurulduôundan bu güne kadar Bursa’da yaygn
bir ÷ekilde örgütlü. Burada Türk
Metal var, sizler varsnz. TÜRK-õö
ve Türk Metal her zaman sizlerle bir-
likte var olacaktr. Sizler her zaman
olduôu gibi TÜRK-õö’e sahip çkacaksnz. Bu meydanlar “TÜRK-õö
nerede biz oradayz” diye inleteceksiniz. Bursa’nn büyümesini, uluslar
aras yatrmlarn yaplmasn engellemek isteyen, yabanc sermayedarn oyuncaô sfrc sendikann pe÷ine taklmayacaônz biliyorum.
Bu bayrama ula÷abilmek için
dünyada ve Türkiye’de kaybettiôimiz canlara, selam olsun. Bursa Kent
Meydan’n demokrasi alan haline getiren, ye÷il Bursa’nn yüzünü
aôartan siz yiôit karde÷lerime selam
olsun. Bursa Kent Meydan’ndan
Dünyann ve Türkiye’nin 1 Mays
alanlarndaki co÷kulu kutlamalara
selam olsun. õ÷ kazalarnda yitirdiôimiz emekçi karde÷lerimize selam olsun, ruhlar ÷ad olsun. Hepinizin ve
emeôe gönül vermi÷ herkesin 1 Mays Emek ve Dayan÷ma Bayram’n
kutluyor, sevgilerimi, sayglarm
sunuyorum.”
Alanda, TRT Haber’in canl yaynna katlan Genel Ba÷kan Mustafa Kumlu, etkinliklerin 1 Mays’n
amacna uygun kutlandôna dikkat
çekti. Kumlu, “Bu güzel güne÷li havada, ye÷il Bursamzda çok güzel
amacna uygun bir 1 Mays kutlam÷ olduk. Ben buradan dünyada
ve Türkiye’nin her yerinde kutlanan
emek ve dayan÷ma bayramn kutluyorum. Bundan sonra da böyle
olmasn, 1 Mays’n amacna uygun
bir bayrama havasnda geçmesi için
tüm sivil toplum örgütlerinin tüm
kurulu÷larn katk saôlamas gerektiôini dü÷ünüyorum” dedi.
Türkiye Kamu-Sen Genel Ba÷kan õsmail Koncuk ise “1 Mays
birbirimize ta÷ attômz, polise küfrettiôimiz, camlar krdômz, hakllklarn ön plana çkarldô, etnik
bölücü anlay÷larn ön plana çkarldô gün deôildir. Öyle bir gün
olarak kutlanmamal. TÜRK-õö ve
Türkiye Kamu-Sen bunun en güzel
örneôini verdik” diye konu÷tu.
9
1 Mays Emek ve DayanĆma Bayram Bölge ve Ąllerde CoĆkuyla Kutland
T
ÜRK-õö’e baôl Bölge ve õl
Temsilciliklerimiz, 1 Mays Emek ve Dayan÷ma
Bayram’n illerinde büyük bir co÷kuyla kutladlar. Tüm bölge ve illerde TÜRK-õö öncülüôünde yaplan
etkinliklerde, TÜRK-õö tarafndan
hazrlanan 1 Mays Bildirisi kamuoyuna duyuruldu.
ZONGULDAK
ZONGULDAK
1 Mays Uluslararas Birlik,
Mücadele ve Dayan÷ma Günü,
Zonguldak’ta büyük bir katlm ve
co÷kuyla kutland. Genel Maden
õ÷çileri Sendikas’nn öncülüôünde
TÜRK-õö, KESK, Türkiye KamuSen, DõSK, TMMOB, Birle÷ik Kamuõ÷ ve Memur-Sen’in Zonguldak öubelerinin ortakla÷a düzenlediôi 1
Mays Kutlamas’nda katlmclar
Madenci Ant alanna sômad.
GMõS üyesi maden i÷çileri üretim bölgelerinden kortej olu÷turarak yürüyü÷e geçti. Maden i÷çileri
1 Mays kortejine e÷ ve çocuklaryla
katld.
10
GMõS Genel Ba÷kan Eyüp Alaba÷ mitingde bir konu÷ma yapt.
Alaba÷ konu÷masnda ÷unlar söyledi:
åZMåR
ADANA
“Kdem Tazminatn tart÷ma konusu yapyorlar, yeni i÷ba÷ yapacak
arkada÷larmzn kdem tazminat
almasn zorla÷tryorlar. Biz, TÜRKõö’in Genel Kurul kararn hatrlatyoruz; Kdem tazminat, bizim için
bir genel grev sebebidir. Bölgesel
asgari ücret diye, farkl asgari ücret
uygulamas getirmek istiyorlar. Ta÷eron uygulamasn destekleyecek
ve daha da yaygnla÷tracak düzenlemeler yapmak istiyorlar. Ulusal
õstihdam Stratejisi ad altnda bir
düzenleme yaparak, sosyal bar÷
darmadaôn edecek, i÷yerlerinde
çal÷ma bar÷n bozacak admlar
atmak istiyorlar. E÷it i÷e e÷it ücret
uygulamasn, hukuken ortadan kaldrmak istiyorlar. Serbest çal÷ma,
esnek çal÷ma diyerek; ay, hafta gün
gibi çal÷ma sürelerini, hatta saatlik
çal÷ma sürelerini parçalamak istiyorlar. õ÷çileri köle ticareti yapar
gibi i÷verenlere kiralamak istiyorlar.
Sendikalar ve toplu sözle÷me düzenini ortadan kaldrmak istiyorlar.
Bunlar 1800’lerin vah÷i kapitalist
döneminde bile olmuyordu. Biz
Zonguldak’tan, Madenci Ant’ndan
Hükümeti uyaryoruz.
Sermayenin isteklerine deôil, bizim, i÷çilerin, emekçilerin sesine kulak vermesini istiyoruz.”
Öte yandan Bartn’da Kemerköprü Meydan’nda toplanan sendikalar
ve diôer katlmclar Yukarçar÷’ya
kadar yürüyü÷ yapt. Genel Maden
õ÷çileri Sendikas Amasra öube Ba÷kan Hakk Arslan, burada yaptô
konu÷mada, enerji konusunun ülkenin en önemli sorunlarndan biri
olduôunu söyledi.
SAMSUN
11
åZMåR
TÜRK-õö’e baôl sendikalar ve
meslek örgütleri, Alsancak Liman tarafndan gelerek Gündoôdu
Meydan’na doôru yürüyü÷e geçti.
Meydana ilk önce TÜRK-õö korteji
girdi. Kutlamaya õzmir Büyük÷ehir
Belediye Ba÷kan Aziz Kocaoôlu,
milletvekilleri, belediye ba÷kanlar
da katld.
DåYARBAKIR
ADANA
Adana’da, “1 Mays Emek ve Dayan÷ma Günü” dolaysyla kutlama
program düzenlendi. Mimar Sinan
Açk Hava Tiyatrosu önünde toplanan, çe÷itli sivil toplum kurulu÷larna, sendikalara ve siyasi partilere
üye gruplar, ellerindeki pankartlarla
Mustafa Kemal Pa÷a Bulvar’ndan ve
Sular mevkisinden geçerek, Uôur
Mumcu Meydan’na kadar yürüdü.
SAMSUN
õstasyon Mahallesi’nde toplanan sendika, sivil toplum ve siyasi
parti üyelerinden olu÷an grup, el-
KONYA
lerinde pankart, döviz ve flamalar
ile sloganlar e÷liôinde Cumhuriyet Meydan’na yürüdü. Güvenlik önlemleri altnda Cumhuriyet
Meydan’na ula÷an grup, slogan atmaya burada da devam etti. TÜRKõö 6. Bölge Temsilcisi õsmail Ek÷ioôlu, burada yaptô konu÷mada,
örgütlenmenin önündeki engellerin
kaldrlmasn istedi.
DåYARBAKIR
ESKåæEHåR
12
Diyarbakr’da 1 Mays Emek ve
Dayan÷ma Bayram, 32 yldan bu
yana ilk kez bir mitingle kutland.
õstasyon Meydannda yaplan mitinge TÜRK-õö Bölge Temsilciliôi öncülüôünde, baôl sendikalarmzn
÷ubeleri, KESK, DõSK ve TMMOB
üyeleri katld. Mitingde, TÜRK-õö
7. Bölge Temsilcisi Bahri Zülküf Karakoç bir konu÷ma yapt.
TÜRK-õö 7. Bölge kapsamnda
bulunan illerden Mardin, Batman ve
Siirt’te TÜRK-õö ve KESK’in öncülüôünde mitingler yapld. öanlurfa,
Adyaman, Bitlis, Van, Elazô, örnak, Hakkari ve Malatya’da 1 Mays
geni÷ katlml basn açklamalaryla
kutland.
KONYA
DÜZCE
TÜRK-õö ve Türkiye KamuSen üyeleri, Zafer Meydan’nda davul zurna e÷liôinde kutlama yapt.
TÜRK-õö 2. Bölge Temsilcisi Necati
Kökat, burada yaptô konu÷mada, 1
Mayslarn, emek hareketinin birlik,
mücadele ve dayan÷ma günü olarak
tüm dünyada yllardr kutlandôn
söyledi.
ESKåæEHåR
TRABZON
1 Mays, Eski÷ehir’de, TÜRK-õö
Eski÷ehir õrtibat Bürosu öncülüôünde, Shhiye Meydannda yakla÷k
12 bin ki÷inin katlmyla kutland.
Kutlamaya Eski÷ehir Büyük÷ehir
Belediye Ba÷kan, Tepeba÷ Belediye
Ba÷kan, siyasi partilerin temsilcile-
ri, milletvekilleri ve sivil toplum kurulu÷larn temsilciler katld.
Kutlamalara aôrlkl olarak Türk
Metal, T. Maden-õ÷, Türk Harb-õ÷,
Tekgda-õ÷, Kristal-õ÷, Demiryol-õ÷,
Belediye-õ÷ ve Tezkoop-õ÷ Sendikalarmza üye i÷çiler katld.
DÜZCE
Antpark’ta düzenlenen mitinge katlan Basn-õ÷ Sendikas Genel
Ba÷kan ve CHP Genel Ba÷kan Yardmcs Yakup Akkaya, bir konu÷ma
yapt. õ÷çi bayramnn Türkiye’nin
dört bir yannda co÷kuyla kutlandôn anmsatan Akkaya, “Burada
i÷çiler hakl ve me÷ru taleplerini
dile getirmek için alanlara topland.
Bugün i÷çiler, Türkiye ve dünyann
her yerinde baskya, sömürüye kar÷
durmak için alanlarda seslerini var
güçleriyle duyuruyorlar” diye konu÷tu.
Tertip Komitesi adna konu÷an
TÜRK-õö Düzce õl Temsilcisi ve
Türk Metal Sendikas Düzce Bölge
Temsilcisi Murat Ardç, sosyal adalet e÷itlik ve demokrasi istediklerini
belirterek “1 Mays i÷çi snfnn
sermayeye kar÷ uluslararas birlik
mücadele ve dayan÷ma günüdür”
dedi.
ÇANAKKALE
13
LÜLEBURGAZ
TRABZON
Emek ve Dayan÷ma Bayram
yakla÷k 3 bin ki÷inin katldô yürüyü÷ ve mitingle kutland. Yürüyü÷ün ardndan Atatürk Alan’na gelen
gruplar adna çe÷itli konu÷malar yapld. TÜRK-õö Trabzon õl Temsilcisi
ve Yol-õ÷ 1 Nolu öube Ba÷kan Hasan
Basri Hatipoôlu, yaptô konu÷mada,
“1 Mays 2012’yi, güvencesiz, kuralsz çal÷mann yaygnla÷tô ko÷ullarda kar÷lyoruz. Emekçilerin
yars kayt d÷ çal÷yor. Sendikaszla÷trma yaygnla÷trlyor. Örgütlenmenin önüne engeller çkarlyor.
Örgütlenen ki÷iler i÷ten atlyor. õ÷
kazas ad verilen cinayetle durmak
BOLU
bilmiyor. Sosyal adalet, e÷itlik ve demokrasi istiyoruz” dedi.
ÇANAKKALE
GåRESUN
14
TÜRK-õö Çanakkale õl Temsilciliôi 1 Mays’ Çanakkale Cumhuriyet Meydan’nda düzenlediôi bir mitingle kutlad. Konfederasyonumuza
baôl sendikalarmza üye yakla÷k
250 ki÷ilik bir grup, diôer katlanlarla birlikte õnönü Caddesi’ndeki
eski Sal Pazar’ndan kortej halinde
Cumhuriyet Meydan’ndaki miting
alanna yürüdü. TÜRK-õö Çanakkale
õl Temsilcisi ve Türk Metal Sendikas Biga öube Ba÷kan Osman Akkurt
burada bir konu÷ma yapt. Akkurt
konu÷masnda, “Bar÷ için, özgürlük
için, demokrasi için, ekmek için,
daha güzel bir dünyada sömürüsüz,
basksz, insan onuruna yara÷r bir
ya÷am için birlikteyiz” dedi.
LÜLEBURGAZ
AFYON
TÜRK-õö ve KESK öncülüôünde
Lüleburgaz’da düzenlenen 1 Mays
mitingine, Edirne, Krklareli ve Tekirdaô illerinden gelen yakla÷k 10 bin
ki÷i katld. Mitingde TÜRK-õö adna Kristal-i÷ Sendikas Trakya öube
Ba÷kan Habip Çal÷kan bir konu÷ma yapt. Çal÷kan, ta÷eronla÷mann
önünü açan düzenlemeleri ele÷tirerek, “Bu düzenlemeler hem sendikal
örgütlenmeyi hem de i÷ güvencesini
ortadan kaldrmaktadr” dedi.
BOLU
RåZE
Bolu’da, TÜRK-õö önderliôinde
toplanan sendikalar 1 Mays’ co÷kuyla kutlad. Bankalar Meydannda toplanan yakla÷k bin kadar i÷çi
toplu halde, Kent meydanna kadar
yürüyerek sloganlar attlar. TÜRKõö Bolu õl Temsilcisi ve Türk Metal
Sendikas Bolu öubesi Ba÷kan Özgür Elçi, yaptô konu÷mada, “Bizler
bu ülkenin i÷çileri, kamu emekçileri, i÷sizleri, emeklileri, yoksullar,
kadnlar, gençleri ile birlikte yine
alanlardayz” dedi.
ÇORUM
Sendikalara üye i÷çiler ve çe÷itli
sivil toplum kurulu÷u üyelerinden
olu÷an grup, Gazi Caddesi’nde topland. Buradan slogan atarak yürüyü÷e geçen gruplar, Abide Meydan’na
ula÷t. Burada bir konu÷ma yapan
öeker-õ÷ Sendikas Çorum öube Ba÷kan Sefer Kahraman, i÷çi haklarnda tarihsel geli÷im içinde ya÷anan
gerilemeleri anlatt ve ÷eker sanayinin özelle÷tirilmesini ele÷tirdi.
toplanan emekçiler Gazi caddesi
güzergâhn kullanarak kutlamalarn
yaplacaô Osman Aôa Meydan’na
kadar yürüdüler.
AFYON
GåRESUN
1 Mays Emek ve Dayan÷ma
Günü Afyonkarahisar’da TÜRK-õö
ve Türkiye Kamu- Sen üyelerince
kutland. Yakla÷k 300 ki÷inin katldô kutlamalarda, Demiryol-õ÷ Sendikas Afyonkarahisar öube Ba÷kan
ve TÜRK-õö õl Temsilcisi Muharrem
Uslu yapt.
Giresun’da düzenlenen 1 Mays
yürüyü÷ ve mitinginde TÜRK-õö õl
Temsilcisi Hüseyin Özdem bir konu÷ma yapt. Debboy mevkiinde
Uslu, “Ulusal õstihdam Stratejisinin emek kar÷t yakla÷mlaryla
kdem tazminatmza göz dikiliyor,
asgari ücret bölgeselle÷tirilmek, es-
nek ve kuralsz çal÷ma biçimleri
yaygnla÷trlmak isteniyor” dedi.
ÇANKIRI
TÜRK-õö Çankr õl Temsilcisi
Murat Saraçba÷, Türkiye Kamu-Sen
Çankr õl Temsilcisi Metin Memi÷,
Türk Metal Sendikas öube Ba÷kan
Aydn Akba÷ ve Demiryol-õ÷ Sendikas õl Temsilcisi Nuri Gökçe ortak
bir basn toplants düzenleyerek hazrlanan metni okudu.
KARABÜK
30 Nisan 2012 günü Karabük’te
bulunan tüm sendikalar bir araya
gelerek TÜRK-õö tarafndan hazrlanan bildiriyi kamuoyuna açkladlar
ve yerel basna daôttlar.
15
16
OECD Sendikalar DanĆma
Komitesi Topland
23
-24 Mays 2012 tarihlerinde Paris’te gerçekle÷tirilecek olan OECD
Bakanlar Konseyi toplantsna 28 yl
aradan sonra Türkiye ba÷kanlk edecek. Bu nedenle, söz konusu toplant öncesi OECD Sendikalar Dan÷ma
Komitesi TUAC ve Ticaret ve Sanayi
õsti÷are Komitesi BIAC temsilcileri
5 Nisan 2012 günü Ankara’da Ba÷bakan Yardmcs Ali Babacan ile bir
araya geldi.
OECD Genel Sekreteri Angel
Gurria’nn da katldô toplantda TUAC heyetinde TUAC Genel
Sekreteri John Evans, Japonya õ÷çi
Sendikalar Konfederasyonu (RENGO) Genel Ba÷kan Nobuaki Koga
ve TÜRK-õö Genel Ba÷kan Mustafa
Kumlu da yer ald.
TÜRK-õö Genel Ba÷kan Mustafa
Kumlu toplantda ÷unlar söyledi:
“Öncelikle Türkiye’nin 28 yl
aradan sonra Mays aynda yaplacak
olan Ekonomik Kalknma ve õ÷birliôi Örgütü Bakanlar Konseyi toplantsna ba÷kanlk edecek olmasnn
bizi memnun ettiôini, ayn zamanda
OECD’nin gelecek kalknma stratejisinin burada ÷ekillenecek olmas
nedeniyle de toplantdan beklentimizin yüksek olduôunu ifade etmek
isterim.
Bugün ülke ekonomileri küresel
düzeyde birbirine tamamen baôml
hale gelmi÷tir. Dolaysyla, her kesim
hem ulusal hem de küresel düzeyde
i÷birliôi yapmak ve muhataplar ile
diyalog içerisinde çal÷mak zorundadr. Bu noktada gerçekle÷tirdiôi-
miz toplantnn ve sosyal diyalogun
önemini vurgulayarak sözlerime devam etmek istiyorum.
Özellikle son küresel ekonomik
krizin ardndan durum daha da kötüle÷mi÷ yoksulluk, i÷sizlik, kötü
çal÷ma ve ya÷am ko÷ullar tüm
emekçi kesimin korkulu rüyas haline gelmi÷tir. Ya÷amn emeôi kar÷lônda aldô ücretle sürdüren insanlar dünyann her yerinde benzer
sorunlarla kar÷la÷maktadr.
Zaten var olan gelir adaletsizliôi,
düzensiz ve güvencesiz istihdam biçimleri artm÷, sosyal devlet zayflam÷, kamu hizmetlerinin miktar ve
kalitesi dü÷mü÷, ba÷ta örgütlenme
ve toplu pazarlk hakk olmak üzere
i÷çi hak ve özgürlükleri a÷ndrlm÷tr. Yüksek oranda ekonomik büyü-
Kumlu:
“Küresel ekonomik krizin ardndan
yoksulluk, iĆsizlik, kötü çalĆma ve
yaĆam koĆullar emekçi kesimlerin
korkulu rüyas haline gelmiĆtir.”
me kaydeden ülkelerde dahi i÷sizlik
oranlar dü÷memi÷, çal÷an kesimin
alm gücü azalm÷tr.
Baz olumlu göstergelere raômen
kriz sona ermemi÷, iyile÷tirme ba÷lô altnda bugüne kadar uygulanan
politikalar çözüm getirmediôi gibi
eski düzenin yeniden in÷as olmann
ötesine gidememi÷tir. Bu nedenle,
geleceôe ili÷kin endi÷e ve kayglarmz devam etmektedir.
G20 Zirveleri, öncelikli taleplerimizden birisi olan istihdam konusunda bizi umutlandrm÷, ancak
verilen taahhütlerin hükümetler
tarafndan yerine getirilmemesi nedeniyle umutlarmz bo÷a çkm÷tr.
Aksine, geli÷mi÷ Avrupa ülkeleri kemer skma politikalarn uygulamak
için adeta sraya girmi÷tir.
Oysaki sürdürülebilir büyüme
ve ekonominin tesis edilebilmesi,
ancak talep art÷ yaratmakla, çal÷an kesimin alm gücünü artrmakla, kamu hizmetlerini geli÷tirmekle,
sosyal devleti güçlendirmekle, istihdam artrmakla, vergide adaleti saôlamakla, insan onuruna yak÷r i÷i
tüm dünyada hakim klmakla mümkündür. Ba÷ta gençler olmak üzere
insanlara beceri kazandracak programlar uygulanmas, sosyal koruma
zemininin geni÷letilmesi, insanlara
gelecek kaygs olmadan güven içerisinde ya÷ayacaklar bir ortam saôlanmas, örgütlü toplum yaratlmas,
sosyal diyalogun ve sivil toplum örgütlerinin güçlendirilmesi, bu uôurda kat etmemiz gereken mesafeler
arasndadr.
Dünyann ve insanlarn geleceôi sadece kar hrsyla hareket eden
veya pek çok ülkede giderek yaygnla÷an rü÷vet ve yolsuzluktan medet
uman kesimlerin eline braklmamaldr. Rü÷vet ve yolsuzluk ancak
küresel önlemlerle çözülebilecek
bir olgudur. OECD’nin bu konuda
yeterli tecrübe ve arac bulunmaktadr.
Kuralsz, vergisiz ve denetimsiz
ticari faaliyetlerle veya spekülatif
mali i÷lemlerle haksz kazanç elde
edenlere müsaade edilmemeli, ticaret kontrol altna alnmal ve mali
i÷lemlere ÷effaflk ve sorumluluk
getirecek olan mali i÷lemler vergisi
uygulanmaldr.
õ÷gücü piyasalarnn esnekle÷tirilmesine son verilmeli, güvenceli
istihdam saôlanmal, ta÷eron i÷çiliôine son verilmeli, çal÷an kesim ve
ailelerinin geçim ve huzuru, sorumluluk sahibi olmayan, sadece emek
sömürüsü üzerinden para kazanmay amaçlayanlara braklmamaldr.
Bu noktada, özellikle geli÷mekte
olan ülkeler ve MENA bölgesi olarak
adlandrdômz Ortadoôu ve Kuzey
Afrika ülkelerinde ya÷ayan insanlarn, Türkiye’nin ba÷kanlk ediyor olmasnn da etkisiyle OECD Bakanlar
Konseyi toplantsndan beklentisi
daha fazladr.
Ek olarak, iklim ve çevre gelecek
nesillerin bize emanetidir. Hazrlanan her ekonomik kalknma ve yeni
i÷ yaratma programlarnda iklim ve
çevre konusu göz önünde bulundurulmaldr.
Hükümetlerden çal÷an kesim ve
ailelerine kar÷ sorumlu davranmalarn istiyoruz. Dünyann yükünü
ta÷yan bu kesim refahtan en küçük
pay almakta ancak en fazla vergiyi
ödemektedir. Fazla ypranmakta ve
en zor ko÷ullarda çal÷makta, ancak
ba÷ta eôitim ve saôlk olmak üzere kamu hizmetlerinden en dü÷ük
miktar ve kalitede yararlanmaktadr.
Hükümetler attklar her admda
bunu akllarnda tutmaldr.”
Dünyann ve insanlarn geleceùi sadece kar
hrsyla hareket eden veya pek çok ülkede
giderek yaygnlaüan rüüvet ve yolsuzluktan
medet uman kesimlerin eline braklmamaldr.
Rüüvet ve yolsuzluk ancak küresel önlemlerle
çözülebilecek bir olgudur.
OECD’nin bu konuda yeterli tecrübe ve arac
bulunmaktadr.
17
18
TÜRK-Ąą Genel Mali Sekreteri Ergün Atalay:
“Örgütlenmenin önündeki engellerin kaldrlmas
sendikalarn iĆ saălă ve güvenliăi alanna etkin
katlmasnda olumlu bir etken olacaktr.”
Ü
lkemizde i÷yerlerinin yüzde 98’i 50’nin altnda i÷çi
çal÷tran
i÷yerlerinden
olu÷maktadr. 50 ki÷inin altnda
i÷çi çal÷tran i÷yerlerinin toplam
istihdamdaki pay yakla÷k yüzde
60’dr. 50’nin altnda i÷çi çal÷tran
i÷yerlerinde sigortasz, kaçak i÷çi,
çocuk i÷çi çal÷trma yaygn olduôu
gibi sendikala÷ma da yoktur. Dolaysyla i÷ denetiminin yok denecek
az olduôu, örgütlenmenin önünde
bir dizi engelin olduôu bir yapda i÷yerlerinin yüzde 98’i, toplam i÷çinin
yüzde 60’ büyük risk altnda çal÷maktadr.
4 Aralk 2009 tarihli Resmi Gazetede yaymlanan õ÷letme Belgesi
Hakknda Yönetmeliôin yürürlüôe
girmesiyle, tüm i÷letmeler içinde
yüzde 98’lik paya sahip olan küçük
ve orta boy i÷letmeler i÷ saôlô ve
güvenliôi açsndan i÷ tefti÷i d÷nda braklm÷tr. Bununla birlikte,
50 veya daha fazla i÷çi çal÷tran i÷letmelere üç ay içerisinde eksikleri
giderilmemesi halinde de i÷letme
belgesi verilmektedir. Böylece i÷letme belgesinin alnmasnn kolayla÷trlmasyla, i÷ saôlô ve güvenliôi
önlemlerinin alnmadô, i÷yerlerine
yönelik tefti÷in kaldrldô ko÷ul-
larda i÷ kazalarna davetiye çkarlmaktadr.
Nitekim
son
yllarda
Davutpa÷a’dan ba÷layarak birçok i÷yerinde meydana gelen i÷ kazalarnda bu yönetmelikten kaynaklanan
tefti÷ eksikliôinin azmsanmayacak
bir pay bulunmaktadr. Bu yönetmelikle, sadece i÷yeri hekimi, i÷ güvenliôi uzman çal÷trma ve i÷ saôlô ve güvenliôi kurullar olu÷turma
zorunluluôu olmayan küçük ve orta
i÷letmeler deôil, ayn zamanda 50
veya daha fazla i÷çinin çal÷tô ve i÷yeri hekimi, i÷ güvenliôi uzmannn
çal÷trlma ve i÷ saôlô ve güvenliôi kurullar olu÷turma zorunluluôu
olan i÷yerlerindeki i÷çiler de büyük
bir risk ve tehlike altnda çal÷maktadrlar.
Son yllarda i÷ kazalar nedeniyle
büyük aclar ya÷and. Davutpa÷a’da
merdiven alt bir i÷yerinde meydana gelen patlamada 21 i÷çimiz,
Tuzla’da tersanelerinde ya÷anan i÷
cinayetleri sonucunda yüzü a÷kn
i÷çimiz, Zonguldak’ta ve Af÷in-Elbistan madenlerindeki i÷ kazalarnda onlarca madencimiz, õstanbul’da
bir minibüsün kasasna tk÷trldklar için sele kaplarak can veren
kadn i÷çilerimiz, Adana’da patlayan
barajn sel sularna kaplp bulunamayan on i÷çimiz, Erzurum’da baraj
gölünde kaybettiôimiz be÷ i÷çimiz,
Esenyurt’ta, kara k÷ta çadrlarda yatrlan ve bu nedenle de yanarak can
veren on bir in÷aat i÷çisi…
2012 Ocak aynda 62, öubat
aynda 42 i֍imiz hayatn kaybetti.
Bütün bunlar ülkemizin hafzasnda kara birer leke olarak yer alyor.
Birileri, karlarna kar katmak için
insanlarn hayatlaryla oynuyor. Birileri, bu ülkede köle düzenini hakim klmak istiyor. Birileri, doymak
bilmeyen açlklaryla, emekçilerin
canlarn hiçe sayyor. Yalnzca 2010
ylnda i÷ kazalar sonucunda 1454
i֍imizi kaybettik.
Bu sayy güne böldüôünüzde,
günde ortalama 4 i÷çimizi i÷ kazalarnda yitiriyoruz. Bu rakamlar,
dünyann 20. büyük ekonomisine
sahip Türkiye için bir utançtr. Bu
rakamlar, 21. yüzyl Türkiyesi için
bir utançtr. Türkiye bu utançtan
kurtulmaldr, bu gidi÷e artk bir dur
denmelidir.
ILO’nun “Güvenlik Kültürü
Raporu”na göre, meslek hastalklarnn tümü, i÷ kazalarnn yüzde
98’i önlenebilir kazalardr. Bu kazalarn ancak yüzde 2’si önlem alnsa
bile önlenememektedir. ILO’nun
Raporu’nun i÷ kazalar ve meslek
úü saùlù ve
güvenliùi alannda
taraardan biri de
iüçi sendikalardr,
ancak ülke düzeyinde
örgütlenme
orannn çok düüük
kaldù, KOBú’lerde
örgütlenmenin
olmadù bir yapda
sendikalarn özellikle
KOBú’lerde çalüan
iüçilerin haklarn
korumalarnda
ciddi skntlar
yaüanmaktadr.
Örgütlenmenin
önündeki engellerin
kaldrlmas
sendikalarn iü saùlù
ve güvenliùi alanna
etkin katlmasnda
olumlu bir etken
olacaktr.
hastalklarnn, dolaysyla yaralanmalarn ve ölümlerin kader olmadôn göstermektedir.
Ulusal mevzuat bir bütün olarak
tarm, in÷aat, maden, denizcilik vb.
tüm sektörleri ve çal÷anlar içine
alarak, ILO sözle÷meleri, AB direktifleri, uluslararas standart, norm ve
ilkeler yönünde düzenlenmelidir.
mevzuata yanstlmas yönündeki
çal÷malarn en ksa zamanda ba÷latlmas gerekmektedir.
Özellikle küçük ve orta boy i÷letmelerdeki olumsuz ko÷ullar dikkate
alndônda, 50’den az i÷çi çal÷tran
i÷yerlerinin ortak saôlk birimleri
olu÷turmalarnn zorunlu hale getirilmesi, e÷itliôin saôlanarak i÷ saôlô
ve güvenliôi hizmetlerinden her çal÷ann yararlanmas gerekmektedir.
Kayt d÷ ekonomi makul bir
düzeye çekilmeli, ta÷eronluk uygulamasna son verilmelidir.
õ÷ saôlô ve güvenliôi alannda
taraflardan biri de i÷çi sendikalardr, ancak ülke düzeyinde örgütlenme orannn çok dü÷ük kaldô,
KOBõ’lerde örgütlenmenin olmadô bir yapda sendikalarn özellikle
KOBõ’lerde çal÷an i÷çilerin haklarn korumalarnda ciddi skntlar
ya÷anmaktadr.
Örgütlenmenin önündeki engellerin kaldrlmas sendikalarn
i÷ saôlô ve güvenliôi alanna etkin
katlmasnda olumlu bir etken olacaktr.
õ÷ Saôlô ve Güvenliôi Kurullar
demokratik bir yapya kavu÷turulmal, etkin olarak çal÷maldr. Küçük ve orta boy i÷letmelerde i÷ saôlô ve güvenliôi ortak birimlerinin
kurulmas zorunlu olmaldr.
Türkiye, õ÷ Saôlô ve Güvenliôi
ve Çal÷ma Ortamna õli÷kin 155, õ÷
Saôlô Hizmetlerine õli÷kin 161 sayl ILO sözle÷melerini onaylam÷tr.
Bunlar olumlu admlardr.
õ÷ müfetti÷i says artrlmal ve
i÷yeri denetimleri etkin olmaldr. õ÷
denetimi Türkiye’nin 1950 ylnda
onayladô 81 Nolu ILO sözle÷mesi
çerçevesinde, çal÷ma hayatnn baômsz bir i÷ denetimi birimi tarafndan yaplmaldr.
Tarmn yannda in÷aatla ilgili
167 sayl õn÷aat õ÷lerinde Saôlk ve
Güvenlik Sözle÷mesi ve 175 sayl
Tavsiye Kararnn ve ILO’nun 176
sayl Madenlerde Saôlk ve Güvenlik Sözle÷mesi ve 183 sayl Tavsiye
kararnn, ayrca ILO’nun 187 sayl
õ÷ Saôlô ve Güvenliôini Te÷vik Sözle÷mesinin onaylanmas ve ulusal
TÜRK-õö uzun yllardr, AB ülkelerinde olduôu gibi, ayr bir “õ÷
Saôlô ve Güvenliôi Kanunu” talep
ediyordu. Bunun yerine getirilmesi
bizim için olumlu bir geli÷me. Ancak, Taslakta baz eksiklikler ve bo÷luklar var. TÜRK-õö bu eksikliklerin
giderilmesi talebiyle Kanun Tasarsna olumlu yakla÷maktadr.
19
20
26. ĄĆ Saălă ve Güvenliăi Haftas ąanlurfa’da BaĆlad
Aăar: “ĄĆ saălă ve güvenliăi pek çok uluslararas
belgede yer aldă gibi bir insan hakkdr.”
26.
õ÷ Saôlô ve Güvenliôi Haftas etkinlikleri
öanlurfa’da düzenlenen, “Tarmda õ÷ Saôlô ve Güvenliôi” temal toplant ile ba÷lad.
Toplantya Konfederasyonumuzu
temsilen Genel Eôitim Sekreteri
Ramazan Aôar katld. Toplantda
ayrca Çal÷ma ve Sosyal Güvenlik
Bakanlô Bakan Yardmcs Halil Etyemez, ILO Türkiye Temsilcisi Ümit
Efendioôlu, öanlurfa Valisi Celalettin Güvenç, Harran Üniversitesi
Rektörü Prof Dr. õbrahim Halil Mutlu, DõSK Genel Ba÷kan Erol Ekici,
TõSK Genel Sekreteri Ferhat õlter ile
baz daire müdürleri ve davetliler
katld.
Toplantnn açl÷nda konu÷an
TÜRK-õö Genel Eôitim Sekreteri Ramazan Aôar, ülkemizde i÷ saôlô ve
güvenliôine ili÷kin sorunlara deôindi ve ÷u görü÷leri dile getirdi:
“2003 ylnda bakanlômz tarafndan hazrlanan “Ulusal õ÷ Saôlô
ve Güvenliôi Sistemi” ba÷lkl raporda, Türkiye’de i÷ saôlô ve güvenliôinin güçlü ve zayf noktalarna yer
verilmi÷tir. Buna göre sistemde 10
güçlü nokta varken, sistemin zayf
taraf ise 17 madde olarak belirlenmi÷tir. Bu zayf noktalardan ikisini
vurgulamamz gerekirse; birincisi,
mevzuatn daônklô ve kapsam,
ikincisi ise mevzuatn etkili uygulanmamasdr.
Raporun hazrlandô yldan bu
yana i÷ saôlô ve güvenliôi daire
ba÷kanlô genel müdürlüôe dönü÷türülmü÷, AB’ye uyum çal÷malar
çerçevesinde 30’dan fazla AB direktifi yönetmelik olarak ulusal mevzu-
ata kazandrlm÷, Ulusal õ÷ Saôlô
ve Güvenliôi Konseyi kurulmu÷,
müstakil bir i÷ saôlô ve güvenliôi
kanunu çkarlmas yönünde çal÷malar yaplm÷, i÷ saôlô ve güvenliôi haftalar, bölgesel konferanslar
düzenlenmi÷, sosyal taraflar olarak
bizim de destek verdiôimiz 19. uncu
õ÷ Saôlô ve Güvenliôi Dünya Kongresi Türkiye’de yaplm÷, ancak Bakanlômzn bu yoôun faaliyetlerine
raômen, mevzuatmzdaki daônklk giderilememi÷, kapsam sorunu
devam etmi÷tir. Mevzuatn sorunlu
olduôu bir yapda, maalesef uygulama saôlkl, i÷ denetimi de etkin
olamam÷tr.
2010 yl SGK istatistiklerine
göre, 62.903 i÷ kazas, 533 meslek
hastalô olgusu meydana gelmi÷,
bunlarn 1.454’ü ölümle sonuçlan-
m÷tr. õ÷ kazalar sonucu 2.085 ki÷i
ise sürekli i÷ göremez hale gelmi÷tir.
Ülkemizde SGK tarafndan tutulan
istatistikler sadece sigortal i֍ilerle snrldr. SGK verilerinin sadece
sigortallar kapsadô, sigortallarn
saysnn da yakla÷k 10 milyon ki÷i
olduôu, buna kar÷lk toplam istihdamn yakla÷k 22.5 milyon ki÷i olduôu dü÷ünülürse, gerçekte i÷ kazalar ve buna baôl olarak ölümlerin,
meslek hastalklarnn çok daha fazla olduôu anla÷lmaktadr.
Öte yandan, i÷ kazalarnn yüzde 56’snn sinin i÷yeri büyüklüôü
50’nin altnda i÷çi çal÷tran i÷yerlerinde olmas dikkat çekicidir. õ÷
kazalarnn daôlm i÷letme büyüklüôüne göre incelendiôinde, 2010
ylnda meydana gelen 62.903 i÷ kazasnn 35.430’u 1-49 i÷çi çal÷tran
i÷yerlerinde gerçekle÷tiôi görülmektedir. Türkiye i÷ kazalarnda dünyann en önde gelen ülkelerinden
biri iken, meslek hastalklarnda ise
sonlarda gelmektedir. SGK 2010 yl
istatistiklerine göre 533 meslek hastalô vakas tespit edilmi÷tir. Bu say
ülkemiz için oldukça dü÷ük bir saydr. Türkiye’de meslek hastalklarnda en büyük sorun, var olan meslek
hastalklarnn ortaya çkarlamamas, hastalklarn tedavilerinin yaplamamasdr.
ILO’nun hazrladô “Güvenlik
Kültürü Raporu”na göre, meslek
hastalklarnn tümü, i÷ kazalarnn
yüzde 98’i önlenebilir kazalardr.
Nitekim, son yirmi ylda i÷ kazalarnda Japonya ve õsveç’te yüzde 20,
Finlandiya’da ise yüzde 62 orannda
bir dü÷ü÷ olmu÷tur. Bunun nedeni
daha az i÷çinin tehlikeli i÷lerde çal÷mas ve i÷yerlerinin daha güvenli
hale getirilmesidir.
Dünyada en fazla i÷ kazas olan
ülkeler arasnda Türkiye üçüncü srada yer alrken, AB ülkeleri arasnda ölümlü i÷ kazalar açsndan ilk
srada yer almaktadr. Günümüzde
açlk ve i÷ kazas riski arasnda tercih
yapmaya zorlanan yurtta÷larmz,
maalesef i÷ saôlô ve güvenliôi önlemlerinin olmadô i÷yerlerinde çal÷maya zorlanmaktadr. Türkiye’de
i÷ saôlô ve güvenliôi tablosunun
olumsuz olmasnn nedeni, bu alanda ciddi önlemlerin alnmamasdr.
Belirtmek gerekir ki, ülkemizdeki
kayt d÷lk, örgütsüzlük, ta÷eronla÷trma, sigortasz ve kaçak i÷çi
çal÷trma i÷ kazalarn ürkütücü
boyutlara ta÷maktadr. Ulusal mevzuattaki bo÷luk ve i÷yerlerinin etkin
bir ÷ekilde denetlenememesi de i÷
saôlô ve güvenliôi alanndaki bugünkü olumsuz tabloyu ortaya çkaran etkenler olarak sralanabilmektedir.
õ÷ saôlô ve güvenliôi alanndaki
bu olumsuz tablo, ölüm, yaralanma,
meslek hastalô, cezalar, verimlilik,
sosyal güvenlik harcamalar vb. boyutlaryla ba÷ta i÷çiler olmak üzere
i÷verenleri ve devleti de olumsuz
etkilemektedir. õ÷çiler ve çal÷anlar
açsndan i÷ kazalarnn ve meslek
hastalklarnn maliyeti; i֍ilerin ve
çal÷anlarn saôlklarnn bozulmas,
hayatlarn kaybetmeleri, ücret kaybdr. õ÷veren açsndan maliyetler;
üretimde dü÷ü÷, verimsizlik, nitelikli i÷gücü kayb, kalitede dü÷ü÷ ve
tazminat ödemeleri olarak sralanabilmektedir. SGK açsndan meslek
hastalklarnn maliyeti ise saôlk
yardmlar, geçici-kalc i÷ göremezlik giderleri, prim kayplar ve hak
sahiplerine yaplan yardmlardr.
Öte yandan ulusal ekonomi de, yeti÷mi÷ nitelikli insan gücünün yan
sra üretim ve kalite kaybna uôramaktadr.
TÜRK-õö olarak bugüne kadar
4857 sayl õ÷ Kanununun içinde yer
alan deôil, örneklerini geli÷kin AB
ülkelerinde gördüôümüz müstakil
bir õ÷ Saôlô ve Güvenliôi Kanununa ihtiyaç olduôunu dile getirdik ve talep ettik. Ulusal õ÷ Saôlô
ve Güvenliôi Konseyince de kabul
edilmesine ve politika belgelerinde
yer almasna kar÷n 2006 ylndan
bu yana bu Kanunu çkaramadk.
Geçen yldan bu yana tek gündem
maddesinin i÷ saôlô ve güvenliôi
konusunun olduôu Üçlü Dan÷ma
Kurulu toplantlar yaptk. Son Üçlü
Dan÷ma Kurulu toplantsn 15 Kasm 2011 tarihinde gerçekle÷tirdik
ve Sayn Bakanmzn da katksyla
õ÷ Saôlô ve Güvenliôi Kanununun
kabul edilmesi yönünde önemli bir
mesafe aldk. Buna göre, kamu-özel,
i÷çi-memur, küçük-büyük i÷letme
ayrm olmakszn her i÷letme ve her
çal÷an i÷ saôlô ve güvenliôinin koruyucu ÷emsiyesi altna alnabilecek.
õ÷ Saôlô ve Güvenliôi Kanun
Tasars Sayn Ba÷bakanmzn imzasyla Meclise gönderildi ve komisyon çal÷malara ba÷lad. Biz
TÜRK-õö olarak tasaryla ilgili görü÷
ve önerilerimizi komisyon ba÷kanlôna ilettik. Bundan sonraki beklentimiz, görü÷ ve önerilerimizin
dikkate alnarak õ÷ Saôlô ve Güvenliôi Kanununun Meclis’ten geçerek
kabul edilmesidir. Bu hiç ku÷kusuz
ki bir ba÷langçtr, bundan sonra yaplmas gereken ba÷ta ILO’nun 184
sayl Tarmda Saôlk ve Güvenlik
Sözle÷mesi olmak üzere ilgili ILO
Sözle÷melerinin ülkemiz tarafndan
onaylanmas, Kanunun yannda yönetmeliklerin sosyal taraflarn katlmyla hazrlanmasdr.
õ÷ kazalar ve meslek hastalklarnn önlenmesi sadece yasal düzenlemelerle mümkün olamamaktadr.
Biz, Ulusal õ÷ Saôlô ve Güvenliôi
Konseyi’ni ayn zamanda bir sosyal
diyalog arac, uzla÷ma kültürünün
yaratlmas gereken bir araç olarak
görüyoruz. Konsey’de kabul edilen
2009-2013 Eylem Plan’ndaki hedeflere ula÷mak için hep birlikte gayret
göstermeliyiz. Hedeflere ula÷lmasnda küresel kriz, ekonomik kriz ya
da i÷çi maliyetleri gibi gerekçelerle
engel olunmamaldr. Çünkü i÷ saôlô ve güvenliôi pek çok uluslararas
belgede yer aldô gibi bir insan hakkdr.”
21
TÜRK-Ąą: “ĄĆ Saălă ve Güvenliăi Yasa
Tasars tüm iĆyerlerini kapsayacak
Ćekilde ivedilikle kanunlaĆmal ve
uygulamaya konulmal.”
22
ÜRK-õö, Türkiye Büyük Millet Meclisi Saôlk, Aile, Çal÷ma ve Sosyal õ÷ler Komisyonu
Ba÷kanlô’na, görü÷ülmekte olan “õ÷ Saôlô ve
Güvenliôi Kanun Tasarsna” ili÷kin görü÷ ve önerileri iletti. TÜRK-õö tarafndan Komisyona gönderilen
mektupta, çal÷anlarn saôlk ve güvenliôini doôrudan
ilgilendiren bu tasarnn çal÷ma hayatna ve çal÷anlara
olumlu katklar olacaô vurguland. Mektupta, TÜRKõö’in tasarnn tüm i÷yerlerini kapsayacak ÷ekilde ivedilikle kanunla÷mas ve uygulamaya konulmasn talep
ettiôi belirtildi.
T
Oysaki söz konusu primlerin amac i÷ kazasna
uôram÷ ya da meslek hastalôna tutulmu÷ sigortallara bu sigorta kolundan yaplacak saôlk ve ödeme yardmlarn kar÷lamaktr. Sosyal
Güvenlik Kurumunun finansman bakmndan
içinde bulunduôu sorunlar dikkate alnarak
i÷çilerin i÷ kazas ve meslek hastalôna ili÷kin
sosyal sigorta haklarnda kstlama yaplrken
bu amaçla toplanm÷ primlerin ba÷ka kaynaklara
aktarlmas Konfederasyonumuzca uygun görülmemektedir.
TÜRK-õö’in, Tasarnn maddelerine ili÷kin görü÷ ve
önerileri ÷u ÷ekilde:
Bu nedenle fkrann, söz konusu i÷yerlerinin desteklenmesine ili÷kin kaynaôn hazine tarafndan
kar÷lanacak ÷ekilde deôi÷tirilmesinin uygun olacaô dü÷ünülmektedir.
O
Tasarnn 6. maddesinin 1. fkrasnda; kamu
kurum ve kurulu÷larnn i÷ saôlô ve güvenliôi
hizmetlerinin Saôlk Bakanlônca ve bu Bakanlôn bünyesindeki döner sermayeli kurulu÷larca
kar÷lanmas, belirtilen hizmetlerin bu kurulu÷larca kar÷lanamamas halinde kamu kurum ve
kurulu÷larnn 4734 sayl Kanun hükümleri
çerçevesinde satn almas öngörülmü÷tür. Konfederasyonumuz, kamu kurum ve kurulu÷larnda verilmesi gereken i÷ saôlô ve güvenliôi
hizmetlerinin bu kurulu÷lar tarafndan üretilmesini, hizmetin daha etkin verilmesi bakmndan
gerekli görmektedir. Bu nedenle madde metninden söz konusu hükmün çkartlmasnn uygun
olacaô dü÷ünülmektedir.
Ayn maddenin 11. fkrasnda kamu kurum ve
kurulu÷lar hariç 10’dan az çal÷an bulunan i÷yerlerinden tehlikeli ve az tehlikeli snfta yer
alan i÷yerlerinin, i÷ saôlô ve güvenliôi hizmetlerini yerine getirmelerinde bakanlk tarafndan
yaplacak özel düzenleme ile desteklenmeleri
öngörülmü÷ ve bu desteôe ili÷kin kaynaôn ise
Sosyal Güvenlik Kurumunun i÷ kazas ve meslek
hastalô bakmndan ksa vadeli sigorta kollar
için toplanan primlerden kar÷lanmas hükme
baôlanm÷tr.
O
Tasarnn 7. maddesinin 1. fkrasnda i÷ saôlô
ve güvenliôi hizmetlerini yürütmek üzere görevlendirilen i÷yeri hekimleri ve i÷ güvenliôi uzmanlarnn görevlerini yerine getirmeleri nedeniyle
hak ve yetkilerinin kstlanamayacaô hükme
baôlanarak, bu ki÷ilerin görevlerini mesleôin gerektirdiôi etik ilkeler ve mesleki baômszlk içinde yürütmeleri öngörülmü÷tür. Ancak maddede
bu ki÷ilere ili÷kin yeteri kadar i÷ güvencesi saôlanmadôndan, görevlerini belirtilen yeterlikte
yerine getirmeleri mümkün görülmemektedir.
Bu nedenle tasarnn 7. maddesine i÷ saôlô ve
güvenliôi hizmetlerini yürütecek personel için
asgari 2821 sayl Sendikalar Kanununda i÷yeri
sendika temsilcilerine saôlanan güvencelere benzer bir güvence sisteminin getirilmesinin uygun
olacaô dü÷ünülmektedir.
O
Tasarnn 16. maddesinin 6. fkrasnda gerek
2821 sayl Sendikalar Kanunu ve gerekse 4688
sayl Kamu Görevlileri Sendikalar Kanunu hükümleri uyarnca yetkili sendika temsilcisinin
bulunduôu i÷yerlerinde, i÷ saôlô ve güvenliôi
çal÷an temsilciliôi görevini, i÷yeri sendika temsilcilerinin de yapabileceôi öngörülmü÷tür. Bu
düzenleme, i÷yerinde, i÷yeri sendika temsilcisi
bulunmasna raômen i÷veren tarafndan bir ba÷ka ki÷inin i÷ saôlô ve i÷ güvenliôi çal÷an temsilcisi olarak görevlendirilmesini mümkün hale
getirmektedir. Söz konusu fkrann deôi÷tirilerek
sendikal örgütlenmenin olduôu tüm i÷yerlerinde
yetkili sendikann i÷yeri sendika temsilcisinin bu
görevi yapmas hükme baôlanmal, i÷yeri sendika
temsilcisi bu görevi yapamayacak durumda ise
yine yetkili sendika tarafndan görevlendirilen
bir ba÷ka çal÷ann bu görevi yapmasna yönelik
düzenlemenin getirilmesini Konfederasyonumuz
gerekli görmektedir.
O
Ülkemizde ölüme ve sakat kalmaya neden olan
i÷ kazalarnn çok sklkla meydana geldiôi hususunun dikkate alnarak çal÷anlarn saôlôn
doôrudan ilgilendiren söz konusu tasarnn kanun olarak yaynlandô tarihten itibaren makul
bir süre sonra yürürlüôe girmesi Konfederasyonumuzca gerekli görülmektedir.
Tasarda i÷ saôlô ve güvenliôine ili÷kin hizmetlerin çal÷ma ve sosyal güvenlik bakanlô tarafndan yürütülmesi ve denetlenmesi öngörülmü÷tür. Her ne kadar tasarnn 17. maddesinde ülke
genelinde i÷ saôlô ve güvenliôi ile ilgili politika
ve stratejilerin belirleyerek tavsiyelerde bulunmak üzere Ulusal õ÷ Saôlô ve Güvenliôi Konseyinin kurulmas öngörülmü÷se de, bu Konseyin
yürütme yetkisi ve baôlayc karar alma yetkisi
olmadô için amaçlanan etkinlikte hizmetlerin
yürütülmesinin mümkün olamayacaô dü÷ünülmektedir.
õ÷ saôlô ve güvenliôi hizmetlerinin yürütümünün ve denetiminin sosyal taraflarnda temsil
edildiôi özerk yönetim yapsna sahip bir kurum
tarafndan yerine getirilmesi halinde; bu hizmetlerin hiçbir etki altnda kalmadan amaçlanan
doôrultuda daha etkin verilmesi mümkün olabilecektir. Bu nedenle Bakanlk bünyesindeki õ÷
Saôlô ve Güvenliôi Genel Müdürlüôünün, Bakanlôn ilgili kurulu÷u haline dönü÷türülmesi,
Yönetim Kurulunun; (1) Bakanlk temsilcisi, (1)
en çok üyeye sahip i÷çi sendikalar konfederasyonu temsilcisi, (1) en çok üyeye sahip kamu görevlileri sendikalar konfederasyonu temsilcisi,
(1) en çok üyeye sahip i÷veren sendikalar konfederasyonu temsilcisi, (1) Esnaf ve Sanatkârlar
Konfederasyonu temsilcisi ve (1) meslek odalarnn kendi aralarnda belirleyeceôi temsilciden
olu÷mas ve bu üyelerin 3 yl süreyle görev yapmasnn uygun olacaô dü÷ünülmektedir. Söz
konusu yönetim kurulunun görev ve yetkilerinin
de kanunla belirlenmesi amaca daha uygun dü÷ecektir.
O
hükümlerinin kanunun yaym tarihinden itibaren 1 yl sonra yürürlüôe girmesi öngörülmü÷tür.
Tasarnn 28. maddesinde 1 ila 9 çal÷an bulunan i÷yerlerinden çok tehlikeli snfta yer alan i÷yerleri için kanunun yaym tarihinden itibaren 2
yl sonra, tehlikeli veya az tehlikeli snfnda yer
alan i÷yerleri için ise kanunun yaym tarihinden
3 yl sonra, ayn maddenin (c) bendinde ise diôer
23
Anayasa Platformu ÇalĆmalarn Sürdürüyor
Kumlu:
24
“Hazrlanacak anayasa, çalĆanlarn
örgütlenme ve toplu hareket haklarna imkan
veren bir felsefeye de sahip olmaldr.”
A
nayasa Platformu ad altnda bir araya gelen sivil toplum kurulu÷larnn,
“Anayasa Vatanda÷ Toplantlar”nn
on üçüncüsü, õstanbul’da gerçekle÷tirildi. Daha önceki toplantlar,
8 Ocak’ta Ankara’da, 22 Ocak’ta
Konya’da, 5 öubat’ta Edirne’de, 19
öubat’ta Diyarbakr’da, 4 Mart’ta
õzmir’de, 8 Mart’ta Ankara’da,
11 Mart’ta Antalya’da, 25 Mart’ta
Samsun’da, 1 Nisan’da Bursa’da ve
7 Nisan’da Trabzon’da, 15 Nisan’da
Gaziantep’te düzenlendi. Toplantlarn büyük bölümünde TÜRK-õö’i
Genel Ba÷kan Mustafa Kumlu, bazlarnda ise Genel Mali Sekreter Ergün Atalay temsil etti.
Anayasa Vatanda÷ Toplantlarnn on üçüncüsü ve sonuncusu, õstanbul’da Ataköy Atletizm
Salonu’nda 28 Nisan 2012 günü
düzenlendi. Toplantya, Genel Ba÷kanmz Mustafa Kumlu, TBMM
Ba÷kan Cemil Çiçek, TBMM Anayasa Uzla÷ma Komisyonu’nun AKP,
CHP, MHP ve BDP’li üyeleri, Anayasa Platformu Üyeleri, yerel ve ulusal
sivil toplum kurulu÷lar temsilcileri
ile vatanda÷lar katld.
Toplantda bir konu÷ma yapan
TBMM Ba÷kan Cemil Çiçek, yeni
Anayasa için çktklar yolun hayrl
olmasn dileyerek, “Bu süreci desteklediôimizi bu süreci gerçekle÷tirmek için sorumluluk üstlendiôimizi,
bu sürecin ba÷aryla sonuçlanmas
içinde Türkiye’nin aynen bu huzurda gördüôünüz gibi bir tabloya bir atmosfere bir karde÷lik iklimine birlik
ve beraberlik iklimine ihtiyac var.
Geldiôimiz bu noktada 2012 Türkiye’sinde Cumhuriyet ve demokrasi
bizim kazanmmzdr” dedi.
Devletin, Cumhuriyetin, demokrasinin sahibi sizsiniz diyen Çiçek,
“Bunu koruyacak ve kollayacak
olanda sizlersiniz. Artk geldiôimiz
noktada kimsenin bu deôerleri korumak için kollamak için askya almak
için Türkiye’nin çaôda÷la÷ma mücadelesini tkamak adna demokrasiyi
askya alma çabalarn sonlandrmamz gerekiyor. Bunlar hatrlatmak
için biz bu toplantlara katlyoruz”
÷eklinde konu÷tu.
Toplantda söz alan TÜRK-õö
Genel Ba÷kan Mustafa Kumlu ÷unlar söyledi:
“Bugün burada Anayasa Vatanda÷ Toplantlarmzdan on birincisini gerçekle÷tiriyoruz. Amacmz,
yaplacak yeni anayasann en geni÷
kesimlerin görü÷ünü yanstabilmesidir. Beklentimiz, yeni Anayasa’nn
12 Eylül’ün tüm izlerinden arnabilmesidir. Hepimiz, yeni Anayasa ile
toplumun tüm kesimlerinin temel
hak ve özgürlüklerinin güvence altna alnmasn istiyoruz. Hiç ÷üphesiz
hazrlanacak anayasa, çal÷anlarn
örgütlenme ve toplu hareket haklarna imkân veren bir felsefeye de sahip
olmaldr. õ÷te tüm bu beklentiler ve
daha fazlas için bir Anayasa deôi÷iklik süreci ya÷anmaktadr. Ve sizlerin
bugün burada ortaya koyacaônz
iradenin yeni anayasann ÷ekillenmesi açsndan büyük önemi vardr. Bu
önemin bilinci içinde olduôunuzu
biliyor, katlmnz için sizlere te÷ekkür ediyorum. Gün boyu sürdüreceôiniz çal÷malarda ba÷arlar diliyor,
hepinizi saygyla selamlyorum.”
TÜRK-Ąą Genel TeĆkilatlandrma Sekreteri Nazmi Irgat:
“Ulusal Ąstihdam Stratejisi çalĆma hayatn
bozacak, emeăin kazanlmĆ haklarn yok edecek.”
T
ÜRK-õö Genel Te÷kilatlanma
Sekreteri Nazmi Irgat, bir süredir gerçekle÷tirdiôi te÷kilat
toplantlarna, õstanbul’da bulunan
÷ubelerle devam etti. 28 Mart 2012
günü TÜRK-õö 1. Bölge Temsilciliôinde Sendikalarmzn õstanbul
öubelerinin ba÷kanlar ve yöneticileriyle bir araya gelen Irgat, çal÷ma
ya÷amn güncel sorunlarna deôindi
ve son geli÷melerle ilgili TÜRK-õö’in
görü÷lerini aktard.
TÜRK-õö 1. Bölge Temsilcisi Faruk Büyükkucak ve Temsilci Yardmcs Rahime Akdoôan’n da hazr
bulunduôu toplantya 55 öube Ba÷kan katld.
Irgat, toplantda yaptô konu÷mada, Toplu õ÷ õli÷kileri Yasas ve
Ulusal õstihdam Stratejisi hakknda
TÜRK-õö’in görü÷lerini aktard. Ir-
gat, kdem tazminatnn fona dönü÷türülmesi çabalarna dikkat çekerek,
“õ÷sizlik Sigortas Fonu’nun akbetini hatrlatt ve “Hükümet üyeleri, kdem tazminatn i÷çilerimizin
büyük çoôunluôunun alamadôn
söylüyor. Kdem tazminatnn i÷letmelerimizin üzerinde ödeme basks
olu÷turduôunu ileri sürüyor. Kdem
tazminat sorununu bir fon te÷kil etmek suretiyle çözmekten söz
ediyor. Hükümet, õ÷sizlik Sigortas
Fonu’nun ba÷na gelenleri unutuyor. Türkiye ne yazk ki fonlar konusunda snfta kalm÷tr” dedi.
AKP Hükümeti’nin emek kar÷t uygulamalarna dikkat çeken Irgat, önümüzdeki dönemde, kdem
tazminatnn fona devri, baz i֍i
haklarnn budanmas, ta÷eronla÷ma, kayt d÷ çal÷ma ve güvencesiz
istihdam gibi konularnn gündem-
lerini olu÷turacaôn kaydetti. Irgat,
hükümetin bu emek kar÷t uygulamalarna kar÷ sendikalarn clzlôna da dikkat çekti.
Ulusal õstihdam Stratejisi ad
altnda getirilmek istenen düzenlemelerin altnda çal÷ma hayatn ters
yüz edecek, emeôin kazanlm÷ haklarn yok edecek uygulamalarn yer
aldôn da hatrlatan Irgat, “Bölgesel
asgari ücret, esnek çal÷ma biçimlerinin yaygnla÷trlmas, özel istihdam
bürolarnca i÷çi kiralama yetkisi getirilmesi i÷çi aleyhine uygulamalarn
ba÷nda geliyor” dedi. Irgat, “Devlet
hizmet alm yöntemiyle kamuda
çal÷anlar ta÷eron ve güvencesiz
çal÷tryor, bunun yannda kdem
tazminatnn fona devredilmesini de
i÷çiye ‘güvence’ olarak yutturmak istiyor” diye konu÷tu.
25
ĄĆ Saălă ve Güvenliăi Seminerleri Devam Ediyor
Kayseri
Aăar:
26
“ĄĆ saălă ve güvenliăi sorunlar ‘önce insan’
anlayĆnda odaklanan adaletçi, eĆitlikçi ve
katlmc bir yaklaĆmla çözülür.”
T
ÜRK-õö’in 2012 yl dönemi
õ÷ Saôlô ve Güvenliôi Eôitim
Seminerleri’nin ikincisi 2728 Mart 2012 günlerinde Kayseri’de
yapld. Kayseri’nin ardndan eôitimlere, 10-11 Nisan 2012 günlerinde
Eski÷ehir’de ve 24-25 Nisan 2012
günlerinde Samsun’da yaplan “õ÷
Saôlô ve Güvenliôi Kurullarnda
Görev Yapan õ÷çi Temsilcileri Eôitimi” ile devam edildi.
Kayseri ve Civar Elektrik Daôtm öirketi Toplant Salonunda verilen eôitim seminerinde konu÷an
TÜRK-õö Kayseri Bölge Temsilcisi
Rfat Pekkan, son yllarda ölümcül
i÷ kazalarnn ürkütücü boyutlara
ula÷tôn vurgulayarak, bu olumsuz
tablonun önüne geçilmesi gerektiôini ifade etti.
Eski÷ehir’de Türk Metal Sendikas Toplant Salonu’nda verilen eôitim
seminerlerinin açl÷ konu÷masn
yapan TÜRK-õö õl Temsilcisi Necat
Klç, Türkiye’de sendikaclôn örgütlenmeden ba÷layp hizmet üretimine kadar, bütün a÷amalarnn
müzakere edilmesi gerektiôini ifade
etti. Sendikal görevlerin tamamnn önemli olduôunu belirten Klç,
“Çünkü insana hizmettir, emeôe saygdr. Bunun için hiçbir görevi ikinci
planda dü÷ünemeyiz ama sendikaclôn içinde en önemli görev, i÷çi saôlô ve i÷ güvenliôidir; çünkü insan
için en önemli varlk saôlktr” dedi.
Samsun’daki TÜRK-õö Eôitim
Merkezi’nde düzenlenen eôitim seminerine Konfederasyona baôl sendikalarn ba÷kan, yönetici ve i÷ saôl
kurullarnda görev yapan i÷çiler katld. õ÷ Saôlô ve Güvenliôi Eôitim
Semineri’nin açl÷ konu÷masn
yapan Türk-õ÷ 6. Bölge Temsilcisi
õsmail Ek÷ioôlu, i÷ saôlô ve i÷ güvenliôine dair istatistiklerin iç açc
olmadôn belirtti. Bunlarn emek
kesimini derinden üzdüôünü ifade
eden Ek÷ioôlu, “Ülkemizde her 6 dakikada bir i÷ kazas ya÷anmakta, her
6 saatte 1 i÷çimiz hayatn kaybetmektedir. õ÷ kazalar istatistiklerinde
ülkemiz, Avrupa’da 1., dünyada da
3. sradadr. Böyle bir ortam içinde
i÷ saôlôndan ve güvenliôinden nasl
bahsedilir. Bu saôlksz güvencesiz
ortamlarn iyile÷tirilmesini, i÷ kazalarnn kader olmaktan çkarlmasn, ölümlerin ve yaralanmalarn derhal önüne geçilmesini acilen talep
ediyoruz” dedi.
TÜRK-õö Genel Eôitim Sekreteri
Ramazan Aôar da, eôitim seminerlerine katlan i÷çilere TÜRK-õö’in ça-
l÷malar hakknda bilgi verdi. Aôar
konu÷masnda ÷u görü÷leri dile getirdi:
“2010 yl SGK istatistiklerine
göre, 62.903 i÷ kazas, 533 meslek
hastalô olgusu meydana gelmi÷,
bunlarn 1.454’ü ölümle sonuçlanm÷tr. õ÷ kazalar sonucu 1.976,
meslek hastalklar sonucu 109 ki÷i
olmak üzere 2.085 ki÷i ise sürekli i÷
göremez hale gelmi÷tir. SGK verilerinin sadece sigortallar kapsadô,
sigortallarn saysnn da yakla÷k
10 milyon ki÷i olduôu, buna kar÷lk toplam istihdamn yakla÷k 22.5
milyon ki÷i olduôu dü÷ünülürse,
gerçekte i÷ kazalar ve buna baôl
olarak ölümlerin, meslek hastalklarnn çok daha fazla olduôu anla÷lmaktadr.
ILO’nun hazrladô “Güvenlik
Kültürü Raporu”na göre, meslek
hastalklarnn tümü, i÷ kazalarnn
yüzde 98’i önlenebilir kazalardr.
Nitekim son yirmi ylda i÷ kazalarnda Japonya ve õsveç’te yüzde 20,
Finlandiya’da ise yüzde 62 orannda
bir dü÷ü÷ olmu÷tur. Bunun nedeni
daha az i÷çinin tehlikeli i÷lerde çal÷mas ve i÷yerlerinin daha güvenli
hale getirilmesi olarak açklanmaktadr.
Anlan
ülkelerin
tersine
Türkiye’de meydana gelen i÷ kazalarnda ve ölümlerde art÷ söz konusudur. Günümüzde özelle÷tirme, ta÷eronla÷trma, sendikaszla÷trma ve
esnek çal÷ma biçimleri Türkiye’de
saôlksz ve güvenliksiz bir çal÷ma
hayatn i֍ilerimize dayatmaktadr.
Türkiye’de kayt d÷ ekonominin
var olduôu bir yapda, sosyal güvenlik haklarna uyulmamakta, var
olan haklar geriletmeye çal÷lmakta,
sigortasz, kaçak i÷çi çal÷trma her
geçen gün yaygnla÷maktadr.
Küreselle÷en dünyada her alanda maliyetlerin dü÷ürülmesi temel
hedef haline gelmi÷tir. Maliyetlerin
ilk dü÷ürüldüôü alan ise i÷ saôlô ve
güvenliôi alandr. Günümüzde açlk ve i÷ kazas riski arasnda tercih
yapmaya zorlanan vatanda÷larmz,
i÷ saôlô ve güvenliôi önlemlerinin
olmadô i÷yerlerinde çal÷makta;
ölüm, sakat kalma ve meslek hastalklarna yakalanma riskiyle kar÷
kar÷ya braklmaktadrlar.
Nitekim
son
yllarda
Davutpa÷a’da, Tuzla tersanelerinde, Bursa’nn Mustafakemalpa÷a,
Balkesir’in Dursunbey ilçelerindeki kömür ocaklarnda, Zonguldak Karadon’da, Ankara OSTõM’de,
Adana Kozan’da meydana gelen i÷
kazalarnda ve patlamalarda onlarca i÷çimiz hayatlarn kaybetmi÷tir.
En son 11 Mart 2011 günü õstanbul Esenyurt’ta bir AVM in÷aatnn
÷antiyesinde i÷çilerin kaldô çadrda çkan yangn sonucunda 11 i÷çimiz yanarak feci ÷ekilde hayatlarn
kaybettiler. Kendilerine Allah’tan
rahmet, yaknlarna ba÷saôlô diliyorum.
SGK verilere göre, i÷ kazalar ve
meslek hastalklar sonucunda 2008
ylnda 866 i֍imiz hayatn kaybederken, 2010 ylnda 1.454 i֍imiz
hayatn kaybetmi÷tir. Üç ylda i÷ kazalar nedeniyle hayatn kaybeden
i÷çilerimizin saysnda yüzde 67.9
orannda art÷ gerçekle÷mi÷tir.
Ülkemizde i÷ saôlô ve güvenliôi tablosunun olumsuz olmasnn
nedeni, bu alanda ciddi önlemlerin
alnmamasdr. Diôer bir deyi÷le, i÷
saôlô ve güvenliôi politikalaryla
stratejilerinin sosyal taraflarn katlmlaryla etkin bir biçimde uygulanamamasndan kaynaklanmaktadr.
Ülkemizdeki kayt d÷lk, ta÷eronluk ve örgütsüzlük i÷ kazalarn ürkütücü boyutlara ta÷maktadr.
TÜRK-õö olarak 4857 sayl õ÷
Kanununun içinde yer alan deôil,
örneklerini geli÷kin AB ülkelerinde
gördüôümüz müstakil bir õ÷ Saôlô
ve Güvenliôi Kanununa ihtiyaç olduôunu dile getirdik ve talep ettik.
Ulusal õ÷ Saôlô ve Güvenliôi Konseyince de kabul edilmesine ve politika belgelerinde yer almasna kar÷n
2006 ylndan bu yana bu Kanunu
çkaramadk. Geçen yldan bu yana
tek gündem maddesinin i÷ saôlô ve
güvenliôi konusunun olduôu Üçlü
Dan÷ma Kurulu toplantlar yaptk.
Son Üçlü Dan÷ma Kurulu toplantsn 15 Kasm 2011 tarihinde gerçekle÷tirerek õ÷ Saôlô ve Güvenliôi
Kanununun kabul edilmesi yönünde
önemli bir mesafe aldk.
Buna göre, kamu-özel, i÷çi-memur, küçük-büyük i÷letme ayrm
olmakszn her i÷letme ve her çal÷an i÷ saôlô ve güvenliôinin koruyucu ÷emsiyesi altna alnabilecek.
Bundan sonraki beklentimiz, Yasa
Tasarsnda herhangi bir deôi÷iklik
yaplmadan õ÷ Saôlô ve Güvenliôi
Kanununun Meclis’ten geçerek kabul
edilmesidir. Bu hiç ku÷kusuz ki bir
ba÷langçtr, bundan sonra yaplmas
gereken i÷ saôlô ve güvenliôiyle ilgili ba÷ta in÷aat, maden ve tarm olmak
üzere ILO Sözle÷melerinin ülkemiz
tarafndan onaylanmas, Kanunun
yannda gerekli tüzüôün ya da yönetmeliklerin sosyal taraflarn, meslek
birlikleri ve odalarn temsilcilerinin
katlmyla hazrlanmasdr.”
Eskiüehir
27
28
TÜRK-Ąą/Harb-ĄĆ ĄĆ Saălă ve Güvenliăi Ortak Semineri
Aăar: “ĄĆ kazalarnn temel nedeni olan kaytdĆlă
önlemek gerekir. Bunun yolu da, iĆçilerin
sendikal olmasndan geçer. ĄĆverenler
sendikal iĆçiden korkmamal.”
T
ÜRK-õö ile Türk Harb-õ÷ Sendikasnn ortakla÷a düzenlediôi õ÷ Saôlô ve Güvenliôi
Eôitim Semineri 24 Mart 2012 tarihinde Türk Harb-õ÷ Sendikasnn
Yalova tesislerinde gerçekle÷tirildi.
Seminere, TÜRK-õö Genel Eôitim
Sekreteri ve Yol-õ÷ Sendikas Genel
Ba÷kan Ramazan Aôar ve Yol-õ÷
Sendikas yöneticileri, Türk Harb-õ÷
Sendikas Genel Merkez ve ÷ube yöneticileri, AK Parti Urfa Milletvekili
Mahmut Kaçar, AK Parti Malatya
Milletvekili Ömer Faruk Öz, MHP
Bursa Milletvekili Necati Özensoy
katldlar. Ayrca Milli Savunma
Bakanlôndan õ÷ ve õ÷çi õli÷kileri
sorumlusu uzmanlar da toplantda
hazr bulundu.
Seminer, Türk Harb-õ÷ Genel
Eôitim Sekreteri Hamza Akyüz’ün
artan i÷ kazalar nedeniyle yaplan
etkinliôin ne kadar anlaml olduôuna vurgu yaptô konu÷mas ile
ba÷lad. Türk Harb-õ÷ Sendikas Genel Ba÷kan Bayram Bozal ise emeôi
ile geçinen insanlarn evine ekmek
götürmek için her gün hayatlarn
ortaya koyduôunu belirterek,“Bizler
bir taraftan günde ÷u kadar i÷çi i÷
kazasyla hayatn kaybetti derken,
sönen ocaklarn ve yanan canlarn
farknda olmuyoruz. Sanki üretim
araçlarndan birinde meydana gelen
zarar ifade eder gibi ÷u kadar i÷çi
öldü deyip geçiyoruz. Bir insann
ölümünün alemin ölümü olduôunu
unutarak insan hayatn istatistiklerle ifade ediyoruz. õnsan hayatnn bu
kadar ucuzlatlmasn kabul edemiyorum” diye konu÷tu. õnsan üretim
araçlarndan biri gibi dü÷ünmemek
gerektiôini anlatan Bozal, i÷ kazalarnda kaybedilen canlarn hiçbir
para birimi ile kar÷layamayacaôn
söyledi.
TÜRK-õö Genel Eôitim Sekreteri
ve Yol-õ÷ Sendikas Genel Ba÷kan
Ramazan Aôar ise yaptô konu÷mada i÷ kazalarnda birinci sorumluluôun i÷verene ait olduôunu belirtirken, i÷ kazalarnn yüzde 90’nn
örgütsüz i÷yerlerinde olduôunu ifade etti. Aôar, “Sendikalardan neden
korkuluyor? Yüzde 44 kayt d÷ çal÷an var. Elbette i÷ kazalar olacak.
Kayt d÷ndan ÷ikayet eden Hükümet. õ÷ kazalarnn temel nedeni
olan kaytd÷lô önlemek gerekir.
Bunun yolu da, i֍ilerin sendikal
olmasndan geçer. õ÷verenler sendikal i÷çiden korkmamal. Sabanclar,
Koçlar i÷yerlerinde sendika var diye
iflas m etti” ÷eklinde konu÷tu.
TBMM Aile Saôlk Çal÷ma ve
Sosyal õ÷ler Komisyonu üyesi ve AK
Parti Urfa Milletvekili Mahmut Kaçar ise konu÷masnda Türkiye’deki
i÷ kazalarnn büyük çoôunluôunun
daha fazla para kazanma hrsndan
kaynaklandôn söyledi. Partilerinin
‘õnsan ya÷at ki devlet ya÷asn’ düsturundan hareket ettiôini belirten
Kaçar, bundan dolay baômsz bir õ÷
Saôlô ve Güvenliôi Yasas çkarmak
için çal÷tklarn ifade etti. Kaçar,
“õ÷ Saôlô ve Güvenliôi Yasa Tasars bakanlar tarafndan imzaland.
Önümüzdeki günlerde TBMM’de
görü÷ülmeye ba÷lanacak. AB normlar üzerinde hazrlanan bu yasa
tasarsnn Nisan ve Haziran aylar
içinde kanunla÷acaôn dü÷ünüyorum” dedi.
TBMM Kamu õktisadi Te÷ebbüsleri Komisyonu üyesi ve MHP Bursa
Milletvekili Necati Özensoy ise seminerde yaptô konu÷mada, geçtiôimiz
yl bin 944 i÷çinin i÷ kazas nedeniyle
hayatn kaybettiôini bir o kadar i÷çinin ise i÷ yapamaz duruma geldiôini
hatrlatarak, “Teröre dahi bu kadar
can vermiyoruz. Gereken önlemler
alnmadô için buda bir anlamda terör” dedi. Özensoy, ya÷anan büyük
kazalardan hala Hükümetin ders
çkarmadôn ve gereken önlemleri
almadôn belirterek, “Esenyurt’ta
çadrda 11 i÷çi yanarak ölüyor. Ona
raômen bugün hala TOKõ’nin in÷aatlar dahil birçok yerde i÷çiler çadrda
kalyor” diye konu÷tu.
TBMM Milli Savunma Komisyonu Üyesi ve AK Parti Malatya
Milletvekili Ömer Faruk Öz ise i÷
güvenliôi için herkesin üzerine dü÷ün yükümlülüôü yerine getirmesi
gerektiôini vurguladô konu÷masnda ÷u görü÷lere yer verdi: “Devlet
yasay çkaracak. õ÷veren tedbirini
alacak. õ÷çi ise bu tedbirlere uyacak.
Ülkemizde günde 200 i÷ kazas olurken, yüzde 3’ü ölümle sonuçlanyor.
Can ta÷yoruz arkada÷lar. Dikkat etmemiz gerekiyor” diye konu÷tu.
Konu÷malarn ardndan gerçekle÷tirilen seminerde Ankara Meslek
Hastalklar Polikliniôi Sorumlusu
Dr. Engin Tutkun “õ÷ Kazalarnda
Yeni Modeller”, TÜRK-õö Uzman
Özcan Karabulut “õ÷ Saôlô ve Güvenliôi Yasa Tasarsnn Deôerlendirilmesi” ve Ankara Meslek Hastalklar Hastanesi Ba÷hekimi Dr. Hnç
Ylmaz da, “Meslek Hastalklarnda
Genel Yakla÷mlar” ba÷lklaryla
birer sunum yaptlar. Seminerin
ardndan katlmclara sertifika verildi.
29
TÜRK-úû Genel Baükan Mustafa Kumlu, Sendikaclk Akedemisi’ni ziyaret ederek kürsiyerlerle bir araya geldi.
30
TÜRK-Ąą Sendikaclk
Akademisi Açld
T
ÜRK-õö ve õstanbul Aydn
Üniversitesi i÷birliôiyle Türk
sendikaclônda yeni bir a÷ama kaydedildi. TÜRK-õö Sendikaclk Akademisi kuruldu.
Akademinin eôitim çal÷malar, 10 Mart 2012 günü Aydn
Üniversitesi’nin Florya Yerle÷kesinde ba÷lad. õlk eôitim çal÷masna
TÜRK-õö Genel Sekreter Yardmcs Dr. Naci Önsal, õstanbul Aydn
Üniversitesi Rektör Yardmcs Prof.
Dr. Erol Ulusoy, Geli÷im Merkezleri
Genel Koordinatörü Yrd. Doç. Dr.
Ali õhsan Özeroôlu, Akademik Koordinatör Gülsüm Keske Vural ve
yurdun çe÷itli bölgelerinden gelen
sendikac kursiyerler katld.
Geli÷im Merkezleri Genel Koordinatörü Yrd. Doç. Dr. Ali õhsan
Özeroôlu, açl÷ta yaptô konu÷ma-
da, sendikaclôn ve sendikalarn
varlônn geli÷mi÷ demokrasilerin göstergesi olduôunu vurgulad.
Sendikaclôn geli÷iminin çal÷ma
bar÷nn da bir teminat olduôunu belirten Özeroôlu, 30 yl sonra böyle seçkin bir eôitimi seçkin
bir üniversite olan õstanbul Aydn
Üniversitesi’nde ba÷latlm÷ olmasnn gururunu ya÷adklarn belirtti.
Açl÷ta söz alan Rektör Yardmcs Erol Ulusoy da, ülkemizin vizyon
ve misyon sahibi, bilginin pe÷inden
ko÷an liderlerle kalknacaôn belirtti. Ulusoy, “Hangi alanda, hangi
meslek grubunda olursa olsun, bilen
ve bildiôini payla÷an bilinçli insanlar, topluma en iyi hizmet eden insanlardr” dedi. Ulusoy, TÜRK-õö ile
õstanbul Aydn Üniversitesi arasndaki bu eôitim i÷birliôinin, TÜRK-
õö Genel Sekreteri Pevrul Kavlak ve
Genel Sekreter Yardmcs Dr. Naci
Önsal’n büyük desteôi ve te÷vikiyle
saôlandôn söyledi. Bu i÷birliôinin,
Türk sendikaclônn geli÷imine büyük katk saôlayacaôn vurgulayan
Ulusoy, õstanbul Aydn Üniversitesinin bilginin toplumla payla÷lmas
konusunda her türlü akademik i÷birliôine hazr olduôunu, çal÷malarna
ba÷layan Sendikaclk Akademisinin,
bu tür bir i÷birliôinin en güzel örneôi olduôunu belirtti. Ulusoy, eôitime
katlanlarn, bugünkü durumlar ile
programn sonundaki durumlarn
kar÷la÷trdklarnda, arada ki÷isel
geli÷imleri bakmndan olumlu anlamda büyük bir fark göreceklerini
de sözlerine ekledi.
TÜRK-õö adna söz alan Genel
Sekreter Yardmcs Dr. Naci Ön-
sal ise uzun bir aradan sonra, genç
sendika yöneticilerinin eôitimi konusunda õstanbul Aydn Üniversitesi ile ba÷layan i÷birliôinin önemine
dikkat çekerek, eôitim programna
katlan genç sendikaclarn Türkiye
sendikaclk tarihine geçeceklerini
söyledi. Türk endüstri ili÷kiler sisteminin içinden geçtiôi sorunlara
deôinen Önsal, Üniversite ile TÜRKõö i÷birliôinin önemini bir kez daha
vurgulayarak, bu programn ba÷arsnn programa katlan genç sendikaclardan geçtiôini, yaplacak snavlarda ba÷arl olurlarsa sertifika
verileceôini hatrlatt. Önsal, programn özellikle TÜRK-õö yöneticileri tarafndan izleneceôini de ifade
ederek ba÷arlar diledi.
Konu÷malarn ardndan, Sendikaclk Akademisi’nin ilk eôitimi yapld. õlk eôitim seminerleri, cumartesi ve pazar günleri günde 6 saat
olmak üzere gerçekle÷tirildi.
Türkiye’de alannda önemli bir
ihtiyac kar÷layan Sendikaclk
Akademisi, toplam 12 hafta ve 144
saat sürecek programyla, akademik
bilgi ile donanm÷ geleceôin sendika
yöneticilerinin yeti÷tirilmesi amaçlyor.
Akademide, õ÷ Hukuku, Sosyal
Güvenlik, Endüstri õli÷kileri, Muhasebe, õleti÷im Teknikleri, Çal÷ma
Ekonomisi, Sendikaclk Tarihi, õ÷
Saôlô ve Güvenliôi gibi dersler veriliyor.
Sendikaclk Akademisi’nde ÷u
kursiyerler yer alyor:
Ahmet Uçar (Yol-õ÷ õstanbul
1 Nolu öube Mali Sekreteri), Güven Aygün (Yol-õ÷ õstanbul 2 Nolu
öube Mali Sekreteri), õbrahim Bölükba÷ (Yol-õ÷ õstanbul 3 Nolu
öube Mali Sekreteri), Mustafa Kaçar
(Demiryol-õ÷ õstanbul öube Ba÷kan), Murat Salar (Türk Metal õstan-
bul 1 Nolu öube Ba÷kan), Özgür
Elçi (Türk Metal Bolu öube Ba÷kan), Yusuf Ziya Odaba÷ (Türk Metal
Karadeniz Ereôli öube Ba÷kan), öahin Kaya (Türk Metal Sakarya öube
Ba÷kan), Naim Akn (Teksif Topkap öube Ba÷kan), Hatice Klç (Türk
Metal Arçelik õ÷yeri Temsilcisi),
Aziz Kayaalp (Tezkoop-õ÷ õstanbul
1 Nolu öube YK Üyesi), Tülay Frat
(Tezkoop-õ÷ õstanbul 5 Nolu öube
YK Üyesi), Gültekin Bozan (Teksif
Çorlu öube Ba÷kan), Orhan Saltk
(öeker-õ÷ Alpullu öube Ba÷kan),
Abdullah Ya÷ar (Tes-õ÷ õstanbul 1
Nolu öube Te÷kilat Sekreteri), Ahmet Emer (Tes-õ÷ õstanbul 3 Nolu
öube Eôitim Sekreteri), Ziya Nur
Üzmez (Koop-õ÷ Tekirdaô öube Ba÷kan), Recep Torun (Koop-õ÷ õstanbul 1 Nolu öube Te÷kilat Sekreteri)
ve Murat Ta÷lyurt (öeker-õ÷ Ankara
öube Ba÷kan).
TÜRK-úû Genel Sekreteri Pevrul Kavlak ve 1. Bölge Temsilcisi Faruk Büyükkucak kursiyerleri ziyaret etti.
31
“Bor madenlerinin özelleĆtirilmesi en
deăerli milli servetimizin heba edilmesidir.”
T
ÜRK-õö Yönetim Kurulu, 30
Mart 2012 günü Bor Madenlerinin özelle÷tirilmesi giri÷imleriyle ilgili bir açklama yapt.
Yönetim Kurulu açklamasnda ÷unlara yer verildi:
32
“Bor madenleri, ülkemizin gözbebeôi ve dünyada en fazla rezerve
sahip olduôumuz, bütün maden tekellerinin dikkatini üzerine çeken,
paha biçilmez milli servetimizdir.
Bu gerçekten hareketle devletçe i÷letilecek madenleri düzenleyen 2840
sayl yasann 2. maddesinde “Bor
tuzlar, uranyum ve toryum madenlerinin aranmas ve i÷letilmesi devlet eliyle yaplr” hükmü yer alm÷,
Türkiye’de bor madenlerinin kamula÷trlmas ile ba÷layan bor üretim
ve pazarlama faaliyetleri, ülkemizi
dünya bor pazarnda güçlü bir kaynak ve rakip haline getirmi÷tir.
Son on yl içerisindeki tüm
olumsuz ko÷ullara raômen bor i÷letmeleri halen karllklarn korumakta ve ülkemize son derece önemli
döviz girdileri saôlamaktadr. Dünya
bor rezervlerinin yüzde 73’ünü elinde bulunduran Eti Maden’e baôl bor
i÷letmelerinin hemen hepsi karl kurulu÷lardr. Dünya bor talebinin yakla÷k yüzde 40’n Eti Maden, yüzde
27’sini RT Borax, yüzde 33’ünü de
diôer üreticiler kar÷lamaktadr. Eti
Maden’in bor sat÷lar yllk 2 milyon ton civarnda gerçekle÷mekte
ve ülke ekonomisine yllk yakla÷k
850 milyon dolarlk bir girdi elde
edilmektedir.
Tüm bunlara raômen, Hükümet,
2840 sayl yasann 2. maddesinde
deôi÷iklik yapmak üzere bir yasa tasars hazrlayarak TBMM’ye sevk etmi÷tir. Bu tasar ile mülkiyeti ruhsat
sahibinde kalmak üzere Eti Maden
bünyesindeki bor ürünleri üretim ve
zenginle÷tirilmesinin 3 ila 49 yllk
süre ile üçüncü ÷ahslara devredilmesinin yolu açlm÷tr.
Konu ile ilgili olarak TÜRK-õö
Yönetim Kurulu üyeleri ile Türkiye
Maden-õ÷ Sendikas Yönetim Kurulu
üyeleri, Eti Maden Genel Müdürü,
Enerji Bakan Yardmcs ve Enerji
Bakanlô Müste÷ar Yardmcs ile
görü÷meler yapm÷tr. Yetkililer, söz
konusu yasa tasarsnn bir özelle÷tirme mahiyetini ta÷madôn, yaplmak istenenin kurumun ihtiyaçlarn kar÷lamaya ve üretimi artrmaya
yönelik olduôunu belirtmi÷tir. Ancak TÜRK-õö ve Türkiye Maden-õ÷
Sendikas yöneticileri söz konusu
yasa tasarsnn ucu açk bir düzenleme olduôunu ve sonuçta yaplmak
istenen i÷lemin i÷letme hakk devri
ve kiralama yöntemleriyle örtü÷en
bir özelle÷tirme sonucunu doôuracaôn belirterek, ‘Bor madenlerinin
devlet eliyle i÷letilmesi Anayasa ve
2840 sayl yasa gereôidir. Bu nedenle bu düzenleme hem Anayasa’ya
hem de 2840 sayl yasaya aykrdr,
daha önemlisi, Türkiye’nin gözbebeôi madenlerin süreç içinde yabanc
tekellerin eline geçmesine yol açacak bir düzenlemedir. Mutlaka geri
çekilmelidir’ ÷eklindeki görü÷lerini
dile getirmi÷lerdir.
Öngörülen kanun deôi÷ikliôinin
yasala÷mas halinde yerli yabanc
÷irketlere devredilebilecek olan Eti
Maden bünyesindeki bor ürünleri
i÷letmeleri, madencilik konusundaki tüm uzmanlarn da kabul ettiôi
gibi, Türkiye için vazgeçilmez kaynaklardr. Bor madenlerimizin özel
sektöre uzun vadeli taahhütlerle ve-
rilmesi, dünya lideri olabileceôimiz
bir sektörde uzun yllar süren çabalar sonucunda elde ettiôimiz etkinliôi olumsuz yönde etkileyecektir.
Kanun deôi÷iklikleri yaplacaksa,
borlarn sat÷ için deôil Eti Maden’in
teknolojik olarak önünün açlmas,
gerekli personel alm, yatrmlarn
yaplmas ve uç ürün üretiminin
artrlmas için yaplmaldr. Ham
bor ihracat yerine rafine bor ve özel
bor ürünlerine yatrm yaplarak bor
minerallerine dayal tesislerin ülkemizde kurulmas saôlanmaldr.
Bor ürünlerinin hammadde olarak
kullanldô sanayi alanlarnn geli÷mesine yönelik yatrmlar te÷vik
edilmelidir. Türkiye’nin hedefi nihai
ürün pazarlar olmaldr.
Bor madenlerimizin kamu eliyle
i÷letilmesi sürdürülmelidir. TÜRKõö Hükümeti, ilgili kanun deôi÷ikliôinden vazgeçilmeye ya da maddeyi
endi÷eleri giderecek ÷ekilde yeniden
düzenlemeye çaôrmaktadr.”
Türkiye Maden-åç de Tepkili
Türkiye Maden õ÷çileri Sendikas
da bor madenlerinin özelle÷tirilmesi
giri÷imine tepki gösterdi. Sendikann Yönetim Kurulu tarafndan yaplan açklamada ÷öyle denildi:
“Devletçe i÷letilecek madenleri
düzenleyen 2840 sayl yasada deôi÷iklik öngören ve Bakanlar Kurulunda imzaya açldô belirtilen yasa
tasarsnn ülkemizin gözbebeôi,
dünyada en fazla rezerve sahip ol-
duôumuz, bütün maden tekellerinin
gözünün üzerinde olduôu bor madenlerinin özelle÷tirilmesi sürecini
ba÷latmaya dönük bir giri÷imdir.
Türkiye Maden õ÷çileri Sendikas
olarak, ülkemizin gözbebeôi, paha
biçilemez bu milli servetimizin özelle÷tirme giri÷imlerine kar÷ sendika
olarak daha önceki giri÷imlere kar÷
verdiôimiz gibi, me÷ru, demokratik,
kitlesel mücadelemizi sonuna kadar
kararllkla veririz. Bundan hiç kimsenin ÷üphesi olmasn. Biliyoruz ki,
milletimiz de, ülkemizin bugünü
ve geleceôinde büyük öneme sahip
olan bu vazgeçilmez milli servetimizin korunmas konusunda çok
hassastr. Bu konudaki hassasiyetini
2001 ylndaki özelle÷tirme giri÷imlerine kar÷ verilen mücadelede ortaya koymu÷tur. õnanyoruz ki, bu
duyarllk bugünkü giri÷imlere kar÷
da ortaya konulacaktr.
Türkiye Maden-õ÷ Sendikas
açklamasnda, 2001 ylnda bor
madenlerinin özelle÷tirilmesine kar÷ sendika olarak, sektördeki diôer
demokratik kitle örgütleri, bölge
halklar ve siyasi parti te÷kilatlar ile
dayan÷ma içinde verdikleri mücadelede, o dönem muhalefet partisi
konumundaki AK Parti milletvekili
ve te÷kilatlarndan da yoôun aktif
destek gördüklerini ve AK parti’nin
söz konusu dönemde bor madenlerinin özelle÷tirilmesine ÷iddetle
kar÷ çktô belirtildi. Açklamada,
“Bugün ne deôi÷ti ki, bor madenlerinin özelle÷tirilmesine ciddi bir kap
aralayan yasa deôi÷ikliôi yaplmak
istenmektedir” denildi.
Öngörülen kanun deôi÷ikliôiyle
yerli yabanc ÷irketlere devredilebilecek olan Eti Maden bünyesindeki
bor ürünleri i÷letmeleri, madencilik
konusundaki tüm uzmanlarn da
kabul ettiôi gibi, Türkiye için vazgeçilmez kaynaklardr. Bor madenlerimizin özel sektöre uzun vadeli
taahhütlerle verilmesi, dünya lideri
olabileceôimiz bir sektörde uzun
yllar süren çabalar sonucunda elde
ettiôimiz etkinliôi olumsuz yönde
etkileyecektir.
Bor madenlerimizin kamu eliyle
i÷letilmesi sürdürülmelidir. Bunun
için öngörülen kanun deôi÷ikliôinden vazgeçilmelidir. Hükümetten,
2001 ylndaki duyarllô ile bu kanun deôi÷ikliôinden vazgeçmesini
istiyor ve bekliyoruz. Özelle÷tirmeye kap aralayan bu giri÷ime sadece
sendikamz, bor madenleri çal÷anlarnn deôil, bu ülkenin çkarlarn,
geleceôini dü÷ünen, ülkesini seven,
ülkesinin çkarlarn her ÷eyin üstünde tutan, çocuklarna daha zengin kaynaklara sahip bir Türkiye
brakmak isteyen bütün ülke insannn kar÷ olacaô ve demokratik,
me÷ru mücadelemizin yannda olacaô inanc içindeyiz” denildi.
Petrol-åç’ten Eylem
Eti Maden õ÷letmeleri’nde özelle÷tirmenin önünü açacak yasal düzenlemeye kar÷ 27 Mart 2012 günü,
Eti Maden’e baôl Bandrma Bor ve
Asit Fabrikalar õ÷letmesi’nde çal÷an Petrol-õ÷ üyesi i÷çiler yürüyü÷ ve
miting düzenledi.
Yürüyü÷ün ardndan Bandrma Cumhuriyet Meydan’na gelen
Petrol-õ÷ üyesi Bor ve Asit Fabrikalar i÷çileri, burada e÷leri, çocuklar
ve Bandrma halk ile co÷kulu bir
bulu÷ma gerçekle÷tirdi. Meydanda
düzenlenen mitingin ilk konu÷masn Petrol-õ÷ Bandrma öube Ba÷kan
õsmail Kayan yapt. Kayan, “Mücadelemizi sürdüreceôiz. Bu mücadele burada kalmayacak, Ankara’ya
kadar gideceôiz. ‘Bor madenleri
özelle÷emez’ diyeceôiz, ‘Bor madenleri halkndr’ diyeceôiz. Ölmek var,
dönmek yok” dedi.
Kayan’dan sonra Petrol-õ÷ Sendikas Genel Ba÷kan Mustafa Özta÷kn bir konu÷ma yapt. Özta÷kn,
“Türkiye uluslararas alanda bir
güç olmak istiyorsa, borlar kendi
elinde tutmak zorundadr. Borlar,
devlet tarafndan i÷letilmek durumundadr. Ancak borlar üzerinde
yllardr çe÷itli oyunlar oynanmaktadr. Uluslararas ÷irketlerin borda
gözleri var, bordan yararlanmamz,
yüksek katma deôer elde etmemizi
istemiyorlar” dedi. Özta÷kn, “Eti
Maden’in büyük tekellerin ta÷eronu
olmasna izin vermeyin, bora sahip
çkn” dedi. Hükümet yasay geri
çekmediôi takdirde, Eti Maden’de
çal÷an tüm i÷çiler ve örgütlü diôer
sendikalarla hareket edeceklerini
söyleyen Özta÷kn, borda özelle÷tirme giri÷imine kar÷ onurlu bir gelecek için sadece Bandrma’y deôil
tüm Türkiye’yi ayaôa kaldracaklarn belirterek konu÷masn sonlandrd.
33
TÜRK-Ąą’ten Ąftira Haberlere Tekzip
TÜRK-õö Yönetim Kurulu 21. Olaôan Genel Kurul öncesinde ba÷layan ve sonrasnda da devam eden süreçte, TÜRKõö Genel Ba÷kan ve Yönetim Kurulu üyelerini hedef alan yaynlar yapan Aydnlk Gazetesi’ni tekzip etti.
Gazetenin 17 öubat 2012 tarihli nüshasnda yaymlanan “Toplu õ÷ õli÷kileri Kanunu Tasars’nda sendikalarn toplu
i÷ sözle÷mesi yapma yetkisini belirleyen yüzde 10 oranndaki ulusal barajn yüzde 3 oranna indirilmesi için Ba÷bakan
ile kdem tazminat ve ulusal istihdam stratejisi üzerinden pazarlk yapldô” iddiasna ili÷kin Ankara 5. Sulh Ceza
Mahkemesi’nden 12 Mart 2012 tarihinde alnan tekzip karar gazetenin 22 Nisan 2012 günlü nüshasnda yaymland.
Ayn gazetenin 16 öubat 2011 tarihli nüshasnda, TÜRK-õö Genel Ba÷kan Mustafa Kumlu aleyhine yazlan yazya
ili÷kin Ankara 14. Sulh Ceza Mahkemesi’nden 9 Mart 2012 günü alnan tekzip karar gazetenin 28 Nisan 2012 tarihli
nüshasnda yaymland.
Aydnlk Gazetesi’nin, TÜRK-õö’in hükmi ÷ahsiyetine ve yöneticilerine yönelik diôer maksatl ve gerçek d÷ yaynlara ili÷kin yarg süreci devam ediyor.
34
35
36
37
DOSYA
GSS Uygulama
Sorunlar
Fatih Acar
Dr. EriĆ Bilaloălu
Erdoăan Çolak
Kazm Ergün
Prof. Dr. Kadir Arc
Prof. Dr. Yusuf Alper
GSS Uygulama Sorunlar
õyi i÷leyen bir organizmann devam ve hastalanan ki÷inin tedavisinin
saôlanmasn isteme hakk olarak tanmlanan saôlk hakk, ya÷ama hakk
ile yakn ili÷ki içindedir. Ya÷ama hakkndan söz edebilmek için, ki÷inin
saôlônn korunmas gerekir. Gerek ruhsal gerekse de bedensel saôlô
bozulan ki÷inin çal÷ma gücünde meydana gelecek kayplar onu gelirden
yoksun brakabileceôi gibi kar÷lanmas mümkün olmayan saôlk hizmeti
masraflaryla da zor durumda brakabilir. Bu baôlamda ya÷ama hakk göz
önünde tutularak, önlemlerin önceden alnmas ve saôlk
hizmetlerinin kesintisiz verilmesi gerekir. Diôer bir ifade ile
saôlk politikalarndaki temel yakla÷m tedavi edici hekimlik
politikalarndan çok koruyucu hekimlik politikalarnn
geli÷tirilmesi olmaldr.
Editörden
Saôlô tek ba÷na ele almak mümkün deôildir. Zira saôlk, doôal
kaynaklar, nüfusun yaps, ki÷ilik, kültür, çevre, davran÷ özellikleri,
kaltm ve saôlk hizmet birimleri ile kar÷lkl etkile÷im içinde psikososyal
bütünü olan bir sistemdir. Bu nedenle, saôlôn kaybederek hastalanan
bir ki÷inin durumu bireyselliôin ötesinde çevresini ve ya÷adô toplumu da
olumsuz etkiler.
Toplumun tamamn kapsayan saôlk sistemleri bu nedenle önemli bir
yere sahiptir. Sosyal güvenlik hukukunun temel ilkelerinden ki÷ilerin
sigortal olmasnn zorunluluôu bu olumsuzluklarn etkilerini en aza
indirmeyi amaçlar.
01.10.2008 tarihinde yürürlüôe giren 5510 sayl Kanunda da
sigortallôn zorunluluôu ilkesi esas alnm÷tr. Kanunun 92. maddesinde
“Ksa ve uzun vadeli sigorta kapsamndaki ki÷ilerin sigortal ve genel
saôlk sigortals olmas, genel saôlk sigortas kapsamndaki ki÷ilerin ise
genel saôlk sigortals olmas zorunludur. Bu kanunda yer alan sigorta
hak ve yükümlülüklerini ortadan kaldrmak, azaltmak, vazgeçmek veya
ba÷kasna devretmek için sözle÷melere konulan hükümler geçersizdir”
hükmü yer alm÷tr.
5510 sayl Kanun ile genel saôlk sigortasndan yararlanacak olanlar
önce ana gruplar halinde sralanm÷; i÷çi, memur, baômsz gelir ve aylk
almakta olanlar, isteôe baôl sigortallar, daha sonra da bu grupta yer
almamalarna raômen özel durumlar nedeniyle (yoksulluk, muhtaçlk,
vatana hizmet…) saôlk yardm almalar gerekli görülenler tek tek
saylm÷, son olarak da bütün bu bentlerin d÷nda kalan ve ba÷ka ülkede
saôlk sigortasndan yararlanma hakk bulunmayanlarn genel saôlk
sigortals saylarak saôlk yardmlarndan yararlanacaô belirtilmi÷tir.
Kanun metnine göre herkesin kapsama alndô gözükse de uygulamada
baz farkllklar olmu÷tur. 18 ya÷ndan büyük çocuklar eôitimlerini
tamamladktan sonra, i÷sizler ve ksmi süreli çal÷anlar ay içinde
çal÷madklar sürelerde saôlk hizmeti almazlarsa herhangi bir prim
ödemek zorunda deôildi. Yani kanunda belirtilen zorunluluk ilkesi
ksmen esnetilmekteydi.
28.12.2011 tarihli 28156 sayl resmi gazetede yaymlanan “Genel Saôlk
Sigortas Kapsamnda Gelir Tespiti, Tescil ve õzleme Sürecine õli÷kin Usul
ve Esaslar Hakknda Yönetmelik” ile birlikte saôlanan bu esneklik ortadan
kaldrld.
Çal÷mamzda Genel Saôlk Sigortas kapsamnda meydana gelen
deôi÷iklikleri, alannda uzman akademisyen, bürokrat ve sivil toplum
kurulu÷u temsilcilerinin görü÷leri ile deôerlendirmeye çal÷tk. Dosyamza
katk saôlayan herkese te÷ekkürler.
BarĆ Ąyiaydn
dosya
GSS Uygulama Sorunlar
Genel Saălk Sigortas Uygulamas
Q Fatih ACAR / Sosyal Güvenlik Kurumu BaĆkan
Giriç
1/10/2008 tarihinden önce ülkemizde sosyal güvenlik
hakk, farkl sigorta kurumlar tarafndan saôlanmakta ve
herhangi bir sosyal güvencesi bulunmayan vatanda÷lar
saôlk yardmlarndan ancak 3816 sayl Ödeme Gücü
Olmayan Vatanda÷larn Tedavi Giderlerinin Ye÷il Kart
Verilerek Devlet Taralndan kar÷lanmas Hakknda Kanun uyarnca kendilerine verilen ye÷il kart ile yararlanmaklaydlar.
40
Ülkemizdeki sigortallara farkl sigorta kurumlar
tarafndan hastalk sigortas kapsamnda farkl ÷artlarla
ve ÷ekilde saôlanmakla olan saôlk hizmetleri ve tedavi
yardmlarnn, daha önceki uygulamalarda ya÷anan skntlarn giderilmesi, tüm topluma ula÷labilir ve e÷it
saôlk yardmlarnn verilebilmesi amacyla genel saôlk
sigortas uygulamas ilk defa 31/5/2006 tarihli ve 5510
sayl Sosyal Sigortalar ve Genel Saôlk Sigortas Kanununda düzenlenmi÷tir. Kanun, 1/10/2008 tarihi itibaryla
yürürlüôe girmesine kar÷n, genel saôlk sigortasna ili÷kin hükümler ülkemizde ikamet eden herkesi kapsayacak ÷ekilde Kanunun geçici 12’nci maddesinde öngörülen geçi÷ sürecinin sona erdiôi 1/1/2012 tarihi itibaryla
yürürlüôe girmi÷tir.
Uygulamann yeni olmas nedeniyle, ülkemizde ikamet eden ve 5510 sayl Kanunun 60’nc maddesinde saylan ki÷iler kademeli olarak kapsama alnm÷tr.
Genel saôlk sigortas, Kanunun 4 üncü maddesinde
belirtilen ki÷ilerin çal÷ma ili÷kisine baôl olan zorunlu
sigortallk gibi zorunlu olan genel saôlk sigortas uygulamas, diôer sosyal sigorta kollarndan farkl olarak toplumun tüm kesimlerini kapsama almay amaçlam÷tr.
Türkiye’de ikamet edenler yabanc, vatansz/sônmac ve
Türk vatanda÷ ayrm yaplmakszn 5510 sayl Kanun
kapsamna alnm÷ ve kapsamdan çkmak ki÷ilerin tercihine braklmam÷tr.
5510 sayl Kanunun 60’nc maddesi ile genel saôlk
sigortas kapsamnda olduôu tespit edilenlerin re’sen tescili yükümlülüôü getirilmi÷tir.
1/1/2012 Tarihinden Önceki Uygulamalar
1/1/2012 tarihi öncesi ye÷il kart verilerek saôlk yardm kar÷lanan 9.416.775 ki÷iden 2022 sayl Kanun
hükümlerine göre aylk alan 1.342.027 ki÷i, vize i÷lemine tabi tutulmakszn aylklar kesilene kadar 1/1/2012
tarihi itibaryla 60’nc maddenin birinci fkrasnn (e)
bendinin (3) numaral alt bendinde kapsama alnm÷,
442 sayl Köy Kanununun 74 üncü maddesinin ikinci
fkrasna göre görevlendirilen ki÷iler ile ayn Kanunun
ek 16’nc maddesine göre aylk alan 74.159 ki÷i görevlendirilmeleri sona erene ya da aylklar kesilene kadar
1/1/2012 tarihi itibaryla 60’nc maddenin birinci fkrasnn (c) bendinin (9) numaral ait bendinde kapsamna alnm÷tr. 1/1/2012 tarihi öncesi ye÷il kart verilerek
saôlk yardm kar÷lanan 8.000.589 ki÷i ise bu tarih
itibaryla Kanunun 60’nc maddesinin birinci fkrasnn
(c) bendinin (1) numaral alt bendinde kapsama alnm÷
ve vizelerinin dolacaô tarihe kadar bu bent kapsamnda
saôlk yardmlarndan faydalandrlmaktadr.
Uygulamann yeni olmas nedeniyle Kanunun geçici
12’nci maddesinde öngörülen geçi÷ sürecinin sona erdiôi
1/1/2012 tarihine kadar ki÷ilerin, istekleri ya da 18 ya÷
alt çocuklarnn saôlk hizmetlerinden faydalandrlmas
halinde kapsama alnmas öngörülerek daha önce hiçbir
÷ekilde kapsama alnmayan sosyal güvencesiz kesim de
kapsama alnarak ki÷ilerin saôlk yardmlarna ula÷malar saôlanm÷ ve sosyal devlet olgusu güçlendirilmi÷tir.
Öncelikle, Kanun öncesi sosyal güvenlik kurumlar
ile Kurumdan aylk ve gelir alanlar ile 1005 sayl õstiklal
Madalyas Verilmi÷ Bulunanlara Vatani Hizmet Tertibinden öeref Aylô Baôlanmas Hakknda Kanun hükümlerine göre ÷eref aylô alan ki÷iler. 3292 sayl. 2330 sayl,
2913 sayl Kanunlarla Harp malûllüôü aylô alanlar ile
Terörle Mücadele Kanunu kapsamnda aylk alanlar ve
2828 sayl Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Kanunu hükümlerine göre korunma, bakm ve rehabilitasyon hizmetlerinden ücretsiz faydalanan ki÷iler,
1/7/2008 tarihinden itibaren, 4’üncü madde kapsamnda
zorunlu sigortallar ile vatansz ve sônmaclar 1/10/2008
tarihinden itibaren kapsama alnm÷tr.
Diôer taraftan, geçici 12’nci madde ile geçi÷ sürecinin sona erdiôi 1/1/2012 tarihine kadar daônk yapda
farkl kamu kurum ve kurulu÷lar taralndan verilmekte
olan saôlk hizmetleri ve tedavi yardmlarnn Sosyal Güvenlik Kurumuna (SGK) devredilmesi öngörülerek tüm
Genel Saălk Sigortas Uygulamas - Fatih Acar
saôlk hizmetleri ve tedavi yardmlarnn Kurum tarafndan saôlanmas amaçlanm÷tr. Bu amaçla Kurum, daha
önce çal÷tklar kamu kurum ve kurulu÷lar tarafndan
saôlk hizmetleri ve tedavi yardmlar saôlanan devlet
memurlar ile bunlarn bakmakla yükümlü olduôu ki÷ileri 15/1/2010, Türk Silahl Kuvvetlerinde görev yapan
askeri ve sivil personeli, 15/10/2010 tarihinde devralarak
genel saôlk sigortas uygulamasnda zorunlu sigortallar
açsndan Kanunun amacna uygun norm ve standart birliôini saôlam÷tr.
Geçici 12’nci maddeye göre ye÷il kart verilerek saôlk
yardmlar kar÷lananlar, 2022 sayl Kanuna göre aylk
alanlar, 442 sayl Kanuna göre görevlendirilen köy korucular ile aylk alanlar ve herhangi bir sosyal güvencesi
olmayanlar ise; 1/1/2012 tarihi itibaryla genel saôlk sigortas kapsamna alnm÷ ve bu tarihten itibaren SGK
tarafndan saôlk hizmetleri ve tedavi yardmlarndan
faydalandrlmaya ba÷lanm÷tr.
III. 1/1/2012 Tarihinden Sonraki Uygulamalar
1/1/2012 tarihi itibaryla herhangi bir sosyal güvencesi olmayan ve 5510 sayl Kanunun 60’nc maddesinin (g) bendi kapsamnda genel saôlk sigortals saylan vatanda÷larmz, 1/1/2012 tarihi itibaryla bu bent
kapsamnda tescil edilmi÷tir. Bu ki÷ilerin gerçek gelir
durumlarnn tespitine yönelik Kanunda öngörülen gelir
testi i÷lemlerinin yaplmas, 3/6/2011 tarihli ve 633 sayl
KHK ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlônn görev alan arasnda saylmas nedeniyle bu ki÷ilere, genel saôlk
sigortas uygulamas hakknda bilgi verilerek, gelir testi
yaptrmak isteyenlerin 28/12/2011 tarihli ve 28156 sayl
Resmi Gazetede yaymlanan Genel Saôlk Sigortas Kapsamnda Gelir Tespiti, Tescil ve õzleme Sürecine õli÷kin
Usul ve Esaslar Hakknda Yönetmelik uyarnca bir ay
içinde Adres Kayt Sisteminde (AKS) kaytl bulunan ikamet adresinin bulunduôu yerdeki sosyal yardmla÷ma ve
dayan÷ma vakfna ba÷vurmalar gerektiôi bildirilmi÷tir.
Diôer taraftan, uygulamann yeni olmas ve vatanda÷larmzn bildirimde bulunmamas nedeniyle idari para
cezasna maruz kalmamalar için 6111 sayl Kanunla
5510 sayl Kanunun 61’inci maddesinde yaplan deôi÷iklik sonucunda, 60’nc maddenin birinci fkrasnn (g)
bendinde saylanlarn tespiti Kurum taralndan yaplmaktadr. Bu düzenleme ile bu kapsamdaki sigortallarmz
tespit edilerek genel saôlk sigortals olduôu, diôer kapsamdaki genel saôlk sigortasndan yararlanma haklarnn
sona erdiôi tarihten itibaren 60’nc maddenin birinci fkrasnn (g) bendi kapsamnda Kurumca re’sen tescil edilmekte ve saôlk yardmlarndan faydalandrlmaktadr.
Herhangi bir sosyal güvencesi olmadô tarih itibaryla 5510 sayl Kanunun 60’nc maddesinin (g) bendi
kapsamnda Kurum tarafndan re’sen tescil edilen vatanda÷larmzn, Kurumumuz tarafndan Kanunun 60’nc
maddesinin birinci fkrasnn (g) bendi kapsamnda
re’sen tescil edildiôi ve gelir testi yaptrmak istemeleri
halinde “yaznn” kendilerine “tebliô” edildiôi tarihten
itibaren “bir ay” içinde AKS’de kaytl bulunan ikamet
adresinin bulunduôu yerdeki sosyal yardmla÷ma ve dayan÷ma vakflarna ba÷vurarak gelir testi yaptrmalar,
hem Kurumumuz hem de vatanda÷larmzn gerçek gelir
durumlarna göre prim ödemelerini saôlamaktadr.
Sosyal yardmla÷ma ve dayan÷ma vakfna ba÷vurarak
gelir testi yaptran vatanda÷larmzdan gelir testi sonucunda aile içindeki gelirin ki÷i ba÷na dü÷en aylk tutar
asgari ücretin üçte birinden az olduôu tespit edilenler,
Kanunun 60’nc maddesinin birinci fkrasnn (c) bendinin (1) numaral alt bendi kapsamnda tescil edilerek
prim ödemeksizin saôlk yardmlarndan faydalandrlmaktadr. Genel saôlk sigortasnn uygulanmaya ba÷ladô 1/1/2012 tarihinden bugüne kadar 4.839.284 ki÷i,
prim ödemeksizin saôlk yardmlarndan faydalandrlmaktadr.
Aile içindeki gelirin ki÷i ba÷na dü÷en aylk tutar asgari ücretin üçte birinden fazla olduôu tespit edilenler
ise, Kanunun 60’nc maddesinin birinci fkrasnn (g)
bendi kapsamnda tescil edilmektedir. Bu ki÷ilerin ödeyecekleri aile içindeki gelirin ki÷i ba÷na dü÷en aylk tutar asgari ücretin üçte birinden fazla olduôu tespit edilenler ise, Kanunun 60’nc maddesinin birinci fkrasnn
(g) bendi kapsamnda tescil edilmektedir. Bu ki÷ilerin
ödeyecekleri prim miktar, aile içindeki gelirin ki÷i ba÷na dü÷en aylk tutarna göre deôi÷mektedir. ööyle ki;
– Asgari ücretin üçte birinden asgari ücrete kadar
olduôu tespit edilenler, Kanunun 82’nci maddesine göre belirlenen prime esas günlük kazanç alt
snrnn otuz günlük tutarnn üçte biri üzerinden
(35,46-TL),
– Asgari ücretten asgari ücretin iki katma kadar olduôu tespit edilenler, Kanunun 82’nci maddesine
göre belirlenen prime esas günlük kazanç alt snrnn otuz günlük tutar üzerinden (106,38-TL),
– Asgari ücretin iki katndan fazla olduôu tespit, edilenler, Kanunun 82’nci maddesine göre belirlenen
prime esas günlük kazanç alt snrnn otuz günlük
tutarnn iki kat üzerinden (212,76-TL),
prim ödeyerek kendileri ve bakmakla yükümlü olduôu ki÷iler de dahil olmak üzere 1/1/2012 tarihinden
41
dosya
GSS Uygulama Sorunlar
bugüne kadar 2 milyon 203 bin 112 ki÷i 35,46-TL, 263
bin 348 ki÷i 106,38 TL ve en yüksek olan 60/g-3 seviyesinden ise 54 bin 378 ki÷i 212,76 TL ödeyerek saôlk
yardmlarndan faydalandrlmaktadr.
Ki÷ilerin gelir testi yaptrmak istememeleri ve beyanda bulunmamalar halinde ise, aile içindeki gelirin ki÷i
ba÷na dü÷en aylk tutarnn asgari ücretin iki katndan
fazla olduôu kabul edilerek ödeyecekleri prim tutar
kendilerine bildirilmekle, primlerini ödemeleri halinde
bakmakla yükümlü olduôu ki÷ilerle birlikte saôlk yardmlarndan faydalandrlmaktadr.
Kanunun 92’nci maddesine göre genel saôlk sigortallônn sona ermesi söz konusu deôildir. Ancak, ki÷inin
ikametinin yurtd÷na çkmas, ölümü ya da genel saôlk
sigortals saylmamas veya genel saôlk sigortas kapsam d÷na çkmas halinde genel saôlk sigortallô sona
erer. Kanun, genel saôlk sigortals saylanlarda olduôu
gibi kimlerin genel saôlk sigortals saylmayacaôn da
tek tek düzenlemi÷tir. Buna göre;
42
O
Hükümlü ve tutuklular,
O
Er ve erba÷lar ile yedek subay okulu öôrencileri,
O
Geçici görevli olarak ülkemize gelen ve yabanc
ülkede sosyal sigortaya tâbi olduôunu belgeleyen
ki÷iler,
O
Kamu idarelerinin d÷ temsilciliklerinde istihdam
edilen ve temsilciliôin bulunduôu ülkede sürekli
ikamet izni veya bu devletin vatanda÷lôna geçenler,
O
Türk uyruklu sözle÷meli personelden, bulunduôu ülkenin sosyal güvenlik kurumunda sigortal
olduôunu belgeleyenler ile sosyal güvenlik sözle÷meleri çerçevesinde ve temsilciliôin bulunduôu
ülkenin ilgili mevzuat gereôi bulunulan ülkede
sosyal sigorta kapsamnda olanlar,
O
Ülkemizde oturma izni alm÷ yabanc ülke vatanda÷larndan yabanc bir ülke mevzuat kapsamnda
sigortal olmayan ve yerle÷im süresi bir yl geçmeyenler,
O
Yasama Organ Üyeleri ile açktan Bakanlk görevine atananlar ve bunlardan görevi sona erenler ile
bunlarn emeklileri, bakmakla yükümlü olduklar
aile fertleri, dul ve yetimleri,
O
Anayasa Mahkemesi Ba÷kan ve üyeleri ile bunlarn emeklileri ve bakmakla yükümlü olduklar ki÷iler
genel saôlk sigortals ve genel saôlk sigortalsnn
bakmakla yükümlü olduôu ki÷i saylmamaktadr. Bu ki-
÷iler, bu durumlarnn ortadan kalktô tarih itibaryla
Kanunun 60’nc maddesinin birinci fkrasnn (d) ya da
(g) bendi kapsamna alnmaktadr.
Geçi÷ sürecinin sona ermesi ile birlikte geçici 12’nci
madde gereôi saôlk yardmlar ilgili kurulu÷lar tarafndan saôlanan öôrenciler, asker e÷leri ve uzman çavu÷ ya
da sözle÷meli subay olarak TSK’da görev yapan ve saôlk
yardmlar TSK tarafndan saôlananlar da 1/1/2012 tarihi
itibaryla genel saôlk sigortas kapsamna alnm÷tr. Bu
ki÷ilerden, bakmakla yükümlü olunan ki÷i olarak saôlk
yardmlarndan faydalanma hakk bulunanlar, bakmakla
yükümlü olunan ki÷i olarak; bulunmayanlar ise Kanunun 60’nc maddesinin birinci fkrasnn (g) bendi kapsamnda tescil edilerek saôlk yardmlarndan faydalandrlmaktadr.
IV. Deäerlendirme
1/10/2008 tarihinde 5510 sayl Kanunun yürürlüôe
girmesinden önce de sosyal güvenlik kanunlar kapsamnda çal÷anlarn ve bakmakla yükümlü olduklar ki÷ilerin saôlk güvencesi bulunmaktayd. Ancak, 3816 sayl Kanun kapsamnda kendilerine ye÷il kart verilenler
d÷nda, sosyal güvencesi olmayanlarn saôlk güvencesi
de bulunmamaktayd. Genel saôlk sigortas uygulamas
ile bu durumdaki ki÷iler de kapsama alnarak saôlk yardmlarndan faydalanmalar saôlanm÷tr. Ayrca, genel
saôlk sigortas uygulamas, zorunlu sigortallk olmas
nedeniyle özel saôlk sigortas bulunanlar da kapsamaktadr.
Genel saôlk sigortas uygulamas ile kapsamda saylan herkesin gelirine göre prim ödeyerek koruyucu saôlk hizmetleri, hastalk ve analk hallerinde ayakta veya
yatarak tedavi hizmetlerinde Kanunun 63’ncü maddesinde düzenlenmi÷ olan saôlk hizmetleri ve ayn maddede
belirtilen ÷artlarn bulunmas halinde üreme yöntemi
tedavisinden tüm kamu hastanelerine ve Kurumun anla÷mal olduôu özel hastanelerden istediklerine müracaat
ederek faydalanmas saôlanm÷tr.
V. Sonuç
Genel saôlk sigortas uygulamasyla ilk defa toplumda ya÷ayan tüm bireyler sosyal güvenceye kavu÷turulmu÷tur. Toplumdaki tüm bireylerin sosyal güvence
kapsamnda olmas, devletin saôlk politikalarnn rasyonel ve uzun dönemli olu÷turulmasn saôlayacak, toplum
saôlôn tehdit eden durumlarda en ksa sürede önlem
alnmasn ve ki÷ilerin korunmasn saôlayarak ülkemizde saôlkl insanlardan olu÷an bir toplum ve saôlkl nesiller olu÷turulmas saôlanacaktr.
Genel Saălk Sigortas: Kimin Ąhtiyac? - Dr. EriĆ Bilaloălu
Genel Saălk Sigortas: Kimin Ąhtiyac?
Q Dr. EriĆ BĄLALOĂLU / Türk Tabibleri Birliăi Merkez Konseyi BaĆkan
E
lbette her uygulamann art ve eksi yönlerinden
söz etmek mümkün. Ancak bu tarz bir deôerlendirme özünde eksi olan bir politikann sürdürülmesine katk sunabiliyor ve o nedenle eksik/hatal
oluyor. 25 sene önce Özal’l yllarda KõT’ler (Kamu õktisadi Te÷ebbüsleri) tart÷lr, “Çaômzda nerede görülmü÷, artk devlet süt mü satar/et mi satar/ayakkab m
yapar?” vb. ile ba÷layp KõT’lerin verimsizliôi, kamunun
kötülüôü anlatlr ve özelle÷tirilmesi/satlmas gerektiôi
vaaz edilirdi. Duyarl akademisyenler de oturup ince ince
hesaplarla KõT’lerin aslnda verimsiz olmadôn ispata
çal÷rlard. Bu tart÷mann kendisi KõT’ler hakknda bir
gölge/soru i÷areti doôururdu. Temel soru yani neden bu
isteniyor, kim istiyor, kimin ihtiyac, sorular kenara itilip bu “zorunluluktur ve tart÷alm” söylemi aôr basard.
Oysa bugün çok net biliyoruz ki bu bir satma politikasnn parçasyd hem de sadece maddi varlklarla snrl
olmayan…
õ÷te Genel Saôlk Sigortas (GSS) Yasasnda çok sayda
maddesi olan, pratikte neredeyse hemen her gün deôi÷en
bir uygulamann ya÷andô, dört yl önce söylenenlerle
bugün yaplanlarn arasnda epeyce fark olan, giderek de
farkn vatanda÷n aleyhine arttô/artacaô bir durumla
kar÷ kar÷yayz. O nedenle art ve eksilerden çok bu i÷in
kendisi sonuç ve öz olarak art m eksi mi ya da “bindik
bir alamete, gidiyoruz nereye” sorusuna cevap vermeye
çal÷acaôm.
Saôlk... Hep böyle söylüyoruz, her i÷in ba÷. Ama
gündelik ya÷amda böyle mi oluyor, ku÷kulu. Birçok
gerekçeyle saôlômz göz ard edebiliyoruz. Tek tek
bireylerin ÷u ya da bu gerekçeyle göz ard ettiôi saôlk
aslnda bireylerin ötesinde bir toplumsal ba÷lk. Yanl÷
anla÷lmasn, her insann kendi saôlô konusunda özenli
olmasn, sorumluluklarn önemsizle÷tiren bir ifade de
bulunmuyoruz. Sadece asl vurgunun saôlôn toplumsal
yönüne yaplmasna ve bu çerçevede de kamusal önemine dikkat çekiyoruz.
Neden? Çok açk. 1980’lerden bu yana dünya ölçeôinde birey “yeniden ke÷fedildi”. E÷ zamanl olarak bireysellik öne çkartld ve bir süsleme arac olarak özgürlük, bireyin ki÷isel iradesi, bireyin kendini var etmesi vb.
argümanlarla “zenginle÷tirildi”. Bu yaplann ideolojik
olduôu tart÷ma götürmez. õ÷te yaratlan bu ideolojik
bombardmandan saôlk da nasibini ald. Genel Saôlk
Sigortasn (GSS) Türkiye’de destekleyenler (ki ba÷ta
büyük patronlar gelir) ÷u cümlelerle dile getirdiler: GSS
kiçi baznda saälk riskinin yönetildiäi bir yapdr!
Ne güzel, insanlar saôlk risklerini(?) -ba÷ka hiçbir
kimse kar÷madan- kendi ba÷larna, özgürce, yönetebilecekler; bundan iyisi can saôlô! Doôrusu bu cümlenin
Türkçesi ÷uydu: “Siz i÷çiler, emekçiler, yoksullar, i÷sizler,
sürekli hastalô olanlar, çok hastalanan ya÷llar vb. üzerimizde yüktünüz, yüksünüz. 1980’lere kadar snf mücadelesi içerisinde bunu ifade edemiyorduk ama artk ko÷ullar buna elveriyor. Kendi ba÷nzn çaresine bakn. Biz
buna kendi saôlk risklerinizi siz yönetin diyoruz, daha
ne istiyorsunuz, yani ne kadar paranz varsa o kadar
hasta olabilirsiniz, o kadar risklerinizi yönetebilirsiniz.”
õyi ama ad bireysel saôlk sigortas deôil ki, genel saôlk sigortas? Haklsnz genel denerek bir kapsayclk
ifade ediliyor ve bu da bizi kandryor. Oradaki genelin
anlam bütün saôlk sorunlarnz kapsyor anlamn ta÷myor. Oradaki genelin anlam herkesten para alnacak,
zorunlu, kaçamazsnz demek oluyor. Zaten isimde yer
alan saôlk kelimesi de saôlô deôil hastalklar ifade ediyor. Bu bir hastalk sigortas. Sigorta sözcüôü de sizi korumaktan çok piyasac bir saôlk sisteminden kazananlar, özel saôlk sigortalarn, ksacas sermayenin halka
daha az kaynak ayrmasnn ve daha çok kazanmasnn
sigortas anlamn ta÷yor.
Ku÷kusuz bu sürecin ekonomi-politiôini okumak i÷in
berrak bir ÷ekilde anla÷lmasn saôlyor. õ÷çiler emekçiler bilirler, mesele ekmek kavgas meselesidir. Yaplan
her yasa ekmeôin bölü÷ümünde kar÷lk bulur. O nedenle kestirmeden söylemekte yarar vardr: Genel Saôlk
Sigortas da (yasas da) bu amaçla çkartlm÷tr. Sermaye saälk hizmetlerinin finansman için çok daha az
para ayrmak ve çok daha fazla vatandaçtan almak,
saälk hizmetlerini olabildiäince piyasalaçtrmak,
hizmet sunumunda her türlü süreçten rant elde etmek istiyor. Bu doôruysa, GSS’nin özü bu ise (ki her
türlü kantla bu ortadadr) biz bunun artlarn ne kadar tart÷abiliriz? Sürecin bir a÷amasndaki, o döneme ait
olumluluôu nasl “art” olarak yorumlayabiliriz?
43
dosya
GSS Uygulama Sorunlar
Önce ÷öyle denir (bizde de dendi): Herkesi kapsyor,
bütün hastalklar, vatanda÷n/hekimin parayla ili÷kisi
kalmayacak, özel hastanelerde bir miktar (o da öyle fazla
deôil, bir miktar) otelcilik hizmetleri için fark vereceksiniz.
dan sürekli eksilen, kaybedilen, daha fazla paral hale
dönen bir sistemdir GSS. õ÷in ba÷nda kandrmak için iyi,
olumlu kimi ÷eyler varsa da bunlar yllar içerisinde azalmaktadr, kalkacaktr. GSS’de “art” bulan varsa bilin ki
ekmeôin payla÷mnda sizden, i÷çiden yana deôildir.
Sizden-bizden vergi alnyor. Niye? Cebimizdeki nüfus cüzdan ne i÷e yaryor? Saôlk, eôitim ba÷ta olmak üzere hizmet verilsin diye. Yetmiyor, Türkiye en adaletsiz,
e÷itsiz olan dolayl vergilerde dünyada en önde gidiyor.
Benzine, telefon, doôalgaza zam vb. derken zaten en fazla
paray vatanda÷ çekiyor. Hayr, bu verdiôiniz para saôlk
hizmetine ula÷mak için yetmez diyorlar, dediler. “Çünkü
saôlkta masraflar çok, Amerika bile yeti÷emiyor!”
Yllardr hepimize o an için geçerli kimi olumluluklar göstererek i÷in asln gizlediler.
O nedenle prim vereceksiniz, gelire göre. Yeter mi?
Yetmez. Muayenede -sürekli artan- katk pay, ilaçta -sürekli artan- katlm pay, fark ücreti ve tamamlayc sigorta. Yani GSS’nin teminat altna aldä kapsamn daraltlp, her hastalän sigortas olmaktan cayp daha
fazlas için özel saälk sigortalarna sigortalanmak.
Önümüzdeki günler tamamlayc sigorta güzellemelerinin ve zorlamalarnn yaçanacaä bir dönem olacak
ksacas.
44
Ba÷ta böyle demiyorlard. Saôlk Bakan aile hekimleri ücretsiz diyordu, özel hastanelerde en fazla yüzde
30 fark alnabilir daha fazla alnyorsa oralarda saôlk
hizmeti deôil ba÷ka i÷ler vardr diyordu. öimdi resmen
yüzde 90 oldu.
Bir kez daha söyleyelim, bu yazda aktardklarm rakamlar, kantlarla, belgelerle aktarmak mümkün.
Ba÷a dönelim: GSS’nin artlar ve eksikleri nelerdir?
õ÷çi açsndan, sermayedarlar d÷ndaki yüzde 99 açsn-
Böyle söyleyince hep söylenir “daha önceki kötü durumu mu savunuyorsunuz” diye. GSS öncesi de olumsuzdu ve kastl olarak/bir politika olarak var olan daha
da kötüle÷tirildi yllarca. öimdi kurulan GSS özünde saôlk hakknn bize parayla satlmas olup giderekte pahalla÷acak bir genel soygun sistemidir.
õyi de bugün GSS var, yürürlükte ve ne yapmalyz?
Türk Tabipleri Birliôi hastaneler ba÷ta olmak üzere
hizmet alrken GSS nedeniyle günlük ya÷anan sorunlar
için her an ba÷vurulacak güvenilir bir dan÷ma hattn
yer almak isteyen bütün i÷çi örgütlerinin de katlmyla
kurmak için çal÷malara ba÷lam÷tr. Bu dan÷ma hattyla
hizmet alrken kar÷la÷lan skntlarda, geçerli mevzuat,
uygulamada sizlerin yararn gözeterek yorumlanarak
bilgi verilecektir. Ancak bilinmelidir ki mevzuat yapanlar sürekli daha fazla kaynak aktaracak tamamlayc sigorta vb. “çözümler” önerecek, sendikalarn bu tür giri÷imlerde ön ayak olmalarn isteyerek, yöneticilere siz de
kazançl çkarsnz(!) diyerek akl vereceklerdir.
Bizce i÷çilerin akl i÷çilere yeter. TTB’nin beklentisi her yerde sizlerin katlm/öncülüôüyle Saôlk Hakk
Meclisleri kurarak herkes için e÷it, ücretsiz, nitelikli,
ula÷labilir bir saôlk talebi mücadelesini gerçekle÷tirmektir.
Genel Saălk Sigortas Hakknda
Q Ecz. Erdoăan ÇOLAK / Türk Eczaclar Birliăi BaĆkan
S
aôlkta dönü÷üm tamamlanyor. Geçtiôimiz dönemde, saôlk alannda ya÷anan dönü÷üm, temel
olarak hekim, eczac ve hastann aleyhine çok kuvvetli unsurlar barndrd, son süreçte ya÷anan geli÷meler,
bu aleyhte dönü÷ümün devam edeceôini gösteriyor. Her
÷eyden önce, bir dönü÷üm birilerinin aleyhine i÷liyorsa,
lehine i÷lediôi kesimlerden söz etmek gerekir. õstatistikler açkça gösteriyor ki, bu dönü÷ümden kazanan ne
kamu, ne de saôlk çal÷anlar olmu÷tur. Bu dönü÷ümün
kazananlar ÷irketler ve ÷irketle÷en saôlôn yeni sahipleri
olmu÷tur.
Dünyada egemen yeniden yaplanmann ana özellikleri, saôlk sisteminde özel sektörün paynn artmas,
devletin kendi rolünü “düzenleyicilikle” snrlandrmas, saôlk alannda çal÷anlarn çal÷ma ko÷ullarnn kötüle÷mesi, sivil toplumun bask gücünün zayflatlmas,
Genel Saălk Sigortas Hakknda - Ecz. Erdoăan Çolak
sigorta kapsamnn geni÷letilip hizmetlerin kapsamnn
daraltlmas, çokuluslula÷ma ve sermaye yoôunla÷mas
olarak ortaya çkt.
Ülkemizde de, bütün bu özelliklerle uyumlu bir yasal çerçeve olu÷turulmas çabas, son yllara damgasn
vurdu.
Söz konusu program doärultusunda hayata geçirilen uygulamalara ana hatlaryla baktämzda:
O
Saôlk hizmetlerinin finansmannda Genel Saôlk
Sigortas (GSS)
O
Saôlk çal÷anlarnn istihdamnda sözle÷melilik
O
Birinci basamak saôlk hizmetlerinde aile hekimliôi
O
õkinci ve üçüncü basamak saôlk hizmetleri bakmndan devlet hastanelerinin ticarîle÷tirilmesi ve
özelle÷tirilmesi
O
Saôlk Bakanlô’nn yeniden yaplandrlmas ile
kar÷la÷yoruz.
Anmsanacaô üzere 2006 ylnda “(…) Nüfusun tümüne, hakkaniyete uygun, e÷it, koruyucu ve tedavi edici kaliteli saôlk hizmeti sunumunu finanse etmek…”
amacyla 5510 sayl Sosyal Sigortalar ve Genel Saôlk
Sigortas Kanunu kabul edilmi÷tir. Ancak yürürlüôe giri÷
tarihi 1 Ocak 2007 olarak belirlenen Kanun’un önemli
maddeleri Anayasa Mahkemesince iptal edilmi÷tir. õptalden sonra yürürlük tarihi üç kez ertelenen Kanun baz
hükümlerinde yaplan deôi÷ikliklerle 1 Ekim 2008 tarihinde tam olarak yürürlüôe girmi÷tir. GSS uygulamasna
ise söz konusu Kanunun 106. maddesi gereôince bu yln
ba÷nda yani 1 Ocak 2012 tarihinde geçilmi÷tir.
Türkiye’de tüm nüfusun sosyal güvence kapsamna
alnmas hedefiyle yürürlüôe konulan GSS saälk ve
sosyal güvenlik sisteminde köklü deäiçiklikler içermektedir.
1 Ocak’ta yürürlüäe giren bu uygulamaya göre;
– SGK’llar ve bakmakla yükümlü olduklar ki÷iler d÷ndaki herkes GSS primi ödemekle yükümlü hale
getirilmi÷tir. Geliri brüt asgari ücretin (886,5
TL) üçte birinin (295 TL) üstünde olanlar prim
ödemek zorunda braklmaktadr. Hepinizin
bildiôi gibi kimin, ne kadar prim ödeyeceôine karar vermek için 28 Aralk 2011 tarihinde çkarlan
Gelir Testi Yönetmeliôi çerçevesinde ayrntl bir
gelir testi uygulanmaktadr. Buna göre ödenecek
prim miktarnda ki÷inin ta÷nr ve ta÷nmazlar ile
bunlardan doôan haklar dikkate alnmakta; kira,
elektrik-su-doôalgaz-telefon kullanm, kredi kart
ve diôer banka i÷lemleri gibi harcama kalemleri de
göz önünde bulundurulmaktadr. Üstelik Sosyal
Yardmla÷ma ve Dayan÷ma Vakf tarafndan periyodik olarak uygulanacak gelir testi ile ki÷inin
gelirinde saptanacak deôi÷iklikler prim miktarna
yanstlacaktr. Ailenin toplam geliri ailedeki ki÷i
saysna bölünecek. Buna göre ailede ki÷i ba÷na
dü÷en gelir brüt asgari ücretin üçte birinden az ise
primler devlet tarafndan ödenecektir. Geliri 295
ile 886,5 lira arasnda olanlar aylk 35,46 TL,
886,5 ile 1773 lira arasnda olanlar 106,38 TL,
1773 TL üstünde olanlar 212,76 TL prim ödeyecekler. Gelir testi yaptrmayanlar ise en yüksek prim miktar olan 212,76 lira prim ödemek
zorunda braklmaktadr.
– Bu düzenleme ile Yeçil Kart uygulamas ile saôlk hizmetlerinden yararlanabilen 9 milyon ki÷inin
durumu da deôi÷mektedir. Ye÷il kart uygulamasnn kaldrlmas ile aylk geliri 295 TL’nin üzerinde olduôu varsaylan 5 milyon Ye÷il Kartl prim
ödemek durumunda kalm÷tr.
– æubat sonuna kadar sosyal güvencesi olmayanlar ve Ye÷il Kartllar gelir testi yaptrmazlarsa saôlk hizmetlerinden yararlanamamakta ve adlarna
SGK’ya her ay için 212,76 TL borç kaydedilmektedir. Eksik ödenen ya da ödenemeyen primler, SGK
tarafndan yine ilgili ki÷iden faiziyle birlikte tahsil
edilecektir.
– 5510 Sayl Kanun’un yürürlüôe girdiôi 1 Ekim
2008 öncesinde göreve baçlayan kamu çalçanlarnn GSS primleri en fazla üç yl boyunca devlet
tarafndan kar÷lanmaya devam edecektir. En fazla
üç yl içinde kamu çal÷anlarnn maa÷larndan % 5
orannda GSS primi çal÷ma pay kesilecek. 1 Ekim
2008’den sonra kamu çal÷an olanlarn GSS priminin % 7’sini devlet kar÷larken % 5’i çal÷anlarn
maa÷larndan kesilecek.
– Sigortal çalçanlarn 1 Ocak 2012 tarihi itibariyle toplam brüt gelirleri üzerinden ödeyecekleri
GSS primlerinin yüzde 7’sini i÷veren, yüzde 5’ini
ise kendileri ödeyecek.
– Herhangi bir i÷yerinde part-time veya gün/saat
üzerinden ücretli çalçanlar eksik primlerini
kendileri tamamlamak zorunda kalacak.
– åçten ayrlan/içsiz kalan bir sigortal ancak i÷ten
ayrldktan sonraki 10 gün GSS’den yararlanabilecek. Söz konusu 10 günü takip eden 1 ay içerisinde
45
dosya
GSS Uygulama Sorunlar
GSS giri÷ bildirgesini kuruma vermeyen sigortalya
bir asgari ücret tutarnda para cezas uygulanacak.
biçimde sunumunu ve herkes tarafndan eriçilebilir
olmasn zorunlu klar.
– 18 yaçndan küçük olanlarn d÷nda lise ve dengi okullardaki öôrenciler ile çraklk ve meslekî
eôitim gören öôrenciler 20 yaçna kadar, yükseköôretimine devam eden ve evli olmayan öôrenciler 25 yaçna kadar prim ödemekten muaf tutulmu÷tur. Öôrenciler 25 ya÷n geçmi÷ ise ailelerinin
saôlk güvencesinden yararlanamayacak. Öôrencilerin aile fertlerinden birinin sosyal güvencesi yok
ise veya 25 ya÷n doldurmu÷ ise gelir testi yaptrarak yine sonucuna göre prim ödeyecek. Bu duruma artk hiçbir üniversitenin öôrencilerinin tedavi
giderlerini artk kar÷lamayacaô anlamna gelmektedir.
Diôer yandan prim ödemekle yükümlü olacaklar
için belirlenen gelirin alt snr göz önüne alndända
esas büyük sorun ortaya çkmaktadr. Aylk geliri 295
TL olan bir insann saôlk hizmetlerinden yararlanabilmek için nasl ayda 35 TL. prim ödeyeceôi dü÷ündürücüdür.
– Temel teminat paketi altnda ödenen primlerin
hangi hastalklar ve tedavi hizmetlerini kapsayacaô da SGK tarafndan belirlenecek. Temel teminat paketinin dçnda kalan hastalk ve tedavi
giderleri için ki÷iler tamamlayc saôlk sigortas
yapmak zorunda kalacaklar.
46
– Reçete tutarnn yüzde 20’sini olu÷turan ilaç katk
payna ilaveten 3 kutuya kadar temin edilen ilaçlar
için 3 TL, 3 kutuya ilave temin edilen her bir
kutu ilaç için 1 TL reçete katk pay alnacak ve
bunun tahsili içi eczaneler tarafndan gerçekleçtirilecek. Emeklilerden eczanede katk pay
tahsil edilmeyecek ama bu oranlar emeklinin maa÷ndan kesilecek.
– Muayene katlm paylarnda bir dü÷me ya÷and.
åkinci ve üçüncü basamak resmî saälk hizmeti
sunucularnda 8 TL olan muayene katlm pay
5 TL ye özel saälk hizmeti sunucularnda da
15 TL’den 12 TL’ye indirildi. Ancak çal÷anlarn
resmi ikinci ve üçüncü basamaktaki muayenelerinden alnan 5 TL. muayene katk pay olarak
eczanelerce tahsil edilmeye devam edecek. Yani
eczaclarn bir tür veznedara dönü÷türülmesi uygulamasndan vazgeçilmi÷ deôil.
GSS ile herkese temel bir sigorta yaplacak, ancak
maliyeti yüksek hastalklar için ki÷i ek bir prim ödemek
durumunda kalacaktr. Saôlk hizmetleri finansman için
para toplama yönteminin yan sra güvence kapsamnda olanlarn ödemek zorunda olduôu katk paylarnn ve
cepten yaptô diôer harcamalarn giderek artyor olu÷u
saôlk hakkna eri÷imi olumsuz yönde etkilemektedir.
Oysaki hak kavramnn özü onun kamu tarafndan
finanse edilmesini, ülkede yaçayan tüm bireylere eçit
Anayasa’nn 2. maddesinde devletin nitelikleri
arasnda Sosyal Devlet ilkesine yer verilmekte, bu
madde deäiçtirilemez maddeleri arasnda yer almaktadr. Yine Anayasa’nn 56. maddesi herkesin saälkl
bir yaçam hakkna, 60. maddesi ise herkesin sosyal
güvenlik hakkna sahip olduäunu vurgulamaktadr.
Söz konusu hükümler birbirleriyle ve Anayasa’nn 17.
maddesinde yer alan ve evrensel ölçekte temel haklar
arasnda saylan yaçama hakk ile birlikte düçünülmek zorundadr. Zira saälk hakk yaçama hakknn
ayrlmaz bir parças ve ön koçuludur. Saälk hakkndan tam anlamyla yararlanabilmek ise herkesin sosyal güvenlik hakkna sahip olmasyla mümkündür.
Doäas gereäi hiçbir biçimde ticarî olarak deäerlendirilemeyecek olan saälän paral hale getirilmesi Sosyal Devlet ilkesinin ve Anayasa’da tanmlanan haklarn kâät üstünde kalmas anlamn taçr.
Sosyal güvenlik, insanlarn bugününü ve yarnn
güvence altna almay amaçlayan, mesleksel, fizyolojik
ya da sosyoekonomik riskten ötürü geliri ya da kazanc
sürekli ya da geçici olarak kesilmi÷ kimselerin geçinme
ve ya÷ama gereksinimlerini kar÷layan bir sistemdir. Asgari ücretin net 701 TL olduôu, birçok sendika tarafndan yoksulluk snrnn 3000 TL’ye yakla÷tônn ifade
edildiôi, Türkiye õstatistik Kurumu’nun nüfusun yüzde
16,9’unun yoksulluk snrnn altnda ya÷adôn açkladô i÷sizlik oranlarnn yüzde 10’larda gezindiôi, söz
konusu i÷siz nüfusun büyük çoôunluôunun gençlerden
olu÷tuôu, bir i÷ sahibi olanlarn ise giderek daha fazla
geçici, esnek ve güvencesiz istihdam biçimleriyle çal÷trldô bir ülkede sosyal güvenlik sisteminin prime dayal
sosyal güvenlik sistemi geleceôin güvencesiz in÷asn beraberinde getirmektedir.
Genel olarak baktämzda;
Saôlk politikalarnn belirlenmesinde iki temel öncelik bulunmaktadr: bunlardan ilki ve en önemlisi toplum
saôlônn bugün ve gelecekte tam ve eksiksiz bir biçimde korunmas, ikincil olarak ise kamu kaynaklarnn bu
amaca hizmet edecek biçimde etkin ve aklc kullanmnn saôlanmasdr.
Genel Saălk Sigortas Hakknda - Ecz. Erdoăan Çolak
Saôlk hakknn herkes için en doôru ve sürekli bir
biçimde saôlanmas önceliôinden vazgeçilmeyecekse;
saôlk, ilaç ve eczaclk alan aklc kullanm ilkelerine
göre planlanmaldr.
Önümüzdeki dönemde, Anayasa’da ya÷ama ve saôlk
hakkn düzenleyen 17. ve 56. maddelerin vazgeçilmez
özellikleri bir yana, güçlendirilmesi, diôer saôlk meslek
örgütleri ile birlikte temel taleplerimizdir.
Toplumun ilaca eri÷imi hakknn savunulmas, eczacnn en önemli varolu÷ nedenlerinden ve meslek
etiôinin bir gereôidir. Özellikle ilaç fiyat farklarnn artmasnn hastalarmzda cepten ödemeleri de artrmas
kar÷snda, saôlkta tasarrufun bedelini hastaya ykarak
yaplamayacaôn hiç ylmadan söylemek ve savunmak
durumundayz; söylüyoruz, savunuyoruz.
Genel Saălk Sigortas
Uygulamalar
Q Kazm ERGÜN / Türkiye Emekliler Derneăi Genel BaĆkan
1
Ocak 2012 itibariyle yürürlüôe giren Genel Saôlk
Sigortas ile nüfusun tamam genel saôlk sigortas
bakmndan sosyal güvenlik kapsamna alnm÷tr.
Artk hiçbir birey “genel saôlk sigortas kapsamna dahil olmak istiyorum” deme hakkn kendinde göremeyecektir. Bugüne kadar sosyal güvenlik kurulu÷larnda
kayd olmayanlarn genel saôlk sigortasna tescillerini
yaptrmalar bir mecburiyet haline getirilmi÷tir. Sosyal
güvencesi olmayp da, süresinde ba÷vuru yapmayanlara iki asgari ücret üzerinden ayda 216 lira genel saôlk
sigortas primi ödeme yükümlülüôü getirilmi÷tir. Ayn
durum, ye÷il kart sahibi olanlar için de geçerli olmu÷ ve
ye÷il kart vize sürelerinin bitimini müteakip bir ay içinde
gelir testine müracaat edilmesi zorunluluôu getirilmi÷tir.
Saôlk ve sosyal güvenlik; toplum saôlônn korunmas ve çal÷ma süresinin sonunda gelir ve aylk baôlanmas bakmndan evrensel bir hak olarak tanmlanmaktadr. Anayasamzda da saôlk ve sosyal güvenlik temel
bir hak olarak kabul edilmi÷, devlete de önemli görevler
verilmi÷tir.
Bugüne kadar çkarlan kanunlara ve uygulamalara
bakldônda, Anayasamzda tanmlanan görevlerin tam
olarak yerine getirilmediôi ve sosyal güvenlikte daônk
bir uygulamann olduôu gerçeôi ile kar÷ kar÷yayz.
Genel saôlk sigortas ile emeklilik sigortasn bir bütün olarak deôerlendirmek gerekiyor. õstihdamn yüzde
42 gibi bir bölümünün sigortal olmadan çal÷yor veya
çal÷trlyor olmas, kayt d÷ boyutu görmek açsndan
üzerinde durulmas gereken ekonomik ve sosyal bir sorundur.
Sosyal güvenliôin eri÷imi konusunda yönlendirici ve
te÷vik edici bir politika izlenmediôinden, nüfusun önemli bir ksm korumasz kalm÷tr. Sosyal devlet olmann
birinci ko÷ulu, bu haklara eri÷imi saôlayacak her türlü
tedbirin alnmasdr. Bu yönüyle sosyal politikamz eksik
kalm÷, bu haklara eri÷ilmesi için kararl bir mücadele
verilmemi÷tir.
Sosyal güvenlik mevzuatnda yaplan deôi÷iklikler,
norm ve standart birliôinin kurulmasn saôlamadôndan, uygulamada büyük e÷itsizlikler ya÷anmaya ba÷lanm÷tr. Saôlktan yararlanma ko÷ullarnn farklla÷mas
ve e÷itlik kurallarnn benimsenmemesi, önemli bir sorun olarak gündemde durmaktadr. Bu duruma örnek
olarak; kz çocuklarna getirilen farkllklar ile part-time
çal÷anlara yönelik uygulamalar gösterebiliriz.
5510 sayl Sosyal Sigortalar ve Genel Saôlk Sigortas Kanununun temel maddeleri ile geçici maddeleri
birbirleriyle çeli÷mektedir. Bu duruma en iyi örnek kz
çocuklarnn durumudur. 5510 sayl Sosyal Sigortalar
ve Genel Saôlk Sigortas Kanunu’nun yürürlüôe girdiôi
tarihte (1 Ekim 2008) ilgili kanunlar gereôi bakmakla
yükümlü olunan kz çocuklar (ya÷ ko÷ulu aranmakszn) bu Kanun gereôince de bakmakla yükümlü olunan
ki÷i saylacaktr. Ancak, durumlarnda deôi÷iklik olduôunda (evlenme, bo÷anma, i÷e girme, i÷ten çkma) saôlk
hizmetlerinden yararlanma ko÷ullar bu Kanun hükümlerine göre yeniden belirlenir. Kz çocuklarnn durum
deôi÷ikliklerinin ortadan kalkmas halinde, bu ki÷iler
tekrar ilgili kanunlarna göre bakmakla yükümlü olunan
ki÷i saylacaklardr.
47
dosya
GSS Uygulama Sorunlar
1 Ekim 2008 sonrasnda ilk defa genel saôlk sigortasndan yararlanan kz çocuklar, erkek çocuklar ile ayn
statüye baôlanm÷, eôitim görmemesi durumunda 18 ya÷n doldurmas ile birlikte anne ve babas üzerinden saôlk yardm almasna son veriliyor ve genel saôlk primi
ödenmesi getiriliyor. 1 Ekim 2008 sonras ilk defa anne
ve babas üzerinden saôlk yardm alan kz ve erkek çocuklarn eôitimlerine devam etmesi durumunda lise eôitimi için 20 ya÷, yüksek öôretim eôitimi için 25 ya÷a kadar bakmakla yükümlü ki÷iler olarak deôerlendiriliyor.
Part-time çal÷anlarn genel saôlk sigortasndan yararlanmalar için ay içerisinde çal÷lmayan günlerine ait
primlerin ödenmesi yükümlülüôü, saôlk hakkn kstlayan bir engeldir. Bu nedenle, 5510 sayl Kanunun 88.
maddesinin deôi÷tirilmesini gerekmektedir.
4857 sayl õ÷ Kanunu’nun 13 ve 14 üncü maddelerine göre ksmi süreli veya çaôr üzerine yada ev hizmetlerinde 30 günden az çal÷lmas durumunda, sigortallarn
tercih edeceôi iki seçenek bulunmaktadr:
48
a) Eksik günleri isteôe baôl sigorta ile tamamlanabilir. Böylece, eksik günlerin emeklilik ve genel saôlk sigortas primleri birlikte ödendiôinden, gelir
testine ba÷vurulmayacaktr. Söz konusu primler,
asgari ücret üzerinden de ödenebilir ve emeklilikte aranan prim gün saysna katk da saôlanm÷
olur.
b) õsteôe baôl sigorta ile eksik günlerin tamamlanmamas durumunda, genel saôlk sigortas priminin ödenmesi gelir testine göre belirleneceôinden,
sosyal dayan÷ma ve sosyal yardmla÷ma vakfna
ba÷vurulmas da bir zorunluluktur. Hanede ki÷i
ba÷na dü÷en gelir, asgari ücretin üçte birinden az
olmas durumunda, genel saôlk sigortas primleri
devlet tarafndan kar÷lanacaktr. Hanede ki÷i ba÷na gelir, asgari ücretin üçte birinden fazla ise,
isteôe baôl sigorta ile emeklilik ve genel saôlk
sigortas primleri, tercin edilen prim kazanc üzerinden ödenebilir.
Bu tür uygulamalar, Anayasann ve kanunlarn e÷itlik
ilkesine aykr bir özellik getirdiôinden, sosyal güvenlikte tek çaty kurumla÷tracak düzenlemelerin yaplmas
gerekmektedir. Bu farkllô ortadan kaldracak deôi÷iklikler hedeflenmeli ve en ksa sürede sonuçlanmaldr.
Sosyal güvencesi olmayanlar ile ksmi süreli veya
çaôr üzerine çal÷anlarn genel saôlk sigortas priminin
ödenmesinde ölçütler belirlenmi÷tir. Buna göre, bu kapsamda olanlarn genel saôlk sigortas primlerinin öden-
mesini, gelir testi sonuçlarna göre devletin veya aileden
bir ki÷inin üstlenmesi gerekecektir.
Genel saôlk sigortas primini ödeme gücü olmayanlarn ba÷vurular gelir testi sonucu belirleneceôinden,
yoksulluk kriterinin tespitinin çok sayda soru ile ara÷trlacak olmas, hane halklarnda tedirginlik yaratm÷
gibi bir izlenim görülmektedir. 28 soru ile 20’ye yakn
kurumdan alnacak bilgilerin saôlkl olmas ve yoksulluk tespitinin belirlenmesinde veri tabannn çok güçlü
olmas gerekiyor.
2012 yl birinci alt ayda yaplan gelir testi sonucunda, aile içinde ki÷i ba÷na dü÷en aylk gelir tutar, asgari
ücretin üçte birinden (295.50 lira) az çkarsa, genel saôlk sigortas primleri devlet tarafndan ödenecektir.
Ki÷i ba÷na aylk gelir tutar, 295.50 lira ile 886.50 lira
arasnda çkarsa aylk 35.46 lira,
Ki÷i ba÷na gelir 886.50 lira ile 1773 lira arasnda çkarsa aylk 106.38 lira,
Ki÷i ba÷na gelir 1773 liradan fazla çkarsa aylk
216.76 lira genel saôlk sigortas primi, aile bireyleri adna bakmakla yükümlü ki÷i tarafndan ödenecektir.
Katk Paylar, Emeklilerden Alnmamal
Gelir ve aylk alanlarn katk paylarn ödeme gücü
olmadôndan, muayene a÷amasnda alnan katk paylarnn emeklilerden alnmamasn öneriyoruz. Çal÷tklar
dönemlerde yüzde 11 gibi yüksek bir oranda saôlk primi ödemi÷ olan emeklerimizin saôlk hizmetlerinin sunumunda katk payndan muaf tutulmas, sosyal devlet
uygulamas bakmndan da gerekli görülmelidir.
2012’de Saôlk Uygulama Tebliôi (SUT) ile güncellenen katk paylar ÷u ÷ekilde belirlenmi÷tir:
1- Doktorlarn yazdô 3 kutu ilaç için 3 TL,
2- 3 kutudan sonra yazlacak her kutu ilaç için 1 TL,
3- Devlet hastanelerinde 8 TL,
4- Özel hastanelerde 15 TL,
5- Eczanelerde reçete toplamnn çal÷anlar yüzde
20’sini, emekliler yüzde 10‘nu ödüyor.
Bunun yannda ilaç fark ad altnda eczanelere ikinci
bir ödeme daha yaplmaktadr. SGK ile eczaneler arasnda belirlenen fiyatlarn üzerinde olan tutarlarn cepten
ödenmesi, tepkileri artran bir uygulama olmu÷tur. Sosyal devlet olmann birinci ko÷ulu, saôlk hakkna eri÷imin önündeki engellerin kaldrlmasndan geçmektedir.
Bu yönüyle, genel saôlk sigortas ve uygulamadaki e÷itsizlikler yeniden deôerlendirilmelidir.
Genel Saălk Sigortasnda Sigortal Kavram - Prof. Dr. Kadir Arc
Genel Saălk Sigortasnda
Sigortal Kavram
Q Prof. Dr. Kadir ARICI / Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi ĄĆ Hukuku ve Sosyal Güvenlik Hukuku Öăretim Üyesi
Sunuç
Genel saôlk sigortas (GSS), 5510 sayl Sosyal Sigortalar ve Genel Saôlk Sigortas Kanunu ile Türk sosyal
sigorta sistemine kazandrlm÷tr. Genel saôlk sigortas, hastalk riskine kar÷ sosyal güvenlik saôlanmasnda
önemli bir adm olmu÷tur. GSS ile bütün vatanda÷lar
hastalk riskine kar÷ sosyal güvenliôe kavu÷turulmu÷tur.
Sosyal sigorta sistemi içinde hastalk riskine kar÷ sosyal güvenlik saôlanmasnda farkl sosyal güvenlik
teknikleri uygulanmaktadr. Bu sosyal güvenlik tekniklerinden birisi de genel saôlk sigortasdr.
Türkiye’de uygulamaya konulan genel saôlk sigortasnn kendine özgü özellikleri bulunmaktadr1. Sistem
kendine özgü bir saôlk sigorta sistemidir2. Bu özelliklerin ba÷nda genel saôlk sigortasnn bütün vatanda÷lar
kapsama alan bir sigorta olmas gelir. Kanunla bütün vatanda÷lar zorunluluk esasna dayal olarak sigorta kapsamna alnm÷tr; prensip olarak genel saôlk sigortas
kapsam d÷nda hiç kimse kalmamaktadr.
Türk genel saôlk sigortas sisteminin ikinci temel
özelliôi ise koruyucu ve tedavi edici saôlk hizmetlerini
birlikte kapsama alm÷ olmasdr. Bilindiôi gibi ülkemizde geçmi÷ten bu güne kadar uygulanmakta olan saôlk
ya da hastalk sigortalar hastalk riskine kar÷ sosyal güvenlik saôlamaktayd. Yürürlüôe giren Türk genel saôlk
sigortas sistemi ile hastalk riskine kar÷ sosyal güvenlik
saôlamakla yetinilmemi÷; koruyucu tbbi hizmetler (a÷lama gibi) de GSS kapsamna alnm÷ bulunmaktadr.
Genel saôlk sigorta sistemimizin bir ba÷ka önemli
özelliôi ise, 18 ya÷ndan küçükler ile 60 ya÷ndan büyüklerin; sigortallk ÷artlarn yerine getirmi÷ olup olmamalarna baklmakszn GSS’dan faydalanmalarnn
saôlanm÷ olmasdr. Çocuklarn ve ya÷llarn hastalk
riskine kar÷ sosyal güvenliôe kavu÷turulmalar ve saôlk
1 SÖZER, Ali Nazm: ”5510 Sayl Yasaya õli÷kin Deôi÷iklik Tasarsnda
Genel Saôlk Sigortas – õlgili Anayasa Mahkemesi Karar I÷ônda Bir
Deôerlendirme “, õ÷veren Dergisi, Say 7, Nisan 2008, s.27- 33.
2 Ayn görü÷ için bkz.: TUNCAY. A. Can - EKMEKÇõ, Ömer: Sosyal
Güvenlik Hukuku Dersleri, 14. Bas õstanbul 2011, s. 426
bakmndan korunmalar bakmndan bu düzenleme son
derece yerinde bir düzenleme olarak görülmelidir.
Genel saôlk sigortas sistemimizin bir ba÷ka ayrt
edici niteliôi, hizmet satn alma esasnn benimsenmi÷
olmasdr. Geçmi÷te Sosyal sigortalar, hastalk sigortas
uygulamasnda zamann ÷artlar içinde saôlk hizmetlerini finanse etmek yarine bu hizmetleri bizzat üretmek
ve saôlamak gibi bir yol benimsemi÷ti. GSS sistemi ise
hizmet üretmek ve sunmak yerine, hak sahipleri ve sigortallarn satn aldklar hizmetlerin kar÷lôn ödemek
yani hizmetlerin finansman ve hizmet satn alma esasn
benimsenmi÷tir.
Genel saôlk sigorta sistemimizin göz ard edilmemesi
gereken bir ba÷ka özelliôi ise sigorta saôlk yardmlarndan faydalananlardan katk pay alnmas esasdr. Daha
önceki hastalk sigortas uygulamalarnda sigortallardan
yalnzca ilaç ve hizmet talebini frenlemek ve israf önlemek maksad ile katk pay alnmaktayd. 1999 tarih
ve 4447 sayl kanundan önceki dönemde yalnzca ilaçtan katk pay alnmakta; muayene ba÷na da çok cüzi
bir katk pay söz konusu olmaktayd. Daha önce de belirttiôimiz gibi bu katk pay alnmasnn gerekçesinde
yatan sebep de hizmet talebini frenlemek ve ilaç israfn
önlemektir. 4447 sayl Kanun ile birlikte ortez ve protezlerden de katk pay alnmas esasna geçilmi÷tir. GSS
ise hizmet talebini frenlemek maksad d÷nda bütünüyle hastanede sunulan otelcilik hizmetlerinin kalitesi ve
verilen saôlk hizmetini veren saôlk kurulu÷larnn snfna, saôlk hizmeti veren hekimin uzmanlk durumuna göre deôi÷en oranda bir katk pay alnmas esasn
benimsemi÷tir. Katk paylar bu sistemde artk talebin
frenlenmesi ve israfn önlenmesinin ötesinde bir noktaya
ta÷nm÷; hizmetin kalitesine göre sigortalnn bedel ödemesini esas alan yeni bir bak÷ açsna dayal bir politika
benimsenmi÷tir. õ÷te bu noktada sosyal sigorta prensiplerinden saplm÷ ve sosyal güvenliôin piyasala÷trlmasnn alt yaps hazrlanm÷ ve ilk ta÷lar dö÷enmi÷tir.
GSS sistemimiz kurulur iken dikkatlerden kaçmayacak bir ba÷ka yenilik daha getirilmi÷tir; 5510 sayl Kanun Sosyal Sigortalar ve Genel Saôlk Sigortas Kanunu
olmasna raômen, ayn kanuna sigortal kavram iki ayr
49
dosya
GSS Uygulama Sorunlar
madde halinde ve farkl bir biçimde düzenlenmi÷tir. Ksa
ve uzun vadeli sigorta kollar bakmndan sigortal kavram ayr tespit edilmi÷; GSS bakmndan sigortal kavram ise ayr düzenlenmi÷tir3. Kanun her ne kadar tek bir
kanun olarak kabul edilmi÷ ise de bu düzenleme biçimi
kanunun iki ayr kanunun tek bir kanun ad ve ba÷lô
altnda iki ayr kanun çkarlmasndan ba÷ka bir anlam
ta÷madô anla÷lmaktadr.
Bu çal÷mada GSS sisteminde sigortal kavram üzerinde durulacak ve sigortal kavram ve GSS’nin ki÷i bakmndan kapsam sosyal sigorta ilkeleri ÷ônda deôerlendirilecektir.
I. GSS Sisteminin Kiçi Bakmndan Kapsam
1- Genel Olarak
50
5510 sayl Sosyal sigortalar ve Genel saôlk sigortas
Kanunu ile 01.10.2008 tarihinde ülkemizde uygulamaya konulan GSS sisteminin ki÷i bakmndan kapsamna
bütün Türk vatanda÷lar alnm÷tr. Vatanda÷ olmayanlar da belirli ÷artlarla kapsama alan sistem, sonuç itibar
ile ki÷i bakmndan Türkiye’de ya÷ayan bütün insanlar
kapsamna alan bir sistem olarak kurgulanm÷tr. Ancak
bu özelliôi kanuni düzenlemede açk ve net bir biçimde düzenlenmi÷ deôildir. 2008 ylnda yürürlüôe giren
sistem her geçen gün yeni bir uygulama, yeni bir kanun
deôi÷ikliôi ile ba÷langçta anla÷lamayan ve örtülü bir biçimde kurgulanan yapsn ortaya koymaktadr. Kanun
koyucu ba÷langçta fark edilmeyen sistemdeki eksiklik
ve yetersizlikleri de daha sonra yaptô düzenlemelerle tamamlama yoluna gitmektedir. 23.2.2011 tarih ve
6111 sayl kanun ile yaplan deôi÷iklikler, 10.03.2011
tarih ve 6191 sayl Kanun, 665 sayl kanun hükmünde
kararname ve 2011 tarih 6270 sayl kanun ile yaplan
deôi÷ikliklerle ki÷i bakmndan kapsam her geçen gün
geni÷letilmektedir4.
GSS bütün vatanda÷lar kapsamna alan bir sigorta
olarak ödeme gücü olanlardan prim alnmas ve ödeme
gücü olmayanlardan ise prim alnmamas esasna göre
kurgulanm÷tr. Ancak kanunda bu net bir biçimde ifa-
de edilmediôi için 5510 sayl kanunda önümüzdeki
dönemlerde de peyderpey, ki÷i bakmndan kapsam da
geni÷leten deôi÷ikliklerin geleceôi beklenmelidir.
GSS sistemi ki÷i bakmndan bütün vatanda÷lar kapsayan zorunlu bir sosyal sigorta uygulamasdr. Kanunda
bu husus m.92/1’de “Ksa ve uzun vadeli sigorta kapsamndaki kiçilerin sigortal ve genel saälk sigortals olmas, genel saälk sigortas kapsamndaki kiçilerin ise genel saälk sigortals olmas zorunludur. Bu
Kanunda yer alan sigorta hak ve yükümlülüklerini
ortadan kaldrmak, azaltmak, vazgeçmek veya baçkasna devretmek için sözleçmelere konulan hükümler geçersizdir” biçiminde ifade edilir. Kanun koyucu
ki÷i bakmndan kapsam tart÷maya imkan vermeyecek
bir biçimde düzenlememi÷tir. Sistemden faydalanabilmek için sigortal, sigortalnn baômls ya da hak sahibi
sfatn haiz olmak ÷arttr. Bu nitelikleri ta÷mayan ve sisteme bu niteliklerden birisi ile tescili olmayan kimsenin
Türkiye’de aldô ve alacaô saôlk hizmetlerinin bedeli
GSS tarafndan kar÷lanmayacak ve ki÷i bu bedeli kendisi
ödemek zorunda kalacaktr. Ki÷i bakmndan kapsamn
sade ve anla÷lr bir biçimde düzenlenmemi÷ olmas önümüzdeki dönemde bir takm skntlara yol açabilecektir.
2- Kiçi bakmndan Kapsamda Yer Alanlar:
GSS’nn ki÷i bakmndan kapsam 5510 sayl kanunda “Sigortal Saylanlar” üst ba÷lô altnda ve m. 60’da
düzenlenmi÷tir. Burada yabanc ve vatanda÷ ayrm yaplmamakla birlikte biz bu ba÷lk altnda daha iyi anla÷lmasn saôlamak maksad ile a÷aôdaki tasnif içinde ki÷i
bakmndan kapsam içinde kalanlar ksaca sralamakla
yetinmek istiyoruz. Ki÷i bakmndan kapsam sigortal kavramn ifade eder. Kanundaki düzenleme mantô
bilinenden biraz farkldr. Bu nedenle sigortal kavram
düzenlemesi ayr ba÷lk altnda deôerlendirilecektir.
A- Türk Vatandaçlar Bakmndan GSS Sigortasnn
Kiçi Bakmndan Kapsam:
a- Sosyal Sigorta Kapsamnda Sigortal Olanlar:
aa- Zorunlu Sosyal Sigortal Olanlar
3 Tasarda özellikle ki÷i bakmndan kapsama yönelik ilk deôerlendirme
için bkz: AKIN, Levent : ”Sosyal Sigortalar ve Genel saôlk Sigortas
Kanun Tasarsnn Ki÷iler Açsndan Kapsamnda Yeni Geli÷meler“,
Çal÷ma ve Toplum, Sa 8, 2006/ 1, s. 33 vd.
4 Bu kanunlarla getirilen yenilik ve deôi÷iklikler hakknda bkz: GEREK,
Nüvit: “Son Deôi÷ikliklerden Sonra Genel Saôlk Sigortasnn Ki÷iler
bakmndan Kapsam“, Sicil õ÷ Hukuku Dergisi, Mart 2012, Sa. 25, s.
197 – 204; BULUT, Mehmet: “5270 Sayl Kanun’un Sosyal Güvenlik
Sistemimize Getirdiôi Yenilikler, Sosyal Güvenlik Dünyas, Ocaköubat 2012, Sa.77, s. 37 – 41.
Genel saôlk sigortas kapsamnda sigortal saylanlarn ba÷nda sosyal sigorta sistemi içinde zorunlu sigortal
olanlar gelmektedir. 5510 sayl kanunu m. 4/a-b-c kapsamnda zorunlu sigortal olanlar zorunlu sigortallklar
süresince ayn zamanda ve genel saôlk sigortals saylrlar. Sonuçta m. 4/a kapsamnda i÷ sözle÷mesi ile çal÷mak
dolays ile m. 4/b kapsamnda serbest meslek mensubu
olarak ve m. 4/c kapsamnda kamu görevlisi ya da me-
Genel Saălk Sigortasnda Sigortal Kavram - Prof. Dr. Kadir Arc
mur olarak zorunlu sigortal saylanlar ile 5510 sayl
kanunun yürürlüôe girdiôi dönemde eski mevzuat kapsamnda (5434, 506, 1479, 2925, 2926 sayl kanunlara
göre) sigortal saylp da 5510 sayl Kanun kapsamna
alnanlar bu sigortallklar sürdüôü müddetçe GSS’nin
ki÷i bakmndan kapsamnda sigortal saylrlar.
O
2547 sayl kanun m.46 kapsamnda üniversitede
ksmi süreli çal÷trlan öôrenciler,
O
Türkiye õ÷ Kurumu’nun düzenlemi÷ olduôu meslek edindirme, mesleki geli÷tirme ve yeni bir meslek sahibi olmak maksad ile açlan kurslara katlan kursiyerler,
bb- åsteäe Baäl Sosyal Sigortallar:
b- Genel Saälk Sigortalsnn Baämllar:
õsteôe baôl sigortallar da isteôe baôl sigorta olduklar andan itibaren ve isteôe baôl sigortal olduklar sürüce GSS sigortals olurlar5. 5510 sayl kanunla birlikte
isteôe baôl sigortallar da genel saôlk sigortas kapsamna alnm÷ bulunmaktadrlar (m. 60 a-2 ). õsteôe baôl
sigortallar kanundan dolay zorunlu olarak GSS kapsamnda sigortaldrlar.
GSS sigortals durumunda olan kimselerin e÷i, çocuklar ve geçindirmekle yükümlü bulunduôu ana-babas belirli ÷artlarla genel saôlk sigortasnn baômls sfat
ile genel saôlk sigortals saylrlar. Genel saôlk sigortasnn bakmakla yükümlü olduôu kimseler GSS õ÷lemleri
Yönetmeliôi’nde saylm÷tr( m.7). Bu anlamda;
cc- Diäer Sigortallar:
E÷in baôml saylmas için kendisinin sigortal veya
isteôe baôl sigortal durumda bulunmamas; kendi sigortallô nedeniyle aylk ya da gelir almamakta olmas
gerekir.
Bu kapsamda yer alan ve m. 4 kapsamnda sigortal
olarak çal÷makta olanlardan a÷aôdaki ki÷iler de genel
saôlk sigortas saylrlar:
O
O
Türkiye ile sosyal güvenlik sözle÷mesi imzalamam÷ ülkelerde çal÷mak üzere bu ülkelerde i÷ üstlenen i÷çiler tarafndan yurt d÷na götürülen Türk
i֍iler,
Aylksz izin kullanan devlet memurlarndan bir
yl geçmemek ÷art ile aylksz izin kullanan memurlar izin kullandô sürece,
O
3308 sayl Mesleki Eôitim kanunu kapsamnda
aday çrak, çrak ve mesleki eôitim gören öôrenciler,
O
Meslek lisesinde okumakta olup staja tabi tutulan
öôrenciler,
O
19/3/1969 tarihli ve 1136 sayl Avukatlk Kanunu
uyarnca avukatlk staj yapmakta olanlardan bu
Kanuna göre genel saôlk sigortals veya bakmakla
yükümlü olunan ki÷i durumunda olmayanlar avukatlk stajyerleri staj süresi ile snrl olmak üzere
genel saôlk sigortals saylr.
O
Staj gören yükseköôrenim öôrencileri,
5 506 ve 1479 sayl Kanun döneminde isteôe baôl sigortallk hastalk
veya saôlk sigortasn kapsamamakta; isteôe baôl sigortallar
yalnzca ya÷llk, malullük ve ölüm sigortalar bakmndan sigortal
saylmakta ve bu sigortalarn primlerini ödemek zorunda idiler. Bu
sigortallar ve bu sigortadan hak sahibi olanlar ise hastalk ya da
saôlk sigorta yardmlarn alabilmekteydiler. Bu durum o dönemde
sistemde bir tenkit konusu olmaktayd.
aa- Genel Saälk Sigortalsnn Eçi;
Birinci fkrann (d) ve (g) bentlerinin uygulanmasnda evli olanlar için, e÷lerden hangisinin bu maddeye göre
genel saôlk sigortals, hangisinin bakmakla yükümlü
olunan ki÷i olacaônn tespiti kendi tercihlerine braklr.
Diôer bentler gereôi e÷lerin her ikisinin de genel saôlk
sigortallk ÷artlarnn olu÷mas halinde her ikisi de ayr
ayr genel saôlk sigortals saylr.
4 üncü maddenin birinci fkrasnn (c) bendi kapsamnda sigortal saylanlardan, ilgili kanunlar gereôince
bir yldan fazla aylksz izin kullanan e÷ler, genel saôlk
sigortalsnn bakmakla yükümlü olduôu ki÷i saylr.
bb- Çocuklar;
Sigortalnn 18 ya÷n doldurmam÷ kz ve erkek çocuklar ile 20 ya÷n doldurmam÷ lise ve dengi öôrenim
görmekte olan çocuklar, 25 ya÷n doldurmam÷ yüksek
öôrenime devam eden ve evli olmayan çocuklar ve ya÷na baklmakszn çal÷ma gücünü en az yüzde 60 orannda yitirdiôi kurum saôlk kurulu tarafndan tespit edilen evli olmayan çocuklar, sigortalnn baômls olarak
genel saôlk sigortasndan sigortalnn baômls sfat ile
faydalanrlar. Ana ve babas bo÷anm÷ çocuklarn, genel
saôlk sigortas kapsamndaki haklar, mahkeme karar
ile velayet hakk verilmi÷ olan genel saôlk sigortals ana
ya da baba üzerinden saôlanr.
cc- Ana ve Babalar;
Geçiminin sigortal tarafndan saôlanan ve her türlü
gelir itibar ile asgari ücretin netinden az geliri olan ve
51
dosya
GSS Uygulama Sorunlar
diôer çocuklarndan saôlk yardm almayan ana-babalar
da sigortalnn baômls sfat ile GSS kapsamnda sigortal saylmaktadr. Sigortalnn ana ve babasnn yabanc
uyruklu olmas, Türkiye’de ikamet etmesi ve ÷artlar saôlamas halinde GSS’dan faydalandrlr.
Türk sosyal yardm, sosyal hizmet ve sosyal tazmin
ve te÷vik sistemi içerisinde kendilerine aylk baôlanm÷
olan kimseler ile muhtaç olduklar kabul edilen kimselerde GSS sigortals saylm÷lardr. Bu kapsamda a÷aôdaki kimseler yer alr:
Üvey ana ve babalar ile sigortaly evlat edinen kimselerin baôml sfatla GSS’dan faydalanamayacaklar ileri
sürülmü÷tür6. Sigortaly evlat edinen ana ya da babalarn
gerçek ana ve baba gibi faydalanmas gerektiôini dü÷ünüyoruz.
• Muhtaç Durumda Olan (Düçük Gelirli) Vatandaçlar
c- Sosyal Sigortadan Hak Sahibi Olanlar: Gelir ve
Aylk Almakta Olanlar
52
GSS sigortallar arasnda sosyal sigorta sistemi içinde
sigorta yükümlülüklerini yerine getirerek hak sahibi durumuna girenler yahut kanundan olay sigortadan gelir
ya da aylk almaya hak kazanm÷ olan ve aylk veya gelir
almakta olanlar da GSS sigortals saylrlar. Kanun bu
hususu açk bir ÷ekilde “Bu Kanun veya bu Kanundan
önce yürürlükte bulunan sosyal güvenlik kanunlarna
göre gelir veya aylk alan kiçiler” (m. 60/f ). Bu düzenleme hem kazanlm÷ haklar korumakta ve hem de sosyal
güvenlik hukukundaki bir ilkeye uygun bir düzenlemedir. Dolays ile ya÷llk, (ya da emekli aylô) malullük
ve ölüm aylô (dul ve yetim aylô) almakta olanlar GSS
kapsamnda sigortal saylrlar.
d- åçsizlik Sigortasndan åçsizlik Ödeneäi ve Ksa
Çalçma Ödeneäi Almakta Olan Kimseler
õ÷sizlik sigortasndan yardm alma ÷artlarn saôlam÷ ve kendilerine i÷sizlik ödeneôi verilmeye ba÷lanm÷
kimseler de genel saôlk sigortals saylrlar. Ayn ÷ekilde
ksa çal÷ma uygulanan i÷yerlerinde çal÷anlardan ÷artlarn ta÷mas sebebiyle kendisine ksa çal÷ma ödeneôi
ödenen i÷çiler de GSS saylrlar. õ÷sizlik ödeneôi ve ksa
çal÷ma ödeneôi ödenmekte olan kimseler bu ödenekleri
aldklar sürece GSS sigortals saylrlar.
e- åç Kayb Tazminat Almakta Olanlar:
5510 sayl SSGSSK geçici m.13 hükmü çerçevesinde
24.11.1991 tarih ve 4046 sayl Özelle÷tirme Uygulamalar Hakknda Kanun7 m. 21 kapsamnda i÷ kayb tazminat almakta olanlar genel saôlk sigortals saylrlar.
f- Sosyal Yardm/Sosyal Teçvik ve Sosyal Tazmin
Sisteminde Yer Alanlar
5510 sayl kanun m.60’da sigortal saylanlar arasnda yer alan bir ba÷ka kitle ise “1)Harcamalar, ta÷nr ve
ta÷nmazlar ile bunlardan doôan haklar da dikkate alnarak, Kurumca belirlenecek test yöntemleri ve veriler
kullanlarak tespit edilecek aile içindeki geliri kiçi baçna düçen aylk tutar asgari ücretin üçte birinden az
olan vatandaçlar,” (m. 60/ c/1).
Bu düzenleme ile ilk defa ailede ki÷i ba÷na dü÷en
geliri asgari ücretin 1/3’ü orannda olan kimseler GSS
kapsamnda sigortal saylm÷lardr (m.60/c-1). Bu düzenleme açkça nitelendirmese dahi Türkiye’de muhtaç
olmann asgari gelir ile baôlantl bir ölçüsünü de veren
bir düzenlemedir. Dolays ile muhtaç durumda saylacak nitelikte dü÷ük gelirli kimseler GSS saylm÷lardr.
Daha önce kendilerine Ye÷il Kart verilmi÷ olanlar da
1.1.2012 tarihinden itibaren daha önceki vizelerinin bitim tarihinden itibaren gelir testinden geçmek ve gelirinin ki÷i bakmndan asgari ücretin 1/3’ünden az olduôu
tespit edilmek ÷art ile bu kapsamda GSS sigortals saylacaklardr.
• Muhtaç Yaçllar ve Özürlüler
1/7/1976 tarihli ve 2022 sayl 65 Ya÷n Doldurmu÷
Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatanda÷larna Aylk
Baôlanmas Hakknda Kanun hükümlerine göre aylk
alan ki÷iler de GSS sigortals saylmaktadrlar. Bilindiôi
gibi bu kimseler 65 ya÷n doldurmu÷ muhtaç ya÷llar ile
65 ya÷n doldurmam÷ ancak bir ba÷kasnn bakmna
muhtaç özürlülerdir.
• Sosyal Tazmin ve Teçvik Kapsamnda Aylk
Baälanmç Olanlar (m.60/c. 4- 10 )
Muhtaç olup olmadklarna baklmakszn kendilerine ülkeye yaptklar hizmet vs nedenlere dayal olarak
aylk baôlanm÷ olan kimseler vardr ki bu kimselere yaplan yardmlar sosyal yardm olarak deôil sosyal tazmin
ya da sosyal te÷vik olarak adlandrlrlar8. Sosyal tazmin
ve sosyal te÷vik kapsamnda yer alanlar arasnda a÷aôdaki kanunlara baôl olarak aylk almakta olanlar GSS kapsamnda sigortal saylrlar.
6 UóUR, Murat: agm. s. 181.
7 RG. 27.11.1994 tarih ve 22124 say
8 SÖZER, A. Nazm: Sosyal Hukuk, õzmir 1998.
Genel Saălk Sigortasnda Sigortal Kavram - Prof. Dr. Kadir Arc
O
24/2/1968 tarihli ve 1005 sayl õstiklal Madalyas
Verilmi÷ Bulunanlara Vatani Hizmet Tertibinden
öeref Aylô Baôlanmas Hakknda Kanun hükümlerine göre ÷eref aylô alan ki÷iler,
O
28/5/1986 tarihli ve 3292 sayl Vatani Hizmet Tertibi Aylklarnn Baôlanmas Hakknda Kanun hükümlerine göre aylk alan ki÷iler,
O
3/11/1980 tarihli ve 2330 sayl Nakdi Tazminat ve
Aylk Baôlanmas Hakknda Kanun hükümlerine
göre aylk alan ki÷iler,
O
24/5/1983 tarihli ve 2828 sayl Sosyal Hizmetler
ve Çocuk Esirgeme Kurumu Kanunu hükümlerine
göre korunma, bakm ve rehabilitasyon hizmetlerinden ücretsiz faydalanan ki÷iler,
O
Harp malûllüôü aylô alanlar ile 12.4.1991 tarih
ve 3713 sayl Terörle Mücadele Kanunu kapsamnda aylk alanlar,
O
18/3/1924 tarihli ve 442 sayl Köy Kanununun
74. maddesinin ikinci fkrasna göre görevlendirilen ki÷iler ile ayn Kanunun ek 16. maddesine göre
aylk alan ki÷iler,
O
Mütekabiliyet esas da dikkate alnmak ÷artyla,
oturma izni alm÷ yabanc ülke vatanda÷larndan
yabanc bir ülke mevzuat kapsamnda sigortal olmayan ki÷ilerden Türkiye’de bir yldan daha uzun
ikamet izni alanlar ya da bir yldan daha uzun kalanlar kanundan dolay genel saôlk sigortals saylr (m.60/d).
O
Sosyal güvenlik sözle÷meleri çerçevesinde sözle÷me taraf ülkelerden saôlk yardm almakta olan
sigortallar, gelir veya aylk almakta olanlar ile
bunlarn bakmakla yükümlü olduklar kimseler
genel saôlk sigortals saylmamakla birlikte genel
saôlk sigortals gibi taraf ülke adna saôlk yardmlarndan faydalanma hakkna sahiptirler.
O
Türkiye’de yükseköôrenim gören yabanc öôrenciler yüksek öôrenime ba÷ladklar tarihten itibaren
genel saôlk sigortals saylrlar. Üniversiteler bu
öôrencilerin SGK’na bildirimini yapmakla yükümlüdürler. Bu öôrenciler asgari ücret üzerinden GSS
primi öderler.
O
Yabanc öôrencilerden kamu idareleri, kanunla
kurulmu÷ kurum ve kurulu÷lardan, kamu yararna faaliyet gösteren derneklerden ve vergi muafiyeti tannm÷ bulunan vakflardan tam burs alan
ve Yükseköôrenim Kurulu tarafndan ayrlan kontenjan dahilinde yükseköôrenim gören yabanc öôrenciler genel saôlk sigortasndan faydalanr.
11/10/1983 tarihli ve 2913 sayl Dünya Olimpiyat ve Avrupa öampiyonluôu Kazanm÷ Sporculara
ve Bunlarn Ailelerine Aylk Baôlanmas Hakknda
Kanun hükümlerine göre aylk alan ki÷iler,
B- Yabanclarn GSS Sigortallä:
Yabanclar da belli ÷artlarda GSS sigortals saylmaktadrlar. Yabanclar kapsamnda yer alan ve “vatansz” ve
“sänmac (mülteci)” statüsünde bulununlar ba÷ka bir
÷art aranmakszn sosyal yardm sistemi içinde olanlar
gibi GSS sigortals saylrlar. Kanun vatansz ve sônmaclar muhtaçlar kapsamnda sigortal saym÷tr (m.60/
c.2). Vatansz ve sônmaclar yannda göçmen olarak kanun d÷ yollardan Türkiye’ye giren yabanclar snr d÷
edilinceye kadar saôlk giderleri mahalli mülki amirlikler
tarafndan kar÷lanmaktadr9.
Vatansz ve sônmac durumda olmayan yabanclarn GSS olma bakmndan durumlar hakknda a÷aôdaki
esaslara göre i÷lem yaplr:
O
O
Mütekabiliyet esas da dikkate alnmak ÷artyla,
oturma izni alm÷ yabanc ülke vatanda÷larndan
yabanc bir ülke mevzuat kapsamnda sigortal olmayan ki÷iler Türkiye’de bir yldan az kalrlar ise
genel saôlk sigortals olma zorunluluklar yoktur.
9 UóUR, Murat: agm. s. 183.
O
Türkiye’de oturma izni alm÷ yabanc uyruklu
kimselerin 18 ya÷ndan küçük çocuklar için ana
ve babalar GSS olarak tescil edilecek ve prime esas
en az ücretin 2 kat GSS prime esas kazanc olarak
kabul edilerek saôlk tesislerine ba÷vuru tarihinden itibaren geçerli olmak üzere GSS primi ödemek suretiyle GSS kapsamna alnrlar.
O
Türk vatanda÷lôndan çkarlanlarn GSS tescilleri
de talepleri halinde bir yllk ikamet ÷art aranmakszn, gelir testine baôl olarak yaplr.
3- Kiçi bakmndan Kapsamda yer Almayanlar:
5510 sayl SSGSSK m.60’da genel saôlk sigortals
saylanlar sralanm÷tr. Ancak GSS olmayanlar saylmam÷tr. M. 60 iyice irdelendiôi zaman genel saôlk sigortas kapsamnda olmayanlar tespit etmek mümkün
olmaktadr. GSS sigortals saylmayanlar GSS i÷lemleri
yönetmeliôi m.8’de sralanm÷tr. A÷aôda saylan kimseler ve bunlarn baômllar GSS sigortals saylmazlar:
O
Sigortallklar askerlik süresince de devam edenler hariç olmak üzere askerlik görevini er ve erba÷
olarak yapmakta olanlar (m.6/1),
53
dosya
GSS Uygulama Sorunlar
54
O
Yedek subay okulu öôrencileri,
O
Yabanc bir ülkede kurulu bir kurulu÷ adna ve hesabna Türkiye’ye gönderilen ve kendi ülkesinde
sosyal sigortal olduôunu belgeleyenler,
O
õsteôe baôl sigortal olan yabanc ülke vatanda÷larndan Türkiye’de yerle÷ik olma hâli bir yl doldurmayanlar,
O
Türkiye’de baômsz çal÷an ve yabanc ülkede ikamet eden ve o ülkede sigortal olduôunu belgeleyenler,
O
Yabanc ülkede ikamet eden ve o ülkede sürekli
ikamet eden, o ülke vatanda÷lôn iktisap etmi÷ ve
sigortal olan Türk vatanda÷larndan Türk kamu
idarelerinin d÷ temsilciliklerinde istihdam edilenler,
O
Türk vatanda÷ olup da bulunduôu yabanc ülkede
sigortal olan ve kamu idarelerinin d÷ temsilciliklerinde sözle÷meli olarak istihdam edilen ki÷iler,
O
Ceza infaz kurumlarnda tutuklu ve hükümlü olarak bulunanlar,
O
Mütekabiliyet ilkesi dikkate alnmak ÷artyla
Türkiye’de bir yldan az süreli ikamet eden yabanclar,
O
Yurt d÷ hizmet borçlanmasna dair 2147 ve 3201
sayl kanunlar kapsamnda borçlanma yaparak
kendilerine aylk baôlanan ve Türkiye’de ikamet
etmeyen Türk vatanda÷lar
GSS kanununda sigortal saylanlar ile saylmayanlar
açkça düzenlenmi÷ olsa idi daha iyi olurdu.
II- Genel Saälk Sigortasnda Sigortal Kavramna
åliçkin Düzenlemenin Eleçtirisi
GSS sisteminin övgüye deôer yönleri olduôu gibi tenkide deôer birtakm yönleri de bulunmaktadr. Sigortal kavram ve sigortallarn belirlenmesi bakmndan da
ayn tenkidi hak edecek bir düzenleme yolu tercih edilmi÷tir. A÷aôda yalnzca sigortal kavram ve düzenleni÷i
bakmndan tenkidi hak ettiôine inandôm baz hususlara temas etmekle yetinilecektir.
1- Sigortal Kavramnn Belirsizliäi:
GSS sigortal kavram çok belirsiz, çok muallak bir
biçimde düzenlenmi÷tir. Kanun düzenlenir iken sigortallar, sigortalnn baômllar ve hak sahipleri ayrm
yaplarak açk ve anla÷lr bir düzenleme yaplabilirdi.
Kanunda sigortal kavram ile sigorta haklarndan faydalanan kavram ayrm yaplmakszn düzenleme ya-
plm÷tr. Primleri kendileri ya da sigortal adna kamu
tarafndan ödenecek olanlar sigortallar olarak daha açk
bir biçimde kanunda ifade edilebilirdi.
Kanunda genel saôlk sigortals olmann zorunluluôu açkça düzenlenmi÷tir. Kanunun daha açk ve anla÷lr olmas için sigortal saylmayanlarn da kanunda açkça bir madde ile düzenlenmi÷ olmas beklenirdi. Sosyal
sigorta bakmndan bu tasnif yapm÷ ancak genel saôlk
sigortas bakmndan yaplmam÷tr. GSS sisteminde sigortal saylmayanlar düzenlemenin ters anlamndan
çkarmak ya da düzenleme içinden adeta cmbzla ayklayarak bulmak germektedir.
2- Aile Fertlerinin Gelir Esasna Dayal Olarak
Zorunlu Sigortal Saylmas:
Aile temelinde ki÷i ba÷na gelir tespitine dayal olarak
ki÷i ba÷na dü÷en geliri asgari ücretin 1/3’ünün üzerinde
kalanlarn zorunlu sigortal saylmas Türk sosyal güvenlik hukuku bakmndan üzerinde durulmas gereken bir
husustur. 5510 sayl kanun m.60/ aile kavramnn muhtevas belirlenmi÷tir. Buna göre aile “Bu maddenin birinci fkrasnn (c) bendinin (1) numaral alt bendi ile 80.
maddede belirtilen aile; ayn hane içerisinde yaçayan eç,
evli olmayan çocuk, büyük ana ve büyük babadan oluçur.” öu halde gelir testi bakmndan aile fertleri kanunda yukarda yaplan tanm çerçevesinde ele alnacaktr.
Bu hüküm 2008 ylnda kanuna girmi÷ olmasna raômen aradan geçen 4 yl içinde uygulanmam÷, uygulamaya konulmam÷ olmas dikkatten kaçmamas gereken
bir husustur. 1.1.2012 tarihinden itibaren GSS’daki zorunluluk ilkesi uygulamaya girmi÷tir. Ancak gerçekten
uygulama, daha ziyade, aile içinde çal÷mayan, eôitime
devam etmeyen kimseleri de sigortal yapmak bakmndan ba÷lamaktadr (m.60/1 c. 1). Sosyal yardmla÷ma ve
dayan÷ma vakflar gelir incelemesi yapacak; gelir incelemesi sonucunda ailede kiçi baçna düçen gelir miktar
asgari ücretin 1/3’ünden fazla olan herkes, zorunlu olarak, genel saälk sigortals olacaktr. Hiç geliri olmayan
bu kimselerin primlerini, aileyi geçindirmekle yükümlü
olan ana ve babalar ödeyecektir. Gelir testine raz olmayanlarn ki÷i ba÷na gelirleri ise asgari ücretin iki kat olarak kabul edilecektir. Bu anlay÷ bir tür “Deli Dumrul”
anlay÷na benzemektedir.
Çal÷mayan, hiçbir ki÷isel geliri olmayan aile fertleri ve 25 ya÷n geçmi÷ ya da yükseköôrenimini bitirmi÷
çocuklarn, ailelerinin gelirine baôl olarak sigortal saymak sosyal sigortann hangi ilkesi ile izah edilecektir?
Anayasa m. 41 ailenin korunmas üst ba÷lô altnda
“Aile Türk toplumunun temelidir. Devlet ailenin huzur
Genel Saălk Sigortasnda Sigortal Kavram - Prof. Dr. Kadir Arc
ve refah ile özellikle anann ve çocuklarn korunmas ve
aile planlamasnn öôretimi ve uygulanmasn saôlamak
için gerekli tedbirleri alr, te÷kilat kurar” hükmüne yer
vermi÷tir. GSS’da yer alan bu düzenleme ailenin korunmasna yönelik bu madde ile de baôda÷mamaktadr. Bu
düzenleme ile i÷ bulamam÷ evlatlarnn diôer yüklerini
üstlenmi÷ aileye; devlet, bir de saôlk sigortas yükü yüklemektedir. Kanuna göre genel saôlk sigortas bakmndan bu ki÷iler zorunlu sigortal saylyor. Ancak ya÷llk,
malullük ve ölüm sigortas bakmndan sigortal saylmyor. õlgililer bunu nasl açklayacaklar? Sosyal sigorta
bakmndan uzun ve ksa vadeli sigorta primlerini ödemekten aciz olan ki÷ilere genel saôlk sigortas primlerini
ödeme yükümlülüôü hangi mantk ve gerekçe ile getirilmektedir? Bu düzenleme bize göre tam bir “alaturka”
düzenlemedir. Sosyal sigorta tekniôine uygun bir düzenleme deôildir.
õ÷in doôrusu geliri olmayan, i÷ bulamayan, i÷siz durumda olan bu kimseler GSS saylmal ve primleri sosyal yardm kapsamnda devletçe belirli ÷artlarla (i÷ bulma kurslarna katlma gibi) ödenmeliydi. Aksi takdirde
mevcut sistem ailelere bakmakla yükümlü olmayan i÷siz
güçsüz yeti÷kin aile mensuplarnn diôer yüklerini çekmeleri yetmemekte imi÷ gibi bir de aileye genel saôlk
sigortas prim yükü yüklenmektedir ki bu durum açkça
sosyal devlete yak÷mayan, sosyal devlet anlay÷ ile izah
edilemeyen bir düzenlemedir.
3- Sigortal Kavram Sürekli Geniçlemektedir.
Genel saôlk sigortas sistemi Türkiye ÷artlarnda lüks
saylabilecek bir biçimde kurulmu÷tur. Sosyal güvenlik
reformunu yapanlar eski sistemin bonkör bir sistem olduôunu varsayarak reforma ba÷lam÷lar ancak kendileri
bonkör bir saôlk yardm sistemi getirme yolunu seçmi÷lerdir. Ancak daha ÷imdiden bu bonkörlüôün bedelleri
ortaya çkmaya ba÷lam÷tr. Sistemin kamu finansman
sistemine yüklediôi finans yükü artmakta ve yetkililer
buna bir çözüm aray÷na girmi÷ durumdadrlar. Öte
yandan sistem sosyal güvenlik saôlamak hedefinden
uzakla÷makta ve özel sigortaya yakla÷an bir yap kazanmaktadr. Katlm paylarnn yüzde 70’den yüzde 90’a
çkarlmas bunun en önemli i÷aretidir10.
Kanun düzenlenirken gerekli özen gösterilmediôi
için her çkan kanun ile sigortal kavramnn muhtevas
geni÷lemektedir11. Bu yaplacak yerde vatanda÷lk esas10 Katlm pay uygulamas için bkz: TAöBAöI, Ekrem: Saôlk
Hizmetlerinden Yararlanmaya õli÷kin Katlm Pay Uygulamas,
õ÷veren Dergisi, Mart-Nisan 2012, Sa.2, s. 110-113.
11 GEREK, Nüvit: agm. s. 198-201
na dayal olarak bütün vatanda÷lar genel saôlk sigortals
saylabilir; çal÷an ve gelir elde edenler ve onlarn baômllar d÷nda bütün vatanda÷larn GSS primleri devletçe
ödenebilirdi. Mevcut durumda her çkan yeni kanunla
snrlar sürekli geni÷leyen, anla÷lmas artk uzmanlar
için dahi güç hale gelen bir karma÷k sigortal kavram
ile kar÷ kar÷ya bulunmaktayz.
Sonuç
Genel saôlk sigortals saylanlar 5510 sayl Kanun
m.60’da sralanm÷tr. Kanunda sigortal saylmayanlara
ili÷kin bir hüküm bulunmamaktadr. M.6’da sralanan sigortal saylmayanlardan çkarsama yapmak bizce uygun
deôildir. Aslnda kanunda iki ayr sigortal tanmlanmas
yaplmas yanl÷larn ba÷nda gelmektedir. Uzun ve ksa
vadeli sigortalar bakmndan sigortal kavramnn ayr
genel saôlk sigortas bakmndan sigortal kavramnn
ayr tespit edilmi÷ olmas bizce uygun bir düzenleme olmam÷tr. Tek kanunda iki ayr sigortal kavram tanmlanmamalyd.
Öte yandan sosyal sigortada prim ödeme gücü olanlardan prim alnmas prim ödeme gücü olmayan sigortallarn primlerinin ise devletçe ödenmesi esas kabul
edilmeliydi. Zorunlu sigortallkta doôru olan yol bu olmalyd. Kanunumuz bu genel prensipten ayrlm÷ ve hiç
kazanc olmayan, çal÷mayan, gelir elde etmeyen ancak
ailesinin durumu iyi olanlar da sigortal kapsamna alm÷ ve onlarn primlerini aileyi geçindirmekle yükümlü
olan ana-babann ödenmesini öngören bir sistem getirmi÷tir. Bizce bu kabul edilmesi hiç mümkün olmayan bir
düzenlemedir. Sosyal sigorta ilkeleri ile bu düzenlemeyi
açklamak mümkün olamaz. Bu yanl÷tan mutlaka dönülmelidir.
Sosyal sigorta zorunlu bir sigortadr. Ancak zorunlu
sigorta sistemi sigortallardan gücüne uygun prim alr;
ihtiyacna uygun yardm yapar. Hiç geliri olmayan, i÷
bulamam÷, üniversiteyi bitirmi÷ ya da kazanamam÷ ki÷ilerin sigortal yaplmas ve ana ve babalarnn prim yükümlüsü saylmas sosyal sigorta ile izah edilemez.
Genel saôlk sigortasnda sigortal kavram yeni ba÷tan düzenlenmeli; sade, anla÷lr ve sigorta prensiplerine
uygun bir düzenleme haline getirilmelidir. Genel saôlk
sigortas ile ya÷llk malullük ve ölüm sigortas arasnda
fark yaratacak sigortal tanmlanmas yaplmas doôru
olmam÷tr. Genel saôlk sigortas, sosyal devlete yak÷r
biçimde; piyasa mantô yerine sosyal sigorta mantônn
hakim klndô bir bak÷ açs ile yeni ba÷tan düzenlenmelidir.
55
dosya
GSS Uygulama Sorunlar
Genel Saălk Sigortas ve
Gelir Testi Uygulamas
Q Prof. Dr. Yusuf ALPER / Uludaă Üniversitesi Ąktisadi ve Ądari Bilimler Fakültesi
Niçin ve Nasl Bir Reform?
56
Genel saôlk sigortas (GSS); Saôlk Bakanlô tarafndan 2003 ylnda uygulamaya konulan Saälkta Dönüçüm projesinin 8; ve yine Çal÷ma ve Sosyal Güvenlik
Bakanlô tarafndan 2004 ylnda ba÷latlan Sosyal Güvenlik Reformu çal÷malarnn 4 ayaôndan biri olarak,
iki farkl reform projesinin ortak deôi÷im noktas olarak
gündeme gelmi÷tir. GSS; saôlkta dönü÷üm projesi kapsamnda, “herkesi tek çat altnda toplayan yeni yap ve i÷leyi÷ mekanizmas” olarak, sosyal güvenlik reform projesi
kapsamnda da “nüfusun tümüne, hakkaniyete uygun, e÷it,
koruyucu ve tedavi edici kaliteli saôlk hizmeti sunumunu
finanse etme” yöntemi olarak yer alm÷tr. Birbiri ile yakndan ilgili ve iç içe yürütülen ancak iki ayr Bakanlk
tarafndan yürütülen ayr projelerin içinde yer aldô için
GSS her iki projenin ortak amaçlarna hizmet edecek ÷ekilde hayata geçirilmeye çal÷lm÷tr.
Reform öncesi dönemdeki kamu saôlk sigortas sisteminin eksiklikleri ve yetersizlikleri, GSS’na geçi÷in
gerekçelerini olu÷turmu÷tur. Buna göre, mevcut sosyal
güvenlik sisteminin saôlk sigortas ayaônn nüfusun
yüzde 20’sini saôlk güvencesi d÷nda brakmasnn
yan sra bir yana kapsamda olanlara götürülen saôlk
hizmetlerinin standard dü÷ük ve maliyet-etkin bir yapda sunulmadô için kaynak israfna yol açtô ileri sürülmü÷tür. Mevcut kamu saôlk sistemi; 5 farkl kalite
ve standartta saôlk hizmeti sunmakta, temel bir insan
hakk olan saôlk hakknn gereôi olarak; bütün nüfusa
e÷it ve ayn standartta saôlk hizmeti sunma yükümlülüôünü yerine getirememektedir. Dolaysyla yeni sistem
yani GSS; kapsam bakmndan bo÷luklar ve hizmet standard bakmndan da farkllklar ortadan kaldracak bir
sistem olacaktr. GSS bir saälk hizmetleri finansman
yöntemi olarak tarif edilmi÷ ve farkl finansman yöntemleri kullanlarak farkl kamu birimleri tarafndan yürütülen saôlk hizmeti sunum programlarnn GSS ile bir
elde toplanmasnn saôlkta dönü÷üm projesinin genel
saôlk politikas hedeflerinin gerçekle÷tirilmesinde de
önemli rol oynayacaô belirtilmi÷tir. Ksaca ifade etmek
gerekirse; herkesi zorunlu olarak kapsama alan GSS, saô-
lk hizmetlerinin tek alcs olarak sahip olduôu pazarlk gücü ile Türkiye’de saôlk hizmetleri arz eden yapy,
düzenleyici veya terbiye edici bir fonksiyonu da yerine
getirecektir.
Yukarda belirtilen amaçlar doôrultusunda programlanan GSS’nin 3 temel belirleyici özelliôi vardr. Bunlar:
1) TC vatanda÷ olmayanlar dahil olmak üzere
Türkiye’de ya÷ayan herkes zorunlu olarak sigortal olacaktr.
2) Sistem, primli hale getirilecek, sosyal sigortaclk
ilkelerine göre herkesten geliri, kazanc ve ödeme
gücüne göre tahsis edilecek primlerle finanse edilecektir.
3) Saôlk hizmetleri, kamu-özel sektör ayrm olmakszn hizmet sunum ÷artlarn yerine getiren
saôlk hizmet sunucularndan satn alma yoluyla
temin edilecektir.
Sosyal güvenlik reform sürecinin ba÷langcnda
GSS’nin SGK çats altnda ancak ayr bir Kanunla hayata geçirilmesi planlanm÷ken, TBMM’deki yasala÷ma
sürecinde reformun emeklilik sigortalar ayaôn düzenleyen tasar ile GSS tasars birle÷tirilmi÷ ve GSS, 5510
sayl Kanunun 60-78. maddeler arasndaki 19 madde ile
düzenlenmi÷tir. 5510 sayl Kanunun bütünlüôünü de
bozan bu birle÷tirme ayn kanunda iki farkl sigortal tanm yaplmas gibi sorunlar da beraberinde getirmi÷tir.
5510 sayl Kanunun GSS ile ilgili hükümleri, 4/a ve
4/b kapsamndaki sigortallar için hemen yürürlüôe girerken, 4/c kapsamndakiler yakla÷k 2 yl sonra, Ocak
2010 tarihinden sonra GSS kapsamna alnm÷lardr.
2012 yl Ocak ayndan itibaren ise 3816 sayl Kanun
kapsamnda saôlk hizmetlerinden faydalananlar (Ye÷il
Kart sahipleri) ile çal÷mayanlarn veya çal÷masna ara
verenlerin gelir testine tabi tutulmak suretiyle, ödeme güçleri dikkate alnarak prim ödeyerek sisteme dahil
edilmeleri ile GSS’nin herkesi kapsama alma hedefi ve
primli rejim olarak hayata geçirilmesi süreci, en azndan
yasal olarak, tamamlanm÷tr.
Genel Saălk Sigortas ve Gelir Testi Uygulamas - Prof. Dr. Yusuf Alper
Genel Saälk Sigortasnn Baçarlar ve Olumlu
Sonuçlar
GSS, sosyal güvenlik reformunun vatanda÷larn günlük hayatna en ksa zamanda ve olumlu olarak yansyan yönünü olu÷turmu÷tur. Bu özelliôiyle, geni÷ toplum
kesimlerine sosyal güvenlik reformunun gülen yüzü
olarak sunulmu÷tur. Nitekim kamuoyunun yeni sosyal
güvenlik reformuna inandrlmasnn ve ikna edilmesinin arac olarak da GSS’nin istatistiklere yansyan görsel
ve somut uygulama sonuçlar kullanlm÷tr.
O
Üç sacayaô üzerine oturan saôlk hizmetlerinin bir
ayaôn olu÷turan hizmet alanlarn memnuniyeti
arttkça diôer iki ayaôn olu÷turan, hizmet sunan
saôlk personelinin ve saôlk hizmeti üreticilerinin
memnuniyetsizliôi artm÷tr. Ksa dönemde tek
ayaôn memnuniyetini esas alan, onun üzerinden
yürütülen bir sistem ortaya çkm÷ görünmektedir.
O
SGK’nun saôlk harcamalar artm÷, bütün gider
azaltc tedbirlere raômen mali yapsnda beklenen
iyile÷me gerçekle÷memi÷tir. SGK’nn gelir-gider
dengesini saôlamak ve gereksiz saôlk hizmeti talebini ortadan kaldrmak üzere katk paylar artrlm÷tr. Katk paylarnn artrlmas yannda saôlk
kurulu÷larnn alabileceôi farklarn yükseltilmesi,
zaman içinde saälk hakknn özünü zedeleyebilecek “saälk hizmeti talebinden vazgeçme”
veya “ saälk hizmeti talebini geciktirme, erteleme” sonucu doôurabilecektir.
O
Saôlkta dönü÷üm projesinin gecikmesi, hastasevk sisteminin kurulamamas gibi eksiklikler
GSS’den beklenen olumlu sonuçlar geciktirirken,
sistemin ba÷langçta planlanandan farkl yönlerde
geli÷mesine yol açm÷tr.
GSS, saôlkta dönü÷üm projesi ile birlikte Türkiye’nin
saôlkla ilgili bütün göstergelerini deôi÷tirmi÷, istatistik
deôerlerini yükseltmi÷tir. Bu alandaki geli÷melerden bazlarna ksaca belirtmek gerekirse;
O
2008 ylnda 216 milyon olan saôlk kurulu÷larna
ba÷vuru says 2011 yl sonu itibaryla yüzde 45
artarak 314 milyona ula÷m÷tr.
O
2008-2011 arasnda SGK üzerinden yaplan saôlk
harcamalar 36.5 milyar TL’ye ula÷arak GSYõH’nn
yüzde 3.2 sine ula÷m÷tr. Bu oran 2001 ylnda
yüzde 1.9 idi.
O
2000’li yllarn ba÷nda ki÷i ba÷ ortalama hastanelere ba÷vuru says yllk 2-2,5 civarnda iken 6,57 civarna yükselmi÷tir. Öngörüldüôü gibi, saôlk
hizmetlerine eri÷im kolayla÷m÷ ve çabukla÷m÷tr.
O
Saôlk hizmetlerinin finansman için cepten yaplan harcamalar 2004 ylnda yüzde 28.2 iken 2010
yl sonunda 11,7 ye dü÷mü÷tür.
O
Saôlk hizmetlerinden memnuniyet oran 2003
ylnda yüzde 39.5 iken 2010 ylnda yüzde 73’e
yükselmi÷tir.
Yukarda saylan olumlu geli÷meler yannda ba÷langcndan bugüne GSS uygulamasnn sorun yaratan alanlar da vardr. Bunlar;
O
O
Saôlk hizmetlerine eri÷imin kolayla÷mas, kayt
sistemi ile ilgili alt yap yetersizlikleri ve denetimkontrol bo÷luklar ile birle÷ince ilk dönemlerde
saôlk hizmeti kullanm ile ilgili suistimal ve istismarlar artm÷tr.
Hizmete eri÷imin kolayla÷mas, bir yandan geciktirilmiç saälk hizmetleri talebini canlandrrken
diôer yandan yeni ve uyarlmç saälk hizmetleri
talebi yaratarak toplam saôlk hizmetleri talebini
artrm÷tr. Saôlk hizmetleri talebi art÷, her zaman saôlk standardnn iyile÷mesi anlamna gelmez.
Genel Saälk Sigortas ve Gelir Testi Uygulamas
Gelir testi uygulamas, GSS’nin finansman yönteminin sonucu olarak ortaya çkm÷tr. GSS, ödeme gücü
esas alnarak belirlenen primlerle finanse edilecektir
ve herkes prim ödeyecek veya adna prim ödenecektir.
Buna göre;
1) Çal÷anlar (4/a, 4/b ve 4/c kapsamndakiler) prime
esas kazançlar üzerinden prim ödeyerek;
2) Çal÷mayan, ancak gelir sahibi olarak isteôe baôl sigortal olanlar beyan ettikleri gelir üzerinden
prim ödeyerek;
3) Özel statüleri bulunanlar (Madalya aylô alanlar,
olimpiyat sporcular, köy korucular vb) primleri
devlet tarafndan ödenerek,
4) Çal÷mayan ancak prim ödeyecek geliri olanlar
kendileri, ksmen veya tamamen prim ödeyerek;
5) Çal÷mayan, geliri olmayan ve ödeme gücü de bulunmayanlarn primleri ise devlet tarafndan ödenerek;
GSS kapsamnda zorunlu olarak sigortal saylacaklardr. Gelir testi, yukarda belirtilen 4 ve 5. grupta
kimlerin yer alacaônn belirlenmesi ile ilgili teknik i÷lemi ifade etmektedir. Buna göre, 5510 sayl Kanunun
57
dosya
GSS Uygulama Sorunlar
80. maddesindeki düzenlemeye uygun olarak Kanunun
60/g maddesi kapsamnda bulunanlar gelir testine tabi
tutulacaklardr. 5510 sayl Kanuna göre gelir testine tabi
tutulacak bu gruplar:
58
O
Bakmakla yükümlü olunan aile üyesi olma statüsünü kaybedenler (çocuklardan 18, lise eôitimi
görüyorsa 20, yüksek öôrenimde ise 25 ya÷n geçenler),
O
Bir süre zorunlu sigortal olarak çal÷tktan sonra
i÷ini kaybeden i÷sizler,
O
Ay içindeki çal÷mas 30 günden eksik olan ksmi
süreli çal÷anlar,
O
Hak sahibi olarak aylk baôlananlardan aylk baôlanma hakkn kaybedenler,
O
Türkiye’de kesintisiz 1 yldan uzun süre ile ya÷ayan yabanclar.
Bir tür yoksulluk tespit süreci anlamna gelen gelir
testi, hane halk geliri esas alnarak yaplacaktr. Gelir
testi için ölçü olarak 16 ya÷ndan büyükler için belirlenmi÷ olan asgari ücret ve katlar esas alnm÷tr. Nitekim, 1
Ocak 2012-30 Haziran 2012 tarihleri arasndaki süre için
16 ya÷ndan büyükler için belirlenmi÷ olan asgari ücret
886.5 TL olduôu için gelir testine tabi tutulanlardan:
yllk süre dolmasna raômen SGK süreçle ilgili çal÷malar tamamlayamadô için gelir testinin uygulanmas 1
Ocak 2012 tarihine ertelenmi÷tir. Öte yandan gelir testi
uygulamas ile ilgili bir önemli deôi÷iklik daha yaplm÷,
gelir testi yapma yetkisi SGK’dan alnarak Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlô (ASPB), bünyesine alnan Sosyal
Yardmla÷ma ve Dayan÷ma Vakflarna (SYDTV) verilmi÷tir.
Gelir testi uygulama yetkisinin SGK’dan alnarak
SYDT Vakflarna verilmesi sosyal güvenlik reformunun
ba÷langç amaç ve hedeflerine aykr bir tercih olmu÷tur.
Sosyal yardm ve hizmetlerin ASPB tarafndan tek elden
ve bütünle÷ik olarak verilmesinin saôlanmas gerekçesi
bu deôi÷iklik için yeterli deôildir. Çünkü, baz problemler olmasna raômen nüfusun geneline yönelik her türlü
veriye ula÷ma ve deôerlendirme kapasitesi bakmndan
SGK daha yetkin bir Kurum görünümündedir. Kald ki,
3 yl a÷an bir erteleme döneminden sonra yürürlüôe giren gelir testi uygulamas için, uygulamann hemen ba÷langcnda il ve ilçelerdeki SYDT Vakflarnn kurumsal
yap, insan gücü ve teknik alt yap bakmndan bu i÷lemi
yapma yeterliliôine sahip kurumlar olmadklar ortaya
çkm÷tr.
Gelir Testi Uygulamas åle ålgili Sorun Alanlar
O
Kiçi baçna düçen aylk gelir, brüt asgari ücretin üçte biri ile asgari ücret arasnda (295,50
- 886,50-TL) ise aylk 35,46 -TL,
Gelir testi uygulamasnn genel olarak bütün hedef
kitle ve özel olarak da baz gruplar için özel problemleri
vardr. Bu problemler ÷u ba÷lklarda toplanabilir:
O
Kiçi baçna düçen aylk gelir, asgari ücret ile asgari ücretin iki kat arasnda (886,50 - 1.773TL) ise aylk 106,38 -TL,
O
Kiçi baçna düçen aylk gelir, asgari ücretin iki
katndan daha fazla (1.773-TL’den fazla) ise
aylk 212,76 -TL,
GSS primi ödenecektir. Belirlenen miktarda primin
ödenmesi halinde genel saôlk sigortalsnn yan sra Kanunun 3. maddesinde belirtilen bakmakla yükümlü olduôu ki÷iler de GSS kapsamndaki saôlk hizmetlerinden
yararlanacaktr.
1) 5510 sayl Kanun kapsamnda zorunlu olarak
kapsama alnan ve 4/a, 4/b ve 4/c statüsünde çal÷an sigortallar ile isteôe baôl sigortal olanlar için
prime esas kazancn alt snr olarak 16 ya÷ndan
büyükler için belirlenmi÷ olan asgari ücret esas
alnrken, gelir testine tabi olanlar için bu snrn
asgari ücretin 2 kat olarak belirlenmesi sosyal sigortann norm ve standart birliôi saôlama ilkesine
aykrdr. Özellikle, gelir testi yaptrmayanlar veya
yaptrmak istemeyenler için otomatik olarak asgari ücretin 2 kat üzerinden prim tahsil edilmesi bir
tür cezalandrmadr.
Gelir testi uygulamas 5510 sayl Kanunun en
problemli alanlarndan birini oluçturmaktadr. Nitekim, 5510 sayl Kanun 1 Ekim 2008 tarihinde yürürlüôe
girdiôi halde, geçici 12. maddede yaplan düzenleme ile
gelir testi uygulamas ile ilgili hükümlerin 2 yl sonra, 1
Ekim 2010 tarihinden itibaren yürüklüôe girmesi hükme baôlanm÷tr. Bu tarihe kadar geçen sürede SGK’nn
gelir testi uygulamas ile ilgili kurumsal ve idari i÷lemleri tamamlanmas öngörülmü÷tü. Ancak, öngörülen 2
2) Zorunlu sigortal kapsamnda çal÷anlar için GSS
kapsamndaki hizmetler faydalanabilmek için, son
bir yl içinde 30 gün prim ödemi÷ olmak yeterli
iken ve zorunlu sigortallk ili÷kisi bittikten sonra
da kendileri ve bakmakla yükümlü olduôu ki÷iler
için 90 gün süre ile GSS kapsamndaki hizmetlerden faydalanma hakk verilirken, ksmi süreli
çal÷anlarn her ay için 30 gün üzerinden GSS primi ödeme yükümlülüôüne tabi olmalar, zorunlu
Genel Saălk Sigortas ve Gelir Testi Uygulamas - Prof. Dr. Yusuf Alper
sigortallk d÷ndaki günler için gelir testine tabi
tutulmalar çal÷ma hayatnn gerçeklerine aykrdr. Ksa veya ksmi süreli çal÷ma, günümüz
toplumlarnda öôrenciler, özürlüler ve kadnlarn
i÷gücüne katlmlarn artrmak için te÷vik edilen
esnek bir çal÷ma biçimi iken ve õ÷ Kanunlarda bu
tür çal÷may düzenleyen hükümlere daha ayrntl olarak yer verilirken, GSS bu tür çal÷may adeta
cezalandrmaktadr. Eksik günler için prim ödeme yükümlülüôünün getirilmesi, (uygulamada
ailesine veya kendi öôrenci bütçesine katkda bulunmak için hafta sonlar veya hafta içinde birkaç
gün çal÷mak isteyen birçok öôrencimin ÷ahsen
ifade ettiôi bir sorun olarak) ksmi süreli çal÷mak
isteyenleri çal÷maktan vazgeçmeye veya kaytd÷
çal÷maya yönlendirecektir.
3) Gelir testi, zorunlu sigortallk niteliôini kaybedenler, yani i÷sizler için de zorunludur. 90
günlük süre faydalanma süresi bittikten sonra
bu durumda olanlar da gelir testine tabi tutulacaklardr. Gelir testi uygulamasnda esas alnan
göstergelerden; hanehalk, ayn ikamet adresinde
birlikte ya÷ama, hanehalknn bütün gelirleri gibi
kavramlar günümüz toplumsal hayatnda çok kolay tanm yaplabilecek ve snrlar belirlenecek
alanlar deôildir. Nitekim, e÷inden bo÷anan veya
gördüôü ÷iddet dolaysyla ayr ya÷amak zorunda
kaldô için anne babas ile birlikte ya÷amak zorunda kalan kadnlar için bu tanmlamann yeterli
olmadô görülmü÷tür. Benzer deôerlendirmeleri,
çal÷mak için doôduôu veya ya÷adô yerler d÷na
göç etmek zorunda kalanlar ve geride kalan aile
üyeleri için de yapmak mümkündür.
4) Hanehalknn bütün gelirleri kavram da sorunlu
alanlardan birini olu÷turmaktadr. Birlikte ya÷ayan herkesin ayr ayr elde ettikleri bütün gelirlerin bir havuzda toplandô ve payla÷larak birlikte
tüketildiôi varsaymyla, gelir testi yaplrken hanehalk üyesi kabul edilen her ki÷inin gelir seviyesini bu toplam geliri esas alarak belirlemek doôru
bir yöntem deôildir. Eçlerin bile gelir paylaçmnn sorunlu olduäu durumlar söz konusu iken,
anne-baba, ileri yaçtaki çocuklar, eçinden boçanmç veya ayr yaçayan kz çocuklar ile büyük- anne ve büyük-babann çeçitli sebeplerle
birlikte yaçamak zorunda olduäu hallerde her
birinin gelirini üst üste toplayarak gelir testi yapmak ve kiçi baçna düçen geliri bulmak
saälkl bir yöntem deäildir.
5) 5510 sayl Kanun gelir testi uygulamas için
belirlediäi gelir basamaklar ile ayn Kanun
içinde birden fazla yoksulluk snr belirlemiç
gibidir. Nitekim, 5510 sayl Kanun, 4/b kapsamnda sigortal saylanlardan gelir vergisi mükellefi olmayan küçük esnaf ve sanatkarlar ile çiftçilerin gelirlerinin prime esas kazancn alt snrnn altnda olmas halinde, onlar yoksul ve prim
ödeme gücü yok kabul ederek zorunlu sigortallk
ili÷kisi d÷nda brakrken (5510, m.6), ayn ki÷ileri bu defa asgari ücretin üçte birinin üzerinde
gelirleri var ise GSS bakmndan zorunlu sigortal
konumuna getirmektedir. Yani, sosyal sigortalar
bakmndan kapsam d÷nda, ancak GSS bakmndan zorunlu sigortal saylacaklardr. Yine 5510
sayl Kanunda, sigortallarn ölümü halinde anne-babaya hak sahibi olarak aylk baôlanabilmesi için asgari ücretin netinden dü÷ük gelir sahibi
olma ÷art aranrken (yoksulluk snr olarak belirlerken) GSS için uygulanan gelir testinde bu
snr asgari ücretin üçte birine dü÷ürülmektedir.
Ayn Kanun içinde bir tür yoksulluk snr belirleyen bu farkl alt snr uygulamalar bir çeli÷kidir.
Herkesi zorunlu olarak kapsamna alan, primle
finanse edilen bir GSS oluçturmak yanlç bir tercih
deäildir. Gelir testi uygulamas, ekonominin kayt
altna alnmasna katkda bulunduäu gibi, hizmetten
faydalanann bedel ödemesini saäladä için sosyal
adalet duygusunun güçlenmesine de katkda bulunabilir. Nitekim, Nisan 2012 tarihi itibaryla gelir testi
uygulamasnn açklanan ilk sonuçlarna göre; Ye÷il Kart
kapsamnda saôlk hizmetlerinden ücretsiz faydalanan
ki÷i says 9.1 milyondan 5.2 milyona dü÷mü÷, daha önce
prim ödemeyen 2.7 milyon ki÷i prim ödeyerek aktif genel saôlk sigortals olmu÷tur. õstatistiklere yansyan bu
olumlu sonuçlarn alnmas gelir testinin saôlkl olarak
yaplmasnn önemini daha da artrmaktadr.
Daha åyi Bir Gelir Testi Uygulamas åçin Öneriler
Gelir testi uygulanarak GSS kapsamnda sigortallk
ili÷kisinin düzenlenmesi doôru bir yöntemdir. A÷aôda
belirtilen hususlarn dikkate alnarak uygulamann iyile÷tirilmesi bu yöntemin kullanlmasndan alnan olumlu sonuçlar artracaktr.
O
Öncelikle, zorunlu sigortal saylmayanlar için
GSS primine esas kazanç, prime esas kazancn alt
snr, yani asgari ücret olmaldr. Zaten, devletin
prim ödediôi kesimler ve adlarna kurumlarnca
GSS primi ödenen ksmen sigortal saylanlardan
59
dosya
GSS Uygulama Sorunlar
õöKUR kursiyerleri, stajyer öôrenciler gibi gruplar
için GSS primine esas kazanç alt snr olarak belirlenmi÷tir. Gelir testine tabi olanlar için de norm
ve standart birliôi saôlanmas bakmndan alt snr
asgari ücret olmaldr.
O
O
60
Prim ödemekten muaf tutulan alt snr veya en az
gelir seviyesi, bir tür yoksulluk snr gibi deôerlendirilerek, daha gerçekçi olarak belirlenmelidir.
Devletin, diôer sosyal politika uygulamalar için
kullandô yoksulluk snrlar GSS için de dikkate alnmaldr. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlô
kurulu÷ amaçlarna da uygun olarak bütün sosyal yardm ve hizmetlerin yan sra GSS için de
kullanlabilecek geçerli ve gerçekçi bir yoksulluk
snr tespiti ve ölçme yöntemi geli÷tirmelidir. Bu
çerçevede, hane halk, birlikte ya÷ama, bütün gelirlerin birlikte tüketildiôi kabullerine baôl gelir
testi uygulamas ile ilgili esaslar tekrar deôerlendirilmelidir.
Ksmi süreli çal÷anlarn eksik günlerinin gelir testine tabi tutulmas uygulamas üzerinde yeniden
dü÷ünülmelidir. Kaytd÷ çal÷may özendirmeyecek ÷ekilde, mesela ay içinde 10 veya 15 günden
fazla zorunlu sigortal saylanlar için gelir testi uygulanmamas, gibi yöntemler üzerinde dü÷ünülmelidir.
Genel Saälk Sigortas åçin Birkaç Söz Daha
Genel saôlk sigortasnn uygulanmas bakmndan
gelir testi uygulamas hayati bir öneme sahip olmakla birlikte, bütün dikkatlerin bu noktaya yoôunla÷trlmas baz problem alanlarnn gözden kaçrlmasna ve
GSS’nin amaçlarna aykr bir uygulamann ortaya çkmasna yol açlabilir. Bu geli÷melerden bir tanesi de katlm paylar ile ilgili uygulamadr.
Saôlk hizmetlerinden faydalananlardan, ba÷vurduklar saôlk kurulu÷larnn basamaô dikkate alnarak alnan katlm paylar artrlm÷tr. Buna ilaç israfn önleme
amacyla reçete katk pay da ilave edilmi÷tir. Ba÷langçta
çok dü÷ük olarak belirlenen bu miktarlarn zaman içinde
artrlmas, gelecekte daha da artrlabileceôini göstermi÷tir. Zaman içinde Kurum içinde vazgeçilemez bir gelir
kaynaô olma potansiyeli ta÷maktadr. Öte yandan, özel
saôlk kurulu÷larndan saôlk hizmeti alanlarn ödeyecekleri ilave ücret pay da oran olarak yükseltilmi÷tir. Bu
uygulama, ÷öyle garip bir sonuç ortaya çkarabilir. Gelir
testi için ba÷vuran i÷siz ancak evli ve 3 çocuklu 5 ki÷ilik
bir aile için gelir testi sonucunda fert ba÷na gelirin as-
gari ücretin 1/3’ü ile 1 kat arasnda olmas halinde bir
aylk süre için yalnzca 35.5 TL GSS primi ödenecektir.
Ancak bu aileden 2 ki÷inin ay içinde herhangi bir saôlk
kurulu÷una ba÷vurmas halinde ödeyecekleri katk paylar toplam bir aylk zorunlu GSS priminden daha fazla
olacaktr. Prim ödemenin asl, katlm pay almann istisnai bir finansman kaynaô olduôu gerçeôi dikkate alnarak katlm pay alnmas uygulamas bu yönüyle yeniden
deôerlendirilmelidir.
Öte yandan, SGK’nun saôlk hizmeti sunucular arasnda kamu-özel ayrm yaparak farkl katk paylar belirlemesi; saôlk hizmeti talep edenleri kamu saôlk kurumlarna yönlendirmek için özel saôlk kurulu÷lar için
daha yüksek katk paylar belirlenmesi GSS’nin “hizmet
satn almada eçit davranma” ilkesine aykrdr. Bu saôlk sektörüne hizmet arznn organizasyonuna yönelik
bir müdahaledir. Olumlu veya olumsuz etkileri üzerinde
dü÷ünülmelidir.
Daha önce de belirtildiôi gibi, bütün bir saôlk sisteminin yalnzca hizmet alanlarn memnuniyeti üzerine
in÷a edilmesi orta ve uzun dönemde ciddi problemler
ortaya çkarabilir. Sistemin taraflar ile çatçma, güç
dengesizliäinden faydalanarak problemleri çözme
uzun dönemde geçerli bir yöntem deäildir. Saôlkta
dönü÷üm projesinde öngörüldüôü gibi, “sistemin geliçtirilmesi ve uygulanmas srasnda ilgili tüm taraflarn görüç ve önerilerinin alnmasna imkan veren bir
katlmclk” ve demokratik yönetim anlay÷nn gereôi
olarak “sektörün farkl bölümleri arasnda karçlkl
çkarlar gözeterek ortak noktalarda buluçma arayçn ifade eden bir uzlaçmaclk” anlay÷n problemlerin çözümünde geçerli yol benimsemek gerekir.
Kaynaklar
Akdaô, Recep, Saôlk Sistemi Üzerine, Sosyal Güvenlik Dergisi, Yl:1,
Say.3.
Alper, Yusuf; Genel Saôlk Sigortas, Temel Esaslar ve Yenilikler, ASOMEDYA, Ocak 2007.
Alper, Yusuf; Sosyal Güvenlik Reformunun õkinci Ylna Girerken Genel
Saôlk Sigortas: Saôlanan Geli÷meler ve Sorunlar, MERCEK, Yl, 15;
Say:57, Ocak-2010.
Alper, Yusuf; Sosyal Güvenlik Reformu: Genel Saôlk Sigortas, Önemi,
Esaslar ve Problemleri, Sosyal Diyalog Dergisi, Cilt:1, Say:2,
Ekim-2010.
TC Ba÷bakanlk, Kamu Yönetiminde Yeniden Yaplanma: Sosyal Güvenlik
Reformu: Sorunlar ve Çözüm Önerileri, Ankara, 2005.
TC Kalknma Bakanlô, 2012 Yl Program, Dokuzuncu Kalknma Plan (2007-2013), Ankara-2012.
TC Saôlk Bakanlô; Saôlkta Dönü÷üm, Ankara, 2003.
www.sgk.gov.tr/istatistikler.
HASTA HAKLARI
“Saälk hakk, kiçinin toplumdan, devletten, saälänn korunmasn, gerektiäinde
tedavi edilmesini, iyileçtirilmesini isteyebilmesi ve saälän sürekli geliçtirebilmesi için
toplumun saäladä olanaklardan yararlanabilmesidir.”
“Yaçama Hakk”nn en önemli bileçenlerinden birisi olan saälk ve saälkl yaçama
hakk, pozitif statü haklar arasnda yer almaktadr.
Saälkl olma, saälkl olma halini sürdürme ve saälän geliçtirme hakk,
Koruyucu saälk hizmetlerini alabilme ve yararlanabilme,
Saälkl bir ortam, çevre ve barnma koçullar,
Yeterli ve dengeli beslenmedir.
Saälkl olmak, saälän geliçtirmek ve saäläna yönelik olumsuzluklardan
korunarak yaçamn saälkl bir çekilde sürdürmek doäal bir insan hakkdr. Ancak
herkesin bilerek ya da bilmeyerek yaptä baz davrançlar da dahil bir çok deäiçik
etken nedeniyle saälän ve saälkllk halini yitirebilir yani hastalanabileceäini de
kabul etmek gerekir. åçte saälkl yaçama hakknn bütünleyeni olan gereksinilen
saälk hizmetinin alnmas srasnda insanlarn yararlandä haklara hasta haklar
denilmektedir.
ånsanlarn yitirdikleri saälklarna yeniden kavuçmak üzere onlara yardmc olan
ve saälk hizmeti veren kiçilerle olan iliçkilerinde bir “insan” olarak sahip olduklar
haklarn bütünüdür.
Hasta haklar, en genel anlamyla; hasta olmadan önce hastalandklar zaman
yararlanacaklar ulaçlabilir yeterli ve etkin saälk hizmetinin önceden hazr olarak
bulunuyor olmasn, hastalanldända ya da saälkllk hali yitirildiäinde bir saälk
kurumunda yetkin ve standart bir saälk hizmeti almay, hastalklarn insanlarda
braktä kalc olumsuzluklarla birlikte yaçayabilmek için gerekli olan hizmetlerden
yararlanmay kapsayacak kadar geniç bir içeriäe sahiptir.
Hasta haklar temel olarak Lizbon Bildirgesinde ortaya konulmuçtur. Bu bildirge
ana hatlar ile hekim-hasta iliçkisiyle ilgilidir. Bildirgede tanmlanan temel haklar
çunlardr:
Hasta, hekimini özgürce seçme hakkna sahiptir,
Hasta, hiçbir dç etki altnda kalmadan özgürce klinik ve etik kararlar verebilen hekim
tarafndan baklabilme hakkna sahiptir,
Hasta yeterli ölçüde bilgilendirildikten sonra önerilen tedaviyi kabul ve reddetme
hakkna sahiptir,
Hasta, hekimden tüm tbbi bilgi ve özel hayatna iliçkin bilgilerin gizliliäine sayg
duyulmasn bekleme hakkna sahiptir,
Her hastann onurlu bir çekilde ölmeye hakk vardr,
Hasta uygun bir dini temsilcinin yardmn içeren ruhi teselliyi kabul veya reddetme
hakkna sahiptir.
61
62
“Türkiye’de sendika
ya hiç olmayacak
ya da herkes
sendikal olacak…”
Gazeteciliäe baçladänz 1986
ylndan bu yana çeçitli gazete,
ajans, dergi ve televizyonlarda
görev yaptnz. Son olarak da
NTV Ankara Haber Müdürü’yken
TRT Türk’ün baçna geçtiniz.
Özel yaynclkla kamu yaynclä
arasnda nasl farklar var?
Evet, 1986 ylndan bu yana habercilik yapyorum. Birçok gazetede,
ajansta, dergide, televizyonda çal÷tm, merkez medyann en önemli yayn organlarnda yöneticilik yaptm.
Bu süreç zarfnda yakla÷k yirmi küsur yl TRT hep yan ba÷mzdayd.
Ama biz Ankaral gazeteciler ÷öyle
dü÷ünürdük; “TRT’de de haberciler
var ama asl olarak TRT’de haberin
d÷ndaki yaynclk, örneôin belgeselcilik önemlidir.” Ankara gazetecisi, televizyoncusu içinse meslek
haberciliktir. Ötesi biraz ilgi alan
d÷ndadr.
TRT’nin yaptô kamu haberciliôi
ise hareketsiz, belli kurallar içinde
sk÷m÷ kalm÷, bir haberciye çok
cazip gelmeyen bir tür gibi görünürdü bize. Yalnz biz deôil, mesela
siyasetçiler de böyle bakard. Yllar
öncesinden ÷öyle bir anm var; Kanal
D’de Ankara Haber Müdürüyken dönemin ba÷bakanyla toplantdaydk,
cumhurba÷kan da yurtd÷na gitmi÷ti. Bülten saati geldi, Ba÷bakan,
“Açn bakalm TRT’yi, Cumhurba÷kan vasl olmu÷ mu görelim. Naslsa
ilk haber odur” demi÷ti. Oysa o gün
çok önemli gündem maddeleri vard.
Ama bülten Cumhurba÷kan’nn filanca ülkeye ula÷tô haberiyle ba÷lad. Yani protokol sras bülten için de
geçerliydi, bu durumdan Ba÷bakan
bile memnun deôildi.
Bu özellikleri nedeniyle TRT’de
haberciliôi dü÷ünmedik, istemedik.
Ama sonra zaman içinde TRT deôi÷ti. õbrahim öahin’in genel müdürlüôüyle çok ciddi deôi÷im ya÷anmaya,
iddial i÷ler yaplmaya ba÷land. Bugün gelinen noktada, öahin’in dört
yllk genel müdürlük süresi sonun-
Ümit Sezgin, TRT Türk Televizyonu Genel Yayn Yönetmeni.
25 yl aĆkn süredir haberci. Mesleăin hem emekçisi, hem
duayeni. Sezgin, özel yaynclktan kamu yaynclăna, TRT
Türk’ten mesleăe baĆladă yllardaki medyaya kadar birçok
konuyu bugün ile karĆlaĆtrarak anlatt bize. Fenerbahçe
taraftarlăndan, futbol aĆkndan söz etti. Ümit Sezgin ile röportaj
TÜRK-Ąą Uzman Yardmcs Güldane Karsloălu yapt.
çok büyüktür. Kanal Koordinatörü
Muharrem Sevil vard, o a÷amada
ben TRT-Türk’te Genel Yayn Yönetmeni olarak görev aldm, üç yldr da
sürdürüyorum.
da 14 kanalyla yaynclôn her alannda iddial olmaya çal÷an bir TRT
var. Kürtçe, Arapça yayn var. Bunlar
son derece önemli admlar. Bunlar
d÷ardan bir gazetecinin fark etmemesi mümkün olmayan ÷eyler. Fark
ediyorsunuz, TRT’de bir canllk var.
Yakla÷k üç yl önce, o dönemin TRT-INT kanalyla ile ilgili bir
aray÷ ba÷ladônda Genel Müdür
õbrahim öahin davet etti beni. Kendisiyle Ula÷trma Bakanlô Müste÷ar olduôu dönemlerden tan÷rdk.
Yayndan sorumlu Genel Müdür
Yardmcs Zeynel Koç da katld.
O görü÷melerden TRT Türk projesi doôdu. Zeynel Bey’in fikri katks
Kamu yaynclô ile özel yaynclk arasndaki farka bakacak olursak,
bununla ilgili hem genel bir deôerlendirme hem de ki÷isel bir deôerlendirme yapabilirim. Ben yirmi yl
boyunca habercilik yapm÷tm, ama
daha önce de dediôim gibi, habercilik d÷ndaki yaynclôa hem ilgimiz
yoktu hem tecrübemiz... TRT’ye gelince ve bir kanaln bütününden sorumlu olunca, habercilik d÷nda da
bir dünya olduôunu fark ettim. Bu
yalnzca benim için deôil, buraya diôer özel kanallardan benimle beraber
gelen gazeteci, televizyoncu arkada÷larm için de geçerli. Çünkü TRTTürk yalnz haber kanal deôil ayn
zamanda bir kültür kanal olduôu
için pek çok haber d÷ programmz
var. Biz burada böyle bir dünyayla
kar÷la÷tk. O yüzden çok heyecanlandk, çok hevesle bu i÷in içine girdik ve sanyorum fena da gitmiyor.
õyi ÷eyler yaptk.
Genel anlamda konu÷ursak,
kamu yaynclô ile özel yaynclk
arasndaki en temel fark, kamu yaynclônda aôr bir sorumluluk var.
D÷ardan çok belli olmayan, hissedilen ama bu görevleri üstlenmeden
aôrlônn çok da anla÷lamadô bir
durum var. öunu fark ettik ki, TRT
hakikaten herkesin televizyonu.
Çünkü bizle konu÷an her izleyici,
“Oras benim televizyonum” diyerek, bir patron edasyla sizden hesap
sorabiliyor, talepte bulunabiliyor.
Hayatnda belki bir kuru÷ vergi vermemi÷ insan, “Benim vergilerimle
kurulmu÷ o televizyon” diyor. “Siz
devletin verdiôi paralarla çal÷yorsunuz” diyor. Sanki kendisinin maa÷ Amerika’dan geliyor. Hiç fark
etmiyor. Ama bunda çok da haksz
deôil insanlar. Kamu yayncsysanz,
kamudaki herkesin yayncssnz.
Bu durum, herkese kar÷ sorumlu olmanz gerektiriyor. NTV’de, Kanal
D’de, ba÷ka bir yerde sorumlu olduôum nihai olarak bir patron, patronaj vard. Onlarla anla÷p, onlarn
istediôini yapabiliyorsam sorun yok.
Burada öyle deôil. Almanya’dan biri
aryor bir ÷ey istiyor, Kars’tan ba÷ka
biri aryor ba÷ka bir ÷ey istiyor. Tam
ztt ÷eyler de isteyebiliyor. Siz bütün
bu zt taleplere cevap vermek zorundasnz.
Zorunda msnz gerçekten?
Zorundasnz çünkü onlarn televizyonusunuz. Kanunen de böyle.
Kamunun her alann, her rengini
yaynna yanstmak zorundayz. Yaptôn her yaynda bunu gözeteceksin.
Yalnz haber diye de bakmayacaksn.
Kültür ve spor yaynlarnda da herkese hitap etmeniz gerekiyor. Hiçbir özel sektör kurulu÷unun, hiçbir
patronun el atmayacaô konular var
hayatta. Çünkü para getirmeyecek,
kazanc olmayan i÷ler bunlar. Kamu
d÷ bütün yaync kurulu÷lar kar
amac ile çal÷an ÷irketlerdir. Öyle
olunca da sosyal sorumluluk, kültürel sorumluluk anlamna gelen
alanlar çok umursamazlar. Buna kzamazsnz, dünyann her yerinde bu
böyledir. Kapitalizm böyle bir ÷ey!
63
Peki, bunlar kim yapacak? Kültürel varlklarnz, deôerleriniz, insanlarnz var ve bunlarn kayda geçirilmesi
ve gelecek ku÷aklara aktarlmas gerekiyor. Bunlar kim yapacak? Bunu bir
özel sektör patronu yapmaz. Bir kamu
yayncs olarak TRT’nin yapmas gerekiyor, bizim yapmamz gerekiyor.
Bu hakikaten ciddi bir sorumluluk.
Bunu da özel sektörle yar÷rken yapmanz gerekiyor.
Kamu yaynclända reyting
kaygs olmadä düçünülür.
Sizin söz ettiklerinizle de örtüçen
bir durum ama gerçekten hiç
reyting kaygs olmadan m yayn
yapyorsunuz?
64
Öyle bir ÷ey olabilir mi? Reytinginizin olmamas ne demek? Kimse
izlemiyor demek. Dünyann en iyi
programn yapyorum ama kimse
izlemiyorsa neye yarad? Buradaki
kstas ÷u: Benim yaynclk ilkelerimi
reyting kaygs belirlemiyor. Elbette
reyting kaygm var, elbette ben de
çok izlenmek istiyorum ama çok izlenmek için, yanl÷ olduôunu bildiôim ÷eyleri yapmyorum. Doôrular
yaparak izlenmeye çal÷yorum, doôru yaynclkla reyting almaya çal÷yorum. Yoksa reyting almann kolay
yollar var, cinsellik, ÷iddet, kadn,
dedikodu… Bunlar kullandôn zaman belli oranlarda reyting alrsn.
Önemli olan bu reyting numaralarna girmeden izlenebilmek. Biz TRT
kanallar olarak bunu yapmaya çal÷yoruz, çok da iddialyz.
Gördük ki, siz doôru düzgün i÷
yaparsanz, alcs var, çok ciddi bir
kitle var. Bir süre sonra fark ediliyorsunuz ve itibarnz çok artyor.
Bazen reytinginiz kimi kanallardan
daha geride ama itibarnz çok daha
önde oluyor.
Dünyann birçok yerinde TRTTürk’ün bürolar var. Slogannz
‘Dünyay Türkçe åzleyin…’
Dünyaya hitap eden bir kanal
msnz?
Dünyaya hitap etmek i÷imizin
yars. Biz TRT-Türk’ü kurarken ilkemiz ÷uydu: Türkiye’yi dünyada
ya÷ayan Türklere anlatmak ama bir o
kadar önemlisi de dünyada olan biteni Türkiye’ye anlatmak. Bunlarn ikisi e÷it aôrlktadr. Hiçbiri ön planda
deôildir. Bütün dünyaya yaylm÷
çok sayda Türk var. Kimi rakamlara
göre bu say yüz milyona kadar çkyor. TC vatanda÷ anlamnda söylemiyorum, köken itibariyle Türkçeyi
öyle ya da böyle anlayabilenlerden
söz ediyorum. Türkiye’den giden
çok sayda Türk var ba÷ka ülkelerde. Bu Türklere Türkiye’de olan biteni anlatmak, dünyada olan biteni
bizim gözümüzle anlatmak, Türkiye
Cumhuriyetini nasl gördüôümüzü
anlatmak çok önemli. Bir de Türklerin birbirinden haber almas da
önemli. Avustralya’daki bir Türk’ün
Kanada’daki Türkler ile ilgili bilgi almas da önemli.
õkinci görevimiz ise dünyada
olan biteni anlatmak. Çünkü biz
çok uzun yllar boyunca uluslararas yayn kurulu÷larnn perspektifiyle olan biteni izledik. Reuters,
BBC, Ajans France Press ne diyorsa
öyle olduôunu dü÷ündük. Ama son
on yldr gördük ki, bu i÷ öyle deôil.
Yönlendiriliyoruz,
yanltlyoruz,
kandrlyoruz. O ülkelerin veya ÷irketlerin arkasndaki sermaye gruplarnn istediôine göre dünyay alglamaya ba÷ladk. Son Körfez Sava÷’nda
bu net bir ÷ekilde ortaya çkt. O zaman dedik ki olan biteni biz kendimiz görelim, ne olduôunu bilelim,
vatanda÷a da anlatalm. Bunun da
yolu oralarda olmak. TRT’nin bizden
önce kurulmu÷ yedi bürosu vard.
Biz buna on iki büro daha ekledik.
Çin’den Amerika’ya, Moskova’dan
Adis Ababa’ya kadar bütün dünyay
ku÷atacak ÷ekilde. Bölgemize, yakn
çevremize ve Avrupa’ya daha bir
önem verdik. Böylece toplam on dokuz büroya çktk. Bir stüdyo ve büro
da õstanbul’da kuruldu. Toplamda
yirmi büro oldu. Böylece dünyay
izlemeye, haberle÷tirmeye ba÷ladk.
Tabii bu yalnz haber anlamnda deôil, dediôim gibi TRT-Türk yalnzca
uluslararas bir haber kanal deôil,
haber ve kültür kanal. Yaptômz
i÷in içinde Türkiye’yi d÷arya anlatrken veyahut d÷ary Türkiye’ye
anlatrken yalnzca siyasi haberleri
vermiyoruz. Türkiye’nin, Türklerin zengin bir kültürü, bir geçmi÷i
var. Bunlar da anlatalm istiyoruz.
Bir süre sonra bir õngilizce kanal da
kurulacak. O zaman bu hedef yalnz
Türklere ula÷mak deôil, bütün insanlôa ula÷mak, bizim kültürümüzü
anlatmak olacak.
Dünyada çok zengin bir kültür
birikimi var. Bize kültür anlamnda
aslnda yalnzca Bat kültürü verildi.
Bat kültürüne ve zenginliôine itirazmz yok ama kültür sadece Batda
deôil. Doôuda kültür var, güneyde
kültür var. Bu kültürün farkl versiyonlar, alt dallar var. Bunlar da
görelim istedik. Bu nedenle de dünyadan çok sayda da kültür program
yapyoruz. Tüm bunlarn sonucunda
da yalnz yerelde olan bitene bakan
bir kanal deôil, dünyaya bakan, bakmaya çal÷an bir kanal oluyoruz.
Yayn anlayçnzn Türkiye’nin
diäer ülkelerle iliçkilerine etkisi
olduäunu düçünüyor musunuz?
Örneäin Avrupa Birliäi süreci
gibi...
Avrupa Birliôi sürecine mutlaka
etkisi var ama bunlar hep dolayl
etkiler. Türk kültürüne, buradaki
insanmzn Avrupa’y tanmasna
yaptômz her katk dolayl olarak
Avrupa Birliôi sürecine de olumlu
katkdr. Avrupa Birliôi üyesi ülkeleri tanmak, o insanlar bilmek,
o kültürleri anlamak son derece
önemlidir. Bunu bilirseniz insanlarn onlara bak÷lar, beklenti ve talepleri daha gerçekçi olur. Avrupa
Birliôi, Avrupa ülkeleri ne kadar çok
bilinirse verilecek kararlar o kadar
saôlkl olacaktr insanlar nezdinde.
AB ne öcüdür ne de cennettir. Bunu
bilirse insanmz AB’ye tepkileri
daha saôlkl olacaktr. AB’ye üyelik için gönüllü olmak önemlidir.
Ben buna katlyorum ama bunu da
abartmamak gerek. Bu oray tanmakla, bilmekle saôlanabilir.
Bizim uluslararas ili÷kilere katkmz dolayl bir ÷ekildedir. Kendimizi anlatp, oralara göstermek, o
ülkelerin siyasetçileriyle daha yakn
ili÷kiler kurmak son derece önemlidir. Olumlu katklar vardr, i÷inizi
doôru yaparsanz. O ülkelere gittiôimizde, büyükelçiliklerimiz, biz ve
Anadolu Ajans Türkiye’nin temsilcisi olarak kabul ediliyoruz. Bizim
bir diplomatik misyonumuz yok
ama kamu yayncs olduôumuz için
Türkiye’yi temsil ediyor gibi kabul
görüyoruz.
åççiler ve sendikalar son
yllarda sermayenin elinde olan
özel kanallarda kendilerine
pek yer bulamyor. Fakat
ayn durum kamu yaynclä
yapan kuruluçlarda da var. Bu
konuda bir yetersizlik olduäunu
düçünüyor musunuz?
Aslnda bu konuda çok ÷ey söylerim ama kimseye hakszlk etmek
istemiyorum. Ne sendikaclara, ne
çal÷ma dünyasna, ne yaynclara
çok fazla ÷ey söylemek istemiyorum
açkças. Kimse adna konu÷mak da
istemiyorum. Ben ancak TRT-Türk
adna konu÷abilirim. Sendika haberlerine, çal÷ma dünyasna yeteri
kadar yer verdiôimizi, üzerimize dü÷eni yaptômz dü÷ünüyorum açkças. Ama burada herkesin birazck
da kendine bakmas, özele÷tiri yapmas lazm. Sendikalarn da kendilerini deôerlendirmesi lazm. Bunlarn
dü÷ünülmesi lazm. Ben bunu TRTTürk adna dü÷ündüôümde doôruyu
yaptômz yeteri kadar yayn yaptômz savunuyorum.
Mesleäe ilk baçladänz yllarda
medyay ve bugünkü medyay,
medya-emek iliçkileri açsndan
deäerlendirebilir misiniz?
Medya olan biteni yanstan bir
aynadr aslnda. õ÷e buradan bakarsanz, benim mesleôe ilk ba÷ladôm
yllarda, 1980’lerin ba÷nda, sendikalarn, i÷çi hareketinin, 12 Eylül’e
raômen Türkiye’de çok aôrlô vard.
Siyaseten de çok aôrlô vard. Sendika ba÷kanlar, konfederasyon ba÷kanlar siyaset üzerinde etkili insanlard. Böyle olduôunda medya tabii
ki onlara her zaman yer verirdi. Bu
kaçnlmaz bir ÷eydi. Bugün sendikal
hareket ne yazk ki ayn güçte deôil.
Sendikal hareketin siyasi aôrlôyla,
toplumsal aôrlôyla, etkisiyle, gücüyle benim mesleôe ba÷ladôm dönemdekiler ayn deôil.
Siz bunu neye yoruyorsunuz?
Bin tane nedeni vardr. õ÷çinin
kendi kabahati vardr, sendikacnn,
siyasetçinin kabahati vardr, toplumun kabahati vardr, pek çok nedeni
vardr… Dünya deôi÷iyor, Türkiye ba÷ka bir yere gidiyor. Belki bu
Türkiye’de sendika ya hiç olmayacak
ya da herkes sendikal olacak, bunu
bugünden bilemem. Bugün geldiôimiz noktada memurlarn sendikas
var, benim mesleôe ba÷ladômda
bunu hayal etmek bile zordu. Buradan bakarsan sendikal hareket geli÷mi÷tir diyebiliriz. Ama diôer yandan
bakarsan sendikalar büyük oranda
güç kaybetti, etkileri çok azald. Artk ba÷ka bir Türkiye var, ba÷ka bir
ekonomi var, ekonominin farkl dinamikleri var. Bu globalle÷me denen
÷ey her ÷eyi deôi÷tiriyor. Çevreni de,
bahçeni de, evini de, bindiôin arabay da deôi÷tiriyor. Tabii i÷ ili÷kilerini,
sendikal hayatn da, siyasi partini
de deôi÷tiriyor. Artk herkes, her ÷ey
birbirine benzer hale geldi. Artk senin kendi dinamiklerin yok. õ÷te bu
yeni dinamikler çerçevesinde sendikalar veya i÷çi hareketi ba÷ka bir
÷eye dönü÷tü. 1980’li, 1990’l yllarn sendikal hareketi yok artk, onun
aôrlô yok.
Bu çerçevede medyann olaya bak÷ farklla÷t. Çünkü medya, dediôim gibi bir ayna, olan biteni yanstyor. Bir de tabii medyann da kendi
iç dinamikleri, ekonomisi deôi÷ti,
patronlar deôi÷ti. Gazeteci patron
yok artk. Ben mesleôe ba÷ladômda gazeteci patronlar vard, gazeteci
aileden gelen, i÷i sadece gazetecilik
65
olan patronlar vard. öimdi uluslararas baôlantlar da olan bamba÷ka
patronlar var. Uluslararas bir ÷irket
Türkiye’de yayn organ sahibi olduôunda, onun medyaya, gazeteye,
gazete emekçisine, matbaa i÷çisine
bak÷yla Erol Simavi’ninki ayn olur
mu? Ben sendikalydm Hürriyet’te
çal÷rken. Hürriyet’te toplu i÷ sözle÷mesi en son imzalanrd. Erol Bey
“Diôerleri ne verdiyse siz üç puan,
be÷ puan fazlasn verin” derdi.
Toplu sözle÷me görü÷mesi en ksa
Hürriyet’te sürerdi. öimdi böyle bir
patron olur mu? öimdiki patronun
derdi kar maksimizasyonu.
Siz spor programndan, haber
programna birçok program
yapyorsunuz. Ayrca idari
göreviniz de var. Bütün bunlara
nasl yetiçiyorsunuz?
66
Çünkü severek yapyorum. Asl
i÷im tabii ki yöneticilik ve bu ciddi,
aôr bir yük. Bu aôr yükün altndan
kalkmak için baz yerlerde nefes almak lazm. Biraz i÷in tadn çkarmak lazm. Çünkü yöneticilik tatsz
bir i÷tir. õster kamuda ister özel sektörde olun bir sürü insanla uôra÷rsnz. Bir sürü denge vardr ve bunlar
insan ezen ÷eylerdir. Böyle anlarda
nefes almak lazm.
Benim için bu nefeslerden bir
tanesi spordur. Beni tanyanlar bilirler, sporun çok içinde biriyim. Spor
haberciliôi, spor yaynclô yapmadm ama en az onlar kadar hep i÷in
içindeydim. Yllardr Fenerbahçe
Kongre üyesiyim. Programmn ismi
“Futbol Her öeydir”. Bu biraz benim
futbola bak÷ açmla ilgili bir ÷ey.
Ben, Ylmaz Vural ve õlhan Mansz
yorumcu, õlknur Ertugay moderatör.
Bu i÷i iyi yaptôm dü÷ünüyorum.
Düzgün bir program yapyoruz. Pek
çok futbol yorumcusundan daha iyi
yorum yaptôm iddia edebilirim.
Bu benim için hem mesleki bir tutku
hem de dediôim gibi hayattan biraz
zevk alabilmemi saôlayan bir ÷ey.
Yllardr böyle.
Buradaki görevimin gereôi olarak
haftada bir ak÷am “Konu÷acak Çok
öey Var” isimli, birazck Türkiye siyasetini tart÷tômz, konu÷tuôumuz
bir program yapyorum. Orada da
üç ki÷iyiz. Hüseyin Yayman Hoca ve
Nuray Babacan var Hürriyet’ten. õlk
ba÷ladômzda müthi÷ keyifli bir i÷
de yaptm açkças. Ayasofya Ba÷kan Haluk Dursun ile bir sohbetimiz
srasnda fark ettim ki, õstanbul’u aslnda bilmiyoruz. Bilmediôimiz çok
õstanbul var. Haluk Hoca da bunu
iyi bilen isimlerden biri. “Hocam gel
seninle õstanbul sokaklarna çkalm.
Ben õstanbul’u bilmeyenlerin sözcüsü olaym. Sana sorular soraym,
sen de bize õstanbul’u anlat” dedim.
Her biri onar dakika, yirmi alt bölüm “õstanbul’u Ya÷amak” isimli bir
program yaptk. Ama ne benim ne de
hocann vakti yetmedi sürdürmeye.
Yirmi alt bölümde kaldk.
Sonuç itibariyle ÷unu söylemeye
çal÷yorum. Eôer i÷inizi seviyorsanz, keyif alyorsanz, vakit bulursunuz, güç bulursunuz, enerji bulursunuz.
takmlar da önemsemeniz, empati
kurmanz, kendinizi onlarn yerine
koymanz. Ben Galatasaray iyi oynayp da yenildiôinde üzülebiliyorsam
sorun yok. Önemli olan futbolu sevmektir. Kendi tuttuôun takm kadar
futbolu sevmektir. Ben tarafszm
diyen hiç kimseye de inanmyorum.
Tarafsz olabilmek mümkün deôil
ki…
Bir röportajnzda “Hayatta neden
vazgeçemezsiniz” diye sormuçlar.
“Yaynclktan, habercilikten
vazgeçerim ama Fenerbahçe’den
vazgeçemem” demiçsiniz.
Yaynclk ve habercilik bir meslek, ama öbürü bir tutku. õnsan
tutkularndan vazgeçemez. Deniz,
balk benim için bir tutku. Nasl
vazgeçeceksiniz tutkulardan? Ama
mesleôinden vazgeçebilirsin. Yaynclk benim için bir meslektir, tutku
deôildir ama Fenerbahçeli olmamay dü÷ünemiyorum. Ayn zamanda
Gençlerbirliôi kongre üyesiyim. Ben
Gençlerbirliôi’ni de çok severim.
Sevdiôim ba÷ka takmlar da vardr.
Çünkü futbolu seviyorum.
Fanatik bir Fenerbahçeli
olduäunuzu biliyorum. Yaptänz
spor programnda tarafsz
davranabiliyor musunuz?
Geçmiçe dönüp baktänzda bu
konuda bir iç yapmç olmay
tercih eder miydiniz?
Üç yl önce ilk programda, Fenerbahçeli olduôumu söyledim.
“Ben Fenerbahçeliyim, hayata birazck oradan bakyorum” dedim.
Hiçbir zaman “Ben tarafszm” iddiasnda deôilim, olmadm. Ama hep ÷u
iddiadaym: “Ben Fenerbahçeliyim,
hayata Fenerbahçe cephesinden bakyorum. Ama Galatasaray, Be÷ikta÷, Trabzonspor dü÷man deôilim.”
Çok empati yapyorum. Fenerbahçe
ancak bu diôer takmlarla var. Bunu
bilirseniz taraf olmanzn, hiçbir sknts yok. õlk yl yorumcularmzdan biri Hasan öa÷’t. Hasan öa÷ “Ben
tarafszm” diyebilir mi? Rdvan
Dilmen diyebilir mi? Deseler kim
inanr? Ama tarafsz olmanz gerekmiyor zaten. Olmanz gereken diôer
Ankaral olarak buna çok fazla
÷ansm yoktu. Mesela õstanbullu bir
gazeteci olsaydm, mesleôe ba÷larken
spor servisinde ba÷layabilirdim, öyle
bir ÷ansm olabilirdi. Ama Ankara’da
baktm o zamanki en büyük gazetelerde bile Ankara bürosunda bir spor
muhabiri vard. Belli ki Ankara’da
spor muhabiri olsan da siyasi spor
haberciliôi yapacaksn. Bu da benim
istediôim ÷ey deôildi. O yüzden ben
polis, adliye muhabirliôi ile ba÷ladm gazeteciliôe. Ama õstanbul’da
olsaydm spor muhabirliôi hiç tereddütsüz ba÷layacaôm aland. Burada
siyasi haberciliôi sevmediôim anlam
da çkmasn. Sevmesem yapamazdm. Yirmi yl boyunca Türkiye’yi
yönetenlerin yanndaydm.
B ASI N AÇI K L A M A L A RI
“SAĂLIK EMEKÇĄLERĄ
YAąAMIMIZIN
GÜVENCESĄDĄR”
TÜRK-õö Yönetim Kurulu, 14
Mart Tp Bayram nedeniyle bir açklama yapt. Açklamada, ÷öyle denildi:
“Ülkelerin en önemli geli÷mi÷lik göstergelerinden biri, saôlk alannda verilen hizmetlerin kalitesi
olduôu kadar saôlk alannda görev
yapan emekçilere hak ettiôi biçimde
sahip çkabilme kabiliyetidir. Bugün
ülkemizde, saôlk emekçileri önemli
maôduriyetler içindedir. ‘õnsan onuruna yak÷r i÷’ kavram saôlk emekçileri için de hayata geçirilmemekte, ya÷ammzn güvencesi saôlk
emekçileri mesleklerinin deôersizle÷tirilme endi÷esi ile ciddi skntlar
ya÷amaktadr. Hükümet, saôlk çal÷anlarnn taleplerine kulak vermeli,
insan hayat için fedakarca çal÷an
saôlk emekçilerinin maôduriyetleri
bir an önce giderilmelidir. TÜRK-õö,
tüm saôlk emekçilerinin 14 Mart
Tp Bayram’n kutlamakta, bu vesileyle, emekçilerin haklarnn hiçe
saylmadô bir Türkiye özlemini
dile getirmektedir.”
“BAąIMIZ SAĂOLSUN”
TÜRK-õö Yönetim Kurulu, 16
Mart 2012 günü Afganistan’da gerçekle÷en elim kaza ile ilgili bir açklama yapt. Açklamada ÷unlara yer
verildi:
“Afganistan’da Türk askerlerini ta÷yan bir helikopterin, ba÷kent
Kabil’deki iki katl bir eve çarptôn
ve kazada dokuzu subay, ikisi astsubay, biri uzman çavu÷ 12 Türk
askerinin ÷ehit olduôunu büyük bir
üzüntüyle öôrenmi÷ bulunuyoruz.
Bu ac olayda kaybettiôimiz vatan
evlatlarna Allah’tan rahmet, Türk
Silahl Kuvvetlerimize, milletimize,
÷ehitlerimizin ailelerine ve yaknlarna ba÷saôlô ve sabr dileklerimizi
iletiyoruz.”
ÇANAKKALE ZAFERĄ
MESAJI
TÜRK-õö Yönetim Kurulu, Çanakkale Zaferi’nin yldönümü nedeniyle 17 Mart 2012 günü bir mesaj
yaymlad. Mesajda ÷u görü÷lere yer
verildi:
“Kasm 1914 ve 18 Mart 1915
tarihleri
arasnda
Çanakkale
Boôaz’nda cereyan eden bir dizi deniz sava÷, Türk tarihinin en ÷erefli
sayfalarn dolduran birer zafer destandr. Çanakkale Zaferini, büyük
Türk Ulusuna, Atatürk gibi dahi bir
lider hediye etmi÷tir. Türk baômszlk sava÷ Çanakkale’nin sularnda,
Conkbayr’nda ve Anafartalar’da verilen mücadele üzerine ÷ekillenmi÷;
bu zaferler Türk Kurtulu÷ Sava÷nn
mayas olmu÷tur. Dünya tarihine
mal olmu÷ bu büyük zaferle, Türk
Milleti vatan topraklarna nasl sahip çktôn en anlaml bir ÷ekilde
göstermi÷tir.
öehitleri Anma Günü olarak
da kutlanan bu anlaml günde, bu
zaferi bize armaôan eden Mustafa
Kemal Atatürk’ü saygyla anyor,
Çanakkale sava÷larnda canlarn
baômszlk ve vatan için feda eden
kahramanlarmz rahmetle, ÷ükranla yad ediyoruz. Türk Ulusu, bu
dirili÷i gerçekle÷tirenleri asla unutmayacaktr.”
ULUSAL EGEMENLĄK
VE ÇOCUK BAYRAMI
KUTLU OLSUN
TÜRK-õö Yönetim Kurulu, 23
Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk
Bayram nedeniyle bir mesaj yaynlad. Mesajda ÷unlara yer verildi:
“Mustafa Kemal Atatürk’ün,
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin
açldô günü bayram olarak çocuklara armaôan etmesi, çocuklara verdiôi deôerin ve duyduôu güvenin
en büyük göstergesidir. Türkiye, 23
Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk
Bayram’n karde÷lik, sevgi, bar÷
içinde bir dünya ve Türkiye özlemi
içinde kutlamaktadr.
92 yl önce Türkiye Büyük Millet
Meclisi, büyük zorluklarn ya÷andô
bir dönemde açlm÷, bu ba÷langç,
ülkenin geleceôini aydnlatan anlaml ve önemli bir dönüm noktas olmu÷tur. Türkiye Büyük Millet
Meclisi aldô kararlarla toplumun
bar÷, huzur ve güvenlik içinde ya÷amas, geli÷mesi, çaôda÷la÷mas ve
demokratikle÷mesini amaçlam÷, vatanda÷larmz Cumhuriyetle yurtta÷
konumuna yükselmi÷, demokratik
bir ortamda hak ve özgürlükleri kullanabilmenin bilinci giderek yaygnla÷m÷tr.
Çocuklarmz, bar÷n, sevginin,
umudun ve karde÷liôin temsilcileri,
aydnlk yarnlarmzn güvencesidir. Çocuklarn sevgi ve ho÷görü
dolu bir ortamda yeti÷tirilmesi, yeteneklerinin geli÷tirilmesi, beklentilerinin kar÷lanmas, sorunlarna
çözüm bulunabilmesi ve umutlarnn canl tutulabilmesi, geleceôine
yön verecek güçte bireyler olarak
toplumsal ya÷amda yer alabilmeleri
temel amacmz olmaldr. Çocuklarmzn, uygarlôn tüm ürünlerinden yararlanarak en iyi biçimde yeti÷mesi amacyla gösterilen çabalar,
aydnlk yarnlarn kurulmasyla e÷deôerdir. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayram’n kutluyor,
tüm çocuklarmza ve yurtta÷larmza esenlikler diliyoruz.”
67
68
Kriz Dönemlerinde Devletin
Görevi Ąstihdam OluĆturmaktr
Dr. Hasan PEKDEMĄR
Türkiye Denizciler Sendikas
Genel BaĆkan
B
ilindiôi gibi, bir ülkenin en
önemli makro politikalarndan biri i÷sizlikle mücadeledir.
Devleti yönetenler esas olarak insanlarn yani vatanda÷larnn mutluluôu
için vardr. õ÷sizliôin yüksek olmas,
yani toplumlarn gelir elde edememe-
si, her türlü huzursuzluk, karga÷a ve
anar÷i olu÷masna zemin hazrlar.
Ülkemiz yllar itibariyle büyümektedir. 2007 ylndan itibaren
dünyay etkisi altna alan ekonomik
krizden en az etkilenen ülkelerden
birisi olarak gösteriliyoruz. Ama
gerçeôinde öyle mi? Buna bir göz atmakta yarar vardr. Bir ülkede ekonomi büyüyorsa; istihdamn da ayn
oranda artmas gerekmez mi? Ba÷ka
bir ifadeyle i÷sizlikte bir azalma olmas gerekmez mi?
Ancak Türkiye son yllarda ortalama yüzde 7-8 büyürken i÷sizliôin
azalmadô, tam tersine arttô görülmektedir. (Her ne kadar TÜõK’in
rakamlar bunun aksini söylüyorsa
da bunu ileriki paragraflarda açklayacaôm.)
Demek ki büyüme insan odakl
deôil, yani ithalata dayal bir büyüme modeli ya÷amaktadr. Zira ihracat bir artyorsa ithalat iki artmaktadr. Üretime dayal iç ekonomiyi
harekete geçirecek bir büyümeden
õrlanda’dan daha iyi olduôumuz dü÷üncesi ile kimileri tarafndan övünç
kaynaô olu÷turmaktadr.
Halbuki gerçek bu deôildir. õ÷sizlik orann bulabilmek için i÷siz
saysnn i÷gücü saysna bölünmesi
gerekmektedir. Esas olan ülkemiz
açsndan irdelenmesi gereken i÷gücüdür. Genel anlamyla 15 ya÷ ve
üzeri ya÷ grubundan, emeôini i÷gücü piyasasna arz edenlere “i÷gücü”
denir. Ülkemize baktômzda i÷gücü yani emeôini piyasaya sunanlarn oran yüzde 50’lerde kalmaktadr. AB ortalamalar ise yüzde 60’n
üzerindedir. Gerçek anlamda i÷siz
olup da i÷ bulma umudunu yitirenler ve ev kadnlar i÷ aramadklarndan, önemli bir yekün tuttuôundan
bunlar i÷siz snfna girmezler. Oysa
AB’de ev kadnlarnn önemli bir kesimiyle diôer kesimler i÷ piyasasna
emeôini arz etmektedir yani i÷gücü
Türkiye’ye göre oldukça yüksektir.
Bizdeki durum da Avrupa Birliôi’ni
emsal alacak olursak ülkemizdeki
gerçek i÷sizliôin yüzde 25’lerden az
olmadôn görmü÷ olacaôz.
söz etmek mümkün deôildir. Aslnda sendikalarn esas görevlerinden
birisi de istihdam ve i÷sizliôi önleme politikalar olmaldr. Aksi halde
sadece belli bir üye grubuna toplu
i÷ sözle÷meleriyle çkar saôlayan,
çkar örgütleri olmaktan öteye gidemezler.
Türkiye’de 2011 yl itibariyle
i÷sizliôin yüzde 10’a gerilediôi iddia edilmektedir. Bu durum bir nevi
AB ortalamalar ile örtü÷mektedir.
Zira õspanya, Yunanistan, Portekiz,
Bu anlamda sorgulanmas gereken bir diôer husus da 1995 ylnda
AB ile yaplan Gümrük birliôi anla÷masdr. Önümüzdeki dönemlerde küçülen dünya ekonomisinde
ülkemizin ihracatta da önemli ölçüde duraôanlk ya÷anacaô gözlemlenebilmektedir. Zira ihracatmzn yüzde 50’ye yaknn Avrupa
Birliôi’ne yapm÷ olduôumuzdan AB
de ekonomik krizden ciddi anlamda
etkilendiôi için, görünen o ki eskisi gibi AB’ye mal satamayacaôz. Bu
durumda AB d÷ ülkeler ile yeni ticari anla÷malar yapmak zorundayz.
Önümüze çkacak en büyük engel
AB ile yapm÷ olduôumuz Gümrük
birliôi anla÷masdr. Bu anla÷maya
göre; AB d÷ndaki bir ülke AB ile
yapm÷ olduôumuz anla÷ma gereôi Türkiye AB ülkesi olmadô için
Türkiye ile ayrca gümrük indirimi
yoluna gitmeyecektir. Türkiye’ye
kar÷ kendini korumak için Türk
maln alrken vergi indirimi yapmamakta, iç pazarn korumaktadr.
Halbuki ayn ülkeden Türkiye mal
aldônda bu anlamda Türkiye AB
gibi addedildiôinden dolay Türkiye
vergi indirimi yapmakta, iç pazarn koruyamamaktadr. Dolaysyla
istihdam artrmaya yönelik olarak
yukarda da ifade edildiôi gibi 6
Mart 1995 gününde AB ile imzaladômz Gümrük birliôi anla÷masnn
gözden geçirilmesinin yararl olacaô kanaatini ta÷maktaym.
Yukarda da söz ettiôim gibi,
devletin en önemli, hele kriz dönemlerinde makro politikalarndan
birisini istihdam olu÷turmaktadr.
Bilindiôi gibi ülkemiz üç taraf denizlerle çevrili ama denizden çok az
nasibini alm÷ bir ülke durumundadr. 854 Sayl Deniz õ÷ Yasas,
gemilerde çal÷an gemi adamlarn
(deniz i֍isi) kapsamaktadr. Gemi
adamlarnn her gemideki saylarn
belirleyen Gemi Adamlar Yönetmeliôi ve Yönergesi vardr. Bu Yönergeye göre; her bir gemide geminin
sefer bölgesi, tonaj ve ta÷dô yükün cinsine göre kaçar gemi adam
çal÷acaô belirlenmi÷tir. Buna göre,
Denizcilik Müste÷arlô’nda kaytl
irili ufakl ortalama 10 bin geminin
var olduôunu kabul edersek yönergede yaplacak bir deôi÷iklik ile birer ki÷i fazla çal÷trma zorunluluôu getirilirse 10 bin ki÷i istihdama
katlm÷ olur. Dolayl yönlerden 50
bin ki÷ilik bir nüfusu mutlu etmi÷
oluruz. õ÷sizliôe de ksmi de olsa bir
katk saôlanm÷ olur. Ayn zamanda
bu durum sosyal devlet ilkesinin bir
gereôidir. Dolaysyla hem devlet
makro politikasn yerine getirmi÷
olur, hem de Türk endüstriyel ili÷kiler içerisinde önemli bir yer tutan
sendikalara önemli bir kaynak olu÷turur.
Sonuç olarak; sendikalar ele÷tirel
gözle bakan kurumlardr. Ancak bunun yannda yol gösterici niteliôinde projeler sunarak i÷sizliôe katk
sunmaldrlar.
69
Sosyal Güvenlik
ĄĆ Saălă ve Güvenliăi Kanunu Tasars
õ
÷ Saôlô ve Güvenliôi Kanunu Tasarsnn TBMM Saôlk, Aile, Çal÷ma ve Sosyal õ÷ler Komisyonunda
görü÷ülmesine ba÷land. Konfederasyonumuz temsilcileri Komisyon
ve Alt Komisyon toplantlarna katlarak görü÷ ve önerilerimizi anlatt.
TÜRK-õö’in görü÷ ve önerilerinin
sunumunda, i÷ saôlô ve güvenliôine ili÷kin mevzuatn tüm i÷yerlerinde uygulanmas, kamu i÷yerlerinin
i÷ saôlô ve güvenliôi hizmetlerini
satn almayarak üretmeleri, Sosyal
Sigortalar ve Genel Saôlk Sigortas
Kanunu uyarnca i÷çiler adna, ödenen ksa vadeli sigorta kollar primlerinin amac d÷nda, 10’dan az i÷çi
çal÷tran i÷yerlerini desteklenmesinde kaynak olarak kullanlmamas, i÷çilerin reform ad altnda yaplan düzenlemelerle geriye götürülen
sosyal sigorta haklarnn tekrar geri
verilmesinde kullanlmas, i÷ saôlô
ve güvenliôi hizmetini verecek olan
i÷yeri hekimleri ile i÷ saôlô ve güvenliôi uzmanlarna sendika i÷yeri
temsilcilerine benzer i÷ güvencesi
saôlanmas, i÷ saôlô ve güvenliôi
hizmetlerinin yürütümünün ve denetiminin sosyal taraflarn temsil
edildiôi özerk bir yönetimle saôlanmas, Kanun Tasarsnn yürürlük
tarihinin ötelenmeyerek ivedilikle
kanunla÷trlmas ve yürürlüôe konmas konularnn alt çizildi.
70
Yardmc Üreme Yöntemi
Tedavilerinden Yararlanma KoĆullar
Ç
ocuk sahibi olmayan sigortallar yardmc üreme yöntemi tedavilerinden yararlanabilmeleri
olanakl. Ancak bu tedavilerden yaralanabilmek için
Yasada belirtilen ko÷ullarn bulunmas zorunlu.
Buna göre;
Evli olmakla birlikte çocuk sahibi olmayan genel
saôlk sigortals kadn ise kendisinin, erkek ise karsnn;
Yaplan tbbî tedavileri sonrasnda normal tbbî
yöntemlerle çocuk sahibi olamadônn ve ancak yardmc üreme yöntemi ile çocuk sahibi olabileceôinin
Kurumca yetkilendirilen saôlk hizmet sunucular
saôlk kurullar tarafndan tbben mümkün görülmesi,
23 ya÷ndan büyük, 39 ya÷ndan küçük olmas,
Son üç yl içinde diôer tedavi yöntemlerinden sonuç alnamam÷ olduôunun Kurumca yetkilendirilen
saôlk hizmet sunucular saôlk kurullar tarafndan
belgelenmesi,
Uygulamann yapldô tbbî merkezin Kurum ile
sözle÷me yapm÷ olmas,
En az be÷ yldr genel saôlk sigortals veya bakmakla yükümlü olunan ki÷i olup, 900 gün genel saôlk sigortas prim gün saysnn olmas gerekli.
Celal TOZAN
[email protected]
Kurum Ksa Mesajla Hizmet Vermeye BaĆlad
S
osyal Güvenlik Kurumu, sigortallara,
emeklilere, bunlarn e÷ ve çocuklar ile
dul ve yetimlere SMS ile hizmet vereceôini
daha önce açklam÷t. Kurum sitesinden
yaptô duyuru ile “SMS Bilgilendirme
Servisinin” hizmete girdiôini belirtti.
SMS Bilgilendirme Servisi, ilgililere
÷ahsi ödemeler, çölyak ödemeleri, sigortal tescilleri, sigortallarn i÷ten ayrl÷lar,
i÷çi ve baômsz çal÷an sigortallara yaplacak toptan ödeme, memurlara yaplacak
ikramiye ödemesi, i÷çi ve baômsz çal÷anlarn geçici i÷ göremezlik ve emzirme
ödemeleri memurlar ile baômsz çal÷an
sigortallarn aylklarnn baôlanmas, i÷çilerin hizmet borçlanmas, emekli ödemeleri konularnda sigortallarn cep telefonlarna ksa mesajla bilgi verecek.
Bu hizmetlerden yararlanmak isteyen
sigortallar bilgisayardan http://app2.sgk.
gov.tr/Ileti÷imBilgileri/jsp/Ileti÷imBilgileriSorgula.jsp adresinden cep telefon numaralarn kuruma iletecek.
Ancak telefon üzerine kaytl olan ki÷inin TC Kimlik numaras ile kurumdaki
numarasnn ayn olmas gerekli.
Reçeteler Bilgisayar Ortamnda Düzenlenecek
S
osyal Güvenlik Kurumu, sigortallar ile geçindirmekle yükümlü olduklar aile bireylerinin,
bilgisayar ortamnda düzenlenecek reçete ile ilaçlarn almalarna olanak saôlayacak program tamamlad.
E-reçete uygulamasna 1 Temmuz 2012 tarihinden itibaren Eski÷ehir’de ba÷lanacak. Eski÷ehir’de
yaplacak pilot uygulama, tüm illere yaygnla÷trlacak.
Sigortal hasta muayenesinden sonra istediôi
eczaneden, TC kimlik numarasnn kaytl olduôu kimlik belgesini göstererek ilaçlarn alacak.
E-reçete uygulamas ile önemli ölçüde kaôt harcanmasnda tasarruf saôlayacaô gibi hastalarn reçetelerini dü÷ürmesi, kaybetmesi gibi sorunlarda
ortadan kalkacak.
71
“Ulusal
Rekabet
Gücünün
Artrlmas”
Enis BAĂDADĄOĂLU
TÜRK-Ąą AraĆtrma Müdür Yardmcs
[email protected]
T
72
ürkiye’de 2012-2014 yllarn kapsayan dönemde uygulanacak makroekonomik
politikalar belirleyen Orta Vadeli
Programn temel amac, ülkemizde
büyümeyi sürdürmek, cari i÷lemler
açôn azaltmak ve böylece istikrar
saôlamak olarak açklanm÷tr. “Büyüme ve õstihdam” ba÷lô altnda
“büyümenin istikrarl bir biçimde
devam etmesi, istihdam desteklemesi ve potansiyel hzn yakalamas amacyla para, maliye ve gelirler
politikalarnn koordinasyon içerisinde yürütülmesi” öngörülmekte;
“i÷gücü piyasasnn esnekliôini ve
i÷gücünün niteliôini yükseltecek
düzenlemelerin” hayata geçirileceôine vurgu yaplmaktadr.
Siyasal iktidar tarafndan gündeme getirilmek istenen “Ulusal õstihdam Stratejisi” de benzeri bir amac
çk÷ noktas yapmakta ve “ülkemiz
i÷gücü piyasasnn yapsal sorunlarn çözmek, orta ve uzun vadede büyümenin istihdama katksn
artrarak i÷sizlik sorununa yönelik
kalc çözümler geli÷tirmek” görü÷ü
savunulmaktadr.
Stratejinin temel hedef ve ilkelerinin dayandô politika çerçevesi,
esas olarak rekabet gücünün artrlmasdr. Ulusal rekabet gücünün
artrlmas temelinde “i÷letmelerin
rekabet gücünün gözetilmesi önemli” olarak kabul edilmektedir. Yakla÷m bu ÷ekilde ortaya konulunca,
stratejide yer alan durum tespitinde
“i÷gücü piyasas katlklar ülkemizin rekabet gücünü ve istihdam
olumsuz etkilemektedir” görü÷ü ve
buna dayanarak i÷gücü piyasasnda
olu÷turulmak istenen “esneklik” uygulamalar yerine oturmaktadr.
Emek piyasalarnn etkinliôi
bir ülkede uygulanan ekonomik ve
sosyal politikalarn önemli bir göstergesidir. Firmalarn, sektörlerin ve
giderek tüm ülkenin rekabet gücünün artrlmasnda be÷eri sermayenin önemi büyüktür.
Ulusal rekabet gücünün artrlmas -ku÷kusuz- toplumu olu÷turan
tüm kesimlerin üzerinde anla÷acaklar temel bir amaç olmaktadr. Ancak bu amac, ülkenin iktisaden dar
ve sabit gelirli kesimlerinin ya÷ama
ve çal÷ma ko÷ullar geriletilerek,
ülkenin refah artarken çal÷anlarn
gelir düzeylerini dü÷ürerek, istihdam güvencesini ortadan kaldrarak
gerçekle÷tirmek mümkün müdür?
Bunu saôlamak -bir an için- mümkün olsa bile, bunu sürdürebilmek,
i÷ bar÷n ve sosyal bar÷ korumak,
demokratik bir yapda nasl olacaktr?
Türkiye’nin temel sorunu, saôlanan ekonomik büyümeye raômen
insana yak÷r yeni ve yeterli istihdam imkanlar saôlanmasnda çekilen güçlüktür. Türkiye’de i÷sizliôin
konjonktürel deôil yapsal olmasdr. Her alanda olduôu gibi emek piyasalarnn etkinliôinin artrlmasnda, anlk ve ksa vadeli yakla÷mlar
yerine, orta ve uzun vadeli tedbirleri
içeren bütüncül politikalarn benimsenmesi gerekmektedir. Bu yönde
ortak bir anlay÷ olu÷turulmasna
büyük ihtiyaç bulunmaktadr. Ancak bu yaplrken, ya÷am mücadelesi veren, geçimini sürdürebilmenin
aray÷ içinde olan i÷sizlerin umudu
ve çaresizliôi istismar edilmemelidir.
Emek piyasasnn etkinliôinin
saôlanmas yoluyla rekabet gücünün
artrlmas için uygulanacak politikalar, dikkatle deôerlendirilmesi ve
diyalogla sosyal taraflar arasnda görü÷ birliôi saôlanmas gereken konularn ba÷nda gelmektedir.
Üretim faktörlerini en geni÷ tanmyla emek ve sermaye olarak
ayrmak mümkündür. Üretimin geçekle÷tirilmesi ve miktar, bu faktörlerin etkin kullanmna, niteliôine ve
organizasyonuna baôl olarak deôi÷mektedir. Ksa dönemde üretimdeki
deôi÷meler tamamen i÷gücünün nitelik ve niceliôine baôlanmaktadr.
Bu çerçevede ülkede kullanlabilecek i÷gücü miktar toplam üretimi
ve kalitesini belirleyen temel bir unsur olarak ortaya çkmaktadr.
Ülkede uygulanacak istihdam
politikasnn temeli ve çerçevesi,
Uluslararas Çal÷ma Örgütü (ILO)
tarafndan tanmlanan “insana yak÷r i÷” kapsamnda olmaldr.
Çal÷anlarn yoksulluôu ve yoksunluôu temelinde istihdam sorununa çözüm bulunmas doôru ve kabul
edilebilir bir yakla÷m deôildir. Sendikal hak ve özgürlüklerin kullanldô, sosyal güvenlik hakknn var
olduôu, çal÷ma ko÷ullarnn saôlkl
olduôu, i÷çi-i÷veren arasnda sosyal
diyalogun kurulduôu ve saôlkl i÷letildiôi bir istihdam politikas esas
olmaldr.
Uluslararas rekabet gücü, emek
maliyetini daha da dü÷ürerek, i÷-
gücü piyasasnn esnekliôini daha
da artrarak saôlanamaz. Ekonomik
krizi, kaytd÷ istihdamn yaygnlôn, i÷gücü piyasasnn ikili yapsn, i÷sizliôi gerekçe yaparak çal÷anlarn ya÷ama ve çal÷ma ko÷ullarn
daha da geriletmeyi amaçlayan yakla÷mlara itibar edilmemelidir.
ldr. õ÷gücü piyasasnda çal÷anlarn
sürekliliôine ihtiyaç vardr ve bunun
verimlilik için gerekli bir unsur olduôu kabul edilmektedir. õ÷çiler,
i÷lerini korumak kar÷lônda istihdam güvenliôinden vazgeçmek durumunda deôildir. õ÷ güvenliôini üst
düzeyde korumak gerekmektedir.
Ülkenin en önemli sorunu olan
be÷eri sermayenin etkin kullanlmas önem ta÷maktadr. Ancak bu
kapsamda yaplacak düzenlemelerin
doôru, bilimsel ve objektif olmas, saôlanacak uzla÷mann temelini
olu÷turacaktr. Emek piyasalarnn
etkinliôini sadece “esneklik” temelinde saôlamaya çal÷mann uzla÷ma
getirmeyeceôi açktr.
Ekonomik reformlardaki neolibaral model her ÷eyi kapsamak
istemektedir. Kuralszla÷trma bu
çerçevede esneklik konusunda atlan bir admdr. Bu yakla÷m, i÷e
giri÷ ve çk÷ kolayla÷trmak, çal÷ma sözle÷melerini çe÷itlendirmek,
i÷sizlik ödemelerini azaltmak, çal÷ma kurallarn yeniden düzenlemek
biçiminde dayatmalar gündeme ta÷maktadr. Esneklik konusundaki
yakla÷m da çe÷itli istihdam sözle÷meleri, çal÷ma zamanlarnn düzenlenmesi, organizasyonda deôi÷iklik,
i÷gücü maliyetini bozmak gibi unsurlarla desteklenmektedir.
õ÷sizlerin istihdama katlmas
için “çal÷an gelirlerinin dü÷ürülmesi ve çal÷anlarn sahip olduklar
kimi haklardan mahrum braklmas” formülü üzerinde ÷ekillenen bir
politika orta ve uzun vadede ülkemizin aleyhine geli÷ecektir.
Küresel rekabette ba÷ar için
ekonominin sosyal politikalarla ve
koruyucu i÷ yasalaryla olu÷an yaps esneklik, serbestle÷me, kural
azaltma düzenlemeleriyle deôi÷tirilmek istenmektedir. Küresel rekabet ortamnda ulusal ekonomilerin,
i÷letmelerin varlôn sürdürmesi ve
büyümesi için dü÷ük i÷gücü maliyeti ve dolaysyla i÷gücü piyasasnn
daha da esnekle÷tirilmesi zorunlu
mudur? Türkiye ko÷ullarnda bu
sorunun cevab iyi dü÷ünülerek verilmelidir.
Ülkemizdeki geli÷meleri deôerlendirirken; i÷gücü piyasasndaki
deôi÷im, kayt d÷ istihdam, yeniden
yaplanma ve özelle÷tirme, kuralszla÷trma, ta÷eronla÷trma, merkezi
hükümetlerin deôi÷en yaps gibi
sralanabilecek bir dizi unsur göz
önünde tutulmaldr.
Çal÷anlarn ya÷amlarn sürdürebilmek için bir i÷e ihtiyaçlar olduôu gerçeôi, hayatlarn esir almama-
Çal÷ma Örgütü (ILO)’nün tanmlamasyla “çal÷an yoksullar” ekonomik kriz döneminde giderek aôrla÷an geçim ko÷ullar ile kar÷ kar÷ya
kalm÷lardr. Bu olumsuz tabloya
saylar giderek artacak istihdamda
ve fakat dü÷ük gelirli çal÷anlar da
eklendiôinde toplumsal huzuru tehdit eden bir yap kaçnlmaz olarak
ortaya çkacaktr. Dolaysyla politika olu÷tururken, ülkenin istihdam
ko÷ullar, çal÷ma hayatna ili÷kin
koruyucu mevzuat ve ülkenin geli÷kinlik düzeyi dikkatle deôerlendirilmelidir.
Sermaye birikimin yeterli olduôu, yeti÷mi÷ i÷gücünün bol sayda
bulunduôu, çal÷anlarn geleceklerine güvenle bakabildiôi istihdam
üretebilen ekonomilerle i÷ bulma
umudunun snrl olduôu, istihdam
üretemeyen bir ekonomiyi sadece
belli konular bakmndan kar÷la÷trmak “adil” deôildir.
Günümüzde esneklik kavramlarn taraflarn alglay÷ farkldr.
Esneklik ile güvenceyi bir araya
getirdiôi ileri sürülen “güvenceli
esneklik” i÷veren açsndan snrsz
bir esneklik imkan tanyan; i÷çi açsndan ise güvencesiz bir i÷ ya da en
iyi ihtimalle özel istihdam bürolar
araclôyla emeôini kiralama ya da
i÷sizlik seçenekleri arasnda tercih
yapmak zorunda brakldô bir süreç olarak alglanmaktadr.
Bu kapsamda emek piyasasnn
daha da esnekle÷tirilmesi, kuralszla÷trlmas deôil Uluslararas Çal÷ma Örgütü (ILO) standartlarnda bir
i÷ güvencesinin i÷e iadeyi saôlayacak
biçimde yeniden ve öncelikle düzenlenmesi öncelikli bir konu olmaktadr. õ÷ Kanununun yetersiz kalan i÷
güvencesine ili÷kin hükümleri gözden geçirilmeli, çal÷lan süre, i÷yerindeki i÷çi says gibi snrlamalar
yeniden gözden geçirilmelidir.
Esnek çal÷mann ve organizasyondaki deôi÷imin; çal÷ma saatlerini artrdô, gece çal÷ma, vardiyal
çal÷ma, hafta sonu çal÷ma, esnek
düzenlemeler ve uyumlu çal÷ma konusunda deôi÷iklikler getirdiôi bilinmektedir. Sosyal korumann doôru
dürüst olmadô bir yapda kuralszla÷trma uygulanmas -az da olsabelki i÷ yaratmakta ve fakat çal÷anlar daha da yoksulla÷trmaktadr.
Küreselle÷en dünya ekonomisinde rekabet “ucuz i÷gücü” üzerinden
sürdürülemez.
Ülkenin i÷sizlik oranlarndaki art÷lar i÷çileri dü÷ük ücretle, saôlksz
ko÷ullarda, niteliksiz i÷lerde çal÷maya sürüklemektedir. Uluslararas
õ÷çilik maliyetlerini dü÷ürme çabalarnn getirdiôi esneklik aray÷lar, çal÷anlar açsndan “örgütlenme
hakk”, “toplu pazarlk hakk” ve “i÷
güvencesi” gibi baz sosyal haklarn, en azndan geni÷ bir çoôunluôu
olu÷turan “çevre i÷çileri” açsndan
kullanlmasn olanaksz klmaktadr. Türkiye’deki sendikal örgütlenmenin snrl olduôu bir yapda,
örgütsüzlüôü daha da artracak uygulamalardan özenle kaçnlmaldr.
73
Uluslararas Sendikal Hareket
“Türkiye Düzensiz ve Güvencesiz
Ąstihdam Ulusal Konferans”
U
luslararas Kimya, Enerji, Maden ve Genel õ÷çi Sendikalar
Federasyonu (ICEM), Uluslararas
Metal (IMF) ve Tekstil (ITGLWF)
Federasyonlar Haziran aynda gerçekle÷tirecekleri birle÷me öncesi;
Ankara’da, düzensiz ve güvencesiz
istihdam konulu ortak bir seminer
düzenlediler. Seminere söz konusu
Federasyonlarn Türkiye’deki üyeleri katld. Toplantnn açl÷nda
TÜRK-õö Genel Ba÷kan ve ICEM
õcra Kurulu üyesi Mustafa Kumlu
bir konu÷ma yapt. Kumlu konu÷masnda özetle ÷unlar söyledi.
74
“(...) Hepinizin bildiôi gibi önümüzdeki Haziran aynda, Uluslararas Kimya, Maden ve Genel õ÷çi
Sendikalar Federasyonu, Uluslararas Metal ve Tekstil Federasyonlar
birle÷ecek ve INDUSTRIALL adn
ta÷yan yeni bir uluslararas Federasyon kurulacak. Sanayi sektörünün
büyük bir bölümünü temsil edecek
olan bu güçlü örgüt Türkiye’den bugün 20, yarn daha fazla sendikay
temsil edecek.
Biz TÜRK-õö olarak, her zaman
güçlü sendikalardan yana olduk.
Bölünmü÷, daônk sendikal yaplarn ba÷ar ÷ansnn dü÷ük, hatta
bugünün ÷artlarnda hiç olmadôn
her frsatta dile getirdik. õki i÷çinin
olduôu yerde örgütlenmeyi, iki sendikann olduôu yerde dayan÷may kutsal görevimiz kabul ettik. Bu
vesileyle, uluslararas düzeyde gerçekle÷tirilecek bütünle÷menin Türk
sendikalar arasndaki diyalog ve
i÷birliôine de katkda bulunacaôna
inandôm ifade etmek istiyorum.
Düzensiz ve güvencesiz istihdam
dediôimiz zaman Türkiye’de en ba÷ta deôinilmesi gereken konu kayt
d÷ istihdamdr. Türkiye bir tarafta
kaytl, düzenli, tam gün çal÷anlar
diôer tarafta günlük, geçici ve düzensiz çal÷anlar olmak üzere açk
bir ÷ekilde ikiye bölünmü÷tür. Kayt
d÷ istihdam oran 2011 yl verilerine göre yüzde 42 civarndadr. Esas
i÷lerinden dolay herhangi bir sosyal güvenlik kurumuna kaytl olmayanlarn says 9 milyon 772 bin
ki÷idir. Bu ki÷iler sosyal korumadan
ve emeklilik haklarndan mahrum
kalmaktadr.
õ÷sizlik orannn yüksek olmas ve yeterli istihdam olanaklarnn
yaratlamamas, insanlar kayt d÷
çal÷maya zorlamaktadr. Türkiye,
sosyal güvenlik sisteminin etkin
çal÷amamas, kayt d÷ nedeniyle
yeterli prim toplanamamas, sosyal
güvenlik primlerinin yüksek olmas, ki÷ilerin maliyet hesab yaparak
kayt d÷nda kalmay tercih edebilmesi gibi çkmazlarn içerisindedir.
Kayt d÷ istihdam edilenlerden
alnamayan vergi ve primler devlet
açsndan ciddi kayplara neden olmakta, bu açk ba÷ta sendikal i÷çi
ve i÷verenler olmak üzere düzenli ve
kurall çal÷an ve çal÷tranlarn srtna yüklenmektedir. Bu durum ayn
zamanda, i÷verenlerin sendikal ve
düzenli çal÷an i÷çiye alternatif aramasna neden olmakta, sendika kar÷t giri÷imleri artrmaktadr. Sosyal
güvenlik sisteminin etkin ve verimli
çal÷masn saôlayacak ve kayt d÷
sorununu çözecek yeterli denetim
ve caydrc yaptrm bulunmamaktadr.
Kayt d÷nn bizim için en
önemli sonuçlarndan birisi de yüzde 42’lik kesimin tamamen örgütlenemez konumda olmasdr. Kayt d÷nda insanlarmz saôlksz ve insan
onuruna yak÷mayan ko÷ullarda,
pazarlk gücünden yoksun, korumasz ve her türlü istimara açk bir
÷ekilde çal÷mak zorunda kalmaktadr. Kayt d÷ istihdam çal÷anlarn
hayatn karartmakla kalmamakta,
örgütlenmeyi engelleyerek ayn za-
UăraĆ GÖK
[email protected]
manda sendikalarn diyalog ve yaptrm gücünü de olumsuz bir ÷ekilde
etkilemektedir.
Deôinmek istediôim bir diôer
konu da son yllarda oldukça sk tart÷lan esnek çal÷ma modelleridir.
Esnek çal÷ma yllarca Avrupa’da
uygulanan bir model olarak bize
dayatlm÷ ve ülkemizde de giderek
yaygnla÷an bir uygulama haline getirilmi÷tir.
Ancak, geli÷mi÷ ülkeler de dahil
olmak üzere dünyada hiçbir ülke
esnek çal÷mann ve ajans i÷çiliôinin yarattô sorunlar çözebilmi÷
deôildir. Sermaye birikimi fazla olan
ülkeler esnek çal÷ma biçimlerinin
yarattô sorunlar bir yere kadar tazmin ederek yollarna devam etmeye
çal÷maktadr. Bugün bize gösterilmeye çal÷ldô gibi, esnek çal÷ma
Avrupa’da önerilen bir model deôil,
çözüm bekleyen maliyeti yüksek
bir sorundur. Kald ki; Türkiye, bu
maliyetleri kar÷layacak sermaye
birikimini tamamlam÷, ki÷ilere her
türlü güvenceyi saôlam÷ ve isteyen
tercih ettiôi ÷ekilde daha az çal÷sn
diyecek bir ülke konumuna gelmi÷
deôildir.
Artan tart÷malar nedeniyle esnek çal÷ma bugün bize daha sempatik bir isimle “güvenceli esneklik”
÷eklinde sunulmaktadr. Esneklikle
güvenceyi bir araya getirdiôi ileri sürülen bu kavram i÷veren açsndan
snrsz esneklik alan yaratrken,
çal÷an açsndan güvencesiz bir i÷,
emeôini özel istihdam bürosu araclô ile kiralamak ya da i÷siz kalmak anlamna gelmektedir. Ksacas
Türkiye’de esnekliôi, rekabet gücünü artrmak amacyla i÷gücü maliyetlerinin asgari düzeye indirilme-
sinden ba÷ka bir ÷ey olarak görmek
mümkün deôildir.
Kayt d÷nn ortadan kalkmasn, tüm çal÷anlarn seslerini duyurabilmek ve insan onuruna yak÷r
ko÷ullarda çal÷abilmek için sendikal olmalarn õstiyoruz. Tüm insanlarmzn i÷sizlik ve geçim kaygsndan arnmasn, sosyal güvenlik
ve sosyal koruma ÷emsiyesi altnda
aileleriyle birlikte huzur içerisinde
ya÷amasn istiyoruz.
õ÷gücü maliyetinin rekabet arac
olarak kullanlmadô, emeôin mal
gibi alnp satlmadô, sayg gördüôü bir düzen istiyoruz. Bu isteklerimizin gerçekle÷mesi için üzerimize
dü÷en sorumluluôun bilincinde olduôumuzu ve bu noktada uluslararas sendikal hareket ile dayan÷ma
içerisinde mücadelemizi sürdürdüôümüzü bilmenizi istiyorum.”
75
101. Uluslararas
ÇalĆma Konferans
101. Uluslararas Çal÷ma Konferans, 30 Mays-15
Haziran 2012 tarihleri arasnda õsviçre’nin Cenevre kentinde toplanacak. Konferans’ta genç istihdam, adil küreselle÷me ve sosyal adalet, sosyal koruma zemini hakknda tavsiye karar hazrlanmas konularnda çal÷ma
yaplacak. Konferans bünyesinde olu÷turulacak Standartlarn Uygulanmas Komitesi ise onayladklar ILO
Sözle÷melerini uygulamayan ülkeleri gündemine alacak.
87 Sayl Sözle÷menin ihlali nedeniyle yllardr Standartlarn Uygulanmas Komitesinin gündeminde olan
Türkiye, bu yl da görü÷ülmesi muhtemel ülkelerin
bulunduôu uzun listedeki yerini koruyor. Ancak, Komitenin gündemine alnp alnmayacaôn; Hükümetin,
memur ve i÷çilerin sendikal haklarn düzenleyen mevzuatta yaptô deôi÷iklikler belirleyecek.
Hükümet, 30 Kasm 2011 tarihinde Komiteyi bilgilendirerek mevzuat Sözle÷me ile uyumlu hale getirmek
amacyla Üçlü Dan÷ma Kurulu tarafndan Toplu õ÷ õli÷kileri Kanun taslaônn hazrlandôn ve 2012 ylnn ilk
yarsnda kanunla÷trlacaôn bildirmi÷ti. Bu çerçevede;
Komite, daha fazla geciktirmeden Hükümetin verdiôi bu
sözü yerine getirmesini ve 87 Sayl Sözle÷meye aykrlklar ortadan kaldrmasn bekliyor.
G20 Sendika Toplants G20 Ąstihdam ve ÇalĆma
Bakanlar ĄstiĆare Toplants
M
eksika’da gerçekle÷tirilecek üçüncü G20
õstihdam ve Çal÷ma Bakanlar Konferans
vesilesiyle en büyük 20 ekonominin sendika liderleri 16-17 Mays 2012 tarihlerinde Guadalajara
kentinde bir araya geldi.
Toplant vesilesiyle 15 Mays günü Meksika’da
sendikal haklara dikkat çekmek amacyla bir etkinlik düzenlendi. 16 Mays günü ise Bakanlarla
gerçekle÷tirilecek isti÷are toplantsna hazrlk
amacyla bir günlük seminer düzenlendi. Hazrlk
toplantsna ILO ve OECD Genel Direktörleri de
katld.
Bakanlarla gerçekle÷tirilecek isti÷are toplantsnda ba÷ta kemer skma politikalar ve sosyal
haklardaki erozyon ele÷tirildi ve daha önceki G20
toplantlarnda verilen taahhütlerin yerine getirilmesi, çevreci yeni i÷ler yaratlmas, gelir daôlm
adaletsizliôinin giderilmesi, mali i÷lemlere vergi
konulmas, yoksulluôun giderilmesi, piyasalarn
daha fazla esnekle÷tirilmemesi gibi talepler dile
getirildi.
76
2000 Öncesi Emeklilere
Yaplan Ąntibakn Kurallar
Namk TAN
TÜRK-Ąą AraĆtrma Müdür Yardmcs
[email protected]
A
yn prim kazanc ve prim
ödeme gün saysna sahip
olan emeklilerin aylklarndaki e÷itsizliôi gidermeyi öngören
intibakn ölçüleri belli olmu÷tur.
2000 öncesi emeklilerin yararlanacaô intibak ile gösterge deôeri ve
prim ödeme gün says yüksek olanlarn intibak fark tutarlar da daha
yüksek olacaktr.
2000 öncesi emekli olanlarn intibakn düzenleyen 6283 sayl Kanun yürürlüôe girmi÷tir. Buna göre,
1999 sonu güncellenmi÷ göstergeler, devlet memurlarna uygulanan
12 bin katsay ve prim ödeme gün
saysna göre yeniden tespit edilecek
aylk baôlama oranlar temel alnarak yeni bir intibak aylô hesaplanacak ve 2013 Ocak aynda uygulanacaktr.
Aralk 1999 - Aralk 2012 dönemi intibak aylônn tespitinde izlenecek kurallar ÷u ÷ekilde belirlenmi÷tir.
Aralk 1999 aylk: Gösterge x
katsay (12000) x aylk baôlama oran (ABO) formülü uygulanarak hesaplanacaktr.
6283 sayl Kanunda, 2000 öncesi emekli olanlarn en büyük avantaj olan taban aylk baôlama oran
olan yüzde 70 dikkate alnmam÷tr.
Aylk baôlama orannn tespitinde;
normal göstergeden emeklilerin
5000 prim ödeme günü kar÷lô
yüzde 60, üst göstergeden emekli olanlarn derece ve kademelere
göre farkllaçan yüzde 50-59.9
oranlar dikkate alnacaktr. Bu ÷ekilde belirlenen aylk baôlama oranlar; 5000 günden fazla olanlarn her
240 gün için 1 puan artrlr. 5000
günden eksik olan her 240 gün için
bir puan eksiltilir.
Aylk Baälama Oran Örnek 1:
Yukardaki kurallara göre, gösterge tablosundan 3600 prim ödeme
günü olanlarn aylk baôlama oran
yüzde 54, 5000 prim ödeme günü
olanlarn yüzde 60, 7400 prim ödeme günü olanlarn yüzde 70, 9000
prim ödeme günü olanlarn yüzde
76 olarak dikkate alnacaktr.
Aylk Baälama Oran Örnek 2:
Üst gösterge tablosundan emekli
olanlarn derece ve kademesine göre
aylk baôlama oranlarnda farkllk
olmaktadr. Örnek vermek gerekirse; 12575 göstergesi ve 3600 prim
ödeme günü olanlara yüzde 49,
5000 prim ödeme günü olanlara
yüzde 55, 7400 prim ödeme günü
olanlara yüzde 59, 9000 prim ödeme
günü olanlara yüzde 71 aylk baôlama oran uygulanacaktr.
15.175 göstergesi ve 3600 prim
ödeme günü olanlara yüzde 44,
5000 prim ödeme günü olanlara
yüzde 50, 7400 prim ödeme günü
olanlara yüzde 60, 9000 prim ödeme
günü olanlara yüzde 66 aylk baôlama oran uygulanacaktr. Üst göstergenin derece ve kademelerine göre,
aylk baôlama oranlar kendi içinde
farklla÷maktadr.
Bu ölçülere göre ilk intibak aylô Aralk 1999 tarihi için belirlenecek. Hesaplanan bu aylk 2000-2012
döneminde 6283 sayl kanunda
belirlenen art÷larla yürütülecektir.
Buna göre; 1999/Aralk ay itibariyle hesaplanan aylk, 1999/Aralk ay
TÜFE art÷ oran yüzde 5,9 arttrlacaktr. 2000 - 2007 döneminde yllk TÜFE artç oranlar ve GSH’nin
yüzde 75’i karçlä olarak Kanunda belirlenen ve ortak çarpan olarak
deôerlendirilen 7.133265 ile çarplarak 2008/Ocak ay intibak aylä
belirlenecektir. 2008 Ocak ay olarak belirlenen aylk, 2008-2012 döneminde emekli aylklarna yaplan artçlarla yükseltilerek, Ocak
2013 tarihine kadar getirilecektir.
2013 Ocak aynda intibak aylô ile
mevcut aylk kyaslanacak ve bir
fark çkmas durumunda intibak fark, mevcut aylklara ilave edilecektir. Mevcut aylk, intibak aylôndan
yüksek ise, mevcut aylk ödenmeye
devam olunacaktr.
õntibak aylô belirlenirken,
emeklilerin 1999 sonu geldikleri
gösterge deôeri büyük önem ta÷maktadr. 2000 öncesi dönemde iki
ayr gösterge tablosu uygulanm÷tr.
Birincisi, 12 derece ve 12 kademeden olu÷an normal gösterge tablosu,
ikincisi ise, 10 derece ve 10 kademeden olu÷an üst gösterge tablosu.
Kamu i÷çilerinin primleri üst göstergeden ödenirken, asgari ücretle çal-
÷anlarn primleri ise, normal gösterge tablosu üzerinden ödenmi÷tir.
õntibak düzenlemesi ile 2000 öncesi emeklilerin prim kazanc (gösterge) ve prim ödeme gün saylar
ayn olanlarn aylklarnda bir e÷itlenmeye gidilmi÷, gecikmi÷ de olsa prim
ödeme gün saylar yüksek olanlarn
haklar teslim edilmi÷, bu grupta
olanlara refahtan pay verilmi÷tir.
Prim gün says yüksek olan
emeklilerin aylklarna daha yüksek
art÷ saôlanrken, özellikle normal
göstergeden ve 3600 prim ödeme
gün says üzerinden emekli olanlarn aylklarnda bir deôi÷iklik olmamaktadr. õntibakn belirlenmesinde
gösterge, prim gün says temel alndôndan, her iki kriteri yüksek olan
emekliler daha fazla intibak art÷
alacaktr.
1 Ekim 2008 Sonras Emekli
Aylklar ve Kayplar
5510 sayl Sosyal Sigortalar ve
Genel Saôlk Sigortas Kanunu, geçmi÷ dönemlerdeki farkllklara bir
çözüm getirmediôi gibi, gelecekte
gelir ve aylôa hak kazanacak olanlarn daha çok maôdur olacaô yeni
bir aylk hesaplama ve art÷ sistemi
getirmi÷tir.
Ayn prim kazancna ve prim
gün saysna sahip olanlar, emekli
olma tarihlerinin farkl olmas nedeniyle farkl aylklar almaktadr.
1 Ekim 2008 sonras prim kazanc
asgari ücret ile asgari ücretin üç katna kadar ücret üzerinden ödenen
primlere paralel aylklarda azalma
görülmektedir. Asgari ücret ile çal÷anlarn kayplar daha büyük olmaktadr.
Bunun nedeni de, çal÷lan sürelerde yürürlükte olan kanun hükümlerine göre emekli aylklarnda
karma bir sistemin uygulanmasdr.
Bir sigortalnn 2000 öncesi çal÷mas varsa, 506 sayl Kanuna göre gösterge ve katsay sistemi esas alnarak
birinci ksmi aylk hesaplanmaktadr. 2000-Eylül 2008 dönemindeki
çal÷malarn kar÷lô olarak 4447
sayl Kanuna göre ikinci ksmi aylk hesaplanmaktadr. 1 Ekim 2008
sonras dönemdeki çal÷malar kar÷lô olarak da, 5510 sayl Kanuna
göre üçüncü ksmi aylk hesaplanmaktadr. Üç ksmi aylktan toplam
emekli aylôna ula÷lmaktadr. Her
bir ksmi aylôn hesaplanmas farkl
olduôundan, bir birini etkileyen bir
sistem uygulanmaktadr.
5510 sayl Kanun, aylklarn hesaplanmasnda belirleyici olan güncellenme katsaysn deôi÷tirmi÷, 1
Ekim 2008 öncesi dönemlerdeki
prim kazançlarna ylsonu TÜFE
artçlar ve geliçme hznn yüzde
100’ü yanstlrken, 1 Ekim 2008
sonras prim kazançlar güncellenirken, yl sonu TÜFE artçlarnn
yüzde 100’ü ile geliçme hznn yüzde 30’unun uygulanmas, emekli aylôn azaltan bir süreci ba÷latm÷tr.
Aylk baôlama oranlarnda ki azalmalar dikkate alndônda, 1 Ekim
2008 sonras dönemde prim kazanc
önemli olmakla birlikte, asgari ücretin üç katnn altnda prim ödemesi olanlarn emekli aylklarnda bir
azalma söz konusudur. 1 Ekim 2008
tarihinden itibaren çal÷ma süresi
uzadkça, prim kazancyla orantl
olarak aylklarda dü÷me görülmektedir. Örneôin, asgari ücretle çal÷an ve
emekli olmay hak etmi÷ bir sigortal,
2010 yl yerine 2011 ylnda emekli
olmas durumunda emekli aylônda
50 TL azalma söz konusudur.
Bu bakmdan 2000 öncesi emeklilere uygulanan intibakn 2008 sonras emekli olanlara da uygulanmas
gerekir. Sonuçta, kayplar durduracak bir deôi÷iklik yaplmas gerekmektedir. Yaplacak olan bu düzenlemenin gecikmesi, 2008 sonrasnda
emekli olacaklarn maôduriyetini artracaktr. Sosyal Güvenlik Kurumu
ve Hükümetin bu gerçeôi görmesi
gerekiyor. Sosyal adalet ve sosyal
güvenlik de bunu gerektirmektedir.
77
AB ve ÇalĆma Hayat
UçuĆ Personeli ve Snr Ötesi Kendi Hesabna
ÇalĆan ĄĆçilerin Sosyal Güvenlik Haklar
A
vrupa Parlamentosu, Komisyonun sosyal güvenlik koordinasyon düzenlemelerinde deôi÷ikliôi
öngören teklifini 18 Nisan 2012’de
kabul etti. Bu düzenleme uçu÷ personeli ve kendi hesabna çal÷an i÷çilerin sosyal güvenlik haklarn modernize ediyor.
Uçuç Personeli
78
Mevcut düzenlemeye göre, bir
veya birden çok AB ülkesinde çal÷an i÷çiye uygulanan kurallar uçu÷
personeline de uygulanyor. Bu genel kurallar, havayolu ÷irketlerinin
örgütsel yaplanmasyla tam bir
uyum göstermiyor. Birçok havayolu
÷irketi sunduôu hizmeti, personelin
görev süresini normal bir ÷ekilde
ba÷latp sonlandrdô veya personelin bir dizi görevi normal ko÷ullarda
sürdürdüôü, buna kar÷n i÷verenin
uçu÷ personelinin konaklamasna
ili÷kin bir sorumluluk almadô sözde “yönetim merkezinden” sürdürüyor. Daha açk bir ifadeyle uçu÷
personeli sosyal güvenlik kaydnn
olduôu ülkeden ba÷ka bir ülkeye
gittiôi zaman belirli sosyal güvenlik
haklarndan mahrum kalyor. Kaytl olarak çal÷tô ülkenin d÷nda bir
ülkede ya÷ayan uçu÷ personeli, ya÷adô ülkenin sosyal güvenlik sistemine dahil olamyor.
Deôi÷iklik öngören düzenleme, uçu÷ personelinin gitmi÷ olduôu yabanc bir ülkede de “yönetim
merkezinde” olduôu gibi sosyal güvenlik haklarndan yararlanmasna
olanak saôlyor. Örneôin bir pilot
Fransa’daki merkeze baôl olarak bir
havayolu ÷irketinde çal÷yor fakat
õtalya’da ikamet ediyor. Yeni düzenlemeye göre pilot Fransa sosyal güvenlik düzenlemelerinden çkp õtalya sosyal güvenlik kurallarna tabi
bir hale geliyor. Bu sosyal güvenlik
katk paylarnn õtalya’da ödenmesi
demek oluyor.
Kendi Hesabna Çalçan åççiler
Mevcut düzenlemeler, snr ötesi veya “snrda” (bir AB ülkesinde
ya÷ayp diôer bir AB ülkesini günlük
veya asgari haftada bir çal÷maya
giden i÷çiler snrda çal÷an i÷çiler
olarak tanmlanyor) kendi hesabna çal÷an i÷çilerin i÷sizlik ödeneôinden yararlanmasna ili÷kin kimi
sorunlar barndryor. Mevcut düzenlemelere bakldônda, snrda
çal÷an i÷çilerin i÷sizlik sigortasndan faydalanmas gibi haklarn, i÷çinin son istihdam edildiôi/çal÷tô
ülkenin deôil, ikamet ettiôi ülkenin
sorumluluôunda olduôu görülüyor.
Bu, eski snr i÷çisinin ikamet ettiôi
ülkede i÷ bulmasn daha iyi bir ÷ekilde destekleme amac ta÷yan istisnai bir düzenleme olarak deôerlendiriliyor.
Deôi÷iklik öngören düzenleme
ise kendi hesabna çal÷an i÷çilerin
i÷sizlik ödeneôinden yararlanmas
konusunda kimi yenilikleri beraberinde getiriyor. Deôi÷iklik kendi
hesabna çal÷an snr i÷çilerinin i÷sizlik sigortasnda ksmi bir ÷ekilde yararlanmasn öneriyor. Ksmi
yararlanma uygulamasnn, ikamet
edilen ülkede, kendi hesabna çal÷an i÷çilerin i÷siz kalmalar halinde,
i÷sizlik sigortasndan yararlanmalarna olanak tanyan bir düzenlemenin olmamas halinde ya÷ama geçirileceôi belirtiliyor. Bu durumda,
son çal÷lan ülkenin istisnai olarak
i÷siz kalan i÷çiye üç aylk bir süre
için i÷sizlik sigortas ödemesi öngörülüyor. Ödeme sürelerinin, önceden taahhüt edilen sürenin sonunda
uzatlabileceôi de vurgulanyor. Yirmi yedi AB ülkesinin on sekizinde
i÷sizlik sigortasna ili÷ki bir düzenleme varken dokuz ülkede olmadô
belirtiliyor.
Avrupa
A
Komisyonu
ĄĆe
YerleĆtirmeleri
Artrmay
Hedefleyen
Kampanya
BaĆlatt
vrupa Komisyonu ÷irketlerin,
gençlerin mesleki becerilerini
ve istihdam edilebilirliôini artrmak amacyla, daha fazla stajyeri
i÷e almalarn cesaretlendiren ‘õ÷
Diyoruz’ kampanyasn ba÷latt.
Stajyerliôin, gençlerin eôitimden ilk istihdam edilecekleri i÷e
sorunsuz bir ÷ekilde geçi÷lerine de
öncülük edebileceôi vurgulanyor.
Yerle÷tirmelerin, ÷irketlerin ileriye
dönük planlarna da katk yapacaô belirtiliyor.
2012-2013 döneminde Komisyonun, Leonardo da Vinci ve
Erasmus programlar araclôyla
toplamda iki yüz seksen bin mesleki eôitim ve yüksek öôrenim gö-
Güven SAVUL
[email protected]
Futbolcularn SözleĆme Haklarna
ĄliĆkin Yeni AnlaĆma
S
Sosyal Diyaloäun
osyal taraflar futbol sektöründe asgari sözle÷me ko÷ullarn
belirleyen ilk anla÷may 19 Nisan
2012’de imzalad.
Sosyal taraflar FIFPro (sendika),
EPFL (Avrupa Profesyonel Futbol
Ligleri), ECA (Avrupa Kulüpler Birliôi) ve UEFA’nn Avrupa futbol yönetim kurulu tarafndan temsil edildi ve söz konusu taraflar anla÷mann
müzakerelerini yürüttü.
Futbolcu sözle÷mesinin Avrupa
genelinde asgari standartlar kar÷lamasn garantileme amacyla, sözle÷meler yazl bir ÷ekilde yaplmal;
sözle÷meler kulübün ve futbolcularn hak ve sorumluluklarn tanmlamal; ücret, saôlk sigortas ve ücretli
izin gibi konular barndrmal. Sözle÷meler futbolcularn antrenmana
katlma, saôlkl bir ya÷am tarz sürdürme ve disipline ili÷ki kurallara
uyma gibi sorumluluklarna ili÷kin
ren gencin bir i÷e yerle÷tirilmesine
yönelik finansman saôlayacaô dile
getiriliyor.
Programn Arka Plan
Gençler için Frsatlar Giri÷iminin bir parças olarak Avrupa
Komisyonu’nun, Leonardo da
Vinci ve Erasmus programlar
araclôyla i÷e yerle÷tirilecek olan
mesleki eôitim ve yüksek öôrenim
öôrencilerinin saysnn yüzde 30
artrlmas sorumluluôunu üstlendiôi ifade ediliyor.
2012’de en az yüz otuz bin
öôrencinin yurtd÷ndaki bir i÷yerinde stajyer olarak çal÷mas için
mali destek alacaô, bu saynn
düzenlemeleri de içermeli. Sözle÷melerde uzla÷mazlklarn çözümü
ve bu durumlarda adli süreçlerin
i÷letilebileceôine dair hükümler de
yer almal.
Anla÷ma UEFA Ba÷kan Michael
Platini, EPFL Ba÷kan Frédéric Thiriez, ECA Ba÷kan Karl-Heinz Rummenigge ve FIFPro Avrupa Birimi
Ba÷kan Phillippe Piat ile ilgili kurulu÷larn Genel Sekreterleri tarafndan AB seviyesinde õstihdam, Sosyal
õ÷ler, õçerme ve sosyal diyalogdan
yetkili Komiser László Andor huzurunda imzaland. Spordan sorumlu
yetkili Komiser Vassiliou da imza
törenine katld.
Avrupa Komisyonu’nun profesyonel futbol sektöründeki sosyal diyalogu desteklediôi ve AB’nin sosyal
taraflara baômsz bir anla÷mann
denetimi ve uygulanmasna destek
vereceôi ifade ediliyor.
2013’te yüz elli bine çkacaô vurgulanyor.
Güçlenmesi Avrupa
Posta Hizmetleri
Sektörünün
Dönüçümüne Eçlik
Edecek
AB postal hizmetleri i÷verenleri örgütü POSTEUROP ve
sektördeki Avrupal sendikalar
federasyonu olan UNI Avrupa
Posta ve Lojistik (UNI Europa
Post & Logistics) posta ÷irketlerindeki deôi÷imin sosyal boyutunu daha iyi yönetimi için gerekli
olan yapc sosyal diyaloga dikkat
çekmek için yeni bir ortak bildiri
imzalad.
AB üyesi tüm ülkelerde posta
hizmeti sunan ÷irketlerin teknoloji yenileme ve yeniden yaplanma sürecinde kar÷la÷labilecek
sorunlara kar÷ sosyal taraflar,
sosyal diyaloga ili÷kin taahhütlerini yineleyip AB sevindeki sosyal
geli÷melerin denetiminin sürdürüleceôine bildiride deôindirler.
Bildiride, deôi÷imin sosyal
taraflar arasndaki diyalog araclôyla saôlanmas için çaôrda bulunuluyor. Diyalogun içeriôinin,
i÷çilerin istihdam edilebilirliôinin
geli÷tirilmesi ve bu sayede posta
sektöründeki yatrmlarn te÷viki
ve emek gücü hareketliliôinin artrlmas olduôu vurgulanyor.
AB sosyal taraflar bildirisinin,
posta hizmetlerine ili÷kin Avrupa
sektörel sosyal diyalog komitesi
çerçevesinde görü÷üldüôü ve Komisyon tarafndan Avrupa Birliôi
Antla÷mas doôrultusunda desteklendiôi bildiriliyor.
79
80
Balkanlarda Ąstihdam Krizi
Burak EKMEKÇĄOĂLU
TÜRK-Ąą DĆ ĄliĆkiler Uzman
[email protected]
19.
yüzyldan
ba÷layarak
Komünizmin
de etkisiyle giderek
geli÷en tekstil sanayine evsahipliôi
yapan ve bir zamanlar Srbistan’n
Manchester’ olarak anlan Leskovac
kenti ne yazk ki artk ya÷amna güç
bela devam ediyor. Srbistan’n güneyinde yer alan kent 1947’de açlan
tekstil okulu, tekstil mühendisleri
birliôi ve yerel tekstil dergisi ile ülke
için adeta bir övünç kaynaôyd. Ancak bugün o ÷a÷al günler çok geride kalm÷ durumda. Leskovac’taki
sosyalist döneme ait i÷letmeler iflas
etti, üretim tesisleri bo÷ birer hangara dönü÷tü ve makineler sökülerek
hurda metal olarak satld.
Geride braktômz 20 yllk süreçte Leskovac kentinin nüfusu 162
binden 140 binin altna indi. Kentteki çal÷abilir nüfusta ise yüksek bir
dü÷ü÷ söz konusu ve i÷sizlik oran
da artm÷ durumda. Balkanlarn batsndaki birçok bölgede gözlemlendiôi üzere kent merkezi adeta hayalet bir ÷ehri andryor. Söz konusu
durum, bölgede önemli boyutlardaki sanayiden uzakla÷ma yani ulusal
ekonomide sanayi üretimi yerine
bankaclk, sigortaclk, finansman,
vs. gibi hizmet sektörlerine yönelmenin eseri.
Bugün Srbistan’n ya÷ ortalamas
41. Ülke ya÷l ve dünyadaki en ya÷l
nüfusa sahip ülkelerden biri. Gittikçe azalan bir nüfus yapsna sahip.
Yerel basnda yer alan bir makaleye
göre geçen 20 yl içerisinde 98 büyük ölçekli sanayi i÷letmesi kapsna
kilit vurmu÷ bulunuyor. õ÷in en can
skc taraf ise bu iflaslarn ülkedeki istihdama vurduôu darbe. 2000’li
yllarda ya÷anan ekonomik topar-
lanma sürecindeki durgunluôun ardndan ülkedeki istihdam özellikle
2008 yl sonras çok sert biçimde
dü÷ü÷e geçmi÷ durumda. Bugün istihdam oran yüzde 45’lere kadar
dü÷mü÷ bulunuyor ki bu da AB ortalamasndan yüzde 20 fazla bir oran
anlamna geliyor. Gençlerin yars,
hatta yarsndan fazlas i÷siz. Tekstil
ve giyim sektöründe çal÷an i÷çi says 1990’da 160 binken 2010’da 40
bin civarna inmi÷.
Srbistan tekstil sanayi ülke sanayisinin geneli içerisinde çok önemli
bir yere sahip ve Srbistan’daki emek
piyasas yönelimleri eski Yugoslav
ülkeleri açsndan belirleyici rol oynuyor. Bir örnek vermek gerekirse,
bugün Arnavutluk’taki istihdam
oran Avrupa’da mevcut en dü÷ük
oranlardan bir tanesi.
Avrupa tekstil sanayinin yükselen Uzak Doôu sanayisi ve piyasalar
kar÷snda savunmaya çekildiôi doôrudur. Ancak buradan yola çkarak
Srbistan tekstil sanayisinin çökü÷ü-
nün önlenemez olduôunu söylemek
yanl÷ olur. Dünya üzerinde en fazla
küreselle÷en sektörlerden bir tanesi olan tekstil i÷kolundaki istihdam
son 10 yl içerisinde önemli kaymalar ya÷ad. Öyle ki tekstil üretimi Almanya’dan Polonya’ya, Hong
Kong’tan Çin’e, õtalya’dan ülkemize
ve Macaristan’a daha sonrasnda da
Bulgaristan ve Romanya’ya yöneldi.
Güney Doôu Avrupa’nn birçok snr
bölgesinde tekstil sanayi büyüme ve
ihracat açsndan yüz binlerce dü÷ük
nitelikli i÷ üretmesi itibariyle yllar
boyu lokomotif endüstri konumunda olmu÷tur. Bu noktada sorulmas
gereken soru Balkanlarn doôusunda
bu i÷lerin niçin bu denli az bir orana
sahip olduôudur. 1990-2010 yllar
arasnda Bulgaristan tekstil ve giyim
sanayi ihracatn 280 milyon dolardan 5 milyar dolara yükseltme ba÷arsn göstermi÷tir. Söz konusu art÷
100 binden fazla sanayi istihdamn
da beraberinde getirmi÷tir. Böyle bir
÷ey niçin Srbistan, Bosna Hersek
veya Arnavutluk’ta mümkün olamad? Benzer sorular Balkanlar’daki diôer sektörler için de sorulabilir. Ormanlk bölgeden oldukça uzak olan
Kayseri ilimizde mobilya sanayinde
çal÷an 10 binden fazla i÷çi varken
neden Bosna Hersek’te benzer bir
durum söz konusu deôildir? Küçük
ev aletleri üreticileri Slovenya, Doôu
Romanya ve Anadolu’da oldukça iyi
i÷ler yaparken neden Balkanlarn
doôusunda yoklar? AB pazar açsndan tarm ürünlerinin i÷lenmesi
ne durumdadr? Bosna Hersek’in
geçmi÷te temel sanayisi olan silah
endüstrisi bugün ne haldedir? Bu
i÷kolunun çökü÷ü gerçekten önlenemez miydi?
Bu sorulara verilebilecek cevaplardan bir tanesi, geçtiôimiz 10 yl
süresince Balkanlarn doôusunda
kabul görmü÷ olan büyüme modelinin hükümetleri bu türden özel
sorular sormaktan alkoymasdr.
Sosyalist planlamann miras kadar
yozla÷m÷ i÷ dünyas ile rü÷vetçi
idare tarafndan ele geçirilen devlete duyulan güvensizlik neticesinde
tercih edilen ekonomi politikalar,
müdahaleci olmaktan uzak, ekonominin sarih bir takm sektörlerine
odaklanmaktan ziyade genel i÷ çevreleri üzerine eôilen yapdadr. Ekonominin dü÷ü÷e geçmi÷ alanlarn
piyasa öôretisine kar÷ korumak için
siper olmadklarndan ötürü siyaseti
belirleyenler övgü bile alm÷lardr.
Ayn zamanda söz konusu siyaset
belirleyici kesim eskinin sosyalist
i÷ dünyasna ait birçok i÷letmenin
onca borç ve acil tasfiye gereksinimi altnda muhtemel toparlanma
imkânn kaçrdôn kabul etmekte
bile zorlanm÷tr. Ne bölgedeki siyasi tart÷malar ne de yasal çerçeve
tasfiyenin bazen insan ve sermaye
gibi kaynaklarn son zamanda geli÷en özel sektörde yeniden istihdam
edilerek üretim zinciri içerisinde
kalmalarn saôlayacak en iyi yol olduôunu kabullenemedi.
Geçtiôimiz 10 yllk dönemin
ekonomi politikasna ait standart reçetenin a÷aôda belirteceôimiz temel
parças ÷üphesiz önemlidir: i÷yerlerinin daha kolay bir biçimde açlp
kapatlabildiôi istikrarl bir makroekonomik çevre ile iyi bir i÷ dünyas
ortam sürdürülebilir toparlanma
açsndan gerekli ko÷ullardr. Fakat
yeterli deôildir. õhtilaf ve mücadelelerin yan sra uzun bir iktisadi
buhran neticesinde harap edilmi÷
bir bölgede müdahaleci olmamakla, kurallara dayal özelle÷tirme ve
serbestle÷tirmeden müte÷ekkil bir
politikann uygulanmas sürdürülebilir ekonomik toparlanmaya geçi÷
için yeterli deôildir. Nispi ekonomik
büyüme dönemleri ve yüksek oranl Doôrudan Yabanc Yatrm ak÷
sürelerinde dahi giri÷imci yapdaki
özel sektör tarafndan üretilen istihdam yava÷ça yeniden yaplanan ve
özelle÷tirilen eski sanayinin döküp
saçtô i÷leri telafi etmek açsndan
yeterli deôildi. 2008 ylnda ya÷anan
mali kriz kayt d÷ i÷ler de dâhil ol-
mak üzere toparlanma döneminde
olu÷turulan i÷lerden daha fazlasn
silip götürdü.
Toparlanma sürerken Doôrudan
Yabanc Yatrmlarn halen daha fazla istihdam yaratacaô umudu vard.
Ancak ÷imdi, büyüme modelinin deôi÷meye ihtiyac olduôu açktr. Bu
da ba÷ta Avrupa Yeniden Yaplanma
ve Kalknma Bankas (EBRD) olmak
üzere uluslararas kurulu÷larca bariz
biçimde ifade edilmektedir. Daha da
önemlisi, istihdam yaratmak hususunda giderek artan bir bask altnda
bulunan bölgesel siyaseti belirleyen
kesimler yabanc yatrmclar için
büyük sübvansiyonlar uygulanmas gibi umutsuz bir takm tedbirler alma yoluna gitmektedirler. Bu
admlar geçmi÷te skça atlm÷ ve ne
yazk ki sanayi politikasnn adn
kötüye çkartm÷tr.
Ekonomik büyüme modeline alternatif nasl olmaldr? Bu soruya
cevap verirken esasnda bu sorunun
tek bir cevab olmadôn aklda tutmak gerekir. Cevap her defasnda
içerikle ilintilidir. Buradaki püf noktas açkça sanayi üretiminin küresel zincirlerine dâhil olabilmektir.
Balkanlarda dü÷ü÷e geçmi÷ bulunan
ancak nispeten avantajl konumdaki
sanayi bölgelerinde gdann i÷lenmesinden giyime, mobilyadan temel
montaj sanayine kadar birçok i÷koluna küresel sermaye ak÷n te÷vik etmenin yollarn tanmlayacak
güvenilir sanayi politikalarna gereksinim vardr. Bunun için de hali
hazrda olu÷turulmu÷ bulunan endüstriyel i÷lerin ardndaki etkenleri
iyi anlamak gerekir. Örneôin son be÷
yl içerisinde Leskovac’da Alman,
Güney Kore ve Türk firmalarnn
yatrmlaryla yeni i÷ imkânlar doômu÷tur.
õ÷te tam bu noktada da ‘damlalar sele nasl dönü÷türülür?’ sorusu
gündeme gelmektedir. Nispi bir takm faydalar halen geçmi÷in kalntlar arasnda gizleniyor olabilir. Ge-
81
riye dü÷en sanayiler ardnda yeni bir
pazar ortamna uyum saôlayabilmek
için gerekli nitelikler ve kaynaklardan yoksun i÷çiler ve eôitim kurumlar brakm÷tr. Leskovac gibi
Balkanlarda birçok ta÷ra kenti yabanclarla temasa geçebilme sknts
çekmektedir. Oysa doôru giri÷imler
ve destekle sil ba÷tan yeni bir çevreye sahip olunabilir.
82
Örnek vermek gerekirse õrlanda Sanayi Kalknma Ajans (IRA)
gibi yetkin bir kurulu÷ bu i÷i ba÷arabilir. Buradaki anahtar kelime
‘yetkinlik’ olmaldr. õtinal ve güvenilir sektörel analizler temelinde yerel yönetimlere ve i÷letmelere
destek sunabilmek ve tavsiyelerde
bulunabilmek ÷arttr. Söz konusu
kurulu÷ yerel hükümetleri yabanc
sermayeyi nasl kendilerine çekmesi gerektiôi hususunda eôitilmelidir.
Bu bölgelerdeki yerel özel sektöre
de yönetici yeti÷tirme konusunda
destek verilmelidir. Üretimin farkl
sektörlerindeki deôer zinciri üzerinde yerel firmalar böylelikle daha üst
sralara yerle÷ebilir.
Bu elbette ki kolay bir i÷ deôil.
Fakat bu türden bir yetkinliôin Balkanlarn Batsnda bir araya getirilip
geli÷tirilmesini varsaymamak için de
herhangi bir neden yok. Bunun için
yine de sanayi politikasnn ekonomik büyüme içerisindeki rolüne
ili÷kin yeni bir yakla÷mn benimsenmesi gerekli. Bu da sadece bahsi
geçen bölgedeki ülke hükümetleri
ile siyaset belirleyici unsurlarn yapabileceôi bir i÷.
Mamafih AB de duruma katk
saôlayabilir. Bilindiôi üzere geçen 20
yllk sürede AB yetkilileri ve uluslararas finans kurulu÷lar sk sk piyasalara devlet müdahalesinin engellenmesi gerektiôi mesajn verdiler.
Esasnda AB ilgili ülkelerin tarm,
krsal kalknma, ula÷trma, çevre ve
bölgesel kalknma gibi sektörlerde
güvenilir ve de uzun vadeli stratejiler üretip, takip edebilmelerine
destek verme konusunda daha faz-
lasn yapabilir. Son geni÷leme dalgas zarfnda, aday ülkelerin her biri
Ulusal Kalknma Planlarna bu türden stratejileri dâhil ettiler. Bu stratejiler hem ulusal yol haritas hem
de AB yardm için bir programlama
belgesi niteliôindedir. Politika geli÷tirebilmek için planlama kapasitesi
ve kaynaklardan yoksun bir kamu
sektörüne sahip Bat Balkan ülkeleri
bu tür bir yakla÷mdan gayet güzel
istifade edebilir.
Böylelikle ayn derecede önemli
bir durum olan Balkanlarn batsndaki ülkelerin AB pazar ile bütünle÷mesine ili÷kin güvenilirlik artrlabilir. Bu alanda Hrvatistan hariç
Balkanlarn bats için geçtiôimiz
birkaç yl strap verici biçimde yava÷ bir ilerleme kaydedildi. Bilindiôi
üzere Hrvatistan AB üyeliôi müzakerelerinde kayda deôer yol kat etmi÷ bulunuyor. Srbistan ve Arnavutluk gibi ülkelerin AB’ye kabulü
konusunda daha gerçekçi bir bak÷
açs kazanlmas Balkanlarda sanayi
üretimine uzun vadeli yatrm yapmakla ilgilenen kesimlere daha büyük te÷vikler verilmesinden geçiyor.
AB pazar ile bütünle÷me Balkanlardaki ekonomik kalknma açsndan son derece önemli bir dayanak
noktas fakat uyumun saôlanmas
için daha uzun bir süreye ihtiyaç
varm÷ gibi gözüküyor. Yunanistan
örneôi AB fonlar ile bütünle÷me ve
bu fonlara eri÷imin yeterli olmadônn açk bir göstergesi. Yunanistan
halen AB’nin yapsal uyum politikalarna yönelik finansmann üçte
birinden fazlasn yutabilecekmi÷
gibi gözükmüyor çünkü Yunanistan
be÷inci evre geni÷leme ülkeleri ve
Hrvatistan’a verilen muazzam kurumsal destek ile kapasite geli÷imine
dair yardmlardan hiçbir zaman faydalanamad. Balkanlarn batsndaki
ülkelerin geneline bakldôna AB,
e÷güdüm ve siyasi planlama konularnda orta vadeli geli÷me saôlanmas için idari kapasitenin üzerinde
durmak suretiyle bu ülkelere olan
desteôini artrmay deôerlendirebilir. Mevcut katlm sürecinin erken
evresinde kalknma plannn devreye sokulmas her bir Balkan ülkesine
tarm ve sanayi alanlarnda rekabet
edebilirliôini deôerlendirebilme olanaô sunacak ve bu i÷kollarnn geli÷me sürecinde kar÷la÷lan kstlamalar tanma frsat verecektir.
öunu belirtmekte fayda var ki,
yukarda deôinilenlerin hiçbiri istihdam yaratm için turnay gözünden
vurmak anlamna gelmiyor. Balkanlarda muazzam bir kalknma mücadelesi veriliyor ve bölgedeki inanlmas güç derecede dü÷ük seviyelerde
seyreden istihdam oranlarnn ardnda derin bir takm yapsal nedenler
yatyor. Söz konusu yapsal sebepler 80’lere kadar uzanan sosyalist
tip sanayile÷meden kaynaklanyor.
õstihdamn uzun vadeli geriye gidi÷ eôilimini tersine çevirmek nesle
dayal bir proje fakat ÷u an Avrupa
genelinde mevcut konjonktürel ko÷ullar bunun gerçekle÷mesini son
derece güçle÷tiriyor. Ancak AB’ye
yeni üye olmu÷ Polonya, Slovakya
ve Romanya gibi baz ülkeler de yeniden sanayile÷meye yönelik admlar
atlyor. Bu ülkelerin tümünde gerek
ulusal gerekse yerel düzeydeki siyasi
seçkinler kendi yerel i÷ dünyalarn
stratejik önceliôe sahip olacak biçimde sanayi üretiminin küresel zinciri
ile bütünle÷tirmeyi ba÷arm÷lardr.
Bugün Balkanlarn batsnda i÷
olanaônn olmay÷ özellikle gençleri büyük bir umutsuzluôa sürüklemi÷tir. Köklü bir deôi÷iklik olmaz;
yeni bir politikaya yönelik ciddi ve
gözle görülür bir taahhüt verilmez
ise bölgede bugün a÷ikâr olan umutsuzluk hissi yakc bir ÷ekil alabilir.
Nitekim Balkanlarda ÷u an bundan
da daha büyük, daha acil bir sosyoekonomik sorun yoktur. Neyse ki
endüstriyel toparlanma ve sürecin
terse döndürülmesine dair ba÷arl
örnek çoktur. Bunlardan ders çkarlmas Balkanlarn batsndaki ülke
halklarnn kaderini deôi÷tirebilir.
Güven SAVUL
TÜRK-Ąą Uzman Yardmcs
[email protected]
U
luslararas Kimya, Enerji
ve Maden õ÷çileri Federasyonu (ICEM), Uluslararas
Metal õ÷çileri Federasyonu (IMF)
ve Uluslararas Tekstil ve Deri õ÷çileri Federasyonu (ITGLWF), 18-20
Haziran 2012 tarihlerinde yaplacak
bir kongreyle IndustriALL ad altnda birle÷iyor. Birle÷me sürecinin
hazrlklar 2011 Maysnda yaplan
ilk toplantyla ba÷lad. Yeni uluslararas örgütün (YUÖ) söz konusu
sektörlerdeki i÷çileri bir araya getirip daha etkin bir güç olu÷turmas
hedefleniyor. Bu örgütün tekstilden,
kauçuôa, otomobilden, kimya ve
elektroniôe kadar, imalat sanayinin
önemli alanlarnda çal÷an i÷çileri
bir araya getirmesi bekleniyor. Birle÷meden sonra 55 milyon i÷çinin
IndustriALL’da örgütlü olacaô tahmin ediliyor.
YUÖ‘le söz konusu sanayi kollarnda çal÷an tüm i÷çilerin etkin
bir ÷ekilde bir araya getirilmesi ve
örgütlenmesi hedefleniyor. Ayn
zamanda bu örgütün küresel dengesizliklere kar÷ mücadele, ulusal
düzeyde daha kapsaml sendikal
haklar elde edilmesi, enformel ve
güvencesiz çal÷mann toplum üzerinde yarattô olumsuz sonuçlarn
azaltlmas, çevre/doôa dostu sanayi
temelinde insan onuruna yak÷r i÷
ko÷ullarna geçilmesi gibi konulara
da yoôunla÷acaô belirtiliyor.
YUÖ’nün tüm sanayi sektörlerinde demokratik ve özgüveni yerinde
olan sendikalara destek vereceôi ve
bunlarn kurulmas için çaba sarf
edeceôi de dile getiriliyor. õleti÷imi
ve geri bildirimi saôlayacak aôlar
araclôyla YUÖ’nün, sorumsuzca
davranan çok uluslu ÷irketlere kar÷ tüm dünyada i÷çi haklarnn ve
sosyal adaletin savunucusu olacaô
vurgulanyor.
25 Mays 2011’de alnan birle÷me kararnn, IMF, ICEM ve
Üç Önemli
Sektördeki
Uluslararas
Örgütler
BirleĆiyor
ITGLWF’nin Tayland, Türkiye,
Meksika, Kanada ve ba÷ka birçok
ülkede yürüttüôü faaliyetlerle paralel olarak alndô ifade ediliyor. Birle÷me kararnn, üç örgütün, iklim
deôi÷ikliôi, ekonomik e÷itsizlik ve
küresel mali hareketler gibi konular
göz önünde tutarak sürdürdüôü ortak çal÷malarn yapldô oturumlarda açklandô belirtiliyor. YUÖ’nün
örgütsel yapsnn nasl olacaônn
da belirlendiôine dikkat çekiliyor.
Örgütün merkezinin Cenevre olacaô, örgütte bir genel ba÷kan, üç genel
ba÷kan yardmcs, bir genel sekreter
ve üç genel sekreter yardmcsnn
yer alacaô, ayrca yönetim kuruluna asgari yüzde 30 orannda kadn
kotasnn bulunacaô ifade ediliyor.
Örgütün yönetiminin her dört
ylda bir yaplacak olan kongrelerde
belirleneceôi, hem bölgesel hem de
küresel düzeydeki sorunlarn çözümünde yer alacak bölge örgütlerinin aktif görev üstleneceôi de vurgulanyor.
29 öubat 2012’de Cenevre’de yaplan toplantya 200’den fazla sendika liderinin katldô YUÖ’nün adnn IndustriALL olmasnn burada
teklif edildiôi ifade ediliyor. ICEM,
ITGLWF ve IMF’nin ortak yürütme
kurulu toplantsnda yeni örgütün
taslak tüzüôü, eylem plan, ad ve
logosu üzerinde mutabakata varldô belirtiliyor. Toplantda ayrca
yeni örgütün yönetimi için önerilen
adaylarn da tespit edildiôine dikkat
çekiliyor. Önerilen tüzüôe, kadnlarn, yeni örgütün hem yönetiminde
hem de temsili yaplarnda yer almalarn düzenleyen bir maddenin
eklenmesi konusunun da toplantda
ele alndô ifade ediliyor.
Toplantnn sonunda YUÖ’nün
ileti÷im stratejisinin ele alndô,
bu doôrultuda ileti÷im stratejinsin
dayan÷mac ve güçlü bir nitelikte
olmas gerektiôi belirtiliyor. Hali hazrdaki ve gelecekteki ileti÷im teknolojilerinden azami oranda yararlanlmas için çaba sarf edilmesinin
önemine de deôiniliyor.
Yeni örgütün kurulu÷ kongresinin 18-20 Haziran tarihlerinde
Kopenhag’da gerçekle÷tirileceôi, örgütün ismi, tüzüôü ve eylem plannn kurulu÷ kongresinde kararla÷trlacaô vurgulanyor.
Birle÷me sonrasnda, Türkiye’den
söz konusu üç örgüte üye olan yirmi
bir sendikann IndustriALL’da temsil
edileceôi belirtiliyor. IndustriALL’da
temsil edilecek TÜRK-õö üyesi sendikalarn Tes-õ÷, Çimse-õ÷, Teksif,
Türkiye Maden-õ÷, Belediye-õ÷, Deriõ÷, Dokgemi-õ÷, Genel Maden-õ÷,
Kristal-õ÷, Petrol-õ÷ ve Selüloz-õ÷ olmas bekleniyor.
Ayrca, Avrupa düzeyindeki ilgili örgütler olan Avrupa Metal õ÷çileri Federasyonu (EMF), Avrupa
Tekstil Giyim Deri õ÷çileri Sendikas
Federasyonu (ETUF:TCL), Avrupa Maden Kimya ve Enerji õ÷çileri
Federasyonu’nun (EMCEF) da 15
Mays 2012’de kendilerini tasfiye
ederek 16 Mays 2012’de yapacaklar bir kongreyle Avrupa Sanayi õ÷çileri Federasyonu (EIWF) ad altnda
birle÷eceôi ifade ediliyor. Bu birle÷me sonrasnda Avrupa düzeyinde
de daha güçlü ve etkin bir mücadele
stratejisinin in÷a edilebileceôi dile
getiriliyor.
83
Kadna Dair
Kadn Ąstihdamn Artracak Çocuk
Bakm/Eăitim Projesi
A
84
taerkil toplumlarda cinsiyete
dayal i÷bölümünün kadnlara
dayattô bakm hizmetleri, kadnlarn çal÷ma hayatnda daha az yer
almasna ya da hiç yer alamamasna
neden oluyor. Bu nedenle çocuk,
hasta ve ya÷l bakm konusunun
ivedilikle çözümlenmesi gerekiyor.
Bu amaçla, KAGõDER ve AÇEV Nisan 2010’dan bu yana kadn istihdamn artrmaya yönelik çal÷an
kadnlara aylk bazda verilecek bir
çocuk bakm ve eôitim hizmetleri
te÷vik modeli üzerinde çal÷yor. Bu
kapsamda baômsz dan÷manlk ve
denetim ÷irketi PwC, te÷viôin kamu
finansman modellemesini gerçekle÷tirdi. Model, aylk 300 TL miktarnda bir te÷viôin devlete “2011
senesinden 2023 senesine kadar kümüle” 35 Milyar TL net fayda getireceôini ve kadn istihdamn yüzde
29’a yükselteceôini ortaya koydu.
Çözülmesi Hedeflenen Temel
Sorunlar
2010 itibariyle Türkiye’de kadn
istihdam oran yüzde 24. Bu oran
yüzde 60 seviyesinde olan AB ve
OECD ortalamalarndan oldukça
dü÷ük. Ayn dönemde, Türkiye’de
0-6 ya÷ arasndaki çocuklarda okulla÷ma oran yüzde 15’in altnda, 4-6
ya÷ grubunda ise yüzde 27 olarak
gerçekle÷ti. 0-6 ya÷ çaô nüfusunda
bulunan 7.5 milyon çocuôun sadece
1 milyonu herhangi bir bakm/eôitim hizmetinden yararlanabiliyor.
Çocuk bakm hizmetlerine eri÷imin
yetersizliôi kadnlarn istihdama katlmalar önündeki en büyük engellerden biri olmaya devam ediyor.
Türkiye’de 9. Kalknma Plan
kapsamnda 2014 ylna kadar kadn
istihdamn yüzde 29, 4-6 ya÷ okulla÷ma orann yüzde 50 seviyesine
çkarmak hedefleniyor. Ayrca Çal÷ma ve Sosyal Güvenlik Bakanlô,
koordinasyonunu sürdürdüôü Ulusal õstihdam Stratejisi kapsamnda
kadnn i÷gücüne katlm orann
2023 ylna kadar yüzde 35’e çkarmay planlyor.
AB Lizbon Anla÷mas ile üye ve
aday ülkelerin 2010 ylna kadar
yüzde 60 kadn istihdam orann
yakalamalar hedeflendi. Avrupa
2020 Stratejisi ise, yüzde 75 istihdam orann benimsiyor, bu hedefe
ula÷lmas için üye ve aday ülkelerden kadnlarn i÷gücü piyasasna
katlmalarn artracak çal÷malar
gerçekle÷tirilmesini bekliyor.
Türkiye åçin Çözüm Önerisi
1-6 ya÷ aras çocuôu olan kadn
çal÷anlara, çocuk bakm ve eôitim
hizmeti için çocuk ba÷na aylk en az
300 TL destek verilmesi. (Türkiye’de
bir çocuôun kurum merkezli bakm
ve eôitim hizmeti maliyeti aylk ortalama 500 TL’dir)
Kadn çal÷anlara her ay maa÷a
ek olarak verilecek ve sadece çocuk
bakm hizmetlerinde kullanlabilecek 300 TL desteôin, yaratlacak istihdam ve geni÷leyecek çocuk bakm
sektörü araclôyla artacak gelir ve
kurum vergileri üzerinden 612 TL
geri dönü÷ü olacak.
O
Desteôin nakit yardm veya
ayn maliyete denk gelen i÷veren/çal÷ann
üstleneceôi
kre÷ ödeneôine vergi ve SSK
istisnas olarak düzenlenmesi mümkündür. Bu uygulama
ilgili bütün payda÷lar (devlet,
i÷veren, çal÷an) çözüm ortaô
yaparak daha sürdürülebilir
ve kapsayc bir model sunmaktadr.
O
Bu desteôin sadece çal÷an anneyi deôil çal÷an babay da
kapsamas ve ebeveynler üzerinde daôlmnn yaplmas
(örn: 150-150 TL) deôerlendirilmesi gereken önemli bir
alternatiftir. Bu bak÷ açs,
çocuk bakmnn her iki cinsi de kapsayan toplumsal bir
sorumluluk olduôu gerçeôini
peki÷tiren bir uygulamadr.
O
Arz te÷vik etmek amacyla,
MEB’e baôl açlan 3-6 ya÷a
eôitim hizmeti veren anaokullarna saôlanan ilk 5 yl
kurumlar vergisi muafiyeti,
0-3 ya÷a hizmet veren kre÷ ve
gündüz bakm evi i÷letmelerine de saôlanmaldr.
PwC Kamu Finansman
Modellemesi
300 TL te÷viôin maliyeti ve 2023
ylnda yaratacaô fayda dinamik bir
model geli÷tirilerek hesaplanm÷tr.
Bu modelde kadnlar öncelikle; istihdam öncesi, istihdam dönemi ve
istihdam sonras olarak gruplanm÷tr. Bu gruplar, ÷u anda veya geçmi÷te çal÷ma; 1-6 ya÷ aras çocuk sahibi
olma; bakm hizmeti alma durumlarna göre ayr÷trlm÷tr. Olas bir
te÷viôin yaratacaô istihdama katlm
ve çocuk bakm hizmeti alma etkileri her grup için farkl oranlarda kurgulanm÷tr.
Bu kurgudaki en kritik varsaym, daha önce çal÷m÷, fakat ÷u
anda çal÷mayan kategorisindeki
kadnlardan bu te÷vikle çocuk bakm hizmetlerinden faydalanarak
istihdama dönecek olanlarn orandr. Yurt d÷ndaki uygulamalar ve
bu çal÷ma özelinde Türkiye’de yaptrlan anket göstermektedir ki; bu
Hülya UZUNER
[email protected]
geçi÷ orannn yüzde 85 seviyesinde gerçekle÷mesi muhtemeldir. Bu
oran modelde yüzde 50 ve yüzde 30
olarak iki ayr ÷ekilde hesaplanm÷tr. Dolays ile modelde hesaplanan
faydann ihtiyatl bir yakla÷mla
ortaya konduôunu söylemek mümkündür.
2023’te 4.4 Milyon’a yükselmesi,
mas (93 Milyar toplam fayda
– 58 Milyar toplam maliyet).
O
2023 itibariyle sadece bu te÷viôin etkisiyle kadn istihdam
orannn yüzde 29’a yükselmesi,
O
2010’da 27.000 olan, 0-6 ya÷a
hizmet veren bakm ve eôitim
merkez saysnn 2023 ylna
kadar yakla÷k 2 katna çkarlmas, 265.000 ek kre÷ personel istihdam yaratlmas,
O
Hazine’ye 2023 yl itibariyle
35 Milyar TL net fayda yaratl-
Yüzde 30 geçi÷ varsaym üzerinden hesaplandônda kaytiçi çal÷an
kadn says 4 Milyon, istihdam oran yüzde 28, açlacak ek kre÷ says
22 bin, istihdam edilecek personel
200 bin ve ortaya çkacak net fayda
25 Milyar TL olarak saptanm÷tr.
Sonuç itibariyle, te÷vik sayesinde
çocuk bakm hizmeti almaya ba÷layarak istihdama geri dönecek kadnlarn orannda yüzde 10’luk bir art÷
Hazine’ye 5 Milyar TL net fayda saôlayabilecektir.
Model, te÷vik sonucunda a÷aôdaki etkilerin yaratlacaôn öngörmektedir (yüzde 50 geçi÷ oran varsaym üzerinden):
O
2010’da 2.7 Milyon olan kayt içi çal÷an kadn saysnn
Sendikalarda Erkek Egemenliăine KarĆ
Kadn Ąnisiyatifi
2
010 ylndan bu yana çe÷itli sendikalardan, odalardan,
üniversitelerden ve kadn örgütlerinden kadnlar bir araya gelerek
Sendikalarda Erkek Egemenliôine
Kar÷ Kadn õnisiyatifi olu÷turdu.
õnisiyatif özellikle; sendikalarda cinsiyet e÷itliôinin saôlanmas,
kadna yönelik ayrmclôn, tecavüz, cinsel taciz, mobbing ve her
türlü ÷iddetin ortadan kaldrlmas, daha fazla kadn temsiliyeti
saôlamaya yönelik yapsal deôi÷imlerin olu÷turulmas hususunda çal÷malar yapyor.
õnisiyatif, dünyann pek çok
konfederasyon ve sendika tüzüklerinden faydalanarak, erkek egemenliôinden arndrmaya çal÷tô
bir tüzük önerisi hazrlad. õnisiyatif, talep ettiklerini basna ve
kamuoyuna duyurdu. õnisiyatifin
basn duyurusunda ÷u görü÷ler
dile getirildi:
“Tüzük önerimizin, kadnerkek e÷itliôine önem veren, ya-
÷amn ve çal÷ma ya÷amnn her
alannda ayrmclklarn ve e÷itsizliklerin ortadan kaldrlmas
için mücadele yürüttüôünü söyleyen sendikalar ba÷ta olmak üzere emeôin hakkn savunduôunu
iddia eden tüm sendikalarda hayata geçmesini istiyoruz.
Emeôi ile geçinen herkes
cinsiyeti, cinsel yönelimi ve cinsiyet kimliôi ne olursa olsun ayrmclkla ve ÷iddetle kar÷la÷ma
kaygs duymadan sendika üyesi
olabilmelidir. Sendikalar da kadnlarn lehine pozitif ayrmclk
uygulanrken, ayrmclôa uôrayan tüm birey ve gruplarn çkarlarn savunmal, bunlar arasnda
dayan÷ma saôlanmaldr.
Sendikalar içinde kadnlara
yönelik cinsel suç tanm yaplmal, bu suçu i÷leyen sendika
üyesi ya da sendika yöneticisine
suçun aôrlôna göre uyar, uzakla÷trma cezas verilmeli ya da
üyeliôi iptal edilmelidir. Taciz, tecavüz, mobbing, fiziki ÷iddet gibi
kadna yönelik suçlarda kadnn
beyannn esas olduôu kabul edilmelidir. Kadnlara yönelik suçlarn takibi kadnlardan olu÷an bir
disiplin kurulu tarafndan yaplmaldr.
Mutlaka ama mutlaka daha
fazla sendika üyesi kadn, daha
çok kadn temsili, daha fazla kadn delege, kadn yönetici ve sendika ba÷kan ve de sendikalarda
kadn örgütlenmeleri istiyoruz.
Hazrladômz sendika tüzük
ve program önerimizi açklarken
konfederasyon ve sendikalarn
tüzük ve program metinlerini
ivedilikle deôi÷tirmeleri için çal÷malara ba÷lamalarn istiyoruz.
Bizler biliyoruz ki bir araya
gelerek bir güç olu÷turduôumuzda ancak sesimizi duyurup, sendikalar içindeki erkek egemenliôini ortadan kaldrabiliriz.
Ya÷asn kadnlarn
mücadelesi…”
birlikte
85
Ülkeler ve Sendikalar
Tüm Çin ĄĆçi Sendikalar Federasyonu
(ACFTU)
A
CFTU resmi olarak 1 Mays
1925 tarihinde kurulmu÷tur.
õki yl süren faaliyetlerinin ardndan
1927 ylnda yasaklanm÷ ve liderleri
cezalandrlm÷tr. 1949 ylna kadar
yasakl olan federasyon Mao dönemi
ile birlikte tekrar faaliyete geçmi÷
fakat 1966 ylnda kültürel devrim ile birlikte tekrar daôtlm÷tr.
Mao’nun ölümünün ardndan federasyon 1978 ylnda yaplan Kongreden bu yana tek genel merkez olarak
varlôn sürdürmektedir.
86
ACFTU’nun genel merkezi Pekin’dedir. Federasyona baôl toplam
31 adet il düzeyinde sendika federasyonu ve 10 ulusal i÷kolu federasyonu bulunmaktadr. ACFTU’nun üye
says 193 milyondur (2008). Toplam üye saysnn yüzde 36,4’ünü
kadn çal÷anlar olu÷turur.
ACFTU’nun en üst idari organ Ulusal Kongredir. Ulusal Kongre her 5 ylda bir toplanr. ACFTU
15. Ulusal Kongresini 2008 ylnda
gerçekle÷tirmi÷tir. ACFTU’nun ulusal Kongre’den sonra gelen en üst
idari organ õcra Komitesidir. õcra
Komitesi 267 üyeden olu÷ur. õcra
Komitesi kendi arasndan 1 Ba÷kan,
11 Ba÷kan Yardmcs ve 27 üye
seçer. Seçilen bu ki÷iler Ba÷kanlar
Kurulu’nu olu÷turur. Ba÷kanlar Kurulu kendi arasndan 1 Sekreter ve
9 üye belirler ve Sekretarya’y olu÷turur. Federasyonun günlük i÷lerini
Sekretarya takip eder.
ACFTU Çin Halk Cumhuriyetinde faaliyet gösteren tek sendikalar federasyonudur. Çin’de ACFTU
d÷nda ba÷ka bir federasyon kurulmas yasaktr. Hükümet ve kanunlar tarafndan korunan ACFTU’nun
baômszlô uluslararas sendikal
örgütler tarafndan sürekli sorgulanmaktadr. TÜRK-õö’in üye olduôu
Uluslararas Sendikalar Konfederasyonu (ITUC) da ACFTU’nun baômsz bir federasyon olmadôn ve Çin
çal÷anlarnn sesi olamayacaôn
belirtmekte ve üyelerinden ACFTU
veya Çin makamlar ile girilecek
tüm diyaloglarda Çin’de meydana
gelen temel insan haklar ihlallerini,
sendikal hak ihlallerini ve gözaltna
alnan sendikaclar gündeme getirmelerini istemektedir.
Fakat, ITUC’nin tüm bunlara
raômen Uluslararas Çal÷ma Konferans (ILO) 100. Oturumunda
yaplan ILO Yönetim Kurulu seçimlerinde ACFTU temsilcisini kendi
listesine dahil ederek seçtirtmesi her
an her ÷eyin deôi÷ebileceôinin bir
göstergesidir.
Hakan SÜKUN
[email protected]
ACFTU Üyesi ĄĆkolu Federasyonlar
1- Çin Eôitim, Bilim, Kültür, Medikal ve Spor Çal÷anlar Sendikas Ulusal Komitesi
2- Çin Deniz Adamlar ve õn÷aat Çal÷anlar Sendikas Ulusal Komitesi
3- Çin Enerji ve Kimya Çal÷anlar Sendikas Ulusal Komitesi
4- Çin Makine, Metal ve Bina Malzemeleri Çal÷anlar Sendikas Ulusal Komitesi
5- Çin Savunma Sanayi, Posta ve Telekom Çal÷anlar Sendikas Ulusal Komitesi
6- Çin Finans, Ticaret, Hafif Sanayi, Tekstil ve Tütün Çal÷anlar Sendikas Ulusal Komitesi
7- Çin Tarm, Ormanclk ve Su Kaynaklarnn Korunmas Çal÷anlar Sendikas Ulusal Komitesi
8- Tüm Çin Demiryolu Çal÷anlar Sendikas
9- Çin Havaclk Çal÷anlar Sendikas Ulusal Komitesi
10- Çin Bankaclk Çal÷anlar Sendikas Ulusal Komitesi
87
Yeni ĄĆ SözleĆmesi Kanunu
Ksaca Çin
Ba÷kent
: Pekin
Nüfus
: 1.347.350.000 (2011)
Ki÷i ba÷ GSMH
: 7,600$ (2010)
Toplam õ÷gücü
: 776.047.400
õ÷sizlik Oran
: %4,2
åçgücünün Sektörler Aras Daälm
Tarm
: %49
Sanayi
: %22
Hizmetler
: %29
Gençlerde õ÷sizlik Oran : %1
Kadn õ÷gücü
: %44,4 (toplam i÷gücüne oranla)
Kaynak: Nation Master, Index Mundi
2008 ylnda Çin’de yeni õ÷ Sözle÷mesi
Kanunu yürürlüôe girmi÷tir. Yeni õ÷ Sözle÷mesi Kanunu ile birlikte bir i÷yerinde 10
yldan fazla süre ile çal÷an bir i÷çi haksz
bir sebepten ötürü i÷ten çkarlamaz. Yeni
õ÷ Sözle÷mesi Kanunu ayn zamanda i÷veren
sosyal güvenlik katk payn da zorunlu klmaktadr. Bu durum ucuz emek gücünden
faydalanan ve çal÷anlarn sosyal güvenlik
primini ödemeyen firmalar olumsuz yönde
etkilemi÷tir. Özellikle Çin’de faaliyet gösteren küçük ve orta ölçekli Kore firmalar
bu kanundan ötürü üretimlerini Vietnam’a
kaydrm÷tr. Söz konusu kanun çal÷ma
hayatnn düzenlenmesi açsndan olumlu
bir adm olarak nitelendirilmektedir.
Tüketici Dünyas
Elektrikten Alnan Kayp-Kaçak
Bedeli Ąçin Dava Açld
K
ayp-kaçak elektriôin faturas dürüst tüketicilere kesildi. Elektrik
daôtm ÷irketlerinin basks ve Enerji Piyasas Düzenleme Kurulu’nun
(EPDK) kararyla tüketicilerin elektrik faturasna “kk bedeli” ad altnda
kayp ve kaçak elektrik bedeli yanstlyor. Tüketiciler bilerek ya da bilmeyerek kullandô elektriôe ilave olarak
ortalama yüzde 8.6 orannda kayp
kaçak elektrik paras ödüyor. Tüketici Haklar Derneôi tarafndan yaplan
açklamada ÷u görü÷lere yer verildi.
88
Yaplan bu haksz uygulama ile;
O
Kullanlmayan elektriôin, alnmayan hizmetin bedeli dürüst
tüketicilerden tahsil edilmektedir. Herhangi bir mal ya da hizmetin kar÷lô olmakszn yaplan bu tahsilat hukuksuzdur.
O
Elektrik faturalarnda “kk bedeli” ad altnda kayp-kaçak
ifadelerine yer verilerek dürüst
tüketici haksz yere “hrszlkla” suçlanmakta ve dürüst
tüketicilere “hakaret” edilmektedir. Oysa, asl hrszlk,
sorumlusu olmayan ve kar÷lônda hiçbir hizmet almayan
tüketicilerden haksz yere kayp-kaçak bedeli alnmasdr.
O
Elektrik daôtm ÷irketleri, teknolojik ve teknik yatrm yaparak kayp ve kaçaklar önlemek
yerine i÷in kolayna kaçarak,
kendi yetersizliklerinin faturasn Enerji Piyasas Düzen-
“Kaçak kullanlan elektriôin ve
yetersiz teknoloji nedeniyle ÷ebekelerde uôranlan elektrik kaybnn
bedeli dürüst tüketiciye ödettiriliyor.
Kayp-kaçaô önlemek yerine buradan doôan zararlar otuz milyondan
fazla elektrik abonesinin srtna yüklenmi÷tir.
Gerek 4628 Sayl Elektrik Piyasas Kanununda gerekse Elektrik
Piyasas Mü÷teri Hizmetleri Yönetmeliôinde ve elektrikle ilgili mevzuatta kayp-kaçak elektrik bedelinin
tüketicilere yanstlacaô konusunda
herhangi bir hüküm bulunmamakta-
leme Kurulu’nun yardmyla
milyonlarca dürüst tüketiciye
yüklemesi hem insanlk hem
de hukuksal bir suçtur.
dr. Oysa kayp-kaçak elektrik bedeli
elektrik daôtm ÷irketlerinin sorumluluôunda olup tüketicilere yanstlmas yasal deôildir.
O
Bu haksz ve hukuksuz uygulamayla tüketicilerden 2011
yl itibariyle 800 milyonTL
dolaynda bir bedel alnm÷
olacaktr.
Hiçbir hizmet kar÷lô olmayan
kayp-kaçak elektrik bedelinin haksz ve hukuksuz uygulamayla dürüst
tüketicilerden alnmas açkça bir
soygundur. Biz tüketiciler, sorumlusu olmadômz ve kar÷lônda hiçbir
hizmet almadômz kayp-kaçak bedelini ödemek istemiyoruz. Tüketici
Haklar Derneôi olarak, Ankara Nöbetçi õdare Mahkemesinde, bu haksz
ve hukuksuz i÷lemin yürütmesinin
durdurulmas ve iptali için dava açm÷ bulunuyoruz.”
Fast Food
Çocuklar ve
Gençleri Etkiliyor
P
ublic Health Nutrition isimli
dergide yaymlanan bir ara÷trmann sonuçlarna göre fast
food yiyecekler vücuttaki sodyum seviyesini yükseltiyor ve bu
durum ruh saôlôn kötü etkiliyor. Bu yiyecekleri sk tüketen
insanlarn da genel olarak sigara
içen, oturarak çal÷an ve haftada
45 saatten fazla çal÷an insanlar
olduôu tespit edildi. Ara÷trmaclar daha çok ara÷trmaya ihtiyaç
duyduklarn ancak bu tür yiyeceklerin genel anlamda obezite,
kardiyovasküler hastalklar ve
psikolojik rahatszlklara neden
olduôunun bilindiôini açklad.
Sinan VARGI
[email protected]
Bitkisel Ürünler Her Derde Deva Deăil
T
ürk Eczaclar Birliôi, bitkisel içerikli ürünlerin
sat÷ndaki art÷a dikkati çekerek, “Çok ciddi
saôlk sorunlar ve hatta ölümle sonuçlanabilecek
vakalarn ya÷anmamas için sürece bir an önce müdahale edilmesi gerekmektedir” uyarsnda bulundu.
Konuyla ilgili yaplan açklamada, son zamanlarda
bitkisel içerikli ürünlerin “hiçbir zarar yokmu÷ gibi”
alglanmas nedeniyle kullanmnda ciddi bir art÷ görüldüôü ifade edildi.
Kitle ileti÷im araçlarnn insanlar yanl÷ bilgilendirmesi ve baz sorumsuz ÷ahsiyetlerin kar amac
güderek halkn iyi niyetini kendi menfaatleri doôrultusunda ÷uursuzca kullanmasnn talebi artrdô
kaydedilen açklamada, “Bu gibi ki÷ilerin tantmn
yaptô ürünlere, ‘gda takviyesi ürün’ olarak onay
alnmakta, daha sonra bu ürünler ‘çe÷itli hastalkla-
ra iyi geliyor’ ibaresi ile kontrolsüz bir ÷ekilde sat÷a
sunulmaktadr. Çok ciddi saôlk sorunlar ve hatta
ölümle sonuçlanabilecek vakalarn ya÷anmamas için
sürece bir an önce müdahale edilmesi gerekmektedir” ifadelerine yer verildi.
Açklamada, internet ortamndan ya da merdiven alt üretim yapan yerlerden temin edilen bu tür
ürünlerin kullanmnn güvenilir olmadô ve dolaysyla halkn saôlôn ciddi anlamda tehdit ettiôi
vurguland.
Hastalarn hayati önem ta÷yan bir hastalôa yönelik olduôu iddiasyla tantlan bir ürünü, doktor tavsiyesi ve eczac dan÷manlô olmadan kullanldôna
i÷aret edilen açklamada, “Bu bitkisel ürünlerin, ticari
kar amac güden sitelerden temin edilmesi son derece
tehlikeli ve sakncaldr” uyars yapld.
444’lü Numaralar Ücretsiz Deăil
B
ankalar ba÷ta olmak üzere birçok
kurulu÷un, tüketici ÷ikayetlerini
çözmek için adres gösterdikleri 444
ile ba÷layan numaralar tüketiciler
tarafndan ücretsiz olarak bilinerek
aranyor. Ancak Tüketiciler Derneôi
tarafndan yaplan açklamaya göre
bu hatlar ücretsiz deôil. Bili÷im Teknolojileri Kurumu tarafndan 5 öubat 2011’de alnan kararla GSM’den
aranan ‘444’ ile ba÷layan özel servis
numaralar tavan fiyat üzerinden ücretli hale getirilmi÷.
Böylece, tüketicilerin hak ve
menfaatlerini korumakla görevli
olan Bili÷im Teknolojileri Kurumu,
tüketicileri maôdur eden böyle bir
karar alarak 444’lü numaralar skça
kullanan tüketicileri cezalandryor.
Tüketicinin dan÷mas ve bilgilendirilmesi amacyla kullanlan bu
servis numaralarnn ücretlendirilmesi sonucunda, sabit hatta sonlandrlan 444’lü aramalarn maliyeti,
vergiler dahil dakikas 3,50 kuru÷
olan ara baôlant ücretinin on ka-
tndan bile fazla olan 40 kuru÷ yaplm÷. “444” ile ba÷layan hatlar,
Numaralandrma Yönetmeliôi’nde
“Bilgi ve dan÷ma numaralar” olarak belirtilmesine raômen, bu hatlara GSM üzerinden eri÷im, GSM
i÷letmecileri için avantaja çevrilerek
“900”lü hatlar gibi yüksek karl tavan tarifeden ücretlendirilmesine
olanak saôlamaktadr.
TÜDER, ücretsiz 800’lü bilgi
ve dan÷ma numaras yerine Tüketiciyi 444’lü çaôr merkezlerine
yönlendiren kurum ve kurulu÷lar,
444’lü aramalar tavan tarifeden ücretlendiren GSM ÷irketlerini, tüketicinin sömürülmesine göz yuman
Bili÷im Teknolojileri Kurumu’nu
protesto etti ve bu karar geri almaya çaôrd.
89
Açlk ve Yoksulluk
‘1 Mays’ Alanlarnda
[email protected]
Dört kiüilik ailenin açlk snr 940 Lira,
yoksulluk snr 3.061 Lira.
S
on dönemde benzin, elektrik
ve doôalgaza yaplan zamlarla
sarslan aile bütçesi, gda fiyatlarnda, özellikle mevsim ko÷ullarna baôl olarak meyve-sebzede görülen fiyat gerilemesi nedeniyle bu ay
-bir nebze olsun- rahatlad.
TÜRK-õö tarafndan, çal÷anlarn
geçim ko÷ullarn ortaya koymak ve
temel ihtiyaç maddelerindeki fiyat
deôi÷ikliôinin aile bütçesine yansmalarn belirlemek amacyla her ay
düzenli olarak yaplan “açlk ve yoksulluk snr” ara÷trmasnn 2012
Nisan ay sonuçlarna göre;
90
O
O
Dört ki÷ilik bir ailenin saôlkl, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapmas gereken
gda harcamas tutar (açlk
snr) 939,64 lira,
Gda harcamas ile birlikte giyim, konut (kira, elektrik, su,
yakt), ula÷m, eôitim, saôlk
ve benzeri ihtiyaçlar için yaplmas zorunlu diôer harcamalarn toplam tutar (yoksulluk snr) ise 3.060,72 lira,
olarak hesapland. Mutfak enflasyonu aylk 1,55 orannda geriler-
Mutfak enasyonu aylk yüzde 1,55 orannda geriledi.
Oniki aylk artü oran ise yüzde 8,02.
ken, bir önceki yln ayn ayna göre
deôi÷im oran (son oniki aylk art÷)
yüzde 8,02 olarak gerçekle÷ti.
yoksulluôu” gündemin önemli bir
konusudur ve “1Mays” alanlarnda
yanklanacaktr.
Ülkede halen geçerli olan günlük net asgari ücret 23 lira ve fakat
zorunlu ihtiyaçlar için yaplmas gereken günlük harcama 102 liradr.
Toplumun ücretli çal÷an kesiminin
elde ettiôi gelirin “insan onuruna yara÷r bir ya÷am düzeyi” saôlamaktan
uzak kaldô ortamda hayat pahallônn yakc etkisi, enflasyondaki
geli÷menin önüne geçmektedir.
Özellikle son iki ayda ya÷ sebze-meyve fiyatlarndaki görülen gerileme mutfak harcamasn olumlu
etkilemi÷tir. Ancak bu geli÷meye
raômen, son bir ylda sadece mutfaôa gelen ek yük 70 lira olarak hesaplanrken, ailenin ya÷ama maliyeti bir
önceki yla göre 227 lira artm÷tr.
Önceki yln ayn döneminde açlk
snr 869,87 lira ve yoksulluk snr
2.833,44 lira olarak hesaplanm÷t.
Devletin resmi verilerine göre;
toplam çal÷anlarn yarya yaknnn
kaytd÷ istihdam edildiôi, kaytl
çal÷an i÷çilerin yarya yaknnn ise
yetersiz asgari ücret düzeyinde gelir
elde ettiôi, milyonlarca ki÷inin i÷siz
olduôu, güvencesiz ta÷eron istihdamnn yaygnla÷tô, ya÷ama ve çal÷ma ko÷ullarnn toplumun aôrlkl
bir çoôunluôu için saôlksz olduôu
ülkemiz i÷gücü piyasasnda “çal÷an
Tablo 1: Dört Kiçilik Ailenin Açlk ve Yoksulluk Snr (TL/Ay)
Nisan’2011 Aralk’2011
Mart’2012
Nisan’2012
Yeti÷kin Erkek
243,54
259,17
262,60
259,15
Yeti÷kin Kadn
202,50
218,48
221,20
217,36
15-19 Ya÷ Grubu Çocuk
255,49
274,94
279,78
276,44
4-6 Ya÷ Grubu Çocuk
168,04
187,80
190,82
186,70
Açlk Snr
869,87
940,39
954,40
939,64
2.833,44
3.063,17
3.108,78
3.060,72
Yoksulluk Snr
* Gda harcamas tutar, yuvarlama nedeniyle, toplamda farkl olabilmektedir.
TÜRK-õö’in verileri temel alndônda Nisan 2012 ay itibariyle
“mutfak enflasyonu”ndaki deôi÷im
÷öyle oldu:
O
Ankara’da ya÷ayan dört ki÷ilik
bir ailenin “gda için” yapmas
gereken asgari harcama tutar bir önceki aya göre yüzde
1,55 orannda geriledi.
O
Yln ilk dört ay itibariyle
art÷ oran yüzde -0,88 oldu.
O
Gda enflasyonunda oniki ay
itibariyle artç oran yüzde
8,02 orannda gerçekle÷ti.
O
Yllk ortalama artç oran
ise yüzde 7,88 olarak hesapland.
Son oniki ay itibariyle gda fiyatlarndaki geli÷im TÜRK-õö ve TÜõK
verileri temel alndônda ÷öyle bir
seyir izledi:
Gda harcamas çal÷masna temel alnan beslenme kalbnda yer
lan yeni düzenlemeye de baôl
olarak ekmek fiyat deôi÷memi÷, makarna, un, irmik, bulgur fiyat ayn kalrken, pirinç
kilogram fiyatnda bu ay 5 kuru÷luk bir art÷ belirlenmi÷tir.
Tablo 2: Gda Harcamasndaki Deäiçim
Nisan
2009
Nisan
2010
Nisan
2011
-0,85
0,87
-0,08
-1,55
Bir önceki yln Aralk ayna göre deôi÷im oran (%) -0,18
7,28
0,24
-0,88
Bir önceki aya göre deôi÷im oran (%)
Nisan
2012
Bir önceki yln ayn ayna göre deôi÷im oran (%)
2,96
15,46
2,04
8,02
12 aylk ortalamalara göre deôi÷im oran (%)
9,51
6,88
8,85
7,88
rek) fiyatlar bu ay yine ayn
kalrken, bakliyat ürünlerinin
(nohut, mercimek, kuru fasulye, barbunya vb) fiyatlar
bu ay deôi÷memi÷tir.
alan ürünlerin fiyatlarnda Nisan
2012 itibariyle gözlenen deôi÷im
÷öyledir:
O
O
Süt, yoôurt, peynir grubunda;
baz fiyat deôi÷iklikleri tespit
edilmi÷ olsa da ortalama fiyat
deôi÷memi÷, bu grubun mutfak harcamas içindeki pay
ayn kalm÷tr.
Et, tavuk, balk, sakatat, bakliyat gibi ürünlerin bulunduôu
grupta; hesaplamada dikkate
alnan kyma etin fiyatnda
birçok markette indirim yaplm÷, bu durum mutfak harcamasn gerileten önemli bir
faktör olmu÷tur. Ku÷ba÷ etin
fiyat ise ayn kalm÷tr. Tavuk
fiyat bu ay kilogramda be÷
kuru÷ art÷ göstermi÷, yumurta fiyat ise bir önceki aya göre
sekiz kuru÷ azalarak tanesi
28 kuru÷ olmu÷tur. Mevsim
ko÷ullarna göre çe÷idi azalan
balk fiyatlar ise ortalama olarak biraz yükselmi÷tir. Sakatat
ürünleri (ciôer, yürek, böb-
O
O
Ya÷ sebze-meyve grubu, bu ay
yine mutfak harcamasn rahatlatan faktör oldu. Mevsim
meyve-sebzelerinin pazarda
yerini almas ve ürün çe÷itliliôinin artmasyla birlikte önceki aya göre sebze ve meyve
fiyat geriledi. Ortalama sebze
kilogram fiyat bu ay 2,30, ortalama meyve kilogram fiyat
ise 2,50 lira olarak hesapland. Bunun sonucu, geçtiôimiz
ay 2,63 lira olarak hesaplanan ya÷ sebze-meyve aôrlkl
ortalama kilogram fiyat bu
ay 2,36 lira oldu. Yaplan hesaplamada -her zaman olduôu
gibi- pazarda bol bulunan ve
satlan ürünler temel alnd.
Ekmek, pirinç, un, makarna gibi ürünlerin bulunduôu
grupta; un kar÷mnda yap-
O
Son grup içinde yer alan gda
maddelerinden; tereyaô, margarin, zeytinyaô ve ayçiçeôi
yaô fiyat ayn kalm÷tr. Siyah ve ye÷il zeytin fiyatnda
ise art÷ tespit edilmi÷tir. Bal,
reçel, pekmez, ÷eker ve tuz
ürünlerinin fiyat bu ay deôi÷memi÷tir. Baharat ürünleri
(kimyon, nane, karabiber, vb)
ile yaôl tohum ürünlerinin
(ceviz, fndk, fstk, ayçekirdeôi vb) fiyat ayn kalm÷tr.
Çayn fiyat ortalamada bu ay
yine biraz artarken hlamur fiyat deôi÷memi÷tir. Salça fiyat
da ayn kalm÷tr.
“Açlk ve Yoksulluk Snr” çal÷masnda hesaplamaya temel olan
gda maddelerinin fiyatlar, Konfederasyonumuzca piyasadan, market
ve semt pazarlar sürekli ve düzenli
dola÷larak doôrudan tespit edilmektedir. Çal÷ma bu niteliôiyle baômszdr ve tüketici fiyatlarndaki
art÷ eôilimini yanstan “öncü gösterge” niteliôi ta÷maktadr. Ku÷kusuz hesaplanan “yoksulluk snr”
tutar ücret düzeyi olmayp, haneye
girmesi gereken gelir toplamn ifade etmektedir.
Son oniki ay itibariyle gda fiyatlarndaki geli÷im TÜRK-õö ve TÜõK verileri temel alndônda ÷öyle bir seyir izledi:
91
Sendikalarmzdan
Hazrlayan:
Refik ERBAą
TÜRK-Ąą TeĆkilatlandrma Uzman
[email protected]
GENEL MADEN-Ąą
Enerji Bakan Ziyaret Etti
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan Taner Yldz, 15
Nisan 2012 günü Genel Maden õ÷çileri Sendikas’n
ziyaret ederek Genel Ba÷kan Eyüp Alaba÷ ile görü÷tü.
Yldz’n ziyaretinde TÜRK-õö Genel Mali Sekreteri Ergün Atalay da bulundu.
92
Bakan Yldz, ziyarette Türkiye Ta÷kömürü
Kurumu’nun bir sosyal olgu olduôunu ve sadece parasal açdan deôerlendirilemeyeceôini belirterek, i÷çi
almna ve ne ÷ekilde alnacaôn hep birlikte karar vereceklerini ve kamuoyuyla payla÷acaklarn söyledi. Bakan Yldz; “Genel Müdürümüzden ve Sendikamzdan
aldôm raporlar inceledim. Bir kararn artk sonuna
geliyoruz. Bunu yine hep beraber bir son toplant yaparak kamuoyuyla payla÷acaôz” dedi.
Yldz, “Kamunun açôn hep beraber yükleniyoruz.
Buras yakla÷k 450 milyon lira zarar eden bir kurumdur. Buraya i÷vereni ve i÷çisiyle birlikte omuzlayacaôz
ve kamu adn zarar en aza indireceôiz ve sonunda da
sfrlamamz lazm. Biz buray kar maksadyla yapm÷
deôiliz. Buras bir sosyal olgu. Zonguldak’n lokomotifi. Yllardr babalar, dedeleri burada çal÷p emekli
olmu÷ arkada÷larmz var. Ton ba÷na 1990’l yllarda
3-4 dolar olan yatrm miktarlarn biz 10-12 dolarlara
çkardk. Bu 2012 ylnda 55-60 milyon liralk bir yatrma kar÷lk geliyor. Yüzde 65’i i÷çi arkada÷larmza,
yüzde 10’u memur arkada÷larmza verdiôimiz ücretler olmak üzere buradaki toplam maliyetin yüzde 75’i
tamamen personel giderleriyle alakal. Burann kendi
ayaklar üzerinde yürüyebileceôi bir sistemi olu÷turmamz lazm” diye konu÷tu.
GMõS Genel Ba÷kan Eyüp Alaba÷ ise, “TTK’da
2002 ylndan bugüne kadar ayrlan i÷çi says 11 bin
456 iken alnan i÷çi says toplam 4 bin 907’dir. Bugüne
kadar olu÷an i÷çi açô 6 bin 549’dur. Norm kadroya
göre yeralt i÷çi açô ise 3 bindir. õ÷çi eksikliôi; i÷ güvenliôini tehdit eder duruma gelmi÷tir. Kurum 2011
ylnda i÷çi eksikliôinden dolay ancak 1.592.515 ton
kömür üretebilmi÷tir. Kurulu kapasite 5 milyon Ton/
Yl’dr. Kurum üretimin artrlmas ve verimli çal÷mann saôlanmas için 19.04.2010 tarihinde Hazine Müste÷arlôna ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlôna i÷çi
talebinde bulunmu÷tur. Sendikamzn Aralk 2011’de
‘TTK’ya Alnacak õ÷çilerin Maliyet-Üretim Analizleri’
hazrladô raporda; yeraltnda ta÷kömürü üretiminin
artrlmas ve sürekliliôinin saôlanabilmesi için önerilerimizi sizlere sunmu÷tuk. Üretim art÷ndan saôlanan
ek gelirden i÷çilik maliyeti dü÷üldükten sonra kurumun zarar önemli ölçüde a÷aôya çekilmi÷ olacaktr.
õ÷çi açklar giderilmesini ve ülkemize daha çok katk
vermek istiyoruz” dedi.
TÜRK-õö Genel Mali Sekreteri Ergün Atalay da Bakan Yldz’a bölgenin durumunu anlatt. Atalay, “Ba÷bakan ile ocaôa inen birkaç ki÷iden biriyim. Ba÷bakan
ocak çk÷nda hatrlarsnz 1500+1500 i÷çi almn
açklam÷t. Ba÷bakan, ocaô gezince ‘tamam’ demi÷ti.
Bu bölge ta÷kömürü üretimine baôl, baôml. Ocaklarda çal÷ma ÷artlar çok zor. Bu bölgenin desteôe ihtiyac var. Türkiye Ta÷kömürü Kurumu’na i÷çi lazm. õ÷çi
alnrsa buras daha çok üretir. Bölgeye büyük katks
olur. Rakamlara baktm sadece 2012 ylnda i÷ kazalarnda 41 i÷çi hayatn kaybetti. TÜRK-õö olarak õ÷ Saôlô ve Güvenliôi Yasas’nn da bir an önce çkarlmasn
istiyoruz” dedi.
263 Madenci Anld
Zonguldak’taki Türkiye Ta÷kömürü Kurumu
(TTK) Kozlu Müessese Müdürlüôü’ne ait maden ocaônda 3 Mart 1992’de meydana gelen grizu faciasnda
ya÷amn yitiren 263 maden i÷çisi, ölümlerinin 20’nci
ylnda anld.
Törende konu÷an GMõS Genel Ba÷kan Eyüp Alaba÷, teknoloji alanndaki geli÷melere ve alnan önlemlere raômen i÷ kazalarnda Türkiye’nin dünyada 3’üncü,
Avrupa’da ise 1’inci srada bulunduôuna dikkat çekti.
Alaba÷, i÷ kazalarnn önlenmesi için gerekli önlemlerin alnmasn istedi. TTK Genel Müdürü Burhan õnan
Sendikalarmzdan
ise i÷ saôlô ve güvenliôi konusunda çtay alabildiôine
yükseltmeleri gerektiôini kaydetti. õnan, maden i÷çilerini de ocaklarda çal÷rken, ‘Bir ÷ey olmaz’ mantôn
kenara brakarak çal÷malar konusunda uyard. Vali
Ayyldz da “Brakn bir arkada÷mzn ÷ehit olmasn,
burnunun kanamasna bile raz deôiliz” diye konu÷tu.
Törenin ardndan, Kozlu Belediyesi’nin belde merkezinde ölen 263 madenci ansna yaptrdô Maden
öehitleri Ant’nn açl÷ yapld. Ölen madencilerin
isimlerinin yer aldô anttaki törende ÷ehit madenciler
için sayg duru÷unda bulunuldu.
PETROL-Ąą
Standard Profil ĄĆçisinin
Sabr Kalmad
Düzce’de faaliyet gösteren ve yakla÷k 2 bin i÷çinin
çal÷tô Standard Profil Otomotiv Fabrikasnn i÷vereni, Petrol-õ÷ Sendikamz ile toplu sözle÷me masasna
oturmamakta direnince i÷çiler 3 Nisan 2012 günü bir
uyar eylemi gerçekle÷tirdi.
Fabrika önünde yaplan eylemde konu÷an Petrol-õ÷ Sendikas Genel Ba÷kan Mustafa
Özta÷kn, i÷verenin süreci uzatmak için yaptô ba÷vurularn
i÷çileri maôdur ettiôini dile getirdi. õ÷verenin süreci uzatmak
istemesinin nedeninin i֍ileri
sendikadan uzakla÷trmak olduôunu belirten Özta÷kn, sendikann Bakanlôa yaptô yetki ba÷vurusunun
ardndan birçok i÷çinin i÷ten çkarldôn ifade etti.
Sendikann konuya ili÷kin mahkemeye yaptô ba÷vurular sonucunda i÷çilerin i÷e iadesinin kabul edildiôini
belirten Özta÷kn, buna kar÷n i÷verenin i÷çileri i÷e geri
almadôn söyledi.
“Gelinen noktada Standard Profil i÷çisinin artk
sabr kalmam÷tr” diyen Özta÷kn, “Yllarca süren çabalarla sendikal örgütlülüôe kavu÷an binlerce i÷çinin
uluslararas sözle÷melerle ve anayasayla güvence altna
alnm÷ haklarn kullanmalarnn önünde ucuz taktiklerle engel olunmas, onlar temsil eden sendikann
yok saylmas, i÷letmeye kredi saôlayan uluslararas ku-
rulu÷larn standartlarna uyulmamas kabul edilemez”
dedi.
Bor åççisinden Özelleçtirme Tepkisi
Eti Maden õ÷letmeleri’nde özelle÷tirmenin önünü
açacak yasal düzenlemeye kar÷ 27 Mart 2012 günü,
Eti Maden’e baôl Bandrma Bor ve Asit Fabrikalar
õ÷letmesi’nde çal÷an Petrol-õ÷ üyesi i÷çiler bir yürüyü÷
ve miting düzenlediler.
Mitingin ilk konu÷masn Petrol-õ÷ Bandrma öube
Ba÷kan õsmail Kayan yapt. Kayan’dan sonra Petrolõ÷ Sendikas Genel Ba÷kan Mustafa Özta÷kn söz ald.
Konu÷masnda, 500’e yakn sanayi alannda kullanlan
borlarn Türkiye’nin en önemli ve en stratejik madenleri olduôunu belirten Özta÷kn, bu nedenle ülkemizde
bor madenlerinin üretimi, zenginle÷tirilmesi vb. i÷lerin
devlet eliyle yaplmas için bir kanun düzenlendiôini
ve bu kanuna göre bor madenlerini Eti Maden’in i÷lettiôini söyledi. Türkiye’nin dünya bor rezervinin yüzde
72’sine sahip olduôunu ve i÷lenmi÷ bor pazarnn yakla÷k yarsn elinde tuttuôunu vurgulayan Özta÷kn,
“Türkiye uluslararas alanda bir güç olmak istiyorsa,
borlar kendi elinde tutmak zorundadr. Borlar, devlet
tarafndan i÷letilmek durumundadr. Ancak borlar üzerinde yllardr çe÷itli oyunlar oynanmaktadr. Uluslararas ÷irketlerin borda gözleri var, bordan yararlanmamz, yüksek katma deôer elde etmemizi istemiyorlar”
dedi.
TEKGIDA-Ąą
Amylum NiĆasta’da
Greve Devam
Tekgda-õ÷ Sendikamzn örgütlü olduôu Adana’daki Amylum Ni÷asta’da grev devam ediyor. Grev yerini
ziyaret eden TÜRK-õö 4. Bölge temsilcisi Edip Gülnar
ile TÜRK-õö’e baôl sendikalarn ÷ube ba÷kanlar, i÷çilere destek verdi. Grevdeki Amylum Ni÷asta i÷çileri,
Tekgda-õ÷ öube Ba÷kan Ayhan Aydoôdu ve öube yöneticileri, ziyaretçileri alk÷larla ve “Amylum i÷çisi yalnz deôildir” slogan atarak kar÷ladlar.
TÜRK-õö 4. Bölge temsilcisi Edip Gülnar burada
yaptô konu÷mada, “Mücadeleniz büyük yank uyan-
93
Sendikalarmzdan
dryor. Ancak biz sendikaclar olarak grevin uzamasndan yana deôiliz. Adana’nn huzurunu bozmaya
kimsenin hakk yoktur. Onun için i÷vereni bir daha
masaya oturmaya, i÷çilerin hakkn vermeye çaôryoruz. õ÷veren tarafndan sizlerin örgüt disiplinini bozacak teklifler gelebilir. Bunlara kar÷ dikkatli ve uyank
olmalsnz. Grevinizin ba÷ar ile sonuçlanacaôna inanyorum” dedi.
Coca Cola’da Çoäunluk Oyunu
94
Tekgda-õ÷ Sendikamz, 1 Nisan 2012 tarihi itibaryla Coca
Cola õçecek Aö’de çoôunluôu
saôladô. 31 Mart 2012 tarihi
itibaryla çoôunluôa sahip olduôuna dair yetki tespiti ve belge temini için yasal giri÷imler
ba÷latld. Ancak Coca Cola’da
çoôunluk Tekgda-õ÷”te olduôu
halde, Çal÷ma ve Sosyal Güvenlik Bakanlô Hak-õ÷’e
baôl Özgda-õ÷ Sendikas lehine tespit verdi.
Tekgda-õ÷ Sendikas’ndan yaplan açklamada,
“Sanyorduk ki; ÇAY-KUR rezaletinden sonra, Anayasa, hukuk ve devlet nizamnn ayaklar altna alndô
mahkeme kararyla sabit olduktan sonra, Bakanlk ofislerinin bürokrat-siyasetçi çiftliôi haline geldiôi ortaya
çktktan sonra, artk yüzler kzarr, biraz utanlr ve en
azndan bir kamu otoritesinin görevi ve ahlaki sorumluluôuna uygun davranmaya biraz daha özen gösterilir.
Ama yanlan biz olduk. Rakamlar, belgeler, verilerin
gösterdiôi gerçek yine ters yüz edildi” denildi.
Rakamlarn, belgelerin ve verilerin gösterdiôi gerçeôin ters yüz edildiôi belirtilen açklamada, “Koskoca Ankara Fabrikas, çal÷anlaryla birlikte yok edildi.
Coca Cola i÷çisinin iradesi yok sayld. Tekgda-õ÷’in
yetkisi gasp edildi.
ÇAY-KUR’da Yetki Yeniden Tekgda-åç’te
Çal÷ma ve Sosyal Güvenlik Bakanlô’nn 2008
ylnda çoôunluôu olmadô halde, yanl÷ ve gerçek
d÷ veriler üzerinden yetkiyi Hak-õ÷’e baôl Özgda-õ÷
Sendikas’na vermesi üzerine Tekgda-õ÷ Sendikamz
tarafndan ba÷latlan hukuk mücadelesinde sona gelindi. Tekgda-õ÷ tarafndan açlan davann Tekgda-õ÷ lehine sonuçlanmasnn ardndan verilen yetki belgesine,
Özgda-õ÷’in bir kez daha itiraz etmesiyle ba÷layan ikin-
ci yarg süreci, aylar süren uzatma taktiklerine raômen
nihayet 21 Mart 2012 günü Rize’de sonuçland.
Rize 1. Asliye Hukuk Mahkemesi 21.03.2012 tarihli
ve 2011/2852 Esas sayl karar ile ÇAY-KUR’da yetkili
sendikann Tekgda-õ÷ olduôunu karara baôlad.
Billur Tuz åççileri Yürüyüç Yapt
Tekgda-õ÷ Sendikamza üye olduklar için i÷ten atlan ve 95 gündür fabrika önünde direni÷te olan Billur
Tuz i÷çileri, õzmir’de yürüyü÷ yapt. Yürüyü÷e yine 257
gündür direni÷te bulunan Savranoôlu i÷çileri de katld.
õ÷çiler Billur Tuz Fabrikasnn önünde toplanld.
Daha sonra Organize Sanayi Bölgesine doôru yürüyü÷e
geçildi. õ÷çiler yürüyü÷ boyunca sendika talebi ve dayan÷ma çaôrs içeren sloganlar att. Çevre fabrikalardan
öôle paydosuna çkan i÷çiler de yürüyü÷e alk÷ ve sloganlarla destek verdi. Yürüyü÷ Çiôli Organize Sanayi
Müdürlüôü önünde son buldu. Burada konu÷an Tek
Gda õ÷ 7 Nolu öube Ba÷kan Kemal Köse, Billur Tuz
patronunu ve Atatürk Organize Sanayi Bölgesi Yönetimini i÷çilerin yasal haklarn tanmaya, daha önce de
sendikal olan Billur Tuz’daki sorunu çözmeye çaôrd.
ąEKER-Ąą
Bakan Çaălayan’a Cevap
Bir dizi ziyaret için Amerika’da olan Ekonomi Bakan Zafer Çaôlayan’n, “Ni÷asta bazl ÷eker hakknda özel
sektör kendisi karar verecektir. Çiftçimizin anlamas
gereken ba÷ka bir ÷ey var; pancar ekmek kader deôil.
Ba÷ka bir ÷ey de ekebilirler... Tarm ürünleri konusunda da ihracata dayal ürünler yeti÷tirmeye yönelik yapy olu÷turmalyz. Yüksek katma deôerli ürünlere yönelmeliyiz” sözlerine öeker-õ÷ Sendikas Genel Ba÷kan
õsa Gök’ten cevap geldi.
Gök, “Bir özelle÷tirme giri÷imi olmaktan öte,
TÜRKöEKER arazi/arsalarnn rant amaçl olarak, dü÷ük fiyata birilerine aktarlmas anlamna gelen mevcut
özelle÷tirmelerin topluma ve ülkeye vereceôi zarar gözetmeden, bu özelle÷tirme sonucunda NBö sorununun
çözüleceôini, pancar ÷ekeri mi yoksa NBö mi üretileceôinin cevabnn özel sektör tarafndan verileceôinin
söylenmesi, Sendikamz, ne yazk ki doôrulamaktadr.
Özelle÷tirme pancar tarmn yok etmek için yaplmak-
Sendikalarmzdan
tadr. Zira Sayn Bakan, devamla, ‘pancar ekmek kader deôil’
diyerek özelle÷tirmenin, ülke
için stratejik önemde olan pancar tarmnda sürdürülebilirliôi
deôil tasfiyeyi amaçladôn ikrar
etmektedir.
Üretim yapmayan DEBA’nn 100 i÷çisi, çal÷tklar
dönemde ödenmeyen ücretleri ile kdem tazminat alacaklar bulunduôu için ba÷lattklar eylemde 5. haftay
geride brakt. TEKSõF Sendikas Denizli öubesi’nin organizasyonuyla pazar günleri Bayramyeri Meydan’nda
eylem yapan i֍iler, ayaklarna zincir vurarak, sendika
binasndan Bayramyeri Meydan’na kadar yürüdüler.
Bakan Çaôlayan, bu açklamalar ile ülke ÷eker sektörünün geleceôini uzaklara teslim etmek isteyen lobinin etkisinde olduôu ÷üphesini doôurmu÷tur. Zira
ülkemizde NBö üretiminin yarsndan fazlas Amerikan
Cargill firmas tarafndan yaplmaktadr. NBö üretiminin artrlmas, ürettiôinin kat be kat fazlas üretim
kapasitesine sahip bu firmann çkarnadr. Dünyann
en pahal NBö’sini tükettiôimiz gerçeôi, Sendikamz
tarafndan Dan÷tay’da açlan bir davada bizzat NBö
üreticileri tarafndan ikrar edilen yüzde 300-500 aras
karllkla birle÷tiôinde, bu ÷irketlerin özelle÷tirme yoluyla pancar ÷ekerinin tasfiye edilmesindeki çkarn
kantlamaktadr.
“Sadaka deôil 10 aylk ücret ve kdem tazminatmz ödeyin” pankart açan grup, 10 aylk ücretlerinin ve
kdem tazminatlarnn ödenmesi talebinde bulundu.
Grup adna basn açklamas yapan TEKSõF Örgütlenme Uzman Ömer Seyfettin Atlgan, sendika olarak
i÷çilerin haklarn sonuna kadar arayacaklarn belirterek, “Haklarmzdan vazgeçilmesi bekleniyorsa aldanyorlar. ‘Ya adalet, ya kyamet’ diyoruz” diye konu÷tu.
Bakan Çaôlayan’n açklamasnda, ‘yüksek katma
deôerli ürünlere yönelmeliyiz’ derken neyi kastettiôi
de anla÷lamam÷tr. Zira bir yandan ülke için oldukça
önemli bir katma deôer üreten pancardan vazgeçilmesini söyleyen Bakan, pancar yerine ‘ba÷ka bir ÷ey ekin’
derken acaba daha yüksek katma deôer üretecek bir
ürün mü bilmektedir? Yani, Bakan Çaôlayan, özelle÷tirme ile Malatya, Aôr, Mu÷, Erzincan, Elazô ve 18’e
yakn fabrika kapanrken, pancar çiftçisine pancar yerine ne ekmelerini önermektedir? Bir Bakan olarak konu÷tuôuna göre, yaplm÷ bir bilimsel/iktisadi çal÷ma/
rapora dayanmas gereken Bakan Çaôlayan, kapanacak
fabrikalarn olduôu yörelerdeki iklim, topraôn niteliôi,
verimlilik gibi kstaslara göre hangi yüksek katma deôerli ürünü tavsiye etmektedir?” dedi.
TEKSĄF
DEBA Alacaklar Ąçin
Zincirli Eylem
Denizli’de, 2009 ylnda kapanan Denizli Basma ve
Boya Sanayi’nin (DEBA) 100’e yakn maôdur çal÷an, firmadan ücret ve kdem tazminat alacaklar için TEKSõF
Denizli õrtibat Bürosu öncülüôünde zincirli eylem yapt.
HEY Tekstil åççileri de Eylemde
Hey Tekstil i÷çileri direni÷lerinin 57. gününde yine
Li Fung önündeydi. Ücret ve tazminatlarn almak için
Li Fung önünde bir araya gelen Hey Tekstil i÷çileri, firmaya giri÷ çk÷ yapan araçlar protesto etti. Daha sonra
Li Fung önüne gelen Teksif Örgütlenme Müdürü Asalettin Arslanoôlu burada bir açklama yapt. Arslanoôlu, Düzce’de sendika üyesi olduklar için 22 i÷çinin i÷ten atldôna dikkat çekerek “Mahkeme, i÷veren õsmail
Çetinkaya, Fabrika Müdürü Cengiz Turhan, Üretim
Müdürü Turgut Gündüz hakknda, i÷çilerin sendikal
haklarnn kullanlmasnn engellendiôi için 6 ay hapis
cezas karar verdi” dedi.
Öte yandan, Türk Metal Sendikas õstanbul öubeleri, Hey Tekstil i÷çilerini direni÷lerinin 55. gününde
ziyaret etti ve dayan÷ma için i÷çilere erzak desteôinde
bulundu. Li Fung önünde açklama yapan Türk Metal
õstanbul öube Ba÷kan Tufan öim÷ek, demokratik kitle
örgütlerine ve sendikalara çaôr yaparak, “Buradaki ar-
95
Sendikalarmzdan
kada÷lara destek olmanz istiyoruz” dedi. öim÷ek daha
önce de direni÷teki i÷çilerin yannda olduklarna dikkat çekerek, “Bundan sonra da maddi manevi her türlü
desteôi vermeye devam edeceôiz. Türk Metal Sendikas
olarak her zaman yannzdayz. öartlar ne olursa olsun
haklarnz alana kadar yannzda olacaôz” diye konu÷tu. Daha sonra söz alan Türk Metal Sendikas õstanbul
1 Nolu öube Ba÷kan Murat Salar, i÷çilerin ya÷adô
sorunlarn en yakn zamanda çözüleceôini umduôunu
ifade ederek “Siz Türkiye’deki i÷çiler için bir sembol
haline geldiniz. Mücadelenizin her zaman yannzda
olacaôz” diye konu÷tu. Türk Metal sendikas Gölcük
öube Ba÷kan Yücel Yücel de sendika olarak i÷çilerin
direni÷ini destekleyeceklerini bildirdi.
TÜRK-åæ’ten Destek
96
Ücret ve tazminat alacaklar için direni÷te olan Hey
Tekstil i÷çilerine TÜRK-õö 1. Bölge Temsilcisi Faruk
Büyükkucak’tan destek geldi. Ziyarette konu÷an Büyükkucak, Türkiye’nin her yerinde emeôe saldrlarn
devam ettiôini, bu saldrlar kar÷snda i÷çilerin sendikalar ile daha güçlü olduôunu kaydetti. Hey Tekstil
i÷çilerinden örgütlü olmalarn isteyen Büyükkucak,
“Ancak örgütlü olursanz güçlü olursunuz. Kendimizi
patronlarn insafna emanet edersek i÷te dü÷tüôümüz
durum ortada” dedi. õ÷çilerin sonuna kadar yannda olduklarn ifade eden Büyükkucak, i÷çiler haklarn alana kadar TÜRK-õö olarak direni÷in yannda olduklarn
kaydetti.
ba÷vurdu ve yetki ald. Ancak
i÷veren yetkiye itiraz etti. Bir yl
süren dava Sendika lehine sonuçlannca, toplu i÷ sözle÷mesi
görü÷meleri ba÷lad. Ancak i÷yerinde sendika itemeyen i÷veren,
Sendikann tüm önerilerini reddetti ve görü÷meler tkand.
Türk Metal’den Kampana åççilerine Destek
Türk Metal Sendikas Anadolu Yakas öubesi ve i÷çileri bir yl a÷kn süredir direni÷te olan Kampana Deri
i÷çilerine dayan÷ma ziyareti gerçekle÷tirdi. Ziyaret srasnda konu÷an, TÜRK-õö 1. Bölge Temsilcisi Faruk
Büyükkucak, Kampana patronuna seslenerek, “Bugüne
kadar bu i÷i yoku÷a sürmekle eline ne geçti? Artk masaya oturma zaman geldi. õ÷çiler gereken direni÷i gösteriyorlar, daha güçlü dayan÷malar örgütleyeceyeôiz”
diye konu÷tu.
Türk Metal Sendikas Anadolu öube Ba÷kan Halil
Faki Erdal ise “Buras Türkiye, i÷çiler anayasal haklarn istedikleri için direniyorlar, bu yasalar tanmayanlar cezalandrlmas gerekiyor” dedi.
Deri-õ÷ Tuzla öube Ba÷kan Binali Tay da “Kampana
i÷çileri sendikala÷mak için bir yl a÷kn bir süredir direniyor. õ÷çilere dönük saldrlarn püskürtülmesi için
güçlü i÷çi muhalefetine ihtiyaç var” dedi.
Türk Metal Sendikas direni÷teki kampana i÷çilerine erzak yardmnda bulundu.
DERĄ-Ąą
TOGO’da Direniç Baçlad
Güçlü Deri’de Grev
BaĆlad
Deri-õ÷ Sendikamz, Tuzla Organize Deri Sanayi’de
bulunulan Güçlü Deri’yle uzun bir süredir yaplan toplu i÷ sözle÷mesi görü÷melerde sonuç alamamas üzerine greve çkt. õ÷verenle ortaya çkan uyu÷mazlklar
sonucunda ve en son 22-23 Mart 2012 günlerinde yaplan görü÷melerde de sonuç alnmamas üzerine 23 Mart
2012 günü saat 15.00’de grev ba÷lad.
Deri-õ÷ Sendikamzn, Güçlü Deri’de örgütlenme
çal÷masna iki yl önce ba÷lad. Sendika, 80 i÷çinin
çal÷tô fabrikada çoôunluôu saôlayarak Bakanlôa
Ankara’da fabrikas bulunan TOGO Ayakkab’da
i÷çilerin Deri-õ÷ Sendikamza üye olmasn ardndan
i÷veren 27 Nisan 2012 günü 9 i÷çiyi i÷ten çkard. õ÷çiler haksz yere i÷ten çkarlmalar nedeniyle fabrika
önünde bekleyi÷e ba÷lad. Deri-õ÷ Sendikamz fabrikada çoôunluôu alm÷ ve yetki için ba÷vurmu÷tu. TOGO
i÷çileri ücretlerin dü÷üklüôünden ve yllardr zam alamamaktan ÷ikayet etmekteydiler.
Deri-õ÷’ten yaplan açklamada, “Hem d÷ardaki
hem de içerideki üyelerimiz kararl ÷ekilde, sendikal
çal÷mak için mücadelelerini sürdürecekler. õ÷ten çkarmalar sebebiyle i÷çiler alk÷l eylem yaptlar ve Eski÷ehir yoluna çktlar” denildi.
Sendikalarmzdan
Ankara’da Eski÷ehir yolu kenarnda, ODTÜ’nün
kar÷snda bulunan TOGO Ayakkab’nn ba÷ta Ankara
olmak üzere birçok ÷ehirde maôazas da bulunuyor.
TÜRK METAL
Ford Otosan’dan
BaĆarl ÇalĆanlara
Tatil Hediyesi
Ford Otosan Kocaeli Fabrikas, yüksek performanslar ve özverili, disiplinli çal÷ma anlay÷lar nedeniyle
40 çal÷ann aileleriyle birlikte bir hafta tatille ödüllendirdi. Üst üste 10 yldr en çok satan marka olmak
gibi birçok rekora imza atan Ford Otosan, ba÷arlarnn
mimar olarak gördüôü çal÷anlarn bu yl tatille ödüllendirmeyi kararla÷trd.
Gölcük’de gerçekle÷tirilen
ödül töreninde ba÷arl çal÷anlar tanma, takdir etme ve ba÷ary ödüllendirme amac ile hayata
geçirilen ‘Mavi Yakal Çal÷an
Ödüllendirme Sistemi’ kapsamnda deôerlendirmeler
yapldô belirtildi.
1 Aralk 2010- 30 Kasm 2011 tarihleri arasn
kapsayan dönem için yaplan incelemelerde, kriterleri
kar÷layan mavi yakal Ford Otosan çal÷anlarna Türk
Metal Sendikas’nn Didim Resort Oteli’nde aileleri ile
birlikte ‘her ÷ey dahil’ bir hafta tatil hediye edildi.
Ödül töreninde konu÷an Ford Otosan Genel Müdürü Haydar Yenigün, Ford Otosan’n ba÷arsnn arkasnda çal÷anlarnn kaliteli ve titiz emeklerinin olduôunu belirtti.
Türk Metal Sendikas Gölcük öube Ba÷kan Yücel
Yücel de, i÷çinin emeôinin onurlandrlmasnn önemine deôindi.
Yücel, yüksek performans, yüksek i÷e devam oran ve disiplinli çal÷mann ödüllendirileceôinin bilinmesinin çal÷anlar motive ettiôini söyleyerek, Ford
Otosan’n bu uygulamasnn örnek alnmas gerektiôini
vurgulad.
TES-Ąą
Ązmir Jeotermal A.ą.’de
ÇalĆan ĄĆçiler, Eylem
Yapt
õzmir õl Özel õdaresi ve õzmir Belediyesi’nin ortak
olduôu õzmir Jeortelmal Aö.’de çal÷an i÷çiler aylardr
süren toplu sözle÷me görü÷melerinde ilerleme kaydedilmemesi üzerine bir basn açklamas yapt. õ÷çiler
e÷it i÷e e÷it ücret taleplerinin yerine getirilmesini istedi.
Balçova’da bulunan Jeotermal Is Merkezi’nin önünde
toplanan i÷çiler adna açklama yapan Tes-õ÷ õzmir 1
Nolu öube Ba÷kan Seydi Önder, 1 Ocak 2012 tarihinde uygulamaya girecek olan sözle÷mede henüz sonuca
varlmadôn ifade ederek, “Aylardr devam eden görü÷melerde henüz sonuç alnamad. õ÷kolumuzda grev
yasaô olduôu için son iki dönemdir Yüksek Hakem
Kurulu ile sözle÷me yaplmyor. õzmirlilerin snmas
ve kentimizin saôlk ve termal turizmine çok büyük
katk koyan çal÷anlarmzn talebi sadece e÷it i÷e e÷it
ücrettir. Ayn ÷artlarda çal÷anlarn çok daha altnda
olan ücretlerinin iyile÷tirilmesi ardndan yüzdelik zam
istiyoruz” dedi.
Çal÷anlarn tüm zor ÷artlara raômen özveri ile çal÷maya devam ettiôini de dile getiren Önder, “Amacmz ne i÷i yava÷latmak ne de üretimi azaltmak. 11 yldr hep i÷çiler özveride bulunmu÷tur. Artk i÷verende
özveride bulunmaldr. Patronlarmz saylan õzmir Valisi Cahit Kraç ve õzmir Büyük÷ehir Belediye Ba÷kan
Aziz Kocaoôlu’nun sesimizi duymasn istiyoruz” diye
konu÷tu.
Erzurum’da åç Cinayeti
Erzurum A÷kale’de 5 Nisan 2012 günü, TEDAö’ta
çal÷an 5 i÷çi elektrik direôindeki arzay gidermek için
girdikleri gölette hayatn kaybetti. Hayatn kaybeden
i÷çilerden Mustafa Arifoôlu’nun Tes-õ÷ Sendikas üyesiydi. Diôer i÷çiler Feridun Öztürk, Ahmet Sait Turan,
Rdvan Takm ve öahin Baykal’n ise ta÷eron i÷çisiydi.
TÜRK-õö Yönetim Kurulu, Erzurum’un A÷kale õlçesinde bir baraj göletinde 5 i÷çimizin feci ÷ekilde can
vermesiyle ilgili bir açklama yapt. Açklamada, “Ta÷eronla÷trma, esnek çal÷ma biçimlerinin yaygnla÷trl-
97
Sendikalarmzdan
mas ve kaytd÷ ekonomi i÷çilerimize saôlksz ve güvenliksiz
bir çal÷ma hayatn dayatmakta,
yasal mevzuatn daônk olmas,
i÷ saôlô-güvenliôi önlemlerinin
alnmamas i÷ kazalarna ve i÷çi
ölümlerine davetiye çkarmaktadr” denildi.
Tes-õ÷ Sendikamz ise yaptô açklamada ÷unlar
söyledi:
“Erzurum TEDAö’ta çal÷an be÷ i÷çinin elektrik direôindeki arzay gidermek için gölete açlmalar ve bir
dizi tedbirsizlik ve ihmal sonucunda feci ÷ekilde hayatn kaybetmesi kamu vicdann yaralam÷, ülkemiz açsndan utanç verici bir i÷ cinayetinin daha ya÷anmasna
neden olmu÷tur.
98
Hayatn kaybeden i÷çilerden dördünün ta÷eron
i÷çisi olduôu bilinmektedir. Asl i÷in ta÷eron firmaya
yaptrlmasnn sakncalarnn bir kez daha ya÷andô
bu hadise ülkemizde i÷çi saôlô ve i÷ güvenliôi bilinci
ve önlemlerindeki ciddi zafiyeti bir kez daha gün yüzüne çkarm÷tr. Tes-õ÷, i÷çilerimizi buz tutmu÷ gölete
tedbirsiz gönderen, kurtarma çal÷malarnda gecikmeye neden olan ve buzlu suyun içinde çrpna çrpna
hayatlarn kaybetmelerine neden olanlarn bir an önce
tespit edilmesi ve gerekli cezaya çarptrlmalarn istemekte, bu feci olayn takipçisi olacaôn bildirmektedir.”
TÜMTĄS
Mersin Limannda
SözleĆme Mücadelesi
Tümtis Sendikamzn Mersin Limannda 2. dönem
toplu i÷ sözle÷mesi için yetki almasndan sonra asl i÷veren MIP, alt i÷veren ile olan sözle÷mesini sonra erdireceôini ilan etti, Tümtis üyelerinin çal÷tô i÷leri
yapacak i÷çi almak üzere i÷ ilanlar vermeye ba÷lad.
MIP, Tümtis Sendikamz tasfiye edebilmek, sendikal
örgütlülüôü Mersin Limanndan söküp atabilmek için
giri÷imde bulunuyor.
Tümtis Sendikamz, i÷vereni uyarmak ve mücadele
kararllôn ilan etmek için 6 Mart 2012 günü Ulus-
lararas Mersin Limannda bir basn açklamas yapt.
700’e yakn liman i÷çisinin katldô basn açklamasna
TÜRK-õö’e baôl sendikalarmzn Mersin öubeleri ile
çok sayda demokratik kitle örgütü temsilcisi katld.
Basn açklamasnda Tümtis Genel Sekreteri Gürel
Ylmaz bir konu÷ma yapt. Ylmaz, “Limanda sendikal
örgütlülüôümüzü daôtmaya yönelik yeniden üst i÷veren MIP tarafndan birtakm oyunlar tezgahlanmaktadr. Tezgahlanan bütün oyunlar limanda çal÷an üyelerimizle bo÷a çkartacaôz. õ÷ bar÷nn bozulmamas için
devam eden toplu i÷ sözle÷mesi görü÷melerinde sendikamzn ileri sürdüôü talepleri kabul edilerek sözle÷me
imzalanmaldr. Taleplerimiz kabul edilmezse direni÷se
direni÷, grevse grev, yasal ve me÷ru mücadeleyi yerine
getireceôiz” dedi.
Tümtis Mersin öube Ba÷kan Sava÷ Gürkan ise, “Bilindiôi gibi TCDD’ye ait Uluslararas Mersin Liman’nn
i÷letme hakk 2007 ylnda yaplan ihale ile 36 yllôna
Mersin International Port’a (MIP) devredilmi÷ti. Mersin Liman’nda çal÷an i÷çiler daha iyi çal÷ma ko÷ullar
ve insanca ya÷ayacak bir ücretin ancak sendikal örgütlenme ile mümkün olduôunu anlayarak sendikamzda
örgütlendiler. Mersin Liman i÷vereni MIP, aôr i÷kolunda çal÷an liman i÷çilerini kölelik ko÷ullarnda çal÷trmek, hak talep etmemelerini, anayasal haklar olan
sendikala÷ma haklarn kullanmamalarn saôlamak
istemekte, kullananlar ise i÷ten atmakla tehdit etmektedir. 2009 ylnda uzun mücadeleler sonucunda sendikamz limann nakliye i÷ini yapan ta÷eron firma ile iki
yllk toplu i÷ sözle÷mesi imzalad. Mersin Limannda
i÷ bar÷ saôland. 1 Aralk 2011 tarihinde ba÷layan 2.
Dönem TõS görü÷melerinde resmi arabulucu görü÷me-
Sendikalarmzdan
lerinde de anla÷ma saôlanamayarak uyu÷mazlk tutuldu. MIP ve ta÷eron firmalar liman i÷çilerinin sendikal
örgütlülüôünü daôtmak için yine birtakm oyunlar
çevirmek istemektedir. Son dönemde ana i÷veren MIP,
çe÷itli gazetelere ilanlar vererek limanda 5 yldr çal÷an
üyelerimizin yerine ba÷vuru almaktadr. Bu tür giri÷imler i÷ bar÷n bozmaya yönelik giri÷imlerden ba÷ka bir
÷ey deôildir. Liman i÷çileri ve sendikamz, i÷çileri sendikaszla÷trmaya, sendikal örgütlülüôümüzü daôtmaya yönelik tüm giri÷imlerin kar÷snda olacaktr” dedi.
da bittiôine ve hizmete girdiôine ÷ahit olacaôz. Halkmz ÷ehrine varmadan hzl trenin bittiôine inanmyor.
Geçmi÷te mazot bulamadômz, ray bulamadômz
dönem oluyordu. O noktadan bu noktaya geldik. öimdi demiryolcularn en büyük isteôi ve dileôi kendi hzl
trenini üreten ülke konumuna gelmek. Demiryolu i÷çisi buna hazr, biz artk d÷ardan hzl tren getirtmek
yerine kendi hzl trenimizi üretmek istiyoruz” dedi.
Temel atma töreninde Ula÷trma Bakan Binali Yldrm, Atalay’a bir te÷ekkür plaketi verdi.
DEMĄRYOL-Ąą
TGS
Ankara-Ąstanbul Hzl
Tren Projesinde Son
AĆama
TÜRK-Ąą: “TGS, AA
ÇalĆanlarnn Tek
ve Yegane Örgütlü
Gücüdür.”
Ankara-õstanbul Yüksek Hzl Tren Hatt’nn son
halkas, Köseköy-Gebze kesiminin temeli 27 Mart
2012 günü atld. Törende TÜRK-õö Genel Mali Sekreteri ve Demiryol-õ÷ Sendikamz Genel Ba÷kan Ergün
Atalay da hazr bulundu.
Atalay burada yaptô konu÷mada, “Biz demiryolcular, demiryollarnn dünü ile bugünü arasnda mukayese yapan ve bugün bu büyük kurumun geldiôi noktay
görerek aradaki fark bilen bir topluluôuz. 2003 ylnda
hzl tren projesinin temeli atlrken bu projenin hayata
geçeceôini Allah bize gösterecek mi endi÷esi içerisindeydik. Çok ÷ükür ki önce Ankara-Eski÷ehir ve sonra
da Ankara-Konya hzl tren projelerinin hayata geçirildiôine ÷ahit olduk. õn÷allah Ankara-õstanbul hattnn
TÜRK-õö Yönetim Kurulu,14 Mart 2012 günü Anadolu Ajans’nda ya÷anan sendikaszla÷trma basks ile
ilgili bir açklama yapt. Açklamada ÷öyle denildi:
“Anadolu Ajansnda, yeni genel müdürün atanmasndan bu yana ba÷layan ve giderek artan ‘sendikaszla÷trma’ basks i÷yeri bar÷nn bozulmasn ve çal÷anlarn maôduriyetini beraberinde getirmi÷tir.
1952 ylnda kurulmu÷ olan TGS, yarm asr a÷an
tarihinde temsil ettiôi kitlenin hak ve çkarlarn koruyabilmek için örnek mücadelelere imza atm÷, TÜRKõö Ba÷kanlar Kurulu’nun onurlu bir üyesi olmu÷tur.
TGS’nin AA’daki örgütlülüôü uzun yllara dayanmaktadr ve özel sektör basn patronlar, i÷yerlerindeki sendikay bir bir etkisiz hale getirirken, Hükümetler, Ba÷bakanlôa baôl olan AA’da TGS’nin varlôn yok etme
yolunda en ufak bir giri÷imde bulunmam÷, i÷çi-i÷veren
çkarlar çerçevesinde ya÷anan sorunlarn çözümünde,
olmas gerektiôi gibi diyalog ortamnn olu÷turulmas
temel alnm÷tr.
TGS Yönetim Kurulu, üyelerinin talebi üzerine bir
olaôanüstü genel kurul sürecine girmi÷tir. Bu süreç
TGS açsndan toparlanma ve güçlenme dönemi olacaktr. TÜRK-õö, TGS’den istifa eden üyeleri yeniden
üye olmaya ve örgütlü gücüne sahip çkmaya çaôrmaktadr. TGS, AA çal÷anlarnn yuvasdr ve çal÷an-
99
Sendikalarmzdan
lar yeniden yuvalarna dönmelidir. TÜRK-õö, AA’da çal÷an
basn emekçilerinin yanndadr,
arkasndadr ve TGS’nin AA’da
yetkisizle÷tirilmesine izin vermeyecektir. TGS Ba÷kan Ercan
õpekçi, AA’daki çal÷anlara yönelik sendikaszla÷trma basksna
dikkat çekmek için bir açlk grevi ba÷latm÷tr.
TÜRK-õö, AA Yönetim Kurulu’nu, çal÷anlarn sendikala÷ma hakkna sayg duymaya ve çal÷anlara uygulanan çaôd÷ istifa basksna son vermeye çaôrmaktadr. TGS, TÜRK-õö’in ayrlmaz bir parçasdr. TGS, AA
çal÷anlarnn tek ve yegane örgütlü gücüdür ve olmaya
da devam edecektir.”
ITUC TGS’ye Yönelik Basklar Knad
100
Uluslararas õ÷çi Sendikalar Konfederasyonu
(ITUC) Ba÷kan Michael Sommer ve Genel Sekreteri
Sharan Burrow, Ba÷bakan Erdoôan’a basn özgürlüôü
ihlalleri nedeniyle knama mektubu gönderdi. Mektupta, AA’da TGS üyelerine yönelik istifa basklarna
da yer verilerek, “TGS aleyhine yürütülen bu sendika
kar÷t ortakla÷a faaliyetler; Türkiye’de hükümet ile
i÷verenlerin giderek büyüyen sendika kar÷t yldrma
çabalarnn genel görünümüne de denk dü÷mektedir”
denildi. ITUC’un 21 Mart 2012 tarihli mektubunda
özetle ÷u ifadeler yer ald:
“EFJ ve FIJ’in bildirdiôine göre, doôrudan hükümet
tarafndan atanan Anadolu Ajans Genel Müdürü, gazetecilerin TGS’den istifa etmeleri için bask yapmaktadr.
Anadolu Ajans, TGS üyelerinin baôl olduôu en büyük
i÷verendir ve bu ki÷ilerin üyeliôi, sendikann, gazetecilerin haklarn savunabilmesi bakmndan büyük önem
ta÷maktadr. ITUC, TGS üyelerinin, i÷verenlerin veya
yetkililerin misilleme yapmalarndan endi÷e duymadan
me÷ru sendikal faaliyetlerini sürdürebilmesini saôlamak için, sizi, Türk yetkilileri üzerinde bask kurmak
üzere gerekli giri÷imlerde bulunmaya sevk etmek ve bu
husustaki kayglarna dikkatinizi çekmek amacyla bu
mektubu yazmaktadr.”
TGS’de Olaäanüstü Genel Kurul
Türkiye Gazeteciler Sendikas’nda 14-15 Nisan
2012 günlerinde Olaôanüstü Genel Kurul yapld. Genel Kurul sonucunda Sendikann yeni Yönetim Kurulu
÷u ÷ekilde belirlendi:
Genel Ba÷kan: Ercan Sadk õpekçi
Genel Ba÷kan Yardmcs: Mete Öztürk
Genel Sekreter: Göksel Yldrm
Genel Mali Sekreter: Uôur Güç
Genel Te÷kilatlandrma Sekreteri: Cem Kor
Genel Eôitim Sekreteri: öehriban Kraç
Yönetim Kurulu Üyesi: õbrahim Koç
Yönetim Kurulu Üyesi: Selahattin Oôuz
TÜRK-Ąą’ĄN GÜNDEMĄNDEN
NUMAN KURTULMUą ZĄYARETĄ
ANKARA BARO YÖNETĄMĄ
HAS Parti Genel Ba÷kan Numan Kurtulmu÷ ve çal÷ma
arkada÷lar 11 Nisan 2012 günü TÜRK-õö Genel Merkezi’ni ziyaret ettiler. Genel Ba÷kan Mustafa Kumlu ile görü÷en Kurtulmu÷, partisinin hazrlanacak yeni anayasa ile ilgili görü÷lerini
içeren bir rapor sundu.
Ankara Barosu Ba÷kan Metin Feyzioôlu ve Yönetim Kurulu Üyeleri TÜRK-õö Genel Merkezini ziyaret etti. Feyzioôlu ve
TÜRK-õö Yönetim Kurulu Üyeleri kar÷lkl görü÷ al÷ veri÷inde
bulundular.
101
ATALAY, ÇAYCUMA’DA
ATALAY’A ONUR ÖDÜLÜ
Sakarya’daki SRT Medya Grup bünyesinde yer alan Adapostas Gazetesi’nin geleneksel ‘Zirvedekiler’ anketinde birinci
seçilenler ile Sakarya’ya hizmet eden deôerlere verilen Onur
Ödülleri sahiplerini buldu.
Ödül töreni için düzenlenen gecede TÜRK-õö Genel Mali
Sekreteri ve Demiryol-õ÷ Sendikas Genel Ba÷kan Ergün
Atalay’a da Onur Ödülü verildi. Atalay’a ödülünü Sakarya Valisi Mustafa Büyük verdi. Gecede Demiryol-õ÷ Sendikas Sakarya
öube Ba÷kan Cemal Yaman da ödül alanlar arasndayd.
TÜRK-õö Genel Mali Sekreteri Ergün Atalay, 11 Nisan 2012
tarihinde Zonguldak’n Çaycuma ilçesine giderek çöken Çaycuma Köprüsü’nde sürdürülen çal÷malar izledi ve arama çal÷malar hakknda bilgi ald.
Köprünün çökmesi sonucu kaybolan 15 ki÷i arasnda babas ve yeôeni de olan Çaycuma Belediye Ba÷kan Mithat Gül÷en’i,
Yolgeçen Köyü’ndeki evinde ziyaret eden Atalay, “Acnz payla÷yor, sabr diliyorum” dedi.
Gül÷en’den olayla ilgili bilgi alan Atalay’n ziyaretinde kendisine Genel Maden-õ÷ Sendikas Genel Ba÷kan Eyüp Alaba÷ ve
Yönetim Kurulu üyeleri de e÷lik etti.
NACĄ BOZ’U KAYBETTĄK
Tezkoop-õ÷ Sendikamz õzmir 2 Nolu öube Ba÷kan Naci Boz 12 Mart 2012 vefat etti. Boz’un cenazesi,
13 Mart 2012 günü õzmir’de topraôa verildi. Merhuma
Allah’tan rahmet, ailesine, sevenlerine ve Tezkoop-õ÷
Sendikas topluluôuna ba÷saôlô dileriz.
ÇalĆma YaĆamnda
Mart-Nisan 2012
Namk TAN
[email protected]
8 Mart 2012
102
Q åntibak Kanunu Resmi Gazetede Yaymland: 6283 sayl Kanun ile son emeklilik talep tarihi
veya ölüm tarihi 2000 yl Ocak
aynn ba÷ndan önce olup 506
sayl Kanun’un mülga hükümleri uyarnca gösterge sistemine
göre baôlanan malullük, ya÷llk
ve ölüm aylklar ile 1479 sayl Kanun’un mülga geçici 17’nci
maddesine göre 1/4/2002 ile
30/6/2002 tarihleri arasnda kullanlmak üzere hazrlanan gelir
basamaklar esas alnarak hesaplanm÷ olan aylklarn yeniden
hesaplanmas amacyla 5510
sayl Kanun’a iki geçici madde
eklenmi÷ ve ayn prim kazanç ve
prim ödeme gün saylarna sahip
emekliler arasndaki aylk farkllklarna e÷itlik getiriliyor. õntibak Kanunu ile olu÷acak intibak
farklar, 1 Ocak 2013 itibariyle
ödenmekte olan aylklara ilave
edilecektir.
9 Mart 2012
Q Baz ålaçlar Fark Ödenerek
Alnyor: 6283 sayl Kanun ile
getirilen düzenlemede iki önemli
deôi÷iklik dikkat çekiyor. Birincisi, ilaçta katlm paynn yüzde
1’e dü÷ürülmesi olumlu bir deôi÷iklik olmakla birlikte, SGK bu
deôi÷ikliôi uygulanmaya koyma
yetkisini kullanmadô sürece,
bir anlam ta÷mayacak. õkincisi,
SGK ile eczaneler arasnda yaplan fiyat tespitinde, baz ilaçlarn
fiyatlarnn dü÷ürülmesini öngören bir anla÷ma yaplm÷, aradaki
farkn sigortallardan alnmas
getirilmi÷tir. Bu uygulama, reçete ile eczaneye gidenlere ilaç
fiyat fark ödemesini getirdiôinden, tepki ile kar÷lanm÷tr. Bu
deôi÷iklik, ilaçtaki katk payn
yükselten bir uygulamaya dönü÷ecektir.
12 Mart 2012
Q åntibakn Yllk Maliyeti 2.8
Milyar TL: Türkiye Emekliler
Derneôi (TÜED) Genel Ba÷kan
Kazm Ergün, beraberindeki 96
÷ube ba÷kan ile birlikte Çal÷ma ve Sosyal Güvenlik Bakan
Faruk Çelik’e õntibak Yasas’nn
çkarlmasyla ilgili olarak te÷ekkür ziyaretinde bulundu. Ziyarette, emekliler adna te÷ekkür
eden Türkiye Emekliler Derneôi Genel Ba÷kan Kazm Ergün,
“20 yldr gündemde olan 2000
öncesi emekliler bakmndan intibak konusunun çözümlenmesi ile ayn prim kazanc ve prim
ödeme günü olan emeklilerin
aylklarnda e÷itlik getirildiôine
dikkat çekerek, ayn uygulamann 2000 sonras emekliler için
de yaplmasn” belirtti. Çal÷ma
ve Sosyal Güvenlik Bakan Faruk
Çelik de yaptô deôerlendirmede;
“6283 sayl Kanun ile 2000 öncesi emeklilerden göstergeleri ve
prim ödeme gün saylar yüksek
olanlara intibak ile bir iyile÷tirmenin yapldôna i÷aret ederek,
bu uygulama ile devlet bütçesine
yllk maliyetinin 2.8 milyar TL
olduôunu” söyledi.
17 Mart 2012
Q Özel Saälk Kuruluçlarnn
Alacaä ålave Ücret Yüzde 90’a
Yükseltildi: Vakf üniversiteleri
dahil, özel saôlk kurulu÷larnn
alacaô ilave ücret, yüzde 70’den
yüzde 90’a yükseltildi. Bu deôi÷iklik sonucu, özel saôlk kurulu÷larndan hizmet almann maliyeti yükseltildiôinden, kamu ve
özel saôlk kurulu÷lar arasnda
büyük bir e÷itsizliôe neden olacaktr. Bu deôi÷iklik, saôlk hizmetlerini paral bir sisteme doôru götürmü÷ ve bir nevi saôlôn
özelle÷tirilmesi hedefine hizmet
etmektedir. SGK tarafndan özel
saôlk kurulu÷larna yaplan ödemeler de giderek artmaktadr.
22 Mart 2012
Q Ücretlerin Düçük Bildirilmesi
Araçtrlacak: Sosyal Güvenlik
Kurumu (SGK), kaytl gözüken
ücretlerde ya÷anan kayplar incelemeye alacak. Hedef, kaytl gibi
görünen maa÷lardaki kaytd÷
i÷lemleri önlemek. SGK çal÷anlarnn maa÷larn dü÷ük beyan
eden i÷yerlerini yakn takibe alacak. Türkiye’de devlet memurlar
d÷nda kalan 11 milyon sigortal
çal÷ann yarsna yaknnn asgari
ücret üzerinden prim yatrmasn
önlemeye yönelik inceleme ile
bu durumun önüne geçmek için
meslek gruplarnn reel ücret skalasn tespit edecek. Böylece bir
mühendis ya da gazetecinin ortalama gelir aralô belirlenecek.
Bunun altnda maa÷ gösterilen
i÷yerleri için çal÷ma ba÷latlacak.
Sigorta prim gelirlerini önemli
ölçüde arttrmas beklenen eylem
plannn 2012 sonuna kadar hayata geçirilmesi planlanyor. Çal÷ma ve Sosyal Güvenlik Bakan
Faruk Çelik, yaptô açklamada
Türkiye genelinde 10 milyon 984
bin 191 ki÷inin sigortal çal÷tôn, bu sigortallardan 4 milyon
988 bin 235 ki÷inin bildiriminin
ise asgari ücret üzerinden yapldôn belirtmi÷ti.
26 Mart 2012
Q Dul ve Yetim Aylä Birlikte
Alnabilecek: Yargtay, e÷inden
ölüm aylô alan dul kadnn,
ölen babasndan da aylk almak
istemiyle açtô davay reddeden
mahkeme kararn bozdu. Yargtay, 6 Aôustos 2003’den önce hak
sahibi kz çocuklarna baôlanan
gelir ve aylklarn, evlenme ve
çal÷ma halleri hariç geri alnmayacaôna karar verdi. Böylece, 6
Aôustos 2003’ten önce ölen babas nedeniyle hak sahibi olanlarn, e÷inden ölüm aylô alsa bile
babasndan da ölüm aylô alabilecek.
1 Nisan 2012
Q Taçeron Çalçanlarn Says Büyüyor: Bakanlklar ba÷ta olmak
üzere kamu kurum ve kurulu÷larnda ta÷eron çal÷anlarn says
hzl bir ÷ekilde artyor. Bakanlklar arasnda en yoôun ta÷eron
i÷çisi, Saôlk Bakanlô’nda çal÷yor. Saôlk Bakanlô’nda 6 yl
içerisinde çal÷an ta÷eron i÷çi says 62 bin 127’den 119 bin 800’e
çkmas, çal÷anlarn yoksulla÷trlmas olarak deôerlendiriliyor.
Ta÷eron i÷çilerinin örgütlenmesi,
kuralsz çal÷trlmas ve bir takm
haklardan yoksun braklmas,
önemli bir sorun olarak gündemdeki yerini koruyor.
çrak ve stajyerler de dahil olmak
üzere tüm çal÷anlarna faaliyet
konularna baklmakszn i÷ saôlô ve güvenliôinin uygulanmas
öngörülüyor.
Q åç ve Meslek Dançmanlar Göreve Baçlad: õ÷kur’a kaytl i÷sizlerin i÷ ve meslek dan÷man olarak çal÷acak 4 bin dan÷mandan
2 bin 817’sinin atamas yapld.
Bundan böyle õ÷kur’a kaytl her
bir i÷sizin bir i÷ ve meslek dan÷man olacak.
Q Sendikaclk Akademisi kuruldu: õstanbul Aydn Üniversitesi
ve TÜRK-õö i÷birliôiyle Sendikaclk Akademisi kuruldu. õlk eôitim çal÷masna TÜRK-õö Genel
Sekreter Yardmcs Dr. Naci Önsal, õstanbul Aydn Üniversitesi
Rektör Yardmcs Prof. Dr. Erol
Ulusoy, Geli÷im Merkezleri Genel Koordinatörü Yrd. Doç. Dr.
Ali õhsan Özeroôlu, Akademik
Koordinatör Gülsüm Ke÷ke Vural ve õstanbul, Adapazar, Bolu,
Karadeniz Ereôli, Çorlu, Alpullu
ve Tekirdaô’dan gelen sendikac
kursiyerler katld. Sendikaclk
Akademisi’nde, toplam 12 hafta
ve 144 saat sürecek programla,
akademik bilgi ile donanm÷ geleceôin sendika yöneticilerinin
yeti÷tirilmesi amaçlanyor.
4 Nisan 2012
2 Nisan 2012
Q åç Saälä ve Güvenliäi Kanun
Tasars: õ÷ Saôlô ve Güvenliôi
Kanun Tasars, TBMM Ba÷kanlôna sunuldu. Tasarda, i÷yerlerinde i÷ saôlô ve güvenliôinin
saôlanmas, mevcut saôlk ve güvenlik ÷artlarnn iyile÷tirilmesi,
i÷veren ve çal÷anlarn görev, yetki, sorumluluk, hak ve yükümlülükleri düzenleniyor. Tasaryla,
kamu ve özel sektöre ait bütün i÷lere ve i÷yerlerine, bu i÷yerlerinin
i÷verenleri ile i÷veren vekillerine,
Q ILO, 72 Ülkeyi Kapsayan Ortalama åççi Ücretlerini Açklad: BM Uluslararas Çal÷ma
Örgütü’nün 72 ülkeyi kapsayan
raporunda, dünyadaki aylk i÷çi
ücretleri ortalamas 1.480 dolar olarak açkland. Raporda,
Lüksemburg aylk 4 bin 89 dolarlk ücret ortalamasyla ilk srada, Türkiye 72 ülke arasnda
aylk 1731 dolar ortalama ücretle
27’inci, Çin 656 dolar aylk ücret
ortalamas ile 57’inci srada yer
ald.
5 Nisan 2012
Q Kamu Görevlileri Sendikalar
Yasas’nda Deäiçiklik Yapld:
4688 sayl Kamu Görevlileri Sendikalar Kanunu, Kamu Görevlileri Sendikalar ve Toplu Sözle÷me Kanunu olarak deôi÷tirildi.
TBMM’de kabul edilen deôi÷iklik
ile kamu çal÷anlar toplu sözle÷me süreci de ba÷lyor. Toplu sözle÷me görü÷melerinde anla÷ma
saôlanamamas durumunda, 11
üyeden olu÷an Kamu Görevlileri Hakem Kurulu karar verecek.
Toplu sözle÷meler iki yl için geçerli olacak.
6 Nisan 2012
Q Teçvik Paketi 6 Bölge Olarak
Yeniden Düzenlendi: Yeni te÷vik
paketi Ba÷bakan Tayyip Erdoôan
tarafndan açkland. Erdoôan,
sistemin “genel te÷vik uygulamalar, bölgesel te÷vik uygulamalar, büyük ölçekli yatrmlarn te÷viki, stratejik yatrmlarn
te÷viki” olarak 4 ana bile÷enden
olu÷tuôunu söyledi. Yeni te÷vik
sistemi, KDV istisnas, gümrük
vergisi muafiyeti, vergi indirimi,
sigorta primi i÷veren hissesi desteôi (asgari ücret üzerinden), faiz
desteôi, yatrm yeri tahsisi, gelir
vergisi stopaj desteôi, KDV iadesi desteôi saôlayacak. Yeni yatrm te÷vik sisteminde Türkiye
6 bölgeye ayrld. Doôu Anadolu
ve Güneydoôu Anadolu’daki 15
ili kapsayan 6’nc bölgede yatrm
yapanlar sigorta i÷veren ve i÷çi
pay ile gelir vergisi stopajn ödemeyecek. Bu bölgedeki yatrmc
i÷çisine net asgari ücreti ödemekle yetinecek. Bu illerde yatrm
yapacak olanlarn ödemeleri gereken sigorta primi, i÷veren hissesinin asgari ücrete tekabül eden
tutar 10 yl süreyle, yatrmlarn
organize sanayi bölgelerinde yaplmas halinde ise 12 yl süreyle
devlet tarafndan kar÷lanacaktr.
103
9 Nisan 2012
104
Q åçsizlik Sigortas Ödemeleri:
õ÷sizlik sigortasndan yaplan
ödemelerin toplam 4,8 milyar
TL’ye ula÷t. Fonda biriken para
miktar ise 55,2 milyar lira olarak
açkland. õ÷sizlik Sigortas Fonu
Aylk Basn Bülteninde yer alan
bilgilere göre, i÷sizlik sigortasnn
uygulanmaya ba÷ladô Mart 2002
tarihinden 31 Mart 2012 tarihine
kadar geçen sürede sisteme 3 milyon 172 bin 792 ki÷i ba÷vuruda
bulundu. õ÷sizlik ödeneôi almaya
ise 2 milyon 520 bin 114 ki÷i hak
kazand. Mart 2002’den 31 Mart
2012 tarihine kadar geçen sürede
toplam 4 milyar 783 milyon 300
bin 254 lira ödeme yapld. Geçen
ay i÷sizlik ödeneôinden yararlanmak üzere 44 bin 604 ki÷i ba÷vururken, Mart 2012’de 195 bin 125
ki÷iye 80 milyon 996 bin 769 lira
ödeme yapld.
10 Nisan 2012
Q Türkiye’nin åç Güvenliäi Sicili
Düzeltilmeli: Türk Sanayicileri
ve õ÷adamlar Derneôi (TÜSõAD)
Yönetim Kurulu Ba÷kan Ümit
Boyner, tüm i÷verenler, çal÷anlar
ve kamu kesiminin i÷birliôiyle,
güvenli ve saôlkl çal÷ma ko÷ullarnn yaratlmas ve Türkiye’nin
i÷ güvenliôi sicilinin düzeltilmesi
gerektiôini söyledi. Boyner, hemen her gün, ölüm ve ciddi yaralanmalarla sonuçlanan bir i÷
kazasnn gündeme geldiôini belirterek, insan ya÷amnn tehlikeye atlmasnn kabul edilebilir bir
durum olmadôn ifade etti. Boyner, sorunu çözmek için i÷ saôlô
ve güvenliôi konusunun zihniyet,
altyap, uzman insan kaynaklar
ve mevzuat gibi tüm boyutlaryla
ele alnmas gerektiôini vurgulad.
14 Nisan 2012
Q Sosyal Güvencesi Olmayan Dul
Kadnlara Aylk Ödenmesi: Aile
ve Sosyal Politikalar Bakanlô’nn
koordine ettiôi sosyal güvencesi
olmayan dul kadnlara baôlanacak aylklar ile ilgili ba÷vurular
alnmaya ba÷land. Söz konusu
ba÷vurular arasnda asl hak sahiplerine ula÷mak için adrese
Dayal Nüfus Kayt Sistemi üzerinden tek tek incelenen dosyalardan 100 bin dul kadnn 250
liray hak ettiôi belirlendi. Mays
ayndan itibaren maa÷lar iki ayda
bir 500 lira olarak ödenecek.
15 Nisan 2012
Q Gelir Daälmda Uçurum Büyüyor: õstanbul Serbest Muhasebeci
Mali Mü÷avirler Odas’nn (õSMMMO) ‘’En Zenginler, En Yoksullarn Türkiye Harcama Görünümü’’ adl raporuna göre, yoksul ve
zengin nüfus gruplar arasndaki
e÷itsizlik giderek büyüyor. Türkiye õstatistik Kurumu’nun (TÜõK)
resmi verileri ve saha anketlerinden yararlanlarak hazrlanan En
Zenginler, En Yoksullarn Türkiye
Harcama Görünümü Raporu’nda
Türkiye’de gelir düzeyi ile hane
halklarnn tüketim tercihleri arasndaki ili÷ki detayl bir biçimde
ortaya konuluyor. En yoksul ve
en zengin gelir gruplar arasnda
kimi harcama kalemlerindeki fark
dikkat çekiyor. Türkiye’de saylar
18 milyon 808 bin 172 olan hanenin, en zengin 3 milyon 761 bin
634 hanesi ile en yoksul 3 milyon
761 bin 634 hanesinin harcama
analizlerine göre, zenginin araba
masraf bile yoksulun gelirinden
fazla durumda.
giler de eklendiôinde, ücretlilerin
üzerindeki vergi yükü giderek
büyüyor. Serbest meslek sahipleri ise, 2.7 milyar lira gelir vergisi
ödedi. Bu tablo göstermektedir
ki, ücretliler için farkl bir gelir
vergisi tarifesi ve oranlar getirilmelidir.
17 Nisan 2012
Q åçsizlik Yeniden Çift Hane:
Türkiye õstatistik Kurumu’nun
(TÜõK)
Hanehalk
õ÷gücü
Ara÷trmas’nn Ocak 2012 sonuçlarna göre, i÷sizlik oran yüzde 10.2 oldu. Bir önceki yln ayn
dönemine göre 1.7 puan azalan
i÷sizlik, bir önceki döneme göre
de 0.4 puan artt. Buna göre Türkiye’deki i÷siz says ocak aynda
2 milyon 664 bin ki÷i olurken,
istihdam da 23 milyon 475 bin
ki÷ide kald. Ocak 2012’de kentsel alanlarda i÷sizlik oran yüzde
12, krsal yerlerde ise yüzde 6.5
olarak belirlendi. Genç nüfusta i÷sizlik oran ise yüzde 18.4’e
indi. 2012 Ocak döneminde,
Türkiye’de kurumsal olmayan
nüfus geçen yln ayn dönemine
göre, 1 milyon 357 bin ki÷ilik bir
art÷la 73 milyon 174 bin ki÷iye,
kurumsal olmayan çal÷ma çaôndaki nüfus (15 ya÷ ve üstü) ise 1
milyon 232 bin ki÷i artarak, 54
milyon 283 bin ki÷iye ula÷t. Bu
dönemde, i÷gücüne katlma oran, 2010’un ayn dönemine göre
0.1 puanlk art÷la yüzde 48.2
gerçekle÷ti.
22 Nisan 2012
16 Nisan 2012
Q Ücretliler Devlete Çalçyor:
Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) ve
Katma Deôer Vergisi (KDV) gibi
dolayl vergilerden sonra üçüncü
srada gelir vergisi yer almaktadr.
2011 ylnda ücretlilerden 44 milyar lira gelir vergisi topland. Brüt
ücretten yaplan kesintilerin üzerine bir de ÖTV ve KDV gibi ver-
Q 5,5 Milyon Kiçinin Genel Saälk
Sigortas Primini Devlet Ödeyecek: Çal÷ma ve Sosyal Güvenlik
Bakan Faruk Çelik, genel saôlk
sigortas tescilleri yaplanlarn
toplam saysnn 8 milyon 471 bin
74 ki÷iye ula÷tôn bildirdi. Gelir
testi sonuçlarna göre, ki÷i ba÷na
dü÷en aylk geliri asgari ücretin
üçte birinin (295,50 lira) altnda
olanlarn saysnn 5 milyon 584
bin 750 ki÷inin genel saôlk sigortas primleri devlet tarafndan
ödenecek. Ki÷i ba÷na dü÷en aylk
geliri brüt asgari ücretin üçte biri
ile asgari ücret arasnda olanlarn
says 2 milyon 526 bin 395. Bu
ki÷iler aylk 35,46 lira genel saôlk sigortas primi ödeyecek. Ki÷i
ba÷na dü÷en aylk geliri asgari
ücret ile asgari ücretin iki kat
arasnda olan 298 bin 844 ki÷i de,
aylk 106,38 lira prim ödemekle
yükümlü oldu. Ki÷i ba÷na dü÷en
aylk gelir, asgari ücretin iki katndan (1773 lira) fazla olan 61
bin 85 ki÷i ise aylk 212,76 lira
genel saôlk sigortas primi ödeyecek.
23 Nisan 2012
Q KEY Ödemeleri åçin Son Baçvuru Tarihi 31 Aralk 2012:
Aylklarndan Konut Edindirme
Yardm (KEY) ad altnda para
kesilmesine raômen, KEY listelerindeki hata veya eksiklikler
nedeniyle KEY paralarn alamayan çal÷anlarn haklarn kaybetmemeleri için, 31 Aralk 2012
tarihine kadar kurumlarna itiraz
dilekçesiyle ba÷vurmas gerekiyor. Bu tarihe kadar ba÷vuruda
bulunmayan hak sahipleri daha
sonra herhangi bir ba÷vuruda bulunamayacak.
Q åçsiz Gençler Seslerini ålan
åle Duyurmaya Çalçyor: õ÷siz gençler, paral ilanla seslerini
duyurmaya çal÷yor. Devletin
personel ihtiyac kamu yarar
doôrultusunda belirlenmediôine
inanan genç ve meslek sahibi i÷sizler, Bakanlklarn daha duyarl
davranmas için gazetelere ilan
vermeyi bir seçenek olarak deôerlendiriyorlar. Bakanlklarn eski
bildikleri usulle personel almna devam etmelerinden ÷ikayetçi
olan gençler, personel alm konusunda, ne plan ve programlar
var ne de i÷siz gençleri bilgilen-
dirmek yönünde bir çaba var. õ÷te
bu nedenden dolay son dönemde
baz meslek gruplar, son paralarn gazetelere vererek seslerini
duyurmaya çal÷yorlar.
24 Nisan 2012
Q Kamuda Çalçan 4/C’liler Fazla Çalçma Ücreti Alabilecek: Büro Memur-Sen’in Adalet
Bakanlô’nda çal÷an 4/C’lilere
fazla çal÷ma ücreti verilmesi için
açtô davada, fazla çal÷ma ücretlerinin ödenmesine karar verildi.
Yakla÷k 2 yl süren davada Ankara 8’inci õdare Mahkemesi, Adalet
Bakanlô’ndaki 4/C’lilere fazla çal÷ma ücreti verilmemesini yanl÷
bularak fazla çal÷ma ücreti ödenmesini kararla÷trd. Bu karar,
diôer kurumlara da örnek te÷kil
edebilecek.
25 Nisan 2012
Q åç Saäl ve Güvenliäi, åççinin En
Büyük Güvencesidir: TÜRK-õö
Genel Mali Sekreteri ve Demiryolõ÷ Genel Ba÷kan Ergün Atalay, artan i÷ kazalar ile günde ortalama
4 i÷çinin ölümüne seyirci kalnamayacaô uyarsnda bulundu. õ÷
Saôlô ve Güvenliôi Kanununun
bir an önce Meclis’ten geçerek
yürürlüôe girmesi gerektiôini söy-
leyen Atalay, “Sendikal örgütlenmenin olduôu yerde i÷ saôlô ve
güvenliôi önlemleri olur, i÷ saôlô
ve güvenliôi eôitimleri olur, duyarllk olur, insanca çal÷ma ko÷ullar olur. õ÷ saôlô ve güvenliôi
önlemlerinin alnmas için, sendikala÷mann önündeki engeller
ortadan kaldrlmaldr” dedi.
30 Nisan 2012
Q Kamu Çalçanlar Toplu Sözleçme Görüçmeleri Baçlad:
Kamu görevlileri ile Hükümet,
toplu sözle÷me masasna oturdu.
Toplantnn açl÷nda konu÷an
Çal÷ma ve Sosyal Güvenlik Bakan Faruk Çelik, toplu sözle÷me
görü÷melerinin ilk toplantsn
yaptklarn belirterek, “Bugün
kamu görevlileri sendikaclô ve
çal÷ma hayat açsndan tarihi bir
gün ya÷amaktayz” dedi. Toplantda, kamu çal÷anlar konfederasyonlar toplu sözle÷meye ili÷kin ücret art÷ ve sosyal yardm
tekliflerini sundular. Toplantda,
toplu sözle÷me görü÷me takvimi
de belirlendi. 21 Mays 2012 tarihine kadar görü÷melerden sonuç
alnmamas durumunda, uyu÷mazlk Kamu Görevlileri Hakem
Kurulu’na götürülecek ve son karar burada verilecektir.
105
ĄąÇĄNĄN KĄTAPLIĂI
Dr. Naci ÖNSAL
YENĄ DÜNYA DÜZENĄ
Parag KHANNA
Çeviren: Elif Nihan AKBAû • Pegasus Yaynlar • Kasm 2011
Parag Khanna, bir dünya siyaseti
uzman. Tarihçi Arnold Toynbee’ye
hayran. “Hiç kimse dünyay Arnold
Toynbee kadar iyi bilemez” diyor.
Toynbee gibi dünya turuna çkm÷,
önemli gözlemler edinmi÷.
106
Parag Khanna, Hindistan doôumlu bir Amerikal. Periyodik tablonun elementleri gibi uluslarn da
büyüklüklerine göre gruplandrlabileceklerini dü÷ünüyor. Dünya ülkelerini üç gruba ayryor. “õstikrarl
ve müreffeh birinci dünya ülkeleri,
uluslararas düzenin bu günkü durumunda büyük bir avantaja sahiptirler. Buna kar÷n fakir ve istikrarsz üçüncü dünya ülkeleri o düzen
içindeki dezavantajl konumlarnn
üstesinden gelmekte ba÷arsz oldular. õkinci dünya ülkeleri ise arada
kalm÷lar. Bunlarn çoôu diôer iki
grubun özelliklerini de ta÷r: kendi
içlerinde kazananlar ve kaybedenler,
belirli ÷eylere sahip olanlar ve olmayanlar olarak ayrlrlar. Peki, ikinci
dünya ülkeleri savrularak m, yoksa
bir bütün halinde birle÷erek mi tepki verecekler?” Khanna kitabnda
bu sorusunun cevabn aryor. Gezdiôi ikinci dünya ülkelerini “onlarn
kendilerini nasl gördüklerini” anladô kadaryla anlatyor.
1. Dünyay üç imparatorluk yönetmektedir. Avrupa Birliôi (AB),
Amerika Birle÷ik Devletleri (ABD)
ve Çin. Bu üç imparatorluk da kendi
çevrelerindeki nüfus ile harmanlanm÷tr.
2. Birinci Dünya Ekonomik õ÷birliôi ve Kalknma Örgütü (OECD)
üyesi otuz ülkeden olu÷ur ama Meksika ve Türkiye’nin, örgüte üye olmalarna kar÷n birinci dünya ülkesi
olmadklar açktr.
kanlar Avrupalla÷trma yolundaki nihai ve en önemli adm sadece
Yunanistan’ deôil, Türkiye’yi de içeriyor. Avrupa, yüzyllarca Balkanlarn kontrolü için Türklerle sava÷tktan sonra, bu sefer bölgeyi korumak
için onlarla birle÷iyor.
8. Türkiye, Avrupann, dünyann
ana tehlike bölgesi olan Suriye, Irak
ve õran’a açlan kapsdr. Türkiye
Avrupalla÷tkça, Avrupa da giderek Türkle÷iyor. Ancak Avrupann
Türkiye üzerindeki görünmez sömürüsü hzla sürüyor. Türkiye’nin
kalknma-demokrasi-modern islam
÷eklindeki üç trendi Amerika ve
Avrupann Arap dünyasna sokmak
istedikleri ÷eyler. Ancak Türkiye’nin
coôrafyas ve kültürü, hiç bir zaman
tamamyla Avrupa’ya ait olamayacaôn belli ediyor.
3. õkinci dünya ülkeleri genellikle ayn anda hem birinci dünya hem
de üçüncü dünya ülkesidir.
4. AB hükmetmediôi, sadece düzen saôladô için tarihteki en popüler ve ba÷arl imparatorluktur.
Brüksel yeni Roma’dr.
5. Rusya, artk süper güç deôildir. Ruslar da vatanda÷ deôil tüketicidir. Rusya’da, savurgan harcamalar, çarpk bir kalknma ve geni÷
doôal kaynaklar üzerinde kontrol
saôlamak için vergi ödemeyenlerin
fark edilmemeyi arzuladô bir elitler
çat÷mas ya÷anmaktadr.
6. Ukrayna, elli milyonluk nüfusuyla, doôu-bat iç bölünmü÷lüôüyle, kendini yenileme gayretleri içinde bir ülkedir. Fakir bir ülkedir ama
artk sovyetlerin etkisinde deôildir.
AB’nin kapsnda beklemektedir.
7. Balkanlar ile AB arasndaki
ili÷kiler a÷k-nefret ili÷kisi gibi. AB
bayraô altnda ya÷amak Balkan ülkelerinde taknt haline gelmi÷. Bal-
9. Kafkaslar, bat olmayann
ba÷ladô yerdir. Gürcistan ve Ermenistan ile bu iki ülkeyi çevreleyen müslüman devletler arasndaki
çat÷mann nihayetsiz olduôu ileri
sürülmü÷tü ama görünen o ki petrol
kandan önde geliyor. Azerbaycan
batnn yeni snr olduôunu hissedemiyor. Kafkaslar Avrupann kendi
kendine yeten bir süper güç, olma
yolundaki geleceôinin baôl olduôu
bölgedir.
10. Orta Asya, hem õpek Yolu
sebebiyle Doôu-Bat ekseninde gerçekle÷en küreselle÷menin bir kanal
hem de belirsiz imparatorluk rekabetleri için bir büyük oyun laboratuar olmu÷tur. Çin’in ekonomik,
demografik ve diplomatik etkileri,
ülkenin bölgenin hakim gücü olarak
Rusya’nn yerini alacaôn hemen
hemen kesinle÷tiriyor.
11. Eôer Bat Rusya’ya ba÷aryla
kur yapp desteôini kazanmazsa yeni
büyük oyunu Çin kazanr.
12. Tibet ve Sincan Çin’in kontrolündedir. Zengin kaynaklar nedeniyle de Çin bu bölgelerdeki gücünü
devam ettirmek isteyecektir.
13. Kazakistan, Türkiye gibi doôu-bat doôrultusunda uzanan bir
geçi÷ devleti olduôundan her tarafta güçlü ili÷kiler kurabiliyor. Petrol
yataklar ve boru hatlar ülkenin
önemini artryor. Kazakistan piyasa
ekonomisine geçerken bir yandan
da sovyet bürokratlarn yerini milliyetçiler alyor.
14. Krgzistan ve Çin’in, Tacikistan Rusya’nn ekonomik kontrolü altndadr.
15. Özbekistan stratejik topraklarn merkezidir. Ancak Özbekistan
bugün, kaçrlm÷ frsatlar ve çarpk
ihtiraslar anlamak için bir vaka analizinden ba÷ka bir ÷ey sunmaz.
Türkmenistan’da i÷sizlik sknts çeken halk, uyu÷turucuyla uyu÷mu÷ durumdadr. Türkmenistan gaz
ak÷nn yolunu çevirerek Rus kontrolünden kurtulabilir.
16. Afganistan bütçesi neredeyse tamam Bat’dan alnan yardmlardan olu÷uyor. Afganistan ve Pakistan teröre kar÷ sava÷ta ABD’nin
dostu olarak kabul edilse de, ikise
de SCO’da gözetmen statüsü alm÷tr ve yakn vadede örgüte tam üye
olmalarna kesin görüyle baklyor.
Pakistan Çin’in diplomatik manevralarnn, alt yap güzergahlarnn
ve askeri hrslarnn merkezinde duruyor. Pakistan stratejik açdan i÷e
yaramaz hale gelmemek için uygun
olan her ortakla i÷birliôi kurmaya
çal÷acaktr. Pakistan’da ordu devlete sahiptir.
17. ABD Güney Amerika’y arka
bahçesi olarak görmü÷tür. Ancak
bu görüldüôü ve dü÷ünüldüôünün
aksine öyle deôildir. Latin Amerika
stratejik bir ekonomik frsattr ama
kazanlmas gerekmektedir.
18. Kuzey Amerika Serbest Ticaret Anla÷masnn (NAFTA) üyesi
olan Meksika, Amerikann stratejik ÷emsiyesi altnda duruyor.
NAFTA’nn Meksika için yaptklar, AB’nin Türkiye için yaptk-
larnn yannda çok azdr. AB’nin
Türkiye’ye
verdiôi
imtiyazlar
ABD’nin Meksika’ya sunmas imkan
dahilinde bile deôildir.
19. Venezuela, petrol olmasyd
hiç önemli olmazd. Venezuelada
benzin sudan ucuz. Chavez, çkan
bütün sesleri bastrarak kendisini
Venezuela ile e÷ anlaml hale gelirdi.
20. Kolombiya, kendi içinde
yoôun ayrlklar olan bir ülkedir.
Kolombiya’da ülkenin in÷a edilmesi
ve uyu÷turucu sava÷larnn kazanlmas birlikte ilerliyor. Kolombiya
ABD’nin uçak gemisidir.
21. Brezilya, Güney Amerikann
ABD’si saylr. Brezilya futbolu sanata dönü÷türmü÷tür. Brezilyann ülke
içinde ve ekonomik yönden ya÷adô
deôi÷imler Çin’e benziyor. 200 milyon nüfusuyla Brezilya çe÷itli rktan
ve ulustan insanlarn kayna÷ma bölgesidir.
22. Arjantin ve öili tek yumurta ikizleridir. Arjantin 1920 ylnda
dünyann en zengin sekizinci ulusuna sahipti. 2001 ylnda ise çöpleri
kar÷tran fakir insanlar ülkesi oldu.
öili bölgenin en dinamik ekonomisine sahiptir. Latin Amerika’nn
sunabileceôi en iyi yönetim ÷ekline
sahiptir.
23. Arap müslümanlar da, çoôu
insan gibi manevi amaçlardan ziyade ekonomik amaçlara önem veriyorlar. Bu durum, Arap milliyetçiliôinin, bölgesel bir siyasi-kültürel
hareket halini alacaôn, õslam’n
kemikle÷mi÷ bir süper güç olamayacacaôn gösteriyor.
24. Fas’n Avrupa ile giderek
derinle÷en baôlar Türkiye’yi andryor. Azerbaycan gibi Fas da, asla
Avrupann bir parças olmasa bile
giderek Avrupalla÷yor.
Libya uzun süre önce Norveç’in
bir Arap versiyonu olabilirdi. Tek
adamn ölümüyle silinip gidecek bir
doktrin ile yönetilen bir ülke.
25. Msr, amansz bir i÷sizlik
kriziyle kar÷ kar÷ya. Çin artk birinci snf pamuk üreterek Msr’n
ülke endüstrisisinin üçte birini olu÷turan en hassas malna rakip oluyor.
Günümüz Msr’nda õslami bir devrim için bütün ÷artlar mevcut.
26. Ürdün, Lübnan, Suriye, Irak,
Filistin ve õsrail’in multi etnik mozaiklerinin bugün temsil ettikleri seyrek nüfuslu, yapsal olarak zayf ülkelerden ziyade tarihi ticaret yollar
üzerine kurulmu÷ ÷ehir merkezleri
aô olarak anlmas daha yararldr.
Tüm bu ülkelerde demokrasi halk
harekete geçirebilir ama zorunlu
olarak birle÷tirmez ya da özgür fikirli yapmaz. Güçlü bir aznlk haklar
olmadô sürece demokrasi bir çoôunluk tahakkümü haline dönü÷ür.
27. Akdeniz ile Ürdün nehri
arasndaki bölgede Yahudi’den çok
Arap olduôu için, õsrail’in bir Yahudi devleti olarak varlôn sürdürmesi, ancak bir Filistin devletinin
kurulmasyla saôlanabilecek olmas,
günümüzde Arap-õsrail çat÷masnn
en büyük ironisidir.
õleride, Çininde õsrail’i en az ABD
kadar destekleyeceôi günler gelebilir
ama bu bile õsrail’in var olmasndan
beri süren Filistin sorununu çözmeye yetmez.
28. Eôer Ürdün daôlrsa, hiç bir
kom÷usu eôilip de parçalarn birle÷tirmeye kalkmaz. Ürdün soôuk sava÷ döneminin tampon devletlerinden biriydi ve Bat tarafndan Sovyet
yaylmaclôn engellemek için kullanld. ABD’nin kendisine müttefik
olacak Arap devletleri aray÷na girmesi, Ürdün’e jeopolitik bir nitelik
kazandrd.
29. Lübnanllar, modern Arap
toplumunun tüm çeli÷kilerini bünyesinde toplam÷tr. Lübnan hala
kibrit kutusu gibidir; kendisini yeniden boydan boya parçalamakla
tehdit eden zt yöne doôru hzla yol
alyor.
107
30. Irak’n varlô sona ermi÷tir.
Irak, üçüncü dünya ülkesi olarak
dü÷ünülemez, ülkenin altyapsn yeniden in÷a etmek için yeterli
para temin edilirse ÷iddet azalacaktr. Türkiye’nin Irak’ta baômsz bir
Kürdistan kurulu÷undan korkusunun nedeni yok.
31. 1980’lerde õran, Irak ile giri÷tiôi sava÷ta kaybettiôi tahmini 300
bin ÷ehidi için aôlyordu. Ülkeyi
ayakta tutan tek ÷ey petroldü. Humeyni ile ba÷layan devrim sonras
õslami teokrasi ile cumhuriyetci devlet anlay÷n uzla÷trmay hedefleyen birbirine paralel çifte iktidar sistemi baz gerilimler doôurdu. ABD,
õran’n nükleer programnn askeri
amaçl kullanma potansiyeline sk
skya odaklanm÷ durumda.
108
32. Kuveyt, Katar, Umman, Birle÷ik Arap Emirlikleri ve Bahreyn
Suudi Krallôn, tpk Baltk ve Kafkaslardaki eski Sovyet Cumhuriyetlerinin Rusya’y gördüôü gibi görüyor.
33. Suudi Arabistan dünyann
en büyük petrol rezervlerine sahip.
Suudi Arabistan’da tarih birbirinden
farkl iki hzda ilerliyor; biri akla, diôeri ise kalbe hitap ediyor.
34. Dubai, Araplarn yeni potasdr. Bölgenin ve dünyann her
yerinden gelen Araplarn en rahat
÷ekilde kayna÷tklar ve bütünle÷tikleri, ekonomik dayan÷ma ve canl
bir medya sektörüne dayal yeni bir
tabandan tavana Arap milliyetçiliôi anlay÷n ba÷lattklar ÷ehirdir.
Ancak Dubai’nin resmi dili Arapça
deôildir. Dubai de Arap ve Sovyetler
Birliôi’nden gelen fahi÷eler rekabet
içinde.
35. ABD ve AB gibi Çin’de meydan okunamayacak bir imparatorluk
haline geldi. Asyallar ekonomik büyüme ve sosyal istikrara sahip olduôumuza göre, daha sorumlu liderlere, polis kuvvetlerine ve üst düzey
i÷ adamlarna sahip olmalarnn da
haklar olduôunu dü÷ünüyor.
36. Singapur bir õngiliz ÷irketi
tarafndan kurulmu÷ olabilir ama bu
gün bir Çin ÷ehri.
37. Demokrasi adna õslamn
feda edilmediôi, ekonomisi büyüdükçe daha çok Müslüman olan
ülke Endonezya. Malezya grupla÷may en iyi ÷ekilde öôrendi ve herkesle dost oldu.
Endonezya da Çin’in yörüngesine girecek.
38. Burma Çin’in gönüllü esiri.
Tayland ise her zamankinden daha
fazla Çin rüzgaryla eôiliyor. Vietnam rejimi açkça ekonomiyi liberalle÷tirirken merkezi politik kontrolü
öngören Çin modelini örnek alyor.
Bu ülkeler her geçen gün Çin’e daha
baôml hale geliyor.
Ksa özet bu kadar. Sonrasnda
Khanna Çin geli÷ir ve bir imparatorluk olurken daha önce ABD’nin
güvenlik ÷emsiyesi altnda olan bir
çok devletin zincirlerini gev÷ettiklerini ve ABD’den baômsz olmak
için kendi güçlerini olu÷turduklarna dikkat çekiyor ve can alc soruyu
soruyor: ABD birinci dünyadan ikinci dünyaya m?
öu anda ABD’nin borç ödemeleri
alnan yatrmlar a÷m÷ durumda,
gelecek nesil için ayrlm÷ zenginlikleri kullanyor, bu aslnda ülkeyi
daha fakir hale getiriyor. ABD i֍i
ücretleri ve gelir e÷itsizliôi açsndan neredeyse OECD ülkelerinin en
alt srasnda yer alyor. 45 milyon
ABD’li saôlk hizmetlerinden yoksun
ya÷yor.
Bunlara dikkat çeken Khanna
ABD’nin birinci dünya ülkesi olarak
kalmasn garanti edecek bir kural
olmadôn söylüyor.
Tarihte ilk kez üç süper gücün
varlôna ve bunlarn kaynaklar
azalmakta olan bir dünyada rekabet
ettiklerine dikkat çekiyor. Kitabn
son ba÷lôn “Emperyalizmi Dengeleme Oyunu” olarak atyor.
Kitabn 2008 ylnda yazlm÷
olduôunu dü÷ünürseniz, dünyadaki
hzl deôi÷imin ya÷attô olaylarn
öngörülerini ta÷yor olmas dikkat
çekici.
Kitabn arka kapaônda yazldô gibi “Yeni dünyaya renkli ve etkileyici bir tur” atmak istiyorsanz
Khanna’nn kitabn okumalsnz.
II
I
5510 SAYILI SOSYAL SĄGORTALAR VE GENEL SAĂLIK
SĄGORTASI KANUNU
Celal TOZAN
TÜRK-úû Yayn • Ankara, Nisan 2012
Sosyal güvenlik sistemimizi kökünden deôi÷tiren ve yeniden yaplandran 5510 sayl Sosyal Sigortalar ve Genel Saôlk Sigortas Kanunu
1.10.2008 tarihinde yürürlüôe girmi÷ti. Ancak
bugüne kadar geçen üç yllk sürede kanun birçok kez deôi÷tirildi.
TÜRK-õö Sosyal Güvenlik Dan÷man Celal
Tozan tarafndan hazrlanan bu kitap kanunu
tüm deôi÷iklikleriyle birlikte ele alyor.
1 MAYIS
EMEKÇúLERúN ULUSLARARASI BúRLúK,
MÜCADELE VE DAYANIûMA GÜNÜ
KUTLU OLSUN!
Bizler bu ülkenin iüçileri, kamu emekçileri, iüsizleri, emeklileri, yoksullar, kadnlar, gençleri ile birlikte 1 Mays’ta tüm
Türkiye’de alanlardayz.
Barü için, özgürlük için, demokrasi için, ekmek için, daha güzel bir dünyada sömürüsüz, basksz, insan onuruna
yaraür bir yaüam için birlikteyiz. Haklarmz ve özgürlüklerimiz için dayanüma içindeyiz.
Sosyal adalet, eüitlik, özgürlük ve sendikal haklarmz için omuz omuzayz.
1 Mays 2012’yi güvencesiz, kuralsz çalümann yaygnlaütù koüullarda karülyoruz. Emekçilerin yars kayt
dünda çalüyor. Ulusal ústihdam Stratejisinin emek karüt yaklaümlaryla kdem tazminatmza göz dikiliyor, asgari ücret
bölgeselleütirilmek, esnek ve kuralsz çalüma biçimleri yaygnlaütrlmak isteniyor. Sendikaszlaütrma yaygnlaüyor, sendikal
örgütlenmenin önüne engeller çkarlyor. Örgütlenen iüçiler iüten atlyor. úü kazas ad verilen cinayetler durmak bilmiyor.
Biz sosyal adalet, eüitlik ve demokrasi istiyoruz. Özgürlükçü, eüitlikçi sivil demokratik bir anayasa ve yasalar istiyoruz.
Tüm çalüanlarn grevli toplu sözleümeli sendikal haklara sahip olduùu bir Türkiye için, sosyal devlet için alanlardayz.
1 MAYIS’TA ALANLARDAN BúR KEZ DAHA HÜKÜMETE SESLENúYORUZ
Türkiye’yi yönetenlerin temel hede özgürlükçü ve çoùulcu demokrasinin snrlarn geniületmek olmaldr.
Anayasa deùiüikliùi tüm kesimlerin uzlaüacaù bir zeminde gerçekleütirilmeli ve Anayasa katlmc demokrasinin tüm kurum
ve kurallarnn saùlkl iüleyeceùi bir yapya kavuüturulmaldr.
Toplumsal barü ve huzurun saùlanmas için uzlaüma, hoügörü ve bir arada yaüama kültürünün geliütirilmesi için
çaba gösterilmelidir.
Emekçilerin çkarlar savaüta deùil barütadr. Atatürk’ün “yurtta sulh, cihanda sulh” üiar rehber edinilmelidir.
Türkiye Cumhuriyeti Devletinin tüm kurumlar hukuk devleti anlayüyla hareket etmelidir.
Anti demokratik sendikal yasalar deùiütirilmeli, toplu pazarlk ve örgütlenmenin önündeki engeller kaldrlmaldr.
“únsan onuruna yaraür iü” herkesin hakkdr. ústihdamn korunmas, geliütirilmesi ve iüsizliùin önlenmesi temel
yaklaüm olmaldr.
Cinayet haline gelen iü kazalar önlenmeli, iü saùlù ve güvenliùi önlemleri artrlmaldr.
úü güvencesi, iüe iadeyi saùlayacak biçimde yeniden ve öncelikle düzenlenmelidir.
Kayt dü ekonomi, kayt altna alnmaldr.
Kdem tazminat iüçiler bakmndan vazgeçilmez ve tartülmaz bir haktr. Buna el uzatlmas, ortadan kaldrlmas
ya da daraltlmas yönündeki talepler gündeme dahi getirilmemelidir.
Asgari ücret insan onuruna yakür bir biçimde belirlenmelidir. Asgari ücretin bölgeselleütirilmesi giriüimlerinden vaz
geçilmelidir.
Esnek ve kuralsz çalüma biçimlerini yaygnlaütrma giriüimlerine son verilmelidir.
Taüeronlaüma engellenmeli, asl iüin taüeronlara yaptrlmas uygulamasndan vaz geçilmelidir.
Vergi adaletsizliùi giderilmelidir.
úüsizlik Fonu’nda biriken para Fon’un oluüturulma amaçlar doùrultusunda kullanlmal, sosyal güvenlik fonlarnn amac
dünda kullanlmas düüüncesinden vaz geçilmelidir.
Doùal yaüam korunmal, ekolojik çevre tahribatna son verilmelidir.
Engellilerin toplumsal yaüama eüit bireyler olarak katlmas saùlanmaldr.
úüçiler, Kamu Emekçileri, Emekliler, úüsizler, Yoksullar, Kadnlar, Gençler,
EKMEK, BARIû, ÖZGÜRLÜK ve DEMOKRASú úÇúN 1 MAYIS’TA ALANLARDAYIZ
1 MAYIS BúRLúK, MÜCADELE VE DAYANIûMA
GÜNÜ TÜM EMEKÇúLERE KUTLU OLSUN
TÜRK-úû
•
TÜRKúYE KAMU-SEN
TÜRK-úû ve BAøLI SENDúKALAR
TÜRK-úû
18
14
DOKGEMú-úû
Genel Baükan: H. NECúP NALBANTOøLU
Pirimehmetpaüa Mah. Kumbarahane Cad. No. 58 Kat: 2-3
Tel: (212) 369 73 90 (pbx) • Faks: 369 73 93 Beyoùlu / úST.
TÜRKúYE YOL-úû
Genel Baükan: RAMAZAN AøAR
Sümer 1 Sok. No. 18 Kzlay / ANKARA
Tel: (312) 232 46 87-95 • Faks: (312) 232 48 10
15
19
TES-úû
Genel Baükan: MUSTAFA KUMLU
Meriç Sok. No. 23 Beütepe / ANKARA
Tel: (312) 212 65 10 (20 Hat) • Faks: (312) 212 65 52
16
20
TEZKOOP-úû
Genel Baükan: OSMAN GÜRSU
Mebusevler Mah. úller Sokak No: 7 Tandoùan / ANKARA
Tel: (312) 213 34 44 (pbx) • Faks: (312) 213 34 30
17
21
TARIM-úû
Genel Baükan: BEDRETTúN KAYKAÇ
Bankac Sokak No. 10 Kocatepe / ANKARA
Tel: (312) 419 04 56 (6 Hat) • Faks: (312) 419 38 47
01
1
ORMAN-úû
Genel Baükan: BAKú YÜKSEL
Özveren Sokak No. 19 Maltepe / ANKARA
Tel: (312) 229 10 56-59 • Faks: (312) 229 21 15
01
2
TÜRKúYE MADEN-úû
Genel Baükan: NURETTúN AKÇUL
Strasburg Cad. 7/4-5 Shhiye / ANKARA
Tel: (312) 231 73 55-56-57 • Faks: (312) 229 89 31
02
3
02
GENEL MADEN-úû
Genel Baükan: EYÜP ALABAû
Mithatpaüa Mah. Nizam Cad. ûemsi Denizer Sk. No. 18
Tel: (372) 251 44 77 • Faks: (372) 253 66 35 ZONGULDAK
22
TÜRK KOOP-úû
Genel Baükan: EYÜP ALEMDAR
Özveren Sokak No. 6 Maltepe / ANKARA
Tel: (312) 230 08 55 - 229 44 80 • Faks: (312) 229 58 36
17
4
03
PETROL-úû
Genel Baükan: MUSTAFA ÖZTAûKIN
Altunizade Mah. Kuübakü Sok. No. 25 Üsküdar / úSTANBUL
Tel: (216) 474 98 70 (10 Hat) • Faks: (216) 474 98 67 - 474 92 38
23
TÜMTúS
Genel Baükan: KENAN ÖZTÜRK
únkilap Cad. No. 35/1-2 Aksaray / úSTANBUL
Tel: (212) 530 07 43 • Faks: (212) 588 26 20
18
5
TEKGIDA-úû
Genel Baükan: MUSTAFA TÜRKEL
Konaklar Mah. Faruk Nafiz Çamlbel Sok. No. 5
4. Levent / úSTANBUL
Tel: (212) 264 49 96 (4 Hat) • Faks: (212) 278 95 34
04
24
DEMúRYOL-úû
Genel Baükan: ERGÜN ATALAY
Necatibey Cad. Sezenler Sok. 5 ANKARA
Tel: (312) 231 80 30-31 • Faks: (312) 231 80 32
19
6
ûEKER-úû
Genel Baükan: úSA GÖK
Karanfil Sokak No. 59 Bakanlklar / ANKARA
Tel: (312) 418 42 73-74 • Faks: (312) 425 92 58
05
25
TÜRKúYE DENúZCúLER
Genel Baükan: HASAN PEKDEMúR
Rhtm Cad. Denizciler Sok. No. 7 Tophane / úSTANBUL
Tel: (212) 292 90 81 (7 Hat) • Faks: (212) 244 52 21
20
7
TEKSúF
Genel Baükan: NAZMú IRGAT
Ziya Gökalp Cad. Aydoùmuü Sok. No. 1 ANKARA
Tel: (312) 431 21 70-71-72-73 • Faks: (312) 435 78 26
06
26
HAVA-úû
Genel Baükan: ATúLAY AYÇúN
úncirli Cad. Volkan Apt. 68/1-2-3-4 Bakrköy / úSTANBUL
Tel: (212) 660 20 95 (5 Hat) • Faks: (212) 571 90 51
27
LúMAN-úû
Genel Baükan: ÖNDER AVCI
Necatibey Cad. Sezenler Sok. 4/5 Shhiye / ANKARA
Tel: (312) 231 74 18 • Faks: (312) 230 24 84
28
TÜRKúYE HABER-úû
Genel Baükan: VELú SOLAK
Kültür Mah. Yüksel Cad. No. 38 Yeniüehir / ANKARA
Tel: (312) 444 1992 • Faks: (312) 434 57 04
29
SAøLIK-úû
Genel Baükan: HASAN ÖZTÜRK
Hedef Sok. No. 5 Anttepe / ANKARA
Tel: (312) 231 80 45 • Faks: (312) 230 23 96
30
TOLEYúS
Genel Baükan: CEMAúL BAKINDI
Aksaray Mah. Küçük Langa Cad. Bilir úü Merkezi No. 16/18 Kat. 3
Tel: (212) 530 73 82-585 52 07 • Faks: 530 72 99 Aksaray / úST.
TÜRK HARB-úû
Genel Baükan: BAYRAM BOZAL
únklap Sokak No. 20 Kzlay / ANKARA
Tel: (312) 417 50 97-98-99 • Faks: (312) 417 13 64
26
31
TGS
Genel Baükan: ERCAN úPEKÇú
Basn Saray Kat. 2 Caùaloùlu / úSTANBUL
Tel: (212) 514 06 94-96 • Faks: (212) 511 48 17
27
32
TÜRKúYE BELEDúYE-úû
Genel Baükan: NúHAT YURDAKUL
Necatibey Cad. No. 59 Kzlay / ANKARA
Tel: (312) 231 83 43-45 • Faks: (312) 232 08 74
28
33
34
TÜRK-SEN
Genel Baükan: ARSLAN BIÇAKLI
A. ûehit Mehmet R. Hüseyin Sok. No. 7 Lefkoüe / KKTC
Tel: (0.392) 227 24 44 • Faks: (0.392) 228 78 31
35
HÜR-úû
Genel Baükan: YAKUP Ö. LATúFOøLU
ûehit Necdet Altnok Sok. No. 3 Lefkoüe / KKTC
Tel: (0.392) 227 71 56 • Faks: (0.392) 227 52 53
8
9
Bu dergi sendikal iüçiler tarafndan baslmaktadr.
Genel Baükan: MUSTAFA KUMLU
Bayndr Sokak No. 10 ANKARA Tel: (312) 433 31 25 (4 Hat)
Faks: (312) 433 68 09 - 433 85 80
07
DERú-úû
Genel Baükan: MUSA SERVú
Ali Nihat Tarlan Cad. Ertaü Sok. No. 4 (Ardil úü Merkezi) Kat: 3
Tel: (216) 572 90 50-51-52 • Faks: (216) 572 90 53 Bostanc/úST.
AøAÇ-úû
Genel Baükan: MÜRSEL TAûÇI
Necatibey Cad. No. 20/22-23 Shhiye / ANKARA
Tel: (312) 229 53 95 - 229 08 27 • Faks: (312) 231 52 19
08
10
SELÜLOZ-úû
Genel Baükan: ERGúN ALûAN
Ankara Cad. úpek Apt. No. 87 úZMúT
Tel: (262) 321 18 99 • Faks: (262) 321 34 51
09
11
BASIN-úû
Genel Baükan: YAKUP AKKAYA
Hanmeli Sokak No. 26/6-7 Shhiye / ANKARA
Tel: (312) 230 29 08 - 229 85 65 • Faks: (312) 229 43 15
10
12
13
11
BASúSEN
Genel Baükan: METúN TúRYAKúOøLU
Altunizade Mah. Kuübakü Cad. No. 15 Üsküdar / úSTANBUL
Tel: (216) 651 48 60 (8 hat) • Faks: (216) 651 48 38
BASS
Genel Baükan: TURGUT YILMAZ
Sümer 2 Sok. No. 29 Kat. 3 Kzlay / ANKARA
Tel: (312) 232 50 09-11 • Faks: (312) 231 67 30
11
14
TÜRKúYE ÇúMSE-úû
Genel Baükan: ZEKERúYE NAZLIM
Esat Cad. No. 43 Küçükesat / ANKARA
Tel: (312) 419 58 30-34 • Faks: (312) 425 13 35
12
15
KRúSTAL-úû
Genel Baükan: BúLAL ÇETúNTAû
Sahip Molla Cad. No. 32 Paüabahçe Beykoz / úSTANBUL
Tel: (216) 680 07 10 • Faks: (216) 680 12 02
12
16
17
13
TÜRK METAL
Genel Baükan: PEVRUL KAVLAK
Beütepeler Mah. Yaüam Cd. 1. Sok. No. 7/A Söùütözü/ANKARA
Tel: (312) 292 64 00 (30 hat) • Faks: (312) 284 40 18
www.turkis.org.tr
22
24

Benzer belgeler