TÜRK-İŞ Dergisi 397. sayı
Transkript
TÜRK-İŞ Dergisi 397. sayı
Say: 397 DOSYA GSS Uygulama Sorunlar 1 Mays Emek ve DayanĆma Bayram Kutlu Olsun TÜRKúYE úûÇú SENDúKALARI KONFEDERASYONU Yayn Organ 106 ĄĆçinin Kitaplă Dr. Naci ÖNSAL Mart - Nisan 2012 • Say: 397 102 ISSN 1300-6843 TÜRK-úû YÖNETúM KURULU 101 Mustafa KUMLU ÇalĆma YaĆamnda Mart-Nisan 2012 TÜRK-Ąą'in Gündeminden Genel Baükan Pevrul KAVLAK 92 Genel Sekreter Ergün ATALAY Genel Eùitim Sekreteri Refik ERBAą TÜRK-Ąą TeĆkilatlandrma Uzman Genel Mali Sekreter Ramazan AøAR Sendikalarmzdan 90 Açlk ve Yoksulluk '1 Mays' Alanlarnda Nazmi IRGAT Genel Teükilatlandrma Sekreteri SAHúBú: TÜRKúYE úûÇú SENDúKALARI KONFEDERASYONU TÜRK-úû Adna Genel Baükan Mustafa KUMLU • GENEL YAYIN YÖNETMENú ve YAZI úûLERú MÜDÜRÜ: Hasan Tahsin BENLú [email protected] • GRAFúK - TASARIM: Münir GÜRAN [email protected] • FOTOøRAFLAR: Necdet UZMAN • YÖNETúM YERú TÜRK-úû Genel Merkezi Bayndr Sokak No. 10 06410 Yeniüehir / ANKARA Tel: 433 31 25 (4 Hat) Faks: 433 68 09 - 433 85 80 http://www.turkis.org.tr e-posta: [email protected] • Dergimiz Basn Ahlak Yasalarna Uyar • Yayn Türü: Yaygn Süreli, 2 Aylk • Bask : Ziraat Gurup Matbaaclk A.û. Ziraat Bankas Tesisleri ústanbul Yolu Trafo Karüs Varlk-Ankara Tel : 384 73 44 - 45 • Bask Tarihi: 15.05.2012 88 Tüketici Dünyas Sinan VARGI TÜRK-Ąą TeĆkilatlandrma Uzman 86 Ülkeler ve Sendikalar Hakan SÜKUN TÜRK-Ąą DĆ ĄliĆkiler Uzman 84 Kadna Dair Hülya UZUNER TÜRK-Ąą Kadn ĄĆçiler Uzman 83 Üç Önemli Sektördeki Uluslararas Örgütler BirleĆiyor Güven SAVUL TÜRK-Ąą Uzman Yardmcs 80 Balkanlarda Ąstihdam Krizi Burak EKMEKÇĄOĂLU TÜRK-Ąą DĆ ĄliĆkiler Uzman 78 AB ve ÇalĆma Hayat Güven SAVUL TÜRK-Ąą Uzman Yardmcs 76 2000 Öncesi Emeklilere Yaplan Ąntibakn Kurallar Namk TAN TÜRK-Ąą AraĆtrma Müdür Yardmcs 74 Uluslararas Sendikal Hareket UăraĆ GÖK TÜRK-Ąą DĆ ĄliĆkiler Uzman 2 1 Mays, TÜRK-Ąą ve Gerçekler Mustafa KUMLU Genel BaĆkan 4 1 Mays Emek ve DayanĆma Bayram Kutlu Olsun 16 OECD Sendikalar DanĆma Komitesi Topland 18 "Örgütlenmenin Önündeki Engellerin Kaldrlmas Sendikalarn ĄĆ Saălă ve Güvenliăi Alanna Etkin Katlmasnda Olumlu Bir Etken Olacaktr Ergün ATALAY TÜRK-Ąą Genel Mali Sekreteri 20 26. ĄĆ Saălă ve Güvenliăi Haftas ąanlurfa'da BaĆlad 22 TÜRK-Ąą: "ĄĆ Saălă ve Güvenliăi Yasa Tasars Tüm ĄĆyerlerini Kapsayacak ąekilde Ąvedilikle KanunlaĆmal ve Uygulamaya Konulmal" 24 25 38 Anayasa Platformu ÇalĆmalarn Sürdürüyor "Ulusal Ąstihdam Stratejisi ÇalĆma Hayatn Bozacak, Emeăin KazanlmĆ Haklarn Yok Edecek." Nazmi IRGAT TÜRK-Ąą Genel TeĆkilatlandrma Sekreteri DOSYA GSS Uygulama Sorunlar 26 ĄĆ Saălă ve Güvenliăi Seminerleri Devam Ediyor ĄĆ Saălă ve Güvenliăi Ortak 28 TÜRK-Ąą/Harb-ĄĆ Semineri 30 TÜRK-Ąą Sendikaclk Akademisi Açld 32 "Bor Madenlerinin ÖzelleĆtirilmesi En Deăerli Milli Servetimizin Heba Edilmesidir" 34 62 TÜRK-Ąą'ten Ąftira Haberlere Tekzip "Türkiye'de Sendika Ya Hiç Olmayacak Ya Da Herkes Sendikal Olacak..." Ümit SEZGĄN TRT Türk Televizyonu Genel Yayn Yönetmeni 67 68 Kriz Dönemlerinde Devletin Görevi Ąstihdam OluĆturmaktr Dr. Hasan PEKDEMĄR Türkiye Denizciler Sendikas Genel BaĆkan 70 72 Sosyal Güvenlik Celal TOZAN TÜRK-Ąą Sosyal Güvenlik DanĆman "Ulusal Rekabet Gücünün Artrlmas" Enis BAĂDADĄOĂLU TÜRK-Ąą AraĆtrma Müdür Yardmcs Basn Açklamalar baçyaz 1 Mays, TÜRK-åæ ve Gerçekler T ÜRK-õö 1 Mays Birlik, Mücadele ve Dayan÷ma Günü’nü tüm Türkiye’de ve merkezi olarak Bursa’da büyük bir co÷ku ve katlmla kutlam÷tr. õl il, bölge bölge alanlara akan TÜRK-õö’e baôl sendikalara üye i÷çiler, alanlarda ülkemizin ve çal÷ma ya÷amnn sorunlarn dile getirmi÷, taleplerini ve çözüm önerilerini hep bir aôzdan haykrm÷tr. TÜRK-õö’in, 1 Mays 2012 kutlamalarnda temel hedefi, kutlamalarn diôer emek ve meslek örgütleri ile gerçekle÷tirilmesi yönünde olmu÷tur. Bugüne kadar yaplan bütün kitlesel eylemlerde ve 1 Mays 2010 ve 2011’in kutlamalarnda emek ve meslek örgütlerinin uzla÷masnda ba÷rolü oynayan TÜRK-õö, 1 Mays 2012 kutlamalar için de ayn çabay sarfetmi÷, üç i÷çi, üç memur konfederasyonunun liderlerini 10 Nisan 2012 tarihinde TÜRK-õö Genel Merkezinde toplantya çaôrm÷tr. Bu toplantda 1 Mays’n ba÷ta õstanbul Taksim Meydan olmak üzere, tüm il ve bölgelerde birlikte kutlanmas konusunda prensip karar alnm÷, kutlamalara katk saôlayabilecek diôer emek ve meslek örgütlerinin de yer alacaô bir ba÷ka toplant yaplmas kararla÷trlm÷tr. Bir hafta sonra gerçekle÷tirilen ikinci toplantda ise, “ortak metin” problemi ya÷anm÷tr. Kamu-Sen ile KESK’in iki uç noktada yer aldô bu tart÷malarda, uzla÷mazlôn öne çkmas üzerine TÜRK-õö, bildiride ortakla÷labilecek konulara yer verilmesini, ortak kutlamaya zarar verecek dayatmalardan uzak durulmasn istemi÷tir. Her örgütün kendi taleplerine kendi adyla çkaracaô bildiride yer verebileceôinin altn çizen TÜRK-õö, kar÷lkl dayatmalarn bu birlikteliôe zarar vereceôine vurgu yapm÷tr. Ancak özellikle tek bir konuda kar÷lkl srarlar devam etmi÷, KESK ve onunla birlikte DõSK, “Kürt sorununun demokratik ve bar÷çl çözümü” ibaresinin mutlaka ve mutlaka ortak bildiri metninde yer almasn isterken, diôer hiçbir ara çözümü kabul etmemi÷, bu ibarenin metinde hiç yer almamasn isteyen Kamu-Sen ise, “etnik sorun”, “bölgesel sorun” ifadeleri gibi ara çözümlere onay vermi÷tir. Mustafa KUMLU Genel Baçkan Konu üzerinde anla÷ma saôlanamamas üzerine toplant daôlm÷, DõSK, KESK ve diôer örgütlerle daha sonra yaptômz ikili, tekli görü÷melerde, “bildiri çkarmadan ortak kutlama yapalm. Herkes kendi bildirisini yaynlasn” ÷eklindeki önerimiz de özellikle DõSK ve KESK tarafndan kabul edilmemi÷tir. Daha sonra gündeme getirdiôimiz, “ayr illerde kutlayalm, ama alanlarda birbirimizi destekleyelim” önerisi de yine ortak bildiri engeline taklm÷tr. Sonuç olarak TÜRK-õö, birlikte kutlamalarn gerçekle÷mesi için her türlü çabay göstermi÷, ancak ortak bildiride yer almas istenen “tek bir cümle” üzerindeki dayatmac yakla÷m kabul etmesi mümkün olmam÷tr. Çünkü 1 Mayslar eôer birlikte kutlanlmak isteniyorsa, tüm örgütler her türlü dayatmac yakla÷mdan uzakla÷mal, “uzla÷may” ön plana çkarmay öôrenmelidir. Kimi örgütler tarafndan daha sonra yaplan açklamalarda, ortak bildiride “TÜRK-õö’in Hükümet alehtar hükümlerin yer almamasn istediôi, bu nedenle ortak metnin çkarlamadô ve ayr÷mann ya÷andô” türü yakla÷mlara yer verilmi÷tir. Bu tür açklamalar gerçeôi yanstmamaktadr. Tekrar ediyorum, ortak bildirideki sorunu tamamiyle “Kürt sorununun demokratik ve bar÷çl çözümü” ibaresinin metinde yer alp almamas meselesi olu÷turmu÷; tart÷mann iki ucunda KESK ile Kamu-Sen yer alm÷, TÜRK-õö, bu iki örgüt arasnda uzla÷ma saôlamaya çal÷m÷tr. Toplantda, bildiride ba÷ka hangi taleplerin yer alacaô konusunun tart÷lmasna sra gelmemi÷, görü÷meler, söz konusu ibare nedeniyle tkanm÷tr. TÜRK-õö, yalan yanl÷ açklamalar hiçbir örgüt ve sendika liderine yak÷tramamaktadr ve ayr÷mann vebalini TÜRK-õö’e yüklemek için yaplan bu açklamalarn gelecekteki birlikteliklere de zarar vereceôi bilinmelidir. Söz konusu örgütler her ÷eyden önce dayatmac yakla÷mlar nedeniyle birlikteliôi engellediklerini fark etmeli, bu yakla÷mlarnn sorumluluôunu üstlenmeli ve gözden geçirmelidir. TÜRK-õö’in içinde de TÜRK-õö’i ypratmak ve zayflatmak için aportta bekleyenlerin bu ayr÷malar frsat bilerek, kulaktan dolma, yalan yanl÷ bilgilerle TÜRK-õö’i suçlama kampanyas ba÷latmalar ibret vericidir. TÜRK-õö’in çkardô 1 Mays bildirisi ise tüm örgütlerin onayn alan 2011 ortak bildirisinin güncellenmi÷ halidir. Bu bildiride “hükümet kar÷t” ifadelerin 2011 bildirisine göre fazlas vardr, eksiôi yoktur. Bildiriyi okuyanlar, her türlü meseleye en çarpc bir biçimde yer verildiôini göreceklerdir. Ayn süreçte bir diôer meseleyi TÜRK-õö, HAK-õö, MEMUR-SEN, KAMU-SEN’in ayn alanda kutlama yapmas konusu olu÷turmu÷tur. Bu kez de MEMURSEN ile KAMU-SEN arasndaki sürtü÷meler ayn alanda kutlamay engellemi÷, iki örgüt arasnda uzla÷ma saôlamak mümkün olmam÷tr. Tüm bu engeller sonucunda, MEMUR-SEN ile HAK-õö Ankara Tandoôan Meydan’nda, TÜRK-õö ile KAMU-SEN de Bursa’da Kent Meydan’nda merkezi kutlamalar gerçekle÷tirmi÷, diôer alanlarda ise birlikte olunabilecek tüm örgütlerle ortak hareket edilmi÷tir. “Neden Bursa?” sorusunun cevabna gelince; TÜRK-õö Yönetim Kurulu, ayr kutlama gündeme geldiôinde, merkezi kutlamann yaplabilmesi için õzmir, Zonguldak ve Bursa illeri üzerinde durmu÷tur. Önce õzmir konusunda görü÷ birliôine varlm÷, ancak daha sonra TÜRK-õö’in 60 yl önce Bursa’da kurulduôu ve TÜRK-õö’in kurulu÷unun 60’nc yl içinde olunduôu gözetilerek, kutlamann merkezi Bursa’ya kaydrlm÷tr. Elbette ki 1 Mayslar, “ayr÷malarn” deôil, “bütünle÷melerin” günü olmaldr. Dileôimiz, önümüzdeki yllarda, bu yl ya÷anlan sorunlar a÷abilecek olgunluôa kavu÷ulmasdr. Ama bilinmelidir ki o veya bu içerikte, “bir tek cümle” dayatmalarnn devam etmesi halinde TÜRK-õö önümüzdeki yllarda da ayr kutlamalara devam edecektir. Elbette ki Taksim alan bir semboldür. Ama artk bütün Türkiye Taksim haline gelmi÷tir ve ülkemizin her yerindeki 1 Mays kutlamalar Taksim kadar deôerlidir. –––– I –––– Bütünle÷meler sadece 1 Mayslarn sorunu deôildir. Sermayenin alabildiôine küreselle÷tiôi günümüz ko÷ullarnda emek hareketinin birlik ve bütünlük içinde olmas ve sorunlara top yekün ba÷kaldrabilmesi zorunluluôu vardr. Bu gerçekliôi kavrayan dünya i÷çi hareketi hzla bir birle÷me sürecine girmi÷, bu birle÷menin pozitif yönleri ülkemize de yansmaya ba÷lam÷tr. Temsil edildiôimiz uluslararas kurulu÷larn birle÷me ve ayn çat altnda olma gayretleri bizde memnuniyet yaratmaktadr. Türkiye i÷çi hareketi de bir birle÷me sürecine girmek durumundadr. Ama bu birle÷menin “daha çok ayr÷arak”, “ayrlklar öne çkararak” yaplamayacaô ortadadr. Bizlere dü÷en görev, “ayr dü÷tüôümüz noktalar deôil”, “birle÷ebildiôimiz noktalar” ön plana çkarp, asgari mü÷tereklerde bir araya gelmeyi ba÷arabilmektir. 1 MAYIS EMEK VE DAYANIąMA BAYR 4 Kumlu: “Bu meydandan yükselen ses, halkn sesidir. Ylgnlăa, umutsuzluăa yer yok. Bu ülkenin gerçek sahibi bizleriz.” T ÜRK-õö ve Türkiye KamuSen bu yl 1 Mays’ Bursa’da Kent Meydannda co÷kulu bir biçimde kutlad. Mitinge, TÜRKõö ve Türkiye Kamu-Sen’e baôl sendikalarmzn üyelerinden yakla÷k 20 bin ki÷i katld. Co÷kulu geçen 1 Mays kutlamalar için Bursa ve çevre illerden ge- len i÷çiler, sabahn erken saatlerinde Atatürk Stad çevresinde toplanmaya ba÷lad. Daha sonra burada kortej olu÷turarak Darmstat Caddesi’nden Kent Meydanna yaplan yürüyü÷le devam etti. Saat 12.00’de Bursa Kent Meydanna ula÷an emekçiler, burada TÜRK-õö Genel Ba÷kan Mustafa Kumlu ve Türkiye Kamu-Sen Genel Ba÷kan õsmail Koncuk tarafndan yaplan konu÷malar dinledi. TÜRK-õö Genel Ba÷kan Mustafa Kumlu, 1 Mays’ta Bursa Kent Meydan’nda yaptô konu÷mada ÷unlar söyledi: “Bugün emeôin bayram, sizin bayramnz. Bu anlaml güzel günde, RAMI KUTLU OLSUN Taksim haline getiren sizleri selamlamak, kutlamak için buradayz. Saô olun, var olun. Biz bir olduôumuzda, el ele gönül gönüle verdiôimizde, bugün reddedilen her ÷ey, yarn kabul edilecektir, bunu bilin. Deôerli Karde÷lerim, soruyorum size, açlk bizim kaderimiz mi? Elbette hayr! Yoksulluk bizim kaderimiz mi? Elbette hayr! õ÷sizlik bizim kaderimiz mi? Elbette hayr! Cinayet haline gelen i÷ kazalarnda hayatmz kaybetmek bizim kaderimiz mi? Elbette Hayr! Bugün dünyann her yerinde emekçiler bunlarn kader olmadôn haykryor. Dünyada, herkese yetecek kadar a÷ varken, i÷ varken, niçin açlôn ve yoksulluôun kol gezdiôinin hesabn soruyor. Bugün dünyann her yerinde emekçiler, sermayenin, yoksulluôa, i÷sizliôe, sava÷lara neden olan aç gözlülüôünü protesto ediyor. õsyan ediyoruz deôerli karde÷lerim, ülkemizdeki güvencesiz çal÷ma biçimlerine isyan ediyoruz. õ÷sizliôe, yoksulluôa, adaletsizliklere isyan ediyoruz. Sosyal devletin gün geçtikçe budanmasna isyan ediyoruz. el ele, yürek yüreôe olmak için, sorunlarnz dile getirmek için Bursa Kent Meydan’nda toplandnz. Bu alana tek bir yumruk, sloganlarnzla, taleplerinizle geldiniz. Özleminiz, ekmek, bar÷ özgürlük, i÷, a÷, karde÷lik. Bugün burada, Bursa’nn, Türkiye’nin yüzünü güldürüyorsunuz, emekçilerin el ele kol kola dostluk içinde kucakla÷masnn destann yazyorsunuz. Kutlu olsun deôerli arkada÷larm. Bayramnz Kutlu olsun! 1 Mays Türkiye’de yasakt. Sizler yllarca bu meydanlardan 1 Mays’n bayram ve tatil ilan edilmesini iste- diniz. 2009 ylnda 1 Mays bayram ve tatil oldu. 2010 ylnda ise yasakl olan Taksim Meydan kutlamalara açld. Bu nasl oldu? Biz çok uôra÷tk ama 1 Mays’ bayram ve tatil ettiren sizlerin mücadelesi! Ylmadnz, yasakl dönemlerde de her 1 Mays’ta alanlarda oldunuz. Taksim yasaô da sizlerin, siz emekçilerin mücadelesi ile kaldrld. Yine sizler sayesinde Türkiye’nin her yeri Taksim haline geldi. Bu nedenledir ki biz TÜRK-õö ve Türkiye Kamu Sen olarak bugün Bursa Kent Meydan’nda sizlerleyiz. Türkiye’nin her yeri gibi bu alan da Bizler ne istiyoruz? Bizler, üreten, aln terinin ba÷ tac edildiôi, özgürce örgütlenebildiôimiz, yasaklarn olmadô bir Türkiye istiyoruz. Kazandômzla geçinebilmek, gelecek kaygs duymadan ülkemiz için aln teri dökmek istiyoruz. Çocuklarmz okutmak, onlar saôlkl büyütmek, memleketimiz için çal÷mak istiyoruz. Bizim, bu memleketin ürettiôi her deôerde nesilden nesile devrettiôimiz çal÷kanlômz, fedakarlômz, demokrasiye olan a÷kmz, aln terimiz var. Ama ilk frsatta i÷siz, a÷sz, umutsuz, kapya braklan bizler oluyoruz. Her frsatta saôlk hakkna, eôitim hakkna, kdem tazminat hakkna, insanca çal÷ma 5 6 1 Mays mitingine TÜRK-úû Yönetim Kurulu Üyeleri, sendikalarmzn genel baükan ve yöneticileri ile TÜRK-úû’in eski Genel Baükanlar Bayram Meral ve Salih Klç, Genel Mali Sekreteri Enver Toçoùlu da katld. hakkna, sendikala÷ma hakkna göz dikilen bizler oluyoruz. Haklarmza saldryorlar. Bunlar kabul edecek miyiz karde÷lerim? Etmiyoruz, etmeyeceôiz! Deôerli Karde÷lerim, birlikteliôimizin ÷ölen haline geldiôi bu alanda verilen mesajlar Hükümet tarafndan iyi anla÷lmaldr. Hükümet, emekçilerin sefaletinin kimseye refah getirmeyeceôi iyi bilmelidir. Bu ülkenin gerçek sahibi bizleriz. Hükümetlere dü÷en görev hiç vakit kaybetmeden taleplerimizi dikkate almak, gereôini yapmaktr. 1 Mays bar÷ günüdür, 1 Mays karde÷lik günüdür. Bugün burada, insanlô sava÷a sürükleyenleri; parann ve silahlarn gücüyle, kendi çkarlar için, çoluk çocuk demeden dünyay kan gölüne çevirenleri lanetliyoruz. Bugün Türkiye ÷ehit haberleriyle kan aôlyor. Bunun nedeni terör. Terör bir insanlk suçudur ve terör örgütünün yaptô her saldr TÜRK-õö tarafndan, milletimiz tarafndan nefretle lanetlenmektedir. Bizim, ÷er odaklarnn ve onlara destek veren güçlerin milletimizin ve devletimizin güçlü iradesi kar÷snda yok olup gideceklerine olan inancmz tamdr. Allahn izniyle bu terör belasnn üzerinden hep birlikte geleceôiz. Millet olarak karde÷lik, bar÷ içinde kucakla÷acaôz. Deôerli Karde÷lerim; Küreselle÷me, dediler, artk parann yeri yurdu yok dediler. Ama ne oldu? Zenginlik ve refah küreselle÷ti mi? Hayr! Ne küreselle÷ti? Yoksulluk küreselle÷ti, i÷sizlik küreselle÷ti. Mutsuzluk, ac küreselle÷ti. Özelle÷tirmelerle kaynaklarmz çar çur edildi; saôlk, eôitim paral hale getirildi, haklarmz budand. Esnek, kuralsz çal÷ma biçimleri, ta÷eronluk küreselle÷ti. Kriz küreselle÷ti, kriz! Amerika’da bir kriz çkt, tüm dünyaya yayld. Krizin nedeni, dünyann aç gözlü para babalar. Bakn! Ulusal õstihdam Stratejisi diye bir ÷ey çkardlar. õ÷sizliôi önleyeceklermi÷. õ÷sizliôi önlemek için ne yapmak istiyorlar? Kdem tazminat hakkmz budamak, esnek çal÷ma biçimlerini yaygnla÷trmak, asgari ücreti bölgeselle÷tirmek, kiralk i÷çilik düzenlemesini getirmek istiyorlar ve daha neler neler. Kdem tazminatmza el uzatlmasn kabul edecek miyiz? Etme- yeceôiz! Kdem tazminatmza el uzatlrsa ne yapacaôz? Genel grev yapacaôz, genel grev! Esnek çal÷ma biçimleriyle kölele÷tirilmeyi kabul edecek miyiz? Etmeyeceôiz… Asgari ücretin bölgeselle÷mesini kabul edecek miyiz? Etmeyeceôiz… Tüm bunlara ve haklarmza yönelik diôer saldrlara kar÷ hep birlikte direnecek miyiz? Direneceôiz arkada÷lar! El ele kol kola yürek yüreôe tüm bunlara kar÷ koyacaôz. Var m öyle i÷çileri, emeôi ile geçinenleri sefaletle ba÷ ba÷a brakmak? Ey Hükümet sana sesleniyorum; Yoksulluôu açlô önle, i÷size i÷ yarat, i÷ güvencesini, sosyal adaleti, adil bölü÷ümü saôla. Ta÷eronluôu, cinayet haline gelen i÷ kazalarn engelle. õ÷sizlik sigortas fonundaki paralarmza dokunma. Esnek çal÷ma biçimlerinden vazgeç. Kaytd÷ ekonomiye kar÷ mücadele ver. Vergi adaletsizliôine son ver. Her sorunun çözümünü i÷çinin, kamu emekçisinin, emeklinin sofrasnda, haklarnda görmekten vazgeç. Unutma ki bu ülke emekçilerin omuzlar üzerinde yükseliyor. Bizler snr karakollarnda, vatan savunmasnda ölmek dahil, üzerimize dü÷en her görevi laykyla yapmyor muyuz? Evet! Yapyoruz! Öyleyse, Türkiye’nin ürettiôi her deôerden adil bir pay almak da bizim hakkmz. Bir de ÷u çok iyi bilinsin ki, emeôi ile geçinenler, haklarna el uzatanlar, çocuklarnn geleceôini karartanlar, ac ve mutsuzluk yaratanlar asla affetmez. Affeder miyiz arkada÷lar? Affetmeyiz! Demokrasi bizim ekmeôimiz suyumuz. Demokrasi bizim topraômz, havamz. Biliyoruz ki, demokrasi yoksa biz de yokuz. Demokrasi, emeôin üzerinden yükselen rejimin addr. Demokrasiye hiç kimse sahip çkmasa bile, onun bir sahibi vardr. Onun sahibi biziz! Onun için Anayasa’nn, yasalarn deôi÷mesini istiyor, yaplacak deôi÷ikliklerle 12 Eylül’ün tüm izlerinin silinmesini talep ediyoruz. Evet! Anayasa deôi÷- 7 8 meli, çal÷ma hayatn düzenleyen yasalar deôi÷meli ve emeôin özgür ve güçlü olmasnn önündeki tüm engeller kaldrlmaldr. Türkiye’yi yönetenlerin temel hedefi özgürlükçü ve çoôulcu demokrasinin snrlarn geni÷letmek olmaldr. Toplumsal bar÷ ve huzurun saôlanmas için uzla÷ma, ho÷görü ve bir arada ya÷ama kültürünün geli÷tirilmesi için çaba gösterilmelidir. Emekçilerin çkarlar sava÷ta deôil bar÷tadr. Atatürk’ün “yurtta sulh, cihanda sulh” ÷iar rehber edinilmelidir. Türkiye Cumhuriyeti Devletinin tüm kurumlar hukuk devleti anlay÷yla hareket etmelidir. Biz bunu istiyor, Türkiye’nin anti demokratik tüm sabkalarndan arnmasn bekliyoruz. kaybetmemek için, i÷sizliôe ve yoksulluôa hayr demek için, daha çok demokrasi, daha çok özgürlük için bu meydan doldurmu÷tur. 1 Mays Emek ve Dayan÷ma Bayramnda bu meydandan yükselen ses, halkn sesidir. Ylgnlôa umutsuzluôa yer yok! Bu ülkenin gerçek sahibi bizleriz. Hükümete dü÷en görev vurdum duymazlktan vazgeçip, artk hiç vakit kaybetmeden taleplerimizi dikkate almak, gereôini yapmaktr. Bugün i÷çiler memurlar emekliler, i÷sizler, kazanlm÷ haklarn Deôerli Karde÷lerim, TÜRK-õö birle÷tirendir. TÜRK-õö emek ör- Hiç merak etmeyin! Bu ülkede TÜRK-õö var. Sizler varsnz. Emeôe ve onun çkarlarna uzanan ellerin bo÷ta kalmas için her türlü mücadelede en ön safta olduk, olmaya da devam edeceôiz. gütleri arasndaki birlikteliôi saôlayabilmek için bugüne kadar her türlü giri÷imde bulunmu÷, gerektiôinde fedakarlk yapm÷tr. Uzla÷ma için fedakarlk m? Tamam! Ama dayatma m var? õ÷te orada herkes dursun. TÜRK-õö, ne onun pe÷ine taklr, ne bunun. TÜRKõö tabannn sesini dinler. Rotasn ona göre belirler. Ve de herkes bilir ki, bu ülkede, bu güne kadar yaplan her güçlü eylemin önünde TÜRK-õö olmu÷tur, olmaya da devam edecektir. TÜRK-õö bugün Bursa Kent Meydan’nda sizinle beraber. Bursa bir i÷çi kenti. TÜRK-õö kurulduôundan bu güne kadar Bursa’da yaygn bir ÷ekilde örgütlü. Burada Türk Metal var, sizler varsnz. TÜRK-õö ve Türk Metal her zaman sizlerle bir- likte var olacaktr. Sizler her zaman olduôu gibi TÜRK-õö’e sahip çkacaksnz. Bu meydanlar “TÜRK-õö nerede biz oradayz” diye inleteceksiniz. Bursa’nn büyümesini, uluslar aras yatrmlarn yaplmasn engellemek isteyen, yabanc sermayedarn oyuncaô sfrc sendikann pe÷ine taklmayacaônz biliyorum. Bu bayrama ula÷abilmek için dünyada ve Türkiye’de kaybettiôimiz canlara, selam olsun. Bursa Kent Meydan’n demokrasi alan haline getiren, ye÷il Bursa’nn yüzünü aôartan siz yiôit karde÷lerime selam olsun. Bursa Kent Meydan’ndan Dünyann ve Türkiye’nin 1 Mays alanlarndaki co÷kulu kutlamalara selam olsun. õ÷ kazalarnda yitirdiôimiz emekçi karde÷lerimize selam olsun, ruhlar ÷ad olsun. Hepinizin ve emeôe gönül vermi÷ herkesin 1 Mays Emek ve Dayan÷ma Bayram’n kutluyor, sevgilerimi, sayglarm sunuyorum.” Alanda, TRT Haber’in canl yaynna katlan Genel Ba÷kan Mustafa Kumlu, etkinliklerin 1 Mays’n amacna uygun kutlandôna dikkat çekti. Kumlu, “Bu güzel güne÷li havada, ye÷il Bursamzda çok güzel amacna uygun bir 1 Mays kutlam÷ olduk. Ben buradan dünyada ve Türkiye’nin her yerinde kutlanan emek ve dayan÷ma bayramn kutluyorum. Bundan sonra da böyle olmasn, 1 Mays’n amacna uygun bir bayrama havasnda geçmesi için tüm sivil toplum örgütlerinin tüm kurulu÷larn katk saôlamas gerektiôini dü÷ünüyorum” dedi. Türkiye Kamu-Sen Genel Ba÷kan õsmail Koncuk ise “1 Mays birbirimize ta÷ attômz, polise küfrettiôimiz, camlar krdômz, hakllklarn ön plana çkarldô, etnik bölücü anlay÷larn ön plana çkarldô gün deôildir. Öyle bir gün olarak kutlanmamal. TÜRK-õö ve Türkiye Kamu-Sen bunun en güzel örneôini verdik” diye konu÷tu. 9 1 Mays Emek ve DayanĆma Bayram Bölge ve Ąllerde CoĆkuyla Kutland T ÜRK-õö’e baôl Bölge ve õl Temsilciliklerimiz, 1 Mays Emek ve Dayan÷ma Bayram’n illerinde büyük bir co÷kuyla kutladlar. Tüm bölge ve illerde TÜRK-õö öncülüôünde yaplan etkinliklerde, TÜRK-õö tarafndan hazrlanan 1 Mays Bildirisi kamuoyuna duyuruldu. ZONGULDAK ZONGULDAK 1 Mays Uluslararas Birlik, Mücadele ve Dayan÷ma Günü, Zonguldak’ta büyük bir katlm ve co÷kuyla kutland. Genel Maden õ÷çileri Sendikas’nn öncülüôünde TÜRK-õö, KESK, Türkiye KamuSen, DõSK, TMMOB, Birle÷ik Kamuõ÷ ve Memur-Sen’in Zonguldak öubelerinin ortakla÷a düzenlediôi 1 Mays Kutlamas’nda katlmclar Madenci Ant alanna sômad. GMõS üyesi maden i÷çileri üretim bölgelerinden kortej olu÷turarak yürüyü÷e geçti. Maden i÷çileri 1 Mays kortejine e÷ ve çocuklaryla katld. 10 GMõS Genel Ba÷kan Eyüp Alaba÷ mitingde bir konu÷ma yapt. Alaba÷ konu÷masnda ÷unlar söyledi: åZMåR ADANA “Kdem Tazminatn tart÷ma konusu yapyorlar, yeni i÷ba÷ yapacak arkada÷larmzn kdem tazminat almasn zorla÷tryorlar. Biz, TÜRKõö’in Genel Kurul kararn hatrlatyoruz; Kdem tazminat, bizim için bir genel grev sebebidir. Bölgesel asgari ücret diye, farkl asgari ücret uygulamas getirmek istiyorlar. Ta÷eron uygulamasn destekleyecek ve daha da yaygnla÷tracak düzenlemeler yapmak istiyorlar. Ulusal õstihdam Stratejisi ad altnda bir düzenleme yaparak, sosyal bar÷ darmadaôn edecek, i÷yerlerinde çal÷ma bar÷n bozacak admlar atmak istiyorlar. E÷it i÷e e÷it ücret uygulamasn, hukuken ortadan kaldrmak istiyorlar. Serbest çal÷ma, esnek çal÷ma diyerek; ay, hafta gün gibi çal÷ma sürelerini, hatta saatlik çal÷ma sürelerini parçalamak istiyorlar. õ÷çileri köle ticareti yapar gibi i÷verenlere kiralamak istiyorlar. Sendikalar ve toplu sözle÷me düzenini ortadan kaldrmak istiyorlar. Bunlar 1800’lerin vah÷i kapitalist döneminde bile olmuyordu. Biz Zonguldak’tan, Madenci Ant’ndan Hükümeti uyaryoruz. Sermayenin isteklerine deôil, bizim, i÷çilerin, emekçilerin sesine kulak vermesini istiyoruz.” Öte yandan Bartn’da Kemerköprü Meydan’nda toplanan sendikalar ve diôer katlmclar Yukarçar÷’ya kadar yürüyü÷ yapt. Genel Maden õ÷çileri Sendikas Amasra öube Ba÷kan Hakk Arslan, burada yaptô konu÷mada, enerji konusunun ülkenin en önemli sorunlarndan biri olduôunu söyledi. SAMSUN 11 åZMåR TÜRK-õö’e baôl sendikalar ve meslek örgütleri, Alsancak Liman tarafndan gelerek Gündoôdu Meydan’na doôru yürüyü÷e geçti. Meydana ilk önce TÜRK-õö korteji girdi. Kutlamaya õzmir Büyük÷ehir Belediye Ba÷kan Aziz Kocaoôlu, milletvekilleri, belediye ba÷kanlar da katld. DåYARBAKIR ADANA Adana’da, “1 Mays Emek ve Dayan÷ma Günü” dolaysyla kutlama program düzenlendi. Mimar Sinan Açk Hava Tiyatrosu önünde toplanan, çe÷itli sivil toplum kurulu÷larna, sendikalara ve siyasi partilere üye gruplar, ellerindeki pankartlarla Mustafa Kemal Pa÷a Bulvar’ndan ve Sular mevkisinden geçerek, Uôur Mumcu Meydan’na kadar yürüdü. SAMSUN õstasyon Mahallesi’nde toplanan sendika, sivil toplum ve siyasi parti üyelerinden olu÷an grup, el- KONYA lerinde pankart, döviz ve flamalar ile sloganlar e÷liôinde Cumhuriyet Meydan’na yürüdü. Güvenlik önlemleri altnda Cumhuriyet Meydan’na ula÷an grup, slogan atmaya burada da devam etti. TÜRKõö 6. Bölge Temsilcisi õsmail Ek÷ioôlu, burada yaptô konu÷mada, örgütlenmenin önündeki engellerin kaldrlmasn istedi. DåYARBAKIR ESKåæEHåR 12 Diyarbakr’da 1 Mays Emek ve Dayan÷ma Bayram, 32 yldan bu yana ilk kez bir mitingle kutland. õstasyon Meydannda yaplan mitinge TÜRK-õö Bölge Temsilciliôi öncülüôünde, baôl sendikalarmzn ÷ubeleri, KESK, DõSK ve TMMOB üyeleri katld. Mitingde, TÜRK-õö 7. Bölge Temsilcisi Bahri Zülküf Karakoç bir konu÷ma yapt. TÜRK-õö 7. Bölge kapsamnda bulunan illerden Mardin, Batman ve Siirt’te TÜRK-õö ve KESK’in öncülüôünde mitingler yapld. öanlurfa, Adyaman, Bitlis, Van, Elazô, örnak, Hakkari ve Malatya’da 1 Mays geni÷ katlml basn açklamalaryla kutland. KONYA DÜZCE TÜRK-õö ve Türkiye KamuSen üyeleri, Zafer Meydan’nda davul zurna e÷liôinde kutlama yapt. TÜRK-õö 2. Bölge Temsilcisi Necati Kökat, burada yaptô konu÷mada, 1 Mayslarn, emek hareketinin birlik, mücadele ve dayan÷ma günü olarak tüm dünyada yllardr kutlandôn söyledi. ESKåæEHåR TRABZON 1 Mays, Eski÷ehir’de, TÜRK-õö Eski÷ehir õrtibat Bürosu öncülüôünde, Shhiye Meydannda yakla÷k 12 bin ki÷inin katlmyla kutland. Kutlamaya Eski÷ehir Büyük÷ehir Belediye Ba÷kan, Tepeba÷ Belediye Ba÷kan, siyasi partilerin temsilcile- ri, milletvekilleri ve sivil toplum kurulu÷larn temsilciler katld. Kutlamalara aôrlkl olarak Türk Metal, T. Maden-õ÷, Türk Harb-õ÷, Tekgda-õ÷, Kristal-õ÷, Demiryol-õ÷, Belediye-õ÷ ve Tezkoop-õ÷ Sendikalarmza üye i÷çiler katld. DÜZCE Antpark’ta düzenlenen mitinge katlan Basn-õ÷ Sendikas Genel Ba÷kan ve CHP Genel Ba÷kan Yardmcs Yakup Akkaya, bir konu÷ma yapt. õ÷çi bayramnn Türkiye’nin dört bir yannda co÷kuyla kutlandôn anmsatan Akkaya, “Burada i÷çiler hakl ve me÷ru taleplerini dile getirmek için alanlara topland. Bugün i÷çiler, Türkiye ve dünyann her yerinde baskya, sömürüye kar÷ durmak için alanlarda seslerini var güçleriyle duyuruyorlar” diye konu÷tu. Tertip Komitesi adna konu÷an TÜRK-õö Düzce õl Temsilcisi ve Türk Metal Sendikas Düzce Bölge Temsilcisi Murat Ardç, sosyal adalet e÷itlik ve demokrasi istediklerini belirterek “1 Mays i÷çi snfnn sermayeye kar÷ uluslararas birlik mücadele ve dayan÷ma günüdür” dedi. ÇANAKKALE 13 LÜLEBURGAZ TRABZON Emek ve Dayan÷ma Bayram yakla÷k 3 bin ki÷inin katldô yürüyü÷ ve mitingle kutland. Yürüyü÷ün ardndan Atatürk Alan’na gelen gruplar adna çe÷itli konu÷malar yapld. TÜRK-õö Trabzon õl Temsilcisi ve Yol-õ÷ 1 Nolu öube Ba÷kan Hasan Basri Hatipoôlu, yaptô konu÷mada, “1 Mays 2012’yi, güvencesiz, kuralsz çal÷mann yaygnla÷tô ko÷ullarda kar÷lyoruz. Emekçilerin yars kayt d÷ çal÷yor. Sendikaszla÷trma yaygnla÷trlyor. Örgütlenmenin önüne engeller çkarlyor. Örgütlenen ki÷iler i÷ten atlyor. õ÷ kazas ad verilen cinayetle durmak BOLU bilmiyor. Sosyal adalet, e÷itlik ve demokrasi istiyoruz” dedi. ÇANAKKALE GåRESUN 14 TÜRK-õö Çanakkale õl Temsilciliôi 1 Mays’ Çanakkale Cumhuriyet Meydan’nda düzenlediôi bir mitingle kutlad. Konfederasyonumuza baôl sendikalarmza üye yakla÷k 250 ki÷ilik bir grup, diôer katlanlarla birlikte õnönü Caddesi’ndeki eski Sal Pazar’ndan kortej halinde Cumhuriyet Meydan’ndaki miting alanna yürüdü. TÜRK-õö Çanakkale õl Temsilcisi ve Türk Metal Sendikas Biga öube Ba÷kan Osman Akkurt burada bir konu÷ma yapt. Akkurt konu÷masnda, “Bar÷ için, özgürlük için, demokrasi için, ekmek için, daha güzel bir dünyada sömürüsüz, basksz, insan onuruna yara÷r bir ya÷am için birlikteyiz” dedi. LÜLEBURGAZ AFYON TÜRK-õö ve KESK öncülüôünde Lüleburgaz’da düzenlenen 1 Mays mitingine, Edirne, Krklareli ve Tekirdaô illerinden gelen yakla÷k 10 bin ki÷i katld. Mitingde TÜRK-õö adna Kristal-i÷ Sendikas Trakya öube Ba÷kan Habip Çal÷kan bir konu÷ma yapt. Çal÷kan, ta÷eronla÷mann önünü açan düzenlemeleri ele÷tirerek, “Bu düzenlemeler hem sendikal örgütlenmeyi hem de i÷ güvencesini ortadan kaldrmaktadr” dedi. BOLU RåZE Bolu’da, TÜRK-õö önderliôinde toplanan sendikalar 1 Mays’ co÷kuyla kutlad. Bankalar Meydannda toplanan yakla÷k bin kadar i÷çi toplu halde, Kent meydanna kadar yürüyerek sloganlar attlar. TÜRKõö Bolu õl Temsilcisi ve Türk Metal Sendikas Bolu öubesi Ba÷kan Özgür Elçi, yaptô konu÷mada, “Bizler bu ülkenin i÷çileri, kamu emekçileri, i÷sizleri, emeklileri, yoksullar, kadnlar, gençleri ile birlikte yine alanlardayz” dedi. ÇORUM Sendikalara üye i÷çiler ve çe÷itli sivil toplum kurulu÷u üyelerinden olu÷an grup, Gazi Caddesi’nde topland. Buradan slogan atarak yürüyü÷e geçen gruplar, Abide Meydan’na ula÷t. Burada bir konu÷ma yapan öeker-õ÷ Sendikas Çorum öube Ba÷kan Sefer Kahraman, i÷çi haklarnda tarihsel geli÷im içinde ya÷anan gerilemeleri anlatt ve ÷eker sanayinin özelle÷tirilmesini ele÷tirdi. toplanan emekçiler Gazi caddesi güzergâhn kullanarak kutlamalarn yaplacaô Osman Aôa Meydan’na kadar yürüdüler. AFYON GåRESUN 1 Mays Emek ve Dayan÷ma Günü Afyonkarahisar’da TÜRK-õö ve Türkiye Kamu- Sen üyelerince kutland. Yakla÷k 300 ki÷inin katldô kutlamalarda, Demiryol-õ÷ Sendikas Afyonkarahisar öube Ba÷kan ve TÜRK-õö õl Temsilcisi Muharrem Uslu yapt. Giresun’da düzenlenen 1 Mays yürüyü÷ ve mitinginde TÜRK-õö õl Temsilcisi Hüseyin Özdem bir konu÷ma yapt. Debboy mevkiinde Uslu, “Ulusal õstihdam Stratejisinin emek kar÷t yakla÷mlaryla kdem tazminatmza göz dikiliyor, asgari ücret bölgeselle÷tirilmek, es- nek ve kuralsz çal÷ma biçimleri yaygnla÷trlmak isteniyor” dedi. ÇANKIRI TÜRK-õö Çankr õl Temsilcisi Murat Saraçba÷, Türkiye Kamu-Sen Çankr õl Temsilcisi Metin Memi÷, Türk Metal Sendikas öube Ba÷kan Aydn Akba÷ ve Demiryol-õ÷ Sendikas õl Temsilcisi Nuri Gökçe ortak bir basn toplants düzenleyerek hazrlanan metni okudu. KARABÜK 30 Nisan 2012 günü Karabük’te bulunan tüm sendikalar bir araya gelerek TÜRK-õö tarafndan hazrlanan bildiriyi kamuoyuna açkladlar ve yerel basna daôttlar. 15 16 OECD Sendikalar DanĆma Komitesi Topland 23 -24 Mays 2012 tarihlerinde Paris’te gerçekle÷tirilecek olan OECD Bakanlar Konseyi toplantsna 28 yl aradan sonra Türkiye ba÷kanlk edecek. Bu nedenle, söz konusu toplant öncesi OECD Sendikalar Dan÷ma Komitesi TUAC ve Ticaret ve Sanayi õsti÷are Komitesi BIAC temsilcileri 5 Nisan 2012 günü Ankara’da Ba÷bakan Yardmcs Ali Babacan ile bir araya geldi. OECD Genel Sekreteri Angel Gurria’nn da katldô toplantda TUAC heyetinde TUAC Genel Sekreteri John Evans, Japonya õ÷çi Sendikalar Konfederasyonu (RENGO) Genel Ba÷kan Nobuaki Koga ve TÜRK-õö Genel Ba÷kan Mustafa Kumlu da yer ald. TÜRK-õö Genel Ba÷kan Mustafa Kumlu toplantda ÷unlar söyledi: “Öncelikle Türkiye’nin 28 yl aradan sonra Mays aynda yaplacak olan Ekonomik Kalknma ve õ÷birliôi Örgütü Bakanlar Konseyi toplantsna ba÷kanlk edecek olmasnn bizi memnun ettiôini, ayn zamanda OECD’nin gelecek kalknma stratejisinin burada ÷ekillenecek olmas nedeniyle de toplantdan beklentimizin yüksek olduôunu ifade etmek isterim. Bugün ülke ekonomileri küresel düzeyde birbirine tamamen baôml hale gelmi÷tir. Dolaysyla, her kesim hem ulusal hem de küresel düzeyde i÷birliôi yapmak ve muhataplar ile diyalog içerisinde çal÷mak zorundadr. Bu noktada gerçekle÷tirdiôi- miz toplantnn ve sosyal diyalogun önemini vurgulayarak sözlerime devam etmek istiyorum. Özellikle son küresel ekonomik krizin ardndan durum daha da kötüle÷mi÷ yoksulluk, i÷sizlik, kötü çal÷ma ve ya÷am ko÷ullar tüm emekçi kesimin korkulu rüyas haline gelmi÷tir. Ya÷amn emeôi kar÷lônda aldô ücretle sürdüren insanlar dünyann her yerinde benzer sorunlarla kar÷la÷maktadr. Zaten var olan gelir adaletsizliôi, düzensiz ve güvencesiz istihdam biçimleri artm÷, sosyal devlet zayflam÷, kamu hizmetlerinin miktar ve kalitesi dü÷mü÷, ba÷ta örgütlenme ve toplu pazarlk hakk olmak üzere i÷çi hak ve özgürlükleri a÷ndrlm÷tr. Yüksek oranda ekonomik büyü- Kumlu: “Küresel ekonomik krizin ardndan yoksulluk, iĆsizlik, kötü çalĆma ve yaĆam koĆullar emekçi kesimlerin korkulu rüyas haline gelmiĆtir.” me kaydeden ülkelerde dahi i÷sizlik oranlar dü÷memi÷, çal÷an kesimin alm gücü azalm÷tr. Baz olumlu göstergelere raômen kriz sona ermemi÷, iyile÷tirme ba÷lô altnda bugüne kadar uygulanan politikalar çözüm getirmediôi gibi eski düzenin yeniden in÷as olmann ötesine gidememi÷tir. Bu nedenle, geleceôe ili÷kin endi÷e ve kayglarmz devam etmektedir. G20 Zirveleri, öncelikli taleplerimizden birisi olan istihdam konusunda bizi umutlandrm÷, ancak verilen taahhütlerin hükümetler tarafndan yerine getirilmemesi nedeniyle umutlarmz bo÷a çkm÷tr. Aksine, geli÷mi÷ Avrupa ülkeleri kemer skma politikalarn uygulamak için adeta sraya girmi÷tir. Oysaki sürdürülebilir büyüme ve ekonominin tesis edilebilmesi, ancak talep art÷ yaratmakla, çal÷an kesimin alm gücünü artrmakla, kamu hizmetlerini geli÷tirmekle, sosyal devleti güçlendirmekle, istihdam artrmakla, vergide adaleti saôlamakla, insan onuruna yak÷r i÷i tüm dünyada hakim klmakla mümkündür. Ba÷ta gençler olmak üzere insanlara beceri kazandracak programlar uygulanmas, sosyal koruma zemininin geni÷letilmesi, insanlara gelecek kaygs olmadan güven içerisinde ya÷ayacaklar bir ortam saôlanmas, örgütlü toplum yaratlmas, sosyal diyalogun ve sivil toplum örgütlerinin güçlendirilmesi, bu uôurda kat etmemiz gereken mesafeler arasndadr. Dünyann ve insanlarn geleceôi sadece kar hrsyla hareket eden veya pek çok ülkede giderek yaygnla÷an rü÷vet ve yolsuzluktan medet uman kesimlerin eline braklmamaldr. Rü÷vet ve yolsuzluk ancak küresel önlemlerle çözülebilecek bir olgudur. OECD’nin bu konuda yeterli tecrübe ve arac bulunmaktadr. Kuralsz, vergisiz ve denetimsiz ticari faaliyetlerle veya spekülatif mali i÷lemlerle haksz kazanç elde edenlere müsaade edilmemeli, ticaret kontrol altna alnmal ve mali i÷lemlere ÷effaflk ve sorumluluk getirecek olan mali i÷lemler vergisi uygulanmaldr. õ÷gücü piyasalarnn esnekle÷tirilmesine son verilmeli, güvenceli istihdam saôlanmal, ta÷eron i÷çiliôine son verilmeli, çal÷an kesim ve ailelerinin geçim ve huzuru, sorumluluk sahibi olmayan, sadece emek sömürüsü üzerinden para kazanmay amaçlayanlara braklmamaldr. Bu noktada, özellikle geli÷mekte olan ülkeler ve MENA bölgesi olarak adlandrdômz Ortadoôu ve Kuzey Afrika ülkelerinde ya÷ayan insanlarn, Türkiye’nin ba÷kanlk ediyor olmasnn da etkisiyle OECD Bakanlar Konseyi toplantsndan beklentisi daha fazladr. Ek olarak, iklim ve çevre gelecek nesillerin bize emanetidir. Hazrlanan her ekonomik kalknma ve yeni i÷ yaratma programlarnda iklim ve çevre konusu göz önünde bulundurulmaldr. Hükümetlerden çal÷an kesim ve ailelerine kar÷ sorumlu davranmalarn istiyoruz. Dünyann yükünü ta÷yan bu kesim refahtan en küçük pay almakta ancak en fazla vergiyi ödemektedir. Fazla ypranmakta ve en zor ko÷ullarda çal÷makta, ancak ba÷ta eôitim ve saôlk olmak üzere kamu hizmetlerinden en dü÷ük miktar ve kalitede yararlanmaktadr. Hükümetler attklar her admda bunu akllarnda tutmaldr.” Dünyann ve insanlarn geleceùi sadece kar hrsyla hareket eden veya pek çok ülkede giderek yaygnlaüan rüüvet ve yolsuzluktan medet uman kesimlerin eline braklmamaldr. Rüüvet ve yolsuzluk ancak küresel önlemlerle çözülebilecek bir olgudur. OECD’nin bu konuda yeterli tecrübe ve arac bulunmaktadr. 17 18 TÜRK-Ąą Genel Mali Sekreteri Ergün Atalay: “Örgütlenmenin önündeki engellerin kaldrlmas sendikalarn iĆ saălă ve güvenliăi alanna etkin katlmasnda olumlu bir etken olacaktr.” Ü lkemizde i÷yerlerinin yüzde 98’i 50’nin altnda i÷çi çal÷tran i÷yerlerinden olu÷maktadr. 50 ki÷inin altnda i÷çi çal÷tran i÷yerlerinin toplam istihdamdaki pay yakla÷k yüzde 60’dr. 50’nin altnda i÷çi çal÷tran i÷yerlerinde sigortasz, kaçak i÷çi, çocuk i÷çi çal÷trma yaygn olduôu gibi sendikala÷ma da yoktur. Dolaysyla i÷ denetiminin yok denecek az olduôu, örgütlenmenin önünde bir dizi engelin olduôu bir yapda i÷yerlerinin yüzde 98’i, toplam i÷çinin yüzde 60’ büyük risk altnda çal÷maktadr. 4 Aralk 2009 tarihli Resmi Gazetede yaymlanan õ÷letme Belgesi Hakknda Yönetmeliôin yürürlüôe girmesiyle, tüm i÷letmeler içinde yüzde 98’lik paya sahip olan küçük ve orta boy i÷letmeler i÷ saôlô ve güvenliôi açsndan i÷ tefti÷i d÷nda braklm÷tr. Bununla birlikte, 50 veya daha fazla i÷çi çal÷tran i÷letmelere üç ay içerisinde eksikleri giderilmemesi halinde de i÷letme belgesi verilmektedir. Böylece i÷letme belgesinin alnmasnn kolayla÷trlmasyla, i÷ saôlô ve güvenliôi önlemlerinin alnmadô, i÷yerlerine yönelik tefti÷in kaldrldô ko÷ul- larda i÷ kazalarna davetiye çkarlmaktadr. Nitekim son yllarda Davutpa÷a’dan ba÷layarak birçok i÷yerinde meydana gelen i÷ kazalarnda bu yönetmelikten kaynaklanan tefti÷ eksikliôinin azmsanmayacak bir pay bulunmaktadr. Bu yönetmelikle, sadece i÷yeri hekimi, i÷ güvenliôi uzman çal÷trma ve i÷ saôlô ve güvenliôi kurullar olu÷turma zorunluluôu olmayan küçük ve orta i÷letmeler deôil, ayn zamanda 50 veya daha fazla i÷çinin çal÷tô ve i÷yeri hekimi, i÷ güvenliôi uzmannn çal÷trlma ve i÷ saôlô ve güvenliôi kurullar olu÷turma zorunluluôu olan i÷yerlerindeki i÷çiler de büyük bir risk ve tehlike altnda çal÷maktadrlar. Son yllarda i÷ kazalar nedeniyle büyük aclar ya÷and. Davutpa÷a’da merdiven alt bir i÷yerinde meydana gelen patlamada 21 i÷çimiz, Tuzla’da tersanelerinde ya÷anan i÷ cinayetleri sonucunda yüzü a÷kn i÷çimiz, Zonguldak’ta ve Af÷in-Elbistan madenlerindeki i÷ kazalarnda onlarca madencimiz, õstanbul’da bir minibüsün kasasna tk÷trldklar için sele kaplarak can veren kadn i÷çilerimiz, Adana’da patlayan barajn sel sularna kaplp bulunamayan on i÷çimiz, Erzurum’da baraj gölünde kaybettiôimiz be÷ i÷çimiz, Esenyurt’ta, kara k÷ta çadrlarda yatrlan ve bu nedenle de yanarak can veren on bir in÷aat i÷çisi… 2012 Ocak aynda 62, öubat aynda 42 i÷çimiz hayatn kaybetti. Bütün bunlar ülkemizin hafzasnda kara birer leke olarak yer alyor. Birileri, karlarna kar katmak için insanlarn hayatlaryla oynuyor. Birileri, bu ülkede köle düzenini hakim klmak istiyor. Birileri, doymak bilmeyen açlklaryla, emekçilerin canlarn hiçe sayyor. Yalnzca 2010 ylnda i÷ kazalar sonucunda 1454 i÷çimizi kaybettik. Bu sayy güne böldüôünüzde, günde ortalama 4 i÷çimizi i÷ kazalarnda yitiriyoruz. Bu rakamlar, dünyann 20. büyük ekonomisine sahip Türkiye için bir utançtr. Bu rakamlar, 21. yüzyl Türkiyesi için bir utançtr. Türkiye bu utançtan kurtulmaldr, bu gidi÷e artk bir dur denmelidir. ILO’nun “Güvenlik Kültürü Raporu”na göre, meslek hastalklarnn tümü, i÷ kazalarnn yüzde 98’i önlenebilir kazalardr. Bu kazalarn ancak yüzde 2’si önlem alnsa bile önlenememektedir. ILO’nun Raporu’nun i÷ kazalar ve meslek úü saùlù ve güvenliùi alannda taraardan biri de iüçi sendikalardr, ancak ülke düzeyinde örgütlenme orannn çok düüük kaldù, KOBú’lerde örgütlenmenin olmadù bir yapda sendikalarn özellikle KOBú’lerde çalüan iüçilerin haklarn korumalarnda ciddi skntlar yaüanmaktadr. Örgütlenmenin önündeki engellerin kaldrlmas sendikalarn iü saùlù ve güvenliùi alanna etkin katlmasnda olumlu bir etken olacaktr. hastalklarnn, dolaysyla yaralanmalarn ve ölümlerin kader olmadôn göstermektedir. Ulusal mevzuat bir bütün olarak tarm, in÷aat, maden, denizcilik vb. tüm sektörleri ve çal÷anlar içine alarak, ILO sözle÷meleri, AB direktifleri, uluslararas standart, norm ve ilkeler yönünde düzenlenmelidir. mevzuata yanstlmas yönündeki çal÷malarn en ksa zamanda ba÷latlmas gerekmektedir. Özellikle küçük ve orta boy i÷letmelerdeki olumsuz ko÷ullar dikkate alndônda, 50’den az i÷çi çal÷tran i÷yerlerinin ortak saôlk birimleri olu÷turmalarnn zorunlu hale getirilmesi, e÷itliôin saôlanarak i÷ saôlô ve güvenliôi hizmetlerinden her çal÷ann yararlanmas gerekmektedir. Kayt d÷ ekonomi makul bir düzeye çekilmeli, ta÷eronluk uygulamasna son verilmelidir. õ÷ saôlô ve güvenliôi alannda taraflardan biri de i÷çi sendikalardr, ancak ülke düzeyinde örgütlenme orannn çok dü÷ük kaldô, KOBõ’lerde örgütlenmenin olmadô bir yapda sendikalarn özellikle KOBõ’lerde çal÷an i÷çilerin haklarn korumalarnda ciddi skntlar ya÷anmaktadr. Örgütlenmenin önündeki engellerin kaldrlmas sendikalarn i÷ saôlô ve güvenliôi alanna etkin katlmasnda olumlu bir etken olacaktr. õ÷ Saôlô ve Güvenliôi Kurullar demokratik bir yapya kavu÷turulmal, etkin olarak çal÷maldr. Küçük ve orta boy i÷letmelerde i÷ saôlô ve güvenliôi ortak birimlerinin kurulmas zorunlu olmaldr. Türkiye, õ÷ Saôlô ve Güvenliôi ve Çal÷ma Ortamna õli÷kin 155, õ÷ Saôlô Hizmetlerine õli÷kin 161 sayl ILO sözle÷melerini onaylam÷tr. Bunlar olumlu admlardr. õ÷ müfetti÷i says artrlmal ve i÷yeri denetimleri etkin olmaldr. õ÷ denetimi Türkiye’nin 1950 ylnda onayladô 81 Nolu ILO sözle÷mesi çerçevesinde, çal÷ma hayatnn baômsz bir i÷ denetimi birimi tarafndan yaplmaldr. Tarmn yannda in÷aatla ilgili 167 sayl õn÷aat õ÷lerinde Saôlk ve Güvenlik Sözle÷mesi ve 175 sayl Tavsiye Kararnn ve ILO’nun 176 sayl Madenlerde Saôlk ve Güvenlik Sözle÷mesi ve 183 sayl Tavsiye kararnn, ayrca ILO’nun 187 sayl õ÷ Saôlô ve Güvenliôini Te÷vik Sözle÷mesinin onaylanmas ve ulusal TÜRK-õö uzun yllardr, AB ülkelerinde olduôu gibi, ayr bir “õ÷ Saôlô ve Güvenliôi Kanunu” talep ediyordu. Bunun yerine getirilmesi bizim için olumlu bir geli÷me. Ancak, Taslakta baz eksiklikler ve bo÷luklar var. TÜRK-õö bu eksikliklerin giderilmesi talebiyle Kanun Tasarsna olumlu yakla÷maktadr. 19 20 26. ĄĆ Saălă ve Güvenliăi Haftas ąanlurfa’da BaĆlad Aăar: “ĄĆ saălă ve güvenliăi pek çok uluslararas belgede yer aldă gibi bir insan hakkdr.” 26. õ÷ Saôlô ve Güvenliôi Haftas etkinlikleri öanlurfa’da düzenlenen, “Tarmda õ÷ Saôlô ve Güvenliôi” temal toplant ile ba÷lad. Toplantya Konfederasyonumuzu temsilen Genel Eôitim Sekreteri Ramazan Aôar katld. Toplantda ayrca Çal÷ma ve Sosyal Güvenlik Bakanlô Bakan Yardmcs Halil Etyemez, ILO Türkiye Temsilcisi Ümit Efendioôlu, öanlurfa Valisi Celalettin Güvenç, Harran Üniversitesi Rektörü Prof Dr. õbrahim Halil Mutlu, DõSK Genel Ba÷kan Erol Ekici, TõSK Genel Sekreteri Ferhat õlter ile baz daire müdürleri ve davetliler katld. Toplantnn açl÷nda konu÷an TÜRK-õö Genel Eôitim Sekreteri Ramazan Aôar, ülkemizde i÷ saôlô ve güvenliôine ili÷kin sorunlara deôindi ve ÷u görü÷leri dile getirdi: “2003 ylnda bakanlômz tarafndan hazrlanan “Ulusal õ÷ Saôlô ve Güvenliôi Sistemi” ba÷lkl raporda, Türkiye’de i÷ saôlô ve güvenliôinin güçlü ve zayf noktalarna yer verilmi÷tir. Buna göre sistemde 10 güçlü nokta varken, sistemin zayf taraf ise 17 madde olarak belirlenmi÷tir. Bu zayf noktalardan ikisini vurgulamamz gerekirse; birincisi, mevzuatn daônklô ve kapsam, ikincisi ise mevzuatn etkili uygulanmamasdr. Raporun hazrlandô yldan bu yana i÷ saôlô ve güvenliôi daire ba÷kanlô genel müdürlüôe dönü÷türülmü÷, AB’ye uyum çal÷malar çerçevesinde 30’dan fazla AB direktifi yönetmelik olarak ulusal mevzu- ata kazandrlm÷, Ulusal õ÷ Saôlô ve Güvenliôi Konseyi kurulmu÷, müstakil bir i÷ saôlô ve güvenliôi kanunu çkarlmas yönünde çal÷malar yaplm÷, i÷ saôlô ve güvenliôi haftalar, bölgesel konferanslar düzenlenmi÷, sosyal taraflar olarak bizim de destek verdiôimiz 19. uncu õ÷ Saôlô ve Güvenliôi Dünya Kongresi Türkiye’de yaplm÷, ancak Bakanlômzn bu yoôun faaliyetlerine raômen, mevzuatmzdaki daônklk giderilememi÷, kapsam sorunu devam etmi÷tir. Mevzuatn sorunlu olduôu bir yapda, maalesef uygulama saôlkl, i÷ denetimi de etkin olamam÷tr. 2010 yl SGK istatistiklerine göre, 62.903 i÷ kazas, 533 meslek hastalô olgusu meydana gelmi÷, bunlarn 1.454’ü ölümle sonuçlan- m÷tr. õ÷ kazalar sonucu 2.085 ki÷i ise sürekli i÷ göremez hale gelmi÷tir. Ülkemizde SGK tarafndan tutulan istatistikler sadece sigortal i÷çilerle snrldr. SGK verilerinin sadece sigortallar kapsadô, sigortallarn saysnn da yakla÷k 10 milyon ki÷i olduôu, buna kar÷lk toplam istihdamn yakla÷k 22.5 milyon ki÷i olduôu dü÷ünülürse, gerçekte i÷ kazalar ve buna baôl olarak ölümlerin, meslek hastalklarnn çok daha fazla olduôu anla÷lmaktadr. Öte yandan, i÷ kazalarnn yüzde 56’snn sinin i÷yeri büyüklüôü 50’nin altnda i÷çi çal÷tran i÷yerlerinde olmas dikkat çekicidir. õ÷ kazalarnn daôlm i÷letme büyüklüôüne göre incelendiôinde, 2010 ylnda meydana gelen 62.903 i÷ kazasnn 35.430’u 1-49 i÷çi çal÷tran i÷yerlerinde gerçekle÷tiôi görülmektedir. Türkiye i÷ kazalarnda dünyann en önde gelen ülkelerinden biri iken, meslek hastalklarnda ise sonlarda gelmektedir. SGK 2010 yl istatistiklerine göre 533 meslek hastalô vakas tespit edilmi÷tir. Bu say ülkemiz için oldukça dü÷ük bir saydr. Türkiye’de meslek hastalklarnda en büyük sorun, var olan meslek hastalklarnn ortaya çkarlamamas, hastalklarn tedavilerinin yaplamamasdr. ILO’nun hazrladô “Güvenlik Kültürü Raporu”na göre, meslek hastalklarnn tümü, i÷ kazalarnn yüzde 98’i önlenebilir kazalardr. Nitekim, son yirmi ylda i÷ kazalarnda Japonya ve õsveç’te yüzde 20, Finlandiya’da ise yüzde 62 orannda bir dü÷ü÷ olmu÷tur. Bunun nedeni daha az i÷çinin tehlikeli i÷lerde çal÷mas ve i÷yerlerinin daha güvenli hale getirilmesidir. Dünyada en fazla i÷ kazas olan ülkeler arasnda Türkiye üçüncü srada yer alrken, AB ülkeleri arasnda ölümlü i÷ kazalar açsndan ilk srada yer almaktadr. Günümüzde açlk ve i÷ kazas riski arasnda tercih yapmaya zorlanan yurtta÷larmz, maalesef i÷ saôlô ve güvenliôi önlemlerinin olmadô i÷yerlerinde çal÷maya zorlanmaktadr. Türkiye’de i÷ saôlô ve güvenliôi tablosunun olumsuz olmasnn nedeni, bu alanda ciddi önlemlerin alnmamasdr. Belirtmek gerekir ki, ülkemizdeki kayt d÷lk, örgütsüzlük, ta÷eronla÷trma, sigortasz ve kaçak i÷çi çal÷trma i÷ kazalarn ürkütücü boyutlara ta÷maktadr. Ulusal mevzuattaki bo÷luk ve i÷yerlerinin etkin bir ÷ekilde denetlenememesi de i÷ saôlô ve güvenliôi alanndaki bugünkü olumsuz tabloyu ortaya çkaran etkenler olarak sralanabilmektedir. õ÷ saôlô ve güvenliôi alanndaki bu olumsuz tablo, ölüm, yaralanma, meslek hastalô, cezalar, verimlilik, sosyal güvenlik harcamalar vb. boyutlaryla ba÷ta i÷çiler olmak üzere i÷verenleri ve devleti de olumsuz etkilemektedir. õ÷çiler ve çal÷anlar açsndan i÷ kazalarnn ve meslek hastalklarnn maliyeti; i÷çilerin ve çal÷anlarn saôlklarnn bozulmas, hayatlarn kaybetmeleri, ücret kaybdr. õ÷veren açsndan maliyetler; üretimde dü÷ü÷, verimsizlik, nitelikli i÷gücü kayb, kalitede dü÷ü÷ ve tazminat ödemeleri olarak sralanabilmektedir. SGK açsndan meslek hastalklarnn maliyeti ise saôlk yardmlar, geçici-kalc i÷ göremezlik giderleri, prim kayplar ve hak sahiplerine yaplan yardmlardr. Öte yandan ulusal ekonomi de, yeti÷mi÷ nitelikli insan gücünün yan sra üretim ve kalite kaybna uôramaktadr. TÜRK-õö olarak bugüne kadar 4857 sayl õ÷ Kanununun içinde yer alan deôil, örneklerini geli÷kin AB ülkelerinde gördüôümüz müstakil bir õ÷ Saôlô ve Güvenliôi Kanununa ihtiyaç olduôunu dile getirdik ve talep ettik. Ulusal õ÷ Saôlô ve Güvenliôi Konseyince de kabul edilmesine ve politika belgelerinde yer almasna kar÷n 2006 ylndan bu yana bu Kanunu çkaramadk. Geçen yldan bu yana tek gündem maddesinin i÷ saôlô ve güvenliôi konusunun olduôu Üçlü Dan÷ma Kurulu toplantlar yaptk. Son Üçlü Dan÷ma Kurulu toplantsn 15 Kasm 2011 tarihinde gerçekle÷tirdik ve Sayn Bakanmzn da katksyla õ÷ Saôlô ve Güvenliôi Kanununun kabul edilmesi yönünde önemli bir mesafe aldk. Buna göre, kamu-özel, i÷çi-memur, küçük-büyük i÷letme ayrm olmakszn her i÷letme ve her çal÷an i÷ saôlô ve güvenliôinin koruyucu ÷emsiyesi altna alnabilecek. õ÷ Saôlô ve Güvenliôi Kanun Tasars Sayn Ba÷bakanmzn imzasyla Meclise gönderildi ve komisyon çal÷malara ba÷lad. Biz TÜRK-õö olarak tasaryla ilgili görü÷ ve önerilerimizi komisyon ba÷kanlôna ilettik. Bundan sonraki beklentimiz, görü÷ ve önerilerimizin dikkate alnarak õ÷ Saôlô ve Güvenliôi Kanununun Meclis’ten geçerek kabul edilmesidir. Bu hiç ku÷kusuz ki bir ba÷langçtr, bundan sonra yaplmas gereken ba÷ta ILO’nun 184 sayl Tarmda Saôlk ve Güvenlik Sözle÷mesi olmak üzere ilgili ILO Sözle÷melerinin ülkemiz tarafndan onaylanmas, Kanunun yannda yönetmeliklerin sosyal taraflarn katlmyla hazrlanmasdr. õ÷ kazalar ve meslek hastalklarnn önlenmesi sadece yasal düzenlemelerle mümkün olamamaktadr. Biz, Ulusal õ÷ Saôlô ve Güvenliôi Konseyi’ni ayn zamanda bir sosyal diyalog arac, uzla÷ma kültürünün yaratlmas gereken bir araç olarak görüyoruz. Konsey’de kabul edilen 2009-2013 Eylem Plan’ndaki hedeflere ula÷mak için hep birlikte gayret göstermeliyiz. Hedeflere ula÷lmasnda küresel kriz, ekonomik kriz ya da i÷çi maliyetleri gibi gerekçelerle engel olunmamaldr. Çünkü i÷ saôlô ve güvenliôi pek çok uluslararas belgede yer aldô gibi bir insan hakkdr.” 21 TÜRK-Ąą: “ĄĆ Saălă ve Güvenliăi Yasa Tasars tüm iĆyerlerini kapsayacak Ćekilde ivedilikle kanunlaĆmal ve uygulamaya konulmal.” 22 ÜRK-õö, Türkiye Büyük Millet Meclisi Saôlk, Aile, Çal÷ma ve Sosyal õ÷ler Komisyonu Ba÷kanlô’na, görü÷ülmekte olan “õ÷ Saôlô ve Güvenliôi Kanun Tasarsna” ili÷kin görü÷ ve önerileri iletti. TÜRK-õö tarafndan Komisyona gönderilen mektupta, çal÷anlarn saôlk ve güvenliôini doôrudan ilgilendiren bu tasarnn çal÷ma hayatna ve çal÷anlara olumlu katklar olacaô vurguland. Mektupta, TÜRKõö’in tasarnn tüm i÷yerlerini kapsayacak ÷ekilde ivedilikle kanunla÷mas ve uygulamaya konulmasn talep ettiôi belirtildi. T Oysaki söz konusu primlerin amac i÷ kazasna uôram÷ ya da meslek hastalôna tutulmu÷ sigortallara bu sigorta kolundan yaplacak saôlk ve ödeme yardmlarn kar÷lamaktr. Sosyal Güvenlik Kurumunun finansman bakmndan içinde bulunduôu sorunlar dikkate alnarak i÷çilerin i÷ kazas ve meslek hastalôna ili÷kin sosyal sigorta haklarnda kstlama yaplrken bu amaçla toplanm÷ primlerin ba÷ka kaynaklara aktarlmas Konfederasyonumuzca uygun görülmemektedir. TÜRK-õö’in, Tasarnn maddelerine ili÷kin görü÷ ve önerileri ÷u ÷ekilde: Bu nedenle fkrann, söz konusu i÷yerlerinin desteklenmesine ili÷kin kaynaôn hazine tarafndan kar÷lanacak ÷ekilde deôi÷tirilmesinin uygun olacaô dü÷ünülmektedir. O Tasarnn 6. maddesinin 1. fkrasnda; kamu kurum ve kurulu÷larnn i÷ saôlô ve güvenliôi hizmetlerinin Saôlk Bakanlônca ve bu Bakanlôn bünyesindeki döner sermayeli kurulu÷larca kar÷lanmas, belirtilen hizmetlerin bu kurulu÷larca kar÷lanamamas halinde kamu kurum ve kurulu÷larnn 4734 sayl Kanun hükümleri çerçevesinde satn almas öngörülmü÷tür. Konfederasyonumuz, kamu kurum ve kurulu÷larnda verilmesi gereken i÷ saôlô ve güvenliôi hizmetlerinin bu kurulu÷lar tarafndan üretilmesini, hizmetin daha etkin verilmesi bakmndan gerekli görmektedir. Bu nedenle madde metninden söz konusu hükmün çkartlmasnn uygun olacaô dü÷ünülmektedir. Ayn maddenin 11. fkrasnda kamu kurum ve kurulu÷lar hariç 10’dan az çal÷an bulunan i÷yerlerinden tehlikeli ve az tehlikeli snfta yer alan i÷yerlerinin, i÷ saôlô ve güvenliôi hizmetlerini yerine getirmelerinde bakanlk tarafndan yaplacak özel düzenleme ile desteklenmeleri öngörülmü÷ ve bu desteôe ili÷kin kaynaôn ise Sosyal Güvenlik Kurumunun i÷ kazas ve meslek hastalô bakmndan ksa vadeli sigorta kollar için toplanan primlerden kar÷lanmas hükme baôlanm÷tr. O Tasarnn 7. maddesinin 1. fkrasnda i÷ saôlô ve güvenliôi hizmetlerini yürütmek üzere görevlendirilen i÷yeri hekimleri ve i÷ güvenliôi uzmanlarnn görevlerini yerine getirmeleri nedeniyle hak ve yetkilerinin kstlanamayacaô hükme baôlanarak, bu ki÷ilerin görevlerini mesleôin gerektirdiôi etik ilkeler ve mesleki baômszlk içinde yürütmeleri öngörülmü÷tür. Ancak maddede bu ki÷ilere ili÷kin yeteri kadar i÷ güvencesi saôlanmadôndan, görevlerini belirtilen yeterlikte yerine getirmeleri mümkün görülmemektedir. Bu nedenle tasarnn 7. maddesine i÷ saôlô ve güvenliôi hizmetlerini yürütecek personel için asgari 2821 sayl Sendikalar Kanununda i÷yeri sendika temsilcilerine saôlanan güvencelere benzer bir güvence sisteminin getirilmesinin uygun olacaô dü÷ünülmektedir. O Tasarnn 16. maddesinin 6. fkrasnda gerek 2821 sayl Sendikalar Kanunu ve gerekse 4688 sayl Kamu Görevlileri Sendikalar Kanunu hükümleri uyarnca yetkili sendika temsilcisinin bulunduôu i÷yerlerinde, i÷ saôlô ve güvenliôi çal÷an temsilciliôi görevini, i÷yeri sendika temsilcilerinin de yapabileceôi öngörülmü÷tür. Bu düzenleme, i÷yerinde, i÷yeri sendika temsilcisi bulunmasna raômen i÷veren tarafndan bir ba÷ka ki÷inin i÷ saôlô ve i÷ güvenliôi çal÷an temsilcisi olarak görevlendirilmesini mümkün hale getirmektedir. Söz konusu fkrann deôi÷tirilerek sendikal örgütlenmenin olduôu tüm i÷yerlerinde yetkili sendikann i÷yeri sendika temsilcisinin bu görevi yapmas hükme baôlanmal, i÷yeri sendika temsilcisi bu görevi yapamayacak durumda ise yine yetkili sendika tarafndan görevlendirilen bir ba÷ka çal÷ann bu görevi yapmasna yönelik düzenlemenin getirilmesini Konfederasyonumuz gerekli görmektedir. O Ülkemizde ölüme ve sakat kalmaya neden olan i÷ kazalarnn çok sklkla meydana geldiôi hususunun dikkate alnarak çal÷anlarn saôlôn doôrudan ilgilendiren söz konusu tasarnn kanun olarak yaynlandô tarihten itibaren makul bir süre sonra yürürlüôe girmesi Konfederasyonumuzca gerekli görülmektedir. Tasarda i÷ saôlô ve güvenliôine ili÷kin hizmetlerin çal÷ma ve sosyal güvenlik bakanlô tarafndan yürütülmesi ve denetlenmesi öngörülmü÷tür. Her ne kadar tasarnn 17. maddesinde ülke genelinde i÷ saôlô ve güvenliôi ile ilgili politika ve stratejilerin belirleyerek tavsiyelerde bulunmak üzere Ulusal õ÷ Saôlô ve Güvenliôi Konseyinin kurulmas öngörülmü÷se de, bu Konseyin yürütme yetkisi ve baôlayc karar alma yetkisi olmadô için amaçlanan etkinlikte hizmetlerin yürütülmesinin mümkün olamayacaô dü÷ünülmektedir. õ÷ saôlô ve güvenliôi hizmetlerinin yürütümünün ve denetiminin sosyal taraflarnda temsil edildiôi özerk yönetim yapsna sahip bir kurum tarafndan yerine getirilmesi halinde; bu hizmetlerin hiçbir etki altnda kalmadan amaçlanan doôrultuda daha etkin verilmesi mümkün olabilecektir. Bu nedenle Bakanlk bünyesindeki õ÷ Saôlô ve Güvenliôi Genel Müdürlüôünün, Bakanlôn ilgili kurulu÷u haline dönü÷türülmesi, Yönetim Kurulunun; (1) Bakanlk temsilcisi, (1) en çok üyeye sahip i÷çi sendikalar konfederasyonu temsilcisi, (1) en çok üyeye sahip kamu görevlileri sendikalar konfederasyonu temsilcisi, (1) en çok üyeye sahip i÷veren sendikalar konfederasyonu temsilcisi, (1) Esnaf ve Sanatkârlar Konfederasyonu temsilcisi ve (1) meslek odalarnn kendi aralarnda belirleyeceôi temsilciden olu÷mas ve bu üyelerin 3 yl süreyle görev yapmasnn uygun olacaô dü÷ünülmektedir. Söz konusu yönetim kurulunun görev ve yetkilerinin de kanunla belirlenmesi amaca daha uygun dü÷ecektir. O hükümlerinin kanunun yaym tarihinden itibaren 1 yl sonra yürürlüôe girmesi öngörülmü÷tür. Tasarnn 28. maddesinde 1 ila 9 çal÷an bulunan i÷yerlerinden çok tehlikeli snfta yer alan i÷yerleri için kanunun yaym tarihinden itibaren 2 yl sonra, tehlikeli veya az tehlikeli snfnda yer alan i÷yerleri için ise kanunun yaym tarihinden 3 yl sonra, ayn maddenin (c) bendinde ise diôer 23 Anayasa Platformu ÇalĆmalarn Sürdürüyor Kumlu: 24 “Hazrlanacak anayasa, çalĆanlarn örgütlenme ve toplu hareket haklarna imkan veren bir felsefeye de sahip olmaldr.” A nayasa Platformu ad altnda bir araya gelen sivil toplum kurulu÷larnn, “Anayasa Vatanda÷ Toplantlar”nn on üçüncüsü, õstanbul’da gerçekle÷tirildi. Daha önceki toplantlar, 8 Ocak’ta Ankara’da, 22 Ocak’ta Konya’da, 5 öubat’ta Edirne’de, 19 öubat’ta Diyarbakr’da, 4 Mart’ta õzmir’de, 8 Mart’ta Ankara’da, 11 Mart’ta Antalya’da, 25 Mart’ta Samsun’da, 1 Nisan’da Bursa’da ve 7 Nisan’da Trabzon’da, 15 Nisan’da Gaziantep’te düzenlendi. Toplantlarn büyük bölümünde TÜRK-õö’i Genel Ba÷kan Mustafa Kumlu, bazlarnda ise Genel Mali Sekreter Ergün Atalay temsil etti. Anayasa Vatanda÷ Toplantlarnn on üçüncüsü ve sonuncusu, õstanbul’da Ataköy Atletizm Salonu’nda 28 Nisan 2012 günü düzenlendi. Toplantya, Genel Ba÷kanmz Mustafa Kumlu, TBMM Ba÷kan Cemil Çiçek, TBMM Anayasa Uzla÷ma Komisyonu’nun AKP, CHP, MHP ve BDP’li üyeleri, Anayasa Platformu Üyeleri, yerel ve ulusal sivil toplum kurulu÷lar temsilcileri ile vatanda÷lar katld. Toplantda bir konu÷ma yapan TBMM Ba÷kan Cemil Çiçek, yeni Anayasa için çktklar yolun hayrl olmasn dileyerek, “Bu süreci desteklediôimizi bu süreci gerçekle÷tirmek için sorumluluk üstlendiôimizi, bu sürecin ba÷aryla sonuçlanmas içinde Türkiye’nin aynen bu huzurda gördüôünüz gibi bir tabloya bir atmosfere bir karde÷lik iklimine birlik ve beraberlik iklimine ihtiyac var. Geldiôimiz bu noktada 2012 Türkiye’sinde Cumhuriyet ve demokrasi bizim kazanmmzdr” dedi. Devletin, Cumhuriyetin, demokrasinin sahibi sizsiniz diyen Çiçek, “Bunu koruyacak ve kollayacak olanda sizlersiniz. Artk geldiôimiz noktada kimsenin bu deôerleri korumak için kollamak için askya almak için Türkiye’nin çaôda÷la÷ma mücadelesini tkamak adna demokrasiyi askya alma çabalarn sonlandrmamz gerekiyor. Bunlar hatrlatmak için biz bu toplantlara katlyoruz” ÷eklinde konu÷tu. Toplantda söz alan TÜRK-õö Genel Ba÷kan Mustafa Kumlu ÷unlar söyledi: “Bugün burada Anayasa Vatanda÷ Toplantlarmzdan on birincisini gerçekle÷tiriyoruz. Amacmz, yaplacak yeni anayasann en geni÷ kesimlerin görü÷ünü yanstabilmesidir. Beklentimiz, yeni Anayasa’nn 12 Eylül’ün tüm izlerinden arnabilmesidir. Hepimiz, yeni Anayasa ile toplumun tüm kesimlerinin temel hak ve özgürlüklerinin güvence altna alnmasn istiyoruz. Hiç ÷üphesiz hazrlanacak anayasa, çal÷anlarn örgütlenme ve toplu hareket haklarna imkân veren bir felsefeye de sahip olmaldr. õ÷te tüm bu beklentiler ve daha fazlas için bir Anayasa deôi÷iklik süreci ya÷anmaktadr. Ve sizlerin bugün burada ortaya koyacaônz iradenin yeni anayasann ÷ekillenmesi açsndan büyük önemi vardr. Bu önemin bilinci içinde olduôunuzu biliyor, katlmnz için sizlere te÷ekkür ediyorum. Gün boyu sürdüreceôiniz çal÷malarda ba÷arlar diliyor, hepinizi saygyla selamlyorum.” TÜRK-Ąą Genel TeĆkilatlandrma Sekreteri Nazmi Irgat: “Ulusal Ąstihdam Stratejisi çalĆma hayatn bozacak, emeăin kazanlmĆ haklarn yok edecek.” T ÜRK-õö Genel Te÷kilatlanma Sekreteri Nazmi Irgat, bir süredir gerçekle÷tirdiôi te÷kilat toplantlarna, õstanbul’da bulunan ÷ubelerle devam etti. 28 Mart 2012 günü TÜRK-õö 1. Bölge Temsilciliôinde Sendikalarmzn õstanbul öubelerinin ba÷kanlar ve yöneticileriyle bir araya gelen Irgat, çal÷ma ya÷amn güncel sorunlarna deôindi ve son geli÷melerle ilgili TÜRK-õö’in görü÷lerini aktard. TÜRK-õö 1. Bölge Temsilcisi Faruk Büyükkucak ve Temsilci Yardmcs Rahime Akdoôan’n da hazr bulunduôu toplantya 55 öube Ba÷kan katld. Irgat, toplantda yaptô konu÷mada, Toplu õ÷ õli÷kileri Yasas ve Ulusal õstihdam Stratejisi hakknda TÜRK-õö’in görü÷lerini aktard. Ir- gat, kdem tazminatnn fona dönü÷türülmesi çabalarna dikkat çekerek, “õ÷sizlik Sigortas Fonu’nun akbetini hatrlatt ve “Hükümet üyeleri, kdem tazminatn i÷çilerimizin büyük çoôunluôunun alamadôn söylüyor. Kdem tazminatnn i÷letmelerimizin üzerinde ödeme basks olu÷turduôunu ileri sürüyor. Kdem tazminat sorununu bir fon te÷kil etmek suretiyle çözmekten söz ediyor. Hükümet, õ÷sizlik Sigortas Fonu’nun ba÷na gelenleri unutuyor. Türkiye ne yazk ki fonlar konusunda snfta kalm÷tr” dedi. AKP Hükümeti’nin emek kar÷t uygulamalarna dikkat çeken Irgat, önümüzdeki dönemde, kdem tazminatnn fona devri, baz i÷çi haklarnn budanmas, ta÷eronla÷ma, kayt d÷ çal÷ma ve güvencesiz istihdam gibi konularnn gündem- lerini olu÷turacaôn kaydetti. Irgat, hükümetin bu emek kar÷t uygulamalarna kar÷ sendikalarn clzlôna da dikkat çekti. Ulusal õstihdam Stratejisi ad altnda getirilmek istenen düzenlemelerin altnda çal÷ma hayatn ters yüz edecek, emeôin kazanlm÷ haklarn yok edecek uygulamalarn yer aldôn da hatrlatan Irgat, “Bölgesel asgari ücret, esnek çal÷ma biçimlerinin yaygnla÷trlmas, özel istihdam bürolarnca i÷çi kiralama yetkisi getirilmesi i÷çi aleyhine uygulamalarn ba÷nda geliyor” dedi. Irgat, “Devlet hizmet alm yöntemiyle kamuda çal÷anlar ta÷eron ve güvencesiz çal÷tryor, bunun yannda kdem tazminatnn fona devredilmesini de i÷çiye ‘güvence’ olarak yutturmak istiyor” diye konu÷tu. 25 ĄĆ Saălă ve Güvenliăi Seminerleri Devam Ediyor Kayseri Aăar: 26 “ĄĆ saălă ve güvenliăi sorunlar ‘önce insan’ anlayĆnda odaklanan adaletçi, eĆitlikçi ve katlmc bir yaklaĆmla çözülür.” T ÜRK-õö’in 2012 yl dönemi õ÷ Saôlô ve Güvenliôi Eôitim Seminerleri’nin ikincisi 2728 Mart 2012 günlerinde Kayseri’de yapld. Kayseri’nin ardndan eôitimlere, 10-11 Nisan 2012 günlerinde Eski÷ehir’de ve 24-25 Nisan 2012 günlerinde Samsun’da yaplan “õ÷ Saôlô ve Güvenliôi Kurullarnda Görev Yapan õ÷çi Temsilcileri Eôitimi” ile devam edildi. Kayseri ve Civar Elektrik Daôtm öirketi Toplant Salonunda verilen eôitim seminerinde konu÷an TÜRK-õö Kayseri Bölge Temsilcisi Rfat Pekkan, son yllarda ölümcül i÷ kazalarnn ürkütücü boyutlara ula÷tôn vurgulayarak, bu olumsuz tablonun önüne geçilmesi gerektiôini ifade etti. Eski÷ehir’de Türk Metal Sendikas Toplant Salonu’nda verilen eôitim seminerlerinin açl÷ konu÷masn yapan TÜRK-õö õl Temsilcisi Necat Klç, Türkiye’de sendikaclôn örgütlenmeden ba÷layp hizmet üretimine kadar, bütün a÷amalarnn müzakere edilmesi gerektiôini ifade etti. Sendikal görevlerin tamamnn önemli olduôunu belirten Klç, “Çünkü insana hizmettir, emeôe saygdr. Bunun için hiçbir görevi ikinci planda dü÷ünemeyiz ama sendikaclôn içinde en önemli görev, i÷çi saôlô ve i÷ güvenliôidir; çünkü insan için en önemli varlk saôlktr” dedi. Samsun’daki TÜRK-õö Eôitim Merkezi’nde düzenlenen eôitim seminerine Konfederasyona baôl sendikalarn ba÷kan, yönetici ve i÷ saôl kurullarnda görev yapan i÷çiler katld. õ÷ Saôlô ve Güvenliôi Eôitim Semineri’nin açl÷ konu÷masn yapan Türk-õ÷ 6. Bölge Temsilcisi õsmail Ek÷ioôlu, i÷ saôlô ve i÷ güvenliôine dair istatistiklerin iç açc olmadôn belirtti. Bunlarn emek kesimini derinden üzdüôünü ifade eden Ek÷ioôlu, “Ülkemizde her 6 dakikada bir i÷ kazas ya÷anmakta, her 6 saatte 1 i÷çimiz hayatn kaybetmektedir. õ÷ kazalar istatistiklerinde ülkemiz, Avrupa’da 1., dünyada da 3. sradadr. Böyle bir ortam içinde i÷ saôlôndan ve güvenliôinden nasl bahsedilir. Bu saôlksz güvencesiz ortamlarn iyile÷tirilmesini, i÷ kazalarnn kader olmaktan çkarlmasn, ölümlerin ve yaralanmalarn derhal önüne geçilmesini acilen talep ediyoruz” dedi. TÜRK-õö Genel Eôitim Sekreteri Ramazan Aôar da, eôitim seminerlerine katlan i÷çilere TÜRK-õö’in ça- l÷malar hakknda bilgi verdi. Aôar konu÷masnda ÷u görü÷leri dile getirdi: “2010 yl SGK istatistiklerine göre, 62.903 i÷ kazas, 533 meslek hastalô olgusu meydana gelmi÷, bunlarn 1.454’ü ölümle sonuçlanm÷tr. õ÷ kazalar sonucu 1.976, meslek hastalklar sonucu 109 ki÷i olmak üzere 2.085 ki÷i ise sürekli i÷ göremez hale gelmi÷tir. SGK verilerinin sadece sigortallar kapsadô, sigortallarn saysnn da yakla÷k 10 milyon ki÷i olduôu, buna kar÷lk toplam istihdamn yakla÷k 22.5 milyon ki÷i olduôu dü÷ünülürse, gerçekte i÷ kazalar ve buna baôl olarak ölümlerin, meslek hastalklarnn çok daha fazla olduôu anla÷lmaktadr. ILO’nun hazrladô “Güvenlik Kültürü Raporu”na göre, meslek hastalklarnn tümü, i÷ kazalarnn yüzde 98’i önlenebilir kazalardr. Nitekim son yirmi ylda i÷ kazalarnda Japonya ve õsveç’te yüzde 20, Finlandiya’da ise yüzde 62 orannda bir dü÷ü÷ olmu÷tur. Bunun nedeni daha az i÷çinin tehlikeli i÷lerde çal÷mas ve i÷yerlerinin daha güvenli hale getirilmesi olarak açklanmaktadr. Anlan ülkelerin tersine Türkiye’de meydana gelen i÷ kazalarnda ve ölümlerde art÷ söz konusudur. Günümüzde özelle÷tirme, ta÷eronla÷trma, sendikaszla÷trma ve esnek çal÷ma biçimleri Türkiye’de saôlksz ve güvenliksiz bir çal÷ma hayatn i÷çilerimize dayatmaktadr. Türkiye’de kayt d÷ ekonominin var olduôu bir yapda, sosyal güvenlik haklarna uyulmamakta, var olan haklar geriletmeye çal÷lmakta, sigortasz, kaçak i÷çi çal÷trma her geçen gün yaygnla÷maktadr. Küreselle÷en dünyada her alanda maliyetlerin dü÷ürülmesi temel hedef haline gelmi÷tir. Maliyetlerin ilk dü÷ürüldüôü alan ise i÷ saôlô ve güvenliôi alandr. Günümüzde açlk ve i÷ kazas riski arasnda tercih yapmaya zorlanan vatanda÷larmz, i÷ saôlô ve güvenliôi önlemlerinin olmadô i÷yerlerinde çal÷makta; ölüm, sakat kalma ve meslek hastalklarna yakalanma riskiyle kar÷ kar÷ya braklmaktadrlar. Nitekim son yllarda Davutpa÷a’da, Tuzla tersanelerinde, Bursa’nn Mustafakemalpa÷a, Balkesir’in Dursunbey ilçelerindeki kömür ocaklarnda, Zonguldak Karadon’da, Ankara OSTõM’de, Adana Kozan’da meydana gelen i÷ kazalarnda ve patlamalarda onlarca i÷çimiz hayatlarn kaybetmi÷tir. En son 11 Mart 2011 günü õstanbul Esenyurt’ta bir AVM in÷aatnn ÷antiyesinde i÷çilerin kaldô çadrda çkan yangn sonucunda 11 i÷çimiz yanarak feci ÷ekilde hayatlarn kaybettiler. Kendilerine Allah’tan rahmet, yaknlarna ba÷saôlô diliyorum. SGK verilere göre, i÷ kazalar ve meslek hastalklar sonucunda 2008 ylnda 866 i÷çimiz hayatn kaybederken, 2010 ylnda 1.454 i÷çimiz hayatn kaybetmi÷tir. Üç ylda i÷ kazalar nedeniyle hayatn kaybeden i÷çilerimizin saysnda yüzde 67.9 orannda art÷ gerçekle÷mi÷tir. Ülkemizde i÷ saôlô ve güvenliôi tablosunun olumsuz olmasnn nedeni, bu alanda ciddi önlemlerin alnmamasdr. Diôer bir deyi÷le, i÷ saôlô ve güvenliôi politikalaryla stratejilerinin sosyal taraflarn katlmlaryla etkin bir biçimde uygulanamamasndan kaynaklanmaktadr. Ülkemizdeki kayt d÷lk, ta÷eronluk ve örgütsüzlük i÷ kazalarn ürkütücü boyutlara ta÷maktadr. TÜRK-õö olarak 4857 sayl õ÷ Kanununun içinde yer alan deôil, örneklerini geli÷kin AB ülkelerinde gördüôümüz müstakil bir õ÷ Saôlô ve Güvenliôi Kanununa ihtiyaç olduôunu dile getirdik ve talep ettik. Ulusal õ÷ Saôlô ve Güvenliôi Konseyince de kabul edilmesine ve politika belgelerinde yer almasna kar÷n 2006 ylndan bu yana bu Kanunu çkaramadk. Geçen yldan bu yana tek gündem maddesinin i÷ saôlô ve güvenliôi konusunun olduôu Üçlü Dan÷ma Kurulu toplantlar yaptk. Son Üçlü Dan÷ma Kurulu toplantsn 15 Kasm 2011 tarihinde gerçekle÷tirerek õ÷ Saôlô ve Güvenliôi Kanununun kabul edilmesi yönünde önemli bir mesafe aldk. Buna göre, kamu-özel, i÷çi-memur, küçük-büyük i÷letme ayrm olmakszn her i÷letme ve her çal÷an i÷ saôlô ve güvenliôinin koruyucu ÷emsiyesi altna alnabilecek. Bundan sonraki beklentimiz, Yasa Tasarsnda herhangi bir deôi÷iklik yaplmadan õ÷ Saôlô ve Güvenliôi Kanununun Meclis’ten geçerek kabul edilmesidir. Bu hiç ku÷kusuz ki bir ba÷langçtr, bundan sonra yaplmas gereken i÷ saôlô ve güvenliôiyle ilgili ba÷ta in÷aat, maden ve tarm olmak üzere ILO Sözle÷melerinin ülkemiz tarafndan onaylanmas, Kanunun yannda gerekli tüzüôün ya da yönetmeliklerin sosyal taraflarn, meslek birlikleri ve odalarn temsilcilerinin katlmyla hazrlanmasdr.” Eskiüehir 27 28 TÜRK-Ąą/Harb-ĄĆ ĄĆ Saălă ve Güvenliăi Ortak Semineri Aăar: “ĄĆ kazalarnn temel nedeni olan kaytdĆlă önlemek gerekir. Bunun yolu da, iĆçilerin sendikal olmasndan geçer. ĄĆverenler sendikal iĆçiden korkmamal.” T ÜRK-õö ile Türk Harb-õ÷ Sendikasnn ortakla÷a düzenlediôi õ÷ Saôlô ve Güvenliôi Eôitim Semineri 24 Mart 2012 tarihinde Türk Harb-õ÷ Sendikasnn Yalova tesislerinde gerçekle÷tirildi. Seminere, TÜRK-õö Genel Eôitim Sekreteri ve Yol-õ÷ Sendikas Genel Ba÷kan Ramazan Aôar ve Yol-õ÷ Sendikas yöneticileri, Türk Harb-õ÷ Sendikas Genel Merkez ve ÷ube yöneticileri, AK Parti Urfa Milletvekili Mahmut Kaçar, AK Parti Malatya Milletvekili Ömer Faruk Öz, MHP Bursa Milletvekili Necati Özensoy katldlar. Ayrca Milli Savunma Bakanlôndan õ÷ ve õ÷çi õli÷kileri sorumlusu uzmanlar da toplantda hazr bulundu. Seminer, Türk Harb-õ÷ Genel Eôitim Sekreteri Hamza Akyüz’ün artan i÷ kazalar nedeniyle yaplan etkinliôin ne kadar anlaml olduôuna vurgu yaptô konu÷mas ile ba÷lad. Türk Harb-õ÷ Sendikas Genel Ba÷kan Bayram Bozal ise emeôi ile geçinen insanlarn evine ekmek götürmek için her gün hayatlarn ortaya koyduôunu belirterek,“Bizler bir taraftan günde ÷u kadar i÷çi i÷ kazasyla hayatn kaybetti derken, sönen ocaklarn ve yanan canlarn farknda olmuyoruz. Sanki üretim araçlarndan birinde meydana gelen zarar ifade eder gibi ÷u kadar i÷çi öldü deyip geçiyoruz. Bir insann ölümünün alemin ölümü olduôunu unutarak insan hayatn istatistiklerle ifade ediyoruz. õnsan hayatnn bu kadar ucuzlatlmasn kabul edemiyorum” diye konu÷tu. õnsan üretim araçlarndan biri gibi dü÷ünmemek gerektiôini anlatan Bozal, i÷ kazalarnda kaybedilen canlarn hiçbir para birimi ile kar÷layamayacaôn söyledi. TÜRK-õö Genel Eôitim Sekreteri ve Yol-õ÷ Sendikas Genel Ba÷kan Ramazan Aôar ise yaptô konu÷mada i÷ kazalarnda birinci sorumluluôun i÷verene ait olduôunu belirtirken, i÷ kazalarnn yüzde 90’nn örgütsüz i÷yerlerinde olduôunu ifade etti. Aôar, “Sendikalardan neden korkuluyor? Yüzde 44 kayt d÷ çal÷an var. Elbette i÷ kazalar olacak. Kayt d÷ndan ÷ikayet eden Hükümet. õ÷ kazalarnn temel nedeni olan kaytd÷lô önlemek gerekir. Bunun yolu da, i÷çilerin sendikal olmasndan geçer. õ÷verenler sendikal i÷çiden korkmamal. Sabanclar, Koçlar i÷yerlerinde sendika var diye iflas m etti” ÷eklinde konu÷tu. TBMM Aile Saôlk Çal÷ma ve Sosyal õ÷ler Komisyonu üyesi ve AK Parti Urfa Milletvekili Mahmut Kaçar ise konu÷masnda Türkiye’deki i÷ kazalarnn büyük çoôunluôunun daha fazla para kazanma hrsndan kaynaklandôn söyledi. Partilerinin ‘õnsan ya÷at ki devlet ya÷asn’ düsturundan hareket ettiôini belirten Kaçar, bundan dolay baômsz bir õ÷ Saôlô ve Güvenliôi Yasas çkarmak için çal÷tklarn ifade etti. Kaçar, “õ÷ Saôlô ve Güvenliôi Yasa Tasars bakanlar tarafndan imzaland. Önümüzdeki günlerde TBMM’de görü÷ülmeye ba÷lanacak. AB normlar üzerinde hazrlanan bu yasa tasarsnn Nisan ve Haziran aylar içinde kanunla÷acaôn dü÷ünüyorum” dedi. TBMM Kamu õktisadi Te÷ebbüsleri Komisyonu üyesi ve MHP Bursa Milletvekili Necati Özensoy ise seminerde yaptô konu÷mada, geçtiôimiz yl bin 944 i÷çinin i÷ kazas nedeniyle hayatn kaybettiôini bir o kadar i÷çinin ise i÷ yapamaz duruma geldiôini hatrlatarak, “Teröre dahi bu kadar can vermiyoruz. Gereken önlemler alnmadô için buda bir anlamda terör” dedi. Özensoy, ya÷anan büyük kazalardan hala Hükümetin ders çkarmadôn ve gereken önlemleri almadôn belirterek, “Esenyurt’ta çadrda 11 i÷çi yanarak ölüyor. Ona raômen bugün hala TOKõ’nin in÷aatlar dahil birçok yerde i÷çiler çadrda kalyor” diye konu÷tu. TBMM Milli Savunma Komisyonu Üyesi ve AK Parti Malatya Milletvekili Ömer Faruk Öz ise i÷ güvenliôi için herkesin üzerine dü÷ün yükümlülüôü yerine getirmesi gerektiôini vurguladô konu÷masnda ÷u görü÷lere yer verdi: “Devlet yasay çkaracak. õ÷veren tedbirini alacak. õ÷çi ise bu tedbirlere uyacak. Ülkemizde günde 200 i÷ kazas olurken, yüzde 3’ü ölümle sonuçlanyor. Can ta÷yoruz arkada÷lar. Dikkat etmemiz gerekiyor” diye konu÷tu. Konu÷malarn ardndan gerçekle÷tirilen seminerde Ankara Meslek Hastalklar Polikliniôi Sorumlusu Dr. Engin Tutkun “õ÷ Kazalarnda Yeni Modeller”, TÜRK-õö Uzman Özcan Karabulut “õ÷ Saôlô ve Güvenliôi Yasa Tasarsnn Deôerlendirilmesi” ve Ankara Meslek Hastalklar Hastanesi Ba÷hekimi Dr. Hnç Ylmaz da, “Meslek Hastalklarnda Genel Yakla÷mlar” ba÷lklaryla birer sunum yaptlar. Seminerin ardndan katlmclara sertifika verildi. 29 TÜRK-úû Genel Baükan Mustafa Kumlu, Sendikaclk Akedemisi’ni ziyaret ederek kürsiyerlerle bir araya geldi. 30 TÜRK-Ąą Sendikaclk Akademisi Açld T ÜRK-õö ve õstanbul Aydn Üniversitesi i÷birliôiyle Türk sendikaclônda yeni bir a÷ama kaydedildi. TÜRK-õö Sendikaclk Akademisi kuruldu. Akademinin eôitim çal÷malar, 10 Mart 2012 günü Aydn Üniversitesi’nin Florya Yerle÷kesinde ba÷lad. õlk eôitim çal÷masna TÜRK-õö Genel Sekreter Yardmcs Dr. Naci Önsal, õstanbul Aydn Üniversitesi Rektör Yardmcs Prof. Dr. Erol Ulusoy, Geli÷im Merkezleri Genel Koordinatörü Yrd. Doç. Dr. Ali õhsan Özeroôlu, Akademik Koordinatör Gülsüm Keske Vural ve yurdun çe÷itli bölgelerinden gelen sendikac kursiyerler katld. Geli÷im Merkezleri Genel Koordinatörü Yrd. Doç. Dr. Ali õhsan Özeroôlu, açl÷ta yaptô konu÷ma- da, sendikaclôn ve sendikalarn varlônn geli÷mi÷ demokrasilerin göstergesi olduôunu vurgulad. Sendikaclôn geli÷iminin çal÷ma bar÷nn da bir teminat olduôunu belirten Özeroôlu, 30 yl sonra böyle seçkin bir eôitimi seçkin bir üniversite olan õstanbul Aydn Üniversitesi’nde ba÷latlm÷ olmasnn gururunu ya÷adklarn belirtti. Açl÷ta söz alan Rektör Yardmcs Erol Ulusoy da, ülkemizin vizyon ve misyon sahibi, bilginin pe÷inden ko÷an liderlerle kalknacaôn belirtti. Ulusoy, “Hangi alanda, hangi meslek grubunda olursa olsun, bilen ve bildiôini payla÷an bilinçli insanlar, topluma en iyi hizmet eden insanlardr” dedi. Ulusoy, TÜRK-õö ile õstanbul Aydn Üniversitesi arasndaki bu eôitim i÷birliôinin, TÜRK- õö Genel Sekreteri Pevrul Kavlak ve Genel Sekreter Yardmcs Dr. Naci Önsal’n büyük desteôi ve te÷vikiyle saôlandôn söyledi. Bu i÷birliôinin, Türk sendikaclônn geli÷imine büyük katk saôlayacaôn vurgulayan Ulusoy, õstanbul Aydn Üniversitesinin bilginin toplumla payla÷lmas konusunda her türlü akademik i÷birliôine hazr olduôunu, çal÷malarna ba÷layan Sendikaclk Akademisinin, bu tür bir i÷birliôinin en güzel örneôi olduôunu belirtti. Ulusoy, eôitime katlanlarn, bugünkü durumlar ile programn sonundaki durumlarn kar÷la÷trdklarnda, arada ki÷isel geli÷imleri bakmndan olumlu anlamda büyük bir fark göreceklerini de sözlerine ekledi. TÜRK-õö adna söz alan Genel Sekreter Yardmcs Dr. Naci Ön- sal ise uzun bir aradan sonra, genç sendika yöneticilerinin eôitimi konusunda õstanbul Aydn Üniversitesi ile ba÷layan i÷birliôinin önemine dikkat çekerek, eôitim programna katlan genç sendikaclarn Türkiye sendikaclk tarihine geçeceklerini söyledi. Türk endüstri ili÷kiler sisteminin içinden geçtiôi sorunlara deôinen Önsal, Üniversite ile TÜRKõö i÷birliôinin önemini bir kez daha vurgulayarak, bu programn ba÷arsnn programa katlan genç sendikaclardan geçtiôini, yaplacak snavlarda ba÷arl olurlarsa sertifika verileceôini hatrlatt. Önsal, programn özellikle TÜRK-õö yöneticileri tarafndan izleneceôini de ifade ederek ba÷arlar diledi. Konu÷malarn ardndan, Sendikaclk Akademisi’nin ilk eôitimi yapld. õlk eôitim seminerleri, cumartesi ve pazar günleri günde 6 saat olmak üzere gerçekle÷tirildi. Türkiye’de alannda önemli bir ihtiyac kar÷layan Sendikaclk Akademisi, toplam 12 hafta ve 144 saat sürecek programyla, akademik bilgi ile donanm÷ geleceôin sendika yöneticilerinin yeti÷tirilmesi amaçlyor. Akademide, õ÷ Hukuku, Sosyal Güvenlik, Endüstri õli÷kileri, Muhasebe, õleti÷im Teknikleri, Çal÷ma Ekonomisi, Sendikaclk Tarihi, õ÷ Saôlô ve Güvenliôi gibi dersler veriliyor. Sendikaclk Akademisi’nde ÷u kursiyerler yer alyor: Ahmet Uçar (Yol-õ÷ õstanbul 1 Nolu öube Mali Sekreteri), Güven Aygün (Yol-õ÷ õstanbul 2 Nolu öube Mali Sekreteri), õbrahim Bölükba÷ (Yol-õ÷ õstanbul 3 Nolu öube Mali Sekreteri), Mustafa Kaçar (Demiryol-õ÷ õstanbul öube Ba÷kan), Murat Salar (Türk Metal õstan- bul 1 Nolu öube Ba÷kan), Özgür Elçi (Türk Metal Bolu öube Ba÷kan), Yusuf Ziya Odaba÷ (Türk Metal Karadeniz Ereôli öube Ba÷kan), öahin Kaya (Türk Metal Sakarya öube Ba÷kan), Naim Akn (Teksif Topkap öube Ba÷kan), Hatice Klç (Türk Metal Arçelik õ÷yeri Temsilcisi), Aziz Kayaalp (Tezkoop-õ÷ õstanbul 1 Nolu öube YK Üyesi), Tülay Frat (Tezkoop-õ÷ õstanbul 5 Nolu öube YK Üyesi), Gültekin Bozan (Teksif Çorlu öube Ba÷kan), Orhan Saltk (öeker-õ÷ Alpullu öube Ba÷kan), Abdullah Ya÷ar (Tes-õ÷ õstanbul 1 Nolu öube Te÷kilat Sekreteri), Ahmet Emer (Tes-õ÷ õstanbul 3 Nolu öube Eôitim Sekreteri), Ziya Nur Üzmez (Koop-õ÷ Tekirdaô öube Ba÷kan), Recep Torun (Koop-õ÷ õstanbul 1 Nolu öube Te÷kilat Sekreteri) ve Murat Ta÷lyurt (öeker-õ÷ Ankara öube Ba÷kan). TÜRK-úû Genel Sekreteri Pevrul Kavlak ve 1. Bölge Temsilcisi Faruk Büyükkucak kursiyerleri ziyaret etti. 31 “Bor madenlerinin özelleĆtirilmesi en deăerli milli servetimizin heba edilmesidir.” T ÜRK-õö Yönetim Kurulu, 30 Mart 2012 günü Bor Madenlerinin özelle÷tirilmesi giri÷imleriyle ilgili bir açklama yapt. Yönetim Kurulu açklamasnda ÷unlara yer verildi: 32 “Bor madenleri, ülkemizin gözbebeôi ve dünyada en fazla rezerve sahip olduôumuz, bütün maden tekellerinin dikkatini üzerine çeken, paha biçilmez milli servetimizdir. Bu gerçekten hareketle devletçe i÷letilecek madenleri düzenleyen 2840 sayl yasann 2. maddesinde “Bor tuzlar, uranyum ve toryum madenlerinin aranmas ve i÷letilmesi devlet eliyle yaplr” hükmü yer alm÷, Türkiye’de bor madenlerinin kamula÷trlmas ile ba÷layan bor üretim ve pazarlama faaliyetleri, ülkemizi dünya bor pazarnda güçlü bir kaynak ve rakip haline getirmi÷tir. Son on yl içerisindeki tüm olumsuz ko÷ullara raômen bor i÷letmeleri halen karllklarn korumakta ve ülkemize son derece önemli döviz girdileri saôlamaktadr. Dünya bor rezervlerinin yüzde 73’ünü elinde bulunduran Eti Maden’e baôl bor i÷letmelerinin hemen hepsi karl kurulu÷lardr. Dünya bor talebinin yakla÷k yüzde 40’n Eti Maden, yüzde 27’sini RT Borax, yüzde 33’ünü de diôer üreticiler kar÷lamaktadr. Eti Maden’in bor sat÷lar yllk 2 milyon ton civarnda gerçekle÷mekte ve ülke ekonomisine yllk yakla÷k 850 milyon dolarlk bir girdi elde edilmektedir. Tüm bunlara raômen, Hükümet, 2840 sayl yasann 2. maddesinde deôi÷iklik yapmak üzere bir yasa tasars hazrlayarak TBMM’ye sevk etmi÷tir. Bu tasar ile mülkiyeti ruhsat sahibinde kalmak üzere Eti Maden bünyesindeki bor ürünleri üretim ve zenginle÷tirilmesinin 3 ila 49 yllk süre ile üçüncü ÷ahslara devredilmesinin yolu açlm÷tr. Konu ile ilgili olarak TÜRK-õö Yönetim Kurulu üyeleri ile Türkiye Maden-õ÷ Sendikas Yönetim Kurulu üyeleri, Eti Maden Genel Müdürü, Enerji Bakan Yardmcs ve Enerji Bakanlô Müste÷ar Yardmcs ile görü÷meler yapm÷tr. Yetkililer, söz konusu yasa tasarsnn bir özelle÷tirme mahiyetini ta÷madôn, yaplmak istenenin kurumun ihtiyaçlarn kar÷lamaya ve üretimi artrmaya yönelik olduôunu belirtmi÷tir. Ancak TÜRK-õö ve Türkiye Maden-õ÷ Sendikas yöneticileri söz konusu yasa tasarsnn ucu açk bir düzenleme olduôunu ve sonuçta yaplmak istenen i÷lemin i÷letme hakk devri ve kiralama yöntemleriyle örtü÷en bir özelle÷tirme sonucunu doôuracaôn belirterek, ‘Bor madenlerinin devlet eliyle i÷letilmesi Anayasa ve 2840 sayl yasa gereôidir. Bu nedenle bu düzenleme hem Anayasa’ya hem de 2840 sayl yasaya aykrdr, daha önemlisi, Türkiye’nin gözbebeôi madenlerin süreç içinde yabanc tekellerin eline geçmesine yol açacak bir düzenlemedir. Mutlaka geri çekilmelidir’ ÷eklindeki görü÷lerini dile getirmi÷lerdir. Öngörülen kanun deôi÷ikliôinin yasala÷mas halinde yerli yabanc ÷irketlere devredilebilecek olan Eti Maden bünyesindeki bor ürünleri i÷letmeleri, madencilik konusundaki tüm uzmanlarn da kabul ettiôi gibi, Türkiye için vazgeçilmez kaynaklardr. Bor madenlerimizin özel sektöre uzun vadeli taahhütlerle ve- rilmesi, dünya lideri olabileceôimiz bir sektörde uzun yllar süren çabalar sonucunda elde ettiôimiz etkinliôi olumsuz yönde etkileyecektir. Kanun deôi÷iklikleri yaplacaksa, borlarn sat÷ için deôil Eti Maden’in teknolojik olarak önünün açlmas, gerekli personel alm, yatrmlarn yaplmas ve uç ürün üretiminin artrlmas için yaplmaldr. Ham bor ihracat yerine rafine bor ve özel bor ürünlerine yatrm yaplarak bor minerallerine dayal tesislerin ülkemizde kurulmas saôlanmaldr. Bor ürünlerinin hammadde olarak kullanldô sanayi alanlarnn geli÷mesine yönelik yatrmlar te÷vik edilmelidir. Türkiye’nin hedefi nihai ürün pazarlar olmaldr. Bor madenlerimizin kamu eliyle i÷letilmesi sürdürülmelidir. TÜRKõö Hükümeti, ilgili kanun deôi÷ikliôinden vazgeçilmeye ya da maddeyi endi÷eleri giderecek ÷ekilde yeniden düzenlemeye çaôrmaktadr.” Türkiye Maden-åç de Tepkili Türkiye Maden õ÷çileri Sendikas da bor madenlerinin özelle÷tirilmesi giri÷imine tepki gösterdi. Sendikann Yönetim Kurulu tarafndan yaplan açklamada ÷öyle denildi: “Devletçe i÷letilecek madenleri düzenleyen 2840 sayl yasada deôi÷iklik öngören ve Bakanlar Kurulunda imzaya açldô belirtilen yasa tasarsnn ülkemizin gözbebeôi, dünyada en fazla rezerve sahip ol- duôumuz, bütün maden tekellerinin gözünün üzerinde olduôu bor madenlerinin özelle÷tirilmesi sürecini ba÷latmaya dönük bir giri÷imdir. Türkiye Maden õ÷çileri Sendikas olarak, ülkemizin gözbebeôi, paha biçilemez bu milli servetimizin özelle÷tirme giri÷imlerine kar÷ sendika olarak daha önceki giri÷imlere kar÷ verdiôimiz gibi, me÷ru, demokratik, kitlesel mücadelemizi sonuna kadar kararllkla veririz. Bundan hiç kimsenin ÷üphesi olmasn. Biliyoruz ki, milletimiz de, ülkemizin bugünü ve geleceôinde büyük öneme sahip olan bu vazgeçilmez milli servetimizin korunmas konusunda çok hassastr. Bu konudaki hassasiyetini 2001 ylndaki özelle÷tirme giri÷imlerine kar÷ verilen mücadelede ortaya koymu÷tur. õnanyoruz ki, bu duyarllk bugünkü giri÷imlere kar÷ da ortaya konulacaktr. Türkiye Maden-õ÷ Sendikas açklamasnda, 2001 ylnda bor madenlerinin özelle÷tirilmesine kar÷ sendika olarak, sektördeki diôer demokratik kitle örgütleri, bölge halklar ve siyasi parti te÷kilatlar ile dayan÷ma içinde verdikleri mücadelede, o dönem muhalefet partisi konumundaki AK Parti milletvekili ve te÷kilatlarndan da yoôun aktif destek gördüklerini ve AK parti’nin söz konusu dönemde bor madenlerinin özelle÷tirilmesine ÷iddetle kar÷ çktô belirtildi. Açklamada, “Bugün ne deôi÷ti ki, bor madenlerinin özelle÷tirilmesine ciddi bir kap aralayan yasa deôi÷ikliôi yaplmak istenmektedir” denildi. Öngörülen kanun deôi÷ikliôiyle yerli yabanc ÷irketlere devredilebilecek olan Eti Maden bünyesindeki bor ürünleri i÷letmeleri, madencilik konusundaki tüm uzmanlarn da kabul ettiôi gibi, Türkiye için vazgeçilmez kaynaklardr. Bor madenlerimizin özel sektöre uzun vadeli taahhütlerle verilmesi, dünya lideri olabileceôimiz bir sektörde uzun yllar süren çabalar sonucunda elde ettiôimiz etkinliôi olumsuz yönde etkileyecektir. Bor madenlerimizin kamu eliyle i÷letilmesi sürdürülmelidir. Bunun için öngörülen kanun deôi÷ikliôinden vazgeçilmelidir. Hükümetten, 2001 ylndaki duyarllô ile bu kanun deôi÷ikliôinden vazgeçmesini istiyor ve bekliyoruz. Özelle÷tirmeye kap aralayan bu giri÷ime sadece sendikamz, bor madenleri çal÷anlarnn deôil, bu ülkenin çkarlarn, geleceôini dü÷ünen, ülkesini seven, ülkesinin çkarlarn her ÷eyin üstünde tutan, çocuklarna daha zengin kaynaklara sahip bir Türkiye brakmak isteyen bütün ülke insannn kar÷ olacaô ve demokratik, me÷ru mücadelemizin yannda olacaô inanc içindeyiz” denildi. Petrol-åç’ten Eylem Eti Maden õ÷letmeleri’nde özelle÷tirmenin önünü açacak yasal düzenlemeye kar÷ 27 Mart 2012 günü, Eti Maden’e baôl Bandrma Bor ve Asit Fabrikalar õ÷letmesi’nde çal÷an Petrol-õ÷ üyesi i÷çiler yürüyü÷ ve miting düzenledi. Yürüyü÷ün ardndan Bandrma Cumhuriyet Meydan’na gelen Petrol-õ÷ üyesi Bor ve Asit Fabrikalar i÷çileri, burada e÷leri, çocuklar ve Bandrma halk ile co÷kulu bir bulu÷ma gerçekle÷tirdi. Meydanda düzenlenen mitingin ilk konu÷masn Petrol-õ÷ Bandrma öube Ba÷kan õsmail Kayan yapt. Kayan, “Mücadelemizi sürdüreceôiz. Bu mücadele burada kalmayacak, Ankara’ya kadar gideceôiz. ‘Bor madenleri özelle÷emez’ diyeceôiz, ‘Bor madenleri halkndr’ diyeceôiz. Ölmek var, dönmek yok” dedi. Kayan’dan sonra Petrol-õ÷ Sendikas Genel Ba÷kan Mustafa Özta÷kn bir konu÷ma yapt. Özta÷kn, “Türkiye uluslararas alanda bir güç olmak istiyorsa, borlar kendi elinde tutmak zorundadr. Borlar, devlet tarafndan i÷letilmek durumundadr. Ancak borlar üzerinde yllardr çe÷itli oyunlar oynanmaktadr. Uluslararas ÷irketlerin borda gözleri var, bordan yararlanmamz, yüksek katma deôer elde etmemizi istemiyorlar” dedi. Özta÷kn, “Eti Maden’in büyük tekellerin ta÷eronu olmasna izin vermeyin, bora sahip çkn” dedi. Hükümet yasay geri çekmediôi takdirde, Eti Maden’de çal÷an tüm i÷çiler ve örgütlü diôer sendikalarla hareket edeceklerini söyleyen Özta÷kn, borda özelle÷tirme giri÷imine kar÷ onurlu bir gelecek için sadece Bandrma’y deôil tüm Türkiye’yi ayaôa kaldracaklarn belirterek konu÷masn sonlandrd. 33 TÜRK-Ąą’ten Ąftira Haberlere Tekzip TÜRK-õö Yönetim Kurulu 21. Olaôan Genel Kurul öncesinde ba÷layan ve sonrasnda da devam eden süreçte, TÜRKõö Genel Ba÷kan ve Yönetim Kurulu üyelerini hedef alan yaynlar yapan Aydnlk Gazetesi’ni tekzip etti. Gazetenin 17 öubat 2012 tarihli nüshasnda yaymlanan “Toplu õ÷ õli÷kileri Kanunu Tasars’nda sendikalarn toplu i÷ sözle÷mesi yapma yetkisini belirleyen yüzde 10 oranndaki ulusal barajn yüzde 3 oranna indirilmesi için Ba÷bakan ile kdem tazminat ve ulusal istihdam stratejisi üzerinden pazarlk yapldô” iddiasna ili÷kin Ankara 5. Sulh Ceza Mahkemesi’nden 12 Mart 2012 tarihinde alnan tekzip karar gazetenin 22 Nisan 2012 günlü nüshasnda yaymland. Ayn gazetenin 16 öubat 2011 tarihli nüshasnda, TÜRK-õö Genel Ba÷kan Mustafa Kumlu aleyhine yazlan yazya ili÷kin Ankara 14. Sulh Ceza Mahkemesi’nden 9 Mart 2012 günü alnan tekzip karar gazetenin 28 Nisan 2012 tarihli nüshasnda yaymland. Aydnlk Gazetesi’nin, TÜRK-õö’in hükmi ÷ahsiyetine ve yöneticilerine yönelik diôer maksatl ve gerçek d÷ yaynlara ili÷kin yarg süreci devam ediyor. 34 35 36 37 DOSYA GSS Uygulama Sorunlar Fatih Acar Dr. EriĆ Bilaloălu Erdoăan Çolak Kazm Ergün Prof. Dr. Kadir Arc Prof. Dr. Yusuf Alper GSS Uygulama Sorunlar õyi i÷leyen bir organizmann devam ve hastalanan ki÷inin tedavisinin saôlanmasn isteme hakk olarak tanmlanan saôlk hakk, ya÷ama hakk ile yakn ili÷ki içindedir. Ya÷ama hakkndan söz edebilmek için, ki÷inin saôlônn korunmas gerekir. Gerek ruhsal gerekse de bedensel saôlô bozulan ki÷inin çal÷ma gücünde meydana gelecek kayplar onu gelirden yoksun brakabileceôi gibi kar÷lanmas mümkün olmayan saôlk hizmeti masraflaryla da zor durumda brakabilir. Bu baôlamda ya÷ama hakk göz önünde tutularak, önlemlerin önceden alnmas ve saôlk hizmetlerinin kesintisiz verilmesi gerekir. Diôer bir ifade ile saôlk politikalarndaki temel yakla÷m tedavi edici hekimlik politikalarndan çok koruyucu hekimlik politikalarnn geli÷tirilmesi olmaldr. Editörden Saôlô tek ba÷na ele almak mümkün deôildir. Zira saôlk, doôal kaynaklar, nüfusun yaps, ki÷ilik, kültür, çevre, davran÷ özellikleri, kaltm ve saôlk hizmet birimleri ile kar÷lkl etkile÷im içinde psikososyal bütünü olan bir sistemdir. Bu nedenle, saôlôn kaybederek hastalanan bir ki÷inin durumu bireyselliôin ötesinde çevresini ve ya÷adô toplumu da olumsuz etkiler. Toplumun tamamn kapsayan saôlk sistemleri bu nedenle önemli bir yere sahiptir. Sosyal güvenlik hukukunun temel ilkelerinden ki÷ilerin sigortal olmasnn zorunluluôu bu olumsuzluklarn etkilerini en aza indirmeyi amaçlar. 01.10.2008 tarihinde yürürlüôe giren 5510 sayl Kanunda da sigortallôn zorunluluôu ilkesi esas alnm÷tr. Kanunun 92. maddesinde “Ksa ve uzun vadeli sigorta kapsamndaki ki÷ilerin sigortal ve genel saôlk sigortals olmas, genel saôlk sigortas kapsamndaki ki÷ilerin ise genel saôlk sigortals olmas zorunludur. Bu kanunda yer alan sigorta hak ve yükümlülüklerini ortadan kaldrmak, azaltmak, vazgeçmek veya ba÷kasna devretmek için sözle÷melere konulan hükümler geçersizdir” hükmü yer alm÷tr. 5510 sayl Kanun ile genel saôlk sigortasndan yararlanacak olanlar önce ana gruplar halinde sralanm÷; i÷çi, memur, baômsz gelir ve aylk almakta olanlar, isteôe baôl sigortallar, daha sonra da bu grupta yer almamalarna raômen özel durumlar nedeniyle (yoksulluk, muhtaçlk, vatana hizmet…) saôlk yardm almalar gerekli görülenler tek tek saylm÷, son olarak da bütün bu bentlerin d÷nda kalan ve ba÷ka ülkede saôlk sigortasndan yararlanma hakk bulunmayanlarn genel saôlk sigortals saylarak saôlk yardmlarndan yararlanacaô belirtilmi÷tir. Kanun metnine göre herkesin kapsama alndô gözükse de uygulamada baz farkllklar olmu÷tur. 18 ya÷ndan büyük çocuklar eôitimlerini tamamladktan sonra, i÷sizler ve ksmi süreli çal÷anlar ay içinde çal÷madklar sürelerde saôlk hizmeti almazlarsa herhangi bir prim ödemek zorunda deôildi. Yani kanunda belirtilen zorunluluk ilkesi ksmen esnetilmekteydi. 28.12.2011 tarihli 28156 sayl resmi gazetede yaymlanan “Genel Saôlk Sigortas Kapsamnda Gelir Tespiti, Tescil ve õzleme Sürecine õli÷kin Usul ve Esaslar Hakknda Yönetmelik” ile birlikte saôlanan bu esneklik ortadan kaldrld. Çal÷mamzda Genel Saôlk Sigortas kapsamnda meydana gelen deôi÷iklikleri, alannda uzman akademisyen, bürokrat ve sivil toplum kurulu÷u temsilcilerinin görü÷leri ile deôerlendirmeye çal÷tk. Dosyamza katk saôlayan herkese te÷ekkürler. BarĆ Ąyiaydn dosya GSS Uygulama Sorunlar Genel Saălk Sigortas Uygulamas Q Fatih ACAR / Sosyal Güvenlik Kurumu BaĆkan Giriç 1/10/2008 tarihinden önce ülkemizde sosyal güvenlik hakk, farkl sigorta kurumlar tarafndan saôlanmakta ve herhangi bir sosyal güvencesi bulunmayan vatanda÷lar saôlk yardmlarndan ancak 3816 sayl Ödeme Gücü Olmayan Vatanda÷larn Tedavi Giderlerinin Ye÷il Kart Verilerek Devlet Taralndan kar÷lanmas Hakknda Kanun uyarnca kendilerine verilen ye÷il kart ile yararlanmaklaydlar. 40 Ülkemizdeki sigortallara farkl sigorta kurumlar tarafndan hastalk sigortas kapsamnda farkl ÷artlarla ve ÷ekilde saôlanmakla olan saôlk hizmetleri ve tedavi yardmlarnn, daha önceki uygulamalarda ya÷anan skntlarn giderilmesi, tüm topluma ula÷labilir ve e÷it saôlk yardmlarnn verilebilmesi amacyla genel saôlk sigortas uygulamas ilk defa 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayl Sosyal Sigortalar ve Genel Saôlk Sigortas Kanununda düzenlenmi÷tir. Kanun, 1/10/2008 tarihi itibaryla yürürlüôe girmesine kar÷n, genel saôlk sigortasna ili÷kin hükümler ülkemizde ikamet eden herkesi kapsayacak ÷ekilde Kanunun geçici 12’nci maddesinde öngörülen geçi÷ sürecinin sona erdiôi 1/1/2012 tarihi itibaryla yürürlüôe girmi÷tir. Uygulamann yeni olmas nedeniyle, ülkemizde ikamet eden ve 5510 sayl Kanunun 60’nc maddesinde saylan ki÷iler kademeli olarak kapsama alnm÷tr. Genel saôlk sigortas, Kanunun 4 üncü maddesinde belirtilen ki÷ilerin çal÷ma ili÷kisine baôl olan zorunlu sigortallk gibi zorunlu olan genel saôlk sigortas uygulamas, diôer sosyal sigorta kollarndan farkl olarak toplumun tüm kesimlerini kapsama almay amaçlam÷tr. Türkiye’de ikamet edenler yabanc, vatansz/sônmac ve Türk vatanda÷ ayrm yaplmakszn 5510 sayl Kanun kapsamna alnm÷ ve kapsamdan çkmak ki÷ilerin tercihine braklmam÷tr. 5510 sayl Kanunun 60’nc maddesi ile genel saôlk sigortas kapsamnda olduôu tespit edilenlerin re’sen tescili yükümlülüôü getirilmi÷tir. 1/1/2012 Tarihinden Önceki Uygulamalar 1/1/2012 tarihi öncesi ye÷il kart verilerek saôlk yardm kar÷lanan 9.416.775 ki÷iden 2022 sayl Kanun hükümlerine göre aylk alan 1.342.027 ki÷i, vize i÷lemine tabi tutulmakszn aylklar kesilene kadar 1/1/2012 tarihi itibaryla 60’nc maddenin birinci fkrasnn (e) bendinin (3) numaral alt bendinde kapsama alnm÷, 442 sayl Köy Kanununun 74 üncü maddesinin ikinci fkrasna göre görevlendirilen ki÷iler ile ayn Kanunun ek 16’nc maddesine göre aylk alan 74.159 ki÷i görevlendirilmeleri sona erene ya da aylklar kesilene kadar 1/1/2012 tarihi itibaryla 60’nc maddenin birinci fkrasnn (c) bendinin (9) numaral ait bendinde kapsamna alnm÷tr. 1/1/2012 tarihi öncesi ye÷il kart verilerek saôlk yardm kar÷lanan 8.000.589 ki÷i ise bu tarih itibaryla Kanunun 60’nc maddesinin birinci fkrasnn (c) bendinin (1) numaral alt bendinde kapsama alnm÷ ve vizelerinin dolacaô tarihe kadar bu bent kapsamnda saôlk yardmlarndan faydalandrlmaktadr. Uygulamann yeni olmas nedeniyle Kanunun geçici 12’nci maddesinde öngörülen geçi÷ sürecinin sona erdiôi 1/1/2012 tarihine kadar ki÷ilerin, istekleri ya da 18 ya÷ alt çocuklarnn saôlk hizmetlerinden faydalandrlmas halinde kapsama alnmas öngörülerek daha önce hiçbir ÷ekilde kapsama alnmayan sosyal güvencesiz kesim de kapsama alnarak ki÷ilerin saôlk yardmlarna ula÷malar saôlanm÷ ve sosyal devlet olgusu güçlendirilmi÷tir. Öncelikle, Kanun öncesi sosyal güvenlik kurumlar ile Kurumdan aylk ve gelir alanlar ile 1005 sayl õstiklal Madalyas Verilmi÷ Bulunanlara Vatani Hizmet Tertibinden öeref Aylô Baôlanmas Hakknda Kanun hükümlerine göre ÷eref aylô alan ki÷iler. 3292 sayl. 2330 sayl, 2913 sayl Kanunlarla Harp malûllüôü aylô alanlar ile Terörle Mücadele Kanunu kapsamnda aylk alanlar ve 2828 sayl Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Kanunu hükümlerine göre korunma, bakm ve rehabilitasyon hizmetlerinden ücretsiz faydalanan ki÷iler, 1/7/2008 tarihinden itibaren, 4’üncü madde kapsamnda zorunlu sigortallar ile vatansz ve sônmaclar 1/10/2008 tarihinden itibaren kapsama alnm÷tr. Diôer taraftan, geçici 12’nci madde ile geçi÷ sürecinin sona erdiôi 1/1/2012 tarihine kadar daônk yapda farkl kamu kurum ve kurulu÷lar taralndan verilmekte olan saôlk hizmetleri ve tedavi yardmlarnn Sosyal Güvenlik Kurumuna (SGK) devredilmesi öngörülerek tüm Genel Saălk Sigortas Uygulamas - Fatih Acar saôlk hizmetleri ve tedavi yardmlarnn Kurum tarafndan saôlanmas amaçlanm÷tr. Bu amaçla Kurum, daha önce çal÷tklar kamu kurum ve kurulu÷lar tarafndan saôlk hizmetleri ve tedavi yardmlar saôlanan devlet memurlar ile bunlarn bakmakla yükümlü olduôu ki÷ileri 15/1/2010, Türk Silahl Kuvvetlerinde görev yapan askeri ve sivil personeli, 15/10/2010 tarihinde devralarak genel saôlk sigortas uygulamasnda zorunlu sigortallar açsndan Kanunun amacna uygun norm ve standart birliôini saôlam÷tr. Geçici 12’nci maddeye göre ye÷il kart verilerek saôlk yardmlar kar÷lananlar, 2022 sayl Kanuna göre aylk alanlar, 442 sayl Kanuna göre görevlendirilen köy korucular ile aylk alanlar ve herhangi bir sosyal güvencesi olmayanlar ise; 1/1/2012 tarihi itibaryla genel saôlk sigortas kapsamna alnm÷ ve bu tarihten itibaren SGK tarafndan saôlk hizmetleri ve tedavi yardmlarndan faydalandrlmaya ba÷lanm÷tr. III. 1/1/2012 Tarihinden Sonraki Uygulamalar 1/1/2012 tarihi itibaryla herhangi bir sosyal güvencesi olmayan ve 5510 sayl Kanunun 60’nc maddesinin (g) bendi kapsamnda genel saôlk sigortals saylan vatanda÷larmz, 1/1/2012 tarihi itibaryla bu bent kapsamnda tescil edilmi÷tir. Bu ki÷ilerin gerçek gelir durumlarnn tespitine yönelik Kanunda öngörülen gelir testi i÷lemlerinin yaplmas, 3/6/2011 tarihli ve 633 sayl KHK ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlônn görev alan arasnda saylmas nedeniyle bu ki÷ilere, genel saôlk sigortas uygulamas hakknda bilgi verilerek, gelir testi yaptrmak isteyenlerin 28/12/2011 tarihli ve 28156 sayl Resmi Gazetede yaymlanan Genel Saôlk Sigortas Kapsamnda Gelir Tespiti, Tescil ve õzleme Sürecine õli÷kin Usul ve Esaslar Hakknda Yönetmelik uyarnca bir ay içinde Adres Kayt Sisteminde (AKS) kaytl bulunan ikamet adresinin bulunduôu yerdeki sosyal yardmla÷ma ve dayan÷ma vakfna ba÷vurmalar gerektiôi bildirilmi÷tir. Diôer taraftan, uygulamann yeni olmas ve vatanda÷larmzn bildirimde bulunmamas nedeniyle idari para cezasna maruz kalmamalar için 6111 sayl Kanunla 5510 sayl Kanunun 61’inci maddesinde yaplan deôi÷iklik sonucunda, 60’nc maddenin birinci fkrasnn (g) bendinde saylanlarn tespiti Kurum taralndan yaplmaktadr. Bu düzenleme ile bu kapsamdaki sigortallarmz tespit edilerek genel saôlk sigortals olduôu, diôer kapsamdaki genel saôlk sigortasndan yararlanma haklarnn sona erdiôi tarihten itibaren 60’nc maddenin birinci fkrasnn (g) bendi kapsamnda Kurumca re’sen tescil edilmekte ve saôlk yardmlarndan faydalandrlmaktadr. Herhangi bir sosyal güvencesi olmadô tarih itibaryla 5510 sayl Kanunun 60’nc maddesinin (g) bendi kapsamnda Kurum tarafndan re’sen tescil edilen vatanda÷larmzn, Kurumumuz tarafndan Kanunun 60’nc maddesinin birinci fkrasnn (g) bendi kapsamnda re’sen tescil edildiôi ve gelir testi yaptrmak istemeleri halinde “yaznn” kendilerine “tebliô” edildiôi tarihten itibaren “bir ay” içinde AKS’de kaytl bulunan ikamet adresinin bulunduôu yerdeki sosyal yardmla÷ma ve dayan÷ma vakflarna ba÷vurarak gelir testi yaptrmalar, hem Kurumumuz hem de vatanda÷larmzn gerçek gelir durumlarna göre prim ödemelerini saôlamaktadr. Sosyal yardmla÷ma ve dayan÷ma vakfna ba÷vurarak gelir testi yaptran vatanda÷larmzdan gelir testi sonucunda aile içindeki gelirin ki÷i ba÷na dü÷en aylk tutar asgari ücretin üçte birinden az olduôu tespit edilenler, Kanunun 60’nc maddesinin birinci fkrasnn (c) bendinin (1) numaral alt bendi kapsamnda tescil edilerek prim ödemeksizin saôlk yardmlarndan faydalandrlmaktadr. Genel saôlk sigortasnn uygulanmaya ba÷ladô 1/1/2012 tarihinden bugüne kadar 4.839.284 ki÷i, prim ödemeksizin saôlk yardmlarndan faydalandrlmaktadr. Aile içindeki gelirin ki÷i ba÷na dü÷en aylk tutar asgari ücretin üçte birinden fazla olduôu tespit edilenler ise, Kanunun 60’nc maddesinin birinci fkrasnn (g) bendi kapsamnda tescil edilmektedir. Bu ki÷ilerin ödeyecekleri aile içindeki gelirin ki÷i ba÷na dü÷en aylk tutar asgari ücretin üçte birinden fazla olduôu tespit edilenler ise, Kanunun 60’nc maddesinin birinci fkrasnn (g) bendi kapsamnda tescil edilmektedir. Bu ki÷ilerin ödeyecekleri prim miktar, aile içindeki gelirin ki÷i ba÷na dü÷en aylk tutarna göre deôi÷mektedir. ööyle ki; – Asgari ücretin üçte birinden asgari ücrete kadar olduôu tespit edilenler, Kanunun 82’nci maddesine göre belirlenen prime esas günlük kazanç alt snrnn otuz günlük tutarnn üçte biri üzerinden (35,46-TL), – Asgari ücretten asgari ücretin iki katma kadar olduôu tespit edilenler, Kanunun 82’nci maddesine göre belirlenen prime esas günlük kazanç alt snrnn otuz günlük tutar üzerinden (106,38-TL), – Asgari ücretin iki katndan fazla olduôu tespit, edilenler, Kanunun 82’nci maddesine göre belirlenen prime esas günlük kazanç alt snrnn otuz günlük tutarnn iki kat üzerinden (212,76-TL), prim ödeyerek kendileri ve bakmakla yükümlü olduôu ki÷iler de dahil olmak üzere 1/1/2012 tarihinden 41 dosya GSS Uygulama Sorunlar bugüne kadar 2 milyon 203 bin 112 ki÷i 35,46-TL, 263 bin 348 ki÷i 106,38 TL ve en yüksek olan 60/g-3 seviyesinden ise 54 bin 378 ki÷i 212,76 TL ödeyerek saôlk yardmlarndan faydalandrlmaktadr. Ki÷ilerin gelir testi yaptrmak istememeleri ve beyanda bulunmamalar halinde ise, aile içindeki gelirin ki÷i ba÷na dü÷en aylk tutarnn asgari ücretin iki katndan fazla olduôu kabul edilerek ödeyecekleri prim tutar kendilerine bildirilmekle, primlerini ödemeleri halinde bakmakla yükümlü olduôu ki÷ilerle birlikte saôlk yardmlarndan faydalandrlmaktadr. Kanunun 92’nci maddesine göre genel saôlk sigortallônn sona ermesi söz konusu deôildir. Ancak, ki÷inin ikametinin yurtd÷na çkmas, ölümü ya da genel saôlk sigortals saylmamas veya genel saôlk sigortas kapsam d÷na çkmas halinde genel saôlk sigortallô sona erer. Kanun, genel saôlk sigortals saylanlarda olduôu gibi kimlerin genel saôlk sigortals saylmayacaôn da tek tek düzenlemi÷tir. Buna göre; 42 O Hükümlü ve tutuklular, O Er ve erba÷lar ile yedek subay okulu öôrencileri, O Geçici görevli olarak ülkemize gelen ve yabanc ülkede sosyal sigortaya tâbi olduôunu belgeleyen ki÷iler, O Kamu idarelerinin d÷ temsilciliklerinde istihdam edilen ve temsilciliôin bulunduôu ülkede sürekli ikamet izni veya bu devletin vatanda÷lôna geçenler, O Türk uyruklu sözle÷meli personelden, bulunduôu ülkenin sosyal güvenlik kurumunda sigortal olduôunu belgeleyenler ile sosyal güvenlik sözle÷meleri çerçevesinde ve temsilciliôin bulunduôu ülkenin ilgili mevzuat gereôi bulunulan ülkede sosyal sigorta kapsamnda olanlar, O Ülkemizde oturma izni alm÷ yabanc ülke vatanda÷larndan yabanc bir ülke mevzuat kapsamnda sigortal olmayan ve yerle÷im süresi bir yl geçmeyenler, O Yasama Organ Üyeleri ile açktan Bakanlk görevine atananlar ve bunlardan görevi sona erenler ile bunlarn emeklileri, bakmakla yükümlü olduklar aile fertleri, dul ve yetimleri, O Anayasa Mahkemesi Ba÷kan ve üyeleri ile bunlarn emeklileri ve bakmakla yükümlü olduklar ki÷iler genel saôlk sigortals ve genel saôlk sigortalsnn bakmakla yükümlü olduôu ki÷i saylmamaktadr. Bu ki- ÷iler, bu durumlarnn ortadan kalktô tarih itibaryla Kanunun 60’nc maddesinin birinci fkrasnn (d) ya da (g) bendi kapsamna alnmaktadr. Geçi÷ sürecinin sona ermesi ile birlikte geçici 12’nci madde gereôi saôlk yardmlar ilgili kurulu÷lar tarafndan saôlanan öôrenciler, asker e÷leri ve uzman çavu÷ ya da sözle÷meli subay olarak TSK’da görev yapan ve saôlk yardmlar TSK tarafndan saôlananlar da 1/1/2012 tarihi itibaryla genel saôlk sigortas kapsamna alnm÷tr. Bu ki÷ilerden, bakmakla yükümlü olunan ki÷i olarak saôlk yardmlarndan faydalanma hakk bulunanlar, bakmakla yükümlü olunan ki÷i olarak; bulunmayanlar ise Kanunun 60’nc maddesinin birinci fkrasnn (g) bendi kapsamnda tescil edilerek saôlk yardmlarndan faydalandrlmaktadr. IV. Deäerlendirme 1/10/2008 tarihinde 5510 sayl Kanunun yürürlüôe girmesinden önce de sosyal güvenlik kanunlar kapsamnda çal÷anlarn ve bakmakla yükümlü olduklar ki÷ilerin saôlk güvencesi bulunmaktayd. Ancak, 3816 sayl Kanun kapsamnda kendilerine ye÷il kart verilenler d÷nda, sosyal güvencesi olmayanlarn saôlk güvencesi de bulunmamaktayd. Genel saôlk sigortas uygulamas ile bu durumdaki ki÷iler de kapsama alnarak saôlk yardmlarndan faydalanmalar saôlanm÷tr. Ayrca, genel saôlk sigortas uygulamas, zorunlu sigortallk olmas nedeniyle özel saôlk sigortas bulunanlar da kapsamaktadr. Genel saôlk sigortas uygulamas ile kapsamda saylan herkesin gelirine göre prim ödeyerek koruyucu saôlk hizmetleri, hastalk ve analk hallerinde ayakta veya yatarak tedavi hizmetlerinde Kanunun 63’ncü maddesinde düzenlenmi÷ olan saôlk hizmetleri ve ayn maddede belirtilen ÷artlarn bulunmas halinde üreme yöntemi tedavisinden tüm kamu hastanelerine ve Kurumun anla÷mal olduôu özel hastanelerden istediklerine müracaat ederek faydalanmas saôlanm÷tr. V. Sonuç Genel saôlk sigortas uygulamasyla ilk defa toplumda ya÷ayan tüm bireyler sosyal güvenceye kavu÷turulmu÷tur. Toplumdaki tüm bireylerin sosyal güvence kapsamnda olmas, devletin saôlk politikalarnn rasyonel ve uzun dönemli olu÷turulmasn saôlayacak, toplum saôlôn tehdit eden durumlarda en ksa sürede önlem alnmasn ve ki÷ilerin korunmasn saôlayarak ülkemizde saôlkl insanlardan olu÷an bir toplum ve saôlkl nesiller olu÷turulmas saôlanacaktr. Genel Saălk Sigortas: Kimin Ąhtiyac? - Dr. EriĆ Bilaloălu Genel Saălk Sigortas: Kimin Ąhtiyac? Q Dr. EriĆ BĄLALOĂLU / Türk Tabibleri Birliăi Merkez Konseyi BaĆkan E lbette her uygulamann art ve eksi yönlerinden söz etmek mümkün. Ancak bu tarz bir deôerlendirme özünde eksi olan bir politikann sürdürülmesine katk sunabiliyor ve o nedenle eksik/hatal oluyor. 25 sene önce Özal’l yllarda KõT’ler (Kamu õktisadi Te÷ebbüsleri) tart÷lr, “Çaômzda nerede görülmü÷, artk devlet süt mü satar/et mi satar/ayakkab m yapar?” vb. ile ba÷layp KõT’lerin verimsizliôi, kamunun kötülüôü anlatlr ve özelle÷tirilmesi/satlmas gerektiôi vaaz edilirdi. Duyarl akademisyenler de oturup ince ince hesaplarla KõT’lerin aslnda verimsiz olmadôn ispata çal÷rlard. Bu tart÷mann kendisi KõT’ler hakknda bir gölge/soru i÷areti doôururdu. Temel soru yani neden bu isteniyor, kim istiyor, kimin ihtiyac, sorular kenara itilip bu “zorunluluktur ve tart÷alm” söylemi aôr basard. Oysa bugün çok net biliyoruz ki bu bir satma politikasnn parçasyd hem de sadece maddi varlklarla snrl olmayan… õ÷te Genel Saôlk Sigortas (GSS) Yasasnda çok sayda maddesi olan, pratikte neredeyse hemen her gün deôi÷en bir uygulamann ya÷andô, dört yl önce söylenenlerle bugün yaplanlarn arasnda epeyce fark olan, giderek de farkn vatanda÷n aleyhine arttô/artacaô bir durumla kar÷ kar÷yayz. O nedenle art ve eksilerden çok bu i÷in kendisi sonuç ve öz olarak art m eksi mi ya da “bindik bir alamete, gidiyoruz nereye” sorusuna cevap vermeye çal÷acaôm. Saôlk... Hep böyle söylüyoruz, her i÷in ba÷. Ama gündelik ya÷amda böyle mi oluyor, ku÷kulu. Birçok gerekçeyle saôlômz göz ard edebiliyoruz. Tek tek bireylerin ÷u ya da bu gerekçeyle göz ard ettiôi saôlk aslnda bireylerin ötesinde bir toplumsal ba÷lk. Yanl÷ anla÷lmasn, her insann kendi saôlô konusunda özenli olmasn, sorumluluklarn önemsizle÷tiren bir ifade de bulunmuyoruz. Sadece asl vurgunun saôlôn toplumsal yönüne yaplmasna ve bu çerçevede de kamusal önemine dikkat çekiyoruz. Neden? Çok açk. 1980’lerden bu yana dünya ölçeôinde birey “yeniden ke÷fedildi”. E÷ zamanl olarak bireysellik öne çkartld ve bir süsleme arac olarak özgürlük, bireyin ki÷isel iradesi, bireyin kendini var etmesi vb. argümanlarla “zenginle÷tirildi”. Bu yaplann ideolojik olduôu tart÷ma götürmez. õ÷te yaratlan bu ideolojik bombardmandan saôlk da nasibini ald. Genel Saôlk Sigortasn (GSS) Türkiye’de destekleyenler (ki ba÷ta büyük patronlar gelir) ÷u cümlelerle dile getirdiler: GSS kiçi baznda saälk riskinin yönetildiäi bir yapdr! Ne güzel, insanlar saôlk risklerini(?) -ba÷ka hiçbir kimse kar÷madan- kendi ba÷larna, özgürce, yönetebilecekler; bundan iyisi can saôlô! Doôrusu bu cümlenin Türkçesi ÷uydu: “Siz i÷çiler, emekçiler, yoksullar, i÷sizler, sürekli hastalô olanlar, çok hastalanan ya÷llar vb. üzerimizde yüktünüz, yüksünüz. 1980’lere kadar snf mücadelesi içerisinde bunu ifade edemiyorduk ama artk ko÷ullar buna elveriyor. Kendi ba÷nzn çaresine bakn. Biz buna kendi saôlk risklerinizi siz yönetin diyoruz, daha ne istiyorsunuz, yani ne kadar paranz varsa o kadar hasta olabilirsiniz, o kadar risklerinizi yönetebilirsiniz.” õyi ama ad bireysel saôlk sigortas deôil ki, genel saôlk sigortas? Haklsnz genel denerek bir kapsayclk ifade ediliyor ve bu da bizi kandryor. Oradaki genelin anlam bütün saôlk sorunlarnz kapsyor anlamn ta÷myor. Oradaki genelin anlam herkesten para alnacak, zorunlu, kaçamazsnz demek oluyor. Zaten isimde yer alan saôlk kelimesi de saôlô deôil hastalklar ifade ediyor. Bu bir hastalk sigortas. Sigorta sözcüôü de sizi korumaktan çok piyasac bir saôlk sisteminden kazananlar, özel saôlk sigortalarn, ksacas sermayenin halka daha az kaynak ayrmasnn ve daha çok kazanmasnn sigortas anlamn ta÷yor. Ku÷kusuz bu sürecin ekonomi-politiôini okumak i÷in berrak bir ÷ekilde anla÷lmasn saôlyor. õ÷çiler emekçiler bilirler, mesele ekmek kavgas meselesidir. Yaplan her yasa ekmeôin bölü÷ümünde kar÷lk bulur. O nedenle kestirmeden söylemekte yarar vardr: Genel Saôlk Sigortas da (yasas da) bu amaçla çkartlm÷tr. Sermaye saälk hizmetlerinin finansman için çok daha az para ayrmak ve çok daha fazla vatandaçtan almak, saälk hizmetlerini olabildiäince piyasalaçtrmak, hizmet sunumunda her türlü süreçten rant elde etmek istiyor. Bu doôruysa, GSS’nin özü bu ise (ki her türlü kantla bu ortadadr) biz bunun artlarn ne kadar tart÷abiliriz? Sürecin bir a÷amasndaki, o döneme ait olumluluôu nasl “art” olarak yorumlayabiliriz? 43 dosya GSS Uygulama Sorunlar Önce ÷öyle denir (bizde de dendi): Herkesi kapsyor, bütün hastalklar, vatanda÷n/hekimin parayla ili÷kisi kalmayacak, özel hastanelerde bir miktar (o da öyle fazla deôil, bir miktar) otelcilik hizmetleri için fark vereceksiniz. dan sürekli eksilen, kaybedilen, daha fazla paral hale dönen bir sistemdir GSS. õ÷in ba÷nda kandrmak için iyi, olumlu kimi ÷eyler varsa da bunlar yllar içerisinde azalmaktadr, kalkacaktr. GSS’de “art” bulan varsa bilin ki ekmeôin payla÷mnda sizden, i÷çiden yana deôildir. Sizden-bizden vergi alnyor. Niye? Cebimizdeki nüfus cüzdan ne i÷e yaryor? Saôlk, eôitim ba÷ta olmak üzere hizmet verilsin diye. Yetmiyor, Türkiye en adaletsiz, e÷itsiz olan dolayl vergilerde dünyada en önde gidiyor. Benzine, telefon, doôalgaza zam vb. derken zaten en fazla paray vatanda÷ çekiyor. Hayr, bu verdiôiniz para saôlk hizmetine ula÷mak için yetmez diyorlar, dediler. “Çünkü saôlkta masraflar çok, Amerika bile yeti÷emiyor!” Yllardr hepimize o an için geçerli kimi olumluluklar göstererek i÷in asln gizlediler. O nedenle prim vereceksiniz, gelire göre. Yeter mi? Yetmez. Muayenede -sürekli artan- katk pay, ilaçta -sürekli artan- katlm pay, fark ücreti ve tamamlayc sigorta. Yani GSS’nin teminat altna aldä kapsamn daraltlp, her hastalän sigortas olmaktan cayp daha fazlas için özel saälk sigortalarna sigortalanmak. Önümüzdeki günler tamamlayc sigorta güzellemelerinin ve zorlamalarnn yaçanacaä bir dönem olacak ksacas. 44 Ba÷ta böyle demiyorlard. Saôlk Bakan aile hekimleri ücretsiz diyordu, özel hastanelerde en fazla yüzde 30 fark alnabilir daha fazla alnyorsa oralarda saôlk hizmeti deôil ba÷ka i÷ler vardr diyordu. öimdi resmen yüzde 90 oldu. Bir kez daha söyleyelim, bu yazda aktardklarm rakamlar, kantlarla, belgelerle aktarmak mümkün. Ba÷a dönelim: GSS’nin artlar ve eksikleri nelerdir? õ÷çi açsndan, sermayedarlar d÷ndaki yüzde 99 açsn- Böyle söyleyince hep söylenir “daha önceki kötü durumu mu savunuyorsunuz” diye. GSS öncesi de olumsuzdu ve kastl olarak/bir politika olarak var olan daha da kötüle÷tirildi yllarca. öimdi kurulan GSS özünde saôlk hakknn bize parayla satlmas olup giderekte pahalla÷acak bir genel soygun sistemidir. õyi de bugün GSS var, yürürlükte ve ne yapmalyz? Türk Tabipleri Birliôi hastaneler ba÷ta olmak üzere hizmet alrken GSS nedeniyle günlük ya÷anan sorunlar için her an ba÷vurulacak güvenilir bir dan÷ma hattn yer almak isteyen bütün i÷çi örgütlerinin de katlmyla kurmak için çal÷malara ba÷lam÷tr. Bu dan÷ma hattyla hizmet alrken kar÷la÷lan skntlarda, geçerli mevzuat, uygulamada sizlerin yararn gözeterek yorumlanarak bilgi verilecektir. Ancak bilinmelidir ki mevzuat yapanlar sürekli daha fazla kaynak aktaracak tamamlayc sigorta vb. “çözümler” önerecek, sendikalarn bu tür giri÷imlerde ön ayak olmalarn isteyerek, yöneticilere siz de kazançl çkarsnz(!) diyerek akl vereceklerdir. Bizce i÷çilerin akl i÷çilere yeter. TTB’nin beklentisi her yerde sizlerin katlm/öncülüôüyle Saôlk Hakk Meclisleri kurarak herkes için e÷it, ücretsiz, nitelikli, ula÷labilir bir saôlk talebi mücadelesini gerçekle÷tirmektir. Genel Saălk Sigortas Hakknda Q Ecz. Erdoăan ÇOLAK / Türk Eczaclar Birliăi BaĆkan S aôlkta dönü÷üm tamamlanyor. Geçtiôimiz dönemde, saôlk alannda ya÷anan dönü÷üm, temel olarak hekim, eczac ve hastann aleyhine çok kuvvetli unsurlar barndrd, son süreçte ya÷anan geli÷meler, bu aleyhte dönü÷ümün devam edeceôini gösteriyor. Her ÷eyden önce, bir dönü÷üm birilerinin aleyhine i÷liyorsa, lehine i÷lediôi kesimlerden söz etmek gerekir. õstatistikler açkça gösteriyor ki, bu dönü÷ümden kazanan ne kamu, ne de saôlk çal÷anlar olmu÷tur. Bu dönü÷ümün kazananlar ÷irketler ve ÷irketle÷en saôlôn yeni sahipleri olmu÷tur. Dünyada egemen yeniden yaplanmann ana özellikleri, saôlk sisteminde özel sektörün paynn artmas, devletin kendi rolünü “düzenleyicilikle” snrlandrmas, saôlk alannda çal÷anlarn çal÷ma ko÷ullarnn kötüle÷mesi, sivil toplumun bask gücünün zayflatlmas, Genel Saălk Sigortas Hakknda - Ecz. Erdoăan Çolak sigorta kapsamnn geni÷letilip hizmetlerin kapsamnn daraltlmas, çokuluslula÷ma ve sermaye yoôunla÷mas olarak ortaya çkt. Ülkemizde de, bütün bu özelliklerle uyumlu bir yasal çerçeve olu÷turulmas çabas, son yllara damgasn vurdu. Söz konusu program doärultusunda hayata geçirilen uygulamalara ana hatlaryla baktämzda: O Saôlk hizmetlerinin finansmannda Genel Saôlk Sigortas (GSS) O Saôlk çal÷anlarnn istihdamnda sözle÷melilik O Birinci basamak saôlk hizmetlerinde aile hekimliôi O õkinci ve üçüncü basamak saôlk hizmetleri bakmndan devlet hastanelerinin ticarîle÷tirilmesi ve özelle÷tirilmesi O Saôlk Bakanlô’nn yeniden yaplandrlmas ile kar÷la÷yoruz. Anmsanacaô üzere 2006 ylnda “(…) Nüfusun tümüne, hakkaniyete uygun, e÷it, koruyucu ve tedavi edici kaliteli saôlk hizmeti sunumunu finanse etmek…” amacyla 5510 sayl Sosyal Sigortalar ve Genel Saôlk Sigortas Kanunu kabul edilmi÷tir. Ancak yürürlüôe giri÷ tarihi 1 Ocak 2007 olarak belirlenen Kanun’un önemli maddeleri Anayasa Mahkemesince iptal edilmi÷tir. õptalden sonra yürürlük tarihi üç kez ertelenen Kanun baz hükümlerinde yaplan deôi÷ikliklerle 1 Ekim 2008 tarihinde tam olarak yürürlüôe girmi÷tir. GSS uygulamasna ise söz konusu Kanunun 106. maddesi gereôince bu yln ba÷nda yani 1 Ocak 2012 tarihinde geçilmi÷tir. Türkiye’de tüm nüfusun sosyal güvence kapsamna alnmas hedefiyle yürürlüôe konulan GSS saälk ve sosyal güvenlik sisteminde köklü deäiçiklikler içermektedir. 1 Ocak’ta yürürlüäe giren bu uygulamaya göre; – SGK’llar ve bakmakla yükümlü olduklar ki÷iler d÷ndaki herkes GSS primi ödemekle yükümlü hale getirilmi÷tir. Geliri brüt asgari ücretin (886,5 TL) üçte birinin (295 TL) üstünde olanlar prim ödemek zorunda braklmaktadr. Hepinizin bildiôi gibi kimin, ne kadar prim ödeyeceôine karar vermek için 28 Aralk 2011 tarihinde çkarlan Gelir Testi Yönetmeliôi çerçevesinde ayrntl bir gelir testi uygulanmaktadr. Buna göre ödenecek prim miktarnda ki÷inin ta÷nr ve ta÷nmazlar ile bunlardan doôan haklar dikkate alnmakta; kira, elektrik-su-doôalgaz-telefon kullanm, kredi kart ve diôer banka i÷lemleri gibi harcama kalemleri de göz önünde bulundurulmaktadr. Üstelik Sosyal Yardmla÷ma ve Dayan÷ma Vakf tarafndan periyodik olarak uygulanacak gelir testi ile ki÷inin gelirinde saptanacak deôi÷iklikler prim miktarna yanstlacaktr. Ailenin toplam geliri ailedeki ki÷i saysna bölünecek. Buna göre ailede ki÷i ba÷na dü÷en gelir brüt asgari ücretin üçte birinden az ise primler devlet tarafndan ödenecektir. Geliri 295 ile 886,5 lira arasnda olanlar aylk 35,46 TL, 886,5 ile 1773 lira arasnda olanlar 106,38 TL, 1773 TL üstünde olanlar 212,76 TL prim ödeyecekler. Gelir testi yaptrmayanlar ise en yüksek prim miktar olan 212,76 lira prim ödemek zorunda braklmaktadr. – Bu düzenleme ile Yeçil Kart uygulamas ile saôlk hizmetlerinden yararlanabilen 9 milyon ki÷inin durumu da deôi÷mektedir. Ye÷il kart uygulamasnn kaldrlmas ile aylk geliri 295 TL’nin üzerinde olduôu varsaylan 5 milyon Ye÷il Kartl prim ödemek durumunda kalm÷tr. – æubat sonuna kadar sosyal güvencesi olmayanlar ve Ye÷il Kartllar gelir testi yaptrmazlarsa saôlk hizmetlerinden yararlanamamakta ve adlarna SGK’ya her ay için 212,76 TL borç kaydedilmektedir. Eksik ödenen ya da ödenemeyen primler, SGK tarafndan yine ilgili ki÷iden faiziyle birlikte tahsil edilecektir. – 5510 Sayl Kanun’un yürürlüôe girdiôi 1 Ekim 2008 öncesinde göreve baçlayan kamu çalçanlarnn GSS primleri en fazla üç yl boyunca devlet tarafndan kar÷lanmaya devam edecektir. En fazla üç yl içinde kamu çal÷anlarnn maa÷larndan % 5 orannda GSS primi çal÷ma pay kesilecek. 1 Ekim 2008’den sonra kamu çal÷an olanlarn GSS priminin % 7’sini devlet kar÷larken % 5’i çal÷anlarn maa÷larndan kesilecek. – Sigortal çalçanlarn 1 Ocak 2012 tarihi itibariyle toplam brüt gelirleri üzerinden ödeyecekleri GSS primlerinin yüzde 7’sini i÷veren, yüzde 5’ini ise kendileri ödeyecek. – Herhangi bir i÷yerinde part-time veya gün/saat üzerinden ücretli çalçanlar eksik primlerini kendileri tamamlamak zorunda kalacak. – åçten ayrlan/içsiz kalan bir sigortal ancak i÷ten ayrldktan sonraki 10 gün GSS’den yararlanabilecek. Söz konusu 10 günü takip eden 1 ay içerisinde 45 dosya GSS Uygulama Sorunlar GSS giri÷ bildirgesini kuruma vermeyen sigortalya bir asgari ücret tutarnda para cezas uygulanacak. biçimde sunumunu ve herkes tarafndan eriçilebilir olmasn zorunlu klar. – 18 yaçndan küçük olanlarn d÷nda lise ve dengi okullardaki öôrenciler ile çraklk ve meslekî eôitim gören öôrenciler 20 yaçna kadar, yükseköôretimine devam eden ve evli olmayan öôrenciler 25 yaçna kadar prim ödemekten muaf tutulmu÷tur. Öôrenciler 25 ya÷n geçmi÷ ise ailelerinin saôlk güvencesinden yararlanamayacak. Öôrencilerin aile fertlerinden birinin sosyal güvencesi yok ise veya 25 ya÷n doldurmu÷ ise gelir testi yaptrarak yine sonucuna göre prim ödeyecek. Bu duruma artk hiçbir üniversitenin öôrencilerinin tedavi giderlerini artk kar÷lamayacaô anlamna gelmektedir. Diôer yandan prim ödemekle yükümlü olacaklar için belirlenen gelirin alt snr göz önüne alndända esas büyük sorun ortaya çkmaktadr. Aylk geliri 295 TL olan bir insann saôlk hizmetlerinden yararlanabilmek için nasl ayda 35 TL. prim ödeyeceôi dü÷ündürücüdür. – Temel teminat paketi altnda ödenen primlerin hangi hastalklar ve tedavi hizmetlerini kapsayacaô da SGK tarafndan belirlenecek. Temel teminat paketinin dçnda kalan hastalk ve tedavi giderleri için ki÷iler tamamlayc saôlk sigortas yapmak zorunda kalacaklar. 46 – Reçete tutarnn yüzde 20’sini olu÷turan ilaç katk payna ilaveten 3 kutuya kadar temin edilen ilaçlar için 3 TL, 3 kutuya ilave temin edilen her bir kutu ilaç için 1 TL reçete katk pay alnacak ve bunun tahsili içi eczaneler tarafndan gerçekleçtirilecek. Emeklilerden eczanede katk pay tahsil edilmeyecek ama bu oranlar emeklinin maa÷ndan kesilecek. – Muayene katlm paylarnda bir dü÷me ya÷and. åkinci ve üçüncü basamak resmî saälk hizmeti sunucularnda 8 TL olan muayene katlm pay 5 TL ye özel saälk hizmeti sunucularnda da 15 TL’den 12 TL’ye indirildi. Ancak çal÷anlarn resmi ikinci ve üçüncü basamaktaki muayenelerinden alnan 5 TL. muayene katk pay olarak eczanelerce tahsil edilmeye devam edecek. Yani eczaclarn bir tür veznedara dönü÷türülmesi uygulamasndan vazgeçilmi÷ deôil. GSS ile herkese temel bir sigorta yaplacak, ancak maliyeti yüksek hastalklar için ki÷i ek bir prim ödemek durumunda kalacaktr. Saôlk hizmetleri finansman için para toplama yönteminin yan sra güvence kapsamnda olanlarn ödemek zorunda olduôu katk paylarnn ve cepten yaptô diôer harcamalarn giderek artyor olu÷u saôlk hakkna eri÷imi olumsuz yönde etkilemektedir. Oysaki hak kavramnn özü onun kamu tarafndan finanse edilmesini, ülkede yaçayan tüm bireylere eçit Anayasa’nn 2. maddesinde devletin nitelikleri arasnda Sosyal Devlet ilkesine yer verilmekte, bu madde deäiçtirilemez maddeleri arasnda yer almaktadr. Yine Anayasa’nn 56. maddesi herkesin saälkl bir yaçam hakkna, 60. maddesi ise herkesin sosyal güvenlik hakkna sahip olduäunu vurgulamaktadr. Söz konusu hükümler birbirleriyle ve Anayasa’nn 17. maddesinde yer alan ve evrensel ölçekte temel haklar arasnda saylan yaçama hakk ile birlikte düçünülmek zorundadr. Zira saälk hakk yaçama hakknn ayrlmaz bir parças ve ön koçuludur. Saälk hakkndan tam anlamyla yararlanabilmek ise herkesin sosyal güvenlik hakkna sahip olmasyla mümkündür. Doäas gereäi hiçbir biçimde ticarî olarak deäerlendirilemeyecek olan saälän paral hale getirilmesi Sosyal Devlet ilkesinin ve Anayasa’da tanmlanan haklarn kâät üstünde kalmas anlamn taçr. Sosyal güvenlik, insanlarn bugününü ve yarnn güvence altna almay amaçlayan, mesleksel, fizyolojik ya da sosyoekonomik riskten ötürü geliri ya da kazanc sürekli ya da geçici olarak kesilmi÷ kimselerin geçinme ve ya÷ama gereksinimlerini kar÷layan bir sistemdir. Asgari ücretin net 701 TL olduôu, birçok sendika tarafndan yoksulluk snrnn 3000 TL’ye yakla÷tônn ifade edildiôi, Türkiye õstatistik Kurumu’nun nüfusun yüzde 16,9’unun yoksulluk snrnn altnda ya÷adôn açkladô i÷sizlik oranlarnn yüzde 10’larda gezindiôi, söz konusu i÷siz nüfusun büyük çoôunluôunun gençlerden olu÷tuôu, bir i÷ sahibi olanlarn ise giderek daha fazla geçici, esnek ve güvencesiz istihdam biçimleriyle çal÷trldô bir ülkede sosyal güvenlik sisteminin prime dayal sosyal güvenlik sistemi geleceôin güvencesiz in÷asn beraberinde getirmektedir. Genel olarak baktämzda; Saôlk politikalarnn belirlenmesinde iki temel öncelik bulunmaktadr: bunlardan ilki ve en önemlisi toplum saôlônn bugün ve gelecekte tam ve eksiksiz bir biçimde korunmas, ikincil olarak ise kamu kaynaklarnn bu amaca hizmet edecek biçimde etkin ve aklc kullanmnn saôlanmasdr. Genel Saălk Sigortas Hakknda - Ecz. Erdoăan Çolak Saôlk hakknn herkes için en doôru ve sürekli bir biçimde saôlanmas önceliôinden vazgeçilmeyecekse; saôlk, ilaç ve eczaclk alan aklc kullanm ilkelerine göre planlanmaldr. Önümüzdeki dönemde, Anayasa’da ya÷ama ve saôlk hakkn düzenleyen 17. ve 56. maddelerin vazgeçilmez özellikleri bir yana, güçlendirilmesi, diôer saôlk meslek örgütleri ile birlikte temel taleplerimizdir. Toplumun ilaca eri÷imi hakknn savunulmas, eczacnn en önemli varolu÷ nedenlerinden ve meslek etiôinin bir gereôidir. Özellikle ilaç fiyat farklarnn artmasnn hastalarmzda cepten ödemeleri de artrmas kar÷snda, saôlkta tasarrufun bedelini hastaya ykarak yaplamayacaôn hiç ylmadan söylemek ve savunmak durumundayz; söylüyoruz, savunuyoruz. Genel Saălk Sigortas Uygulamalar Q Kazm ERGÜN / Türkiye Emekliler Derneăi Genel BaĆkan 1 Ocak 2012 itibariyle yürürlüôe giren Genel Saôlk Sigortas ile nüfusun tamam genel saôlk sigortas bakmndan sosyal güvenlik kapsamna alnm÷tr. Artk hiçbir birey “genel saôlk sigortas kapsamna dahil olmak istiyorum” deme hakkn kendinde göremeyecektir. Bugüne kadar sosyal güvenlik kurulu÷larnda kayd olmayanlarn genel saôlk sigortasna tescillerini yaptrmalar bir mecburiyet haline getirilmi÷tir. Sosyal güvencesi olmayp da, süresinde ba÷vuru yapmayanlara iki asgari ücret üzerinden ayda 216 lira genel saôlk sigortas primi ödeme yükümlülüôü getirilmi÷tir. Ayn durum, ye÷il kart sahibi olanlar için de geçerli olmu÷ ve ye÷il kart vize sürelerinin bitimini müteakip bir ay içinde gelir testine müracaat edilmesi zorunluluôu getirilmi÷tir. Saôlk ve sosyal güvenlik; toplum saôlônn korunmas ve çal÷ma süresinin sonunda gelir ve aylk baôlanmas bakmndan evrensel bir hak olarak tanmlanmaktadr. Anayasamzda da saôlk ve sosyal güvenlik temel bir hak olarak kabul edilmi÷, devlete de önemli görevler verilmi÷tir. Bugüne kadar çkarlan kanunlara ve uygulamalara bakldônda, Anayasamzda tanmlanan görevlerin tam olarak yerine getirilmediôi ve sosyal güvenlikte daônk bir uygulamann olduôu gerçeôi ile kar÷ kar÷yayz. Genel saôlk sigortas ile emeklilik sigortasn bir bütün olarak deôerlendirmek gerekiyor. õstihdamn yüzde 42 gibi bir bölümünün sigortal olmadan çal÷yor veya çal÷trlyor olmas, kayt d÷ boyutu görmek açsndan üzerinde durulmas gereken ekonomik ve sosyal bir sorundur. Sosyal güvenliôin eri÷imi konusunda yönlendirici ve te÷vik edici bir politika izlenmediôinden, nüfusun önemli bir ksm korumasz kalm÷tr. Sosyal devlet olmann birinci ko÷ulu, bu haklara eri÷imi saôlayacak her türlü tedbirin alnmasdr. Bu yönüyle sosyal politikamz eksik kalm÷, bu haklara eri÷ilmesi için kararl bir mücadele verilmemi÷tir. Sosyal güvenlik mevzuatnda yaplan deôi÷iklikler, norm ve standart birliôinin kurulmasn saôlamadôndan, uygulamada büyük e÷itsizlikler ya÷anmaya ba÷lanm÷tr. Saôlktan yararlanma ko÷ullarnn farklla÷mas ve e÷itlik kurallarnn benimsenmemesi, önemli bir sorun olarak gündemde durmaktadr. Bu duruma örnek olarak; kz çocuklarna getirilen farkllklar ile part-time çal÷anlara yönelik uygulamalar gösterebiliriz. 5510 sayl Sosyal Sigortalar ve Genel Saôlk Sigortas Kanununun temel maddeleri ile geçici maddeleri birbirleriyle çeli÷mektedir. Bu duruma en iyi örnek kz çocuklarnn durumudur. 5510 sayl Sosyal Sigortalar ve Genel Saôlk Sigortas Kanunu’nun yürürlüôe girdiôi tarihte (1 Ekim 2008) ilgili kanunlar gereôi bakmakla yükümlü olunan kz çocuklar (ya÷ ko÷ulu aranmakszn) bu Kanun gereôince de bakmakla yükümlü olunan ki÷i saylacaktr. Ancak, durumlarnda deôi÷iklik olduôunda (evlenme, bo÷anma, i÷e girme, i÷ten çkma) saôlk hizmetlerinden yararlanma ko÷ullar bu Kanun hükümlerine göre yeniden belirlenir. Kz çocuklarnn durum deôi÷ikliklerinin ortadan kalkmas halinde, bu ki÷iler tekrar ilgili kanunlarna göre bakmakla yükümlü olunan ki÷i saylacaklardr. 47 dosya GSS Uygulama Sorunlar 1 Ekim 2008 sonrasnda ilk defa genel saôlk sigortasndan yararlanan kz çocuklar, erkek çocuklar ile ayn statüye baôlanm÷, eôitim görmemesi durumunda 18 ya÷n doldurmas ile birlikte anne ve babas üzerinden saôlk yardm almasna son veriliyor ve genel saôlk primi ödenmesi getiriliyor. 1 Ekim 2008 sonras ilk defa anne ve babas üzerinden saôlk yardm alan kz ve erkek çocuklarn eôitimlerine devam etmesi durumunda lise eôitimi için 20 ya÷, yüksek öôretim eôitimi için 25 ya÷a kadar bakmakla yükümlü ki÷iler olarak deôerlendiriliyor. Part-time çal÷anlarn genel saôlk sigortasndan yararlanmalar için ay içerisinde çal÷lmayan günlerine ait primlerin ödenmesi yükümlülüôü, saôlk hakkn kstlayan bir engeldir. Bu nedenle, 5510 sayl Kanunun 88. maddesinin deôi÷tirilmesini gerekmektedir. 4857 sayl õ÷ Kanunu’nun 13 ve 14 üncü maddelerine göre ksmi süreli veya çaôr üzerine yada ev hizmetlerinde 30 günden az çal÷lmas durumunda, sigortallarn tercih edeceôi iki seçenek bulunmaktadr: 48 a) Eksik günleri isteôe baôl sigorta ile tamamlanabilir. Böylece, eksik günlerin emeklilik ve genel saôlk sigortas primleri birlikte ödendiôinden, gelir testine ba÷vurulmayacaktr. Söz konusu primler, asgari ücret üzerinden de ödenebilir ve emeklilikte aranan prim gün saysna katk da saôlanm÷ olur. b) õsteôe baôl sigorta ile eksik günlerin tamamlanmamas durumunda, genel saôlk sigortas priminin ödenmesi gelir testine göre belirleneceôinden, sosyal dayan÷ma ve sosyal yardmla÷ma vakfna ba÷vurulmas da bir zorunluluktur. Hanede ki÷i ba÷na dü÷en gelir, asgari ücretin üçte birinden az olmas durumunda, genel saôlk sigortas primleri devlet tarafndan kar÷lanacaktr. Hanede ki÷i ba÷na gelir, asgari ücretin üçte birinden fazla ise, isteôe baôl sigorta ile emeklilik ve genel saôlk sigortas primleri, tercin edilen prim kazanc üzerinden ödenebilir. Bu tür uygulamalar, Anayasann ve kanunlarn e÷itlik ilkesine aykr bir özellik getirdiôinden, sosyal güvenlikte tek çaty kurumla÷tracak düzenlemelerin yaplmas gerekmektedir. Bu farkllô ortadan kaldracak deôi÷iklikler hedeflenmeli ve en ksa sürede sonuçlanmaldr. Sosyal güvencesi olmayanlar ile ksmi süreli veya çaôr üzerine çal÷anlarn genel saôlk sigortas priminin ödenmesinde ölçütler belirlenmi÷tir. Buna göre, bu kapsamda olanlarn genel saôlk sigortas primlerinin öden- mesini, gelir testi sonuçlarna göre devletin veya aileden bir ki÷inin üstlenmesi gerekecektir. Genel saôlk sigortas primini ödeme gücü olmayanlarn ba÷vurular gelir testi sonucu belirleneceôinden, yoksulluk kriterinin tespitinin çok sayda soru ile ara÷trlacak olmas, hane halklarnda tedirginlik yaratm÷ gibi bir izlenim görülmektedir. 28 soru ile 20’ye yakn kurumdan alnacak bilgilerin saôlkl olmas ve yoksulluk tespitinin belirlenmesinde veri tabannn çok güçlü olmas gerekiyor. 2012 yl birinci alt ayda yaplan gelir testi sonucunda, aile içinde ki÷i ba÷na dü÷en aylk gelir tutar, asgari ücretin üçte birinden (295.50 lira) az çkarsa, genel saôlk sigortas primleri devlet tarafndan ödenecektir. Ki÷i ba÷na aylk gelir tutar, 295.50 lira ile 886.50 lira arasnda çkarsa aylk 35.46 lira, Ki÷i ba÷na gelir 886.50 lira ile 1773 lira arasnda çkarsa aylk 106.38 lira, Ki÷i ba÷na gelir 1773 liradan fazla çkarsa aylk 216.76 lira genel saôlk sigortas primi, aile bireyleri adna bakmakla yükümlü ki÷i tarafndan ödenecektir. Katk Paylar, Emeklilerden Alnmamal Gelir ve aylk alanlarn katk paylarn ödeme gücü olmadôndan, muayene a÷amasnda alnan katk paylarnn emeklilerden alnmamasn öneriyoruz. Çal÷tklar dönemlerde yüzde 11 gibi yüksek bir oranda saôlk primi ödemi÷ olan emeklerimizin saôlk hizmetlerinin sunumunda katk payndan muaf tutulmas, sosyal devlet uygulamas bakmndan da gerekli görülmelidir. 2012’de Saôlk Uygulama Tebliôi (SUT) ile güncellenen katk paylar ÷u ÷ekilde belirlenmi÷tir: 1- Doktorlarn yazdô 3 kutu ilaç için 3 TL, 2- 3 kutudan sonra yazlacak her kutu ilaç için 1 TL, 3- Devlet hastanelerinde 8 TL, 4- Özel hastanelerde 15 TL, 5- Eczanelerde reçete toplamnn çal÷anlar yüzde 20’sini, emekliler yüzde 10‘nu ödüyor. Bunun yannda ilaç fark ad altnda eczanelere ikinci bir ödeme daha yaplmaktadr. SGK ile eczaneler arasnda belirlenen fiyatlarn üzerinde olan tutarlarn cepten ödenmesi, tepkileri artran bir uygulama olmu÷tur. Sosyal devlet olmann birinci ko÷ulu, saôlk hakkna eri÷imin önündeki engellerin kaldrlmasndan geçmektedir. Bu yönüyle, genel saôlk sigortas ve uygulamadaki e÷itsizlikler yeniden deôerlendirilmelidir. Genel Saălk Sigortasnda Sigortal Kavram - Prof. Dr. Kadir Arc Genel Saălk Sigortasnda Sigortal Kavram Q Prof. Dr. Kadir ARICI / Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi ĄĆ Hukuku ve Sosyal Güvenlik Hukuku Öăretim Üyesi Sunuç Genel saôlk sigortas (GSS), 5510 sayl Sosyal Sigortalar ve Genel Saôlk Sigortas Kanunu ile Türk sosyal sigorta sistemine kazandrlm÷tr. Genel saôlk sigortas, hastalk riskine kar÷ sosyal güvenlik saôlanmasnda önemli bir adm olmu÷tur. GSS ile bütün vatanda÷lar hastalk riskine kar÷ sosyal güvenliôe kavu÷turulmu÷tur. Sosyal sigorta sistemi içinde hastalk riskine kar÷ sosyal güvenlik saôlanmasnda farkl sosyal güvenlik teknikleri uygulanmaktadr. Bu sosyal güvenlik tekniklerinden birisi de genel saôlk sigortasdr. Türkiye’de uygulamaya konulan genel saôlk sigortasnn kendine özgü özellikleri bulunmaktadr1. Sistem kendine özgü bir saôlk sigorta sistemidir2. Bu özelliklerin ba÷nda genel saôlk sigortasnn bütün vatanda÷lar kapsama alan bir sigorta olmas gelir. Kanunla bütün vatanda÷lar zorunluluk esasna dayal olarak sigorta kapsamna alnm÷tr; prensip olarak genel saôlk sigortas kapsam d÷nda hiç kimse kalmamaktadr. Türk genel saôlk sigortas sisteminin ikinci temel özelliôi ise koruyucu ve tedavi edici saôlk hizmetlerini birlikte kapsama alm÷ olmasdr. Bilindiôi gibi ülkemizde geçmi÷ten bu güne kadar uygulanmakta olan saôlk ya da hastalk sigortalar hastalk riskine kar÷ sosyal güvenlik saôlamaktayd. Yürürlüôe giren Türk genel saôlk sigortas sistemi ile hastalk riskine kar÷ sosyal güvenlik saôlamakla yetinilmemi÷; koruyucu tbbi hizmetler (a÷lama gibi) de GSS kapsamna alnm÷ bulunmaktadr. Genel saôlk sigorta sistemimizin bir ba÷ka önemli özelliôi ise, 18 ya÷ndan küçükler ile 60 ya÷ndan büyüklerin; sigortallk ÷artlarn yerine getirmi÷ olup olmamalarna baklmakszn GSS’dan faydalanmalarnn saôlanm÷ olmasdr. Çocuklarn ve ya÷llarn hastalk riskine kar÷ sosyal güvenliôe kavu÷turulmalar ve saôlk 1 SÖZER, Ali Nazm: ”5510 Sayl Yasaya õli÷kin Deôi÷iklik Tasarsnda Genel Saôlk Sigortas – õlgili Anayasa Mahkemesi Karar I÷ônda Bir Deôerlendirme “, õ÷veren Dergisi, Say 7, Nisan 2008, s.27- 33. 2 Ayn görü÷ için bkz.: TUNCAY. A. Can - EKMEKÇõ, Ömer: Sosyal Güvenlik Hukuku Dersleri, 14. Bas õstanbul 2011, s. 426 bakmndan korunmalar bakmndan bu düzenleme son derece yerinde bir düzenleme olarak görülmelidir. Genel saôlk sigortas sistemimizin bir ba÷ka ayrt edici niteliôi, hizmet satn alma esasnn benimsenmi÷ olmasdr. Geçmi÷te Sosyal sigortalar, hastalk sigortas uygulamasnda zamann ÷artlar içinde saôlk hizmetlerini finanse etmek yarine bu hizmetleri bizzat üretmek ve saôlamak gibi bir yol benimsemi÷ti. GSS sistemi ise hizmet üretmek ve sunmak yerine, hak sahipleri ve sigortallarn satn aldklar hizmetlerin kar÷lôn ödemek yani hizmetlerin finansman ve hizmet satn alma esasn benimsenmi÷tir. Genel saôlk sigorta sistemimizin göz ard edilmemesi gereken bir ba÷ka özelliôi ise sigorta saôlk yardmlarndan faydalananlardan katk pay alnmas esasdr. Daha önceki hastalk sigortas uygulamalarnda sigortallardan yalnzca ilaç ve hizmet talebini frenlemek ve israf önlemek maksad ile katk pay alnmaktayd. 1999 tarih ve 4447 sayl kanundan önceki dönemde yalnzca ilaçtan katk pay alnmakta; muayene ba÷na da çok cüzi bir katk pay söz konusu olmaktayd. Daha önce de belirttiôimiz gibi bu katk pay alnmasnn gerekçesinde yatan sebep de hizmet talebini frenlemek ve ilaç israfn önlemektir. 4447 sayl Kanun ile birlikte ortez ve protezlerden de katk pay alnmas esasna geçilmi÷tir. GSS ise hizmet talebini frenlemek maksad d÷nda bütünüyle hastanede sunulan otelcilik hizmetlerinin kalitesi ve verilen saôlk hizmetini veren saôlk kurulu÷larnn snfna, saôlk hizmeti veren hekimin uzmanlk durumuna göre deôi÷en oranda bir katk pay alnmas esasn benimsemi÷tir. Katk paylar bu sistemde artk talebin frenlenmesi ve israfn önlenmesinin ötesinde bir noktaya ta÷nm÷; hizmetin kalitesine göre sigortalnn bedel ödemesini esas alan yeni bir bak÷ açsna dayal bir politika benimsenmi÷tir. õ÷te bu noktada sosyal sigorta prensiplerinden saplm÷ ve sosyal güvenliôin piyasala÷trlmasnn alt yaps hazrlanm÷ ve ilk ta÷lar dö÷enmi÷tir. GSS sistemimiz kurulur iken dikkatlerden kaçmayacak bir ba÷ka yenilik daha getirilmi÷tir; 5510 sayl Kanun Sosyal Sigortalar ve Genel Saôlk Sigortas Kanunu olmasna raômen, ayn kanuna sigortal kavram iki ayr 49 dosya GSS Uygulama Sorunlar madde halinde ve farkl bir biçimde düzenlenmi÷tir. Ksa ve uzun vadeli sigorta kollar bakmndan sigortal kavram ayr tespit edilmi÷; GSS bakmndan sigortal kavram ise ayr düzenlenmi÷tir3. Kanun her ne kadar tek bir kanun olarak kabul edilmi÷ ise de bu düzenleme biçimi kanunun iki ayr kanunun tek bir kanun ad ve ba÷lô altnda iki ayr kanun çkarlmasndan ba÷ka bir anlam ta÷madô anla÷lmaktadr. Bu çal÷mada GSS sisteminde sigortal kavram üzerinde durulacak ve sigortal kavram ve GSS’nin ki÷i bakmndan kapsam sosyal sigorta ilkeleri ÷ônda deôerlendirilecektir. I. GSS Sisteminin Kiçi Bakmndan Kapsam 1- Genel Olarak 50 5510 sayl Sosyal sigortalar ve Genel saôlk sigortas Kanunu ile 01.10.2008 tarihinde ülkemizde uygulamaya konulan GSS sisteminin ki÷i bakmndan kapsamna bütün Türk vatanda÷lar alnm÷tr. Vatanda÷ olmayanlar da belirli ÷artlarla kapsama alan sistem, sonuç itibar ile ki÷i bakmndan Türkiye’de ya÷ayan bütün insanlar kapsamna alan bir sistem olarak kurgulanm÷tr. Ancak bu özelliôi kanuni düzenlemede açk ve net bir biçimde düzenlenmi÷ deôildir. 2008 ylnda yürürlüôe giren sistem her geçen gün yeni bir uygulama, yeni bir kanun deôi÷ikliôi ile ba÷langçta anla÷lamayan ve örtülü bir biçimde kurgulanan yapsn ortaya koymaktadr. Kanun koyucu ba÷langçta fark edilmeyen sistemdeki eksiklik ve yetersizlikleri de daha sonra yaptô düzenlemelerle tamamlama yoluna gitmektedir. 23.2.2011 tarih ve 6111 sayl kanun ile yaplan deôi÷iklikler, 10.03.2011 tarih ve 6191 sayl Kanun, 665 sayl kanun hükmünde kararname ve 2011 tarih 6270 sayl kanun ile yaplan deôi÷ikliklerle ki÷i bakmndan kapsam her geçen gün geni÷letilmektedir4. GSS bütün vatanda÷lar kapsamna alan bir sigorta olarak ödeme gücü olanlardan prim alnmas ve ödeme gücü olmayanlardan ise prim alnmamas esasna göre kurgulanm÷tr. Ancak kanunda bu net bir biçimde ifa- de edilmediôi için 5510 sayl kanunda önümüzdeki dönemlerde de peyderpey, ki÷i bakmndan kapsam da geni÷leten deôi÷ikliklerin geleceôi beklenmelidir. GSS sistemi ki÷i bakmndan bütün vatanda÷lar kapsayan zorunlu bir sosyal sigorta uygulamasdr. Kanunda bu husus m.92/1’de “Ksa ve uzun vadeli sigorta kapsamndaki kiçilerin sigortal ve genel saälk sigortals olmas, genel saälk sigortas kapsamndaki kiçilerin ise genel saälk sigortals olmas zorunludur. Bu Kanunda yer alan sigorta hak ve yükümlülüklerini ortadan kaldrmak, azaltmak, vazgeçmek veya baçkasna devretmek için sözleçmelere konulan hükümler geçersizdir” biçiminde ifade edilir. Kanun koyucu ki÷i bakmndan kapsam tart÷maya imkan vermeyecek bir biçimde düzenlememi÷tir. Sistemden faydalanabilmek için sigortal, sigortalnn baômls ya da hak sahibi sfatn haiz olmak ÷arttr. Bu nitelikleri ta÷mayan ve sisteme bu niteliklerden birisi ile tescili olmayan kimsenin Türkiye’de aldô ve alacaô saôlk hizmetlerinin bedeli GSS tarafndan kar÷lanmayacak ve ki÷i bu bedeli kendisi ödemek zorunda kalacaktr. Ki÷i bakmndan kapsamn sade ve anla÷lr bir biçimde düzenlenmemi÷ olmas önümüzdeki dönemde bir takm skntlara yol açabilecektir. 2- Kiçi bakmndan Kapsamda Yer Alanlar: GSS’nn ki÷i bakmndan kapsam 5510 sayl kanunda “Sigortal Saylanlar” üst ba÷lô altnda ve m. 60’da düzenlenmi÷tir. Burada yabanc ve vatanda÷ ayrm yaplmamakla birlikte biz bu ba÷lk altnda daha iyi anla÷lmasn saôlamak maksad ile a÷aôdaki tasnif içinde ki÷i bakmndan kapsam içinde kalanlar ksaca sralamakla yetinmek istiyoruz. Ki÷i bakmndan kapsam sigortal kavramn ifade eder. Kanundaki düzenleme mantô bilinenden biraz farkldr. Bu nedenle sigortal kavram düzenlemesi ayr ba÷lk altnda deôerlendirilecektir. A- Türk Vatandaçlar Bakmndan GSS Sigortasnn Kiçi Bakmndan Kapsam: a- Sosyal Sigorta Kapsamnda Sigortal Olanlar: aa- Zorunlu Sosyal Sigortal Olanlar 3 Tasarda özellikle ki÷i bakmndan kapsama yönelik ilk deôerlendirme için bkz: AKIN, Levent : ”Sosyal Sigortalar ve Genel saôlk Sigortas Kanun Tasarsnn Ki÷iler Açsndan Kapsamnda Yeni Geli÷meler“, Çal÷ma ve Toplum, Sa 8, 2006/ 1, s. 33 vd. 4 Bu kanunlarla getirilen yenilik ve deôi÷iklikler hakknda bkz: GEREK, Nüvit: “Son Deôi÷ikliklerden Sonra Genel Saôlk Sigortasnn Ki÷iler bakmndan Kapsam“, Sicil õ÷ Hukuku Dergisi, Mart 2012, Sa. 25, s. 197 – 204; BULUT, Mehmet: “5270 Sayl Kanun’un Sosyal Güvenlik Sistemimize Getirdiôi Yenilikler, Sosyal Güvenlik Dünyas, Ocaköubat 2012, Sa.77, s. 37 – 41. Genel saôlk sigortas kapsamnda sigortal saylanlarn ba÷nda sosyal sigorta sistemi içinde zorunlu sigortal olanlar gelmektedir. 5510 sayl kanunu m. 4/a-b-c kapsamnda zorunlu sigortal olanlar zorunlu sigortallklar süresince ayn zamanda ve genel saôlk sigortals saylrlar. Sonuçta m. 4/a kapsamnda i÷ sözle÷mesi ile çal÷mak dolays ile m. 4/b kapsamnda serbest meslek mensubu olarak ve m. 4/c kapsamnda kamu görevlisi ya da me- Genel Saălk Sigortasnda Sigortal Kavram - Prof. Dr. Kadir Arc mur olarak zorunlu sigortal saylanlar ile 5510 sayl kanunun yürürlüôe girdiôi dönemde eski mevzuat kapsamnda (5434, 506, 1479, 2925, 2926 sayl kanunlara göre) sigortal saylp da 5510 sayl Kanun kapsamna alnanlar bu sigortallklar sürdüôü müddetçe GSS’nin ki÷i bakmndan kapsamnda sigortal saylrlar. O 2547 sayl kanun m.46 kapsamnda üniversitede ksmi süreli çal÷trlan öôrenciler, O Türkiye õ÷ Kurumu’nun düzenlemi÷ olduôu meslek edindirme, mesleki geli÷tirme ve yeni bir meslek sahibi olmak maksad ile açlan kurslara katlan kursiyerler, bb- åsteäe Baäl Sosyal Sigortallar: b- Genel Saälk Sigortalsnn Baämllar: õsteôe baôl sigortallar da isteôe baôl sigorta olduklar andan itibaren ve isteôe baôl sigortal olduklar sürüce GSS sigortals olurlar5. 5510 sayl kanunla birlikte isteôe baôl sigortallar da genel saôlk sigortas kapsamna alnm÷ bulunmaktadrlar (m. 60 a-2 ). õsteôe baôl sigortallar kanundan dolay zorunlu olarak GSS kapsamnda sigortaldrlar. GSS sigortals durumunda olan kimselerin e÷i, çocuklar ve geçindirmekle yükümlü bulunduôu ana-babas belirli ÷artlarla genel saôlk sigortasnn baômls sfat ile genel saôlk sigortals saylrlar. Genel saôlk sigortasnn bakmakla yükümlü olduôu kimseler GSS õ÷lemleri Yönetmeliôi’nde saylm÷tr( m.7). Bu anlamda; cc- Diäer Sigortallar: E÷in baôml saylmas için kendisinin sigortal veya isteôe baôl sigortal durumda bulunmamas; kendi sigortallô nedeniyle aylk ya da gelir almamakta olmas gerekir. Bu kapsamda yer alan ve m. 4 kapsamnda sigortal olarak çal÷makta olanlardan a÷aôdaki ki÷iler de genel saôlk sigortas saylrlar: O O Türkiye ile sosyal güvenlik sözle÷mesi imzalamam÷ ülkelerde çal÷mak üzere bu ülkelerde i÷ üstlenen i÷çiler tarafndan yurt d÷na götürülen Türk i÷çiler, Aylksz izin kullanan devlet memurlarndan bir yl geçmemek ÷art ile aylksz izin kullanan memurlar izin kullandô sürece, O 3308 sayl Mesleki Eôitim kanunu kapsamnda aday çrak, çrak ve mesleki eôitim gören öôrenciler, O Meslek lisesinde okumakta olup staja tabi tutulan öôrenciler, O 19/3/1969 tarihli ve 1136 sayl Avukatlk Kanunu uyarnca avukatlk staj yapmakta olanlardan bu Kanuna göre genel saôlk sigortals veya bakmakla yükümlü olunan ki÷i durumunda olmayanlar avukatlk stajyerleri staj süresi ile snrl olmak üzere genel saôlk sigortals saylr. O Staj gören yükseköôrenim öôrencileri, 5 506 ve 1479 sayl Kanun döneminde isteôe baôl sigortallk hastalk veya saôlk sigortasn kapsamamakta; isteôe baôl sigortallar yalnzca ya÷llk, malullük ve ölüm sigortalar bakmndan sigortal saylmakta ve bu sigortalarn primlerini ödemek zorunda idiler. Bu sigortallar ve bu sigortadan hak sahibi olanlar ise hastalk ya da saôlk sigorta yardmlarn alabilmekteydiler. Bu durum o dönemde sistemde bir tenkit konusu olmaktayd. aa- Genel Saälk Sigortalsnn Eçi; Birinci fkrann (d) ve (g) bentlerinin uygulanmasnda evli olanlar için, e÷lerden hangisinin bu maddeye göre genel saôlk sigortals, hangisinin bakmakla yükümlü olunan ki÷i olacaônn tespiti kendi tercihlerine braklr. Diôer bentler gereôi e÷lerin her ikisinin de genel saôlk sigortallk ÷artlarnn olu÷mas halinde her ikisi de ayr ayr genel saôlk sigortals saylr. 4 üncü maddenin birinci fkrasnn (c) bendi kapsamnda sigortal saylanlardan, ilgili kanunlar gereôince bir yldan fazla aylksz izin kullanan e÷ler, genel saôlk sigortalsnn bakmakla yükümlü olduôu ki÷i saylr. bb- Çocuklar; Sigortalnn 18 ya÷n doldurmam÷ kz ve erkek çocuklar ile 20 ya÷n doldurmam÷ lise ve dengi öôrenim görmekte olan çocuklar, 25 ya÷n doldurmam÷ yüksek öôrenime devam eden ve evli olmayan çocuklar ve ya÷na baklmakszn çal÷ma gücünü en az yüzde 60 orannda yitirdiôi kurum saôlk kurulu tarafndan tespit edilen evli olmayan çocuklar, sigortalnn baômls olarak genel saôlk sigortasndan sigortalnn baômls sfat ile faydalanrlar. Ana ve babas bo÷anm÷ çocuklarn, genel saôlk sigortas kapsamndaki haklar, mahkeme karar ile velayet hakk verilmi÷ olan genel saôlk sigortals ana ya da baba üzerinden saôlanr. cc- Ana ve Babalar; Geçiminin sigortal tarafndan saôlanan ve her türlü gelir itibar ile asgari ücretin netinden az geliri olan ve 51 dosya GSS Uygulama Sorunlar diôer çocuklarndan saôlk yardm almayan ana-babalar da sigortalnn baômls sfat ile GSS kapsamnda sigortal saylmaktadr. Sigortalnn ana ve babasnn yabanc uyruklu olmas, Türkiye’de ikamet etmesi ve ÷artlar saôlamas halinde GSS’dan faydalandrlr. Türk sosyal yardm, sosyal hizmet ve sosyal tazmin ve te÷vik sistemi içerisinde kendilerine aylk baôlanm÷ olan kimseler ile muhtaç olduklar kabul edilen kimselerde GSS sigortals saylm÷lardr. Bu kapsamda a÷aôdaki kimseler yer alr: Üvey ana ve babalar ile sigortaly evlat edinen kimselerin baôml sfatla GSS’dan faydalanamayacaklar ileri sürülmü÷tür6. Sigortaly evlat edinen ana ya da babalarn gerçek ana ve baba gibi faydalanmas gerektiôini dü÷ünüyoruz. • Muhtaç Durumda Olan (Düçük Gelirli) Vatandaçlar c- Sosyal Sigortadan Hak Sahibi Olanlar: Gelir ve Aylk Almakta Olanlar 52 GSS sigortallar arasnda sosyal sigorta sistemi içinde sigorta yükümlülüklerini yerine getirerek hak sahibi durumuna girenler yahut kanundan olay sigortadan gelir ya da aylk almaya hak kazanm÷ olan ve aylk veya gelir almakta olanlar da GSS sigortals saylrlar. Kanun bu hususu açk bir ÷ekilde “Bu Kanun veya bu Kanundan önce yürürlükte bulunan sosyal güvenlik kanunlarna göre gelir veya aylk alan kiçiler” (m. 60/f ). Bu düzenleme hem kazanlm÷ haklar korumakta ve hem de sosyal güvenlik hukukundaki bir ilkeye uygun bir düzenlemedir. Dolays ile ya÷llk, (ya da emekli aylô) malullük ve ölüm aylô (dul ve yetim aylô) almakta olanlar GSS kapsamnda sigortal saylrlar. d- åçsizlik Sigortasndan åçsizlik Ödeneäi ve Ksa Çalçma Ödeneäi Almakta Olan Kimseler õ÷sizlik sigortasndan yardm alma ÷artlarn saôlam÷ ve kendilerine i÷sizlik ödeneôi verilmeye ba÷lanm÷ kimseler de genel saôlk sigortals saylrlar. Ayn ÷ekilde ksa çal÷ma uygulanan i÷yerlerinde çal÷anlardan ÷artlarn ta÷mas sebebiyle kendisine ksa çal÷ma ödeneôi ödenen i÷çiler de GSS saylrlar. õ÷sizlik ödeneôi ve ksa çal÷ma ödeneôi ödenmekte olan kimseler bu ödenekleri aldklar sürece GSS sigortals saylrlar. e- åç Kayb Tazminat Almakta Olanlar: 5510 sayl SSGSSK geçici m.13 hükmü çerçevesinde 24.11.1991 tarih ve 4046 sayl Özelle÷tirme Uygulamalar Hakknda Kanun7 m. 21 kapsamnda i÷ kayb tazminat almakta olanlar genel saôlk sigortals saylrlar. f- Sosyal Yardm/Sosyal Teçvik ve Sosyal Tazmin Sisteminde Yer Alanlar 5510 sayl kanun m.60’da sigortal saylanlar arasnda yer alan bir ba÷ka kitle ise “1)Harcamalar, ta÷nr ve ta÷nmazlar ile bunlardan doôan haklar da dikkate alnarak, Kurumca belirlenecek test yöntemleri ve veriler kullanlarak tespit edilecek aile içindeki geliri kiçi baçna düçen aylk tutar asgari ücretin üçte birinden az olan vatandaçlar,” (m. 60/ c/1). Bu düzenleme ile ilk defa ailede ki÷i ba÷na dü÷en geliri asgari ücretin 1/3’ü orannda olan kimseler GSS kapsamnda sigortal saylm÷lardr (m.60/c-1). Bu düzenleme açkça nitelendirmese dahi Türkiye’de muhtaç olmann asgari gelir ile baôlantl bir ölçüsünü de veren bir düzenlemedir. Dolays ile muhtaç durumda saylacak nitelikte dü÷ük gelirli kimseler GSS saylm÷lardr. Daha önce kendilerine Ye÷il Kart verilmi÷ olanlar da 1.1.2012 tarihinden itibaren daha önceki vizelerinin bitim tarihinden itibaren gelir testinden geçmek ve gelirinin ki÷i bakmndan asgari ücretin 1/3’ünden az olduôu tespit edilmek ÷art ile bu kapsamda GSS sigortals saylacaklardr. • Muhtaç Yaçllar ve Özürlüler 1/7/1976 tarihli ve 2022 sayl 65 Ya÷n Doldurmu÷ Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatanda÷larna Aylk Baôlanmas Hakknda Kanun hükümlerine göre aylk alan ki÷iler de GSS sigortals saylmaktadrlar. Bilindiôi gibi bu kimseler 65 ya÷n doldurmu÷ muhtaç ya÷llar ile 65 ya÷n doldurmam÷ ancak bir ba÷kasnn bakmna muhtaç özürlülerdir. • Sosyal Tazmin ve Teçvik Kapsamnda Aylk Baälanmç Olanlar (m.60/c. 4- 10 ) Muhtaç olup olmadklarna baklmakszn kendilerine ülkeye yaptklar hizmet vs nedenlere dayal olarak aylk baôlanm÷ olan kimseler vardr ki bu kimselere yaplan yardmlar sosyal yardm olarak deôil sosyal tazmin ya da sosyal te÷vik olarak adlandrlrlar8. Sosyal tazmin ve sosyal te÷vik kapsamnda yer alanlar arasnda a÷aôdaki kanunlara baôl olarak aylk almakta olanlar GSS kapsamnda sigortal saylrlar. 6 UóUR, Murat: agm. s. 181. 7 RG. 27.11.1994 tarih ve 22124 say 8 SÖZER, A. Nazm: Sosyal Hukuk, õzmir 1998. Genel Saălk Sigortasnda Sigortal Kavram - Prof. Dr. Kadir Arc O 24/2/1968 tarihli ve 1005 sayl õstiklal Madalyas Verilmi÷ Bulunanlara Vatani Hizmet Tertibinden öeref Aylô Baôlanmas Hakknda Kanun hükümlerine göre ÷eref aylô alan ki÷iler, O 28/5/1986 tarihli ve 3292 sayl Vatani Hizmet Tertibi Aylklarnn Baôlanmas Hakknda Kanun hükümlerine göre aylk alan ki÷iler, O 3/11/1980 tarihli ve 2330 sayl Nakdi Tazminat ve Aylk Baôlanmas Hakknda Kanun hükümlerine göre aylk alan ki÷iler, O 24/5/1983 tarihli ve 2828 sayl Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Kanunu hükümlerine göre korunma, bakm ve rehabilitasyon hizmetlerinden ücretsiz faydalanan ki÷iler, O Harp malûllüôü aylô alanlar ile 12.4.1991 tarih ve 3713 sayl Terörle Mücadele Kanunu kapsamnda aylk alanlar, O 18/3/1924 tarihli ve 442 sayl Köy Kanununun 74. maddesinin ikinci fkrasna göre görevlendirilen ki÷iler ile ayn Kanunun ek 16. maddesine göre aylk alan ki÷iler, O Mütekabiliyet esas da dikkate alnmak ÷artyla, oturma izni alm÷ yabanc ülke vatanda÷larndan yabanc bir ülke mevzuat kapsamnda sigortal olmayan ki÷ilerden Türkiye’de bir yldan daha uzun ikamet izni alanlar ya da bir yldan daha uzun kalanlar kanundan dolay genel saôlk sigortals saylr (m.60/d). O Sosyal güvenlik sözle÷meleri çerçevesinde sözle÷me taraf ülkelerden saôlk yardm almakta olan sigortallar, gelir veya aylk almakta olanlar ile bunlarn bakmakla yükümlü olduklar kimseler genel saôlk sigortals saylmamakla birlikte genel saôlk sigortals gibi taraf ülke adna saôlk yardmlarndan faydalanma hakkna sahiptirler. O Türkiye’de yükseköôrenim gören yabanc öôrenciler yüksek öôrenime ba÷ladklar tarihten itibaren genel saôlk sigortals saylrlar. Üniversiteler bu öôrencilerin SGK’na bildirimini yapmakla yükümlüdürler. Bu öôrenciler asgari ücret üzerinden GSS primi öderler. O Yabanc öôrencilerden kamu idareleri, kanunla kurulmu÷ kurum ve kurulu÷lardan, kamu yararna faaliyet gösteren derneklerden ve vergi muafiyeti tannm÷ bulunan vakflardan tam burs alan ve Yükseköôrenim Kurulu tarafndan ayrlan kontenjan dahilinde yükseköôrenim gören yabanc öôrenciler genel saôlk sigortasndan faydalanr. 11/10/1983 tarihli ve 2913 sayl Dünya Olimpiyat ve Avrupa öampiyonluôu Kazanm÷ Sporculara ve Bunlarn Ailelerine Aylk Baôlanmas Hakknda Kanun hükümlerine göre aylk alan ki÷iler, B- Yabanclarn GSS Sigortallä: Yabanclar da belli ÷artlarda GSS sigortals saylmaktadrlar. Yabanclar kapsamnda yer alan ve “vatansz” ve “sänmac (mülteci)” statüsünde bulununlar ba÷ka bir ÷art aranmakszn sosyal yardm sistemi içinde olanlar gibi GSS sigortals saylrlar. Kanun vatansz ve sônmaclar muhtaçlar kapsamnda sigortal saym÷tr (m.60/ c.2). Vatansz ve sônmaclar yannda göçmen olarak kanun d÷ yollardan Türkiye’ye giren yabanclar snr d÷ edilinceye kadar saôlk giderleri mahalli mülki amirlikler tarafndan kar÷lanmaktadr9. Vatansz ve sônmac durumda olmayan yabanclarn GSS olma bakmndan durumlar hakknda a÷aôdaki esaslara göre i÷lem yaplr: O O Mütekabiliyet esas da dikkate alnmak ÷artyla, oturma izni alm÷ yabanc ülke vatanda÷larndan yabanc bir ülke mevzuat kapsamnda sigortal olmayan ki÷iler Türkiye’de bir yldan az kalrlar ise genel saôlk sigortals olma zorunluluklar yoktur. 9 UóUR, Murat: agm. s. 183. O Türkiye’de oturma izni alm÷ yabanc uyruklu kimselerin 18 ya÷ndan küçük çocuklar için ana ve babalar GSS olarak tescil edilecek ve prime esas en az ücretin 2 kat GSS prime esas kazanc olarak kabul edilerek saôlk tesislerine ba÷vuru tarihinden itibaren geçerli olmak üzere GSS primi ödemek suretiyle GSS kapsamna alnrlar. O Türk vatanda÷lôndan çkarlanlarn GSS tescilleri de talepleri halinde bir yllk ikamet ÷art aranmakszn, gelir testine baôl olarak yaplr. 3- Kiçi bakmndan Kapsamda yer Almayanlar: 5510 sayl SSGSSK m.60’da genel saôlk sigortals saylanlar sralanm÷tr. Ancak GSS olmayanlar saylmam÷tr. M. 60 iyice irdelendiôi zaman genel saôlk sigortas kapsamnda olmayanlar tespit etmek mümkün olmaktadr. GSS sigortals saylmayanlar GSS i÷lemleri yönetmeliôi m.8’de sralanm÷tr. A÷aôda saylan kimseler ve bunlarn baômllar GSS sigortals saylmazlar: O Sigortallklar askerlik süresince de devam edenler hariç olmak üzere askerlik görevini er ve erba÷ olarak yapmakta olanlar (m.6/1), 53 dosya GSS Uygulama Sorunlar 54 O Yedek subay okulu öôrencileri, O Yabanc bir ülkede kurulu bir kurulu÷ adna ve hesabna Türkiye’ye gönderilen ve kendi ülkesinde sosyal sigortal olduôunu belgeleyenler, O õsteôe baôl sigortal olan yabanc ülke vatanda÷larndan Türkiye’de yerle÷ik olma hâli bir yl doldurmayanlar, O Türkiye’de baômsz çal÷an ve yabanc ülkede ikamet eden ve o ülkede sigortal olduôunu belgeleyenler, O Yabanc ülkede ikamet eden ve o ülkede sürekli ikamet eden, o ülke vatanda÷lôn iktisap etmi÷ ve sigortal olan Türk vatanda÷larndan Türk kamu idarelerinin d÷ temsilciliklerinde istihdam edilenler, O Türk vatanda÷ olup da bulunduôu yabanc ülkede sigortal olan ve kamu idarelerinin d÷ temsilciliklerinde sözle÷meli olarak istihdam edilen ki÷iler, O Ceza infaz kurumlarnda tutuklu ve hükümlü olarak bulunanlar, O Mütekabiliyet ilkesi dikkate alnmak ÷artyla Türkiye’de bir yldan az süreli ikamet eden yabanclar, O Yurt d÷ hizmet borçlanmasna dair 2147 ve 3201 sayl kanunlar kapsamnda borçlanma yaparak kendilerine aylk baôlanan ve Türkiye’de ikamet etmeyen Türk vatanda÷lar GSS kanununda sigortal saylanlar ile saylmayanlar açkça düzenlenmi÷ olsa idi daha iyi olurdu. II- Genel Saälk Sigortasnda Sigortal Kavramna åliçkin Düzenlemenin Eleçtirisi GSS sisteminin övgüye deôer yönleri olduôu gibi tenkide deôer birtakm yönleri de bulunmaktadr. Sigortal kavram ve sigortallarn belirlenmesi bakmndan da ayn tenkidi hak edecek bir düzenleme yolu tercih edilmi÷tir. A÷aôda yalnzca sigortal kavram ve düzenleni÷i bakmndan tenkidi hak ettiôine inandôm baz hususlara temas etmekle yetinilecektir. 1- Sigortal Kavramnn Belirsizliäi: GSS sigortal kavram çok belirsiz, çok muallak bir biçimde düzenlenmi÷tir. Kanun düzenlenir iken sigortallar, sigortalnn baômllar ve hak sahipleri ayrm yaplarak açk ve anla÷lr bir düzenleme yaplabilirdi. Kanunda sigortal kavram ile sigorta haklarndan faydalanan kavram ayrm yaplmakszn düzenleme ya- plm÷tr. Primleri kendileri ya da sigortal adna kamu tarafndan ödenecek olanlar sigortallar olarak daha açk bir biçimde kanunda ifade edilebilirdi. Kanunda genel saôlk sigortals olmann zorunluluôu açkça düzenlenmi÷tir. Kanunun daha açk ve anla÷lr olmas için sigortal saylmayanlarn da kanunda açkça bir madde ile düzenlenmi÷ olmas beklenirdi. Sosyal sigorta bakmndan bu tasnif yapm÷ ancak genel saôlk sigortas bakmndan yaplmam÷tr. GSS sisteminde sigortal saylmayanlar düzenlemenin ters anlamndan çkarmak ya da düzenleme içinden adeta cmbzla ayklayarak bulmak germektedir. 2- Aile Fertlerinin Gelir Esasna Dayal Olarak Zorunlu Sigortal Saylmas: Aile temelinde ki÷i ba÷na gelir tespitine dayal olarak ki÷i ba÷na dü÷en geliri asgari ücretin 1/3’ünün üzerinde kalanlarn zorunlu sigortal saylmas Türk sosyal güvenlik hukuku bakmndan üzerinde durulmas gereken bir husustur. 5510 sayl kanun m.60/ aile kavramnn muhtevas belirlenmi÷tir. Buna göre aile “Bu maddenin birinci fkrasnn (c) bendinin (1) numaral alt bendi ile 80. maddede belirtilen aile; ayn hane içerisinde yaçayan eç, evli olmayan çocuk, büyük ana ve büyük babadan oluçur.” öu halde gelir testi bakmndan aile fertleri kanunda yukarda yaplan tanm çerçevesinde ele alnacaktr. Bu hüküm 2008 ylnda kanuna girmi÷ olmasna raômen aradan geçen 4 yl içinde uygulanmam÷, uygulamaya konulmam÷ olmas dikkatten kaçmamas gereken bir husustur. 1.1.2012 tarihinden itibaren GSS’daki zorunluluk ilkesi uygulamaya girmi÷tir. Ancak gerçekten uygulama, daha ziyade, aile içinde çal÷mayan, eôitime devam etmeyen kimseleri de sigortal yapmak bakmndan ba÷lamaktadr (m.60/1 c. 1). Sosyal yardmla÷ma ve dayan÷ma vakflar gelir incelemesi yapacak; gelir incelemesi sonucunda ailede kiçi baçna düçen gelir miktar asgari ücretin 1/3’ünden fazla olan herkes, zorunlu olarak, genel saälk sigortals olacaktr. Hiç geliri olmayan bu kimselerin primlerini, aileyi geçindirmekle yükümlü olan ana ve babalar ödeyecektir. Gelir testine raz olmayanlarn ki÷i ba÷na gelirleri ise asgari ücretin iki kat olarak kabul edilecektir. Bu anlay÷ bir tür “Deli Dumrul” anlay÷na benzemektedir. Çal÷mayan, hiçbir ki÷isel geliri olmayan aile fertleri ve 25 ya÷n geçmi÷ ya da yükseköôrenimini bitirmi÷ çocuklarn, ailelerinin gelirine baôl olarak sigortal saymak sosyal sigortann hangi ilkesi ile izah edilecektir? Anayasa m. 41 ailenin korunmas üst ba÷lô altnda “Aile Türk toplumunun temelidir. Devlet ailenin huzur Genel Saălk Sigortasnda Sigortal Kavram - Prof. Dr. Kadir Arc ve refah ile özellikle anann ve çocuklarn korunmas ve aile planlamasnn öôretimi ve uygulanmasn saôlamak için gerekli tedbirleri alr, te÷kilat kurar” hükmüne yer vermi÷tir. GSS’da yer alan bu düzenleme ailenin korunmasna yönelik bu madde ile de baôda÷mamaktadr. Bu düzenleme ile i÷ bulamam÷ evlatlarnn diôer yüklerini üstlenmi÷ aileye; devlet, bir de saôlk sigortas yükü yüklemektedir. Kanuna göre genel saôlk sigortas bakmndan bu ki÷iler zorunlu sigortal saylyor. Ancak ya÷llk, malullük ve ölüm sigortas bakmndan sigortal saylmyor. õlgililer bunu nasl açklayacaklar? Sosyal sigorta bakmndan uzun ve ksa vadeli sigorta primlerini ödemekten aciz olan ki÷ilere genel saôlk sigortas primlerini ödeme yükümlülüôü hangi mantk ve gerekçe ile getirilmektedir? Bu düzenleme bize göre tam bir “alaturka” düzenlemedir. Sosyal sigorta tekniôine uygun bir düzenleme deôildir. õ÷in doôrusu geliri olmayan, i÷ bulamayan, i÷siz durumda olan bu kimseler GSS saylmal ve primleri sosyal yardm kapsamnda devletçe belirli ÷artlarla (i÷ bulma kurslarna katlma gibi) ödenmeliydi. Aksi takdirde mevcut sistem ailelere bakmakla yükümlü olmayan i÷siz güçsüz yeti÷kin aile mensuplarnn diôer yüklerini çekmeleri yetmemekte imi÷ gibi bir de aileye genel saôlk sigortas prim yükü yüklenmektedir ki bu durum açkça sosyal devlete yak÷mayan, sosyal devlet anlay÷ ile izah edilemeyen bir düzenlemedir. 3- Sigortal Kavram Sürekli Geniçlemektedir. Genel saôlk sigortas sistemi Türkiye ÷artlarnda lüks saylabilecek bir biçimde kurulmu÷tur. Sosyal güvenlik reformunu yapanlar eski sistemin bonkör bir sistem olduôunu varsayarak reforma ba÷lam÷lar ancak kendileri bonkör bir saôlk yardm sistemi getirme yolunu seçmi÷lerdir. Ancak daha ÷imdiden bu bonkörlüôün bedelleri ortaya çkmaya ba÷lam÷tr. Sistemin kamu finansman sistemine yüklediôi finans yükü artmakta ve yetkililer buna bir çözüm aray÷na girmi÷ durumdadrlar. Öte yandan sistem sosyal güvenlik saôlamak hedefinden uzakla÷makta ve özel sigortaya yakla÷an bir yap kazanmaktadr. Katlm paylarnn yüzde 70’den yüzde 90’a çkarlmas bunun en önemli i÷aretidir10. Kanun düzenlenirken gerekli özen gösterilmediôi için her çkan kanun ile sigortal kavramnn muhtevas geni÷lemektedir11. Bu yaplacak yerde vatanda÷lk esas10 Katlm pay uygulamas için bkz: TAöBAöI, Ekrem: Saôlk Hizmetlerinden Yararlanmaya õli÷kin Katlm Pay Uygulamas, õ÷veren Dergisi, Mart-Nisan 2012, Sa.2, s. 110-113. 11 GEREK, Nüvit: agm. s. 198-201 na dayal olarak bütün vatanda÷lar genel saôlk sigortals saylabilir; çal÷an ve gelir elde edenler ve onlarn baômllar d÷nda bütün vatanda÷larn GSS primleri devletçe ödenebilirdi. Mevcut durumda her çkan yeni kanunla snrlar sürekli geni÷leyen, anla÷lmas artk uzmanlar için dahi güç hale gelen bir karma÷k sigortal kavram ile kar÷ kar÷ya bulunmaktayz. Sonuç Genel saôlk sigortals saylanlar 5510 sayl Kanun m.60’da sralanm÷tr. Kanunda sigortal saylmayanlara ili÷kin bir hüküm bulunmamaktadr. M.6’da sralanan sigortal saylmayanlardan çkarsama yapmak bizce uygun deôildir. Aslnda kanunda iki ayr sigortal tanmlanmas yaplmas yanl÷larn ba÷nda gelmektedir. Uzun ve ksa vadeli sigortalar bakmndan sigortal kavramnn ayr genel saôlk sigortas bakmndan sigortal kavramnn ayr tespit edilmi÷ olmas bizce uygun bir düzenleme olmam÷tr. Tek kanunda iki ayr sigortal kavram tanmlanmamalyd. Öte yandan sosyal sigortada prim ödeme gücü olanlardan prim alnmas prim ödeme gücü olmayan sigortallarn primlerinin ise devletçe ödenmesi esas kabul edilmeliydi. Zorunlu sigortallkta doôru olan yol bu olmalyd. Kanunumuz bu genel prensipten ayrlm÷ ve hiç kazanc olmayan, çal÷mayan, gelir elde etmeyen ancak ailesinin durumu iyi olanlar da sigortal kapsamna alm÷ ve onlarn primlerini aileyi geçindirmekle yükümlü olan ana-babann ödenmesini öngören bir sistem getirmi÷tir. Bizce bu kabul edilmesi hiç mümkün olmayan bir düzenlemedir. Sosyal sigorta ilkeleri ile bu düzenlemeyi açklamak mümkün olamaz. Bu yanl÷tan mutlaka dönülmelidir. Sosyal sigorta zorunlu bir sigortadr. Ancak zorunlu sigorta sistemi sigortallardan gücüne uygun prim alr; ihtiyacna uygun yardm yapar. Hiç geliri olmayan, i÷ bulamam÷, üniversiteyi bitirmi÷ ya da kazanamam÷ ki÷ilerin sigortal yaplmas ve ana ve babalarnn prim yükümlüsü saylmas sosyal sigorta ile izah edilemez. Genel saôlk sigortasnda sigortal kavram yeni ba÷tan düzenlenmeli; sade, anla÷lr ve sigorta prensiplerine uygun bir düzenleme haline getirilmelidir. Genel saôlk sigortas ile ya÷llk malullük ve ölüm sigortas arasnda fark yaratacak sigortal tanmlanmas yaplmas doôru olmam÷tr. Genel saôlk sigortas, sosyal devlete yak÷r biçimde; piyasa mantô yerine sosyal sigorta mantônn hakim klndô bir bak÷ açs ile yeni ba÷tan düzenlenmelidir. 55 dosya GSS Uygulama Sorunlar Genel Saălk Sigortas ve Gelir Testi Uygulamas Q Prof. Dr. Yusuf ALPER / Uludaă Üniversitesi Ąktisadi ve Ądari Bilimler Fakültesi Niçin ve Nasl Bir Reform? 56 Genel saôlk sigortas (GSS); Saôlk Bakanlô tarafndan 2003 ylnda uygulamaya konulan Saälkta Dönüçüm projesinin 8; ve yine Çal÷ma ve Sosyal Güvenlik Bakanlô tarafndan 2004 ylnda ba÷latlan Sosyal Güvenlik Reformu çal÷malarnn 4 ayaôndan biri olarak, iki farkl reform projesinin ortak deôi÷im noktas olarak gündeme gelmi÷tir. GSS; saôlkta dönü÷üm projesi kapsamnda, “herkesi tek çat altnda toplayan yeni yap ve i÷leyi÷ mekanizmas” olarak, sosyal güvenlik reform projesi kapsamnda da “nüfusun tümüne, hakkaniyete uygun, e÷it, koruyucu ve tedavi edici kaliteli saôlk hizmeti sunumunu finanse etme” yöntemi olarak yer alm÷tr. Birbiri ile yakndan ilgili ve iç içe yürütülen ancak iki ayr Bakanlk tarafndan yürütülen ayr projelerin içinde yer aldô için GSS her iki projenin ortak amaçlarna hizmet edecek ÷ekilde hayata geçirilmeye çal÷lm÷tr. Reform öncesi dönemdeki kamu saôlk sigortas sisteminin eksiklikleri ve yetersizlikleri, GSS’na geçi÷in gerekçelerini olu÷turmu÷tur. Buna göre, mevcut sosyal güvenlik sisteminin saôlk sigortas ayaônn nüfusun yüzde 20’sini saôlk güvencesi d÷nda brakmasnn yan sra bir yana kapsamda olanlara götürülen saôlk hizmetlerinin standard dü÷ük ve maliyet-etkin bir yapda sunulmadô için kaynak israfna yol açtô ileri sürülmü÷tür. Mevcut kamu saôlk sistemi; 5 farkl kalite ve standartta saôlk hizmeti sunmakta, temel bir insan hakk olan saôlk hakknn gereôi olarak; bütün nüfusa e÷it ve ayn standartta saôlk hizmeti sunma yükümlülüôünü yerine getirememektedir. Dolaysyla yeni sistem yani GSS; kapsam bakmndan bo÷luklar ve hizmet standard bakmndan da farkllklar ortadan kaldracak bir sistem olacaktr. GSS bir saälk hizmetleri finansman yöntemi olarak tarif edilmi÷ ve farkl finansman yöntemleri kullanlarak farkl kamu birimleri tarafndan yürütülen saôlk hizmeti sunum programlarnn GSS ile bir elde toplanmasnn saôlkta dönü÷üm projesinin genel saôlk politikas hedeflerinin gerçekle÷tirilmesinde de önemli rol oynayacaô belirtilmi÷tir. Ksaca ifade etmek gerekirse; herkesi zorunlu olarak kapsama alan GSS, saô- lk hizmetlerinin tek alcs olarak sahip olduôu pazarlk gücü ile Türkiye’de saôlk hizmetleri arz eden yapy, düzenleyici veya terbiye edici bir fonksiyonu da yerine getirecektir. Yukarda belirtilen amaçlar doôrultusunda programlanan GSS’nin 3 temel belirleyici özelliôi vardr. Bunlar: 1) TC vatanda÷ olmayanlar dahil olmak üzere Türkiye’de ya÷ayan herkes zorunlu olarak sigortal olacaktr. 2) Sistem, primli hale getirilecek, sosyal sigortaclk ilkelerine göre herkesten geliri, kazanc ve ödeme gücüne göre tahsis edilecek primlerle finanse edilecektir. 3) Saôlk hizmetleri, kamu-özel sektör ayrm olmakszn hizmet sunum ÷artlarn yerine getiren saôlk hizmet sunucularndan satn alma yoluyla temin edilecektir. Sosyal güvenlik reform sürecinin ba÷langcnda GSS’nin SGK çats altnda ancak ayr bir Kanunla hayata geçirilmesi planlanm÷ken, TBMM’deki yasala÷ma sürecinde reformun emeklilik sigortalar ayaôn düzenleyen tasar ile GSS tasars birle÷tirilmi÷ ve GSS, 5510 sayl Kanunun 60-78. maddeler arasndaki 19 madde ile düzenlenmi÷tir. 5510 sayl Kanunun bütünlüôünü de bozan bu birle÷tirme ayn kanunda iki farkl sigortal tanm yaplmas gibi sorunlar da beraberinde getirmi÷tir. 5510 sayl Kanunun GSS ile ilgili hükümleri, 4/a ve 4/b kapsamndaki sigortallar için hemen yürürlüôe girerken, 4/c kapsamndakiler yakla÷k 2 yl sonra, Ocak 2010 tarihinden sonra GSS kapsamna alnm÷lardr. 2012 yl Ocak ayndan itibaren ise 3816 sayl Kanun kapsamnda saôlk hizmetlerinden faydalananlar (Ye÷il Kart sahipleri) ile çal÷mayanlarn veya çal÷masna ara verenlerin gelir testine tabi tutulmak suretiyle, ödeme güçleri dikkate alnarak prim ödeyerek sisteme dahil edilmeleri ile GSS’nin herkesi kapsama alma hedefi ve primli rejim olarak hayata geçirilmesi süreci, en azndan yasal olarak, tamamlanm÷tr. Genel Saălk Sigortas ve Gelir Testi Uygulamas - Prof. Dr. Yusuf Alper Genel Saälk Sigortasnn Baçarlar ve Olumlu Sonuçlar GSS, sosyal güvenlik reformunun vatanda÷larn günlük hayatna en ksa zamanda ve olumlu olarak yansyan yönünü olu÷turmu÷tur. Bu özelliôiyle, geni÷ toplum kesimlerine sosyal güvenlik reformunun gülen yüzü olarak sunulmu÷tur. Nitekim kamuoyunun yeni sosyal güvenlik reformuna inandrlmasnn ve ikna edilmesinin arac olarak da GSS’nin istatistiklere yansyan görsel ve somut uygulama sonuçlar kullanlm÷tr. O Üç sacayaô üzerine oturan saôlk hizmetlerinin bir ayaôn olu÷turan hizmet alanlarn memnuniyeti arttkça diôer iki ayaôn olu÷turan, hizmet sunan saôlk personelinin ve saôlk hizmeti üreticilerinin memnuniyetsizliôi artm÷tr. Ksa dönemde tek ayaôn memnuniyetini esas alan, onun üzerinden yürütülen bir sistem ortaya çkm÷ görünmektedir. O SGK’nun saôlk harcamalar artm÷, bütün gider azaltc tedbirlere raômen mali yapsnda beklenen iyile÷me gerçekle÷memi÷tir. SGK’nn gelir-gider dengesini saôlamak ve gereksiz saôlk hizmeti talebini ortadan kaldrmak üzere katk paylar artrlm÷tr. Katk paylarnn artrlmas yannda saôlk kurulu÷larnn alabileceôi farklarn yükseltilmesi, zaman içinde saälk hakknn özünü zedeleyebilecek “saälk hizmeti talebinden vazgeçme” veya “ saälk hizmeti talebini geciktirme, erteleme” sonucu doôurabilecektir. O Saôlkta dönü÷üm projesinin gecikmesi, hastasevk sisteminin kurulamamas gibi eksiklikler GSS’den beklenen olumlu sonuçlar geciktirirken, sistemin ba÷langçta planlanandan farkl yönlerde geli÷mesine yol açm÷tr. GSS, saôlkta dönü÷üm projesi ile birlikte Türkiye’nin saôlkla ilgili bütün göstergelerini deôi÷tirmi÷, istatistik deôerlerini yükseltmi÷tir. Bu alandaki geli÷melerden bazlarna ksaca belirtmek gerekirse; O 2008 ylnda 216 milyon olan saôlk kurulu÷larna ba÷vuru says 2011 yl sonu itibaryla yüzde 45 artarak 314 milyona ula÷m÷tr. O 2008-2011 arasnda SGK üzerinden yaplan saôlk harcamalar 36.5 milyar TL’ye ula÷arak GSYõH’nn yüzde 3.2 sine ula÷m÷tr. Bu oran 2001 ylnda yüzde 1.9 idi. O 2000’li yllarn ba÷nda ki÷i ba÷ ortalama hastanelere ba÷vuru says yllk 2-2,5 civarnda iken 6,57 civarna yükselmi÷tir. Öngörüldüôü gibi, saôlk hizmetlerine eri÷im kolayla÷m÷ ve çabukla÷m÷tr. O Saôlk hizmetlerinin finansman için cepten yaplan harcamalar 2004 ylnda yüzde 28.2 iken 2010 yl sonunda 11,7 ye dü÷mü÷tür. O Saôlk hizmetlerinden memnuniyet oran 2003 ylnda yüzde 39.5 iken 2010 ylnda yüzde 73’e yükselmi÷tir. Yukarda saylan olumlu geli÷meler yannda ba÷langcndan bugüne GSS uygulamasnn sorun yaratan alanlar da vardr. Bunlar; O O Saôlk hizmetlerine eri÷imin kolayla÷mas, kayt sistemi ile ilgili alt yap yetersizlikleri ve denetimkontrol bo÷luklar ile birle÷ince ilk dönemlerde saôlk hizmeti kullanm ile ilgili suistimal ve istismarlar artm÷tr. Hizmete eri÷imin kolayla÷mas, bir yandan geciktirilmiç saälk hizmetleri talebini canlandrrken diôer yandan yeni ve uyarlmç saälk hizmetleri talebi yaratarak toplam saôlk hizmetleri talebini artrm÷tr. Saôlk hizmetleri talebi art÷, her zaman saôlk standardnn iyile÷mesi anlamna gelmez. Genel Saälk Sigortas ve Gelir Testi Uygulamas Gelir testi uygulamas, GSS’nin finansman yönteminin sonucu olarak ortaya çkm÷tr. GSS, ödeme gücü esas alnarak belirlenen primlerle finanse edilecektir ve herkes prim ödeyecek veya adna prim ödenecektir. Buna göre; 1) Çal÷anlar (4/a, 4/b ve 4/c kapsamndakiler) prime esas kazançlar üzerinden prim ödeyerek; 2) Çal÷mayan, ancak gelir sahibi olarak isteôe baôl sigortal olanlar beyan ettikleri gelir üzerinden prim ödeyerek; 3) Özel statüleri bulunanlar (Madalya aylô alanlar, olimpiyat sporcular, köy korucular vb) primleri devlet tarafndan ödenerek, 4) Çal÷mayan ancak prim ödeyecek geliri olanlar kendileri, ksmen veya tamamen prim ödeyerek; 5) Çal÷mayan, geliri olmayan ve ödeme gücü de bulunmayanlarn primleri ise devlet tarafndan ödenerek; GSS kapsamnda zorunlu olarak sigortal saylacaklardr. Gelir testi, yukarda belirtilen 4 ve 5. grupta kimlerin yer alacaônn belirlenmesi ile ilgili teknik i÷lemi ifade etmektedir. Buna göre, 5510 sayl Kanunun 57 dosya GSS Uygulama Sorunlar 80. maddesindeki düzenlemeye uygun olarak Kanunun 60/g maddesi kapsamnda bulunanlar gelir testine tabi tutulacaklardr. 5510 sayl Kanuna göre gelir testine tabi tutulacak bu gruplar: 58 O Bakmakla yükümlü olunan aile üyesi olma statüsünü kaybedenler (çocuklardan 18, lise eôitimi görüyorsa 20, yüksek öôrenimde ise 25 ya÷n geçenler), O Bir süre zorunlu sigortal olarak çal÷tktan sonra i÷ini kaybeden i÷sizler, O Ay içindeki çal÷mas 30 günden eksik olan ksmi süreli çal÷anlar, O Hak sahibi olarak aylk baôlananlardan aylk baôlanma hakkn kaybedenler, O Türkiye’de kesintisiz 1 yldan uzun süre ile ya÷ayan yabanclar. Bir tür yoksulluk tespit süreci anlamna gelen gelir testi, hane halk geliri esas alnarak yaplacaktr. Gelir testi için ölçü olarak 16 ya÷ndan büyükler için belirlenmi÷ olan asgari ücret ve katlar esas alnm÷tr. Nitekim, 1 Ocak 2012-30 Haziran 2012 tarihleri arasndaki süre için 16 ya÷ndan büyükler için belirlenmi÷ olan asgari ücret 886.5 TL olduôu için gelir testine tabi tutulanlardan: yllk süre dolmasna raômen SGK süreçle ilgili çal÷malar tamamlayamadô için gelir testinin uygulanmas 1 Ocak 2012 tarihine ertelenmi÷tir. Öte yandan gelir testi uygulamas ile ilgili bir önemli deôi÷iklik daha yaplm÷, gelir testi yapma yetkisi SGK’dan alnarak Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlô (ASPB), bünyesine alnan Sosyal Yardmla÷ma ve Dayan÷ma Vakflarna (SYDTV) verilmi÷tir. Gelir testi uygulama yetkisinin SGK’dan alnarak SYDT Vakflarna verilmesi sosyal güvenlik reformunun ba÷langç amaç ve hedeflerine aykr bir tercih olmu÷tur. Sosyal yardm ve hizmetlerin ASPB tarafndan tek elden ve bütünle÷ik olarak verilmesinin saôlanmas gerekçesi bu deôi÷iklik için yeterli deôildir. Çünkü, baz problemler olmasna raômen nüfusun geneline yönelik her türlü veriye ula÷ma ve deôerlendirme kapasitesi bakmndan SGK daha yetkin bir Kurum görünümündedir. Kald ki, 3 yl a÷an bir erteleme döneminden sonra yürürlüôe giren gelir testi uygulamas için, uygulamann hemen ba÷langcnda il ve ilçelerdeki SYDT Vakflarnn kurumsal yap, insan gücü ve teknik alt yap bakmndan bu i÷lemi yapma yeterliliôine sahip kurumlar olmadklar ortaya çkm÷tr. Gelir Testi Uygulamas åle ålgili Sorun Alanlar O Kiçi baçna düçen aylk gelir, brüt asgari ücretin üçte biri ile asgari ücret arasnda (295,50 - 886,50-TL) ise aylk 35,46 -TL, Gelir testi uygulamasnn genel olarak bütün hedef kitle ve özel olarak da baz gruplar için özel problemleri vardr. Bu problemler ÷u ba÷lklarda toplanabilir: O Kiçi baçna düçen aylk gelir, asgari ücret ile asgari ücretin iki kat arasnda (886,50 - 1.773TL) ise aylk 106,38 -TL, O Kiçi baçna düçen aylk gelir, asgari ücretin iki katndan daha fazla (1.773-TL’den fazla) ise aylk 212,76 -TL, GSS primi ödenecektir. Belirlenen miktarda primin ödenmesi halinde genel saôlk sigortalsnn yan sra Kanunun 3. maddesinde belirtilen bakmakla yükümlü olduôu ki÷iler de GSS kapsamndaki saôlk hizmetlerinden yararlanacaktr. 1) 5510 sayl Kanun kapsamnda zorunlu olarak kapsama alnan ve 4/a, 4/b ve 4/c statüsünde çal÷an sigortallar ile isteôe baôl sigortal olanlar için prime esas kazancn alt snr olarak 16 ya÷ndan büyükler için belirlenmi÷ olan asgari ücret esas alnrken, gelir testine tabi olanlar için bu snrn asgari ücretin 2 kat olarak belirlenmesi sosyal sigortann norm ve standart birliôi saôlama ilkesine aykrdr. Özellikle, gelir testi yaptrmayanlar veya yaptrmak istemeyenler için otomatik olarak asgari ücretin 2 kat üzerinden prim tahsil edilmesi bir tür cezalandrmadr. Gelir testi uygulamas 5510 sayl Kanunun en problemli alanlarndan birini oluçturmaktadr. Nitekim, 5510 sayl Kanun 1 Ekim 2008 tarihinde yürürlüôe girdiôi halde, geçici 12. maddede yaplan düzenleme ile gelir testi uygulamas ile ilgili hükümlerin 2 yl sonra, 1 Ekim 2010 tarihinden itibaren yürüklüôe girmesi hükme baôlanm÷tr. Bu tarihe kadar geçen sürede SGK’nn gelir testi uygulamas ile ilgili kurumsal ve idari i÷lemleri tamamlanmas öngörülmü÷tü. Ancak, öngörülen 2 2) Zorunlu sigortal kapsamnda çal÷anlar için GSS kapsamndaki hizmetler faydalanabilmek için, son bir yl içinde 30 gün prim ödemi÷ olmak yeterli iken ve zorunlu sigortallk ili÷kisi bittikten sonra da kendileri ve bakmakla yükümlü olduôu ki÷iler için 90 gün süre ile GSS kapsamndaki hizmetlerden faydalanma hakk verilirken, ksmi süreli çal÷anlarn her ay için 30 gün üzerinden GSS primi ödeme yükümlülüôüne tabi olmalar, zorunlu Genel Saălk Sigortas ve Gelir Testi Uygulamas - Prof. Dr. Yusuf Alper sigortallk d÷ndaki günler için gelir testine tabi tutulmalar çal÷ma hayatnn gerçeklerine aykrdr. Ksa veya ksmi süreli çal÷ma, günümüz toplumlarnda öôrenciler, özürlüler ve kadnlarn i÷gücüne katlmlarn artrmak için te÷vik edilen esnek bir çal÷ma biçimi iken ve õ÷ Kanunlarda bu tür çal÷may düzenleyen hükümlere daha ayrntl olarak yer verilirken, GSS bu tür çal÷may adeta cezalandrmaktadr. Eksik günler için prim ödeme yükümlülüôünün getirilmesi, (uygulamada ailesine veya kendi öôrenci bütçesine katkda bulunmak için hafta sonlar veya hafta içinde birkaç gün çal÷mak isteyen birçok öôrencimin ÷ahsen ifade ettiôi bir sorun olarak) ksmi süreli çal÷mak isteyenleri çal÷maktan vazgeçmeye veya kaytd÷ çal÷maya yönlendirecektir. 3) Gelir testi, zorunlu sigortallk niteliôini kaybedenler, yani i÷sizler için de zorunludur. 90 günlük süre faydalanma süresi bittikten sonra bu durumda olanlar da gelir testine tabi tutulacaklardr. Gelir testi uygulamasnda esas alnan göstergelerden; hanehalk, ayn ikamet adresinde birlikte ya÷ama, hanehalknn bütün gelirleri gibi kavramlar günümüz toplumsal hayatnda çok kolay tanm yaplabilecek ve snrlar belirlenecek alanlar deôildir. Nitekim, e÷inden bo÷anan veya gördüôü ÷iddet dolaysyla ayr ya÷amak zorunda kaldô için anne babas ile birlikte ya÷amak zorunda kalan kadnlar için bu tanmlamann yeterli olmadô görülmü÷tür. Benzer deôerlendirmeleri, çal÷mak için doôduôu veya ya÷adô yerler d÷na göç etmek zorunda kalanlar ve geride kalan aile üyeleri için de yapmak mümkündür. 4) Hanehalknn bütün gelirleri kavram da sorunlu alanlardan birini olu÷turmaktadr. Birlikte ya÷ayan herkesin ayr ayr elde ettikleri bütün gelirlerin bir havuzda toplandô ve payla÷larak birlikte tüketildiôi varsaymyla, gelir testi yaplrken hanehalk üyesi kabul edilen her ki÷inin gelir seviyesini bu toplam geliri esas alarak belirlemek doôru bir yöntem deôildir. Eçlerin bile gelir paylaçmnn sorunlu olduäu durumlar söz konusu iken, anne-baba, ileri yaçtaki çocuklar, eçinden boçanmç veya ayr yaçayan kz çocuklar ile büyük- anne ve büyük-babann çeçitli sebeplerle birlikte yaçamak zorunda olduäu hallerde her birinin gelirini üst üste toplayarak gelir testi yapmak ve kiçi baçna düçen geliri bulmak saälkl bir yöntem deäildir. 5) 5510 sayl Kanun gelir testi uygulamas için belirlediäi gelir basamaklar ile ayn Kanun içinde birden fazla yoksulluk snr belirlemiç gibidir. Nitekim, 5510 sayl Kanun, 4/b kapsamnda sigortal saylanlardan gelir vergisi mükellefi olmayan küçük esnaf ve sanatkarlar ile çiftçilerin gelirlerinin prime esas kazancn alt snrnn altnda olmas halinde, onlar yoksul ve prim ödeme gücü yok kabul ederek zorunlu sigortallk ili÷kisi d÷nda brakrken (5510, m.6), ayn ki÷ileri bu defa asgari ücretin üçte birinin üzerinde gelirleri var ise GSS bakmndan zorunlu sigortal konumuna getirmektedir. Yani, sosyal sigortalar bakmndan kapsam d÷nda, ancak GSS bakmndan zorunlu sigortal saylacaklardr. Yine 5510 sayl Kanunda, sigortallarn ölümü halinde anne-babaya hak sahibi olarak aylk baôlanabilmesi için asgari ücretin netinden dü÷ük gelir sahibi olma ÷art aranrken (yoksulluk snr olarak belirlerken) GSS için uygulanan gelir testinde bu snr asgari ücretin üçte birine dü÷ürülmektedir. Ayn Kanun içinde bir tür yoksulluk snr belirleyen bu farkl alt snr uygulamalar bir çeli÷kidir. Herkesi zorunlu olarak kapsamna alan, primle finanse edilen bir GSS oluçturmak yanlç bir tercih deäildir. Gelir testi uygulamas, ekonominin kayt altna alnmasna katkda bulunduäu gibi, hizmetten faydalanann bedel ödemesini saäladä için sosyal adalet duygusunun güçlenmesine de katkda bulunabilir. Nitekim, Nisan 2012 tarihi itibaryla gelir testi uygulamasnn açklanan ilk sonuçlarna göre; Ye÷il Kart kapsamnda saôlk hizmetlerinden ücretsiz faydalanan ki÷i says 9.1 milyondan 5.2 milyona dü÷mü÷, daha önce prim ödemeyen 2.7 milyon ki÷i prim ödeyerek aktif genel saôlk sigortals olmu÷tur. õstatistiklere yansyan bu olumlu sonuçlarn alnmas gelir testinin saôlkl olarak yaplmasnn önemini daha da artrmaktadr. Daha åyi Bir Gelir Testi Uygulamas åçin Öneriler Gelir testi uygulanarak GSS kapsamnda sigortallk ili÷kisinin düzenlenmesi doôru bir yöntemdir. A÷aôda belirtilen hususlarn dikkate alnarak uygulamann iyile÷tirilmesi bu yöntemin kullanlmasndan alnan olumlu sonuçlar artracaktr. O Öncelikle, zorunlu sigortal saylmayanlar için GSS primine esas kazanç, prime esas kazancn alt snr, yani asgari ücret olmaldr. Zaten, devletin prim ödediôi kesimler ve adlarna kurumlarnca GSS primi ödenen ksmen sigortal saylanlardan 59 dosya GSS Uygulama Sorunlar õöKUR kursiyerleri, stajyer öôrenciler gibi gruplar için GSS primine esas kazanç alt snr olarak belirlenmi÷tir. Gelir testine tabi olanlar için de norm ve standart birliôi saôlanmas bakmndan alt snr asgari ücret olmaldr. O O 60 Prim ödemekten muaf tutulan alt snr veya en az gelir seviyesi, bir tür yoksulluk snr gibi deôerlendirilerek, daha gerçekçi olarak belirlenmelidir. Devletin, diôer sosyal politika uygulamalar için kullandô yoksulluk snrlar GSS için de dikkate alnmaldr. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlô kurulu÷ amaçlarna da uygun olarak bütün sosyal yardm ve hizmetlerin yan sra GSS için de kullanlabilecek geçerli ve gerçekçi bir yoksulluk snr tespiti ve ölçme yöntemi geli÷tirmelidir. Bu çerçevede, hane halk, birlikte ya÷ama, bütün gelirlerin birlikte tüketildiôi kabullerine baôl gelir testi uygulamas ile ilgili esaslar tekrar deôerlendirilmelidir. Ksmi süreli çal÷anlarn eksik günlerinin gelir testine tabi tutulmas uygulamas üzerinde yeniden dü÷ünülmelidir. Kaytd÷ çal÷may özendirmeyecek ÷ekilde, mesela ay içinde 10 veya 15 günden fazla zorunlu sigortal saylanlar için gelir testi uygulanmamas, gibi yöntemler üzerinde dü÷ünülmelidir. Genel Saälk Sigortas åçin Birkaç Söz Daha Genel saôlk sigortasnn uygulanmas bakmndan gelir testi uygulamas hayati bir öneme sahip olmakla birlikte, bütün dikkatlerin bu noktaya yoôunla÷trlmas baz problem alanlarnn gözden kaçrlmasna ve GSS’nin amaçlarna aykr bir uygulamann ortaya çkmasna yol açlabilir. Bu geli÷melerden bir tanesi de katlm paylar ile ilgili uygulamadr. Saôlk hizmetlerinden faydalananlardan, ba÷vurduklar saôlk kurulu÷larnn basamaô dikkate alnarak alnan katlm paylar artrlm÷tr. Buna ilaç israfn önleme amacyla reçete katk pay da ilave edilmi÷tir. Ba÷langçta çok dü÷ük olarak belirlenen bu miktarlarn zaman içinde artrlmas, gelecekte daha da artrlabileceôini göstermi÷tir. Zaman içinde Kurum içinde vazgeçilemez bir gelir kaynaô olma potansiyeli ta÷maktadr. Öte yandan, özel saôlk kurulu÷larndan saôlk hizmeti alanlarn ödeyecekleri ilave ücret pay da oran olarak yükseltilmi÷tir. Bu uygulama, ÷öyle garip bir sonuç ortaya çkarabilir. Gelir testi için ba÷vuran i÷siz ancak evli ve 3 çocuklu 5 ki÷ilik bir aile için gelir testi sonucunda fert ba÷na gelirin as- gari ücretin 1/3’ü ile 1 kat arasnda olmas halinde bir aylk süre için yalnzca 35.5 TL GSS primi ödenecektir. Ancak bu aileden 2 ki÷inin ay içinde herhangi bir saôlk kurulu÷una ba÷vurmas halinde ödeyecekleri katk paylar toplam bir aylk zorunlu GSS priminden daha fazla olacaktr. Prim ödemenin asl, katlm pay almann istisnai bir finansman kaynaô olduôu gerçeôi dikkate alnarak katlm pay alnmas uygulamas bu yönüyle yeniden deôerlendirilmelidir. Öte yandan, SGK’nun saôlk hizmeti sunucular arasnda kamu-özel ayrm yaparak farkl katk paylar belirlemesi; saôlk hizmeti talep edenleri kamu saôlk kurumlarna yönlendirmek için özel saôlk kurulu÷lar için daha yüksek katk paylar belirlenmesi GSS’nin “hizmet satn almada eçit davranma” ilkesine aykrdr. Bu saôlk sektörüne hizmet arznn organizasyonuna yönelik bir müdahaledir. Olumlu veya olumsuz etkileri üzerinde dü÷ünülmelidir. Daha önce de belirtildiôi gibi, bütün bir saôlk sisteminin yalnzca hizmet alanlarn memnuniyeti üzerine in÷a edilmesi orta ve uzun dönemde ciddi problemler ortaya çkarabilir. Sistemin taraflar ile çatçma, güç dengesizliäinden faydalanarak problemleri çözme uzun dönemde geçerli bir yöntem deäildir. Saôlkta dönü÷üm projesinde öngörüldüôü gibi, “sistemin geliçtirilmesi ve uygulanmas srasnda ilgili tüm taraflarn görüç ve önerilerinin alnmasna imkan veren bir katlmclk” ve demokratik yönetim anlay÷nn gereôi olarak “sektörün farkl bölümleri arasnda karçlkl çkarlar gözeterek ortak noktalarda buluçma arayçn ifade eden bir uzlaçmaclk” anlay÷n problemlerin çözümünde geçerli yol benimsemek gerekir. Kaynaklar Akdaô, Recep, Saôlk Sistemi Üzerine, Sosyal Güvenlik Dergisi, Yl:1, Say.3. Alper, Yusuf; Genel Saôlk Sigortas, Temel Esaslar ve Yenilikler, ASOMEDYA, Ocak 2007. Alper, Yusuf; Sosyal Güvenlik Reformunun õkinci Ylna Girerken Genel Saôlk Sigortas: Saôlanan Geli÷meler ve Sorunlar, MERCEK, Yl, 15; Say:57, Ocak-2010. Alper, Yusuf; Sosyal Güvenlik Reformu: Genel Saôlk Sigortas, Önemi, Esaslar ve Problemleri, Sosyal Diyalog Dergisi, Cilt:1, Say:2, Ekim-2010. TC Ba÷bakanlk, Kamu Yönetiminde Yeniden Yaplanma: Sosyal Güvenlik Reformu: Sorunlar ve Çözüm Önerileri, Ankara, 2005. TC Kalknma Bakanlô, 2012 Yl Program, Dokuzuncu Kalknma Plan (2007-2013), Ankara-2012. TC Saôlk Bakanlô; Saôlkta Dönü÷üm, Ankara, 2003. www.sgk.gov.tr/istatistikler. HASTA HAKLARI “Saälk hakk, kiçinin toplumdan, devletten, saälänn korunmasn, gerektiäinde tedavi edilmesini, iyileçtirilmesini isteyebilmesi ve saälän sürekli geliçtirebilmesi için toplumun saäladä olanaklardan yararlanabilmesidir.” “Yaçama Hakk”nn en önemli bileçenlerinden birisi olan saälk ve saälkl yaçama hakk, pozitif statü haklar arasnda yer almaktadr. Saälkl olma, saälkl olma halini sürdürme ve saälän geliçtirme hakk, Koruyucu saälk hizmetlerini alabilme ve yararlanabilme, Saälkl bir ortam, çevre ve barnma koçullar, Yeterli ve dengeli beslenmedir. Saälkl olmak, saälän geliçtirmek ve saäläna yönelik olumsuzluklardan korunarak yaçamn saälkl bir çekilde sürdürmek doäal bir insan hakkdr. Ancak herkesin bilerek ya da bilmeyerek yaptä baz davrançlar da dahil bir çok deäiçik etken nedeniyle saälän ve saälkllk halini yitirebilir yani hastalanabileceäini de kabul etmek gerekir. åçte saälkl yaçama hakknn bütünleyeni olan gereksinilen saälk hizmetinin alnmas srasnda insanlarn yararlandä haklara hasta haklar denilmektedir. ånsanlarn yitirdikleri saälklarna yeniden kavuçmak üzere onlara yardmc olan ve saälk hizmeti veren kiçilerle olan iliçkilerinde bir “insan” olarak sahip olduklar haklarn bütünüdür. Hasta haklar, en genel anlamyla; hasta olmadan önce hastalandklar zaman yararlanacaklar ulaçlabilir yeterli ve etkin saälk hizmetinin önceden hazr olarak bulunuyor olmasn, hastalanldända ya da saälkllk hali yitirildiäinde bir saälk kurumunda yetkin ve standart bir saälk hizmeti almay, hastalklarn insanlarda braktä kalc olumsuzluklarla birlikte yaçayabilmek için gerekli olan hizmetlerden yararlanmay kapsayacak kadar geniç bir içeriäe sahiptir. Hasta haklar temel olarak Lizbon Bildirgesinde ortaya konulmuçtur. Bu bildirge ana hatlar ile hekim-hasta iliçkisiyle ilgilidir. Bildirgede tanmlanan temel haklar çunlardr: Hasta, hekimini özgürce seçme hakkna sahiptir, Hasta, hiçbir dç etki altnda kalmadan özgürce klinik ve etik kararlar verebilen hekim tarafndan baklabilme hakkna sahiptir, Hasta yeterli ölçüde bilgilendirildikten sonra önerilen tedaviyi kabul ve reddetme hakkna sahiptir, Hasta, hekimden tüm tbbi bilgi ve özel hayatna iliçkin bilgilerin gizliliäine sayg duyulmasn bekleme hakkna sahiptir, Her hastann onurlu bir çekilde ölmeye hakk vardr, Hasta uygun bir dini temsilcinin yardmn içeren ruhi teselliyi kabul veya reddetme hakkna sahiptir. 61 62 “Türkiye’de sendika ya hiç olmayacak ya da herkes sendikal olacak…” Gazeteciliäe baçladänz 1986 ylndan bu yana çeçitli gazete, ajans, dergi ve televizyonlarda görev yaptnz. Son olarak da NTV Ankara Haber Müdürü’yken TRT Türk’ün baçna geçtiniz. Özel yaynclkla kamu yaynclä arasnda nasl farklar var? Evet, 1986 ylndan bu yana habercilik yapyorum. Birçok gazetede, ajansta, dergide, televizyonda çal÷tm, merkez medyann en önemli yayn organlarnda yöneticilik yaptm. Bu süreç zarfnda yakla÷k yirmi küsur yl TRT hep yan ba÷mzdayd. Ama biz Ankaral gazeteciler ÷öyle dü÷ünürdük; “TRT’de de haberciler var ama asl olarak TRT’de haberin d÷ndaki yaynclk, örneôin belgeselcilik önemlidir.” Ankara gazetecisi, televizyoncusu içinse meslek haberciliktir. Ötesi biraz ilgi alan d÷ndadr. TRT’nin yaptô kamu haberciliôi ise hareketsiz, belli kurallar içinde sk÷m÷ kalm÷, bir haberciye çok cazip gelmeyen bir tür gibi görünürdü bize. Yalnz biz deôil, mesela siyasetçiler de böyle bakard. Yllar öncesinden ÷öyle bir anm var; Kanal D’de Ankara Haber Müdürüyken dönemin ba÷bakanyla toplantdaydk, cumhurba÷kan da yurtd÷na gitmi÷ti. Bülten saati geldi, Ba÷bakan, “Açn bakalm TRT’yi, Cumhurba÷kan vasl olmu÷ mu görelim. Naslsa ilk haber odur” demi÷ti. Oysa o gün çok önemli gündem maddeleri vard. Ama bülten Cumhurba÷kan’nn filanca ülkeye ula÷tô haberiyle ba÷lad. Yani protokol sras bülten için de geçerliydi, bu durumdan Ba÷bakan bile memnun deôildi. Bu özellikleri nedeniyle TRT’de haberciliôi dü÷ünmedik, istemedik. Ama sonra zaman içinde TRT deôi÷ti. õbrahim öahin’in genel müdürlüôüyle çok ciddi deôi÷im ya÷anmaya, iddial i÷ler yaplmaya ba÷land. Bugün gelinen noktada, öahin’in dört yllk genel müdürlük süresi sonun- Ümit Sezgin, TRT Türk Televizyonu Genel Yayn Yönetmeni. 25 yl aĆkn süredir haberci. Mesleăin hem emekçisi, hem duayeni. Sezgin, özel yaynclktan kamu yaynclăna, TRT Türk’ten mesleăe baĆladă yllardaki medyaya kadar birçok konuyu bugün ile karĆlaĆtrarak anlatt bize. Fenerbahçe taraftarlăndan, futbol aĆkndan söz etti. Ümit Sezgin ile röportaj TÜRK-Ąą Uzman Yardmcs Güldane Karsloălu yapt. çok büyüktür. Kanal Koordinatörü Muharrem Sevil vard, o a÷amada ben TRT-Türk’te Genel Yayn Yönetmeni olarak görev aldm, üç yldr da sürdürüyorum. da 14 kanalyla yaynclôn her alannda iddial olmaya çal÷an bir TRT var. Kürtçe, Arapça yayn var. Bunlar son derece önemli admlar. Bunlar d÷ardan bir gazetecinin fark etmemesi mümkün olmayan ÷eyler. Fark ediyorsunuz, TRT’de bir canllk var. Yakla÷k üç yl önce, o dönemin TRT-INT kanalyla ile ilgili bir aray÷ ba÷ladônda Genel Müdür õbrahim öahin davet etti beni. Kendisiyle Ula÷trma Bakanlô Müste÷ar olduôu dönemlerden tan÷rdk. Yayndan sorumlu Genel Müdür Yardmcs Zeynel Koç da katld. O görü÷melerden TRT Türk projesi doôdu. Zeynel Bey’in fikri katks Kamu yaynclô ile özel yaynclk arasndaki farka bakacak olursak, bununla ilgili hem genel bir deôerlendirme hem de ki÷isel bir deôerlendirme yapabilirim. Ben yirmi yl boyunca habercilik yapm÷tm, ama daha önce de dediôim gibi, habercilik d÷ndaki yaynclôa hem ilgimiz yoktu hem tecrübemiz... TRT’ye gelince ve bir kanaln bütününden sorumlu olunca, habercilik d÷nda da bir dünya olduôunu fark ettim. Bu yalnzca benim için deôil, buraya diôer özel kanallardan benimle beraber gelen gazeteci, televizyoncu arkada÷larm için de geçerli. Çünkü TRTTürk yalnz haber kanal deôil ayn zamanda bir kültür kanal olduôu için pek çok haber d÷ programmz var. Biz burada böyle bir dünyayla kar÷la÷tk. O yüzden çok heyecanlandk, çok hevesle bu i÷in içine girdik ve sanyorum fena da gitmiyor. õyi ÷eyler yaptk. Genel anlamda konu÷ursak, kamu yaynclô ile özel yaynclk arasndaki en temel fark, kamu yaynclônda aôr bir sorumluluk var. D÷ardan çok belli olmayan, hissedilen ama bu görevleri üstlenmeden aôrlônn çok da anla÷lamadô bir durum var. öunu fark ettik ki, TRT hakikaten herkesin televizyonu. Çünkü bizle konu÷an her izleyici, “Oras benim televizyonum” diyerek, bir patron edasyla sizden hesap sorabiliyor, talepte bulunabiliyor. Hayatnda belki bir kuru÷ vergi vermemi÷ insan, “Benim vergilerimle kurulmu÷ o televizyon” diyor. “Siz devletin verdiôi paralarla çal÷yorsunuz” diyor. Sanki kendisinin maa÷ Amerika’dan geliyor. Hiç fark etmiyor. Ama bunda çok da haksz deôil insanlar. Kamu yayncsysanz, kamudaki herkesin yayncssnz. Bu durum, herkese kar÷ sorumlu olmanz gerektiriyor. NTV’de, Kanal D’de, ba÷ka bir yerde sorumlu olduôum nihai olarak bir patron, patronaj vard. Onlarla anla÷p, onlarn istediôini yapabiliyorsam sorun yok. Burada öyle deôil. Almanya’dan biri aryor bir ÷ey istiyor, Kars’tan ba÷ka biri aryor ba÷ka bir ÷ey istiyor. Tam ztt ÷eyler de isteyebiliyor. Siz bütün bu zt taleplere cevap vermek zorundasnz. Zorunda msnz gerçekten? Zorundasnz çünkü onlarn televizyonusunuz. Kanunen de böyle. Kamunun her alann, her rengini yaynna yanstmak zorundayz. Yaptôn her yaynda bunu gözeteceksin. Yalnz haber diye de bakmayacaksn. Kültür ve spor yaynlarnda da herkese hitap etmeniz gerekiyor. Hiçbir özel sektör kurulu÷unun, hiçbir patronun el atmayacaô konular var hayatta. Çünkü para getirmeyecek, kazanc olmayan i÷ler bunlar. Kamu d÷ bütün yaync kurulu÷lar kar amac ile çal÷an ÷irketlerdir. Öyle olunca da sosyal sorumluluk, kültürel sorumluluk anlamna gelen alanlar çok umursamazlar. Buna kzamazsnz, dünyann her yerinde bu böyledir. Kapitalizm böyle bir ÷ey! 63 Peki, bunlar kim yapacak? Kültürel varlklarnz, deôerleriniz, insanlarnz var ve bunlarn kayda geçirilmesi ve gelecek ku÷aklara aktarlmas gerekiyor. Bunlar kim yapacak? Bunu bir özel sektör patronu yapmaz. Bir kamu yayncs olarak TRT’nin yapmas gerekiyor, bizim yapmamz gerekiyor. Bu hakikaten ciddi bir sorumluluk. Bunu da özel sektörle yar÷rken yapmanz gerekiyor. Kamu yaynclända reyting kaygs olmadä düçünülür. Sizin söz ettiklerinizle de örtüçen bir durum ama gerçekten hiç reyting kaygs olmadan m yayn yapyorsunuz? 64 Öyle bir ÷ey olabilir mi? Reytinginizin olmamas ne demek? Kimse izlemiyor demek. Dünyann en iyi programn yapyorum ama kimse izlemiyorsa neye yarad? Buradaki kstas ÷u: Benim yaynclk ilkelerimi reyting kaygs belirlemiyor. Elbette reyting kaygm var, elbette ben de çok izlenmek istiyorum ama çok izlenmek için, yanl÷ olduôunu bildiôim ÷eyleri yapmyorum. Doôrular yaparak izlenmeye çal÷yorum, doôru yaynclkla reyting almaya çal÷yorum. Yoksa reyting almann kolay yollar var, cinsellik, ÷iddet, kadn, dedikodu… Bunlar kullandôn zaman belli oranlarda reyting alrsn. Önemli olan bu reyting numaralarna girmeden izlenebilmek. Biz TRT kanallar olarak bunu yapmaya çal÷yoruz, çok da iddialyz. Gördük ki, siz doôru düzgün i÷ yaparsanz, alcs var, çok ciddi bir kitle var. Bir süre sonra fark ediliyorsunuz ve itibarnz çok artyor. Bazen reytinginiz kimi kanallardan daha geride ama itibarnz çok daha önde oluyor. Dünyann birçok yerinde TRTTürk’ün bürolar var. Slogannz ‘Dünyay Türkçe åzleyin…’ Dünyaya hitap eden bir kanal msnz? Dünyaya hitap etmek i÷imizin yars. Biz TRT-Türk’ü kurarken ilkemiz ÷uydu: Türkiye’yi dünyada ya÷ayan Türklere anlatmak ama bir o kadar önemlisi de dünyada olan biteni Türkiye’ye anlatmak. Bunlarn ikisi e÷it aôrlktadr. Hiçbiri ön planda deôildir. Bütün dünyaya yaylm÷ çok sayda Türk var. Kimi rakamlara göre bu say yüz milyona kadar çkyor. TC vatanda÷ anlamnda söylemiyorum, köken itibariyle Türkçeyi öyle ya da böyle anlayabilenlerden söz ediyorum. Türkiye’den giden çok sayda Türk var ba÷ka ülkelerde. Bu Türklere Türkiye’de olan biteni anlatmak, dünyada olan biteni bizim gözümüzle anlatmak, Türkiye Cumhuriyetini nasl gördüôümüzü anlatmak çok önemli. Bir de Türklerin birbirinden haber almas da önemli. Avustralya’daki bir Türk’ün Kanada’daki Türkler ile ilgili bilgi almas da önemli. õkinci görevimiz ise dünyada olan biteni anlatmak. Çünkü biz çok uzun yllar boyunca uluslararas yayn kurulu÷larnn perspektifiyle olan biteni izledik. Reuters, BBC, Ajans France Press ne diyorsa öyle olduôunu dü÷ündük. Ama son on yldr gördük ki, bu i÷ öyle deôil. Yönlendiriliyoruz, yanltlyoruz, kandrlyoruz. O ülkelerin veya ÷irketlerin arkasndaki sermaye gruplarnn istediôine göre dünyay alglamaya ba÷ladk. Son Körfez Sava÷’nda bu net bir ÷ekilde ortaya çkt. O zaman dedik ki olan biteni biz kendimiz görelim, ne olduôunu bilelim, vatanda÷a da anlatalm. Bunun da yolu oralarda olmak. TRT’nin bizden önce kurulmu÷ yedi bürosu vard. Biz buna on iki büro daha ekledik. Çin’den Amerika’ya, Moskova’dan Adis Ababa’ya kadar bütün dünyay ku÷atacak ÷ekilde. Bölgemize, yakn çevremize ve Avrupa’ya daha bir önem verdik. Böylece toplam on dokuz büroya çktk. Bir stüdyo ve büro da õstanbul’da kuruldu. Toplamda yirmi büro oldu. Böylece dünyay izlemeye, haberle÷tirmeye ba÷ladk. Tabii bu yalnz haber anlamnda deôil, dediôim gibi TRT-Türk yalnzca uluslararas bir haber kanal deôil, haber ve kültür kanal. Yaptômz i÷in içinde Türkiye’yi d÷arya anlatrken veyahut d÷ary Türkiye’ye anlatrken yalnzca siyasi haberleri vermiyoruz. Türkiye’nin, Türklerin zengin bir kültürü, bir geçmi÷i var. Bunlar da anlatalm istiyoruz. Bir süre sonra bir õngilizce kanal da kurulacak. O zaman bu hedef yalnz Türklere ula÷mak deôil, bütün insanlôa ula÷mak, bizim kültürümüzü anlatmak olacak. Dünyada çok zengin bir kültür birikimi var. Bize kültür anlamnda aslnda yalnzca Bat kültürü verildi. Bat kültürüne ve zenginliôine itirazmz yok ama kültür sadece Batda deôil. Doôuda kültür var, güneyde kültür var. Bu kültürün farkl versiyonlar, alt dallar var. Bunlar da görelim istedik. Bu nedenle de dünyadan çok sayda da kültür program yapyoruz. Tüm bunlarn sonucunda da yalnz yerelde olan bitene bakan bir kanal deôil, dünyaya bakan, bakmaya çal÷an bir kanal oluyoruz. Yayn anlayçnzn Türkiye’nin diäer ülkelerle iliçkilerine etkisi olduäunu düçünüyor musunuz? Örneäin Avrupa Birliäi süreci gibi... Avrupa Birliôi sürecine mutlaka etkisi var ama bunlar hep dolayl etkiler. Türk kültürüne, buradaki insanmzn Avrupa’y tanmasna yaptômz her katk dolayl olarak Avrupa Birliôi sürecine de olumlu katkdr. Avrupa Birliôi üyesi ülkeleri tanmak, o insanlar bilmek, o kültürleri anlamak son derece önemlidir. Bunu bilirseniz insanlarn onlara bak÷lar, beklenti ve talepleri daha gerçekçi olur. Avrupa Birliôi, Avrupa ülkeleri ne kadar çok bilinirse verilecek kararlar o kadar saôlkl olacaktr insanlar nezdinde. AB ne öcüdür ne de cennettir. Bunu bilirse insanmz AB’ye tepkileri daha saôlkl olacaktr. AB’ye üyelik için gönüllü olmak önemlidir. Ben buna katlyorum ama bunu da abartmamak gerek. Bu oray tanmakla, bilmekle saôlanabilir. Bizim uluslararas ili÷kilere katkmz dolayl bir ÷ekildedir. Kendimizi anlatp, oralara göstermek, o ülkelerin siyasetçileriyle daha yakn ili÷kiler kurmak son derece önemlidir. Olumlu katklar vardr, i÷inizi doôru yaparsanz. O ülkelere gittiôimizde, büyükelçiliklerimiz, biz ve Anadolu Ajans Türkiye’nin temsilcisi olarak kabul ediliyoruz. Bizim bir diplomatik misyonumuz yok ama kamu yayncs olduôumuz için Türkiye’yi temsil ediyor gibi kabul görüyoruz. åççiler ve sendikalar son yllarda sermayenin elinde olan özel kanallarda kendilerine pek yer bulamyor. Fakat ayn durum kamu yaynclä yapan kuruluçlarda da var. Bu konuda bir yetersizlik olduäunu düçünüyor musunuz? Aslnda bu konuda çok ÷ey söylerim ama kimseye hakszlk etmek istemiyorum. Ne sendikaclara, ne çal÷ma dünyasna, ne yaynclara çok fazla ÷ey söylemek istemiyorum açkças. Kimse adna konu÷mak da istemiyorum. Ben ancak TRT-Türk adna konu÷abilirim. Sendika haberlerine, çal÷ma dünyasna yeteri kadar yer verdiôimizi, üzerimize dü÷eni yaptômz dü÷ünüyorum açkças. Ama burada herkesin birazck da kendine bakmas, özele÷tiri yapmas lazm. Sendikalarn da kendilerini deôerlendirmesi lazm. Bunlarn dü÷ünülmesi lazm. Ben bunu TRTTürk adna dü÷ündüôümde doôruyu yaptômz yeteri kadar yayn yaptômz savunuyorum. Mesleäe ilk baçladänz yllarda medyay ve bugünkü medyay, medya-emek iliçkileri açsndan deäerlendirebilir misiniz? Medya olan biteni yanstan bir aynadr aslnda. õ÷e buradan bakarsanz, benim mesleôe ilk ba÷ladôm yllarda, 1980’lerin ba÷nda, sendikalarn, i÷çi hareketinin, 12 Eylül’e raômen Türkiye’de çok aôrlô vard. Siyaseten de çok aôrlô vard. Sendika ba÷kanlar, konfederasyon ba÷kanlar siyaset üzerinde etkili insanlard. Böyle olduôunda medya tabii ki onlara her zaman yer verirdi. Bu kaçnlmaz bir ÷eydi. Bugün sendikal hareket ne yazk ki ayn güçte deôil. Sendikal hareketin siyasi aôrlôyla, toplumsal aôrlôyla, etkisiyle, gücüyle benim mesleôe ba÷ladôm dönemdekiler ayn deôil. Siz bunu neye yoruyorsunuz? Bin tane nedeni vardr. õ÷çinin kendi kabahati vardr, sendikacnn, siyasetçinin kabahati vardr, toplumun kabahati vardr, pek çok nedeni vardr… Dünya deôi÷iyor, Türkiye ba÷ka bir yere gidiyor. Belki bu Türkiye’de sendika ya hiç olmayacak ya da herkes sendikal olacak, bunu bugünden bilemem. Bugün geldiôimiz noktada memurlarn sendikas var, benim mesleôe ba÷ladômda bunu hayal etmek bile zordu. Buradan bakarsan sendikal hareket geli÷mi÷tir diyebiliriz. Ama diôer yandan bakarsan sendikalar büyük oranda güç kaybetti, etkileri çok azald. Artk ba÷ka bir Türkiye var, ba÷ka bir ekonomi var, ekonominin farkl dinamikleri var. Bu globalle÷me denen ÷ey her ÷eyi deôi÷tiriyor. Çevreni de, bahçeni de, evini de, bindiôin arabay da deôi÷tiriyor. Tabii i÷ ili÷kilerini, sendikal hayatn da, siyasi partini de deôi÷tiriyor. Artk herkes, her ÷ey birbirine benzer hale geldi. Artk senin kendi dinamiklerin yok. õ÷te bu yeni dinamikler çerçevesinde sendikalar veya i÷çi hareketi ba÷ka bir ÷eye dönü÷tü. 1980’li, 1990’l yllarn sendikal hareketi yok artk, onun aôrlô yok. Bu çerçevede medyann olaya bak÷ farklla÷t. Çünkü medya, dediôim gibi bir ayna, olan biteni yanstyor. Bir de tabii medyann da kendi iç dinamikleri, ekonomisi deôi÷ti, patronlar deôi÷ti. Gazeteci patron yok artk. Ben mesleôe ba÷ladômda gazeteci patronlar vard, gazeteci aileden gelen, i÷i sadece gazetecilik 65 olan patronlar vard. öimdi uluslararas baôlantlar da olan bamba÷ka patronlar var. Uluslararas bir ÷irket Türkiye’de yayn organ sahibi olduôunda, onun medyaya, gazeteye, gazete emekçisine, matbaa i÷çisine bak÷yla Erol Simavi’ninki ayn olur mu? Ben sendikalydm Hürriyet’te çal÷rken. Hürriyet’te toplu i÷ sözle÷mesi en son imzalanrd. Erol Bey “Diôerleri ne verdiyse siz üç puan, be÷ puan fazlasn verin” derdi. Toplu sözle÷me görü÷mesi en ksa Hürriyet’te sürerdi. öimdi böyle bir patron olur mu? öimdiki patronun derdi kar maksimizasyonu. Siz spor programndan, haber programna birçok program yapyorsunuz. Ayrca idari göreviniz de var. Bütün bunlara nasl yetiçiyorsunuz? 66 Çünkü severek yapyorum. Asl i÷im tabii ki yöneticilik ve bu ciddi, aôr bir yük. Bu aôr yükün altndan kalkmak için baz yerlerde nefes almak lazm. Biraz i÷in tadn çkarmak lazm. Çünkü yöneticilik tatsz bir i÷tir. õster kamuda ister özel sektörde olun bir sürü insanla uôra÷rsnz. Bir sürü denge vardr ve bunlar insan ezen ÷eylerdir. Böyle anlarda nefes almak lazm. Benim için bu nefeslerden bir tanesi spordur. Beni tanyanlar bilirler, sporun çok içinde biriyim. Spor haberciliôi, spor yaynclô yapmadm ama en az onlar kadar hep i÷in içindeydim. Yllardr Fenerbahçe Kongre üyesiyim. Programmn ismi “Futbol Her öeydir”. Bu biraz benim futbola bak÷ açmla ilgili bir ÷ey. Ben, Ylmaz Vural ve õlhan Mansz yorumcu, õlknur Ertugay moderatör. Bu i÷i iyi yaptôm dü÷ünüyorum. Düzgün bir program yapyoruz. Pek çok futbol yorumcusundan daha iyi yorum yaptôm iddia edebilirim. Bu benim için hem mesleki bir tutku hem de dediôim gibi hayattan biraz zevk alabilmemi saôlayan bir ÷ey. Yllardr böyle. Buradaki görevimin gereôi olarak haftada bir ak÷am “Konu÷acak Çok öey Var” isimli, birazck Türkiye siyasetini tart÷tômz, konu÷tuôumuz bir program yapyorum. Orada da üç ki÷iyiz. Hüseyin Yayman Hoca ve Nuray Babacan var Hürriyet’ten. õlk ba÷ladômzda müthi÷ keyifli bir i÷ de yaptm açkças. Ayasofya Ba÷kan Haluk Dursun ile bir sohbetimiz srasnda fark ettim ki, õstanbul’u aslnda bilmiyoruz. Bilmediôimiz çok õstanbul var. Haluk Hoca da bunu iyi bilen isimlerden biri. “Hocam gel seninle õstanbul sokaklarna çkalm. Ben õstanbul’u bilmeyenlerin sözcüsü olaym. Sana sorular soraym, sen de bize õstanbul’u anlat” dedim. Her biri onar dakika, yirmi alt bölüm “õstanbul’u Ya÷amak” isimli bir program yaptk. Ama ne benim ne de hocann vakti yetmedi sürdürmeye. Yirmi alt bölümde kaldk. Sonuç itibariyle ÷unu söylemeye çal÷yorum. Eôer i÷inizi seviyorsanz, keyif alyorsanz, vakit bulursunuz, güç bulursunuz, enerji bulursunuz. takmlar da önemsemeniz, empati kurmanz, kendinizi onlarn yerine koymanz. Ben Galatasaray iyi oynayp da yenildiôinde üzülebiliyorsam sorun yok. Önemli olan futbolu sevmektir. Kendi tuttuôun takm kadar futbolu sevmektir. Ben tarafszm diyen hiç kimseye de inanmyorum. Tarafsz olabilmek mümkün deôil ki… Bir röportajnzda “Hayatta neden vazgeçemezsiniz” diye sormuçlar. “Yaynclktan, habercilikten vazgeçerim ama Fenerbahçe’den vazgeçemem” demiçsiniz. Yaynclk ve habercilik bir meslek, ama öbürü bir tutku. õnsan tutkularndan vazgeçemez. Deniz, balk benim için bir tutku. Nasl vazgeçeceksiniz tutkulardan? Ama mesleôinden vazgeçebilirsin. Yaynclk benim için bir meslektir, tutku deôildir ama Fenerbahçeli olmamay dü÷ünemiyorum. Ayn zamanda Gençlerbirliôi kongre üyesiyim. Ben Gençlerbirliôi’ni de çok severim. Sevdiôim ba÷ka takmlar da vardr. Çünkü futbolu seviyorum. Fanatik bir Fenerbahçeli olduäunuzu biliyorum. Yaptänz spor programnda tarafsz davranabiliyor musunuz? Geçmiçe dönüp baktänzda bu konuda bir iç yapmç olmay tercih eder miydiniz? Üç yl önce ilk programda, Fenerbahçeli olduôumu söyledim. “Ben Fenerbahçeliyim, hayata birazck oradan bakyorum” dedim. Hiçbir zaman “Ben tarafszm” iddiasnda deôilim, olmadm. Ama hep ÷u iddiadaym: “Ben Fenerbahçeliyim, hayata Fenerbahçe cephesinden bakyorum. Ama Galatasaray, Be÷ikta÷, Trabzonspor dü÷man deôilim.” Çok empati yapyorum. Fenerbahçe ancak bu diôer takmlarla var. Bunu bilirseniz taraf olmanzn, hiçbir sknts yok. õlk yl yorumcularmzdan biri Hasan öa÷’t. Hasan öa÷ “Ben tarafszm” diyebilir mi? Rdvan Dilmen diyebilir mi? Deseler kim inanr? Ama tarafsz olmanz gerekmiyor zaten. Olmanz gereken diôer Ankaral olarak buna çok fazla ÷ansm yoktu. Mesela õstanbullu bir gazeteci olsaydm, mesleôe ba÷larken spor servisinde ba÷layabilirdim, öyle bir ÷ansm olabilirdi. Ama Ankara’da baktm o zamanki en büyük gazetelerde bile Ankara bürosunda bir spor muhabiri vard. Belli ki Ankara’da spor muhabiri olsan da siyasi spor haberciliôi yapacaksn. Bu da benim istediôim ÷ey deôildi. O yüzden ben polis, adliye muhabirliôi ile ba÷ladm gazeteciliôe. Ama õstanbul’da olsaydm spor muhabirliôi hiç tereddütsüz ba÷layacaôm aland. Burada siyasi haberciliôi sevmediôim anlam da çkmasn. Sevmesem yapamazdm. Yirmi yl boyunca Türkiye’yi yönetenlerin yanndaydm. B ASI N AÇI K L A M A L A RI “SAĂLIK EMEKÇĄLERĄ YAąAMIMIZIN GÜVENCESĄDĄR” TÜRK-õö Yönetim Kurulu, 14 Mart Tp Bayram nedeniyle bir açklama yapt. Açklamada, ÷öyle denildi: “Ülkelerin en önemli geli÷mi÷lik göstergelerinden biri, saôlk alannda verilen hizmetlerin kalitesi olduôu kadar saôlk alannda görev yapan emekçilere hak ettiôi biçimde sahip çkabilme kabiliyetidir. Bugün ülkemizde, saôlk emekçileri önemli maôduriyetler içindedir. ‘õnsan onuruna yak÷r i÷’ kavram saôlk emekçileri için de hayata geçirilmemekte, ya÷ammzn güvencesi saôlk emekçileri mesleklerinin deôersizle÷tirilme endi÷esi ile ciddi skntlar ya÷amaktadr. Hükümet, saôlk çal÷anlarnn taleplerine kulak vermeli, insan hayat için fedakarca çal÷an saôlk emekçilerinin maôduriyetleri bir an önce giderilmelidir. TÜRK-õö, tüm saôlk emekçilerinin 14 Mart Tp Bayram’n kutlamakta, bu vesileyle, emekçilerin haklarnn hiçe saylmadô bir Türkiye özlemini dile getirmektedir.” “BAąIMIZ SAĂOLSUN” TÜRK-õö Yönetim Kurulu, 16 Mart 2012 günü Afganistan’da gerçekle÷en elim kaza ile ilgili bir açklama yapt. Açklamada ÷unlara yer verildi: “Afganistan’da Türk askerlerini ta÷yan bir helikopterin, ba÷kent Kabil’deki iki katl bir eve çarptôn ve kazada dokuzu subay, ikisi astsubay, biri uzman çavu÷ 12 Türk askerinin ÷ehit olduôunu büyük bir üzüntüyle öôrenmi÷ bulunuyoruz. Bu ac olayda kaybettiôimiz vatan evlatlarna Allah’tan rahmet, Türk Silahl Kuvvetlerimize, milletimize, ÷ehitlerimizin ailelerine ve yaknlarna ba÷saôlô ve sabr dileklerimizi iletiyoruz.” ÇANAKKALE ZAFERĄ MESAJI TÜRK-õö Yönetim Kurulu, Çanakkale Zaferi’nin yldönümü nedeniyle 17 Mart 2012 günü bir mesaj yaymlad. Mesajda ÷u görü÷lere yer verildi: “Kasm 1914 ve 18 Mart 1915 tarihleri arasnda Çanakkale Boôaz’nda cereyan eden bir dizi deniz sava÷, Türk tarihinin en ÷erefli sayfalarn dolduran birer zafer destandr. Çanakkale Zaferini, büyük Türk Ulusuna, Atatürk gibi dahi bir lider hediye etmi÷tir. Türk baômszlk sava÷ Çanakkale’nin sularnda, Conkbayr’nda ve Anafartalar’da verilen mücadele üzerine ÷ekillenmi÷; bu zaferler Türk Kurtulu÷ Sava÷nn mayas olmu÷tur. Dünya tarihine mal olmu÷ bu büyük zaferle, Türk Milleti vatan topraklarna nasl sahip çktôn en anlaml bir ÷ekilde göstermi÷tir. öehitleri Anma Günü olarak da kutlanan bu anlaml günde, bu zaferi bize armaôan eden Mustafa Kemal Atatürk’ü saygyla anyor, Çanakkale sava÷larnda canlarn baômszlk ve vatan için feda eden kahramanlarmz rahmetle, ÷ükranla yad ediyoruz. Türk Ulusu, bu dirili÷i gerçekle÷tirenleri asla unutmayacaktr.” ULUSAL EGEMENLĄK VE ÇOCUK BAYRAMI KUTLU OLSUN TÜRK-õö Yönetim Kurulu, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayram nedeniyle bir mesaj yaynlad. Mesajda ÷unlara yer verildi: “Mustafa Kemal Atatürk’ün, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açldô günü bayram olarak çocuklara armaôan etmesi, çocuklara verdiôi deôerin ve duyduôu güvenin en büyük göstergesidir. Türkiye, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayram’n karde÷lik, sevgi, bar÷ içinde bir dünya ve Türkiye özlemi içinde kutlamaktadr. 92 yl önce Türkiye Büyük Millet Meclisi, büyük zorluklarn ya÷andô bir dönemde açlm÷, bu ba÷langç, ülkenin geleceôini aydnlatan anlaml ve önemli bir dönüm noktas olmu÷tur. Türkiye Büyük Millet Meclisi aldô kararlarla toplumun bar÷, huzur ve güvenlik içinde ya÷amas, geli÷mesi, çaôda÷la÷mas ve demokratikle÷mesini amaçlam÷, vatanda÷larmz Cumhuriyetle yurtta÷ konumuna yükselmi÷, demokratik bir ortamda hak ve özgürlükleri kullanabilmenin bilinci giderek yaygnla÷m÷tr. Çocuklarmz, bar÷n, sevginin, umudun ve karde÷liôin temsilcileri, aydnlk yarnlarmzn güvencesidir. Çocuklarn sevgi ve ho÷görü dolu bir ortamda yeti÷tirilmesi, yeteneklerinin geli÷tirilmesi, beklentilerinin kar÷lanmas, sorunlarna çözüm bulunabilmesi ve umutlarnn canl tutulabilmesi, geleceôine yön verecek güçte bireyler olarak toplumsal ya÷amda yer alabilmeleri temel amacmz olmaldr. Çocuklarmzn, uygarlôn tüm ürünlerinden yararlanarak en iyi biçimde yeti÷mesi amacyla gösterilen çabalar, aydnlk yarnlarn kurulmasyla e÷deôerdir. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayram’n kutluyor, tüm çocuklarmza ve yurtta÷larmza esenlikler diliyoruz.” 67 68 Kriz Dönemlerinde Devletin Görevi Ąstihdam OluĆturmaktr Dr. Hasan PEKDEMĄR Türkiye Denizciler Sendikas Genel BaĆkan B ilindiôi gibi, bir ülkenin en önemli makro politikalarndan biri i÷sizlikle mücadeledir. Devleti yönetenler esas olarak insanlarn yani vatanda÷larnn mutluluôu için vardr. õ÷sizliôin yüksek olmas, yani toplumlarn gelir elde edememe- si, her türlü huzursuzluk, karga÷a ve anar÷i olu÷masna zemin hazrlar. Ülkemiz yllar itibariyle büyümektedir. 2007 ylndan itibaren dünyay etkisi altna alan ekonomik krizden en az etkilenen ülkelerden birisi olarak gösteriliyoruz. Ama gerçeôinde öyle mi? Buna bir göz atmakta yarar vardr. Bir ülkede ekonomi büyüyorsa; istihdamn da ayn oranda artmas gerekmez mi? Ba÷ka bir ifadeyle i÷sizlikte bir azalma olmas gerekmez mi? Ancak Türkiye son yllarda ortalama yüzde 7-8 büyürken i÷sizliôin azalmadô, tam tersine arttô görülmektedir. (Her ne kadar TÜõK’in rakamlar bunun aksini söylüyorsa da bunu ileriki paragraflarda açklayacaôm.) Demek ki büyüme insan odakl deôil, yani ithalata dayal bir büyüme modeli ya÷amaktadr. Zira ihracat bir artyorsa ithalat iki artmaktadr. Üretime dayal iç ekonomiyi harekete geçirecek bir büyümeden õrlanda’dan daha iyi olduôumuz dü÷üncesi ile kimileri tarafndan övünç kaynaô olu÷turmaktadr. Halbuki gerçek bu deôildir. õ÷sizlik orann bulabilmek için i÷siz saysnn i÷gücü saysna bölünmesi gerekmektedir. Esas olan ülkemiz açsndan irdelenmesi gereken i÷gücüdür. Genel anlamyla 15 ya÷ ve üzeri ya÷ grubundan, emeôini i÷gücü piyasasna arz edenlere “i÷gücü” denir. Ülkemize baktômzda i÷gücü yani emeôini piyasaya sunanlarn oran yüzde 50’lerde kalmaktadr. AB ortalamalar ise yüzde 60’n üzerindedir. Gerçek anlamda i÷siz olup da i÷ bulma umudunu yitirenler ve ev kadnlar i÷ aramadklarndan, önemli bir yekün tuttuôundan bunlar i÷siz snfna girmezler. Oysa AB’de ev kadnlarnn önemli bir kesimiyle diôer kesimler i÷ piyasasna emeôini arz etmektedir yani i÷gücü Türkiye’ye göre oldukça yüksektir. Bizdeki durum da Avrupa Birliôi’ni emsal alacak olursak ülkemizdeki gerçek i÷sizliôin yüzde 25’lerden az olmadôn görmü÷ olacaôz. söz etmek mümkün deôildir. Aslnda sendikalarn esas görevlerinden birisi de istihdam ve i÷sizliôi önleme politikalar olmaldr. Aksi halde sadece belli bir üye grubuna toplu i÷ sözle÷meleriyle çkar saôlayan, çkar örgütleri olmaktan öteye gidemezler. Türkiye’de 2011 yl itibariyle i÷sizliôin yüzde 10’a gerilediôi iddia edilmektedir. Bu durum bir nevi AB ortalamalar ile örtü÷mektedir. Zira õspanya, Yunanistan, Portekiz, Bu anlamda sorgulanmas gereken bir diôer husus da 1995 ylnda AB ile yaplan Gümrük birliôi anla÷masdr. Önümüzdeki dönemlerde küçülen dünya ekonomisinde ülkemizin ihracatta da önemli ölçüde duraôanlk ya÷anacaô gözlemlenebilmektedir. Zira ihracatmzn yüzde 50’ye yaknn Avrupa Birliôi’ne yapm÷ olduôumuzdan AB de ekonomik krizden ciddi anlamda etkilendiôi için, görünen o ki eskisi gibi AB’ye mal satamayacaôz. Bu durumda AB d÷ ülkeler ile yeni ticari anla÷malar yapmak zorundayz. Önümüze çkacak en büyük engel AB ile yapm÷ olduôumuz Gümrük birliôi anla÷masdr. Bu anla÷maya göre; AB d÷ndaki bir ülke AB ile yapm÷ olduôumuz anla÷ma gereôi Türkiye AB ülkesi olmadô için Türkiye ile ayrca gümrük indirimi yoluna gitmeyecektir. Türkiye’ye kar÷ kendini korumak için Türk maln alrken vergi indirimi yapmamakta, iç pazarn korumaktadr. Halbuki ayn ülkeden Türkiye mal aldônda bu anlamda Türkiye AB gibi addedildiôinden dolay Türkiye vergi indirimi yapmakta, iç pazarn koruyamamaktadr. Dolaysyla istihdam artrmaya yönelik olarak yukarda da ifade edildiôi gibi 6 Mart 1995 gününde AB ile imzaladômz Gümrük birliôi anla÷masnn gözden geçirilmesinin yararl olacaô kanaatini ta÷maktaym. Yukarda da söz ettiôim gibi, devletin en önemli, hele kriz dönemlerinde makro politikalarndan birisini istihdam olu÷turmaktadr. Bilindiôi gibi ülkemiz üç taraf denizlerle çevrili ama denizden çok az nasibini alm÷ bir ülke durumundadr. 854 Sayl Deniz õ÷ Yasas, gemilerde çal÷an gemi adamlarn (deniz i÷çisi) kapsamaktadr. Gemi adamlarnn her gemideki saylarn belirleyen Gemi Adamlar Yönetmeliôi ve Yönergesi vardr. Bu Yönergeye göre; her bir gemide geminin sefer bölgesi, tonaj ve ta÷dô yükün cinsine göre kaçar gemi adam çal÷acaô belirlenmi÷tir. Buna göre, Denizcilik Müste÷arlô’nda kaytl irili ufakl ortalama 10 bin geminin var olduôunu kabul edersek yönergede yaplacak bir deôi÷iklik ile birer ki÷i fazla çal÷trma zorunluluôu getirilirse 10 bin ki÷i istihdama katlm÷ olur. Dolayl yönlerden 50 bin ki÷ilik bir nüfusu mutlu etmi÷ oluruz. õ÷sizliôe de ksmi de olsa bir katk saôlanm÷ olur. Ayn zamanda bu durum sosyal devlet ilkesinin bir gereôidir. Dolaysyla hem devlet makro politikasn yerine getirmi÷ olur, hem de Türk endüstriyel ili÷kiler içerisinde önemli bir yer tutan sendikalara önemli bir kaynak olu÷turur. Sonuç olarak; sendikalar ele÷tirel gözle bakan kurumlardr. Ancak bunun yannda yol gösterici niteliôinde projeler sunarak i÷sizliôe katk sunmaldrlar. 69 Sosyal Güvenlik ĄĆ Saălă ve Güvenliăi Kanunu Tasars õ ÷ Saôlô ve Güvenliôi Kanunu Tasarsnn TBMM Saôlk, Aile, Çal÷ma ve Sosyal õ÷ler Komisyonunda görü÷ülmesine ba÷land. Konfederasyonumuz temsilcileri Komisyon ve Alt Komisyon toplantlarna katlarak görü÷ ve önerilerimizi anlatt. TÜRK-õö’in görü÷ ve önerilerinin sunumunda, i÷ saôlô ve güvenliôine ili÷kin mevzuatn tüm i÷yerlerinde uygulanmas, kamu i÷yerlerinin i÷ saôlô ve güvenliôi hizmetlerini satn almayarak üretmeleri, Sosyal Sigortalar ve Genel Saôlk Sigortas Kanunu uyarnca i÷çiler adna, ödenen ksa vadeli sigorta kollar primlerinin amac d÷nda, 10’dan az i÷çi çal÷tran i÷yerlerini desteklenmesinde kaynak olarak kullanlmamas, i÷çilerin reform ad altnda yaplan düzenlemelerle geriye götürülen sosyal sigorta haklarnn tekrar geri verilmesinde kullanlmas, i÷ saôlô ve güvenliôi hizmetini verecek olan i÷yeri hekimleri ile i÷ saôlô ve güvenliôi uzmanlarna sendika i÷yeri temsilcilerine benzer i÷ güvencesi saôlanmas, i÷ saôlô ve güvenliôi hizmetlerinin yürütümünün ve denetiminin sosyal taraflarn temsil edildiôi özerk bir yönetimle saôlanmas, Kanun Tasarsnn yürürlük tarihinin ötelenmeyerek ivedilikle kanunla÷trlmas ve yürürlüôe konmas konularnn alt çizildi. 70 Yardmc Üreme Yöntemi Tedavilerinden Yararlanma KoĆullar Ç ocuk sahibi olmayan sigortallar yardmc üreme yöntemi tedavilerinden yararlanabilmeleri olanakl. Ancak bu tedavilerden yaralanabilmek için Yasada belirtilen ko÷ullarn bulunmas zorunlu. Buna göre; Evli olmakla birlikte çocuk sahibi olmayan genel saôlk sigortals kadn ise kendisinin, erkek ise karsnn; Yaplan tbbî tedavileri sonrasnda normal tbbî yöntemlerle çocuk sahibi olamadônn ve ancak yardmc üreme yöntemi ile çocuk sahibi olabileceôinin Kurumca yetkilendirilen saôlk hizmet sunucular saôlk kurullar tarafndan tbben mümkün görülmesi, 23 ya÷ndan büyük, 39 ya÷ndan küçük olmas, Son üç yl içinde diôer tedavi yöntemlerinden sonuç alnamam÷ olduôunun Kurumca yetkilendirilen saôlk hizmet sunucular saôlk kurullar tarafndan belgelenmesi, Uygulamann yapldô tbbî merkezin Kurum ile sözle÷me yapm÷ olmas, En az be÷ yldr genel saôlk sigortals veya bakmakla yükümlü olunan ki÷i olup, 900 gün genel saôlk sigortas prim gün saysnn olmas gerekli. Celal TOZAN [email protected] Kurum Ksa Mesajla Hizmet Vermeye BaĆlad S osyal Güvenlik Kurumu, sigortallara, emeklilere, bunlarn e÷ ve çocuklar ile dul ve yetimlere SMS ile hizmet vereceôini daha önce açklam÷t. Kurum sitesinden yaptô duyuru ile “SMS Bilgilendirme Servisinin” hizmete girdiôini belirtti. SMS Bilgilendirme Servisi, ilgililere ÷ahsi ödemeler, çölyak ödemeleri, sigortal tescilleri, sigortallarn i÷ten ayrl÷lar, i÷çi ve baômsz çal÷an sigortallara yaplacak toptan ödeme, memurlara yaplacak ikramiye ödemesi, i÷çi ve baômsz çal÷anlarn geçici i÷ göremezlik ve emzirme ödemeleri memurlar ile baômsz çal÷an sigortallarn aylklarnn baôlanmas, i÷çilerin hizmet borçlanmas, emekli ödemeleri konularnda sigortallarn cep telefonlarna ksa mesajla bilgi verecek. Bu hizmetlerden yararlanmak isteyen sigortallar bilgisayardan http://app2.sgk. gov.tr/Ileti÷imBilgileri/jsp/Ileti÷imBilgileriSorgula.jsp adresinden cep telefon numaralarn kuruma iletecek. Ancak telefon üzerine kaytl olan ki÷inin TC Kimlik numaras ile kurumdaki numarasnn ayn olmas gerekli. Reçeteler Bilgisayar Ortamnda Düzenlenecek S osyal Güvenlik Kurumu, sigortallar ile geçindirmekle yükümlü olduklar aile bireylerinin, bilgisayar ortamnda düzenlenecek reçete ile ilaçlarn almalarna olanak saôlayacak program tamamlad. E-reçete uygulamasna 1 Temmuz 2012 tarihinden itibaren Eski÷ehir’de ba÷lanacak. Eski÷ehir’de yaplacak pilot uygulama, tüm illere yaygnla÷trlacak. Sigortal hasta muayenesinden sonra istediôi eczaneden, TC kimlik numarasnn kaytl olduôu kimlik belgesini göstererek ilaçlarn alacak. E-reçete uygulamas ile önemli ölçüde kaôt harcanmasnda tasarruf saôlayacaô gibi hastalarn reçetelerini dü÷ürmesi, kaybetmesi gibi sorunlarda ortadan kalkacak. 71 “Ulusal Rekabet Gücünün Artrlmas” Enis BAĂDADĄOĂLU TÜRK-Ąą AraĆtrma Müdür Yardmcs [email protected] T 72 ürkiye’de 2012-2014 yllarn kapsayan dönemde uygulanacak makroekonomik politikalar belirleyen Orta Vadeli Programn temel amac, ülkemizde büyümeyi sürdürmek, cari i÷lemler açôn azaltmak ve böylece istikrar saôlamak olarak açklanm÷tr. “Büyüme ve õstihdam” ba÷lô altnda “büyümenin istikrarl bir biçimde devam etmesi, istihdam desteklemesi ve potansiyel hzn yakalamas amacyla para, maliye ve gelirler politikalarnn koordinasyon içerisinde yürütülmesi” öngörülmekte; “i÷gücü piyasasnn esnekliôini ve i÷gücünün niteliôini yükseltecek düzenlemelerin” hayata geçirileceôine vurgu yaplmaktadr. Siyasal iktidar tarafndan gündeme getirilmek istenen “Ulusal õstihdam Stratejisi” de benzeri bir amac çk÷ noktas yapmakta ve “ülkemiz i÷gücü piyasasnn yapsal sorunlarn çözmek, orta ve uzun vadede büyümenin istihdama katksn artrarak i÷sizlik sorununa yönelik kalc çözümler geli÷tirmek” görü÷ü savunulmaktadr. Stratejinin temel hedef ve ilkelerinin dayandô politika çerçevesi, esas olarak rekabet gücünün artrlmasdr. Ulusal rekabet gücünün artrlmas temelinde “i÷letmelerin rekabet gücünün gözetilmesi önemli” olarak kabul edilmektedir. Yakla÷m bu ÷ekilde ortaya konulunca, stratejide yer alan durum tespitinde “i÷gücü piyasas katlklar ülkemizin rekabet gücünü ve istihdam olumsuz etkilemektedir” görü÷ü ve buna dayanarak i÷gücü piyasasnda olu÷turulmak istenen “esneklik” uygulamalar yerine oturmaktadr. Emek piyasalarnn etkinliôi bir ülkede uygulanan ekonomik ve sosyal politikalarn önemli bir göstergesidir. Firmalarn, sektörlerin ve giderek tüm ülkenin rekabet gücünün artrlmasnda be÷eri sermayenin önemi büyüktür. Ulusal rekabet gücünün artrlmas -ku÷kusuz- toplumu olu÷turan tüm kesimlerin üzerinde anla÷acaklar temel bir amaç olmaktadr. Ancak bu amac, ülkenin iktisaden dar ve sabit gelirli kesimlerinin ya÷ama ve çal÷ma ko÷ullar geriletilerek, ülkenin refah artarken çal÷anlarn gelir düzeylerini dü÷ürerek, istihdam güvencesini ortadan kaldrarak gerçekle÷tirmek mümkün müdür? Bunu saôlamak -bir an için- mümkün olsa bile, bunu sürdürebilmek, i÷ bar÷n ve sosyal bar÷ korumak, demokratik bir yapda nasl olacaktr? Türkiye’nin temel sorunu, saôlanan ekonomik büyümeye raômen insana yak÷r yeni ve yeterli istihdam imkanlar saôlanmasnda çekilen güçlüktür. Türkiye’de i÷sizliôin konjonktürel deôil yapsal olmasdr. Her alanda olduôu gibi emek piyasalarnn etkinliôinin artrlmasnda, anlk ve ksa vadeli yakla÷mlar yerine, orta ve uzun vadeli tedbirleri içeren bütüncül politikalarn benimsenmesi gerekmektedir. Bu yönde ortak bir anlay÷ olu÷turulmasna büyük ihtiyaç bulunmaktadr. Ancak bu yaplrken, ya÷am mücadelesi veren, geçimini sürdürebilmenin aray÷ içinde olan i÷sizlerin umudu ve çaresizliôi istismar edilmemelidir. Emek piyasasnn etkinliôinin saôlanmas yoluyla rekabet gücünün artrlmas için uygulanacak politikalar, dikkatle deôerlendirilmesi ve diyalogla sosyal taraflar arasnda görü÷ birliôi saôlanmas gereken konularn ba÷nda gelmektedir. Üretim faktörlerini en geni÷ tanmyla emek ve sermaye olarak ayrmak mümkündür. Üretimin geçekle÷tirilmesi ve miktar, bu faktörlerin etkin kullanmna, niteliôine ve organizasyonuna baôl olarak deôi÷mektedir. Ksa dönemde üretimdeki deôi÷meler tamamen i÷gücünün nitelik ve niceliôine baôlanmaktadr. Bu çerçevede ülkede kullanlabilecek i÷gücü miktar toplam üretimi ve kalitesini belirleyen temel bir unsur olarak ortaya çkmaktadr. Ülkede uygulanacak istihdam politikasnn temeli ve çerçevesi, Uluslararas Çal÷ma Örgütü (ILO) tarafndan tanmlanan “insana yak÷r i÷” kapsamnda olmaldr. Çal÷anlarn yoksulluôu ve yoksunluôu temelinde istihdam sorununa çözüm bulunmas doôru ve kabul edilebilir bir yakla÷m deôildir. Sendikal hak ve özgürlüklerin kullanldô, sosyal güvenlik hakknn var olduôu, çal÷ma ko÷ullarnn saôlkl olduôu, i÷çi-i÷veren arasnda sosyal diyalogun kurulduôu ve saôlkl i÷letildiôi bir istihdam politikas esas olmaldr. Uluslararas rekabet gücü, emek maliyetini daha da dü÷ürerek, i÷- gücü piyasasnn esnekliôini daha da artrarak saôlanamaz. Ekonomik krizi, kaytd÷ istihdamn yaygnlôn, i÷gücü piyasasnn ikili yapsn, i÷sizliôi gerekçe yaparak çal÷anlarn ya÷ama ve çal÷ma ko÷ullarn daha da geriletmeyi amaçlayan yakla÷mlara itibar edilmemelidir. ldr. õ÷gücü piyasasnda çal÷anlarn sürekliliôine ihtiyaç vardr ve bunun verimlilik için gerekli bir unsur olduôu kabul edilmektedir. õ÷çiler, i÷lerini korumak kar÷lônda istihdam güvenliôinden vazgeçmek durumunda deôildir. õ÷ güvenliôini üst düzeyde korumak gerekmektedir. Ülkenin en önemli sorunu olan be÷eri sermayenin etkin kullanlmas önem ta÷maktadr. Ancak bu kapsamda yaplacak düzenlemelerin doôru, bilimsel ve objektif olmas, saôlanacak uzla÷mann temelini olu÷turacaktr. Emek piyasalarnn etkinliôini sadece “esneklik” temelinde saôlamaya çal÷mann uzla÷ma getirmeyeceôi açktr. Ekonomik reformlardaki neolibaral model her ÷eyi kapsamak istemektedir. Kuralszla÷trma bu çerçevede esneklik konusunda atlan bir admdr. Bu yakla÷m, i÷e giri÷ ve çk÷ kolayla÷trmak, çal÷ma sözle÷melerini çe÷itlendirmek, i÷sizlik ödemelerini azaltmak, çal÷ma kurallarn yeniden düzenlemek biçiminde dayatmalar gündeme ta÷maktadr. Esneklik konusundaki yakla÷m da çe÷itli istihdam sözle÷meleri, çal÷ma zamanlarnn düzenlenmesi, organizasyonda deôi÷iklik, i÷gücü maliyetini bozmak gibi unsurlarla desteklenmektedir. õ÷sizlerin istihdama katlmas için “çal÷an gelirlerinin dü÷ürülmesi ve çal÷anlarn sahip olduklar kimi haklardan mahrum braklmas” formülü üzerinde ÷ekillenen bir politika orta ve uzun vadede ülkemizin aleyhine geli÷ecektir. Küresel rekabette ba÷ar için ekonominin sosyal politikalarla ve koruyucu i÷ yasalaryla olu÷an yaps esneklik, serbestle÷me, kural azaltma düzenlemeleriyle deôi÷tirilmek istenmektedir. Küresel rekabet ortamnda ulusal ekonomilerin, i÷letmelerin varlôn sürdürmesi ve büyümesi için dü÷ük i÷gücü maliyeti ve dolaysyla i÷gücü piyasasnn daha da esnekle÷tirilmesi zorunlu mudur? Türkiye ko÷ullarnda bu sorunun cevab iyi dü÷ünülerek verilmelidir. Ülkemizdeki geli÷meleri deôerlendirirken; i÷gücü piyasasndaki deôi÷im, kayt d÷ istihdam, yeniden yaplanma ve özelle÷tirme, kuralszla÷trma, ta÷eronla÷trma, merkezi hükümetlerin deôi÷en yaps gibi sralanabilecek bir dizi unsur göz önünde tutulmaldr. Çal÷anlarn ya÷amlarn sürdürebilmek için bir i÷e ihtiyaçlar olduôu gerçeôi, hayatlarn esir almama- Çal÷ma Örgütü (ILO)’nün tanmlamasyla “çal÷an yoksullar” ekonomik kriz döneminde giderek aôrla÷an geçim ko÷ullar ile kar÷ kar÷ya kalm÷lardr. Bu olumsuz tabloya saylar giderek artacak istihdamda ve fakat dü÷ük gelirli çal÷anlar da eklendiôinde toplumsal huzuru tehdit eden bir yap kaçnlmaz olarak ortaya çkacaktr. Dolaysyla politika olu÷tururken, ülkenin istihdam ko÷ullar, çal÷ma hayatna ili÷kin koruyucu mevzuat ve ülkenin geli÷kinlik düzeyi dikkatle deôerlendirilmelidir. Sermaye birikimin yeterli olduôu, yeti÷mi÷ i÷gücünün bol sayda bulunduôu, çal÷anlarn geleceklerine güvenle bakabildiôi istihdam üretebilen ekonomilerle i÷ bulma umudunun snrl olduôu, istihdam üretemeyen bir ekonomiyi sadece belli konular bakmndan kar÷la÷trmak “adil” deôildir. Günümüzde esneklik kavramlarn taraflarn alglay÷ farkldr. Esneklik ile güvenceyi bir araya getirdiôi ileri sürülen “güvenceli esneklik” i÷veren açsndan snrsz bir esneklik imkan tanyan; i÷çi açsndan ise güvencesiz bir i÷ ya da en iyi ihtimalle özel istihdam bürolar araclôyla emeôini kiralama ya da i÷sizlik seçenekleri arasnda tercih yapmak zorunda brakldô bir süreç olarak alglanmaktadr. Bu kapsamda emek piyasasnn daha da esnekle÷tirilmesi, kuralszla÷trlmas deôil Uluslararas Çal÷ma Örgütü (ILO) standartlarnda bir i÷ güvencesinin i÷e iadeyi saôlayacak biçimde yeniden ve öncelikle düzenlenmesi öncelikli bir konu olmaktadr. õ÷ Kanununun yetersiz kalan i÷ güvencesine ili÷kin hükümleri gözden geçirilmeli, çal÷lan süre, i÷yerindeki i÷çi says gibi snrlamalar yeniden gözden geçirilmelidir. Esnek çal÷mann ve organizasyondaki deôi÷imin; çal÷ma saatlerini artrdô, gece çal÷ma, vardiyal çal÷ma, hafta sonu çal÷ma, esnek düzenlemeler ve uyumlu çal÷ma konusunda deôi÷iklikler getirdiôi bilinmektedir. Sosyal korumann doôru dürüst olmadô bir yapda kuralszla÷trma uygulanmas -az da olsabelki i÷ yaratmakta ve fakat çal÷anlar daha da yoksulla÷trmaktadr. Küreselle÷en dünya ekonomisinde rekabet “ucuz i÷gücü” üzerinden sürdürülemez. Ülkenin i÷sizlik oranlarndaki art÷lar i÷çileri dü÷ük ücretle, saôlksz ko÷ullarda, niteliksiz i÷lerde çal÷maya sürüklemektedir. Uluslararas õ÷çilik maliyetlerini dü÷ürme çabalarnn getirdiôi esneklik aray÷lar, çal÷anlar açsndan “örgütlenme hakk”, “toplu pazarlk hakk” ve “i÷ güvencesi” gibi baz sosyal haklarn, en azndan geni÷ bir çoôunluôu olu÷turan “çevre i÷çileri” açsndan kullanlmasn olanaksz klmaktadr. Türkiye’deki sendikal örgütlenmenin snrl olduôu bir yapda, örgütsüzlüôü daha da artracak uygulamalardan özenle kaçnlmaldr. 73 Uluslararas Sendikal Hareket “Türkiye Düzensiz ve Güvencesiz Ąstihdam Ulusal Konferans” U luslararas Kimya, Enerji, Maden ve Genel õ÷çi Sendikalar Federasyonu (ICEM), Uluslararas Metal (IMF) ve Tekstil (ITGLWF) Federasyonlar Haziran aynda gerçekle÷tirecekleri birle÷me öncesi; Ankara’da, düzensiz ve güvencesiz istihdam konulu ortak bir seminer düzenlediler. Seminere söz konusu Federasyonlarn Türkiye’deki üyeleri katld. Toplantnn açl÷nda TÜRK-õö Genel Ba÷kan ve ICEM õcra Kurulu üyesi Mustafa Kumlu bir konu÷ma yapt. Kumlu konu÷masnda özetle ÷unlar söyledi. 74 “(...) Hepinizin bildiôi gibi önümüzdeki Haziran aynda, Uluslararas Kimya, Maden ve Genel õ÷çi Sendikalar Federasyonu, Uluslararas Metal ve Tekstil Federasyonlar birle÷ecek ve INDUSTRIALL adn ta÷yan yeni bir uluslararas Federasyon kurulacak. Sanayi sektörünün büyük bir bölümünü temsil edecek olan bu güçlü örgüt Türkiye’den bugün 20, yarn daha fazla sendikay temsil edecek. Biz TÜRK-õö olarak, her zaman güçlü sendikalardan yana olduk. Bölünmü÷, daônk sendikal yaplarn ba÷ar ÷ansnn dü÷ük, hatta bugünün ÷artlarnda hiç olmadôn her frsatta dile getirdik. õki i÷çinin olduôu yerde örgütlenmeyi, iki sendikann olduôu yerde dayan÷may kutsal görevimiz kabul ettik. Bu vesileyle, uluslararas düzeyde gerçekle÷tirilecek bütünle÷menin Türk sendikalar arasndaki diyalog ve i÷birliôine de katkda bulunacaôna inandôm ifade etmek istiyorum. Düzensiz ve güvencesiz istihdam dediôimiz zaman Türkiye’de en ba÷ta deôinilmesi gereken konu kayt d÷ istihdamdr. Türkiye bir tarafta kaytl, düzenli, tam gün çal÷anlar diôer tarafta günlük, geçici ve düzensiz çal÷anlar olmak üzere açk bir ÷ekilde ikiye bölünmü÷tür. Kayt d÷ istihdam oran 2011 yl verilerine göre yüzde 42 civarndadr. Esas i÷lerinden dolay herhangi bir sosyal güvenlik kurumuna kaytl olmayanlarn says 9 milyon 772 bin ki÷idir. Bu ki÷iler sosyal korumadan ve emeklilik haklarndan mahrum kalmaktadr. õ÷sizlik orannn yüksek olmas ve yeterli istihdam olanaklarnn yaratlamamas, insanlar kayt d÷ çal÷maya zorlamaktadr. Türkiye, sosyal güvenlik sisteminin etkin çal÷amamas, kayt d÷ nedeniyle yeterli prim toplanamamas, sosyal güvenlik primlerinin yüksek olmas, ki÷ilerin maliyet hesab yaparak kayt d÷nda kalmay tercih edebilmesi gibi çkmazlarn içerisindedir. Kayt d÷ istihdam edilenlerden alnamayan vergi ve primler devlet açsndan ciddi kayplara neden olmakta, bu açk ba÷ta sendikal i÷çi ve i÷verenler olmak üzere düzenli ve kurall çal÷an ve çal÷tranlarn srtna yüklenmektedir. Bu durum ayn zamanda, i÷verenlerin sendikal ve düzenli çal÷an i÷çiye alternatif aramasna neden olmakta, sendika kar÷t giri÷imleri artrmaktadr. Sosyal güvenlik sisteminin etkin ve verimli çal÷masn saôlayacak ve kayt d÷ sorununu çözecek yeterli denetim ve caydrc yaptrm bulunmamaktadr. Kayt d÷nn bizim için en önemli sonuçlarndan birisi de yüzde 42’lik kesimin tamamen örgütlenemez konumda olmasdr. Kayt d÷nda insanlarmz saôlksz ve insan onuruna yak÷mayan ko÷ullarda, pazarlk gücünden yoksun, korumasz ve her türlü istimara açk bir ÷ekilde çal÷mak zorunda kalmaktadr. Kayt d÷ istihdam çal÷anlarn hayatn karartmakla kalmamakta, örgütlenmeyi engelleyerek ayn za- UăraĆ GÖK [email protected] manda sendikalarn diyalog ve yaptrm gücünü de olumsuz bir ÷ekilde etkilemektedir. Deôinmek istediôim bir diôer konu da son yllarda oldukça sk tart÷lan esnek çal÷ma modelleridir. Esnek çal÷ma yllarca Avrupa’da uygulanan bir model olarak bize dayatlm÷ ve ülkemizde de giderek yaygnla÷an bir uygulama haline getirilmi÷tir. Ancak, geli÷mi÷ ülkeler de dahil olmak üzere dünyada hiçbir ülke esnek çal÷mann ve ajans i÷çiliôinin yarattô sorunlar çözebilmi÷ deôildir. Sermaye birikimi fazla olan ülkeler esnek çal÷ma biçimlerinin yarattô sorunlar bir yere kadar tazmin ederek yollarna devam etmeye çal÷maktadr. Bugün bize gösterilmeye çal÷ldô gibi, esnek çal÷ma Avrupa’da önerilen bir model deôil, çözüm bekleyen maliyeti yüksek bir sorundur. Kald ki; Türkiye, bu maliyetleri kar÷layacak sermaye birikimini tamamlam÷, ki÷ilere her türlü güvenceyi saôlam÷ ve isteyen tercih ettiôi ÷ekilde daha az çal÷sn diyecek bir ülke konumuna gelmi÷ deôildir. Artan tart÷malar nedeniyle esnek çal÷ma bugün bize daha sempatik bir isimle “güvenceli esneklik” ÷eklinde sunulmaktadr. Esneklikle güvenceyi bir araya getirdiôi ileri sürülen bu kavram i÷veren açsndan snrsz esneklik alan yaratrken, çal÷an açsndan güvencesiz bir i÷, emeôini özel istihdam bürosu araclô ile kiralamak ya da i÷siz kalmak anlamna gelmektedir. Ksacas Türkiye’de esnekliôi, rekabet gücünü artrmak amacyla i÷gücü maliyetlerinin asgari düzeye indirilme- sinden ba÷ka bir ÷ey olarak görmek mümkün deôildir. Kayt d÷nn ortadan kalkmasn, tüm çal÷anlarn seslerini duyurabilmek ve insan onuruna yak÷r ko÷ullarda çal÷abilmek için sendikal olmalarn õstiyoruz. Tüm insanlarmzn i÷sizlik ve geçim kaygsndan arnmasn, sosyal güvenlik ve sosyal koruma ÷emsiyesi altnda aileleriyle birlikte huzur içerisinde ya÷amasn istiyoruz. õ÷gücü maliyetinin rekabet arac olarak kullanlmadô, emeôin mal gibi alnp satlmadô, sayg gördüôü bir düzen istiyoruz. Bu isteklerimizin gerçekle÷mesi için üzerimize dü÷en sorumluluôun bilincinde olduôumuzu ve bu noktada uluslararas sendikal hareket ile dayan÷ma içerisinde mücadelemizi sürdürdüôümüzü bilmenizi istiyorum.” 75 101. Uluslararas ÇalĆma Konferans 101. Uluslararas Çal÷ma Konferans, 30 Mays-15 Haziran 2012 tarihleri arasnda õsviçre’nin Cenevre kentinde toplanacak. Konferans’ta genç istihdam, adil küreselle÷me ve sosyal adalet, sosyal koruma zemini hakknda tavsiye karar hazrlanmas konularnda çal÷ma yaplacak. Konferans bünyesinde olu÷turulacak Standartlarn Uygulanmas Komitesi ise onayladklar ILO Sözle÷melerini uygulamayan ülkeleri gündemine alacak. 87 Sayl Sözle÷menin ihlali nedeniyle yllardr Standartlarn Uygulanmas Komitesinin gündeminde olan Türkiye, bu yl da görü÷ülmesi muhtemel ülkelerin bulunduôu uzun listedeki yerini koruyor. Ancak, Komitenin gündemine alnp alnmayacaôn; Hükümetin, memur ve i÷çilerin sendikal haklarn düzenleyen mevzuatta yaptô deôi÷iklikler belirleyecek. Hükümet, 30 Kasm 2011 tarihinde Komiteyi bilgilendirerek mevzuat Sözle÷me ile uyumlu hale getirmek amacyla Üçlü Dan÷ma Kurulu tarafndan Toplu õ÷ õli÷kileri Kanun taslaônn hazrlandôn ve 2012 ylnn ilk yarsnda kanunla÷trlacaôn bildirmi÷ti. Bu çerçevede; Komite, daha fazla geciktirmeden Hükümetin verdiôi bu sözü yerine getirmesini ve 87 Sayl Sözle÷meye aykrlklar ortadan kaldrmasn bekliyor. G20 Sendika Toplants G20 Ąstihdam ve ÇalĆma Bakanlar ĄstiĆare Toplants M eksika’da gerçekle÷tirilecek üçüncü G20 õstihdam ve Çal÷ma Bakanlar Konferans vesilesiyle en büyük 20 ekonominin sendika liderleri 16-17 Mays 2012 tarihlerinde Guadalajara kentinde bir araya geldi. Toplant vesilesiyle 15 Mays günü Meksika’da sendikal haklara dikkat çekmek amacyla bir etkinlik düzenlendi. 16 Mays günü ise Bakanlarla gerçekle÷tirilecek isti÷are toplantsna hazrlk amacyla bir günlük seminer düzenlendi. Hazrlk toplantsna ILO ve OECD Genel Direktörleri de katld. Bakanlarla gerçekle÷tirilecek isti÷are toplantsnda ba÷ta kemer skma politikalar ve sosyal haklardaki erozyon ele÷tirildi ve daha önceki G20 toplantlarnda verilen taahhütlerin yerine getirilmesi, çevreci yeni i÷ler yaratlmas, gelir daôlm adaletsizliôinin giderilmesi, mali i÷lemlere vergi konulmas, yoksulluôun giderilmesi, piyasalarn daha fazla esnekle÷tirilmemesi gibi talepler dile getirildi. 76 2000 Öncesi Emeklilere Yaplan Ąntibakn Kurallar Namk TAN TÜRK-Ąą AraĆtrma Müdür Yardmcs [email protected] A yn prim kazanc ve prim ödeme gün saysna sahip olan emeklilerin aylklarndaki e÷itsizliôi gidermeyi öngören intibakn ölçüleri belli olmu÷tur. 2000 öncesi emeklilerin yararlanacaô intibak ile gösterge deôeri ve prim ödeme gün says yüksek olanlarn intibak fark tutarlar da daha yüksek olacaktr. 2000 öncesi emekli olanlarn intibakn düzenleyen 6283 sayl Kanun yürürlüôe girmi÷tir. Buna göre, 1999 sonu güncellenmi÷ göstergeler, devlet memurlarna uygulanan 12 bin katsay ve prim ödeme gün saysna göre yeniden tespit edilecek aylk baôlama oranlar temel alnarak yeni bir intibak aylô hesaplanacak ve 2013 Ocak aynda uygulanacaktr. Aralk 1999 - Aralk 2012 dönemi intibak aylônn tespitinde izlenecek kurallar ÷u ÷ekilde belirlenmi÷tir. Aralk 1999 aylk: Gösterge x katsay (12000) x aylk baôlama oran (ABO) formülü uygulanarak hesaplanacaktr. 6283 sayl Kanunda, 2000 öncesi emekli olanlarn en büyük avantaj olan taban aylk baôlama oran olan yüzde 70 dikkate alnmam÷tr. Aylk baôlama orannn tespitinde; normal göstergeden emeklilerin 5000 prim ödeme günü kar÷lô yüzde 60, üst göstergeden emekli olanlarn derece ve kademelere göre farkllaçan yüzde 50-59.9 oranlar dikkate alnacaktr. Bu ÷ekilde belirlenen aylk baôlama oranlar; 5000 günden fazla olanlarn her 240 gün için 1 puan artrlr. 5000 günden eksik olan her 240 gün için bir puan eksiltilir. Aylk Baälama Oran Örnek 1: Yukardaki kurallara göre, gösterge tablosundan 3600 prim ödeme günü olanlarn aylk baôlama oran yüzde 54, 5000 prim ödeme günü olanlarn yüzde 60, 7400 prim ödeme günü olanlarn yüzde 70, 9000 prim ödeme günü olanlarn yüzde 76 olarak dikkate alnacaktr. Aylk Baälama Oran Örnek 2: Üst gösterge tablosundan emekli olanlarn derece ve kademesine göre aylk baôlama oranlarnda farkllk olmaktadr. Örnek vermek gerekirse; 12575 göstergesi ve 3600 prim ödeme günü olanlara yüzde 49, 5000 prim ödeme günü olanlara yüzde 55, 7400 prim ödeme günü olanlara yüzde 59, 9000 prim ödeme günü olanlara yüzde 71 aylk baôlama oran uygulanacaktr. 15.175 göstergesi ve 3600 prim ödeme günü olanlara yüzde 44, 5000 prim ödeme günü olanlara yüzde 50, 7400 prim ödeme günü olanlara yüzde 60, 9000 prim ödeme günü olanlara yüzde 66 aylk baôlama oran uygulanacaktr. Üst göstergenin derece ve kademelerine göre, aylk baôlama oranlar kendi içinde farklla÷maktadr. Bu ölçülere göre ilk intibak aylô Aralk 1999 tarihi için belirlenecek. Hesaplanan bu aylk 2000-2012 döneminde 6283 sayl kanunda belirlenen art÷larla yürütülecektir. Buna göre; 1999/Aralk ay itibariyle hesaplanan aylk, 1999/Aralk ay TÜFE art÷ oran yüzde 5,9 arttrlacaktr. 2000 - 2007 döneminde yllk TÜFE artç oranlar ve GSH’nin yüzde 75’i karçlä olarak Kanunda belirlenen ve ortak çarpan olarak deôerlendirilen 7.133265 ile çarplarak 2008/Ocak ay intibak aylä belirlenecektir. 2008 Ocak ay olarak belirlenen aylk, 2008-2012 döneminde emekli aylklarna yaplan artçlarla yükseltilerek, Ocak 2013 tarihine kadar getirilecektir. 2013 Ocak aynda intibak aylô ile mevcut aylk kyaslanacak ve bir fark çkmas durumunda intibak fark, mevcut aylklara ilave edilecektir. Mevcut aylk, intibak aylôndan yüksek ise, mevcut aylk ödenmeye devam olunacaktr. õntibak aylô belirlenirken, emeklilerin 1999 sonu geldikleri gösterge deôeri büyük önem ta÷maktadr. 2000 öncesi dönemde iki ayr gösterge tablosu uygulanm÷tr. Birincisi, 12 derece ve 12 kademeden olu÷an normal gösterge tablosu, ikincisi ise, 10 derece ve 10 kademeden olu÷an üst gösterge tablosu. Kamu i÷çilerinin primleri üst göstergeden ödenirken, asgari ücretle çal- ÷anlarn primleri ise, normal gösterge tablosu üzerinden ödenmi÷tir. õntibak düzenlemesi ile 2000 öncesi emeklilerin prim kazanc (gösterge) ve prim ödeme gün saylar ayn olanlarn aylklarnda bir e÷itlenmeye gidilmi÷, gecikmi÷ de olsa prim ödeme gün saylar yüksek olanlarn haklar teslim edilmi÷, bu grupta olanlara refahtan pay verilmi÷tir. Prim gün says yüksek olan emeklilerin aylklarna daha yüksek art÷ saôlanrken, özellikle normal göstergeden ve 3600 prim ödeme gün says üzerinden emekli olanlarn aylklarnda bir deôi÷iklik olmamaktadr. õntibakn belirlenmesinde gösterge, prim gün says temel alndôndan, her iki kriteri yüksek olan emekliler daha fazla intibak art÷ alacaktr. 1 Ekim 2008 Sonras Emekli Aylklar ve Kayplar 5510 sayl Sosyal Sigortalar ve Genel Saôlk Sigortas Kanunu, geçmi÷ dönemlerdeki farkllklara bir çözüm getirmediôi gibi, gelecekte gelir ve aylôa hak kazanacak olanlarn daha çok maôdur olacaô yeni bir aylk hesaplama ve art÷ sistemi getirmi÷tir. Ayn prim kazancna ve prim gün saysna sahip olanlar, emekli olma tarihlerinin farkl olmas nedeniyle farkl aylklar almaktadr. 1 Ekim 2008 sonras prim kazanc asgari ücret ile asgari ücretin üç katna kadar ücret üzerinden ödenen primlere paralel aylklarda azalma görülmektedir. Asgari ücret ile çal÷anlarn kayplar daha büyük olmaktadr. Bunun nedeni de, çal÷lan sürelerde yürürlükte olan kanun hükümlerine göre emekli aylklarnda karma bir sistemin uygulanmasdr. Bir sigortalnn 2000 öncesi çal÷mas varsa, 506 sayl Kanuna göre gösterge ve katsay sistemi esas alnarak birinci ksmi aylk hesaplanmaktadr. 2000-Eylül 2008 dönemindeki çal÷malarn kar÷lô olarak 4447 sayl Kanuna göre ikinci ksmi aylk hesaplanmaktadr. 1 Ekim 2008 sonras dönemdeki çal÷malar kar÷lô olarak da, 5510 sayl Kanuna göre üçüncü ksmi aylk hesaplanmaktadr. Üç ksmi aylktan toplam emekli aylôna ula÷lmaktadr. Her bir ksmi aylôn hesaplanmas farkl olduôundan, bir birini etkileyen bir sistem uygulanmaktadr. 5510 sayl Kanun, aylklarn hesaplanmasnda belirleyici olan güncellenme katsaysn deôi÷tirmi÷, 1 Ekim 2008 öncesi dönemlerdeki prim kazançlarna ylsonu TÜFE artçlar ve geliçme hznn yüzde 100’ü yanstlrken, 1 Ekim 2008 sonras prim kazançlar güncellenirken, yl sonu TÜFE artçlarnn yüzde 100’ü ile geliçme hznn yüzde 30’unun uygulanmas, emekli aylôn azaltan bir süreci ba÷latm÷tr. Aylk baôlama oranlarnda ki azalmalar dikkate alndônda, 1 Ekim 2008 sonras dönemde prim kazanc önemli olmakla birlikte, asgari ücretin üç katnn altnda prim ödemesi olanlarn emekli aylklarnda bir azalma söz konusudur. 1 Ekim 2008 tarihinden itibaren çal÷ma süresi uzadkça, prim kazancyla orantl olarak aylklarda dü÷me görülmektedir. Örneôin, asgari ücretle çal÷an ve emekli olmay hak etmi÷ bir sigortal, 2010 yl yerine 2011 ylnda emekli olmas durumunda emekli aylônda 50 TL azalma söz konusudur. Bu bakmdan 2000 öncesi emeklilere uygulanan intibakn 2008 sonras emekli olanlara da uygulanmas gerekir. Sonuçta, kayplar durduracak bir deôi÷iklik yaplmas gerekmektedir. Yaplacak olan bu düzenlemenin gecikmesi, 2008 sonrasnda emekli olacaklarn maôduriyetini artracaktr. Sosyal Güvenlik Kurumu ve Hükümetin bu gerçeôi görmesi gerekiyor. Sosyal adalet ve sosyal güvenlik de bunu gerektirmektedir. 77 AB ve ÇalĆma Hayat UçuĆ Personeli ve Snr Ötesi Kendi Hesabna ÇalĆan ĄĆçilerin Sosyal Güvenlik Haklar A vrupa Parlamentosu, Komisyonun sosyal güvenlik koordinasyon düzenlemelerinde deôi÷ikliôi öngören teklifini 18 Nisan 2012’de kabul etti. Bu düzenleme uçu÷ personeli ve kendi hesabna çal÷an i÷çilerin sosyal güvenlik haklarn modernize ediyor. Uçuç Personeli 78 Mevcut düzenlemeye göre, bir veya birden çok AB ülkesinde çal÷an i÷çiye uygulanan kurallar uçu÷ personeline de uygulanyor. Bu genel kurallar, havayolu ÷irketlerinin örgütsel yaplanmasyla tam bir uyum göstermiyor. Birçok havayolu ÷irketi sunduôu hizmeti, personelin görev süresini normal bir ÷ekilde ba÷latp sonlandrdô veya personelin bir dizi görevi normal ko÷ullarda sürdürdüôü, buna kar÷n i÷verenin uçu÷ personelinin konaklamasna ili÷kin bir sorumluluk almadô sözde “yönetim merkezinden” sürdürüyor. Daha açk bir ifadeyle uçu÷ personeli sosyal güvenlik kaydnn olduôu ülkeden ba÷ka bir ülkeye gittiôi zaman belirli sosyal güvenlik haklarndan mahrum kalyor. Kaytl olarak çal÷tô ülkenin d÷nda bir ülkede ya÷ayan uçu÷ personeli, ya÷adô ülkenin sosyal güvenlik sistemine dahil olamyor. Deôi÷iklik öngören düzenleme, uçu÷ personelinin gitmi÷ olduôu yabanc bir ülkede de “yönetim merkezinde” olduôu gibi sosyal güvenlik haklarndan yararlanmasna olanak saôlyor. Örneôin bir pilot Fransa’daki merkeze baôl olarak bir havayolu ÷irketinde çal÷yor fakat õtalya’da ikamet ediyor. Yeni düzenlemeye göre pilot Fransa sosyal güvenlik düzenlemelerinden çkp õtalya sosyal güvenlik kurallarna tabi bir hale geliyor. Bu sosyal güvenlik katk paylarnn õtalya’da ödenmesi demek oluyor. Kendi Hesabna Çalçan åççiler Mevcut düzenlemeler, snr ötesi veya “snrda” (bir AB ülkesinde ya÷ayp diôer bir AB ülkesini günlük veya asgari haftada bir çal÷maya giden i÷çiler snrda çal÷an i÷çiler olarak tanmlanyor) kendi hesabna çal÷an i÷çilerin i÷sizlik ödeneôinden yararlanmasna ili÷kin kimi sorunlar barndryor. Mevcut düzenlemelere bakldônda, snrda çal÷an i÷çilerin i÷sizlik sigortasndan faydalanmas gibi haklarn, i÷çinin son istihdam edildiôi/çal÷tô ülkenin deôil, ikamet ettiôi ülkenin sorumluluôunda olduôu görülüyor. Bu, eski snr i÷çisinin ikamet ettiôi ülkede i÷ bulmasn daha iyi bir ÷ekilde destekleme amac ta÷yan istisnai bir düzenleme olarak deôerlendiriliyor. Deôi÷iklik öngören düzenleme ise kendi hesabna çal÷an i÷çilerin i÷sizlik ödeneôinden yararlanmas konusunda kimi yenilikleri beraberinde getiriyor. Deôi÷iklik kendi hesabna çal÷an snr i÷çilerinin i÷sizlik sigortasnda ksmi bir ÷ekilde yararlanmasn öneriyor. Ksmi yararlanma uygulamasnn, ikamet edilen ülkede, kendi hesabna çal÷an i÷çilerin i÷siz kalmalar halinde, i÷sizlik sigortasndan yararlanmalarna olanak tanyan bir düzenlemenin olmamas halinde ya÷ama geçirileceôi belirtiliyor. Bu durumda, son çal÷lan ülkenin istisnai olarak i÷siz kalan i÷çiye üç aylk bir süre için i÷sizlik sigortas ödemesi öngörülüyor. Ödeme sürelerinin, önceden taahhüt edilen sürenin sonunda uzatlabileceôi de vurgulanyor. Yirmi yedi AB ülkesinin on sekizinde i÷sizlik sigortasna ili÷ki bir düzenleme varken dokuz ülkede olmadô belirtiliyor. Avrupa A Komisyonu ĄĆe YerleĆtirmeleri Artrmay Hedefleyen Kampanya BaĆlatt vrupa Komisyonu ÷irketlerin, gençlerin mesleki becerilerini ve istihdam edilebilirliôini artrmak amacyla, daha fazla stajyeri i÷e almalarn cesaretlendiren ‘õ÷ Diyoruz’ kampanyasn ba÷latt. Stajyerliôin, gençlerin eôitimden ilk istihdam edilecekleri i÷e sorunsuz bir ÷ekilde geçi÷lerine de öncülük edebileceôi vurgulanyor. Yerle÷tirmelerin, ÷irketlerin ileriye dönük planlarna da katk yapacaô belirtiliyor. 2012-2013 döneminde Komisyonun, Leonardo da Vinci ve Erasmus programlar araclôyla toplamda iki yüz seksen bin mesleki eôitim ve yüksek öôrenim gö- Güven SAVUL [email protected] Futbolcularn SözleĆme Haklarna ĄliĆkin Yeni AnlaĆma S Sosyal Diyaloäun osyal taraflar futbol sektöründe asgari sözle÷me ko÷ullarn belirleyen ilk anla÷may 19 Nisan 2012’de imzalad. Sosyal taraflar FIFPro (sendika), EPFL (Avrupa Profesyonel Futbol Ligleri), ECA (Avrupa Kulüpler Birliôi) ve UEFA’nn Avrupa futbol yönetim kurulu tarafndan temsil edildi ve söz konusu taraflar anla÷mann müzakerelerini yürüttü. Futbolcu sözle÷mesinin Avrupa genelinde asgari standartlar kar÷lamasn garantileme amacyla, sözle÷meler yazl bir ÷ekilde yaplmal; sözle÷meler kulübün ve futbolcularn hak ve sorumluluklarn tanmlamal; ücret, saôlk sigortas ve ücretli izin gibi konular barndrmal. Sözle÷meler futbolcularn antrenmana katlma, saôlkl bir ya÷am tarz sürdürme ve disipline ili÷ki kurallara uyma gibi sorumluluklarna ili÷kin ren gencin bir i÷e yerle÷tirilmesine yönelik finansman saôlayacaô dile getiriliyor. Programn Arka Plan Gençler için Frsatlar Giri÷iminin bir parças olarak Avrupa Komisyonu’nun, Leonardo da Vinci ve Erasmus programlar araclôyla i÷e yerle÷tirilecek olan mesleki eôitim ve yüksek öôrenim öôrencilerinin saysnn yüzde 30 artrlmas sorumluluôunu üstlendiôi ifade ediliyor. 2012’de en az yüz otuz bin öôrencinin yurtd÷ndaki bir i÷yerinde stajyer olarak çal÷mas için mali destek alacaô, bu saynn düzenlemeleri de içermeli. Sözle÷melerde uzla÷mazlklarn çözümü ve bu durumlarda adli süreçlerin i÷letilebileceôine dair hükümler de yer almal. Anla÷ma UEFA Ba÷kan Michael Platini, EPFL Ba÷kan Frédéric Thiriez, ECA Ba÷kan Karl-Heinz Rummenigge ve FIFPro Avrupa Birimi Ba÷kan Phillippe Piat ile ilgili kurulu÷larn Genel Sekreterleri tarafndan AB seviyesinde õstihdam, Sosyal õ÷ler, õçerme ve sosyal diyalogdan yetkili Komiser László Andor huzurunda imzaland. Spordan sorumlu yetkili Komiser Vassiliou da imza törenine katld. Avrupa Komisyonu’nun profesyonel futbol sektöründeki sosyal diyalogu desteklediôi ve AB’nin sosyal taraflara baômsz bir anla÷mann denetimi ve uygulanmasna destek vereceôi ifade ediliyor. 2013’te yüz elli bine çkacaô vurgulanyor. Güçlenmesi Avrupa Posta Hizmetleri Sektörünün Dönüçümüne Eçlik Edecek AB postal hizmetleri i÷verenleri örgütü POSTEUROP ve sektördeki Avrupal sendikalar federasyonu olan UNI Avrupa Posta ve Lojistik (UNI Europa Post & Logistics) posta ÷irketlerindeki deôi÷imin sosyal boyutunu daha iyi yönetimi için gerekli olan yapc sosyal diyaloga dikkat çekmek için yeni bir ortak bildiri imzalad. AB üyesi tüm ülkelerde posta hizmeti sunan ÷irketlerin teknoloji yenileme ve yeniden yaplanma sürecinde kar÷la÷labilecek sorunlara kar÷ sosyal taraflar, sosyal diyaloga ili÷kin taahhütlerini yineleyip AB sevindeki sosyal geli÷melerin denetiminin sürdürüleceôine bildiride deôindirler. Bildiride, deôi÷imin sosyal taraflar arasndaki diyalog araclôyla saôlanmas için çaôrda bulunuluyor. Diyalogun içeriôinin, i÷çilerin istihdam edilebilirliôinin geli÷tirilmesi ve bu sayede posta sektöründeki yatrmlarn te÷viki ve emek gücü hareketliliôinin artrlmas olduôu vurgulanyor. AB sosyal taraflar bildirisinin, posta hizmetlerine ili÷kin Avrupa sektörel sosyal diyalog komitesi çerçevesinde görü÷üldüôü ve Komisyon tarafndan Avrupa Birliôi Antla÷mas doôrultusunda desteklendiôi bildiriliyor. 79 80 Balkanlarda Ąstihdam Krizi Burak EKMEKÇĄOĂLU TÜRK-Ąą DĆ ĄliĆkiler Uzman [email protected] 19. yüzyldan ba÷layarak Komünizmin de etkisiyle giderek geli÷en tekstil sanayine evsahipliôi yapan ve bir zamanlar Srbistan’n Manchester’ olarak anlan Leskovac kenti ne yazk ki artk ya÷amna güç bela devam ediyor. Srbistan’n güneyinde yer alan kent 1947’de açlan tekstil okulu, tekstil mühendisleri birliôi ve yerel tekstil dergisi ile ülke için adeta bir övünç kaynaôyd. Ancak bugün o ÷a÷al günler çok geride kalm÷ durumda. Leskovac’taki sosyalist döneme ait i÷letmeler iflas etti, üretim tesisleri bo÷ birer hangara dönü÷tü ve makineler sökülerek hurda metal olarak satld. Geride braktômz 20 yllk süreçte Leskovac kentinin nüfusu 162 binden 140 binin altna indi. Kentteki çal÷abilir nüfusta ise yüksek bir dü÷ü÷ söz konusu ve i÷sizlik oran da artm÷ durumda. Balkanlarn batsndaki birçok bölgede gözlemlendiôi üzere kent merkezi adeta hayalet bir ÷ehri andryor. Söz konusu durum, bölgede önemli boyutlardaki sanayiden uzakla÷ma yani ulusal ekonomide sanayi üretimi yerine bankaclk, sigortaclk, finansman, vs. gibi hizmet sektörlerine yönelmenin eseri. Bugün Srbistan’n ya÷ ortalamas 41. Ülke ya÷l ve dünyadaki en ya÷l nüfusa sahip ülkelerden biri. Gittikçe azalan bir nüfus yapsna sahip. Yerel basnda yer alan bir makaleye göre geçen 20 yl içerisinde 98 büyük ölçekli sanayi i÷letmesi kapsna kilit vurmu÷ bulunuyor. õ÷in en can skc taraf ise bu iflaslarn ülkedeki istihdama vurduôu darbe. 2000’li yllarda ya÷anan ekonomik topar- lanma sürecindeki durgunluôun ardndan ülkedeki istihdam özellikle 2008 yl sonras çok sert biçimde dü÷ü÷e geçmi÷ durumda. Bugün istihdam oran yüzde 45’lere kadar dü÷mü÷ bulunuyor ki bu da AB ortalamasndan yüzde 20 fazla bir oran anlamna geliyor. Gençlerin yars, hatta yarsndan fazlas i÷siz. Tekstil ve giyim sektöründe çal÷an i÷çi says 1990’da 160 binken 2010’da 40 bin civarna inmi÷. Srbistan tekstil sanayi ülke sanayisinin geneli içerisinde çok önemli bir yere sahip ve Srbistan’daki emek piyasas yönelimleri eski Yugoslav ülkeleri açsndan belirleyici rol oynuyor. Bir örnek vermek gerekirse, bugün Arnavutluk’taki istihdam oran Avrupa’da mevcut en dü÷ük oranlardan bir tanesi. Avrupa tekstil sanayinin yükselen Uzak Doôu sanayisi ve piyasalar kar÷snda savunmaya çekildiôi doôrudur. Ancak buradan yola çkarak Srbistan tekstil sanayisinin çökü÷ü- nün önlenemez olduôunu söylemek yanl÷ olur. Dünya üzerinde en fazla küreselle÷en sektörlerden bir tanesi olan tekstil i÷kolundaki istihdam son 10 yl içerisinde önemli kaymalar ya÷ad. Öyle ki tekstil üretimi Almanya’dan Polonya’ya, Hong Kong’tan Çin’e, õtalya’dan ülkemize ve Macaristan’a daha sonrasnda da Bulgaristan ve Romanya’ya yöneldi. Güney Doôu Avrupa’nn birçok snr bölgesinde tekstil sanayi büyüme ve ihracat açsndan yüz binlerce dü÷ük nitelikli i÷ üretmesi itibariyle yllar boyu lokomotif endüstri konumunda olmu÷tur. Bu noktada sorulmas gereken soru Balkanlarn doôusunda bu i÷lerin niçin bu denli az bir orana sahip olduôudur. 1990-2010 yllar arasnda Bulgaristan tekstil ve giyim sanayi ihracatn 280 milyon dolardan 5 milyar dolara yükseltme ba÷arsn göstermi÷tir. Söz konusu art÷ 100 binden fazla sanayi istihdamn da beraberinde getirmi÷tir. Böyle bir ÷ey niçin Srbistan, Bosna Hersek veya Arnavutluk’ta mümkün olamad? Benzer sorular Balkanlar’daki diôer sektörler için de sorulabilir. Ormanlk bölgeden oldukça uzak olan Kayseri ilimizde mobilya sanayinde çal÷an 10 binden fazla i÷çi varken neden Bosna Hersek’te benzer bir durum söz konusu deôildir? Küçük ev aletleri üreticileri Slovenya, Doôu Romanya ve Anadolu’da oldukça iyi i÷ler yaparken neden Balkanlarn doôusunda yoklar? AB pazar açsndan tarm ürünlerinin i÷lenmesi ne durumdadr? Bosna Hersek’in geçmi÷te temel sanayisi olan silah endüstrisi bugün ne haldedir? Bu i÷kolunun çökü÷ü gerçekten önlenemez miydi? Bu sorulara verilebilecek cevaplardan bir tanesi, geçtiôimiz 10 yl süresince Balkanlarn doôusunda kabul görmü÷ olan büyüme modelinin hükümetleri bu türden özel sorular sormaktan alkoymasdr. Sosyalist planlamann miras kadar yozla÷m÷ i÷ dünyas ile rü÷vetçi idare tarafndan ele geçirilen devlete duyulan güvensizlik neticesinde tercih edilen ekonomi politikalar, müdahaleci olmaktan uzak, ekonominin sarih bir takm sektörlerine odaklanmaktan ziyade genel i÷ çevreleri üzerine eôilen yapdadr. Ekonominin dü÷ü÷e geçmi÷ alanlarn piyasa öôretisine kar÷ korumak için siper olmadklarndan ötürü siyaseti belirleyenler övgü bile alm÷lardr. Ayn zamanda söz konusu siyaset belirleyici kesim eskinin sosyalist i÷ dünyasna ait birçok i÷letmenin onca borç ve acil tasfiye gereksinimi altnda muhtemel toparlanma imkânn kaçrdôn kabul etmekte bile zorlanm÷tr. Ne bölgedeki siyasi tart÷malar ne de yasal çerçeve tasfiyenin bazen insan ve sermaye gibi kaynaklarn son zamanda geli÷en özel sektörde yeniden istihdam edilerek üretim zinciri içerisinde kalmalarn saôlayacak en iyi yol olduôunu kabullenemedi. Geçtiôimiz 10 yllk dönemin ekonomi politikasna ait standart reçetenin a÷aôda belirteceôimiz temel parças ÷üphesiz önemlidir: i÷yerlerinin daha kolay bir biçimde açlp kapatlabildiôi istikrarl bir makroekonomik çevre ile iyi bir i÷ dünyas ortam sürdürülebilir toparlanma açsndan gerekli ko÷ullardr. Fakat yeterli deôildir. õhtilaf ve mücadelelerin yan sra uzun bir iktisadi buhran neticesinde harap edilmi÷ bir bölgede müdahaleci olmamakla, kurallara dayal özelle÷tirme ve serbestle÷tirmeden müte÷ekkil bir politikann uygulanmas sürdürülebilir ekonomik toparlanmaya geçi÷ için yeterli deôildir. Nispi ekonomik büyüme dönemleri ve yüksek oranl Doôrudan Yabanc Yatrm ak÷ sürelerinde dahi giri÷imci yapdaki özel sektör tarafndan üretilen istihdam yava÷ça yeniden yaplanan ve özelle÷tirilen eski sanayinin döküp saçtô i÷leri telafi etmek açsndan yeterli deôildi. 2008 ylnda ya÷anan mali kriz kayt d÷ i÷ler de dâhil ol- mak üzere toparlanma döneminde olu÷turulan i÷lerden daha fazlasn silip götürdü. Toparlanma sürerken Doôrudan Yabanc Yatrmlarn halen daha fazla istihdam yaratacaô umudu vard. Ancak ÷imdi, büyüme modelinin deôi÷meye ihtiyac olduôu açktr. Bu da ba÷ta Avrupa Yeniden Yaplanma ve Kalknma Bankas (EBRD) olmak üzere uluslararas kurulu÷larca bariz biçimde ifade edilmektedir. Daha da önemlisi, istihdam yaratmak hususunda giderek artan bir bask altnda bulunan bölgesel siyaseti belirleyen kesimler yabanc yatrmclar için büyük sübvansiyonlar uygulanmas gibi umutsuz bir takm tedbirler alma yoluna gitmektedirler. Bu admlar geçmi÷te skça atlm÷ ve ne yazk ki sanayi politikasnn adn kötüye çkartm÷tr. Ekonomik büyüme modeline alternatif nasl olmaldr? Bu soruya cevap verirken esasnda bu sorunun tek bir cevab olmadôn aklda tutmak gerekir. Cevap her defasnda içerikle ilintilidir. Buradaki püf noktas açkça sanayi üretiminin küresel zincirlerine dâhil olabilmektir. Balkanlarda dü÷ü÷e geçmi÷ bulunan ancak nispeten avantajl konumdaki sanayi bölgelerinde gdann i÷lenmesinden giyime, mobilyadan temel montaj sanayine kadar birçok i÷koluna küresel sermaye ak÷n te÷vik etmenin yollarn tanmlayacak güvenilir sanayi politikalarna gereksinim vardr. Bunun için de hali hazrda olu÷turulmu÷ bulunan endüstriyel i÷lerin ardndaki etkenleri iyi anlamak gerekir. Örneôin son be÷ yl içerisinde Leskovac’da Alman, Güney Kore ve Türk firmalarnn yatrmlaryla yeni i÷ imkânlar doômu÷tur. õ÷te tam bu noktada da ‘damlalar sele nasl dönü÷türülür?’ sorusu gündeme gelmektedir. Nispi bir takm faydalar halen geçmi÷in kalntlar arasnda gizleniyor olabilir. Ge- 81 riye dü÷en sanayiler ardnda yeni bir pazar ortamna uyum saôlayabilmek için gerekli nitelikler ve kaynaklardan yoksun i÷çiler ve eôitim kurumlar brakm÷tr. Leskovac gibi Balkanlarda birçok ta÷ra kenti yabanclarla temasa geçebilme sknts çekmektedir. Oysa doôru giri÷imler ve destekle sil ba÷tan yeni bir çevreye sahip olunabilir. 82 Örnek vermek gerekirse õrlanda Sanayi Kalknma Ajans (IRA) gibi yetkin bir kurulu÷ bu i÷i ba÷arabilir. Buradaki anahtar kelime ‘yetkinlik’ olmaldr. õtinal ve güvenilir sektörel analizler temelinde yerel yönetimlere ve i÷letmelere destek sunabilmek ve tavsiyelerde bulunabilmek ÷arttr. Söz konusu kurulu÷ yerel hükümetleri yabanc sermayeyi nasl kendilerine çekmesi gerektiôi hususunda eôitilmelidir. Bu bölgelerdeki yerel özel sektöre de yönetici yeti÷tirme konusunda destek verilmelidir. Üretimin farkl sektörlerindeki deôer zinciri üzerinde yerel firmalar böylelikle daha üst sralara yerle÷ebilir. Bu elbette ki kolay bir i÷ deôil. Fakat bu türden bir yetkinliôin Balkanlarn Batsnda bir araya getirilip geli÷tirilmesini varsaymamak için de herhangi bir neden yok. Bunun için yine de sanayi politikasnn ekonomik büyüme içerisindeki rolüne ili÷kin yeni bir yakla÷mn benimsenmesi gerekli. Bu da sadece bahsi geçen bölgedeki ülke hükümetleri ile siyaset belirleyici unsurlarn yapabileceôi bir i÷. Mamafih AB de duruma katk saôlayabilir. Bilindiôi üzere geçen 20 yllk sürede AB yetkilileri ve uluslararas finans kurulu÷lar sk sk piyasalara devlet müdahalesinin engellenmesi gerektiôi mesajn verdiler. Esasnda AB ilgili ülkelerin tarm, krsal kalknma, ula÷trma, çevre ve bölgesel kalknma gibi sektörlerde güvenilir ve de uzun vadeli stratejiler üretip, takip edebilmelerine destek verme konusunda daha faz- lasn yapabilir. Son geni÷leme dalgas zarfnda, aday ülkelerin her biri Ulusal Kalknma Planlarna bu türden stratejileri dâhil ettiler. Bu stratejiler hem ulusal yol haritas hem de AB yardm için bir programlama belgesi niteliôindedir. Politika geli÷tirebilmek için planlama kapasitesi ve kaynaklardan yoksun bir kamu sektörüne sahip Bat Balkan ülkeleri bu tür bir yakla÷mdan gayet güzel istifade edebilir. Böylelikle ayn derecede önemli bir durum olan Balkanlarn batsndaki ülkelerin AB pazar ile bütünle÷mesine ili÷kin güvenilirlik artrlabilir. Bu alanda Hrvatistan hariç Balkanlarn bats için geçtiôimiz birkaç yl strap verici biçimde yava÷ bir ilerleme kaydedildi. Bilindiôi üzere Hrvatistan AB üyeliôi müzakerelerinde kayda deôer yol kat etmi÷ bulunuyor. Srbistan ve Arnavutluk gibi ülkelerin AB’ye kabulü konusunda daha gerçekçi bir bak÷ açs kazanlmas Balkanlarda sanayi üretimine uzun vadeli yatrm yapmakla ilgilenen kesimlere daha büyük te÷vikler verilmesinden geçiyor. AB pazar ile bütünle÷me Balkanlardaki ekonomik kalknma açsndan son derece önemli bir dayanak noktas fakat uyumun saôlanmas için daha uzun bir süreye ihtiyaç varm÷ gibi gözüküyor. Yunanistan örneôi AB fonlar ile bütünle÷me ve bu fonlara eri÷imin yeterli olmadônn açk bir göstergesi. Yunanistan halen AB’nin yapsal uyum politikalarna yönelik finansmann üçte birinden fazlasn yutabilecekmi÷ gibi gözükmüyor çünkü Yunanistan be÷inci evre geni÷leme ülkeleri ve Hrvatistan’a verilen muazzam kurumsal destek ile kapasite geli÷imine dair yardmlardan hiçbir zaman faydalanamad. Balkanlarn batsndaki ülkelerin geneline bakldôna AB, e÷güdüm ve siyasi planlama konularnda orta vadeli geli÷me saôlanmas için idari kapasitenin üzerinde durmak suretiyle bu ülkelere olan desteôini artrmay deôerlendirebilir. Mevcut katlm sürecinin erken evresinde kalknma plannn devreye sokulmas her bir Balkan ülkesine tarm ve sanayi alanlarnda rekabet edebilirliôini deôerlendirebilme olanaô sunacak ve bu i÷kollarnn geli÷me sürecinde kar÷la÷lan kstlamalar tanma frsat verecektir. öunu belirtmekte fayda var ki, yukarda deôinilenlerin hiçbiri istihdam yaratm için turnay gözünden vurmak anlamna gelmiyor. Balkanlarda muazzam bir kalknma mücadelesi veriliyor ve bölgedeki inanlmas güç derecede dü÷ük seviyelerde seyreden istihdam oranlarnn ardnda derin bir takm yapsal nedenler yatyor. Söz konusu yapsal sebepler 80’lere kadar uzanan sosyalist tip sanayile÷meden kaynaklanyor. õstihdamn uzun vadeli geriye gidi÷ eôilimini tersine çevirmek nesle dayal bir proje fakat ÷u an Avrupa genelinde mevcut konjonktürel ko÷ullar bunun gerçekle÷mesini son derece güçle÷tiriyor. Ancak AB’ye yeni üye olmu÷ Polonya, Slovakya ve Romanya gibi baz ülkeler de yeniden sanayile÷meye yönelik admlar atlyor. Bu ülkelerin tümünde gerek ulusal gerekse yerel düzeydeki siyasi seçkinler kendi yerel i÷ dünyalarn stratejik önceliôe sahip olacak biçimde sanayi üretiminin küresel zinciri ile bütünle÷tirmeyi ba÷arm÷lardr. Bugün Balkanlarn batsnda i÷ olanaônn olmay÷ özellikle gençleri büyük bir umutsuzluôa sürüklemi÷tir. Köklü bir deôi÷iklik olmaz; yeni bir politikaya yönelik ciddi ve gözle görülür bir taahhüt verilmez ise bölgede bugün a÷ikâr olan umutsuzluk hissi yakc bir ÷ekil alabilir. Nitekim Balkanlarda ÷u an bundan da daha büyük, daha acil bir sosyoekonomik sorun yoktur. Neyse ki endüstriyel toparlanma ve sürecin terse döndürülmesine dair ba÷arl örnek çoktur. Bunlardan ders çkarlmas Balkanlarn batsndaki ülke halklarnn kaderini deôi÷tirebilir. Güven SAVUL TÜRK-Ąą Uzman Yardmcs [email protected] U luslararas Kimya, Enerji ve Maden õ÷çileri Federasyonu (ICEM), Uluslararas Metal õ÷çileri Federasyonu (IMF) ve Uluslararas Tekstil ve Deri õ÷çileri Federasyonu (ITGLWF), 18-20 Haziran 2012 tarihlerinde yaplacak bir kongreyle IndustriALL ad altnda birle÷iyor. Birle÷me sürecinin hazrlklar 2011 Maysnda yaplan ilk toplantyla ba÷lad. Yeni uluslararas örgütün (YUÖ) söz konusu sektörlerdeki i÷çileri bir araya getirip daha etkin bir güç olu÷turmas hedefleniyor. Bu örgütün tekstilden, kauçuôa, otomobilden, kimya ve elektroniôe kadar, imalat sanayinin önemli alanlarnda çal÷an i÷çileri bir araya getirmesi bekleniyor. Birle÷meden sonra 55 milyon i÷çinin IndustriALL’da örgütlü olacaô tahmin ediliyor. YUÖ‘le söz konusu sanayi kollarnda çal÷an tüm i÷çilerin etkin bir ÷ekilde bir araya getirilmesi ve örgütlenmesi hedefleniyor. Ayn zamanda bu örgütün küresel dengesizliklere kar÷ mücadele, ulusal düzeyde daha kapsaml sendikal haklar elde edilmesi, enformel ve güvencesiz çal÷mann toplum üzerinde yarattô olumsuz sonuçlarn azaltlmas, çevre/doôa dostu sanayi temelinde insan onuruna yak÷r i÷ ko÷ullarna geçilmesi gibi konulara da yoôunla÷acaô belirtiliyor. YUÖ’nün tüm sanayi sektörlerinde demokratik ve özgüveni yerinde olan sendikalara destek vereceôi ve bunlarn kurulmas için çaba sarf edeceôi de dile getiriliyor. õleti÷imi ve geri bildirimi saôlayacak aôlar araclôyla YUÖ’nün, sorumsuzca davranan çok uluslu ÷irketlere kar÷ tüm dünyada i÷çi haklarnn ve sosyal adaletin savunucusu olacaô vurgulanyor. 25 Mays 2011’de alnan birle÷me kararnn, IMF, ICEM ve Üç Önemli Sektördeki Uluslararas Örgütler BirleĆiyor ITGLWF’nin Tayland, Türkiye, Meksika, Kanada ve ba÷ka birçok ülkede yürüttüôü faaliyetlerle paralel olarak alndô ifade ediliyor. Birle÷me kararnn, üç örgütün, iklim deôi÷ikliôi, ekonomik e÷itsizlik ve küresel mali hareketler gibi konular göz önünde tutarak sürdürdüôü ortak çal÷malarn yapldô oturumlarda açklandô belirtiliyor. YUÖ’nün örgütsel yapsnn nasl olacaônn da belirlendiôine dikkat çekiliyor. Örgütün merkezinin Cenevre olacaô, örgütte bir genel ba÷kan, üç genel ba÷kan yardmcs, bir genel sekreter ve üç genel sekreter yardmcsnn yer alacaô, ayrca yönetim kuruluna asgari yüzde 30 orannda kadn kotasnn bulunacaô ifade ediliyor. Örgütün yönetiminin her dört ylda bir yaplacak olan kongrelerde belirleneceôi, hem bölgesel hem de küresel düzeydeki sorunlarn çözümünde yer alacak bölge örgütlerinin aktif görev üstleneceôi de vurgulanyor. 29 öubat 2012’de Cenevre’de yaplan toplantya 200’den fazla sendika liderinin katldô YUÖ’nün adnn IndustriALL olmasnn burada teklif edildiôi ifade ediliyor. ICEM, ITGLWF ve IMF’nin ortak yürütme kurulu toplantsnda yeni örgütün taslak tüzüôü, eylem plan, ad ve logosu üzerinde mutabakata varldô belirtiliyor. Toplantda ayrca yeni örgütün yönetimi için önerilen adaylarn da tespit edildiôine dikkat çekiliyor. Önerilen tüzüôe, kadnlarn, yeni örgütün hem yönetiminde hem de temsili yaplarnda yer almalarn düzenleyen bir maddenin eklenmesi konusunun da toplantda ele alndô ifade ediliyor. Toplantnn sonunda YUÖ’nün ileti÷im stratejisinin ele alndô, bu doôrultuda ileti÷im stratejinsin dayan÷mac ve güçlü bir nitelikte olmas gerektiôi belirtiliyor. Hali hazrdaki ve gelecekteki ileti÷im teknolojilerinden azami oranda yararlanlmas için çaba sarf edilmesinin önemine de deôiniliyor. Yeni örgütün kurulu÷ kongresinin 18-20 Haziran tarihlerinde Kopenhag’da gerçekle÷tirileceôi, örgütün ismi, tüzüôü ve eylem plannn kurulu÷ kongresinde kararla÷trlacaô vurgulanyor. Birle÷me sonrasnda, Türkiye’den söz konusu üç örgüte üye olan yirmi bir sendikann IndustriALL’da temsil edileceôi belirtiliyor. IndustriALL’da temsil edilecek TÜRK-õö üyesi sendikalarn Tes-õ÷, Çimse-õ÷, Teksif, Türkiye Maden-õ÷, Belediye-õ÷, Deriõ÷, Dokgemi-õ÷, Genel Maden-õ÷, Kristal-õ÷, Petrol-õ÷ ve Selüloz-õ÷ olmas bekleniyor. Ayrca, Avrupa düzeyindeki ilgili örgütler olan Avrupa Metal õ÷çileri Federasyonu (EMF), Avrupa Tekstil Giyim Deri õ÷çileri Sendikas Federasyonu (ETUF:TCL), Avrupa Maden Kimya ve Enerji õ÷çileri Federasyonu’nun (EMCEF) da 15 Mays 2012’de kendilerini tasfiye ederek 16 Mays 2012’de yapacaklar bir kongreyle Avrupa Sanayi õ÷çileri Federasyonu (EIWF) ad altnda birle÷eceôi ifade ediliyor. Bu birle÷me sonrasnda Avrupa düzeyinde de daha güçlü ve etkin bir mücadele stratejisinin in÷a edilebileceôi dile getiriliyor. 83 Kadna Dair Kadn Ąstihdamn Artracak Çocuk Bakm/Eăitim Projesi A 84 taerkil toplumlarda cinsiyete dayal i÷bölümünün kadnlara dayattô bakm hizmetleri, kadnlarn çal÷ma hayatnda daha az yer almasna ya da hiç yer alamamasna neden oluyor. Bu nedenle çocuk, hasta ve ya÷l bakm konusunun ivedilikle çözümlenmesi gerekiyor. Bu amaçla, KAGõDER ve AÇEV Nisan 2010’dan bu yana kadn istihdamn artrmaya yönelik çal÷an kadnlara aylk bazda verilecek bir çocuk bakm ve eôitim hizmetleri te÷vik modeli üzerinde çal÷yor. Bu kapsamda baômsz dan÷manlk ve denetim ÷irketi PwC, te÷viôin kamu finansman modellemesini gerçekle÷tirdi. Model, aylk 300 TL miktarnda bir te÷viôin devlete “2011 senesinden 2023 senesine kadar kümüle” 35 Milyar TL net fayda getireceôini ve kadn istihdamn yüzde 29’a yükselteceôini ortaya koydu. Çözülmesi Hedeflenen Temel Sorunlar 2010 itibariyle Türkiye’de kadn istihdam oran yüzde 24. Bu oran yüzde 60 seviyesinde olan AB ve OECD ortalamalarndan oldukça dü÷ük. Ayn dönemde, Türkiye’de 0-6 ya÷ arasndaki çocuklarda okulla÷ma oran yüzde 15’in altnda, 4-6 ya÷ grubunda ise yüzde 27 olarak gerçekle÷ti. 0-6 ya÷ çaô nüfusunda bulunan 7.5 milyon çocuôun sadece 1 milyonu herhangi bir bakm/eôitim hizmetinden yararlanabiliyor. Çocuk bakm hizmetlerine eri÷imin yetersizliôi kadnlarn istihdama katlmalar önündeki en büyük engellerden biri olmaya devam ediyor. Türkiye’de 9. Kalknma Plan kapsamnda 2014 ylna kadar kadn istihdamn yüzde 29, 4-6 ya÷ okulla÷ma orann yüzde 50 seviyesine çkarmak hedefleniyor. Ayrca Çal÷ma ve Sosyal Güvenlik Bakanlô, koordinasyonunu sürdürdüôü Ulusal õstihdam Stratejisi kapsamnda kadnn i÷gücüne katlm orann 2023 ylna kadar yüzde 35’e çkarmay planlyor. AB Lizbon Anla÷mas ile üye ve aday ülkelerin 2010 ylna kadar yüzde 60 kadn istihdam orann yakalamalar hedeflendi. Avrupa 2020 Stratejisi ise, yüzde 75 istihdam orann benimsiyor, bu hedefe ula÷lmas için üye ve aday ülkelerden kadnlarn i÷gücü piyasasna katlmalarn artracak çal÷malar gerçekle÷tirilmesini bekliyor. Türkiye åçin Çözüm Önerisi 1-6 ya÷ aras çocuôu olan kadn çal÷anlara, çocuk bakm ve eôitim hizmeti için çocuk ba÷na aylk en az 300 TL destek verilmesi. (Türkiye’de bir çocuôun kurum merkezli bakm ve eôitim hizmeti maliyeti aylk ortalama 500 TL’dir) Kadn çal÷anlara her ay maa÷a ek olarak verilecek ve sadece çocuk bakm hizmetlerinde kullanlabilecek 300 TL desteôin, yaratlacak istihdam ve geni÷leyecek çocuk bakm sektörü araclôyla artacak gelir ve kurum vergileri üzerinden 612 TL geri dönü÷ü olacak. O Desteôin nakit yardm veya ayn maliyete denk gelen i÷veren/çal÷ann üstleneceôi kre÷ ödeneôine vergi ve SSK istisnas olarak düzenlenmesi mümkündür. Bu uygulama ilgili bütün payda÷lar (devlet, i÷veren, çal÷an) çözüm ortaô yaparak daha sürdürülebilir ve kapsayc bir model sunmaktadr. O Bu desteôin sadece çal÷an anneyi deôil çal÷an babay da kapsamas ve ebeveynler üzerinde daôlmnn yaplmas (örn: 150-150 TL) deôerlendirilmesi gereken önemli bir alternatiftir. Bu bak÷ açs, çocuk bakmnn her iki cinsi de kapsayan toplumsal bir sorumluluk olduôu gerçeôini peki÷tiren bir uygulamadr. O Arz te÷vik etmek amacyla, MEB’e baôl açlan 3-6 ya÷a eôitim hizmeti veren anaokullarna saôlanan ilk 5 yl kurumlar vergisi muafiyeti, 0-3 ya÷a hizmet veren kre÷ ve gündüz bakm evi i÷letmelerine de saôlanmaldr. PwC Kamu Finansman Modellemesi 300 TL te÷viôin maliyeti ve 2023 ylnda yaratacaô fayda dinamik bir model geli÷tirilerek hesaplanm÷tr. Bu modelde kadnlar öncelikle; istihdam öncesi, istihdam dönemi ve istihdam sonras olarak gruplanm÷tr. Bu gruplar, ÷u anda veya geçmi÷te çal÷ma; 1-6 ya÷ aras çocuk sahibi olma; bakm hizmeti alma durumlarna göre ayr÷trlm÷tr. Olas bir te÷viôin yaratacaô istihdama katlm ve çocuk bakm hizmeti alma etkileri her grup için farkl oranlarda kurgulanm÷tr. Bu kurgudaki en kritik varsaym, daha önce çal÷m÷, fakat ÷u anda çal÷mayan kategorisindeki kadnlardan bu te÷vikle çocuk bakm hizmetlerinden faydalanarak istihdama dönecek olanlarn orandr. Yurt d÷ndaki uygulamalar ve bu çal÷ma özelinde Türkiye’de yaptrlan anket göstermektedir ki; bu Hülya UZUNER [email protected] geçi÷ orannn yüzde 85 seviyesinde gerçekle÷mesi muhtemeldir. Bu oran modelde yüzde 50 ve yüzde 30 olarak iki ayr ÷ekilde hesaplanm÷tr. Dolays ile modelde hesaplanan faydann ihtiyatl bir yakla÷mla ortaya konduôunu söylemek mümkündür. 2023’te 4.4 Milyon’a yükselmesi, mas (93 Milyar toplam fayda – 58 Milyar toplam maliyet). O 2023 itibariyle sadece bu te÷viôin etkisiyle kadn istihdam orannn yüzde 29’a yükselmesi, O 2010’da 27.000 olan, 0-6 ya÷a hizmet veren bakm ve eôitim merkez saysnn 2023 ylna kadar yakla÷k 2 katna çkarlmas, 265.000 ek kre÷ personel istihdam yaratlmas, O Hazine’ye 2023 yl itibariyle 35 Milyar TL net fayda yaratl- Yüzde 30 geçi÷ varsaym üzerinden hesaplandônda kaytiçi çal÷an kadn says 4 Milyon, istihdam oran yüzde 28, açlacak ek kre÷ says 22 bin, istihdam edilecek personel 200 bin ve ortaya çkacak net fayda 25 Milyar TL olarak saptanm÷tr. Sonuç itibariyle, te÷vik sayesinde çocuk bakm hizmeti almaya ba÷layarak istihdama geri dönecek kadnlarn orannda yüzde 10’luk bir art÷ Hazine’ye 5 Milyar TL net fayda saôlayabilecektir. Model, te÷vik sonucunda a÷aôdaki etkilerin yaratlacaôn öngörmektedir (yüzde 50 geçi÷ oran varsaym üzerinden): O 2010’da 2.7 Milyon olan kayt içi çal÷an kadn saysnn Sendikalarda Erkek Egemenliăine KarĆ Kadn Ąnisiyatifi 2 010 ylndan bu yana çe÷itli sendikalardan, odalardan, üniversitelerden ve kadn örgütlerinden kadnlar bir araya gelerek Sendikalarda Erkek Egemenliôine Kar÷ Kadn õnisiyatifi olu÷turdu. õnisiyatif özellikle; sendikalarda cinsiyet e÷itliôinin saôlanmas, kadna yönelik ayrmclôn, tecavüz, cinsel taciz, mobbing ve her türlü ÷iddetin ortadan kaldrlmas, daha fazla kadn temsiliyeti saôlamaya yönelik yapsal deôi÷imlerin olu÷turulmas hususunda çal÷malar yapyor. õnisiyatif, dünyann pek çok konfederasyon ve sendika tüzüklerinden faydalanarak, erkek egemenliôinden arndrmaya çal÷tô bir tüzük önerisi hazrlad. õnisiyatif, talep ettiklerini basna ve kamuoyuna duyurdu. õnisiyatifin basn duyurusunda ÷u görü÷ler dile getirildi: “Tüzük önerimizin, kadnerkek e÷itliôine önem veren, ya- ÷amn ve çal÷ma ya÷amnn her alannda ayrmclklarn ve e÷itsizliklerin ortadan kaldrlmas için mücadele yürüttüôünü söyleyen sendikalar ba÷ta olmak üzere emeôin hakkn savunduôunu iddia eden tüm sendikalarda hayata geçmesini istiyoruz. Emeôi ile geçinen herkes cinsiyeti, cinsel yönelimi ve cinsiyet kimliôi ne olursa olsun ayrmclkla ve ÷iddetle kar÷la÷ma kaygs duymadan sendika üyesi olabilmelidir. Sendikalar da kadnlarn lehine pozitif ayrmclk uygulanrken, ayrmclôa uôrayan tüm birey ve gruplarn çkarlarn savunmal, bunlar arasnda dayan÷ma saôlanmaldr. Sendikalar içinde kadnlara yönelik cinsel suç tanm yaplmal, bu suçu i÷leyen sendika üyesi ya da sendika yöneticisine suçun aôrlôna göre uyar, uzakla÷trma cezas verilmeli ya da üyeliôi iptal edilmelidir. Taciz, tecavüz, mobbing, fiziki ÷iddet gibi kadna yönelik suçlarda kadnn beyannn esas olduôu kabul edilmelidir. Kadnlara yönelik suçlarn takibi kadnlardan olu÷an bir disiplin kurulu tarafndan yaplmaldr. Mutlaka ama mutlaka daha fazla sendika üyesi kadn, daha çok kadn temsili, daha fazla kadn delege, kadn yönetici ve sendika ba÷kan ve de sendikalarda kadn örgütlenmeleri istiyoruz. Hazrladômz sendika tüzük ve program önerimizi açklarken konfederasyon ve sendikalarn tüzük ve program metinlerini ivedilikle deôi÷tirmeleri için çal÷malara ba÷lamalarn istiyoruz. Bizler biliyoruz ki bir araya gelerek bir güç olu÷turduôumuzda ancak sesimizi duyurup, sendikalar içindeki erkek egemenliôini ortadan kaldrabiliriz. Ya÷asn kadnlarn mücadelesi…” birlikte 85 Ülkeler ve Sendikalar Tüm Çin ĄĆçi Sendikalar Federasyonu (ACFTU) A CFTU resmi olarak 1 Mays 1925 tarihinde kurulmu÷tur. õki yl süren faaliyetlerinin ardndan 1927 ylnda yasaklanm÷ ve liderleri cezalandrlm÷tr. 1949 ylna kadar yasakl olan federasyon Mao dönemi ile birlikte tekrar faaliyete geçmi÷ fakat 1966 ylnda kültürel devrim ile birlikte tekrar daôtlm÷tr. Mao’nun ölümünün ardndan federasyon 1978 ylnda yaplan Kongreden bu yana tek genel merkez olarak varlôn sürdürmektedir. 86 ACFTU’nun genel merkezi Pekin’dedir. Federasyona baôl toplam 31 adet il düzeyinde sendika federasyonu ve 10 ulusal i÷kolu federasyonu bulunmaktadr. ACFTU’nun üye says 193 milyondur (2008). Toplam üye saysnn yüzde 36,4’ünü kadn çal÷anlar olu÷turur. ACFTU’nun en üst idari organ Ulusal Kongredir. Ulusal Kongre her 5 ylda bir toplanr. ACFTU 15. Ulusal Kongresini 2008 ylnda gerçekle÷tirmi÷tir. ACFTU’nun ulusal Kongre’den sonra gelen en üst idari organ õcra Komitesidir. õcra Komitesi 267 üyeden olu÷ur. õcra Komitesi kendi arasndan 1 Ba÷kan, 11 Ba÷kan Yardmcs ve 27 üye seçer. Seçilen bu ki÷iler Ba÷kanlar Kurulu’nu olu÷turur. Ba÷kanlar Kurulu kendi arasndan 1 Sekreter ve 9 üye belirler ve Sekretarya’y olu÷turur. Federasyonun günlük i÷lerini Sekretarya takip eder. ACFTU Çin Halk Cumhuriyetinde faaliyet gösteren tek sendikalar federasyonudur. Çin’de ACFTU d÷nda ba÷ka bir federasyon kurulmas yasaktr. Hükümet ve kanunlar tarafndan korunan ACFTU’nun baômszlô uluslararas sendikal örgütler tarafndan sürekli sorgulanmaktadr. TÜRK-õö’in üye olduôu Uluslararas Sendikalar Konfederasyonu (ITUC) da ACFTU’nun baômsz bir federasyon olmadôn ve Çin çal÷anlarnn sesi olamayacaôn belirtmekte ve üyelerinden ACFTU veya Çin makamlar ile girilecek tüm diyaloglarda Çin’de meydana gelen temel insan haklar ihlallerini, sendikal hak ihlallerini ve gözaltna alnan sendikaclar gündeme getirmelerini istemektedir. Fakat, ITUC’nin tüm bunlara raômen Uluslararas Çal÷ma Konferans (ILO) 100. Oturumunda yaplan ILO Yönetim Kurulu seçimlerinde ACFTU temsilcisini kendi listesine dahil ederek seçtirtmesi her an her ÷eyin deôi÷ebileceôinin bir göstergesidir. Hakan SÜKUN [email protected] ACFTU Üyesi ĄĆkolu Federasyonlar 1- Çin Eôitim, Bilim, Kültür, Medikal ve Spor Çal÷anlar Sendikas Ulusal Komitesi 2- Çin Deniz Adamlar ve õn÷aat Çal÷anlar Sendikas Ulusal Komitesi 3- Çin Enerji ve Kimya Çal÷anlar Sendikas Ulusal Komitesi 4- Çin Makine, Metal ve Bina Malzemeleri Çal÷anlar Sendikas Ulusal Komitesi 5- Çin Savunma Sanayi, Posta ve Telekom Çal÷anlar Sendikas Ulusal Komitesi 6- Çin Finans, Ticaret, Hafif Sanayi, Tekstil ve Tütün Çal÷anlar Sendikas Ulusal Komitesi 7- Çin Tarm, Ormanclk ve Su Kaynaklarnn Korunmas Çal÷anlar Sendikas Ulusal Komitesi 8- Tüm Çin Demiryolu Çal÷anlar Sendikas 9- Çin Havaclk Çal÷anlar Sendikas Ulusal Komitesi 10- Çin Bankaclk Çal÷anlar Sendikas Ulusal Komitesi 87 Yeni ĄĆ SözleĆmesi Kanunu Ksaca Çin Ba÷kent : Pekin Nüfus : 1.347.350.000 (2011) Ki÷i ba÷ GSMH : 7,600$ (2010) Toplam õ÷gücü : 776.047.400 õ÷sizlik Oran : %4,2 åçgücünün Sektörler Aras Daälm Tarm : %49 Sanayi : %22 Hizmetler : %29 Gençlerde õ÷sizlik Oran : %1 Kadn õ÷gücü : %44,4 (toplam i÷gücüne oranla) Kaynak: Nation Master, Index Mundi 2008 ylnda Çin’de yeni õ÷ Sözle÷mesi Kanunu yürürlüôe girmi÷tir. Yeni õ÷ Sözle÷mesi Kanunu ile birlikte bir i÷yerinde 10 yldan fazla süre ile çal÷an bir i÷çi haksz bir sebepten ötürü i÷ten çkarlamaz. Yeni õ÷ Sözle÷mesi Kanunu ayn zamanda i÷veren sosyal güvenlik katk payn da zorunlu klmaktadr. Bu durum ucuz emek gücünden faydalanan ve çal÷anlarn sosyal güvenlik primini ödemeyen firmalar olumsuz yönde etkilemi÷tir. Özellikle Çin’de faaliyet gösteren küçük ve orta ölçekli Kore firmalar bu kanundan ötürü üretimlerini Vietnam’a kaydrm÷tr. Söz konusu kanun çal÷ma hayatnn düzenlenmesi açsndan olumlu bir adm olarak nitelendirilmektedir. Tüketici Dünyas Elektrikten Alnan Kayp-Kaçak Bedeli Ąçin Dava Açld K ayp-kaçak elektriôin faturas dürüst tüketicilere kesildi. Elektrik daôtm ÷irketlerinin basks ve Enerji Piyasas Düzenleme Kurulu’nun (EPDK) kararyla tüketicilerin elektrik faturasna “kk bedeli” ad altnda kayp ve kaçak elektrik bedeli yanstlyor. Tüketiciler bilerek ya da bilmeyerek kullandô elektriôe ilave olarak ortalama yüzde 8.6 orannda kayp kaçak elektrik paras ödüyor. Tüketici Haklar Derneôi tarafndan yaplan açklamada ÷u görü÷lere yer verildi. 88 Yaplan bu haksz uygulama ile; O Kullanlmayan elektriôin, alnmayan hizmetin bedeli dürüst tüketicilerden tahsil edilmektedir. Herhangi bir mal ya da hizmetin kar÷lô olmakszn yaplan bu tahsilat hukuksuzdur. O Elektrik faturalarnda “kk bedeli” ad altnda kayp-kaçak ifadelerine yer verilerek dürüst tüketici haksz yere “hrszlkla” suçlanmakta ve dürüst tüketicilere “hakaret” edilmektedir. Oysa, asl hrszlk, sorumlusu olmayan ve kar÷lônda hiçbir hizmet almayan tüketicilerden haksz yere kayp-kaçak bedeli alnmasdr. O Elektrik daôtm ÷irketleri, teknolojik ve teknik yatrm yaparak kayp ve kaçaklar önlemek yerine i÷in kolayna kaçarak, kendi yetersizliklerinin faturasn Enerji Piyasas Düzen- “Kaçak kullanlan elektriôin ve yetersiz teknoloji nedeniyle ÷ebekelerde uôranlan elektrik kaybnn bedeli dürüst tüketiciye ödettiriliyor. Kayp-kaçaô önlemek yerine buradan doôan zararlar otuz milyondan fazla elektrik abonesinin srtna yüklenmi÷tir. Gerek 4628 Sayl Elektrik Piyasas Kanununda gerekse Elektrik Piyasas Mü÷teri Hizmetleri Yönetmeliôinde ve elektrikle ilgili mevzuatta kayp-kaçak elektrik bedelinin tüketicilere yanstlacaô konusunda herhangi bir hüküm bulunmamakta- leme Kurulu’nun yardmyla milyonlarca dürüst tüketiciye yüklemesi hem insanlk hem de hukuksal bir suçtur. dr. Oysa kayp-kaçak elektrik bedeli elektrik daôtm ÷irketlerinin sorumluluôunda olup tüketicilere yanstlmas yasal deôildir. O Bu haksz ve hukuksuz uygulamayla tüketicilerden 2011 yl itibariyle 800 milyonTL dolaynda bir bedel alnm÷ olacaktr. Hiçbir hizmet kar÷lô olmayan kayp-kaçak elektrik bedelinin haksz ve hukuksuz uygulamayla dürüst tüketicilerden alnmas açkça bir soygundur. Biz tüketiciler, sorumlusu olmadômz ve kar÷lônda hiçbir hizmet almadômz kayp-kaçak bedelini ödemek istemiyoruz. Tüketici Haklar Derneôi olarak, Ankara Nöbetçi õdare Mahkemesinde, bu haksz ve hukuksuz i÷lemin yürütmesinin durdurulmas ve iptali için dava açm÷ bulunuyoruz.” Fast Food Çocuklar ve Gençleri Etkiliyor P ublic Health Nutrition isimli dergide yaymlanan bir ara÷trmann sonuçlarna göre fast food yiyecekler vücuttaki sodyum seviyesini yükseltiyor ve bu durum ruh saôlôn kötü etkiliyor. Bu yiyecekleri sk tüketen insanlarn da genel olarak sigara içen, oturarak çal÷an ve haftada 45 saatten fazla çal÷an insanlar olduôu tespit edildi. Ara÷trmaclar daha çok ara÷trmaya ihtiyaç duyduklarn ancak bu tür yiyeceklerin genel anlamda obezite, kardiyovasküler hastalklar ve psikolojik rahatszlklara neden olduôunun bilindiôini açklad. Sinan VARGI [email protected] Bitkisel Ürünler Her Derde Deva Deăil T ürk Eczaclar Birliôi, bitkisel içerikli ürünlerin sat÷ndaki art÷a dikkati çekerek, “Çok ciddi saôlk sorunlar ve hatta ölümle sonuçlanabilecek vakalarn ya÷anmamas için sürece bir an önce müdahale edilmesi gerekmektedir” uyarsnda bulundu. Konuyla ilgili yaplan açklamada, son zamanlarda bitkisel içerikli ürünlerin “hiçbir zarar yokmu÷ gibi” alglanmas nedeniyle kullanmnda ciddi bir art÷ görüldüôü ifade edildi. Kitle ileti÷im araçlarnn insanlar yanl÷ bilgilendirmesi ve baz sorumsuz ÷ahsiyetlerin kar amac güderek halkn iyi niyetini kendi menfaatleri doôrultusunda ÷uursuzca kullanmasnn talebi artrdô kaydedilen açklamada, “Bu gibi ki÷ilerin tantmn yaptô ürünlere, ‘gda takviyesi ürün’ olarak onay alnmakta, daha sonra bu ürünler ‘çe÷itli hastalkla- ra iyi geliyor’ ibaresi ile kontrolsüz bir ÷ekilde sat÷a sunulmaktadr. Çok ciddi saôlk sorunlar ve hatta ölümle sonuçlanabilecek vakalarn ya÷anmamas için sürece bir an önce müdahale edilmesi gerekmektedir” ifadelerine yer verildi. Açklamada, internet ortamndan ya da merdiven alt üretim yapan yerlerden temin edilen bu tür ürünlerin kullanmnn güvenilir olmadô ve dolaysyla halkn saôlôn ciddi anlamda tehdit ettiôi vurguland. Hastalarn hayati önem ta÷yan bir hastalôa yönelik olduôu iddiasyla tantlan bir ürünü, doktor tavsiyesi ve eczac dan÷manlô olmadan kullanldôna i÷aret edilen açklamada, “Bu bitkisel ürünlerin, ticari kar amac güden sitelerden temin edilmesi son derece tehlikeli ve sakncaldr” uyars yapld. 444’lü Numaralar Ücretsiz Deăil B ankalar ba÷ta olmak üzere birçok kurulu÷un, tüketici ÷ikayetlerini çözmek için adres gösterdikleri 444 ile ba÷layan numaralar tüketiciler tarafndan ücretsiz olarak bilinerek aranyor. Ancak Tüketiciler Derneôi tarafndan yaplan açklamaya göre bu hatlar ücretsiz deôil. Bili÷im Teknolojileri Kurumu tarafndan 5 öubat 2011’de alnan kararla GSM’den aranan ‘444’ ile ba÷layan özel servis numaralar tavan fiyat üzerinden ücretli hale getirilmi÷. Böylece, tüketicilerin hak ve menfaatlerini korumakla görevli olan Bili÷im Teknolojileri Kurumu, tüketicileri maôdur eden böyle bir karar alarak 444’lü numaralar skça kullanan tüketicileri cezalandryor. Tüketicinin dan÷mas ve bilgilendirilmesi amacyla kullanlan bu servis numaralarnn ücretlendirilmesi sonucunda, sabit hatta sonlandrlan 444’lü aramalarn maliyeti, vergiler dahil dakikas 3,50 kuru÷ olan ara baôlant ücretinin on ka- tndan bile fazla olan 40 kuru÷ yaplm÷. “444” ile ba÷layan hatlar, Numaralandrma Yönetmeliôi’nde “Bilgi ve dan÷ma numaralar” olarak belirtilmesine raômen, bu hatlara GSM üzerinden eri÷im, GSM i÷letmecileri için avantaja çevrilerek “900”lü hatlar gibi yüksek karl tavan tarifeden ücretlendirilmesine olanak saôlamaktadr. TÜDER, ücretsiz 800’lü bilgi ve dan÷ma numaras yerine Tüketiciyi 444’lü çaôr merkezlerine yönlendiren kurum ve kurulu÷lar, 444’lü aramalar tavan tarifeden ücretlendiren GSM ÷irketlerini, tüketicinin sömürülmesine göz yuman Bili÷im Teknolojileri Kurumu’nu protesto etti ve bu karar geri almaya çaôrd. 89 Açlk ve Yoksulluk ‘1 Mays’ Alanlarnda [email protected] Dört kiüilik ailenin açlk snr 940 Lira, yoksulluk snr 3.061 Lira. S on dönemde benzin, elektrik ve doôalgaza yaplan zamlarla sarslan aile bütçesi, gda fiyatlarnda, özellikle mevsim ko÷ullarna baôl olarak meyve-sebzede görülen fiyat gerilemesi nedeniyle bu ay -bir nebze olsun- rahatlad. TÜRK-õö tarafndan, çal÷anlarn geçim ko÷ullarn ortaya koymak ve temel ihtiyaç maddelerindeki fiyat deôi÷ikliôinin aile bütçesine yansmalarn belirlemek amacyla her ay düzenli olarak yaplan “açlk ve yoksulluk snr” ara÷trmasnn 2012 Nisan ay sonuçlarna göre; 90 O O Dört ki÷ilik bir ailenin saôlkl, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapmas gereken gda harcamas tutar (açlk snr) 939,64 lira, Gda harcamas ile birlikte giyim, konut (kira, elektrik, su, yakt), ula÷m, eôitim, saôlk ve benzeri ihtiyaçlar için yaplmas zorunlu diôer harcamalarn toplam tutar (yoksulluk snr) ise 3.060,72 lira, olarak hesapland. Mutfak enflasyonu aylk 1,55 orannda geriler- Mutfak enasyonu aylk yüzde 1,55 orannda geriledi. Oniki aylk artü oran ise yüzde 8,02. ken, bir önceki yln ayn ayna göre deôi÷im oran (son oniki aylk art÷) yüzde 8,02 olarak gerçekle÷ti. yoksulluôu” gündemin önemli bir konusudur ve “1Mays” alanlarnda yanklanacaktr. Ülkede halen geçerli olan günlük net asgari ücret 23 lira ve fakat zorunlu ihtiyaçlar için yaplmas gereken günlük harcama 102 liradr. Toplumun ücretli çal÷an kesiminin elde ettiôi gelirin “insan onuruna yara÷r bir ya÷am düzeyi” saôlamaktan uzak kaldô ortamda hayat pahallônn yakc etkisi, enflasyondaki geli÷menin önüne geçmektedir. Özellikle son iki ayda ya÷ sebze-meyve fiyatlarndaki görülen gerileme mutfak harcamasn olumlu etkilemi÷tir. Ancak bu geli÷meye raômen, son bir ylda sadece mutfaôa gelen ek yük 70 lira olarak hesaplanrken, ailenin ya÷ama maliyeti bir önceki yla göre 227 lira artm÷tr. Önceki yln ayn döneminde açlk snr 869,87 lira ve yoksulluk snr 2.833,44 lira olarak hesaplanm÷t. Devletin resmi verilerine göre; toplam çal÷anlarn yarya yaknnn kaytd÷ istihdam edildiôi, kaytl çal÷an i÷çilerin yarya yaknnn ise yetersiz asgari ücret düzeyinde gelir elde ettiôi, milyonlarca ki÷inin i÷siz olduôu, güvencesiz ta÷eron istihdamnn yaygnla÷tô, ya÷ama ve çal÷ma ko÷ullarnn toplumun aôrlkl bir çoôunluôu için saôlksz olduôu ülkemiz i÷gücü piyasasnda “çal÷an Tablo 1: Dört Kiçilik Ailenin Açlk ve Yoksulluk Snr (TL/Ay) Nisan’2011 Aralk’2011 Mart’2012 Nisan’2012 Yeti÷kin Erkek 243,54 259,17 262,60 259,15 Yeti÷kin Kadn 202,50 218,48 221,20 217,36 15-19 Ya÷ Grubu Çocuk 255,49 274,94 279,78 276,44 4-6 Ya÷ Grubu Çocuk 168,04 187,80 190,82 186,70 Açlk Snr 869,87 940,39 954,40 939,64 2.833,44 3.063,17 3.108,78 3.060,72 Yoksulluk Snr * Gda harcamas tutar, yuvarlama nedeniyle, toplamda farkl olabilmektedir. TÜRK-õö’in verileri temel alndônda Nisan 2012 ay itibariyle “mutfak enflasyonu”ndaki deôi÷im ÷öyle oldu: O Ankara’da ya÷ayan dört ki÷ilik bir ailenin “gda için” yapmas gereken asgari harcama tutar bir önceki aya göre yüzde 1,55 orannda geriledi. O Yln ilk dört ay itibariyle art÷ oran yüzde -0,88 oldu. O Gda enflasyonunda oniki ay itibariyle artç oran yüzde 8,02 orannda gerçekle÷ti. O Yllk ortalama artç oran ise yüzde 7,88 olarak hesapland. Son oniki ay itibariyle gda fiyatlarndaki geli÷im TÜRK-õö ve TÜõK verileri temel alndônda ÷öyle bir seyir izledi: Gda harcamas çal÷masna temel alnan beslenme kalbnda yer lan yeni düzenlemeye de baôl olarak ekmek fiyat deôi÷memi÷, makarna, un, irmik, bulgur fiyat ayn kalrken, pirinç kilogram fiyatnda bu ay 5 kuru÷luk bir art÷ belirlenmi÷tir. Tablo 2: Gda Harcamasndaki Deäiçim Nisan 2009 Nisan 2010 Nisan 2011 -0,85 0,87 -0,08 -1,55 Bir önceki yln Aralk ayna göre deôi÷im oran (%) -0,18 7,28 0,24 -0,88 Bir önceki aya göre deôi÷im oran (%) Nisan 2012 Bir önceki yln ayn ayna göre deôi÷im oran (%) 2,96 15,46 2,04 8,02 12 aylk ortalamalara göre deôi÷im oran (%) 9,51 6,88 8,85 7,88 rek) fiyatlar bu ay yine ayn kalrken, bakliyat ürünlerinin (nohut, mercimek, kuru fasulye, barbunya vb) fiyatlar bu ay deôi÷memi÷tir. alan ürünlerin fiyatlarnda Nisan 2012 itibariyle gözlenen deôi÷im ÷öyledir: O O Süt, yoôurt, peynir grubunda; baz fiyat deôi÷iklikleri tespit edilmi÷ olsa da ortalama fiyat deôi÷memi÷, bu grubun mutfak harcamas içindeki pay ayn kalm÷tr. Et, tavuk, balk, sakatat, bakliyat gibi ürünlerin bulunduôu grupta; hesaplamada dikkate alnan kyma etin fiyatnda birçok markette indirim yaplm÷, bu durum mutfak harcamasn gerileten önemli bir faktör olmu÷tur. Ku÷ba÷ etin fiyat ise ayn kalm÷tr. Tavuk fiyat bu ay kilogramda be÷ kuru÷ art÷ göstermi÷, yumurta fiyat ise bir önceki aya göre sekiz kuru÷ azalarak tanesi 28 kuru÷ olmu÷tur. Mevsim ko÷ullarna göre çe÷idi azalan balk fiyatlar ise ortalama olarak biraz yükselmi÷tir. Sakatat ürünleri (ciôer, yürek, böb- O O Ya÷ sebze-meyve grubu, bu ay yine mutfak harcamasn rahatlatan faktör oldu. Mevsim meyve-sebzelerinin pazarda yerini almas ve ürün çe÷itliliôinin artmasyla birlikte önceki aya göre sebze ve meyve fiyat geriledi. Ortalama sebze kilogram fiyat bu ay 2,30, ortalama meyve kilogram fiyat ise 2,50 lira olarak hesapland. Bunun sonucu, geçtiôimiz ay 2,63 lira olarak hesaplanan ya÷ sebze-meyve aôrlkl ortalama kilogram fiyat bu ay 2,36 lira oldu. Yaplan hesaplamada -her zaman olduôu gibi- pazarda bol bulunan ve satlan ürünler temel alnd. Ekmek, pirinç, un, makarna gibi ürünlerin bulunduôu grupta; un kar÷mnda yap- O Son grup içinde yer alan gda maddelerinden; tereyaô, margarin, zeytinyaô ve ayçiçeôi yaô fiyat ayn kalm÷tr. Siyah ve ye÷il zeytin fiyatnda ise art÷ tespit edilmi÷tir. Bal, reçel, pekmez, ÷eker ve tuz ürünlerinin fiyat bu ay deôi÷memi÷tir. Baharat ürünleri (kimyon, nane, karabiber, vb) ile yaôl tohum ürünlerinin (ceviz, fndk, fstk, ayçekirdeôi vb) fiyat ayn kalm÷tr. Çayn fiyat ortalamada bu ay yine biraz artarken hlamur fiyat deôi÷memi÷tir. Salça fiyat da ayn kalm÷tr. “Açlk ve Yoksulluk Snr” çal÷masnda hesaplamaya temel olan gda maddelerinin fiyatlar, Konfederasyonumuzca piyasadan, market ve semt pazarlar sürekli ve düzenli dola÷larak doôrudan tespit edilmektedir. Çal÷ma bu niteliôiyle baômszdr ve tüketici fiyatlarndaki art÷ eôilimini yanstan “öncü gösterge” niteliôi ta÷maktadr. Ku÷kusuz hesaplanan “yoksulluk snr” tutar ücret düzeyi olmayp, haneye girmesi gereken gelir toplamn ifade etmektedir. Son oniki ay itibariyle gda fiyatlarndaki geli÷im TÜRK-õö ve TÜõK verileri temel alndônda ÷öyle bir seyir izledi: 91 Sendikalarmzdan Hazrlayan: Refik ERBAą TÜRK-Ąą TeĆkilatlandrma Uzman [email protected] GENEL MADEN-Ąą Enerji Bakan Ziyaret Etti Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan Taner Yldz, 15 Nisan 2012 günü Genel Maden õ÷çileri Sendikas’n ziyaret ederek Genel Ba÷kan Eyüp Alaba÷ ile görü÷tü. Yldz’n ziyaretinde TÜRK-õö Genel Mali Sekreteri Ergün Atalay da bulundu. 92 Bakan Yldz, ziyarette Türkiye Ta÷kömürü Kurumu’nun bir sosyal olgu olduôunu ve sadece parasal açdan deôerlendirilemeyeceôini belirterek, i÷çi almna ve ne ÷ekilde alnacaôn hep birlikte karar vereceklerini ve kamuoyuyla payla÷acaklarn söyledi. Bakan Yldz; “Genel Müdürümüzden ve Sendikamzdan aldôm raporlar inceledim. Bir kararn artk sonuna geliyoruz. Bunu yine hep beraber bir son toplant yaparak kamuoyuyla payla÷acaôz” dedi. Yldz, “Kamunun açôn hep beraber yükleniyoruz. Buras yakla÷k 450 milyon lira zarar eden bir kurumdur. Buraya i÷vereni ve i÷çisiyle birlikte omuzlayacaôz ve kamu adn zarar en aza indireceôiz ve sonunda da sfrlamamz lazm. Biz buray kar maksadyla yapm÷ deôiliz. Buras bir sosyal olgu. Zonguldak’n lokomotifi. Yllardr babalar, dedeleri burada çal÷p emekli olmu÷ arkada÷larmz var. Ton ba÷na 1990’l yllarda 3-4 dolar olan yatrm miktarlarn biz 10-12 dolarlara çkardk. Bu 2012 ylnda 55-60 milyon liralk bir yatrma kar÷lk geliyor. Yüzde 65’i i÷çi arkada÷larmza, yüzde 10’u memur arkada÷larmza verdiôimiz ücretler olmak üzere buradaki toplam maliyetin yüzde 75’i tamamen personel giderleriyle alakal. Burann kendi ayaklar üzerinde yürüyebileceôi bir sistemi olu÷turmamz lazm” diye konu÷tu. GMõS Genel Ba÷kan Eyüp Alaba÷ ise, “TTK’da 2002 ylndan bugüne kadar ayrlan i÷çi says 11 bin 456 iken alnan i÷çi says toplam 4 bin 907’dir. Bugüne kadar olu÷an i÷çi açô 6 bin 549’dur. Norm kadroya göre yeralt i÷çi açô ise 3 bindir. õ÷çi eksikliôi; i÷ güvenliôini tehdit eder duruma gelmi÷tir. Kurum 2011 ylnda i÷çi eksikliôinden dolay ancak 1.592.515 ton kömür üretebilmi÷tir. Kurulu kapasite 5 milyon Ton/ Yl’dr. Kurum üretimin artrlmas ve verimli çal÷mann saôlanmas için 19.04.2010 tarihinde Hazine Müste÷arlôna ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlôna i÷çi talebinde bulunmu÷tur. Sendikamzn Aralk 2011’de ‘TTK’ya Alnacak õ÷çilerin Maliyet-Üretim Analizleri’ hazrladô raporda; yeraltnda ta÷kömürü üretiminin artrlmas ve sürekliliôinin saôlanabilmesi için önerilerimizi sizlere sunmu÷tuk. Üretim art÷ndan saôlanan ek gelirden i÷çilik maliyeti dü÷üldükten sonra kurumun zarar önemli ölçüde a÷aôya çekilmi÷ olacaktr. õ÷çi açklar giderilmesini ve ülkemize daha çok katk vermek istiyoruz” dedi. TÜRK-õö Genel Mali Sekreteri Ergün Atalay da Bakan Yldz’a bölgenin durumunu anlatt. Atalay, “Ba÷bakan ile ocaôa inen birkaç ki÷iden biriyim. Ba÷bakan ocak çk÷nda hatrlarsnz 1500+1500 i÷çi almn açklam÷t. Ba÷bakan, ocaô gezince ‘tamam’ demi÷ti. Bu bölge ta÷kömürü üretimine baôl, baôml. Ocaklarda çal÷ma ÷artlar çok zor. Bu bölgenin desteôe ihtiyac var. Türkiye Ta÷kömürü Kurumu’na i÷çi lazm. õ÷çi alnrsa buras daha çok üretir. Bölgeye büyük katks olur. Rakamlara baktm sadece 2012 ylnda i÷ kazalarnda 41 i÷çi hayatn kaybetti. TÜRK-õö olarak õ÷ Saôlô ve Güvenliôi Yasas’nn da bir an önce çkarlmasn istiyoruz” dedi. 263 Madenci Anld Zonguldak’taki Türkiye Ta÷kömürü Kurumu (TTK) Kozlu Müessese Müdürlüôü’ne ait maden ocaônda 3 Mart 1992’de meydana gelen grizu faciasnda ya÷amn yitiren 263 maden i÷çisi, ölümlerinin 20’nci ylnda anld. Törende konu÷an GMõS Genel Ba÷kan Eyüp Alaba÷, teknoloji alanndaki geli÷melere ve alnan önlemlere raômen i÷ kazalarnda Türkiye’nin dünyada 3’üncü, Avrupa’da ise 1’inci srada bulunduôuna dikkat çekti. Alaba÷, i÷ kazalarnn önlenmesi için gerekli önlemlerin alnmasn istedi. TTK Genel Müdürü Burhan õnan Sendikalarmzdan ise i÷ saôlô ve güvenliôi konusunda çtay alabildiôine yükseltmeleri gerektiôini kaydetti. õnan, maden i÷çilerini de ocaklarda çal÷rken, ‘Bir ÷ey olmaz’ mantôn kenara brakarak çal÷malar konusunda uyard. Vali Ayyldz da “Brakn bir arkada÷mzn ÷ehit olmasn, burnunun kanamasna bile raz deôiliz” diye konu÷tu. Törenin ardndan, Kozlu Belediyesi’nin belde merkezinde ölen 263 madenci ansna yaptrdô Maden öehitleri Ant’nn açl÷ yapld. Ölen madencilerin isimlerinin yer aldô anttaki törende ÷ehit madenciler için sayg duru÷unda bulunuldu. PETROL-Ąą Standard Profil ĄĆçisinin Sabr Kalmad Düzce’de faaliyet gösteren ve yakla÷k 2 bin i÷çinin çal÷tô Standard Profil Otomotiv Fabrikasnn i÷vereni, Petrol-õ÷ Sendikamz ile toplu sözle÷me masasna oturmamakta direnince i÷çiler 3 Nisan 2012 günü bir uyar eylemi gerçekle÷tirdi. Fabrika önünde yaplan eylemde konu÷an Petrol-õ÷ Sendikas Genel Ba÷kan Mustafa Özta÷kn, i÷verenin süreci uzatmak için yaptô ba÷vurularn i÷çileri maôdur ettiôini dile getirdi. õ÷verenin süreci uzatmak istemesinin nedeninin i÷çileri sendikadan uzakla÷trmak olduôunu belirten Özta÷kn, sendikann Bakanlôa yaptô yetki ba÷vurusunun ardndan birçok i÷çinin i÷ten çkarldôn ifade etti. Sendikann konuya ili÷kin mahkemeye yaptô ba÷vurular sonucunda i÷çilerin i÷e iadesinin kabul edildiôini belirten Özta÷kn, buna kar÷n i÷verenin i÷çileri i÷e geri almadôn söyledi. “Gelinen noktada Standard Profil i÷çisinin artk sabr kalmam÷tr” diyen Özta÷kn, “Yllarca süren çabalarla sendikal örgütlülüôe kavu÷an binlerce i÷çinin uluslararas sözle÷melerle ve anayasayla güvence altna alnm÷ haklarn kullanmalarnn önünde ucuz taktiklerle engel olunmas, onlar temsil eden sendikann yok saylmas, i÷letmeye kredi saôlayan uluslararas ku- rulu÷larn standartlarna uyulmamas kabul edilemez” dedi. Bor åççisinden Özelleçtirme Tepkisi Eti Maden õ÷letmeleri’nde özelle÷tirmenin önünü açacak yasal düzenlemeye kar÷ 27 Mart 2012 günü, Eti Maden’e baôl Bandrma Bor ve Asit Fabrikalar õ÷letmesi’nde çal÷an Petrol-õ÷ üyesi i÷çiler bir yürüyü÷ ve miting düzenlediler. Mitingin ilk konu÷masn Petrol-õ÷ Bandrma öube Ba÷kan õsmail Kayan yapt. Kayan’dan sonra Petrolõ÷ Sendikas Genel Ba÷kan Mustafa Özta÷kn söz ald. Konu÷masnda, 500’e yakn sanayi alannda kullanlan borlarn Türkiye’nin en önemli ve en stratejik madenleri olduôunu belirten Özta÷kn, bu nedenle ülkemizde bor madenlerinin üretimi, zenginle÷tirilmesi vb. i÷lerin devlet eliyle yaplmas için bir kanun düzenlendiôini ve bu kanuna göre bor madenlerini Eti Maden’in i÷lettiôini söyledi. Türkiye’nin dünya bor rezervinin yüzde 72’sine sahip olduôunu ve i÷lenmi÷ bor pazarnn yakla÷k yarsn elinde tuttuôunu vurgulayan Özta÷kn, “Türkiye uluslararas alanda bir güç olmak istiyorsa, borlar kendi elinde tutmak zorundadr. Borlar, devlet tarafndan i÷letilmek durumundadr. Ancak borlar üzerinde yllardr çe÷itli oyunlar oynanmaktadr. Uluslararas ÷irketlerin borda gözleri var, bordan yararlanmamz, yüksek katma deôer elde etmemizi istemiyorlar” dedi. TEKGIDA-Ąą Amylum NiĆasta’da Greve Devam Tekgda-õ÷ Sendikamzn örgütlü olduôu Adana’daki Amylum Ni÷asta’da grev devam ediyor. Grev yerini ziyaret eden TÜRK-õö 4. Bölge temsilcisi Edip Gülnar ile TÜRK-õö’e baôl sendikalarn ÷ube ba÷kanlar, i÷çilere destek verdi. Grevdeki Amylum Ni÷asta i÷çileri, Tekgda-õ÷ öube Ba÷kan Ayhan Aydoôdu ve öube yöneticileri, ziyaretçileri alk÷larla ve “Amylum i÷çisi yalnz deôildir” slogan atarak kar÷ladlar. TÜRK-õö 4. Bölge temsilcisi Edip Gülnar burada yaptô konu÷mada, “Mücadeleniz büyük yank uyan- 93 Sendikalarmzdan dryor. Ancak biz sendikaclar olarak grevin uzamasndan yana deôiliz. Adana’nn huzurunu bozmaya kimsenin hakk yoktur. Onun için i÷vereni bir daha masaya oturmaya, i÷çilerin hakkn vermeye çaôryoruz. õ÷veren tarafndan sizlerin örgüt disiplinini bozacak teklifler gelebilir. Bunlara kar÷ dikkatli ve uyank olmalsnz. Grevinizin ba÷ar ile sonuçlanacaôna inanyorum” dedi. Coca Cola’da Çoäunluk Oyunu 94 Tekgda-õ÷ Sendikamz, 1 Nisan 2012 tarihi itibaryla Coca Cola õçecek Aö’de çoôunluôu saôladô. 31 Mart 2012 tarihi itibaryla çoôunluôa sahip olduôuna dair yetki tespiti ve belge temini için yasal giri÷imler ba÷latld. Ancak Coca Cola’da çoôunluk Tekgda-õ÷”te olduôu halde, Çal÷ma ve Sosyal Güvenlik Bakanlô Hak-õ÷’e baôl Özgda-õ÷ Sendikas lehine tespit verdi. Tekgda-õ÷ Sendikas’ndan yaplan açklamada, “Sanyorduk ki; ÇAY-KUR rezaletinden sonra, Anayasa, hukuk ve devlet nizamnn ayaklar altna alndô mahkeme kararyla sabit olduktan sonra, Bakanlk ofislerinin bürokrat-siyasetçi çiftliôi haline geldiôi ortaya çktktan sonra, artk yüzler kzarr, biraz utanlr ve en azndan bir kamu otoritesinin görevi ve ahlaki sorumluluôuna uygun davranmaya biraz daha özen gösterilir. Ama yanlan biz olduk. Rakamlar, belgeler, verilerin gösterdiôi gerçek yine ters yüz edildi” denildi. Rakamlarn, belgelerin ve verilerin gösterdiôi gerçeôin ters yüz edildiôi belirtilen açklamada, “Koskoca Ankara Fabrikas, çal÷anlaryla birlikte yok edildi. Coca Cola i÷çisinin iradesi yok sayld. Tekgda-õ÷’in yetkisi gasp edildi. ÇAY-KUR’da Yetki Yeniden Tekgda-åç’te Çal÷ma ve Sosyal Güvenlik Bakanlô’nn 2008 ylnda çoôunluôu olmadô halde, yanl÷ ve gerçek d÷ veriler üzerinden yetkiyi Hak-õ÷’e baôl Özgda-õ÷ Sendikas’na vermesi üzerine Tekgda-õ÷ Sendikamz tarafndan ba÷latlan hukuk mücadelesinde sona gelindi. Tekgda-õ÷ tarafndan açlan davann Tekgda-õ÷ lehine sonuçlanmasnn ardndan verilen yetki belgesine, Özgda-õ÷’in bir kez daha itiraz etmesiyle ba÷layan ikin- ci yarg süreci, aylar süren uzatma taktiklerine raômen nihayet 21 Mart 2012 günü Rize’de sonuçland. Rize 1. Asliye Hukuk Mahkemesi 21.03.2012 tarihli ve 2011/2852 Esas sayl karar ile ÇAY-KUR’da yetkili sendikann Tekgda-õ÷ olduôunu karara baôlad. Billur Tuz åççileri Yürüyüç Yapt Tekgda-õ÷ Sendikamza üye olduklar için i÷ten atlan ve 95 gündür fabrika önünde direni÷te olan Billur Tuz i÷çileri, õzmir’de yürüyü÷ yapt. Yürüyü÷e yine 257 gündür direni÷te bulunan Savranoôlu i÷çileri de katld. õ÷çiler Billur Tuz Fabrikasnn önünde toplanld. Daha sonra Organize Sanayi Bölgesine doôru yürüyü÷e geçildi. õ÷çiler yürüyü÷ boyunca sendika talebi ve dayan÷ma çaôrs içeren sloganlar att. Çevre fabrikalardan öôle paydosuna çkan i÷çiler de yürüyü÷e alk÷ ve sloganlarla destek verdi. Yürüyü÷ Çiôli Organize Sanayi Müdürlüôü önünde son buldu. Burada konu÷an Tek Gda õ÷ 7 Nolu öube Ba÷kan Kemal Köse, Billur Tuz patronunu ve Atatürk Organize Sanayi Bölgesi Yönetimini i÷çilerin yasal haklarn tanmaya, daha önce de sendikal olan Billur Tuz’daki sorunu çözmeye çaôrd. ąEKER-Ąą Bakan Çaălayan’a Cevap Bir dizi ziyaret için Amerika’da olan Ekonomi Bakan Zafer Çaôlayan’n, “Ni÷asta bazl ÷eker hakknda özel sektör kendisi karar verecektir. Çiftçimizin anlamas gereken ba÷ka bir ÷ey var; pancar ekmek kader deôil. Ba÷ka bir ÷ey de ekebilirler... Tarm ürünleri konusunda da ihracata dayal ürünler yeti÷tirmeye yönelik yapy olu÷turmalyz. Yüksek katma deôerli ürünlere yönelmeliyiz” sözlerine öeker-õ÷ Sendikas Genel Ba÷kan õsa Gök’ten cevap geldi. Gök, “Bir özelle÷tirme giri÷imi olmaktan öte, TÜRKöEKER arazi/arsalarnn rant amaçl olarak, dü÷ük fiyata birilerine aktarlmas anlamna gelen mevcut özelle÷tirmelerin topluma ve ülkeye vereceôi zarar gözetmeden, bu özelle÷tirme sonucunda NBö sorununun çözüleceôini, pancar ÷ekeri mi yoksa NBö mi üretileceôinin cevabnn özel sektör tarafndan verileceôinin söylenmesi, Sendikamz, ne yazk ki doôrulamaktadr. Özelle÷tirme pancar tarmn yok etmek için yaplmak- Sendikalarmzdan tadr. Zira Sayn Bakan, devamla, ‘pancar ekmek kader deôil’ diyerek özelle÷tirmenin, ülke için stratejik önemde olan pancar tarmnda sürdürülebilirliôi deôil tasfiyeyi amaçladôn ikrar etmektedir. Üretim yapmayan DEBA’nn 100 i÷çisi, çal÷tklar dönemde ödenmeyen ücretleri ile kdem tazminat alacaklar bulunduôu için ba÷lattklar eylemde 5. haftay geride brakt. TEKSõF Sendikas Denizli öubesi’nin organizasyonuyla pazar günleri Bayramyeri Meydan’nda eylem yapan i÷çiler, ayaklarna zincir vurarak, sendika binasndan Bayramyeri Meydan’na kadar yürüdüler. Bakan Çaôlayan, bu açklamalar ile ülke ÷eker sektörünün geleceôini uzaklara teslim etmek isteyen lobinin etkisinde olduôu ÷üphesini doôurmu÷tur. Zira ülkemizde NBö üretiminin yarsndan fazlas Amerikan Cargill firmas tarafndan yaplmaktadr. NBö üretiminin artrlmas, ürettiôinin kat be kat fazlas üretim kapasitesine sahip bu firmann çkarnadr. Dünyann en pahal NBö’sini tükettiôimiz gerçeôi, Sendikamz tarafndan Dan÷tay’da açlan bir davada bizzat NBö üreticileri tarafndan ikrar edilen yüzde 300-500 aras karllkla birle÷tiôinde, bu ÷irketlerin özelle÷tirme yoluyla pancar ÷ekerinin tasfiye edilmesindeki çkarn kantlamaktadr. “Sadaka deôil 10 aylk ücret ve kdem tazminatmz ödeyin” pankart açan grup, 10 aylk ücretlerinin ve kdem tazminatlarnn ödenmesi talebinde bulundu. Grup adna basn açklamas yapan TEKSõF Örgütlenme Uzman Ömer Seyfettin Atlgan, sendika olarak i÷çilerin haklarn sonuna kadar arayacaklarn belirterek, “Haklarmzdan vazgeçilmesi bekleniyorsa aldanyorlar. ‘Ya adalet, ya kyamet’ diyoruz” diye konu÷tu. Bakan Çaôlayan’n açklamasnda, ‘yüksek katma deôerli ürünlere yönelmeliyiz’ derken neyi kastettiôi de anla÷lamam÷tr. Zira bir yandan ülke için oldukça önemli bir katma deôer üreten pancardan vazgeçilmesini söyleyen Bakan, pancar yerine ‘ba÷ka bir ÷ey ekin’ derken acaba daha yüksek katma deôer üretecek bir ürün mü bilmektedir? Yani, Bakan Çaôlayan, özelle÷tirme ile Malatya, Aôr, Mu÷, Erzincan, Elazô ve 18’e yakn fabrika kapanrken, pancar çiftçisine pancar yerine ne ekmelerini önermektedir? Bir Bakan olarak konu÷tuôuna göre, yaplm÷ bir bilimsel/iktisadi çal÷ma/ rapora dayanmas gereken Bakan Çaôlayan, kapanacak fabrikalarn olduôu yörelerdeki iklim, topraôn niteliôi, verimlilik gibi kstaslara göre hangi yüksek katma deôerli ürünü tavsiye etmektedir?” dedi. TEKSĄF DEBA Alacaklar Ąçin Zincirli Eylem Denizli’de, 2009 ylnda kapanan Denizli Basma ve Boya Sanayi’nin (DEBA) 100’e yakn maôdur çal÷an, firmadan ücret ve kdem tazminat alacaklar için TEKSõF Denizli õrtibat Bürosu öncülüôünde zincirli eylem yapt. HEY Tekstil åççileri de Eylemde Hey Tekstil i÷çileri direni÷lerinin 57. gününde yine Li Fung önündeydi. Ücret ve tazminatlarn almak için Li Fung önünde bir araya gelen Hey Tekstil i÷çileri, firmaya giri÷ çk÷ yapan araçlar protesto etti. Daha sonra Li Fung önüne gelen Teksif Örgütlenme Müdürü Asalettin Arslanoôlu burada bir açklama yapt. Arslanoôlu, Düzce’de sendika üyesi olduklar için 22 i÷çinin i÷ten atldôna dikkat çekerek “Mahkeme, i÷veren õsmail Çetinkaya, Fabrika Müdürü Cengiz Turhan, Üretim Müdürü Turgut Gündüz hakknda, i÷çilerin sendikal haklarnn kullanlmasnn engellendiôi için 6 ay hapis cezas karar verdi” dedi. Öte yandan, Türk Metal Sendikas õstanbul öubeleri, Hey Tekstil i÷çilerini direni÷lerinin 55. gününde ziyaret etti ve dayan÷ma için i÷çilere erzak desteôinde bulundu. Li Fung önünde açklama yapan Türk Metal õstanbul öube Ba÷kan Tufan öim÷ek, demokratik kitle örgütlerine ve sendikalara çaôr yaparak, “Buradaki ar- 95 Sendikalarmzdan kada÷lara destek olmanz istiyoruz” dedi. öim÷ek daha önce de direni÷teki i÷çilerin yannda olduklarna dikkat çekerek, “Bundan sonra da maddi manevi her türlü desteôi vermeye devam edeceôiz. Türk Metal Sendikas olarak her zaman yannzdayz. öartlar ne olursa olsun haklarnz alana kadar yannzda olacaôz” diye konu÷tu. Daha sonra söz alan Türk Metal Sendikas õstanbul 1 Nolu öube Ba÷kan Murat Salar, i÷çilerin ya÷adô sorunlarn en yakn zamanda çözüleceôini umduôunu ifade ederek “Siz Türkiye’deki i÷çiler için bir sembol haline geldiniz. Mücadelenizin her zaman yannzda olacaôz” diye konu÷tu. Türk Metal sendikas Gölcük öube Ba÷kan Yücel Yücel de sendika olarak i÷çilerin direni÷ini destekleyeceklerini bildirdi. TÜRK-åæ’ten Destek 96 Ücret ve tazminat alacaklar için direni÷te olan Hey Tekstil i÷çilerine TÜRK-õö 1. Bölge Temsilcisi Faruk Büyükkucak’tan destek geldi. Ziyarette konu÷an Büyükkucak, Türkiye’nin her yerinde emeôe saldrlarn devam ettiôini, bu saldrlar kar÷snda i÷çilerin sendikalar ile daha güçlü olduôunu kaydetti. Hey Tekstil i÷çilerinden örgütlü olmalarn isteyen Büyükkucak, “Ancak örgütlü olursanz güçlü olursunuz. Kendimizi patronlarn insafna emanet edersek i÷te dü÷tüôümüz durum ortada” dedi. õ÷çilerin sonuna kadar yannda olduklarn ifade eden Büyükkucak, i÷çiler haklarn alana kadar TÜRK-õö olarak direni÷in yannda olduklarn kaydetti. ba÷vurdu ve yetki ald. Ancak i÷veren yetkiye itiraz etti. Bir yl süren dava Sendika lehine sonuçlannca, toplu i÷ sözle÷mesi görü÷meleri ba÷lad. Ancak i÷yerinde sendika itemeyen i÷veren, Sendikann tüm önerilerini reddetti ve görü÷meler tkand. Türk Metal’den Kampana åççilerine Destek Türk Metal Sendikas Anadolu Yakas öubesi ve i÷çileri bir yl a÷kn süredir direni÷te olan Kampana Deri i÷çilerine dayan÷ma ziyareti gerçekle÷tirdi. Ziyaret srasnda konu÷an, TÜRK-õö 1. Bölge Temsilcisi Faruk Büyükkucak, Kampana patronuna seslenerek, “Bugüne kadar bu i÷i yoku÷a sürmekle eline ne geçti? Artk masaya oturma zaman geldi. õ÷çiler gereken direni÷i gösteriyorlar, daha güçlü dayan÷malar örgütleyeceyeôiz” diye konu÷tu. Türk Metal Sendikas Anadolu öube Ba÷kan Halil Faki Erdal ise “Buras Türkiye, i÷çiler anayasal haklarn istedikleri için direniyorlar, bu yasalar tanmayanlar cezalandrlmas gerekiyor” dedi. Deri-õ÷ Tuzla öube Ba÷kan Binali Tay da “Kampana i÷çileri sendikala÷mak için bir yl a÷kn bir süredir direniyor. õ÷çilere dönük saldrlarn püskürtülmesi için güçlü i÷çi muhalefetine ihtiyaç var” dedi. Türk Metal Sendikas direni÷teki kampana i÷çilerine erzak yardmnda bulundu. DERĄ-Ąą TOGO’da Direniç Baçlad Güçlü Deri’de Grev BaĆlad Deri-õ÷ Sendikamz, Tuzla Organize Deri Sanayi’de bulunulan Güçlü Deri’yle uzun bir süredir yaplan toplu i÷ sözle÷mesi görü÷melerde sonuç alamamas üzerine greve çkt. õ÷verenle ortaya çkan uyu÷mazlklar sonucunda ve en son 22-23 Mart 2012 günlerinde yaplan görü÷melerde de sonuç alnmamas üzerine 23 Mart 2012 günü saat 15.00’de grev ba÷lad. Deri-õ÷ Sendikamzn, Güçlü Deri’de örgütlenme çal÷masna iki yl önce ba÷lad. Sendika, 80 i÷çinin çal÷tô fabrikada çoôunluôu saôlayarak Bakanlôa Ankara’da fabrikas bulunan TOGO Ayakkab’da i÷çilerin Deri-õ÷ Sendikamza üye olmasn ardndan i÷veren 27 Nisan 2012 günü 9 i÷çiyi i÷ten çkard. õ÷çiler haksz yere i÷ten çkarlmalar nedeniyle fabrika önünde bekleyi÷e ba÷lad. Deri-õ÷ Sendikamz fabrikada çoôunluôu alm÷ ve yetki için ba÷vurmu÷tu. TOGO i÷çileri ücretlerin dü÷üklüôünden ve yllardr zam alamamaktan ÷ikayet etmekteydiler. Deri-õ÷’ten yaplan açklamada, “Hem d÷ardaki hem de içerideki üyelerimiz kararl ÷ekilde, sendikal çal÷mak için mücadelelerini sürdürecekler. õ÷ten çkarmalar sebebiyle i÷çiler alk÷l eylem yaptlar ve Eski÷ehir yoluna çktlar” denildi. Sendikalarmzdan Ankara’da Eski÷ehir yolu kenarnda, ODTÜ’nün kar÷snda bulunan TOGO Ayakkab’nn ba÷ta Ankara olmak üzere birçok ÷ehirde maôazas da bulunuyor. TÜRK METAL Ford Otosan’dan BaĆarl ÇalĆanlara Tatil Hediyesi Ford Otosan Kocaeli Fabrikas, yüksek performanslar ve özverili, disiplinli çal÷ma anlay÷lar nedeniyle 40 çal÷ann aileleriyle birlikte bir hafta tatille ödüllendirdi. Üst üste 10 yldr en çok satan marka olmak gibi birçok rekora imza atan Ford Otosan, ba÷arlarnn mimar olarak gördüôü çal÷anlarn bu yl tatille ödüllendirmeyi kararla÷trd. Gölcük’de gerçekle÷tirilen ödül töreninde ba÷arl çal÷anlar tanma, takdir etme ve ba÷ary ödüllendirme amac ile hayata geçirilen ‘Mavi Yakal Çal÷an Ödüllendirme Sistemi’ kapsamnda deôerlendirmeler yapldô belirtildi. 1 Aralk 2010- 30 Kasm 2011 tarihleri arasn kapsayan dönem için yaplan incelemelerde, kriterleri kar÷layan mavi yakal Ford Otosan çal÷anlarna Türk Metal Sendikas’nn Didim Resort Oteli’nde aileleri ile birlikte ‘her ÷ey dahil’ bir hafta tatil hediye edildi. Ödül töreninde konu÷an Ford Otosan Genel Müdürü Haydar Yenigün, Ford Otosan’n ba÷arsnn arkasnda çal÷anlarnn kaliteli ve titiz emeklerinin olduôunu belirtti. Türk Metal Sendikas Gölcük öube Ba÷kan Yücel Yücel de, i÷çinin emeôinin onurlandrlmasnn önemine deôindi. Yücel, yüksek performans, yüksek i÷e devam oran ve disiplinli çal÷mann ödüllendirileceôinin bilinmesinin çal÷anlar motive ettiôini söyleyerek, Ford Otosan’n bu uygulamasnn örnek alnmas gerektiôini vurgulad. TES-Ąą Ązmir Jeotermal A.ą.’de ÇalĆan ĄĆçiler, Eylem Yapt õzmir õl Özel õdaresi ve õzmir Belediyesi’nin ortak olduôu õzmir Jeortelmal Aö.’de çal÷an i÷çiler aylardr süren toplu sözle÷me görü÷melerinde ilerleme kaydedilmemesi üzerine bir basn açklamas yapt. õ÷çiler e÷it i÷e e÷it ücret taleplerinin yerine getirilmesini istedi. Balçova’da bulunan Jeotermal Is Merkezi’nin önünde toplanan i÷çiler adna açklama yapan Tes-õ÷ õzmir 1 Nolu öube Ba÷kan Seydi Önder, 1 Ocak 2012 tarihinde uygulamaya girecek olan sözle÷mede henüz sonuca varlmadôn ifade ederek, “Aylardr devam eden görü÷melerde henüz sonuç alnamad. õ÷kolumuzda grev yasaô olduôu için son iki dönemdir Yüksek Hakem Kurulu ile sözle÷me yaplmyor. õzmirlilerin snmas ve kentimizin saôlk ve termal turizmine çok büyük katk koyan çal÷anlarmzn talebi sadece e÷it i÷e e÷it ücrettir. Ayn ÷artlarda çal÷anlarn çok daha altnda olan ücretlerinin iyile÷tirilmesi ardndan yüzdelik zam istiyoruz” dedi. Çal÷anlarn tüm zor ÷artlara raômen özveri ile çal÷maya devam ettiôini de dile getiren Önder, “Amacmz ne i÷i yava÷latmak ne de üretimi azaltmak. 11 yldr hep i÷çiler özveride bulunmu÷tur. Artk i÷verende özveride bulunmaldr. Patronlarmz saylan õzmir Valisi Cahit Kraç ve õzmir Büyük÷ehir Belediye Ba÷kan Aziz Kocaoôlu’nun sesimizi duymasn istiyoruz” diye konu÷tu. Erzurum’da åç Cinayeti Erzurum A÷kale’de 5 Nisan 2012 günü, TEDAö’ta çal÷an 5 i÷çi elektrik direôindeki arzay gidermek için girdikleri gölette hayatn kaybetti. Hayatn kaybeden i÷çilerden Mustafa Arifoôlu’nun Tes-õ÷ Sendikas üyesiydi. Diôer i÷çiler Feridun Öztürk, Ahmet Sait Turan, Rdvan Takm ve öahin Baykal’n ise ta÷eron i÷çisiydi. TÜRK-õö Yönetim Kurulu, Erzurum’un A÷kale õlçesinde bir baraj göletinde 5 i÷çimizin feci ÷ekilde can vermesiyle ilgili bir açklama yapt. Açklamada, “Ta÷eronla÷trma, esnek çal÷ma biçimlerinin yaygnla÷trl- 97 Sendikalarmzdan mas ve kaytd÷ ekonomi i÷çilerimize saôlksz ve güvenliksiz bir çal÷ma hayatn dayatmakta, yasal mevzuatn daônk olmas, i÷ saôlô-güvenliôi önlemlerinin alnmamas i÷ kazalarna ve i÷çi ölümlerine davetiye çkarmaktadr” denildi. Tes-õ÷ Sendikamz ise yaptô açklamada ÷unlar söyledi: “Erzurum TEDAö’ta çal÷an be÷ i÷çinin elektrik direôindeki arzay gidermek için gölete açlmalar ve bir dizi tedbirsizlik ve ihmal sonucunda feci ÷ekilde hayatn kaybetmesi kamu vicdann yaralam÷, ülkemiz açsndan utanç verici bir i÷ cinayetinin daha ya÷anmasna neden olmu÷tur. 98 Hayatn kaybeden i÷çilerden dördünün ta÷eron i÷çisi olduôu bilinmektedir. Asl i÷in ta÷eron firmaya yaptrlmasnn sakncalarnn bir kez daha ya÷andô bu hadise ülkemizde i÷çi saôlô ve i÷ güvenliôi bilinci ve önlemlerindeki ciddi zafiyeti bir kez daha gün yüzüne çkarm÷tr. Tes-õ÷, i÷çilerimizi buz tutmu÷ gölete tedbirsiz gönderen, kurtarma çal÷malarnda gecikmeye neden olan ve buzlu suyun içinde çrpna çrpna hayatlarn kaybetmelerine neden olanlarn bir an önce tespit edilmesi ve gerekli cezaya çarptrlmalarn istemekte, bu feci olayn takipçisi olacaôn bildirmektedir.” TÜMTĄS Mersin Limannda SözleĆme Mücadelesi Tümtis Sendikamzn Mersin Limannda 2. dönem toplu i÷ sözle÷mesi için yetki almasndan sonra asl i÷veren MIP, alt i÷veren ile olan sözle÷mesini sonra erdireceôini ilan etti, Tümtis üyelerinin çal÷tô i÷leri yapacak i÷çi almak üzere i÷ ilanlar vermeye ba÷lad. MIP, Tümtis Sendikamz tasfiye edebilmek, sendikal örgütlülüôü Mersin Limanndan söküp atabilmek için giri÷imde bulunuyor. Tümtis Sendikamz, i÷vereni uyarmak ve mücadele kararllôn ilan etmek için 6 Mart 2012 günü Ulus- lararas Mersin Limannda bir basn açklamas yapt. 700’e yakn liman i÷çisinin katldô basn açklamasna TÜRK-õö’e baôl sendikalarmzn Mersin öubeleri ile çok sayda demokratik kitle örgütü temsilcisi katld. Basn açklamasnda Tümtis Genel Sekreteri Gürel Ylmaz bir konu÷ma yapt. Ylmaz, “Limanda sendikal örgütlülüôümüzü daôtmaya yönelik yeniden üst i÷veren MIP tarafndan birtakm oyunlar tezgahlanmaktadr. Tezgahlanan bütün oyunlar limanda çal÷an üyelerimizle bo÷a çkartacaôz. õ÷ bar÷nn bozulmamas için devam eden toplu i÷ sözle÷mesi görü÷melerinde sendikamzn ileri sürdüôü talepleri kabul edilerek sözle÷me imzalanmaldr. Taleplerimiz kabul edilmezse direni÷se direni÷, grevse grev, yasal ve me÷ru mücadeleyi yerine getireceôiz” dedi. Tümtis Mersin öube Ba÷kan Sava÷ Gürkan ise, “Bilindiôi gibi TCDD’ye ait Uluslararas Mersin Liman’nn i÷letme hakk 2007 ylnda yaplan ihale ile 36 yllôna Mersin International Port’a (MIP) devredilmi÷ti. Mersin Liman’nda çal÷an i÷çiler daha iyi çal÷ma ko÷ullar ve insanca ya÷ayacak bir ücretin ancak sendikal örgütlenme ile mümkün olduôunu anlayarak sendikamzda örgütlendiler. Mersin Liman i÷vereni MIP, aôr i÷kolunda çal÷an liman i÷çilerini kölelik ko÷ullarnda çal÷trmek, hak talep etmemelerini, anayasal haklar olan sendikala÷ma haklarn kullanmamalarn saôlamak istemekte, kullananlar ise i÷ten atmakla tehdit etmektedir. 2009 ylnda uzun mücadeleler sonucunda sendikamz limann nakliye i÷ini yapan ta÷eron firma ile iki yllk toplu i÷ sözle÷mesi imzalad. Mersin Limannda i÷ bar÷ saôland. 1 Aralk 2011 tarihinde ba÷layan 2. Dönem TõS görü÷melerinde resmi arabulucu görü÷me- Sendikalarmzdan lerinde de anla÷ma saôlanamayarak uyu÷mazlk tutuldu. MIP ve ta÷eron firmalar liman i÷çilerinin sendikal örgütlülüôünü daôtmak için yine birtakm oyunlar çevirmek istemektedir. Son dönemde ana i÷veren MIP, çe÷itli gazetelere ilanlar vererek limanda 5 yldr çal÷an üyelerimizin yerine ba÷vuru almaktadr. Bu tür giri÷imler i÷ bar÷n bozmaya yönelik giri÷imlerden ba÷ka bir ÷ey deôildir. Liman i÷çileri ve sendikamz, i÷çileri sendikaszla÷trmaya, sendikal örgütlülüôümüzü daôtmaya yönelik tüm giri÷imlerin kar÷snda olacaktr” dedi. da bittiôine ve hizmete girdiôine ÷ahit olacaôz. Halkmz ÷ehrine varmadan hzl trenin bittiôine inanmyor. Geçmi÷te mazot bulamadômz, ray bulamadômz dönem oluyordu. O noktadan bu noktaya geldik. öimdi demiryolcularn en büyük isteôi ve dileôi kendi hzl trenini üreten ülke konumuna gelmek. Demiryolu i÷çisi buna hazr, biz artk d÷ardan hzl tren getirtmek yerine kendi hzl trenimizi üretmek istiyoruz” dedi. Temel atma töreninde Ula÷trma Bakan Binali Yldrm, Atalay’a bir te÷ekkür plaketi verdi. DEMĄRYOL-Ąą TGS Ankara-Ąstanbul Hzl Tren Projesinde Son AĆama TÜRK-Ąą: “TGS, AA ÇalĆanlarnn Tek ve Yegane Örgütlü Gücüdür.” Ankara-õstanbul Yüksek Hzl Tren Hatt’nn son halkas, Köseköy-Gebze kesiminin temeli 27 Mart 2012 günü atld. Törende TÜRK-õö Genel Mali Sekreteri ve Demiryol-õ÷ Sendikamz Genel Ba÷kan Ergün Atalay da hazr bulundu. Atalay burada yaptô konu÷mada, “Biz demiryolcular, demiryollarnn dünü ile bugünü arasnda mukayese yapan ve bugün bu büyük kurumun geldiôi noktay görerek aradaki fark bilen bir topluluôuz. 2003 ylnda hzl tren projesinin temeli atlrken bu projenin hayata geçeceôini Allah bize gösterecek mi endi÷esi içerisindeydik. Çok ÷ükür ki önce Ankara-Eski÷ehir ve sonra da Ankara-Konya hzl tren projelerinin hayata geçirildiôine ÷ahit olduk. õn÷allah Ankara-õstanbul hattnn TÜRK-õö Yönetim Kurulu,14 Mart 2012 günü Anadolu Ajans’nda ya÷anan sendikaszla÷trma basks ile ilgili bir açklama yapt. Açklamada ÷öyle denildi: “Anadolu Ajansnda, yeni genel müdürün atanmasndan bu yana ba÷layan ve giderek artan ‘sendikaszla÷trma’ basks i÷yeri bar÷nn bozulmasn ve çal÷anlarn maôduriyetini beraberinde getirmi÷tir. 1952 ylnda kurulmu÷ olan TGS, yarm asr a÷an tarihinde temsil ettiôi kitlenin hak ve çkarlarn koruyabilmek için örnek mücadelelere imza atm÷, TÜRKõö Ba÷kanlar Kurulu’nun onurlu bir üyesi olmu÷tur. TGS’nin AA’daki örgütlülüôü uzun yllara dayanmaktadr ve özel sektör basn patronlar, i÷yerlerindeki sendikay bir bir etkisiz hale getirirken, Hükümetler, Ba÷bakanlôa baôl olan AA’da TGS’nin varlôn yok etme yolunda en ufak bir giri÷imde bulunmam÷, i÷çi-i÷veren çkarlar çerçevesinde ya÷anan sorunlarn çözümünde, olmas gerektiôi gibi diyalog ortamnn olu÷turulmas temel alnm÷tr. TGS Yönetim Kurulu, üyelerinin talebi üzerine bir olaôanüstü genel kurul sürecine girmi÷tir. Bu süreç TGS açsndan toparlanma ve güçlenme dönemi olacaktr. TÜRK-õö, TGS’den istifa eden üyeleri yeniden üye olmaya ve örgütlü gücüne sahip çkmaya çaôrmaktadr. TGS, AA çal÷anlarnn yuvasdr ve çal÷an- 99 Sendikalarmzdan lar yeniden yuvalarna dönmelidir. TÜRK-õö, AA’da çal÷an basn emekçilerinin yanndadr, arkasndadr ve TGS’nin AA’da yetkisizle÷tirilmesine izin vermeyecektir. TGS Ba÷kan Ercan õpekçi, AA’daki çal÷anlara yönelik sendikaszla÷trma basksna dikkat çekmek için bir açlk grevi ba÷latm÷tr. TÜRK-õö, AA Yönetim Kurulu’nu, çal÷anlarn sendikala÷ma hakkna sayg duymaya ve çal÷anlara uygulanan çaôd÷ istifa basksna son vermeye çaôrmaktadr. TGS, TÜRK-õö’in ayrlmaz bir parçasdr. TGS, AA çal÷anlarnn tek ve yegane örgütlü gücüdür ve olmaya da devam edecektir.” ITUC TGS’ye Yönelik Basklar Knad 100 Uluslararas õ÷çi Sendikalar Konfederasyonu (ITUC) Ba÷kan Michael Sommer ve Genel Sekreteri Sharan Burrow, Ba÷bakan Erdoôan’a basn özgürlüôü ihlalleri nedeniyle knama mektubu gönderdi. Mektupta, AA’da TGS üyelerine yönelik istifa basklarna da yer verilerek, “TGS aleyhine yürütülen bu sendika kar÷t ortakla÷a faaliyetler; Türkiye’de hükümet ile i÷verenlerin giderek büyüyen sendika kar÷t yldrma çabalarnn genel görünümüne de denk dü÷mektedir” denildi. ITUC’un 21 Mart 2012 tarihli mektubunda özetle ÷u ifadeler yer ald: “EFJ ve FIJ’in bildirdiôine göre, doôrudan hükümet tarafndan atanan Anadolu Ajans Genel Müdürü, gazetecilerin TGS’den istifa etmeleri için bask yapmaktadr. Anadolu Ajans, TGS üyelerinin baôl olduôu en büyük i÷verendir ve bu ki÷ilerin üyeliôi, sendikann, gazetecilerin haklarn savunabilmesi bakmndan büyük önem ta÷maktadr. ITUC, TGS üyelerinin, i÷verenlerin veya yetkililerin misilleme yapmalarndan endi÷e duymadan me÷ru sendikal faaliyetlerini sürdürebilmesini saôlamak için, sizi, Türk yetkilileri üzerinde bask kurmak üzere gerekli giri÷imlerde bulunmaya sevk etmek ve bu husustaki kayglarna dikkatinizi çekmek amacyla bu mektubu yazmaktadr.” TGS’de Olaäanüstü Genel Kurul Türkiye Gazeteciler Sendikas’nda 14-15 Nisan 2012 günlerinde Olaôanüstü Genel Kurul yapld. Genel Kurul sonucunda Sendikann yeni Yönetim Kurulu ÷u ÷ekilde belirlendi: Genel Ba÷kan: Ercan Sadk õpekçi Genel Ba÷kan Yardmcs: Mete Öztürk Genel Sekreter: Göksel Yldrm Genel Mali Sekreter: Uôur Güç Genel Te÷kilatlandrma Sekreteri: Cem Kor Genel Eôitim Sekreteri: öehriban Kraç Yönetim Kurulu Üyesi: õbrahim Koç Yönetim Kurulu Üyesi: Selahattin Oôuz TÜRK-Ąą’ĄN GÜNDEMĄNDEN NUMAN KURTULMUą ZĄYARETĄ ANKARA BARO YÖNETĄMĄ HAS Parti Genel Ba÷kan Numan Kurtulmu÷ ve çal÷ma arkada÷lar 11 Nisan 2012 günü TÜRK-õö Genel Merkezi’ni ziyaret ettiler. Genel Ba÷kan Mustafa Kumlu ile görü÷en Kurtulmu÷, partisinin hazrlanacak yeni anayasa ile ilgili görü÷lerini içeren bir rapor sundu. Ankara Barosu Ba÷kan Metin Feyzioôlu ve Yönetim Kurulu Üyeleri TÜRK-õö Genel Merkezini ziyaret etti. Feyzioôlu ve TÜRK-õö Yönetim Kurulu Üyeleri kar÷lkl görü÷ al÷ veri÷inde bulundular. 101 ATALAY, ÇAYCUMA’DA ATALAY’A ONUR ÖDÜLÜ Sakarya’daki SRT Medya Grup bünyesinde yer alan Adapostas Gazetesi’nin geleneksel ‘Zirvedekiler’ anketinde birinci seçilenler ile Sakarya’ya hizmet eden deôerlere verilen Onur Ödülleri sahiplerini buldu. Ödül töreni için düzenlenen gecede TÜRK-õö Genel Mali Sekreteri ve Demiryol-õ÷ Sendikas Genel Ba÷kan Ergün Atalay’a da Onur Ödülü verildi. Atalay’a ödülünü Sakarya Valisi Mustafa Büyük verdi. Gecede Demiryol-õ÷ Sendikas Sakarya öube Ba÷kan Cemal Yaman da ödül alanlar arasndayd. TÜRK-õö Genel Mali Sekreteri Ergün Atalay, 11 Nisan 2012 tarihinde Zonguldak’n Çaycuma ilçesine giderek çöken Çaycuma Köprüsü’nde sürdürülen çal÷malar izledi ve arama çal÷malar hakknda bilgi ald. Köprünün çökmesi sonucu kaybolan 15 ki÷i arasnda babas ve yeôeni de olan Çaycuma Belediye Ba÷kan Mithat Gül÷en’i, Yolgeçen Köyü’ndeki evinde ziyaret eden Atalay, “Acnz payla÷yor, sabr diliyorum” dedi. Gül÷en’den olayla ilgili bilgi alan Atalay’n ziyaretinde kendisine Genel Maden-õ÷ Sendikas Genel Ba÷kan Eyüp Alaba÷ ve Yönetim Kurulu üyeleri de e÷lik etti. NACĄ BOZ’U KAYBETTĄK Tezkoop-õ÷ Sendikamz õzmir 2 Nolu öube Ba÷kan Naci Boz 12 Mart 2012 vefat etti. Boz’un cenazesi, 13 Mart 2012 günü õzmir’de topraôa verildi. Merhuma Allah’tan rahmet, ailesine, sevenlerine ve Tezkoop-õ÷ Sendikas topluluôuna ba÷saôlô dileriz. ÇalĆma YaĆamnda Mart-Nisan 2012 Namk TAN [email protected] 8 Mart 2012 102 Q åntibak Kanunu Resmi Gazetede Yaymland: 6283 sayl Kanun ile son emeklilik talep tarihi veya ölüm tarihi 2000 yl Ocak aynn ba÷ndan önce olup 506 sayl Kanun’un mülga hükümleri uyarnca gösterge sistemine göre baôlanan malullük, ya÷llk ve ölüm aylklar ile 1479 sayl Kanun’un mülga geçici 17’nci maddesine göre 1/4/2002 ile 30/6/2002 tarihleri arasnda kullanlmak üzere hazrlanan gelir basamaklar esas alnarak hesaplanm÷ olan aylklarn yeniden hesaplanmas amacyla 5510 sayl Kanun’a iki geçici madde eklenmi÷ ve ayn prim kazanç ve prim ödeme gün saylarna sahip emekliler arasndaki aylk farkllklarna e÷itlik getiriliyor. õntibak Kanunu ile olu÷acak intibak farklar, 1 Ocak 2013 itibariyle ödenmekte olan aylklara ilave edilecektir. 9 Mart 2012 Q Baz ålaçlar Fark Ödenerek Alnyor: 6283 sayl Kanun ile getirilen düzenlemede iki önemli deôi÷iklik dikkat çekiyor. Birincisi, ilaçta katlm paynn yüzde 1’e dü÷ürülmesi olumlu bir deôi÷iklik olmakla birlikte, SGK bu deôi÷ikliôi uygulanmaya koyma yetkisini kullanmadô sürece, bir anlam ta÷mayacak. õkincisi, SGK ile eczaneler arasnda yaplan fiyat tespitinde, baz ilaçlarn fiyatlarnn dü÷ürülmesini öngören bir anla÷ma yaplm÷, aradaki farkn sigortallardan alnmas getirilmi÷tir. Bu uygulama, reçete ile eczaneye gidenlere ilaç fiyat fark ödemesini getirdiôinden, tepki ile kar÷lanm÷tr. Bu deôi÷iklik, ilaçtaki katk payn yükselten bir uygulamaya dönü÷ecektir. 12 Mart 2012 Q åntibakn Yllk Maliyeti 2.8 Milyar TL: Türkiye Emekliler Derneôi (TÜED) Genel Ba÷kan Kazm Ergün, beraberindeki 96 ÷ube ba÷kan ile birlikte Çal÷ma ve Sosyal Güvenlik Bakan Faruk Çelik’e õntibak Yasas’nn çkarlmasyla ilgili olarak te÷ekkür ziyaretinde bulundu. Ziyarette, emekliler adna te÷ekkür eden Türkiye Emekliler Derneôi Genel Ba÷kan Kazm Ergün, “20 yldr gündemde olan 2000 öncesi emekliler bakmndan intibak konusunun çözümlenmesi ile ayn prim kazanc ve prim ödeme günü olan emeklilerin aylklarnda e÷itlik getirildiôine dikkat çekerek, ayn uygulamann 2000 sonras emekliler için de yaplmasn” belirtti. Çal÷ma ve Sosyal Güvenlik Bakan Faruk Çelik de yaptô deôerlendirmede; “6283 sayl Kanun ile 2000 öncesi emeklilerden göstergeleri ve prim ödeme gün saylar yüksek olanlara intibak ile bir iyile÷tirmenin yapldôna i÷aret ederek, bu uygulama ile devlet bütçesine yllk maliyetinin 2.8 milyar TL olduôunu” söyledi. 17 Mart 2012 Q Özel Saälk Kuruluçlarnn Alacaä ålave Ücret Yüzde 90’a Yükseltildi: Vakf üniversiteleri dahil, özel saôlk kurulu÷larnn alacaô ilave ücret, yüzde 70’den yüzde 90’a yükseltildi. Bu deôi÷iklik sonucu, özel saôlk kurulu÷larndan hizmet almann maliyeti yükseltildiôinden, kamu ve özel saôlk kurulu÷lar arasnda büyük bir e÷itsizliôe neden olacaktr. Bu deôi÷iklik, saôlk hizmetlerini paral bir sisteme doôru götürmü÷ ve bir nevi saôlôn özelle÷tirilmesi hedefine hizmet etmektedir. SGK tarafndan özel saôlk kurulu÷larna yaplan ödemeler de giderek artmaktadr. 22 Mart 2012 Q Ücretlerin Düçük Bildirilmesi Araçtrlacak: Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), kaytl gözüken ücretlerde ya÷anan kayplar incelemeye alacak. Hedef, kaytl gibi görünen maa÷lardaki kaytd÷ i÷lemleri önlemek. SGK çal÷anlarnn maa÷larn dü÷ük beyan eden i÷yerlerini yakn takibe alacak. Türkiye’de devlet memurlar d÷nda kalan 11 milyon sigortal çal÷ann yarsna yaknnn asgari ücret üzerinden prim yatrmasn önlemeye yönelik inceleme ile bu durumun önüne geçmek için meslek gruplarnn reel ücret skalasn tespit edecek. Böylece bir mühendis ya da gazetecinin ortalama gelir aralô belirlenecek. Bunun altnda maa÷ gösterilen i÷yerleri için çal÷ma ba÷latlacak. Sigorta prim gelirlerini önemli ölçüde arttrmas beklenen eylem plannn 2012 sonuna kadar hayata geçirilmesi planlanyor. Çal÷ma ve Sosyal Güvenlik Bakan Faruk Çelik, yaptô açklamada Türkiye genelinde 10 milyon 984 bin 191 ki÷inin sigortal çal÷tôn, bu sigortallardan 4 milyon 988 bin 235 ki÷inin bildiriminin ise asgari ücret üzerinden yapldôn belirtmi÷ti. 26 Mart 2012 Q Dul ve Yetim Aylä Birlikte Alnabilecek: Yargtay, e÷inden ölüm aylô alan dul kadnn, ölen babasndan da aylk almak istemiyle açtô davay reddeden mahkeme kararn bozdu. Yargtay, 6 Aôustos 2003’den önce hak sahibi kz çocuklarna baôlanan gelir ve aylklarn, evlenme ve çal÷ma halleri hariç geri alnmayacaôna karar verdi. Böylece, 6 Aôustos 2003’ten önce ölen babas nedeniyle hak sahibi olanlarn, e÷inden ölüm aylô alsa bile babasndan da ölüm aylô alabilecek. 1 Nisan 2012 Q Taçeron Çalçanlarn Says Büyüyor: Bakanlklar ba÷ta olmak üzere kamu kurum ve kurulu÷larnda ta÷eron çal÷anlarn says hzl bir ÷ekilde artyor. Bakanlklar arasnda en yoôun ta÷eron i÷çisi, Saôlk Bakanlô’nda çal÷yor. Saôlk Bakanlô’nda 6 yl içerisinde çal÷an ta÷eron i÷çi says 62 bin 127’den 119 bin 800’e çkmas, çal÷anlarn yoksulla÷trlmas olarak deôerlendiriliyor. Ta÷eron i÷çilerinin örgütlenmesi, kuralsz çal÷trlmas ve bir takm haklardan yoksun braklmas, önemli bir sorun olarak gündemdeki yerini koruyor. çrak ve stajyerler de dahil olmak üzere tüm çal÷anlarna faaliyet konularna baklmakszn i÷ saôlô ve güvenliôinin uygulanmas öngörülüyor. Q åç ve Meslek Dançmanlar Göreve Baçlad: õ÷kur’a kaytl i÷sizlerin i÷ ve meslek dan÷man olarak çal÷acak 4 bin dan÷mandan 2 bin 817’sinin atamas yapld. Bundan böyle õ÷kur’a kaytl her bir i÷sizin bir i÷ ve meslek dan÷man olacak. Q Sendikaclk Akademisi kuruldu: õstanbul Aydn Üniversitesi ve TÜRK-õö i÷birliôiyle Sendikaclk Akademisi kuruldu. õlk eôitim çal÷masna TÜRK-õö Genel Sekreter Yardmcs Dr. Naci Önsal, õstanbul Aydn Üniversitesi Rektör Yardmcs Prof. Dr. Erol Ulusoy, Geli÷im Merkezleri Genel Koordinatörü Yrd. Doç. Dr. Ali õhsan Özeroôlu, Akademik Koordinatör Gülsüm Ke÷ke Vural ve õstanbul, Adapazar, Bolu, Karadeniz Ereôli, Çorlu, Alpullu ve Tekirdaô’dan gelen sendikac kursiyerler katld. Sendikaclk Akademisi’nde, toplam 12 hafta ve 144 saat sürecek programla, akademik bilgi ile donanm÷ geleceôin sendika yöneticilerinin yeti÷tirilmesi amaçlanyor. 4 Nisan 2012 2 Nisan 2012 Q åç Saälä ve Güvenliäi Kanun Tasars: õ÷ Saôlô ve Güvenliôi Kanun Tasars, TBMM Ba÷kanlôna sunuldu. Tasarda, i÷yerlerinde i÷ saôlô ve güvenliôinin saôlanmas, mevcut saôlk ve güvenlik ÷artlarnn iyile÷tirilmesi, i÷veren ve çal÷anlarn görev, yetki, sorumluluk, hak ve yükümlülükleri düzenleniyor. Tasaryla, kamu ve özel sektöre ait bütün i÷lere ve i÷yerlerine, bu i÷yerlerinin i÷verenleri ile i÷veren vekillerine, Q ILO, 72 Ülkeyi Kapsayan Ortalama åççi Ücretlerini Açklad: BM Uluslararas Çal÷ma Örgütü’nün 72 ülkeyi kapsayan raporunda, dünyadaki aylk i÷çi ücretleri ortalamas 1.480 dolar olarak açkland. Raporda, Lüksemburg aylk 4 bin 89 dolarlk ücret ortalamasyla ilk srada, Türkiye 72 ülke arasnda aylk 1731 dolar ortalama ücretle 27’inci, Çin 656 dolar aylk ücret ortalamas ile 57’inci srada yer ald. 5 Nisan 2012 Q Kamu Görevlileri Sendikalar Yasas’nda Deäiçiklik Yapld: 4688 sayl Kamu Görevlileri Sendikalar Kanunu, Kamu Görevlileri Sendikalar ve Toplu Sözle÷me Kanunu olarak deôi÷tirildi. TBMM’de kabul edilen deôi÷iklik ile kamu çal÷anlar toplu sözle÷me süreci de ba÷lyor. Toplu sözle÷me görü÷melerinde anla÷ma saôlanamamas durumunda, 11 üyeden olu÷an Kamu Görevlileri Hakem Kurulu karar verecek. Toplu sözle÷meler iki yl için geçerli olacak. 6 Nisan 2012 Q Teçvik Paketi 6 Bölge Olarak Yeniden Düzenlendi: Yeni te÷vik paketi Ba÷bakan Tayyip Erdoôan tarafndan açkland. Erdoôan, sistemin “genel te÷vik uygulamalar, bölgesel te÷vik uygulamalar, büyük ölçekli yatrmlarn te÷viki, stratejik yatrmlarn te÷viki” olarak 4 ana bile÷enden olu÷tuôunu söyledi. Yeni te÷vik sistemi, KDV istisnas, gümrük vergisi muafiyeti, vergi indirimi, sigorta primi i÷veren hissesi desteôi (asgari ücret üzerinden), faiz desteôi, yatrm yeri tahsisi, gelir vergisi stopaj desteôi, KDV iadesi desteôi saôlayacak. Yeni yatrm te÷vik sisteminde Türkiye 6 bölgeye ayrld. Doôu Anadolu ve Güneydoôu Anadolu’daki 15 ili kapsayan 6’nc bölgede yatrm yapanlar sigorta i÷veren ve i÷çi pay ile gelir vergisi stopajn ödemeyecek. Bu bölgedeki yatrmc i÷çisine net asgari ücreti ödemekle yetinecek. Bu illerde yatrm yapacak olanlarn ödemeleri gereken sigorta primi, i÷veren hissesinin asgari ücrete tekabül eden tutar 10 yl süreyle, yatrmlarn organize sanayi bölgelerinde yaplmas halinde ise 12 yl süreyle devlet tarafndan kar÷lanacaktr. 103 9 Nisan 2012 104 Q åçsizlik Sigortas Ödemeleri: õ÷sizlik sigortasndan yaplan ödemelerin toplam 4,8 milyar TL’ye ula÷t. Fonda biriken para miktar ise 55,2 milyar lira olarak açkland. õ÷sizlik Sigortas Fonu Aylk Basn Bülteninde yer alan bilgilere göre, i÷sizlik sigortasnn uygulanmaya ba÷ladô Mart 2002 tarihinden 31 Mart 2012 tarihine kadar geçen sürede sisteme 3 milyon 172 bin 792 ki÷i ba÷vuruda bulundu. õ÷sizlik ödeneôi almaya ise 2 milyon 520 bin 114 ki÷i hak kazand. Mart 2002’den 31 Mart 2012 tarihine kadar geçen sürede toplam 4 milyar 783 milyon 300 bin 254 lira ödeme yapld. Geçen ay i÷sizlik ödeneôinden yararlanmak üzere 44 bin 604 ki÷i ba÷vururken, Mart 2012’de 195 bin 125 ki÷iye 80 milyon 996 bin 769 lira ödeme yapld. 10 Nisan 2012 Q Türkiye’nin åç Güvenliäi Sicili Düzeltilmeli: Türk Sanayicileri ve õ÷adamlar Derneôi (TÜSõAD) Yönetim Kurulu Ba÷kan Ümit Boyner, tüm i÷verenler, çal÷anlar ve kamu kesiminin i÷birliôiyle, güvenli ve saôlkl çal÷ma ko÷ullarnn yaratlmas ve Türkiye’nin i÷ güvenliôi sicilinin düzeltilmesi gerektiôini söyledi. Boyner, hemen her gün, ölüm ve ciddi yaralanmalarla sonuçlanan bir i÷ kazasnn gündeme geldiôini belirterek, insan ya÷amnn tehlikeye atlmasnn kabul edilebilir bir durum olmadôn ifade etti. Boyner, sorunu çözmek için i÷ saôlô ve güvenliôi konusunun zihniyet, altyap, uzman insan kaynaklar ve mevzuat gibi tüm boyutlaryla ele alnmas gerektiôini vurgulad. 14 Nisan 2012 Q Sosyal Güvencesi Olmayan Dul Kadnlara Aylk Ödenmesi: Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlô’nn koordine ettiôi sosyal güvencesi olmayan dul kadnlara baôlanacak aylklar ile ilgili ba÷vurular alnmaya ba÷land. Söz konusu ba÷vurular arasnda asl hak sahiplerine ula÷mak için adrese Dayal Nüfus Kayt Sistemi üzerinden tek tek incelenen dosyalardan 100 bin dul kadnn 250 liray hak ettiôi belirlendi. Mays ayndan itibaren maa÷lar iki ayda bir 500 lira olarak ödenecek. 15 Nisan 2012 Q Gelir Daälmda Uçurum Büyüyor: õstanbul Serbest Muhasebeci Mali Mü÷avirler Odas’nn (õSMMMO) ‘’En Zenginler, En Yoksullarn Türkiye Harcama Görünümü’’ adl raporuna göre, yoksul ve zengin nüfus gruplar arasndaki e÷itsizlik giderek büyüyor. Türkiye õstatistik Kurumu’nun (TÜõK) resmi verileri ve saha anketlerinden yararlanlarak hazrlanan En Zenginler, En Yoksullarn Türkiye Harcama Görünümü Raporu’nda Türkiye’de gelir düzeyi ile hane halklarnn tüketim tercihleri arasndaki ili÷ki detayl bir biçimde ortaya konuluyor. En yoksul ve en zengin gelir gruplar arasnda kimi harcama kalemlerindeki fark dikkat çekiyor. Türkiye’de saylar 18 milyon 808 bin 172 olan hanenin, en zengin 3 milyon 761 bin 634 hanesi ile en yoksul 3 milyon 761 bin 634 hanesinin harcama analizlerine göre, zenginin araba masraf bile yoksulun gelirinden fazla durumda. giler de eklendiôinde, ücretlilerin üzerindeki vergi yükü giderek büyüyor. Serbest meslek sahipleri ise, 2.7 milyar lira gelir vergisi ödedi. Bu tablo göstermektedir ki, ücretliler için farkl bir gelir vergisi tarifesi ve oranlar getirilmelidir. 17 Nisan 2012 Q åçsizlik Yeniden Çift Hane: Türkiye õstatistik Kurumu’nun (TÜõK) Hanehalk õ÷gücü Ara÷trmas’nn Ocak 2012 sonuçlarna göre, i÷sizlik oran yüzde 10.2 oldu. Bir önceki yln ayn dönemine göre 1.7 puan azalan i÷sizlik, bir önceki döneme göre de 0.4 puan artt. Buna göre Türkiye’deki i÷siz says ocak aynda 2 milyon 664 bin ki÷i olurken, istihdam da 23 milyon 475 bin ki÷ide kald. Ocak 2012’de kentsel alanlarda i÷sizlik oran yüzde 12, krsal yerlerde ise yüzde 6.5 olarak belirlendi. Genç nüfusta i÷sizlik oran ise yüzde 18.4’e indi. 2012 Ocak döneminde, Türkiye’de kurumsal olmayan nüfus geçen yln ayn dönemine göre, 1 milyon 357 bin ki÷ilik bir art÷la 73 milyon 174 bin ki÷iye, kurumsal olmayan çal÷ma çaôndaki nüfus (15 ya÷ ve üstü) ise 1 milyon 232 bin ki÷i artarak, 54 milyon 283 bin ki÷iye ula÷t. Bu dönemde, i÷gücüne katlma oran, 2010’un ayn dönemine göre 0.1 puanlk art÷la yüzde 48.2 gerçekle÷ti. 22 Nisan 2012 16 Nisan 2012 Q Ücretliler Devlete Çalçyor: Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) ve Katma Deôer Vergisi (KDV) gibi dolayl vergilerden sonra üçüncü srada gelir vergisi yer almaktadr. 2011 ylnda ücretlilerden 44 milyar lira gelir vergisi topland. Brüt ücretten yaplan kesintilerin üzerine bir de ÖTV ve KDV gibi ver- Q 5,5 Milyon Kiçinin Genel Saälk Sigortas Primini Devlet Ödeyecek: Çal÷ma ve Sosyal Güvenlik Bakan Faruk Çelik, genel saôlk sigortas tescilleri yaplanlarn toplam saysnn 8 milyon 471 bin 74 ki÷iye ula÷tôn bildirdi. Gelir testi sonuçlarna göre, ki÷i ba÷na dü÷en aylk geliri asgari ücretin üçte birinin (295,50 lira) altnda olanlarn saysnn 5 milyon 584 bin 750 ki÷inin genel saôlk sigortas primleri devlet tarafndan ödenecek. Ki÷i ba÷na dü÷en aylk geliri brüt asgari ücretin üçte biri ile asgari ücret arasnda olanlarn says 2 milyon 526 bin 395. Bu ki÷iler aylk 35,46 lira genel saôlk sigortas primi ödeyecek. Ki÷i ba÷na dü÷en aylk geliri asgari ücret ile asgari ücretin iki kat arasnda olan 298 bin 844 ki÷i de, aylk 106,38 lira prim ödemekle yükümlü oldu. Ki÷i ba÷na dü÷en aylk gelir, asgari ücretin iki katndan (1773 lira) fazla olan 61 bin 85 ki÷i ise aylk 212,76 lira genel saôlk sigortas primi ödeyecek. 23 Nisan 2012 Q KEY Ödemeleri åçin Son Baçvuru Tarihi 31 Aralk 2012: Aylklarndan Konut Edindirme Yardm (KEY) ad altnda para kesilmesine raômen, KEY listelerindeki hata veya eksiklikler nedeniyle KEY paralarn alamayan çal÷anlarn haklarn kaybetmemeleri için, 31 Aralk 2012 tarihine kadar kurumlarna itiraz dilekçesiyle ba÷vurmas gerekiyor. Bu tarihe kadar ba÷vuruda bulunmayan hak sahipleri daha sonra herhangi bir ba÷vuruda bulunamayacak. Q åçsiz Gençler Seslerini ålan åle Duyurmaya Çalçyor: õ÷siz gençler, paral ilanla seslerini duyurmaya çal÷yor. Devletin personel ihtiyac kamu yarar doôrultusunda belirlenmediôine inanan genç ve meslek sahibi i÷sizler, Bakanlklarn daha duyarl davranmas için gazetelere ilan vermeyi bir seçenek olarak deôerlendiriyorlar. Bakanlklarn eski bildikleri usulle personel almna devam etmelerinden ÷ikayetçi olan gençler, personel alm konusunda, ne plan ve programlar var ne de i÷siz gençleri bilgilen- dirmek yönünde bir çaba var. õ÷te bu nedenden dolay son dönemde baz meslek gruplar, son paralarn gazetelere vererek seslerini duyurmaya çal÷yorlar. 24 Nisan 2012 Q Kamuda Çalçan 4/C’liler Fazla Çalçma Ücreti Alabilecek: Büro Memur-Sen’in Adalet Bakanlô’nda çal÷an 4/C’lilere fazla çal÷ma ücreti verilmesi için açtô davada, fazla çal÷ma ücretlerinin ödenmesine karar verildi. Yakla÷k 2 yl süren davada Ankara 8’inci õdare Mahkemesi, Adalet Bakanlô’ndaki 4/C’lilere fazla çal÷ma ücreti verilmemesini yanl÷ bularak fazla çal÷ma ücreti ödenmesini kararla÷trd. Bu karar, diôer kurumlara da örnek te÷kil edebilecek. 25 Nisan 2012 Q åç Saäl ve Güvenliäi, åççinin En Büyük Güvencesidir: TÜRK-õö Genel Mali Sekreteri ve Demiryolõ÷ Genel Ba÷kan Ergün Atalay, artan i÷ kazalar ile günde ortalama 4 i÷çinin ölümüne seyirci kalnamayacaô uyarsnda bulundu. õ÷ Saôlô ve Güvenliôi Kanununun bir an önce Meclis’ten geçerek yürürlüôe girmesi gerektiôini söy- leyen Atalay, “Sendikal örgütlenmenin olduôu yerde i÷ saôlô ve güvenliôi önlemleri olur, i÷ saôlô ve güvenliôi eôitimleri olur, duyarllk olur, insanca çal÷ma ko÷ullar olur. õ÷ saôlô ve güvenliôi önlemlerinin alnmas için, sendikala÷mann önündeki engeller ortadan kaldrlmaldr” dedi. 30 Nisan 2012 Q Kamu Çalçanlar Toplu Sözleçme Görüçmeleri Baçlad: Kamu görevlileri ile Hükümet, toplu sözle÷me masasna oturdu. Toplantnn açl÷nda konu÷an Çal÷ma ve Sosyal Güvenlik Bakan Faruk Çelik, toplu sözle÷me görü÷melerinin ilk toplantsn yaptklarn belirterek, “Bugün kamu görevlileri sendikaclô ve çal÷ma hayat açsndan tarihi bir gün ya÷amaktayz” dedi. Toplantda, kamu çal÷anlar konfederasyonlar toplu sözle÷meye ili÷kin ücret art÷ ve sosyal yardm tekliflerini sundular. Toplantda, toplu sözle÷me görü÷me takvimi de belirlendi. 21 Mays 2012 tarihine kadar görü÷melerden sonuç alnmamas durumunda, uyu÷mazlk Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’na götürülecek ve son karar burada verilecektir. 105 ĄąÇĄNĄN KĄTAPLIĂI Dr. Naci ÖNSAL YENĄ DÜNYA DÜZENĄ Parag KHANNA Çeviren: Elif Nihan AKBAû • Pegasus Yaynlar • Kasm 2011 Parag Khanna, bir dünya siyaseti uzman. Tarihçi Arnold Toynbee’ye hayran. “Hiç kimse dünyay Arnold Toynbee kadar iyi bilemez” diyor. Toynbee gibi dünya turuna çkm÷, önemli gözlemler edinmi÷. 106 Parag Khanna, Hindistan doôumlu bir Amerikal. Periyodik tablonun elementleri gibi uluslarn da büyüklüklerine göre gruplandrlabileceklerini dü÷ünüyor. Dünya ülkelerini üç gruba ayryor. “õstikrarl ve müreffeh birinci dünya ülkeleri, uluslararas düzenin bu günkü durumunda büyük bir avantaja sahiptirler. Buna kar÷n fakir ve istikrarsz üçüncü dünya ülkeleri o düzen içindeki dezavantajl konumlarnn üstesinden gelmekte ba÷arsz oldular. õkinci dünya ülkeleri ise arada kalm÷lar. Bunlarn çoôu diôer iki grubun özelliklerini de ta÷r: kendi içlerinde kazananlar ve kaybedenler, belirli ÷eylere sahip olanlar ve olmayanlar olarak ayrlrlar. Peki, ikinci dünya ülkeleri savrularak m, yoksa bir bütün halinde birle÷erek mi tepki verecekler?” Khanna kitabnda bu sorusunun cevabn aryor. Gezdiôi ikinci dünya ülkelerini “onlarn kendilerini nasl gördüklerini” anladô kadaryla anlatyor. 1. Dünyay üç imparatorluk yönetmektedir. Avrupa Birliôi (AB), Amerika Birle÷ik Devletleri (ABD) ve Çin. Bu üç imparatorluk da kendi çevrelerindeki nüfus ile harmanlanm÷tr. 2. Birinci Dünya Ekonomik õ÷birliôi ve Kalknma Örgütü (OECD) üyesi otuz ülkeden olu÷ur ama Meksika ve Türkiye’nin, örgüte üye olmalarna kar÷n birinci dünya ülkesi olmadklar açktr. kanlar Avrupalla÷trma yolundaki nihai ve en önemli adm sadece Yunanistan’ deôil, Türkiye’yi de içeriyor. Avrupa, yüzyllarca Balkanlarn kontrolü için Türklerle sava÷tktan sonra, bu sefer bölgeyi korumak için onlarla birle÷iyor. 8. Türkiye, Avrupann, dünyann ana tehlike bölgesi olan Suriye, Irak ve õran’a açlan kapsdr. Türkiye Avrupalla÷tkça, Avrupa da giderek Türkle÷iyor. Ancak Avrupann Türkiye üzerindeki görünmez sömürüsü hzla sürüyor. Türkiye’nin kalknma-demokrasi-modern islam ÷eklindeki üç trendi Amerika ve Avrupann Arap dünyasna sokmak istedikleri ÷eyler. Ancak Türkiye’nin coôrafyas ve kültürü, hiç bir zaman tamamyla Avrupa’ya ait olamayacaôn belli ediyor. 3. õkinci dünya ülkeleri genellikle ayn anda hem birinci dünya hem de üçüncü dünya ülkesidir. 4. AB hükmetmediôi, sadece düzen saôladô için tarihteki en popüler ve ba÷arl imparatorluktur. Brüksel yeni Roma’dr. 5. Rusya, artk süper güç deôildir. Ruslar da vatanda÷ deôil tüketicidir. Rusya’da, savurgan harcamalar, çarpk bir kalknma ve geni÷ doôal kaynaklar üzerinde kontrol saôlamak için vergi ödemeyenlerin fark edilmemeyi arzuladô bir elitler çat÷mas ya÷anmaktadr. 6. Ukrayna, elli milyonluk nüfusuyla, doôu-bat iç bölünmü÷lüôüyle, kendini yenileme gayretleri içinde bir ülkedir. Fakir bir ülkedir ama artk sovyetlerin etkisinde deôildir. AB’nin kapsnda beklemektedir. 7. Balkanlar ile AB arasndaki ili÷kiler a÷k-nefret ili÷kisi gibi. AB bayraô altnda ya÷amak Balkan ülkelerinde taknt haline gelmi÷. Bal- 9. Kafkaslar, bat olmayann ba÷ladô yerdir. Gürcistan ve Ermenistan ile bu iki ülkeyi çevreleyen müslüman devletler arasndaki çat÷mann nihayetsiz olduôu ileri sürülmü÷tü ama görünen o ki petrol kandan önde geliyor. Azerbaycan batnn yeni snr olduôunu hissedemiyor. Kafkaslar Avrupann kendi kendine yeten bir süper güç, olma yolundaki geleceôinin baôl olduôu bölgedir. 10. Orta Asya, hem õpek Yolu sebebiyle Doôu-Bat ekseninde gerçekle÷en küreselle÷menin bir kanal hem de belirsiz imparatorluk rekabetleri için bir büyük oyun laboratuar olmu÷tur. Çin’in ekonomik, demografik ve diplomatik etkileri, ülkenin bölgenin hakim gücü olarak Rusya’nn yerini alacaôn hemen hemen kesinle÷tiriyor. 11. Eôer Bat Rusya’ya ba÷aryla kur yapp desteôini kazanmazsa yeni büyük oyunu Çin kazanr. 12. Tibet ve Sincan Çin’in kontrolündedir. Zengin kaynaklar nedeniyle de Çin bu bölgelerdeki gücünü devam ettirmek isteyecektir. 13. Kazakistan, Türkiye gibi doôu-bat doôrultusunda uzanan bir geçi÷ devleti olduôundan her tarafta güçlü ili÷kiler kurabiliyor. Petrol yataklar ve boru hatlar ülkenin önemini artryor. Kazakistan piyasa ekonomisine geçerken bir yandan da sovyet bürokratlarn yerini milliyetçiler alyor. 14. Krgzistan ve Çin’in, Tacikistan Rusya’nn ekonomik kontrolü altndadr. 15. Özbekistan stratejik topraklarn merkezidir. Ancak Özbekistan bugün, kaçrlm÷ frsatlar ve çarpk ihtiraslar anlamak için bir vaka analizinden ba÷ka bir ÷ey sunmaz. Türkmenistan’da i÷sizlik sknts çeken halk, uyu÷turucuyla uyu÷mu÷ durumdadr. Türkmenistan gaz ak÷nn yolunu çevirerek Rus kontrolünden kurtulabilir. 16. Afganistan bütçesi neredeyse tamam Bat’dan alnan yardmlardan olu÷uyor. Afganistan ve Pakistan teröre kar÷ sava÷ta ABD’nin dostu olarak kabul edilse de, ikise de SCO’da gözetmen statüsü alm÷tr ve yakn vadede örgüte tam üye olmalarna kesin görüyle baklyor. Pakistan Çin’in diplomatik manevralarnn, alt yap güzergahlarnn ve askeri hrslarnn merkezinde duruyor. Pakistan stratejik açdan i÷e yaramaz hale gelmemek için uygun olan her ortakla i÷birliôi kurmaya çal÷acaktr. Pakistan’da ordu devlete sahiptir. 17. ABD Güney Amerika’y arka bahçesi olarak görmü÷tür. Ancak bu görüldüôü ve dü÷ünüldüôünün aksine öyle deôildir. Latin Amerika stratejik bir ekonomik frsattr ama kazanlmas gerekmektedir. 18. Kuzey Amerika Serbest Ticaret Anla÷masnn (NAFTA) üyesi olan Meksika, Amerikann stratejik ÷emsiyesi altnda duruyor. NAFTA’nn Meksika için yaptklar, AB’nin Türkiye için yaptk- larnn yannda çok azdr. AB’nin Türkiye’ye verdiôi imtiyazlar ABD’nin Meksika’ya sunmas imkan dahilinde bile deôildir. 19. Venezuela, petrol olmasyd hiç önemli olmazd. Venezuelada benzin sudan ucuz. Chavez, çkan bütün sesleri bastrarak kendisini Venezuela ile e÷ anlaml hale gelirdi. 20. Kolombiya, kendi içinde yoôun ayrlklar olan bir ülkedir. Kolombiya’da ülkenin in÷a edilmesi ve uyu÷turucu sava÷larnn kazanlmas birlikte ilerliyor. Kolombiya ABD’nin uçak gemisidir. 21. Brezilya, Güney Amerikann ABD’si saylr. Brezilya futbolu sanata dönü÷türmü÷tür. Brezilyann ülke içinde ve ekonomik yönden ya÷adô deôi÷imler Çin’e benziyor. 200 milyon nüfusuyla Brezilya çe÷itli rktan ve ulustan insanlarn kayna÷ma bölgesidir. 22. Arjantin ve öili tek yumurta ikizleridir. Arjantin 1920 ylnda dünyann en zengin sekizinci ulusuna sahipti. 2001 ylnda ise çöpleri kar÷tran fakir insanlar ülkesi oldu. öili bölgenin en dinamik ekonomisine sahiptir. Latin Amerika’nn sunabileceôi en iyi yönetim ÷ekline sahiptir. 23. Arap müslümanlar da, çoôu insan gibi manevi amaçlardan ziyade ekonomik amaçlara önem veriyorlar. Bu durum, Arap milliyetçiliôinin, bölgesel bir siyasi-kültürel hareket halini alacaôn, õslam’n kemikle÷mi÷ bir süper güç olamayacacaôn gösteriyor. 24. Fas’n Avrupa ile giderek derinle÷en baôlar Türkiye’yi andryor. Azerbaycan gibi Fas da, asla Avrupann bir parças olmasa bile giderek Avrupalla÷yor. Libya uzun süre önce Norveç’in bir Arap versiyonu olabilirdi. Tek adamn ölümüyle silinip gidecek bir doktrin ile yönetilen bir ülke. 25. Msr, amansz bir i÷sizlik kriziyle kar÷ kar÷ya. Çin artk birinci snf pamuk üreterek Msr’n ülke endüstrisisinin üçte birini olu÷turan en hassas malna rakip oluyor. Günümüz Msr’nda õslami bir devrim için bütün ÷artlar mevcut. 26. Ürdün, Lübnan, Suriye, Irak, Filistin ve õsrail’in multi etnik mozaiklerinin bugün temsil ettikleri seyrek nüfuslu, yapsal olarak zayf ülkelerden ziyade tarihi ticaret yollar üzerine kurulmu÷ ÷ehir merkezleri aô olarak anlmas daha yararldr. Tüm bu ülkelerde demokrasi halk harekete geçirebilir ama zorunlu olarak birle÷tirmez ya da özgür fikirli yapmaz. Güçlü bir aznlk haklar olmadô sürece demokrasi bir çoôunluk tahakkümü haline dönü÷ür. 27. Akdeniz ile Ürdün nehri arasndaki bölgede Yahudi’den çok Arap olduôu için, õsrail’in bir Yahudi devleti olarak varlôn sürdürmesi, ancak bir Filistin devletinin kurulmasyla saôlanabilecek olmas, günümüzde Arap-õsrail çat÷masnn en büyük ironisidir. õleride, Çininde õsrail’i en az ABD kadar destekleyeceôi günler gelebilir ama bu bile õsrail’in var olmasndan beri süren Filistin sorununu çözmeye yetmez. 28. Eôer Ürdün daôlrsa, hiç bir kom÷usu eôilip de parçalarn birle÷tirmeye kalkmaz. Ürdün soôuk sava÷ döneminin tampon devletlerinden biriydi ve Bat tarafndan Sovyet yaylmaclôn engellemek için kullanld. ABD’nin kendisine müttefik olacak Arap devletleri aray÷na girmesi, Ürdün’e jeopolitik bir nitelik kazandrd. 29. Lübnanllar, modern Arap toplumunun tüm çeli÷kilerini bünyesinde toplam÷tr. Lübnan hala kibrit kutusu gibidir; kendisini yeniden boydan boya parçalamakla tehdit eden zt yöne doôru hzla yol alyor. 107 30. Irak’n varlô sona ermi÷tir. Irak, üçüncü dünya ülkesi olarak dü÷ünülemez, ülkenin altyapsn yeniden in÷a etmek için yeterli para temin edilirse ÷iddet azalacaktr. Türkiye’nin Irak’ta baômsz bir Kürdistan kurulu÷undan korkusunun nedeni yok. 31. 1980’lerde õran, Irak ile giri÷tiôi sava÷ta kaybettiôi tahmini 300 bin ÷ehidi için aôlyordu. Ülkeyi ayakta tutan tek ÷ey petroldü. Humeyni ile ba÷layan devrim sonras õslami teokrasi ile cumhuriyetci devlet anlay÷n uzla÷trmay hedefleyen birbirine paralel çifte iktidar sistemi baz gerilimler doôurdu. ABD, õran’n nükleer programnn askeri amaçl kullanma potansiyeline sk skya odaklanm÷ durumda. 108 32. Kuveyt, Katar, Umman, Birle÷ik Arap Emirlikleri ve Bahreyn Suudi Krallôn, tpk Baltk ve Kafkaslardaki eski Sovyet Cumhuriyetlerinin Rusya’y gördüôü gibi görüyor. 33. Suudi Arabistan dünyann en büyük petrol rezervlerine sahip. Suudi Arabistan’da tarih birbirinden farkl iki hzda ilerliyor; biri akla, diôeri ise kalbe hitap ediyor. 34. Dubai, Araplarn yeni potasdr. Bölgenin ve dünyann her yerinden gelen Araplarn en rahat ÷ekilde kayna÷tklar ve bütünle÷tikleri, ekonomik dayan÷ma ve canl bir medya sektörüne dayal yeni bir tabandan tavana Arap milliyetçiliôi anlay÷n ba÷lattklar ÷ehirdir. Ancak Dubai’nin resmi dili Arapça deôildir. Dubai de Arap ve Sovyetler Birliôi’nden gelen fahi÷eler rekabet içinde. 35. ABD ve AB gibi Çin’de meydan okunamayacak bir imparatorluk haline geldi. Asyallar ekonomik büyüme ve sosyal istikrara sahip olduôumuza göre, daha sorumlu liderlere, polis kuvvetlerine ve üst düzey i÷ adamlarna sahip olmalarnn da haklar olduôunu dü÷ünüyor. 36. Singapur bir õngiliz ÷irketi tarafndan kurulmu÷ olabilir ama bu gün bir Çin ÷ehri. 37. Demokrasi adna õslamn feda edilmediôi, ekonomisi büyüdükçe daha çok Müslüman olan ülke Endonezya. Malezya grupla÷may en iyi ÷ekilde öôrendi ve herkesle dost oldu. Endonezya da Çin’in yörüngesine girecek. 38. Burma Çin’in gönüllü esiri. Tayland ise her zamankinden daha fazla Çin rüzgaryla eôiliyor. Vietnam rejimi açkça ekonomiyi liberalle÷tirirken merkezi politik kontrolü öngören Çin modelini örnek alyor. Bu ülkeler her geçen gün Çin’e daha baôml hale geliyor. Ksa özet bu kadar. Sonrasnda Khanna Çin geli÷ir ve bir imparatorluk olurken daha önce ABD’nin güvenlik ÷emsiyesi altnda olan bir çok devletin zincirlerini gev÷ettiklerini ve ABD’den baômsz olmak için kendi güçlerini olu÷turduklarna dikkat çekiyor ve can alc soruyu soruyor: ABD birinci dünyadan ikinci dünyaya m? öu anda ABD’nin borç ödemeleri alnan yatrmlar a÷m÷ durumda, gelecek nesil için ayrlm÷ zenginlikleri kullanyor, bu aslnda ülkeyi daha fakir hale getiriyor. ABD i÷çi ücretleri ve gelir e÷itsizliôi açsndan neredeyse OECD ülkelerinin en alt srasnda yer alyor. 45 milyon ABD’li saôlk hizmetlerinden yoksun ya÷yor. Bunlara dikkat çeken Khanna ABD’nin birinci dünya ülkesi olarak kalmasn garanti edecek bir kural olmadôn söylüyor. Tarihte ilk kez üç süper gücün varlôna ve bunlarn kaynaklar azalmakta olan bir dünyada rekabet ettiklerine dikkat çekiyor. Kitabn son ba÷lôn “Emperyalizmi Dengeleme Oyunu” olarak atyor. Kitabn 2008 ylnda yazlm÷ olduôunu dü÷ünürseniz, dünyadaki hzl deôi÷imin ya÷attô olaylarn öngörülerini ta÷yor olmas dikkat çekici. Kitabn arka kapaônda yazldô gibi “Yeni dünyaya renkli ve etkileyici bir tur” atmak istiyorsanz Khanna’nn kitabn okumalsnz. II I 5510 SAYILI SOSYAL SĄGORTALAR VE GENEL SAĂLIK SĄGORTASI KANUNU Celal TOZAN TÜRK-úû Yayn • Ankara, Nisan 2012 Sosyal güvenlik sistemimizi kökünden deôi÷tiren ve yeniden yaplandran 5510 sayl Sosyal Sigortalar ve Genel Saôlk Sigortas Kanunu 1.10.2008 tarihinde yürürlüôe girmi÷ti. Ancak bugüne kadar geçen üç yllk sürede kanun birçok kez deôi÷tirildi. TÜRK-õö Sosyal Güvenlik Dan÷man Celal Tozan tarafndan hazrlanan bu kitap kanunu tüm deôi÷iklikleriyle birlikte ele alyor. 1 MAYIS EMEKÇúLERúN ULUSLARARASI BúRLúK, MÜCADELE VE DAYANIûMA GÜNÜ KUTLU OLSUN! Bizler bu ülkenin iüçileri, kamu emekçileri, iüsizleri, emeklileri, yoksullar, kadnlar, gençleri ile birlikte 1 Mays’ta tüm Türkiye’de alanlardayz. Barü için, özgürlük için, demokrasi için, ekmek için, daha güzel bir dünyada sömürüsüz, basksz, insan onuruna yaraür bir yaüam için birlikteyiz. Haklarmz ve özgürlüklerimiz için dayanüma içindeyiz. Sosyal adalet, eüitlik, özgürlük ve sendikal haklarmz için omuz omuzayz. 1 Mays 2012’yi güvencesiz, kuralsz çalümann yaygnlaütù koüullarda karülyoruz. Emekçilerin yars kayt dünda çalüyor. Ulusal ústihdam Stratejisinin emek karüt yaklaümlaryla kdem tazminatmza göz dikiliyor, asgari ücret bölgeselleütirilmek, esnek ve kuralsz çalüma biçimleri yaygnlaütrlmak isteniyor. Sendikaszlaütrma yaygnlaüyor, sendikal örgütlenmenin önüne engeller çkarlyor. Örgütlenen iüçiler iüten atlyor. úü kazas ad verilen cinayetler durmak bilmiyor. Biz sosyal adalet, eüitlik ve demokrasi istiyoruz. Özgürlükçü, eüitlikçi sivil demokratik bir anayasa ve yasalar istiyoruz. Tüm çalüanlarn grevli toplu sözleümeli sendikal haklara sahip olduùu bir Türkiye için, sosyal devlet için alanlardayz. 1 MAYIS’TA ALANLARDAN BúR KEZ DAHA HÜKÜMETE SESLENúYORUZ Türkiye’yi yönetenlerin temel hede özgürlükçü ve çoùulcu demokrasinin snrlarn geniületmek olmaldr. Anayasa deùiüikliùi tüm kesimlerin uzlaüacaù bir zeminde gerçekleütirilmeli ve Anayasa katlmc demokrasinin tüm kurum ve kurallarnn saùlkl iüleyeceùi bir yapya kavuüturulmaldr. Toplumsal barü ve huzurun saùlanmas için uzlaüma, hoügörü ve bir arada yaüama kültürünün geliütirilmesi için çaba gösterilmelidir. Emekçilerin çkarlar savaüta deùil barütadr. Atatürk’ün “yurtta sulh, cihanda sulh” üiar rehber edinilmelidir. Türkiye Cumhuriyeti Devletinin tüm kurumlar hukuk devleti anlayüyla hareket etmelidir. Anti demokratik sendikal yasalar deùiütirilmeli, toplu pazarlk ve örgütlenmenin önündeki engeller kaldrlmaldr. “únsan onuruna yaraür iü” herkesin hakkdr. ústihdamn korunmas, geliütirilmesi ve iüsizliùin önlenmesi temel yaklaüm olmaldr. Cinayet haline gelen iü kazalar önlenmeli, iü saùlù ve güvenliùi önlemleri artrlmaldr. úü güvencesi, iüe iadeyi saùlayacak biçimde yeniden ve öncelikle düzenlenmelidir. Kayt dü ekonomi, kayt altna alnmaldr. Kdem tazminat iüçiler bakmndan vazgeçilmez ve tartülmaz bir haktr. Buna el uzatlmas, ortadan kaldrlmas ya da daraltlmas yönündeki talepler gündeme dahi getirilmemelidir. Asgari ücret insan onuruna yakür bir biçimde belirlenmelidir. Asgari ücretin bölgeselleütirilmesi giriüimlerinden vaz geçilmelidir. Esnek ve kuralsz çalüma biçimlerini yaygnlaütrma giriüimlerine son verilmelidir. Taüeronlaüma engellenmeli, asl iüin taüeronlara yaptrlmas uygulamasndan vaz geçilmelidir. Vergi adaletsizliùi giderilmelidir. úüsizlik Fonu’nda biriken para Fon’un oluüturulma amaçlar doùrultusunda kullanlmal, sosyal güvenlik fonlarnn amac dünda kullanlmas düüüncesinden vaz geçilmelidir. Doùal yaüam korunmal, ekolojik çevre tahribatna son verilmelidir. Engellilerin toplumsal yaüama eüit bireyler olarak katlmas saùlanmaldr. úüçiler, Kamu Emekçileri, Emekliler, úüsizler, Yoksullar, Kadnlar, Gençler, EKMEK, BARIû, ÖZGÜRLÜK ve DEMOKRASú úÇúN 1 MAYIS’TA ALANLARDAYIZ 1 MAYIS BúRLúK, MÜCADELE VE DAYANIûMA GÜNÜ TÜM EMEKÇúLERE KUTLU OLSUN TÜRK-úû • TÜRKúYE KAMU-SEN TÜRK-úû ve BAøLI SENDúKALAR TÜRK-úû 18 14 DOKGEMú-úû Genel Baükan: H. NECúP NALBANTOøLU Pirimehmetpaüa Mah. Kumbarahane Cad. No. 58 Kat: 2-3 Tel: (212) 369 73 90 (pbx) • Faks: 369 73 93 Beyoùlu / úST. TÜRKúYE YOL-úû Genel Baükan: RAMAZAN AøAR Sümer 1 Sok. No. 18 Kzlay / ANKARA Tel: (312) 232 46 87-95 • Faks: (312) 232 48 10 15 19 TES-úû Genel Baükan: MUSTAFA KUMLU Meriç Sok. No. 23 Beütepe / ANKARA Tel: (312) 212 65 10 (20 Hat) • Faks: (312) 212 65 52 16 20 TEZKOOP-úû Genel Baükan: OSMAN GÜRSU Mebusevler Mah. úller Sokak No: 7 Tandoùan / ANKARA Tel: (312) 213 34 44 (pbx) • Faks: (312) 213 34 30 17 21 TARIM-úû Genel Baükan: BEDRETTúN KAYKAÇ Bankac Sokak No. 10 Kocatepe / ANKARA Tel: (312) 419 04 56 (6 Hat) • Faks: (312) 419 38 47 01 1 ORMAN-úû Genel Baükan: BAKú YÜKSEL Özveren Sokak No. 19 Maltepe / ANKARA Tel: (312) 229 10 56-59 • Faks: (312) 229 21 15 01 2 TÜRKúYE MADEN-úû Genel Baükan: NURETTúN AKÇUL Strasburg Cad. 7/4-5 Shhiye / ANKARA Tel: (312) 231 73 55-56-57 • Faks: (312) 229 89 31 02 3 02 GENEL MADEN-úû Genel Baükan: EYÜP ALABAû Mithatpaüa Mah. Nizam Cad. ûemsi Denizer Sk. No. 18 Tel: (372) 251 44 77 • Faks: (372) 253 66 35 ZONGULDAK 22 TÜRK KOOP-úû Genel Baükan: EYÜP ALEMDAR Özveren Sokak No. 6 Maltepe / ANKARA Tel: (312) 230 08 55 - 229 44 80 • Faks: (312) 229 58 36 17 4 03 PETROL-úû Genel Baükan: MUSTAFA ÖZTAûKIN Altunizade Mah. Kuübakü Sok. No. 25 Üsküdar / úSTANBUL Tel: (216) 474 98 70 (10 Hat) • Faks: (216) 474 98 67 - 474 92 38 23 TÜMTúS Genel Baükan: KENAN ÖZTÜRK únkilap Cad. No. 35/1-2 Aksaray / úSTANBUL Tel: (212) 530 07 43 • Faks: (212) 588 26 20 18 5 TEKGIDA-úû Genel Baükan: MUSTAFA TÜRKEL Konaklar Mah. Faruk Nafiz Çamlbel Sok. No. 5 4. Levent / úSTANBUL Tel: (212) 264 49 96 (4 Hat) • Faks: (212) 278 95 34 04 24 DEMúRYOL-úû Genel Baükan: ERGÜN ATALAY Necatibey Cad. Sezenler Sok. 5 ANKARA Tel: (312) 231 80 30-31 • Faks: (312) 231 80 32 19 6 ûEKER-úû Genel Baükan: úSA GÖK Karanfil Sokak No. 59 Bakanlklar / ANKARA Tel: (312) 418 42 73-74 • Faks: (312) 425 92 58 05 25 TÜRKúYE DENúZCúLER Genel Baükan: HASAN PEKDEMúR Rhtm Cad. Denizciler Sok. No. 7 Tophane / úSTANBUL Tel: (212) 292 90 81 (7 Hat) • Faks: (212) 244 52 21 20 7 TEKSúF Genel Baükan: NAZMú IRGAT Ziya Gökalp Cad. Aydoùmuü Sok. No. 1 ANKARA Tel: (312) 431 21 70-71-72-73 • Faks: (312) 435 78 26 06 26 HAVA-úû Genel Baükan: ATúLAY AYÇúN úncirli Cad. Volkan Apt. 68/1-2-3-4 Bakrköy / úSTANBUL Tel: (212) 660 20 95 (5 Hat) • Faks: (212) 571 90 51 27 LúMAN-úû Genel Baükan: ÖNDER AVCI Necatibey Cad. Sezenler Sok. 4/5 Shhiye / ANKARA Tel: (312) 231 74 18 • Faks: (312) 230 24 84 28 TÜRKúYE HABER-úû Genel Baükan: VELú SOLAK Kültür Mah. Yüksel Cad. No. 38 Yeniüehir / ANKARA Tel: (312) 444 1992 • Faks: (312) 434 57 04 29 SAøLIK-úû Genel Baükan: HASAN ÖZTÜRK Hedef Sok. No. 5 Anttepe / ANKARA Tel: (312) 231 80 45 • Faks: (312) 230 23 96 30 TOLEYúS Genel Baükan: CEMAúL BAKINDI Aksaray Mah. Küçük Langa Cad. Bilir úü Merkezi No. 16/18 Kat. 3 Tel: (212) 530 73 82-585 52 07 • Faks: 530 72 99 Aksaray / úST. TÜRK HARB-úû Genel Baükan: BAYRAM BOZAL únklap Sokak No. 20 Kzlay / ANKARA Tel: (312) 417 50 97-98-99 • Faks: (312) 417 13 64 26 31 TGS Genel Baükan: ERCAN úPEKÇú Basn Saray Kat. 2 Caùaloùlu / úSTANBUL Tel: (212) 514 06 94-96 • Faks: (212) 511 48 17 27 32 TÜRKúYE BELEDúYE-úû Genel Baükan: NúHAT YURDAKUL Necatibey Cad. No. 59 Kzlay / ANKARA Tel: (312) 231 83 43-45 • Faks: (312) 232 08 74 28 33 34 TÜRK-SEN Genel Baükan: ARSLAN BIÇAKLI A. ûehit Mehmet R. Hüseyin Sok. No. 7 Lefkoüe / KKTC Tel: (0.392) 227 24 44 • Faks: (0.392) 228 78 31 35 HÜR-úû Genel Baükan: YAKUP Ö. LATúFOøLU ûehit Necdet Altnok Sok. No. 3 Lefkoüe / KKTC Tel: (0.392) 227 71 56 • Faks: (0.392) 227 52 53 8 9 Bu dergi sendikal iüçiler tarafndan baslmaktadr. Genel Baükan: MUSTAFA KUMLU Bayndr Sokak No. 10 ANKARA Tel: (312) 433 31 25 (4 Hat) Faks: (312) 433 68 09 - 433 85 80 07 DERú-úû Genel Baükan: MUSA SERVú Ali Nihat Tarlan Cad. Ertaü Sok. No. 4 (Ardil úü Merkezi) Kat: 3 Tel: (216) 572 90 50-51-52 • Faks: (216) 572 90 53 Bostanc/úST. AøAÇ-úû Genel Baükan: MÜRSEL TAûÇI Necatibey Cad. No. 20/22-23 Shhiye / ANKARA Tel: (312) 229 53 95 - 229 08 27 • Faks: (312) 231 52 19 08 10 SELÜLOZ-úû Genel Baükan: ERGúN ALûAN Ankara Cad. úpek Apt. No. 87 úZMúT Tel: (262) 321 18 99 • Faks: (262) 321 34 51 09 11 BASIN-úû Genel Baükan: YAKUP AKKAYA Hanmeli Sokak No. 26/6-7 Shhiye / ANKARA Tel: (312) 230 29 08 - 229 85 65 • Faks: (312) 229 43 15 10 12 13 11 BASúSEN Genel Baükan: METúN TúRYAKúOøLU Altunizade Mah. Kuübakü Cad. No. 15 Üsküdar / úSTANBUL Tel: (216) 651 48 60 (8 hat) • Faks: (216) 651 48 38 BASS Genel Baükan: TURGUT YILMAZ Sümer 2 Sok. No. 29 Kat. 3 Kzlay / ANKARA Tel: (312) 232 50 09-11 • Faks: (312) 231 67 30 11 14 TÜRKúYE ÇúMSE-úû Genel Baükan: ZEKERúYE NAZLIM Esat Cad. No. 43 Küçükesat / ANKARA Tel: (312) 419 58 30-34 • Faks: (312) 425 13 35 12 15 KRúSTAL-úû Genel Baükan: BúLAL ÇETúNTAû Sahip Molla Cad. No. 32 Paüabahçe Beykoz / úSTANBUL Tel: (216) 680 07 10 • Faks: (216) 680 12 02 12 16 17 13 TÜRK METAL Genel Baükan: PEVRUL KAVLAK Beütepeler Mah. Yaüam Cd. 1. Sok. No. 7/A Söùütözü/ANKARA Tel: (312) 292 64 00 (30 hat) • Faks: (312) 284 40 18 www.turkis.org.tr 22 24