Kalkınmanın Yolu, İpekyolu

Transkript

Kalkınmanın Yolu, İpekyolu
İPEKYOLU
Yıl: 1 Sayı:1 Ocak- Nisan 2013
"Kalkınmanın Yolu, İpekyolu"
Röportaj
3
Değerli Okuyucularımız;
İpekyolu Kalkınma Ajansı (İKA) faaliyetlerini ve
bölgemizi tanıtmak amacıyla dört ayda bir yayınlanacak olan dergimizin ikinci sayısıyla sizlere
merhaba diyoruz.
Öncelikle şunu belirtmek isterim ki; sizlerden gelecek geri bildirimler ve yapıcı eleştirilerle dergimizin gelecek sayıları daha da zenginleşecektir.
Tabi bu dönemde Ticaret ve Sanayi odalarımızda
görev değişiklikleri oldu. Mustafa Uslu Adıyaman
Sanayi ve Ticaret odası Başkanlığına yeniden
seçilirken, Gaziantep Ticaret Odası Başkanlığına
Eyüp Bartık, Kilis Sanayi ve Ticaret Odası Başkanlığına da Sayın Mehmet Erdal Öndeş seçildi.
Sayın Başkanlarımıza yeni görevlerinde başarılar
diliyor; Ajansımızın Yönetim Kurulunda üye olarak
görev yapan Gaziantep Ticaret Odası eski Başkanı Mehmet Aslan ve Kilis Sanayi ve Ticaret Odası
eski Başkanı Mehmet Özçiloğlu’na teşekkür ediyoruz.
Yoğun ve tempolu bir çalışma sonucunda hem
ajansımız faaliyetleri hakkında detaylı bilgiler sunduğumuz hem de bölgemizi tanıtmak adına yeni
gelişmeleri aktardığımız ilk sayımızdan sonra,
ikinci sayımızda ülkemiz ve bölgemiz için büyük
önem arz eden ‘Turizm’ konusunu ele aldık.
Turizm sektörünün, bölgesel kalkınma ve kaynakların etkin kullanımı konusunda büyük bir yeri ve
önemi vardır. Özellikle bölgelerarası dengesizliğin
giderilmesinde turizm sektörü, tarım ve sanayide
yeterli kaynak ve gelişme imkânına sahip olmayan
ama zengin bir turistik arz verilerine sahip bölgelerin, planlı ve etkin bir turizm politikaları uygulama-
Röportaj
ları sonucunda turistik yönden dengeli bir şekilde
kalkınmalarını sağlayacaktır.
Bölgesel kalkınmada turizmin önemli bir rolü, onu
kalkınmış ülkelerde önemli bir sektör konumuna
getirirken, özellikle kalkınmakta olan ülkelerde
turistik potansiyeli olan yörelerin geliştirilmesinde
turizm sektörü gibi “yardımcı sektörlerin” kalkınmaya hız verici ve tamamlayıcı etkileri artık iyice
anlaşılmıştır.
Bugüne kadar bölgenin kalkınmasını amaçlayan
çalışmalar yapan İpekyolu Kalkınma Ajansı, Turizm sektörüne destek vererek hem bölgenin kalkınmasını hem de turizm olanaklarının genişlemesini sağlamıştır.
Dergimizin bu sayısında sürdürülebilir turizm ve
turizm faaliyetlerini konuştuğumuz Kültür ve Turizm Bakanlığı Müsteşarı Sayın Özgür Özaslan,
“Kommagene-Nemrut Turizm Odaklı Canlandırma
Projesi’’ni konuştuğumuz İpekyolu Kalkınma Ajansı Yönetim Kurulu Üyesi ve Adıyaman Valisi Sayın
Mahmut Demirtaş’nın röportajlarının yanı sıra çok
değerli Yönetim Kurulu Üyelerimiz ve İl Kültür Müdürlerimizin bölgesel gelişim ve turizm hakkındaki
röportajları yer almaktadır. Ayrıca Ajans uzmanlarımızın da makaleleriyle zenginleştirdiği dergimizde, TRC1 bölgesinin turizm faaliyetleri de analiz
edilmiştir.
Dergimizin bölgesel çalışmalara katkı sağlamasını
temenni ediyor, katkılarından dolayı tüm Yönetim
Kurulu Üyelerimize teşekkür ediyorum.
Dr. Bülent ÖZKAN
İpekyolu Kalkınma Ajansı
Genel Sekreteri
4
Röportaj
İÇİNDEKİLER
'KALKINMA AJANSLARI BÜTÜN
KAYNAKLARI HAREKETE GEÇİRECEK'
YENİ TEŞVİK SİSTEMİ
VE TRC1 BÖLGESİ
8
17
Osman SERT
Kalkınma Bakanı
Dr. Cevdet YILMAZ
BÜYÜK YATIRIM İÇİN
İLK İMZALAR ATILDI
‘GAZİANTEP YOKLUKLARA
RAĞMEN SANAYİ ÜSSÜ OLDU’
11
23
Adil KONUKOĞLU
2013 MALİ DESTEK PROGRAMI’NA
95 MİLYON LİRALIK TALEP
'ADIYAMAN MERMERİN
BAŞKENTİ OLACAK'
12
28
Mustafa USLU
Dr. Bülent ÖZKAN
BÖLGE ÇALIŞTAYLARI
SONA ERDI
13
'KİLİS ÖNEMLİ BİR TİCARET
MERKEZİ OLACAK'
30
Mehmet ÖZÇİLOĞLU
MALI DESTEK EĞITIMLERİNE
İLGI YOĞUN OLDU
14
NEDEN KALKINMA
AJANSI?
33
İKA YÖNETİMİ GAZİANTEP’TE
TOPLANDI
15
KALKINMA VE KADIN
İSTİHDAMI
34
Merve ÇALHAN
İKA MOSKOVA
FUARINDA
16
‘KALKINMA AJANSI BÖLGE
İÇİN BİR ŞANSTIR’
37
Dr. Asım GÜZELBEY
5
Röportaj
İpekyolu Kalkınma Ajansı Yönetim
Kurulu Adına Sahibi
Genel Sekreter Dr. Bülent ÖZKAN
TRC1 KONUT
ARAŞTIRMASI
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü
Osman SERT
42
Onur YILDIZ
‘500 MİLYAR DOLARLIK HEDEFİN
30 MİLYARI DOLARI BİZDEN’
Hukuk Danışmanı
Sibel AKŞAHİN
Yayın Kurulu
Dr. Bülent ÖZKAN
Osman SERT
Onur YILDIZ
Mehmet Akif EKER
Merve ÇALHAN
50
Cahit NAKIBOĞLU
Editörler
Mehmet Zeki RASTGELDİ
Yasemen Özlem MAİLOĞLU
Adres: İncilipınar Mahallesi Muammer Aksoy
Bulvarı Vakıflar Güven İş Merkezi Kat: 1-2-3
Şehitkamil Gaziantep / TÜRKİYE
Telefon: 0 342 231 07 01 - Fax: 0 342 231 07 03
www.ika.org.tr
TRC1 BÖLGESİ
DIŞ TİCARET RAKAMLARI
'İKA İLE SEKTÖRLER
HAYAT BULDU'
Grafik Tasarım
Nitsa Grafik-Reklam
Adres: İncilipınar Mh.Yüncüler İş Merk. No:25
Şehitkâmil - GAZİANTEP
Tel: 0 342 215 22 11
[email protected]
54
Baskı
GNG Ofset Matbaacılık Ambalaj San. ve Tic. A.Ş.
Adres: Çakmak Mh. Nizip Cd. Sakin Sk. No: 15
Şehitkâmil/GAZİANTEP
Tel: 0 342 323 79 79 (Pbx)
[email protected]
60
Metin KAVAK
'İKA DESTEKLERİ BÖLGEDE
İLKLERİ GERÇEKLEŞTİRİYOR'
62
Ali ÖZPOLAT
'Kalkınmanın Yolu, İpekyolu’ Dergisi’nin
tüm yayın hakları İpekyolu Kalkınma
Ajansı’na aittir. Dergideki tüm yazı ve
fotoğraflar Ajansın izni alınmadan eğitim ve tanıtım amaçlı kısmi alıntılar hariç
hiçbir şekilde kopya edilemez, çoğaltılamaz ve yayınlanamaz. Yazıların dergide
yayınlanmış olması, yazarlara ait kişisel
görüşlerin Ajans tarafından paylaşılması
anlamına gelmez. Yazılar ancak kaynak
gösterilmek suretiyle alıntı yapılabilir.
6
Röportaj
İpekyolu Kalkınma
Ajansı 2013 yılı Mali
Destek Programları
kapsamında
Adıyaman’dan hibe
desteği almaya hak
kazanan 39 projenin
imza protokolü Valilik
Makamında Vali
Mahmut Demirtaş
Başkanlığında,
kamu ve sivil
toplum kuruluşu
temsilcilerinin
katılımı ile imzalandı.
39 Projenin İmza
Protokolü İmzalandı
İmza töreninde konuşan Vali Mahmut Demirtaş, İpekyolu Kalkınma
Ajansı 2013 yılı Mali Destek Programına çıktıktan sonra Valilik koordinasyonunda Adıyaman genelinde
bilgilendirme çalışmaları yaptıklarını
belirterek, başvuruların yapıldığını bu
başvurular sonucunda Adıyaman’da
özel sektörden 57, kamu kurumlarından 76 olmak üzere toplamda
133 adet proje başvurusu yapılmıştır.
Yapılan değerlendirmeler sonucunda Adıyaman’ın 39 projesi başarılı
bulunmuş ve kabul edilmiştir. Kabul
edilen bu projelerden 25 tane kamu
kurumlarına ait olup, geriye kalan 14
tane ise sivil toplum kuruluşlarına aittir. Bilindiği gibi, geçtiğimiz yıl Adıyaman’da sivil toplum kuruluşlarına ait
sadece bir proje kabul edilmişti. Bu
projelerin Adıyaman’a, kamu ve sivil
toplum kuruluşlarına hayırlı olmasını
diliyorum. Bugünde bu projelerimizin
protokolünü imzalayacağız. Başarılı
bulunan 39 projenin toplam bütçesi 12 milyon TL olup, verilecek hibe
desteği 8,9 milyon TL’dir. Hibe desteği olarak üç ile ayrılan paranın 22
milyon TL olduğu düşünülürse Adıyaman iline ayrılan kaynak oldukça
büyük bir başarı olarak görülebilir”
dedi.
7
Röportaj
İpekyolu Kalkınma Ajansının kurulduğu günden bugüne ilk defa rekor seviyede ilimizden bir müracaat yapıldığını vurgulayan Belediye
Başkanı M. Necip Büyükaslan ise,
“Sayın Valimiz ilimizde göreve başladıktan sonra her alanda olduğu
gibi, projeler bazında da büyük çalışmalar yapılmıştır. Sayın Valimize
ve ekibine gösterdikleri bu başarılı
çalışmalarından dolayı teşekkür
ediyorum” dedi.
İpekyolu Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Dr. Bülent Özkan, Adıyaman
Valisi Mahmut Demirtaş’ın yerel dinamikleri harekete geçirme noktasında
büyük çalışmalar yaptıklarını belirterek, ‘‘2010 yılında faaliyetimize başladığımız günden bugüne 151 projeye
mali destek verdik. Bölgeye 36 Milyon
kaynak sağladık. Bu yıl Adıyaman ilimiz proje sunumunda ve projelerin
kabul edilmesinde ilk defa Gaziantep
ve Kilis illerimizi geçmiştir. Bizim kuruluş amacımız sadece para vermek
veya projeyi desteklemek değildir.
Bölgedeki sosyal göstergelerin ve
ekonomik göstergelerin iyileşmesine
katkıda bulunmaktır’’ diye konuştu.
Konuşmaların ardından İpekyolu Kalkınma Ajansı tarafından kabul edilen
39 projenin protokolü imzalandı. Bölge içi gelişmişlik farklarını azaltmak
amacıyla kültür-turizm, sosyal kal-
kınma ve ekonomik kalkınma başlığı
altında hazırlanan ve İpekyolu Kalkınma Ajansı tarafından kabul edilen 39
projenin imza protokol törenine Adıyaman Valisi Mahmut Demirtaş, Belediye Başkanı M. Necip Büyükaslan,
Vali Yardımcısı Murat Süzen, İpekyolu
Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri, Dr.
Bülent Özkan, İlçe Kaymakamları, ilgili kurum amirleri ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri katıldı.
8
Röportaj
İKA Adıyaman
Tanıtım Günlerinde
İpekyolu Kalkınma Ajansı kamu kurum ve kuruluşları,
ilçeler, belediyeler, özel sektör ve sivil toplum kuruluşlarının
katıldığı ‘Adıyaman Tanıtım Günleri’nde stant açarak
bölgenin yatırım zenginliğini ziyaretçilere tanıttı.
Toplamda 45 bin
kişinin ziyaret ettiği
tanıtım günlerini
Meclis Başkanı
Cemil Çiçek Başta
olmak üzere çok
sayıda Bakan ve
milletvekili ziyaret
etti. Ankara Atatürk
Kültür Merkezi'nde
gerçekleştirilen
Adıyaman Tanıtım Günleri'nde
İpekyolu Kalkınma
Ajansı’nın açtığı
stant büyük ilgi görürken, hazırlanan
dergi ve broşürlerle Adıyaman’ın
tarihi, kültürel ve
turizm zenginliği
ziyaretçilere anlatıldı.
Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz da
İpekyolu Kalkınma Ajansı stantını ziyaret ederek bölgede yapılan çalışmalar
hakkında bilgi aldı.
İpekyolu Kalkınma Ajansı Yönetim Kurulu üyesi ve Adıyaman Valisi Mahmut
Demirtaş, Adıyaman'ın saklı olan değerlerine gün yüzüne çıkarmanın gayreti içerisinde olduklarını ifade ederek, "Bu yıl büyük emek harcayarak
gerçekleştirdiğimiz tanıtım günlerine
gelecek yıl daha büyük ilgi olacaktır.
Biz saklı olan değeri ortaya çıkarmaya çalıştık. Adıyaman tamamen kapalı
bir kutuydu, kutunun kapağını açtık.
Adıyaman'ı ulusal ve uluslararası düzeyde tarihi, kültürel, inanç değerlerini
tanıtmaya başladık. İnşallah bundan
sonra Adıyaman'ın önünde hiç kimse
durmayacak.
Şuana kadar burada yapılan tanıtım
günlerinin en fazla ilgi gören tanıtım
gününü biz gerçekleştirdik. Resmi rakamlara göre 45 binin üzerinde kişi
ziyaret etti. İnşallah bundan sonraki
etkinliğimiz daha büyük olacak. Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum"
dedi.
9
Güncel Haberler
İpekyolu Kalkınma Ajansı,
ABD'de dördüncüsü
düzenlenen 'Anadolu
Kültür ve Yemek
Festivali'nde TRC1
(Gaziantep, Adıyaman,
Kilis) bölgesinin tarihi,
kültürel ve turistik
değerlerini anlatan
standıyla büyük ilgi gördü.
İKA 'Anadolu
Kültür ve Yemek
Festivali'nde
Gaziantep, Adıyaman ve Kilis'in
önemli turistik sembollerinin inşa
edildiği Los Angles şehri ziyaretçi akınına uğradı. 16-19 Mayıs
tarihleri arasında Orange County
fuar alanında düzenlenen festivalde TRC1 bölgesinde faaliyet gösteren İpekyolu Kalkınma
Ajansı da katıldı. İpekyolu Kalkınma Ajansı tarafından açılan
stantta Gaziantep, Adıyaman ve
Kilis illerinin kültürel, tarihi ve turistik değerleri ziyaretçilere anlatıldı. İKA’nın açmış olduğu stant
ziyaretçiler tarafından yoğun ilgi
görürken, festivalde, üç ilin tarihi ve kültürel değerlerini anlatan
broşür ve kitapçıklar dağıtıldı.
İKA standını ziyaret eden TRT
Genel Müdürü İbrahim Şahin, ziyaretten büyük memnuniyet duyduğunu belirterek, bölge hakkında bilgi aldı.
İpekyolu Kalkınma Ajansı Yönetim Kurulu Başkanı ve Kilis Valisi
Süleyman Tapsız Başkanlığındaki heyet stantları ziyaret ederek bilgiler aldı. Festivalden son
derece memnun ayrıldıklarını
belirten Vali Süleyman Tapsız,
bölgenin kültürünün tanıtılması
açısından bu tür etkinliklerin büyük önem arz ettiğini ifade etti.
Festivalle ilgili değerlendirmelerde bulunan İpekyolu Kalkınma
Ajansı Yönetim Kurulu Üyesi ve
Kilis Sanayi ve Ticaret Odası
Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Özçiloğlu, ülkemizin kültür
miraslarının, yöresel lezzet ve
tatlarının böyle bir festivalde, yer
almasının mutluluk verici olduğunu söyledi. Özçiloğlu, ‘‘Türkiye’yi
yurt dışında en güzel şekilde
temsil etmek, memleket hasreti
çeken vatandaşlarımızın ayağına
kültürel değerlerimizi ve yöresel
lezzetlerimizi götürmekten büyük
gurur duyduk. Bölgemizin tarihi
değerlerinin ve lezzetlerinin tanıtılması bakımından bu gibi etkinlikler önemli bir basamak. Bölgemizin tarihi, kültürel, turizm ve
mutfak kültürünü daha da ileriye
taşımak için bundan sonraki etkinliklere Ticaret ve Sanayi Odası
olarak daha fazla üyemizle katılmaya gayret edeceğiz. ’’ dedi.
İpekyolu Kalkınma Ajansı Yönetim Kurulu Üyesi
ve Kilis İl Genel Meclisi Başkanı Mehmet Metin
Karakuş ise bu tür etkinliklerin bölgenin tanıtılması açısından önemli olduğunu belirterek, bundan sonraki festivale daha planlı ve kapsamlı
bir şekilde katılacaklarını belirtti. Karakuş ayrıca
festivalle beraber ziyaretçilerin Anadolu kültürünü sadece ticari, folklorik değil, tarihi ve manevi
yönden de öğrendiğini söyledi. Festivale İpekyolu Kalkınma Ajansı Yönetim Kurulu Başkanı ve
Kilis Valisi Süleyman Tapsız başta olmak üzere;
İpekyolu Kalkınma Ajansı Yönetim Kurulu Üyesi
ve Kilis İl Genel Meclisi Başkanı Metin Karakuş,
İpekyolu Kalkınma Ajansı Yönetim Kurulu Üyesi
ve Kilis Sanayi ve Ticaret Odası Yönetim Kurulu
Başkanı Mehmet Özçiloğlu, İpekyolu Kalkınma
Ajansı Genel Sekreteri Dr. Bülent Özkan ve Ajans
uzmanları katıldı.
10
Güncel Haberler
Sentetik Çim Kayağı
Pisti Yapılacak
İpekyolu Kalkınma Ajansı ile Gaziantep Büyükşehir Belediyesi, Erikçe
Ormanı'nda suni çim kayağı pisti yapılması için protokol imzaladı.
İpekyolu Kalkınma Ajansı toplantı salonunda gerçekleşen
törende; Büyükşehir Belediye Başkanı Asım Güzelbey ile
İpekyolu Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Dr. Bülent Özkan
arasında protokol imzalandı.
İpekyolu Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Bülent Özkan, "Bu
proje Gaziantep için önemli
olan projelerden birisidir. Kalkınma Ajansı olarak bölge ile
ilgili stratejiler geliştirebilmek,
bölge ile ilgili vizyon ortaya koyabilmek ve bölgenin gelecek
yıllardaki hayali için büyüklerimize yol göstermek adına
bugüne kadar önemli projelere destek sağladık. Bizim gö-
revimiz sadece hibe vermek
de değil. Bu amaçla da hibe
programından turizm alt yapısı
da bunun belli bir alanı kapsıyor. Bugün bu projeye başlamış
olmak ve imzasını atmak bizim
için büyük bir onur ve mutluluktur." dedi.
Erikçe Kent Ormanı içerisinde
Büyükşehir Belediyesi tarafından yapımına Mayıs 2013'te
başlanacak olan ve 7 bin 200
metrekare alanda yapılması
planlanan Sentetik Çim Kayağı 2 ayrı pistten oluşacak. Yılın
12 ayı kayak yapma imkânının
sağlanacağı kayak pistlerinin
alt kısmında eğitim alanı için de
ayrıca bir pist yapılacak. Proje
için arazi tesviye çalışmalarının
120 gün içerisinde tamamlanması planlanıyor.
Çim kayağı alt kotunda kayakçılar ve refakatçilerine hizmet
verecek 3 katlı sosyal tesis binasında aynı zamanda tesis
içerisinde tüm kayak malzemelerinin temini sağlanırken doğa
manzarası içerisinde kafeterya
olarak da kullanılabilecek. Kayak pistleri ve kayak ekipmanlarının yaklaşık maliyeti 3 milyon
350 bin lira olacağı projenin, 1
milyon 79 bin liralık kısmının finansmanını İpekyolu Kalkınma
Ajansı sağlayacak. Projenin 18
ayda tamamlanması hedefleniyor.
11
Güncel Haberler
Bilim Ve Teknoloji
Müzesi Kurulacak
İpekyolu Kalkınma Ajansı tarafından desteklenen ve
Şahinbey Belediyesi tarafından hayata geçirilecek olan
Bilim ve Teknoloji Müzesi’nin protokol imzaları atıldı.
mış çalışmaları objeleri
ile sergilemiş olacaklarını kaydetti. Tahmazoğlu,
‘‘Böylelikle Gaziantep’teki
ve diğer şehirlerde gelen
öğrencilerimiz ve vatandaşlarımız tarih boyunca
ecdadımızın bilime ve teknolojiye yapmış oldukları
yatırımları bire bir görerek
öğreneceklerdir. Projenin
bedeli 1 milyon 877 bin TL
olup, Projeye belediyemiz
1 milyon 77 bin TL katkı
sağlayacak ve İpekyolu
Kalkınma Ajansımız da
800 bin TL katkı sağlayacaktır. Bu proje ile Gaziantep’imize yeni bir müze
kazandırmış
olacağız.
Projemizin şimdiden hayırlı olmasını diliyor, desteklerinden dolayı İpek
yolu kalkınma ajansımıza
teşekkür ediyorum” dedi.
Bilim Ve Teknoloji
Müzesi Kurulacak
Gaziantep sadece ekonomisi ve sanayisi ile
değil, tarihi ve kültürü ile
ön plana çıkan bir şehir olduğunu vurgulayan
İpekyolu Kalkınma Ajansı
Genel Sekreteri Dr. Bülent
Özkan, ‘‘Bu noktada yerel yöneticilerimiz ve kurumlarımız yapmış olduğu
çalışmalarla önemli katkı
sağlamaktadır. Şahinbey
Belediyemiz yapmış olduğu güzel hizmetlere ek
olarak şehrimize yeni bir
müze kazandırmaktadır.
Başkanımıza teşekkür ediyorum” diye konuştu.
Şahinbey Belediye Başkanı Mehmet Tahmazoğlu
ise Belediyenin hizmet binası bahçesinde bulunan
tarihi binada kurulacak
Bilim ve Teknoloji Müzesiyle tarih boyunca yapıl-
12
Güncel Haberler
Cazibe Merkezi Programı İle
Kaynak Artacak
Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, cazibe merkezi illerin
sayısının arttığı söz konusu illere 215 milyon TL'lik kaynak
aktardıklarını söyledi.
Gaziantep Valiliği tarafından düzenlenen
Cazibe Merkezleri Destekleme Programı
hazırlık çalışması değerlendirme toplantısı,
Kalkınma Bakanı Yılmaz ile Aile ve Sosyal
Politikalar Bakanı Fatma Şahin'in de katılımıyla gerçekleştirildi. Toplantıda konuşan
Bakan Cevdet Yılmaz, Cazibe merkezi iller
hakkında bilgileri paylaştı. Bakan Yılmaz,
"Cazibe merkezleri dediğimiz bir program
var. Bu 12 ille ilgili tasarlanmış zamanında
bir fikir. Bu güne kadar sadece 4 ilde uygulanmış bir program. Van, Şanlıurfa, Erzurum ve Diyarbakır illerimizde bu dört ile
beşinci il olarak Gaziantep'e ilave edelim
şeklinde bir talebi oldu değerli bakanımızın ve diğer ilgili arkadaşlarımızın milletvekillerimizin. Biz bu konuyu çok geniş bir
şekilde değerlendirdik." dedi.
Proje ile iç göçü engellemeyi de hedeflediklerini aktaran Yılmaz, "Cazibe merkezi
dediğimiz programın amaca göreceli olarak daha az gelişmiş bölgelerde büyüme
ve çevreye hizmet verme potansiyeli olan
iller belirlemek, kentsel merkezler belirle-
mek ve daha büyük metropollere insanlar
gitmeden buralarda nüfusu toparlamak.
Bu cazibe merkezleri dediğimiz programın
temel amacı bu. Bunun için cazibe merkezi programı ile mevcut kamu yatırımlarına
ilave olarak stratejik bazı müdahalelerde
Pilot uygulamanın 2008'de
Diyarbakır'dan başlatıldığını hatırlatan Yılmaz, şunları
kaydetti: "2010 yılında Şanlıurfa, Diyarbakır ve Van'da
bunları uyguladık. Bu güne
kadar cazibe merkezleri
programımız için 215 milyon
TL kaynak aktardık. Bunun
yarısını da harcamış durumdayız. Projelerimiz devam
ediyor. Diğer ilerimizde bu
güne kadar yaptığımız uygulamalarda genelde doğrusu
şehir merkezini geleneksel
dokusuna kavuşturma bir takım turizm odaklı çalışmalar,
kültür odaklı çalışmalar odaklı
yapıldı."
bulunuyoruz. Burada tabi bu faaliyetler
sonucunda iç göçün azalmasını ve göçün
bölge içinde tutulmasını öngörüyoruz. Bunun ikinci bir halkasında da çevre illere ve
çevreye faydanın yayılmasını tabi tasarlıyoruz." Şeklinde konuştu.
13
Güncel Haberler
Gaziantep Mesleki Eğitim
Kompleksi Projesi'nin
İmzaları Atıldı
İpekyolu Kalkınma Ajansı (İKA) tarafından
desteklenen, Gaziantep Sanayi Odası (GSO)
ve Gaziantep Organize Sanayi Bölgesi ortaklığında hazırlanan, Gaziantep Mesleki Eğitim
Kompleksi Projesi'ne ilişkin protokol imzalandı.
Gaziantep Valiliği'nde düzenlenen ve Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz ile Aile
ve Sosyal Politikalar Bakanı
Fatma Şahin'in de hazır bulunduğu törende, Gaziantep
Mesleki Eğitim Kompleksi
Projesi'ne ilişkin protokole,
İKA adına Yönetim Kurulu
Başkanı ve Gaziantep Valisi
Erdal Ata ve GSO Yönetim Kurulu Başkanı Adil Konukoğlu
imza koydu. İmza töreninde
hazır bulunan Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz ile Aile
ve Sosyal Politikalar Bakanı
Fatma Şahin, GSO Yönetim
Kurulu Başkanı Adil Konukoğlu ve projede emeği geçen herkese teşekkür ederek,
projenin hayırlı olmasını dilediler. Gaziantep'in doğal bir
cazibe merkezi olduğunu ve
son 10 yılda çok büyük mesafe aldığını vurgulayan Bakan
Yılmaz, Gaziantep Mesleki
Eğitim Kompleksi Projesi'ni
"çok güzel, örnek ve model
bir çalışma" olarak nitelendirdi. "Sanayi şehrimizi çok
daha ileriye taşımak istiyoruz. Gaziantep'i önümüzdeki
dönemde 'endüstriyel sanayi odağı' olarak görüyoruz"
diyen Yılmaz, kalkınmanın
özünün insan olduğunu ifade etti. Yılmaz, "Gaziantep'te
ekonomi çok hızlı. Beşeri
sermayeye de daha fazla
yatırım yaparak bu uyumu
sağlamak zorundayız. Nitelikli donanımlar için burayı
cazibe merkezine dönüştürdüğümüz zaman kalkınmanın önü kendiliğinden açılmış
olacak" dedi.
Önemli bir projeye imza attıklarını belirten Vali Erdal Ata, Gaziantep'te eğitime önem verdiklerini söyledi. Proje ortaklarını
kutlayan Ata, önemli bir sanayi
kenti olan Gaziantep'te organize
sanayi bölgesinde 100 binden
fazla kişinin çalıştığını, işadamının nitelikli eleman bulmakta
zorlandığına işaret ederek, mesleki eğitime daha fazla önem
verilmesi gerektiğini vurguladı.
Ata, her organize sanayi bölgesine bir endüstri meslek lisesi
yapmak istediklerini kaydetti.
14
Güncel Haberler
EMITT 2014 Hazırlık
Toplantısı Yapıldı!
Toplantıda, İpekyolu Kalkınma Ajansı ile üç ilin (Adıyaman, Gaziantep,
Kilis) tanıtım faaliyetlerinin planlı ve
programlı bir şekilde sürdürülmesi,
EMITT Fuarında kiralanacak yer ve
stand hazırlıkları, görseller ve diğer hususlarda görüş alış verişinde
bulunarak, her kurumun destinasyon merkezi oluşturma çabalarına
ne tür katkılar vereceği tartışıldı.
İpekyolu Kalkınma Ajansı merkez
binasında gerçekleşen toplantıya Adıyaman Vali Yardımcısı Sayın
Murat Süzen başta olmak üzere
Adıyaman ve Kilis İl Kültür Turizm
Müdürleri, İl Özel İdare Genel Sekreterleri ve İpekyolu Kalkınma Ajansı uzmanları katıldı.
Bu yıl
18.düzenlenecek
olan EMITT Seyahat
ve Turizm Fuarında
İpekyolu Kalkınma
Ajansı ve TRC1
adına yapılacak
olan çalışmalarla
ilgili Adıyaman Vali
Yardımcısı Sayın
Murat Süzen’in
başkanlığında toplantı
gerçekleştirildi.
İKA Gapshoes
Fuarında
İpekyolu Kalkınma Ajansı ; GSO,
Türkiye Umum Ayakkabıcılar
Federasyonu, Gaziantep Kunduracılar Odası, KOSGEB ve
Akort Fuarcılık işbirliğiyle düzenlenen, ‘’17. Uluslararası Ayakkabı, Terlik, Saraciye ve Yan Sanayi Fuarı (GAPSHOES) fuarında
stant açarak TRC1 bölgesini
ziyaretçilere tanıttı. Tanıtım faaliyetlerine bütün hızıyla devam
eden İpekyolu Kalkınma Ajansı
fuarda açtığı stantla TRC1 bölge yatırım olanakları, kültür ve
turizm potansiyelleri ziyaretçilere tanıtıldı. Hazırlanan dergi ve
broşürler ziyaretçilere dağıtılarak, ziyaretçiler detaylı bir şekilde bilgilendirildi.
Ortadoğu Fuar Merkezinde düzenlenen ve 4 gün süren fuara
134 firma katılırken, toplamda
12 bin 400 kişi de fuarı ziyaret
etti.
15
Makale
Kalkınma Kurulu Başkanlığına
Rektör Coşkun Seçildi
İpekyolu Kalkınma Ajansı tarafından yapılan 2013 yılı
1.Kalkınma Kurulu Toplantısı, Gaziantep Valisi Erdal
Ata başkanlığında düzenlendi.
Toplantının açılış konuşmasını yapan
Gaziantep Valisi ve İpekyolu Kalkınma
Ajansı Yönetim Kurulu Üyesi Erdal Ata,
her iki yılda bir kurum yenilenmesine
gittiklerini belirtti. Vali Ata, ‘‘İpekyolu
Kalkınma Ajansı’nın bünyesindeki nitelikli kadro ile TRC1 bölgesine Gaziantep, Adıyaman ve Kilis kalkınmanın
gerçekleştirilmesi adına faaliyetlerini
sürdürmektedir. Ajansımızın vizyonu,
bölgeyi geleceğe taşıyacak düşünce ve politikalar üreten, uygulayan,
sürdürülebilir kalkınmada öncelikli ve
kolaylaştırıcı, yeniliklere açık, etkin ve
çağdaş bir kurum olma yolundadır.
Misyonumuz, etkin, insan kaynakları
politikasıyla nitelikli beşeri sermayesini
verimli bir şekilde kullanarak bölgesel
potansiyeli, dinamikleri ortaya çıkaracak politika ve stratejileri üretmek, kurumlar arası koordinasyonu ve işbirliği
kültürünü yaygınlaştırmak, yenilikçi ve
rekabete dayalı meslek mekanizmasıyla bölge plan ve programlarının hedeflerine ulaştıracak projelere destek
olmak’’ dedi.
Konuşmaların ardından, Kalkınma Kurulu Başkanlık Divanı seçimleri ve katip
üye seçimleri yapıldı. Gaziantep Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yavuz Coşkun ile Adıyaman Üniversitesi Rektörü
Talha Gönüllü’nün aday olduğu Başkanlık Divanı seçimlerinde, Gaziantep
Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yavuz
Coşkun 41 oyla yeniden Kalkınma Kurulu Başkanı seçildi. Kalkınma Kurulu
başkanlığına seçilen Gaziantep Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yavuz Coşkun
yaptığı konuşmada, Türkiye'nin en yeni
kurumlarından olan kalkınma ajanslarının önümüzdeki yıllarda öneminin
daha da artacağını belirterek, İpekyolu
Kalkınma Ajansı'nın bölgede yüklendiği misyonun yalnızca Gaziantep'in
değil Adıyaman ve Kilis illerinin kalkınması adına kritik rol oynadığını söyledi.
Günümüz dünyasında bilgi faktörünün
tüm ürün ve hizmet üretim süreçlerinde ön plana çıktığını belirten Coşkun,
ülkelerin sosyal kalkınma tam olarak
sağlanmadan ekonomik kalkınmanın
da sağlanamayacağını ifade etti.
Coşkun Ayrıca TRC1 Bölgesi'nin
kalkınması adına, İpekyolu Kalkınma Ajansı'nın bölgeye hayat
verecek çalışma ve projelere ön
ayak olduğunu ve önümüzdeki
dönemlerde de bu rolü sürdüreceğini vurguladı. Kalkınma Kurulu
bünyesinde oluşturulacak ihtisas
komisyonlarının ve çalışma grupları vasıtasıyla bölgenin gelişmesi
adına yeni vizyonlar belirleneceğini söyledi. Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin uzun yıllardır sahip
olduğu terör sorunlarının bölgenin gelişmesini engellediğini de
vurgulayan Coşkun, son dönemde uygulamaya konulan çözüm
sürecinin Güneydoğu Anadolu
Bölgesi'nin kalkınmasına ön ayak
olacağını belirtti.
16
Makale
Kalkınma Kurulu Toplantısı sonunda açıklamalarda bulunan
İpekyolu Kalkınma Ajansı Genel
Sekreteri Dr. Bülent Özkan ise,
"Kalkınma ajansları olarak 20142023 bölge planlarını hazırlamaktayız.
Yerel dinamiklerin hareketli geçmesi, bölgemizin potansiyelinin
daha iyi analiz edilmesi, bu bölge planları ile bölgemizi en iyi
şekilde anlatmaya çalışmaktayız.
Bunu yaparken katılımcılık ilkesini esas alıyoruz. Kalkınma Ku-
rulu Üyelerinin görüş ve önerileri
çerçevesinde bu projeyi şekillendirmeye çalışıyoruz. Çalıştaya
katılan İpek Yolu Kalkınma Ajansı
temsilcileri bölgenin gelecekte
nerede olması gerektiğini ortaya
koymaya çalışıyorlar. Plan olmadan doğru adımları atamasınız.
Mevcut durumu iyi analiz etmeden sağlıklı temelleri oturtamazsınız. Bu çalıştay bize bölgelerin gelişmelerini verecek. Yani
performans göstergelerimiz olacak" ifadelerini kullandı. Grand
Otel'de gerçekleştirilen toplantıya; Gaziantep Valisi ve İpekyolu
Kalkınma Ajansı Yönetim Kurulu
Üyesi Erdal Ata, Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Asım
Güzelbey, Gaziantep Üniversitesi
(GAÜN) Rektörü Prof. Dr. Yavuz
Coşkun, Zirve Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Adnan Kısa, Adıyaman Üniversitesi Rektörü Talha
Gönüllü Gaziantep, Adıyaman ve
Kilis Kamu kurum ve kuruluşlarından yetkili isimler ile İpekyolu
Kalkınma Ajansı personeli katıldı.
17
Makale
Göç Merkezi Projesinin
İmzaları Atıldı
İpekyolu Kalkınma
Ajansı, Şahinbey
Belediyesi ve
Hasan Kalyoncu
Üniversitesi işbirliği
ile kurulacak
‘Şahinbey Göç
Merkezi’ projesinin
protokol imzaları
atıldı.
İpekyolu Kalkınma
Ajansı Merkez
binasında
gerçekleştirilen
imza töreninde
konuşan İpekyolu
Kalkınma Ajansı
Genel Sekreteri Dr.
Bülent Özkan, 3
yıllık sürede birçok
projeyi destekleme
imkânı bulduklarını
belirtti.
Özkan, "İpekyolu Kalkınma Ajansı olarak temel hedefimiz sadece ekonomik
göstergeler değil, aynı zamanda sosyal
göstergelerinde iyileşmesi konusunda
çaba sarf etmektir. Bu çerçevede bu
yıl ilana çıkmış olduğumuz Ekonomik
Kalkınma Mali Destek Programlarına
ek olarak Sosyal Kalkınma Mali Destek
Programlarını ekledik. Şahinbey Belediyesi tarafından hazırlanan ve Hasan
Kalyoncu Üniversitesi'nin de ortak olduğu Şahinbey Göç Merkezleri projesi
de bu çerçevede başarılı bulundu. Biz
de Gaziantep'in en önemli sorunlarından biri olan göç konusunda böyle bir
merkezin kurulmasına destek olmaktan
büyük mutluluk duyduk. Projenin hayırlı
uğurlu olmasını diliyorum" dedi.
Proje hakkında bilgi veren Şahinbey
Belediye Başkanı Mehmet Tahmazoğlu ise, "Şahinbey ilçemize göçle gelen
insanların bölgedeki sosyal uyum ve
entegrasyonunun sağlanmasını amaçladığımız proje kapsamında okul öncesi
eğitimin yaygınlaştırılması, Şahinbey
bölgesindeki sosyal donatı merkezinin
tefrişatı, yine 100 çocuk, 100 genç ve 100
hanım kardeşimizin göç merkezinde
verilecek olan el beceri kursları, okuma
yazma kursları, bilgisayar kursları, spor
faaliyetleri ve çocuklara kreş fırsatlarını gerçekleştirmek istiyoruz. Şahinbey
Belediyesi olarak bu alanda yaptığımız
projelerimize ek olarak bu çalışmaları
yapacağız.
Projemizin toplam bedeli 442 bin 500
TL'dir. Buna belediyemiz 110 bin 625 TL
katkı sağlayacaktır. Kalkınma ajansımız
ise 331 bin 875 TL katkı sağlayacaktır.
Hasan Kalyoncu Üniversitemiz ise hocaları ve öğrencileri ile bizlere destek
olacaktır. Proje ortaklarımıza çok teşekkür ediyor, Gaziantep'imize ve Şahinbey'imize hayırlı uğurlu olmasını diliyorum" diye konuştu.
Şahinbey Göç merkezi projesine destek vermekten büyük
onur duyduklarını ifade eden
Hasan Kalyoncu Üniversitesi
Rektörü Prof. Dr. İbrahim Özdemir de, "Üniversite olarak
2010 yılında eğitim öğretime başladık. Bizimle birlikte
İpekyolu Kalkınma Ajansı
kuruldu ve hızla faaliyetlerine başladı. Sadece bizimle
değil birçok kuruma destek
vererek, bölgede bilinirliğini
öne çıkardı. Bunlardan bir
tanesini Şahinbey Belediyesi'yle faaliyete geçiriyoruz.
Göçten şikâyet etmek değil,
göçle gelen insanlara eğitim
vererek, topluma kazandırmayı sağlayacak bir adım
atılıyor. Ben Şahinbey Belediye Başkanımız Mehmet
Tahmazoğlu'na ve İpekyolu
kalkınma Ajansı'na teşekkür
ediyorum. Hasan Kalyoncu
Üniversitesi olarak her türlü
desteğimizi
sağlayacağız"
şeklinde konuştu.
18
Makale
İKA Yönetimi
Kilis’te Toplandı
YENİ TEŞVİK SİSTEMİNDE;
GAZİANTEP İLİ 3. BÖLGE KAPSAMINDA;
ADIYAMAN VE KİLİS İLLERİ İSE 5. BÖLGE KAPSAMINDA DEĞERLENDİRİLMEKTEDİR.
İpekyolu Kalkınma Ajansı, Temmuz Ayı Yönetim Kurulu
Toplantısı, Kilis Valisi Süleyman Tapsız Başkanlığı’nda
gerçekleştirildi.
Kilis Valisi Süleyman Tapsız başkanlığında valilik toplantı salonunda
gerçekleştirilen toplantıda, 20142023 dönemini kapsayan “TRC1
Bölge Planı” ve Kalkınma Kurulu
toplantısı görüşüldü.
Kalkınma Kurulunun önemine değinen İpekyolu Kalkınma Ajansı
Yönetim Kurulu Başkanı ve Kilis
Valisi Süleyman Tapsız, Kalkınma
Kurulunun ajansın danışma organı
olduğunu söyledi. Vali Tapsız, ‘‘Geçtiğimiz günlerde ajansımızın Kalkınma Kurulu toplantısı yapıldı ve
Gaziantep Üniversitesi Rektörü Prof.
Dr. Yavuz Coşkun Kalkınma Kurulu
Başkanı seçildi. Kalkınma Kurulu,
ajansın işleyişi bakımından önem
arz etmektedir. Kalkınma Kurulu
bölgesel gelişme hedefine yönelik
olarak; bölgedeki kamu kurum ve
kuruluşları, özel kesim, sivil toplum
kuruluşları, üniversiteler ve yerel yönetimler arasında işbirliğini geliştirmek ve ajansı yönlendirmek üzere
oluşturulmuştur. Kalkınma Kurulu
bünyesinde oluşturulacak ihtisas
komisyonlarının ve çalışma grupları
vasıtasıyla bölgenin gelişmesi adına yeni vizyonlar belirlenecek’’ dedi.
2014-2023 yıllarını kapsayan yeni
dönem TRC1 Bölge Planından da
bahseden Vali Tapsız, planın hazırlanması bağlamında gerçekleştirilen faaliyetler hakkında Kalkınma
Kurulunda üyelere sunum gerçekleştirdiklerini söyledi. Vali Tapsız,
‘‘Yeni dönem Bölge Planı’nına Ocak
ayı itibariyle başladık ve bu çalışmamız yaklaşık 6 ay boyunca devam
etti. Plan hazırlık sürecinin ilk aşamasında ofis çalışmaları ile planlama sürecinin kurgulanıp ve ofis
çalışmaları ile plan çalışmalarına
şekil verilmiştir. Plan kapsamında
ayrıca il ve ilçe çalıştayları, kurum
ziyaretleri ve anket çalışmaları da
yapılmıştır. Yeni dönem Bölge Planımız; mevcut durum tespiti, mevcut
durum analizi ve plan bölümleri altında üç kısımdan oluşuyor’’ şeklinde konuştu.
19
Makale
Adıyaman Nemrut
Yolu Kısalıyor
Dünyanın sekizinci harikası olarak nitelendirilen
Nemrut Dağı ile Adıyaman arası 30 km kısalıyor.
Adıyaman Valisi Mahmut Demirtaş,
Adıyaman’da turizmde fiziki alt yapının iyileştirilmesi ve ilin ekonomisinde
turizm katkısının artırılması amacıyla
Arsameia’yadan Nemrut Dağına gidecek olan Kral Yolunda incelemelerde
bulunup, yapılan çalışmaları yerinde
inceledi. Yapımına yeni başlanan ve
greyderle açılan Kral Yolunda incelemelerde bulunan Vali Mahmut Demirtaş,
‘‘Arsameia’dan Nemrut Dağına gidecek
olan 9 km’lik Kral Yolunu kilitli parke yapacağız. Yolumuzun ihalesini yaptık. Bu
yolun bitirilmesi ile birlikte Adıyaman ile
Nemrut Dağı arasındaki mesafe 30 km
kısaltılmış olacaktır. Bilindiği gibi Nemrut Dağı, Dünya’nın sekizincisi harikası
olarak nitelendirilmektedir. Her yıl Nemrut Ören Yerini binlerce yerli ve yabancı
turist ziyaret etmektedir. Buraya gelen
insanların çok ciddi ulaşım sıkıntısı çektiklerini görüyoruz. Nemrut’a gelen yerli
ve yabancı turistlerimizin daha rahat bir
şekilde Nemrut Dağına çıkması için burada 9 km’lik yolu kilitli parke yapacağız.
Yolun bir an önce bitirilmesi için şu anda
ilgili firma çalışmalarını yoğun bir şekilde
sürdürüyor. İlimizde turizm altyapısının
iyileştirilmesi, turizm çekim merkezleri
oluşturulması ve turizmin çeşitlendirilmesi yoluyla, turizmin ilimiz ekonomisi
içindeki payını artıracağız” dedi.
ANFİ TİYATRO YAPILACAK
Daha sonra Nemrut Dağına
çıkan Vali Mahmut Demirtaş, batı terastan Nemrut
Ören yerine giden patika
yolda yapılan çalışmaları
inceledi. Burada bir açıklama yapan Vali Mahmut
Demirtaş, Nemrut Dağında
ışıklandırma başta olmak
üzere, yol boyunca bilgilendirme levhaları ve bekçi kulübeleri yapacaklarını
kaydederek, “Nemrut Dağındaki mevcut kafeteryayı yıkıp, yerine Anfi Tiyatro
yapmayı düşünüyoruz. Ayrıca, 24 saat kapalı devre
kamera sistemi ile Nemrut
Dağını izleyerek, kesintisiz
kontrollü güvenlik sistemini
sağlayacağız. Yine, yaşlı
ve engelli vatandaşlarımızın daha rahat bir şekilde
Nemrut’a ulaşımlarını sağlamak amacıyla raylı sistem
yapacağız” dedi.
TURİST SAYISI ARTTI
Adıyaman’da Türkiye İstatistik Kurumu rakamlarına (TUİK) yüzde 60’lık bir turist artışı olduğunu da vurgulayan Vali Mahmut
Demirtaş, “ Çözüm süreci ile beraber bölgeye çok ciddi anlamda bir rağbet oldu. Bu süreç ile birlikte bölgedeki kültürel değerler insanlarla paylaşılmaya başlandı. Görülmeyen Adıyaman
bir anlamda görülmeye başlandı. Adıyaman’da turizmde devam
eden bu yatırımlarımız ile tarihi ve turistik yerlerimizin çevre düzenlemelerinin bitirilmesi ile birlikte Adıyaman’a çok yoğun bir
rağbet olacağını düşünüyorum”dedi.
20
Makale
Uçuş Tutkunları
Tut’ta Buluştu
Bölgenin yamaç paraşüt merkezi olma yolunda ilerleyen Adıyaman’ın Tut ilçesi semalarında 70 paraşütçü uçuş gerçekleştirdi.
Türkiye’nin değişik illerinden
gelen yamaç paraşütü sporcuları 1. Yamaç Paraşütü ve Hava
Sporları Şenliği’nde buluştu. Tut
ilçe semalarında süzülen yamaç
paraşütleri gökyüzünü süsledi.
Akdağ’dan rüzgârın etkisiyle
süzülen sporcular gökyüzünde
saatlerce tur attı. Çıkış pisti bin
850 metre olan ilçede, güney ve
güneydoğu rüzgârlarını alarak
4 bin metreye kadar sporcular
yükselişe geçiyor.
İpekyolu Kalkınma Ajansı tarafından desteklenen “Uçuş Tutkunları Tut’ta Buluşalım” projesi
kapsamında
gerçekleştirilen
şenliklerin ilki gerçekleştirildi.
Uçuş tutkunlarının gökyüzünde
süzülmesinin ardından ilçenin
meydanında açılış töreni gerçekleştirildi. Çınar meydanında
Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı’nın
okunmasının ardından açılış konuşmalarına geçildi. Proje sorumlusu Hüseyin Solak, projenin
içerisinden bahsederek, şenliklere ülkemizin değişik illerinden
70 sporcunun geldiğini ve her
hafta düzenli olarak sporcuların
ilçede ağırlanacağını belirterek,
proje kapsamında bumbala evler yaparak turizmin geliştirileceğini kaydetti.
Tut Kaymakamı Ramazan Kendüzler ise, ilçenin Mezopotamya ve
Toroslar’ın arasındaki ülkemizin birliğinin ve dirliğinin temsili olduğunu
kaydederek, “Tut ilçesinin insanları
alçak gönüllüdür ve çalışkandır. Tut
huzurlu bir ilçedir. Doğa sporlarına
ve eko turizminin en güzel örneğini
burada görebiliriz. Tut Hava Sporları Kulübünü kurduk ve gençlere
yamaç paraşütü eğitimi vereceğiz.
Gençlerimiz enerjilerini sporla ve
doğayla atacaklar” dedi. Adıyaman
Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Talha
Gönüllü, bu tür etkinliklerin bölgelerin tanıtılması bakımından önemli bir
etkisi olduğunu aktardı. Adıyaman
Belediye Başkanı Necip Büyükaslan ise “Dünya geniş bir pazardır.
Dünya ülkeleri bu pazardan pay almanın çabası içerisindeler. Yörelerin
ürünlerini pazara çıkarmak, STK ve
yöneticilerin görevidir. Bundan 30
yıl önce turizm denince akla deniz,
kum ve güneş geliyordu. Ama şimdi doğa, tarih, kültür, inanç, sağlık
turizmi var. Bu şenlik spor turizmini
ve doğa turizmini ortaya çıkartıyor”
dedi. Vali Mahmut Demirtaş konuşmasında ilçenin yamaç paraşütü
spor merkezi yapmayı planladıklarını
kaydederek, “Bu proje kapsamında
Tut ilçemizi yamaç paraşütü sporunun bölgedeki merkezi olmasını hedefliyoruz. Amacımız Adıyaman’ın
sahip olduğu tarihi ve kültürü yerleriyle, doğal güzellikleri ve değerleri
turizme kazandırmaktır. Geçtiğimiz
günlerde yapılan deneme uçuşlarının yenliğe dönüştürülmesi büyük
önemdir. Bir taraftan kültür, bir taraftan inanç turizminin yanında doğa
turizminin de merkeze yapmak istiyoruz. Bu projeyle şehir hayatından
sıkılan insanların tatil yapacakları
yerler olacaktır” dedi.
21
Röportaj
1998 yılında
Kanada’nın Motreal
Belediyesi tarafından
kurulmuş olan ve
dünyadaki tarihi ve
kültürel eserlerin canlı
bitkiler kullanmak
sureti ile sergilenmesi
ve tanıtılmasını amaç
edinildiği Mosaiculture
organizasyonuna
Çingene Kızı Projesi
damgasını vurdu.
Çingene Kızı
Kanada’da Boy
Gösterdi
Kanada’nın Montreal kentinde düzenlenen fuarın açılışına
çeşitli ülkelerin büyükelçileri,
Montreal Belediye Başkanı,
Büyükşehir Belediyesi Çevre
Koruma ve Kontrol Daire Başkanı Dr. Şafak Tercan ve konuk
ülkelerin temsilcileri ile çok sayıda konuk katıldı. Açılış programında Kanada yerlilerinden
oluşan bir ekip çeşitli gösteriler
sundular. Fuarda Gaziantep
Büyükşehir Belediyesi, Çevre
Koruma ve Kontrol Daire Başkanlığı ve İpekyolu Kalkınma
Ajansı desteği ile Çingene Kızı
mozaik figürünün canlı bitkilerle oluşturulduğu proje ile orga-
nizasyona katıldı. Ülkemizden
sadece Gaziantep Büyükşehir
Belediyesi’nin yer aldığı fuara
bu yıl 30 ülkeden 50 çalışma
ile katılan yarışmacılar, peyzaj
alanında hazırladıkları birbirinden ilginç çalışma ile ziyaretçileri büyülediler.
Çiçeklerle oluşturulan ülke
sembolleri farklı bir teknikle ziyaretçilere sunulduğu fuarda,
Büyükşehir Belediyesi görevlileri Çingene Kızı Mozağini bir
hafta süren çalışmanın ardından, 120 metrekare alan üzerine 15 çeşit bitkiden oluşan 18
bin 576 çiçek kullanarak resmettiler.
22
Röportaj
Turist Sayısında
Büyük Artış Yaşanıyor
Gaziantep İl Kültür ve Turizm Müdürü Mehmet
Aykanat, Gaziantep'e 2012 yılında toplam 300 binin
üzerinde yerli ve yabancı turistin geldiği bildirilirken,
bu sayının 2013 yılında 500 bine ulaştığını söyledi.
İl Kültür ve Turizm Müdürü Aykanat, "Turistlerle ilgili istatistiklere baktığımızda,
Gaziantep'te 2012 yılı içerisinde turizm
ve işletme belgeli otellerde konaklayanların sayısı 300 binin üzerinde. Dolayısıyla sınır giriş ve çıkışlarına baktığımızda, 213 bin turistte sınırlardan giriş
çıkış yaptığını görüyoruz.
Buna yaklaşık olarak batığımızda ilimize 500 bin turistin ziyaret ettiğini
görüyoruz. Dolayısıyla 2013 yılına baktığımızda ilk 6 aylık bir sürede otellerimizde konaklayanların sayısı 153 binin
civarında. İlimize demiryolu, havayolu,
karayolu ile ilimize girenlerin sayısı 104
binin üzerinde. Yani iki istatistiği karşılaştırdığımızda aşağı yukarı bir önceki
seneye göre artış gözlenmektedir. Dolayısıyla Gaziantep'in inanç turizmi, kültür turizmi ağırlıklı olduğu için deniz sezonu bittikten sonra geliş artmaktadır.
Bunun de şöyle tabir edersek, turistlerin
Eylül ayı içerisinde ilimize gelmesi beklenmektedir. İlimize gelen turistler,
Gaziantep'in bir kültür şehri olduğu için,
müzeleri gezmekte ve özellikle Zeugma
Müzesi'ni gezmektedir. Zeugma Müzesi, dünyanın en büyük mozaik müzesidir.
Zeugma Müzemizi gezen turist sayısı
ise geçtiğimiz yıla oranla artarak, 200
binin üzerinde bir ziyaret gerçekleştiğini
görüyoruz. Buda gösteriyor ki müzemizin gezen ziyaretçi sayısında artış olduğu gözleniyor. Dolayısıyla Gaziantep
özellikle son dönemlerde müzeler şehri
olarak anılmakta" diye konuştu.
EL SANATYLARI İLGİ GÖRÜYOR
Aykanat, konuşmasını şöyle sürdürdü :
"Tabi yeme ve içme kültürü ön planda
ama en son yapılan müze restorasyonları ile diğer kurum ve kuruluşların üzerimizde olması ile birlikte, cam eserleri
müzesi, oyuncak müzesi, mutfak müzesi, savaş müzesi ve kent müzesi müzelerimiz yer almakta. Baktığımız zaman
Gaziantep'te 14 müzemizin olduğunu
görüyoruz. Turistlerimiz özelikle buraları gezmekte ve el sanatlarına olan ilgileri artmaktadır. İlimize gelen turistler,
Gaziantep'in el sanatlarına da ilgi göstererek, aldıkları eşyaları hediyelik olarak ülkelerine de götürüyorlar. Bunun
yanı sıra Gaziantep mutfağına da özen
gösteren turistler, Gaziantep'e özgü yiyecekleri de almayı ihmal etmiyorlar."
23
Röportaj
Yesemek'e Yılın İlk
Yarısında 9 Bin Ziyaretçi
Gaziantep'in İslahiye İlçesi'ne Bağlı Yesemek Köyü ile aynı adı taşıyan 3 bin yıllık
Yesemek Açık Hava Heykel Müzesi, 2013'ün ilk yarısında 9 bin yerli ve yabancı
turist tarafından ziyaret edildi.
İlçe merkezine 23 kilometre uzaklıktaki Yesemek Köyü ile aynı adı
taşıyan 3 bin yıllık tarihe sahip
olan ve UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası Listesi'ne alınan
Yesemek Açık Hava Heykel Müzesi, 2013 yılında 2 bini yabancı
olmak üzere 9 bin turist ziyaret
etti. 100 dönümlük alan üzerinde
gün ışığına çıkarılan bazalt taşından oluşan aslan heykelleri, Dağ
Tanrısı, Savaş Arabası ve Sfenks
heykellerinden oluşan 300 heykel ile Yesemek dünyanın tek açık
heykel müzesi özelliğini taşıyor.
2012 yılında yaklaşık 18 bin ziyaretçinin ağırlandığı Yesemek Açık
Hava Heykel Müzesi’nde, 2013
yılsonunda 20 bin turist hedefleniyor.
Sağlık Turizminde İlk 10'a Girdik
Artık yurt dışına hasta gitmediği gibi özellikle göz, saç ekimi, estetik, ortopedi, bel-boyun fıtığı, jinekolojik ve ürolojik operasyonlar ile
kulak-burun-boğaz gibi branşlarda yurt dışından çok sayıda hasta Türkiye'ye tedaviye geliyor. Türkiye'yi tercih eden yabancı hasta
sayısı, son dört yılda düzenli olarak arttı. 2008'de 74 bin yabancı hasta gelirken, bu rakam 2009'da 91 bine, 2010'da 109 bine,
2011'de ise 156 bine ulaştı. Sağlık yatırımlarında yapılan önemli
çalışmalar sonucu yabancı hasta sayısı, geçtiğimiz yıl 107 ülkeden
250 bine çıktı. Yabancı hasta listesinde Almanya, Rusya, Azerbaycan, Hollanda, Irak ve Fransa başı çekiyor. Ayrıca, Ukrayna, Belçika, Kazakistan, Romanya, Libya, Gürcistan ve İngiltere'den de
önemli sayıda yabancı hasta geldi.Sağlık Bakanlığı, 2015'de 500
bin yabancı hastadan 7 milyar dolar ve 2023'de 2 milyon yabancı
hastadan 20 milyar dolar gelir seviyesine ulaşmayı hedefliyor. Bu
kapsamda gelen hastaların yüzde 10 payının kamu hastanelerine
gelmesi bekleniyor. Sağlık turizminin katlanarak büyümesi Sağlık
Bakanlığını harekete geçirdi. Bakanlık Sağlık Turizmi ve Turist Sağlığı Kapsamında Sunulacak Sağlık Hizmetleri Hakkında verilecek
hizmetlere yönerge hazırladı. Yönerge ile Türkiye'ye yurt dışından
gelen uluslararası hastalar ile turistlere, kamu ve özel sağlık kuruluşlarında sunulacak sağlık hizmetlerinin usul ve esasları belirlendi. Yönergeye göre, ülkemize yurtdışından gelen Türkçe bilmeyen
kişilere, 444 47 28 numaralı uluslararası destek hattından 7 gün
24 saat İngilizce, Almanca, Arapça, Rusça, Farsça, Fransızca olmak üzere gerekli olan dillerde sağlık konularında tercümanlık ve
danışmanlık hizmeti verilecek.
24
Röportaj
Kilis Valisi
Süleyman
Tapsız ve
beraberindeki
heyet, kent
merkezindeki tarihi
mekanları
gezdi.
Tapsız, Tarihi Mekanlarda
İncelemelerde Bulundu
Vali Tapsız, beraberinde İl Özel
İdaresi Genel Sekreteri Mustafa
Bolat, İl Milli Eğitim Müdürü Hasan Aslan, İl Kültür ve Turizm
Müdürü Abdullah Aldemir ile birlikte Gaziantep Kültür ve Tabiat
Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu
Müdürlüğü tarafından 29 Aralık
2012 tarihinde ihale edilen Kilis
Eski Çocuk Kütüphane Binası’nda incelemelerde bulundu.
Kilis tarihinin korunarak
geleceğe aslına uygun şekilde aktarılmasının önemine değinen Vali Tapsız,
“Kilis Eski Çocuk Kütüphane Binası, 1915 yılında kahvehane olarak yaptırılmış.
Cumhuriyetin ilk yıllarında
halkevi olarak hizmet vermiştir. Halkevlerinin 1950
yılında kapatılmasıyla İlçe
Halk Kütüphanesi olarak
1954 yılında hizmet vermeye başlamış. Söz konusu kütüphane 1958 yılında
bir yangın geçirmiş olup
yangında binanın sahne
ve çatı kısmının tamamı
yanmıştır. Yangın sonrası
aslı korunmadan onarım
geçiren binada kütüphanecilik hizmetlerine devam edilmiştir” açıklamasını yaptı.
25
Röportaj
ASLINA UYGUN
RESTORE EDİLİYOR
Binanın aslına uygun olarak
restore edilmesi için Kültür ve
Turizm Bakanlığı, Kütüphaneler
ve Yayınlar Genel Müdürlüğü
tarafından ödenek gönderilerek
29 Aralık 2012 tarihinde ihalesi
yapıldığını anımsatan Tapsız,
“17 Aralık 2012 tarihinde yüklenici firmaya yer teslimi yapılarak
onarımına başlanmıştır. Onarımının 8 ayda tamamlanması
planlanan bina bittiğinde aslına
uygun hale gelmiş olacak ve
modern bir gençlik ve çocuk kütüphanesi olarak hizmet vermeye devam edecektir” dedi. Vali
Süleyman Tapsız, beraberindekiler ile birlikte Çocuk Kütüphane Binası’ndan ayrıldıktan sonra
Kilis ÇATOM binasına geçerek,
ÇATOM Müdiresi Nimet Taş’tan
ÇATOM Binası’na yapılan restorasyon hakkında bilgi aldı.
26
Röportaj
Bakanlıktan
Turizm
Altyapısına
Destek
İlk Altı Ayda Turizm
Gelirleri Arttı
Türkiye’nin turizm gelirleri ilk altı aylık dönemde bir önceki
yıla oranla yüzde 28,4 artışla 13 milyar 595 milyon 900 bin
dolar oldu.
Ocak-Haziran 2013 dönemine ilişkin
gelir-gider istatistiklerine göre turizm
gelirinin yüzde 80’i yabancı ziyaretçilerden oluşurken, yüzde 20’si ise yurt dışında ikamet eden vatandaş ziyaretçilerden elde edildi. Turizm istatistiklerine
göre 2013 yılının ilk altı ayında yabancı
ziyaretçilerin ortalama harcaması 817
dolar olurken, yurt dışında ikamet eden
vatandaşların ortalama harcaması ise
1389 dolar oldu.
TURİZM GİDERLERİNDE ARTIŞ
YÜZDE 15,6
Yurt içinde ikamet edip başka ülkeleri
ziyaret eden vatandaşlarımızın harcamalarından oluşan turizm gideri geçen
yılın ilk altı ayına göre yüzde 15,6 artarak, 2 milyon 492 bin 200 dolar olarak
gerçekleşti. Yurtdışını 2013 yılının ilk altı
ayında ziyaret eden vatandaş sayısı
bir önceki yılın ilk altı ayına göre yüzde
19 arttı. Yurtdışına çıkanların sayısı ise
ilk altı ayda 3 milyon 495 bin 146 kişi
olurken, bu vatandaşların kişi başı or-
talama harcamaları 714 dolar olarak
gerçekleşti.
TURİST SAYISI ARTIYOR
Haziran ayında Türkiye’ye gelen turist
sayısı 4 milyon 74 bin olurken artış yüzde 4.93 olarak gerçekleşti. Haziran'da
İstanbul’a gelen yabancı sayısı ise 957
bin 894 oldu. Geçtiğimiz yılın aynı ayına göre İstanbul’a gelen yabancı turist
sayısı yüzde 2 artmış oldu. Geçtiğimiz
aylarda ise hem İstanbul’da hem de
Türkiye genelindeki turist sayısı 2012’ye
göre çift haneli büyümüştü. Mayıs
2013’te Türkiye’ye gelen yabancı sayısı
2012 Mayıs’ına göre yüzde 17,86 artarken İstanbul’da bu artış yüzde 21 gerçekleşmişti. Türkiye'de 2013 yılının ilk altı
ayında gelen ziyaretçi sayısı 2012 aynı
döneme göre yüzde 14.35 artışla 14
milyon 549 bine ulaştı. İstanbul'da ise
2013 yılının ilk altı ayında gelen yabancı
sayısı geçen sene aynı döneme göre
yüzde 16,8 artışla 4 milyon 941 bin 118
kişi olarak gerçekleşti.
Türkiye'nin, 2023 yılında
dünya turizminde ilk 5 ülke
arasına girmesini hedefleyen
Kültür ve Turizm Bakanlığı,
turizm bölgelerinin teknik altyapılarının oluşturulması ve
mevcutların iyileştirilmesi için
bu yıl sektöre 130 milyon lira
destek verecek. Bakanlıktan
aldınan bilgiye göre, bu yıl
teknik destek verilen altyapı yatırımları kapsamında,
"Akdeniz-Ege Turizm Altyapısı ve Kıyı Yönetimi (ATAK)
Projesi"ne 36 milyon, "Turizm
Bölge Alan ve Merkezleri ile
Turizm Potansiyeli Arz Eden
Yörelerde Altyapı Uygulamaları"na 69 milyon, "Turizm
Amaçlı Altyapı Uygulamaları (GAP-DAP) Porjesi"ne 24
milyon ve "Doğu Karadeniz
Turizm Master Planı Uygulamaları"na 1 milyon lira olmak
üzere toplam 130 milyon lira
ödenek ayrıldı. Destek kapsamında Antalya, Afyonkarahisar, Artvin, Aydın, Bartın,
Çanakkale, Çankırı, Çorum,
Hatay, Isparta, İzmir, Karaman, Kocaeli, Muğla, Nevşehir, Ordu, Sakarya, Samsun,
Sinop, Düzce ve Mersin olmak üzere 21 il sınırı içindeki
32 belediyeye 23 milyon 150
bin lira, 7 il özel idaresine 7
milyon 750 bin lira, 10 birliğe
10 milyon 550 bin lira aktarıldı.
27
Röportaj
Kültür Ve Turizm Bakanlığı
Valiliklere Genelge Gönderdi
Turistlerin
ülkemizden mutlu
ayrılması için
kolları sıvayan
Kültür ve Turizm
Bakanlığı, valiliklere
genelge gönderdi.
Genelgede
turistlerle ilgilenen
görevlilerin yabancı
dil bilmesi, korsan
taksinin önlenmesi,
başıboş gezen
hayvanların koruma
altına alınması gibi
tedbirler bulunuyor.
Geçtiğimiz yıl Türkiye’ye 36 milyonun üzerinde turist geldi. Bu yıl bu
sayının artması için farklı çalışmalar yapılıyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı ise turistlerin memnuniyeti
için kolları sıvadı. Yoğun başlayan
yaz sezonunda, turistlerin kirlilikten korsan taksiye, gürültüden
kötü kokuya kadar birçok olumsuzluktan etkilenmemesi için tüm
valiliklere genelge gönderdi. Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik
adına gönderilen genelgede,
belirlenen tüm kriterlere göre turistik tesislerin, lokantaların, şehir
içindeki lavaboların, tur acentelerinin sıkı bir şekilde denetlenmesi
isteniyor. “Ülkemize gelen ziyaretçilerin memnun ayrılmalarını
sağlayacak; bu durum ise ülkemizin uluslararası arenada imajına
Genelgede dikkat çeken isteklerden biri de ‘taksi şoförlerinin
yolculardan fazla ücret almasının ve korsan taksiciliğin önlenmesi.’
‘Cadde ve sokaklarda başıboş gezen kedi ve köpeklerin
koruma altına alınması, trafik
sıkışıklığına yol açtığı görülen
minibüs duraklarında gerekli
düzenlemelerin yapılması da
diğer maddeler. İşletmelerde
çalışan personelin kılık, kıyafet
ve görünümlerinin temiz, müşterilere karşı davranışlarının da
olumlu olmasına itina gösterilmesinin de talep edildiği genelgedeki diğer maddeler de
şöyle: “Belediye denetiminde
çalışan konaklama, yeme-içme
ve eğlence tesislerinin fiyat, kalite ve temizlik yönünden sürekli
denetiminin sağlanması, müşteriye sunulan her ürünün fiya-
olumlu yönde katkıda bulunarak
ülkemizin tanıtımına büyük katkı
sağlayacaktır.” ifadelerinin yer
aldığı genelgede valiliklerin denetiminin önemine işaret ediliyor.
‘Yoğun sezondan önce alınması
gerekli tedbirler’ başlığı ile yapılması istenen düzenlemeler listesinin ilk sırasında turistlere hizmet
veren tüm görevlilerin yabancı dil
bilen kişilerden seçilmesi ve bu
kişilerin nezaket kurallarına uygun, onlara yol gösterici, güven
sağlayacak şekilde yürütülmesi
isteniyor. Komisyon karşılığında
turistleri otel, pansiyon ve mağazalara götüren harnutçu diye
aldırılan kişilerle alışverişe veya
geziye çıkan turistlerin rahatsız
edilmemesi genelgenin bir başka
maddesi.
tının mutlaka fiyat listesinde yer
almasının sağlanması, bu yerlerdeki fiyat listelerinin yabancı
dillerde de hazırlanması.
Çöplerin sokağa bırakılmasından, toplanması ve imhasına
kadar temizlik ve çevre açısından gerekli önlemlerin alınması,
korsan çöp ve kâğıt toplayan
kişilerle mücadele edilmesi, temizlik kampanyaları düzenlenmesi.”
28
Röportaj
KALKINMA AJANSLARI
TURİZME HIZ VERİYOR
Kültür ve Turizm Bakanlığı Müsteşarı Özgür Özaslan,
Kalkınma ajanslarının son dönemde geliştirdikleri
projelerin bölgelerde kültür ve turizm faaliyetlerine hız
kazandırdığını söyledi.
‘‘Hatay, Gaziantep,
Şanlıurfa ve Mardin’i
kapsayan “İnanç Turizmi
Koridoru” çerçevesinde
çalışmalar yürütüyoruz.
Bu alanda tarihi yapıların restore edilmesi,
pansiyonculuğun geliştirilmesi, küçük otellerin
desteklenmesi yoluyla
bölgedeki mevcut
konaklama kapasitesinin
arttırılmasına yönelik
faaliyetler içindeyiz’’
‘‘Bölge Kalkınma
Ajanslarının sağladığı
destekler, gelişmekte
olan yörelerin
kullanımına sunulmuş
uluslararası kaynaklar
olmaları nedeniyle
turizme hizmet eden en
önemli araçlardan biri’’
Yapılan bu tür faaliyetlerin illerin
sürdürülebilir kalkınmasında son
derece önemli role sahip olduğunu
da vurgulayan Özaslan, Türkiye’nin
turizm karnesinden alternatif turizm olanaklarına ve sürdürülebilir turizmde kalkınma ajanslarının
önemine ilişkin gelişmelerle ilgili
sorularımızı yanıtladı.
2012 yılını turizm açısından
değerlendirdiğinizde neler
söylersiniz? 2013 yılı Türkiye
turizmi nasıl geçecek?
Türkiye turizmindeki istikrarlı büyüme 2012 yılında da devam etti. Yılı,
uluslararası turist sayısında yüzde
1’in üzerinde bir artışla kapattık.
Türkiye geçtiğimiz yıl 31,7 milyon
yabancı ziyaretçi ağırladı ve turizm
hareketlerinden 29,4 milyar dolar
gelir elde etti. 2013 yılının ilk 7 ayı
sonu itibariyle ise ülkemize gelen
turist sayısı geçtiğimiz yılın aynı dönemine oranla yüzde10,6 düzeyinde artarak 19 milyonun üzerine çıktı.
Gelirde ise ilk altı ay sonunda yüzde
22,8 düzeyinde bir artış kaydedildi.
Dünya turizm örgütünün 2013 yılı
için dünya turizmindeki ortalama
büyüme öngörüsü yüzde 4 civarında. Türkiye ilk altı ayda dünya ortalamasının 3,5 kat üzerine çıktı. 2013
yılını 33 milyon turistle kapatmayı
bekliyoruz.
2013 yılında turizme
yatırımlar ne ölçüde olacak?
Bu yıl sadece Bakanlık bütçesinden turizm altyapısı için tahsis
edilen ödenek miktarı yaklaşık
140 milyon TL.
29
Röportaj
Size göre ülkemizdeki otel kapasitesi
yeterli mi?
Türkiye’de turizm faaliyetlerinin başlatıldığı 1960’lı
yıllarda, turistik tesis sayısı 165 ve yatak kapasitesi 16.000 idi. Aradan geçen 50 yılda işletme
belgeli yatak kapasitesi 46 katın üzerinde artış
göstererek bugün 737 binin üzerine çıkmış bulunuyor. Mevcut durumda, yatırım belgeli tesisler
de dahil edildiğinde, Türkiye 1 milyonun üzerinde
yatak kapasitesine sahip. Yalnızca gerekli konaklama altyapısının sağlanması elbette yeterli değil, bu kapasitenin kullanımı da turizmde önemli
bir unsur. Türkiye bugün yüzde 66’lık otel doluluk oranı ile dünyada dördüncü sırada. İstanbul
ise dünya şehirleri arasında yüzde 73 dolulukla
üçüncü durumda. Bu rakamlar, gerek sürecin
başından bu yana kaydedilen gelişmeyi, gerekse bugün dünyanın önde gelen destinasyonları
arasındaki konumumuzu göstermek açısından
son derece önemli. Büyüyen talebi karşılamak
üzere konaklama altyapısının geliştirilmesi süreci
devam ediyor. Bu çerçevede mevcut kapasiteye
yakın gelecekte 100 civarında yeni otelin dahil
olması söz konusu. Konaklama arzını sağlamanın yanında bu tesislerde verilen hizmetin niteliği de elbette son derece önemli. Bu kapsamda
Türkiye’nin, gerek yeni tesislere, gerekse yüksek
hizmet standartlarına sahip olmak açısından rekabet avantajına sahip olduğunu memnuniyetle
ifade edebiliriz.
Türkiye'nin dış politikasındaki gelişmeler
nasıl etkiliyor turizmi?
Türkiye’nin bölgesel ve küresel düzeyde
yürüttüğü etkin dış politika, her alandaki ikili ilişkilere olduğu gibi turizme de doğrudan
yansıyor. Turizm değişik halkların birbirlerinin
ülkelerini, kültürlerini tanıması, birbirleri ile
etkileşim kurmasını sağlıyor. Siyasi alanda
gelişen ilişkiler, toplumlara da yansıyarak diğerine karşı ilgi ve merak uyandırıyor. Turizm
yoluyla yakınlaşan toplumlar ise siyasi alandaki yakınlaşmanın sosyal platformda pekişmesine neden oluyor. Dolayısıyla dış politika
ile siyaset arasında bu anlamda bir karşılıklı
bağımlılık ilişkisi mevcut. Nitekim son dönemdeki turist hareketlerine baktığımızda
Türkiye’ye körfez ülkelerinden, Ortadoğu’dan
gelen turist sayısında önemli artış görüyoruz,
ancak bu ilgi komşularla sınırlı kalmıyor. Asya-Pasifik ve Güney Amerika bölgesinden
gelen turist sayısında yüzde 25’leri bulan artış yakaladık. Türkiye’nin iç istikrarı ve etkin
dış politikası, gelen turist sayısına doğrudan
etki eden unsurlar.
Ulaşım ağındaki başarılar turizmi nasıl
etkiliyor?
Ulaşım altyapısının turizmin son derece önemli bir unsuru olduğu tartışılmaz bir gerçek. Bu
kapsamda, karayolu ulaştırmasında kaydedilen
önemli aşama sonucunda turistik yolların büyük
ölçüde tamamlanması; doğu-batı ve kuzey-güney akslarının ülke içinde ulaşımı büyük ölçüde
rahatlatmasının gerek iç turizme, gerekse yabancı turistlerin ülke içindeki dolaşımına büyük
ölçüde katkı sağladığını görüyoruz. Çok önemli
gelişmelerin gözlendiği bir diğer alan olan hava
ulaştırmasında ise gerek kapasitenin genişlemesi, uçuş noktalarında artış gibi rakamsal ölçekteki gelişmeler, gerekse hizmet standartlarının ve
konforun yükselmesi, turizm hareketlerine doğrudan yansıyor. Bugün 103 ülkede toplam 236
noktaya karşılıklı tarifeli seferler düzenliyoruz. Bu
rakamsal potansiyele dönemsel uçuş gerçekleştiren charter seferleri de eklendiğinde doğal
olarak ciddi bir seyahat hacmi ortaya çıkıyor.
Ulaştırma altyapısında sağlanan arz, talebi de
beraberinde getiriyor.
30
Röportaj
Ekonomik istikrar turizm
faaliyetlerine nasıl yansıyor?
Alternatif turizm olarak
termal kaynaklarımızı
nasıl değerlendirmeyi
düşünüyorsunuz?
Türkiye, jeotermal kaynak zenginliği açısından dünyada ilk
yedi ülke arasında yer alıyor.
Avrupa’da ise kaynak potansiyeli açısından birinci, kaplıca uygulamaları konusunda üçüncü
sırada. Bununla birlikte, gerek
tesis sayısı gerekse yatak kapasitesi açısından termal turizmin
ülke turizmi içindeki payı yüzde
1 seviyesinde. Bu oranın yükseltilmesi, Bakanlığımızca hazırlanan ve 2007 yılında kabul
edilen Türkiye Turizm Stratejisi
2023 belgesi ve 2007-2013 Eylem Planı içinde öncelik taşıyan
alanlar içerisinde bulunuyor.
Bugüne kadar Turizmi Teşvik
Kanunu çerçevesinde Bakanlığımızca 72 adet Termal Turizm
Merkezi ve 4 adet Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi ilan edildi. Sahip olduğumuz
termal turizm potansiyelini değerlendirmek amacıyla 4 ana
bölgede 17 ili kapsayan Termal
Master Planı hazırlandı. Bu Plan
ile 2023 yılında termal yatak kapasitesinin 500.000’e ulaşması
ve Türkiye’nin dünya genelinde
sağlık ve termal turizmde ilk 5
ülke arasına girmesini hedefliyoruz. Anadolu’muz binlerce
yıldır farklı kültürel miraslara ev
sahipliği yapıyor.
Farklı din, mezhep ve
inançları barındırıyor. Bu
zenginlik içinde, “İnanç
Turizmi” projeleriniz var
mı?
Türkiye, üç semavi dinin kutsal
merkezlerini topraklarında barındırması itibariyle inanç turizmi
açısından son derece zengin bir
kültürel mirasa sahip. Ülkemizin inanç turizmi potansiyelinin
uluslararası düzeyde tanıtılması
ve Türkiye’nin bu yöndeki cazibe
merkezi haline getirilebilmesi
amacıyla Bakanlığımızca inanç
turizminin tanıtımına yönelik
yoğun faaliyetler yürütülüyor.
Bu noktada tanıtıcı materyal
basıyor, ABD’deki NRB fuarı gibi
uluslararası inanç turizmi fuarlarına katılıyoruz. Dünya çapında yürüttüğümüz reklam
kampanyası görsellerinde inanç
turizmi merkezlerine yer vermeye özen gösteriyoruz. Yine bu
çerçevede, Türkiye Turizm Stratejisi belgesinde yer alan turizm
gelişim koridorlarından biri olan
ve Hatay, Gaziantep, Şanlıurfa
ve Mardin’i kapsayan “İnanç Turizmi Koridoru” çerçevesinde çalışmalar yürütüyoruz. Bu alanda
tarihi yapıların restore edilmesi,
pansiyonculuğun geliştirilmesi,
küçük otellerin desteklenmesi
yoluyla bölgedeki mevcut konaklama kapasitesinin arttırılmasına yönelik faaliyetler içindeyiz.
Türkiye ekonomisinin istikrarı, diğer
ülkelerle iş fırsatlarını geliştirme noktasında en önemli faktör olmanın yanı
sıra turizmde de ziyaretçi sayısındaki artışa katkıda bulunuyor. Gelişen
ekonomik ve ticari ilişkilere bağlı olarak ülkemizde düzenlenen kongre ve
konferans sayısında da artış görülüyor. Ayrıca ekonomik istikrar, ülkeye
gelecek yabancı yatırım için de son
derece elverişli bir atmosfer yaratıyor.
Özellikle turizm yatırımları, ekonomik
istikrar ortamından ciddi oranda etkilenen bir alan, zira Türkiye turizmde
arz kapasitesi açısından hala doygunluk noktasına ulaşmış değil. Bu
da yabancı yatırımcı açısından cazip
bir pazar olmasını sağlıyor. Ekonomik
açıdan verilen güven ise bu potansiyeli hayata geçirme noktasında belirleyici unsur.
Kalkınma Ajanslarının turizme
verdiği destekleri nasıl
değerlendiriyorsunuz?
Sürdürülebilir turizm gelişiminin en
önemli çıktılarından biri, turizm faaliyetinin bölgesel kalkınmaya katkıda
bulunması ve yerel kültürün korunup
geliştirilmesini sağlarken halkın da
refah düzeyini yükseltmesi. Bu çerçevede, Bakanlık olarak en büyük önceliklerimizden biri, potansiyeli olan
bölgelerin birer cazibe merkezi haline
getirilmesi suretiyle turizmin coğrafi
dağılımını sağlamak. Bölge Kalkınma Ajanslarının sağladığı destekler,
gelişmekte olan yörelerin kullanımına sunulmuş uluslararası kaynaklar
olmaları nedeniyle bu amaca hizmet
eden en önemli araçlardan biri. Fonlar vasıtasıyla yerel yönetimler ve sivil toplum kuruluşlarının sürece dahil
olması da, bölgesel kalkınmada ilgili
tüm paydaşlar arasında işbirliğinin
sağlanması açısından önemli. Son
dönemde Türkiye’de bu tür uluslararası kaynaklara başvurunun artması
memnuniyet verici. Sonuçlar bakımından da illerimizde son derece başarılı örnekler mevcut. Son dönemde
geliştirilen projelerin bölgelerimizde
kültür ve turizm faaliyetlerine hız kazandırdığını sevinerek görüyoruz, zira
bu faaliyetler illerimizin sürdürülebilir
kalkınmasında son derece önemli role
sahip.
31
ADIYAMAN TURİZM
CENNETİ OLACAK
İpekyolu Kalkınma Ajansı Yönetim Kurulu Üyesi ve Adıyaman
Valisi Mahmut Demirtaş ile “Kommagene-Nemrut Turizm
Odaklı Canlandırma Projesi’’ni konuştuk.
‘‘Merkezi Adıyaman’da bulunan Kommagene Krallığa ve krallığa bağlı güneyde
bulunan diğer iller (Zeugma-Gaziantep,
Germencia-Kahramanmaraş ve Hatay) bu
projeden olumlu yönde yararlanacaktır’’
Komagene-Nemrut
Turizm Odaklı
canlandırma projesinden
biraz bahseder misiniz?
Nemrut Dağı MÖ.67 yılında
tamamlanmış bir Pantheon
(Mevcut kültürdeki tüm Tanrılara adanmış bir tapınma
alanı) olup 1987 yılında UNESCO’nun Dünya Kültür Mirası
Listesi’ne girmiştir. 2206 metre rakımda yer alan tümülüs
Kral 1. Antiokhos adına inşa
edilmiş bir anıt mezar olup
doğu ve batı terası ile kuzey
tören yolu Helen ve Pers kültüründen antik döneme ait
izler taşımaktadır.
Grekçe yazıtlardan edinilen
bilgilere göre Doğu Terası
Kral Antiokhos’un doğulu
atalarına, Batı Terası da Kral
Antiokhos’un batılı atalarına
hazırlanmış olup her iki terasta da çift isimli Helen ve
Pers tanrıları bulunmaktadır.
Nemrut Tümülüsü iki dinin
buluştuğu ve Kommagene topraklarında kardeşce
hüküm sürdüğü bir kültürel
kesişim alanı olarak kabul
edilmektedir. Adıyaman’ın
bugün huzur kenti olarak
anılmasının izleri tarihin derinliklerinde saklıdır diyebiliriz.
“Kommagene-Nemrut Turizm Odaklı Canlandırma
Projesi – KNTOCP” Adıyaman
Valiliği İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü ve Orta Doğu Teknik
Üniversitesi Mimarlık Fakültesi’nin 2009 yılında yaptığı
başvuru sonucu başarılı bulunmuştur.
Avrupa Birliği’nin sağlamış
olduğu fonlardan IPA’nın
(Katılım Öncesi Mali Yardım
Aracı) alt bileşeni olan BROP
(Bölgesel Rekabet Edebilirlik
Operasyonel Programı) kapsamında sürdürülen proje
ile Adıyaman ilindeki tarihi
ve turistik merkezlerin AB
standartlarında bir niteliğe
kavuşması, turistlerin ortalama konaklama süresinin
artırılması ve turizmden elde
edilen katma değerinin yükseltilmesi hedefleniyor. Söz
konusu proje için tahsis edilen kaynak 9 Milyon Euro’dur.
Proje nereleri kapsıyor?
KNTOCP kapsamında öncelikli olarak
mevcut sit alanı ve ören yerlerinin seçkin
birer turizm destinasyonu haline getirilmesi planlanıyor. Bu kapsamda Adıyaman
genelinde çalışma yapılacak alanlar şu
şekilde:
1. Arsameia Antik Kenti
2. Kocahisar Köyü (Yenikale)
3. Cendere Köprüsü
4. Karakuş Tümülüsü
5. Palanlı Mağarası
6. Taşgedik Kaya Kabartması ve Kaya Mezarları
7. Kommagene Odak Binası
8. Turuş Höyük ve Kaya Mezarları
9. Eski Besni
10. Sofraz Tümülüsü
11. Kızılin Köprüsü ve Kızılin Köyü
Söz konusu alanların neredeyse tamamında turistlerin kullanabileceği sosyal
altyapı yetersiz, alanla ilgili bilgilendirici
sergi mekânları, tematik haritalar ve işaret
levhaları bulunmuyor, güvenlik için mekan
tahsis edilmemiş, sıcak ve soğuk servis
yapabilen işletmeler kurulmamış. Bu eksikliklerden hareketle içerisinde bazı küçük binaların yer aldığı çevre düzenleme
projeleri hazırlandı. 2014 yılında uygulamaya geçilmesi planlanıyor.
32
Makale
Proje kapsamında ikinci hedef olarak
bu destinasyonların tanıtılması yer
alıyor. Ulusal ve uluslararası fuarlara
katılım faaliyetlerinin yanı sıra Adıyaman’da Kommagene Resim ve Heykel
Festivali düzenlenecek. Uluslararası
Kommagene Toplantıları ile yerli ve
yabancı akademisyen, yazar, fotoğrafcı, film yapımcısı isimler bölgeye davet
edilerek alanın tanıtımı sağlanacak.
Yerel ürünler ve hediyelik eşyalarla ilgili
çalıştaylar yapılarak turizmin kent ekonomisine katkısının artırılması diğer bir
faaliyet. Söz konusu etkinlikler 2015 ve
2016 yıllarını kapsıyor.
Üçüncü hedef olarak ise basım ve yayım materyalleri hazırlanması hedefleniyor. Belgesel filmler, web sitesi, akıllı
telefon uygulamaları, gezi güzergahlarını anlatan haritalar, bilgilendirici cep
rehberleri, sergi malzemeleri, maketler
vb. çalışmalar bu kapsamda üretilerek
proje süresi boyunca yerli ve yabancı
tüm ziyaretçilere ulaştırılacak. Tüm bu faaliyetlerin
2017 yılında tamamlanması planlanıyor.
Şu ana kadar proje kapsamında
neler yapıldı?
Projenin kabul edildiği 2009 yılından
bu yana malesef ciddi adımlar atılmamış. Göreve geldiğim 2012 Eylül ayından itibaren çalışmaları hızlandırdık.
Proje sürecini yürütmek üzere uzman
mimar ve mühendislerden oluşan yeni
bir proje ofisi oluşturduk. Proje ofisinin
başına bir Alan Başkanı önerdik, ataması gerçekleşti.
Bu proje ofisi söz konusu çevre düzenleme projelerini el birliği ile hazırlayarak
Ankara’da toplantılara katılım sağladı,
program yürütücüsü Bilim, Sanayi ve
Teknoloji Bakanlığı, AB Delegasyonu ve
ODTÜ Mimarlık Fakültesi’ne sunumlar
yaptı. Söz konusu toplantı ve sunumlar
sonucunda avam projeler kabul edilmiş olup projemiz imza aşamasına
gelmiştir. Ağustos 2013 içerisinde sözleşme imzalamayı hedefliyoruz.
Bu proje ile hedeflenen
nedir?
Kommagene Nemrut Turizm
Odaklı Canlandırma Projesi
kapsamındaki hedefler şu
şekilde:
1. On tane yeni turizm destinasyonu oluşturulması
2. Kırk tane yeni turistik tanıtım ve pazarlama etkinliği
yapılması
3. Yıllık turist sayısında
30.000 kişi artış sağlanması
Projenin Adıyaman ve
Bölgenin kalkınmasına ne
gibi etkileri olacak?
Proje sayesinde turizm
açısından oldukça yüksek potansiyele sahip olan
Adıyaman ilimizin hakettiği
noktaya ulaşacağını umut
ediyoruz. Bizler için yıllık
80.000 turist kabul edilemez bir rakamdır. Adıyaman ili milyonlarca turist tarafından ziyaret edilen Efes,
Kapadokya ve Pamukkale
ile rekabet edebilecek potansiyele sahiptir. Merkezi
Adıyaman’da bulunan Kommagene Krallığa ve krallığa bağlı güneyde bulunan
diğer iller (Zeugma-Gaziantep, Germencia-Kahramanmaraş ve Hatay) bu
projeden olumlu yönde
yararlanacaktır. Göbeklitepe, Diyarbakır ve Mardin’e
coğrafi yakınlığımız büyük
bir avantaj olup Adıyaman
merkezli bir Kommagene
turizm koridoru oluşturulması hedeflerimiz arasındadır.
Proje ile konaklama sayısında değişiklik olacak
mı?
Mevcut destinasyonlarımız
ve turistik tesislerimiz (restorant, otel vb.) ile ortalama bir gece olan konaklama süresinin Kommagene
Nemrut Turizm Odaklı Canlandırma Projesi sonrası üç
geceye çıkması hedeflenmektedir.
33
Özellikle Nemrut civarında
herhangi bir konaklama faaliyeti
olacak mı?
Nemrut Dağı Tümülüsü 1. Derece arkeolojik sit alanı olup çevresinde tanımlanan etkileşim geçiş sahası dahil
herhangi bir yapılaşma Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu onayına
bağlıdır. Söz konusu alanda herhangi
konaklama faaliyeti düşünmüyoruz
ancak Kocahisar, Taşgedik, Palanlı ve
Kızılin gibi çeşitli kırsal yerleşimlerde
ev pansiyonculuğunu geliştirmeyi hedefliyoruz. Proje sonrası artan talebe
yönelik olarak Kahta ve Adıyaman
kent merkezlerinde yeni konaklama
tesisleri kurulacaktır.
Bu projenin kent ekonomisine
katkısı ne olacak?
Türkiye her yıl 30 milyon turist tarafından ziyaret edilmektedir. Turistlerin bin
dolar civarından ortalama harcama
yaptığı hesaplanmakta, kültür turları
kapsamında gelen turistlerin bu tutardan daha fazla harcama yaptığı bilinmektedir. Adıyaman ili 80.000 turist
ile oldukça geride kalmakta, mevcut
turizm altyapısı ile çağın ihtiyaçlarına yeterince cevap verememektedir.
Kommagene Nemrut Turizm Odaklı
Canlandırma Projesi ile turizm altyapısı iyileştirilecek, geceleme sayısı artırılacak, turistlerin kent
Makale
ekonomisine katkısı yükseltilecektir.
Yıllık 30.000 turist artışı ile Adıyaman
ekonomisine aktarılacak tutar 30 milyon dolar civarındadır.
Proje bittiği zaman nasıl bir
Adıyaman Bizleri bekleyecek?
Projenin hedefleri oldukça uzun vadeli
olup sonuçları beş yıl içinde kendisini
göstermeye başlayacaktır. Bu kapsamda bir dünya markası olan Nemrut Dağı’nın her geçen yıl daha fazla
turist tarafından ziyaret edileceğini
düşünüyor, Kahta ilçemizin bir turizm
merkezi olmasını bekliyoruz. Paleolotik dönemden kalma duvar çizimlerinin bulunduğu mağarası ile eşsiz
güzellikteki Palanlı Vadisinin bir bölge
parkı haline gelmesi, kırsal kesimde ev
pansiyonculuğunun yaygınlaşması ve
ekolojik turizmin Adıyaman ile özdeşleşmesini istiyoruz. Gölbaşı, Çelikhan
ve Tut ilçelerinin birer doğa sporları
merkezi olması hedeflerimiz arasında.
Son olarak İpekyolu Kalkınma
Ajansı’nın Turizm desteğini nasıl
değerlendiriyorsunuz?
İpekyolu Kalkınma Ajansı ile 2013 yılında güzel çalışmalara imza attık.
Bunların arasında aynı zamanda Sahabe kenti olarak bilinen ilimizin inanç
turizmi altyapısının oluşturulması da
yer alıyor. Yeri kesin olarak bilinen iki
sahabeden birisi olan Saffan Bin Muattal hazretleri için bir külliye projesi
hazırlayarak uygulamaya başladık.
Proje tamamlandığında Adıyaman
ilimiz Samsat yolunda satış birimleri,
konferans ve sergi salonu, derslikler,
cami ve revakları ile önemli bir tesise
ve inanç turizmi adına büyük bir destinasyon merkezine sahip olacak.
Alidağı Mesire Alanı, Ziyaretçayı ve
Eğriçay Rekreasyon Alanları ilimizin
doğal güzelliklerini halka sunmak için
geliştirilen diğer projeler arasında.
Beton bloklar arasında sıkışmış Adıyaman halkı bu parklarda nefes alacak,
doğayla buluşacaklar. Alidağı Mesire
Alanı Mahmut el-Ensari makamı ve
baraj manzarası ile eşsiz bir güzelliğe
sahip. Ziyaretçayı Rekreasyon Alanı
ise Abuzer Gaffari ile özdeşleşmiş halk
tarafından sevilen bir ziyaret aynı zamanda önemli bir doğal güzellik. Eğriçay Rekreasyon Alanı ise Adıyaman
Üniversitesi ile kent merkezi arasında bulunan ve bir kent parkı olmaya
adaydır. Kent merkezinde bulunan
Oturakçı Pazarı’nın kentsel tasarım çalışmaları ile yeni ve otantik bir görüntü
elde edilerek turistler için etkileyici bir
çarşı Adıyamanlılara armağan edilecektir. Bu çalışmalar Adıyaman ilinin
sosyal altyapısına hizmet edeceği gibi
turizmde marka kent olmasına katkı
sağlayacaktır.
Makale
34
Çelikhan ilçemizde bulunan Çat Barajı ve içerisindeki yüzen adacıklar Adıyaman’a ait olup henüz yeterince bilinmeyen doğa harikalarından birisi. Bu alanda da çeşitli donatı alanları ve tesisler kurulması
söz konusu. Üzerinde bulunan yüzlerce adacık ile hem akademik
hem de turistik büyük öneme sahip Çelikhan ilçesi kış mevsimlerinde
aldığı kar yağışı ile kayak turizmine de elverişli olup gelecek yıllar bu
çalışmanın da başlatılması hedeflerimiz arasındadır.
Söz konusu projelerin tamamı İpekyolu Kalkınma Ajansı tarafından
desteklenmekte olup Adıyaman’ın turizmine büyük katkı sağlayacağı
açıktır. Tüm bu desteklerden ötürü Ajansımıza teşekkür ederiz.
35
Röportaj
TURİZM GAZİANTEP VE
BÖLGEMİZ İÇİN ÖNEMLİ
BİR SEKTÖR
İpekyolu Kalkınma Ajansı Yönetim Kurulu Üyesi ve Gaziantep
Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Eyüp Bartık, Gaziantep’in
sanayi ve ticaret alanında elde ettiği başarıya son yıllarda
turizmin de eklenmesinin sevindirici olduğunu belirtti.
Gaziantep’in turizm sektöründe hızla gelişmesinde
İpekyolu Kalkınma Ajansının büyük katkı sağladığını vurgulayan Bartık, ‘‘İpekyolu Kalkınma Ajansının 2010 yılından itibaren turizmde rekabet gücünü
artıracak projeleri desteklemesi, Turizm mali destek programı ile de Gaziantep başta olmak üzere
bölgenin tarihi ve kültürel değerlerin korunması
ve geliştirilmesi hem de turizm altyapısını nitelik
ve niceliğinin artırılmasına yönelik çalışmalarının
önemli katkıları oldu. Bu da Gaziantep ve bölge turizminin gelişimine ivme kazandırdı’’ dedi. ‘Turizm
Gaziantep ve bölgemiz için önemli bir sektör’ diyen
Bartık, Gaziantep’in turizmden de alabileceği büyük bir payın olduğunu sözlerine ekledi.
Göreve yeni başladınız, öncelikle
Gaziantep’in vizyonunu genişletecek ve
ticari potansiyelini artıracak projeleriniz
neler? Ne tür projeler hazırladınız?
Bizler bu şehirde doğduk, bu şehirde büyüdük,
ekmek paramızı bu şehirde kazanıyoruz. Gaziantep’in adını dünyaya duyuran tüm girişimcilerimiz
gibi elimizi taşın altına, yüreğimizi iş hayatının tam
ortasına koyduk. Gücümüzü bu şehirden, cesaretimizi bu şehrin girişimcilik genlerinden aldık.
Kamuoyuna açıkladığımız 27 proje ile Gaziantep
için ortaya koyduğumuz hedeflere ulaşacağımıza
inanıyoruz. Dünya her yönüyle büyük bir değişim
içerisinde... Ülkemiz, bir taraftan küresel değişime
ayak uydurmaya çalışırken, diğer taraftan “değişimi” yönetmeye aday. Bu değişim süreci içerisinde
ortaya çıkan her yenilik başka değişiklikleri de tetikliyor. Bu değişimlerden dolayı “Meslekler” kabuk
değiştiriyor, iş yapış biçimleri değişiyor, iş dünyası
da bundan fazlasıyla etkileniyor. Kimi mesleklerin
önemi artarken, kimisi yerinde sayabiliyor. Özetle
İş hayatının kuralları yeniden yazılıyor diyebiliriz.
Oda seçimlerinden önce
kamuoyu ile paylaştığımız
ve Gaziantep’in gelişmesi
için önemli gördüğümüz
27 projemiz vardı. Bu projelerden birçoğuna start
verdik ve 15 projemiz
hemen hemen tamamlandı. En yakın zamanda
gündeme taşıyacağız.
Bu projelerin hayata
geçmesiyle Gaziantep’in
Sosyo-ekonomik yönden
daha da gelişeceğine
inanıyoruz. Yine Gaziantep ile ekonomik
ilişkisi ön plana çıkmış
ekonomi yapıcıların
yönlendirdiği yerlerde
ve dünyanın önemli
ticaret merkezlerinde
Ticaret ofisleri açmanın
çok önemli olduğuna
inanıyoruz. Hem Ortadoğu’ya açılan bir kapı
olan, hem de AB’nin en
doğusunda AB’ye en
hazır bir ticaret merkezi olmayı hedefleyen
Gaziantep iş dünyasının,
önemli ve potansiyel iş
merkezlerinde var olması
büyük önem taşıyor.
‘"Gaziantep’i ve
Gaziantep Ticaret
Odası’nı geleceğe
taşımak, Gaziantep’in 2023
hedeflerinde
aktif, değer katan,
güçlü bir partner
olmasını istiyoruz’’
Röportaj
Ticaret ofisleri projemiz çerçevesinde ilk
olarak Erbil’de bir ticaret ofisi açma çalışmalarımız da son aşamaya gelindi. Erbil Ticaret Odası içerisinde kuracağımız bu ofis
üyelerimizin, işadamlarımızın, ihracatçılarımızın tüm ihtiyaçlarına cevap verebilecek
şekilde dizayn edilecek. Erbil’in yanı sıra
önemli ticaret merkezlerinde kurmayı planladığımız Ticaret ofisleri ülkemizin ve Gaziantep’in ihracatının artmasına ve bu sayede
Gaziantep’in 2023 hedeflerine ulaşılmasına
katkı sağlayacak. Gaziantep birlikte olmayı,
beraber yürümeyi başardığı için bir güç olmuştur. Gazi şehrimizi son dönemde Türkiye’nin marka ve model şehri yapan iş dünyasının duayenlerini, şehrimizin kalkınmasına
öncülük eden isimsiz kahramanları,
bu şehri parmakla gösterilen
bir cazibe merkezi haline
getiren tüm dinamikleri
saygıyla ve hürmetle anıyoruz. Bugüne kadar bu
şehirde taş üstüne taş
koyan,
memleketine
değer katan herkesin
önünde saygıyla eğiliyoruz. Bugün şehrimizin geldiği noktada katkılarını hiçbir
zaman inkar etmeyeceğimiz büyüklerimizin bize verdikleri tavsiyeleri,
uyarıları can kulağı ile dinledik,
tecrübelerinden
feyz
almaya
çalıştık…
Kentimizin
ekonomik yapılanmasında
önemli yere sahip olan Konfeksiyon, Penye, Hazır giyim,
Triko ve ayakkabı
sektörü başta olmak üzere ihracat
yapmakta sıkıntı çeken sektörlerin daha
fazla ihracat yapmalarını sağlamak amacıyla
Dış Ticaret Şirketi kurulmasına yönelik projemizin
çalışması sürüyor. Bu çerçevede bu sektörlerin kanat
önderleri ve temsilcileri ile bir
araya gelerek toplantılar yaptık.
36
‘Kentimizin daha
gelişmesi ve
büyümesi için
kurumlarla birlikte
yapılacak işbirliği büyük önem
taşımaktadır. Birlik
beraberlik içinde,
fikirleri istişare
ederek önümüzdeki dönemde
Gaziantep için en
iyisini yapmaya
çalışacağız’’
37
Bu noktada Gaziantep’teki üreticilerin en büyük sorunu ne olabilir?
Gaziantep’te ideal bir ticaret yaşamı
oluşturabilme adına hareket ediyoruz. Bunun için önce ticaretin kılcal
damarlarına kadar inerek Gaziantep
ticaret hayatının bugüne kadar ki en
objektif ve en detaylı fotoğrafını çekerek sorunları tespit ettik. Gaziantep
ekonomik yapılanmasında önemli
yer tutan sektörlerin ortak sorunlarının başında kalifiye eleman sıkıntısı
geliyor. Bunun yanında üretimdeki
sıkıntılar, dışa açılamama, marka
yaratamama, ihracat yapamama,
finansman kaynağına ulaşamama,
sermaye yetersizliği, kayıt dışı işletmelerin yarattığı haksız rekabet ve
ihracat yapamama sıkıntıları bulunuyor. Bu sektörlerin ihracat potansiyelini artırmaları için ve ihracat yapmalarına olanak sağlamak amacıyla
Sektörel Dış Ticaret Şirketinin yanında ortak marka yaratmak istiyoruz.
Marka olan Gaziantep Konfeksiyon,
hazır giyim ve trikoda büyük gelişme kaydetmesine rağmen tam manası ile markalaşamadığı için birçok
ünlü firmaya fason üretim yapıyor.
Bu sektörlerin ve ekonomik yapılanmadaki sektörlerin önündeki en büyük engellerden biri markalaşmama
ve tanıtım eksikliğidir. Özellikle şunu
vurgulamak istiyorum. Konfeksiyon,
penye, hazır giyim, triko ve ayakkabı
sektörlerinde faaliyet gösteren firmalar ürettikleri ürünleri dolaylı yoldan
ihraç ediyor ve yılın her ayında çalışmadıkları için dışa açılma konusunda
sıkıntı yaşıyorlar. Son dönemlerde bu
sektörlerde ihracat yapılan ülkelerin
de imalata başlamasıyla pazar payı
daraldı. Gaziantep bu sektörlerde
model şehir olarak tanıtılır, sektörel
teşvikle desteklenir ve Sektörel Dış
Röportaj
Ticaret Şirketi ile ihracat yapmaları
sağlanırsa ihracatçı firma sayısı da
artacaktır. Üretim merkezi olan Gaziantep'in, satış konusunda da bir
merkez olması kendi ürünlerini yurt
dışına direkt satabilmesini sağlamak
istiyoruz. Lokomotif sektörlerin sorunlarının çözümü için çalışıyoruz ve
sorunu çözecek her projeye destek
vermeye hazırız. Hayata geçireceğimiz projelerle öncü sektörlerin daha
da gelişmesi ve önünü açmak istiyoruz. Seçimler öncesinde kamuoyuna
açıkladığımız projelerdeki amacımız,
Gaziantep’in ticaret ve sanayi yönde
gelişiminin yanında sektörlerin de
sorunlarına çözüm üretmektir. Ticaret ofislerinin açılması finansmana
yönelik projelerimizle sektörler daha
da gelişecek. Kentimizdeki tüm kuruluşlarla işbirliği içerisinde hareket
ederek, Gaziantep’in ufkunu ve vizyonunu geliştirmek istiyoruz.
HEDEFİMİZ KOBİ’LERİ OBİ,
OBİ’LERİ BÜYÜK İŞLETME
YAPMAK
Sanayimizin en önemli sorunlarından
biri de büyümek isteyen firmalar ile
şehrin muhtelif bölgelerinde dağınık
olarak faaliyet gösteren işletmelerdir.
Kentimiz kümelenme liginde oldukça
geç ve geri kaldı. Bu konuda yapılan
bazı iyi niyetli çalışmalar ise yeterli
değil.Şunu vurgulamakta yarar var.
Kentimizde sektörlerin gelişimi ile
birlikte yeni istihdam alanları açılıyor.
Kent çevresine yayılan şehircilik açısından olumsuz bir tablo oluşturan
küçük ve orta boy sanayi işletmelerin meskun alanlar dışında şehircilik
ilkelerine uygun ve her türlü alt yapısı hazırlanmış alanlarda toplaması,
modern şehirciliğin ana gereklerin-
dendir. Modern şehircilik anlayışında
şehrin muhtelif bölgelerinde dağınık
olarak faaliyet gösteren işletmelerin
ve sektörlerin kümelenme yoluyla
belirli bölgelerde, toplanması artık
kaçınılmaz hale geldi. Gaziantep’in
sanayi ve ticaret yapısını daha ileri
bir noktaya taşınma ve Gaziantep
sanayicisinin ufkunu açmanın bir
önemli yolu da şehrin muhtelif yerlerinde ve küçük sanayi sitesinde sıkışıp alarak rekabette zorlanan, gelişmek ve büyümek isteyen firmalar için
KOBİ Organize Sanayi Bölgelerini
kurmadan geçiyor. Neden KOBİ Organize sanayi bölgeleri diye soracak
olursanız. Gaziantep sanayisi ve ticareti açısından Küçük ve Orta Boy
İşletmeler pek çok açıdan önemli bir
yere sahip ve ekonominin mihenk
taşı konumunda. Küçük Sanayi sitesinde yer alan işletmelerin yanında
bir de daha büyük işletme şeklinde
organize olmuş ve Organize sanayi
bölgesinde faaliyet gösteren işletmeler var. Ancak Organize Sanayi
Bölgesinde yer alacak güce sahip
olmayan ve küçük sanayi sitesinde
sıkışıp kalan çok sayıda KOBİ’nin ve
işletmenin yer ihtiyaçlarının had safhada olduğunu görüyoruz. Şartların
değişmesi Küçük Sanayi Siteleri ile
Organize Sanayi Bölgelerinde bu
dile getirdiğimiz nedenlerden dolayı
gelişmekte olan işletmelerin ihtiyacına cevap veremiyor. Bu nedenle Ülke
ve ekonomi büyürken, KOBİ’lerin ve
ticaret erbabının buna ayak uyduramaması düşünülemez. Seçimlerden
önce açıkladığımız, KOBİ Akademisi
ve KOBİ Organize Sanayi Bölgeleri
projesi ile Küçük ve Orta Boyutlu İşletmelerimiz teşvik ve motive ederek,
bir üst lige terfi etmelerini sağlamayı
hedefliyoruz.
Hedefimiz KOBİ’lerimizi OBİ, Orta Boyutlu İşletme, OBİ’leri ise büyük işletme yapmaktır. Özetle; kentimizin ekonomik yapılanmasında önemli bir yere sahip olan, kent çevresine yayılan ve gelişime açık sektörlerin belirli bir
bölgelerde toplanması ve kümelenme şeklinde yapılanmaları gerekiyor. Birçok işletmenin yerleşim büyüklüğü
oranınca üretimlerinin artacağı kesindir. KOBİ’ler ve gelişmekte isteyen işletmeler için KOBİ Organize sanayi
bölgeleri kurulmalıdır. Yine gelişime açık sektörlerin belirli bölgelerde kümelenme yoluyla faaliyet göstermesi
kaçınılmaz hale gelmiştir. KOBİ Organize Sanayi Bölgelerine yönelik çalışmalarımız sürüyor. KOBİ Organize Sanayi bölgeleri oluşturarak Gaziantep sanayicisinin ufkunu açmak istiyoruz. Bizim için aslolan; Gaziantep Ticaret
Odası’nın kurumsal kimliği üzerinden üyelerimize ve şehrimize hizmet edebilme arzusudur.
38
Röportaj
Gaziantep ticaret ve sanayi
kenti yanında bir turizm kenti
olabilir mi, turizmin kent ve bölge
ekonomisine ne gibi katkılar olur
ve bu alandaki çalışmaları nasıl
değerlendiriyorsunuz?
Tarihi ve kültürel değerler bir toplum en
büyük miraslarının başında gelmektedir.
Bulunduğu konum dolayısıyla Gaziantep birçok medeniyetin beşiği olmuş ve
değişik kültürlere ev sahipliği yapmıştır.
Yine günümüzde yalnızca ekonomik gelişme kalkınma anlamına gelmemektedir. Artık ekonomik, sosyal, beşeri turizm
ve kültürel alanda yapılan çalışmaların
birbiriyle uyumlu ve sürdürülebilir olması
önem taşımaktadır. Kentimizin sanayi ve
ticaret alanında elde ettiği başarıya son
yıllarda turizmde eklenmesi sevindiricidir. Son yıllarda süreklilik arz eden bir
canlanma sonucunda yurt içinden ve
dışından kentimize gelen turlarda artış
ve büyük bir hareketlilik yaşanıyor. Kentimizin turizminin gelişmesinde başta
belediyeler olmak üzere kamu kurum ve
kuruluşları tarihi mirasımızı yaşatmak,
geleneksel sanat, zanaat, kültür zenginliklerimizi daha nezih bir ortamda yaşatmak ve tanıtmak adına yeni projeler
üreterek bunları hayata geçirmelerinin
sektöre yönelik çalışmaların büyük katkısı var. Bunları söylerken İpekyolu Kalkınma Ajansını da unutmamak gerek. İpekyolu Kalkınma Ajansının 2010 yılından
itibaren turizmde rekabet gücünü artıracak projeleri desteklemesi, Turizm mali
destek programı ile de Gaziantep başta
olmak üzere bölgenin tarihi ve kültürel
değerlerin korunması ve geliştirilmesi
hem de turizm altyapısını nitelik ve niceliğinin artırılmasına yönelik çalışmalarının
önemli katkıları oldu. Bu da Gaziantep
ve bölge turizminin gelişimine ivme kazandırdı. Yine İpekyolu Kalkınma Ajansı
başta olmak üzere kamu kurum ve kuruluşları ile STK’ların yaptığı tanıtımında
bunda etkili oldu. Yine özellikle son yıllarda tarihi ve kültürel dokunun ortaya
çıkarılması başta olmak üzere Zeugma
Müzesi ile müze sayısının artması da
turizmin gelişiminde etkili oldu. Gaziantep’in sanayi gelirlerinden aldığı kadar
turizmden de alabileceği büyük bir payın
olduğuna inanıyoruz. Birçok medeniyete
binlerce yıl beşiklik yapmış kentimizin bu
değerleri gelecek nesillerle buluşturulurken, bu potansiyelin ekonomik değere
dönüştürülmesi büyük önem taşıyor. Bugün yemenicilikten kutnuculuğa, bakırcılıktan, sedefçiliğe, gümüşçülüğe kadar
çok el sanatımız var. Bu el sanatlarının o
kadar uzun bir geçmişi var ki bu konuda
toplumu bilgilendirmek ve bu konuda
çalışan insanları, istihdam eden insanları destekleyebilmek, onların ürünlerini
kalıcı hale getirebilmek, modern çağın
gerekleri doğrultusunda o işletmeleri
daha geliştirmek sanıyorum hepimizin
el ele vererek gerçekleştirmesi gereken
görevlerin başında geliyor. Gaziantep,
Kilis ve Adıyaman'ın tarihine baktığımızda özellikle Gaziantep'in çok uzun
yüzyıllar İpekyolu üzerinde çok önemli
bir ticaret ve sanat merkezi olduğu gerçeğini görürsünüz. Doğu'dan batıya,
kuzeyden, güneye tüm yolların merkezinde olan kentimiz özellikle iklim şartlarının zorluğundan kaynaklanan üretme
ve ticaret etme hayatiyetlerini devam
ettirebilmeleri için insanların üretme ve
ticaret yapma gibi bir karakter oluşuma
yönlendirmesini de beraber getirmiştir.
Dolayısıyla bugün Türkiye'nin önde gelen sanayi şehirlerinden birisiysek önde
gelen üretim ve ticaret merkezlerinden
birisiysek bunun altında yatan esas yaşam tarihiyle işte bu el sanatları ve bulunduğumuz konumdur.
KALKINMA AJANSI DESTEKLERİ
TURİZME İVME KAZANDIRDI
Odamız ve İpekyolu Kalkınma Ajansı
işbirliği ile gerçekleştirilen "İpekyolu'nun
Ustaları Projesi" ile Gaziantep, Adıyaman
ve Kilis'te el sanatlarının tanıtımının güçlendirilmesi, bölgenin turizm sektöründe
destinasyon merkezi haline getirilmesi
ve rekabet gücünün artırılması amaçlandı. Ayrıca projeyle Gaziantep, Adıyaman ve Kilis'te üretilen 10 ayrı geleneksel
el sanatının; bakırcılık, kuyumculuk, gümüş işlemeciliği, Antepişi el işlemeciliği,
sedef kakmacılık, yemenicilik, yorgancılık, kutnuculuk, Kilis nakışı ve halı dokumacılığı ile turistik eşyaların tanıtım ağını
güçlendirerek, bu ürünlerin üretimlerinin
sürekliliği de desteklendi. Sanayi, Ticaret,
Turizm, Gastronomi ve Projelerimizle,
stratejik planlarımızla Gaziantep’in yenilenme ve değişim sürecinin tam da
ortasındayız. Gaziantep’i ve Gaziantep
Ticaret Odası’nı geleceğe taşımak, Gaziantep’in 2023 hedeflerinde aktif, değer
katan, güçlü bir partner olmasını istiyoruz. Gaziantep, “baklava” ve “kebap” ile
özdeşleşmiş bir kent. 291 özgün yemek
çeşidi ile Türkiye’nin en zengin mutfağına
sahip olan Gaziantep’in mutfak kültürünü ve “Gaziantep Gastronomi Turizmi”
projeleri hayata geçirildi. Oda olarak, yöremizin kökü maziye dayanan özelliklerini, geleceğe daha da zenginleştirerek
taşımak üzere her alanda çalışmalar ve
projeler yürütüyoruz. Yeni dönemde bu
çalışma ve projelere yenilerini ekleyerek,
Gaziantep mutfağını kurumsallaştırmayı
hedefliyoruz.
Gaziantep mutfak kültürü zengin
bir kent, bu kültürü daha da ileri
taşımak ve tanıtmak için neler
düşünüyorsunuz, bu konudaki
görüşleriniz nelerdir?
Dünyanın çok ünlü mutfakları var. İtalyan mutfağı, Fransız mutfağı gibi... Ama
hiçbir yerde ne İtalya'da ne Fransa'da
şehrin adıyla anılan bir mutfak kültürü
vardır. Fransa'da bir Paris mutfağı yoktur. İtalya'da bir Roma mutfağı yoktur.
Ama Türkiye'de bir Antep mutfağı vardır.
Gaziantep mutfağı; insanlık tarihinin en
eski medeniyetlerine ev sahipliği yapan
tarihsel birikimi ve coğrafi konumunun
sağladığı ürün çeşitliliği sayesinde, farklı lezzetleri barındıran eşsiz bir mutfak
kültürüne sahip. Gaziantep mutfağı 291
özgün yemek çeşidi ile Türkiye’nin en
zengin mutfağı olarak tespit edildi. Gaziantep’te yemek yapmak sanattır ve
Gaziantep mutfağı Fransa, İtalya, Japonya ve Çin mutfaklarından daha zengin
bir yapıya sahip. Bu nedenle Ülkemizin
en zengin mutfağı ve lezzet değerleri ile
Gaziantep, sadece ülkemiz için değil,
dünya için de önemli bir kenttir. Sadece Türkiye’de değil dünyada da Antep
Mutfağı ile boy ölçüşebilecek bir mutfak
daha yoktur. Yemek aslında hayatımızı
sürdürebilmemiz için biyolojik bir olay
olmasına karşılık Gaziantep’te yaşamı
biçimlendiren bir kültürdür. Gaziantepli
işadamları en önemli iş anlaşmalarını
yemekte yaparlar. Şehir dışından ya da
yurtdışından gelen misafirlerine mutlaka yöresel lezzetlerini tattırmak isterler.
Bunu yapamazlarsa bir kutu baklava,
fıstık misafirin çantasına koyulur. (Kim bilir belki de ticari başarımızın sırrı budur)
O misafirin de bu lezzeti tadınca Gaziantep’e bir daha gelmemesi mümkün mü?
39
TÜRKİYE VE GAZİANTEP’İ DÜNYAYA
TANITACAĞIZ
Gaziantep Mutfağı tam 291 özgün yemek
çeşidi ile ülkemizin en zengin mutfağı olarak tespit edilmiş durumda. Gastronomi
Gaziantep için olmazsa olmaz bir turizm
destinasyonudur. Dünya üzerinde şehir
ismi ile anılan, Türkiye’nin en zengin mutfağının nesilden nesile aktarımına aracılık
etmek istiyoruz. Bu aktarım gerçekleşirken
de kente katma değer olarak dönüşlerin
olması çabasındayız. 2006-2008 yıllarında yürütülen Güneydoğu Anadolu Tanıtım
Projesi kapsamında İngilizce ve Türkçe olarak “Uygarlığın Öyküsü Güneydoğu Anadolu Rehberi” hazırlandı. Gaziantep mutfağında sıkça kullanılan dünyanın en lezzetli
tatlarından biri olan Antepfıstığının coğrafi
işaretini de Oda olarak 2000 yılında aldık.
Röportaj
Sadece gastronomiyi hedefleyen bir proje
hazırlandı ve “Güneşin ve Ateşin Tadı Gaziantep Mutfağı” kitabı doğdu. Kitap ile eş zamanlı yürütülen İpek Yolu Kalkınma Ajansı
destekli “Gastronomi Dünyasının Gaziantep Mutfağını Keşfi Projesi” de mutfağımızı
daha geniş kitlelere tanıtma fırsatı sunuldu.
Bu proje kapsamında hem bir tanıtım filmi
çekildi ve bir web sitesi hazırlandı. Bunları yaparken yerel değerlerimizi ön plana
çıkarmaya, ülkemizi ve kentimizi en doğru
şekilde temsil etmeye çalışıyoruz. Türkiye ve
Gaziantep’i dünyaya tanıtmak kurum olarak üstlendiğimiz önemli bir misyon. Projeler ile tanıtıma önemli bir destek vermeye
çalışıyoruz. Bu noktada projelerimiz mutfaktan el sanatlarına geniş bir yelpaze oluşturuyor. Projelerimizde bölgesel tanıtımı ve
dolayısıyla kalkınmayı hedefliyoruz. O nedenle Güneydoğu Anadolu Tanıtım Projesi
Son olarak kamuoyu ile neler paylaşmak istersiniz?
Seçimlerden önce kamuoyu ile paylaştığımız ve Gaziantep’in
daha da gelişmesi için önemli gördüğümüz 27 projeden birçoğuna start verdik. Her ne kadar 27 proje açıkladıysak da bunlara
yenilerini ekleyeceğiz. Projelerin hayata geçmesiyle Gaziantep’in
daha da gelişeceğine inanıyoruz. Projelerin ülkemizin ve Gaziantep’in ihracatının artmasına ve 2023 hedeflerine ulaşılmasına
katkı sağlayacağına inanıyoruz. Gaziantep’in daha gelişmesi ve
büyümesi için tüm kurum ve kuruluşlarla birlikte hareket etmeyi
hedefliyoruz. Elbirliği ve ortak akılla bambaşka bir Gaziantep
oluşturmak amacındayız. Kentimizin daha gelişmesi ve büyümesi için kurumlarla birlikte yapılacak işbirliği büyük önem
taşımaktadır. Birlik beraberlik içinde, fikirleri istişare ederek
önümüzdeki dönemde Gaziantep için en iyisini yapmaya
çalışacağız. Bundan sonra da birlikte hareket ederek,
daha güzel işlere imza atacağımıza inanıyoruz. Üyelerimiz sektörel sorunlarına çözüm ararken, Gaziantep daha hızlı kalkınmak için her konuda bizden
proje ve hizmet bekliyor. Bizlerin sorumluluğu
dertlere çözüm üretmek için bütün yolları zorlamaktır. Projeleri Gaziantep’in gelişimi için
önemli görüyoruz. Projelere yönelik altyapı
çalışmalarımız sürüyor. Hemen hemen 15
projemiz tamam. Yakın bir zamanda kamuoyu ile paylaşacağız. Amacımız Gaziantep’i Sosyo-ekonomik yönden bugünkü noktadan daha ileri taşımak ve dünya
kenti yapmaktır.
ve İpek Yolunun Ustaları Projesinde olduğu
gibi birçok projemizi Gaziantep eksenli değil bölgesel olarak hazırlıyoruz. Kısa vadede planlarımız bu şekilde. Uzun vade için
henüz hazırlık aşamasında Gaziantep’te
bir yemek festivali düzenlenme projemiz
var. Bu projemiz hayata geçtiğinde Gaziantep mutfağı kurumsal hale gelmiş olacak.
40
Makale
ADIYAMAN’DA KALKINMA VE TURIZM
GİRİŞ
Osman SERT
Tanıtım ve İşbirliği Birimi/ Birim Başkanı
KALKINMA ve KALKINMA
AJANSLARI
Kalkınma olgusu, normatif bir terim olmasının yanında, tanımlanması oldukça güç
kavramlardan biri olarak kabul edilmektedir. Buna neden olarak, her ülkenin iktisadi,
sosyal ve siyasi yapıları, doğal kaynakları,
eğitim düzeyi, çevre koşulları ve geçmiş
yaşantılarının. farklı olması gösterilmektedir.
Dolayısıyla, iktisadi kalkınmayı değişmez bir
ölçüye dayandırmak ve bütün ülkeleri aynı
biçimde farzetmek oldukça güç olmaktadır.
Bölge, kendine has yapısı ve büyüme mekanizması olan iktisadi bir gerçektir. Ülke
ekonomisinin dengeli ve devamlı büyümesinin, bu ekonomiyi meydana getiren bölge
ekonomilerinin gelişmesine bağlı olduğu
söylenebilir. Bölgesel ekonomik gelişmeyi
sağlamak amacıyla, Kalkınma Ajanslarının
Kuruluşu Koordinasyon ve Görevlerine Dair
5449 sayılı Kanun 25 Ocak 2006 tarihinde
kabul edilerek 8 Şubat 2006 tarihli resmi
gazetede yayınlanmak suretiyle yürürlüğe
girmiştir. Bunun yanı sıra, İpekyolu Kalkınma
Ajansı (İKA) ise 25 Ocak 2006 tarihinde ka-
Ülkemizde, bölgesel eşitsizliklerin giderilmesi
ve bölgeler arası gelişmişlik farklarının azaltılması her zaman önemli olmuş ve kalkınma
planlarının, hükümet politikalarının öncelik
verdiği konular arasında yer almıştır. Dönemsel olarak farklı yaklaşımlar öngörülmüş
olmakla beraber, konunun esas sorumlusu
kuruluş sıfatıyla eski adıyla Devlet Planlama
Teşkilatı yeni adıyla Kalkınma Bakanlığı koordinasyonunda hazırlanan kalkınma planları
ülkemizin bölgesel gelişme politikalarının
ve yaklaşımlarının ana hatlarını çizen temel
doküman olmuştur. Devlet Planlama Teşkilatı tarafından günümüze kadar çeşitli bölge
planları yapılmış veya yaptırılmıştır. Bu planlar
genel yaklaşım itibariyle bölgelerin ekonomik ve sosyal kalkınmasını bütün boyutlarıyla ele alan kapsamlı analizler ve çözüm
önerilerine haiz orta ölçekli kalkınma planları
şeklide hazırlanmıştır. Bölge planları ülkenin
ekonomik gelişmesinin artırılması, bölgesel
eşitsizliklerin azaltılması, ekonomik sistemin
oluşmasında ve altyapı kararlarında ekonomik kalkınma planları ile uyumun sağlanması
bul edilen 5449 sayılı Kalkınma Ajanslarının
Kuruluşu, Koordinasyonu ve Görevleri Hakkında Kanun’un Bakanlar Kurulu’na verdiği
yetkiye dayanarak 22 Kasım 2008 tarih ve
27062 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan
kararname ile kurulmuştur. Bölgesel kalkınmanın gerçekleştirilmesini amaçlayan İpekyolu Kalkınma Ajansı, kurulduğu tarihten
itibaren sorumlu olduğu bölgede gelir ve
istidamın arttırılmasında önemli bir misyon
üstlenmeye çalışmaktadır. İpekyolu Kalkınma Ajansı, 5449 sayılı kanunun genel gerekçesinde de belirtildiği üzere ; ulusal kalkınma plânı ve programlarında öngörülen
ilke ve politikalarla uyumlu olarak bölgesel
gelişmeyi hızlandırmak; bölgesel kalkınmanın gerçekleştirilmesi adına bölgedeki tüm
mekanizmaları en iyi şekilde değerlendirip
planlamak; bölgenin dinamiklerini katılımcı
bir yaklaşımla harekete geçirebilmek ve yerel özgünlükleri ulusal, uluslararası pazarlarda ekonomik, sosyal ve kültürel anlamda birer değer haline dönüştürmek; kaynakların
yerinde ve etkin kullanımını sağlamak; kamu
kesimi, özel kesim ve sivil toplum kuruluşları
gibi hedeflere yönelmiş olduğu görülmektedir. 21.yy’ın bir kentleşme çağı olduğu fikrinden yola çıkarak, kentleşmeden kalkınma
amacıyla yararlanma çalışan ülkelerin sayısı her geçen gün artmaktadır. Ekonomik ve
toplumsal gelişmelerine planlar yardımıyla
yön vermek isteyen ülkeler, bölgesel gelişme politikalarına daha fazla yer ayırmakta
ve kalkınma amacına dönük olarak hazırlanan planlarda bu amaç daha fazla vurgulanmaktadır. Bu anlamda bölgesel gelişme
için çeşitli kalkınma araçları kullanılmakta ve
kalkınmada öncelikli sektörler belirlenmektedir. Bu minvalde Adıyaman ilini de kapsayan
TRC1 Bölgesinde kurulan İpekyolu Kalkınma
Ajansı, bölgesel eşitsizliklerin ortadan kaldırılarak,Adıyaman’ın var olan turizm potansiyelinin geliştirilmesi ve bir turizm destinasyonu
haline gelmesi için çeşitli uğraşlar vermektedir. Bu çalışmada kalkınma kavramı turizmle
ilişkilendirilecek ve Adıyaman’ın sahip olduğu
değerler penceresinde ihtiyaç duyulan ve
de uygulandığında gerçekten Adıyaman’ın
turizm potansiyelinin geliştirilmesini sağlayacak öneriler ortaya konacaktır.
arasındaki işbirliğini geliştirmek; başta girişimciler olmak üzere bütün kesimlerde bir
kalkınma bilinci ve ivmesi oluşturmak; hem
ulusal hem de yerel düzeyde ekonomik ve
sosyal göstergeleri iyileştirmek; bölgeler
arası ve bölge içi gelişmişlik farklarının azaltılmasına ve dolayısıyla ülkenin genel refah
ve istikrarına olumlu katkılar sağlamak amacıyla faaliyetlerini planlamaktadır.Bölgesel
gelişme, bir yandan milli ölçekte bir bölgesel politika tespitini, diğer yandan bölge
ölçeğinde bölgesel gelişme planlarının hazırlanmasını gerektirmektedir. Bu anlamda
2008 yılında kurulan Kalkınma Ajanslarının
bölgesel ölçekte kalkınmanın sağlanması
amacıyla bölge planları yapmıştır. TRC1
Bölge Planı (2010-2013)’nın turizmle ilgili
amacı turizmde destinasyon merkezi olmak
olup, bu amaç için birkaç temel hedef belirlemiş ve bunları şöyle sıralamıştır: “Bölgede
yer alan kültürel, tarihi ve doğal varlıkların
turizme kazandırılması, Bölgede geceleme
sayısının artırılması, Bölge tanıtım faaliyetlerinin geliştirilmesi ve Alternatif turizm çeşitlerinin geliştirilmesi”.
41
Makale
ADIYAMAN VE TURİZM
16 değişik medeniyete ev sahipliği yapmış olan Adıyaman kuzeyde Malatya, batıda Kahramanmaraş, güneybatıda Gaziantep,
güneydoğuda Şanlıurfa ve doğuda Diyarbakır ile komşudur. Adıyaman'ın Yüzölçümü 7.614 km2
olup kentin nüfusu 590.933'tür.
Ortadoğu ülkelerinin merkezinde
yer alan Güneydoğu Torosların
güneyinde, Zagros Dağlarının
batısında, Basra Körfezinin kuzeyinde, binlerce yıldır Bereketli Hilal olarak bilinen toprakların üst
sınırını oluşturur. Kommagene
Uygarlığı'nın insanlığa armağanı
ihtişamlı tanrı ve kral heykelleri
ile tüm dünyanın ilgi odağı olan
Nemrut Dağı, her yıl ağırladığı
konukları ile ülke turizmine renk
katmaktadır. 1987 yılında UNESCO tarafından “Dünya Kültür Mirası” listesine alınan Nemrut Dağı'nın görkemli mezar tepesi ve
çevresi, Anadolu topraklarında
söz konusu listeye dahil edilen 9
eserden biridir. 1988 yılında Milli
Park ilan edilen bölge, 2004 yılında Uluslararası Turizm Yazarları
ve Gazetecileri Federasyonu FİJET
tarafından Turizm Oscar'ı olarak
kabul edilen “Altın Elma Ödülü”ne layık görülmüştür. Tarihsel
zenginliği ve doğal güzelliğiyle
Adıyaman, ülke ekonomisine turizmin yanısıra enerji, petrol ve
yetiştirdiği tarım ürünleri ile katkıda bulunmaktadır. Yurt genelinde
çıkarılan ham petrolün yaklaşık %
25'ı il genelindeki petrol kuyularından elde edilmektedir. Doğu
ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri
arasında köprü vazifesi üstlenen
kent Akdeniz Bölgesi'nin özelliklerini de kısmen taşımaktadır.
Bu yönü ile hem doğuya hem de
batıya açılan bir kapı konumunda olan Adıyaman, iklimi ve bitki
örtüsünün çeşitliliğinde de bu üç
bölgenin özelliklerini yansıtmaktadır. Emniyet ve jandarma suç
istatistiklerine göre Türkiye’de en
az suç işlenme oranıyla ikinci sırada yer almaktadır.
İli boydan boya kuşatan Fırat
Nehri, irili ufaklı pek çok akarsu
ve derinliklerde kaynayan şifalı
suları Adıyaman'ı su bakımından
zengin bir şehir yapmaktadır. İl
topraklarının Fırat Nehri ile sınır
oluşturan büyük bölümü, dünyanın sayılı barajları arasında
yer alan Atatürk Barajı'nın suları
altındadır. Başkent Samosata'yı
suları altında tutan Atatürk Baraj Gölü, kent sosyal yaşamına
farklı bir renk katmaktadır. Bir tatil
kasabası görünümü sergileyen
yöre, çeşitli su sporlarının yanısıra her yıl organize edilen yelken
yarışlarına da sahne olmaktadır.
Kültür turizminden, sağlık turizmine, spor turizminden av turizmine kadar bir çok alanda zengin kaynaklara sahip olan İl, 1800
yıllık Roma döneminden kalan
Cendere Köprüsü, Kommagene
döneminde ticaret merkezi olarak kullanılmış olan Perre Antik
Kenti, Kommagene Yazlık Yönetim Merkezi olarak kullanılmış
olan Arsemia, Kommagene döneminde yapılmış ancak, Roma
Bizans Memlükler tarafından
da kullanılmış olan Eski Kahta
Kalesi, Prenseslerin anıt mezarı
olarak kullanılmış olan Karakuş
Tümülüsü, gibi bir çok şahesere
ev sahipliği yapmaktadır.
Son yıllarda yaygınlaşmaya başlayan, Türkiye’nin en büyük tatlı
su rezervine sahip olan Atatürk
Barajı üzerinde gerçekleştirilen
su sporları, İl’e yeni yatırımların
gelmesini hızlandıran bir faktör
olmuştur. Eşsiz doğal ve kültürel
zenginliği ile yeni bir cazibe ve
yatırım merkezi olma yolunda
dev adımlarla ilerlemektedir.
KALKINMA VE TURİZM
BAĞINTISI
Birçok ülkede olduğu gibi, Türkiye’de de bölgelerarası dengesizlikler mevcuttur. Gelişmenin bütün olanaklarından her ülkenin
aynı oranda yararlanamadığı ise
bilinen bir gerçektir. Her ülke veya
bölge, gelişme seviyesine bağlı
olarak, bu imkânlarını o bölgede
yaşayanlara götürebilmektedir.
Söz konusu gelişmelerden bir
bölge halkının yararlanabilmesi
ise, ancak o bölgenin kalkınma
seviyesine bağlı olmaktadır. Öte
yandan, uzun yıllardan beri, az
gelişmişlikten gelişmişliğe ulaşmada, büyüme ve gelişmeye
en müsait sektör olarak “sanayi”
sektörü kabul edilmiş; bu durum
ise, iktisadi kalkınma ile sanayileşmenin eş anlamda kullanılmasına neden olmuştur. Ancak,
bir ülkede sanayileşmenin önemini ve sanayileşmenin getirdiği dinamizmi inkâr etmeden,
bölgesel potansiyeller dikkate
alınarak hizmetler sektörünün
ön plana çıkarılması ve gelişmede sürükleyici sektör olabilmesi
de mümkündür. Bu sektörlerin
başında ise ‘turizm sektörü’ gelmektedir.
İktisadi kalkınma ve sosyal gelişme politikaları, bölgelerarası
gelişme farklılıklarını en aza indirme amacı taşımaktadır. Bölgelerarası dengesizliğin giderilmesinde ise turizm sektörünün
önemli bir rolü bulunmaktadır.
Öyle ki, dünyada kalkınmaya yönelik yaklaşımlara paralel olarak,
1970’li yıllardan itibaren, turizmin algılanmasında da önemli
değişmeler olmuştur. Turizmin,
bölgelerarası dengesizliği gidermedeki rolü, onu kalkınmış ülkelerde önemli bir sektör haline
getirirken; özellikle kalkınmakta
olan ülkelerde turistik potansiyeli olan yörelerin geliştirilmesinde
turizm sektörü gibi yardımcı sektörlerin kalkınmaya hız verici ve
tamamlayıcı etkileri artık daha iyi
anlaşılır olmuştur.
Bir ülkenin ya da bölgenin doğal
güzellikleri, kültürü, folkloru, iklimi
ve tarihi gibi faktörler, o ülkenin ya
da bölgenin turizm potansiyelinin
en önemli belirleyicileri arasında
yer almaktadır. Ancak, bu varlıkların ülke ya da bölge ekonomisine katkısının sağlanabilmesi için,
potansiyelinin ortaya çıkarılması
ve değerlendirilmesi gerekmektedir. Ekonomik açıdan hiçbir
değeri olmayan bu kavramlar,
ancak turizm sayesinde anlam
kazanmakta ve bölge ekonomisine katkıda bulunmaktadır.
42
Makale
NE YAPILMALI?
urizmde büyük önem arzeden
şey hikaye anlatımının gücüdür.
Bölgenizi veya şehrinizin, anıtların, binaların hikayelerini ilgi
çekici bir şekilde anlatabilmek,
tanıtım ve insan çekme açısından
çok önemlidir. Bütün bu hikayelerin ve oluşturulan stratejilerin
yayılmasında hızla yaygınlaşan
trip advisor, digi guide, google
goggles gibi mobil uygulamalardan faydalanılabilir. Yapılan araştırmalar insanların gezecek yer
ve kalacak otel seçerken en çok
güvendiği kaynağın tüketici tavsiyeleri ve çevrimiçi yayınlanan tüketici yorumları olduğu görülmüştür. Tanıtımı yapılan bölgelerde
turist bilgilendirme merkezlerinin
bulunması da çok büyük önem
arz etmektedir. Londra’daki gezici
bisikletli bilgilendirme merkezleri
bu konuda yapılabilecek yaratıcı
çalışmalara bir örnek oluşturabilir.
Sektörde aynı zamanda potansiyel pazarını ve rakiplerini tanımak gereklidir. Rakiplerinizin kim
olduğu, turizmi geliştirmek için
ne yaptıkları ve ne gibi standard
ve fiyat uygulamaları kullandıklarını bilmeniz gerekir. Sonrasında
doğru turizm ürün ve hizmetleri
geliştirmeniz ve rekabette ayrışmak, farklılaşmak adına ne
sunabileceğinizi tespit etmeniz
aynı zamanda da göze çarpan
ve otantik deneyimler sunmanız
gereklidir. Mutlaka görülmesi, yaşanması gereken şeylere odaklanılması önemlidir. Bölgenizdeki
bazı değerler turisti bölgeye çek-
mekte etkili olmayabilir fakat bölgeye geldikten sonra daha uzun
ve daha keyifli zaman geçirmelerini sağlar. Bölgeye turist çeken ve
gelen turisti bölgede tutan değerleri iyi ayrıştırmak gereklidir.
Bölgenin turizm potansiyelini artırmak için tecrübe temelli temalar oluşturmak önemlidir. Bunlar
aşağıdaki başlıklarda yapılabilir.
1. İkon tanımlamak (Genellikler
özgür ruhlular için bir yöntemdir, heliskiing; helikopter kayağı,
Swarovski’nin kristal kaplı spa
otelleri…Yapılması gereken bir
ikon yaratmak ve o ikonu dünyaca tanınır ve görülmek istenir hale
getirmektir)
2. Yerel lezzetleri zenginleştirmek
( Yerel organik üretim yapılan ve
yereldeki bütün restoranlara günlük organik sebze ve meyve taşınan ve bu özelliğiyle ünlü olup
turist çeken yerler)
3. Kişisel ufukları genişletmek
4. Hikayeyi gözler önüne sermek
(Bölgenin tarihine dair kayıtlar
alınıp turistlere görsel sunumlar
yapmak. Ör: Hintli yerli kabile şefleri ile yapılıp kaydedilen röportajlar turistlere görsel olarak sunuluyor, kendisi o röportajı yapma
şansını yakalayamayacak olanlar
bu hikayeyi kayıtlar aracılığıyla
öğrenebiliyor.)
5. Otantiklik yaratmak ( bir günlük
kovboy olma ve ona göre şartlarda yaşama şansı vb.)
SONUÇ
Turizm, hammadde ve teknoloji
bakımından dışa bağımlı olma-
yan bir sektördür. Büyük ölçüde
hizmet sektörüne dayalı olduğundan; işsizliğin yoğun olduğu ülke
veya bölgelerde büyük önem
taşır. Gelişmekte olan ülkelerde
ve bölgelerde turizm; ekonomik
yönden büyüme, döviz kazandırma, yatırım, istihdam ve gelir getirme yönünden temel bir
kaynak olarak görülebilir. Sanayi
veya teknoloji dışında bu ülke
veya bölgelerde rekabet gücü
sağlayacak bir sektör olarak düşünülebilir. Çünkü turistik hareketi
ve ilgiyi sağlayacak kaynakların
bir kısmı doğal kaynaklar olarak
bu bölgede mevcuttur. Turizmin
meydana getirmiş olduğu ekonomik gelişme, toplumlar üzerinde,
hiçbir sektörün meydana getiremeyeceği kadar geniş bir etkide
bulunmaktadır. Ülkenin ekonomik kalkınma ve sosyal yönden
gelişmesi, bölgelerarası gelişme
farklılıklarını da en aza indirebilecek bir araç özelliği sergilemektedir. Böylece; bölgenin kendine
ait olan doğal ve kültürel mirasını
harekete geçirmesi, girişimciliğin
teşvik edilmesi, bölgenin gelir ve
istihdamını artırması, yaşamsal
standartların iyileştirilmesi bakımından bölgesel kalkınmanın
odak noktasıdır denilebilir. Sosyal, ekonomik ve fiziki açılardan
gerçekleştirilecek etkili bir planlamayla ve yerel önceliklerin de
ayrıntılı bir şekilde analiz edilmesiyle turizm, bölgelerarası dengesizliğin giderilmesinde ve bölge
kalkınmasında yararlı bir sektör
durumuna gelebilir.
43
Turizmde sürdürülebilir kalkınma
ile kültürel, doğal ve sosyal yapıyı
koruyup, gelecekteki gelişmeleri
de göz önüne alarak planlar yapılmalıdır. Bir ülkenin veya bölgenin tarihi değerlerini, folklorünü,
el sanatlarını, dinlenmeye yönelik
potansiyelini, coğrafi avantajlarını, dini kurumlarını tanıtmaya ve
bu yolla bölge kalkınmasına katkı
sağlayan sektör; turizmdir. Turizmin dengeli bölgesel kalkınmaya
katkısı için devletin rolü; denge
unsurlarını gözeterek fiziki, iktisadi ve mali teşvikleri sağlamak
ve yapısal düzenlemeler yapmak
noktalarında yoğunlaşmaktadır.
Devlet, turizmin üretim ve hizmet
yatırımlarını ve dağılımını en iyi
şekilde gerçekleştirecek alt yapıyı
sağlamak durumundadır. Turizmi
teşvik etmek iktisadi ve mali tedbirlerle geliştirmek ve iktisaden
daha az gelişmiş bölgeleri ayrıcalıklı hükümlerle desteklemek
zorundadır. Bütün bu değerler
çerçevesinde konu ele alındığında; Türkiye’ye toplam üç milyon
yabancı turistin geldiği dönemlerde Adıyaman’a yüz bin civarında
yabancı turistin geldiği görülmüştür. Oysa, 2009’da Türkiye’ye yaklaşık 27 milyon turist gelmesine
rağmen, Adıyaman’a sadece
yirmi dört bin kişinin geldiği görülmüştür. Türkiye’deki turist artışına paralel olarak bir yükselme
yaşanmış olsaydı, bu gün bir
milyon civarında yabancı turistin
Adıyaman’a gelmesi gerekirdi.
Elbette bu konunun ciddi bir şekilde irdelenerek sebepler üzerinde
Makale
durulması gerekir. Bu sebeplere
baktığımızda; hiçbir şekli ile Adıyaman’a bulaşmamış olan terör,
ilimizi çok ciddi bir şekilde olumsuz yönde etkilemiştir. Bırakın yurt
dışından gelen konukları, kendi
vatandaşımız dahi Adıyaman’ı
terör bölgesi olarak bilmektedir.
Hâlbuki Adıyaman Türkiye’deki
en güvenli ilk on il arasında bulunmaktadır. Adıyaman’a gelen
yerli ve yabancı ziyaretçiler genellikle paket turlarla gelmektedir. Bu
turlar GAP Turu veya Doğu Turu
gibi isimlerle anılmaktadır. Yani
Adıyaman’a gelmeyi düşünen
biri, teröre bulaşmış olan diğer
illere de gitmek zorunda kalmaktadır. Çevre ve yakın illerde
herhangi bir olumsuzluğun yaşanmasından en fazla Adıyaman
etkilenmektedir. Kapadokya’dan
başlayıp, Hatay, Gaziantep, Şanlı
Urfa, Adıyaman gibi can ve mal
emniyeti açısından güvenli olan
bir destinasyonun mutlaka mevcutların yerine ikame edilmesi
gerekmektedir.Rakamlardaki geriliğin ana sebeplerinden biri de
mevcut yatak kapasitesinin çok
düşük olmasıdır. Zira, belgeli ve
belgesiz konaklama tesislerinde
toplam 1300 civarında yatak kapasitesine sahip olan ilimiz çok
yüksek konaklama taleplerini karşılayamadığı gibi, gelecek olan
misafirlerini komşu illere yönlendirmektedir. Bu konuda ilimizde
yeni yatırımların yapılması gerekmektedir.Adıyaman İli, sahip olduğu kültür, inanç, sağlık ve doğa
turizmi değerleriyle çevre illerin
lokomotif gücü olabilecek durumdadır. Yeter ki yerel ve ulusal kaynaklar turizm potansiyelini doğru
politikalarla değerlendirebilsin.
KAYNAKÇA
DİNLER, Z. (2001), “Bölgesel İktisat”, Bursa: Ekin Kitabevi.
ERKAL, M, E.(1990)“Bölge Açısından Az gelişmişlik”, İstanbul: Der
Yayınları.
GEZİCİ, F. (1998), “Sürdürülebilir
Bölgesel Kalkınma Amacında
Turizm Eylemlerinin Etkisi: Türkiye
Üzerine Karşılaştırmalı Bir Araştırma”, Yayınlanmamış Doktora
Tezi, İstanbul Üniversitesi Sosyal
Bilimler Enstitüsü.
ÖZGÜVEN, A. (1998), “İktisadi Büyüme İktisadi Kalkınma ve Japon
Kalkınması”, İstanbul: Filiz Kitabevi.
ŞAHİN,A. (1990), “İktisadi Kalkınmadaki Önemi Bakımından
Türkiye’de Turizm Sektöründeki
Gelişmelerin Değerlendirilmesi”,
Ankara: Sevinç Matbaası, TOBB
Yayın No: 149.
ŞANLI, C. (1995), “Bölgelerarası Dengesizliğe İktisadi Gelişme
Teorileri Açısından Bir Yaklaşım”,
Yayınlanmamış Doktora Tezi, İstanbul, İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.
TRC1 Bölge Planı, 2010-2013
44
Makale
RUMKALE CAZİBE
MERKEZİ OLACAK!..
Gaziantep İl Kültür ve Turizm Müdür Vekili Mehmet Aykanat, 2013 yılında Kültür ve
Turizme yönelik birçok projelerinin bulunduğuna dikkat çekerek, Gaziantep’ in
gelecekte Turizm alanında cazibe merkezi olması öngörülen Rumkale üzerinde birçok
proje çalışmasının da devam ettiğini söyledi.
Turizm faaliyetlerine İpekyolu Kalkınma Ajansı’nın büyük katkı sağladığını da sözlerine ekleyen Aykanat, Gaziantep’in turizm karnesini
ve turizm sektörünün geliştirilmesine yönelik yapılan çalışmaları dergimize açıkladı.
İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü
olarak ne gibi faaliyetlerde
bulunuyorsunuz?
İl Kültür ve Turizm Müdürlüklerinin
Görevleri ve faaliyetleri: kültürel
değerleri yaşatmak, geliştirmek,
yaymak, tanıtmak, değerlendirmek
ve benimsetmek, tarihî ve kültürel
varlıkların tahribini ve yok edilmesini önlemek, İlimizin turizme elverişli
bütün imkânlarını ülke ekonomisine
olumlu katkı sağlayacak şekilde
değerlendirmek, turizmin geliştirilmesi, pazarlanması, teşvik ve desteklenmesi için gerekli önlemleri
almak, kültür ve turizm konularıyla
ilgili kamu kurum ve kuruluşlarını
yönlendirmek ve bu kuruluşlarla işbirliğinde bulunmak, yerel yönetimler, sivil toplum kuruluşları ve özel
sektör ile iletişimi geliştirmek ve
işbirliği yapmak, Müzecilik, kütüphanecilik ve sanat galerisi faaliyetlerini yürütmektir.
‘‘İleride Marka şehir adına
yaraşır, Sanayisiyle, Tarihi ve
Kültürel yapılarıyla, Turizm
alanlarıyla öne çıkan bir
Gaziantep göreceğiz’’
45
Makale
2012’de bölgenizde kültür ve turizm adına nasıl
bir yıl geçirdiniz?
zete yayımlanan Taşınmaz Kültür Varlıklarının Onarımına
Yardım sağlanmasına yönelik yönetmelik çerçevesinde,
Bakanlığımızın sokak sağlıklaştırması projesi adı altındaki ödenekleri ilgili Belediyelere aktarılmakta ve tarihi
yapılar bu kapsamda onarılarak turizme kazandırılmakta, yine Bakanlığımızca komisyondan geçen vatandaşın
kendi tarihi yapıları için talep ettikleri onarım yardımları
Bakanlığımız kontrolörlüğünde harcatılmakta ve eski konakların ortaya çıkarılmasına olanak sağlanmaktadır.
2013’te kültür ve turizme yönelik projeleriniz var
mı, var ise bu projelerinizden bahseder misiniz?
Fuar çalışmalarınızdan da söz eder misiniz?
2012 yılı Kültür ve Turizm alanında önemli bir yıl olmuştur.
Dünyanın en büyük Mozaik Müzesi olma özelliğini taşıyan Zeugma Mozaik Müzesinin 09 Eylül 2011 tarihinde
açılarak faaliyetine başlaması ile birlikte İlimizi ziyaret
eden turist sayısında önemli artış olmuş ve bu yükselen
bir trend tablolardan anlaşılacağı üzere artarak devam
etmektedir.
2013 yılında Kültür ve Turizme yönelik birçok projemiz bulunmaktadır. Gaziantep’ in gelecekte Turizm alanında cazibe merkezi olması öngörülen Rumkale üzerinde birçok
proje çalışması devam etmektedir. Rum Kale Üzerinde
bulunan Barşavma Manastırı, Yürüyüş Yolu, Su kuyusu
ve galeriler ile aydınlatma ve güvenlik sistemi projeleri
kademeli olarak uygulamaya sokularak Rumkale Turizme kazandırılacak. Araban ilçesi sınırlarında bulunan
Elif, Hasanoğlan ve Hisar anıt mezarların restorasyonu
çalışmaları devam etmektedir. İl sınırlarımız içerisinde
bulunan tarihi köprüler Karayolları Genel Müdürlüğünce
projelendirilmiş olup, aslına uygun olarak restorasyonları
yapılacaktır. Gaziantep Kalesi alt galeri kazı çalışmaları
başlatılmıştır. Yine yıkılan giriş kulesi burçları restorasyonu çalışmaları başlatılmıştır. Cumhuriyetimizin kuruluşunun 90. Yılında 90 eserli mozaik yarışması projemiz
Başbakanlık tanıtma fonunda geçmiş olup, Gaziantep
Zeugma Mozaik Müzemizde 29 Ekim 2013 tarihinde
yapılacaktır. İlimizde geçtiğimiz yıllarda Bakanlar Kurulu
Kararı ile devam eden Zeugma, Karkamış, Dülük,Zincirli,Oylum kazıları devam edecektir. Arkeoloji ve Hasan
Süzer Etnografya Müzelerimiz tadilat, teşhir ve tanzim
çalışmaları devam etmektedir.
Gaziantep hem kültür hem de turizm
yönünden zengin bir kent, bu durum göz
önüne alındığında ileriki yıllarda nasıl bir
Gaziantep göreceğiz?
Gaziantep Kültür ve Turizm yönüyle zengin bir kent,
yapılan projeler hayata geçirildikçe bu gün 400.000(dörtyüzbin) olan, turist sayısının 1.000.000 (Birmilyon)’a çıkarılması hedeflenmekte ve Marka şehir
adına yaraşır, Sanayisiyle, Tarihi ve Kültürel yapılarıyla, Turizm alanlarıyla öne çıkan bir Gaziantep
görmeyi umut ediyoruz.
Gaziantep’te göze çarpan
çalışmalarından biri de konaklar
oldu. Eski konakların restorasyon
çalışmaları sürüyor. Bu konuda neler
söyleyeceksiniz?
15.07.2005 tarihli ve 25876 sayılı Resmi ga-
İlimizi tanıtma adına her yıl düzenlenen EMİTT Fuarına
katılınarak gerekli tanıtım faaliyetleri yapılmaktadır. Bu yıl
Kasım-2013 içerisinde “Kadim kent Gaziantep” adı altında, Gaziantep tanıtım Günlerinin Ankara Ticaret Odası
Kongre salonunda geniş bir katılımla gerçekleştirilmesi
planlanmaktadır.
Makale
Gaziantep’te Turizm temel
eğitimi sizce yeterli mi?
Gaziantep’te Turizm Temel Eğitimi, Gaziantep Turizm Meslek
Lisesi ve Gaziantep Üniversitesi
Turizm Meslek okulu marifetiyle
verilmeye çalışılmakla birlikte,
potansiyel Turizm kenti olma yolunda hızla ilerleyen Gaziantep
için daha fazla eğitim kurumuna
ihtiyaç duyulmaktadır.
Bölgenizde 2008’den
beri faaliyet gösteren
İpekyolu Kalkınma
Ajansı desteklerinden
faydalandınız mı?
2008’ den beri bölgemizde faaliyetini sürdüren İKA destekleriyle,
son iki yıldır Gaziantep’i tanıtmak için EMİTT Fuarına katılım
sağlanmaktadır. Turistlerin uğrak
yerlerine konulan ve Gaziantep
İli tanıtım kiyoskları, İKA’nın proje
desteğiyle sağlanmıştır. Yine ilimizin Turizm destinasyon projesi
İKA marifetiyle yapılmaktadır.
Faydalandığınız proje ‘Kültür ve
Turizm’ adına bölgenize ne gibi
katkılar sağladı.
Gaziantep’in tanıtımına fayda
sağladığı gibi, Gaziantep’in yemek kültürü ile anılan imajı değişti diyebiliriz.
46
47
Makale
ETKİN BİR TANITIM YAPILMALI
‘‘İpekyolu Kalkınma Ajansı bölgenin kalkınması için
gerekli olan temel dinamizmi sağlama yolunda ciddi
çalışmalar yapmaktadır’’
Adıyaman İl Kültür ve Turizm Müdürü Mustafa Ekinci, turizm sektöründe
diğer ülkelerle ve kentlerle rekabet
edebilmek ve turizm girdilerini artırabilmenin tek çıkar yolunun her şeyden
önce turizme potansiyel teşkil eden
turistik ürünlerin ve kaynakların tanıtımını özenli ve etkin bir şekilde yapmaktan geçmekte olduğunu söyledi.
Adıyaman’da turizm adına birçok
yönlü çalışma içerisinde olduklarını
da kaydeden Ekinci, ‘‘turizm gelirlerinin geniş kitlelere yayılması açısından ziyaretçilerin şehir merkezinde
dolaşmaları son derece önemlidir.
Bu açıdan önümüzdeki dönemlerde
özellikle konaklamaya yönelik çalışmalarımız daha da artacaktır. Bu
kapsamda turizm planı çerçevesinde
Tuzhanı’nda bir butik otel, restoran ve
küçük bir bedesten yapımı söz konusu olacaktır’’ dedi.
İl kültür ve Turizm Müdürlüğü
olarak
Müdürlüğünüzden
bahseder misiniz?
Kültürel değerleri yaşatmak, geliştirmek, yaymak, tanıtmak, değerlendir-
mek ve benimsenmesini sağlamak,
tarihî ve kültürel varlıkların tahrip ve
yok edilmesini önlemek, yurdun turizme elverişli bütün imkânlarını ülke
ekonomisine olumlu katkı sağlayacak şekilde değerlendirmek, turizmin
geliştirilmesi, pazarlanması, teşvik ve
desteklenmesi için gerekli önlemleri almak, kültür ve turizm konularıyla
ilgili kamu kurum ve kuruluşlarını
yönlendirmek ve bu kuruluşlarla işbirliğinde bulunmak, yerel yönetimler, sivil toplum kuruluşları ve özel sektör ile
iletişimi geliştirmek üzere Kültür ve Turizm Bakanlığı kurulmuş ve bu doğrultuda taşra teşkilatı olarak da il müdürlükleri kurulmuştur. Müdürlüğümüze
bağlı 12 kütüphane, 1 müze, 2 kültür
merkezi ve 2 Enformasyon bürosu
bulunmaktadır. Yukarıda bahsi geçen
amaçları bu kuruluşlarımız aracılığıyla gerçekleştirmeye çalışmaktayız.
‘‘Adıyaman’ın da dahil olduğu ve sınır komşularımız olan Gaziantep, Şanlıurfa,
Diyarbakır 2023 Turizm Eylem Stratejisnde seçilmiş olan marka kentlerdir. Bu
kentlerin işbirliği ile çok daha etkin çalışmaların yapılması gerekmektedir’’
48
Röportaj
2012’de bölgenizde kültür ve turizm
adına ne gibi faaliyetlerde bulundunuz?
İnşaat faaliyetleri ve Tanıtım faaliyetleri olmak üzere iki alt başlıkla cevap vermek gerekmektedir. Nemrut
Dağı Ziyaretçi Karşılama Merkezi’nin
inşa edilmesi, Çevre Düzenleme ve
Uygulama işlerinin ihale edilmesi,
Eski Kahta Kalesi’nde restorasyon
yapılması ve Perre Antik Kenti Çevre
Düzenleme ve Uygulamasının ihale
edilmesi gibi inşaat faaliyetleri gerçekleştirilmiştir. Tanıtım alanında ise,
birçok yerli ve yabancı yazılı ve görsel
medya mensuplarının Adıyaman’daki
tarihi ve turistik değerlerin tanıtımına
yönelik çalışmalarına destek olunarak
bu değerlerin ulusal ve uluslar arası
tanıtımının gerçekleşmesi konusunda
ciddi çabalar sarfedilmiş ve bunlara
mihmandarlık yapılmıştır. Ayrıca bazı
ulusal turizm fuarlarına katılım sağlamak yoluyla ilde turizm iş kollarında
faaliyet gösteren firmaların muhataplarıyla buluşmasına yardımcı olunmuştur.
2013 projelerinizin ne kadarı
hayat geçirildi, bu projelerden
bahseder misiniz?
Başta il merkezinde bulunan tarihi Tuz
Hanı’nın restorasyon ihalesini yapmak
suretiyle il merkezinde yeni bir turizm
cazibe merkezi oluşturmak hedefine
ulaşmaya gayret ediyoruz. Çünkü
İl’imizi ziyaret eden yerli ve yabancı
turistler şehir merkezine hemen hemen hiç inmeden buradan ayrılıyorlar.
Oysa turizm gelirlerinin geniş kitlelere yayılması açısından ziyaretçilerin
şehir merkezinde dolaşmaları son
derece önemlidir. Bu açıdan tuzhanı’nda bir butik otel, restoran ve küçük
bir bedesten yapımı söz konusu olacaktır. Nemrut Dağı ulaşımında çok
önemsediğimiz Kral Yolu’nun ciddi bir
aşamasının 2013 içerisinde bitirilmesi
temel hedefimizdir. Ayrıca restorasyon çalışmalarına başlanmış bulunan
Eski Kahta Kalesinin restorasyonunun
devam ettirilmesi için ciddi çabalarımız olacaktır. Yukarıda bahsi geçen
bütün işlerin finansmanı Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan sağlanmıştır ancak AB hibe fonlarından da yararlanılması temel hedefimizdir. 2009 yılında
Adıyaman Valiliği’nin koordinasyonunda yapılmış bulunan Kommagene
Nemrut Turizm Odaklı Canlandırma
(KN-TOC) Projesinin de ortağı durumundayız. Bu proje kapsamında yer
alan yaklaşık 10 adet turizm cazibe
merkezinin çevre düzenlemesinde de
üstümüze düşenleri yaparak 2013 yılını tamamlamayı hedeflemekteyiz.
Adıyaman’da önemli turizm
olanakları olmasına rağmen
turist sayısının yeterli
düzeylere ulaşmamasının
nedeni nedir?
Adıyaman İli; tarihi, kültürel ve turistik
değerleriyle, zengin florası ve faunasıyla en eski yerleşim yerlerinden biridir. Bunun için, İlin 8 km. Kuzeyinde
bulunan “Palanlı Kaya Altı Sığınağı”na ilkel insanlarca 40.000 yıl önce
kazı tekniği ile stilize edilmiş dağ keçisi figürüne bakmak yeterlidir.
Doğal güzellikleriyle Çelikhan havzasındaki “Yüzen Adalar’ı, Gölbaşı’ndaki “Gölbaşı, İnekli ve Azaplı
Gölleri”nin kıyısında yaşayan kuşların
oluşturduğu “Kuş Cenneti”ni, hastalara şifa dağıtan Çelikhan, Besni ve
Kotur İçmecelerindeki mucizeyi görmek gerekir. Yeryüzünde insanlığa
yön vermiş Peygamberlerden Hz.
Üzeyir Peygamber ile ülkemizde bulunan iki önemli sahabeden biri olan
Hz. Safvan Bin Muattal ve birçok veli
ve ermişe ait türbeler; Emevi, Abbasi, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinden kalma camiler, St. Petrus ve St.
Pavlus Kilisesi gibi mabetler İlin farklı
inanç ve kültürlere saygıda vardığı
noktanın açık bir göstergesidir.
49
Röportaj
Hititler döneminden kalma “Malpınar
Hiyeroglif Yazıtı”, bugün halen kurnalarından su akan, Romalılar döneminden
kalma Antik Perre Şehri’ndeki “Roma
Çeşmesi”, Kommagene Krallığı döneminden kalma tek kemerli “Cendere
Köprüsü”, İslami dönem harikası olan
“Altınlı Köprü”, erken dönem Hıristiyanlarının yerleşkesi olan “Zey Mağaraları,
Gümüşkaya Mağaraları, Turuş Kaya
Mezarları, Haydaran Kaya Mezarları, Hısn-ı Mansur Kalesi, Yeni Kale,
Gerger ve Besni Kaleleri, Derik Kutsal
Alanı, Sofraz’daki Kül Şehri Harabeleri,
aynı yerleşim yerindeki Sofraz Tümülüs
Mezarları, Eski Besni Harabeleri, Besni
Sesönk Tümülüsü’ndeki Sütunlar, her
katmanı ayrı bir uygarlığın izlerini taşıyan höyükleri ve bu höyüklerde yapılan
arkeolojik kazılardan elde edilen,
Paleolitik dönemden günümüze kadar
yaşamış her çağa ait yaklaşık 23.000
eserden oluşan zengin bir koleksiyona
sahip müzesiyle Adıyaman, kuşkusuz
ki çok büyük kültür, inanç ve sağlık turizmi potansiyeline sahip bir İlimizdir.
Şüphesiz ki sahip olunan bu değerler-
den; güneşin en güzel renklerle doğup,
sonra kristal bir prizmadan süzülür gibi
ışık huzmesine dönüşerek yedi rengiyle emzirdiği, ismini bereket tanrıçası
Kommagene’den alan hem Helenistik
çağın hem de tüm zamanların eşşiz
sanat eserlerini barındıran “Tanrıların
Göksel Tahtı” Nemrut Dağı ayrı bir öneme sahiptir. Bütün bu eserlerin burada
yoğunlaşmış olmasına rağmen yeterli
turistin gelmemesi tamamen bölgesel
koşullarla ilgili bir olaydır. Bilindiği gibi,
son yıllarda turizm harekeliliğinin paket
turlarla gerçekleştiği görülmektedir.
Münferit seyahat eden turist neredeyse
yok denecek kadar azdır. Bundan dolayı Adıyaman turizm destinasyonunda
doğu turu, Güneydoğu Turu veya Gap
Turu’nun bir parçası olarak yer edinmektedir. Adıyaman çevresinde veya
yakınında meydana gelen herhangi
bir olumsuz eylem Adıyaman’ın da
turizmini çok ciddi bir şekilde olumsuz
etkilemektedir. Ama bölgede meydana
gelebilecek olan olumlu gelişmelerle
birlikte çok kısa bir süre içerisinde büyük yol katedileceğine inanıyorum.
Adıyaman’da mevcut konaklama
sayıları yeterli midir?
Adıyaman’ın yeterli düzeyde
tanıtımının yapıldığını düşünüyor
musunuz?
üzere harekete geçirmiştir. Turizmden
beklentisi olan ülkelerin ve illerin turizm
pastasından daha fazla pay alma çabaları doğal olarak bu ülkelerin ve illerin
birbirleriyle rekabetlerini gerekli kılmıştır.
Ülkemiz ve özellikle Adıyaman ve Gaziantep illerinde turizme potansiyel teşkil
eden turistik ürünler açısından sahip
olduğu doğal güzellikler ve tarihi zenginlikler bakımından birçok ülkeye ve
kente oranla kendiliğinden bir önceliğe
ve cazibeye sahip olmasına rağmen tu-
rizm potansiyelinden yeterince yararlanamamaktadır. Turizm sektöründe diğer
ülkelerle ve kentlerle rekabet edebilmek
ve turizm girdilerini artırabilmenin tek
çıkar yolu her şeyden önce turizme potansiyel teşkil eden turistik ürünlerin ve
kaynakların tanıtımını özenli ve etkin bir
şekilde yapmaktan geçmektedir. Tanıtım
faaliyetlerinin çok kısa sürede etkin bir
şekilde yapılması, bilgi iletişim teknolojilerinin turizm ve tanıtım faaliyetlerinin
kullanımına bağlıdır.
Dünya geneline bakıldığında fiziki ve
sosyal hareketliliğin dinamik bir ifadesi
olan turizm, globalleşmenin temel faktörlerinden biri olarak görülebilir. Özellikle dünyada her geçen gün turizm
sürecine katılan kişilerin sayısında meydana gelen gözle görülür artış, turizmden beklentisi olan ülke ve illeri, potansiyellerini ve turistik ürünlerini tanıtmak
Konaklamayı iki açıdan değerlendirmek
gerekmektedir: Yatak sayısının yeterliliği
ve konaklama gün sayısı. Her iki açıdan
da değerlendirildiğinde, Adıyaman’ın kapasitesi yeterli değildir. Kültür ve Turizm
Bakanlığı’ndan belgeli 721 yatak ve belediye belgeli olarak da 648 yatak kapasitesi bulunmaktadır. Bu yatak kapasitesi yılın
belli dönemlerinde kesinlikle yetmemektedir. Bu açıdan yeni konaklama tesislerine
acilen ihtiyaç bulunmaktadır. Bu açıdan
olay incelendiğinde, Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan Turizm Yatırım Belgesi almış
4 adet tesisle toplam 782 yatak daha yakın bir gelecekte hizmete girecektir. Hatta
bunların büyük bir kısmının 2013 sonuna
yetiştirileceği tahmin edilmektedir. Konaklama gün sayısı açısından bakıldığında,
Adıyaman’a gelen ziyaretçilerin 1,2 gün
konakladığı görülmektedir. Oysa konaklama gün sayısının kısa vadede 2, orta
vadede 4, uzun vadede ise bir haftaya çıkarılarak Kommagene Destinasyonu’nun
ihdas edilmesi gerekmektedir. Bu konudaki çalışmalar devam etmektedir.
50
Röportaj
Tanıtım faaliyeti ve reklam olayı
çok boyutlu ve yüksek bütçeler
gerektiren bir olgudur. Sadece
bir kurumun ya da bir kuruluşun
tanıtım yapmasıyla başarıya
ulaşılamayacağı da bir realite
olarak karşımıza çıkmaktadır.
Bu konuda bu güne kadar sadece resmi kurumların tanıtım
yapması beklendiğinden tanıtım konusunda beklenen başarı
elde edilememiştir. Ancak 2013
yılında ilk kez kamu, STK, özel
sektör işbirliği ile bir tanıtım etkinliği yapılmış ve çok ciddi başarılar elde edilmiştir. Bundan
böyle olumlu sonuçları görülen
bu ve buna benzer etkinliklerin sayısının artacağını tahmin
ediyorum. Ayrıca son iki yılda
TRC1 Bölgesi’nde faaliyet gösteren İpekyolu Kalkınma Ajansı’nın da katkılarıyla MİTT Moskova, JATA Tokyo, ITB Berlin ve
EMMIT İstanbul gibi birçok büyük turizm fuarına katılım sağlamasıyla da tanıtımda büyük
gelişmeler yaşanmıştır. Ancak
bütün bu çalışmaların yeterli olmadığını düşünmekteyim. Çok
daha etkin tanıtım faaliyetlerinin
yapılması gerekmektedir. Zira
İl’imizin de dahil olduğu ve sınır
komşularımız olan Gaziantep,
Şanlıurfa, Diyarbakır 2023 Turizm Eylem Stratejisnde seçilmiş olan marka kentlerdir. Bu
kentlerin işbirliği ile çok daha
etkin çalışmaların yapılması gerekmektedir.
Bölgenizde 2008 yılından beri
faaliyet gösteren İpekyolu Kalkınma
Ajansı desteklerinden faydalandınız
mı? Faydalanıldıysa ne gibi katkılar
elde edildi ve proje süresi nasıl
işledi?
İpekyolu Kalkınma Ajansı bölgenin kalkınması için gerekli olan temel dinamizmi sağlama yolunda ciddi çalışmalar
yapmaktadır. Bu kapsamda Adıyaman
İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü olarak bu
güne kadar yaklaşık 10 adet proje başvurusu yapıldı ve bunlardan sadece bir tanesi desteklendi. Desteklenen bu proje ile
Adıyaman için çok gerekli olan bir tanıtım
filmi yapılarak 6 dilde seslendirmesi gerçekleştirildi. 40.000 adet olarak çoğaltılan
bu tanıtım filmi MİTT Moskova, JATA Tokyo,
EMMİT İstanbul ve Ankara’da düzenlenen
Adıyaman Tantım Günleri ile enformasyon
bürolarımızda yaklaşık 10.000 adetinin
dağıtımı gerçekleştirilmiştir. Bir çok TV kanalında belgesel olarak da yayınlanarak
İl’in tanıtımına çok büyük katkılarının olduğu tahmin edilmektedir. Projenin yürütülmesinde İpekyolu Kalkınma Ajansı’nın gerek İzleme Değerlendirme Birimi, gerekse
Yatırım Destek Ofisi her zaman işimizi
kolaylaştırmak suretiyle yardımcı oldular.
Bu manada tamamen sorunsuz bir proje
ekibi ile çalıştık. Süreç içerisinde hiçbir aksaklık olmadan proje bitirilmiştir. Bundan
dolayı da bütün Ajans çaışanlarına sonsuz teşekkürlerimi bir borç bilirim.
51
Röportaj
2012 TURİZM ADINA
İYİ BİR YIL OLDU
Kilis İl Kültür ve Turizm Müdürü Abdullah Aldemir, Kilis’in
2012’de Kültür ve Turizm adına çok iyi bir yıl geçirdiğini
söyledi.
2013 ve 2014 yılları Kültür ve Turizmde
Kilis açısından bir planlama yılı olacağını
da belirten Aldemir, ‘‘Kilis’in Güneydoğuya gelen yerli ve yabancı turistler açısından bir uğrak yeri olması açısından kurumlar arası işbirliği ile Turizmi geliştirme
adına, İl Özel İdaremiz ve Kilis Belediyesi
tarafından ne yapılması gerekiyorsa şu
anda onları planlıyoruz. İleriki yıllarda turizm adına bambaşka bir Kilis göreceğiz’’
ifadelerini kullandı.
İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü
olarak ne gibi faaliyetlerde
bulunuyorsunuz?
Kilis Valiliği İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü olarak, 4848 sayılı "Kültür ve Turizm
Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında
Kanun" ile belirlenen görevlerimiz Bakanlığımız tarafından tahsis edilen bütçeler
doğrultusunda, ilimizdeki kültürel değerleri yaşatmak, geliştirmek, yaymak, tanıtmak, değerlendirmek ve benimsetmek,
tarihî ve kültürel varlıkların tahribini ve
yok edilmesini önlemek, İlimizin turizme
elverişli bütün imkânlarını ülke ekonomisine olumlu katkı sağlayacak şekilde
değerlendirmek, ilimizde turizmin geliştirilmesi, pazarlanması, tanıtılması, teşvik
ve desteklenmesi için gerekli çalışmaları
yapmak, kültür ve turizm konularıyla ilgili
kamu kurum ve kuruluşları ile işbirliğinde
bulunmak, yerel yönetimler, sivil toplum
kuruluşları ve özel sektör ile iletişimi geliştirmek ve işbirliği yapmaktır. Tüm bu
çalışmalar neticesinde ilimizin, ülkemiz
turizm pastasından hak ettiği payı almak
ve bu payı artırmaktır.
2012’de bölgenizde kültür ve
turizm adına nasıl bir yıl geçirdiniz?
2012 yılı ilimizde Kültür ve Turizm adına
çok iyi bir yıl oldu. Zengin bir tarihi geçmişe ve kültürel mirasa sahip olan Kilis
ilimiz 2012 yılı Haziran ayı içerisinde bir
Arkeoloji ve Etnografya Müzesine kavuşmuştur.
Tarihi bir binada Neşet Efendi konağında hizmete giren müzemiz Kilis’i ziyaret
eden yerli ve yabancı ziyaretçilerin ilgisini çekmektedir. 2011 yılı içerisinde ilimizde Alaeddin Yavaşça Kültür Merkezi’nin
açılması ile birlikte Kültürel faaliyetlere
ağırlık verilmiş, yıl boyunca Alaeddin Yavaşça Kültür Merkezinde Kültür ve Turizm
Bakanlığı Devlet Tiyatroları, Devlet Opera
ve Balesi, Türk Halk ve Sanat Müziği Toplulukları etkinlikleri ile birlikte 70’e yakın
etkinlik gerçekleştirilmiştir. Oylum Höyük
kazılarına devam edilmiştir.
2013 projeleriniz
var mı, var ise bu
projelerinizden
bahseder misiniz?
2013 ve 2014 yılları Kültür
ve Turizmde Kilis açısından bir planlama yılı olacak. Kilis’in Güneydoğuya
gelen yerli ve yabancı
turistler açısından bir uğrak yeri olması açısından
kurumlar arası işbirliği ile
ilimizde Turizmi geliştirme
adına, İl Özel İdaremiz ve
Kilis Belediyesi tarafından
ne yapılması gerekiyorsa
şu anda onları planlıyoruz. İlimizde bulunan
taşınmaz kültür varlıkları önlerine kare kodlu,
digital teknoloji ile yapılmış Türkçe-İngilizce ve
Arapça dillerinde tanıtım
levhaları konulmaktadır.
TRC1 Bölgesi İhracat Verileri
Tarihi Ravanda Kalesine elektrik hattı
çekilerek kalenin aydınlatılması çalışmaları
Bakanlığımızın
sağladığı
ödenekle
sürdürülmekte olup bitme aşamasına
gelmiştir.
2013 yılında Bakanlığımıza tahsisli olan
öğretmen evi arkasında bulunan tarihi tescilli
Çocuk Kütüphane binasının aslına uygun
olarak restore ettirilerek, örnek bir gençlik
ve çocuk kütüphanesi yapılması planlanmış
ve uygulamasına başlanarak bitirilme
aşamasına gelinmiştir. 2013 yılı Oylum
Höyük kazılarına devam edilmekte olup, bu
yıl yapılan kazılarda ilimizin tarihi açısından
çok önemli bilgilere ulaşılmıştır. 2013
yılında Yerli ve yabancı tur operatörlerine
sunulmak üzere alternatifli Kilis
Şehir
Merkezi ve çevresini içeren alternatifli tur
programları çıkartılmıştır. Ayrıca ilimizde bir
Turizm Çalıştayı yapılması ve Turizm Master
Planı hazırlanması amacıyla Kültür ve
Turizm Bakanlığımız nezdinde girişimlerde
bulunulmuştur.
Kilis’teki kültür ve turizm faaliyetleri ne
durumda?
Kilis ilimizde kültür ve turizm faaliyetleri daha
önceki yıllara oranla hızla artmaktadır. Gerek Bakanlığımız bütçesinden, gerekse İl
Özel İdaresi Bütçesinden daha fazla bütçe
aktarıldığı takdirde kültür ve turizm faaliyetlerimizde artarak devam edecektir.
Mevcut konaklama sayıları yeterli mi?
Kilis ilimizde mevcut konaklama sayıları yeterli değildir. 3 tane Belediye Belgeli konaklama tesisi ile Öğretmenevi ve Polis Evi gibi
kamu misafirhaneleri bulunmaktadır.
Yeterli değilse bu konuda herhangi
bir girişimde bulundunuz mu?
İlimizde bir tane 4 yıldızlı, Bakanlımızdan
belgeli otel inşaatı devam etmekte olup,
2014 yılı başlarında hizmete girecektir. Ayrıca
Müdürlüğümüze müracaat eden iş adamlarına konaklama tesisleri yapmak için gerekli mevzuat ve Turistik Tesisler Nitelikleri
Yönetmeliği hakkında bilgiler verilmektedir.
Kilis’in yeterli düzeyde tanıtımın
yapıldığını düşünüyor musunuz?
Kilis ilimiz son yıllarda Uluslar arası Turizm
Fuarlarında tarihi ve turistik değerleri, yemek
kültürü ve el sanatları açısından tanıtılmaktadır. Müdürlüğümüzce İlimizi tanıtıcı, harita,
broşür, envanter CD ve DVD bastırılıp dağıtımları yapılmaktadır. Tabi bu tanıtımların
daha etkin ve düzenli bir şekilde yapılması
ilimizin tanıtımı açısından daha faydalı olacaktır.
Yapılamıyorsa bu konuda ne gibi
çalışmalar yapılabilir?
İlimizde Kültürel ve Turizm alanında alt yapı
eksiklerimizin bir an önce giderilerek profes-
52
yonel olarak iyi bir bütçe ile tanıtımların yapılması gerekmektedir.
Bölgenizde 2008’den beri faaliyet
gösteren İpekyolu Kalkınma Ajansı
desteklerinden faydalandınız mı?
2008 yılından bu yana faaliyet gösteren
İpekyolu Kalkınma Ajansı desteklerinden;
2010 yılı İktisadi Gelişme Mali Destek Programı; “Kilis’i Tanıyalım ve Tanıtalım Projesi” 2011
yılı Turizm Mali Destek Programı kapsamında; “Müze Öğretir: Kilis Arkeoloji ve Etnoğrafya Müzesi’nde Çağdaş Teşhir Uygulaması
Projesi” olmak üzere iki projeden faydalandık. Faydalandığınız proje ‘Kültür ve Turizm’
adına bölgenize ne gibi katkılar sağladı.
Faydalandığımız projeler Kültür ve Turizm
adına İlimizin tarihi ve kültürel mirasını, etnografik değerlerini modern müzecilik anlayışıyla teşhir ederek, ilimize gelen yerli ve
yabancı ziyaretçilere sunulmasını sağlamıştır. Projeler kapsamında yapılan tanıtım
broşürleri ilimizin tanınırlığını artırmış, yapılan tanıtım materyalleri ile bir çok etkinlikte
tanıtım standı açılmıştır.
Proje süreci nasıl işledi?
Proje sürecinde herhangi bir olumsuzluk
yaşanmamış olup, İKA uzmanları ve Müdürlüğümüz proje koordinatörü tarafından
koordineli bir şekilde uygulanmış ve tamamlanmıştır.
53
TRC1 Bölgesi İhracat Verileri
KİLİS İLİNİN İNANÇ TURİZMİ
AÇISINDAN ÖNEMİ
COĞRAFİ KONUM
Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin batısında
yer alan Kilis, 1.521 kilometrekarelik yüzölçümüne sahiptir. Suriye ile olan sınır uzunluğu
111 kilometredir. 2010 yılı verilerine göre toplam nüfusu 124.320 olan kentin Musabeyli,
Elbeyli ve Polateli olmak üzere üç ilçesi bulunmaktadır. Ekonomisi tarıma dayalı olan
ilde üzüm ve zeytincilik en önemli ürünlerdir.
Akdeniz iklimi (tropikal) ile Doğu Anadolu ikliminin (karasal) kesiştiği bir yerde bulunan Ki-
lis ve yöresinde, sözkonusu iklim kuşaklarının
özellikleri egemendir. Bu yapı biri sıcak-kuru,
diğeri serin-nemli olmak üzere farklı klimatolojik özellik içerir. Yörenin en önemli akarsuyu
Afrin Çayı’dır.
Karataş Parkı, Akpınar ve Söğütlüdere ilin
doğal güzellikleri arasında yer almaktadır.
Ayrıca yemyeşil görüntüleri ile kenti renklendiren Belenözü (Ravanda) Köyü’nde bulunan
4 çınar ve 1 çam ağacı “Kilis’in Anıt Ağaçları”
olarak tescil edilmiştir.
Fotoğraf 1: Kilis'te zeytin bahçeleri
Osman ŞAHİN
Tanıtım ve İşbirliği Birimi/ Birim Başkanı
TARİHÇE
Kilis doğası ve yerleşime elverişli coğrafyası nedeniyle tarihsel süreç içerisinde
pek çok medeniyete (Babil, Hitit, Arami
, Asur, Med, Pers, Makedonya, Roma,
Selçuklu, Osmanlı) ev sahipliği yapmıştır.
Halife Hz. Ömer zamanında 636 yılında
Ebu Ubeyde Bin Cerrah tarafından İs-
lam topraklarına katılarak, sınır bölgesi
kentlerinden biri oldu. 985 yılında Bizans
egemenliğine giren bölge,XI. Yüzyılda
Haçlı Orduları’nca istila edildi ve Urfa
Haçlı Kontluğu’na bağlandı. 1250 yılında
bölgeyi fetheden Memlük Devleti Kilis’i
alışveriş ve ticaretin merkezi haline getirdi. Yavuz Sultan Selim 1516 yılında Mer-
Fotoğraf 2: Eski Kilis'ten iki görüntü
cidabık’ta Memlük Ordusu’nu yenerek
bölgeyi Osmanlı Devleti topraklarına kattı.
1. Dünya Savaşı sonrasında Fransızlar tarafından işgal edilen Kilis, Kurtuluş Savaşı
ile 7 Aralık 1921 tarihinde düşman işgalinden kurtulmuştur. Gaziantep’in ilçesi
iken, 3 Haziran 1995 yılında ülkemizin 79.
ili olmuştur.
54
TRC1 Bölgesi İhracat Verileri
İLDEKİ TURİZM SEKTÖRÜNÜN MEVCUT DURUMU
Tarih boyunca birçok kadim uygarlığa yerleşkelik yapan Kilis, doğal zenginlikleri olmasada tarihi eserler açısından
birçok alternatif sunmaktadır ziyaretçilerine. Özellikle Osmanlı döneminden kalma tarihi camiler, türbeler ve
tekkeler ziyaret edilmeyi bekleyen gizli hazineler durumundadır. İle ait son üç yılın turizm verileri aşağıdaki tabloda
gösterildiği gibidir.
Tablo 1- Son 3 Yıla ait Ziyaretçi Bilgileri
2009
2010
2011
Tesis Türü
YERLİ
YABANCI
YERLİ
YABANCI
YERLİ
YABANCI
Belediye veya Turizm
İşletme Belgeli
Konaklama Tesislerinde
Toplam Geliş Sayıları
7.476
742
6.556
524
6.447
459
Belediye veya Turizm
İşletme Belgeli
Konaklama Tesislerinde
Toplam Geceleme
Sayıları
11.605
1.356
10.330
917
12.650
971
Tabloda belirtilenler dışında, Kilis’i görmeye gelen ziyaretçilerin çok büyük bir bölümü ildeki konaklama tesislerinin
sayısı yeterli olmadığından dolayı Gaziantep’teki otelleri kullanmak durumunda kalmaktadır.
MÖ 3500-3000'e kadar uzanan tarihinde birçok medeniyete ev sahipliği
yapan Kilis, kendini arayanların, gönlü sıkılanların şifa kapısı olan, sayısız
eserleri barındıran bir sahabeler şehridir. Tarih boyunca farklı kültürlerin zengin birikimiyle yoğrulan Anadolu her
dönemde değişik inançlara mensup
toplulukları kucaklamıştır. Halife Hz.
Ömer zamanında İslamiyet ile tanışan
Kilis, sayısız din adamı yetiştiren, alimlerin yerleşerek eğitim faaliyetleri gerçekleştirdikleri bir şehir olmuştur.
İnanç turizmi açısından değerlendirildiğinde zengin bir yapı ortaya koyan
Kilis’te evliya ve sahabelere ait ziyaret
yerleri, türbeler ve makamlar kentin
dört yanını saran kutsal mekânlardır.
Şurahbil bin Hasene, Bilâl-i Habeşî,
Şeyh Mansur, Şeyh Muhammed Ensari, Şem’un Nebi, Şeyh Muhammed
Bedevi, Şeyh Kırbe, Hz. Talha, Hz. Zübeyr ve daha birçok türbe ile sahabe
makam ve mezarlarıyla Kilis, sahabeler ve evliyalar şehridir. Anadolu
topraklarının ve bu topraklarda yetişen insanların mayasında bulunana
hoşgörü, tolerans ve farklı kimliklere
karşı saygı iklimi en mücessem şekliyle
Kilis’te kendini göstermiştir. Kilis, tarih
boyunca üç semavi dinin ortak buluşma noktası olmuştur. Farklı dinlere ait
mabetler, Kilis ilinde, bir arada mevcudiyetini sürdüregelmiştir. Muallak
Camii’nin yanında bulunan Havra ve
Çalık Camii’nin hemen yakınındaki Or-
todoks Kilisesi bu ikilmin günümüzde
de devam ettiğini gösteren yapıtlardır.
Ayrıca yine bu iklimin yetiştirdiği ünlü
türk mütefekkiri Mevlana Celaleddin-i
Rumi’nin kurduğu Mevlevilik terikatının
tekkesi olan Mevlevihanelerden bir tanesi de Kilis’te mevcuttur.
Kabaltlarının bulunduğu dar sokakları
dolaşmanın, tarihe ışık tutan taş evleri ve hamamları gezmenin, yüzyıllardır akan kastellerden su içmenin, Hz.
Ömer döneminde İslam topraklarına
katılan kentte ibadethane ve mevlevihanede huzura varmanın, İslam büyüklerinin türbelerini ziyaret etmenin
ayrıcalığını yaşamak isteyenler Kilis'i
mutlaka ziyaret etmeli.
55
SONUÇ VE ÖNERİLER
Kilis, inanç turizmi açısından oldukça büyük bir potansiyele sahiptir.
İldeki tarihi yapılar “şaheser” olarak
nitelendirilebilir. Şehirde mevcut bu
eserlerin yurt genelinde ve İslam
Coğrafyasında tanıtımının yapılması
durumunda, Kilis inanç turizmi açısından bölgenin cazibe merkezi haline gelecektir. Bunun yanında; yeni
il olmanın ve Gaziantep gibi ticaret
ve sanayisiyle gelişmiş bir ile yakın
olmanın dezavantajını ortadan kaldırmak için:
• Şehirdeki konaklama tesislerinin
TRC1 Bölgesi İhracat Verileri
sayısı arttırılmalı.
• Mevcut tarihi ve kültürel eserler
aslına uygun bir şekilde tekrar elden
geçirilmeli, şehrin ve çevrenin dokusuyla uyumlu bir şekilde restorasyonu yapılmalı.
• Barındırdıkları tarihi mirastan da
anlaşılacağı üzere; benzer dönemlerde, benzer medeniyetlerin yurt
edindiği üç il olan Gaziantep, Kilis
ve Halep’i kapsayacak şekilde bir
“İnanç Yolu” oluşturulmalı ve şehrin
yapısı buna göre tekrardan planlanmalı.
• İnanç turizmine yönelik yatırımlar
teşvik kapsamı içine alınmalı.
• İldeki Öncüpınar Sınır Kapısı daha
etkin kullanılmalı. Sınırdan günübirlik
giriş-çıkış yapan turist potansiyelinin
değerlendirilmesine yönelik alışveriş
ve dinlenme tesisleri oluşturulmalı.
3. KAYNAKLAR
1. Kültür ve Turizm Bakanlığı
2. Kilis Valiliği İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü
3. Türkiye İstatistik Kurumu
4. Türkiye Kalkınma Bankası, Kilis İli
Uygun Yatırım Alanları Araştırması
Raporu
56
TRC1 Bölgesi İhracat Verileri
SÜRDÜRÜLEBİLİR TURİZM VE
KALKINMA - GAZİANTEP
EKO TURİZM POTANSİYELİ
Gelişme; toplumların yapılarındaki ekonomik,
sosyal ve kültürel ilerlemelerin tümünü içeren
bütünsel bir kavramdır. Dünya’daki tüm toplumların temel gayelerinden olan gelişme;
büyüme ve kalkınma denilen daha kapsamlı
kavramları oluşturmaktadır. Günümüzde toplumların varlığını daha sağlıklı sürdürmesini
sağlayan kalkınmanın iki temel ekseni vardır
: “Sosyo-kültürel Kalkınma” ve “Ekonomik Kalkınma”. Kalkınmanın sürdürülebilirliğini sağlamak için, bu iki eksenin birbiri ile entegre
bir şekilde yürütülmesi gerekmektedir, çünkü
kalkınmanın bu iki yapıtaşı karşılıklı olarak birbirini desteklemektedir. Kalkınma; hem bölge ve ülke halkının refahını etkileyen hem de
ülkelerin Dünya üzerindeki konum ve rolünü
belirleyen bir olgu olduğundan, uzun vadede devam ettirilebilmesi önem taşımaktadır.
İşte tam da burada “sürdürülebilir kalkınma”
kavramı karşımıza çıkmaktadır. Sürdürülebilir
kalkınma; en basit şekliyle “ üretirken tüketmemek” olarak özetlenebilir. Biraz daha açık
ve basit ifade ile; ekonomik fayda yaratmak
için; sosyal, kültürel ve çevresel faktörlere zarar vermemek ya da verilen zararı en aza indirgemeyi amaçlama kültürüdür. Literatürde
ise; sürdürülebilir kalkınma, insan ile doğa
arasında denge kurarak doğal kaynakları
tüketmeden, gelecek nesillerin ihtiyaçlarının
karşılanmasına ve kalkınmasına imkan verecek şekilde bugünün ve geleceğin yaşamını
ve kalkınmasını programlama anlamını taşımaktadır. Sürdürülebilir kalkınma sosyal, ekolojik, ekonomik, mekansal ve kültürel boyutları olan bir kavramdır. Sürdürülebilirlik hemen
her sektörde önem gösterilmesi gereken ve
son yıllarda gereken önemi görmeye başlayan bir “kültür” olarak Dünya üzerindeki yerini
almıştır. Artık hammadde ve üretim biçimi seçiminde, enerji tüketimi ve kaynak seçiminde,
tesis yeri ve yerleşim planlamada, pazarlamada, lojistikte kısacası üretimin hemen her
aşamasında sürdürülebilirlik kültürü göze
çarpar olmuştur.
Yasemen Özlem Mailoğlu
Tanıtım ve İşbirliği Birimi/ Birim Başkanı
Sürdürülebilirlik kavramının, üretim/sanayi sektörünün yanı sıra tarım ve hizmetler sektöründe de önem kazanmaya
başlaması çok uzun sürmemiştir. 20.
yüzyıldan itibaren Dünya ekonomisini
yönlendiren sektörlerden olan turizm;
günümüzde, Dünya gayri safı hasılasının ve istihdamının onda birini yaratan
önemli ve güçlü bir sektör olarak karşımıza çıkmaktadır. Turizm, yalnızca ekonomik kalkınmaya değil, en az ekonomik
kalkınma kadar hayati olan sosyal kalkınmaya da katkı sağladığı için; gelişmiş
ve gelişmekte olan yani kalkınma bilinci
daha yüksek ülkelerde daha da önem
kazanmaktadır.
Bahsettiğimiz gibi, hemen her alanda
karşımıza çıkan “sürdürülebilirlik” turizm için de önem kazanmış olup, artık
özellikle gelişmiş ülkeler turizmden çok
“sürdürülebilir turizm” kavramına odaklanmaktadırlar. Bunun temel nedenle-
rinden biri, turizm trendlerinin değişmeye başlaması ve turizm anlayışının
klasik “deniz-kum-güneş” üçlüsünden
“kültür-tarih”, “inanç”, “doğa”, “spor ve
sportif aktiviteler”, “gastronomi”, “kongre ve toplantı”, “sağlık” ve “spa ve wellness” gibi farklı turizm türlerine doğru
yönelmesidir. Hemen her turizm çeşidi
için olmazsa olmaz öncelikler yalnızca
sürdürülebilirlik ile uzun vadeli olarak
sağlanabilir.
57
TRC1 Bölgesi İhracat Verileri
Gaziantep, Adıyaman ve Kilis illerinden oluşan TRC1 Bölgesi’nde yukarıda
bahsedilen turizm çeşitleri için gerekli
potansiyel vardır. Bölgemizde deniz
olmaması klasik tatil anlayışını (deniz-kum-güneş) olanaksız kılsa da;
turizm alternatifleri ile karayolu ile yaklaşık 3 saat uzaklıktan itibaren başlayan tatil beldelerindeki turistlerin günübirlik ya da tur şeklinde bölgeyi ziyaret
etmesi sağlanabilir. Bunun yanı sıra,
bölgedeki tarihi, dini, doğal, gastronomik değerlerin tanıtımı ve kısa süreli
tur güzergahları belirlenmesi özellikle
bölgeye günübirlik ya da tur ile gelecek turistlerin sayısının artırılması için
önem taşımaktadır. T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından hazırlanan
Türkiye Turizm Stratejisi-2023 dokümanında yer alan Türkiye Turizm Stratejisi
Kavramsal Eylem Planı’nda bölgemiz
“GAP Kültür ve Turizm Gelişim Bölgesi”
sınırları içinde yer almaktadır. Ayrıca;
Gaziantep ve Adıyaman “Kültür Kenti”
olarak seçilmiş olup, hali hazırda “Kültür ve İnanç Turizmi Odaklı Yerleşimler” arasında gösterilmektedir. Kahta
“Öneri Turizm Kentleri”nden biri ola-
rak planda kendine yer bulmuş olup,
aynı zamanda “Fırat Havzası”ndaki
“Eko Turizm Odaklı Gelişim Bölgeleri”ne Adıyaman ilinin bir kısmı ile birlikte
dahil olmaktadır. Bölgemiz için önemli
bir potansiyel arz eden “Gastronomi
Turizmi”, planda önemli bir yer tutan
“Doğu Akdeniz ve Güneydoğu İnanç ve
Gurme Turizmi Aksi” ile belirtilmiş olup;
bölgemizden özellikle Gaziantep bu
akiste öenmli bir merkez olarak gösterilmiştir. Bahsedilen Eylem Planı aşağıda verilmektedir.
Bu yazıda özellikle Gaziantep’te doğa
turizmine odaklanılacaktır ancak bölgemizin alternatif turizmi ile ilgili genel
bilgileri de vermekte fayda görülmektedir. Bölgemizin tarihi değerlerine bakıldığında; Adıyaman’da özellikle Nemrut,
Cendere Köprüsü, Arsameia, Karakuş
ve Dikilitaş Tümülüsü ve Perre Antik
Kenti göze çarpmaktadır. Gaziantep’te
ise; Gaziantep Kalesi ve Rumkale, Yesemek Heykel Atölyesi, Dülük ve Belkıs/
Zeugma Antik Kenti tarihi değerler olarak karşımıza çıkmaktadır. Kilis’te ise Ravanda Kalesi, Oylum Höyük, tarihi mo-
zaikler ve abbaralar; dini yapılar dışında
kalan tarihi eserlerdir. Bölgemizdeki
dini yapılara bakıldığında yukarıda sayılan tarihi yapıların çoğunun dini nitelik
taşıdığı görülmektedir. Bunların yanı sıra
bölgede Selçuklu, Memlüklü ve Osmanlı Döneminden kalan bir çok tarihi Camii
bulunmaktadır. Bunun yanı sıra Gaziantep’te; Geç Roma, Bizans ve Osmanlı
döneminden kalan Kilise ve bir Havra;
Adıyaman’da faaliyette olan Süryani
Kilisesi (Mor Petrus-Mor Paulus), Kilis’te
ise bir Mevlevihane mevcuttur. Bunların
yanı sıra, bölgemizde bir çok önemli
dini şahsiyetin türbesi bulunmaktadır.
En önemli örnekler ise; Adıyaman’daki Abuzer Gaffari, Mahmut El-Ensari,
Sahabe Safvan bin Muattal; Kilis’teki
Şurahbil Bin Hasene, Şeyh Muhammet
Bedevi ve Şeyh Mansur ve Gaziantep’teki Hz. Ökkeşiye, Yuşa peygamber, Dülükbaba, Nesimi Hz ve Ezogelin
Türbeleri’dir. Bölgemizin gastronomik
turizm potansiyeline bakıldığında; bölgemiz mutfağının Türkiye’de ayrı bir yeri
olduğu açıktır. Adıyaman ve Kilis mutfakları kendine özgü birçok yiyecek ve
içeceği bünyesinde barındırmaktadır.
Başarı Öyküsü
58
Türkiye çapında bilinen; kebaplar,
yuvalama, lahmacun, içli köfte, baklava, şöbiyet gibi yiyecekler ve yöresel içecekler bölge ve Gaziantep
Mutfağı’na haklı bir ün kazandırmıştır. Sağlık turizmi genel başlığını 2
ana başlık altında incelemek mantıklı olacaktır. Spa, wellness ve termal
turizme bakıldığında; 5-7 Eylül 2013
tarihleri arasında Gaziantep’te yapılacak olan Spa&Wellness Zirvesi bu
konuya verilen önemi ve potansiyeli
ortaya koymaktadır. Termal turizme
bakıldığında ise; Adıyaman’da özellikle Besni, Kahta ve Çelikhan ilçelerindeki zengin termal kaynaklar göze
çarpmaktadır. Gaziantep ise Türkiye
geneline nazaran bu konuda biraz
fakirdir. En önemli termal kaynaklar
Gaziantep şehir merkezinde, Sof
Dağı Yaylasında ve Araban ve İslahiye ilçelerinde bulunmaktadır. Kilis’te
ise çok önemli bir termal kaynak
bulunmamaktadır. Sağlık turizminin
diğer kolu olan sağlık hizmetleri ve
tedavi turizminde en yüksek potansiyel ise; Orta Doğu’ya yakın coğrafi
konumu ve tıbbi imkanları ile Gaziantep ilinde bulunmaktadır. Gaziantep
Üniversite Tıp Fakültesi Hastanesine
de ev sahipliği yapan ilde Sağlık Bakanlığı, Sağlık Turizmi Daire Başkanlığı verilerine göre; sağlık turizmine
hizmet verebilecek 49 adet sağlık
kuruluşu bulunmaktadır. Adıyaman
Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi
ile birlikte Adıyaman’da bu rakam 26,
Kilis’te ise 2 adet olarak açıklanmıştır.
Sağlık Bakanlığı, Sağlık Turizmi Daire Başkanlığı’na göre bölgemizde
sağlık turizmine hizmet verebilecek
olan sağlık kuruluşu- Özel Hastaneler, Sağlık Bakanlığı Hastaneleri
ve Sağlık Kampüsleri ile Üniversite
Hastaneleri- sayısı toplamda 77 olarak belirtilmiştir. Doğa, sürdürülebilir
turizmin can damarı olarak görülmelidir. Doğa turizmi; kültür-tarih ya
da alternatif turizm amacı ile gelen
turistlerin kalış sürelerinin artırılması,
daha hoş zaman geçirmelerinin sağlanması, bölgenin tekrardan tercih
edecekleri bir destinasyon olmasının
desteklenmesi gibi bir çok fonksiyonu bünyesinde bulundurmaktadır.
Çünkü aşağıdaki şekilde de görüleceği üzere, turizm merkezinin doğal
ve sosyal çevresi hemen hemen tüm
turizm alternatiflerini etkilemektedir.
59
Ayrıca; doğa turizmi bölge halkının
günü birlik ya da kısa süreli olarak
en sık faydalandığı turizm alternatifi olduğundan, yalnızca dışarıdan
gelen turistler için değil bölge içi
turizmin gelişmesine de katkı sağlayacaktır. Halkın refah seviyesinin
yükseltilmesinde ve bölge halkının
çeşitli spor aktivitelerini daha rahat yapabilmesine olanak sağlayan doğa ve spor turizmi, bölge
ve yakın çevresinin sürdürülebilir
kalkınmasında önemli bir aktör
olarak görülmektedir. Bu kapsamda T.C. Orman ve Su İşleri Bakanlığı İl Müdürlükleri tarafından her il
için 2013-2023 yıllarını kapsayan
“Doğa Turizmi Master Planı” hazırlanmıştır. Bu planda bölgedeki
avlaklar, ava yasak alanlar, yaban
hayatı geliştirme sahaları, tabiat
parkı ve yaban hayvanı yerleştirme sahaları belirtilmiştir. Bu alanlar
özellikle av turizmi ve av turizmi
mevzuatının işlemesi açısından
önem taşımaktadır. Günümüzde
pek çok kesim tarafından hoş karşılanmayan bir spor olan avcılık,
ülkemizde yasal dayanaklar ile
belirlenmiş sınırlara sahiptir. Av
turizmi, bilinçli ve belli bir eğitime
dayanarak doğaya zarar vermeden yapılan, sadece olgunluğa
erişmiş hayvanların avlanması
olayıdır. Av turizmi, büyük miktarda parasal harcama gerektirmesi
nedeniyle gelir düzeyi yüksek kişilerin katıldığı bir turizm türüdür.
Bölgeye ekonomik katkı oranı yüksek bir tür olduğundan doğa turizmi içinde bu turizm alternatifinden
Başarı Öyküsü
de bahsedilecektir. Gaziantep’te
4 adet devlet avlağı yani devletin
mülkiyetinde ve ağaçlandırma yapılabilen avlak, 1 adet genel avlak
yani içinde tarım arazisi ve sulak
alanların da bulunduğu avlak ve
1 adet de örnek avlak yani belirli
bir türün (Hınzırlı Örnek Avlağında
sürek yani domuz avı) hedeflendiği avlak bulunmaktadır. T.C. Orman
ve Su İşleri Bakanlığı tarafından
hazırlanan “Ava Açık ve Kapalı
Alanlar Haritası”ndan faydalanarak oluşturulan haritada avlak
alanları gösterilmektedir. Ayrıca
bazı türlerin devamlılığının sağlanması ya da ekosistemin korunması
amacı ile bazı alanlar ava yasak
bölge olarak belirlenmiştir ki, bu
alan Gaziantep ilinde Karkamış ve
Oğuzeli ilçelerinin bir kısmını oluşturmaktadır. Ayrıca Tahtaköprü’de
bulunan Yaban Hayatı Geliştirme
Sahası’nda su kuşları korunarak
üremeleri sağlanmaktadır.
Gaziantep’te 3 adet Tabiat Parkı
bulunmaktadır. Bunlardan ilki olan
Dülükbaba Tabiat Parkı şehir merkezine yakın konumu ve 40 km2
lik alanı ile dikkat çekmektedir.
Alanda; doğa yürüyüşü, kamping
ve karavan, bisiklet turları, kuş
gözlemciliği ve piknik yapılabilir. Yaklaşık 350
bitki türü belirlenmiş olup;
endemik
bitki
olarak
“Antep Kaya
Kekiği” bulunmaktadır.
Yabanıl varlık olarak, “Apollo Kelebeği”ne de rastlanılabilmektedir.
Erikçe Kent Ormanı ve Tabiat Parkı ise; mangal, pergola, tuvalet ve
benzeri hizmetleri, yürüyüş yolları
ve seyir terasları ile özellikle piknik
ve kamping için uygundur. Ayrıca
atlı ve yaya doğa yürüyüşü, bisiklet turları gibi aktivitelerin yapılabileceği alanın bitişiğinde kızıl geyik,
ceylan, sülün, hint tavuğu gibi türlerin yeniden üremesi ve çoğalması amacıyla kurulmuş olan “Erikçe
Yaban Hayvanı Üretme İstasyonu”
bulunmaktadır. Burç Tabiat Parkı
ise Devlet Ormanı niteliğinde olup,
halkın; dinlenme, eğlenme, spor
yapma, piknik yapma gibi aktivitelerini gerçekleştirmesine imkan
sağlamaktadır. Burç Tabiat Parkı; bünyesinde Burç Mesire Yeri,
Gaziantep Hayvanat Bahçesi ve
Gaziantep Büyükşehir Belediyesi
Hayvan Barınağını bulundurmaktadır. Gaziantep Hayvanat Bahçesi
Orta Doğu ve Balkanlar’ın en büyük, Dünya'nın 3. Avrupa'nın ise
2. En büyük hayvanat bahçesidir.
Diğer tabiat parklarında olduğu
gibi bu tabiat parkında da Doğa
ve dağ yürüyüşü ve bisiklet turları
yapılabilmektedir.
Başarı Öyküsü
Doğa turizmi potansiyeli olan diğer
alanlar da haritada numaralandırılmış
olup, hali hazırda bölge içinden günübirlik turizm için kullanılmaktadır. Hızırlı
Yaylası; Hınzırlı Örnek Avlağı içinde yer
almakta olup; yayla turizmi, kamping
ve karavan, avcılık ,macera yarışları,
atlı ve yaya doğa yürüyüşü, foto ve oto
safari ve eğitmen ve rehber eşliğinde
macera turları yapılabilir. Her mevsim
yeşillikler içinde bulunan bir yaylalar
topluluğu olan Hızırlı Yaylası; yeşilin
her tonunun görülebileceği doğası ,
rengârenk kır çiçekleri, ilkbaharda dağ
laleleri, büyüleyici güzellikte manzaraları yanında buz gibi suları, pırıl pırıl
güneşi ve bol oksijenli tertemiz havası
ile insanların doğayla baş başa kalabileceği ideal bir eko turizm merkezidir.
Sakçagözü Şelalesi, Gaziantep merkezinden ulaşımı kolay olan bir şelaledir
ve etrafında günübirlik; piknik, doğa
yürüyüşü, foto safari, kamp-karavan,
doğa ve bisiklet turları yapılabilir.
Denizin Kuzusu Mağarası ise; 2010 yılında ASPEG ( Anadolu Speleoloji Grubu Derneği) tarafından haritalandırılmış olup; hazırlanan rapora göre aktif
bir düdendir. Ulaşımı biraz zor olmasına rağmen, mağara; kaya tırmanışı(spor tırmanış), kampçılık, foto safari,
geleneksel kaya tırmanışı, kanyoning,
macera yarışları, doğa yürüyüşü, dağcılık eğitimleri, mağara gezileri yapılabilecek potansiyeli ile doğa ve spor
turizmi için Gaziantep’te büyük önem
arz etmektedir.
Gaziantep’in önemli yaylalarından
olan Sof Dağı Yaylası; temiz havası ve
her yaşa hitap eden, çok uzun olmayan parkuru ile bölge halkı tarafından
oldukça fazla tercih edilen bir yayla
turizmi merkezidir. Sof Dağı çevresinde böcekler dahil 20 çeşit hayvanın
yaşadığı; 96‘sı tıbbi, 11‘i baharatlı, 10‘u
çalı ve çit, 26‘sı soğanlı, 12‘si ağaç,
19 meşe olmak üzere toplam 267 tür
bitkinin olduğu tespit edilmiştir. Çevresinde 20 kadar tatlı su kaynağı bu-
lunmaktadır. Yayla turizminin yanı sıra;
kamping, karavan, avcılık, macera
yarışları, atlı ve yaya doğa yürüyüşü,
foto ve oto safari ve eğitmen ve rehber
eşliğinde macera turları yapılabilmektedir. Ayrıca bu yaylada nesli tehlikede
olan “Apollo Kelebeği”ne de rastlanabilmektedir.
Alleben Göleti; sulama amaçlı kullanılan bir yapay gölet olup, şehrin
alternatif turizm için belirlenmiş yeni
cazibe merkezlerinden biridir. Etrafı
piknik alanı olarak kullanılan göletin
çevresinde; doğa yürüyüşü, bisiklet
turları, olta balıkçılığı, avcılık, ornitoloji
(kuşları inceleyen zooloji alt dalı) yapılabilir. Ayrıca son dönemlerde gölet su
sporları merkezine dönüştürülmekte
ve bu kapsamda kürek yarışları, deniz
bisikleti, kano, su kayağı ve benzeri su
sporları yapılmakta ayrıca bölgenin
yakınında bir bungalov ve karavan
kamping alanı oluşturulması planlanmaktadır.
Sarıkaya; merkeze yaklaşık 30 km
uzaklıkta olup, üst ve alt yapı sorunları
nedeni ile potansiyelinin büyük kısmı
kullanılmayan bir doğa ve spor turizmi
merkezidir. Alan ile ilgili derlenmiş çok
fazla veri ve yapılan çalışma olmamasına rağmen alan özellikle spor turizmcilerine ev sahipliği yapmaktadır.
Dağ genelinde; kaya tırmanışı (spor
tırmanış), kampçılık, avcılık, geleneksel
kaya tırmanışı, kanyoning, macera yarışları, atlı ve yaya doğa yürüyüşü ve
dağcılık eğitimleri yapılabilmektedir.
Gaffur Baba Tepesi, özellikle eğitim
amaçlı yamaç paraşütü potansiyeli ile
dikkat çekmekte olup, doğa yürüyüşü
ve kamping karavan için de uygundur.
Gaziantep şehir merkezine oldukça
yakın konumda olması bölgenin potansiyelinin değerlendirilmesini kolaylaştırmaktadır. Yavuzeli ilçesi sınırlarında yer alan Kuzu Yatağı-Merzimen
Çayı oldukça yoğun ziyaretçinin geldiği bir alan olup, doğa turizmi yanında
spor turizmi potansiyeli de taşımakta-
60
dır. Bölgede piknik ve kamp-karavan
imkanının yanı sıra, kaya tırmanışı
(spor tırmanış), kampçılık, avcılık, geleneksel kaya tırmanışı, kanyoning, macera yarışları, doğa yürüyüşü, dağcılık
eğitimleri, mağara gezileri ,bisiklet turları, foto safari, ve rehber ve eğitmen
eşliğinde macera turları yapılabilmektedir.
Rumkale bölgenin yalnızca doğa ve
spor turizmi yönünden değil, tarihi ve
dini turizm yönünden de en önemli turizm merkezlerinden biridir. Birecik Baraj Gölü’nün yapılması ile etrafı sular
altında kalan ve tarihi M.Ö. 840 yılına
dayanan Rumkale, barındırdığı Aziz
Nerses Kilisesi ile bir dini merkezdir.
Tarihi ve dini turizm potansiyeli kadar
doğa ve spor turizmi potansiyeli sahibi
olan bölgede, dağ ve doğa yürüyüşü,
foto safari, oto safari ve Fırat nehri
üzerinde olta balıkçılığı, kano ve kürek
yarışları, su sporları yapılabilir. Bölge,
2010 ve 2012 yıllarında “Dünya Offshore 225 Şampiyonası” Gaziantep Grand
Prix parkurunda ev sahipliği yapmıştır.
Köklüce Kanyonu ise 70‘e yakın kaya
tırmanışı rotası ile spor tırmanış için
oldukça elverişlidir. Dere kenarında
olduğundan su ve serinleme imkanı
da bulunan alan; kampçılık, avcılık ,
geleneksel kaya tırmanışı, kanyoning,
macera yarışları, doğa yürüyüşü, bisiklet turları, dağcılık eğitimleri ve Güngörmez Mağarası, İkizin Mağarası ve
Küllü Mağara’da yapılabilecek mağara gezileri için tercih edilen bir spor ve
doğa turizmi merkezidir.
Gaziantep il sınırları içinde yer alan
Tahtaköprü Yaban Hayatı Geliştirme
Sahası, mevzuatta belirtilen yaban hayatı geliştirme sahaları tanımına göre;
av ve yaban hayvanlarının ve yaban
hayatının korunduğu, geliştirildiği, av
hayvanlarının yerleştirildiği, yaşama
ortamını iyileştirici tedbirlerin alındığı
ve gerektiğinde özel avlanma plânı
çerçevesinde avlanmanın yapılabildiği
sahalardandır.
61
Karasu Çayı üzerinde bulunan Tahtaköprü Baraj Göleti çevresi, av ve avlanma bölgesidir. Bölgede çil, kınalı
keklik, turaç, yaban ördeği, yaban
kazı, baykuş, güvercin, serçe, arı kuşu,
yaban domuzu gibi av hayvanları
bulunmaktadır. Alanda ayrıca; kamping-karavan, doğa yürüyüşü, foto ve
oto safari, ornitoloji, olta balıkçılığı ve
piknik yapılabilmektedir. Yesemek Açık
Hava Müzesini de bünyesinde bulunduran bölge, doğa turizminin yanı sıra
kültür-tarih turizmi potansiyeli de taşımaktadır. Yesemek Açık Hava Müzesi;
tarihte bilinen ilk heykel atölyesidir ve
müzede açık alanda sergilenen heykel
taslakları yakından görülebilmektedir.
Karkamış Taşkın Ovası Aşağı Fırat
Havzası Sulak Alanı ise; uluslararası
öneme sahip sulak alanlar içerisinde-
Başarı Öyküsü
dir. Sulak alan ekosisteminin doğusunda yarı çöl ve bozkır özelliği gösteren alanlar ve Fırat Nehrine dökülen
irili ufaklı birkaç dere bulunmaktadır.
Güney Fırat Havzası- Karkamış ve yakın çevresinde 69 familyaya ait 465
bitki türü tespit edilmiştir. Bölge faunası ise, Fırat Kaplumbağası ve endemik
bazı kuş türlerinin üreme alanıdır. Alan
av turizmi açısından bölgenin cazibe
merkezi haline gelmiştir. Av turizminin yanı sıra, ornitoloji, foto safari, olta
balıkçılığı, doğa yürüyüşü ve piknik
gibi aktiviteler de yapılabilir. Belkıs/
Zeugma Açık Hava Müzesi bölgede
bulunmaktadır. Belkıs M.Ö. 1. Yüzyılda
bölgede egemen olan Kommagene
Krallığının dört büyük şehrinden birisidir. Antik kentte; Fırat Nehrine bakan
yamaçlarda zenginlere ait evler ve bu
evlerin tabanında çok sayıda mozaik, Nekropolde bulunan çok sayıdaki
kaya mezarlarda ise mezar stelleri,
heykeller ve insan iskeletleri bulunmuştur.
Sürdürülebilir turizmin temellerinden
olan çevre bileşeni, insanların bilinçlendirilmesi ve denetimlerin daha etkin
yapılması ile kontrol altında tutulabilir.
Yalnızca doğa ya da sportif amaçlı turizm için değil, tüm turizm alternatifleri
ve bölge halkının refahı için de çevrenin korunması ve hatta geliştirilmesi
önem arz etmektedir. Günübirlik ya da
uzun süreli turizme katılan bütün ziyaretçilerin de bu bilince ulaşmış olması,
bölgedeki fauna ve floranın korunması
ve kaynakların devamlılığının sağlanması açısından oldukça hayatidir.
GAZİANTEP
GAZİANTEP
Başarı Öyküsü
64
TARİHÇE
Gaziantep tarihinin oluşumunda ve niteliğinde
yer unsurunun önemi
büyüktür. Bölgenin, ilk
uygarlıklarının doğduğu,
Mezopotomva ve Akdeniz arasında bulunuşu
güneyden ve Akdeniz'den doğuya, kuzeye
ve batıya giden yolların
kavşağında oluşu, uygarlık tarihine ve bugüne
yön vermiştir. Bu nedenle Gaziantep tarih öncesi çağlardan beri insan
topluluklarına yerleşme
sahası ve uğrak yeri olmuştur. Tarihi İpek Yolunun da buradan geçmiş
olması ilin önemini ve
canlılığını devamlı olarak
korumasını sağlamıştır.
Gaziantep'in tarih devirleri Kalkolitik, Paleolitik,
Neolitik dönemler, Tunç
Çağı, Hitit, Med, Asur,
Pers, İskender, Selefkoslar, Roma ve Bizans, İslam-Arap ve İslam-Türk
devirleri olarak sıralanabilir. Bu dönemlerin
izlerini günümüzde de
açık bir şekilde görmek
mümkündür.
Ayıntap olarak bilinen eski kent, bugünkü
Gaziantep'in 12 km. kuzeybatısında Dülük Köyü ile Karahöyük Köyü arasındadır.
Yapılan arkeolojik araştırmalarda taş, kalkolitik ve bakır dönemlerine ait kalıntılara
rastlanmış olması yörenin Anadolu'nun
ilk yerleşim alanlarından birisi olduğunu
göstermektedir. Bir süre Babil İmparatorluğu`nun egemenliği altında kalan Gaziantep, M.Ö. 1700 yıllarında Hitit Devleti'nin
bir kenti olmuştur. "Dülük" şehri ise Hititlerin önemli bir dini merkezi olduğundan
ayrı bir önem taşımaktadır. Gaziantep
ve çevresi M.Ö. 700-546 yılları arasında
Asur, Med ve Pers İmparatorluklarının yönetimine girmiştir. Büyük İskender'in Pers
Devletini yıkmasından sonra Romalılar'ın,
M.S. 636 yılına kadar da Bizanslılar'ın
egemenliği altında kalmıştır. Gaziantep,
Kahramanmaraş'tan Halep'e, Birecik'ten
Akdeniz kıyılarına ve Diyarbakır'dan İskenderun'a giden ana yollar üzerinde
bulunduğundan, her dönemin kültür ve ticaret merkezi olma özelliğini korumuştur.
İslamiyet'in buralardan Anadolu'ya yayılmış olması ve Hz. Muhammed'in Peygamberlik mührünü görüp öpen ve O'nun
vahiy katiplerinden olan Hz. Ökkeşiye'nin
türbesinin Nurdağı ilçesinin Durmuşlar
köyü yakınlarındaki bir tepenin üzerinde
bulunması Gaziantep için ayrı bir önem
taşımaktadır. Hz. Ömer zamanında İslamiyet'in Arap yarımadası dışına yayılması
için sürdürülen mücadeleler esnasında,
İslam ordusu, Gaziantep yöresi ile Hatay'ı
Bizanslılar'dan aldı. Böylece 639 yılında
yöre halkı Müslümanlığı kabul etti. Hemen ardından kansız ve savaşsız Suriye
ve Antakya yöresi de İslam kuvvetlerinin
eline geçerek vergiye bağlandı. İşte Gaziantep'in ünlü Ömeriye Camii o dönemde fethin sembolü olarak yapılmıştır. 1071
Malazgirt Savaşından sonra bölgede
Selçuklu İmparatorluğu'na bağlı bir Türk
Devleti kurulmuştur. 1270 Yılında Moğolların istilası ile yıkılan kent, daha sonra Dulkadiroğullarının (1389) ve Memluklular'ın
(1471) eline geçmiştir. 1516 yılında Yavuz
Sultan Selim tarafından Memluklular'a
karşı yapılan Mercidabık (Kilis yakınında)
Meydan Savaşından sonra Gaziantep
ve yöresi Osmanlı İmparatorluğu'nun
yönetimine girmiş oldu. Osmanlılar döneminde çok sayıda cami, medrese, han
ve hamam yapılmış, kent aynı zamanda
üretim, ticaret ve el sanatları yönünden de
ilerlemiştir. 1641 ve 1671 yıllarında yöreyi iki
kez ziyaret eden Evliya Çelebi burada 22
mahalle, 8 bin ev, 100 kadar cami, medrese, han, hamam ve üstü kapalı çarşı
olduğunu anlatır. I. Dünya Savaşı sonunda, Gaziantep önce İngilizler daha sonra
da Fransızlar tarafından işgal edilmiştir.
Gaziantep Savunması, Ulusal Kurtuluş
Savaşı tarihimizde yiğitlik. kahramanlık ve
fedakarlığın ulaşılmaz abidesi olmuştur.
Gaziantep Savunması, eşsiz kahramanlığı ile hem kendini hem de Güneydoğu
Anadolu'yu düşman işgalinden kurtaran
bir halk hareketi, milli birliğin ve benliğin
bir şahlanışı olarak tarihteki yerini almıştır.
65
Başarı Öyküsü
66
Başarı Öyküsü
Müzeler
Gaziantep Müzeleri
Gaziantep Arkeoloji
Müzesi
Hasan Süzer Etnoğrafya
Müzesi
Yesemek Açık Hava Müzesi ve Heykel Atölyesi
Belkıs/Zeugma Antik
Kenti
Dülük Antik Kenti
Zincirli (Sam'al) Örenyeri
Tilmen Höyük
Sakcagözü (Coba
Höyük)
Cıncıklı Örenyeri
Gaziantep Dolmen
Mezarları
Medusa Cam Eserler
Müzesi
MÜZELER VE ÖRENYERLERİ
BELKIS/ZEUGMA
Belkıs/Zeugma Antik Kenti,
Gaziantep ili, Nizip İlçesi , Belkıs Köyü sınırları içerisinde Fırat
Nehri'nin kıyısında yer alır. Yaklaşık 20 bin dönümlük bir arazi
üzerine kurulmuş olar Belkıs/
Zeugma Antik Kenti; Fırat'ın geçilebilir en sığ yerinde olması,
askeri ve ticari bakımdan çok
stratejik bir bölge olması nedeniyle tarihin her döneminde
önemini korumuştur.80 bin nüfusu ile döneminin en büyük
kentlerinden biri olan Belkıs/
Zeugma , tarihin değişik dönemlerinde değişik isimlerle
anılmıştır. Büyük İskender'in
generallerinden ve daha sonra
Suriye Kralı da olan Selevkos Nikator kendi adıyla, Fırat nehrinin
adını birleştirerek M.Ö.300 yılında burada Selevkos Euphrates (
Fırat'ın Silifkesi ) adında bir kent
kurar. Daha sonraları M.Ö.1.yy.'da kent Roma hakimiyetine
girer .Bu hakimiyet değişikliğiyle
birlikte kentin adı da değişerek
köprü, geçit anlamına gelen ve
bütün dünyada bilinen şekliyle " Zeugma" adını alır. Roma
İmparatorluğu'nun 4.Skitia Lej-
yon Garnizonu'nun burada
konuşlandırılması ve ticaret sebebiyle kısa zamanda 80 bin
nüfusa ulaşan Zeugma'da Fırat
manzaralı yamaçlara villalar
inşa edilir. 80 bin kişilik nüfus
Zeugma'yı dünyanın en büyük
kentlerinden biri haline getirir.
Örneklemek gerekirse Zeugma , komşusu sayılan Antakya
(Antiokheia) ile Mısır'daki İskenderiye'den ( Aleksandreia) 'dan
daha küçük, Atina (Athena) ile
aynı büyüklükteydi. Pompei ve
şimdi dev bir metropol olan
Londra (Londinum) 'dan ise birkaç kat büyüklükteydi. Ünlü coğrafyacı Strabon da Zeugma'dan
bahsetmektedir. Hellenistik dönemde Selevkos Nikator zamanında Zeugma'da önemli imar
faaliyetleri yapıldığı bilinmektedir. Kentteki Akropolün üzerine
kader tanrıçası Thyke'nin bir
tapınağı yapılmıştır. Bu tapınak
halen toprak altındadır. Zeugma
Antik Kenti kendi şehir sikkesi de
basmış Roma Kentlerinden biridir. Sikkeler üzerine bir tarafına
Thyke tapınağı , diğer tarafına
da güçlülüğü simgeleyen Roma
Kartalı motifi basılmıştır.
DÜLÜK
Gaziantep kent merkezinin 10 km. kuzeyinde
bugünkü Dülük köyünde tarihi İpek Yolu'nun
üzerinde bulunan bu antik kentte bulunan Şarklı
Mağarada M.Ö. 6 bin yıllarında insanların yaşadığına dair taştan yapılmış aletler bulunmuştur.
Tarihte Doliche olarak bilinen kent Hitit'lerin baş
tanrısı Teşup'un din merkezi olmuştur. Dülük köyünün içinde ve çevresinde birçok kaya mezarları ve kaya kiliseleri ziyarete açılmıştır.
67
KARKAMIŞ HARABELERİ
Karkamış harabeleri bir kısmı Suriye
sınırında bulunan Karkamış ilçesinin
güneyine düşen geçmişi Neolitik dönemlere dayanan yerleşim merkezi
olduğu belirlenmiştir.Gılgamış Destanı, Geç Hitit döneminde Karkamış
şehrinin ortostatlarında tasvir edilmiştir. Buradan elde edilen eserler günümüzde Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi'nde sergilenmektedir.
KALELER
Gaziantep Kalesi
Gaziantep Kalesi, Türkiye'de ayakta
kalabilen kalelerin en güzel örneklerinden birisidir. Kalenin ne zaman ve
kimler tarafından yapıldığı hususunda kesin bir bilgi bulunmamaktadır.
Roma döneminde bir gözetleme kulesi olarak yapıldığı, zaman içerisinde genişletildiği ve bugünkü biçimini
Bizans İmparatoru Justinyanus döneminde M.S. 6. yüzyılda aldığı yolunda
bilgiler vardır. Kalenin üzerinde hamam kalıntıları, sarnıçlar, mescit ve
çeşitli yapı kalıntıları bulunmaktadır.
RUMKALE
Bu tarihi yapının önceleri adı Hromgla iken bozularak Rumkale denilmiştir. Stratejik konumundan dolayı Asur
Başarı Öyküsü
çağından beri yerleşildiği, hatta burasının Asur Kralı III. Salmanassar tarafından M.O. 855'de zapt edildiği bildirilen "Şitamrat" olduğu, fakat esaslı
olarak M.Ö. 9. yüzyıl sonlarında Geç
Hitit döneminde tahkim edildiği zannedilmektedir. Fırat ve Merzimeri in
kıyılarından itibaren yükselen eteklerde bir dış sur ve kompleks odalardan
oluşan bir geçidi ile içeri girilmektedir.
Sur bedeninin inşasında bazı kesimlerde kayalık yapının dik uçurumlar
gösteren topografyasından azami
ölçüde yararlanılmıştır. Halen mevcut
taş yapılarda, en eski dönem olarak
Geç Helenistik izler ile Roma dönemi
mimarisi algılanmaktadır. Ayaktaki
mimari kalıntılar ise, Geç Roma ve
Ortaçağ karakteri taşımaktadır.. Bunların en ilginci, geniş ve silindirik bir
havalandırma kuyusu ile bu kuyunun
kenarından helezonik bir yolla aşağı
giden ve Fırat sevivesinin altına kadar
inerek su ihtiyacını karşılayan sistemdir. 11. yüzyılda Urfa Haçlı Kontluğu
döneminde Hromgla’nın önemli bir
merkez olduğu bilinmektedir. Hâvarilerden Yohannes'in, burada bir süre
inzivaya çekilerek İncil'in müsveddelerini kopya ettiği ve sakladığı, daha
sonra bulunan kopyaların Beyrut'a
kaçırıldığı söylenmektedir.
Ortaçağ'da Ermenilerin "Hromkla, Süryanilerin ise Kala-Rhomata ismiyle andıkları kale-kent, XII.
yy sonlarında Memlukların eline
geçmiş ve Kal-at el Müslimin adı
verilmiştir. Merc-i Dabık savaşından sonra Osmanlılar'ın eline geçen Rumkale, Halep Eyaletinin
Birecik Sancağına bağlı bir kaza
haline getirilmiştir. Rumkale'de
halen Türk-İslam dönemine ait
bazı yapılar ile harap vaziyette
bir de Mescit bulunmaktadır. İlk
yapımından itibaren Fırat boyunun güvenliği için kullanıldığına
şüphe olmayan kalede sivil ögelerden çok askeri karakterler hissedilmektedir. Samsat ile Rumkale arasındaki Fırat Vadisi, ilk
kullanımının prehistorik dönemde olduğu şüphe götürmeyen
mağaralarla doludur. Zaman zaman bir koridor izlenimi veren dik
yamaçlarda halen de görülebilen
mağaralar ise, Roma döneminde mezar odaları olarak kayaya
oyulmuş olan mekanlardır. Bunların birçoğu daha sonradan,
özellikle de Haçlı seferleri sırasında Fırat boylarının korunması
için araları açılıp geçitlerle yatay
ve merdivenlerle dikey olarak birleştirilip savunma mekanları haline getirilmiştir.
68
Başarı Öyküsü
CAMİLER, TÜRBELER, KİLİSELER
Şeyh Fethullah Cami ve Külliyesi(Aşağı
Şeyh Cami-Merkez): Gazi Antep'teki en
önemli tarihi yapı olup, Şehreküstü Mahallesindedir. Vakfiyelerine göre külliye,
cami, zaviye, hamam ve medreseden
meydana gelmektedir. Bugün medresesi bulunmayan külliyenin diğer bir
elemanı olan ve halen faal durumda
bulunan 'kastel'ini de bu komplekse
dahil edebiliriz. İlk devir Osmanlı cami
plan anlayışını başarılı, fakat değişik bir
terkiple bir araya getiren cami, bilhassa
tonozuyla Türk-İslam mimarisinde ayrı
bir yere sahiptir. Caminin içinde Şeyh
Fethullah tarafından yazılan, el yazması bir Kuran-ı Kerim bulunmaktadır.
Boyacı Cami (Merkez): Gazi Antep'in
en eski camisi olup, Boyacı Yusuf ve
Kadı Kemalettin tarafından 1357 yılında
yaptırılmıştır. Türk Memlukluları devrine
ait cami, mermer ve çini süslemeleri
yönünden çok zengindir. Gazi Antep
ahşap işçiliğinin en eski örneklerinden
olan ahşap minber, on iki kollu yıldızlar, palmet, rozet ve geometrik motiflerle süslüdür. Ömeriye Cami (Merkez):
Gazi Antep'in Düğmeci Mahallesinde
bulunan caminin, 1210 yılında tamir
geçirdiği kayıtlarda yazmaktadır. Kimin
tarafından yapıldığı tam olarak bilinmeyen caminin, Hz. Ömer zamanında ya
da Hz. Ömer'in kızından olma torunu
Emevi Halifesi Ömer Bin Abdülaziz'ce
yaptırıldığı söylenmektedir. Caminin bir
diğer adı da "Ömereyn" yani 'iki Ömer'
anlamına gelmektedir. Minare şerefesinin korkuluklarında, oyma taş işçiliğinin
güzel örnekleri görülebilir. Ahmet Çe-
lebi Cami (Merkez): Ulucanlar Mahallesindedir. Caminin kurucusu peygamber soyundan Hacı Osmanoğlu Şeyh
Ramazan Efendidir. Medrese, cami ve
kastelden oluşan bir külliyedir. Kitabesinden 1672 yılında yapıldığı anlaşılmaktadır. Ahşap işçiliği dikkat çekicidir.
Yuşa Peygamber Türbesi (Merkez): Yuşa
Peygamber İsrailoğullarından olup, Hz.
Musa'nın yeğenidir. İsrailoğullarını göçebelikten kurtarmış ve Arzı Kenan'a
yerleştirmiştir. Boyacı mahallesinde Pir
Sefa denilen mevkideki bir binanın iki
odası içinde iki türbe bulunmaktadır.
Bunlardan birisi Yuşa peygambere,
diğeri ise Pir Sefa hazretlerine aittir. Pir
Sefa Hazretleri Türbesi (Merkez): Pir Sefa
hazretleri ile Yuşa peygamber aynı yerde yatmaktadır. Pir Sefanın türbesi yerden beş basamak aşağıdadır. Rivayete
göre; Pir Sefa, Hz. Yuşa'nın türbedarı
olup ölünce buraya gömülmüştür. Diğer
bir rivayete göre, Pir Sefa Medinelidir ve
ensardandır. Gazi Antep'in Müslümanlar tarafından fethinde Hz. Ali kumandasında buraya gelmiş Karaçomak'la
yan yana savaşırken, gövdesi ikiye bölünerek şehit olmuştur. Bunun üzerine
Hz. Ömer Yuşa'nın yanına defnettirerek
"Kendini Peygamberi Zişan ile komşu
ettim." demiştir. Ökkeşiye Hazretleri Türbesi (Nurdağı): Nurdağı ilçesinin güneydoğusunda, bir tepe üzerinde bulunan
Türbe, Gözlühöyük'e 17 km mesafededir. Ökkeşiye Hazretlerinin, Hz. Ömer
zamanında Gazi Antep ve çevresinin
fethi sırasında şehit düşen beş sahabeden biri olduğu söylenmektedir.
Rumkale (Yavuzeli): Gazi Antep ilinin,
Yavuzeli ilçesine bağlı Kasaba köyünde
bulunan Rumkale, Fırat Nehri ile Merzimen çayının birleştiği noktadadır. M.Ö.
840 yılında geç Hitit döneminde yapıldığı tahmin edilmektedir. Hz. İsa'nın
12 havarisinden biri olan Johannes'in
(Yuhenna) Roma döneminde Rumkale'yi merkez yaparak Hıristiyanlığın Gazi
Antep yöresinde yayılmasını sağladığı
söylenir. Kalenin içinde kayadan oyma
bir odada Yuhenna'nın İncil müsveddesini saklamakta olduğu ve daha sonra
Beyrut'a kaçırdığı rivayet olunur. Yuhenna'nın mezarının kalede olduğu ve bu
nedenle kutsal sayıldığı da ileri sürülmektedir.
HANLAR
Tarihi İpek Yolu güzergâhında bulunan
Gaziantep'te bu dönemden kalma pek
çok han ve kervansaray bulunmaktadır.
Tuz Hanı, Şire Hanı, Tütün Hanı, Hışva Hanı, Mecidiye Hanı, Emir Ali Hanı,
Anadolu Hanı, Kürkçü Hanı, Belediye
Hanı, Elbeyli Hanı, Yeni (Yüzükçü) Han,
Hacı Ömer Hanı ve Millet Hanı önemlileridir.
SPORTİF ETKİNLİKLER
Kamp-Karavan: İl merkezine 4 km.
uzaklıkta bulunan Dülükbaba Ormanları Karaçam ve Sedir ağaçları ile kaplı
olup, İlin kuzey ve kuzeybatısını çevreleyen 40 km2'lik alanı ile ülkemizin elle
dikilmiş en büyük koru ormanlarından
biridir. Dülükbaba ormanları içerisinde
günde 5 bin kişinin yararlanabileceği
kamp kurma ve karavanlarla konaklama imkânları mevcuttur.
69
Başarı Öyküsü
ADIYAMAN
ADIYAMAN
Başarı Öyküsü
72
TARİHÇE
Adıyaman yöresinde Hititliler, Asurlular, Hurriler, Frigler,
Persler, Makedonlar, Kommageneliler, Romalılar ve Bizanslılar yaşamıştır. Şehri 8. yüzyılda Emevi komutanlarından Masur İbni Caneve kurmuştur. Daha sonra Abbasiler,
Eyyübiler, Selçuklular, Memlüklular ve Osmanlı egemenliğine girmiştir.1923 yılında Malatya iline bağlı ilçe olan
Adıyaman 1954 yılında il olmuştur. Adıyaman, Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin batısında yer alan, tarih sahnesindeki yeri ilk insanlara dek uzanan, pek çok değişik
kültüre merkezlik etmiş olan bir kültür ve turizm kentidir.
Dünyanın en eski yerleşim yerlerinden biri olan Adıyaman
toprakları üzerinde, insanlık tarihinin bütün evrelerine dair
bulgular elde edilmiştir. Adıyaman, dünyanın 8. harikası
olarak anılan Nemrut Dağı eserleri, Kommagene uygarlığının kalıntıları, dünyanın 4. büyük barajı olan Atatürk
Barajı,Çamgazi barajı, kış kampı organizasyonu, dünya
birinciliğine sahip halk oyunları ile öne çıkan bir kenttir.
İLÇELER: Adıyaman (merkez), Besni, Çelikhan, Gerger,
Gölbaşı, Kâhta, Samsat, Sincik, Tut.
NEMRUT DAĞI
Doğu ve Batı Medeniyetlerinin, 2150 m. yükseklikte muhteşem bir piramitteki kesişme noktası, Dünyanın sekizinci
harikası Nemrut, Yüksekliği on metreyi bulan büyüleyici
heykelleri, metrelerce uzunluktaki kitabeleriyle, UNESCO
Dünya Kültür Mirasında yer almaktadır. Nemrut Dağı,
üzerinde barındırdığı dev heykellerin ve anıt mezarın yanı
sıra, dünyanın en muhteşem gündoğumu ve gün batışının seyredilebildiği yer olmasıyla da ilgi çekmektedir. Her
yıl binlerce insan gündoğumu ve gün batışını seyretmek
için Nemrut Dağına gelmektedir. UNESCO tarafından
Dünya Kültür Mirası olarak ilan edilen Nemrut Dağı, çevresindeki Kommagene Uygarlığı eserleri ile birlikte ülkenin önemli Milli Parklarından biridir. Nemrut Dağındaki
dev heykeller ve tümülüs, Arsameia (Eski Kale), Yeni Kale,
Karakuş Tepesi ve Cendere Köprüsü Milli Park sınırları
içerisinde yer alıyor.
ANITLAR
Karakuş Tümülüsü (Kadınlar Anıt Mezarı) Milli Parkın güneybatısında Adıyaman-Kahta girişinde bulunan, Kommagene Kralı II. Mithridates tarafından annesi İsas adına
yaptırılan anıt mezar, sütun üzerindeki kartaldan dolayı
Karakuş Tümülüsü olarak anılmaktadır. Doğu, batı ve
güney yönlerde dörder sütun varken günümüze doğuda
iki, batıda ve güneyde birer sütun kalmıştır. Doğu sütun
üstünde aslan ve kartal heykel kalıntıları, batıdaki sütunun üstünde tokalaşma steli, yerde aslan heykel parçası
vardır. Nemrut Dağı giriş noktası olarak belirlenen Karakuş Tümülüsü, Milli Park içerisindedir. Sofraz Tümülüsü İl
merkezine 45 km, Besni ilçesine 15 km. uzaklıkta, Üçgöz
(Sofraz) köyündedir. 15 m. Yüksekliğinde olan mezarın
üzeri kırma taş ve molozla örtülüdür.
Sesönk (Dikilitaş) Besni ilçesinin 33 km. güneydoğusunda, Kızıldağ üzerinde Kommagene Kralı II. Mithridates tarafından inşa edilen anıt mezar, her biri yaklaşık 10
metre yükseklikte üç çift sütunla çevrelenmiştir. Sütunları
üzerinde kadın, erkek ve aslan kabartmaları bulunmaktadır. Karadağ Tümülüsü Adıyaman'a 5 km. mesafede,
Karadağ eteğindedir, 2 bölümden oluşan bir kaya mezarı vardır. Beştepeler Adıyaman'a 25 km. mesafedeki
Ilıcak Köyü sınırları içindedir. Yığma taşlardan yapılmış
6 adet tümülüs mezar bulunmaktadır. Mezarların, Kommagene Kraliyet ailesine ait soylu kişiler için yapıldığı
tahmin edilmektedir. Malpınarı Kaya Yazıtı Adıyaman'a
yaklaşık 35 km. uzaklıkta Malpınar mezrasında doğal
kaya üzerine oyulmuş Hiyeroglif bir kitabe ve kayalara
yapılmış yerleşim birimleri Geç Hitit dönemine aittir.
73
KÖPRÜLER
Cendere Köprüsü; Adıyaman'a 55 km.
uzaklıkta ve Karakuş tümülüsünün kuzeydoğusundadır. Kahta çayının en çok
daraldığı kesimde iki ana kaya üzerinde
92 iri kesme taştan yapılan bir büyük
kemer ve doğu tarafındaki küçük bir tali
kemerden oluşur. Köprü, depreme karşı
korunacak şekilde, sütunlara köprüye
esneklik payı verilerek inşa edilmiştir.
Köprünün hemen alt tarafında bulunan
Kommageneliler'in Antiochos Theos döneminde inşa ettiği 5 kemerli diğer bir
köprü, Romalılar tarafından yıkılmıştır.
Göksu - Kızılin Köprüsü; Gümüşkaya
köyü ile Ağcin köyü arasında Göksu çayının daraldığı bir noktada kaya zemin
üzerinde kurulan köprü Roma dönemine aittir. Orta kemerin dışında genel olarak sağlam durumdadır.
Altınlı Köprü; Köprünün büyük bir kemeri ve kademeli olarak küçülen üç kemeri
daha vardır. Köprü taşları harç kullanılmadan sıkıştırma (Cendere) stiliyle yapılmıştır.
KAYA MEZARI VE MAĞARALAR
Haydaran Kaya Mezarları; Adıyaman'ın
Başarı Öyküsü
17 km. kuzeyinde Taşgedik Köyü sınırları
içinde yer alır. Kaya mezarlar ve Güneş
Tanrısı Hellias ile Kral Antiochos'un tokalaşma kabartmaları vardır.
Turuş Kaya Mezarları; Adıyaman il
merkezine 40 km. uzaklıkta ve Adıyaman-Şanlıurfa karayolunun 1 km. batısında yer alan Turuş Kaya Mezarları
Roma Dönemine aittir. Mezarlar zeminden aşağıya doğru ana kaya oyularak yapıldığından mezarların girişine
aşağıya doğru inen 10-13 basamaktan
sonra ulaşılır. Bazılarının duvar ve kapı
girişlerinde çeşitli figürlerde kabartmalar bulunmaktadır. Dolmenler Dikilitaşın
kuzeyindeki kayalık alanlarda, Aşağı
hozişi köyü yakınlarında dolmen tipi
mezarlar bulunmaktadır. Sala benzeyen
iki büyük kayanın birbirine çatılması ile
yapılan bu mezarların Taş Devri insanlarından kaldığı tahmin edilmektedir. Zey
Adıyaman'a 7 km. mesafede, Zey Köyü
yakınında, erken dönem Hıristiyanların
yaşadığı yerleşim birimleri bulunmaktadır. Köyde ayrıca Şeyh Abdurrahman
Erzincani'ye ait bir türbe ve cami yer alır.
Göksu Mağaraları Göksu ırmağı boyun-
ca yer alan 40 - 50 m. yükseklikteki sarp
kayalıklar üzerinde doğal mağaralar
bulunmaktadır. Besni tarafında Kızılin ve
Sarıkaya Köyleri ile Adıyaman tarafında
Gümüş Kaya ve Mal Pınarı civarında
yoğunlaşmıştır. Palanlı Mağarası Adıyaman'ın 10 km. kuzeyinde Adıyaman Çelikhan - Malatya karayolunun üzerinde Palanlı köyünde yer almaktadır. M.Ö.
40.000 yıllarında kullanılmış doğal bir
mağaradır. Duvarında bulunan ve halen fark edilen geyik figürü yalın kontur
çizgilerle oluşturulmuştur. Mağaranın
yer aldığı derin vadi ise ender bulunur
bir doğa parçasıdır. Kitap Mağarası Kayaların oyulmasıyla oluşturulmuş (demir
Kale 1) adıyla anılan, ikişer katlı erken
dönem Hıristiyanların yaşadığı yerleşim
birimleri bulunmaktadır. Mağaralara
İndere köyü (Zey) içinden yaya olarak
gidilmektedir. Gümüşkaya (Palaş) Mağaraları Adıyaman ilinin 40 km. güneybatısında Göksu nehri kenarında aynı
adla anılan köyün batısında kayalardan
oyma tünel şeklinde birbirleri ile bağlantılı çok sayıda mağaralar yer almaktadır. Tarihte konut olarak kullanılan bu
mağaraların M.Ö. 150 yılında yapıldığı
tahmin edilmektedir.
Başarı Öyküsü
CAMİLER VE KİLİSELER
Ulu Cami, Çarşı Cami, Kab Cami, Musalla Cami, St. Paul Kilisesi en önemlileridir.
İÇMECELER
Çelikhan İçmesi Çelikhan İlçesi'nin 23
km. kuzeydoğusundadır. İçmerenin
suyu mide, bağırsak, karaciğer, safra
kesesi, hastalıklarıyla böbrek taşı ve
şişmanlıkta kullanılması büyük ölçüde
faydalıdır.
Besni İçmesi Besni İlçesinin 6 km. kuzeydoğusundadır. Bu içmenin suyu
böbrek taşlarına, kronik kabızlık, bağırsak ve mide iltihaplarında faydalıdır.
Kotur İçmesi; Adıyaman'a 25 km.
uzaklıkta ve kuzeybatısındadır. Akçalı
köyüne 5 km. mesafede şifalı bir soğuk
su içmesidir. Bu su bazı mide ve bağırsak hastalıklarına iyi gelmektedir.
olan çok sektörlü entegre bir bölgesel
kalkınma projesidir. Başlangıçta su ve
toprak kaynaklarının geliştirilmesine
dayalı olarak tasarlanan proje, 1989 yılında GAP Mastır Planının hazırlanması
ile çok sektörlü ve entegre bir bölgesel
kalkınma projesine dönüştürülmüştür.
Projenin en önemli ayağı olan Atatürk
Barajı Türkiye'nin en büyük, dünyanın 8.
büyük barajıdır. Adıyaman ve Şanlıurfa
il sınırları içerisinde yer alan Atatürk barajı ile yıllarca kurak olan bu topraklara
adeta can gelmiş, bölgenin ekonomisi
hızla gelişmiştir. Diğer taraftan, yöre
halkı tarafından "deniz" olarak nitelendirilen Baraj Gölü, bölge turizmine
büyük ölçüde çeşitlilik sağlamıştır. Göl
üzerinde balıkçılık ve su sporları yapılmaktadır.
MÜZELER VE ÖRENYERLERİ
Adıyaman Müzesi
MİLLİ PARKLAR
ÖREN YERLERİ
Nemrut Dağı Milli Parkı
Nemrutdağı Örenyeri - Kahda/Karadut
Aresemeia Örenyeri - Kahda/Kocahisar
Eski Besnil - Eski Beni/Merkez
Pirin Örenyeri - Adıyaman/Merkez
Arsameia Ören Yeri (Nymphaios Arsameia'sı): Kral I. Antiochos kitabelerinde
söz edildiğine göre, Arsameia İ.Ö. 2.
Atatürk Barajı ve GAP
Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP),
ülkemizin Güneydoğu Anadolu Bölgesindeki 9 ilde (Adıyaman, Batman,
Diyarbakır, Gaziantep, Kilis, Mardin,
Siirt, Şanlıurfa ve Şırnak) uygulanmakta
74
Yüzyılın başlarında Kommagene'lerin
atası Arsemez tarafından Kahta çayının
doğusunda Eski Kahta kalesinin karşısında kurulmuş Krallığın yazlık başkenti
ve idare merkezidir. Güneydeki tören
yolunda Mitras'ın kabartma steli, ayin
platformu üzerinde Antiochos-Herakles
tokalaşma steli ve bunun önünde Anadolu'nun bilinen en büyük Grekçe yazıtı, yazıtın bulunduğu yerden başlayan
158 m. derine inen bir tünel ile yazıtın
batısında benzer bir kaya dehlizi bulunmaktadır. Tepe üzerindeki platformda Mithridathes Callinichos'un mezar
tapınağı ve sarayı yer almaktadır. Arsameia ören yeri, Adıyaman'a 60 km.
uzaklıktadır.
Yeni Kale: Adıyaman'a 60 km. uzaklıkta Kocahisar köyü yakınındadır. Kommagene'ler tarafından inşa edilen Yeni
Kale, karşısındaki Arsemeia ile birlikte
kullanılmıştır. Romalılar ve ardından
Memluklular tarafından restore edilen
Kale en son 1970'lerde kısmen onarılmıştır. Kale içinde çarşı, cami, zindan,
su yolları, güvercinlik kalıntıları ve kitabeler bulunmaktadır. Kale'den Nymphois'e inen su yolu bir tünelle Arsameia'ya başlanmıştır. 80 metreyi bulan bu
yolla halen suya ulaşmak mümkündür.
75
Derik Kalesi: Cendere Köprüsün-
den sonra Sincik yolu üzerindeki
Datgeli köyünün yakınlarındaki 1400
m. rakımda bulunan tepenin üzerine
kurulmuştur. M.S. 70'lerde Romalılar
tarafından inşa edildiği ve 300'lere
kullanıldığı tahmin edilen, içerisinde
büyük bir tapınak bulunan bölgenin
kutsal alanı kabul edilen kalenin hemen yakınında Kommagene döneminde inşa edilen Temenos kalıntıları bulunmaktadır.
Gerger Kalesi (Fırat Arsameia'sı): Adıyaman'ın Kahta İlçesine
85 km. uzaklıkta bulunan, tarihi Geç
Hitit dönemine dayanan kale, Fırat
nehrinin batı yakasında yer almaktadır. M.Ö. II. yüzyılda Kommageneliler'in atası olan Arsames tarafından
kurulmuştur. Sarp kayalar üzerine,
Başarı Öyküsü
Aşağı ve Yukarı Kale olmak üzere
iki bölümde inşa edilen Gerger Kalesi'nin batı surlarında Kral Samos'a
ait bir kabartma bulunmaktadır. İslami dönemde de kullanılan kale içerisinde cami, dükkânlar ve su sarnıçları bulunmaktadır.
Perre Antik Kenti: Adıyaman kent
merkezine 5 km. uzaklıkta, Kuyucak
köyü yolu üzerindeki Pirin köyündeki kalıntılar 200 civarındaki kaya
mezarı ve yerleşim yerine sahiptir.
Antik çağdan kalan bu nekropol ve
çevresi Kommageneliler döneminde
önemli bir yerleşim merkezi olmakla
birlikte, asıl Romalılar döneminde
gelişmiş bir kenttir. Girişleri kabartmalarla süslenmiş birbirine geçişli
içerisinde lahitler yerleştirilmiş kayaların içine oyulmuş mezar odaları
şeklinde kalıntılardır.
KİLİS
KİLİS
78
Başarı Öyküsü
TARİHÇE
Kilis doğası ve yerleşime elverişli coğrafyası
nedeniyle tarihsel süreç
içerisinde pek çok medeniyete (Babil, Hitit,
Arami , Asur, Med, Pers,
Makedonya, Roma, Selçuklu, Osmanlı) ev sahipliği yapmıştır. Halife
Hz. Ömer zamanında
636 yılında Ebu Ubeyde
Bin Cerrah tarafından
İslam topraklarına katılarak, sınır bölgesi kentlerinden biri oldu. 985
yılında Bizans egemenliğine giren bölge,XI.
Yüzyılda Haçlı Orduları’nca istila edildi ve
Urfa Haçlı Kontluğu’na
bağlandı. 1250 yılında
bölgeyi fetheden Memlük Devleti Kilis’i alışveriş ve ticaretin merkezi
haline getirdi. Yavuz
Sultan Selim 1516 yılında Mercidabık’ta Memlük Ordusu’nu yenerek
bölgeyi Osmanlı Devleti topraklarına kattı. 1.
Dünya Savaşı sonrasında Fransızlar tarafından
işgal edilen Kilis, Kurtuluş Savaşı ile 7 Aralık
1921 tarihinde düşman
işgalinden kurtulmuştur.
Gaziantep’in ilçesi iken,
3 Haziran 1995 yılında
ülkemizin 79. ili olmuştur.
Ravanda Kalesi: Kale
Kilis'in 24 km. kuzeyinde
bulunan Polateli ilçesine
bağlı Ravanda Köyünün
yanındadır. Etrafı açık,
ufuklara hakim bir dağın
sivri tepesine kurulmuştur. Dağın tepesi oyulmak suretiyle yapılan
kalenin bugün ayakta
kalan kısmı, iç kaledir.
Oylum Höyük: Ana-
dolu, Suriye, Mezopotamya arasında yer alan
oldukça büyük bir höyüktür. Stratejik bir konumda bulunan höyük,
hemen her dönemde iskân görmüştür. Bakırtaş
(Kalkolitik)
Çağı'ndan
Helenistik Döneme kadar kesin iskân gösteren
Oylum Höyükte yapılan
kazılar sonunda bölgenin tarihinin yanı sıra Ön
Asya'nın da tarihi aydınlanmaktadır. İlde bunun
dışında bir çok höyük
bulunmaktadır.
Akpınar: Kalkerli bir
toprak parçasının ortasından pırıl pırıl suların aktığı mesire yeridir
Akpınar. Dört yanı zeytinlikler bağ ve meyve
bahçeleriyle çevrilmiş,
çimenden halılarla kaplı
bu eşsiz tabiat güzelliği
bahar ve yaz aylarında
Kilislilerin akınına uğrar.
79
Söğütlüdere: İlkbahar ve yaz ayların-
da eğlence ve piknik yeri olarak kullanılan Söğütlüdere' nin Kilis yaşamında
ayrıcalıklı bir yeri vardır.
Kuzey yamaçlarından Zoppun Deresi
ve Akpınar kaynaklarından akıp gelen
suların, yeşilliğe bürüdüğü Söğütlüdere, özellikle hafta sonlarında Kiliselilerin mutfak kültürüne özgü kebap ve
yemek çeşitleriyle mükemmel bir ziyafet sofrası için önemli bir mekândır.
CAMİ VE MESCİTLER
Osmanlı Devleti kayıtlarına göre Kilis'
te 55 cami, 10 mescit bulunmakta.
Ama bunlardan 11 cami, 2 mescit günümüze ulaşabilmiş; 13 cami sonra-
Başarı Öyküsü
dan yapılan onarımlarla özgünlüğünü
yitirmiş; 31 cami de tamamen yok olmuştur.
Ulu Cami, Alacalı Cami, Akcurun Camisi ve Ali Çavuş Camisi Osmanlı Dönemi öncesi yapılardır.
Bu dönem yapılarından Ali Çavuş
Camisinin adı kalmış; Alacalı Cami
onarımlarla özelliğini yitirmiş olup; özgünlüğünü koruyarak günümüze ulaşabilen sadece Ulu Cami ile Akcurun
Camisinin minaresidir.
Diğer cami ve mescitler Osmanlı ve
Cumhuriyet Dönemi yapılarıdır.
MEVLEVİHANELER
Tekke Mevlevihanesi (Tekye Mevlevihanesi)
TÜRBELER
Hıristiyan Bizans ile Müslüman Arap
Devletleri arasında kalan yöre toprakları, din amaçlı pek çok kanlı çatışmaya mekan olmuştur. Kilis ve yöresindeki türbelerin çoğu, bu kutsal amaç
uğrunda şehit olmuş din ulularına
aittir. Kilis'te meşhedlik (şehitlik) adı verilen mahalle, bu yörelerden biri olup,
geçmiş yıllarda buradan geçen Kilisliler, ölenlere saygı gereği ayakkabılarını çıkarırlarmış.
Şeyh Mansur Türbesi
Şeyh Muhammed Bedevi Türbesi
Şem' un Nebi Türbesi (Küt Küt Dede
Türbesi)
80
Başarı Öyküsü
HAMAMLAR
Kilis'te taşınmaz kültür varlığı olarak günümüze ulaşan
beş tane hamam vardır. Eskiden bu hamamlar, katı evsel
atıkların (yöredeki adı külhan zibili) yakılmasıyla ısındığından (külhanda yanan zibilin külüne kursümbül / kursünbül denir; duvar sıvasında ve damlarda dolgu malzemesi
olarak kullanılır) ve kentte bugünkü gibi vahşi çöp deponi
alanı olmazmış. Bu alışkanlık yöre ağzında külhan zembili
(külhanda yakılacakların doldurulduğu hasırdan yapılmış
araç), külhan zibili (hamamda yakılmak üzere toplanan
katı atıklar), külhan şilifi ( külhanda yakılacakların doldurulduğu kıldan yapılmış büyük torba), külhancı eşeği (külhan zibili ve külhan şilifi taşıyan eşek) gibi söz öbekleri
doğurmuştur.
TARİHİ KONAKLAR
Neşet Efendi Konağı
Neşet Efendi Konağı, merhum
Neşet Topaloğlu tarafından O Yıl1arda kendisi "Mimar'us Sultan"
lakabı ile anılan Halepli Mimar
Hacı Ahmet Usta ve kalfalarına
yaptırılmıştır. Bu usta aynı zamanda, Kilis Hükümet Konağını da
yapmıştır.
Akıncı Konağı
Asıl adı 'Hacı Muhammed Efendi
Konağı'dır.1895 yılında eşi vuslat
hanım için yaptırmış olup,sonradan ayrılan bitişik yapı 'selamlık;
bu ana binada haremlik olarak
kullanılmıştır. Şimdi ki malikleri
(sahipleri), Akıncı ailesi olduğundan dolayı Akıncı Konağı olarak
anılmaktadır.
81
Başarı Öyküsü
Gaziantep Üniversitesi ve Gaziantep Büyükşehir Belediyesi’nin ortak yürüttüğü “Yeşil Ev” projesinin 100.Yıl
Atatürk Kültür parkının içerisinde konumlanacağını belirten Güzelbey, ‘Gaziantep tarihi kent merkezinin batısından
başlayarak, Şehitkâmil İlçesi’nin ve Şahinbey İlçesi ile olan sınırını oluşturan 100.Yıl Atatürk Kültür Parkı, kent için
yalnızca park ve mesire yeri olmanın dışında sosyo-kültürel aktivitelere ev sahipliği yapan bir fonksiyona sahip
olduğunu’ söyledi.
YEŞİL EV TÜRKİYE’YE MODEL OLACAK
Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Asım Güzelbey, Büyükşehir Belediyesi ve
Gaziantep Üniversitesi işbirliği ile gerçekleştirdikleri Yeşil Ev Projesi ile ilgili çeşitli bilgiler verdi.
Başkan Güzelbey, “Alanın seçiminde ulaşım imkânının çok kolay olması, halkı bu binayla buluşturmak
için özellikle tercih sebebidir. Yeşil
Ev kamu yararına hizmet verecek bir
yapı niteliğindedir. Yenilenebilir enerjilerin anlatılacağı ve tanıtılacağı bir
örnek bina olarak tasarlanmıştır. İçerisinde bulunan 60 kişilik mini konferans salonu sayesinde iş dünyasındaki uzmanlar burada konularıyla
ilgili fikirlerini paylaşacak ve geliştirecektir. Binanın girişinde gerek turistlerin bilgi toplama gerekse öğrencilerin çalışma alan için bilgisayar odası
onun devamında ise esnek kullanım
imkânı olan dinlenme, bekleme ve
sergi alanı tasarlanmıştır” dedi.
Projenin hazırlık süreci ile ilgili bilgiler
de veren Başkan Güzelbey, “Projemiz
Türkiye’nin ilk Almanya PassivHause
Enstitüsünden sertifikalı yapısı olacaktır. Ayrıca Amerika kaynaklı LEED
Platinium sertifikasını da adaydır.
Sertifikasyonları alabilmek için uzun
bir proje hazırlama süreci yaşandı.
Bu sırada esas alınanlar binanın az
enerji harcaması, çevresine zarar
vermemesi ve bina kendi enerjisini
kendisi üretmesidir” diye konuştu.
liyetlerini desteklemeyi amaçladıklarının altını çizen Güzelbey, “Yeşil Ev
Projesi, alternatif turizm çeşitliliğini
(Eko turizm) geliştirerek, yaygınlaştırılmasına destek sağlamak ve bu
alanda ulusal düzeyde bir model
oluşturarak sunacağı hizmetlerle
bölgenin tanıtımına yönelik ulusal ve
uluslararası faaliyetlere destek olacaktır.
PROJE BÖLGE AÇISINDAN DA
SON DERECE ÖNEMLİ
Turizm sektöründe Gaziantep Üniversitesi ve Gaziantep Büyükşehir
Belediyesi işbirliğine güzel bir örnek
teşkil eden bu proje ile örgütlenme
ve ortak iş yapma kültürüne katkı
sağlarken, turizme yönelik alternatif
alanların geliştirilmesi ve konaklama
gün sayısının artışını desteklemeyi
hedefliyoruz” diye ifade etti.
Yenilenebilir enerji kaynakları ve
enerji verimliliği alanlarında Türkiye’de bir model oluşturarak, bölgede
alternatif turizminin geliştirilmesine
katkı sağlamak ve turizm alanında
bölgenin ulusal ve uluslararası faa-
Başarı Öyküsü
İPEKYOLU KALKINMA AJANSI ÖNEMLİ BİR
DESTEKÇİMİZ
Gerçekleştirdikleri projelerde İpek Yolu Kalkınma
Ajansı’nın çok önemli katkılar sunduğunu, 2011 yılı
Turizm Mali Destek Programından faydalanıldığını
vurgulayan Büyükşehir Belediye Bakanı Dr. Asım
Güzelbey, İpek Yolu Kalkınma Ajansı diğer projelerimizde olduğu gibi Yeşil Ev Projesi için de mali destek sundu.
Ulusal ve uluslararası tanıtımda büyük rol oynayan Turizm Programı bölgenin kalkınmasında ve
gelişmesinde büyük rol oynamaktadır. İpekyolu
Kalkınma Ajansı destekleri sayesinde de bölgedeki
potansiyel turizm teşvik edilip ön plana çıkmaktadır. Kurumlar arası işbirlikçi ve koordinasyon gücünü geliştirerek, yenilikçi ve bölgenin tanıtımı için
gerçekleştirilen projemiz için tüm teknik ve maddi
desteği sağlayarak bölgenin kalkınmasında büyük
rol oynamıştır.
Bölgedeki ekonomik ve sosyal kalkınmasında
önemli bir rol sahibi olan İpekyolu Kalkınma ajansı
bölgenin potansiyelini, dinamiklerini ve özgünlüklerini ön plana çıkarmaktadır. Böylelikle bütün yerel
aktörlerin kalkınma çabalarını teşvik edip ve sürekli
yükselmeyi hedeflediği için de bölgenin kalkınmasında ve gelişmesinde büyük bir role sahiptir.
82
83
Başarı Öyküsü
‘‘İpekyolu Kalkınma Ajansı tüm
kesimlerde kalkınma bilinci ve
ivmesi oluşturma öncelikleri
açısından bölge için büyük
önem taşımaktadır’’
E
M
Z
İ
R
U
T
K
R
MİNİATÜ
I
D
A
L
Ğ
A
S
I
K
T
BÜYÜK KA
Burçbel Şirket Müdür Vekili Ahmet Tad, ‘Miniatürklerle Ülkelerin
Ziyaret Edilmesi’ projesi’nin bölgenin turizm zenginliğine büyük
katkı sağladığını söyledi.
Bölgede artan yerli ve yabancı turist
sayısı ile birlikte hizmet kalitesi de yükseldiğine de dikkat çeken Tad, proje detaylarını dergimize açıkladı.
Proje hakkında bilgi verebilir
misiniz?
Gaziantep ili Şahinbey ilçesinde yer
alan Şahinbey Parkının genel yaklaşık yüzölçümü: 300.000 metrekare’dir.
Miniatürk maketlerin kapladığı alan
18.000 metrekare’dir. Miniatürk Park
Alanı: Türkiye’de 3., Dünyada 19. olan
Miniatürk park alanında toplam 23
maket bulunmaktadır. Bunlar; Selimiye
cami, Atatürk’ün Selanik’teki evi, İtalya’dan Pisa Kulesi, Bosna Hersek’ten
Mostar Köprüsü, Çanakkale anıtı, Urfa
Balıklı Göl, Mısır’dan Mehmet Ali Paşa
Cami, Kız Kulesi, Hindistan’dan Tacmahal,Kudus’ten Kubbet-ül Sahra,
Mescid-i Aksa, Mevlana Türbesi, Dolma Bahçe Sarayı, St. Antuan Kilisesi,
Süleymaniye Cami, Topkapı Sarayı,
Beylerbeyi Sarayı, Ayasofya Cami, Anıtkabir, Şam Emevi Cami, Antep Kalesi ve
Boğaz Köprüsü ( Simgesel olarak) ‘dür.
Alternatif turizm çeşitlerinin geliştirilerek yaygınlaştırılması kapsamında etkin
tanıtım politikaları ile bölgenin ve böl-
gedeki illerin markalaşması ile turizm
sektörünün bölgeye sağladığı katma
değerin arttırılması ve bölgenin turistik cazibe merkezi haline getirilmesine
katkı sağlamak amacıyla; Şahinbey ilçesinde yer alan Şahinbey parkındaki
miniatürk alanına 10 aylık proje süresi
kapsamında 6 adet yeni miniatürk yapılmıştır. Bu eserler; Sultanahmet Camii,
Hacı Bektaşi Veli Külliyesi, Peri Bacaları,
Erzurum Çifte Minare, İshakpaşa Sarayı
ve Trabzon Sümela Manastırı’dır. Bunun
yanı sıra miniatürk park alanında 5 gün
süren açık hava film şenliği düzenlenmiştir.
Başarı Öyküsü
Bu proje ile ne amaçlanmaktadır?
Gaziantep ili Şahinbey ilçesinde, turizm
sektörü istenilen seviyede değildir. Bölgede turizm olgusunun sosyo-kültürel
boyutu tam olarak tarif edilememiştir. Oysa bölge tarih öncesi çağlardan
bu yana birçok uygarlığı barındıran,
farklı inançlara/dinlere ait pek çok kutsal mekanın izlerini taşıyan bir yerdir.
Sadece sahip olduğu kültürel ve arkeolojik değerleriyle değil, oluşturduğu kentsel-sosyal doku ve yeni fiziksel
olanaklarıyla da hem turistlere hem de
bölge halkına tanıtılmalıdır. Zira bu değerlerin kıymeti yöre halkı tarafından da
bilinmemektedir. Mevcut potansiyeline
rağmen, ilçenin tarihini anlatan yazılı ve
basılı kaynakların olmayışı, doğal olarak bu yerlere ilgi duyulmamasını neden olmuştur. Bu proje, bölgenin turizm
zenginliğinin artmasına katkı sağlamayı
amaçlamaktadır.
Projenin bölgeye ve katma değeri
ne olacak?
Bölgede artan yerli ve yabancı turist sayısı ile birlikte hizmet kalitesi de yükselecek, artan yerli ve yabancı turist sayısı,
yeni ve modern yapıların inşasına yol
açacak, yapılacak olan yeni miniatürklerle parkın gelişmesine, büyümesine
ve turistler tarafından dikkat çekmesine yol açacak böylelikle ilçedeki turizm gelişecek, bölge esnafının geliri
artacak, istihdam artınca işsiz sayısı ve
göç azalacak, turizm bilinci gelişecektir.
Bunlarla beraber, 5 gün boyunca devam eden olan Açık Hava Film Şenliği
etkinliğiyle bir araya gelen çocuklar bir
yandan miniatürk park alanını gezerek
belkide daha önce görmedikleri eser-
leri görmekle kalmayıp, eserlerin tarihi
ve kültürel yapıları hakkında fikir sahibi
olmuşlardır. Halkın projeye olan ilgisini
çekmek ve kültürlerarası kaynaşmayı
sağlamak amacıyla düzenlenen “Açık
Hava Film Şenliği” bölgenin turizme
olan ilgisini arttırarak, aynı zamanda
parkın tanıtımına da zemin hazırlamıştır.
Bu proje ile turizme ne gibi
katkılar sağlanacak?
23 adet miniatürk eser bulunan miniatürk alanına İpekyolu Kalkınma Ajansından alacağımız hibe ile 6 adet yeni
miniatürk eser kazandırmıştır. Yapılacak
olan yeni miniatürklerle parkın gelişmesine, büyümesine ve turistler tarafından
dikkat çekmesine yol açacak böylelikle
ilçedeki turizm gelişecek, bölge esnafının geliri artacak, turizm potansiyeli
etkin bir şekilde kullanılacaktır. Proje ilçede turizm olgusunu arttıracak, dolaylı
olarak turizm sektöründen etkilenen
farklı iş sektörlerine olumlu yönde katkı
sağlayacaktır.
İpekyolu Kalkınma Ajansı’nın
bu noktada desteklerini nasıl
buluyorsunuz?
Ajansın TRC1 2010-2013 Bölge Planı’nda belirtilen ‘Turizmde Destinasyon
Merkezi Olmak’ hedefine ulaşma hedef
ve öncelikleri kapsamında turizm mali
destek programının bölgeye çok olumlu katkıları olmuştur. Çeşitli kurumların
farklı alanlarda yürüttüğü turizm projeleri bölgede başarıya ulaşmış ve diğer
projeler için rol model olmuştur. İpekyolu Kalkınma Ajansı Desteği ile bölgede
alternatif turizm çeşitlerinin geliştirilerek
84
yaygınlaştırılması kapsamında etkin
tanıtım politikaları ile bölgenin ve bölgedeki illerin marklaşması ile turizm
sektörünün bölgeye sağladığı katma
değerin arttırılması ve bölgenin turistik
cazibe merkezi haline getirilmesine katkı sağlamak yönünde olumlu gelişmeler gözlemlenmiştir.
İpekyolu Kalkınma Ajansı’nın
proje boyunca verdiği desteği
nasıl buldunuz?
İpekyolu Kalkınma Ajansı proje boyunca
projenin başarılı bir şekilde yürütülmesi
için proje uzmanlarıyla beraber her türlü desteği sağlamıştır. Projeyi uygulama
aşamasında her hangi bir sorunla karşılaşılmamıştır. Ajans uzmanlarının görüşleri doğrultusunda proje uygulanarak başarılı bir şekilde nihailendirilmiştir.
İpekyolu Kalkınma Ajansı’nın
bölge için önemi nedir?
Etkin insan kaynakları politikası ile nitelikli beşeri sermayesini verimli şekilde
kullanarak; bölgesel potansiyeli, dinamikleri ve özgünlükleri ortaya çıkaracak
politika ve stratejiler üretmek, kurumlar
arası koordinasyon ve işbirliği kültürünü
yaygınlaştırmak, yenilikçi ve rekabete
dayalı destek mekanizması ile bölge
plan ve programlarını hedeflerine ulaştıracak projelere destek olmak, uygulama süreçlerini izlemek, değerlendirmek
ve uygulama kapasitesini geliştirmek,
yatırım ortamının iyileştirilmesi ve yatırım imkanlarının tanıtılması yoluyla
bölgenin rekabet gücünü artırmak, tüm
kesimlerde kalkınma bilinci ve ivmesi
oluşturma öncelikleri açısından Ajans
bölge için büyük önem taşımaktadır.
85
Başarı Öyküsü
GAZİANTEP ‘MODERN
TANITILACAK
‘‘İpekyolu Kalkınma Ajansı verdiği
desteklerle, kaynakların yerinde
ve etkin kullanımı
sağlanmış, girişimcilik teşvik edilmiş,
marka değerlerinin
farkına varan kentlerin bu kapsamda
projeler geliştirmesi ve uygulaması
teşvik edilmiştir’’
Sertaç Tanıtım Genel Müdürü
Gazanfer Sağlam, İpekyolu
Kültürel Bilgi Sistemi Projesi
kapsamında
hazırlanarak
turistlerin yoğun olarak bulundukları noktalara yerleştirilecek kiosklar aracılığıyla,
Gaziantep’in yerli ve yabancı
turistlere etkili biçimde tanıtılmasının amaçlandığını söyledi. Modern bilgi işlem ve
iletişim teknolojilerinin kullanılması yoluyla TRC1 Bölgesi'nin
turizm potansiyelinin daha
fazla kişiye etkin biçimde tanıtılmasının planlandığını da
sözlerine ekleyen Sağlam,
İpekyolu Kalkınma Ajansı’nın
bölgenin ihtiyaçlarını tespit
ederek açılan destek programlarının da son derece isabetli olduğunu vurguladı.
Proje ve hazırlık süreci ile
ilgili bilgi verebilir misiniz?
Gaziantep, Adıyaman ve Kilis'ten oluşan TRC1 Bölgesi;
sahip olduğu 1079 sit alanı
Bu proje ile ne amaçlanmaktadır?
ve 335 kültür-tabiat varlığı ile
büyük bir turizm potansiyeli
barındırmaktadır. TRC1 Bölgesi'nin sahip olduğu kültür-turizm zenginliklerinin tanıtıldığı,
yöreye daha fazla yerli ve yabancı turist çekilmesini sağlayacak projelere ihtiyaç olduğu fikrinden hareket ederek
İpekyolu Kültürel Bilgi Sistemi
projesini hazırlamaya karar
verdik. Küresel turizm pazarında son teknolojinin kullanıldığı modern yöntemlerin
tercih edilmesi sebebi ile, bölgede bulunan kültür-turizm
varlıklarını tanıtan, bu bilgileri
internet ortamında ve turistlerin yoğun şekilde bulundukları
mekanlara yerleştireceğimiz
kiosklarda paylaşabileceğimiz bir proje hazırlamaya
karar verdik. Bölgeyi ziyaret
eden yerli-yabancı turistlerin
ziyaretleri esnasında ihtiyaç
duyabilecekleri unsurlara da
proje içerisinde yer vermeye
çalıştık.
Proje ile, modern bilgi işlem ve iletişim teknolojilerinin kullanılması yoluyla TRC1 Bölgesi'nin turizm potansiyelinin
daha fazla kişiye etkin biçimde tanıtılması ve bölgenin turizm yoluyla kalkınmasına katkı sağlanması amaçlanmaktadır. Bu kapsamda Gaziantep, Adıyaman ve Kilis'te bulunan 381 kültür ve turizm varlığı ile 1400 turizm
hizmet işletmesine ait, harita, bilgi, fotoğraf, film vb. tümleşik bilgilerin internet ortamından ve kentin çeşitli bölgelerinde hizmete sunulan 20 kioskta paylaşılması sağlanmıştır. Bölgede bulunan kültür ve turizm varlıkları ile
hizmet işletmelerine ait farklı veri ve görsellerin haritalar üzerine yerleştirilip TRC1 bölgesinde çeşitli mekanlara
yerleştirilen kiosklar vasıtası ile paylaşabileceği sistemin altyapısı oluşturulmuştur. Proje kapsamında alımı yapılan 20 kiosk; TRC1 bölgesinde bulunan Valiliklere, İpekyolu Kalkınma Ajansı'na, üniversite ve bazı müzelere
yerleştirilmiştir.
Başarı Öyküsü
Kioskların yerleştirildiği mekanların listesi aşağıdadır:
Gaziantep Valiliği Mevlevihane Vakıf Müzesi / Gaziantep
Kilis Valiliği Saklı Konak Bakır Eserleri Müzesi/Gaziantep
Adıyaman ValiliğiMedusa Cam Eserler Müzesi / Gaziantep Gaziantep İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü Adıyaman Arkeoloji Müzesi / Adıyaman
Kilis İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü Kilis Müzesi / Kilis
Adıyaman İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü Gaziantep Otogarı
İpekyolu Kalkınma Ajansı Kilis Otogarı
Zeugma Mozaik Müzesi / Gaziantep Şehitkamil Kongre ve Kültür Merkezi
Kültür Tarihi Müzesi / Gaziantep Zirve Üniversitesi
Şahinbey Savaş Müzesi / Gaziantep Hasan Kalyoncu Üniversitesi
Projenin bölge açısından değeri ne
olacak?
TRC1 Bölgesi'nde yer alan tarihi eserlerin dijital haritalar üzerinde bilgi ve
fotoğrafları eşliğinde tanıtılması, gerek
bölge halkının, gerek turistlerin söz konusu eserlere çok daha kolay ulaşabilmeleri ve ayrıca bilgi edinebilmelerini
sağlamıştır. Bu sayede eserlerin yöre
halkı tarafından da bilinirliği artmış ve
korunmaları yönünde bilinç oluşmuştur.
Proje ile Gaziantep, Adıyaman ve Kilis'te
bulunan tarihsel değeri bulunan eserlerin yanısıra turizm sektöründe hizmet
veren seyahat acentası, otel, restaurant,
rent a car, hediyelik eşya satıcıları, sağlık
kurumları gibi bir çok işletmenin verileri
bir araya getirilmiş ve iletişim bilgileri ile
konukların yanı sıra bölge halkının kullanımına sunulmuştur.
Bu proje ile turizme ne gibi katkılar
sağlanacak?
Dağınık şekilde var olan bilgilerin bir
araya getirilerek özellikle turistlerin
ulaşabileceği şekilde paylaşılması ile
bölgedeki ziyaretçi sayısı ve konaklama oranına katkı sağlanmıştır.
Özellikle rehberlik noktasında turistlere ne kolaylık getirecek?
TRC1 bölgesini ziyaret eden bir turist
gezmesi gereken mekanları, o mekanlara nasıl gidebileceğini, nerede
konaklayacağını, nerede yemek yiyeceğini, nerede alışveriş yapabileceğini
sistem üzerinde kolaylıkla görebilecektir.
Web sayfasını ziyaret edenler ise,
daha bölgeye gelmeden program yapabilme imkanına sahip olmaktadır.
86
İpekyolu Kalkınma Ajansı'nın bu
noktada desteklerini nasıl buluyorsunuz?
İpekyolu Kalkınma Ajansı tarafından bölgenin ihtiyaçları tespit
edilerek açılan destek programlarını son derece isabetli buluyoruz.
Ancak daha fazla proje uygulanmasını teşvik etmek ya da daha
fazla yararlanıcıya destek sağlamak amacıyla proje bütçelerinin
kısıtlanması, ses getirecek büyük
çaplı projelerin uygulanması, hatta projelendirilmesini imkansız kılmaktadır.
İpekyolu Kalkınma Ajansı'nın proje
boyunca verdiği desteği nasıl
buldunuz?
Proje uygulama sürecinde İzleme
Değerlendirme Birimi'nin desteği
ve önerileri doğrultusunda proje
safhaları tamamlanmıştır. Öngörüldüğü şekilde 1 yılda tamamlanan
proje kapsamında, proje yönetim
birimi ve proje ortakları ile uyumlu
bir çalışma ortamı oluşturulmuştur.
İpekyolu Kalkınma Ajansı'nın bölge için önemi nedir?
İpekyolu Kalkınma Ajansı; kamu,
özel sektör ve sivil toplum kuruluşlarının ortak projeler geliştirerek uygulamasına, aralarındaki
işbirliğinin geliştirilmesine ön ayak
olmuştur. Desteklenen projelerle
kaynakların yerinde ve etkin kullanımı sağlanmış, girişimcilik teşvik
edilmiş, marka değerlerinin farkına varan kentlerin bu kapsamda
projeler geliştirmesi ve uygulaması teşvik edilmiştir.
87
Başarı Öyküsü
NOTLAR
88
NOTLAR
89
Basında İKA
"Kalkınmanın Yolu, İpekyolu"
www.ika.org.tr
İPEKYOLU KALKINMA AJANSI
İncilipınar Mah. Muammer Aksoy Bul. Vakıflar İş Merkezi Kat: 1-2-3
27090 Şehitkamil-Gaziantep / TÜRKİYE
Telefon: +90 (342) 231 07 01-02 Faks: +90 (342) 231 07 03
e-posta: [email protected]
GAZİANTEP YATIRIM DESTEK OFİSİ
İncilipınar Mah. Muammer Aksoy Bul.
Vakıflar İş Merkezi Kat: 1-2-3
27090 Şehitkamil-Gaziantep / TÜRKİYE
Telefon: +90 (342) 231 07 01-02
Faks: +90 (342) 231 07 03
e-posta: [email protected]
ADIYAMAN YATIRIM DESTEK OFİSİ
Turgut Reis Mah. Hastane Cd. İl Özel
İdare Binası No:23 Kat:3
02100 Adıyaman / TÜRKİYE
Telefon: +90 416 213 14 44
Faks: +90 416 213 14 45
e-posta: [email protected]
KİLİS YATIRIM DESTEK OFİSİ
M. Rıfat Kazancıoğlu Mah. Safter
Necioğlu Bul. No:74 Kilis
Ticaret ve Sanayi Odası Kat:2
79000 Kilis / TÜRKİYE
Telefon: +90 348 814 51 98
Faks: +90 348 814 51 98
e-posta: [email protected]

Benzer belgeler