tüberküloz

Transkript

tüberküloz
35
TÜBERKÜLOZ
Prof.Dr. Hakan YARDIMCI
Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi, Mikrobiyoloji Anabilim Dalı, 06110, Ankara.
Tüberküloz gerek hayvan ve gerekse insan sağlığını olumsuz yönde etkileyen, akciğer, diğer organ ve dokularda kazeöz ve kazeökalseröz karakterde tüberkellerin oluşması ile beliren kronik, bulaşıcı ve zoonotik bakteriyel bir hastalıktır. Etkeni
mikobakteri genusuna bağlı bakterilerdir. Mycobacterium tuberculosis insan,
Mycobacterium bovis sığır ve Mycobacterium avium kanatlı kökenli tüberkulozun başlıca etkenleridir. Diğer patojen mikobakteriler (M. leprae, M. paratuberculosis) yanında doğada saprofitik karakterde birçok mikobakteri vardır. Tüberküloz etkenleri Gram
pozitif, asidorezistans karakterde sporsuz bir bakterilerdir (1).
Epidemiyoloji
OIE (Office International des Epizooties)’ye göre B listesinde yer almakta olan Tüberküloz evcil hayvanlar arasında en çok sığırlarda görülmektedir.. Bunun dışında
domuz, kedi, köpek, koyun, keçi, at ve kanatlılar dada infeksiyona rastlanır. Doğal
yaşamda başta geyikler olmak üzere fil, lama, minkgibi birçok tür infeksiyona duyarlıdır (1, 2)
Hastalık sığırlarda kongenital, sindirim, solunum, genital ve deri yolu ile bulaşabilir.
Sığırlarda en çok solunum sistemine özellikle de akciğerlere yerleşerek solunum sistemi ile ilgili bozukluklar meydana getirir. Hastalığın jeneralize olması durumunda karaciğer, dalak böbrek gibi iç organlarda da lezyonlar görülebilir. Çok sık veya kalabalık ahırlarda tüberkülozlu hayvanların öksürmesi veya tıksırması sonu dışarı çıkan
mikroplar diğer hayvanları bulaştırır. Boğalarda tüberkülozdan ileri gelen epididimitis
infeksiyonlarına sıkça rastlanmaktadır. Endojen yolla oluşan tüberkülozik mastitisler
halk sağlığı ve buzağı beslenmesinde büyük tehlike kaynağıdır. Kanatlılarda bulaşma
daha çok sindirim kanalı ile olmaktadır (1).
Türkiye’de 3285 sayılı Hayvan Sağlığı ve Zabıtası Kanunu ve Yönetmeliğine göre ihbarı mecburi ve mücadelesi zorunludur. Hastalığa ait Tarım ve Köyişleri Bakanlığı tarafından çıkarılmış bir “Sığır Tüberkülozu Yönetmeliği” bulunmaktadır. Tüberkülozun
kesin ve erken tanısı önem taşımaktadır. Bu yönetmeliğe göre Allerjik test olan tüberkülin uygulaması sonucu pozitif çıkan hayvanlar kesime gönderilir ve etleri düşük
değerli olarak değerlendirilir. Mezbahalarda da postmortem muayenede, tüberkuloz
şüpheli hayvanların etleri şarta tabi olarak değerlendirilir (3, 4 ).
M.bovis infeksiyonunun esas rezervuarları sığır, manda ve insanlardır. Sığır Tüberkülozu dünya da birçok ülkede değişik sıklıkta görülmekte olup bazı ülkelerde eradike
edilmiştir. Türkiye’de sığır tüberkülozu ile ilgili çalışmalar 1900’lü yılların başında başlamıştır. Geçmişe ait sonuçlar daha çok mezbahalardan elde edilen verilerdir. OIE
36
verilerine göre Türkiye tüberküloz hastalığının görüldüğü ülkeler arasında yer almaktadır (Şekil-1)
(1, 2 ).
Şekil-1: OIE ‘bilgilerine göre Türkiye’de Sığır tüberkülozunun durumu.
Yıl
Hastalık
Tür
Varlığı
Salgın
Olgu
Ölüm
İtlaf
Mezbaha
n:
n:
n:
n:
kesimi
Tüberkülin testi
sayısı
n:
2004
+
Sığır
75
368
23
2003
+
Sığır
45
175
2002
+
Sığır
49
2001
+
Sığır
2000
+
1999
4
341
6364
9
133
3817
64
5
44
3377
15
42
1
42
844
Sığır
19
28
1
2
24
2025
+
Sığır
11
46
0
1
45
2431
1998
+
Sığır
6
6
2
4
3145
1997
(1996)
Sığır
3620
1996
+
Sığır
5800
(1996) : Bu yıldan sonra hastalık görülmemiştir
OIE’nin Avrupa bölgesinde yer alan bazıülkelerde (Danimarka, Çek cumhuriyeti, Norveç, İsveç, Estonia, İzlanda, Kıbrıs vs) hastalığın eradike edildiği bildirilmektedir. Türkiye’deki süt sektörünün Avrupa birliği ülkelerine süt ve süt mamülleri ihracatı yapabilmesi için hastalıktan ari işletmeler oluşturulması öngörülmüştür. Bu amaçla Balıkesir, Edirne, İstanbul, İzmir, Kırklareli, Kahramanmaraş, Tekirdağ, Eskişehir ve Konya
illerinde firmaların süt temin ettiği çiftliklerde çalışmalar başlatılmıştır. Son çalışmalara göre, 2005 yılında 150 mihrakta tüberküloz hastalığı çıkmıştır, ari işletmeler dışında 5976 büyükbaş hayvana tüberkülin testi uygulanmış, pozitif çıkan 768 büyükbaş
hayvan zorunlu kesime sevk edilerek 1.120.945.11 YTLtazminat ödenmiştir. Tüberkülozun prevalansı %10 olarak belirlenmiştir. ( 2, 5, 6 ).
M. bovis evcil ve vahşi birçok hayvanda da bulunabilir. İtalya’da 1950 yılında başlatılan, mezbaha kesimleri ve laboratuvar test sonuçlarına dayanan bir çalışmadasığır
dışındaki evcil hayvanlardan domuzlarda %2-3, keçilerde %2, koyunlarda %2, atlarda
%0.3, köpeklerde %0.9-5.2 ve kedilerde %2.5-7 oranında M.bovis infeksiyonu saptanmıştır. Kedilerde daha çok M.bovis, köpeklerde ise daha fazlaM. tuberculosis
infeksiyonuna rastlanmaktadır (6). 1962 den 1986 yılına kadar İtalya da yapılan bir
çalışmada Postmortem muayeneler sonucunda 5065 köpeğin 14 ünde(%0.3) ve
37
1274 kedinin 28 inde (%2.3) tüberküloz olgusuna rastlanmıştır. Bu olgularda M.bovis
6 kediden ve 1 köpekten izole edilmiştir (7).
Koyun ve keçiler nadir olarak bu infeksiyona yakalanmaktadırlar. Ancak, Fransa ve
İspanya gibi ülkeler düzenli tarama programları uygulamaktadırlar. İspanya’da yıllık
sürü insidensi %20-30 olarak belirlemiş ve aynı bölgede test ve kesim programı uygulanmıştır. Çalışmalarda, 15.758 keçinin ve 2.350 koyunun kesim sonrası incelenen
lenf düğümlerinden elde edilen sonuçlara göre 58 keçiden (%0.37) ve 12 koyundan
(%0.51) M. bovis, 46 keçiden (%0.29) ve 7 koyundan(%0.30) M. tuberculosis izole
edilmiştir (6, 8).
Birçok ülkede Vahşi domuzların yanısıra İngiltere de su samurları ve Yeni Zelanda da
opossum’lar sığır tüberkülozunda rezervuar rolü oynamaktadırlar (6, 9).
Türkiye’de koyun ve keçilerde M bovis kaynaklı tüberküloz prevalansına ait bilinen
herhangi bir kayıt bulunmamaktadır. Çünkü bu hayvanlar çoğu zaman sığırlarla ilişkidedirler ve bu da infeksiyon kaynaklarını ayırd etmeyi zorlaştırmaktadır. Koyun ve
keçilerdeki bilgi noksanlığı sığır tüberkülozunda olduğu gibi insan sağlığını da tehdit
etmektedir. Nitekim çobanlar, sütçüler ve kasaplar gibi ilişkili kişiler etkilenebilirler.
Pastörize edilmemiş sütten yapılan peynir ve çiğ süt tüketimi ile iyi ısı işlemi görmemiş et tüketimi bulaşma riskini artıran nedenlerdir (6). 1995 yılında evcil tavşanlarda
2 olgu bildirilmiştir. Ayrıca bir kedi ve mink te tüberküloz olgusu raporu vardır (6, 10,
11).
Türkiye’de vahşi hayvanlarda tüberkülozun prevalansı, dağılımı ve populasyon yoğunluğu ile bunların evcil hayvanlar ve insanlarla olan ilişkilerine ait parametreler yok
denecek kadar azdır. Bu da hastalıkla mücadeleyi son derece güçleştirmektedir. Sıcak mevsimlerde yapılan yaylacılık sırasında vahşi domuz ve geyiklerden kalan
infeksiyöz materyallerle kirlenmiş otlaklar hastalığın bulaşmasında bir kaynak oluşturabilmektedir (6).
Sığır tüberkülozunun etkili kontrolu periyodik muayeneler, infekte hayvanların ortadan
kaldırılması, hastalığın yayılmasının önlenmesi ve hastalıktan korunma yollarının
kombinasyonuna bağlı olan hükümet kontrol şemalarının tamamlanması ile mümkündür. Her ülke kendi bölgesel şartlarına göre yöntemler kullanmaktadır. Örneğin:
İngiltere’de Türkiye’de ve bazı ülkelerde sığırların boyun bölgesine yapılan karşılaştırmalı intradermal tüberkülin testi kullanılırken, Avustralya ve Yeni Zelanda’da kaudal
deri kıvrımına uygulanan tüberkülin testi kullanılmaktadır. Tarama testi olarak ELISA’
dan da yararlanılmaktadır. Son yıllarda aşı çalışmalarından da olumlu sonuçlar alınmıştır (12).
Laboratuvar Tanısı
Laboratuvar muayeneleri için laboratuvara canlı hayvanlardan idrar, süt, kraşe,
uterus akıntıları, deri kazıntıları, sperma gönderilebileceği gibi ölü hayvanlardan da
lezyonlu doku ve organlar alınarak bakteriyolojik muayene için soğuk zincirde ulaştırı-
38
labilir. Lenf yumruları, doku lezyonları, aspiratlar ve süt laboratuar muayeneleri için
oldukça uygun materyallerdir. Patolojik muayene için doku ve organlar %10 formollü
kavanozda gönderilmelidir.
Türkiye’de 3285 sayılı hayvan sağlık zabıtası kanunun “Sığır Tüberkülozu Yönetmeliğine” göre marazi madde alma işlemi uygulanır.
1- Bakteriyoskopi: Marazi maddelerden hazırlanan preparatlar Ziehl-Neelsen yöntemi ile boyanarak mavi zemin üzerinde kırmızı asidorezistans etkenler aranır. Özellikle sütte ve idrarda asido-rezistans bakterilerin görülmesi hayvanın tüberkülozlu olduğuna ilişkin önemli bir kanıttır.
2- Kültür: M. bovis gliserin içermeyen besiyerlerinde daha iyi ürediğinden, daha sonra Hohn’un yumurta besiyeri, Petragnani , Stonebrink veya Löwenstein-Jensen
besiyeri gibi gliserinsiz tüberküloz besiyerlerine ekimler yapılır ve 37oC’de 8-12 hafta
inkubasyona kaldırılır. İnsan ve kuş tipi etkenler için gliserinli besiyerlerinden yararlanılır.
3- Hayvan Deneyi: Deneme hayvanı olarak genellikle kobaylar (bazen de tavşan)
kullanılır.
4- Serolojik Testler: Serolojik testler yeterli spesifite ve sensitiviteye sahip değillerdir. İnsan tüberkülozunun tanısında hemaglutinasyon ve aglutinasyon gibi testler kullanılmışsa da bu testler özellikle sığır tüberkülozunda tanı için pek uygun değildirler.
Ancak, son zamanlarda FAT, RIA, ELISA, gamma interferon gibi tekniklerle daha
spesifik ve sensitiv sonuçlar alınmaktadır.
5- Allerjik testler: Sığırlarda mikobakteri proteinlerine gecikmiş tip aşırı duyarlılıktan
temel alan “tüberkülin testi” yegane anter mortem testtir. Test domuz ve evcil geyikler
için de adapte edilmiştir.
6- Biyokimyasal testler: Tiplendirme amacıyla kullanılabilecek 20’den fazla biyokimyasal test vardır. Niasin birikimi, nitrat indirgemesi, katalaz, üreaz, tween 80 hidrolizi, prazinamidaz, aril sülfataz, %5 NaCl'li ortamda üreme, tiofen -2- karboksilik asitli
(T2CH) ortamda üreme gibi biyokimyasal testler kullanılarak tür ayrımı yapılır.
7- Bakteriyofaj duyarlılığı: Mikobakterilerin tiplendirilmesinde ve gruplandırılmasında bakteriyofajlardan yararlanılmaktadır. M. tuberculosis ve M. avium ile ilgili
bakteriyofajlar bulunmaktadır.
8- Moleküler teknikler: Son yıllarda, insan ve hayvan tüberkülozunun tanısında moleküler yöntemlerden yararlanılmaktadır. Spesifik DNA bölgesinin çoğaltılarak tanımlanmasını sağayan Polimeraz Zincir Reaksiyonu (PCR) ve ilgili teknikler M.
tuberculosis ve M. bovis’in tanısında yaygınlık kazanmaktadır. Klinik materyallerden
(balgam, idrar, kan, lenf düğümü, süt vs) yapılan PCR çalışmaları insan ve sığır kökenli tüberkulozun tanısında kullanılmaktadır. PCR çalışmalarını izleyerek RFLP ve
spoligotyping yöntemleri uygulamalarıyla moleküler tiplendirmede yapılabilmektedir.
39
Bu yöntemlerle M. tuberculosis ve M. bovis’in farklı genotipleri ortaya konulabilmektedir.(1)
KAYNAKLAR
1- Yardımcı, H: Mycobacterium İnfeksiyonları. “Veteriner Mikrobiyoloji (Bakteriyel Hastalıklar)”.
Editörler: AydınN,Paracıkoğlu, J., İlke Emek Matbaacılık ve Yayıncılık ISBN. 975-6268-06-9,
s. 87-107, (2006).
2- Anonim:Office International des Epizooties ,World animal health situation, Handistatus 2., Erişim: [www.oie.int/hs2/report.asp] . Erişim Tarihi: 31.03.2006, (2006).
3- Anonim: 3285 sayılı hayvan sağlığı ve zabıtası kanunu Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, Koruma
ve Kontrol Genel Müdürlüğü, Ankara (1995)
4- Anonim: Sığır tüberkülozu yönetmeliği, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, Koruma ve Kontrol Genel Müdürlüğü, Yönetmelik sayısı:12 (1978).
5- Anonim:, Hayvan Sağlığı Hizmetleri, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, Hayvan Sağlığı Danışma
Kurulu Toplantısı, Bilgi Notu, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Şap Enstitüsü, Şubat 2006, Ankara (2006).
6- Barwinek F, Taylor NM: Assessment of the socio-economic importance of bovine tuberculosis
in Turkey and possible strategies for control or eradication, Turkish-German Animal Health
Information Project General Directorate of Protection and Control, Ankara, 1996.
7- Caniatti M, Parodi M, Cammarata G, Scanziani E, Lacchini C: Rilievi su case di tubercolosi in
carnivori domestici del settorato di Milano, Clinica Veterinaria 5:300(1987-1988).
8- Bernabe A, Gomez MA, Navarro JA, Gomez S, Sanchez J, Sidrach J, Menchen V, Vera A,
Sierra MA: Morphopathology of caprine tuberculosis , Ann Vet Murcia 6-7: 9 (1990-1991).
9- Morris R S, Pfeiffer DU, Jackson R: The epidemiology of Mycobacterium bovis infections, Vet
Microbiology, 40: 153 (1994).
10- Akay Ö, Hazıroğlu R, Kutsal O: Bir kedide rastlanan tüberküloz olgusu, Ankara Üniv Vet Fak
Derg 32:438 (1985)
11- Akay Ö, Aydın N, Arda M, Hazıroğlu R: Bir mink’te saptanan tüberkülozis olgusu üzerinde
araştırma, Ankara Üniv Vet Fak Derg 31:463 (1984)
12- Keskin O: Sığır tüberkülozisinin teşhisinde ELISA’nın kullanılması ve allerjik yöntemle karşılaştırılması., Doktora tezi , Ankara Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Ankara (1996)