NİN SESİ

Transkript

NİN SESİ
’NİN SESİ
ŞUBAT 2015 SAYI: 390
Uluslararası Nakliyeciler Derneği Yayın Organı
TÜM SİGORTALAR
TEK ŞEMSİYE ALTINDA TOPLANSIN
Sektör; Trafik, Kasko ve Yeşilkart
sigorta poliçelerinin tek bir poliçe olarak
düzenlenmesi ve bu yolla maliyetlerin
düşürülmesini istiyor.
2014’TE AKILLARDA KALANLAR
içindekiler
Şubat
2015
27
24
14 Türkiye’nin yeni bir sınır kapısı olacak
Türkiye ile İran arasında uzun süredir değerlendirelemeyen
üçüncü sınır kapısı için formül bulundu.
16 İtalya KUKK’ta anlaşma yok
İtalya KUKK toplantısı, İtalyanların uzlaşmaz tavrı sonucu masadan kalkılarak anlaşmasızlıkla sonuçlandı. UND İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener,
İtalya’nın bu uzlaşmaz tutumunun Türkiye’den çok İtalyan ekonomisine
zarar verdiğini belirterek, UND olarak haklı mücadelemizin bundan böyle
tüm platformlarda daha güçlü bir şekilde dile getirileceğini belirtti.
22 Türkiye, 2014’te 45.8 milyar dolar ‘açık’ verdi
Cari denge aralık ayında 6.82 milyar dolar açık verirken, 2014 yılı 45,8
milyar dolar döviz açığı ile tamamlandı...
24 UDHB, Türkiye Kombine Taşımacılık Strateji Belgesi ile kavram kargaşasına son veriyor
Lojistik sektöründe ortak bir dil oluşturulamamasından kaynaklı kavram
kargaşası yaşanıyor. Kombine taşımacılık hepimizin dilinde yer etmiş durumda. Fakat bu kavramın içeriği, uygulanma biçimi ve tanımı uygulamada tamamiyle birbirinden farklı.
29 Avrupa’nın birincisi Almanya
Ülkemizi de çok yakından ilgilendiren Euro Bölgesi ekonomisi geçen yılın
son çeyreğinde Almanya’daki sert büyümenin etkisiyle hızlandı.
UND Danışmanlık ve Tanıtım
Hizmetleri A.Ş Adına Sahibi
Ömer Çetin Nuhoğlu
Genel Yayın Yönetmeni
Fatih Şener
Sorumlu ve Yazı İşleri Müdürü
Hatice Hacısalihoğlu
Yayın Kurulu
Ali Çiçekli, Şerafettin Aras,
Nagihan Soylu,
Banu Damla Alışan
Mali İşler Müdürü
Muhammet Haybarlık
Editör
Ahmet Doğan
Yazı Kurulu
Alper Özel, Evren Bingöl,
Muammer Ünlü, Elif Sevim
Reklam Sorumlusu
Hatice Hacısalihoğlu
0212 359 26 00 / 208
Grafik Tasarım
Erhan Aydın
Haber Merkezi
Alpdoğan Kahraman,
Berkalp Kaya, Erman Ereke,
Gürol Gülbeyaz,
İbrahim Çolak, Burak Çığa,
Kadir Çirkin
Yayına Hazırlık
LOCA MEDYA
ORG. VE REK. HİZ. LTD. ŞTİ
Genel Yönetmen
Mutlu Doğan
İletişim
0212 579 92 35
ctp baskı ve cilt
İstanbul Basım Ltd.Şti
0212 603 26 20
Şubat 2015
Adres: Cennet Mah. Hürriyet Cad. No: 1/1 B Blok Cennet / Küçükçekmece - İSTANBUL - TÜRKİYE
Tel: 0212 579 92 35 Fax: 0212 598 47 62 / [email protected] / Yerel ve Süreli Yayın
40
44
38 Kamyon şoförleri yakıt
tasarrufu için hızlı gitmekten kaçınıyor
Shell FuelSave tanıtım turu kapsamında kamyon ve TIR şoförleri ile gerçekleştirilen görüşmelerde, soruları yanıtlayanların yüzde 39’unun yakıt
tasarrufu sağlamak amacı ile hızlı araç kullanmaktan kaçındığı ortaya çıktı.
40 2014’te Türkiye lojistik sektöründe
gerçekleşen birleşme ve satın almalar
Kimi karşı çıkıyor, bir tehlike olduğunu ifade ediyor; kimi gerekli ve
kaçınılmaz olduğunu vurguluyor.
42 Lastikte filo yönetim sistemleri kazandırıyor
38
Lojistik firmalarının, lastik filo yönetim çözümlerine olan ilgisi artarak
devam ediyor. Ağır maliyet ve iş yükü getiren lastik yönetimini konunun
uzmanına bırakan nakliyeciler, önemli tasarruflar elde ediyorlar.
44 Tespih de çekeriz fotoğraf da
Bir TIR’ın penceresinden hayata bakıyorsanız şayet geride bıraktıklarınızı,
yolları, uçsuz bucaksız ovaları, dağları, sevdiklerinizi, özlemi, gurbeti,
hasreti ve sevgiyi aynı anda ve iç içe yaşayacağınız aşikardır. Damla Uluslararası Nakliyat Genel Müdürü M. Korkut Doğan, tesadüfler sonucunda
edindiği fotoğraf makinesinin objektifinden biriktirdiklerini bizlerle
paylaşıyor.
46 2014’ün sektörümüzde ve
ülkemizde akıllarda bıraktığı olaylar
2014 yılında Türkiye, iki seçim birden yaşadı. Yerel seçimler mart ayında
gerçekleşirken, Cumhurbaşkanlığı Seçimleri ise ağustosta yapıldı.
Seçimler yılı olarak değerlendirilen 2014’te ülkemiz ekonomisinde
ve lojistik sektöründe akıllarda kalanlara birlikte göz atalım.
30
60 DİR’de köklü değişiklik geliyor
DİR kapsamındaki ithalat ve verilen ihracat taahhütlerinin izlenmesi için
de ayrı bir mekanizma oluşturulacak. Firmaların ihraç ettiği ürünlerde bu
ürünleri kullanıp kullanmadığına yönelik denetimler sıkılaştırılacak.
62 Havaya, karaya 7.2 milyar TL’lik teşvik
Ekonomi Bakanlığı, 2014’ün son ayında 7 milyar 233 milyon liraya ulaşan
442 yatırım teşvik belgesi düzenledi. Sabit yatırım tutarı 100 milyon
liranın üzerine çıkan yatırımların sayısı artarken THY yolcu taşımada 264
milyon, Ford ise kamyon üretimi için 331 milyon liralık devlet desteğinden yararlandı.
56
BAŞYAZI
ÖMER ÇETİN NUHOĞLU
Değerli Dostlarım,
Küresel ekonomik sistemde rekabet her geçen gün daha
da acımasız bir boyut alıyor. Rekabetin bu denli zorlaştığı bir
sistemde ‘eşit koşullarda rekabet’ edebilmek her sektör için
stratejik bir önem taşıyor. Hele ki Türkiye gibi sanayi, üretim ve
ihracat üçgeninde büyümesini sürdüren ülkeler için bu durum
çok fazla önem arzediyor. 2014 yılında Türkiye’nin ihracatı
157,6 milyar dolar olarak gerçekleşti. 2014 yılında toplam
ihracatımız yüzde 4 artış gösterdi. Dünya ticaretinin yüzde
2,5 arttığı bir dönemde ihracatımızı yüzde 4 geliştirerek dünya
ticaretinden aldığımız payı artırmış olmamız güçlü bir ekonomi olduğumuza işaret ediyor. En büyük ticaret ortağımız olan
Avrupa Birliği ekonomisindeki daralmaya bakarsak; ülkemiz
adına bu büyüme rakamlarının ne denli önemli olduğu bir kez
daha ortaya çıkacaktır. Fakat, 2018 için 280 milyar dolar; 2023
için 500 milyar dolar hedefine ulaşmak için hepimizin daha fazla
çalışması gerekiyor.
İhracat odaklı büyümeyi kendine hedef edinmiş bir ülkenin
ihracatta daha fazla söz sahibi olabilmesi için lojistik sektörüne
çok büyük iş düşüyor. Türkiye, lojistik performansında, komşu
ve yakın bölgelerdeki rakip ülkelerinin üzerinde bir performans
gösteriyor. Özellikle “lojistik yetkinlik ve altyapıların kalitesi”
kriterlerinde bölgemizdeki en kaliteli lojistik hizmetleri sunabiliyoruz. Fakat yıllardan beri uğraşmak zorunda kaldığımız kotalar,
engellemeler, vize problemleri, haksız ve keyfi bekletmeler, çeşitli dayatmalar vs. bizleri eşit rekabetten uzaklaştırarak haksız
bir rekabet ortamına doğru sürükledi. Artan maliyetler yabancı
taşımacıların ülkemizdeki yük pazarında daha avantajlı konuma
gelmesine neden oldu.
Bütün bu sıkıntılara rağmen sektör olarak dur durak bilmeden
çalışmalarımıza devam ediyoruz. Çünkü lojistiğin etkin planlaması yapılmadan ihracat hedeflerinden bahsetmek hayalcilik
olur. Eğer ülke olarak gerçekten 2023 yılında 500 milyar dolarlık
bir ihracat rakamını hedefliyorsak, bu ihracatın hedef pazarlarına
rakiplerinden daha hızlı, daha ucuz şekilde nasıl ulaştırılacağını
da hesaplamak durumundayız.
UND YÖNETİM KURULU BAŞKANI
Güçlü ülke olmanın yolunun güçlü lojistikten geçtiğine inananlar
olarak ‘Taşımacılıktan Lojistiğe Dönüşüm Eylem Planı’nın bu
bağlamda çok iyi etüt edilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bu
eylem planı ile sektörümüz hak ettiği yeri alacaktır. Lojistik, bir
ülkenin en stratejik sektörlerinden biridir. Almanya, Hollanda,
İngiltere, Çin gibi dünyanın ekonomik açıdan gelişmiş ülkeleri
lojistik sektörünün önemini kavramış bulunuyor ve bu ülkelerde lojistik sektörü en yüksek yatırımın ve desteklerin yöneldiği
sektörler arasında geliyor. Son dönemde Almanya ve Fransa’da
uygulamaya konan, yeni haftalık dinlenme kuralları veya asgari
ücret yasası gibi ilave kısıtlayıcı tedbirlerin de, bu ülkelerdeki
ulaştırma ve lojistik sektörlerini dış rekabete karşı korumayı
amaçladığını görüyoruz.
Türkiye’nin de, 2018 sonuna kadar hayata geçireceği eylem
planı ile sektörümüzün dünyanın ekonomik açıdan gelişmiş
ülkelerinde olduğu gibi çok özel bir konuma geleceğini öngörüyorum. 10. Beş Yıllık Kalkınma Planı’nın getireceği en önemli
kazanım, bugüne kadar sektördeki çok başlılık ve karar alma
mekanizmalarındaki eşgüdümsüzlüğün ortadan kalkmasını
sağlayarak etkin politikalar oluşmasını sağlayacak bir “Lojistik
Koordinasyon Kurulu”nun kurulması olacaktır. Başbakanlık
Genelgesi ile oluşturulacak bu kurul; Ulaştırma, Denizcilik ve
Haberleşme Bakanlığı, Ekonomi Bakanlığı, Gümrük ve Ticaret
Bakanlığı, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Kalkınma Bakanlığını,ilgili sivil
toplum kuruluşlarını ve meslek örgütlerini ortak bir platformda
bir araya getirecek. Özel sektör ve kamunun, ortak hedeflere
doğru, uyum içinde çalışıyor olması güçlü bir lojistik sektörü
hedefinin en temel unsuru olacaktır.
Saygı ve Sevgilerimle...
8
Şubat 2015
Editör’den
“Derneğimize kayıtlı 1174 üyemizin 47 binden fazla çekicisi ve
77 binin üzerinde treyleri var. Bu firmalarımız, ihraç yüklerimizi her türlü engele ve yurt dışında maruz kaldıkları haksız
kısıtlamalara rağmen en iyi şekilde taşıyorlar. Türkiye, ihracata
dayalı büyüme modeli uygulayan bir ülke. Ülkemizin gelişmesi
için ihracattan sağlayacağımız katma değere çok ihtiyacımız
var. 2014 yılında 157 milyar dolarlık ihracatımızın 60 milyar
dolara varan kısmı karayoluyla taşındı. Yani bir TIR, yaklaşık
40 bin dolarlık ürünün taşımasını gerçekleştirdi.”
Fatih ŞENER
UND İcra Kurulu Başkanı
Merhaba,
Lojistik sektörü dünyada olduğu gibi ülkemizde de
en stratejik sektörlerden biri konumunda. Biz de Uluslararası Nakliyeciler Derneği olarak bu stratejik öneme sahip
sektörü daha da ileri taşımak için var gücümüzle çalışıyor,
sektörümüzü ve sektörümüzün içinde bulunduğu sorunlarını yakından takip ediyoruz. Fakat, değişen dünya ve
gelişen yönetişim ilkeleri doğrultusunda, özellikle son 2
yıldır sorunlara çok daha “proaktif” yaklaşıyoruz, sorunların kaynağına inmeye gayret gösteriyoruz. Avusturya’da,
İran’da, Bulgar sınır sorununda hep bu yaklaşımı sergiledik; sorunları uzaktan izlemek yerine, doğrudan bunları
yaşayanlarla birlikte tecrübe ettik. Çözüm önerilerimiz de,
işte bu sebeple, artık çok daha gerçekçi; sunduğumuz
argümanlar da karar alıcılar açısından çok daha kabul
edilebilir oluyor.
2013 ve 2014 yıllarını şöyle kabataslak bir gözden geçirdiğimizde 2013 yılında 176 etkinliğe katıldığımızı ve birçok
etkinliğe ev sahipliği yaptığımızı görmek mümkün. Yine
2014 yılında 200’e yakın organizasyona katılarak sektörün
sıkıntılarını aktarıp çözüm için neler yapılabileceğini anlattık.
Sadece 2 yılda 400’e yakın etkinliği gerçekleştirmek ancak
UND’nin üstesinden gelebileceği bir performans. Türk
taşımacılarına yönelik dayatmaları, haksızlıkları Kamu’nun
ilgili karar alıcı ve paydaş kesimlerini de yanımıza alarak
ulusal ve uluslararası platformlarda dile getirdik ve getirmeye devam edeceğiz. UND olarak ülkemizde verdiğimiz
mücadeleyi yurtdışına da taşıyarak, Avusturya’nın Ro-La
dayatmasına, Türkiye aleyhine işleyen UBAK sistemine, İran ile yıllardır çözülemeyen Akaryakıt Fiyat Farkı
Uygulaması’na, taşımacılarımıza parça parça verilen ve bir
türlü çözülemeyen geçiş belgesi kotaları sorununa, sürücü
vize sorunlarına kadar Avrupa’da ve dünyanın farklı bölge
ve ülkelerinde sektör adına mücadele verdik. Başarılamaz olarak bakılan, tabu olarak görülen konuların üzerine
gittik. Kararlılığımız, istikrarlı bir şekilde hakkımız olanı alma
tutumumuz taraflı-tarafsız herkesten takdir topladı. Sektör olarak
iyi işler ortaya çıkarmaktan dolayı son derece memnunuz. 2015
yılı içerisinde de bu gücümüzü en etkili ve sonuç odaklı şekilde
kullanarak sektörümüze ve ülkemize katma değer sunmaya
devam edeceğiz.
2 yılda bir üyelerimiz ölçeğinde gerçekleştirdiğimiz çalışmamız
olan “Sektör Raporumuzu” güncelledik. Alınan sonuçlara göre
derneğimize kayıtlı 1176 üyemizin 47 binden fazla çekicisi ve
77 binin üzerinde treyleri var. Bu firmalarımız, ihraç yüklerimizi
her türlü engele ve yurt dışında maruz kaldıkları haksız rekabete
rağmen en iyi şekilde taşıyorlar. Türkiye, ihracata dayalı büyüme
modeli uygulayan bir ülke. Ülkemizin gelişmesi için ihracattan
sağlayacağımız kazanç ve katma değer çok önem taşıyor. 2014
yılında 157 milyar dolarlık ihracatımızın 60 milyar dolara varan
kısmı karayoluyla taşındı. Yani bir TIR, yaklaşık 40 bin dolarlık ürünün taşımasını gerçekleştirdi. Sektörümüzün yurtdışına
ürün taşımanın yanında, ticaretimize bir “hizmet” sunduğunu
da hesap ettiğimizde, bu hizmetin de ülkemizin gelir hanesine
yazıldığını görüyoruz. Bu rakamlar, ülkemiz insanlarının refahının
artması, daha fazla ihracat geliri ile daha fazla ekonomik faaliyet
ve daha fazla istihdam anlamına geliyor.
Biz, üyelerimizden aldığımız destek ile, 41. yılımıza eriştik. Üyelerimizle birlikte, üyelerimiz ve ülkemiz için daha iyi bir gelecek
yaratmaya çalışıyoruz. UND olarak, bugün ülkemiz çapında 50
binin üzerinde STK arasında çok özel bir yere sahibiz. Başka
hiçbir sektörün temsil edilmediği platformlarda, sektörümüzün
çıkarlarını tartışıyor. Belki de diğer sektörlerin gelişiminin de önünü açıyoruz. Bundan sonraki yıllarda da, üyelerimizin vereceği
güçle var olmaya ve örnek olmaya devam edeceğiz.
Bir sonraki sayıda buluşuncaya kadar, hoşçakalın.
Saygılarımla…
10
UND’den
Bolu çalışma grubu
toplantısı gerçekleştirildi
Bolu Çalışma Grubu Toplantısı
31 Ocak’ta Eren Teknik Otomotiv
yetkililerinin katılımı ile UND Bolu
Bölge Temsilciliği’nde yapıldı. Toplantıya Sektörün en büyük maliyet
unsuru olan akaryakıt konusundaki kayıpları azaltmak amacıyla “ Yakıt Güvenlik Sistemleri “
konusunda İşbirliği yapılan Eren
Teknik Otomotiv yetkilileri tarafından taşımacılara yönelik verilen
hizmetler, ürünler hakkında bilgilendirme yapıldı. Daha sonrasında
Almanya Asgari Ücret Yasası’nın
Uygulanması ile İlgili Gelişmeler,
Gürbulak’ta ÖTV’siz ve KDV’siz
Akaryakıt satışlarının yapılacağı,
Sürücü İstihdam Kılavuzu evrakları,
Sırbistan geçişlerinde yapılan kontroller, görüşüldü. Toplantıya İbrahim Çelikbaş (Köroğlu), Selçuk Hitit
(Hitit Global), Adil Seymen (Murat
Kayman), Yılmaz Bakırcı (Kökez),
Hayati Tasalıoğlu (Kay-Naş), Fethi
Çapar (Martı Trans- Bolu Güneş),
Hüseyin Çelikcan (Hasanoğulları),
Cafer Yaman (Trans 14), İbrahim
Kaya (Alibey), Zekeriya Özsoy (Pay
Nak.), Kenan Demirel (Atabey ),
Aydın Ataş (Çağ), İbrahim Türker
(Abant), Aydın Perçin (Bolkar),
Burak Altundağlı (Çarıkcı), Fahri
Arslan (Kaynaşlı Koop.), Engin
Ergin (Özay) ve UND Bolu Bölge
Temsilcisi Nusret Özarslan katılım
sağladı.
Gümrük ve antrepo çalışma grubu
Erenköy Gümrüğü’nde toplandı
UND Gümrük ve Antrepo Çalışma
Grubu toplantısı, Erenköy Gümrük
Müdürlüğü’nde, Gümrük Müdürü
İsmet Gürler ve ekibinin katılımı ile
birlikte gerçekleştirildi. Toplantıda
gümrük mevzuatındaki değişiklikler,
yeni uygulamalar, yaşanan sorunlar
ve çözüm önerileri istişare edildi.
Çalışma grubu toplantısında; transit
beyannamelerindeki eksiklik-fazlalıklardaki ek süre taleplerinde yaşanan
sıkıntılar, mahrece iade işlemlerinŞubat 2015
deki transit beyanname işlemlerinde karşılaşılan sıkıntılar, ihracat
taşımalarında talep edilmekte olan
ek dokümanlar, transit beyannamelerinin iptaline ilişkin firmalarımızdan
gümrük idaresine iletilen taleplerin
yarattığı ek iş yükleri, yeni gümrük
mevzuatı kapsamında antrepolarda karşılaşılan zorluklar, antrepo
teminatları ile ilgili sektörün yaşadığı
sorunlar, kaçak göçmen vakalarındaki artışın sektöre verdiği zararlar
ve alınabilecek önlemler görüşüldü.
Toplantıya UND Yönetim Kurulu
İkinci Başkanı Cavit Değirmenci,
Başdanışmanı Cahit Soysal, İcra
Kurulu Üyesi Erman Ereke, Çalışma
Grubu Başkanı Metin Yılmaz (Yılmaz
Ulus. Nak.), Başkan Yardımcısı
Mustafa Kemal Avcı (Mars Ulus.
Nak.) ve çalışma grubu üyeleri
Caner Tan (Tan Lojistik), Yalçın
Karakoç (Sittnak), Ali Bozkurt (Eda
Antrepo), Ferudun Cemal İnal
(Ulusal Antrepo), Ersel Tarhan’ın
(TOBB-UND) katılım sağladı.
Türk konseyi
taşımacılık çalışma
grubunda ana gündem
Hazar geçişi oldu
Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği
Konseyi (Türk Konseyi - TDİK),
Türk dili konuşan ülkeler arasında
kapsamlı işbirliğini teşvik etmek
amacı ile uluslararası bir örgüt
olarak 2009 yılında kuruldu. Türk
Konseyi, Azerbaycan, Kazakistan,
Kırgızistan ve Türkiye kurucu üyelerinden oluşuyor. TDİK üyesi ülkeler,
Birleşmiş Milletler Anlaşması’nın
amaçları ve ilkelerinin yanı sıra
uluslararası hukukun diğer evrensel
olarak tanınan ilkelerini benimsemiş
bulunuyor. Barış ve güvenliğin korunması ile iyi komşuluk ilişkilerinin
geliştirilmesine ilişkin uluslararası
normlar, Türk Konseyi çatısı altında
yürütülecek işbirliğinin zeminini
oluşturuyor. Türk Dili Konuşan devletler arasında kapsamlı işbirliğini
derinleştirmek ticaret ve yatırım
için uygun koşulların yaratılmasını
amaçlayan konseyin 26 Ocak tarihinde İstanbul’da yaptığı toplantıda
ana gündem maddesi Hazar geçişi
oldu. Bu konuda UND tarafından
yapılan detaylı çalışmalar görüşüldü
ve sunum yapılması talep edildi.
Toplantıda Türk konseyi temsilcileri
ile son zamanlarda UND’nin Hazar
geçişi konusundaki çalışmaları,
yapılan faaliyetler ve bölgenin taşımacılık açısından önemi paylaşıldı.
UND adına konsey toplantısına İcra
Kurulu Başkanı Fatih Şener ile İcra
Kurulu Başkan Yardımcısı Alper
Özel katıldı. UND’den yapılan açıklamada, “UND olarak Türk Konseyi
Taşımacılık Çalışma Grubu’na desteğimiz devam edecek” denildi.
12
UND’den
İran taşımalarında
son durum ve önemli uyarılar!
UND, İran taşımalarındaki son durumla ilgili bir uyarı yayınladı. UND’nin yayınladığı uyarıda şu bilgilere yer verildi:
“31 Ocak tarihi itibari ile Gürbulak Sınır
Kapısı’nda UND olarak başlattığımız
akaryakıt satışları devam etmekte
olup, ikili ve transit amaçlı çıkışlarda
Bazargan’daki İran gümrük makamları tarafından yapılan araç kabullerinde
herhangi bir sıkıntı yaşanmamaktadır.
Bilindiği üzere, sadece 4458 sayılı
Gümrük Kanununun ihracat rejimi
kapsamında yurt dışına çıkarılacak
eşyayı taşıyan kamyon, çekici ve
soğutucu ünitesine sahip yarı römorkların depolarına (soğutucu ünitelerin
standart yakıt deposu miktarlarını
aşmamak ve çekiciye tanınan haktan
fazla olmamak kaydıyla) yurt dışına
çıkışlarında ÖTV ve KDV’den muaf
akaryakıt teslimi yapılabilmektedir.
İhracat rejimi kapsamında işlem görmeyen transit statüdeki yükler ise söz
konusu akaryakıt muafiyet hakkından
yararlanamamaktadır. Gürbulak sınır
kapısından İran’a çıkış yapacak olan
araçlara akaryakıt teslimi yapılabilmesi için şu evrakların ibraz edilmesi
gerekmektedir:
TIR Karnesi
TIR Karnesi yok ise Transit Refakat
Belgesi ve ekli Transit Güvenlik Kalem
Listesi,
İhracat beyannamesi ve ilgili beyannameye ait ek devam listesi
Taşıt kartı (C2)
Öte yandan, İran üzerinden transit
geçiş yapacak olan araçların İran
topraklarında sorun yaşamaması adına, akaryakıt depolarının mühürleme
işlemlerinin yapılabilmesi için gerekli
olan donanıma sahip olmaları gerekmektedir. Türkmenistan’dan İran’a
girişlerde kullanılan sınır kapılarına
gelen taşımacılarımızdan Derneğimize
iletilen, mühürleme işlemlerinin yapılmadığı, araçların depolarındaki mazot
miktarına müdahale edildiği gibi çeşitli
nedenlerle, araçların geçişlerine izin
verilmediği yönündeki bilgiler ivedi
olarak Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’na intikal ettirilmiş ve
çözüm talep edilmiştir. Bakanlığımız
yetkililerinin konu ile ilgili İran makamları ile temasları devam etmektedir.”
UND yetkilileri, İran taşımalarında yaşanan gelişmelerin acil olarak üyelerle
paylaşılacağını da belirtti.
Gürcistan, Azerbaycan bölge çalışma grubu
toplantısı Trabzon’da gerçekleştirildi
Gürcistan, Azerbaycan, Karadeniz
Çalışma Grubu toplantısı 3 Şubat
tarihinde Trabzon’da gerçekleştirildi.
Toplantıda, Gürcistan ve Azerbaycan güzergah problemleri, İran’la
varılan anlaşmanın değerlendirilmesi,
Gürcistan’da yazılan trafik cezaları, Azerbaycan’ın zorunlu trafik
sigortası, Hopa Mevkiindeki sıra
düzeni sağlayan park alanının zemin
bozukluğu gibi konular üzerinde
duruldu. Toplantıya, UND Yönetim
Kurulu Üyesi Abdullah Özer (Özer),
Bölge Çalışma Grubu Başkanı Alişan
Ender Topaloğlu (Başoba), Salim
Uzun (Uzunoğlu), İsa Baş (Çağlayan
61), Mustafa Sağıroğlu (Birses),
Şubat 2015
Coşkun Küçük ( ErBaşaranlar),
Yaşar Kahraman (Derya), Cemil
Yılmaz (Tuğra), Ahmet Yalçın ( Yalçınlar ), Mustafa Çelik ( Çelik İnşaat
), Hüseyin Özdemir ( Efsane ), Murat
Altuntaş ( Kazazlar ), Haşim Çavdar
(Çavdaroğlu 61 ) katılım sağladı.
Türkiye ve Rusya
arasındaki geçiş
belgesi sorunlarının
çözümü için
bakanlıklar devrede
17 Şubat 2015 tarihinde
Moskova’da Ekonomi Bakan
Yardımcımız Adnan Yıldırım ve
Ekonomi Bakanlığı’ndan kalabalık
bir bürokrat grubu, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme, Gümrük ve
Ticaret, Gıda Tarım ve Hayvancılık
Bakanlığı yetkilileri ile Rusya ile iş
yapan, yapmak isteyen iş adamlarımız ve UND, iki ülke arasında
ticaretin geliştirilmesi konusunda
Rus muhatapları ile geniş kapsamlı
bir toplantı gerçekleştirdi. Toplantının ana gündem maddeleri Türkiye
ile Rusya arasında tercihli ticaret
anlaşmasının hazırlanması ve her
iki ülkenin milli paraları ile ticaretin
yapılabilmesi idi. Toplantının ulaştırma ile ilgili bölümünde ise ekonomi
bakanlıkları, prensip olarak taşımaların her iki ülke taşımacıları tarafından yapılması ve kotaların taşıma
sayılarına göre artırılması hususunda prensip kararı aldı. UND
ile ASMAP başkanlarının yakın
tarihte gerçekleştireceği toplantıda
iki ülke ekonomi bakanlıklarından
da temsilcilerin bulunması ve bu
görüşmede alınacak kararların desteklenmesi konusunda anlaşmaya
varıldı. Toplantıya UND’yi temsilen
UND İcra Kurulu Başkanı Fatih
Şener katılım sağladı.
14
UND’den
Türkiye’nin yeni bir sınır kapısı olacak
Türkiye ile İran arasında uzun süredir değerlendirelemeyen üçüncü sınır kapısı
için formül bulundu. Van’daki Kapıköy Sınır Kapısı için gereken 75 kilometre
yolun yapımını finanse edemeyeceğini açıklayan İran’dan, Türkiye’ye ‘Siz yapın,
biz size ödeyelim” teklifi geldi. Gümrük Bakanlığı, İran’daki 300 milyon liralık yol
için acil ihaleye çıkacak.
Türkiye, İran’a üçüncü
sınır kapısını açabilmek için ilginç bir
anlaşmaya hazırlanıyor. Kapıköy Sınır
Kapısı’nın hayata geçirilmesi için İran
tarafında 75 kilometrelik yol yapılması
gerekiyor. İran ekonomik gerekçelerle
bunu şimdi finanse edemeyeceğini
dile getirince, Türkiye yola talip oldu.
İran’dan Türkiye’ye,
‘Siz yaptırın finanse edin,
biz size ödeyelim’ önerisi
Yolun finansmanı Türkiye üstlenecek, İran bize borçlanacak. Gümrük
ve Ticaret Bakanı Nurettin Canikli,
bu anlaşma için İran’da görüşmeler
yapacak. İran ziyaretinin ayrıntılarını
anlatan Bakan Canikli şunları söyledi:
“Türkiye ile İran arasındaki üçüncü
gümrük kapısını hayata geçirmek
istiyoruz. Kapıköy’ün açılması için İran
tarafında 75 kilometrelik yol yapılması
gerekiyor. İran, ekonomik gerekçelerle
‘biz bunu şimdi yapamayız. Siz yaptırın finanse edin, biz size ödeyelim’
önerisi getirdi. Bunu masaya yatırdık.
Finansmanını nasıl sağlayacağımızı
araştırdık.”
300 milyon liralık ihale
Teknik heyetlerin İran’da gerekli göŞubat 2015
rüşmeleri yaptığını ifade eden Bakan
Canikli İran tarafındaki 75 kilometrelik
bölümün Türkiye tarafından yaptırılacağını söyledi. Bakan Canikli, “Daha
sonra İran’dan parası alınacak. Yolun
maliyetinin 250-300 milyon lirayı
bulacağı hesaplanıyor. Buna ilişkin
anlaşma imzalanacak. Türkiye açısından çok önemli. Gürbulak kapısından
daha kısa ve daha kullanışlı bir yol.
İhale, Türk ve İran firmalarına açık
olacak” dedi.
Van’ın kaderini değiştirebilir
Van’ın komşu ülkelerle ticari ve
ekonomik ilişkilerini geliştirmesi
konusunda büyük önem taşıyan
Saray ilçesindeki Kapıköy Sınır Kapısı, İran’ın yükümlülüklerini yerine
getirmemesi nedeniyle uzun süredir
değerlendirilemiyordu. Yıllardır
açılması beklenen Kapıköy Sınır
Kapısı’ndan başta İran olmak üzere
Orta Asya ve Ortadoğu ülkeleriyle
ticaretin geliştirilmesi amaçlanıyor. Van’da, gerekli tüm altyapı
çalışmaları tamamlanırken, İran’ın
yükümlülüklerini yerine getirmemesi
kapının açılmasını engelliyordu. Saray Kaymakamı Ahmet Can Pınar,
Kapıköy Sınır Kapısı’nın açılmasıyla
çok önemli bir gelişmenin yaşanacağını belirterek şunları söylemişti:
“İran tarafına çok gittim. Bizim köy
yollarımız bile İran’ın uluslararası
yolunun durumundan çok daha
iyi. Pek çok yerde köprü, menfez,
tünel yapılması gerekiyor. İran tarafı
yükümlülüklerini yerine getirmiyor.
Bu nedenle sınır kapımız çok daha
büyük yolcu kapasitesine, yüksek
ticaret hacmine sahip olacak ve
Van’ın kaderini değiştirebilecek durumdayken şu anda sınırlı hizmet
veriyor. Bundan iki taraf da zarar
ediyor.”
Gürcistan’a yeni kapı Mayıs’ta
Bakan Nurettin Canikli, Gürcistan’a
yaptığı ziyarette de Türkiye açısından önemli adımlar attıklarını anlattı. Canikli, “Orada da ikinci kapıyı
devreye sokuyoruz. Çıldır Aktaş
Kapısı Mayıs’da açılacak. Sarp kapısının trafiği çok yoğun ve gittikce
de artıyor. Yolcu geçişinde birinci
sırada, araç geçişinde ise üçüncü
sırada. Türkiye’nin Orta Asya’ya
açılan tek kapısı olduğunu için de
alternatif yaratmak zorundayız.Bu
ikinci kapı yolu 120 kilometre daha
kısaltıyor”dedi.
16
UND’den
İtalya KUKK’ta anlaşma yok
İtalya KUKK toplantısı, İtalyanların uzlaşmaz tavrı sonucu masadan kalkılarak
anlaşmasızlıkla sonuçlandı. UND İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener, İtalya’nın bu
uzlaşmaz tutumunun Türkiye’den çok İtalyan ekonomisine zarar verdiğini belirterek, UND olarak haklı mücadelemizin bundan böyle tüm platformlarda daha
güçlü bir şekilde dile getirileceğini belirtti.
İtalya’nın süregelen
KUKK toplantısı yapmama çabaları
bakanlığımızın ısrarlı talepleri ve
UND’nin son yıllarda gerçekleştirdiği İtalya Başbakanı Matteo
Renzi, İtalya Ekonomi Bakanlığı ve
Avrupa Birliği temasları sonucunda, 2008 yılından bu yana gerçekleştirilemeyen KUKK toplantısı 12
Şubat tarihinde Roma’da yapıldı.
Geçekleştirilen KUKK toplantısında, Türkiye heyeti son 7 yılda artan ticarete paralel bir belge artışı
talebinde bulundu. İtalyan heyeti
ise, uzun saatler süren toplantı
süresince devam eden çözümden
uzak tavrını koruyarak, 7 senedir
iki ülke arasında kat edilen ekonomik işbirliğini ve ticareti göz ardı
etmiş ve gerçekçi çözümlerden
uzak durdu. İtalyan heyeti, İtalya’yı
transit geçmek için Trieste Limanı
hariç olmak üzere hâlihazırda
taşıması olmayan İtalyan limanlarına varış yapma ve devamında tren
Şubat 2015
kullanma şartı ile İspanya, İsviçre,
Portekiz ve Fransa’ya yapılan taşımalarda kullanılabilecek olan ve
kullanımı mevcut şartlarda mümkün olmayan 8 bin adet transit
geçiş belgesi tahsis edebileceğini
dile getirdi. Ülkemiz taşımacılarının en önemli sıkıntılarından
birinin nedenini oluşturan İtalya İkili
taşımalara imkân sağlayan yetersiz
sayıda olan 31 bin adet ikili / transit belgenin ise sadece 1.000 adet
artırılabileceğini iletti.
ve İtalyan heyetinin bu teklifini
“uzaydan arsa tahsis etmek” olarak yorumlayarak reddetti. Heyet
Başkanı Yılmaz, İtalyan heyetinin
iki ülkenin ticaretinin önündeki
engelleri kaldırması yönündeki
talebini yenileyerek, karşı tarafı
daha yapıcı bir çözüme davet
etmiş olmasına karşın, İtalyan
heyetinin daha fazla belge artışına
imkân vermeyen tavrını koruması
nedeni ile herhangi bir anlaşmaya
varılamadı.
Yılmaz’dan ‘Uzaydan arsa
tahsis etmek’ benzetmesi
Şener: Bu tavır daha çok İtalyan ekonomisine zarar veriyor
Ülkemiz Heyet Başkanı Hüseyin
Yılmaz 7 yıldır gerçekleştirilemeyen
KUKK toplantısında ikili taşımalara
imkân sağlayacak gerçekçi bir
belge artışına olanak sağlamayan
İtalyan heyetinin, mevcut şartlarda mümkün olmayan 8 bin adet
transit belgenin tahsisi teklifinin
anlamsız olduğunu dile getirmiş
UND İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener ise, İtalyan Ulaştırma Bakanlığı’nın bu tavrının
Türkiye’den çok İtalyan ekonomisine zarar verdiğini, bu durumun sürdürülemez olduğunu,
Türkiye’nin ihracat ürünlerini
İtalya’ya rahatça getirme hakkı
olduğunu ve Gümrük Birliği’nin
17
bize bu hakkı tanıdığını dile getirerek bu masadakilerin, bu meseleyi
çözmek zorunda olduğunu belirtti.
Aksi halde Türkiye’de yatırım yapan İtalyanlar, İtalya Ekonomi Bakanlığı, gerekirse İtalya Başbakanı
Renzi ile bu sorunun çözüleceğini
ve de çözülmek zorunda olduğunu
ifade eden Şener, İtalyan heyetinin
tavrını protesto ederek, toplantıya
katılan özel sektör temsilcileri ile
birlikte salonu terk etti. Heyetlerin hiçbir anlaşma sağlayamamış
olması sebebi ile herhangi bir
protokol imzalanmayarak masadan kalkma kararı aldı ve toplantı
son buldu
UND: Haklı mücadelemiz bütün
platformlarda dile getirilecek
UND yetkilileri, “Avrupa taşımalarında dar boğaz olan, İtalya geçişlerindeki tüm sorunların çözümleri
konusunda haklı mücadelemiz
bundan sonra bütün platformlarda
güçlü bir şekilde dile getirilecek ve
çözüme ulaştırılacak olup, sektörümüzün arkasında duran ve
destekleyen Heyet Başkanı Sayın
Yılmaz nezdinde Bakanlığımıza
şükranlarımızı sunarız” ifadesini
kullandılar. Toplantıya Türk Heyeti
adına Karayolları Düzenleme Genel
Müdür Yardımcısı Hüseyin Yılmaz,
İtalya Heyeti adına İtalya Karayolları
Müdürü Marcello Paolucci başkanlık
etti. Ülkemiz heyetinde Gümrük
ve Ticaret Bakanlığı Genel Müdür
Yardımcısı Halit Hanoğlu, Karayolları
Düzenleme Genel Müdürlüğü Daire
Başkanı Nurhan Tüfekçioğlu, UND
Yönetim Kurulu Genel Sekreteri
Ali Çiçekli, Yönetim Kurulu Başkan
Yardımcısı Murat Baykara, Yönetim
Kurulu Üyesi Nuri Kuyumcu, İcra
Kurulu Başkanı Fatih Şener, UND
Avrupa Ülkeleri Uzmanı Kadir Çirkin,
UKAT Yönetim Kurulu Başkanı
İdris Şendil, TOBB Geçiş Belgeleri
Uzmanı Can Özkaymak ve Alternative Taşımacılık A.Ş. Yönetim Kurulu
Üyesi Hakan Yılmaz yer aldı.
İran ve Türk gümrük yetkilileri Bazergan’da bir araya geldi!
9 Şubat’ta, Urumiye Türk Başkonsolosluğu, Bazergan ve Gürbulak
Gümrük Yetkilileri ve UND yönetim kurulu üyesinin de katılımı ile
Bazergan’da bir toplantı gerçekleştirildi. Toplantıda, özellikle her
iki tarafta da oluşan TIR kuyrukları
hakkında görüşüldü ve bu kuyruk-
ların hangi sebeplerle oluştuğu hakkında fikir teatisinde bulunuldu. Söz
konusu beklemelerin Türkiye’deki
yakıt satış işlemleri ile hiç bir alakası
olmadığı, ancak İran’ın mühürleme
ile başlayan yeni sisteme uyum
sağlayamamasından kaynaklandığı,
İran gümrük yetkililerince dile geti-
rildi. Toplantıda, yoğunluğun bir an
evvel azaltılması amacıyla, bugün
için her iki gümrük kapısından da
en az 500’er aracın, İran tarafına
ve Türk tarafına geçişlerinin sağlanması hususunda İran ve Türk
gümrük yetkilileri karşılıklı olarak
taahhütte bulundu.
Şubat 2015
18
EKONOMİ
Yılmaz: Türkiye ekonomisi
20 çeyrektir aralıksız büyüyor
Kalkınma Bakanı
Cevdet Yılmaz, yüzde 4
büyümenin Türkiye için
yeterli olmadığını bunu
en az yüzde 5’e çıkarmak gerektiğini belirtiyor. Yılmaz, Türkiye ekonomisinin 20 çeyrektir
aralıksız büyüdüğünü ve
asıl önemli olanın ‘istikrarlı büyüme’ olduğunu
vurguluyor.
Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz,
Türkiye olarak daha fazla sermayeyi
cezbetmeye ihtiyacımız olduğunu
ifade ederek, bu anlamda İstanbul
Finans Merkezi (İFM) projesinin çok
önemli olduğunu vurguluyor. Yılmaz,
“İFM, belli şehirdeki belli gelişme
projesi değil. Bu aslında bir Türkiye
projesi” diyor ve ekliyor: “2023 yılı
hedefimiz, İstanbul’un dünyadaki ilk
on finans merkezi arasında yer almasıdır.” Bakan Yılmaz, İFM’nin hedefi
ve Türkiye’ye katkıları ile ilgili olarak,
“İstanbul Finans Merkezi projesi aslında ulusal bir proje, ülkenin projesi;
ama İstanbul merkezli bir taraftan...
Türkiye’nin bölgesinden ve dünyadan
daha fazla sermaye cezbetmesini
hedefleyen bir program. Yeni finansal
enstrümanlar getirmeyi öngören,
finansal enstrümanlarımızı çeşitlendirmeyi ve derinleştirmeyi öngören bir
program. Türkiye’nin finansal anlamda cazibesini yükseltmeyi öngören bir
program. Altyapıdan eğitim sistemine
birçok alanda faaliyetler içeren geniş
kapsamlı bir program” diyor. Bunun
sadece İstanbul’da belli bir coğrafyadaki çalışmalar olarak algılamaması gerektiğini ifade eden Yılmaz,
Türkiye’nin öncelikle bir bölgesel
Şubat 2015
merkez olduğunu ama uzun vadede
bir küresel merkez olmayı hedeflediklerini de belirtiyor.
Yılmaz, bu işlerin siyasi yaptırımı
olacağını hukuki yaptırımı olmayacağını da antiparantez belirtiyor.
İstanbul’un önemli avantajı var
İstihdamda ciddi
katkı sağlıyoruz
İstanbul’un doğal olarak bir cazibeye
sahip olduğunu ifade eden Bakan
Yılmaz, İstanbul’un coğrafi konumu,
dünyadaki imajı açısından çok önemli
bir yere sahip olduğunu vurguluyor.
Yılmaz, İstanbul’un doğal bir avantajı
olduğunu ifade ederek bu avantajı
daha da güçlendirmeye çalıştıklarını
söylüyor.
Eylemleri herkes takip edecek
Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun
bugüne kadar açıklanan en kapsamlı eylem planını kamuoyu ile
paylaştığını ifade eden Bakan Yılmaz, “Bu eylemleri ortaya koymak,
takvimi netleştirmek aynı zamanda hesap verebilirliğin zeminini
oluşturuyor. Eylemleri artık herkes
takip edecek. Bu bir temenniler
paketi değil. İlk uygulama sonuçlarını nisan ayında paylaşacağız.
Bu kısa vadeli bir program değil.
10’uncu planımızdan geliyor ana
başlıklar. 2018-2019’a kadar giden
bir perspektifte yapılacak. Sonraki
dönemleri de periyodik biçimde izleyip raporlayacağız” diyor. Bakan
Sanayideki teşviklerle ilgili olarak
Bakan Yılmaz, “Birtakım teşvik
politikalarımızla bunu yapmaya çalışıyoruz. Birçok bölgede işveren
primini almıyoruz. 6’ncı bölgede
ikisini de kamu olarak üstleniyoruz. Burada ciddi katkı sağlıyoruz.
Kamu olarak üretken yatırımları
rahatlatmaya gayret ediyoruz.
Gençleri sanayiye çekmek bir
taraftan ücretlerle bir taraftan da
mesleki eğitimle ilgili. OSB’lerde
meslek liselerine teşvik getirip,
öğrenci başına bütçeden doğrudan kaynak veriyoruz. Sanayi ile
iç içe eğitim görmesini sağlıyoruz.
Bu bir taraftan mesleki beceriler
geliştiriyor, diğer taraftan da gelecekte sanayide çalışma ortamını
hazırlamış oluyoruz” diyor. Mesleki
eğitimde gerek İŞKUR gerekse
diğer programlarda giderek daha
fazla uygulama boyutunu ön
plana çıkarmak istediklerini dile
getiren Yılmaz, aslında üniversite
seviyesinde bile belirli dönemleri
okulda, belirli dönemde işyerinde
19
geçiren müfredatı tartıştıklarını da
söylüyor. TOBB üniversitesi gibi
güzel uygulamalar olduğunu ifade
eden Bakan Yılmaz, bu uygulamaları yaygınlaştırmak gerektiğini
ifade ediyor. Sanayinin ve üretimin
çok önemli olduğunu ifade eden
Yılmaz, kriz dönemlerinde özellikle
üretimin can simidi haline geldiğini
de söylüyor.
Teşvikte ufak tefek
değişiklikler olabilir
Yürürlükteki teşvik sisteminin oldukça cömert ve etkili olduğunu ifade
eden Bakan Yılmaz, “Teşvik konusunda bazı tartışmalar yapıyoruz.
Daha tekil mesele çıktığı zaman yeniden bakılabiliyor, ilaveler yapılabiliyor. Teşvik sistemimiz geliştirmeye
açık, ana aksları sağlam, sektörel,
bölgesel, stratejik boyutu var. Yapı
olarak düzgün bir mimarisi var. Ufak
tefek her zaman değişiklikler olabilir.
Kamu alımları yoluyla üretim ve
teknolojinin desteği ayrı bir meka-
nizma, kalkınma programlarında
dönüşümden kaynaklanıyor” diyor.
Yılmaz, genel teşvik sisteminde
teknoloji yüksek ürünleri nasıl daha
fazla destekleyebileceklerini tartıştıklarını ve bu konunun da en kısa
zamanda çözüme kavuşturulacağını belirtiyor.
Öncelik istikrarlı büyüme
Türkiye ekonomisinin 20 çeyrektir
aralıksız büyüdüğünü ifade eden
Yılmaz, “Büyümeyi neredeyse
tamamen ihracat odaklı sağlıyoruz.
Cari açıkta ciddi iyileşme sağlandı.
Dengelerin yerine oturma sürecinin
güçlü yaşandığı yıl oldu. Geleceğe dönük büyüme perspektifini
güçlendiriyor. Cari açığın makul
seviyeye gelmesi sevindirici. Petrol
fiyatlarında da iyi yönde sürpriz
var. Eksileri de var ama artıları
daha fazla. Her sene petrol ve
enerjiye 60 milyar dolar ödeyen bir
ülkeyiz. Yani yüzde 4’ü başarılabilir
büyüme olarak görüyoruz. Kamu
yatırımları devam edecek ama özel
sektör harcama ve yatırımlarıyla
büyümeye devam edeceğiz, dış
talebin de büyümeye katkı vermesini bekliyoruz. Son yıllarda pazarımızı
çeşitlendirdik, özel sektör belli bir
yere geldi. Çok daha çeşitlenmiş
pazara hitap ediyoruz. En önemli
unsur büyümede istikrarı ve sürdürülebilirliği sağlamak. Hız değişebilir
ama önemli olan her yıl üzerine bir
şeyler koyarak ekonomik büyümeyi
elde etmektir. Bu yüzde 4’ü yeterli
bulmuyoruz. Sonraki yıllar içinde
bunu yüzde 5’e çıkacağı yönünde
taahhüdümüz var” diyor. Son dört
yılın performansına bakıldığında
yüzde 5.5 büyüme sağlandığını dile
getiren Yılmaz, istihdamda da 5-6
milyon rakamına ulaşıldığını geçmişe göre daha fazla aktif işgücü
politikalarını kullandıklarını, genç ve
kadınlara yönelik, araştırmacılara
yönelik ciddi istihdam teşvikleriyle
bilgi toplumu stratejisinin hayta
geçirildiğini belirtiyor.
Şubat 2015
20
İŞ-YAŞAM
40 yıllık başarının 10 sırrı
İnsan kaynakları sektöründe 40 yıllık birikime sahip Holland Group’un Yönetim Kurulu Eş Başkanlarları Frank Damen ve Hein Dahmen kendilerine başarı
getiren 10 sihirli formülü Türkiyeli yöneticiler için açıkladı. Şirketleri sayesinde
Almanya’dan Singapur’a; Belçika’dan Çin’e kadar dünyanın çeşitli noktalarında,
yılda 800’ü aşkın profesyonele iş imkanı yarattıklarını söyleyen iki ortak Türkiye’deki yöneticilere delegasyondan korkmamalarını, çalışanlara da inisiyatif
almaktan çekinmemelerini tavsiye etti.
Orta ve üst düzey yönetici
seçme ve yerleştirme hizmetlerindeki uzmanlığını, yaygın uluslararası
tecrübesini Hollanda ile Belçika’dan
sonra Türkiye’ye taşıyan Holland
Group’un Yönetim Kurulu Eş
Başkanı Frank Damen Türkiye’de
çalışanların insiyatif almaktan çekindiklerini ve genellikle yönetici direktifleriyle hareket etmek zorunda
Şubat 2015
kaldıklarını söyledi. Damen, “Onlara
güvenin, inisiyatif almalarını sağlayın. Neler yaptıklarını gördüğünüzde büyük bir şaşkınlık yaşayacaksınız” dedi. Yönetim Kurulu Eş
Başkanı Hein Dahmen ise Hollanda, Belçika ve Türkiye’de bulunan
ofisleri aracılığıyla dünyanın dört
bir yanına profesyonel yerleştirme
hizmeti verdiklerini belirtti.
YÖNETİMDE BAŞARILI
OLMANIN 10 FORMÜLÜ
1. Hırs bulaşıcıdır. Eğer siz hırslı değilseniz
diğer insanların da hırslı olmalarını beklemeyin.
2. Yaptığınız iş konusunda heyecan duyuyorsanız bunu haykırın ve insanların da
bilmesini sağlayın.
3. Her zaman mükemmel olanı talep edin.
4. İnsanların üzerinde baskı yaratmayın
ve kendilerini doğru ifade edebilmelerini
sağlayın. Onlara kendilerini anlatmaları için
izin verin.
5. Çalışanınıza inanın, güvenin ve onları
dinleyin.
6. Sözlerinizi davranışlarınızla da destekleyin.
7. Sıklıkla aferin deyin ve teşekkür edin.
8. Taleplerinizi birden fazla kez dile getirmekten çekinmeyin.
9. Çalışanlarınızın sizin önceliklerinizin ne
olduğunu bildiklerinden emin olun.
10. Ofiste de eğlenceli şeyler yapın.
22
EKONOMİ
Türkiye, 2014’te
45.8 milyar dolar
‘açık’ verdi
Cari denge aralık ayında
6.82 milyar dolar açık
verirken, 2014 yılı 45,8
milyar dolar döviz açığı
ile tamamlandı...
Türkiye Cumhuriyet Merkez
Bankası (TCMB), 2014 Aralık ayı
cari işlemler açığı verisini açıkladı.
Aralık’ta ekonomi 6,82 milyar dolar
açık verdi. Piyasaların beklentisi cari
açığın aralık ayında 6,7 milyar dolar
seviyesinde olacağı yönündeydi.
Türkiye’nin cari işlemler açığı 2014
yılı kasım ayında 5 milyar 636 milyon dolar, yıllıklandırılmış bazda ise
47 milyar 86 milyon dolar olmuştu.
Yıllık gerçekleşmeler
2014 yılı genelinde ise cari işlemler
açığı, 2013 yılına göre 18 milyar
822 milyon dolar azalarak 45 milyar
836 milyon dolara geriledi. Böylece, son 4 yılın en düşük cari açık
rakamı elde edilmiş oldu. Beklenti,
yıllık açığın 45,4 milyar dolar olacağı
yönündeydi. Cari açık, 2013’te
65 milyar dolar olarak kayıtlara
geçmişti. 2015 yıl sonu cari işlemler
açığı beklentileri 37,7 milyar dolar
seviyesinde. Merkez Bankası’ndan
konu ile ilgili yapılan açıklamada
şu bilgiler verildi: Bu gerilemede,
ödemeler dengesi tablosundaki
dış ticaret açığının 16.322 milyon
ABD doları azalarak 63.585 milyon
ABD doları’na düşmesi, net hizmet
gelirlerinin 2.509 milyon ABD
doları artarak 25.353 milyon ABD
doları’na yükselmesi ve birincil gelir
Şubat 2015
açığının 263 milyon ABD doları azalarak 8.723 milyon ABD doları’na
gerilemesi etkili oldu. Türkiye
İstatistik Kurumu’nun turizmle ilgili
olarak gerçekleştirdiği 4. çeyrek
anket sonuçlarının yansıtılmasıyla,
seyahat gelirleri 2013 yılına göre
1.555 milyon ABD doları tutarında artarak 29.552 milyon ABD
doları’na, seyahat giderleri de 255
milyon ABD doları tutarında artarak
5.072 milyon ABD doları’na ulaştı.
Birincil gelir dengesi altında yer alan
yatırım gelirinden kaynaklanan net
çıkışlar, 2013 yılına göre 371 milyon
ABD doları azalarak 8.327 milyon
ABD doları olmuşken, ikincil gelir
dengesinden kaynaklanan net girişler 272 milyon ABD doları azalarak
1.119 milyon ABD doları olarak
gerçekleşti. Doğrudan yatırımlardan
kaynaklanan net varlıklar, 2013
yılına göre 3.420 milyon ABD doları
artarak 7.047 milyon ABD doları
tutarında gerçekleti. Doğrudan yatırımlardan kaynaklanan net yükümlülükler, 2013 yılına göre 73 milyon
ABD doları artarak 12.530 milyon
ABD doları tutarında gerçekleşti.
Portföy yatırımları kalemindeki net
yükümlülük oluşumuyla ilgili olarak,
yurtdışında yerleşik kişiler hisse senedi piyasasında 2.559 milyon ABD
doları tutarında net alım gerçekleş-
tirdi. Söz konusu alımın 1.529 milyon ABD doları bankacılık sektörü
dışındaki hisselerde, 1.030 milyon
ABD doları ise banka hisselerinde
gerçekleşti. Devlet iç borçlanma
senetleriyle ilgili olarak yurtdışı
yerleşikler, Ocak-Aralık döneminde
370 milyon ABD doları tutarında
net alım gerçekleştirdi. 2013 yılının
aynı döneminde ise 4.133 milyon
ABD doları net alım gerçekleşti.
Diğer sektörlerin net kredi kullanımı, 2013 yılına göre 4.696 milyon
ABD doları artarak 5.795 milyon
ABD doları’na yükseldi. Uzun vadeli
kredilerde, 2013 yılında 137 milyon
ABD doları net geri ödeme yapılırken 2014 yılında 5.410 milyon ABD
doları net kullanım gerçekleşti.
24
ARAŞTIRMA
UDHB, Türkiye Kombine Taşımacılık Strateji
Belgesi ile kavram kargaşasına son veriyor
Lojistik sektöründe ortak
bir dil oluşturulamamasından kaynaklı kavram
kargaşası yaşanıyor. Kombine taşımacılık hepimizin
dilinde yer etmiş durumda.
Fakat bu kavramın içeriği,
uygulanma biçimi ve tanımı tamamiyle birbirinden
farklı. Ulaştırma Habercilik ve Denizcilik Bakanlığı
(UDHB)’nın yayınladığı Türkiye Kombine Taşımacılık
Strateji Belgesi bu kavram
kargaşasını ortadan kaldırır
türden. UND’nin Sesi olarak UDHB’nin hazırladığı
Türkiye Kombine Taşımacılık Strateji Belgesi’nin satır
aralarını okuduk.
2023 yılında 500 milyar dolar
ihracatı hedefleyen Türkiye, bu
ekonomik büyüklüğe ulaşmak için
gerekli tüm altyapının geliştirmeyi
hedefliyor. Çünkü bu taşımacılık
türü, ekonomik büyümede önemli
bir rol oynuyor. Türkiye’nin karayolu
taşımacılık sektörü, yük ve yolcu
taşımacılığında yüzde 90’ına yakın
pazar payına sahip ve bu aşırı
bağımlılıktan kurtulması gerekli.
Uluslararası platformlarda, sadece
karayolu taşımacılığına bağlı olan bir
taşımacılık sisteminin, orta vadede
sürdürülebilir olmadığı varsayılıyor.
Bunun nedenleri olarak da artan
trafik, olumsuz dış etkenler (çevre,
enerji sarfiyatı, gürültü vb.) ve artan
Şubat 2015
trafik hacminin gerektirdiği emniyet ve verimlilik seviyelerini garanti
etmenin imkansızlığı görülüyor. Bu
sebeple; farklı taşımacılık türlerinin dengeli ve entegre bir şekilde
kullanılmasını sağlayacak kombine
taşımacılık düzenlemeleri ve faaliyetlerinin acilen uygulamaya sokulması gerekiyor. Türkiye’de kombine taşımacılığın geliştirilmesine
yönelik hazırlanan Türkiye Kombine
Taşımacılık Strateji Belgesi stratejik
planının amacı; ‘farklı taşımacılık
türlerini dengeleyen, demiryolu,
denizyolu ve lojistik alanında yatırım,
yasal düzenlemeler ve iyileştirmeler
gerektiren bütünsel bir taşımacılık
sistemini tanımlamak ve başlatmaktır.” Türkiye’nin, Asya-Afrika-Avru-
pa ulaşım ağı üzerindeki stratejik
coğrafi konumundan dolayı, mal
taşımacılığı, ekonomik anlamda
her zamankinden çok daha fazla
sosyal ve bölgesel bütünleşme kapasitesine sahip, stratejik ve temel
bir sektör haline gelmiş durumda.
Bu durum, aynı zamanda diğer
ülkelerle olan ekonomik, sosyal
ve kültürel ilişkiler açısından da bir
araç niteliğinde.
Karayolu baskın bir
tür olarak öne çıkıyor
Avrupa’da olduğu gibi, Türkiye’de
de yüklerin hareketinde karayolu
halen baskın bir taşımacılık türü
olarak öne çıkıyor. Bu durumun
başlıca nedeni, ülkenin Asya-Av-
25
rupa ulaşım ağı üzerindeki stratejik
coğrafi konumu ve karayolunun
ulusal ekonomideki destekleyici
rolüdür. İlave olarak, karayoluyla
yapılan taşımacılık çevre, gürültü,
altyapı, trafik sıkışıklığı ve kazalar
açısından hem kamuya hem de son
kullanıcılara ek maliyetler getiriyor.
Diğer taraftan, yüklerin kombine
taşımacılık yöntemleriyle taşınmasına ilişkin Avrupa Birliği’nin 29 Mayıs
1997 tarihli belgesinde, karayolu
taşımacılığında artan yük hacmine
paralel artan trafik, farklı taşımacılık
türlerinin kullanılmasındaki dengesizliğin de artmasına neden olduğu
belirtilmiştir. Sonuç olarak, gerek
sürdürülebilirlik kriterinin gerekse
de ulaştırma modları arasındaki
dengenin sağlanması için, yüklerin
kombine taşımacılık yöntemleri ile
taşınmasını esas alan yeni bir lojistik
stratejinin tercih edilmesi gerekli
görülüyor.
Kombine Taşımacılık’tan
ne anlamalıyız?
Birleşmiş Milletler Avrupa Ekonomik
Komisyonu (BM-AEK), kombine taşımacılığı “yüklerin tek bir araç veya
birim yük halinde, farklı taşımacılık
türleri kullanılarak ve farklı taşımacılık türlerine geçişte yükün elleçlenmeden taşınması” olarak tanımlıyor.
Bir ülkede kombine taşımacılığın
stratejik olarak planlanmasını;
“Küresel lojistik zincirinden optimum
düzeyde pay alabilmek için gerekli
karar süreçlerini geliştiren ve alınan
kararların gelecekteki etkileri hakkın-
da mümkün olan en geniş ölçüde
bilgi sahibi olmayı sağlayacak
sistematik çalışmalardır” şeklinde
tanımlamak mümkündür. Türkiye,
ekonomik büyümeyi sağlamlaştırmanın ve ülkenin jeostratejik
konumunu, küresel lojistik platformu olarak kullanmanın önemli
unsurlarından biri olan kombine
taşımacılık konusuna önem veriyor.
Ülkemiz gereksinimlere uygun
bir kombine taşımacılık sistemini tasarlamayı amaç ediniyor.
Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme
Bakanlığı’nın yayınlamış olduğu
Türkiye Kombine Stratejik Taşıma
Belgesi’nde kombine taşımacılığı
geliştirmeye yönelik şu hedefler göz
önüne alınarak bir strateji belgesi
hazırlanmasının ihtiyaç olduğu vurgulanıyor: Ülkede üretilen malların
uluslararası pazarlara ulaştırılmasını
kolaylaştıran, kişilerin toplu taşıma
hizmetlerine erişimini artıran ve
ülkenin uluslararası rekabetteki konumunu en ideal şekilde kullanmayı
garanti eden, çok-modlu entegre
taşımacılık sistemine sahip olmasına yönelik yaklaşımları belirlemek.
Burada belirtilen ana hedefe ulaşmak amacıyla hazırlanan strateji
belgesinde, şu temel yaklaşımlar
da dikkate alınmıştır: Çok-modlu
taşımacılığı, sürdürülebilir bir şekilde güçlendirmek için altyapı ve
operasyona yönelik öncelikli projelerin belirlenmesi. Kamu sektörü ve
özel sektördeki temel paydaşlarla
birlikte, ulusal taşımacılık sistemi
için uzun vadeli stratejik vizyonun
geliştirilmesi. Stratejik vizyonu hem
genel ölçekte (yurtiçi ulaşım sistemi)
hem de farklı alt sistemler açısından (demiryolları, lojistik, limanlar
ve karayolları) gerçekleştirmek için
gereken taktik hedeflerin, eylem
planlarının ve izleme süreçlerinin
tanımlanması. Diğer bir deyişle;
kombine taşımacılığın geliştirilmesine yönelik stratejinin hazırlanması,
stratejik ve operasyonel eylemlerin
temeli olan ulaşım ve iletişim altyapısının analizi ile başlıyor.
Kamu ve özel sektör
paydaşlarıyla işbirliği
Türkiye Kombine Taşımacılık
Stratejisi’nin oluşturulması aşamasında bir sonraki adım, kamu ve
özel sektör paydaşlarıyla işbirliği
halinde, ulusal taşımacılık sisteminin
uzun vadedeki stratejik hedeflerine
katkı sağlanmasıdır. Türkiye’de
kombine taşımacılığı geliştirme stratejisinin ana yönelimlerini saptamak
olan son adım ise; stratejik hedeflerin ve stratejik vizyona ulaşmak
için yapılması gereken faaliyetlerin
ve izleme planlarının, hem genel
taşımacılık sistemi hem de farklı
alt sistemler bazında (demiryolları, lojistik, limanlar ve karayolları)
tanımlanmasıdır. Bu doğrultuda,
Türkiye’de Kombine Taşımacılığın
Güçlendirilmesine yönelik strateji
belgesinin temel amacı: “Türkiye’nin
ulusal ve uluslararası pazarlarda yük
hareketinin sağlıklı gelişimini sağlamak üzere, entegre bir kombine
Şubat 2015
26
ARAŞTIRMA
taşımacılık sisteminin oluşturulması
için verimli/sürdürülebilir taşımacılık
altyapısı ve idari organizasyonun
tanımlamasına yönelik, rehber
ilkeleri belirlemek ve dünyanın
çok-modlu koridorlarında, ülkenin
jeostratejik pozisyonuna yeni bir
değer katmaktır.” Strateji Belgesi
hazırlanırken metodoloji olarak:
Türkiye’de kombine taşımacılığa
ilişkin SWOT analizinin hazırlanması, Farklı taşımacılık modlarında
(karayolu-demiryolu-denizyoluhavayolu) ve kombine taşımacılık
sektöründe görev alan yetkililerle
(lojistik merkezleri, gümrük işlemleri
ve bilgi destek sistemleri) birlikte
SWOT analizinin revizyonu, Öngörülen sonuçlar ve kombine taşımacılık stratejisini oluşturan temel
ilkelerinpaydaşlarla (kamu ve özel
sektör) yapılan görüşmeler doğrultusunda hazırlanması, Türkiye’de
taşımacılık zincirinde yer alan
tesisler üzerinde gerçekleştirilen
kombine taşımacılık faaliyetlerini
tetkik etmek için inceleme ziyaretleriyapılması kullanılmıştır.
Kombine taşımacılık kavramı
kapsamı ve özellikleri
Küreselleşme; gelişmiş ve geliş-
Şubat 2015
mekte olan tüm ekonomilerin, sürdürülebilir ve rekabetçi taşımacılık
sistemlerine sahip olmasını gerektirir. Bu bağlamda taşımacılık, bir
ülkenin küresel rekabet ortamında
güçlü olarak yer almasında önemli
bir yapı taşıdır. Kombine taşımacılık, gelecekte dünya ekonomisinde
önemli bir rol oynayacak. Bu rol,
teknolojideki gelişmeler ve artan
çevresel duyarlılık sonucunda her
geçen gün daha da önem kazanacak. Kombine taşımacılık, farklı
taşımacılık türlerinin avantajlı yanlarını kullanarak taşımacılık lojistiğinin
ideal hale getirilmesine katkıda bulunuyor. Bu bağlamda, intermodal/
kombine taşımacılığın uluslararası
ticareti geliştirecek bir faktör olduğu
düşünüldüğünde tüm ülkeler, bu
yönde politikalar hazırlıyor ve teşvik
mekanizmaları oluşturuyor. Ancak,
bu alanda oluşturulacak politikalar,
güçlü bir yasal zeminde kombine
taşımacılığı düzenleyen kuralları
içeren stratejiler ile bu stratejilerin
uygulanması ve takibine yönelik
planlarla da desteklenmeli. Teknolojik ve operasyonel özellikleri
açısından, multimodal, intermodal
veya kombine taşımacılık, aynı
yükün, çıkış yerinden varış yerine
sevkiyatı için iki veya daha fazla
taşımacılık modunun kullanılmasına
odaklanıyor. Bu durum ekonomik
nedenlerden veya fiziksel-coğrafi
koşullardan kaynaklanıyor. Kombine taşımacılık, Kombine Taşımacılık
Operatörü (KTO) tarafından organize ediliyor ve Kombine Taşımacılık
Belgesi (KTB) olarak adlandırılan
bir sözleşme kapsamında, yük,
satıcının kapısından alınarak alıcının
kapısına teslim ediliyor. Kapıdankapıya hizmeti öngören kombine
taşımacılık, prensip olarak, kombine
taşıma operatörü ile yapılan tek
bir sözleşmeye dayanıyor ve bu
sözleşme; tüm süreçle ilgili bütün
sorumluluğu söz konusu operatöre
veriyor. Bu özellik, malların kapıdankapıya ulaştırılması sırasında birden
fazla sözleşme yapılmasını gerektiren tek modlu taşımacılık yönteminden, kombine taşımacılığı ayıran en
önemli özelliktir. Çok-modlu taşımacılık zincirinin tam olarak işleyebilmesi için bu zincirde, ürün akışının
gerçekleştiği, uygun liman tesisleri,
kara aktarma merkezleri, konteyner
elleçleme tesisleri, özel taşıma yön-
temlerine yönelik ekipman vb. bir
altyapı ve teknolojinin sağlanması
ve geliştirilmesi gerekir. Kombine
taşımacılıkta, taşıma maliyetleri ile
teslimat sürelerinin azaltılması için:
Yükleme ve boşaltma işlemlerinde
etkin ekipmanların kullanılarak,
operasyonel üretkenliğin artması,
Elleçlenen yüklerin özel tesislerde
depolanması, Belgelerin basitleştirilmesi ve tek bir kombine taşımacılık belgesinin düzenlenmesi ile
düşük katma değerli faaliyetlerde
kullanılan işgücünün azaltılması,
Küçük hacimli ve düşük maliyetli
yük gönderimi, Taşıma güvenliğinin sağlanması,Yük kayıplarının
ve dolayısıyla sigorta primlerinin
azaltılması gerekiyor.
Fiziksel süreç, bilgi süreci ve
belge sürecinin entegrasyonu
gerekiyor
Kombine taşımacılık, sürece dahil
olan tüm taşımacılık türlerinde, fiziksel bağlantılar ve kontrol süreçlerinin
eş zamanlı olarak yapılabilmesini
sağlayacak şekilde, kesintisiz
olarak gerçekleştirilmesini gerektirir.
Kombine taşımacılık aşağıda yer
alan üç sürecin entegrasyonunu
sağlar: Fiziksel süreç: Malın bir
taşıma türünden diğer taşıma türüne kolayca aktarımı. Bilgi süreci:
Bir taşıma türünden diğer taşıma
türüne, yük terminallerine veya yük
kontrol sürecinde yer alan diğer
paydaşlara (nakliyeciler, aracılar,
hizmet tedarikçileri vs.) veri aktarımı.
Belge süreci: Yüke ilişkin gümrük,
sigorta, sağlık, güvenlik vb. koşullarını sağlama kapasitesidir. Kombine/İntermodal taşımacılık; yükün,
çıkış yerinden (üretici) varış yerine
(nihai alıcı), arka arkaya, birden
fazla taşımacılık türü kullanılarak
taşınmasıdır. Modlararası aktarmada yüklerin kendisi elleçlenmez.
Burada konteyner, intermodal
taşımacılık zincirinde en yararlı araç
olarak kabul edilir. Kombine yük
taşımacılığının itici gücü, kurumsal
destektir. Kurumsal destek, bu tip
taşımacılığın çeşitli modlar ve terminaller üzerinden gerçekleşmesini
sağlamak üzere temel unsurları sunar. Bu unsurlarn en önemlisi, farklı
ülkelerde ortaya çıkan“tek taşıma
belgesi”dir. Bu belge, her taşıma
biriminin taşınması için gereklidir
ve Tek Taşıma Sözleşmesi’nin
27
de kanıtıdır. Bu sözleşme, tek bir
Kombine Taşımacılık Operatörünün (KTO), malların sahibine karşı
üstlendiği sorumluluğu gösterir ve
tek bir navlun gideri, tek bir sigorta,
gümrük muamele masrafı, harçlar
ve “kapıdan kapıya”, “genel” veya
“toplam” taşımacılığa dahil olan diğer
harcamalara ilişkin ödemeleri içerir.
Sonuç olarak, yükün iki veya daha
fazla taşıma modunda taşınması halinde, kombine taşımacılık operatörü
tarafından düzenlenen tek taşımacılık
belgesi, kapıdan kapıya olan tüm seyahat boyunca geçerlidir. Bu durum
her bir taşımacılık modunu kullanan
taşımacının, tüm güzergah boyunca,
hizmet verdiği kısım için kendi taşıma
belgesini (karayolu, demiryolu, B/L,
AE/B) düzenleme hakkını ortadan
kaldırmaz.
Kombine taşımacılığın geliştirilmesinde yaşanan zorluklar
Kombine taşımacılığın temel avantajı, farklı taşımacılık modlarının her
birine ilişkin avantajları birleştirmesinde yatıyor. Kombine taşımacılığın
önemli bir diğer avantajı ise maliyetlerin azaltılmasıdır. Bunlar: Sosyal
maliyetlerin azaltılması: Karayolu
güvenliği, hava ve gürültü kirliliği,
enerji ve hammadde tüketimi vb.
Altyapı maliyetlerinin azaltılması:
Karayolu trafik sıkışıklığının önemli
düzeyde azalması ile taşımacılık
sistemlerinin mevcut kapasitelerinin
daha iyi kullanılması. Kombine taşımacılık, uzun mesafelerde büyük
hacimde malların taşınması, taşıma
sınırlamalarının olduğu özellikle hafta
sonları ve tatil günlerinde deniz veya
demiryolu kombinasyonu kullanılarak taşımanın gerçekleştirilmesi gibi
diğer avantajlara da sahiptir.
UDHB’den Kombine
Taşımacılık Strateji Planı
Türkiye’de kombine taşımacılığın,
uluslararası platformdaki rekabetçi
pozisyonunun değerlendirilmesi ve
Türkiye’de kombine taşımacılığın
gelecekte arzu edilen yapılanmasının ve belirlenen stratejik hedeflere
ulaşmada izlenecek en uygun
eylem planlarının tanımlanması.
Türkiye Kombine Taşımacılık
Strateji Planı’nın geliştirilmesi
Türkiye’de kombine taşımacılık
için hazırlanan belgenin stratejik
teşhisinde, taşımacılık sektörünü
etkileyen dış unsurlara ilişkin iki ana
konu belirlenmiştir: Taşımacılık ve
iletişim altyapılarının geliştirilmesine
yönelik rekabet gücü konusunda
küresel sıralamada Türkiye’nin
konumu, Uluslararası denizyolu
taşımacılığının mevcut durumu ve
lojistik ile ilgili küresel yönelimler.
Kombine taşımacılık
sektörünün gelişiminde
denizyolu taşımacılığı
Kombine taşımacılığın gelişimi için,
çok sayıda hususun entegre edilmesi gerekir. Bu hususlar arasında
uluslararası deniz ticareti ve lojistik
hizmetler, dış ticaretin geliştirilmesinde kilit rol oynar. Geleneksel
olarak deniz ticareti ile ilgili finansal
bilgiler, mil/ton esasına göre hesaplanır. Uluslararası deniz taşımacılığı filosunun, 1970’lerin başından
günümüze kadar gelişimi gerçek
verilere dayanarak (UNCTAD) analiz
edilmiştir. Küresel ekonomik kriz nedeniyle, daha önceki yıllarda görülen
filolardaki sürekli büyüme, düşüş
göstermiş ve hatta bazı sektörlerde
tamamen durmuştur. Dünya genelinde liman talebinin, her on yılda bir
iki katına çıkacağı tahmin ediliyor.
Bu durum, her limanın aynı zaman
dilimi içinde altyapısını iki katına
çıkarması gerektiği anlamına gelmez.
Çünkü tüm limanlar, trafik hacmini
aynı yüzdeyle artırmayacak. Ancak
limanlar yönetim ve mevcut altyapının
üretkenliğini artırmak zorundadır. Denizyolu taşımacılığı, önemli taşımacılık
modlarından biridir ve kombine taşımacılığın geliştirilmesinde kullanılan
vazgeçilmez bir araçtır. Ülkedeki en
önemli endüstriyel ve zirai bölgeler
(İstanbul, İzmir, Bursa ve Adana)
denize yakın olduğundan, Türkiye’de
ulusal/uluslararası denizyolu taşımacılığı çok büyük bir öneme sahip.
Türkiye kombine taşımacılık deneyimleri bağlamında, uzun süredir
Akdeniz ve Karadeniz havzasında
deniz güzergahlarını başarılı bir
şekilde kullanıyor. Türkiye’den İtalya,
Fransa, Rusya, Romanya, Ukrayna
ve Gürcistan’a kadar karayolu, liman
tesisleri ve tarifeli Ro-Ro hatları entegre bir şekilde kullanılıyor. Türkiye,
denizyolu taşımacılığı açısından
rekabetçi avantaja sahiptir. Marmara Denizi’ni çevreleyen Çanakkale
Boğazı ve İstanbul Noğazı ile birlikte,
ülkenin üç tarafı denizlerle çevrilidir ve
Türkiye, 8.333 kilometrelik bir sahil
şeridine sahip. Denizyolu taşımacılığı, Türkiye’nin ihracat ve ithalatında
kullanılan en popüler taşımacılık
yöntemidir ve sırasıyla bu taşımacılık
türü %50,7 ve %53,2 paya sahiptir.
Karayolu taşımacılığının ise ihracattaki payı %40,3 ve ithalattaki payı
%22,9 seviyesindedir.
Lojistik sektörünün karşı karşıya
kalacağı yeni zorluklar
Avrupa lojistiğinde yeni kullanılmaya
başlanan sözcük, senkromodalitedir (synchromodality). Bu kavram,
şirketlerin herhangi bir zamanda,
taşımacılık modları yelpazesinden
UDHB’nin oluşturduğu Türkiye
Kombine Taşımacılık Strateji Belgesi, şu ana eksenler göz
önüne alınarak oluşturulmuştur:
Taşımacılık modlarına ilişkin hedefler ve gelecekteki olasılıkların
yansıtılması,Uluslararası rekabet
ortamında, Türkiye’de kombine
taşımacılığın gelişmesine yönelik fırsatlar ve tehditlerin analizi,
Türkiye’de taşımacılık modlarının
etkin bir şekilde kullanıma sunulmasına yönelik Türkiye’nin güçlü
ve zayıf noktalarının tanımlanması,
Şubat 2015
28
ARAŞTIRMA
diledikleri taşıma modunu seçebilecekleri, optimum esnekliğe sahip,
sürdürülebilir taşımacılık sisteminin
oluşturulması anlamına geliyor.
Şirketlere her zaman optimum
taşımacılık kombinasyonları garanti
edilir ve böylelikle şirketler gerektiğinde, taşımacılık modları arasında
kolayca geçiş yapabilme şansı
elde ederler. Senkromodal taşımacılık ağı, melez bir ağdır ve farklı
kombine taşımacılık ve karayolu
taşımacılığı sistemlerinden oluşur.
Burada göndericilere ilgili taşımacılık bağlantıları içinden esnek bir
seçim yapma şansı verilir. Amaç,
karayolu/demiryolu araçlarının, nehir gemilerinin ve/veya içsuyollarının
yükleme kapasitesini arttırarak tüm
taşımacılık sisteminin optimum şekilde kullanılması için çabalamaktır.
Devletin lojistik
kümelenmelerdeki rolü nedir?
Ulusal ve yerel seviyede devletler,
lojistik kümelenmenin oluşturulduğu altyapının büyük bir kısmından
sorumludur. Limanlar, havalimanları
ve karayolları bu kısımda yer alıyor.
Ulusal devletler, lojistik kümelenmelerin oluşturulmasını, ticaret mevzuatı, serbest ticaret bölgelerinin inşası
ve genel iş ortamına yönelik olumlu
bir hava oluşturarak destekler.
Başarılı kümelenmeler, şehir, ilçe,
eyalet ve federal devlet idarelerinin,
şirketleri cezbetmek, altyapı kurmak
ve şirketlerin, içinde bulundukları
endüstride rekabetçi konumlarını
korumalarına yardımcı olmak için
yerel işletmeler, akademik camia,
işçi grupları ve sivil toplum kuruluşları ile birlikte çalıştığı yerlerdir.
Karayolu taşımacılığı
Türkiye ağırlıklı olarak, Avrupa,
Asya ve Afrika’ya ihracat yapıyor.
Ülkede, Kuzey-Güney yönünde 18
ve Doğu-Batı yönünde ilerleyen 5
adet karayolu koridoru var. Farklı
kombine taşımacılık çözümlerinin
kullanıldığı Doğu-Batı koridorları ve
Kuzey-Güney koridorlarında, tünellerle geçilmiş bazı doğal engeller
bulunuyor.
Türkiye’deki limanlar
Türkiye’nin hinterlandı, 8 bin 333
kilometrelik kıyı uzunluğu, 300’den
fazla limanı ve bunların yaklaşık
yarısının ana karayolu ağına bağlanan, ana limanlar olduğu dikkate
alındığında, denizyolunun ülke
Şubat 2015
için önemi daha iyi kavranabiliyor.
Karadeniz’de; Samsun ve Zonguldak, Marmara Bölgesi’nde; Haydarpaşa, Derince ve Bandırma, Ege
Denizi’nde; İzmir ve Akdeniz’de;
Mersin ve İskenderun limanlarının
demiryolu bağlantısı mevcut.
Türkiye deniz ticareti
Liman altyapısı ve filo büyüklüğüne
bağlı olarak Türk limanlarında elleçlenen yüklerin oransal olarak % 44’ü
katı, %39’u sıvı ve %17’si konteynerlenmiş yük şeklindedir. Türk
liman sisteminin, rekabet açısından
önemli iki avantajı vardır. Bunlar:
Uluslararası denizcilik güzergahlarındaki konumu. Ro-Ro taşımacılığındaki gelişmiş know-how uygulamaları. Bu avantajları iyi bir şekilde
kullanmak ise limanlar ve hinterland
arasındaki bağlantıların, ürün akışına
katma değer getirecek şekilde
güçlendirilmesine bağlı. Türkiye’deki
liman topografisi, kombine taşımacılık imkanlarını kullanmada bir engel
teşkil etmese de, bazı limanlarda,
limanın faaliyet alanlarının genişleme
potansiyelini ve demiryolu bağlantısı
kurulmasını engelleyen tasarım hatalarının mevcudiyeti de bir vakadır.
Demiryolu sektörünün analizi
Türkiye, yaklaşık 1.196 km’si
yüksek hızlı trenler için olmak üzere
yaklaşık 12 bin kilometre uzunluğunda demiryolu ağına sahiptir ve
bu hatlar TCDD tarafından işletiliyor.
Türkiye, çeşitli projelerle demiryolu
sistemini modernleştirmeyi planlanıyor ve 1 Mayıs 2013 tarih ve 28634
sayılı resmi gazatede yayımlanan
“Demiryollarında Serbestleşme
Kanunu” ile bu sektörde büyük
bir atılım yapmıştır. Demiryollarının
2023’e kadar geliştirilmesi için, 45
milyar dolarlık bir bütçe ayrılmıştır.
Sonuç olarak, TCDD’nin hizmet kalitesi artırılacak ve hızlı yolcu trenleri
ile ulaşım yaygınlaşacak. TCDD’nin
yük taşıma miktarı yılda yaklaşık 25
milyon ton olup, bunun sadece 3
milyon tonu uluslararası taşımacılık
alanında gerçekleşiyor.
Lojistik merkezler
Türk lojistik sektörünün rekabetçi pozisyonunu etkileyen temel
özellikler şunlardır: Sektör, kurumlar arası koordinasyon ve işbirliği
eksikliğinden etkilenmektedir.
Lojistik master planı oluşturmaya
yönelik çeşitli girişimler mevcuttur.
Türkiye’de lojistik ile ilgili doğrudan bir mevzuat yoktur. Burada
asıl tartışılması gereken, hangi
kurumun lojistikte ana sorumlu
olacağıdır. Kalkınma Bakanlığı’nın,
Bölgesel Kalkınma Ajansları
tarafından, bazı bölgesel lojistik
planlar geliştirilmiştir. 7-8 şehirde,
lojistik ana planları yapılıyor. Farklı
kurumların, farklı lojistik merkezleri
olabilir. Türkiye’de, lojistik merkezleri, birbirinden 30 km mesafede
inşa edilebilir. Ekonomi Bakanlığı, Türkiye’de ihracatı artırmayı
planlıyor. Etkin lojistik merkezlerin
işletilmesi bu açıdan çok önemli.
Türkiye İhracatçılar Birliği, bir lojistik
ana planı ve lojistikle ilgili kanunların tanımlanmasında aktif rol
oynuyor. Lojistik sektörü, kombine
taşımacılığın güçlendirilmesinde kilit
rol oynuyor. Sektör olarak lojistikle
ilgili ciddi bir kafa karışıklığı söz
konusu. Bunun nedeni de strateji
belgelerinde lojistik merkezlerin
genel politikasının tanımlanmamış
olması. Lojistik Master Planı açık
bir şekilde tanımlandıktan sonra,
teşvikler gibi bir kaç konuyu içeren
kısa bir kanun düzenlenebilir. Bir
lojistik merkezinin kurulmasında
gerekli izin ve yetki belgeleri için
hangi kuruma başvurulması gerektiği konusunda fikir sahibi olmayan,
ancak bu merkezleri kurmak için
çok istekli yatırımcılar mevcut.
29
Avrupa’nın birincisi Almanya
Ülkemizi de çok yakından ilgilendiren Euro Bölgesi
ekonomisi geçen yılın son çeyreğinde Almanya’daki
sert büyümenin etkisiyle hızlandı. Almanya’da büyüme yüzde 0,7 ile beklentileri ikiye katladı. Almanya, bu rakamla Avrupa’yı sırtlamaya devam etti.
kaynaklanması ileriye yönelik de
umut veriyor” dedi.
Fransa yüzde 0,1 büyüyebildi
Euro Bölgesi’nin ikinci büyük
ekonomisi Fransa ise Almanya’ya
yetişemeyerek son çeyrekte yüzde
0.1, geçen yılın tamamında ise
sadece yüzde 0.4 büyüdü. İtalya
ekonomisi ise 14 çeyrektir büyüme
göstermedi. Fransa Maliye Bakanı
Michel Sapin, iş dünyasının yatırımları artırmaya başladığına dikkat
çekerek, “(Büyüme) hâlâ çok zayıf,
ancak 2015’e temiz bir başlangıç
yapmak için koşullar uygun” dedi.
İtalya durdu, Yunanistan daraldı
Euro Bölgesi’nde büyüme,
Avrupa’nın en büyük ekonomisi
olan Almanya’nın beklentilerin iki
katından hızlı büyümesinin etkisiyle
geçen yılın son çeyreğinde beklentileri aştı. Euro kullanan 18 ülkenin
gayrı safi yurtiçi hasılası (GSYH),
öncü verilere göre geçen yılın EkimAralık döneminde bir önceki üç aylık
döneme kıyasla yüzde 0.3 büyüme
kaydetti. Reuters anketine katılan
51 kurum Euro Bölgesi’nde büyümenin geçen yılın son çeyreğinde
bir önceki çeyrek ile aynı düzeyde
yüzde 0.2 olacağını tahmin ediyordu. Bir önceki yıl ile kıyaslandığında
ise euro bölgesinde GSYH büyümesi yüzde 0.9 ile beklentilerin 0.1
puan üzerinde gerçekleşti.
Almanya 2014’te
yüzde 1,6 büyüdü
Aynı zamanda Euro Bölgesi’nin en
büyük ekonomisi olan Almanya,
aynı dönemde yüzde 0.7 ile yüzde
0.3 olan beklentilerin çok üzerinde
büyüme kaydetti. Veri art arda iki
çeyrek boyunca neredeyse hiç
büyüme kaydetmeyen Almanya
ekonomisinin tekrar hızlandığını
gösterdi. Ekonomideki ivmelenme geçen yılın tamamında GSYH
artışının yüzde 1.6’ya yükselmesini
sağladı.Almanya’da büyümeye temel katkı iç talepten geldi. Alman
istatistik bürosu hane harcamalarındaki artış sayesinde, ekonomide yaz aylarında baş gösteren
yavaşlamanın aşıldığını belirtti.
UniCredit Ekonomisti Andreas
Rees, Almanya’daki büyümeyi
“yıldırım” olarak niteleyerek, “Yaz
aylarının ardından olası bir resesyon ihtimali dile getiriliyordu,
tam tersine Almanya’da büyüme
hızlandı. Büyümenin iç talepten
Yunan ekonomisi art arda üç
çeyrek büyüme kaydettikten sonra
geçen yılın son çeyreğinde yüzde 0.2 daraldı. Önceki yılın aynı
dönemiyle karşılaştırıldığında ise
büyüme yüzde 1.7 ile yüzde 2.2
olan beklentinin altında kaldı. İtalya
ekonomisi son çeyrekte artan
ihracatı iç talepteki daralmanın telafi
etmesiyle durağan seyrederken, ülkede art arda 14 çeyrektir büyüme
görülmüyor. Geçen yılın tamamında
ise İtalyan ekonomisi yüzde 0.4
daraldı. Ülke 2013’ün tamamında
yüzde 1.9, 2012’nin tamamında yüzde 2.3 daralmıştı. GSYH
verisinin iki hafta önce açıklandığı
İspanya’da ise ekonomi bir önceki
çeyreğe göre yüzde 0.7 ile son yedi
yılın en hızlı büyümesini kaydetti.
Ekonomi Bakanı Luis de Guindos
geçen hafta Reuters’a bu yıl için
büyüme tahmininin yüzde 3’e
kadar yükseltilebileceğini belirtmişti.
Hollanda ekonomisi ise geçen yılın
son çeyreğinde yüzde 0.5 büyüdü.
Şubat 2015
30
DOSYA
Lojistik sektöründe
sigortacılık önemini koruyor
Sigorta, her geçen gün önemini artırıyor. Taşımacılık ve lojistik açısından son derece
büyük bir öneme sahip olan sigorta konusu önemi kadar maaliyeti açısından da farklı
ve özel bir yerde bulunuyor. Sigortadaki yasal düzenlemelerden, sigorta konusunda
bilinmesi gerekenlere kadar sigortanın A’dan Z’sini inceledik.
Türkiye, 2023 ihracat hedefleri doğrultusun-
da 500 milyar dolarlık bir ihracat rakamını hedefliyor.
İhracat rakamlarına ulaşabilmenin en önemli yollarından
birini de eşit rekabet yapabilecek lojistik sektörü oluşturuyor. Sektörün daha agresif iş yapabilmesi ise birtakım
gerekliliklerin yerine getirilmesine bağlı. Bunlardan birini
de hiç kuşkusuz genel sigorta giderleri oluşturuyor.
Sigorta giderleri, lojistik sektörünün en önemli kalem
giderlerinden biri durumunda. Sektörümüzün sigorta
konusundaki son durumunu UND’nin Sesi Dergisi olarak araştırdık.
Sektörde riskler artarken, firmaların ek
maliyetlerden korunma ihtiyacı artıyor
Ülkemiz, 2023 ihracat hedefleri doğrultusunda 500
milyar dolar ihracat hedefliyor. Bu hedefin gerçekleştirilmesinde en önemli katkıları sağlayacak olan sektör
karayolu eşya taşımacılığı olarak görülüyor. Karayolu
eşya taşımacılığı sektörünün en önemli gider kalemlerinin başında, sigorta maliyetleri yerini alıyor. Türk
taşımacıları, Zorunlu Trafik Sigortası, Yeşil Kart Sigorta-
Şubat 2015
sı, CMR Sigortası, Seyahat Sağlık Sigortası gibi zorunlu
sigortaların yanı sıra ihtiyari olmakla birlikte yapılmaması halinde büyük risk oluşturan Kasko, İhtiyari
Mali Mesuliyet Sigortası, Emtia, Yangın, Depo, Ferdi
Kaza ve Yurtiçi Nakliyat Sorumluluk sigortalarını da ek
maliyetlerden korunma araçları olarak giderek daha
sık kullanmaya yöneliyor. Sigorta maliyetlerinin sektöre
olumsuz etkilerinin giderek artması ile UND üyelerinden
gelen talepler ve yapılan tespitlere ilişkin çözüm amaçlı
çalışmalar; UND önderliğinde, Hazine Müsteşarlığı ve
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı başta
olmak üzere ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının desteği, Türkiye Sigorta Birliği ve Sigorta Bilgi ve Gözetim
Merkezi işbirliğinde yürütülüyor.
Sektörümüzün yüksek riskleri ortadan
kaldırma amaçlı başlıca talepleri:
Trafik, Kasko ve Yeşilkart sigorta poliçelerinin tek bir
poliçe olarak düzenlenmesi ve bu yolla maliyetlerin
düşürülmesinin sağlanması, (Zorunlu Trafik ve Yeşil
Kart Sigortalarında “365 gün risk” varsayımı ile Primlendirme” Yapılmasının Önüne Geçilmesi)
31
Zorunlu Trafik Sigortalarında Sigorta Ettirene, Poliçe
Değişikliği Yapabilme Hakkının Tanınmasının sağlanması,
Leasing Yoluyla temin edilen araçların, aracın zaten
işletimini yapan şirket adına sahip değişikliğinde artan
trafik sigorta primlerine ilişkin mevzuat düzenlemelerinin
yapılması,
Sigorta bilgi ve gözetim merkezi tarafından yapılan/yapılacak uygulama ve mevzuat düzenlemelerinin, sigortalılar
tarafından önceden öğrenilme imkânının bulunmasının
sağlanması
olarak sıralanıyor.
Hazine Müsteşarlığı’ndan ilk müjdeler !
Bu taleplerden “Leasing yoluyla temin edilen araçların
firma adına ruhsat değişikliğinde prim artışının engellenmesi” ve sigorta şirketleri tarafından uygulanacak prim
aralıklarının resmi internet sayfalarında yayınlanması ile
mevzuat düzenlemelerinin sigortalılar tarafından önceden öğrenilme imkanının sağlanması hususlarında sektörün talepleri Hazine Müsteşarlığı bürokratlarının destek
ve girişimleriyle 2014 yılında hayata geçirildi.
Zorunlu Trafik ve Yeşil Kart Sigortaları’nda
“365 gün risk” varsayımı ile primlendirme
uygulaması, sektörü mağdur ediyor
Taşımacılık yetki belgesi almış olan ve karayoluyla
uluslararası eşya taşımacılığı faaliyetinde bulunan Türk
firmaları, yurt içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası
yaptırmak durumunda olup, yurt dışında bulundukları süreler için de –zorunu olarak- yeşil kart sigortası
kullanıyor. Dolayısıyla sektör, TIR araçlarının Türkiye’de
bulunmadığı günler için de (zorunlu trafik sigortası
yoluyla), yurt dışında bulunmadığı günler için de (yeşil
kart sigortası yoluyla) mükerrer sigorta primi ödemek
zorunda kalıyor. Uluslararası taşımacılık yapan her TIR
aracı için, “yalnızca yurt içinde/yurt dışında bulunulan
(risk oluşturulan) süreleri kapsayacak şekilde primlendirme” yapılmasını sağlayacak değişikliklerin hayata
geçirilmesi ve bu amaçla “karayoluyla uluslararası eşya
taşımacılığı yapan ve sektörde faaliyet gösteren araçların
sigorta sektörü veri tabanında ayrı bir segment olarak
değerlendirilmeleri” sektörün öncelikli talepleri arasında
geliyor. UND’nin bu yöndeki önerisi, araçların yurt dışı
giriş-çıkışlarının ilgili kamu kurum ve kuruluşları arasında
etkin veri paylaşımı ve veri entegrasyonu ile, araçların
yurt içinde/yurt dışında bulunduğu süreler ve dolayısıyla
risk oluşturulan/oluşturulmayan sürelerin daha kolay
tespitinin yapılması, bu sayede tespit edilecek “yurt dışı
faaliyet” sürelerinin, poliçe primlerinden düşürülmesi ya
da bir sonraki poliçeden mahsup edilmesi yönünde. Bu
çözümün hayata geçirilmesi sektörün sigorta maliyetlerinde önemli bir tasarruf sağlayacak. Bu yöndeki
talepler, Hazine Müsteşarlığı ve Ulaştırma, Denizcilik
ve Haberleşme Bakanlığı nezdinde kabul görmüş olup,
teknik çalışmaları yürütülüyor.
Trafik poliçelerinde sigorta ettirene poliçe
değişikliği yapabilme hakkının tanınması,
nakliyeciye alternatifler sağlayacak
Poliçe yenileme dönemlerinde kısa süre içinde temin
edebildikleri en uygun teklifi değerlendirmek durumun-
Firmalar tarafından dikkate alınması
gereken ‘hasar sebepleri’
Motorlu Taşıtlar Bürosu ile yapılan görüşmelerde temin
edilen bilgilere göre; sektörün yeşilkart poliçeleri kapsamında ödenen tazminatların hasar nedenleri istatistikleri
incelendiğinde, hasar sebeplerinin çoğunlukla “sollama
kurallarına uymama, kurallara uygun park edilmiş araca
çarpma, başka bir cisme çarpma, geçiş önceliğine
uymama, geri manevra kurallarına uymama, lastik patlaması ve dönüş kurallarına uymamadan” oluştuğu tespit
edilmiştir. Bu tespitler kapsamında, gerek trafik gerekse
yeşilkart poliçelerinin hasarsızlıkları genel maliyetlerin
düşürülmesi açısından büyük önem arz ettiğinden, sürücülerimizin söz konusu hasar sebeplerine ilişkin hassasiyet göstermelerinin sağlanması, firmaların bu konuda
gerekli bilgilendirmeleri yapmaları önemlidir. Zorunlu
Trafik Sigortası poliçelerinin temininde; SBM (Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi) web sayfasından (www.sbm.gov.
tr) bir önceki ayda sigorta şirketlerince uygulanan prim
aralıklarının incelenmesi, her poliçe için olabildiğince çok
sigorta şirketinden teklif alınması suretiyle değerlendirme
ve tercih yapılması en uygun fiyatlı poliçeye ulaşılabilmesi
açısından oldukça önemlidir.
da kalan firmalar, bir yıl boyunca daha uygun teklif
bulsalar dahi mevcut mevzuat gereğince bu poliçeden
vazgeçme hakları bulunmadığından yüksek primli
poliçenin bitiş tarihini beklemek durumunda kalıyor.
UND’nin bu yöndeki görüşü, taşımacıların yıl içinde
temin edeceği avantajlı teklifleri kullanabilmesine imkân
tanıyacak rekabet ortamının tüm sektörlerde olduğu
gibi sigorta sektöründe de mutlaka oluşması gerektiği”
yönünde. Bu amaçla, Hazine Müsteşarlığı ile yürütülen
çalışmalar kapsamında “zorunlu trafik sigortaları için
gerek sigorta şirketlerine rekabet edilebilir avantajlı
fiyatlar sunabilme hakkının tanınması, gerekse sigorta
ettirene talep anında sigorta poliçe değişikliği ve bu
doğrultuda sigorta şirketleri tarafından oluşturulacak
rekabetçi fiyatlardan faydalanabilme hakkının tanınması” yönünde bazı mevzuat değişiklikleri gündeme
alınmıştır.
Hasarsızlık aktarımı hakkının yeniden
sağlanması avantaj getirecek
Hazine Müsteşarlığı tarafından yayımlanan 2013/19
sayılı genelgenin 6’ncı maddesinde, “Filo için düzenlenen poliçeler ile tüzel kişiye ait poliçelerde hasarsızlık
sebebiyle prim indirimi ve hasar sebebiyle prim artırımı
motorlu araç temelinde gerçekleştirilir” hükmü yer
almakta olup bu hüküm ile taşımacıların satışı yapılan
aracın “hasarsızlık” haklarının yeni araçlara aktarmaları
engellenmiş durumda. Sektörümüzün mali külfetlerini
artıran bu düzenlemenin, dış ticaretimizi hedef pazarlara ulaştıran tüzel kişiliği haiz, filo sahibi uluslararası
karayolu taşımacıları için uygulamadan kaldırılması ve
mevcut poliçelerinde “hasarsızlık” hakkını kazanmış
olan firmaların bu haklarını bir diğer araca aktarmalarına izin verilmesi, sektörümüzün rekabet gücüne
olumlu etki edecek.
Şubat 2015
32
DOSYA
Özdinç: SB Sigorta UND işbirliği sektöre kazandırıyor
Ferit Ozan Özdinç
SB Sigorta UND Sigorta Yönetmeni
SB Sigorta, 2005 yılında uzun süre
Marsh ve Aon gibi yabancı broker
şirketlerinde yöneticilik deneyimi
olan ortaklar ile kurulan bir kurum.
Firmanın tüm branşlarda 24 sigorta
şirketinin yetkili acenteliği bulunuyor
ve branşında uzman 25 personel ile
hizmet veriyor. Sigorta şirketlerinin
mevcut ürün veya şartlarının dışında ,
proje sigortacılığı yaparak sektörlerin
sorunlarına göre yeni ürünler oluşturmaya ve bunların da maliyetlerinin
mümkün olduğu kadar düşük primler
ile alınmasına yardımcı oluyor. SB
Sigorta bu kapsam da UND, TJK ,
Metro Holding TOFED ve Altur ile
çözüm ortaklığı çalışmaları yaparak
çalışmalarını sürdürüyor. SB Sigorta,
Ekol Lojistik’ten Netlog (İnter Combi)’a
Karakuş’ta ALC’ye Eyüp Lojistik’ten
Real Mardin Nakliyat’a kadar sektörde
çok geniş bir yelpazede hizmet sunuyor. UND’nin sigorta sektöründeki
değişiklik, yeni proje veya yapılandırma
vb. üyelerin ihtiyaçları ile ilgili bürokrasi
karşısındaki taleplerinde danışmanlık ve destek hizmetleri verdiklerini
ifade eden SB Sigorta UND Sigorta
Yönetmeni Ferit Ozan Özdinç, UND
aracılığı ile UND üyelerine çok önemli
hizmet verdiklerini ve SB Sigorta UND
işbirliğinden sektörün kaznaçlı çıktığını
ifade ediyor. Sigorta maliyetleri konusunda Özdinç, “Tüm sigorta ürünlerini
mümkün olduğu kadar aynı tarih
ve aynı şirkette toplamaya çalışarak
pazarlık gücü artırılabilinir (Zorunlu
poliçeler kısmen hariç). Satın alma
mantığının genel mal alımı mantığı ile
neredeyse her acenteden teklif alıp
sektörü ve aracıları sigorta şirketlerinde kitleyerek değil çalışılan acentelere
güçlü oldukları sigorta şirketlerini paylaştırıp yetkilendirerek onların adına
daha rahat pazarlık yapabilmelerini
sağlamanın önemi anlatılarak sigorta
maliyetleri düşürülebilir” diyor. Sigorta
şirketlerinin hemen hemen hepsinin
oto kaza denilen trafik , kasko vb. sigorta branşlarında zarar etmesi sebebi
ile fiyatların yükseldiğini ifade eden Özdinç, “Şirketlere göre araçların markası
modeli ve özellikle kullanım tarzlarına
göre primler farklılık göstermektedir.
En önemlisi kurumsal vergi numarasından şahısların TC kimlik numarasından geçmiş araç ve hasarları dikkate
alındığından olabilecek kazalarda
tutarlara göre bazı hasarların sigorta
kapsamında da değerlendirilmeyerek
poliçe ve hasar kontrolü yaparak da
önlem alınabilinir” diyor.
Dalay: Lojistik’te sigorta en önemli unsurlardan biridir
Olcay Dalay
Barsan Global Lojistik ve
Gümrük Müşavirliği AŞ.
Evrak ve Sigorta Takip Müdürü
“LOJİSTİK sektöründe fiyat
odaklı bir rakabet ortamı mevcuttur.
Sorumluluğu kabul edilen ürünlere gelebilecek zararlarla birlikte
operasyonal işlemler, 3 .sahışlara
verebilecek zararlar, faaliyet sırasında karşılaşılabilecek para cezaları,
ürünlerin hasarlanmasına bağlı
olarak oluşabilecek dolaylı zararlar,
Şubat 2015
çevrekirliliği, sahip olunan sabit
kıymetlere gelebilecek zararlar, çalışanlardan gelebilecek tazmin talepleri, iş durması riskleri gibi, en doğru
proğram riskin transfer edilmesinin
en uygun çözüm yolu sigortadır.
Ürünlerin doğru zamanda doğru
yerde olması kadar güvenli bir
şekilde varış noktasına ulaştırılması
önem arz etmektedir. Bu faaliyet
sırasında lojistik sistem içerisinde
yer alan ürünlerin göndericiden
teslim alındığı şekilde alıcısına
hasarsız olarak teslim edilmesi çok
önemlidir. Bir takvim yılı içersinde
hasarsızlık teslim olayı ne kadar düşük olursa bir sonraki yıl için sigorta
primleri düşük çıkacaktır. Bunun
da maliyet durumuna yansıması
olacaktır. Ayrıca şirket içi çalışanlar
ile sürücülerin çalışmaları ve uygulamaları için devamlı bir şekilde eğitime tabi tutulmaları çok önem arz
etmektedir. İhracat ve ithalat yapan
firmalarla çalışan nakliyecilerin en
büyük sıkıntısı müşterilerinin kendi
sigorta şirketleri ile yapmış oldukları,
ürünlerle ilgili sigorta sözleşmele-
rinde sigorta poliçesinde muafiyet
rakamlarının yüksek göstermeleridir. Ürünlerde oluşabilecek hasarlar
muafiyet altında ise direkt nakliyecinin sorumluluk sigortası olan
Cmr poliçesinden hasar dosyası
açılmasıdır. Açılan hasar dosyalarında CMR sigortası SDR kurundan
ödeme yaptığında; müşteri ödenen
tutarı az bulup geri kalan tutarı yine
nakliyeciden talep etmektedir. Bu
da Müşteri ve nakliyeci ilişkilerini
zedelemektedir.
Sürücülerin dikkatsizliğinden kaynaklanan hatalardan dolayı trafik
sigorta primlerinin yükselebilmektedir. Uykusuzluk, cep telefonu
kullanmak, sinirlik hali, alkollü
olarak araç kullanma, dinlenme
saatlerine uymama, aşırı sürat,
Trafik işaret levhalarını kaçırıp
kontrolsuz bir şekilde geri manevralar yapmak vs. Burada örnek
olarak değerlendirilebilir. Bunların
sonucu kazalar arttıkça bir sonraki
takvim yılında trafik sigorta primleri
fahiş fiyatlarla yüksek çıkmaktadır.
Bir sigorta şirketinin verdiği prim,
33
diğer sigorta şirketinin prim bedelini
tutmamaktadır. Bu da nakliyecinin maliyetini yüksekmektedir.
Nakliyeciler, bilinçli hareket eden,
kurallara uyan sürücüleri seçmek
zorundadırlar. Kazasız ve hasarsızlık
durumu mutlaka + olarak poliçelere
yansıyacaktır. AETR anlaşmasına
istinaden sürücülerin dinlenme ve
çalışma saatlerine uyulması da gereklidir. Diğer bir husus ise bilindiği
üzere yurt dışına çıkan her araç için
yeşilkart, Türkiye sınırları içersinde
ise trafik poliçesi düzenlemektedir.
Bir takvim yılı içerisinde araçların
Türkiye’de kaldıkları süre 3 aydır.
9 ayı ise yurt dışında geçmektedir.
Trafik poliçeleri yurt içinde geçerli
ise yeşilkart poliçesinin de Türkiye
sınırları içesinde geçerliğinin sağlanmasıdır. Parasal olarak baktığımızda
trafik poliçe rakamları 2.000-3.000
TL arasında olup, yeşilkart poliçeleri
ise 1100 Euro cıvarindadır. ”
Keleş: Yüzde 99,87 hasarsızlık oranıyla
sektörde en üst sırada yer alıyoruz
V. Hakan Keleş
Sertrans Logistics
Yönetim Kurulu Başkanı
“Lojistik sektöründe ürünlerin
doğru zamanda, doğru yerde olması
kadar güvenli ve hasarsız bir şekilde
ulaştırılıyor olması da büyük önem
taşımaktadır. Dünyada ve ülkemizde
ürünlerin nakliye, depolama ve dağıtım
esnasında hasar görmesi, kaybolması,
çalınması çok sık karşılaşılan, başta
elektronik ve hediyelik eşya sektörleri
olmak üzere tüm sektörlerde faaliyet
gösteren ithalatçı ve ihracatçı firmaların
en muzdarip olduğu konuların başında
gelmektedir. Nakliye veya depolama
sırasında ciddi hasar görmüş veya
kayba, çalınmaya maruz kalmış ürünlerin tespiti, takibi, telafisi, iadesi ve
sigorta işlemleri gibi zorunlu çalışmalar
ithalatçı ve ihracatçı firmalar için çok
büyük zaman, emek ve para kaybına
sebep olmaktadır. Biz Sertrans Logistics olarak, 2003 yılında kurduğumuz
S Sigorta şirketimizle müşterilerimize aynı zamanda kapsamlı sigorta
hizmetleri de vermekte, bu sayede
bizimle çalışan ithalatçı ve ihracatçı
firmalarımıza kesintisiz ve sorunsuz bir
şekilde kendi işlerini sürdürme avantajı
sağlamaktayız. Diğer yandan, gururla
ifade etmeliyim ki; Sertrans Logistics
olarak yüzde 99,87 hasarsızlık oranımızla sektörümüzde en üst sırada yer
almaktayız. Hasar gören, kaybolan ve
çalınan tüm yüklerin tamamının dâhil
edildiği bu oranımız, 2010-2014 yılları
arasında ithalat ve ihracatını gerçekleştirdiğimiz yükler baz alınarak hesaplanmış resmi rakamımızdır. Bu oran aynı
zamanda, lojistik sürecin tamamını her
defasında yüksek bir konsantrasyonla
tamamladığımızın, operasyonlarımızın her aşamasının tecrübeli ve
uzman bir kadroyla 7/24 izlenerek sıkı
denetim altında tutulduğunun, sürekli
ölçümlendiğinin ve sonuçta daima
en yüksek kaliteye ulaşıldığının da bir
göstergesidir.”
Küçükertan: Trafik denetimlerindeki yetersizlik
sigorta primlerinde artışa neden oluyor
Osman Küçükertan
Omsan Genel Müdürü
“Türkiye’de trafik denetimlerindeki yetersizlikler nedeniyle, nakliyecilerin yol güvenliği ile ilgili standart
kurallara uymaları konusunda mevcut
yasal yaptırımlar yeterince caydırıcı
olamamaktadır. Bu nedenle ortaya
çıkan yüksek kaza oranları sigorta
primlerinde artışlara, bu da sigorta
maliyetlerinin yükselmesine ve hatta
teminat kapsamlarının sınırlanmasına
sebep olmaktadır. Bu maliyet artışı ve
kısıtlamalar nedeniyle nakliyeciler taşıyıcı sorumluluk sigortasını yaptırmakta
zorlanmaktadır. Taşıyıcı sorumluluk
sigortasının zorunlu hale getirilmesi
ile birlikte prim havuzunun genişleyerek sigorta maliyetlerinin düşeceği
öngörülmektedir. Böylelikle sektörde
taşıyıcıları koruyacak ve sektörü ileriye
götürecek modern bir sistemin altyapısının kurulacağı düşünülmektedir.
Maliyetlerin düşürülmesine katkı sağlayacak bir diğer unsur ise iş kazalarına
karşı işveren mali mesuliyet sigortalarının sektörde yaygınlaşmasıdır. Mali
mesuliyet sigortasının yaygınlaşması
ile birlikte firmalar, oluşabilecek kazalar
sonrasında oluşan yüksek maliyetlere
karşı kendilerini teminat altına almış
olacaklardır. Avrupa Birliği’ne uyum yasaları çerçevesinde kaza tutanaklarının
kazaya karışan taraflarca tutulması sebebiyle (yaralanmalı ve ölümlü kazalar
dışında), kaza sonrasında oluşan yanlış
bildirim ve suiistimallerden kaynaklanan yüksek hasar tutarlarının trafik
sigorta primlerini artırmasının önüne
geçilmelidir. Yüksek trafik sigorta primlerinin Ulaştırma Bakanlığı ile Hazine
Müsteşarlığı’nın ortak çalışması ile
düşürülebileceği değerlendirilmektedir. Maliyetlerin düşürülmesine katkı
sağlayacak bir diğer öneri ise kasko
sigortasının da trafik sigortası ile birlikte
zorunlu tek bir poliçe şeklinde yaptırılmasıdır. Böylelikle kasko sigortalarının
zorunlu olarak yaptırılması ile prim
havuzu genişleyerek lojistik firmalarının maliyetlerinin düşmesine olanak
sağlayacaktır.”
Şubat 2015
34
DOSYA
Tutu: Trafik Sigortası ve Yeşil Kart Sigortası
Vedat Tutu
VİP Uluslararası
Taşımacılık ve Dış Ticaret
Ltd. Şti. İşletme Müdürü
“Bir lojistik firmasının yurtiçi ve
yurtdışı taşıma ve depolama yapan
firmalar ile rekabet edebilmesi için taşımacılık ile ilgili bütün risklerini sigorta
ettirmeli ve çok yakın takip etmelidir.
Çünkü, “Yaptığımız iş her açıdan risk
“taşımaktadır. En basit anlatımla;
Araç kaza yapabilir, araç masrafı
ve şoförün canı yada sakatlanma
durumunda oluşan masraf. + Yük
hasarlanabilir, müşterinin yük maliyeti.
+ Kazada karşı tarafa hasar verebilir,
karşı tarafın can/mal hasar masrafı vs.
tüm bu masraf kalemleri sigorta altına
alınmalı ki, taşımacı rekabet edip,
ayakta kalabilsin. Biz VİP Uluslararası
Taşımacılık olarak; Bütün risklerimizi
Anadolu Sigortaya “sigorta” ettirmiş
ve çok yakın takiple yıllardır sürdürmekteyiz. Ve taşımacılıkta çok ciddi
bir maliyet olan “sigorta” maliyetlerimizi ise, firma içi yaptığımız sürdürülebilir/sorgulanabilir sistemle, sürücülere
ve depo çalışanlarımıza vermiş olduğumuz eğitimler sayesinde minimum
masrafla takip etmekteyiz. Her yapılan
ufak çapta, küçük rakamlar içeren hasarlar için “hasar dosyası açtırmıyor”
olmamız, vermiş olduğumuz firma
içi eğitimler, her hasar oluştuğunda
yaptığımız DÖF (Düzeltici Önleyici
Faaliyet) formu ile ilgili tüm çalışanları
bilgilendirerek, “aynı hatayı bir daha
yapılması” önlenmiş olması ile tüm
çalışmalarımız sayesinde sigorta maliyetimizi azaltmış bir firmayız. Ayrıca
bizim firma olarak her sürücümüz için,
Seyahat Sağlık Sigortası’nın yanında
ayrıca “Ferdi Kaza Sigorta Poliçemiz”
de vardır ki, sürücülerimizi ve ailelerini
olabilecek bir kazada maksimum
olarak korumuş oluyoruz. Sigorta
konusunda mutlaka düzeltilmesi
gereken bir konu var. Trafik Sigorta
Poliçesi yurtiçi karşı tarafı koruyan bir
sigorta poliçesidir. Yeşil Kart Sigorta
Poliçesi ise yurtdışı karşı tarafı koruyan bir sigorta poliçesidir. Yurtdışına
çalışan bir nakliye firması her iki sigorta poliçesini de yaptırmak zorunda
olup, aracının yurtdışında geçen
zamanı için Yeşil Kart Sigorta Poliçesi
yaptırıyor ve aynı araç yurtdışında
olmasına rağmen birde Trafik Sigorta
Poliçesi yaptırıyor. Ve her iki sigorta
poliçesi için de yıllık sigorta yapılıp,
yıllık sigorta parası ödeniyor. Çok
büyük bir yanlışlıktır. Bir araç 6 ay
yurt içi / 6 ay yurt dışı çalışıyor. Ama
her iki sigortaya tam para ödüyor.
Bu konuda olması gereken tek bir
yol var: Avrupa’ya çalışan bir aracın
hem Trafik Sigortası hem de Yeşil
Kart Sigortası yaptırmaması gerekiyor. Yurtdışına çalışan uluslararası bir
taşımacılık firması sadece Yeşil Kart
Sigorta Poliçesi yaptırmalı ve bu yapılan poliçenin yurtiçinde ve yurtdışında
geçerli olması gerekmektedir.”
Özsomuncu: Sigorta maliyetlerinin
azaltılması için hasarların azaltılması gerekiyor
Canan Özsomuncu
Mars Sigorta LTd. Şti. Müdürü
“Sigorta, lojistik sektörünün
tamamlayıcı unsurlarından birisidir.
Lojistik firması olarak başta nakliye, depolama, dağıtım hizmetleri
olmak üzere bilumum hizmetlerin
olası hasar risklerine karşı sigortalanması esastır. Tüm lojistik
Şubat 2015
hizmetler CMR sigortası ve depocu mali sorumluluk sigortaları ile
güvence altına alınmalıdır. Günümüzde lojistik hizmetlerin tamamının tek bir poliçe ile sigortalanması
FFL poliçesi ile mümkündür. (Freight Forwarders Liability Insurance
Policy) Poliçe bu özelliği nedeniyle
özellikle yüksek cirolu ve birden
fazla hizmeti olan lojistik şirketleri
için caziptir. Poliçede belirtilmek
kaydıyla proje taşımaları ve hasara bağlı dolaylı talepler de limitler
dahilinde teminata dahil edilebilir.
Yeşilkart ve trafik poliçeleri lojistik
sektöründe yer alan firmaların
yapması gereken zorunlu poliçeler
olup; kasko, 3.şahıs mali sorumluluk, işveren vs. lojistik firmaların
arzu ederlerse yaptırabileceği
ihtiyari sigortalar arasında yer almaktadır. Sektör genelinde lojistik
şirketlerin genel faaliyetleri esnasında yaşanabilecek hasar riskle-
rine karşı satın aldıkları CMR/FFL
sigorta poliçelerine ödenen prim
aldıkları hasarın yüksekliğine bağlı
olarak sürekli artabilmektedir.
Ayrıca lojistik şirketlerinin CMR/
FFL sigortaları haricinde trafik,
yeşil kart, kasko, depocu sorumluluk gibi yaptırması zorunlu diğer
poliçelerindeki hasar artış tutarları
da sigortacıların hasar riski yüksek olan lojistik sektörüne bakış
açılarının iyi olmamasına, sektör
poliçelerine teminat vermemelerine ya da yüksek fiyatlarla teminat
vermelerine yol açmaktadır. Yukarıda açıklananlar doğrultusunda
sigorta maliyetlerinin azaltılması
için hasarların azaltılması gerekmektedir. Bu da Hasara sebebiyet veren etkenlerin araştırılması
ve tekrarının yaşanmaması için
önlemlerinin alınması ile mümkün
olacaktır. Güvenli güzergahların
tercihi, deneyimli, referanslı sü-
35
rücülerle çalışılması,özmal filonun
haricinde ek olarak kiralanan araçlar için partner seçiminde hassasiyet gösterilmesi, yükleme boşaltma noktalarında sürücü, depocu,
müşteri temsilcisi arasında iletişimin olması, sürücüler için ceza/
ödül sistemi gibi teşvik/ önlem
amaçlı sistemlerin varlığı sektörde
yaşanan hasarları azaltmak adına
alınabilecek önlemler arasında
sayılabilir. Çekici trafik sigortaları
sigorta sektörünün teminat vermek
istemediği poliçelerden birisidir.
Trafik sigorta primlerini artıran yine
çekicilerin hasar yaparak hasarsızlık indirimlerini kaybetmesidir.
Sık ve yüksek geri ödemelerle
yaşanan hasarlar sektördeki
sigortacıların hasar/prim ilişkisine
bağlı olarak fiyatlarını yükseltme-
lerine sebebiyet vermektedir.
Günümüzde, zorunlu olan trafik
sigorta poliçe primleri sigorta şirketleri tarafından serbest rekabet
koşullarına göre belirlenmektedir.
Sigortacılar belirli dönem aralıklarında trafik sigortalarında hasar
prim mukayesesi yaparak fiyatlarını değiştirebilmektedir. Yüksek
hasarsızlık indirimine sahip çekicilere verilen trafik sigorta primleri
de aynı ilişkiye bağlı olarak sektör
ortalamalarına göre oldukça cazip
olmaktadır. Aksine bir ya da birden fazla kazaya sebebiyet veren
çekicilerin trafik sigorta primlerine
de sürprim denilen zamlı fiyatlar
uygulanmaktadır. Hasarların azaltılması trafik sigorta poliçe primlerinin düşürülmesini ve dolayısıyla
lojistik şirketlerinin maliyetlerini
azaltması sonucunu doğuracaktır.
Sürücü alımında deneyimli olanların öncelikle tercihi, düşük sürücü
maliyetlerinden ziyade verimlilik
esaslarıyla çalışan sektör ortalama maaşlarına sahip sürücülerin
istihdamı, sürücülere işe başlama
aşamasında eğitim verilmesi, sürücü ödül/ceza sistemi geliştirilmesi
uzun vadede hasarların azaltılmasında etkili olacaktır. Özetle kalifiye
sürücü istihdamı çözüme yönelik
bir aksiyon olabilir. Günümüzün
yıldızı parlayanları arasında yer
alıp; geleceğin mesleği olarak ifade
edilen lojistik sektörünün sigorta
ihtiyaçları düşünüldüğünde, ihtiyari/
zorunlu poliçelerinin devamı ve
maliyetlerini azaltmaları için ivedilikle hasar azaltıcı önlemleri alması
gerekmektedir.”
Hitit: Rekabet için sigorta giderlerinin
minimalize edilmesi gerekiyor
Selçuk Hitit
Hitit Lojistik
Yönetim Kurulu Başkanı
“Lojistik ve taşımacılık firmaları açısından sigorta; göndericiler
tarafından lojistik ve taşımacılık firmalarına teslim edilen eşyaların depolanması veya sevkiyatı sırasında
olabilecek zarar ve kayıplara karşı
lojistik ve taşımacılık firmalarının
risklerinin teminat altına alınması;
lojistik ve taşımacılık firmalarında
riskin doğuşu göndericilerin eşyayı
firmalara teslimi ile başlar. Eşyaların alıcısına teslimi ile sona erer. Bu
nedenle sigortanın önemi ortadır.
İstediğiniz sigorta türünün teminatları arasından seçim yapmak,
sigorta priminizi düşürecektir. Çünkü; sigorta poliçesine dahil edilen
her bir teminat kaskonuzun fiyatını
yükseltir. Sigortalı olduğunuz süre
boyunca hasar talebinde bulunmamanız halinde, sigorta primleri
bir sonraki sene düşmektedir. Bu
yüzden ufak çaplı hasarları kendi
bütçenizden karşılamanız yararınıza olacaktır. Aynı sigorta ürünü
için sigorta şirketleri farklı teklifler
sunabilmektedir. Farklı sigorta
teklifleri alarak en uygun sigorta
primini ödemek mümkün. Sigorta
almadan önce bir ön araştırma
yapmak, büyük fayda sağlar.
Kasko sigortası primlerini doğrudan etkileyecek olan sürücülerin
beklentileri ve sigorta şirketlerinin
politikalarıdır. Sigorta şirketlerinin
kasko ürünlerini fiyat ve içerik yönünden değerlendirerek en uygun
ve doğru araç sigortasına sahip
olabilirsiniz. Hasarsızlık koruma
teminatını kaskonuza dahil ederek
veya muafiyetli kaskoyu tercih
ederek kasko priminizi önemli
oranda düşürebilirsiniz. Kaskonuza sadece ihtiyaç duyduğunuz
teminatları dahil ettirmeniz primlerinizde önemli ölçüde tasarruf
sağlayacaktır. Kullandığınız bazı
banka ve kredi kartları, sahip
olduğunuz diğer poliçeler ferdi
kaza, yardım hizmetleri gibi bazı
teminatları kapsamaktadır. Sahip
olduğunuz teminatları kapsam dışı
bırakarak primlerinizi düşürebilirsi-
niz. Sizden veya sigorta şirketinden
kaynaklanan sebeplerle indirimler
kazanabilirsiniz. Hak ettiğiniz tüm
indirimleri değerlendirerek kasko
primlerinizi düşürebilirsiniz. Küçük
çaplı hasarlarınızı kendiniz tercih
ödemeyi tercih ederseniz primlerinizde yüzde 40’a varan indirim
yakalayabilirsiniz. Kasko sigortasının tersine trafik sigortasında
teminatlar belirlidir. Dolayısıyla
teminatlar arasında seçim yapma
ve fark yaratma gibi bir durum söz
konusu değildir. Trafik sigortasında
fark yaratmak için sıkı bir araştırma
yapmalı, farklı sigorta şirketlerinin
tekliflerine ulaşmalısınız. Karşılaştırma yaparak trafik sigortası satın
almak, paradan ve zamandan
tasarruf etmenizi sağlar. Hasarsızlık indirimi trafik sigortası için de
geçerlidir. Hasarsız geçirilen her
sene trafik sigortası primlerinizi düşürecektir. Nakliyeciler olarak bizler
çalışan ekip ve kadromuza ilk etapta maddi hasarlı araç kazalarında
firmanın bilgisi olmadan şoförlerin
kendi aralarında kaza tutanağı tutmasının önüne geçmeliyiz, örneğin
İstanbul trafiğinde çekici ile binek
otomobile sürtmeden dolayı ufak
bir hasarı firmasına bildirmeden
tutanak tutması biz nakliyecilerin
en büyük sıkıntısı, burada çekici
araçta kusur olduğu varsayımımız
Şubat 2015
36
DOSYA
ile oluşan 500-1.500 TL arası
hasarlarımız mevcut. Bunu karşı
tarafla anlaşarak nakit yaptırabiliriz.
Demem şu ki ; 2015 yılında aldığımız bir çekicinin aynı yıl örneğini
verdiğim hasara karışması, trafik
sigorta hasarsızlık kademesinin
neden olacak ve poliçeyi yenileme
döneminde cebimizden 4.000-
5.000 TL gibi ekstra fiyatlar çıkacak oysa ki 500-1500 TL’lik hasarı
kendimiz ödesek, 2016 tarihinde
bu aracın poliçe yenilemesinde
matematiksel olarak bunun farkını
göreceğiz. Bunun dışında trafik
sigortası karşı tarafa verdiğimiz
zararları karşılıyor, yeşil sigortada
keza yurt dışında böyle. Uluslarara-
sı nakliyeciler olarak senenin en az
240 günü araçlarımız ülke dışında,
120 günü belki Türkiye’de. Bu
durumda yeni trafik sigorta düzenlemeleri için baskıda bulunabiliriz.
Sigorta kalemleri bizler için ciddi
bir maliyet unusuru, uluslararası
rekabet için bu unsurları minimize
etmemiz gerekir.”
Akgün: Sigorta lojistiğin kalbidir
C.Said Akgün
MÜSİAD Bursa Şube
Lojistik Sektör Başkanı
“Bir malın taşınması ile nakliyeci malı
teslim aldıktan teslim edene kadar,
malın sahibine karşı; malı aldığı şekilde
teslim etmek ile sorumludur. Bu çok
büyük bir sorumluluktur. Öncelikle
nakliyecinin malı teslim alırken kusurlu
olup olmadığını kontrol etmesi gerekir.
Ülkemizde alt taşımacıya yükler
taşıtılmasına rağmen maalesef alt
taşıma sigortası çok az miktardadır.
Mal sahibi de mal taşıma sigortası
maalesef yaptırmamakta ve malda
kaza veya başka bir nedenle oluşan
kusurlardan dolayı hukuki büyük
sorunlar doğmaktadır. Bir taşımada
doğacak sorumlulukları çözmek için
mal sahibi, alt taşımacı, taşımacı,
depocu kısaca lojistik zincirde ki tüm
sorumluluk sigorta yaptırmalıdır. Bu
şekilde sigorta maliyeti düşecek ve
doğacak hasarlarda tüm sorumlular
hukuki sorunlarla karşılaşmayacaktır.
Taşımada sigorta çok önemlidir ve
ülkemizde çok iyi bir şekilde yayılması
sağlanmalıdır. Lojistik firmaları olarak
yüksek maliyetler verilerek oluşturulan
ticari araçların en önemli koruyucusu
sigortadır. Sigorta hem aracımızı,
hem taşınan malımızı ama en önemlisi
çalışanımızı güvence altına alır. Ama
burada dikkat edilmesi gereken doğru
teminat ve uygun primlerle şirketimizi
Şubat 2015
seçmektir. Sigorta lojistiğin kalbidir. Sigorta konusunda tüm sorumlular mal sahibi, alt taşımacı, taşımacı,
depocu kısaca lojistik zincirdeki tüm
sorumluluk sigorta yaptırmalıdır. Bu
şekilde oluşacak prim havuzu sayesinde maliyetler düşecektir. Sigorta
maliyetlerinin düşmesi iş güvenliğinin
sağlanmasına da bağlıdır. Bu konuda
taşımada malın ambalajının ve
taşımacının araç durumunun da iş
güvenliğine uygun şekilde olması gereklidir. Daha az hasar olması için tüm
sorumlular gerekli önlemleri almalıdır.
Maliyetler hasar prim oranının dengede tutulması ile düşürülebilir. Sigorta
şirketleri için hasar miktarından ziyade
hasar frekansları önemlidir. Hasar
adedi ne kadar çok olursa maliyet
o kadar artar. Ayrıca diğer faktör ise
çoğumuzun haberi olmadan açılan
hasar dosyalarıdır ve bunun önüne
geçmeliyiz. Diğer madde ise filo
çalışmasına yönlendirme yapmalıyız.
Unutulmamalı ki bir sıfırdan büyüktür.
Bu en azından kasko için özel bir çarpan almamızı sağlar ya da yıl içerisinde stop hasar gibi adlandıracağımız
bir teminat limiti belirlenerek kasko için
maliyetleri düşürebiliriz. Nakliyecilerin
poliçeleri yeterli klozlara sahip değildir.
Nakliyeci sigorta poliçesini yeterince
incelemiyor. Ancak oluşan özellikle
büyük hasarlarda sigorta poliçesinin
birçok konuda yeterli olmadığı ortaya
çıkmıştır. Burada da büyük hukuki
davalar açılmaktadır. Tabi ki buda
firmaların ciddi anlamda maddi zararlara uğramasına sebep olmaktadır.
Bu tür konuları önlemek nakliyeci sorumluluğunu tam bilerek buna uygun
sigorta yaptırmalıdır. En büyük sıkıntı
öncelikli prim gibi görünse de yanlış
yapılan poliçeler. İhtiyacı belirlenmeden yapılan poliçeler hasar anında
anlaşılan eksiklikler. Pert hasarlarda
ya da ölümlü kazalarda çoğunlukla
önümüze çıkan sorunlar.
Trafik sigortalarında yetkili servislerde
rakamlar çok yüksek. Burada sigorta
firmalarının yetkili servislerden daha
büyük indirimler alması gereklidir.
Ayrıca gereksiz parça değişimleri
önlenmelidir. Son yıllarda bu konuda
büyük hasar rakamları ödenmiştir.
Bunları önlemek için sigorta firmalarının iyi ekspertiz yapması gereklidir.
Trafik sigortaları 3.şahıs hasarlarını
öder. Bu da irili ufaklı hasar ödemesi
demektir. Dosyaların açılmasında
bilgi sahibi olmak ve bunu yönetmek
önemlidir. Ödenen hasarın bizim
araçlarımızda maliyeti yükselteceğini
düşünüp dosya açılmasına değmeyecek dosyaları açtırmamak bir
çözüm yoludur. Dosyalarda kusur
oranı da önemlidir. Ama ne yazık
ki ticari araç kusur oranı hep daha
yüksek görülür. Son kanunla birlikte
kaza tespit tutanağının polis tarafından doldurulmadığından kontrolüde
önemlidir. Ufak bir hata kusurlu
değilken kusuru kabul ettiğimizi
gösterir. En önemlisi yurt dışına
çalışan firmalrın 12 ay özerinde trafik
sigortası ödüyor olması bu bana çok
saçma geliyor. Araç en az 6 ay yurt
dışında kalıyor neden prim ödemesi
yapsın bunu da yetkililerin dikkatine
sunmak lazım. Sigorta tek taraflı
ya da kaskodan ibaret değildir. 3.
şahıslara verilen maddi ve manevi
tazminatında önemi büyüktür ve bu
sebeple ihtiyari mali sorumluluk poliçesinin önemini vurgulamak gerekir.
Lojistikte diğer can alıcı sigortamız
nakliyat sigortasıdır. Bu poliçenin alt
risk olmasına ve taşıdığımız malın
ehemmiyetine göre ayarlanması
sağlanmalıdır. Sigorta firmalarının
çok iyi derecede hasar ödemelerinde
eksper yapmaları gereklidir. Ülkemizde sigorta çeşitliliği artırılarak tüm sorumlular sigorta altına alınmalı ve bu
şekilde maliyetler azaltılmalıdır. Ayrıca
özellikle taşımadaki mal sigortası ve
sorumlulara sigorta iyi anlatılmalı ve
tanıtılmalıdır.”
37
Ankara: Lojistikte sigorta giderleri
en önemli kalem haline geliyor
Taner Ankara
Batu Lojistik Yönetim
Kurulu Başkanı
“Sigortayı, zarara ve gelir
kaybına yol açan olayların ekonomik sonuçlarından kendilerini
korumak için risklerini devrettiği
anlaşma olarak tanımladığımız-
da, lojistikte sigorta en önemli
kalem haline geliyor. Sigorta, araç
çıkışından varışına kadar olan sefer
sürecinde aracın, şoförün ve taşınan malzemelerin başına gelebilecek her türlü riskli durumu poliçe
kapsamı dâhilinde karşılayan özel
bir ödeme aracı haline gelmektedir.
Lojistikte sigorta maalesef ki ciddi
boyutta maliyet kalemidir. Fakat
oluşabilecek durumları düşündüğünüzde sigorta maliyetlerine katlanmak durumunda kalıyoruz. Maliyetleri düşürmek adına yapılacak
olan ise, oluşacak olaylarda küçük
çaplı hasar meydana geldiyse bunu
sigorta şirketine bildirmeden (hasar
dosyası açtırmadan) nakit ödenmesini sağlamaktır. Çünkü sigorta
şirketinde küçük hasar için açılan
dosyalar primi kat ve kat artıran
nedenlerdir. Bunu sisteme oturttu-
ğunuzda maliyetlerinizin ne kadar
azaldığını göreceksiniz. Taşınan
ürünün taşınacağı vasıta ( kara,
deniz, hava, demiryolu ), malın cinsi
ve değerine göre sigorta poliçesi
yapılır. Bu noktada, çok değerli
ürün taşımalarında nakliyeciler
teminatı karşılayan sigorta bulma ve
bulsalar bile prim tutarının çok yüksek çıkması sorunlarını yaşamaktadırlar. Diğer sıkıntı ise; araçların
kasko ve trafik sigortası primlerinde yaşanan sıkıntıdır. Hasarlı araçların
primlerinin olması gerekeninden
çok daha fazla çıkmasını bu konuda
örneklendirebiliriz. Trafik sigortasında primi artıran en önemli faktör,
karşı tarafın verdiği hasar için açılan
dosyadır. Ufak çapta bir hasar varsa bunu sigortaya bildirmeden nakit
ödeme yapılması trafik sigortası
primini azaltmaya yardımcı olur.”
Laçinel: Nakliye sektörü sigorta ve
diğer konularda birlik içinde hareket etmeli
Ertunç Laçinel
Ulusoy Lojistik Genel Müdürü
“Sigorta, özellikle bizim sektörümüz
için en önemli dinamiklerden biri.
Sigorta bedelleri her zaman kullanılan
yakıt, personel giderleri vb. ana maliyet kalemlerinden biri olarak hesaplanmalıdır. Maliyetin yanısıra sigorta
hayatımızın her alanında olduğu gibi
lojistik sektörü için de cok önemlidir.
Hem mevcutta sahibi olduğumuz
tüm araç, bina, makine, teçhizat vb.
hem lojistik faaliyetlerimizde vazgeçilmez olan maddi / manevi mesuliyetsorumluluk sigortaları ve elbette hem
de istihadamını sagladıgımız personelin sağlık / kaza gibi başına gelebilecek durumlarda ihtiyaç duyulan
sigorta türleri kullanmakta olduğumuz
ürünlerdir. Sigorta maliyetlerinin optimum olarak düşürülmesi için sadece
sigorta aracı kurumları değil aynı zamanda sektörün çeşitli noktalarında
hizmet veren meslektaş firmalarımızın
/ dernek ve birliklerimizin de ciddi
araştırmalar yapması, konu ile ilgili
hem yönetim hem de çalışanların bilinçlendirilmesi hem de yurt içi ve yurt
dışındaki tüm uygulanan örnekleri
inceleyerek hesaplamalarını yapmaları
gerekir. Maliyet düşürmenin diğer
en önemli unsuru da sigorta hasar
tazmin süreçleridir. Hasar süreçlerinin
iyi yönetilmesi bir sonraki prim yılı
için oluşabilecek sigorta prim artışları
için gerekli aksiyon planlarının hayata
geçirilmesi maliyet konusunda ciddi
avantajlar sağlamaktadır. Ve elbette
sigorta servis satın almalarını yaparken gerçekten sigortanın amacının
mevcut risklere karsı alınmakta olan
bir önlem olduğunun bilncinde olmak
ve açıkçası her olayda da sigorta
poliçemize başvurmak yerine hizmet
verdigimiz müşterilerimiz de dahil
olmak üzere tüm çalışan personelimizi
de bu konuda bilgilendirmek ve bilinçlendirirerek doğru kullanım yapılması
şarttır. Maalesef halen sigorta yaptırmanın gereksiz olduğunu düşünen
birçok firma duyuyorum. Hatta bu
firmalardan bazıları da bunun gereksiz
bir maliyet olduğunu düşünmekte
fakat ileride ciddi bir sorun ile karşılaştıklarında da bahse konu hasar ve
zayilerden doğan bedeller ilgili firmaların karsılayamacağı boyuta ulaşmaktadır. Nakliyeci firmaların karşılaştığı
sorunların çözümü yanlızca birlik
olmaktan, ortak hareket etmekten ve
elbette mevcut olan gücümüzü tek bir
elden satınalma yöntemi ile maliyetler
ciddi oranda düşebilir. Bu, gerek trafik
sigortası gibi yapılması zorunlu olan
poliçeler için gerekse de maddi / manevi ek mesuliyetler için de geçerlidir
. Bizler sadece yurt içinde rekabet
eden firmalar değiliz. Aynı zamanda
birçok yabancı firma ile de rekabet
ediyoruz ve bu yüzden satınalma
gücünün birleşmesi, doğru yöntem
ile sigorta maliyetlerimizin tamamında
ciddi avantajlar sağlayacaktır.”
Şubat 2015
38
GÜNCEL
Kamyon şoförleri yakıt tasarrufu
için hızlı gitmekten kaçınıyor
Shell FuelSave tanıtım turu kapsamında
kamyon ve TIR şoförleri ile gerçekleştirilen görüşmelerde, soruları yanıtlayanların
yüzde 39’unun yakıt tasarrufu sağlamak
amacı ile hızlı araç kullanmaktan kaçındığı ortaya çıktı. Kamyon ve TIR şoförlerinin yüzde 56’sı akıllı telefon kullanıyor,
ancak sürücülerin yüzde 82’si araçta
telefonla konuşmama konusunda bilinçli.
Kamyon şoförlerinin yüzde 36’sı bir ay
içinde ailelerini yalnızca bir hafta görüyor.
“Hatalıysam aramızda kalsın” gibi yazılar
kamyoncular arasında hala revaçta...
Geçtiğimiz yılın sonunda
Anadolu’yu adım adım gezerek
sürücüleri tasarrufa davet eden
Shell FuelSave Tanıtım Turu sırasında sürücülerle yapılan görüşmeler, sürücülerin yakıt tasarrufu
konusundaki yaklaşımlarını ortaya
koydu. Yapılan yüz yüze görüşmelerin sonuçlarına göre hafif ve ağır
ticari araç sürücülerinin yüzde 39’u
yakıt tasarrufu sağlamak için gaza
basmaktan kaçınıyor. 21 Kasım ve
21 Aralık tarihlerinde Türkiye’nin
11 ilini “Her Kuruşun Hakkını
Verir” sloganıyla ziyaret eden Shell
FuelSave Tasarruf Yakıtları Tanıtım
Turu tam 5713 km yol kat etti ve
yaklaşık 20 bin sürücüye ulaştı. Tanıtım turu kapsamındaki etkinliklere
katılan sürücüler yakıt tasarrufu ve
yol emniyeti konusunda bilgilendirildi. Tanıtım turu sırasında gerçekleştirilen yüz yüze görüşmelerde, etkinliğe katılan kamyon ve TIR
sürücülerinin araç kullanımı, akıllı
telefon kullanımı, aileleriyle vakit
geçirme gibi konularda tercihlerini
de ortaya çıkardı. İstanbul, Kayseri,
Bursa, Manisa, Antalya, Konya,
Adana, Samsun ve Ankara illerinde
çoğu kamyon ve TIR sahibi olan
2 bin civarında katılımcı ile yapılan
birebir görüşmeler sonucunda,
etkinliğe katılan sürücülerin yakut
tasarrufu konusundaki yaklaşımlaŞubat 2015
rını da ortaya çıkardı. Etkinliğe katılan sürücülerin yüzde 65’i kamyon
veya TIR sahipleriydi. Geriye kalanlarsa hafif ticari araç sürücüleriydi.
Ankete cevap veren sürücülerin
yüzde 39’u yakıt tasarrufu sağlamak için ne yaptıkları sorusuna
“fazla gazlamam, hızlı kullanmam”
diye cevap verirken, yüzde 21’i
“pencereleri kapalı tutar, klimayı
az kullanırım,” yüzde 15’i “tasarruf
ettiren yakıt kullanırım,” yüzde 11’i
“gereksiz yük taşımam,” yüzde 8’i
“yolculuk planlaması yaparım” ve
yüzde 6’sı ise “brandamı sabitlerim” cevabını verdi.
Kamyoncuların ömrü
araçlarında geçiyor
Katılımcıların günde ortalama 15
saat ve üzeri araç kullanma oranı
yüzde 10 iken, ortalama 4-9 saat
araç kullanma oranı ise yüzde 45
oldu. Katılımcıların çoğu günde 4-9 saat araç kullandıklarını
söylediler. Uykuları geldiğinde
39
ilk yaptıklarının ne olduğu konusundaki soruya, katılımcıların
yüzde 45’i “en yakın yerde aracı
durdurup uyurum,” yüzde 31’i “ilk
dinlenme tesisinde durup uyurum,” yüzde 14’ü “gideceğim yere
kadar devam ederim,” yüzde 10’u
ise “çay/kahve içip yola devam
ederim” cevabını verdi.
Telefon ve emniyet
Soruları cevaplayan katılımcıların
yüzde 56’sı akıllı telefon kullanırken, yüzde 44’ünün akıllı telefon
kullanmadığını söyledi. Görüşmeler,
etkinliğe katılan hafif ve ağır ticari
araç sürücülerinin çoğunlukla araç
başında telefon kullanımı konusunda bilinçli olduğunu gösterdi.
Soruları yanıtlayan TIR ve kamyon
şoförlerinin yüzde 56’sı akıllı telefon
sahibi, ancak ticari araç sürücülerinin yalnızca yüzde 18’i araç
kullanırken telefonla konuşuyor. Ayrıca katılımcıların yüzde 10’u gelen
telefonlara bakmadığını, yüzde 18’i
araç kullanırken telefonla konuştuğunu, yüzde 50’si kulaklık ile konuştuğunu; yüzde 22’si ise sağa çekip
konuştuğunu belirtti.
‘Fazla gazlamam,
hızlı kullanmam’
Katılımcıların akaryakıt alım tercihleri ile ilgili soruları da içeren
araştırmaya göre, hafif ve ağır
ticari araç sürücülerinin yüzde 51’i
tanıdık istasyonlardan alım yapıyor.
Aynı soruya verilen cevaplara göre,
sürücülerin yüzde 35’i akaryakıtı o
an için en yakın olan istasyondan
alırken, yüzde 14’ü ise kullandıkları
aracın sahibinin tercihlerine göre
hareket ediyor.
En çok tercih edilen
kamyon arkası yazılar
Etkinliğe katılan sürücülerini yüzde
6’sı ise araçlarında kamyon arka
yazısı bulunduğunu söylüyor.
Katılımcıların en çok tercih ettiği
kamyon yazıları şöyle:
Kamyon çeker 10 ton gönlüm
çeker Paris Hilton !!!
Gözlerinin hastasıyım yolların
ustasıyım.
Dikkatimizi çekmez kimse biz dikkat ederiz işimize gelirse !!!
Hatalıysam aramızda kalsın.
Ağlıyorsun yine hangi mevsimin
yağmurusun?
Kamyoncular aileye hasret
Sorulara cevap veren ticari araç
sürücülerinin çoğu işleri gereği
aileleriyle fazla vakit geçiremiyor.
Katılımcıların yüzde 36’sı, bir ay
süresince aileleriyle yaklaşık altı gün
geçirebildiklerini söylerken, yüzde
16’sı bir hafta, yüzde 23’ü 10 gün,
yüzde 15’i ise yalnızca üç gün aileleriyle bir arada olabildiklerini söyledi.
Shell FuelSave tasarruf
yakıtları hakkında
Shell & Turcas’ın Perakende Satışlar
Pazarlama Müdürü Günden Yılmaz,
Shell’in dizel ve benzinli tüm araçlarda
yakıt verimliliği sağlayan Shell FuelSave Tasarruf Yakıtları ile gelişmiş bir
tasarruf formülü sunduğunu söylüyor.
2009 yılında tüketicinin kullanımına
sunduğu Shell FuelSave kurşunsuz 95
benzin ve 2011 yılında istasyonlarda
yerini alan Shell FuelSave Diesel, ilk
damladan itibaren yakıttan tasarruf
etmeye yardımcı olmak üzere geliştirildi. Yılmaz, şirketin dünya çapında 1
milyon sürücüye yakıt tasarrufu sağlamalarına yardımcı olmak amacıyla
“Hedef 1 Milyon” adlı bir kampanya
başlattığını da hatırlattı.
Şubat 2015
40
ARAŞTIRMA
2014’te Türkiye lojistik sektöründe
gerçekleşen birleşme ve satın almalar
Kimi karşı çıkıyor, bir tehlike olduğunu ifade ediyor;
kimi gerekli ve kaçınılmaz
olduğunu vurguluyor. ‘Bu
pilav daha çok su kaldırır’
diyerek birleşme ve satın
almalar tartışmasına müdahil olmadan 2014 yılında
ülkemiz lojistik sektöründeki satın almaları ve birleşmeleri araştırdık.
Kürselleşen dünyada rekabet her
geçen gün daha da kızışıyor. Kızışan bu rekabet ortamına lokal firmalar global firmalarla yarışabilmek
için birleşmek, iş dünyası tabiriyle
Şubat 2015
şirket evlilikleri gerçekleştirmek
durumunda kalıyorlar. Ülkemizde
yabancı firmaların en çok ilgi duyduğu sektörlerden biri de lojistik ve
taşımacılık. Lojistik sektöründeki
birleşmeler ve satın alımlar kimi
lojistik esnafı açısından kaçınılmaz
bir gereklilik iken kimi lojistikçiler
için son derece sakıncalı ve tehlikeli bir durum... Bu tartışmalara
girmeden UND’nin Sesi olarak
taşımacılık ve lojistik sektöründe
hangi firma hangi firmayı satın aldı
ya da hangi firma hangi firmayla
birleşme yoluna gitti sorusuna cevap aradık. 2014 yılında sektörde
9 önemli satın alma ve birleşme
gerçekleşti. İşte o tablo…
Organik büyümelerin yanı sıra
satın alma yoluyla da büyüme
yaşanıyor
Günümüzde daha rahat rekabet
edebilmek için şirketlerin birleşmesi, evlilik yapması kaçınılmaz
gibi görünüyor. Şirketler, yaptıkları
birleşmelerle daha rantabl bir halde çalışma imkanına kavuşuyorlar. Tüm sektörlerde olduğu gibi
lojistik ve taşımacılık sektöründe
de organik büyümelerin yanı sıra
satın alma yoluyla büyemeler de
yaşanıyor. Türkiye lojistik ve taşımacılık sektöründe geçtiğimiz yıl
önemli satın almalar ve ortaklıklar
gerçekleşti. Bu satın almalarda en
önemlisi ve sektörde ses getireni şüphesiz UN Ro-Ro’nun el
değiştirmesi ve tekrar yerli olması.
Öte yandan İnci Lojistik’in Japon
Yusen Logistics ile yaptığı ortaklık
da sektörde önemli gelişmelerden birini oluşturdu. Bu işbirliği ile
2013’te Japon Hitachi’nin Mars
41
Logistics ile ortak olmasından
sonra sektöre ikinci önemli Japon
sermayesinin girişi yaşandı. Havacılıkta da İstanbul Sabiha Gökçen
Havalimanı’nda yaşanan satın
alma önemli bir gelişme olarak
kayıtlara geçti.
236 adet işlem
Deloitte Türkiye, “2014 Yılı Birleşme ve Satın Almalar Raporu’nu
göre, 2014 yılında 236 adet işlem
gerçekleşti. Toplam işlem hacmi
ise yaklaşık 21 milyar dolar oldu.
Öte yandan özelleştirmeler toplam
işlem hacminin yüzde 41’ini oluşturarak tüm zamanların en yüksek
payına ulaştı.
Sektörde 9 önemli birleşme ve
satın alma gerçekleşti
Deloitte Türkiye’nin hazırladı-
ğı “2014 Yılı Birleşme ve Satın
Almalar Raporu incelediğinde
lojistik ve taşımacılık sektöründe
gerçekleşen birleşme ve satın
almaları daha da rahat görebiliriz.
Çalışmamız kapsamında sadece
bu rapora bağlı kalmadık. Raporda olmayan birleşmeleri ve satın
almaları da lisetemize ekleyerek
UND’nin Sesi olarak konuyu
daha da detaylı ve kapsamlı bir
hale getirdik. Netlog Grubu’nun
Hollandalı TNT Fashion şirketini
satın almasını da bu çerçevede
işlemekte fayda bulunuyor.
Sektörde yaşanan satın alma ve birleşmelerin 2014 tablosu
ALICI
Safi Katı Yakıt San. ve Tic. A.Ş.
Esas Holding; Actera Group
Goldman Sachs
Verusaturk Venture Capital Investments
Tek-Art (Koç Holding)
Malaysia Airports Holdings Berhad Shell & Turcas Petrol A.Ş.
Yusen Logistics
Netlog Grubu
ALINAN
ORAN
Derince Port
100 %
U.N. Ro-Ro
98%
Petlim Limancılık A.Ş.
30%
Profreight Taşımacılık
44%
Fenerbahçe – Kalamış Marina
100%
İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı 40%
Marmara Depoculuk Hizmetleri A.Ş. 45%
İnci Lojsitik
32%
TNT Fashion (Hollanda)
Şubat 2015
42
LASTİK
Lastikte filo yönetim sistemleri kazandırıyor
Lojistik firmalarının, lastik filo yönetim çözümlerine olan ilgisi artarak devam
ediyor. Ağır maliyet ve iş yükü getiren lastik yönetimini konun uzmanına bırakan
nakliyeciler, önemli tasarruflar elde ediyorlar. Sertel Lojistik Brisa’nın Profleet
Filo Yönetim Çözümleri’ni tercih ederken Ekol Lojistik ise Michelin Solutions ile
verimliliğini artırmayı seçti. Diğer yandan Pirelli “Filo çözümleri” çatısı altında
Novateck Kaplama hizmetini yeniden yapılandırıyor.
Lojistik sektöründe maliyetler her geçen gün artıyor. Artan bu
maliyetlere daha ekonomik çözümler
bulmak ve verimliliği artırmak için kolları sıvamak şart. İşte, lastikte filo yönetim sistemleri de bu maliyetlerden
biri konumunda yer alıyor. Şirketler
bu konuda kolları sıvayarak kalite ve
maliyet dengesini ayarlıyorlar.
Sertel, Brisa ile 3 milyon 500
bin TL kar sağlayacak
Nakliye firmalarına yönelik filo yönetim
çözümleri sunun Brisa’dan hizmet
alanların sayısı artıyor. Sertel Lojistik
de ProfleetFilo Yönetim Çözümleri
kapsamında lastiklerinin yönetimini
Brisa’ya bıraktı. Anlaşma Brisa Ticari
Lastikler Satış Direktörü Yakup Demir
ve Sertel Lojistik Yönetim Kurulu
Başkanı Mustafa Sert tarafından
imzalandı. İlk etapta 3 yılı kapsayan
anlaşma, Profleet kapsamında bulunan Aspects+ Analiz ve Raporlama,
TMP+ Lastik Takip Programı, Filofix
Yol Yardımı gibi birçok yenilikçi hizmetin yanısıra, Lassa, Bridgestone yeni
lastik tedariği, Bandag kaplama,tamir,
bakım ve servis yönetimini de içeriyor.
Anlaşma kapsamında ayrıca Brisa
tarafından Sertel Lojistik personellerine ileri düzey ön düzen sistemleri
eğitimi, temel lastik eğitimi, lastik
takip programı kurulumu ve yönetimi, uygulamalı kaplama prosesini
içeren detaylı eğitimler verildi. Profleet
çerçevesinde Brisa Saha Mühendisliği
ve Filo Geliştirme Ekibinin liderliğinde
belirlenen araçlarda ileri düzey ön
düzen sistemleri, balans ve alüminyum jant uygulamaları yapılıyor, testler
yakından takip ediliyor ve raporlanıyor.
Sertel Lojistik, Profleet uygulamaları ile
yüzde 11’in üzerinde yakıt tasarrufu
sağlayarak hem ekonomiye hem
çevreye katkıda bulunacak. Profleet
ile filoların sosyal, ekonomik ve çevresel katma değerinin yükseltilmesini
hedeflediklerini kaydeden Brisa Ticari
Lastikler Satış Direktörü Yakup Demir;
Şubat 2015
“Tüm yenilikçi filo yönetim çözümlerimizi tek çatı altında birleştiren Profleet
kapsamında müşterilerimize ‘360
derece danışmanlık’ anlayışıyla hem
tasarruf, hem de çevrenin korunmasına katkı sağlama imkanı sunuyoruz.
Sertel Lojistik gibi değerli işbirlikleriyle
daha da güçleniyoruz” dedi. Sertel
Lojistik Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Sert ise “Farklı illerde toplam 590
plakalık araç parkımızla günlük 5 bin
ton yük sevk etme kapasitesine sahip
bir firma olarak, zaman ve maliyet
kayıplarını önleyerek operasyonel verimliliğimizi artırmak, bizim için büyük
önem taşıyor. Bu doğrultuda, Brisa
ile işbirliği içerisinde çalışacağız” dedi.
Sert, Profleet ile yakıt tüketimlerini
yaklaşık yüzde 11,8 oranında azaltarak yılda 3 milyon 540 bin TL’ye varan
tasarruf hedeflendiklerini belirtti.
Michelin, Ekol’ün 3 bin 750
araçlık filosunun lastiklerini
yönetecek
Michelin, Avrupa’da en hızlı yayılan
Türk lojistik şirketi unvanına sahip
Ekol Lojistik ile filo çözümleri işbirliği
anlaşması imzaladı. Uzun yıllara
dayanan geçmişleriyle sektörlerinde öncü Michelin ve Ekol Lojistik,
Michelin Solutions ile işbirliğine
gidecek. Bütün dünyada lastik ve
lastik teknolojileriyle ilgili çözüm-
ler geliştirerek müşterilerine 360
derece bir hizmet sunan Michelin,
Türkiye ve Avrupa’nın öncü entegre
lojistik hizmet sağlayıcıları arasında
yer alan Ekol Lojistik’in filosundaki
araçların bakımını üstlenecek.
Michelin’in geniş hizmet
ağından faydalanacak
Türkiye’de sunduğu hizmetlerin yanı
sıra Almanya, İspanya, Macaristan,
İtalya, Yunanistan, Fransa, Ukrayna,
Bosna ve Romanya’da bulunan
tesisleri ve 3 bin 750 araçlık filosu
ile lojistik sektöründe fark yaratan
Ekol Lojistik, yeni işbirliği sayesinde
Michelin’in geniş hizmet ağından
faydalanacak. Filoların elverişliliğini
optimize edip, operasyonel maliyetlerini düşürerek işletmelerin lastik
yönetimini kolaylaştıran Michelin Filo
Çözümleri sayesinde önemli avantaj
sağlayacak olan Ekol Lojistik, kendisi
özel olarak hazırlanmış olan lastik
yönetimiyle filosundaki araçların
lastiklerinin bakımı, kaplanması ve
diş açma işlemlerini kolaylaştıracak.
Michelin Avrupa Ticari Direktörü
AntonioCrespo, Ekol Lojistik Yönetim
Kurulu Başkanı Ahmet Musul’un
da katılımıyla ClermontFerrand’da
gerçekleştirilen imza töreninde görüşlerini bildiren Crespo, “Avrupa’da
80 yıldır toplam 20 ülkede sürdür-
43
düğümüz Michelin Solutions hizmetlerimizi Türkiye’de sektörünün lider
şirketlerinden Ekol Lojistik ile sürdürmekten gurur duyuyoruz. Michelin’in
teknolojik ve yenilikçi duruşu eminim
ki Ekol Lojistik’e büyük avantajlar
sağlayacak” dedi. Michelin, kilometre
başına faturalandırma, yol yardımı,
raporlama, stok yönetimi, lastik bakım
yönetimi, filo yönetimi ve çözüme
bağlı hizmetler sunan filo çözümleri ile
işletmelerin ana iş konularının dışında
kalan lastik yönetimi gibi hizmetleri de
müşterilerine sunuyor. Yakıt tasarrufu
için tasarlanan lastikleri sayesinde yol
tutuş, aşınma performansından ödün
vermeksizin yuvarlanma direncinde
yüzde 20 düşüş sağlayan Michelin
lastikleri, minimize edilmiş karbondioksit emisyonu ve doğru lastik yönetimi
ile doğaya karşı borcunu ödeyerek
müşterilerine en çevreci çözümü
sunuyor.
Pirelli’den filo yönetimindeki
gücünü artıracak
Filoların yakıttan sonrakiikinci en
büyük maliyetinin lastik yönetimi
olduğunu belirten Pirelli, karkas
kullanımında çoklu ömür yaklaşımını en verimli şekilde sunabilmek
amacıyla,“Filo Çözümleri” çatısı
altında sunduğu Novateck kaplama hizmetini yeniden yapılandırıyor. Uluslararası, bölgesel ve yol
dışı kullanım koşullarında hizmet
veren kullanıcıların ihtiyaçları
için en uygun ürün yelpazesine
sahip olan Pirelli,filolara üstün
kaplama ve daha uzun ömür
garanti eden kaplama teknolojisi
Novateck‘teyeniden yapılanmaya gidiyor. Kaplama teknolojisi
Novateck ile karkaslar Pirelli
orijinal desenleriyle kaplanarakbirden fazla kullanıma ulaşabilirken,
güvenlik,performans ve kalitesinden de ödün vermiyor.
Novateck Sertifikalı Kaplamacı
Ağı Genişliyor
Pirelli, Türkiye çapında kalite ölçütlerine uygun kaplamacıları yetkilendirerek ağını genişletiyor. 2014 yılı
sonunda Türkiye genelinde 7 olan
kaplamacı sayısını 13’e çıkartmayı
hedefleyen Pirelli, sertifikalı kaplamacılarda kalitesel kontrol ve müdahalelerle hem kaplamaya uygun
karkas seçiminde hem de kaplama
prosesinin tüm aşamalarının özenli
bir şekilde uygulanmasını sağlıyor.
Filolalara kullanım koşullarına uygun
daha fazla seçenek sunmak amacıyla ürün gamını da genişleten Pirelli,
kaplama fabrikalarında ve kaplama
bayilerinde çalışan kişilerin eğitimlerini
artırarak kaplama konusunda bilgi ve
yetkinliği artırmayı hedefliyor.
Filolara büyük kampanya
Sadece teknolojileriyle değil, gerçekleştirdiği kampanyalarla dikkat çeken
Pirelli, filolara özel kampanya sunuyor.
Bu kampanya kapsamında , belli bir
sure için, Pirelli’den 8 adet ağır vasıta
lastiği alan filolara 1 adet kaplama
ücretsiz olarak sağlanıyor. Ayrıca, bu
kampanyaya ek olarak kaplama bayileri de getirdikleri her bir Pirelli karkası
için bir katkı payı kazanıyor.
Goodyear, Ticari lastik stratejisini belirledi
Goodyear Ticari Lastikler Strateji
Toplantısı’ 16-17 Ocak tarihlerinde
Antalya’da yapıldı. Gelenekselleşen
toplantının bu yılki teması “Zirveye
Yolculuk” olarak belirlendi. Şirketin
2014 yılı performansının değerlendirilip 2015 hedeflerinin paylaşıldığı
toplantıya, konuşmacı olarak Prof.
Dr. Asaf Savaş Akat katıldı.
Antalya’da gerçekleşen toplantı,
Goodyear Türkiye Genel Müdürü
Emin Özkan’ın açılış konuşmasıyla başladı. 2014’e dair genel bir
değerlendirme yapan ve Türkiye
ticari lastik pazarına ilişkin 2015 yılı
öngörülerini paylaşan Özkan, “2014
yılında kamyon satışlarında yaşanan
yüzde 10 seviyelerindeki büyüme, ticari lastik pazarına da ivme
kazandırdı. Petrol fiyatlarındaki ciddi
düşüş ise tüm sektörlerde operasyonel maliyetlerin azalmasına katkı
sağladı. 2015’e baktığımızda bu
faktörlerin pazarımızı canlandırırken,
rekabeti daha da artıracağını ifade
etmeliyim. Zirveye olan yolculuğumuzda, siz değerli iş ortaklarımızla
olan çalışmalarımız sayesinde rekabet gücümüzü artırarak ilerleyeceğimize ve her yıl olduğu gibi 2015’te
de hedeflerimize ulaşacağımıza
inancımız tam. Hedeflerimize ulaşmamız için tek pusulamız ise, nihai
tüketicimizin ihtiyaçlarını karşılamak
olmalıdır” dedi.
Emin Özkan’ın açılış konuşmasının
ardından, 1 Ocak 2015 itibariyle
Goodyear Türkiye Ticari Lastikler Direktörlüğü görevine gelen
Alberto Granadino konuşmasında
Türkiye’ye atanmadan önceki görevi sebebiyle İspanya ticari lastik
sektöründe edindiği tecrübelerini
ve iki pazar arasındaki değerlendirmesini paylaştı. Goodyear
Türkiye’nin 2015 yılında ticari lastik
işindeki önceliklerine değinen Granadino, “Araç parkındaki olumlu
gelişim ve ticari lastik pazarında
yakalanılan ivme sayesinde, 2015
yılı işimiz için pek çok fırsatı beraberinde getirecek. Burada bize
düşen, önceliklerimiz doğrultusunda
bu fırsatları müşterilerimizle birlikte
kazanacağımız hale dönüştürmektir”
diye konuştu. Toplantıda, Goodyear
Ticari Lastikler fonksiyon yöneticileri
2015 stratejileri, satış pazarlama
programları, filo, kaplama ve iş
makinaları uygulamaları hakkında
sunumlar yaptılar.
Toplantı, ünlü ekonomist Prof.Dr.
Asaf Şavaş Akat’ın 2015 ile ilgili hem
global ölçekte hem de Türkiye bazında öngörülerini paylaştığı konuşmasıyla son buldu.
Şubat 2015
44
GÜNCEL
Tespih de çekeriz fotoğraf da
Bir TIR’ın penceresinden hayata bakıyorsanız şayet geride bıraktıklarınızı, yolları, uçsuz bucaksız ovaları, dağları, sevdiklerinizi, özlemi, gurbeti, hasreti ve
sevgiyi aynı anda ve iç içe yaşayacağınız aşikardır. Damla Uluslararası Nakliyat Genel Müdürü M. Korkut Doğan, tesadüfler sonucunda edindiği fotoğraf
makinesinin objektifinden biriktirdiklerini bizlerle paylaşıyor. “Tespihte çekeriz
fotoğrafda” diyen Doğan, TIR Şoförünün Gözünden Yollar adlı kişisel fotoğraf
sergisini 28 Şubat 1 Mart tarihleri arasında İstanbul Wow Airport Hotel’de fotoğrafseverlerle buluşturacak.
1970 yılında
Isparta’da doğan
M.Korkut Doğan; ilk, orta, lise
eğitimini İzmir’de yüksek öğrenimini ise Eskişehir’de tamamlıyor.
2003 yılına kadar İzmir’de aşçılık,
yöneticilik yaptıktan sonra 2003
yılında İstanbul’a yerleşen Doğan,
İstanbul’da meslek değiştirerek
uluslararası nakliye alanında çalışmaya başlıyor. Doğan, İstanbul’da
çeşitli işyerlerinde yönetici olarak devam ettirdiği meslek yaşamına 2007
Şubat 2015
yılından beri kendi kurduğu firma
olan Damla Uluslararası Nakliyat Ltd.
ile devam ediyor.
Bir fotoğraf makinesi
hayatımı değiştirdi
“40’lı yaşlarıma geldiğimde sürekli çalıştığımı kendime hiç vakit
ayırmadığımı ve hayatın anlamsızca
akıp gittiğini fark ettim. Tesadüfler
sonucu edindiğim fotoğraf makinem
ile önceleri çok amatörce, sıradan
fotoğraflar çektim. Gün geçtikce
çektiğim fotoğrafların etrafımdaki
kişiler tarafından beğenildiğini fark
ettim. Amatör fotoğraf merakımı
Burak Bulut fotoğraf atölyesinde
aldığım profesyonel eğitimler ile
bir üst düzeye taşıdım. İstanbul
fotoğrafları , su altı fotoğrafları, gezi
fotoğrafları, binalar, çiçek, yemek,
portre çalışmaları ve benzeri ilgimi
çeken her kareyi fotoğraflarıma taşıyarak tecrübemi artırmaya devam
45
ettim” diyen Doğan, fotoğraf sanatının anlatılamayacağını; yaşamın ta
kendisi olduğunu ifade ediyor.
TIR şoförünün gözünden yollar
Nakliyecilik zor meslektir. Aşk,
sabır, emek ister... Sabırla ve
dualarla gidilir bütün yollar... Erken
kalkıp ‘ya nasip, ya kısmet’ denilir,
dualar edilir, gaz, fren şanzıman
denilir ardından... Uzun yollar TIR
şoförlerinin evleridir... Bu mesleği
aşkla yapmazsanız, sevgi, emek
vermezseniz, çileden başka bir
şeye dönüşmez gözünüzde... Oysa
bütün emektar şoförlerin anılarında
evine bir parça helal lokma götürebilmenin gururunun olduğunu görürsünüz. M. Korkut Doğan da TIR
ile sanatı aynı potada eriterek sektörümüzdeki ‘TIRCI’ algısını elitist
bir yaklaşıma dönüştürebilen ender
insanlardan... Doğan, “Firmama ait
TIR ile yurt dışı taşımalarımız sırasında çektiğim fotoğrafları beğenisine ve eleştirisine sunduğum eğitim
aldığım sayın Burak Bulut hocamın
verdiği büyük destek sayesinde
‘TIR Şoförünün Gözünden Yollar’
teması ile başta meslektaşlarım
ve fotoğraf severlerle paylaşmak
üzere ilk kişisel sergimi açmaya
karar verdim. Fotoğraf çekmeye devam ediyorum kişisel bir sergi açmak fikri ile fotoğrafa gönül vermiş
tüm amatör profosyonel fotoğrafçı
arkadaşlarıma ellerindeki büyük
fotoğraf birikimlerini bu tip sergiler
ile paylaşabilmenin çok zor olmadığını gösterebildiğimi düşünüyorum.
Gelecekteki fotoğraf sergilerime de
hepinizi bekliyorum” diyor.
Damla
Uluslararası
Nakliyat Genel
Müdürü
M. Korkut Doğan
Şoförlerimiz zamana ayak
uydursa da yollar hep aynı:
Uzun ve meşakkatli...
Nakliyeciliğin zor iş olduğunu ifade
eden Doğan, “Şoförlerimiz yurt dışına turistik gezi amaçlı çıkan bir çoğumuz gibi havaalanında önce free
shop’tan birkaç parfüm beğenip
daha sonrasında uçakta içeceğini
yudumladıktan sonra gittiği yurt dışı
ülkesinde turistik yerlerde birkaç
fotoğraf çektirip dönmemekteler”
diyor. Şoförlerin halini anlamak
için onlarla beraber mutlaka uzun
yola çıkmak gerektiğinin altını çizen
Doğan, şoförlerin aslında çok iyi bir
fotoğraf gözüne ve gözlem gücüne de sahip olduğunu vurguluyor.
Uluslararası nakliyenin zamanla
mesleği haline geldiğini ifade eden
Doğan son olarak şunları söylüyor:
“Mesleğimi icra ederken , firmamıza
ait TIR ile yurt dışına yapılan taşımalar sırasında gerek şoför gerek
yönetici olarak bu yolculuklara ben
de katıldım. Araçlarımızın geçtiği
güzergahları inceledim. Dağlar,
bitmeyen bazen düzgün, bazen yol
demeye şahit gereken uzun yollar...
Şoför arkadaşlarımızı inceledim.
Kimilerinin düşündüğünün aksine
elinde tespih, ayakkabısının ökçesine
basıp gezmeyen, elinde bilgisayarı
ve modern telefonları olan... Şartlar
değişse de şoförlerimiz zamana
ayak uydursa da yollar hep aynı:
Uzun ve meşakkatli... TIR Şöförünün
Gözünden Yollar fotoğraf sergimde
fotoğrafseverlere git git bitmeyen
o uzun yolları, TIR hareket halinde
iken çektiğim TIR’ın penceresinden,
onların gözünden, onların bakış
açısından fotoğraflarla göstermek
istedim.”
‘‘Büyüklerimin kahramanlarım olduğu çocukluk
dönemimde yurt dışını Türkiye’den sonra
kocaman bir alışveriş merkezi sanırdım.’’
“Büyüklerimin kahramanlarım olduğu çocukluk dönemimde; TIR şoförü olan dayımın Avrupa’ya gidip geldiği
ve bize çikolatalar, renkli oyuncaklar getirdiği o dönemlerde çocukluk aklı bu ya yurt dışını Türkiye’den sonra
kocaman bir alışveriş merkezi sanırdım. Büyüdükce
artık yurtdışının kocaman bir alışveriş merkezi olmadığını
öğrenmek bir yana o çikolataların güzel oyuncakların
ailesinden uzak günlerce süren belki uykusuz belki karlı
yağmurlu kötü havalarda araçlarını kullanarak sınır kapılarında günlerce bekleyerek yüklerimizi taşıyan dayım
ve onun gibi şöförlük yapan arkadaşların ne kadar zor
şartlarda cocuklarına götürdüklerine şahit oldum.”
Şubat 2015
46
ARAŞTIRMA
2014’ün sektörümüzde ve
ülkemizde akıllarda bıraktığı olaylar
2014 yılında Türkiye, iki seçim birden yaşadı. Yerel seçimler mart ayında gerçekleşirken, Cumhurbaşkanlığı Seçimleri ise ağustosta yapıldı. Seçimler yılı
olarak değerlendirilen 2014’te ülkemiz ekonomisinde ve lojistik sektöründe
akıllarda kalanlara birlikte göz atalım.
2014 yılında
ülkemiz ve lojistik
sektöründe neler
yaşandı, hafızalarımızda yer eden
konu ve konular
nelerdi? UND’nin
Sesi Dergisi olarak
2014 yılında ülkemizde ve sektörümüzde yaşanan
gelişmeleri, 2014
yılına damgasını
vuran olayları
araştırdık...
OCAK
Türkiye ekonomisi 2013 yılının
üçüncü çeyreğinde toparlanma
eğilimini sürdürdü ve bir önceki
yılın aynı dönemine göre yüzde
4,4 oranında büyüme kaydetti.
Beklentilerin oldukça üzerinde
açıklanan eylül ayı verisinin ardından, mevsim ve takvim etkisinden
arındırılmış sanayi üretimi ekim
ayında bir önceki aya göre yüzde
3,1 oranında azaldı. Markit’in
açıkladığı verilere göre aralık
ayında imalat PMI endeksi kasım
ayındaki 55 seviyesinden 53,5’e
geriledi. Tüketici Güven Endeksi ile
Reel Kesim Güven Endeksi aralık
ayında bir önceki aya göre geriledi. Eylül ayında işsizlik oranı yüzde
9,9 ile son 6 ayın en yüksek seviyesine yükseldi. Eylül ayında tarım
dışı işsizlik oranı yüzde 12,3, genç
nüfusta işsizlik oranı ise yüzde
19,4 seviyesinde gerçekleşti. 2013
yılının ilk 11 ayında dış ticaret açığı
yüzde 16,8 oranında artış kaydederek 89,8 milyar dolar düzeyine
çıktı. Cari açık Ekim ayında piyasa
beklentilerine paralel olarak 2,9
milyar USD düzeyinde gerçekleşti.
Ocak-Ekim döneminde cari açık
geçtiğimiz yılın aynı dönemine
göre yüzde 31,2 artarak 51,9
milyar dolara ulaştı. Aralık ayındaki
Şubat 2015
yüzde 0,46’lık artışla yıllık TÜFE
2013 yılında yüzde 7,4 düzeyinde
gerçekleşmiş ve TCMB’nin yılsonu
tahmini olan yüzde 6,8’in üzerinde
kaldı.
UND, AB Bakanı Mevlüt
Çavuşoğlu’nu ziyaret etti
3 Ocak 2014’te Avrupa Birliği
Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, UND
Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu’nun da aralarında
bulunduğu UND heyeti ziyaret
etti. Görevi yeni devralan Bakan’a
görevi ile ilgili hayırlı olsun temennileri iletildi ve sektörün yaşadığı
sorunlar aktarıldı.
2014, UND için hedef ve
stratejilerin eylemlere
geçirileceği bir yıl olacak
24 Ocak 2014 tarihinde Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı 1. Bölge Genel
Müdürlüğü’nün İstanbul’daki
yerleşkesinde gerçekleştirdiği
basın toplantısında UND, “2013
yılına ilişkin değerlendirmelerini ve
2014 yılı hedeflerini” sektör medyası ve ulusal medya ile paylaştı.
UND Yönetim Kurulu Başkanı
Çetin Nuhoğlu, önemli açıklamalar yaparak 2014’ün hedef ve
stratejilerin eylemlere geçileceği
bir yıl olacağını ifade etti.
47
ŞUBAT
Mevsim ve takvim etkilerinden
arındırılmış sanayi üretim endeksi
Kasım ayında bir önceki aya göre
yüzde 2,9 arttı. Ana sanayi gruplarına göre bu dönemde en yüksek
artış yüzde 4,5 ile ara malı imalatında kaydedildi. Açıklanan verilere göre ocak ayında imalat PMI
endeksindeki düşüş devam etti
ve endeks 52,7 düzeyine geriledi.
Tüketici Güven Endeksi ile Reel
Kesim Güven Endeksi Ocak ayında
bir önceki aya göre geriledi. 2013
yılında merkezi yönetim bütçe açığı
bir önceki yıla kıyasla yüzde 37,3
düşüşle 18,4 milyar TL düzeyinde gerçekleşmişti. 2013’ün ikinci
yarısında genel olarak gerileme
eğiliminde olan yıllık TÜFE, aralık
ayından sonra ocak ayında da
yükseliş kaydetti ve yüzde 7,75
düzeyinde gerçekleşti. TCMB
gerçekleştirdiği ara toplantıda faiz
artırım kararı aldı.
Türkiye’nin ilk milli savaş
uçağı projesi
25 Şubat 2014 tarihinde Türkiye’nin
ilk milli savaş uçağı projesi dönemin
başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın
Recep Tayyip Erdoğan’ın başkanlığında Savunma Sanayi İcra
Komitesi’nde değerlendirildi.
Bulgaristan Türk taşımacılar
için kabus olmaktan çıktı
Bulgaristan’ın Türkiye sınırını
kapatması Alman firmalarının
çaresizce taşımaları beklemesine
neden oldu. Sınırı kapatan Bulgaristan, tutumundan geri adım
atmadı. Konuyla ilgili bir açıklama
yapana Dışişleri Bakanlığı; “yolculuk edenlerin mevcut zorluklar ve
problemlerle kendileri baş etmeleri
gerekmekte olup, hiçbir ekstra
hizmet, test ya da ödeme ile kolaylık sağlanacağına dair tekliflere
inanmamaları özellikle de rüşvet ve
yolsuzlukla mücadele konusunda
önem taşımaktadır” dedi. UND
heyeti, Gümrük Birliği ilkelerini
çiğneyen Bulgaristan sorunu hakkında AB Bakanlığı’na bilgi verdi.
Bulgaristan’ın transit kısıtlamaları konusunda DTÖ’nün şikayet
mekanizması harekete geçirildi.
Bulgaristan taşımacıları tarafından
10 Şubat 2014 tarihi itibarıyla
Kapıkule ve Hamzabeyli sınır kapılarımızın Bulgaristan karşılığı olan
Kapitan Andreevo ve Lesovo Sınır
Kapıları Bulgar taşımacılar tarafından tüm giriş ve çıkışlara kapatıldı
ve AB ticareti tamamen durduruldu.
UND, TBMM Ulaştırma Komisyonu, Dışişleri Komisyonu, AB Uyum
Komisyonu ve Parlamentolar arası
dostluk gruplarının üyesi olan toplam 27 milletvekili ile biraraya geldi.
UND Başkanı Nuhoğlu, milletvekillerimize Bulgaristan transit sorununu aktardı. Ekonomi Bakanı Nihat
Zeybekçi görüştüğü UND Başkanı
Nuhoğlu’na çözüm için sonuna kadar destek olacağını belirtti. TOBB
ve TİM dış Ticareti Transit geçiş
probleminden kurtulması gerektiği
kararında birleşti. 13 Şubat 2014
tarihinde UND merkezinde gerçekleşen UND – AEBTRI (Bulgaristan
Uluslararası Karayolu Taşımacılığı
ve Karayolu İşletmecileri Derneği)
toplantısında iki derneğin birlikte
hareket etmesine karar verildi ve
Bulgaristan, 120 bin transit belgemizi teslim etti. 29 Ocak’ta başlayıp 10 Şubat tarihinde sona eren
ve Türkiye’nin Avrupa’ya yönelik
taşımalarını engelleyen Bulgaristan
transit sorunu çözüldü ama bu
kez, Trieste’den Ro-Ro ile ulaşarak buradan Avusturya, Almanya,
Hollanda, Fransa’ya gitmek isteyen
Türk taşımacıların karşısına Ro-La
dayatması çıktı. UND İcra Kurulu
Başkanı Fatih Şener’in de bulunduğu 52 araçtan oluşan konvoy,
İtalya Fernetti’den saat 12.00’de
Avusturya’yı belgesiz geçmek için
hareket etti ve burada çok önemli
bir eyleme imza attılar.
Şubat 2015
48
LOJİSTİK
MART
Uluslararası kredi derecelendirme
kuruluşu Standard and Poor’s 7
Şubat’ta Türkiye’nin ‘durağan’ olan
kredi notu görünümünün ‘negatif’
seviyesine düşürüldüğünü duyurmuştu. Takvim etkilerinden arındırılmış
sanayi üretim endeksi aralık ayında bir
önceki yılın aynı ayına göre yüzde 7,1
arttı. Çeyreklik bazda sanayi üretimi
incelendiğinde ise, sanayi üretiminin
arındırılmamış verilere göre 2013
yılının son çeyreğinde yıllık bazda
yüzde 3,8 oranında artış kaydettiği
görülüyor. Markit’in açıkladığı verilere
göre Ocak ayında imalat PMI endeksi 53,4 düzeyine yükseldi. Şubat
ayında tüketici güven endeksi Şubat
2010’dan bu yana en düşük seviyesine geriledi. Ocak ayında ihracat
bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde
8,6 artış kaydederek son bir yılın en
hızlı yükselişini sergiledi, ithalat ise
yüzde 2,6 oranında arttı. 28 Ocak’taki
ara toplantısında faiz oranlarını hızlı
bir şekilde artıran TCMB, Şubat ayı
toplantısında enflasyon görünümünde
belirgin bir iyileşme sağlanana kadar
para politikasındaki sıkı duruşun
sürdürüleceğini vurguladı.
Yerel seçimler yapıldı
30 Mart tarihinde belediye ya
da diğer bir adı ile yerel seçimler
Şubat 2015
gerçekleştirildi. Büyükşehirlerde
mevcut partilerin yönetiminin sürdüğü 30 Mart Yerel Seçimleri, başta
Ankara olmak üzere birçok il ve ilçe
seçiminde kıran kırana gerçti.
UND’den AB’ye
Tekerleği Eksik TIR!
AB Komisyonu Başkan Yardımcısı
ve Ulaştırma Komiseri Siim Kallas
ile bir araya gelme fırsatı bulan UND
İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener,
Kallas’a Türk taşımacılık sektörünün sorunlarına dikkat çekmek için
tekerliği eksik bir TIR takdim etti.
Şener, “Bu tekerleği takmak sizin
sorumluluğunuzda! Türk taşımacılık
sektörü bu sorumluluğun AB Komisyonu tarafından yerine getirilmesini beklemektedir” sözleriyle AB
Komiserine Türk taşımacılık sektörü
adına mesaj iletti. Türk taşımacılarına yönelik transit kısıtlamaların
kaldırılması için uzun süredir Avrupa
Birliği nezdinde devam eden UND
girişimleri, AB Komisyonu kanadında yankı buldu ve Türkiye-AB
arasındaki karayolu taşımacılığını
değerlendiren bir etki analizi çalışması başlatıldı. 27 Mart’ta başlayan Brüksel çıkarmasında UND
heyetinin ikinci durağı TÜSİAD’ın
AB Temsilciliği oldu. TÜSİAD AB
Temsilciliği Uluslararası Koordi-
natörü Bahadır Kaleağası’nın ev
sahipliğinde düzenlenen brifing
toplantısına TOBB ve İKV temsilcileri ile birlikte AB Daimi Temsilciliği
Ticaret Müşaviri Bahar Güçlü de
katıldı. Türkiye-AB ilişkileri çerçevesinde Türk taşımacıları adına hak
arayışlarını sürdüren UND heyetinin
Brüksel çıkarmasının son gününde AB Komisyonu Hareketlilik ve
Ulaştırma Genel Müdür Yardımcısı
Fotis Karamitsos ile bir araya gelindi. UND, Karamitsos’a AB’deki
ayrımcı kısıtlamaları şikayet etti.
49
NİSAN
Uluslararası kredi derecelendirme
kuruluşu Fitch Türkiye’nin kredi
notunu BBB– olarak teyit ederken, durağan olan görünümü de
değiştirmedi. Türkiye ekonomisi
yılın son çeyreğinde beklentilerin bir
miktar üzerinde büyüdü. 2013 yılında büyüme yüzde 4 oldu. Sanayi
üretimi aralık ayının ardından ocak
ayında da hızlı bir artış sergiledi.
Aralık ayında yıllık bazda yüzde 7
artan takvim etkilerinden arındırılmış
sanayi üretim endeksi, ocak ayında
da yüzde 7,3 artış kaydetti. TÜİK’in
açıkladığı verilere göre mart ayında
tüketici güven endeksi bir önceki
aya göre 2,5 puan artarak 72,7
seviyesinde gerçekleşti. Endeksin
tüm alt kalemlerin artış kaydetmesi
dikkat çekti. Aralık 2013’ten itibaren
yükseliş eğiliminde olan TÜFE’deki
yıllık artış Mart ayında da benzer
hareketini sürdürdü ve yüzde 8,39
düzeyinde gerçekleşti. TCMB,
18 Mart’ta gerçekleştirdiği Para
Politikası Kurulu toplantısında, faiz
oranlarında herhangi bir değişiklik
gerçekleştirmedi.
Dünya Bankası Raporu
Açıklandı
AB Komisyonunun talebi doğrultusunda hazırlanan “AB-Türkiye
Gümrük Birliği Değerlendirme
Raporu’nun lansmanı dolayısıyla
TOBB ve Dünya Bankası ev sahipliğinde 8 Nisan 2014 tarihinde İstanbul Hilton Convention Center’da
bir panel gerçekleştirildi. Panele
Dünya Bankası, Avrupa Komisyonu, Ekonomi Bakanlığı yetkililerinin
yanı sıra yerli ve yabancı özel sektör temsilcileri ve medya temsilcileri
katılım sağladı. Türkiye-AB arasında Gümrük Birliği’ni kuran 1/95
sayılı Ortaklık Konseyi Kararı’nın
imzalanmasından bu yana geçen
20 yıl içinde, küresel ekonomideki
değişimin Gümrük Birliği’nin hatalı
yönlerini açıkça ortaya çıkardığının
vurgulandığı raporda, artık Gümrük
Birliği’nin yeniden değerlendirilerek
güncel şartlara uygun hale getirilmesi gerektiği belirtildi. UND’nin
Taksim Point Otel’de, 30 Nisan
2014 tarihinde düzenlediği basın toplantısında, Dünya Bankası
tarafından 8 Nisan 2014 tarihinde
açıklanan “AB-Türkiye Gümrük
Birliği Değerlendirme Raporu” ele
alındı. UND Yönetim Kurulu Başkanı
Çetin Nuhoğlu, Gümrük Birliği’nin
artık mevcut haliyle kalamayacağının
Dünya Bankası tarafından hazırlanan
raporda da vurgulandığını belirterek
sanal prangaların Avrupa taşımalarında Türkiye’ye son 5 yılda 2, 5
milyar avro kaybettirdiğini söyledi.
MAYIS
5 Mayıs 2014 tarihinde Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan nisan ayı verilerine göre, Türkiye’de
yıllık bazda enflasyon iki yıl aradan sonra ilk kez çift
haneye yaklaştı. Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s Türkiye’nin kredi notunu “Baa3” olarak teyit ederken, durağan olan görünümünü negatife
çevirdi. Aralık ve Ocak aylarında beklentilerin oldukça
üzerinde gerçekleşen sanayi üretim endeksi, Şubat
ayında takvim etkilerinden arındırılmış verilere göre
yıllık bazda yüzde 4,9 oranında artış kaydetti. Markit’in
açıkladığı verilere göre Nisan ayında imalat PMI
endeksi mart ayındaki 51,7’lik seviyesinden 51,1’e
geriledi. Bununla birlikte endeks, üst üste dokuzuncu
ayda 50 seviyesinin üzerinde gerçekleşerek imalat
sektöründe gelişime işaret etti. TÜİK’in açıkladığı
verilere göre nisan ayında tüketici güveninde belirgin
bir toparlanma gözlendi. Aynı dönemde, reel kesim
güveni de yükseldi. TÜFE’deki yıllık artış yüzde 9,38
ile nisan 2012’den bu yana en yüksek düzeyine ulaştı.
TCMB, 24 Nisan’da gerçekleştirdiği PPK toplantısında
faiz oranlarında değişikliğe gitmemiş, yalnızca geç
likidite penceresi kapsamında uygulanan gecelik borç
verme faiz oranını düşürmüştür. TCMB, 30 Nisan’da
yayımladığı enflasyon raporunda ise yılsonu enflasyon
tahminini yüzde 7,6’ya yükselttiğini duyurdu.
Avusturya sonunda haksızlık yaptığını kabul etti, çözümün içinde taşımacılar olacak
Uluslararası Ulaştırma Forumu (ITF) ile Alman Federal Ulaştırma
Bakanlığı organizasyonunda, Fransız Ulaştırma Bakanlığı’nın
evsahipliğinde gerçekleşen küresel ulaştırma zirvesine “altın
Şubat 2015
50
LOJİSTİK
sponsor” olarak katılan UND, 30
metrekare büyüklüğünde bir stantta
özel olarak tasarlanan görsellerle
“Türk taşımacıların transit taşımalardaki sorunlarını” anlattı. Bir gün
öncesine denk gelen Avusturya-Türkiye ulaştırma heyetleri toplantısında
Ro-La kuyruklarında yaşanan sıkıntıları “görüntülerle” Avusturya tarafına
aktararak, transit kotalarında önemli
iyileşmeler sağlanmasına vesile olan
UND, “transit engellerle mücadelesini” hemen akabinde Almanya’nın
Leipzig şehrinde gerçekleştirilen
2014 ITF Yıllık Zirvesi’ne taşıdı. Türk
Karayolu Taşımacılarının Yaşadığı Problemleri Gösteren Transit
Oyunu, Alman ve Fransız Bakanlara
hediye edildi. 20-21 Mayıs 2014
tarihlerinde Avusturya’da Türkiye
ve Avusturya ulaştırma bakanlıkları
heyetlerinin biraraya geleceği toplantı öncesinde ulusal gazetede bir
duyuru yayınlayan Türkiye Uluslararası Nakliyeciler Derneği , TürkiyeAB Ortaklık ve Gümrük Birliği ilişkisi
ve dünya ticaret kuralları gereğince Avusturya’nın Türk araçlarına
yönelik transit geçiş kısıtlamalarının
kaldırılması için çağrıda bulundu.
21- 23 Mayıs tarihlerinde Almanya
Leipzig’te gerçekleşen Uluslararası
Ulaştırma Forumu Yıllık Zirvesi’nde
“transit taşımalarda karşılaşılan
ayrımcı kısıtlamalar”ın Avrupa ekonomisi için yarattığı sorunları ve ma-
liyetleri dünya kamuoyuna aktaran
UND, zirve için özel olarak kurguladığı özel transit oyununu oynayarak
küresel ulaştırma sektörü temsilcilerine, “Bir Türk nakliyecisinin AB
sınırları arasındaki transit taşımalarında yaşadıkları sorunlarını” birebir deneyimletti. Türkiye-Avusturya
KUKK toplantısı 20-21 Mayıs 2014
tarihinde Viyana’da gerçekleştirildi.
Son bir yıldır gerçekleştirdiğimiz
eylemler ve bakanlığımızın kararlılıkla mücadelesi ilk sonuçlarını anılan
KUKK Toplantısı’nda vermeye
başladı. Toplantıda; bugüne kadar
pazarlık dahi edilemeyen kotalarda
artış sağlandı. Tren kullanımına verilen ödül belge oranı yükseltildi.
Türkiye’nin ihracat odaklı büyümesini sürdürdüğünün altını çizen
Erdoğan, Türkiye’nin sanayi, üretim,
ihracat ve yatırımlar açısından eski
Türkiye olmadığını da vurguladı.
Türk nakliyecilerinden İran’a tepki
İran’ın, Türk taşımacılarından her
bir sefer için tek yönde ortalama
750 dolar “yakıt fark ücreti” alması
Gürbulak Sınır Kapısı’nda UND
İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener
ve TIR şoförlerinin katıldığı bir
eylemle protesto edildi. Türkiyeİran İş Forumu, TOBB Başkanı M.
Rifat Hisarcıklıoğlu’nun ev sahip-
liğinde Cumhurbaşkanı Abdullah
Gül, İran Cumhurbaşkanı Hasan
Ruhani, Bakanlar ve iki ülke
işadamlarının katılımıyla TOBB
Birlik Merkezi’nde gerçekleştirildi. Türkiye-İran İş Forumu’nda
İran’ın ayrımcı uygulamalarına
dikkat çekildi. Gümrük ve Ticaret
Bakanlığı’ndan UND’ye iletilen
bilgilendirmede, hali hazırda sınır
kapılarında gerçekleştirilen U-NET
kayıt ve kontrol işlemlerinin 23
Haziran 2014 tarihinden itibaren iç
gümrük idarelerinde uygulanmaya
başlanacağı aktarıldı.
HAZİRAN
Sanayi üretimi endeksi takvim
etkisinden arındırılmış verilere göre
mart ayında yıllık bazda yüzde
4,2 ile beklentilerin üzerinde artış
kaydetti. Arındırılmamış verilere
göre, 2014 yılının ilk çeyreğinde
sanayi üretiminin geçtiğimiz yılın
aynı dönemine kıyasla yüzde 5,3
oranında arttığı hesaplanıyor. Mayıs
ayında tüketici güveninde bir miktar
bozulma gözlenirken, Reel Kesim
Güven Endeksi yükseliş kaydetti.
TÜİK tarafından yayımlanmaya
başlanan yeni serilere göre, şubat
2014 döneminde işsizlik oranı
geçen yılın aynı dönemindeki yüzde
9,7’den yüzde 10,2’ye çıktı. Mevsim etkilerinden arındırılmış işsizlik
oranı ise, bir önceki aya göre 0,1
puan gerileyerek yüzde 9,1 seviyesinde geçekleşti. Nisan ayında
ihracat hacmi yıllık bazda yüzde 7,9
oranında artarak 13,4 milyar USD
düzeyinde gerçekleşirken, ithalat
hacmi yüzde 9,5 oranında azalarak
20,7 milyar dolar oldu. Böylece, dış
ticaret açığı yıllık bazda yüzde 30,3
oranında daraldı. Mart ayı itibarıyla
12 aylık kümülatif cari açık 60 milyar
dolara gerileyerek Eylül 2013’ten bu
yanaki en düşük seviyesine ulaştı.
Dünyanın en büyük
havalimanının temeli atıldı
7 Haziran 2014 tarihinde
İstanbul’da yapılacak dünyanın en
büyük havalimanı olan “İstanbul
Üçüncü Havalimanı”nın temeli atıldı.
Temel atma töreninde konuşan
Başbakan Erdoğan, böyle önemli
yatırımların Türkiye ekonomisi için
bir zorunluluk olduğunu ifade etti.
Şubat 2015
51
Gebze ve Pendik olmak üzere 9
istasyon bulunuyor.
UND’nin geleneksel iftar
yemeği Haliç’te gerçekleşti
UND, Haliç Kongre Merkezi’nde
düzenlediği iftar yemeği ile Ramazan
coşkusunu tüm üyeleri ve sektör
temsilcileri ile paylaştı. UND Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu
“Tek hayalim var; Türkiye’den çıkan
araçlar 36 saat sonra Münih’e varacak” dedi.
Dünya Bankası Lojistik Performans Endeksi Projesi’nde
Türkiye, pilot ülke oldu.
TEMMUZ
Türkiye ekonomisi, 2014 yılının
ilk çeyreğinde bir önceki yılın
aynı dönemine göre yüzde 4,3 ile
beklentiler paralelinde bir büyüme
kaydetti. İlk çeyrekte beklentilerin
üzerinde bir performans sergileyen sanayi üretimi, nisan ayında
da güçlü seyrini sürdürdü. Takvim
etkisinden arındırılmış verilere
göre, sanayi üretimi endeksi
Nisan ayında yıllık bazda yüzde
4,6 artış kaydetti. Haziran ayında
tüketici ve reel kesim güven
endekslerinde bozulma gözlendi. Aynı dönemde, imalat sanayi
satın alma yöneticileri endeksi de
48,8 seviyesine gerileyerek üretim
faaliyetlerinde daralmaya işaret
etti. Yılın ilk beş aylık döneminde
dış ticaret açığı daraldı. Bu dönemde ihracat yıllık bazda yüzde
7,4 oranında artarken, ithalat yüzde 5,6 oranında azaldı. Dış ticaret
açığı da aynı dönemde yüzde
24,9 gerileyerek 31,6 milyar dolar
düzeyinde gerçekleşti. Nisan
ayında, cari açık 4,8 milyardolar
ile piyasa beklentilerine paralel
gerçekleşmiş ve daralma eğilimini sürdürdü. 2014 yılının ilk dört
ayında cari açık 16,4 milyar dolar
düzeyinde gerçekleşerek geçtiğimiz yılın aynı dönemindeki 24,7
milyar dolar düzeyinin önemli
ölçüde altında kaldı. TCMB, 24
Haziran tarihinde gerçekleştirdiği
toplantısında politika faizi olan
1 hafta vadeli repo faizi oranını
75 baz puanlık indirimle yüzde
8,75 düzeyine çekerken, gecelik borçlanma ve borç verme
faizinde değişikliğe gitmedi ve
sırasıyla yüzde 8 ve yüzde 12
seviyelerinde bıraktı.
Ankara-İstanbul
yüksek hızlı demiryolu
hizmete açıldı
24 Temmuz 2014’te Ankaraİstanbul yüksek hızlı demiryolu
hizmete açıldı. 533 km uzuluğundaki hatta yolculuk 3,5 saat
sürüyor. Trenlerin maksimum
hızı 250 km/sa. oluyor AnkaraEskişehir arası 2009’da hizmete
girmişti, Eskişehir-İstanbul arası
ise 2014’te ulaşıma açıldı. Hatta;
Ankara, Sincan, Polatlı, Eskişehir, Bozüyük, Arifiye, İzmit,
20–21 Mayıs 2014 tarihinden
yapılan Türkiye- Avusturya KUKK
toplantısı sonucunda alınan karar
gereği Ro-La hatlarında bekleme
sürelerini azaltılması, rezervasyon
sistemin iyileştirilmesi vb. konularda RCA ve nakliyecilerden oluşan
bir çalışma grubu kurulmasına, bu
çalışma grubunun ilk toplantısının
1 ay içerisinde ve çalışma başladıktan sonra 6 ay içinde mutabık
kalınan konular iki ülke arasında
yapılacak olan KUKK toplantısında
değerlendirmek her iki taraf ilgili
bakanlıklarına alınan kararları iletmek üzere ilk toplantısı 8 Temmuz
2014 tarihinde Maribor’da gerçekleşti. Ülkemizin, AB’ye uyum
çerçevesinde yürüttüğü uyumlaştırma çalışmalarıyla 10 Ocak 2013
tarihinde yürürlüğe giren ‘Yetkilendirilmiş Yükümlü’ uygulaması
kapsamındaki taşımacı firmaları
ilgilendiren ve ticari operasyonları
kolaylaştıran ve hızlandıran “İzinli
Gönderici Statüsü” sahibi firma
sayısını artıracak olan UND projesi
hayata geçirildi.
Şubat 2015
52
LOJİSTİK
indirerek yüzde 8,25 düzeyine çekmiştir. TCMB politika faizinde son
üç ayda toplam 175 baz puanlık
indirim yapmıştır. Faiz koridorunun
alt bandını oluşturan TCMB’nin gecelik borçlanma faiz oranı da yüzde
8’den yüzde 7,5’e indirildi.
Cumhurbaşkanlığı
seçimi gerçekleştirildi
10 Ağustos tarihinde Türkiye, cumhurbaşkanlığı seçimini büyük bir
olgunlukla gerçekleştirdi. Seçimde,
Recep Tayyip Erdoğan, Ekmeleddin
İhsanoğlu ve Selahattin Demirtaş
yarıştı. Yarışı kazanan Erdoğan
oldu. Seçim sonuçlarında oy dağılımları ise şu şekilde gerçekleşti:
yüzde 51.79 Erdoğan, yüzde 38.44
İhsanoğlu, yüzde 9.76 Demirtaş.
AĞUSTOS
Yılın ilk dört ayında öngörülerin
üzerinde bir performans sergileyen
sanayi üretimi, mayıs ayında takvim
etkisinden arındırılmış verilere göre
yıllık bazda yüzde 3,3 ile beklentilerin bir miktar altında artış kaydetti.
Mevsimsellikten arındırılmış verilere
göre temmuz ayında reel kesim
güven endeksi ve kapasite kullanım
oranı aylık bazda geriledi. İmalat
PMI endeksi de temmuz ayında
48,5 düzeyinde gerçekleşerek iki ay
üst üste eşik değerin altında kalmış
ve üretim faaliyetlerinde gerilemeye
işaret etti. Irak’ta yaşanan gelişmelerin bu ülkeye yönelik ihracat
üzerinde aşağı yönlü baskı yaratması Haziran’da dış ticaret açığının piyasa beklentisinin bir miktar
Şubat 2015
üzerinde gerçekleşmesine neden
oldu. Mayıs ayında, cari açık 3,4
milyar dolar ile piyasa beklentilerinin
altında gerçekleşmiş ve daralma
eğilimini sürdürdü. Yılın ilk beş aylık
döneminde de cari açık geçtiğimiz yılın aynı dönemindeki 32,3
milyar dolar seviyesinden yüzde
38,5 oranında gerileyerek 19,8
milyar dolar düzeyinde gerçekleşti.
Yılın ilk beş ayında yukarı yönlü bir
seyir izledikten sonra baz etkisiyle
haziran ayında bir miktar gerileyen
TÜFE’deki yıllık artış, temmuz ayında yeniden ivmelenerek yüzde 9,32
seviyesinde gerçekleşti. TCMB,
17 Temmuz’da gerçekleştirdiği
toplantısında politika faizi olan 1
hafta vadeli repo faizi oranını piyasa
beklentileri paralelinde 50 baz puan
İran Tarafı Türk TIR’larına eşit
muamele yapılması konusunda
yeşil ışık yaktı
7 – 8 Ağustos 2014 tarihlerinde İran
İslam Cumhuriyeti Sanayi, Ticaret
ve Madenler Bakanı Rıza Nematzade Reuters Haber Ajansı’na yaptığı
açıklama Türkiye’nin Irak’a ticaretini
durma noktasına getiren son gelişmelerin bertaraf edilmesi amacıyla,
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi’nin
talebi doğrultusunda İran’ı transit
geçerek Irak’a taşıma yapacak Türk
TIR’larına kolaylık sağlanacağını
vurguladı. Antakya’daki UND üyesi
firmalarım katılımları ile gerçekleştirilen “Sürücü İstihdam Kılavuzu”
eğitimi 16 Ağustos 2014 tarihinde
UND Antakya Temsilciliği’nde gerçekleştirildi.
53
EYLÜL
Haziran ayında sanayi üretimi takvim
etkisinden arındırılmış olarak yıllık
bazda yüzde 1,4 ile beklentilerin
altında artış kaydetti. Çeyreklik
bazda ise endeks yılın ikinci çeyreğinde bir önceki yılın aynı dönemine
göre yüzde 3,1 oranında yükseldi.
Mevsimsellikten arındırılmış verilere
göre Ağustos ayında reel kesim
güven endeksi ve kapasite kullanım oranı aylık bazda geriledi. Öte
yandan, imalat PMI endeksi aynı
dönemde 50,3 ile eşik düzeyinin
üzerine yükselerek üretim faaliyetlerinde artışa işaret etti. Temmuz’da
ihracatın yıllık bazda yüzde 2,6‘lık
artışla son dokuz ayın en zayıf performansını sergilemesine rağmen dış
ticaret açığı ithalattaki düşüşe bağlı
olarak 6,5 milyar dolar ile piyasa
beklentisinin altında gerçekleşti.
İhracat hacmindeki artışın ivme kaybetmesinde Irak’a gerçekleştirilen
ihracatın düşmesi etkili oldu. TCMB,
27 Ağustos’taki toplantısında yüzde
8,25 düzeyindeki politika faizi olan 1
hafta vadeli repo faiz oranını değiştirmedi. Toplantıda, marjinal fonlama
oranı olarak adlandırılan gecelik borç
verme faiz oranı yüzde 12 seviyesinden yüzde 11,25’e indirilirken,
borçlanma faiz oranı da yüzde 7,5
düzeyinde bırakıldı.
EKİM
Türkiye ekonomisi 2014 yılının ikinci
çeyreğinde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 2,1 ile beklentilerin altında bir büyüme kaydetti. Öte yandan,
daha önce yüzde 4,3 olarak açıklanan
2014 yılı ilk çeyrek GSYH artışı yüzde 4,7’ye revize edildi. 2014 yılının ilk
yarısında bir önceki yılın aynı dönemine
göre büyüme oranı yüzde 3,3 düzeyinde gerçekleşti. Temmuz ayında takvim
etkisinden arındırılmış sanayi üretimi yıllık
bazda yüzde 3,6 ile beklentiler paralelinde artış kaydetti. Ağustos ayında
ihracat bir önceki yılın aynı ayına göre
yüzde 2,9 oranında artış kaydetti. Yıllık
bazda son altı aydır daralma eğilimi
sergileyen ithalat hacminin bu dönemde
yüzde 7 oranında yükselmesi sonucunda dış ticaret açığı 8 milyar dolar ile
piyasa beklentisinin üzerinde gerçekleşti. Temmuz ayında cari açık 2,6 milyar
dolar ile beklentiler paralelinde açıklandı.
TCMB, 25 Eylül’de gerçekleştirdiği
Para Politikası Kurulu toplantısında faiz
oranlarında değişikliğe gitmedi.
İran ile haksız rekabet
sona eriyor
İran ile haksız rekabet sona eriyor.
Türkiye, 1 Ekim 2014 tarihinden
itibaren İran araçlarına “Akaryakıt
Fiyat Farkı Uygulaması” başlatıyor!
Almanya Kuzey Ren Vestfalya
Eyaleti Parlamentosu Ekonomi
Komisyonu UND’yi ziyaret etti.
20 üyeden oluşan Alman Heyeti,
Türkiye seyahati vesilesiyle iki ülke
arasındaki mevcut dış ticareti ve
taşımacılığın ticarete etkisini değerlendirmek üzere UND’yi ziyaret etti.
17 Eylül Çarşamba günü Dışişleri
Bakan Yardımcısı Büyükelçi Naci
Koru’yu makamında ziyaret eden
Türkiye İran’daki
haksızlığa ilk kez dur dedi
İran’ın yıllardır Türk araçlarının Türki
Cumhuriyetler’e taşıma yapmasını imkansız hale getiren bir çok uygulamasının çözümü için İran TIR’ları artık, “Aynı”
Muameleye Tabi tutulacak. Türkiye’nin
başlatmış olduğu, İran’da ödenen haksız ücretin aynı oranda Türkiye’yi geçen
İran araçlarından alınması uygulaması
üzerine İran, ücrete yüzde 100 oranında
zam yaptı. Türkiye tarafı da İran’ın kararından yarım saat sonra İran araçlarının
geçişine aynı oranda zam yaptı. UND
İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener: “Türkiye aldığı kararla dengeyi sağlarken,
İran başka bir yerden yaptığı zam ile bir
kat fiyat artışı daha yapmıştır. Böyle bir
durumda İranlı Bakan Yardımcısı’nın
hala “Misilleme Hakkımızı Saklı Tutuyoruz” ifadesi gerçeklerden uzaktır!”
dedi. Fatih Şener basın toplantısında
Türkiye-İran arasında gelinen son süreç
ile ilgili olarak İran’a alternatif olarak
Hazar’da Ro-Ro’lardan oluşan bir deniz
otoyolu yapma önerisini sundu. Daaha
UND Heyeti, sektörün özellikle son
yıllarda ciddi kayıplar yaşamasına
yol açan profesyonel sürücü vizeleri
konusunu gündeme getirdi. OFAE
(Yunan Nakliyeciler Derneği) ile UND
Heyeti, iki ülke arasındaki taşımalarda yaşanan sorunları görüşmek üzere UND Merkezi’nde bir araya geldi.
ABKAD ( Avrupa Birliği ve Küresel
Araştırmalar Derneği), ilk faaliyetini 23
Eylül’de Ankara’da, UND işbirliğinde
düzenlediği bir panel ile gerçekleştirdi. UND Başkanı Nuhoğlu, AB
Ülkeleri’nin temsilcilerini uyararak,
“Ülkelerinizdeki ulaştırma lobilerinin
baskısı yüzünden, ekonominizi feda
etmeyin” dedi.
sonra Türk ve İranlı nakliyeciler bir
araya geldi. Konuyla ilgili Gerginliğin
giderilmesi için iki ülkenin nakliyeciler
birliği yetkilileri bir araya geldi. UND,
İran Yol ve Şehir Planlama Bakan
Yardımcısı Davud Keşaverziyan’ın,
yaptığı “Misilleme hakkımızı saklı tutuyoruz” şeklindeki açıklamasına sert
bir tepki göstererek konuyu basınla
paylaştı. İran, kendi ülkesinin ihraç
yükünü taşıyan Türk TIR’larına “Vergi
Zammı Uygulamasını” geri aldı. İran,
Türkiye’nin 10 Ekim 2014 tarihinden itibaren akaryakıt fiyat farkı
uygulaması başlatmasının ardından
kendi ülkesinde ödenen akaryakıt
fiyat farkını iki katına çıkarmış ve
İran’dan alınan mazotun vergisine
de yüzde100 oranında zam uygulaması başlatmıştı. İran, transit ve ikili
taşımalarda Türk TIR’larından aldığı
Akaryakıt Fiyat Farkı ücretini aynı
şekilde uygulamakla birlikte, İran’dan
alınan mazot için yaptığı 550 USD’lık
zammı iptal ederek uygulamayı geri
aldı.
Şubat 2015
54
LOJİSTİK
KASIM
Takvim etkilerinden arındırılmış sanayi üretim endeksi bir önceki yılın
aynı dönemine göre yüzde 5,2 oranında artışla beklentilerin üzerinde
gerçekleşti. Sanayi üretiminin yılın
üçüncü çeyreğinde bir miktar ivme
kazandığı gözleniyor. Eylül ayında
ihracat bir önceki yılın aynı ayına
göre yüzde 4,6 arttı, ithalat yüzde
0,2 azaldı. 2014 yılının ilk dokuz ayı
itibarıyla ise 2013 yılının aynı dönemine göre ihracat artışı yüzde 5,5
olurken, ithalattaki azalma yüzde
4,2 oldu. Ekim ayında beklentilerin
üzerinde bir artış kaydeden TÜFE’deki yıllık enflasyon yüzde 8,96
seviyesine yükseldi. Haziran ayından bu yana yüzde 10 seviyesine
yakın seyrini sürdüren Yİ-ÜFE’deki
yıllık artış ise yüzde 10,10 düzeyinde gerçekleşerek yeniden çift haneli
seviyelere çıktı. TCMB, 21 Ekim
2014 tarihinde, dengeli büyümeyi
ve yurt içi tasarrufları güçlendirmek
amacıyla finansal kuruluşların zorunlu karşılıklarının TL olarak tutulan
kısmına faiz ödenmesine karar
verildiğini açıklamıştır. TCMB, 23
Ekim’de gerçekleştirdiği toplantısında ise 1 hafta vadeli repo ihale faiz
oranını yüzde 8,25 seviyesinde
bıraktı.
ARALIK
Sanayi üretimi yılın üçüncü çeyreğinde
2013 yılının aynı dönemine kıyasla
yüzde 3,6 oranında arttı. Yılın ikinci
çeyreğinde yıllık artış oranının yüzde
3,2 olduğu dikkate alındığında, sanayi
üretiminin yılın üçüncü çeyreğinde bir
miktar ivme kazandığı görülüyor. Ekim
ayı dış ticaret verileri, Türkiye ekonomisindeki dengelenme sürecinin devam
ettiğine işaret ediyor. Türkiye’nin başlıca ihraç pazarlarında devam eden sorunlara rağmen, ekim ayında ihracatın
yıllık bazda yüzde 7,3 arttığı görülüyor.
İhracattaki artışa karşılık iç talepte beklenen canlanmanın gerçekleşmemesine ve petrol fiyatlarındaki düşüşe bağlı
olarak ithalat ekim ayında bir önceki yılın aynı ayına kıyasla yüzde 1,5 azaldı.
Cari açık eylül ayında piyasa beklentisinin altında gerçekleşti. Yılın ilk dokuz
ayı itibarıyla cari açık geçtiğimiz yılın
aynı döneminde kıyasla yüzde 37,2
oranında azalarak 30,9 milyar dolara
geriledi. Ekim ayında merkezi yönetim
bütçe harcamaları yıllık bazda yüzde
12, bütçe gelirleri ise yüzde 13,8
oranında artış kaydetti. Böylece, bütçe
Şubat 2015
Halkalı Gümrük Müdürlüğü
taşınmayı bekliyor
Çatalca’da inşaatı devam eden
Halkalı Gümrük Müdürlüğü’nün yeni
binası bitme aşamasına geldi fakat
Karayolları Genel Müdürlüğü’nün
devam eden yol inşaatı sebebiyle taşınma sürecinde gecikme
meydana geldi. UND Gümrük ve
Antrepo Çalışma Grubu tarafından
20 Kasım 2014 tarihinde gerçekleştirilen Halkalı Gümrük Müdürlüğü
ziyaretinde Gümrük Müdürü Osman
Bölükbaşı Dara ziyaret edildi ve
sektörün yaşadığı sorunlar masaya
yatırıldı. 8.Uluslararası Logitrans
Transport Lojistik Fuarı’nda Viyana
Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı
Walter Ruck ve Almanya Federal
açığı geçtiğimiz yılın aynı ayındaki 3,2
milyar TL seviyesinden Ekim 2014’te
3 milyar TL seviyesine geriledi. Kasım
ayında beklentilerin altında artış kaydeden TÜFE’deki yıllık enflasyon baz
etkisi nedeniyle yüzde 9,15 seviyesine
yükseldi. Artış beklentisine karşın
kasım ayında gerileyen Yİ-ÜFE’deki
yıllık enflasyon ise yüzde 8,36 ile 2014
yılının en düşük seviyesinde gerçekleşti. TCMB, 20 Kasım’da gerçekleştirdiği Para Politikası Kurulu toplantısında
1 hafta vadeli repo ihale faiz oranını
yüzde 8,25, gecelik borçlanma faiz
oranını yüzde 7,5, borç verme faiz
oranını da yüzde 11,25 seviyesinde
bırakarak faiz oranlarında değişikliğe
gitmedi.
UND Başkanı, Türkiye-İtalya İş
Forumu’nda taşıma kotaları
sorununu gündeme getirdi,
geçiş belgesi istedi
Başbakan Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu
ve İtalya Başbakanı Matteo Renzi
liderliğinde, AB Bakanı ve Başmüzakereci Volkan Bozkır’ın konuk
olduğu Türkiye-İtalya İş Forumu, DEİK
Ulaştırma ve Dijital Altyapı Bakanlığı
Müsteşarı Dorothee Bär’ın katıldığı
açılış töreninde UND Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu, lojistik
performans endeksimizi 2018
yılına kadar artıracağımızı söyledi.
Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Büyükelçi Volkan Bozkır
tarafından kamuoyuna açıklanan
“Türkiye’nin Yeni Avrupa Birliği
İletişim Stratejisi”ne ilişkin olarak
sivil toplum kuruluşlarının değerlendirmelerinin alınması amacıyla,
26 Kasım 2014 tarihinde Avrupa
Birliği Bakanlığı organizasyonunda
İstanbul’da “Sivil Toplumla Diyalog
Toplantısı” gerçekleştirildi. Sürücülerin vize sorunu AB Bakanlığı’na
anlattı.
Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Cihad
Vardan ve DEİK Yönetim Kurulu
Üyesi ve Türkiye-İtalya İş Konseyi
Başkanı Zeynep Bodur Okyay’ın ev
sahipliğinde 12 Aralık 2014 tarihinde İstanbul’da gerçekleşti. Forum
öncesinde, İtalya Başbakanı Matteo
Renzi’nin katılımıyla düzenlenen çalışma kahvaltısında söz alan UND Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu,
konuşmasında Türkiye-İtalya taşımalarında yaşanan sorunların, iki ülkenin
birbiri arasında ve 3. Ülkelere yönelik
ticaretine olumsuz etkilerine değindi.
UND İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener,
son günlerde İran tarafından TIR krizi
ile ilgili yapılan diğer açıklamalar gibi
‘depo mühür uygulaması bir hafta
ertelendi’ haberinin de yalan olduğunu açıkladı. 6 Aralık 2014’te Kanal 24,
Küresel Programı’nın konuğu UND
İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener ve
Fatih Özbay ile İran ile Türkiye arasındaki TIR taşımacılığı sorunu değerlendirildi. UND, “taviz yok, sömürüye
son vermeye kararlıyız” diyerek İran
konusundaki tutumunu sektörle bir
kez daha paylaştı.
55
Scania 2014 kamyon sattı hedef büyüttü
Scania geçtiğimiz yıl 2014 adet kamyon satışı gerçekleştirerek yüzde 20 büyüdü.
Marka 2015 yılında pazar payını daha yukarı taşımayı hedefliyor.
Scania geçtiğimiz yıl yüzde 20 büyüdü ve toplam pazarın üstünde bir
performans gösterdi. Scania Genel
Müdürü İlhami Eksin 2014 yılı sonuçları ve 2015 yılı hedeflerini açıkladı.
“2014 yılını 2014 adetlik satışla
tamamladık. 1.672 adetlik satışla
kapattığımız 2013 yılına göre toplam
pazar yaklaşık yüzde 10 büyürken,
bizim satışlarımız yüzde 20’den
fazla arttı” diyen Eksin, her ne kadar
yaşanan 2 seçim döneminde pazar
yavaşlasa dahi, hızlarını kesmediklerinin altını çizdi. Eksin, “Sürekli
sahada müşterilerimizin yanında
olduk. 31 bin 61 adetle kapanan 16
ton ve üzeri ağır ticari araç toplam pazarında yaklaşık yüzde 7’lik
bir pazar payı elde ettik. İthal ağır
ticari araçlarda en çok tercih edilen
markalardan biri olarak yüzde 21’lik
pazar payına ulaştık. Bu başarımızın
ardında yaygın Yetkili Satıcı ve Servis
ağımız ile birlikte, araçlarımızın kalitesi, yakıt ekonomisi, düşük işletim
maliyetleri ve sürüş konforu ön plana
çıkmaktadır” dedi. 2016 yılında
Euro 6 normlarına geçileceğinden
dolayı 2015 yılında hareketli bir pazar
yaşanmasını beklediklerini belirten
Eksin , “Bu yıl da iddiamızı sürdürüyoruz. Bildiğiniz gibi, Scania olarak
müşterilerimizin her ihtiyacına cevap
verebilmek amacıyla 250 ile 730
beygir arası güç seçeneğine sahip
18 farklı motor seçeneği sunuyoruz.
Ayrıca gelecek yıl geçilmesi planlanan
Euro 6 normlarına sahip araç satışlarını, biz müşterilerimizden talep gelmesi
halinde bugünden teslim edebiliyoruz.
Markamızın sahip olduğu tüm bu
avantajların 2015 yılı satış ve pazar
payımıza olumlu yönde yansıyacağını
düşünüyoruz” açıklamasında bulundu.
Ford’dan altın ödül
Ford Otosan, bin çalışanına Altın İz Hizmet Ödülü verdi. Ford Otosan Genel
Müdürü Haydar Yenigün, “Bu şehrin, bu ülkenin ve dünyanın yollarında bırakılan
altın izler unutulmadı, unutulmayacak” dedi.
Koç Topluluğu şirketler grubunda
10, 20, 25, 30 ve 35. yılını tamamlayan ve Ford Otosan çatısı altındaki
yolcuğu sırasında “altın izler” bırakan
1.000 başarılı çalışana “Ford Otosan
Altın İz Hizmet Ödülleri” verildi. Ödül
törenine, Ford Otosan üst düzey
yöneticileri, müdürleri ve Türk Metal
Sendikası temsilcileri de katıldı.
Ödüller, üst düzey yöneticiler tarafından sahiplerine dağıtıldı. Düzenlenen törende; kağıttaki ilk fikirden
banttaki son ürünün tüketici ile
buluşmasına kadar bir takım olarak
çalışan Ford Otosanlılara, güne özel
sahne gösterileri ile işitsel ve görsel
şölen yaşatıldı. Ödül alan çalışanlar,
arkadaşlarının desteği ile kendileri
hakkında hazırlanan sürpriz anı
filmlerini duygulanarak izledi.
Ford Otosan Genel Müdürü
Haydar Yenigün, Ford Otosan’ı
geçmişten geleceğe taşıyanların,
bu büyük ailenin bir parçası olmaktan gurur ve mutluluk duyduğunu
belirterek, “Ford Otosan olarak,
otomotiv sektöründe mükemmel üretimden ihracat liderliğine
global mühendislik faaliyetlerinden
imalatçılarımızla geliştirdiğimiz
ekonomiye varan geniş bir çerçevede ülkemize değer katarken, on
bine yakın çalışanımız ile sektörde
istihdamda da öncü rol oynuyoruz.
Bugün Türkiye’nin Ticari Gücü ve
öncü sanayi kuruluşu olmamızda
rol oynayan tüm emektarlarımızın
katkısıyla sektörde birçok ilke imza
attık ve altın izler bıraktık. Bu şehrin,
bu ülkenin ve dünyanın yollarında
bırakılan altın izler unutulmadı ve
unutulmayacak” diye konuştu.
Şubat 2015
56
LOJİSTİK
Müşteri Memnuniyeti Yönetim Sistemi’nde
UND – UNAS İşbirliği
UNAS Grup İnternatıonal Genel Müdürü Gökhan Namal, UND ile gerşekleştirdikleri müşteri memnuniyeti yönetim sistemi işbirliği çerçevesinde sektörün
kazanacağını ve UNAS olarak UND üyelerine faaliyetleri içerisinde her türlü
desteği sağlamaya hazır olduklarını vurguluyor.
UNAS Grup yerli ve yabancı iki
ayrı belgelendirme kuruluşu olarak
hizmet veriyor. Her sektöre diledikleri
her türlü kalite yönetim sistemi sertifikasını verebilecek potansiyele sahip
olan firma, sektöründe öncü kuruluş
olarak hizmet sağlıyor. Firmanın
2001 yılından itibaren yurt genelinde
belgelendirdiği yaklaşık 2 bin şirket
bulunuyor. UNAS Grup İnternatıonal Genel Müdürü Gökhan Namal,
ülke olarak 1999’da imzaladığımız,
Avrupa Birliği’ne Uyum Yasaları
kapsamında gelişmeye başlayan
çalışmaların hızlandığı ve piyasalarda
sistem kurma alanında danışman
firmalara ve belgelendirme kuruluşlarına büyük ihtiyaç doğduğunu ifade
ediyor. Namal, “Ben de 2001 yılında
bu sektöre adım attım ve bugünlere geldik. Halen Sistem ve Ürün
Belgelendirme alanında bağımsız
denetimler yaparak belgelendirme
sertifikaları vermekteyiz.” Diyor.
Yurt dışında bazı ülkelere verdikleri
temsilcilikler de olduğunu söyleyen
Namal, “Son iki yılda temsilciliğimizi
yapma konusunda ciddi bir talep
artışı var komşu ülkelerden. Bu, bizi
Şubat 2015
heyecanlandırıyor. Takdir edersiniz
ki bu durum hem ülke hem de şirketlerimiz için önem arz etmektedir.
Bir yandan mali getiri, diğer yandan tanınırlığınızın artması… Halen
temsilcilik verdiğimiz ülkeler; Suriye,
Ukrayna, Rusya Federasyonu’dur.
Yakında, Kosova merkezli olarak
Balkan Ülkeleri’ne açılmayı planlıyoruz. İstanbul’a gelip talepte bulundular, prensipte anlaştık, yakında
bizi oraya bekliyorlar. Benzer bir
talep Kırgızistan’dan geldi. Kosova
ziyaretini takiben oraya da gitmeyi
planlıyoruz” diyor. Namal, gerek
hizmet gerekse üretim sektörü olsun, müşteri memnuniyetinin hayati
öneme sahip olduğunu ifade ederek
müşteri memnuniyetini sağlayanın
da kaliteli bir yönetim ile ortaya çıkarılan ürün olduğunu belirtiyor. Kaliteli
bir yönetim sisteminin esasını; ISO
9001 Kalite Yönetim Sistemi, ISO
10002 Müşteri Memnuniyeti, ISO
140001 Çevre Yönetimi, ISO 22000
Gıda Güvenliği, OHSAS 18001 İş
Sağlığı ve Güvenliği, ISO 27001 Bilgi
Güvenliği vb. yönetim sistemlerinin
oluşturduğunu ifade eden Namal,
bunun dışında da yetki alanlarına
giren pek çok standardın denetimini
yapacak kapasiteye sahip olduklarının da altını çiziyor.
UNAS Grup
bünyesindeki şirketler
UNAS Grup bünyesindeki şirketler
hakkında Namal şu bilgileri veriyor:
“JAS-ANZ’ dan akrediteli, tam
kapsamlı, aynı zamanda denetçi
eğitimlerinde de yetkili olan TQCSI
Uluslararası Belgelendirme kuruluşumuz. TÜRKAK ve ayrıca Almanya
Akreditasyon Kurumu DAKKS’ tan
akrediteli TRB Uluslararası Belgelendirme kuruluşumuz. TRB ayrıca Gıda
Tarım ve hayvancılık Bakanlığı ve
TÜRKAK’ tan alınan akreditasyon ile;
İyi Tarım Uygulamaları Sertifikası ve
Gıda, Hijyen ve Sanitasyon sertifikası da verebilmektedir. Uluslararası
Gözetim Denetimi yapmak üzere
Ekonomi Bakanlığı’ndan yetki alan
TÜMSERT kuruluşumuz vasıtasıyla ayrıca; Dünya İslam Konferansı
Örgütü’nün tanıdığı ICRIC’ ın Türkiye
distribütörlüğü vasıtasıyla Helal
Gıda sertifikası, Çek Cumhuriyeti’
57
nin OECD GLP sertifikalı kuruluşu
Meditox’ un Türkiye temsilciliğini
alarak; Türkiye, AB ülkeleri ve ABD’
de geçerli “Biyo Uyumluluk” testlerini
yapabilmektedir. Sanayi ve Teknoloji
Bakanlığı’ndan İnşaat Yapı Malzemelerine CE sertifikası vermek üzere
yetki alınan CPC Ltd. Kuruluşumuz.”
“Babam asker olunca bazı askeri deyimleri de pratikte ondan öğreniyorsunuz” diyen Namal, 2 bin yıl kadar
önce yaşamış ünlü askeri strateji
uzmanı Çinli Sun Tzu, “Muharebe
sahasında işler nadiren planlandığı
gibi cereyan eder” dediğini; bu sözüm
bugün de geçerliliğini koruduğuna
inandığını ifade ediyor. Aynı şekilde
piyasalar için de bu deyimin geçerli
olduğunu söyleyen Namal konuşmasını şu şekilde sürdürüyor: “Hedeflerinizi bazen planladığınız gibi değil,
zamanın koşullarına göre; bazen
rakiplerinizden geri kalmamak, bazen
yeni doğan fırsatları değerlendirmek,
bazen de gelen bir teklifi uygun
görerek belirliyorsunuz. Örneğin;
İnşaat malzemeleri üreticilerinin alması gerekli CE belgesini veren CPC
Şirketine ve Uluslararası Gözetim
Denetimi yapan TÜMSERT Şirketine
hem uygun zamanlama olduğu, hem
de olumlu teklif geldiği için girdik.
Keza yurt dışı bir belgelendirme
kuruluşu olan TQCSI Belgelendirme
Şirketi’nin Türkiye temsilciliğini zamanın ihtiyacına göre biz talep ettik. Zira
o zamanlar TÜRKAK’ın Türkiye’de
belgelendirme kuruluşlarını akredite
etme yetkisi bulunmamaktaydı. Bu
yetkiyi 2006 yılında elde etti ve biz
de TRB Şirketini kurup TÜRKAK’ tan
akredite ettirdik. Şunu övünerek ifade
edebilirim. Genel olarak hedeflerimize
ulaştık diyebilirim.”
UND ile ve UNAS arasındaki
işbirliği sektöre kazandıracak
UNAS Group International ile UND
arasında 14 Ocak 2015 tarihi itibarıyla karşılıklı işbirliği protokolü imzalandı. Konuyla ilgili Namal, “Amacımız;
mesleği uluslararası nakliyecilik
ve lojistik hizmeti olan UND üyesi
firmaların; başta ISO 10002 Müşteri
Memnuniyeti ve Şikayetleri Sistemi
olmak üzere belgelendirme, eğitim
ve proje desteklerinden yararlanma
konularındaki ihtiyaçlarına çözüm
sağlayacak hizmet standartlarına ulaşmalarına destek olmaktır.
Yönetim sistem belgelendirme ve
eğitimin yanında Unas Grup olarak
ulusal ve uluslararası şirketlerimizin
projelerini de yazım aşamasından
gerçekleştirilmesine kadar olan
süreçte proje yönetimi ve ilgili belgelendirmelerini sağlıyoruz. Özetle
piyasanın ihtiyaçlarını karşılayacak
ve müşterinin şikâyetlerini en aza
indirgeyip memnuniyetini yönetecek sistemlerin standartlarını UND
ile işbirliğimizin başlangıç konusu
olarak seçtik” diyor. UND ile yapılan
bu işbirliğinden nakliye sektörünün
nasıl faydalanabileceği konusuyla
ilgili olarak Namal, UND üyelerinin şeffaf ve erişilebilir bir müşteri
memnuniyeti sistemini kurması ve
bunu belgelendirmesinin onların
müşteri kalitesini, uluslararası alanda
tanınırlığı ve güvenilirliğini artıracağı
gibi kendi çalışanlarının memnuniyetini de artıracağını ve dolayısıyla
kazançlarını da yükselteceğini ifade
ediyor. Namal, “Nakliye sektörümüzü incelerken onların özellikle AB
ülkelerine iş yaparken trafik ve hatalı
yüklemeden kaynaklanan bazı cezalarla karşılaştıklarını öğrendik. Bu
konulardaki uluslararası standartları
araştırdık. UND ile Trafik Güvenliği
Yönetimi ve Yükleme Güvenliği
konularında çok yakında UND
üyelerimize sadece İstanbul’da değil
Bursa, Ankara, Gaziantep, İzmir gibi
bölgelerimizde de ortak seminerler
planlıyoruz” diyor. Namal, bunun
dışında UNAS firmalarının imkân
ve kabiliyetleri kapsamındaki her
alanda UND üyelerine daha uygun
fiyatlarla belgelendirme yapabileceklerinin de altını çiziyor.
Sistemin hedefi şikâyeti değil,
memnuniyeti yönetmektir
Müşteri memnuniyetinin günümüzde öne çıkan bir değer olduğunu ifade eden Namal, “Müşteri
memnuniyeti yönetimi, müşteri
şikayeti alındığında sistemin nasıl
yönetilmesi gerektiğini, şikayetten
kaynaklanan müşteri memnuniyetsizliğini memnuniyete dönüştürmenin
yollarını, müşterilerine beklentilerinin
ötesinde hizmet vermeyi arzulayan
şirketlere kılavuzluk eden yeni bir
yaklaşımdır. Sistemin hedefi şikâyeti
değil, memnuniyeti yönetmektir”
diyor. Yapılan araştırmaların müşterilerin sadece yüzde 4’ünün memnuniyetini ifade ettiğini, yüzde 96’sından
ise genellikle haber alınmadığını ifade
eden Namal, şikâyet eden müşterinin
sorununa çözüm bulunması durumunda genellikle müşterinin o firma
ile çalışmaya devam edeceğini belirtiyor. Memnun ve şikâyeti çözülmüş
üyelerin ise bunu en azından 5 kişiye
anlattığını belirten Namal, memnun
kalmayan müşterinin ise bunu 10
kişiye yaydığını ve bunun da yüzde
13’ünün konuyu diğer 20 kişi ile paylaştığını vurguluyor. Namal, “Müşteri
sadakati ise müşteri tatmini ile paralel
giden bir olgudur. Bu nedenle pozitif
bakış açısı ile değerlendirmeye alınan
her şikayet aslında mevcut müşteri
sadakatini artırırken, yeni müşterilerin kapınızı çalmasına da olanak
sağlayacaktır. Bu nedenle müşterilerden gelecek şikâyetleri, süreçlerde iyileştirme fırsatı olarak görüp
değerlendirmeye almak ve şikâyetten
korkmamak gerekiyor. ISO 10002
standardı ile sizlere bu konularda
uygulayacağınız sistemin gerekliliğini,
prosesin etkinliği ve verimliliği sürekli
iyileştirme imkânı sunmaktadır” diyor.
UNAS Grup olarak UND üyelerine müşteri sadakati ve devamlılığı
bakımından katma değer sağlayacak
bu konuda desteğe hazır olduklarını
belirten Namal, UND ile yaptıkları bu
işbirliğinin gelecekte başta belgelendirme faaliyetleri olmak üzere pek
çok ortak proje ve girişimin miladı
olarak kabul edileceğini ifade ediyor.
Şubat 2015
58
MAKALE
Lojistik sektörüne özel
AS24 ‘ten yenilikçi, yaratıcı ve
teknolojik çözümler anlattı
Reşit Can
AS4 Türkiye-Gürcistan Genel Müdürü
AS24; Akıllı Kart, Online limitleme ve
Akıllı Telefon Uygulamalarını başlattı!
AS24, Total Grubu şirketi olarak
Avrupa ’nın 27 ülkesinde 750’den
fazla AS24 ve 12 binden fazla Total istasyonda akaryakıt ve adblue
tedariği ile birlikte 19 dan fazla
ülkede otoyol hizmeti ve ihtiyaç
duyulan ülkelerde KDV iadesi ile
taşımacılık sektöründe en önemli
iş ortaklarından birisidir.
Lojistik şirketleri AS24 kartları ile
7 gün 24 saat, en rekabetçi fiyatlardan, güvenli işlemler ile ağır vasıtalara özel tasarlanmış otomatik
pompalara sahip istasyonlardan
dizel ve adblue alabilmektedir.
AS24, 25 yıldan fazla sektörel
tecrübesi ile profesyonel taşımacılık şirketlerinin değişen ihtiyaçlarına karşılık veren öncü bir şirket
olarak her zaman yenilikçi, yaratıcı
ve teknolojik hizmetleri sunmaya
devam etmektedir!
AS24 Akıllı Kart
Neden Akıllı yeni nesil chipli kartlar ?
Tüm Avrupa‘da lojistik sektörünün son yıllarda
karşılaştığı en önemli problemlerinden birisi;
eski nesil manyetik kartların art niyetli kişiler
tarafından TIR parklarında çalınması ve/veya
kopyalanmasını takiben yakıt alımlarında kullanılarak şirketin zarara uğratılmış olmasıdır.
Şubat 2015
59
AS24, sektördeki bu problemin
önüne geçmek ve daha güvenli bir
sistem amacı ile 2015 yılı ile birlikte
yeni nesil chipli akıllı kartları sektörün hizmetine sunmuştur. Akıllı
AS24 kartı ile online kart bloke/
açma, ülke/istasyon seçimi, limitleme de başlatılmıştır. AS24 müşterilerinin mevcut kartları yeni nesil akıllı
chipli kartlar ile değiştirilmektedir.
AS24 Filo Yönetimi
AS24 hizmet paketleri ile daha verimli bir filo yönetimi!
AS24 Akıllı Telefon
Uygulamaları
Sürekli hareket halinde olan filonun yönetimi, yakıt alımlarını, otoyol geçişlerini
kontrol edip tüm işlemleri raporlamak; AS24 Hizmet paketleri ile daha hızlı ve
verimli hale gelmiştir.
• Kartlarınızın kontrolü, yeni sipariş, bloke etme vs.
• Filonuza ait tüm raporları görüntüleme
• E-viewing fatura görüntüleme ve bilgisayara
indirme
• Günlük islemleri takip etme
• Faturalanmıs islemleri görüntülemeve bilgisayara
indirme
• Müşteri sistemine entegrasyon
Sektörde bir ilk : “AS24 Filo Müdürü” ve “AS24 Sürücü ” Uygulamaları!
AS24 ile ilgili tüm işlemler, filo yönetimi, kartların takibi, tüm uyarılar,
istasyonlara erişim vs. AS24 ün
sunduğu uygulamalar ile kontrol
altında...
• Cografi Bölge uyarıları
•Alım limiti uyarıları
• Alım dönemi uyarıları
• Online kart limitleme
• Kartların yönetimi
(askıya alma, bloke ve
yeniden aktifleştirme)
• Kartları belirli ülkelere
açma/kapama
FLEET MANAGER
Filo Müdürü Uygulaması
• Yakıt ve Otoyol işlemleri
• Kart ve cihazların yönetimi
• Yakıt alım uyarıları
• Satış Destek Hizmeti
• İstasyonlara erişim
• Hesaplara erişim
DRIVER
Sürücü Uygulaması
• İstasyonlara erişim
• İstasyon Haritaları
• Önemli Telefonlar
• İstasyon çalışma bilgisi
AS24, lojistik sektörünün değişen ihtiyaçlarına sürekli yenilikçi ve yaratıcı çözümler sunarak tecrübesi ile farklı bir hizmet ortamı yaratmaktadır. Böylece Lojistik sektörünün verimliliğine katkı sağlayan en önemli bir iş ortağıdır.
TOTAL Grubu şirketlerinden AS24, gelecekte de aynı yenilikçi ve yaratıcı çözümler sunma gayreti içerisinde lider bir
kuruluş olarak kaliteli ürün, rekabetçi fiyat ve yaygın istasyon ağı ile Lojistik sektörüne akaryakıt, Adblue, otoyol ve KDV
iadesi hizmeti vermeye devam edecektir.
Şubat 2015
60
MAKALE
DİR’de köklü değişiklik geliyor
DİR kapsamındaki ithalat ve verilen ihracat taahhütlerinin izlenmesi için de ayrı
bir mekanizma oluşturulacak. Firmaların ihraç ettiği ürünlerde bu ürünleri kullanıp kullanmadığına yönelik denetimler sıkılaştırılacak.
Hükümetin, kayıt dışılıkla
mücadele ve üretimi destekleme
çalışmaları çerçevesinde, dahilde
işleme rejiminde yapılacak düzenlemenin temel çerçevesi belli
oldu. Yapılan çalışmalarda, dahilde
işlemeye konu olabilecek sektör ve
ürünlere yönelik belirleme yapılacak
ve bunların dışında ürün getirilmesi
engellenecek. Verilen bilgilere göre,
Dahilde İşleme Rejimi’nde (DİR)
köklü değişiklikle, sektörel ve ürün
bazında ayrım yapılacak. Ekonomi
Bakanlığı ve Gümrük ve Ticaret
Bakanlığı, sektörleri belirledikten
sonra ürün bazında bir sınıflama
da gerçekleştirecek. Bunlar içinde
de tek tek ürün bazında talepler,
Türkiye içinde üretimi bulunup bulunmadığı durumuyla ilişkilendirilecek. Türkiye’de üretimi bulunan
dahilde işlemeye konu hammadde
vb. nitelikteki ürünlerin dahilde
işleme rejimi kapsamında ithalinde
Şubat 2015
ek sorgulama sistemleri getirilecek. Ayrıca, bu ürünlerin Türkiye
içinden alınması ve ihracata konu
olması halinde ek kolaylık sağlanıp- sağlanamayacağına yönelik
araştırma yapılacak. Dahilde
İşleme Rejimi kapsamındaki ithalat
ve verilen ihracat taahhütlerinin
izlenmesi için de ayrı bir mekanizma oluşturulacak. Firmaların ihraç
ettiği ürünlerde bu ürünleri kullanıp
kullanmadığına yönelik denetimler
sıkılaştırılacak. Gümrük Bakanlığı,
2014 içinde yaptığı dar kapsamlı
ve tek gümrük kapısına dayalı
bir araştırmada DİR kapsamında
ithal edilen ürünlere bağlı yapılan
ihracatlarda, yüzde 70 oranında
uyumsuzluk tespit etmişti. Gümrük
ve Ticaret Bakanlığı ile Ekonomi
Bakanlığı, DİR kapsamında ithalatın
ve ihracatın yeni esaslara bağlanması için bir çalışma sürecini
başlattıklarını açıklamıştı.
İhracatın yüzde 45’i
DİR kapsamında
Türkiye’de, dahilde işleme rejimi, dış
ticarete konu üretimde büyük yer
tutuyor. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı
verisine göre 2013 yılında kesinleşen
dahilde işleme rejimi kapsamındaki
ihracat 68,1 milyar dolar oldu. İthalat
ise 23,8 milyar dolara ulaştı. Bu
dönemde Türkiye’nin toplam ihracatı
151.8 milyar dolar düzeyindeydi.
Dahilde işleme rejimi kapsamında
detaylı istatistik yayınlanmıyor. Buna
karşılık, DİR kapsamında verilen izinlere ilişkin kararlar Resmi Gazete’de
yayınlanıyor. Bu izinler, fiili durumu
değil, firmaların beyanlarına göre izin
verilen tutarları gösteriyor. Her ay,
bir önceki aya veya aylarda, gerek
firma talepleri gerekse idarenin kendi
uygulamalarıyla belgelerden bir kısmı
iptal edilebiliyor. Bu kapsamda,
2014 yılı sonu itibariyle toplam 55
milyar dolarlık ihracat taahhüdünü
kapsayan, 31 milyar dolarlık ithalat
öngören DİR belgesi düzenlendi.
61
Lojistik eğitiminde etkinlik nasıl artırılabilir?
Yrd.Doç.Dr.A.Özgür Karagülle
İstanbul Üniversitesi
Ulaştırma ve Lojistik Yüksekokulu
Lojistik sektörünün son yıl-
larda gelişmesiyle birlikte bu alanda önlisans ve lisans düzeyinde pekçok eğitim kurumu açıldığını görmekteyiz. Lojistiğin gelişmekte olan bir alan olması, bu alandaki
eğitimli işgücüne olan talep üniversitelerin lojistikle ilgili bölümlerinin
sayılarının gün geçtikçe artmasına
neden olmuştur. Ancak bu alanda eğitim veren kurumların tamamının belirli bir standard yakaladığını söylemek ne yazık ki mümkün
değildir. Lojistik alanındaki eğitimin öncüsü sayılabilecek, sistemini oturtmuş ve belirli kriterleri sağlamış okulların yanında arzu edilen düzeyi yakalayamamış okulların da varlığını kabul etmek gerekir.
Lojistik alanında eğitim veren okulların ders yapıları (müfredat), öğretim üyesi kadroları, fiziki ve teknik imkânları ile sektörel kurumlarla
ilişkileri bu okullar hakkında bir bilgi sahibi olmamızda temel kriterleri ortaya koymaktadır. Bir akademik program sağlıklı bir şekilde yürütülebilmesi için gerekli olan asgari koşullar sağlanmadığı sürece açılacak eğitim programlarından
verim alınmasını beklemek gerçekçi olmayacaktır. Üniversite eğitiminin amaçları düşünüldüğünde farklı üniversitelerin farklı müfredat yapılarında olmaları kabul edilebilir. Kabul edilebilir olmanın da ötesinde bu farklılık, eğitim programını çeşitlendirici ve zenginleştirici bir
avantajdır. Ancak, aynı alanda eğitim veren kurumların belirli asgari ortak dersleri, belirli içerik standartlarında müfredatlarında bulundurmaları bir zorunluluk olmalıdır.
Yine bu kurumların öğretim kadrolarında yer alacak kişilerin de belirli bir yetkinlik düzeyine sahip olmaları esastır. Asgari içeriklerin ve öğretim üyelerinin nitel ve nicel boyu-
tunun sağlanması ile yakalanacak
standart, lojistik eğitiminin kalitesini önemli ölçüde artıracaktır.
Lojistik teorik bilginin yanında
uygulamalı eğitim de olmalı
Lojistik eğitimi, teorik bilginin yanında uygulamalı eğitimi de içerecek
karma bir modelde yürütüldüğünde
mezunların iş hayatına uyum sağlaması kolaylaşacak, lojistik sektörünün eğitimli işgücü ihtiyacı daha
amacına uygun şekilde karşılanacaktır. Bu nedenle Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde olduğu gibi stajların
eğitim modülleri içinde daha fazla
yer alması ve öğrenci başarısı değerlemede ağırlığının artırılması bir
çözüm olabilir. Klasik tarzda 1 aya
sıkışan uygulamalar yerine eğitim
kurumuyla şirket arasında interaktif
bir bağlantının kurulduğunu daha
uzun sürelye uygulamalı eğitim
modelleri gündeme getirilmelidir.
Ancak şu da unutulmamalıdır ki
uygulamalı eğitimin staj boyutu yalnızca üniversitelerin yasal ve eğitim
modülüne yönelik düzenlemeleriyle
sınırlı kalmayıp, öğrencilere staj
imkanını sağlayan şirketlerin de
öğrencilerine eğitim ve uygulayarak öğrenmesine özen göstermesi
gerekmektedir. Staj imkanı sağlayan kurumla üniversite arasında
karşılıklı bir bilgi akışı sağlanmalı
ve öğrenciler performansının
değerlendirilmesinde iki tarafın da
katılacağı bir model uygulanmalıdır.
Yurt dışındaki eğitim programlarının
yapısına bakıldığında ise iki ana model gözümüze çarpmaktadır. Eğitim
programlarının yapısını oluşturan bu
modeller, mühendislik yönü kuvvetli
okulların müfredatlarını sayısal-mühendislik alanları ağırlıklı oluşması ve
sosyalbilimler yönü kuvvetli okulların
ise işletmecilik, yöneticilik alanına
odaklanması olarak karşımıza çıkmaktadır. Sayıları hiç de azımsanmayacak düzeyde olan lojistik şirket
ve STK’larının kurdukları okullar ise
daha çok takviyeye ihtiyaç duyduğu
alanlara odaklanmaktadır. Örneğin,
mühendislik – lojistik yönü kuvvetli
kurumların çalışanlarını yönetim bilimleri alanında geliştirecek müfredat
tasarımları yapmaları söz konusudur. Ülkemizde yer alan, lojistik
alanında eğitim veren kurumların
müfredat yapıları üzerinde etkin olan
yasal düzenlemelerin kolaylıkla revize edilemeyeceği gerçeği ile lojistik
alanında yapılan bilimsel çalışmalara
yeterli desteğin verilmemesi, lojistiğin genç ve yeni bir bilim alanı olması gibi sorunlar bu alandaki iyi niyetli
çaba ve çalışmaları gölgelememelidir. Üniversiteler ve sektörden gelen
temsilciler, bu amaçla hayata geçen
bir oluşum olan Ulaştırma ve Lojistik
Eğitim Kurumları Değerlendirme ve
Akreditasyon Derneği (ULAKDER)
ile UND, UTİKAD gibi sivil toplum
örgütlerinin de yönlendirici rolünden
destek alarak bu alandaki çalışmalara katkı sağlamalıdır.
Şubat 2015
62
GÜNCEL
Havaya,
karaya
7.2 milyarlık
teşvik
Ekonomi Bakanlığı, 2014’ün son ayında 7 milyar 233 milyon liraya ulaşan 442
yatırım teşvik belgesi düzenledi. Sabit yatırım tutarı 100 milyon liranın üzerine çıkan yatırımların sayısı artarken THY yolcu taşımada 264 milyon, Ford ise
kamyon üretimi için 331 milyon liralık devlet desteğinden yararlandı.
Ekonomi Bakanlığı, geçen yılın
aralık ayında 442 yatırım teşvik
belgesi düzenledi. Belge verilen
projelerin sabit yatırım tutarı 7 milyar
233 milyon lirayı buldu. Yatırımların hayata geçmesiyle 16 bin 844
kişinin istihdam edilmesi bekleniyor.
Bakanlık, sabit yatırım tutarı 145
milyon lirayı bulan 31 yatırım teşvik
belgesini de iptal etti.
442 yatırımdan 16’sının tutarı
3 milyar 200 milyon lira
Teşvik alan 442 yatırımdan başlı
Şubat 2015
başına 16’sının sabit yatırım tutarı
3 milyar 200 milyon liraya ulaştı.
Büyük yatırım yapacaklar arasında
THY, Ford, İçdaş, Sanset, Şirikçioğlu, Pirelli, Dowaksa, Türksat, Acıbadem gibi şirketler yer aldı. APM
AŞ, 251 milyon liralık yatırımla liman
işletmeciliği, Starwood AŞ, 252
milyon liralık yatırımla Yonga levha,
Dowaksa 247 milyon liralık yatırımla
Karbon elyaf, THY 264 milyon liralık
yatırımla tarifeli ve yük taşımacılığı,
Türk Pirelli 167 milyon liralık yatırımla kamyon ve otomobil lastiği, Airres
183 milyon liralık yatırımla RES projesi, Ford 331 milyon liralık yatırımla
kamyon, Sanset 222 milyon liralık
yatırımla çikolata, Türksat ise 258
milyon liralık yatırımla kablolu TV ve
uydu haberleşme altyapısı kuracak.
Bakanlık tarafından desteklenen
yatırımlar içinde en büyük sabit sermaye yatırımını Gaziantep Büyükşehir Belediyesi yapacak. Belediye
565 milyon liralık sabit sermaye
tutarıyla Gaziantep’te 300 öğrenci
kapasiteli kreşler ve öğrenci yurdu
inşa etmeyi planlıyor.
63
Sakarya, lojistik üssü olmayı hedefliyor
Sakarya Ticaret ve Sanayi Odası (SATSO) Yönetim Kurulu
Başkanı Mahmut Kösemusul,
lojistik sektörünün Sakarya için
daha da önemli olacağını belirterek, “Karasu Limanı, taşımacılık amaçlı demir yolu, boğaz
köprüsü ile bağlantılı yolların
kesiştiği Sakarya, bu ekonomide gittikçe büyüyen miktarda
yerini alacaktır” dedi.
Avrupa Birliği İş Geliştirme Merkezleri (ABİGEM) iş birliğiyle nakliyeciler
ve lojistik sektöründen temsilcilerin
katılımıyla SATSO’da düzenlenen
programda konuşan Kösemusul,
valilik, Sakarya Üniversitesi, Sakarya Büyükşehir Belediyesi ve ilgili
kuruluşlarla Sakarya’nın lojistik sektöründeki payını büyütmek adına
çalışacaklarını ve eğitim programları
düzenleyeceklerini söyledi. “Lojistik, Sakarya için daha da önemli
olacak” diyen Kösemusul, “Karasu
Limanı, taşımacılık amaçlı demir
yolu, boğaz köprüsü ile bağlantılı
yolların kesiştiği Sakarya, bu ekonomide gittikçe büyüyen miktarda
yerini alacaktır” ifadesini kullandı.
Maltepe Üniversitesi İktisadi ve
İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası
Ticaret ve Lojistik Yönetim Bölümü
Başkanı Prof. Dr. Mehmet Tanyaş
da son yıllarda Türkiye’de ‘taşımacılık’ olarak bilinen sektörden lojistik
sektörüne doğru değişim programı
izlendiğini dile getirdi.
Tanyaş: Lojistik yönetiminde
güçlü entegrasyon
Türkiye’de 732 bin kamyon, 150
bin tır ve 60 bin uluslararası TIR
bulunduğuna dikkati çeken Tanyaş,
verdiği rakamların sadece karayolu
taşımacılığından ibaret olduğunu
vurguladı. Tanyaş, “Lojistik sektöründe ise karayolları taşımacılığının
yanı sıra hava ve deniz yoluyla
taşımacılık da büyük önem kazanıyor” diyerek, sözlerini şöyle
tamamladı: “Lojistik yönetiminde
karayolları, deniz ve hava yolları ile
güçlü entegrasyonu beraberinde
getirir. Tedarik zincirinde müşterinin talebine göre çeşitlendirmek
önemlidir. Çeşitlendiremezseniz
ya müşteri kaybı ya da taşeronluğa girersiniz. Sadece taşımacılık
değil, depo, antrepo çalışmaları
da yürütmeli, ürünün taşımacılığı
ve dağıtımının yanında uluslararası
boyutta ürün temini konusunda da
hizmet vermek, müşterinin kurumsal tek firmayla iletişim kurmasını
sağlamak adına önemlidir. Müşterinin tüm taleplerini kendinizde
toplayabilmelisiniz. Lojistik burada
başlar. Yani müşteriye ‘paneli
getir, kapıyı götür’ anlayışı. İşin özü
ürünü tanımaktan geçer. Hangi
ürünü, hangi koşullarda, ne kadar
zamanda taşıyıp ulaştırabileceğinizi
ve nasıl koruyacağınızı iyi analiz
etmelisiniz.”
Şubat 2015
64
KISALAR
Almanya’da lojistik profesyonelleri Kässbohrer’i iyi tanıyor
Avrupa’nın önde gelen ağır ticari
araç ve lojistik sektörü dergilerinden Alman yayın organı ‘Verkehrs Rundschau’nun iki yılda
bir gerçekleştirdiği markabilinirliği
araştırmasında Kässbohrer’in
büyük filoya sahip şirketler arasında
bilinirliği yüzde 97,9 seviyesinde
yer aldı. Verkehrs Rundschau
dergisinin Almanya’da iki yılda bir
gerçekleştirdiği araştırma ticari
araç sektöründe çekici, treyler,
hafif ticari araç, servis, kiralama,
lastik ve telematiksistemler dahil
olmak üzere 7 kategoride yapıldı.
Almanya lojistik sektörünün farklı
aşamalarından 522 uzmanın yanıtladığı anketin sonucunda, 2002
yılındanbuyana Tırsan bünyesinde
yer alan Kässbohrer’in marka bilinirliğinin, filosunda 11 ve daha fazla
adette araca sahip lojistik sektörü
temsilcileri arasında yüzde 97,9
oranında olduğua çıklandı. 2014
yılında Almanya’da satışlarını yüzde
96,4artıran Kässbohrer, 120 yıllık
inovasyon geleneği ile Avrupa’nın
ilk üç treyler üreticisinden birisi
konumunda yer alıyor. Şirket,
Avrupa’da treyler konusunda en
geniş ürün gamını sunuyor.
Mars Logistics, Darüşşafaka Cemiyeti ile “Bir Gülümseme de
Bizden” projesini hayata geçiriyor!
Mars Logistics, 25. kuruluş yılını, 152
yıldır çocuklarımızın yaşamını eğitimle
değiştiren Darüşşafaka Cemiyeti ile
hayata geçirdiği projeyle kutluyor.
Proje kapsamında Mars Logistics,
çocuklarımızın gelişimini destekleyecek bir dizi etkinlikler gerçekleştiriyor.
Mars Logistics, ulusal ve uluslararası
müşterilerine tedarik zinciri alanında katma değerli lojistik çözümler
sunduğu lojistik sektöründeki 25. yılını
kutluyor. Aydınlık bir ülke için eğitimin
öneminin farkındalığıyla uzun yıllardır
bu alanda çeşitli faaliyetler düzenleyen
ve çeşitli projelere destek veren Mars
Logistics, geleceğimiz olan çocuklarımıza yatırım yapmanın da görevleri
arasında olduğunu düşünüyor. Bu
düşünceyle harekete geçen Mars Logistics, 152 yıldır annesi veya babası
hayatta olmayan, maddi olanakları iyi
bir eğitim almak için yeterli olmayan
yetenekli çocukların yaşamını eğitimle
değiştiren Darüşşafaka Cemiyeti ile
işbirliği gerçekleştirerek çocuklarımızın eğitimine ve kişisel gelişimlerine
katkıda bulunmayı hedefleyen bir
projeyi hayata geçiriyor. Projede
ilk etkinlik olarak bir yaşam kültürü
gelişim programı çerçevesinde , 125
Şubat 2015
Öğrenci didaktik olmayan eğlenceli
bir formatta “Yürüyüş, Denge, Beden
Dili”, “Yaşa Göre Kıyafet Seçimi”,
“İletişim Kuralları”, “Sağlıklı Beslenme
ve Kişisel Temizlik” ,“yemek kültürü
ve Sofra Adabı” konularında atölye
çalışmaları gerçekleştirdi. . Üç etapta
gerçekleştirilen atölye çalışmasında,
öğrenciler sertifikalarını 19 Aralık
2014 tarihinde Mars Logistics Genel
Müdürü Ali Tulgar’ın elinden aldılar.
Projenin bir diğer etkinliği olan ve
21 Aralık 2014 tarihinde İstanbul
Mövenpick Otel’de gerçekleştirilen
“Çikolata Workshop”ı ile ise, öğrenciler çikolata yapımını öğrenerek
lezzetli ve eğlenceli bir zaman geçirdiler
Önümüzdeki aylarda gerçekleştirilecek
olan etkinliklerde, çocuklar onlara ilham
verecek başarılı işadamı ve sporcular ile
bir araya gelecekler. Darüşşafaka Cemiyeti olarak Mars Logistics ile böyle bir
işbirliği gerçekleştirmekten mutluluk duyduklarını belirten Darüşşafaka Cemiyeti
Yönetim Kurulu Başkanı Talha Çamaş :”
Bizler, Darüşşafaka’nın eğitimdeki köklü
geçmişi ve deneyimine, destekçilerimizin
gücünü katarak her bir öğrencimizin üst
düzey niteliklerle donanmış, ülkemize ve
insanlığa katma değer üretecek bireyler
olarak yetişmelerini sağlamak adına tüm
gücümüzle çalışıyoruz.
65
Aktif Nakliyat DAF ve Tırsan ile
yola devam dedi
Aktif Nakliyat 10 adet Tırsan Perdeli MaximaPlus ve 10 adet DAF
CF85.460 aracını Samandıra lokasyonunda yapılan tören ile teslim aldı.
Tören, Aktif Nakliyat Yönetim Kurulu
Üyesi Maruf Eren ve DAF-Tırsan
Otomotiv Satış Yöneticisi Özgür
Ayçiçek’in katılımı ile gerçekleştirildi. Aktif Nakliyat Yönetim Kurulu
ÜyesiMaruf Eren gerçekleştirilen
törende,“İkinci el değerinin yüksekliği, sağlamış olduğu yakıt tasarrufu,
araçların sağlamlığı ve DAF-Tırsan
Otomotiv’in sahip olduğu geniş
servis ağı ve sunmuş olduğu kaliteli
hizmetler öncelikli tercih sebebimizdir. Öte yandan yüksek motor
gücü ile mükemmel sürüş performansı sunan DAF çekicilerinin uzun
ömürlü olması da bizim için büyük
avantaj,” açıklamasını yaptı. Eren,
“Tırsan markasını tercih etmemiz-
deki en önemli neden ise öncelikle
Tırsan Treyler’in perdeli ürün grubunda sektörün en iyisi olmasıdır.
Diğer yandan treylerlerin şasisinin
kataforez kaplama oluşu nedeniyle Tırsan tarafından bu araçlar
paslanmaya karşı 10 yıl boyunca
garanti altına alınıyor.Ayrıca treylerlerde bulunan K-fix yük sabitleme
sistemi sayesinde taşımalarımızı
hızlı ve güvenli yapabilmekteyiz,”
ifadelerini kullandı. Maruf Eren son
olarak, “DAF-Tırsan’ın müşteri
odaklı hizmet anlayışı ve müşterinin
arkasında güvenilir bir ekibin olması
da kararımızı etkilemiştir” açıklamasında bulundu. Merkezi İstanbul
olan Aktif Nakliyat’ın Tekirdağ’da
da şubesi ve garajı da bulunmaktadır. Firma, ağırlıklı olarak yurtiçi
ve yurtdışına ambalaj, bobin kâğıt
ve paletli yük taşımacılığı alanında
hizmet veriyor.
Rönesans Nakliyat
yatırımlarını
Renault Trucks ile
sürdürüyor
Lojistikçi standart istiyor
Lojistik firmalarının büyük bölümü
rekabetin fiyat üzerinden yapıldığına
inanıyor. Firmaların kamudan en
büyük beklentileri ise denetim ve
standartlaşmanın sağlanması.
Beykoz Lojistik Meslek Yüksekokulu,
Lojistik Uygulamaları ve Araştırma
Merkezi (BLUARM) ve Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üretenleri
Derneği’nin, 2013 yılından bu yana
ortak gerçekleştirdikleri, “Lojistik
Sektöründe Eğilimler Araştırması”nın
“2014 Yılı 4. Çeyrek Sonuçları” düzenlenen basın toplantısı ile açıklandı.
BLUARM Müdürü Prof. Dr. Okan
Tuna, araştırma sonuçlarına göre
Türkiye’de lojistik sektöründe
rekabetin fiyat üzerinden yapıldığını
belirtti. Tuna, “Lojistik yöneticilerinden
Türkiye’de lojistik sektöründe rekabet
seviyesini tanımlamalarını istediğimizde, yüksek seviyede fiyat, orta
seviyede servis hızı ve hizmet kalitesi
rekabeti yanıtını alıyoruz. Fiyat odaklı
rekabet araştırmada temel bir sorun
olarak da yöneticiler tarafından ifade
edildi. Fiyat rekabeti sektörü sıkıntıya
sokuyor, özellikle küçük ve orta boylu
işletmeleri zorluyor ve şirketlerin faaliyetlerine son veriyor” dedi. “Lojistik
yöneticilerine kamu ve kamuoyunun
sektör algısını sorduğumuzda ise
eksik bilindiği sonucuna ulaşıyoruz”
diyen Prof. Dr. Tuna, “Sektör son
10 yıl içindeki değişimini ne devlethükümet düzeyine ne de sokaktaki
vatandaşa anlatamadığını düşünüyor.
Biz artık sadece taşımacı, kamyoncu
değil, lojistik hizmet sağlayıcısıyız
deseler de algıyı düzeltemediklerine
inanıyorlar” dedi.
Sektörün bu anlamda kamudan en
önemli beklentisinin halen mevzuat
düzenlemesi olduğunu ifade eden
Prof. Dr. Okan Tuna, 2004 yılında
yayınlanan mevzuatın sektörde
halen yüzde 75,7 oranında değişiklik
beklentisi yarattığını belirtti. Sektördeki işbirliği düzeyinin yüksekliğine
değinen Prof. Dr. Tuna, işletmeler
arası bilgi alışverişi oranının yüzde 87,8 ve işbirliğinin yüzde 70,3
olduğunu belirterek şöyle devam etti;
“Lojistik elbette doğası gereği birlikte
iş yapma kültürünü de beraberinde
getiriyor ve firmaların hemen hemen
hepsinin rekabet öncesi işbirliği yaptığı meslektaş firmaları var, bu birçok
sektörde yakalanamayan bir işbirliği
oranıdır.”
Faaliyetlerini İstanbul’dan yöneten
ve müşterilerine güvenilir, kaliteli ve
müşteriye katma değer sağlayan
hizmet misyonu ile çalışan Rönesans
Nakliyat, Renault Trucks ile iş birliğine
devam ediyor. 16 araçlık parkını 4
adet Renault Trucks alımı ile 20’ye
çıkaran Rönesans Nakliyat’ın filosundaki toplam Renault Trucks sayısı da
15’e ulaştı.İstanbul’da gerçekleştirilen
teslimat törenine Rönesans Nakliyat adına Gökmen Yaşa katılırken,
Renault Trucks adına İstanbul Satış
Sorumlusu Tayfun Fıçıcı hazır bulundu.
Soytürk, “Renault Trucks’a duyduğumuz güveni 4 yeni araç yatırımı ile
göstermeye devam ediyoruz. Yakıt
ekonomisi, kaliteli satış ve satış sonrası
hizmetlerinden oldukça memnunuz. İş
birliğimizin devamını diler, bu yatırımın
hayırlı olmasını temenni ederiz” sözleriyle Renault Trucks’ın yakıt ekonomisindeki performansı ile satış ve sonrası
hizmetinden duyduğu memnuniyeti
dile getirdi.
Şubat 2015
medya

Benzer belgeler