İngilizce-yabancı dil öğrenmekte neden zorlanıyoruz

Transkript

İngilizce-yabancı dil öğrenmekte neden zorlanıyoruz
İngilizce-yabancı dil öğrenmekte neden zorlanıyoruz?-İkinci bölüm
Written by Administrator
Wednesday, 08 February 2012 14:16
Bu yazının birinci bölümünde sizi hayal kırıklığına uğratmış olabilirim, çünkü okurun bu tür
yazılara genellikle “kısa yolun kısasını” bulmak için baktıklarını biliyorum. Fakat bu konuda
verimli ve nispeten kısa olan yollar bulunsa da, ne yazık ki “kısa yolun daha kısası” yok!
Ben bu yazımda da, İngilizce-yabancı dil öğreniminde bizi engelleyen sorunları, onların
çözümlerini ve uzun vadede istediğiniz sonuçları getirecek olan verimli yöntemleri önermeye
devam ediyorum.
İngilizce öğretmenlerinin asenkron eğitimden ürkmeleri
İngilizce veya yabancı dil öğretmenleri abartılmış bir merkeziyetçi anlayışın etkisiyle öğrenim
sürecinin asenkron olmasını engellemektedirler. “Asenkron öğrenim” kavramı, öğretmenin
denetiminde, ama ondan bağımsız olarak öğrenebilmek demektir. Mesela internet asenkron bir
araçtır. Benim yazılarımı gece yarısı ve ben uyuyorken okuyabilirsiniz. Yazılarım benimdir, ama
1/5
İngilizce-yabancı dil öğrenmekte neden zorlanıyoruz?-İkinci bölüm
Written by Administrator
Wednesday, 08 February 2012 14:16
benden bağımsızdırlar. Bunun gibi, İngilizce öğrenen birisi de, taşıtlarda İngilizce hikâyeler
dinleyebilir, evinde film seyredebilir veya radyo dinleyebilir. Fakat ben bunları teşvik eden çok az
öğretmen görüyorum. Hâlbuki bu etkinlikler, öğrencinin sanal olarak İngiltere veya Amerika’da
yaşar gibi dil edinmelerini sağlarlar. Ama öğretmenler, filmlerin ve sesli dokümanların sınıf
dışında da, İngilizce öğrenmek için kullanılabilecekleri
gerçeğine karşı ilgisizdirler. Bir meslek erbabının işiyle ilgili verim artıracak metotlara ilgisizliği,
bir tür cahilliktir. Verimli yöntemlerin ihmaliyle ortaya çıkan para ve zaman kaybını ve ayrıca
başarısızlık hissinin öğrencilerdeki etkisini düşününce, bu cehalete bir tür “ihanet” de diyebiliriz.
Kişinin Ana dilinde yetersiz oluşu:
Bu konuya en duyarsız kitlelerden birisi, Ne yazık ki yabancı dil öğretmenleridir.
Meslektaşlarımın bu konuyu yeterince önemsemediklerini düşünüyorum. Aksine öğrencilerini
neredeyse kendi ana dillerine küser bir hâle getirmektedirler. Bir eğitimci olarak, alanım ne
olursa olsun, öğrencinin ana dildeki yetkinliği benim de ilgi alanıma dahildir. Her konuda olduğu
gibi yabancı dil öğrenme konusunda da inancım budur. Bir insanın yabancı dildeki yetkinliği
hiçbir zaman ana dilindeki yetkinliğini aşamaz. Yabancı dil öğrenen kişiler, kendi ana dillerinde
de okumaya ve dinlemeye teşvik edilmeli, gerekirse programa ana dille ilgili dersler de
konmalıdır. Ana dilini iyi yazan, okuyan veya konuşan bir öğrenci yabancı dil öğreniminde de
avantajlı durumdadır. Yabancı dildeki hedeflerin yüksekliği ölçüsünde, ana dilde de yetkin
duruma gelmek gerekir.
Öğrencilerin zayıf bir genel kültüre sahip olmaları
Ana dil zaafı yanında genel kültürdeki zaaf da ciddî bir sorundur. Bu yüzden yabancı dil
öğretmenleri, ne yazık ki çoğu kez dil öğretiminden çok kavram öğretmekle zaman kaybederler.
Hayatla ilgili ileri fikirlere sahip olmayan birisi, ne kendi ana dilinde ne de başka bir dilde ileri
gidemez. Genel kültürünü geliştirmek, yabancı dilde büyük oranda yardımcıdır. Hatta TOEFL,
YDS, ÜDS, KPDS vs gibi sınavlarda genel kültürün genişliği şaşırtıcı bir oranda yardımcıdır.
Bence söz gelimi TOEFl sınavı İngilizcenizi ölçmez, hayatla ilgili birikiminizi ölçer ve bunu
yapmak için kullandığı dil İngilizcedir.
Bu sebepten dolayı, yabancı dil öğretmenleri öğrencilerini okumaya ve genel konularda
kültürlerini artırmaya teşvik etmelidirler.
2/5
İngilizce-yabancı dil öğrenmekte neden zorlanıyoruz?-İkinci bölüm
Written by Administrator
Wednesday, 08 February 2012 14:16
Öğrenciyle öğrenmek istediği dil arasında duygusal bağ kurulmaması.
Değişik kurslarda yaptığım görüşmelerde ve incelemelerde, öğrencilerin duygusal canlılar
olduklarının göz ardı edildiğini görmekteyim. Bir insan kullandığı bardakla bile duygusal bağ
kurmak ister. Kullandığımız eşyaları bile, sadece işe yararlıklarını ölçü alarak değil aynı
zamanda duygularımızla seçeriz. Bu açıdan, insanlar ne kadar mantıklı olduklarını iddia etseler
de, ilgilendikleri konuyla duygusal bağ kurmak isterler. Dolayısıyla söz gelimi Çince öğrenen
birisinin o dile ve kültüre duygusal bağ kurmaya ihtiyacı vardır. Bu, o ülkeye veya o dile âşık
olmamız gerektiği anlamına gelmez.
Bu açıdan yabancı dil öğretmenleri, öğrencilerin öğrendikleri dile ve o dili konuşan ülkelere karşı
duygusal bir ilgi kurmaları konusunda yardımcı olmalıdır. Bu amaçla, o ülke ziyaretleri veya o
ülkeyle ilgili filmler seyrettirilmesi yararlı olacaktır.
Yabancı dil öğretiminde araç ve gereçlerin kullanılmaması, bu konunun önemsenmemesi
Ne yazık ki yabancı dil öğretmenleri, çoğu zaman “kahraman rolüne” soyunmaktadırlar.
Öğrenciler, öğretmenden başka kaynak tanımazlar, yabancı dilde filmler seyredebileceklerini
veya ses dosyaları dinleyebileceklerini ve bu şekilde her yerde yabancı dil öğrenmeye devam
edebileceklerini bilmezler. İstisnalar dışında yabancı dil kursları veya okullar mobilyalara yatırım
yaparlarken, kitaplıklara veya araç-gereç arşivine yatırım yapmazlar. Hâlbuki kurum imkânlarını
kullanarak yabancı dilini geliştiren öğrenciler, kendilerine bu ortamı gördükleri kuruma daha çok
öğrenci getirecektir. Öğrencilerini araç ve gereçlerle desteklemeyen bir yabancı dil kursunun
veya okulun, bu konuda samimî olduğunu düşünmüyorum.
Bu sebepten dolayı, yabancı dil öğreten kurumların DVD filmler, sesli yayınlar ve yabancı dilde
yayınlar bulundurmalıdırlar ve öğrencilerini bunları kullanmaya teşvik etmelidirler.
Eğitim sisteminin öğrencilerin algı sistemlerine göre yapılanmayışı
3/5
İngilizce-yabancı dil öğrenmekte neden zorlanıyoruz?-İkinci bölüm
Written by Administrator
Wednesday, 08 February 2012 14:16
Ülkemizde ve dünyanın bir çok yerinde, belli bir sayıda öğrenci ortamda ve aynı tarzla
öğrenmeye zorlanmaktadır. Hâlbuki insanların öğrenme tarzları ve algı sistemleri farklıdır. Bu
durumda kendi öğrenme tarzına göre ders almayan kişiler, bir tür “körlük” veya “sağırlık”
yaşamaktadırlar. Bu sistemin değişmesi çok zaman alabilir. Bu açıdan hiç değilse ders dışında,
öğrencilerin kendi algılarına göre kullanabilecekleri yöntemler ve araçlar tavsiye edilirlerse, bu
durum dengelenebilir.
Bazı öğrenciler, dinleyerek bazıları da seyrederek öğrenmeye meyillidirler. Bu konuda çalışma
yapılmalı ve öğrencilerin algı sistemlerine ve kişiliklerine göre filmler, ses dosyaları, kitaplar ve
benzeri araçlar önerilmelidir.
Yabancı dil kurslarında ve bu yönde eğitim veren okullarda sağlam bir danışmanlık sistemiyle
öğrencilere bilgi verilmeli ve danışmanlık yapılmalıdır. Bu konudaki masraf, mutlaka geri
dönecektir.
Dilerim, bunca masraf yapılan bu alanda “fantezi” etkinliklerle değil reel çözümlere odaklanırız.
Savaş ŞENEL
İngilizce Eğitim Danışmanı
& İletişim ve Yazarlık Koçu
[email protected]
[email protected]
Bu yazıma eşlik eden melodi: Dire Straits: “Brother in Arms”
4/5
İngilizce-yabancı dil öğrenmekte neden zorlanıyoruz?-İkinci bölüm
Written by Administrator
Wednesday, 08 February 2012 14:16
Kitap önerim: Nermi UYGUR: “Dilin Gücü”
Film önerim: American Gangster (2007)
Konuyla İlgili link:
-
www.dilfelsefem.blogspot.com
5/5