Quebec ve Kara Fatmalar!
Transkript
Quebec ve Kara Fatmalar!
Quebec ve Kara Fatmalar! Emrah Şahin © Canada Türk, Ekim 2013 Quebec’te iktidar, kamuya müdahale etmekte kararlı. İngilizceyi tasfiye edip Anglo-fonları tehcir ve isale etmişti, şimdi dinî zevahiri afaroz edip azınlıkları sindirecek. Giyim ve dirliği nişanlayan “Değerler Nizamnamesi” (la charte des valeurs), mevcut sosyal durumu sarsacak mühim bir siyasettir. Söylenmesi gerekenleri ifade etmenin ve yapılması gerekenleri ifa etmenin zamanıdır. Quebec Hükûmeti, taksiratını düzeltme gayreti içinde. Fransız normlarını Kanada’da idame etmek için bu eyaleti Franko-fon göçmenlerle doldurmuştu. Fransa eski müstemlekelerinden gelen muhacirler, hâliyle İslam olduğundan büyük şehirlerin büyük azınlığını Müslüman kıldılar. Bu Doğulu azınlığın görünülürlüğün artması Quebec bürokratını, fukarasını ve cuhelasını endişeye sevketti. Emekli bir savcı çıkıp; “İran ve Pakistan’ı gittim gördüm ama Montreal’de daha fazla Müslüman gördüm, adım başı tesettürlü kadın!” diyor. Süphanallah! Yani mevzu, modern ve laik Quebec’te Orta Çağ zihniyetli, kocası yüzünden kapanan ve sokakları istila eden kara fatma (!) sürülerinin, yani Muhammedî’lerin varlığı mıdır? Hem evet hem hayır. Hukuk profesörleri ve sivil toplum örgütleri, yeni nizamnamenin dindarları hazmetmeyi amaçladığına işaret ediyor. Quebecli Matthew Friedman, bu nizamnamenin sözcüsü -mimarı demeyeceğim çünkü Blok’un içinde Fransız modeli bir laikliği çoşkuyla savunacak daha ehil “toplum mühendisleri” var- Pauline Marois’e bir mektup gönderdi. Madam Marois yanıt vermeye tenezzül eder mi bilinmez ama biz bu mektubun detaylarını çalışmalıyız. Din ekseninde gelişen tartışmalara yeni bir boyut kazandıran mektubun tercümesi şöyle. Dedem 1912 yılında göçmüş Orta Avrupa’dan Quebec’e. Montreal SaintHenri’deki Sainte-Cunegonde Ward Caddesi’nde kar temizleyicisiymiş. Sonra Mont-Royal Platosu’na taşınıp bir müddet tekstil fabrikasında işçilik yapmış, akabinde bir aile şirketi kurmuş. Din ve kültürlerinin buluştuğu Plato’da bir sosyal işçi ve aktivistmiş. Kardeşleriyle beraber Kanada Hava Kuvvetleri’ne iştirak etmiş ve Dünya Harbi’nde savaşmış. Savaş tutsağıyken yazdığı günlük hâlâ elimde: Parc Bulvarı’ndaki tramvay, Laurier’in Hindistan cevizli dondurması ve Quebec’in diğer otantik yönlerinden sitayiş ve özlemle bahsediyor… Quebec’i o kadar çok seviyor ki Anglo-fon [Yahudi] arkadaşları 1976 yılında eyalete güle güle derken o, masaya yumruğunu vuruyor ve bizim evimiz burası, burada kalacağız diyor… Ben de Quebec’e munhasır kültürü sevdim, özümsedim. Quebec benim aidiyetimdir… Bu yüzden bu satırları yazıyorum. Makul ve hoş-niyet olduğunuza inansam da Değerler Nizamnamesi’ni halis niyetle çıkarmadığınızdan şüpheleniyorum. Sessiz Devrim’den neşet eden Quebec, sınırsız eşitliğin, laikliğin ve toleransın adıdır. Ancak niyetinizle kullandığınız vasıtalar çelişmektedir. İfade üzre açık ve aleni bir dinî sembol, onu kimin taşıdığıyla kaimdir. Başörtüsü dindar bir Müslüman kadının kafasında tesettürdür, takkeyi (yarlmuke) Yahudi değil başkası taksa sadece bir şapka olarak algılanır. Dolayısıyla hastane, okul ve kamu kuruluşları çalışanlarının bunları takmasını yasaklamak, bu çalışanların fikirleri ve ruhlarını okumak (!) demektir. Nizamname bir dinî tarafsızlık ortamı sağlamaktan çok inançları kontrol etmeyi hedeflemektedir. Müslüman olmayan birisi şekilsiz saçlarını başörtüsüyle kapatabilir fakat Müslüman bir kadın inancı gereği başını örtemez! Quebec’e dayattığınız laiklik temelinde eşitsizdir, ayrımcıdır, adil değildir. Laikliğiniz de aslında Hristiyan laikliğidir. Ağaçlara gözünüzü diktiğiniz için güzelim ormanı göremiyorsunuz. Özgürlük, kişisel özerklik ve demokrasi, Hristiyan Avrupa’da doğmuştur ve hususi bir tarihi vardır. Dinî bir silsilesi vardır. Pek sevdiğiniz laiklik kelimesi dahi Orta Çağ Katolik Kilisesi’ni tanımlamak için kullanılıyordu. Devlet daireleri pazar günleri kapalıdır ya. “Pazar” (dimanche) kelimesi Latince “Tanrı’nın Günü” (dies Dominica) kökünden geliyor. Okullar, hükûmet büroları ve ticari iş yerleri, Noel ve Paskalya gibi Hristiyan günlerinde kapılarını kapatırken Yom Kippur ve Ramazan Bayramı’nda tam teşekküllü hizmet veriyor. Ulusal bayramımız 24 Haziran çünkü Quebeclilerin önderi Katolik Aziz Jean Baptist’tir. Bayrak için bile Haç’ı ve Kutsal Teslis’in çiçeği zambağı seçmişiz. Resmî evraklarınızda ve kolluk gücümüzde bu imgelere yer verip de diğer dinlerin sembollerini yasaklamak, tarafsız olmak değil sadece mevcut imtiyazlı hâli korumaktır! Quebeclileri keman gibi çalabileceğinize ve hamurumuzu keyfinize göre yoğurabileceğinize inanıyorsunuz gibi geliyor bana. Umarım ben yanılmışımdır, yoksa siz yanlışsınız. Samimiyetle başkanımıza sesleniyor Matthew; etnik ve dinî çeşitliliğe sahip çıkarak, siyaseti değil geleneği vurgulayarak. Thomas Moore’un kadimde, 1516 yılında, kitaplaştırdığı Ütopya geliyor. Bir hayal diyarında huzura giden yolu tarif ediyor Ütopya. Halka özel ve tüzel ifade özgürlüğü vereceksin ki onların güvenini kazanasın. Pek alakalıdır hâlihazıra. Muhtemelen Osmanlı milletlerinden esinlenen bu önerme, modern demokrasimizin temel direği olsaydı… Montreal otobüsündeki o cahil adam tesettürlü kadına “Memleketine geri dön!” diye bağırmaz ve Quebec ahalisi, dinler çatışması değil ahenk merkezli bir toplum hayatı tasavvur edebilirdi.