Kirmir Çayı Hvz. meşe-karaçam ağaçlandırması

Transkript

Kirmir Çayı Hvz. meşe-karaçam ağaçlandırması
Kirmir Çayi Havzasinda Kizilcahamam-Kargasekmez
Ağaçlandirma Alaninin Yetişme Ortami Özellikleri, Uygulanan
Toprak Koruma - Ağaçlandirma Yöntemleri ve Karaçamlar ile
Tüylü Meşelerin (Baltalık)
1962 / 63 – 2006 Dönemindeki Gelişimi
Prof.Dr.M. Doğan Kantarci¹*
1
Yrd.Doç.Dr.Ceyhun Göl²
İÜ Orman Fakültesi, Bahçeköy, İstanbul. [email protected]*
2
Çankırı Karatekin Üniversitesi, Orman Fakültesi, Çankırı
ÖZET
Sakarya Nehri üzerinde inşa edilen Sarıyar Barajı’nın taşıntı materyali ile
dolmasını önlemek amacı ile Kızılcahamam’da Kirmir Çayı Havzasında
toprak koruma çalışmalarını yapmak gerekmiştir. Bu amaçla Kızılcahamam
Toprak Muhafaza ve Mer’a Islahı Tatbikat Grup Müdürlüğü kurulmuştur
(1959). Kızılcahamam, ortalama yıllık yağış ve ortalama yıllık sıcaklık
değerlerine göre yarı nemli/nemli iklim tiplerinin arasında bulunmasına
rağmen, toprakların orta derin ve taşlı olduğu (erozyona uğramış) geniş
alanlarda iklim tipi kurak ve yarı kurak niteliktedir. KızılcahamamKargasekmez ağaçlandırma alanında üç örnek alanda yapılan ölçmelere
göre; Karaçam ağaçları 45 yaşında 6.0-11.5 m arasında boyu ve 10.4 – 30.2
cm ve 1.3 m çapına ulaşmışlardır (Toplam 41 ağaç). Bataklık sürgünleri
olarak gelişmiş (1963’te eklenmiş) olan Tüylü meşeler ise 3.8-5.8 m boya ve
5-8 cm 1.3 m çapına ulaşabilmişlerdir (Toplam 152 ağaç). Kızılcahamam
Kargasekmez ağaçlandırma alanında Karaçam ile yapılan 1962-63
dikimlerinde tatmin edici bir tutma başarısı sağlanamadığı düşünülebilir.
Ancak toprağın yüzey erozyonu ile taşındığı ve sığlaştığı gözönüne alınırsa
elde edilen başarının yeterli olduğu sonucuna varılmaktadır. Öte yandan
mevcut Tüylü Meşe baltalığının canlandırma kesimi yapılması ve korunması
ile alanın kapatılabileceği düşünülebilir. Ormanın günümüzdeki (2006)
durumuna bakılarak böyle bir iddiada bulunmak mümkündür. Ama geçmişte
(1960-64) orman aşırı derecede tahrip edilmiş olduğu için toprakların
korunması çok yavaş gelişen Tüylü Meşe sürgünleri ile sağlanamazdı.
Esasen 45 yıl sonunda zamanında teklenmiş olsalar dahi Tüylü Meşe sürgün
ormanının ulaştığı boy ve çaplar ile Karaçamların ulaştıkları boy ve çaplar
arasında önemli bir fark vardır. Toprağın aşınmasına rağmen dikilen
karaçam fidanlarından andezit anakayasının çatlak (soğuma çatlakları)
sisteminde köklerini yayabilmiş olanlar Tüylü Meşe sürgünlerine göre
bıçkılık gövdeler geliştirebilmişlerdir. Ayrıca karaçamların ibreli oluşları
(kışın yaprak dökmeyişi) geç sonbahar/kış/erken ilkbahar sağanak
yağışlarının da toprağı taşımasında engelleyici olmuştur.
Anahtar kelimeler: Yetişme ortamı özellikleri, ağaçlandırma, yarı kurak,
toprak koruma, Kızılcahamam-Kargasekmez.
Baraj Havzalarında Ormancılık I. Ulusal Sempozyumu
29 – 30 Nisan 2008
100
ABSTRACT
It necessiated the soil conservation action on Kirmir stream watershed in
Kızılcahamam in order to prevent Sarıyar dam built on the Sakarya river
from filling with moved material. For this purpose, Kızılcahamam Soil
Conservation and Meadow Impovement Practice Group were founded
(1959). Altough Kızılcahamam is involved among the semi-humid \humid
climate type according to its average yearly rain and tempreture values, it
has semi-arid \arid climate type on the wide areas which have stony soil and
middepth soil (underwent soil erosion). According to the measurements
which were done on the three sample fields in the Kızılcahamam
Kargasekmez forestraiton area., black pine trees have reached 45 ages, 6.011.5 m lenght and 10.4-30.2 cm and 1.3 m calibres (total 41 trees). Rough
oaks which grow as marsh buds (added in 1963) were able to reach 3.8-5 m
lenght and 5-8 cm 1.3 m calibres (total 152 trees). It may be thought that
there were not a satisfying sustentation succes in the 1962-63 plantings
which were done with black pine trees in Kızılcahamam Kargasekmez
forestration fields. However, if we consider that the soil is carried by surface
erosion and therefore it gets shallow, we can come to the conclusion that the
achieved success was satisfactory. On the other hand,it can be considered
that with the refreshment cuttings of the present rough oak (forestry) coppice
and its conservation the area could be enclosed.It is possible to claim such a
thing by looking at the present condition of forest (2006). But in the past
(1960-64) because of terribly demolition of forestry, the conservation of
soils with very slowly growing rough oak buds could not be provided. To
tell the truth, even, after 45 year it was singled on time, there are significant
differences between the lenght and calibres of rough oak bud forest and
black-pine trees. Among the black pine tillers which was planted despite of
the soil erosion the ones which were able to grow their roots in the crack
system of the andezit main rock (cooling cracks) according to rough oak
buds were able to grow sawable body. Furthermore, black pine trees’being
needle like (not patching off in winter) is preventetive in late autumn-winterearly spring shower rains’ carriying the soil.
Keywords: Site condition, plantation, semi arid, soil conservation,
Kızılcahamam-Kargasekmez.
1. GİRİŞ
Kurak mıntıka ağaçlandırmaları Türkiye’nin orman ağaçlandırma
sorunlarının başında gelmektedir. İklim özelliklerinden dolayı kurak ve
yarıkurak iklim etkisi altındaki bölgelerimizin yanında, toprak taşınması ve
sığlaşmasından ötürü kuraklaşan yörelerimizi de hesaba katmak
gerekmektedir. Bu konuda Kızılcahamam / Kirmir Çayı Havzası iyi bir
örnek oluşturur. İklimi yarı nemli / nemli olmasına rağmen, toprakları
erozyona uğrayıp, aşınmış olan geniş orman alanları kurak veya yarı kurak
yetişme ortamlarına dönüşmüşlerdir. Sunulan çalışma ile yarı kurak yetişme
ortamına dönüşmüş olan “Kargasekmez Toprak Koruma ve Ağaçlandırma”
alanında 45 yıl sonra elde ettiğimiz bulgular ve sonuçlar değerlendirilmiştir.
Baraj Havzalarında Ormancılık I. Ulusal Sempozyumu
29 – 30 Nisan 2008
101
2. KIZILCAHAMAM TOPRAK MUHAFAZA VE MER’A ISLÂHI
TATBİKAT GRUP MÜDÜRLÜĞÜ
Sarıyar Barajı’nın su toplama havzasında bulunan ve Sakarya Nehrinin
kollarından biri olan Kirmir Çayı Havzasından taşınan materyalin önlenmesi
için Kızılcahamam Toprak Muhafaza ve Mer’a Islâhı Tabikat Grup
Müdürlüğü (KT ve MİGr) kurulmuştur (1959). Grup Müdürü Orm
Yük.Müh. Mustafa OKUTAN’ın başkanlığında çalışmalarına başlayan KT
ve Mİ Grubunun ilk uygulama projelerinden birincisi “Yanık-Özbekler
Deresi Havzası” olup, ikincisi de “Kargasekmez Toprak Muhafaza ve
Ağaçlandırma Projesi” dir.1
3. KARGASEKMEZ’DE UYGULANAN TOPRAK KORUMA VE
AĞAÇLANDIRMA YÖNTEMLERİ
Kargasekmez İstanbul-Ankara otoyolunun önemli geçitlerinden birisidir. En
eski otoyol çok dönemeçli olup, 1950’li yılların sonunda yeni otoyol
açılmıştır (günümüzde Kızılcahamam’a giden yol). Bu yeni yol da
dönemeçlidir. Yolların dönemeçli oluşu yolcuların araziyi farklı açılardan ve
uzunca bir süre görmelerini sağlamaktadır. Aşırı derecede otlatma ve
yakacak odun sağlamak amacı ile tahrip edilmiş olan orman alanı ve şiddetli
toprak erozyonu görüntüleri 1950’li yılların sonunda Türk Ormancılığı için
çok olumsuz izlenimlerin edinilmesine sebep olmaktaydı. Kargasekmez
Projesi iki yönlü fayda sağlayacak önemli bir toprak koruma ve
ağaçlandırma çalışması olarak ele alınmıştır.
3.1 Ormanın Tahribi ve Yüzeysel Toprak Taşınması
Kargasekmez yokuşu ve çevresindeki orman alanında Karaçam ağaçları
kesildiği (yok edildiği) ve Tüylü Meşe ağaçları da kesilip baltalık olarak
işletildiği (yakacak odun üretimi) için orman tipik bir baltalık ormana
dönüştürülmüştür. Ancak aşırı derecede ve çok sayıda keçi otlatması baltalık
meşe ormanının çalılaşmasına sebep olmuştur. Çalılaşmış meşe artıkları
arasında yetişen otlar erken ilkbaharda otlama ile yok edildiği için şiddetli
bir toprak erozyonu başlamıştır. Toprak taşınması yüzeysel olduğu kadar,
oyuntu şeklinde de gelişmiştir. Toprağın taşınması sonucunda arazinin
yüzeyinde kalan taşlar erozyon kaldırımı oluşturmuştur. Toprağın sığlaştığı
yerlerde anakaya yüzeye çıkmıştır. Arazinin bu görünümü ve toprağın
sığlaşması artık ağaçlandırma terası ile bir orman ağaçlandırması
yapılamayacağını, konunun toprak koruma yöntemleri ve ağaçlandırma ile
çözümlenmesi gerektiğini ortaya koymuştur. Arazi 1960-62 yıllarında çıplak
ve şiddetli bir erozyon alanı görünümündedir.
1
Prof. M. Doğan KANTARCI 1962-64 yılları arasında bu grupta Orman Yüksek Mühendisi olarak
çalışmış olup, Kargasekmez ağaçlandırmasını yapmış (Kasım 1962, Mart 1963 ve Kasım 1963’de)
ve diğer projelendirme ile uygulama çalışmalarına katılmıştır.
Baraj Havzalarında Ormancılık I. Ulusal Sempozyumu
29 – 30 Nisan 2008
102
3.2 Toprak Koruma Çalışmaları (1961-62)
Kargasekmez erozyon kontrol sahasında yüzeysel akışa geçen yağış
sularının toprağa sızdırılması ve toprak taşınmasının durdurulması için
emdirici (sızdırıcı), banket teraslar yapılmıştır. Terasların su toplama hacmi
100 lt/m (100 mm/m teras) olup 24 saatte 95 mm/m² yağış düşebileceği
hesabına göre ölçülendirilmiştir. Teras derinliği (teras teknesi derinliği)
kazılırken 25 cm olarak hazırlanmıştır. Terasın seddesini oluşturan toprağın
zamanla çökmesi ve teknenin de kısmen dolması ile derinlik azalmaktadır.
Aşağıda verilen ölçüler 112.5 mm/m²’lik bir yağışa denktir. Ancak toprağın
çökmesi (oturuşması) ile teras hacminin ≈100 mm/m²‘lik bir yağışı
tutabilmesi öngörülmüştür.
Teras Ölçüleri:
Teras kesiti
Tekne derinliği
Teras hacmi
(0.6 + 0.30/2) x 0.25 m
= 0.1125 m³
112.5 mm/m²/yağış
Teras teknesinin ağzına kadar dolmayacağı (dolmaması gerektiği)
düşünülerek, 1 m uzunluktaki terasın güvenli dolu hacminin 100 lt (100mm)
olması gerektiği öngörülmüştür. Teras yatay aralıkları 2 m olarak
planlanmıştır. Arazinin eğimine göre yamaçta teras aralıkları (eğik mesafe
olarak) 4 m’ye kadar artmıştır. Terasların tekne derinliği en kesitte 0.25 m
olarak hesaplanmıştır. Yukarıda belirtildiği gibi toprağın oturuşması olayı
yanında, toprak işlemesi (işçinin yetişmişliği de dahil) ve toprak kalınlığı ile
taşlılığına bağlı olarak teras teknesinin derinliği 0.2-0.3 m arasında
değişmiştir. Toprak derinliğinin erozyon etkisiyle azalması, terasların
tuttukları suyun sızması üzerinde (sızma hızı ve süresi) olumsuz etkiler
yapmıştır. Ancak andezit ana kayasının çatlaklı yapısı çok sık olamasa da
teraslarda tutulan suyun sızmasına bir ölçüde olumlu etki yapmıştır.
Arazi mutlak korumaya alınmıştır. Bir bekçi ile çevre köylerdeki
hayvanların (özellikle keçi sürülerinin) çalışma alanına girmeleri
önlenmiştir. Arazide dikilen fidanlara zarar vermemeleri veya gelişen
baltalık sürgünlerinden (özellikle meşe) yakacak odun kesmemeleri için
köylülerin sahaya girmeleri önlenmiştir.
3.3 Ağaçlandırma ve Bakım Çalışmaları (1962-63)
Kargasekmez ağaçlandırmasına 1962
sonbaharında başlanmıştır.
Ağaçlandırma 2-0 yaşında çıplak köklü karaçam fidanları ile yapılmıştır.
Dikim aralığı 2’m dir. Teras aralıkları da (yatay mesafe) genelde 2 m olduğu
için, fidanlar 4 m²’lik yaşama alanına dikilmişlerdir (2500 fidan/ha).
Fidanlar teras tümseklerine açılmış 30 cm derinliğindeki çukurlara
dikilmiştir. Sonbaharda (aralık 1962 dahil) dikilen fidanların hemen tamamı
kış boyunca “don atması” etkisi ile toprak dışına çıkmış ve kurumuşlardır.
Banket teras teknesinde biriken suyun teras tümseğinin (seddesinin) içine
sızması ve kabartılmış olan toprak içinde donması ile oluşan
yükselme/alçalma hareketi ile fidanlar toprak dışına itilmiştir.
Baraj Havzalarında Ormancılık I. Ulusal Sempozyumu
29 – 30 Nisan 2008
103
1963 ilk baharında alan tekrar ağaçlandırılmış, bu kez su kaybını önlemek
için kürekle kesilmiş olan otlu toprak kesekleri fidan diplerine ters çevrilerek
konulmuştur. Dikimden sonraki ilk yaz aylarında fidan dipleri çapalanmış
olmasına rağmen kurak yaz döneminde çok fazla fidan kurumuştur. Buna
karşılık deneme amacı ile teras aralarına dikilmiş fidanlarda %35 başarı
sağlanmıştır. Teras tümseklerine dikilmiş fidanlarda başarı yer yer gruplar
halinde olmak üzere %10-20 arasında kalmıştır.
1963 yılı sonbaharında alan tekrar ağaçlandırılmıştır. Don atmasının
önlenmesi için fidanların diplerine yassı taşlar yerleştirilmiştir. Taşların
altında toprak nemi korunmuş ve ilk yazda yapılan bakım çalışmasında
taşların üstüne toprak çekilmiştir. Böylece güneş etkisi ile kızan taşların
fidanları kavurması önlenmiştir. Sonbaharda dikilen fidanları kış aylarında
don atmamıştır. Ancak bu fidanlardan da kurak yaz döneminde önemli
miktarda kayıp olmuştur (Bkz. Tablo 1- toprak derinliği yetersiz). Karaçam
fidanları ile yapılan ağaçlandırmanın başarısı toprak derinliği ve taşlılığına
bağlı olarak, toprakta depo edilebilen su miktarına ve yaz kuraklığının
şiddetine bağlı kalmıştır. Dikilen fidanlardan andezit anakayasının çatlak
sistemine tesadüf edenler köklerini derinlere geliştirebildikleri için tutmuşlar
ve gelişip günümüze ulaşmışlardır.
Kargasekmez ağaçlandırma alanında meşe palamudu ekimi de yapılmıştır.
Üç meşe palamudu bir üçgenin köşelerini oluşturacak şekilde (ocak ekimi)
teras tümseklerine açılan çukurlara ekilmiştir. İlk yıl çimlenen meşe fideleri
yaz kuraklığından olumsuz etkilenmişler, o dönemde kurumayanlar ikinci
yılda kurumuşlardır. Meşe palamutları soğan ekimine benzer şekilde çapa ile
karık açılarak teraslar arasına da ekilmiştir. Bu ekim yönteminde yaz
mevsimi sonunda %57 başarı sağlanabilmiştir. Ancak bunlar da ertesi yıl
önemli ölçüde yok olmuşlardır (sığ toprak ve ot etkisi). Arazinin
teraslanması ve otlatmanın önlenmesi teraslar arasındaki alanda yoğun bir ot
gelişimini sağlamıştır. Bu yoğun ot gelişimi sığ ve taşlı topraklarda
depolanmış suyun ilk yazda kullanılmasına sebep olmuştur. Özellikle
anakayanın çatlaklarına ulaşamamış olan karaçam fidanları otların toprak
suyunu kullanmasından olumsuz etkilenmişlerdir.
Toprağın azot besin maddesi (bileşikleri) bakımından fakir olduğu
düşünülerek teraslara korunga (Onobrychis sativa L.) ekilmiştir. Korunga
bitkisinin köklerindeki azot bağlayan bakteriler ile toprak azotunun
artırılması ve dikilecek fidanların hızlı büyümesi sağlanmak istenmiştir.
Ayrıca çok yıllık olan korunganın biçilip hayvan yemi olarak kullanılması da
öngörülmüştür. Korunga tohumları 1961-62’de yapılan terasların
tümseklerine ekilmiştir. Ancak 1962 sonbaharında dikilen karaçam
fidanlarından don atmamış olanlar ile 1963 ilkbaharında dikilen karaçam
fidanları çimlenen korunga otlarının arasında kalmıştır. Korungalar fidanın
çevresindeki toprak suyunu kullandıkları için karaçamlara fayda yerine zarar
vermişlerdir.
Baraj Havzalarında Ormancılık I. Ulusal Sempozyumu
29 – 30 Nisan 2008
104
3.4 Meşe Baltalığında Canlandırma Kesimi ve Bakım
Meşe artıklarının çalılaşmış olduğu yukarıda da belirtilmiştir. Meşe
çalılıkları toprak yüzeyinden keskin balta ile kesilmiştir. Teraslara denk
gelen meşe çalıları ise köklenmiştir (köklenebildiği ölçüde). Meşe kök ve
kütük sürgünleri 1963 ilkbaharında yer yer 1 m boya ulaşmışlardır. Kök
sisteminin çok önceleri (yüzlerce yıldan beri) toprağı kavramış ve
anakayanın çatlak sistemine de ulaşmış olması, meşe sürgünlerinin hızla
boylanmasını sağlamıştır. Ancak bu boylanma ertesi yıllarda çok
yavaşlamıştır. Ormanı oluşturan meşe türü Tüylü Meşe (Quercus pubescens
Wild.)’dir. Yavaş büyüyen fakat tipik bir kurak mıntıka ağacı olan Tüylü
Meşe’nin tepe tacının gelişmesi ve araziyi kapatması zaman alıcıdır. Bu
sebeple Kargasekmez erozyon alanında teraslama yapıp, meşe sürgünlerinin
gelişmesini ve araziyi kapatmasını beklemek yeterli bir işlem sayılmamıştır.
Ancak meşe ocaklarının sürgünlerinin çevrelerindeki karaçam fidanlarına
zarar vermelerinin önlenmesi için 1963 yılında sürgün teklemesi yapılmıştır.
Bu sebeple de 2006 yılında örnek alanlarda yaptığımız sayımlarda meşe
ocakları ile meşe gövdelerinin sayıları birbirine yakın bulunmuştur.
4. YETİŞME ORTAMI ÖZELLİKLERİ
4.1 Ağaçlandırma Alanı
Kargasekmez ağaçlandırma alanı Kızılcahamam ilçe merkezinin
güneyindeki Karatepe (1297 m)-İncebel Tepe–Katmerkaya Tepe–Yayla
Kafası Tepe ekseninde kuzeydoğudan, güneybatıya doğru uzanmaktadır.
Kargasekmez ağaçlandırma alanı kuzeyde Öküzyokuşu Deresinden güneye
doğru Kirmir Çayı’nın doğu yakasını kapsamaktadır (Şekil 1).
4.2 Ağaçlandırma Alanı Toprak Özellikleri
Ağaçlandırma alanı andezit anakayası üstündedir. Yer yer andezit tüfleri de
küçük mercekler halinde bulunmaktadır. Andezit anakayası soğuma
çatlaklarından dolayı çatlaklı yapıdadır. Bu çatlaklı yapıyı kireç taşlarının
sebep olduğu çatlaklı yapı (karstik arazi) ile karıştırmamak gerekmektedir.
Andezitin çatlaklı yapısı yol yarmalarında ve toprak aşınması ile yüzeye
çıkmış olan kayalıklarda görülmektedir.
Toprak, derin olduğu alçak ve düz yerlerde balçıklı kil ve killi balçık türünde
olup, az taşlıdır. Toprak yıkanmış ve belirgin bir yıkanma horizonu
gelişmiştir. Ancak toprağın aşınıp, taşındığı yerlerde derinliği azaldığı gibi,
taşlılığı da artmıştır. Üst toprak ve özellikle kil
Baraj Havzalarında Ormancılık I. Ulusal Sempozyumu
29 – 30 Nisan 2008
105
ÖRNEK
ALANLAR
Şekil 1. Kargasekmez ağaçlandırma alanı ve örnek alanlar
bölümü taşındığı için geri kalan toprağın kum bölümü daha fazladır. Ayrıca
yüzeyden de toprak taşınmış, içindeki taşlar yüzeyde kalmıştır (erozyon
kaldırımı). Bu sebeple toprağın taşlılığı artmıştır. Bütün bu olaylar toprağın
su tutma kapasitesinin azalmasına sebep olmuştur (Tablo 1 ve Şekil 1).
4.3. İklim Özellikleri
Kızılcahamam Meteoroloji İstasyonu’nun ölçme süresi 1929-51 (22 yıl) ve
1957-2006 olmak üzere iki dönemdir. Toprak Muhafaza ve Mer’a Islâhı
Tabikat Grup Müdürlüğü’nün çalışmaları için kullanılan iklim verileri 192951 yılları arasındaki ölçmelere dayandırılmıştır. Kargasekmez
ağaçlandırılmasının yapıldığı yıllar gözönüne alındığında kullanılacak iklim
verilerinin 1957’den sonraki ölçmeler ile sağlananlar olması gerekir. Burada
konumuz ağaçların büyümesi ile yıllık iklim değerleri arasındaki ilişkinin
bulunması değildir. Bu sebeple 1929-70 arasındaki ortalama sıcaklık ve
yağış değerleri kullanılmıştır. Böylece ağaçlandırmayı etkisi altında tutan
iklim özellikleri değerlendirilmiştir. Kızılcahamam’da 1929-1951 ve 19571970 yılları arasındaki ölçmelere göre yıllık ortalama sıcaklık 10.2 Cº, yıllık
ortalama yüksek sıcaklık 17.6 Cº olup, yıllık ortalama yağış 564.4 mm/m²’
dir (Meteoroloji Gnl. Md’ lüğü 1974).
Baraj Havzalarında Ormancılık I. Ulusal Sempozyumu
29 – 30 Nisan 2008
106
Tablo 1. Kargasekmez (Kızılcahamam) ağaçlandırma alanında örnek alanların yetişme ortamı özellikleri (Örnek alan tanımlamaları
M. Doğan Kantarcı ve Ceyhun Göl)
YETİŞME ORTAMI
1. MEVKİ, KONUM VE KOORDİNATLAR
(1) Mevki
(2) Koordinatlar
(3) Yükselti
(4) Yeryüzü şekli
(5) Bakı
(6) Eğim
2. ORMANIN KURULUŞU VE TÜR
BİLEŞİMİ
(1) Meşcere kapalılığı
ÖRNEK ALAN I
ÖRNEK ALAN II
Kargasekmez-Ayı Pınar Çeşmesi
üstündeki yamaç
471 700 D, 4 475 360 K
1170 m
Orta yamaç
Kuzey
45º
% 80-100 TABAKALI
(2) AĞAÇ VE ÇALI TÜRLERİ
Karaçam
Tüylü Meşe (Baltalık)
Katran Ardıcı
Alıç
Yabani Gül
Patlangaç
Laden (Defne Yap.)
Yabani Erik
3. ÖLÜ ÖRTÜ VE TOPRAK ÖZELLİKLERİ
(1) Ölü Örtü Kalınlığı
(2)Yaprak Kalınlığı
(3) Çürüntü Tabakası
(4) Humus Tabakası
(5) Humus Tipi
Kargasekmez-Ayı Pınar Çeşmesi
üstündeki yamaç
471 652 D, 4 475 347 K
1166 m
Orta yamaç
Kuzey
17º
Kargasekmez-Ayı Pınar Çeşmesi
üstündeki yamaç
471 494 D, 4 475 333 K
1170 m
Orta yamaç
KuzeybatI
20º
% 80-100 TABAKALI
OT
ÇALI
A3
A2
+
+
-
2
1
1
+
1
-
2
-
3
+
-
2,0 cm
0,5 cm
1,0 cm
0,5 cm
Kuru Çürüntülü Mul
ÖRNEK ALAN III
A
1
2
-
OT
+
1
-
ÇA
LI
A3
A2
1
1
+
2
2
-
2
+
+
3
-
2,5 cm
1,0 cm
1,0 cm
0,5 cm
Kuru Çürüntülü Mul
Baraj Havzalarında Ormancılık I. Ulusal Sempozyumu
29 – 30 Nisan 2008
% 70-80 TABAKALI
A1
OT
2
-
-
ÇA
LI
+
+
1
+
A3
A2
1
2
+
-
3
-
A1
2
-
2,5 cm
1,0 cm
1,0 cm
0,5 cm
Kuru Çürüntülü Mul
107
(6) Toprak Derinliği (Kök Gelişimi İçin)
(7) Toprak Taşlılığı
70 cm (70-80 cm)
0-30cm: %20, 30-70cm: %60
70 cm (70-80 cm)
0-30cm: %20, 30-70cm: %60
60 cm (60-80 cm)
0-30cm: %20-40, 30-60cm: %60
(8) Toprak Türü
(9) Toprak Horizonları
Balçık
Ah 0-2: Esmerce, balçık, %10
taşlı, kuru, geçirgen, kökler pek
sık.
Gevşek, kırıntılı / taneli ve yan
köşeli, ince topaklı.
Ael 2-12: Boz (kül) renkli, balçık,
%15 taşlı, kuru, geçirgen, köklü,
sık, gevrek, taneli ve yarı köşeli
topaklı.
Bst 12-23: Hafif pembemsi
kırmızı, balçık, %25 taşlı, kuru,
geçirgen,
kökler
sık,gevrek,
tanelive yarı köşeli topaklı.
Kumlu Balçık-Balçık
Ah 0-2: Esmer, KuB, %10 taşlı,
tazece (yağmur etkisi), geçirgen,
kökler pek sık, gevşek, kırıntılı/
taneli.
Kumlu Balçık-Balçık
Ah 0-3: Koyu esmer, KuB, %5
taşlı, tazece (yağmur etkisi),
geçirgen, kökler sık, gevşek,
kırıntılı/ taneli.
Ael 2-10: Boz renkli, KuB, % 20
taşlı, tazece, kökler sık, gevrek
ve yarı köşeli topaklı.
Ael 3-8: Boz (Kül) renkli, KuB,
% 15 taşlı, tazece, geçirgen,
kökler sık, gevrek, taneli ve yarı
köşeli topaklı
Bst 8-18: Hafif pembemsi
kırmızı, balçık,%20 taşlı, kuru,
kökler sık, gevrek, taneli, yarı
köşeli topaklı, geçirgen.
B-C 23-47: Beyazımsı boz renkte,
balçık, % 80 taşlı, kuru, geçirgen,
kökler orta, sıkışmış taneli ve yarı
köşeli topaklı.
Cv 47-70: Beyazımsı boz renkte,
balçık, %80 taşlı, kuru, geçirgen,
kökler seyrek, sıkışmış, taneli ve
yarı köşeli topaklı.
B-C 23-46: Sarımsı, boz, balçık,
% 60 taşlı, kuru, kökler orta,
sıkışmış, taneli, geçirgen.
(10) Toprak Tipi
(11) Anakaya
Bst 10-23: Hafif pembemsi
kırmızı, balçık,%20 taşlı, kuru,
kökler sık, gevrek, taneli ve yarı
köşeli topaklı, geçirgen.
Cv 46-70: Beyazımsı boz KuB,
%80 taşlı, kuru, kökler seyrek,
sıkışmış, taneli, geçirgen.
B-C 18-29: Sarımsı, boz, balçık,
% 40 taşlı, kuru, kökler orta,
sıkışmış, taneli ve yarı köşeli
topaklı, geçirgen.
Cv 29-80: Kirlibeyaz, KuB, %60
taşlı, kuru, kökler seyrek,
sıkışmış, taneli, geçirgen.
Boz Esmer Orman Toprağı
Andazit
Boz Esmer Orman Toprağı
Andazit
Boz Esmer Orman Toprağı
Andazit
Baraj Havzalarında Ormancılık I. Ulusal Sempozyumu
29 – 30 Nisan 2008
108
Saat 14 00’ deki hava nemi oranı ise yaz aylarında % 32-47 arasındadır.
Toprakta depolanabilen su miktarının da hesaba katılması ile yapılan su
bilançosuna göre (M.D.Kantarcı tarafından değiştirilmiş C.W. Thornthwaite
yöntemi ile);
(1) Derinliği 1 m olan taşsız balçık toprağında faydalanılabilir su kapasitesi
(F.S.K)
210 mm / m³ için su noksanı yoktur. Kış aylarında vejetatif faaliyet durduğu
ve sıcaklık düştüğü için gerçek evapotranspirasyon (GET) da azalmaktadır.
Bu sebeple kış ayları “çok kurak”tır. Yaz aylarında toprak suyu azaldığı için
nemlilik indisi “taze” olarak hesaplanmaktadır (Bkz. Tablo 2.1. ve Şekil 1).
(2) Derinliği 0,7 m olan ortalama % 60 taşlı balçık toprağında
faydalanılabilir su kapasitesi (F.S.K) 90 mm / 0,7 m³ için su noksanı 105,7
mm / m² olarak hesaplanmıştır (Bkz. Tablo 2.2., Şekil 1). Bu su noksanı
temmuz ayının sonundan itibaren etkisini göstermektedir (Temmuz ayında
kurak gün sayısı 3,0). Su noksanının asıl etkisi ağustos ve eylül aylarıdır
(çok kurak ve kurak aylar). Köklerini
anakayanın çatlaklarında
geliştirebilmiş olan meşe ağaçları, ardıç ağaçları ve karaçamlar yaz
kuraklığını atlatabilmektedirler.
(3) Ağaçlandırmanın yapıldığı yıllarda fidanlar 30 cm’ lik çukurlara
dikilmiştir. Kök gelişimi ile birlikte fidanların faydalanabildiği toprak
derinliği 0,4 m olup bu toprağın taşlılık oranı da ortalama % 30’ dur (üst
toprak taşlılığı). Dikim derinliği olarak kabûl edilen 40 cm’lik toprağın
faydalanılabilir su kapasitesi (F.S.K) 60 mm / 0,4 m³’ tür. Bu toprakta su
noksanı (ortalama değerlere göre) haziran ayının sonunda başlamaktadır.
Yaz boyunca ortam çok kuru ve kurudur (Tablo 2.3., Şekil 1). Dolayısıyle
araziye dikilen fidanların kökleri anakayanın çatlak sistemine tesadüf
etmemişse yaşama şansları yoktur. Çünkü üst topraktaki su sadece fidanlar
tarafından değil, otlar ve meşe kökleri tarafından da kullanılmaktadır.
4.4 Ağaçlandırma Alanının Bitki Örtüsü
Ağaçlandırma alanında orman ağacı türlerinden Tüylü Meşe yaygındır.
Arazinin korumaya alındığı ve teraslandığı 1961-62 yılından beri gelişen
Tüylü Meşe kök ve kütük sürgünleri alanı büyük ölçüde (yayıldıkları–
tutunabildikleri alanlarda) kapatmışlardır (Bkz. Tablo 1). Tüylü meşe’nin
yanında Katran Ardıcı (Juniperus oxycedrus L.), Alıç (Crataegus orientalis
Pall.), Ahlat (Pirus elaegrifolia Wild.), Yabani gül (Rosa canina L.),
Patlangaç (Colutea cilicica Boiss &Ball), Defne yapraklı laden (Cistus
laurifolius L.), Yabani erik (Prunus domestica L.) türleri de orman
toplumunda yer almaktadır (Tablo 1). Karaçam bu yükseltilerdeki
ormanların yerli ağacı olup, tahripler sonucunda yok edilmiştir.
Ağaçlandırmalar ile yeniden orman toplumundaki yerini almıştır. Karaçam
tohumları Kızılcahamam’ın Soğuksu Milli Parkı’ndaki yaşlı karaçam
Baraj Havzalarında Ormancılık I. Ulusal Sempozyumu
29 – 30 Nisan 2008
109
(alaçam) ormanından toplanmış ve Kızılcahamam Orman Fidanlığında
ekilerek fidan yetiştirilmiştir.
5. ÖRNEK ALANLAR
Örnek alanlar Yayla Kafası Tepe’nin kuzey bakılı yamacında alınmıştır
(Şekil 1). Böylece en nemli ve serin bakı seçilmiş ve başarısızlığın (veya
düşük başarının) sebebini açıklamak için bakı faktörü sorun olmaktan
çıkarılmıştır. Örnek alanların bulunduğu yamaç bir meşe ormanı
görünümündedir. Ağaçlandırmadan arta kalan karaçam ağaçları kümeler
halinde bulunmaktadırlar. Örnek alanlar bu karaçam kümelerinin bulunduğu
yerlerden seçilmiştir. Çünkü amaç yapılan ağaçlandırmanın başarısındaki
düşüklüğün
sebebinin
araştırılmasıdır. Böylece kurak
mıntıka
ağaçlandırmalarında başarı değerlendirmeleri yapmak mümkün olacaktır.
Örnek alanların koordinatları, toprak özellikleri, ormanın tür bileşimi ve
örtme dereceleri vd. özellikleri Tablo 1’de verilmiştir. Örnek alanlardaki
toprak özelliklerine göre 0.7 m derinlik ve 0.4 m (dikim derinliği) derinlik
için su bilançoları ise Tablo 2.1, 2.2 ve 2.3 ’de verilmiştir.
6. ÖLÇME YÖNTEMİ
Örnek alanlar 20x20=400 m² olarak sınırlandırılmıştır. Örnek alanlardaki
tüm ağaçların boyları ve çapları ölçülmüştür. Karaçam ağaçlarının boyları ve
yıllara göre sürgün boyları ağaca lata dayayarak ölçülmüştür (Tablo 3.1, 3.2,
3.3). Ağaçların dip 1,0 m, 1,3 m ve 2,0 çapları da (kabuklu çap) ölçülmüştür.
Örnek ağaç kesilmemiştir. Meşe sürgünlerinin boyları ile dip ve 1,3 m
çapları ölçülmüştür. Ayrıca meşelerin ocak sayısı ile sürgün sayısı da
belirlenmiştir ( Tablo 3.4). Böylece meşe gövdeleri ile ocakları arasındaki
ilişki ortaya konulmuştur.
Ölçülen karaçamların ve tüylü meşelerin hacim hesapları yapılmamıştır. Bu
işlem daha sonra yapılacaktır. Bu çalışmada dikkatimizi çeken asıl amaç
dikimden 42-43 yıl sonra ağaçların ulaşabildikleri boy ve 1,3 m çapının
değerlendirilmesidir. Örnek alanlarda toprak çukurları açılmış ve toprak
kesitlerinde gerekli tanıtımlar yapılmıştır. Toprak tanıtımlarının özeti Tablo
1’de verilmiştir.
Baraj Havzalarında Ormancılık I. Ulusal Sempozyumu
29 – 30 Nisan 2008
110
Tablo 2.1. Kızılcahamam Meteoroloji İstasyonu verilerine göre derinliği 1 m ve faydalanılabilir Su kapasitesi (F.S.K) 210 mm/m² x
1 m olan balçık toprağının su bilançosu Ölçme Süresi: 1929/51-1957/70, Yükselti: 1002 m, Enlem: 40º 28' K, Boylam: 32º 39' D.
Baraj Havzalarında Ormancılık I. Ulusal Sempozyumu
29 – 30 Nisan 2008
111
Tablo 2.2. Kızılcahamam Meteoroloji İstasyonu verilerine göre derinliği 0,7 m ve %60 taşlı, F.S.K' si 90 mm/m² x 0,7m olan balçık
toprağının su bilançosu
Baraj Havzalarında Ormancılık I. Ulusal Sempozyumu
29 – 30 Nisan 2008
112
Tablo 2.3. Kızılcahamam Meteoroloji İstasyonu verilerine göre derinliği 0,4 m ve %30 taşlı, F.S.K' si 60 mm/m² x 0,4m olan balçık
toprağının su bilançosu
Baraj Havzalarında Ormancılık I. Ulusal Sempozyumu
29 – 30 Nisan 2008
113
7. BULGULAR
7.1. Örnek Alanlarda Ağaç Sayısı
Ortalama dikim aralığı 2x2=4 m² olup, bir hektar alana 2500 fidan
dikilmiştir. Bu hesaba göre 20x20=400 m²’ lik örnek alanda 100 fidan / ağaç
bulunması gerekmektedir. Buna karşılık örnek alanlarda; 13-15 arasında
karaçam ağacı bulunabilmiştir. Başarı oranı %13-15 arasındadır. Bu başarı
bulgusu karaçam kümelerinin bulunduğu arazi için geçerlidir (Tablo 3.1, 3.2,
3.3, 3.4 ve Şekil 2)
AÇIKLAMA
1. Meşe sürgünleri aşırı otlamadan ötürü çalılaşmış olup, canlandırma kesimi
1961 yılında yapılmıştır.
2.Kargasekmez
proje
alanı
1962
sonbaharında
ağaçlandırılmıştır.Ttamamlamalar 1963 ilkbaharında ve sonbaharında
yapılmıştır.
3. Tüylü meşe sürgünleri ilk yılda 80-90 cm'lik sürgünler vermiş olmalarına
karşılık, sürgün verme güçleri hızla azalmıştır.
4. Tüylü meşe sürgünleri 1963 yılında teklenmiştir. Bu sebeple ocak sayısı
azdır. Sürgün sayısı daha fazladır.
5. Dikkat çekici özellik; yaygın bir kök sistemi geliştirmiş olan tüylü
meşelerin kütük sürgününden gelişmiş olan gövdelerinin karaçamlara göre
daha çelimsiz olmasıdır. Meşe sürgünleri karaçamların siperinde
kalmışlardır.
7. Karaçamlar da son yıllarda tohum bağlama (ve çimlenme) mümkün
olmuştur. Karaçam gençliği ile ilgili bilgiler de yukarıdadır.
Örnek alanlardaki meşe ocağı sayısı 51-88, meşe sürgünü (gövdesi) sayısı
ise 56-100 arasındadır (Tablo 3.4). Meşe ocağı sayısı ile sürgün sayısı
arasındaki uyum 1963 yılında yapılan sürgün teklemesinden
Şekil 2. 1984 - 2006 yılları arası Kızılcahamam / Kargasekmez ağaçlandırma
alanında karaçamların boy değişimleri
Baraj Havzalarında Ormancılık I. Ulusal Sempozyumu
29 – 30 Nisan 2008
114
Tablo 3.1. Karaçam 45 yılda boy ve çaplar, örnek alan 1 (471 700 D., 4 475 360 K.), Y:1170 m), Bakı: kuzey, orta yamaç,
20x20=400 m2
Baraj Havzalarında Ormancılık I. Ulusal Sempozyumu
29 – 30 Nisan 2008
115
Tablo 3.2. Karaçam 45 yılda (1962 / 63-2006) boy ve çaplar, örnek alan 2 (471 652 D, 4 475 347 K), Y: 1166 m, Bakı: kuzey, orta
yamaç, 20x20=400 m2
Baraj Havzalarında Ormancılık I. Ulusal Sempozyumu
29 – 30 Nisan 2008
116
Tablo 3.3 Karaçam 45 yılda (1962 / 63-2006) boy ve çaplar, örnek alan: 3 (471 494 D, 4 475 333 K), Y: 1134 m, Bakı: kuzey, orta
yamaç, 20x20=400 m2
Baraj Havzalarında Ormancılık I. Ulusal Sempozyumu
29 – 30 Nisan 2008
117
Tablo 3.4. Kızılcahamam-Kargasekmez ağaçlandırma alanında tüylü meşe
baltalık sürgünleri (teklenmiş) ile diğer ağaç ve çalı türlerinin eylül 2006' da
ulaştıkları boy ve çap değerleri (baltalık kesim yılı 1961, tekleme yılı 1963)
AĞAÇ TÜRÜ
Tüylü meşe
(Quercus pubescens)
KATRAN ARDICI
(Juniperus oxyedrus)
YABANİ ERİK
(Prunus domestica)
PATLANGAÇ
(Colutea orientalis)
KARAÇAM (Fidan)
(Pinus nigra)
ÖRNEK
ALAN
OCAK
SAYISI
SÜRGÜN
SAYISI (n)
ORT.
BOY.
(m)
ORT.
Ø DİP
(cm)
ORT.
Ø 1,3
(cm)
I
II
75
88
100
96
3,68
3,70
8,20
7,60
6,05
5,60
III
51
56
5,60
9,90
7,80
I
II
-
2
1
3,2-3,6
1,80
12,50
-
0,8-4,5
0,40
III
-
1
0,70
-
-
I
II
-
1
3,00
-
0,4
III
-
-
-
-
-
I
II
1
3
2,00
-
-
III
1
1
1,35
-
-
I
II
-
-
-
-
-
III
-
18
0,70
-
-
kaynaklanmaktadır. Örnek alanlarda tek tük Katran Ardıcı da yer almaktadır.
Korunduğu için kesilmemiş olan katran ardıçlarının boyları ve çapları da
ölçülmüştür (Tablo 3.1, 3.2, 3.3, 3.4 ve Şekil 3).
7.2 Örnek Alanlardaki Ağaçların Boy ve Çap Değerleri
Örnek alanlardaki karaçam ağaçlarının 45 yaşındaki boyları 6.0 – 11.5 m
arasında, 1,3 m çapları ise 10,4 – 30,2 cm arasında bulunmuştur (Tablo 3.1,
3.2, 3.3, Şekil 3).
Tüylü meşelerin boyları 3,8 – 5,8 m ve 1,30 m’ deki çapları 5 – 8 cm
arasında bulunmuştur (Tablo 3.1, 3.2, 3.3, Şekil 3).
Katran ardıçlarının boyları 0,7 – 3,6 m, 1,0 m çapları 0,4 – 4,5 cm arasında
ölçülmüştür (Tablo 3.1, 3.2, 3.3, Şekil 3).
8. BULGULARIN İRDELENMESİ
8.1 İklim Özellikleri Bakımından İrdeleme
Kızılcahamam iklim özellikleri
bakımından yarı kurak mıntıka
niteliğindedir. Ancak toprakların taşınması sonucunda derinliğin azalması
ve taşlılık oranının artması toprakta depo edilen faydalanılabilir su
miktarının (F.S.K) azalmasına sebep olmaktadır.
Baraj Havzalarında Ormancılık I. Ulusal Sempozyumu
29 – 30 Nisan 2008
118
Şekil 3. Kızılcahamam-Kargasekmez Ağaçlandırma alanında örnek alan
1,2,3’teki Karaçamlar ile Tüylü Meşe baltalık sürgünlerinin ve Katran
Ardıç’larının 2006 yılında ulaşabildikleri boylar ile 1.30 m çapları arasındaki
ilişkiler
F.SK’nın azalması yaz kuraklığının süresini ve şiddetini artırmaktadır. Bu
sebeple Kargasekmez ağaçlandırma alanı v.b toprak koruma / ağaçlandırma
alanları kurak mıntıka ağaçlandırma alanları kapsamına girmektedirler.
Diğer bir deyimle bir yörenin iklim özelliklerinin belirlenmesi için
kullanılan klimatoloji yöntemleri ormancılık uygulamaları için yeterli
değildir. Ormancılık toprağa bağlı bir üretim yapmaktadır. Bu sebeple de
toprağın derinliğini, taşlılığını, türünü ve o topraktaki faydalanılabilir su
kapasitesini (F.S.K) hesaba katmak zorundadır (Bkz. Tablo 2 ve Şekil 2)
8.2 Karaçamların Boy ve Çap Büyümelerinin İrdelenmesi
Kargasekmez ağaçlandırma alanında kuzey bakıda alınan üç örnek alanda
karaçam ağaçlarının 44-45 yaşında ulaşabildikleri boylar 6,0 – 11,5 m, 1,3
m’ deki çaplar 10,4 – 30,2 cm’dir. Eğer toprak derin ve taşsız olsa idi, daha
boylu ve kalın çaplı karaçam ağaçları yetiştirmek mümkün olurdu.
Kargasekmez’de elde edilen karaçam boy ve çap değerleri Eskişehir’de elde
edilen karaçam bulguları ile uyum içindedir (Bkz. Eskişehir ağaçlandırma
Baraj Havzalarında Ormancılık I. Ulusal Sempozyumu
29 – 30 Nisan 2008
119
sonuçları). Bu durum iklimi nemli olan ve su açığı bulunmayan bir yörede
de toprağın sığlaşmasının, taşlılık oranının artmasının ağaçlandırmanın
başarısını ve gelişmesini önemle etkilediğini göstermektedir (Tablo 2, 3, ve
Şekil 2 ile Tablo 1’deki bulguları karşılaştırınız).
8.3 Meşe Sürgünlerindeki Büyümelerin İrdelenmesi
Tüylü Meşe gayet yavaş büyüyen bir meşe türüdür. Kendi haline bırakılırsa
200-300 yıl arasında kalın çaplı bir gövde yapabilir. Ancak boy gelişimi çok
önce duraklamaktadır. Bu sebeple Tüylü Meşe kalın ama kısa boylu bir
orman ağacı olabilir.
Örnek alanlarda Tüylü Meşe’nin boy / çap ilişkileri incelendiğinde; boyları
3,8 – 5,8 m, çapları 5 – 8 cm’ye ulaşmış oldukları görülmektedir (Tablo 3.4,
Şekil 3). Ağaçlandırma alanında 45 yıl sonra Tüylü Meşe’nin bataklık
sürgünlerinin ulaşabildikleri boy ve çap değerleri çok düşüktür. Bu değerler;
Tüylü Meşe sürgünlerinin daha fazla gelişemeyeceğini işaret etmektedir.
Diğer bir deyimle Kargasekmez ağaçlandırma alanında Tüylü Meşe koru
ormanı kurmak, yani sürgün korusunu (doğal) tohumdan yetiştirilmiş meşe
koru ormanına dönüştürmek mümkündür. Ancak bu kadar yavaş gelişen bir
meşe türü ile verimli bir koru ormanı kurmak anlamsızdır. Tüylü Meşe
sürgünleri karaçam ağaçlarından belirgin olarak geri kalmışlardır (Şekil 3).
8.4 Karaçam ve Tüylü Meşe’nin İdare Amaçları ile İdare Süresinin
Belirlenmesi
Karaçamlar kök sistemlerini derinlemesine geliştirebildikleri anakaya
çatlaklarını bulabildikleri yerde
yaşayabilmişlerdir. Bu
sebeple
Kargasekmez orman alanının koruma esaslı bir “korulu bataklık” ormanı
olarak işletilmesi gerekmektedir. Böylece Kargasekmez ağaçlandırma alanı;
(1) yakacak odun üretimi, (2) yapacak (bıçkılık) odun üretimi,
gerçekleştirmek üzere planlanmalıdır. Ormanın kesim düzeninin
planlanmasında idare süreleri uzun tutulmalıdır (ağaçlar yavaş büyüyorlar).
8.5 Başarı Değerlendirmesi
Kargasekmez ağaçlandırma alanında 1 hektar alana 2500 karaçam fidanı
dikildiği halde, karaçamların kümeler halinde yaşayabildikleri yerde dahi
tutma başarısı % 13–15 kadardır (Tablo 2 ve 3). Bu sonuç ağaçlandırma
alanının toprak özelliklerinden kaynaklanmaktadır. Diğer bir deyimle; bu
sonuç ağaçlandırma alanının toprak incelemelerinin kapsamlı olarak
yapılmasının gerekliliğini işaret etmektedir. Öte yandan kurak mıntıkalarda
ağaçlandırma işleri kesinlikle Ağaçlandırma Genel Müdürlüğü personeli
tarafından yapılmalıdır. Bu iş mütahit
işi değildir. Kurak mıntıka
ağaçlandırmalarını mütahit işi olarak ihale etmek, yetersizlik / başarısızlık
sebebi ile bir çok hukukî dava sebebi olabilir. Ayrıca işi üstlenen kişi veya
firmaların aşırı zararları / iflâsları da söz konusu olur. Ekolojik bakımdan
hassas yörelerden olan kurak mıntıka ağaçlandırmaları yüksek derecede
tecrübe ve birikim gerektiren (profesyonel) işlerdendir.
Baraj Havzalarında Ormancılık I. Ulusal Sempozyumu
29 – 30 Nisan 2008
120
8.6 Fidan Dikim Yeri ve Tekniği
Fidanların banket terasın tümseğine dikilmesi doğru değildir. Çünkü teras
tümseği kabartılmış toprak olup;
(1) Kış mevsiminde toprağın gözeneklerini dolduran su donmaktadır. Don
olayı ile yükselen, don çözülünce alçalan toprak fidanları dışarı atmaktadır
(don atması).
(2) Fidanların iki teras arasındaki işlenmemiş alana veya kanallı terasa
dikilmesi uygundur. Bu ara alandaki otlar fidanların suyunu emdikleri için
zararlı etki yaparlar. Ancak bu sorun fidan boğazı doldurma çapası ile
önlenir.
8.7 Korunga Etkisi
Toprak koruma ve ağaçlandırma alanlarında korunga ekmek ve korunganın
içine fidan dikmek yanlıştır. İlkbaharda ve ilk yazda topraktaki suyu
kullanan korunga karaçam fidanlarının susuz kalıp, kuraklıktan olumsuz
etkilenmesine sebep olmaktadır. Korunga’nın toprakta azot biriktirmesi ve
gelişen fidanların bu azot bileşiklerini kullanarak hızla büyümesi
sanıldığından daha uzun sürelidir. Korunga vb. bitkiler toprakta azot
birikimini sağlarlar. Ancak bunların çam fidanları ile birlikte geliştirilmesi
diğer yan etkilerinden dolayı mümkün değildir. Korunga veya benzeri azot
bağlayıcı bitkilerin kullanılış yöntemleri farklıdır.
9. SONUÇLAR VE ÖNERİLER
Kızılcahamam’da Kargasekmez ağaçlandırmasında elde edilen 45 yıllık bilgi
ve bulgular kurak mıntıka tanımlaması ile kurak mıntıkalarda yapılacak
ağaçlandırmalar için önemli sonuçlara ulaşmamızı sağlamıştır. Bu sonuçlar
ve önerilerimiz aşağıda sıralanmıştır;
(1) Kuraklık tanımlaması sadece iklim verilerine göre değil, toprak
özelliklerine göre de yapılmalıdır. Yıllık ortalama sıcaklık ve yağışa göre
kurak olmayan yörelerde yaz kuraklığı vardır. Yaz kuraklığını atlatmak için
de toprak suyunun yeterli olması gerekmektedir.
(2) Kızılcahamam önemli bir yaz kuraklığı etkisi altındadır. Toprakların
taşınması ve sığlaşması, taşlılık oranlarının artması depo edilebilen suyun
(F.S.K) azalmasına sebep olmuştur. Bu sebeple de su bilançolarında önemli
su noksanları belirmiştir (Bkz. Tablo 1, 2.1., 2.2., ,2.3. ve Şekil 1).
(3) Toprakların sığlaşması ağaçlandırmada başarı oranını çok azaltmıştır.
Anakayanın çatlak sistemini bulabilen fidanlar yaşama ve büyüme şansını da
yakalamıştır.
(4) Ancak karaçam fidanlarının büyüme hızı çok yavaştır. Toprağın
sığlaşmasından kaynaklanan bir kuraklık etkisi karaçamların büyümelerini
etkilemiştir (Bkz. Tablo 3.1, 2.2, 3.3 ve Şekil 2).
Baraj Havzalarında Ormancılık I. Ulusal Sempozyumu
29 – 30 Nisan 2008
121
(5) Tüylü meşeler de yetersiz büyümüşlerdir. Tüylü meşelerin genetik
özellikleri olan büyüme yavaşlığını kuraklık ta etkilemiştir (Bkz. Tablo 3.4,
ve Şekil 2).
(6) Kurak mıntıka ağaçlandırmalarında toprağın derinliğini ve su tutma
kapasitesini artırmak gerekmektedir. Arazi eğiminin uygun olduğu yerlerde
makina ile toprağın derin işlemesi yapılabilir. Kargasekmez ve benzeri dik
eğimli arazide toprak
ancak kazma / kürek ile işlenebilir. Kurak
mıntıkalarda terasların “kanallı teras” olarak yapılması başarıyı artırıcı bir
yöntemdir. Tablo 2’ deki su bilançosu ve Şekil 1’deki bu bilançoya ait grafik
kanallı terasın gerekliliğini ortaya koymaktadır.
(7) Taşlık, kayalık arazide kanallı teras yapılamıyorsa, elde olan toprak ile
yetinmek gerekir. Bu gibi alanlarda da yüzeysel akışı ve toprak taşınmasını
durduracak önleyici tedbirler alınmalıdır. Çünkü taşınan toprağı yerine
koymak (geri taşımak) mümkün değildir.
(8) Kurak mıntıka ağaçlandırmalarında hızlı bir artım, yüksek ve ekonomik
bir gelir beklenmemelidir. Bütün olumsuzluklara rağmen yine de bir üretim
vardır. Kargasekmez ağaçlandırma alanında karaçamların ürettiği bıçkılık
odun (budaklı da olsa) ile meşe sürgünlerinin ürettiği yakacak odun da
küçümsenmeyecek değerdedir.
(9) Kurak mıntıkalardaki toprak koruma ağaçlandırma çalışmalarını sadece
odun üretimi olarak değerlendirmek doğru değildir. Toprağın korunması, su
akışının düzenlenmesi, ot+çalı+ağaç türlerinden oluşan bir orman
ekosisteminin kurulması, bu orman ekosisteminin havadaki karbondioksit’i
(CO2) bağlaması ve havaya oksijen (O2) vermesi, bu orman ekosisteminin
barındırdığı yaban hayvanları ile sağladığı doğal ekolojik dengeler ve
benzeri üretimler ile faydaları da hesaba katmak gereklidir.
(10) Kurak mıntıka ağaçlandırmaları, başarı oranı düşük, maliyeti yüksek,
tamamlama süreci uzun çalışmalardır. Bu özelliklerinden ötürü kurak
mıntıka ağaçlandırmalarında mütahitlik hizmetlerinde yararlanmak sorun
yaratır. Kurak mıntıka ağaçlandırmaları Devlet eli ile davaya inanmış,
gayretli orman mühendislerinin ve işçilerinin yapabileceği ve başarabileceği
çalışmalardır.
KAYNAKLAR
Devlet Meteoroloji İşleri Gnl. Md’ lüğü 1974, Ortalama ve Ekstrem Kıymetler
Meteoroloji Bülteni - Ankara
Baraj Havzalarında Ormancılık I. Ulusal Sempozyumu
29 – 30 Nisan 2008
122

Benzer belgeler