Okul Öncesi Eğitim - TAVŞANLI

Transkript

Okul Öncesi Eğitim - TAVŞANLI
OKUL ÖNCES İ E ĞİT İM
Okul Öncesi Eğitim, çocuğun yaşına ve bireysel
özelliklerine uygun olarak; tüm gelişimlerini, toplumun kültürel
değerleri doğrultusunda yönlendiren, gelişimini ve algılama gücünü
artırarak akıl yürütme sürecinde ona yardımcı olan ve üretken
olmasını sağlayan, onların; sağlıklı bir biçimde fiziksel, duygusal, dil,
sosyal ve zihinsel yönden gelişimlerini sağlayıcı, milli, manevi, ahlaki,
kültürel ve insani değerlere bağlılığını geliştiren, kendini ifade
etmesine, öz denetimlerini sağlayabilmesine olanak sağlayan,
çocuklara Türkçe'nin doğru ve güzel kullanımını öğreten, onları
ilköğretime hazırlayan sistemli bir eğitim sürecidir.
Günlük Eğitim Akışı Neden Gerekli?
Çocuklar neyin, ne zaman, nasıl olacağını merak ederler. Hayatlarında bildikleri bir akışın, düzenin
olması onların kendilerini güvende hissetmeleri için gereklidir. Bu sınıf ortamı için de geçerlidir. Takip
edebildikleri tutarlı bir düzen, onların dikkatlerini toplamalarında ve zamanı etkin kullanmalarında
kolaylaştırıcı olur. Kendilerinden beklenen rol ve sorumlulukları daha iyi anlarlar. Bu da etkili bir sınıf
yönetimi için temel oluşturur.
Öğretmen günlük eğitim akışını fotoğraflayarak çocuklarda belirsizliğin yaratacağı endişeleri
hafifletebilir. Bir günlük eğitim planı akışı; güne başlama zamanı, oyun zamanı, etkinlik zamanı ve
günü değerlendirme zamanı bölümlerinden oluşur.
Belirli bir günlük eğitim akışı ‘Öğretmenim şimdi ne olacak? Ne yapacağız?’ gibi soruları en aza indirir
ki, bu durum öğretmenin işini son derece kolaylaştırır. Ayrıca çocuklarda oluşabilecek kaygıyı azaltır
ve güven duygusunu besler. Böylelikle öğretmen bu bağlamda oluşabilecek sorunları en aza indirerek
etkili sınıf yönetimi ile ilgili ilk adımları atmış olur.
Türkçe
Türkçe etkinliği içinde tekerlemeler, parmak oyunları, şiir, bilmece,
sohbet, resimli kitap okuma, öykü anlatma, taklit oyunları, pandomim,
dramatizasyon, öykü tamamlama vb. etkinlikleri yer alır.
Türkçe etkinlikleri çocukların Türkçe’yi doğru ve güzel konuşmalarını
sağlamasını amaçlar ve sözcük dağarcıklarını geliştirilmesini destekler.
Sözcük dağarcığı gelişen çocuğun, kelime tanımlama becerisi gelişir,
dile hakimiyeti artar ve tüm bunların uzantısında da okul başarısı
desteklenir.
Türkçe etkinlik zamanında uygulayabilecek etkinliklere yönelik öneriler:
Tekerleme, şiir ve bilmece
Çocukta dil gelişimi okul öncesinde gerçekleşir. Bu gelişimi destekleyen en güzel araçlardan biri
tekerlemeler, şiirler ve bilmecelerdir. Sözleri, dili ve duyguları geliştirici olan, ezgileri uygun ses
aralığında yazılmış, söz-müzik cümleleri uyumlu, doğru cümleler, doğru vurgulamalarla söyletilen
şarkılar da dil gelişimini desteklemeye yardımcı olur.
Kitap okuma
Kitapların çocuğun okuma-yazma becerilerini desteklemesi yönündeki
katkıları saymakla bitmez. Örneğin, kitap okuma ile çocukların dili
anlama ve kullanma becerileri gelişir. Kitapta yer alan yeni kelimeleri
duydukça kelime haznesi genişler. Farklı cümle yapılarını duyarak
dilbilgisi kurallarını öğrenir. (örneğin soru cümlesi ya da fiillerin farklı
zaman eklerini öğrenir)
Dinleme, dinlediğine dikkatini verme ve sürdürme, dinlediğini anlama
ve daha sonrasında hatırlaması gelişir. Dikkat süresi artar. Kitaplar
sayesinde çeşitli bilgiler edinir; hayal gücü genişler. Hikayede yer alan
kahramanların yerine kendine koyarak başkalarının duygu ve düşüncelerini anlama becerisi yani
empati gelişir.
Görüldüğü gibi çocuğun gelişimine bu denli önemli katkıları olan kitaplar günlük eğitim akışı içerisinde
mutlaka yerini almalıdır. Aileler çocuklarına kitap okumanın önemi hakkında bilgilendirilmeli hatta kitap
önerileri verilerek evde çocuklarına kitap okumaları tavsiye edilmelidir.
Öykü anlatma
Öykü anlatma günlük akış içerisinde 3 farklı şekilde gerçekleştirilebilir:
1. Yetişkinin çocuklara öyküyü sözel olarak anlatması ya da öykü
kartlarından yararlanarak anlatması
2. Çocuğun sınıfta sevdiği bir öyküyü ezberinden anlatması ya da
sıralama kartından yararlanarak anlatması
3. Kaset ya da cd den öykü anlatılması
Öğretmen kendi imkanları ve çalıştığı grubun ilgi/ihtiyaçlarını dikkate alarak öykü anlatma etkinliğine
günlük programında farklı şekillerde yer verebilir.
Taklit oyunları
Taklit oyunları çocukların beden dillerini kullanarak kendilerini ifade etmeleri, başkalarına birşey
anlatmaları olarak tanımlanabilir. Taklit etmek aynı zamanda bir kişinin zihninde olan bir durum, olay
ya da kişiyi başkalarına aktarma ve onlar tarafından anlaşılmasını sağlama amacını taşır.
Örnek
Çocuklardan değişik yiyecekleri yeme taklidi (çorba, dondurma, makarna, karpuz, elma, vb.) ya da
bazı yemekleri hazırlama taklidi yapmalarını isteyebilirsiniz. Ayrıca bazı malzemeleri ve araçları
kullanma taklidi (örneğin araba kullanma, elektrik süpürgesi ile süpürme taklidi, çekiç kullanarak
duvara çivi çakma taklidi) yapmalarını önerebilirsiniz.
Pandomim
Çocukların kelimeler yerine vücut dillerini, yüz ifadelerini kullanarak kendilerini ifade etmeleri anlamına
gelir. Örneğin, çocuklardan sert bir rüzgara karşı yürüdüklerini hayal etmelerini ve nasıl hareket
edeceklerini göstermelerini isteyebilirsiniz. Ayrıca çamurlu bir yolda yürüdüklerini, suyun dizlerine
kadar geldiği bir nehirde karşıdan karşıya geçmeye çalıştıklarını hayal edebilirler.
Dramatizasyon
Okuduğunuz bir hikayenin sınıfta canlandırılmasını planlayabilirsiniz. Hikayede yer alan kahramanların
rollerini çocuklara vererek hikayeyi canlandırmalarını isteyebilirsiniz.
Öykü tamamlama
Bir hikâyeyi sınıfta okuyabilir, daha sonra bu hikaye hakkında sorular sorarak (örneğin, şimdi sizce ne
olacak?) çocukların hikayeyi tamamlamasını isteyebilirsiniz.
Müzik etkinliği
Müzik etkinlikleri günlük eğitim planında yer alan diğer etkinlikler
sırasında da kullanılabilen etkinliklerdir. Ses dinleme ve ayırt etme,
şarkı söyleme, ritim çalışması, yaratıcı hareket ve dans, müzik eşliğinde
hareket, müzikli öykü oluşturma, işitsel algı gibi etkinlikleri içerir.
Müzik eğitimi yoluyla çocuğun müziksel becerilerinin yanı sıra müzik
dışı becerileri de geliştirilebilir. Bu bireysel katkının yanında toplumu
birleştirici ve geliştirici bir moral değer olan müziğin, eğitimdeki yerinin
önemi tartışılmazdır.
Müzik eğitimindeki temel amaç, çocukta müzik sevgisini uyandırmak,
hayal dünyasında müzik imgesini geliştirmek, ritim duygusunu ve kulak
duyarlılığını geliştirmektir. Her çocuğun, özellikle kendisini en iyi ifade
edebileceği müziksel etkinlik türünde grupla çalışması kuşkusuz onun
sosyalleşmesinde de önemli bir yere sahiptir. Seslerin daha anne karnındayken bile çocuğu harekete
yönlendirdiği bilinmektedir.
Şarkılardaki nefes yerlerine göre nefes alma, solunum
kontrolünü ve akciğer gelişimini sağlayabileceği gibi; çalgılarla
çalışma, hem büyük ve küçük kasların gelişimini
desteklediğinden motor gelişimi olumlu yönde etkiler.
Kapsamlı bir müzik eğitimi alan çocuk, sanatsal eğitime hazır
hale gelir, doğaçlamalar yolu ile yaratıcılığını geliştirir. Kendini
müzikle ifade ederken, toplum içindeki yerini, görevlerini fark
eder, iç ve dış disiplin geliştirir, müziğin temel kurallarını
öğrenir ve değişik çalgılarla tanışır. Bu sayede müziksel bilgi
ve becerisi artar, şarkı söyleyebilir, uyumlu dans edebilir ve ritm duygusu gelişir.
Çocuklar şarkı söyleme, çalgı çalma ve dans etme sırasında pek çok şeyi algılar, bilgi ve deneyim
kazanırlar. Hareket, şarkı ve oyun bir bütün halindedir. Müzik herkes tarafından öğrenilebilir; doğaldır,
bedenseldir ve her çocuğa uygundur. "Müzik öğretimi" olmaktan çok "insan eğitimi" olarak
düşünülmelidir; çünkü yaratıcılığı geliştirmektedir ve yaratıcı çocuklar yaratıcı bir toplum için gereklidir.
Bu kadar olumlu katkıları olan müziğin okul öncesi eğitimde kullanılması son dönemlerde büyük artış
göstermektedir. Orff metodu bugün birçok okul öncesi sınıflarında
kullanılmaktadır.
Peki nedir bu Orff metodu?
Carl Orff değerli bir müzik eğitimcisidir ve kendi adını verdiği "Orff Öğretisi" gün
geçtikçe tüm dünyada daha fazla tanınmakta ve değer kazanmaktadır.
Orff, çocukların doğuştan sese, ritme ve harekete karşı duyarlı oldukları fikrini
temel alır. "Müzikal olmayan çocuk" olmadığına inanır; tüm çocukların ve
insanların müzikle ilgilenme, müzik yapma, müzikle yaşama hakkı olduğunu
söyler.
Günümüzde değişik alanlarda zorluk yaşayan çocuklar da bu öğretiden yararlanmaktadır. Bu metod
çocukların sadece dinleyici ya da izleyici değil, etkin olduklarını savunur. Çünkü bu öğretide ortaya
çıkan üründen çok süreç önemlidir. Bu süreçte çocuklar bir anlamda kendi müziklerini kendileri
yaratırlar. Çocuğun kendi sesi ve vücudu, en değerli çalgı olarak kabul edilir. El çırpma, ayakları yere
vurma, eller ile üst bacağa vurma gibi doğal vücut hareketleri çok sık kullanılır. Orff, gelişmiş çalgılar
yerine kolay öğrenilebilen, ritmik yönelimli, basit, vücuda yakın çalınan ve akort sorunu olmayan
çalgılar yaratmıştır. Bunlar arasında ksilofon, metalofon, davul, çelik üçgen, marakas, çeşitli ziller,
trampet bulunur. Çocuklar çalışmalara elleri, ayakları, gözleri, kulakları ve tüm bedenleri ile katılırlar.
Bu şekilde dokunarak, izleyerek, duyarak, yaşayarak, oynayarak, ve yaratarak öğrenirler.
Oyun etkinliği
Oyun çocukların uzmanlık alanıdır. Oyun oynayarak tüm deneyim
alanlarında gelişim gösterirler. Çocukların yaşlarına, gelişimlerine
ve ilgilerine göre hem sınıfta hem de açık havada farklı oyun
fırsatları sunmak gerekir.
Yapılandırılmamış/Serbest oyun: Bu etkinliğin çocukları diğer
etkinliklere ve güne hazırlama özelliği vardır. Ancak her güne
serbest oyun etkinliği ile başlama zorunluluğu yoktur. Serbest
zaman etkinlikleri ilgi köşelerinde oyun ve sanat etkinliklerinden
oluşmaktadır.
Serbest oyunda çocuklar yetişkin
yönlendirmesi olmadan kendi
ilgileri doğrultusunda oynayacakları köşeleri, oyuncakları ve oyun
arkadaşlarını seçerler. Serbest oyun süresince çocukların detaylı
oyun kuramayacakları köşelerde oynamalarına fırsat verilmelidir.
Evcilik ve blok köşelerinde oyunlar daha uzun süreli olabileceğinden,
toplanma zamanı geldiğinde çocuklarda oyunlarını sonlandırma
konusunda direnç oluşabilir.
Sınıfınız çok büyük ise bu iki köşeyle çocukların güne
başlamasında sakınca yoktur. Çünkü çocuklar blok ya da evcilik
köşelerinde oyunlarına başlarlar ve oyunları yarım kalsa da
yaptıklarını oyun zamanına kadar bekletip, oyun zamanında
kaldıkları yerden devam edebilirler.
Serbest oyun sırasında öğretmenin çocukları gözlemlemesi, doğal
ortamlarında onlarla ilgili gözlemler yapması, çocuğun gelişimi ve
kişisel özellikleri hakkında önemli bilgiler edinmesine yardımcı olur.
Çocukların desteğe ihtiyacı olduğu alanları hedef alan etkinlikleri kısa süreli olarak bu zamanda
uygulayabilirsiniz. Ya da desteklenmesi gereken gelişim alanlarına yönelik materyalleri çocuğa
sunabilirsiniz.
Yarı yapılandırılmış oyun: Öğretmen/ ya da çocuk tarafından başlatılan, çocukların aktif katılımıyla
sürdürülen oyunlardır.
Yapılandırılmış oyun: Çocukların gelişimsel ilerlemelerini desteklemek amacıyla kuralları başkası
tarafından belirlenmiş oyun etkinliklerine küçük ve büyük gruplarda katılmasını kapsayan oyunlardır.
Geleneksel çocuk oyunları bu kategoridedir.
Hareket Etkinliği
Hareket etkinliğinin amacı çocukların temel hareket becerilerini geliştirerek
çocuğun tüm gelişim alanlarına ve öz bakım becerilerine katkıda bulunmaktır.
Böylece çocuğun fiziksel etkinliklere yaşam boyu katılımı da sağlanabilir.
Çocukların yer değiştirme nesne kontrolü ve denge becerilerinin geliştirilmesini
içeren etkinliklerdir. Programda yer alan motor alandaki amaçlara ulaşmak için
beden koordinasyonu, denge, hız, güç vb. etkinlikleri içeren jimnastik
çalışmalarına özel olarak yer verilmelidir.
Fen Etkinliği
Çocukları gözlem ve deney yapmaya, araştırmaya, keşfetmeye ve eleştirel düşünmeye yönelten
etkinliklerdir.
Fen
Deneyler (yer çekimi, maddelerin çeşitli hallerini gözlemleme, çekim kuvveti
vs.)
Örnek
Sınıfa mıknatıs ve çeşitli malzemeler (ataç, kalem, metal ve
plastik kaşık, çatal, ufak taşlar, alüminyum folyo, çivi,
raptiye, vs.) getirilerek çocukların bu malzemelere
dokunması ve mıknatısın hangi malzemeleri
çektiğini/hangilerini çekmediğini görmeleri
sağlanabilir.
Keşifler/ icatlar
Sınıfta telefon, para, tekerlek, pusula, hesap makinesi, cep telefonu, bilgisayar, internet vb. farklı
keşifleri konuşabilirsiniz. Keşifler hakkında konuşurken çocukların anlamasını kolaylaştırmak amacıyla
keşifle ilgili malzeme, fotoğraf vs, getirmeniz faydalı olacaktır.
Doğa gezileri ve yürüyüşler, kamplar
Çocukların doğadaki canlı ve cansız varlıkları tanımalarına yardımcı olmak amacıyla yürüyüşler
düzenlenebilir.
Koleksiyonlar (taş, pul, maket, vs.)
İlgili bilim alanlarındaki kaynak kişileri konuk olarak çağırma
Fotoğraf çekme, fotoğraf inceleme
Araçları tanıma ve kullanma (büyüteç, mikroskop, dürbün, vb.)
Belgesel izleme (doğa, hayvan, uzay gibi çok çeşitli konularında olabilir)
Mutfak çalışmaları
Örneğin, susamlı çubuk kraker yapımı. Bunun için gerekli olan malzemeler: Margarin,
kabartma tozu, un, tuz, yumurta, yoğurt, limon suyu, susam.
Çocuklarla birlikte malzemeler incelenir. Malzemeler uygun miktarda konularak karıştırılır. Daha sonra
çocuklardan hamura istedikleri gibi şekiller vermeleri ve susama batırmaları istenir. Sonrasında bunlar
fırına yerleştirilir ve pişmesi beklenir. Piştikten sonra hep birlikte afiyetle yenir.
Matematik Etkinliği
Matematik eğitimi, çocuğun bilişsel gelişimine katkı sağlamak, çocuklarda
matematiğe karşı olumlu bir tutum kazandırmak, çocukların önceden
getirdikleri kavramsal bilgilerle yeni bilgiler arasında bağ kurmasına
yardımcı olmak, matematiksel kavramların neden ve nasıl kullanıldığını
anlamaya yardımcı olmak amacını taşımaktadır. Ayrıca matematik
etkinlikleri ile çocuklarda matematiksel sorgulama becerisini geliştirmek
amaçlanmalıdır.
Sıralama, sınıflandırma, simetri, tan gram, dizinler, matris, toplama,
çıkarma geometrik şekilleri tanıma matematik etkinliklerindendir.
Örnek
•
Sıralama
•
Sınıflandırma
•
Matris
Okuma-Yazmaya Hazırlık Etkinlikleri
Bu çalışmalar okuma ya da yazma öğretmek amacını taşımamaktadır.
Çocukların ilköğretime hazır bulunuşluk düzeylerini arttırmak amacıyla
yapılan etkinlikleri içerir. Okuma-yazmaya hazırlık çalışmaları tüm yıl
boyunca yapılmalı; sadece son aylara doğru yoğunlaştırılmamalıdır.
• Görsel Algılama Çalışmaları:
• El-göz koordinasyonu (Örnek Çalışma 1 ; Örnek Çalışma 2 ), Şekilzemin ayrımı Şekil sabitliği ( Örnek Çalışma ), mekânda konum, mekânsal ilişkiler
•
İşitsel Algı Çalışmaları: Dinleme, Konuşma, Sesleri ayırt etme ( Örnek Çalışma ), Seslerle
nesneleri ya da nesne resimlerini eşleştirme ( Örnek Çalışma )
•
Dikkat ve bellek çalışmaları
•
Temel Kavram çalışmaları: ( Örnek Çalışma 1 ; Örnek Çalışma 2 )
•
Problem çözme çalışmaları
•
El becerisi çalışmaları: Çizme, boyama, kesme, katlama, yoğurma, yapıştırma gibi
çalışmaları içerir. ( Örnek Çalışma )
•
Özbakım becerilerini geliştirme çalışmaları:
Çocukların kendi başına yemek yeme ve tuvalet ihtiyacını karşılamalarına yardımcı olmayı içerir.
Sabah geldiklerinde boylarına uygun askılara montlarını ya da çantalarını asmalarını, ayakkabılarını
değiştirmelerini, kıyafetlerinin fermuarlarını açıp kapamalarını sağlamak özbakım becerilerini
geliştirme çalışmalarına örnek olarak verilebilir.
Güven ve bağımsız davranış geliştirme çalışmaları:
Çocukların kendi kendilerine hareket etme ve başarı hissini yaşamalarını destekleyecek çalışmalardır.
Örneğin, sınıf içinde malzeme ve oyuncakların yerleri etiket ile belirlendiğinde (Sınıfın fiziksel yapısı,
düzeni, içinde bulunan malzemelerin seçimi, yerleşimi… çocuklar ile iletişiminizde, uyguladığınız
programın başarısında ve dolayısıyla da çocukların öğrenmelerinde ve gelişimlerinde belirleyicidir.
Çocuğu odak alan uygun bir sınıf düzeni uygulamalarınızı destekleyecektir. Böyle bir ortam onların
meraklarını uyandırıp, çevrelerini keşfetme isteklerini tetikler; oyunlarının gelişmesini/ zenginleşmesini,
sosyalleşmelerini ve problem çözme becerilerini geliştirebilmelerini destekler. Amacımız; çocukların
kendilerini güvende ve rahat hissedecekleri, aidiyet duyabilecekleri öğrenme ortamları yaratmak.)
çocuk oynadığı oyuncağı nereye koyacağını bilir. Bir yetişkin yardımına ihtiyaç duymadan
malzemelere ulaşır ve bunları kullanır. Bu şekilde kendi kendine ihtiyaçlarını karşılayan çocuğun
kendine güveni pekişmiş olur. Ayrıca yetişkinlerden gelen geri bildirimler ile çocukların özgüveni
olumlu ya da olumsuz yönde etkilenebilir. Örneğin, öğretmen çocuğa “oyuncakları yerlerine koyabildin”
“ayakkabını kendin giyebildin, aferin” gibi geribildirimler verdiğinde çocuğun bağımsız davranış
geliştirmesini teşvik ederken, çocuğun kendine olan güveninin artmasını destekler.
Drama etkinliği
Drama aracılığıyla çocuklar gerçek dünyadaki deneyimlerini yaratıcı yollarla
yansıtma imkanı bulurlar. Çok çeşitli roller üstlenir, farklı duyguları anlama
şansı bulurlar. Grup karşısında kendini göstermeyi deneyimler, özgüvenlerini
arttırırlar. Grup olarak yapılan drama çalışmaları sayesinde dayanışma ve
başkalarının hakkına saygı duyma becerilerini de geliştirirler.
Sınıflarda uygulayabilecek drama çalışmalarına yönelik örnekler şu şekildedir:
Kaynaşma-ısınma çalışmaları
Selamlaşma: Çocuklara sınıfta serbestçe dolaşabilecekleri söylenir. Karşılarına çıkan arkadaşlarıyla
ismini söyleyerek selamlaşması ve tokalaşması istenir. Daha sonra tokalaşma yerine birbirlerinin
omzuna dokunarak, ayaklarını tutarak vb, başka yollardan selamlaşmaları sağlanır.
Pandomim
Meslek tahmin etme: Çocuklardan daire olmaları istenir. Bir meslek taklidi yapacağınız söylenir.
Çocuklardan biri doğru tahmin edene kadar devam edilir. (Benzer şekilde pandomime devam etmek
isteyen çocuklar olursa izin verilir)
Doğaçlama ve rol yapma
Sınıfa çocukların çeşitli roller üstlenmesine yardımcı olacak kostüm,
şapka ve eşyalar getirilebilir. Örneğin, polis şapkası, bekçi şapkası,
evrak çantası, önlük, gözlük, üniformalar, vb. Küçük gruplara ayrılan
çocuklara bu malzemeler dağıtılarak her grubun kendisine gelen
malzemeyi kullanan kişiyi canlandırması istenebilir.
Öykü oluşturma
Hikaye kartlarından faydalanarak ya da sözlü olarak çocuklardan bir
öykü oluşturmaları istenebilir.
Siz bir cümle ile başlayıp, her çocuğun bu cümleye ilave yaparak sonunda bir öykü oluşturmasını
isteyebilirsiniz.
Dramatizasyon
Haberleri sunma: Çocuklardan televizyonda haberleri sunmayı canlandırmaları istenir. Hava durumu,
spor haberleri gibi bölümler canlandırılabilir.
Alan Gezileri
Çocukların ilgisini çekecek mekânlara yapılacak olan geziler, çocuklar için doğal bir öğrenme ortamı
oluşturur. Örneğin, tarihi bir bina, müze, hastane, matbaa, iskele, manav, terzi, diş doktoru
muayenehanesi, postane, fabrika, sanat atölyesi, orman, jimnastik salonu, banka vb. yerlere geziler
düzenlenerek, çocukların birinci elden deneyim kazanarak öğrenmeleri amaçlanır.
Sanat etkinliği
Sanat çalışmalarından programın amaç ve kazanımlarına ulaşmak için
ya da serbest oyun etkinliği olarak yararlanılabilir.
Peki nedir bu sanat çalışması ve ne işe yarar? Çocuklarda sanat
eğitimi nasıl desteklenmelidir?
Okul öncesi eğitiminin en önemli amaçlarından biri çocuğun
yaratıcılığının geliştirilmesidir. Yaratıcılığın geliştirilmesinde sanat
eğitiminin önemli bir yeri vardır.
Sanat eğitimi çalıştığınız grubun ihtiyaçları doğrultusunda
düzenlenmelidir. Diğer bir deyişle sanat programları:
•
Yaşantılara dayalı olmalı,
•
Uygulamaya olanak vermeli,
•
Sanatsal malzemeleri kullanacak beceri eğitimi sağlamalı,
•
Çocuğun estetik duyarlığını geliştirmelidir.
Sanat eğitiminin bu dört özelliği, okul öncesi sanat programının temelini oluşturur. Bu sıralanan
özellikler birbiri ile bağlantılı olmasına karşın zaman zaman ağırlık birine ya da birkaçına verilebilir.
SANAT EĞİTİMİ
Yaratıcı Düşüncenin Geliştirilmesindeki Önemli Temel
Okul öncesi kurumlarda çocukları oyun oynarken izlerseniz,
kendilerinde var olan yaratıcılık potansiyellerini olağanüstü
kullanabildiklerini rahatlıkla görebilirsiniz. Yetişkinler çocuklara
yeterli zaman ve uygun ortamlar sağlayabilirse, çocuklar bu
gizli güçlerini ortaya koyma fırsatı bulurlar ve çevrelerini ya da
iç dünyalarını yansıtan öyküler üretebilir, heykeller yapabilir,
köprüler, barajlar kurabilir, evler inşa edebilir ve resimler çizip
boyayabilirler.
Okul öncesi eğitiminin en önemli amaçlarından biri çocuğun
yaratıcılığının geliştirilmesidir. Yaratıcılığın geliştirilmesinde
sanat eğitimi programlarının önemli bir yeri vardır.
Sanat programları çalıştığınız grubun ihtiyaçları doğrultusunda düzenlenmelidir. Diğer bir deyişle
sanat programları:
Yaşantılara dayalı olmalı,
Uygulamaya olanak vermeli,
Sanatsal malzemeleri kullanacak beceri eğitimi sağlamalı,
Çocuğun estetik duyarlığını geliştirmelidir.
Sanat eğitiminin bu dört özelliği, okul öncesi sanat programının temelini oluşturur. Bu sıralanan
özellikler birbiri ile bağlantılı olmasına karşın zaman zaman ağırlık birine ya da birkaçına verilebilir.
Çocuklar sanatsal çalışmalar yapmaya her zaman hazırdırlar. Resim, müzik, tiyatro, drama, dans gibi
sanat dalları çocuğun yaşantısında oyun olarak kendisini göstermektedir. Sanat, oyunun bir parçası
ya da kendisi olarak çocuğun yaşamında hep önemli bir yere sahiptir.
Çocuklarla sanatsal çalışmalar yapabilmek için çevre, duyu, duyum, algı, algı alanı gibi önemli
kavramların ne olduğu, ne işe yaradığı konusunda bilgi sahibi olunmalıdır.
Öğrenmenin gerçekleşmesinde beş duyunun farkında olunarak kullanılması, duyumsanan şeylerin
doğru ve sağlıklı algılanması önemlidir. Bunun için çocuğun farklı alanlarda yaşantılar geçirmesi
gerekir. Çünkü çocuk sanat yaparken (resim, heykel, drama, tiyatro, dans vb.) daha günlük
yaşantılarından bir olaydan, bir nesneden, bir duygu veya bir kişiden yola çıkar. Çocuğun çevresini
gözlemlemesi ve kişisel yaşantıları öğretmene belli bir birikim sağlar.
Küçük çocuklar duygusal anlamda bilgiye açlardır. Şekillerden ve ayrıntılardan etkilenirler. Yerde
yürüyen bir böcek, eriyen buzdan damlayan su tanelerini hayretle izlerler. Bu nedenle büyük heyecan
yaşatan bu ve benzeri yaşantılar yetişkinler tarafından desteklenmelidir. Yetişkinlerin rolü çocuğun
ayrıntıları fark etmesine, zengin nesne kavramı oluşturmasına ve bütün duyuları kullanmasına
yardımcı olmaktır.
Çocuklar bu ve benzeri yaşantılardan yola çıkarak sanatsal çalışmalar yaparlar. Örneğin bir resim
çalışması için öncesinde bir konu belirlenip, konuşulup canlandırılmadıysa çocuklar şu soru ve
sorunları dile getirirler.
*Öğretmenim ne çizeyim?
*Ne yapacağımı bilmiyorum.
*Nasıl yapacağımı bilmiyorum.
Bunun için belirlenen konu önceden konuşulmalı, drama yolu ile canlandırılmalı, resim yaparken
kullanılacak teknik konusunda bilgi verilmeli daha sonra resim yapmaya geçilmelidir. Öğretmen ya da
yetişkin çocuğun sanatsal çalışmalar yapmasını desteklemeli, ona cesaret vermelidir.
Bunun yanında çocuklar, sanat, sanatçı, sanatçıların yapıtları konusunda bilgilendirilmelidir.
*Sanat nedir?
*Sanat niçin yapılır?
*Sanat yapıtı nedir? gibi sorular çocuklara çok soyut gelebilir, onları şaşırtabilir.
Bu bilgilendirme beş-altı yaşlarında daha etkili olmaktadır. Çünkü beş-altı yaşına gelmiş bir çocuk
sanatçıların nasıl değişik insan, hayvan ya da nesne çizdikleri konusunu algılayabilir. Sanatçıların
sanatlarını üretirken değişik malzemeler kullandıklarını gözlemleyebilir, öğrenebilir. Burada amaç
çocuklara sanat tarihi öğretmek değil, onları zengin sanatsal mirasla tanıştırmaktır.
Sanat kültürün bir parçasıdır ve insanlık hakkında bilgi verir.
*Onlar kimdiler?
*Nasıl yaşadılar?
*Neler giydiler?
*Neler kullandılar?
*Nasıl iletişim kurdular? gibi.
Sanatı ve sanatçıları tanıyarak büyüyen çocuklar, ayrıca farklı sanat akımlarını da tanıyabilirler, kendi
algıları çerçevesinde bu bilgileri kullanabilirler (gerçekçi sanat, soyut sanat, gerçeküstü sanat,
kavramsal sanat vb.) Sanat ve sanatçılarla tanışan çocuklar hem kendi ürettiklerini hem de
sanatçıların yapıtlarını bir anlamda eleştirmeyi öğrenebilirler. Yetiştiriciler, sanat eleştirisi konusunda
çocukları yönlendirebilirler. Örneğin;
*Bu gördüğünüz nedir? (Resim, heykel, fotoğraf, halı vb.)
*Ne gibi (biçimsel) özellikleri vardır? (büyük, yuvarlak, kare, yumuşak, katı vb.)
*Nelerden yapılmıştır? (kağıt, boya, metal, kil, kumaş, mermer, tahta vb.)
*Sanatçı burada ne anlatmaya çalışmıştır?
*Bu çalışmayı nasıl anlatabilirsin?
*Size neler hissettiriyor? (mutluluk, üzüntü, acı vb.)
*Bu yapıtı sevdiniz mi? Neden?
Buradaki amaç çocuklara sanatsal bir bakış açısı kazandırmak, yaratıcılığı ve estetik duyarlığı
geliştirmek ve kendi duygularını ifade etmeyi öğretmektedir.
Bilindiği gibi estetik, güzelliğin bilimidir ve güzel olanla ilgilenir. Çocuklar güzellik arayışında
duygularını ve bedenlerini kullanırlar. Gözleri görsel olarak sanatı araştırırken, kulaklar sesleri ve
müzikleri dinleyebilir. Çocuklar sanatsal çalışmalara dokunabilir, güzel kokuları koklayabilir,
yiyecekleri tadabilirler. Beden, dans ve hareket yoluyla kendilerini ifade edebilirler. Böylece küçük
yaştaki çocuğun beş duyusu erken dönemde güzele doğru, güzeli yeğleyecek bir yönde eğitilebilir.
Çocuklara bu konuda hem zaman hem de ortam hazırlamak ve onlara olanak yaratmak gerekir.
Çevreleri estetik nesnelerle donatılmalı, bulundukları ortamlar kaotik, düzensiz, aşırı süslü değil,
temiz, aydınlık ve renkli olmalıdır. Duyuları harekete geçirmeli, bakma, dinleme, dokunma, koklama
ve tatma konularında onları kışkırtmalıdır. Çiçekler, bitkiler, hayvanlar, yumuşak yastıklar, sallanan
sandalyeler, heykeller ortama öğretici ve estetik özellikler katarlar. Sergiler (doğal nesneler,
kartpostallar, koleksiyonlar, sanat kitapları, antikalar, araç ve gereçler, makine parçaları, çömlekler,
posta pulları, paralar vb.) sanat merkezleri, dans alanları vb. çocukların estetik imgeler, düşünceler,
duygular yeni kavramlar üretmeleri için birer fırsat ortamlarıdır. Yarının estetik ortamıyla, zorlanmadan
karşılaşabilecekleri ilk deneyim alanlarıdır.
Çocuklar, sanat merkezlerinde sergi açılışlarına, müze gezilerine, konserlere, performanslara
katılabilirler. Sanatçılar (ressamlar, heykeltıraşlar, müzisyenler, grafikerler vb.) çocuklarla çalışarak
onların yaşantı dünyalarını zenginleştirebilirler.
Sonuç olarak, okul öncesinde sanat eğitimi çalışmaları yapılırken çocukların duyguları geliştirici
ortamların önemsenmesi gereklidir. Duyumsama, sanatsal çalışmalar yapma, sanat hakkında bilgi
sahibi olma, sanatçıları tanıma ve sanatçıların yöntemlerini öğrenme estetik yaşantılar için ön plana
çıkmaktadır. Küçük çocuklar elbette ki sanat tarihçileri gibi eğitilemez, ama sanatçılar ve onların
yapıtları ile tanışabilirler. Değişik sanat akımlarını tanıyarak bu doğrultuda çalışmalar yapabilirler.
Sanatsal eleştiri konusunda da bilgilendirilebilirler.
Bu konuda yapılabilecek bazı çalışma örneklerini şöyle sıralayabiliriz;
Bir sanat sergisi ya da müze gezilebilir. Bu mekanlarda en fazla iki ya da üç ayrı sanat akımına ait
çalışmalar karşılaştırılabilir. Çocuklar farklı sanat akımlarına ait uygulamalı çalışmalar yapabilirler.
Örneğin, belli bir çizim (bu insan, ağaç, ev, meyve vb.) iki ya da üç farklı sanat akımında nasıl ele
alınmış, akımlar arasında ne gibi farklar ve benzerlikler bulunmaktadır? gibi. Her sanatsal yapıt tek tek
ele alınır, üzerinde konuşulur, drama yöntemleri ile canlandırılır, daha sonra uygulamalı çalışmalara
geçilebilir.
Bir sanatçıyla çocuklar tanıştırılabilir. Sanatçının çalıştığı, yaşadığı mekan, giyim tarzı, kokusu,
duyguları (nasıl gülüyor? Neye kızıyor? Vb.) düşünceleri, çocuklara farklı bakış açıları kazandırabilir.
Amaç, okul öncesi çocuğunun yaşantılarını olanaklar ölçüsünde ve zorlama yapmadan
zenginleştirmektir. Sanat okul öncesi eğitimde vazgeçilmemesi gereken hem zevkli, hem eğlendirici,
hem de öğretici, belki de en önemlisi çocuğun yaratıcılığını geliştirici, olmazsa olmaz bir alandır.
Açık Havada Oyun/Bahçe Zamanı
Çocukların birlikte oynamalarına, kendi oyunlarını oynamalarına ve çevrelerini daha
yakından tanımalarına imkan verir. Dört duvarın sınırlamasından
kurtulan çocuklar için bahçe zamanının önemi büyüktür ve günlük
eğitim akışı içinde yer verilmelidir. Bu süreçte yetişkinler de
çocukların oyununa katılır, onlarla sohbet eder ve gerektiğinde
onlara destek verirler.
Koşma, atlama, zıplama, tırmanma, sürünme, sıçrama gibi
fiziksel güç gerektiren, hareketleri içeren oyunlar, çocuğun vücut
sistemlerinin düzenli çalışmasını sağlar. Ayrıca açık havada oynanan oyunlar çocuğun güneşten ve
temiz havadan yararlanmasını sağlayarak, bedensel gelişimini hızlandırır.
Bu sebeple çocukların her gün mutlaka bahçe zamanında açık havada
oyun oynamaları sağlanmalıdır.
Açık alan oyunlarında farklı amaçlar hedeflenmektedir:
Çocuğun biriken enerjisini oyun yoluyla sarf etmesini sağlamak,
Konuşma, gözlem, düşünme, ortaya koyma gibi becerilerini oyun yoluyla
geliştirmek,
Çocukların o gün için hedeflenen amaçları uygulayabilmelerini sağlamak,
Öğretmenin çocukların oyunlarına katılarak oyunlarını desteklemesi ve oyunlarını geliştirmelerini
sağlamak,
Çocukların farkında olmadan yaptıkları pek çok şeyi fark etmeleri için yaptıklarını tanımlamak.
Örneğin; salıncakta sallanırken yukarı ve aşağı kavramını öğretebilmek için, “şimdi salıncak
yükseliyor yani yukarıda, şimdi salıncak aşağıda alçalıyor” diyerek, çocuğun öğrenmesini
desteklemek.
Bunların dışında programda rutin etkinlikler olarak kabul edilen karşılama zamanı (çocukların kapıda
güler yüzle içeri alınması, sınıfa geçtiklerinde günaydın şarkısı ile güne başlanması çocukların
kendilerini güne hazırlamasına yardımcı olacaktır), yemek zamanı, dinlenme zamanı, temizlik zamanı,
uğurlama zamanı ve geçiş zamanları (çocukların bir etkinlik zamanından diğerine geçiş yaptıkları
zamandır) yer alır.

Benzer belgeler

BARIŞI - Küçük Kara Balık Çocuk Evi

BARIŞI - Küçük Kara Balık Çocuk Evi Çocuklar şarkı söyleme, çalgı çalma ve dans etme sırasında pek çok şeyi algılar, bilgi ve deneyim kazanırlar. Hareket, şarkı ve oyun bir bütün halindedir. Müzik herkes tarafından öğrenilebilir; doğ...

Detaylı