KARAKTER EĞİTİMİ SORUMLULUK [6] VELİ.cdr
Transkript
KARAKTER EĞİTİMİ SORUMLULUK [6] VELİ.cdr
KARAKTER EĞİTİMİ SORUMLULUK DEĞERLİ VELİMİZ, Günümüz eğitim anlayışı içersinde öğrencileri geleceğe hazırlarken salt okul dersleri ve bu derslerden elde edilen başarıya dayalı “öğretim” merkezli uygulamaların yetersiz olduğu anlaşılmaktadır. Eğitim deki bu eksikliği giderme amacı ile Samanyolu Eğitim Kurumları olarak bizler karakter eğitimi çalışmalarını başlatmış bulunmaktayız. Karakter Gelişimi ve eğitimi, insan yaşamını anlamlı ve üretken hale getirebilmek, bireylerin yaşama dair amaç edinmelerini sağlamak, bununla birlikte sağlıklı gelişen bir toplum ortaya çıkarabilmek için erdemler geliştirme çabasıdır. Bu eğitim, evrensel ve toplumsal bir takım değerlerin okul ve aile yaşamına sistemli olarak yerleştirilmesi sürecidir. İnsan yaşamında okul öncesi ve okul çağı çocukluk dönemi sağlıklı bir kişilik kazanımında ve topluma uyum sağlanmasında en kritik dönemlerdir. Bir bilge: Çocuklar toplumumuzun %25'ini ama geleceğimizin %100 'ünü oluşturmaktadır demiştir. Geleceğin sağlıklı toplumunu oluşturacak çocukların, sosyal beceriler ve olumlu karakter özellikleri kazanmaları gerekmektedir. İlköğretim dönemi çocukların bu özellikleri kazanmaya en açık olduğu dönemdir Bu dönemde anne baba ve öğretmenler çocuklar için model aldıkları en önemli figür haline gelirler. İlköğretim öğrencilerinin bu eğitimi öğretmenlerinden almaları onların bu konuyu 'içselleştirebilmelerine' ve uygulamaya koymalarına olanak sağlayacaktır. Karakter eğitimi kapsamına ele alacağımız konular. • Sorumluluk • Dostluk arkadaşlık • Doğruluk, dürüstlük • Saygı • Sabır • Vefa ve sadakat olacaktır. 01 Karakter Gelişimi ve Eğitimi kitapçıkları, içerik yönünden eğitim sistemimize olumlu katkı sağlayacağını düşündüğümüz, kültürümüze uygun bir tarazda hazırlanmaktadır Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Servisi SORUMLULUK KARAKTER EĞİTİMİ Sorumluluk Duygusu Nedir, Nasıl kazandırılır? ERGENLERDE SORUMLULUĞU DESTEKLEMEK İÇİN ÖNERİLER Sorumluluk; Bireyin yapması gerekenlerin farkında olması, kendi davranışlarının sonuçlarına katlanması ve başkalarının haklarını çiğnemeden kendi ihtiyaçlarını karşılamasıdır. Sorumluluk doğuştan getirilen değil sonradan öğrenilen davranışlardan oluşan bir kavramdır. SORUMLULUK SAHİBİ İNSAN…. 02 Sözünde durur Sorumsuzluktan Yaptığı işleri önemser Plansızlıktan Hassastır Mesuliyetsizlikten Mesuliyet sahibidir Boş vermekten Öz disiplini vardır İhmalden Özgüven sahibidir Güvenilmezlikten Başarılıdır İhmal etmekten Ciddiyet sahibidir Umursamazlıktan Emindir Duyarsızlıktan Güvenilirdir Özensizlikten Sabırlıdır Tembellikten UZAK DURUR… Yukarıda sayılan özelliklere baktığımızda eyvah biz geç kaldık, çocuğum altıncı sınıfa başladı ve bu özellikler onda yok demeyin!.Sorumluluk doğuştan getirilmez sonradan kazanılır. Her ne kadar sorumluluk kazandırmaya başlama erken yaşlarda olsa da siz de henüz geç kalmış sayılmazsınız. Fakat bu yaş döneminde, çocukluktan ergenliğe bir geçiş yaşandığı için sorumluluk kazandırmaya çalışırken dikkat edilmesi gereken bazı hususlar vardır. Bunları kısaca özetleyelim; • Ergenlik dönemiyle beraber çocuğun tüm gereksinimleri,davranışları ve ilgi alanları hızlı bir değişime uğrar. Bu nedenle anne-babalarının sorumluluk saydıkları şeylerle ilgilenmezler. Ergenler için artık yeni ve farklı sorumluluklar vardır. Mesela gideceği geziler,katılacağı etkinlikler…Bu yüzden sorumluluk konusunda en çok sıkıntı yaşanılan dönem ergenlik dönemidir. • Ergen, ana baba çatışmasına en çok yol açan konulardan biri sorumluluktur. Bu dönemde ergen,anne babası tarafından sorumsuz algılanırken,ana babanın bu yönde beklentileri ergen tarafından bir baskı ve kişiliğine müdahale olarak algılanır. • Ergenlik dönemine kadar genç,belli bir sorumluluk duygusu kazanamadıysa ergenlikte bu konudaki çatışmalar hem daha yoğun olur, hem de ergenin sorumluluk kazanması güçleşir. Çocuklarına ergenlik çağından önce hiçbir sorumluluk vermemiş,çocuklarını aşırı koruyucu yetiştirmiş aileler birdenbire sorumlu davranış beklemeye başlarlar. Bu tür ailelerde çocuğun, ergenlik çağından geçerek sorumluluk sahibi yetişkin olmasını beklemek daha zordur. • Kimi zaman ergenlik çağındaki gençler, kendilerine çok çeşitli alanlarda ve çok fazla sorumluluk yüklendiği için sorumsuz davranırlar. Zaten içinde bulunduğu gelişim döneminin özelliğinden dolayı pek çok konuda tepkisel olan ergen,bu konudaki iyi niyetli ve olumlu yaklaşımlara da direnç gösterebilir. • Paniklemeyin ve hemen cezaya başvurmayın. Annebabalar çocuklardaki sorumsuzluğun önemini ve derecesinin abartmaya eğilimlidir. Birçok anne-baba çocuklarının sorumsuzluklarıyla kendilerini incitmek istediklerini düşünürler. Eğer paniğe kapılır ve çocuğunuzun her sorumsuz davranışının üzerine giderseniz, bu durumda sadece çocuğunuzu değil kendinizi de yıpratırsınız. Cezalandırmak, çocuğa ders vermek, onun istediği bir şeyi kısıtlamak, eve kapatmak gibi yaklaşımlar ergeni sorumlu davranmaya yöneltmez. • İlk önce geri çekilerek ve ergenlik çağındaki çocuğunuzun kendi sorumluluğunu taşımasını sağlayarak işe başlayın. Başlangıçta mükemmel sonuç alamasanız da korkmayın. Gerçekten de çocuğunuz sorumluluğun kendine ait olduğu mesajını alana kadar birkaç kez tökezleyecektir. Er ya da geç çocuğunuzun kendi sorumluluğunu almayı üstleneceğini ve olayları ciddîye alacağından emin olabilirsiniz. • Ne olup bittiğini gözlemleyin. Çocuğunuzun bazı alanlarda gönüllü olarak sorumluluk aldığını görüp şaşırabilirsiniz. Kendini yeterli gördüğü alanlarda cesaretlendirip teşvik edilebilir. • En çok ilgilendiği alanları sezip ve bunlar üzerinde çalışmak; kaydedilen her gelişme için daha önceden uygulamaya koyduğunuz bazı talepleri kaldırmak etkili olabilir. • Olgunlaşmakta olan ergenin dikkatini gelecekte ki sorumluluklara çekmek yararlı olabilir. Ana baba hangi sınırlamaları getirirse getirsin unutmamalı ki bu sınırlamalar çocuğun ileriki hayatında üstleneceği sorumlulukları taşımasına yardım amacı gütmelidir. Bunun farkına varılmaz ise ana babanın koyduğu kurallar sanki ana babanın hayatını kolaylaştırmak için varmış gibi görünür. • Bu dönemde desteklenmesi gereken bir sorumluluk çeşidi de sosyal sorumluluklardır. Bu yaş döneminde çocuklar kendilerine söyleneni yapmayı değil de ürettikleri şeylere sahip çıkmayı tercih ederler. Bu nedenle etrafta ihtiyaç sahibi gördüğünüz ailelere, yaşlı ve kimsesizlere neler yapılabileceği ile konularda onun fikirlerini alın. İstekli olduğunu gördüğünüz konularda onu yüreklendirin ve takdir edin. • Çocukların sorumluluklarını yapmadıkları zaman eleştirilerde bulunmaktansa sorumlu davrandıkları zaman takdir edin. Çok nadir de olsa yaptığı işten duyduğunuz memnuniyeti hem ona hem de yakın çevrenize anlatın. (Muhakkak kulağına gidecektir.) • Yaptığı işi eksiksiz, mükemmel yapmasını beklemeyin. • Sorumluluğun kazanılmasında en önemli etkenlerden biri de çocuğun yaptığı işin sonuçlarına katlanmak zorunda kalmasıdır. Onun yaptığı işlerin sonuçlarına katlanmasına fırsat tanıyın. Örneğin beden eğitimi dersi için kıyafetlerini getirmeyi unuttuğunda arkasından götürmeyin. Derse girememe sonucuyla karşılaşsın. • Sürekli sorumsuzluğundan dem vurarak onu anlatmayın. Bu durumda imajının zaten belli olduğunu düşündüğü için değiştirme kaygısı yaşamayacaktır. • Ona büyüdüğünü hissettirecek hoşuna gidebilecek sorumluluklar verin. 6. SINIF ÖĞRENCİSİNİN ALABİLECEĞİ SORUMLULUKLAR • Kendi odasını toplayabilir. • Yatağını toplayabilir. • Kirlileri sepete koyabilir. • Sofra kurup kaldırabilir. • Elektrik süpürgesiyle evi süpürebilir. • Kendisine basit yemekler hazırlayabilir. • Bulaşık yıkayabilir. • Anne babayla küçük kardeşinin bakımında yardım edebilir. • Bu yaş grubundaki çocuklar otobüse, minibüse binerek dershaneye, babasının iş yerine vs. gidebilir. • Listelenmiş, Pazar ve market alışverişini yapabilir. • Fatura ödemelerini yapabilir. • Fatura yatırabilir. • Özellikle erkek çocuklar babası ile beraber tamir yapabilir. • Özellikle erkek çocuklar araba temizlemede babasına yardım edebilir. • Kız öğrencilere pasta, börek yapımında sorumluluklar alabilir. • Ev dekorasyonu, yapılacak eşya değişikliklerinde fikirleri alınıp sorumluluk verilebilir. • Onun için yapacağınız alışverişte miktarı belirleyerek seçimi ona bırakabilirsiniz. Kendi alışverişini yapıp sorumluluğuna katlanabilir. • Haftalık harçlık uygulaması başlatabilirsiniz. Parayı düzenli harcama sorumluluğunu kazanabilir. 03 SORUMLULUK KARAKTER EĞİTİMİ Ünlüler Ne Diyor? Dünyanın filan yerinde bir rahatsızlık varsa bana ne dememeliyiz. Böyle bir rahatsızlık varsa tıpkı kendi içimizde olmuş gibi ilgilenmeliyiz. ATATÜRK Eğer herkes, birer fert olarak, kendi vazifesini başarır, kendi meslek ve sanatında gayret gösterirse, o zaman umumun refahı temin edilmiş olacaktır. Goethe 04 Vazifesini yerine getirmemiş olanın vicdan yarasına ne mazeretin devası, ne ilacın şifası deva getiremez. Mevlana Sorumluluk, büyük olmanın bedelidir. Einston CHURCHIL Örnek Olay “Herkes kendi kapısının önünü temizlerse, her yer tertemiz olur” Anonim “Her doğru, insana bir sorumluluk, her fırsat bir zorunluluk ve sahip olduğu her şey de ona bir görev yükler” John D Rockefeller Jr Çok az şey, bir insana sorumluluk vermek ve ona güvendiğinizi belli etmek kadar onun gelişmesine hizmet eder” Booker T Washington Ayşe Hanım kızı Zeliha' nın rahatlığından çok şikâyetçiydi.Zeliha aslında çalışkan, başarılı bir öğrenciydi ama ders dışındaki hiçbir sorumluluğu üstlenmiyordu.Ayşe Hanım Zeliha' dan ev işleri konusunda pek yardım istemiyordu.Ayşe Hanım Zeliha 'yı zaten bu konularda becerikli bulmuyordu bunu da ona sık sık 'Kızım elin işe hiç yakışmıyor.'cümlesiyle ifade ediyordu.Ayşe Hanım kızının en azından odsı ile ilgili sorumluluğu almasını istiyordu.Ayşe Hanım bir gün hastalandı annesinin hastalığına çok üzülen Zeliha bu gün anneme iş yaptırmamalıyım diye düşündü.Evi temizlemek istedi,odasından işe başlayacaktı güzelce bir kova su hazırlayıp odasına götürüyordu ki kovayla su halıdaki yolluğu devrildi.Zeliha çok üzülmüştü.Annesi Zeliha'nın telaşlı hallerinden bir şeylerin ters gittiğini anlayıp koridora geldiğinde çok sinirlendi.'Niye kovaya taşıyamayacağın kadar su koyuyorsun, şuna bak yolluğu mahvettin, iş böyle mi yapılır …' diye bir sürü sitem etti.Zeliha annesine cevap bile veremedi.O günden sonra bir daha da temizliğe kalkışmadı. Zeliha gerçekten sorumsuz bir çocuk mu? Zeliha'nın ev işlerinden uzak durma sebebi nedir? İnsan sadece sorumluluk üstlenerek zihnini sağlam ve dengeli bir şekilde geliştirebilir. John DEWEY ·Sorumluluk: kendini olgun ve büyük hisseden insanların bir büyüme aşaması. Berat Tonga İnsan, yaşadığı sorunlardan dolayı çevresini suçlamaktan vazgeçmeli. Dinsel ve ahlaki değerler çerçevesinde irade gücünü ve sorumluluk duygusunu arttırmak için çalışmalıdır. Albert SCHWEİTZER Zeliha'nın sorumluluk sahibi bir birey olması için nasıl yaklaşmak gerekir? 05 SORUMLULUK KARAKTER EĞİTİMİ DÜNYAYI KURTARMAK Adam, bir haftanın yorgunluğundan sonra pazar sabahı kalktığında bütün haftanın yorgunluğunu çıkarmak için eline gazetesini aldı ve bütün gün miskinlik yapıp evde oturacağını düşündü. Tam bunları düşünürken oğlu koşarak geldi ve sinemaya ne zaman gideceklerini sordu. Baba oğluna söz vermişti bu hafta sonu sinemaya gidilecekti ama hiç dışarıya çıkmak istemediğinden bir bahane uydurması gerekiyordu sonra gazetenin promosyon olarak dağıttığı dünya haritası gözüne ilişti. Önce dünya haritasını küçük parçalara ayırdı ve oğluna “eğer bu haritayı düzeltebilirsen seni sinemaya götüreceğim” dedi. Sonra düşündü; “oh be kurtuldum en iyi coğrafya profesörünü bile getirsen bu haritayı akşama kadar düzeltemez.” Aradan on dakika geçtikten sonra oğlu babasının yanına koşarak geldi ve “baba haritayı düzelttim artık sinemaya gidebiliriz” dedi. Adam önce inanamadı ve görmek istedi. Gördüğünde de halen hayretler içindeydi ve bunu nasıl yaptığını sordu. Çocuk; “bana verdiğin haritanın arkasında bir insan vardı”. Sonra ekledi: “İNSANI DÜZELTTİĞİM ZAMAN DÜNYA KENDİLİĞİNDEN DÜZELDİ.” OLMAYACAK MESULİYET VE VİCDAN 06 Özi Kalesi, Ukrayna'da, Odesa yakınlarında, Osmanlı'nın Doğu Avrupa'daki son kilit noktası idi. 1787 Osmanlı-Rus savaşında, Osmanlılar yine iki cephede birden savaşmak zorunda kalmıştı. Asıl ordu Nemçe (Avusturya) üzerine gitmişti. Ruslar bütün kuvvetleriyle Özi'ye yüklendiler. Mareşal Potemkin'in kumanda ettiği Rus ordusu, kaleyi karadan ve denizden kuşattı. Ruslar, gece gündüz kaleye gülle yağdırıyordu. Aşın soğuk ve kardan ötürü bir türlü yardım alamayan Özi, altı ay kendini müdafaa etti. Ruslar, bu muhteşem savunma karşısında çaresiz kalmıştı. Muhasarada elli bin askerini kaybeden Potemkin, kale alınırsa üç gün yağma ve katliama müsaade edeceğini söyleyerek askerlerini kışkırttı. Ocak ayının başlarında şiddeti artan kardan Ötürü sular donmuştu. Rus askerleri nehir tarafındaki surlara yöneldi. Mehmetçikler son barutlarına ve kurşunlarına kadar savaştılar. Son asker de toprağa düşünce Ruslar kaleye girebildi. Moskof, iliklerine kadar sinmiş olan vahşeti savunmasız İnsanların üzerine kustu. Kadın, çocuk, yaşlı demeden yirmi beş bin insanı şehit ettiler. Tahtta I. Abdulhaınİd Han Hazretleri vardı. Özi'nin düştüğünü anlatan rapor eline verildi. Rusların sivil halka yaptıklarının anlatıldığı yere gelince derin bir "ah!" : çekti. Bu parçalanan bir yüreğin iniltisiydi. Buna dayanamamıştı. Kan beynine fırladı, beyin damarları çatladı ve vücuduna felç indi. Yığılıp kalmıştı. Ve koca sultan bu büyük üzüntüye daha fazla dayanamayarak birkaç gün sonra vefat etti. Onlar bu idi. Milletleri İçin yaşıyor, koca bir milletin ve devletin yükünü omuzlarında taşıyor, mesuliyetlerini yüreklerinde duyuyorlardı. Ve zaten devleti idare edenler, liderler böyle olmalıydı. Öleni, üzüleni, ezileni, fakiri kendi evladından ayrı düşünemezlerdi. Millet kan ağlarken el sallamalar, gülüp eğlenmeler sonradan çıktı. "Mehmetçik şehit oldu" denince, annesinden evvel yığılıp kalan mesulleri, gözünü uyku tutmayan büyükleri göremedik. Değil o kadarına, zevkinden feragat edenine bile hasret kaldık. Doyasıya karnını doyurmayan, "Karnım tok olursa, fakirlerin halini hissedemem!" diyen Ömer bin Abdulazizleri hayal bile edemedik. Onun için Azerbaycan işgal edilince bayılıp düşenin yüreği anlaşılamadı. Televizyonlar aleyhinde bir görüntü imiş gibi defalarca yayınladı. Beyin damarlarını çatlatacak mesuliyet ufkunu, vicdanı ve yüreği anlamak çok zor. Hadise akılları donduracak çapta... Öyle olamayınca istense de yapılamaz ve anlaşılmaz. Kulaklar duyar, yürekler duymaz. Bazıları onun için seçilmiştir. HAMALLIK YAPAN HALİFE Halife Hazret-i Ömer bir gece şehri dolaşırken, bir evden çocukları iki gündür aç olan annenin feryadını duyar. — Yavrularım, Allah sizin hakkınızı Ömer'den sorsun! Bu sözü işiten halife kapının Önünde titremeye başlar. İçeriye seslenir: — Ömer'den ne istiyorsun? — Sen ne soruyorsun, dost musun, düşman mısın? — Allah için, dost olarak soruyorum. — Ömer'den şunu istiyorum: Bu çocukların babasını askere gönderdi. İki gündür çocuklarım aç, ocağım üzerine tencere koydum, suyu karıştırıyorum. Yemek pişiriyorum diye onları avutuyorum. Dün uyutmuştum. Ama bugün açlıktan uyuyamıyorlar. Birbirlerine sarılmış halde sızlanıp duruyorlar. — Peki, Ömer'e haber verdin mi? — Neyi haber vereyim? Adamlarımızı askere almayı biliyor da, gerideki çocukların durumunu hiç düşünmüyor mu? İnsanlara baş olmak, başa belâ olmak mıdır? Hazret-1 Ömer ağlayarak evine koşar. Arkasına bir çuval un eline bir teneke yağ alıp kadının evine gelirken karşısına sahabelerden bir zat çıkar. — Ey mü'minlerin Emiri, bu ne hal, nereye koşuyorsun? Ver şu tenekeyi ben taşıyayım. — Yok vermem, bunlar Ömer'in günahlarıdır. Bugün yükümü alırsın ama, yarın Allah'ın huzurunda günahlarımı alamazsın. Bırak da ben taşıyayım. Eve girip çuvaldan biraz un çıkarır, tencereye koyar. Sönmek üzere olan ateşi üflerken sakalının bir tarafı hafifçe yanar. Un çorbası pişirip çocukların kamını güzelce doyurur. Çocukların annesine de: — Yarın mutlaka Halife'yi göreceksin der. Kadın tanımadığı bu yabancı adamın yaptığı iyiliklerden dolayı, son derece memnun olur. Evden çıkarken arkasından söyle konuşur: — Allah Ömer'in yerine başımıza seni geçirsin. Halife Ömer hiç sesini çıkarmadan oradan ayrılır. Sabahleyin kadın halifenin yanına gider; bakar ki kendisine çorba pişiren zat, Halifelik makamında oturmaktadır. O zaman özür dilemeye başlar: — Kusura bakma Ya Ömer, akşam canımın acısından size acı söyledim, sizi incittim. — Hayır sen vazifeni yaptın. Ömer suçludur. Asıl siz hakkınızı helâl edin... İşte onlar böyleydi... Yolun Kenarına Diken Eken Adam Adamın biri, kendi arazisinin sınırını belli etmek için yol kenarına dikenli çalı dikmiş. Çalı gün geçtikçe büyüyormuş. Çalı büyür de dikenle durur mu? Onlar da büyüyormuş zamanla dikenli çalı yola yayılmaya başlamış. Yol zaten çok darmış.İnsanlar yoldan geçerken zorlanmaya başlamışlar. Dikenler canlarını acıtıyormuş. Gelip geçenler adama,”Bu çalıyı sök! İnsanları rahatsız ediyor.” diyorlarmış. Fakat adam hiç oralı olmuyormuş. Çünkü çalıyı sökmek dikmekten daha zormuş. Bir gün, herkesin saygı duyduğu bilge bir kişi oradan geçerken adama,”Bu dikenli çalıyı mutlaka sök!” diye tembihlemiş. Adam itiraz etmemiş.”Tamam, mutlaka sökeceğim.” demiş. Fakat bu işi durmadan erteliyormuş. Ha bugün, ha yarın, ha ertesi gün derken dikenler gittikçe büyüyüp sertleşiyor. İnsanların canını daha da acıtıyormuş. Günler sonra bilgenin yolu yine diken eken adamın evinin yakınına düşmüş. Yoldan geçerken çalıların hala sökülmediğini görmüş. Dikenleri sökmeye üşenen adama şöyle seslenmiş:”Ey sözünde durmayan adam! Sök şu dikenleri, bu işi erteleyip durma!” Adam yine itiraz etmemiş.”Efendim, oldukça bol zamanımız var. Bu gün olmazsa yarın ve ya başka bir gün bu işi mutlaka yapacağım.” demiş. Adamın bu sözleri üzerine bilge,”Sen hep yarın diyerek işini erteliyorsun. O dikenler her geçen gün büyüyüp güçleniyor. Oysa senin gücün azalıyor. Bir iş bugüne aitse bugün yapılır. Yarına bırakırsan işler büyür, sorun olmaya başlar. Sorumluluğunu bil, dikenlerin boyu seni aşmadan onları temizle!” demiş. 07 KARAKTER EĞİTİMİ Görev Şuuru Etkinliğin Adı Görev Şuuru Amaç Öğrencilerin sorumluluklarının farkına varmalarını sağlamak ve görev şuurunun yerleşmesini sağlamak Süreç Örnek hikâyeler öğrencilerle paylaşılır. Her hikâyeden sonra şu sorular sınıfa sorulur. • Bu hikâyeden neler anladınız? • Bu hikâyeden çıkarmamız gereken ders nedir? Örnek 1:Sorumluluk Vaktiyle her türlü maddi imkâna sahip olmasına rağmen can sıkıntısından, hayatın yaşanmaya değmez olduğundan yakman bir prens vardı. Kardeşleri, arkadaşları gezer, ava gider, eğlenirken o odasına kapanır, sürekli düşünürdü. Oğlunun bu haline hükümdar babası çok üzülüyordu. Bir gün hükümdar, ülkesinin en bilge kişisini sarayına çağırtıp ona oğlunun durumunu anlattı ve buna bir çözüm bulmasını istedi. Bunun için bilgeye bir hafta mühlet verdi. Bir hafta içinde bir formül bulamazsa bunun hayatına mal olabileceğini de hatırlattı. 08 Yaşlı bilge üç beş gün düşünüp taşındı; aklına hiç bir çözüm gelmedi. Bu nedenle canını olsun kurtarmak için ülkeyi terk etmeye karar verdi. Üzgün, dalgın bir şekilde ülkeyi terk ederken, bir köyün yakınında koyunlarını, keçilerini otlatan küçük yaşta bir çobanla bir süre ahbaplık etti. Bundan cesaret alan küçük çoban yaşlı dostuna "Amca şu hayvanlarıma biraz göz kulak oluver de, ben de şu görünen köyden azık alıp geleyim, bugün azık almayı unutmuşum" dedi. Bilge de zevkle kabul etti. Bilge, kafası, karşılaştığı olaylarla meşgul bir halde hayvanlara göz kulak olurken, bir keçi yavrusu kenarında oynamakta olduğu uçurumdan aşağı yuvarlanıverdi. Aşağı inip onu kurtarmadıkça kendi kendine kurtulması da mümkün değildi. Bilge küçük çobana verdiği sözü doğru dürüst tutabilmek için kuzuyu kendisi kurtarmaya karar verdi. Bu amaçla uçurumun dibine indi. Önce kuzuyu sırtına bağladı, sonra tırmanmaya başladı. Birkaç tırmanma başarısızlıkla sonuçlandı. Ama bilge yılmadı. Uğraştı, didindi, zorlandı ama sonunda kuzuyu yukarı çıkarmayı başardı. Küçük dostuna verdiği sözü tutabilmek, bunun için de kuzuyu uçurumdan çıkarmak bir süre kafasını öyle meşgul etti ki, kendini bu işe o kadar verdi ki başından geçmekte olan olayı, canını kurtarabilmek için ülkeyi terk etmekte oluşunu unuttu. Fakat bu durum onun kafasında bir şimşek çakmasına sebep oldu. Şöyle düşündü: SORUMLULUK "Bir kimse ciddi olarak bir işle meşgul olur, bir girişimde bulunup onu başarı ile sonuçlandırmak arzusu benliğini tam olarak kaplarsa, o kimse için can sıkıntısı, eften püften olayları kafasına takmak diye bir şey söz konusu olamaz" Bu gerçek herkes, dolayısıyla hükümdarın oğlu için de geçerlidir. Bilge artık kaçma fikrinden vazgeçip hemen geri döndü ve hükümdarın huzuruna çıkarak şu çözümü sundu: "Hükümdarım, eğer oğlunuzun can sıkıntısından kurtulmasını, hayata bağlanmasını istiyorsanız ona bir sorumluluk yükleyin, zamanını kaplayıcı bir meşguliyet verin. Can sıkıntısının, yaşamaktan şikâyet etmenin ana sebebi başıboşluktur. Oğlunuza yükleyeceğiniz sorumluluk ne derece ciddi, sonucu ne derece ağır olursa, kendini o ölçüde can sıkıntısından kurtaracak, yaşama mücadele ve azmi o derece artacaktır." Örnek 2: Görev Şuuru Vaktiyle bir ülkenin en ücra köşelerinden birinde bir nine ve o ninenin de bir tek ineği varmış. Her sabah ineğini götürüp sığırtmaca teslim eder ve akşam olunca da ineği sağarak geçimini sağlarmış. Sığırtmaç, topladığı diğer hayvanlarla birlikte bu ineği de meralarda, dağlarda otlatır, ancak vazifesinde gerekli ihtimamı göstermezmiş. Hele ninenin ineğine hiç önem vermez, nasıl olsa hesap soranı yok diye “saldım çayıra Mevla'm kayıra” felsefesiyle hareket edermiş. Ve günlerden bir gün olan olmuş, zavallı nineciğin ineğini dağda bir kurt parçalamış. Ninecik bunu öğrenince çok üzülmüş ama elden ne gelir. Ancak “mazlumun ahı kılıçtan keskindir” derler, şöyle ilenmiş (beddua etmiş): Allah hükümdarın belasını versin! Bir ineğime sahip çıkamadı! Etraftan bazıları buna şaşırıp ihtiyarı teskin etmeye çalışmışlar. Demişler ki:Dağ başında senin ineğini bir kurt parçalayıp yemişse, ta payitahttaki hükümdarın bunda suçu be ola? Sen ancak bunun hesabını çobandan sor, beddua edeceksen ona beddua et. Hayır, demiş nine, iş sizin bildiğiniz gibi değildir. Eğer o hükümdar âdil bir kimse olsaydı, adaletli bir vali tayin ederdi. Vali âdil bir kaymakamı iş başına getirir, o da kendisi gibi bir muhtar seçerdi. Bu seçilen muhtar köy namına tutulan sığırtmaçta da aynı özellikleri arar, dikkatli, vazifesine bağlı olmasına önem verirdi. İşte o zaman benim inekçiğim kolay kolay kurtlara yem olmazdı Anadolu'da “Dağına göre dumanı, kalbine göre imanı, cemaate göre imamı” diye bir söz vardır. Gerisini artık siz yorumlayın... 09 SORUMLULUK KARAKTER EĞİTİMİ TAVSİYE KİTAPLAR Kurtuluş Savaşı Hikayeleri İsmail Bilgin ERDEM YAYINLARI Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma sakın. Siper et gövdeni, dursun bu hayasızca akın. M. Akif Ersoy En önemli sorumluluklarımızdan biri de vatanımıza karşı olan sorumluluklarımız değil mi? Vatana karşı sorumluluklarını yerine getirenlerin hikayelerini okumaya ne dersiniz? Kınalı Eller Osman Alagöz Kaynak Kitaplığı Yayınları; Bu kitap Millî Mücadelemizin kadın kahramanlarını anlatan ilk hikaye kitabı... Var olmak mücadelesinin şanlı kadınlarının bilinmeyen destanlarının kağıda yansıyan bir parçası. Onların destanını okurken ruhlarına bir fatiha göndermeyi unutmayınız lütfen. Çünkü biz onların kurtardığı vatanın üzerinde yaşıyoruz ve temellerimizin onların asil ruhları gibi sağlam olduğunu biliyoruz. Ailede Sorumluluk Eğitimi 10 Rukiye Karaköse - Timaş Yayınları Hayata dair temel becerilerin, dengeli, tutarlı ve istikrarlı davranış kalıplarının olumlu bir şekilde sergilenebilmesi ancak sağlıklı sorumluluk bilincine sahip olmakla gerçekleşebilir. Hayata sorumluluklar penceresinden bakarak başarıyı, huzuru ve mutluluğu yakalamak için gerekli olan sorumluluk bilincinin en önemli özelliği ise öğrenilebilir olmasıdır. İşte bu noktada anne babalar ellerinde bulunan cevherleri en iyi şekilde işlemek için oldukça etkili bir fırsata sahipler. Küçük Ağaç’ın Eğitimi Forrest Carter Say Yayınları Egemenlik ve güç tutkusu peşinde koşan Beyaz Adam'ın acımasızca yok ettiği Çeroki'lere ithaf edilen bu kitap, insanı 'umursayan', acılarını 'paylaşan', yaşamın bütünselliğini 'savunan' bir kültürün mesajı... Evrensel dostluk ve barışın hikâyesi... İnsani duyarlılığın görkemli direnişi... Yüzeysel ve mekanik ilişkilerin hakim olduğu günümüzde, yitirilen değerlere saygı duruşunda bulunma denemesi... TAVSİYE FİLMLER Lorenzo’nun Yağı 1992 yapımı bir dram filmi olup, George Miller tarafından yönetilmiştir. Yaşanmış bir öyküden alınan film; Augusto Odone ve Michaela Odone adlı anne babanın, amansız bir hastalık olan ADL'ye (adrenolökodistrofi) yakalanan oğulları Lorenzo Odone'yi ölümden kurtarma çabalarını anlatır. 120 1915'in kış aylarında 1. Dünya Savaşı sırasında yaşanan gerçek bir kahramanlık hikayesinin anlatıldığı bir film. Eli tüfek tutan herkes Ruslarla ölüm kalım harbindeyken sınır birliklerinde cephane tükenir. Van'lı çocuklar gönüllü olurlar, yaşları 12 - 17 arasında değişen 120 isimsiz kahraman çocuk cephaneyi sırtlanırlar ve karlı dağlarda günlerce, gecelerce yürürler. 11 KARAKTER EĞİTİMİ 12
Benzer belgeler
KARAKTER EĞİTİMİ SORUMLULUK - istanbul il millî eğitim
çocuğun yaptığı işin sonuçlarına katlanmak zorunda kalmasıdır. Onun yaptığı işlerin sonuçlarına katlanmasına fırsat tanıyın. Örneğin beden eğitimi dersi için kıyafetlerini getirmeyi unuttuğunda ark...
DetaylıKARAKTER EĞİTİMİ SORUMLULUK [4
Ruslar, bu muhteşem savunma karşısında çaresiz kalmıştı. Muhasarada elli bin askerini kaybeden Potemkin, kale alınırsa üç gün yağma ve katliama müsaade edeceğini söyleyerek askerlerini kışkırttı. O...
Detaylı