READ PDF
Transkript
READ PDF
Pisaroni konserde hem opera hem de müzikal repertuvarından eserler seslendirecek. 97 Opera şarkıcısının bir aktör olarak portresi BiFO eşliğinde Yeni Yıl Konseri ile ilk kez Türkiyeli seyirciyle buluşacak italyan bas-bariton Luca pisaroni, oyunculuk ve müziğe eşit önem veren yeni jenerasyonun temsilcisi. SE L AY S AR I [email protected] E ğer operaya şu kadarcık sevginiz varsa, hemen Youtube’a girip “Luca pisaroni Don Giovanni Met” ve “Luca pisaroni Cosi Fan Tutte Glyndebourne” kelime gruplarını aratın. Çıkacak videolarda, operayla ilgili önyargıları kıracak bir adamla karşılaşacaksınız. Operanın önemli bir kısmının oyunculuğu da içerdiğini fark eden yeni neslin üyesi, italyan bas-bariton Luca pisaroni, 2002’de rol aldığı ilk ciddi prodüksiyondan sonra opera dünyasında giderek yükseldi. 1975 yılında Venezüella’nın Bolivar şehrinde doğan, dört yaşında italya’nın besteci Giuseppe Verdi ile özdeşleşmiş şehri Busseto’ya taşınan ve orada büyüyen sanatçı, çok küçük bir yaşta, Milliyet SANAT I OCAK 2016 ➔ FiGARO’nUn KÖpEĞi Köpekleriniz Lenny ve Tristan opera dünyasının sevgilisi. Sizinle gerçekten her yere geliyorlar mı? neredeyse her yere. Eğer iki günde bir şehir değiştirmeyeceksem, onlar ve eşim benimle her yere geliyorlar. operanın pek ‘havalı’ olmadığı bir dönemde bu sanata gönül vermiş. Ünlü ABD’li bariton Thomas hampson’ın damadı un- Sürekli seyahat etmenin evcil hayvanlara zararlı olduğu fikrini boşa çıkarıyorsunuz. Çok inandığım bir fikir değil açıkçası. Ama bu köpek olmalarıyla da ilgili, köpekler onlara verdiğiniz her türlü yaşam biçimini kabul ediyorlar. Bizim köpeklerimiz seyahat etmeyi gerçekten seviyorlar. new York’ta mıyız, Viyana’da mıyız, bunu anladıklarını düşünüyorum. Bizimle oldukları sürece mutlular. vanıyla bir nevi ‘opera kraliyet ailesi üyesi’ olan pisaroni, sahnedeki yetenekleri kadar kendisiyle dünyanın dört bir yanına seyahat eden köpekleri Lenny ve Tristan ile de ünlü. 7 Ocak perşembe akşamı Borusan Sanat’ın Yeni Yıl Konseri’nde israilli soprano Chen Reiss ile Sascha Goetzel’in yöneteceği BiFO eşliğinde sahne alacak sanatçı ile opera aşkını, oyunculuk aşkını ve köpeklerini konuştuk. Verdi’nin memleketinde büyüdünüz. Bu size opera sev- Tristan bu sene Salzburg Festivali’ndeki “Figaro’nun Düğünü”nde sizinle beraber rol aldı. Bu nasıl oldu? prodüksiyon biraz “Downton Abbey” havasındaydı. Benim de Kont olarak ilk rolümdü. Yönetmene Kont’un bir köpeği olmasının çok komik olacağını söyledim. Mesela sabah kalkıyor, giyinme odasına gidiyor ve kucağında köpeğiyle dışarı çıkıyor. Yönetmen bu fikri çok beğendi. provada herkes bayıldı, ilk sahnelemede Tristan kucağımda dışarı çıktığımda seyircilerin “Ay!”ları salonu inletti. gisi aşılamak için yeterli miydi yoksa başka etkenler de oldu mu? Çocukluğumdan beri opera dinliyorum. ilk ve en güçlü anılarımdan biri dokuz yaşındayken dedemin Verdi aryaları koleksiyonundan dinlediğim, (Bulgar bas) Boris Christoff’un “Don Carlo” operasından “Ella giammai m’amò” (Beni artık sevmi- 98 yor) yorumu. Christoff’u dinlerken, “Bu bayağı süper bir sanat formu,” dediğimi hatırlıyorum. O zamandan beri de dinlemeyi kesmedim. Başka türlere ilginiz var mı? Evet ama biraz eski kafalıyım. Dean Martin, Frank Sinatra ve Yeni Yıl Konseri’nin programında hem operalar hem de Amerikan müzikalleri var. Eserler nasıl seçildi? Amerikan müzikallerine hayranım, o yüzden onların bazıları benim önerilerim. Cole porter’ı ve “South pacific”i çok seviyorum. program sadece operadan oluşsun istemedik açıkçası. O bakımdan daha ağır bir ilk perde ve daha hafif, Broadway tipi bir ikinci perde olacak konserde. Opera repertuvarında favoriniz olan bir dönem ya da alan var mı? Barok, Klasik, Fransız... Şu anda repertuvarım Barok dönem ve Mozart’tan oluşuyor, yakın zamanda Bel Canto ve Fransız repertuvarını da söylemeye başladım. Şu ana kadar Barok ve Mozart’ta kalma sebebimi tam olarak bilmiyorum ama hem bu iki dönemi seviyorum, hem de sesim için uygun. Bence her yaşa uygun bir repertuvar var, örneğin genç yaşta Verdi söylemek çok akıl kârı değil. Genç şarkıcılara her zaman bir şeyi fazla erken yapmaktansa biraz geç başlamanın daha doğru olduğunu söylüyorum. Dramatik açıdan da ilginç bir dönem bence. Aktörlüğü ve sahnede karakter yaratmayı seviyorum. Milliyet SANAT I OCAK 2016 › Sammy Davis Jr. dinliyorum. pop pek dinlemem. Pisaroni, “Figaro’nun Düğünü”nde rol alan köpeği Tristan ile. Tristan’ın sahnede sessiz kalması bayağı ilginç. Çok dikkatliydi, bir saniye kıpırdamadı, rolünün hakkını verdi. Gelecek sene yine festivalde “Figaro”yu sahneleyeceğimiz için ikimiz de çok mutluyuz. › Sanatçı, Santa Fe’nin “Maometto Secondo”sunda başroldeydi. Devrin değiştiği doğru. Ben kariyerimin başından itibaren oyunculuk yapmak zorundaydım. Yapmamak gibi bir lüksüm hiç olmadı. ‘Sahnede dur, şarkını söyle’ tarzı demode oldu. Mozart repertuvarında sahnede durup hiçbir şey yapmamanız mümkün değil. 2002’de Salzburg “Don Giovanni”sinde Masetto’yu canlandırdım ve kesinlikle bir şey yapmak gerektiğinin farkına vardım. Yönetmen sizden bir hikâye anlatmanızı istiyor. Benim için opera sanatçılığı, müzik, sözler ve oyunculuğun aynı anda yapılmasını gerektiren bir meslek. Müziği, ona yorum katmadan seslendirmeniz mümkün değil. Bu seyircilere Bel Canto ve Fransız repertuarında hangi rolleri alıyorsunuz? Gounod’nun “Faust”unda Mefistofele’yi canlandırıyorum. Bu konuda bayağı heyecanlıyım çünkü Mefistofele inanılmaz bir rol. Bel Canto’da ise Bellini’nin “ı puritani” ve “La Somnambula / Uyuyan Güzel”inde söylüyorum, çünkü sesim o yönde gidiyor. Rossini’nin daha az tanınan opera seria’larında rol alıyorum, “Maometto Secondo / ikinci Mehmet” ve “Mosè in Egitto / Musa Mısır’da” gibi. Kariyerimin gidişatı az çok belli diyebilirim. Bir röportajda “En sevdiğim rolüm diye bir şey yok, ama illâ seçmem gerekirse Maometto’yu söylerim,” demişsiniz. Bu rolü seviyorum çünkü çok zorlayıcı. Operanın ilk 45 dakikasında sahneye çıkmıyor ve herkes arkasından konuşuyor, “Korkunç bir herif, rezalet gerçekten,” diye. Sonra bir anda, muhteşem bir aryayla sahne alıyor. Eserde ilerledikçe şunu fark ediyorsunuz: Siyasi konularda inanılmaz derecede sert, kendinden son derece emin ve istediğini elde etmek uğruna her şeyi yapacak biri, ama konu aşk olunca normal bir insana dönüşüyor, herkes gibi kırılgan. Çok farklı yönlerini gösterebileceğiniz bir karakter. Bunu sahnede verebilmek oldukça zorlu ve zevkli bir iş. de geçiyor. Karakterinizi inandırıcı kılmak için elinizden gelen her şeyi yapmanız gerekir. Seyircilerin o salonu şarkı söyleme konusunda bir ustalık sınıfına katılmak için geldiklerini düşünmüyorum. Oraya özel bir şeye tanık olmak için geliyorlar. Başka bir dünyaya götürülmek istiyorlar. Operanın üç saatlik süresi boyunca, daha önce olmamış, ilk kez gözleri önünde gerçekleşecek bir şeyi deneyimlemek için oradalar. Bu deneyimi yaratmak da bizim görevimiz. Bu arada dürüst olmak gerekirse hiç oyunculuk eğitimi almadım. Gerçekten mi? Eğitimimin son yılında, Romanya’da “Don Giovanni”nin yarı-opera, yarı-konser bir versiyonunu sahneliyorduk. Az biraz oyunculuk yapmamız da gerekiyordu. Başta aşırı derecede rahatsızdım, ne yapacağımı bilmiyordum. Sonra oyunculuk bölümüne yüklenmeye karar verdim ve çok eğlendiğimi fark ettim. Bütün bir seyirci kitlesinin sizin sahnede yaptıklarınıza tepki vermesi kadar heyecan verici bir şey yok. Onları güldürüyorsunuz, nefeslerini tutuyorlar. insanlardan böyle tepkiler alabilme gücüne sahip olmak bence müthiş. Paris Operası’nın “Don Giovanni”sinde Michael Haneke ile çalıştınız. Videolardan gelmiş geçmiş en karanlık yorumlardan biri olduğu anlaşılıyor. Onunla çalışmak nasıldı? Canlandırdığınız karakter Türklerin tarihinin en önemli figürlerinden biri, o bakımdan Türkiye’de operanın daha çok sahneleneceğini düşünürsünüz ama sanırım çok ‘hoş’ yansıtılmadığı için repertuvarımızda sık yer almıyor. Yazık oluyor aslında, çünkü muhteşem bir opera. Müziği güzel, son derece dramatik. Mükemmeldi. Daha ilk günden son derece hazırlanmış şekilde geldi. “Bu iş tuhaf bir hâl alacak,” diye düşündünüz mü? Elbette, çünkü filmlerini biliyorduk. Bunun rol aldığımız diğer “Don Giovanni”lere benzemeyeceğinin farkındaydık. Yüzlerce kez canlandırdığınız bir rolü tersyüz eden kişilerle çalışmak her Biraz önce aktörlüğü sevdiğinizi söylediniz. Son 15 yıldır opera sanatçılarının oyunculuk yeteneklerinde genel bir gelişme var gibi... zaman için zevkli. hele de haneke kadar opera, Mozart ve Don Juan üzerine ödevlerini yapmış kişiler ise. MS Milliyet SANAT I OCAK 2016 99