7`den 70`e zarafet eğitimi

Transkript

7`den 70`e zarafet eğitimi
Zarafetin dili
eğitimde gizli K
z
AKTÜEL 15
10 MAYIS 2015 PAZAR
Alnar’ın kanun konçertosu,
Marsel Halife’nin kanun
konçertosu ve Rodrigo’nun
gitar konçertosu
Eskiden büyükler 'aile terbiyesi görmüş' cümlesiyle gençlere övgüde bulunurdu. Bugün ise bu cümle yerini 'belli ki
zerafet kursuna gitmiş'e bırakacak gibi. Her geçen gün sayıları hızla artan Zerafet Kursları'nda özellikle gençler gerek
iş ortamında gerekse sosyal yaşamda nasıl davranmaları gerektiğini buradaki hocalarından ders alarak öğreniyorlar.
FATMA ÇELİK
arafet, hayatımızın
her alanında olumlu
iletişim sağlamamız
için çok önemli
bir unsur. İş ve
sosyal hayatımızda
oturuşumuzdan
duruşumuza,
tanışmamızdan konuşmamıza,
yemek yememizden ne içmemiz
gerektiğine dair bazen zor anlar
yaşarız. Bazen resmi ortamlarda
nerede nasıl duracağımızı
bilemeyiz. Bu da kendimizi
yanlış lanse etmemize sebep
olur. Zarafet denince Osmanlı
örnek alınması gereken
imparatorluklardan bir tanesi.
Çünkü Osmanlı saraylarına
Batı'dan zarafet eğitimleri
almaya ve gözlemlemeye
gelinirmiş. Yine o dönemde
aileler çocuklarını mutlaka
zerafet konusunda eğitirlermiş.
Eskiden büyükler zerafet sahibi
bir insanı görünce 'aile terbiyesi
görmüş' diye iltifat ederlerdi.
Bugün ise zerafet artık sayıları
hızla artan kurslarda veriliyor.
Bu kurslardan bir tanesi ve en
eskisi Nişantaşı'ndaki Zerafet
Akademisi.
HANIMEFENDİ OLMALISIN
Zarafet Akademisi'ne annesi
tarafından hanımefendi bir
kadın olmak için gönderilen
Nazlı İkiz “Annem de seneler
önce zarafet eğitimini almış.
Benimde ona yakışır bir
hanımefendi olmam için zarafet
eğitimi almamı istedi” diye
neden burada olduğununu
anlatıyor. Aynı zamanda
annesine kendi sanat galerisinde
yardımcı olan İkiz, kendisini
geliştirmek için eğitime katılmak
istediğini sözlerine ekliyor.
Böylece İkiz, insan ilişkilerinde
hem iş hem de sosyal ortamda
daha başarılı olacağını
düşünüyor.
HASTALARIM İÇİN İSTİYORUM
Zarafet eğitimi almaya
gelenler arasında her yaştan her
meslekten isim var. Bunlardan
biri de Kadın Hastalıkları ve
Doğum Uzmanı Şule Kıray.
Mesleğinin yanı sıra farklı
sağlık eğitimleri ile kendini
geliştiren Doktor Kıray, “Kendi
muayenehanemi açtığımda bu
zamana kadar öğrendiklerimi
hastalarıma etkili bir şekilde
sunmak istiyorum. Bu yüzden
zarafet eğitiminin en iyi bir yol
olduğunu düşünüyorum” diyor.
ERKEK GİBİ DAVRANIYORUM
Özel bir şirkette erkek
elemanların çoğunlukta olduğu
bir ortamda çalışan Aşkın Yanık
ise erkekler gibi davranmaktan
yorulduğunu ve çare olarak
buraya geldiğini söylüyor.
Yanık,“Bir yönetici olarak,
yoğun ve bir o kadar stresli bir
çalışma ortamının içindeyim.
Bu stresli ortamda göz ardı
etmeye başladığım, düşünce
ve isteklerimi, muntazam
telaffuzla, düzgün ton ve uygun
beden dili ile destekleyerek,
doğru ve etkin bir şekilde
aktarabilme yetimi yeniden
kazanabilmek istiyorum,
bu yüzden buradayım" diye
konuşuyor.
ÖZGÜVENİM ARTTI
Zarafet akademiye babasının
yönlendirmesiyle gelen psikoloji
öğrencisi Nurgül Dinç, kurstan
çok şey öğrendiğini söylüyor.
Okulda yapacağı sunum ve
seminerlerde iyi bir diksiyon
ile insanlara nasıl seslenmesi
gerektiğini öğrenmek için
gelen Dinç, “Toplumda
nasıl durmam gerektiğini,
nasıl dik yürüyebileceğimi
öğrenmek içinde katıldım.
Eğitim sonrasında kendime
olan özgüvenim arttı" diyor.
Nurgül
Dinç
Nazlı
İkiz
Şule
Karay
Sosyal
yaşama
dair
tüyolar
 Kalabalık bir
ortama girdiğimizde
öncelikle iletişime
kapalı beden dillerinden uzak durmalı.
(Kolları bağlamak, iki
elinde dolu olması,
sürekli bir şeylerle
meşgul olmak gibi)
 Mümkünse sağ
elimiz her zaman boş
kalmalı. Birileri konuşurken bedenimiz
onlara dönük olmalı
ve ellerimizi kullanırken avuç içlerimizin
açık ve karşıya dönük
olması her iki tarafında güven ortamında
hissetmesini ve rahat
iletişim kurmasını
sağlar.
 Yeni tanışılan
insanlara isimleri
ile hitap etmek
onları önemsediğinizi
belirtir.
 Sosyal ortamda
hemen kartvizit sunulmamalı, sohbetin
devamında eğer karşı
taraf talep ederse
kartvizit verilmeli.
 Kadınlar dekolte
ve renk konusunda
dikatli olmalı.
 Erkekler saç ve sakal konusunda özenli
ve dikkatli olmalı.
 Kadınlar yemek
masasında ve arabada makyaj tazelememeli.
 Yemek seçiminde
abartıya kaçılmamalı.
 Sohbet sırasında
esprili ve doğal olmalı, kendine güvenli
tavır korunmalı.
Restoranda
yapılması
gerekenler
Erkekler gibi
davranmaktan
yorulduğunu
belirten
Aşkın Yanık
zarafet
dersleriyle
beden dilini
öğreniyorum
dedi.
 Restorana girişte
erkek önden
gitmeli ve kapıyı
açarak partnerine
kolaylık sağlanmalı.
 Çiftler her zaman
karşılıklı oturmalı.
 Restoranda servis
personeli ile göz
teması kurularak
iletişim kurulmalı.
 Siparişi mutlaka
erkek söylemeli.
 Bez peçete kucağa
yerleştirilmeli.
 Masadaki çatal ve
bıçaklar her zaman
dıştan içe doğru
kullanılmalı.
 Masada asla kürdan
kullanılmamalı.
İş dünyasına
yönelik tüyolar
 Dik bir duruş sergilemek büyük
bir artı kazandırır.
 Güçlü bir selamlaşma ile kendimize
olan güvenimizi göstermiş oluruz.
 Tanıştırma işlemi sırasında; erkek – kadına,
genç –yaşlıya, ast – üste tanıştırılmalı.
 Kadın ve erkek karşılaştığında önce
kadının elini uzatması beklenmeli.
 Kartviziti mutlaka karşı tarafın okuyacağı şekilde
başparmak ile işaret parmağı ile
kenarından tutup sunmak gerekiyor.
 Masada oturuyor iseniz elleriniz mutlaka masanın üzerinde olmalı.
 Konuşurken avuç içleri karşıya gösterecek şekilde eller kullanmalı.
 Ayaktayken her zaman eller kemer hizasının üzerinde durmalı.
 Telefonla birini aradığınızda en fazla dört kez çaldırılmalı ve telefonu
açan kişinin görüşmeyi sonlandırması beklenmeli.
 İş yemeklerinde salata ve ızgara gibi seçimler kendinize
dolayısıyla işinize özen gösterdiğinizi gösterir.
 Kahve mutlaka sade olmalı. Sütlü kahve sohbet, sade kahve business mesajı verir.
7'den 70'e zarafet eğitimi
Gökhan
Dumanlı
Zarafet Akademi,
eğitimler aracılığı ile
kişilerin farkındalıklarını
ortaya çıkarmalarını amaçlıyor.
Yürüyüş, duruş, yüz beden
egzersizi, beden dili, imaj
oluşturma, selamlaşma,
gibi birçok etkili eğitimler
ile insanların zarif
görünmesine yardımcı
oluyor. Akademi’nin kurucu
eğitmeni ve aynı
zamanda
yaşam
koçu Gökhan Dumanlı, zarafet
eğitimine katılanların içlerinde
olanı dışarıya çıkartmayı
çalıştıklarının söylüyor.
Zarafeti yapaylıktan kurtarıp,
iş ve sosyal yaşantımızda
nasıl doğallaştıracağımızı
öğreten Dumanlı’yla Zarafet
Akademi’de zarif olmanın
tüyolarını konuşup, zarafet
eğitimine katıldık. Katılımcılarla
beraber renkli anlar yaşadığımız
eğitim, çoğunluklu olarak
çalışan bireylerden oluşuyor.
Farklı meslek dallarında çalışan
katılımcılar iş hayatlarında,
toplantılarda, karşılaşmalarda,
ast üst ilişkilerinde nasıl
davranacaklarını bilemedikleri
için eğitimin faydalı olacağını
düşünüyor. Bazen eşi
tarafından gönderilen kadın
veya erkeklerin geldiğinden
de bahseden zarafet uzmanı
Gökhan Dumanlı çift olarak
gelenlerin çok nadir olduğunu
söylüyor. Çalıştığı iş yerinde
nasıl davranması gerektiğini
bilmeyenden, yürümesini
düzeltmek isteyenlere, düzgün
bir diksiyona sahip olmaktan,
siyasi yaşamda pot kırmak
istemeyenlere kadar çeşit çeşit
katılımcılar da geliyor.
onçerto, Avrupa
Marsel Halife isimli Lübnanlı
müzik tarihinde
bir ud virtüozü var. Bu ud virtüoRönesans sonu
zunun bir de kanun konçertosu
ve Barok dönem
var. Geçtiğimiz haftayı, Ferid
başlarında ortaya
Alnar ve Marsel Halife’nin kanun
çıkmış olan ve daha konçertolarını dinleyerek geçirziyade müzikte
dim. Bana göre Alnar’ın kanun
barok döneme özgü konçertosu, batıda müzik eğitimi
kontrast ifadelerin yansımasını
görmüş ve batılı bestecileri
bulduğu bir formdur. İlk konâdetâ tanrılaştırmış, batı karşıçerto örneklerinde bir orkestra
sındaki ezikliğinin, kompleksinin
ile solo enstrumanın
göstergesidir. Sadece
âdetâ karşılıklı çekişAlnar’ın kanun konmesini, atışmasını
çertosu değil, Türk
ortaya koyan form,
Beşleri’nin tamamızaman içinde epey
nın eserlerinde bu
değişikliğe uğramış,
kompleksin izleri
[email protected]
çekişen orkestra ve
bâriz bir şekilde göenstrumanın uyumlurülebilmektedir. Türk
luğunu, dialoğunu
Beşleri ve eserleri için
ifade eder olmuştur.
bu eleştiriyi yapmak
Ama konçertonun
tehlikelidir çünkü
en önemli yanı, hem
müziği tek kulağı ile
enstrumanın hem de
dinleyen önyargılı ve
icrâcının kabiliyetleribatılılaşmacı elitler
ni sergilediği bir form
tarafından bu besolmasıdır.
teciler âdetâ küçük
Türk mûsikîsi enstrumanları
birer müzik tanrıcığı, eserleri de
için yazılmış ilk konçerto örneği,
kutsal melodiler gibidir, eleştiHasan Ferid Alnar’ın kanun
rilemez. Fakat Marsel Halife’nin
konçertosudur. Ferid Alnar,
kanun konçertosu bir doğu ve
“Rus Beşleri”nden mülhem,
İslâm medeniyet enstrümanı
“Türk Beşleri” adı verilen ve
olarak kanunun gücünü ve kabicumhuriyet sonrası çağdaş batı
liyetlerini sergileyen, komplekmüziği eğitimini Viyana ve Paris
ssiz, kendine güvenen, rahat, begibi o dönem Avrupası’nın âdetâ cerikli bir besteciyi ifade ediyor.
müzik merkezleri niteliğindeki
Alnar’ın eseri, müziği sadece
şehirlerin konservatuarlarında
armoni kuralları ve tekniği olarak
alarak, geleneksel mûsikîmizin
algılayan ve algılatan, kanunu
eğitim ve icrâsının yasaklandığı
aslî kimliğinden uzaklaştırmış,
cumhuriyet döneminde, müzik
batının tampere sistem ve aralıkkültürümüze resmî mânâda
larına indirgemiş, enstrumanın
batı müziğini yerleştirme
kabiliyetlerini ve icrâcının virtüoçabası sarfeden beş besteciden
zitesini sergilemesine mânî; aynı
biridir. Ferid Alnar, müzik
zamanda estetik açıdan hiçbir
eğitimine kanun öğrenerek
özelliği olmayan, İstanbul’un
başlamıştır. Daha sonra
melodi konusundaki zenginliğini
Dâru’t-Tâlimi Mûsikî’de mûsikî
yansıtmaktan uzak kupkuru bir
eğitimini sürdürmüş, mimarlık
“konçerto” ! Sanki “neden bizim
eğitimini bırakarak Viyana
sazlarımıza da bir konçerto
Müzik Akademisi’ne gitmiş ve
yazılmıyor” endişesini gidermek
burada, besteci Joseph Marks’ın için yazılmış bir “yapıt”. Melodi
öğrencisi olmuştur.
veya nağme, doğu müzikleri için
Türk Beşleri’nin, Avrupalı
önemli, İstanbul müziği için de
bestecilerin belki de yirminci
önemli. Gerçek kimliğini İstanbul
yüzyıl başlarında yeni arayışlar
gibi bir medeniyet merkezinde
peşinde oldukları bir dönemde
bulmuş olan kanun için yazılan
batıda müzik eğitimi almış
bir konçertoda, kanunun hakkı
olmalarından dolayı olsa gerek,
verilmeliydi. Halbuki Marsel Hameselâ klasik ve romantik
life kanun konçertosunda melodönemin verimliliğinden çok,
diyi yok etmemiş, kanun sazının
yirminci yüzyılın ilk çeyreğindeki kabiliyetlerini çok iyi kullanmış,
bunalım, tıkanıklık, kriz ya da
icrâcının virtüozitesini sergilekırılmadan etkilendiklerini
mesine imkân tanımış. Üstelik bir
düşünüyorum. En azından
doğu sazının, senfonik orkestra
Osmanlı İstanbulu’nun zengin
ile nasıl da kaynaşabildiğini gösmelodisine âşinâ (olması
termiş. Halife’nin konçertosunda
gereken) Türk Beşleri’nin,
kanun, orkestrayı sürüklüyor.
Avrupa’daki bu eğitimlerinden
Alnar’da ise tam tersine kanusonra bambaşka bir besteci
nun kabiliyetleri indirgenmiş ve
kimliği ile ülkemize dönmeleri
köreltilmiş sanki. Orkestranın peyine bambaşka bir müzik
şine takılan kanun, melodiyi de
biçimine dâir eserler vermeleri
terketmiş. Bizim “batılılaşmacı”
sanırım bu yaklaşımı doğrular
besteciler senfonik müziği transniteliktedir. Meselâ Türk
fer edince melodimizi terkedip
Beşleri’nin bir mensubu olarak
batı müziğinin tekniğini abartmış
Ferid Alnar, kanun eğitimi
ve kutsallaştırmış, bir batılıdan
alarak yetişmiş, Dâru’t-Tâlimi
daha fazla kuralcı ve korumacı
Mûsikî’de mûsikî eğitimi
olmuş. Çünkü bizim melodimiz,
almıştır. Ancak Viyana Müzik
bizim hikâyemizi anlatmaya
Akademisi’ndeki bestecilik ve
daha elverişli. Biz hikâyemizi ve
orkestra şefliği eğitiminden
geçmişimizi terketmişiz. Eğer
sonra “İstanbullu” kimliği adeta
senfonik bir kompozisyonda
yokolup gitmiş, yerine batılı,
Osmanlı’dan kalan melodimizi
ama batılı bestecinin çıkmazının kullansaydık, dayatmacı müzik
izlerini taşıyan bir kişilik olarak
devriminin bir anlamı olmayabidönmüştür. Bu sadece Alnar için lirdi. Melodimiz, tıpkı dilimiz gibi
değil Türk Beşleri’nin diğer bütün kimliğimizin de bir parçası.
mensubları için böyledir.
Aklıma Joaquin Rodrigo’nun
Alnar’ın kanun
bizde “gitar konçertosu” olarak
konçertosunun, bu mânâda
bilinen “Concierto de Aranjuez”i
önemli bir örnek olduğunu
geliyor da, gitarın hakkının
düşünüyorum. Türk Beşleri,
nasıl verildiği, bir icrâcının
Osmanlı mûsikî birikimini
virtüozitesini nasıl sergilendiği
tamamen reddeden ve
ve millî kimliğin nasıl korunduğu
yasaklayan bir “müzik devrimi
müthiş bir konçerto örneği.
projesi”nin ilk uygulayıcıları
Arkasında yine bir orkestra
ve birer “ilk uygulayıcı” olarak
var, ama bu orkestra gitarın
hâfızalarında eskiye dâir ne
peşinden koşuyor. Bu eseri
kadar nağme varsa herhalde
Paco de Lucia’dan dinlerseniz
bunları silmeleri veya unutmaları söylemek istediklerimi daha iyi
gereken de ilk kişilerdi. Alnar’ın
anlarsınız. 1939 yılında yazdığı
kanun konçertosunu ilk ve daha
bu konçertosuyla Rodrigo, bir
sonra defalarca dinlediğimde
İspanyol yahudisi olarak, gerçek
bu besteyi yapanın, mûsikî
bir İspanyol kimliği tanımı da
eğitimine kanunla başlayan,
yapmıştır. Bizim Türk Beşleri
daha sonra Dâru’t-Tâlimi
başta, bütün batılılaşmacı
Mûsikî’de eğitim gören birinden
bestecilerimizde bu kimlik
çok, doğma büyüme Parisli
sorununu, batı karşısındaki
veya Viyanalı ve tahminimce
komplekslerini ve ezilmişliklerini
Schönberg’den fena halde
görebilirsiniz.
etkilenmiş, kanun sazına merak
Kanun hocam merhum Fikret
sardırıp bir kanun konçertosu
Kutluğ’u rahmetle, klasik gitar
bestelemiş batılı bir besteci
hocam Raffi Arslanyan’ı saygıyla
olduğu hissine kapılmışımdır.
anıyorum.
Yalçın
Çetinkaya