8 ABD`nin İkinci Dünya Savaşı sırasında, Japonya

Transkript

8 ABD`nin İkinci Dünya Savaşı sırasında, Japonya
8
Ali Ýsmail Korkmaz öldürüldüðünde "Kendi arkadaþlarý
zarar verdi” diyen Eskiþehir Valisi, bir polisin
tutuklanmasýnýn ardýndan dün sözünün arkasýnda durdu.
Vali, öldüren “arkadaþlýðýn” polis ve sopalý siviller arasýnda
olduðuna iþaret eden belgeleri yine görmezden geldi
Gezi direniþçisi Ali Ýsmail Korkmaz’ýn Eskiþehir’de
2 Haziran gecesi aralarýnda sivil polislerin de olduðu eli
sopalý bir grup tarafýndan saldýrýya uðramasý sonucu beyin
kanamasý geçirmesinin ardýndan Vali Güngör Azmi Tuna
önce “yürüyüþe katýlanlar birbirlerine zarar vermiþtir”
ardýndan da “esnaf yapmýþtýr” açýklamasýný yapmýþtý.
Ancak önceki gün 4’ü polis 8 kiþinin gözaltýna alýnmasý,
aralarýnda Terörle Mücadele Þubesi’nde görevli polis
Mevlüt Saðalman’ýn da olduðu 4 kiþinin kasten adam
öldürme suçundan tutuklanmasý, Vali Tuna’nýn
açýklamalarýný çürüttü. Tutuklanan fýrýn çalýþanlarýnýn ise,
“Polis bize eylemcileri durdurmamýz talimatýný verdi”
ifadeleri, Eskiþehir’deki “sivil þiddet”in arkasýnda polisin
olduðunu ortaya çýkardý.
Gülsuyu Mahallesi'nde devrimcilere ve halka karþý saldýrýlarýný artýran
çetelerin, birbiriyle baðlantýlý iki amacý var. Ýlki, devletin siyasi operasyonlarla
yok edemediði devrimcileri, mahalleden silmek. Ardýndan, 20 yýldýr
uygulanamayan kentsel dönüþümü hayata geçirmek. Kentsel yýkýmýn
tetikçileri haline gelen mahalle çetesinin, devlet destekli olduðu da mahallede
herkesin katýldýðý genel bir görüþ.
NE OLDU?
Ýstanbul'un emekçi semtlerinden biri olan Gülsuyu Mahallesi son
günlerdir çetecilerin saldýrýlarýyla gündemde. Temmuz ayýnýn baþýnda BDP
üyelerine saldýran çeteler, saldýrýlarýný 25 Temmuz'dan itibaren artýrdý. 25
Temmuz günü, mahalledeki parkta oturan SGD üyesi Cebrail Günebakan,
silahlý saldýrýda karnýndan yaralandý.
Bu saldýrý, mahalledeki huzursuzluðu artýrýrken, çeteciler, bu yýl 7. kez
ESP tarafýndan düzenlenecek Sanat ve Hayat Kültür Festivali'nin afiþlerini
asan Sosyalist Gençlik Derneði üyesi iki gence saldýrdý.
Hacýbektaþ Ýlçemizde 7 Aðustos günü Dedebað'da çadýrlarda
kaldýklarý ileri sürülen hýrsýzlýk çetesinin 11 elemaný, polisin
operasyonu ile yakalandý.
Son 1 ayda Nevþehir merkez baþta olmak üzere ilçe
merkezlerinde hýrsýzlýk olaylarýnýn artmasý üzerine yapýlan
araþtýrmalarda, Nevþehir Emniyet Müdürlüðü ekipleri, hýrsýzlýk
olaylarýný gerçekleþtirenlerin Kayseri ve Kýrýkkale'de oturmalarýna
karþýn, Hacýbektaþ ilçemizdeki etkinlikleri fýrsat bilerek Dedebað
merkezini ana merkez olarak kullandýklarýný belirledi. Nevþehir
baþta olmak üzere Kýrþehir, Aksaray, Konya, Niðde'de hýrsýzlýk
yapanlarýn çadýrlarýna yönelik olarak, 94 polisin katýldýðý aramalarda
1 Baretta marka tabanca, 1 þarjör, 15 fiþek, 1 Fransýz onlusu olarak
tabir edilen tabanca, tabancaya ait 1 þarjör ve 11 fiþek,
8 ’D E
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Hacýbektaþ
Ýlçe Baþkanlýðýnca organize edilen bayramlaþma
programýnda, Ýlçe Baþkaný Arif Yoldaþ Altýok,
Yönetim Kurulu Üyeleri, Belediye Meclis Üyeleri,
Ýl Genel Meclis Üyesi ve bir grup CHP Belediye
Baþkanlýðý Aday Adaylarý...
Antik Yunan’da filozoflarýn siyaset
felsefesiyle ilgili görüþleri, tarihçilerden
çok, yaygýn olarak, felsefeciler ile
siyaset teorisyenlerinin ilgi ve konu
odaðý olagelmiþtir. Felsefeciler, yaygýn
olarak filozoflarýn görüþ ve kavramlarý
hakkýnda konuþur, orada da genellikle
Platon ile Aristoteles üzerinde dururlar.
Siyaset teorisyenleri, daha doðrusu
akademisyenleri ise felsefecilerle
birlikte ayný teorik güzergâhý izlemekle
birlikte, kýsmi olarak pratik alandan
da söz ederler; özellikle demokrasi
fenomeni bakýmýndan.
ABD’nin Ýkinci Dünya Savaþý sýrasýnda,
Japonya’nýn Hiroþima kentine attýðý atom bombasý
sonucu yaþamýný yitirenler, 68. yýldönümü’nde
baþta Hiroþima olmak üzere dünyanýn pek çok
ülkesinde törenlerle anýldý.
Hiroþima’da nükleer bombanýn düþtüðü yerde
inþa edilen Barýþ Parký’nda gerçekleþtirilen anmaya
onbinlerce insanýn katýldýðý bilgisi alýndý.
Gezi direniþine katýlan milyonlarý
gözlemleyenler, aðýrlýklý olarak üç unsura
dikkat çektiler. 1-Kadýnlar ön plandaydý.
2-Çoðunluk gençti. 3-Polisin ölümüne
saldýrýlarýna raðmen direniþe þekil veren,
Uykusuz'dan bir arkadaþýn ifadesiyle
karikatüristleri dahi 'ezikleyen' bir
'orantýsýz zeka' kullanýmý vardý.
Bu tabloya bakarak, AKP'nin yasakçý
ve/veya muhafazakar politikalarýndan en
çok etkilenen, bireysel özgürlüklerine
ket vurulduðunu düþünenlerin isyan
ettiðini söylemek mümkün. Nitekim
kahve sohbetlerinden gazete köþelerine
"Gezi'de ne oldu?" sorusuna yanýt arayan
herkes, kürtaj hakkýna baskýdan içki
yasaklarýna, deðiþen devlet ideolojisinden
artan muhafazakarlýða ve hükümet
erkanýnýn uzman dinlemez, insan aþaðýlar
tavrýna kadar halkýn 'damarýna basan' ne
geliþme varsa sayýp, isyanýn 'heterojen'
yapýsýna vurgu yaptý.
Evet, isyanýn sosyal yapýsý
heterojendi. Ya ekonomik yapýsý? Bu
sorunun yanýtý en basit tabirle 'havada
kaldý', çünkü bu konu ne zaman açýlsa
bir 'orta sýnýf' lafýdýr aldý yürüdü.
Orta sýnýf sorunlu kavram. Ekonomide
benim bildiðim bir 'orta direk' vardýr, bir
de 'orta burjuvazi'; kapitalist sistemi
'ortalayan' bu yeni kavram ise içinde
geçen 'sýnýf' kelimesine karþýn, bir
ekonomik durumdan çok sosyal durumu
anlatýr nitelikte görünüyor. Yani bir
sýnýftan çok, yeni dünyada statüsü deðiþen
'beyaz yakalýlar' ile yaþam biçimleri
birbirine yakýnlaþan 'memur' ve 'iþçi'
kesiminin, ek olarak küçük iþ sahiplerinin
ortak kümesini anlatmakta kullanýlýyor.
Buna, ekonomik bir tahlil demek
mümkün deðil, buradan çýkýþla Gezi için
bir 'homojen' grup tanýmlamak mümkün
deðil.
Ancak Türkiye'deki isyanýn ekonomik
bileþenini ararken, 'homojen' duruma
iþsizlik verilerinde rastlamak mümkün.
GENÇLER ÝÞSÝZ
Türkiye'de Nisan ayý itibarýyla
iþgücüne dahil olan her 100 gençten 17'si
iþsiz. Ýsyanýn çýktýðý kentlerde bu oran
(tarýmdýþý genç iþsizlik oraný) yüzde 20,5.
Gençlerin iþsizlik oraný 2009 krizinde
tarýmdýþýnda yýllýk yüzde 29,8 ortalama
ile rekor seviyeye yükselmiþti. Son 10
yýlda da hiçbir zaman yüzde 20'nin altýna
inmedi. Özeti þu: Türkiye'de on yýldýr
deðiþmeyen tablodur, iþgücüne dahil olan
kentli HER 5 GENÇTEN EN AZ BÝRÝ
hep iþsizdir.
KADINLAR DAHA ÝÞSÝZ
Çalýþan veya iþ arayan 15-24 yaþ arasý
gençlerden oluþan 'genç iþgücünün'
cinsiyete göre daðýlýmýna bakýldýðýnda,
kadýnlarýn durumu iç acýtýyor. Son
verilere göre Türkiye'de tarýmdýþý genç
iþsizlik oraný erkeklerde yüzde 18 iken
kadýnlarda yüzde 25,7. Arada yaklaþýk 8
puanlýk fark var. Son 10 yýlýn verilerine
bakýldýðýnda ise bu oranýn yüzde 26-33
arasýnda gidip geldiði görülüyor. Yani
deðiþmeyen biçimde on yýldýr HER 4
GENÇ KADINDAN EN AZ BÝRÝ ÝÞSÝZ.
GENÇLÝK BÝTSE DE ÝÞSÝZ
Kentlerde kadýnlarýn iþsizlik sorunu,
erkekleri katlar seviyede. Türkiye'de son
veriler itibarýyla tarýmdýþýnda genel
iþsizlik oraný yüzde 11,5; erkeklerin
iþsizlik oraný yüzde 9,9; kadýnlarýn iþsizlik
oraný ise yüzde 16. Bu oranlar, Türkiye'de
kadýnlarýn iþgücüne katýlým düzeyleri
erkeklere göre daha düþük olduðu halde
ortaya çýkan veriler. Ýstatistiklere göre
28,3 milyon kiþilik iþgücünün 19,5
milyonunu erkekler oluþtururken 8,7
milyonunu kadýnlar oluþturuyor. 8,7
milyon kadýndan 954 bini iþsiz.
ÝÞ BULMA SÜRESÝ UZUN
Kadýn veya erkek, Türkiye'de iþsiz
birinin iþ bulmasý uzun sürüyor. Nisan
itibarýyla 2 milyon 641 bir iþsizin 768
bini 1-2 aydýr, 688 bini 3-5 aydýr, 408
bini 6 aydýr, 129 bini 9-11 aydýr, 648 bini
1 yýl ve daha uzun süredir iþ arýyor. 6 ay
ve üzerinde sürelerle iþ arayanlarýn oraný,
toplam iþsizlerin yaklaþýk yarýsýný
oluþturuyor.
ÝÞSÝZ SAYILMAYAN ÝÞSÝZLER
Resmi iþsizlik rakamlarý 3 ay ve daha
uzun süredir iþ aramayan iþsizleri 'iþsiz'
saymýyor. Oysa Türkiye'de 'çalýþmaya
hazýr olduðunu ancak iþ aramadýðýný'
ifade eden, bu nedenle 'iþsiz' sayýlmayan
1 milyon 940 bin kiþi bulunuyor.
'Umutsuzlar' diye bildiðimiz bu kitle
toplamlara dahil edildiðinde, genel
iþsizlik oraný nisan itibarýyla yüzde 9,3
deðil, yüzde 16'ya çýkýyor.
EÐÝTÝM ÝÞSÝZLÝK DEMEK
Gezi direniþine damga vuran 'orantýsýz
zeka'ya gelince... Bu zekanýn bir
izdüþümü de eðitim seviyesi olarak
düþünüldüðünde, izdüþümünü eðitim
seviyesine göre artan iþsizlikte bulmak
mümkün gibi görünüyor. Eðitim
durumuna göre bakýldýðýnda kadýnlarda
iþsizliðin artýþ biçimi ise en iyi ifadeyle
'alarm' veriyor. Türkiye'de okur yazar
olmayan nüfusta iþsizlik oraný genelde
yüzde 5,3; erkeklerde yüzde 12,3;
kadýnlarda yüzde 2,5. Lisealtý eðitimde
genel oran yüzde 9,2'ye; kadýnlarda yüzde
8,8'e yükselirken, erkeklerde yüzde 9,4'e
geriliyor. Lise eðitimi almýþlarda genel
oran yüzde 11'e, kadýnlarda yüzde 17'4
fýrlýyor; erkeklerde yüzde 8,5'e iniyor.
Mesleki veya teknik liselerde genel oran
yüzde 10,6'ya; kadýn oraný yüzde 19,9'a
kadar çýkýyor; erkeklerde yüzde 10,6'ya
iniyor. Yükseköðretimde genel oran
yüzde 9,0; kadýn iþsizlik oraný yüzde
13,4; erkek iþsizlik oraný yüzde 6,2.
BU DA MI TESADÜF
Türkiye'de iþsizlik sorunu yapýsal bir
sorun. Resmi iþsizlik yüzde 9,3; umudu
kalmayanlarla birlikte iþsizlik oraný yüzde
16. (Eksik istihdama, esnek çalýþma
biçimlerine hiç girmedik.) Ýþsizliðin
yapýsal sorununda en çarpýcý veri, bu
sorunun gençlere, kadýnlara ve eðitim
seviyesine göre bakýldýðýnda giderek
büyümesi olarak karþýmýza çýkýyor. Bu,
Gezi direniþine katýlan milyonlarýn
heterojen yapýsýnýn 'genel kesiþim kümesi'
ile paralellik içeriyor. Gezi'nin
homojenliðini 'faiz lobisi'nde arayan
hükümete bu kez biz soralým: Bu da mý
tesadüf?
Birgün
Doðu EROÐLU
Ali Ýsmail Korkmaz öldürüldüðünde "Kendi
arkadaþlarý zarar verdi” diyen Eskiþehir Valisi,
bir polisin tutuklanmasýnýn ardýndan dün
sözünün arkasýnda durdu. Vali, öldüren
“arkadaþlýðýn” polis ve sopalý siviller arasýnda
olduðuna iþaret eden belgeleri yine görmezden
geldi
Gezi direniþçisi Ali Ýsmail Korkmaz’ýn
Eskiþehir’de 2 Haziran gecesi aralarýnda sivil
polislerin de olduðu eli sopalý bir grup tarafýndan
saldýrýya uðramasý sonucu beyin kanamasý
geçirmesinin ardýndan Vali Güngör Azmi Tuna
önce “yürüyüþe katýlanlar birbirlerine zarar
vermiþtir” ardýndan da “esnaf yapmýþtýr”
açýklamasýný yapmýþtý. Ancak önceki gün 4’ü
polis 8 kiþinin gözaltýna alýnmasý, aralarýnda
Terörle Mücadele Þubesi’nde görevli polis
Mevlüt Saðalman’ýn da olduðu 4 kiþinin kasten
adam öldürme suçundan tutuklanmasý, Vali
Tuna’nýn açýklamalarýný çürüttü. Tutuklanan
fýrýn çalýþanlarýnýn ise, “Polis bize eylemcileri
durdurmamýz talimatýný verdi” ifadeleri,
Eskiþehir’deki “sivil þiddet”in arkasýnda polisin
olduðunu ortaya çýkardý. BirGün'e konuþan
Korkmaz ailesi ve kentteki kitle örgütleri vali
Tuna'nýn istifasýný istedi.
KESK Eskiþehir Þubeler Platformu
sözcülerinden Ali Paþa Þanlý Eskiþehir halkýnýn,
daha önceki sözlerinin arkasýnda olduðunu
belirten Vali Tuna’nýn istifasýný beklediðini
söylerken, ÝHD Eskiþehir Þube Baþkaný Ahmet
Uluçelebi, suçlularý saklamanýn bir devlet
geleneði olduðunu ifade etti. Ali Ýsmail
Korkmaz’ýn babasý Þahap Korkmaz ise Vali
Tuna’ya, “Vicdaný sýzlamýyor mu?” diye
seslendi.
TAKTÝK DEÐÝÞTÝRDÝLER
Beþik Otel’in güvenlik görüntülerinde
Sanayi Sokak’ta eylemcileri darp eden
kiþilerden üçünün polis olduðunun BirGün
tarafýndan tespit edilmesi Gezi eylemleri
sýrasýndaki sivil-polis iþbirliði ihtimalini
güçlendirmiþti. Harman Fýrýn’ýn “kurtarýlamaz
durumda” denilen görüntü kayýtlarýnýn Jandarma
Kriminoloji’de incelenmesi sonucunda, Ali
Ýsmail’in darp edilmesi olayýndaki faillerin
üçünün sivil, birininse Terörle Mücadele
Þubesi’nde görevli polis Mevlüt Saðalman
olduðunun anlaþýlmasý, bu kanlý iþbirliðini iyice
somutlaþtýrdý.
VALÝ SÖZÜNÜN ARKASINDAYMIÞ!
Ali Ýsmail Korkmaz’ýn faillerinden birinin
polis olduðunun ortaya çýkmasý, 2 Haziran
gecesi eylemcileri darp eden pek çok sivil
giyimli þahsýn ise emniyet mensubu olduklarýnýn
ispatlanmasýna karþýn Vali Tuna, dün yaptýðý
açýklamalarda sözlerinin arkasýnda olduðunu
belirtti. Konuyla ilgili sorularý yanýtlayan Vali
Tuna, “Adli yargýlama süreci devam ediyor.
Birilerinin iddia ettiði gibi, belki öyle olmasýný
arzu ediyordu o insanlar, örtbas edelim, suçu
devlete atalým diye bir þey olmadýðý ortaya
çýktý. Biz bunu polis yapmadý demiþtik, yine o
sözümüzün arkasýndayýz. Burada aðýrlýklý olarak
sivil kiþiler iþin içinde. Teþkilatýn içinde, buna
karýþmýþ, maksadýný, haddini aþan görevlilerimiz
olabilir ve bununla ilgili gereken yapýlýr
demiþtik. Hem idari soruþturma açýlarak
görevinden uzaklaþtýrýldý, hem de adli
mekanizmalarca tutuklama yapýldý. Süreç belki
yavaþ ilerliyor ama emin adýmlarla ilerliyor.
Teknoloji biliyorsunuz çok ilerledi. Bir þeyi ne
kadar karatmaya çalýþýrsanýz karartamazsýnýz.
Kim ne yaptýysa yaptý ve karþýlýðýný bulacaktýr”
diye konuþtu.
KÝM NE DEDÝ?
Þahap Korkmaz, Ali Ýsmail’in babasý:
“Her þey baþtan ortadaydý. Çýkan ilk
görüntülerden polisin bu olayda baþrolde olduðu
belliydi. Vali olayda esnafýn payýnýn daha büyük
olduðunu söylüyor. Olayda esnafýn payý varsa,
oradaki sivil polislerden güvence aldýklarý
içindir. Sivil bir þahýs, polisin kovaladýðý bir
kiþiye herhangi bir güvence almadan müdahale
edebilir mi? Polis, “yakalayýn” demese
yapamazlardý. Olayýn üzerini örtmeye
çalýþacaklarýný, polisi koruyacaklarýný
biliyorduk. Ama bu iþ tek bir polislik iþ deðil.
Tek bir polis kendi baþýna eylemcileri sivillerle
kovalama kararý alamaz. Ayný sokakta baþka
polislerin de eylemcileri darp ettikleri açýk.
“Polisim destan yazdý” diyen Baþbakan’ýn,
“Arkadaþlarý yapmýþtýr” diyen Vali’nin
vicdanlarý sýzlýyor mu? Bu olay kendi
evlatlarýnýn baþýna gelseydi yine polisi
gizleyecekler miydi? Yeni görüntüler
kamuoyuna gösterilince bizim televizyonda her
görüþümüzde yine canýmýz yanacak ama gerçek
de ortaya çýkacak.”
Ahmet Uluçelebi, Ýnsan Haklarý Derneði
Eskiþehir Þube Baþkaný: “Türkiye polisinin
geleneksel tutumlarýndan birisi, her þeyi çok
iyi bildiðini, vataný en çok kendilerinin sevdiðini
sanmaktýr. Polisler, Ali Ýsmail gibi gencecik bir
çocuðu ülkenin çýkarlarý için öldürdüklerini
sanýyorlar. Vali daha ilk günden beri yurttaþlarý
ve emekçileri suçladý Eskiþehirlilerin tümü bu
iþin arkasýnda polisin olduðunu biliyordu.
Devlet bürokrasisinin çarpýtma, özeleþtiri
vermeme, suçluyu baþka yerde arama kültürü
Vali’nin açýklamalarýyla ortaya çýktý. Devlet
görevlilerini koruyup yurttaþlarý suçlamak
utanýlacak bir þey. Ali Ýsmail’in katillerinin
bulunmasý Eskiþehir halkýnýn baþarýsýdýr; halk
bitmez bir enerjiyle adalet talep etti ve katili
söküp aldý.”
Ali Paþa Þanlý, Eskiþehir KESK Þubeler
Platformu dönem sözcüsü: “Polis olduðundan
baþýndan beri emindik ama silinen görüntüler
yüzünden bir muðlaklýk vardý. Saldýrýlarda yer
aldýklarý kesinleþen diðer polisler ve serbest
býrakýlan Serkan Kavak’ýn yargýlanmasý
gerekiyor ancak darp edilen gençler þikâyetçi
olmadýklarý için soruþturmalar havada kaldý.
Cinayetin ardýndan Vali Tuna, týpký Baþbakan
Erdoðan gibi, Eskiþehir polisinin kendi polisi
olduðunu söyledi. Önce “Arkadaþlarý yapmýþtýr”
dedi, görüntüler gelince hedefine esnafý koydu.
Dün kalabalýklar attýklarý sloganlarla Vali’yi
istifaya davet ettiler. Kentteki eylemlilik sonuna
kadar sürecek; Eskiþehir halký faillerin
cezalandýrýlmasýný ve Vali’nin istifa etmesini
istiyor.”
BÝRGÜN
Yoldaþ Altýok, Yönetim Kurulu Üyeleri,
Belediye Meclis Üyeleri, Ýl Genel Meclis
Üyesi ve bir grup CHP Belediye Baþkanlýðý
Aday Adaylarý ile birlikte; partililer ve
vatandaþlarla bayramlaþtý.
kardeþliðe ve huzura vesile olmasýný temenni
etti.
CHP Hacýbektaþ Ýlçe Baþkanlýðýnda
gerçekleþtirilen tören 9 Aðustos 2013 Cuma
günü saat 12.00’de baþladý. Çok sayýda
Sulucakarahöyük/HACIBEKTAÞ
Cuma Onur ÞAHÝN
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP)
Hacýbektaþ Ýlçe Baþkanlýðýnca organize edilen
bayramlaþma programýnda, Ýlçe Baþkaný Arif
partilinin katýldýðý bayramlaþma töreninde;
Ýlçe Baþkaný Arif Yoldaþ Altýok, bayramlaþma
törenine katýlan partililere ve vatandaþlara
hoþ geldin selamlamasý yaptýktan sonra kýsa
bir konuþma yaparak, bayramýn barýþa,
ÝTHAL LÝNYÝT PORTAKAL KÖMÜR VE KURU MEÞE ODUNU alýmý 4734 sayýlý Kamu Ýhale Kanununun 19 uncu maddesine göre açýk
ihale usulü ile ihale edilecektir. Ýhaleye iliþkin ayrýntýlý bilgiler aþaðýda yer almaktadýr:
Ýhale Kayýt Numarasý
: 2013/109438
1-Ýdarenin
a) Adresi
: ZÝR MAH. HACIBEKTAÞI VELÝ BULVARI NO:125 HACIBEKTAÞ/NEVÞEHÝR
b) Telefon ve faks numarasý
: 3844413338 - 3844413328
c) Elektronik Posta Adresi
: [email protected]
ç) Ýhale dokümanýnýn görülebileceði internet adresi (varsa): https://ekap.kik.gov.tr/EKAP/
2-Ýhale konusu malýn
a) Niteliði, türü ve miktarý
: Ýhalenin niteliði, türü ve miktarýna iliþkin ayrýntýlý bilgiye EKAP’ta (Elektronik Kamu
Alýmlarý Platformu) yer alan ihale dokümaný içinde bulunan idari þartnameden ulaþýlabilir.
b) Teslim yeri
: Rýfat Kartal Huzurevi Müdürlüðü Ýdaresince uygun görülen kömür deposuna teslim
edilecektir.
c) Teslim tarihi
: SÖZLEÞME SONRASI MAL TESLÝM EDÝLECEKTÝR.
3- Ýhalenin
a) Yapýlacaðý yer
: HACIBEKTAÞ RIFAT KARTAL HUZUREVÝ MÜDÜRLÜÐÜ ZÝR MAH.
HACIBEKTAÞI VELÝ BULVARI NO:125/HACIBEKTAÞ/NEVÞEHÝR
b) Tarihi ve saati
: 22.08.2013 - 14:00
4. Ýhaleye katýlabilme þartlarý ve istenilen belgeler ile yeterlik deðerlendirmesinde uygulanacak kriterler:
4.1. Ýhaleye katýlma þartlarý ve istenilen belgeler:
4.1.1. Mevzuatý gereði kayýtlý olduðu Ticaret ve/veya Sanayi Odasý ya da ilgili Esnaf ve Sanatkarlar Odasý belgesi;
4.1.1.1. Gerçek kiþi olmasý halinde, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduðu yýlda alýnmýþ, ilgisine göre Ticaret ve/veya Sanayi Odasýna
ya da ilgili Esnaf ve Sanatkarlar Odasýna kayýtlý olduðunu gösterir belge,
4.1.1.2. Tüzel kiþi olmasý halinde, ilgili mevzuatý gereði kayýtlý bulunduðu Ticaret ve/veya Sanayi Odasýndan, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde
bulunduðu yýlda alýnmýþ, tüzel kiþiliðin odaya kayýtlý olduðunu gösterir belge,
4.1.2. Teklif vermeye yetkili olduðunu gösteren imza beyannamesi veya imza sirküleri;
4.1.2.1. Gerçek kiþi olmasý halinde, noter tasdikli imza beyannamesi,
4.1.2.2. Tüzel kiþi olmasý halinde, ilgisine göre tüzel kiþiliðin ortaklarý, üyeleri veya kurucularý ile tüzel kiþiliðin yönetimindeki görevlileri
belirten son durumu gösterir Ticaret Sicil Gazetesi, bu bilgilerin tamamýnýn bir Ticaret Sicil Gazetesinde bulunmamasý halinde, bu bilgilerin
tümünü göstermek üzere ilgili Ticaret Sicil Gazeteleri veya bu hususlarý gösteren belgeler ile tüzel kiþiliðin noter tasdikli imza sirküleri,
4.1.3. Þekli ve içeriði Ýdari Þartnamede belirlenen teklif mektubu.
4.1.4. Þekli ve içeriði Ýdari Þartnamede belirlenen geçici teminat.
4.1.5 Ýhale konusu alýmýn tamamý veya bir kýsmý alt yüklenicilere yaptýrýlamaz.
4.2. Ekonomik ve mali yeterliðe iliþkin belgeler ve bu belgelerin taþýmasý gereken kriterler:
Ýdare tarafýndan ekonomik ve mali yeterliðe iliþkin kriter belirtilmemiþtir.
4.3. Mesleki ve Teknik yeterliðe iliþkin belgeler ve bu belgelerin taþýmasý gereken kriterler:
Ýdare tarafýndan mesleki ve teknik yeterliðe iliþkin kriter belirtilmemiþtir.
5.Ekonomik açýdan en avantajlý teklif sadece fiyat esasýna göre belirlenecektir.
6. Ýhaleye sadece yerli istekliler katýlabilecektir.
7. Ýhale dokümanýnýn görülmesi ve satýn alýnmasý:
7.1. Ýhale dokümaný, idarenin adresinde görülebilir ve 100 TRY (Türk Lirasý) karþýlýðý Hacýbektaþ Rýfat Kartal Huzurevi Müdürlüðü adresinden
satýn alýnabilir.
7.2. Ýhaleye teklif verecek olanlarýn ihale dokümanýný satýn almalarý veya EKAP üzerinden e-imza kullanarak indirmeleri zorunludur.
8. Teklifler, ihale tarih ve saatine kadar HACIBEKTAÞ RIFAT KARTAL HUZUREVÝ MÜDÜRLÜÐÜ ZÝR MAH. HACIBEKTAÞI VELÝ
BULVARI NO:125/HACIBEKTAÞ/NEVÞEHÝR adresine elden teslim edilebileceði gibi, ayný adrese iadeli taahhütlü posta vasýtasýyla da
gönderilebilir.
9. Ýstekliler tekliflerini, mal kalem-kalemleri için teklif birim fiyatlar üzerinden vereceklerdir. Ýhale sonucu, üzerine ihale yapýlan istekliyle
her bir mal kalemi miktarý ile bu mal kalemleri için teklif edilen birim fiyatlarýn çarpýmý sonucu bulunan toplam bedel üzerinden birim fiyat
sözleþme imzalanacaktýr.
Bu ihalede, iþin tamamý için teklif verilecektir.
10. Ýstekliler teklif ettikleri bedelin %3’ünden az olmamak üzere kendi belirleyecekleri tutarda geçici teminat vereceklerdir.
11. Verilen tekliflerin geçerlilik süresi, ihale tarihinden itibaren 60 (ALTMIÞ) takvim günüdür.
12. Konsorsiyum olarak ihaleye teklif verilemez.
( B11)
CHP Ýlçe Baþkaný Altýok, konuþmasýnda
Cumhuriyet Halk Partisi Kemal
Kýlýçdaroðlu’nun bayram sonrasý
programýndan söz ederek; “ Sayýn Baþkanýmýz
15 Aðustos 2013 Perþembe günü Gülþehir’de
Ýstanbul Kartal Belediyesince yaptýrýlan
turistik otelin açýlýþýný yapacak. Bir gece
otelde konakladýktan sonra 16 Aðustos 2013
Hacý Bektaþ Veliyi Anma etkinliklerine
katýlmak için 50 otobüslük Kartallý misafir
konvoyu ile birlikte Hacýbektaþ’a gelecek.
Biz Hacýbektaþ Ýlçe örgütü olarak 5000 þapka
ve parti bayraðý daðýtýmý yaparak kitlesel bir
þekilde Sayýn Baþkanýmýz Kemal Kýlýçdaroðlu
ve beraberindeki çok sayýda partili
milletvekillerimizi karþýlayacaðýz. Þimdiden
bize destek verecek olan halkýmýza teþekkür
eder, bayramlarýný kutlarým.” Dedi.
CHP Hacýbektaþ Ýlçe Baþkanlýðýnda
yapýlan bayramlaþma programýnda, bayram
‘Þeker Bayramý’ olurda þeker, ikram olmaz
mý? Hele birde ziyaretçi çocuk olursa, kutlama
ve bayramlaþma daha bir sýcak olur.
Halkýmýzýn ve ülkenin geleceði
çocuklarýmýzýn bayramýný kutlarýz.
Bu yýl 50 ci Ulusal 24 ci Uluslar arasý Hacý
Bektaþ Veli Anma Törenleri ve Kültür Sanat
Etkinlikleri 16 Aðustos günü kutlanmaya
hazýrlanýrken, Hacýbektaþlý olmak veya
Hacýbektaþ felsefesine gönül vermek.!
Ne kadar ilgilendirmeli, ne kadar
önemsenmeli ve ne kadar düþündürmelidir ?
Bu topraklarý kutsayanlar, Orta çaðýn zifiri
karanlýðýnda, ak donlu bir güvercin olarak aklýn
kendisini donattýðý cesaretle, Anadolu ya gelirken
Horasan ýn, Niþaburlu Hacý Bektaþýn, ne
arkasýnda vurucu bir ordusu, ne kervanýn da
tükenmez hazineleri vardý..Ne bileklerinde
zorbalýk, ne kafasýnda karýþýk kavramlar ve nede
yüreðinde kinlerin karanlýðý vardý, dayanaðýnda
imparatorluk, beylik ve büyük zenginliklerin
kalýtýmý da yoktu.Ancak o sýradan bir gurbetçi,
yolunu arayan bir yabancý gibiydi, Hacý Bektaþ
Veli Anadolu’da.
O bozuk düzeni deðiþtirmeyi, dinde ve sosyal
yapýda devrimleri amaçlarken, insan sevgisinin
aydýnlýðý ile yapýlý bir yürek ve gerçekçi bir
kafadan yana baþka hiçbir silaha sahip deðildi.
Ýþte orta çaðýn zifiri karanlýðýndan evreni
aydýnlatan, Horasan Erenlerinin memleketi,
Suluca Karahöyük de bu yýl Hacý Bektaþ Veli
Anma Törenleri ve Kültür Sanat Etkinliklerinin
50. sini idrak edeceðiz!
Hacýbektaþlý olarak veya Hacý Bektaþ Veli
ce düþünerek, bu felsefenin bu gün siz, biz
(hepimiz) neresindeyiz ?
Ýþte bu mana da, bu ülkede Hacýbektaþlý
olmak, çok ayrýcalýklý, çok avantajlý, çok özel
ve (bunu idrak eden) herkes için çok onurlu bir
kavramdýr. Ama Hacýbektaþlý olmak, ayný
zamanda çok engebeli, çileli, meþakkatli, hep
ayrýþtýrýlan, ötekileþtirilen, sinsice aþaðýlanmýþ
bu ülkenin yapýsýnda, var olan hiç bir
olanaklardan yararlanamayan, hep zorlarý aþarak
yaþama sarýlan, ülkeyi yönetenlerin, (siyaset
gereði, gelin yaklaþýn siz bizim birinci sýnýf
vatandaþlarýmýzsýnýz) aldatmacalarýyla yýllardýr
uyutulan, hiç bir devlet yardýmýndan yeterince
pay alamayan, ibadet yerlerimiz olan, Cem
evlerine cümbüþ evleri diyecek kadar
küstahlaþan, yýllardýr K, Maraþ, Çorum, Sivas,
Gazi de kýyýma uðrayan, hak arama yeri olan
mahkemeleri, (katilleri koruyucu,toplu katliam
davalarýný) zaman aþýmýna uðratýlarak adalet
kapýlarý kapanan, bu yurdun vatandaþlarý
olmuþuzdur.
Alevi/Bektaþiler, bu ülkede bu gibi
adaletsizliklere uðradýðý gibi, bu ilçenin de tüm
sakinleri, hiç bir zaman birinci sýnýfý býrakýn,
yaklaþýk yetmiþ yýldýr diðer sýnýflarýnýn da
vatandaþý olamamýþtýr.
Hacýbektaþ doðumlu olanlar ve düþünceye
gönül verenler için yýllardýr bu bir realitedir.
Þimdi kalkýp, tüm bu yörenin insanýyla bir
anket yapsanýz her birinin itilmiþlik-kakýlmýþlýkla
ne çok acý hatýralarý vardýr. (Alevi olduklarýný,
inanç kimliklerini daha düne kadar hep
saklamýþlardýr.)
Bu ülkede bu insanlar asimilasyon
politikalarýna kurban edilmiþ, aþaðýlanmýþ,
horlanmýþtýr. Yýllardýr, ülkeyi yöneten baðnaz
ve saðcý iktidarlar, karanlýðýn ve faþizmin koyun
postuna bürünmüþ, siyaset simsarlarý hep
maðduru oynayarak inanç özgürlüðü
sloganlarýyla sinsi asimilasyon politikalarýyla,
tuzaklarýna baþta beldemiz Hacýbektaþ halký
olmak üzere, tüm Anadolu Alevilerini kurban
etmiþlerdir.
72 milleti bir nazarda görme öðretisiyle,
Ýncinsen de incitme edebiyle, Ýnsan-i kamil olma
olgunluðu ile aydýnlýðýn, nur yüzlü, sevgi dolu,
çatýk kaþlý, dik duruþlu, edep erkan yol düsturuyla
yetiþtirilmiþ, Allah Muhammet Ali sevgisini
rehber alan alevi gençliði bu gün yalnýz
kimliklerinden ötürü, (tüm yurttaþlýk görevlerini
yerine getirseler bile) kendi öz vatanlarýnda
iþsizliðe, yoksuzluða, maðduriyete terk edilmiþler
dir.
** Hacýbektaþ Aleviliðin Ser Çeþmesi dir..!
** Bu ülkede, binlerce Alevi/Bektaþi Kültür
dernekleri bu-lunmakta dýr..!
Kimdir öyleyse bu yoksul ve iþsiz gençliðin
sahipleri ?
Veya bu ülkede onlarýn sahipleri kimler olmalýdýr
o zaman ?
- Demokrasinin eþitlik ilkesine , anayasanýn
baþta 14. maddesi olmak üzere ve belirtilen diðer
maddelerine uyulamayan bir düzen mi ?
- Kendi için de basit ve kýsýr döngülerle ülke
genelinde birliði saðlayamayan, rüþtünü ispat
edememiþ dernekler mi ?
- Yýllardýr çaresizlik içinde, ekonomik
kaynaklarýn varlýðýný bile kanýtlayamamýþ daðda
(keçi patikasý yollarý gibi) Hacý Bektaþ Veli
gibi bir Ulunun beldesinde, dört anayol kavþaðýný
bile yaptýramamýþ, çarþýlarý çirkin, mahalleleri
kirli, pis ve bütün sokaklarý dikenlerle kaplý köy
görünümüne terk edilmiþ, akýl dýþý bir yönetim
zafiyetleriyle boðuþan,A sosyal, tek tip, atýl
zihniyetler mi ?
Cihan Ýmparatorluðu da denen Osmanlýya,
Yeniçeri Ocaðý duasýyla ' feyiz veren ve Ýlk defa
''Adý Cumhuriyet Olacak'' Sözüyle, Türkiye
Cumhuriyeti devletinin kuruluþ felsefesine ev
sahipliði yapmýþ, Mustafa Kemal Paþayla,
Cumhuriyetin temelinin atýldýðý bu topraklar
yerleþik halk katmanlarýyla, evrensel insan
haklarý öðretisine uygun halk önderleriyle, tarihin altýn sayfalarýn da yerini almýþtýr.
Efendiler, Hacýbektaþ dýr burasý,.!
Orta çaðýn taassup dolu karanlýðýndan,
günümüze dek, tüm egemen güçlerin,
itibarsýzlaþtýrmaya çalýþtýðý, baský ve asimilasyon
politikalarýyla boðmaya çalýþtýðý bu topraklar,
insanlýðýn aydýnlanmasýnda, özgürlük ve barýþýn
tesis edilmesinde, vatan ve millet sevgisinin
irfanýyla, Hacý Bektaþ Veli yolunda Anadolu
bilgelerinin harman olduðu topraklar dýr burasý..!
Pir, Hünkar Hacý Bektaþ Veli yi mutakiben
ve onun halifeleri, olarak, (Cemal Seyyid, Saru
Ýsmail, Kolu Açýk Hacým Sultan, Baba Resul,
Pir Ebi Sultan, Receb Seydi, Sultan Bahaeddin,
Yahya Paþa, Barak Baba, Ali Baba, Saru Kadý,
Atlaspûþ Sultan, Dust-ý Hudâ, Hýzýr Sâmit Koluaçýk Hacým Sultan, Balým Sultan, Þah Kalender,
Pir Hamdullah Çelebi ve Cemalettin Çelebi),
Anadolu Aleviliðinin Serçeþmesi, bu günki
Hacýbektaþ ilçesinden baþta Balkanlar olmak
üzere, dünyaya açýlan Alevi/ Bektaþi inancýnýn
misyonerleri ve önderleri olmuþlardýr.
- Hacým köy, Suluca Karahöyük, Hacýbektaþ
dýr burasý, Karanlýk çaðlara ýþýk tutan, ''Benim
kabem insandýr '' diyerek, Hakk'ý insanlýðýn
cemalinde bulmuþ dostluðun ve engin insan
yüceliðinin vazgeçilemez olduðu yer.!
- Sevgi ve muhabbetin, gönül kazanlarýnda
kaynadýðý,
- Bülbüllerinin þevkle yürekler de güller açtýrdýðý,
- Hýrslarýn, kinlerin aþk ile meydanlarýnda yok
olduðu,
- Aslanlarla Ceylanlarýn, ayný kucakta oturduðu
bir felsefenin bu gün ki yönetenleri,
(Hacý Bektaþ Veli Anma Törenleri ve Kültür
Sanat Etkinlikleri) nin 50 ci yýlýnda bu idealist
þuurun bu gün neresindedirler .?
- Ve kendini Hacýbektaþlý sanan, Hacýbektaþ'a
gönül baðý olanlar ve onun gibi düþünenler
(merakla soruyorum) bu kavramlarýn
neresindedirler. ?
** Hacýbektaþlý olmak, Hacý Bektaþ Veli
felsefesine ve öðretisine yakýþýr olmaktýr..!
** Yüzün yerde, gönlün darda, ömrün hizmet
yolunda olmaktýr..!
** Hacýbektaþlý olmak, ham ervahlýktan
kurtulmuþ, insani kamil, vahdet-i vücut
olmaktýr.,!
** Haksýzlýðýn karþýsýnda, hakkýný
kaybetmekle kalmayýp, þerefini de kaybetmemek
için, gerekirse ölümü seçebilme erdemliliðini
göstermektir..!
** 21 ci yüz yýlda, (Maviye sinsiliði ile,
yapýlan politikalarýna) 25 milyon Anadolu
Aleviliðini arkana alarak, onlarýn sesi, sözü ve
yüreði olarak Serçeþme den dað gibi patlayarak
karþý dura bilmektir.
Hünkar Hacý Bektaþ Veli gibi akýlcýlýkla,
Þeyh Bedretin, Torlak Kemal, Börklüceli
Mustafa, Pir Sultan Abdal gibi dik duruþla,
Dostlarýmýzýn, (düþmanýn taþý yerine), gül
attýðý günümüz insan karakterinin yanýnda,
Kýrþehir þeriat mahkemelerini dize getiren Pir
Hamdullah Çelebi gibi, olmalýdýr.!
Onun içinde önce yürek gerek..!
Hele bu önemli günler, baðnazlýðýn,
yobazlýðýn kapýlarýmýzýn eþiðini bile zorladýðý
þu günler..!
Ülkeyi yeþil sermayenin ahtapot gibi sardýðý
özellikle de, hak etsin etmesin, liyakati olsun
olmasýn, önümüzdeki sonbaharýn baþlangýcýnda,
tüm siyasi adaylarýn görücüye çýkacaðý þu kritik
günlerde ülke atmosferindeyken.
Bu ulu topraklarýn evlatlarý ve mirasçýlarý
olarak sizler, bizler bugün bu hazýrlanan
tuzaklarýn neresindeyiz ? Gerçekten, samimiyetle
sizlere sormak isterim, sevgili Hacýbektaþlýlar.?
'' Okunacak en büyük kitap insandýr '' diyerek,
evrenin tüm, kitaplarýna dogmatik, ezoterik
kültürlerine baþ kaldýrmýþ.
Sözleri Dünya insan haklarý evrensel
beyannamesine girmiþ, tüm kimlikler üstün bir
þahsiyet ulu Hünkar, Hacý Bektaþ Veli nin öðretisi
800 yýldýr Ýnsan olmak. !
Bunu anlayamayanlar, Alevi öðretisiyle halg
olamamýþlar, ne yazýk ki iþte bu gün bu çok
önemli günlerde, böylesi acý ve gülünç
manzaralar sergileyerek yalnýz, kiþisel egolarýný
tat-min etmekten öteye gidemezler.
Ama çok yazýk olur, bu beldeye gönül
verenlere, yazýk olur, seksen bin Rum erenleri,
doksan bin Anadolu pirlerinin sekiz asýrlýk bu
topraklarýna.
Ve çok yazýk olur, tüm bu beldenin çaresiz
esnafýna ve sizler asli unsurlarýna.
Hacýbektaþlý olmak, 50. yýlýnda, Hacý Bektaþ
Veli nin öðre-tisiyle, onurlu tarihine yakýþýr
olmaktýr. Veya tam anlamýyla o yüce zatý
anlamaktan geçer..!
- Bilirmisiniz, Hacý Bektaþ Veli dergahýnda
Huzuru Pire, kaç kapýdan girilir ?
- Nedir bu her kapýnýn adlarý, niçin bu adlar
verilmiþtir ?
- Ulu pirin, tarihteki tasavufi mekanlarý nerelerdir
?
- Ne anlama gelmektedir,
- Bilinmeyen mekanlarý ve neden bu makamlar
bu gün atýl durumdadýr. ? (Karahöyük Cevizli
dere, Hamur kaya, At kaya, Kuluçkaya,
Sýyrýngaç, Suluca, Beþtaþlar, Hanbaðý, Hýrka
tepesi, Kýzýl öz, Dedebaðý, Gölbaþý, Kadýncýkana,
Kýzýlca Halvet, (Kýrkbudak Meydaný)
nerelerdedir ?
- Yüz yýllardýr atalarýmýz ve sonrada bizler
bu beldede otururuz, kaçýmýz biliriz bu þehirde
kaç çeþme vardýr, adlarý nedir, tarihteki yeri
nedir, kimler yaptýrmýþtýr, ne için, ne tür hizmetler
görmüþlerdir ?
(Cevizli Pýnarý, Savat pýnarý, Halim Pýnarý,
Hoca Vaki, Bengiler, Dede pýnarý, Þeker pýnarý,
Akpýnar, Sýtma pýnarý, Üçler pýnarý, Uç pýnar,
Aslanaðzý, Karasokak, Baba pýnarý, Karapýnar,
Anapýnar, Baðdöndü Çeþmesi) Çilehane
(Zemzem), Balýmpýnarý, Göçerpýnarý, Gürses
Çeþmesi.)
SERÇEÞME veya (Serçeþmegân):Ulular
ulusu, ayrýcalýklý özelliklerle donatýlý, bilgelik
veya akan cümle pýnarlarýn kavþak noktasý,
meydan evi, vahdeti vücut olma meydaný, akil
insan yetiþtirme mektebi, caðýl caðýl akan akýl
denen us'un göl olduðu mekan Ser çeþme.!
Velhasýl, 50. yýlýnda Hacýbektaþlý olmak,
Hacýbektaþ'ý benimsemek, içimsemektir.
Hacýbektaþ'ýn bilimsel, kültürel ve inançsal
mirasýna, sahip çýkmak adeta bir siratimustakim
dir, ateþten gömlek giymektir, demirden leblebi
yutmaktýr, insanlýðýn þahsýnda Dar-ý Mansur
olmak kadar önemlidir..!
Ýþte o nedenle sevgili dostlar, kaynaðýný insan
sevgisinden alamamýþ güdük, kaprisli
zihniyetlere, kindar ve hýrslý kafa yapýlarýna
artýk günümüz akýlcýlýðýnda pek ihtiyaç
kalmamýþtýr. Görün, izleyin, gözlemleyin lütfen,
Bu yýl 50 ci Ulusal 24 ci Uluslar arasý Hacý
Bektaþi Veli Anma Törenleri ve Kültür Sanat
Etkinlikleri'ne on gün kala, bakýn þu memleketin
haline, 50 ci yýl etkinliklerinin tanýtým afiþlerine,
insanlarýn yaklaþýmýna ve programlarýn içeriðine
bakýn lütfen inceleyiniz ve oturup tartýþalým
sizlerle.
Hacý Bektaþi Veli 'nin evrensel boyuttaki,
dünyadaki tartýþýlmaz büyüklüðünü.
Ulusal ve Uluslar arasý, ona yakýþýr bir
organizasyonun yapýlmasý var iken, o nedenle
tüm Hacýbektaþlýlar, bir sevgi seli içinde seferber
edilerek bir bütünlüðün saðlanmasý var iken,
50. yýlýnda bu festivallerin 1964 de
baþlatýlmasýnda emeði geçen, baþta, Cumhur
Baþkaný, merhum Cemal Gürsel, CHP Erzincan
Millet Vekili ve o dönemin Turizim Bakaný,
merhum Ali Ýhsan Göðüþ, CHP Hacýbektaþ
Belediye Bþk. ve Turizm Tanýtma Derneði Bþk
merhum, Salih Sümer. Hacýbektaþ Müze mdr.
ve Eski Kýrþehir Millet Vekili, merhum Ýbrahim
Turan tüm bu merhum deðerler, 50 ci Ulusal
24 ci Uluslar arasý Hacý Bektaþ Veli Anma
Törenleri ve Kültür Sanat Etkinlikleri nin
Kutlanmasýna ilçe olarak hazýrlanýrken tüm,
yaptýklarý hizmetler ve bu etkinliklerin ilk
mimarlarý olarak þükran ve minnetle bu
büyüklerimizi yad etmeli ve bü güne kadar emeði
geçen tüm Belediye Baþkanlarýmýzý ve mensubu
hizmet erlerini, 50 ci yýlýn hatýrasý adýna ve
toplumsal barýþýn tesisi adýna,''50.Yýl Sevgi ve
Dostluk Plaketi''yle onurlandýrmamýz gerekmez
mi dir.!
Deðerli arkadaþlar, sevgili Hacýbektaþlýlar,
yukarýdan beridir, sizlere anlata geldiðim, tüm
bu konunun bir tek temel dayanaðý var. 50 yýldan
bu yana, tüm yöneticiler, tüm hizmetkarlar ve
bu beldeye gönül verenlerin her biri, gerçekten
ve yürekten üç taþ koysalardý, þimdi bizler, anlata
geldiðimiz bu eleþtirilerin hiç birisini
söylemeden onlarý övgüyle, þükran ve minnet
duygularýmýzla ifade edecektik. Ama o zaman,
önümüzde su, elektrik, alt yapý sorunlarý bitmiþ,
bayýndýr, süper ve çaðdaþ bir Hacýbektaþ bulmuþ
olacaktýk, kültür ve onurumuza yakýþýr. Ýþte bu
mucizeler, bu ulu topraklarda, bilinçli, hassas,
duyarlý ve onurlu Hacýbektaþ halkýnýn yüreðinde
sulanýp, beyninde yeþerdiði müstesna
duygularýnda bir gün HALG olacaktýr.
50.YILINDA, HACIBEKTAÞLI OLMAK VE
HACI-BEKTAÞ DA YAÞAMAK
50 ci Ulusal 24 ci Uluslar arasý Hacý Bektaþ
Veli Anma Törenleri ve Kültür Sanat Etkinlikleri
nin Kutlanmasýna ilçe olarak hazýrlanýrken,
sizlere sunduðum bu düþüncelerimle ve bu
çýðlýðýmla, bir nebzede olsa, üzerinde ki ölü
topraðý sessizliðini ve suskunluðunu yýrtmak
istedim, bunu algýlayanlar adýna..!
Antik Yunan’da filozoflarýn siyaset
felsefesiyle ilgili görüþleri, tarihçilerden
çok, yaygýn olarak, felsefeciler ile siyaset
teorisyenlerinin ilgi ve konu odaðý
olagelmiþtir. Felsefeciler, yaygýn olarak
filozoflarýn görüþ ve kavramlarý hakkýnda
konuþur, orada da genellikle Platon ile
Aristoteles üzerinde dururlar. Siyaset
teorisyenleri, daha doðrusu akademisyenleri
ise felsefecilerle birlikte ayný teorik
güzergâhý izlemekle birlikte, kýsmi olarak
pratik alandan da söz ederler; özellikle
demokrasi fenomeni bakýmýndan. Bu
baðlamda da yaygýn olarak üzerinde durulan
Perikles dönemidir, kýsmi olarak da
Solon’dan söz edilir. Ortaöðretimden
öðrenegeldiðimiz, doðruluk bakýmýndan
oldukça sorunlu ideolojik yargýdan da söz
etmek gerekir: “Demokrasi eski
Yunanistan’da ortaya çýkmýþ, oradan
geliþmiþtir ve Yunanistan demokrasinin
beþiðidir.” Buradaki ideolojik örgü, “beþik”
sözcüðünü larva olarak kullanýr: Eski
Yunanistan, demokrasinin elini ayaðýný
kullanamadýðý, yürüyemediði bebeklik
evresini temsil ederken, bugün içinde
bulunduðumuz durum, demokrasinin
ilerlemiþ, geliþmiþ evresini temsil eder;
bundan sonraki evre ise “daha ileri
demokrasi evresi” olacaktýr. Gerçekten de
öyle mi? Sadece son argümanla ilgili deðil,
Antik Yunan siyasî düþüncesiyle ilgili bütün
argümanlarýmýz bakýmýndan soruyorum,
inandýðýmýz bu kanýlar, gerçek durumla ne
kadar ilgili?
Paul Cartledge’in Pratikte Antik Yunan
Siyasî Düþüncesi özellikle bu durum
bakýmýndan önemli bir kitap. Bugün, Antik
Yunan kültürüne, mitolojisine ve felsefesine
yönelik özel bir tarihçilik alaný geliþmiþ
durumda. Pierre Vidal-Naquet, Marcel
Detienne, Moses Finley, Pierre Hadot
bunlardan bazýlarý. Paul Cartledge de bu
tarihçiler içinde yer alýyor. Cartlenge’in bu
çalýþmasý da Finley ile Vidal-Naquet anýsýna
ithaf edilmiþ.
Cartledge, biraz farklý olmakla birlikte
çok daha temel bir soruna, felsefecilerin,
siyasî düþüncenin pratiði üzerinde pek
durmadýklarý problemine dikkat çekiyor.
Tarihçiler, felsefi inceliklere burun kývýrýp
göz ardý ederken, “birçok profesyonel
felsefeci de genelde, siyasi düþüncenin var
olma koþullarýný saðlayan tarihi –toplumsal,
ekonomik ve kültürel tarihi de- tartýþmasýz
bilmeleri gerektiði kadar bilmiyor ya da
tutkuyla ilgilenmiyorlar”. Ýtiraf etmek
gerekir ki durum gerçekten de böyledir.
Felsefe eðitimim sýrasýnda Homeros ile
Heseidos salýk verildi ama bu þairlerin
metinleri üzerinde felsefi, tarihsel veya edebi
bir analiz yapýlmadý. Birçok arkadaþým
okudu mu, hatýrlamýyorum; ben, daha çok
þairliðimden dolayý okudum. Yunan siyasî
düþüncesinde demokrasi fikrinin, metin
analizleri vasýtasýyla, Homeros ve
Heseidos’la baþlayarak tedrici bir þekilde
Solon, Kleisthenes, Perikles, Sofistler ve
Sokrates’in yargýlanmasý sürecinde ortaya
çýkýp tamamlandýðýný, demokrasinin asýl
icadýnýn Kleisthenes’e ait olduðunu, itiraf
etmek gerekir ise, Cartledge’in bu kitabýndan
okudum.
Bununla birlikte, Cartledge’in kitabý,
sadece tarihsel geçmiþe iliþkin bir arþiv ve
kaynak metni niteliðinde bir çalýþma da
deðil. E.R. Carr’ýn, tarihçilik mesleðinin
temel kaygýsýyla ilgili ünlü savsöz-ilkesini
hatýrlayalým: Tarihçi, geçmiþe bugünden
hareketle bakar. Tarihçinin, geçmiþi
incelerken, bugün yaþanýlan temel sorunlara
iliþkin “sözünün” olduðunu unutmayalým.
Dolayýsýyla Cartledge, bir taraftan
demokrasinin nerede icat edildiðini ve asýl
nerede gerçekleþtiðini araþtýrýrken ayný
zamanda, Antik Yunan demokrasisiyle ilgisi
bulunmayan günümüzün modern temsili
demokrasisinin sorunlarýnýn, Antik Yunan
demokrasisinin hangi koþullarda ne ölçüde
olanaklý kýlýnarak aþýlabileceði problemi
üzerinde de durmaktadýr. Örneðin Antik
Yunanlýlara göre, üst düzey eðitim almýþ
olmaklýk, yani eleþtirel düþünme düzeyine
gelmiþ olmaklýk, katýlýmcý demokrasi için
vazgeçilmez önemdedir.
Antik Yunan demokrasi anlayýþý,
vatandaþ olunmadan demokrasinin vücuda
gelemeyeceðini dile getirir. Ama vatandaþ
olabilmek içinde polis’in varlýðý þarttýr.
Platon’un kavgalý olduðu dönemin ünlü þairi
Simonides “polis insana [vatandaþ olmayý]
öðretir” der. Polis, kýsmen þehir, kýsmen bir
devlettir. Hem fiziki, coðrafi bir varlýk, hem
de metafizik bir soyutlamadýr. Cartledge’e
göre, birçok Antik Yunan tarihçisi,
demokrasi fikri için Homeros’u tarihi bir
kaynak olarak ele alýr. Oysa Homeros’ta
“vatandaþ” deðil “vatanseverlik” kavramý
vardýr. Vatanseverlik, insanýn uðruna
savaþmasý gerektiði bir ülkesi olduðu fikri
iken vatandaþlýk, kiþinin kendisini de
ilgilendiren siyasi kararlara katýlma
durumunu gerektirir. Bunu ilk gerçekleþtiren
ise Solon veya Perikles deðil, Kleisthenes
olmuþtur. Solon reformlarý, borçlarýn
kaldýrýlmasý ve sýradan, fakir vatandaþýn
sesini duyurmasýný amaçlamasý bakýmýndan,
demokrasinin vücut bulmasýnda çok önemli
bir baþlangýçtýr. Borç, bir boyunduruk
biçimidir ve kiþisel özgürlüðün kaybetmesini
saðlar. Bu bakýmdan borç, demokrasinin
çok önemli bir tehdidini oluþturur. Ama
kurumlaþmasý bakýmýndan demokrasi
devrimi, Cartledge’e göre Kleisthenes’le
baþlar. Çünkü Kleisthenes, deme’yi, (yani
mahalle, yerel köy, semt) icat etmiþtir. Kiþiye
vatandaþ olma statüsünü veren þey deme’ye
kayýtlý olmaktýr. Meclise potansiyel üyelik
de, deme seviyesinde belirlenir.
Üçüncü yüzyýlda yaþamýþ Afrikalý
Hýristiyan Tertullian’ýn bir sözü var:
“Atina’nýn Kudüs’le ne iþi vardý?” Bu sözün,
Antik Yunan siyasetiyle, yani “dêmokrasi”
fenomeniyle ne alakasý vardýr ve bu
“alakanýn” günümüz için ne türden bir
öneminden söz edilebilir? Kudüs, Atina’ya
ne yaptý?
Cartledge, Roma siyasetinin baþlangýcý
döneminde, Platon sonrasýnda oluþan
“kamusal vatandaþlýk ahlaký” kavramýnýn
“ruh ahlaký” kavramýna dönüþtüðüne dikkat
çekiyor. Roma siyaseti dolayýmýnda
Hýristiyanlýðýn çeþitli formlarýnýn nihai
yükseliþiyle “ruh” kavramý teorik olarak,
“ölümden sonraki hayatý” kapsayacak bir
içerikle ölümsüz olarak nitelenecek ve
“ölümden sonraki hayat, bedbaht dünyevi
hayattan katbekat önemli” olduðu anlayýþýyla
sonuçlanacaktýr. Böylece, Antik Yunan
siyaset teorisinin, katýlým siyaseti vasýtasýyla,
aristokrat olmayan sýradan vatandaþ halkýn
dünyevi hayatta iliþkin taleplerini dile
getirme ve bu taleplere iliþkin karar verici
gücünün kurumsallaþmasý, yerini, artýk
“ölümden sonraki hayata” ertelenmesinin
kurumsallaþmasýna býrakacaktýr.
Antik Yunan demokrasisi artýk hiçbir
zaman onaylanmaz, ondan söz edenler
derhal susturulur. Ama demokrasi
kavramýnýn telaffuzundan da vazgeçilmez.
Örneðin, Roma Ýmparatorluðu, “tek bir kiþi
altýnda, mükemmel bir demokrasi” olarak
tanýmlanýr. Halkýn, siyasi kararlarýn alýnmasý
sýrasýndaki her türlü katýlýmýnýn veya katýlým
talebinin anarþi olarak adlandýrýlmasý gibi.
PRATÝKTE ANTÝK
YUNAN SÝYASÎ DÜÞÜNCESÝ
Paul Cartledge
Çeviren: Kývanç Tanrýyar
Bilgi Üniversitesi Yayýnlarý
2013, 224 sayfa, 28 TL.
Radikal Kitap
Sulucakarahöyük/HACIBEKTAÞ
Cuma Onur ÞAHÝN
Hacýbektaþ Ýlçemizde 7 Aðustos günü
Dedebað'da çadýrlarda kaldýklarý ileri
sürülen hýrsýzlýk çetesinin 11 elemaný,
polisin operasyonu ile yakalandý.
Son 1 ayda Nevþehir merkez baþta
olmak üzere ilçe merkezlerinde hýrsýzlýk
olaylarýnýn artmasý üzerine yapýlan
araþtýrmalarda, Nevþehir Emniyet
Müdürlüðü ekipleri, hýrsýzlýk olaylarýný
gerçekleþtirenlerin Kayseri ve Kýrýkkale'de
oturmalarýna karþýn, Hacýbektaþ ilçemizdeki
etkinlikleri fýrsat bilerek Dedebað merkezini
ana merkez olarak kullandýklarýný belirledi.
Nevþehir baþta olmak üzere Kýrþehir,
Aksaray, Konya, Niðde'de hýrsýzlýk
yapanlarýn çadýrlarýna yönelik olarak, 94
polisin katýldýðý aramalarda 1 Baretta marka
tabanca, 1 þarjör, 15 fiþek, 1 Fransýz onlusu
olarak tabir edilen tabanca, tabancaya ait
1 þarjör ve 11 fiþek, toplam 120 gram esrar,
4 altýn bilezik, içerisinde Ayþe ibaresi yazýlý
1 altýn alyans, 1 taþlý altýn yüzük, 6 çeyrek
altýný, 3 tam Cumhuriyet Altýný, 1 yarým
Cumhuriyet altýný, 2 çalýntý cep telefonu,
390 Euro, 7 burma bilezik, 1 düz kalýn
bilezik, 9 bin 600 TL ele geçirildi.
NEVÞEHÝR/Kapadokya Eðitim
Akademisi Derneði AB Gençlik projeleri
kapsamýnda 'Spor ve Saðlýklý Yaþam' adlý
AB Gençlik projesi kapsamýnda 11 katýlýmcý
11-19 Aðustos tarihleri arasýnda Estonya'da
olacak.
Kapadokya Eðitim Akademisi Derneði
AB Gençlik projeleri kapsamýnda 'Spor ve
Saðlýklý Yaþam' adlý AB Gençlik projesini
yürütüyor. Proje kapsamýnda 11 katýlýmcý
11-19 Aðustos tarihleri arasýnda Estonya'da
bulunacak. Proje ortaðý ülkeler Estonya,
Hollanda ve Türkiye olarak belirlendi.
Projenin amacý, gençlere saðlýklý yaþam ve
sporun öneminin benimsetilmesi, sporun
önemi hakkýnda toplumda farkýndalýk
oluþturulmasý ve imkaný kýsýtlý gençlerin
projeye dahil edilmesiyle kültürler arasý
öðrenme ortamý oluþturmak olarak
Nevþehir Ticaret Borsasý (NTB)
belirlendi.
Projenin, Estonya ayaðýnda
gerçekleþtirilecek etkinlikler ise doða
yürüyüþleri, tüm yerel halkýn davet edildiði
bisiklet sürme etkinliði, milli sporlarýn
tanýtýlmasý ve spor ve saðlýklý yaþam
hakkýnda yapýlacak açýk oturumlardan
Temmuz ayý iþlem hacmi 60 Milyon 228
bin 21 TL olarak gerçekleþirken borsada
en fazla iþlem gören ürün Buðday oldu.
NTB´dan yapýlan açýklamaya göre,
borsanýn Temmuz ayý iþlem hacmi 60
Milyon 228 bin 21 TL oldu. Geçtiðimiz
yýlýn Temmuz ayýnda iþlem hacmi 28
Milyon 131 bin 374 TL olarak
oluþacak. Estonya'ya hareket öncesinde
Kapadokya Eðitim Akademisi Derneði
Baþkaný Tuncay Özdemir, katýlýmcýlarý
bilgilendirmek amacýyla Endüstri Meslek
Lisesi Konferans Salonu'nda toplantý
düzenledi. Toplantýda programýn amacý,
gidilecek ülke hakkýnda bilgi veren
Özdemir, katýlýmcýlara yapacaklarý
hazýrlýklar hakkýnda da açýklamalarda
bulundu.
Toplantý sonrasý açýklama yapan Dernek
Baþkaný Tuncay Özdemir, bunun Gençlik
Deðiþimi Projesi olduðunu ve projeye
katýlacak gençlerin sosyal, iletiþimsel ve
yabancý dil yönünden kendilerini geliþtirme
imkaný bulacaklarýný söyledi. Projenin ayný
zamanda hayat boyu öðrenme ilkeleri
doðrultusunda yaparak ve yaþayarak
öðrenme süreci olduðunu kaydeden
gerçekleþirken geçen yýla oranla bu yýlki
artýþ dikkat çekti.
Borsada en fazla iþlem gören ürünler
arasýnda ise 28 Milyon 287 bin 757 TL´lik
iþlem hacmi ile Buðday ilk sýrada yer
alýrken onu Buðday Unu, Ýnek Sütü ve
Kabak çekirdeði izledi.
Kaynak:Nevþehir Gazete
Polis ekipleri tarafýndan hýrsýzlýk
olaylarýna karýþtýðý tespit edilen 11 þüpheli
gözaltýna alýnýrken, hýrsýzlýk olayýnda
kullandýklarý belirlenen 2 otomobile de el
konuldu. Hacýbektaþ Ýlçe Emniyet
Müdürlüðü'ndeki sorgularýnýn ardýndan
mahkemeye sevk edilen zanlýlarýn tamamý
tutuksuz yangýlanmak üzere serbest
býrakýldý.
Özdemir, Estonya'da sportif faaliyetlerin
tümüne gençlerin aktif olarak katýlacaklarýný
belirtti.
Kaynak:Son Dakika Haber
Gülsuyu Mahallesi'nde devrimcilere ve halka
karþý saldýrýlarýný artýran çetelerin, birbiriyle
baðlantýlý iki amacý var. Ýlki, devletin siyasi
operasyonlarla yok edemediði devrimcileri,
mahalleden silmek. Ardýndan, 20 yýldýr
uygulanamayan kentsel dönüþümü hayata
geçirmek. Kentsel yýkýmýn tetikçileri haline
gelen mahalle çetesinin, devlet destekli olduðu
da mahallede herkesin katýldýðý genel bir görüþ.
NE OLDU?
Ýstanbul'un emekçi semtlerinden biri olan
Gülsuyu Mahallesi son günlerdir çetecilerin
saldýrýlarýyla gündemde. Temmuz ayýnýn baþýnda
BDP üyelerine saldýran çeteler, saldýrýlarýný 25
Temmuz'dan itibaren artýrdý. 25 Temmuz günü,
mahalledeki parkta oturan SGD üyesi Cebrail
Günebakan, silahlý saldýrýda karnýndan yaralandý.
Bu saldýrý, mahalledeki huzursuzluðu
Ýçki denilince akla alkollü olaný gelir.
Hatta düðünlerimizde içkicilerin yiyeceði
mezeler bile ayrý hazýrlanýr. Soðuk, sýcak
içecekler herkese aittir, raký baþta olmak
üzere soðuk içkiler hep içkiciler için
hazýrlanýr bizim buralarda. Düðünlerin
tadýdýr içkili sofralar. Hele birde ince sazlarý
varsa yanlarýnda deðme keyiflerine. Ýnce
saz içinde bir saz, bir keman ve bir darbuka
vardýr. Öyle mikrofon, anfi, hoparlör falan
da istemezler. Birlikte yer içer, türkü çýðýrýr
ince sazcýlarýmýz. Ara sýra küçük bahþiþler
atarsanýz daha damar parçalar da
dinlersiniz. Ancak söyledikleri türküleri
en fazla otuz metreden dinlersiniz, zevk
alýrsýnýz, düðünün kokusundan da, sesinden
de.
Defalarca yazdým yine yazayým içkili
ya da içkisiz düðünlerde kurulan kocaman
çadýrlar ve onlarca sokaðý ve yüzlerce
insaný saatlerce teslim alýp çirkin
müziklerini dinlemeye mecbur ediyorlar.
Kim izin veriyor bu kepazeliðe? Kim
susturacak bu gürültüyü? Tamam belki
salon tutacak paran yok ve sokak ya da kýr
düðünü yapmak istiyorsun amenna. Ancak
ben senin dinlediðin müziði gece yarýsýna
kadar dinlemek zorunda deðilim. Ýçki içen
yurttaþlar mý bu gürültüyü yapýyor sizce?
Yasak falan getirmedik diyen hükümet
halinden pek memnun. OECD ülkelerinde
yapýlan mutluluk anketinde sonuncu sýrada
imiþiz. Bu V. Murat içki yasaklarýndan
sonra mutluluk sýralamasýndaki yerimiz
yükselir artýk ellaham…
Yine OECD ülkelerinde alkollü içki
tüketiminde sonuncu sýrada olduðumuzu
biliyorum. Peki, bu yasaklardan sonra
çiftçiden üreticiye; satýcýdan tüketiciye
kadar birçok insanýn yaþam alanýna fiili
baský yapmak sizi çok mu mutlu edecek?
Unutmayýn içkiden alýnan vergiler ile
yapýlýyor birçok yatýrým ve maaþlarýnýz,
maaþlarýmýz…
Bu yasak gündeme geldiðinden beri
sosyal medyadaki konu ile ilgili gönderilen
yazýlarýn bir kýsmýný not etmiþtim. Kýsa
kýsa paylaþacaðým, beðenirsiniz umarým:
“Sanki ortalýk alkolikten geçilmiyormuþ
gibi…
Sanki memleket alkolizm bataklýðý
içinde debeleniyormuþ gibi…
Sanki analar, babalar, bacýlar “kurtar
bizi devlet baba” diye feryat figan
ediyorlarmýþ gibi…
Sanki baðýmlýlýk merkezleri alkolizm
bataklýðýna düþmüþ on binlerce alkolikle
dolup taþýyormuþ gibi…
Üç gün içinde jet hýzýyla, doðru dürüst
tartýþmadan ve tartýþtýrmadan þak diye
geçirdiniz ya o yasayý…
Ýþte bu yüzden hiç inandýrýcý deðilsiniz.
Hiç inandýrýcý deðilsiniz.
“Alkolizm” ile “alkol kullanmak”
arasýndaki mahiyet farkýnýn farkýnda
deðilsiniz. Size göre içkiye bulaþan herkes
kafasý kýyak alkolikten baþka bir þey deðil.
Önyargýlýsýnýz. Empati yoksunusunuz.
Ýþte bu yüzden inandýrýcý deðilsiniz.
Hiç inandýrýcý deðilsiniz...” Ahmet
Hakan
“Nitelikli dolandýrýcýlýk, kalpazanlýk,
ihaleye fesat karýþtýrma, rüþvet, kaçakçýlýk
gibi suçlardan fezlekesi bulunan
mütedeyyin milletvekilleri var. Asla içki
içmiyorlar. Abra kadavra þirketleri, davul
tozu, minare gölgesi holdingleri kurdular,
camilerde tezgah açýp ortaklýk parasý
topladýlar, paralar hokus pokus oldu…
Býrak içkiyi, alkol var diye kolonya bile
sürmezlerdi. Berlin'in en lüks genelevini
bir vatandaþýmýz açtý. Havuz var, sauna
var, disko var, restoran var, sarýþýn var,
siyah var, her renk fuhuþ var, her yol var.
Bi tek alkol yok. Mekana içki sokmuyor...”
Yýlmaz Özdil
“Saðlýklý dindar nesiller yetiþtirebilmeyi
engelleyebilecek iki 'musibet' daha kamusal
alanýn tümüyle dýþýna itilerek, sigara ve
alkol kullanmanýn 'suç' kategorisine
alýnmasý iþlemi tamamlanmýþ oldu. Böylece
iktidar, tütün ve içki içmenin bireyin özgür
istemiyle karar verebileceði, bireysel bir
seçim olduðu gerçeðinin üstünü örterek
sigara içenin içmeyenin havasýný
zehirlediði, alkol kullananýn da ailesine,
çevresine zarar verecek bir alkolik olduðu
imgesini kuruyor. Oysa AKP saðlýðýn
özelleþtirilmesi, bireysel saðlýk sigortasý,
katký paylarý, özel hastane farklarý gibi
düzenlemelerle, devletin güvence ve
sorumluluðunu giderek artan oranda
bireyin ekonomik gücüne ve özel saðlýk
þirket ve sigortalarýnýn insafýna býrakýyor.
Paran kadar saðlýk sistemini aþamalý olarak
dayatýyor. Ama ayný iktidar kendi saðlýðýný
kendi seçimi olarak gören ve bu saðlýðý
riske atma pahasýna sigara, içki içenlere
ise topluma zararlý suçlu muamelesi
yapýyor. Bireyin hayat tarzý ve seçimlerini,
toplumun bütüncül saðlýðýný bozma riski
üzerinden suç kategorisine göre
denetlemeyi ilk akýl eden Naziler olmuþtu.
Naziler önce kadýnlarýn, sonra askerlerin
ardýndan erkeklerin sigara içmesini
yasaklamýþtý. Gerekçe hep Alman ýrkýnýn
saðlýðýný korumak olmuþtu.
Son sigara ve içki yasaklarýnýn bireyin
saðlýðýný koruma çabasý deðil, ýrkçýlýk
olduðu açýk. AKP'nin saðlýk üzerinden
dayattýðý ýrkçýlýk tek tipçi toplumu inþa
etme uðraþýndan öte bir deðer taþýmýyor.
Bireyi ve onun özgür seçimini yok sayan,
yerine bir örnekleþmiþ bireysel farklýlýklarý
silinmiþ toplumu inþa etme giriþimi.
AKP, bu topraklarýn nerden baksanýz
son iki yüzyýllýk tarihsel sürecinin kazanýmý
olan bireyi geriye çevirmeye çalýþýyor. En
modern yöntemlerle iþletilen
demodernizasyon. AKP'ye içi boþaltýlmýþ
laiklik söylemleri deðil bireyler karþý
çýkacak, yeter ki onlarý örgütleyebilecek
bir sol olabilsin...” Selçuk Candansayar
Yine baþka bir caný yanan Ali arkadaþ
bakýn neler demiþ:
“Hükümete sormak lazým. Yasak
getirmediniz herkes hayatýndan memnun
da bu yazýlarý yazmanýn alemi ne? Spor
olsun diye mi yazýlýyor bu yazýlar?”
artýrýrken, çeteciler, bu yýl 7. kez ESP tarafýndan
düzenlenecek Sanat ve Hayat Kültür Festivali'nin
afiþlerini asan Sosyalist Gençlik Derneði üyesi
iki gence saldýrdý. Sinan Saðýr iki bacaðýndan,
Aykan Þimþek bir bacaðýndan kurþunla
yaralandý.
Ayný gün öðle saatlerinde çeteciler bu kez,
ESP Maltepe Ýlçe Örgütü'nü hedef aldý. Parti
binasýna ateþ açan saldýrganlar, SGD üyeleri
Özgür Bedel ve Deniz Karacagil ile Partizan
dergisi okuru Çaðdaþ Temuroðlu'nu yaraladý.
Gülsuyu emekçi halký, 8 Aðustos akþamý
çetelere karþý sokaða çýktý. Polis karakolunun
önüne yürüyen kitlenin üzerine ateþ açan
çeteciler, bu kez 2'si gazeteci 5 kiþiyi yaraladý.
Hafif þekilde yaralananlar hastaneye
kaldýrýlýrken, Heykel Meydaný'na yürüyen
kitleye, çeteler ikinci kez saldýrdý.
Saldýrýlarýn ardýndan ESP binasýna çekilen
kitleye, yeni bir çete saldýrýsý daha oldu. Ancak
bu kez þans eseri yaralanan olmadý.
KÝM BU ÇETE?
Saldýrýyý gerçekleþtiren çete, mahallede
“Sakarya Çetesi”nin uzantýsý olarak biliniyor.
Uyuþturucu ve kadýn bedeni ticareti, haraç
toplamak, tehdit etmek gibi çeþitli suçlarýn faili.
Özellikle, topladýklarý haraçlar mahalle halkýný
bezdirmiþ durumda. Ayrýca halkýn can güvenliði
de risk altýnda. Bu riskin yarattýðý korku, halkýn
kitlesel bir þekilde sokaða çýkýþýna da engel
oluyor.
NE AMAÇLIYORLAR?
1990'lý yýllarýnýn ortalarýnda emekçi
semtlerde, denetimi ve kontrolü ellerinde tutan
devrimci örgütlerin, 2000'li yýllarýn baþýnda bu
mahallelerdeki etkisini kaybetmesinin ardýndan
devletin özel yönlendirmesiyle çeteler hýzla
ortaya çýktý.
Gülsuyu Mahallesi de ayný süreci yaþadý.
Bir dönem sokaklarýnda milislerin devriye
gezdiði, polisin ana cadde dýþýnda mahallenin
hiçbir sokaðýna giremediði Gülsuyu
Mahallesi'ndeki tablo da, diðer mahallelere
benziyor. Ancak, son günlerde yaþananlar
mahallede daha özgün bir durumun olduðunu
gösteriyor: Kentsel dönüþüm ya da kentsel
yýkým.
ANF'ye konuþanlarýn dikkat çektiði nokta
da bu. Artan saldýrýlarýn ardýnda iki amaç
olduðunu anlatýyorlar: “Ýlki, kentsel dönüþüme
direnecek olan devrimcileri mahalleden silmek.
Bununla baðlantýlý olarak da, kentsel yýkýmý
hýzla hayata geçirmek. ”
YIKIM 20 YILDIR YAPILAMADI
Gülsuyu Mahallesi yýllardýr kentsel dönüþüm
kapsamýnda. Ancak, halkýn tepkisi nedeniyle
bunu bir türlü hayata geçiremediler. 1990'larýn
baþýnda gündeme gelen yýkým söylentileri bile,
binlerce kiþiyi sokaða döküyordu.
ANF'ye konuþan Ezilenlerin Sosyalist Partisi
üyesi Mustafa Kapar da artan saldýrýlarýn ardýnda
“kentsel yýkým” planý olduðu görüþünde: “Bu
mahalle eski bir mahalle ve insanlar yerleþik.
Kentsel dönüþümün kolay kolay hayata
geçirilemeyeceði bir yer. Bu nedenle, insanlarý
tedirgin ederek buralardan sürmek istiyorlar.
Bununla baðlantýlý olan ilk amaç ise, önce
devrimcileri mahallede yok etmek. Devlet, siyasi
operasyonlarla Gülsuyu'ndan devrimcileri
atmaya çalýþtý. Ancak etkisini kýrdý belki ama
mahalleden silemedi. Þimdi çeteleri devreye
sokarak bunu yapmaya çalýþýyorlar.”
Kapar, çeteleri, devletin gayri resmi örgütü
olarak tanýmladý: "Rojava'dakiler gibi. Orada
da, Türkiye'nin desteðini alan gayri resmi devlet
örgütleri, halka saldýrýyor, katliam yapýyor.
Gülsuyu'ndakiler de ayný þekilde devlet
tarafýndan bizzat örgütleniyor" dedi.
ESP Gülsuyu Ýlçe Yöneticisi Zelal Armutlu
da, ESP'nin özel olarak hedef alýnmasýnýn
nedeninin mahallede "yozlaþma, çeteleþme ve
uyuþturucu"ya karþý yürüttüðü çalýþma olduðu
görüþünde.
Bu yýl 7. kez düzenlenecek olan Sanat ve
Hayat Kültür Festivali'nin de ana sloganýnýn
"Yozlaþma, çeteleþme ve uyuþturucuya karþý
mahallemizi savunuyoruz" olduðunu hatýrlatan
Armutlu, "Çetelerin vurduðu iki SGD üyesi,
saldýrý sýrasýnda festival afiþlerini asýyorlardý”
dedi.
Zelal Armutlu da kentsel dönüþümü hayata
geçirmek için saldýrýlarýn yapýldýðý görüþünde.
Armutlu, "Mahallede kentsel yýkýma karþý
eylemler, toplantýlar yeniden baþladý. Devlet,
çeteler eliyle kentsel yýkýma karþý mahallenin
direniþini kýrmak istiyor" diye konuþtu.
Mahallede çalýþma yürüten BDP Ýl Yöneticisi
Besim Yýlmaz da, son günlerde yaþanan saldýrýlar
için, “Kendiliðinden geliþen, üç beþ kiþinin
saldýrýsý deðil. Emniyetin ya da emniyet içinde
bazý güçlerin dolaylý ya da direkt içinde olduðu
saldýrýlar” dedi.
2009 yýlýnda baþlatýlan KCK operasyonlarýný
hatýrlatan Yýlmaz, “Bu operasyonlarda, Gülsuyu,
1 Mayýs, Okmeydaný, Sarýgazi gibi
devrimcilerin, yurtseverlerin etkisinin olduðu
mahallelerden binlerce genç, devrimci, yurtsever
gözaltýna alýndý, tutuklandý. Devlet, bu boþluklarý
hýzlý bir þekilde, geçmiþte olduðu gibi çetelerle
doldurmaya çalýþtý” dedi.
Saldýrýlarýn ardýndan kentsel dönüþümü
uygulama amacý olduðunun altýný çizen Yýlmaz,
“Bu mahallelerde, belediyeler, kepçe, dozer ve
polise ile geldiðinde, kitlesel tepkiyle
karþýlaþacaðýný bilir. Bu nedenle, çeteleri salarak,
halka korku yaratmak ve sindirmek, ardýndan
da göçertmek istiyorlar” diye konuþtu.
POLÝS ÝLE ÝÞBÝRLÝÐÝ YAPIYORLAR
Mahalle halký, çetelerin polis ile iþbirliði
içinde çalýþtýðý görüþünde. Bu iþbirliðine dikkat
çeken ESP Ýlçe Yöneticisi Zelal Armutlu, þöyle
konuþtu: “Esenkent Karakolu'ndan bir baþ
komiser beni aradý. Saldýrý sýrasýnda
MOBESE'lerin bozuk olduðunu söyledi. Her
zamanki olay yani. En basit bir basýn
açýklamasýnda dahi, MOBESE'lerin tamamý her
zaman çalýþýyor. Ayrýca bir kiþinin gözaltýna
alýndýðýný söylediler. Ama bu konuda net bir
bilgimiz yok."
BDP Ýl Yöneticisi Besim Yýlmaz da,
Temmuz ayýnýn baþýnda BDP üyelerine yönelik
olarak gerçekleþen saldýrýnýn faillerinin isimlerini
polise vermelerine raðmen tek bir kiþinin bile
gözaltýna alýnmadýðýna dikkat çekti.
7 Aðustos günü gerçekleþen saldýrýnýn
ardýndan polisin kendilerine “Bize yardýmcý
olun” dediðini hatýrlatan Yýlmaz, þunlarý söyledi:
“Ýstihbarat toplamak vatandaþýn görevi deðil.
Bu ülkenin bütçesinin yüzde 40'ý istihbarata
gidiyor. Söz konusu devrimciler olduðunda,
helikopterlerle, nokta operasyonu yapýyorlar.
Bugüne kadar sadece bir kiþi tutuklandý. Cebrail
Günebakan'ý vuran Kimyas Taþar teslim oldu,
tutuklandý. Diðer saldýrganlarýn, polisin elinde
ismi, cismi var. Ama hala dýþarýda dolaþýyorlar”
dedi.
7 Aðustos akþamý gerçekleþen saldýrýdan
önce, çetelerin etrafta dolaþtýðý yönünde polis
yetkililerine bilgi verdiklerini ve önlem
alýnmasýný istediklerini söyleyen BDP Ýl
Yöneticisi Besim Yýlmaz, “Ancak önlem
almadýklarý gibi, önce çeteler, ardýndan polis
saldýrdý” dedi.
MEDYA YALAN SÖYLÜYOR
Gülsuyu'ndaki çete saldýrýsý ana akým
medyada geniþ yer buldu. Ancak, “Saldýrýya
uðrayanlarýn ifade vermekten kaçýndýðý” þeklinde
yalan bilgiler de bu haberlerde yer aldý.
ESP Ýlçe Yöneticisi Zelal Armutlu, ana akým
medya için “Kesinlikle yalan haber yapýyorlar”
dedi ve ekledi: “Hem yaralýlarýn bazýlarý, hem
de tanýklar ifade verdi. Yalan haberde o kadar
ileriye gittiler ki, ATV Haber, 'Solcu örgütler
birbirleriyle silahla çatýþtý' diye haber verdi.”
Ruken Adalý - Ýstanbul
ABD’nin Ýkinci Dünya Savaþý sýrasýnda,
Japonya’nýn Hiroþima kentine attýðý atom
bombasý sonucu yaþamýný yitirenler, 68.
yýldönümü’nde baþta Hiroþima olmak üzere
dünyanýn pek çok ülkesinde törenlerle
anýldý.
Hiroþima’da nükleer bombanýn düþtüðü
yerde inþa edilen Barýþ Parký’nda
gerçekleþtirilen anmaya onbinlerce insanýn
katýldýðý bilgisi alýndý.
Japonya Baþbakaný Þinzo ABE’nin
dünyanýn pek çok ülkesinden gelen
temsilcinin katýldýðý anma töreninde yaptýðý
konuþmada; nükleer malzemelerden arýnmýþ
bir dünya için mücadele sözü verdiði, atom
bombasýnýn yarattýðý felaketin bir daha
tekrar etmemesi için Japonya’nýn nükleer
Torba Yasa’dan “sahtekarlýk” yaptýðý
iddiasý ile haklarýnda soruþturma açýlan ve
tarýmsal desteklemelerden yararlanmasý
yasaklanan çiftçilere af çýktý. Bu çiftçiler
iki ay içerisinde baþvurarak üretim
yaptýklarýný kanýtlamak þartýyla 2006'dan
bu yana alamadýklarý destekleri
alabilecekler.
Resmi Gazete’nin 2 Aðustos tarihli
sayýsýnda yayýnlanarak yürürlüðe giren
“Torba Yasa”da Tarým Yasasý’na geçici bir
madde eklendi.
Haksýz yere tarýmsal destek alan ve
haklarýnda soruþturma açýlan çiftçilere af
getiren geçici madde þöyle:
“Bu Kanun(Tarým Kanunu) uyarýnca
yapýlan desteklemelerle ilgili olarak bu
maddenin yürürlüðe girdiði tarih itibarýyla
devam eden her türlü incelemeler veya adli
ve idari soruþturmalar sonuçlanýncaya
kadar destekleme ödemelerinin
yapýlmamasý amacýyla konulan ödeme
yasaklarý, bu maddenin yürürlüðe girdiði
tarihten itibaren en geç iki ay içinde
haklarýnda ödeme yasaðý konulan kiþilerin
Gýda, Tarým ve Hayvancýlýk Bakanlýðýna
baþvuruda bulunmalarý durumunda anýlan
Bakanlýk tarafýndan altý ay içinde yapýlacak
incelemede gerçek üretim yapýldýðýna dair
bulgu ve emarelerin tespit edilmiþ olmasý
þartýyla kaldýrýlýr.
25/4/2006 tarihinden itibaren
desteklemelerden yararlanmak için
baþvuruda bulunduðu hâlde, meri mevzuat
uyarýnca desteklemelerden yararlanabilmek
için ibrazý öngörülen makbuz, fatura ve
diðer belgelerin gerçeðe aykýrý, usulsüz
veya sahte olduðu gerekçesiyle
desteklemeden yararlandýrýlmayanlara veya
yararlandýklarý destekleme tutarlarý ayný
gerekçe ile bu Kanunun 23 üncü maddesi
doðrultusunda geri alýnanlara, bu maddenin
yürürlüðe girdiði tarihten itibaren üç ay
içinde Gýda, Tarým ve Hayvancýlýk
Bakanlýðýna baþvurmalarý ve Bakanlýk
tarafýndan yapýlan incelemede bunlarýn
gerçek üretim yaptýðýnýn tespit edilmesi
hâlinde hak ettikleri destekleme ödemeleri
yapýlýr. Yapýlan ödemelere faiz iþletilmez,
masraf veya ek ödeme adý altýnda herhangi
bir ödeme yapýlmaz. Ancak bu hükümden
yararlananlardan bu Kanunun 23 üncü
maddesi çerçevesinde tahsil edilmiþ olan
faiz, 13/2/2011 tarihli ve 6111 sayýlý
Kanuna göre alýnan TEFE/ÜFE tutarý,
katsayý tutarý ve geç ödeme zamlarý iade
edilir. Bu hüküm yararlandýklarý
destekleme tutarlarýnýn, ayný gerekçelerle
geri alýnmasý yönünde haklarýnda takip
baþlatýlanlar için de uygulanýr ve maddede
öngörülen þartlarýn oluþmasý hâlinde
haklarýndaki takip iþlemlerine son verilir.
Ancak bu maddenin yürürlüðe girdiði
tarihten sonra maddenin kapsadýðý
dönemlere iliþkin olarak haklarýnda takip
baþlatýlanlarýn, takibe iliþkin yazýnýn teblið
tarihinden itibaren bir ay içinde anýlan
Bakanlýða baþvurmalarý hâlinde bunlar da
madde hükmünden ayný þartlar dâhilinde
yararlandýrýlýr. Bu maddeden yararlananlara
23 üncü maddenin ikinci fýkrasý uyarýnca
uygulanmasý öngörülen herhangi bir hak
mahrumiyeti uygulanmaz.
25/4/2006 tarihinden itibaren meri
mevzuat uyarýnca desteklemelerden
yararlanabilmek için baþvuruda bulunan
ancak ibrazý öngörülen makbuz, fatura ve
diðer belgelerin herhangi birini ibraz
edememesi nedeniyle desteklemeden
yararlandýrýlmayanlara, bu maddenin
yürürlüðe girdiði tarihten itibaren üç ay
içinde Gýda, Tarým ve Hayvancýlýk
Bakanlýðýna baþvurmalarý ve Bakanlýk
tarafýndan yapýlan incelemede bunlarýn
gerçek üretim yaptýðýnýn tespit edilmesi
hâlinde hak ettikleri destekleme ödemeleri
yapýlýr. Yapýlan ödemelere faiz iþletilmez,
masraf veya ek ödeme adý altýnda herhangi
bir ödeme yapýlmaz.
Bu madde hükümlerinden yararlanmak
üzere baþvuruda bulunan ve madde
hükmünden yararlananlarýn, bu maddenin
yürürlüðe girdiði tarihten önce destekleme
ödemeleri ile ilgili olarak açmýþ olduklarý
davalar karþýlýklý olarak sonlandýrýlýr ve
bu sebeple herhangi bir yargýlama gideri
ile vekâlet ücreti talep edilemez.
Bu madde hükümlerinden yararlanmak
üzere baþvuruda bulunan ve açtýklarý
davalardan vazgeçenlerin bu ihtilaflarýyla
ilgili olarak bu maddenin yürürlüðe girdiði
tarihten sonra teblið edilen kararlar
uyarýnca iþlem yapýlmaz ve bu kararlar ile
idare aleyhine hükmedilmiþ yargýlama
giderleri ve vekâlet ücreti bulunmasý
hâlinde bunlar idareden talep edilemez.”
Bu düzenlemeye neden ihtiyaç
duyuldu?
Tarýmsal desteklemelerle ilgili her yýl
yayýnlanan Bakanlar Kurulu Kararý’nda
ve daha sonra yayýnlanan uygulama
tebliðlerinde tarýmsal destekleme
yapýlmayacak olanlar ve yanlýþ beyanda
bulunarak haksýz yere destek alanlarla ilgili
yaptýrýmlar ayrýntýlý olarak yer alýr. Bu
düzenleme ile sahtekarlýk yapan çiftçi veya
onlar adýna evrak düzenleyerek haksýz yere
destek alanlar ödüllendiriliyor. Dürüst çiftçi
ise cezalandýrýlýyor.
Haklarýnda soruþturma açýlan çiftçiler
bahane edilerek destekler hep geç ödendi.
Dürüst çiftçiler cezalandýrýldý. Þimdi sahte
belge düzenleyenler af edilerek
ödüllendiriliyor.
Geçici maddeye göre,hakkýnda
destekleme ödemesi yasaðý olanlar bu aftan
yararlanmak için gerçek üretim yaptýðýna
dair bulgu ve emareleri sunmasý gerekiyor.
Çiftçi 2006 ve sonrasýnda üretim yaptýðýný
bugün nasýl kanýtlayacak?
Çiftçi Kayýt Sistemine kayýtlý
olmayanlara destek ödemesi yapýlmýyor.
Bakanlýk, kayýt sisteminden kimin ne
ürettiðini hatta üretim yapýp yapmadýðýný
tespit edemiyorsa o kayýt sistemini çöpe
atýn gitsin.
Özetle, dürüst çiftçi cezalandýrýlýrken
sahte belge ile haksýz yere destek alanlar
ödüllendiriliyor.
Kaynak : Tarýmdunyasý.net
Sulucakarahöyük/ANKARA
Yýlmaz KIZILIRMAK
silah üretmeme, nükleer silah
bulundurmama ve Japonya topraklarýna
nükleer silah sokmama ilkesine sahip
çýkmaya devam edeceðini vurguladýðý
öðrenildi.
Hatýrlanacaðý gibi, ABD’nin bir savaþ
uçaðý ile Hiroþima’ya attýðý atom bombasý
büyük bölümü patlama anýnda olmak üzere
140 bin insanýn hayatýný kaybetmesine
neden olmuþ, bu saldýrýdan 3 gün sonra ise
Nagazaki’ye atom bombasý atýlmýþ ve her
iki kentte 360 binden fazla insan yaþamýný
yitirmiþti.
Aradan geçen 68 yýla raðmen ortaya
çýkan radyoaktivitenin neden olduðu saðlýk
sorunlarýnýn günümüzde bile insanlarý
etkilemeye devam ettiði belirtiliyor.
Hiroþima ve Nagazaki’de meydana gelen
nükleer felaket nedeniyle 6 Aðustos günü
Nükleer Karþýtý Platform (NKP), Ankara’da
yazýlý bir açýklama yaptý, NKP bileþenleri
ise ülkenin birçok kentinde eylem ve
etkinlikler gerçekleþtirdi.
NKP’nin “HÝROÞÝMA, NAGAZAKÝ
UNUTULMADI. Savaþsýz ve Sömürüsüz
Bir Dünya Ýçin Nükleer Silahlanmaya
Hayýr!” diye baþlayan basýn açýklamasýnýn
tamamýný aþaðýda paylaþýyoruz.
“6 Aðustos 1945 günü sabah saat 8.15’de
Japonya’nýn Hiroþima kentine ve 3 gün
sonra da Nagazaki’ye atýlan atom bombasý,
çýkarlarý söz konusu olduðunda, emperyalist
ülkelerin dünyayý ve insanlýðý göz ardý
edebileceklerini, gerekirse en vahþi
yöntemleri o “ileri” teknolojileri ile
uygulayabileceklerini gösterdi.
Sabah atýlan bomba kent nüfusunun
sokakta en yoðun olduðu saate denk
getirilerek ölü sayýsýný yükseltecekti.
Hiroþima’da 120 bin, Nagazaki’de 75 bin
kiþi öldü. Sonraki yýllarda ise ölümler,
sakatlýklar, kanser çýð gibi büyüdü.
Dünya’ya kimin patron olduðunu göstermek
için gösteri büyük olmalýydý. Nükleer
silahlar bugüne kadar Hiroþima ve Nagazaki
dýþýnda kullanýlmamýþ olsa da üretilmeye,
denenmeye, daha yýkýcý hale getirilmeye
ve böylece dünya barýþýný ve dünyamýzý
tehdit etmeye devam ediyor. Nükleer silah
denemeleri atmosferde, yeraltýnda ve su
altýnda yüzlerce kez yapýldý. Nükleer
denemeler genellikle de fakir halklarýn,
sesini çýkartamayan, gözden uzaklarýn
yaþadýklarý bölgelerde yapýldý.
Nükleer silahlanma yarýþý atom bombasý
atýlmasýndan itibaren hýzla arttý. Günümüzde
24 binin üzerinde nükleer silah (ABD,
Rusya, Ýngiltere, Fransa, Çin, Hindistan,
Pakistan, Ýsrail, Kuzey Kore)
bulunmaktadýr. Bu silahlarýn tahrip gücü
1945 yýlýnda Hiroþima’ya atýlan bombanýn
400 bin katýdýr. 2011 yýlýnda, askeri
harcamalar 1.63 trilyon ABD Dolarý’ný
bulmuþtur. Bu silahlanma yarýþý insanlýðýn
üretimini savaþa kanalize etmekte; eðitim,
altyapý ve saðlýk hizmetlerinden yoksun bir
çok coðrafyayý kurtaracak birikimler
silahlanma bütçelerine aktarýlmaktadýr.
Kapitalizm krizlerini savaþlarla
aþmaktadýr. Coðrafyamýzda yaþananlar ise
Neo-Osmanlý düþleri kuran AKP
Hükümeti’nin art arda uygulamaya koyduðu
çýlgýn projelerinden birinin de bölgemizde
yaþanan savaþlarýn destekçisi olmak, halklarý
birbirine düþürme görevini yürütmek olduðu
görülmüþtür. Dünyanýn her yerinden gelen
paralý askerlere topraklarýný kullandýrtan,
her türlü destek saðlayan hükümet kendi
halkýna ise gözdaðý vermektedir. AKP’nin
savaþ politikalarý, bölgesinde güçlü ülke
olma hayalinin arkasýnda yatan o doymak
bilmez kar hýrsý, büyüttüðü sermayeye yeni
talan alanlarýný açmak zorunda
olmasýndadýr.
Nükleer teknolojiye sahip olma miti
altýnda nükleer silahlanma amacýný gizleyen
iktidarlar, nükleer enerjiyi de bu perdelenen
hayalperestliðin meþru görünmesi için
kullanmaktadýrlar. AKP Hükümeti’nin
Akkuyu’da yapýlmasý planlanan santrale
iliþkin düþleri de bizleri korkutmaktadýr.
Kirli enerji olan nükleer enerjiye bel
baðlanmasý hükümetin düþlerinin de kirli
olduðunu göstermektedir. Bu kir giderek
tüm alanlara yayýlmakta, insan yaþamýný
yok sayan bir düzeye ulaþmaktadýr. Halkýn
yaþam alanlarýna iliþkin görüþleri bile,
sandýða indirgenen ileri demokrasi
anlayýþýnda kendisine yer bulamadýðý gibi
büyük bir þiddetle yok edilmeye
çalýþýlmaktadýr. Gezi Direniþi’ne hükümetin
uyguladýðý polis þiddeti artýk en temel
itirazlara iliþkin tahammülün kalmadýðýný,
gencecik canlara sokak ortasýnda kýyacak
kadar gözü dönmüþ hýrslara sahip
olunduðunu göstermiþtir.
Doðaya ve onun parçasý olan insanlýða
yapýlan saldýrýlar, elbet doðanýn ve onun
parçasý olan insanlýðýn tepkisiyle
karþýlaþacaktýr ve karþýlaþmýþtýr.
Gezi Direniþi göstermiþtir ki her zaman
umut vardýr. Savaþsýz ve sömürüsüz bir
dünyayý yaratmayý ancak bizler
baþarabiliriz. Onlarýn tek renkli dünyalarýna
karþý biz daha renkli, daha yaratýcý ve daha
çoðuz.
Her yer Taksim, her yer direniþ!”