Dişhekimi 55. Sayı - İzmir Dişhekimleri Odası
Transkript
Dişhekimi 55. Sayı - İzmir Dişhekimleri Odası
dişhekimi haber 1 haber 2 dişhekimi dişhekimi haber 3 haber 4 dişhekimi dişhekimi haber 5 haber 6 dişhekimi dişhekimi haber 7 haber 8 dişhekimi dişhekimi haber 9 editör dişhekimi Merhaba, Özlem KEKEÇ [email protected] Kamuoyunda “Tam Gün Tasarısı” olarak bilinen, Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşların teşkilat ve görevleri hakkında değişiklik yapılmasına olanak sağlayan“Torba Tasarı”,sağlık çalışanlarının ve sağlık meslek örgütlerinin tepkilerine rağmen TBMM’de kabul edildi. Yasa’nın meclisten geçen maddelerini ve mesleğimizi doğrudan ya da dolaylı olarak etkileyebilecek düzenlemeleri ilgili haberimizden takip edebilirsiniz. Sağlık Bakanı Müezzinoğlu’nun, katıldığı bir canlı yayında söyledikleri Torba Yasa içinde yer alan “hastaların kişisel sağlık verilerinin toplanması” ile ilgili düzenlemede geri adım atıldığı izlenimini uyandırdı. Müezzinoğlu, kimliğini önemsemeksizin hastayı X kişi olarak görecek bir sistem üzerine çalıştıklarını söyledi. Yanında eleman çalıştıran meslektaşlarımız için 1 Ocak 2014 tarihinden itibaren geçerli olan işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanından hizmet alma zorunluluğuna devlet desteği geldi. Yetkililer bu hizmetin Toplum Sağlığı Merkezleri bünyesinde kurulan Çalışan Sağlığı Birimleri (ÇSB) tarafından verileceğini açıkladılar. İzmir Çiğli’de kurulan ÇSB, Türkiye’de kurulan ilk ÇSB olması özelliğiyle işyeri hekimliği hizmetlerinin yürütülmesi uygulamalarında örnek oldu. Türk Tabipleri Birliği ve Türk Dişhekimleri Birliği başta olmak üzere aralarında SES, DİSK gibi sendikaların da olduğu sağlıkla ilgili 12 meslek örgütü Ağız ve Diş Sağlığı Haftası sebebiyle ortak bir 10 bildiri yayınladılar. Bildiride ülkemizdeki ağız diş sağlığı verileri, mevcut diş hekimi istihdamı ve izlenmesi gereken sağlık politikaları üzerinde duruldu. Sağlık Bakanlığı’na bağlı Kütahya Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi’nin teknik şartname ile 6 ay süreliğine diş hekimi hizmeti almak istemesi meslek çevrelerinde tepkiyle karşılanmış, biz de bu garip uygulamaya geçtiğimiz sayıda sayfalarımızda yer vermiştik. Sağlıkta taşeronlaşmanın önünü yeniden açacak bu girişim, gelen tepkiler sebebiyle iptal edildi. İzmir Karşıyaka’daki dişhekimi olmadan işlem yapan, fakat çalışmadığı için kapanan beyazlatma merkezleri için devam ettirdiğimiz hukuk mücadelemizde bir gelişme yaşandı. Açılan kamu davasının sonucuna göre White Smile isimli ticari işletmenin sahibi ve çalışanının 2 yıl, 6 ay, 4 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildi. Bu sayımızda ayrıca aynı yıl içinde ikinci kitabı okurla buluşan meslektaşımız ve dergimiz yazarı Dr. Müge Sandıkçıoğlu’nun yazı dünyasını ve Fethiye ADSM’de görev yapan meslektaşımız Cenk Bağcıoğlu’nun çalıştığı kuruma açtığı davalarla hak arama mücadelesini ilgiyle okuyacağınızı umuyoruz. Yeni yılın size ve sevdiklerinize sağlık, mutluluk ve başarı dolu günler getirmesini diliyorum… Yeniden buluşana dek sevgiyle kalın… dişhekimi editör içindekiler dişhekimi Hükümet’in 16 Torba Yasa inadı! Beyazlatma merkezleri kapandı ancak cezadan kurtulamadı İş güvenliği hizmetine 28 DEVLET DESTEĞİ Türkiye’de ilk kez İzmir Çiğli’de kurulmakta olan Çalışan Sağlığı Birimleri (ÇSB) meslektaşlarımıza işyeri güvenlik hizmeti vermeyi planlıyor. 26 18 EGE BÖLGESİ DİŞHEKİMLERİ ODALARI ULUSLARARASI BİLİMSEL KONGRE ve SERGİSİ 22 Kasım 105. Ağız ve Diş International Scientific Congress and Exhibition Tepekule Kongre Merkezi İş gücü arttı, sorunlar Sağlığı Haftası’nı çeşitli etkinliklerle kutladık İKİYE KATLANDI 38 22 Türk Sağlık-Sen tarafından Ağız ve Diş Sağlığı Haftası nedeniyle bir araştırma yapıldı. İstihdamın az iş yükünün çok arttığı ortaya çıkan araştırmada Avrupa Birliği standartlarına yetişmek için 26 bin hekime ihtiyaç olduğu belirtildi. Meslektaşımız Ortodontist Dr. Müge Sandıkçıoğlu Meslek örgütlerinden SERT BiLDiRi 24 Meslek örgütleri Ağız ve Diş Sağlığı haftası sebebiyle yayınladığı bildiride önce koruyucu Ağız ve Diş Sağlığı Hizmeti, sonra da “Eşit, Nitelikli ve Ulaşılabilir Ağız ve Diş Sağlığı Hizmeti” için birlikte mücadele kararlılığını vurguladı. “Yazmak, bir çeşit zemberek boşalması sanki” 42 Reklam İndeksi BBK Organizasyon......................57 BEGO........................................ 8-9 Biofocuks...................................59 Biomet 3İ...................................33 CNR Expo....................................4 GSK........................................ 7-17 İpana................1-11-Arka kapak içi Lider Diş............................... 13-53 Ortotek................................. 44-45 Sarp Dental...............................41 Haber Sorumlusu Erdal BİLİCİ Sahibi İzmir Dişhekimleri Odas› ad›na Yönetim Kurulu Başkan› İlkay Karademirci Ülkü Sorumlu Yaz› İşleri Müdürü Özlem Kekeç Yay›n Kurulu İlkay Karademirci Ülkü, Özlem Kekeç 12 Görsel Yönetmen Birsen BAĞARDI KÖSEOĞLU Baskı Şan Ofset Matbaacılık San. Tic. Ltd. Şti. Ayazağa Mah. Kemerburgaz Cad. No: 13 Şişli - İSTANBUL Tel: 0.212 289 24 24 Faks: 0.212 289 07 87 Sirona..........................................5 Tidal implant.................... 34-35-51 Toros Dental........................ 2 ve 6 UMG...........................................3 Ünaldı Medikal............Arka Kapak Bas›m Tarihi: Aralık 2013 Yay›n Türü: Yayg›n Süreli Yay›n İletişim Adresi Anadolu Caddesi 40, Tepekule İş Merkezi D: 209 /210 /211 Bayrakl› İzmir Telefon 0.232 461 2152 - 461 3615 - 461 1571 Faks 0.232 461 3759 [email protected] Dergide yer alan yaz›lar›n hukuki sorumluluğu yazar›na aittir. Dergimiz 22.600 adet basılarak, Dişhekimlerine ve dişhekimliği fakültesi son s›n›f öğrencilerine ücretsiz dağ›t›l›r. haber Hükümet’in Torba Yasa inadı! dişhekimi Hangi maddeler meclisten geçti? >Bundan sonra neler değişecek? > 14 tam gün dişhekimi Kamuoyunda “Tam Gün Tasarısı” olarak bilinen, Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair “Torba Tasarı”, TBMM’de kabul edildi. Torba yasanın içinde yer alan ve mesleğimizi doğrudan ya da dolaylı olarak etkileyebilecek kimi düzenlemeler şöyle sıralanıyor: Yasaya göre, memurlar, mesleki faaliyette veya serbest meslek icrasında bulunmak üzere ofis, büro, muayenehane ve benzeri yerler açamayacak. Ancak memurların insani ve sosyal amaçlı gönüllü çalışmaları bu yasaklamanın dışında olacak. Komisyondan geçen şekliyle; bütün tıp fakültesi ve diş hekimliği fakültesindeki öğretim üyeleri tam gün mesailerini (saat 17.00’ye kadar) kendi kurumlarında yapacaklar. Saat 17.00’den sonra iki alternatifleri olacak: Ya kendi kurumlarında çalışmaya devam edecekler ya da vakıf hastaneleri ya da özel hastanelerde çalışabilecekler. Doktor Paranın Yarısını Alacak Tasarıya göre öğretim üyelerinin mesai saatleri dışında üniversitede sundukları sağlık hizmetlerinden dolayı alınan ilave ücretler, döner sermaye işletme- Kişisel verileri göndermeyene para cezası verilecek Taslakta ayrıca, Sağlık Bakanlığı tarafından uygulanacak ceza yaptırımları da ayrıntılı biçimde düzenlendi. Sağlık Bakanlığı’nın Anayasa’nın 20. maddesine rağmen uygulamaya çalıştığı kişisel verilerin toplanması ile ilgili yaptırımı da dikkat çekiyor. Buna göre, Bakanlığın istediği verilerin gönderilmemesi halinde sağlık kuruluşu iki kez uyarılacak, yine de veri gönderimi sağlanmazsa bir önceki ay brüt gelirinin yüzde biri kadar idari para cezası verilecek. sinin ayrı bir hesabında toplanacak. Bu şekilde elde edilen gelirin yüzde 50’si öğretim üyesine ödenecek. 17:00’den sonra özel hastanelerde çalışabilecek akademisyenlerin sözleşmesi üniversite ile özel hastane arasında yapılacak. Doktor yaralayana tutuklama Sağlık kurum ve kuruluşlarında görev yapan personele karşı, görevleri sırasında veya görevleri dolayısıyla işlenen kasten yaralama suçu tutuklama nedenleri arasında sayılacak. Ruhsatsız olarak önceden hazırlanarak eczanede bulundurulan hazır ilaç imal edenler veya bu şekilde imal edilen bu ilaçları bilerek satan, satışa arz eden veya sattıranlara 1 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası verilecek. Tasarıda organ bağışı ile ilgili maddeler de var. Kornea gibi ceset üzerinde bir değişiklik yapmayan dokular, aksine bir vasiyet ibraz edilmediği takdirde alınabilecek. İhtiyaç duyulduğu takdirde kadavra ithal edilebilecek. Aile hekimlerine nöbet, yeni ikamet zorunluluğu Sağlık personeli, mesai saatleri dışında da hastane ya da sağlık kuruluşuna çağrılabilecek Taslak düzenlemede sağlık çalışanlarının mesai saatleri dışında da hizmetlerine gereksinim duyulması durumunda sağlık kuruluşuna ulaşabilmeleri için alınacak önlemler ve ilgililerin uyacağı kuralların Bakanlık tarafından belirleneceği ifade ediliyor. 663 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile getirilen, sağlık çalışanlarının görevli oldukları yerleşim yeri sınırlarında ikamet etme zorunluluğu Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmişti. Şimdi, benzeri bir düzenleme çıkartılarak adı konulmadan, çalışanlar için ikametgah kısıtlamalarının Bakanlık tarafından getirilebileceği belirtiliyor. Sağlık çalışanlarına ödenen nöbet ücretleri yoğun bakım, acil servis ve 112 acil sağlık hizmetlerinde tutulan nöbetler için yüzde 50 oranında fazla verilecek. Yükseköğretim kurumlarının kadro ve pozisyonlarında bulunmayan profesör ve doçentler, tıp ve diş hekimliği fakültelerinde sözleşmeli öğretim üyesi olarak istihdam edilebilecek. GATA’da da sözleşmeli profesör ve doçent çalıştırılabilecek. 15 tam gün dişhekimi Dişhekimliği son sınıf öğrencisine ücret Tıp fakültelerinin son sınıfında öğrenim görenlere ücret ödenmesine ilişkin bir düzenleme yapılmıştı. Taslak`la bu düzenleme içine dişhekimliği fakültesi son sınıf öğrencileri de dahil edildi. Ancak ücret ile ilgili iyileştirme yapılmadığı gözlendi. İşyeri hekimliğine yeni düzenleme Taslak`ta işyeri hekimliği ile ilgili de iki düzenleme yer alıyor. Birincisi; kamuda görevli olan ve yöneticilik görevi bulunmayan bütün tabiplerin, kamu mesai saatleri dışında, aylık 30 saati geçmemek üzere işyeri hekimliği yapmalarına izin verildi. İkincisi; az tehlikeli işyerlerinde, işyeri hekimliği sertifikası olmayan hekimlerin de işyeri hekimliği yapabilecekleri hükme bağlandı. Acil sağlık hizmetine “Gezi” ayarı Gezi Parkı yaralılarına doktor ve tıp öğrencilerinin yardım etmesi, yeni ‘Tam Gün’ yasasında ele alındı. İzinsiz tedavi yapan hapis cezası alacak. Tasarının 33. maddesiyle olağanüstü durumlarda mesleğini icraya yetkili kişilerce acil sağlık hizmeti ulaşana kadar verilecek olan sağlık hizmeti hariç, ruhsatsız olarak sağlık hizmeti sunan veya yetkisiz kişilerce sağlık hizmeti verdirenlerin 1 yıldan 3 yıla kadar hapis ve para cezası ile cezalandırılması öngörülüyor. Ayrıca, aynı maddeye göre, herhangi bir gösteri sırasında resmi ambulans bulunması, ehil ve bağımsız hekimlerin acil tıbbi hizmet vermelerini engelleyici bir gerekçe sayılabileceği gibi, acil müdahalede bulunanlar kovuşturmaya uğrayabilecek. Bu maddeye uluslararası tepki geldi İnsan Hakları için Hekimler Organizasyonu (PHR) Kıdemli Baş danışmanı Dr. Vincent Iacopino söz konusu düzenlemenin geçtiğimiz yaz Gezi protestoları sırasındaki doktorları rahatsız etme amacı taşıdığını söyledi. Iacopino “Acil sağlık hizmetleriyle ilgili bu madde hem uluslararası standartlarla, hem tıp etiğiyle; hem de Türk Ceza Kanunu’yla çelişiyor. Geçtiğimiz hafta PHR’nin de aralarında bulunduğu önde gelen tıp grupları Türk Sağlık Bakanı’na, söz konusu maddeyi 16 yasa tasarısından çıkarması için bir mektup gönderdi” dedi. Bir tepki de BM’den geldi Birleşmiş Milletler (BM) sağlık hakkı özel raportörü Anand Grover, TBMM Genel Kurulu’nda görüşülen ve kamuoyunda “Tam Gün” yasası olarak bilinen yasa tasarısının 33. maddesini eleştirerek yasalaşmamasını talep etti. Grover ve Dünya Tabipleri Birliği (WMA) Genel Sekreteri Otmar Kloiber, yaptıkları ortak yazılı açıklamada, tasarıda yer alan, “acil durumlarda devlet ambulansı geldikten sonra bağımsız hekimlerce sağlık yardımı yapılmasını suç sayan” düzenlemenin yasalaşmaması çağrısında bulundu. dişhekimi haber 17 iş güvenliği dişhekimi İş güvenliği hizmetine DEVLET DESTEĞİ İş Sağlığı Ve Güvenliği Hizmetlerinin Desteklenmesi Hakkında Yönetmelik yayınlandı.Türkiye’de ilk kez İzmir Çiğli’de kurulmakta olan Çalışan Sağlığı Birimleri (ÇSB) meslektaşlarımıza işyeri güvenlik hizmeti vermeyi planlıyor. Bilindiği üzere iş sağlığı ve güvenliği kanununa göre; yanında eleman çalıştıran meslektaşlarımızın1 Ocak 2014 tarihinden itibaren işyeri hekimi ve işgüvenliği uzmanından hizmet alma yükümlülüğü başlıyor. Bu konuyla ilgili ayrıntıları Dişhekimi dergimizin 54. sayısında vermiştik. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığı arasında 26 Ekim 2010 tarihinde imzalanan iş sağlığı ve güvenliği alanında işbirliği protokolü kapsamında Toplum Sağlığı Merkezleri bünyesinde kurumsal olarak işyeri hekimliği hizmeti sunmak üzere Çalışan Sağlığı Birimleri (ÇSB) kurulmaktadır. Çiğli Toplum Sağlığı Merkezi’nde kurulan ÇSB Türkiye’de kurulan ilk ÇSB olması özelliğiyle işyeri hekimliği hizmetlerinin yürütülmesi uygulamaların- 18 da örnek olmuştur. Bu protokol kapsamında Toplum Sağlığı Merkezlerinde 1-9 çalışanı olan işyerleri için işyeri hekimliği ve iş güvenliği hizmetinin verilebilmesi için çalışmalara başlanmıştır.İzmir’de Çiğli ve Torbalı’daki Toplum Sağlığı Merkezlerinin bu hizmeti verebileceği yetkililerce ifade edilmiştir. Devlet desteğine yönelik mevzuata ilişkin yönetmelik 24 Aralık 2013 tarihinde yayınlandı. Bu hizmetin nasıl verileceğine dair ayrıntılar netleşti. Bu doğrultuda isteyen meslektaşlarımız piyasada hizmet veren OSGB ler ile anlaşma yapabilir. (Odamıza teklif veren firmaları www.izdo.org adresinde bulabilirsiniz.) veya isteyen meslektaşlarımız devletin Toplum Sağlığı Merkezlerinden vereceği hizmetden yararlanabilirler. haber dişhekimi Devlet desteğine ilişkin yönetmeliğin ayrıntıları 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun 7. maddesinde düzenlenen işyerlerinin iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerini almalarıyla ilgili olarak desteklenmesine ilişkin yönetmelik, 24.12.2013 tarih ve 28861 sayılı Resmi Gazete’de yayınlandı. İş Sağlığı Ve Güvenliği Hizmetlerinin Desteklenmesi Hakkında Yönetmeliğe göre SGK tarafından sağlanacak destekten Türkiye genelinde ondan az çalışanı bulunan tehlikeli ve çok tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinin işverenleri yararlanabilecek. Bilindiği üzere dişhekimi muayenehaneleri ile poliklinik ve merkez gibi yerler tehlikeli sınıfta değerlendirilmişti. Bunlardan çalışanı ondan az olanlar iş sağlığı ve güvenliği hizmetleriyle ilgili destekten yararlanabilecekler. Destek miktarı SGK borcundan düşülebilecek Desteğin miktarı işyerinde çalışan sigortalı sayısı ve ay içindeki çalışma gününe göre belirlenecek. Çalışan başına günlük miktarı, 16 yaşından büyük sigortalılar için belirlenen prime esas kazanç alt sınırının günlük tutarının %1,4’ü olacak. 2014 yılı ilk 6 ayı için bu miktar (35,02x1,4/100=) 0,49 TL’dir. Örnek verilecek olursa Muayenehanede 4 çalışanı olduğu ve 30 gün prim ödendiği takdirde aylık (0,49 x 4 x 30=) 58,8 TL destek verilecek. Destek, SGK tarafından her üç ay sonunda bir hesaplanarak işverene ödenecek. İşverenin SGK’ya prim borcu varsa bu destek borca mahsup edilebilecek. Destekten nasıl yararlanabileceksiniz ? Destekten yararlanabilmek için İş Sağlığı ve Güvenliği Hizmetleri Yönetmeliği uyarınca hizmet sunucusu kabul edilen yerlerden birinden hizmet alınması için sözleşme yapılmış olması ve SGK’ya başvurulması gerekiyor. Yönetmelik 1 Ocak 2014 tarihinde yürürlüğe girecek. Söz konusu başvurunun şimdiden yapılarak o tarihten sonra uygulamaya konulması istenebileceği gibi anılan tarihten sonra da başvuru yapılabilecek. Başvuru için örnek dilekçe TDB internet sitesinde yer alıyor. Torba Yasa Tasarısı TBMM önünde protesto edildi esi Türk Tabipler Birliği, dördüncü kez ertelenen Sağlık Torba Yasa Tasarı’sının geri çekilm taleplerini dile getirmek için TBMM Dikmen Kapısı önünde basın açıklaması yaptı. Sağlık Torba Yasa Tasarısı, Türk Tabipleri Birliği ve Ankara Tabip Odası tarafından Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) önünde yapılan basın açıklaması ile protesto edildi. Hatırlanacağı üzere, Türkiye Büyük Hekim Meclisi, Türk Tabipleri Birliği’nin çağrısıyla 22 Aralık 2013 tarihinde Ankara’da toplanmış, yüz otuz bin hekimi temsilen, Türkiye’nin dört bir yanından gelen iki yüz ellinin üzerinde hekimin oyuyla TBMM’de görüşülmekte olan Sağlık Torba Yasa Tasarısı oy birliği ile reddedilmişti. TBMM Dikmen Kapısı önünde yapılan basın açıklamasında ise dördüncü kez ertelenen Sağlık Torba Yasa Tasarısı’nın Genel Kurul gündemine bir kez daha getirilmemesi ve tasarının geri çekilmesi talepleri dile getirilerek, “TBMM, Türkiye Büyük Hekim Meclisi’nin reddettiği Sağlık Torba Taslağı’nı bir kez daha Genel Kurul gündemine alacak olursa, görüşmelerin yapılacağı günden başlayarak Süresiz Eyleme Hazır Olduğumuzu kamuoyuna duyururuz” denildi. Basın açıklaması TTB Merkez Konseyi Genel Sekreteri Bayazıt İlhan tarafından yapıldı. Basın açıklamasında SES Genel Başkanı Çetin Erdolu ile KESK Genel Sekreteri İsmail Hakkı Tombul da birer konuşma yaptı. 19 haber dişhekimi TAŞERON Dişhekimi İhalesi iptal edildi Meslek örgütlerinin sert bir dille kınadığı “ihale ile taşeron dişhekimi alımı” tepkiler sebebiyle iptal edildi. Sağlık Bakanlığı’na bağlı Kütahya Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi’nin teknik şartname ile 6 ay süreliğine dişhekimi hizmeti almak istemesi şaşkınlık yaratmış, söz konusu haberi ‘’Mevsimlik Taşeron Dişhekimi Aranıyor’’ başlığı ile sayfalarımızdan duyurmuştuk . Sağlıkta taşeronlaşmanın önünü yeniden açacak bu girişim, tepkiler sebebiyle iptal edildi. “Teknik şartnamede bulunan hatadan dolayı” iptal edildiği duyurulan ihalenin yeniden yapılıp yapılma- 20 yacağı ise henüz belli değil. Haberimizin ardından TDB’nin ve meslek örgütlerinin sert bir dille kınadığı ihale ile ilgili olarak bir bildiri yayınlandı. Başta Türk Dişhekimleri Birliği olmak üzere Türk Tabipleri Birliği (TTB), Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES), DİSK, Devrimci Sağlık İşçileri Sendikası (Dev Sağlık İş), Türk Hemşireler Derneği (THD), Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği (SHUD), Tüm Radyoloji Teknisyenleri/Teknikerleri dişhekimi haber Derneği (TÜMRAD DER) ve Tüm Medikal Radyoteknoloji Teknisyenleri / Teknikerleri Derneği’nin (TMRT DER) içinde bulunduğu sağlık meslek örgütleri, yaptıkları ortak açıklama ile Kütahya Ağız Diş Sağlığı Merkezi’nde dişhekimliği hizmetlerinin taşeronlar eliyle verilmesi için ihale açılmasını sert bir dille kınadılar. Modern kölelik: Taşeronlaşma Meslek örgütlerinin ‘’Modern Kölelik: Taşeronlaşma’’ başlığı altında yayınladıkları bildiride; “Anayasası olan bir ülkede parlamento yasa çıkaracak, yasalara uygun düzenlemeleri de hükümetler yapacak, sonra dönüp uygulamalara baktığımızda; yönetim organlarınca bütün yazılı kurallar hiçe sayılarak; “ben yaptım, oldu” “oldu - bitti” anlayışı içinde; “hak, adalet, sorumluluk” duygularından uzak, devlet olma ciddiyeti taşımayan kişilerin eliyle kuralsızlığı devlete egemen kılacaksınız. Her şeyi bir sonraki seçimlerde nasıl oya tahvil edebilirim anlayışı ile uzun erimli sorumluluğun taşınmadığı bu yönetim biçimi, makyajla halkımızın aldatılmasından başka bir şey değildir” ifadelerine yer verildi. Bildiride ayrıca; “Çalışanlar ve hizmet alanlar, yerleşmiş teamüller içerisinde yönetilmek ve yasalara güvenmek isterler. Ancak öyle acımasız ve öylesine temel insan haklarını göz ardı eden bir yönetim tarzı sergilenmekte ki; işsizlik çarkı içinde sıkışmış milyonlarca eğitimli insanı karın tokluğuna çalışmaya zorlayan ve iktidar gücüyle yaratılan yeni kuşak yandaş işverenlerin emek sömürüsü içinde; mutsuz, konuşamayan, çaresiz ve korkak “ insan tipi” yaratılmaktadır ülkemizde. Çağlar öncesinin kölelik düzeni, maalesef ve yazık ki son 10 yıldır hayatımızın her alanına “taşeronlaşma” adı altında, yerleştirilmiştir. Taşeron çalıştırma bizleri güvencesiz koşullarda çalıştırmak demektir. Taşeron düzeni ile sağlık emekçileri daha ucuza çalıştırılırken en temel sosyal ve ekonomik haklarından dahi mahrum bırakılmak istenmektedir. Gururlu bir yaşam düzeninde başı dik insanımız, artık yarın ne olacağı kaygılarını dahi hissedemeyecek kadar moral değerlerini yitirmiştir” denildi. Bildiri şu ifadelerle sona erdi: “Sağlık alanında da yaratılan bu “oldu-bittiler” öylesine sıklaşmıştır ki; Anayasaya, yasalara, insanlık erdemine, hekimlik ruhuna, hastaya saygı ilkesine nasıl yakıştırılıyor anlamak mümkün değildir. Dayatılan sayısal veriler ile cebire tabi tutulan hekimler nasıl çalıştırılabilir, bu koşullarda çalışan bir hekime hasta ne kadar güven duyabilir? Bugün kalktığımızda da, Sağlık Bakanlığı tarafından “Kütahya Ağız Diş Sağlığı Merkezinde” dişhekimliği hizmetlerinin taşeronlar eliyle verilmek üzere bir ihale açıldığını, dişhekimlerini ve mesleğini kor bir ateşin içine atan uygulamaya start verildiğini gördük. Sağlık gibi temel hakkı bu kadar “ucuz” gören anlayışı reddediyoruz. Sağlık emekçileri olarak bu kölece çalıştırma düzenini reddediyor ve söz konusu ihalenin derhal iptal edilmesini istiyoruz. Aksi durumda her türlü hukuki ve fiili mücadeleyi vereceğimizin bilinmesini istiyoruz.” 21 22 Kasım m ı s a K 22 dişhekimi 105. Ağız ve Diş Sağlığı Haftası’nı çeşitli etkinliklerle kutladık Türkiye’de bilimsel dişhekimliğinin kuruluş günü olan 22 Kasımı içine alan Ağız ve Diş Sağlığı Haftası İzmir Dişhekimleri Odası tarafından düzenlenen etkinliklerle kutlandı. İlk etkinlik Cumhuriyet Meydanı’nda Atatürk Heykeli’ne çelenk bırakılması ile başladı. Dişhekimliği Fakülteleri dekan ve yöneticilerinin de katıldığı törende dişhekimliğinin dünü ve bugünü anlatıldı. Kutlamaların ikinci bölümü İzmir Dişhekimleri Odası Türk Sanat Müziği Korosu’nun Tepekule Kongre Merkezi’nde gerçekleştirdiği konserle başladı. Çok sayıda meslektaşımızın izlediği konserde sazlar eşliğinde müzik ziyafeti sunuldu. Konser sonrasında İzmir Dişhekimleri Odası Başkanı İlkay Karademirci Ülkü ve yönetim kurulu üyelerinin ev sahipliğinde gerçekleştirilen törende, İzmir Dişhekimleri Odası’na kayıtlı ve meslekte 25, 40 ve 50.yıllarını dolduran meslektaşlarımıza plaketleri verildi. İzmir’de bulunan dişhekimliği fakültelerinin temsilcileri ile CHP İzmir İl Başkan Yardımcısı ve Acil Tıp Derneği Başkanı Ülkümen Rodoplu’nun da hazır bulunduğu Tepekule Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilen törene çeşitli illerde görev yapan çok sayıda meslektaşımız ve yakınları katıldı. Tören sonrasında düzenlenen kokteylde meslektaşlarımız canlı müzik eşiliğinde eğlenceli bir gece geçirdi. 22 dişhekimi Kişisel sağlık verilerinin toplanmasında Sağlık Bakanlığı geri adım mı atıyor? Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu kişisel verilerin toplanması ile ilgili, hastayı X kişi olarak görecek bir sistem üzerine çalıştıklarını söyledi. Türk Tabipleri Birliği, Türk Dişhekimleri Birliği, Türk Eczacılar Birliği ve Türkiye Barolar Birliği tarafından 3 Aralık 2013 tarihinde İstanbul Tabip Odası’nda, Kişisel Sağlık Bilgilerinin Paylaşılmasını Ön Gören Yasa Taslağı’na ilişkin bir basın toplantısı düzenlenmişti. “Kişisel Sağlık Verilerinin Korunması Bir Haktır” başlıklı bildiride hastaların sağlık bilgilerinin hekimlerin ortak paylaşımına açan düzenlemenin yaratacağı olumsuzluklar hatırlatılmıştı. Bu düzenlemenin 663 sayılı Kanun Hükmünde Kararname içinde yer aldığı ancak, Anayasa Mahkemesi’nin bu kanun maddesini yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle iptal ettiğinin de hatırlatıldığı toplantıdan 10 gün sonra Sağlık Bakanı bir canlı yayında bu konuda ilgi çekici bir açıklamada bulundu. Sağlık Bakanı Müezzinoğlu, “Kişinin kimliği lazım değil sağlık bilgileri lazım. O nedenle, şimdi yeni çalışmamız kişiyi X olarak görebilmek” dedi. Bu açıklama Sağlık Bakanlığı’nın geri adım attığı şeklinde yorumlandı. Hasta X Kişi olarak görülecek Kişinin özel sağlık bilgilerini, hekimi dışında paylaşılmasını “doğru bulmadığını” belirten Müezzinoğlu, bu anlamda gerek Anayasa gerekse yasalarda ilgili düzenlemelerin olduğunu vurguladı. Türkiye’nin sağlığını iyi planlayacaksak, bu tür verilere ihtiyacımız var. Kişinin kimliği lazım değil sağlık bilgileri lazım. O nedenle, şimdi yeni çalışmamız kişiyi X olarak görebilmek. Biz, kişiyi X olarak görelim, X’i yalnız hasta ile hekim bilsin diyerek bu konuda geri adım attığı yolunda izlenim uyandırdı. 23 haber dişhekimi Meslek örgütlerinden SERT BiLDiRi Meslek örgütleri Ağız ve Diş Sağlığı haftası sebebiyle yayınladığı bildiride önce koruyucu Ağız ve Diş Sağlığı Hizmeti, sonra da “Eşit, Nitelikli ve Ulaşılabilir Ağız ve Diş Sağlığı Hizmeti” için birlikte mücadele kararlılığını vurguladı. Türk Tabipleri Birliği (TTB), Türk Dişhekimleri Birliği (TDB), Sağlık ve Sosyal Hizmet, Sağlık Emekçileri Sendikası (SES), DİSK, Devrimci Sağlık İşçileri Sendikası (Dev Sağlık İş) Türk Hemşireler Derneği, Türk Ebeler Derneği (TED), Tüm Radyoloji Teknisyenleri/ Teknikerleri Derneği (TÜMRAD DER), Türk Medikal Radyoteknoloji Derneği (TMRT DER), Sosyal Hizmet Uzmanlar Derneği (SHUD) 22 Kasım gününü içine alan “ağız ve diş sağlığı haftası” sebebiyle bir bildiri yayınladı. Bildiride şu ifadelere yer verildi; Ülkemizde 22 Kasım gününü içine alan hafta; “ağız ve diş sağlığı” konusunda halkın bilinçlenmesine katkı sağlamak, dikkatini çekmek, doğru alışkanlıklar kazandırmak amacıyla “Toplum Ağız Diş Sağlığı Haftası” olarak kutlanmaktadır. Sağlık Bakanlığı politikalarını, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ve Dünya Dişhekimleri Birliği (FDI) öncülüğünde başlatılan ve İstanbul`da gerçekleştirilen FDI Kongresi`nin de sonuç bildirgesinde (FDI 2020 Vizyonu) yer alan “Ağız sağlığı, genel sağlığın ayrılmaz bir parçasıdır ve temel insan hakkıdır.” anlayışı doğrultusunda oluşturmalıdır. Bu amaçla da; bireyin ağız diş sağlığının iyileştirilmesi ve nitelikli Ağız ve Diş Sağlığı hizmetinin sunulması için; bilimsel temelli, kanıta dayalı ve koruyucu ağız diş sağlığını önceleyen politikalar ivedilikle hayata geçirilmelidir. 24 Artık tüm dünyada, ağız ve diş sağlığı modelini oluştururken, bulaşıcı olmayan hastalıklarla (kalp, şeker hastalığı, kronik solunum hastalıkları, ruh sağlığı hastalıkları, kanser vb.) ağız sağlığının ortak risk faktörlerine göre değerlendirilip ele alınması yönünde çalışmalar yapılmaktadır. Dünyadaki ölümlerin % 60 ‘tan fazlasının, başka bir deyişle yılda 36 milyon insanın bu hastalıklardan öldüğü gerçeği göz önünde bulundurulduğunda ve bu konu ağız sağlığı ile ilişkilendirildiğinde, ağız diş sağlığının ne kadar önemli olduğu görülmektedir. Ülkemizde, % 90‘ın üzerinde tedaviye muhtaç diş eti hastalıkları, diş çürükleri ve diş eksikliği görülmektedir. 65 yaş üstü insanımızdaki dişsizlik oranı % 67 iken, 0-11 yaş grubundaki her çocuktan 6’ya yakınında tedavi edilmesi gereken dişeti sorunu, diş çürüğü ve eksik dişi varken, bu konuda bakanlığın etkili bir çalışma yürütmemesi, bu alandaki emek ve meslek örgütleriyle işbirliği içinde bir program oluşturmaması bu konuya olan duyarlılığın da göstergesidir. Sağlık Bakanlığı’nın 75 milyon ülke nüfusuna 7000 dişhekimi kadrosuyla Ağız Diş Sağlığı merkezlerinde verilmeye çalışılan hizmetler; 15,7 saatlik bir çalışmayı gerektirirken, bu hizmetin 8 saat içinde yapılmak üzere kurgulanması; kalite sorgulamasını, Ağız ve Diş Sağlığı merkezi çalışanlarının hangi koşullarda çalışmaya zorlandıklarını, halkın haber dişhekimi “Uzun soluklu makro planlar yerine günü kurtaran açıklamalarla 75 milyonluk bir ülkede sağlık yönetimi yapılamaz.” sağlığının nasıl göz ardı edildiğini çok açık ortaya koymaktadır. ADSM’lerde çalışanlar bu ağır iş yükü altında ezilirken, silikozis başta olmak üzere birçok meslek hastalığı ve risklerle de karşı karşıyadır. Üstelik özlük haklarıyla ilgili adaletsizliklerle de karşı karşıyadır. “Toplum Ağız Diş Sağlığı Haftası” nedeniyle irdelediğimiz bu konudaki politika zaafiyetini tüm sağlık mesleklerinde görmek mümkündür. Uzun soluklu makro planlar yerine her gün kalktığımızda değişen günü kurtaran “açıklamalarla” 75 milyonluk bir ülkede “sağlık yönetimi” olamaz! Sağlık Emek ve Meslek Örgütleri Olarak; 3 Sağlık Bakanlığına bağlı kurumların ağırlıklı olarak koruyucu ağız diş sağlığı hizmetleri vermesini, 3 Ağız ve diş sağlığı hizmetlerinin nitelikli ve sürdürülebilir olması için, atıl durumda bırakılan 15.000 serbest çalışan dişhekiminin de ülkenin ağız diş sağlığı hizmetlerine dahil edilmesini, 3 Nitelikli eğitim ve nitelikli insan gücü için üniversitelerin alt yapı ve öğretim üyesi ve akade- misyen sorunu çözülmeden hızla artışın durdurulması ve fakültelerin performans kıskacından kurtarılarak, gerçek görevi olan bilimsel araştırma ve eğitim çalışmalarına yönlendirilmesini, 3 ADSM’lerde istihdam edilen tüm çalışanların yıpranma, iş riskleri, iş kazaları ve meslek hastalıklarına yönelik sorunlarının bir an önce çözümlenmesini, bunun için de ilgili emek ve meslek örgütleriyle ortak çalışmalar yürütülmesini, 3 ADSM çalışanlarının özlük haklarıyla ilgili adaletsizliklerin giderilmesi, performans gibi çağdışı bir uygulamaya son verilerek, emekliliğe yansıyacak bir ücretlendirme için gerekli düzenlemelerin yapılmasını, 3 Ağız ve Diş Sağlığı konusunda da taşeron çalışma ve hizmet alımından bir an önce vazgeçilmesini, ve bu konuda tüm mesleklerin örgütleriyle iletişime geçilmesini talep ediyoruz. Önce koruyucu Ağız ve Diş Sağlığı Hizmeti, sonra da “Eşit, Nitelikli ve Ulaşılabilir Ağız ve Diş Sağlığı Hizmeti” için birlikte mücadele kararlılığımızı bir kez daha ilgililer ve kamuoyunun bilgisine sunarız. 25 beyazlatma merkezleri dişhekimi Beyazlatma merkezleri kapandı ancak cezadan kurtulamadı İzmir Karşıyaka’daki dişhekimi olmadan işlem yapan beyazlatma merkezinin işletme sahibi ve çalışanına 2 yıl 6 ay 4 gün hapis cezası verildi. Uzman ve dişhekimi gözetimi olmadan beyazlatma yapan merkezler girişimlerimize rağmen yasal olarak değil iş yapmamaları sebebiyle kapanmıştı. Ancak bu merkezlerin kapanmaları ceza almalarını engelleyemedi. Çalışmadıkları için kapanan beyazlatma merkezlerinin hukuki yönden devam eden mücadelesinde bir gelişme yaşandı. İzmir Diş hekimleri Odası hukuk danışmanı Arzu Ayşe İşseven aracılığı ile Karşıyaka Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulmuş ve kamu davası açılmıştı. Geçtiğimiz günlerde dava sonuçlandı White Smile isimli ticari işletmenin sahibi ve çalışanının 1219 sayılı yasanın 41. maddesine muhalefetten ayrı ayrı 2 yıl 6 ay 4 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildi. Avukat Arzu Ayşe İşseven konuyla ilgili olarak şunları söyledi; ‘’Suç duyurumuzda ve müdahil olduğumuz kamu davasında beyazlatma işleminin meslek içi eğitim çalışmalarına konu olan “bir tedavi” türü olduğuna ve bu tedavinin hatalı uygulanması sonucunda kişilerin gerek ağız ve diş sağlığı gerekse genel sağlıkları açısından olumsuz sonuçlarla karşılaşacaklarına vurgu yaptık. Adı geçen işletme sahibi ve çalışanının dişhekimi olmadığı halde ağız ve diş sağlığına ilişkin bir iş yeri açmak ve burada kişilere beyazlatma tedavisi uygulamak yolu ile 1219 sayılı yasanın 41. maddesindeki suçu işledikleri belirtilerek cezalandırılması istedik. Mahkeme tarafından beyazlatma işleminin bir tedavi olduğu gerçeği kabul edildi ve dosyadaki delillerden “sanıkların dişhekimi olmadıkları halde ağız ve diş sağlığına ilişkin tedavileri gerçekleştirmek suretiyle 1219 sayılı yasaya muhalefet suçunu işlediklerine ve belirtilen ceza ile cezalandırılmalarına karar verildi’’ denildi. Beyazlatma merkezi avukatları bu karar üzerine temyiz haklarını kullandı. 26 Temyiz başvurusuna itiraz edildi İzmir Diş hekimleri Odası hukuk danışmanı Arzu Ayşe İşseven, Karşıyaka 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nin hapis kararının ardından işletmenin temyize başvurması üzerine dilekçe ile cezanın onanması için Yargıtay Ceza dairesi’ne başvurdu. Dilekçede; ceza alan işletme sahibi ve çalışanının, dişhekimi olmadıkları halde ağız ve diş sağlığı hizmetine yönelik bir müessese işlettikleri, burada kişilere ağız ve diş sağlığına ilişkin müdahalede bulundukları, dolayısıyla 1219 sayılı yasanın 41. maddesi gereğince hapis cezası ile cezalandırılmalarına ilişkin yerel mahkeme kararının onanması gerektiği vurgulandı. haber dişhekimi Reklam ısrarına meslekten men CEZASI İstanbuldaki özel bir ağız diş sağlığı merkezine, “ağız kokusu şikayetiniz mi var” başlıklı, içeriğinde “…… ağız kokusu kliniği açıldı, ağız kokusu tedavi edilmesi gereken bir rahatsızlıktır, ağız kokusu problemi olan hastaların bir uzmana danışarak tedavi olmaları gerekmektedir, randevu için lütfen bizi arayın.” şeklinde ifadelere yer verdiği elektronik postalarla reklam yapması sebebiyle Türk Dişhekimleri Birliği(TDB) tarafından disiplin soruşturması açıldı. Reklam yasağına aykırı fiilleri sebebiyle daha önce de aldığı cezalar dikkate alınarak; kuruluşun sorumlu dişhekimi geçici olarak meslekten men edildi. Bu işlemin iptali için sorumlu dişhekiminin açtığı İstanbul’da özel bir ağız ve diş sağlığı merkezinin, kişilere gönderdiği elektronik posta yoluyla reklam yaptığı saptanan sorumlu hekimi, bir ay süreyle meslekten men cezası aldı. davada, Ankara 14. İdare Mahkemesi, reklam yasağına ilişkin düzenlemeler doğrultusunda hareket eden TDB’nin işleminin hukuka uygun olduğunu belirterek davanın reddine karar verdi. Kararın temyizi üzerine davayı değerlendiren Ankara Bölge İdare Mahkemesi 1. Kurulu da dava konusu disiplin cezasının hukuka uygun olduğunu belirterek mahkeme kararının onanmasına karar verdi. Böylece verilen geçici men cezası hukuk yoluyla da onanmış oldu. Dişhekiminin benzer bir eylem sebebiyle yeniden meslekten men cezası alması halinde bu cezanın yasa gereği, bağlı olduğu bölgede çalışmaktan men cezası olarak uygulanacağı belirtildi. 27 20. Kongre dişhekimi EGE BÖLGESİ DİŞHEKİMLERİ ODALARI EGE BÖLGESİ DİŞHEKİMLERİ ODALARI ULUSLARARASI BİLİMSEL KONGRE ve SERGİSİ International Scientific Congress and Exhibition Tepekule Kongre Merkezi 28 20. kongre dişhekimi 20. EBDO Kongre meslektaşlarımızdan tam not aldı İzmir Dişhekimleri Odası’nın düzenlediği, “20. Uluslararası Bilimsel Kongre ve Sergisi” 8-10 Kasım 2013 tarihleri arasında Tepekule Kongre Merkezi’nde gerçekleşti. Bilgileri tazelemek, becerileri geliştirmek, yeni tedavi yöntemleri ile tanışmak ve dental sektörün hizmetimize sunduğu yeni ürün ve teknolojilerle tanışmak amacıyla gerçekleştirilen kongre yoğun katılımla gerçekleşti. Kongrenin açılış konuşmasını yapan İzmir Diş hekimleri Odası Başkanı İlkay Karademirci Ülkü, bilimsel aktivitelerin önemine vurgu yaparak emeği geçen herkese teşekkür etti. Üç ayrı salonda yapılan sunumlar ve paneller meslektaşlarımızın güncel uygulamalar konusunda bilgilenmesi açısından etkili oldu. Kongre bilimsel programı kapsamında, diş hekimliğinin çeşitli klinik alanları ve klinik temel bilim branşları ele alınarak bu alan ve branşlarda sunumlar yapıldı. Posterler ödüllendirildi Tepekule Kongre Merkezi’nin üstkatında sergilenen posterler kongre katılımcıları tarafından ilgiyle takip edildi. Akademisyenlerden oluşan jüri posterleri tek tek değerlendirdi. Poster ödülleri kongrenin ikinci akşamı Kaya Termal Otel’de gerçekleştirilen gala gecesinde sahiplerini buldu. Poster birincilik ödülü Yard.Doç.Dr. Murat ÜNAL, Yard.Doç.Dr. Ali ÖZER, Dr.Evrem GÜLNAHAR, Dt.Osman VAROL ve Prof.Dr. Giray BOLAYIR’ın birlikte hazırladıkları “Plazma Ark Işık Kaynağının Farklı Bulk Fill Kompozitlerin Mikrosertlikleri Üzerine Etkisi” isimli poster oldu. 29 20. kongre dişhekimi Canlı sunumlar yine ilgiyle izlendi Kongrenin ilk gününden itibaren konusunda uzman meslektaşlarımız İzmir Diş hekimleri Odası operasyon odasında bulunan klinikten canlı yayın gerçekleştirdiler. “Sinüs Lifting yöntemleri ve komplikasyonlar, hasta başında anında kalıcı bireysel abutment yapımı, kemik transfer seti ile greftleme, bio materyaller ve kullanım yerleri konularının yer aldığı canlı cerrahi sunumlar yine büyük ilgi gördü. Canlı sunum gerçekleştiren akademisyenler aynı zamanda Anadolu Salonu’nda sunumları izleyen meslektaşlarımızın sorularını da yanıtladılar. Canlı sunumların yanı sıra bilimsel program kapsamında farklı konularda kurslar da düzenlendi. Kongre süresince 3 ayrı salonda düzenlenen ve konusunda uzman akademisyenlerin verdiği 30 kurslarda meslektaşlarımız teorik bilgilendirme ve pratik uygulamalarla eksik oldukları konular ve yenilikler hakkında kendilerini geliştirme şansını yakaladılar. dişhekimi 20. kongre Akademisyenlerden, “Şiirlerle İstanbul” dinletisi Açılış programında yer alan, çeşitli görseller ve müzik eşliğinde gerçekleştirilen ‘Şiirlerle İstanbul’’ dinletisi büyük ilgi gördü. İstanbul Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi öğretim üyeleri ve öğrencilerinden oluşan, Prof. Dr. Raif Erişen yönetmeliğindeki ekip hem göze hem kulağa hitap ettikleri bir gösteri sundu. Müziklerini Diren Demirci’nin hazırladığı dinletide, Prof. Dr. Hasan Meriç, Prof. Dr. Seçkin Dindar, Prof. Dr. Tamer Erden, Prof. Dr. Berna Tarım, Prof. Dr. Sami Büyükgökçesu, Prof. Dr. Yavuz Gömeç, Prof. Dr. Tonguç Sülün, Prof. Dr. Hakan Özyuvacı, Dr. Meral Gül Uzman, Dr. Rüştü Dağlaroğlu, Hande Erdin, Yağmur Yalçın görev aldı. Muhteşem İstanbul fotoğraflarının yer aldığı sunumun sonunda tüm ekip uzun uzun alkışlandı. 10 Kasım’da Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ü andık Kongrenin son günü Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ölümünün 75′inci yılında saygıyla anıldı. Kongreye katılan meslektaşlarımızın önemli bölümü ve akademisyenler düzenlenen etkinlikte bir araya geldi. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın ardından Sakarya Destanı Film Gösterimi gerçekleştirildi. 31 20. kongre dişhekimi KATILIMCI GÖRÜŞLERİ Reha Öngen (K.Maraş): Ben 10 yıldır K.Maraş’tayım, İzmir’de dişhekimliği öğrenimimi gördüm, ailem de burada, kongreyi ailemi görmek açısından da tercih ettim. Serbest dişhekimlerine yönelik açıklayıcı, herkesin anlayabileceği gayet güzel bir kongre. Uluslararası gittiğim bir kongreden içerik olarak da kalite olarak da organizasyon olarak da daha iyi. Stantların fazla olması beni memnun etti. Beklentilerimi karşılayan bir organizasyon olarak görüyorum. Sibel Kepez Ülkü (Ankara): Ben beş yıldır EBDO kongrelerine katılıyorum. Bu sene katılımı biraz daha az gördüm ancak FDI Kongresi’nin yakın tarihte olmasından kaynaklandığını düşünüyorum. Bu kongreyi tercih etmemde iki etken var; birincisi konu çeşitliliği ve canlı sunumların olması, ikincisi ise İzmir’i seviyor olmam. Sevdiğim bir şehir bu yüzden de tercihim bu kongre oldu. Akademik anlamda yeterli bir kongre olduğunu söyleyebilirim. Teknolojik ya da pratik anlamda gelişme olan konularla ilgili yeterince fikir edindiğimi düşünüyorum. Mete Dalbeler (İstanbul): EBDO Kongresine tavsiye üzerine katıldım, tavsiyelerin de yerinde olduğunu gördüm. Bunu tüm samimiyetimle söyleyebilirim. Konu seçimi açısından oldukça kaliteli bir kongre gördüm. Bunun yanında katılımcılarında birikimli olduğunu fark ettim. Bunun kongreye ayrı bir kalite kattığını düşünüyorum. Tüm oturumlara katıldım ve zevkle dinledim. Akademik anlamda yeni bilgiler edindim. Emeği geçenlere teşekkürler. 32 Rabia Bilgiç (Erzurum): EBDO kongresini kendi adıma yeterli buldum. Kongrenin işleyiş, yönetim ve bilgi sunumu çok güzel. Üç ayrı salonda tüm sunumlara katılmak mümkün olmadı ancak benim izleme şansı bulduğum sunumlar oldukça iyiydi. Birçok konuda hem canlı sunumlarla hem de diğer sunumlarda fikir edindim. Güzel bir organizasyon olmuş. Funda Korkmaz (İstanbul): Genel olarak kongreden memnun kaldım. Ben geçen sene katılamadım daha önceki senelerde 3-4 kez bu kongreye gelmiştim. Bilimsel anlamda içeriği kendi adıma yeterli buldum. İzmir’deki kongrelerde içerik diğer kongrelere oranla daha kapsamlı. Bir de ne kadar önemsiz görünse de aralarda çay kahve ikramları ve yemek konusunda katılımcılara özen göstermeleri beni memnun ediyor. Bazı organizasyonlarda su dahi içemediğimiz oluyor. Bu kongrede kendimi evimde gibi rahat hissediyorum. Yani hem bilimsel anlamda hem katılımcı olarak verilen değer anlamında memnun kaldığımı rahatlıkla söyleyebilirim. Müşerref Sert (Antalya): Ben daha öncede kongrelerinize katılmıştım. Bu sene içerik olarak biraz zayıf olduğunu düşünüyorum. Canlı sunumlar geçtiğimiz yıl daha fazlaydı, özellikle bu sunumların fazla olması sebebiyle birçok meslektaşımız bu kongreyi tercih ediyor. Organizasyonu yapan emeği geçenlerin bunu dikkate almalarını diliyorum. Kimi aksaklıklar vardı ama bu tür kapsamlı organizasyonlarda bu olumsuzluklara anlayışla bakmamız gerektiğini de düşünüyorum. Bunların dışında yine birçok organizasyona göre bu kongrenin fark yarattığını söylemek isterim. dişhekimi haber 33 haber 34 dişhekimi dişhekimi haber 35 röportaj dişhekimi Görev yaptığı Ağız Diş Sağlığı Merkezi’nde haksızlığa uğrayan Dişhekimi Cenk Balcıoğlu, başlattığı hukuk mücadelesini kazandı Fethiye ADSM’de görev yapan Cenk Balcıoğlu tedavisini üstlendiği bir hasta için tedavi planı çıkardı, ancak hasta ücretini ödemedi ve tedaviden vazgeçti. Bu arada hastanın kayıtları silinmeyince Balcıoğlu usulsüzlükle suçlandı. Bunun üzerine haklı olduğunu ispat etmek için hukuk mücadelesi başlatan meslektaşımız Cenk Balcıoğlu mücadelesini ve yaşadığı huuki süreci Dişhekimi Dergisi’ne anlattı. Cenk Bey kendinizi biraz tanıtır mısınız? 2010 yılından beri Fethiye ADSM’de diş hekimi olarak çalışıyorum. İşe 4B’li yani sözleşmeli olarak başladım. 2011 yılında ise kalıcı kadroya geçtim. Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası’nın Fethiye İlçe Temsilciliği Yönetim Kurulu üyesiyim. Zaman zaman Milliyet Blog’da yazılar yazıyorum red edilince bir idari dava daha açtım. Anayasaya göre idare mesul olduğu her zararı ödemekle mükellef. 15 aylık gecikmeli ödemenin mağduriyet yarattığı ortada. Bu mağduriyet sadece enflasyondan kaynaklanan bir mağduriyet de değil. Yargıtay içtihatlarına göre gecikmeli ödemelerde kişinin parayı kullanamamasından kaynaklı bir mağduriyete uğradığı da kabul ediliyor. Bu dava da lehimde sonuçlandı. İdare, gecikme faiziyle birlikte avukat masrafını ve mahkeme giderlerini de ödemek zorunda kaldı. Hukuk mücadelesine nasıl karar verdiniz? Kararlı ve ilkeli mücadele veren bir sendikaya üye olmam burada önemli bir etken oldu. Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) emeğin hakları için esas olarak toplumsal alanda mücadele verirken hukuksal alanı kısmi kazanımlar sağlayabilme potansiyeli sebebiyle yok saymıyor. Bu sebeple verdikleri destek hukuksal mücadeleye karar vermemde önemli bir etken oldu. Kınama cezası aldığınız olay nasıl gelişti? Hastanın tedavi ücretini yatırmaması ve benim hazırladığım tedavi planının silinmemesi sonucu performans değerlendirmesi üzerine usülsüzlük yapmakla suçlandım. 2011 yılında idare tarafından Bu tür bir hukuki bir mücadelede elimizi nekınama cezası verildi. İki aylık döner sermaye öde- ler güçlendirir? mem kesildi. Bunun üzerine idare mahkemesinde Hukuksal mücadelenin olanaklarını ve sınırlarını iptal davası açtım. Haklı olduğumu ispat ederek bizzat yaşayarak gördüm. Sosyoekonomik ve sidavayı kazandım. Kınama cezası kaldırıldı, döner yasal sistemin yapıtaşlarını oynatacak düzeyde olsermaye alacağım geri ödendi. Ancak 15 mayan konularda hukuksal mücadele ile ay ödeme yapılmamasına rağmen kazanımlar elde etmek mümkün. geçmiş dönem yasal faizi ödenAncak çok kuvvetli gerekçeleri“Kişisel medi. Bunun üzerine gecikme niz ve delilleriniz de olsa bazı haz değil hak arama faizinin ödenmesi için bir dikonularda sistem kendisini mücadelemle sessiz lekçe yazdım, bu isteğim koruyor ve haklı da olsanız kalanları motive etme ve reddedildi. sonuç alamıyorsunuz. İşte bu noktada hukuksal müharekete geçirmek istedim. Gecikme faizi için de cadele değil toplumsal ve Yürüyüş ve mitinglerde çok ayrı dava mı açtınız? siyasal mücadele anahtar beğendiğim bir slogan vardır: Evet, kesilen döner sermarolü görecektir. Sendikalar, ye geri ödemesi yapıldığınmeslek odaları, siyasi partiKurtuluş yok tek başına, da aradan 15 ay geçmişti. ler ve benzeri örgütlenmeler ya hep beraber, ya hiç İdareye bir dilekçe vererek geyeterli güce erişirse bu barajı birimiz!” cikme faizini de istedim. Talebim aşabilerler. 36 dişhekimi röportaj Deneyiminize dayanarak ülkemizde bu tür bir hukuksal süreçte hangi güçlüklerin yaşanabileceğini konusunda ne söyleyebilirsiniz? Biraz daha somut konuşayım o zaman. Örneğin; 4483 sayılı kanuna göre bir devlet memurunun göreviyle ilgili konularda savcılık tarafından soruşturulabilmesi bölgesindeki en yüksek mülki amirin onayına bağlı. Bu eğer bir il merkezinde yaşıyorsanız il sağlık müdürünün göreviyle ilgili savcılık soruşturmasının valilik iznine bağlı olduğu anlamına gelir. Hem vali hem de sağlık müdürü aynı iktidarın atadığı görevliler olduğu için bu izin genellikle çıkmıyor, savcılar da gereğini yapamıyor. Yargının iktidar tarafından kontrol altında alındığı ortamda suç konusu savcılığa intikal etse bile sıkıntılar bitmiyor. Sürülme, dışlanma gibi baskıya maruz kalan savcıların görevini hakkıyla yapabilmesi de çok zor. İşte bu nedenle diyoruz ki hukuksal mücadelenin kazanımları belli bir yere kadar. Sorunların kökten çözümü ise örgütlenmektan yani dayanışmadan geçiyor. Bu tür bir durumla karşı karşıya olan meslektaşlarınıza neler tavsiye edersiniz? Benzer sorun yaşayan meslektaşlarıma öncelikle mesleki ve sendikal örgütlenmelerde yer almalarını öneriyorum. Bu şekilde örgütün bilgi ve tecrübe birikiminden faydalanabileceklerdir. Bu durum mücadelenin yol ve yöntemi konusunda olduğu kadar dayanışma içinde olmanın ve yalnız kalmadığınızı bilmenin ruhsal rahatlığını da sağlayacaktır. Son durum nedir? Hukuki süreç bitti mi? Şimdiye dek beş idari dava açtım. Üçünü kazandım, birini kaybettim, diğeriyse halen devam diyor. Kaybettiğim dava mobbing davası . Kanımca çok güçlü kanıtlarım olmasına rağmen Muğla İdare Mahkemesi’nde red edildi. Bunun üzerine Aydın Bölge İdare Mahkemesinde temyize gittim. Şimdi temyiz sonucunu bekliyorum. Yani halen lehime çevrime olasılığım var. İtirazım kabul edilirse yerel mahkeme davayı tekrar görecek. Eğer bölge idare mahkemesi de red ederse Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru hakkımı kullanacağım. Bu kararlılığımın tek sebebi kişisel haklılığıma inancım ve sonuçta elde etmeyi umduğum kişisel haz değil hak arama mücadelesinde sessiz kalanları motive etme ve harekete geçirmek ümidi. Yürüyüş ve mitinglerde çok beğendiğim bir slogan vardır: “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber, ya hiç birimiz!’ 37 haber dişhekimi İş gücü arttı, sorunlar İKİYE KATLANDI Türk Sağlık-Sen tarafından Ağız ve Diş Sağlığı Haftası nedeniyle bir araştırma yapıldı. İstihdamın az iş yükünün çok arttığı ortaya çıkan araştırmada Avrupa Birliği standartlarına yetişmek için 26 bin hekime ihtiyaç olduğu belirtildi. Bir dişhekimine 11 bin 326 kişi düşüyor Türk Sağlık-Sen’in yaptığı araştırmaya göre Türkiye’de 20 bin 602 diş hekimi görev yapıyor. Diş hekimlerinin 6 bin 667’si kamuda görev yapıyor. Sağlık Bakanlığındaki görevli diş hekimleri dikkate alındığında Türkiye’de bir diş hekime 11 bin 326 kişi düşüyor. Diş hekimlerinin yüzde 45’i üç büyük il olan İstanbul, İzmir ve Ankara’da görev yapıyor. (İstanbul: 5 bin 346, Ankara: 2 bin 356 ve İzmir: bin 727 ) AB’ye yetişmek için 26 bin hekime ihtiyaç var Araştırmada Türkiye ve AB bölgesinde 100 bin kişiye düşen diş hekimi oranlarına da yer verildi. Buna göre Türkiye’de 100 bin kişiye 27 diş hekimi düşmekte. Avrupa Birliği ortalamasında ise 100 bin kişiye 61 diş hekimi düşüyor. Araştırmaya göre 100 bin kişiye düşen diş hekimi sayısında Avrupa Birliği ortalaması olan 61’i yakalayabilmemiz için en az 25 bin diş hekimine ihtiyacımız var. İstihdam az, iş yükü çok arttı Araştırmada diş hekimlerinin artan iş yüküne de dikkat çekildi. Araştırmaya göre 2006 yılında Sağlık Bakanlığı’nda görevli bir diş hekimi bir yılda 396 dolgu, 213 protez işlemi gerçekleştirirken 2012 yılında bir diş hekimi 1071 dolgu, 845 protez işlemi gerçekleştirdi. Yani 6 yılda diş hekimlerinin iş yükü protezde yüzde 296, dolguda yüzde 170 arttı. İstihdam % 55 arttı Araştırmaya göre son 6 yılda ise Sağlık Bakanlığı’nda diş hekimi istihdamı yüzde 55 arttı. 2006 yılında 4 bin 297 olan diş hekimi sayısı 2012 yılında 6 bin 677’ye yükseldi. Araştırmada ayrıca diş protez teknisyenlerinin iş yükünün de yayınlanan bir genelge ile yüzde 166 arttırıldığına da dikkat çekildi. 38 Diş protez teknisyenlerinin iş yükü arttı Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu tarafından “Diş Protez Teknisyenlerinin Günlük İş Yükü Miktarları” konulu bir genelge yayınlanmış ve diş protez teknisyenlerinin iş yükü yüzde 166 arttırılmıştı. Genelge yayınlandıktan birkaç gün sonra düzenleme için geri çekilmişti. Tekrar yayınlanan genelgede diş protez teknisyenlerinin iş yüklerinde azaltılmaya gidilmediği görüldü. Süreler 2010’da belirlenmişti Sağlık Bakanlığı, 2010 yılında ağız ve diş sağlığı hizmeti sunulan birimlerde yapılan 10 iş kalemi ve bunların yapım sürelerinin belirlenmesi için 3 ağız ve diş sağlığı merkezi ile 2 özel diş laboratuvarında çalışma yürütmüş, diş protez teknisyenlerinin yapması gereken asgari günlük işleri belirlemişti. Bakanlıkça yapılan düzenlemeyle ağız ve diş sağlığı hizmeti verilen birimlerde görevli diş protez teknisyenlerinin iş miktarı 2 iş günü/3 parça, 22 iş günü/33 parça, 22 iş günü/22 tamir olarak belirlenmişti. Ayrıca diş protezindeki her işlemin süresi ayrı ayrı tespit edilmişti. haber dişhekimi Genelgeye göre; Bir diş tamiri: 4 dakika Diş protezi: 28 dakikada 22 iş gününde 33 parça iş yapmak zorunda olan diş protez teknisyenleri yeni genelge ile 22 iş gününde 88 ila 103 parça iş yapmak zorunda olacaklar. Türk Sağlık-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci; Bugün diş protez teknisyenleri çalışma ortamlarındaki sorunlar ve maruz kaldıkları kimyasallar yüzünden sağlıklarını bile riske ederek hizmet sunmakta olduklarını belirterek; ‘’ Ortada böyle bir durum varken teknoloji gelişti diyerek çalışanların iş yükünü anormal derecede arttırmak yanlıştır. Teknolojik gelişme ile artışı izah edilemeyecek bu iş yükünün tamamlanması fiilen mümkün değildir. Diş Protez Teknisyeni istihdamı her personel alımında bir elin parmakları ile sınırlı tutulurken çalışanların iş yükünü arttırarak soruna, zulüm yoluyla çare aranması kabul edilemezdir.Türk Sağlık-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci olarak bu konuda mücadelemizi tüm platformlarda sürdüreceğimizi tüm diş çalışanlarının bilmesini isteriz’’ dedi. İzmir Diş Teknisyenleri Odası eski Başkanı TarıkYıldızhan; artan iş yükünün yanı sıra personel yetiştirme konusunda büyük sıkıntıları olduğunu söyledi. İzmir’de üye eksikliği sebebiyle kapanan İzmir Diş Teknisyenleri Odası eski Başkanı TarıkYıldızhan, Türk sağlık-Sen tarafından yapılan araştırma ile ilgili sorularımızı yanıtladı. Bir genelgeyle diş teknisyenlerimizin yapmaları gereken iş miktarı yüzde 166 arttırıldı bu konuda neler söyleyeceksiniz? Hastanelerde çalışan teknisyenleri kastediyorsanız daha önceleri ayda 22 parça iş yapıyorlardı, çok rahat çalışıyorlardı. Ancak kurum yöneticileri bunun farkındalardı ama kadrolu oldukları için bir yaptırımları yoktu. Bu yılın ortalarında Bakanlık bu durumu fark etmiş olmalı ki iş sayılarını önce 40 parçaya çıkarmak istemişti ancak sendikalarından itirazlar gelince geri adım atıldı ve şimdilerde sayı 30 olarak sabitlenmiş durumda. Diğer tarafta bizim özel diş protez laboratuvar- yapılacak larımızda çalışan teknisyenlerimizi kıyasladığımızda, Kamuda çalışanlara nazaran üç katı fazla iş yaptıklarını söylemek mümkün, bu durumu da şu şekilde izah edebiliriz: Protezin birçok aşaması var ve bu aşamalar için birden fazla personel çalışmaktadır. Demek oluyorki kurum çalışanları tek başlarına 30 parçayı çok rahatlıkla yapabilirler ve çok çalışmış olmuyorlar. İş yükünün artması ne gibi sorunlar ortaya çıkarır ? Genelleme yapacak olursak her işte olduğu gibi bizim işlerde de yoğunluktan dolayı kaliteli işler yapamayacağınız gibi çalışanın sağlığını da tehdit etmiş olursunuz, yeteri kadar zaman tanımak gerekli İş Sağlığı Güvenliği tedbirlerini elden bırakmamak gerekir. Genel anlamda teknisyenlerin sorunlarıyla ilgilenildiğini düşünüyor musunuz? Özellikle son 3 yıldır gerekli düzeltmeler ve iyileştirmeler yapılıyor diye düşünüyorum. Tabii ki Avrupa standartlarında değiliz ama bu kadarı bile bizim için bir başarı sayılır. Son olarak ne söylemek istersiniz? Son olarak şunları söylemek isterim; bütün sektörlerde işsizlik sorunu yaşanırken, işçi çıkartılırken biz laboratuvar sahipleri kalifiye eleman bulmakta zorlanıyoruz çünkü personel yetişmiyor. Yeteri kadar sağlık meslek lisemiz yok, yüksek okullarımız yok,var olan okullarda da diş teknisyenliği sınıfları bulunmamaktadır. 2004 yılında kapatılan Çıraklık Eğitim Merkezimiz az da olsa çırak yetiştirmemize yardımcı oluyordu. Bu sene gerek laboratuvarlarımızda çalışan, gerekse hastanelerde kliniklerde çalışan belgesiz personellerimize kurs verip belge almalarını sağladık, kusları sürdürüyoruz. 39 haber dişhekimi SAĞLIK ÇALIŞANINA ŞİDDET SEMPOZYUMDA ELE ALINDI Her saat başı bir sağlık çalışanı şiddet görüyor Sağlık çalışanlarının diğer meslek gruplarına göre 16 kat daha fazla saldırıya uğradığı Türkiye’de ‘sağlıkta şiddet sorunu’ İzmir’de Yaşar Üniversitesi’nde düzenlenen sempozyumda masaya yatırıldı. Her saat başı bir sağlık çalışanının sözlü veya fiziksel şiddete maruz kaldığının açıklandığı sempozyumda sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin aslında toplum sağlığı sorunu olduğu gözler önüne serildi. Yaşar Üniversitesi Hukuk Fakültesi, İzmir Tabip Odası, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi ve Tıp Tarihi ve Etik Anabilim Dalı işbirliği ile ilk kez düzenlenen “SAĞLIKTA ŞİDDET SORUNU SEMPOZYUMU” Yaşar Üniversitesi Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi. Alanında uzman hekimler ve avukatların konuşmacı olarak yer aldığı sempozyuma Yaşar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Murat Barkan, İzmir Tabip Odası Başkanı Dr. Suat Kaptaner, İzmir İl Sağlık Müdür Yardımcısı Dr. Cengiz Balaban ile Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kamil Kumanlıoğlu katıldı. 40 ŞİDDETİ KONUŞMAK ÇOK ACI Şiddet davranışının gelişimi ve sonuçları, sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin tanımı ve risk faktörleri, hukuki koruma yöntemleri gibi konuların ele alındığı sempozyumun açılış konuşmasını gerçekleştiren İzmir Tabip Odası Başkanı Dr. Suat Kaptaner, “Aslında sağlıkta şiddet gibi bir konuyu bir sempozyumda tartışmak gerçekten acı ama sonuçta bu sorun gerçek” dedi. Yaşar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Murat Barkan ise medyanın şiddet konusunda daha dikkatli ve sorumlu olması gerektiğini vurguladı. Prof. Dr. Barkan, “ Medyada çıkan haberler, hekimler ve hastaları karşı karşıya getiriyor. Sağlık çalışanlarına yönelik şiddette medyanın sorumluluğu göz ardı edilmemeli” dedi. Sağlık çalışanlarına yönelik şiddeti en çok 26-35 yaş arası erkeklerin gerçekleştirdiğine dikkat çeken İzmir Tabip Odası Avukatı Mithat Kara da; “İzmir’de 2013 yılında İl Sağlık Müdürlüğü bünyesindeki Beyaz Kod Birimine 672’si sözlü, 316’sı fiziksel toplam 988 şiddet bildirimi gerçekleşti. Yaklaşık 120 olaya ilişkin ise dava açıldı.” bilgisini verdi. dişhekimi haber 41 röportaj > Özlem Kekeç dişhekimi Meslektaşımız Ortodontist Dr. Müge Sandıkçıoğlu “Yazmak, bir çeşit zemberek boşalması sanki” Dr. Müge Sandıkçıoğlu’nun bu yıl içinde çıkan ikinci kitabı Göçmen Ruh okuyucu ile buluştu. Sandıkçıoğlu ile yeni kitabı ve yazının yaşamındaki yeri üzerine konuştuk. Bir yıl içinde ikinci kitabınızı yayımladınız. İlk kitap yılların birikiminden nasiplenmiştir mutlaka ama bu kadar az zamanda ikinci kitap nasıl doğdu? Çok mu doldunuz? İlk kitap yıllardır kıyıda bekleyen yazılarımdan elenerek oluşmuştu. Yeni kitabı yazmaya, ilkinin basılmasıyla başlamışım da farkında değilmişim. O kitaba gösterilen ilgi ve benim yaza yaza daha da açılan algılarımdan dolayı da sanırım, ikinci kitabın malzemesi hızla ortaya çıktı. Aslında onları ikinci kitap çıkar diye yazmadım. Meğer zaten yazıp duracakmışım. Aldığım tepkilerin motivasyonu beni yazmaya daha fazla zaman ayırmaya yöneltti. Yazdıkça olay ve insanlara, yaşadığım şeylere olan bakış açım ve alt metinler daha bir görünür olmaya başladı. Bazen her şey bende yazmaya neden olur ve nasıl yetiştireceğimi bilemem. Beynimin içinde dolanan cümleleri, olduğu gibi ve o anda hemen kâğıda ya da ekrana geçirirken müthiş telaş ederim. Bir çeşit zemberek boşalması etkisi sanki. Onay almış olmanın verdiği cesaret de, zaten var olan yazma cesaretimi kamçıladı. Yani çok dolmaktan ziyade, birikenin, yeni eklenenlerle birlikte dışarı çıkma macerası diyebilirim. Özellikle deneme türündeki kitapların yazarın kendi yaşamı ve deneyimlerinden beslenmesi doğaldır. Ama yazarın çok öne çıkması okuyucuyu olumsuz etkileyebilir. Siz bu dengeyi nasıl koruyorsunuz? Daha çok yolun başında olmamın verdiği bir tedirginliğim de budur. Öne çıkmama ve dışarıdan bakabilme becerisini yakalamak isterim. Öte yandan içinde benim de olduğum yazıların, okurlarda daha hoş bir özdeşleşme ve samimiyet yarattığına da tanık oluyorum. Yine de yazılan her kitap her okurda farklı bir algı, başka bir etkilenim yarattığı için bu herkes için geçerli olmayabiliyor. Bazen de “Şu yazı- 42 röportaj dişhekimi daki sen misin? Bu yazıda kimden bahsettin?” soruları gelebiliyor. Bunu açıklamak zorunda kalmanın çok deneyimli yazarlar için bile kolay olmadığını okuyorum. Deneme türünde dahi yazarın kurgu yaptığı olur. Kişisel görüşünü ikinci ya da üçüncü şahıslar üzerinden anlatabilir. Ayrıca hiç de başından geçmiş ve bizzat yaşanmış olması gerekmez. Ben yazarken kendimi geri çekmek veya saklamak zorunda kalmak istemesem de, yeri geldiğinde bunu yapıyorum. Ortak duyguda buluşabilmenin uygun düşeceği, kendimi bunu yapmaktan alıkoyamadığım ve yapmazsam sahtekârca yazdığımı düşündüğümde de hiç engellemiyorum. Sonuçta yazılarımda insanı ve onun psikolo- jisini/davranış mekaniklerini temel almayı sevdiğim için, bu türden bir öne çıkmayı, okurun art niyetle karşılamayacağına inanıyorum. İçtenliğimi de denge hesabına pek yedirmek istemiyorum açıkçası. Kitabınızın ismi kitaptaki yazılardan birinin başlığından geliyor. Göçmen ruhlu bir İzmirli olmanın yazı deneyiminize katkısı ne oldu? Selanik göçmeni bir anneannenin torunu ve Kırım göçmeni bir babanın kızı olmak, her yazıda göçmeye çekincesi olmayan bir ruh vermiş bana sanırım. Onların zapturapta boyun eğmemek adına yollara düşmüşlükleri, bende bir ruh özgürlüğüne zemin yaratmış olabilir. İçinde yaşadığım ruhun coğrafyası da, geçmişimin bedenen yaşadığı göçten etkilenmiş herhalde. Yerleşik iç hallerinden göçüp başka hallerin içine girip çıkmaktan çekinmemeyi öğretmiş. Genlerim farklı yaşam tarzlarının ve ruh hallerinin etkilerini içlerinde saklamış. Buna bir de İzmir gibi özgür ruhlu ve boyunduruk altına girmeye dirençli bir şehirde doğup büyümüş olmak eklenince, yazmak kaçınılmaz bir faaliyet haline geldi belki de. Bu mozaiklerin renkleri içimden dışıma fışkırmaktan alamadı kendini. Kitabınızda yer alan “İnsan ruhunun MR’ını çekiyorum” sözü çok güzel. Bu yeteneğiniz yazı hayatınıza ne şekilde yansıyor? Bu beni yazmaya iten özelliklerimden biridir. Gözlerimin gördükleri, beynimin ve kalbimin gözleriyle gördüklerine ekleniyor. Hiç konuşmayan biri bile sürekli konuşuyor aslında. Konuşsun ya da konuşmasın insanlar dışarı hep bir takım sinyaller veriyorlar. Vermek istemedikleri sinyaller bile bir yerden kendini açık ediyor. Bu sinyalleri her zaman doğru algılama konusunda iddia sahibi değilim. Ama hayat hepimize bir sürü şey öğretiyor yıllar içinde. Olumlu ya da olumsuz her şey bir iz bırakıyor ve biz onları bilinçli ya da bilinçsiz olarak kaydediyoruz. Bunlar da bende sanki her insanın MR görüntüleri gibi ayrıntılı bir belge gibi görünüyor. O kadar çok veri geliyor ki, yazmamak elde değil. Beni besliyor. Deneme yazmak benim için hayati bir ilaç gibi. İçimi temizleyen bir arıtma tesisi gibi. Ruhuma diyaliz yapılması gibi. Detoks yapılıyor gibi. Her iki kitap da deneme türünde ve ikisi de kendi türünde çok başarılı. Öykü ya da roman tarzında kitaplar da gelecek mi? Çok teşekkür ederim. Deneme yazmak benim için hayati bir ilaç gibi. İçimi temizleyen bir arıtma tesisi gibi. Ruhuma diyaliz yapılması gibi. Detoks yapılıyor gibi. O yüzden kopmam zor. Bunu nasıl anladım? Yaklaşık altı yıl önce başladığım ve hâlihazırda elli sayfaya ulaşmış olan bir romanım var; ona bir türlü hâlâ el atamadım. Onun da elinden tutmayı çok arzu etmeme rağmen vakit yaratma konusunda başarılı olamadım. Ailem, işim ve tiyatrodan kalan zamanda elim gene deneme yazmaya gidiyor. Ama o roman bir gün mutlaka yazılacak. Çünkü onu da yazmazsam çatlarım ve bir çocuğumu ilgisiz bırakmışım gibi hissederim. Arada gidip başını okşuyorum ama büyümesine yardımcı olmam lazım. 43 haber 44 dişhekimi dişhekimi haber 45 kurslar dişhekimi A’dan Z’ye İmplantoloji Kursu’nun ilk iki aşaması başarıyla tamamlandı A’dan Z’ye İmplantoloji Kursunun ilk aşamaları Kasım ve Aralık aylarında İzmir Dişhekimleri Odası’nda gerçekleştirildi. Prof. Dr. Tayfun Günbay, Doç.Dr. Fatih Arıkan, Dr. Buket Han, Dr. Tolga Bıçakçı eğitmenliğinde gerçekleştirilen kursun ilk aşamasına yoğun katılım oldu. İlk aşaması üç gün süren kursun ilk gününde; günümüzde implantoloji, güncel implant, implant çevre ve dokuları anlatıldı. İkinci gün hasta seçim kriterleri radyografi ve anatomik komşuluklar, hastanın implant uygulamasına hazırlanması için yapılması gerekenler, son gün ise muayenehane pratiğinde sterilizasyon, ağrısız implant uygulamalarının 46 temel prensipleri, implant cerrahisine giriş konuları anlatıldı. Aralık ayında gerçekleştirilen ikinci aşamanın ilk günü; biyomekanik, implant üstü protez seçenekleri, cerrahi stent ve immediat protez yapımı ve ölçü alma teknikleri anlatıldı. İkinci gün ise metal ve dentin provada dikkat edilecek hususlar, periimplantitis ve tedavisi, ileri cerrahi tanıtımı konuları anlatıldı. İkinci aşamanın son günü ise kursiyerlerin hastalarının planlamaları gerçekleştirildi ve kursiyerlere hasta üzerinde canlı implant uygulaması yaptırıldı. dişhekimi kurslar KATILIMCI GÖRÜŞLERİ Figen Yüksel (Erzurum): Ben daha önce implant uygulamıyordum, İzmir Dişhekimleri Odası’nda düzenlenen bu kursu daha önce arkadaşlarımdan duymuştum tavsiye üzerine geldim. Umduğumdan daha pozitif bir sonuç elde ettim oldukça memnun kaldım. Hocaların anlatımı, ortam, canlı uygulama yapabilme şansı bulmak hepsi beni çok memnun etti. İlk başta ben bu işi yapamam diyordum ancak kursun daha tüm aşamaları tamamlanmamasına rağmen ben bu işi yapabilirim diyorum, bu bile benim için büyük aşama. Burada yapabileceğimiz hataları hasta üzerinde birebir gördük. Kursa emeği geçenlere teşekkür ediyorum. Erzurum’dan 1500km yoldan geldim ama hem bilgiyle hemde memnun ayrılıyorum. Azmi Yılmaz (Konya): Kurs gerçekten çok güzel ve yararlıydı. Buradaki kursa katılmamın sebebi uzun süredir implant uygulayan eğitmenlerimizden hem püf noktalarını öğrenmek, hem de canlı olarak yapma olanağıydı. Kurs eğitmenleri hocaların anlatımı ayrıntılı ve açıklayıcı, bu beni memnun etti. Daha önce İstanbul’da bir kursa daha gitmiştim ancak bu kurs daha verimli geçti. Böyle detaylı bir kurs başka yerde yok, ben çok araştırdım ve burayı tercih ettim. Aydın Tataroğlu (Nevşehir): Hasta üzerinde pratik yapmanın faydalı olacağını düşündüğüm için kursa katıldım. Kurs eğitmenlerinin konuyla ilgili püf noktalarını aktarma konusundaki samimiyetinden de çok memnun kaldım. Ayrıca her sorumuza sabırla cevap verdiler. Deneyimimi arttırmak için yararlı bir kurs oldu, hands-on kemik üze-rinde yaptığımız uygulamalar da heyecanımızı yenmemize yardımcı oldu. İzmir’den oldukça memnun ayrıldığımı söyleyebilirim. Diğer aşamalara da katılmayı düşünüyorum. 47 kurslar dişhekimi Temporomandibuler Rahatsızlıklar ve Bruksizmin Tanı ve Tedavisi Kursu’na yoğun ilgi gösterildi Prof. Dr. Koray Oral’ın eğitmen olarak görev aldığı Temporomandibuler Rahatsızlıklar ve Bruksizm Tanı ve Tedavisi Kursu İzmir Dişhekimleri Odası eğitim salonunda yoğun bir katılımla gerçekleştirildi. İki gün süren kursun ilk gününde temporomandibuler rahatsızlıklar tanı ve tedavisi konusu anlatıldı. TME rahatsızlıklarının klinik olarak tanımı yapılırken, konulan tanıya uygulanabilecek tedavi yöntemleri incelendi. Sunumda görseller kullanılarak vakaların klinik olarak tanımlanması sağlandı. İkinci gün Bruksizm tanı ve tedavisi konusu ele alındı. Bruksizm şikayeti olan yada olmayan kişilerde erken tanı konulması ve tanının yönlendireceği koruyucu tedavi ve rehabilitasyon detaylı olarak anlatıldı. Kurs, hekimlerin bilgileri klinikte uygulayabileceği şekilde düzenlendi. KATILIMCI GÖRÜŞLERİ Kazım Çağrı Coşar (Diyarbakır): Diyarbakır’dan kursa katılıyorum. Konunun öneminden ve yaşadığımız vaka çokluğu sebebiyle kursa katılmak istedim. Kursta çok farklı bilgileri yakalama şansı buldum. Böyle değerli bir hocanın bu kursu vermesi de benim için önemliydi. Farklı alanlara değinilmesi beni memnun etti Eksik olduğumuz konulara ışık tutması açısından çok faydalıydı. Kendi doğduğum yer olması seebiyle de İzmir’i tercih ettiğimi söyleyebilirim. 48 Sevime Ülker (Kocaeli): Eksik olduğum bir konuydu, bu yüzden bu kursa katıldım. Bilgi paylaşımı oldukça güzel, özellikle hocamızın detaylı anlatımı beni memnun etti. Koray hocamızın bu konuda kitabını da almıştım, bir kısmını okudum . Bir kısmını okumamıştım, burada hem okuduğum bölümleri pekiştirdim hem de ayrıntıları öğrendim. Benim için oldukça faydalı bir kurs oldu. Emeği geçenlere teşekkür ederim. dişhekimi perşembe akşamı seminerleri Perşembe Akşamı Seminerleri yoğun ilgiyle sürüyor İzmir Dişhekimleri Odası’nda geleneksel hale gelen “Perşembe Seminerleri” 2013-2014 sezonu ilk sunumu 24 Ekim Perşembe günü gerçekleştirildi. Dental sektörde bulunan firmaların yeni ürünlerini ve teknolojik gelişmeleri de paylaştığı seminerlerin ilkinin konusu olan “Endodontik Uygulamada Yeni Açılımlar” Dr. Musicany tarafından sunuldu. Sezonun ilk seminerine meslektaşlarımız yoğun ilgi gösterdi. 14 Kasım günü Prof. Dr. Filiz Yalçın Çakır, “Duyarlılık Oluşturmaksızın Beyazlatma” konusunu katılımcılara aktardı. 28 Kasım akşamı yapılan se- minerde Prof. Dr. Güniz Baksi Şen, “İmplant Uygulamalarında 3. Boyut Farkı” konusunu anlattı. 5 Aralık gerçekleştirilen seminerde ise Doç.Dr. Erhan Çömlekoğlu, Doç.Dr. Mine DÜNDAR Çömlekoğlu ve Doç.Dr. Akın Aladağ, “Lamina Restorasyonlarda Kolaylaştırılmış Yeni Teknikler” hakkında sunum gerçekleştirdi. Bu son sunum ile birlikte 2013 yılının perşembe seminerleri tamamlanmış oldu. 49 oral-moral dişhekimi Ev arkadaşı öğrenciler / Bölüm 3 Serdar SIRALAR [email protected] 50 TV sunucusu bayan – Değerli izleyiciler bu programda yeni bir ayrılık olayıyla karşınızdayız. Mahmut bize anlatır mısın sorun nedir? Mahmut – Biz Saadet’le bundan 4 ay önce mutlu bir öğrenci evi kurmuştuk. Hayatı paylaşıyorduk. O kalemleri açıyor, defterleri kaplıyor, ders notlarımızı temize çekiyor hatta akşamları benim için tencerede muflalarımı kaynatıyordu. Ben de kopyalarımızı yazıyor, Saadet’e dadanan telefon sapıklarına küfür ediyor, Face’den feyk bayan hesapları açıp Zülfü bey amcayı ekleyip sabaha kadar internet başından kalkmamasını sağlayarak bizi kontrole gelmesini önlüyordum. Sunucu – Sonra ne oldu da Saadet evi terk etti? Ne yaptın kızcağıza? M – Valla ben bişi yapmadım efendim. Üst kattaki öğrenci kız için kıskançlık yaptı. Kız yurduna gitti. Sunucu – O kızla aranızda bir şey geçti mi? M – Yok valla Aysel hanım. Sadece birkaç kez ödevlerine yardım etmek için yanına çıktım. Kızcağız Sağlık Meslek Yüksek Okulu’nda okuyor. Anatomi atlasına verecek parası yokmuş garibin. Anatomide takıldığı yerler olunca çağırıyordu. Bu anatomi sadece kitaptan öğrenilecek bir dal değil, görerek öğrenmek şart. Sunucu – Suçunu itiraf ediyorsun yani. Kız- erkek aynı evde ders çalışmanın yasak olduğunu Sağır Sultan bile duydu. Bu yüzden Zülfü bey amcanın kariyerinin sona erebileceğini, adamcağızın işsiz kalacağını hiç mi düşünmedin? M – Ben kimsenin ekmeğiyle oynamak istemedim. Yalınım varsa implantlarım fail olsun, köprülerim oturmasın, kanal eğelerim kanalda kırılsın… Sunucu – Tamam, tamam! Yemin etme. Şimdi telefon hattımızda Saadet var. Evet, rejiden rica edelim Saadet’i alalım yayına. Saadet merhaba. Neredesin şu anda? S – Ehli Namus Bakire Kız Yurdu’ndayım Aysel hanım. Televizyondan sizi izliyorum. Yayında ve yapımda emeği geçen tüm yandaşlarınıza teşekkürlerimi sunarım. O Mahmut olacak ……(biiiip)……..’nun da boyu posu devrilsin inşallah! Sunucu – Aaaa! Yayındayız Saadet. Ha- karet etme. S – Ama önce o bana hakaret etti. “Şakülü eğri” dedi bana. Ühü hüh ühüüü! Annem beni “Biricik Su Terazim” diye öpe koklaya büyüttü Aysel hanım. Ühü ühü! M – Saadet, güzelim. Bak ben çok pişmanım. Ne olur öğrenci evimize dön. Akriliği bıraktım. Fakültede laboratuvar çalışmalarında Gezi’den kalma gaz maskemi kullanıyorum. Eve kafa kıyak gelmiyorum artık. S – Çok geç Mahmut. Her şeyi öğrendim. Üst kattaki Necla ürogenital vizesinden 100 almış. Ühü hühü. Sunucu – Şu anda rejiden uyardılar, Zülfü bey amca yayınımıza bağlanmak istiyormuş. Buyrun Zülfü bey amca. Zülfü – Aloooouuuv. Sunucu – Alo, buyrun yayındasınız. Sizi dinliyoruz. Zülfü – Aloo, izdivaç programı mı? Ben helal süt emmiş 14 – 15 yaşlarında bi bayan bakmıştım hanım kızım. Oturduğum ev kendimin. Emekli maaşım var, ayriyetten bil fiil öğrenci kontrolörlüğü ile iştigal etmekteyim. Sunucu – Siz yanlış programa bağlandınız. Biz ayrılanları kapıştırıyoruz. Mahmut’la Saadet var yayınımızda. Zülfü – Aynı yayında, ikisi bir arada mı? Siz napıyorsunuz hanım! Taş yağacak başımıza. M – Saadet yuvamıza dön. Söz bi daha çıkmayacağım üst kata. Kız zaten Embriyoloji’den de 100 çekti. Bana ihtiyacı kalmadı. Bak Zülfü amca da işsiz bir aydır, yazık. Bizi birbirimize bağlayan birçok ortak yanımız var. Siz de ekskavatör kullanıyorsunuz, biz de. S – Marmaray’ın mesul mühendisi olurum, yine de dönmem o eve. Zülfü – Affedersiniz, Ayla Gül’den dürtme geldi şu an. Ben de bi dürtüp gelicem. Sunucu – Aynı anda konuşmayın lütfen. Tek tek. M – Saadet, öğrenci evimize dönmezsen kendime aspre etmeden mandibuler yapıcam. S – Önüme bir beton mikseri dolusu gül döksen dönmem. Su basma seviyesindeki komşu kızlarla oynaş sen. Ühü hüh ühüüü. (Devam etmezse ayıp) dişhekimi oral-moral 51 diş ile düş arasında dişhekimi Samimi ol, canımı ye Müge SANDIKÇIOĞLU 52 “Görünmek ile olmak” arasında ve “söylemek ile uygulamak” arasında samimiyet olması beklenir. Bilinçle ya da değil, samimiyetsizliği ve ilişkisizliği alışkanlık haline getiren insanın farkında(sız)lığı ne üzücüdür. Mevlana’nın o muhteşem sözünü tekrar etmeyeceğim. Çünkü bazı sözler çok fazla söylendikçe değerinden kaybetmese bile, kanıksanıp kaale alınmaz olurlar. Bu endişem yüzünden tekrar yok. Ama anlayan anladı zaten. “Gösterilen ile olunan”ın çatışmasının sonuçları hiç de seyir keyfi vermiyor. Hayat sahnesine çıkınca, seyirciye parlak görünme derdine düşenlerin, kulise indiğindeki asıl hali kimin canını yakmaz ki. Tribünlere oynamanın dayanılmaz hazzına kapılmış tekâmül fukaralarının ofsaytları kime faul olmaz ki. Vitrin hesaplarını ve konu mankenliğini kendine hayat felsefesi yapmış insanların, kafasına göre birilerini bulduklarında yaptıkları iki şey vardır: 1- Dedikodu yapmak, 2- Bilgiçlik taslamak. Buna eşlik etmeyenleri de ‘tu kaka’ diye tabir ederler ve hemen dedikodusunu yaparlar. İşte bunlar, asla taş atmayarak üzerinize sıçratmamaya çabalayacağımız insanlardır. Bırakın kendi çitleri içinde otlansınlar. Onları tanımayanlar, “gösterdikleri” performanslarına bakarak, aslında “ne oldukları”nı bilmezler ve bu bir süre eğlenceli de gelir. “Görünen”in aynı zamanda “olunan” olduğunu sanma ile geçen süre içinde gelsin çaylar, gitsin kahveler. Samimiyetin rolünü kesebilen insan kadar başarılı sanatçı olabilir mi? O sahnenin keyfini size de yaşatmaktan geri durmazlar. Hakkını yemeyelim, çok paylaşımcıdırlar (!) Aslında olmadıkları ama olduklarını sandıkları erdemli hallerini gözünüze sokarlar. Kendi kendilerini pazarlamaları ile satış dünyasının ilahlarıdır onlar. Makbul insan olmanın gereklerini çok iyi bilirler. Kendilerini algılayışlarındaki hata yüzünden, bu gerekleri harfiyen yerine getirdiklerini de sanırlar. İşte bu insanlarda kendilerine yükledikleri anlamda “error” vardır. Bilgisayar gibi “kapa-aç” yapsanız da işe yaramaz. Hatta kapatılsalar, reset yapıl- salar bile, daha da yüreklenerek açılırlar. En güzeli format atmaktır ama imkânlar kısıtlı kardiş… Ha tabii bir de söyledikleri ile uyguladıkları arasındaki ilişkiyi kuramayanlar var. Söylenenler ile uygulananlar birbirlerine ağlayan gözlerle bakmıyorsa ne olayım! Onlar bile artık bundan yorgundur ve durumdan üzüntü duyuyorlardır. Söylenenleri “Ahkâmlar” ana başlığına alırsak, uygulananları da “Ümit veren oyunculuk” kategorisinde yarışmalara sokabiliriz. Bu vatandaşlar insanı ambale eder. Çünkü onun beyninden çıkanlara mest olursunuz, feyz alırsınız. “Örnek gösterilesi” ve “can dostum, güzel insan” sıfatlarıyla tamlarsınız onu. Kendi eksiklerinizi fark ettirdiği için çok mu seversiniz, kıl mı olursunuz bilemem ama içten içe takdirlerinize şayan payesini de esirgemezsiniz ondan. Ağzından bal damladığı halüsinasyonları görürsünüz. O kadar temizdirler ki (!), balın döküldüğü yeri yalarsınız. Ama son tahlilde avucunuzu yaladığınızı görürsünüz. Üstüne bir bardak su için de, bal boğazınızı yakmasın. Ağızdan çıkardığını kulağı duymadığı, yaptıklarını gözleri görmediği, gönülleri de ise pise bulandığı için, filmlerinin sonu “sürprizli son” ile biter. Ama kötü sürpriz. Şimdi bu noktada bu performanslarından haberi olanlar ve olmayanlar diye iki grup oluşturmak lazım gelir. Olmayanlar, ne yaptığını bilmeyen ışıksız ruhlardır. Onlar için “Allah kurtarsın,” deyip, önce kendinizi kurtarınız: Riya durumunda ilk kurtarılacak. Olup da istifini bozmayanları ise, “dinlen dinlen kaç” alt grubuna katınız ve tabanları yağlayınız. Her halükârda arkanıza bakmadan ve mümkünse aldığınız dersi unutmadan temkinli yaşamaya başlayınız. Yine de vatana millete faydalı bir insan olmak gibi bir şiar içindeyseniz, ruhsal tekâmülünüzü bu şahıslar üzerinden artırmanız işten bile değildir. Onlara göstereceğiniz sabır, anlayış ve doğru yolu gösterme çabanız ile cennetin kapıları size açılacaktır. Gene de “Ondan gelecek hayır, tut bacağından ayır,” deme hakkınızı da kimse elinizden alamaz. dişhekimi 53 mavi köşe dişhekimi Mucize treni Mavisel YENER [email protected] www.maviselyener.com 54 Neredeyse yarım saattir pencereden onu izliyordum. Dünyanın en büyüleyici işini yapıyordu: Palyaçoluk. Özel makyajı, rengârenk giysileri, kocaman kırmızı ayakkabıları, mavi peruğu ile sirklerde, alışveriş merkezlerinde gördüklerimizden pek farkı yoktu. Dikkatle bakıyordum, insanları güldürmeye çalışmıyordu hiç. Tam tersi, çok ciddiydi. Kaldırımda durmuş, bilet gibi bir şey dağıtıyordu gelen geçene. Sıklıkla saatine bakması dikkatimi çekmişti. Kız mıydı, erkek miydi? Anlamaya çalıştım, belli olmuyordu. Ne dağıttığını merak ettim. Üşenmesem, pijamalarımı değişip dışarı çıksam, yanına gitsem… İçimdeki tembel “aman boş ver, sana ne” diye fısıldayıp duruyordu aslında. Bir süre daha izledim onu. Palyaçonun dağıttığı ilanları kimisi okumadan cebine koyuyor, kimisi almak istemiyor, bazısı da şöyle bir göz gezdirip çöp kutusuna atıyordu. Belki de köpeğini kaybetmişti, ilanla onu arıyordu bu adam. İyi ama bunun için palyaço kıyafetiyle sokağa çıkması gerekmezdi ki… “Buldum galiba” diye geçirdim içimden. Yakında gelecek bir sirkin ilanlarını dağıtıyor olabilirdi. En iyisi, üşenmeyip onun yanına gitmekti. Üstümü çabucak değiştirip evden çıktım. Anahtarı almayı unutmadım tabii. Aslında çok tedirgindim. Annem hasta yatağımdan kalkıp dışarı çıktığımı duyarsa çok kızardı. Ama onun işten gelmesine daha çok vardı, hemen geri dönerdim; söylemezsem nereden bilecekti ki… Palyaço’nun yanına gittiğimde her yanın mis gibi nergis koktuğunu fark ettim. İyi de, etrafta nergis falan yoktu. Belki de palyaço bir kızdı, parfüm sürmüştü… İyice yaklaşıp dikkatle yüzüne baktığımda onun bir kız olmadığını anladım. Dağıttığı o pembe, minik ilanlar mı kokuyordu yoksa? Ben bunları düşünürken hiç beklemediğim bir soruyla, birden afalladım. “İyi oldu yapıştığın o pencereden ayrılıp buraya gelmen…” Birden her yanımı ateş bastı, sanki sokaktaki herkesin bakışları üzerime çevrilmişti. “Şeyyy…” diyebildim. Konuşamadım, kekelemeye başladım. Demek pencereden ona baktığımı görmüştü. İçimden geçirdiklerimi anlamış gibi “Evet evet, ben çevremde olup biten her şeyi görürüm” dedi. Sonra da ekledi “Mucize trenine binersen sen de artık her şeyi görmeye başlayacaksın. Al, işte sana bileti.” Dağıttığı kâğıtlardan birini bana uzattı. Çiçek kokusu çoğalmıştı; demek esrarengiz koku onlardan geliyordu. Palyaço şaşkınlığımı hemen anladı “Hepsine tek tek parfüm döktüm” diyerek kırmızı burnunu oynattı. Çok komik görünüyordu. Yazıları okumadan önce kâğıdı burnuma götürüp kokladım. Tıpkı anneannemin yazlığının bahçesindekiler gibi kokuyordu. O, sonsuzluğa yelken açtığından beri hiç gitmemiştik bahçesine. Acaba hâlâ açıyor muydu onun nergisleri? Yoksa da anneannemle birlikte dişhekimi gökyüzüne mi uçmuşlardı? Kaldırımda yürüyen bir adam omuzuyla çarptığında uzaklaştım o bahçenin hayalinden. Üstelik “Ne diye yolun ortasında duruyorsun?” diye azar yedim. Palyaçonun ona uzattığı bileti almadı, pis bir şeymiş gibi kendini geri çekti. Sonra da kırmızı ışığı umursamadan karşıdan karşıya geçti. Belki de yeşil ışığı bekleseydi palyaçonun ona zorla o kâğıtlardan vereceğini sanmıştı, kim bilir… Zihnim düşüncelerle doluyken palyaçonun yeniden saatine baktığını gördüm. Yine içimden geçenleri okumuştu. “Artık başka sokaklarda mucize treni biletlerini dağıtmam gerek, gitme zamanım geldi…” dedi. O sırada kâğıttaki yazıları okumak geldi aklıma. Biletin nerede, nasıl kullanılacağı yazıyor muydu? Mis gibi kokan pembe kâğıdı evirdim çevirdim, hiçbir şey yazmıyordu ki üstünde. Düş kırıklığına uğramıştım. “Şansa bak, bana hatalı bilet geldi, yenisini isteyeyim” diye düşündüm. O, yine duydu iç sesimi “Hayır, hatalı değil… Elindeki biletle mucize trenine bindiğin zaman, o kâğıtta yazanları göreceksin…” dedi. İyi de bu tren nereden kalkıyordu? Annem böyle bir yolculuğa asla izin vermezdi, hem de tek başıma… Bu palyaçonun saçma sapan bir şey dağıttığını anlayıp evden hiç çıkmamalıydım, diye geçti aklımdan. “Yooo, annenin iznine gerek yok. Bundan böyle ne zaman nergis kokusu duysan bir dilek dile. İşte o koku seni mucizeler treniyle dileğine götürecek, yeter ki gerçekten iste” dedi. İlk kez dışımdan konuştum: “Sen neden palyaço kıyafeti giydin?” “Canım öyle istediği için…” dedi. Sonra da veda bile etmeden acele adımlarla uzaklaştı. Elimde nergis kokulu kâğıtla kalakalmıştım. Eve döndüğümde kendimi çok yorgun hissediyordum. Hemen pijamalarımı giyinip yorganımın altına girdim. Elimde o kâğıt vardı. Kokladım ve bir dilek diledim: “Kocaman bir çikolatalı pasta istiyorum…” “Salaklaşma kızım” dedi içimdeki ses, daha iyi bir şey dile… Örneğin, “Umut beni ziyarete gelsin…” diye dileyebilirdim. Evet, bu çok akıllıcaydı. Çünkü üç gündür okula gidemediğim için Umut’u göremiyordum, onu çok özlemiştim. Ona âşık olduğumu kimse bilmiyordu tabii. Onu düşünürken uyuyakalmışım. Uyandığımda annemin eli alnımdaydı. “Ateşin düşmüş meleğim, bu iyi haber. Bak sınıf arkadaşın ne göndermiş” mavi köşe dedi. Sonra, “sana ıhlamur getireyim” diyerek odadan çıktı. Her yan mis gibi kokuyordu, annem başucuma nergis dolu bir vazo koymuştu. Çiçeklere iliştirilmiş minik kartın üstünde “Çabuk iyileşmeni dilerim. Umut.” yazıyordu. Gözlerime inanamadım, defalarca okudum yazanları. İçim içime sığmıyordu. Sevincimi birileriyle paylaşmalıydım. Hemen pencereye koşup dışarı baktım, her zamanki telaşlı kalabalıktan başka bir şey yoktu… Olanları anneme anlatıp anlatmama konusunda kararsız kaldım. Etrafıma bakındım, kâğıdı aradım, yoktu. Annem, ıhlamur bardağıyla geri geldiğinde sordum: “Umut kendi mi getirdi bu çiçekleri?” “Hayır, çiçekçiye ısmarlamış. Hastalara gönderilen çiçekleri palyaço kıyafetiyle getiriyorlarmış, ne komik değil mi? Kapıyı açıp karşımda birden palyaço görünce ödüm koptu valla. Sonradan kendi halime güldüm tabii… Uyuduğun için ellemedim seni...” Nergis kokusu gerçekten de mucize treni biletiydi, o anda anlamıştım… 55 ödüllü bulmaca > Sinan ŞAHAN 1 2 dişhekimi 3 4 SOLDAN SAĞA 1 1- Akira Kurosawa nın 1975 tarihli 2 bilge bir adamın hikayeseni anlattığı 3 filmi - Büyük bir örümcek türü. 2- Bo- 4 yun eğme - Harman yerindeki hubu- 5 batın taş ve toprakla karışık kalıntısı 6 - Makigillerden bir hayvan-Utanma. 7 3- Yanmasını sağlamak-Bir pamuk 8 türü - Nicelik. 4- (Kısaltma)Akademik personel ve lisansüstü eğitime giriş 9 sınavı - Hiddet - (Simge) İridyum - Ka- 10 rışık renkli - İsim. 5- Piyango - Aşırı bir 11 biçimde - Kişinin yaşamadığı geçmişe 12 duyduğu özleme verilen ad. 6- Ge- 13 nişlik - Boyun eğen - Giresun ilinin 14 Keşap ilçesine bağlı bir köy - Azeri 15 sazı - Küçük mağara. 7- Bir erkek 16 ismi - Etrafı suyla çevrili kara parçası 17 - Doğum yaptıran - (Simge) Baryum. 18 8- Çince de yol anlamına gelen keli- 19 me - İnatçı - Zevce, eş - Ünlü Osmanlı 20 tarihçisi. 9- İllet sahibi olmak, hasta etmek - San - Musallat olan. 10- Silah sapı - Bir erkek ismi - Zat - Uzun araç. 11- Eski bir hacim ölçüsü - Alay işareti - Zihin - Duvar, çeper. 12- (Simge) Argon - Bayramlarda caddelere kurulan süslü kemer Bir hitap sözü - Pirinçli, yumurtalı, yoğurtlu ıspanak veya sebze yemeği. 13- Lokanta ve otellerde belirli bir para karşılığında verilen birkaç kap seçmesiz yemek - Öküz yemliği - Şafak gibi aydınlık insan. 14- İlk yaratılan insan - Kimyasal yöntemlerle ayrıştırılamayan veya bileşim yoluyla elde edilemeyen madde - (Simge) Lityum. 15- Bir şeyi örtme, gizleme-Ev - Karamanın bir ilçesi. 16- İmaret - Uzaklık anlatır - Hitit - Bir nota - Valf. 17- (Halk ağzı) Pazar günü - Yiyecek koymaya yarar, az derin ve yayvan kap-Bitkisel - Duman karası. 18- Tenzilat - Başsağlığı dileme. 19- Dogma - (Halk ağzı) Yıpranmak, eskimek - Bir aygıtın gereken işi yapabilmesi durumu - Satranç turnuvalarında kullanılan bir derecelendirme. 20- Atomla ilgili - Rumeli de bir ilimiz - Görüntülük. YUKARIDAN AŞAĞIYA 1- Eytişim - Eski Türklerde doktor. 2- Yasal ölçü modeli - Bartının bir ilçesi - (Halk ağzı) Nemli yerlerde biten bir çeşit ot - (Kısaltma) Anadolu Ajansı. 3- Vuraç - Genellikle plastikten veya kâğıttan yapılmış, içine öteberi koymaya yarayan, çeşitli büyüklükte olabilen taşıma gereci - Orkestrada vurmalı çalgı takımını kullanan. 4- Budizmde yeniden doğum döngüsünü anlatan bir kavram Çok karşıtı - El giysisi. 5- Eski Japon edebiyatında ilkel 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 türkülerin adı - Oruç ayı - Ten-Hazırlanan çayın renk ve koku bakımından istenilen durumu. 6- Köylü - Bir elementin özelliklerini taşıyan en küçük parçası - Kar fırtınası. 7- Güney Afrikanın internet kodu - Bir nota - Merkez atomu olarak rutenyum içeren anyon - Yol. 8- Ufuklar- (Halk ağzı) Sincap - Devlet büyükleri. 9- Lak ile cilalanmış - Bir nota - (Kısaltma) Türk Dil Kurumu Telefon sözü - Kamu. 10- Mesafe - Değirmen oluğunun üstünde suyun toplandığı yer - Mezra - (Kısaltma) Edebiyat. 11- Leyla ile Mecnun dizisinin başrol oyuncusu Ölümsüz - (Kısaltma) Türkiye Kömür İşletmeleri. 12- Bir opera yapıtında ya da oratoryoda ezgi - Beygir - Ağ tabaka. 13- Kırmızı - Elma, armut, ayva gibi meyvelerin yenmeyen iç bölümü - Ego - Namaz çağrısı. 14- Namazda bir kıyam, bir rükû ve iki secdeden oluşan bölüm - Erzurum yöresinde eskiden cağ kebabı yenirken kullanılan tahta şiş - Görgü. 15- Yapılan iş - Ölü yıkanan kerevet, salacak - Bir hükümdarın yönetimi altındaki halk. 16- Bir şeyin bir dizi içindeki yerini gösteren sayı - Açı ölçmeye yarayan dönme hareketli bir çeşit cetvel - Itırlı bir bitki. 17- Üç anlamı veren yabncı bir önek - Irak ta bir şehir - Geleneksel. 18- Gezinti teknesi - Bolivya da çıkan değerli bir kuvars - (Simge) Sodyum - Altın. 19Yazarı bilinmeyen, anonim - Birtakım hastalıklara karşı bağışıklık sağlamak için vücuda verilen, o hastalığın mikrobuyla hazırlanmış eriyik - Herkesin içinde yapılan - (Simge)Lantan. 20- Arka, geri - Genellikle altın için kullanılan bir ağırlık ölçüsü birimi - Kopyalama. BULMACAYI ÇÖZEN HER MESLEKTAŞIMIZA; Paşa Dental Firması tarafından Bisco Aelite Flow Kompozit hediye edilecektir. 56 dişhekimi haber 57 duyuru dişhekimi Başsağlığı Geçmiş Olsun Meslektaşlarımızdan; Meslektaşlarımızdan; > Ahmet Özdikmenli’nin annesi, > Halil Erol Dikmen’in kayınvalidesi, > Lütfi Tunay’a, > Mukadder Büyükdeveci’ye > Koray Engin’in annesine, > Dr. Bilge Kumarı’nın eşine vefat etmiştir. Merhumlara Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı dileriz... rahatsızlıklarından dolayı geçmiş olsun dileriz... Satılık ve Kiralık > Adonis marka çalışır durumda uygun fiyata satılık ünit İletişim: 0 232 381 77 73 > Tüm aletleri ile birlikte devren kiralık muayenehane. (Karşıyaka eshot sokağında) İletişim: 0 535 499 58 36 > Bayraklı’da devren satılık muayenehane İletişim: Mustafa karaman > Tüm aletleri ile devren satılık muayenehane İletişim: Gülsüm Özden 0 532 761 17 86 54. sayıdaki bulmacanın çözümü 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 54. say› bulmacam›z› çözerek hediye kazanan meslektaşlarımız; > Mehmet Ürkmez / Tokat > Sinem Çelebi / Muğla > Necti Sabahattin Erger / Alanya > Tamer Sabba / Alanya > Mehmet Ballı / Alanya > Muzaffer Baloğlu / Gaziantep > K.İbrahim Canıgür / Burdur > Aypınar İlçiz / İzmir > Zeynep İlhan / İzmir > Ömer Faruk İlhan / İzmir > Ayla Tanzer Kulalıgil / İzmir Duyuru sayfamızda yer alan haberler odamıza ulaşan bilgilerle sınırlı kalmaktadır. Sayfamızda yer almasını istediğiniz kendiniz ve diğer meslektaşlarımız hakkındaki haberleri lütfen bize iletiniz. 58 dişhekimi haber 59 karikatür 60 > Dişhekimi Mete Ağaoğlu dişhekimi