Ev hanımları, emekliler, öğrenciler... VOB`un yarışmasında paralarını

Transkript

Ev hanımları, emekliler, öğrenciler... VOB`un yarışmasında paralarını
YIL: 5 SAYI: 19 NİSAN 2011
OPSİYONLAR
İÇİN GERİSAYIM
Piyasanın dört
gözle beklediği
opsiyonlar için son
aşamaya gelindi
VADELİ PİYASA
ANTİBİYOTİK GİBİDİR
İş Portföy Genel Müdürü
Gürman Tevfik’ten
yatırımcılara öneriler...
KDV TEREDDÜDÜ
ÇELİĞİ ERİTİYOR
Ç
Çelik İhracatçıları
Birliği Başkanı Namık
Ekinci VOBJEKTİF’e
açıklama yaptı
Ev hanımları, emekliler, öğrenciler... VOB’un
yarışmasında paralarını bir ayda üçe katladılar
PIYASANIN
TOZUNU
ATTILAR
KONUK YAZARLAR: YAVUZ SEMERCİ - GAZİ ERÇEL
YÖNETİM KURULU
BAŞKANI’NIN MESAJI
7 YILDA DÜNYANIN DEV
BORSALARI ARASINA GİRDİK
IŞINSU KESTELLİ
VOB Yönetim Kurulu Başkanı
Ekonomideki ısınmanın tüm hızıyla
sürdüğü, alınan önlemlerin kazançlara etkileri
nedeniyle sinirlerin gerildiği bir 4 ay geride
kaldı. Türkiye 2010 yılını yüzde 8.9’luk bir
büyüme ile tamamladı. Gelişmeler, büyüme
hızının bu yıl da yüksek olacağına işaret
ediyor. Türk Lirası’nda yeni bir değerlenme
süreci başladı. İthalat kaynaklı cari açık
problem olmayı sürdürüyor. Seçimlere böyle
bir atmosferde gidiyoruz.
Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsamız (VOB)
bu yıl 7 yaşına girdi. Geride kalan süreye ve
rakamlara baktığım zaman, Türk girişimcisi
adına gerçekten gurur duyulacak bir kurum
yarattığımızı görüyorum. VOB’un faaliyete
geçtiği ilk yıl toplam işlem hacmimiz 3 milyar
TL idi. 2010 yılını 431 milyar TL hacimle
tamamladık. Kuruluş yılımıza göre 143 kat
büyüdük. İşlem hacmimiz geçen yıl yüzde 30’a
yakın bir artış gösterdi. VOB, bu sonuçlarla
geçen yıl dünyanın 24 büyük türev borsası
arasında yer aldı. 7’nci doğum günümüzü,
ulusal basında yayınlanan nazar boncuklu
reklam kampanyamızla kutladık.
Geride bıraktığımız yıl VOB için kritik
eşiklerin aşıldığı bir yıl oldu. Öncelikle, İngiliz
Patsystems’ın VOB’a özel tasarladığı yeni
yazılımımız, kullanıma hazır hale geldi. Bu
yazılımla borsamızın opsiyonlar başta olmak
üzere yeni kontratlarla büyüme perspektifi
genişledi.
Faaliyet izni için çalışmaların sona
yaklaştığı lisanslı depoculuk şirketi ELİDAŞ’ın
faaliyete geçmesiyle birlikte, VOB’da atıl duran
tarımsal kontratların yeniden tasarlanarak
canlandırılacağını düşünüyoruz.
Şubat ayında Türkiye İhracatçılar Meclisi
(TİM) üyelerinin kur riskinden VOB’u
kullanarak korunmalarını sağlamak üzere
bir tanıtım ve eğitim protokolü imzaladık.
İhracatçı şirketleri, düzenlenecek eğitim ve
tanıtım çalışmalarına aktif olarak katılmaya
davet ediyorum.
Profesyonel kadromuz, VOB’u daha geniş
kesimlerin tanıması amacına hizmet için Mart
ayında bir sanal portföy yarışması düzenledi.
Yarışmada derece alanlara ödüllerini İzmir’de
düzenlenen bir törenle verdik.
2011 bizim için stratejik bir yıl. Eğer
kontrolümüzde olmayan büyük bir sorun
yaşamazsak yakın bir gelecekte opsiyonlara
başlamayı umut ediyoruz. Her şey yoluna
girdiğinde bizi yeni bir boyuta taşıyacak
opsiyonlarla birlikte küresel arenanın önemli
aktörlerinden biri olmayı hedefliyoruz.
Saygılarımla...
NİSAN 2011 | VOBJEKTİF 3
İÇİNDEKİLER
24
52
10
Piyasanın tozunu attılar
16
Röportaj: Gürman Tevfik
24
Opsiyonlar yolda
34
Röportaj: Namık Ekinci
VOB’un düzenlediği VOBXGame
yarışmasında bir ev hanımı bir ayda
parasını tam üçe katladı.
İş Portföy Genel Müdürü’nden
yatırımcılara vadeli ve opsiyon
piyasalarına ilişkin önemli ipuçları.
Piyasanın derinleşmesi açısından
dört gözle beklenen opsiyonlar için
geri sayım devam ediyor.
Çelik İhracatçıları Birliği Başkanı
lisanslı depoculuğun önündeki tek
engeli açıkladı.
40 Fındıkta depo devrimi
Fındığın başkenti Giresun lisanslı
depo için ilk adımı attı. Sonraki
aşama vadeli işlem kontratları.
16
48 Röportaj: Işınsu Kestelli
İzmir Ticaret Borsası Başkanı
Işınsu Kestelli 120’nci yılını kutlayan
borsanın faaliyetlerini anlattı.
52
Dodd-Frank Yasası
58
Corporate Metrics
Yeni yasa denetime ve düzenlemeye
tabi olmayan tezgahüstü piyasalara
şekil vermeyi hedefliyor.
Tüm şirketlere sistematik riskin
yönetimi açısından büyük avantaj
sağlayan modelleme bilanço sağlığı
açısından kiritik önem taşıyor.
SAYI: 19 NİSAN 2011
SAHİBİ
YÖNETİM YERİ
TEMSİLCİ
Çetin Ali Dönmez
Akdeniz Caddesi Birsel İş Merkezi
No: 14 K: 6 Alsancak 35210 İZMİR
Tel: 0232 481 10 81 Faks: 0232 445 61 85
www.vob.org.tr e-posta: [email protected]
SORUMLU MÜDÜR
TASARIM-İÇERİK-REKLAM
MAHİYETİ
SEM YAYINCILIK
Büyükdere Caddesi Öztürk Sokak Akabe
İş Merkezi No: 1/A Mecidiyeköy/İstanbul
Tel: 0212 347 32 30
YAYIN TÜRÜ
GRAFİK VE BASIM YERİ
Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası A.Ş.
Şamil Demirkan
İktisadi konular
Yerel Süreli Yayın
4 VOBJEKTİF | NİSAN 2011
Türk Medya Kampüs Davutpaşa Caddesi
No:34 Topkapı/İstanbul
34
VOB GENEL
MÜDÜRÜ’NÜN MESAJI
KORE VE RUSYA TAMAM
ŞİMDİ SIRADA ÇİN VAR...
ÇETİN ALİ DÖNMEZ
VOB Genel Müdürü
Bu yıl 4 Şubat’ta yedinci yılımızı kutladık,
bu vesileyle bilinirliğimizi arttırmak amacıyla
ulusal ve yerel basında reklamlarımız yer aldı.
Aldığımız olumlu tepkiler ve kutlama mesajları
için buradan ayrıca teşekkür ediyorum.
Yeniliklerimize 2011 yılının ilk üç ayında da
devam ettik. Resmi web sitemizi önce Kore diline
daha sonra da Rusça’ya çevirdik, sitemizin Çince
versiyonunu hazırlıyoruz, yakında duyurusunu
yapacağız. Maalesef yazılım çalışmalarımızda
planlanan süreleri tutturamadık. İlk çeyrekte
eğitimlere başlamayı planlıyorduk ama biraz
gecikme var, umuyorum Mayıs ayından itibaren
eğitimlere başlıyor olacağız.
2011 yılının ilk üç ayını tamamladık, geçen
yıla göre işlem hacmimiz 2010 yılının ilk üç
ayına kıyasla yüzde 25 civarında arttı. Ancak
özellikle döviz sözleşmelerindeki artış oranı ilk
üç ay içinde yüzde 200’ün üzerinde. Bu artışta
2010 yılının son ayında açtığımız Euro/Dolar
vadeli işlem sözleşmesinin de önemli katkısı
oldu. Bu sene döviz sözleşmelerinin geçen
seneye göre belirgin artışının devam edeceğini
düşünüyorum.
Piyasa yapıcılığı sistemini yaygınlaştırmaya
devam ediyoruz, son olarak euro/dolar döviz
ve dolar/ons altın sözleşmelerinde piyasa
yapıcılığı sistemini de devreye aldık, umuyorum
piyasa yapıcısı olarak belirlediğimiz üyelerimiz
sözleşmelerin likiditesini artırır ve daha geniş bir
yatırımcı kitlesine ulaşırız.
Uluslararası toplantılara katılmaya borsamızı
tanıtmaya devam ediyoruz. Son olarak Mart
ayında ABD Florida’da yapılan ve türev
borsaların üst düzey yöneticileri ile düzenleyici
otoritelerin katıldığı konferansta VOB
olarak standımız vardı. Borsamızla özellikle
teknik işbirliği yapmak isteyen borsalar ve
yazılımcı şirketler olduğunu görmek bizleri de
sevindiriyor.
VOB açısından ilk üç ayın önemli
aktivitelerinden biri de VobxGame olarak
adlandırdığımız ve gerçek alım satım işlemlerini
simüle eden yazılımımızı yatırımcılara sunmak
oldu. Bu yazılım kullanılarak sanal paralarla
yatırımcıların performanslarını ölçebildiği bir
yarışmayı Mart ayında yaptık, bir ekonomi
kanalı ile de anlaşarak her hafta gelişmeleri
değerlendirdik. Yarışmayı kazananlara da ödül
verdik, dergimizin bu sayısında da onlarla
yapılan röportajları okuyabilirsiniz.
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) ile de Şubat
ayında bir protokol yaptık ve eğitim alanında
işbirliğimizi geliştirme yönünde önemli bir
adım attık. Protokolü takiben döviz vadeli
işlem sözleşmelerinde teminatları azalttık,
bununla da yetinmiyoruz. TİM üyesi şirketlerin
borsamız uzmanlarına daha kolay erişimini ve
gerekirse kur riski yönetiminde danışmalarını
kolaylaştırmak için ALOVOB hattı üzerinde
de çalışmalarımızı son aşamaya getirdik.
Muhtemelen Mayıs ayı gibi devreye alacağız.
Piyasamızla ilgili her yeni adımda üyelerimizle
istişareye önem veriyoruz. Biliyorsunuz daha
önceden VOB’da gerçekleşen işlemlerde
üye kodlarını herkes görebiliyordu, daha
sonra Sermaye Piyasası Kurulu’nun talebiyle
İMKB’de de aynı uygulamaya başlanacağı
için bu uygulama kaldırdı. Ancak daha sonra
üyelerimizin bir kısmından ve yatırımcılardan
bu bilgilerin en azından seans bittikten sonra
yayınlanması yönünde bir talep geldi. Bu talebi
dikkate alarak ve Sermaye Piyasası Kurulu ile
de istişare ederek seans bitiminden itibaren üye
bazında net alış satış miktarlarını yayınlamaya
başladık, umuyorum bu yeni uygulamamız
üyelerimiz ve yatırımcılarımız açısından faydalı
olur, bizim de işlem hacmimize olumlu katkıda
bulunur.
Şimdiye kadar yapabildiklerimiz var,
yapmayı planlayıp henüz yapamadıklarımız
var. Ayrıca geleceğe dönük önemli projelerimiz,
beklentilerimiz var. Yapabildiğimizin en iyisini
yapmaya çalıştığımızdan emin olabilirsiniz.
Umarım sermaye piyasasına bundan sonra çok
daha önemli katkılar sağlayacağız. Geleceğin
ülkemiz ve ülkemiz insanı için çok daha iyi
olması dileklerimle..
NİSAN 2011 | VOBJEKTİF 5
DÜNYADAN
TÜREVDE MÜTHİŞ SIÇRAMA
“Russian Trading System (RTS)”
Fiziki Teslimatlı Buğday Vadeli İşlem
Sözleşmesini Mart Ayında İşleme
Açtı
15 Mart 2011’de RTS Grup ve OJSC
Saint Petersburg Borsası’nın ortak
işbirliğiyle buğdaya dayalı nakdi
uzlaşma ile sonlandırılan bir vadeli
işlem sözleşmesi işleme açıldı.
Sözleşmenin alım satımı OJSC
Saint Petersburg Borsası tarafından
düzenlenirken RTS Takas Merkezi
ve RTS Uzlaşma Komitesi de
sözleşmenin takasını ve uzlaşmasını
yapacağını duyurdu. Sözleşmede
vade ayları mart, mayıs, temmuz,
eylül ve aralık olarak belirlendi.
Sözleşme ton başına ruble olarak
kote edilirken sözleşmenin vade
sonu uzlaşma fiyatı olarak Chicago
Board of Trade’deki buğday fiyatları
kullanılacağı açıklandı.
Eurex Avrupa Tipi Alman Hisse
Senedi Opsiyonlarını İşleme Açtı
Eurex 21 Şubat 2011’de ilk kez
Avrupa tipi (sadece vade sonunda
kullanılabilen) hisse senedi
opsiyonlarını işleme açtı. Önde gelen
11 Alman firmasının hisselerine dayalı
opsiyon sözleşmeleri arasında Allianz, BASF, Bayer, Commerzbank,
Daimler, Deutsche Bank, Deutsche
Telekom, E.ON, RWE, SAP ve
Siemens hisseleri yer alıyor. Daha
6 VOBJEKTİF | NİSAN 2011
önce Eurex’de sadece Amerikan tipi
olan, diğer bir deyişle vade içerisinde
istenildiği zaman kullanılabilen
opsiyonlar yer almaktaydı.
Eurex’de Yeni Temettü Vadeli İşlem
Sözleşmeleri
24 Şubat itibarıyla dayanak varlığı
İngiliz hisseleri olan tek hisseye
dayalı yeni temettü vadeli işlem
sözleşmeleri EUREX’de işlem
görmeye başladı. Dolar, Euro ve
İngiliz Sterlini üzerinden alım/satımı
gerçekleştirilen bu yeni 11 yeni
sözleşme nakdi uzlaşmalı olarak
sonlandırılırken vade ayları aralık
döngüsündeki 5 ardışık yıl olarak
belirlendi.
CFTC’den Türev Piyasalarda
Doğrudan Erişim İçin Yeni Kurallar
Geçen yıl 6 Mayıs’ta yaşanan
finansal kriz, risklerin azaltılması
konusunda işlem öncesi risk
kontrolünün önemini piyasalara bir
kere daha hatırlattı. “Flash Clash”
olarak adlandırılan bu olaydan sonra
CFTC tarafından kurulan Teknoloji
Danışmanlığı Komitesi (Pre-trade
Subcommitee, PTS) işlem öncesinde
uygulanması gereken kontroller
için bazı risk ölçütlerini belirledi.
PTS’in çalışmasına göre doğrudan
erişime izin veren borsalarda fiyat
limitleri, gün içi pozisyon limitleri,
bir seferde girilebilen maksimum
emir miktarı kontrollerinin işlem
öncesinde yapılması tavsiye ediliyor.
Ayrıca bütün açık emirleri iptal eden
ve daha fazla emir gönderimini
engelleyen “kill button” kullanımının
var olabilecek riskleri azaltacağı
düşünülüyor.
Avrupalı Yatırımcı Kospi
Sözleşmesine Alıştı
Eurex, Kore Borsası’nda işlem gören
Kospi opsiyon sözleşmelerinin 30
Ağustos 2010 tarihinde çapraz
kotasyon ile işleme açılmasından
bu yana 500.000 sözleşmenin
üzerinde işlem gerçekleştiğini
açıkladı. FIA’nın araştırmasına göre
2010’un ilk yarısında işlem gören
1,67 milyar sözleşme ile dünyanın
en likit türev ürünü olan sözleşme
yabancı yatırımcıdan büyük ilgi
görüyor. Eurex’de sözleşmenin günlük
işlem hacmi gün geçtikçe artırıyor.
18 Ocak’ta 64.000 sözleşmenin
işlem görmesiyle rekor kıran Kospi
sözleşmesi Kore’deki işlem saatlerinin
dışında Avrupalı yatırımcının işlem
yapmasına olanak sağlıyor. Sözleşme
süresi bir işlem günü olan türev ürüne
ait açık pozisyonlar ertesi gün başında
Kore Borsası’na transfer ediliyor.
BME Hisse Senedine Dayalı
“Standart Olmayan” Türev Ürünlere
Takas Olanağı Öneriyor
BME’nin (Spanish Stock Exchange)
türev piyasası MEFF, dayanak varlığı
borsada listelenen hisse senetleri
olmak şartıyla; vade tarihi, kullanım
fiyatı ve uzlaşma koşullarını piyasa
katılımcısının belirlediği türev
ürünleri kayıt altına almayı teklif
ediyor. Yatırımcının risk kontrolleri ve
teminat garantisiyle istediği şartlarda
pozisyon almasına olanak sağlayacak
olan bu yapı ile işlem hacimlerinde
artış olması bekleniyor.
2010 Yılı FIA İşlem Hacmi Verileri
Futures Industry Association
borsalardaki türev işlem hacmine
ilişkin olarak yayınladığı raporda,
2010 yılında bir önceki yıla göre
yüzde 25.6 artış ile 22.3 milyar vadeli
işlem sözleşmesi ve opsiyonun el
değiştirdiğini açıkladı.
Bölgeler bazında, Asya-Pasifik
ülkelerinde bir önceki yıla göre
yüzde 42.8 artış ile 8.86 milyar
adet sözleşme ile küresel işlem
hacmine en büyük katkıyı sağladı. Bu
bölgedeki en büyük katkıyı sağlayan
ülkeler arasında Güney Kore, Çin
ve Hindistan önde geliyor. Kuzey
Amerika’da işlem hacmi ise geçen yıla
göre yüzde 12.8 artarak 7.17 milyar
adet sözleşmeye ulaştı.
Kore Borsası ise, Kospi 200 hisse
endeksi opsiyonları ile işlem hacmi
bakımından dünya liderliğini elinde
tutuyor. Borsanın 2010 yılında
toplam işlem hacmi bir önceki yıla
göre yüzde 20.8 artarak 3.75 milyar
adet sözleşmeye ulaştı. İkinci sırada
ise Chicago Board of Trade ve New
York Mercantile Exchange’den
oluşan CME Group yer alıyor.
CME’nin 2010 yılındaki işlem hacmi
yüzde 19 artarak 3.08 milyar adet
sözleşmeye ulaştı. International
Securities Exchange’i bünyesinde
bulunduran Eurex ise üçüncü sırada
yer alırken, Avrupa ve Amerika’daki
Liffe türev piyasasını, Arca ve Amex
opsiyonlarını bünyesinde bulunduran
NYSE Euronext dördüncü sırada
yer alıyor. VOB ise 2010 yılı sonu
itibariyle dünya türev işlem hacmi
sıralamasında 26. sırada bulunuyor.
NYSE Euronext ve Deutsche Börse
Birleşmesi
Deutsche Börse ve NYSE Euronext
birleşme yönünde karar aldı.
Amsterdam’da merkezi olacak yeni
şirket NYSE Genel Müdürü Duncan
Niederauer ve Deutsche Börse Genel
Müdürü Reto Francioni tarafından
yönetilecek. Deutsche Börse
hissedarlarının yeni kurulacak şirketin
%60’ına ve geri kalan %40 hisseleri
ise NYSE Euronext hissedarlarına ait
olacak.
Gary Gensler
Birleşme ardından 2010 yılı toplam
geliri 5.4 milyar dolar olan şirketin
dünyanın en büyük borsası olması
bekleniyor. NYSE Euronext ve
Deutsche Börse birleşmesinin
ardından, Euronext Group’un hisse
senetleri işlem platformu kullanılacak.
NYSE Euronext’in gelirleri son
dönemde, hem ABD hem de
Avrupa’da hizmet veren borsa
operatörlerinin rekabeti nedeniyle
düşüş göstermişti. NYSE ile Deutsche
Börse birleşmesinin yılda 300 milyon
Euro maliyet tasarrufu sağlaması
bekleniyor.
CFTC Yasal Düzenlemelerdeki Son
Tarihe Uyamayacak
Commodity Futures Trading
Commission tarafından tezgahüstü
piyasaların düzenlemesine ilişkin
kuralların nihai haline getirilmesi
sürecinde gecikmeler bulunuyor.
CFTC Başkanı Gary Gensler
tarafından yapılan açıklamada,
nihai düzenlemelerin Temmuz
ayında sonlanmasının mümkün
olmayacağı belirtildi. CFTC’nin
düzenlemelerin kapsadığı swap
çeşitlerini ve swap aracıları ve
swap katılımcıları için sermaye ve
teminat gerekliliklerini tespit etmesi
gerekiyor. Düzenlemelerin yılda 600
trilyon dolar tutarında işlem hacmine
sahip swaplar üzerindeki etkisini
değerlendirmek ise mevcut durum
itibariyle erken gözüküyor.
NİSAN 2011 | VOBJEKTİF 7
VOB’DAN HABERLER
VOB DÜNYAYA AÇILDI
İŞLEM HACMİ REKOR KIRDI
TİM VE VOB ARASINDA
İŞ BİRLİĞİ ANLAŞMASI
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM)
ve VOB arasında, dış ticaret yapan
firmaların döviz kurlarında yaşanan
dalgalanmalara karşı VOB’u daha
fazla kullanmalarını sağlamak
amacıyla 15 Şubat 2011 tarihinde
işbirliği protokolü imzalandı.
Dış Ticaret Kompleksi’nde
gerçekleştirilen protokole TİM
Başkanı Mehmet Büyükekşi ve
VOB Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu
Kestelli imza attı. İş birliğinin amacı
ihracatçıların özellikle döviz kuru
riskinden VOB sözleşmeleriyle
kendilerini nasıl koruyabilecekleri
konusunda bilgilendirmek.
AKDENİZ İHRACATÇILAR BİRLİĞİ
TANITIM TOPLANTASI
TİM ve VOB ortak işbirliği protokolü
kapsamında 18 Mart 2011 tarihinde
Akdeniz İhracatçılar Birliği binasında
düzenlenen toplantıda VOB’un
işlevinin ihracatçılar tarafından daha
iyi anlaşılması, ‘riskten korunma’
amacıyla vadeli işlem sözleşmelerinin
ne şekilde kullanılabileceğinin
açıklanması ve bu sözleşmelerin
sağladığı faydaların vurgulanması
amaçlandı. Toplantıda özellikle döviz
vadeli işlem sözleşmelerinin reel
sektör şirketleri açısından kullanımı
ve faydaları üzerinde duruldu.
VOB’dan Genel Müdür Yardımcısı
Güzin Sarıoğlu ve VOB Proje ve Ürün
Geliştirme Müdürü Tolga Uysal’ın
katıldığı toplantıda VOB sözleşmeleri
ile döviz kuru riskinden korunma
yöntemleri anlatıldı.
8 VOBJEKTİF | NİSAN 2011
VOB, POC 2011 MALEZYA
FUARI’NA KATILDI
7-9 Mart 2011 tarihlerinde Malezya,
Kuala Lumpur’da Malezya Borsası
(Bursa Malaysia) ve CME Group
ortaklığında gerçekleşmiş olan
“Price Outlook 2011” konferansında
Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası
sponsor olarak yer aldı. Vadeli
İşlem ve Opsiyon Borsası sponsor
olduğu bu organizasyonda aynı
zamanda bir stand da açarak
kendini tanıttı ve yoğun bir
ilgi ile karşılandı. Yenilebilir
yağlar ve palm yağları üzerine
odaklanmış olan konferansta emtia
piyasalarının geleceği, ekonominin
emtia piyasalarına ilişkin neler
öğretebileceği ve mısır, buğday
ve yağlı tohumlara ilişkin piyasalar
hakkında gelecek döneme ait bakış
açıları paylaşıldı. Bu konferans
VOB açısından emtia üzerine
gerçekleştirilecek türev ürünlerde
gereken işlem hacmini yakalama
ve emtiaya dayalı yenilikçi ürünler
geliştirme konusu bakımından
oldukça yararlı ve yön gösterici
oldu. VOB Yönetim Kurulu Başkanı
Işınsu Kestelli’nin katılımcı olarak
yer aldığı konferansta VOB standına
gelen yatırımcılar ve piyasa
profesyonelleri ile yapılabilecek yeni
ürünler üzerinde detaylı görüşmeler
yapıldı ve karşılıklı bir bilgi alış verişi
sağlandı.
MANİSA ORGANİZE SANAYİ
BÖLGESİ VOB TANITIM TOPLANTISI
10 Şubat 2011 tarihinde VOB Eğitim
ve Tanıtım Müdürü Şamil Demirkan
tarafından Vadeli İşlem ve Opsiyon
Borsası’nın işlevinin ihracatçılar
tarafından daha iyi anlaşılması
amacıyla bir tanıtım toplantısı
düzenlendi. Şirket temsilcilerinin
ilgi gösterdiği toplantıda özellikle
döviz vadeli işlem sözleşmelerinin
reel sektör şirketleri tarafından
risk yönetiminde kullanılması
ve faydaları üzerinde duruldu.
Toplantıda ayrıca, bankaların
müşterilerine sundukları “forward”
ve “opsiyon” gibi ürünlerin Vadeli
İşlem ve Opsiyon Borsası’nda işlem
gören sözleşmelerle karşılaştırılmalı
mukayesesi yapıldı.
VOB EGE ÜNİVERSİTESİ’NDE
KARİYER GÜNLERİ
16 Mart 2011 tarihinde VOB Bilgi
İşlem Müdürü Erçin Güdücü’nün
katılımıyla Ege Üniversitesi’nde
“Kariyer Günleri” kapsamında
VOB tanıtım toplantısı düzenlendi.
Öğrencilerin yoğun ilgi gösterdiği
toplantıda VOB’un genel yapısı
ve işleyişi hakkında bilgiler verildi.
Toplantı soru ve cevap bölümünün
tamamlanmasının ardından son
buldu.
GÖZTEPE ROTARY KULÜBÜ VOB
TANITIM TOPLANTILARI
24 Ocak 2011 tarihinde Alsancak
Rotary ve 29 Mart 2011 tarihinde
Göztepe Rotary Kulübüne VOB
tanıtım toplantısı düzenlendi. VOB
Eğitim ve Tanıtım Müdürü Şamil
Demirkan’ın katıldığı toplantılarda
katılımcılara VOB sözleşmeleri ve
türev piyasalar hakkında bir sunum
yapıldı.
VOB’UN WEBSİTESİ ARTIK KORECE
VE RUSÇA OLARAK DA YAYINDA
Yabancı yatırımcıların VOB
ürünlerine olan ilgisini arttırmak
adına yapılan çalışmalar sonucunda
VOB’un resmi web sitesi Mart
ayında Korece ve Nisan ayında
Rusça olarak da yayınlanmaya
başlandı. Önümüzdeki dönemde
Çince gibi farklı dillerde de
yayınlanması için çalışmalar hızla
sürüyor.
VOB’DA YENİ İŞLEM
HACMİ REKORU
24 Şubat 2011 tarihinde Borsamız
toplam işlem hacmi 3.317.632.983
TL’ye ulaşmış ve yeni bir rekor
gerçekleşti. Bir önceki rekor 27
Ekim 2010’da 3.248.893.406 TL ile
kırılmıştı.
Ayrıca toplam 3.144.475.692 TL’lik
işlem hacmi ile hisse senedi endeksi
sözleşmelerinde de yeni bir rekor
gerçekleşmiştir. Böylece 27 Ekim
2010 tarihinde 3.023.797.257 TL ile
kırılan rekor geçilmiştir.
VOB ÜNİVERSİTELERLE İŞ
BİRLİĞİNE DEVAM EDİYOR
VOB vadeli işlem ve opsiyon
piyasalarla ilgili eğitim, araştırma,
yayın, konferans ve sempozyumlar,
tanıtım çalışmaları ve bilimsel
çalışmaların yaygınlaştırılması
ve benimsenmesi amacı ile
üniversiteler ile yapılacak işbirliği
çalışmalarına devam ediyor.
Bu kapsamda Ege Üniversitesi’nin
ardından 4 Mart 2011 tarihinde
VOB ve Yaşar Üniversitesi arasında
da işbirliği protokolü imzalandı.
Yaşar Üniversitesi Rektörü Prof.
Dr. Murat Barkan ve VOB Genel
Müdürü Çetin Ali Dönmez’in
katıldığı imza töreninde Üniversite
ile Borsa arasında eğitim ve bilimsel
çalışmalar başta olmak üzere bir
çok alanı kapsayacak olan iş birliği
anlaşması imzalandı.
Ocak ayında Ege Üniversitesi ile
başlayan ve Yaşar Üniversitesi ile
devam eden borsa ve üniversite
işbirliği yakın gelecekte farklı
üniversiteler ile yapılacak
anlaşmalar ile devam edecek.
ANNUAL INTERNATIONAL FUTURES
INDUSTRY CONFERENCE
Futures Industry Association’ın
(FIA) her yıl düzenlediği “Annual
International Futures Industry
Conference” 15-18 Mart 2011
tarihlerinde ABD’nin Boca Raton
kentinde gerçekleştirildi. VOB
finansal piyasaların üst düzey
yöneticilerin katılım sağladığı
bu konferansta bir stant açarak
uluslararası finans ve türev
çevrelerinde kendini tanıtma
fırsatını buldu. Konferansta
ağırlıkla tartışılan konular
arasında, türev piyasaların
geleceği, borsa birleşme ve satın
almalarının arkasındaki motifler,
teknolojik gelişmeler, innovasyon,
algoritmik işlemler, türev
piyasalarında yasal düzenlemeler,
tezgahüstü piyasalar, risk yönetimi
gibi konular yer aldı. VOB ayrıca
konferansa sponsorluk desteği de
verdi.
VOB MERKEZİ SİCİL LİSANSLAMA
VE EĞİTİM KURULUŞU AŞ.’YE ORTAK
VOB 2 milyon lira sermayeyle
kurulması planlanan Merkezi Sicil
Lisanslama ve Eğitim Kuruluşu
Anonim Şirketi’ne yüzde 15
oranında ortak olma kararı aldı.
İMKB, Takasbank, Aracı Kuruluşlar
Birliği gibi kurumların da iştirak
edeceği Merkezi Sicil Lisanslama
ve Eğitim Kuruluşu Anonim Şirketi,
sermaye piyasasında çalışanların
mesleki yeterliliklerini, bilgi ve
becerilerini tespit etmek amacıyla
lisanslama sınavları yapacak, eğitim
programları düzenleyecek ve piyasa
çalışanlarının sicilini tutacak.
NİSAN 2011 | VOBJEKTİF 9
KAPAK
PARASINI BİR AYDA
ÜÇE KATLAYAN
EV HANIMI
GÖRDÜNÜZ MÜ?
Biz gördük... Sanal Portföy Yarışması VOBXGame, vadeli piyasaların aslında ev
hanımları, emekliler, gençler arasında da ne kadar etkin kullanılabildiğini ispatladı.
Bir ev hanımı parasını bir ayda üçe katladı, bir matematik öğretmeni ikinci oldu.
V
OB’un yatırımcılar ile ilişkisini
sağlamlaştırmayı hedefleyen VOBXGame
Sanal Portföy Performans Yarışması’na
ev hanımları da katıldı, emekliler de,
öğrenciler de... Yarışmayı kazanan bir
bankacı, Ekrem Şakir oldu. Ancak,
ikinciliği kılpayı farkla bir matematik
öğretmeni, üçüncülüğü ise bir ev hanımı
kazanınca, Türk yatırımcısının bu
alandaki yeteneğinin ne denli yüksek
olduğu görülmüş oldu.
Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası, yaptığı
iş itibariyle teknik bir alana hitap ediyor.
Parayı yönetmeyi, gerektiğinde risk
alıp gerektiğinde risklerden kaçınmayı
gerektiriyor. Olaya böyle bakınca,
KATEGORİ BAZINDA DEĞERLENDİRME
KATEGORİ
İSİM
PORTFÖY DEĞERİ
Ev Hanımı
Zühre Yalçınkaya
165.188
Maaşlı/Ücretli Çalışan
Yüksel Cesur
281.166
Üniversite Öğrencisi
Cem Öztürk
271.547
Öğrenci
Uğur Çağrı Yılmaz
177.414
Emekli
Mustafa Giledereli
180.220
Çalışmıyor
Faik Dökmetaş
281.694
Serbest Meslek /İş Sahibi
Murat İçil
193.930
10 VOBJEKTİF | NİSAN 2011
profesyonel yatırımcılar ile sınırlı bir
alan gibi görülebilir. Ancak VOB’un
düzenlediği VOBXGame yarışmasının
sonuçları olayın pek de öyle olmadığını
herkese ispatladı.
Aslında yarışmanın amacı basitti;
vadeli işlem sözleşmelerinin bilinirliğini
artırmak, kurumsal ve bireysel
yatırımcılar tarafından daha iyi
anlaşılmasını sağlamak.
Bunun için düzenlenen sanal portföy
yarışmasında da amaç belliydi; belirlenen
süre içinde 100 bin liralık portföyü en
yüksek düzeye çıkartmak.
Bu amaçla başlanan yarışma, 1-31 Mart
2011 tarihleri arasında düzenlendi. Tam
2.384 yarışmacının katıldığı yarışmada,
toplam 7 kategori belirlendi. Yarışmacılar,
kendi kategorilerinde birincilik için
yarışırken, endeks, döviz ve altın vadeli
sözleşmelerinde gerçek zamanlı fiyatlarla
işlem yaptı.
Kategoriler, ev hanımı, maaşlı/ücretli
çalışan, üniversite öğrencisi, öğrenci,
emekli, serbest meslek/iş sahibi ve
çalışmayanlar olarak belirlendi.
Son güne ve hatta son saate kadar nefes
kesen yarışmada en fazla getiriyi elde
eden ilk üç katılımcı ile meslek gruplarına
göre en çok kar elde eden katılımcılar
ödüllendirildi.
İlk üç arasında son gün dahi risk
alarak pozisyonunu güçlendirmeye
çalışan ve soğukkanlılığını koruyarak
pozisyonunu tutan yatırımcılar arasında
kıyasıya bir rekabet yaşandı. Ancak
sonuçta genel kategoride birinciliği
yarışmaya Hatay’dan katılan Halkbank
Antakya Şube Müdür Yardımcısı Ekrem
Şahin kazandı. Şahin, 100 bin TL’lik
portföyünü 332 bin 700 liraya yükselterek
şampiyonluğa ulaştı.
Nevşehir’den yarışmaya katılan, asıl
mesleği matematik öğretmenliği olan,
ancak VOB’la birlikte finans dünyasına
geçiş yapmaya hazırlanan Yasin Özmen
de 100 bin liralık portföyünü 306 bin
80 liraya çıkararak ikinciliği elde etti.
Üçüncülüğü ise bir ev hanımı; Ülkü
Ulusoy kazandı. Ulusoy, bir aylık
süre içerisinde parasını neredeyse üçe
katlayarak 287 bin 937 liraya yükseltti ve
ilk üçe girmeyi başardı.
Yarışmada sıralamaya giren kategori
ve genel klasman birincilerine ödül ve
plaketleri 20 Nisan’da İzmir Ticaret
Borsası’nda düzenlenen bir törenle verildi.
Genel klasmanda birinci olan Ekrem
Şahin Tablet PC, Yasin Özmen Notebook
PC ve Ülkü Ulusoy ise PDA (Personal
Digital Assistant) ile ödüllendirildi.
Kategori dalında dereceye giren 7
yarışmacı da PDA ödüllerini VOB
yöneticilerinin elinden aldı.
Törende konuşan VOB Yönetim
Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli, 7’nci
yılını kutlayan VOB’u daha geniş
kesimlere tanıtmak ve bilinçli yatırımı
özendirmek için bu tür etkinliklerin
süreceğini söyledi. VOB Genel Müdürü
Çetin Ali Dönmez ise, bu yarışmayı
sermaye piyasasının önemli bir eksiği
olan eğitim ve tanıtıma katkı yapmak için
düzenlediklerini ve sonuçtan memnun
olduklarını belirtti.
İlk üç sırayı alan yarışmacılar ayrıca
2011 yılı sonuna kadar bilgisayarlarından
VOB verilerine ücretsiz olarak erişim
hakkını kazandılar.
VOBJEKTİF Dergisi olarak VOB
Sanal Portföy Performans yarışmasında
genel klasmanda dereceye giren bu üç
başarılı isimle İstanbul’da görüşme fırsatı
bulduk ve VOB’la nasıl tanıştıklarından
yarışmada hangi stratejileri
uyguladıklarına kadar pek çok konu
üzerine sohbet ettik.
EKREM ŞAKİR
Yarışma birincisi
İşte şampiyonun altın kuralı
Siz aslında yarışmaya katılanlar arasında
konuya en yatkın isimlerden birisiniz?
1999 yılından beri Halk Bankası’ndayım.
Halkbankası’nda Kredi Portföy Yöneticisi olarak
görev yapmaktayım. 1993 yılından beri borsayla,
açıldığından beri de VOB ile ilgilenmekteyim.
VOB sizce kimler içinç uygun?
Yatırımcılar büyük bir yatırım olarak yapmayı
düşünüyorlarsa zaten VOB’u bilmeleri gerekiyor.
Diyelim ki bunu bir ihracatçı kullanacaksa,
bankacı olduğum için bütün müşterilerimi buna
yönlendirmeye çalışıyorum. Diyelim müşteriler
bir mal satıyorlar ve 2 ay sonra paraları gelecek.
Müşteriye malı belli bir maliyetle satmışlar ama
garanti almak istiyorlar. VOB onlar için çok
uygun. 2 ay sonra kuru bekliyorlar, karlarını
zararlarını biliyorlar. Borsa açısından baktığımız
zaman, diyelim ki İMKB içinde burada da satışa
geçip, bir şekilde bunu hedge edebilirsiniz.
Ama işte bu yeterince tanıtılamıyor. Mesela
Antakya’da 1-2 aracı kurum haricinde bunu
yapan yer yok. İddia ediyorum her müşterinin 10
işleminden 8’i karlı bitiyordur ama 2’sinde zarar
o kadar büyüyor ki kârı alıp götürüyor. Riskli bir
iş ama hedge yapılabilirse de çok yararlı bir iş.
Sizin bulunduğunuz şehre konumunuz
itibariyle bu anlamda bir katkınız oluyor mu?
VOB’u yatırım olarak borsa açısından
müşterilere tavsiye edemiyorum. Benim kredi
portföyümde 75’e yakın müşteri var, bunun 35’İ
ihracatçı. Bankamızın forward işlemi olduğu
için forwardı daha çok tercih ediyorlar. Ama
3-4 yatırımcıyı da VOB’a kazandırdım. Yeni
kazandırdığım müşteriler kurdan kar ettikleri
zaman çok mutlu oluyorlar ama zarar etmeye
başladıkları zaman ‘korunmak için başladık,
tamam korudu bizi ama bu sefer de karımız gitti’
diyorlar. Tabii bu borsanın doğasında var. İşi
bilmeden girmemek, kontrollü olmak gerekiyor.
Sizin öneriniz bilgi sahip olduktan sonra
VOB’a girmek..
Kesinlikle. Mesela ben yarışma başlamadan
bir gün önce kendi kurallarımı koydum.
Kabul edilsin, edilmesin. Benim kuralım asla
gece pozisyona girmemek. Bu altın kural.
Borsa akşamları açık olsa tamam ama zaten
17.30’dan sonra kapanıyor. Akşam pozisyona
girmeyeceksin. Diyelim ki gece Amerika’da
bir gelişme oldu. Sabah borsa düşüşle açıldı,
paranız gider. Geceyi huzursuz geçirmektense
geceye asla pozisyonda girmemelerini ve
paralarının tamamıyla oynamamalarını tavsiye
ediyorum. Diyelim ki 10 sözleşmelik paranız
var, 10 sözleşme almamanız gerekiyor çünkü
düşüşte başlangıç teminatları devreye giriyor. 10
sözleşmelik paranız varsa 4 sözleşme alın.
Orta ölçekli yatırımcıya neler önerirsiniz?
› Birincisi kesinlikle teknik analizi bilmeli.
NİSAN 2011 | VOBJEKTİF 11
KAPAK
› Asla geceye pozisyonda girmemeliler.
› Asla paralarının tamamıyla yatırım
yapmamalılar.
› Çok önemli kararlar hariç olmak üzere
neredeyse her saat başı açıklanan kararlara
fazla itibar etmemeliler.
› Mutlaka stop-loss uygulamaları gerekiyor.
Stop-loss’larını da en başta pozisyonu
açarken karar vermeleri lazım. Kar noktalarıyla
yakın olması lazım. Bunu bir örnekle
açıklayayım. 80.000 endeksten bir VOB
sözleşmesi aldınız. Hangi noktadan satıp,
zararı kapatacağınıza en baştan kararınızı
vermelisiniz. Zarar 2 noktada birbirine eşit
olmalı. Eğer 1000 lira kar ya da zarara razıysan
aynı noktada stop-loss’u koymanız lazım. Stoploss da mutlaka teknik analize göre çıkartılmalı.
Tekniz analiz bilmiyorsalar her gün gazetelerde
yer alan teknik analizin nereden döneceğine
yönelik olan yorumları okusunlar.
Bir pozisyonda inat etmemek gerekiyor. İnsan
defalarca günde yanlış işlem yapıyor olabilir.
Baktık ki ters yöne gidiyor hemen o karardan
çıkılabilmeli.
VOB’a girmeye nasıl karar verdiniz?
Belli kararlarım vardı uyguladım. Bazen
diyorum ki ‘Keşke 100 milyarım olsa da 335
milyar yapabilsem.’ 100 bin lira para aldım.
Yarışma bittiğinde 332 bin para ile bitti. Geçen
seneye kadar VOB’da işlem yapıyordum.
Geçen sene Hatay’ın büyükşehir olma söylentisi
başladı. Hatay’da emlak yatırımı yapmak için her
şeyimi sattım. Boşta kaldım, VOB’ta sanal işlem
yapmaya başladım.
YASİN ÖZMEN
Yarışma ikincisi
Hangi kararları alarak ve hangi stratejilerle
İMKB 100 65.000 sınırına dayandığında
bu yarışmaya katıldınız?
kıramayacağına inanıp pozisyonlarımı çok
1 Mart’ta yarışma başladı. Şubat sonunda
arttırıyordum. Aşağıda da 62.500’e geldiği
zaman, aşağı kıramayacağını anladığım zaman
kararlarımı aldım. Paramın tamamıyla
oynamadım. Stop-loss noktalarını iyi koydum.
bu sefer pozisyonlarımı çok artırıyordum .
Gece pozisyona girmedim. Bunları uyguladığım
Başarımın tek nedeni bu: Karıma, zararıma
zaman başarı kendiliğinden
bakmadan, arkama hiç
geldi. Bir televizyon
bakmadan satabiliyorum.
programında ‘nasıl başardınız’
sorusuna şu cevabı verdim:
Piyasa kritiklerini çok
‘‘Sabahları ekonomi yazarlarını
yakından takip ettiniz mi?
YATIRIMCILAR
okuyorum. Ne derlerse tersini
Her gün hangi saatlerde ne
ÇOK ÖNEMLİLER
yapıyorum.’’
açıklanacağını okuyordum,
HARİÇ SAAT
ne kadar önemli olduklarını
BAŞI
AÇIKLANAN çıkartıyordum.Yarışma
Yarışmaya başladıktan
sonra zirveyi zorlamaya
başladığı zaman endeks
KARARLARA
başladığınızda stratejinizde
İTİBAR ETMEMELİ, 75.000’den başladı.
değişiklik oldu mu?
Yabancıların tek partili
GECE POZİSYON hükümet beklentisiyle satın
7-8. gün birinciliğe
ALMAMALI.
oturdum. Birinciliği korumak,
alacağı düşüncesiyle yola
birinciliğe oturmaktan daha
başladım. Hep piyasadaki
zor. Son 1 hafta 300 bin lirayı
gelişmeleri takip ediyordum.
yakalamıştım. Bu parayı rahat
Tüm veriler, insanların
duygularıyla oynamak için yapılmış şeyler. Bu
400-450 yapabilirdim. Başta biraz agresiftim,
işle uğraşacaklarsa çelik gibi sinirlerinin olması
derecelerin içinde kendimi gördüğüm zaman
gerekiyor. Özellikle Yaşar Erdinç’i çok takip
temkinli davranmaya başladım. Rakiplerimi
gözlemledim. En büyük özelliğim düne göre
ederim.
işlem yapmamak. ‘Borsa spekülatörleri’ diye
bir haber okumuştum. İnsanların en büyük
Risk almayı sever misiniz?
hatası bu. Diyelim ki biri 76.000’den alım
Bir şeyin ne getirip, ne götüreceğini bilerek
yaptı, 76.200’den satış yaptı. Asla 76.400’den
risk alırım. Örneğin herkesin beklentisi, Merkez
bir daha alım yapmaz. Psikolojik olarak böyle
Bankası’nın kararının karşılık oranlarını ve
şartlanmışlar.
faizleri değiştirmeyeceği yönündeydi. O gün
Destek ve direnç noktalarımı belirledim,
herkes satışa geçti.
Öğretmenliği artık
hobi olarak yapıyor
Yarışmada ikinci oldunuz, sizi kısaca tanıyabilir miyiz?
Nevşehirliyim. Matematik mezunuyum. Özel bir eğitim kurumunda
öğretmenlik yapıyorum. Bunun yanında finans sektörü ile yakından
ilgileniyorum. Finans bundan sonra asıl mesleğim olacak.
Öğretmenliği hobi olarak yapacağım, öyle görünüyor.
VOB’la nasıl tanıştınız? Nasıl yatırımcı olmaya nasıl karar
verdiniz?
2006 yılında üniversitede bir arkadaşım sayesinde tanıştım.
Okulu bırakmıştı. Neden bıraktığını sorduğumda finans sektöründe
olduğunu söyledi. Benim de ilgimi çekti. İMKB’yi de tanıyordum.
Borsada hisse nasıl alınır, nasıl satılır, bilgim vardı. Ama borsada
yatırımcı değildim. Arkadaşım VOB’dan bahsetti. “Yatırdığının
on katını alabiliyorsun” dedi. Nasıl olabileceğini merak ettim ve
ilgilenmeye başladım. Tamamen kendi çabamla VOB’u tanıdım.
Siteler üzerinden haberleri, diğer kaynakları kullandım.
VOB’da yatırımcı olmaya karar verdiğinizde sizi risk almak mı
yoksa aldığınız risk karşısında kazanacaklarınız mı etkiledi?
Tabii risk karşısında kazanabilecekleriniz etkiliyor sizi. Ancak,
spekülatif bir kazanç söz konusu. 2 yıldır VOB’u bireysel yatırımcı
olarak kullanıyorum. İki yıldır çok yakından
ilgileniyorum diyelim. Yatırımlarımı VOB’da
değerlendiriyorum. Bunu artık bir iş olarak
görüyorum ve yakında öğretmenliği bırakıp
sadece hobi olarak devam edeceğim.
VOB’da ilk kez yatırımcı olmaya karar
verdiğinizde nelerle karşılaştınız? Belli
amaçlarla VOB’a geldiniz. Teminat
yatırdığınız ve yatırımcı oldunuz. İlk
heyecanlarınızı ve hüsranlarınızı paylaşır
mısınız?
İlk başlayanların genelde girişimleri
hüsranla sonuçlanıyor. İlk çabalar aslında
deneyim kazandırıyor. Her gün yeni bir şey
öğreniyorsunuz. Kimse usta oldum diyemez
bu işte. Yeni yeni olaylarla karşılaşıyorsunuz.
Belli başlı olaylar var. Siz tabloları, çizgileri
izliyorsunuz ama piyasa istediğini yapıyor.
Peki yarışmaya nasıl karar verdiniz?
Bir banka aracılığıyla ulaştı yarışma
bilgisi. Kendime de güveniyordum. Bu ara
gerçek anlamda bir yatırımım olmadığı için
yarışmaya karar verdim. Dersler uygundu.
Vaktim de vardı. Çok eğlendim yarışma
süresinde.
Bir önceki gün yarışmada birinciydim. Yanlış
bir işlem yaparak ikinciliğe düştüm. O hatadan
dolayı önde götürdüğüm yarışmadan ikincilikle
ayrıldım. Birinci olan arkadaşa aramızda çok
az bir puan farkı kaldı. 50 puanlık bir hamle
yapsaydım birinciydim. Şans diyorum.
Hangi stratejileri uyguladığınız bu
yarışmada? Gerçek hayatta VOB’u
kullanan bir yatırımcı olarak bu yarışmada
da aynı stratejileri mi kulladınız?
Yarışmayı nasıl yönettiniz?
Evet. Birebir uyguladım. Hareketli
ortalamaları ve teknik analizler işin bir parçası.
Bu ortalamaları ve teknik analizleri takip
ederek bir de piyasaları takip edip bir harman
yaptım. Önemli bir nokta da piyasaya inat
etmemek. Piyasa ne isterse o oluyor. Bekliyor
insanlar piyasa düşsün diye. Ama piyasa
düşmüyor. Kendini öyle bir kaptırıyor ki aşık
oluyor pozisyonuna ve inat ediyor, düşmesi
gerekir diyerek bekliyor. Ama düşmüyor.
Teknik analize göre düşmesi gerekiyor ama
orada ters bir hareket yapıyorlar ve yüzde 5
düşüş bile VOB’da yatırımınızın yüzde 70’ini
götürüyor. İşte bu yüzden ters pozisyona aşık
olmamak gerekiyor.
Yatırımcı olarak VOB’da işlem yaparken
kriterleriniz nelerdir? İşlem yaparken
olmazsa olmaz dediğiniz şeyler nelerdir?
Birincisi piyasa ile inatlaşmamak. Yani
piyasa ile aynı yönde olmayı sağlamak, esnek
olmak gerekiyor. Teknik analiz yapıyorsunuz,
hareketli ortalamaları takip ediyorsunuz,
ama yine yukarı dönüyorsa siz ona ayak
uyduracaksınız, kıvrak olmak gerekiyor.
İkincisi teknik analizinizi mutlaka
yapacaksınız. Eğriler ve grafikleri
oluşturacaksınız. Günlük ortalamalar, aylık
ortalamalar grafikler oluşturacaksınız.
Teknik analizde nelere dikkat edersiniz?
Borsa, faiz, yurtdışı borsalar, döviz, parite
gibi verileri dikkate alır mısınız?
İMKB 100’ün dolar bazlı endeksine
bakabilirsiniz, euro-dolar, euro-TL pariteleri
büyük etkendir. Hatta Dow Jones ile İMKB
arasında yüksek paralellik göze çarpıyor, gerçi
şimdi bozuldu bu paralellik ama.
Pozisyon alırken aldığınız temel kriterler
neler? Sabah kalktığınızda ilk hangi verileri
kontrol eder, işlem yapmaya başlarsınız?
Yurtiçi verilerinden en önemlisi parite,
dolar-TL ve euro-dolar. Yurt dışında ise
Dow Jones. Uzun süre pozisyonda kalmayı
tercih ediyorum. Bu süre 5 saat, 1 gün, 1
hafta olabiliyor. Bu, pozisyona aşık olmak
gibi bir şey ama çok tehlikeli. Tekniği bozan
bazı durumlarda önemli olan ters duruma
geçebilmek. Benim için önemli bir kriter.
tekrar kar edeceksiniz.
Alım ağırlıklı mı satış ağırlıklı mı işlem
yaptınız?
Hem aldım, hem sattım. Geri alıp, geri
sattım. Dün 300 puanlık çok küçük bir hareket
vardı. Ben o noktada 500 puanlık aldım.
Piyasayı koklamak gerekiyor. Bu anlatılmaz,
yaşanır.
Daha çok hangi veriler size koku
gönderdi?
Biz arkadaşlar arasında piyasaya ‘’pala’’
diyoruz. Pala ne derse o olur. Palanın dediği
yoldan gideceksin, palayla dost olacaksın.
Palayla düşman olursan hep zarar edersin.
Mantık ağırlıklı mı yoksa duygu ağırlıklı
mı davrandınız?
Yüzde 70 duygu ağırlıklı işlem yaptım.
Genelde yatırımcılar biraz kaybettikten
sonra piyasadan çekilme eğilimine girerler.
Siz neden çekilmediniz?
Aslında inatçı biriyim ama piyasaya karşı
inatçı değilim. Herkes yapabiliyorsa, ben
neden yapamayayım dedim.
Matematikçi olmanızın bunda etkisi oldu
Genelde agresif mi, çekingen mi bir
mu?
politika izlediniz?
Matematikçiler inatçıdır. Ters yönde
İlk 15 gün çekingen davrandım. Kimin ne
inatçılığımı kullanmadığım zamanlarda
yaptığını, nasıl ilerlediğini gözlemledim. Bu
kazançlı çıkmamda etkili oldu mesleğim. Bir
işlerde portföy yönetimi çok önemli. 100.000
de piyasayı sürekli değil belli aralıklarla takip
lirayla bir anda yatırım
ediyorum.
yapmamanız gerekiyor.
Risk almayı seviyor
Parça parça oradaki havayı
musunuz, riski nasıl
koklayarak. Ben ilk gün
PİYASAYLA
yönetirsiniz?
girdiğimde 100.000 lira
Hayatta da risk almayı
ile girmiş olsaydım, o gün
İNATLAŞMAMAK,
para bitmişti ya da 30.000
POZİSYONA AŞIK çok seviyorum. Riski doğru
yönetirseniz kazanırsınız.
lira kalmıştı. 5.000 lira ile
OLMAMAK LAZIM. Fazla zarar yaptığınız
başladım, düştükçe tekrar
YARIŞMADA
anda dönebilecek
pozisyona girdim. Önemli
kadar kıvraksanız risk
olan portföyü belirli parçalarla
YÜKSEK
yönetmek. 10, 100, 1.000
almanız lazım. Zaten risk
KALDIRAÇ
parçaya bölmek.
almazsanız bir şey olmaz.
KULLANMADIM.
Hangi kontratlarda işlem
yaptınız?
Yalnızca VOB 30’u
kullandım.
İşlem yaparken hangi aşamalardan
geçerek bu noktaya geldiniz?
Genelde hareketli ortalamalara göre karar
verdim. Mesela 20 günlük hareketli ortalama
yukarı kestiğinde aldım, aşırı kestiğinde
sattım. Tabii her şey buna göre değil. Mesela
ters gidince alım yapmayacaksınız, oradan
çıkacaksınız. Onun 2 katı kadar girdiğinizde
Kaldıraçları ne kadar
kullandınız?
İşte o çok önemli.
Dediğim gibi önemli olan sermayeyi bölüp
yönetmek. Hiçbir zaman 10 kaldıraç
kullanmadım. Her zaman kullandığım 6’dır.
Çok riskli, sadece emin olduğum zaman
alırım, onu da hemen kapatırım yüzde 50 ile
devam ederim. Yüzde 50 ile yanlış bir hareket
yapsanız, diğer yüzde 50’si ile o hareket
yanlışyerden dönecektir. Yüzde 50 bile yüksek
risktir. Birebir kaldıraç kullanılması gerekiyor.
NİSAN 2011 | VOBJEKTİF 13
KAPAK
HERKES İÇİN
VADELİ PİYASA
MUSTAFA GİLEDERELİ
Emekli Kategorisi
VOB Sanal Portföy
Yarışması sayesinde VOB
ve vadeli işlem piyasaları ile
tanışan Emekli Kategorisi
Birincisi Mustafa Giledereli
bundan sonra VOB’da işlem
yapmayı düşünüyor.
ÜLKÜ ULUSOY
Yarışma üçüncüsü
Ülkü Ulusoy plaketini ve ödülünü Işınsu
Kestelli ve Çetin Ali Dönmez’den aldı.
100 bin lirasını bir ayda
287 bin liraya çıkardı
Kısaca kendinizi tanıtır mısınız?
30 Ağustos 1976 Antalya doğumluyum.
Akdeniz Üniversitesi İşletme bölümünden
mezun oldum. Evliyim ve 13 yaşında bir
kızım var.
kaldıkları pozisyonu fazla sürdürmeyip yeni
bir pozisyonla al-sat işlemine devam etmeleri.
Çünkü VOB’da hem alımdan hem satımdan
kazanabiliyoruz. En önemlisi koydukları
kuralları uygulamaları.
Genelde kadınlar
yatırımcı olarak
piyasada yer almaktan
PARANIN
çekiniyorlar. Siz yüksek
TAMAMIYLA
kazanç sağlayarak
erkekler arasında
YATIRIMA
yükselen tek kadınsınız.
BAŞLAMAMAK
Kadınlara yatırımda
LAZIM.
Yarışmada kullandığınız
ne gibi tavsiyelerde
KONTROLLÜ VE
stratejilerden bahseder
bulunursunuz?
misiniz?
Sanırım kadınlar
TEMKİNLİ OLAN
Matriks’te takip ettiğim bir
yatırımlarını, iş ve ailesine
KAZANIYOR.
indikatörüm var. Sistemimin
olan sorumlulukları daha
öncülüğünde petrol, faiz,
fazla zamanlarını aldığı
büyük banka kağıtları, Dow
için, bu tarz sürekli takip
Jones ve Avrupa borsalarını
gerektiren bir alanda değil
da takip ederek kendi yorumlarımla alım
de daha uzun vadeli (altın faiz döviz vb)
satım yapıyorum.
alanlarda değerlendiriyorlar.
Bence VOB’da çok daha fazla kazanç elde
Yeni başlayan yatırımcılara neler tavsiye
edebilirler. Ayrıca borsa da riski yönetmek
edersiniz?
diye tabir edilen önemli konuyu kadınların
Önerim paralarının hepsi ile değil
daha kontrollü ve temkinli oldukları için daha
bir kısmıyla bu işe başlamaları. Stopiyi yönlendirebileceklerini düşünüyorum.
loss kullanmaları, VOB’da işlem yaparken
Yalnız VOB’un getirisi de riski de fazla bunu
kullandıkları sistem ne olursa olsun terste
da unutmamaları gerekiyor.
VOB’da gerçek anlamda
işlem yapıyor musunuz
yoksa sadece sanal işlem
mi yaptınız?
VOB’da gerçek anlamda
da işlem yapmıyorum yani
yatırımım yok.
14 VOBJEKTİF | NİSAN 2011
MURAT İÇİL
Serbest Meslek/İş Sahibi Kategorisi
7 yıldır finansal piyasalar ile
yakından ilgilenen ve VOB’da
ilk defa işlem yapan Serbest
Meslek Sahibi Kategori
Birincisi Murat İçil VOB’un
diğer finansal piyasalardan
daha avantajlı olduğunu
düşünüyor. İşlemlerini sistematik bir
şekilde teknik analiz kullanarak yaptı.
CEM ÖZTÜRK
Üniversite Öğrencisi Kategorisi
Cem Öztürk VOB Sanal
Portföy Yarışması sayesinde
büyük bir tecrübe kazandığını
belirtti. Öztürk, çoğunlukla
haberleri takip ederek ve temel
analizleri kullanarak işlemlerini
yaptığını söyledi.
UĞUR ÇAĞRI YILMAZ
Öğrenci Kategorisi
Daha önce de benzer bir
yarışmaya katılan Öğrenci
Kategorisi Birincisi Uğur Çağrı
Yılmaz işlemlerini fazla risk
almadan haber ve piyasa
yorumlarını takip ederek
yaptı. Vadeli İşlem ve Opsiyon
Borsası’nın düzenlediği yarışmada öğrenci
kategorisini zirvede tamamladı.
FAİK DÖKMETAŞ
Çalışmıyor Kategorisi
Faik Dökmetaş piyasa
algısı ve piyasa trendlerine
dayanarak kendi tahminlerine
göre işlem yaptı. Aynı
zamanda yarışma süresince
haberleri takip ederek gün içi
işlemlere yoğunlaştı.
KONUK
YAZAR
TAHMİN YAPMANIN
DAYANILMAZ ZORLUKLARI
GAZİ ERÇEL
Modelleme veya sadece teknik analize dayanarak tahminde
bulunmak bu dönemde işe yaramıyor. İşte bu zorlu ortamda
tahmin yaparken yatırımcılara yol gösterecek üç altın kural...
leriye dönük tahminler
yaparak hareket etmenin
zorlukları her zaman
bilinir. Özellikle finans
dünyasında bu yıllardır
yoğun biçimde yaşanıyor.
Yapılan tahminlerdeki hatalar
ya da başarıların götürüsü
veya getirisini bir çok piyasa
oyuncusu yakından izliyor.
Vadeli borsalarda işlem yapanlar için
tahminlerinin tutarlılığı daha da fazla
önem kazanıyor. Bu tahminler önlerini
görmekten de öte, başka ögeleri de
içeriyor.
Genelde bu tür tahminler için
ekonomik modeller ya da teknik analizler
kullanılıyor. Buna dayanarak pozisyon
alınıyor. Oysa bu yaklaşımın doğruluğu
tartışılması gereken nokta olarak
karşımıza çıkıyor.
İ
MODELLERİN SORUNLARI
Kanımca bu tür modellemeler doğru
varsayımlara dayanırsa önümüzü
görmemize yardımcı olurlar. Ek bir
araç olarak kullanılabilirler. Ne var ki
sırf bunlara dayanarak ve doğruluğuna
inanarak genellemeler yapmanın olumsuz
sonuçları da beraberinde getirdiğini de
unutmamak gerekir.
Bunun nedenleri değişik.
Bu nedenlerin başında her zaman
yaşadığımız belirsizlik ortamı geliyor. Bu
belirsizliği risk ile olan ilişkisi açısından
incelediğimizde iki farklı durum ortaya
çıkıyor.
Birincisi belirsizliğin ne yöne
gideceğini tahmin edip, riskleri ona göre
yönetebilirsiniz. Teorik anlatımı ile riskin
olasılık dağılımını bulabilirsiniz. Burada
esas olan, belirsizlik kaynaklarının neler
olduğunu belirlemek ve nasıl aşılacağı
konusunda geçmiş deneyimlerden
yararlanmaktır.
İkinci çeşit belirsizlik ise Knight tipi
olanıdır. 1930’lu yıllarda iyi bir ekonomist
olan Frank Knight’ın ortaya attığı görüşe
göre “bazı belirsizlik dönemlerinde alınan
riskin olasılık dağılımını bilemezseniz,
o zaman riskleri de tanımlayamazsınız”.
Böylesi durumlarda modellemelerin ya da
teknik analizlerin doğru yönü göstermesi
oldukça güçtür.
Zamanımızın, “Knightian
belirsizliğinin” yoğun olarak yaşandığı
bir dönem olduğuna kuşku yok. Neyin,
ne zaman ve nasıl ortaya çıkacağını
tahmin etmek falcılık gibi bir şey oluyor.
Bu durumda alınacak riskleri belirlemek
giderek zorlaşıyor.
Modellemelerde ortaya çıkan başka bir
sorun da geçmiş dönemlerin koşullarına
göre oluşmuş verileri kullanarak sonuca
gitmekten kaynaklanıyor. Oysa her
dönemdeki koşullar, bekleyişler ve ona
yönelik olarak alınan pozisyonlar değişik
olunca modellere güvenilirlik de azalıyor.
NE YAPMAK GEREKİR?
Yukarıda da işaret ettiğim gibi tek
başına modellere ya da teknik analizlere
dayanarak tahminde bulunmak yanlış
bir yaklaşım. Bu tür çalışmaların
tahminlerimize yardım etmesi
elbette yararlı. Ancak sadece onlara
dayanmamamız da şart.
O zaman elimizde bulunan 3 değişik
aracı modellerle birlikte kullanma
olanaklarını aramalıyız.
Birincisi, doğru verilere dayanarak
yapılan makroekonomik analizleri
sürekli bir biçimde izlemek: Farklı
düşüncede kişilerle konuşup, hepsinin
fi kirlerinin ve değerlendirmelerinin
dikkate alınmasının sağlanması gerekiyor.
Tek bir göstergeye de dayanmamak
burada önemli bir unsur olarak karşımıza
çıkıyor.
İkincisi, ileride ortaya çıkabilecek
risklerin olasılık dağılımını gelişen
yeni olayları da dikkate alarak sürekli
değiştirmek: Böylece riski yönetmede
sürat unsuru da devreye sokulmuş olur.
Üçüncüsü, önseziyi kullanarak ileriyi
tahmin etmek: Eskilerin “hissi kablel
vuku” diye niteledikleri bu davranış
biçimi tahminlerin yapılmasında
yardımcı oluyor.
Merkez bankaları da Knightian
tarzı belirsizlikten çok rahatsız olurlar.
Alacakları kararların sonuçlarının
bekledikleri ya da ölçebildikleri riskleri
yönetmede başarısız olmasından
çekinirler.
O nedenle sadece modellere dayanarak
çalışan merkez bankalarını bulmak
zordur. Analizlerini yaparken değişik
kaynaklardan yararlanırlar.
Tabii ki en fazla güvendiklerinin,
başkanları da dahil üst düzey
yöneticilerinin bilgi birikimine ve
deneyimlerine dayanan önsezileri
olduğunu da belirtmekten geri kalmazlar.
NİSAN 2011 | VOBJEKTİF 15
RÖPORTAJ
GÜRMAN TEVFİK
VADELİ PİYASA
ANTİBİYOTİK GİBİDİR
DOZUNDA OLURSA
HAYAT KURTARIR
Vadeli piyasaların kuruluşundan yıllar önce bu konudaki çalışmasıyla ödül almış
bir isim İş Portföy Genel Müdürü Gürman Tevfik. Yatırımcılara gerek spot gerek
vadeli piyasalara, gerekse opsiyonlara yönelik çok çarpıcı önerileri var.
G
AÇIL SEZEN
16 VOBJEKTİF | NİSAN 2011
ürman Tevfik, Türkiye’de piyasanın en
deneyimli isimlerinden biri. Sadece portföy
yönetiminde değil, aynı zamanda Vadeli
İşlemler piyasasının henüz kurulmadığı
dönemde de bu konuya kafa yormuş bir isim.
1980’li yıllarda hazırladığı bir çalışmayla
Türkiye’de vadeli piyasaların nasıl
kurulması gerektiğini, altyapısının nasıl
olması gerektiğini yazmış, bu çalışmayla
ödül almış. VOBJEKTİF okurları için
yaptığı yorumlarda, yatırımcılar ve piyasa
oyuncuları için son derece önemli ipuçları
aktarıyor...
VOB kurulduğundan bu yana 7
yıl geçti. Bu süreci ve gelişimi nasıl
değerlendiriyorsunuz?
Aslında 7 sene geçti. Evet ama kurulma
çalışmaları eskiye dayanıyor. İzmir’de
Vadeli İşlem Borsası kurulmadan önce
aslında emtia borsası, vadeli işlem borsası
kurulacaktı. Sonra eğitim amaçlı bir anonim
şirket kuruldu. O Eğitim AŞ’de ben de
yönetim kurulunda bulundum; İş Bankası’nı
temsilen o dönemde. Epeyce bir süre
yasanın çalışması, yasanın çıkartılması ve
VOB’un kurulması üzerine epey bir çalışma
yaptı eğitim şirketi. Bir nevi VOB girişim
sermayesini yaptık. Yani onun alt yapısını
hazırladı. Yeni bir enstrümana Türkiye’nin
ihtiyacı var. Eğer spot piyasanız varsa vadeli
piyasanız da olacak demektir. İngilizce
bir deyim var. No hedge, no trade. Eğer
hedge edemeyeceğiniz bir değer varsa işlem
yapamazsınız. Yani bu bir ayağın eksikliği
vardı, o da VOB’la tamamlandı.
Şu anda ağırlıklı olarak dolar ve endeks
sözleşmeleri işlem görüyor.
İki önemli sözleşme var diğerleri. Çok
da şu aşamada o kadar önemli değil. Ama
insanlar da bunu yavaş yavaş öğreniyorlar.
Spekülatif amaçlı yapılan işlemler
yoğunlukta. Hedge amaçlı yapılan işlemlerin
daha sınırlı olduğunu tahmin ediyorum.
Elimde bir istatistik yok ama tahminim
öyle. Çünkü reel ekonomide bütün finansal
sistemin aksine reel ekonominin entegre
olması gerekiyor. Entegre olmadığı zaman
birtakım sorunları çıkıyor.
Reel ekonomide VOB’un kullanımı
konusunda ne düşünüyorsunuz?
Dövizle yapılan işlemleri, açık
pozisyonları ve kapalı pozisyonları olanlar
kullanabilir. Yani sadece açık pozisyonu olan
için değil kapalı pozisyonu olan için de söz
konusu. Bilançosunu dengelemek ondan
NİSAN 2011 | VOBJEKTİF 17
RÖPORTAJ
GÜRMAN TEVFİK
etkilenmemek amacında olanlar. Mesela
kurdan etkilenmek istemiyor. Bilançosunu
kura karşı korumak istiyor ya da bir başkası
bilançosunu kura karşı risksiz yönetmek
istiyor. Korumak istiyorsa bunu bir şekilde
hedge eder. VOB’da kontrat alarak ya da
bankalarda forward kur alıp satarak hedge
edebilir.
Siz Türkiye’deki kurumlarda bu riskten
korunma bilincinin yeterince oluştuğunu
düşünüyor musunuz?
Olması lazım. Eskiden biliyorsunuz
finansal kurumlarda risk yönetimi yoktu.
Mevzuat gereği şartlar artık risk yönetimini
zorunlu kıldı. En küçük şirketin bile
bakması lazım, biz neyiz, mesela kur
riskine bilançomuz açık mı? Ne kadar açık?
Bunu açık mı tutalım, kapalı mı tutalım?
Yani bizim işimiz sadece aldığımız belli,
verdiğimiz belli bir iş olmayabilir. Belli
giderlerimizin bir kısmı döviz cinsi olabilir,
belki hedge etmemiz lazım. Ama bizim
asıl işimiz kendi faaliyet alanımızdan para
kazanmak, yoksa kurdan para kazanmak
değil. Bu mantık ihracatçı için de ithalatçı
içinde geçerli. Üretim yapan herkes için
geçerli.
Sadece üretici değil, aynı zamanda
finansal kesimin tüm aktörleri için de
geçerli aslında değil mi?
Bu bankalar için de geçerli bizim
kurumlar için de geçerli. Bütün kurumlar
için geçerli. Ben bilançomun kur
dalgalanmalarına karşı korunmasını
istiyorum. Çünkü benim işim portföy
yönetimi, benim sadece portföy yönetimi
geliri ile büyümem lazım. İşimi büyütmem
lazım. Yoksa kur işine girmemem lazım.
Bu bir yaklaşım. Yani koruma amaçlı
yaklaşım. Diğer bir yaklaşım da yatırım
amaçlı yaklaşım. Yatırımcı diyor ki “benim
beklentilerim kurların yukarı gideceği
yönünde, dövizde bekliyorum. O zaman
ben burada ilave pozisyon alayım. Para
kazanayım.”
KALDIRAÇ KULLANIMINDA
PROFESYONELLİK GEREKİR
Bu alanda kaldıraç kullanma şansı
da olduğu için elinde daha fazla imkan
oluyor...
Doğru. Spotta almaktan daha fazla
kaldıraç imkanı var tabii. Yani yatıracağı
para netice itibariyle teminat. Teminat
miktarı kaldırıyorsa leverage işlemini
yapabildiği kadar yapma imkanı olacak.
Tabii bu kendi içerisinde riskleri de
beraberinde getiriyor. Yani doğrudan
spottan döviz almak ya da vadeli işlem
borsasından alım yapmak aynı şey değil.
Yani vade geldiğinde elinizde hiçbir
şey kalmayabilir ya da çok şey kalabilir
vadelide. Ama spotta aldığınız yine
spottur. Diyelim ki 100 dolarınız varsa, 100
dolardır, düşmüştür, yükselmiştir. Ama
vadeli piyasada ve kaldıraç kullanımında
bakarsınız ki sizin sürdürme teminatları
dahil hepsi bitmiştir. Dolayısıyla vadeli
işlemi yatırım olarak yapmak ayrı bir
beceri ve nitelik gerektirir. Ve çok fazla
profesyonellik gerektirir.
Spekülatif işlem yapan yatırımcı ile
riskten korunmak için vadeli piyasayı
kullanan yatırımcı arasındaki farkı nasıl
değerlendirirsiniz?
O taraf ile hedge yapmak amacıyla
kullanım arasında büyük farklar var.
Onların önemli bir kısmı, özellikle çıplak
dediğimiz şekilde yapılan işlemler oldukça
büyük risk taşıyor. Kendi içerisinde birtakım
modellerle riskleri azaltacak şekilde yatırım
amaçlı yapanların durumu çok daha farklı.
Dolayısıyla yatırımın ne şekilde yapıldığı
da önemlidir. Yatırım arbitraj amacıyla
da yapılır, yatırım çıplak olabilir. Covered
(kapalı) olabilir. Yatırım istenecek duruma
göre şartlara göre çeşitli modelleri olabilir.
Elinizde o vadeli işlem sözleşmesine dayanak
olan varlığı bulunduruyorsanız kapalı, eğer
elinizde varlık olmadan düşüş ya da çıkışına
yönelik pozisyon alıyorsanız çıplak pozisyon
olur ki bu risklidir.
VOB’U PROFESYONELLERDEN ÇOK PATRONLAR KULLANMALI
Türkiye’de yapısı gereği vadeli çalışmak
zorunda olan çok fazla sektör var değil mi?
Çok var. Örneğin, dayanıklı tüketim malı
vadeli bir piyasadır. Gidin bakın, Arçelik,
Vestel beyaz eşya ya da elektronik 12 ay
vadeli, taksitle çalışan piyasalardır. Fiyatlar
vadeli piyasaya göre oluşur. Spotçular vardır,
spotçular çarşısı da oradan doğmuştur.
Nakit ihtiyacı olan da gidiyor vadeliyi short
ediyor, orada parasını alıyor. Sermaye olarak
kullanıyor. Bu da tersinden çalışıyor.
Vadeli piyasa işleyişini kur cephesinde
nasıl değerlendiriyorsunuz?
Spotu vadelisi birbirini bütünler. TL/dolar
çok yaygın artık herkes için. Türkiye için çok
normal artık. Spotu da forwardı da normal.
Çünkü halk “Yıl sonunda dolar kuru ne
olur?” diyor. Vadeli bir şey sorusu bu. Onu
çok yakından ilgilendiren borç alacak ilişkisi
yapıyor. Hem endeks hem de vadeli dolar
kontratı ölümsüzdür. Ne dolar yok olacak ne 30
endeks yok olacak. Adam döviz kredisi almış,
ama ihracat yapmıyor mesela diyelim. Gerçi
ihracata dayalı olması lazım ama ucuz diye
almıştır. Veya dövize endeksli almıştır. Faiz
18 VOBJEKTİF | NİSAN 2011
yerine onu endekslemiştir. Fiyatları tutmamıştır.
İhracat yaparım diye almıştır, ancak iç pazar
daha güçlüdür, iç pazara mal verecektir.
Bu durumda olanların ne yapması lazım?
İçerde iki liraya satarken niye 1 liraya satsın?
Aldığı bu şeyi koruması, kredi riskini hedge
etmesi lazım. O zaman nasıl hedge edecek?
Bir pasif yaratmışsın, o zaman karşılığında
bir aktif yaratacaksın. Gayet basit, yani kredi
olarak bir pasif yaratmışsın, o zaman bir
long kontrat alarak bunu dengeleyeceksin.
Bunu yapıyorsan kurlar istediği kadar artsın.
1.60’dan almışsın 2-3’e çıkmış, hiç önemli
değil. Sen de bu arada sigortanın maliyetine
katlanıyorsun. Bu çok normal kullanılabilir.
Ama şirketler cephesinde bu mantığın
çok da işlemediğini görüyoruz değil mi?
İş dünyasında insanlar buna çok alışlık
değiller. Neden değiller, çünkü profesyonellerde
şöyle bir şey var. Kur bugün bu. Ya bu kurdan
alacağız ya da satacağız. O biraz sorumluluk
gerektiren bir şey. Eğer bir pozisyon alırsanız,
bu aynı zamanda onun üzerinden getiriyi de
hedge etmek demektir. Kurların yüzde 20
düştüğünü düşünün, şirketin elde edebileceği
kazancın büyüklüğünü düşünebiliyor
musunuz? Neden kaybettirdin sorusuna cevap
verebilecek profesyonel bulabilmek biraz zor.
Patronun karar vermesi lazım.
Nitekim olmadı mı? Bir sürü finans
direktörü işinden oldu bu süreçte.
Dolar 1.60 dan 1.18’e düştü, ne yüzde
20’si. Şimdi burada hedge ederseniz böyle
bir ortamda bir krediyi hedge etmeye
kalkarsanız... Hiç zarar yazmazsınız ama
fırsat maliyeti var... Onu patron zarar
diye görüyor. O yüzden kimse dokunmak
istemez buna. En önemli konu o. Ama tabii o
konjonktür her zaman olmayabilir. O çok özel
bir konjonktürdü. Kriz sonrası şuydu buydu.
Kurlarda volatilite söz konusu. 3 ay önce
1.40’tı, 1.62’leri gördük. 3 ay sonra 1.50’leri
de geçebiliriz, 1.48’lere de düşebilir. Parite de
1.48 ile 1.70 arasında dalgalanabilir. Kimse
bantı daraltamaz bundan sonra. İleriye yönelik
hep bandı açmak zorundasınız. O zaman ister
istemez bunu bir şekilde kullanacak. Zaten
reel sektör yoğun kullanırsa vadeli piyasa da
sağlıklı olur. Kullanmazsa sağlıksız olur.
Hisse senedi yatırımcıları açısından
riskten korunmada VOB kullanımı nasıl
olabilir?
Hisse senedi endekslerini hedge amaçlı
olarak portföy yöneticileri kullanabilir. Ya da
bireysel yatırımcı çok büyük çapta bireysel
yatırımcı ise profesyonel olarak kullanabilir.
Yani bireysel çok ciddi bir yatırımı vardır,
işi gücü yoktur sırf bu işle ilgilenir. O zaman
bireysel yatırımcı tanımına girer. Ama
küçük yatırımcının çok küçük bir yatırımı
vardır. VOB’da işlem yapması zaman
gerektiren, dikkat gerektiren işlerdir. Takip
etmek gerekir. Ama büyük bireysel yatırımcı
kendi profesyonelce yapabilir. Yani spotta
aldıkları pozisyonlarını kaldıraç kullanarak
genişletebilir ya da riskleri gördükleri
anda daraltabilirler. Dünyada 20 yıl geriye
baktığımızda bugün volatilitenin çok
hızlı arttığını görüyoruz. Bu artış ve azalış
yani dalgalanmanın olması bu piyasaların
gelişmesinde de önemli etken. Çünkü siz
birtakım risklerinizi sınırlamak istiyorsanız
pozisyonunuzu satıp çıkacaksınız. Çıkmak
istemiyorsanız riski de üsteleneceksiniz.
BASİT AMA FAYDALI
BİR BÜYÜME HESAPLAMASI
Genel bir portföy stratejisi üzerinden
konuşursak nasıl bir hesaplamayla yola
çıkmak gerekir?
Örneğin İMKB’30 un riskini almak
istiyorum. Onun için gidiyorum İMKB İş
Bankası Fonu’nu alıyorum. Karışmıyorum
sizin pozitif portföyünüze. Dedim ki bu hiç
çıkmıyor dursun bu. 2 gün sonra inecek
çıkacak, ben bununla uğraşmıyorum. Genel
stratejimiz “Türkiye büyüyecek.” Ortalama
yüzde 5 büyür diyelim. Enflasyon yüzde
6. Çok büyük matematikçi olmaya gerek
yok. Üst üste koyun, yüzde 11’e çıkıyor. 5
yıllık yatırım diyelim, demek ki kümülatif
yüzde 70. Endeks bugün 70 binde ise İMKB
30 endeks 79-80 binde gidiyor. Demek ki
2016 yılında endeksin 135 bine gitmesini
bekliyorsunuz. Arada bir düşer 60 bin
55 bine düşer ama kendi düzeltmesini
yaptıktan sonra büyüme noktasına gelir.
Bu projeksiyondaki sapma payını nasıl
hesaplayabiliriz?
135 olmaz 140 ya da 130 bin olur. Ama
siz trendi görüyorsunuz. Ne yapıyorsunuz
bireysel yatırımcı olarak? Diyorsunuz ki,
portföyümün yüzde 50’sini hisse senedinde,
yüzde 25’ini bonoda, yüzde 25’ini nakit
tutmak istiyorum. Bu bir portföy. Bu
böyle dümdüz gitmeyecek, endeks sürekli
5 sene sonra iyi olacak.
yükselmeyecek, o zaman ne
Bakın THY’ye 10 sene önce
yapacağız? İnecek, çıkacak
İYİ PORTFÖY
yatırım yapmış olanların
nelere dikkat edeceğiz?
durumu farklı. Mesela
O senenin olaylarına
İÇİN 10 YIL
Petkim’e bakıyoruz. 10
göre savaştı, seçimdi
SONRA İYİ
sonra nasıl olur.
yurtdışı konjonktür ile hiç
OLACAK ŞİRKETİ sene
Tüpraş nasıl olur. Türk
ilgilenmiyorsunuz. Yani
BULMAK LAZIM.
Telekom 10 sene sonra
tutuyorsunuz ne olursa
ALIP
SATAN DEĞİL nasıl olur. Sabit hattı
olsun. Zaten ilave risk de
BUNU BULAN
kaldırır, ama başka bir
almıyorsunuz, yüzde 50
longsunuz. O zaman ne
şey yapar. Onu kestirenler
ÇOK KAZANIR.
diyorsunuz? Ben bunu
zaten yatırım yapıyor. Ama
short edeyim. Ne kadara
oluşacak riskler, bu şekilde
kadar? Yüzde 50’sine
minimize edilebilir.
veya 40’ına kadar short edebilirim. Yüzde
40’ını short ettiğinizde, tersine bir gelişme
Bu söylediğiniz denge İMKB ve VOB
olduğunda zaten bir şey kaybetmiyorsunuz.
özelinde işliyor gibi görünüyor. Yatırımcılar
Hiç yatırmamış gibi yüzde 10 kadarını
bu anlamda da kullanıyor vadeli
piyasaları...
kaybediyorsunuz, bir şey kaybetmiyorsunuz.
Bir spot hisse senedi piyasası varsa
bir de onun vadeli piyasası olur. Aslında
Peki bu arada yükseliş hareketlerindeki
İMKB iyi bir endeks, yerinde oturmuş bir
fırsatları kaçırmış olmuyor musunuz?
endeks. VOB-30 da iyi bir endeks. İnsanlar
Bu 5 yıllık süre içerisinde birkaç hareket
örneğin İMKB 30 pozisyonlarını azaltmak
olabilir. Maksimum 10 hareket olabilir.
istediklerinde endeks kontratı satarak VOB
Bu 10 hareketin önemli bir kısmını
pozisyonlarını azaltabilirler. Bu şekilde
yakalayabilirsiniz. Bir ikisini kaçırabilirsiniz,
yapılan kullanımda riskten korunmuş
kaçırdığınızda kaybetmiyorsunuz.
olursunuz.
Ama diğerini yakaladığınızda o size
Spotu güçlü olan piyasanın vadeli
kazandığınızın ilave daha bir getirisi
piyasasının da güçlü olduğu görüşünüz,
olur. Böyle kullandığınızda bu sağlıklı
sanırım tarım ürünleri için de konuşulacak
bir kullanma aracı. Yatırımınızı
bir nokta...
yapıyorsunuz, alım satım komisyonu şunla
Aslında vadeli işlemlerin tarihine gidecek
bunla uğraşmıyorsunuz. İyi hisse senedi
olursak tarım ürünleri üzerine çıkmıştır.
seçtiyseniz, biliyorsunuz ki bu şirketler iyi
NİSAN 2011 | VOBJEKTİF 19
RÖPORTAJ
GÜRMAN TEVFİK
Üretim tüketim dengesinin korunması
amaçlı yapılmıştır. Neden yapılmıştır, siz
bir buğday üreteceksiniz, önümüzdeki yıl
buğdayı hangi fiyattan satacağınızı bilmeden
üretemezsiniz. Un satan un fabrikası da
ürününü eğer önündeki 3 aylık, 5 aylık
dönemde vadeli olarak satıyorsa buğdayın
fiyatına kendisini fikse etmesi lazım. Yani bir
yanda alacağı ile vereceğinin maliyetlerini
fikse edecek ki gelirin ne olabileceğini bilsin.
Ona göre buğdayını kontratla alacak unu
vadeli satacak. Buğday fiyatının yükselip
düşmesinden kaybetmemesi etkilenmemesi
lazım. Dolayısıyla kendini böyle
koruyacaktır. Onun için vadeli piyasalar
finansal piyasalardan çok önce gelişmiştir.
PETROL GİBİ HAREKETLERE
DÜZENLEME GELMELİ
Üretime bağlı yatırımcılar ile spekülatif
yatırımcılar arasındaki ayrımın yasal
olarak da yapılması gerektiğini düşünüyor
musunuz?
Un fabrikası, rafineri ya da buğday
üreticisi. Bunların hepsi reel ekonomi
ile bağlantılı. Yaptığın işle bu bağlantılı.
Birbirlerini, ekonomiyi dengede tutuyor.
Ekonomiyi dengede tutuyor. Ona göre
üretim yapıyor. Fiyatları biliyor. Hepsi
dikkat ederseniz hepsi ekonomiyi bir düzene
oturtuyor. Zincirin halkalarını oluşturuyor.
Vadeli zincirin halkaları onu oturtmak.
Yatırımcı ya da spekülatör hangi saikle
olursa olsun bunun içine girdiği zaman
model bozuluyor. Aynen şimdi olduğu gibi.
Bu model bozuluyor. En kritik durum bu.
Önümüzdeki yüzyılın finans piyasasının en
önemli tartışma konularından biri olması
gereken konu bu.
Burada spekülatif yatırımcı oranlarının
sıfırlanması ya da belirli bir oranla
sınırlanması mümkün mü?
Buradaki reel ekonominin parçaları
içerisinde bulunma oranı yüzde 10 olursa
çok etkilemez. Ama tersi olursa; reel
ekonomi 10, yatırım amaçlı 100 olursa
(petrolde olduğu gibi), talepte ciddi bir artış
olmadan fiyat da spekülatif olarak anormal
noktalara çıkar. O zaman reel sektörle
vadeli sektörün bağlantısı kaybolmuş
olur. O zaman felsefesi ile gerçekleştirdiği
nokta arasında ciddi fark olur. 2007
krizini incelediğimizde de bununla ilgili
sayısız örneği görüyoruz. Uzun dönemde
düzenleyici otoriteler bununla ilgili
düzenleme yapabilir. Bunu ABD başlatacak,
Avrupa başlatacak. Uluslararası finansal
20 VOBJEKTİF | NİSAN 2011
düzende belki denecek ki ilintisizsen bu
vadeli kontratları yapamazsın. Yani petrolle
ilgili işlem için rafineri olacaksın denilecek.
Bugün için konuşulması için çok erken ama.
Eğer bugün petrol 115 dolarken bu nedenle
300 dolara çıkarsa kimse bunu kaldıramaz.
İster istemez düzenleme gelecek.
HİSSE SENEDİNDE
SPEKÜLATİF POZİSYON
Spekülatif pozisyonu aynı şekilde hisse
senedi tarafında da görmüyor muyuz?
Hisse senedi ve endeks kontratı
dediğimizde vadeli piyasa çok önemli bir
fonksiyonu yerine getiriyor. Siz günlük
işlem yapıp akşam pozisyonlarınızı limitte
tutmak istiyorsunuz. Örneğin eğer portföy
yönetiyorsanız, sizin için vadeli işlem endeks
sözleşmesi ile işlem yapmak kadar doğal bir
VADELİ İLE PARAMI
KATLAYAYIM DİYEN
PATRON İŞİNİ KAYBEDER
Vadeli piyasalarda dış ticaret ile
uğraşan şirketlerin bakışını nasıl
buluyorsunuz?
İhracatçının da ithalatçının da kullanması
lazım. İthalatçı malı ithal ediyor, 6 ay
sonra vadeli akreditiftir; 6 ay sonra
krediyi ödeyecektir. İç pazara TL veriyor,
toplayacağı parayla belki ödemeyi zar zor
yapacak. Diyelim 1 milyon dolarlık parça
getirdi. Vadeli sattı. 6 ay sonra paraları
toplayacak. 6 ay sonra vadeli kuru bilmiyor.
Getirmiş malı çekmiş. 6 ay sonra paraları
topladığında 1.60 olan kuru ve yüzde 10 kar
marjıyla iş yapıyorsa, kur 1.72’yi aşmadığı
sürece yüzde 10 para kazandırır. Ama
kurun 1.80’e gittiğini düşünün. Bunlarla
uğraşacağına kontrat alarak kendini o 6
aylık riske karşı korumuş olur. Bu sigorta
için ödeyeceği maliyeti de fiyat oluştururken
dikkate alması gerekecek. İşlem bu kadar
basit. Karmaşık bir şey değil.
Ama her zaman böyle işlemiyor
pratikte durum...
İthalatçı şunu diyebilir, “Kurlar yükselebilir,
şahsi paramı da burada değerlendireyim.”
Veya short yapayım kuru. Kurlar yükseldiği
sürece hem kendi şahsi parasının hem de
şirketin parasını kaybeder. Sonunda işini de
kaybeder. O zaman bu oyun koruma amaçlı
oyun spekülasyon döner. Bunları duydukça
insanlar piyasadan uzaklaşıyor. Dolayısıyla
ilaç kullanmaya benzer bu. Bu dozajında
yerinde kullanmak lazım. Nasıl antibiyotiği
doğru kullanırsan sağlığına kavuşursun;
ama yanlış kullanırsan sağlığına zarar verir.
Bu araç da doğru kullanıldığı zaman sana
düzen huzur getirir, işini düzenli yapmanı
sağlar.
şey olamaz. Ama hisse senedi spot pozisyonu
tutmayıp sadece vadelide işlem yapıyorsanız
o biraz da riske giriyor artık.
Acaba Türk yatırımcıları sermayenin
kıt olması nedeniyle mi risk konusunda
bu kadar iştahlı oluyor? Kaldıraç
kullanımındaki ilgi bunu gösteriyor gibi...
Eğer doğru bir hisse senedi seçtiyseniz
o hisse senedini satmanıza veya pozisyon
kapatmanıza da gerek yok. Yani geleceği
parlak bir şirketse alıp beklemek gerek. O
zaman değeri olur. 90’lı yılların başında
Türkiye’de borsadaki şirketlerde o zaman
koyduğunuz 50 bin dolar bugün 1 milyon
dolar ediyor. Yatırım deyince anlaşılanın bu
olması lazım.
BÜYÜK PARAYI YENİ ŞİRKET
İLE KAZANABİLİRSİNİZ
Yatırımcının hem portföy hem de VOB
tarafında strateji kurarken neleri dikkate
alması gerekir?
Sen portföyünü iyi şirketlerden
oluşturursun. Diyelim ki bir portföyün
var 10 milyon TL’lik, 5-10 tane güzel şirket
koymuşsun. Temettünü de alıyorsun, hiç
merak etmiyorsun. Zaman zaman diyorsun,
görüyorsun, piyasalar aşağı doğru gidecek
olağanüstü bir sorun var. Ne kadar gidecek?
1-3-6 ay ya da bu yıl kötü gidecek. Bunu
pozisyona taşımak istemiyorsun. Elinde
tutuyorsun, satmıyorsun. Çünkü sattığında
tekrar aynı portföyü geri almanın maliyeti
yüksek olabilir. Aynı fiyata alamayabilirsin.
Portföyün getirisi, betası İMKB 30
endeksinin ya yüzde 20 üstünde olur ya da
yüzde 20 altında. Daha fazla oynamaz. Sen
de diyorsun ki ben de bunun yüzde 75’ini
short edeyim.
Böylece kendinizi koruyorsunuz...
Short maliyetine katlanıyorsun. Olabilecek
olağanüstü bir durumda kaybetmiyorsun,
yani kaybedeceğin olası şeylere karşı
kendini koruyorsun. Bu çok sade, düz,
yapılması sağlıklı olan ve hatta yapılması
gereken sigorta işlemi. Böyle bir enstrümana
ihtiyaç var zaten. Herkes böyle yaparsa
spot piyasa da sağlıklı çalışır. Olağanüstü
dalgalanmalar olmaz. Bu sefer de vadeli
piyasa onu tutuyor olur. Neden dalga
olmaz? Bu sefer birbirlerini dengeliyor olur.
Piyasalar birbirlerini iten uzaklaştıran değil,
dengeleyen noktaya gelir. Dolayısıyla sağlıklı
piyasalar olur. Vadeli piyasalar spot piyasalar
birbirini tamamlayan piyasalardır.
OPSİYONLAR ÇIPLAK
DEĞİLSE AVANTAJ SAĞLAR
Opsiyonlar bu piyasaya ne kazandıracak?
Piyasanın derinleşmesine hangi ölçüde
katkıda bulunacak?
Neden bu piyasaya ihtiyaç duyuluyor.
Zaten opsiyon yapılıyor. Kim yapıyor
bunu; yurtdışında bankalarla yapılıyor.
Hisse senedi üzerinden opsiyon yapılıyor.
Özellikle ilk 10’daki şirketler yapıyor. Şimdi
bunu içeride yapmak istiyoruz. Orada
yapacağımıza kendi piyasamızda yapalım.
Derin kağıtlarda, piyasa değeri yüksek
kağıtlarda opsiyon olabilir.
Opsiyon tarafıyla ilgili düzenleme
yapılırken risk anlamında nelere dikkat
etmek gerekir?
Orada da dikkat edilmesi gereken şey
çıplak opsiyon. En önemli şey o . Elinizde
iki hisse senedi vardır siz onu short
edersiniz. O hiç önemli değil. Mesela bir
kısmının riskini taşımak istemezsiniz
hisse senedinin, ben bunun riskini satma
hakkını alayım dersiniz. Onu satma
hakkınız olduğunda fiyatlar belli düzeyin
altına inerse siz daha yüksek fiyattan satma
hakkını bulabilirsiniz. Kendinizi belli
bir fiyattan korumuş olursunuz. Diğer
yandan bir hisseyi ölçersiniz, bu hisseyi 8
liradan satın alırım dersiniz. Hisse fiyatı
yükselmeye başladığında 8 liranın üzerine
çıkarsa bu hakkınızı kullanmış olursunuz.
Türkiye piyasasında opsiyonların kaç
hissede söz konusu olmasını bekliyorsunuz?
İlk 10 senette, ilk 10 işlem yapan senette
olabilir. Maksimum 30 senede kadar
çıkılabilir. Tüm hisse senetlerinin bir
opsiyonu olacağını sanmıyorum. Bu da
böyle karmaşık bir enstrüman değil aslında.
Rasyonel. Yani her zaman opsiyon da
yaşamın bir parçası. Sana opsiyon vereyim,
istersen alma. Aslına bakarsan, kaparo da
bir opsiyondur. Ev alacaksın bir kaparo
bırak diyor. Almazsan yanıyor. Bir hakkı
satın almanın bedeli. Aslında finansal
sektörün sigortası.
Çıplak opsiyon alımının risk olduğunu
hatırlattınız, düzenlemesi nasıl olmalı?
Tehlikeli olan bu işte. Elinizde yok. Bana
var diyorsunuz. Prim alıyorsunuz; satın
alma hakkını karşı tarafa veriyorsunuz.
Örneğin Arçelik hissesi yok elinizde, ama
siz belli bir tarihte karşı tarafa 100 bin
liralık Arçelik hisse senedi vereceğiniz
konusunda güvence vermiş, prim
almışsınız. Tarih geldiğinde
“Ben prim ödeyeyim,
piyasadan toplar, teslim
bunları satma hakkım
ÇIPLAK ALIŞ
ederim diyorsunuz. Ama
olsun.” Zaten o günkü
VEYA ÇIPLAK
bu arada fiyatı yükselirse ne
fiyatlarla satabilirsin
yaparsınız? O tarihte 100
onları ama satmıyorsun.
SATIŞ SON
bin lira olan hissenin teslim
İlave prim alıyorsun.
DERECE RİSKLİ.
tarihindeki değeri 150 bin
Bu tip covered işlemle
TÜRKİYE’DE
liraya çıktıysa piyasadan
yapılan opsiyonlarla vadeli
PİYASA BUNU
alıp aradaki farkı nakit
kontratın hiç bir farkı
ENGELLEYECEK
olarak ödemek zorunda
yok. Kendi işinle ilgili
ŞEKİLDE OLMALI. yatırım opsiyonu yapmış
kalırsınız. Karşı taraf
geliyor, sizden hisseleri
oluyorsun. Adam petrol
istiyor. Veya tersinden
alıyor petrol satıyor. İşi için
bakalım; Arçelik fiyatı 10
kullanıyor. Ama işi değilse,
lira iken düşmüş 5 liraya ama sen 10 liradan
fiyatla özel sektör dengesi bozuluyor.
put opsiyon satmışsın. Al bakalım 10
liradan sana Arçelik. 5 liralık malı 10 liraya
Bu kriz finansal piyasaları nasıl
alıyorsunuz. Bu yapılır mı, yapılmaz.
değiştirecek?
2007 krizi bunu getirdi ama bundan
Ama elinizde dayanak varlık varsa
sonra hiç eskisi gibi olmayacak finansal
opsiyonlar son derece etkin olarak
piyasalar. Hani her şey düzelse yeni baştan
kullanılabilir değil mi?
yeni düzenlemeler gerekecek. Yani hiçbir
Elinizde hisse varsa diyorsunuz ki,
şey eskisi gibi olamayacak.
NİSAN 2011 | VOBJEKTİF 21
HABER
7 YILDA IŞIK HIZINDA
İŞLEM HACMİ ARTIŞI
DERYA EZGİ ÖZTÜRK
SEMİH ATEŞ
Sözleşme, Araştırma ve İstatistik Müdürlüğü
[email protected]
Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası, kuruluşundan bu yana geçen 7 yılda
işlem hacmini tam 140 katına çıkardı. Yeni sözleşmeler ile hedef kitlesini
genişleten VOB, yurtdışı atılımlarla yabancı yatırımcıların da ilgisini çekiyor.
F
GRAFİK 1
22 VOBJEKTİF | NİSAN 2011
aaliyete başlamasının ardından geçen 6
yılda, Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası
finansal piyasalarda edindiği rol ve
yakaladığı başarı ile ülkemiz sermaye
piyasaları açısından önemli bir finansal
kuruluş haline geldi.
İşlemlere başladığı 2005 yılında Vadeli
İşlem ve Opsiyon Borsası’nın yıllık işlem
hacmi 3 milyar TL iken, 2007 yılı işlem
hacmi 118 milyar TL’ye, 2010 yılında ise
431,7 milyar TL’ye ulaştı. İşlem hacminde
yaşanan bu önemli artışta borsanın finansal
piyasaların ihtiyaçlarına cevap verecek
nitelikte ürünler geliştirmesi ve Türkiye
finansal piyasaları için yeni bir deneyim
olan türev ürünlerin organize borsa
güveniyle yatırımcılara sunulmasının etkisi
büyük oldu. VOB’un kuruluşundan itibaren
yıllık toplam işlem hacmi değerleri Grafik
1’de aktarılıyor. VOB’un yıllar içerisinde
artan işlem hacmi İMKB işlem hacmi
ile karşılaştırıldığında da büyük aşama
kaydettiği görülüyor. 2005 yılında yüzde 1,
2006 yılında ise yüzde 5 olan VOB/İMKB
işlem hacmi oranı, 2010 yılında yüzde 68’e
kadar ulaştı. Grafik 2’de yıllar itibarıyla
İMKB ve VOB işlem hacmi ile VOB işlem
hacminin İMKB işlem hacmine oranı
gösteriliyor.
VOB’un yakaladığı bu başarı yurt içinde
sınırlı kalmadı. VOB dünyada türev ürün
borsaları arasındaki yerini her geçen yıl
daha yükseklere taşımayı sürdürüyor. İşlem
adedi sıralamasında, dünyadaki türev ürün
borsaları arasında 2006 yılında 46. sırada
olan VOB, 2009 yılında 24. sıraya yükseldi.
VOB’un kuruluşuyla ilk olarak İMKB-30,
TL/Dolar, TL/Euro, faiz, buğday ve pamuk
vadeli işlem sözleşmeleri işleme açıldı. Bu
sözleşmeleri daha sonra İMKB-100, Altın
ve G-DİBS vadeli işlem sözleşmeleri izledi
ve böylece ürün çeşitliliği artırıldı. 2009
yılında özellikle risk yönetimi amacıyla
işlem yapan yatırımcılar için Fiziki
GRAFİK 2
Teslimatlı Dolar ve Fiziki Teslimatlı Euro
sözleşmeleri işleme açıldı. 2010 yılında ise
ülkemiz finansal piyasaları Euro/Dolar
Çapraz kuru, Dolar/ons Altın ve İMKB
30 - İMKB 100 Endeks Farkı üzerine olmak
üzere üç yeni vadeli işlem sözleşmesiyle
tanıştırıldı. Böylece VOB’da işlem gören
ürün sayısı 13’e yükseldi.
VOB’un finansal piyasalar için öneminin
anlaşılmasına ve ilgi artışına paralel olarak
üye sayısı her geçen yıl arttı. 2005 yılında 57
olan üye sayısı 2011 yılına gelindiğinde 98
oldu. Grafik 3’te yıl sonu itibarıyla VOB’un
üye sayısı gösteriliyor.
Borsaya artan ilgi hesap sayılarındaki
yükselişle de kendini kanıtladı. 2006 yılında
11 bin 231 olan hesap sayısı 2010 yılında
64 bin 151‘e ulaştı. Grafik 4’te yıl sonu
itibarıyla hesap sayıları yer alıyor.
VOB, işlem gören sözleşmelerin
likiditesini artırmak amacıyla Eylül
2008’de Pamuk ve Altın sözleşmelerinde
piyasa yapıcılığına ilişkin düzenlemeleri
tamamladı. Ağustos 2009’da Altın
sözleşmelerinde piyasa yapıcılığı
GRAFİK 3
uygulamasına başladı. 2010 Ekim’de döviz
sözleşmelerinde piyasa yapıcılığı başladı
ve söz konusu sözleşmelerde sağlıklı fiyat
oluşumunda en önemli gerekliliklerden biri
olan likiditenin desteklenmesi sağlandı.
VOB’un kuruluşundan bu yana
gerçekleştirmiş olduğu eğitim ve
tanıtım faaliyetleri ile hem bilinirliğinin
artması sağlandı hem de yatırımcılara
türev piyasalar ve bu piyasaların risk
yönetimindeki önemi anlatıldı. Ayrıca,
kurumsal yatırımcılara verilen eğitimlerle
Türkiye’de finansal risk yönetimi
kültürünün oluşması ve gelişmesine
önemli katkı sağlandı. Bununla birlikte,
VOB çeşitli üniversitelerle türev piyasalara
ilişkin akademik çalışmaları desteklemek
ve üniversite öğrencilerinin finansal
piyasalara yönelik pratik bilgi birikimini
artırmak amacıyla protokoller imzaladı.
2011 yılında VOB’un web sitesi aracılığıyla
erişimi sağlanan VOBXGame Simulasyon
Programı ile borsanın sistemi ve türev
piyasaların işleyişinin pratikte öğrenilmesi
için adım atılması hedeflendi.
GRAFİK 4
17 Ağustos 2010 tarihinde ABD türev
piyasalar düzenleyici otoritesi Commodity
Futures Trading Commission (CFTC)
Amerikalı bireysel yatırımcıların ve yatırım
fonlarının VOB-İMKB-30 vadeli işlem
sözleşmesinde alım satım yapmalarına
imkan sağlayacak olan No-Action Letter
belgesini verdi. Böylece VOB’un sadece yerli
değil yabancı yatırımcılar için de güvenilir
bir organize borsa olduğu kanıtlanmış oldu.
Emtia ürünlerinin de diğer finansal
ürünler gibi sağlıklı bir piyasa mekanizması
içinde sunulabilmesi ve emtia ürünleri için
finansal risklerden korunma olanaklarının
etkin bir şekilde sağlanabilmesi için kritik
olan lisanslı depoların kurulmasında VOB
aktif rol aldı. VOB’un kurucu ortak olduğu
Ege Lisanslı Depoculuk A.Ş. (ELİDAŞ) 2011
yılının Ocak ayında kuruldu.
2011 yılı Şubat ayında Türkiye
İhracatçılar Meclisi (TİM) ile imzalanan
protokolle VOB’da işlem gören döviz
vadeli işlem sözleşmeleri ile döviz
pozisyonlarından kaynaklanan kur
risklerine karşı korunma işlemleri ile ilgili
ihracatçıların bilgilendirilmesi, bu sayede
Türkiye ekonomisi için oldukça önemli olan
dış ticaretin desteklenmesi hedeflendi.
VOB, 6 yılda gerçekleştirmiş olduğu
başarılara yenilerini eklemek için 7. yılında
da çalışmalarına hiç ara vermeden devam
ediyor. Bu kapsamda eğitim ve tanıtım
faaliyetleri tüm hızıyla sürüyor. VOB
aracılığıyla finansal risklerin yönetilmesinin
yolları yatırımcılarımıza anlatılmaya
devam ediliyor. Piyasa ihtiyacına yönelik
yeni ürünlerin geliştirme çalışmaları
tüm hızıyla sürüyor, bu kapsamda başta
endeks (İMKB-30) ve döviz (Dolar ve
Euro kuru) opsiyon sözleşmelerinin işleme
açılması olmak üzere, emtia vadeli işlem
sözleşmelerine yenilerinin eklenmesi ve
elektrik vadeli işlem sözleşmesinin işleme
açılması planlanıyor.
NİSAN 2011 | VOBJEKTİF 23
DOSYA
THALES’İN
OPSİYONLARI
İÇİN GERİ SAYIM
SÜRÜYOR...
Türk finansal piyasalarının uzun süredir beklediği opsiyonlar için geri sayım
sürüyor. Yatırımcılara sunulacak yeni endeks ve döviz opsiyon sözleşmeleri
sayesinde piyasada derinlik artacak ve büyük bir boşluk doldurulmuş olacak.
E. TOLGA UYSAL
Proje ve Ürün Geliştirme Müdürü
ÇİĞDEM ERKEN
Proje ve Ürün Geliştirme Müdürlüğü Uzman Yard.
K
24 VOBJEKTİF | NİSAN 2011
uruluşuyla Türk finansal piyasalarında yeni
bir dönemi başlatan VOB, türev araçlar
piyasasını yeni sözleşmeleriyle geliştirmeye
devam ediyor. Opsiyon sözleşmelerinin
işleme açılması için yapılan hazırlıklarda
son aşamaya gelindi. Yatırımcılara
sunulması planlanan endeks ve döviz
opsiyon sözleşmeleriyle birlikte türev araçlar
piyasasındaki bir büyük boşluğun daha
doldurulması hedefleniyor. Vadeli işlem
sözleşmelerini kısa sürede benimseyen
yatırımcılar uluslararası borsalarda uzun
yıllardır kullanılan opsiyon sözleşmelerini
çok önemsiyor ve bir an önce bu sözleşmeleri
kullanarak organize bir borsanın
güvencesiyle işlem yapmak istiyor.
Organize borsalarda opsiyon sözleşmeleri
ilk olarak Chicago Board Options
Exchange’in (CBOE) kurulmasıyla birlikte
1973 yılında işlem görmeye başladı.
Dünyadaki ilk opsiyon sözleşmeleri
olan bu sözleşmeler hisse senedi üzerine
düzenlendi. Bu tarihten bu yana gelişen
türev piyasalarında önemli bir yere sahip
olan opsiyon sözleşmelerinin işlem hacmi
2008 yılında yaşanan küresel krize kadar
sürekli olarak yükseliş gösterdi. 2008 ve
2009 yıllarında opsiyonların işlem hacimleri
azalsa da 2010 yılının ilk yarısından itibaren
krizin etkisinden kurtularak yükselişine
devam etti. 2010 yılının ilk üç çeyreğinde
toplam işlem hacminin 1 katrilyon
ABD Doları kadar kısmını vadeli işlem
sözleşmeleri, 471 trilyon ABD Doları kadar
kısmını ise opsiyon sözleşmeleri oluşturdu.
Dünyadaki ilk endeks opsiyon
sözleşmeleri 1 Temmuz 1983 tarihinde
CBOE’de işleme açıldı ve o günden bu yana
dünya borsalarında işlem gören sözleşme
sayısı hızla arttı. Dünyanın en fazla işlem
BUNU BİLİYOR MUYDUNUZ?
Thales’i bir çoğumuz ünlü bir filozof
ve aynı zamanda bir bilim adamı olarak
biliriz. Peki onun aslında tarihte ilk opsiyon
sözleşmelerini kullanan kişi olduğunu
biliyor muydunuz? Milattan önce 624 ve
547 yılları arasında ülkemizde şu an Aydın
civarında olan Milet’de yaşayan Thales
felsefe ile uğraşmanın para getirmediği
kanaatini getirir. Aynı zamanda astronomiye
de ilgisi olan Thales astronomideki
bilgisini paraya dönüştürebileceğini iddia
eder. Yörenin ürünü zeytindir. Thales
yıldızları inceleyerek kış olmasına
rağmen o yıl hava durumunun zeytin
hasatı için ideal olacağını hesap eder.
Ve doğru zeytin preslerinin sahiplerinin
yolunu tutar. Ödediği cüzi bir kaparo
karşılığında zeytin preslerinin ileride
hasat mevsiminde kullanma hakkını satın
alır. Hasat dönemi geldiğinde gerçekten
Thales’in hesapları tutar ve çok iyi bir
zeytin hasatı gerçekleşir. Ve filozofumuz
önceden verdiği kaparo sayesinde bütün
zeytin preslerini ele geçirmiştir. Elindeki
presleri çok daha yüksek bir fiyattan zeytin
üreticilerine kiralar. Thales filozofların da
istediklerinde zengin olabileceklerini bütün
herkese göstermiştir. Aslında Thales’in
oluşturduğu günümüzde “Opsiyon” olarak
adlandırdığımız sözleşmelerdir. Thales
bir ücret (prim) ödeyerek zeytin preslerini
önceden belirlenen fiyattan alma hakkını
satın almıştır. Bu günümüzdeki alım
opsiyonlarının çalışma mantığıyla aynıdır.
gerçekleştiren borsası olan Kore Borsası’nda
işlem hacminin neredeyse %94’lük kısmı
endeks opsiyonlarından geliyor.
FIA’nın son araştırmasına göre en başarılı
10 hisse senedi endeksi opsiyon sözleşmesi
listesi şöyle:
Dövize dayalı ilk opsiyon sözleşmeleri ise
1982 yılında Hollanda’da European Options
Exchange’de ve ardından 1983 yılında
Philadelphia Stock Exchange’de (PHLX)
NİSAN 2011 | VOBJEKTİF 25
DOSYA
(NASDAQ OMX PHLX) işleme açıldı.
Günümüzde hemen her borsada işlem gören
bu sözleşmeler arasında en yüksek işlem
hacmine BOVESPA’da işlem gören ABD
Doları’na dayalı opsiyon sözleşmesi sahip.
vade tarihinden önce kullanabileceği gibi
pozisyonu ters işlemle kapatma şansına
da sahiptir. Örneğin bir opsiyondaki kısa
pozisyonunu kapatmak isteyen opsiyon
satıcısı aynı seriden (türü, kullanım fiyatı
ve vadesi aynı olan) başka bir opsiyonu
almalıdır.
NEDEN OPSİYON?
Opsiyon sözleşmeleri sadece organize
borsalarda değil tezgah üstü piyasalarda da
işlem görüyor. Hatta tezgah üstü piyasalarda
gerçekleşen işlem hacmi organize borsaların
işlem hacminin çok üzerinde. Ülkemizde
de tezgah üstü piyasalarda opsiyon
sözleşmelerini kullanmak mümkün.
Ancak bu piyasalarda yatırımcılara verilen
fiyatlar ne denli doğru? Fiyatların piyasayı
yansıtıp yansıtmadığının kontrolünü yapan
bir kaynağın olmaması, işlemlerin şeffaf
ve güvenilir bir ortamda yapılmaması
yatırımcıları birçok sorunla karşı karşıya
getiriyor. Bu noktada maksimum zararını
bilerek işlem yapmak ve fiyat hareketlerini
doğru bir şekilde takip etmek isteyen
yatırımcılar için organize borsalarda bu
sözleşmelere ulaşabilirlik önem taşıyor.
Peki yatırımcıların böylesine ilgisini çeken
bu sözleşmeler nedir? Finansal piyasalarda
ne amaçla kullanılırlar? Nasıl bir fayda
sağlarlar? VOB’da bu sözleşmeler nasıl
olacak?
OPSİYON NEDİR?
Opsiyon sözleşmeleri, karşılıklı iki taraf
arasındaki sözleşmelerdir. Bu sözleşmeler
alıcısına ödediği prim karşılığında önceden
belirlenen miktar ve nitelikteki bir ekonomik
ya da finansal göstergeyi, sermaye piyasası
aracını, malı, kıymetli madeni ve dövizi
belirli bir vadede ya da belirli bir vadeye
kadar alma veya satma hakkı verir. Opsiyon
satıcısı ise alıcının hakkını kullanmak
istemesi halinde alıcının haklarının
gereklerini sağlamakla yükümlüdür.
Opsiyon alıcısı olmak opsiyonda uzun
pozisyon almak, opsiyon satıcısı olmak ise
opsiyonda kısa pozisyon almak demektir.
Opsiyon sözleşmesinde pozisyon almış
bir yatırımcı opsiyonu vadesinde ya da
26 VOBJEKTİF | NİSAN 2011
satım ve korunma pozisyonları almasına
olanak sağlar.
Opsiyon sözleşmelerini kullanarak,
dayanak varlığın kendisini kullanarak
alınan bir pozisyonun eş değeri
oluşturulabilir. Opsiyon sözleşmeleriyle
alınan pozisyon dayanak varlığın
kendisini almaktan çok daha ucuza mal
olur. Bu sözleşmeler dayanak varlığın
kendisini almadan, dayanak varlığın fiyat
hareketlerinden kar edebilme şansı tanır.
1) Risk Yönetimi
Finansal piyasalarda fiyatlar ve getiriler
önceden tahmin edilemeyen dalgalanmalara
tabidir. Yatırımcılar ileride gerçekleşecek
3) Yüksek Kazanç Potansiyeli
fiyatlar ve getiriler konusunda tahminlerde
Küçük miktarda yapılan yatırımlarda
bulunabilir, ancak tahminleri kesinlik
büyük miktarda kazançlar veya kayıplar
taşımaz. Belirsizlikle karşı karşıya kalan
ortaya çıkaran opsiyon sözleşmeleri piyasa
yatırımcılar piyasadaki beklenmedik
katılımcılarına önemli ölçüde kaldıraç
değişimlerden ve bu değişimlerin neden
olanağı sağlar.
olduğu riskten korunmak amacıyla opsiyon
sözleşmelerini kullanabilirler. Yatırımcılar,
4) Strateji Seçenekleri
opsiyonları kullanarak aldıkları riski
Opsiyonlar piyasa katılımcılarına
beklenti ve hedeflerine uygun hale
birçok yatırım seçeneği sunmaktadır. Bu
getirebilirler.
sözleşmeleri farklı şekillerde kullanarak
Diğer taraftan, ithalat ve ihracatçılar
piyasadaki fiyat beklentilerine göre farklı
opsiyon sözleşmelerini kullanarak risklere
portföy seçenekleri oluşturulabilir.
karşı korunma sağlayabilirler. Böylelikle kur
hareketlerinden kaynaklanacak zararlarını
5) Arbitraj Olanağı
prim ile sabitleyebilir, karlılıklarına
Piyasadaki fiyat farklılıklarından çok
ise herhangi bir sınır koymazlar. Kur
küçük risklerle ya da risksiz kar elde etmek
hareketlerinin verdiği zarardan kaçınmak
isteyen yatırımcılar, fiyat değişikliklerinden
isteyen piyasa katılımcısı beklentisine göre
opsiyon sözleşmelerini etkin bir şekilde
vadeli işlem sözleşmelerini kullanarak
kullanarak faydalanabilir. Teorik fiyatından
da zararını engelleyebilir. Opsiyon
farklı bir fiyatla işlem gören sözleşmelerin
sözleşmelerinin verdiği ek avantaj ise
teorik fiyatına dönmesi beklenir ve
piyasanın beklenilenin aksi yönde
yatırımcılar arbitraj olanaklarından
hareketinde vadeli işlem sözleşmelerinde
faydalanırken bunu dikkate alır.
olduğu gibi anlaşılan sabit kur ile karı
sınırlandırmamasıdır. İthalat ve ihracatçılar
OPSİYON PİYASALARINDA
piyasanın korkularının tersi yönde hareket
BİLMENİZ GEREKENLER
Alım Opsiyonu (Call Option), alıcısına
etmesi durumunda sözleşmeyi kullanmama
ödediği prim karşılığında opsiyona dayanak
hakkına sahiptirler.
oluşturan belli miktardaki ekonomik ya da
Opsiyon sözleşmeleri yatırımcılara
finansal göstergeyi, sermaye piyasası aracını,
risklerini transfer ederek risk yönetimi
malı, kıymetli madeni ve
olanağı sağlar. Riskten
dövizi; belli bir fiyattan;
korunmak isteyen
belli bir vadeye kadar
yatırımcılarla (korunmacılar)
veya vadede alma hakkı
riski üstlenmeyi isteyen
YATIRIMCILARIN
verir. Alıcının hakkını
piyasa katılımcıları
BELİRSİZLİK
kullanmak istemesi
(spekülatörler) opsiyon
ORTAMLARINDA halinde karşı tarafın (alım
sözleşmelerini kullanarak
KENDİLERİNİ
opsiyonu satıcısı) dayanak
karşılıklı bir anlaşma yapmış
varlığı alıcıya satma
olurlar.
GÜVENCEYE
ALABİLECEKLERİ zorunluluğu vardır.
2) Düşük İşlem Maliyeti
Satım Opsiyonu
ÇOK ÖNEMLİ BİR
Opsiyonlar, piyasadaki
(Put Option), alıcısına
YATIRIM ARACI.
geleneksel alım satımlara
ödediği prim karşılığında
kıyasla yatırımcıların daha
opsiyona dayanak
düşük maliyetlerle alım,
oluşturan belli miktardaki
ekonomik ya da finansal göstergeyi,
sermaye piyasası aracını, malı, kıymetli
madeni ve dövizi; belli bir fiyattan; belli
bir vadeye kadar veya vadede satma hakkı
verir. Alıcının hakkını kullanmak istemesi
halinde karşı tarafın (satım opsiyonu satıcısı)
dayanak varlığı alıcıdan alma zorunluluğu
vardır.
Dayanak Varlık (Underlying Asset),
opsiyona konu olan varlıktır. Anlaşmanın ne
üzerine yapıldığını belirtir.
Sözleşme Büyüklüğü (Contract Size),
bir opsiyon sözleşmesinin içerdiği dayanak
varlık miktarını belirtir.
Sözleşme Çarpanı (Contract Multiplier),
bir opsiyon sözleşmesinin parasal değerini
bulmak için kullanılan değerdir.
Opsiyonun Vadesi (Contract Month),
opsiyonun kullanılabileceği son gündür.
Opsiyonlar kullanılabilme tarihine göre
Avrupa ve Amerika tipi olarak ikiye
ayrılır. Avrupa tipi opsiyonlar sadece vade
bitim tarihinde kullanılırken, Amerika
tipi opsiyonlar bu tarihten önce de
kullanılabilirler.
Kullanım Fiyatı (Strike Price), opsiyon
alıcısının sözleşmeden doğan hakkını
kullanmak istemesi halinde dayanak varlığın
alım/satımının gerçekleşeceği fiyattır.
Opsiyon Primi (Option Premium),
opsiyon sözleşmelerinin fiyatıdır. Opsiyon
alıcısı bu sözleşmeyle aslında bir hak satın
alır ve bu hakkın bedeli opsiyon primidir.
Piyasa tarafından belirlenen bu değer içsel
değer ve zaman değeri olmak üzere iki ana
bileşenden oluşur.
İçsel Değer (Intrinsic Value), opsiyonun
kullanılması durumunda elde edilecek
kazançtır.
Alım opsiyonuna sahip yatırımcı, piyasa
fiyatlarının yükseldiği durumda kazanç elde
eder. Çünkü piyasadaki fiyattan daha düşük
fiyattan (kullanım fiyatı) alma hakkına
sahiptir. Piyasa fiyatının kullanım fiyatından
yüksek olduğu durumda alım opsiyonuna
içsel değerli opsiyon (in-the-money option)
denir. Piyasa fiyatı kullanım fiyatına eşit olan
opsiyonlara başa baş opsiyonlar (at-themoney options) denir. Başa baş opsiyonun
içsel değeri sıfırdır.
option) denir. Bu durumda opsiyon sahibi
opsiyonu kullanmaz.
Satım Opsiyonuna sahip yatırımcı, piyasa
fiyatlarının düştüğü durumda kazanç sağlar.
Çünkü elindeki opsiyon sözleşmesi sayesinde
piyasadaki düşük fiyat yerine daha yüksek
olan kullanım fiyatından satma hakkına
sahiptir. Piyasa fiyatının kullanım fiyatından
yüksek olduğu durumda satım opsiyonuna
içsel değerli opsiyon (in-the-money option)
denir. Piyasa fiyatı kullanım fiyatına eşit olan
opsiyonlara başa baş opsiyonlar (at-themoney options) denir. Başa baş opsiyonun
içsel değeri sıfırdır.
Satım Opsiyonu İçsel
Değeri=Maksimum(Kullanım FiyatıDayanak Varlık Fiyatı,0)
Bir satım opsiyonunda piyasa fiyatı
kullanım fiyatından yüksek ise satım
opsiyonuna içsel değersiz opsiyon (out-ofthe-money option) denir.
Zaman Değeri (Time Value), opsiyonun
toplam değeri (prim) ile içsel değeri
arasındaki farktır.
Ön Ödemeli Opsiyonlar (Premium Paid
Up Front Options), primi işlemden hemen
sonra ödenen opsiyonlardır. Bu opsiyonlarda
piyasaya göre güncelleme yapılmaz. Ön
ödemeli opsiyonlar haricindeki seçenek
ise opsiyon priminin vade sonunda veya
kullanma anında ödenmesidir. Primi
sonradan ödenen opsiyonlarda gün sonunda
piyasaya göre ayarlama yapılır ve kar/zarar
günlük olarak hesaplara aktarılır.
Uzlaşma Şekli (Delivery Method),
sözleşme vadesinde uzlaşmanın fiziki
teslimat veya nakdi uzlaşma yöntemlerinden
hangisiyle yapılacağını belirtir.
Nakdi Uzlaşma (Cash Settlement), vade
sonunda sözleşmenin kullanım fiyatı ve
dayanak varlık fiyatı arasındaki farkın
sözleşme fiyatını da hesaba katarak taraflar
arasında el değiştirmesini sağlayan uzlaşma
yöntemidir.
Fiziki Teslimat (Physical Delivery), vade
sonunda dayanak varlığın taraflar arasında
el değiştirdiği uzlaşma yöntemidir.
OPSİYONLAR RİSKLİ
ENSTRÜMANLAR MIDIR?
Opsiyonları kullanan yatırımcıların sahip
oldukları opsiyon sözleşmelerinin getirdiği
riskleri çok iyi bilmeleri gerekmektedir.
Eğer opsiyonlar tek başlarına kullanılırsa
opsiyonun türüne ve pozisyonun durumuna
göre çok riskli olabilirler.
Piyasadaki fiyat düşüşleri ve
yükselişlerinin yatırımcılara hangi durumda
kar hangi durumda zarar getireceğinin
bilinmesi önemlidir. Aşağıdaki tablolarda
(TABLO 1, TABLO 2, TABLO 3, TABLO
4) alım ve satım opsiyonlarının alınması
ve satılması durumunda portföyde tek
başlarına oluşturdukları risk profilleri yer
almaktadır.
Alım opsiyonunda uzun pozisyon alan
yatırımcı dayanak varlığın piyasa fiyatı
opsiyonun kullanım fiyatından (50) daha
yukarılara çıktığında opsiyonu kullanır.
Fiyatlar, 52 seviyelerine geldiğinde ödenen
prim kadar bir kazanç sağlanmış olur.
Fiyatların daha da yükselmesiyle yatırımcı
kara geçmeye başlar. Çünkü opsiyon
sözleşmesi yüksek piyasa fiyatlarına rağmen
yatırımcıya düşük fiyattan (kullanım
fiyatından) alım hakkı vermiştir. Beklenenin
aksine fiyatlar düşerse yatırımcı opsiyonu
kullanmayacak ve ödediği prim tutarında (2)
sınırlı miktarda zarar edecektir.
Satım opsiyonunda uzun pozisyon alan
TABLO 1
Alım Opsiyonu İçsel Değeri =
Maksimum (Dayanak Varlık FiyatıKullanım Fiyatı, 0)
Bir alım opsiyonunda piyasa fiyatı
kullanım fiyatından küçük ise bu opsiyona
içsel değersiz opsiyon (out-of-the-money
NİSAN 2011 | VOBJEKTİF 27
DOSYA
TABLO 2
TABLO 3
TABLO 4
yatırımcı dayanak varlığın piyasa fiyatı
opsiyonun kullanım fiyatından (60) daha
aşağılara düştüğünde opsiyonu kullanır.
Fiyatların, kullanım fiyatı olan 60’dan
58’lere düşmesi yatırımcının ödediği primi
(2) geri kazanması demektir. Fiyatlar bu
seviyenin de altına düştüğünde yatırımcı
kara geçecektir. Çünkü opsiyon sözleşmesi
28 VOBJEKTİF | NİSAN 2011
düşük piyasa fiyatlarına rağmen yatırımcıya
yüksek fiyattan (kullanım fiyatından) satım
hakkı vermiştir. Yatırımcının beklentisinin
aksine fiyatların yükselmesi durumunda
opsiyon kullanılmayacak ve ödenen prim ile
sınırlı miktarda zarar edilecektir.
Alım opsiyonunda kısa pozisyon alan
yatırımcının karı aldığı prim ile sınırlıdır.
Piyasadaki fiyatlar yükselip kullanım
fiyatının üstüne çıktığında opsiyonu alan
taraf hakkını kullanmaya karar verir ve
fiyatın piyasada ne kadar yükseldiğine bağlı
olarak opsiyon satıcısının önce primden
ettiği kar azalmaya başlar sonra ise opsiyon
satıcısı zarar etmeye başlar.
Satım opsiyonunda kısa pozisyon alan
yatırımcının karı aldığı prim ile sınırlıdır.
Piyasadaki fiyatlar kullanım fiyatının altına
düştüğünde opsiyonu alan taraf satım
hakkını kullanmaya karar verir ve piyasada
fiyatların ne kadar düştüğüne bağlı olarak
opsiyon satıcısının önce primden ettiği kar
azalır sonra ise opsiyon satıcısı zarar etmeye
başlar.
OPSİYONLAR NASIL
FİYATLANDIRILIR?
Opsiyonların fiyatlaması çeşitli
modeller kullanılarak yapılabilir. Bu
modellerden piyasada en yaygın kullanılanı
Black&Scholes formülüdür. Black&Scholes
modeli Avrupa-tipi opsiyonlara göre
hazırlanmıştır. Model temettüyü, işlem
maliyetini ve vergileri dikkate almaz.
Opsiyon süresi boyunca risksiz faiz oranını
ve dayanak varlığın oynaklığını sabit
kabul eder. Black-Scholes formülü, vadeli
işlem sözleşmesi üzerine düzenlenen
opsiyonların fiyatlarını hesaplarken Black
(1976) modeline, döviz üzerine düzenlenen
sözleşmelerin fiyatlarını hesaplarken ise
Garman &Kohlhagen (1983) modeline
dönüşür.
Black&Scholes Modelinde kullanılan
parametreler,
Örnek
Fiyatı 75 TL ve oynaklığı %20 olan hisse
senedine dayalı, 75 TL kullanım fiyatlı alım
opsiyonunu ele alalım. Yerli para risksiz
faiz oranı %8 ve opsiyon sözleşmesinin
vadeye kalan süresi üç ay iken (0,25 yıl)
bu sözleşmenin teorik olarak hesaplanan
opsiyon primi 3,76 TL olacaktır.
VOB-İMKB 30 Opsiyon Sözleşmesi Özellikleri
Dayanak Varlık
Opsiyonun Türü
Opsiyon Tipi
Sözleşmenin Büyüklüğü
Sözleşmenin Vadesi
Kotasyon Şekli, Çarpan
ve Minimum Fiyat Adımı
Değeri
Uzlaşma Şekli
Günlük Uzlaşma Fiyatı
Nakdi Uzlaşmaya Konu
Olacak Vade Sonu
Uzlaşma Fiyatı
Opsiyonların riskini daha iyi anlamak
ve potansiyel kazanç veya zarar konusunda
daha doğru yorumlar yapabilmek için
opsiyon fiyatına etki eden faktörleri bilmek
önemlidir. Opsiyon fiyatları dayanak varlık
fiyatı ile sürekli doğru orantılı bir hareket
göstermez. Bu da piyasa koşullarının
değişmesi ile fiyatların ne olacağının
tahminini zorlaştırır. Bu noktada opsiyon
duyarlılık ölçütleri yatırımcıya yol gösterir.
Opsiyon duyarlılık ölçütleri delta, gamma,
vega, theta ve rho’dur.
Delta, primi etkileyen tüm faktörler
sabitken, dayanak varlık fiyatındaki bir
birim değişikliğin opsiyon fiyatına ne kadar
etki edeceğini gösterir. 0 ile -1 arasında
değişen bu değer alım opsiyonları için
pozitif, satım opsiyonları için negatiftir.
Gamma, dayanak varlığın fiyatındaki bir
birim değişiklikle opsiyon deltasının kaç
birim değişebileceğini gösterir.
Vega, dayanak varlığın oynaklığındaki
değişimin opsiyon değerine etkisini gösterir.
Theta, zamanın opsiyon değerine etkisini
gösterir.
Rho, opsiyon değerinin faizlerdeki
değişime nasıl tepki verdiğini gösterir.
Peki VOB’da Hangi Opsiyon
Sözleşmeleri İşlem Görecek?
VOB’da ilk etapta VOB-İMKB 30,
VOB-TLDolar ve VOB-TLEuro Vadeli
İşlem Sözleşmelerine dayalı opsiyon
sözleşmelerinin işleme açılması
planlanmaktadır.
VOB’da Opsiyon Alım-Satımı Nasıl
Yapılacak?
Vadeli işlem sözleşmelerinde olduğu gibi
yatırımcılar VOB’a üye aracı kuruluşlarda
açtıkları hesaplar üzerinden opsiyon
sözleşmelerini alıp satabileceklerdir.
Opsiyonlarla işlem yapmak isteyen piyasa
Son İşlem Günü
Günlük Fiyat Hareket
Limitleri
Kullanım Fiyatı
Başlangıç Teminatı
Sürdürme Teminatı
Piyasaya Göre Ayarlama
VOB-İMKB 30 Vadeli İşlem Sözleşmesi
Alım ve satım opsiyon sözleşmeleri
Avrupa Tipi
1 adet VOB-İMKB30 Vadeli İşlem Sözleşmesi
VOB-İMKB 30 Vadeli İşlem Sözleşmesinin vade ayları ile aynı
Opsiyon primi virgülden sonra iki basamak şeklinde kote edilir. Çarpan 100 ve
minimum fiyat adımı değeri 1TL’dir. (Örn: Prim 7,05 iken alınan/ödenen prim
7,05*100=705 TL’dir).
Nakdi uzlaşma
Seans sona ermeden önceki son 10 dakika içerisinde gerçekleştirilen tüm
işlemlerin miktar ağırlıklı fiyat ortalaması günlük uzlaşma fiyatı olarak belirlenir.
Alım opsiyonları için
Vadeli İşlem Sözleşmesinin Vade Sonu Uzlaşma Fiyatı - Kullanım Fiyatı
Satım opsiyonları için
Kullanım Fiyatı - Vadeli İşlem Sözleşmesinin Vade Sonu Uzlaşma Fiyatı
Sonucun negatif olması durumunda vade sonu uzlaşma fiyatı sıfır olarak alınır.
Dayanak varlık olan VOB-İMKB 30 Vadeli İşlem Sözleşmesinin son iş günü
Yok
İlk işlem günü başlangıcında VOB-İMKB 30 Vadeli İşlem Sözleşmesine dayalı
her bir vadeye ait toplam üç sözleşme (bir adet başa baş, bir adet içsel değerli,
bir adet içsel değersiz) işleme açılacak. Sonraki dönemde ise dayanak varlık
fiyatının hareketine göre yeni kullanım fiyatları belirlenecek.
Kullanım fiyatı adım aralığı 50,000’e kadar 2,000 endeks puanı, 50,000’den
sonra ise 2,500 endeks puanıdır.
SPAN yöntemi ile belirlenir.
Başlangıç teminatının %75’i
Yok (ön ödemeli opsiyon)
VOB-TLDolar ve VOB-TLEuro Opsiyon Sözleşmeleri Özellikleri
Dayanak Varlık
Opsiyonun Türü
Opsiyon Tipi
Sözleşmenin Büyüklüğü
Sözleşmenin Vadesi
VOB-TLDolar/VOB-TLEuro Vadeli İşlem Sözleşmesi
Alım ve satım opsiyon sözleşmeleri
Avrupa Tipi
1 adet VOB-TLDolar/ 1 adet VOB-TLEuro Vadeli İşlem Sözleşmesi
VOB-TLDolar ve VOB-TLEuro Vadeli İşlem Sözleşmelerinin vadeleri ile
aynı
Kotasyon Şekli, Çarpan ve
Opsiyon primi virgülden sonra dört basamak şeklinde kote edilir. Çarpan
Minimum Fiyat Adımı Değeri
1.000 ve minimum fiyat adımı değeri 0,1TL’dir. (Örn: Prim 0,0300 iken
alınan/ödenen prim 0,0300*1.000=30 TL’dir).
Uzlaşma Şekli
Nakdi uzlaşma
Günlük Uzlaşma Fiyatı
Seans sona ermeden önceki son 10 dakika içerisinde gerçekleştirilen
tüm işlemlerin miktar ağırlıklı fiyat ortalaması günlük uzlaşma fiyatı olarak
belirlenir.
Nakdi Uzlaşmaya Konu Olacak Alım opsiyonları için
Vade Sonu Uzlaşma Fiyatı
Vadeli İşlem Sözleşmesinin Vade Sonu Uzlaşma Fiyatı - Kullanım Fiyatı
Satım opsiyonları için
Kullanım Fiyatı - Vadeli İşlem Sözleşmesinin Vade Sonu Uzlaşma Fiyatı
Sonucun negatif olması durumunda vade sonu uzlaşma fiyatı sıfır olarak
alınır.
Son İşlem Günü
Dayanak varlık olan VOB-TLDolar/VOB-TLEuro Vadeli İşlem
Sözleşmelerinin son iş günleri
Günlük Fiyat Hareket Limitleri Yok
Kullanım Fiyatı
İlk işlem günü başlangıcında belli bir vadeli işlem sözleşmesine dayalı
her bir vadeye ait toplam beş sözleşme (bir adet başa baş, iki adet
içsel değerli, iki adet içsel değersiz) işleme açılacak. Sonraki dönemde
ise dayanak varlık fiyatının hareketine göre yeni kullanım fiyatları
belirlenecek.
Kullanım fiyatı adımı aralığı 0,020 TL `dir.
Başlangıç Teminatı
SPAN yöntemi ile belirlenir.
Sürdürme Teminatı
Başlangıç teminatının %75’i
Piyasaya Göre Ayarlama
Yok (ön ödemeli opsiyon)
NİSAN 2011 | VOBJEKTİF 29
DOSYA
katılımcısı hangi vadelere ait sözleşmelerin
işleme açık olduğunu ve bu sözleşmelerin
primlerini (fiyat hareketlerini) takip ederek
almak istediği pozisyona göre emrini sisteme
gönderir. Yatırımcının emrini karşılayacak
bir emrin bulunması durumunda teminat
kontrolü sonucunda bir sorun çıkmaz
ise eşleşme sağlanır ve alım/satım işlemi
gerçekleşir. İşlem gerçekleşir gerçekleşmez
opsiyonu alan taraf sözleşmenin bedeli olan
opsiyon primini karşı tarafa öder. Örneğin,
dayanak varlık olan VOB-TL Dolar Vadeli
İşlem Sözleşmesinin fiyatı 1,6000 iken
1,6000 kullanım fiyatlı vadesine üç ay kalmış
alım opsiyonunun primi 0,0450 TL ise bu
sözleşmede uzun pozisyon alan yatırımcı
işlem gerçekleşir gerçekleşmez 45 TL öder.
Opsiyonun satıcısı ise 45 TL tutarındaki
ödemeyi işlem gerçekleşir gerçekleşmez
tahsil eder.
Alınan/Ödenen Prim Değeri =
Prim*Çarpan = 0,0450*1000 = 45 TL
OPSİYONLARDA HAK
NASIL KULLANILACAK?
İşleme açılacak olan opsiyonlar Avrupa
tipi olduğundan opsiyonun kullanılması
son işlem gününün sonunda gerçekleşir.
Opsiyon sahibi vade sonunda opsiyonun
içsel değerine göre opsiyonu kullanıp
kullanmayacağına karar verir. Alım
opsiyonlarında opsiyonun dayanak varlık
fiyatının kullanım fiyatından daha yüksek,
satım opsiyonlarında da kullanım fiyatının
dayanak varlık fiyatından daha yüksek
olması durumunda sözleşme sahibi opsiyonu
kullanır. Vade sonunda opsiyonun kar
durumuna göre opsiyonu kullanan tarafın
hesabına ilgili kar aktarılırken, opsiyonu
satan tarafın hesabına da zarar yazılır.
Opsiyon sözleşmeleri kullanılırken
dayanak varlığın spot fiyatı ve opsiyonun
kullanım fiyatının yanı sıra kullanım ücreti
dikkate alınır. Kullanım ücreti opsiyonların
kullanılması karşılığında alınan borsa
payıdır. Vade sonunda opsiyonun içsel
değerinin kullanım ücretinden büyük
olması durumunda opsiyon borsa tarafından
otomatik olarak kullandırılır.
Borsanın aldığı kullanım ücretinin
sözleşme başına 0,05 TL olduğunu
varsayarsak yatırımcı opsiyonun kullanım
anında 0,05 TL kadar bir ödeme daha
yapar. Dayanak varlık olan VOB-TL Dolar
Vadeli İşlem Sözleşmesinin fiyatı 1,6000
iken 1,6000 kullanım fiyatlı, vadesine üç
ay kalmış, 45 TL (0,0450*1.000) ödenerek
alınan alım opsiyonu vade sonunda dayanak
30 VOBJEKTİF | NİSAN 2011
değeri (net opsiyon primi
varlık fiyatı 2,1000 iken,
değerini) de dikkate alıyor.
(2,1000-1,6000)*1000=500
TL ve 500 TL>0,05TL
OPSİYON
İhracatçılar/İthalatçılar
olduğundan Borsa
Bu Sözleşmeleri Nasıl
tarafından kullandırılır.
SÖZLEŞMELERİ
Kullanabilirler?
Yatırımcı kullandığı
ÖN ÖDEMELİ
opsiyondan elde ettiği net
Opsiyon sözleşmeleriyle,
OLDUĞU İÇİN
kar/zarar hesabını yaparken
ihracatçılar ve ithalatçılar
GÜN İÇİNDE VE
ödediği prim, pozisyonunu
risklere karşı etkin bir
SONUNDA KARaçarken ödediği Borsa
korunma sağlayabilecekler.
ZARAR HESABI
payı (örneğimizde 30
Karşılaşabilecekleri
KRS olarak alınmıştır) ve
risklere göre opsiyon
YAPILMAYACAK.
hakkını kullandığındaki
sözleşmelerinde pozisyon
kullanım ücretini de dikkate
alan ithalatçılar ve
almalıdır. Yatırımcı alım
ihracatçılar fiyatların
opsiyonuna sahip olduğundan dayanak
istedikleri yönde gitmesi durumunda
varlığının fiyatının yükselişinden kar
karlarını sınırlamamış olacaklar. Diğer bir
elde eder. Dayanak varlık fiyatının 2,1000
deyişle kurun düşmesinden endişe duyan
olduğunda yatırımcının net karı şöyle
bir ihracatçı, kurun aşağı yöne gitmesi
hesaplanır:
riskine karşı karını sabitlerken kurun
(Dayanak Varlık Fiyatı-Kullanım
yukarı gitmesi durumunda karını artırmaya
Fiyatı)*Sözleşme Çarpanı-Ödenen Primdevam edecek.
Borsa Payı-Opsiyon Kullanım Ücreti
=(2,1000-1,6000)*1.000-45-0,30-0,05=
Korunma Amaçlı İşlem Örneği
454,65 TL
2011 yılının Mart ayında 100.000 ABD
Dolarını 3 ay sonra (Haziran sonunda)
tahsil edecek şekilde bir ihracat bağlantısı
OPSİYONLARDA KÂRyapan firma opsiyon sözleşmelerini
ZARAR HESABI OLACAK MI?
kullanarak kur riskinden nasıl korunur?
İşleme açılacak opsiyon sözleşmeleri
Firmanın korkusu tahsilatın yapılacağı
ön ödemeli olduğundan gün içinde ya da
tarihe kadar geçen sürede kurun düşmesi.
gün sonunda kar/zarar hesabı yapılmaz.
Kurun aşırı düşüşüne karşı kendini
Opsiyonu alan yatırımcı isterse vade sonunu
sigortalamak isteyen firma, Haziran vadeli
beklemeden ters işlemle pozisyonunu
1,6000 kullanım fiyatlı satım opsiyonu
kapatabilir. Yatırımcı sadece opsiyon primi
ödemesi veya tahsilatı yapar.
sözleşmesinden 100 adet satın alır
(opsiyonun sözleşme büyüklüğü 1.000 ABD
Opsiyonların Risk Kontrolleri ve
Dolarıdır). Spot kurun 1,6000 seviyelerinde
Teminatlandırması Nasıl Yapılacak?
seyrettiği bu dönemde alınan satım opsiyon
VOB’un yeni yazılımı opsiyon
primi 0,0260 TL’dir.
sözleşmelerinin risk kontrollerinin etkin bir
Opsiyonu satın alan ihracatçı firma,
şekilde yapılmasına olanak sağlamakta. İki
sözleşme çarpanı 1.000 olduğundan
aşamada gerçekleşecek risk kontrollerinden
işlem gerçekleşir gerçekleşmez 2.600
ilki emir girişi esnasında gerçekleşiyor. Bu
(0,0260*1.000*100) TL öder (örneğimizde
aşamada pozisyon limitleri ve teminatlar
Borsa payı ve kullanım ücreti dikkate
kontrol ediliyor. İkinci aşama olan işlem
alınmamıştır).
sonrası risk kontrolleri ve teminatlandırma
Satım opsiyonu almış olan firmanın
ise Span yöntemi ile portföy bazında
kurun farklı seviyelerine göre opsiyon
sözleşmesindeki kar/zarar grafiği şöyledir:
yapılıyor. Span; portföydeki opsiyonların
değişik senaryolar içinde en kötü
senaryoda edebileceği maksimum zararını
hesaplamasının yanı sıra bu sözleşmelerin
yaptığı vadeler arası ve ürünler arası
yayılmaları, vade tarihinin yaklaşmasından
doğabilecek risk unsurlarını, aşırı içsel
değersiz opsiyonların içsel değerli olmaya
başladıklarında meydana gelecek zararları
ve yatırımcının portföyündeki opsiyonların
likide edilmesi halinde elde edilecek
Firmanın korkusu gerçekleşir ve kur
düşer ise ödenen prim sayesinde kar
önceden düşünülen seviyede sabitlenmiş
olur. 1,6000’ün altındaki kur seviyelerinde
firma opsiyon sözleşmesini kullanır.
Aşağıdaki tablodan da görüldüğü gibi
kur 1,6000’ün altında ne seviyeye düşmüş
olursa olsun firma döviz kurunu 1,5740’ta
sabitlemiştir. Beklenenin aksine kurun
yükselmesi durumunda firma opsiyon
sözleşmesinden gelen hakkını kullanmaz.
Bu noktada opsiyon sözleşmeleri firmanın
karlılığına bir sınır getirmez. Firmanın
opsiyon sözleşmeleriyle kur düşüşüne karşı
sağladığı sigorta, karı yalnızca ödenen
prim kadar azaltmıştır.
Sonuç olarak firmanın döviz kurunun
farklı seviyelerinde 1$’dan elde ettiği gelir
şöyledir:
durumunda elde edeceği kara bir sınır
koymadan yapmıştır.
kullanım alanı bulacaktır. Reel sektör
şirketleri opsiyon sözleşmeleri sayesinde vadeli
işlem sözleşmelerinde olduğu gibi kuru ve
OPSİYONLAR BAŞARILI
karı sabitleme olanağının yanında kurun
diğer yöne gitmesi durumunda döviz kuru
OLABİLECEK Mİ?
Vadeli işlem sözleşmelerinin VOB’da
hareketinden de faydalanıp karlarını artırarak
ilk işlem görmeye başladığı 4 Şubat
daha etkin ve esnek bir döviz kuru yönetimi
2005 tarihinde finansal
yapma imkanına kavuşmuş
piyasalarımızda bir devrim
olacaklardır. Hem vadeli
yaşanmıştı. Geçen dönem
işlem sözleşmelerinin hem
zarfında yepyeni bir piyasa
de opsiyon sözleşmelerinin
OPSİYONLAR
oluştu ve yatırımcılar
alım satımının etkin bir
GEREK
portföylerine klasik yatırım
şekilde organize bir borsada
YATIRIMCILARIN
araçları dışında yeni bir
gerçekleştiği bir ortamda
GEREK DIŞ
finansal ürünü katma
artık döviz kurunun
TİCARET YAPAN
şansına sahip oldular. Diğer
hareketleri reel sektör
taraftan aracı kuruluşlar da
şirketlerimizin korkulu
ŞİRKETLERİN
bu alandaki tecrübelerini
rüyası olmaktan çıkacaktır.
BÜYÜK İLGİSİNE
her geçen yıl arttırarak
Opsiyon sözleşmeleriyle
SAHNE OLACAK.
gerek bilgi gerek bu alanda
birçok farklı strateji
uzmanlaşmış personel
uygulanabilmekte ve
ve gerekse teknik altyapı
Borsalar her geçen gün
anlamında sürekli kendilerini geliştirdiler.
yeni stratejileri yatırımcılarına sunmaktadır.
Önümüzdeki dönem opsiyonların ülkemizde
Örneğin türev araç konusunda önemli
işlem görmeye başlamasıyla birlikte aynı
borsalar arasında yer alan CBOE ve NYSE
2005’de olduğu gibi bir devrim daha
EURONEXT ‘de 50’den fazla farklı stratejiyi
yaşanacaktır. Geçmiş tecrübemiz uluslararası
halihazırda uygulamak mümkündür. Bu
piyasalarda çok yüksek işlem hacimlerine
alanda Borsamızda da çok büyük gelişmelerin
ulaşmış bu sözleşmelerin yatırımcılarımız
yaşanması kaçınılmazdır. Yatırımcılar
tarafından kısa bir süre içinde
ihtiyaçlarına ve öngörülerine göre yatırım
benimseneceğini ve opsiyon piyasasının
stratejileri geliştirecek ve bunları şeffaf ve
çok kısa sürede etkin bir şekilde çalışmaya
güvenli bir ortamda uygulama imkanına
başlayacağını göstermektedir.
kavuşacaklardır. Strateji amaçlı kullanımın
Görüldüğü gibi kurun düşmesinden
endişe duyan yatırımcı opsiyon
Özellikle ihracatçılarımız ve
yanında opsiyon sözleşmeleriyle çok daha
sözleşmeleriyle döviz kurunu sabitlemiş ve
ithalatçılarımız gibi reel sektör şirketleri
düşük işlem maliyetiyle sentetik ürünler
bunu piyasanın ters yönde hareket etmesi
tarafından bu sözleşmeler çok büyük
geliştirilebilecektir. Yatırımcılar opsiyonların
bu özelliğinden de faydalanabilecek ve önemli
oranda yatırım maliyetlerini düşürebilecektir.
Farklı Döviz Kuru Seviyelerinde Elde Edilen Gelir
Opsiyon sözleşmelerinin işleme açılmasının
VOB’un işlem hacimlerinde önemli bir artış
yaratacağını söylemek yanlış olmayacaktır.
Borsalar arası işlem hacmi sıralamalarında
sadece şu ana kadar vadeli işlem hacmi
ile yer alan VOB ürün gamına opsiyon
sözleşmelerinin eklenmesiyle uluslararası
arenada daha üst sıralara sıçrayacak ve dünya
borsası olma yönündeki hedefine bir adım
daha yaklaşacaktır.
Uzun bir dönemdir eksikliği hissedilen
bu sözleşmelerin sermaye piyasalarımıza
yeni bir heyecan ve dinamizm getireceği
kesindir. Aracı kuruluşlar, bireysel/kurumsal
yatırımcılar ve finans piyasası ile alakalı
bütün kurum veya kişiler bu sözleşmeleri
sabırsızlıkla beklemektedir. Bundan dört beş
sene sonra geriye dönüp baktığımızda aynı
vadeli işlem sözleşmelerinde olduğu gibi bu
alanda geldiğimiz nokta gurur verici olacaktır.
NİSAN 2011 | VOBJEKTİF 31
DOSYA
OPSİYONLAR SPOT
PİYASAYI GÜÇLENDİRECEK
Burç Boztunç / TSKB Türev Ürünler
Yönetici Yardımsı
Opsiyon Piyasası’nın açılması ile
opsiyonlara yatırım yapmak isteyen
bütün yatırımcılara bu piyasaya kolaylıkla
erişim imkanı sağlanmış ve karşı kurum
riski olmaksızın yatırımcı güven içinde
opsiyon işlemleri yapabiliyor olacak.
Kaldıraç etkisi ile yatırımcılar daha
düşük maliyetlerle yatırım yapabilecek.
Dayanak varlığı spot piyasada almak için
katlanacakları maliyetlerden daha düşük
bir maliyet ile öngörüleri doğrultusunda,
fiyatlarda yukarı veya aşağı yönlü olarak
pozisyon alabilecekler. Opsiyonlar
doğru kullanıldığı sürece, riski sınırlayıcı
finansal türev ürünler. Örneğin opsiyon
alan yatırımcılar için dayanak varlığın
alım/satımı yapılmadan, o dayanağın
fiyat hareketlerine göre gerek kendi
pozisyonlarını hedge etme gerekse
sınırlı bir risk ile getiriye ortak olma
imkanı sağlanıyor. Opsiyonlar doğru
kullanılmazlarsa oldukça riskli ürünler
haline gelebiliyor. Borsalarımızda ürün
çeşitliliğinin artıyor olmasını olumlu
karşılıyoruz. Opsiyonların borsada işlem
görüyor olması opsiyonun dayanak
varlığının spot piyasasına olumlu
etkileyecek, spot piyasanın etkinleşmesine
yol açacak. Spot piyasada ve opsiyon
piyasasındaki karşılıklı etkileşim fiyatların
daha etkin bir yerde oluşmasını sağlarken
iki piyasada da likiditeyi artıracak.
PİYASADA HEDGE
AÇIĞINI KAPATACAK
Avni Akkaya / Yatırım Finans
Genel Müdür Yardımcısı
Dünyadaki gelişmelerle birlikte futures
işlemleri arkasında opsiyonlarda yüksek
işlem hacmine ulaşıldı. VOB’da işlemlerin
yüzde 80’i spekülatif amaçlı yapılıyor, hedge
amaçlı işlem yok sayılabilir. Opsiyonların
belki bu açığı kapatması açısından yararlı
olabileceğini düşünüyorum. Opsiyonlar henüz
müşteriler tarafından yeterince anlaşılabilmiş
değil, bilgi eksikliği söz konusu. Opsiyonların
müşterilere iyi anlatılması sonucunda fayda
sağlayacağını düşünüyorum.
RİSK YÖNETİMİNİN
ÖNEMİ ARTACAK
Doç.Dr. Cenk Akkaya / Dokuz Eylül
Üniversitesi Öğretim Üyesi
Opsiyonların işlem görmeye başlaması,
risk yönetimine olumlu katkı sağlayacaktır.
Fiyat artışlarına ve düşüşleri karşı avantaj
yaratacak. VIX endeksi gibi endekslerin
oluşturulmasında temel oluşturacak.
2011’de opsiyonların derinliği zayıf olur.
Varantların işlem görmeye başlamasıyla
opsiyon sözleşmeleri daha hızlı
büyüyecektir.
Bu yıl için opsiyon sözleşmeleri
spekülasyon amaçlı kullanılmayacak.
Risk yönetimi anlamında kullanılır.
Spekülasyon amacıyla gelecek yıllarda
kullanılacağı için daha fazla likiditeye yol
açacak.
OPSİYONLARIN İŞLEME
AÇILMASINDA GEÇ KALDIK
Mümtaz Uslu- Gedik Yatırım Vadeli
İşlemler Bölüm sorumlusu
Opsiyonlar önemli ve ihtiyaç
duyulabilecek bir ürün, kur faiz ve
likidite risklerine karşı korunma
amacıyla geliştirilen risk araçlarından
bir tanesidir.
Türkiye’de opsiyonların kullanımı
oldukça sınırlıdır, döviz opsiyonlarında
işlemler kurum ya da bireylerin talepleri
doğrultusunda tezgahüstü piyasalarda
yapılmaktadır. Opsiyonlarda vadeli
işlemlerde olduğu gibi hem yükseliş
hem de düşüş yönünde işlem yapma
imkanı vardır.
Riski ödenecek primle sınırlı
olacak şekilde korunma, spekülatif
ve arbitraj işlemi yapılabilir. Bütün
bu nedenlerle opsiyonların işleme
açılması gerekli ve hatta geç bile
kalındı. Bir an önce işleme açılmasında
büyük fayda var diye düşünüyorum.
Özellikle organize borsada işlem
görmesi de tercih edilmesi gereken bir
unsur. Zaman içerisinde opsiyonların
çeşitlenmesi değişik dayanak varlıklara
yatırım yapılabilmesini ve piyasaya
ilginin artmasını sağlayacaktır. Riskten
korunmak amacında olanlar için değişik
alternatifler olacak ve bu tip işlemler
daha çok tercih edilir hale gelecektir.
Portföy yönetiminde korunma amaçlı
işlemlerde artış olmasını ve likiditenin
artmasını bekliyoruz.
OPSİYONDA YATIRIMCILAR TEMETTÜ DÖNEMİNE DİKKAT ETMELİ
Sermet Sevil / Yapı Kredi Yatırım Türev
Masası Bölümü Başkanı
Opsiyonların açılması ile birlikte
piyasaya ne tür getirileri olacak?
Opsiyonları call (alım) ve put (satım)
hakkı olmak üzere iki türlü, yatırımcıyı ise iki
opsiyon türünde alıcı ya da satıcı şeklinde
tanımlayabiliriz.
Opsiyonu alan taraf bir hak satın aldığı
için zararının en fazla ödediği prim kadar
olabileceğini söyleyebiliriz. Dolayısıyla
yatırımcı baştan olası zararını biliyor. Ancak
yatırımcılar, opsiyon yazarak (satarak) prim
tahsil edebilir. Böylelikle yükümlülük altına
da giren yatırımcıların olası zararı primden
fazla diyebiliriz.
Opsiyonlar bireysel yatırımcıların
piyasalara ilgisini artırarak, müşteri
tabanının genele yayılmasını sağlayabiliyor.
Yani yükseliş beklentisi olan ancak sınırlı
kaynağı olan yatırımcılar, alım opsiyonu
alarak piyasalardaki olası yukarı hareketlerin
32 VOBJEKTİF | NİSAN 2011
getirisinden faydalanabiliyor. Piyasada
olası bir düşüşe karşı portföylerinin değerini
korumak isteyen yatırımcılar ise satış
opsiyonu satın alarak olası geri çekilmelere
karşı korunabiliyorlar. Opsiyonlar kaldıraç
imkanı sağlamaları nedeni ile yatırımcıların
getirileri ana paralarına göre misli olabiliyor.
Yatırımcılar, opsiyon yazarak prim
tahsil edebilir ve yükümlülük altına da
girebiliyor. Örneğin elinde hisse senedi
taşıyan bir yatırımcı belirli bir kullanım
fiyatından alım opsiyonu yazarak prim
tahsil edilebiliyor. Vadede dayanak varlığın
fiyatı kullanım fiyatının üzerinde olması
durumunda, opsiyonu yazan taraf dayanak
varlığı kullanım fiyatından karşı tarafa
satmak zorunda kalıyor. Belirli bir fiyattan
bir dayanak varlığı satın almak isteyen
yatırımcı ise satım opsiyonu yazarak prim
elde edebiliyor. Ancak vadede piyasa
fiyatının kullanım fiyatının altında olması
durumunda dayanak varlığı anlaşılan
fiyattan satın almak zorunda kalır.
Piyasa ne kadar derinlik kazandıracak?
Opsiyonlar, bireysel yatırımcıların
piyasalara ilgilerinin artmasına neden
oluyor. Ayrıca her opsiyonun bir deltası var.
Delta, dayanak varlığın fiyatının bir birim
değişmesi sonucunda opsiyonun priminin ne
kadar değişeceğini gösteriyor. Delta yüzde
olarak ifade edilir ve en düşük 0, en yüksek
+-100 olabiliyor. Dolayısıyla, opsiyonda
kotasyon veren taraf, işlem gerçekleştiği
zaman dayanak varlığın işlem gördüğü
piyasada delta işlemi yapıyor Delta işlemleri
spot piyasalardaki derinliğin artmasını
sağlıyor.
Yerli ve yabancı yatırımcıdan nasıl bir
ilgi bekleniyor?
Yabancı yatırımcılar tezgahüstü
piyasalarda Türkiye hisse senetleri üzerine
son bir kaç yıldır yüksek montanlı işlem
yapıyor. Yabancı yatırımcıların Türkiye’de
borsa üzerinden işlem görecek opsiyonlara
ilgi göstermeleri için likiditenin yüksek
TÜRKİYE KÜRESEL PİYASA ÖZELLİĞİ KAZANACAK
Kartal Çağlı / TEB Yatırım Vadeli ve Sabit
Getirili Islemler Genel Mudur Yardımcısı
Opsiyonların açılması ile birlikte piyasaya
ne tür getirileri olacak?
Opsiyonların açılması ile birlikte piyasanın
hem derinliğinin hem genişliğinin artmasını
bekleyebiliriz. Opsiyonların yaratacağı fiyatlama
yapısı hem alım ve satım tarafında yatırımcı
çeşitliliğini artıracak hem de mevcut ve yeni
ürünlerin gelişimini sağlayacaktır. Yapısal
anlamda da, hem yerli hem yabancı bireysel
ve kurumsal olarak yeni yatırımcı gruplarının
oluşmasına, mevcutların da gelişmesine imkan
sağlayacaktır.
Piyasa ne kadar derinlik kazandıracak?
Öncelikle, opsiyonların gelişi, sentetik
veya doğrudan kısa pozisyonların gelişimine
imkan sağlayacak. Bu özelliğiyle, ödünç
piyasası ve açığa satışlarla ilgili tıkanıklığı
azaltarak, piyasanın alım ve satım
dengelerini değiştirebilecek. Alım / satım
arasındaki dengenin iyileşmesi ise hem fiyat
dalgalanmalarını daha dengeleyici etki yapacak,
hem de alım ve satım fiyat seviyelerindeki
derinliği artıracaktır. Öte yandan, opsiyonların
diğer ürünlerle birlikte alınıp satılmaları karşılıklı
etkileşimle hem opsiyonlar, hem de diğer ürünler
derinlik kazanacaktır.
Yerli ve yabancı yatırımcıdan nasıl bir ilgi
bekleniyor?
Yabancı yatırımcılar cephesinde farklı müşteri
gruplarında farklı gelişmeler gözlenmesi olasılığı
bulunmaktadır. En önemli etki, gelişmekte ve
olması gerekiyor. Opsiyon piyasalarına
ilk etapta likiditeyi ancak piyasa yapıcıları
sağlayabilir. Aksi takdirde piyasaya yabancı
ilgisi olmaz.
Opsiyonlarda yatırımcılar nelere dikkat
etmeli?
Opsiyonlarda yatırımcılar temettü
dönemlerinde dikkatli olmaları gerektiğini
düşünüyoruz. Şirketin temettü beklentisi
opsiyon fiyatı hesaplanırken kullanılıyor.
Opsiyonun vadesi içerisinde şirketin temettü
dağıtması durumunda spot piyasada hisse
fiyatında ayarlama yapılırken, kullanım
fiyatında herhangi bir değişiklik yapılmıyor.
Bu durumda asli değerli olan bir opsiyon bir
anda değersiz bir opsiyona dönüşebilir.
Opsiyon fiyatını en fazla etkileyen
faktör hisse senedinin dalgalanma oranı
(volatilite) olduğunu söyleyebiliriz. Volatilite
fiyat oynamalarının istatistiksel bir ölçüsü.
Volatilite arttıkça opsiyonun fiyatı artıyor.
Dolayısıyla, hisse senedi fiyatı ile opsiyonun
değeri lineer hareket etmiyor.
Ayrıca, opsiyonun zaman değeri (theta)
gelişmiş olan ülkelerin türev piyasalarında
sadece opsiyon işlemlerine yoğunlaşan yatırımcı
gruplarının Türkiye piyasasına girmeleriyle
gözlenebilecektir. Bunun ötesinde ise, mevcut
yatırımcı tabanı gerek korunma amaçlı gerekse
spekülatif işlemlere yönelik olarak Türkiye
piyasasına ilişkin yeni pozisyonlar oluşturmaya,
yeni ürünler geliştirmeye başlayacaktır.
İkinci gelişim ise bireysel yatırımcılar
cephesinde gözlenebilir. Bireysel yatırımcıların
bir bölümünde, futures sözleşmeleri işleme
başladığından beri opsiyonlarla ilgili beklenti
oluştuğunu görüyoruz. Buna karşılık, bu
ürünlerin spot yatırım araçlarına göre daha
karmaşık yapıları sebebiyle, gelişim süreci
zamana yayılabilir ve bir öğrenme sürecini
içerebilir. Burada yatırımcıların bilgi düzeylerine
ve hedeflerine göre farklılaşmasını beklememiz
gerekir.
Yatırımcılara opsiyonlarla ilgili
tavsiyeleriniz ne olur?
Opsiyonlar söz konusu olduğunda özellikle
bireysel yatırımcıların hareket ederken dikkatli
olmaları gereğine dikkat çekmek gerekir.
Burada söz konusu olan ürünler yatırımcılara
çok sayıda yeni fırsat sunarken, önemli riskleri
de beraberlerinde getirmekteler. Bu sebeple,
öncelikle bu ürünlere ilgi duyan yatırımcıların,
gerekli bilgi birikimine sahip olacak şekilde
lisanslanmış temsilcilerine danışarak, ürünlerin
özellikleri ve riskleri konusunda detaylı bilgi
almaları, bu ürünlerin sağladıkları faydaların
ve getirdikleri risklerin, belirtilen yatırımcıların
yatırım profilleri ve ihtiyaçlarıyla nasıl uyum
var Özellikle vade yaklaştıkça opsiyonun
fiyatı zaman değerinden dolayı ciddi bir
şekilde azalıyor. Yatırımcı vadesi yaklaşmış
bir opsiyonu sadece fiyatı ucuz diye satın alır
ise zaman değerinin etkisinden dolayı vade
yaklaştıkça zarar edebilir.
Yatırımcılara opsiyonlarla ilgili
tavsiyeleriniz ne olur?
Yatırımcılara opsiyonların dinamiklerini
öğrenene kadar ufak miktarlarda, korunma
amaçlı işlem yapmalarını öneriyoruz.
Temettü dönemlerinde ve vadesi yaklaşmış
opiyonlarda işlem yaparken yatırımcılara
dikkatli olmalarını da tavsiye edebiliriz.
Özellikle değersiz ve vadesi yaklaşmış
opsiyonlarda dayanak varlığın fiyatında
çok sert bir hareket beklenmiyorsa işlem
yapılmamasını ekleyebiliriz.
Opsiyonların piyasaya girmesi ile
birlikte Türkiye küresel bir piyasa olma
özelliğini kazanmış olacak mı?
Opsiyon piyasasının gelişebilmesi için
verimli bir şekilde çalışan bir ödünç piyasası
sağlayabileceğini detaylı olarak tartışmaları
gerekir.
Opsiyonlarda yatırımcılar nelere dikkat
etmeli?
Bu anlamda özellikle bireysel yatırımcılar,
opsiyonların yaşam süreci içerisinde zaman
etkisine, opsiyonun kullanım değerinin
piyasa fiyatına karşı konumuna, dayanak
varlık ve piyasadaki oynaklık gibi unsurlara
dikkat etmelidirler. Bu konuda yapılacak ciddi
analizleri incelemeli,yetkili temsilcilerin görüşleri
doğrultusunda hareket etmelidirler.
Opsiyonların piyasaya girmesi ile birlikte
Türkiye küresel bir piyasa olma özelliğini
kazanmış olacak mı?
Birçok açıdan da Türkiye piyasası küresel ilgiyi
çekebilmiş bir piyasa, ancak bu ürünlerle hem
mevcutların üzerine ek bazı kurumsal yatırımcı
profillerinin eklenmesiyle hem de opsiyonların
gelişiyle artacak yeni ürün ve hizmetlerle, küresel
özelliğini daha da geliştirecektir.
Opsiyonların piyasalara katkısı, hacmi ne
olur?
Açılacak tüm opsiyon sözleşmelerinin aynı
hakim başarısını göstermesi beklenemeyebilir;
hatta çoğunda piyasa koşullarına bağlı olarak
likidite dönemsel olarak artabilir veya azalabilir,
ancak hem toplam opsiyon piyasasının toplam
hacminin, mevcut piyasa hacminin üzerine
önemli ölçüde eklenmesi beklenebilir, hem de 1
veya 2 sözleşmenin diğerlerinden ayrışarak en
aktif sözleşmeler olarak sivrilmeleri gözlenebilir.
ile opsiyonların deltası gereği kotasyon veren
tarafın hisse senedinde açığa satış yapılması
gerekiyor. Açığa satış yapabilmek için likit
bir ödünç piyasasının Türkiye maalesef
bu konuda çok geç kaldı. Rusya, İsrail ve
Güney Afrika’da uzun yıllardır çok aktif bir
opsiyon piyasası bulunmuyor. Türkiye spot
hisse senedi piyasasında gösterdiği gelişimi,
türev piyasalarda gösterememiştir ve benzer
ülkelerin gerisinde kaldı.
Opsiyonların piyasalara katkısı, hacmi
ne olur?
Opsiyonlar spot piyasadaki derinliğin
artmasına ve yatırımcı kitlesinin tabana
yayılmasını sağlıyor.
Reel sektörün ilgisi ne olur?
Yeterli likiditenin olması durumunda
reel sektörün özellikle döviz ve emtia
opsiyonlarına ilgileri yoğun oluyor. Ancak
likiditenin düşük olması durumunda,
VOB’daki döviz kontratlarında olduğu gibi
reel sektörün ilgisi yok denecek kadar az
kaldığını söyleyebiliriz.
NİSAN 2011 | VOBJEKTİF 33
RÖPORTAJ
NAMIK EKİNCİ
KDV TEREDDÜTÜ
ÇELİĞİ BİLE ERİTİYOR
Demir-çelik için hayati önem taşıyan depolama ve vadeli piyasa için tek engel
KDV. İstanbul Demir Çelik İhracatçıları Birliği Başkanı Namık Ekinci, serbest
bölge mantığıyla işleyecek depo düzenlemesinin riskleri kaldıracağını savunuyor.
Dünyada uygulanan sistem “Ya KDV kaçağı olursa…” tereddütü ile bekletiliyor.
FOTOĞRAFLAR: CELAL YILDIZ
D
AÇIL SEZEN
34 VOBJEKTİF | NİSAN 2011
emir-çelik, Türkiye için son derece kritik
önem taşıyan bir sektör. Hem içerdeki sanayi
şirketlerine sağlanan hammadde hem de
yurtdışına ihracat açısından stratejik önemi
var. 2010 yılındaki ihracatı 12.3 milyar dolar,
yani toplam ihracatın yüzde 11’i. Ancak bu
kadar büyük öneme sahip olan çelik piyasası,
yurtdışındaki kırılganlıklara çok açık.
Yapısı itibariyle vadeli çalışan demir-çelik
sektörü, hem depolama sorunları nedeniyle
hem de vadeli piyasası olmadığı için önünü
göremiyor, stoklu çalışamıyor. Kurulmuş iki
depodan iç piyasaya ürün çekme konusunda
faydalanamıyor. Depolama sağlıklı
işlemeyince, vadeli piyasa da oluşamıyor.
Depolamanın önündeki tek engel ise
oluşabileceği öne sürülen KDV kaybı.
İstanbul Demir Çelik İhracatçıları Birliği
Başkanı Namık Ekinci, depolamanın
önünü tıkayan bu kaygıyı aşmak gerektiğini
savunuyor.
Demir-çelik sektörü yapısı gereği vadeli
çalışıyor ve depolama da bu nedenle büyük
önem taşıyor. Ancak iç piyasada bununla
ilgili tıkanıklık yaşandığını biliyoruz. Sorun
neden kaynaklanıyor?
Bizim yapılması konusunda öneride
bulunduğumuz nokta, bir nevi sigorta
niteliği taşıyor. Stokta bekleyen bir malın,
ihtiyaç sahibi olduğunda dünyanın dört bir
yanından insanlar tarafından alınabilmesini
istiyoruz. Aynı şekilde elinde fazla
ürünü bulunanların da geleceğe yönelik
bakışlarında olumsuzluk söz konusuysa
satabileceği bir pazar olsun.
Çelik fiyatlarındaki oynaklık geçmişte
büyük zararlara yol açmıştı değil mi?
2008 yılında çelikteki fiyat artışları, tarihte
görülmemiş düzeylere geldi. Dünya çelik
fiyatları 1.600 dolara kadar yükseldi. Ancak
üçüncü çeyreğin sonunda tam tersi bir
durumla karşılaşıldı. 15-20 günde fiyatlar
çakıldı, 15-20 günde 340 dolara kadar düştü.
Bu aradaki fark, bu işle uğraşan büyük
üreticilerle ilgili oldu. Hem büyük üreticiler
hem de aracılar, yani herkes çok büyük para
kaybetti. Herkes kendi ölçeğine göre çok
büyük zarar gördü. Bunun önüne geçebilmek
ve ihracatın gelişiminde de kendimizi
sigortalayabilmek için bir piyasa oluşturmayı
amaçlıyoruz.
Depoculuk tarafı söylediğiniz sigorta
açısından büyük önem taşıyor tabii...
2010 yılında yalnız demir çelik veya
kütük olarak değil, ama dünya borsalarında
elleçlenen mal 11.6 trilyon dolarlık, 2.8
milyar tonluk. Bunlar büyük rakamlar.
NİSAN 2011 | VOBJEKTİF 35
RÖPORTAJ
NAMIK EKİNCİ
Rakamlar ne kadar büyük olursa hassasiyet
de o kadar artıyor. 2008’in Şubat ayında
Türkiye’de iki bölgeye depo kuruldu. Bir
tanesi Gebze’de, diğeri Tekirdağ’da. Bunların
mal getirimleri ancak Rusya ve Ukrayna’dan
sağlanıyor. Türkiye’den mal giremiyor. Yani
Türk sanayicisini sigortalayan ayağı yoksun.
2008’in sonuna kadar 1 milyon ton mal
elleçlenmesi oldu, 2009’da iki katına çıktı.
2010’da ise rakam 10 milyon tonu buldu.
Yani demek ki önemli bir derinliği de var,
hızla çalışıyor demek bu.
MALİYE YURTDIŞI İLE
GÖRÜŞÜP ARAŞTIRMIŞ
aynısı burada da yapılacak. Zaten 100 tane
ülkede bunun depoları kuruldu, çalışıyor.
En son ABD’de 325 tonluk mal indirdi
depolarına. Dünyanın her yerinde yapılan
bir şey bu. Neden geride kaldığımızın
mantığını bulamıyoruz.
Böylece sektörün fiyat duyarlılığı da
azalmış olacak diyorsunuz değil mi?
Elbette. Bunun gelişmesi sektöre büyük
fayda sağlayacak. Örneğin 2008’e benzer
bir ortam şimdi de yaşanıyor. Fiyatlar 340
dolardan 700 dolarlara kadar çıktı. Şimdi
biraz durgunluk var, tekrar 1000 dolarlara
çıkacak. Çalışma şeklimizden dolayı ani bir
düşüşte zararlar inanılmaz büyüyebiliyor.
Zararı gücü olan kaldırabiliyor. Ama ya
banka kredisiyle iş yapanlar ne olacak
şimdi? Bu durum bankaları da tehdit etmeye
başlayacak.
Peki nasıl bir işleyiş öneriyorsunuz?
Biz diyoruz ki, bu Türk sanayicisine de
hizmet etsin. Türk sanayicisinin ürünleri de
girsin çıksın buraya. Burada tek engel KDV
meselesi. Nasıl ki serbest bölgeden ihracat
yaptığınızda KDV’yi ödemiyorsunuz, burada
da aynı şekilde KDV’den muaf olmasını
Çelik piyasası yapısı gereği vadeli bir
istiyoruz. Serbest bölgeden aldığınızda mal
piyasa, ama depolama sorunu vadenin
ithal etmiş oluyor ve KDV ödüyorsunuz,
işlemesinde sıkıntı yaratıyor?
burada da aynı şekilde iç piyasaya mal
Doğru, öyledir. Çelik sektörünün çalışma
alındığında KDV’ye tabi
sistemi bunu gerektiriyor.
olsun diyoruz. İlgili yerlerle
Çelikçi 3 aylık, 3.5 aylık
görüşmeleri yaptık. Onlar da
malını önceden bağlamak
yurtdışında araştırmalarını
zorundadır. Başka türlü
ÇALIŞMA
yapmışlar zaten. İstediğimiz
tesisin inkitaya uğramadan
ŞEKLİMİZDEN
atla deve bir şey değil. Zaten
çalışması mümkün değil.
işleyen bir sistemin burada
DOLAYI ANİ FİYAT Ama sen mamulü satarken
da kurulmasını istiyoruz.
öyle bir şansın yok. Satsanız
HAREKETİ ÇELİK
satsanız 1-1.5 aylığını
ÜRETİCİSİNİ
O zaman bununla ilgili
satarsınız. Krizde bile sen
VURUYOR.
tereddüt nerede oluşuyor?
almaya devam ediyorsun.
ANCAK GÜCÜ
Bizim sektör 1980’den
Satışlar duruldu, bir aydan
itibaren ihracata, dış ticarete OLAN DAYANIYOR. sıfır aya düştün, yine
açılmış bir ülke. Milyonlarca
umutla beklemeye devam
ton mal ihraç oldu, o günden
ediyorsun. Bir taraftan da
bugüne kadar 1 kuruşluk
mamul stoğuna gidiyorsun.
suiistimal veya hayali ihracat olmuş mudur?
Diğer tarafta 3 aylık bağlanmış malın var.
Bakın, yoktur. Demek ki, sektör kendini ispat
Fiyatı düştüğü zaman çok büyük zarar
etmiş. Hırsızlık yapılır diye bakışla, dürüst
ediyorsun.
olanların cezalandırılması yanlıştır.
Geçen fiyat düşüşünde zararlar hangi
Tereddütler nedeniyle toptan reddetmek
boyutta oldu?
yerine denetim mekanizmasını geliştirmek
Geçen sefer en düşük zarar eden işletme
daha mı doğru olur diyorsunuz?
100 milyon dolar zarar etti. Ölçeğine göre,
Tabii ki, zaten denetim var. Serbest
büyük işletmelerin zararı 500 milyon doları
bölgede denetim yok mu, var? Sadece girdi
buldu. Tahmini hesaplarımıza göre. Bu
çıktı kontrolü yapılacak, o kadar. Önemli
sistem, ülkeye fayda sağlayacak bir şey. Biz
bir rahatlık getirecek. Bizim tüm isteğimiz
yaşarsak ülkeye faydalı oluruz, ölümüzün
bunun sağlanması. Bizi tatmin edici cevap da
kimseye faydası olmaz ki. Ama böyle bir
verilemiyor, verilen tek cevap KDV’de sorun
durum, böyle bir yük bizi öldürür.
olursa. KDV’de sorun olması mümkün değil.
Eğer bu sorun ise o zaman serbest bölgeleri
Dünyada çeliğin spot piyasasında da
de kapatmanız gerekir. Orada yapılan işin
vadelide de derinliği tartışmalı, örneğin
36 VOBJEKTİF | NİSAN 2011
dünyada vadeli piyasada kontratların
yüzde 80’inin tek bir yatırımcının elinde
olduğu konuşuluyor.
Derinliği olmayabilir, ama derinliği yok
diye beklemenin kime ne faydası var? Sen
içine girer oyuncu olursan ancak derinliği
olur. 2008’in Şubat ayından önce sıfır
derinlik olan ülkede, bir şey 10 ay içinde 1
milyon tonluk, sonraki yıl 2 milyon tonluk,
sonraki yıl 10 milyon tonluk derinlik
kazanmış. Fırsat verirsen derinlik olur. Zaten
bu zaman olarak da yeni bir şey dünyada.
ABD’de de 2000’li yılların sonlarına denk
geliyor. 2005-2006 tartışılmaya başlandı.
Ancak dünyada da ortaya çıkıyor.
Tek sorun KDV olduğuna göre, çözüm
için Maliye ile görüşmeniz hangi aşamaya
geldi?
Biz yazı yazdık, Sayın Bakan’ı ziyaret ettik.
Teknik arkadaşları da gezdik, ziyaret ettik.
Ama bize şu ana kadar hiçbir dönüş olmadı.
Cevap gelmedi.
BORSA GELECEĞİ
OKUMADA YARAR SAĞLAR
2010 yılında 12.3 milyar dolar ihracatınız
oldu, toplam ihracatın yüzde 11’i. İhracat ve
yerli üreticinin beslenmesi adına da önemli
bir adımdan söz ediyoruz?
İhracatçı için kurulacak bir borsanın
geleceğe yönelik okumada çok büyük bir
faydası olur. Örneğin bugün Vadeli İşlem
Borsası’nda döviz kontratlarına bakarak
kura yönelik beklentileri görebiliyorsunuz.
Diğer malların üzerinde de var. Bu oyun
için değil, bir mesnedi olduğu için var. Bu
alanda elinde mal olmadan hareket edecekler
varsa, piyasayı çok iyi bilmesi lazım. Malın
zaman içinde göstereceği tepkiyi çok iyi
bilmesi lazım. Yükseleceği beklentisini
görürseniz borsada örneğin, satışları ileri
tarihe taşıyabilirsiniz, hammadde alışlarını
hızlandırabilirsiniz. Veya düşecekse tam
tersini yaparız. Bu ticaretle ilgilidir.
Depolama aynı zamanda stok sağlaması
açısından da çok önemli bir avantaj
getirecek değil mi?
Stoklarda olacak malın yaklaşık 2.5
milyon ton civarında olmasını bekliyoruz.
Stoklardaki o malın olması halinde hiç
kimse 3 aylık vadeye kalmaz. İhtiyacım varsa
sıkışırım malı satıyorum derim, dediğim
gibi çıkmadıysa stoklardan alırım, tesisim
durmaz, çalışmaya devam eder. Tedarikte de
avantaj sağlamış olurum. Ama ikna etmekte
zorluğumuz var.
Sanayicilerin de hammadde alması için
hem otomotivde hem beyaz eşyada avantaj
sağlayacak bir yöntemden mi söz ediyoruz?
Elbette, bu sadece çelik sanayicisi için
avantaj sağlayacak bir şey değil ki. Kütük
çok önemli bir göstergedir çelikte. Birbirini
tetikleyen bir piyasa yapısı var burada.
Beyaz eşya, kahverengi eşya veya otomotiv
sektörleri için de avantaj sağlar. Tabii ki bu
açıldığı gün olmaz. Ama en azından adım
atılmış olur. Zaman içinde olgunlaşır. Bu
yeni bir iştir, zaman içinde gelişecektir.
İMKB’nin başladığı gün piyasası çok mu
derindi? Zaman içinde geldiği yere bakın.
Şu anki depoya ürün hangi ülkelerden
geliyor?
Rusya’dan, Ukrayna’dan geliyor. Ben
mal alacağım oradan, neden ben Rus’un,
Ukrayna’nın malını almak zorunda kalayım
depodan? Zaten bizim ihtiyaç duyduğumuz
oranda, o kalitede mal da yapamıyor o
ülkeler. Bir taraftan da onları desteklemiş
oluyoruz.
Depoların kapasitesi ne kadar?
Deponun kapasitesi çok sorun değildir,
duvarı genişletirsiniz kapasitesi artmış olur.
İki depo dedik, şimdi İzmir ve İskenderun’a
iki depo daha geliyor. Çelik sanayinin
olduğu yerlere. 300-500 bin ton civarında bir
kapasitesi olabilir diye düşünüyoruz.
Depolama kapasitesinin yüksekliği
piyasa derinliği açısından önemli değil mi?
Kapasitede yer olarak değil ama fiili olarak
ne kadarsa, dediğim gibi 2.5 milyon ton gibi
bir rakam olabilir. Yani yer olsa 10 milyon
tonluk da depolama yapabilirsiniz.
Demir-çelik piyasasındaki aktörlerin
kullanımı piyasanın canlılığını sağlamak
açısından yeterli olacak mı sizce? Çünkü
spotta güçlü olan piyasanın vadelide
avantajlı olduğunu görüyoruz.
Avrupa ile sıfır gümrüğümüz var. Diğer
tüm ülkelere mal satıyoruz. İç piyasası çok
güçlü bir ülke. Derinlik yönünden Türkiye
dünyanın 10’uncu, Avrupa’nın ikinci
büyüklükte ülkesi. 2-3 sene içinde 8’inciliğe
yükseleceğiz. Bugün Ukrayna ve Rusya’dan
mal gelecek ama ihracat da yapılabilecek.
İleriye dönük olarak bakıldığında derinliği
ister istemez artacak bir piyasa. ABD,
Yunanistan açarken, neden onlara nema
kaptırıyoruz ki? Çelikte dünyada bu kadar
söz sahibiyiz derken hem de...
Örneğin inşaat
demirinde ciddi bir
avantajı olduğunu
biliyoruz Türkiye’nin?
İnşaat demirinde bir
numarayız dünyada. Hem
bir numarayız ihracatta,
söz sahibiyiz diyoruz
hem şartlarını başkasına
yaptırıyoruz. Bir bütündür,
bütünlükle devam etmek
lazım.
ÇELİK SEKTÖRÜ
2008 YILINDA
YAŞANAN ÇÖKÜŞ
TEKRARLANIRSA
BUNUN ALTINDAN
BİR KEZ DAHA
KESİNLİKLE
KALKAMAZ.
Dünyada likidite bolluğundan
kaynaklanan bir parasal genişleme var. Bu
her emtiayı olduğu gibi çeliği de etkiliyor.
Bundan sonraki süreç için bu etkinin ne
kadar kalıcı olmasını bekliyorsunuz?
Fiyatlarda arz talep dengesi önemli demirçelikte. Kriz sonrası önemli bir düşüş oldu.
Türkiye yüzde 5 civarında bir daralma
yaşadı çelikte. Olumsuz etkilenen Çin ve
Hindistan sonrası üçüncü ülke oldu. Ama
2010’da tüm ülkeler kapasiteleri yüzde 15
artırdı. Türkiye’nin üretim artışı yüzde 10
civarında oldu. Hesapta olmayan bir durum
çıktı. Kuzey Afrika ülkelerindeki karışıklık.
Bizim ihracatı yüzde 10 civarında düşürecek
bir durumdan söz ediyoruz.
BANKALARA DA SİRAYET
EDEBİLECEK BİR RİSK
Peki bu fiyatlar üzerinde yukarı yönlü
baskı yapmayacak mı?
İşte bu bizi yumurta tavuk hikayesine
getiriyor. Maliyet artıyor, fiyatı artırıyoruz.
Sonra beklenmedik bir olayda işler tam
tersine dönüyor. Bir kez
daha böyle bir çöküş
yaşanırsa, Türk çelik
sektöründeki işletmeleri
kimse toparlayamaz.
Buradan da bankalara
sirayet edecek bir çöküşten
söz ediyorum.
2008’deki çöküşün
olduğu dönemde böyle bir
piyasa olsaydı daha mı az
zarar görürdünüz?
Belki yine de çöküş
olabilirdi. Gene aynısını yaşayabilirdik. Ama
şimdi öğrendik. Hesaba katıyoruz o riskleri
şimdi. Şu anda, bu deneyimle şimdi aynı
çöküş olsa bu kadar kötü etkilenmezdik. Bu
piyasa olmasına rağmen batıyorsa işletme, o
zaman kendi yeteneğini sorgulaması lazım.
Şu anda vakit yitirmekten endişelisiniz?
Kamudan kaynaklanan sorunlarımız
da var. İthalatı azaltmamız gerekiyor.
Tüketimimiz 26 milyon tondu geçen sene.
19.5 milyon ton ithalatımız var, hurda
için. Yani yaklaşık yüzde 75 ithalatımız
var. Bunun dışında da bazı mallar ithal
ediyoruz. Kendi ürettiğimiz kütüğü ihraç
da ediyoruz. Bunun ülkeye yükü yok ki.
Ticaret de gelişecek, dünyada da Türkiye’nin
adı duyulacak. Çözeceklerine eminim
de vakit kaybetmeye gerek yok. Şimdiki
olgunluğumuz olsaydı, o dönemde depo da
olsaydı, ben neden tutup 2.5 aylık satılmamış
malın riskine gireyim? Depoda var, bilirim
ki günü geldiğinde mal çekebilirim. Bir
yandan da oraya mal indirilir.
NİSAN 2011 | VOBJEKTİF 37
DOSYA
HABER
Protokolün imza törenine VOB Yönetim Kurulu
Başkanı Işınsu Kestelli ve Genel Müdür Çetin
Ali Dönmez katıldı. Protokole TİM adına
Başkan Mehmet Büyükekşi imza koydu.
İHRACATTA VOB DEVRİMİ
Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası, ihracatçının en büyük sorunu olan kur ile
ilgili çalışmalarını aktarabilmek için Türkiye İhracatçılar Meclisi ile işbirliğine
gitti. Taraflar arasında imzalanan protokol, 50 bin ihracatçıyı hedefliyor.
hracatçıların döviz kurlarında
yaşanan dalgalanmalara karşı
korunması amacıyla Türkiye
İhracatçılar Meclisi (TİM) ile İzmir
Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası
arasında yapılan işbirliği protokolü
şubat ayında imzalandı.
VOB Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu
Kestelli ve TİM Başkanı Mehmet
Büyükekşi’nin imzaladığı protokolle
ihracatçıların Vadeli İşlem ve Opsiyon
Borsası’nı kullanarak kur riskinden
korunabilmelerine yönelik eğitim ve tanıtım
çalışmaları düzenlenecek.
Dış Ticaret Kompeksi’nde gerçekleşen
imza törenine konuşan VOB Yönetim
Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli, ihracatçı
şirketlerin VOB’u kullanmaları için en uygun
dönem olduğunu belirterek şöyle konuştu:
“Bizim için asıl başarı reel sektörün VOB’u
kullanması olacak. Hem vergilendirme
kalktı hem de biz teminat oranlarında
indirime gittik.”
Kestelli, VOB’un kurulduğu 2005 yılından
bu yana başarılı çalışmalar yürüttüğünü
hatırlatarak imzalanan bu protokolle birlikte
38 VOBJEKTİF | NİSAN 2011
yaklaşık 50 bin ihracatçının büyük oranda
VOB’u kullanacağına inandıklarını söyledi.
Türk ihracatçısının bugüne kadar çeşitli
nedenlerle VOB’dan uzak durduğunu
kaydeden Işınsu Kestelli, “Bu süre zarfında
işlem hacmimiz hızla büyüdü ve geçen yıl
toplamı 430 milyar TL’yi aştı. VOB döviz
sözleşmelerinin işlem hacmini artırarak
bunları ihracatçılarımızın daha fazla
kullanmasını hedefliyoruz”dedi.
VOB Genel Müdürü Çetin Ali Dönmez
ise yaklaşık yüzde 9 oranında bir teminat
indirimine gittiklerini vurguladı.
“İhracatçıların yüzde 90 oranında bu
enstrümanı kullanmalarını hedefliyoruz,
maliyet konusunda bir sıkıntı olursa yeni
bir adım atmaya da hazırız” diye konuşan
Dönmez, sadece ihracatçıları bilgilendirmeye
yönelik bir telefon hattını da devreye
sokmayı planladıklarını sözlerine ekledi.
Törende bir konuşma yapan TİM Başkanı
Mehmet Büyükekşi ise Halkbank ile de
bir fordward protokolü imzaladıklarını
belirterek, ihracatçıların konu hakkında
bilgi sahibi olmadığı için kur riskini hedge
etmediklerini belirtti. Büyükekşi, şunları
söyledi: “Yaptırdığımız ihracatçı eğilim
anketi sonuçlarına göre, ihracatçılarımızın
yüzde 50’si döviz riskini hedge için bir
enstrüman kullanmıyor. Bu oran ilk
500’de yer alan firmalarda yüzde 50 iken,
ikinci 500’deki firmalarda yüzde 56 olarak
gerçekleşiyor. Daha küçük firmalarda ise
bu oran yüzde 63’e çıkıyor. Küçük firmalar
kur risklerine karşı daha fazla korunaksız
durumdalar. TİM olarak ihracatçılarımızın
kur risklerine oldukça duyarlıyız. Çünkü
ihracatçılarımız açısından kurların
büyük bir önemi var. Dalgalı kur sistemi,
ihracatçılarımızı kur konusunda aktif
davranmaya zorluyor.”
TİM-VOB işbirliği ile ihracatçılara yönelik
eğitim programları organize edeceklerini
ve çeşitli illerde VOB ile ilgili seminerler
düzenleyeceklerini dile getiren Mehmet
Büyükekşi, böylelikle daha fazla ihracatçının
VOB’u daha yakından tanıma fırsatı
bulacağını ve vadeli işlemlere yönelerek kur
riskinden kendisini koruyabileceğini söyledi.
Büyükekşi, “Bu sayede ihracatçılarımızın
daha sağlıklı koşullarda ticaret yapmasının
önünü açılacak” şeklinde konuştu.
KONUK
YAZAR
VOBSTAR MUAMELESİ
GÖRÜYORUM
YAVUZ SEMERCİİ
Vadeli işlem ve opsiyonların anlamını öğrendim. Birisi sigorta, diğeri
kapora anlamına geliyormuş. Bu kadar belirsizlik varken bunları
kullanmıyorsanız, kendinizi Nostradamus sanıyor olabilirsiniz.
OBJEKTİF
dergisinin bir
önceki sayısına
baktım, benimki
kadar eğlenceli,
renkli konu yok.
Futbol
kulüplerinin giderlerinin döviz,
gelirlerinin Türk Lirası olduğunu
yazmıştım. Futbolcuların aldıkları
paraları da ortaya koyup risklerini nasıl
değerlendirmediklerini anlamadığımı
söylemiştim.
Övünmek için söylemiyorum, tam
tersine. Yazıdan sonra adeta vadeli piyasa
uzmanı muamelesi görmeye başladım.
Birçok kişi vadeli piyasaları nasıl takip
edebileceğini benden öğrenmeye çalıştı.
Büyük bir alçakgönüllülükle tebrikleri
kabul ettim.
Ama bana yapılan VOBstar muamelesini
hak etmek için ister istemez işin ne
olduğunu öğrenmek zorunda kaldım.
İlgiyi haksız çıkarmamak adına piyasayı
takip etmeye başladım. Ama gördüm ki
iş karışık. Sürekli takip etmek gerekiyor,
ekranlara bakmak gerekiyor. Başka işleri
olan yiğidin harcı değil. Oturup mesai
harcamak lazım.
MODELLERİN SORUNLARI
O sırada VOBJEKTİF’in yeni sayısı için
röportajlar gelmeye başladı. İçlerinde bir
tanesinin başlığına takıldım. “Parasını bir
ayda 3’e katlayan ev hanımı gördünüz mü?”
Haberi yapan arkadaşlar görmüş.
Üstelik de olay VOB’un yarışmasında vuku
bulmuş.
“Her yiğidin harcı değilmiş” diyen
zihnimi azimsizlikle suçlayıp kolları
sıvadım.
Uğraşıp araştırdım. Olay teknik ama
bulduğum sonuçlar şöyle...
Vadeli piyasa dedikleri meğer sigortaymış
efendim. Evinize hırsız girmesin diye
sigorta yaptırmıyor musunuz? Aynı
şekilde depremden korunmak için de
öyle. Otomobil alırken, başınıza bir kaza
gelir diye kasko yaptırmıyor musunuz?
İşyerinize bir sürü olasılığa karşı sigorta
yaptırmıyor musunuz?
Tüm bunlara verdiğiniz yanıt evet ise...
Paranızın başına bir şey gelmeyeceğini
de nereden çıkardınız?
Avrupa’nın borç krizini an be an takip
edebiliyor musunuz? ABD’de gecenin
bir yarısı çıkıp konuşan Bernanke’nin
likidite konusunda söylediklerini o anda
yorumlayıp işleme dökebiliyor musunuz?
Çin’den gelen PMI verisinin sizin iş
yaptığınız emtia üzerindeki etkisini
analiz edebiliyor musunuz? Bütün bunları
yapabilseniz bile bugünden yarına bu
senaryonun değişme olasılığı uykularınızı
kaçırmıyor mu? İşte vadeli piyasa bunu
sağlıyormuş.
Rahat uyumanızı.
Siz işinize bakıyorsunuz. Alacağınız
malın fiyatını biliyorsunuz. Satacağınızda
hangi kurdan satacağınızı biliyorsunuz.
Yurtdışında şu olmuş, içerde bu olmuş,
şu şunu demiş, bu bunu yapmış,
ilgilenmiyorsunuz.
Hisse senedi yatırımcısı mısınız? Uzun
vadeli portföy mü yaptınız? Piyasa düşecek,
görüyorsunuz, ama elinizdeki kağıtları
satmak istemiyorsunuz. Gidiyorsunuz
vadeli piyasaya, endeks düşer diye kontrat
satın alıyorsunuz. Endeks yukarı giderse,
zaten hisse senedinizden kazanıyorsunuz.
Yani otomobilinize kasko yaptırıp o yıl
kaza yapmazsanız ne olursa o oluyor.
Aşağı gelirse VOB kontratı kaybınızı
telafi ediyor. “Sigortadan” paranızı almış
oluyorsunuz. VOBJEKTİF’in bu sayısında
Gürman Tevfik anlatınca daha da rahat
anladım bu yaklaşımı.
MODELLERİN SORUNLARI
Bir de opsiyon işi geliyor, yolda. O da
kaparo anlamına geliyormuş. Bir ürünü
gelecekte belli bir fiyattan alma veya satma
hakkı kazanıyormuşsunuz.
Kaparoyu verin, o tarihte alırsanız
alırsınız. Almazsanız kaparoyu yakarsınız.
İşin şakası bir yana ama bunlar çok
önemli bilgiler.
Ne kadar güçlü öngörüleriniz, piyasa
sezgileriniz olursa olsun. Piyasayı ne kadar
iyi takip ederseniz edin. Tüm dünyaya
yetişme şansına sahip değilsiniz. Her an her
dakika bilgi seti değişiyor. Robot değilseniz
(yani normal bir insan olarak uyuyor,
dışarı çıkıyor, yaşıyorsanız) anlık olarak
tüm bunlara yetişmeniz mümkün değil.
O nedenle hem piyasada olup hem
sigortayı düşünmeden yaşamak kendinize
Nostradamus (ünlü kahin) muamelesi
yapmaya benziyor. Zaten bakın, o bile
yanıldı. 2010’da 3. Dünya Savaşı öngörüsü
vardı.
Bu piyasa ortamını yaşasaydı, sanırım
Nostradamus bile VOB’a gelir, kendine
sigorta alırdı...
NİSAN 2011 | VOBJEKTİF 39
DOSYA
FINDIĞIN
BAŞKENTİNDE
DEPO DEVRİMİ
Dünya fındık üretiminin yüzde 75’ini gerçekleştiren Türkiye, bu kadar ağırlığı
olan üründe hem fiyat hem de üretim açısından büyük sorunlar yaşıyor. Üretici
ile alıcıyı buluşturacak yeni bir sistem kurmayı amaçlayan Giresun Ticaret
Borsası’nın kuracağı ilk Lisanslı Fındık Deposu ile kritik bir viraj dönülecek.
T
HATİCE NAZLI AYDOĞAN
40 VOBJEKTİF | NİSAN 2011
ürkiye fındıkta dünyanın en büyük üreticisi
konumunda. Bu nedenle, aslında dünyadaki
fındık fiyatını belirleme şansına sahip olan
ender ülkelerden biri. Ancak, yıllardan
bu yana uygulanan politikalardaki bazı
eksiklikler ve hatalar, Türkiye’nin bu avantajı
lehine kullanmasına engel teşkil etti. Gerek
spot piyasanın gücü konusundaki soru
işaretleri, gerekse üreticinin belirli bir alıcı
kesimine teslim olması, hem üreticinin yıllar
içinde büyük zararlar yazmasına hem de
Türkiye’nin bu anlamdaki gücünü verimli
şekilde kullanamamasına neden oldu.
İşte şimdi, bu sorunların üstesinden
gelinmesine olanak sağlayacak çok önemli
bir kavşak dönülüyor. Türkiye’nin ilk ticaret
borsalarından biri olan Giresun Ticaret
Borsası, Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası’nın
kuruluşundan bu yana gündeminde olan
Lisanslı Depoculuk için ilk ve en önemli
adımı attı.
Fındık Tanıtım Grubu tarafından
TÜBİTAK-Marmara Araştırma Merkezi’ne
yaptırılan Lisanslı Fındık Deposu Projesi,
Türkiye’nin profesyonel anlamda ilk lisanslı
deposu olacak. Yıllardır fındıkta yaşanan
arz fazlası ve fiyat istikrarsızlığının önüne
geçilmesi amacıyla Giresun Ticaret Odası
tarafından hayata geçirilen Fındık Lisanslı
Depo ve Pazar Yeri Projesi için Avrupa Birliği
Bölgesel Rekabet Edebilirlik Operasyonel
Programı´ndan (IPA) 9.3 milyon euroluk
kredi sağlandı. Yapılan desteklerle projenin
bütçesi yaklaşık 11 milyon euroya ulaşacak.
Karadeniz’in fındık üretimi yapan diğer
illerine de örnek olacak proje sayesinde
dünyanın en kaliteli fındığını yetiştiren ve
dünyanın en önemli fındık üreticisi olan
Türkiye’nin rekabette şansının artırılması
ve ülke ekonomisine katkısının arttırılması
hedefleniyor.
Uzun yıllardır Fiskobirlik ve TMO’nun
politikaları nedeniyle gerçek değerine
ulaşamayan fındığın bu proje sayesinde hak
ettiği değere ulaşması ve fındık üreticisinin
emeğinin karşılığını almasına olanak
sağlanacak . Lisanslı depoculuktaki ilk
profesyonel ve örnek projeyi yerinde görmek
ve projenin sahibi Giresun Ticaret Borsası
yöneticileri ile görüşmek üzere VOBJEKTİF
Şubat ayında Giresun’u ziyaret etti.
Giresun Ticaret Borsası Başkan Yardımcısı
ve AB Projesi ve Lisanslı Depoculuk Yönetim
Kurulu Başkanı Halil İbrahim Paltun,
Giresun Ticaret Borsası Proje Koordinasyon
Ofisi Birim Sorumlusu Suat Başkan ve
Giresun Ticaret Borsası Genel Sekreteri
Eren Nizam ile başta Lisanslı Depoculuk
olmak üzere fındık üretiminin dününü ve
bugününü konuşma fırsatı bulduk.
FINDIK BUNDAN SONRA
DEĞERİNİ BULACAK
Giresun Ticaret Borsası Başkan Yardımcısı
Halil İbrahim Paltun, Türkiye’nin cari açığa
katkıda bulunmadan ekonomiye direkt
katkısı olan ve çok değerli bir tarım ürünü
olan fındığın bugüne kadar yürütülen yanlış
politikalar nedeniyle değerinin çok altında
işlem gördüğünü belirterek şunları söylüyor:
“Dünyanın en kaliteli fındığı Türkiye’de.
En fazla fındık üretimi yapan ülke de
Türkiye. Rekabette çok önemli bir avantajı
olmasına rağmen gerek hükümetlerin
gerekse ilgili kurumların verimli ve etkin
olmaması nedeniyle hem üreticisinin hem
de ticaretini yapanın zarar ettiği bir ürün
oldu. Arz fazlası çıkan fındığın fiyatının
düşmesi, Fiskobirlik’in borçları ve TMO’nun
yetersizliği, istenen noktaya gelmemizi
engelledi.”
Üreticilerin girişimi ile 1936 yılında
kurulan Fiskobirlik’in devletin himayesine
girmesi ile üreticinin desteklendiği
politikalar farklılaşmaya başladı. Bu nedenle
zararlar arttı, daha sonra çekilen devlet
desteği TMO’ya devredildi.
Paltun şöyle devam ediyor:
“TMO’nun bu süreci doğru yönetememesi
başta olmak üzere pek çok zincirleme hata
fındığın serbest piyasasının oluşmasını
engelledi. Oysa serbest piyasa kurallarının
oluşmasına olanak sağlamak ve fındığın
serbest piyasada gerçek değerinin oluşmasına
fırsat vermek gerekiyordu. 2009’dan bu yana
devletin destek fiyatını çekmesi ile gerçek
bir piyasa oluşmaya başladı. Ve sanıldığı gibi
artık fındık üreticisi zarar etmiyor, tam tersi
piyasada oluşan fiyatı artık üretici belirliyor.
Fiyatı yüksek buluyorsa ürününü satıyor.
Düşük bulduysa satışa çıkmıyor ve istediği
fiyat için bekliyor. Bu hem üretici hem de
ticaretini yapanlar için önemli bir gelişme.”
FINDIĞI EVDE SAKLAMA
ZORUNLULUĞU BİTECEK
Peki lisanslı depoculuk fındık üreticisi
açısından ne anlama geliyor?
Halil İbrahim Paltun, lisanslı depoculukta
attıkları önemli adımın fındıkta yeni bir
başlangıç olacağını ifade ediyor ve lisanslı
depoculuk sisteminin işleyişi hakkında şu
bilgileri veriyor:
“Geçmişte üretici fındığı ya evinde
saklamak zorundaydı ya da güvenilirliği
olmayan emanetçide bırakırdı. Ürünü evde
saklamak hem mekan hem de saklama
koşullarının tam oluşmaması nedeniyle
üretici sıkıntıya düşürüyor. Emanetçilere
verilen üründe de aynı sorun yaşanırdı.
Emanetçide saklama koşulları uygun
olmadığı gibi verdiğiniz ürünü yerinde
bulamama ya da kaybetme sorunu olurdu.
Bununla ilgili yüzlerce olumsuz örnek
var. İflas eden fındık manavı nedeniyle
ürününü kaybeden üreticisi sayısı hiç de az
değildir. Ancak lisanslı depoculukla birlikte
pazardaki fiyatı beğenmeyen ya da biraz
daha fiyatın yükselmesini beklemek isteyen
üretici fındığını sağlıklı koşullarda sertifika
karşılığı depoya güvenilir biçimde teslim
edecek. Bozulma, çürüme ve fire kaygısı
olmadan. Üretici elindeki sertifikayı istediği
gibi değerlendirebilecek. İster ihracatçıya,
ister tüccara ya da karşılığında kredi
kullanmak üzere bir bankaya devredebilecek.
Böylece ürünün dolaşımda fazla olduğu
yani arzın yoğun olduğu dönemlerde
düşen fiyatlar nedeniyle zarar etmekten
kurtulacak.”
NİSAN 2011 | VOBJEKTİF 41
DOSYA
Bu büyük ölçekli deponun inşasının
yapılacağı arazi 2001 yılında Giresun
Ticaret Borsası tarafından 500 bin lira
bedelle satın alınmış. Projenin 4 bin
90 metrekaresi idari bina, 6 bin 626
metrekaresi depo alanı olacak. Arazinin
toplam alanı 29 bin metrekare. Borsa
binasında üyelerin elektronik ortamda alım
satım yapabilecekleri bir seans salonu da
bulunacak. Proje fındık lisanslı depoculuk
kompleksini de içine alan dünyadaki tek
örnek olacak. Giresun Ticaret Borsası, bu yıl
içinde lisanslı depoculuk şirketi kurmak için
başvuruda bulunacak.
Proje ilk etapta 17 bin ton fındık depolama
kapasitesi ile başlayacak. Bir sonraki adım,
projenin Tirebolu ve Bulacak´a taşınması.
Giresun´da toplam 100 bin tonluk fındık
üretimi söz konusu. Bir kaç yıl içinde 20
bin tona yakın fındığın lisanslı depolarda
muhafaza edilmesi bekleniyor. Diğer illerle
birlikte toplam depolanan ürünün 150 bin
tona ulaşması halinde, Türkiye’nin arz fazlası
fındık sorununun önüne geçilmiş olacak.
2013 SONBAHARINA
YETİŞECEK
2005’te çıkan Lisanslı Depoculuk
Kanunu’ndan bu yana projeyi hayata
geçirmek için çaba harcadıklarını ve
uluslararası ihaleye çıkma sürecinden
sonra projeyi 2013 Ağustos-Eylül sezonuna
yetiştireceklerini vurgulayan Halil Paltun,
proje ile ilgili teknik bilgileri vermek üzere
sözü Proje Koordinasyon Ofisi Birim
Sorumlusu Suat Başkan’a bırakıyor.
Başkan, fındığın ürün olarak hangi
koşullarda daha sağlıklı ve uzun süreli
saklanabileceği üzerine yaptıkları araştırma
sonunda azot gazı teknolojisinin uygun
olduğuna karar verdiklerini vurgulayarak
proje hakkında şunları söylüyor:
“Fındığın saklanmasındaki en önemli esas
öncelikle düşük bağıl nem (yüzde 60-70)
daha sonra düşük sıcaklık (5-100 derece )
koşullarının sağlanmasıdır. Bağıl nemin
yüzde 70’in üzerinde olduğu durumda küfler
gelişmeye başlayarak fındıkta Aflatoksin
riskini artırır. Oksijenden arındırılan
depolarda kullanılan azot gazı fındığı 4 yıla
kadar muhafaza edebiliyor. Depo alanı 700
tonluk 28 çelik depodan oluşuyor. Yaklaşık
17-19 bin tonluk depolama kapasitesine
sahip olacak. Proje alanında kabuklu fındık
depolama tesisi, Akredite Laboratuar ve
Ürün işlem Borsası bulunuyor. Komplekste
ayrıca Temizleme ve Tartım İstasyonu ile
Ambalajlama alanı da bulunuyor.”
42 VOBJEKTİF | NİSAN 2011
LİSANSLI DEPO
NASIL ÇALIŞACAK?
Lisanslı depoya gelen kabuklu fındıklar,
önce posta ambarına boşaltılacak. Posta
ambarından posta elevatörü ile çöp
sensörüne beslenerek ve burada kalın
ve ince eleklerden geçecek, yabancı
maddelerden (taş, tahta parçası, kum gibi)
ayrılacak. Buradan hava kanalına geçerek
ince tozlarından temizlenen kabuklu
fındık kantar üzerindeki tekerlekli tanka
doldurulacak. Dolum sırasında tank yabancı
madde içeriği yönünden kontrol edilecek.
Tartım işleminden sonra numune şişleriyle
tanktan numune alınarak Kalite Kontrol
Labarotuvarına gönderilecek. Tartım ve
Kalite kontrol fişleri bilgisayar ortamında
düzenlendikten sonra ürün sahibi lisanslı
depo idare kısmında “Ürün Senedi”ni teslim
alacak. Senet üzerinde ürüne ait miktar,
kalite kontrol sonuçları ile ürün sahibinin
bilgileri bulunacak.
konveyörden hareketli konveyör beslenecek
ve buradan silo besleme bunkerine akan
fındıklar silo içindeki iniş sistemi ile siloya
girecek. Boş silolar başlangıçta azot gazı
beslenerek şartlandırılır. Fındık besleme
sırasında da azot gazı beslemeye devam
edilir. O2 sensörleri ölçümlerine göre azot
gazı beslemesine devam edilir.
AMBALAJLAMA
NASIL OLACAK?
Ambalajlama, lisanslı depoculuğun
önemli aşamalarından birini oluşturuyor.
Ambalajlama ünitesi besleme silosundaki
sensörler aracılığıyla gelen ürünün çuval
ya da büyük torbalara aktarımı olarak
değerlendirilebilir. Ambalajlama, 80 kilo
kapasiteli çuval tartım dolum ünitelerinde
veya 1000 kiloya kadar poşetleme yapacak
kapasitede dolum ünitelerinde yapılacak.
Ambalajlama sırasında alınan numuneden
tekrar randıman, rutubet ve fiziksel
kontroller yapılacak. Teslim alınacak ürüne
FINDIĞIN SAKLANMASI
ait Ürün Senedi üzerindeki randıman
değerleri ile ambalajlama sırasında
NASIL OLACAK?
Numune sonucu
yapılan randıman değeri
belirlenmiş tanklar
karşılaştırılarak teslim
hangi randımanda ise
edilecek ürün miktarı
o silonun bulunduğu
belirlenecek ve toplam
TOPLAM 29 BİN
hattın Z-elevatörüne
ambalaj ağırlığı bu değere
METREKARE
sürülerek besleniyor. Ana
göre ayarlanacak. Ürünü
ARAZİYE
z-elevatörden silo üst
teslim alma aşamasında alıcı
KURULACAK
ambalajlama materyallerini
platformundaki sabit bant
lisanslı depoya getirmek
konveyöre beslenecek. Silo
OLAN DEPO 20
üst platformundaki ray
BİN TON FINDIĞI zorunda olacak. Ürün
üzerinde iki yöne hareket
teslim alındığında, ürün
MUHAFAZA
eden konveyör boşaltılacak,
senedi de lisanslı depo
EDEBİLECEK
siloya ayarlanarak sabit
yönetimine teslim edilecek.
FINDIKTA KABUS BİTİYOR
Giresun Ticaret Borsası, kurulacak olan lisanslı depo sayesinde, yıllar yılı fındık
üreticisini zor durumda bırakan spekülasyonların önüne geçilebileceğini
savunuyor. Depoda saklanan fındık kontratlarının VOB’a getirilmesi amaçlanıyor
G
iresun Ticaret Borsası Başkan Yardımcısı
Halil İbrahim Paltun, Genel Sekreter
Nizam Eren ve Proje Koordinasyon Ofisi
Birimi Sorumlusu Suat Başkan, fındıkta
lisanslı depoculuğun faaliyete geçmesi ve
kontratların VOB’a aktarılması hedeflerine
ilişkin sorularımızı şöyle yanıtladı...
Giresun Ticaret Borsası’nın VOB’un
tanıtımı ile ilgili çalışmalarından
bahseder misiniz?
Giresun Ticaret Borsası olarak da fındık
kontratlarını VOB’a taşımaya düşünüyoruz.
Borsa olarak diğer borsalara ve Sakarya
Bölgesi’nden Trabzon’a kadar fındık ticareti
yapanlara VOB’u anlatmayı planlıyoruz.
Giresun Ticaret Borsası bünyesinde aktif
fındıkçı sayısı yaklaşık 340. Ama bu 340
kişi içinde çok aktif olanların sayısı 150-200
arasında. Onların tek tek ayaklarına giderek
VOB’daki kontratların ne işe yaradığını,
lisanslı depoculuğun ne işe yaracağını
açıklayacağız. Bugün büyük fındık
ihracatçıları bile pozisyonlarını VOB’da
hedge etmeyi yeni öğreniyorlar.
Lisanslı depoculukla birlikte ne kadar
bir işlem hacmi bekliyorsunuz?
VOB ve lisanslı depoculuğun tam
anlaşıldığı ve işlerliğin başlaması ile tahmin
yürütmek çok zor ama parasal değer olarak
10-20 bin dolar seviyesinde günlük işlem
hacmi başlar olacağını düşünüyorum.
Fındığın aktif olduğu Ağustos-EylülEkim aylarında, yoğun alım satım
zamanlarında özellikle Ocak sonu vadeli
işlemlerde tavan yapacağına inanıyorum.
Lisanslı depoculuk faaliyeti fındık ne
tür katkılar sağlayacak?
Bugünkü piyasaya bakarak uzun vadede
lisanslı depoculukla eşleştirmek lazım.
Bugün üretici fındığı ya evinde saklamak
ya da pazara indirdiğinde nakit satmak
durumunda. Ya da fındık manavına
emanete bırakmak zorunda. Son 5 yılda
benim gözlemlediğim önemli bir konu
var. Özellikle TMO’nun Fiskobirlik’ten
sonraki kuruluşun destekleme fiyatı
verdiği dönemlerde piyasa fiyatı destekleme
fiyatının altında kaldığı için vatandaş
kendi masraflarını çıkarma adına derinlik
NİSAN 2011 | VOBJEKTİF 43
DOSYA
bakımından ne derece sağlam olduğu belli
olmayan insanlara vadeli fındıklar sattı.
Bu da büyük zincirleme ticari kazalara
neden oldu. Tirebolu gibi bir ilçede son 5
yılda 10 trilyon şimdiki değeri ile 10 milyon
lira battı. Hem üretici hem de fındık ticareti
yapanlar ciddi zararlarla karşı karşıya kaldı.
Şimdi bir de lisanslı depoculuk
tarafından olaya bakalım. Birincisi, üretici
ürününü depoya bıraktığında ürünü
güvenli, emin ellerde olacak. İkincisi
paraya ihtiyacı olduğunda elindeki
sertifika ile gerek özel bankalardan kredi
kullanabilecek. Bankalarda buna sıcak
bakıyorlar.
BANKALARIN ZİRAATE
BAKIŞ AÇISI ÇOK FARKLI
Çünkü bankacılık sektörünün bu konuda
ziraate bakış açısı çok farklı. Neden?
Teminatlar sağlam. Burada devletin de
3-5 kurumunda denetiminde olan lisanslı
depoculuk içerisinde sertifikaları eline alan
üreticiler alternatif piyasalarda da işlem de
yapabilecek. Emanet sisteminde kurtulacak.
Üretici kaliteye yönelmek zorunda kalacak.
İhracatçı çok kaliteli fındık alacak. Fındık
manavı diye tabir ettiğimiz tedarikçi
firmalar büyük emanetçi firmalara
ürün satabilecek. Banka faizlerinin cüzi
olduğu dönemde bile üretici sertifika
karşılığında bu rakamların dahi altında
faizle kredi kullanabilecek. Bunun çiftçiyi
nasıl güçlendirebileceğini düşünebiliyor
musunuz?
Projeniz sadece Giresun’u kapsayan bir
proje. Fındık üreticisi diğer illere de örnek
olacak mı?
Evet, bu proje sadece Giresun’a ait .
Giresun’un fındığı da özel. Diğer illerde
yetişen fındık lavant fındık dediğimiz
tür, Giresun fındığından bir parça
düşük kalitede. Bu nedenle aynı depoda
saklanması sözkonusu değil. Bizim
projemiz aslında bir demo proje. Örnek bir
proje. Böyle olmasa AB böyle bir hibeyi bu
projeye vermezdi. Trabzon, Ordu da lisanslı
depo kurmak zorunda. Ordu’ya 40-50 bin
tonluk bir lisanslı depo; en kötü ihtimalle
30 bin ton kapasiteli bir depo kurulması
gerekiyor. Hatta Giresun da iki yere kurmak
zorunda. Taşıma maliyetleri ve ürün kalitesi
açısından her bölgenin kendi deposunu
kurma zorunluluğu var.
Giresun Ticaret Borsası olarak Trabzon,
Ordu ve Düzce Ticaret Odaları ile ortak
bir toplantı yapacağız. Ticaret borsalarının
44 VOBJEKTİF | NİSAN 2011
Giresun Ticaret Borsası ve Lisanslı
Depo’nun inşaa edileceği alanı GTO
yöneticileriyle birlikte gezdik.
yabana atmayız. Özellikle
çabaları yanında özel sektör
fındık kontratlarının
yatırımlarının da bölgede
DEPO, KREDİLİ
VOB’a taşınması konusuna
artacağını düşünüyoruz.
ÇALIŞMAYA
öncülük etme misyonumuz
Bu arada Ürün İhtisas
ALIŞMIŞ
sürecek.
Borsası’nın kurulması
yönünde çalışmalar
TÜCCARA
Lisanslı depoculukta geç
devam ediyor. TOBB’un
KREDİDEN
mi
kalındı?
öncülüğünde bütün tarım
KURTULMA
Bugün lisanslı
borsaları Ürün İhtisas
İMKANI
depoculuktan daha
Borsa’sına bağlı olacak.
SAĞLAYACAK.
yeni bahsediyoruz.
BDDK benzeri bir yapı
Hindistan’da bile
oluşturulacak. Bu da şu
bugün 8 bin adet lisanslı
anda dağınık ve bireysel
depoculuk şirketi var.
bazlı çalışmaların bir çatı
Türkiye’de yok. Türkiye bu açıdan çok
altında toplanmasını sağlayacak. Ortak
geç kaldı, kabul etmek gerekiyor. Türkiye
karar alma ve hareket etme imkanı olacak.
geçmişte tam bir tarım ülkesiydi. Ama
BÖLGEDE EĞİTİME
tarım ve hayvancılığın gelişmesi adına
stratejiler geliştirilemedi. Türkiye yıllardır
AĞIRLIK VERİLECEK
Giresun Ticaret Borsası’nı VOB ve
bir sanayi hamlesinden bahseder ancak
lisanslı depoculuk konusunda çok aktif ve
hala ne tam bir sanayi ülkesi ne de
çok heyecanlı gördüm. Diğer illerin VOB’a
tarım ülkesi. İyi niyetli çabalar maalesef
ve lisanslı depoculuğa bakışı nedir?
profesyonel adımlara dönüşemedi. Tarım ve
Onlara da VOB’u anlatmaya devem
hayvancılık ötelendi, geri kaldı. Geldiğimiz
ediyoruz. Borsa üyelerine VOB’da hesap
nokta bu konuda çok başarısız olduğumuzu
açmaları noktasında tavsiyelerinde
kanıtlıyor.
bulunuyoruz. Aktif antrenman, işlem
yapmak VOB’u öğrenmenin en hızlı yolu.
Emtia kontratları ve lisanslı depoculuk
Türkiye’nin tarıma olan bakışını da
Diğer illerde VOB’dan bahsedince
değiştirecek mi?
“O nedir?” şeklinde cevap alıyoruz.
Bugün fındıkta en büyük problemlerden
Borsa yöneticilerine bile anlatmakta
biri daldaki fındığın ne kadar olduğunu
zorlandığımız oluyor. VOB’u duymuşlar
tahmin edememektir. Hala tarım ve
ama kullanmıyorlar. Ne işe yaradığını
sanayide bir envanter çıkaramıyoruz.
bilmiyorlar. VOB yöneticileri ile
2011 yılında daldaki fındık miktarın
temaslarımız sürüyor. Giresun’da,
bilsek herkes ona göre pozisyonunu alırdı.
Trabzon’da eğitim ve bilgilendirme
Bunu bilmiyoruz netleştiremiyoruz. Her
çalışmalarına başlayacağız. Elimizden
kuruluş kendine göre bir sayımla açıklama
gelen gayreti göstereceğiz. Keşke bütün
yapıyor. Bazıları yanılıyor, en az yanılma
borsalar bu konuda öncülük yapsa. Bu
ile tutturan başarılı sayılıyor. Tamamen
konuda öncü olmamız gerekiyorsa Giresun
varsayımlardan hareketle ticaret yapıyoruz.
Ticaret Borsası olarak bunu da yaparız,
DOSYA
PARİTE OYNADIKÇA
EURO/DOLAR
SÖZLEŞMESİ UÇUYOR
BAHAR DEMİRYÜREK
S. SEMİH ATEŞ
Sözleşme, Araştırma ve İstatistik Müdürlüğü
[email protected]
Bir yanda ABD’nin “likidite kalıcı” yaklaşımı, diğer tarafta Avrupa’nın faiz
artırımları... Paritede yönü kestirmek neredeyse imkansız. VOB’un Euro/Dolar
Çapraz Kur sözleşmesi, yatırımcılar için “etkin bir sigorta” niteliği taşıyor...
V
adeli İşlem ve Opsiyon Borsası’nda 22
Aralık 2010 tarihinde işleme açılan
VOB-EUR/USD Çapraz Kuru vadeli
işlem sözleşmesi yatırımcılar tarafından
yoğun ilgiyle karşılandı.
VOB-EUR/USD Çapraz Kuru vadeli
işlem sözleşmesinde günlük ortalama
işlem hacmi ilk işlem gününden 31 Mart
2011 tarihine kadar 4 bin 213 adede
ulaştı. Soldaki grafi kte 22 Aralık 201031 Mart 2011 tarihleri arasında VOBEUR/USD Çapraz Kuru vadeli işlem
sözleşmesinin adet bazında günlük
toplam işlem hacmi yer alıyor.
VOB-EUR/USD Çapraz Kuru vadeli
işlem sözleşmesinde günlük ortalama
TL bazında işlem hacmi, 22 Aralık
2010 ve 31 Mart 2011 tarihleri arasında
9.091.598 TL olarak gerçekleşti. Sağdaki
grafi kte 22 Aralık 2010-31 Mart 2011
tarihleri arasında VOB-EUR/USD
Çapraz Kuru vadeli işlem sözleşmesinin
TL bazında günlük toplam işlem hacmi
yer alıyor.
NİSAN 2011 | VOBJEKTİF 45
DOSYA
VOB-EUR/USD Çapraz Kuru vadeli
işlem sözleşmesinde Şubat ayında adet
bazında toplam işlem hacmi 99.029 olarak
gerçekleşmişken, Mart ayında bu hacim
%10 artış göstererek 109.173 adede yükseldi.
Şubat ayında TL bazında işlem hacmi
214.770.736 TL iken, Mart ayında bu hacim
%12 artış göstererek 241.234.672 TL’ye
ulaştı.
Aylık bazda günlük ortalama açık
pozisyon sayısı Şubat ayında 9.871 adet
olarak gerçekleşmişken, Mart ayında %45
artarak 14.287 adede yükseldi.
Aylık bazda günlük ortalama açık
pozisyon değeri Şubat ayında 21.453.241 TL
olarak gerçekleşmişken, Mart ayında %48
artış göstererek 31.646.305 TL’ye ulaştı.
VOB-EUR/USD Çapraz Kuru vadeli
işlem sözleşmesinde, Nisan ayı içerisinde
Haziran 2011, Eylül 2011 ve Aralık 2011
46 VOBJEKTİF | NİSAN 2011
vadeleri işleme açık. Aşağıdaki grafikte,
VOB-EUR/USD Çapraz Kuru vadeli
işlem sözleşmesinin 18 Nisan 2011 tarihi
itibariyle açık pozisyon sayısının vadeler
arasında dağılımı yer alıyor. İşleme açık
sözleşmelerin Haziran 2011 vadesi toplam
açık pozisyon sayısının %96,4’üne sahip.
Kar/Zarar Hesaplamasına İlişkin Bir
Örnek
Yatırımcı, VOB-EUR/USD vadeli işlem
sözleşmesinin Haziran vadesinde 1,4000
fiyatla 10 adet uzun pozisyon alır. Sistemde
yer alan USD/TL döviz kuru 1,6000’dir.
Sözleşmenin başlangıç teminatı 120 TL’dir.
Yatırımcı 120*10=1.200 TL başlangıç
teminatı yatırır.
• Gün içi geçici uzlaşma fiyatı 1,4200;
sistemde tanımlı döviz kuru 1,5950 olursa,
Geçici kar/zarar (USD) = (1,42001,4000)*1.000*10 = 200 $
Geçici kar/zarar (TL) = 200 $ *1,5950=
319 TL
• Gün içi geçici toplam teminat
=1.200+319=1.519 TL
Gün içi geçici uzlaşma fiyatı 1,4200,
sistemde tanımlı döviz kuru 1,5900 olursa,
Geçici kar/zarar (USD) = (1,42001,4000)*1.000*10 = 200 $
Geçici kar/zarar (TL) = 200 $ *1,5900=
318 TL
Gün içi geçici toplam teminat
=1.200+318=1.518 TL
• Gün sonunda uzlaşma fiyatı 1,4000,
sistemde tanımlı döviz kuru 1,5850 olursa,
Kar/zarar (USD) = (1,40001,4000)*1.000*10 = 0 $
Gün sonu toplam teminat =1.200 TL
Gün sonunda uzlaşma fiyatında herhangi
bir değişiklik olmadığı için USD bazında
ve buna bağlı olarak TL bazında kar/
zarar tutarında da herhangi bir değişiklik
olmamıştır.
SÖZLEŞME ÖZELLİKLERİ
Dayanak Varlık
Euro/Amerikan (ABD) Doları (EUR/USD) çapraz kurudur.
Sözleşme Büyüklüğü
(1 Adet Sözleşme)
1.000 Euro’dur.
Fiyat Kotasyonu
1 Euro’nun ABD Doları cinsinden değeri virgülden sonra dört basamak
halinde kote edilir. (Örnek: 1,2710; 1,2711 gibi).
Minimum Fiyat Adımı
0,0001
Minimum fiyat adımının değeri 0,1 ABD Doları’na karşılık gelmektedir.
Vade Ayları
Mart, Haziran, Eylül ve Aralık. (Aynı anda içinde bulunulan aya en yakın iki
vade ayına ait sözleşmeler işlem görür. Bu iki vade ayından biri Aralık ayı
değilse, Aralık vade ayı ayrıca işleme açılır.)
Başlangıç Teminatı
(1 Adet Sözleşme İçin)
120 TL*
Günlük Fiyat Hareket
Limiti
Farklı vadeli her bir sözleşme için belirlenen baz fiyatın ±%10’udur.
Uzlaşma Şekli
Nakdi uzlaşma
Günlük Uzlaşma
Fiyatı
Seans sona ermeden önceki son 10 dakika içerisinde gerçekleştirilen tüm
işlemlerin miktarlarına göre ağırlıklı fiyatlarının ortalaması günlük uzlaşma
fiyatı olarak belirlenir.
Vade Sonu Uzlaşma
Fiyatı
TCMB’nin son işlem gününde açıkladığı gösterge niteliğindeki Euro/
Amerikan Doları çapraz kurudur. Belirlenen vade sonu uzlaşma fiyatı en
yakın fiyat adımına yuvarlanır.
Son İşlem Günü
Her vade ayının son iş günü.
Vade Sonu
Her vade ayının son iş günü.
Pozisyon Limitleri
Mutlak pozisyon limiti 20.000, oransal pozisyon limiti %10’dur.
Dolar Kuru
Bu sözleşmeye ilişkin işlemlerde ABD Doları değerlerinin TL’ye
çevrilmesinde TCMB tarafından saat 15:30 itibarıyla açıklanan gösterge
niteliğindeki ABD Doları Satış Kuru esas alınır. Borsa tarafından gerekli
görülen durumlarda ya da TCMB tarafından gösterge niteliğindeki ABD
Doları Satış Kurunun açıklanmaması durumunda, Dolar Kuru spot piyasada
oluşan Dolar kurları dikkate alınarak güncellenebilir.
*İşlem teminatları Borsa tarafından değiştirilebilir.
İŞLEM SAATİ SORUNU
HACMİ ETKİLİYOR
Metin Taşçıoğlu/ Ekinciler Menkul
Yatırım VOB Yatırım Müdürü
Euro/Dolar kontrat sözleşmesi beklendiği
kadar ilgi görmedi. Bunun en önemli nedeni
işlem saatlerinin borsada kısa olması.
Borsa bu yönde bir adım attı. Bu kontratta
daha çok spekülatif amaçla kullanılmaya
devam ediyor. Döviz pozisyonu üzerinden
para kazanmak daha cazip geliyor. Ancak
yavaş yavaş açık pozisyonlar artıyor.
Aslında bizim gibi şirketlerde bu kontratların
tanınmamasından dolayı eksiğimiz var.
İhracatçı KOBİ’ler tanımıyor mesela. TİM ile
VOB bir protokol imzaladı.
Eğitim ve tanıtım planlamaları yapılıyor.
Büyük ihracatçı şirketler VOB ile ilgili
kalifiye eleman çalıştırdıkları için şanslılar.
Ancak KOBİ’lerin böyle bir şansı yok.
Bizim bu KOBİ’lerle ilgilenmemiz gerekiyor.
Türkiye’de 250 bin KOBİ var. Bunların
sadece 17 bini ihracatçı. İhracatçı KOBİ
sayısının artması ile birlikte bu kontratlara
ilginin artmasını bekliyoruz. Şirketler
hala bankalar forward üzerinde riskleri
yönetmeye devam ediyorlar. Ancak
bunların pozisyon açığı kapatmada bir
takım dezavantajları var. Sadece dolar ya
da sadece euro ile ticaret yapan şirketler
yanında bunu gerçekleştiremeyenler de var.
Bu riskin hedge edilmesi içinde euro/dolar
kontrat sözleşmesi önemli bir enstrüman.
Sadece euro-dolar değil, gelecekte diğer
para birimleri ile ticarette artacak. O zaman
VOB’a olan ilgi artacaktır.
PİYASA TANIDIKÇA
İLGİNİN ARTACAĞI KESİN
ŞİRKETLERİN DÖVİZ RİSKİ
İÇİN ÖNEMLİ AVANTAJ
Ulukartal Kapital /VOB Yatırım Uzmanı
Murat Ondaş
Euro/Dolar kontrat sözleşmelerinde hacim
artıyor ancak yoğun talep gördüğünü söylemek
zor. Yatay bir seyir izliyor.
VOB tarafından tanıtımı yapıldıkça daha çok
talep göreceğini düşünüyoruz. Yatırımcılar ve iş
dünyası henüz kontratları çok iyi tanımıyor. Şu
an sadece kar, yani spekülatif amaçlı kullanılıyor.
Hedge amaçlı çok az kullanılıyor. Riskleri hedge
etmek isteyen iş dünyası, ithalatçı ve ihracatçı
için önemli bir enstrüman. Ancak bilgi sahibi
olunmadığı için kullanımı az.
Mümtaz Uslu/Gedik Yatırım Vadeli
İşlemler Sorumlusu ve Portföy Yönt.
Euro/Dolar kontratında şubat ayı işlem
miktarı 99.029 kontrat ve işlem hacmi
214.694.872 TL oldu, Ocak ayına göre işlem
miktarında %20 artış sağlandı, Mart ayında
da bu işlem miktarının biraz üzerinde bir
gerçekleşme olabilir, ancak bu rakamlar
istenen seviyenin çok altında. Yine de bu
tip sözleşmelerin olması önemli. Borsa
payında indirim, 24 saat işlem imkanı
gibi iyileştirmelerle bir süre sonra Euro/
Dolar sözleşmesinde yüksek hacim artışı
olması beklenebilir. Bu sözleşmeyi daha
çok spekülatif amaçlı işlem yapan bireysel
yatırımcılar tercih ediyor. Yurt dışında
işlem yaptıran platformlarda 24 saat işlem
yapılması spreadlerin daha dar olması
gibi nedenlerle bireysel yatırımcı ilgisi de
sınırlı kalıyor, kurumların korunma amaçlı
işlemlerinde bu sözleşmeleri kullanmaları
hacim ve derinlik artışı sağlayacağından
bireysel yatırımcı ilgisinde daha çok artışa
neden olabilir. Bu sözleşme öncelikle
ihracatçı şirketlerin döviz risklerini kontrol
etmeleri açısından tercih edilmeli, özellikle
girdi ve satışları farklı para biriminde olan
kurumlar açısından önemli, bu konuda
şirketlerin risk kontrolü üzerine daha fazla
eğilmeleri ve bu tip ürünleri kullanmaları
gerekli. Sözleşmede yeterli derinlik olmaması
spreadlerin açılmasına neden olabiliyor,
aynı şekilde yüksek miktarlı emirlerin
gerçekleştirilmesinde zorluklar yaşanabilir.
YURTDIŞINDAKİ HAREKET
YATIRIMCIYI ZORLUYOR
Ayşe Aytemiz /Delta Yatırım VOB Müdürü
Parite kontratı ile ilgili en önemli olumsuzluk
yurtdışında piyasalar açıkken VOB’da işlemlerin
17.30 itibariyle kapanması. VOB kapandıktan
sonra uluslararası piyasalarda agresif hareketler
yaşanabiliyor. Ancak yatırımcı işlem yapamadığı
için eli kolu bağlı bir şey yapmadan sabah
09.15’i beklemek zorunda. Bu çok ciddi bir
engel. FX’de 7/24 işlem yapabilirken VOB’da
işlemlerin 17.30’da bitmesi yatırımcıyı bu
kontrattan uzaklaştırıyor. Ancak VOB’un
Chigago Borsası ile entegre bir altyapı çalışması
var. Bu tamamlandığında ilginin daha fazla
olacağını düşünüyorum. Örneğin Libya’da,
Japonya’da yaşananlar işlem saati dışında. Şu
anda sadece spekülatif amaçlı kullanılıyor gibi
görünüyor...
KORUNMA VE ARBİTRAJ AMAÇLI KULLANIM GİDEREK ARTIYOR
Sermet Sevil/ Yapı Kredi Yatırım
Türev Masası Bölümü Başkanı
Euro/Dolar kontrat sözleşmelerinin işlem
hacmi nedir? Yılbaşından bu yana işlem
hacminde bir artış yaşandı mı? Bugün
itibariyle istenen seviyeye gelinebildi mi?
2010 yılının Aralık ayında işlem görmeye
başlayan Euro/Dolar sözleşmesinde, ilk ay 101
milyon TL, Ocak’ta 232,7 milyon TL, Şubat’ta
ise 363 milyon TL işlem hacmi gerçekleşti.
Rakamlardan da anlaşılacağı gibi sözleşme
ile güçlü bir ivme yakalanmış durumda.. Euro/
Dolar paritesinde yaşanan yüksek volatilitenin,
işlem hacminin artışında önemli rol oynadığını
söyleyebiliriz.
Türk halkının ve sanayicilerinin, Amerikan
Doları ile Euro cinsinden para birimlerinde yüklü
miktarda tasarruflarının yanında riskleri de
bulunuyor. VOB’da, Euro/Dolar sözleşmesinde
kısa sürede yakalanan ivmeye rağmen,
halkın bu kadar yoğun pozisyonu olduğu para
birimlerine ait bir sözleşmede ilginin daha yoğun
olması bekleniyor. Bilindiği gibi uluslararası
piyasalarda, Euro/Dolar kontratı en fazla
işlem gören sözleşmeler arasında bulunuyor.
Yurtdışına kıyasla gerekli düzenlemelerin
yapılması durumunda, VOB’da işlem gören
Euro/Dolar sözleşmesine ilginin artarak devam
etmesini bekliyoruz. Burada en dikkat çeken
durum işlem saatleri... Bu sözleşmenin, dünya
piyasalarında olduğu gibi VOB’da da 24 saat
işlem görmesi gerekiyor.
Bu sözleşmeyi kimler, hangi nedenlerle
tercih ediyorlar?
Türev piyasalarda spekülasyon, korunma ve
arbitraj amaçlı işlem yapılıyor. Sözleşme, Euro/
Dolar paritesi üzerinden bu ihtiyaçları karşılıyor.
Ancak işleme yeni açıldığı için likidite düşük..
Likiditenin düşük olması nedeni ile sözleşmede
ağırlıklı olarak günlük al-sat yapan yatırımcılar
ve küçük yatırımcılar işlem yapıyor.
Hangi sektörlere neden tavsiye edersiniz?
Sözleşmede işlem hacminin artması
durumunda, sektör ayrımı yapmaksızın, Euro
ve Amerikan Doları para birimlerinde kur riski
taşıyan şirketlere tavsiye ederiz. Örneğin, dolar
bazında borcu olan, Euro bazında satışını
bugünkü pariteden yapan ancak tahsilatını ilerki
bir vadede gerçekleştirecek bir şirket, Euro/
Dolar kontratında satış yaparak Euro’nun olası
bir değer kaybına karşı karını fikslemiş (hedge
etmiş) olur.
Bu sözleşmede dikkat edilmesi gerekenler
nelerdir?
Uzun vadeli sözleşmelerde likiditenin son
derece düşük olmasına bağlı olarak, en yakın
vadeli sözleşmede işlem yapılmasını tavsiye
ediyoruz. Aksi takdirde pozisyonun vadeden
önce kapatılması gerektiği durumlarda sıkıntı
yaşanabileceği konusunda yatırımcıları
uyarıyoruz.
Ayrıca Euro/Dolar paritesinin yurtdışı
piyasalarda 24 saat işlem görmesi ancak
VOB’un saat 17:35’te kapanması nedeniyle,
yoğun dalgalanmaların yaşandığı bugünlerde
yatırımcılara akşam saatlerinde paritede
yaşanacak sert hareketlere karşın pozisyonlarını
ayarlamalarını ve yüklü pozisyon taşımamalarını
öneriyoruz.
NİSAN 2011 | VOBJEKTİF 47
RÖPORTAJ
IŞINSU KESTELLİ
48 VOBJEKTİF | NİSAN 2011
PAMUĞA SAHİP
ÇIKARSAK İLK
BEŞE GİRERİZ
120’nci yaşını kutlayan
İzmir Ticaret Borsası’nın
Başkanı Işınsu Kestelli
pamukta dünyanın ikinci
büyük ithalatçısı olan
Türkiye’nin tarımda ilk
beşe girmek için bu
değere sahip çıkması
gerektiğini söyledi.
KADİR KILIÇPARLAR
ağılan Osmanlı
İmparatorluğu’ndan
gelip Cumhuriyet’in
gelişimine büyük
katkı yapmış nadir
kurumlardan biri
İzmir Ticaret Borsası...
Türkiye’nin ilk ticaret borsası olarak 1891’de
kurulan İTB, bu yıl 120’nci yaşını kutluyor.
İmparatorluğun dağılma döneminde
karışıklık içindeki ticaret hayatına
güven getirmek üzere vücut bulan Borsa,
Cumhuriyet’in 100’üncü yılında Türkiye’yi
dünyanın 5 büyük tarımsal ekonomisinden
biri yapmak için çalışıyor. İTB’nin 120’nci
yılını ve gelecek perspektifini, VOB’un da
kurucu ortağı olan İzmir Ticaret Borsası’nın
Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli ile
konuştuk...
NİSAN 2011 | VOBJEKTİF 49
RÖPORTAJ
IŞINSU KESTELLİ
Türkiye Cumhuriyeti’nde bugün
Bugün İzmir Ticaret Borsası’nda ne tür
asrı devirmiş çok az kurum var. İzmir
ürünler işlem görüyor?
Ticaret Borsası’nın kalıcı olmasını neye
İzmir Ticaret Borsası, serbest pazar
bağlıyorsunuz?
kurallarının işlediği şeffaf bir piyasa.
İzmir Ticaret Borsası, ekonomide daima
Borsamız kotasyonunda 100’e yakın ürün
“öncü” rol üstlendi. Gerçekleştirdiği ilkler,
bulunuyor. En önemli Borsa ürünleri ise
Borsamızı “gelenekten geleceğe” taşıdı.
pamuk, incir ve kuru üzümdür. Pamuk,
Ülkemizde ticaret borsacılığının ilk örneği,
aynı zamanda İzmir Ticaret Borsası’nın
Avrupa borsalarından 300 yıl sonra, 1891’de
geleneksel yanının sergilendiği örnek bir
“İzmir Ticaret ve Sanayi Borsası” adıyla
ürün. “Korbey” adı verilen ve bir amfide
kuruldu. Türkiye’nin ilk borsası olarak
alıcılarla satıcıların karşı karşıya gelerek
kayıtlara geçen İzmir Ticaret Borsası’nın
yüksek sesle pamuk alım-satım işlemlerini
temeli, 1891 yılında Nişli Hacı Ali Efendi ve
gerçekleştirdikleri sistem, tamamen güven
onun etrafında toplanan bir grup tüccarın
unsuruna dayalı özelliği ile bir ticari ahlak
çabaları sonucu atıldı. Onları bu çabaya
örneği sergilemektedir. 130 kişinin oturarak
iten şey, tarım ürünlerinin pazara çıkma
yüksek sesle alım-satım yaptığı korbey, hafta
koşullarındaki sağlıksızlık ve bu durumun
içi hergün 12:20-12:30 ve 16:50-17:05 saatleri
ticari yaşama olumsuz etkileri olmuştu. O
arasında 2 seanslı olarak 10 dakikalık
dönemde alıcı ve satıcıların bir araya geldiği
zaman dilimi içinde gerçekleştirilir.
yerler olsa da, bunlar modern anlamda
Borsamızın işlem hacmi geçen yıl yüzde 32
borsa tanımı içinde değerlendirilebilecek
civarında büyüyerek 5.1 milyar TL’yi buldu.
mekanlar değildi.
Savaş yıllarında ekonomik hayatın
PAMUKTA 10 YILLIK MALİYET
zarar görmesi ve tarımsal üretimin
10 MİLYAR DOLAR
daralmasıyla İzmir Ticaret Borsası, önemli
Pamuk, çok önem verdiğiniz bir konu.
sıkıntılar yaşadı. Ülkenin bağımsızlığı
Ancak Türk pamuğu sürekli bir gerileme
ve Cumhuriyetin ilanından sonra kendi
içinde. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
binasını yapmak için kolları sıvayan İzmir
Pamuk gerçekten büyük acı duyduğumuz
Ticaret Borsası, yangın yeri olan ve İkinci
bir konu. Pamuğun, bu ülke sanayinin
geçmişinde çok önemli bir yeri var ve bize
Kordon’da bulunan bir arsa satın aldı. İzmir
göre geleceğinde de. 2000’lerin başında
Milli Kütüphanesi, İzmir Milli Sineması
pamuk üretimimiz 900 bin tonla en yüksek
binalarının da mimar ve müteahhidi
noktaya ulaştı. Sonraki
olan Tahsin Sermet Bey,
yıllarda düşük fiyat-yüksek
borsa binasını kısa sürede
maliyet sarmalı, üretimi
projelendirdi. İzmir Ticaret
hızla geriletti. Sonuç olarak
Borsası’nın bugünkü binası
İZMİR TİCARET
2000 yılında yüzde 4.5 olan
11 Haziran 1928 tarihinde
BORSASI İŞLEM
dünya pamuk üretimindeki
tamamlanarak törenle
HACMİ GEÇEN
payımız 2009’da yüzde
hizmete açıldı.
YIL YÜZDE 32
1.7’ye indi. Bu sürede
İzmir Ticaret Borsası’nda
ARTIŞLA
Türkiye, dünyanın en
yaklaşık bir asırdır
5.1 MİLYAR LİRA
büyük ikinci pamuk
salon işlemleri kesintisiz
ithalatçısı haline geldi.
devam etmekte, Borsamız
SEVİYESİNE
2000 yılı başından 2011
geleneksel Borsacılık
ULAŞTI.
Şubat sonuna kadar ithal
faaliyetini sürdürerek
ettiğimiz pamuğun değeri
fiyat tespit ve ilan
10 milyar doların üzerinde.
görevini eksiksiz yerine
Pamuk, katma değeri en yüksek ürünlerden
getirmektedir. Borsamızda şeffaf piyasa
biri. Son dönemde dünyada pamuk fiyatları
oluşumu sağlanmakta, söz senettir ilkesi
tırmanışa geçti. Bu gelişme, üretime
çerçevesinde Borsamız güvencesi altında
yansıyacağı beklentisi ile sevinç yarattı.
alım işlemleri serbest piyasa kuralları
Ancak hükümetin pamuğa prim desteği
çerçevesinde devam etmektedir. Borsamızda
konusunda çekimser kalması, hayal kırıklığı
tahkim hizmetleri uzun yıllardır layıkıyla
yarattı. Bugün Türkiye, 62 milyar dolarlık
yerine getirilmektedir. Borsamız pamuk
hacimle dünyanın 8’inci büyük tarımsal
ve üzüm salonlarında günlük tespit
ekonomisi. Hedefimiz, ilk 5’e girmek. Eğer
edilen fiyatlar ülkemizde hatta dünyada
bunu gerçekten istiyorsak pamuk gibi
referans fiyat olarak piyasa işlemlerine yön
değerlerimize sahip çıkmalıyız.
vermektedir.
50 VOBJEKTİF | NİSAN 2011
İzmir Ticaret Borsası’nın öncü kimliğine
vurgu için ilk hangi örneği verirsiniz?
Geçmişte tescil, tahkim ve laboratuar
gibi bugün gelenekselleşen öncü
uygulamalarımız oldu. Bugün Ege
üzümü, pamuğu ve inciri için aldığımız
coğrafi işaret tescilinden “GMO Free”
yani “Genetiği Değiştirilmiş Organizma
içermemektir” etiketine, izlenebilirlik
çalışmalarından rekolte tahminlerine kadar
pek çok uygulamamızı sayabilirim. Ancak
bizim öncü kimliğimizin en önemli eserinin
Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası (VOB) ve
faaliyete geçme çalışmaları devam eden Ege
Tarım Ürünleri Lisanslı Depoculuk A.Ş.
(ELİDAŞ) olduğunu söyleyebilirim.
VOB ve ELİDAŞ konusunda neler
söyleyeceksiniz?
VOB’u size anlatmama ihtiyaç yok tabii
ki ama İzmir Ticaret Borsası açısından
birkaç şey söyleyebilirim. İTB, Türkiye
ekonomisi ve tarım sektörü açısından
büyük bir eksiklik olduğuna inandığı Vadeli
İşlem ve Opsiyon Borsası’nın kuruluşu ile
ilgili araştırmalara 1990’lı yıllarda başladı.
Yapılan uzun soluklu çalışmalar sonucunda,
ülkemiz finans sektörünün önde gelen
kuruluşlarının ortağı olduğu ve İzmir
Ticaret Borsası’nın da yüzde 17 oranında
iştirak ettiği Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası
A.Ş. (VOBAŞ) kuruldu. VOB da tıpkı İTB
gibi Türkiye’de ilklerin borsası oldu. VOB
bugün 431 milyar TL’lik işlem hacmiyle
dünyanın 24’üncü büyük türev borsası ve
bizim de gururumuz.
ELİDAŞ’a gelince... Ciddi bir ihtiyaç vardı.
VOB’da işlem gören tarımsal kontratların
canlanması için de gerekliydi. İzmir
Ticaret Borsası öncülüğünde 8 milyon TL
sermayeli ELİDAŞ’ın kuruluş izni 2010
Aralık ayında çıktı. Deponun faaliyete
geçmesi için çalışmalar sürüyor. İlk etapta
pamukla başlayacağız. Lisanslı depo, tarım
ürünlerine dayalı ticareti kolaylaştıracak,
pazar alanını genişletecek, ürün
piyasalarının gelişmesine ve bu piyasalarda
fiyat istikrarına katkı sağlayacak ve
sanayicinin üretim için gereksinim duyduğu
hammaddeyi tedarik etmesini kolaylaştıran
önemli bir altyapı oluşturacaktır.
120’nci yaşını kutlayan İzmir Ticaret
Borsası’nın gündeminde ne var?
Bu yıl bizim için önemli bir dizi etkinlikle
geçiyor. Nisan-Mayıs aylarında Borsamız,
Tariş Zeytin ve Zeytinyağı Birliği, Ege
Orman Vakfı iş birliğinde zeytinyağında
bilinçli tüketimi teşvik etmek amacıyla
“Zeytinyağında Bilinçli Tüketim İçin Tadım
ve Tanıtım Eğitimi” düzenlenmiştir. Nisan
ayında Borsamız ve KOSGEB işbirliğinde
Uygulamalı Girişimcilik Eğitim programı
tamamlanmış olup, önümüzdeki günlerde
sertifika töreni yapılacaktır. Borsamız adına
İzmir sınırları içinde bir köy kütüphanesi
oluşturulması çalışmaları başlamıştır.
Borsamız ve Tarım İl Müdürlüğü
işbirliğinde Tarım ve İnsan fotograf sergisi
düzenlenmiştir. Borsamızın 120. Yıl kısa
film hazırlıkları devam etmektedir. Bu tür
etkinlikler devam edecek. Ama üzerinde
çalıştığımız bazı önemli projeleri özetlemek
isterim...
TARIM İÇİN HAYATİ ÖNEM
TAŞIYAN PROJELER
Pamukta ekili alan ve rekolte
çalışması: Ürünlerin rekolte tahminlerinin
bilinmesi başta üyelerimiz olmak
üzere ilgili tüm tarım kesimi açısından
geleceğe dönük planların yapılmasında
büyük önem taşımaktadır. Bu bilgilere
erken ve sağlıklı bir şekilde ulaşmak
her zaman kolay olmamaktadır. Bu
boşluğu gidermek amacıyla Ege Bölgesi
pamuk ekili alanlarının ve pamuk ürün
rekoltesinin belirlenmesine yönelik
projenin gerçekleştirilmesi amaçlanmıştır.
Çalışmanın bilimsel bir yönü olması
hedeflenmiş ve uzaktan algılama
tekniği kullanılarak elde edilen sayısal
sonuçlar ile Ege Bölgesi pamuk ekili
alanlarının daha sağlıklı bir şekilde tespiti
gerçekleştirilmektedir.
Çekirdeksiz kuru üzümde eğitim
çalışması: Dünya çekirdeksiz kuru
üzüm üretiminin yüzde 35’ini, dünya
ihracatının ise yüzde 45’ini karşılayan
Türkiye, dünya çekirdeksiz kuru üzüm
piyasasının lider ülkesi konumundadır.
Çekirdeksiz kuru üzüm, tarih boyunca
ülkemiz açısından büyük önem taşımış ve
“geleneksel ihraç ürünlerimizden” birisi
olarak ifade edilmiştir. Ülkemiz kuru üzüm
iç tüketiminin düşük olması nedeniyle
üretimin yüzde 85’i başta İngiltere,
Almanya, Hollanda, İtalya ve Fransa olmak
üzere, Avrupa Birliği ülkelerine ihraç
edilmektedir. Ancak ihracatta karşılaşılan
en önemli sorunlardan biri zirai ilaç
kalıntısıdır. Proje, hem insan sağlığını tehdit
eden, hem de ihracatımızı tehlikeye sokan
pestisit kalıntısını engellemek için İzmir
Ticaret Borsası, Ege İhracatçı Birlikleri
ve Alaşehir Ticaret Borsası ortaklığı ile
yürütülmektedir.
desteklenerek ürün arz ve
Karaburun
talebinin güvence altına
MİKRO KREDİ
Sultaniye üzümünün
alınması hedeflenmektedir.
İMKANI İLE 20
canlandırılması: Projenin
Bu proje ile köyde
temel amacı, Karaburun
organik tarım ve iyi tarım
DAR GELİRLİ
Eğlenhoca köyünde
uygulamaları ile üretim
KADINA
unutulmaya yüz tutan
başlatılacak, üreticiler
SAĞLANAN
Karaburun sultaniye cinsi
bu yöntemler hakkında
KAYNAK
üzümü, örnek bağ tesisi
bilgilendirilecek, üretilen
GİRİŞİMCİLİĞİ
kurarak organik olarak
ürünler paketlenecek,
DESTEKLİYOR.
üretmek ve üretilen üzüme
köyde tüm İzmirli
pazar olanağı yaratmaktır.
tüketicilere açık bir
Ayrıca bu örnek bağ tesisi
satış yeri oluşturulacak
ve pazarlama sistemi ile
ve üretilen ürünler
Eğlenhoca köyüne ve Karaburun’un diğer
“Karacaağaç Köyü” etiketiyle ilimizdeki
köylerine örnek olmak, yörede bağcılığın
çeşitli pazarlarda ve marketlerde tüketiciler
özendirilmesini sağlamak, yörenin tarım
ile buluşturulacaktır.
potansiyelinin canlandırılmasını sağlamak,
Mikro kredi projesi: İzmir Ticaret
yörede organik tarımın geliştirilmesini
Borsası, Türkiye İsrafı Önleme Vakfı ile
sağlamak, yarımadanın biyoçeşitliliğinin,
İzmir Valiliği arasındaki protokolle 2010
flora ve faunasının korunmasını sağlamak,
yılında İzmir’de başlatılan Mikrokredi
yöre halkının ekonomik ve sosyal gelişimine
Projesi ile teminatsız ve kefaletsiz kredi alan
katkı sağlamak amaçlanmıştır. 2010 yılında
ihtiyaç sahibi ev kadınlarının iş kadınlığına
ilk ürün alınmıştır.
geçişinin sağlanması hedeflenmektedir.
Organik ve İyi Tarım-Karacaağaç
“Mikrokrediyle ben istersem her şey
Projesi: İzmir Kalkınma Ajansı
olur” sloganı ile desteklenen proje
tarafından desteklenen proje, İzmir
kapsamında kredi kullanan kadınlara
Tarım İl Müdürlüğü, Ege Üniversitesi
düzenli olarak ev ziyaretlerinde bulunularak
Ziraat Fakültesi, Ekolojik Tarım
deneyimlerini aktarmaları için bilgi
Organizasyonu (ETO) Derneği, Ege
paylaşım toplantıları düzenlenmektedir.
Tarımsal Araştırma Enstitüsü ortaklığında;
Son olarak Buca Karacaağaç köyünde 20 dar
Buca Kaymakamlığı, Buca Belediyesi,
gelirli kadın, İTB tarafından verilen biner
Karacaağaç Köyü iştirakçiliğinde
liralık kredi ile desteklenmiştir. Aldıkları
yürütülmektedir. Proje ile İzmir’de gıda
kredilerle üretecekleri el işleri ile salça,
güvenliği ve sürdürülebilir üretime yönelik
tarhana, zeytin ve zeytinyağlarını pazara
uygulamaların yaygınlaştırılması amacıyla
sunacak olan kadınlar kredilerini 46 haftada
organik tarım ve iyi tarım uygulamalarının
eşit taksitlerle ödeyeceklerdir.
NİSAN 2011 | VOBJEKTİF 51
DOSYA
DODD-FRANK YASASI
TEZGAHÜSTÜ
PİYASALARDA
TÜREV TAKASI
Finansal piyasalarda şeffaflığı artırmayı amaçlayan Dodd-Frank Yasası, belirli
düzenlemeye ve denetime tabi olmayan tezgahüstü piyasalara denetim getiriyor.
Yasa, tezgahüstü piyasalardaki takas uygulamasının düzenleyici kurumlar
tarafından belirlenecek takas kurumlarınca yapılmasını hedefliyor.
ÖMER DEDE
Gözetim Müdürlüğü
NESLİHAN ADANALI
VOB Eğitim ve Tanıtım Müdürlüğü
52 VOBJEKTİF | NİSAN 2011
008 yılı içerisinde ABD konut kredileri
piyasasında başlayan sorunlar giderek
arttı. Gelişmekte olan ülkelerin
ekonomilerinde yaşanan kriz gelişmekte
olan ülkelere de sıçrayarak küresel bir
kriz haline dönüştü. Ancak, krizin asıl
nedenine bakıldığında, krizin finansal
piyasaların yeterli düzenlemelere ve
etkin denetim mekanizmasına sahip
olunmamasından kaynaklandığı ortaya
çıktı. Küresel krizin ortaya çıkması,
finansal sistemin yeniden düzenleme
fırsatını da beraberinde getirdi. ABD
Başkanı Obama tarafından 21 Temmuz
2010 tarihinde imzalanan “Dodd-Frank
Wall Street Reformu ve Tüketiciyi
Koruma Yasası” ile 2008 yılından bu
yana küresel krizin ortaya çıkması
ve büyümesinde büyük rol oynayan
şeffafl ıktan uzak ve yasal düzenlemelere
tabi olmayan tezgahüstü (OTC) piyasada
gerçekleşen türev işlemlerin şeffaf hale
getirilmesi hedeflendi.
Dodd-Frank Yasası ile tezgahüstü
piyasaların etkin bir şekilde
denetlenmesini sağlamak amacıyla
türev işlemlerin takasının merkezi takas
kurumları nezdinde gerçekleştirilmesi,
bu işlemlerin gerçek zamanlı (realtime) olarak kayıt altına alınması,
swap veri merkezlerinin kurulması,
müşteri teminatlarının korunması,
takas kurumları için finansal kaynak
zorunluluğu ve diğer düzenlemeler
getirildi.
Dodd Frank Yasası kapsamında,
swap işlemlerinin takasının düzenleyici
otoriteler CFTC (Commodity Futures
Trading Commission) ve SEC (Securities
and Exchange Commission ) tarafından
belirlenecek takas kurumlarınca
yapılması hükme bağlandı. CFTC “Swap
ve Swap Piyasası Katılımcılarını”, SEC
“Menkul Kıymet Bazlı Swap Piyasası
Katılımcıları”nı, Amerikan Merkez
Bankası (FED) ise kendi düzenleme
sınırları içerisindeki “swap aracıları”
ve “swap katılımcılarını” düzenleme ve
denetleme ile yetkili kılıyor. Yasanın
“VII” numaralı başlığı altında “swap”
terimi tezgah üstü piyasalarının
büyük bölümünü kapsayacak şekilde
tanımlanıyor.
Hukuki düzenlemelerde geçiş dönemi
Dodd Frank Yasası ile CFTC,
swaplar, swap aracıları ve başlıca swap
katılımcıları açısından düzenleyici
otorite olarak yetkilendirildi.
Yatırımcıların swap işlemini hukuki
olarak yapabilmesi için, swap
sözleşmesini kayıtlı olan türev takas
kurumuna veya kayıttan muaf bir takas
kurumuna teslim etmesi gerekiyor.
Türev Takas Kurumu, ‘açık erişim’
kuralını gözetmekle yükümlü. Kuruma
teslim edilen tüm swap sözleşmelerinin
birbirleriyle pozisyon kapatıcı işlem
yapabilmesine olanak sağlıyor ve gerçek
zamanlı gözetim faaliyeti ile her swap
işlemini, kategorisini, tipini ve/veya
sınıfını gözden geçirerek takasının
yapılıp yapılmamasına karar verme
yetkisine sahip.
takası için takas kurumuna ait kaynaklar,
› Ücretler ve masraflar,
› İlgili türev takas kurumunun veya
TAKASTA HANGİ UNSURLAR
üyelerinin müşteriler ve karşı taraf
pozisyonu ve kaynakları ile ilgili olarak
ÖN PLANA ÇIKIYOR
CFTC ve SEC düzenli olarak hangi
iflası durumunda makul hukuki netliğin
swap ve menkul kıymete dayalı swapın
mevcut olması.
takasının yapılacağına karar verirken
Diğer taraftan, takas mecburiyeti, swap
aşağıdaki faktörleri dikkate alıyor:
sözleşmesi taraflarının birinin
› Mevcut açık pozisyon
› Finansal kurum(1)
değeri, işlem likiditesi ve
olmaması,
yeterli fiyatlama verisi,
› Swapları korunma
› Kapasite, operasyonel
amaçlı veya riskin
TÜREV
uzmanlık ve kaynaklar
azaltılması için
PİYASALARA
ve sözleşmenin takasının
kullanması,
VE RİSK
zamanında yapılması
› Swap anlaşması
ÖLÇÜTLERİNE
için kredi destek altyapısı
yapıldığında (takası
ve sözleşmeye ilişkin
yapılmıyorsa) finansal
SINIRLAMA
anlaşmalar,
yükümlülüklerini
GETİREN YASA
› Sistematik riskin
nasıl karşıladığını
ŞEFFAFLIĞI
azaltılmasına yönelik
CFTC’ye bildirilmesi,
TEŞVİK EDİYOR.
olarak, sözleşmenin
koşullarından birinin
işlem göreceği piyasanın
bulunması durumunda
büyüklüğü ve sözleşmenin
geçerli olmuyor. Buna ek
NİSAN 2011 | VOBJEKTİF 53
DOSYA
olarak takas istisnasından faydalanılması
karşı tarafın (counter party) inisiyatifinde.
İşlemlerin yürütülmesi
Takası zorunlu olan swap işlemleri
sözleşme piyasası olarak belirlenen
borsada veya “swap işlem platformu”
(swap execution facility) olarak
belirlenen yerde gerçekleştirilir. Swap
işlem platformu gerçek zamanlı swap
işlemlerinin takip edilmesini sağlayarak,
manipülasyonu, fiziki ve nakdi uzlaşma
sistemindeki aksaklıkları engellemek
üzere, gözetim, uyum ve disiplin prosedür
ve uygulamalarını devreye alıyor. Swap
işlem platformu özellikle teslim ayı
içerisinde piyasa manipülasyonu veya
piyasa sıkıştırmalarına yönelik potansiyel
riskleri azaltmaya yönelik olarak,
pozisyon limitleri uygulayabiliyor.
Türev Takas Kurumu’nun
başlıca prensipleri:
Türev takas kurumu işlemleri kayda
alırken aşağıdaki prensiplere uymak ve
gereken dikkati göstermek zorunda.
Finansal kaynaklar
Komisyon (SEC veya CFTC) tarafından
belirlendiği şekilde, türev takas
kurumunun yeterli finansal, operasyonel
ve yönetimsel kaynaklara sahip olması
gerekiyor. Her türev takas kurumu
uygun piyasa koşulları altında, kurumun
üyelerinden ve katılımcılarından
kaynaklanacak finansal yükümlülükleri
ve en az türev takas kurumunun bir yıllık
operasyonel maliyetlerini karşılayacak
kaynaklara sahip olmak durumunda.
Piyasa katılımcılarının ve takası
yapılacak ürünün seçilmesi
Her takas kurumu, üyelerini ve
katılımcılarını seçmek için uygun
standartlar oluşturuyor. Bu bağlamda, her
türev takas kurumunun katılım ve üyelik
için belirlemiş olduğu gerekli koşulların
objektif, kamuya açık, eşit ve kolay erişimi
sağlayacak şekilde düzenlenmiş olması
gerekiyor.
TÜREV TAKAS KURUMUNUN
RİSK ÖLÇÜM SÜRECİ
Risk yönetimi
Türev takas kurumu her iş gününde
en az bir defa üyelerin ve katılımcıların
kredi risk limitini ölçer. Risklerin gün
içerisinde gözetimini yapar. Teminat
54 VOBJEKTİF | NİSAN 2011
kontrolü ve diğer risk
kontrol mekanizmalarını
uygulayarak, operasyonel
işlemlerin aksamadan
yürümesini sağlar. Her
üye ve katılımcıdan
alınan teminat normal
piyasa koşullarında
risklerden doğabilecek
zararları gidermek için
yeterli olmalıdır. Teminat
seviyesinin tespitinde
kullanılan modeller
düzenli olarak gözden
geçirilmesi gerekir.
TAKAS
KURUMLARININ
YÜKÜMLÜLÜĞÜ
ARTIYOR. RİSK VE
FON YÖNETİMİ,
TEMERRÜT
KURALLARI
DEĞİŞİYOR.
Uzlaşma prosedürleri
› Her türev takas kurumu
› Uzlaşmanın günlük olarak
zamanında tamamlanması,
› Bankaların kredi veya likidite
riskinden kaynaklanan zararların
ortadan kaldırılması veya kısıtlanması,
› Nakdi uzlaşma başladığında bu
işlemin sonuçlanmasının sağlanması,
› Her uzlaşmayla ilgili fon akışına
ilişkin kayıtların doğru tutulması,
› Diğer takas
kurumları ile pozisyon
kapatmaya ilişkin
koşullara uyulması,
› Fiziki teslimatla
ilgili olarak, kurallarının
ve yükümlülüklerinin
açıkça belirtilmesi
ve bununla ilgili
risklerin tespit edilerek
yönetilmesi
koşullarını sağlamakla
yükümlüdür.
Fonların yönetimi
Her türev takas kurumu üyelerinin ve
katılımcılarının fon ve kaynaklarının
güvenliği için gerekli standartları ve
prosedürleri oluşturur. Zarar riskini
en aza indirecek şekilde veya takas
kurumunun kaynaklara ulaşımını
geciktirmeyecek seviyede fon ve
kaynakları mevcut bulundurur. Fon
ve kaynaklar ile minimum düzeyde
kredi riski, piyasa riski ve likidite
riskine sahip enstrümanlara yatırım
yapılmaktadır.
Temerrüt kuralları ve prosedürleri
Her türev takas kurumu, iflas
etme veya takas kurumuna karşı
yükümlülüklerin yerine getirilememesi
gibi durumlarda uygulanmak üzere
üyelerinin veya katılımcıların eşit,
şeffaf ve etkin kurallar oluşturmasını
sağlar. Bu çerçevede temerrütle
ilgili prosedürleri yayınlar. Sistem
çerçevesinde her türev takas kurumunun
belirli bir risk analiz programı
uygulaması ve operasyonel risk
kaynaklarını tespit ederek, bu riskleri
en aza indirmek amacıyla bir gözetim
sistemi oluşturması zorunludur. Buna
ek olarak Her türev takas kurumu
acil durum prosedürlerini, yedekleme
imkanlarını ve acil durumda kurtarma
planını oluşturmak durumundadır.
Kamuyu aydınlatma
Türev takas kurumu piyasa
katılımcılarına risklere ve takas
kurumundan hizmet alınması ile ilgili
masraflara yönelik değerlendirmeler
yapılabilmesi için yeterli bilgiyi sağlar.
Türev takas kurumu, uzlaşması yapılan
her anlaşma, sözleşme ve işlemin
koşulları, üyelerin ve katılımcıların
ödemesi gereken takas ücreti ve diğer
ücretler, teminat belirleme metodolojisi,
uzlaşması yapılan her sözleşme için
günlük uzlaşma fiyatı, hacim ve açık
pozisyon bilgileri ile takas kurumunun
uzlaşma ve takas sistemi ile ilgili diğer
konularda kamuyu bilgilendirir.
TAKAS KURUMLARINA BİLGİ
PAYLAŞIMI ZORUNLULUĞU
Bilgi paylaşımı
Her türev takas kurumu yurtiçinde
ve uluslararası ilişkiler çerçevesinde
bilgi paylaşımı anlaşmalarını imzalar ve
koşullarına uyar.
Antitröst uygulamaları
Zorunlu olmadıkça, türev takas
kurumu makul olmayan ticaret
kısıtlamasıyla sonuçlanacak kuralları
kabul edemez veya rekabetçi olmayan
maddi baskı uygulayamaz.
Yönetim standartları
Türev takas kurumu şeffaf yönetim
uygulamalarını oluşturur. Kurum,
yöneticiler, Disiplin Komitesi Üyeleri,
Takas Kurumu Üyeleri, uzlaşma ve takas
ile ilgili diğer kişiler veya kurumlar
ile ilgili standartları
oluşturur.
azaltılmış karşı taraf
riski, azaltılmış temerrüt
riski, müşteri teminat
TEZGAHÜSTÜ
Çıkar çatışmaları
ve pozisyonlarının
PİYASALARDA
Türev takas kurumu
taşınabilirliği gibi
karar alma sürecinde
hususlarda fayda
PORTFÖY
çıkar çatışmalarını
OPTİMİZASYONU sağlaması bekleniyor.
önleyici kuralları
Vadeli işlem
TÜREV
oluşturarak, bu tür
sözleşmelerinin
PİYASALARA
çatışmaların çözümü için
işlem gördüğü
GÖRE
ÇOK DAHA organize piyasalarla
süreci belirler.
ZOR.
karşılaştırıldığında,
Yönetim yurulunun
OTC piyasalarda
üyeleri
işlem gören türev
Türev takas
ürünler için portföy
kurumunun yönetim kurulunda piyasa
optimizasyonu yapılması çok daha
katılımcıları görev alacaktır.
zor. Bunun yanı sıra, stres testi
senaryolarını karşılaştırabilmek
OTC türev işlemlerin takasının
üzere bu kurumların yeterli teminatı
organize borsalara geçişi
belirleme, hesapları ayrıştırma ve
CME ClearPort ve LCH.Clearnet’ten
hesapları taşıma yeteneğine sahip
Dodd-Frank kapsamında
olması şart. Bu bağlamda, vadeli işlem
OTC takas hizmeti
komisyon aracılık şirketlerinin OTC
CME (Chicago Mercantile Exchange)
türev ürünlerin takasını yapmak üzere
ClearPort swap işlem merkezi olarak
artan operasyonel riskleri üstlenebileceği
CFTC’den lisans almış durumdadır.
altyapıya sahip olmaları gerekiyor.
18 Ekim 2010 tarihinden itibaren
Sonuç olarak, Dodd-Frank Wall
CME Group 10 swap aracı kurumu
Street Reformu ve Tüketiciyi Koruma
ile anlaşarak faiz sözleşmeleri için
Yasası” ile şeffafl ıktan uzak ve yasal
swap işlem merkezi rolünü üstlenmiş
düzenlemelere tabi olmayan tezgahüstü
oldu.(2) Kurucu üyeler swap aracıları
(OTC) piyasalarda gerçekleşen türev
olan Bank of America Merill Lynch,
işlemlerin şeffaf hale getirilerek gerçek
Barclays Capital, Citigroup, Credit
zamanlı kayıt altına alınması ve
Suisse, Deutsche Bank Securities
türev takas kurumlarında takasının
Inc., Goldman Sachs, J.P. Morgan,
yapılması ile yeni bir dönem başladı.
Morgan Stanley, Nomura ve UBS’ten
Ancak unutulmamalı ki, etkin bir
oluşuyor. ClearPort’ta takası yapılan
risk yönetimine olanak sağlayacak bu
enerji swaplarının takası vadeli işlem
yapının işlerlik kazanmasının türev
sözleşmesine çevrilerek yapılıyor.
komisyon aracılık şirketlerinin (FCM)
LCH.Clearnet de 2 Mart 2011
alt yapı hazırlıklarının tamamlanması
tarihinden itibaren vadeli işlem
açısından zaman alması bekleniyor.
komisyon aracılık şirketleri (FCM)
Türkiye’de de tezgahüstü piyasalarda
için SwapClear adlı bir platform
gerçekleşen türev işlemlere ilişkin
üzerinden tezgahüstü takas hizmeti
gerekli yasal düzenlemeler ile gerekli
başladı. Bu sisteme bağlı 12 aracı şirket
altyapının oluşturulması, uluslararası
arasında Bank of America Merill
finans piyasalarına uyum açısından
Lynch, Barclays Capital, BNP Paribas
önem arz ediyor.
Securities Corp., Citigroup, Credit
(1) Finansal kurum tanımı, swap aracısı, menkul kıymete
Suisse Securities USA LLC, Deutsche
dayalı swap aracısı, büyük swap katılımcısı, menkul kıymete
Bank Securities, Goldman Sachs &
dayalı büyük swap katılımcısı, emtia havuzu, özel fon,
çalışan sosyal yardım fonu, bankacılık veya finansal içerikli
Co., J.P. Morgan Futures Inc., Morgan
işlemlerle ilgilenenleri içermektedir.
Stanley, Nomura Securities, RBS
(2) “Firms agree to support CME’s OTC Clearing”,
Securities ve UBS Securities yer alıyor.
14.002.2011
http://www.futuresmag.com/News/2011/2/Pages/FirmsSwapClear, vadeli işlem komisyon
agree-to-support-CMEs-OTC-clearing.aspx
aracılık şirketlerine (FCM) yönelik
(3) LCH.Clearnet Launches OTC Clearing for FCMs,
10.03.2011
tezgahüstü faiz swaplarının işlem
http://www.futuresmag.com/News/2011/3/Pages/
gördüğü en geniş platformu sunuyor.
LCHClearnet-launches-OTC-clearing-service-for-FCMs.
(3)
Bu sistem çerçevesinde müşterilerin
aspx
NİSAN 2011 | VOBJEKTİF 55
DOSYA
DOLAR/ONS ALTIN VE
ÇAPRAZ KURDA DA PİYASA
YAPICILIĞI DÖNEMİ
Vadeli İşlem ve
Opsiyon Borsası’nda
piyasa yapıcılığı
sistemi sözleşme
derinliğinin artırılması
açısından kritik
önemde. VOB-Dolar
Ons Altın ve Döviz
sözleşmelerinde
piyasa yapıcılığı,
yabancı para cinsi
sözleşmeleri de
kapsayacak şekilde
genişletildi.
iyasa yapıcılığı, uygulandığı pazarda
veya sözleşmede derinliği arttırmak,
fiyatlardaki aşırı dalgalanmaları önlemek
ve yatırımcı açısından her zaman likit bir
piyasa varlığını sağlamak için finansal
sisteme entegre edildi. Dünyada birçok
borsada farklı şekillerde piyasa yapıcılık
sistemi uygulanıyor.
Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası’nda
da 2008/71 Nolu “Piyasa Yapıcılığı
Esasları” genelgesinin 15 Eylül 2008’de
yürürlüğe girmesi ile piyasa yapıcılık
sistemine geçildi. Üye başvurularının
değerlendirilmesi sonucunda 7 Ağustos
2009 tarihinde altın sözleşmelerinde
piyasa yapıcılık uygulaması Finans
Yatırım Menkul Değerler A.Ş. ile İş
56 VOBJEKTİF | NİSAN 2011
Yatırım Menkul Değerler A.Ş.’nin katılımı
ile başlatıldı. Piyasa yapıcılığı sisteminde,
piyasa yapıcı üyelerden sorumlu oldukları
sözleşmelerde Borsa tarafından belirlenen
koşullarda alım ve satım emri girerek
sözleşme derinliğini arttırmaları
bekleniyor. Altın sözleşmelerinde işlem
hacmi gelişimine olumlu katkısı olan
piyasa yapıcılık sistemi, piyasadan
gelen talepler de dikkate alınarak, döviz
sözleşmelerini de kapsayan ve sistem
değişikliğini getiren 2010/119 no’lu ve
06.10.2010 yürürlük tarihli yeni piyasa
yapıcılığı esasları genelgesi ile değiştirildi.
Diğer taraftan, VOB’da uzun süredir
çalışmaları yürütülen yabancı para
birimi cinsinden işlem gören EUR/
TABLO 1
USD çapraz kuru ve Dolar/Ons altın
sözleşmeleri 22.12.2010 tarihinde işleme
açıldı. VOB üyelerinin yeni işleme
açılan bu sözleşmelerde piyasa yapıcılığı
sistemi uygulanması yönünde gelen
talepler sonucunda, mevcut piyasa
yapıcılığı genelgesi 23.02.2011 tarihinde
yabancı para birimi cinsinden işlem
gören bu sözleşmelerini de kapsayacak
şekilde genişletildi. VOB tarafından,
piyasa yapıcıların yabancı para birimi
cinsinden işlem gören sözleşmelerdeki
yükümlülükleri, EUR/USD çapraz
kuru vadeli işlem sözleşmesi için nakdi
uzlaşmalı Euro sözleşmesiyle; Dolar/Ons
altın sözleşmesinde ise altın sözleşmesi
ile aynı olacak şekilde belirlendi. Aynı
paralelde, piyasa yapıcı üyelere sağlanan
hakların da EUR/USD Çapraz Kuru
vadeli işlem sözleşmesi için döviz vadeli
işlem sözleşmeleri ile ve Dolar/Ons Altın
sözleşmesinin ise altın sözleşmesi ile aynı
olması uygun görüldü.
Yeni uygulamaya alınan piyasa
yapıcılığı esasları genelgesine göre altın
ve nakdi uzlaşmalı döviz sözleşmelerinde
piyasa yapıcıların yükümlülükleri Tablo
1’deki gibidir.
Piyasa yapıcılığı sistemi, yatırımcılara
çeşitli avantajlar sağlarken, piyasa
yapıcı olan üyeler için de çeşitli haklar
barındırıyor. Yeni uygulamaya alınan
piyasa yapıcılığı esasları genelgesine
göre altın ve nakdi uzlaşmalı döviz
sözleşmelerinde piyasa yapıcılara
sağlanan haklar Tablo 2’deki gibidir.
TABLO 2
Borsa tarafından piyasa yapıcı üyelere
sağlanan yukarıdaki avantajların yanı
sıra, piyasa yapıcı üyeler, sorumlu
oldukları sözleşmelerde girdikleri alım/
satım emirleri sonucunda alım satım
farklarından da kazanç sağlayabiliyor.
Mevcut durumda VOB’da altı üye
piyasa yapıcı olarak altın ve nakdi
uzlaşmalı döviz sözleşmelerinde görev
alıyor. Piyasa yapıcı üyeler ve sorumlu
oldukları sözleşmeler Tablo 3’te
gösteriliyor.
Yabancı para biriminden işlem gören
sözleşmelerin de eklenmesiyle çıkarılan
yeni genelgeden sonra, üye başvuruları
değerlendirmeye başlandı. Bunların
sonucunda EUR/USD çapraz kuru ve
Dolar/Ons altın sözleşmelerinde de piyasa
yapıcılık uygulaması başlatılacak ve
piyasa yapıcı üye olarak seçilen kurumlar
VOB tarafından en kısa sürede ilan
edilecek.
TABLO 3
NİSAN 2011 | VOBJEKTİF 57
MAKALE
ŞİRKETLERDE RİSK
YÖNETİMİ VE FİNANSAL
SONUÇLARA ETKİSİ
CorporateMetrics
Dünyanın bugün geldiği noktada, risk yönetimi vazgeçilmez. Sistematik riskin
yönetilmesi açısından Türk şirketleri oldukça geriden geliyor. CorporateMetrics
modeli, şirketlere bilançolarının maruz kaldığı risk açısından ipuçları veriyor.
İ
ŞAMİL DEMİRKAN
VOB Eğitim ve Tanıtım Müdürü
58 VOBJEKTİF | NİSAN 2011
çinde yaşadığımız dünya 20. yüzyılda 2
büyük savaş gördü. Milyonlarca insan
yaşamını yitirdi, belki de milyarın
üstünde insan evini, akrabasını, yaşadığı
toprakları ve yaşam tarzını kaybetti. İkinci
dünya savaşının ardından küllerinden
doğan yeni dünya savaşın yaralarını
hızla sardı ve bir daha aynı acıları
yaşamamak için Birleşmiş Milletler, NATO
gibi dengeleyici uluslararası örgütler
kuruldu. Bu denge ortamında özellikle
1945-1980 yılları arasına damga vuran
soğuk savaş döneminde ülkeler siyasal
alanda küresel müzakere ve işbirliği
kültürünü benimserken 1980’li yıllara
gelindiğinde korumacı ekonomiler hala
hüküm sürüyordu. Ülkelerin paralarının
birbirlerine göre değeri altın standardına
göre belirlenen sabit fiyatlama sistemine
göre belirleniyordu. Henüz küresel
ticaretin çok gelişmediği 1950-1980 arası
dönemde, makro-ekonomik ve parasal
göstergelerindeki göreceli bozulmaya
rağmen, bir ülkenin parasının değeri,
diğer ülke paralarına göre uzun süre sabit
kaldığında, ekonomiyi yönetenler çok fazla
baskı altında kalmadıkları için bu durum
herhangi bir problem oluşturmuyordu.
Ancak 1970’li yıllarda küresel ticaret
gelişmesi ve daha da geliştirilmesi isteği
korunmacı ekonomilerin sonu oldu. Zira,
parasını devalüe etmesi gereken bazı
ülkeler uzun süre bunu yapmakta direniyor,
bunun karşılığında ise ihracat rakamları
hızla düşüyordu. Bazı ülkeler ise yüksek
maliyetlerle ürettikleri ürünleri yurtiçi
piyasa satarken, yurtdışından gelecek rakip
ürünlerin ülkeye ucuz fiyatla girmesini
koruma tedbirleri ile önlüyorlardı. Bazen
de dünyada fiyatı artan bir emtianın, ülke
içerisindeki fiyatı hükümetler tarafından
sabit tutuluyordu.
Ancak 1970’li yılların sonunda giderek
daha fazla sayıda ülke serbest ticaret
rejimi ve serbest kur rejimine geçiyordu.
Dış ticarette tarifeler ve tarife dışı engeller
kaldırılıyordu. İşte bu ortamda 1980’li
yıllardan itibaren sabit kur sisteminin ve
korunmacı ekonomi ile belirlenen emtia
fiyatlama sistemi terk edildi. Ülkelerin
paralarının diğer ülkelerin paralarına göre
değeri, artık dalgalı kur sistemine göre
piyasa tarafından belirlenmeye başladı.
Artık dünyada üretim ve stok
durumlarına göre emtia fiyatları
değişebiliyordu. Kurlar ise cari açık, merkez
bankası rezervleri, dış borç, büyüme gibi
makroekonomik göstergelerin etkisinde
değişkenlik gösterebiliyordu. Serbest
ticaret ve kur rejimine uyum göstermeyen
ülkeler 1990 ve 2000’li yıllarda bu
rejimi benimsemeye başladılar. Türkiye
Cumhuriyeti 24 Ocak 1980 kararları ile
liberalleşme sürecine girdi. Bu gelişme
sonrasında 1995 yılında Gümrük Birliğine
giren Türkiye artık serbest ticaret rejimini
iyiden iyiye benimsemişti. Artan dış ticaret
hacmi ihracat ve ithalat rakamlarında
büyük artış getirdi. Anadolu’da yepyeni
girişimciler değişik dünya pazarlarına
açıldılar ve ekonomik büyümenin motoru
oldular. Ne yazık ki katma değeri yüksek
teknolojik ürünlerden ziyade, tekstil,
montaj ve turizm sektörünün gelişmiş
olması ithalat-ihracat dengesini ithalat
lehine geliştirdi ve bugün hala büyük sorun
olmaya devam eden cari açık sorununu
Türkiye Cumhuriyetinin başına musallat
etti. 2001 krizi olarak anılan ve kamu
borcu ve ödemeler sistemi krizi olarak
anılan kriz sonrasında kurun “devalüe”
edilmesi sonucunda döviz borcu olan bir
çok işletme kapısına kilit vurmak zorunda
kaldı. Dövizle borçlanan vatandaşlar ise
borçlarını ödeyememe riski ile karşılaştılar.
2001 krizi sonrasında Türkiye
Cumhuriyeti de trende direnemedi ve
dalgalı kur rejimine geçildi. Devletin
ekonomik faaliyetlere müdahalesi giderek
azalmaya başladı. Kamu bankalarının
ve diğer kamu iktisadi teşebbüslerinin
özelleştirilmesi süreci başladı.
Bugün geldiğimiz noktada, tarım
ürünlerine ve enerji ürünlerine devlet
müdahalesi gibi kontrolcü mekanizmaların
varlığına rağmen, devlet ekonomik
faaliyetlerden hızla çekilmek istiyor
ve Türkiye ekonomisi serbest rekabet
ortamına ayak uydurmaya çalışıyor. Serbest
rekabet ortamı ise işletmelerin emtia ve
kur riskinden kaynaklanan sistematik riski
yönetmeleri anlamına geliyor.
Sistematik riskin yönetilmesi ise riskin
belirlenmesi, haritalanması, ölçülmesi
ve bu riskin hangi araçlarla telafi
edileceğinin belirlenmesi sürecinden
oluşuyor. Gelişmiş ekonomilerde
işletmelerin büyük çoğunluğu sistematik
risklerini uyguladıkları finansal risk
yönetim modelleri ve türev araçlarla
yönetmektedirler.
Türkiye’de ise ne yazık ki yapılan
anketler ve türev sözleşmelerin
kullanımına ilişkin istatistikler bu konuda
hala bir ilerleme kaydedilmediğini
göstermektedir.
Bu çalışmanın amacı şirketlerde
sistematik riskin ölçülmesi ve
yönetilmesine yönelik olarak geliştirilen
CorporateMetrics uygulamasını özetle
okuyucuya aktarılmak ve şirketlerin finans
yöneticilerine finansal risk yönetimi ile
ilgili pratik bilgiler aktarmaktır.
Risk Metrics(1) tarafından oluşturulan
CorporateMetrics başlıklı çalışmadan
yararlanılmıştır.
Yazımızın birinci bölümünde
CorporateMetrics in tanımı ve ne amaçla
oluşturulduğuna ilişkin açıklamlardan
sonra ikinci bölümde Coporate Metrics’in
aşamaları özetle okuyucuya aktarılacaktır.
İkinci bölümde ise CorporateMetrics
aşamaları ve nasıl kullanıldığına ilişikin
ana hatlar okuyucuya aktarılmaya
çalışılacaktır.
3’üncü ve son bölümde ise piyasa
riskinden korunmayan bir şirketin karlılık
(1) RiskMetrics 2010 yılında MSCI (Morgan Stanley
Capital International) grubuna devredilmiştir.
NİSAN 2011 | VOBJEKTİF 59
MAKALE
rakamlarının maruz kaldığı risk ve aynı
şirketin piyasa riskinden korunması
durumunda maruz kaldığı risk örneklerle
anlatılmaya çalışılacaktır.
Örnekler altını hammadde olarak
kullanan bir şirkete ilişkin ilişkin bilgileri
içermektedir. Yazımızda ise yakın bir
gelecekte devreye girmesi beklenen pamuk
lisanslı depo sistemi ve pamuk fiziki
teslimat sistemi sonrasında pamuktaki
fiyat riskine maruz kalan, pamuk
üreticileri, iplik üreticileri ve bu ürününün
ticaretini yapan şirketlere çarpıcı gelmesi
açısından, kullanılan hammadde pamuk
olarak değiştirilmiş, fiyat bilgileri
pamuk için mantıklı olabilecek fiyatlarla
değiştirilmiştir. Okuyucunun bilmesi
gereken ampirik bir çalışma olan altın
örneğinde kullanılan dağılımların gerçek
tarihsel verilerden oluştuğudur. Yazımızda
ise mantıksal çerçevenin bozulmaması için
fiyat, dağılım, grafik ve istiatistiki verilere
ilişkin diğer bilgiler pamuk örneğine
oransal olarak uyarlanmıştır.
1- CORPORATEMETRİCS
NE İŞE YARAR?
Bir çok şirket, esasen piyasa risklerinin
yönetilmesi için geliştirilen esasen finansal
şirketler için geliştirilen Riske Maruz
Değer yaklaşımının ilkelerinin, reel sektöre
nasıl uygulanacağını merak etmişler. Zira
Riske Maruz Değer (VaR) yaklaşımının
finansal ürünlerin maruz kaldığı
risklerin ölçülmesinde ve yönetilmesinde
kullanılması için geliştirilen RiskMetrics
uygulaması, hisse senedi, bono, tahvil
ve diğer yatırım araçlarının maruz
kaldığı piyasa riskinin yönetilmesi için
geliştirilmiştir. İşte bu merak ve reel
sektörün ihtiyaçlarına cevap verilmesi
için RiskMetrics’i şirket mali rakamlarına
uyarlayarak CorporateMetrics’i
geliştirmiştir. CoporateMetrics uygulaması
reel sektör şirketlerinin piyasa risklerini
yönetmesi için geliştirilen kavramsal bir
çerçevedir.
CorporateMetrics’de özetle 5 adet temel
bileşen bulunmakatadır;
1) Şirketin hangi tür risklere maruz
kaldığına ilişkin tanımlamalar,
2) Piyasa riskinin ölçülmesini sağlayan
yöntemler,
3) Uzun vadede piyasa oran ve fiyatlarını
tahmin etmek için kullanılan data seti
ve metodolojiler(LonRun Technical
Document),
4) Tarihsel değerleri, stres senaryolarını,
60 VOBJEKTİF | NİSAN 2011
uzun vadeli tahminleri ve yöntem
tartışmalarını içeren bir web sitesi(www.
riskmetrics.com),
5) RiskMetrics grubu tarafından
tasarlanan, geliştirilen ve desteklenen
CorporateManager isimli risk hesaplama ve
raporlama yazılımı,
Yazımıza temel oluşturan
CorporateMetrics çalışması ve yukarıda
belirtilen ilgili bir dizi ürün sayesinde,
şirketler karlılıklarının ve nakit
akışlarının maruz kaldığı risklerin etkisini
ölçebileceklerdir.
2- CORPORATE METRİCS
VE AŞAMALARI
Genellikle Corporate Metrics, şirketlerin
değerini hesaplamada kullanılan 2 adet
finansal sonuca odaklanmaktadır; Karlılık
ve nakit akışı.
CorporateMetrics, şirketlerin bir dizi
tahmin edilmiş piyasa oranına göre
şirket karlılık ve nakit akışını tahmin
etmelerine olanak sağlar. Tahmin edilen
piyasa oranları arasında, döviz kuru, faiz,
emtia ve hisse senedi fiyatlarını sayabiliriz.
Uygulama şirketlerin uzun vadeli planlama
ve yönetim stratejilerine uygun olarak uzun
vadeli tahmin yöntemlerini içermektedir.
CorporateMetrics, herhangi bir değerin
volatilitesini veya belirsizliğini ölçtügü
için uzun süredir RiskMetrics uygulaması
çerçevesinde porföy riskinin ölçülmesi
için kullanılan Riske Maruz Değer
(VaR) ölçümüne paralel bir yaklaşımı
benimsenmiştir.
Tarihi verilerle oluşturulan fiyat
tahminleri ile şirketin gelecekteki 12
aylık karlılık ve nakit akış değerlerine
ilişkin olarak oluşturulan sıklık dağılımı
şirketin 12 aylık dönemde olası karlılık
rakamlarının dağılımını gösterir. Sıklık
dağılımı ile, karlılık ve nakit akışı
rakamları ve standart sapmalar ile bu
değerlerden maksimum negatif sapma gibi
risk ölçüm değerleri hesaplanabilir. Tablo
1’de RiskMetrics ve CorporateMetrics
uygulamaları karşılaştırılmaktadır;
CorporateMetrics uygulaması piyasa
risklerinin ölçülmesinde kapsamlı ve
geniş bakış açısına sahip bir yaklaşımı
getimiştir. Bir şirket bir çok varlıkla ilgili
değişik piyasa oranı olasılık dağılımlarını
temel alarak, ayrı ayrı olasılık-ağırlıklı
piyasa oranı senaryoları yaratabilir.
Senaryolar, değişik piyasa oranları
arasındaki varsayılan korelasyonu
yansıtacak şekilde de yaratılabilir.
Senaryolar, şu anki piyasa bilgileri
ile(vadeli işlem sözleşmesi ve opsiyon
fiyatları), ekonometrik modellerle,
kullanıcıya özel parametrelerle
geliştirilebilir. CorporateMetrics
uygulaması, riske daha geniş ve etkin bir
bakış açısı kazandırmak için Şirketlerde
Risk Yönetimine geleneksel risk analizi
dışında başka bir boyut getirmiştir.
CorporateMetrics’in Aşamaları;
Piyasa risklerinin CorporateMetrics ile
ölçümü beş temel aşamadan oluşmaktadır.
1.ADIM: Ölçü Belirleme.Hesaplanacak
risk ölçülerinin belirlenmesi; tahmin
edilecek finansal sonuçlar (karlılık, nakit
akışı) zaman ufku ve güvenilirlik seviyesi,
(tahmin metodolojisinin seçilmesi)
2.ADIM: Risk Haritalandırması. 1.
ADIM’da belirlenen ölçüleri kullanarak,
TABLO 1
piyasa oranlarındaki dalgalanmaya bağlı
olarak hangi karlılık veya nakit akışı
bileşenlerinin, etkilendiğinin belirlenmesi,
3.ADIM: Senaryo Üretimi. Belirli bir
zaman ufkunda, belirlenen piyasa oranları
için değişik olası değerleri gösteren çok
sayıda senaryonu üretilmesi.
a. 1.ADIM’da tanımlanan her bir zaman
periyodu için, 2.ADIM’da belirlenen piyasa
oranlarına ilişkin bir olasılık dağılımının
oluşturulması.
b.Her bir senaryonun, her bir olasılık
dağılımından rassal bir piyasa oranı
değerini çekerek ve bu değerleri zamanın
bir fonksiyonu olarak kabul ederek
üretilmesi
Tek başına bir senaryo piyasa oranı
değerinin zaman ilerledikçe değiştiğini
gösteren ve genellikle doğrusal olmayan
bir çizgidir. Üretilen senaryoların tümü
süpürgeye benzeyen bir çok çizgiden
oluşur.
4.ADIM: Değerleme. Yaratılan her bir
senaryoya göre oluşan finansal sonuç
değerlerinin hesaplanması.
5.ADIM: Risk Ölçütlerinin
Hesaplanması. 4.ADIM’da oluşturulan
finansal sonuçların dağılımlarından risk
değerlerinin hesaplanması.
2.1. RİSK ÖLÇÜTLERİNİN
BELİRLENMESİ
Şirketler piyasa riskine maruz sayısız
finansal değere sahiptirler; piyasa değeri,
portföy değeri, hisse başına kazanç,
büyüme hızı, borç/özkaynak oranı, faiz
ödeme gücü bunlardan bir kaçıdır.
Biz şirket ve yatırımcıların en çok
dikkat ettiği değer olan “karlılık” ve “nakit
akışları” kalemlerini ele alacağız ve şirket
yöneticileri için bu kalemlerin maruz
kaldığı riski ölçmenin ne kadar önemli
olduğunu vurgulamaya çalışacağız.
Karlılık:
Bu ölçü yaygın bir şekilde şirketlerin
değerlemesinde kullanıldığı için oldukça
büyük ilgi çekmektedir.
Fiyat Kazanç Oranı (P/E) , Hisse
Başına Getiri (ROE) gibi bir çok değer
karlılık rakamlarından üretilmektedir.
Kazançlar ise sonuçta piyasa riskinden
etkilenmektedir. Dolayısıyla, karlılığın
seviyesi ve büyüme hızı gibi oranlar
dışında şirketler karlılıktaki oynaklıkla da
ilgilenmektedirler. Karlılıktaki oynaklığı
yöneterek, şirketler hisse değerlerini ve
ortakların menfaatlerini koruyabilirler.
değere göre olan belirsizliğidir. Hisse
Örneğin, bir şirketin 3 aylık karlılık
Başına Riske Maruz Değer de göreceli bir
oranları karlılığı beklenenin altında veya
ölçüm değeridir.
üstünde ise veya karlılıkla ilgili piyasa
beklentileri değişirse hisse fiyatları buna
Şirketler bütçelenmiş kazançlarını hedef
tepki verir. Şirket karlılığının beklenenin
olarak belirlerler. Bu hedefler genellikle
yıllık olarak bütçelerde iç kullanım için
altında olmasının hisse fiyatlarına olan
belirlenirler. Bir plan, beklenen (makul)
olumsuz etkisi düşünüldüğünde, şirketler
durum, iyimser (en üst seviye) durum ve
karlılığın piyasa riskine karşı olan
kötümser (en alt) durum senaryolarına
duyarlılığının ölçülmesine ihtiyaç duyarlar.
Firmalar uzun dönemli hisse değeri
göre hazırlanan proforma gelir tablosu
hedeflerine ulaşmak için gereken bütçe ve
içerir. Hesaplama amacıyla kullanılan
planlama süreçlerini uygularlar. Firmalar
bütçe oranlarına kaynak teşkil eden
piyasa oranları, spot piyasa, vadeli piyasa,
planlama yaparken, bir kaç kötü senaryoya
ekonomistlerin ve analistlerin uzlaştığı
göre oluşabilecek karlılık düşüşlerini
tahminler veya şirketin uygun gördüğü
dikkate alsalar da aşağıdaki hususların
diğer oranlar olarak belirlenir. EaR
hiçbirini dikkate almazlar,
hesaplamalarında bütçede tahmin edilen
1) Şirketin etkilendiği tüm piyasa
karlılık rakamlarını kullanarak, bir şirket
oranlarının korelasyon ve oynaklıkları.
bütçe hedeflerine göre olası maksimum
2) Şirketin maruz kaldığı tüm piyasa
aşağı yönde sapmayı
risklerinin konsolide
tahmin edebilir.
sonucunun – riski düşüren
EaR, bir şirketin
sepet etkisi de hesaba
kullandığı analiz
katılarak - şirke karlılığına
HİSSE BAŞINA
yönteminin odağına
etkisi
RİSKE MARUZ
bağlı olarak, tüm şirket
3) Karlılıktaki düşüş
karlılığı için veya ayrı
tahminlerinin güven
DEĞERİN
ayrı gelir kalemleri için
aralığının seviyesi,
ÖLÇÜMÜ, RİSK
hesaplanabilir.
Karlılık bazlı yaklaşım,
YÖNETİMİ
Bütçe hedefleri dışında
şirketin proforma
AÇISINDAN
aşağıdaki göreceli hedefler
gelir tablosundaki
ÖNEMLİ AVANTAJ de dikkate alınabilir;
bir çok kaleme
SAĞLIYOR.
odaklanılmasını gerektirir.
Beklenen Piyasa
CorporateMetrics
Oranlarına Dayalı
aşağıdaki karlılık
Beklenen Kazançlar:
oynaklığına ilişkin
Şirketler piyasa oranlarının nasıl
aşağıdaki ölçümü tanımlar;
dağılacağını tahmin etmek ve hangi
dağılımı kullanarak, risk yönetim
Riske Maruz Kazanç (EaR):
prosesindeki senaryoları üreteceklerini
Belirli bir raporlama döneminde ve
belirlemek zorundadırlar. Firmaların bütçe
güven seviyesinde, piyasa riskinin şirketin
tahmini yaparken kullanacakları oranları
belirli riske maruz karlılık kalemlerine olan
belirleme süreci ile risk ölçümü amacıyla
etkisi sonucunda, belirlenen hedefe göre,
karlılığın düşebileceği maksimum değer
kullanacakları piyasa oranı dağılımlarını
belirleme süreci arasındaki koordinasyona
bağlı olarak, bütçedeki oranlarla, beklenen
Örnek:
piyasa oranları farklılık gösterir.
ABC Şirketi gelecek çeyrek için hisse
başına 2 TL kazanç hedefliyor. % 95 güven
Vadeli İşlemlerle Hedge Edilmiş Kazanç
aralığında ve 3 aylık zaman ufkunda, tüm
Hedefleri:
şirketin gelir tablosu kalemlerinin maruz
Vadeli sözleşmelerle belirli bir orana
kaldığı piyasa riskine göre hesaplanan
sabitlenmiş kazançlar, bütçe hedefleri
Riske Maruz Hisse Başına Kazanç
ile, bütçe hedeflerinde kullanılan piyasa
(HBRmK) 0,30 TL’dir. Bu şu anlama gelir;
oranları ile vadeli oranların arasındaki fark
ABC şirketi gelecek 3 aylık dönemdeki
oranına bağlı olarak ayrışırlar.
hisse başına kazancının beklenenin en
fazla 0,30 TL altında olacağından % 95
Analist Tahminleri:
güvenilirlikle emindir..
Halka açık şirketlere ilişkin kazanç
Belirli bir değer için “göreceli risk
tahminleri piyasa tarafından yakından
ölçümü”, o değerin belirli bir referans
NİSAN 2011 | VOBJEKTİF 61
MAKALE
takip edilir ve piyasanın şirketlerin
gelecekte açıklanacak olan karlılık
rakamları ile ilgili beklentilerinin
oluşmasına yardım eder. Ampirik
bulgular bu tahminlerin kurumsal
yatırımcılar tarafından sıkça kullanıldığını
göstermektedir. Bir çok şirket yöneticisi
karlılık rakamlarının piyasa tahminlerine
göre durumunu takip ederler. Analist
tahminlerini hedef olarak belirleyerek,
şirket kazançlarının piyasa beklentilerine
göre ne kadar aşağıda olabileceğini tahmin
edebilir.
Temel Hedging Stratejisi ile
ilişkilendirilen Kazanç Hedefleri:
Bazı firmaların risklerinin belirli bir
oranını hedge etmeye yönelik politikaları
vardır. Bir şirketin bütçelenmiş veya
beklenen kazançları, temel hedging
politikalarını dikkate almışsa, beklenen
veya bütçelenmiş kazanç hedefleri ile
hedging politikalarını dikkate alan
kazançları ile aynı olacaktır. Bu yöntem
değişik hedging stratejilerine göre
hesaplanacak beklenen kazanç ve EaR’lerin
karşılaştırılabilmesine imkan tanımaktadır.
Yukarıdaki 5 hedeften biri veya
belirlenen diğer hedeflerin belirlenmesi
demek, potansiyel kayıpların
karşılaştırılacağı referans kazanç hedefinin
belirlenmesi demektir.
Nakit Akışları:
Nakit akışları bir firmanın operasyon,
yatırım ve finansman faaliyetlerini
birbirine bağlar. Yeterli nakit miktarlarının
yaratılamaması veya zamanında
yaratılamaması, firmaların yatırım
planlarını, hatta mali durumlarını bile
olumsuz etkiler. Bazı kötü durumlarda iflasa
bile sürükleyebilir. Nakit akışı yönetiminin
önemi, firmaları nakitlerinin kaynağı ve
tahsis edeleceği yerleri takip etmelerini
gerektirir. Nakit akışları, kazanç rakamları
yanında nakit akışlarını da değerlemede
dikkate alan analistler için çok önemlidir.
Bu nedenle nakit akım tabloları da bilanço
ve gelir tablosu yanında mutlaka halka
açıklanan mali tablolar içerisinde yer alırlar.
2.2. Riske Maruz Nakit Akışı (CFaR):
Nakit akışlarına olan etkisini ölçme
ihtiyacı, nakit akışı volatilite ölçüsünün
tanımlanması ihtiyacını doğurmuştur.
Belirli bir raporlama dönemi ve
güvenilirlikte, belirli nakit kalemlere
yönelik piyasa riskinin, hedeflenen nakit
62 VOBJEKTİF | NİSAN 2011
akışları üzerindeki maksimum negatif
etkisini Riske Maruz Nakit Akışı (CFaR)
olarak tanımlayabiliriz.
EaR de olduğu gibi CFaR de de hedef
nakit akış değerleri, öncelikle bir proforma
nakit akış tablosu yaratarak veya nakit
yaratan veya kullanan değişik faaliyetlerin
modellenmesi ile tahmin edilir. Nakit akım
tahmini modeli ile, belirli bir raporlama
periyodundaki hedef nakit akımları,
bütçede tahmin edilen oranlar, spot
oranlar, vadeli oranlar veya firmaca uygun
görülen diğer piyasa oranlarının, tahmin
edilen operasyonel, yatırım ve finansman
aktivitelerine uygulanması ile hesaplanır.
Analist tahminleri ve temel hedge
politikaları da hedef nakit akışlarının
belirlenmesinde referans teşkil ederler.
Örnek:
ABC Şirketi gelecek bütçe yılı içerisinde
15.000.000.-Amerikan Doları nakit
yaratacağını tahmin etmiştir. % 95
güvenilirlikle, 1 yıllık zaman periyodunda,
ABC şirketinin CFaR değeri 3.000.000
Amerikan doları olarak hesaplanmıştır. Bu,
ABC şirketinin piyasa riskleri nedeniyle,
nakit akımlarının hedeflenen değerden en
fazla 3.000.000 Amerikan Doları daha az
olabileceğinden % 95 güvenilirlikle emin
olduğu anlamına gelmektedir.
Korunma İşlemlerinin Şirket Kazançları
ve Nakit akışları Üzerindeki Etkisi:
Türev araçlarla ilgili muhasebe
ve raporlama standartlarının Riske
Maruz Kazancı etkileyeceğinin dikkate
almamız gerekir. Korunma muhasebesi
TABLO 2
ilkelerinin uygulanamayacağı türev
ürünlerin kullanılması Riske Maruz
Kazanç değerinin arttıracaktır. Çünkü
türev araçların makul değerlerindeki
değişiklikler raporlama periyodik mali
tablolara yansıtılmak zorundadırlar. Buna
karşın türev araçlardan kaynaklanan nakit
akışı, dayanak varlıktan kaynaklanan
tahmin edilen nakit akışını, nakit
akışlarındaki volatiliteyi azaltacak
şekilde dengeliyorsa, türev araçlar
RmNA’yı azaltırlar. Bu nedenle, belirli
durumlarda RmNA şirketlerin uzun
dönemli ekonomik risklerini yansıtmada
RmK’dan daha başarılıdır. Bu başarı,
belirli korunma işlemlerinin kazançlar
ve nakit akışları üzerindeki arzu edilen
ekonomik etkisinin,yürürlükteki muhasebe
standartlarınca iyi yansıtılamadığı
uygulamalarda daha da çarpıcıdır.
2.2. RİSK
HARİTALANDIRMASI
Risk haritası, piyasa oranlarının kazanç
veya nakit akımı alt kalemleri üzerindeki
etkisinin tanımlanmasıdır.
Örnek: Döviz kuru oranlarının şirketin
yurt dışı satışlarına olan etkisi
Yurt Dışı Satışlar (TL) = Yurt Dışı Satış
Tutarı (USD) x Dolar/TL Kuru
1-Yurt Dışı Gelir/Nakit Akımı ve Döviz
Kuru Oranları arasındaki Doğrusal İlişki:
2-Yurt Dışı Gelir/Nakit Akımı ve
Döviz Kuru Oranları arasındaki Doğrusal
Olmayan Bir İlişkiye neden olan Yurt Dışı
Fiyat ve Döviz Kuru Oranları arasındaki
Doğrusal İlişki
3- Faiz Swapından Kaynaklanan Nakit
Akımı
Proforma mali tablolar, farklı
değişkenlerin ve varsayımların tahmin
edilen finansal sonuçlara etkisini açığa
çıkardıkları için, risk haritası oluşturmada
oldukça yararlıdırlar.
Karlılık Kalemlerini Piyasa Oranlarının
Doğrusal Fonksiyonu Olarak Kabul Eden
Yaklaşım:
Gelir kalemleri için risk haritası
yaratırken en basit yaklaşım, her bir
gelir bileşeninin piyasa oranlarının
doğrusal fonksiyonu olduğunu varsayar.
Bu yaklaşımda yurt dışı satış hacmi sabit
varsayılır. Dolayısıyla satış gelirleri şirketin
bilançosunu düzenlendiği kurun değerine
bağlı olarak değişir.
Şirket kurlar dalgalandıkça satış
fiyatlarını değiştirmeyeceğini
TABLO 3
2.4. DEĞERLEME
Her bir senaryoda oluşan piyasa
oranlarını, 3.ADIM’da belirlenen risk
haritası denkleminde yerine koyarsak,
gelecekte oluşabilecek bir finansal sonuç
için bir değer elde ederiz. Her senaryo için
bu işlemi tekrar edersek, finansal sonuçlara
ilişkin bir olasılık dağılımı elde ederiz.
varsaymaktadır. Doğrusal yaklaşımın zayıf
tarafı satış miktarlarının da piyasa riskine
duyarlı olabileceğini hesaba katmayarak,
satış miktarlarını sabit varsaymasıdır.
2.3. SENARYO ÜRETİLMESİ
Şirketler için önemli bir zorluk, uzun
vadeli bütçe plan periyotlarıyla tutarlı
piyasa oranlarını tahmin etmektir.
Genellikle 2 ayla 24 ay arasında değişen
alışılagelmiş tahmin dönemlerine ilişkin
hedeflenen finansal sonuçların maruz
kaldığı piyasa riskini ölçmek için, bu
zaman ufkuna yayılan piyasa oranı
senaryolarına ihtiyaç vardır. Şirketlerin
gerekli senaryoları geliştirmek piyasa
değişkenlerine ilişkin olasılık dağılımlarını
belirleyecek tahmin modellerine ihtiyaçları
vardır. Bu tahmin modellleri ile bir aydan
uzun zaman ufkundaki senaryoların
üretilmesi karmaşık bir çalışma
gerektirmektedir.
Çok sayıda akademik araştırmanın
konusu olmuş bir çok uzun-dönemli
tahmin teknikleri bulunmaktadır.
Mevcut piyasa oranlarını(vadeli işlem
sözleşmesi ve opsiyon volatilitelerini),
ekonometrik modelleri ve kullanıcı
tarafından belirlenen senaryolarını
içeren 3 genel yaklaşım vardır. Yazımızın
CorporateMetrics’in bileşenlerini özetleyen
bölümünde bahsedilen LongRun Teknik
Dokümanı’nda bu genel yaklaşımlar detaylı
olarak anlatılmaktadır. Belirtilen yaklaşıma
göre, senaryo üretimi için kullanılabilecek
veri setlerine, uzun vadeli tahminlere ve
volatilite tahminlerine http://www.risk.
metrics.com adresinden ulaşılabilir.
3. bölümde ele alacağımız örneklerde
senaryo üretiminde LongRun tahmin
modelinin bir parçası olan ve Vector
Autoregressive Model(VARM) ve Error
Correction Model(ECM) altyapısı üzerinde
çalışan ekonometric tahmin modeli
Vector Error Correction Model(VECM)
kullanılmıştır. VECM ile ilgili detaylı
bilgiler CorporateMetrics çalışmasının
7.2.1.2. (Forecasts based on economic
strucrure) numaralı bölümünde
sunulmaktadır.
yıl boyunca değişik zamanlarda iplik
üretimi için pamuk alımı yapmaktadır.
Şirketin bütçe tahmini 2010 yılı için pamuk
fiyatının 2.000 TL/ton olacağıdır. Şirket
pamuk fiyat riskinin karlılık üzerindeki
etkisini 1 Ocak 2009 ve 31 Aralık 2010
tarihleri arasındaki yılları arasındaki
fiyat verilerini analiz ederek hesaplamak
istemektedir.
2.5. RİSK HESAPLAMASI:
4.ADIM’da oluşturulan finansal
sonuçlarla ilgili olasılık dağılımları
kullanılarak, finansal sorunların maruz
kaldığı riski ölçen istatistiki değerleri
hesaplayabiliriz;
Standart Sapma: Tahmin edilen finansal
sonucun beklenen (ortalama) değerinden
simetrik sapmaları gösterir.
Güvenilirlik Seviyesi: Finansal
sonucun belirli bir seviyenin altına
düşmeyeceği olasılığını gösteren limit
değeri (CorporateMetrics de % 95 olarak
belirlenmiştir).
Hedef Değere Göre Maksimum Sapma:
Belirlenen güvenilirlik seviyesinde, bir
finansal sonucun hedeflenen değerdin
maksimum ne kadar altında olabileceğine
ilişkin değer.
Ortalama Sapma:Finansal sonuçların
hedeflenen değerin ne kadar altında
olacağına dair beklenen (ortalama) değer.
CorporateMetrics çalışmasında risk
hesaplama istatistik değeri olarak Hedef
Değere Göre Maksimum Sapma ele
alınmıştır. Ancak unutulmamalıdır ki;
Şirketler, CorporateMetrics uygulaması
ile elde edilen finansal sonuç olasılık
dağılımlarını kullanılarak, ihtiyaçlarına
göre üst paragrafta belirtilen istatistiki
değerleri hesaplayabilirler.
3. UYGULAMA ÖRNEKLERİ:
Örnek 1
Emtia riski ile ilgili riske maruz kazanç
(EaR): Pamuk fiyat riski
Örneğimiz, emtia fiyatlarındaki
dalgalanmanın bir şirketin satılan malın
maliyeti hesabını, dolayısıyla da karlılığını
nasıl etkilediğini göstermektedir. ABC
şirketi tekstil firmalarının kullanımı için
iplik üreten bir firmadır ve ana hammadde
olarak pamuk kullanmaktadır. Şirket
1.ADIM: ÖLÇÜM DEĞERİNİN
BELİRLENMESİ
ABC EaR (Riske Maruz Kazanç)
değerini ölçüm değeri olarak belirlemiştir.
Dolayısıyla hedef karlılıktan % 95
güvenilirlikle maksimum olası sapma
değerini hesaplayacaktır. Şirketin risk
hesaplaması yapacağı zaman periyodu 12
aydır.
2.ADIM: RİSK
HARİTALAMASI
ABC şirketinin her üç aylık dönemin
sonunda pamuk alımı yaptığını varsayalım.
Herhangi bir üç aylık dönemin sonunda
alınan pamuk, bir sonraki üç aylık
dönemde üretim için kullanılmıştır.
Şirketin gelecek 4 çeyrek dönemde
tahmin ettiği pamuk alım değerleri aşağıda
listelenmiştir.
Bu satın alma miktarları ile şirketin
2010 yılı pamuk alım bedelini aşağıdaki
formülle hesaplayabiliriz. Formulde Pi i’nci
üç aylık dönemin sonundaki pamuğun ton
başına fiyatıdır.
[1.1] C= - 4000xp0 - 4.100x P1 - 3.900xP2
– 4.050x P3
Risk haritalamasının yapıldığı tarihte
pamuğun fiyatı 1.000 TL/ton dur.
Yukarıdaki formüle göre hesaplanan
bir yıllık pamuk alım bedeli satılan
malın maliyeti hesabını etkilediği için,
risk haritalaması yapılırken, emtia fiyat
riskinden kaynaklanan EaR(Riske Maruz
Kazanç)’nın hesaplanmasında kullanılır.
3.ADIM: SENARYO ÜRETİMİ
Pamuk alımı her üç aylık dönemin
sonunda gerçekleştiği için şirketin, 31
Aralık 2009 tarihindeki pamuk fiyatına ve
gelecek 3 çeyrek dönem sonundaki fiyat
projeksiyonlarına bağlı fiyat senaryolarına
NİSAN 2011 | VOBJEKTİF 63
MAKALE
GRAFİK 1
ihtiyacı vardır. Senaryoların yaratılması
için VECM modelinden yararlanılarak
oluşturulan piyasa fiyat dağılımlarından
yararlanılır.
Pamuk fiyat dağılımları kullanılarak
pamuk fiyatları için 31 Mart 2010 ve 30
Eylül 2010 tarihleri arasındaki 10.000 olası
fiyat seyir hareketi simüle edilir.
4.ADIM: DEĞERLEME
3. adımda yaratılan 10.000 senaryo,
şirketin gelecekteki 4 çeyrek boyunca
oluşacak pamuk fiyatlarına ilişkin
tahminini oluşturur. Bu fiyat tahminlerinin
2. adımdaki formüle koyduğumuzda
şirketin 1 yıllık pamuk harcamasını tahmin
edebiliriz.
Yaratılan 10.000 senaryodan birisinin
aşağıdaki senaryo olduğunu varsayalım;
hesaplamak için hedef harcama
tutarını ve % 95 güvenilirlikle tahmin
edilen harcama tutarını bilmemiz
hammadde maliyetlerini telafi edecek bir
fiyat ayarlaması yapması imkansızdır.
Bu nedenle maliyetlerdeki 1 TL artış,
karlılıkta da 1 TL’lik azalmaya neden
olacaktır. Bu durumda ABC, EaR(Riske
Maruz Kazanç) değerini 1.900.000 TL
olarak hesaplamıştır.
Pamuk fiyatlarının yukarıdaki senaryoya
göre değiştiği varsayımına göre oluşturulan
2010 yılı pamuk maliyet tablosu aşağıda yer
almaktadır.
gerekmektedir.
Hedef harcama tutarı bütçe
hedeflerinde gizlidir. ABC şirketinin
pamuk fiyatı için bütçe tahmini 2.000
Pamuk fiyatı ile ilgili oluşturulan
yukarıdaki senaryoya göre 2010 yılında
pamuk alımlarının maliyeti 31,9 milyon TL
olarak tahmin edilmektedir.
10.000 senaryo için ayrı ayrı yıllık pamuk
maliyeti hesaplanarak pamuk maliyetleri
dağılımı oluşturulur. Grafik 2’de de
görüldüğü üzere % 95 güvenilirlikle pamuk
maliyeti en fazla 34.000.000 olmuştur.
TL dir. Şirketin fiyat tahmini ve satın
alma miktarlarına göre 2010 yılı için
hesaplanan hedef harcama tutarı (32.100
milyon TL) Tablo 4’Te hesaplanmıştır.
Bütçe hedeflerinde yer alan hedef
hammadde harcama tutarı ile, % 95
güvenilirlikle tahmin edilen hammadde
harcama tutarı dikkate alındığında, % 95
güvenilirlikle, hammadde harcamaları
hedefin en fazla 1.900.000.TL (34.000.000
– 32.100.000) üzerinde olacaktır.
ABC şirketinin ürettiği ipliğin son
derece rekabetçi ve fiyatların istikrarlı
olduğu bir piyasası vardır ve şirketin
Örnek 2
Korunma yapılan durumda riske
maruz kazanç: Pamuk fiyat riski
Bu örnekte ABC firmasının hammadde
harcamalarından kaynaklanan riski,
risk ölçümünün yapıldığı 31 Aralık 2010
tarihinde aşağıdaki opsiyon sözleşmeleri
ile hedge ettiğini varsayalım:
Pamuk Call Opsiyonunda Uzun
Pozisyon: Kullanım fiyatı 2.100 TL/
ton, 3,6 ve 9 ay vadeli olarak alınan
sözleşmelerin nominal değeri 4.000 ton
dur.
Pamuk Put Opsiyonunda Kısa
Pozisyon: Kullanım fiyatı 1.800 TL/
ton, 3,6, ve 9 ay vadeli olarak alınan
sözleşmelerin nominal değeri 4.000
tondur.
5. ADIM: RİSK
HESAPLAMASI
Bütçe hedefini aşan maksimum
hammadde (pamuk) harcamasını
TABLO 4
64 VOBJEKTİF | NİSAN 2011
1.ADIM: ÖLÇÜM DEĞERİNİN
BELİRLENMESİ
ABC pamuk fiyatlarındaki
dalgalanmadan kaynaklanan EaR
(Riske Maruz Kazanç) değerini
–pamuk hammadde harcamaları, net
opsiyon primi ödemeleri ve opsiyon
sözleşmelerinin kar/zararlarının birleşik
etkisini de dikkate alarak - ölçüm değeri
olarak belirlemiştir. Dolayısıyla hedef
karlılıktan % 95 güvenilirlikle maksimum
olası sapma değerini hesaplayacaktır.
Şirketin risk hesaplaması yapacağı zaman
periyodu 12 aydır.
GRAFİK 2
2. ADIM: RİSK
HARİTALAMASI
Şirketin almış olduğu call ve put
opsiyonlarından kaynaklanan prim
tahsilatı ve prim ödemeleri Tablo 5’te
belirtilmiştir.
Yukarıdaki prim tablosuna göre toplam
net prim ödemesi (CP) 350 TL olacaktır.
Call opsiyonundan kaynaklanan kar/
zarar aşağıdaki formülle hesaplanır.
[1.2] VC = 4000 [max(P1 – 2100,0) +
max(P2 – 2100,0) - max(P3 – 2100,0)]
Put opsiyonundan kaynaklanan kar/
zarar ise aşağıdaki formülle hesaplanır.
[1.3] VP = 4000 [min(P1 – 1800,0) +
min(P2 – 1800,0) - min(P3 – 1800,0)]
Şirketin aldığı opsiyon
pozisyonlarından elde ettiği toplam kar/
zarar ise;
[1.3] VCP = VC + VP
eşitliği ile ifade edilir.
[1.1] eşitliği ile hesaplanan C’yi (pamuk
satın alım bedeli) de dahil ederek, şirketin
pamuk alımı ile ilgili toplam giderleri EC
(pamuk alım bedeli, net opsiyon primi,
opsiyon kar/zararı) aşağıdaki eşitlikle
hesaplanır;
[1.4] VCP = C + CP + VCP
Yukarıdaki eşitlikler pamuk
fiyatlarındaki dalgalanmaların ABC
şirketinin pamukla ilgili harcamalarını
ne oranda etkilediğini hesapladığı için,
TABLO 5
dolayısıyla da mali tablolarda açıklanan
karlılık rakamlarını etkilediği için,
bu eşitlikleri risk haritası olarak kabul
edebiliriz.
Grafi k 3, ABC şirketinin planlanan satın
alma faaliyetleri ile korunma işlemlerinin
bileşik etkisinin, korunmanın olmadığı
bir önceki örnekle karşılaştırıldığında
şirketin pamuk hammadde harcamalarını
nasıl değiştirdiğini göstermektedir.
olan 2.100 TL’nin, VECM tarafından her
tarih için ayrı ayrı tahmin edilen pamuk
fiyatları ortalamasının etrafında dar bir
aralık oluşturmuş olmalarıdır. Dağılıma
göre en kötü senaryo toplam pamuk
harcamalarının 33.2 milyon TL olması,
en iyi senaryo ise pamuk harcamalarının
31.8 milyon TL olmasıdır. Senaryolara göre
hesaplanan toplam harcama değerlerinin
% 50’si, ortalama pamuk fiyatlarının
bütçe hedefi olarak belirlenen 2.000 TL/
ton fiyatından az olacağı senaryosuna
dayanmaktadır. Bu durum hesaplanan
harcama değerleri sıklığının dağılımın
sağ ucunda (31.2 milyon-31 milyon) ,
dağılımın sol ucundaki değerlerin (32.8
milyonun altındaki değerler) sıklığına
göre göre neden daha yüksek olduğunu da
açıklamaktadır.
Alınan opsiyon pozisyonları ve fiyat
dağılımlarının sonucu olarak oluşan
harcama dağılımına göre, en kötü
senaryoda dahi oluşan toplam harcamalar,
% 95 güvenilirlikle tahmin edilen değerin
çok küçük bir miktar üzerindedir.
(kötü senaryo: 33.020.000, % 95 seviyesi
33.000.000)
3. ADIM: SENARYO ÜRETİMİ
Örnek’te kullanılan pamuk fiyat
senaryoları bu örnekte de kullanılarak,
değişik pamuk harcama ve opsiyon
ödemesi kombinasyonları hesaplanır.
4. ADIM: DEĞERLEME
[1.4] eşitliği kullanılarak her bir üç aylık
dönem için toplam net opsiyon ödemeleri
(pamuk opsiyon kar/zararı – opsiyon primi
harcamaları) ve pamuk alım bedelleri
tahmin edilir. Korunmaya tabi tutulmuş
pamuk harcamalarına ilişkin dağılım
Grafik 4 de gösterilmiştir. Korunmaya
sonrası pamuk harcamaları yüzde 95
güvenilirlikle 33.000.000.TL olarak tahmin
edilmiştir.
Histogramın üst ve alt uçlarındaki
yüksek sıklık değerlerinin nedeni, put
opsiyonunun kullanım fiyatı olan 1.800
TL ve call opsiyonunun kullanım fiyatı
5. ADIM: RİSK
HESAPLAMASI
ABC şirketinin planlanan pamuk
alım giderlerinden planlanan
opsiyon primlerinin (ABC şirketinin
bütçedeki fiyat tahminini 2.000 TL
olması, opsiyonlardan kar veya zarar
beklenmediği anlamına gelir). çıkarılması
ile hedeflenen korunma sonrası pamuk
hammadde harcamaları hesaplanır.
Bütçede yer alan korunma sonrası
hedeflenen pamuk harcamaları ile %
95 güvenilirlikle tahmin edilen toplam
pamuk giderleri karşılaştırıldığında,
korunma sonrası pamuk harcamalarındaki
maksimum aşım % 95 güvenilirlikle
(33.000 – 32.450) 550.000 TL olacaktır.
Bir önceki örnekte olduğu gibi, şirketin
artan maliyeti telafi etmek için fiyatlarında
bir ayarlama yapacağını kabul edersek
pamuk maliyetlerindeki 1 TL’lik maliyet
artışı, vergi öncesi karlılıkta 1 TL lik
azalmaya neden olacaktır. Bu nedenle,
örnekteki opsiyon korunma stratejisiyle,
32.450.000 TL pamuk maliyeti hedefleyen
pamuk fiyat riskini hedge eden ABC
firmasının pamuk fiyatından kaynaklanan
riskler nedeniyle vergi öncesi riske maruz
karlılık (EaR) değeri 550.000 TL veya vergi
öncesi hisse başına riske maruz karlılık
NİSAN 2011 | VOBJEKTİF 65
MAKALE
GRAFİK 4
GRAFİK 3
değeri(EPSaR) 0.011 TL olacaktır.
Özetle; ABC firması pamuk hammaddesi
fiyatlarından kaynaklanan riskle ilgili
herhangi bir korunma yapmazsa,
firmanın hedeflenen pamuk hammadde
giderleri 32.100.000 TL dir ve EaR değeri
1.900.000 TL dir. Firma şayet pamuk
fiyatından kaynaklanan fiyat risklerini
yukarıda belirtilen opsiyon stratejisiyle
korumaya alırsa, hedeflenen pamuk
hammadde giderleri, 32,450.000 TL
olarak gerçekleşecek, EaR değeri 550.000
TL ye düşecektir. Korunma stratejisi için
350.000 TL opsiyon primi ödemesi yapan
şirket, bu sayede % 95 güvenilirlikle,
pamuk fiyatlarındaki dalgalanmadan
kaynaklanabilecek maksimum pamuk
harcamasını, 34.000.000 TL’den,
33.000.000 TL ye düşürmüştür. Bu, riskin
korunmasız senaryoya göre 1.000.000 TL
tutarında azaltılması anlamına gelmektedir.
Yukarıdaki risk haritalaması, ve
risk hesaplamalarına göre ABC şirketi
riskini 1.000.000 TL tutarında azaltmak
için 350.000 TL opsiyon primi ödeyip
ödememeye karar verecektir.
Önemli bir uyarı yapmak gerekirse;
seçilen hedef fiyat yöntemine göre risk
değerleri farklılaşabilecektir. Şöyle ki;
yukarıdaki örnekte seçilen bütçe hedef
pamuk fiyatı 2.000 TL dir ve sabittir. Her
3 aylık dönem için VECM modelindeki
ortalama fiyatlar hedef fiyat olarak seçilirse
hedef hammadde harcama tutarları da
değişebilecektir.
Hedef seviyeleri belirlerken ve
senaryo üretirken seçilen metodoloji,
CorporateMetrics uygulaması ile
hesaplanan risk değerlerini doğrudan
etkilemektedir.
SONUÇ
Değişik illerde yaptığımız eğitim
ve tanıtım toplantıları sırasındaki
gözlemlerimiz, başta Meslek Birlikleri
ve TIM olmak değişik sivil toplum
kuruluşunun anketleri, Türk şirketlerinin
66 VOBJEKTİF | NİSAN 2011
ezici bir çoğunluğunun Finansal Risk
Yönetimi ilkelerini uygulamadıklarına
ilişkin güçlü bir izlenim ortaya çıkarmıştır.
Oysa yazımızın giriş bölümünde
anlatıldığı üzere, özellikle 2001 krizi
sonrasında reel sektör şirketlerinin
finansal risk yönetimine her
zamankinden daha fazla ihtiyaç duyduğu
düşünülmektedir. 2001-2010 döneminde
sektöründe tanınan onlarca şirketin
faaliyetlerine son verdiği veya finansal
güçlük nedeniyle el değiştirmek zorunda
kaldığına şahit olduk.
2005 yılından itibaren Vadeli İşlem ve
Opsiyon Borsası’nın faaliyete geçmesi
ile sadece organize türev piyasalar değil,
organize olmayan diğer piyasalardaki
ürünlerin kullanımı artmıştır. Ancak
bu ürünlerin spekülasyon dışında risk
yönetimi amacıyla kullanımında istenilen
seviyenin çok çok uzağındayız.
Risk yönetimi ilkeleri özellikle borsamız
tarafından eğitim ve tanıtım faaliyetleri
kapsamında değişik illerdeki toplantılarda
şirketle sektörüne aktarılmaktadır. Bu
yazının amacı da gelişmiş piyasalarda
reel sektör tarafından uygulanan finansal
risk yönetimi uygulamalarından birisi
olan CorporateMetrics uygulamasının
ortaya çıkış nedenini, faydalarını ve hangi
TABLO 6
aşamalardan oluştuğunu uygulamaları
örneklerle vermektir.
Dile getirmemiz gereken önemli bir
husus da; işletmelerin risk yönetimine
ilişkin bilgi eksikliği ve risk yönetim
kültürünün oluşmaması yanında tahmin
modellerinin en önemli unsuru olan
tarihsel fiyat verilerin - bir çok emtianın
sağlıklı bir spot piyasasının olmaması
nedeniyle ülkemizde –elde edilemeyecek
olmasıdır. Ancak ülkemizde sağlıklı
fiyatlar oluşuncaya dek yurtdışı piyasa
fiyatları temel alınarak bu sorunun kısmen
çözülebileceğini de düşünüyoruz.
Umuyoruz ki, tüm ilgililerin katkılarıyla
emtia ürünlerinde sağlıklı bir spot piyasa
ve türev piyasa oluşur ve risk yönetimi
modellerini Türkiye’ye uyarlamak
isteyen işletmeler karlılık, nakit akışı
gibi önemli finansal sonuçlarının maruz
kaldığı riskleri doğru bir biçimde ölçer ve
yönetirler.
Bu düşüncelerle yazımızın, gelecekte
reel sektörde risk yönetimi ile ilgili
ampirik çalışma yapacak araştırmacı
ve akademisyenlere küçük bir ilham
vermesini diliyoruz.
Kaynakça: RiskMetrics Group(1999),
CorporateMetrics Technical Document

Benzer belgeler