haber - Ege Bölgesi Sanayi Odası

Transkript

haber - Ege Bölgesi Sanayi Odası
BAŞYAZI
Artık elimizde envanterimiz var
Değerli sanayici dostlarım,
Sahibi olduğumuz işletmelerde yeni bir
yatırım kararı alırken, yeni bir iş veya ihracat
bağlantısı yaparken ilk aklımıza gelen, fabrika
binamızın, makine parkımızın, çalışanlarımızın
ve finansmanımızın durumudur. Yeni bir bina mı
inşa edeceğiz, kaç makine, kaç personel alacağız,
kazancımız yaptığımız ve yapmayı düşündüğümüz işlere ne kadar yetecek, kredi, borç-alacak
ilişkilerimiz ne durumda?
Bu örnekleri çoğaltmak, kendimiz için yaptığımız, düşündüğümüz projeksiyonların ölçeğini
büyüterek ülkemize de uygulamak mümkün.
Çünkü ülkelerin karar verici makamlarında oturan
yöneticileri de hangi sektörlerin destekleneceğini,
hangi yatırımlara öncelik verileceğini, ihracatta
dünya ile rekabet ederken diğer ülkelerin önüne
hangi ürünlerle geçilip fark yaratılacağını ve en
önemlisi bunların hangi ekonomik kaynaklarla
gerçekleştirileceğini hesap ediyor.
Şüphesiz isabetli karar verebilmek için doğru
verilere ihtiyaç var. Aksi halde daha temel atarken
finansman kaynağının bitmesi ya da milyonlar
harcadıktan sonra kimseye satamayacağımız
bir ürün ortaya çıkması kabul edilemeyecek bir
durumdur. Başka ülkelerin daha iyi durumda
olduğu sektörü desteklemek de hem yatırım hem
de pazar açısından ülkeleri ekonomik felakete
sürükleyebilir.
“İçimizden biri” olarak bizlerin yanında olan,
desteğini hep hissettiğimiz Sanayi ve Ticaret Bakanımız Zafer Çağlayan’ın çabalarıyla Türkiye’nin
yıllardır gündeminde olan “sanayi envanteri”
konusunda önemli bir adım atıldı. Girişimci
Bilgi Sistemi olarak adlandırılan havuz, Türkiye
ekonomisinin özellikle de sanayimizin adeta bir
röntgenini oluşturuyor. Ekonomiye yön veren
kurumların ellerindeki bilgiler Sanayi ve Ticaret
Bakanlığı’mızdaki havuzda toplanan bilgiler sayesinde önümüzü bütün açıklığıyla görebileceğiz,
bundan sonra gideceğimiz yöne kolaylıkla karar
verebileceğiz. Rekabet gücümüzün artmasına,
şirketlerimizin performansının yükselmesine bu
veriler katkı sağlayacak. Hangi sektör nerede ve
hangi yoğunlukta üretim yapıyor, bunların yan
sanayisi nerede, ürünler nasıl ve nereye taşınıyor,
nerelerde, hangi ülkelerde satılıyor, üretmek için
ne kadar enerji tüketiliyor, Ar-Ge ve patent durumu, mali tabloları, aktif büyüklükleri, karlılıkları
nasıl?.. Bunların hepsini inceleyen, analizlerini
yapmış bir veri kümesine sahip oluyoruz. İşte bu
aşamayla birlikte üreten sektörlerin temsilcileri
olarak yıllardır dile getirdiğimiz sektörel ve bölgesel teşviklerin uygulanması da gündeme gelecek.
Cumhuriyet tarihimizin ekonomi alanındaki
en önemli projelerinden biri olan Girişimci Bilgi
Sistemi, güncel verilerle sürekli yenilenirken geleceğimizin tasarımında pusulamız olacak.
Değerli dostlarım,
Planlı ve düzenli kalkınmanın vazgeçilmez
unsuru, üretim üslerimiz organize sanayi bölgelerimizde yaşadığımız sorunlar da yine Sanayi ve
Ticaret Bakanımız Çağlayan’ın gösterdiği gayretle
çözüme kavuştu. 4562 sayılı Organize Sanayi
Bölgeler Kanunu’na eklenen geçici maddeyle,
yetki tartışmasına neden olan OSB yasasının çıktığı
2000 yılı Haziran ayından önce kurulan organize
sanayi bölgelerinin yönetimleri, 6 ay içinde kuruluş
sözleşmelerini Sanayi Bakanlığı’na vererek bakanlığın sicil defterine işlenirlerse, bu OSB’ler kanuna
uygun hale gelecek ve yetki tamamen sanayi bölgesi yönetimlerine geçecek. Bu kararla, Ulucak
Belediyesi ile yetki tartışması yaşayan Kemalpaşa
OSB’miz adına çok sevindik. Ulucak Belediyesi
sınırları içinde yer alan 270 hektarlık bölümde
artık tek yetkiyi 281 sanayi tesisi, 26 ticari
işletme, 7 depo ve 7 akaryakıt istasyonu
bulunan, yaklaşık 25 bin kişinin istihdam
edildiği KOSBİ kullanacak.
Bu arada; otomotiv yan sanayinin geliştiği İzmir’de Bağyurdu’nda
kurulacak Otomotiv İhtisas OSB’nin
kuruluşuna imkan sağlayan tüzel
kişilik belgesini Sanayi ve Ticaret
Bakanımız Çağlayan’ın bizzat
vermesi ayrı bir gurur ve
mutluluk kaynağımız oldu.
Bizler de teşekkürümüzü
fabrikalar kurarak, üretim
ve ihracat yaparak, istihdam yaratarak, ekonomimize büyük katma değer
sağlayarak yapacağız.
Dünyayı sarsan
ekonomik krizden hükümetimizin zamanında
uygulamaya koyacağı
ekonomik tedbirlerle
kazançlı çıktığımız taktirde bugün dünyanın
17’nci büyük ekonomisi olan ülkemizin
daha üst sıralara
çıkacağından
kuşkumuz yok.
ebsohaber 3 kasım 2008
Tamer TAŞKIN
Ege Bölgesi
Sanayi Odası
Yönetim Kurulu
Başkanı
HABER
Ata’mızı andık
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk,
ebediyete intikalinin 70. yılında İzmir’de düzenlenen törenle
anıldı. Cumhuriyet Meydanı’ndaki Atatürk Anıtı’na çelenk sunma törenine, İzmir Valisi Cahit Kıraç, Ege Ordusu ve Garnizon
Komutanı Orgeneral Hayri Kıvrıkoğlu, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ile CHP İzmir Milletvekili Mehmet Ali
Susam, Hava Eğitimi Komutanı Korgeneral Ziya Güler, Güney
Deniz Saha Komutanı Koramiral Erdal Bucak, meslek odaları ve
sivil toplum örgütleri başkanları katıldı. Ege Bölgesi Sanayi adına
çelenk sunumunu Meclis Başkanı Ender Yorgancılar ile Genel
Sekreter Mustafa Kalyoncu yaptı.
İlke ve devrimlerinin ışığında ilerliyoruz
Saat 09.05’te siren sesleri eşliğinde 2 dakikalık saygı duruşunda bulunulmasının ardından İstiklal Marşı okundu. Saygı
duruşuna trafikteki sürücülerin de araçlarından inerek ve klakson
çalarak eşlik ettiği görüldü. Izmir Valisi Cahit Kıraç, Anıt Şeref
Defteri’ne şunları yazdı: “10 Kasım’lar artık O’nun aramızdan
ayrılışının matem günü olmaktan çıkarak, bize bıraktığı eserlerini anma ve bu eserlerin zenginleştirilip yeni nesillere daha iyi
anlatılması için vesile olmaktadır. Atatürk’ün 57 yıllık hayatını,
mücadelesini, milletimize kazandırdıklarını ve kazandırmak istediklerini doğru anlama ve anlatma bakımından 10 Kasım’ların
önemi büyüktür. Gelecekte ülkenin yönetimini devralacak,
geleceğimizi yönlendirecek uygar ve saygın bir ulus olma bilincini daha da pekiştirecek gençler, Ulu Önder Atatürk’ün ilke ve
inkılapları ışığında ilerlemektedirler.”
Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün ebediyete intikal edişi-
ebsohaber 4
nin 70. yıl dönümünde, İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından
“Atatürk’e Saygı Yürüyüşü” düzenlendi. 1. Kordon üzerinde Alsancak Limanı’ndan Cumhuriyet Meydanı’na kadar gerçekleştirilen anma etkinliğine, her yaş gurubundan çok sayıda İzmirli’nin
yanı sıra Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Konak,
Bornova, Karşıyaka, Balçova ve Güzelbahçe belediye başkanları, Ege Bölgesi Sanayi Odası Meclis Başkanı Ender Yorgancılar
ile İzmir Ticaret Odası Meclis Başkanı Necip Kalkan da katıldı.
Atatürk portresinin basılı olduğu yelekler giyerek ellerinde Türk
bayrakları taşıyan saygı yürüyüşü katılımcıları, Cumhuriyet
Meydanı’nda İzmir Büyükşehir Belediyesi Bandosu’nun seslendirdiği marşlarla karşılandı. Yürüyüşte yer alanlara meydana
girişleri sırasında katılım sertifikası ile kırmızı karanfil dağıtıldı.
Yürüyüşe katılanların tamamının meydana gelmesinin ardından
Atatürk Anıtı önünde saygı duruşunda bulunularak İstiklal Marşı
okundu.
Daha iyi anlamak zorundayız
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, yürüyüşün ardından düzenlenen törende yaptığı konuşmada, Ulu
Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü ebediyete intikal edişinin
70. yıl dönümünde bir kez daha saygı, sevgi, minnet ve hasretle
andıklarını belirtti. Kocaoğlu, şöyle konuştu: “Bugün içinde bulunduğumuz sıkıntılı süreçten çıkış için öncelikle Atatürk’ümüzü
daha iyi anlamak zorundayız. Aydınlık, çağdaş ve evrensel
değerlerin yol göstericiliğinde gelişen bir Türkiye için Cumhuriyetimizin temel niteliklerine, bağımsızlığımıza, birlik ve beraberliğimize sımsıkı sarılmalıyız.”
kasım 2008
HABER
Ekonomi ordumuzun
gücünü biliyoruz
Sanayi ve Ticaret Bakanlığı,
neceğini ve verilerin ortak bir havuzda
Türkiye’nin ekonomide önümüzdetoplanacağını söyledi.
Sanayi ve Ticaret Bakanı Çağlaki dönemde yapacağı atılımlar için
Sanayi ve Ticaret Bakanı Çağlayan,
yan, bugüne kadar gündemde
sektörler, ürünler, yatırım, kapasite
Girişimci Bilgi Sistemi’nin cumhuriyet
olan ancak sonuca ulaştırılamakullanımı, istihdam ve ihracatta ihtiyaç
tarihinin en önemli projelerinden biri olduyan sanayi envanteri niteliğindeki
duyduğu ancak bugüne kadar bir türlü
ğunu belirterek, “Hem sektörel ve bölgesel
Girişimci Bilgi Sistemi’ni oluşturdu.
gerçekleştirilemeyen çalışmayı tamamanlamda analizler yapma, hem de
layarak, “Girişimci Bilgi Sistemi”ni
gelecekle ilgili politika tasarımı
oluşturdu. Bu sağlıklı veri sisteminin sayesinde dünya bazında
yapma noktasında, geleceğimizin tasarımı olan bir
sektör ve sanayilerin durumu de incelenip, Türkiye’nin ileriye
mimari proje” dedi.
dönük öncelikli sektörlerini seçmesi de mümkün olabilecek.
Sistem ile bundan sonra girişimciler için nasıl
Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan, Girişimci Bilgi
bir tasarımın ve düzenlemenin yapılacağının belirSistemi ile birçok kuruluşun elindeki bilgileri derleyip, bunları
leneceğini ifade eden Bakan Çağlayan, sistemde
sistematize ettiklerini belirterek, “Bu, basit bir envanter değil”
sektörel bazda istihdam, kapasite, mali tablo,
dedi. Çağlayan, sektörel, bölgesel ve proje bazlı teşvik sistemipatent, yeraltı verilerinin görülebildiğini belirtirni 2009 yılı başından itibaren uygulamaya koyacaklarını, bu
ken, tarımsal üretim, elektrik üretimi, tüketimi,
konuda bir tereddüt olmadığını da açıkladı.
dış ticaret ve TÜİK verilerinin de yer aldığını
İzmir’de meslek odalarının başkanlarıyla yaptığı toplantıda
kaydetti. Girişimci Bilgi Sistemi’ni sanayi envanterinden daha kapsamÇağlayan, sistemle, işletmelerin ne kadar
lı bir çalışma olarak nitelendiren anlatan Sanayi ve Ticaret
para kazandığının, istihdamın ne durumda
Bakanı Çağlayan, “Bu sistem; resmen ezber bozan, geçmiş
olduğunun, kapasite ile ilgili sorunlar bulunup
dönemde yanlış bilinen verileri ortaya çıkaran bir çalışma.
bulunmadığının, karlılığın nasıl olduğunun,
Bütün sektörlerde artık bir politika analizi, politika tasarımı
kümelenmelerin, yatırımların, satışların
yapmamızı sağlayacak bir çalışma. Böylece teşvik sistemimizi
nerede olduğunun izlenebildiğini
de oluşturabileceğiz” diye konuştu.
ve örnek analizlerin
Çağlayan, Türkiye’deki reel sektörün tamamını analiz eden
yapılabildiğini
Girişimci Bilgi Sistemi’nin, devletin elindeki kayıtlı sistemde
anlattı.
toplanmış verilerle ortaya çıktığını, bunun “hayallerini süsleyen”
bir çalışma olduğunu ve bu çalışmanın yeni verilerle güncelleneceğini söyledi.
Ege Bölgesi Sanayi Odası Meclis Başkanı Ender Yorgancılar,
Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Taşkın, Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Nedim Kalpaklıoğlu’nun da
bulunduğu toplantıda sistemin ayrıntılarını anlatan
Zafer
Çağlayan, sistemin hangi sektörlerin hangi ilin
hangi
bölgesinde, hangi köyünde kümelendiği, hangi
alanlarda Ar-Ge çalışmaları yapıldığı, bilanço ve
aktiflerin büyüklüğü gibi pek çok konuda bilgi veren heyecan verici bir çalışma olduğunu ifade etti.
“Bu çalışma ile hangi sektörlerde hangi
pazarlara ihracatımızı artırabiliriz, bunları saptayabileceğiz” diyen Bakan Çağlayan, sistemin
ticaret, hizmetler ve sanayi sistemi ile ilgili tüm
verileri kapsadığını ve tamamiyle güncel bir
sistem olduğunu, sürekli yeni verilerle yenile-
ebsohaber 6
kasım 2008
HABER
2 milyon 10 bin girişimci
Sanayi ve Ticaret Bakanı Çağlayan, Girişimci Bilgi
Sistemi’nin işleyişini de anlattığı toplantıda, şu bilgileri
verdi:
“2007 sonu itibariyle Türkiye’de 241 bin 104 birinci
sınıf tüccar, 1 milyon 238 bin 440 ikinci sınıf tüccar, 530
bin 833 sermaye şirketinden oluşan, 2 milyon 10 bin
377 toplam girişimci bulunuyor. Gelir ve Kurumlar Vergisi mükellefi bu işletmelerin aktif toplamı 1,5 trilyon
YTL, net satış hasılatı toplam 1,7 trilyon YTL, ticari
karları 98.6 milyar YTL’dir.”
Türkiye’de aktifleri 100 milyon YTL’nin üzerinde
bin 546 şirket bulunduğunu, karın yüzde 52’sinin
bu şirketler tarafından elde edildiğini, kurumlar
vergisi mükellefi ve birinci sınıf defter tutan 771
bin 878 adet firma olduğunu anlatan Çağlayan,
en büyük karın ticaret ve hizmetlerde, imalat
sanayindeki karlılığın ise 29,6 milyar YTL seviyesinde bulunduğunu söyledi.
Çağlayan, en büyük satış karını madencilikte olduğunu belirterek, “Türkiye’de karlılık
oranının ortalaması yüzde 6. Öyle sektörler
var ki yüzde 10-15 kar ederken, bazı sektörlerde de bu oran yüzde 6’ın altına düşüyor”
şeklinde konuştu.
Ticari karın illere dağılımına bakıldığında, 98,6 milyar YTL’lik karın 51
milyar YTL’sinin İstanbul’da oluştuğunu
bildiren Çağlayan, 8 milyon 52 bin 615
sigortalı çalışanın 2 milyon 619 bin
94’ünün İstanbul’da bulunduğunu
ve ölçek büyüdükçe asgari ücretli
çalışan sayısının azaldığını ifade
ederek, en büyük aktiflerin ticarette olduğunu vurguladı.
Çağlayan, kayıt dışılığın eskiye göre azaldığını ve bu oranın
yüzde 26-37 civarında olduğunun söylendiğini ifade etti.
Ar-Ge’ye sektör 2,2
milyar YTL’lik harcama
yapıldığını ve bu rakamın
hangi şirketler tarafından,
ne oranda yapıldığının
dahi sistemde görüle-
ebsohaber 7
bildiğini anlatan Çağlayan, sistemde özel sektörün varlıklarının, alacaklarının, borçlarının net bir şekilde görüleceğini
söyledi.
3 bin 800 sektör görülebiliyor
Bakan Çağlayan, Türkiye’deki 2 milyon 10 bin 377
firmaya bakıldığında, en fazla firma sayısının toplam ve
perakende ticarette olduğunu ve bu sektörde 888 bin
411 firma bulunduğunu bildirdi. Hangi illerde, hangi sektörde, ne kadar firmanın
bulunduğunun, aktif büyüklerinin, karlılıklarının ne
olduğunun net bir şekilde görüldüğünü kaydeden
Çağlayan, “Bazı verilerle 3 bin 800 sektörü görebiliyoruz” dedi.
Esnaflarla ilgili verilerin de sistemde yer
aldığını anlatın Çağlayan, nüfusun, cironun ve
aktiflerin büyük olduğu yerde esnaf kümelenmesi olduğunun görüldüğünü anlattı.
Aktiflerin illere göre dağılımı görülebildiğine işaret eden Çağlayan, “Türkiye’de işletmelerin aktife göre ortalama borçluluk oranı yüzde
56. Bu oranın ortalaması yüzde 50 olarak
kabul edildiğinde, Türkiye açısından çok fazla bir sıkıntı olarak görülmüyor. Dolayısıyla
korkulacak bir durum yok” dedi.
Küresel rekabette değer zinciri ve sektörel bazda da inceleme imkanı bulunacağını kaydeden Çağlayan, tüm verilerin
aynı havuza geldiğinde hangi sektörde
küresel rekabet ortamının bulunduğunun görüleceğini söyledi.
Özel sektörün borçları
Küresel krizin yaşandığı ortamda Türkiye’de özel sektörün
borçlarının 140 milyar dolar
olduğunu kaydeden Çağlayan, yabancı para cinsinden
kısa vadeli ve uzun vadeli
borçlarının bulunduğunun
görülebildiğini ifade etti.
Zafer Çağlayan,
sistemde özel sektörün
borçlarının da görüldüğünü belirterek,
kasım 2008
HABER
31 Aralık 2007 itibariyle özel sektöBorçlar yeniden çevrilecek
rün toplam borcunun 835 milyar YTL
Türkiye’de 241 bin 104 birinci
Girişimci Bilgi Sisteminde sektörlerin
seviyesinde bulunduğunu, bu borcun bir
sınıf tüccar, 1 milyon 238 bin 440
“matris yaklaşımı” ile ayrıntılı incelendikısmının banka kredilerinden, bir kısikinci sınıf tüccar, 530 bin 833
ğini de ifade eden Çağlayan, Türkiye’de
mının da işletmelerin aldığı borçlardan
sermaye şirketinden oluşan 2 milbir işletmenin yabancı para cinsinden de
oluştuğunu anlatan Çağlayan, 835 milborçlanabilmesi, kredi alabilmesi gerektiyon 10 bin 377 girişimci var.
yar YTL’lik borcun dağılımına bakıldığini vurguladı. ğında, bunun yüzde 65’inin kısa vadeli,
Sanayi ve Ticaret Bakanı Çağlayan,
yüzde 20’sinin ise uzun vadeli borçlar olduğunu, kısa vadeli 547 hükümetten hiç kimsenin “bu krizden bize hiçbir olmaz” şeklinmilyar YTL’lik borcun yüzde 16’sının yabancı para cinsinden,
de bir ifade kullanmadığını, krizin öyle veya böyle Türkiye’yi de
yüzde 84’ünün de YTL cinsinden olduğunu kaydetti.
etkileyeceğini belirterek, “Reel sektör mutlaka bundan etkileneÇağlayan, 173 milyar YTL’lik uzun vadeli borcun 95 milcek. Bu borçlar yeniden çevrilecek. ‘korkulacak bir durum yok’
yar YTL’sinin yabancı para cinsinden, geri kalan yüzde 45’inin
derken de, özellikle borcun büyük oranda aktifleri büyük olan
de YTL cinsinden olduğunu, yabancı para cinsinden toplam
işletmelere ait olduğunu söyledim. Hatta küçük işletmelerin
uzun ve kısa vadeli borcun 184 milyar YTL seviyesinde bulunpozisyon fazlası olduğunu, yeni kredi borçları olmadığını ifade
duğunu anlattı.
ettim” diye konuştu. İşletmelerin alacağı da var
Çağlayan, işletmelerin yabancı para cinsinden kısa ve uzun
vadeli alacakları da bulunduğuna işaret ederek, şunları kaydetti: “Özel sektörün yabancı para cinsinden kısa vadeli 69 milyar
YTL, 11 milyar YTL de uzun vadeli alacağı var. Net pozisyon
açığı ne diye baktığımızda, kısa vadeli borçlarda 18 milyar YTL
yabancı para cinsinden net pozisyon açığı var. 31 Aralık 2007
itibariyle özel sektörün kısa ve uzun vadeli net pozisyon açığı
102 milyar YTL’dir.
Bu miktarın yüzde 70’i, aktifleri 100 milyon YTL’nin üzerinde, yüzde 18’i de aktifleri 30 ile 100 milyon YTL aralığında
olanlardır. Geri kalan da diğerleri.. Aktifleri 3 milyon veya
altında olanlarda ise pozisyon fazlası var, açığı yok. Yani öyle
korkulacak bir tablo yok. Küçük işletmelerde pozisyon fazlası
var. Bankaların kullandırdığı yabancı para cinsinden borç 70
milyar YTL. Buna 22 Ekim 2008 itibariyle baktığımız zaman
bankaların reel sektöre yabancı para cinsinden kullandırdığı
kredi 112 milyar YTL’dir.”
ebsohaber 8
Koruyucu hekimlik yapıyoruz
KOBİ’lere gerekli desteklerin verileceğini ifade eden Çağlayan, “Türk reel sektörüne güveniyoruz. Kriz bizi etkilemez
mi? Etkileyecek. Bir nevi koruyucu hekimlik yapıyoruz. Dersimize çalışıyoruz” dedi. Türkiye’nin mali istikrarı ve bütçe disiplininin son derece
önemli olduğunu vurgulayan Çağlayan, “Sektörel bazda ve
genel büyümede tabi ki menfi etkilenmeler söz konusu olacak.
Yani aynı otobüsün içindeyiz. Bu otobüs kasise, çukura girecek.
Yolcular bir şekilde etkilenecek ama Türkiye, Allah’a şükürler
olsun teker üstünde değil, sağlam bir yerde, otobüsün en güzel
yerlerinden birinde” diye konuştu. Sektörel ve bölgesel teşvik
Çağlayan, şu anda yeni teşvik sistemini çıkartamaya engel bir
durum olmadığını, sektörel, bölgesel ve proje bazlı teşvik sistemini 2009 başı itibariyle uygulamaya koyacaklarını, bu konuda
herhangi bir tereddüte mahal bulunmadığını kaydetti.
kasım 2008
HABER
Çağlayan: Aynı gemideyiz
Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlaüretim endeksi rakamları ve sektörlerden
yan, “Reel sektör ile mali sektör birbirini
gelen sinyaller, reel sektörün desteğe
İzmir iş dünyası ile biraraya gelen
köstekleyen değil, destekleyen olmak
ihtiyacı olduğunu gösterdiğini anlatırken
Sanayi ve Ticaret Bakanı Çağladurumundadır. Çünkü hepimiz aynı
sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu noktada;
yan, ekonomiyi değerlendirdiği
geminin içindeyiz” dedi.
yatırımların devamı çok önemlidir. Şirket
toplantıdaki önerileri Bakanlar
İzmir Ticaret Odası ile İzmir Vergi
birleşmeleri özendirilmelidir. Rekabet
Kurulu ile paylaşacağını bildirdi.
Dairesi Başkanlığı’nın ortaklaşa düzenavantajına sahip sektörler desteklenmelilediği ödül töreninden sonra iş dünyası
dir. Sektörel tedbirler alınmalıdır. Geletemsilcileri ile biraraya gelen Çağlayan, sanayi envanteri nineksel sektörlere ve KOBİ’lere ayrı yaklaşımlar sergilenmelidir.
teliğindeki Girişimci Bilgi Sistemi hakkında bilgi verdi. ÇağlaYeni teşvik sistemi yılbaşına kadar sektör temsilcilerinin de
yan, başkanların ekonomiye ilişkin yorumlarıyla global krizin
görüşü alınarak tamamlanmalıdır. Reel sektör üzerindeki enerji
etkilerine karşı hükümetin alması gereken tedbirler hakkındaki
ve istihdam maliyetleri makul seviyelere indirilmelidir. Kayıtdışı
görüşlerini aldı.
ekonomi mutlaka önlenmelidir. İşsizlik sigortası prim ödemeleri
en az 3 yıl durdurulmalıdır. Vergi ve sosyal güvenlik primlerini
zamanında ödeyenlere karşı bu süreçte daha istisnai davranılmaEBSO’nun reçetesi
lıdır. Zamanında vergisini, SSK’sını vs. aksatmadan ödeyenlere
Ege Bölgesi Sanayi Odası Meclis Başkanı Ender Yorgancıkarşı bu süreçte daha istisnai davranılmalıdır. Yatırım indirimi
lar, Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Taşkın ve Yönetim Kurulu
uygulamasına tekrar başlanmalıdır. KOSGEB’in bütçesi artırılmaBaşkan Yardımcısı Nedim Kalpaklıoğlu, krizin bütün sektörlerin
lıdır.”
el ele vermesiyle aşılabileceğine dikkat çekerken, reel sektörün
Eximbank’ın sermayesi ve ihracatçıya kredi verme gücüihmal edilmemesi gerektiğini vurguladı.
nün de artırılması gerektiğini savunan Taşkın, ileride iç ve dış
EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Taşkın, kriz sürecini özetlepiyasalarda talepteki daralma nedeniyle üretim ve ihracat yapan
diği konuşmasında, Türkiye’nin 1994, 1999 ve özellikle 2001
şirketlerin kredi ihtiyaçları nedeniyle kredilerin devam etmesini
krizinden çıkardığı dersler sonucu bugün dünyayı saran finansal
istedi. Leasingdeki KDV’nin tekrar gözden geçirilip yüzde 1’e
krizi yanıbaşında hissetmediğini, ancak bunun hissetmeyeceği
düşürülmesini isteyen Taşkın, “Kredi Garanti Fonu teminatanlamına da gelmeyeceğini söyledi. Krizi aşma sürecinin en
ları arttırılmalı, kamu harcamaları önceliklendirilmeli. İçinde
iyi şekilde yönetilmesi için sanayicilerin üzerine düşen görevi
bulunduğumuz ortamda AB süreci de çok önemlidir ve iyi takip
yapacağını bildiren Taşkın, “Durumun hassasiyetinden dolayı,
edilmelidir” diye konuştu.
Hükümetin alması gereken tedbirleri zamanında uygulamaya
geçmesi çok önemlidir. Bu süreçte gerek reel sektör gerek finans
gerekse de kamu kesimi arasında diyalog mekanizmaları mutla“Önerileri hükümete taşıyacağım”
ka etkinleştirilmelidir” dedi.
Toplantının ardından açıklama yapan Sanayi ve Ticaret
Tamer Taşkın, son 31 ayın en kötü performansını sergileyen
Bakanı Çağlayan, küresel ekonomik krizin Türkiye’deki etkilerini
ebsohaber 10 kasım 2008
HABER
sektör temsilcilerinden dinleme olanağı bulduğunu belirtti.
Toplantıda aldığı bilgileri Bakanlar Kurulu ile paylaşacağını
anlatan Çağlayan, 2İçinden gelmekten iftihar ettiğim KOBİ’lerin,
esnaf ve sanatkarların bakanıyım. Onların görüş ve önerilerine
büyük önem veriyorum” diye konuştu.
Bakan Çağlayan, toplantıda ele alınan önemli konuların
başında reel sektör ile mali sektör arasındaki ilişkiler olduğunu
belirtirken, reel sektör ile mali sektörün, birbirlerinin varlık sebebi olduğuna işaret etti.
Çağlayan, şunları söyledi: “Reel sektörle mali sektörümüz iç
içe olmak zorunda. Biri varsa diğeri var. Toplanan mevduatın
yüzde 80’i kredi olarak dağıtılıyor. Türk bankacılık sistemi, 360
milyar YTL üzerinde kredi hacmine sahip. Bankacılık sektörümüz, Avrupa ve ABD’de bulunan bankacılık sisteminden çok
daha yüksek güce sahiptir. Ancak bazı bankalarımız genetik
davranış olarak, geçmiş dönemlerden kalan bir alışkanlık içinde.
Reel sektörle ilgili bazı davranış bozuklukları içinde. Panik
yapacak bir durum söz konusu değildir. Bankacılık sektörünün
reel sektöre açmış olduğu kredilerde herhangi bir geri çağırma
veya maliyet artırıcı tutum ve davranış içinde olması, kendisine
yansıyabilecektir. Reel sektör ile mali sektör birbirini köstekleyen
değil, destekleyen olmak durumundadır. Çünkü hepimiz aynı
geminin içindeyiz. Önemli olan; gemimiz sağlam, rotası belli,
nereye gideceğimiz ve ne yapacağımızı bilen bir hükümetimiz
ve sayın Başbakanımız var. Bu konuda endişeye mahal yok.
Bankacılık sektörümüzdeki birkaç kişinin istem dışı kas hareketleri vardır, tik haline gelmiş. Tiklerle yapmış oldukları bu
davranışların kimseye bir faydası olmaz.”
Mali sektör ile reel sektörün, global mali krizin ülke üzerindeki olası etkilerini birlikte değerlendirmesi gerektiğini söyleyen
Çağlayan, farklı davranış içinde bulunan kurumların geleceği
düşünerek hareket etmesi gerektiğini savundu.
Bankacılık sektörüne müdahale etme düşüncesinde olmadıklarını vurgulayan Çağlayan, “Türkiye’de bankacılık sektörünün iyi
olmasında, 2001 krizinin ardından getirilmiş olan düzenleme ve
denetleme fonksiyonu önem arz ediyor. Yapılan reformlar önem
arz ediyor. Mali ve reel sektör, bir elmanın iki parçası, ikisi ancak bir araya geldiği zaman bir şey ifade ediyor” dedi.
Sanayi ve Ticaret Bakanı Çağlayan, İzmir ziyaretinde EBSO
Meclis Başkanı Ender Yorgancılar ve Yönetim Kurul Başkanı
Tamer Taşkın ile eskiye dayanan dostluktan gelen sıcak diyalog ortamı yaşadı, onların görüş ve önerilerini dinledi..
ebsohaber 11 kasım 2008
HABER
İzmir ve Ege ekonomideki
önceliklerini belirledi
İzmir ve Ege iş dünyası, Ekonomiden
geleceği Şura’da İzmir’in 5 öncelikli
Sorumlu Devlet Bakanı Nazım Ekren
konusu ve çözüm önerisini sunacağız.
İzmir ile Uşak’taki toplantılarda
koordinatörlüğünde ilgili bakanlarla iş
Yaptığımız toplantıda oda başkanlarının
5. Ticaret ve Sanayi Şurası’nda
dünyasının biraraya geleceği TOBB taraönerileri doğrultusunda 5 konu başlığını
gündeme getirilecek öncelikli sofından gerçekleştirilecek olan 5. Ticaret
belirledik. İzmir’in kronikleşmiş, yıllardan
runlarla çözüm önerileri bir rapor
ve Sanayi Şurası’nda gündeme getireceği
beri talep edilip de gerçekleştirilemeyen
haline getirildi..
konuları belirledi.
sorunlarını bize verilen 10 dakikalık süre
Ankara’da gerçekleştirilecek Ticaret
içinde anlatmaya çalışacağız. Dünyave Sanayi Şurası’na hazırlık için İzmir’in gündeme getireceği ko- nın yaşadığı ekonomik kriz ve Türkiye’ye etkileri birinci başlık
nular, Ege Bölgesi Sanayi Odası’nda, Ege Bölgesi’nin konuları ise olacak. Krizden etkilenen sektörler için neler yapılması gerektiUşak Ticaret ve Sanayi Odası’nın ev sahipliğinde bölgedeki Oda ğini anlatacağız. Ayrıca tarım ve tarıma dayalı sanayi, ticaret ve
ve Borsa başkanlarının katılımıyla gerçekleştirilen toplantılarda
sanayi, enerji ve çevre ile altyapı diğer konu başlıklarını oluştubelirlendi. Ankara’daki toplantıda sorunlarla çözüm önerilerini
racak. Bunlarla ilgili sorunları ve çözüm önerilerini toplantıda
dile getirmek üzere İzmir adına İzmir Ticaret Odası Yönetim
sunacağız” dedi.
Kurulu Başkanı Ekrem Demirtaş, Ege Bölgesi adına ise Denizli
Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Müjdat Keçeci sözcü olaİzmir Milletvekilleri ile de görüşecekler
rak seçildi. 5. Ticaret ve Sanayi Şurası’nda İzmir ile ilgili konular
İzmir’in sorun ve çözümleri için 10 dakikalık sürenin yetsadece toplantı ortamında söylenecek maddelerle sınırlı kalmeyeceğini düşünerek, kapsamlı bir dosya hazırlama kararı da
madı. Oda ve Borsaların ilettiği sorunlar ve çözüm önerilerinin
aldıklarını anlatan Demirtaş, bu dosyada İzmir ile ilgili bütün sotamamı, TOBB tarafından hükümete sunulacak raporda yeraldı.
runların ve çözüm önerilerinin yer alacağını kaydetti. 5. Ticaret
ve Sanayi Şurası’ndan bir gün önce Ankara’ya gitme kararı aldıkİzmir’in öncelikli sorunu kriz
larını da açıklayan Demirtaş, İzmirli milletvekilleri ile biraraya
İzmir ve çevre ilçelerin Oda ve Borsa başkanları EBSO’nun
gelerek sorunları kendilerine de ileteceklerini ve kendilerinden
ev sahipliğinde Sanayiciler Kulübü’nde yaptıkları toplantıda
destek isteyeceklerini vurguladı.
İzmir’in 5 önceliğini tespit etti. Basına kapalı olarak gerçekleştirilen toplantının sonunda bilgi veren İTO Yönetim Kurulu Başkanı
Ege, Uşak’ta buluştu
Ekrem Demirtaş, şu anda iş dünyası için yaşanan ekonomik
Ege Bölgesi'ndeki 59 Oda ve Borsa başkanı Ankara’daki 5.
krizin en öncelikli konu olduğunu söyledi. 1.5 saat süren toplan- Türkiye Ticaret ve Sanayi Şurası öncesi Uşak’ta bir araya geldi.
tıda İzmir’in öncelikle çözülmesi gereken 5 konusunu belirledik- Atatürk Kültür Merkezi'nde Uşak Ticaret ve Sanayi Odası’nın
lerini açıklayan Demirtaş, “Bakanlar ile iş dünyasının bir araya
(UTSO) ev sahipliğinde düzenlenen toplantıya Ege Bölgesi
ebsohaber 12 kasım 2008
1- Ekonomik krizden İzmir’in en az etkilenmesi için
alınması gereken tebriler
2- Tarım ve tarıma dayalı sanayinin sorunları ve gelişmesi için yapılması gerekenler
3- Ticaret ve Sanayinin karşılaştığı sıkıntılar ve bunların çözümü için Hükümetin alması gereken
tedbirler
4- Enerji zamları ve verimliği ile Gediz Nehri’nin
temizlenmesi başta olmak üzere İzmir’in çevre
sorunlarını çözümü
5- Liman başta olmak üzere İzmir’in ticaret ve sanayisinin daha da büyümesi için gerekli altyapı yatırımlarının gerçekleştirilmesi
Sanayi Odası (EBSO) Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Taşkın
başkanlık etti. Oda ve borsaların sorunlarının tartışıldığı toplantıya Aydın, Afyonkarahisar, Denizli, Kütahya, Muğla, Manisa ve
Uşak illerindeki 59 oda ve borsa temsilcisi katıldı.
Uşak’taki toplantıda Egeli sanayicilerin Şura’da dile getirecekleri sorunlar ve çözüm önerilerinin belirleneceğini anlatan
EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Taşkın, “Ege’deki sanayi ve
ticaret odaları ile borsalar olarak bir hazırlık toplantısı yapıyoruz. Bölgelerdeki odalar kendi bölgelerinin yatırımlarını ve
beklentilerini yöresel olarak hazırlıyor. Yine bölgedeki odalarımız içinden seçilecek bir sözcü ile bunları gerekli bakanlıklara
iletiyoruz” dedi. Küresel krizle birlikte önceliklerin de değiştiğini
belirten Tamer Taşkın, Türk sanayicisinin küresel krizden en az
hasarla çıkacağına inandıklarını ifade ederek, şunları söyledi:
“Bundan önceki şuralarımızda dünyada ve Türkiye’de hep
iyi rüzgarlar esiyordu. Her gün bankalardan gelenlerin ne
kadar para isterseniz verelim diye sundukları bir ortam vardı.
O dönemde de önceliklerimizi şehrimizdeki barajlar, otoyollar
ve diğer ihtiyaçlar olarak çıkarıyorduk. Enerji maliyetleri ve
aşırı değerli Türk Lirası o dönemde de gündemimizdeydi. Daha
önceki gündem maddelerimizin büyük bölümü hala geçerli.
Ege’nin dosyası
İzmir’in dosyası
HABER
1- Bölgesel, sektörel ve proje bazlı teşvik sistemi uygulanmalı. Kümeleme de en az bunlar kadar önemli.
2- Ege’de çok önemli bir zenginlik kaynağı olan termal
turizm ile inanç turizmi desteklenmeli.
3- Tarımda ölçek ekonomilerinden yararlanmayı sağlamak amacıyla arazilerin toplulaştırılması hızlandırılmalı, bölgeye özgü ürünler teşvik edilmeli.
4- Çevre kirliliğiyle çok yönlü mücadele edilmeli,
sanayiciler yalnızca arıtma değil, atık geri dönüşüm
tesisi kurmaya da özendirilmeli.
5- Bölgemizdeki yenilenebilir enerji kaynakları
değerlendirilmeli, kara, hava, deniz ve demiryolu
ulaşımındaki altyapı yatırımları tamamlanmalı.
Dünya düzelir ya da düzelmez. Ama hepimiz denize açılmış
balıkçılar gibi sağ salim geriye dönmek zorundayız. Balıkçılar
dönene kadar batma ve ölme korkusunu bir kenara bırakıyor.
Şu anda da herkes fırtınaya yakalandı ve akıbetinin ne olacağını
merak ediyor. Böyle bir dönemde firmalarımızda alacağımız çok
fazla tedbirimiz var. Türkiye çok büyük krizler geçirdi ve bunu
da muhtemelen geçirir. Bizim bugüne kadar çözemediğimiz tek
krizimiz işsizlik. İşletmelerin sıkıntılarını çözüp ihracata koşmamız gerekiyor. Kar etmeyi kesinlikle unutmamadan finans akışını
sekteye uğratmadan çalışmamız gerekiyor. Bu kriz döneminden
en başarılı çıkacak olan grup Türk sanayicileri ve borsacıları
olacaktır.”
Finans sektörünün kesintiye uğramadan devam etmesinin
büyük önem taşıdığını da dile getiren Tamer Taşkın, “Bankacılık
sisteminin zor durumda olması bizim için sıkıntılar doğurur.
Her işletmenin kullandığı bir yatırım ve finans kredisi vardır.
Türkiye’de bankacılık sisteminin devamlılığını istiyoruz.. Türkiye
2001’de büyük bir kriz geçirdi. Bu dönemde birçok bankamız
değer kaybetti. Bu süreçte finans sektörümüz büyük bir atılım gösterdi. Türkiye’deki ihracatta büyük katlamalar yaşadı.
2002’deki durumda değiliz” diye konuştu.
ebsohaber 13 kasım 2008
GÜNDEM
Yorgancılar:
Üretim
desteklenmeli
Ege Bölgesi Sanayi Odası Meclis
Başkanı Ender Yorgancılar, paradan
para kazanma yönteminin iflas ettiğini
belirterek, “Üretimin önemi ortaya çıktı.
Cari açıktan kaynaklanan sıkıntılar var.
Üretmek zorundayız. Krize borçluluk
döneminde yakalandık” dedi.
Yorgancılar, çalışanların işsiz kalması
durumunda borçlarını nasıl ödeyeceğine
yönelik sorunları bulunduğunu, bunun
ülkenin sorunu olduğunu söyledi. Başbakan Erdoğan’ın “İşadamlarının 2 yıl
yetecek zulaları var” sözlerine yönelik
Yorgancılar, “Bu 2 yıl 12 yıl meselesi
değildir. Ülkenin kalkınmasından bahsediyorsak amaç genel refah seviyesinin
artmasıdır. Ucuz maliyetli ısınma ve
sanayide kullanılması için doğalgazı tercih ettik. Ancak enerjide dışarı bağımlı
çalışıyoruz. Tüketim var, üretim yok.
Doğalgaza gelen zam girdi maliyetlerini
arttırıyor. Maliyetler arttığında çalıştıramadığınız işçiye ne yapacaksınız?” diye
konuştu.
Yeni pazarların aranması gerektiğini,
krizden etkilenmeyen ülkelerin bulunduğunu anlatan Yorgancılar, devletin
mevduat güvencesi vermesi gerektiğini
kaydetti.
EBSO Meclis Başkanı Ender Yorgancılar, gazetecilerle yaptığı sohbet
toplantısında gündemdeki konuları
değerlendirdi. Haziran ayında yaptığı
toplantıda krizin ayak seslerinin geldiğini söylediğini hatırlatan Yorgancılar,
2000’li yılların başına ülkeler arasındaki
mal değişiminin arttığının, bunun sonu-
cunda da bir ülkede yaşanan ekonomik
krizin diğer ülkeleri de olumsuz etkilediğini anlattı. Paradan para kazanma
yönteminin artık iflas ettiğini vurgulayan
Yorgancılar, üretimin öneminin yaşanan
kriz döneminde bir kez daha anlaşıldığını ifade etti. Yorgancılar, üretimle birlikte işsizliğin azaldığını, ihracatın arttığını
belirterek, “Özel ve reel sektör, bireyler
cari açıktan kaynaklanan sıkıntı çekiyor.
İhracat-ithalat dengesi bir türlü biraraya
gelmiyor. Ürettiğimiz malı ihraç edebiliyoruz ama ithalatımız da oldukça
fazla. Ülkemizde tam üretilmeyen
mallar sıkıntılı bir geleceğe işaret
ediyor” dedi.
Krizler geçer
AKP hükümetiyle birlikte reel sektörün yatırım
yapmaya başladığını,
bunun neticesinde de
ihracatın 135 milyar
dolara yükseldiğini dile getiren
Yorgancılar,
Türkiye’de
işsizliğin
yüzde
11’lerden
yüzde
6’lara
inmesinin
sağlanması gerketiğini
vurgula-
ebsohaber 14 kasım 2008
GÜNDEM
‘
’
Krize borçluluk döneminde yakalandık. Üretimin önemi ortaya çıktı.
Ülkenin kalkınmasından bahsediyorsak amaç genel refah seviyesinin artırılmasıdır. Maliyetler arttığında çalıştıramadığınız işçiye ne
yapacaksınız? Sağlıklı ve akıllı düşünüp hareket etmeliyiz.
dı. İşsizliğin azalması için yatırımların artması gerektiğini ifade eden Yorgancılar, “Dünya’da likitide krizi var. Bankaların
özle sektöre bu dönemde destek vermesi gerekiyor. Bir çok
şirket krize borçluluk döneminde yakalandı. Kredi kartları ve
tüketici kredilerinin nasıl geri ödeneceği konusunda endişe
var. Krizleri çıkaran insanlardır. Krizleri çözecek olan da
insanlardır. Krizler ebedi değildir. Her inişi bir yokuşu vardır.
Dünya şuanda bir yokuş tırmanmaktadır. Bu dönemde sağlıklı ve akıllı düşünüp hareket etmeliyiz” diye konuştu.
5. İktisat Kongresi
EXPO adaylığının İzmir’e çok şey kazandırdığını anlatan
Yorgancılar, 5. İktisat toplantısının İzmir’de yapılması
için çaba göstereceklerini söyledi.
Kriz sürecinde ekonomide söz
sahibi kurum ve kuruluşların İzmir’de
toplanıp sorunları konuşmasının faydalı
olacağını
belireten
Yorgancılar,
kongerenin
takvimi-
nin henüz netleşmediğini ifade etti. Yorgancılar, “İktisat
kongresinin TOBB, TÜSİAD, Devlet Planlama Teşkilatı işbirliği ile gerçekleşmesi gerekir. Bu kongre, kriz süreci olmadığı
dönemlerde her seçim döneminde yapılmadı. İktidar olmak
isteyen partiler ekonomik programlarını İzmir’de düzenlenecek toplantıda açıklasın” dedi.
Siyasette yokum
Şimdiye kadar CHP-AKP ve başka bir siyasi partiden siyasete girme konusunda teklif aldığını da belirten Yorgancılar,
bu dönemde siyasette yer almayacağını açıkladı. Şubat ayına
kadar EBSO Meclis Başkanlığı görevine devam edeceğini dile
getiren Yoragancılar, “Bir çok siyasi partiyle görüşmem oldu.
Ama siyasete girmeme kararı aldım. 2009 Şubatı’nda EBSO
Başkanlığı seçimleri yapılacak. Zamanı geldiğinde aday olup
olmayacağım konusunda açıklama yapacağım. Ama bu dönemde kesinlikle siyasette olmayacağım” dedi.
Zamlar ve yüksek vergiler maliyeti artırıyor
Son yapılan doğalgaz zammını da değerlendiren Ener
Yorgancılar, şöyle konuştu: “Doğalgazı enerji maliyetlerini
düşürmesi için istedik. Türkiye’de kullanılan enerji tamamen dışa bağımlı. Tüketim var, üretim yok. Doğalgaza ve
elektriğe gelen zam sanayicinin girdi maliyetlerini artırıyor.
Herhangi bir sektörde yavaşlama yan sanayileri de vuracak.
Erteleme talepleri artarsa sıkıntı artar. Çalıştıramadığınız
işçiyi ne yapacaksınız? Avrupa ekonomisinde daralmadan
dolayı Türkiye Avrupa’ya ihracat yapamazsa o zaman da
sıkıntı büyür. Bunun için de alternatif pazarlar arayacaksınız.
Dünyanın her yerinde kriz var. Fakat bu krizden az etkilenen
ülkeler var. Bunlarla işbirliğini artıracaksınız. Otomotiv sektöründen alınan 3 ÖTV var. 200 milyon YTL’lik bir arabanın
normal satış fiyatı 80 milyon YTL. Hükümetin en büyük geliri
ÖTV’den aldığı para. Otomotiv sektöründe ÖTV’nin aşağı
çekilmesi istendi. Ama bunu kaldırdılarında gelri getirecek
alternatif yok. Bu kaldrılırsa başka vergi çıkacak. Devletimiz
bankalardaki mevduatlara sınırsız garanti vermeli. Ayrıca
para transferinde garanti verilrise bir sıkıntı olmaz. Kriz
döneminde özle sektör ve bankalar arasında dürüst bir ilişki
olması gerekir. Her iki tarafta sorumluluk içinde davranması
gerekiyor.”
ebsohaber 15 kasım 2008
GÜNDEM
Küresel kriz
sanayiyi
vuruyor
Küresel krizin etkisiyle sanayi üretimi
firmalarda gözlenen üretime ara verme ile
Otomotiv, tekstil, kimya, metal
2002 şubat ayından bu yana en sert düişçi çıkarmalar etkili olacak.
gibi
ana
sektörler
başta
olmak
şüşünü yaptı. Otomotiv, tekstil, kimyasal
Emek yoğun sektörlerin başında gelen
üzere sanayi üretiminde küresel
maddeler, ana metal başta olmak üzere,
tekstil üretiminde de, düşen ihracatın
imalat sanayinde yer alan 22 alt seketkisi kendini gösterdi. Daralan Avrupa
krizin etkisiyle sert düşüş yaşandı.
törün 17’sinde keskin üretim düşüşleri
ekonomilerinden gelen sipariş iptalleri
Büyüme de olumsuz etkilenecek.
yaşandı. En sert düşüş ise imalat sananedeniyle tekstil sektöründe de üretim dayiinde oldu. Yüzde 6,4 düşen imalat
ralması ve işten çıkarmalar yoğun olarak
sanayii üretimi, son 32 ayın en hızlı düşüşünü kaydetti. Ekim
yaşandı. Bu da Ekim’de sadece sanayi üretiminin düşmeyeceve Kasım’da daha da düşük gelmesi beklenen sanayi üretimi,
ğinin aynı zamanda işsizlik oranını da artıran bir etki yaratacabüyümeyi de olumsuz etkileyecek. Üçüncü ve dördüncü çeyrek
ğının göstergesi olacak. 3 yılın ardından ilk defa sanayiye ara
büyüme rakamlarının uzun yıllar sonra ilk defa eksi gelmesi
girdi maddesi sağlayan, ana metal sektöründe de üretim düşüşü
bekleniyor.
gözlenmesi dikkat çekti. Eylül’de ana metalde üretim yüzde 4,5
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) sanayi üretimi verileri
geriledi. Türkiye demir-çelik üretiminin yüzde 40’ını sağlayan
yüzde 5,5’lik gerileme ile beklentilerin çok altında geldi. Bu
Aliağa’dan gelen son iki ayda üretimin yüzde 40 gerilediği habedurumda imalat sanayinde özellikle otomotiv, tekstil ana metal
ri de gelecek aylar için umutları karartı.
ve kimyasallardaki düşüş etkili oldu. Otomotiv üretiminde
Ağustos’ta yaşanan yüzde 8,8’lik sert düşüş Eylül’de de devam
Endeks üç yıl öncesinde
etti. Hem Avrupa’daki üretimin düşmesi ve siparişlerin kesilEylül’de gelişmeler dolayısıyla bir çok sektörde üretim enmesi hem de özellikle bazı firmaların üretime Eylül sonunda
deksleri 2006 yılı ocak ayındaki seviyesine geriledi. Bu sektörleara vermesi üretimi yüzde 1,7 geriletti. Ancak otomotivde asıl
rin başında hazır giyim geliyor. Hazır giyim üretim endeksi 2006
üretim düşüşünün Ekim ayında olması bekleniyor. Bu duruma da ocak ayından bu yana en düşük seviyesinde. Tekstil ve deri
özellikle bayramla başlayan ve Ekim’de tüm otomotiv üreticisi
sektörü üretim endeksi de son üç yılın en kötü günlerini yaşıyor.
ebsohaber 16 kasım 2008
GÜNDEM
Ekim daha kötü olabilir
Büyüme uzun yıllar
Birçok sektörde üretim endeksleri
Toplam sanayi üretiminde Eylül ayınsonra eksi çıkacak
2006 yılı Ocak ayındaki seviyeleda yaşanan gerilemenin öncü sinyalleri,
Düşük gelen üretim verileri 2008 yılırine geriledi. İmalat sanayiindeki
bir ay evvel açıklanan Eylül ayı elektrik
nın büyüme oranlarına yönelik beklenti22 alt sektörden 17’sinde keskin
tüketim rakamlarında kendini göstermişleri de aşağıya çekecek. Önümüzdeki ayti. Eylül’de elektrik tüketimi son yılların
üretim düşüşleri görüldü.
larda beklenen düşük üretim göstergeleri
en düşük düzeyinde gerçekleşmiş ve tü10 Aralık’ta açıklanacak üçüncü çeyrek
ketim geçen yılın aynı ayına göre sadece
büyüme oranlarının eksi çıkacağına işaret
yüzde 2.6 oranında artmıştı. Türkiye Elektrik İletim A.Ş.’nin (TEİ- ediyor. Çünkü milli gelirin yüzde 30’unu oluşturan sanayi üretim
AŞ) verilerine göre, elektrik tüketimi Ekim ayında ise geçen yılın
endeksi, Temmuz-Ağustos ve Eylül dönemini kapsayan üçüncü
aynı ayına göre yüzde 2 oranında azaldı. Elektrik üretimi 2001
çeyrekte yüzde 2 azaldı. Bu da üçüncü ve dördüncü çeyrek
krizinden bu yana ilk kez bir önceki yılın aynı ayına göre düşüş
büyüme rakamlarının eksi rakamlarda çıkacağını gösteriyor. Yıl
gösterdi. Ekim’de elektrik tüketiminde yaşanan gerilemenin, bir
sonu büyüme rakamı ise, yılın ilk yarısında elde edilen pozitif
ay sonra açıklanacak Ekim ayı sanayi üretimi rakamlarının Eylül
büyümenin etkisiyle eksi çıkmayacak ancak hükümetin hedefi
ayından daha da kötü çıkma ihtimalini güçlendirdi.
olan yüzde 4’e ulaşmanın mümkün olmadığı da görülüyor.
Büyüme için bir
kötü sinyal daha
Ekonomik büyümenin öncü göstergesi sanayi üretiminin
Eylül’de yüzde 5.5 ile son 6 yılın en hızlı düşüşünü göstermesinden sonra bir kötü haber de kapasite kullanımından geldi.
Ekim ayı imalat sanayii kapasite kullanım oranı da küresel
krize bağlı daralmanın sanayi sektörü üzerindeki tahribatının
boyutunu gözler önüne serdi. Üçüncü çeyrekte Türkiye’nin
ekonomik büyümesinin negatif çıkacağının sinyalleri daha da
arttı. İmalat sanayiinde kapasite kullanım oranı, Ekim ayında
geçen yılın aynı ayına göre 6.4 puan azalarak yüzde 76.7
düzeyine indi.
Alt sektörler düşüşte
İmalat sanayiinin başlıca alt sektörlerinin neredeyse
tamamında kapasite kullanımında düşüş yaşandı. En büyük
gerileme 18.7 puanla büro ve bilgi işlem makinelerinde
görüldü. Sektörün kapasite kullanımı yüzde 72.6’dan yüzde
53.9’a geriledi. Ekim’de en düşük kapasiteyle çalışan sektör
büro, muhasebe ve bilgi işlem oldu. Kapasite kullanım oranı
taşıt araçlarında 14.9 puan düşerek yüzde 75.3’e, ana metalde 11.3 puan düşerek yüzde 74’e, kağıtta 8.4 puan düşüşle
yüzde 78’e geriledi.
İç pazarda talep yetersizliği, işyerlerinin tam kapasite ile
çalışmamasının en önemli nedenini oluşturdu. Tam kapasite
ile çalışamama nedeni olarak iç pazarda talep yetersizliğini
gösteren işyerlerinin geçen yıl yüzde 45.5 olan üretimdeki
payı bu yıl yüzde 51.1’e ulaştı. Dış pazarda talep yetersizliği
nedeniyle kapasite kullanımının düştüğünü bildiren işyerlerinin oranı da yüzde 20.6’dan yüzde 23.5’e çıktı.
ebsohaber 17 kasım 2008
GÜNDEM
Hükümetin kriz planı
2009 programından çıktı
Hükümetin Ekim ayı sonlarına doğru
Mali Kural seçimden sonra
reel sektör ve bankacılık sektörüyle yaptıDevlet Planlama Teşkilatı tarafınTürkiye’de sık sık gündeme gelen
ğı zirvenin ardından aldığı kararlar, 2009
dan hazırlanan 2009 yılı progratasarrufların artırılması için ilk aşamada
Yılı Programı’na girdi. Resmi Gazete’nin
mında, krize karşı reel sektörün
kapsamlı bir rapor hazırlanacak, kamu30 Ekim 2008 tarihli sayısında yayımladesteklenmesi, finansal risk yönenun elindeki tüm varlıkların da envanteri
nan ve Devlet Planlama Teşkilatı tarafınçıkarılacak. Kamuda yeni mali disiplin
timi ve özelleştirme yeralıyor..
dan hazırlanan 2009 yılı programında,
unsuru olacak “mali kural” ise, yılın ilk
krize karşı ekonomi yönetimindeki kooryarısında yürürlüğe girecek. Yılın ilk
dinasyonun “Ekonomi Koordinasyon Kurulu” vasıtasıyla güçlenyarısı ifadesi nedeniyle mali kuralın yerel seçim sonrasına bıradirilmesi öngörülüyor. Programa göre, reel sektöre destek verme- kılmasının güçlü bir seçenek olduğuna dikkat çekiliyor. Kamusi için Türk Eximbank kaynakları artırılacak, Körfez ülkelerinden
nun en büyük gider kalemi olan sağlık harcamaları için, Sağlık
sermaye çekmek için yeni mali araçlar geliştirilecek. Finansal
Harcamaları İzleme ve Değerlendirme Komisyonu kurulacak. Bu
sistemde risk yönetiminin yerleştirilmesi için yeni düzenlemeler
komisyona tüm kurumlar raporlarını düzenli olarak göndermekle
yapılırken, bankacılık kesiminin istediği döviz kredisi kullandırıl- yükümlü olacak. Sürekli ertelenen yeni gelir vergisi kanunu da
masının önü açılacak. Programa göre kamu harcamalarına yasal
Haziran sonuna kadar çıkarılacak.
sınırlar getirecek “mali kural” ise yılın ilk yarısında yürürlüğe
Körfez ülkelerinde oluşan sermaye birikiminden yararlanmak
girerken; otoyol, köprü, şans oyunları, Sümer Halı ve elektrik
için mali enstrümanlar geliştirilecek. Ayrıca fiyatlarını döviz
dağıtım özelleştirmeleri 2009 yılında bitecek. KİT’ler, gelecek yıl cinsinden açıklayabilen yatırım fonlarına imkan verilmesi ve
petrol fiyatı ve dövizdeki dalgalanmaları fiyatlarına yansıtacak.
finans kuruluşlarının yurtiçinde döviz cinsinden kredi verebilme sinin sağlanması için çalışma yapılacak. Finans kuruluşları halen
Düzenlemeler EKK’ya sunulacak
döviz kredisi değil dövize endeksli kredi verebiliyor. Tüm finans
Geçtiğimiz hafta reel ve finans sektörü temsilcileri ile bir
sisteminde risk yönetiminin gerçekleştirilmesi için düzenlemeler
toplantı gerçekleştirilen hükümet, burada alınan kararları 2009
yapılacak. Varlıkların piyasa fiyatlarından hesaplanarak, deyılı programının eylem planına yerleştirildi.
ğişmelerin düzenli biçimde kar-zarara yansıtılmasını öngören
Devlet Planlama Teşkilatı tarafından hazırlanan program“mark to market” muhabese sistemi için gerekli görülen düzenda, gelecek yıl ekonomi alamında atılacak tüm adımlara yer
lemeler yapılacak. Bireysel emeklilik sistemindeki sorunların
veriliyor. Programa göre, makro ekonomik istikrarın kalıcı hale
giderilmesi için yeni bir yasal düzenleme yapılacak. İstanbul’un
getirilmesi için, Ekonomi Koordinasyon Kurulu (EKK) güçlendiriuluslararası finans merkezi olması için bir strateji oluşturulacak.
lecek. Özel sektör, kamu ve finans kesimi arasındaki yönetişimi
2009 yılı programı eylem planına göre, KOBİ’lere finansal
de üstlenecek olan bu kurul, ekonomik sonuç doğuracak tüm
destek olan Kredi Garanti Sistemi’nin geliştirilmesi için çalışılaönemli düzenlemeleri de değerlendirecek birim haline gelecek.
cak. Bu kapsamda yeni teşvik sistemiyle ilgili düzenlemeler Mart
Buna göre, yıl başından itibaren makro ekonomiyi etkileyen
sonuna kadar yürürlüğe girecek. Eximbank kaynakları artırılacak.
tüm düzenlemelerin etki analizleriyle birlikte EKK’ya sunulması
Bankanın özellikle yatırım malları ihracatı için orta ve uzun vagerecek.
ebsohaber 18 kasım 2008
GÜNDEM
2009 PROGRAMINDA NELER VAR?
deli kredi programlarıyla, ihracat kredi sigortası ve garanti faaliyetlerinde yoğunlaşması öngörülüyor. Başta esnaf ve sanatkarlar
olmak üzere KOBİ’lerin işbirliği ve birleşmeleri desteklenecek.
Ayrıca sektörler için politika belgeleri oluşturulacak. AR-GE’ye
dayalı tedarik sistemi için de kanun çıkarılacak.
Gelecek yıl kamu kurumlarında da yeniden yapılanmalar
gündeme gelecek. Savunma Sanayi Müsteşarlığı’nın yeniden
yapılandırılması için kanun tasarısı hazırlanırken, Türkiye Taş
Kömürü Kurumu ve MTA Genel Müdürlüğü de yeniden yapılandırılacak. Milli Prodüktivite Merkezi de yeniden yapılandırılarak,
verimliliğin artırılması için çalışılacak.
Özelleştirmelerde ana unsur enerji
Gelecek yıl özelleştirme uygulamaları enerji ağırlıklı olarak
sürecek. Programa göre, elektrik dağıtım özelleştirme ihaleleri
2009 yılı sonunda tamamlanmış olacak. Şeker fabrikalarının
özelleştirmeleri 2 yıla yayılırken, Sümer Halı 1 yıl içinde özelleştirilecek. Otoyollar, köprüler ve şans oyunları lisansları da 2009
yılı içinde gelir getirecek özelleştirmeler olacak.
Programa göre gelecek yıl KİT’ler özellikle enerjide petrol fiyatı ve döviz kurunda meydana gelen dalgalanmaları kullanıcıya
yansıtacak. TEDAŞ’ın kayıp kaçak oranı yüzde 13’e çekilirken,
KİT’lerin nitelikli personel alabilmesi için yeni bir yasal düzenleme yapılacak.
Bankacılıkta reel kar geriledi
2009 yılı programında, ekonomiyle ilgili geniş değerlendirmelere de yerildi. Programın bankacılıkla ilgili bölümünde,
bankaların sendikasyon ve seküritizasyon kredilerinin 2007 yılı
sonuna göre yüzde 7.7 azalarak, 26.4 milyar dolardan 2008 yılı
Haziran sonu itibariyle 24.4 milyar dolara gerilediği belirtildi.
2008 yılının ilk yarısında bir önceki yılın aynı dönemine göre,
Türk bankacılık sektöründeki net kar nominal olarak 8.3 milyar
YTL’ye yükselirken, reel olarak da yüzde 6.6 oranında azaldı.
Ekonominin tek patronu EKK: Makro ekonomik istikrarın
kalıcı hale getirilmesi için, Ekonomi Koordinasyon Kurulu (EKK) güçlendirilecek. Kurul; özel sektör, kamu ve
finans kesimi arasındaki yönetişimi de üstlenecek.
Sağlık harcamasına sıkı takip: Kamunun en büyük gider
kalemi olan sağlık harcamaları için, Sağlık Harcamaları İzleme ve Değerlendirme Komisyonu kurulacak.
Bu komisyona tüm kurumlar raporlarını düzenli olarak
göndermekle yükümlü olacak.
Döviz kredisinin önü açılacak: Fiyatlarını döviz cinsinden
açıklayabilen yatırım fonlarına imkan verilmesi ve finans
kuruluşlarının yurtiçinde döviz cinsinden kredi verebilmesinin sağlanması için çalışma yapılacak.
Mark to market için düzenleme: Varlıkların piyasa fiyatlarından hesaplanarak, değişmelerin düzenli biçimde
kar-zarara yansıtılmasını öngören “mark to market”
muhabese sistemi için gerekli görülen düzenlemeler
yapılacak.
KOBİ’lere finansman desteği artacak: KOBİ’lere finansal
destek olan Kredi Garanti Sistemi’nin geliştirilmesi için
çalışılacak. Bu kapsamda yeni teşvik sistemiyle ilgili düzenlemeler mart sonuna kadar yürürlüğe girecek.
Eximbank kaynakları genişletilecek: Eximbank kaynakları
artırılacak. Bankanın özellikle yatırım malları ihracatı
için orta ve uzun vadeli kredi programlarıyla, ihracat
kredi sigortası ve garanti faaliyetlerinde yoğunlaşması
öngörülüyor.
Kamu kurumları yeniden yapılanacak: Savunma Sanayi
Müsteşarlığı’nın yeniden yapılandırılması için kanun
tasarısı hazırlanırken, Türkiye Taş Kömürü Kurumu ve
MTA Genel Müdürlüğü de yeniden yapılandırılacak.
Dövizdeki oynama fiyata yansıyacak: Programa göre gelecek yıl KİT’ler özellikle enerjide petrol fiyatı ve döviz kurunda meydana gelen dalgalanmaları kullanıcıya yansıtacak. TEDAŞ’ın kayıp kaçak oranı yüzde 13’e çekilecek.
Ar-Ge’ye dayalı tedarik için kanun: Başta esnaf ve sanatkarlar olmak üzere KOBİ’lerin işbirliği ve birleşmeleri
desteklenecek. Ayrıca sektörler için politika belgeleri
oluşturulacak. Ar-Ge’ye dayalı tedarik sistemi için kanun
çıkarılacak.
ebsohaber 19 kasım 2008
MECLİS
Uğurtaş’tan terör
ve ekonomi uyarısı
nin sürekliliğinin büyük önem arz ettiğini,
Ege Bölgesi Sanayi Odası Ekim Ayı
özellikle belirsizliğin hakim olduğu ve
Meclis Toplantısı’na başkanlık eden
EBSO Ekim Ayı Meclis
bir güven bunalımına dönüşen krizin
Meclis Başkan Yardımcısı Hilmi Uğurtaş,
Toplantısı’na başkanlık eden Hilmi
aşılabilmesi için Hükümet tarafından
açılış konuşmasının başında bölücü terör
Uğurtaş, birlik ve beraberliğin bogerek halka gerekse reel kesime güven
örgütünün hain tuzakları, önce Aktütün
zulmamasını istedi, küresel krizin
verici mesajların verilmesinin son derece
Karakolu’nun basılması, sonra servis mietkilerine de dikkat çekti.
önemli olduğunu, söylemlerin daha sonibüsüne pusu kurulması ve son olarak
mut adımlar ve tedbirlerle desteklendiği
yapılan operasyonlarda şehit vermeye
sürece değerleneceğini, gerek özel sektörün, gerekse hükümetin
devam edilmesinin, bayram sevinci ile girilen Ekim ayına damgasını vurduğunu belirtirken, bir kez daha terörü lanetleyerek,
alacağı yerinde kararlarla yaşanılan krizin aşılacağına olan inanşehitlerimize Allahtan rahmet, yakınlarına sabırlar diledi.
cının tam olduğunu ifade etti.
Uğurtaş, bir söylentiyle başlayan ve çocukları da kışkırtarak
Uğurtaş, Tire Organize Sanayi Bölgesi Müteşebbis Heyet ve
yerel halk ile polisimizi karşı karşıya getiren olayların cereyan
Yönetim Kurulu’na EBSO Meclis Toplantısı’nın Tire OSB’de yaetmesinin, Başbakanın genel seçimler öncesi vaatlerini yerine
pılması konusundaki nazik davetlerinden dolayı da teşekkür etti.
getirmediğini iddia ederek, hem siyasi hem de ekonomik olarak
sıkıntı yaşadığımız bir dönemde esnafın kepenklerini kapaması
ve bu olayın yerel seçimler uğruna kimi kesimlerce desteklenmesinin son derece üzücü ve endişe verici olduğunu, ülkemizde
en son ihtiyacımız olan şeyin etnik köken veya herhangi başka
bir nedenden ötürü vatandaşlarımız arasında ayrımcılığın yaşanması olduğunu, ülke olarak her zamankinden fazla sağduyu ve
sakinliğe ihtiyacımız olan zaman diliminden geçtiğimizi, Cumhuriyetimizin 85. yılını kutlayacağımız şu günlerde tüm etnik
kökendeki ve her türlü düşünce, inanca sahip vatandaşlarımızın
kenetlenerek, birlik ve beraberliğimizi bozmasına izin verilmemesi gerektiğini, bu duygular ile herkesin 29 Ekim Cumhuriyet
Bayramı’nı kutladığını söyledi.
Küresel krizin etkileri hissediliyor
Yaşanan küresel krizin, bu ay, başta küçük esnaf ve
KOBİ’lerimiz olmak üzere tüm kesimlerde etkisini geçen aydan
daha fazla hissettirdiğini, ne yazık ki her geçen gün yaşanan
olumsuzlukların artacağını, ABD’den Avrupa’ya, Avrupa’dan
Asya’ya yayılan krizin Türkiye’yi etkilememesinin mümkün olmadığını, ülkemiz için birincil sırada risk barındıran cari açığın
ne yazık ki artmaya devam ettiğini, kapanan firma sayısının
arttığını, hiç arzu edilmemesine rağmen işçi çıkarımlarının
yaşandığını, işsizlik oranının artmaya devam ettiğini, tüketici
kredilerinin arttığını, tüketicilerimizin aldıkları kredileri ise harcama yapmak yerine borçlarını kapattıklarını dolayı ile piyasanın kitlenmiş durumda olduğunu, dövizdeki hızlı yükseliş dövize
endeksli borcu olan şirketlerimizi tehdit ederek, maliyetleri ciddi
ölçüde arttırdığını, son bir yıldır ısrarla ekonomiyi gündemine
almayan hükümetin tüm ekonomik kurmayları ile birlikte özel
kesimle ortak toplantılar yapmış olmasını çok gecikmiş olsa da
doğru bir adım olarak nitelendirdiğini, bu tür görüş alışverişleri-
ebsohaber 20 kasım 2008
MECLİS
Krize önlemde geç kalmayalım
Ege Bölgesi Sanayi Odası Geçmiş
olunması, yurt dışından gelecek her türlü
EBSO önceki dönem Meclis BaşDönem Meclis Başkanı Kemal Çolakoğkredi, kaynak, vadeli ithalatta Kaynak
lu, 25 yıl meslek komitesi üyeliği, 15 yıl
Kullanımı Destekleme Fonu (KKDF) ve
kanı Kemal Çolakoğlu, terör ve
meclis üyeliği ve 8 yıl Meclis Başkanlığı
her türlü verginin kaldırılması, banka
ekonomi olaylarını geniş bir persgörevlerini üstlendiği dönemde Ege
mevduatları ile bankalar arası borçlanmapektifle değerlendirirken önlem
Bölgesi Sanayi Odası’nın sanayicilere
ya mutlaka devlet güvencesi getirilmesi
almada geç kalınmamasını istedi.
verdiği en somut hizmetinin organize
gerektiğini belirtti. Çolakoğlu, dünya
sanayi bölgeleri olduğunu her zaman
gözünde IMF ile bir anlaşma yapılmasının
dile getirdiğini, bu nedenle kuruluşundan bugüne kadar çok yaavantaj olduğunu, ancak bunun IMF’in koşullarıyla değil, bizim
kından takip ettiği Tire Organize Sanayi Bölgesi’nde bulunduğu
koşullarımızla yapılması gerektiğini, çünkü IMF’nin güvenilirliğive bu bölgenin oluşumunda katkı sağlayabildiği için fevkalade
ni yitirmiş bir kurum olduğunu ifade etti.
gurur duyduğunu ifade etti.
2001 yılındaki Cumhuriyet Tarihi’nin en derin ekonomik
Çolakoğlu, bugün dünyanın içinde bulunduğu global ekokrizini yaşamış sanayiciler olarak, içinde bulunulan koşullarda
nomik krizin herkesin keyfini kaçırdığını, bunun üstüne bir de
öncelikle agresif büyüme hedeflerinin şimdilik dondurulması,
ülkemizde yaşanan kısır siyasi çekişmeler ile terör konusunun
stokların buna göre düzenlenmesi, artık ayakların yorganlara
iyice olumsuz bir hava estirdiğini dile getirdi. Ülkemizi bölmegöre uzatılması gerektiğini dile getiren Çolakoğlu, sanayicilerin
ye çalışanlara karşı her gün verilen şehitlerin içimizde çok acı
Türkiye’yi ayakta tutan en önemli unsur olduklarını, en ümitsiz
ve derin yaralar bıraktığını, ancak ülkemizin şehit kanlarıyla
durumlarda bile işletmelerini çalıştırarak, bu ülkeyi ayakta tutsulandığı için, asla bölücülere tolerans gösterilmeyeceği ve taviz mayı becerdiklerini, dolayısıyla yine işletmelerini ayakta tutmayı
verilmeyeceğinin çok iyi bilinmesi gerektiğini vurguladı.
başaracaklarını söyledi.
Türk kamuoyunun güvendiği kurumların en başında Türk
Silahlı Kuvvetleri’nin bulunduğunu, ülkemizin fevkalade stratejik
bir konumda yer aldığını, komşularımızın ise Ermenistan, Irak,
İran, Suriye, Yunanistan gibi stratejik ülkeler olması nedeniyle
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Almanya, Fransa, İngiltere gibi ülkelerin silahlı kuvvetleriyle asla mukayese edilemeyeceğini söyleyen
Çolakoğlu, doğruluk, açık sözlülük, dürüstlük adına Türk Silahlı
Kuvvetleri’ni zaman zaman tenkit etmenin, bu konuda yıpratıcı
olmanın terörle mücadeleye asla yardımcı olmayacağını ifadeyle
buna yeltenenlerin mutlaka akıllarını başlarına toplaması gerektiğini söyledi.
Kendimizi dünyadan soyutlayamayız
Türkiye’nin 24 Ocak 1980 kararlarından bu yana, ekonomide dünyanın bir parçası olmak, liberal ekonomiyle, dünya
ekonomisinde söz sahibi olmak iddiasında olduğunu, dolayısıyla
global ekonomide, global bir kriz varsa, Türkiye’nin kendisini
bundan soyutlamasının da mümkün olmadığını belirten Çolakoğlu, son gelinen ekonomik durumda enflasyonda, ihracatta,
bütçe disiplininde başarı sağlandığını ama düşük kura bir çözüm
getirilemediği için Türkiye’nin neredeyse 50 milyar dolarlık cari
açığı oluştuğunu belirtti. Oluşan bu cari açığın bizi kırılgan bir
ekonomi haline getirdiğini, kırılgan ekonominin yatırım yapılmasını önlediğini ve işsizliği arttırdığını dile getiren Çolakoğlu, her
ne kadar 2001 yılında Cumhuriyet tarihinin en derin ekonomik
krizini yaşamış olmamız nedeniyle gerekli tedbirleri alsak da
global kriz karşısında da gerekli tedbirleri almak için geç kalınmaması gerektiğini söyledi.
Çolakoğlu, yurt dışındaki kaynakların Türkiye’ye getirilmesinin çok önemli olduğunu, onun için mutlaka teşvik edici
ebsohaber 21 kasım 2008
MECLİS
Krizi fırsata çevirelim
Ege Bölgesi Sanayi Odası Yönetim
ve Sanayi Odası, Akdeniz Odalar Birliği,
EBSO Yönetim Kurulu Başkanı
Kurulu Başkanı Tamer Taşkın, sözleBalkan Odalar Birliği, Karadeniz İşbirrinin başında Meclis Toplantısı’nı Tire
liği ve Afrika Ülkeleri Odalar Birliği ile
Tamer Taşkın, dünyayı saran
Organize Sanayi Bölgesi’nde gerçekleşberaberliklerin, Hisarcıklıoğlu’nun Avrupa
finansal krizden Türkiye’nin karlı
tirmekten duyduğu memnuniyeti dile
Odalar Birliği gibi kilit bir organizasyonun
çıkması için önlemlerin zamanında
getirirken, TOSBİ Müteşebbis Heyet
başında bulunması ile ülkemize müthiş bir
devreye sokulmasını önerdi.
Başkanı Remzi Peköz ve Yönetim Kuilişki kurma görevini yüklediğini belirtti.
rulu Başkanı Kamil Porsuk başta olmak
üzere tüm Müteşebbis Heyet ve Yönetim Kurulu üyelerine, bölge
Ekonomide tehlike sinyalleri
çalışanlarına teşekkür etti.
EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Taşkın, yaşanan global kriz
Taşkın, Yönetim Kurulu Başkanlığı görevine geldiği dönedeniyle artık Amerikan Borsası’na bakarak uyuyup, sabah
nemde, Tire Organize Sanayi Bölgesi’nin üzerinde yaklaşık 6
Japon Borsası ile uyandıklarını, dünyada olduğu gibi artık ülkemilyon dolarlık bir borç yükünün bulunduğunu, bu borcun nasıl mizde de düşük faiz, yüksek likidite döneminin
kapatılacağı hususundaki endişelerin, dört yıl gibi kısa bir süre
sonuna gelindiğini, bunun neticesinde
içerisinde TOSBİ Yönetiminin başarılı çalışmaları sayesinde 1
yatırım alanlarının etkilendiğini, özel
milyon 300 bin dolara düşmesiyle sona erdiğini, İzmir’e yakın,
yatırım ve hedge fonlarında çıkışların
altyapısı hazır, enerjisi, doğalgazı, limana ulaşımıyla yatırımcıla- görüldüğünü, yine şahısların dövizin
rın geldikleri zaman karşılarında ciddi ve uluslararası firmaların
artması, yükselmesi ile gerçekleşyatırım yaptığı Tire OSB’de görev alan tüm sanayi dostlarına ve
tirdikleri alım-satım işlemlerinde
çalışanlara teşekkür etti.
de, dövizin daha da yükseleceği
Tamer Taşkın, uzun bir süredir ülkemizi üzen terör olaylarını psikolojisi ile durmanın yaşandığını,
bir kez daha kınadığını, bu konunun en kısa zamanda ülkemiz
bunun dövizin biraz daha yükseliçin en hayırlı bir şekilde bitmesini ümit ettiğini söyleyerek şehit- mesinin nedenlerinden bir tanesi
lerimize Allah’tan rahmet, ailelerine de başsağlığı diledi. Ayrıca, olabileceğini, önümüzherkesin Cumhuriyet Bayramı’nı şimdiden kutladığını belirtti.
deki günlerTaşkın, Odamız’ın katkılarıyla daha önce İzmir Fuarı’nda
de, dışarıdüzenlenen, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne hizmet sunabilecek
dan kredi
KOBİ’lerin yer aldığı fuar organizasyonunun bir benzerinin, Debulmanın
niz Kuvvetleri Komutanlığı Gölcük Envanter Kontrol Merkezi’yle eskisi kaberaber 2009 yılının Ekim-Kasım aylarında düzenlenebilmesi
dar kolay
için çalışmalara başladıklarını, bu fuarda sanayicilerin ürünolmalerinin değil Hava, Deniz ve Kara Kuvvetleri’nin örneklerle,
yacağı
sanayicilerden almak istedikleri hizmetlerin sergileneceğini, Ege
gibi
Bölgesi olarak bugüne kadar, ülkemizin en büyük alımlarından
mabiri olan savunma sanayine gereken önemin verilmediğini, Oda
liolarak üyelerimizin savunma sanayinden daha çok pay almalarını sağlayabilmek adına gerekli girişimlerde bulunduklarını,
önümüzdeki günlerde Savunma Bakanı’nı İzmir’de ağırlayarak,
kendilerine hizmet verebilecek başta BMC fabrikamız olmak
üzere, bazı fabrikaları ziyaret edeceklerini belirtti.
Uzun bir süre neticelenmesi beklenen İzmir Limanı’nın özelleştirilmesi ile ilgili Danıştay’dan çıkan onayın herkesi mutlu
ettiğini, zira Liman’da yer olmadığı için bekletilen her geminin
ülkemize ve sanayimize büyük zarar verdiğini, ancak limanın
özelleştirilmesinin onayı ile sorunların bitmeyeceğini, yapılacak
yatırımlar için de ne yazık ki belirli bir süre gerektiğini söyledi.
Taşkın, TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu’nun dört yıldan bu
yana devam ettirdiği milyonlarca üyesi olan Eurochambers Yönetim Kurulu Üyeliği görevine yeniden seçildiğini, ECO Ticaret
ebsohaber 22 kasım 2008
MECLİS
yetlerin de yükseleceğini, özellikle en büyük dış ticaret partnerimiz olan Almanya’daki küçülme beklentisinin Türkiye’yi uzun
dönemde etkisi altına alabileceğini, ancak tüm zorluklara karşın
Avrupa pazarındaki şansımızın devam ettiğinin altını çizdi.
Geçmişe dönüp baktığımızda, ülke olarak 1994, 1999 ve
özellikle de 2001 krizlerinden bir çok ders çıkarttığımızı, tecrübe edindiğimizi, ancak bu krizlerin ülke ekonomisi ve siyasi
çekişmelerden kaynaklandığını, yaşanmakta olan krizin ise her
zamankinden farklı olarak global bir kriz olduğunu belirtti.
Mali sektörde gözetim ve denetimin sıkı tutulması, 2001
krizinden sonra bankacılık sisteminin sağlam olması nedeniyle,
yaşanan global krizin Türkiye’de bu kadar az hissetmemize neden olan hususlardan bir tanesi olduğunu, ancak ne olursa olsun
bugünden sonra dünyanın neresinde olunursa olunsun büyüme
ve likiditenin azalacağı ve yatırımların erteleneceğinin bir gerçek
olduğunu söyledi.
Ülkemizin en önemli sorunlarından biri olan ve giderek
büyüyen işsizliğe bir de bugünün şartlarında KOBİ’lerin işçi
çıkarttıkları düşünüldüğünde işsizlik oranlarımızın önümüzdeki
aylarda ne yazık ki daha da artmış olacağını, 2007 yılı Temmuz
ayında 8,8 olan işsizlik oranının, 2008 Temmuz ayında 9,4’e
yükselerek, 2 milyon 353 bin kişiye ulaştığını, Türkiye’de her
sene 1,5 milyon insanın işgücüne katıldığını düşünüldüğünde,
işsizliğin gerçekten önümüzdeki dönemlerde de Türkiye’nin en
büyük sosyal konularından biri olacağını ve bu sosyal sorunun
çözümü için çare üretilmesi gerektiğini, bu nedenle krizin gerek
reel sektörü, gerekse finansal sektörü vurmaması için alınacak
tedbirin zamanlamasının büyük önem taşıdığını,
karar almadaki gecikmelerin telafisinin mümkün
olmayan sonuçlar doğurabileceğini ifade etti.
Basında da yer aldığı gibi Yönetim Kurulu
olarak, 14 Ekim 2008 tarihinde, İzmir’deki
50’ye yakın üst düzey banka yöneticisiyle
toplantı yaptıklarını, toplantı öncesinde üyelerimizin yaşadıkları sıkıntıları sorarak, bankacı-
lara aktardıklarını, çözüm yollarını bulmaya çalıştıklarını, bankacılardan kaynaklanan problemler olduğu gibi, sanayicilerimizin
belli sıkıntılarından kaynaklanan problemler olduğunu, bunların
nasıl çözümlenebilineceğini hep beraber tartıştıklarını, yüksek
faiz uygulanmamasını, ödenen kredilerin devam etmesini yeni
taleplerin kabul edilmesini, kredi taleplerinin ertelenmemesini,
factoring yapan bankaların işlemleri durdurmamasını ilettiklerini, ancak o günden bugüne köprünün altından yine çok suların
aktığını söyleyen Taşkın, elbette bankaların maliyetlerin artması
nedeniyle belli rakamları uygulamaya, kapanan kredilerin yerine
kredi açmamaya başladıklarını, neticede bankaların, sanayici,
üretici, tüccar ilişkileri içerisinde çarklarını döndürdüğünü, bankaların kredilerini azaltmaya başlaması halinde bunun dönüp,
dolaşıp kendilerini vuracağını, müşterisini tanıyan şubelerin
merkezleriyle diyalog içerisine girerek, firmalarına sahip çıkmaları gerektiğini söyledi.
Taşkın, başta tekstil, otomotiv, demir-çelik, inşaat sektörlerindeki daralmanın, diğer sektörleri otomatikman etkilediğini,
enerji fiyatları ve üzerindeki yükler, finansın bulunabilirliği,
ucuz ithal mallar ve kayıt dışı ekonomini, haksız rekabet gibi
konuların sanayicilerimizin belirttiği en önemli sorunlar olduğunu belirtti.
Basında, otomotiv sektörüne destek için ÖTV’nin azalacağı
konusunda haberlerin çıktığını, bu haberlerin zaten krizde olan
sektörü daha da kötü duruma düşürdüğünü, sektörü iyileştirme
adına ÖTV’nin indirilmesi gerekiyorsa, indirim yapıldıktan sonra
kamuoyu ile paylaşılması gerektiğini vurgulayarak, krizin otomotiv sektörünü sadece Türkiye’de değil, Alman otomotiv devleri
Mercedes, BMW gibi firmaları da vurduğunu, Alman otomotiv
sektörünün üretimini hemen hemen %30-35 oranında azalttığını
söyledi.
Global rekabette başarı reçetesi
Türkiye’nin bulunduğu coğrafya itibari ile sahip olduğu avantajları kullanarak krizleri fırsatlara dönüştürebileceğini, bugün
ebsohaber 23 kasım 2008
MECLİS
maliyetleri artan ve daralan Avrupa piyasaları karşısında ülkemizin tercih edilebilir bir konuma oturabileceğini, değer kaybının avantaja çevrilebileceğini, kriz sürecinin iyi yönetilmesi
ile rekabet içinde olduğumuz ülkelere göre öne geçme şansının
yakalanabileceğini, değişen dünya koşullarını uyan firmaların
krizden çok daha güçlü çıkabileceğini, Avrupalı bir çok firmanın maliyetlerle dünya ile rekabet edememesi yüzünden batma
noktasına, ya da iş yerlerini taşıma noktasına geldiğini, bunun
Türk sanayisi için bir imkan olabileceğini, bir çok sanayicinin
kapanan fabrikaları alabileceğini, bu fabrikaların pazarlarına
iş yapabileceklerini, Türkiye’nin istikrarlı olarak tanıtımıyla bu
fabrikaların ülkemize taşınabileceğini ifade etti.
Önce Maliye Bakanı Unakıtan’ın davetiyle 30’a yakın işadamının buluştuğu Vergi Konseyi, ardından Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren’in başkanlığında Ekonomi
Koordinasyon Kurulu’na kamu ve özel sektör temsilcilerinin davet edilmesini çok yerinde bir karar olarak değerlendirdiğini, her
iki toplantı sonrasında karşılıklı görüş alışverişinin reel sektöre
yansımasının olumlu olacağını düşündüğünü, zira üreten kesimin her türlü sorununun, isteğinin hükümet tarafından, bilindiğini, ancak önemli olan noktanın bunlara ilişkin kararların nasıl ve
ne zaman alınacağı olduğunu söyledi.
Söz konusu toplantılarda hükümet yetkililerine EBSO olarak;
hükümetin bankacılığın arkasında olması, mevduata sınırlı süre
de olsa yurtdışı haksız rekabeti önlemek için güvence verilmesi,
yatırımların devam etmesinin sağlanması, yatırım indiriminin
tekrar çıkarılması, önümüzdeki günlerde olası şirket birleşmelerinin olabileceği göz önüne alınarak, şirket birleşmelerinin
kolaylaştırılması, özendirilmesi ve her türlü vergilerden uzaklaştırılması, KKDF’nin kaldırılması, ülkemiz için büyük öneme
sahip AB sürecinin iyi takip edilmesi, Körfez ülkelerinden standby ile borç alınabilmesi, rekabet avantajına sahip sektörlerin
geliştirilmesi, sektörlere göre farklı selektif tedbirlerin alınması,
Güneydoğu Anadolu Projeleri gibi sosyo ekonomik düzenin
geliştirilmesi, önümüzdeki günlerde açıklanacak olan 2009 yılı
programının dizaynının önemi, yeni teşvik sisteminin yılbaşına
kadar yetiştirilmesi, dış ticaret açığının azaltılması, bankalarımızda sorun olamamasına karşın, kredi daralmasının yaşanabileceğini, mevduatta panik olmamasına karşın stopaj oranlarının
düşürülmesi, gelire endeksli senetlerin çıkarılması, leasing’deki
KDV’nin tekrar gözden geçirilip yüzde 1’e düşürülmesi, kredi
maliyetlerinin artmaması için, dövizli işlemlerin off-shore’da değil, Türkiye’den verilmesi, ihracatçı dışında da sanayicinin döviz
kredisi alabilmesi, Eximbank’ın sermayesi ve ihracatçıya kredi
verme gücünün arttırılması, bugüne kadar vergisini, SSK’sını
hayatı boyunca aksatmadan ödeyenlerin, ödemeyenlere karşı
cezalandırıldığını, böyle bir dönemde onlara bir zaman diliminin tanınabilmesi, KOSGEB imkanlarının KOBİ’ler için kesinlikle
arttırılması, yeni pazarlar için fuar destekleri ve navlun desteklerinin acilen konulması, Kredi Garanti Fonu teminatlarının
arttırılması, diyalog mekanizmalarının etkinleştirilmesi, kıdem
tazminatının organize edilmesi, enerji fiyatları, geçici vergi uygulamasının kaldırılması, factoring ve tahsilatlarda yaşadıkları en
büyük sıkıntının Çek Kanunu’nun 711. maddesinin düzetilmesi
gibi hususları ana başlıkları ile dile getirerek, gerekli düzenleme-
lerin yapılmasını istediklerini ifade etti.Taşkın, sanayiciler olarak
girişimci ruhlarını, umutlarını kaybetmeden, çalışarak bu krizi de
diğer krizler gibi atlatmaları gerektiğini söyledi.
Taşkın, sekiz senedir Ulucak Belediyesi ile Kemalpaşa OSB
arasında yaşanan sorunun, gerek iktidarın gerekse muhalefetin
desteği ile Kanunda yapılan gerekli düzenleme ile giderildiğini, Bağyurdu’nda kurulan Otomotiv İhtisas Organize Sanayi
Bölgesi’nin kuruluş yetki belgesinin Sanayi ve Ticaret Bakanı tarafından takdim edileceğinin bilgisini vererek, gerek Ege Bölgesi
Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı, gerekse TOBB Yönetim
Kurulu üyesi olarak, Odamız’a iletilen her sorunun ve isteğin
ilgili mercilere iletilerek, takibinin yapıldığını belirtti.
Taşkın üyeleri cevaplandırdı
Meclis toplantısında söz alan tüm arkadaşlarına teşekkür
ettiğini ve önerilerini not aldığını söyleyen Taşkın, eğitimin
önemine kesinlikle katıldığını, Oda olarak bu konuda gereklerini
yerine getirmeye çalıştıklarını, 2004-2005 yıllarında Odamız’ın
vermiş olduğu hizmetlerden 2500 kişi yararlanırken bu sayının
2008 yılında 13 bin 500 kişiye ulaştığını belirtti.
Akkan’ın, 2002 yılında TOBB’un Eximbank’a vermiş olduğu
desteğin, aynı zamanda Halk Bankası ve KOSGEB’e de verilerek,
o dönem içersinde KOBİ’lere kullandırıldığını, dolayısı ile bugün
tavsiye ettiği konuların geçmişte zaten TOBB tarafından yerine
getirildiğini, bugün TOBB’un yine aynı görev ve sorumluluk
bilinciyle konuyu gündemine alabileceğini söyledi.
Taşkın, kendi işletmelerinde nasıl iş yaptıkları müşterilerini
ödeme yapıp, yapamayacaklarına göre sınıflandırıp, mallarını
satıyorlarsa, bankaların da aynı şekilde iş yaptıklarını, Yönetim
Kurulu olarak bankaların şube müdürleri ile yapmış oldukları
toplantının bir örnek teşkil etmesi, öneri ve dileklerinin genel
müdürlüklere iletilmesi, bilgi-lendirilmesi açısından önemli olduğunu, şu anda esas görevin hükümetle banka genel müdürleri
arasında zaten devam ettiğini belirtti.
Yatırım indiriminin Türkiye’de sanayicinin en adapte olduğu, devlete de hiçbir zararı olmayan en akılcı sistem olduğunu,
ancak ne yazık ki bir gecede kaldırıldığını ifade ile konuyu ilgili
yerlere aktardıklarını, aktarmaya devam edeceklerini dile getirdi.
Taşkın, kriz nedeniyle basında halkın alış veriş yapmaması,
kredi kartı kullanmaması gibi uyarıların yapıldığını halkın tedirgin eden bir psikoloji içerisine sokulduğunu, ancak bu durumun
kısa zaman içerisinde geçeceğini söyledi.
Amerika’da en büyük banknotun 1000 dolar olmasına karşın
hiçbir vatandaşın doğup büyüdüğü Amerika’da 1000 Doları görmediğini, çünkü onun bankalar arası bir para olduğunu belirtti.
Odamız’ın İDESBAŞ ve TOSBİ’de irtibat bürosu kurulmasına ilişkin konu görüşülürken, Akkan ile daha önce 26 Şubat
2006 tarih, 15 sayılı Meclis toplantısında irtibat büroları ile ilgili
alınan karar üzerine anlaşmazlığa düştüklerini, o tarihte Yönetim
Kurulu olarak Odamız’ın ESBAŞ’ta irtibat bürosu açması ile ilgili
talebinin, Akkan’ın irtibat bürolarının diğer organize sanayi bölgelerinde de olması yönünde itirazının olduğunu, nasıl olduysa
Akkan ile fikir ayrılığına düştüklerini, zira kendisinin böyle bir
şeye itiraz edecek bir düşünceye sahip olmadığını, dolayısı ile
yaşanan yanlış anlaşılmayı düzeltmek istediğini sözlerine ekledi.
ebsohaber 24 kasım 2008
MECLİS
Küçük Menderes’in yıldızı Tire OSB
Tire Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu
ortağı oldukları megep projesi kapsamında sanayi
Başkanı Kamil Porsuk, Tire OSB’nin yıllardır
tesislerinin ihtiyacı olan, nitelikli elemanların yeEBSO Meclisi’nin sürekli gündeminde yer aldıtiştirilmesi için sürekli eğitim verildiğini ve gerek
ğını ve Meclis üyelerinin belki de Tire OSB’yi
duyulan nitelikli elemanın bulunduğunu belirtti.
hiç görmeden kararlar verdiğini düşünerek bir
Porsuk, bölgedeki yolların otoyol standartlameclis toplantısının Tire OSB’de yapılmasını
rında konteynır taşımacılığına uygun olarak yapılarzu ettiklerini söylerken, bölgenin bugünlere
dığını, 34.5 kw’lık elektrik enerjisinin modern şalt
gelmesinde emeği geçen herkese teşekkürlerini
sistemli ana dağıtım merkezinden yer altı kablosundu.
ları ile enerji dalgalarından etkilenmeden temiz
Porsuk, öncelikle organize hakkında bilgi
enerji olarak dağıtımının yapıldığını, doğalgaz
verdikten sonra, TOSBİ’nin hedeflerinin gerdağıtım sisteminin tamamlandığını, Türk Telekom
çekleştiği düşünüldüğünde 2004-2010 yılları
A.Ş. ile yapılan protokol gereği telekomünikasyon
arasındaki Tire’nin anlatıldığı projeksiyonu
alt yapı çalışmalarına başlanıldığını, atık su arıtsunacaklarını söyledi. Tire Organize sanayi
ma tesisinin ve tüm TOSBİ’yi kapsayan yağmur
Bölgesi’nin Alsancak Limanı’na 75 km, havaasuyu drenaj sisteminin sorunsuzca çalıştığını, 4
lanına 50 km, Serbest Bölgeye 55 km mesafede
adet sondaj kuyusunun bulunduğunu, atık su arıtbunduğunu, bölgenin içinde bir demiryolu ağı
ma tesisinden çıkan deşarj suyunun sulama suyu
Tire Organize Sanayi
ve helikopter pistinin yer aldığını, 1993 yılında
olarak kullanılmasına olanak sağlayacak dağıtım
Bölgesi Yönetim
kurulan Tire OSB’nin ortakları arasında yüzde
sisteminin projelendirildiğini, şu an toplantının
Kurulu
Başkanı
70 pay ile EBSO’nun, yüzde 15’er payla da İzmir
gerçekleştirildiği konferans salonunun 2008
İl Özel İdaresi ile Tire Belediyesi’nin bulunduğu- Kamil Porsuk
Nisan ayında hizmete girdiğini, atık su labratunu belirtti. 4 milyon 630 bin 93 m2 alana sahip
varının akreditasyon çalışmalarını sürdürdüğünü,
TOSBİ’nin, 2 milyon 780 bin 459 m2’sinin sanayi parseli, kalan
sonuçlanmasının akabinde akredite laboratuarı olarak hizmet
bölümün teknik ve yeşil alan olarak ayrıldığını, şu anda bölgede
vereceğini, çevre koruma bandında 18 bin adet yetişmiş ağaç
36 firmanın 697 bin m2’de faaliyet gösterdiğini, 9 firmanın 247
bulunduğunu söyledi.
bin 405 m2’lik alanda inşaat aşamasında olduğunu, 10 firmaTasarım aşamasında olan projeler arasında, enerji santrali,
nın ise 196 bin 945 m2’lik alanda proje aşamasında olduğunu
devlet demir yolları yükleme platformları, gümrük, ticaret mersöyledi. Porsuk, bugüne kadar tamamlanan projeler arasında
kezi, idari ve sosyal tesisler, benzin istasyonu, sağlık merkezi,
yol-asfalt kaplamaları, demir yolu taşımacılığı, helikopter pisti,
itfaiye, çıraklık eğitim merkezi, endüstri meslek lisesi bulunduelektrik, doğalgaz, telekomünikasyon, kanalizasyon, yağmur
ğunu, sırası geldikçe ve imkanlar yeterli olduğu ölçüde projeleri
suyu drenaj sistemi, kullanma suyu, sulama suyu, atık su arıtma
hayata geçirmeye çalışacaklarını dile getiren Porsuk, 2004-2010
tesisi, laboratuar, konferans salonu, devriyeli güvenlik sisteminin Tire sunumunun izlenmesinin ardından, bugüne kadar emeği
yer aldığını ayrıca, Avrupa Birliği fonlarından desteklenen ve
geçen tüm yönetimlere teşekkür etti.
ebsohaber 25 kasım 2008
MECLİS
Sanayicinin gündemi
ABD’de mortgage kredisi
krizi ile başlayıp
dünyayı saran
global finansal
krizin etkilerine
karşı Türkiye’nin
alması gereken
önlemler Ege
Bölgesi Sanayi
Odası Meclis
Toplantısının
gündemini
oluşturdu. Dünyanın yaşadığı
kriz ortamında
üretim, yatırım
ve istihdamın
öneminin bir
kez daha anlaşıldığını ifade
eden sanayiciler, hükümetin
reel sektörü
destekleyecek
önlemleri zaman kaybetmeden uygulamaya
koymasını, bankaların kredileri
hemen geri
çağırmak yerine
sanayicilerle
ortak hareket
etmesini, çalışma barışının
korunmasını,
Türkiye’yi derinden yaralayan
terör olaylarının
da bitirilmesini
istedi.
global ekonomik kriz
İbrahim Gökçüoğlu
Sanayici banka diyaloğu lafta kalmasın
EBSO Meclis Üyesi
İbrahim Gökçüoğlu, 3,5
yıl önce, Meclis üyeliği
görevine başladığında
işyerine yakın olan Menderes, Torbalı, Yazıbaşı,
Gaziemir, Karabağlar,
Kısıkköy bölgesindeki
Odamız üyelerine ulaşarak sanayi odasında,
sanayicilerin bir temsilcisi
olarak, her türlü sorunlarını iletebileceklerini ve
her konuda kendilerine
elinden geldiğince yardımcı olmaya çalışacağını
söylediğini ve bugüne kadar da kendisine ulaşan
her türlü sorunu çözmeye çalıştığını belirtti. Her
ne kadar Yönetim Kurulu’nun bankacılarla toplantı yapmasına, yaşanan sorunların giderilmesi konusunda girişimde bulunmalarına karşın ne yazık
ki sanayicilerin bankalarla yaşadıkları sıkıntının
arttığını, son 10 gündür bankalarla sıkıntı yaşayan
sanayicilerin adeta akınına uğradığını, bugüne
kadar kredisini hiçbir problem olmadan kullanan
sanayicilerin kriz ile birlikte, genel müdürlüğün
emri ile kredi kullanamadığını belirtti. Bir sanayici
arkadaşının sadece sigortaya olan taksitlendirilmiş
borcu, dört ay önce kredi kartı taksidini zamanında ödememesi nedeniyle kredi alamadığını
anlatan Gökçüoğlu, sanayicilerin işletmelerini ne
yazık ki böyle bir ticari ahlak içerisinde devam
ettirmek zorunda kaldığını, sanayiciler olarak
bankalar ile yaşadıkları mağduriyetin giderilmesi, bankaların keyfi hareket etmemesi için gerek
bankaların genel müdürlüklerine gerekse Bakanlık
nezdinde girişimlerde bulunulması, sanayicilerin
bankalar ile ilgili bilinçlendirilmesi gerektiğini,
sanayicilerin en son aşamada bankalara gitmesinin sağlanması gerektiğini söyledi.
Gökçüoğlu, sanayici, tüccarın bankalar ile
büyük problemler yaşarken, büyük bir kaynağa
sahip TOBB’un rant getirecek gayrimenkuller satın aldığını, paralarının bankalarda atıl bir şekilde
durduğunu, oysa dünyada da bir çok örnekleri
olduğu gibi TOBB’un öncülük yaparak, bir banka
kurabileceğini, bu konuda EBSO olarak TOBB
nezdinde girişimlerde bulunulmasını istedi.
Ülkemizde tasarruf bilincinin yerleştirilmesi
gerektiğini, Odamız’ın da bu anlamda sanayicilerimize gerekli eğitimleri vermesi gerektiğini,
işletmesini yüzde 80 krediyle döndüren sanayicilerimizin en ufak bir krizde iflas etmemesi, yok
olmaması, sanayicilerin bankalara teslim olmaması, sanayicilerin işletme sermayelerinin belirli
bir kısmını işletmelerinde bulundurmaları için
EBSO olarak bu kültürün üyelerimize verilmesini
misyon edinilmesi gerektiğini belirtti.
Gökçüoğlu, özerk bir kuruluş olan
TÜBİTAK’ın kurulduğu günden bu yana sermayesini ilk defa beş kat arttırdığını ve 2010 yılında da
Ar-Ge harcamaları için GSMH’nın %3’ü kadar,
yani 18-20 milyar dolarlık bir yardım alacağını,
sessiz sedasız çıkarılan bir Kanun ile 12 kişiden
oluşan bilim kurulunun artık Başbakanlık tarafından atanacağını dolayısı ile özerkliğinin kalmayacağını, uzun vadeli hesap yapan siyasilerin,
18-20 milyar dolarlık yardımı kendi yandaşlarına
verebilmek için önceden önlemlerini aldıklarını
ifade etti.
Erdoğan Çiçekçi
Çalışma yaşamında yeni kararlara dikkat
EBSO Meclis Üyesi Erdoğan Çiçekçi, “Kuyruklu
yıldız misali etkilenmeyiz, teğet geçer derken”
ülke olarak krizden
etkilenildiğini, üretimin,
sanayinin ülkemiz için
önemini üzerine basa
basa tekrar etmelerine karşılık, ne yazık ki
hükümetin altı yıldan bu
yana uygulamalarıyla
buna karşılık vermediğini,
endişesinin hükümetin
bu tutumu nedeniyle daha ağır bedeller ödemek
zorunda kalmaları olduğunu ifade etti.
Çiçekçi, terör ve ekonominin ülkemizin
en önemli meselesi olduğunu, bugün Anaya-
ebsohaber 26 kasım 2008
MECLİS
sa Mahkemesi’nin kararlarından sonra MHP Başkanı’nın ileri
sürmüş olduğu anayasa değişikliğinin bir tuzak olduğunu, bunun
AKP sırtından oy almaktan başka bir iş olmadığını, AKP’nin bu
tuzağa düşmemesi gerektiğini, Türkiye’nin gündemine anayasa
değişikliğini sokmanın hiç bir şey ifade etmeyeceğini, bunu ileriye ertelenecek bir konu olarak kamuoyuna aktarılması gerektiğini söyledi.
Yaşanılan sürecin bir sonucu olarak, rakamlara bakıldığında, bir çok işyerinin işçi çıkarttığını, bir çok işyerinin de,
işçilerini nasıl toplu olarak çıkarabilecekleri hususunda Çalışma
Bakanlığı’ndan, Teftiş Kurulu’ndan bilgi aldığını, ancak işçiyi çıkarmadan önce ilgili bakanlıkların önerisi ile hükümetin alması
gereken bazı tedbirlerin bulunduğunu, bunlardan bir tanesinin
ücretsiz izin mekanizması olduğunu, ücretsiz izin uygulamasının
işçinin yazılı rızasına tabi olduğunu, işçinin yazılı rıza vermemesi durumunda ileride ücretsiz izinle ilgili hak iddia edebileceğini, bunun için ücretsiz iznin daha kolaylaştırılması ve bir geçici
süreyle sınırlandırılması, işyerlerinde işçi çıkarma yolunu tercih
etmeyen işyerleri için 15 gün işçi çalışması, 15 gün ücretsiz izne
çıkması gibi bir uygulamanın işçinin rızasına tabi olmadan 6
aylık bir süre içerisinde uygulanabilirliğini yasal hale getirmek
gerektiğini, zira bunun gecikmesinin işvereni, çaresiz işçi çıkartmak zorunda bırakacağını belirtti.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından 27 Eylül
2008 tarihinde İş Güvencesi Yasası gibi çalışma hayatına bomba
gibi düşen, Alt İşveren Yönetmeliği’nin çıkarıldığını söyleyen
Çiçekçi, bu Yönetmelik ile ilgili olarak üç önemli noktaya değinmek istediğini, herhangi bir işletmede, teknolojik nedenlerle ya
da işin niteliği gereği taşeron firma ile iş yapanların, bu gerekliliği Yönetmeliğin 10.maddesi gereğince raporlamak zorunda
olduğunu, herhangi bir teftiş anında müfettişin bunu isteme
yetkisinin Yönetmelikçe verildiğini söyledi.Çiçekçi, konuşma
süresini doldurması nedeniyle daha fazla açıklama yapamadığını ancak konunun önemini altını çizerek, herkesin Yönetmeliği
incelemesi gerektiğini belirtti.
Sayıl Dinçsoy
ABD krizinden alacağımız dersler var
EBSO Meclis Üyesi Sayıl Dinçsoy,
bugün yaşanılan krizin ve olayların faturasının liberalizme çıkarılmaya çalışıldığını, kendisinin sosyal demokrat yaradılışlı bir insan olarak buna ciddi biçimde
karşı çıktığını, Amerikan’ın özellikle
1929 krizinden sonraki çıkışı ve ondan
sonraki Ronald Reagan, Bill Clinton döneminde alınan popülist kararlarla adeta
dünyanın varlığını sömürerek, insanlara mutluluğu, refahı karşılıksız olarak
vermenin ve bunu sadece Amerikan
kredibilitesine dayandırmanın, üstelik
bunu Amerikan teknolojisinin, Amerikan sanayisinin geriye gitmesine rağmen yapmaya çalışmanın
gerçekten popülist bir liderlik olduğunu ve dünyanın bu popülist
liderler ile Çin’in de devreye girmesi ile kaynakları tükete tükete
bu hale geldiğini söyledi.
Dinçsoy, bazı kesimlerin Amerika’da yaşanan krizin daha da
şiddetleneceğini, bunun bütün dünyayı etkileyeceğini düşündüğünü, bunun karşısında Avrupa’nın faiz indirimine giderek,
euro basmaya başladığını, bu da pariteyi etkilediği için doların
çekilmesinden kaynaklanan kıymetlenmenin yanında bütün
dünyanın para basımına başladığını ifade etti.
Dinçsoy, Türkiye’de yaşanan 2001 ekonomik krizinden
sonra paramızın yüzde 10 civarında değer kaybetmesi gerekirken bunun göz ardı edildiğini, ithalatçının da onure edilmeye
çalışılarak Çin’den getirilen ucuz malların piyasaya üstelik kredi
kartlarında taksitlendirmeler yapılarak sunulduğunu, oysa özendirilmesi gereken konunun bu olmadığını vurguladı.
Dövizde yaşanan iniş çıkışların kimseyi şaşırtmaması gerektiğini, bunun olağan olduğunu söyleyen Dinçsoy, Türkiye’de
yabancıların yüzde 10 azaldığı fikrine katılmadığını, bugüne
kadar 50-60 milyar doların yurtdışına çıktığını düşündüğünü
ama kendisini asıl 80-100 milyar dolar civarında biriktirdiğimiz
ihracat paramızın nerede olduğu konusunun endişelendirdiğini,
sistemin neresinde bulunduğunu merak ettiğini söyledi.
Sayıl Dinçsoy, Yönetim Kurulu Başkanı Taşkın’ın konuşmasında satır satır ifade ettiği, sanayicinin hükümetten beklentileri
konusunun hepsine katıldığını, ancak somut bir ilave yapmak
istediğini, Türkiye’de KOBİ’leri canlandırmak amacıyla yatırım
sürecinin başlatıldığını, fakat bu çalışmaların liseang’deki KDV
oranı ile yatırım indiriminin kaldırılması konularının ciddi anlamda engel koyduğunu belirtti.
Bugün, arz fazlasının dünyayı çok ciddi bir konuma getirdiğini, insanların, liderlerin popülist yaradılışları içinde ne yapacaklarını bilemediğini, ne yazık ki ABD seçim sürecinde başkan
adaylarından bir tanesinin Ermenistan, Irak, Kıbrıs meseleleri
konusunda boş keseden Türkiye’ye verip veriştirdiğini, ülkemizin dünyada çok önemli bir yere sahip olduğunu, adeta mihenk
taşı olduğunu, Amerika’nın ne Afganistan’a, ne Irak’a, ne de
İran’a gidebileceğini söyleyen Dinçsoy, İsmet İnönü’nün “Dünya
yıkılır, yeni dünyada Türkiye yerini bulur.” sözünü hatırlatarak
toplum olarak bu sözü özümsemeleri gerektiğini ifade etti.
Hüseyin Vatansever
Kriz cumhurbaşkanlığı seçimiyle başladı
EBSO Meclis Üyesi Hüseyin Vatansever, iki ay önceki meclis konuşmasında, ülkemizdeki kriz riskinin Cumhurbaşkanlığı adaylık süreciyle başladığını
ifade ettiğini, o tarihten bugüne kadar
sanayi ve ticarette sürekli düşüşlerin yaşandığını, dolayısı ile ülkemizdeki krizin
aslında 1,5 yıldan bu yana devam eden,
gelişen bir sürecin sonucu olduğunu
ve bu süreç içerisinde ülke gündeminin Cumhurbaşkanlığı seçimi, 367 oy
meselesi, genel seçimler, türban konusu,
ergenekon derken hep ekonomi dışı
konulara kaydığını, sıranın hiçbir zaman
ekonomiye gelmediğini, konu ekonomi olmayınca ekonomik
ebsohaber 27 kasım 2008
MECLİS
risklerin ölçülemediğini, ölçülemeyince değerlendirilemediğini,
değerlendirmenin yapılamaması ile de önlemlerin zamanında
alınamadığını ve hayata geçirilemediğini, sonuç olarak global
krizin, ülkemizdeki reel sektör krizinin üzerine ilave olarak
geldiğini ifade etti.
Türkiye’de yaşanan krizin aslında bir finans krizi olmadığını, reel sektör krizi olduğunu, 2001 krizin de dahi reel olarak
işlerin azalmasına karşın bugün tüm sektörlerde işlerin durma
noktasına geldiğini belirten Vatansever, Yönetim Kurulu’nun Ege
Bölgesi’nin tüm bankalarının bölge müdürleriyle gerçekleştirmiş
olduğu toplantıyı sanayicilerin beklentilerinin ve isteklerinin iletilmesi açısından çok yerinde bulduğunu, ancak toplantı yapmanın yeterli olmayacağını, bu kriz süresince bölge müdürlerinin
ya da genel anlamda bankaların vermiş oldukları sözlerin, teminatların da Odamız tarafından takip edilmesi gerektiğini söyledi.
Halkbank’ı TOBB alsın
Vatansever, dört yıl önce KOBİ’lerin tanımlarıyla ilgili çalışmalar sırasında, yalnızca, sanayiciyi, tüccarı, esnafı besleyecek
bir banka sisteminin oluşturulması ve banka olarak bu sistemde
sadece üreticiye değil, hizmet sektörüne de destek verilmesi
gerektiğini dile getirdiğini, o dönemde özelleştirilmesinin gündemde olduğu Halk Bankası’nın, ne yazık ki TOBB tarafından
alınmadığını, TOBB’un Halk Bankası’nı alması ya da bünyesinde
özerk bir yapı oluşturması gerektiğini belirtti.
Başta Amerika Birleşik Devletleri olmak üzere tüm dünyanın,
global krizle ilgili çok ciddi önlemler almasına karşın, hala ülke
gündemini ekonominin almadığını, parti kapatma davası, türban
ve ergenekon davası gibi konuların yer aldığı ülke gündemine
bakıldığında, Türkiye’de ekonominin çok iyi gittiği, reel sektörün, sanayicinin hiçbir probleminin olmadığının algılandığını,
yaşanılanların ya medya tarafından bu şekilde algılandığını
ya da bilinçli bir şekilde ekonominin gündemden çıkartılarak,
sunulduğunu, hiç kimsenin feryat eden sanayicinin, tüccarın,
küçük esnafın sesini duymak istemediğini ifade etti.
Vatansever, insanların işsiz ve aşsız kalmaması, fabrikaların
kapanmaması için ekonominin bir an önce canlanması, üretimin
artması, yatırımların devam etmesi gerektiğini, sanayiciler olarak
ümitlerini kaybetmeden önemlerini alarak, krizi mutlaka aşmaya
çalışacaklarını, ancak hükümetin de görevini tam olarak yaparak, gerekli güven ortamını tesis etmeleri gerektiğini, muhalefeti
ile iktidarıyla ülkemizin tek yumruk olması gerektiğini belirtti.
Atıl Akkan
Kriz ABD’nin sanal oyunu
EBSO Meclis Üyesi Atıl Akkan, Tire
Organize Sanayi Bölgesi’nde toplantı
yapmanın kendisi için son derece anlamlı olduğunu, 1994 yılında Tire Organize Sanayi Bölgesi’nin kurucu Müteşebbis Heyet ve Yönetim Kurulu Başkanı
olarak görev aldığını, o günden bugüne
geçen süre içerisinde gelinen noktanın
kendilerini son derece gururlandırdığını
ve mutlu ettiğini, şu an görevde bulunan
Müteşebbis Heyet Başkanı Peköz’e, Yönetim Kurulu Başkanı Porsuk’a ve uzun
yıllar bölge müdürlüğü görevini yürüten
Kılınç’ı tebrik ederek, teşekkürlerini
sundu. Akkan, Tire Organize Sanayi Bölgesi’nin bir özelliğinin
de Odamız’ın tek mali destek verdiği, organize sanayi bölgesi
olduğunu belirtti.
Akkan, geçen Meclis toplantısında Odamız’ın irtibat büroları
ile ilgili konuda Yönetim Kurulu Başkanı Taşkın ile bir anlaşmazlığa düştüklerini, kendisinin Taşkın’dan Meclis tutanaklarını
inceleyerek, Meclis’in huzurunda gerekli düzeltmeyi yapmasını
beklediğini ifade etti.
Yaşanan krizin Amerika’nın sanal bir oyunu olduğunu, bakırın fiyatının 2 bin 500 dolardan 8 bin 500 dolara çıktığı, ham
petrolün varilinin 25 dolardan 140 dolara yükseldiği, Rusya’nın
ebsohaber 28 kasım 2008
MECLİS
7 yılda kasasına sokacağı petrol paralarını 1 yılda kazandığı
gözönüne alındığında, Amerika’nın petrolle ve harple yaptığı
harcamaları adeta petrol, metal zengini ülkelerden çıkartmak
için intikam aldığını, yılbaşından sonra her şeyin yoluna gireceğini, devlet bütçelerinden finans kurumlarına şu ana kadar sadece 125 milyar doların aktarıldığını, daha 2 trilyon 850 milyar
dolarlık bir aktarmanın yapılacağını dolayısı ile likiditenin aynen
yerine konulduğunu, kaybolan, batan herhangi bir şeyin olmadığını, yaşananların sanal olduğunu belirtti.
Akkan, kendisine göre zamanın yatırım zamanı olduğunu,
2001 yılında yaşanan krizde de aynı şeyleri ifade ettiğini, krizde
yatırım yapanların, kriz sonrası piyasaya sürecek mallarının
olacağını, dolayısı ile bugün yatırım yapmayan işletmelerin
kriz sonrası taleplere karşılık veremeyeceğini, Aliağa Organize
Sanayi Bölgesi olarak da, Aliağa Çakmaktepe A.Ş. ve Ares’teki
yatırımlarına devam ettiklerini ifade etti.
Eximbank kredilerinin çok önemli olduğunu, Eximbank’ın
Aralık ayı sonuna kadar 400 milyon dolar sendikasyon geri
ödemesinin bulunduğunu, 2000 krizinde TOBB Yönetim Kurulu
üyesi iken de aynı şeylerin yaşandığını, 200 milyon doların
TOBB mevduatından Eximbank’a aktarıldığını, Eximbank’ın
da hem sendikasyonlarını ödediğini hem de bir nefes aldığını,
dolayısı ile bugün aynı önerinin TOBB’a, sendikalara yapılabilineceğini, bugün Türk Metal Sendikası’nın kasasında 1 milyar
dolardan fazla parası bulunduğunu, şayet işçi çıkarma olaylarının yaşanmaması isteniyorsa, sendikaların belirli faizlerle
Halk Bankası’na para aktarıp, KOBİ’lere kredilerin verilmesinin
sağlanabilineceğini belirtti.
Amerika Birleşik Devletleri’nde seçimlerin 15 gün içinde yapılacak olmasının dünya için büyük şans olduğunu, seçim olan
her ülkede bir rahatlamanın olduğunu, kim başkan olursa olsun,
Bush yönetimiyle çekişme halinde olan ülkeler de dahil olmak
üzere tüm dünyada bir rahatlamanın yaşanacağını, ekonominin
önünün açılacağını, o nedenle karamsar olunmaması gerektiğini,
Türkiye’nin gerçekten sağlam temelleri olduğunu, ülkemizin global krizden çok fazla etkilenmemesinin tek nedeninin, 2001 kriz
sonrası yapısal reformlar olduğunu hatırlatarak, yapısal reformların süratle gerçekleş-mesi gerektiğini, umutsuzluğa kapılmadan,
yatırım yaparak, işlerine devam etmeleri gerektiğini söyledi.
Ali Aktaş
Karamsarlığa kapılmadan çalışmaya devam
EBSO Meclis Üyesi Ali Aktaş, kürsüden hitap eden arkadaşlarının nedense
hep karamsar konuştuklarını, kendisinin
bu karamsarlığı bir türlü kabullenemediğini, ülke olarak, üreten kesim olarak
yatırımlarına devam etmek zorunda
olduklarını, hükümetin de söylemlerini
lafta bırakmayıp, uygulamaya geçirmesi
gerektiğini, kim ne derse desin, ne olursa olsun bu ülkede müteşebbis insanların varlığının çok olduğunu, bunların
daha da çoğalacağını, çalışarak, daha
da çalışarak yollarına devam etmeleri
gerektiğini söyledi.
Ali Aktaş, kendi sektörü için kalifiye işçinin kolay yetişmediğini, belli bir birikim ve tecrübe gerektirdiğini, dolayısı ile, kriz
ortamında tedbir olarak firmasında hiçbir zaman işçi çıkartmayı
düşünmediğini, kendisinin 40 yılık bir sanayici olarak her yıl bir
önceki seneden daha da büyüdüğünü, bundan sonrada büyeyeceğini, 2009 yılının problemli bir yıl olacağına inanmadığını
belirtti.
Kürşad Yuvgun
Spekülatörlere ağır yaptırım olmalı
EBSO Meclis Üyesi Kürşad Yuvgun,
global krizin, Ramazan Bayramı içinde
yaşanmasının ülkemiz açısından büyük
bir şans olduğunu, özellikle Nisan ya da
Mayıs aylarında çıkması halinde hasarımızın çok daha büyük olacağını ifade
ile, bu tür krizlerde bilindiği gibi herkesin para kaybetmediğini, bazılarının bilakis çok para kazandığını, spekülasyon
ve spekülatörlere karşı acilen ağırlaştırılmış cezai yasal tedbirler alınması ve
dikkatli olunması gerektiğini, zira bunların faturasının ne yazık ki mağdurlar
tarafından ödeneceğini belirtti.Yuvgun,
reel sektörün çalışarak, katma değer yaratmaya devam etmesi,
reel sektöre ucuz kredi temininin, miktarsal olarak tatminkar
boyuta getirilip, derhal uygulamaya alınması gerektiğini, üreten
kesimin yüzde 98’inin KOBİ olduğunun unutulmaması, enkaz
haline gelecek KOBİ’lerin yaratacağı hasarın büyüklüğü, yaratacağı işsizlik ve sosyal boyutları görerek tedbirlerin çok acilen
alınması gerektiğini ifade etti.
Amerika Birleşik Devletleri’nin, 1 trilyon doların pek azını
zamanında kullanmayı göze alabilecek radikal, ekonomik kararlar alması, rehabilitasyonunu yapabilmesi halinde hem kendi
ülkesi, hem de dünya ülkeleri açısından çok daha az maliyetli
bir operasyon ihtiyacı oluşacağını, bu fırsatı değerlendirmemesi
nedeniyle gecikmenin maliyetini şimdi tüm dünyanın ağır bir
şekilde ödediğini belirtti.
11 Eylül olaylarının arkasından, Amerikan halkından tüm
dünya televizyonlarının önünde satın almaya devam etmelerinin istendiğini, bizim ülkemizde konularında uzman olmayan
kişilerce sürekli olarak tasarruf istendiğini, bu demeç verenlerin
arasında sendika başkanlarının da bulunduğunu, tasarrufların
akabinde işleri bozulacak KOBİ’lerin işyerlerini nasıl ayakta
tutacağının, işçilerine nasıl maaş ödeyeceklerinin hiç hesaba
katılmadığını, piyasalarda yaratılan bu güvensizlik ortamının
derhal düzeltilmesi, hükümetin derhal acil çözüm üretmesi
gerektiğini dile getirdi.
Büyük banknotla enflasyon mücadelesi
Yuvgun, bir televizyon programında Merkez Bankası Başkan
Yardımcılarından biri ile yapılan röportajda önce 1 kuruşun
tedavülde kalmasının gerekliliğini anlattıktan sonra, yılbaşından
itibaren ülkemizin tanışacağı 200 liralık banknota neden ihtiyaç
ebsohaber 29 kasım 2008
MECLİS
bulunduğunu, bu ihtiyacı nasıl tespit ettiklerine ilişkin soruya
karşılık, başkan yardımcısının gelişmiş ülkelerde yaklaşık 6 ile 7
adet banknot olduğunu, ülkemizde ise 1 liralık banknotun kaldırılması ile sayının 5’e düştüğünü ve bu nedenle 200 liralık banknotun çıkarılacağını söylediğini, bu cevabın bir çok kişiyi tatmin
etmediği gibi kendisini de tatmin etmediğini, Türk Lirası’ndan 6
sıfırın atılmasının üzerinden çok az bir zaman geçtiğini, 6 sıfır
atıldığında en büyük banknotun 50 YTL olduğunu, şimdi en
büyük banknotumuzun 4 kat büyüyerek 200 YTL’ye çıktığını,
bunun kayıt dışı ekonomiye olumsuz etkisi olacağını, hükümetin
kayıt dışı ekonomiyle mücadelesinde nasıl bir yöntem izlediğini,
ne yapılmak istendiğini anlayamadığını ifade etti.
Mehmet Tiryaki
Riskli ülkelerle iş yaparken dikkat
EBSO Meclis Üyesi Mehmet Tiryaki,
otomotiv yan sanayi sektörüne mensup
bir sanayici olarak, aslında krizin kendi
sektörleri için yeni bir olgu olduğunu,
dünyadaki finansal krizden yayılan bu
olguyu sektör olarak ilk defa hissettiklerini söyledi. Tiryaki, Ekim ayının tamamını Belçika, İsveç, İngiltere ve İtalya’da
geçirdiğini, kendisinin bu ülkelerdeki
izlenimlerini, bu ülkelerin neler yaptığını, firmaların neler yapmaya çalıştığını,
ülkemizin dışarıdan nasıl gözüktüğüne
ilişkin tespitlerini aktarmak istediğini
belirtti.
Mehmet Tiryaki, kriz ile birlikte, değişik ülkelerin medyalarında krizle ilgili dergiler hatta kitapçıkların yayınlandığını, bu
yayınların da en çok satanlar listesinde yer aldığını, bunlardan
birinin de İtalya’da çok önemli bir ekonomik gazete ile birlikte
verilen rehber kitap olduğunu, krizin ağırlıklı etkisinin 2009
yılında yaşanacağından haberdar İtalyan halkının kendince
tasarruf önlemleri alırken bayilerde boy gösteren bu rehber
kitaplara yoğun ilgi gösterdiğini, kısacası kriz yayıncılığı gibi bir
sektör oluştuğunu söyledi.
Gittiği ülkelerde özellikle bankaların gelişmiş veya gelişmekte olan ülkelerde mevcut kredilerin geri dönüşü hakkında endişelerine ilişkin istatistikler çıkarttıklarını, bu istatistiğin yapıldığı
ülkeler arasında Pakistan, Arjantin, Ukrayna, İzlanda, Kazakistan
ve ülkemizin de bulunduğunu, bu istatistiklerden bir tanesinde
Pakistan’ın ödememe riskinin yüzde 90, Arjantin’in yüzde 85,
Ukrayna’nın yüzde 80, İzlanda’nın yüzde 80, Kazakistan’ın yüzde 60, Türkiye’nin ise yüzde 35 olarak belirtildiğini, sonuçta bu
ülkelerin yüksek risk taşımasına rağmen batmayacağını söyledi.
Tiryaki, yine bir dergide Avrupa’nın kriz haritasında, neredeyse Avrupa ülkelerinin tamamında 2009 senesinde büyüme
hızının ya sıfır, ya da eksinin altında olduğunun yer aldığını, örneğin İzlanda’nın 2008 yılında 0.3, 2009 yılında 3.1, Norveç’in
2008 yılında 2.8, 2009 yılında 1, en büyük ticari partnerimiz
Almanya’nın 2009 yılında öngörülen ekonomik büyümesinin sıfır olduğunu, ülkemiz için ise 2008 yılında 3.8, 2009 yılında ise
4.4 olarak öngörüldüğünü, bazı kişilerce yaşanan krize rağmen
2009 yılında ülkemizin bu büyümeyi nasıl yakalayabileceğinin
sorulabilineceğini, ancak bu öngörülerin çok ciddi ekonomi
gazetelerince yapıldığını belirtti.
Frankfurt’taki servis fuarı ve Hannover’deki ticari araçlar fuarı
olmak üzere Eylül ayında otomotiv sektörünün en büyük iki lider
fuarının olduğunu, kendisinin her iki fuara da tüm fuar süresince
katıldığını, fuarda iyimserlerin krizin 6 ay içerisinde sona ereceği, kötümserlerin ise krizin 2 yıl sürebileceğini dile getirdiğini
söyledi.
Sektörlerinde dünyanın üç önemli devi GM, Ford, Chrysler
firmalarının şu anda en büyük sıkıntılarının, düşen satışlardan
ziyade 2009 yılında şirketlerinin nakit akışını nasıl idare edecekleri olduğunu ifade eden Tiryaki, 40 yıldır otomotiv sektöründe çalışan bir sanayici olarak, bu krizden en çabuk ABD’nin,
en geç çıkacak ülkelerin ise Avrupa Birliği ülkeleri olacağın,
Amerika’da tasarruf oranının çok az olması, insanların çok kredi
kullanması, tasarrufun yüksek olduğu Avrupa Birliği ülkelerinde
harcamaların kolay kolay açılamayacağını düşündüğünü belirtti.
Salih Esen
Gündemimiz terör ve ekonomi
EBSO Meclis Üyesi Salih Esen, öncelikle Tire Organize Sanayi Bölgesi’nde
bulunmaktan duyduğu memnuniyeti
dile getiren Esen, Ege Bölgesi Sanayi
Odası, Meclis ve Yönetim Kurulları olarak organizenin kurulması ve bugünlere
gelmesi hususunda büyük çaba sarfettiklerini, bugün gezip gördükleri vakit
gerçekten son derece gurur veren bir
ortamla karşılaştığını, çekilen sıkıntılara
değdiğini, emeği geçen herkese teşekkürlerini sunduğunu ifade etti.
Türkiye’nin gündemini çok uzun
yıllardan bu yana, öncelik sıralamasının
değiş-mesine karşın hep terör ve ekonominin meşgul ettiğini,
terör belasından çok çekmiş bir ülkenin vatandaşları olarak,
bu illetten nasıl kurtulunacağı hususunda pek fazla fikir beyan
etmediklerini, evlatlarımızı öldüren, kaynaklarımızı kurutan
terörün şüphesiz bir an önce bitmesini istediklerini, bunun için
ise güçlü politikalara ihtiyaç olunduğunu, ancak bunun Türk
Silahlı Kuvvetleri’nin mi icra edeceğine, yoksa hükümetimizin
mi icra edeceği konusunda ne yazık ki bir netlik olmadığını,
terörün bitirilmesi hususunda vatandaşlar olarak, artık çekinmeden bir takım ifadeleri ortaya koymalarının zamanının geldiğini,
iktidar ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nin son almış oldukları kararlar
çerçevesinde yeterli ve tutarlı politikalar oluşturmak suretiyle,
muhalefetiyle, iktidarıyla tek vücut olarak terör belasından kurtulunmasını temenni ettiğini belirtti.
Esen, kriz ile ilgili olarak herkesin bir tedirginlik içine girdiğini, bugüne kadar yapmış oldukları birikimin yok olup, olmayacağı, işlerini küçültüp, küçültmeme, işçi çıkarıp, çıkarmama
gibi konularda ikilemler içerisine girdiklerini, sürekli Dolar’ın
ne durumda olduğunu takip ettiklerini ifade etti. Bugün gelinen
noktada hükümetin eline gerekli tedbirlerin alıp, almadığı ko-
ebsohaber 30 kasım 2008
MECLİS
nusunda özeleştiri yapmaları için büyük bir fırsat geçtiğini, zira
2001 Krizi’nden bu yana tedbirler alınmasına rağmen ve herhangi bir sarsıntıda Türkiye’nin nezle olması, hatta ve hatta zatürre
olmaya doğru gitmesinin düşündürücü olduğunu ifade etti.
Ülke olarak, ne yazık ki parti kapatma, türban, Ergenekon
davası gibi konularla çok vakit kaybedildiğini, gelinen bu kriz
bizi en zayıf noktamızda yani terörle, ekonomik buhranın at
başı gitmiş olduğu bir ortamda yakaladığını, bunun bedelini
hep beraber ödeyeceğimizi, tek kazancın iktidarın artık bundan
sonra boşa geçirecek vakitlerinin bulunmadığını düşünmeleri
olduğunu belirtti.
Krizin geçici bir süreç olduğunu dolayısı ile sanayiciler
olarak krizin biteceğini ve krizden sonraki güne kendilerini ha-
Kredi için ilk
adım TOBB’dan
Zor durumdaki şirketlere kaynak sağlamak için ilk adım
atılıyor. TOBB, kaynaklarından 100 milyon YTL'yi Halk Bankası üzerinden üyelerine ucuz kredi olarak kullandıracak.
Kredinin faiz oranı da piyasanın altında olacak.
Bankaların kredi faizlerini yüzde 30'lara çıkardığı, kredileri ise vadesi gelmeden çağırdığı bir ortamda Türkiye
Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Halkbank desteğiyle yeni
bir uygulama başlattı. Reel sektörü desteklemek amacıyla
100 milyon YTL'lik kaynağını Halk Bankası'na yatıran TOBB,
üyelerine yüzde 15,9 faizlerle kredi sağlayacak. Krizle birlikte
finans sıkıntısına giren ve tek çareyi işçi çıkarmakta bulan
işletmelere destek olmayı hedefleyen TOBB'un girişimine
elinde yüklü kaynakları bulunduğu iddia edilen işçi ve işveren
sendikalarının da katılması bekleniyor. Türkiye'de reel sektörü
temsil eden sivil toplum ve meslek örgütlerinin elinde yaklaşık
4 milyar dolar kaynak olduğu ileri sürülüyor.
TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ve Halkbank Yönetim
Kurulu Başkan Vekili Hasan Sezerin'in ortak olarak açıkladığı
yeni uygulama ile TOBB kendi kaynaklarından ihracat kredisi
ve çeşitli nakit ve gayrinakdi kredilerini KOBİ ve ticari nitelikli
firmaların kullanımına açtı. 100 milyon YTL’lik bu kaynağın
yıllık faizi de yüzde komisyon dahil yüzde 15.90 olarak belirlendi. Halk Bankası’nın da bu kaynağa kendi içinde destek
vermesi sayesinde KOBİ’lere 800 milyon YTL’si nakdi ve gayri
nakdi, 400 milyon doları ise ihracat kredisi olmak üzere toplam 1.5 milyar YTL’lik yeni kredi imkanı sağlanmış oldu. Rifat
Hisarcıklıoğlu, uygulamanın ilk olmadığını, TOBB’un para
veya sermaye piyasası aracı kurumu olmadıkları halde 2001
ve 2005 yılında da kaynaklarından elde ettikleri gelirleri üyelerine kullandırdıklarını açıkladı. Reel sektöre desteği sürdürdüklerini belirten Hisarcıklıoğlu, bugüne kadar kendi özkaynaklarından farklı finansal uygulamalarla, yaklaşık 560 milyon
YTL kaynak yarattıklarını ve 12 bin 155 reel sektör üyesini bu
hizmetten faydalandırdıklarını bildirdi. Hisarcıklıoğlu, “Ülkemizin geleceğine ve müteşebbisimize güveniyoruz” dedi.
zırlamak mecburiyetinde olduklarını, Akkan’a katıldığını, şayet
firmalarının nakit akışları yeterli ise yatırım yapmaya devam
etmeleri, durumdan istifade etmeleri gerektiğini, 2001 krizinden
ülke olarak çabuk çıkılmasının çok fazla hissedilmemesinin en
büyük sebebinin iç talebin durmaması olduğunu, şimdi ise siparişlerde ve iç talepte müthiş bir eksikliğin yaşandığını, hükümetin bir an önce iç talebi arttıracak nitelikte kararlara imza atması
gerektiğini, iç talebin durması halinde bir çok işletmenin kapanacağını, bir çok işçinin sokağa döküleceğini, sosyal patlamanın
yaşanmasının kaçınılmaz olacağını vurguladı.
Hüseyin Arıcı
Güven ve itibar krizi yaşanıyor
EBSO Meclis Üyesi Hüseyin Arıcı,
öncelikle yaşanan krizin adını koymak
gerektiğini söylerken, bunun güven, itibar ve itimat krizi olduğunu dile getirdi.
Güvenin olduğu yerde krizin minimum
noktalara düşeceğini, insanların, bankaların, kurumların birbirine güvenerek
ilişkilerini devam ettireceklerini, zaten
Amerika’nın da karşılaştığı güvensizlik
ortamı neticesinde bu krizi yaşadığını,
gerçek alış verişler değil, sanal oyunlar sonucunda bugünlere gelindiğini
belirtti.
Arıcı, her ne kadar dünyada ekonomik krizden söz edilse de yükselen dövizin Türkiye için bir fırsat
olduğunu, ihracatta beklenen patlamanın gerçekleşebileceğini,
çünkü düşük kurla istenen ihracat rakamlarına ulaşılamayacağı,
onun içinde meclis toplantılarında sürekli düşük kur, yüksek faiz
uygulamasına bir çözüm bulunması gerektiğini dile getirdiklerini, şu noktada kur meselesi çözüldüğüne göre sırada yüksek faiz
uygulamasının çözümünün bulunduğunu ifade ile Avrupa’da faizleri düşürmeye başladıklarını, çünkü düşük faizin sanayiye hız
kazandırdığını söyledi. Yurt dışından düşük kurla gelen bütün
malların sanayiciyi vurduğunu, bütün dünyanın da düşük kur
nedeniyle Çin’e parasının değerini yükseltmesi için baskı yaptığını, ancak Çin’in kararlılıkla yoluna devam ettiğini dile getirdi.
Hüseyin Arıcı, büyük ticaret yapan her sanayicinin mutlaka
bankayla çalışmak mecburiyetinde olduğunu, dolayısıyla ilişkilerin tarafların birbirini vurmadan sürdürülmesi gerektiğini ifade
ederek, yaşanan kriz ortamında İngiltere ve Almanya’nın banka
mevduatlarına devlet güvencesi konulduğu yönünde açıklama
yaptığını, dolayısıyla Türkiye’nin de başkalarına güvenmeden
kendini koruması gerektiğini söyledi.
Aktaş’a katıldığını, kötümser düşünmediğini, yapılacak
düzenlemeler ile ihracatın önünün açılacağını dile getiren Arıcı,
daha ucuz diye ithalat yapıldığı sürece ülkemizde istenen konuma gelinemeyeceğini, zira eskiden en güzel pamukları gelip
Tire’den seçerken, şimdi yurt dışından gelen ucuz pamuğun
tercih edilmesi nedeniyle çiftçinin pamuk yetiştirmez olduğunu
belirtti. Artık ülkemizi koruyacak, refaha çıkaracak uygulamalara
geçilmesi gerektiğini, zira zor durumda kaldığımızda hiç kimsenin bize yardım etmeyeceğini söyledi.
ebsohaber 31 kasım 2008
HABER
Kriz işsizliği tetikleyecek
işsizliğin azaltılması için kullanılabileceİzmir’deki Oda ve Borsaların düzenli
ğine işaret etti.
olarak her 3 ayda bir gerçekleştirilen
İzmir’deki Oda ve Borsaların
‘Ortak Yönetim Kurulları’ toplantısı Ege
ortak yönetim kurulları toplantısınBölgesi Sanayi Odası (EBSO)’nun ev
Vatandaş devlet
da, global krizin Türkiye’de işsizsahipliğinde gerçekleştirildi. Toplantının
bankalarına yöneliyor
liği tetikleyeceği, bankaların reel
gündeminde dünya yaşanan ve Türkiye
EBSO Yönetim Kurulu Başkan Yarsektöre yardımcı olması istendi.
ekonomisine etkileri görülmeye başlanan
dımcısı Ufuk Akgün ise, global finansal
finansal kriz damga vurdu.
krizi değerlendirirken, çifte standarda
Toplantının başkanlığını yapan İzmir Ticaret Odası (İTO)
dikkat çekti ve “Bize geçmişte ‘bankalara el koyun’ tavsiyesi
yapan IMF, şimdi bankaların kurtarılmasını istiyor” dedi. OrtaYönetim Kurulu Başkanı Ekrem Demirtaş, Türkiye’yi etkilemeye
lamanın çok altında kalan 2 bankanın kredileri geri çağırdığını
başlayan finansal kriz için hükümetin önlem alması gerektiğini
haber veren Akgün, bu iki bankanın da yabancı kökenli bankalar
söyledi. Bankalardan kredi almada çeşitli zorluklar yaşanmaya
olduğunu açıkladı. Vatandaşların küçük bankalardan özellikle
başlandığını kaydeden Demirtaş, bankaların kredi maliyetlerini
devlet bankalarına mevduat transferi yapmaya başladıklarına işadüşürebilmek için Sigorta Fonu için kesilen yüzde 5’lik oraret eden Ufuk Akgün, “100 milyar dolarlık sıcak paranın üstünde
nın yüzde 2,5 indirilebileceğini söyledi. Maliye Bakanı Kemal
oturan bir ülke olarak zaten 4-5 yıldır krizin içindeydik. Doların
Unakıtanın da bu konuda çalışmalara başladığını ifade eden
Demirtaş, likidite sıkışıklığı nedeniyle zorda bulunan piyasaların 1.20 YTL’den 1.75 YTL civarına çıkması halkda negatif bir etki
yarattı. Döviz kurlarının yükselmesi ihracatçılar için de zararlı.
bu şekilde rahatlatılabileceğini dile getirdi.
Bu durum herkeste çok büyük bir karamsarlık yarattı. Reel sektörümüzde şirketler ne kadar krediye bağımlıysa o kadar sıkıntı
Bankalar reel sektöre yardımcı olsun
çekecekler” diye konuştu. Akgün, Merkez Bankası’nın piyasalara
Demirtaş, “Üretimi durdurduğunuz anda istihdam sorunu
müdahale ederek, kamuoyundaki karamsarlığı bozmasını istedi.
başlar. Burada herkes birbirine toleranslı davranmalıdır. Dünya batacaksa, biz batmayacağız diye kimse kenarda duramaz.
İhracatçılar yeni pazar teşviği istedi
Dünya batarsa hepimiz batarız. Bankaların reel sektöre kredi
Piyasalarda güven bunalımı olduğuna dikkat çeken Ege
limitlerini daraltmama ve borçların ödenmemesi durumunda da
İhracatçı Birlikleri Başkanlar Kurulu Başkan Yardımcısı Sabri
agresif davranmadan yeniden yapılandırma konusunda yardımıÜnlütük de, “Bir takım bankaların özellikle küçük ve orta ölçekli
cı olunmasını istiyoruz” dedi.
işletmelerin kredilerini hızlıca geri çağırması, küçük ihracatçının
mal bedellerine el koyma yöntemiyle kredilerini kapatması bir
İşsizlik Fonu ‘kriz işsizleri’ için değerlendirilebilir
gerçek. Ne yazık ki bunu 2001 yılında da yaşatık. Tekrar yaşıHer türlü verginin taksitlendirilmesinin de likidite sıkışıklığıyoruz. Likitide problemi yaşanıyor. Bunun sonucunda işletme
nın giderilmesi yönünde önemli bir adım olabileceğini bildiren
ilk olarak SSK veya muhtasar ödemiyor. Çünkü en kolay yolu
Demirtaş, ihracatçılar için de yeni pazarlar arayışında teşvik vebudur. Piyasada herkes birbirine anlayış gösteriyor. 3 gün, 5 gün
rilmesini istedi. Ekonomik krizin derinleşmesi ile birlikte işsizliğin korkunç bir şekilde artacağına dikkat çeken Demirtaş, İşsizlik herkes birbirine borcunu geç ödüyor. Herkes birbirini idare etmeye çalışıyor ama devlet bu konuda çok katı. Piyasaya likidite
Fonu’nda toplanan 22 milyar doların en azndan bir kısmının
ebsohaber 32 kasım 2008
HABER
sağlamak için bu ödenmeyecek olan muhtasarları SSK’ları 3 ay
erteleyelim. Sıkışan önce bunları ödemeyecek. Ülkemizdeki
vergi afları benzer ekonomik krizler sonralarında gündeme geldi.
Önlemini alınırsa hem piyasaya likidite sağlanır, hem de bir
moral sağlanır” şeklinde konuştu. İhracatçıların daralan Avrupa
pazarı nedeniyle yeni pazar arayışında hükümetten destek beklediklerini vurgulayan Ünlütürk, hükümetten krize karşı proaktif
yaklaşımlar beklediklerini söyledi.
Merkez Bankası’ndan
ihracat uyarısı
Petkim’in stokları doldu
Aliağa Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Saka,
ekonomik krizin bölgesine yansımasını Petkim örenğiyle sundu.
Saka, şöyle devam etti: “Petkim’in satışlarında sıkıntı var. Şu
an Petkim’in stokları dolu. Umarım daha fazla sürmez. Petkim
5-6 bin kişinin çalıştığı önemli bir kurum. Bu kurumun ürettiği
mallara piyasadan talep azalırsa ve mallar Petkim’in depolarında
durursa sıkıntı yaşanır. Şu an Petkim stokları en yüksek seviyesinde. Petkim’in klasik hammaddeleri nafta ile üretildiği için,
Suudi Arabistan İsrail ve diğer Arap ülkelerinde doğalgazdan
üretim yapıldığından o ülkeler daha ucuz, Petkim’in ürettiği
daha yüksek fiyatlı oluyor. Petkim’deki tüm ürünler, petrolden
üretilen naftadan yapılıyor. Ama Suudi Arabistan gibi bazı
Ortadoğu ülkeleri, Doğalgaz rezervlerinde, doğalgazdan naftayı
ayrıştırarak hammaddeyi ucuza üretiyor. Doğalgaz da daha
ucuz olduğundan daha düşük maliyetle hammadde, yani nafta
üretmiş oluyorlar. Buna bağlı olarak da onların üretim maliyetleri ve piyasa fiyatlarıyla Petkim’in fiyatları farklı oluyor. Bunda
Türkiye’deki enerji maliyetlerinin dünya ölçeğindeki yüksekliği
ile son dönemdeki piyasaların alım daralması da eklenince ortaya bir sıkıntı çıkıyor.”
İlçelerdeki odalar
Öte yandan; toplantıda İzmir’deki EBSO ve İTO ile ilçelerdeki ticaret odalarının ‘Sanayi ve Ticaret Odası’ adı altında
birleşmeleri konusu da görüşüldü. Ekrem Demirtaş, “Şu anda
sanayi odaları, borsalar ticaret odalarının üyelerini almak istiyor.
Hep bizden bir şeyler koparılmak isteniyor. Dolayısıyla burada
doğrusunu yapmak lazım. İlçe ticaret odalarımız ‘ticaret ve sanayi odası’ olmalı. Bir engelde yok. Bu doğru olur. EBSO olmazsa
ben hemen şimdi şurada yazımı yazarım, ‘ticaret ve sanayi odası
olalım’ derim. Ama EBSO var. Emsal kararlar vardır. İlçe odaları
olarak bunu yapmamanız için hiçbir neden yok” diye konuştu.
Gerektiğinde dövize müdahale etmeye devam edeceğini
kayıt altına alan Merkez Bankası, küresel krize karşı ekonominin korunması için Banka’nın üzerine düşeni yaptığını,
hükümetin de harcamalarına dikkat ederek ve zam yapmayarak katkı sağlaması gerektiğini belirtti. Merkez Bankası,
Para Politikası Kurulu’nun 22 Ekim tarihli toplantısının özetini açıkladı. Küresel düzeyde ekonomik faaliyette beklenen
yavaşlamanın özellikle gelişmiş ülkelerin ithalat talebinde
azalışa yol açmasının, Türkiye’nin ihracat performansı
açısından önümüzdeki dönemde risk oluşturduğu kaydedilen
açıklamada, “AB ve ABD dışı diğer ülkelere yapılan ihracatın payındaki hızlı artış, ihracat için alternatif pazar imkanlarının genişlediğine işaret etse de önceki dönemlerde gözlenen yüksek ihracat performansının önümüzdeki dönemlerde
sürdürülmesi mümkün görünmemektedir” denildi. Yurt içi
talepteki yavaşlamaya ve YTL’nin değer kaybına bağlı olarak
yılın son çeyreğinde ithalatta belirgin bir yavaşlama olacağı
tahmininde bulunulan açıklamada, söz konusu dönemde
ithalatın ihracattan daha hızlı yavaşlamasına bağlı olarak
net ihracatın büyümeye katkısının pozitif olacağı tahmini
aktarıldı. Son dönemde açıklanan verilerin iktisadi faaliyetteki yavaşlamanın belirginleştiğine işaret ettiğinin altı çizilen
açıklamada, “Uluslararası kredi piyasalarındaki ve küresel
ekonomideki sorunlar iç ve dış talebi sınırlamaya devam
edecektir. Bu çerçevede toplam talep koşullarının enflasyondaki düşüş sürecine verdiği desteğin artarak süreceği tahmin
edilmektedir” denildi. Para Politikası Kurulu’nun, kısa vadeli
faizlerde oluşabilecek potansiyel oynaklığı azaltmak amacıyla borç verme faizlerinin bu aşamada 50 baz puan indirilmesine karar verdiği anımsatılan açıklamada, “Para piyasasında
geçici likidite sıkışıklığının yaşandığı durumlarda gecelik
faizlerin Merkez Bankası borç verme faizlerine yaklaşması
söz konusu olabilecektir. Dolayısıyla, borç verme ve borç
alma faizleri arasındaki farkın azaltılmasının gecelik piyasa
faizlerine ilişkin belirsizliği sınırlayacağı vurgulandı.
ebsohaber 33 kasım 2008
ANALİZ
Krizde merkez-çevre ülkeler ve IMF
ABD’deki sorunlu mortgage kağıtlaçekilmesinin nedeni ne, ne zaman geri
rına bulaşmasa da “merkez”deki, yani
döner?
ABD-AB’deki tufanın dev dalgaları
Çevre ile merkez arasındaki işbösonunda, adına “yükselen pazar” da
lümü, yabancı kaynakla finanse edilen
denilen Türkiye’yi ve diğer çevre ülkeleri
çevre üretiminin (çoğu dayanıklıvurdu, vuracak.
dayanıksız tüketim malı ve hammadde)
Türkiye ve diğer çevre ülkeler neden
merkeze ihracı, karşılığında da merkezin
vuruldular?
yatırım malı ve hizmet malının çevreCevap; özellikle son 5 yıldır büyümeye ihracı şeklinde. Merkezde oluşan
lerini yabancı sermaye, sıcak para, dış
depresyon, bir süre çevreden bu mal ve
Mustafa Sönmez
kredi biçiminde dışarıdan temin etmehizmetin alınmaması demek. Zaten çoğu
[email protected]
ye dayandırdıkları için.. Ne kadar dış
cari açık veren çevrede, sıcak para niye
kaynak, o kadar büyüme.. Ama şimdi o
kalsın, çevreye neden kredi açılsın? Dokaynak çekiliyor bütün “yükselen pazar”
layısıyla, global sermaye, hasarın merDış açık veren çevre ülkelere IMF
(YP) ya da çevre ülkelerden..
tırnaklarını göstermeye başladı ve kezde meydana geldiğini ve merkezin
2008’de çekildi, 2009’da da çekileiyileşmeden çevrenin ayağa kalkamayakapısını çaldıklarında önereceği
cek. Ne kadar, nerelerden?
cağını biliyor ve önce merkeze gidiyor.
reçeteyi peşinen hatırlattı: Cari
Kısa adı IIF olan Institute of InternatiMerkez iyileşirse, yeniden çevreye
açıkları yüksek ülkeler gevşemesin
onal Finance, aralarında Türkiye’nin de
kaynak gelir, ama merkez iyileşir mi, ne
olduğu dünyanın 30 yükselen pazar ya
zaman iyileşir, bunu kimse bilemez.
da çevre ülkesinin sermaye akımlarını izliyor. IIF’a göre, 2006
Dolayısıyla, Türkiye’den kaçan yabancı kaynağın, geriye
ve 2007’de çevre ülkelere hızlanan sermaye girişi 2008’de,
dönüşü de merkezdeki iyileşmeye, yeniden Türkiye’den mal
özellikle son çeyrekteki kaçışlarla önemli bir düşüş yaşamakta
talep eder hale gelmesine bağlı.
ve 2009’da da bu kaçış sürecek.
O zamana kadar, yabancı kaynakla büyüme modeli tatile
IIF verilerinden yaptığım inceleme gösteriyor ki, 2006’da
girmiştir diyebiliriz.
30 çevre ülkesine 566 milyar dolar olan sermaye akışı,
Gelelim IMF ile yeni bir anlaşma konusundaki ısrara..
2007’de 900 milyar dolara çıkmış. Ancak 2008 için IIF’nın
Çevre ekonomilerine dış kaynak girişlerinin durgunlaşması;
tahmini 630 milyar dolar, yani 270 milyar dolarlık fire.. Ve bu
giderek net sermaye çıkışının başlaması bu ülkeleri finansal
fire 2009’da da 60 milyar dolar eklenerek 562 milyar dolara
krize sürükleyen ana etken olmaktadır.
inecek.
Dış açık veren çevre ülkelere IMF tırnaklarını göstermeye
2006-2008 döneminde 30 ülke arasında en çok kaynağı
başladı ve kapısını çaldıklarında önereceği reçeteyi peşinen
yüzde 45 pay ile 9 çevre Avrupa (Türkiye ve Rusya dahil) ülke- hatırlattı: “Cari açıkları yüksek olan ülkeler, sermaye girişlerisi kullanmış. İkinci sırada G.Kore, Çin ve Hindistan’ın bulunnin hızla tersine dönmesi durumunda çok kırılgan konumda
duğu Asya YP’leri var ve payları yüzde 34. Latin Amerikalılara
olacaklardır..
yüzde 16, Afrika ve Orta Doğululara da yüzde 4 pay düşmüş.
[Bunlar], para politikasını gevşetmemeli, malî disiplini
Buradan da anlıyoruz ki, bu çevreden merkeze geri çekisürdürmeli, [ve] emek piyasalarında süregelen katılıkları ele
lecek kaynağa en çok Türkiye ve Rusya’nın içinde yer aldığı
almalıdır.” (Dünya Ekonomik Görüntüsü, Ekim 2008, ss.69-71)
“çevre Avrupa” bağımlı.
Kısacası, faiz oranlarıyla vergileri yukarı, kamu harcamalarını
2008’deki yaklaşık 260 milyar dolarlık çekilmenin yüzaşağı çekmek ve işgücü maliyetlerinin düşürülmesine karşı
de 57’sinin Asya’dan (özellikle G.Kore’den), dörtte birinin
direnç öğelerini tamamen ortadan kaldırmak.. İç talebi baskı
Avrupa’daki çevrelerden, kalanının da Latin Amerika’dan
altına alarak ve ücretleri gerileterek istikrar..
(özellikle, Brezilya, Arjantin, Meksika) olduğu anlaşılıyor.
İşte, finansal krizin Türkiye için gündeme getirdiği tehlike2009’daki geri çekilmenin ise yüzde 88’i, Avrupa çevre ülkelerden biri..
lerinden gerçekleşecek.
Başka tehlikeler de var. IMF, hükümetten, özel sektörün
Dolayısıyla, ne acıdır ki, bu çekilme ile en çok boşluğa dü- dış borç stokunun devlet garantisine alındığını duymak istiyor.
şüp bunu ekonomik küçülme ve derin bir kriz olarak yaşamaBu gerçekleşirse, alacaklı yabancı bankalar, batık kredilerinin
ya aday ülkeler yine Türkiye ve Rusya olacak. Ama Rusya’nın
ceremesini bizzat üstlenmekten kurtuluyorlar; bu yükü Türkiye
elindeki güçlü enerji kaynakları yine de bir teselli.
hazinesine yıkıyor olacaklar.
Ya Türkiye neye yaslanacak?
“IMF çıpası” gerçekleştiği takdirde reçete hazırdır: “Talep
Bavulla gelecek paralara mı ?!!!
daraltılsın; her tür direnme odakları kırılsın. Bankaların dış
Çevreden, sıcak para ve diğer biçimlerdeki kaynağın
borçlarını devlet üstlensin.”
ebsohaber 34 kasım 2008
HABER
Gül: Avcı olun, yatırımcı getirin
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, İzmir
yapacağımız iş, bütün gücümüzle harekeKalkınma Ajansı’nın düzenlediği ve
te geçmektir. Dünyanın dikkatini İzmir’e
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül,
EXPO 2015 adaylığı sonrasıda yapılan
çekmeliyiz. İzmir’in zengin üniversite,
İzmir Kalkınma Ajansı’nın toplanarama konferansında belirlenen yol hariticari ve sanayi birikimi var.”
tısında kendisine sunulan EXPO
tasının da kendisine sunulduğu toplantı2015 adaylığı sonrası raporu
da, İzmirlileri dünyanın dört bir yanınYol haritası
inceleyip, yeni hedef gösterdi.
dan yatırımcı toplamaya çağırdı. “İzmir’i
İzmir Kalkınma Ajansı’nın arama konagresif şekilde dış ülkelere tanıtmamız
feransıyla ilgili yaptığı çalışmanın “İzmir
lazım” diyen Gül, “Sizler avcı gibi yatırımcıyı getireceksiniz.
2015 sürecinin yarattığı sinerjinin sürdürebilirliğini sağlayacak
Heyetler halinde başka ülkelere gideceksiniz. Bu sizin göreviniz. yol haritası çalışması” şeklindeki başlığını beğendiğini belirDünya da bunu yapıyor” dedi.
ten Cumhurbaşkanı Gül, arama konferansı ile İzmir’in sıfırdan
“İzmir geriye gidiyor” mantığının terk edilmesi gerektiğini
başlamadığını ve sıçrama yaptığını kaydetti. Arama konferansı
vurgulayan Gül, İzmirlilerden “Kenti nasıl daha ileriye götürebiile krizlerin fırsata çevrildiğini belirten Gül, İzmir’in sorunlarını
liriz” düşüncesiyle hareket etmelerini istedi. İzmir’in herhangi bir herkesin sahiplenmesinden mutluluk duyduğunu ifade etti.
şehir olmadığını belirten Gül, “Bana ‘Türkiye’nin en modern ili
hangisidir’ diye sorsanız İzmir olduğunu söylerim” diye konuştu.
Gerekeni yapacağız
İzmir’in çevre yolu gibi kamu altyapı yatırımlarının üzerine
Emekler boşa gitmedi
çok şeyin inşa edilebileceğini belirten Cumhurbaşkanı Gül,
EXPO 2015 adaylığının kaybedilmesi sonrasında İzmir’in
“Böyle havalimanı Avrupa’nın kaç ülkesinde var. Bu oteller
çok şey kazandığını belirten Gül, Kalkınma Ajansı’nın Haziran
nerede var. Arama konferansı boşa yapılmış bir çalışma değilayında Çeşme’de düzenlediği arama konferansıyla kentteki birdir. İzmir’in EXPO 2105’i kaybetmesine ben de üzüldüm. Ama
likteliğin sürdürüldüğünü söyledi. EXPO 2015 sürecinde harcabunun üzerine ne inşa edeceğimiz önemli. İzmir’de çok daha
nan emeklerin heba olmadığını belirten Gül, İzmir’in dünyanın
fazla uluslararası toplantılar yapabiliriz. İzmir ve İstanbul herkeher tarafından tanıtıldığını ve anlatıldığını dile getirdi. Arama
se iftiharla göstereceğimiz şehirlerimizdir. Sizler İzmirliler olarak
konferansı yapılarak yeni bir yol haritası çizilmesinin sevindirici
kentinizi dahi ileriye götürmek için gayret edin, biz de devlet
olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Gül, şunları söyledi: “İzmir
olarak üzerimize düşeni yapacağız” diye konuştu.
Türkiye’nin en seçkin illerinden biridir. Eskiden de öyleydi, şimdi de öyle. İstanbul gibi İzmir’in de taşı toprağı altındır. İzmir’in
Projelere kaynak
bambaşka avantajları var. İzmir, önümüzdeki yıllarda nısal
Cumhurbaşkanı Gül’e, toplantı öncesinde İzmir Kalkınma
ivme kazanır bunun için çalışmalıyız. Sanayi şehri, tarım şehri
Ajansı’nın çalışmalarıyla ilgili bilgi veren Vali Cahit Kıraç, 2008
İzmir’dir. Zengin tarihi ve kültür varlıklar bu kenttedir. Nasıl
ve 2009 yıllarında ajansa sunulacak uygun projelere 56 milyon
kalkınacağız, nasıl çalışacağız buna bakmalıyız. Bundan sonra
YTL’lik kaynak sağlamayı hedeflediklerini söyledi. Vali Kıraç,
arama konferansı sonrası belirlenen 15 maddelik eylem planıyla
ilgili destek istedi.
Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül ise, İzmir’in son yıllarda
gerileme kaydettiğini belirtti. İzmir’de Vali olarak görev yaptığı
sırada İzmir’in ekonomide Türkiye ikincisi olduğunu belirten
Gönül, “Şimdi İstanbul 1’inci, Ankara yüzde 13’le ikinci, Kocaeli yüzde 12 ile üçüncü, İzmir ise yüzde 7 ile döndüncü sırada
yer alıyor. İhracatta ise Bursa’nın arkasına düşerek 5’inci sıradayız. İzmir çok daha iyi bir yerde olmaya layıktır” diye konuştu.
Devlet Planlama Teşkilatı Genel Müdürü Bölgesel Gelişim ve
Yapısal Uyum Genel Müdürü Ahmet Yaman da, Türkiye’de yeni
kurulacak 8 kalkınma ajansının Bakanlar Kurulu onayını beklediğini söyledi.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu da, Cumhurbaşkanı Gül’e kentin EXPO 2015 adaylığı süresince verdiği
destekler için teşekkür etti. Kocaoğlu, “Yol haritası stratejik
planımızda yeralıyor. İzmir’in dünya kenti olma hedefine en kısa
sürede ulaşacağına inanıyoruz” diye konuştu.
ebsohaber 36 kasım 2008
ULUSLARARASI
İsviçreliler, İzmir’e yatırımda kararlı
Türkiye’de 41 firma, İzmir’de de 3 firrum. Birlikte çalışarak güzel işler başaraİzmir’in sanayi alanındaki ciddi
ma ile faaliyetlerini sürdüren İsviçreliler,
cağımıza inanıyorum. İki ülke arasındaki
potansiyelini gören İsviçre, yeni
İzmir’e yeni yatırımlar kazandırmak için
ilişkiler çok iyi gidiyor” dedi.
araştırma yapıyorlar. Türkiye ile İsviçre
yatırımlar için çalışmalarını sürarasındaki ilişkilerin geliştirilmesi amaTürkiye cazip
dürüyor. EBSO, her türlü desteği
cıyla önce Ege Bölgesi Sanayi Odası’nı
Türkiye’de toplam 41 İsviçre kökenli
vermeye hazır..
(EBSO) ziyaret eden Balzi, Türkiye’nin
firmanın faaliyet gösterdiğini, İzmir’de ise
küresel ekonomik krize rağmen yatırımbu rakamın üçte kaldığını söyledi. Balzi,
cıları kendisine çeken bir ülke olduğunu vurguladı.
bu sayının daha da arttırılabileceğine dikkat çekerek, şöyle koİzmir’deki programı kapsamında İzmir Yüksek Teknolonuştu: “Dünyada yaşanan ekonomik kriz nedeniyle firmalar saji Enstitisü Rektörü Prof. Dr. Zafer İlken, Urla’da Fransızlarla
ğına soluna daha dikkatli bakıyor. Bu anlamda Türkiye yatırımcı
Teknopark projesini yürüten EGİAD Başkanı Cemal Elmasoğlu,
için hala cazip bir ülke, çünkü ülkeniz sadece bir pazar değil,
2 İsviçreli firmanın faaliyet gösterdiği Ege Serbest Bölgesi’nin
aynı zamanda bölgesel bir üs olma özelliğine de sahiptir.
İşletici firması ESBAŞ’ın Yönetim Kurulu Başkanı Kaya Tuncer
ile de biraraya gelen İsviçre Başkonsolosu Ernest Balzi, kentteki
İsviçreli yatırımcı bekliyoruz
yatırım potansiyelini değerlendirmek istediklerini söyledi.
Ege Bölgesi Sanayi Odası Meclis Başkanı Ender Yorgancılar,
görüşmede İsviçre ile Türkiye arasında düzenli bir işbirliği olmaİsviçreli firmalar memnun
sına rağmen ticareti boyutta dengesizliklerin yaşandığını kaydetZiyarette İzmir’de faaliyet gösteren İsviçreli firma sayısının
ti. Türkiye’nin ithalat ağırlıklı ticari ilişkide bulunduğunun altını
çok az olduğuna da işaret eden Balzi, bu sayının arttırılması
çizen Yorgancılar, “Bu dengesizliği Türkiye’nin lehine çevirmek
için gerekli çalışmaların yapılması gerektiğini ifade etti. Balzi,
için çalışmalıyız. İsviçreli yatırımcıların Türkiye’de yaklaşık 1.5
konsolos olduktan sonra ilk resmi ziyaretini İzmir’e yapmakmilyar Euro’luk yatırımı mevcut. Türk yatırımcılar da İsviçre’de
tan duyduğu memnuniyeti dile getirerek, “Türkiye’de çalışan
yatırım yapıyorlar. Sayın konsolosa EBSO’nun faaliyetleri ve
İsviçre firmalarının durumlarından memnun olduklarını gördüm. İzmir’deki Organize Sanayi Bölgeleri (OSB) ile bilgi verdik.
İzmir’in sanayi anlamında ciddi bir potansiyeli var. Dünya ekoİzmir’e daha çok İsviçreli yatırımcının gelmesi için her türlü
nomisinde kriz yaşansa bile, Türkiye’nin geleceği parlak görüyo- desteğe hazırız” diye konuştu.
EBSO Meclis Başkanı Ender Yorgancılar ile Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Nedim Kalpaklıoğlu,
İsviçre İstanbul Başkonsolosu Ernest Balzi’ye ziyaret
anısına plaket verdi. Ziyarette İsviçre İzmir Fahri
Konsolosu Uğur Yüce de hazır bulundu.
ebsohaber 38 kasım 2008
ULUSLARARASI
Fransa Türkiye ilişkileri sağlam temelde
Fransa’nın Türkiye Büyükelçisi Berdolarlık Fransız yatırımı bulunduğunu ve
nard Emie, politikacıların tavrına karşın
300 Fransız şirketinin faaliyet gösterdiEBSO Yönetim Kurulu Başkanı
iki ülke arasındaki ilişkilerin sağlam bir
ğini ifade etti. Fransız şirketlerinde 100
Taşkın ile biraraya gelen Frantemele sahip olduğunu ifade etti.
bin kişinin istihdam edildiğini belirten
sa Büyükelçisi Bernard Emie,
Fransa Büyükelçisi Emie, NATO MüşEmie, sadece 2008’in ilk yarısında
Türkiye’de en çok yatırım yapan
terek Hava Görev Grubu Komutanlığı
Fransa’dan Türkiye’ye 1 milyar dolarikinci ülke olduklarını söyledi..
Fransız Askeri Misyon Şefi General Jeanlık yatırım yapıldığını ifade etti. Emie,
Claude Marbec’e Fransa Ulusal Liyakat
“Bu bizim Türkiye’ye güvendiğimizin
Nişanı’nın (Commandeur) sunulması töreni için geldiği İzmir’de
işaretidir” dedi. İzmir’e her yıl 100 bin Fransız turist geldiğini
Ege Bölgesi Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Taşkın
belirten Emie, vize işlemini hızlandırmak ve kolaylaştırmak
ile de görüştü. Fransa Fahri Konsolosu Zeliha Toprak’ın ev
üzere çalışmalarının bulunduğunu söyledi. Emie, şöyle konuştu:
sahipliğinde İzmir’deki tarihi konsolosluk binasında gerçekle“Biometrik vizeler verilecek. Yani vizeyi alan kişi uzun süre o
şen buluşmada İzmir’le Fransa’nın arasındaki bağları “eski bir
vizeyi kullanabilecek. Vizelerin Başkonsolosluğumuzda verilişi
aşk” hikayesine benzeten Emie, Marsilya’yı Foça’dan göçenleen fazla 72 saat sürer. Acil durumlarda bu daha kısadır. İşadamrin kurduğuna dikkat çekti ve Fransa’da çekirdeksiz üzümlerin
larına ayrı bir kolaylık gösteriliyor. Vize olayı bir AB meselesi,
“Smyrna” olarak bilindiğini hatırlattı. İki ülke arasındaki ilişkisadece Fransa’ya bağlı değil. Bizim yaklaşımımız, seyahat etmesi
lerde zaman zaman gel-gitler yaşandığını belirten Emie, politigereken kişilere kolaylık göstermektir.”
kacıların tavrına karşın Türkiye ve Fransa arasındaki ilişkilerin
Büyükelçi Emie, Paris’ten direk uçak seferlerinin başlatılması
sağlam bir temele sahip olduğunu ifade etti. Başbakan Recep
için her iki ülke nezdinde çalışacağını da açıkladı.
Tayyip Erdoğan’la Fransa Cumhurbaşkanı Nicola Sarkozy’yi birbirbirine benzeten Emie, “Biraz benzerlik var yöneticilerimizde.
“Daha fazlasını yapabilirsiniz”
Bunlar güçlü şahsiyetler. Açıksözlüler. Birbirine benzeyen kişiler
Büyükelçi Emie, Fransa’nın AB dönem başkanlığını yürüttübirbiriyle buluşur. Başbakanlar buluştuğu zaman son derece
ğünü, bu süreçte AB ile Türkiye arasında devam eden müzakesamimi bir diyaloğa girişebiliyorlar” dedi.
reler kapsamında iki yeni başlık açılmasının düşünüldüğünü söyFransa’nın AB Dönem Başkanı olarak tarafsız ve objektif bir
ledi. AB Komisyonu’nun Türkiye’yle ilgili ilerleme raporuna da
tutum sergilediğini kaydeden Emie, buna karşın Türkiye’nin AB
değinen Büyükelçi Emie, “Raporda belli unsurlar var. Kopenhag
tam üyeliği müzakere sürecinde hızlanması gerektiğini söyledi.
kriterlerinde ne kadar ilerlenmiş? Parlamentoda hangi düzenlemeler yapılmış? Türkiye’nin bir yıl içinde ne kadar ileride olduğu
Size güveniyoruz
veya olmadığı belirtiliyor. Rapor olumsuzluk olarak görülmemeFransa’nın Türkiye’ye en çok yatırım yapan ikinci ülke
li. ‘İlerliyorsunuz ama daha fazlasını yapabilirsiniz’ mesajı var”
konumunda olduğunu belirten Emie, Türkiye’de 20 milyar
diye konuştu.
ebsohaber 39 kasım 2008
ULUSLARARASI
Akdeniz iş dünyası İspanya’da buluştu
İstanbul Ticaret Odası’nın başkanlığını yürüttüğü ve Ege Bölgesi Sanayi Odası’nın da ortak üyesi olduğu Akdeniz Ticaret ve
Sanayi Odaları Birliği’nin (ASCAME) 19. Genel Kurulu, Akdeniz
Birliği’nin sekreteryasının merkezi seçilen Barselona’da gerçekleştirildi. Toplantıya Türkiye Odalar Birliği ile Ege Bölgesi Sanayi
Odası’nı temsilen EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Taşkın
ile Muğla TSO Başkanı Bülent Karakuş ve Denizli TO Başkanı
Necdet Özer katıldı. Genel Kurul programı çerçevesinde ASCAME bünyesinde bulunan Turizm, Tahkim, Kadın Girişimciler,
İşbirliği, Eğitim, Uluslararası İlişkiler komisyonları toplantıları
gerçekleştirildi.
Genel Kurul toplantısının resmi açılışı öncesinde İspanya’nın
Türkiye Büyükelçisi Joan Clos moderatörlüğünde “Akdeniz Entegrasyonunun Yeni Sınırı” konulu bir panel düzenlendi.
Afrika ve Frankofon Odalar Daimi Konferansı Başkan Yardımcısı Omar Derraji, Eurocambres Başkan Yardımcısı George
Kassimatis, Arap Ülkeleri Ticaret Sanayi Ziraat Odaları Birliği
temsilcisi Ghazi Kraytem, WCF Başkan Yardımcısı Perre Vicens
ile ASCAME Başkan Yardımcısı Miquel Vals’ın konuşmacı olarak
yeraldığı panelde, küreselleşme sürecinin daha fazla işbirliği
yapılmasını mecbur kıldığı ve bu nedenle Akdeniz ülkelerinin
birbirine daha fazla kenetlenerek işbirliği içinde hareket edilmesinin önemi vurgulandı. Panelde, Akdeniz’in kuzeyinde ve
güneyinde bulunan ülkeler arasında ekonomik gelişim düzeyinin
eşitlenmesi yönünde ticaret ve sanayi odalarına büyük rol düştüğü ve bu kapsamda yeni stratejilerin belirlenmesinin gerekliliğine değinildi.
Akdeniz Birliği’nin kurulmasının Akdeniz için tarihi bir
dönüm noktası olduğunun vurgulandığı panelde, 22 ülkeden
yaklaşık 200 üye ticaret ve sanayi odasını bünyesinde bulunduran ASCAME’nin, bu süreçte ekonomik faaliyetleri ve işbirliğini
teşvik edecek en önemli faktör olduğu ifade edildi.
Panelin hemen ardından gerçekleşen ve İspanya Pren-
si Felipe de Borban’un onurlandırdığı ASCAME Genel Kurul
Toplantısı’nın açılışında, İstanbul Ticaret Odası Yönetim Kurulu
Başkanı ve aynı zamanda ASCAME Başkanı olan Murat Yalçıntaş, bu yeni düzende ASCAME’ye yeni sorumluluklar düştüğünü
ve Akdeniz’in bir barış denizi olması için her türlü gayreti gösterdiklerini ve göstermeye devam edeceklerini belirtti.
Yalçıntaş, ASCAME’nin kurulduğu günden beri 25 yıldır
büyük bir bilgi ve teknoloji birikimine sahip olduğunu, farklı
kültürlerin, farklı toplumların daha iyi bir ekonomik ortam yaratabilmek için beraber çalışabildiğini, beraber üretebildiklerini
gösterdiğini ve bu çerçevede ASCAME’nin Akdeniz ülkeleri arasında işbirliğini güçlendirmek için aktif bir platform oluşturduğunu ifade etti. İspanya Prensi Felipe de Borbon ise konuşmasında,
dünyadaki değişimlerin ve gerçekleşen son ekonomik krizin yol
açtığı sorunların üstesinden gelebilmek için bir arada hareket
etmenin, ortak bir strateji belirlemenin önemini vurguladı. Prens
Felipe de Borbon, bu kapsamda ASCAME’nin rolünün çok
önemli olduğunu ifade ederken, birliğin aynı zamanda Akdeniz
bölgesinin gelişimi ve refahı için son derece önemli bir platform
olduğunu belirtti.
Taşkın: EBSO daha aktif olacak
ASCAME toplantısında Türkiye Odalar Birliği (TOBB) ile Ege
Bölgesi Sanayi Odası’nı temsil eden EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Taşkın, İzmir’i sürekli gündemde tutacaklarını, birliğin komitelerinde daha fazla çalışacaklarını söyledi. EBSO’nun
ASCAME’ye üye olduğunu ancak yakın geçmişe kadar aktif
olmadığını ifade eden Taşkın, “Bu uluslararası organizasyon
çerçevesindeki toplantılarda zengin ülkelerle beraber oluyoruz,
geleceği tartışıyoruz, işbirliğini görüşüyoruz. Bütün bu çabaların
sonucunda yatırımlar açısından ülkemizin, bölgemizin ve en
önemlisi kentimizin kazançlı çıkmasını sağlamaya çalışıyoruz”
dedi.
ebsohaber 40 kasım 2008
ULUSLARARASI
Almanya potansiyelini değerlendirelim
Ege Bölgesi Sanayi Odası Yönetim
Kurulu Başkanı Tamer Taşkın, Türkiye’nin
Almanya potansiyelini daha iyi değerlendirmesi gerektiğini söyledi.
Türkiye ile Almanya arasındaki ekonomik ilişkilerin geliştirilmesi için kurulan
ve Ege Bölgesi Sanayi Odası’nın da üye
olduğu Türk Alman Ticaret ve Sanayi
Odası’nın Köln’deki genel kurul toplantısına katılan Tamer Taşkın, gündeminin
ağırlığını ihracatın oluşturduğu toplantıyı
değerlendirirken “Almanlar kendileri gibi
partner arıyorlar. Her alanda yatırıma açıklar. Üretimini şartlar gereği ülke dtışına çıkarmak isteyen ve yeni pazarlara açılmayı
arzulayan çok sayıda Alman yatırımcı var.
Bizim firmalarımız Almanlarla ortak olarak
dünyaya açılma avantajını elde edebilirler. Alman yatırımcıları
ülkemize çekmek için de doğru veriler kullanarak ikna etmemiz
gerekiyor” dedi.
Türk Alman Ticaret ve Sanayi Odası (TATSO) Başkanı Dr.
Rainhardt Freiherr Von Leoprecthing, Türkiye'nin son yıllarda
büyük bir atılım içinde olduğunu söyledi. Leoprecthing, "Türkiye, çok hızlı bir reform sürecine girerek teknoloji kullanımı ve
kalitede büyük bir sıçrama yaptı” dedi.
Türkiye'nin ekonomik, kültürel ve tarihi açıdan Almanya'nın
vazgeçilmez dostu olduğunu söyleyen Leoprecthing, uluslararası
pazarlara açılmada da çok önemli bir partner olarak gördükleri
Türkiye'nin son yıllarda ekonomik atılımlarını takip ettiklerini
kaydetti.
Türkiye'nin AB sürecine tam destek verdiklerini açıklayan
Leoprecthing, "Türkiye'de yaratıcı ve dinamik bir özel sektör var. AB reform süreci
yolunda gidiyor. AB yolu, zorluklar olsa
da Türkiye için dönülmez bir yoldur. Oda
olarak bu tür kararlarda tarafsız olmamız
gerekse de AB’ye girşiniz konusunda tam
destek veriyoruz. Türkiye’nin AB’ye giriş
sürecine iki ülke arasında ekonomik, ticari
ilişkileri artırarak katkıda bulunmak istiyoruz" diye konuştu.
Almanlar atılımda
Son dönemde yabancı yatırımcıların ilgi
odağı haline gelen İzmir’de bugüne kadar
en çok yatırımı gerçekleştirenlerden biri
de Almanlar oldu. Almanya’da yaşayan
yaklaşık 3 milyon Türk ve en çok dış ticaret
gerçekleştirdiğimiz ülke olarak Türkiye’yi yakından tanıyan
Almanlar, yatırımlarda İzmir’i de tercih ediyorlar. Hava ve deniz
limanı, kara ve demiryolu ulaşımıyla birleşen lojistik imkanları,
yetişmiş işgücü ve staratejik konumu nedeniyle İzmir’i tercih
eden Almanlar bugüne kadar kentte 38 tesis kurdu. Halen treyler
devi Krone, en önemli tekstil markalarından Roy Robson ile Ege
Serbest Bölgesi’ndeki Mopisan firmasını satın alan Mahle’nin yatırımları devam ederken, Almanlar bugüne kadar gerçekleştirdikleri yatırımlarla 7 bin kişiye iş imkanı sağladı. Hugo Boss, 3 bin
500 çalışanı ile bütün Alman firmalarında çalışanların yarısını
tek başına istihdam ediyor. Devam eden yatırımların da tamamlanması ile 1100 kişiye daha istihdam sağlayacak olan Alman
şirketlerinin 13 tanesi bütünüyle Alman sermayeli iken, 25 firma
ise Türk ortakları ile birlikte faaliyet gösteriyor.
Alman Başkonsolostan Türkiye’ye destek
Almanya’nın İzmir Başkonsolosu Stefen Schneider, Türkiye’nin
Avrupa Birliği’ne tam üye olmasından yana olduklarını söyledi.
Schneider, tam üyelik yollarının açık olmasını istediklerini belirtirken siyasi diyaloğun da yoğunlaştırılması gerektiğini bildirdi.
Almanya’nın İzmir Başkonsolosu Schneider, Ege Bölgesi Sanayi
Odası’nı ziyaret ederek Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ufuk
Akgün ile biraraya geldi. “Alman Hükümeti ve şahsım adına
Türkiye’nin Avrupa Birliği üyesi olmasından yanayız” diyen Stefen
Schneider, sözlerini şöyle sürdürdü: “Siyasi diyaloğun yoğunlaştırılması, Türkiye’nin AB’ye tam üyelik yollarının açık tutulması gerekiyor.” Başkonsolos Schneider, Almanya ile Türkiye’de yatırım
olanakları, karşılıklı işbirliğinin geliştirilmesi konularında toplantılar düzenlenmesi ve ortak proje planlanmasından yana olduğunu
da bildirdi. EBSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Akgün de,
AB’nin Türk ürünlerine çıkarılan zorlukların sona ermesini isterken, kalite ve zenginliğin ticaretle artacağını söyledi.
ebsohaber 41 kasım 2008
ULUSLARARASI
AB Türkiye’nin önünü
açacak adımlar atmalı
Türkiye’nin Avrupa Birliği için kilit
başlatılmasının tarihi bir karar olduğunu
TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu,
bir ülke olduğu ifade edilerek, AB’nin de
söyledi.
bundan sonra alacağı her kararda Türkiye
Türkiye ile Almanya arasındaki ikili
ekonomi, sanayi, girişimcilik,
perspektifinin olması ve önünü açacak
ilişkilerin
en güçlü halkasının ekonomik
çevre başta olmak üzere AB’nin
adımlar atması gerektiği bildirildi.
ve ticari ilişkiler olduğuna işaret eden
hazırlayacağı konularda Türkiye
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği,
Hisarcıklıoğlu, 2007 yılı sonu itibarıyla
perspektifinin olmasını istedi.
“Türkiye Ekonomisinin AB’ye Entegrasyo21,5 milyar dolar olan Türkiye-Almanya
nu: Almanya’nın Katkıları”konulu bir konticaret hacminin 2008 yılının 8 ayında
ferans düzenledi. TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi’nde
22 milyar dolara ulaştığını anlattı.
gerçekleştirilen konferansa Ege Bölgesi Sanayi Odası Yönetim
2007 yılı sonu itibariyle 3 bin 181 Alman firmasının
Kurulu Başkanı Tamer Taşkın da katılarak, AB Komisyon YarTürkiye’de faaliyet gösterdiğini kaydeden Hisarcıklıoğlu,
dımcısı Günther Verheugen ile Almanya Ticaret ve Sanayi Odası Türkiye’ye gelen turistlerin başında da Almanların olduğunu
(DİHK) Başkanı Ludwig Georg Braun başta olmak üzere Alman
söyledi.
yetkililerle görüşme imkanı buldu.
Hisarcıklıoğlu, Almanya’da 70 bine yakın Türk girişimcinin
TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Türk ekonomisi, Türk
yıllık 30 milyar avronun üzerinde ciro elde ettiğini, 335 bin
ekonomisinin AB’ye entegrasyonu ve bu kapsamda Almanya
kişiye istihdam sağladığını kaydetti.
ile yapılabilecek işbirliği konularının ele alındığı konferansta,
Türkiye’nin 1980’li yılların ikinci yarısında başlattığı, 2001 ekoVize sorunu çözülmeli
nomik krizinden sonra tekrar hızlandırdığı ekonomik dönüşüm
Türkiye ile Almanya arasındaki ekonomik ve ticari ilişkilerin
sürecini devam ettirmesi gerektiğini söyledi. Türkiye’nin Lizbon
geliştirilmesini zorlaştıran sorunlara da değinen Hisarcıklıoğlu,
gündemini içselleştirmesi gerektiğini anlatan Hisarcıklıoğlu,
Almanya’da uygulamaya başlanan yeni göç yasası konusunda
bunun Türkiye’nin büyümesi için çok uygun bir reçete olduğuna kendilerine sürekli şikayetler geldiğini, bu konuda iyileştirme
işaret etti.
sağlayacak gelişmeler yapılmasını beklediklerini ifade etti.
Hisarcıklıoğlu, Türkiye’nin AB’ye tam üyelik sürecine
Vize konusunda da sorunlar yaşandığını vurgulayan Hisardeğinirken, Türkiye’ye diğer aday ülkelerle eşit temelde adaycıklıoğlu, bu sorunun çözümünde Almanya’nın AB’ye liderlik
lık statüsünün tanınması, Türkiye ile katılım müzakerelerinin
yapmasını beklediklerini söyledi. Ticari ve ekonomik ilişkilerde
ebsohaber 42 kasım 2008
ULUSLARARASI
yaşanan bir başka sorunun da kara ulaştırması konusunda olduğunu belirten Hisarcıklıoğlu, ‘geçiş belgeleri’ uygulamasının iki
ülkenin ticaret hacmi ile bağdaşmadığını, bu uygulamanın sona
erdirilmesi gerektiğini ifade etti.
Türkiye’nin AB ile ilişkilerinde Almanya’nın rolünün önemine işaret eden Hisarcıklıoğlu, “Ekonomimizin AB ekonomisine
entegrasyonunda Almanya’nın gerek ticaret gerekse de yatırımlar
yoluyla sağladığı katkı, bundan sonra entegrasyonun diğer alanlarında da önem kazanacaktır” dedi.
AB’nin Türkiye’nin önünü açacak adımlar atması gerektiğini
ifade eden Hisarcıklıoğlu, sözlerini şöyle tamamladı: “Ekonomi,
sanayi, girişimcilik, enerji, çevre gibi konularda AB’nin hazırlayacağı belgelerde mutlaka Türkiye perspektifi olmalıdır. Bu
yaklaşım iç ve dış piyasalara güven verecektir. Türkiye’deki AB
reformlarına sürat kazandıracaktır. Halen ‘yavaşlatılmış’ bir şekilde yürütülen Türkiye’nin AB katılım süreci hızlandırılmalıdır.
Türkiye’de iş dünyası tüm zorluklara rağmen, AB sürecine ciddi
destek vermektedir.”
Avrupa iş dünyasının çok şanslı olduğunu ifade eden TOBB
Başkanı, “Temel politikaların belirlendiği yerde, direksiyonun
başında gerçek bir KOBİ dostu görev yapıyor. Sayın Verheugen,
Avrupa KOBİ’lerinin gerçek hamisidir” diye konuştu.
belirtti. Verheugen, “Eğer siyasetçiler, seçmenlere, Türkiye’ye
neden ihtiyaç duyulduğunu anlatmazlarsa, Avrupalı seçmenin
Türkiye’ye destek vermesinden nasıl bahsedilir?” dedi.
“AB Hıristiyan kulübü değildir” diyen Verheugen,
İslamiyet’in AB için bir değer olduğunu vurguladı. Türkiye’nin,
60. Frankfurt Kitap Fuarı’nda yer almasının çok önemli olduğunu ifade eden Verheugen, “Burada Türkiye’nin modern yüzü
görüldü. Türkiye ile ikili ilişkilerde dürüst ve açık olunmalı” diye
konuştu. Verheugen, Türkiye’nin üyelik sürecindeki reformları sadece AB için değil kendisi için de yaptığını da sözlerine
ekledi.
Çağlayan: Küresel oyuncuyuz
Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan, Avrupa ile iş yapan,
küresel bir oyuncu olan Türk ekonomisinin reel ve özel sektörünün, dünyadaki bu küresel krizden etkilenmemesinin mümkün
olmadığını, ihracat pazarlığındaki daralmanın getireceği sorunlarla karşı karşıya kalınacağını söyledi.
Verheugen: Türkiye kilit ülke
AB Komisyonu Başkan Yardımcısı Günter Verheugen de
Türkiye’nin Avrupa için önemli ve ‘kilit’ konumda bir ülke
olduğunu söyledi. Türkiye’nin AB’ye entegrasyonunun sadece
ekonomik olarak değil, AB için stratejik bir gereklilik haline
geldiğini ifade eden Verheugen, bu sürecin uzun olduğunun
farkında olduklarını kaydetti.
Bazı kesimlerin coğrafi, kültürel ve dini argümanları öne
sürerek Türkiye’nin AB üyeliğine karşı çıktıklarına işaret eden
Verheugen, kendisinin böyle düşünmediğini söyledi. Avrupalı
vatandaşların modern Türkiye’yi daha iyi tanıması gerektiğini
ifade eden Verheugen, bu konuda siyasetçilere görev düştüğünü
ebsohaber 43 kasım 2008
ULUSLARARASI
Türk iş adamlarına AB’nin uyguladığı vize ve serbest ticaret
anlaşması konusunda bazı eleştirilerde bulunan Çağlayan, şöyle
konuştu:
“Türk reel sektörüne, özel sektörüne AB’nin uyguladığı vizenin ticarette teknik bir engel olduğunun altını çizerek söylüyorum. Bir haksız rekabet unsuru olduğunun altını çizerek söylüyorum. Serbest Ticaret Anlaşmaları da son derece önemli. Türkiye
Avrupa’nın bir ortağı. Türkiye’ye yapılan bazı düzenlemelerin
mutlaka gözden geçirilmesi, Avrupa açısından da son derece
önemlidir. Türkiye gerçekleştirdiği yapısal reformları ile serbest
piyasaya inanan ve destekleyen, siyasi istikrarını sağlamış bir
hükümet yapısı ile Avrupa için çok önemli stratejik bir ortaktır.
Türkiye çok önemli bir yere sahip. Avrupa’lı iş adamları için
iş yapılacak, üretim yapılacak, yatırım yapılacak ve üzerinden
dünya ile ticaret yapılacak çok önemli bir coğrafyaya ve stratejik
öneme sahip.”
Türkiye’nin 2007 yılı sonu itibari ile yapmış olduğu 300 milyar dolarlık dış ticaretinin yüzde 90’ını deniz yolu ile yaptığına
işaret eden Çağlayan, “Ülkemizin üç tarafı denizlerle çevrili.
Lojistik alt yapımızı güçlendirmeye devam ediyoruz. Demir
yolu, kara, hava yolu taşımacılığı ve deniz limanları ile Türkiye
çok önemli bir atılım içerisindedir” diye konuştu.
Türkiye’nin nitelikli ve genç bir nüfusa sahip olduğunu da
belirten Çağlayan, “Türkiye artık mesleki eğitim başta olmak
üzere, eğitim konusunu da fazlası ile önemseyen bir hükümete
sahiptir” dedi.
Bakan Çağlayan, Türkiye’nin Avrupa’nın bir çok ülkesi ile
çok önemli stratejik ortaklıklar yapacak ve Almanya başta olmak
üzere Avrupa ülkeleri ile birlikte yapacağı ortaklıkların dünya
ticareti açısında da son derece önem arz eden bir yapıya sahip
olduğunu vurguladı. Hukuk sistemi de dahil olmak üzere bir çok
alanda değişiklikler yaptıklarını belirten Çağlayan, Türkiye’nin
ciddi bir küresel oyuncu olma yolunda büyük adımlar attığını
sözlerine ekledi.
Braun: Fırsatlardan birlikte yararlanabiliriz
Almanya Ticaret ve Sanayi Odası (DİHK) Başkanı Ludwig
Georg Braun da, Avrupa ekonomileri de dahil olmak üzere
Avrupa ekonomilerinin çalkantılı bir dönemden geçtiği bu
süreçte, Türk ekonomisinin AB’ye entegrasyonuna ilişkin yapılan
toplantının önemli olduğunu belirtti. Braun, “Bu krizin üstesinden birlikte gelebilirsek, küresel ekonomik fırsatlardan da destek
alabiliriz” dedi.
Braun, AB üyesi ülkelerin yanı sıra ortaklık çalışması sürdürülen ülkelerle de iş birliği yapılması gerektiğini belirtti. İşbirliğini artırarak karşılıklı çıkarların ileri noktaya taşınmasına katkı
yapılacağını ve gelinen noktanın ötesine geçilmesi gerektiğini
söyleyen Braun, “Türkiye’nin bugün bulunduğu nokta, 20 yıl öncesine göre ileri bir noktadır. Türkiye’nin katılımının tehdit değil
bütünü tamamlayacağını Avrupa’ya anlatmalıyız” dedi.
ebsohaber 44 kasım 2008
ULUSLARARASI
İş dünyası AB’ye geçişi destekliyor
Ege Bölgesi Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı ve TOBB
Yönetim Kurulu Üyesi Tamer Taşkın, Türk iş dünyasının her
zaman Avrupa Birliği’ne geçişi desteklediğini söyledi.
Brüksel’de düzenlenen ve Başkanlığını Avrupa Ticaret ve
Sanayi Odaları Başkanı Pierre Simon’un üstlendiği “Türkiye’de
Şirketlerin AB Üyeliği için Hazırlıkları, Türk Özel Sektörünün
Yaklaşımı 2008” konulu konferansa konuşmacı olarak katılan
Tamer Taşkın, TOBB’un yapısı ve çalışmaları hakkında bilgiler
aktarırken, “Türkiye’de iş dünyasının her zaman AB’ye geçiş sürecini desteklediğini, Türkiye’nin geçiş süreçinin bir yol haritası
ve ekonomik, siyasi dönüşüm sürecinin dayanak noktası olduğunu görüyoruz” dedi.
TOBB olarak Avrupa Birliği müktesebatının uyum ve uygulama işleninin kurumsal bir kapasite gerektirdiğinin bilincinde
olduklarını vurgulayan Taşkın, bu yöndeki çalışmaları sürdürdüklerini belirtti ve “TOBB’da geniş bir AB departmanı bulunuyor. Sanayi, KOBİ’ler, çevre, ulaşım gibi konularda AB geçmişine sahip iyi eğitimli çalışanlarımız var. Oda ve yerel düzeyde
kapasite oluşturulmasına da çalışıyoruz” diye konuştu.
Tamer Taşkın, TOBB ile Avrupa Odalar Birliği (Eurochambers) arasında yapılan işbirliği ile Oda hizmetlerinin gelişimi ve
yeni hizmetlerin tanıtımı amacıyla kapasite geliştirme projeleri
uygulandığını da hatırlattı.
Taşkın, projenin ayrıca Türkiye ile AB ülkeleri arasında Oda
bazında köprüler kurulmasına yardımcı olduğunu, 2001 – 2004
yılları arasında toplam 21 projenin uygulandığını bildirdi.
AB hedefinden vazgeçmek yok
Avrupa Birliği’nin Türkiye’de İş Geliştirme Merkezi projesini
finanse ettiğini, Türkiye’de ilk açılan üç ABİGEM’den birinin
EBSO çatısı altında faaliyet gösterdiğini vurgulayan Taşkın,
“Toplam 35 milyon Euro mali destekle 12 yen iş geliştirme
merkezi kuruldu. 2005 yılından bu yana Eurochambres Teknik
Yardım Bilgi Değişimi Ofisi-TAIEX ile çalışıyoruz. Rekabet, devlet yardımları, tüketici hakları, pazar gözetimi, ürün ve üretici
sorumluluğu, fikri mülkiyet hakları, karayolu ulaşımı, denizyolu
ulaşımı, hizmet direktifi, kadın girişimciliği, standartizasyon gibi
konularda seminerler organize ettik” dedi.
Tamer Taşkın, faaliyetlerinin sivil toplum ile diyalog ve iletişime odaklandığını da kaydederken, şunları söyledi:
“Yaptığımız her şey, geliştirdiğimiz ve uyguladığımız her
proje, AB üyeliği işlemini anımsatmak için kullanılan bir işaret
haline gelmiştir.
Eurochambers ile yürütülen anket çalışması da açıkça altını
çizmektedir ki iş dünyası kendileri için yaptıklarımızı takdir
etmektedir ve AB bilgi kaynağı olarak en güvenilir kaynak olarak
Oda ağını belirtmektedir. Diğer yandan, AB’ye katılım işleminin
bütün zahmetli beklentilerine rağmen iş dünyası Türkiye’nin
katılım sürecini büyük bir çoğunlukla desteklemektedir. Anket
bize ayrıca çalışmalarımızı kuvvetlendirmemiz gerektiğini de
söylemektedir.”
Özellikle Çin, Hindistan ve Uzakdoğu’dan temel olarak
düşük ücrete dayanan rekabet baskısı ile AB iş gücü pazarındaki
yapısal güçlükler dikkate alındığında Türkiye ve AB KOBİ’leri
arasında yakın gelecekte iş ortaklıklarında büyük potansiyel
gördüklerine de dikkat çeken Taşkın, “Bu durum, Türk firmalarının ürün standartlarını AB mevzuatına uyumlu hale getirmesini
kaçınılmaz kılıyor” diye konuştu.
“Türkiye’de Şirketlerin AB Üyeliği için Hazırlıkları, Türk Özel
Sektörünün Yaklaşımı 2008” konferansında, EBSO’nun Temmuz ayı meclis toplantısında dağıtılan, Eurochambres ile TOBB
işbirliğinde AB-Türkiye Oda Forumu (ETCF) Projesi kapsamında
hazırlanan ve eş zamanlı Türkiye’de bulunan tüm Odaların meclis üyelerine dağıtılan, amacı AB müktesebatı konusunda söz
konusu firmaların bilgi düzeyini ölçmek olan anket çalışmasının
sonuçları da değerlendirildi.
ebsohaber 45 kasım 2008
ULUSLARARASI
Egeliler Avrupa Şirketler Meclisi’nde
yonu Başkan Yardımcısı olduğunu, bu
Avrupa Birliği Üyesi ve aday ülkapsamda AB ile olan ilişkileri dikkate
kelerdeki 774 şirketin temsil edildiği
EBSO Yönetim Kurulu Başkan
alınarak bu göreve geldiklerini açıklayan
Avrupa Şirketler Meclisi’nde Türkiye’yi
Yardımcısı Kalpaklıoğlu, AB ve
Kalpaklıoğlu, “Meclis’te 27 AB üyesi
Egeli firmalar temsil ediyor. Avrupa’daki
aday ülkelerdeki 774 şirketin
ülke ve 12 aday ülkenin temsilcileri yer
şirketlerin yaşadıkları sıkıntıların güntemsil edildiği Avrupa Şirketler
alıyor. Türkiye’den 4 firma burada temsil
deme getirerek Avrupa Parlamentosu
Meclisi’ndeki dört Türk’ten biri..
ediliyor. Buradaki amaç AB ülkelerinbünyesinde çözüm arandığı Meclis’e
deki girişimci işadamı ve sanayicilerin
Türkiye’den seçilen 4 firmadan üçü Egeli
sanayici ve işadamlarına ait.. Yılda bir kez Avrupa Parlamentobir araya getirmek, sorunları ve tecrübeleri birbirleri ile paylaşsu binasında bir araya gelecek şirket temsilcileri sorunlarını ve
mak. Toplantılar AB Parlamentosu’nda gerçekleştiriliyor. Belirli
çözüm önerilerini tartışacak.
sürelerde bir araya gelerek sorun ve çözüm önerileri sunulacak.
EBSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Ege NKM Gıda
Çözüm önerileri AB Parlamentosu’nda görüşülecek ve kararlar
firması ile Nedim Kalpaklıoğlu, Manisa’dan Teleset firması ile
alınacak. Böyle bir görevde olmak benim için onur. Türkiye’yi
aynı zamanda Salihli Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Talat
en iyi şekilde temsil etmek için çalışacağım” dedi.
Zurnacı ile Bandırma Ticaret Odası Başkanı olan Kocaman
Balıkçılık firmasının sahibi Osman Kocaman Avrupa Şirketler
Tanıtım açısından yararlı
Meclisi’nde Türkiye’yi temsil ediyor. Meclis’te Türkiye’yi temsil
Salihli Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı, Teleset firmasıeden 4’ncü firma ise TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’na ait
nın sahibi Talat Zurnacı ise yeni oluşturulan Avrupa Şirketler
olan Eskihisar İnşaat firması oldu.
Meclisi’nde yer almanın kendileri için onur olduğunu söyledi.
Avrupa Şirketler Meclisi’nde AB üyesi 27 ülke ile 12 aday
Meclis’te 774 şirket yöneticisinin yer aldığını dile getiren
ülkeden şirket temsilcisi yer alırken, Türkiye’deki şirket temsilciZurnacı, aday ülke olan Türkiye’nin oy verme hakkı olmadığını
leri ile Meclis’te gözlemci üye olarak görev yapıyor. Türkiye’den ancak Avrupa’daki şirketlerin işleyişi ve sorunları hakkında bilgi
seçilen firmalar TOBB AB Uyum Komisyonu’nda da yer alırken,
sahibi olacaklarını kaydetti. Meclis’te Türkiye’yi temsil eden
firma temsilcilerinin girişimcilik konusundaki başarıları ve birçok firmaların 3’nün de Ege Bölgesi’nden olduğunu anlatan Zurnacı,
yabancı dili bilme gibi vasıfları nedeniyle Meclis’te yerlerini
bölge tanıtımı açısından da bunun çok önemli olduğunu vurgualdılar.
ladı. Bandırma Ticaret Odası Başkanı ve Kocaman Balıkçılık’ın
Sahibi Osman Kocaman ise, Avrupa Şirketler Meclisi’nin kendiBenim için onur
leri için büyük bir deneyim olacağını söyledi. AB ile Türkiye’nin
Avrupa Şirketler Meclisi’nin ilk toplantısını geçen ay gerticari yönden ilişkilerinin en üst seviyede olduğunu ve Avrupalı
çekleştirdiğini ifade eden EBSO Başkan Yardımcısı ve Ege
şirketlerin işleyişini ve sorunlarını bu Meclis sayesinde öğreneNKM Gıda Sahibi Nedim Kalpaklıoğlu, bu Meclis’te Türkiye’yi
ceklerini anlatan Kocaman, Türkiye’den seçilen 4 firma arasında
temsil etmekten gurur duyduğunu söyledi. AB Uyum Komisyer almanın da kendilerine mutluluk verdiğini sözlerine ekledi.
ebsohaber 46 kasım 2008
HABER
İstihdam artışı için köklü tedbir şart
TİSK, Ege Bölgesi Sanayi Odası ve
koşuyorsa bu krizde, bu yarışta bırakın
EBSO Yönetim Kurulu Başkan
Peryön’ün ortaklaşa düzenledikleri sebiz de yarışalım, ayağımızdaki prangaları
Yardımcısı Akgün, Türkiye’de
minerde, Türkiye’nin bir numaralı sosyo
çıkarın. Türk sanayicisini böyle harap
ekonomik sorunu olan işsizliğin ancak
etmek doğru değildir" dedi.
istihdam üzerindeki yüklerin fazla
köklü tedbirlerle çözümlenebileceği ifade
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı
olduğuna dikkat çekti ve işsizliğe
edildi. Bu arada TİSK, istihdam artışının
tarafından teklif edilen ve kısa bir süre
karşı köklü tedbir alınmasını istedi
önünde engel teşkil eden Alt İşverenlik
önce çıkan 5763 sayılı kanunla getirilen
Yönetmeliği’nin iptali için dava açtı.
alt işveren kısmında taşeron işçi çalıştıTürkiye İşverenler Sendikası, Ege Bölgesi Sanayi Odası ve
rılmasıyla ilgili yönetmeliğin işverenleri mağdur ettiğini belirten
Türkiye Personel Yönetim Derneği işbirliğiyle, “İstihdam Paketi
Tuğrul Kutadgobilik, 22 iş kolu başkanıyla görüşerek yönetmelive Sosyal Güvenlikteki Yeni Düzenlemeler İşvrenelere Ne Getiğin iptali için Danıştay’da dava açtığını açıkladı.
riyor?” konulu bir seminer gerçekleştirildi. İş dünyası temsilcile“Uçak düşüyor, birinci ve ikinci kaptan kavga ediyor” şeklinrinin yanısıra firmaların insan kaynakları departman yöneticileri- de durum tespiti yapan Kutadgobilik, “Bir yönetmelik çıkardınız,
nin de katıldığı seminerde küresel kriz ve işsizlik konusu masaya önceki kanunlarda bulunan kısımları tırpanladınız. Adeta ‘alt
yatırıldı. Seminerde, “istihdam paketi” olarak adlandırılan ve
işveren çalıştırma, taşeron kullanma’ diyecek hale getirdiniz.
başta İş Kanunu olmak üzere çeşitli kanunlarda değişiklik öngöHükümet istihdamın artması için yasalar çıkarırken bu yönetmeren 5763 Sayılı Kanun ile işveren kesimi ilçin gündeme gelen
lik istihdama fren görevi yapacaktır. Sözleşme hürriyeti anayasal
önemli değişiklikler bir gün boyunca ele alındı.
hak iken bir yönetmelikle bu hak iptal ediliyor. Avrupa İstihdam
EBSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ufuk Akgün,
Yönergesi’nin 22 ülkede geçmesi için çalışma başlatılırken
dünyanın başlıca sorunu olan işsizliğin az gelişmiş ülkelerde
Türkiye’de tam tersi uygulamanın içine girildi. Biz Avrupalı’nın
daha ön plana çıktığına dikkat çekti. Bugünkü geçici tedbirlerle
istediğinden farklı birşey istemiyoruz” diye konuştu.
istihdamın artırılamayacağını savunan Akgün, “Eğer istihdamın
PERYÖN Yönetim Kurulu Başkanı Yiğit Oğuz Duman da,
artırılması isteniyorsa köklü tedbirlerin alınması lazım” dedi.
“Dünyadaki kriz teğet geçmiyor. Biz bugünlerin fırsat yarataUfuk Akgün, Türkiye’de istihdam üzerinden alınan vergilebileceğini düşünüyoruz. Fırsattan kastımız çalışanların işten
rin ve kıdem tazminatının çok yüksek olduğunu belirtirken, “İş
çıkarılması değil, işin sürdürülebilir kılınması, işimize gönülden
gücünün yüksek olduğu sektörlerde dünya ile rekabet etmek
bağlanmamız” dedi.
imkansızlaşıyor. Bırakın Çin’ı, Hindistan’ı, komşumuz olan
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı
Bulgaristan’dan, hatta AB’yegirmek üzere olan ülkelerde 3-4 kat
Sıddık Topaloğlu da dünyada yaşanan gelişmelerin Türkiye’ye
daha pahalı konumdayız” diye konuştu.
yansıdığını belirterek küresel mali kriz karşısında işveren ve
devlet kurumlarnıın birlikte hareket etmesinin zorunlu olduğunu
söyledi.
Ayağımızdaki prangaları çıkarın
EBSO Meclis Üyesi ve TİSK Denetleme Kurulu Başkanı ErdoTİSK Başkanı Tuğrul Kutadgobilik, durgunluk ve kriz sürecine
ğan Çiçekçi, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi
gelene kadar ekonominin büyüdüğüne ancak istihdamın büyüDoç. Levent Akın, Sosyal Güvenlik Kurumu Prim Tahsilat Daire
mediğine işaret etti. Gittikçe artan işsizlik sorununa yönelik özel
bir istihdam tedbirine ihtiyaç duyulduğunu kaydeden Kutadgobi- Başkanı Necdet Afşin ile Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi
Öğretim Üyesi Doç. Dr. Nurşen Caniklioğlu’nun konuşmacı
lik, hükümetin hazırladığı istihdam paketinin geciktiğini ve işleolarak katıldığı paneli yönetti.
vinin kalmadığını söyledi. Kutadgobilik, "Avrupalı, dünyalı nasıl
ebsohaber 48 kasım 2008
GÖRÜŞ
Alt ve asıl işveren ilişkisini düzenleyen
yönetmelik işvereni zorluyor
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı
yasaya aykırıdır.
tarafından hazırlanan ve 27.09.2008 tarih
Kanunda bulunmayan ve yargı
ve 27010 sayılı Resmi Gazete’de yayımkararlarında bile tam çözülememiş bir
lanan Alt İşverenlik Yönetmeliği yürürlükonunun idari bir işlem ile dikte edilmek
ğe girmiştir.
istenmesi hukuka aykırıdır. İşletmenin
Yönetmeliğin taslak hali ile ilgili sivil
ve işin gereği ile teknolojik sebeplerle
toplum örgütleri görüş ve önerilerde buuzmanlık gerektiren iş başlıklı 11’nci
lunduğu halde yönetmelikte bu hususlar
madde de, asıl işin, işin gereği ile teknodikkate alınmadığı gibi taslağın dışında
lojik sebeplerle uzmanlık gerektirmesi
yeni hususlar da yönetmeliğe eklenmiştir.
şartlarının birlikte gerçekleşmesi halinde
Erdoğan Çiçekçi
Esasen “Alt İşverenlik müessesesi” 4857
bölünerek alt işverene verilebileceği ifade
[email protected]
sayılı İş Kanunu’nun 2’nci ve 3’ncü madedilmektedir. Halbuki, İş Kanunu’nun
delerinde yazılı olup bu maddede “muva2’nci maddesinde yer almayan “birlikte”
zaayı önleyelim ve çalışanları koruyalım”
ifadesinin yönetmelik ile getirilmek istenAlt İşverenlik Yönetmeliği, Çalışma
derken alt işverenlik adeta uygulanamaz
mesi kanunlar hiyerarşisine aykırıdır.
Bakanlığı’mızca yeniden gözden
bir hale dönüştürülmüştür. Bu durumu
Alt işverenin üstlendiği işi bölerek bir
geçirilmeli. Çalışma hayatı işyerlegören hükümet, kamu kuruluşlarında alt
başka işverene veremeyeceğine ilişkin
rimizin rekabet gücünü artıracak
işverenlikle ilgili sorumluluk hükümlerinyönetmelik hükmü ilgili kanuna aykırıdır.
den kamu kuruluşlarını muaf tutmuştur.
Bugün birçok teknik iş sadece uzmanlaşyeni yönetmelikle desteklenmeli.
Özel sektör alt işverenlik hükümleriymış şirketler tarafından yapılabilmektedir.
le başa baş bırakılmış, bu maddeler sanki
Teknolojide yaşanan gelişmelerin sonucu
yetmezmiş gibi 5073 sıyılı kanun gibi “istihdamı teşvik etme”
olarak uzmanlık gerektiren işlerin, işi üstlenen şirket tarafından
tezine dayanan bir kanuna dayanarak çıkartılan yeni bir yönetyapılması mümkün olmadığı gibi, efektif de değildir. Bu nedenmelikle alt işverenlik tek taraflı ve işlemez hale getirilmiştir.
le alt işveren de teknik bilgi gerektiren konulardaki bazı işleri
27.09.2008’de çıkarılan yönetmelik, hukuka aykırı bir çok
diğer alt işverenlere yaptırmak zorundadır. Bu durum sözkonusu
hususu taşımaktadır. Şöyle ki;
yönetmelik hükmü ile yasaklanmış bulunmaktadır.
Yönetmelik hükümleri yargının görevi içinde olan hususlarda
Yönetmelik ve kanun değişikliğiyle kabul edilen yeni hüküm
idareye işlem yapma yetkisi vermektedir. Yönetmeliğin tanımhak arama özgürlüğünü ortadan kaldırıcı niteliktedir. Yönetmelar başlıklı 3’ncü maddesinin (g) bendinde muvazaa kelimesi
liğin geçici maddesi “geçici madde” özelliği taşımamaktadır. Bu
yeniden tanımlanmıştır. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 2’nci ve
madde halen yürütülen alt işveren çalışmaları için önemli bir
3’ncü maddesinde asıl işveren – alt işveren ilişkisi ile ilgili olarak baskı ve hatta geriye dönüş gibi sonuçlar doğuracaktır.
muvazaa terimine yer verilmiş fakat ayrı bir tanım verilmemiştir.
Ayrıca yönetmeliğin 3’ncü maddesinde yapılan bu tanım hukuka
Sonuç
aykırıdır.
Alt İşverenlik Yönetmeliği; Çalışma ve Sosyal Güvenlik Baİş müfettişine kanunda bulunmayan yetki tanınmak istenmek- kanlığımızca tekrar gözden geçirilmelidir. İş yerlerimizin rekabet
tedir. 5763 sayılı kanunla 4857 sayılı İş Kanunu’nun 3’ncü mad- gücünü azaltan bir etki yaratmayacak şekilde yeni bir yönetmedesinde yapılan değişiklikle iş müfettişine “salt muvazaa yönünlikle çalışma hayatı desteklenmelidir.
den” inceleme yetkisi tanınmıştır. Oysa müfettiş İş Kanunu’nun
Yönetmeliğin bu haliyle devamında ısrar edildiği taktirde
2’nci maddesinin IV bendindeki işletme ve işin gereği ile
çalışma hayatımızda yeni sıkıntıların yaşanması kaçınılmazdır.
teknolojik nedenler ile uzmanlık gerektiren iş konuşları bakımınYönetmeliğin bu şekilde çıkarılmasının Tuzla tersanelerinde
dan inceleme yetkisine sahip değildir. Ayrıca iş müfettişlerinin
meydana gleen iş kazalarının taşeronlaşma nedeniyle olduğu
alt işverenlik ilişkisini “objektif koşullar” bakımından inceleme
gerekçesi ile izah edilmesi kabul edilebilir bir açıklama değildir.
yetkisi bulunmamaktadır. Bu yetki münhasıran iş mahkemeleri
Hele, müfettiş raporuna karşı işverence en geç 6 gçün içinde
hakimlerine aittir.
mahkemeye müracaat hakkı tanınması, süre aşarsa bu hakkın
Yönetmeliğin 9’ncu maddesinin 2’nci fıkrası sözleşme özgür- düşürülmesi ve mahkeme kararının kesin olup temyiz hakkının
lüğünü ihlal etmektedir.
bulunmaması, bu yönetmeliğin işverene karşı “kızgın” bir yönetBir sözleşmede bulunması gereken hususların yönetmelikle
melik olduğunu açıkça ortaya koymaktadır.
belirlenmesi ve bunun geçerlilik şartı olarak kabul edilmesi anaBu yazıda TİSK kaynakları kullanılmıştır.
ebsohaber 49 kasım 2008
OSBDÜNYASI
OSB’lerde yeni dönem
Sanayinin üretim üsleri organize sanayi bölgelerinde
devrim niteliğinde düzenlemeler yapıldı.
Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’nca hazırlanan “Organize
Sanayi Bölgeleri Kanunu’nda Değişiklik Yapan Kanun Tasarısı”, TBMM Genel Kurulu’nda kabul edildi. Kanunla; Organize Sanayi Bölgeleri tanımı, OSB için gerekli küçük imalat ve
tamirat, sağlık, eğitim, lojistik ve çağrı merkezleri ve benzerleri dâhil ticaret alanları ile sanayi işletmelerini kapsayacak şekilde genişletilerek onaylı sınır, katılımcı, kiracı ve ihtisas OSB
tanımı yapıldı. Yeni kanunla; Türkiye’nin tarımsal üretiminin
kalite ve verimliliğinde sıçrama yaratacak, tarım-sanayi entegrasyonunun gelişmesine katkıda bulunacak tarıma dayalı
ihtisas OSB’lerin kurulmasına imkan sağlanıyor. Bu bölgelerin yer seçimi, kuruluşu, imar planı onayı, faaliyeti, işleyişi ve
denetimine ilişkin usul ve esaslar, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı
ile Tarım ve Köyişleri Bakanlığı tarafından hazırlanacak yönetmelikle belirlenecek.
Öte yandan Kanunla, sanayicinin bankalar nezdinde kredibilitesini artırmak amacıyla, kredi kuruluşlarına OSB’deki
alacaklarını tahsil edememeleri halinde, lehlerine ipotek ko-
nulmuş taşınmazların satışına katılabilme, taşınmazları satın
alabilme, bu taşınmazları kuruluş protokolünde öngörülen
niteliklere sahip gerçek veya tüzel kişilere en geç 2 yıl içinde
satabilme ve kiralayabilme imkânı getirildi.
Kanun uyarınca, OSB’deki taşınmazların icra yoluyla satışları dâhil, üçüncü kişilere devrinde OSB’den uygunluk görüşü
alınması zorunlu kılındı.
KOSBİ’de sorunu bitiren adım
Kemalpaşa Organize Sanayi Bölgesi (KOSBİ) ile Ulucak
Belediyesi arasında 8 yıldır yaşanan yetki tartışması yüzünden sanayicilerin çektiği işyerlerinin mühürlenmesi eziyeti,
AK Parti, CHP ve MHP’nin işbirliğiyle 4562 sayılı Organize
Sanayi Bölgeler Kanunu’na eklenen geçici maddeyle çözüldü.
Yeni düzenlemeye göre, yetki tartışmasına neden olan OSB
yasasının çıktığı 2000 yılı Haziran ayından önce kurulan
organize sanayi bölgelerinin yönetimleri, 6 ay içinde kuruluş
sözleşmelerini Sanayi Bakanlığı’na vererek bakanlığın sicil
defterine işlenirlerse, bu OSB’ler kanuna uygun hale gelecek
ve yetki tamamen sanayi bölgesi yönetimlerine geçecek.
ebsohaber 50 kasım 2008
OSBDÜNYASI
Karar, en çok Kemalpaşa Organize Sanayi Bölgesi yönetimini ve fabrika sahiplerini sevindirdi. Kararla birlikte Ulucak
Belediyesi ile Kemalpaşa OSB arasındaki yetki tartışması
sona ererken, Ulucak Belediyesi sınırları içinde yer alan 270
hektarlık bölümde artık tek yetkiyi KOSBİ kullanacak. Kemalpaşa ilçesi ile Ulucak Beldesi sınırları içindeki KOSBİ’de 281
sanayi tesisi, 26 ticari işletme, 7 depo ve 7 akaryakıt istasyonu
bulunuyor, 25 bin kişi istihdam ediliyor.
Çağlayan’ın ilgisi
KOSBİ’de yaşanan yetki karmaşasını çözmek için muhalefetle işbirliğine giden Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan, Ulucak Belediye Başkanı Mehmet Türkmen’in uygulama
ve açıklamalarına tepkisini sık sık dile getiriyordu.
“KOSBİ benim şahsi meselem haline geldi. Başkan’ın
uygulamaları sanayicileri olduğu gibi beni de son derece rahatsız ediyor. Bu ülkede sanayicilerin sorunlarının çözülmesi,
üretim ve istihdamın önündeki engellerin kalkması demek.
Yanlışları düzeltmek zorundayız” diyen Çağlayan, geçtiğimiz günlerde Ankara’da kabul ettiği Ege Bölgesi Sanayi Odası
(EBSO) heyetine de Kemalpaşa Organize Sanayi Bölgesi’nin
sorunlarının çözümü için elinden gelen çabayı göstereceğini
ve konuyu Başbakan Recep Tayip Erdoğan’a da ileteceğini
belirtmişti.
Artık engel çıkmayacak
EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Taşkın, Ulucak Belediye Başkanı Mehmet Türkmen’in artık bölgedeki yatırımları
engelleyemeceğini söyledi. TBMM’de iktidar ve muhalefet
partilerine ve İzmir Milletvekillerine konuya gösterdikleri ilgi
için teşekkür ettiğini ifade eden Taşkın, “Türkiye’de 250 OSB
var. Ama bir tek Ulucak Belediyesi sorun çıkarıyordu. Şimdi
OSB kanununa eklenen madde ile sıkıntıyı aştık. Sorunun çözülmesi için yıllarca mücadele ediyorduk. En sonunda sonuca
ulaştık” diye konuştu.
KOSBİ’nin önü açıldı
İktidar ve muhalefet partilerine sorunun çözümü için gösterdikleri birliktelik için teşekkür eden Kemalpaşa Organize
Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı Pınar Yurdun, Ulucak
Belediye Başkanı Mehmet Türkmen’in engellemelerine maruz kalmadan artık projelerine devam edeceklerini söyledi.
Eksikliklerini tamamlayarak Sanayi Bakanlığı’na hemen
başvuracaklarını açıklayan Yurdun, “Biz zaten sanayicilere en
iyi hizmeti vermek için yarışıyoruz. Birçok altyapı projesini
tamamladık. Yeni projelerimize de başlayacağız. Sanayi ve
Ticaret Bakanımız Çağlayan’ın çabalarıyla Kanunda yapılan
yeni düzenleme önümüzü açtı. Artık rahat bir nefes aldık.
Yolumuza devam edeceğiz” dedi.
ebsohaber 51 kasım 2008
OSBDÜNYASI
Otomotiv İhtisas OSB’de işlem tamam
Ege Bölgesi Sanayi Odası’nın (EBSO)
Başkanı Taşkın, Çevre ve Orman Bakanı
EBSO’nun İzmir’e kazandırdıve İzmirli otomotiv sanayicileriyle birlikte
Veysel Eroğlu’nu makamında ziyaret edip
kurulması için mücadele ettiği, 20 bin
gerekli belgeleri sunarak imzayı atmasına
ğı Bağyurdu Otomotiv İhtisas
kişiye iş imkanı sağlayacak Kemalpaşa
ikna etmişti.
OSB’nin tüzel kişilik belgesini, SaBağyurdu Otomotiv İhtisas Organize
nayi ve Ticaret Bakanı Çağlayan
Sanayi Bölgesi’nde son işlem de tamamMüjdeli haber Çağlayan’dan
kendi elleriyle getirip verdi.
landı. İzmir Ticaret Odası’nın vergi ödül
Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağtöreni için İzmir’e gelen Sanayi ve Ticaret
layan da Otomotiv OSB’nin kurulması
Bakanı Zafer Çağlayan, EBSO’nun sürekli kente yeni bir organize
için ilk günden bu yana sanayicileri destekledi. Çevre ve Orman
sanayi bölgesi kazandırılması ve yeni yatırımlarla istihdam soruBakanı Veysel Eroğlu’nun yer uygunluk belgesini imzalamasının
nunun çözümüne katkıda bulunması amacıyla gündemde tuttuğu
hemen ardından harekete geçen Çağlayan, Otomotiv OSB’nin
Otomotiv OSB’nin tüzel kişilik belgesini EBSO Başkanı Tamer
kurulmasına imkan sağlayan onayı verdi.
Taşkın otomotivcilere İzmir Ekonomi Üniversitesi’nde teslim etti.
Sanayi Bakanlığı’nın onayının ardından, bölgede zemin etüd
Bağyurdu Otomotiv İhtisas OSB’de mutlu sona ulaşmanın mutçalışmaları başladı. Konuyu yakından takip eden ve sürekli EBSO
luluğunu yaşayan EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Taşkın,
Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Taşkın ile görüşen Çağlayan,
sanayiciler adına Bakan Çağlayan’a teşekkür etti.
Ankara’dan imzaladığı Otomotiv İhtisas OSB’nin tüzel kişilik
belgesini İzmir Ekonomi Üniversitesi’nde EBSO Yönetim Kurulu
Fabrikalar 2010’da kurulmaya başlanacak
Başkanı Tamer Taşkın ile otomotivcilere verdi. Çağlayan, otomoBu belgeyi teslim almalarının ardından Bağyurdu OSB üyetivcilere bölgelerinin hayırlı olması temennisinde bulunurken,
si sanayiciler, müteşebbis heyetlerini oluşturacak ve ardından
bölgede yatırımlara en kısa sürede başlanmasını istedi.
hemen bölgenin altyapı çalışmalarına başlanacak. 2009’un ilk
aylarında başlayacak altyapı yatırımları 1 yıl sürecek. İlk fabrikaÇağlayan’a sanayiciden teşekkür
nın temeli ise 2010 yılında atılacak.
EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Taşkın: Sanayi ve TicaOtomotiv OSB kurulması için İzmir’de otomotiv yan sanayiinret Bakanı Zafer Çağlayan’a teşekkür ediyoruz. Bugüne kadar bize
de faaliyet gösteren firmalar, 2 yıl önce KOBİ Sanayi Kooperatifi’ni her türlü desteği verdi. Tüzel kişilik belgesini ise Ankara’dan bizim
(KOBSAN) kurdu. Kooperatif daha sonra Kemalpaşa Bağyurdu’nda ayağımıza kadar getirdi. İşlerimizi daha da kolaylaştırdı. Müteşebbölgenin kurulacağı 1500 dönümlük araziyi satın aldı. Bundan
bis heyetin kurulmasının ardından altyapı çalışmalarına başlanasonra da Otomotiv İhtisas OSB’nin kurulması için çalışmalar
cak. Bölgede 100 fabrikada 20 bine yakın kişi istihdam edilecek.
başladı. EBSO’nun öncülüğünde yapılan girişimlerde önce kuruOtomotiv OSB ile İzmir’de otomotiv yan sanayi sektörü büyüyelacak bölgenin OSB’ye uygunluk belgesinin alınması gerekiyordu. cek ve bölge ekonomisine daha çok katma değer sağlanacak.
Konuyla ilgili, Çevre ve Orman Bakanlığı dışında 22 kurumdan
imza alındı. Çevre Bakanlığı’ndan gerekli imza uzun süre çıkKOBSAN Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Telseren: Sanayi ve
mazken, EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Taşkın, “Başbakanımız,
Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan’ın jesti gözlerimizi yaşarttı. Çok
kendisine bağlı Yatırım Destek Ajansı aracılığıyla yurtdışından
mutlu olduk. Bundan sonra biz de bu güvene layık olmaya çalıTürkiye’ye yatırım çekmek için çaba gösterirken, buradaki sanayişacağız. Altyapı proje çalışmalarına başladık. 2009 yılı içinde bu
cilerin hemen yatırıma başlamak istediği OSB’ye izin verilmiyor”
çalışmaların tamamlanması ile 2010 yılında ilk fabrikanın temelini
görüşüyle konunun peşini bırakmamıştı. EBSO Yönetim Kurulu
atmayı amaçlıyoruz.
ebsohaber 52 kasım 2008
OSBDÜNYASI
Döküm OSB Aliağa’ya
İzmir’e yılda 1 milyar dolar ihracat geliri kazandıran ve
yaklaşık 50 bin kişiye istihdam sağlayan dökümcülük sektörü,
nihayet organize sanayi bölgesine kavuşuyor. 4 yıldır ihtisas
organize sanayi bölgesi için mücadele eden ve bir türlü yer
bulamayan dökümcülerin sonunda Aliağa Güzelhisar Köyü’nde
bulduğu 1800 dönümlük arazisi için 23 kurum onay verdi. Yer
sorunu kalmayan döküm sanayicileri, şimdi Sanayi ve Ticaret
Bakanlığı’ndan OSB tüzel kişilik onayını almak için çalışmaya
başladı. 2009 yılı başında tüzel kişilik belgesini alacak olan dökümcüler, ilk fabrikalarını 2011 yılında kurmayı planlarken, 60
fabrikada 15 bine yakın kişiye istihdam sağlayacaklar.
4 yıllık mücadele
Dökümcüler İhtisas Organize Sanayi Bölgesi'ni kurmak için
aralarında Cevher Döküm, CMS Jant, Ak Döküm, BMC Döküm,
Şafak Döküm ve Yıldız Döküm başta olmak üzere 20’nin üzerinde döküm firması biraya gelerek Ege Dökümcüler Derneği'ni
kurduklarını belirten Dernek Başkanı Metin Deyirmenci, 4 yıllık
mücadelenin ardından Dökümcüler İhtisas OSB’ye kavuşmanın
mutluluğunu yaşadıklarını söyledi. Bir arada ve çevreye duyarlı
üretim yapmak için ihtisas OSB kurmayı planadıklarını ancak
4 yıldır bir türlü yer bulamadıklarını açıklayan Deyirmenci,
yer konusunda zaman zaman tartışma da yaşadıklarını belirterek, sonunda yer sorununu çözdüklerini kaydetti. Daha önce
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nden yer istediklerini onun dışında
İzmir’in sanayi tesislerinin yer aldığı her yerde arazi aradıklarını
anlatan Deyirmenci, sonunda Aliağa Güzelhisar Köyü yakınlarındaki 1 800 dönümlük yeri bulduklarını vurguladı.
15 bin kişiye iş
Başlangıçta çevredeki köylülerinde tepkisi çektiklerini ancak
köylüleri döküm fabrikalarında gezdirerek ikna ettiklerini anlatan
Deyirmenci, şimdi fabrikaların biran önce kurulmasını beklediklerini belirtti. Bölgenin yer uygunluğu için 23 kurumdan gerekli
olan onayları aldıklarını ifade eden Deyirmenci, “Dökümcüler
İhtisas OSB için Sanayi Bakanlığı’na müraacat ettik. Bakanlık gerekli incelemelerin ardından bize Tüzel kişilik belgesini verecek.
Bu belge ile birlikte biz Müteşebbis Heyet ve Yönetim Kurulu’nu
oluşturacağız. Daha sonra yerin kamulaştırma çalışmalarını
yapacağız. Hemen ardından altyapı çalışmalarına başlayacağız.
2010 yılı içinde altyapı çalışmalarını bitirmeyi amaçlıyoruz. Bölgede de 2011 yılında da ilk fabrikaların temelini atmak istiyoruz.
Bölgede ilk etapta 60 fabrika kurulacak. Daha sonra OSB daha
da gelişebilir. İzmir’in dev döküm firmaları burada fabrika inşaa
edecek. Bölge tamamlandığında en az 15 bin kişiye istihdam
sağlayacak” diye konuştu.
2. ihtisas OSB’yi kazandırdık
İzmir'de dökümcülük sektöründe 400’ün üzerinde firmanın
faaliyet gösterdiğini ve yılda 1 milyar dolar ihracat gerçekleştirdiğini belirten EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Taşkın
ise, sektörün 50 bin kişiye istihdam sağladığını kaydetti. Birçok
döküm tesisinin OSB’lerde modern fabrikalarında üretim yaptığını Dökümcüler İhtisas OSB’de hem bu firmaların yeni tesisler
kuracağını, hem de kent içinde sıkışan dökümcüler burada daha
büyük tesislere taşınacağını açıklayan Taşkın, bu sayede kent
içindeki görüntü ve gürültü kirliliğinin de ortadan kalkacağını
söyledi. Otomotiv İhtisas OSB’den sonra İzmir’de Dökümcüler
OSB’yi de kazandırdıklarını açıklayan Taşkın, dökümcülerin
burada arıtma ve geri dönüşüm tesisleri ile çevreci bir üretim
yapacağını sözlerine ekledi.
Rakamlarla Dökümcüler İhtisas OSB
• Aliağa Güzelhisar’da 1800 dönüm arazi
üzerinde kurulacak
• 60 fabrika kurulması planlanıyor
• Yaklaşık 15 bin kişiye istihdam sağlanacak
• 2010 yılında altyapı çalışmaları tamamlanacak
• Fabrika temellerinin 2011 yılında atılması planlanıyor
ebsohaber 53 kasım 2008
HABER
Otomobil fuarında yatırım çağrısı
Dünyaca ünlü 50 marka ve firmayı
Yusuf Ali Karaman, geleceğin İzmir’ini
İzmir’de vitrine çıkaran İzmir Autoshow
şekillendirme
noktasında kenti cazip
Otomobil tutkunlarını dünyanın
(5. Otomobil ve Hafif Ticari Araçlar Fukılacak kusursuz bir altyapıyı hazırlayarak
ünlü markalarıyla buluşturan
arı) kapılarını açtı. İzmir Büyükşehir Beyatırımcılara sunmak hedefiyle çalışmaİzmir Autoshow, bu sektördeki
lediye Başkan Vekili Yusuf Ali Karaman,
ların bu yönde sürdürüldüğünü bildirdi.
yatırımların altyapısı hazır İzmir’e
Opel ve Cherry gibi ünlü markaların
Karaman, “10 yıldır yarım bir şekilde bekyapılması çağrılarına sahne oldu.
İzmir’de yatırım yapmasının kente ivme
leyen Çeşme Havaalanı’nın bulunduğu
kazandıracağına inandıklarını söyledi.
alanda kurulması için mücadele verdiğiDünyanın önemli otomotiv firmalarını biraraya getiren İzmir
miz motorlu taşıtlar test pisti konusunda da ciddi bir mesafe alAutoshow, Kültürpark’taki İhtisas Fuar Alanı’nda gerçekleştirildi. mış olmamız başka bir sevinç kaynağımız. Yerel yönetim olarak
Ege Bölgesi Sanayi Odası Meclis Başkanı Ender Yorgancılar ile
bu konuya da sahip çıkmayı ve katkı sağlamayı görev biliyoruz”
Yönetim Kurulu Sayman Üyesi Cengiz Kocagil’in de açılışına ka- diye konuştu.
tıldığı fuar, sektör temsilcileri ile otomobil tutkunlarını biraraya
Otomotiv Distribütörleri Derneği Başkanı İbrahim Aybar da,
getirdi.
fuarlara katılan markaların yeni pazar arayışındaki temelleri fuFuarın açılış konuşmasını yapan İzmir Büyükşehir Belediarlar aracılığıyla yerine oturttuklarını belirtti. Aybar, dünya devi
ye Başkan Vekili Yusuf Ali Karaman, İzmir’e katkı sağlayacak
50 markadan 12’sinin fuara katıldığını hatırlatırken, önümüzdeki
yatırımları kente çekme konusunda kararlı olduklarını ve yerel
yıllarda düzenlenecek fuarlara daha çok katılım beklediklerini
yönetim olarak üzerlerine düşen herşeyi yapacaklarını belirtti.
ifade etti.
Karaman, İzmir’e büyük bir güç kazandıracağına inandıkları
Avrupa’da otomotiv sektörünün teşvik ve vergi indirimiyle
Peugeot yatırımının önemine değinerek, “İzmir ve çevresi tekno- desteklendiğini anlatan İbrahim Aybar, “Türkiye’de Avrupa’nın
loji, insan kaynakları, çevre, organize sanayi bölgeleri açısından
4 katı vergi uygulaması var. Türkiye’de sektör desteklenmiyor,
da çok iyi bir noktada. Kentimizin iş dünyasının ifade ettiği gibi
bu yüzden de yatırım az. Sektöre acilen teşvik getirilmeli. Ayrıca
istihdam, üretim ve ihracat açısından İzmir’i ileri götürecek olan
fuarlarla sektöre moral aşılanmalı” diye konuştu.
bu yatırımı çekmek için EXPO ruhu yakalayacağımızı umut
Otomobil sektörü ile kredi ilişkisini de değerlendiren Aybar,
ediyorum” dedi.
son 1 ay içinde müşterilerin yaptığı kredi başvurularını bankalaKaraman ayrıca Opel’in Türkiye’de yatırımı tekrar gündeme
rın geri çevirdiğine dikkat çekti. Bireysel kredilerdeki azalmayla
aldığını hatırlatarak sözlerini şöyle sürdürdü:
birlikte otomobil satışlarında da ciddi bir düşüş olduğunun altını
“Çinli Cherry de Türkiye’de yatırımı düşünüyor. Otomotivde
çizen İbrahim Aybar, kredilerde zorlanmanın aşılması gerektive yan sanayiindeki pekçok kuruluş Türkiye’deki yatırımlarına
ğini, çünkü kampanyaların hızlı bir şekilde ilerleyebilmesinin
hızl veriyor. Bu yatırımlarla Türkiye otomotiv üssü haline gelebuna bağlı olduğunu söyledi. Aybar, “Gelecek iki ay içinde
bilir. İzmir olarak bu yatırımlardan ciddi bir pay alabilmek için
kredilendirme sorununun aşılmasını ummaktan başka çaremiz
elimizden gelen çabayı gösterebiliriz.”
yok” dedi.
ebsohaber 54 kasım 2008
HABER
Gıdacıların Fransa çıkarması
Ürünlerimizi “dünyanın en iştah
Ticaret Odası’nın (İTO) Başkanı Murat
açıcı forumu” olarak adlandırılan SIAL
Yalçıntaş, önceki yıllara göre katılım
Türk gıda sektörü, Paris’te 2 yılda
Fuarı’nda dünya sofrasına bir kez daha
sayısındaki artıştan memnuniyetini dile
bir düzenlenen ve ihracat bağlançıkardık. Küresel krizin yanısıra, kuraklıgetirirken, “Türkiye’nin tarım potansiyeli
tılarında en önemli noktalardan
ğın da büyük ölçüde etkilediği gıda sekçok yüksek, bu da Avrupalılar’ı tedirgin
birini oluşturan SIAL fuarına adeta
törü, Türkiye’de geçirdiği sıkıntılı süreci,
ediyor. Metrekare bazında büyümede
çıkartma yaptı.
Paris’te düzenlenen SIAL Gıda Fuarı ile
Hollanda birinci, Türkiye ikinci. Eğer SIAL
aştı. Fuarda sergilenen fındık, kuru kayıyönetimi bizim yer talebimizi karşılasaydı
sı, kuru incir, zeytinyağı, çay, ihracatçının yüzünü güldürdü.
biz birinci olacaktık” dedi.
İki yılda bir Paris’te düzenlenen Salon International de
I’Alimentation (SİAL) Fuarı, Türk gıda sektörünün yurtdışı bağKurlar şimdilik ihracatçıyı rahatlattı
lantılarında önemli halkalardan biri. 19-23 Ekim tarihleri arasınİTO Başkanı Murat Yalçıntaş, kurların yükselmesinin ihrada düzenlenen fuarda, bu yıl Türkiye rekor bir katılımla temsil
catçılar için bir rahatlama sağladığını ancak orta vadede, bu
edildi. Türkiye, fuarda stand büyüklüğü açısından Hollanda’nın
durumun negatif etkilerinin olacağını söyledi. Yalçıntaş, “Birkaç
ardından ikinci sırada yer aldı. İki yıl önceki SIAL’de 2 bin 006
ay sonra dövizdeki hareketliliğin enflasyonu yukarı doğru basmetrekarede alanda ürünlerini sergileyen katılımcılar, bu yıl 2
kılayacak bu da maliyetlere yansıyacak. Şu anda eski maliyetle,
bin 941 metrekare yer ayrıldı. Toplam 99 firma İstanbul Ticaret
fakat yüksek dövizle iş yapılıyor. Ama dövizin yükselmesi, yerli
Odası’nın (İTO) organizatörlüğünde fuarda yer alırken, 28 firma- maliyetlerin artması, enerjinin daha pahalı olması demektir”
da bağımsız katıldı.
diye konuştu. Merkez Bankası’nın krizden dolayı iç ve dış talebin düşmesini dikkate alarak yeni enflasyon hedefini de açıklaÖdüllü Türk yemekleri ve şarap ikramı
ması gerektiğine dikkat çeken Yalçıntaş, bu hedefin şu andaki
SIAL Fuarı’na katılan Ege Bölgesi Sanayi Odası Yönetim
yüzde 9-12 arasındaki batta yer alması gerektiğini vurguladı.
Kurulu Başkan Yardımcısı Nedim Kalpaklıoğlu, izlenimlerini
Yalçıntaş, şöyle devam etti: “Enflasyonla mücadeleden taviz
paylaşırken, dondurulmuş gıdadan çaya, meyve suyundan kuverilsin demiyoruz ama günün koşullarına göre sert ve tavizsiz,
ruyemişe, bakliyattan konserveye yüzlerce çeşit ürünün sergiboğucu tedbirler alınmamalı.”
lendiği Türkiye standı ile gurur duyduğunu söyledi. 92 ülkeden
Türkiye’de şu anda global kriz kaynaklı ciddi bir sorun olmafirmaların katılıdığı fuarı yaklaşık 175 bin civarında ziyaretçinin
dığına inandığını belirten Yalçıntaş, “Gelişmekte olan ülkelerin
gezdiğini belirten Kalpaklıoğlu, Türk restoranında ödüllü Türk
talepleri, ihracatları etkilenecek, bu ülkelere gelen yabancı
yemekleri ile kahve ve şarap ikram edildiğini anlattı. Nedim Kal- sermaye de bir miktar düşecek. Uygun tedbirlerle krizin bizi mipaklıoğlu, “Katılımcı firmalarımız ihracat bağlantıları dolayısıyla
numum etkilemesini sağlayıp avantaj yakalayabiliriz. Orta Asya
fuardan gayet mutlu ayrıldı. Türkiye’nin pekçok üründe üretim
Cumhuriyetleri, Rusya ve Körfez ülkelerinin fonları bize gelmeve pazar üstünlüğü avantaj sağladı” dedi.
leri kolay. Orta Doğu, Körfez ve Rusya bu krizden az etkileneTürkiye’nin bu fuara toplu katılımını organize eden İstanbul
cek pazarlar. İlişkilerimizi daha da güçlendirmeliyiz” dedi.
ebsohaber 56 kasım 2008
HABER
Beslenme konusunda bilgi kirliliği var
Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO)
yonel gıdalarla karıştırıldığını hatırlataGıda Sorunları Komitesi “Güvenli Gıda
rak, bu ürünlerin çoğu zaman beklenen
Ege Üniversitesi Gıda MühendisGündemi” kapsamında kamuoyunu
etkiyi sağlayamadıklarını kaydetti. Doğal
liği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sibel
bilinçlendirmek amacıyla gerçekleştirdiği
olduğu iddia edilen ürünlere olan rağKarakaya, insanların aldığı betoplantılar dizisinde bu kez “Fonksiyobetin de her geçen gün arttığına dikkat
sinlerle sağlık durumları arasında
nel Gıdalar ve Etik” konusunu mercek
çeken Karakaya, “Her iki tip ürünün de
önemli bir ilişki olduğunu söyledi.
altına aldı. Sanayiciler Kulübü’nde EBSO
sağlık üzerine olumlu etkileri kanıtlanMeclis Üyesi ve komite başkanı Cihangir
mamıştır. Aksine bu ürünlerin kullanımı
Hür’ün yönettiği toplantıda konuşan Ege Üniversitesi Mühenciddi hastalığı olan kişilerin tıbbi tedavisinin gecikmesine neden
dislik Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof.
olmuştur” diye konuştu.
Dr. Sibel Karakaya, beslenme konusunda çok fazla bilgi kirliliği
olduğunu vurguladı. Sanatçılardan spor hocalarına kadar, topluTıp mezunları beslenme uzmanı değil
mun her kademesinden uzman olmayan kişilerin yanlış bilgiler
Beslenme konusunda gerçek uzmanların doktorlar olduğu
verdiğini ifade eden Karakaya, doğru ve sağlıklı bilgiyi yalnızca
yönündeki yargıların da doğru olmadığını vurgulayan Karakaya
beslenme uzmanlarının verebileceğini söyledi.
sözlerine şöyle devam etti:
EBSO Gıda Sorunları Komitesi tarafından düzenlenen toplan“Tıp fakültelerinde alınan eğitimde beslenme yeterli bir yer
tıya konuşmacı olarak katılan Ege Üniversitesi Mühendislik Fatutmuyor. Ülkemizde tıp fakültelerinde çocuk sağlığı ve hastakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sibel lıkları anabilim dalında beslenme dersi verilmektedir. Bu ders
Karakaya, temel besin maddelerine ek olarak sağlığı güçlendirdaha çok yeni doğan ve çocukların beslenmesi temeline dayanmek amacıyla alınan gıda maddeleri hakkında bilgiler verdi.
maktadır. Bu nedenle beslenme alanında herhangi bir uzmanlık
İnsanların aldığı besinler ile sağlık durumları arasında önemli derecesi almadıkça tıp fakültesi mezunları doğru ve geçerli
bir ilişki olduğuna dikkat çeken Karakaya, “Fonksiyonel gıdalar
beslenme bilgisi konusunda başvurulacak kaynaklar arasında ilk
da beslenme bakımından yeterli olmanın yanı sıra, vücutta bir
sıralarda yer almamaktadır. Beslenme konusunda uzman kişiler
veya birden fazla fonksiyon üzerine iyi olma halini sağlama veya Beslenme ve Diyatetik Bölümünden mezun olmuş kişiler ve
hastalık riskini azaltma gibi olumlu etkilere sahip gıdalardır”
bu alanda yüksek lisans ve doktora derecesine sahip olan gıda
dedi. Fonksiyonel gıdaların, ilaç, kapsül formunda olmaması
mühendisleridir.”
gerektiğini söyleyen Karakaya, bu tür gıdaların etkilerinin bilim
Toplantıda konuşan EBSO Gıda Sorunları Komitesi Başkanı
dünyası tarafından da onaylanmış olması gerektiğini dile getirdi.
Cihangir Hür de, gıda güvenliği konusunda toplumu duyarlı hale
getirmek için etkinliklere devam ettiklerini kaydetti. Hür, mevzuatı olmayan gıda maddeleriyle ilgili mevzuat oluşturulması
Bazı ürünlerin olumlu etkileri kanıtlanmadı
ve güncel olmayan mevzuatların güncelleştirilmesi için bir dizi
Prof. Dr. Karakaya, diyet destekleri veya gıda takviyeleri
çalışma yürüttüklerini sözlerine ekledi.
olarak kullanılan hap, tablet veya kapsül gibi ürünlerin, fonksi-
ebsohaber 57 kasım 2008
HABER
TOBB’dan kadın girişimcilere
2.5 milyon YTL’lik fuar desteği
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği 2009 yılında gerçekleştirilecek olan 167 yurtiçi fuarda yer alacak 835 kadın girişimciye destek verecek. Her fuar için 5 kadın girişimciye ücretsiz
olarak 15’er metrekarelik fuar alanı sağlayacak olan TOBB, aynı
zamanda stand kuracak, stantların zeminlerini kaplayacak ve aydınlatmasını sağlayacak. Toplam 835 kadın girişimciye verilecek
olan desteklerin maddi değeri ise 2.5 milyon YTL’yi bulacak.
TOBB Bünyesinde kurulan TOBB Kadın Girişimciler
Kurulu’nun birinci kuruluş yıldönümünde, “TOBB Kadın
Girişimciler Kurulu Yurtiçi Fuar Katılımında Kadın Girişimcilerin Desteklenmesi Projesi” tanıtıldı. Toplantıya katılan TOBB
Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, kadın girişimcilerin 73 ilde kurullar
oluşturarak oluşum süreçlerini tamamladıklarını belirtti ve “Hedefimiz 1.3 milyon erkek girişimcinin yanında, 1.3 milyon kadın
girişimcinin yer almasıdır. Ekmeğin hamurunun bulaştığı eller,
ekonomiye de el atsın ki, büyümenin bereketini toplumun daha
geniş kesimleri hissedebilsin” dedi. Bu doğrultuda yaptıkları
çalışmaların ilk etabında “Haydi Kızlar Okula” kampanyası kapsamında Şırnak’ta 100 kişilik kız öğrenci yurdu inşa ettiklerini
ifade eden Hisarcıklıoğlu, Kredi Garanti Fonu ve KOBİ Girişim
Sermayesi şirketlerinde kadın girişimcilere öncelik vermeye
başladıklarına dikkat çekti.
167 fuarı da kapsıyor
Kadın girişimcileri artırmak amacıyla yeni projelere başladıklarına işaret eden Hisarcıklıoğlu, 2009 yılı içerisinde gerçekleştirilecek olan yurtiçi fuarlarda kadın girişimcileri destekleyecek-
lerini kaydetti. Hisarcıklıoğlu, “Kadın Girişimciler Kurulumuz
tarafından yürütülen bu projeyle, kadın girişimcilerin ürettikleri
mal ve hizmetleri tanıtırken, yeni ticari ilişkiler kurmalarına imkan sağlayacak en etkin platform olan fuarlarda ücretsiz olarak
yer almalarını sağlamalarını amaçladık” diye konuştu. Hisarcıklıoğlu, 2009 yılında gerçekleştirilecek olan 167 fuarın tamamının
destek kapsamında olduğunu belirterek, “Kadın girişimcilere
sağlanacak desteğin maddi değeri yaklaşık olarak 2.5 milyon
YTL’dir” açıklamasında bulundu.
81 ilden 81 proje
TOBB Kadın Girişimciler Kurulu Başkanı Aynur Bektaş 73
ilde kadın girişimci kurulları oluşturduklarını belirterek, “Hedefimiz Türkiye’nin 81 ilinden 81 proje çıkarmak” dedi. “Şimdi de
ilk defa fuarlarda kadın girişimcilere uygulanacak bir proje başlatıyoruz” diyen Bektaş 20 fuar şirketinin Türkiye’de düzenlediği
167 fuarın her birinde, 5 girişimci kadına 15’er metrekare olmak
üzere toplamda 75 metrekare ücretsiz fuar alanı kullandıracağını
açıkladı.
Destekten yararlanma şartları
Projeden yararlanmak isteyen girişimcilerin; ticaret, sanayi ve
deniz ticaret odalarında kayıtlı bulunması, gerçek kişi firmalarda firma sahibinin kadın girişimci olması, tüzel kişi firmalarda
ise ortaklık payının en az yüzde 50’sinin kadın girişimcilere ait
olması, yıllık net satış hasılatı ya da mali bilançosunun 2 milyon
YTL’yi aşmaması, şirketin faaliyetiyle fuarın uyuşması gerekiyor.
ebsohaber 58 kasım 2008
HABER
Kadın girişimcinin Etkin KOBİ başarısı
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği İzmir İl Kadın Girişimci
Kurulu Üyesi Şebnem Karasu’nun firması Steamlab, TÜRKONFED ve Endeavor Derneği’nin ortaklaşa gerçekleştirdikleri Etkin
Girişimci seçim sürecinde Türkiye adayı olmaya hak kazanan dört firmadan biri oldu. İzmir, Hamdi Özkardeş ve Aşkın
Ayçelep’in ortak olduğu Master Slide ile iki KOBİ ile temsil
edilirken, diğer iki firma Antalya’dan Hamdi Güneş’e ait Adalya
Tarım, Silivri’den Aynur Süleymanoğlu’na ait Renk Yolu oldu.
Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu’nun (TÜRKONFED) uluslararası sivil toplum kuruluşu Endeavor ile birlikte
düzenlediği “Etkin Girişimci” seçimlerinin Türkiye sonuçları
belli oldu. TÜRKONFED Başkanı Celal Beysel, bu seçimin Türk
KOBİ’lerinin uluslararası standartlara uyumu açısından önemli bir basamak oluşturduğunu söyledi. Beysel, “Endeavor’un
tüm dünyada seçtiği şirketlere verdiği destek, sistem ve strateji
desteği kadar, uluslararası network sağlama gibi paha biçilmez
alanları içeriyor. Dolayısıyla, bu kriterlere uyuyor olmak, şirketler için yepyeni ufuklara doğru yelken açmak anlamına geliyor.
TÜRKONFED olarak bu çalışmamızla birlikte, Endeavor’a Anadolu KOBİ’leri penceresini açmış olduk” dedi.
Dünyanın avantajı
Türkiye adayı olarak seçilen etkin girişimciler Uluslararası
Seçim Paneli’ne katılma hakkını elde etti. Bu kapsamda şirketlere 24 aylık destek paketi sunularak, uluslararası network ve
eğitim imkânı sağlanacak. “Etkin Girişimci” için tasarlanan stratejinin uygulanmasının yanı sıra, şirket yapısına ve stratejisine
uygun finansman araçlarına yönlendirme ve şirketlerin bilinirliğini artırmaya yönelik medya tanıtım çalışmaları ile Uluslararası
Destek Programı hizmeti sunulacak.
İzmirli sanayiciye lastik kaplama projesi desteği
İzmirli sanayici İsmail Hakkı Pazarcı, Ege Üniversitesi Mühendislik
Fakültesi Makine Mühendisliği Bölümü ile işbirliği yaparak geliştirdiği
iş makineleri, kamyon, otobüs ve traktör lastiklerinin kaplanmasındaki
yeni teknolojiye TUBİTAK Teknoloji ve Yenilik Destek Programları
Başkanlığı’ndan (TEYDEB) KOBİ Ar-Ge Başlangıç Destek Programı
kapsamında destek aldı. Pazarcı, destek sevincini Ege Bölgesi Sanayi
Odası Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Taşkın ile paylaştı.
Lastik tekerlekli iş makinelerine ve ağır vasıtalara yeni lastik alınmasına alternatif olarak ortaya çıkan kaplamacılıkta, lastiğin yüzde
20’lik sırt kısmını oluşturan taban bölgesinin aşınması sonucu yeniden
kaplanarak ikinci bir hayat kazandırma sürecinin başladığını hatırlatan İsmail Hakkı Pazarcı, “Geliştirdiğimiz proje, lastiklerin zeminle
temas ederek aşınan üst kısımlarının kaplanmasını sağlayan kauçuk
lastik kaplama hattının tasarım ve üretimini hedefliyor” dedi.
İsmail Hakkı Pazarcı, lastik kaplama hatlarında orbit tread (OT) ve
elle yapıştırma uygulamalarının bilindiğini hatırlatırken, “Kapasite ve
kalite dezavantajları nedeniyle elle yapıştırma uygulamaları yerini OT
sistemlerine bırakıyor. Bizim tasarladığımız sistem, manuel uygulamalara ve mevcut ithal OT sistemlerine göre sağladığı teknik üstünlük ve
fiyat avantajı ile döviz tasarufu, istihdam, atıkların azalması sayesinde
ulusal ekonomiye katkı sağlayacak. Projemizde yüzde 30-40 kapasite
artışı gerçekleştirebileceğiz. Toplam kapasitesi ayda 676, 8 ayda ise 5
bin 408 lastik olacak şekilde tahmin edildi” diye konuştu.
ebsohaber 59 kasım 2008
FİRMALARIMIZ
Kastaş’tan sanayiye nitelikli eleman
Makine Mühendisleri Odası İzmir
Yarışmada birinciliği, “Değişken Devirli
Şubesi’nin gerçekleştirdiği Ulusal HidPompa İle Servo Hidrolik Konum KontroEBSO Meclis Üyesi Atılgan’ın sarolik Pnömatik Kongresi kapsamında,
lü” konulu projesiyle OTDÜ Makina Mühibi olduğu Kastaş Kauçuk, Ulusal
üniversite öğrencileri arasında düzenlehendisliği Bölümünden Hakan Çalışkan;
Hidrolik Pnömatik kongresi kapnen ve gençleri araştırmaya yöneltmeyi
ikinciliği “Pnömatik Yapay Kaslı Robot
samında düzenlenen proje yarışamaçlayan proje yarışmasında dereceye
Kolunun Konum Kontrolü” konulu promasında gençlere destek verdi.
giren öğrencilere ödülleri verildi. Bu yıl
jeleri ile İTÜ’den Muhsin Yılmaz, Erdem
ilk kez düzenlenen proje yarışmasının
Karakaş, Zeynep G. Çolak; Üçüncülüğü
sponsoru, EBSO Meclis Üyesi Haydar Atılgan’ın sahibi olduğu
ise ”Görüntü İşlemeye Dayalı Elektro- Pnömatik Parça Tasnif
Kastaş Kauçuk Sanayi ve Ticaret A.Ş. oldu.
Robotu” konulu projeleri ile DEÜ’den Eyüp Kervancıoglu ve
EBSO Meclis Üyesi ve Kastaş A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı
Abdullah Adıyan kazandılar.
Haydar Atılgan, ödül töreninde yaptığı konuşmada sanayinin
DEÜ Makina Mühendisliği Bölümünden Alper Koyuncu’nun
en büyük sorununun yetişmiş insan gücü olduğuna dikkat çekti.
“İki Eksenli Elektro-Pnömatik Manipülatör Tasarımı, İmalatı ve
Ünlü İtalyan fizikçi ve gökbilimcisi Galilei Galileo’nun “İnsanKontrolü” ve Gazi Üniversitesi Makina Mühendisliği Bölümünlara hiçbir şeyi öğretemezsiniz, ama onlara doğruları kendi içleden Orçunsel Demircan’ın “Bir Katı Modeli Boyayabilen Bir
rinde bulmalarına yardımcı olabilirsiniz” sözünü örnek gösteren
Mekanizma Geliştirilmesi” konulu projeleri mansiyona değer
Atılgan, “Kastaş Kauçuk olarak kuruluşumuzun 25 yılımızda
bulundu.
yaptığımız stratejik planlama ile dünyada bir numara olmayı
Yarışmada birinciye 5 bin YTL ikinciye 3 bin YTL üçüncüye
hedefledik. Aldığımız diğer önemli karar ise sanayimizin ihtiyacı 2 bin YTL ve mansiyonlara 1000’er YTL ödül verildi. Gençlere
olan nitelikli insan gücünün yetiştirilmesine katkıda bulunmaktı” ödül ve plaketlerini Kastaş Yönetim Kurulu Başkanı Haydar Atıldedi.
gan ve MMO İzmir Şube Başkanı Mehmet Özsakarya verdiler.
Haydar Atılgan, sanayiye nitelikli eleman kazandırılması
hedefi çerçevesinde Mühendislik Fakülteleri ve Anadolu Teknik
Nitelikli eleman memleket meselesi
Liseleri yöneticileri ile biraraya gelerek yapılacak çalışmaları
Ege Bölgesi Sanayi Odası da, Türkiye’nin uluslararası alanda
belirlediklerini de ifade ederken, “Öncelikle öğrencilere yönelik
güçlü rakiplerle boy ölçüşebilmesi amacıyla sanayiye nitelikli
Proje ve Robot Yarışmalarına destek ve staj eğitim programeleman yetiştirilmesini teşvik etmek amacıyla üniversitelerin
larımızı uygulamaya koyduk. Geçen Mayıs ayında EBSO’nun
meslek yüksek okulları ile meslek liseleleriyle sıkı diyaloğunu
düzenlediği Ulusal Robot Yarışması’na sponsor olduk. Şimdi
sürdürüyor. EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Taşkın, okulde Hidrolik Pnömatik Proje Yarışması’na sponsor olmaktan son
larda verdiği konferanslarda global rekabet içinde reel sektördeki
derece mutluyuz. Yarışan ve ödül alan tüm projeler gerçekten
üretimin cazibesini anlatırken Teknik Eğitim Komitesi de meslek
çok heyecan vericiydi, öğrenci arkadaşlarımı kutluyorum” diye
yüksek okulları ve meslek liselelerinde yaptıkları toplantılarda
konuştu.
ihtiyaç duyulan alanlarda eğitim programı açılmasını sağlıyor.
ebsohaber 60 kasım 2008
FİRMALARIMIZ
MTE Elektronik
Aydınlatma Ege’de
atağa kalkıyor
İzmir’den “Hayata enerji katıyoruz” sloganıyla yola çıkan
MTE Elektronik Aydınlatma Ltd. Şti., Türkiye’yi hedefleyin
çalışmalarla hizmet sunmaya devam ediyor. Sanayii ve bireysel
konut sistemlerinin aydınlatma ve otomasyon ihtiyaçlarını kaliteden taviz vermeden hayata geçiren MTE Elektronik Aydınlatma,
yenilenmeye elverişli projelerindeki Avrupa normlarına uygun
ileri teknolojiyle dikkat çekiyor.
Çalışma alanlarından bazılarını uzaktan kumanda aydınlatma, ledli aydınlatma, bahçe, havuz aydınlatama, güneşe enerjisi, hidrolik, pinomatik, otomatik panjur, otomasyon, merkezi
alt yapı, fabrika aydınlatma, güç, kompanzasyon ve kumanda
sistemleri oluşturan kuruluş, deneyimli ve özenle seçilmiş
profesyonel yöneticiler ve teknik ekiple 10 yılı aşkın süregelen
çalışmaların yanısıra karar verme, uygulama becerisi yüksek
yeni mühendislerle de kadrolarını takviye ediyor.
MTE Elektronik Aydınlatma, dünyadaki en önemli ihtiyaçlardan biri olan elektrik enerjisini etkin ve tasarruflu şekilde kullanıp yüksek verim elde etmeye yönelik çalışmalarını sürdürürken,
tüketiciyi ileri kontrol sistemleriyle buluşturup az enerji yüksek
verim teknolojisinden yararlanmayı sağlıyor.
Müşteri ihtiyaçlarını anlayarak mükemmele ulaşacak yöntemler geliştirip pozitif perspektif yaratmaya çalıştıklarını belirten
firma sahibi Mehmet Ali Mercan, “Hiçbir zaman edindiğimiz
tecrübelerle yetinmiyoruz. Sürekli yeni teknolojileri araştırıp hizmetlerimizi modern çağın getirileriyle entegre ederek uluslarararası platformda düzeyli, disiplinli her alanda istikrarı hedefleyen
yapıyla çalışmalarımızla müşterilerimize çözüme ulaştırmayı
amaçlıyoruz. Yapılan yatırımlar doğrultusunda verimli şekilde
müşteri memnuniyeti hedef baz alınarak hizmet sektöründe
büyümeye devam ederek sayılı şirketler arasında yer almaya
devam edeceğiz. Uzmanlık alanımızda girişimci yapımızla uluslararası sistemlere paralel olarak gerçekleştirilecek çalışmalarla
da çözüm ortağı olmaktan mutluluk duyacağız” dedi.
MTE’nin bugüne kadar ileri teknolojiyle gerçekleştirdiği
projeler arasında Atatürk Organize Sanayi Bölge Müdürlüğü
binası, Dirinler Döküm Fabrikası, Özdersan Deri Sanayi, Aliağa
OSB’deki Erciyes Demir, İzmir Erpen Kapı ve Pencere Sistemleri Ltd. Şti. CMS Jant A.Ş., Dorya Home mağazaları ve fabrika
tesisatları, Dipaş A.Ş., Ergsan Kalıp Sanayi Ltd. Şti., Kazakistan’ın
Petropavlosk kentindeki Beslen Makarna imalat hattı, Nuri
Küçük Otomobil Servisi, Antalya Kemer Çamyuva Marco Polo,
İzmir Mavişehir Albatros Daireleri, İzmir Mesa Evleri, Çeşme
Özbek yazlıkları, İnci Holding Emel Önal ile Arda Altıntaş villası
yer alıyor.
ebsohaber 61 kasım 2008
HABER
EBSO’dan firmalara kurumsal
sosyal sorumluluk eğitimi
Ege Bölgesi Sanayi Odası, Avrupa Odalar Birliği (Eurochambres) desteği ile kurumsal sosyal sorumluluk için firmalarla eğitim
ve danışmanlık çalışmaları yapacak.
EUROCHAMBRES tarafından yürütülen CASE projesi; Avrupa
Birliği katılım sürecinde Türkiye, Bulgaristan, Romanya ve Hırvatistan iş dünyasının AB müktesebatına uyum ve iş etiği konularında Sanayi-Ticaret Odaları aracılığı ile gelişmesini amaçlıyor.
Projenin, AB Müktesebat Denetim Eğitimi ve Şirketlerin
Kurumsal Sosyal Sorumluluğu olmak üzere her iki bileşenine de
katılım hakkı kazanan EBSO, bu çalışmaları üyeleri arasından
belirlenen firmalarla paylaşarak sürdürecek.Hırvatistan’nın başkenti Zagreb’te, 5 ülkeden 22 seçilmiş kişinin katılımıyla yapılan
iki günlük seminerde kurumsal sosyal sorumluluk konusunun
ayrıntıları ve şirketler için önemi tartışıldı. Türkiye’nin 8 kişiyle
katıldığı etkinlikte, Ege Bölgesinin tek katılımcısı EBSO oldu.
Müşteri kavramının yerini paydaş kavramına
bıraktığı ve pazarlamanın temelini ilişki yönetiminin oluşturmaya başladığı günümüz ekonomisinde
bu tarz yaklaşımların önemi artıyor. Şirketlerin,
iş çevrelerini iyi tanımlamaları ve bu çevreler ile sürdürülebilir
ilişkiler geliştirmeleri, bunun içinde beklentilerine yanıt verebilmeleri gerekiyor. Kurumsal Sosyal Sorumluluk, firmalar için
önemli bir rekabet aracı olarak kullanılıyor. Orta vadede getirdiği kazanımlar; tüketicilere ulaşma ve olumlu imaj yaratmanın yanı sıra, markalaşma açısından büyük avantajlar sağlıyor.
EBSO, bu çalışma kapsamında orta ölçekli 6 firma belirleyecek,
bu firmaların aynı zamanda EUROCHAMBRES tarafından da
onaylanması gerekiyor. Daha sonra bu firmalara kurumsal sosyal
sorumluluk anlatılacak ve firma ile birlikte uygulama stratejileri
hazırlanacak bu süreçte firmaya danışmanlık desteği verilecek.
Çalışmanın ilk bileşeninde ise, yine Türkiye, Romanya,
Bulgaristan ve Hırvatistan Sanayi-Ticaret Odalarından seçilmiş
kişilerle İstanbul’da bir seminer düzenlenmiş ardından, firmaların üretim faaliyetlerinin müktesebata uyumunu ölçmeye yönelik
bir çalışma yapılmış ve EBSO bünyesindeki 10 firmaya anket uygulanmıştı. Anket sonuçları, ülkemizdeki
müktesebat uyum sürecinde ihtiyaç duyulacak “etki
analizi” çalışmalarının temelini oluşturacak.
ebsohaber 62 kasım 2008
GÖRÜŞ
On yıl önce On yıl sonra
Ege Bölgesi Sanayi Odası Meclis Üyesi
tirilebileceği bir yaşta.. Yüksek öğrenim
eşlerinden oluşan on arkadaşın on yıl
kredi ve yurtlar kurumunun kapatisesi
önceki buluşmaları,hayalleri ve heyecanyeterli olmadığından özel yurt ve evlerde
ları ile kurulan EBSO Bayanlar Birliği..
kalan gençler devlet ve aile himayesinden
Hayal gücümüzün sınırlarını zorlayarak
uzakta, hayat yolunda yeni bir dönemece
ortaya koyduğumuz projelerimiz, bursiyer
giriyorlar. Öyle bir dönemeç ki; bundan
çocuklarımız, sosyal sorumluluklarımız ve
sonraki seçim ve tercihlerini, ideallerini ve
bitmek tükenmek bilmeyen neler yapaideolojilerini karşısına çıkarıveren upuzun
biliriz soruları. Aramıza katılan gönüllü
bir yolun başlangıcı..
dostların katkısı ile kurulan denklem ve
Bu yolda en önemli ihtiyaçları olan
İhsan Özduran
bugünlere geliş..
barınmada da karşılarına çıkan rakamlar
Bayanlar Birligi Kurucu Üyesi
Vakıf ve vakfeden protokolü mantığı
ve tercihler şöyle, Yurtkur’un 219 yurduiçinde gönüllülerimiz vakfımıza en başta
na karşın 3126 kayıtlı özel yurt ve sayısı
kıymetli zamanlarını, emeklerini, yetetesbit edilememiş diğerleri..
Önümüzdeki süreçte birliğimiz
neklerini ve sevgilerini vakfetmişlerdir.
İki buçuk milyon üniversite öğrencidaha da güçlenecek, profesyonel
Zamanla (EBSOV Bayanlar Birliği) kültür
sinden;
205 bin öğrenciye yurt hakkı veanlamda revize edilmiş, kuralları
ve sanat kulübüne dönüşen topluluğumuzbelirli Bayanlar Birliği ile vakfeden rilmiş.. Yani yüzde onluk gibi bir azınlık..
da kişisel gelişim ve kendini ifade etme
Ya geriye kalan yüzde doksanı? Şimdi
ruhu birleşip güzel işler yapacak.
teması ön planda tutulmuştur.
hangi dönemeçlerdeler acaba?
5 Haziran akşamı; Ümit Bulut şefliğinBugüne kadar eğitime burslarla katkı
deki Bayanlar Birliği Korosu dördüncü konseri ile 10 Haziran
vermeye çalışan bayanlar birliği öğrencilerin yurt ihtiyacının farakşamı; Cihangir Turantaş yönetimindeki Bayanlar Birliği Tiyatro kındadır. Bundan sonraki araştırma ve çalışmalarımız bu yönde
Topluluğu ise üçüncü oyunu ile izleyicilerin karşısına çıkmış,
ilerlerken; bu konuda bize yol gösterecek, ufkumuzu açacak
EBSO Vakfı himayesindeki birliğimiz Türkiye’de bir ilk olmanın
yeni fikirlere ve fikir sahiplerine ihtiyacımız olacaktır.
bunun da ötesinde örnek olmanın gururunu yaşamıştır.
Devir düşünerek harcama devridir. Enerjimizi, vaktimizi ve
On yıldan bu yana katettiğimiz yol artık dikkat çekecek dünaktimizi olumlu yollarda harcayalım. Türkiyemizi ve gençlizeye gelmiştir. Peki ya on yıl sonra? On yıl sonra Bayanlar Birliği ğimizi harcamayalım, harcatmayalım.. Yeni çalışma dönemine
hangi merhalede olacaktır? Dostluklarını pekiştirirken; yetenekbaşlarken; tüm meclis, mütevelli heyet ve komite üyesi eşlerini
lerini, güçlerini, hayallerini bir potada eriten bayanlar, aidiyet
aramızda görmek umudu ile EBSO Yönetim Kurulu’na, EBSOV
duygusu içinde yoğurdukları hamura nasıl şekil vereceklerdir?
Yönetim Kurulu ve Mütevvelli Heyeti’ne ve gönüllü dostlarımıza
Sosyal sorumluluklarını nasıl geliştirecek ve projelendirecek,
sonsuz teşekkürlerimizi sunuyorum.
bağrında doğup büyüdüğü EBSO’yu ve EBSOV’u nasıl kıvandıracaklardır? Hiç şüphe yok ki önümüzdeki yıllarda birliğimiz daha
da güçlenecek, profesyonel anlamda revize edilmiş, kuralları
belli ve belirli Bayanlar Birliği yönetimi ile vakfeden ruhu birleşecek ve birçok güzel etkinliğe daha imza atacaktır. Gelecek
aylarda gerçekleşecek EBSO seçimleri ile aramıza yeni katılacak
olan meclis üyesi eşlerine tanıtıp devredeceğimiz bu misyon;
karanlığa girmek istemeyen kadının ya da karanlıktaki kadının
aydınlığa çıkmasını sağlayan bir ışık olacaktır. Bir başka deyişle;
İzmir kadını topluma ayna tutmaya devam edecektir.
Geçtiğimiz ay üniversitelerin açılması ile gündeme gelen yurt
sorunu ve üniversite öğrencilerinin başlattığı bir imza kampanyası: Yurtkur uyuma, yurt kur!..
Gazetelerin sıkça yer verdiği bu haber, EBSO Vakfı Bayanlar
Birliğimizin bu seneki proje üretme aşamasındaki “neler yapabiliriz” sorusuna bir cevaptı.
Ülkemizde ne yazık ki; parasız eğitim ve okumak isteyen
herkese eşit fırsat hakkı sağlanamazken, okuma hakkını elde
eden gençlerin karşılaştığı yurt sorunu. Üstelik yabancı bir
şehirde, aileden uzakta, fikir ve düşüncelerinin çelinip değiş-
ebsohaber 63 kasım 2008
HABER
Aile şirketleri krizlerde tampon görevi görüyor
Aile şirketlerine danışmanlık yapan Dr. Haluk Alacaklıoğlu,
ekonomik, istikrarsızlık, kriz dönemlerinde aile şirketlerinin
geleceğe odaklı olmaları nedeniyle tampon görevi gördüklerini
söyledi.
Koç, Eczacıbaşı, Boyner, Dedeman ve Ekmekçioğlu şirketlerine aile anayasası hazırlayan, bin 400 yıllık geçmişe sahip
Sancak ailesini töre anayasasından, aile anayasasına geçiren Dr.
Haluk Alacaklıoğlu, Ege Bölgesi Sanayi Odası’nda (EBSO) “Aile
Şirketleri Dramı” adlı seminer verdi. Alacaklıoğlu, seminerde
aile şirketlerinin yapısı, kurumsallaşamama nedenlerdi, yaşadıkları zorluklar ve fırsatları anlattı. Aile şirketlerinin dünyanın
her ülkesinde yaygın olduğuna dikkat çeken Alacaklıoğlu, “Aile
şirketleri dünya ekonomilerinde yüzde 75-80’i oluşturuyor. Dünyanın en büyük kapitalist ülkesi ABD’de bile aile şirketleri yüzde
75’lik paya sahip. Aile şirketlerinin değeri bizim sandığımızdan
ileri. Yüzde 60 oranında istihdam sağlıyorlar” dedi. Kriz ortamlarında aile şirketlerinin önemine değinen Alacaklıoğlu, şunları
söyledi:
“Ekonomik istikrarsızlık, kriz dönemlerinde aile şirketleri
tampon görevi görüyor. Çünkü aile şirketleri geleceğe odaklı.
Eğer bazı şeyleri doğru yapmışlarsa ‘Dalgalar bizi etkileyecek.
Ama yolumuza devam edeceğiz’ şeklindeki düşünceye inanıyorlar. Aile şirketleri, nesiller arası düşünmeye alışmışlar.”
Aile şirketlerini kuşakların bulunması nedeniyle kesilince
halkalar şeklinde görüntü alan soğana, kırılgan bir yapıya sahip
olmaları nedeniyle orkide çiçeğine benzeten Alacaklıoğlu,
“Soğana benzetiyorum. Çünkü aile şirketlerinde içine girdikçe
sizi etkileyecek o kadar çok şeyle karşılaşıyorsunuz ki. Orkide
benzetiyorum. Çünkü orkide çiçeği çok nazik ve sürekli bakıma
ihtiyacı olan bir çiçek” dedi.
Kavgalar yok ediyor
Alacaklıoğlu, Türkiye’de 20 tane tanınan ve yok olup giden
aile şirketi üzerinde yaptığı araştırmada, yüzde 43’ünün birinci
nesilden sonra kardeşlerarası kavgalar yüzünden yok olup gittiğini tespit ettiğini söyledi. Alacaklıoğlu, yok olup giden şirketlerin
yüzde 60’ının yönetimin kime geçeceğini içeren devir planlamasının eksik ya da olmamasından kaynaklandığını kaydetti.
Aytaç Sefiloğlu anısına sergi
Ressam Tülin Aygün Törün 2000 yılında genç yaşta
kaybettiğimiz Ege Bölgesi Sanayi Odası eski Basın Müşaviri, gazeteci Aytaç Sefiloğlu’nun anısını yaşatmak amacıyla sergi açtı. Aytaç Sefiloğlu’nun akrilik bir portresinin
de yer aldığı sergiden elde edilecek gelirin bir bölümü
eğitimde kullanılmak amacıyla Ege Bölgesi Sanayi Odası
Vakfı’na bağışlanacak.
Serginin açılış töreninde konuşan Ege Bölgesi Sanayi
Odası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ufuk Akgün,
EBSO çatısı altında Aytaç Sefiloğlu’nun adını yaşatmak
adına bir sergi açılmasının kendilerini mutlu ettiğini
söyledi.
EBSO Meclis Başkanı Ender Yorgancılar da konuşmasında odamız tarafından 8 yıldır düzenlenen Aytaç
Sefiloğlu Gazetecilik Yarışması gibi resim sergisinin de
bundan sonra kalıcı olmasını dilediğini belirtti.
5. kişisel sergisini Aytaç Sefiloğlu anısına açmaktan
mutluluk duyduğunu söyleyen ressam Tülin Aygün Törün,
“yeğenimizin anısını yaşatmak konusunda Ege Bölgesi
Sanayi Odası ve diğer kurumların çabalarına aile olarak
bizler de destek vermek istedik” diye konuştu.
ebsohaber 64 kasım 2008
HABER
Muhasebeciler KOBİ’lerin
finans danışmanı olsun
Ekonomik kriz birçok firmayı derinden etkilerken, şirketlerin
kayıtlarını tutan muhasebecilere KOBİ’lerin finans danışmanı
olmaları önerisi geldi. Vergi Konseyi Başkanı Mustafa Uysal,
muhasebecilerin işletmelerin muhasebelerini iyi tutan değil,
KOBİ’lere büyümeleri, gelişmeleri için danışmanlık vermesinin
özellikle kriz döneminde büyük fayda sağlayacağını söyledi.
EBSO Ekonomik - Güncel - Mali İşlmer - Vergi - Finans Bankacılık ve Sigorta Çalışma Grubunun düzenlediği "Türkiye
Uluslararası Finansal Raporlama Standartları Zorunluluk mu?
İhtiyaç mı?" konulu seminer EBSO Meclis Salonu'nda yapıldı.
Seminerin açılışında konuşan EBSO Yönetim Kurulu Başkan
Yardımcısı Ufuk Akgün, ABD'de yakın bir zamanda finans devlerinin batmasıyla ortaya çıkan krizden, Türkiye ekonomisinin
de etkilendiğini dile getirdi.
Riski yönetemeyen batıyor
ABD bankalarının batsada burada asıl zarar görenlerin
bankalara para yatıran yatırımcılar olduğuna işaret eden Akgün,
“İşin ilginç tarafı da Çin bankalarının dünyanın en büyük bankaları arasına girerek, hem borsa, hem de iş yönünden her geçen
gün karizmasını artarak ilerletmesi. Son 30 yılda, gelişmiş ve gelişmekte olan finansal piyasalarda arka arkaya yaşanan krizlerin
ardından yapılan çalışmalar sonrasında büyük ölçüde krizlerin
risk yönetimindeki yetersizliklerden kaynaklandığı ortaya çıktı"
diye konuştu.
Risk yönetimindeki yetersizliklerin ortadan kaldırılması
amacıyla Basel 1 ve Basel 2 sermaye uzlaşılarının ortaya konulduğunu hatırlatan Ufuk Akgün, Türkiye’nin de daha sonra
uygulamayı taahhüt ettiği kurallar bütününün bankacılık sektörünün ve KOBİ’lerin bu sürece hızla hazırlanmasını zorunlu hale
getirdiğini anlattı.
Akgün, Basel 2 sürecinden en fazla bankacılık, reel sektör
işletmeleri ve özellikle KOBİ’lerin etkilenmesinin beklendiğine
dikkat çekerken sözlerini şöyle sürdürdü: “Ancak Türkiye’de
çok kısa bir süre önceye kadar ortak bir KOBİ tarımı konusunda
dahi önemli bir belirsizlik sözkonusu iken kısa bir zaman sonra
KOBİ’lerin uluslararası standartlar çerçevesinde kredi koşullarına tabi olma zorunlulukları zaten fon kaynaklarına ulaşmakta
güçlük çeken işletlemeri daha da zor duruma düşürebilecek
bir değişimdir. Bugüne kadar belirli standartlara göre faaliyet
göstermek konusunda herhangi bir kurala tabi olmayan, önemli
bir kısmı kayıtdışı faaliyet gösteren, kurumsallaşmak konusunda
henüz fazla mesafe alamamış, finansal yönetim hatta firma yönetimi konusunda bilimsel yönetimlere pek fazla alışık olmayan
KOBİ’ler bir anda önemli ve kaçınamayacakları bir dönüşüm
süreci ile karşılaştı. Gerek bankacılık sistemi gerekse fon ihtiyacı
içinde olan KOBİ’lerin bu gelişmelerden önemli ölçüde etkilenmesi kaçınılmazdır.”
Ufuk Akgün, Türkiye’de KOBİ’lerin sıkıntılarla mücadele
ederken dünyada şirketlerin büyük çoğunluğunun mali tablolarını uluslararası finansal raporlama standartları (UFRS) doğrultusunda hazırladığını haber verirken, yakın bir gelecekte yürürlüğe
girecek olan Türk Ticaret Kanunu’nun da bunu zorunlu kılacağını bildirdi.
Finansal danışmanlık yapın
Vergi Konseyi Başkanı Mustafa Uysal ise, Uluslararası Finansal Raporlama Standartları hakkında bilgi verdi. Ekonomik
kriz ortamında muhasebecilerin sadece muhasebe tutan değil
finansal danışmanlık yapan kişi veya şirketlere dönüştürülmesinin faydalı olacağına dikkat çeken Uysal, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu sayede muhasebecilik değer kazanacaktır. Meslek
mensuplarının ve işletmelerinin muhasebelerini iyi tutan değil,
özellikle küçük ve orta işletmelere büyümeleri, gelişmeleri için
danışmanlık vermesi faydalı olacaktır. Yoksa böyle bir ekonomik
krizde dar boğaza girebiliyoruz. Sürekli yaşadığımız bir olay.
Şirket rotatif kredilere büyüyor. Birden ekonomik kriz geliyor ve
bankalar kredileri geri çağırıyor. Böyle bir durumda işletme artık
muhasebe tutmak değil, varlık mücadelesini sürdürmeye çalışıyor. O yüzden her bir meslek üyemiz, sorumlusu olduğu şirketin
finansal danışmanı olmalıdır." İzmir Vergi Dairesi Başkanı
Mustafa Bulut, İzmir Ekonomi Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç.
Dr. Serdar Özkan, İzmir SMMM Odası Başkan Yardımcısı Hasan
Zeki Süren de UFRS konusunda katılımcıları bilgilendirdi.
ebsohaber 65 kasım 2008
HABER
En başarılı Abigem İzmir
İzmir Abigem 2002 yılında Ege Bölarasında proje döneminde 126 adedi ise
gesi Sanayi Odası ortaklığında bir Avrupa
Şubat 2005-Aralık 2006 arasında İzmir
KOBİ’lere uluslararası iş bağBirliği projesi olarak başlattığı çalışmalaAbigem A.Ş.’nin kurulmasının ardından
lantılarının kapılarını açan İzmir
rını, AB Komisyonu ve Türkiye Odalar ve
gerçekleştirildi. 2007 yılında ise gerçekAbigem, rekabette fark yaraBorsalar Birliği (TOBB) tarafından destekleştirilen 65 adet danışmanlık projesi ile
tan ürün tasarım hizmetleri için
lenerek 2006 yılına kadar sürdürdü. Prokuruluştan bu yana tamamlanan olan
Designege’yi kurdu.
je finansmanının Mart 2006’da sonlandanışmanlık projesi adedi 408’e ulaştı.
masının ardından İzmir Abigem A.Ş. adı
İzmir Abigem kuruluşundan itibaren Haile kurulan bir özel şirket olarak çalışmalarına devam ederken;
ziran 2008’e kadar 552 eğitimde 12 bin 798 katılımcıya ulaştı.
AB projeleri için sürdürülebilir ve başarılı bir model oluşturdu.
İzmir Abigem, vizyonunu bölgede KOBİ’lere yönelik iş gelişİzmir Abigem’in kuruluşundan 2007 yılı başına kadar gerçekleştirme faaliyetleri için uluslararası bağlantıları gelişmiş, sonuca
tirdiği 343 adet danışmanlık projesinin 217’si 2002- 2005 yılları
ulaşabilirlik, kalite ve verimlilik açısından akla ilk gelen başvuru
noktası haline gelmek olarak belirledi. Giderek daha fazla ürün
ve firmanın rekabetine sahne olan günümüz pazarında firmalar,
kendi ürünlerini rakiplerin ürünlerinden farklılaştırmak için yeni
yöntemler geliştirmek zorunda kalıyor. Fiyat ve kalite yoluyla
ürün farklılaştırmak gibi klasik yöntemlerin standart bir niteliğe
dönüşmesi sonucu tasarım, farklılık yaratma potansiyeline sahip
güçlü bir rekabet aracı olarak öne çıkıyor. Bu gerçekten yola
çıkarak Abigem, designege adı ile KOBİ’lere yönelik bir tasarım
ve ürün geliştirme merkezi kurdu.
Designege’nin hedefleri
Endüstriyel tasarım, elektronik ve makine mühendisliği alanındaki uzmanların görev aldığı designege’de ürün geliştirme ve
tasarım konularında hizmetler sunuluyor.
İzmir Teknoloji Geliştirme Bölgesi’nde kurulmuş olan
designege’nin başlıca hedefleri;
• KOBİ’lerin tasarımla ilgili tecrübe ve bilgi kazanmalarını
ebsohaber 66 kasım 2008
HABER
sağlamak,
• Tasarımla rekabet avantajı yakalayarak ürünlerini ticari
potansiyele dönüştürmektir.
Hedeflenen sektörler
Hedef sektörler arasında ambalaj (gıda, kimyasallar, kozmetik), telekom ürünleri, elektronik ürünler, makine - teçhizat - donanım (tekstil,tarım vb), medikal ürünler, test cihazları, otomotiv
endüstrisi, denizcilik endüstrisi, ısıtma-soğutma-iklimlendirme,
beyaz eşya, elektrikli ev aletleri, mutfak aletleri, yapı malzemeleri, vitrifiye ve banyo aksesuarları, oyuncak, mobilya , kent
mobilyası, ev tekstilleri, kuyumculuk, sergileme elemanları yer
alıyor.
designege’nin proje hizmetleri ve eğitimler
Designege, ilk fikirden başlayarak prototip üretimine kadar
tasarımın her aşamasına çözüm buluyor. Prototipleme hizmeti
Polyjet teknolojisi kullanılarak, ürünlerin fiziksel, ergonomik ve
işlevsel analizlerine yönelik yüksek yüzey kaliteli ve hassastır.
Tasarım projelerinin yanı sıra yürüttüğü rehberlik hizmetleri arasında rakip ürünler ile kıyaslama çalışması, tasarım iş tanımının
hazırlanması, uygun projeye uygun tasarımcı seçimi, müşteri /
tasarımcı sözleşmelerinin hazırlanması, üretim metodları, malzeme önerileri, 3 boyutlu modelleme, görselleştirme, patent, fikri
ve sinai haklar ile ilgili danışmanlık yer alıyor.
Designege ayrıca KOBİ’lere yönelik olarak Endüstriyel
Tasarım, Ürün Geliştirme Teknikleri, 3 Boyutlu Modelleme,
KOBİ’lerde Tasarım Organizasyonu, Ambalaj Tasarımı ve
Tasarım Tescili gibi konuların ele alındığı eğitim programları
düzenliyor. Tüm bunlara ek olarak, fikirlerin 3 boyutlu objeler
olarak görülebilmesi, fiziksel, ergonomik ve işlevsel analizlerinin
yapılabilmesi için hızlı prototipleme hizmetleri de sunuluyor.
Designege’nin çalışmaları kapsamında, kapsamlı danışmanlık projelerinden hızlı prototiplemeye, elektronik yazılımdan
endüstriyel tasarıma ve makina üretiminden medikal üretimine
değişik sektörlere uzanan hizmetler ile 280 firmaya tasarım ve
ürün geliştirme konusunda rehberlik hizmeti sunuluyor. Gerek
şirketiçi gerekse katılıma açık eğitim programları ile 94 firmaya
eğitim verildi. Tasarım konusundaki kamu farkındalığını artırmak
amacı ile endüstriyel tasarım ve grafik tasarım konularını içeren
iki kamu projesi hazırlandı. AB çapında tasarım yönetimi konusunda gerçekleştirilen en büyük 6. Çerçeve Projesi olan ADMIRE
projesine ortak olarak katılım gerçekleştirildi.
Abigem ve designege iletişim bilgileri
Abigem
Ege Bölgesi Sanayi Odası Cumhuriyet Bulv. No: 63 Kat:1
35210 Pasaport / İZMİR
Tel: (232) 446 4356 Faks: (232) 446 43 07 www.abigem.org
Designege
İzmir Teknoloji Geliştirme Bölgesi A3 Binası No:15
İYTE Kampüsü Urla / İZMİR
Tel: (232) 765 91 06 Nesne tel: (232) 765 90 46
www.designege.org
ABİGEM’ler
yaygınlaşıyor
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, KOBİ'lerin profesyonel yönetim sistemleri
ışığında yapılanmalarının, Türkiye'nin ticaret ve sanayide
geldiği başarılı seviyenin devamı için şart olduğunu söyledi.
“AB-Türkiye İş Geliştirme Merkezleri (ABİGEM) Ağının
Yaygınlaştırılması Projesi”nin ulusal açılış töreni, Türkiye
Odalar ve Borsalar Birliği Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesinde yapıldı. Törene, Dışişleri Bakanı Ali Babacan, TOBB
Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu ve Avrupa Birliği Komisyonu Başkan Yardımcısı Günter Verheugen katılarak birer
konuşma yaptılar.
Hisarcıklıoğlu, törende yaptığı konuşmada, ABİGEM
Projesinin TOBB ile Avrupa Birliği'nin ortaklaşa yürüttüğü
bir proje olduğunu hatırlattı. Hisarcıklıoğlu, 2002-2006
yılları arasındaki 4 yıllık dönemde AB finansmanıyla tüm
yapılanmaları tamamlanan ve KOBİ'lere hizmet vermeye
başlayan ilk merkezlerin Gaziantep, İzmir ve Kocaeli'de
hayata geçirildiğini anlattı.
ABİGEM'lerin proje süresince KOBİ'lere sundukları
yenilikçi özel projeler, danışmanlık hizmetleri, iş destekleri
ve eğitimler vasıtasıyla binlerce KOBİ'ye erişerek bu işletmeleri ihracatla tanıştırdıklarını ifade eden Hisarcıklıoğlu,
bu 3 ilin bölge ekonomilerine proje süresi içinde toplam 55
milyon Avroluk bir katkı sağlandığını bildirdi.
Denizli, Eskişehir, Kayseri, Konya, Afyon, Çorum,
Erzurum ve Malatya'nın da projeye dahil edildiğini ifade
eden Hisarcıklıoğlu, Adana, Tekirdağ, Trabzon ve Uşak'ın
da dahil edilmesi için çalışmaların son aşamaya geldiğini
söyledi.
ebsohaber 67 kasım 2008

Benzer belgeler