Meme Kanseri Hastalarında Maneviyatın Etkileri ve Manevi Bakım*

Transkript

Meme Kanseri Hastalarında Maneviyatın Etkileri ve Manevi Bakım*
Meme Kanseri Hastalarında Maneviyatın Etkileri ve
Manevi Bakım*
Nihal BOSTANCI DAŞTAN**, Sevim BUZLU***
“Sağlık için, manevi gereksinimler vücudu oluşturan
fiziksel organlar kadar önemli bir öğedir, hepimizin gözlemlediği
fiziksel durum zihnimizi ve ruhumuzu etkileyebilir.”
Florence NIGHTINGALE
ÖZET
Genel olarak hastalıklar; bireylerin fiziksel, emosyonel, ruhsal ve sosyal gereksinimleri yanısıra
manevi gereksinimlerini de artırırlar. Kanser gibi tedavisi uzun süreli olan, yaşam kalitesini azaltan
durumlarda hastanın sosyal ve manevi desteğe olan gereksinimi daha da artar. Bugün dünyada her
10 kadından ikisi meme kanseri yakalanmakta ve meme kanserine bağlı ölümler tüm kanser grupları
arasında ikinci sırada olmaktadır. Meme kanseri özellikle kadın sağlığını tehdit eden, ağrılı vücut
değişkenliği yaratan, yoğun tedavi süreci ile hasta ve yakınları tarafından kabul edilmesi zor, önemli
bir stres kaynağı olarak çeşitli psikososyal ve manevi sorunlara yol açan önemli bir sağlık
sorunudur. Yapılan çalışmalar, maneviyatın meme kanseri gibi varoluşsal kriz yaşayan hastaların
başetme yeteneğinde önemli rolü olduğunu, iyi oluş yaşantısını, umudunu ve hastalığından anlam
bulma yeteneğini arttırdığını göstermektedir. Sağlık profesyonelleri hastaların bütünlüğünü koruma
pozisyonundadır, ancak bu konudaki yayınlar maneviyatın gözardı edildiğini ve manevi bakımın
yetersiz olduğunu göstermektedir. Ülkemizde hastalıkların hasta üzerinde yarattığı etkilere yönelik
yayınlar incelendiğinde, maneviyatla ilgili çalışmaların yetersiz olduğu görülmektedir. Bu derleme,
hastalıkta maneviyatın etkisine, meme kanseri olan hastalarda manevi gereksinimlerin
belirlenmesine ve manevi bakıma yönelik bilgi içermektedir.
Anahtar Sözcükler: Meme kanseri, maneviyat, manevi bakım, hemşirelik bakımı
ABSTRACT
The Effects Of Spirituality In Breast Cancer Patients And Spiritual Care
In general; diseases increase the physical, emotional, psychological and socials needs of the
individuals as well as moral needs. In conditions like cancer which has a long term medical
treatment and which decreases the life quality , the patients’ needs to social and moral support
increase more. Today, in the world 2 of every 10 women have been caught to breast cancer and the
deaths depend upon the breast cancer takes the second place among all the cancer groups. Breast
cancer is an important health problem which especially threats women health, creates painful body
variables which is hard to be accepted by the patients and their close families because of its intensive
care process, as an important stress source which causes different psychosocial and spiritual
problems. The studies which have been done showed that spirituality has an important role in breast
cancer patients in their capacity of coping, which lives existential crisis, being well experiences,
hopes and increasing the capacity of finding means from the illness. The health professionals are in
the care position of wholeness of the patients, the publications about this subject show that the
morale is not being taken into consideration and an insufficiency of spiritual care . When the
* 9. Ulusal Meme Hastalıkları Kongresi’nde poster bildiri olarak yayınlanmıştır, 5-9 Eylül 2007, Ankara.
**Yard. Doç. Dr. Kafkas Üniversitesi Kars Sağlık Yüksekokulu Öğretim Üyesi / KARS
***Prof. Dr. Đstanbul Üniversitesi Florence Nightingale Hemşirelik Yüksekokulu Psikiyatri Hemşireliği Anabilim Dalı/ ĐSTANBUL
74 Maltepe Üniversitesi Hemşirelik Bilim ve Sanatı Dergisi, Cilt:3,Sayı:1.2010
publications which have been examined about the effects of diseases on patients in our country ; it is
seen that the publications are insufficient about the spirituality. This collecting includes knowledge
directed to the effect of spirituality in illness , investigate the morale needs in breast cancer patients
and spiritual care.
Keywords: Breast cancer, spirituality, spiritual care, nursing care
GĐRĐŞ
Đnsan, edindiği genetik özelliklerle iç ve dış çevresiyle etkileşim sonucunda gelişen ve değişen
bedensel, ruhsal, sosyal ve kültürel boyutları olan bir varlıktır (Kaçmaz 1999). Sağlık bakımında
kabul edilen en kapsamlı yaklaşım bireyin tüm boyutlarına yönelen bütüncül yaklaşımdır. Bütüncül
yaklaşıma göre birey; bedensel, zihinsel, duygusal, sosyokültürel ve manevi boyutları olan bir
bütündür ve bu boyutların herbiri diğeri ile karşılıklı olarak ilişkili ve birbirine bağımlıdır
(Baldacchino 2006; Kaçmaz 1999).
Hastalık sadece doku ve hücrelerde yapısal ve fonksiyonel olarak anormal değişikliklerin yarattığı bir
durum değildir. Hastalık hasta için fiziksel, ruhsal, sosyal, manevi, çevresel, ailesel, psikososyal çok
boyutlu bir olgudur; bir yaşam, kimlik ve varoluş krizidir (Kaçmaz 1999).
Türkiye’de hastalıkların hasta üzerinde yarattığı etkilere yönelik çalışmalar ele alınırken maneviyatın
etkisine yönelik çalışmalar, soyut ve karmaşık olduğundan az sayıdadır ve bilimsel literatürde bu
konu yetersizdir (Aştı, Pektekin ve Adana 2005; Ergül ve Bayık 2004). Bu derlemenin amacı meme
kanseri hastalarında ülkemizde henüz literatürde yeterince vurgulanmayan maneviyatın etkilerini ve
hemşirelerin manevi bakımda üstlenmeleri gereken içeriğin ele alınarak, bu konuya dikkat
çekilmesini sağlamaktır.
HASTALIKLARDA MANEVĐYAT VE ETKĐLERĐ
Spiritualite kavramının tam bir Türkçe karşılığı yoktur. Karşılık olarak Arapça bir kelime olan
“maneviyat” kullanılır. Türk Dil Kurumunun sözlüğünde maneviyat; maddi olmayan manevi
(görülmeyen, duyularla sezilebilen, soyut, tinsel) şeyler ya da mecaz olarak yürek gücü, moral
anlamına gelir (Adana 2006; Ergül ve Bayık 2004).
Maneviyatın sağlık literatüründe farklı tanımları vardır. Bunlardan bazıları; manevi bir oluş, daha
yüce bir güç, enerji veya kendinden daha büyük gerçekliği olan Tanrı ile ilişkide olma, inancınla ilgisi
olmayan ama daha yüce hissetmeni sağlayan bağlılık veya geçiş, maddesel dünyanın varolmadığı
varoluşluk, yaşamdaki anlam ve amacı araştırma, fiziksel olmayan yollarla (dua, meditasyon, dini
inançlar gibi) iyileşme, iç huzur ve iyi oluş duygusudur. Maneviyat, kişisel olarak Tanrı ya da daha
yüce bir güçle bağlılık duygusunu somutlaştırır ve inançtan daha büyük bir durum olarak düşünülür
(Chochinov 2006; Delgado 2005; Levine ve Targh 2002; Thoresen 1999). Maneviyat, Ross tarafından
(1995) başlıca 3 alanda tanımlanmıştır: anlam ve amaç, yaşama isteği, kendine/diğerlerine ve
Tanrı’ya güven. Maneviyat organize olan dini inancın bir kısmıdır, dini inanç daha geniş bir
kavramdır (Chiu 2000; Delgado 2005; Thoresen 1999; Woods ve Ironson 1999).
Yaşamı tehdit eden hastalıklar sıklıkla manevi distress oluşturur. Hastalık durumunda hastalar
genellikle, “Neden ben? Bunu hak etmek ve yaşamak için ben ne yaptım? Tanrı beni cezalandırıyor
mu? Öldükten sonra bana ne olacak? Ben kaybolduktan sonra ailem nasıl yaşayacak? Yokluğum fark
edilecek mi? Özlenecek miyim? Hatırlanacak mıyım? Yaşamdaki işlerimi bitirmek için yeterli
zamanım olacak mı?” gibi sorularla yüzleşir (Büssing, Ostermann ve Matthessen 2005). Aynı
zamanda; manevi değerlere sahip olan hastalar, hastalıkları, ağrıları ve yaşam stresleri ile baş etmede
ve iyileşme süreçlerinde inançlarından yararlanabilir. Ülkemiz insanı hasta olduğu zaman bir taraftan
tıbbın olanaklarından yararlanırken maneviyatı ve inancıyla yaşamını tehdit eden bu duruma
direnmeye çalışır (Adana 2006; Aştı ve ark. 2005). Hastalığı ile baş ederken olumlu ve olumsuz
manevi başetme yöntemlerini kullanabilir. Yapılan çalışmalarda, manevi ve inançsal baş etme
Meme Kanseri Hastalarında Maneviyatın Etkileri…..75
yöntemlerinin hastalar arasında daha çok kadınlarda, yaşlılarda ve sosyoekonomik seviyesi düşük
olan bireylerde tercih edildiği gözlenmiştir (Boscaglia, Clarke, Jobling ve Quinn 2005; Romero,
Kalidas, Elledge, Chang, Liscum ve Friedman 2006).
Maneviyata ve inanca yönelik başetmeyi kullanan bireylerin fiziksel ve ruhsal sağlıklarında iyileşme
görülmüştür (Boscaglia ve ark. 2005; Choumanova, Wanat, Barrett ve Kopman 2006; Cotton,
Levine, Fitzpatrick, Dold ve Targ, 1999; Frick, Riedner, Fegg, Hauf ve Boraio 2006; Woods ve
Ironson 1999). Maneviyatla ilgili yapılan çalışma sonuçları manevi başetmenin koroner kalp hastalığı,
yüksek kan basıncı, serebrovasküler hastalıklar, yüksek kolestorol, inme, HIV, immünolojik
bozukluklar, cinsel yolla bulaşan hastalıklar ve çoğu kanser türlerinde olumlu etkileri olduğunu
gösterir (Choumanova ve ark. 2006; Cotton ve ark. 1999; Culliford 2002; Koenig 2003; Meraviglia
2006; Narayanasamy 2003; Thoresen 1999). Yine yapılan çalışma sonuçları daha fazla manevi
uygulamaları olan insanların tüm alanlarındaki iyi oluşlarının ve yaşam doyumlarının daha yüksek
olduğunu, depresyon ve anksiyete semptomlarının ve suisid oranlarının daha düşük olduğunu, sigara,
alkol ve diğer madde kullanımlarını içeren madde kullanımlarının daha az olduğunu göstermektedir
(Boscaglia ve ark. 2005; Culliford 2002; Levine ve Targh 2002; Thoresen 1999). Manevi bağlılık,
bireyin başetme mekanizmalarını güçlendirerek, sosyal desteğini arttırarak ve kişisel değerleri ve
dünyaya bakışını geliştirerek stresini kontrol altına almaya yardımcı olabilir (Baldacchino 2006;
Boscaglia ve ark. 2005; Cotton ve ark. 1999; Narayanasamy 2003; Puchalski 2001).
MEME KANSERĐ HASTALARINDA MANEVĐYAT VE ETKĐLERĐ
Meme kanseri tüm toplumlarda görülme sıklığı giderek artan, özellikle kadın sağlığını tehdit eden,
ağrılı vücut değişkenliği yaratan önemli bir sağlık sorunudur (Okanlı 2004). Meme kanseri görülme
sıklığı, ülkeden ülkeye değişmekle birlikte dünyada kadınlarda ortaya çıkan kanserlerin % 32’sini ve
kansere bağlı ölümlerin % 18’ini meme kanseri oluşturmaktadır (Darendeliler ve Ağaoğlu 2003).
Erken tanı ve gelişen tedavi olanakları sayesinde meme kanserli hastaların hayatta kalma oranları
uzamaktadır. Ancak tüm bu olumlu gelişmelere rağmen kanser, yoğun tedavi süreciyle hasta ve
yakınları tarafından kabul edilmesi zor, önemli bir stres kaynağı olarak çeşitli psikososyal ve manevi
sorunları gündeme getirmektedir (Babacan 2006).
Çeşitli toplumlarda olduğu gibi ülkemizde de kadının memesi; kadınlığı, cinselliği, estetik görünümü,
bebeğin beslenmesini, sevgiyi ve annelik duygularını ifade etmektedir. Bu nedenle kadınlar meme
kanseri sonucunda; beden imajında bozulma duyguları, özsaygıda azalma, kadınlığı kaybetme
düşüncesi, cinsel fonksiyonlarda azalma düşüncesi, anksiyete, depresyon, umutsuzluk, suçluluk ve
utanç, tekrarlama korkusu, izolasyon ve ölüm korkuları gibi psikolojik ve manevi yönden şiddetli
sorunlar yaşamaktadır (Babacan 2006; Bottomley 1997; Galjchen 1999; Holland 1997; Kunkel, Chen
ve Okunla 2002).
Meme kanseri olan kadınlarda kendilerini suçlama oldukça yaygın bir davranıştır. Kadınlar beslenme
tercihlerine, sigara içmeye, tedaviye başvurma süreçlerine, tedavi dışı alternatiflere yönelme/tedaviyi
ertelemelerine ve tedavi sırasındaki davranışlarına bağlı olarak kendilerini suçlayabilir ve başetmede
manevi yöntemleri tercih edebilir (Romero, Kalidas, Elledge, Chang, Liscum ve Friedman, 2006).
Son zamanlarda yapılan araştırmalar maneviyatın kanser sırasında ruh sağlığına pozitif etkisi olan bir
faktör olduğunu belirtir (Boscaglia ve ark. 2005; Choumanova ve ark. 2006; Cotton ve ark. 1999;
Narayanasamy 2003; Puchalski 2001). Yapılan bir çalışmada kanser hastalarının % 93’ünün manevi
başetme sonucunda umutlarını sürdürdükleri belirtilmiştir (Culliford 2002). Yapılan çalışmalar
manevi iyi oluşu daha fazla olan kanser hastalarının anksiyete ve depresyon düzeylerinin daha düşük,
sağlık alışkanlıklarının daha iyi ve umut ve yaşam kalitelerinin daha yüksek düzeyde olduğunu
göstermiştir (Cotton ve ark. 1999).
Meme kanseri hastalarında manevi başetmenin rolünü değerlendiren çalışma sonucunda; hastaların, %
91’i inancın duygusal desteği, % 70’i sosyal desteği ve % 64’ü kanser yaşantısından anlam yaratma
yeteneğini arttırarak inançlarının hastalıklarıyla başetmede olumlu etkileri olduğunu belirtilmiştir
(Feher ve Maly, 1999). Cotton ve arkadaşlarının (1999) meme kanseri hastalarıyla yaptıkları çalışma
sonucunda; hastaların manevi iyi oluşları, yaşam kaliteleri ve özellikle kanser uyum düzeyleri
76 Maltepe Üniversitesi Hemşirelik Bilim ve Sanatı Dergisi, Cilt:3,Sayı:1.2010
arasında anlamlı ilişkiler belirlenmiştir. Manevi iyi oluş ve kanser uyum düzeylerinden savaşma ruhu
ve kadercilik alt boyutları arasında pozitif bir ilişki görülürken; çaresizlik/umutsuzluk, anksiyeteli
bekleyiş ve inkâr alt boyutları arasında negatif bir ilişki saptanmıştır. Yapılan bir çalışma sonucunda
meme kanseri olan kadınların % 88’i inancın önemli olduğunu ve % 85’i başetmelerinde yardımcı
olduğunu belirtmiştir. Yine benzer olarak meme kanseri olan kadınların tanı sırasında başetmek için
% 76’sının dua etmeyi tercih ettikleri görülmüştür (http://www.healthsystem.virginia.edu/internet/
chaplaincy/ whitepapersection4.pdf, 2008). Levine ve Targ (2002) meme kanseri olan kadınlarda
fonksiyonel iyi oluş ve maneviyat arasındaki ilişkiyi belirleme amaçlı yaptıkları çalışma sonucunda;
maneviyat ve psikolojik distres ölçeğinden anksiyete, depresyon, yorgunluk ve konfüzyon alt
boyutları arasında negatif bir ilişki belirlemiştir. Yine aynı çalışmada maneviyat ve kanser uyum
ölçeğinden savaşma ruhu ve kadercilik alt boyutları arasında pozitif bir ilişki bulunurken, çaresizlik /
umutsuzluk, anksiyeteli bekleyiş ve kaçınma alt boyutları arasında negatif bir ilişki görülmüştür.
Romero ve arkadaşlarının (2006) meme kanserli hastalarda kendilerini affetme, maneviyat ve
psikolojik uyumu değerlendirme amaçlı yaptıkları çalışma sonucunda; maneviyat ile duygu durum
bozuklukları arasında negatif bir ilişki belirlenirken, maneviyat ile yaşam kalitesi ile arasında pozitif
bir ilişki belirlenmiştir.
Yapılan çalışmalara bakıldığında maneviyatın meme kanseri hastalarında oldukça önemli bir yeri
olduğu görülmektedir. Bu nedenle, bu hastaların bakımını üstlenen hemşirelerin ve ilgili diğer sağlık
ekibi üyelerinin hastaların bakımında manevi boyutu göz önünde bulundurmaları gerekmektedir.
MANEVĐ BAKIM
Gündüz ve gece hastalara hizmet sunan hemşireler hastaların bütünlüğünü koruma pozisyonundadır.
Ancak yapılan çalışmalar maneviyatın gözardı edildiğini ve manevi bakımın yetersiz olduğunu
göstermektedir (Baldacchino 2006; Meraviglia 2006; Narayanasamy 2003).
Bir bireyin varoluşunun tüm boyutlarını korumasında, sürdürmesinde ve elde etmesinde ona yardımcı
olmak iyi hemşirelik bakımının temelidir (Ergül ve Bayık 2004). Manevi bakım, bütüncül bakımın bir
parçasıdır ve bakımın ayrı bir yönü olarak düşünülmemelidir. Hemşire kuramcıların 1960’lı yılların
sonlarından beri; bireyin fiziksel, emosyonel ve psikososyal boyutu kadar manevi boyutuna da
giderek büyüyen bir ilgi gösterdikleri görülmektedir. Travelbee (1971), “bir hemşire yalnızca fiziksel
ağrıyı azaltmak için veya fiziksel açıdan değil, bireye bütün bir bakım verir” şeklinde bakımın tüm
boyutlarının önemini ifade etmiştir. Neuman (1995), Roper ve arkadaşları da (2000) hemşirelik
kuramlarına maneviyatı ve bütüncül bakımı dahil ederek kuramlarını yeniden gözden geçirmiştir.
Uluslararası Hemşirelik Konseyi Etik Kuralı da (International Council of Nurses Code of Ethics)
hemşireler “bireyin, ailenin ve toplumun insan hakları, değerleri, gelenekleri ve manevi inançlarına
saygı göstermelidir” rolünü açıkça belirtir. Hemşireler bireylerin / hastaların biyolojik, psikolojik,
sosyal ve manevi durumlarına ve gereksinimlerine göre bakım vermeli ve onların manevi
gereksinimlerini karşılamada aktif rol almalıdır (Aştı ve ark. 2005; Baldacchino 2006; Ergül ve Bayık
2004).
Hemşirelerin manevi bakım vermesinde etkili olan pek çok faktör vardır. Bu faktörlerden özellikle
hemşirenin bireysel düşünce sistemi, manevi gereksinimler ve bakımı algılaması, kendi yaşam
umudu, gönüllülüğü ve konuya duyarlılığı hemşirelik bakımında etkili olmaktadır. Bunun yanısıra;
hemşirenin çalıştığı ortam, çalışma koşulları, hastaya bakım veren diğer çalışanlarla iletişimi, hastanın
iletişime açık olması gibi bir çok etmen de manevi bakımı etkilemektedir (Ergül ve Bayık 2004).
Hemşirelerin manevi bakıma yönelik olarak uygulamaları şu şekilde tanımlanabilir:
Yaşama umudunu aşılayan empati ve şefkati gösterme,
Hastaların fiziksel, duygusal ve manevi tüm yönleri ile dikkatli bir biçimde ilgilenme ve
destekleyici olma,
Hastaların korkuları, umutları, acıları ve hayallerini dinleme, ifadeleri önyargısız olarak
kabul etme,
Manevi öyküyü öğrenme,
Meme Kanseri Hastalarında Maneviyatın Etkileri…..77
Đnançlar ve hastalığın anlamını etkileyen değerler hakkında mümkün olduğu kadar çok
bilgi sahibi olma,
Hasta ve ailelerinin tüm boyutlarına (beden akıl ve ruh) dikkat etme,
Đnançları gerçekleştirmek için yeterince zaman ve yer sağlamaya yardımcı olma,
Hastalara manevi desteklere yönelik kaynak sağlama,
Hastaların ait olduğu dine yönelik uygulamalarını yerine getirmesine yardımcı olma,
Uygun olan manevi uygulamalara katılma,
Hastaların manevi bakımdan önem taşıyan eşyalarına saygı gösterme,
Hoca, imam veya papaz gibi diğer profesyonellere gönderme (Aştı ve ark. 2005;
Baldacchino 2006; Puchalski 2001).
SONUÇ
Meme kanseri sadece fiziksel bir olay olmayıp manevi boyutu da içeren çok boyutlu bir olgudur. Bu
nedenle, meme kanseri hastalarına yaklaşımda manevi boyutun etkilerinin ihmal edilmemesi gerekir.
Ayrıca, hastalarla yakın ilişki içerisinde olan hemşireler de manevi bakımı içine alan bütüncül
bakımla hastalara gelişme imkânı sağlamalıdır.
KAYNAKLAR
Adana F (2006). Cerrahi hemşirelik bakımının manevi boyutu. Hemşirelik Forumu, Eylül-Aralık: 1-4.
Aştı N, Pektekin Ç, Adana F (2005). Cerrahi hemşirelik bakımının manevi boyutu. Hemşirelik
Dergisi, 54: 27-34.
Babacan GA (2006). Meme kanserinde psikososyal sorunlar ve destekleyici girişimler. Meme Sağlığı
Dergisi, 2 (3): 129-135.
Baldacchino D (2006). Nursing competencies for spiritual care. J Clin Nurs. 15 (7): 885-896.
Boscaglia N, Clarke DM, Jobling TW, Quinn MA (2005). The contribution of spirituality and spiritual
coping to anxiety and depression in women with a recent diagnosis of gynecological cancer. Int J
Gynecol Cancer, 15 (5): 755-761.
Bottomley A (1997). Psychosocial problems in cancer care: A brief review of commons problems. J
Psychiatr Ment Health Nurs, 4 (5): 323-331.
Büssing A, Ostermann T, Matthiessen P (2005). Role of religion and spirituality in medical patients:
Confirmatory results with the SpREUK questionnaire. Health Qual Life Outcomes, Feb (10): 1-10.
Chiu L (2000). Lived experience of spirituality in Taiwanese women with breast cancer. West J Nurs
Res, 22 (1): 29-53.
Chochinov HM (2006). Dying, dignity, and new horizons in palliative end-of-life care. CA Cancer J
Clin, 56: 84-103.
Choumanova I, Wanat S, Barrett R, Kopman C (2006). Religion and spirituality in coping with breast
cancer: Perspective of Chilean women. The Breast Journal, 12 (4): 349-352.
Cotton SP, Levine EG, Fitzpatrick CM, Dold KH, Targ E (1999). Exploring the relationships among
spiritual well-being, quality of life, and psychological adjustment in women with breast cancer.
Psycho-oncology, Sep-Oct 8 (5): 429-438.
Culliford L (2002). Spirituality and clinical care. BMJ, 325: 1434-1435.
78 Maltepe Üniversitesi Hemşirelik Bilim ve Sanatı Dergisi, Cilt:3,Sayı:1.2010
Darendeliler E, Ağaoğlu FY (2003). Meme Kanserinin Epidemiyolojisi ve Etyolojisi. Topuz E,
Aydıner A, Dinçer M. Eds. Meme Kanseri. Đstanbul:Nobel Tıp Kitapevleri,13-33.
Delgado C (2005). A discussion of the concept of spirituality. Nurs Sci, 18 (2):157-162.
Ergül Ş, Bayık A (2004). Hemşirelik ve manevi bakım. Cumhuriyet Üniversitesi Hemşirelik
Yüksekokulu Dergisi, 8 (1): 37-45.
Feher S, Maly RC (1999). Coping with breast cancer in later life: The role of religious faith. Psychooncology, 8 (5): 408-416.
Frick E, Riedner C, Fegg M, Hauf S, Boraio GD (2006). A clinical interview assessing cancer
patients’ spiritual needs and preferences. Eur J Cancer Care, 15 (3): 238-243.
Galjchen M (1999). Psychosocial Issues in Cancer Care. Miaskowski C, Buchsel P. Eds. Oncology
Nursing Assessment and Clinical Care. Missouri: Mosby Year Book, 305-317.
Holland J (1997). Principles of Psycho-Oncology. Holland J, Bast R, Morton D, Frei E, Kufe D,
Weichselbaum D. Eds. Cancer Medicine. 4th ed. USA, 1327-1343.
Kaçmaz N (1999). Konsultasyon-Liyezon psikiyatrisi hemşireliği ve biyopsikososoyal bakım.
Konsultasyon-Liyezon Psikiyatrisi 1998-1999 Kitabı. Đstanbul: 198-208.
Koenig HG (2003). Religion, spirituality and health: an American physician’s response. Med J Aust,
178 (2): 51-52.
Kunkel EJ, Chen EI, Okunla TB. (2002). Psychosocial concerns of women with breast cancer. Primer
Care Update Obs / Gyns, 9 (4): 129-134.
Levine EG, Targh E (2002). Spiritual corralates of functional well-being in women with breast cancer.
Integr Cancer Ther, 1(2): 166-174.
Meraviglia M (2006). Effects of spirituality in breast cancer survivors. Oncol Nurs Forum, 33 (1): 17.
Narayanasamy A (2003). Spiritual coping mechanisms in choronic illness: A qualitative study. Br J
Nurs, 11: 1461-1470.
Okanlı A (2004). Kadınlarda mastektominin psikososyal etkileri. (online) Đnsan Bilimleri
Dergisi.http://www.insanbilimleri.com/makaleler/saglik_bilimleri/Kadinlarda_
Mastektominin_
Psikososyal_Etkileri.pdf Erişim: 12.06.2008.
Puchalski CM (2001). The role of spirituality in health care. BUMC (Baylor University Medical
Center) Proceedings, 14 (4): 352-357.
Romero C, Kalidas M, Elledge R, Chang J, Liscum KR, Friedman LC (2006). Self- forgiveness,
spirituality, and psychological adjustment in women with breast cancer. J Behav Med, 29 (1): 29-36.
Thoresen C (1999). Spirituality and health: Is there a relationship? J Health Psychol, 4 (3): 291-300.
Woods TE, Ironson GH (1999). Religion spirituality in the face of illness: How cancer, cardiac, and
HIV patients describe their spirituality /religiosity. J Health Psychol, 4 (3): 393-412.
…. http://www.healthsystem.virginia.edu/internet/chaplaincy/whitepapersection4.pdf, The benefits of
spiritual care provided by professional chaplains. Erişim: 23.11.2008.
Đletişim Adresi:
Yard. Doç. Dr. Nihal BOSTANCI DAŞTAN
(0505) 222 96 48 n_ [email protected]

Benzer belgeler