100 Yıllık Acı Saraybosna`da Konuşuldu

Transkript

100 Yıllık Acı Saraybosna`da Konuşuldu
OCAK - ŞUBAT 2013
100 Yıllık Acı Saraybosna’da
Konuşuldu
Türkiye Yazarlar Birliği tarafından Bosna-Hersek’in başkenti
Saraybosna’da 15 Aralık 2012 Cumartesi günü “Balkan Savaşları’nın
100.yılında Büyük Göç ve Muhaceret Edebiyatı Sempozyumu”
düzenlendi.
İstanbul’da 4. Edebiyat
Mevsimi / 4-5
İstiklâl Şairimiz Taceddin
Dergâhı’nda Anıldı / 6
Ocak - Şubat Programı / 8-9
TYB’de Nurettin Topçu
Okumaları / 11
Akademi Edirne Açıldı / 11
Mesud Akhtar Şeyh’in
‘Modern Pakistan Edebiyatı’
kitabı TYB’de tanıtıldı / 12
Ayın Kitabı’nda Lütfi Bergen,
Edebi Metinde Din ve iktisat
Kitabını Anlattı / 12
Şubelerden Haberler / 13-16
Türkiye Yazarlar Birliği tarafından Bosna-Hersek’in başkenti Saraybosna’da
düzenlenen “Balkan Savaşları’nın
100.yılında Büyük Göç ve Muhaceret
Edebiyatı Sempozyumu” 15 Aralık
2012 Cumartesi günü Uluslararası
Saraybosna Üniversitesi (IUS) toplantı
salonunda gerçekleştirilen oturumlarla
sona erdi.
Şehir Gezisi ve Yunus Emre Türk Kültür
Merkezi’ni Ziyaret
Sempozyum için Saraybosna’ya 13
Aralık günü ulaşan heyet, ilk gün
Osmanlı’nın Balkanlar’daki varlığının
canlı bir nişânesi olarak hâlâ varlığını
sürdüren Saraybosna’da bir şehir gezisi
gerçekleştirdi. Daha sonra Türkiye
Yazarlar Birliği heyeti ve katılımcılar,
Saraybosna Yunus Emre Türk Kültür
Merkezini ziyaret etti.
Ziyarette, Türkiye Yazarlar Birliği
Başkanı İbrahim Ulvi Yavuz ve beraberindeki heyet; Saraybosna Yunus Emre
Türk Kültür Merkezi hakkında bilgi
aldı.
Merkezde gerçekleştirilen kültür sanat
etkinlikleri ve Türkçe kursları hakkında
bilgi veren Saraybosna Yunus Emre
Türk Kültür Merkezi Müdür Vekili Nuri
Türkyılmaz, Saraybosna YETKM olarak
Türk kültürünün, tarihinin ve sanatının
doğru ve yalın bir şekilde anlatılması
devamı 2’de
2012 Yılının
“Yazar, Fikir Adamı
ve Sanatçıları”
Açıklandı
7’de
Yazar Okulu’nun
19. Dönemi
Rasim Özdenören
ile Başladı
8’de
35
için önemli bir misyon üstlendiklerini
ve Türk dilinin bölgede zenginleştirilmesi için önemli çalışmalara imza
atıldığını ifade etti.
Aliya’nın Kabrini Ziyaret ve Osmanlı
Basınında Gazete Kupürleri Sergisi’nin
Açılışı
Türkiye Yazarlar Birliği öncülüğünde T.C. Başbakanlık Yurtdışı Türkler
ve Akraba Topluluklar Başkanlığı,
Uluslararası Saraybosna Üniversitesi,
Yunus Emre Enstitüsü Saraybosna
Türk Kültür Merkezi ve TİKA Saraybosna Koordinatörlüğü’nün ortaklığı; Connectum Yayınevi’nin desteğiyle düzenlenen Balkan Savaşlarının
100.Yılında Büyük Göç ve Muhaceret
Edebiyatı Sempozyumu’nun açılışı ve
ilk günü Stari Grad Belediyesi’ne ait
Büyük Salonda gerçekleştirildi.
Açılışın ardından katılımcılar Cuma
namazını Gazi Hüsrev Bey Camii’nde
birlikte eda ettikten sonra Bosna-Hersek’in ve İslâm dünyasının
unutulmaz simaları arasına giren
merhum Cumhurbaşkanı Aliya
İzzetbegoviç’in kabrini ziyaret ettiler.
Birinci gün öğleden sonra ise ilmî
toplantı başladı. Balkan Savaşları ve
etkileri başlıklı oturumda Doç. Dr.
Akif Kireççi, Dr. Zülküf Oruç, Doç.
Dr. Mehmet Ö. Alkan, Yrd. Doç. Dr.
Hasan Korkut ve Yrd. Doç. Dr. Can
Ünver bildirilerini sunarken Muhaceret edebiyatı başlıklı oturumda
ise Prof. Dr. Belkıs Gürsoy, Doç. Dr.
Ahmed Sami, Doç. Dr. Rıdvan Canım
Ocak 2013
ve H. Yıldırım Ağanoğlu görüşlerini
dinleyicilerle paylaştılar.
cü, ikinci günün ilk oturumu “Boşnak
Göçleri” başlığını taşıyordu. Başkanlığını Prof. Dr. Birol Akgün’ün yaptığı
oturumda Prof. Dr. Mahir Aydın “Zor
Yolculuk: Bosna’dan Anadolu’ya
Göçmek” başlıklı bildirisini; Doç. Dr.
Tufan Gündüz ise “Berlin Antlaşması
Sonrası Bosna-Hersek’te Göç Tartışmaları” başlıklı bildirisini sundu. Bu
oturuma programda yer almalarına
rağmen Filip Mürsel Begoviç rahatsızlığı dolayısıyla katılamazken Prof.
Dr. Redzep Skryel, elverişsiz hava
şartları sebebiyle toplantıya iştirak
edemedi. Bu oturumda özellikle
Prof. Mahir Aydın’ın fotoğraflar
eşliğinde arşiv belgelerine dayanarak
gerçekleştirdiği sunum izleyiciler
tarafından ilgiyle takip edildi.
İkinci gün Boşnak Göçleri ve 100 Yıl
Sonra Balkanlar konuşuldu
Sempozyumun dördüncü oturumunda ise Boşnak muhaceret edebiyatı
üzerine bildiriler sunuldu. Doç. Dr.
M. Murat Erdoğan’ın başkanlığında gerçekleştirilen oturumda Doç.
Dr. Sanjin Kodric “Yeni Boşnak
Edebiyatında Avusturya Konusu”,
Fatmir Alispahic “Avusturya-Macaristan Dönemi Boşnak Edebiyatında
Muhaceret Konusu”, Amina Siljak
Jesenkovic “Hakiki ve Mecazi Muhacirler: Dünyevi Memleketlerinden
Uzak Boşnak Mutasavvıflar”, Lebiba
Dzeko “Aliya Nemetak’ın Türkiye’de
Yaşayan Sözlü Boşnak Edebiyatının
Derlenmesindeki Katkıları” başlıklı
bildirilerini sundular.
Sempozyumun ikinci günü IUS’ta
gerçekleştirildi. Sempozyumun üçün-
Sempozyumun son oturumu meselenin güncel boyutlarını da ele
Sempozyumun ilk günü akşamında
ise Türkiye’nin Saraybosna Büyükelçisi Ahmet Yıldız’ın da katılımıyla
Yunus Emre Türk Kültür Evi’nde
“Osmanlı Basınında Balkan Savaşları
Gazete Kupürleri Sergisi”nin açılışı
gerçekleştirildi. TYB Vakfı Mütevelli Heyeti D. Mehmet Doğan, TYB
Genel Başkanı İbrahim Ulvi Yavuz,
IUS Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İsmail
Kocayusufoğlu’nun da katıldığı sergi
açılışının ardından Büyükelçi Ahmet
Yıldız tarafından davetlilere bir kokteyl verildi.
Bilge Adam Aliya’nın Kabrinde
alabilmek amacıyla 100 Yıl Sonra Balkanlar başlığını taşıyordu. Prof. Dr.
Mahir Aydın’ın başkanlığını yaptığı
oturumda Doç. Dr. M. Murat Erdoğan “Balkanlarda Barış ve İstikrarın
Sağlanmasında Avrupa Birliği’nin
Rolü”, Prof. Dr. Birol Akgün “ABD
ve Balkanlar”, Mehmet Özkan
“Türkiye’nin Balkanlar Politikası”
ve Dr. Birgül Demirtaş “Balkanlarda Bölgesel İşbirliğinin Anatomisi:
Fırsatlar, Sorunlar ve Meydan Okumalar” başlıklı bildirilerini sundular.
Prof. Dr. Birol Akgün, Balkanlar’ın
bir geçiş noktası ve Ortadoğu
ülkeleri gibi enerji zenginliklerine
sahip olmasa da jeopolitik konumu
dolayısıyla büyük güçlerin rekabet
sahası olduğunu belirterek, “Balkan
coğrafyası ayrıca kültürel anlamda
da bir geçiş coğrafyasıdır. Bu nedenle de çok sık çatışmaların yaşandığı
bir coğrafyadır” tespitinde bulunurken Doç. Dr. Murat Erdoğan, bu
yıl Avrupa Birliği’nin organizasyon
olarak Nobel Barış Ödülü’ne layık
görüldüğünü hatırlatarak “AB’nin
siyaseten beceriksiz, askeri anlamda
var olmayan ve yanı başındaki Bosna
Savaşı’na dahi müdahale etmekten
yoksun bir kurum” olduğunu söyleyen Erdoğan, yine de birlik olarak
kendi içlerinde çatışmaları önlediklerini ve barış içerisinde yaşamayı
başardıklarını belirtti. AB’nin 1990’lı
yıllarda bölgede yaşanan çatışmalara ülkeler bazında farklı tutumlar
sergilediğini kaydeden Erdoğan, “O
dönemde Almanlar, Hırvatlar’ı desteklemişti. Savaşın yaşandığı dönemde ülkeler farklı tutumlar sergiledi
ve birlik uyumlu hareket edemedi.
Bu nedenle de burada yaşananları
sadece seyrettiler” diye konuştu. AB
ülkelerinin o dönemde yaptırım uygulayacak gücünün olmadığını ifade
eden Erdoğan, daha sora AB olarak
Balkan coğrafyasını “Güneydoğu
Avrupa” olarak adlandırdıklarını ve
koruma altına almaya çalıştıklarını
kaydetti.
Amina Siljak Jesenkovic: Eksiklerimizi
Tamamlayabilmek İçin Desteğinize
İhtiyacımız var
Son oturumun tamamlanmasının
ardından kapanış oturumuna geçildi.
Sempozyum oturum başkanları toplantının genel bir değerlendirmesini
yaptıktan sonra sempozyuma ilmî
danışmanlık yapan ve sürecin Saray-
bosna ayağının örgütlenmesinde büyük katkıları olan Amina Siljak Jesenkovic bir değerlendirme yapmak üzere
kürsüye geldi. Konuşmasını Türkçe
yapan Jesenkovic Bosna-Hersek’ten
yaşanan göçlerin çok büyük trajedilere
sebep olduğunun altını çizerek halen
daha Türkiye’nin bazı köylerinde
Bosna-Hersek’ten göçmüş, Bosnalıların
sevdalinkalarını ve anılarını da beraberinde götürmüş insanların yaşadığını,
birkaç yıla kadar bu insanların da
kaybedileceğini belirterek BosnaHersek’in bu alanda ve daha birçok
konuda eksiklerini tamamlayabilmek
için Türkiye’nin desteğine ihtiyaç
duyduğunu ifade etti. Jesenkovic’ten
sonra söz alan TYB Vakfı Mütevelli
Heyeti Başkanı D. Mehmet Doğan da
toplantının gerçekleştirilmesinde katkısı olan herkese teşekkür etti.
Türkiye Yazarlar Birliği, Yurt Dışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı,
Uluslararası Saraybosna Üniversitesi,
Saraybosna Yunus Emre Türk Kültür
Merkezi ve Türkiye İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı (TİKA) Saraybosna Koordinatörlüğü tarafından organize edilen “Balkan Savaşları’nın 100. Yılında
Büyük Göç ve Muhaceret Edebiyatı”
sempozyumu, Uluslararası Saraybosna
Üniversitesi’nde Boşnak sanatçı Eldin
Huseinbegoviç’in Sevdalinka konseriyle sona erdi.
Osmanlı Basınında Gazete Kupürleri Sergisi
Ocak 2013
İstanbul’da “4. Edebiyat Mevsimi”
Türkiye Yazarlar Birliği İstanbul
Şubesi ile İBB Kültür ve Sosyal
Daire Başkanlığı’nın bu yıl 4’üncüsünü düzenlediği İstanbul Edebiyat Festivali, 24-29 Aralık tarihleri
arasında Kızlarağası Mehmed Efendi
Medresesi’nde gerçekleşti. Edebiyatseverlere bir hafta boyunca ‘Edebiyat Mevsimi’ yaşatan programa,
60’tan fazla konuşmacı ve binlerce
kişi katıldı.
Altı gün süren festivalde söyleşiler, açık oturumlar, paneller, film
gösterimleri ve konser gibi 14 farklı
etkinliğe yer verildi. Festivalin ana
teması ise bu yıl ‘tasavvuf’ oldu.
Festivalin açılışında konuşan İstanbul Şube Başkanı Mahmut Bıyıklı,
“Edebiyat Mevsimi, TYB’nin 4 yıldır
gerçekleştirdiği bir organizasyon.
Artık geleneksel hâle gelen etkinliğimizin bu yılki teması tasavvuftur.
Tasavvuf, kültürümüzün ve medeniyetimizin ana unsurlarından biridir. “
dedi. Edebiyat Mevsimi’nde tasavvuf
konusunun ele alınmasıyla kültürel
mirasın korunduğuna dikkat çeken
TYB Genel Başkanı İbrahim Ulvi Yavuz, ”Bu etkinlikle birlikte TYB, yine
kültür gündemini belirleyecek” ifadelerini kullandı. TYB Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı D. Mehmet Doğan
da, “Yıllarca tekkeleri kapatmakla
övündük, tekkeleri kapatmanın ne
anlama geldiğini hiç düşünmedik.
Ocak 2013
Nedir tekkeleri kapatmak? 1000 yıllık
edebiyatı ve tasavvufu yok saymaktır.” diye konuştu.
Açılış konuşmalarının ardından oturumlara geçildi. Başkanlığını Doç. Dr.
Abdulkadir Emeksiz’in yaptığı ‘Tasavvuf ve Dil’ oturumunda konuşan
Ömür Ceylan, ‘Tasavvufi Metinlerin
Anlam Katmanları’ başlığını irdeledi.
İslâm sanatlarında tasavvufun stilistik
diline değinen Turan Koç da, “Mimar
Sinan’ın yaptığı gibi camii yapmak,
Şeyh Galib gibi yazmak zorunda
değiliz. Yeter ki o kıvılcımdan bir
ateş alalım. Bu kıvılcımın yolundan
gidelim” dedi.
Klasik metinlerden yola çıkarak dilin
geçirdiği evrelere dikkat çeken D.
Mehmet Doğan, “Türk edebiyatımızın başlangıcı Kutadgu Bilig’den
gelir” dedi.
700 yıl geçmesine rağmen Mevlana
okuyoruz
Programın ikinci oturumu olan ‘Sufi
Öncüler’ söyleşisini tarihçi-yazar Dursun Gürlek yönetirken Prof. Dr. Emin
Işık da konuşmacı olarak katıldı.
Mevlana ve Mesnevi’den esinlenerek
kitap yazan bazı yazarları eleştiren
Dursun Gürlek, “Aradan 700 sene
geçmesine rağmen hâlâ Mevlana’yı
anıyoruz, yine Mevlana okuyoruz.
En çok satılan Mesnevi ve Divan-ı
Kebir oluyor. Bu mesnevi ile ilgili
yazarlar Mesnevi’yi hiç okumuşlar mı?
Mevlana ruhundan haberdarlar mı? 6
ciltlik Mesnevi’yi hafife almak için kısır
akıllarıyla ‘hikâye kitabı’ diyerek hiçe
saymaya çalışıyorlar” dedi.
Altının sahtesi olur ama tenekenin
olmaz
Prof. Dr. Emin Işık da, “Altının sahtesi
olur ama tenekenin sahtesi olmaz. Büyük illet, nüfusu kalabalık olan millet
değildir. İçinden büyük insanlar yetiştirmiş olanlar büyük millettir. İslâm,
disiplin barından bir dindir.” şeklinde
konuştu.
Edebiyat Mevsimi’nde tasavvuf rüzgârı
Festivalin ikinci gününde ‘Hikâye ve
Tasavvuf’ konusu ele alındı. Başkanlığını Ay Vakti dergisi Genel Yayın
Yönetmeni Şeref Akbaba’nın yaptığı
oturuma Melek Paşalı, Ali Haydar
Haksal ve İsmail Kıllıoğlu konuşmacı
olarak katıldı.
“İlim ve aşk ehliydi”
Başkanlığını Melek Paşalı’nın
yaptığı “İbrahim Hakkı Hazretleri’
konulu oturumda konuşan Belkıs
İbrahimhakkıoğlu, Marifetname
isimli kitabın yazarı mutasavvıf
Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretlerini anlattı: “İbrahim Hakkı hazretleri, ilim ve aşk ehliydi. İlimdeki
gayesi Marifetullah’tır. Bilgiyi
Marifetullah’a ermek için kullandı.
Hakikatin özüne ulaşmak için yola
çıktı.”
Edebiyat Festivali’nde şiir şöleni
Festivalin ikinci günündeki son oturum olan ‘Hayata Yön Veren Dizeler’
de bir araya gelen 16 şair, okudukları
şiirlerle âdeta bir ‘şiir şöleni’ yaşattı.
Oturum Başkanı Yrd. Doç. Dr. Ercan
Alkan, “Âlemde her ne varsa aşktan
doğmuştur öyle ise her şey de aşka
dönecektir” dedi. Adem Turan,
Doç. Dr. Abdulkadir Emeksiz, Prof.
Dr. Bedri Gencer, M. Davut Göksu,
Bestami Yazgan, Dilaver Demirağ,
İsmail Kılıçarslan, Esra Elönü, Furkan
Çalışkan, Senai Demirci, Zeki Bulduk,
Özcan Ünlü, Mevlana İdris, Mehmet
Lütfi Arslan, Şeref Akbaba ve Dilaver
Selvi şairler ile şiirleri üzerine konuşmalar yaptılar.
Üçüncü günde tasavvuf, musiki ve şiir
konuşuldu
Festivalin üçüncü gününde ‘Şiir ve
Tasavvuf’, ‘Tasavvuf ve Musiki’, ‘İlahi
Nefesler’ oturumları gerçekleştirildi.
Moderatörlüğünü Recep Garip’in
yaptığı ‘Şiir ve Tasavvuf’ oturumunda
Ali Ural, Ahmet Murad ve Mustafa
Özçelik şiir ve tasavvuf ilişkisini ele
aldılar. Oturum, ney dinletisi ile
son buldu. Ardından ‘Tasavvuf ve
Musiki’ oturumuna geçildi. M. Davut
Göksu’nun yönettiği oturumda konuşan Prof. Dr. Ahmet Turabi, musiki
ya da edebiyatın tasavvufta amaç ol-
madığına vurgu yaptı. Savaş Barkçin
de, mümin olmayan birinin İslam’ı,
tasavvufu ve musikiyi anlamasının
zor olduğuna dikkat çekti. Anadolu
tasavvuf türküleriyle ilgili yaptığı
çalışmalarla bilinen Ender Doğan
ise, seslendirdiği türküyle salondaki
edebiyatseverleri mest etti.
bulunan 4 kişiye ödülleri, düzenlenen törenle verildi. Törene edebiyat camiasından çok sayıda davetli
katılırken, gecenin onur konuğu ise
Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış
oldu.
“Medeniyetimizin farkında olalım”
“Türk Tasavvuf Kültürüne Hizmet
Ödülleri”ne lâyık görülen isimler
şöyle; Prof. Dr. Mustafa Tahralı ödülünü Avrupa Birliği Bakanı Egemen
Bağış’ın elinden alırken Prof. Dr.
Süleyman Uludağ’ın ödülünü ise İBB
Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanı
Abdurrahman Şen verdi. Prof. Dr.
Mustafa Kara’ya ödülünü İBB Kültür
ve Sosyal İşler Daire eski Başkanı Hüseyin Öztürk verirken Ömer Tuğrul
İnançer ise ödülünü Şube Başkanı
Mahmut Bıyıklı’nın elinden aldı. İBB
Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanı
Abdurrahman Şen’e ise gecenin anısına İstanbul Şube Başkan Yardımcısı M. Davut Göksu tarafından şilt
takdim edildi.
Festivalin dördüncü günü ‘Tasavvuf ve Roman’, ‘Söyleşi’, ‘Tasavvuf Şiirinden Esintiler’ oturumları
gerçekleştirildi. ‘Tasavvuf ve Roman’
oturumunda tasavvufun romanlardaki yeri tartışıldı. Başkanlığını Rıdvan
Canım’ın yaptığı oturuma Sadık
Yalsızuçanlar, Mustafa Miyasoğlu
ve Nuriye Akman konuşmacı olarak
katıldı.
Daha sonra ‘Tasavvuf Şiirinden
Esintiler’ oturumuna geçildi. Mustafa
Aydoğan’ın yönettiği oturumda; Ali
Ayçil, Doç. Dr. Abdulkadir Emeksiz,
Cevat Akkanat, Dr. Hüseyin Emin
Öztürk, Ekrem Kaftan, Ferman
Karaçam, Hüseyin akın, Kalender
Yıldız, Muzaffer Doğan, Suavi Kemal
Yazgıç, Osman Sarı, Yunus Emre
Altuntaş ve Zafer Acar tasavvuf şiiri
konusunu tartıştılar.
Festivalin beşinci gününde ‘Tasavvuf
ve Gelenek’, ‘Sufi Öncüler’ oturumlarının sonunda ise 2012 Edebiyat
Mevsimi ‘Ömür Boyu’ Ödülleri
sahiplerine verildi. Dursun Gürlek’in
yönettiği ‘Tasavvuf ve Gelenek’
oturumunda Prof. Dr. Süleyman
Uludağ, Reşat Öngören ile Mustafa
Kara tasavvufun kaynakları ve araştırılması hakkında konuşma yaptılar. M. Davut Göksu’nun yönettiği
‘Sufi Öncüler’ oturumunda ise Doç.
Dr. Ekrem Demirli, mutasavvıf İbni
Arabi’yi ve tasavvufa bakışını ele
aldı. Yapılan oturumların sonunda
ödül törenine geçildi.
4 büyük isme ödül
Festivalin son gününde konser
Festival, 29 Aralık 2012 Cumartesi
günü verilen ‘Uluslararası Tasavvuf
Musikisi Konseri’ ile son buldu. Bakırköy Cem Karaca Kültür Merkezi’nde
gerçekleştirilen konserde, Rachid
Gulam ve Ender Doğan sahne aldı.
Yoğun katılımın gözlendiği konserde
seslendirilen tasavvufi eserler, dinleyicilere unutulmaz dakikalar yaşattı.
Fatih Ali Emiri Kültür Merkezi’nde
düzenlenen törende kültür, sanat
ve tasavvuf alanlarında çalışmaları
Ocak 2013
D.Mehmet Doğan, sözlerini
kuvvetlendirmek için onun şiirlerini
okuduklarını söyledi.
“Böyle büyük değerleri yaşatmak
boynumuzun borcudur.” diyen
Doğan, 34 yıl önce onu, İstiklâl
Marşı’nın yazıldığı binada anmaya
başladıklarını hatırlatarak, bundan
sonra da ömürleri oldukça, Âkif’i
anmayı sürdüreceklerini ifade etti.
TYB Vakfı Mütevelli Heyeti
Başkanı D. Mehmet Doğan’ın
konuşmasından sonra Özel Çağrı
Okulu öğrencileri, hep birlikte
İstiklâl Marşı’nı seslendirdiler.
İstiklâl Şairimiz, Taceddin
Dergâhı’nda Anıldı
İstiklâl şairimiz Mehmet Âkif Ersoy,
vefatının 76. yıldönümünde, Türkiye
Yazarlar Birliği’nce tertiplenen
mütevazı bir anma toplantısı ile,
Taceddin Dergâhı’nda yâd edildi.
Turgut Aksoy Hocaefendi’nin
Kur’an’ı Kerim tilaveti ile başlayan
anma toplantısında, ilk olarak TYB
Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı D.
Mehmet Doğan söz aldı. Doğan,
bu faaliyetin geçen yıl resmî bir
hüviyet kazandığına dikkat çekerek,
Kur’an’ı Kerim tilaveti ile başlayan
mütevazı toplantının önemine
değindi. “ Onun fikrini, yaptıklarını
doğru anlayabilmek için böyle
bir başlangıca ihtiyaç var. 34 sene
önce olduğu gibi Âkif’imizi resmî
bir hüviyet taşımaz şekilde anmak
üzere toplandık. “ diyen D. Mehmet
Doğan, İstiklâl şairimizin mütevazı
bir insan olduğunu, 100 yıl önce
Balkan Harbi’nin yaşandığı, Balkan
topraklarının tamamen kaybedildiği
günlerde, Mehmet Âkif’in yazdıkları
ile topluma ümit verdiğini ifade etti.
Ocak 2013
Büyük göçü yine Âkif’ten
öğrendiklerini söyleyen D.
Mehmet Doğan, “ Balkan
Harbini unutmamalıyız. O acılar,
zihinlerimizden silinmemeli. Âkif,
Kosova’da olanları, nüfus dengesi
için öldürülen Müslümanları bize
ayrıntıları ile anlatıyor.” diyerek
şairimizin birliğe, beraberliğe ne
denli kıymet verdiğinin altını çizdi.
Mehmet Âkif’in ırk, kavim
anlayışının üstüne çıktığını
kaydeden Doğan, onun, hayatını
buna göre tanzim ettiğini ifade
ederek, “ o yaşarken bize hizmet
etti. 10 yıl Mısır’a gönüllü sürgün
gitti. Memleketinde vefat ettiğinde
yalnız bırakıldı ama 28 Aralık’ta
büyük bir dirilişle geri döndü.
Gençlik, 28 Aralık’ta Âkif’e sahip
çıktı. Onu âdeta yeniden diriltti.”
dedi.
Konuşmanın zor olduğu
zamanlarda Âkif’in şiirleri ile
dirilmeyi seçtiklerini belirten
TBMM Konya Milletvekili Mustafa
Kabakcı ise konuşmasında, 10 gün
önce Hz. Mevlana’yı yâd ettiklerini,
şimdi de vefatının 76. yıldönümü
vesilesiyle millî şairimiz Mehmet
Âkif Ersoy’u andıklarını belirterek,
yazar Necmettin Turinay’ın bir
sözüne atıfta bulundu. “ Onların
ruhu, yaşadığımız coğrafyayı bir
yorgan gibi kaplıyor.”
Mehmet Âkif’in derdi olan, aşkı
olan bir büyük şahsiyet olduğunu
ifade eden Kabakcı, “ onlar hiçbir
zaman ümitsiz olmadılar. Bizler
de onların nesli olarak, ümitsiz
olmayacağız. Gelecek daha güzel
olacak. “ dedi.
Esnaf ve Sanatkârlar Derneği
Başkanı Mahmut Çelikus da,
emperyalizmin aynı gaddarlığı
ile devam ettiğini vurguladı.
Konuşmasında, dünyanın dört bir
tarafında ve özellikle Suriye’de
yaşanan acılara değinen Çelikus,
Âkif’ten alacakları çok dersler
olduğunu söyledi.
Mehmet Âkif Ersoy’u anma
toplantısı, Hafız Fikret Cömert’in
Kur’an-ı Kerim tilaveti ile sona erdi.
2012 Yılının “Yazar,
Fikir Adamı ve
Sanatçıları” Açıklandı
Türkiye Yazarlar Birliği Genel
Başkanı İbrahim Ulvi Yavuz,
düzenlediği basın toplantısı ile 2012
yılında ödüle lâyık görülen “Yılın
yazar, fikir adamı ve sanatçıları”nı
açıkladı.
2013 yılının, Türkiye Yazarlar Birliği
açısından ayrı bir anlam taşıdığını
ifade Genel Başkan İbrahim Ulvi
Yavuz, 2013’ün aynı zamanda
TYB’nin 35. Kuruluş yıldönümü
olduğunu ifade etti. TYB’nin otuz
beş yıl süresince gerçekleştirdiği
faaliyetleri ile ülkemizde birçok sivil
toplum kuruluşuna önderlik etmiş,
köklü bir kurum olduğunu belirten
Yavuz, 2012 yılında, Ankara’da
ve Türkiye genelinde sürdürülen
faaliyetler yanında uluslararası
alandaki faaliyetler de verimli bir
yılın geride bırakıldığını kaydetti.
Ödüllerin tam bir hakkaniyet ve
liyakat esasına göre değerlendirilerek
tespit edildiğini belirten İbrahim
Ulvi Yavuz, ödül sahiplerine ileriki
günlerde açıklanacak bir zamanda
belgelerinin takdim edileceğini
söyledi.
Türkiye Yazarlar Birliği 2012 yılı yılın
yazar, fikir adamı ve sanatçıları şöyle:
Âkif Hasan Kaya, Islak Kibritler
kitabıyla hikâyede, Mustafa Aydoğan,
Bugün Konuştuklarımız kitabıyla
şiirde, Işık Yanar, Taşra Şairi kitabıyla
romanda, Necmettin Evci, Yaşamak
Öldürür Beni kitabıyla denemede,
Fırat Mollaer, Çağdaş Üç Tarz-ı Siyaset
Üzerine Eleştiri Yazıları kitabıyla
fikirde, Turgay Anar, Mekândan Taşan
Edebiyat adlı kitabıyla araştırmada,
Gökhan Akçura, Cumhuriyet
Döneminde Türkiye Matbaacılık
Tarihi kitabıyla incelemede, Lütfi
Bergen, Edebi Metinde Din - İktisat
kitabıyla edebi tenkitte, Tosun Bekir
Bayraktaroğlu, Amerika’da Bir Türk
Şeyh Tosun’un Hatıratı kitabıyla
hatırat dalında, İbrahim Demirci,
Dillerin Dili kitabıyla dilde, Ahmet
Kuş, Dünya Mevlevihanelerine
Yolculuk kitabıyla gezide, Ayşe
Aksu, Cyrus Hamlin Robert Kolej
Uğrunda Bir Ömür, kitabıyla
tercümede, Mehmet Salih Erkek, Bir
Meşrutiyet Aydını Ethem Nejat (18871921) kitabıyla biyografide, Yahya
Düzenli, Ol Şehri Yıkılır Gördüm
eseri ile Şehir Kitapları dalında,
Hasan Lâtif Sarıyüce Türk Çocuk ve
Gençlik Edebiyatı Ansiklopedisi (1-2)
kitabıyla çocuk edebiyatı dalında,
İbrahim Kiras basın fıkrada, Star
gazetesindeki yazılarıyla, Demirhan
Kadıoğlu, Basın Karikatür dalında,
Dergi yayıncılığında Doğu-Batı,
Türk Müziği’nde Adnan Çoban
Kanal 24‘de yayınlanan Bizden
Nağmeler programı ile, TV Programı
dalında TRT Türk’te yayınlanan
Hey Taksi programı ile Gökhan
Güvenç, sinemada Uzun Hikâye
filmiyle Osman Sınav, Konya
Büyük Şehir Belediyesi Konya
Vilayeti Sal-nameleri ve Konya Kadı
Sicilleri eserleriyle Kamu Yayıncılığı
dalında, Büyüyen Ay Yayınları özel
yayıncılıkta, Hakkı Öznur, Yayıncılık
özel ödülü kapsamında Muhsin
Yazıcıoğlu Külliyatı kitabıyla ödülle
lâyık görülmüşlerdir.
Ayrıca her yıl geleneksel
olarak verilen Kültür Bilim ve
Sanat hayatımıza uzun süreli
hizmetlerinden ötürü Prof. Dr.
Hüsrev Hatemi, Mehmet Niyazi
Özdemir ve Prof. Dr. Teoman
Duralı’ya Üstün Hizmet Ödülü
verilmiştir.
Ocak 2013
TÜRKİYE YAZARLAR BİRLİĞİ OCAK-SUBAT 2013 FAALİYETLERİ
GÜNLER
MEHMET ÂKİF DİVANI
02 OCAK
ÇARŞAMBA
18:30 Kişilik Gelişimi
Adem Karafilik
05 OCAK
CUMARTESİ
15:00 Yazar Okulu
Yönlendirme Dersi
07 OCAK
PAZARTESİ
18:30 Mesnevi Okumaları
Doç. Dr. Zülfikar Güngör
08 OCAK
SALI
18:30 Nurettin Topçu
Okumaları
Lütfi Bergen
09 OCAK
ÇARŞAMBA
18:30 Eğitim’de Drama
İlter Baturay
12 OCAK
CUMARTESİ
15:00 Yazar Okulu
Yönlendirme Dersi
14 OCAK
PAZARTESİ
18:30 Mesnevi Okumaları
Prof. Dr. Mustafa Aşkar
15 OCAK
SALI
18:30 Nurettin Topçu
Okumaları Lütfi Bergen
16 OCAK
ÇARŞAMBA
18:30 Öfkeni Yönet
Bu Yola Devam Et
Durdu Güneş
19 OCAK
CUMARTESİ
15:00 Yazar Okulu
Yönlendirme Dersi
21 OCAK
PAZARTESİ
18:30 Mesnevi Okumaları
Dr. Halil İbrahim Sarıoğlu
22 OCAK
SALI
18:30 Nurettin Topçu
Okumaları Lütfi Bergen
23 OCAK
ÇARŞAMBA
18:30 Öğrenmeyi Öğrenme
Adem Karafilik
26 OCAK
CUMARTESİ
15:00 Yazar Okulu
Yönlendirme Dersi
28 OCAK
PAZARTESİ
18:30 Mesnevi Okumaları
Prof. Dr. Adnan
Karaismailoğlu
29 OCAK
SALI
18:30 Nurettin Topçu
Okumaları
Lütfi Bergen
30 OCAK
ÇARŞAMBA
18:30 Anlamak mı?
Anlaşılmak mı?
Esen Eryiğit
Ocak 2013
MEVLANA DİVANI
YUNUS EMRE DİVANI
31 OCAK
PERŞEMBE
18:30 Ayın Kitabı
Program Sorumlusu:
Atilla Mülayim
04 ŞUBAT
PAZARTESİ
18:30 Mesnevi Okumaları
Prof. Dr. Hicabi Kırlangıç
05 ŞUBAT
SALI
18:30 Nurettin Topçu
Okumaları
Lütfi Bergen
06 ŞUBAT
ÇARŞAMBA
18:30 Kimliğimi Kaybettim
Hükümsüzdür
Abdullah Yılmaz
11 ŞUBAT
PAZARTESİ
18:30 Mesnevi Okumaları
Doç. Dr. Zülfikar Güngör
12 ŞUBAT
SALI
18:30 Nurettin Topçu
Okumaları
Lütfi Bergen
13 ŞUBAT
ÇARŞAMBA
18:30 Kurumsal Gelişim’de
Kişisel Gelişim’in Önemi
Veysel Karafilik
18 ŞUBAT
PAZARTESİ
18:30 Mesnevi Okumaları
Prof. Dr. Mustafa Aşkar
19 ŞUBAT
SALI
18:30 Nurettin Topçu
Okumaları
Lütfi Bergen
20 ŞUBAT
ÇARŞAMBA
18:30 Kişisel İmaj
Murat Ertan
25 ŞUBAT
PAZARTESİ
18:30 Mesnevi Okumaları
Dr. Halil İbrahim Sarıoğlu
26 ŞUBAT
SALI
18:30 Nurettin Topçu
Okumaları
Lütfi Bergen
27 ŞUBAT
ÇARŞAMBA
18:30 Sözümü-Zamanı Geri
Aldım
Fatih Koşan
28 ŞUBAT
PERŞEMBE
18:30 Ayın Kitabı
Program Sorumlusu:
Atilla Mülayim
Faaliyetlerimiz sürekli üç mekânda yapılacak. Bunun dışındakiler ayrıca duyurulacaktır.
Ocak 2013
Yazar Okulu’nun 19. Dönemi
Rasim Özdenören ile Başladı
sonra yazıyla anlatıma geçildiğini,
böylece insanların anlattıklarını daha
kalıcı hâle getirdiklerini vurguladı.
Yazarlığın da yazının icadından sonra
meydana çıktığını ifade eden Doğan,
yazmanın arkasındaki esrarı insanların
hep merak ettiklerini dile getirdi. Yazma kabiliyetinin asla inkâr edilemeyeceğini söyleyen D. Mehmet Doğan,
buna rağmen çok kabiliyetli yazarların
bile yaptıkları işin yüzde doksanının
emek mahsulü olarak nitelendirdiklerinin altını çizdi.
Türkiye Yazarlar Birliği bünyesinde 11
yıldır devam eden, 400’ün üzerinde
mezunu bulunan Yazar Okulu – Yazarlığa Hazırlama Seminerleri’nin 19. Dönemi, ünlü yazar ve fikir adamı Rasim
Özdenören’in açılış dersi ile başladı.
Rasim Özdenören’den açılış dersi:
Yazar nedir, okur nedir?
D. Mehmet Doğan’ın açış konuşması
Rasim Özdenören ,Yazar Okulu 19.
Dönemi açılış dersine katılımcılara eskilerin bir sözünü hatırlatarak başladı.
“Aramakla bulunmaz; fakat bulanlar
arayanlardır. “ Yazar olmak istemek
ile yazar olunamayacağını söyleyen
Özdenören, ama yazar olanların
isteyenlerden, bu hevesi içinde taşıyanlardan çıktığını vurguladı. Rasim
Özdenören “ her şeyin bir bahanesi
olduğu gibi, yazar olmanın da bir
bahanesi var. Cinayet işlemenin de bir
bahanesi var. Ama bu bahaneye bir
gerekçe bulmadıkça, bir işi kendine
dert etmedikçe, o konunun üstesinden gelmek de kolay kolay mümkün
olmaz. “ dedi.
Yazar Okulu’nun 19. döneminin
açılışı vesilesiyle konuşan TYB Şeref
Başkanı D. Mehmet Doğan, insanlığın hayatının anlama ve anlatma
kelimeleri ile özetlenebileceğini belirterek, hayatın âdeta bu iki fiil etrafında cereyan ettiğini söyledi. Doğan
“ bir şeyleri anlamaya çalışıyoruz.
Sonra da anlatmaya yöneliyoruz. “
diyerek belli bir döneme kadar insanlık tarihinde hep sözlü bir anlatım
olduğunu, sözle ifade döneminden
Okuyabilmek için bir birikimin olması
gerektiğini ifade eden Özdenören,
aklımızdan geçirdiğimiz, kurguladığımız her ne varsa hepsinin birer âyet
olduğunu dile getirdi. Özdenören”
yeter ki, biz orada duran o âyeti, o
olguyu okumaya cehdedelim. Yoksa o
orada duruyor. Bizim şu andaki insani
ilişkimiz burada duruyor. Bu ilişki kim
bilir hanginizin aklına hangi ilhamları getirir? Şu anda bunu bilemeyiz”
dedi.
Açılışta TYB Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Fidan, Türkiye Yazarlar
Birliği’nin prestijli faaliyetlerinden
Yazar Okulu hakkında kısa bilgiler
verdi. Yazar Okulu’nun ilk defa 2000
yılında faaliyete geçtiğini söyleyen
Fidan, şu ana dek 18 dönemi başarıyla tamamladıklarını ifade etti. Yazar
Okulu’nu başarıyla bitirenlere katılım
beratı verdiklerini belirten Ahmet
Fidan, bu beratın gerçek anlamda bir
referans olduğunu söyledi.
10
Ocak 2013
Okumanın aslında bir şeye anlam
vermek olduğunu belirten Rasim
Özdenören, Necip Fazıl’ın bir gün
Akif İnan’ın misafirken Akif’e;
“dışarıda duran mütefekkir bir
çift ayakkabı”nın kimin ayakkabısı
olduğunu sorduğunu anlattı. Bir çift
ayakkabının mütefekkir olarak durmasının bir okuyuş biçimi olduğunu
vurgulayan Özdenören, bunun bir
zihnin ayakkabıya izafe ettiği mânâ
olduğunu vurguladı.
Rasim Özdenören iki tür yazmadan
söz etti. Birincisi, ilhama ağırlık verdiğini, ikincisinin ise plan ve programa ağırlık verdiğini belirtti. Halk
edebiyatımızın büyük ölçüde tutanak anlamında yazıya geçirildiğini
belirten Özdenören, Karacaoğlan’ın,
Köroğlu’nun şiirlerini bir yere oturup
ellerine kalem kâğıt alıp yazmaktan
çok irticalen söylediklerini, söylenenlerin hafızalardan silinmemesi için
de sonradan kayda geçirildiğini ifade
etti. Divan edebiyatının tarzının ise
salt tutanak ile ilgili olmadığını dile
getiren Rasim Özdenören, bu tarzın
bir sanat ürünü olarak ortaya konulduğunun altını çizdi.
Yazının ve sanat ürününün bir maket
olduğunu söyleyen Özdenören, maketin gündelik hayatımızda yalnızca
masalarda, görsel bir teşhir malzemesi
olarak kullanıldığını ifade ederek sanatın, bir başka ürünün simülasyonu,
maket haline dönüştürülmesi olmadığını, sanatın canlı bir şey olduğunu
belirterek dersini tamamladı.
tin Topçu’nun makalelerini başka
metinlerle karşılaştırmalı olarak
okuyarak, programı daha derinlikli
hâle getiriyor. Büyük bir ilgi ile takip
edilen programın son oturumuna
Nurettin Topçu’nun öğrencilerinden
Fatih Gökdağ da katıldı. Lütfi Bergen
bu oturumda Kültür ve Medeniyet
kitabındaki Üniversitenin Mesuliyeti
başlıklı metni okudu.
TYB’de
Nurettin
Topçu
Okumaları
Türkiye Yazarlar Birliği’nde, bir süredir Lütfi Bergen tarafından Nurettin
Topçu okumaları yapılıyor. 25 Aralık
Salı günkü oturumda, okumalara
Kültür ve Medeniyet başlıklı kitaptan
devam edildi. Lütfi Bergen, Nuret-
Akademi-Edirne
açıldı
İki ay kadar önce Edirne Valiliği’ne
atanan Hasan Duruer ile kültür
sanat danışmanı ve TYB üyesi Fahri
Tuna’nın ilk sanat icraatı ‘Akademi-Edirne’ başladı. Edirneli lise ve
üniversite öğrencileri arasından
edebiyat, düşünce, iletişim, güzel
sanatlar, tiyatro ve sinema alanlarından seçilmiş, 288 yetenekli gencin,
7 ay süreyle 40 sanatçıyla sanat
atölyesinde buluşmasını kapsayan
Akademi-Edirne, geçen çarşamba
günü başladı.
Tarihî Edirne Halk Eğitimi Merkezi
Salonu’nda gerçekleştirilen açılışta,
Üniversitenin mesuliyeti başlıklı
dersten notlar
Bu makalede Topçu, üniversitelerdeki bazı bozuklukları maddeler hâlinde ifade eder. Özetle bu bozukluklar
şunlardır:
- Üniversiteler kendi misyonunun
dışında, siyasî, bir misyon üstlenmiştir. Bu siyaset hırsı Topçu’nun
deyimiyle, üniversiteyi ilim müessesesi olmaktan uzaklaştırmıştır.
- Üniversiteler, kendilerine tahsis
edilen bütçeyi kontrolsüzce harcamaktadırlar. Üniversite bütçelerinden lüzumsuz neşriyatlar yapılmakta, gerekli gereksiz Avrupa’ya
şair Haydar Ergülen, TYB Şeref Başkanı D. Mehmet Doğan, Zaman Gazetesi kültür sanat editörü Ali Çolak,
Hattat Prof. Dr. M. Hüsrev Subaşı,
Tiyatro ve Sinema oyuncusu Süeda
Çil ile Yönetmen, Senarist Aybars
Bora Kahyaoğlu’nun konuşmalarıyla
başlayan Akademi-Edirne, Trakya
Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yener
Yörük’ün konuşması ile devam etti.
Son olarak söz alan Edirne Valisi
Hasan Duruer, “Akademi-Edirne’
fikri danışmanım Fahri Tuna’ya aittir.
Kendisiyle benzer bir projeyi daha
önce GAP illerini kapsayan 8 ilin
üstün yetenekli öğrencileri ve Mardinli öğrencilerde de uygulamış, çok
olumlu neticeler almıştık. İstanbul’da
bile zor ulaşılan değerli sanatçılarımızla Edirneli genç yetenekleri bir
araya getirdiğimiz bu projeye gıpta
kongrelere gönderilen hocalara
ödenek ayrılmaktadır.
- Edebiyat fakülteleri kültür fakültesi olmamış, materyalist çalışmaların muhafazakârlığını yapmıştır.
- Edebiyat fakülteleri bırakın âlim
yetiştirmeyi muallim dahi yetiştirememektedirler.
- Fakülte neşriyatına ait kitaplar
hatalarla doludur. Bazı hocaların
şahsî görüş ürünü eserleri yoktur.
- Doktora ve doçentlik tezleri ilmî
nitelikten yoksundur.
- Öğrenci mevcudu az olan fakültelerde bile akademisyen kadrosu
fazladır.
Topçu böyle bir üniversitenin cemiyetin ruhunu ve irfanını perişan
edeceğini söyler. Milli eğitim davasının selametini bu bozuklukların
giderilmesinde görür. Zira üniversite
ıslah edilmeden milli eğitim davalarının halledilmesi imkânsızdır. Milli ruh
birliği de mabet, mektep ve üniversitenin uzlaşması ile mümkündür.
ediyorum. Amacımız gençlerimizde
farkındalık meydana getirmek, aralarından yarının Sait Faiklerinin, Sezai
Karakoçlarının, Hilmi Yavuzlarının
yetişmesine kolaylık sağlamaktır. “
dedi.
Açılış konuşmalarının ardından 24’er
genç yetenekten oluşan öğrenciler
yazarlarla bir araya gelip ilk çalışmayı
başlattılar; önceden kendilerine dağıtılan kitapları imzalattılar.
Ocak 2013
11
Mesud Akhtar Şeyh’in
‘Modern Pakistan Edebiyatı’
kitabı TYB’de tanıtıldı
Emekli Albay Mesud Akhtar Şeyh’in
‘Modern Pakistan Edebiyatı’ adlı son
kitabının tanıtım toplantısı yapıldı.
Türkiye Yazarlar Birliği’nin desteği
ile düzenlenen tanıtım toplantısında
konuşan Mesud Akhtar Şeyh, Türkçe
olarak yazılmış kitabının, ulusal ve
bölgesel modern Pakistanlı yazarların,
şairlerin hikâyeleri ve şiirlerinden
oluştuğunu söyledi. Mesud Akhtar
Şeyh ‘Modern Pakistan Edebiyatı’ adlı
kitabının Türk insanlarına Pakistanlı
edebiyatçılarını ve çalışmalarını
tanıtacak ilk Türkçe yazılmış kitap
olduğunu kaydetti. Şeyh, ilerlemiş
yaşına rağmen, Türkiye’ye karşı
duyduğu sevginin kendisini, iki kardeş
ülkenin yakınlaşmasına katkıda
bulunan buna benzer çalışmalar
yapmaya ittiğini vurguladı. Şeyh,
Türk ve Pakistanlı tanınmış yazarların
kitaplarının tercüme edilmesinin,
iki ülke insanları arasındaki anlayışı
geliştireceğini kaydetti.
Mesud Akhtar Şeyh’in 24 kitabı
bulunuyor. Kitapları Orhan Kemal,
Necip Fazıl Kısakürek, Nazım Hikmet,
Fethullah Gülen, Reşat Nuri Güntekin,
Ali Nar, Yaşar Kemal, Aziz Nesin ve
İsmet Bozdağ gibi tanınmış Türk
yazarların eserlerinden oluşuyor.
Ayın Kitabı’nda Lütfi Bergen, Edebi
Metinde Din ve İktisat Kitabını Anlattı
nu açıklayan Bergen, Anadolu’da
kurulan yapıda olduğu gibi ekonomiden sonra belli bir toprak sistemi,
şehir inşası ve hukukun yerliliğin
olmazsa olmaz şartı olduğunu ifade
etti. Anadolu’da kurulan sistemin Hz.
Âdem’den beri süregeldiğini söyleyen Lütfi Bergen, bunun etnik kimliğe dayalı olmadığının altını çizdi.
Edebî metinlerin kendilerine özgü
bir ideolojilerinin olduğunu savunan
Bergen, buradaki ideolojinin bilindik
mânâda ideolojileri kapsamadığını
vurguladı. Bergen, her edebî metnin
kendi toplumsal yapısını gösteren
önemli bir örnek olduğunu söyledi.
“Ayın Kitabı” programının konuğu
yazar Lütfi Bergen’di. Ayışığı Kitapları tarafından yayınlanan Edebi Metinde Din ve İktisat kitabının yazarı
Bergen, yerlilik, edebiyat, İslâmcılık
gibi konularda fikirlerini açıkladı.
Program sorumlusu Atilla Mülayim’in
12
Ocak 2013
sorularını cevaplayan Lütfi Bergen,
Türkiye’de yerlilik kavramının tam
olarak anlaşılmadığını belirterek,
yerliliğin coğrafî mânâda toprak
değil, kuramsal birliktelik olduğunu
söyledi. Yerliliğin en başta gelen
kuralının “pazar kurmak” olduğu-
Türkiye’de eleştiri anlayışının da yanlış bir mecrada seyrettiğini belirten
Lütfi Bergen, Tanpınar’dan örnek
vererek eleştirmenlerin genellikle
ideolojik ve teknik konularda eleştiriler yazdıklarını ifade etti.
ŞUBELERDEN
HABERLER
Kimdir bizi bu kadar yakan Nabi?
Mehmet Kurtoğlu ile Nabi konusunda çalışan üniversite hocalarına
ulaştıklarını, fakat hocaların yoğunluğundan dolayı katılamadıklarını belirtti. Ayrıca TYB Ankara
Şubesi’nin böyle mütevazı bir programla Şair Nabi’yi anmasını anlamlı
bulduğunu söyledi
Türkiye Yazarlar Birliği Ankara
Şubesi, vefatının 300. yılında büyük
şair Nabi’yi düzenlediği bir panelle
yâd etti.
D. Mehmet Doğan’ın, M. Ragıp
Karcı’nın, Hayati İnanç’ın ve Mehmet Kurtoğlu’nun konuşmacı olarak
katıldıkları Nabi Paneli, saat 14.00’te
TYB Genel Merkezi’nde gerçekleşti.
TYB Şeref Başkanı D. Mehmet
Doğan, vefatının 300. yılında Nabi
programının açılış konuşmasında,
divan edebiyatının büyük şairinin
aslında daha büyük çapta bir anma
programıyla yapılması gerektiğini
belirtti. TYB Ankara Şube Başkanı
1642 yılında Şanlıurfa’da doğan
Nabi’nin Hacıgaffarzadeler veya
Karakapcılar ailesinden olduğunu
söyleyen şair-yazar Mehmet Kurtoğlu, şairin Urfa’da başlayan hayat
hikâyesinin İstanbul ve Halep’te
geçtiğini, Musahip Mustafa Paşa’nın
himayesiyle sarayda yer edindiğini
belirtti. Nabi’nin şair kimliği yanında
musikiyle de ilgilendiğini, Diyarbakırlı Seyit Yahya’dan musiki dersleri
aldığını, 5 ay Diyarbakır’da Şair Hami
köşkünde kaldığını belirten Kurtoğlu, ayrıca Nabi’nin 6 tane el yazma
eserinin Diyarbakır’da bulunduğunu
söyledi.
Karcı, halk şiiri deyince bir yanının
sürekli kanadığını, içine bir aşk düştüğünde ilk evvel aklına Bayburtlu
Zihni’nin geldiğini söyleyerek, divan
şairi deyince Urfa sancağının bir
evladı olarak Nabi’yi geçemeyeceğini belirterek, divan şiirinin bizi bir
medeniyet idrakine götüreceğinden
söz etti.
Hayati İnanç, Şair Nabi merhumla
ilgili günümüzde dikkate değer çalışmalar olduğunu belirterek Nabi’den
gazeller okuyarak açıklamalar yaptı.
Ayrıca Cumhuriyet Dönemi Edebiyatının büyük şairi Yahya Kemal’in Şair
Nabi’nin izinden gittiğini ve “Görmüşüz Gazeli”ne nazire yazdığını
hatta günümüz şairlerinin de Yahya
Kemal’in bu naziresine tahmisle
karşılık verdiğini belirtti.
Şair Nabi’yi anma toplantısı D. Mehmet Doğan’ın teşekkür konuşması
ile sona erdi.
Şair Ragıp Karcı, şiirin hayal dünyasının bize hakikatleri anlatma işi
olduğunu söyleyerek söze başladı.
Konya Şubesi, Kitap Günleri’ndeydi
Konya Büyükşehir Belediyesi’nin bu
yıl ikincisini düzenlediği Konya Kitap
Günleri büyük ilgi gördü. Binlerce kitabın okuyucusuyla buluşturulduğu
fuarda yazarlar da düzenlenen imza
günleriyle programa renk kattı.
Kitap Günleri’nde Konya Şubesi’nin
standı da yazar okur buluşmasının
en güzel örneklerine sahne oldu.
Bu yıl ilk defa TYB üyesi yazarların
kitaplarının Kitap Günleri kapsamında özel bir stantta yer aldığını
kaydeden Konya Şube Başkanı M. Ali
Köseoğlu, “Kitap Günleri’ni okur-yazar buluşması, okur-kitap buluşması
açısından çok önemli görüyoruz.
Açtığımız stantta üyemiz olan
yazarlarımızın eserlerini sergilemekle kalmadık, düzenlediğimiz imza
ve söyleşilerle de Kitap Günleri’ne
renk kattık” dedi. Köseoğlu, belediyelerin fiziki etkinlikler kadar
kültürel ve sosyal etkinliklere de
eğilmelerinin önemine işaret ederek,
Kitap Günleri’nde emeği geçenlere
teşekkür etti.
Ocak 2013
13
ŞUBELERDEN
HABERLER
Şefik Hoca Anıldı
Erzurum Atatürk Üniversitesi Oditoryum Mavi Salonu’nda MÜSİAD Erzurum
Şubesi ve TYB Erzurum Şubesi tarafından “Dostları Şefik Hocayı Anlatıyor”
Şefik Hocayı anma gecesi düzenlendi
Sakarya Şubesi’nden Oya
Pervin Pelit Söyleşisi
Geceye Erzurum Büyükşehir Belediye
Başkanı Ahmet Küçükler, Atatürk
Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hikmet
Koçak, Erzurum Teknik Üniversitesi
Rektörü Prof. Dr. Muammer Yaylalı,
Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Erzurum Şube Başkanı
Mustafa Güvenli, İl Müftüsü Yakup
Arslan ve çok sayıda davetli katıldı.
Gecede dostları Şefik Hocayı anlattı.
Sakarya Şubesi’nin bu haftaki konuğu “Benim Yeşilçam’ım” kitabının yazarı Oya Pervin Pelit idi.
Konuşmasına, şube başkanı Yrd.
Doç. Dr. Mehmet Özdemir’in tanıtım ve giriş sözlerinin ardından
başlayan Oya Pervin Pelit, “Sinemanın içinde doğmuş” olmanın
kendisine kazandırdığı “avantajları” ifade ederek başladı.
Açılış konuşmasını yapan Yazarlar
Birliği Başkanı Doç. Dr. Rıdvan Canım,
“Yaşayanların bile hatırlanmadığı, aranıp sorulmadığı bir devirde yaşıyoruz.
Böyle bir zamanda aramızda olmayan
hocayı anmak çok güzel bir şey. Büyük
bir vefakârlık göstergesidir.” dedi.
Sonra sözlerine şöyle devam etti:
“Çocuk oyunculuğumdan yola
çıkarak oluşturduğum anılarımı,
her türlü olumsuzluklara rağmen
yazdım, yazdım, yazdım… Sürekli
çocukluğuma, genç kızlığıma
dönüp anılarımı tekrar yaşayınca
bağıra bağıra ağladığım anlar
oldu.” Yazar, Temmuz 2011’de
yazmaya başladığı ve “her tuşa
vuruşumda yüreğimi dağlayan
MÜSİAD Erzurum Şubesi Başkanı
Mustafa Güvenli, “Babam Şefik Hocayı
anlatma işini dostlarına bırakıyorum.
Babamı anlatmaya gücüm yetmez.
Sadece babamın bir özelliğinden
bahsetmek istiyorum. Bu gece sizlere
günde okumaya 8 saat ayıran bir insanı anlatacaklar.” ifadelerini kullandı.
Geceye konuşmacı olarak Prof. Dr.
İhsan Süreyya Sırma, Veli Velioğlu Hocaefendi, Doç. Dr. Necati Tetik, Prof.
Dr. Mustafa Ağırman ve Muzaffer
Taşyürek katıldılar.
14
Ocak 2013
gerçek olayların ancak bir kısmını
yansıtıyor” dediği eserini ancak Haziran 2012’de Hamburg’da tamamladığını ifade etti.
29 Şubat 2012’de, hiç beklemediği
bir anda, “beyaz saçlı prensim”
dediği babasının ölüm haberini
aldığını anlatan Pelit, hayatının en
büyük üzüntüsünü yaşar. Babasının,
kendisine üç nasihati olduğunu
ifade eden yazar, bunları; “her
Perşembe Kur’an-ı Kerim okumak,
yazı yazmak ve film çekmek” olarak
açıkladı. Ve “rahat uyu babam,
kızın yolunu takip edecek” dedi.
İlgiyle izlenen söyleşi, soru ve cevap
faslının ardından imzalanan kitaplarla sona erdi.
İmdat Avşar Okur ve Yazar
Okulu’nda
TYB Kayseri Şubesi Okur ve Yazar
Okulu devam ediyor. Bu hafta İmdat Avşar söyleşisi vardı. Kursiyerler
“Çiğdemleri Solan Bozkır” hikâye
kitabı, yazarın hikâyedeki üslubu
konusunda sorular sordular. İmdat
Avşar, kitabından ve hikâyelerinden
örnekler vererek, kendi tecrübesini ve
çalışmalarını anlattı. Soruları cevapladı. Büyükşehir Belediyesi Yoğunburç
Kültür Evi’nde gelecek hafta hikâye
konusunda atölye çalışması yapılacağı
bildirildi.
ŞUBELERDEN
HABERLER
Bursa
Şubesi Emir
Sultan’da
Sohbet
Geleneğini
Başlatıyor
TYB Bursa Şubesi Okur-Yazar Okulu
ve Tasavvuf Kültürü Okulu’ndan
sonra faaliyetlerine bir yenisini daha
ekliyor. 2013 yılında Bursa Büyükşehir Belediyesi ve iştiraki olan Burfaş
Genel Müdürlüğü ile ortaklaşa, yeni
restore edilen Emir Sultan Kültür
Merkezi’nde başlayacak programlarla, Bursa Şubesi Bursa’da ‘sohbet
geleneği’ni başlatıyor. Cumartesi
Sohbetleri, İkindi ve Akşam Sohbetleri ve Tasavvuf Musikisi Meşki ve
Sohbetleri başlıkları altında gerçekleşecek programlar Mayıs 2013 sonuna
kadar devam edecek.
Bursa Şube Başkanı Mustafa Baki
Efe, programların içeriği ile ilgili şu
değerlendirmede bulundu: “Sohbet
geleneğimizi Emirsultan’da yeniden
yaşatma gayreti içindeyiz. Hayatımızda öğrendiklerimizin birçoğunu sohbetlerde öğrenmişizdir biz
farkında olmadan. Fakat modern
zamanlarda epeyce uzaklaştık bu geleneğimizden. Sohbet geleneğinden
uzaklaşınca birbirimizden uzaklaştık.
Sohbetin yerini başka şeyler doldurdu hayatımızda.”
Mustafa Baki Efe, ilk programın 5
Ocak 2013 Cumartesi günü Prof.
Dr. Sadettin Ökten ile “Medeniyetimiz Üzerine” konulu bir sohbetle
başlayacağını ve ardından 12 Ocak’ta
D.Mehmet Doğan’la “Dil ve Edebiyat” konulu sohbetle devam edileceğini belirtti. Ocak ayının diğer
‘Cumartesi Sohbetleri’ konukları ise
Hattat Hüseyin Kutlu ve Mustafa
Armağan.
Emir Sultan Kültür Merkezi’ndeki diğer sohbet programları ise İkindi ve
Akşam Sohbetleri ile Tasavvuf Musikisi Sohbetleri. Diğer bir programda
ise “Eşrefoğlu Rumi ve Müzekki’n
Nüfus sohbetleri gerçekleştirilecek.
Trabzon Şubesi’nden Mehmet Âkif’i Anma
Programı
Yazıcı’nın ( Mehmet Âkif ve ideal
insan’ı),Necip Saraçoğlu’nun (Mehmet Âkif ve Anılar’ı) konuşmaları,
akabinde de Âkif’le ilgi sinevizyon
gösterisi şeklinde tertip edildi.
İstiklâl Marşımızın Şairi Mehmet Âkif
Ersoy 27 Aralık 2012 Perşembe günü,
vefatının 76. yılı münasebetiyle, TYB
Trabzon Şubesi tarafından hazırlanan programla anıldı.
Program; Kadir Bekar’ın sunumu,
Trabzon Şubesi Başkanı Haydar
Çoruhlu’nun (Mehmet Âkif’ten
günümüze yansımalar),H.Nurcan
Trabzon Şube Başkanı Haydar Çoruhlu, program açış konuşmasından
sonra, büyük şairin hayatından ve
memleketin içinde bulunduğu o
günkü durumlardan alıntılar yaparak, Âkif’in hayatının ve hayat
görüşünün bugünün gençlerine de
aynen örnek olması gerektiğini dile
getirdi. Âkif’in milletine olan inancını ve mücadele gücünü yine onun
dilinden “Âtiyi karanlık görerek
azmi bırakmak, bilmem ki ölüm var
mıdır ondan daha alçak” dizeleriyle
ifade etti.
Konuşmacılardan Nurcan Yazıcı,
“O, İstiklâl şuurunun hafızası, iman
ve ümit, marifet ve fazilette üstün
şahsiyetli bir dava adamı. O, millî ve
ilâhi coşkunluğu Türk Millet’inin yüreğine aktarmış bir ülkü adamıdır.”
diyerek Âkif’i tanımladı.
Konuşmacı Necip Saraçoğlu, Âkif’le
ilgili anılar başlığı altında, onun
yaşamı ile ilgili anıları dile getirdi.
Ümitlerini, üzüntülerini, beklenti ve
hayal kırıklıklarını özellikle, ömrünün son safhasındaki yalnızlıklarını
tasvir etti.
Sık sık vefa, ümit vurgusu yapılan
gecede, Mehmet Âkif bir kez daha
dua, minnet ve şükran duygularıyla
anıldı.
Ocak 2013
15
Balkan
Savaşları’nın
Ardından
Paneli
2012 yılı Osmanlı Devleti’nin Rumeli
topraklarının neredeyse tamamını
yitirdiği Balkan Savaşları faciasının 100.yılı. 1912 yılı Ekim ayında
başlayan ve 1913 Mayıs ayına kadar
devam eden ve toplumsal hafızada,
siyasette, uluslararası ilişkilerde ciddi kırılmalar meydana getiren Balkan Savaşlarının 100.yılı vesilesiyle
Türkiye Yazarlar Birliği bir faaliyet
dizisi gerçekleştiriyor. Söz konusu
faaliyet dizisini ilk ayağı olarak
Türkiye Yazarlar Birliği’nin hakemli
dil,edebiyat ve sosyal bilimler dergisi olan TYB Akademi Eylül sayısını,
Balkan Savaşlarının bugüne kadar
üzerinde durulmamış bir boyutuna
büyük göçe ve muhaceret edebiyatına ayırmıştı. Söz konusu faaliyet
dizisinin ikinci ayağı olan Balkan
Savaşlarının Ardından Büyük Göç
ve Muhaceret Paneli TYB İstanbul
Şubesi’nde gerçekleştirildi.
Toplantı Türkiye Yazarlar Birliği,
T.C. Başbakanlık Yurtdışı Türkler ve
Akraba Topluluklar Dairesi Başkanlığı ve Bayrampaşa Belediyesi
ortaklığıyla gerçekleştirildi.
Panel, toplantıya evsahipliği yapan
TYB İstanbul Şubesi Başkanı Mahmut Bıyıklı’nın toplantının muhtevasına ve amacına yönelik yaptığı
kısa bir bilgilendirme konuşmasıyla
başladı. Ardından kürsüye davet
edilen TYB Vakfı Başkanı ve TYB Şeref Başkanı D. Mehmet Doğan, TYB
olarak Balkan Savaşlarının 100.yılına
yönelik bir faaliyet dizisi gerçekleştirdiklerini, esas büyük toplantının
daha kapsayıcı ve genel başlıklar
altında Osmanlı’nın Balkanlar’dan
çekilişinin 20.yy sonunda müşahhas
göstergesi olarak beliren BosnaHersek’te gerçekleştirileceğini hatırlattı ve bunun bir ayağını da Balkan
kökenli vatandaşların çok yoğun
biçimde yaşadığı İstanbul’da gerçekleştirilmesinin ayrıca önemli olduğunun altını çizdi. Balkan Savaşlarının
sadece siyasi açıdan değil, toplumsal
yapı açısından da çok büyük etkiler
doğurduğunu, Balkanlardan Anadoluya göçmek zorunda bırakılan ya da
katledilen Müslümanların trajedisinin
hem Osmanlı hem de Cumhuriyet’in
kurucu kadroları tarafından çokça
dillendirilmediğini, adeta görmezden gelindiğini ifade eden Doğan,
bu durumun Balkan Savaşları’nın
öneminin anlaşılmasında ve anlatılmasında menfi bir tesir oluşturduğunu söyledi. Özellikle 1915 olaylarının
100.yılı dolayısıyla süratlenen Ermeni
lobisinin faaliyetlerinin önünün ancak
Balkan Savaşları’nda yaşanan trajedilerin, katliamların dünyaya anlatılarak alınabileceğini iddia eden Doğan,
bugüne kadar bu yönde ciddi bir
girişim yapılmamış olmasının üzüntü
verici olduğunu hatırlattı. Kesinlikle
1915 Olaylarına yönelik bir alternatif
arayışı içerisinde olmadıklarını da hatırlatan Doğan, yapılacak çalışmaların
bir karşılaştırma imkanı yaratacağından ve 1915 Olaylarının muhtevasına
ilişkin yapılan dezenformasyonun
böylelikle daha iyi anlaşılacağından
bahsetti.
D. Mehmed Doğan’dan sonra söz
alan Rumeli Balkan Dernekleri
Federasyonu Başkanı Ayhan Bölükbaşı söz aldı. Konuşmasına Osmanlı
Devleti’nin Balkan Savaşları neticesinde sadece toprak değil bir memleket kaybettiği şeklindeki tespitiyle
başlayan Bölükbaşı, bugün Balkanlara
yönelik ilginin azlığından şikayet
etti. Balkanlarda çok sayıda Osmanlı
eserinin çeşitli sistematik tahribat
politikalarına rağmen hâlâ varlığını
sürdürdüğünü de belirten Bölükbaşı,
Balkan Savaşlarının ve savaş sırasında yaşanan trajedi ve katliamların
hem Türk toplumuna hem de dünya
%DOND
<
$UD
OÕN
Q6DY
&XP
DUWHVL
Dý
ODUÕ
%\ QÕQ
N*|o
ÕOÕQGD
.Õ]ODUDü
0HGUHVH DVÕ0HKPHG$
+RFD5 VL'LYDQ\ROX üD
&DG
6XOWDQDK VWHP6RNDN1
PHWúV
R
WDQEXO
Tel: 0.21
2 527 75
17
kamuoyuna çok daha iyi anlatılması gerektiğinden söz etti. Bu çerçevede Bursa
Büyükşehir Belediyesi ile ortaklaşa bir
sempozyum gerçekleştireceklerini de
hatırlatan Bölükbaşı TYB’nin bu konuya
gösterdiği duyarlılığın takdire şayan
olduğunun altını çizdi.
Selamlama konuşmalarının ardından
toplantıya geçildi. İlk oturumda Balkan Savaşları’nın yayın dünyasındaki
yansımaları konuşuldu. Asım Öz Necati
Cumalı’nın Makedonya 1900 ve Viranbağları isimli eserlerinde Balkan Savaşları üzerine bazı dikkatler üzerine konuşurken Hamdi Akyol Balkan Savaşları’nı
anlayabilmek için okunabilecek bazı
kitaplardan ve Balkan Savaşları’nın 100.
yılı dolayısıyla yapılan yayınların azlığından ve yetersizliğinden bahsettiği
bir konuşma yaptı. Selma Günaydın ise
Osmanlı basınında Balkan Savaşlarının
nasıl yansıtıldığına yönelik ilgi çekici bir
sunum yaptı. Toplantının ikinci oturumunda ise Balkanlar üzerine çalışmaları ile tanınan Yıldırım H. Ağanoğlu,
İskender Özsoy ve Halil Delice Balkan
Savaşlarının toplumsal yapı üzerindeki
etkileri üzerine konuşma yaptılar.
Katılımcıların soru ve katkılarının
alınmasıyla sona eren toplantı sonrasında Saraybosna’daki sempozyumla eş
zamanlı olarak açılacak olan Osmanlı
Basınında Balkan Savaşları başlıklı
sergiden seçmelerin yer aldığı mini-sergi toplantıyı takip edenler tarafından
merakla incelendi.
Türkiye Yazarlar Birliği Kültür ve Sanat Bülteni / Ocak 2013
TYB adına sahibi İbrahim Ulvi Yavuz - Yazı İşleri Müdürü / Atilla Mülayim - Yayın Sorumlusu Sami Terzi
İdare yeri Sümer 1 Sokağı 11/5 Kızılay-Ankara Tel: +90 312 232 05 71 - 72 www.tyb.org.tr • e-posta:[email protected]
Tasarım mtr tanıtım görsel hizmetler Baskı Altan Matbaacılık

Benzer belgeler

Büyük Göç ve Muhaceret Edebiyatı

Büyük Göç ve Muhaceret Edebiyatı bütün emeği geçenlere teşekkür etti. Açılış konuşmalarının ardından oturumlara geçildi. Başkanlığını Doç. Dr. Abdulkadir Emeksiz’in yaptığı ‘Tasavvuf ve Dil’ oturumunda konuşan Ömür Ceylan, ‘Tasavv...

Detaylı

Türkiye Kültür ve Sanat Bülteni

Türkiye Kültür ve Sanat Bülteni olduğunu ifade etti. TYB’nin otuz beş yıl süresince gerçekleştirdiği faaliyetleri ile ülkemizde birçok sivil toplum kuruluşuna önderlik etmiş, köklü bir kurum olduğunu belirten Yavuz, 2012 yılında,...

Detaylı