İşçi - Köylü - Özgür Gelecek

Transkript

İşçi - Köylü - Özgür Gelecek
±CMYK
Yeni bir sald›r› yasas› daha...
AKP hükümetinin ikinci dönemi,
kendi aralar›nda yaflad›klar› fliddetli dalafllara ra¤men halk›m›za-emekçilere yönelik sald›r›lar›n yo¤unlaflt›¤› bir dönem
oldu. Varolan ve gittikçe derinleflen
ekonomik krize paralel; sömürüyü de-
rinlefltirecek yasalar ç›kart›ld›-ç›kar›lmaya devam ediyor.
fiimdi de sendikal haklar›, toplu ifl
sözleflmesi ile grev hakk›n› yok eden yeni bir yasan›n haz›rl›klar› Meclis alt komisyonlar›nda sürdürülüyor. ❐ Sayfa 8
68 Hareketi ve BPKD
Herkes bilir ki, Türkiye’de ’70’li y›llar
devrimci hareketi tart›fl›l›rken Kaypakkaya
onca farkl› ve belirleyici düzeyde ileri olan
düflüncelerine, elefltirilerine ve durufluna
ra¤men, gündeme getirilmekten kaç›n›l›r.
Ayn› düzlemdeki gizlenmeyi Maoizm için de
yaflamaktay›z. Hele 40. y›l› dolay›s›yla daha
yo¤un ve ayr›nt›l› tart›fl›lmas›na ra¤men ’68
Hareketini önemli derecede etkileyen Büyük Proleter Kültür Devrimi’nden söz
edilmemesi bu tarz›n çok uç biçimlerinden
biridir.❐ Sayfa 8
iflflççi-köylü
Demokratik Halk ‹ktidar› ‹çin
www.iscikoylu.org
[email protected]
Say›: 21
ÇIKTI
*Y›l:1*11-24 Temmuz 2008 *Fiyat›: 1 YTL *ISSN: 1307-878X
S›tmaya raz› olmayaca¤›z!
❐ Egemenler aras›ndaki çat›flma derinlefliyor
Egemenler aras›ndaki çat›flma, yeni gözalt› ve tutuklamalarla bir kez
daha ortaya serildi. Ergenekon Operasyonu ad› alt›nda1 Temmuz’da gözalt›na al›nanlardan aralar›nda emekli orgeneraller
Hurflit Tolon ve fiener Eruygur ve ATO Baflkan› Sinan Aygün’ün
de bulundu¤u 8 kifli tutuklan›rken, çat›flman›n kontrgerilla içinde
hakimiyet meselesine kadar uzand›¤› görülüyor. Operasyonun,
Genelkurmay’›n bilgisi dahilinde yap›ld›¤› gerçe¤i ise, dikkatleri
bir hafta önce gerçekleflen yeni Genelkurmay Baflkan› aday›
Baflbu¤ ile Erdo¤an görüflmesine çekti..
❐ Ölüme ve s›tmaya karfl› halk demokrasisi
Sözkonusu çat›flman›n taraflar›n›n arkas›na almak istedi¤i güç halk
kitleleridir. Bu güç, örgütlendi¤i ve ortak hareket etti¤i durumda
iki taraf› da ortadan kald›rabilecek kadar önemli bir güçtür. Bu
asalaklar, s›rt›m›zdan geçinenler bizim bu gücümüzü görüyor ve
bundan korkuyorlar. Tek mesele, halk kitleleri olarak kendimizde
sakl› olan bu gücü görmemizde ve örgütlenmemizdedir. Egemenlerin korkular›n›n kayna¤› budur. Bu yüzden ölümü gösterip,
s›tmaya raz› etmeye çal›fl›yorlar bizi. Bizler ölümü de s›tmay› da
reddederek, halk için demokrasi mücadelemizi yükseltelim!
Durmak yok, zamlara devam!
Son bir y›l içerisinde otobüs ücretlerinden do¤algaza, elektrikten suya birçok temel gidere zam yap›ld›.
Asgari ücretle geçinmeye çal›flan
emekçiler yap›lan zamlarla daha zor durumda kald›. Yap›lan zamlar emekçilerin
al›m gücünü, yaflam standard›n› düflürdü. Öyleki iflçiler, emekçiler her gün
yeni zam haberleri ile uyan›yor. 4 kiflilik
bir ailenin temel harcamalar› 1000
YTL’yi aflm›flken asgari ücretle geçinmeye çal›flan emekçiler için durumu bugün
art›k daha da zor. Emekçiler hayatta kalabilmek için yeni mucizeler yaratmak
Atefl k›v›lc›mdan
ç›kar I ...
Elimize e-posta kanal›yla gelen
yaz›y› güncelli¤inden ve haber
de¤eri tafl›d›¤›ndan dolay› yaz›
dizisi halinde yay›ml›yoruz.
Proletarya Partisi birkaç y›ld›r Dersim’de yeniden gerilla faaliyetini sürdürüyor. Henüz istenilen düzeyde olmasa da ortaya koydu¤u mütevazi
ama cüretli ad›mlarla kavgay› büyüten bir irade sergiliyor. Gerilla mücadelesinden ç›kar›lan dersler bugün
aç›s›ndan her zamankinden daha fazla
önem kazanmaktad›r. Gerilla mücade-
‹flçi köylü’den
Kitlelerin gerçek
gündemlerine
yo¤unlaflal›m!
zorunda. Otobüs ücretlerine zam yap›l›nca aradaki fark› yürüyerek kapatmaya
çal›flan, pirince zam gelince bulgura yönelen emekçiler için tablo giderek karar›yor.
IMF ve DB’n›n talimatlar› do¤rultusunda “harcamalar›n›z artt›, kemer s›k›p, gelirinizi art›r›n” önerisinin ard›ndan
devlet ve özel sektör zam ya¤muruna
bafllad›. ‹lk zam, ‹stanbul Büyükflehir Belediyesi taraf›ndan içme suyuna yap›ld›,
Belediye ulafl›m ücretlerini art›rd›. Daha
sonra ise Ankara ve ‹stanbul’da simit fiyatlar› artt›, ard›ndan ekmek, elektri¤e
zam yap›ld›, s›rada sigara var.
❐ Sayfa 16
K›sa sürede tüm dünyada
bafl gösteren g›da krizi, çok say›da ülkede halk isyanlar›n› da
tetiklemeyi sürdürürken, ülkemiz egemen s›n›flar› da krizi
yok saymaya ve göstermeye
çal›fl›yor. Sayfa 2
Kad›n sorunu devrim
sonras›nda çözümlenecek bir sorun olarak görülemez. Esas› oraya ait
olmakla birlikte kad›nlar›n özgürleflmesine
dönük bugünden ad›mlar at›lmad›¤› müddetçe
devrim ve dolay›s›yla
sorunun çözümü de bir
hayal olarak kalacakt›r.
❐Sayfa 12
S›n›fsal Yaklaflfl››m
Emekçinin Gündemi
Toplu sözleflmelerde son
durum...
Ne kadar fleriat,
o kadar darbe
Sayfa 3
Sayfa 4
Bir süredir devam eden Toplu Sözleflme sürecinin ard›ndan belediye
iflçileri alanlara ç›karak taleplerini
dile getirmeye bafllad›. 2 Temmuz Çarflamba günü Belediye-‹fl
binas› önünden ‹stanbul Büyükflehir
Belediyesi önüne kadar yürüyen
Belediye iflçileri T‹S’in bir an önce
istekleri do¤rultusunda imzalanmas›n› istedi.
Binlerce iflçiyi ilgilendiren görüflmelerin geldi¤i noktay›, Belediye ‹fl 2
No’lu fiube Baflkan› Hasan Gülüm
ile konufltuk. ❐Sayfa 4
Köylüler
sokaklarda!
“Kad›nlar
olmaks›z›n
hiçbir
gerçek
kitle
hareketi
olamaz!”
lesinin kitlelerin bizzat kendi mücadelesi oldu¤unun kitlelere kavrat›lmas›
ve savaflt›r›lmas› bilinci bugün daha
ileri bir boyutta Parti taraf›ndan dile
getirilmektedir. Halk ordusu gerillalar›n›n önüne koyduklar› görevler kitleler içinde ajitasyon-propaganda faaliyeti yürütmek, onlar› komitelerde örgütlemek ve bunlar›n yan›nda kendi
özgün pratiklerinden ç›kacak kendi öz
örgütlülüklerinde örgütlemek, Halk
Savafl› bayra¤›n› bozk›r›n bu en kuru
oldu¤u yerde yükseltmektir. Kitlelere
dayanmayan bir Komünist Parti düflman›yla girdi¤i bu eflitsiz mücadelede
baflar›ya ulaflamaz. “Kör b›çak kan
ç›karmaz.”
❐Sayfa 10
Belediyelerde
yaz s›cak
geçecek!
Ülkenin birçok yerinde hükümetin
nüklere santral vb. çevre düflman›
politikalar›na karfl› ayaklanan köylüler, topraklar›n› savunuyor. Milas’ta
köylerine su kayna¤› aç›lmas›n› protesto ederken, Rize’de Hidroelektrik Santralin yap›m›n› engellemek
için yolu trafi¤e kapat›yor, Sivas’ta
sondaj çal›flmalar›n› protesto ederken katlediliyor, Hatay’da baz istasyonuna karfl› örgütleniyorlar.
❐Sayfa 5
Evrensel Bak›fl
Pusula
Tekrarlar yeniyi de¤il,
eskiyi temsil ederler!
Sayfa 11
Küresel kriz, küresel
isyanlar› tetikliyor!
Sayfa 13
İşçi-köylü 2
Yaşamın İçinden
S‹VAS
Sivas flehitlerinin aileleri, Alevi örgütleri, siyasi parti ve platformlar ile
demokratik kitle örgütleri Hac› Bektafl-i Veli Kültür ve Tan›tma Vakf›
önü ve Ethembey Park›’nda biraraya
geldi. Buradan Mad›mak Oteli’ne yüründü. “Pir Sultan’dan Mad›mak’a, Asan da Yakan da Sistemdir. Hesab›n› Soraca¤›zPartizan” yaz›l› pankartla mitingde
yerini alan Partizan kitlesinin yan›s›ra
ESP, PSAKD, Alevi Bektafli Kültür
Derne¤i, KESK, EMEP ve Halkevleri’nin de aralar›nda bulundu¤u kurumlar pankartlar›yla kat›ld›. Binlerce kifli Mad›mak Oteli’nin müze olmas› talebini dile getirdi ve utanç
otelinin önüne karanfiller b›rakt›.1993’te katliam› engellemeyen kolluk güçleri, miting için dört bir yan›
ablukaya alm›flt›.
“Pir Sultan’dan Mad›mak’a,
asan da yakan da sistemdir!”
Sivas katliam›n›n 15. y›l›nda on binler alanlara ç›kt›. Aradan
15 y›l geçmesine ra¤men halen katillerin yarg›lanmas›
ve Mad›mak Oteli’nin müzeye dönüfltürülmesi talebini
hayk›ran binlerce kifli tek vücut oldu.
Otel önünde Tertip Komitesi ad›na konuflan KESK Dönem Sözcüsü
Önder Do¤an, CHP ve Cem Vakf›
gibi kurumlar›n Atatürk An›t›’na çelenk b›rakarak yapt›klar› anmaya iflaret ederek “2 Temmuz’un içini
boflaltmaya çal›fl›yorlar” dedi. Pir
Sultan heykelinin söküldü¤ü yere
Ozanlar An›t› infla edilmesini isteyen
Do¤an, “Katliam›n gerçek sorumlular› halka hesap vermelidir” dedi. Hasret Gültekin’in efli Yeter Gültekin de flehit aileleri ad›na
bir konuflma yapt›.
Mitinge Partizan kitlesi yaklafl›k
200 kifli ile kat›ld›. Partizan kortejine
gerek çevre illerden gerekse Sivas’›n
ilçelerinden gelen halk büyük ilgi gösterdi. ‹lgiyi engellemek için elinden
geleni yapan kolluk güçleri bu çal›flmalar›nda baflar›s›z kald›lar.
(Sivas ‹K okurlar›)
Bu atefl Spartaküs’ten beri yan›yor!
Yeni Demokrasi Mücadelemizde
Yükselecek-Partizan” pankart›yla kat›ld›k. Öncesinden belirlenmese de di¤er
devrimci kurumlarla sloganlar›n ortak
at›lmas› hem yürüyüflte hem de alanda sesimizin daha gür ç›kmas›n› sa¤lad›. Bunun
d›fl›nda, sayg› durufluna ça¤r› yap›l›rken
ayd›nlar›-sanatç›lar› yakan resmi ideolojinin ad› olan Mustafa Kemal için de sayg›
durufluna ça¤r› yap›lmas›, kürsüden sadece platformda belirlenen sloganlar›n at›lmas› yönünde uyar› yap›lmas› ‹zmir Alevi
Bektafli ve Yöre Dernekleri Platformu taraf›ndan anman›n içeri¤inin boflalt›lmas›na
neden oldu ve yap›lan sayg› duruflundan
bir süre sonra alandan ayr›ld›k.
2 Temmuz 2008’de
saat 19.30’da Yeralt› Çars›s› üzerinde Partizan, HKM, Halk
Cephesi, ESP, DHP, DTP, EMEP
ve Dersim Belediyesi taraf›ndan Sivas anmas› yap›ld›. Kat›l›m›n oldukça olumlu oldu¤u eylem sayg› durufluyla bafllad›. Ard›ndan devrimci ve
demokratik kurumlar›n ortak aç›klamas› okundu. Belediye Baflkan›’n›n da
konuflmas›ndan sonra çocuklar taraf›ndan semah gösterimi yap›ld›. K›sa
bir müzik dinletisinden sonra Sivas
flehitlerini temsilen 35 meflale yak›larak merkezden Demir Köprü mevkiine yürüyüfl gerçeklefltirildi. Mavi
Köprü’de flehitler an›s›na Munzur’a
at›lan karanfillerden sonra eylem
sonland›r›ld›.
(Dersim ‹K)
DERS‹M
Bundan tam 15 y›l önce Sivas’ta gerici-faflist güruhlar taraf›ndan, “devlet gözetiminde” katledilen 33 ayd›n ve sanatç›, ülkenin dört bir yan›nda yap›lan eylem ve etkinliklerle an›ld›. On binler bir kez daha Sivas’› unutmad›,
unutturmad›!
Odak, Aka-Der ve Mücadele Birli¤i taraf›ndan organize edilen anma etkinli¤i, kitlenin Demokrasi Caddesi’nde bulunan, Vatan ‹lkö¤retim Okulu önünde toplanarak,
yürüyüfle geçmesiyle bafllad›.
Cadde boyunca sloganlarla süren yürüyüfl, Naz›m Hikmet Park›’nda sona erdi. Partizan’›n “Baba ‹shak Pir Sultan;
Zulme Karfl› Direnmektir Aslolan”
yaz›l› bir pankartla kat›ld›¤› anma etkinli¤i
yap›lan bir konuflmayla bafllad›. Etkinlik,
sergilenen bir tiyatro oyunu ve semah
gösterisi ile sürdü, müzik dinletisiyle sona
erdi.
1 MAYIS MAHALLES‹
KADIKÖY
‹stanbul’daki anma etkinli¤i, her y›l oldu¤u gibi bu y›l da, Sivas’ta katledilen
As›m Bezirci’nin Zincirlikuyu Mezarl›¤›’ndaki mezar›n›n bafl›nda yap›lan
anmayla bafllad›. As›m Bezirci’nin mezar›
bafl›ndaki anma sona erdikten sonra, kitle ayn› mezarl›kta bulunan sanatç› Ruhi
Su’nun mezar›na da karanfil b›rakt›.
Ayn› gün çok say›da demokratik kurum, kitle örgütü, sendika ve partinin kat›l›m sa¤lad›¤› bir mitingle gerçeklefltirilen
anma, Kad›köy ‹skele Meydan›’nda yap›ld›. Tepe Natilius önünde toplanmaya bafllayan kat›l›mc›lar, burada oluflturduklar›
kortejlerle ‹skele Meydan›’na do¤ru yürüyüfle geçtiler.
Partizan kitlesinin, “Sivas’›n Katili
Patron A¤a Devleti” ve “Baba ‹shak,
Pir Sultan; Zalime Karfl› ‹syand›r
Aslolan” yaz›l› iki pankart ve flamalarla
kat›ld›¤› miting, ‹skele Meydan›’nda yap›lan konuflmalarla bafllad›. Mitingde yap›lan
konuflmalarda, Sivas katliam›n›n 15. y›l›nda gericili¤e, faflizme ve yoksullu¤a karfl›
mücadelenin karal›l›kla sürdürülece¤ine
yap›lan vurgunun yan›s›ra, 1 May›s’tan Sivas’a, hiçbir katliam›n unutulmayaca¤›n›n
alt› çizildi ve “unutursak yeniden yaflat›rlar” denildi.
Sloganlar›n hiç susmad›¤› mitinge,
ESP, Halkevleri, Ö¤renci Kolektifleri,
TKP, Odak, Kald›raç, Pir Sultan Abdal
Dernekleri ve daha çok say›da kurum
kat›ld›.
SARIGAZ‹
Sivas katliam›n› anma etkinliklerinden
biri de 3 Temmuz akflam› Sar›gazi’de gerçeklefltirildi. Partizan, DTP, DHP, ESP,
Sivas’ta katledilenleri anmak için akflam saat 20.00’de bir yürüyüfl gerçeklefltirdik.
Yürüyüfl, Al›nteri, Köz,
May›sta Yaflam Kooperatifi ve Partizan taraf›ndan örgütlendi. Saat
20.00’de Karakol Dura¤›’nda kitlenin toplanmas›yla bafllayan yürüyüflte
“15. y›l›nda Sivas katliam›n› unutmad›kunutturmayaca¤›z!”
yaz›l› ortak pankart aç›ld›. Kortejler oluflturularak bafllayan yürüyüfl
Çeflme Dura¤›’na kadar sloganlarla devam etti. Daha sonra kurumlar ad›na haz›rlanan ortak bas›n metni okundu. Bas›n
aç›klamas›n›n ard›ndan eylem yine sloganlarla bitirildi.
(1 May›s Mahallesi ‹K okurlar›)
KIRAÇ
Katliam K›raç’ta yap›lan bir etkinlikle
protesto edildi. Anadolu Kültür EviCafe, K›raç Kültür ve Yard›mlaflma Derne¤i, Evrensel Kültür Merkezi taraf›ndan gerçeklefltirilen etkinlikte K›raç Kuruçeflme’de biraraya gelen kitle Sivas’ta
katledilen ayd›n, yazar ve sanatç›lar› and›.
Etkinlik, Sivas’ta yak›lanlar için yap›lan
sayg› duruflu ile bafllad›. fiiirlerin okunmas›n›n ard›ndan katledilen ayd›nlar›n, sanatç›lar›n isimleri “burada” sloganlar› eflli¤inde okundu. Ard›ndan aç›l›fl konuflmas› yap›ld›.
“Gün gelecek devran dönecek
katiller halka hesap verecek” sloganlar›n› hayk›ran kitlenin öfkesi dikkat çekti.
Sivas’ta yaflam›n› yitirenlerin yaflam öykülerinin dile getirilmesinin ard›ndan fliirler
ve söylenen türkülerle yaflananlar lanetlendi. Gölgedekiler Müzik Grubu’nun seslendirdi¤i ezgiler ve “Sivas Cehennemi” isimli belgesel gösterimi ile etkinlik
sona erdi.
TAfiDELEN
Bizler, Tafldelen ve Yenido¤an ‹K
okurlar› olarak 2 Temmuz’da bir anma
düzenledik. Anmay› Tafldalen DTP binas›nda düzenledik. Anma öncesinde Tafldelen ve Yenido¤an’da gazete da¤›t›m›yla
beraber haz›rlad›¤›m›z bildirilerimizle
halka ulaflt›k. 1 Temmuz Sal› akflam› yapt›¤›m›z anmaya Sivas flehitleri ve onlar›n
Ankara
flahs›nda tüm devrim flehitleri için sayg›
durufluyla bafllad›k. Aç›l›fl konuflmas›n›n
ard›ndan katliam› anlatan bir sinevizyon
gösterimi yap›ld›. Sonras›nda sahne alan
müzik grubumuzla hep beraber türküler
söylenerek anma bitirildi.
Bizler Tafldelen ve Yenido¤an ‹K
okurlar› olarak ilk etkinli¤imizi düzenlemenin heyecan› ile diyoruz ki 2 Temmuz
1993 ne ilk ne de sondu. Bizler iflçi, köylü ve emekçiler olarak örgütlenmedi¤imiz
takdirde bu sald›r›lar› geri püskürtemeyiz.
Ancak örgütlü bir güç olursak kazan›r›z.
(Tafldelen ve Yenido¤an
‹K okurlar›)
‹ZM‹R
2 Temmuz günü ‹zmir Alevi Bektafli
ve Yöre Dernekleri Platformu taraf›ndan
örgütlenen miting Gündo¤du Meydan›’nda gerçekleflti. Saat 17.00’de Cumhuriyet Meydan›’nda toplan›lmas›n›n ard›ndan kitle meydana kadar yürüdü. Bizler
de eyleme “Sivas’›n Ifl›¤› Sönmedi,
BURSA
2 Temmuz günü saat 18.00’de Mafel
Kafe önünde toplanan kitle, burada tek
pankart ve Sivas flehitlerinin dövizleri ile
yürüdü. Yaklafl›k 2 bine yak›n insan Kent
Müzesi önünde topland› ve katledilenlerin isimleri okunarak “burada” denildi.
Sayg› duruflu ile devam eden etkinlik,
Tertip Komitesi ad›na Bursa Pir Sultan
Abdal Dernek Baflkan› Davut Türko¤lu’nun bas›n metnini okumas› ile devam
etti. Ard›ndan semah gösterisi yap›ld› ve
fliirler okundu. Programda olan müzik
dinletisi polisin faflizan tutumundan dolay›
zaman bahane edilerek engellendi.
ANKARA
Sivas katliam›n›n 15. y›ldönümünde
Ankara’da yap›lan anma etkinlikleri, geçen y›llardan farkl› olarak devrimciler ve
düzen partileri ile uzlaflan kurumlar›n ayr›flan eylemlilikleri ile gerçeklefltirildi.
1 Temmuz günü saat 18:30’da Tekmezar Park›’nda toplanan devrimci kurumlar (Al›nteri, BDSP, DHD, ESP
ve Partizan) buradan Tuzluçay›r’a kadar
bir yürüyüfl gerçeklefltirdi. “Bozuk Düzende Sa¤lam Çark Olmaz, Bu Düzeni Y›kaca¤›z Elbet” yaz›l› pankart ile
Partizan korteji de alanda yerini ald›. Yürüyüfl sonras›nda Tuzluçay›r’a ulaflan kitle
burada bir etkinlik gerçeklefltirdi. Sayg›
duruflu ile bafllayan etkinlik, katliam› anlatan bir konuflma, müzik dinletisi ve semah
gösterisi ile devam etti.
2 Temmuz günü ise Karfl›yaka Mezarl›¤›’na gidilerek an›t mezarlar›n bulundu¤u
alanda yap›lan konuflmalarla bafllayan etkinlik sayg› durufluyla bafllad›. Anma etkinli¤i türküler ve marfllarla ile sona erdi.
Sivas Katliam›, ülkenin dört bir yan›nda oldu¤u gibi Mersin’de de demokratik
kitle örgütleri, sendikalar, siyasi
partiler ve devrimci, demokrat, ilerici duyarl› halk taraf›ndan protesto
eylemiyle k›nand›. KESK Mersin fiubeler Platformu Dönem Sözcüsü
Recep Kara, “Türkiye tarihinde
kara bir leke olarak geçen Sivas
katliam›n›n üzerinden 15 y›l geçti.
Sivas katliam› kanayan bir yara haline dönüfltü” dedi. Mersin Büyükflehir Belediye Binas› Taflbina önünde
bir araya gelen kitle, “Gericili¤e
teslim olmayaca¤›z”, “Katiller
halka hesap verecek” yaz›l› dövizler tafl›d›.
MERS‹N
11-24 Temmuz 2008
işçi-köylü’den
Kitlelerin gerçek
gündemlerine yo¤unlaflal›m
Elektrikten do¤algaza suya ve ekme¤e kadar bir dizi tüketim maddesine yap›lan zamlar›n yan›nda geçti¤imiz haftalarda gündemi önemli derecede meflgul eden konulardan birisi de hiç kuflkusuz ki, birçok “önemli” flahsiyetin Ergenekon Operasyonu ad› alt›nda gözalt›na al›nmas› ve baz›lar›n›n
tutuklanmas› oldu. Bir süredir neredeyse otomati¤e ba¤lanm›fl zam furyas› alt›nda yaflam› iyice zorlaflan emekçi halk›m›z, yine bildik darbe-fleriat ikilemi ile, “vatan elden gidiyor”, yerine göre “darbe geliyor”, yerine göre “fleriat
geliyor” vb. söylemleriyle oyalanmaya, iki kötü aras›nda
tercih yapmaya zorlanmak isteniyor.
K›sa sürede tüm dünyada bafl gösteren g›da krizi, çok say›da ülkede halk isyanlar›n› da tetiklemeyi sürdürürken, ülkemiz egemen s›n›flar› da krizi yok saymaya ve göstermeye
çal›fl›yor. Ancak yaflanan geliflmeler bunun tam tersini gözler önüne seriyor. Özellikle son süreçte yaflanan zamlar
farkl› gündemlerle örtülmeye çal›fl›lsa da al›m gücü her geçen gün biraz daha düflen emekçi halk›m›z sefaletle burun
buruna bir yaflama mahkum ediliyor.
Petrol fiyatlar›na yap›lan zamlara paralel olarak
art›fl gösteren g›da maddelerinin bafl›nda ekmek fiyatlar›ndaki art›fl geliyor. Emekçi halk›m›z, birçok ilde,
nerede bir kurufl daha ucuz ekmek bulursa, orada kuyruklar oluflturuyor. Özellikle de kalabal›k nüfuslu, yoksul aileler
aç›s›ndan, ekme¤e yap›lan zam tam bir ekonomik y›k›m anlam›na geliyor. Kald› ki, söz konusu zamlar sadece ekmekle
s›n›rl› de¤il. Tüm dünyada yaflanan krizlerde de, fiyat art›fl›nda bafl› çeken pirinç, çok gecikmeden ülkemizde en pahal›
g›da maddeleri aras›na girmifl bulunuyor. Pirinci, mercimek,
onu bulgur, makarna vd. yoksul kesimlerin bafll›ca besin kaynaklar› izlemeye devam ediyor.
Bu arada hükümet taraf›ndan yap›lan aç›klamalarda zamlar yok say›lmaya, o olmad›¤› yerde meflrulaflt›r›lmaya ya da farkl› gündemlerin aras›nda
kaybedilmeye çal›fl›l›yor. Bu farkl› gündemler aras›nda
geçti¤imiz hafta en öne ç›kan› Ergenekon Operasyonu’dur. Bu operasyon egemen s›n›f klikleri aras›ndaki çat›flmalar›n geldi¤i boyutu bir kez daha gözler önüne sererken,
bu tablodan emekçi halk›m›za düflen yine bu klikler aras›nda
bir tercih yapmaya zorlanmak olmaktad›r. Oysa ki ayn› günlerde elektri¤e yüzde 24, suya yüzde 51, halk ekme¤e yüzde
42 zam gelmifltir. Ancak darbe mi fleriat m› tart›flmalar›na kilitlenen kamuoyu zamlar› ancak karfl› karfl›ya geldi¤inde fark
etmekte ve temel g›da maddelerindeki fiyat art›fllar› dahi %
100’lere var›rken, halk›m›z kendince “çözümler” üretmeye çal›flmaktad›r. Ekmek sat›n alamayanlar evlerinde ekmek
yapmaya, ulafl›m s›k›nt›s› çekenler daha erken kalkarak daha
fazla yürümeye, büyük flehirlerde oturanlar köylerinden geçinme koflullar›n› zorlamaya çal›flmaktad›r. Bu an›nda üretilen “çözümlerin” nedenini ise hiç kuflkusuz, toplumun uzunca y›llard›r maruz b›rak›ld›¤›, ezmeye, sindirmeye, bafl kald›rmay› unutturmaya dönük egemen politikalar oluflturuyor.
Bu politikalar sonucudur ki, pefl pefle gelen zamlar her gün
sofram›zdaki lokmay› biraz daha küçültse de, devreye “alternatif çözümler” girmektedir.
Ancak bir yandan bu “alternatif çözümler” hayata geçirilmeye çal›fl›lsa da di¤er yandan tüm bu çabalar›n sonuçsuz kalmas› halk kitlelerini farkl› (devrimci) alternatiflere daha aç›k hale getirmekte ve esas olarak AKP’nin seçim sonras›nda emekçilerle yüzleflmesini sa¤lamaktad›r.
Üstelik bu yüzleflme sadece son zamlarla yaflanmamaktad›r. Uzunca bir süredir halk düflman› yasalar›n birbiri ard›na
Meclis’ten geçirilmesi ve uygulamaya sokulmas›, anti-terör
yasalar› ile insanlar›n sokak ortas›nda polis tekmeleri ile katledilmesi, demokratik mitinglere kat›lan çocuklar›n kollar›n›n kameralar önünde k›r›lmas›, emekçilerin en demokratik
taleplerinin bask› ve fliddetle yan›tlanmas› gibi bir dizi uygulama toplumdaki kaynaflmay› art›rmakta ve sistemin teflhir
olmas›na hizmet etmektedir.
‹flte tam da burada devreye bu kaynaman›n örgütlenmesi girmektedir. fiu bir gerçek ki, tüm bu sald›r› dalgas› karfl›s›nda genifl emekçi kitlelerde varolan rahats›zl›k do¤ru kanallara ak›t›lmad›¤›nda yine sistemin potas›nda erimeye mahkumdur. Bask›n›n, zulmün, sömürünün, sefaletin artt›¤› yerde baflkald›r›n›n kaç›n›lmaz oldu¤u bir gerçeklik olsa da; bu
baflkald›r›n›n kendili¤inden zafere ulaflmayaca¤›, ancak s›n›f
bilinçli, örgütlü bir güce dönüfltü¤ü takdirde zaferle sonuçlanaca¤› bir gerçekliktir. Bu do¤ru noktadan bak›ld›¤›nda,
önümüzde duran en önemli görev, tüm gücümüzü sarf ederek, bu örgütlülü¤ü sa¤lamak ve güçlendirmektir. Tüm çat›flmalar›na ra¤men halka karfl› sald›r›lar›nda tek vücut hareket
eden egemen s›n›f kliklerinin maskelerini düflürmek ve
emekçi kitleleri kendi sorunlar› etraf›nda örgütlemek için
yeni olanaklar›n yarat›lmas›, varolan tüm olanaklar›n seferber edilmesi ve gelifltirilmesi önemlidir.
Birçok ilde zamlara karfl› örgütlenen mitingler bu anlamda kat›l›m› gerekli k›larken, sadece bunlarla s›n›rl› kalmadan
bildiri, afifl, genifl yay›n da¤›t›m› vb. araçlar›n daha kitlesel ve
genifl bir flekilde ele al›nmas› da örgütlenmeye hizmet edecektir. 5 Temmuz Cumartesi günü ‹zmir’de örgütlenen
ve Partizan okurlar›n›n da “‹flsizli¤e, zamlara, yoksullu¤a isyan et! Örgütlü mücadeleyi yükselt!” fliar› ile kat›ld›¤› miting bu anlamda bir örnektir.
İşçi-köylü 3
11-24 Temmuz 2008
Politika gündem
Hakim s›n›f klikleri aras›ndaki kay›kç› kavgas›nda taraf olmayal›m!
“Ergenekon’da 6. dalga”
H
er bir hareketin bir de hikâyesi olmak durumundad›r. Hele de böylesine sars›nt› yaratacak bir operasyona uygun bir hikâye bulmak gerekir. Son Ergenekon dalgas› için bulunan formül, darbelerle korkutularak büyütülmüfl halk› manipüle etmenin bir arac› olarak tabi ki “darbeyi engellemek” üzerine kurulmal›yd›. Gözalt›na al›nan herkesin de bu senaryoda bir rolü bulunmal›yd›. Nitekim böyle de oldu…
Ergenekon dalgas› yeni gözalt› ve tutuklamalarla bir kez daha kabart›ld›. Uzun süredir yay›nlar›m›zda ifllemeye çal›flt›¤›m›z hâkim s›n›f klikleri aras›ndaki çat›flman›n boyutunun geldi¤i nokta 1 Temmuz günü yine ani ve sabah›n erken
saatlerinde yap›lan operasyonlarla meflhur isimlerin gözalt›na al›nmas›na dayand›. Gözalt›na al›nanlar aras›nda kimler yoktu ki; her biri devletin bekas› için “canla baflla çal›flan”, emeklili¤ini
bir köfleye çekilip Picasso’ya tafl ç›kartacak resimler yapmakla geçirmek yerine, devletine adam›fl Tolon ve Eruygur Paflalardan, “ulusalc›”
adland›rmas›n› kendine yak›flt›r›p, kendini
TSK’ya siper edip flovenizmin kalelili¤ine soyunan Cumhuriyet Gazetesi’nin Ankara temsilcisine, Genelkurmay Baflkan›’n›n gözdelerinden
Tercüman Gazetesi Genel Yay›n Yönetmeni
Ufuk Büyükçelebi’ye ve oradan da Newroz’da onbinlerce Türk bayra¤› bast›r›p da¤›tan,
ne oldu¤u hep tart›flma konusu olmufl Ankara
Ticaret Odas› Baflkan› Sinan Aygün’e uzanan
21 kifli gözalt›na al›n›verdi. Bu meflhur flahsiyetlerden 8’inin tutuklanmas›yla bugüne kadar Ergenekon davas›ndan tutuklananlar›n say›s› da
58’e yükseldi.
“Terör örgütüne (Ergenekon) mensup olmaktan” yarg›lanacak olan iki emekli
orgeneralin gözalt›na al›nmas› 1960 Darbesi’nde
dönemin Genelkurmay Baflkan› Orgeneral Rüfltü Erdelhun’dan bu yana bir ilk oluyor. Ancak
bu gözalt›lar›n Genelkurmay’›n bilgisi dahilinde
olmas› ise gözden ç›kart›ld›klar› manas›na geliyor aç›kça.
Dolmabahçe görüflmesinden,
Baflbu¤-Erdo¤an görüflmesine…
Hat›rlanaca¤› gibi türban, cumhurbaflkanl›¤›
vb. tart›flmalar›n›n en yo¤un yafland›¤› süreçte,
darbe 盤›rtkanl›¤›n›n en üst safhada oldu¤u s›ralarda Dolmabahçe’de içeri¤i kamuoyuna aç›klanmaya bir görüflme gerçekleflmiflti. Görüflmenin taraflar›, Genelkurmay Baflkan› Yaflar Büyükan›t ve hükümet ad›na da Baflbakan R. T.
Erdo¤an’d›. Bu görüflmenin içeri¤i aç›klanmasa
da sonras› yaflanan geliflmeler (Irak Kürdistan›’na operasyon için izin ç›kmas›, cumhurbaflkanl›¤›na A. Gül’ün seçilebilmesi, Genelkurmay’›n aç›klamalar›ndaki ciddi tansiyon düflüklü-
¤ü vb.) hükümet ile Genelkurmay’›n (ABD’nin
bask›s›n› gözard› etmeksizin) mutabakata vard›klar› fleklinde yorumlanmas›na neden olmufltu.
Bu mutabakat belli ölçülerde sürerken, 30
A¤ustos’ta görev süresi dolacak olan Y. Büyükan›t’›n yerine Genelkurmay koltu¤una oturaca¤›
kesin olan Kara Kuvvetleri Komutan› Orgeneral
‹lker Baflbu¤’la yine hükümet ad›na Baflbakan’›n Ergenekon’daki son gözalt›lardan bir hafta önce görüflmesi mutabakat›n 30 A¤ustos
sonras›nda da sürece¤inin göstergesi olarak yorumlanabilir.
Paksüt-Baflbu¤ “gizli” görüflmesinde de Dolmabahçe’de de ve flimdi de Baflbu¤-Erdo¤an görüflmesinde de aç›klama hep ayn›… “Terör örgütü PKK’ye karfl› önlemler” tart›fl›lm›flt›.
Kuflkusuz Kürt ulusal meselesi egemenler cephesinde hep bafl gündem olmay› hak etmektedir, ancak bu aç›k ve gizli görüflmelerin, içeri¤i
aç›klanan-aç›klanmayan buluflmalar›n tek nedeni
olmad›¤› her seferinde ard›ndan gelen geliflmelerle kan›tlanmaktad›r.
7 Temmuz felaketinin
önlenmesi senaryosu
Her bir hareketin bir de hikâyesi olmak durumundad›r. Hele de böylesine sars›nt› yaratacak bir operasyona uygun bir hikâye bulmak gerekir. Son Ergenekon dalgas› için bulunan formül, darbelerle korkutularak büyütülmüfl halk›
manipüle etmenin bir arac› olarak tabi ki “darbeyi engellemek” üzerine kurulmal›yd›. Gözalt›na al›nan herkesin de bu senaryoda bir rolü
bulunmal›yd›. Nitekim böyle de oldu…
Senaryoya göre, 7 Temmuz’da 40 ilde izinsiz olarak “yarg›ya sahip ç›k” mitingleri yap›lacak, izinsiz mitinge müdahale edecek polisle kat›lanlar aras›nda çat›flma yaflanacak, bir anda ülke genelinde gerilim t›rmand›r›lacak, Jitem elemanlar›ndan ve itirafç›lardan oluflturulan 30 tetikçi suikastlar ifllemeye bafllayacak, ekonominin
batt›¤› havas› yarat›lacak ve bir kaos ortam› yarat›larak “ordu göreve” ça¤r›lacak(t›). T› diyoruz, çünkü “neyse ki” savc› olaya el koydu da,
bu tehlike bertaraf edildi. Ancak flu bir soru iflareti olarak kald›. Madem bu yaz darbe olacakt›
da, neden bu isimlerin içinde tek bir “görevi bafl›nda” ordu mensubu yok. K›sacas› gözalt›na al›-
S›n›fsal Yaklafl›m
NE KADAR fiER‹AT, O KADAR DARBE!
Darbecilik faflist Türk ordusunun
“genetik” kodlar›na yaz›l›d›r. Bunu
kurucu-kurtar›c› kimli¤inden alm›flt›r.
‹deolojik flekillenifli de bunun üzerine
kuruludur. ‹ç hizmet kanununda da
aç›k biçimde yaz›l› oldu¤u üzere, bugüne kadarki darbeler bunun üzerinden meflruiyet kazanm›flt›r. Darbe,
baflar›l› oldu¤u zaman meflru ve hakl›d›r. Yasa budur, böyle ifllemektedir.
Baflaramayanlar, duruma göre ya sessizce ya da gürültülü biçimde bertaraf edilmifltir. Sar›k›z ve Ay›fl›¤› kodlu darbeleri örgütlemeye çal›flanlar,
dönemin di¤er komutanlar›ndan gerekli deste¤i görmemifl, daha do¤rusu esas merkezlerden icazet de alamam›fllar ve amaçlar›na ulaflamay›nca
tasfiye olmufllard›r.
Bugün o teflebbüsün/baflar›s›zl›¤›n, “darbe tehlikesi” iddias›nda bulunanlar›n inand›r›c›l›klar›n› kan›tlamak
ve karfl› hamle için kullan›lmaya ihtiyaç bafl gösterdi¤i durumda, servis
edilmesi gerekmifltir. TSK, sessizce
tasfiye etti¤i “eski dostlar›n›” bugünkü ittifak› AKP’nin ihtiyac› gere¤i,
gürültülü bir “kurban verme” töreniyle u¤urlamak durumunda kalm›flt›r. Olay bir yönüyle budur.
Büyükan›t ya da halefi Baflbu¤,
“tan›r›z, iyi arkadafllard›r” diye
kefil ol(a)may›nca, general eskileri
önce gözalt› sonra da hapsi boylad›lar. Oysa, bu kefillik durumu, hat›rlanaca¤› gibi s›radan bir er, erbafl veya
astsubay için dahi geçerlilik arz edi-
yor, TSK’n›n bilhassa görevdeki personelinden “dü¤me koparmak”
dahi kolay kolay mümkün olam›yordu. Bu manada yine de de¤iflen bir
fley olmad›, zira dokunulanlar›n hepsi
emeklilerdi ama bu kez s›ra orgeneral rütbeli olanlara gelmiflti. Bu durum, her fleye karfl›n TSK aç›s›ndan
zor bir dönemeç say›lmal›yd› ve her
biri geçmiflin kritik süreçleri, alan ve
yerlerinde görev üstlenmifl komutanlar› söz konusuydu.
Yaflanan elbette ki AKP ile TSK
aras›nda bir kap›flma de¤ildir. Tayyip
Erdo¤an’›n önce Büyükan›t ile Dolmabahçe’de, sonra da son operasyon
öncesi 24 Haziran’da Baflbu¤ ile yapt›¤› görüflmeler, aralar›ndaki iflbirli¤ine dair kamuoyuna mesaj verme
gösterisiydi. Yoksa, bu ifllerin yar›m
saatlik sohbetlerle planlanmayaca¤›
ya da bizzat bu flahsiyetlerin akl› ile
kotar›lamayaca¤›n› herkesin anlamas›
gerekmektedir. Dahas›, hâkim s›n›f
klikleri ve kurumlar›na ait iflbirli¤i ve
mutabakatlar, böylesi dönem ve süreçlerde emperyalistlerin müdahalesinden kopuk biçimde ele al›nmamal›d›r.
Nitekim, ABD ve AB’li emperyalistlerin sürecin bafl›ndan itibaren
sergiledi¤i tutumlar, yapt›klar› görüflmeler, verdikleri demeçler dikkate
al›nacak olursa durum daha iyi anlafl›lacakt›r. Bunu daha da netlefltirmek için, yak›n döneme iliflkin emperyalizmin özellikle de ülkemizi de
nan ve tutuklananlar›n omuzlar›ndaki y›ld›zlara
bak›p da, bu iflin ciddileflti¤i, darbe tehlikesine
karfl› yap›ld›¤› yorumunu yapmak devletin yap›s›n› bilenler için imkâns›z bir yerde duruyor.
En basitinden Veli Küçük’ten Tolon’a kadar
tutuklananlar›n 2004 sonras›nda ya görev süreleri doldu¤u ya da erken emekli edilerek
komuta kademelerinin d›fl›na ç›kanlardan
olufltu¤unu görmek gerekir. Yani varsa da böyle bir senaryo ordusuz bir “askeri darbe” planland›¤› görülmekte(!) Çetelere karfl› denilen
mücadele de Genelkurmay’›n kap›s›nda son bulmakta!
Kontrgerillada da
AKP kadrolaflmas›
AKP’nin özgürlükler, insan haklar›, demokrasi,
adil hukuk düzeni söylemleriyle süsledi¤i bu operasyonlar›n kontrgerilla gerçekli¤ine yönelik tek
bir geçerli anlam› yoktur/olamaz. Zira defalarca
tekrarlad›¤›m›z ve yaflam karfl›s›nda defalarca kez kan›tlanm›fl bir flekilde bir kez daha vurgu yapmak gerekir ki, kontrgerilla
“kötü niyetli askerlerin”, “demokrasi karfl›t› bürokratlar›n” vb. ifli olman›n çok ötesinde bir gerçekliktir. Direkt devletin güvenli¤ine
yönelik ve (kimi zaman s›n›rlar›n d›fl›na ç›kan
münferit olaylar olsa da) onun için çal›flan bir örgütlenmedir ve emirlerini de direkt devletten al›r.
Ancak bu demek de¤ildir ki, egemen s›n›flar
ve onlar›n temsilcileri aras›nda yaflanan çat›flmalar oraya da yans›maz, bu çat›flmalar orada da
sürmez. Bu çat›flman›n oralara kadar varmas› ve
kamuoyunda aç›kça yaflanmas› sadece çat›flman›n derinli¤ine iflaret eder. Yoksa 84 y›ll›k diktatörlük tarihi say›s›z hesaplaflmayla, çat›flmayla
doludur. AKP de devlete egemen olman›n tek
bafl›na hükümete gelmek demek olmad›¤›n› elbette ki biliyor ve tam hakimiyet için özel bir
operasyon yürütmekten geri durmuyor. Bu, çat›flman›n daha da derinleflerek devam edece¤inin de göstergesidir.
Halka yans›t›lanlar ve istenenler
Kuflkusuz çat›flman›n taraflar›n›n arkas›na almas› gereken önemli bir güç var. Bu güç ki, her
iki kesimi de örgütlendi¤i ve ortak hareket etti¤i durumda ortadan kald›rabilecek kadar önemli ve dikkate de¤erdir. Bu güç, halk kitlelerinden baflkas› de¤il. Do¤du¤umuz andan itibaren her flekilde beynimize kaz›nmaya çal›fl›lan
Kemalizm virüsü, bu nedenle “vatan elden gidiyor”, “fleriat gelecek” denilerek bizleri
“kazanmaya” çal›fl›yor. AKP ve yandafllar›
Son operasyonun bizlere ö¤rettikleri
‹¤nenin ucu ne zaman egemenlerin kendisine,
sözcülerine ya da yandafllar›na dokunsa bizler bir
fleyler ö¤reniyoruz. Örne¤in;
“Gerçek d›fl› isnatlarla tutuklanmak” çok kötü ve hukuka da ayk›r› bir durummufl. Bunu ö¤reniyoruz, Orgeneral fiener Eruygur’un avukat› Filiz Esen’den. Kaç y›ld›r avukatl›k yapmaktad›r
bilmiyoruz ancak, Filiz Han›m hapishanelerde tek
bir kan›t olmadan, polis fezlekeleriyle tutuklanm›fl
ve y›llard›r mahkemeleri süren tutsaklardan haberdar de¤il anlafl›lan. Ancak biz yine de bunun
hukuka ayk›r› oldu¤unu ö¤reniyoruz kendisinden.
Yine Atatürkçü Düflünce Derne¤i’nden Av.
Kaz›m Arslan’dan “kesin bir delil bulunmad›¤›,
kapsayan biçimde bölgeyle ilgili politikalar›n› sorgulamak yeterince ayd›nlat›c› olacakt›r. BOP ile bafllat›lan
ata¤›n ard›ndan gelen iflgaller süreci,
“›l›ml› ‹slam” projesi ile biçilen rol,
devam›nda Kürt sorunu ile ilgili gelifltirilen projeler, ‹ran’a yönelik sald›r›
planlar›, NATO’nun yeni konsepti
birlikte de¤erlendirildi¤inde; AKP ile
TSK aras›nda iflbirli¤inin tesis edilmesi gerekmifltir.
Di¤er yandan bu iflbirli¤i, AB’li
emperyalistlerin “imtiyazl› ortakl›k” projesiyle de uyumlu ve gereklidir. Bu projede AKP, önceki hükümetler döneminde bafllat›lan “aday
üyelik” mizansenine uygun biçimde,
aldatma ve oyalama sürecini baflar›yla götüren bir çizgi izlemektedir. ‹lerleme raporlar›nda devaml› eksik ve
yetersizliklere vurgu yap›l›yorsa da,
do¤rusu kimsenin bunun dert edindi¤i de yoktur. AKP; ABD’den öte
AB’li emperyalistlerin ekonomik yapt›r›mlar›na bütünüyle uyumlu bir çizgide yol almaktad›r. TSK ile denge ve
uyum sa¤lanmas›, baflta Kürt sorununun “çözümüne hizmet” olmak
üzere AB’nin de talep ve beklentileri
aras›ndad›r. ‹nsan haklar› ihlallerini,
TCK 301. maddeden ibaret gören,
örne¤in s›n›r ötesi Kara Harekât›n›
dahi elefltirmeyen AB’nin, AKP destekçili¤i sürmektedir.
Bütün bunlar›n yan›nda, kolayl›kla
haklanamayacak, rejimin merkezi yap›lanmas›nda etkin/bask›n bir konuma sahip bir Kemalist klik gerçekli¤i ve bunun toplumsal tabanda küçümsenmeyecek bir nüfuzu vard›r.
Rejimin kurucu ideolojisiyle flekillenen bu sosyal taban›n refleksleri san›ld›¤›ndan daha etkili k›l›nabilmektedir. Nitekim iktidar sarhofllu¤u içerisindeki AKP’nin prati¤i ile ortaya
ç›kan tablo, Kemalist kli¤in kurumlar›na belli araçlar› kullanma f›rsat› ver-
tek tarafl› toplanm›fl delillerle yap›lan suçlama sonucunda karar verildi¤ini” ve bunun da hukuka
ayk›r› oldu¤unu ö¤rendik.
Hurflit Pafla’n›n avukat› Özgür Meriç de tutuklamada Anayasaya ve Avrupa ‹nsan Haklar›
Sözleflmesine ayk›r› davran›ld›¤›n› iddia ediyor.
Neymifl? “66-67 yafllar›nda olan, kaçacak göçecek
bir yeri olmayan, 5 gün kadar sorguda tutulan ve
takdir edersiniz ki yüksek tansiyon hastas› olan ve
bu raporlar› da ibraz ettik, k›sacas› adil yarg›land›¤›n› söyleyemeyece¤iz. Ve buna ra¤men tutuklanm›flt›r.” Bu ülkede adil yarg›lanma diye bir olgu
varm›fl ve ihlal edilmifl, ancak bugüne kadar muhalif, devrimci ve komünistlerin bu olgudan hiç
mifl ve kapatma davas› böylelikle gündemleflmifltir. Son iki seçimde AKP
karfl›s›nda hezimet yaflad›¤› halde, bu
yolla rakibini küçültebilecek ve yeniden ata¤a kalkma flans› bulabilecektir.
Klikler çat›flmas›n›n geldi¤i noktada, kapatma davas›yla köfleye s›k›flan
AKP, Ergenekon operasyonu ile
parsa toplama -son vurgun- peflindedir. “Küçük” hamle ifle yaramam›fl,
türban düzenlemesinin iptali neticesinde “kapat›lma” olas›l›¤› yükselince,
“büyük” hamle devreye sokulmufltur.
Bununla kapatmay› önleyebilecekleri
hayali tafl›d›klar› elbette ki söylenemeyecektir. Ancak AKP, vuruflarak
çekilmeyi/küçülmeyi (taban›na kahramanl›k mesaj›) tercih etmektedir. Ne
var ki bu küçültme operasyonunun
orta vadede tersine çevrilmesi, daha
da büyüyerek geri dönülmesi için
sürdürülen Ergenekon; ortaya saç›lan
belgeler ve iflin içine sokulan flahsiyetler dikkate al›nd›¤›nda, AKP’nin
alt›ndan kalkamayaca¤› büyük bir kaos ve hesaplaflmaya yol açacak gibi gözükmektedir.
TSK, bilhassa “terörle mücadelede” önemli ve kritik hizmetler
vermifl “de¤erli” komutanlar›na üstelik “laiklik karfl›tl›¤›” tescillilerin
sald›r›s›na karfl›- sahip ç›kamayan vefas›z bir kurum/ocak pozisyonuna
düflme pahas›na, efendisi emperyalistlerin politikas›na uygun bir çizgi izlemifltir. Konjonktür gere¤i böyle
davranmaktad›r, dengeler onu gerektirmifltir, pusuda beklemektedir. Yar›n, ekonomik krizin evrilme noktas›na, bölgedeki dengelerin de¤iflimine, ülkedeki temel sorunlar›n geliflim çizgisine ba¤l› olarak emperyalistlerin sopas› kimi iflaret edecektir,
bilinmez. Yak›nd›r, daha 2005-2006
sürecinde AKP, ABD nezdinde kaybolan itibar›n› yeniden kazanmak için
büyük bir seferberlik bafllatm›flt›.
“demokrasi”, “özgürlükler” vb. argümanlar›
kullanarak ve en mazlumundan bir tablo çizerek
bu nedenle duygular›m›za sesleniyor. Halka karfl› olmakta ve emperyalizme uflakl›kta en ufak
bir farklar› olmayan bu kesimler, bu nedenle
bizleri arkas›na yedeklemeye, ölümü gösterip
s›tmaya raz› etmeye çal›fl›yor. Herkese göre bir
ehven-i fler yarat›l›yor ve bu fler’in arkas›nda saf
tutmam›z isteniyor. Oysa en kötü fler’in ehven-i fler oldu¤unu bilerek hareket etmek
ve örgütlenmek, bu flekilde s›rt›m›zdaki
bu yükleri, asalaklar› temizlemek bizim
elimizdedir.
Bu asalaklar, s›rt›m›zdan geçinenler bizim bu
gücümüzü görüyorlar. Tek mesele halk kitleleri
olarak kendimizde sakl› olan bu gücü görmemizde ve bu do¤rultuda örgütlenmemizdedir. Korkular›n›n kayna¤› da buradan geliyor. Bu yüzden
ölümlerden ölüm be¤enmemizi istiyorlar ve bunun ad›n› da “demokrasi” koyuyorlar. Biz de demokrasi istiyoruz ama bu demokrasi, onlar›n
kirletti¤i ve anlad›¤› biçimde de¤il, halk demokrasisi, yani halk için demokrasidir.
yararlanmad›¤›n› biliyorduk.
Ve son olarak, ad› geçen terör örgütünü finanse etti¤i için tutuklanan ve kanser hastal›¤› nedeniyle ölmeden k›sa süre önce tahliye edilen
Kuddusi S›dd›k için bak›n CHP’li Kemal Anadol
ne diyor: “Okk›r, üzüntüsünden kanser oldu. En
do¤al yasal hakk› olmas›na ra¤men, bu olay ailesine haber verilmedi… Adam›n ölece¤i anlafl›l›nca,
bafl›m›za bela olmas›n diye tahliye etmifller ama
bilinci kapal›. Bu bir insanl›k dram›d›r.” Anadol’un
anlafl›laca¤› üzere bu “insanl›k dram›n›n” onlarca
tutsak nezdinde yafland›¤›ndan haberi yoktur. Bugün hala ölümcül hastal›klar›na karfl›n tahliye edilmeyen ve ölümü beklenen tutsaklar› da hiç duymam›flt›r. Biz de ondan bir fley ö¤reniyoruz. Hasta bir tutsa¤›n serbest b›rak›lmas› “en do¤al ve yasal hak”m›fl.
Zapsu’nun Tayyip için sarf etti¤i ünlü,
“kullan›n, deli¤e süpürmeyin” sözü hat›rlardad›r...
‹lhan Selçuk’lar›n gözalt›na al›nd›¤› süreçte oldu¤u gibi bu kez de ev
basma, arama, kelepçe, hatta iddianamenin 1 y›ld›r haz›rlanmay›p davan›n
aç›lmamas› vb. hususlar› s›ralay›p
“hukuksuzluk” “terör”, “insan haklar›” 盤l›klar› atarak, Nazi Almanya’s›na, 12 Eylül’e göndermelerde bulunanlar; olsa olsa bu düzenin iflbirlikçileridir. Bunlar, sözünü ettikleri
bütün bu uygulamalar›n on y›llard›r
kat be kat fazlas›yla, çok daha vahfli
ve ac›mas›z biçimde komünist ve
devrimcilere uyguland›¤›n› bilmiyor
olamazlar.
Ha keza, Ergenekon operasyonunda gözalt›na al›nan ve bir bölümü
tutuklanan kiflilere yönelmesinden
hareketle AKP’yi “devrimci”, “demokratik” bir tutum içerisinde göstermeye çal›flan; yap›lanlar›, darbeye,
“kontrgerilla”ya yönelik bir operasyon gibi gösteren, “beyaz eller” soruflturmalar›na benzetenler de ayn›
kefede yer almaktad›r. Ergenekon
sepetine doldurulanlar›n büyük bölümü, halk düflmanl›¤› tescilli katillerdir. Baflta generaller olmak üzere,
onlarla irtibatl› olarak “darbe”, “çete” vb. oluflumlar içerisinde halka ve
devrimcilere karfl› her türlü suça bulaflan ve bulaflmaya gönüllü bu kifliler,
klik çat›flmas›ndaki özel bir dava nedeniyle “hedef” haline gelmifltir.
AKP’yle demokrasi sözcü¤ünü yan
yana getirmek ve bu sistemden böylesi usullerle TSK icazetli “yenilenme” ad›mlar› beklemek de yine ancak düzene teslim olan kafalar›n ifli
olabilir.
Hâkim s›n›f klikleri aras›ndaki çat›flma, satranç oyunundaki kap›flma
misali, karfl›l›kl› hamlelerle sürmektedir. Oyunda “son”a do¤ru yaklaflt›k-
ça, büyük kozlar da elden ç›kar›lmaktad›r. “fieriat tehlikesi”ni ileri sürenlerin ispat› “kapatma davas›”, “darbe
tehlikesi”nin kan›t› olarak “Ergenekon davas›” karfl› karfl›ya getirilmifltir.
Kemalistler, davan›n iflleyifl gere¤i yak›nda sonuçlanaca¤› için bir ad›m önde gitmelerine karfl›n, AKP “Ergenekon operasyonu” ile yaratt›¤› sansasyon sayesinde, yiyece¤i t›rpan› büyük
oranda küçülttü¤ü hesab›ndad›r.
Bu dalafl esnas›nda rejimin tehdit
ve tehlike alt›nda oldu¤unu ifllemeye
çal›flanlar, kitleleri sürecin bafl›nda
oldu¤u gibi kendi kamplar›na yedekleme derdindedir. Uzlaflmac›lar, ortak ak›l ça¤r›s› yapanlar, cumhurbaflkan›n› göreve davet edenler, özellikle de TÜS‹AD gibi patron kulüpleri,
“sel gider kum kal›r” demektedir. Ekonomik krizin boyutlar›, egemenler aç›s›ndan bu kap›flman›n süre giden “lüksünü” kald›racak gibi
de¤ildir. Daha yerel seçimler yap›lmam›flken, yeni bir erken genel seçime gidilmek durumunda kal›nmas›,
durumu iyice içinden ç›k›lmaz hale
getirecektir.
Bugün, egemen s›n›f klikleri aras›nda yaflanan çat›flmadan kaynakl›
ciddi oranda bilinç bulan›kl›¤› yarat›lmaktad›r. Kitleler yalan-yanl›fl
bilgilerle donat›lmakta, yaz›l› ve görsel medya arac›l›¤›yla büyük bir kirletme operasyonu yürütülmektedir. Düzenin bu kap›flma vesilesiyle
kendini büyük oranda teflhir edecek
bir tablo sergiledi¤inin emekçi kitlelere anlat›labilmesi için büyük bir f›rsat ortaya ç›km›flt›r. Buna karfl› s›k›
bir ajitasyon-propaganda faaliyeti örgütlemeye ihtiyaç vard›r. Bu faaliyetin, ülkemizde yaflanan temelli sorunlarla birlefltirilerek, kitlelerin
esas gündemden kopar›lmamas›
için çal›flmaya da azami dikkat gösterilmelidir.
İşçi-köylü 4
İşçi/köylü
11-24 Temmuz 2008
Belediyelerde yaz ay› çok s›cak geçecek!
- Belediye-‹fl Sendikas› ile örgütlü bulundu¤u belediyeler aras›ndaki görüflmeler uyuflmazl›kla sonuçland›. Bu sürece
nas›l gelindi? Uzlaflman›n sa¤lanamad›¤›
temel noktalar nelerdir?
- Büyükflehir Belediyesi ve ifltiraklerinde
toplam 6.700–7.000 civar›nda iflçi var. Yine
Zeytinburnu, Bayrampafla, GOP, Üsküdar, Maltepe, Adalar ve ilçe belediyeleri
ile birlikte 10 bine yak›n iflçinin toplu sözleflmesi gündemde. Ayn› dönemde Tes-‹fl’e
ba¤l› ‹SK‹, ‹GDAfi gibi kurumlarda 7 bine yak›n iflçi Hak-‹fl’e ba¤l› ‹ETT, Halk Ekmek’te
yaklafl›k 9 bin iflçi Genel-‹fl’in örgütlü bulundu¤u Kad›köy, Küçükçekmece, Bahçelievler, Fatih, Beyo¤lu, fiiflli gibi ilçelerden
oluflan yaklafl›k 5 bin iflçi var. Toplarsak
25–30 bin iflçiyi kapsayan bir süreç bu. Bunun 10 bini Belediye-‹fl’te örgütlü. Di¤er iflçilerin imzalayacaklar› toplu sözleflme de bize paralel geliflecek. Bizim iflverenlerle aram›zdaki temel anlaflmazl›k ise ücret.
Bir süredir devam eden Toplu Sözleflme
sürecinin ard›ndan belediye iflçileri alanlara
ç›karak taleplerini dile getirmeye bafllad›.
Elektrikten do¤algaza, sudan ekme¤e kadar
birçok tüketim maddesine yap›lan zamlar iflçilerin, emekçilerin al›m gücünü de ciddi
oranda düflürüyor. Di¤er yandan zamlar,
milli maçlar, kapatma davas› ve son olarak
Ergenekon Operasyonu ile gündemin d›fl›na
itilmeye çal›fl›l›yor.
Belediyelerde çal›flan binlerce iflçiyi ilgilendiren görüflmelerin geldi¤i noktay›, iflçilerin taleplerini ve süreci Belediye ‹fl 2 No’lu
fiube Baflkan› Hasan Gülüm ile konufltuk.
- Sizin talebiniz nedir?
- Toplu sözleflme görüflmelerinde idari
olarak iflçilerin yaflam›n› direkt etkileyen hükümlerde herhangi bir sorun yaflanmad›. Bizim tekliflerimiz bu noktada kabul edildi.
Ancak esnek çal›flmay› dayat›yorlard›.40 saati 45’e ç›karal›m, hafta tatilini ifl günü yapa-
l›m, asgari çal›flma saatini 8 de¤il 11 saat yapal›m fleklinde. Bu dönem esnek çal›flma talebinden vazgeçtiler. Toplumsal geliflmeleri
de dikkate alarak ücret konusunda çok geri
noktalarda talepte bulundular ve iflçileri
tümden karfl›lar›na alacak bir yolu tercih etmediler. Bize yüzde 8 teklif ettiler. Bizler de
sendika temsilcileri ve iflçi temsilcileri ile
yapt›¤›m›z toplant›da yüzde 8’in kabul edilebilir bir rakam olmad›¤›n› belirttik. ‹flveren
yüzde 8’i Devlet ‹statistik Enstitüsü’nün rakamlar›na dayanarak verdi¤ini ve sendikal›
iflçilerin toplumun di¤er kesimlerinden fazla
ücret ald›¤›n› söylüyor. Ancak bu bizim
eme¤imizin karfl›l›¤› de¤il. Talebimiz yüzde
35.
- Önümüzdeki süreçte nas›l bir
mücadele hatt› öreceksiniz?
2007 y›l›ndan bu yana iflçi kesiminde bir
hareketlilik var, giderek de yükseliyor. Bu
hareketlili¤i yükselterek bu süreçten baflar›l› ç›kabiliriz. Toplu sözleflmelerde örgütlü
davranabilirsek, bu örgütlülüklerimizle iflverenler karfl›s›nda direngen ve gerçekten gerekirse greve ç›kmay› göze alabilirsek kârl›
ç›kabilece¤imizi düflünüyoruz. ‹flçilerimiz de
buna evet diyor. Bütün üyelerimizi ‹stanbul
Büyükflehir Belediyesi önünde yapaca¤›m›z
eyleme kilitlemifl durumday›z. Temmuz’un
sonunda 10 bine yak›n bir kat›l›mla asaca¤›m›z grev karar›, bizim aç›m›zdan bir s›nav
olacak. ‹flçiler verilen rakam›n ne kadar do¤ru oldu¤unu düflünüyo,r bunu ö¤renmifl olaca¤›z. Eylem günü ifl b›rakaca¤›z. ‹flverenler
bunu engellemeye çal›flacak. Bu noktada flu
an iflçilerin durdu¤u nokta iyi.
- ‹flçi s›n›f› hareketindeki bu k›p›rdanma belediye iflçilerini, mücadelenizi nas›l
etkiliyor?
- Telekom, Hava-‹fl, SSGSS ile birlikte
bir hareketlilik söz konusu. 1991’den bu yana en genifl eylemlilik 2008 14 Mart’›nda yafland›. Sendikalar da bunu öngörmüyordu.
Bu sürecin ard›ndan iddia edildi¤inin aksine
eylemlik say›s›nda bir azal›fl de¤il, art›fl var.
Direnifl say›s› da artt›. Uzel grevde,
Düzce’de Desa iflçileri grevde, Kocaeli’de
Petrol-‹fl grevde. Lastik-‹fl greve ç›kt›. Arçelik iflçilerinin direnifli sürüyor. Bunlar›n ortaklaflmamas›, yürütülen mücadele çizgisinin
kamuoyunda yeterli etki yaratmas›n› da engelliyor. Direnifller parça parça yaflan›yor.
14 Mart’tan sonra kazanabiliriz düflüncesi emekçilerde geliflmeye bafllad›. Bütün mücadeleler baflar› ile sonuçlanmayabilir. Ancak bugüne kadar hiçbir baflar›, mücadele
edilmeden kazan›lamam›flt›r. Belediye iflçileri bu süreci görüyor.
(‹stanbul)
Belediye-‹fl’ten grev uyar›s›
2 Temmuz Çarflamba günü saat
12.00’de Belediye-‹fl Sendikas›na üye iflçiler Toplu ‹fl Sözleflmesi’nin (T‹S) uzamas›ndan ve uzlaflma sa¤lanamamas›ndan kaynakl› Belediye-‹fl binas› önünden
‹stanbul Büyükflehir Belediyesi önüne
kadar yürüyüfl yapt›. Ve burada bir bas›n
aç›klamas› yaparak T‹S’in bir an önce istekleri do¤rultusunda imzalanmas›n› istedi.
Sendika önünde toplanan iflçiler,
“‹nsanca Yaflanacak Ücret ‹stiyoruz’’ pankart› tafl›yarak ve “Genel
grev genel direnifl” sloganlar› atarak
yürüyüfle bafllad›. Belediye önünde iflçiler ad›na bir aç›klama yapan 2 No’lu fiu-
be Baflkan› Hasan Gülüm, 10 binden
fazla iflçiyi ilgilendiren toplu sözleflme
görüflmelerinde 5 ay geçmesine ra¤men
bir anlaflmaya var›lamad›¤›n› söyledi. “‹flveren bu tutumundan vazgeçmezse ‹stanbul’da grev kaç›n›lmaz olacakt›r” diyen Gülüm, sözleflmenin, masada anlaflmaya var›larak bitirilmesinden yana olduklar›n› dile getirdi. Elektri¤e, g›da
maddelerine vb. gelen zamlara ve enflasyon oranlar›na da de¤inen Gülüm, görüflmelerde ücret hariç tüm maddelerde anlafl›ld›¤›n› söyledi. T‹S’in imzalanmamas› durumunda grev kararlar›n›n
tüm ilçelere yay›laca¤› uyar›s›nda da bulundu.
DESA’da iflçi
k›y›m› sürüyor
Gebze Organize Sanayi’nde bulunan EKart flirketinde çal›flan iflçilerin 16 Haziran’da bafllatt›klar› grev kararl›l›kla sürerken, grevle dayan›flma da büyüyor.
Gebze ve bölgesindeki sendika ve kurumlar›n yan› s›ra, ‹stanbul baflta
olmak üzere, çok say›da ilden de
ziyaretlerin yap›ld›¤› E-Kart grevine uluslararas› düzeyde de destek ya¤›yor.
4 Temmuz günü E-Kart iflçilerini ziyaret edenlerden biri de EKart’›n Alman ortaklar›ndan Giesecke&Devrient’in iflyerlerinde
örgütlü olan ve 2.5 milyon üyesi
bulunan Ver.di Sendikas›’yd›.
Sendikan›n sekreteri ve iflyeri sorumlular› E-Kart’› ziyaret ederek,
iflçilerin grevini desteklediklerini
belirttiler.
Grevdeki iflçilerin bir di¤er uluslararas› ziyaretçisi ise, UN‹ idi. UN‹ (Uluslararas› Hizmet Sektörü ‹flçileri Sendika-
Emekçinin Gündemi
Toplu sözleflmelerde son durum
ve geliflmeler üzerine...
Bugün Toplu ‹fl Sözleflmelerinde
bu sessizli¤e karfl›n giderek kamuoyuna yans›yan ‹stanbul Büyükflehir ile ilçe belediyelerinde ise iflçiler, patronlar›n düflük ücret tutumuna karfl› mücadeleyi yükseltmekteler.
Bu süreç mücadelenin giderek
yükselece¤ine iflaret etmektedir. 2008
y›l›n›n ilk befl ay›ndaki mücadele süreci ve etkisi bugün lokal düzeydeki
direniflleri art›rm›flt›r. Ancak bu direnifllerin bu süreçteki etkisizli¤i direnifllerin birleflik yan›n›n örülmemesindendir. ‹çerisinden geçti¤imiz süreç
buna olanak ve avantaj sa¤lamaktad›r.
S›n›f hareketinin ba¤›ms›z bir güç olmas›n› sa¤layacak örgütlenmeleri bu-
lar A¤›), dünya çap›nda 16 milyon hizmet
sektörü iflçisini temsil etmekte.
Ayn› gün gerçeklefltirilen bu ziyaretlerle birlikte, her iki sendika da E-Kart iflçileriyle üç gün boyunca grev yerinde birlikte
olman›n yan› s›ra, uluslararas› bir kampanya yürüteceklerini aç›klad›lar. Uluslararas›
heyet ayr›ca E-Kart yöneticileriyle bir görüflme de yapt›. Görüflmede patron taraf›-
gün oldukça önemli bir yerde durmaktad›r. Bu anlamda yerel örgütlenmelerin güçlenmesi önemlidir. S›n›f hareketinde önemli yer tutan sendikalar›n
yerellerdeki önemini geçmiflte zaman
zaman gördük. Ancak bu tür platformlar›n süreklili¤inin olmamas› sonucu mücadele de sürekli olamamaktad›r. Bu nedenle dün SSGSS’de iyi bir
süreç iflleten Sendikalar Platformu bugün daha geride durmaktad›r. Oysa s›n›f›n örgütlülü¤ü süreklili¤i oluflmufl
bir yap›ya kavuflmal›d›r ki sald›r›lar
karfl›s›nda daha haz›rl›kl› olunsun.
Bunun sendika merkezleri üzerindeki
bask›s› oldukça önemlidir. Bugün ‹stanbul yerelindeki fiubeler Platformu
içerisindeki bileflenlerin geçti¤imiz sürece oldukça yo¤un katk›lar›n› gördük.
Bugün bu flubeler dünden daha fazla
çaba sarf etmeli ve mücadeleyi yükseltmelidirler. Direnifllerin daha da
artt›¤›, sald›r›lar›n yo¤unlaflt›¤› bu süreçte fiubeler Platformu bu süreçteki
Acerer iflçilerinin aylard›r sürdürdükleri
direnifl sona erdi.
Birleflik Metal-‹fl Sendikas› Gebze
fiubesi’nin örgütlü oldu¤u Acerer Döküm’de 2007’nin son günlerinde bafllayan
grev patron ile sendika aras›nda yap›lan görüflmelerin sonucunda anlaflma ile son buldu. Acerer direnifli Gebze bölgesindeki kamuoyu taraf›ndan, 12 Eylül 1980 AFC’si sonras›nda bölgede gerçeklefltirilen en uzun süreli grev olarak tan›mlan›yor. Grev sonras›
yap›lan anlaflman›n koflullar› 1 Temmuz’dan
itibaren geçerli olacak ve fabrikada üretim
de yine bu tarihte bafllayacak.
(Kartal)
Unilever iflçisi
“direnifle devam” diyor
Türkiye Motorlu Tafl›t ‹flçileri Sendikas›’na (TÜMT‹S) üye olduklar› için iflten ç›kar›lan Unilever iflçileri, patronun bu örgütsüzlefltirme sald›r›s›n› yan›ts›z b›rakmayarak, direnifle geçtiler. 26 May›s tarihinden bu yana
direniflte olan Unilever iflçileri, Dilovas› Organize Sanayi Bölgesi’nde bulunan Unilever
deposunda, Çipa ve fiimflek adl› nakliye
flirketlerinde çal›flt›klar› s›rada, sendikaya
üye olduklar› için iflten at›lm›fllard›. ‹flten at›lan 39 iflçi, toplam 350 kiflinin çal›flt›¤› depoda 6 ay önce örgütlenmeye bafllad›klar›n› ve
Çal›flma Bakanl›¤›’n›n tespiti sonras› iflten
at›ld›klar›n› söylemekteler.
Direniflleri boyunca çal›flt›klar› nakliyat
flirketlerinin bask› ve tehditleriyle yüz yüze
kald›klar›n› söyleyen iflçiler, tüm bask› ve
tehditlere karfl›n direnifli sürdürmekte kararl› olduklar›n› vurgulamaktalar. (Kartal)
OLEY‹S direnifli tüm
bask›lara karfl›n sürüyor
E-Kart grevine destek ya¤›yor
Deri-‹fl Sendikas›’nda örgütlendikleri için
iflten at›lan DESA iflçilerinin, Düzce’deki fabrika önünde gerçeklefltirdikleri direnifl sürerken, DESA patronu, sendikal örgütlenme çal›flmalar›n›n devam etti¤i Sefaköy’deki fabrikada da iflçi k›y›m›na bafllad›.
Düzce’deki direnifle iliflkin görüfltü¤ümüz
Deri-‹fl Sendikas› yöneticileri, grevin ayn› kararl›l›kla sürdü¤ünü belirtirken, patronun henüz herhangi bir görüflme talebinde bulunmad›¤›n›, kendilerinin yapt›¤› tüm giriflimlerin ise,
olumsuz karfl›land›¤›n› söylediler.
Ancak DESA patronu üzerinde uluslararas› bask›lar›n gündeme geldi¤ini de belirten
sendika yöneticileri, son olarak Uluslararas›
Tekstil ve Deri Birli¤i Sekreteri’nin DESA
patronu ile bir görüflme gerçeklefltirdi¤ini aktard›lar.
Di¤er taraftan Sefaköy’de bulunan fabrikadan da, bir kad›n iflçinin sendikal örgütlenme
nedeniyle iflten ç›kar›ld›¤› ve ailesi ile birlikte
fabrika önünde direnifle geçti¤i belirtiliyor.
(Kartal)
‹ki y›lda bir yap›lan toplu sözleflmelere hizmet iflkolunda 2008 y›l›
Mart ay›nda baflland›. Ankara, ‹zmir,
Samsun, Erzurum ve Antalya ile ‹stanbul gibi büyükflehir ve ilçe belediyeleri
ile ba¤l› ‹GDAfi, ‹ETT, ‹SK‹ gibi stratejik ifl yerlerindeki Toplu ‹fl Sözleflmeleri ayn› dönemde bafllad›. Bu dönemde
‹stanbul Büyükflehir Belediyesi hariç
di¤er bütün Büyükflehir Belediyelerinde T‹S’ler sessiz sedas›z imzaland›.
Hatta baz› büyük illerde (Erzurum ve
Ankara gibi) sözleflmeler yüksek hakeme bildirildi. Yani grev ve mücadele
gibi bir anlay›fl› seçmek yerine, verilene evet diyen, iflçinin iradesinin olmad›¤› bir mekanizmada bitirildi.
Belediye-‹fl Sendikas› Genel Sekreteri Nihat Aytaç da ‹stanbul’un, iflçilerin
eme¤iyle dünya kenti haline getirildi¤ini
belirterek, iflçilere hak ettikleri ücretin
ödenmesini istediklerini ifade etti. Ard›ndan kitle grev karar› as›lacak olan
Zeytinburnu Belediyesi’ne gitmek üzere
‹stanbul Büyükflehir Belediyesi önünden
ayr›ld›. Son olarak da Çapa ve Cerrahpafla T›p Fakültesi’nde iflten at›lan iflçilerle dayan›flma ve destek ça¤r›s›nda bulunuldu. 2 Temmuz olmas› vesilesiyle Mad›mak’ta katledilenlere de de¤inilerek yap›lacak mitinge ça¤r›da bulunuldu.
(‹stanbul)
Acerer grevi bitti
n›n tutumunda bir de¤ifliklik olmazken, heyet görüflmenin ard›ndan iflyeri önünde bir
aç›klama yaparak, grevin kararl›l›kla sürdürülmesi ve kazan›mla noktalanmas› için tüm
çabay› sarf edeceklerini dile getirdi.
E-Kart fabrikas›nda, ‹fl Bankas›,
Akbank, Denizbank, TEB gibi bankalar›n kredi kartlar›n›n yan› s›ra, Türkcell’in sim kartlar›n›n üretimi gerçeklefliyor. Üç veya iki vardiya sisteminde ve uzun mesai saatleriyle çal›flan
iflçiler, piyasan›n % 70’ini elinde tutan
E-Kart’a sendika getirmek isteyince,
iflten at›lm›fllard›. ‹ki y›ll›k bir örgütlenme çal›flmas›yla birlikte, Bas›n-‹fl’e
üye olan iflçiler, sendikalaflmay› duyan patronun hiç vakit kaybetmeden
iflçileri iflten atmaya bafllad›¤›n›, ancak
a¤›r ifl koflullar›n› düzeltmenin ve
haklar›n› alman›n yolunun anayasal haklar›
olan sendikalaflmadan geçti¤ini ve bunun
için de sonuna kadar mücadeleyi sürdüreceklerini söylemekteler.
(Kartal)
mücadeleyi organize ederek birleflik
yan›n› örmelidir. Bunu yapan tek organizasyon olan Platform süreçteki çeliflkilere de yo¤unlaflmas› durumunda s›n›f hareketindeki geliflime katk› sunacakt›r.
Ayr›ca fiubeler Platformunu oluflturan bileflenlere bakt›¤›m›zda ortada
bulunan direnifllerin tek tek de yürütücüleri durumunda olduklar›n› görürüz. Bunlar, Deri-‹fl Desa, TÜMT‹S,
Petrokimya Petrol-‹fl, Arçelik Nakliyat-‹fl, Cerrahpafla ve toplu sözleflmelerinde uyuflmazl›¤a giren belediye iflçileridir. Belediye iflçilerinin son günlerde belediye iflkolunda her gün grev
kararlar›n› tek tek asmalar› bu süreçte
etkili bir rol oynamal›d›r. Çünkü belediye iflçileri için bugün esas olarak
uyuflmazl›¤a neden olan ücret maddeleri iflçilerin mücadeleci yan›n› daha da
güçlendirmektedir. Belediye-‹fl, bu sürecin iyi organize edilmesi durumunda
süreçten daha baflar›l› ç›kacakt›r. Bu-
Kocaeli Üniversitesi kantin ve yemekhanelerindeki grev 200’lü günlere yaklafl›rken,
rektörün direniflteki iflçiler üzerindeki bask›lar› da sürüyor. Rektörlük sadece iflçilere
bask› uygulamakla kalm›yor, grevi ziyarete
gelen sendika ve kurum yöneticilerine karfl›
da, jandarmay› devreye sokmakta sak›nca
görmüyor. Bu ziyaretlerden biri de geçti¤imiz günlerde Nakliyat-‹fl yöneticilerinin, direniflteki Arçelik iflçileriyle birlikte gerçeklefltirdikleri ziyaret s›ras›nda yafland›. Ziyarete gelen iflçilere ve sendikac›lara sald›ran jandarmaya hem ziyaretçiler hem de direniflteki
OLEY‹S iflçileri karfl›l›k verdi.
Yaflanan bu sald›r›n›n ard›ndan kamuoyunun OLEY‹S iflçilerine verdi¤i destek daha da
artarken, çok say›da sendika, grevdeki iflçilere dayan›flma ziyareti gerçeklefltirdi. Bu ziyaretlerden biri de, E¤itim-Sen ve SES yöneticileri taraf›ndan gerçeklefltirildi.
Dayan›flma ziyaretinde, grevci iflçilerin
yaln›z olmad›¤›, kamu çal›flanlar›n›n büyük bir
kesiminin greve destek verdi¤i belirtilerek,
grevci iflçilerin her türlü bask› ve engellemeye
karfl› mücadele etti¤ine tan›k olundu¤u vurguland›. OLEY‹S direniflini yasad›fl› göstermeye
çal›flan valilik ve rektörlü¤e atfen de, gerçekte yasad›fl› olan›n valilik ve rektörlü¤ün tutumu oldu¤u belirtilerek, iflçilerin anayasal haklar›n› kulland›klar›n›n alt› çizildi.
(Kartal)
gün sürmekte olan toplu sözleflmeler
sadece ‹stanbul’da yaklafl›k 30 bin kifliyi kapsamaktad›r. Her ne kadar bütün
iflçileri harekete geçirecek sendikal
yap›lara sahip de¤ilsek de küçük hareketlerin nas›l büyük etkiler yaratt›¤›n›
gördük/görüyoruz.
Süreç mücadeleyi esas alanlar›n kazanaca¤› süreçtir. Çünkü ‹stanbul Büyükflehir Belediyesi d›fl›ndaki ilçelerde iflçiler buradakilerin üstünde
ücretler almaktad›r. Bu sözleflmeyi
yaln›zca ücret gibi anlamak da eksiktir.
Çünkü az ücret politikas› bugün kapitalistler ve onlar›n yerli iflbirlikçilerinin
ortak karar ve politikalar›d›r.
Sonuç olarak bu toplu sözleflmelerde patronun tutumunu de¤ifltirmek
için eylemlerin yap›lmas› sorunun çözümüne katk›da bulunacakt›r. Örgütlü
olman›n yaratt›¤› bu gerçe¤i do¤ru anlamal›y›z. Bilinen yöntemlerden kaç›n›lmamal›d›r. S›n›f›n genel olarak hareketlilik yaflad›¤› bu süreçte bu olum-
lu sürece müdahale ederek kazan›ma
dönüfltürebiliriz. Siyasal iktidar›n yaflad›¤› kriz ve yerel seçimlerin yaklaflmas› ise bu avantaj› daha da art›rmaktad›r. Bunun nas›l yap›laca¤›na dair yeni
bulufllara gerek yoktur. Bunu görmek
için 14 Mart, 6 Nisan ve 1 May›s’a bakmak yeterli olacakt›r.
Sonuç olarak bu avantajlara bir de
birleflik mücadele eklenirse sonucun
daha da olumlu olaca¤› aç›kt›r.
Toplu sözleflmelerde yaflanmakta
olan bu sürecin fazla çat›flma ya da fazla kap›flmalar yaflanmadan bitirilmesi
mevcut sar› sendikalar›n esas olarak
yapmak istedikleridir. Bu tutum 1 May›s sonras› sendikalar aras› farkl› çizgilerin de yans›mas› olarak görülmektedir. Bu nedenle bu sözleflmelerde iflçi
s›n›f›n›n mücadele çizgisini yükselterek
fiubeler Platformu tek tek direnifllerin
ortaklaflmas› sa¤lanmal›d›r. Bu anlay›fl
sendikal hareketteki iki çizginin derinleflmesini ve ayr›flmas›n› sa¤layacakt›r.
İşçi-köylü 5
11-24 Temmuz 2008
İşçi/köylü
Sar› otobüs floförlerinin direnifli devam ediyor...
TÜMT‹S’e üye olduklar› için iflten at›lan iflçiler direnifllerini kararl›l›kla devam ettiriyor.
30 Haziran günü Bursa Büyükflehir Belediyesi binas› önünde
D‹SK, Türk-‹fl, KESK ve BAT‹S
yöneticilerinin de destek verdi¤i
bir bas›n aç›klamas› yap›ld›. Aç›klamay› yapan TÜMT‹S Genel Sekreteri Gürel Y›lmaz “Büyükflehir
Belediye Baflkan› tüm ›srarl› görüflme çabalar›m›za ra¤men, ça¤r›lar›m›za cevap vermemektedir. Belediye Baflkan›’n›n bir an önce bizimle görüflmesi ve iflten at›lan arkadafllar›m›z›n derhal iflbafl› yapmas›n›n sa¤lanmas›, ma¤duriyetlerinin
giderilmesi gerekmektedir” dedi.
so¤uk, ya¤mur ve yaz›n kavurucu
s›ca¤›na, maddi zorluklar ve devlet
güçlerinin tüm sald›r›lar›na inat yedi ay› aflk›nd›r kararl›l›kla onurlu
ziyaret ettiler.
Otobüsten inen floförler
TÜMT‹S pankart›n› açarak “YÖRSAN iflçisi yaln›z de¤ildir”,
yapt›k. Direniflten önce ayn› iflte
çal›flan, ayn› havay› soluyan biz iflçiler birbirimize selam bile vermiyorduk. Ancak direnifl sürecinde
kardefl olduk. Dostu da düflman›
da iyi tan›d›k.
Yüksel Özbek: Mücadele ve
dayan›flma ilk günden beri devam
ediyor. Aram›zdaki dayan›flma büyüyor ve daha s›k› birlik oluyoruz.
Kurban Bayram› arifesinde Çal›flma Bakan› Sendika Baflkan›’yla
görüflerek, fabrika önünde direnifli
bitirmemiz halinde, üç gün içinde
sorunu çözeceklerini söylediler.
Bizler de direnifle asgari düzeye
çektik ama gördük ki bir fley de¤iflmedi. Bize yalan söylediler.
Sendika bize her ay 500 YTL
veriyor. Tabi yaflam flartlar› zor.
Biz de direniflteki 400 iflçi olarak
fabrika önünde üç grup olarak dönüflümlü nöbetteyiz. ‹fl bulursak
tarlalarda yani geçici ifllerde çal›fl›yoruz.
(Bursa)
“Direnifl bize
gerçekleri gösterdi!”
YÖRSAN iflçileriyle direniflleri
üzerine yapt›¤›m›z röportajda flunlar› ifade ettiler:
Biz de direniflteki 400 iflçi olarak fabrika önünde üç grup olarak dönüflümlü nöbetteyiz.
Direniflteki iflçilerden
direnifl ziyareti
TÜMT‹S Sendikas› ve iflten at›lan direniflçi iflçiler, bas›n aç›klamas› eyleminin ard›ndan, sendikaya
üye olduklar›ndan dolay› kar, k›fl,
cadele, zafer” sloganlar› ve alk›fllarla iflçileri karfl›lad›lar. Burada
Tek-G›da ‹fl Örgütleme Uzman›
Ömer Seyfi At›lgan ve TÜMT‹S
Genel Sekreteri Gürel Y›lmaz
birer konuflma yaparak dayan›flma
duygular›n› ifade etti.
mücadelelerini sürdüren YÖRSAN iflçilerini hem onlar›n mücadele deneyimini ö¤renmek hem de
dayan›flma ruhunu gelifltirmek için
Zamlara protesto...
Mersin
28 Haziran günü Mersin Emek
ve Demokrasi Platformu, E¤itimSen Mersin fiubesi önünden AKP il binas› önüne kadar yürüyerek hükümetin zamlar›n› tencere ve tava çalarak
protesto etti.
Yürüyüfle Petrol-‹fl Sendikas› Mersin fiubesi, SES Mersin fiubesi ve birçok devrimci, demokrat ve ilerici kurumun da aralar›nda bulundu¤u yaklafl›k 300 kifli kat›ld›. Kitle, “Bu zamlarla yaflanmaz, zamlar geri al›ns›n” yaz›l› dev pankart açt›. Sendika
binas› önünde bafllayan yürüyüflte s›k
s›k “Haberin var m›? Dünyan›n en pahal› yak›t›, ekme¤i, pirinci, fasulyesi,
nohutu, elektri¤i ve suyu bizde. Milyonlarca iflsiz, aç ve yoksul bizde. Çal›flanlara sadece % 2 zam bizde. Sen
dur demezsen AKP yoluna devam
edecek! Seni de bekliyoruz” denildi
ve “AKP elini cebimizden çek”,
“Erdo¤an’› alana Unak›tan bedava”,
“Zam zulüm iflkence iflte AKP”
sloganlar› at›ld›.
‹stanbul
“Direnen iflçiler kazanacak”
vb. sloganlar eflli¤inde yürürken
YÖRSAN iflçileri de “Yaflas›n s›n›f dayan›flmas›”, “Birlik, mü-
Selim Kuzu: 7 ay› aflk›nd›r
mücadelemizi kararl›l›kla sürdürüyoruz. Patron a¤a, biz maraba idik.
Yani patron ne dediyse biz onu
AKP’nin tar›m politikalar›
Çukuroval› üreticiyi periflan etti
AKP hükümetinin tar›m politikalar›, bölgeler aras›nda farkl›l›klar göstermesiyle dikkat çekerken, uygulanan yanl›fl tar›m politikalar›na kurakl›k ve küresel ›s›nma da eklenince, Çukurova’da
binlerce dönüm ekili alan kurumaya terk edildi. Daha geçti¤imiz
günlerde Mersin’de üreticiler toplad›klar› biberleri dökerek zamlar›
ve ürün fiyatlar›n›n düflmesini
protesto etmifllerdi. Kurakl›k, küresel ›s›nma, zamlar derken ortaya çürümeye b›rak›lan binlerce
dönüm ekili alan ve ma¤dur olan
bir sektör ç›kt›. Çukurova’n›n birçok yerinde bu politikalardan
hem üretici, hem tüketici, hem
çal›flan, hem arac› ve hem de nakliyeciler olumsuz etkilenmeye devam ediyor.
Tar›mda en büyük maddi za-
yapan bayilerin denetlenmesi,
gübrenin sat›fl›n›n yap›ld›¤› köylülerin tek tek isim, adres, kimlik
no, ald›klar› miktar›n kay›t alt›na
al›nmas› ve belgelerin emniyet
müdürlüklerine ve jandarmaya
verilmesi talimat› verildi.
Hükümetin bölgedeki tüm valiliklere gönderdi¤i “gizli” ibareli
genelge ile Kürtleri ve kurumlar›n› hedefleyen plan› deflifre olurken, eylem plan›nda yer alan
“azot (nitrat) içerikli kimyasal
gübrelerin örgütler taraf›ndan el
rar› üretici çekerken, iflin bütün
a¤›rl›¤› ve eziyetini ise kuflkusuz
iflçiler çekiyor. Sabah›n erken saatlerinde uzak yerlerinden, Karatafl, Tuzla, Ceyhan ve daha birçok bölgeye çal›flmaya giden tar›m
iflçileri hem ifl saatlerinden hem
de ücretlerden muzdarip. Sabahtan akflama kadar günefl alt›nda
çal›flmalar›na ra¤men çok az bir
ücret (19 YTL) al›yorlar.
KESK ‹stanbul fiubeler Platformu
Dönem Sözcüsü Saadet Y›¤›n, yap›lan zamlar›n geri çekilmesi gerekti¤ini
ve ‹zmir Dikili Belediye Baflkan› Osman Özgüven hakk›nda aç›lan davan›n
bir an önce kapat›lmas›n› istedi. Platform, halka ücretsiz su da¤›t›m› yapan
Dikili Belediye Baflkan›’na destek vermek ve AKP hükümetinin yapt›¤›
zamlar› protesto etmek amac›yla ‹stanbul Büyükflehir Belediyesi önünde
bas›n aç›klamas› yapt›.
Kamu emekçileri ad›na aç›klamay›
yapan Y›¤›n, AKP hükümetinin, 2008
y›l› için enflasyon olarak ön gördü¤ü
rakam›, kamu emekçilerinin ücretlerine de uygulayarak, toplam yüzde 4
oran›nda art›fl yapt›¤›n› ancak fiyat art›fllar›n›n bu oran› çoktan geçti¤ini belirtti. Y›¤›n, yap›lan zamlar›n geri çekilmesi gerekti¤ini ve Özgüven hakk›nda
aç›lan davan›n bir an önce kapat›lmas›
gerekti¤ini vurgulayarak, “Bizler bu
taleplerimizi sonuna kadar takip
edece¤iz” dedi.
k›r›klar oluflan Turan, a¤›r yaral› halde hastaneye kald›r›lm›flt›. Turan 2 günlük tedaviden
sonra taburcu edilmifl, ancak
10 gün sonra koma halinde yeniden hastaneye kald›r›lm›flt›.
Yaklafl›k iki ayd›r, kald›r›ld›¤›
hastanede yaflam savafl› veren
Turan, 2 Temmuz’da yaflam›n›
yitirdi. Turan’›n kaza geçirdi¤i
günlerde iki iflçi daha yaflam›n›
yitirmiflti.
çal›flt›¤› gemideki aç›k b›rak›lm›fl ambar kapa¤›ndan 12 metre afla¤›ya düflerek a¤›r yaralanm›flt›. Düflme esnas›nda bafl›n›
demire çarpan ve bunun yan›
s›ra kollar›nda ve bacaklar›nda
Kocatepe Tersanesi
iflçilerine patron
sald›r›s›
Tersane havzas›ndaki kurals›z çal›flma koflullar›, sadece
iflçilerin can›na mal olmakla
(H. Merkezi)
Hemflinliler Hidro Elektrik
Santrali’ni protesto etti
Rize’nin Hemflin ilçesinin Kantarl› köyü çevresinde yap›lmas› düflünülen Hidro Elektrik Santrali (HES) için bölgede toplanan ilçe halk›, ellerindeki pankartlarla çal›flmalar› protesto etti. Genifl “güvenlik tedbirleri”nin al›nd›¤› ilçede, halk tafl›d›klar›
pankartlarla HES’lerin yap›lmas›na karfl› ç›karken,
ço¤unlu¤unu kad›nlar›n oluflturdu¤u göze çarpt›.
Kitle HES’in kurulaca¤› bölgede canl› varl›k olmad›¤›
yönünde yap›lan aç›klamalara da tepki göstererek,
derede yakalad›klar› k›rm›z› benekli alabal›klar› örnek gösterdi. ‹lçenin do¤al yap›s›n› bozacak projelere karfl› olduklar›n› kaydeden köylüler, “su zaten
yok denecek kadar az. Siz 6 kilometre boruyla suyu
tafl›d›¤›n›z zaman Hemflin’deki bütün canl›lar yok
olur” diye konufltular.
(H. Merkezi)
Çukurova’da yap›lan araflt›rmalardan ç›kan tablo ise olumlu
de¤il. ‹fl imkânlar› olmad›¤› için yaflad›klar› yerlerden ayr›l›p, ifl olanaklar›n›n daha genifl oldu¤u Adana’ya gelen ve ço¤unun köyleri
yak›lan tar›m iflçileri, herhangi bir
örgütlülükleri de olmad›¤› için tamamen, üretici ve arac›lar›n insaf›na terk edilmifl durumda.
(Mersin)
Sivas’›n Y›ld›zeli ilçesine ba¤l› Bayatl› köyünde 26
Haziran günü jandarman›n sald›r›s› sonucu bir köylü
öldü. Gerekçe de Y›ld›zeli’nde aç›lacak olan kapl›caya su götürmek için yap›lan sondaj (su ç›karma) ifline köylülerin tepki göstererek karfl› ç›kmas› oldu.
Köylüler, ilçelerindeki çaydan geçindiklerini, sadece
bu kaynaktan ihtiyaçlar›n› karfl›lad›klar›n›, fakat yap›lacak olan sondaj çal›flmas›ndan sonra sular›n›n azalaca¤›n› belirtiyorlar. Bu nedenle yap›lan eyleme jandarman›n sald›r›s› sonucu köylülerden 85 yafl›ndaki
Ömer Soyutek öldü. Jandarman›n yaklafl›k 300
köylüyü da¤›tmak için gaz bombas› kullanmas› nedeniyle yaralanan Ayfle, Ömer, Bilal, Halil ve Zeliha
Soyutek’le Fadime fiahin ambulansla Y›ld›zeli
Devlet Hastanesi’ne götürüldü. Tedavisi yap›lan
köylüler daha sonra taburcu edildi. Olay sonras›nda
köylüleri yat›flt›rmak için gelen Y›ld›zeli ‹lçe Kaymakam› Hüseyin Güney de tepki görerek taflland›.
(H. Merkezi)
Sinan köylüleri
topraklar›n› istiyor!
yap›m› patlay›c› imalinde kullan›lmas›n›n engellenmesi” bafll›¤› kapsam›nda köylülere ve gübre sat›c›lar›na dönük fiflleme iflleminin
bafllad›¤› duyuruldu. Bu uygulamayla birlikte genelgede üreticile-
Tersaneler bir can daha ald›
Ad› ölümlerle an›lan Tuzla
Tersaneleri’nden bir ölüm haberi daha geldi.
9 May›s Cuma günü çevresine güvenlik önlemi al›nmayan ve aç›k b›rak›lan ambar kapa¤›ndan afla¤› düflerek a¤›r yaralanan tersane iflçisi Kemal
Turan, yaflam›n› kaybetti. Gisafl Tersanesi’nde montaj iflçisi olarak çal›flan 47 yafl›ndaki
Turan, 9 May›s 2008 tarihinde
Mu¤la’n›n Milas ilçesinde, köylerinde su kuyusu
aç›lmas›na tepki gösteren köylüler, kuyu açan firman›n kulland›¤› yolu traktörlerle ulafl›ma kapatt›. Köyde bafllat›lan çal›flman›n durdurulmas›n› isteyen köylülere jandarma, durumun ilçe kaymakam›na aktar›ld›¤›n› ve çal›flmalar›n durdurulaca¤›n› söyledi. Köylüler bu geliflme üzerine yolu trafi¤e açt›.
Köylülere jandarmadan
gazl› sald›r›: 1 ölü
AKP’nin icraatlar› bitmiyor:
Gübreciler de fiflleniyor!
AKP hükümeti, Genelkurmay’›n önceden haz›rlam›fl oldu¤u
DTP’ye ve Kürtlere dönük eylem
plan›ndan sonra köylülerin ürünlerini korunmas› için kullan›lan
gübre malzemelerine fifl uygulamas› bafllatarak as›l yüzünü bir
kez daha göstermifl oldu.
Tar›m ve Köyiflleri Bakanl›¤›
taraf›ndan Tar›m ‹l ve ‹lçe Müdürlüklerine bir genelge gönderildi.
Genelgede hem gübre sat›c›lar›
hem köylüler “potansiyel suçlu” görülerek, azot gübre sat›fl›
Milas’ta köylülerden
su protestosu
kalmay›p, iflçilerin ücretlerinin
ödenmemesi biçiminde de sürüyor. Bu kurals›zl›klar›n en
son örne¤i ise, Kocatepe Tersanesi’nde çal›flan 7 iflçinin
maafllar›n› alamamas› ve maafllar›n› istediklerinde ise, patronun sald›r›s›na u¤ramalar›
olarak gerçekleflti.
Olympos adl› tafleron firmada çal›flan iflçiler, ücret alacaklar›n› almak üzere T‹BDER’le birlikte tersane önünde direnifle geçtiklerinde, tafleron patron ve adamlar›n›n
tafll›-sopal› sald›r›s›na u¤rad›lar.
Sald›r› 5 Temmuz günü
yap›lan bir eylemle protesto
edildi. Sabah saat 07.30’da ‹çmeler Tren ‹stasyonu’nda
toplanan T‹B-DER yöneticileri
ve tersane iflçileri, sloganlar
eflli¤inde Kocatepe Tersanesi’ne kadar bir yürüyüfl gerçeklefltirdiler. Tersane önünde yap›lan aç›klamada, tersanelerdeki kurals›z çal›flman›n
can almaya devam etti¤ine de¤inildi. Bir gün önce gerçeklefltirilen patron sald›r›s›n›n da
k›nand›¤› aç›klama, at›lan sloganlarla sona erdi. (Kartal)
rin ve sat›c›lar›n al›m-sat›m aras›ndaki de¤iflikliklerin sürekli olarak
takip edilece¤i ve arada farkl›l›klar
olmas› halinde Emniyet Müdürlüklerince ifllemler bafllat›laca¤›
bildirildi.
(H. Merkezi)
Emekliler
mücadeleden
emekli olmuyor!
Emekli-Sen’in kapat›lmas›na
karfl› bir dizi faaliyet sürdüren sendika üyeleri, sendikalar›n›n kapat›lmas›na karfl› toplad›klar› imzalar› Cumhurbaflkanl›¤›’na gönderdiler. 30
Haziran tarihinde Kad›köy ‹skele
Meydan›’nda bir bas›n aç›klamas› yapan Emekli-Sen üyeleri, “Sendika
Hakk›m›z Engellenemez” pankart›n› açt›.
Burada yap›lan aç›klamada, kapatma davas›n›n A‹HM’ne götürüldü¤üne ve tüm bask› ve y›ld›rma çabalar›na ra¤men, sendikalaflma hakk›ndan vazgeçilmeyece¤ine vurgu yap›ld›. Bas›n aç›klamas›n›n ard›ndan
sloganlarla Kad›köy Postanesi’ne giden emekliler, buradan toplad›klar›
imzalar› postalad›lar.
Eylemde “Sadaka de¤il toplu
sözleflme”, “Susma hayk›r zamlara
hay›r”, “Kurtulufl yok tek bafl›na
ya hep beraber ya hiçbirimiz”,
“Yaflas›n örgütlü mücadelemiz”,
“Kapatmalar, bask›lar bizi y›ld›ramaz” gibi sloganlar at›l›rken, ayn› gün Emekli-Sen’in örgütlü bulundu¤u tüm il ve ilçelerde de efl zamanl› eylemler gerçeklefltirildi.
(Kartal)
Sinan köylülerinin Diyarbak›r Asliye Hukuk
Mahkemesi’nde görülen davas› Reflit Sinan’›n iste¤i
üzerine ‹stanbul’a al›nd›. Son duruflmas› 1 Temmuz’da görülen dava zamanafl›m›na do¤ru gidiyor.
Bir önceki duruflmada ifade veren Reflit Sinan, topraklar›n yüzy›llard›r ailesine ait oldu¤unu iddia etmifl
köylüleri iflgalci olmakla suçlam›flt›. Ancak iddialar›n
aksine Sinan ailesinin köye 1950’li y›llarda yerleflti¤i, kadastrodaki tan›d›klar› arac›l›¤› ile köylülerin
topraklar›n› üzerine geçirdi¤i biliniyor.
Duruflmay› izlemek için ‹stanbul’a gelen Sinan
köylüleri ad›na konuflan Halil Duru adalet istediklerini ve mahkemenin bir an önce sonuçlanmas› gerekti¤ini dile getirdi. Sinanl› Hüseyin Tafldemir de
topraklar›n› 5 y›ld›r ekemediklerini ve Tar›m ‹l Müdürlü¤üne yapt›klar› baflvurular›n sonuçsuz kald›¤›n›
söyledi.
Reflit Sinan süreci uzatarak davan›n zamanafl›m›na u¤ramas›n› hedefliyor.
(‹stanbul)
Hatay’da baz istasyonu
protestosu
Hatay’›n Samanda¤ ilçesine ba¤l› olan Huzurlu ve
Çanakoluk köylerindeki baz istasyonunun kald›r›lmas›na karfl› May›s ve Haziran aylar›nda yürütmüfl
oldu¤umuz çal›flmam›z, bu ay imza kampanyas›n›n
devam› olarak köylülerle birlikte yap›lan bir eylemle
devam etti. 7 Temmuz günü ‹flçi köylü okurlar› olarak örgütlemifl oldu¤umuz ve köylülerin de kat›ld›¤›
yürüyüfl Huzurlu köyü eski okulu önünden bafllad›.
Yürüyüfle yaklafl›k 100 kiflilik kitle kat›ld›. Sloganlarla bafllayan eylem baz istasyonunun bulundu¤u bölgeye gelinmesiyle devam etti ve burada bir bas›n
aç›klamas› yap›ld›. Huzurlu ve Çanakoluk köylüleri
ad›na yap›lan aç›klamada halk›n sa¤l›¤›n›n ve gelece¤inin olumsuz yönde etkilenmesinin bizler taraf›ndan görmezden gelinemeyece¤i ve bunun ayn› zamanda çocuklar›m›z›n, yani gelece¤imizin, yani bizlerin sorunu oldu¤u belirtildi. S›k s›k “Köylüyüz, hakl›y›z, kazanaca¤›z”, “Baz istasyonu istemiyoruz”,
“Üreten biziz do¤am›z› kirletme” sloganlar› at›ld›.
Eylem bas›n aç›klamas›ndan sonra yap›lan oturma
eylemi ve sloganlarla sonland›r›ld›.
(Hatay ‹K okurlar›)
İşçi-köylü 6
Dengê azadî
11-24 Temmuz 2008
“Dersim’in yi¤it o¤ullar› k›zlar›
Dersim’de T‹KKO ve HPG
gerillalar›ndan ortak eylem
Elimize e-posta yoluyla ulaflfla
an TKP/ML T‹KKO imzal› haberde T‹KKO gerillalar› yapt›klar› bildiri da¤›t›mlar›n› özetlediler.
”
.
.
.
r
i
d
e
z
i
s
z
›
m
›
r
¤
Ça
ersim’in çilekefl köylüleri, yi¤it
gençli¤i, ezilen kad›nlar›” bafll›¤›n›
tafl›yan bildiri “Unutmay›n›z ki, yaflam›n›zdaki
tüm kötülüklerin, çirkinliklerin nedeni komprador patron-a¤a devletidir. Sömürüye dayal›
adaletsiz, eflitsiz sistemdir. Sömürücü zorba
devlet kaybedece¤i zenginliklerden korktu¤u
için halka sald›r›yor. Halk› bölmek, parçalamak, birlik ve beraberli¤ini bozmak istiyor.
Unutmay›n›z ki, halka sald›ran, halk› katleden
devletin de büyük korkular› vard›r. En büyük
korkusu gerillad›r... Korktu¤u için ajan ve
muhbirlere ihtiyaç duyuyor... Unutmay›n›z ki
sömürücü devletin gücü ne tanklar›n›n ne de
toplar›n›n ve ne de asker polislerinin say›s›ndad›r. Onlar›n gücü siz Dersim halk›n›n örgütsüz
ve da¤›n›k olmas›ndan gelmektedir... Siz Dersim halk› birlik ve beraberlik içinde oldukça,
biraraya gelip örgütlendikçe hiçbir güç sizi bölüp parçalayamaz. En büyük güç sizsiniz!
Yeter ki gücünüzün fark›na var›n, bunun
bilincinde olun... Muhbir ve ajanlar› teflhir
edin, onlar› lanetleyip d›fllay›n! ‹çinizde yaflamalar›na izin vermeyin. Ajan iflbirlikçiler yataklar›nda rahat uyumas›nlar. Partimizin hesap so-
“D
Koruculaflt›rma
bildirisine gözalt›
ersim’de 27 Haziran 2008 Cuma
günü akflam saat 18.00’de KESK,
D‹SK, Türk-‹fl, Dersim Barosu, ‹HD,
TMMOB, HKM, Partizan, Halk Cephesi, ESP, DTP, EMEP, TUDEF ve
DHP’nin ortak ç›kard›¤› Dersim’de koruculaflt›rmay› teflhir eden bildirileri da¤›tan kurum çal›flanlar› Evin Timtik ve
Ufuk Kalanç keyfi bir flekilde darp edilerek gözalt›na al›nd›. Gözalt›nda bulunduklar› süre boyunca polisin Timtik ve
Kalanç’a “elimizde olsa sizi öldürürüz” denildi¤i ve sürekli olarak darp ve
iflkence yapt›¤› ö¤renildi. Daha sonra
hastaneye götürülen Timtik ve Kalanç
buradan serbest b›rak›ld›.
Akflam saat 20.30’da yaflanan gözalt›y› protesto eden bir bas›n aç›klamas›
gerçeklefltirildi. Aç›klama s›ras›yla Evin
Timtik ve Ufuk Kalanç’›n aç›klama ve
konuflmas›ndan sonra çarfl› merkezinde
birçok kurumun kat›ld›¤› ayn› içerikli
bildirilerin da¤›t›m› ile sonland›r›ld›.
(Dersim ‹K)
D
rucu adaleti onlar›n peflini asla b›rakmayacakt›r” fleklinde devam ediyor.
Dünümüz, tarihimiz,
kültürümüz gelece¤imizin
mayas›d›r...
‹kinci bir bildiri de Dersim katliam›n›n 70.
y›ldönümü vesilesiyle da¤›t›ld›. “Dersim tarihi,
zulmün oldu¤u kadar, direnmenin de tarihidir.
Bizler, zulüm ve katliamlar› unutmad›¤›m›z gibi,
direnenleri de asla unutmayaca¤›z” fleklinde
bafllayan bildiri flöyle devam ediyor; “1938 direniflinin üzerinden 70 y›l geçmesine karfl›n
Dersim’de de¤iflen, Dersimlinin yaflam›nda
farkl›laflan hiçbir fley yok. Sömürü bitmedi. Kara zulüm bitmedi. Sömürü ve kara zulme karfl› gerillan›n savafl›m› da bitmedi. Çünkü özgürlük ve demokrasinin, eme¤in ve insanl›¤›n düflmanlar› yok olmad›. Adlar› de¤iflti ancak kendileri var olmaya devam ediyor. Çünkü sömürü devam ediyor. Sömürünün oldu¤u yerde
zulüm de vard›r...”
Devletin yozlaflt›rma amaçl› faaliyetlerine
de dikkat çekilen aç›klamada; “Bugün Dersimli emekçileri güçsüz ve zay›f, çaresiz ve çözümsüz k›lan örgütsüz olmas›d›r. Bundand›r ki
Dersimli emekçiler, birlik ve beraberlik
içinde olmal›d›r. Bundand›r ki direnifl tarihine ve kültürüne sahip ç›kmal›d›r...
Dersim halk› kölelik zincirini k›rmak için örgütlenip, kendi öz evlatlar› olan PART‹ZANLARLA bütünleflmelidir” denildi.
“‹zinsiz kesilen her a¤aç
gerillaya s›k›lan kurflundur!”
“Dersim’in çilekefl köylüleri” bafll›kl›
bildiride de köylüler bilinçsiz a¤aç kesmeye
karfl› uyar›larak; “Geçim olanaklar› zay›f olan,
siz yoksul Dersim köylüsünün k›fll›k yakacak
sorununu gidermek üzere ormandan kesim
yapmas› en do¤al hakt›r. Bu durum biz
TKPML-T‹KKO gerillalar› taraf›ndan elbette
anlay›flla karfl›lanmaktad›r. Ancak unutmamak
gerekir ki bilinçsiz, hesaps›z, kâr h›rs›yla kesilen a¤açlar gerillan›n s›¤›nak yeri olan ormanlar› zay›flatarak, gerillay› düflman hedefine aç›k
duruma getirmektir. Unutmamak gerekir ki
gerilla savafl› senin kurtuluflun için sürmektedir. Gerillan›n savafl› Dersim köylüsünün de
savafl›m›d›r. Ormana duyulan ihtiyaç sadece
gerillan›n de¤il, ayn› zamanda Dersim köylüsünün de ihtiyac›d›r. Bölgede k›fll›k yakacak sorunun ormandan karfl›lamak zorunda kalan
emekçi köylülerimiz bilmelidir ki, bu kesimler
bizim denetimimizde, ihtiyac› karfl›layacak düzeyde yap›lacakt›r. Yakacak sorununu gider-
menin d›fl›nda herhangi bir kâr amaçl› kesim
yap›lmayacakt›r. Kesimin yap›laca¤› uygun yerler biz TKP/ML T‹KKO gerillalar›nca belirlenecektir. Dersim halk›, gerillan›n bu tutumunu
do¤ru anlamal›d›r. Gerillan›n yaflamsal olan bu
sorununu Dersim köylüsü do¤ru görmelidir.
Dersim köylüsünün bu konuda gerekli duyarl›l›¤› ve sorumlulu¤u gösterece¤ine inan›yoruz...
Bu konuda belirlenen kurallar›n d›fl›na ç›kanlar› uyarmak, sorumlulu¤a davet etmek bizim görevimizdir. Bu konuda sorumlu davranmayanlar› gerilla birli¤imize bildirmek de her
Dersimli köylünün görevidir. Kesimler konusunda ifade ettiklerimize uymayanlar oldu¤unu
bilmekteyiz, bilgileri bize gelmektedir. Bu durumun bizlerin müsaadesi dahilinde oldu¤u düflünülmektedir. Durum böyle de¤ildir. Bu konularda herhangi bir sorun oldu¤unda, örgütümüz muhatap al›nmal›d›r. ‹zinsiz kesilen her
a¤aç, gerillaya s›k›lan bir mermi kadar tehlikelidir...” denildi.
“Gençler gerilla saflar›na...”
Gerillalar taraf›ndan da¤›t›lan bir di¤er bildiri de gençlikle ilgili. Bildiride “Gençli¤i kazanan gelece¤i kazanan olacakt›r. Gençlik dinamik, atak ve yeni olan›n izinde ilerler. Dersim
gençli¤i de geçmiflten bu yana yeni, do¤ru, güzel olan›n peflinden gitmifltir. Dersim gençli¤i
ezilenlerin hakl› davas›na nice katk›larda bulunmufl, nice bedeller ödemifltir. Vurulmufl, tutuklanm›fl, iflkence ve eziyet görmüfltür. Dersimli gençler yine de bu mücadelenin en önünde yer alm›fl ve almaya da devam etmektedir.
Bunu bilen devlet zorla yola koyamad›¤› gençli¤i geleceksizlikle, e¤itimsizlikle, yozlaflma ve
yabanc›laflmayla dize getirmeye çal›flmaktad›r.
Çünkü yozlaflma; kendi kültüründen uzaklaflma, e¤itimsizlik; düflünmemek ve yeni olan›
görmemek, yabanc›laflmakt›r. Birbirine güvenmemek bir arada yaflayamamak geleceksizlik
içinde yar›n›n› bilememektir” deniliyor.
“Dersim gençli¤i de devlet için uyuyan bir devdir. Bu dev uyanmaya görsün
devletin korkulu rüyas› olacakt›r. Bu nedenle devlet gençlerimizi kayg›larla dolu umutsuz bir yaflama mahkum etmek
istemektedir... ‹flsizlik k›skanc›nda en fazla
çaresizleflen yine Dersim gençli¤idir. Operasyonlarda köylerdeki en yo¤un bask›y› gençler
görmektedir. Dayak, gözalt›, ajanlaflt›rma sald›r›s› Dersim gençli¤ini sindirmeyi ve kifliliksizlefltirmeyi hedeflemektedir. Tüm bu sald›r›larla Dersim gençli¤i birbirine güvenemez hale
getirilerek yabanc›laflt›r›lmaya çal›fl›lmaktad›r...
Dersim’in yi¤it o¤ullar› k›zlar›, ça¤r›m›z sizedir!
Faflizmin bileklerinize, bilincinize vurdu¤u
bu zincirleri k›rman›n zaman› geldi. Faflizmin
korku imparatorlu¤u daha ne kadar üzerinizde
terör estirmeye devam edecektir? Bizleri birbirimize yabanc›laflt›ran kendi kültürümüzden
uzaklaflt›ran, yozlaflt›ran, iflsiz, e¤itimsiz, geleceksiz biçare b›rakan bu sisteme boyun e¤mek
kaderimiz de¤il, örgütlenip, mücadele ederek,
gelece¤imizi kendi ellerimize alabiliriz. Partimiz TKP/ML halk ordumuz T‹KKO Dersim
topraklar›nda kurtulufl yolumuz olan halk savafl›n› sürdürme iddias›n› büyütmektedir. Sizleri partimiz TKP/ML saflar›nda örgütlenmeye
ça¤›r›yoruz! Gelece¤i kazanma mücadelesine
kat›lmaya ça¤›r›yoruz!” fleklinde sona eriyor.
(H. Merkezi)
Elimize e-posta yoluyla ulaflan TKP/ML T‹KKO Dersim Bölge Komutanl›¤› imzal› bildiride T‹KKO ve PKK gerillalar›n›n yapt›klar› eylem hakk›nda bilgi veriliyor.
aflist TC devleti bahar aylar›nda Türkiye Kürdistan›’nda bafllatt›¤›
yo¤un
operasyonlarla
yurtsever, devrimci ve komünist güçlere yönelik sald›r›lar›n› art›rmaktad›r. K›fl
aylar›nda Zap’a yönelik
operasyonlar›ndan bekledi¤i sonucu alamayan TC
devleti operasyonlar›n› ülke içinde yo¤unlaflt›rm›flt›r. Son olarak 8 Haziran
günü Ovac›k-Tornova k›rsal›nda 2
HPG gerillas› bir pusu sald›r›s›nda flehit
düflmüfltür” aç›klamas› ile bafllayan bildiri, devletin gerillaya yönelik sald›r›lar›nda hareketli birliklerini kulland›¤›n›, pusu
att›¤›n› ve halka gözda¤› vererek gerillan›n hareket alan›n› daraltmak istedi¤ini
belirtiyor.
Bildiri flu flekilde devam ediyor; "14
Haziran günü Hozat’a ba¤l› Zankirek
köyü k›rsal› baflta olmaz üzere çevre
köylerde yo¤un pusulamalar, gözetleme
birlikleri ile mevzilenen düflman güçleri
ayn› zamanda 17 Haziran’da flehit düflen
17’lerden Gülnaz Y›ld›z’›n mezar›n›n da
bulundu¤u bu köyde TKP/ML T‹KKO ve
HPG güçleri taraf›ndan fark edilmifllerdir. Güçlerimize yönelik bu sald›r› giriflimi (operasyon haz›rl›¤›) gerillalar taraf›ndan 15 Haziran günü saat 20.00 s›ralar›nda mevzilere s›z›larak B-7 roketatarlarla bir mevzinin imha edilmesiyle
“F
yan›tlanm›flt›r. Gerillalar kay›p vermeden olay yerinden çekilirken 4 TC askerinin öldü¤ü 4 askerin de yaraland›¤›
edindi¤imiz bilgiler aras›ndad›r. Eylemin
ard›ndan TC güçleri bulundu¤umuzu düflündü¤ü alanlar› havan ve top at›fllar› ile
vurmufl, ancak sonuç alamadan geri çekilmifltir."
Yapt›klar› bu eylemi 8 Haziran’da flehit düflen 2 HPG gerillas› ve 17’lere adad›klar›n› belirten gerillalar, “bu eylem
partimizin hesap soruculu¤unun
bir göstergesidir. Ayn› zamanda
yarat›lmas› gereken devrimci dayan›flmaya gerilla alan›ndan bir yan›tt›r” dediler. “Halk›m›za her türlü
bask› ve sömürüyü reva gören faflist TC
devletinden hesap sormaya devam edece¤iz” fleklinde devam eden aç›klama
“Kahrolsun faflist TC devleti!” slogan› ile son buluyor.
(H. Merkezi)
Dersim’i
sindiremezsiniz!
Dersim’i sindiremezsiniz!
Haziran 2008 tarihinde, koruculuk
uygulamas›n› protesto etmek için
çeflitli kurumlar yürüyüfl ve bas›n aç›klamas› gerçeklefltirdi. 23 Haziran’da flehir
merkezinde esnaflara ve halka, yap›lacak
bas›n aç›klamas›na kat›larak koruculu¤a
hay›r demek için ça¤r› bildirileri da¤›t›ld›.
24 Haziran’da ise demokratik kitle örgütleri öncülü¤ünde toplanan Dersim halk›
AKP’nin halk› dilencilefltirerek koruculuk
uygulamas›n› dayatmas›na hay›r demek
için Yeralt› Çarfl›s› üzerinde alk›fllar ve
“Dersim onurdur, onuruna sahip
ç›k” slogan› eflli¤inde topland›. Buradan
Sanat Soka¤›’na yürüyen kitle ad›na bas›n
aç›klamas›n› Özgür Söylemez okudu.
Söylemez aç›klamada; “AKP’nin istihdam
paketinden Dersim için 1400 köy koruculu¤u ç›kt›. AKP Dersim için aç›l›mda
bulundu! Müjde… Yaflanan iflsizli¤i önlemek, açl›¤›, yoksullu¤u yok etmek, istihdam yaratmak ve Kürt sorununu çözmek
yerine halk›m›za koruculuk seçene¤i dayat›ld›. Bu politika ancak güçsüzlü¤ün, çö-
24
zümsüzlü¤ün ve acizli¤in bir yans›mas›d›r.
Bu ülkede, açl›k, yoksulluk sorunu var,
adaletsizlikler var. Bu ülkede Kürt sorunu 30 y›ld›r çözümsüzlükle devam ediyor. Tüm bu sorunlar da¤›t›lacak 1400
silahla m› çözülecek? Uygulanan koruculuk sistemi tam bir suç örgütüne dönüflmüfltür. Bu yaflananlar hiç kimse için s›r
de¤ildir. Tecavüzcülükten, ya¤malamaya,
uyuflturucu ticaretinden, cinayete kadar
birçok olaya ad› kar›flan bu uygulama çözüm diye sunuluyor. Halk›m›z ajanlaflt›r›lmaya, iflbirlikçilefltirilmeye çal›fl›l›yor, bu
politikalar tutmayacakt›r” dedi.
“‹flbirlikçili¤e, ajanlaflt›rmaya hay›r”, “Dersim onurdur, onuruna sahip
ç›k”, “Dersim faflizme mezar olacak”, “Katil ABD, iflbirlikçi AKP” sloganlar›n›n at›ld›¤› aç›klamay› KESK, D‹SK,
Türk-‹fl, TMMOB, TUDEF, HÖC,
DTP, DHP, ‹HD, ESP, HKM, Tunceli
Barosu, Partizan ve EMEP düzenledi.
250 kiflinin kat›ld›¤› aç›klama coflkulu bir
flekilde bitirildi.
(Dersim ‹K)
Yaral› gerillaya iflkence
Orman yang›nlar› sürüyor...
atay’›n Hatsay ilçesi
k›rsal›nda yaral› olarak yakalanan HPG’li ‹lhami Ç›nar’›n (Hebun) gözalt›nda iflkence gördü¤ü
ortaya ç›kt›. Ç›nar’›n annesi Hulkiye Ç›nar, o¤lunun yakaland›ktan sonra 4
gün boyunca karakolda iflkence gördü¤ünü, baca¤›ndaki yaran›n tedavi edilmedi¤ini söyledi. O¤lunun yakalanmas›ndan 4 gün sonra
Hatsay Jandarma Karakol
Komutan›’n›n kendilerini
telefonla arayarak, “Gelin
o¤lunuzu ikna edin, piflmanl›k yasas›ndan faydalans›n, bize yard›m
etsin, biz de ona yard›m
ederiz” dedi¤ini belirten
evlet askeri anlamda operasyonlar›na devam ederken, bu operasyonlar
s›ras›nda do¤aya da zarar vermeye devam
ediyor. Birçok bölgede yang›nlar› kendi
eliyle ç›kard›¤› bilinen faflist ordu güçleri,
ayn› zamanda yang›nlar› söndürmek isteyen köylüleri ve itfaiye ekiplerini de engellemekte ve zarar›n daha da büyümesine
yol açmaktad›r. Son günlerde Türkiye
Kürdistan›’n›n birçok bölgesinde devam
eden yang›nlarda da onlarca hektar ormanl›k alan kül olmufltur ve olmaya da devam etmektedir.
27 Haziran günü Mardin’in Nusaybin ilçesi s›n›rlar› içerisinde bulunan Bagok Da¤›’ndaki ormanl›k alanda bafllayan
yang›nda 100 hektarl›k alan kül oldu. Rüzgâr›n etkisiyle h›zla büyüyen alevlerin,
BOTAfi Petrol Üretim Tesisleri’nin s›çramas› üzerine Nusaybin ve Midyat’tan
gelen itfaiye ekipleri, sadece bu alandaki
H
atay’›n Hatsay ilçesi k›rsal›nda yaral› olarak yakalanan HPG’li ‹lhami Ç›nar
gözalt›nda iflkence gördü.
H
anne Ç›nar, efli ve küçük o¤luyla
Hatsay’a gittiklerini ve ‹lhami Ç›nar’›n kanlar içinde oldu¤unu gördüklerini söyledi. Anne Ç›nar, “O¤lumun bir kula¤› duymuyordu. ‘Ne
yapt›n›z o¤luma?’ dedim komutana,
bu yaral› halde önce bir tedavi etseydiniz cezas› neyse çeker, o da
bana ‘7 ayd›r yaral› dayanan adam,
biraz daha dayan›r. Ben yapt›m hatta kafas›na silah bile dayad›m’ dedi.
Ben Kürtçe konufltu¤um için ifademi almad›lar” diye konufltu. O¤lunun 35 gündür hapishanede tedavi
edilmeyi bekledi¤ini söyleyen Anne
Ç›nar, “Diyarbak›r ve ‹skenderun
‹HD’ye baflvurarak Adalet Bakanl›¤›’na dilekçe gönderdik ama bir faydas› olmad›. O¤lumun bir an önce
tedavi edilmesini istiyorum” dedi.
(H. Merkezi)
D
yang›n› söndürerek,
olay yerinden ayr›ld›.
Bagok Da¤›’ndaki ormanl›k alan›na yap›lan
askeri operasyon s›ras›nda yang›n›n ç›kt›¤›
belirtiliyor. Büyük bir
alana yay›lan yang›n›
söndürmek için flu ana
kadar devlet taraf›ndan
herhangi bir müdahale
de bulunulmazken rüzgâr›n etkisiyle h›zla
yay›lan yang›nda 100 hektarl›k ormanl›k
alan›n kül oldu¤u bildirildi. Süryanilere ait
Tiwaxe köyü sakinlerinin yang›n› söndürme çabalar›n›n korucu ve askerlerce
engellendi¤i belirtilirken yang›n yerine gelen Midyat Belediyesi ‹tfaiye Ekipleri’nin
de yang›n› söndürmeden gitti¤ini belirten
köylüler, rüzgar›n etkisiyle yang›n›n h›zla
yay›ld›¤›n› söylediler.
üyük bir alana yay›lan
yang›n› söndürmek için
flu ana kadar devlet taraf›ndan herhangi bir müdahale
bulunulmazken 100 hektarl›k
ormanl›k alan›n kül oldu¤u
bildirildi.
B
İşçi-köylü 7
11-24 Temmuz 2008
Halkın gündemi
Sincan Cumhuriyeti’nde sald›r›lar bitmek bilmiyor!
Sincan F Tipi Kad›n Hapishanesi’nden mektupla yaflad›klar›n› özetleyen Tutsak Partizanlar, yaklafl›k 1 y›ld›r iletiflim yasaklar› oldu¤unu, flimdi
de görüfl yasaklar›n›n bafllad›¤›n›n alt›n› çizdiler. Yaflad›klar› sorunlar›n birbirinden kopuk gösterilmeye çal›fl›ld›¤›n›n ancak, tecrit-tredman politikas›n›n birer sonucu oldu¤unu belirten tutsaklar, ilk olarak tedavi sorunlar›ndan bahsediyorlar. Bunun da ilk
ad›m› olarak sa¤l›kl› beslenme ve hijyen ortam›n›n olmad›¤›n›n alt›n› çiziyorlar. Tutsaklar bu konudaki s›k›nt›lar›n› flu flekilde özetliyorlar;
“Hapishanenin sabit bir doktoru
bulunmuyor. Geçici ve haftan›n iki günü geliyor. Bunlar da pratisyen hekimler. Bir rahats›zl›k durumunda teflhis ve
tan›n›n konulabilmesi için baz› tahliller
gerekiyor. Ancak hapishane revirinde
bunu yapabilmenin zemini olmad›¤› gibi, ço¤u zaman hastaneye sevk yapt›ram›yoruz. Birçok rahats›zl›¤›m›za ya
yanl›fl tan› koyulmakta ya da ‘psikolojik’
denilip geçifltirilmektedir… Sizlerin de
hat›rlayaca¤› gibi, geçen y›l Nevin
Yaylac› adl› arkadafl›m›z ‘psikolojik’
denilerek saatlerce oyalanm›fl, ölümden dönmüfltü. Daha bu olay tazeli¤ini
korurken, geçti¤imiz günlerde benzer
bir durumu Resmiye Vatansever
yaflad›. Yoldafl, beli tutuldu¤u için zorunlu ihtiyaçlar›n› bile karfl›layamayacak duruma gelmiflti. Hepatit B rahats›zl›¤› da oldu¤u için oldukça bitkin durumdayd›. Ancak revirdeki doktor muayene dahi etmeden ‘psikolojik,
üzülme geçer’ diyerek çekip gitti.”
Hastaneye zorlukla da olsa sevk
yapt›rabildiklerinde de çeflitli s›k›nt›larla karfl›laflt›klar›n› ifade eden tutsaklar, askerin kelepçeleri açmad›¤›n›,
“güvenlik” gerekçesi ile d›flar› ç›kmad›¤›n› söylüyorlar. Jinekolojik muayenede dahi askerlerin d›flar› ç›kmad›¤›n›
belirten tutsaklar, doktorlar›n da buna
uyum sa¤lad›¤›n› ekliyorlar. Örne¤in
hapishane s›n›rlar› içinde bulunan difl
ünitesinde dahi güvenlik gerekçesi ile
tutsaklar›n kelepçeleri aç›lmamakta ve
asker d›flar› ç›kmamaktad›r.
Daha somut olmas› aç›s›ndan birkaç örnek verirsek;
-14 01. 2008 tarihinde Zeliha Bulut, Sincan Devlet Hastanesi Dahiliye
bölümüne götürüldü, ancak asker ç›kmad›¤› için tedavi olamad›.
- 11.02.2008 tarihinde Resmiye
Vatansever, Fadime Özkan ve
Dilek Kurt asker ç›kmad›¤› için tedavi olamad›.
- 03.03.2008 tarihinde Resmiye
Vatansever ve Sema Gül asker ç›kmad›¤› için muayene olamad›.
- 18.03.2008 tarihinde Münevver
fieker kelepçeleri aç›lmad›¤› için tedavi olamad›.
Amaç tecriti a¤›rlaflt›rmak!
Yasal olarak aile d›fl›nda üç kiflilik
görüflçü hakk› olan tutsaklar, devletin
zaten. Yine arkadafl görüfllerinin ayda
bir yap›lmas› da bir hak gasp›d›r. Çünkü di¤er hapishanelerde bu görüfl her
hafta yap›lmaktad›r.
Yine ilgili yasalara göre disiplin cezas› olan tutsaklara aç›k görüfl yapt›r›lmamaktad›r. Burada ise zaten her tutsa¤›n disiplin cezas› oldu¤u için aç›k
görüfl zaten yap›lm›yor.
Ziyaretlerde bir di¤er sorun da ai-
bu hakk› kulland›rtmamak için de elinden geleni yapt›¤›na dikkat çekiyorlar.
Aç›klanan genelge ile hapishaneye gelen bir tutsak 10 gün içinde bu konuda baflvurusunu yapmak zorunda. Bildirmedi¤i taktirde bu hakk›n› kaybediyor. Ancak objektif olarak bir tutsa¤›n
bu koflullar alt›nda 10 gün içinde bu
haberleflmeyi sa¤lamas› mümkün de¤il
lelerine yönelik onursuz araman›n dayat›lmas›d›r. Göz taramas› ile fiflleme,
kad›n ziyaretçilerin iç çamafl›r› aramas›na tabi tutulmas›, erkek ziyaretçilerin
pantolon fermuarlar› öttü¤ü için etek
giydirme, pedlerin aranmas› vb. örnekler yaflanmaktad›r.
Tecritin bir di¤er aya¤›n› da
devrimci yay›nlar›n tutsaklara verilme-
mesi oluflturuyor. Üç kitap uygulamas› 2005 Haziran’›nda yay›nlanan bir genelge ile bitirilmifl olsa da bu hapishanede 5 kitap uygulamas› fleklinde halen
uygulan›yor.
“Son olarak son aylara kadar ad›m›za gelen fotokopi, bilgisayar, internet ç›kt›s› fleklindeki yaz›lar sorun ç›kar›lmadan veriliyordu. Art›k
bunlar da ‘kayna¤› belli de¤il’ denilerek verilmiyor. ‹çeri¤i dahi incelenmeden engelleniyor” diyen tutsaklar
Resmiye Vatansever ad›na gelen
eski Yeni Demokrasi ve Partizan dergilerinden al›nan fotokopi
fleklindeki yaz›lar›n kendisine verilmedi¤ini de eklediler.
Tecriti a¤›rlaflt›ran bir di¤er yöntemi de keyfi uygulamalar ve disiplin
cezalar› olarak belirten tutsaklar
flöyle diyorlar; “Bu hapishanede hikayeden gerekçelerle devrimci tutsaklara verilen disiplin cezalar› bitmiyor hiçbir zaman. Örne¤in Deniz
Tepeli adl› tutsa¤›n 1,5 y›ld›r kald›¤›
hapishanede kesintisiz uygulanan disiplin cezalar› halen bitmedi. Di¤er
bir örnek de Sema Gül’dür. Gül
hapishaneye getirileli 5,5 ay oldu. 2
ay ortak kullan›m alanlar›ndan men,
2 ay da görüflten men cezas› alm›flt›r.
Bulunduklar› kad›n hapishanesinin mimari yap›s›n›n di¤er hapishanelerden farkl› oldu¤unu da belirten
tutsaklar “bizim buradaki üçlü hücrelerin F tipindeki üçlü hücrelerden
fark› 3 adet tekli hücreden oluflmas›
ve ortak bir mutfak ve havaland›rmadan oluflmas›d›r. Yani üç kifliyi bile
kendi içinde bölüp parçalamak hedeflenmifltir” diyorlar.
Yaflanan keyfi uygulamalardan bir
tanesi de mahkeme ve hastane gidifl
gelifllerinde askerin çeflitli dayatmalar›d›r. Askerler dönem dönem tutsaklara sald›rmakta, darp etmekte, nezarethanede özel olarak ›slat›lm›fl alanlarda
yal›n ayak tutmaktad›r. Yine 10+10
sohbet hakk› bu hapishanede de uygulanmamaktad›r. Tutsaklar son olarak
“yukar›da sayd›¤›m›z sorunlar›m›z birikmifl ve idare taraf›ndan çözümsüzlük dayat›lmaktad›r. Birinci müdürle
görüflme talebimiz kabul edilmemektedir. Ayn› flekilde defalarca hapishane
savc›s›yla görüflme talebimiz olmas›na
ra¤men görüflememekteyiz. Bu sorunlara dair defalarca kez savc›l›¤a, adalet
bakanl›¤›na, meclis insan haklar›
komisyonuna suç duyurular› yazd›k, flu
ana kadar hiçbirine olumlu yan›t alamad›k” dediler.
(H. Merkezi)
Yasak yok denilen hapishanelerde yasak ve ceza listesi uzuyor
Sincan F Tipi
iflkence merkezi
Hapishanelerde yay›n yasa¤› bulunmad›¤›n› ileri süren “Adalet” Bakan›
Mehmet Ali fiahin, DTP Diyarbak›r
Milletvekili Ak›n Birdal’›n soru önergesine verdi¤i cevapta hapishanelere
al›nmayan gazete, kitap ve dergilerin
uzun bir listesini aç›klayarak kendi kendini yalanlad›. Bakan fiahin, sadece Tekirda¤ F Tipi Hapishanesi’nde bir
y›l içinde 95 tutsa¤a haberleflme ve iletiflim araçlar›ndan men cezas›, 90 kifliye
de ziyaretçi kabulünden yoksun b›rakma cezas› verildi¤ini belirtti. Adalet Bakanl›¤›, 5275 say›l› kanuna göre verilen
disiplin cezalar› gere¤ince, hükümlülerin
her türlü haberleflme haklar›ndan yok-
‹HD Ankara fiubesi’nin haz›rlad›¤›
“‹ç Anadolu Cezaevleri Raporu”
hapishanelerde yaflanan hak ihlallerini
gözler önüne seriyor. Raporda, tutsaklar›n telefonlarda Kürtçe konuflmalar›na
izin verilmedi¤i, birçok yay›n›n içeri al›nmad›¤›, Kürtçe mektuplar için de tercüman paras› talep edildi¤i belirtildi. Yine
toplatma karar› olmamas›na ra¤men,
devrimci yay›nlar›n tutuklara verilmedi¤i, hücrelere ani bask›lar yap›ld›¤›, aramalarda keyfi uygulamalarla karfl›lafl›ld›¤›, hastane sevkleri ve mahkeme gidifl
gelifllerinde tutsaklar›n sald›r›lara maruz
kald›¤›, iafle bedelinin tutsaklardan al›nmak istendi¤i vb. geliflmelere yer verildi.
(H. Merkezi)
sun b›rak›ld›klar›n›, verilen cezalara karfl›, hükümlü ve tutuklular›n infaz hâkimli¤ine itiraz haklar›n›n bulundu¤unu bildirdi. Oysa daha önce yine Adalet Bakan› fiahin taraf›ndan bir soru önergesine verilen cevapta, tutsaklar›n flimdiye
kadar ‹nfaz Hâkimli¤ine yapt›¤› itiraz
baflvurular›nda sadece yüzde 1’inin tutsaklar lehine sonuçland›¤›n› aç›klam›flt›.
Bakan fiahin, verdi¤i cevapta, Tekirda¤
F Tipi Hapishanesi’nde 2007–2008 y›llar› aras›nda 95 kiflinin haberleflme ve iletiflim araçlar›ndan men cezas›na çarpt›r›ld›¤›n›, 90 kiflinin ise ziyaretçi kabulünden yoksun b›rak›ld›¤›n› bildirdi. Bakan
fiahin, Sincan Kad›n Kapal› Hapishane-
si’nde, siyasi kad›nlara yönelik aramalarda insanl›k d›fl› muamele yap›ld›¤› iddialar›n› reddetti.
fiahin, daha önce DTP Diyarbak›r
Milletvekili Selahattin Demirtafl’›n soru
önergesine verdi¤i cevapta, “Cezaevlerinde yasakl› yay›n listesi bulunmuyor” sözlerinin aksine bu kez, yasaklanan yay›n listesini de aç›klad›. Hapishanelere al›nacak olan gazete, dergi
ve kitaplarda 5275 say›l› kanun 62. maddesinin esas al›nd›¤›n›, buna göre gelen
yay›nlar›n, “kurumun güvenli¤ini tehlikeye atan, müstehcen haber, yaz›, foto¤raf ve yorumlara yer veren ve mahkemeler taraf›ndan toplatma karar› bu-
lunan” yay›nlar›n hapishaneye al›nmad›¤›n› kabul etti. Bakan fiahin taraf›ndan
aç›klanan rapora göre Tekirda¤ F Tipi
Hapishanesi’ne al›nmayan yay›nlar›n listesi flöyle;
Dergiler: Halk Gerçe¤i, Özgür
Halk, Yaflamda Genç Bak›fl, Yeni
Özgür Halk, Ça¤dafl Özgür Halk,
Genç Bak›fl, K›z›l Bayrak, Partizan,
Ekim Gençli¤i, TUYAP Bülteni, Mücadele Birli¤i, Hêviya Jinê, Tutuklu
Aileleri Bülteni, Ülkemizde Gençlik
Gelecektir, Yürüyüfl, Dersim;
Gazeteler: Toplumsal Demokrasi, Gündem, Evrensel, Azadiya Welat, Nu Azadi, Haftaya Bak›fl, Yaflam-
da Demokrasi, Yedinci Gün, ‹flçi
Köylü, At›l›m, Devrimci Demokrasi;
Kitaplar: Can›m Feda, Kürdistan’da Demokratik Siyasetin Rolü Üzerine, ‹çimizden Bir Parça Ülke
(Gerilla An›lar›-II), Patika (Gerilla
An›lar› VI), Amar ‹flaretleri, Milliyetçilik Ç›kmaz›, ‹çten Öyküler, Kas›rga
Taburu, Zindan Savafllar›n›n K›sa
Tarihi, Sessizli¤e Karfl›, Alt› Kad›n,
Dörtlerin Gecesi, S›ms›cakt› Elleri,
Roma Yürüyüflü, Zulümden Ötesini
Yaflamak, Devrimci E¤itim ve Çal›flma
Üzerine olarak aç›kland›.
(H. Merkezi)
Polisler 12 yafl›ndaki çocu¤un yüzüne s›cak su döktü
Devlet bir yandan yaflanan iflkence olaylar›n›n “münferit” oldu¤unu iddia ederek aç›klamalar yapsa da di¤er yandan yaflanan gerçekler bu aç›klamalar› yalanlamaya yetmektedir. Türkiye Kürdistan›’nda kameralar karfl›s›nda kol k›ran devlet güçleri son olarak da
Van’da 12 yafl›ndaki bir çocu¤un yüzüne s›cak su f›rlatt›.
“Özgür ve demokratik bir Türkiye
için emekçiler Van’a yürüyor” mitinginde
Hapishanelerde
Kürtçe yasa¤›
sürüyor
Adana’n›n Karatafl Kad›n
Kapal› Hapishanesi’nde kad›n
tutsaklar, Kürtçe konuflma yasa¤›, Azadiya Welat Gazetesi’nin
verilmemesi gibi birçok hak ihlalline maruz kald›klar›n› belirttiler.
Hapishanede bulunan tutsaklar, aileleri arac›l›¤›yla yapt›klar›
aç›klamada, telefonda Kürtçe konufltuklar›nda “tercüman yok”
denilerek konuflmalar›n›n kesildi¤ini bildirdiler ve Kürtçe günlük
gazetenin de “semtte sat›lm›yor” denilerek kendilerine ulaflt›r›lmad›¤›n› belirttiler. Hapishane kantininde g›da ve temel ihtiyaçlar›n çok yüksek fiyatlara sat›ld›¤›n› ifade eden tutsaklar,
hücreler aras› görüflün de yasakland›¤›n› bildirdiler.
(H. Merkezi)
çay satt›¤› s›rada polisler taraf›ndan eflyalar›
aras›nda bomba oldu¤u iddias›yla al›konulan
C. Ifl›k’›n eflyalar›n›n içerisinden bir fley ç›kmay›nca polis çocu¤un yüzüne termostaki s›cak suyu döktü. Çay satmak için miting alan›nda oldu¤unu dile getiren C. Ifl›k “miting
alan›nda bir ailenin eflyalar› çok oldu¤u için
ben onlara yard›m ettim. Eflyalar› mitingde
kurulan arama noktas›na kadar getirdim. Bu
s›rada polisler bana çay satt›¤›m termosun
19 Aral›k 2000 tarihinde hapishanelere “Hayata Dönüfl” ad› verilen
operasyon gerçeklefltirilmifl ve 28
devrimci tutsak yaflam›n› yitirmiflti.
Operasyon s›ras›nda kullan›lan a¤›r silahlar, gaz bombalar› ve jandarma ile
operasyon için özel olarak oluflturulan timlerin uygulamalar› hakk›nda birçok dava aç›lm›flt›. Tutsaklara iflkence, kötü
muamele
yapt›klar› gerekçesiyle kamu görevlileri
hakk›nda aç›lan
davalar bir türlü sonuçlanmam›fl, suçlular
cezas›z kalm›flt›.
Operasyonda öldürülen tutsaklar hakk›nda “kamu mal›na zarar vermek” iddias› ile aç›lan
davalar›n sonucunda ceza verilirken
katiller akland›. Operasyonu gerçeklefltiren ve birçok devrimci tutsa¤›n
ölümüne neden olan “kamu görevlileri” hakk›nda herhangi bir ifllem yap›lmaz iken operasyonda yaralananlar ve
öldürülenler adaletten nasibini ald›!.
içinde bomba oldu¤unu söyledi. Bunun üzerine bir polis benim termosumu açmam› istedi.
Ben açmaya çal›flt›m, ama açamad›m. Daha
sonra kendileri açmaya çal›flt›lar. Biraz zorlay›nca s›cak su eline döküldü. S›cak su polisin
elinin üzerine dökülünce sinirlendi ve birden
termostaki s›cak suyu yüzüme döktü” dedi.
Olaydan sonra hastaneye kald›r›lan C. Ifl›k’›n
yüzünde 2. derece yan›klar tespit edildi.
(H. Merkezi)
Adalet mi dediniz!
Son olarak Bayrampafla Hapishanesi’nde görev yapan jandarmalar
hakk›nda aç›lan dava zamanafl›m›na
u¤rad›¤› gerekçesiyle düflürüldü. Tutsaklar›n Bayrampafla Hapishanesi’nden F tipi hapishanelere sevki s›ras›nda iflkence eden jandarma ve gardiyanlar hakk›nda
aç›lan dava adaletin gerekti¤inde ne kadar h›zl›
vuku buldu¤unu
da
gösterdi.
Eyüp 3. Asliye
Ceza Mahkemesi’nde 23 Haziran günü görülen duruflma ile dava zamanafl›m›na u¤rayarak düfltü. Öte
yandan Malatya Hapishanesi’nde yaflanan operasyon s›ras›nda “etkin direnme” ve “kamu mal›na zarar” verdikleri iddias› ile yarg›lanan tutsaklara alelacele ceza verildi.
Duruflma tarihi ve karar›n avukatlara bile tebli¤ edilmedi¤i davada ceza
verilen tutsaklar›n befli operasyondan
sonra devam eden Ölüm Orucu s›ras›nda yaflam›n› yitirmiflti. Malatya 1.
Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen
ve 18 Haziran’da zamanafl›m›na u¤rayacak olana dava avukatlar bile bilgilendirilmeden 6 Mart’ta görüldü. Dava sonucunda 54 kifli hakk›nda “etkin
direnme” suçlamas›yla 1 y›l, “kamu
mal›na zarar” iddias›yla iki y›l hapis ve
141 YTL para cezas› verildi. Katillerin
“yarg›land›¤›” davan›n zaman afl›m›na
u¤ramas› içlerinde Partizan’›n da bu-
Kand›ra F Tipi Hapishanesi’nde bulunan PKK’li tutsaklar 6 Haziran günü
Bolu Hapishanesi’ne “sürgün” edildi.
Tutsaklar götürüldükleri Bolu F Tipi Hapishanesi’nde defalarca üst aramas›ndan
geçirilirken zorla soyularak iflkenceye
maruz kald›lar.
lundu¤u devrimci kurumlar taraf›ndan
ÇHD’de yap›lan bir bas›n toplant›s› ile
protesto edildi.
Yaflanan bu örnek adaletteki çifte
standard› gözler önüne seriyor. Anayasal bir hukuk devleti tan›mlamas›n›n
gerçeklere uygun düflmedi¤ini yans›tan bu örnek ülkemizi de demokrasinin nas›l alg›land›¤›n› da gösteriyor.
Adalet devletin ç›karlar›n› koruyanlar,
devlet için kurflun s›kanlar için varl›¤›n› sürdürüyor. Demokratik hak ve özgürlüklerini isteyen sömürü ve zulme
karfl› direnenler için ise adalet kendi
yasalar›n› çi¤nemek fleklinde kendini
gösteriyor.
(H. Merkezi)
ESP ve SGD’lilere
gözalt› ve tutuklama
Haziran günü sabah saatlerinde Ankara “Terörle Mücadele” fiubesi (TMfi) ESP ve
SGD’lilerin evlerine bask›n yaparak 9 kifliyi yaka paça gözalt›na ald›. ESP ve SGD’lilerin gözalt›na
al›nma gerekçesi kat›ld›klar› 1 May›s kutlamalar›nda devrim flehitlerinin resimlerinin oldu¤u bir pan-
23
Önce “sürgün”
sonra iflkence
kart›n aç›lmas›. TMfi ekipleri, bask›nlar esnas›nda evleri talan etti.
Polisin ESP’li Mehmet K›r¤›l’›
gözalt›na al›rken annesinin kafas›na
silah dayad›¤› da ö¤renildi. ESP,
bask›nlara iliflkin yaz›l› bir aç›klama
yaparak gözalt›na al›nanlar›n derhal serbest b›rak›lmas›n› istedi.
(H. Merkezi)
Hasta tutsak
tedavi edilmiyor
PKK üyesi oldu¤u gerekçesiyle 13 y›l
önce müebbet hapis cezas›na çarpt›r›lan
ve 3 y›ld›r Siirt E Tipi Kapal› Hapishanesi’nde bulunan ‹nayet Mete, hapishane koflullar›ndan kaynakl› 14 ayr› hastal›¤a yakaland›¤›, tedavi için raporu olmas›na ra¤men 3 ayd›r tedavi edilmedi¤inden kaynakl›, ‹HD Siirt fiubesi’ne baflvurdu. 3 ay önce Siirt Devlet Hastanesi’nde tedavi olan fakat raporunda daha
ciddi hastal›klar›n bulunmas›ndan kaynakl› tam teflekküllü bir hastaneye gitmek için hapishane idaresine sevk yazd›¤›n› fakat kabul edilmedi¤ini ‹HD’ye
mektupla bildirdi.
(H. Merkezi)
Gelecek de
karart›ld›
Son süreçte devrimci ve demokrat
gazetelerin yasaklanmas›, yay›nlar›n›n
durdurulmas›yla gündeme gelen sald›r›lara flimdi de Gelecek gazetesi eklendi.
‹stanbul 11. A¤›r Ceza Mahkemesi gazeteye bir ay kapatma cezas› verdi. Mahkeme, yay›n hayat›na 34 gün önce bafllayan gazetenin 30 Haziran tarihli say›s›nda yer alan haber bafll›klar› ve içeri¤inde
PKK/Kongra-Gel’in propagandas›n›n yap›ld›¤›n› öne sürerek gazetenin kapat›lmas›na karar verdi.
(H. Merkezi)
İşçi-köylü 8
Politik gündem
AKP hükümetinin ikinci dönemi,
kendi aralar›nda yaflad›klar› fliddetli dalafllara ra¤men halk›m›za-emekçilere
yönelik sald›r›lar›n yo¤unlaflt›¤› bir dönem oldu. Zaten biçimsel olan demokratik hak ve özgürlüklere yönelik sald›r›lar katmerleflti. Varolan ve gittikçe
derinleflen ekonomik krize paralel; sömürüyü derinlefltirecek yasalar ç›kart›ld›-ç›kar›lmaya devam ediyor.
fiimdi de sendikal haklar›, toplu ifl
sözleflmesi ile grev hakk›n› yok eden
yeni bir yasan›n haz›rl›klar› Meclis alt
komisyonlar›nda
sürdürülüyor.
SSGSS yasas›na karfl›, tabandan gelen
bask› dolay›s›yla sendikalar hareketlenmek zorunda kalsalar da, ‹stihdam Paketi’ne karfl› tek bir eylem
dahi yap›lmam›flt›. 2821 say›l› Sendikalar Yasas› ile 2822 say›l› Toplu ‹fl
Sözleflmesi, Grev ve Lokavt Yasas›’na karfl› da sendika baflkanlar›n›n
yapt›¤› bir-iki bas›n aç›klamas› ve gazetelere verilen bir-iki mülakat d›fl›nda bir fley yap›lmam›flt›r! Oysa ki bu
yasa iflçilerin örgütlenme haklar›n›
yok eden, üretimden gelen güçlerini
kullanmalar›n› engelleyen 1980 yasas›ndan bile daha geri maddeleri içermektedir. Bu yasa, ad›ndan da
aç›kça anlafl›laca¤› gibi direkt
olarak sendikal örgütlemeye
karfl› bir yasad›r. Böyle kapsaml›
bir sald›r› yasas›na karfl› sendika baflkanlar›n›n yapt›lar› birkaç bas›n aç›klamas›nda vurgulad›klar› yanlar sadece ‹LO’nun yasalar›na uyulmas›, iflkollar›ndaki baraj vs. oldu. Aç›klamalarda bu yasan›n ba¤›ms›z-devrimci
sendikalar›n kurulmas›n› imkans›zlaflt›ran, sendika a¤al›¤›n› pekifltiren,
bürokrat-reformist sendika yönetimlerini güçlendiren yanlardan bahsedilmiyor. Elbette ki bizim aç›m›zdan sorun birkaç maddenin de¤ifltirilmesi de¤ildir. T›pk›, SSGSS ve ‹stihdam Paketi’nde oldu¤u gibi yasan›n tümden geri çekilmesini,
örgütlenme özgürlü¤ünün, toplu sözleflme ve grev hakk›n›n
önündeki tüm engellerin kay›ts›z-flarts›z kald›r›lmas›n› istiyoruz. Bununla birlikte yasan›n teflhiri
aç›s›ndan maddelerini incelemek de
bizim görevimizdir.
Devlet vesayetinde, reformist-bürokratik sendikac›l›k
güçlendirilmek isteniyor!
Madalyonun di¤er yüzünü gözlerden saklamak, dile getirmemek
burjuva siyasetinin, medyas›n›n temel özelli¤idir. Bu yan›yla 2821 ve
2822 say›l› yasalarda yap›lmas› düflünülen, % 10’luk ifl kolu baraj›n›n kald›r›lmas›n›, sendikalar›n yurtd›fl›nda
temsilcilik açabilmelerini, 28 olan ifl
kolu say›s›n› 18’e düflürmelerini,
sendikalar›n TV sahibi olabilmelerini ön plana ç›karmalar› do¤ald›r. Fakat gerçek hiç
de, yans›t›ld›¤› gibi de¤ildir.
Türkiye’de çal›flanlar›n sadece % 5’i sendikal›d›r. Sendikalar›n reformist-sar› niteli¤ine ra¤men;
sendikal
örgütlenmenin
önünde birçok yasak mevcuttur. Türk-‹fl’in aç›klamalar›na göre son 5 y›lda 35
bini aflk›n iflçi sendikaya üye
olmalar›ndan dolay› iflten ç›kart›lm›flt›r.
(13.06.08Cumhuriyet)
Telra, Ünilever, Desa,
Venüs giyim, Tersaneler,
Yörsan… Sadece bu birkaç
ay içinde bafllayan ve sendikal hak talebiyle bafllat›lan
grevlerdir. Esnek çal›flman›n, tafleronlaflt›rman›n, kölece ifl koflullar›n›n hakim k›l›nmaya çal›fl›ld›¤› ülkemizde; iflçilerin reformist sendikalar öncülü¤ünde dahi olsa, örgütlenmelerinden
korkulmaktad›r. Çünkü ucuz
ifl gücü Türkiye kompradorlar›n›n en büyük kozudur. Bu
nedenle s›n›f çizgisine sahip olan ve
son olarak SSGSS’ye karfl› eylemlerde ve 1 May›s’ta görüldü¤ü gibi bürokratik-reformist sendika merkezlerinden ayr› tav›r alan flubeler hedef
olmufltur.
Taslakta sendikalar›n toplu ifl
sözleflmesi yapabilmelerinde aranan
% 10’luk baraj kald›r›lm›flt›r. Ama
bunun yerine Ekonomik ve Sosyal Konsey’de (ESK) temsil edilen
ve 80 bin üyesi bulunan bir konfederasyona üye olma koflulu getiriliyor.
Ayr›ca ifl yeri düzeyinde geçerli olan
% 50+1 baraj›nda bir de¤ifliklik yap›lmam›flt›r. ESK; “yönetiflim” ad› alt›nda iflçi s›n›f›na karfl› devletle uzlaflman›n platformudur. Mevcut sendikalar içerisinde örgütlenmenin iflten
at›lma ve gözalt›larla karfl›land›¤› ülkemizde bu yasayla birlikte ESK’n›n
denetimi d›fl›nda sendika kurulabilmesi, kurulsa bile toplu sözleflmegrev hakk›na sahip olabilmesi imkan-
11-24 Temmuz 2008
önünde engel kalm›yor. Devlet mahkeme kararlar› ile sendika kapatt›r›p,
teflhir olmak yerine, bu ifli direkt
olarak sendika yönetimine yapt›rm›fl
olacak. Yani bu yasa ile sendikalar
devlete ba¤l› bir kamu kuruluflu derekesine getirilmek istenmektedir.
Grev yasaklar›, hapis ve
para cezas› da eklenerek
devam ediyor!
Burjuva bas›n›n ön plana ç›kard›¤› bir di¤er “yenilik”, grev yasa¤›n›n
ahhüt edilen hizmetlerin grev ve lokavt uygulamas› s›ras›nda verilmesine devam edilecek” deniliyor. Bankalardaki ifllemlerin ço¤u sözleflmelerle yürütüldü¤ü için, burada grevlerin yap›lamayaca¤› aç›kt›r. Özel
okullarda grev yasa¤›n›n kald›r›lmas›n› (!) “e¤itim ve ö¤retim kurumlar›nda grev yasa¤› kald›r›l›yor” fleklinde
lanse edilmesini bir kenara koysak
bile; özel okullarda hemen hemen
hiç sendikal› ö¤retmen olmamas› burada da grevi imkans›zlaflt›r›yor.
(14.06.08-A. ÇelikRadikal)
8 fiubat 2008’de
Resmi
Gazete’de
2822 say›l› Grev ve
Lokavt Yasas›’nda de¤ifliklik ile ilgili bir yasa yay›mland›. Bu yasan›n Meclis’ten geçifli de Resmi Gazete’de yay›nlammas› da
sessiz-sedas›z oldu.
Bu de¤iflikli¤in flimdi
yap›lan genifl kapsaml› de¤ifliklik beklenmeden alelacele yap›lmas›
özellikle
SSGSS, ‹stihdam Paketi’nin geçmesinden
önce yap›lmas› amac›n ne oldu¤unu zaten apaç›k göstermektedir. Bu de¤iflikli¤e göre; “kanunda
belirtilen flartlar gerçekleflmeden grev veya lokavt karar› verenler, bunu teflvik edenler, zorlayanlar veya
propagandas›n› yapanlar üç aya kadar hapis cezas› ile cezaland›r›lacak.
Yine ayn› yasaya göre hükümetin bir
karar›n› protesto amac›yla yasad›fl›
grev propagandas›n› yapanlar bir y›la
kadar hapis cezas› alabilecek.”
(05.06.08-Cumhuriyet- Atilla
Özsever)
Yani devlet kendi denetimi ve
kontrolü d›fl›ndaki olas› tüm geliflmelere karfl› yeni cezalar öngörüyor.
“Bu ifl yerinde grev vard›r”
Sendikal hak ve özgürlükleri
yok eden yasa tasar›s›
!
a
d
n
›
r
a
l
n
o
y
s
i
m
o
Meclis k
s›z hale getirilmek istenmektedir.
Fakat bu engellemeler de yetmiyor olacak ki, sendika genel kurullar› flube açmak veya sendika flubesinin faaliyet sahas›ndaki ifl yerinde
üye say›s›n›n 250’nin alt›na düflmesi
halinde flubenin kapat›lmas› için sendika yönetim kuruluna yetki verebilecek. (06.06.08-Evrensel)
Yani sendika yönetim kurulu ile
herhangi bir anlaflmazl›¤a düflüldü¤ünde flubelerin kapat›lmas›n›n
bankac›l›k, flehir içi tafl›mac›l›k, petro
kimya ve özel okullarda kald›r›lmas›d›r. En baflta flunu vurgulamak gerekir ki, “milli güvenlik ve genel sa¤l›k”
gerekçeleri ve grevlerin yasaklanmas› konusunda bir de¤ifliklik yap›lmam›flt›r. Halen geçerli olan yasada da
lastik, cam ve madencilik yasak kapsam›nda olmamas›na ra¤men; buradaki grevler farkl› zamanlarda “milli
güvenlik” gerekçesiyle “ertelenmifltir”. Bunun d›fl›nda mesela bankac›l›k
sektöründe “sözleflmeler gere¤i ta-
d›fl›nda afifl, pankart türü ilan araçlar› asanlar veya yaz› yazanlara 10 bin
YTL para cezas› uygulanacak. Sendika üyesi iflçinin iflsiz kalmas› ve iflsizlik halinin bir y›l› doldurmas› durumunda sendika üyeli¤i iptal edilecek!
Yasadaki maddelerin hepsine burada
yer vermek mümkün de¤il. Bununla
birlikte sadece bu bahsetti¤imiz
maddeler ile nas›l bir sendikac›l›¤›n
hedeflendi¤i aç›kça ortaya ç›kmaktad›r. Aç›ktan ESK yoluyla devletin vesayeti alt›na sokulmaya çal›flmalar›
d›fl›nda militan bir durufla sahip olan
sendikalar›n bürokratik-reformist
sendikalar arac›l›¤› ile kapat›lmas› da
dahi olmak üzere önlemler al›nmak
istenmektedir.
Yasa geri çekilsin!
Örgütlenme önündeki
engeller kay›ts›z-flarts›z
kald›r›ls›n!
Baflta da vurgulad›¤›m›z gibi bu
yasaya karfl› sendikalar›n hiçbir eylemi olmam›flt›r. Bas›n aç›klamas› yapman›n tepki olarak “‹LO’ya kat›lmayaca¤›m” demenin hiçbir hükmü-etkisi yoktur. Bu yasalara karfl›
harekete geçmenin esas sorumlulu¤u devrimci-militan bir çizgi izleme kararl›l›¤›ndaki sendika flubeleridir. Devrimci-demokrat kesimlerdir.
Bu yasa sendikal hak ve özgürlüklere
yönelik kapsaml› bir sald›r›d›r. Yasadan en çok faydalanacak durumda
olan sendika a¤alar›n›n bu yasaya
karfl› ç›kmas› beklenemez. Sömürünün had safhaya vard›¤› ülkemizde
her gün yeni bir yerde grev ilan edilmektedir. Krizlerin derinleflmesiyle
birlikte bu grevlerle bafl etmenin yolu olarak devlet söz konusu yasay›
ç›kartmak istemektedir. Bu kadar
hak gasp›na ra¤men patron örgütleri
bu yasay› yetersiz görmekte ve onlar
da muhalefet etmektedir. Ki alt komisyonlarda bu kadar süre kalmas›n›n nedeni budur. Bizim görevimiz
önemli kazan›mlar olan sendikal hak
ve özgürlüklere sahip ç›kmak, yasan›n ç›kmas›n› engellemeye yönelik
eylemler yapmak ve örgütlenmenin
önündeki her türlü engelin kay›ts›zflarts›z kald›r›lmas›n› savunmakt›r.
’68 Hareketi ve Büyük Proleter Kültür Devrimi
Ülkemizde ve dünyada tarihi olaylar, olgular tart›fl›l›rken baz› gerçeklerin gizlenmesi,
ad›n›n an›lmamas› çokça rastlanan bir tarzd›r.
Herkes bilir ki, Türkiye’de ’70’li y›llar devrimci hareketi tart›fl›l›rken Kaypakkaya onca farkl› ve belirleyici düzeyde ileri olan düflüncelerine, elefltirilerine ve durufluna ra¤men, gündeme getirilmekten kaç›n›l›r. Ayn› düzlemdeki
gizlenmeyi Maoizm için de yaflamaktay›z. Hele 40. y›l› dolay›s›yla daha yo¤un ve ayr›nt›l›
tart›fl›lmas›na ra¤men ’68 Hareketini önemli
derecede etkileyen Büyük Proleter Kültür
Devrimi’nden söz edilmemesi bu tarz›n çok
uç biçimlerinden biridir.
’68 Hareketi Türkiye’de Deniz Gezmifller
nezdinde tart›fl›l›rken de ayn› özelli¤i gözlemledik. Kimi küçük burjuva sözümona özgürlükçüler ülkemizdeki ’68 Hareketini yarg›lay›p
mahkum ederken, ayn› zamanda bu hareketin
genel ’68 Hareketinden farkl› oldu¤unu, hatta
z›t kutuplarda bulundu¤unu iddia ettiler. Bu
tart›flma bir yönüyle olumlu olmufltur. ’68
Hareketinin bir bütün olarak görülmemesi
gerekti¤ini göstermifltir ve ayn› zamanda
onun Avrupa’dan ibaret olmad›¤›n›! Ne var ki
bu olumluluk onun özü olan karfl›-devrimci
propaganday› ortadan kald›rmaz. Kuflkusuz
bu propagandan›n yap›l›fl koflullar› vard›r, günümüz devrim hareketleri bu sald›r›lara haz›rd›r, bu sald›r›lar onu flafl›rtmamaktad›r! Bu
propagandan›n Deniz, Mahir, Hüseyinler flahs›nda, onlar›n halk u¤runa ortaya konmufl yaflamlar› karfl›s›nda hiç baflar› flans›n›n olamayaca¤›n› biliyor olmak öfkemizi hafifletmektedir(!) Bunu, bu devrimci önderlerin küçük
burjuva devrim anlay›fllar›na, Kemalist özelliklerine ve cuntac› (ancak tart›flmalarda ortaya
kondu¤u gibi de¤il) e¤ilimlerine ra¤men ifade
ediyoruz.
Tart›flman›n niteli¤i ve üzerinde duraca¤›m›z konu çok farkl› oldu¤undan esasen bu
meseleye girmeyece¤iz. Bizce daha da önemli olan ’68 Hareketinin Avrupa merkezli tart›fl›lmas› ve onu da etkileyen büyük devrimci
at›l›mlardan söz edilmemesidir.
Yukar›da de¤indi¤imiz tart›flma içinde bir
do¤ruya dikkat çekildi¤ini vurgulam›flt›k. Gerçekten de ülkemizdeki ’68 Hareketi Avrupa’daki hareketle tam olarak örtüflmemektedir. Ne var ki Avrupa’daki hareketin kendisi
de tek merkezli ve bütünü ayn› çizgide de¤ildi. Ad›n›n ’68 Hareketi olmas› onun 68’den
ibaret oldu¤unu göstermedi¤i gibi, çok sonralar› hareketin içindeki radikal devrimci yanlar›n, e¤ilimlerin silahl› mücadele anlay›fl›n› savunmaya dek varan burjuva iktidarlara amans›z baflkald›r›n›n görmezden gelinmesi, onu
salt bireysel özgürlük hareketi olarak anmam›za neden olmamal›d›r. ’68 Hareketi olarak
adland›r›lan kitlesel devrimci hareket içinde
farkl› birçok ak›m bar›nd›ran, ama genel olarak sistemsiz, da¤›n›k, kendili¤inden, bütün
olarak iktidar olmay› hedeflemeyen bir harekettir. Diyebiliriz ki; II. Paylafl›m Savafl›’ndan
sonraki pasifizme bir tepki ve burjuva iktidarlar›n “demokratik diktatoryas›”na baflkald›r›d›r. Bu hareketin olgunlaflmas› Vietnam
Kurtulufl Güçlerinin ba¤›ms›zl›k u¤runa zafer yürüyüflü ile bafllam›fl, iflçi s›n›f›n›n devasa
grevleriyle doru¤a ulaflm›flt›r. II. Paylafl›m Savafl› sonras›ndaki sükunet s›n›f savafl›n›n keskinleflmesi ile son bulmufltur.
Burjuva iktidarlar yükselen politik ve kitlesel eylemlere, bu eylemlerin önderlerine sald›rd›kça hareket genifllemifl ve yayg›nlaflm›flt›r.
Alman ö¤renci hareketinin liderlerinden Rudi
Dutschke sald›r›ya u¤rad›¤›nda bu, hareketin
genifllemesinde bir dönemeç olarak yorumland›. Ocak ay›nda Karl Liebknecht ve Rosa Lüksemburg büyük bir kat›l›mla k›z›l bayraklarla an›ld›. Ondan önce ABD’de Martin
Luther King’in suikast sonucunda öldürülmesi bu hareketlerin birbirine görülmez iplerle ba¤lanmas›n› sa¤l›yordu. Zira, Federal Almanya ABD güdümündeydi.
Çekoslovakya’da kitleler bürokrat burjuva
iktidar aleyhine “Kahrolsun K›z›l Burjuvalar” slogan› att›¤›nda hareketin çehresi büsbütün de¤ifliyordu. Kimileri buradan yola ç›karak
“tüm iktidarlar hedef al›nd›”, “her türden diktatörlük reddedildi” diyebiliyor.
Kuflkumuz yok ki böyle düflünenler de bulun-
mufltur. Ancak bu düflünceyi bütüne mal etmek gaflettir. Çünkü, genel olarak hareket,
burjuva iktidarlar› hedef ald›. “K›z›l burjuvalar” tan›m› bu aç›dan çok anlaml›d›r. Ki ayn›
zamanda biliyoruz ki, Maoculuk, bürokrat
burjuva iktidarlar›n maskesini düflürecek yeni
büyük hamleler gerçeklefltirmiflti ondan önce.
1966’da Çin’de BPKD gerçekleflti¤inde insanl›k yeni bir olguyla karfl› karfl›yayd› art›k.
Sosyalizmde kaybedilen iktidar›n devrimle yeniden kazan›lmas›! Devlet arac›l›¤›yla burjuvazinin
Komünist Parti içinde kendini konumland›rarak
güçlenmesine Sovyetler Birli¤i’nde SBKP içinde
tan›k olan komünistler buna karfl› mücadelede
yeni bir devrim perspektifi ortaya koydular. Bu
kez komünist parti içindeki burjuva karargahla-
posterleri burjuva iktidarlara baflkald›r›y› içeren sloganlar hat›rlan›rsa yap›lan anlafl›lacakt›r. Avrupa ’68 Hareketi devrimci fliddete
karfl› olmad›¤› gibi emperyalizme karfl› verilen
ba¤›ms›zl›k savafllar›na da destekti. BPKD’nin
etkileri tüm dünyada oldu¤u gibi Avrupa’da da
görüldü. Mao Zedung’un meflhur K›z›l Kitab› her yerde da¤›t›l›yor, okunuyordu. 1966 y›l›ndaki bu yepyeni ve her bak›mdan en ileriyi
içeren devrim ’68 Hareketine do¤rudan etki yapm›flt›r.
Deniz Gezmifllerin devrimci hareketini
küçümseyenler ve hatta karalayanlar, bundan
önce Avrupa ’68 Hareketi hakk›nda çarp›tmalara giriflmektedirler. Türkiye devrimci hareketini de¤erlendirirken de çarp›tt›klar› Avru-
ra karfl› kitleler ayakland›r›ld›. BPKD’nin yank›lar› çok büyük oldu.
’68 Hareketinin devrimci yanlar›n›, devrimci fliddete yatk›n özelliklerini, burjuva iktidarlara yönelmifl öfkesini esas almayan, onun
s›n›f savafl›m›ndan ba¤›ms›z “özgürlükçü”
anlay›fl›ndan bahsederek ülkemizdeki “otoriter”, “ba¤›ms›zl›kç›” ve hatta “milliyetçi”
dedikleri ’68 Hareketinden apayr› de¤erlendirenler ilkin Avrupa’y› do¤ru de¤erlendirmekten uzaklar. Avrupa’daki ’68 Hareketine damgas›n› vuran, sonras›nda ona egemen olanlar
aç›s›ndan bak›ld›¤›nda kuflkusuz bu çarp›tmalara hak verilecektir. Ancak o kitlesel büyük
eylemlere bak›ld›¤›nda Mao, Rosa ve Karl
pa hareketinden yola ç›k›yorlar, “Türkiye’de
’68 Hareketi ulusalc›l›¤›n bir versiyonu olarak
vücut buldu. Evrensel hümaniter, demokratik
de¤erlerin de¤il, otoriter, jenofobik, milliyetçi
de¤erlerin tafl›y›c›l›¤›n› yapt›, bugünlere özgürlükçü bir miras b›rakmad›! Bugün özgürlükçü, evrensel demokratik de¤erleri, evrensel hukuku, insan haklar›n› merkeze koyan siyaset 60’l› y›llar›n inkar›, reddi üzerinden var
oldu. Ne demektir bu? Avrupa 68’i liberalizmin, hümanizmin, evrensel hukukun, “demokratik de¤erlerin”, insan haklar›n›n tafl›y›c›s›d›r. Bütün ’68 için bunu iddia etmek onu
kendi gibilerinden menkul görmektir. Nedir
evrensel hukuk? Nedir insan haklar›? Nedir
“demokratik de¤erler”? Bugün Avrupa’daki
burjuva düzenlerin temelidir. S›n›flara göre biçimlenen bir hukuk, haklar, de¤erler de¤il de
bütün insanlar›n “eflitli¤i”ne dayanan hukuk,
de¤er ve haklar yalan›! Ne ’68 Hareketi budur
ne de Türkiye devrimci hareketinin önemli
de¤erlerinden Deniz, Mahir, Hüseyin karfl›
devrimin birer oyunca¤›d›r.
Türkiye devrimci hareketinin ’68 Hareketinden ayr› özellikleri, yaflad›klar› ülkelere göre devrimcilerin farkl› tutumlar, çizgiler izlemesinden kaynakl›d›r. Mao Zedung’un, Ho fii
Minh’in, Castro’nun ülkemizdeki kavran›fl› kaç›n›lmaz olarak farkl› olacakt›. Ayn› zamanda
Türkiye’de devrimcilerle di¤er gruplar›n daha
net ve örgütsel düzlemde de ayr›flmas› burada
belirleyici düzeyde etkendir. Bunlar› görmezden gelerek yap›lan de¤erlendirmeler en az›ndan gerçe¤i kavramaya hizmet etmez.
Sonuç olarak; Türkiye Devrimci Hareketi veya ’68 Hareketi de¤erlendirilirken
1966 BPKD’ni yok saymak esas olarak proleter ideolojinin varl›¤›n› yok saymak ve s›n›f
mücadelesinin bilimsel kavran›fl› demek olan
Marksizm-Leninizm-Maoizm’in kitle hareketlerindeki önemli etkisini hiçe saymakt›r. Devrimci hareket içinde de BPKD’yi de¤erlendirmelerde konu d›fl› b›rakanlar olmaktad›r.
Bunlar da Avrupa merkezli bak›fl aç›s›ndan
muzdariptirler. BPKD en ileri derecede devrimci mücadeleyi öngördü¤ü halde ve hem tümüyle örgütlü, kitlesel ve iktidar hedefli hem
de kaybedilmifl bir iktidar›n ele geçirilmesi olmas›na karfl›n onu görmezden gelmek dünyadaki devrimci dinamikleri görmemek anlam›na gelir. Dönemin tüm devrimci kitlesel
hareketleri BPKD ile ba¤lant›land›r›larak ele al›nmal›d›r. Bu o sürecin objektif
bir gerçekli¤idir. Ayn› zamanda sözde özgürlükçü, ilerici addedilen ancak mevcut burjuva
iktidarlar›n de¤erleri olmaktan ve ezilenler ve
iflçi s›n›f› için diktatörlük olmaktan baflka hiçbir özellik tafl›mayan evrensel hukuk, demokratik de¤erler, insan haklar› ad›na proleter
ideolojiye yap›lan sald›r›lar ancak bu sayede
(yeterince) alt edilebilir.
İşçi-köylü 9
11-24 Temmuz 2008
Dünyada ve ülkede, sistemin
artan sald›r›lar› ve karfl› mücadeleler devam ederken, kamu emekçilerinin hak alma ve demokrasi mücadelesinde kendini pratikte kan›tlam›fl olan KESK, 6. Ola¤an Genel
Kurulu’nu gerçeklefltirdi.
‹lk olarak flunu belirtmek gerekiyor ki, KESK Genel Kurulu, kamu
emekçilerinin büyük beklentileri ile
bafllam›fl, ülke demokrasi güçlerinin
de beklentilerinin boyutland›¤› bir
süreç olmufltur. Genel Kurul’un ilk
günü misafirlerin konuflmalar›yla
aç›l›rken delegasyon kat›l›m›n›n azl›¤› dikkat çekmifl, haz›r bulunan
delegelerin de Genel Kurul’un içeri¤inden ziyade hasret giderme ve ittifak görüflmelerine yo¤unlaflt›¤›
gözlemlenmifltir. Yani Ola¤an Genel
Kurul’un 1. günü konuklar›n bofl salona hitabetleri ile tamamlanm›flt›r.
Bir baflka dikkat çeken olumsuzluk
ise, kimi delegelerin apolitik tav›r ve
davran›fllar› olmufltur. Genel Kurul’un esas›, geceye tafl›nan ittifak
kulisleri olmufl, E¤itim-Sen Genel
Merkez Genel Kurul ittifak ortakl›klar› aynen çat› örgüt KESK Genel
Kurulu’na tafl›nm›flt›r.
Genel Kurul’un 2. günü delegelerin konuflmalar›yla bafllam›fl ve
devam etmifltir. Kimi delegelerin
konuflmalar›, di¤erlerinin sözlü sald›r›lar›na maruz kal›rken, baz›lar›n›n
konuflmalar› s›ras›nda ise salonda fiziki sald›r› giriflimleri yaflanm›flt›r. Fiziki fliddetin engellenmesi için yo¤un
çaba sarf edilmifl, ancak deyim yerindeyse konuflmac›n›n taraf delegasyonu ile karfl›t delegasyonu aras›nda dakikalarca sözlü ve fiziki gerginlik yaflanm›flt›r.
Söz konusu gerginli¤in en üst
aflamas› E¤itim-Sen eski baflkan›
Alaeddin Dinçer’in konuflmas› s›-
Politik gündem
KESK (6) 3. Ola¤an Genel Kurulu yap›ld›
Delegelerin hiçbiri dolayl›
da olsa grup ittifaklar›
d›fl›nda bir konuflma ya
da aç›l›m sunmam›flt›r.
Sistemin sald›r›lar›n›n
üst aflamaya ulaflt›¤› bu
süreçte, buna dair bir
karfl› koyufl politikas›
gelifltirmenin yöntemleri dahi tart›fl›lmam›flt›r.
ras›nda yaflanm›flt›r. Yine bir Kürt
emekçisinin Kürtçe konuflmas› salondaki bir k›s›m delegenin tahammülsüzlü¤üyle karfl›lanm›fl, tercüman dayat›lm›fl, bu koflul oluflturulmas›na ra¤men tahammülsüzlük
sözlü sald›r›ya ve bir grubun (Sendikal Birlik Anlay›fl›’n›n bir grubu) salonu terk etmesiyle sonuçlanm›flt›r.
Ancak Genel Delegasyon Kürt
emekçisi delege arkadafllar›n anadillerinde kendilerini ifade hakk›n› sloganlarla desteklemifltir. Divan›n, ortam› sakinlefltirme çabas›na yeteri
kadar girmedi¤i, gerek salondan yap›lan serzenifllerde, gerekse taraf›m›zdan gözlemlenmifltir. Divan da
“tarafs›zl›¤›n›” grup ç›karlar›ndan
ileri tafl›yamam›fl, bu durum da sürekli bir gerginli¤in yaflanmas›na sebebiyet vermifltir.
Genel olarak bak›ld›¤›nda emekçilerin, iflçilerin ve demokrasi mücadelesine emek veren demokratik kitle
örgütleri ve faaliyetçilerin KESK’ten
beklediklerini karfl›layan bir Genel
Kurul yaflanmam›flt›r. Aksine ruhsuz, heyecans›z, gruplar›n aç›ktan sald›r›lar›n›n ve hesaplaflmalar›n›n gölgesinde bir Genel Kurul geride b›rak›lm›flt›r.
Delegelerin hiçbiri dolayl› da olsa
grup ittifaklar› d›fl›nda bir konuflma
ya da aç›l›m sunmam›flt›r. Sistemin
sald›r›lar›n›n üst aflamaya ulaflt›¤› bu
süreçte, buna dair bir karfl› koyufl
politikas› gelifltirmenin yöntemleri
dahi tart›fl›lmam›flt›r. Devam eden iflçi eylemliliklerine iliflkin bir aç›klama
ve dayan›flma çal›flmas› yönünde bir
ad›mdan bahsedilmemifltir. Yasalaflan
ve pratikte uygulanan sald›r› politikalar›na nas›l bir politika ve sendikal
örgütlenme yöntemi ile karfl› konulaca¤› söz konusu dahi edilmemifltir.
De¤ifltirilen ve dayat›lan yeni ‹stihdam Paketi karfl›s›nda iflçi ve emekçilerin nas›l örgütlenebilece¤ine yöne-
Emperyalistlerin
“nükleer bekçileri”!
Ülke egemen s›n›flar› aras›ndaki
hegemonya dalafl›, Ergenekon vb.
gündemlerle sürerken, hayati derecede önem tafl›yan baflka gündemler yine bir kez daha gözard› ediliyor ya da
gözard› edilmesi için elden gelen yap›l›yor. Bu gündemlerden biri de geçti¤imiz günlerde bas›nda yer alan,
ama üzerinde çok fazla da durulmayan, ‹ncirlik Üssü’ndeki nükleer
silahlar meselesi.
Türkiye ile ABD aras›ndaki ‹ncirlik Üssü’nün ortak kullan›m anlaflmas›
1954 y›l›nda imzalanm›fl, ancak, ABD
emperyalizminin bizzat gerçeklefltirdi¤i üssün inflaat›na, 1951 y›l›nda bafllanm›flt›. Üssün ad›, 28 fiubat 1955 y›l›nda ‹ncirlik Hava Üssü olarak de¤ifltirildi. ‹ncirlik Üssü’ne iliflkin uzun
süreli anlaflma, 23 Haziran 2005 tarihinde doldu ve kullan›m izni önce bir
seneli¤ine uzat›ld›. Büyük Ortado¤u
Projesi kapsam›ndaki, “stratejik or-
da ise, ABD emperyalizminin, ilk önce Ankara/Ak›nc›’da daha sonralar›
ise, Bal›kesir üslerinde nükleer bafll›klar stoklad›¤› ö¤renildi.
Bu geliflmeleri izleyen y›llarda,
Türkiye’nin ABD emperyalizminin
“nükleer çöplü¤ü” oldu¤una dair bir
dizi iddia geldi gündeme. Örne¤in, bu
iddialardan biri, ‹zmit-Sakarya havzas›nda, ABD’ye ait kirli uranyum depolar› oldu¤u yönündeki iddiayd›. Ancak
hiçbir dönem bu iddialar›n üzerine gidilmedi, muhalif kesimlerin iddialar›n
ayd›nlat›lmas›na dönük giriflimleri ise
türlü yöntemlerle engellendi.
takl›k” vesilesiyle de her y›l uzat›lmaya devam ediyor.
Türkiye topraklar›nda atom bombas› olup olmad›¤› tart›flmalar› asl›nda
yeni de¤il. ‹lk tart›flman›n “Küba krizi” olarak da adland›r›lan dönemde
ortaya ç›kt›¤› biliniyor. Domuzlar
Körfezi ç›kartmas›nda, ABD’ye ait
atom füzeleri ile Küba’daki Rus nükleer füzelerinin, Sinop’ta takas edildi¤i yans›m›flt› gündeme. Sonraki y›llar-
konuya iliflkin soru önergesini, “gizlilik” gerekçesinin ard›na s›¤›narak, yan›tlama gere¤i bile duymam›flt›.
Ayn› günlerde ilerici ve duyarl›
kamuoyu konuyu gündemlefltirmek
için bir dizi eylem gerçeklefltirmifl,
ancak konu bir süre sonra gündemin geri s›ralar›ndaki yerini alm›fl,
hatta unutulmufltu.
‹ncirlik Üssü’ndeki nükleer silahlar geçti¤imiz günlerde bir kez daha,
Avrupa ülkelerinden
çekilen silahlar, ‹ncirlik’e…
Asl›nda ayn› konuya iliflkin, yani
Türkiye’nin ABD’nin nükleer silah
deposu oldu¤una dair ilk somut veriler, 2005 y›l›n›n Mart ay›nda gündeme
gelmifl, ancak Milli Savunma Bakanl›¤›,
hem de Amerikan Bilim Adamlar›
Federasyonu taraf›ndan gündeme
getirildi.
Yap›lan
aç›klamada,
ABD’nin Avrupa’da en fazla nükleer
silah bulundurdu¤u askeri tesisin 50
ila 90 aras›nda silah›n depoland›¤› ‹ncirlik Üssü oldu¤u belirtilmekteydi.
National Geographic Dergisi’nin 2003 Ocak say›s›, iki posta
kodu olan bir kasaban›n varl›¤›na
yer vermiflti. Bu iki posta kodlu kasaba, ‹ncirlik’ten baflkas› de¤ildi. ‹ki
posta kodunun nas›l var oldu¤una
gelince; ‹ncirlik’in Türkiyeliler için
ayr› ABD’liler için ayr› bir posta kodu bulunmaktayd›. Bu kodlar, Türkiyeliler için 01340, Amerikal›lar için
US-09824 olarak belirlenmiflti. Bunun nedeni ise, üssün postanesinin,
ABD ordusunun posta idaresine
ba¤l› olarak çal›fl›yor olmas›yd›. ‹ki
farkl› posta kodu hala geçerli mi bunu bilmiyoruz, ancak bu o kadar da
önemli de¤il. Çünkü kesin olan bir
fley var ki, o da ‹ncirlik’in kelimenin
tam anlam›yla bir ABD kasabas›
oldu¤udur. Buradaki ABD askerlerinin iflledi¤i tüm “vukuatlar” TC’ye
ba¤l› kolluk güçlerince sorgulanamamakta, herhangi bir gözalt› vb. ifllem
gerçeklefltirilememektedir.
ABD emperyalizminin ‹ncirlik’i, bir
bütün olarak da Türkiye’yi nükleer
silah deposuna çevirme sürecini h›zland›ran en önemli etkenler ise;
ABD’nin, yo¤un protestolar üzerine
2001’de Yunanistan’dan, 2005’te ise
Almanya Ramstein Üssü’nden nükleer silahlar›n› çekmek zorunda kalmas›d›r. ABD emperyalizmi ‹ngiltere’deki Lakenheath Üssü’nde bulundurdu¤u 110 adet B61 nükleer silah›n› da geri çekince, ‹ncirlik
ABD’nin önde gelen silah deposuna
dönüflmüfltü. ABD’nin halen Belçika, Almanya (Büchel) ve Hollanda’daki tesislerinde 20’fler, ‹talya’daki iki ayr› üssünde ise 70 nükleer silah› bulundu¤u da biliniyor.
lik bir örgütlenme modeli tart›flmas›n›n bahsine dahi girilmemifltir. Yeni
Sendikalar Yasas›’n›n niteli¤i ve sendikalar›n buna karfl› nas›l bir karfl›
mücadele gelifltirebilece¤i gündem
olamam›flt›r. Kamu Personeli Rejimi Reformu’nun pratikteki uygulamalar›na karfl› nas›l mücadele gelifltirilece¤i bir yana sald›r› yasas› gündem dahi bulmam›flt›r. Ülkede Kürt
ulusuna karfl› artarak devam eden
sald›r›lara dair bir teflhir yap›lmam›fl,
dayan›flma mesaj› verilmemifltir. Yine
bölgede uygulanmakta olan fiili asgari ücretin yar›s›na sigortas›z çal›flt›r›lmaya yönelik bir söylem ve fark›ndal›k söz konusu edilmemifltir. ‹flçi ve
emekçilerin ortak örgütlenmeleri
konusu gündem dahi edilmemifltir
vb. vb.
Genel Kurul’un üçüncü günü tek
listenin kat›l›m› ile oylaman›n yap›lmas› ile son bulmufltur. Tek liste süreci bilmeyenlere ya da yeteri kadar
takip edemeyenlere olumlu gibi gözükebilir, ancak bu tek liste konsensüs sonucu oluflturulmufl tek liste
de¤il, derin bir ortaklaflamaman›n,
ileride farkl› ayr›flmalara da sebep
olabilecek bir uzlaflamaman›n sonucudur. Bu liste DSD’nin bir grubu, Demokratik Emek Hareketi,
Devrimci Ö¤retmen, Devrimci Memur Hareketi ve Sendikal Birlik Hareketi’nin bir grubundan oluflmaktad›r. Umudumuz odur ki, biraz da
zorunluluktan bozulan dörtlü kutsal
ittifak (Emek Hareketi, Devrimci
Sendikal Dayan›flma, Demokratik
Emek Hareketi) bir daha sendika ve
konfederasyonlara en az›ndan genel
merkezlere hâkim olamas›n. Temennimiz odur ki, bu KESK Genel
Kurulu’yla bafllam›fl olan heterojen
yönetimler nispi temsiliyetler ve
program ortaklaflmalar› ile devam
etsin. Her üyenin do¤rudan oy kullanabilece¤i bir sistem oluflturulsun.
Delege pazarl›klar› son bulsun.
Bir KESK Ola¤an Genel Kurulu
daha böylece sonlanm›flt›r. S›n›f›n
ç›karlar›n› bir ad›m daha kazan›ma
dönüfltürmenin ad› olan genel kurullar›n hayat bulmas› için devrimci
ve demokratlar daha fazla dayan›flma v karar alma sürecine kat›lmal›
ve daha fazla denetleyici olmal›d›r.
(Bir DDSB’li)
Emekçiler koltuk
kavgas›na kurban ediliyor
mekçilere yönelik sald›r›lar›n
artarak devam etti¤i bir süratçe
KESK Genel Kurulu yap›ld›. ‹lk gün
gelen konuklar›n “birlik ça¤r›s›”
yapt›¤› Genel Kurul’da 2. gün kürsüye ç›kan›n bir öncekini elefltirmekten baflka bir fley yapmad›¤› görüldü. Kurulda ayr›ca kavga boyutuna varacak sürtüflmelerin de yafland›¤› dikkat çekti. Sonuçta tek liste ile seçimlere gidildi. Genel Kurul’da ilk bak›flta görünen bu idi.
Peki ya görünmeyen? Bizi esas ilgilendiren nokta da iflte buras›d›r. S›n›f mücadelesinde önemli bir rolü
olan ya da olmas› gereken sendikalar›n kurullar›nda, sendikal örgütlenmeyi ve örgütlenmenin gelece¤inin nas›l olmas› gerekti¤i tart›fl›lmam›flt›r.
Egemenlerin sald›r›lar›n›n had
safhaya ulaflt›¤› ve kendi aralar›ndaki dalafl›n yo¤unlaflt›¤› günümüz koflullar›nda emek örgütü olan sendikalar›n bu duruma sessiz kalmas›
flafl›lacak bir durum gibi gözükmemektedir. Ya da tabanda gelen mücadelenin ve isyan›n sendika bürok-
E
Kendi nükleeri bar›fl,
di¤erlerininki savafl nedeni
Bilindi¤i gibi, ABD emperyalizmi
Ortado¤u’daki iflgal politikalar›n›
buradaki kimi ülkelerde nükleerkimyasal silahlar bulundu¤u ve bunun da insanl›¤› tehdit etti¤i gerekçelerine dayand›rmakta. Özellikle
de Irak’›n iflgal edilmesine iliflkin getirilen bafll›ca argüman bu silahlar›n
varl›¤› noktas›ndaki iddialar olmufl,
ancak iflgal sonras›nda Irak’ta silah
bulunamam›flt›! Bugün ‹ran’a dönük
k›z›flt›r›lmaya çal›fl›lan sald›r› planlar›nda da yine nükleer silahlar bafll›ca
“gerekçe” olmay› sürdürüyor.
ABD ile Türkiye’nin, 14 Haziran
2005’te “kitle imha silahlar›n›n yay›lmas›n› önleme” konusunda iflbirli¤i
anlaflmas› imzalad›klar› bilinmekte.
Yürürlü¤e girmesi için 7 ay meclis
onay›n› bekleyen anlaflma, 24 Ocak’ta onaylanarak, yürürlü¤e girdi.
Türkiye’yi ABD’nin silah deposu
haline getiren bu anlaflman›n, özellikle de flu süreçte gündeme getirilmesinin bafll›ca nedenlerinden birinin, emperyalistlerin ‹ran’a dönük
projelerini hayata geçirmeyi kolaylaflt›rmak oldu¤u kesinden de öte
bir durumdur. Çünkü anlaflmada
sözü edilen s›n›r bölgeleri, Türkiye‹ran s›n›r›n› iflaret etmektedir. “S›-
rasisi taraf›ndan pasifize edilmesi de
flafl›lacak bir durum de¤ildir. Sendikalar yoksullaflt›rmalara, özellefltirmelere, iflsizlefltirmelere ve üstüne
üstlük yeni zamlara, y›k›mlara karfl›
tav›r almas› gerekirken, birkaç miting ile yetersiz e¤itim çal›flmas› yaparak/yapmak zorunda kalarak sistemle uyumlulaflt›¤›n› göstermektedirler. Genel Kurul’da kendi
aralar›nda küçük hesap peflinde koflan gruplar aras›nda bu y›k›mlara
karfl› al›nacak önlemler gündem d›fl› kalm›flt›r ve sendika içindeki bürokrasiye karfl› nas›l mücadele edilece¤i “koltuk sevdal›s›” laflar› d›fl›nda pek gündeme gelmemifltir.
Bugün bakt›¤›m›zda iflçi ve
emekçiler sald›r› ve sömürüye, iflsizlefltirmeye karfl› mücadele ederken sendika bürokrasisinin statükoda ›srar etti¤ini görürüz. Yeni
örgütlenme modelini gelifltirmesini
b›rakal›m, mevcut örgütlülü¤ünü de
koruyamam›flt›r.
Bugün sendika konfederasyonlar› esas olarak emekçilerin saf›nda
de¤illerdir. Onun içindir ki, iflçi s›n›n›r güvenli¤ini takviyeye dönük
çabalar” denildi¤inde ise, ilk etapta
ABD-‹srail güçlerinin, ‹ran’a karfl›
casusluk faaliyetlerini daha da yo¤unlaflt›rmaya dönük bir düzenlemeye gidildi¤i anlafl›lmal›d›r.
Anlaflma bafll›¤› ise, büyük bir iki
yüzlülükle, “kitle imha silahlar›n›n yay›lmas›n›n önlenmesi”
olarak formüle edilmifltir.
Oysa ABD emperyalizminin kitle imha silahlar›, baflta bölge halklar›
olmak üzere, tüm dünya halklar›
aç›s›ndan büyük bir tehdit oluflturmaktad›r. fiu bir kez daha görülmektedir ki, bölge ülkelerine kitle
imha silahlar› var gerekçesiyle iflgal
sald›r›s› düzenleyenler, yine bölgede
nükleer silah depolar› oluflturmakta
sak›nca görmemekteler. Bu silah
depolar›ndan birinin de Ortado¤u
halklar›n›n bafl düflmanlar›ndan Siyonist ‹srail devleti oldu¤unu ise
dünya âlem bilmektedir.
Görünen o ki, Türkiye egemen
s›n›flar›, art›k bölge halklar›na dönük
düflman tutumlar›n› gizlemeye ihtiyaç
duymuyor ve emperyalist-Siyonist
halk düflmanlar› yan›ndaki yerini aç›kça ilan etmekte sak›nca görmüyor.
AKP ile iliflkiler flimdilik iyi
Türkiye’nin ABD emperyalizmi-
f› bir yandan egemen s›n›flara karfl›
mücadele yürütürken di¤er taraftan bu mücadelenin daha iyi iflleyebilmesi için kendi içlerindeki iflbirlikçi, uzlaflmac› ve reformist sendika yöneticilerine karfl› da bir mücadele bafllatmak zorundad›r. Dolay›s›yla mevcut haklar› elinden al›nan
ve giderek daralan sendikalarda,
örgütlenmenin nas›l olaca¤›na dair
yeni aç›l›mlar›n sunuldu¤u kurultaylar yaratmak zorunday›z.
S›n›f içinde çal›flmada olabildi¤ince ortak ifl yapmay› hedeflemek
gerekiyor. Sald›r›lara karfl› baflar›y›
bir yandan sa¤lam›fl oluruz. Sendikal mücadele içinde bunlar sa¤lanmaz ise ileriye ad›m da atamay›z.
Bizler iflçi-emekçiyi mücadele içine
çekmeliyiz. Çünkü mücadele içinde
emekçiler düflmanlar›n› daha iyi tan›yacakt›r. Bu da örgütlü mücadeleden geçmektedir. Özelde ise biz
DDSB olarak mücadeleyi doru¤a
ulaflt›rmak için örgütlenmemizi daha yükseklere ç›karmak zorunday›z. Gerisi ak›nt›ya kap›lmaktad›r.
(Ankara’dan bir DDSB’li)
nin nükleer silah deposu haline geldi¤ine dair bu son geliflmeler, ABD
D›fliflleri Bakan› Condoleza Rice’›n
geçti¤imiz günlerde yapt›¤› “AKP
ile çok iyi iliflkilerimiz var” yönlü aç›klamas›n›n arka plan›n› da aç›klamaya yetiyor asl›nda. Çünkü AKP
henüz ABD emperyalizmi aç›s›ndan
Büyük Ortado¤u Projesi’ni hayata
geçirmede önemli bir uflakl›k pozisyonunda olmay› sürdürüyor. En
az›ndan flimdilik! Elbette bu AKP’nin
ABD aç›s›ndan vazgeçilmez oldu¤u
anlam›na gelmiyor. ABD, Türkiye
egemen s›n›flar› aras›nda süren dalaflta “tarafs›z” bir tutum al›yor izlenimi yaratmaya çal›flsa da, geliflmelerin ondan ve di¤er emperyalist
güçlerden ba¤›ms›z yaflanmad›¤› biliniyor.
Hegemonya savafl›n› birbiriyle
çat›flan iki kesimden hangisinin kazanaca¤› ise emperyalistler aç›s›ndan
çok da bir fleyi de¤ifltirmiyor. Çünkü onlar da biliyorlar ki, dalafl›n iki
taraf› da, emperyalizme ba¤›ml›l›k ve
bu ba¤›ml›l›¤› sad›k birer uflak olarak
sergileme noktas›nda, birbiriyle yar›fl›r durufllara sahiptir ve hangisi
gelirse gelsin, emperyalist ç›karlar›
korumada, emperyalistlerin silah
depolar›na, “nükleer bekçilik” yapmada di¤erini aratmayacakt›r!
İşçi-köylü 10
Gerilladan...
11-24 Temmuz 2008
TKP/ML T‹KKO gerillalar›yla söylefli...
Atefl k›v›lc›mdan ç›kar... -I-
ATEfi KIVILCIMDAN ÇIKAR...-IAç›klama; Elimize e-posta kanal›yla gelen yaz›y› güncelli¤inden ve haber de¤eri tafl›d›¤›ndan dolay› yaz› dizisi halinde yay›ml›yoruz.
Da¤lar… Heybetli görünüflleri,
karl› tepeleri, derin vadileri ile do¤an›n,
yaflam›n, umudun ve isyan türkülerinin
sembolü... Vadilerinde zirvelerine do¤ru
büyüyen yalç›n kayal›klar›, dar patikalar›,
envai çeflit bitki örtüleri ile sevdal› yüreklere ilham kayna¤› olan da¤lar …
Görkemli görünüflleriyle yürekleri k›v›lc›ma dönüfltüren da¤lar…
Tarih boyunca sistemden umudunu
yitiren ezilenlerin, zulme maruz kalanlar›n kurtuluflunun meskeni, umudu olmufltur da¤lar. Bunun içindir ki “da¤”
kelimesi; ezilenlerin, sistem taraf›ndan
horlananlar›n yüre¤inde özlemin ve baflkald›r› k›v›lc›mlar›n›n çakmas›na vesile
olmufltur. Hasretle, umutla bakm›fllard›r
da¤lar›n zirvelerine. Da¤lardan gelen bir
ses, yanan bir atefl, bilinçlerinde k›p›rdamalar yarat›r, heyecanland›r›r onlar›.
Da¤larla ezilenler aras›nda diyalektik
ba¤lar kurulmufltur. Zalimlerin acizleflti¤i, ezilenlerin efsaneleflti¤i
yerlerdir da¤lar. Latin Amerika’daki
köylü isyanlar›nda, Zapatalar’da direnifle, ‹skoçya’da William Wallaess’›n
flahs›nda ba¤›ms›zl›k, Afrika’da Omar
Muhtar’da ulusal kurtulufla giden yol
olmufltur. Ülkemizde de da¤lar, yaflam›n
direniflle filizlendi¤i Baba ‹shaklardan
Dadalo¤lu’na, Çak›rcal› Efe’den Seyit R›za’ya, Alifler’e kadar aç b›rak›lm›fl, zulme
u¤ram›fl, yurdu iflgal edilmifl yoksul halk
için özgürlü¤ün yeflerdi¤i, serpilip boy
verdi¤i yerlerin bafl›nda gelmifltir.
Tarihten bugüne çak›lan k›v›lc›mlar
atefl olup ülkemizin dört bir yan›nda
yang›nlara dönüflerek sarmalam›fl halk›n
yüre¤ini, ateflin k›v›lc›mdan ç›kmas›n›n
diyalekti¤i ile yürümüfllerdir da¤lara
do¤ru. Yürüdükçe büyümüfl öfkeleri,
büyüyen öfkeler sel olup akm›flt›r da¤lardan… Akan öfke seli sömürücünün,
zorban›n yüre¤inde korku da¤lar›na,
korku da¤lar› zulmün artmas›na, zulmün
artmas› da¤lar›n doruklar›nda Demirci
Kawa’n›n örsünün k›zg›nl›¤›nda yakt›¤›
ateflle kurtuluflun alaz›na dönüflmüfltür.
Y›k›lm›flt›r art›k zulmün saltanat›, da¤lar
zirvelerine kurulan kardeflli¤in sofras›nda gelece¤ini bulmufltur. ‹nsanl›k kendini
yeniden yaratmak için yani o büyük
ütopyaya ulaflmak için nice engellerle
dolu patikalardan, güneflin do¤du¤u yere
do¤ru t›rmanmaya bafllam›flt›r.
Da¤lar›n halklar›n kurtuluflu için tafl›d›¤› önem ça¤›m›zda yani proletaryan›n
tarih sahnesine ç›kmas›yla bilimsel bir
nitelik kazanm›flt›r. Halklar emperyalizme ve yerli gericilere karfl› proletaryan›n öncülü¤ünde kendilerinin güçlü, düflman›n ise zay›f oldu¤u da¤lardan kurtuluflun fitilini atefllemifltir. Bozk›rlar bu
sefer bir daha hiç sönmemek üzere tutuflmaya bafllam›flt›r. Art›k tarih sahnesinde halklar›n savafl gücü gerilla vard›r.
Ezilenler, yoksullar, yurdu iflgal edilmifl
halklar da¤lar›n doruklar›nda kendi savafl sanat›n›; Halk Savafl›’n› yaratm›fl, gerilla; halk savafl› sanat›n›n omurgas› olmufltur. Çin’de, Vietnam’da, Küba’da zaferin; günümüzde ise Nepal’de, Filipinler’de, Hindistan’da ve ülkemizde zafere
giden yolun ad› olmufltur gerilla.
Da¤lar gerillada, gerilla kitleler
içinde ‘da¤’laflm›flt›r. Bilimsel dünya
görüflünün yan›nda yaflam› da do¤an›n
yasalar›na göre ifllemeye bafllam›flt›r.
Romanlarda, fliirlerde, öykülerde kitlelerin efsaneleflen öncüleri olarak mistik
bir havas› da vard›r gerillan›n. Gün bat›m›yla beraber k›z›llaflan güneflin ›fl›¤›yla
da¤lar›n zirvelerinde görünen silüetleri,
omuzunda silah›, s›rt›nda çantas›yla güneflin batmas›na tezat ›fl›k saçar. Dar patikalarda, orman›n kuytuluklar›nda; en
olunmaz yerdedir o. Geceleri yürür, ayd›nlatmak içindir yürüyüflü. Ayd›nlat›r
karanl›¤›. Kitlelerin içinde bir kuzey y›ld›z›d›r; gecenin en karanl›k oldu¤u anda
yol göstericidir. Kitlelerden beslenir, bilincini keskinlefltirir. Varl›¤› umut, yoklu¤u zulmün ad›d›r. Bir vampir gibi kitlelerin kan›n› emenlerin gerilladan korkusu
bundand›r. Korkar, gerillada cisimleflmesinden kitlelerin. Kitlelerin yaflad›¤›
sömürünün, ezilmenin, politik bir isyana
dönüflmesi, politikan›n kendi s›n›f›n›n ç›karlar›n›, kendi politik araçlar›n› yaratmas›n› gelece¤i aç›s›ndan tehlikeli gören
egemenler ve her türlü gericiler daha
bafltan gerillay› ezmek, yok etmek için
tüm güçlerini seferber ederler. Ama
tüm sald›r›lar›na, imha operasyonlar›na
ra¤men gerilla karfl›s›nda çaresiz kalmaktad›rlar. Bunun nedenini de gerilla-
n›n savafl taktiklerinde aramak gerekir. Kendinden güçlü bir orduya karfl›
vur-kaç taktikleriyle düflman›na darbeler
indiren, düflman›n› hiç beklemedi¤i bir
anda ortaya ç›k›p, kaybolan, en zay›f halkas›ndan vurup düflman› parça parça
yok etmeyi hedefleyen ve düzenli birlikler halinde de¤il, küçük gruplarla hareket edip h›zl› bir flekilde toplan›p, ayn›
serilikte da¤›labilen, esnek bir yap›ya sahip örgütlenmesiyle gerilla; düflmana
karfl› savaflta maneviyat› da güçlü savafl örgütüdür. Bundand›r ki, düflman savaflta her türlü teknik üstünlü¤üne ra¤men bu taktikler karfl›s›nda bocalamakta, çareyi kitlelere sald›rarak, katliamlar
yaparak, gerillan›n bulundu¤u alanlardaki
kitleleri zorla yerinden yurdundan edip
sürgüne göndermekte, köylerini yakmakta bulmaktad›r. Zaten kitlelerin
se de ‘›fl›k olmaya devam edece¤iz’
diyerek devrim koflusunun maratoncusu
olmufllard›r. Onlar kavgam›z›n granitten
kayalar› olmufllard›r. Tarih sayfalar› 90’l›
y›llar› gösterdi¤inde maraton koflusu
Naki Göksular, Huriye Ç›taklar, H›d›r Do¤anlar, Y›ld›z Çiçekler, ‹smail
Bulutlar imha tehdidi alt›nda, her türlü
sald›r› karfl›s›nda “temiz bir yürek tafl›mak kolay de¤ildir” diyerek maraton koflusunun temposunu h›zland›rm›fllard›r. Gerilla mücadelesi ’90’l› y›llarda,
emperyalizmin -sosyal emperyalizmin
çöküflünün ard›ndan- tüm dünyada estirdi¤i tasfiyeci, teslimiyetçi rüzgara ra¤men ivmelenmifl gerek Proletarya Partisi’nin gerekse de Kürt ulusal hareketinin
yükseltti¤i bu bayrak düflmana korku
halk kitlelerine umut olmufltur. Kitleler
’80 faflist darbesinin atm›fl oldu¤u ölü
kendisinin gerilla olmas› gerçe¤iyle halk
ve gerilla etle t›rnak gibi birbirine kopmaz ba¤larla ba¤l›d›r. Düflman›n denizi
kurutup bal›¤› avlama düflüncesi bu gerçekle bofla ç›kmaktad›r. Ne kadar katliamlar yap›l›rsa yap›ls›n, halk ne kadar
zorla göç ettirilirse ettirilsin kitleler
umudun güneflin do¤du¤u yerde oldu¤unun bilinciyle da¤lar›n zirvelerine yüzünü dönmüfllerdir art›k.
topra¤›n› üzerinden atm›fl, yeniden yüzünü da¤lara do¤ru dönmüfltür. Dersim
topraklar› Partizan gerillalarla an›lmaya bafllam›flt›r art›k. Dursun Erkullar,
Tuncay Çar›kç›o¤lu da¤lar›n doruklar›na adlar›n› kanlar›yla yazm›fllard›r. Da¤lar›n doruklar› amans›zd›r. Zordur da¤lar› fethetmek. Zemheri k›flta geçit vermez. ‹natç›d›r. Düflman›n hain pusular›nda da¤lar› aflmak çelikten bir irade ister.
Ama nafiledir Partizanlar›n iradesi karfl›s›nda direnmek. El ve aya¤›n buz kesti¤i
bir yürüyüfltür onlar›nki, Alpler’den
Munzur’a tafl›nan. Enternasyonalizmin
k›z›l gülü Barbara Anna Kistler Proletarya Partisi’nin yükseltti¤i gerilla mücadelesine elinde halklar›n k›z›l bayra¤›n› dalgaland›rarak yan›t vermifltir. Ali Demirda¤, Erkan Fener, Ali Ekber Batasul, Zeki Peker, Ali ‹hsan Yalç›n
Yel Da¤› yürüyüflünde boran ve tipiye
karfl› marfllar›yla devrimi hayk›rm›fllard›r. Yürüyüflün sonu Partizanlar›n
destanlaflan zaferiyle gelece¤e kaz›nm›flt›r. Gerillan›n yükseltti¤i mücadele düflman› ç›lg›na çevirmifl gerilla karfl›s›ndaki
çaresizli¤ini halka sald›rarak, katliamlar
yaparak göstermifltir. T. Kürdistan› düflman›n vahfleti ile kan gölüne dönmüfltür.
Kürt halk›n›n ac›lar› tarihin derinliklerinden bir 盤l›k olup günümüzde yank›lanm›flt›r. Halk bir kez daha ezenlerin zor-
“Ölüm bizi affetmese de,
›fl›k olmaya devam
edece¤iz”
Proletarya Partisi de komünist önder ‹brahim Kaypakkaya önderli¤inde
ülkemizin sosyo-ekonomik yap›s›n› do¤ru bir flekilde ortaya koyup; devletin niteli¤ini, s›n›f güçlerinin durumunu ve
devrimin itici, temel ve öncü güçlerini
çözümledikten sonra devrimin yolunu
Halk Savafl›, temel mücadele biçimini gerilla mücadelesi olarak ortaya koymufltur. Proletarya Partisi tarih sahnesine ç›k›fl›yla beraber hemen gerilla mücadelesini örgütlemeye giriflmifl; bozk›r›n en
kuru oldu¤u bölgelerde k›v›lc›m› çakm›flt›r. Ülkemizin iflçileri, köylüleri; yoksul
Kürt halk› elli y›ll›k bir suskunluktan
sonra gerçek öncüsüne kavuflmufl, parti
faaliyetinin oldu¤u alanlarda halk öncü
kurmay›n etraf›nda toplanmaya bafllam›flt›r. Ne var ki k›sa bir süre sonra komünist önderin tutsak düflüp sonras›nda
katledilmesi ve ayn› çat›flmada T‹KKO’nun ilk komutan› Ali Haydar Y›ld›z yoldafl›n flehit düflmesinden sonra
gerilla mücadelesi 80’li y›llara kadar aksam›flt›r. Gerek Parti içindeki yanl›fl e¤ilimlerden ve gerekse de Parti içinde ç›kan hiziplerin yaratt›¤› tahribattan kaynakl› Parti Halk Savafl›n› büyütememifltir. 80’li y›llara gelindi¤inde ise a¤›r cunta koflullar›nda, herkesin kurtuluflu Avrupa’da arad›¤› zamanlarda ilk gerilla birliklerini ç›karm›fl, Dersim ve T. Kürdistan›’n›n di¤er bölgeleri bozk›r›n en kuru
oldu¤u alanlar olarak yeniden tutuflmaya
bafllam›flt›r. Haydar Aslanlar, Pir Hasan Kulaçlar, Mahmut fievki Karaa¤açlar, Behzat Firikler tutuflan bozk›r›n ilk k›v›lc›mlar› olmufllard›r. Dersim
gerillan›n do¤du¤u topraklar olarak partimiz için önemli bir yere sahiptir. Art›k
Dersim, topraklar›nda vurulup düflen
evlatlar›n›n ac›s›yla yang›n olup sarmalam›flt›r halk›n yüre¤ini. Yang›n Hayrettin Bak›fllar, Zeki Uygunlar, Hüseyin
Tosunlar, R›za Sökmenler, Kamile
Öztürklerle büyümüfltür. Ölüm onlar›
affetmese de ‘›fl›k olmaya devam
edece¤iz’ diyerek zor dönemlerin dava insanlar› olmalar›n› ipi en önlerde gö¤üslemeleriyle göstermifllerdir. Kaz›m
Çelikler, H›d›r Ayk›rlar, Cihan Tafllar, Perihan Çolaklar ›fl›¤›n menzile tafl›y›c›lar› olmufllad›r. Ölüm onlar› affetme-
bal›¤›yla karfl›laflm›flt›r. Yak›lan köyler,
yerinden yurdundan edilen köylüler faflizmin vahfletinin resmini tüm dünya
halklar›na gösteriyordu. Dersim ambargolarla, zorla göçlerle teslim al›nmaya
çal›fl›l›yordu. Ama Dersim halk› Patron-a¤a devletini ’38’lerden tan›yordu, bafl e¤memiflti hiçbir zaman, yine
teslim alamam›flt› düflman. Kürt halk› evlatlar›n› en zor anlar›nda bile sahiplenmekten vazgeçmedi. Ayn› süreçte burjuvazinin Partimiz içindeki uzant›lar› da
bofl durmam›fl Partiyi içten darbeleyerek partiyi zay›flatmaya, yok etmeye çal›flm›flt›r. Parti yaflad›¤› sorunlardan, içten yedi¤i darbeden kaynakl› y›llarca
kendisine kap›s›n› açan, onu sahiplenen
halk›n yan›nda olamam›fl, görevini yerine
getirememifltir. “F›rt›nalar ‹çinde B›çak S›rt›nda”d›r art›k yürüyüfl. Önü-
Karadeniz’de Mehmet Demirda¤lar,
Özgür Kemal Karabulutlar, Ayfer Celepler, Seyit Külekçiler, Bar›fl Aslanlar,
Murat Denizlerle partimiz k›z›llaflm›fl
devrim ›rma¤›nda daha gür akmaya bafllam›flt›r. Proletarya Partisi’nin kalbi bu
süreçte b›rakt›¤› yerde atmaya devam
etmifl; Yusuf Ayatalar, Hasan Akyollar, Fehiman Bozkurtlar Dersim’de
kesintiye u¤rayan mücadeleyi yeniden
bafllatmak ve Dersim halk›n›n ac›lar›na
ortak olmak için yine bu topraklara
dönmüfllerdir. Yaln›z çok zaman geçmeden bu yoldafllar da silah elde dövüflerek
flehit düflmüfller, faaliyet tekrardan kesintiye u¤ram›flt›r. Fakat “amac› olan›n
gücü de vard›r.” Proletarya Partisi bu
bilinçle hareket ederek Dersim’e dönme ›srar›ndan vazgeçmemifl, bedeli flehitlerimizin üzerinden de yükselse Der-
müzde daha zorlu daha çetin yol vard›r.
Halil Çak›ro¤lu, Munzur Keskin, Süheyla Da¤deviren, Eyüp Güllen yoldafllar b›çak s›rt›nda yürüyüflün meflalesi, darbecili¤e ve düflmana en tereddütsüz yan›t› olmufllard›r. T. Kürdistan› bir
yang›n halindeyken Partimiz do¤up büyüdü¤ü, serpilip boy verdi¤i bu topraklarda kalbini b›rakarak ve yeniden dönmek üzere gitmek zorunda kalm›flt›r.
sim’e do¤ru yürümeye devam etmifltir.
Ahmet Laço, Sevda Y›ld›z, Muharrem Yi¤itsoy, Aflk›n Günel, Cafer
Kara, Mehtap Kara ›srarla dövüflmenin
kavgayla büyümenin ad›n› kanlar›yla yeniden Munzurlara yazd›lar.
“Amac› olan›n gücü de
vard›r”
Parti her türlü iç düflmana ve faflizmin sald›r›lar›na ra¤men 2. OPK’s›n› (6.
Konferans›n›) zaferle sonuçland›rarak
ideolojisinden ald›¤› güçle MLM’nin k›z›l
bayra¤›n› tekrar göklerde dalgaland›rm›flt›r. Yeniden savafl rotas›na girmifl
düflmanlar›n›n a¤z› salyal› zafer naralar›
bo¤azlar›na dü¤ümlenmifltir. TKP/ML
T‹KKO do¤ru siyaseti ve düflmana do¤rulttu¤u silahlar›yla olumsuzluklar›
olumlulu¤a, y›lg›nl›¤› direnifle çevirmifltir.
Halk Ordusunun silahlar›n›n sesi art›k
Karadeniz’de yank›lanmaya bafllam›flt›r.
Kör b›çaklar kan
ç›karmaz!
Proletarya Partisi birkaç y›ld›r Dersim’de yeniden gerilla faaliyetini sürdürüyor. Henüz istenilen düzeyde olmasa
da ortaya koydu¤u mütevazi ama
cüretli ad›mlarla kavgay› büyüten bir
irade sergiliyor. Gerilla mücadelesinden ç›kar›lan dersler bugün aç›s›ndan
her zamankinden daha fazla önem kazanmaktad›r. Gerilla mücadelesinin kitlelerin bizzat kendi mücadelesi oldu¤unun kitlelere kavrat›lmas› ve savaflt›r›lmas› bilinci bugün daha ileri bir boyutta Parti taraf›ndan dile getirilmektedir.
Halk ordusu gerillalar›n›n önüne koyduklar› görevler kitleler içinde ajitasyon-propaganda faaliyeti yürütmek, onlar› komitelerde örgütlemek ve bunlar›n yan›nda kendi özgün pratiklerinden
ç›kacak kendi öz örgütlülüklerinde örgütlemek, Halk Savafl› bayra¤›n› bozk›r›n bu en kuru oldu¤u yerde yükseltmektir. Kitlelere dayanmayan bir Komünist Parti düflman›yla girdi¤i bu eflitsiz mücadelede baflar›ya ulaflamaz.
“Kör b›çak kan ç›karmaz.” Halk;
devrim mücadelesinin keskin b›ça¤›, düflman› yok edecek esas
güçtür. Kitlesiz bir parti, kitlesiz
bir ordu kör b›ça¤a benzer. Bunun
yan›nda kitlelerle bütünleflmifl, kitleler
taraf›ndan öncülü¤ü kabul görmüfl Komünist Partisini hiçbir güç yenemez.
Gerillalarla karfl›laflma...
Bizi karfl›layan kurye ile birlikte yola koyuluyoruz. ‹çimizde gerillalarla
karfl›laflacak olman›n getirdi¤i bir heyecan var. Daha öncesinden de Karadeniz’de gerillalarla yap›lan röportajlar yay›nlanm›flt› ama Dersim’de bunu yapmak apayr› bir duygu veriyor insana.
Gecenin karanl›¤›nda yürüyoruz. Zifiri
bir karanl›k var. Bundan dolay› da araziye uyum sa¤lamada ilk bafllarda biraz
zorlan›yoruz. Ama yürüdükçe ve kuryenin araziye iliflkin verdi¤i bilgilerle yaflad›¤›m›z zorlu¤u bir nebze de olsa atlat›yoruz. Uzunca bir yürüyüflten sonra
kuryemiz aniden duruyor. Kuryenin bu
ani duruflu bir heyecan yarat›yor ve biz
de oldu¤umuz yerde duruyoruz. K›sa
süren bir sessizli¤in ard›ndan kurye ile
gerillalar aras›nda daha öncesinden kararlaflt›rd›klar› flifreli haberleflme gerçeklefliyor. Karfl›l›kl› flifreli haberleflmeler sonras› bir anda sa¤›m›zdan solumuzdan gerillalar ortaya ç›kmaya bafll›yor. Bizdeki heyecan gerillalar›n ortaya
ç›kmas›yla doru¤a ulafl›yor. Yan›m›za
gelen ilk gerilla ile o heyecan anaforuyla sar›l›p hal hat›r soruyoruz. Yan›m›za
gelen di¤er gerillalarla da hal hat›r sorduktan sonra birli¤in komutan› hemen
hareket etmemiz gerekti¤ini anlat›yor
ve k›sa süren bir düzenlemeden sonra
yeniden hareket ediyoruz. Bundan sonraki yürüyüflümüz sand›¤›m›zdan daha
da zorlu geçiyor. Yine uzunca bir yürüyüflten sonra yorgunluktan bitap düfltü¤ümüzü sand›¤›m›z s›ralarda ve günün
›fl›mas›na yak›n o gün kalaca¤›m›z yere
geldi¤imizi bildiriyor birli¤in komutan›.
Konaklayaca¤›m›z yerin güvenli¤i al›nd›ktan sonra uyuyoruz. Çay, peynir ve
ekmekten oluflan yeme¤imizi yedikten
sonra birli¤in komutan› hemen yak›n›m›zda PKK gerillalar›n›n da konaklad›¤›n›, her an yan›m›za gelebileceklerini anlat›yor. Bir süre sonra komutan ana
birlikle ba¤lant› kurmak için yan›m›zdan
ayr›l›yor. Biz de çevreyi kontrol ediyoruz. Bulundu¤umuz yerin hemen alt›nda çok s›k olmasa da bir ormanl›k alan
var. Kald›¤›m›z yer ise yüksek ve keskin
kayal›klarla çevrili bir alan. Kald›¤›m›z
yerin bulundu¤umuz alana hakim bir
yer olmas› dikkatimizi çeken bir özellik
oluyor. Etraf her türlü hava ve kara sald›r›s›na karfl› do¤al mevzilerle dolu. Ayr›ca gerilla da kendi tedbirlerini alm›fl
durumda. Bu arada komutan da ana
birlikle ba¤lant› kurmufl ve yan›nda iki
HPG gerillas› ile birlikte geri dönüyor.
Hemen HPG gerillalar›yla tan›fl›yoruz.
Bu arada T‹KKO ve HPG gerillalar›n›n
birbirlerine karfl› s›cak yaklafl›mlar› ve
diyaloglar› dikkatimizi çekiyor. Daha
sonras›nda bu durumu T‹KKO gerillalar›na sordu¤umuzda PKK’lilerle iliflkilerinin çok iyi oldu¤unu belirtiyorlar.
PKK gerillalar›yla hemen sürece ve bölgeye dair sohbete koyuluyoruz. Mücadelenin genel seyri ve gelinen aflamadaki düflüncelerini aktar›yorlar. Bize karfl›
bir s›cakl›klar› ve mütevaz›l›klar› ile k›sa
zamanda ayn› s›cakl›¤› biz de yakal›yoruz. Bizler sohbete dald›¤›m›z s›ralarda
aniden hava sald›r›s›na maruz kal›yoruz.
Hemen mevzilerimize giriyoruz. Bir süre daha bekledikten sonra helikopterler geldi¤i gibi gidiyorlar. Helikopterden at›lan bir fleyler oldu¤u söyleniyor.
Ne oldu¤unu sordu¤umuzda TC askerlerinin kimi zaman havadan bildiri vb.
fleyler atmalar›n›n yan›nda özellikle yaz
süreçlerinde ormana zarar vermek
amaçl› t›rt›l, zehirli y›lan gibi böcekler
att›klar›n› belirtiyorlar. Ve bu böceklerin tarlalara ve köylülere çok ciddi zararlar verdi¤ini de ekliyorlar.
PKK gerillalar›yla sohbetimiz daha
sonra tekrar görüflme dilekleriyle son
buluyor. Bizler de ana birli¤e ulaflmak
için son haz›rl›klar›m›z› yapmaya bafll›yoruz. Baz› gerillalar çantalar›m›z› haz›rl›yorlar, ana birli¤e gidecek olan eflyalar›
itina ile çantalara yerlefltirirken baz› gerillalar ise orada b›rak›lacak eflyalar›n
kamuflesiyle ilgileniyorlar. Bulundu¤umuz yerin kamuflesi yap›ld›ktan ve birli¤in komutan› yol güzergah›nda uyulmas›
gereken kurallar› da söyledikten sonra
yola koyuluyoruz. Yol güzergah›m›z
sarp derin vadilerden olufluyor. Bafll›yoruz bulundu¤umuz tepeden daha da yukar›lara t›rmanmaya. Bir saat kadar t›rmand›ktan sonra tekrar PKK’lilerle karfl›lafl›yoruz. Buradaki gerillalar ile de tan›fl›yoruz. K›sa bir süre kald›ktan sonra
karfl›l›kl› “baflar›” dilekleriyle ayr›l›p t›rmanmaya devam ediyoruz. Bir-iki saat
kadar daha yürüdükten sonra bu sefer
yürüyüflümüz afla¤›ya do¤ru inifle geçiyor. Bu yürüyüflümüz kimi zaman s›rt
boyu giderek, vadilere inerek, tekrar
t›rmanarak devam ediyor. Yoruldu¤umuzda komutan molalar vererek dinlenmemizi sa¤l›yor. Bize karfl› ellerinden
geldi¤ince hassas davran›yorlar. Tabi ayn› zamanda esprileriyle de bize tak›lmay› da ihmal etmiyorlar. Gerillada zorlu
do¤a koflullar›na ra¤men güçlü moral ve
motivasyon oldu¤unu fark ediyoruz. En
zorlu anlarda bile esprileriyle koflullarla
dalga geçmesini biliyorlar. Bu da bize ayr›ca güç kayna¤› oluyor. Daha bir ›srarla
t›rman›yoruz, daha bir inatla iniyoruz.
(Devam edecek)
İşçi-köylü 11
11-24 Temmuz 2008
Kavga okulu
Suriye’den Dersim’e uzanan bir soluk; Heval Sad›k...
Kavgada
ölümsüzleflenler!
Sana hiç yak›flt›ramad›¤›m›z ölüm 17 May›s’› 18 May›s’a ba¤layan gece aram›zdan ald›¤›nda May›s bir kez daha zafere kurtulufla bilendi, bunu unutma. ‹yi bir sabotajc› olarak e¤itildi¤in örgütünde döfledi¤in may›nlar düflman›n korkulu rüyas› hala. ‹lk hata son hatayd› dedi¤in gibi. Nerede hata yapt›n da düflman› da¤layacak olan may›n seni ald› bilemiyoruz. Talihsiz bir kaza sonucu aram›zdan ayr›lanlarla çok daha burkulur yüre¤imiz, ama öfkemiz yine bilenir unutma.
Aç›klama: Bu yaz› 17 May›s’› 18
May›s’a ba¤layan gece Dersim Hozat
Kinzir Ormanlar›nda bir may›n›n kazayla patlamas› sonucu flehit düflen
HPG gerillas› Yaser (Sad›k)’in an›s›na
T‹KKO gerillalar› taraf›ndan kaleme
al›nm›flt›r. Elimize e-posta yoluyla ulaflan yaz›y›, güncelli¤i nedeniyle yay›ml›yoruz...
Sar›ya k›rm›z›ya yeflile hasret hayallerin, bu hayallerini not etti¤in yüre¤in kadar s›cak defterin bir de gülüflün kald› bizde. fiimdi yüre¤imiz öyle a¤›r, öfkemiz öyle bilenmiflken ne demeli ki ard›ndan, ne
demeli de anlatmal› seni yoldafllara...
Hani zulüm olmaya görsün dünyada,
bir de serde isyan… Hani kuflan›l›r silahlar, yüzler çevrilir ya da¤lara, aflars›n ya
s›n›rlar›, s›n›flar›, ›rklar›, dinleri, dilleri…
Hiç tan›mad›¤›n, bilmedi¤in insanlarla da¤lar› paylafl›rs›n ekme¤ini paylaflt›¤›n gibi,
düfllerini paylafl›rs›n tütününü paylaflt›¤›n
gibi. Çünkü da¤lar yar›n, çünkü da¤lar özgürlük, çünkü da¤lar insanl›k.
Yoldafl olursun, siper dostu olursun,
pusu atar, pusu atlat›rs›n, yaralar al›r kimi
esmer kimi ak ama kardefl tenimiz. Yaralar›m›z ayn› ac›da kanar, merhem olur dost
yoldafl ellerimiz. ‹flte böyle heval Sad›k, iflte vesilemiz heval Sad›k, iflte da¤lar…
S›n›rs›z, s›n›fs›z bir toplumu yaratmak
için silah kufland›¤›m›z bu onurlu mücadeleyi büyütmek, ezilen emekçilere karfl› en
büyük borcumuz. Bu borcu öderken s›n›rl› ömrünü s›n›rs›z bir davaya adayan, flehit
düflen yoldafllar›m›z›, dostlar›m›z› anlatmak/anmak da bu borcun ödenmesinde
önemli bir yerde duruyor. Ve biliyoruz ki
seni, sizi anman›n yegane yolu mücadelemizi büyütmektir. ‹flte bu vesile ile heval
Sad›k senin de düfllerini kurdu¤un o güzellikleri anlataca¤›z seni anlat›rken.
Suriyeli Yaser,
Dersimli Sad›k!
Suriyeli yoksul bir Kürt ailenin çocu¤u
olarak soludu¤un hava, içti¤in su, oturdu¤un yoksul sofra helal gelmedi sana. Bir
aray›fl içine girdi¤ini söylemifltin. Ulusal bilincin henüz yeterince geliflmedi¤i süreçte
BAAS Partisine üye olmufltun. Ezilen bir
ulusun yükselen 盤l›klar› kulaklar›n› sa¤›r
edercesine t›rmal›yordu. Akmak gerekiyor demifltin, akmak… Ama nereye?
Ve 2001 y›l›nda PKK saflar›nda örgütlenmifltin. Gerillaya kat›laca¤›n günün gecesi gözüne uyku girmemifl, gün boyu bir
lokma yememifltin. Randevun için haz›rlan›p ç›km›fl ve seni alacak kuryeyle saatler
sonra uzak bir bölgede buluflmufltun. O
gün kurye seni akflama kadar dolaflt›rm›flt›. Gerillaya kat›lmadan önce yurtsever
bir aile seni, 2 gün misafir edecek, ba¤r›na basacakt›. Heyecanl›yd›n. O gün akflama kadar dönüp dolaflt›ktan sonra çocuklu¤unun geçti¤i mahalleye do¤ru yönelmek seni flafl›rtm›flt›. Neler oluyordu, soram›yordun. fiöyle demifltin içinden
“Yoksa beni götürmekten vazgeçip
evime mi b›rakacaklar” derken ailenin
oturdu¤u evin önünden sessizce geçtiniz
karanl›kta bir gerilla gibi. Ve yan sokaktaki bir komflunun bahçe kap›s›ndan içeriye
yönelifliniz seni nas›l da flafl›rtm›fl, heyecanland›rm›flt›. Evet, 20 y›ld›r bildi¤in kendi halinde komflun yurtsever bir aileydi ve
güvenlik gere¤i çal›flmalar›n› kimli¤ini gizleyerek yap›yordu. Bo¤azda dü¤ümlenen
duygular dudakta kilitlenen sözlerle iki
kez kucaklaflt›n›z. “Garip bir tesadüf
de¤il” demifltin bunlar› anlat›rken, “halklaflan bir örgütün gizli kalan randevular›”.
Güney dedi¤iniz Kuzey Irak’taki kamp›n›zda e¤itimini tamamlad›ktan sonra daha sorulmadan Dersim demifltin. Ve Suriye’den Dersim’e uzanan yolculuk bafllam›flt›. Günler de¤il, haftalar de¤il, aylar alm›flt› yolculuk. Uzun ve zorlu Dersim yolu, Dersim sevdas›yla yüklü, Dersim’e hasret nice
gerillan›n flahadetine mekan oldu
demifltin. Yaln›z
Dersim
de¤il,
Dersim’e uzanan
yollar da k›z›ld›.
Dersim’e ulaflamadan flehit düflen yoldafllar›n
inanc› ve kararl›l›¤›n› da yüklenmifltin her konaklama yerinde.
Suriyeli Yaser,
Dersim’de Sad›k olmufltu.
Halk›na, davas›na sadakatini simgeleyen bir
yoldafl›n›n ismini alarak.
Dersim Heval…
Gerilla mücadelesinin ülkemiz topraklar›nda do¤up büyüdü¤ü, yeflerip boy verdi¤i topraklar… Bu topraklarda filizlendi
T‹KKO gerillalar›. Partimiz TKP/ML bundan tam 36 y›l önce bofluna seçmedi bu
topraklar› ve isyanlar›n› tarihe umutla
nakfledilen bu halk›.
Bu topraklar bozk›r›n en kuru, çeliflkilerin en keskin oldu¤u yerdir. Bundan dolay› ‹brahim Kaypakkaya önderli¤indeki
Marafl’ta 1966 y›l›nda dünyaya
gelen Çak›ro¤lu yoldafl ailesinin yaflad›¤›
ekonomik s›k›nt›lardan dolay› daha çocuk yaflta yoksullukla tan›flm›flt›r. Ailesine katk› sunabilmek için sürekli olarak
çal›flmak zorunda kalm›fl, bir yandan da
okuluna devam etmifltir. Çak›ro¤lu yoldafl›n devrimci düflüncelerle tan›flmas›
da bu döneme denk gelmektedir. Hacettepe Üniversitesinde ö¤renci oldu¤u y›llarda Proletarya Partisinin düflünceleriyle tan›flm›fl ve benimsemifltir.
Birçok kez gözalt›na al›nmas›na ve
say›s›z iflkenceye maruz kalmas›na karfl›n
tek bir kelime etmeden iflkencecilerinin
dahi sayg›s›n› kazanmas›n› bilmifltir.
Sonbahar’da günefl
geç de olsa do¤ar!
Türkiye’de devrimci örgütleri tan›m›yordun. Partimizi ve ordumuzu burada
duymufltun. Türk örgütü denildi¤ini de
duymufltun ve anlamaya çal›fl›yordun. Yoldafllar›m›z flahs›nda partimizi, ordumuzu
tan›d›kça s›n›rs›zl›¤›n girdab›nda alm›flt›n
yüre¤ine bizi, bizim seni ald›¤›m›z gibi.
Her seferinde iflkencecileri alt ettikten sonra mücadelesine kald›¤› yerden
devam etti. Ne bir kibir ne de bir y›lg›n-
Militan durufl
flu
un ad›
MEHMETAL‹
ÇAKIRO⁄LU
l›k emaresi görüldü. Bu azimli, çal›flkan
ve militan durufluyla düflman› dahi kendisine hayran b›rakan genç komünist,
idare ve polis ifl birli¤i ile okuldan at›ld›.
Ancak yoldafl için okul hayat› sadece
mücadele alanlar›ndan birisidir. O hayat
Sana dair öyle ayr›nt›lar sakl› ki
bizde.
Saatler süren yorucu yürüyüfllerin ard›ndan gerilla koflullar› uygunsa nöbetçisini ayarlad›ktan sonra bir süre uyumay›,
dinlenmeyi ihtiyaç görür. Gece hayatt›r
gerillada, harekettir, gündüzse hareketsizdir. Oysa an›ms›yoruz da yorgunluktan
halsiz düfltü¤ün anlarda bile uyumuyordun. Bu öylesine bir tercih de¤ildi. Mutlaka ayakta birileri olur ve sen ayaktakilerle sohbet etmeyi tercih ederdin. Ne sadece konuflanlardan ne de sadece dinleyenlerdendin. Anlatacak çok fleyin oldu¤u
gibi dinleyecek çok fleyin oldu¤unu da
söylerdin. Ve flöyle devam ederdin “heval
uyku vücudun zorunlu bir ihtiyac› ama
ben çok gerekli görmüyorum. Uykuda
geçen zaman insan›n en çok yaln›zlaflt›¤›
zamand›r. ‹nsan içi s›rlarla dolu bir okyanus gibi, içine dald›kça, derinlere indikçe
yepyeni güzellikleri keflfediyorsun. Hepimizin s›n›fsal kökeni hemen hemen ayn›.
Yani ac›lar›m›z sevinçlerimiz ayn›. Ama
ayr›nt›da hepimiz sar›n›n, k›rm›z›n›n, yeflilin binlerce tonundan biriyiz” ve keflfedilen her bir ton sende derin izler b›rak›yordu. Mütevazi bir kaflifin korudu¤u,
kollad›¤› gibi sevdiklerini foto¤raflar›yla
bir deftere konuk ediyordun. Alt›na da
Arapça ona dair duygular›n›... Defterin
umutlar›nd› ve defter dile gelirdi sende.
“Özgürlü¤ün, u¤runa savaflt›¤›n ulusunun halk›m›n önderimin resmi
defterimin baflucunda, sonra derinlikleriyle bende yer eden yoldafllar›m›n, dostlar›m›n resmi geliyor peflis›ra ve onlara dair düflüncelerim.
Heval biliyor musunuz bu savafl›n
bitti¤i gün bu defterde foto¤raf›
olanlar› e¤er hayattaysalar bir ara-
ya toplay›p doyas›ya sohbet edebilmek en büyük hayallerimden biri”.
Yüre¤in kadar temiz o deftere konuk ettiklerin kimi senin gibi ölümsüzleflti, kimi
tutsak, kimi ise silahlar›n›n bafl›nda. fiimdi
o defterin en bafl›na seni koyduk. Biz o
büyük gün geldi¤inde biraraya gelemesek
de a¤›z dolusu gülecek olanlara gülüflünü
emanet edece¤iz. Ve seni defterin gibi yüre¤imizin en güzel köflesine hapsedece¤iz.
Böyle heval, böyle iflte sana hiç yak›flt›ramad›¤›m›z ölüm 17 May›s’› 18 May›s’a
ba¤layan gece aram›zdan ald›¤›nda May›s
bir kez daha zafere kurtulufla bilendi, bunu unutma. ‹yi bir sabotajc› olarak e¤itildi¤in örgütünde döfledi¤in may›nlar düflman›n korkulu rüyas› hala. ‹lk hata son
hatayd›, dedi¤in gibi. Nerede hata yapt›n
da düflman› da¤layacak olan may›n seni ald› bilemiyoruz. Talihsiz bir kaza sonucu
aram›zdan ayr›lanlarla çok daha burkulur
yüre¤imiz ama öfkemiz yine bilenir unutma. “Sonbaharda günefl geç de olsa
do¤ar” demifltin ya biz kaza sonucu flehit
düflüflün de ilkbaharda erken do¤an günefl
oldu unutma. fiimdi usta ellerinle haz›rlad›¤›n may›nlar daha çok nöbetteler, daha
bir öfkeyle patlayacaklar düflman›n beyninde. Zamans›z gidiflin bilincimizi barutlaflt›r›rken parmaklar›m›z tetikle daha çok
bütünleflecek, hesab›n mutlak sorulacak
heval.
Veda vakti heval. Seni özlemini duydu¤un yeflilin, sar›n›n, k›rm›z›n›n ahenginde tüm çocuklar›n doyas›ya güldü¤ü, oynad›¤› bir dünya özlemiyle kucakl›yor, selamlar›n› emekçi halk›m›z›n Karadeniz kokan, Toroslar’da nas›rlaflm›fl, Diyarbekir
gibi atefl topu yüreklerine gözlerine, ellerine yolluyoruz. Sen unutma bizi.
(T‹KKO gerillalar›)
içindeki saf›n› uzun zaman önce belirlemifltir. 1988 y›l›nda ‹stanbul’da gençlik
faaliyeti yürütmek üzere görevlendirilmifltir. Bu görevi de
hemen kabul etmifl
ve çal›flmalar›na bu
alanda devem etmifltir. Bu fedakâr çal›flmalar› sonucunda
1991 Nisan ay›nda
TMLGB-GK üyeli¤ine seçilmifltir. 1992
y›l›nda ise TKP/ML üyeli¤ine getirilmifltir. Faaliyetlerine ‹stanbul’da Gençlik
Birli¤i içerisinde devam etmifltir. Yoldafllar› ve halk taraf›ndan sevilen, çal›flkan,
militan kiflili¤i ile ön plana ç›km›flt›r.1993 y›l›nda TKP/ML’nin 1. OPK’s›n›
selamlamak için bomba haz›rlarken
bomban›n patlamas› sonucu kald›¤› evde
yaralan›r. Yaral› olmas›na ra¤men yoldafl
için önemli olan Parti de¤erleridir ve
düflman›n eline geçmemelidir. Yaras›na
ald›r›fl etmeden öncelikle var olan her
fleyi imha etmeye bafllar ve düflman, yoldafl›n yaral› bedeni d›fl›nda evde herhangi bir fley bulamaz. Düflman›n bir iflkence sonunda yoldafla söyledi¤i sözlere
(“cesur adams›n ancak seni bir daha sa¤
olarak yakalayacak kadar aptal de¤iliz”)
uygun olarak yaras›na müdahalede keyfi
davran›lm›fl ve yoldafl flehit düflmüfltür.
Ölümün so¤uk yüzüne s›cak bir tebessüm;
Korkakl›¤›n, y›lg›nl›¤›n, bencilli¤in, ikiyüzlülü¤ün, dönekli¤in
kol gezdi¤i bir dönemde mücadeleyi, savafl› seçti Emer yoldafl.
Kendisini karfl›l›ks›z ve ç›kars›z
olarak inand›¤› de¤erlere, halk›na ve proletaryan›n öncü müfrezesine adad›. Y›llard›r süregelen
s›n›f mücadelesinin zengin deneyimlerinden ö¤rendi ve bu deneyimleri hayat›n›n ilkelerine dönüfltürmenin ad› oldu. Devrimci
mücadelede yaflam›n zorunlu
duraklar›ndan birisi olarak karfl›-
laflt›¤› hapishane yaflam›n› bir ö¤renme alan›, okul haline getirdi.
Kendisinde gördü¤ü eksiklik ve
yetmezlikleri yok etmek için
amans›z bir mücadeleye giriflti.
‹deolojik-politik
çal›flmalar yoluyla ilerledi geliflti.
K›sa süre sonra
yaflam›na, kiflili¤ine, hayat felsefesine flekil veren
anlam yükleyen Proletarya Partisi’nin sade, alçakgönüllü ve güleryüzlü bir üyesi olarak onur-
Pusula
Tekrarlar yeniyi de¤il, eskiyi temsil ederler
Her ekonomik alt yap› kendi gerçekli¤ine uygun bir üst yap› oluflturur. Özel
mülkiyet biçimi ve üretim iliflkileri üzerinde kurulan, flekillenen yaflam ve davran›fl biçimi ise asla özgür olamaz. Sömürünün ve afl›r› tüketimin egemen oldu¤u
her toplumsal yap› kendine özgü tüketici yaflam al›flkanl›klar› yarat›r.
Al›flkanl›k insanlar›n yineledi¤i bir etkiyle edindi¤i tutumdur. Her toplumsal
yap› ve her s›n›f kendi gerçekli¤ine uygun
al›flkanl›klar dünyas› ve kültürü yarat›r.
Burjuva tüketici yaflam al›flkanl›klar› ve
kültürü olabilece¤i gibi bunun karfl›t› olan
devrimci al›flkanl›klar ve kültürü de vard›r. Konumuz gere¤i g›das›n› tüketici ve
bireyci ideolojiden alan küçük burjuva
al›flkanl›klara iliflkin çeflitli vurgular yap›lacak ve bu al›flkanl›klar›n gelifltirici ilerletici olmayan niteli¤i ve tüketici özellikleri
partimiz devrim mücadelesindeki eme¤inin en ço¤unu bu topraklara vermifltir.
Karfl›l›ks›z de¤ildir bu emekler. Bundand›r
ki Heval, bizim için vazgeçilmezdir Dersim. Israr›m›z bundand›r. Bundand›r düflmanlar›m›z›n korkular›n› büyütme çabam›z.
‹flte bu yüzden heval, bu vesileyle kucaklaflt›k seninle Dersim’de. ‹ki dost örgütün savaflç›lar›, militanlar› olarak. Biliyorsun
heval, ortak düflman›m›z ordusu, polisi, ajan
iflbirlikçisi ve her türlü
militarist gücüyle Kürt
ulusuna ve Türkiye
proletaryas›na-ezilen
halk›na karfl› birleflmifl,
topyekün sald›r›lar düzenlemekte. Bu durum
karfl›s›nda birçok sorunda ortak bir durufl
sergilemenin zorunlulu¤u partimizle PKK
bölge güçleri aras›ndaki
dostluk-dayan›flmayla
yakalanan bir halka oldu. Çünkü bizi biraraya
getiren ortak de¤erler, ortak bir düflman
var. fiundan emin olabilirsin heval, ezilenleri temsil etti¤imiz sürece yakalad›¤›m›z
bu halka daha da büyüyecektir.
Erol Do¤an (24 Temmuz
1977); Kars Göle do¤umlu olan
Erol Do¤an, TKP/ML sempatizan› olarak faaliyet yürütürken 24
Temmuz 1977 tarihinde Zeytinburnu’nda Veli Can Oduncu adl›
bir sivil faflist taraf›ndan katledildi.
Pafla Soylu(18 Temmuz
1980); TKP/ML taraftar› olan Pafla Soylu, 18 Temmuz 1980 tarihinde geçirdi¤i trafik kaza sonucu
yaflam›n› yitirdi.
Hasan Demir (19 Temmuz 1992); Bursa Yeniflehir do¤umlu olan Hasan Demir (Ünal)
ilk olarak TMLGB’de örgütlendi.
Maltepe’de flehit düfltü¤ünde
Parti üyesi ve savaflç›s›yd›.
Nurgüzel Yaflar (19
Temmuz 1992); 1969 Kars
do¤umlu olan Nurgüzel Yaflar,
yaflam›n› ‹stanbul Gültepe’de geçirir. 19 Temmuz 1992’de Hasan
Demir ve Ramazan Ceviz ile birlikte Maltepe’de katledildi¤inde
TKP/ML ileri sempatizan›yd›.
Ramazan Ceviz (19 Temmuz 1992);1982 y›l›nda örgütlenen Ramazan Ceviz, bir süre ‹stanbul’da görev ald›ktan sonra
Çukurova’ya geçti. 1984 y›l›nda
buluflma yerine kurulan pusu sonucu tutsak düfltü. Anti-terör yasas›ndan tahliye edilen Ramazan
Ceviz çeflitli görevler üstlendi.
Hasan Gülünay (20 Temmuz 1992); 1963 y›l›nda Erzincan Kemah’ta dünyaya gelen Hasan Gülünay (Fuat) 1978 y›l›nda
Proletarya Partisi ile tan›fl›r, 1980
AFC’si ile birlikte örgütlü ba¤›
kopar. 1983’te yeniden iliflki kuran Hasan Gülünay flehir gerillas›
olarak faaliyete bafllar. 20 Temmuz 1992’de evinden Sirkeci’ye
giderken gözalt›na al›n›r. Çal›flkanl›¤› ve dürüstlü¤ü ile çevresinde sevilen Hasan Gülünay ‘Gözalt›nda Kay›p’lar›n ilklerinden biri olarak ölümsüzleflir.
M. Tahsin Budak (21
Temmuz1995); Arap milliyetine mensup M. Tahsin Budak,
1957 ‹skenderun do¤umludur.
Lise y›llar›nda Proletarya Partisi’nin düflünceleriyle tan›fl›r ve
mücadeleye bafllar. 12 Eylül’den
sonra iflçi olarak Almanya’ya gider. 21 Temmuz 1995’te yurtd›fl›ndan Türkiye’ye örgütlü faaliyet
yürütmek üzere yola ç›kan M.
Tahsin Budak geçirdi¤i bir trafik
kazas› sonucu ölümsüzleflir.
a盤a ç›kart›l›p, devrimci mücadelede ortaya ç›kan zararlar› ve tehlikeleri deflifre
edilmeye çal›fl›lacakt›r.
Her küçük burjuva al›flkanl›k devrimci duyarl›l›¤› ve devrimci çabay› azaltan
özellik tafl›r. Tekrarlan›p yinelenen ancak
yenilenip de¤iflmeyen, sürecin ve geliflmelerin ihtiyac›na yan›t olamayan her
davran›fl ve hareketin kötü ad› olan al›flkanl›k gerilla yaflam›nda ölümün di¤er
ad›d›r. Tekrarlan›p yinelenen her davran›fl ve hareket düflünsel tembelli¤i
do¤urdu¤u gibi yarat›c›l›¤›n ve
üretkenli¤in de düflman› olur. Üretkenlikten uzak, yarat›c›l›ktan kopuk düflünsel ve pratiksel tekrarlar›n ad› olan
al›flkanl›k devrimci geliflimin ve ilerlemenin zehiridir.
Geliflimin ve ilerlemenin engelleyici
freni olan küçük burjuva al›flkanl›klar
land›r›ld›. Bu süre zarf›nda birçok farkl› görevde bulundu.
1992 y›l› bafllar›nda Askeri Komisyonda görevlendirildi.
hainlere, kavga kaçk›nlara karfl›
proletaryan›n ve öncüsünün
keskin kalemi olmufltur.
20 Temmuz 1992 tarihinde içinde bulundu¤u arac›n
düflman taraf›ndan durdurulmas›yla birlikte üzerinde bulunan tabanca
ile çat›flmaya bafllam›flt›r. Yoldafl›n›n araçtan inmesinden sonra
uygun bir yerde siper alarak çat›flmay› sürdürmüfltür. Bir yan-
N
‹
G
L
‹
B
E
EMR
Askeri Komisyonda
görev almas› ideolojik-politik çal›flmalar› aksatmas›na engel olmam›flt›r. O, düflmana karfl›
amans›z bir namlu, döneklere
devrimci saflarda çeflitli biçimlerde ve
görüngüler alt›nda ortaya ç›kar. Kendisini “zorunluluk” olarak ifade ederek var
etmeye, yaflatmaya çal›fl›r. “Zorunluluk”
al›flkanl›¤›n çirkin ve tüketici yüzünü örtmeye çal›flan sihirli parlak pelerindir.
Küçük burjuva al›flkanl›klar dünyas›
devrimci saflarda kendisini flu flekillerde
ortaya koyar; Devrim üzerine konuflur
ancak pratikte reformizmi uygular. Silahl› mücadeleden bahseder bar›flç›l mücadeleden kopmaz. ‹llegal örgütlenmeden
bahseder legal çal›flmadan bir an olsun
vazgeçmez. Devrim kitlelerin eseridir
der kitleleri örgütleme prati¤inden uzak
pratik bir hat izlemeye devam eder. Partinin kitle çizgisinden bahseder ancak eski tarza uygun hareket eder. Devrimci
teoriden bahseder pratikte devrimci teoriye uygun hareket etmez. Devrimci
e¤itimden bahseder ancak buna uygun
bir pratik örgütlemez, bu yönde bir çaba
ortaya koymaz. Sürekli çözüm olmayan
tarzda düflünme, sürekli olarak de¤iflmeden ayn› tarzda tekrarlanarak örgütlenen
pratikler (toplant›-yürüyüfl-miting-poli-
tik, kültürel, e¤itim etkinlikleri, propaganda biçimleri vb.) geliflimin de¤il tekrar›n ve tükeniflin ad›d›r.
Parti içi demokratik merkeziyetçilik
ilkesinden bahseder ancak sadece merkeziyetçili¤i ya da sadece demokrasiyi
uygular. Disiplin ve özgürlükten bahseder sadece disiplini ya da sadece özgürlü¤ü anlar ve uygular. Hak ve sorumluluklardan bahseder, hakk›n› aramaktan
bir an olsun vazgeçmez ancak görev ve
sorumluluklar›n› yerine getirmeyi bir an
olsun akl›na getirmez.
Küçük burjuva al›flkanl›klar dünyas›
çeflitli alanlarda farkl› flekillerde ortaya ç›kar. Örne¤in gerilla yaflam›nda flu flekilde
kendisini ortaya koyar; onlarca devrimci
imha ve kayb›n telefon kullanma al›flkanl›¤›ndan kaynakland›¤› bilindi¤i halde a¤›r
kay›plar›n yaflanmas›na yol açan nedenin
telefon kullanmak oldu¤u defalarca ispatland›¤› halde “zorunluluk”tan kaynaklanarak kullanmaya devam edilir. Kullan›lmamas› gerekti¤i bilindi¤i halde ayn› patika, ayn› güzergâh ayn› konaklama yerleri,
ayn› geçifl noktalar›, ayn› su kaynaklar›
dan çat›fl›rken bir yandan da
düflmana Partinin çöpünü dahi
vermemek düflüncesiyle kimli¤ini ve üzerindeki paray› yakm›flt›r. Çat›flma esnas›nda bir
düflman› imha eder ve düflmandan edindi¤i silahla çat›flmay› sürdürür. Yaralan›r ve
yaras›ndan s›zan kanla duvara
umudun ad›n› yazar. Yaras›n›n
iyice a¤›rlaflmas› sonucu, hareketsizleflir ve a¤z› salyal› köpekler taraf›ndan kurflunlanarak katledilir.
defalarca bilinen tarzda tekrarlanarak
dikkatten uzak bir flekilde kullan›l›r. Bunun yanl›fl ve tehlikeli oldu¤u bilindi¤i halde ayn› hareket tarz›ndan, ayn› al›flkanl›klar kültüründen asla vazgeçilmez. Ayn›
yerler ve iliflkiler ayn› ifller için defalarca
kullan›ld›¤› halde bu tarz›n de¤iflimi ve
kullan›lmamas› asla akla gelmez. Ses, ›fl›k
ve görüntü verecek al›flkanl›klardan kurtulmayan her gerilla prati¤i, imhaya davetiye ç›karan al›flkanl›klard›r. Sabah yap›lmayan her keflif prati¤i birkaç kez tekrarland›¤›nda bir al›flkanl›k yarat›r, her al›flkanl›k ise bir tarz›n do¤mas›na hizmet
eder ve yarat›lan bu küçük burjuva tarz
gerillan›n imhas›n› do¤urur. Vazgeçilmeyen, sürekli tekrarlanan hareket tarzlar›n›n, prati¤in tümü gerilla yaflam›nda
maddi ve manevi imhay› getirir ve a¤›r fiziki kayb› yaflat›r.
Küçük burjuva düflünsel pratiksel
al›flkanl›klar dünyas›ndan kurtulamayanlar ne an› örgütleyebilir ne de gelece¤i
kazanabilir. Olaylara sürekli bir flekilde
ayn› (yüzeysel-üstünkörü-tek yanl›) bak›fl
aç›s›yla yaklafl›p ayn› (kaba-yüzeysel)
tarzda yarg›lamaya, ayn› tarzda sonuç ç›karmaya gidenler de keza küçük burjuva
al›flkanl›klar dünyas›ndan beslenmekten
kurtulamaz. Günlük devrimci yaflam›nda
sürekli olarak ayn› tarzda hareket edenler, sürekli olarak ayn› tarzda çal›flanlar
geliflmenin önüne set çekmifl demektir.
Dünkü s›n›rl› bilgisiyle devrimcilik yapmaya devam eden devrimci, bilgisini yenilemeyen sürekli tarzda ayn› iliflkileri
devrimcilefltirmeyen tarzda kullananlar
devrimci yenili¤in ve geliflimin önüne ciddi duvarlar örmüfl demektir.
Gelifltirici ve ilerletici olmayan
düflünsel ve pratiksel her tekrar bir
al›flkanl›kt›r. Her al›flkanl›k bir tarz›
yarat›r. Küçük burjuva al›flkanl›klar
zemini üzerinde infla edilen her
tarz gerilla yaflam›nda ölümü getirir. Küçük burjuva her al›flkanl›k
düflünsel ve pratiksel özgürlü¤ün
düflman›d›r. Her tekrar yeninin de¤il eskinin temsilcisidir. Eski burjuvaziye aittir, proletaryaya ait olamaz. Eskiyle ne an örgütlenir ne de
gelecek kazan›l›r.
İşçi-köylü 12
Göğün yarısı
11-24 Temmuz 2008
“Kad›nlar olmaks›z›n hiçbir gerçek kitle hareketi olamaz!”*
S›n›fl› topluma geçifl, anaerkil
toplumdan ataerkil topluma da geçiflti. S›n›fl› toplumla birlikte sadece
ezilen s›n›flar de¤il tüm bir kad›n
cinsi bask› alt›na al›n›yordu. Ezilen
s›n›flar›n yönetim iflinin d›fl›nda b›rak›lmas› yan›nda kad›nlar çok daha
fazla bu iflin d›fl›na itiliyorlard›. S›n›fl›
toplumlar›n geliflimine paralel devlet
ayg›t› da gelifliyor, ezilen s›n›f ve kesimlerin karfl›laflt›¤› bask›lar de¤ifliklik gösteriyordu. Ancak ezilen s›n›flar›n, özelde de kad›nlar›n yönetim
iflinin d›fl›nda tutulmas› de¤iflmeden
kal›yordu. Kad›nlar›n yönetim mekanizmalar›nda k›smen yer ald›¤› kapitalizmde bile kad›nlar, burjuvazinin
ve kapitalist düzenin ç›karlar› do¤rultusunda yönetim ifline, baflka bir
deyiflle de siyasete dahil olurlar. Bu
dahil olufl kapitalist düzenin ç›karla-
Kad›n katliamlar›
sürüyor!
Ba¤lar Belediyesi, Ba¤lar Kad›n
Kooperatifi ve Sigrid Rausing Trust
Vakf› taraf›ndan yürütülen “Namus Cinayetleri ve Kad›n ‹ntiharlar›n› Araflt›rma Projesi”nin
raporu aç›kland›. Rapora göre 2007
y›l› içerisinde 35 olay meydana geldi. Bunlardan 25’ine ulaflma imkan›
oldu. 25 olay›n 18’i intihar, 5’i cinayet. 25 olay›n 23’ü ölümle sonuçland›, 2’si a¤›r teflebbüsle kurtuldu.
Rapor, Ba¤lar Belediyesi Konferans Salonu’nda düzenlenen final
toplant›s›nda aç›kland›. Proje Koordinatörü Ayfle Gökkan taraf›ndan aç›klanan rapora göre, 2007 y›l› içerisinde 35 olay yafland›. Ancak
bunlardan 25 olay ile ilgili görüflmeler yapma imkan› oldu. Yaflam›n› yitiren 23 kad›ndan dördü kesin cinayetle (biri kardefli üçü de eflleri
taraf›ndan öldürüldü), ikisi cinayet
flüphesi (ancak kay›tlara biri kazara
karanl›kta kimin elinde silah›n patlad›¤› görülmedi¤inden, biri de intihar olarak geçti), befli tehditle intihara sürüklenme, 13’ü farkl› fliddet
yöntemleri alt›nda intihar olarak
yans›d›.
Gökkan, 25 olay›n; 10’unun Diyarbak›r merkezde, 12’sinin köylerde 3’ünün ilçe merkezlerinde meydana geldi¤ini belirtti. 25 kad›ndan
4’ünün resmi ve sivil kurumlara
baflvuruda bulundu¤unu belirten
Gökkan, “Bunlardan 2’si polis karakoluna baflvurduktan sonra eflleri
taraf›ndan katledildi. Bir di¤er kad›n
s›¤›nma evine baflvurdu, kalma süresi tamamlanmak üzereyken ilaçla
intihar etti. Niflanl›s› taraf›ndan silahl› sald›r›ya u¤rayan bir kad›n da
hem ‹HD’ye hem de savc›l›¤a suç
duyurusunda bulundu. Ancak tutuklanan olmad›. Yaflam›n› yitiren
bir kad›n›n cenazesi kad›n kurumlar›nca kald›r›ld›” dedi. (H. Merkezi)
r›n› korudu¤u ölçüde erkek egemenli¤ini de koruyan bir öz tafl›r.
Kuflkusuz bu bile, kad›nlar›n burjuvazinin yan›nda ve daha sonra burjuvaziye karfl› toplumsal mücadeleleriyle elde edilmifltir. Kapitalizmle
birlikte modern sanayi kad›n›n ev
ekonomisinin dört duvar› d›fl›na
ç›kmas›na arac›l›k etmiflti. Fakat kad›n yine de erke¤in bask›s›, korumas› ve sorumlulu¤u alt›nda tutulur. Bu
hem ailede ama daha yayg›n olarak
toplumsal yap›da çok çeflitli biçimler
alt›nda devam etmektedir.
Kad›n›n yaflamdaki “ikincili¤i” de¤iflmeden sürüyor ve bu
durum onun yönetim ifline dahil
oluflunu belirliyor ve s›n›rl›yor.
Tarihte halk kitleleri sürekli olarak politikadan uzak tutulmufl ve
egemen s›n›flarca yönetilmifllerdir.
Egemen s›n›flar politikay› kendi tekellerinde tutarak ezilenler ad›na
da politika yapm›fllard›r. Bu gerçe¤in fark›nda olarak komünistler halk› politikaya ve devam›nda yönetim
ifllerine çekmek üzere mücadele verirler. Ezilen s›n›f ve tabakalar›n
kendi ç›karlar› do¤rultusunda bir
toplum kurabilmeleri ve nihayetinde s›n›fs›z, sömürüsüz bir topluma
ulaflabilmeleri ancak bu yolla baflar›labilir. Halk kitlelerinin politika ve
yönetimden uzak tutuldu¤u bir toplumsal yap›da ezilen kad›nlar, s›n›f
ve cins olarak iki kere uzak tutulurlar. Halk›n, politika ve yönetim içinde egemen s›n›flar karfl›s›nda en geri ve deneyimsiz oldu¤u bir durumda kad›nlar çok daha geri ve deneyimsizdir. Bu, onlar›n tarihten bu
yana bask›lanan ve köreltilen özelliklerinden ba¤›ms›z de¤ildir.
Tarihin ezilenleri olarak
kad›nlar
Tarihte ezilenlerin toplumsal yap›da en alttaki s›n›flar›n ‘en geriyi’
temsil etmesi, onlar›n iradelerinin
yok say›l›fl›n› ve yönetim iflinin d›fl›nda tutulmalar›n› da aç›klar. Ezilenler
genifl bir kitleyi içinde bar›nd›r›r ve
ayn› zamanda büyük bir mücadele
potansiyeli tafl›rlar. Bu anlam›yla söz
konusu geriyi temsil etme görelidir ve ‘en ilerinin’ temelini de
içinde bulundurur. Tüm bu mücadelelerde kad›nlar›n önemli bir yeri
vard›r. Fakat kad›nlar as›l özne niteliklerini ancak kendi politik ve örgütsel geliflimleri sonras›nda ortaya
koyabilmifllerdir. Bu noktada baz›
s›n›fsal ve ulusal hareketlerin kad›n›n politik ve örgütsel geliflimine
yönelik özel ele al›fllar›, kad›n potansiyelinin a盤a ç›kar›lmas›nda tayin edici bir roldedir. Yar›-feodal
üretim iliflkileri içerisinde s›n›fsal,
ulusal, geleneksel bask›lar ve bunlarla içiçe yo¤un bir cins bask›s› alt›nda yaflayan Nepal’in ezilen kad›nlar›n›n Nepal Halk Savafl›’ndaki kitlesel rolleri kayda de¤erdir. Benzer
bir flekilde ülkemizdeki Kürt Ulusal
Mücadelesi’ne kad›nlar›n kitlesel kat›l›mlar› büyük önem tafl›r. S›n›fsal
ve ulusal olarak ezilmelerinin yan›nda dini ve gerici geleneklerin k›skac›nda yaflad›klar› bask›, Kürt kad›nlar›n›n tafl›d›¤› mücadele potansiyelini de aç›klar. Ulusal mücadelenin
ivme kazand›¤› 90’l› y›llarla birlikte
Kürt kad›n› da mücadelenin öznesi haline gelmifltir. ‹lk önce mücadeledeki erke¤in yan›nda bir ana,
efl ve kardefl olarak yer alan Kürt
kad›nlar› zamanla yoldafl, militan ve
savaflç› olarak Ulusal Hareket içerisinde önemli bir yer edinmifllerdir.
Bu süreç Kürt kad›n›n›n ulusal mücadeleye kitlesel kat›l›m›n›n da bafllang›c› olmufltur. Kürt kad›nlar›n›n
mücadelesi kendi geliflimi içerisinde
Ulusal Hareketten kimi ba¤›ms›z
yönler de kazanarak bir kad›n hareketi niteli¤i kazanabilmifltir. Töre
ve geleneklere oldu¤u kadar ulusal
hareketin politika ve yönetimindeki
erkek egemenli¤ine karfl› da mücadele gelifltirilmifltir. Tüm bu sürecin
gelifliminde Kürt kad›nlar›n›n cinsel,
ulusal ve s›n›fsal, üçlü bir bask› ve
sömürünün nesnesi yap›lmalar› tart›flmas›z bir temel oluflturur. Bugün
her y›l yüzlerce ve binlerce kad›n›n
yak›ld›¤›, namus cinayetlerine kurban edildi¤i veya intihara sürüklendi¤i ‹ran ve Irak ‘Kürt Co¤rafyalar›’nda
Ulusal Hareketin geliflimi ve kad›nlar›n bu mücadeledeki yeri ayn› flekilde aç›klamas›n› bulur.
Erkek yoldafllar›n›n
yan›nda ve
onu da aflarak…
Tarihte kad›nlar›n erkekler yan›nda ulusal, s›n›fsal mücadelelere
kat›l›m›n›n fakat kendi güçlerinin bilincine varmas›yla onu da aflan mücadele pratiklerinin birçok örne¤i
vard›r. Frans›z Devrimi’nde barikatlarda erkeklerle birlikte savaflan ve
onlarla birlikte giyotine gönderilen
kad›nlar, devrimden sonra “eflit bir
yurttafl” olarak görülmemifllerdi.
Onlar, burjuva devrimlerinden sonra da oy hakk›, politikada ve yönetimde yer almak u¤runa mücadele
etmek zorunda kalm›fllard›. Bu sefer
karfl›lar›nda, birlikte feodal despotluklara karfl› mücadele ettikleri burjuvazi ve kendi erkek yoldafllar› vard›. ‹flte bu yüzden Frans›z Devrimi’nin kad›n önderlerinden Olumpe de Gouges “E¤er kad›n›n giyotin alt›na gitme hakk› varsa,
o halde onun konuflma kürsüsüne ç›kma hakk› da olmal›d›r”
diye ilan etmek zorunda kalm›flt›.
Çünkü burjuvazinin “‹nsan Haklar›
Bildirgesi” kad›nlara yer vermiyordu. “Kad›n Haklar› Bildirgesi”yle bu
eflitsizli¤e karfl› ç›kan Olumpe de
Gouges de idam edilmekten kurtulamayacakt›.
‹ngiltere’de “Fordist dönemin” genifl çapl› ve yo¤un makine
üretimi sömürüyü ve buna karfl› iflçi
s›n›f› hareketini de gelifltirmiflti. Kitlesel grev ve mücadelelerin yo¤unlaflt›¤› o y›llarda da kad›nlar mücadelenin önemli bir bilefleni haline gelmifllerdi. Fabrikalardaki mücadeleleri yan›nda, daha çok da grevdeki efl,
çocuk ve kardefllerin mücadeleyi
sonland›rd›¤› bir aflamada kad›nlar,
mücadeleyi sürdürmenin çabas›n›
verirken, erkek yoldafllar›n› aflarak
kendi öz güçlerine dayal› bir
mücadelenin de tafllar›n› örüyorlard›. ‹flçi s›n›f› mücadelesinde politikaya at›lan kad›nlar, elde ettikleri bilinç
ve varolan örgütlülükleri arac›l›¤›yla
yeni mücadelelerin kap›s›n› aral›yordu. Grev y›llar›nda oluflturulan kad›n
örgütleri de¤iflim göstererek daha
uzun süre varl›klar›n› koruyacakt›.
Ayn› y›llar, ‹ngiltere ve Avrupa’da
feminist hareketlerin geliflimine
denk düflüyordu.
Büyük kitle hareketlerinde kad›nlar her zaman önemli bir yer
edindiler. Ancak hareketin öznesi
olarak politik ve yönetsel ifllevlerde
ayn› varl›¤› gösteremediler. Kad›nlar›n, erkekler yan›nda ikincil bir konumda siyasal mücadelelere at›lmalar› bile onlar›n politik gelifliminde önemli bir aflamay› ifade eder.
Ancak bu durulacak nokta de¤ildir,
afl›lacak bir basamakt›r.
Kad›n sorunu, en baflta Demokratik Halk Devrimi olmak üzere,
devrimler sürecinin önemli bir sorunudur. Lenin, “Bütün kurtulufl hareketlerinin deneyimlerinden biliyoruz
ki, bir devrimin baflar›s›, kad›nlar›n
ona hangi ölçüde kat›ld›¤›na ba¤l›d›r”
ve “Kad›nlar olmaks›z›n hiçbir gerçek kitle hareketi olamaz” derken
tart›flt›¤›m›z konuda bize önemli bir
referans da veriyordu. Bunun ne kadar bilincinde olundu¤u ayr› bir konu olmakla birlikte konunun komünistler için önemi tart›flmas›zd›r.
Kad›n sorunu devrim sonras›nda
çözümlenecek bir sorun olarak gö-
mi de tart›fl›lmak zorundad›r. E¤er
bu sorun, ezilen kitlelere ait özel
bir alan› oluflturuyorsa ve e¤er komünizme dek sürecek bir mücadelenin konusuysa –ki öyledir, kad›n
potansiyelinin a盤a ç›kar›lmas›
yak›c› bir görev olarak önümüzde
duruyordur. O halde bu nas›l ve
hangi araçlarla sa¤lanacakt›r? Yo¤unlafl›lmas› gereken as›l nokta buras›d›r. Ayr›ca ele al›nmay› hak eden bir
konu olmakla birlikte örgütlenme
sorununun önemli bir parças›n›n
“özel organlar, özel ajitasyon yöntemleri ve örgüt biçimleriyle” ilgili
oldu¤unu belirtmek gerekir. Lenin’in
dedi¤i gibi, “Bu feminizm de¤ildir,
bu pratik devrimci amaca uygunluktur”. Fakat kad›n kitleleri içerisinde örgütlenme sorunu çözmek
için de Partide kad›n kadrolar›n
yarat›lmas› görevi bulunmaktad›r.
Bu görevin yerine getirilmesiyle kad›nlar›n kitlesel olarak Partinin önderli¤i alt›nda örgütlenebilmesinin
anahtar› da yakalanm›fl olacakt›r.
Birbirini belirleyen iki özgün sorundan biri olarak, Partideki “kad›n
rülemez. Esas› oraya ait olmakla birlikte kad›nlar›n özgürleflmesine dönük bugünden ad›mlar at›lmad›¤›
müddetçe devrim ve dolay›s›yla sorunun çözümü de bir hayal olarak
kalacakt›r. Komünist kad›n önderlerden Clara Zetkin, kad›nlar›n devrimci mücadelelere bilinçle, emin
ad›mlarla ve fedakârca kat›lmad›klar›
sürece ne proletaryan›n iç savaflla
egemenli¤i kazanabilece¤ini ne de
kendi diktatörlü¤ünü kurduktan sonra komünist toplumun inflas›na bafllayabilece¤ini belirtmiflti. Komünistler için öncelikle bu net olmal› ve soruna bu anlay›flla yaklafl›lmal›d›r.
Kad›nlar›n özgürleflilmesinin tart›fl›ld›¤› her noktada bunun yönte-
sorununun” çözümü, toplumdaki kad›n sorununun çözümünde tayin edici bir yere sahiptir. Komünistler bu her iki sorunda da ciddiyetli bir tavra ve do¤ru bir politikaya sahip olmak zorundad›r. Komünist kad›nlar ise kendilerinin ve hemcinslerinin geliflimlerini, politik ve yaflamsal özgürlüklerini
engelleyen böylesi bir sorunda çok
daha fazla çaba harcamakla yükümlüdürler. Kad›n sorununu ataerkil
toplumlarda oluflan bir “erkek sorunu” oldu¤unun da bilinciyle, toplumda ve Partide ataerkilli¤in
en kabas›ndan en inceltilmifline
kadar kararl› bir mücadele verilmelidir. * Lenin
Kad›nlar
“hayas›zl›k”
cezas›n›
protesto etti
terk etmiyoruz” sloganlar›n›n at›ld›¤› yürüyüflte “Kad›na yönelik suçlarda erkeklik indirimine hay›r”,
“Cinselli¤im benimdir” dövizleri tafl›nd›.
Kad›nlar ad›na aç›klamay› okuyan
Zelal Yalç›n, TCK’n›n 225. Maddesi’nin kad›nlara karfl› ayr›mc›l›k yapt›¤›n›, bu nedenle de¤iflmesi gerekti¤ini belirtti. “Genel ahlak kurallar›”,
“Edep töreleri” ile “Hayas›zl›k” gibi
kavramlar›n toplumdan topluma de¤iflti¤ini, göreceli kavramlar oldu¤unu
dile getiren Yalç›n, hukuk kurallar›nda böyle bir maddenin yer almas›n›n
kad›na karfl› ayr›mc›l›¤› meflrulaflt›rd›¤›n› söyledi.
Aç›klama s›ras›nda polisin, trafik
ak›fl›n› engelledi¤i gerekçesiyle eyleme müdahale etmek istemesine kad›nlar tepki gösterdi. (‹stanbul)
Kad›nlar olmadan
devrim olmaz
Bedenime Dokunma ‹nisiyatifi,
tayt› ve tiflörtü ile bal›k tuttu¤u için
“Hayâs›zca hareketlerde bulundu¤u” gerekçesiyle Gülcan
Köse’ye 5 ay hapis cezas› verilmesini protesto ederek, ayr›mc›l›k yap›ld›¤› için TCK’n›n 225. Maddesi’nin
de¤ifltirilmesini istedi.
Karaköy Tünel’i önünde bir araya gelen Bedenime Dokunma ‹nisiyatifi üyesi kad›nlar, Galata Köprüsü’ne
do¤ru yürüyüfle geçti. “Devlet elini
bedenimden çek”, “Köprüleri
de, sokaklar› da, geceleri de
Yorumsuz...
* Bitlis E Tipi Kapal› Hapishanesi’nde tutuklu bulunan N. B
isimli kad›n tutsak, hapishane
personelinin kendisine cinsel
tacizde bulundu¤u gerekçesiyle,
Bitlis Cumhuriyet Baflsavc›l›¤›’na suç duyurusunda bulundu.
Kasten adam öldürmek suçundan tutuklu bulundu¤u Van M
Tipi Kapal› Hapishanesi’nden 9
ay önce Bitlis E Tipi Kapal› Hapishanesi’ne nakledilen N. B,
hapishanede taciz, sark›nt›l›k ve
erkek gardiyanlarla kad›n tutuklular aras›nda çeflitli boyutlara varan iliflkilerin oldu¤unu
raporunda dile getirdi. Hapishanede kad›n tutsaklara yönelik
çi¤köfte partilerinin yap›lmas›n›n günlük hayat›n bir parças›
haline geldi¤ini söyleyen N. B,
“Kad›n mahkûmlar›n kald›¤› ko¤ufllarda düzenlenen ve gece
yar›lar›na kadar süren çi¤köfte
partilerinde, erkek gardiyanlar
ve kad›n mahkûmlar aras›nda
yaflananlara flahit oldum. Gardiyanlar bana da böyle yaklaflmaya çal›flt›. Tacize u¤rad›m” dedi.
Bitlis Güldünya Kad›n Derne¤i
yöneticilerinden Sevil fierefhano¤lu, Türkiye’de kad›nlara
yönelik var olan fliddetle tacizlerin günden güne ço¤ald›¤›n›
belirterek, “Kad›n haklar›nda ciddi bir iyilefltirme yap›lmad›¤›n›n en aç›k kan›t›,
kad›nlar›n devlet güvencesi
alt›nda bulundu¤u 4 duvar
aras›nda dahi maddi, manevi iflkenceye u¤ramas›d›r” fleklinde görüfl belirtti.
* Galata Köprüsü’de “dekolte”
k›yafetiyle bal›k tutarak çevreyi
rahats›z etti¤i iddias›yla yarg›lanan Gülcan Köse, 5 ay hapis cezas›na çarpt›r›ld›. Anlat›lanlara
göre köprüde bulunan özel güvenlik çal›flan›n›n flikâyeti üzerine polis ça¤r›ld› ve polis kad›n›n
“çevreden gelip geçenleri rahats›z edecek davran›fllar›” oldu¤una kanaat getirdi. “Hayâs›zca hareketler” bafll›¤›n› tafl›yan TCK’n›n 225. maddesi
uyar›nca Köse’yi 6 ay hapis cezas›na çarpt›ran mahkeme, san›¤›n mahkemeye karfl› tutumunu indirim sebebi sayarak cezay› 5 ay hapse indirdi. Mahkeme,
san›¤›n tekrar suç ifllemeyece¤i
konusunda kanaat olufltu¤unu
belirterek, 5 ayl›k hapis cezas›n›n, 1 y›ll›k denetim süresinde
bir daha suç ifllememesi kofluluna ba¤l› olarak ertelenmesine
hükmetti.
“Çocuk gelinler” projesi tan›t›ld›
Uçan Süpürge ile Almanya’daki Dortmund-Köln Uluslararas›
Kad›n Filmleri Festivali ortakl›¤›nda, 2008 y›l›n›n Ocak ay›ndan itibaren yürütülen, erken evliliklere
karfl› duyarl›l›k ve bilinç gelifltirmeyi,
küçük yaflta ve zorla evlendirmelere
sinema sanat›n›n olanaklar›yla dikkat
çekmeyi hedefleyen “Çocuk Gelinler” projesinin tan›t›m toplant›s›
yap›ld›. Proje çerçevesinde, iki sözsüz film haz›rlanacak.
Tan›t›m toplant›s›na, Hacettepe
Üniversitesi Sosyal Hizmet Uzman›
Prof. Dr. Sevil Atauz, DortmundKöln Uluslararas› Kad›n Filmleri Festivali’nden Stefanie Görtz, Uçan
Süpürge’den Selen Do¤an, Ürün
Güner ve Nihan Katipo¤lu kat›ld›.
Uçan Süpürge’den Selen Do¤an, erken evliliklere karfl› duyarl›l›k ve bilinç gelifltirmeye, küçük yaflta ve zorla evlendirmelere sinema sanat›n›n
olanaklar›yla dikkat çekmeye çal›flt›k-
lar›n› belirterek, “Erken evliliklere
söyleyecek çok sözümüz var. Erken
evliliklerin nedenleri aras›nda baflta
ekonomik sorunlar, geleneksel ve dini inançlara göre genç k›zlar›n karfl›
cinsle iliflkiye girmesine ve hamile kalmas›na engel olmak vard›r” dedi.
Hacettepe Üniversitesi Sosyal
Hizmet Uzman› Prof. Dr. Sevil Atauz ise, erken evliliklerde sadece kad›nlar›n ma¤dur olmad›¤›na bütün
toplumun ma¤dur oldu¤una dikkat
çekerek, “Olaya nereden bakarsak
bakal›m insan haklar› ihlali, kad›n
haklar› ihlali ve çocuk ihlali vard›r.
Erken evliliklerde sivil toplum örgütlerinin yapt›klar› çabalar sadece katk›d›r, çözüm getirmez. Önemli olan
bütün kamuoyunun bu soruna çözüm getirmesidir” fleklinde konufltu.
Ayr›ca proje çerçevesinde, Türkiye’den “Meme”, Almanya’dan
“Nefes al alma, nefes al” adl› yap›lacak k›sa filmler gösterilecek.
Uçan Süpürge’nin 2005 y›l›nda
yapt›¤› araflt›rmada, Türkiye genelinde evlenmelerin yüzde 36’s› kiflinin
kendi karar›yla, yüzde 58’i ailesinin iste¤iyle, yüzde 6’s›n›n ise di¤er karar
vericilerin kararlar› ile gerçekleflti¤i
tespit edilmiflti. Araflt›rmada, Türkiye’de 15 yafl›nda evli ve anne olanlar›n oran› yüzde 1.8, 17 yafl›nda evli ve
anne olanlar›n oran› yüzde 8.8, 19 yafl›nda evli ve anne olanlar›n oran› ise
yüzde 23.1 olarak belirlenmiflti.
İşçi-köylü 13
11-24 Temmuz 2008
ilistin sorununu, BOP’nin hayata geçirilmesinde önemli bir
yere koyduklar› anlafl›lan emperyalist güçlerin uzunca süredir gerçeklefltirdikleri giriflimlere bir yenisi daha eklendi. Emperyalistler
bu kez de Filistin’de “polis devleti” anlam›na gelen bir giriflim içindeler. Geçti¤imiz günlerde Almanya’da gerçeklefltirilen Filistin Güvenlik Konferans›’nda gündeme
getirilen öneri uyar›nca, “Filistin
topraklar›nda bir sivil polis
teflkilat› ve yarg› kurumlar›
oluflturulmas›” düflünülüyor.
Filistin’e dönük tüm öneriler
gibi, bu önerinin de ‹srail’in bölgedeki varl›¤›n› korumaya dönük oldu¤una hiç flüphe olmasa da, ABD
D›fliflleri Bakan› Rice “bölgedeki
karmafl›k durum ancak böyle
çözülebilir” diyor!
Esas olarak, Ortado¤u Dörtlüsü taraf›ndan ortaya at›lan bu
önerinin savunucular›ndan biri de,
ayn› zamanda dörtlünün içinde yer
alan Rusya. Konferansa kat›lan
Rus yetkililer, Filistinli polislerin
zaten Rusya’da “terörizme” karfl› e¤itildiklerini aç›kl›yor ve panzer de dahil, çok say›da silah› ve
güvenlik malzemesi gönderebileceklerini söylüyor.
Emperyalistler bu projelerini
dile getirdikleri günlerde, Hamas
ve ‹srail aras›nda bir kez daha
ateflkes ilan edildi. Ancak Haziran
ay›n›n son günlerine do¤ru yap›lan
bu ateflkese karfl›n, Siyonist sald›-
F
r›lar h›z kesmedi. Bugüne kadar
oldu¤u gibi, bu ateflkeste de, ateflkesin sadece karfl› tarafa bir ba¤lay›c›l›k getirmesini isteyen Siyonistler, Gazze’ye dönük yo¤un bir sal-
listin’deki geliflmeleri takip eden
BM heyetinin verdi¤i bilgilere göre, Siyonist devlet ateflkesin ard›ndan gelen günlerde, en az sekiz
kez ihlal gerçeklefltirdi.
Emperyalistlerin
Filistin planlar›
Dünya
na göre Hamas, Gazze’den ‹srail’e
karfl› düzenlenen sald›r›lar› durdururken, ‹srail de bölgedeki ablukay› hafifletecek ve Gazze’deki kuflatmaya son verecek. ‹ki taraf aras›nda var›lan anlaflma uyar›nca daha sonraki aflamada Hamas’›n elinde tuttu¤u bir ‹srail askerinin serbest b›rak›lmas› karfl›l›¤›nda Gazze’nin M›s›r s›n›r›ndaki k›sm›n›n
d›fl dünyaya aç›lmas› gündeme gelecek. ‹srail ile Hamas örgütü aras›ndaki ateflkesin 6 ay sürmesi öngörülüyor.
Gazze fieridi’ne geçifller
kapat›ld›
d›r› gerçeklefltirmeye devam ediyor. Ateflkesle birlikte Gazze’ye
dönük ablukay› kald›rma sözünü
de yerine getirmeyen Siyonist
devlet, ateflkesi ihlal etti¤i son sald›r›larda yine çok say›da Filistinliyi
katletti. Sald›r›lar Bat› fieria’da da
aral›ks›z sürüyor.
‹srail’in ateflkes ihlallerini BM
bile kabul etmek zorunda kald›. Fi-
Ancak BM ‹srail’in ateflkesi ihlal etti¤ini aç›klamakla birlikte, Siyonistler taraf›ndan bu ihlallerin
d›fl›nda gerçeklefltirilen bask›nlara
ve katliamlara raporda yer vermeyerek, Siyonist yanl›s› tutumunu
bir kez daha gösterdi.
M›s›r’›n arabuluculu¤unda 19
Haziran günü Hamas ile ‹srail aras›nda imzalanan ateflkes anlaflmas›-
Filistin halk›n› sadece fiili sald›r›larla de¤il, tecrit ve ablukayla da
teslim almaya dönük uygulamalar›n› ateflkes ihlaline paralel olarak
devam ettiren Siyonist devlet, ayn› günlerde Gazze fieridi’ne geçifl
noktalar›n› da kapatt›. 19 Haziran’da ilan edilen ateflkesten bu
yana tam befl kez geçiflleri yasaklayan ‹srail, kapatma gerekçesi olarak, Hamas’›n roketli sald›r›lar›n›
göstermekte, kendi sald›r›lar›n› ise
yok saymakta.
Gazze fieridi’nde geçifller daha
önceki aylarda da kapat›lm›fl ve temel ihtiyaç maddesi s›k›nt›s›n›n
had safhaya ulaflmas› ile birlikte,
M›s›r s›n›r duvar›n› y›kan Filistin
halk› buradan M›s›r’a geçerek, ihtiyaçlar›n› karfl›lam›flt›. Benzer bir
durumun yaflanma olas›l›¤›n›n yüksek olmas›ndan kaynakl› olacak,
bu kez M›s›r 3 günlü¤üne kap›lar›n› Filistin halk›na açarak, geçifllere
izin verdi.
Gazze’ye dönük abluka sürerken, Bat› fieria’da yaflayan Filistinliler de baflta su sorunu olmak üzere, bir dizi temel ihtiyaç maddesinin yoklu¤undan kaynakl› sorunlarla yüz yüze.
Ateflkes direniflin
kriterlerine
uygun de¤il!
Gazze’de ve Bat› fieria’da yaflanan bu tablo, Filistin sorununu
“çözme” iddias›yla bir dizi projeyi
gündeme getiren emperyalistlerin
tüm bu projelerinin, kendilerinin
ve siyonistlerin ç›karlar›na hizmet
edecek biçimde ele ald›klar›n›n somut göstergesidir.
Filistinli çok say›da örgüt ise,
Hamas’›n asl›nda giderek ‹srail’i tan›d›¤› fikrinde uzlafl›yorlar, bu örgütlerin bafl›nda ise FHKC gelmekte. Bunun içindir ki, Siyonist
ablukaya karfl› direnifli ara vermeden sürdürenlerin bafl›nda da yine
FHKC geliyor.
Ayn› günlerde ulusal birlik kurma ça¤r›s› yapan FHKC, El Fetih
taraf›ndan tutsak edilen siyasi tutsaklar›n durumunu takip etmek
için bir komite kurdu ve ateflkese
iliflkin düflüncelerini ise, Hamas-‹srail ateflkesinin koflullar›n›n ne
FHKC’nin ne de di¤er gruplar›n
kriterlerine uymad›¤› fleklinde
aç›klad›.
❏ PERU
Madenciler yine grevde
Peru’nun en önemli maden ocaklar›nda çal›flan madenciler, 14 aydan daha k›sa bir süre içinde 3. kez greve gittiler. En az 12
maden oca¤›nda bafllat›lan grevle birlikte,
emeklilik koflullar›n›n iyilefltirilmesini talep eden madenciler, taleplerinin kabul
edilmemesi durumunda grevi sürdüreceklerini ilan etmekteler. Madenciler ayr›ca hammadde fiyatlar›ndaki art›fltan dolay›, kârdan ödenen prim miktar›n›n da art›r›lmas›n› istiyorlar.
Di¤er taraftan, Peru’nun kuzey bat›s›nda bulunan Tambogrande Alt›n Madeni’nin,
çevreye zarar verdi¤i için 2003 y›l›nda kapat›lmas›na karfl›n yeniden faaliyete geçece¤i haberi üzerine, 500 kifli taraf›ndan iflgal edildi¤i bildiriliyor.
❏ JAPONYA
G-8 öncesi protestolar
Japonya’n›n baflkenti Tokyo’da bir araya gelen
binlerce kifli, 7-9 Temmuz tarihlerinde Hokkaido Adas›’ndaki Toyako kentinde gerçeklefltirilecek olan G-8 Zirvesi’ni protesto
etti. 140 kurum ve kurulufl taraf›ndan organize edilen eylemde, “alternatif zirve” ve
eylemlere kat›lma ça¤r›lar› da yap›ld›.
❏ ENDONEZYA
‹ran’da fleker
kam›fl› iflçilerinin
grevi sürüyor
Çingenelere Mussolini yöntemi!
ÇEKOSLOVAKYA
aft-Tapeh fieker Fabrikas› iflçilerinin 5
May›s’ta bafllatt›klar› grev, gerici-faflist
‹ran rejiminin tüm sald›r›lar›na karfl›n sürüyor.
Grevdeki iflçiler direniflin bafl›ndan bu
yana say›s›z kez güvenlik güçlerinin sald›r›s›na u¤rad›lar. Özel birlikler ile polis taraf›ndan ortaklafla gerçeklefltirilen sald›r›larda
çok say›da iflçi yaralanmas›na ve yüzlerce
iflçi gözalt›na al›nmas›na ve birço¤unun tutuklanmas›na karfl›n, 5 bin iflçinin bafllatt›¤›
grev sürüyor. fieker iflçilerinin bafll›ca taleplerini ise, ba¤›ms›z bir sendika oluflturulmas›, tutuklanan iflçilerin serbest b›rak›lmas›, geriye dönük maafllar›n ödenmesi, güvenlik güçlerinin fabrikadan ç›kar›lmas›
oluflturuyor.
1 milyon kifli greve ç›kt›
H
Otomobil iflçileri grevde
‹ran’daki Kodro Otomobil Fabrikas› iflçileri greve ç›kt›. Bir haftadan fazla bir
süredir grevde olan iflçilerin bafll›ca talebini, sendikal örgütlenme hakk› oluflturuyor.
Ayr›ca zorunlu fazla mesainin kald›r›lmas›
ve ücret art›fl› gibi talepleri de bulunan otomobil iflçileri, güvenlik görevlilerinin iflyerlerine giriflinin engellenmesini de istiyorlar.
ekoslovakya hükümetinin, emeklilik yafl›n› 65 e ç›karmay› da kapsayan, “sosyal reform” politikas›, 1
milyondan fazla bir kiflinin kat›ld›¤› bir grevle protesto edildi. Greve sa¤l›k sektörü de genifl bir kat›l›m
sa¤layarak, hastanelerin özellefltirilmesini protesto
etti. Ayr›ca Skoda atölyelerindeki otomobil iflçileri de
ayn› gün greve gittiler.
Ç
itler ve Mussolini faflizmi
döneminde en çok ac› çeken halklardan biri olan Çingeneler, bugün ‹talya’da yine benzer sald›r›larla karfl› karfl›yalar.
‹talyan hükümeti 2. Emperyalist Paylafl›m Savafl› y›llar›ndaki
uygulamalar›n benzeri olan Çingenelerin parmak izlerini toplama uygulamas›n› hayata geçirmeye çal›fl›yor.
‹talya’da yaflayan 160 binin
üzerindeki Çingenenin parmak
izlerinin toplanmas›n› öneren
hükümete halk büyük bir tepki
gösterirken, hükümet uygulamay› hayata geçirme yönlü pro-
H
Evrensel Bak›fl
Küresel kriz küresel isyanlar› tetikliyor!
ABD baflkanl›k seçimlerinin cumhuriyetçi aday› John McCain’in önde
gelen dan›flmanlar›ndan birinin yapt›¤›
aç›klama, emperyalistlerin kanl› dünya
politikas›n› gözler önüne serdi bir kez
daha. Cumhuriyetçi dan›flman, 11 Eylül benzeri bir sald›r›n›n, seçimleri kazanmalar› aç›s›ndan büyük bir avantaj
oluflturaca¤›n› söylüyordu.
ABD seçimleri yaklaflt›kça adaylar›n gerçek niyetleri de iyice a盤a ç›k›yor. Sadece cumhuriyetçi adaylar de¤il, “de¤iflim” vaat eden Obama’n›n
“demokrat” makyaj› da yine yar›fl›n
son günlerine do¤ru dökülmüfl gibi
görünüyor.
Hillary Cillinton ile “k›yas›ya”
bir yar›fla giren ve bu yar›fltan “zafer”
kazanarak ç›kan Obama da vermeye
çal›flt›¤› güvercin imaj›n› h›zla terk etmifle benziyor. Obama’n›n flahin yan›
giderek daha belirginlefliyor.
‹srail noktas›nda daha bafl›ndan
beri Siyonist devletten yana bir tutum
içinde oldu¤unu gizlemeyen, Siyonistlerin “güvenli¤ini” sa¤lamaya dönük,
tüm gerekli yöntemlere baflvurulaca¤›n› aç›klamaktan çekinmeyen Obama, karfl›ym›fl gibi göründü¤ü Irak iflgaline iliflkin gerçek niyetini de ortaya
koymufl bulunuyor. Adayl›k yar›fl›na
girdi¤i günlerde, baflkan oldu¤unda ilk
yapaca¤› ifllerden birini Irak’taki ABD
askerlerini çekmek olarak getirirken,
bugün bunun “çok zor” oldu¤unu
söylemekten geri durmuyor. Böylece
ABD emperyalizminin iflgal politikalar›nda hiçbir de¤ifliklik olmayaca¤›n›n
sinyallerini vererek, silah ve petrol
tekellerinin “kayg›lar›n›” da gidermeye çal›fl›yor. Onun bu ç›k›fllar›, kimi “iyi niyetliler” taraf›ndan, Cumhuriyetçilerin oylar›n› arkas›na almaya
dönük bir taktik olarak aç›klanmaya
çal›fl›lsa da, Obama’n›n ABD emperyalizminin ç›karlar›n› koruma nokta-
jesindeki ›srar›n› sürdürüyor.
Hükümet uygulamay› “‹talya’da kalma hakk› olanlar›n
düzgün koflullarda yaflamas›n›n, kalanlar›n ise geri
gönderilmesinin sa¤lanmas›” olarak gerekçelendiriyor.
Çingenelere dönük sald›r›lar
ise sadece parmak izi toplama
ile s›n›rl› de¤il. Afl›r› milliyetçi
Silvio Berlusconi’nin yeniden
baflbakan seçilmesinden sonra
gözle görünür bir yükselifle geçen ›rkç› dalgayla birlikte, Çingene kamplar›na dönük ›rkç›
gruplar taraf›ndan sald›r›lar gerçeklefltirilmekte.
s›nda kendinden öncekileri aratmayaca¤›na kesin gözle bakmak gerekiyor.
Çünkü flunu görmek gerekiyor ki,
Obama’n›n arkas›ndaki gerçek gücü
yine, halk de¤il, savafl tekelleri oluflturuyor.
Emperyalizmin küresel krizinin giderek derinleflmesi, emperyalistlere
daha fazla sald›rganl›ktan baflka bir seçenek b›rakm›yor. Bunun içindir ki, ifl
bafl›na getirilen veya getirilecek olan
kifliliklerin, emperyalizmin halklara
dönük iflgal, katliam, sosyal y›k›m politikalar›n›n önünde engel olmayacak
kifliliklerden seçilmesine, dün oldu¤undan daha fazla önem veriliyor.
Gerek ABD emperyalizminin gerekse AB vd. emperyalist güçlerin,
baflta askeri sald›rganl›k olmak üzere,
halklara dönük her türden sald›r›lar›n›n dozunu önümüzdeki süreçte de
art›rarak sürdürme niyetinde olduklar› kesin. Ancak özellikle de askeri sald›rganl›k ba¤lam›ndaki niyetlerini hayata geçirmenin giderek zorlaflt›¤›n›
da görmekteler. Bu zorluk en baflta
da dünyay› büyük bir h›zla saran küresel g›da krizinin yaratt›¤› aya¤a kalk›fl-
H‹ND‹STAN
Milyonlarca kamyon
floförü grevde
üksek vergileri ve akaryak›t fiyatlar›ndaki art›fl› protesto eden kamyon floförleri greve gittiler. Tüm
Hindistan Motorlu Tafl›mac›l›k Birli¤i’nin ça¤r›s›
ile gerçekleflen greve 4 milyondan fazla kamyon floförünün kat›ld›¤› bildiriliyor. Sendika sözcüleri grevin talepleri kabul edilinceye kadar sürece¤ini belirtirken,
grev Hindistan hükümetini hareket geçirmekte gecikmedi ve bir hafta süren grev, yap›lan anlaflmayla sona
erdi. Anlaflmaya göre, bir y›l süreyle otoyollarda ücretler dondurulacak. Kamyoncular 2004 y›l›nda da, bir
hafta süren, benzer bir grev gerçeklefltirmifllerdi.
Y
lardan kaynaklanmakta. Bir di¤er zorluk ise, mevcut krizin ekonomide yaratt›¤› çöküntü ve her askeri sald›r›n›n bu çöküntüyü daha da derinlefltirmesi. Emperyalistlerin Ortado¤u
stratejisindeki önemini hala koruyan
‹ran’a dönük onca haz›rl›¤a, ortal›kta
dolaflan onca spekülasyona karfl›n,
bunun hayata geçirilememesinin bafll›ca nedeni de yine, çap› önceki sald›r›lar› hayli aflaca¤› kesin olan bir ‹ran
sald›r›s›n›n, emperyalist güçlere onar›lmas› hayli güç derin ekonomik yaralar açmas›ndan duyulan korkudur.
Bu korkuyu yaflayan en baflta da, öncü emperyalist güç rolünü yitirme
kayg›s› giderek büyüyen, ABD emperyalizmidir. Çünkü son y›llarda art›rd›¤› askeri sald›rganl›k politikas›, faturas› giderek alt›ndan kalkmas› zor bir
ekonomik-siyasal krizi tetiklemenin
yan› s›ra, di¤er emperyalist güçlerle
giriflti¤i rekabette aran›n giderek kapanmas›n› da getirmifl bulunuyor.
Özellikle de Avrupal› emperyalist
güçlerle yaflanan ezeli rekabette, Avrupal› güçlerin eli ABD emperyalizmi
karfl›s›nda giderek daha da güçleniyor.
Bu rekabette flu s›ralar art›k ekonomik-siyasal rekabetin yan› s›ra, askeri
rekabet de öne ç›kmaya bafllam›fl bulunuyor. Son y›llarda askeri sald›rganl›k politikalar›na dahil olma noktas›nda ABD emperyalizmi ile yar›fl halinde
olan AB emperyalistlerinin, askeri
olarak da güçlenme ad›mlar›n› h›zland›rd›klar› görülüyor. Son dönemde
daha çokça dillendirilen ve alt yap›s›na dönük bir dizi haz›rl›klar›n oldu¤u
bilinen Avrupa Ordusu’nun kuruluflu
art›k, 60 bin kifliden oluflacak ilk birli¤in nerede konuflland›r›laca¤›n›n karar aflamas›na gelmesiyle birlikte, somutlaflm›fl bulunuyor. AB’nin sald›rganl›k gücünü sa¤lamlaflt›rma anlam›na da gelen bu ad›mlar ise, Fransa’n›n
faflist Cumhurbaflkan› Sarkozy’nin AB
dönem baflkan› olmas›yla birlikte,
AB’nin önceliklerinin bafl s›ras›nda
yer al›yor.
Giderek Avrupa’n›n en faflist rejimlerinden birine dönüflen Fransa’n›n
dönem baflkanl›¤› öyle görünüyor ki,
AB emperyalistlerinin sadece askeri
sald›rganl›kta de¤il, ayn› zamanda Avrupal› emekçilere dönük sosyal y›k›m
Ö¤renciler fiyat art›fl›na karfl›
parlamentoyu iflgal etti
Petrol fiyatlar›ndaki art›fl› protesto eden Endonezyal› ö¤renciler sokaklara ç›karak,
bir dizi eylem gerçeklefltirdiler. Ö¤renciler eylemler s›ras›nda parlamento binas›n›
basarken, polis tazyikli su ile ö¤rencilere
sald›rd›. Milyonlarca yoksulun, sübvansiyonlarla ucuz petrol alabiliyorlard›. Ancak
sübvansiyonlar›n kald›r›laca¤›n›n aç›klanmas›yla birlikte, ö¤renciler eylemlere bafllad›lar. Hükümet ise eylemlerden oldukça
endifleli. Çünkü 1998 y›l›nda da fiyat art›fllar› nedeniyle eylemler gerçekleflmifl ve
eylemlerin sonucunda diktatör Suharto
devrilmiflti
❏ POLONYA
Sendikac›lar grev hakk›
için sokaklarda
Grev hakk›yla birlikte birçok kazan›lm›fl
hakk›n gasp›n› içeren yeni ifl yasa tasar›s›n› protesto eden sendikac›lar, Polonya’n›n baflkenti Varflova’da eylem yapt›.
“Bask› ve sömürüye son! ‹fl Yasas›’ndan Elinizi Çekin” fliar›yla gerçeklefltirilen eyleme, 2 binden fazla sendikac›
kat›ld›.
Tusk hükümetinin tasarlad›¤› ifl yasas›,
patronla ile bir sendika aras›nda T‹S yap›labilmesi için, iflçilerin en az % 33’ünün o
sendikaya üye olmas› flart›n› getiriyor.
sald›r›lar›nda ve de göçmenlere dönük ›rkç›-faflist politikalar›nda da daha
radikal “önlemler” almas›n› da beraberinde getirecek.
Görüldü¤ü gibi, sistemin küresel
krizi, sistem sahiplerini halklara karfl›
daha genifl çapl› sald›r›lar gerçeklefltirmeye itiyor. Çünkü bugün art›k, emperyalizme ba¤›ml› ülkelerden bafllayan açl›k ayaklanmalar›n›n, emperyalist metropolleri felç eden grev vb. direnifllerde yank›s›n› bulmas› söz konusudur. Emperyalistleri ve onlar›n
yerli uflak-iflbirlikçilerini kara kara düflünmeye ve halklara dönük yeni ve
daha kapsaml› sald›r› planlar› yapmaya
iten de budur.
Bu planlar› bofla ç›karacak olan
yegane güç ise, dünyan›n dört bir
yan›nda yükselen açl›k isyanlar›n›n, iflgal karfl›t› direnifllerin ve emekçilerin
grev vb. eylemlerinin, s›n›fsal rotada seyir izleyen mücadelelerle
buluflmas› olacakt›r. Emperyalist-kapitalist sistemin çöküflünü h›zland›racak ve onu tüm gerici-faflist kurumlar›yla birlikte yerle bir edecek olan da
ezilenlerin bu buluflmas› olacakt›r!
İşçi-köylü 14
Tarihten sayfalar
11-24 Temmuz 2008
Hapishaneler, katliamlar
kadar direnmenin de tarihidir!
“Hapishaneler sorununu çözmeden, IMF politikalar›n› yaflama geçiremeyiz.” (Bülent Ecevit-19 Aral›k 2000)
Ecevit’in bu sözüyle önemi egemenlerce aç›k
bir flekilde ifade edilen hapishaneler, egemen
s›n›flar›n ezilenler üzerinde her daim bask› ve
sindirme politikalar›na paralel bir araç olarak
kullan›lagelmifltir. Yaflad›¤›m›z co¤rafyada da
Osmanl›’da zindanlardan, günümüzün modern(!) otelleri fleklinde lanse edilen F tipi
hapishanelere kadar, hatta yerin 2 kat alt›nda d›fl dünyadan tamamen tecrit edilmifl D tipi hapishanelere kadar amaç ayn›d›r. Sistem,
kendine muhalif olan bütün kesimleri zindanlara kapatarak adeta bir güç gösterisi yapm›fl,
sindirme ve bask› alt›nda tutmak için kullanm›flt›r/kullanmaktad›r hapishaneleri. Egemenler bugüne kadar hapishanelerde say›s›z
katliamlara imza atm›fl, yüzlerce devrimci ve
komünist tutsa¤› katletmifltir.
Zulmün oldu¤u yerde
direnmek meflrudur!
Perulu komünistlerce savafl›n par›ldayan
siperleri olarak adland›r›lan hapishanelerde,
ülkemizde de say›s›z katliam yap›lm›fl, ancak
yurtsever, devrimci ve komünist güçler de
çeflitli yol ve yöntemlerle karfl› koymay› bir
gelenek haline getirmifltir. Yani hapishaneleri katliamlar tarihiyle dolu olan ülkemizde ayn› zamanda zindanlar direnifller tarihidir.
’68 kufla¤›n›n özellikle ülkemizde yaratm›fl oldu¤u devrimci etkinin hemen ertesinde kurulan devrimci ve komünist partilerce
ülkemiz co¤rafyas›nda geliflen s›n›f mücadelesine paralel, egemenler aç›s›ndan daha da bir
önem kazanan hapishaneler, özellikle ’70’li
y›llar ve daha sonra 12 Eylül AFC sonras›
katliamlar›n yo¤un yafland›¤› yerler olmufltur.
Hemen Cunta sonras› özellikle Diyarbak›r
zindanlar›nda insanca yaflam› bile çok gören
politikalara karfl› TKP/ML ve PKK tutsaklar›
taraf›ndan bafllat›lan Ölüm Oruçlar› bir süre
sonra devleti bu politikas›ndan geçici olsa da
cayd›rm›flt›r. Ve bu direnifl, t›pk› daha öncekiler gibi zulmün oldu¤u yerde direnmenin
meflrulu¤uyla ele al›nm›flt›r kan can pahas›na.
1984 direnifli
faflizme vurulmufl
büyük bir darbedir!
TKP/ML ve PKK tutsaklar›n›n 1981 y›l›nda Diyarbak›r Hapishanesi’nde sergilemifl olduklar› direnifl ve kazan›m›n hemen ertesinde devlet ayn› hapishanede yurtsever-devrimci ve komünist güçleri teslim alma amaçl›
yeni bir sald›r› furyas› bafllatm›flt›. ’81 Ölüm
Oruçlar› kazan›m›n›n hemen ertesinde gelen
bu sald›r› bize s›n›f mücadelesinin her alan›nda oldu¤u gibi savafl›n par›ldayan siperlerinde
de nihai zafere kadar kazan›lan hiçbir baflar›-
Direnmektir yaflam›n di¤er
ad› hapishanelerde!
’95 ve ’96 y›llar›nda geliflen toplumsal muhalefet, kitle eylemleri devlet cephesinde bir
tedirginlik yaratmaya bafllam›flt›. Özellikle 12
Mart 1995 tarihinde Gazi Mahallesi’nde Alevi-Sünni çat›flmas› ad› alt›nda yarat›lmaya çal›fl›lan provokasyon girifliminin emekçi halk›m›z
taraf›ndan bofla ç›kart›larak as›l kinini devlete
kusmas›n›n ard›ndan geliflen kitlesel refleks
eylemleri, bunu takiben yine dünyada ve ülkemizde geliflen ekonomik kriz ve karfl›s›nda
yordu. ‹flte dönemin Ana-Yol hükümeti taraf›ndan Adalet Bakan› yap›lan Mehmet
A¤ar’›n sorunlar›n çözümü için “biraz can
yanacak” dedi¤i hapishaneler için 6-8 ve 10
May›s genelgeleri yay›mland›. Neydi bu genelge ve neyi hedeflemekteydi? Her fleyden
önce devrimci tutsaklar›n kimliklerini ve kifliliklerini teslim alma amac› güden bu genelge,
baflta Eskiflehir olmak üzere birçok tabutlu¤un aç›lmas›, sürgün ve itirafç›laflt›rma politikalar›n› meflrulaflt›rma, savunma hakk› ve tedavi haklar›na yönelik bir tak›m sald›r›lar› ön-
gemenlerin tüm görmezden gelme ve yalanlama
çabalar›na yaflamlar› ile yan›t›
olan devrimci ve komünist tutsaklar, sald›r›lar karfl›s›nda
boyun e¤meyerek devrimci
iradenin zaferini dosta da
düflmana da göstermifl oldular.
E
n›n ve kazan›m›n kesin olmad›¤›n› ama bunlar› sürdürmenin yine can ve kan bedeli oldu¤unu göstermifltir.
1983 y›l›nda yeniden bask› politikalar›yla
gündeme gelen tecrit-izolasyon ve teslim alma amaçl› yeni bir sald›r› furyas›n›n hayata
geçirilmeye baflland›¤› süreçlerde PKK davas›ndan tutuklu bulunan 4 tutsak, insanca yaflamak, tecrit ve izolasyon politikalar›na karfl› bedenlerini siper ederek 14 Temmuz 1984
y›l›nda Ölüm Orucu’na bafllad›lar. ‹lk olarak
M. Hayri Durmufl duruflma için götürüldü¤ü
mahkemede ve hemen ard›ndan da Kemal
Pir, Akif Y›lmaz ve Hayri Durmufl ile
birlikte üç tutsak daha ölüm orucuna bafllad›klar›n› ilan ettiler.
geliflen devrimci mücadeleye paralel son y›llar›n en kitlesel kat›l›ml› 1 May›s’›n›n kutland›¤›
1996 y›l› egemenlerin huzurunu kaç›rm›fl olmal› ki duruma müdahale için neler yap›laca¤›n›n telafl›na düflmüfllerdi. Çünkü e¤er bu geliflmenin önüne geçilmezse gelecek onlar aç›s›ndan daha da korkunç olacakt›.
‹flte böylesi bir süreçte yani hemen 1 May›s 1996’n›n ertesinde devlet yine hapishanelerden bafllayan yeni bir sald›r› furyas›yla sahneye ç›km›flt›. Çünkü hapishaneler sorunu
çözülmeden toplumu tecrit alt›nda tutamayaca¤›n› biliyor ve içeriyi de d›flar›y› da tam
bir hapishaneye çevirmenin planlar›n› yap›-
görüyordu. K›sacas› tutsaklar›n y›llard›r her
türlü katliam ve bask›lara karfl› bedenleri ile
direnerek devrimci mücadelenin bir okulu
haline getirdikleri bu mevzileri terk etmeleri
ve devlete teslim olmalar› isteniyordu. Tutsaklar da hapishanelerde yaflaman›n di¤er bir
ad›n›n da direnmek oldu¤u bilinciyle bu sald›r›lara karfl› bedenlerini bir kez daha siper
ederek 20 May›s 1996 tarihinde süresiz açl›k
grevlerine bafllam›fl, 44 gün sonra yani 3
Temmuz günü ise bu direnifli ölüm orucuna
çevirmifllerdir. Hapishanede TKP/ML,
DHKP-C, TKEP/L, TKP(ML), MLKP, TDP
ve Direnifl Hareketi’nden tutsaklar 44 günlük açl›k grevlerini ölüm orucuna çevirirken
T‹KB, HDÖ ve Ekim örgütleri ise bu süreci
Süresiz Açl›k Grevleriyle sürdüreceklerini
bildirdiler.
Tutsaklar›n talepleri flunlard›;
* Tabutluk genelgesi iptal edilsin. ‹tirafç›laflt›rma dayatmalar›na ve sürgünlere son verilsin. Baflta Eskiflehir olmak üzere bütün tabutluklar kapat›ls›n.
* Tutsak yak›nlar›na yönelik sald›r›lara
son verilsin.
* Savunma hakk›m›z ve tutsaklar›n tedavileri önündeki engeller kald›r›ls›n.
* Kay›plara, infazlara, katliamlara, iflkencelere son verilsin. Baflta Kürt halk› olmak
üzere tüm emekçilere yönelik devlet terörüne son.
Ve her an› eylem olan 69 günlük kazan›m
böylece bafllam›fl oldu. ’96 direniflinin en
önemli özelliklerinden bir tanesi de tutsaklar›n feda ruhlar› kadar d›flar›da ailelerin ve
devrimci ve demokrat kamuoyunun legal
platformlarda, devrimci ve komünist güçlerin
ise devletin kurumlar›nda patlayan bombalar›n›n bu direniflin tamamlay›c› bir rol oynamas›yd›. Devletin içeriyi ve d›flar›y› teslim almay› amaçlayan böylesi bir sald›r› karfl›s›nda
içeri ve d›flar›s› tek vücut olmufl zulme karfl›
direniyorlard›. Ve egemenlerin kendi silahlar› kendilerine do¤rulmufltu. Bu aflamadan
sonra devlet ölüm oruççular›n›n gizli gizli yemek yediklerini ve asl›nda ölüm orucunda olmad›klar›n› söylüyordu. Ancak onlara ilk yan›t› 21 Temmuz’da eylemin 63. gününde
Ümraniye hapishanesinde direniflini sürdüren TKP(ML) dava tutsa¤› Aygün U¤ur
verdi. Daha sonra Altan Berdan Kerimgiller (DHKP-C), ‹lginç Özkeskin (DHKPC), Hüseyin Demircio¤lu (MLKP), Ali
Ayata (TKP(ML), Müjdat Yanat (DHKPC), Tahsin Y›lmaz (T‹KB), Ayçe ‹dil Erkmen (DHKP-C), Yemliha Kaya (DHKP-C),
Hicabi Küçük (T‹KB), Osman Akgün
(T‹KB) ve Hayati Can (TKP(ML) bu büyük
kavgada ölümsüzlefltiler. 27 Temmuz’da tutsaklar›n bu büyük direnifli karfl›s›nda çaresiz
kalan devlet tutsaklar›n taleplerini kabul etmek zorunda kald›.
Kardefl düfle lal salam!
Kültür-sanat
Umut sand›kta de¤il, diflfle
e difl mücadelededir!
Toplumsal yozlaflman›n önemli birer arac› haline gelen TV kanallar›, toplumun her
kesimine “uygun” ayr› ayr› “programlarla” emekçi halk kesimlerinin evlerine giriyor.
Bir dizi flarlatan›n yer ald›¤› sabah programlar›, ev ifli-çocuk-efl üçgeni aras›nda s›k›fl›p kalm›fl, buna bir de geçim s›k›nt›s› eklenince, kendine ay›racak zaman› yaratma imkan› neredeyse hayal olmufl ev kad›nlar›n›
hedef kitle olarak seçiyor. Akflamlar› yay›nlanan, “binbir gece”li, “gazi”li, “vadi”li dizilerle de genel kitlenin uyutulmas›, uyuflturulmas› ve de son dönem dizilerinin içeri¤ine
bakarak söyleyecek olursak, ›rkç›-floven duygular›n kabart›lmas› hedefleniyor.
Ancak iflçi ve emekçi y›¤›nlar üzerindeki
sosyal y›k›m sald›r›lar›n›n, büyük bir iflsizler,
yoksullar, açlar ordusu yaratmaya devam etmesi, egemen s›n›flar›n ve onlar›n hizmetindeki medyan›n, bu kesimin umutlar›n›, hayallerini sömürme arzusunu kabart›yor ve buna
dönük projeler hayata geçirilmekte gecikmiyor. Ve birbiri ard›na halka sahte umut
vaat eden yar›flma programlar›n›n devreye
girmesi söz konusu oluyor. Hemen tümünün
format›, baflta ABD olmak üzere, baflka ülkelerden “apartma” veya popüler deyimle
“çakma” olan bu yar›flma programlar›, her
akflam geç saatlere kadar izlenen bafll›ca
programlar olmay›, böylelikle de “rating”lerini yükseltmeyi sürdürüyor!
Uzunca y›llard›r var olan ve “klasik flans
oyunlar›” da denilen, Milli Piyango, Loto,
Toto flimdilerde yerini bu “yar›flma”lara b›rakm›fl bulunuyor.
Bu programlar içinde, insanlar› “süper
star” yapmay› vaat edenler oldu¤u gibi, a¤›rl›kl› olarak da “nakit” paraya dayal› olanlardan olufluyor.
Ve çeflitli TV kanallar›nda yay›nlanan bu
“yar›flma” programlar› “büyük ilgi” çekmeye
devam ediyor. Prime-Time denilen, TV’lerin en çok izlenilen saatlerinde yay›na sokulan bu programlar, hem izleyicileri hem de
“yar›flmac›”lar›, saatler boyu TV ekranlar›n›n
karfl›s›na adeta m›hl›yor.
Yar›flma programlar›n›n formatlar› bilgi,
beceri ve yetene¤e dayanmad›¤›ndan “yar›flmac›” olmaya hevesli herkes, kendini bir baflkas› veya herkesle “yar›flabilecek yetenekte”
gördü¤ünden olsa gerek, “yar›flmac›” olabilmek için s›rada bekleyenlerin milyonlarca oldu¤undan söz ediliyor.
S›ra birkaç yüz sene
sonra gelecek!
Bu programlar›n en yo¤un ilgi göreni
flüphesiz Show TV’de yay›nlanan “Var m›s›n? Yok musun?” adl› yar›flmad›r. Bu
programa 1.200.000 kiflinin yar›flmac› olabilmek için baflvurdu¤u söyleniyor. Ve sezon
boyunca ancak toplam 170 kifli yar›flmac› olmay› baflarm›fl(!) durumda. S›radakilerin ise
“yar›flmac›” olabilmek için daha yüzlerce sene beklemeleri gerekecek!
“Var m›s›n? Yok musun yar›flmas›” da yine di¤er benzerleri gibi, herhangi bir bilgi veya beceriye dayanm›yor. Ya “yar›flmac›n›n”
seçti¤i kutudan büyük miktarda bir para ç›kmas› ya da “Hamdi Bey”in teklif etti¤i az›msanmayacak miktarlar› kabul etmesi üzerine
kurulu olarak özetlenebilecek bu program,
ayn› zamanda insanlar›n para için ne kadar
onursuzlaflabildi¤ine, daha do¤rusu onursuzlaflt›r›ld›¤›na da iyi bir veri oluflturuyor.
Bir di¤er yar›flma program› “Çark›felek” ad›
alt›nda sunulmaktad›r. Bu programa ise
250.000 kifli yar›flmac› olabilmek için baflvuruda bulunmufl. Uzunca y›llard›r çeflitli kanallarda yay›nlanan “Çark›felek”in sunucusu
“Memed Ali Bey”, y›llar boyu oldu¤u gibi,
her akflam umutlar› sömürmeyi sürdürüyor.
Fox TV’de k›sa süre önce yay›nlanmaya
bafllanan “Teklif var, ›srar yok” adl› yar›flma
program›na ise, daha flimdiden 20.000 kifli
baflvurmufl.
Yar›flma programlar› hem izleyenlere ve hem de yar›flmac›lara kolay
yoldan nas›l köfle dönülece¤inin bofl umudunu pompal›yor. Kat›l›mc›lar aç›s›ndan, baflar› ve kazanc› emekle elde etmek yerine, bir
kaç saatlik bir “yar›flma” ile elde etmeyi ve buradan da s›n›f atlamay› ve ekran yoluyla flöhret yakalamay› da empoze ediyor.
Yar›flma programlar›na kat›labilmek için
doldurulan formlar ise, do¤rudan polise servis edilerek bir nevi fifllenmede de kullan›l›yor. Bu yolla da baflka bir ifllevi de yerine getirmifl oluyor. Geçti¤imiz günlerde aramas›
olan birinin bu yolla yakaland›¤› yans›d› kamuoyuna.
Umut sand›kta de¤il,
difle difl mücadelededir!
Yar›flmalar kat›l›mc›lar aç›s›ndan bir “hayat-memat meselesi” olarak görüldü¤ünden
olsa gerek, kazand›klar›nda ortaya koyduklar› sevinç veya kaybettiklerinde ortaya koyduklar› y›k›m ve hüzün tam bir travmaya dönüflebiliyor. “Yar›flmac›lar” aza da tamah etmiyorlar, en yüksek mebla¤› elde edebilmek ve kendilerine ac›nmas›n› sa¤lamak için,
tam bir düflkünlük sergilemekten geri durmuyorlar. ‹çinde bulunduklar› tüm s›k›nt›lar›
ortaya koyarak “ne olur yard›m edin” diyerek adeta yalvar›yorlar.
Yar›flma programlar› hem izleyenlere ve
hem de yar›flmac›lara kolay yoldan nas›l köfle dönülece¤inin bofl umudunu pompal›yor.
Kat›l›mc›lar aç›s›ndan, baflar› ve kazanc›
emekle elde etmek yerine, bir kaç saatlik bir
“yar›flma” ile elde etmeyi ve buradan da s›n›f
atlamay› ve ekran yoluyla flöhret yakalamay›
da empoze ediyor.
Bu tür yar›flma programlar›na olan yönelim, ekonomik krizin derinleflti¤i, iflsizli¤in
artt›¤› ve de halk›n giderek daha fazla yoksullaflmaya ve borç bata¤›na saplanmaya bafllad›¤› dönemlerde daha bir art›fl gösteriyor.
Bu art›fl ise beraberinde halk›n umudu yar›flma sand›klar›n›n içinde aramas›n› getiriyor!
Oysa umut, yoksul y›¤›nlar› sand›¤a mahkum
edenlere karfl›, difle difl mücadele etmekte
ve bu mücadele için verilen emektedir!
Bugün umut
Bir tohum patl›yor
Dünyan›n çat›s›nda
Aç›l›yor
Ebemkufla¤›n›n
Unutulmam›fl rengi
‹çinize s›¤mayan günayd›nlar dileyim
Çünkü y›k›l›yor sütunu
Eskiden kalma
Çürük gecenin
Bugün direnç
Sikkesini sökün öfkenin
Hayk›r›n
Yeni bir hayat›n
Nefesiyle
Kolunuzda ne derman
Ve hangi türkü varsa dilinizde
Birlefltirin
Nepalli gerillan›n türküsüyle
Y›k›ls›n üç büyük da¤
Kokusu özgür günler için
Bugün özgürlük
Bir düfl gemisi yarat›yor
Kendi liman›n›
Esir flark›lar çocuklara emanet
Sevincin ihtilalidir iflte
(mutlulu¤un sakl› resmi)
Tan›ma gelmez
Koflun r›ht›ma
Merhaba deyin
Gümüfl pullu bal›klarla
Oynaflan ›fl›lt›ya
Bugün lal salam
Bu sabah
Nepalce gülümseyin
Nepalce öpün sevgilinizi
Nepalce koklay›n çiçekleri
Madem bu kavga bizim
Her soka¤› bir alan yap›n
Her fabrikay› bir okul
Savunun Nepal halk›n›n devrimini
‹zin vermeyin
Solmas›n
Kardefl düflün rengi
Mircan Karaali
İşçi-köylü 15
11-24 Temmuz 2008
Gazete/Okur
Yaflama ›fl›k tutan sözler...
Bilginin efendisi olmak için
çal›flman›n kölesi olmak gerekir.
(Balzac)
Güçlüklerin göbe¤inde f›rsatlar
yatar. (Einstein)
Küçük olaylar karfl›s›nda sab›rl›
Zaman, insan bilincine derinlemesine nüfuz eden olgular›n ön s›ralar›nda geliyor. Uzay ve zaman insan bilincini binlerce y›ld›r meflgul etmifltir. ‹lk bak›flta kavranmas› kolay
gibi görünen uzay ve zaman kavramlar›n›n, biraz düflünüldü¤ünde hiç de
öyle olmad›¤› görülür. Türk Dil Kurumu sözlüklerine bakt›¤›m›zda; zaman, süre olarak tan›mlan›r, oysa bu
tan›m zaman› kavramak için çok fley
ifade etmez.
Gerçekte zaman ve uzay›n tabiat›
oldukça kompleks-karmafl›k bir felsefi konudur. ‹nsanlar geçmifl ve gelece¤i çok kolay biçimde ay›rt edebilirler. Zaman duygusu insanlara özgü
bir fley de¤ildir. Gece ve gündüz ayr›
ayr› yönlere dönen bitkiler gibi bütün
organizmalar bir çeflit iç saate sahiptirler. Zaman maddenin de¤iflen
durumunun nesnel bir ifadesidir. Var olan nesnel bir sürecin
ifadelendirilmesi biçimi de diyebiliriz
buna. Yani zaman, bütün maddelerin
(enerji de bir maddedir) sürekli de¤iflim ve dönüflüm durumunda olufllar›n›n ifadesi olarak tan›mlanabilir. Ve
zaman, bütün nesnel varl›klar›n olduklar› fleyden baflka bir fleye dönüflme zorunluluklar›d›r.
Her fleyin ard›nda bir ritim duygusu bulunmaktad›r. Canl›lar›n kalp
at›fllar›, y›ld›z, gezegen ve di¤er gök
cisimlerinin hareketi, gel-gitler, mevsimler vb... Bunlar insan bilincine hayali fleyler olarak de¤il, evren hakk›nda reel bilgi olarak nüfuz eder. Zaman, bütün türleriyle maddenin, devinim ve hareketini ifade
etme tarz›d›r.
Konuflma ve yazma dilinde kulland›¤›m›z zamanlar vard›r. Geçmifl
zaman, flimdiki zaman, gelecek zaman. ‹nsan akl›n›n bu muazzam keflfi;
insanl›¤› flimdiki zaman esaretinden
kurtararak, somut durumun ötesine geçebilmesini sa¤lam›flt›r. Sadece flu an için de¤il, geçmiflte ve gelecekte zihnimizin varl›k gösterebilmesini olanakl› k›lm›flt›r.
Merhaba,
Emperyalizm do¤as› gere¤i yo¤un bir kriz içerisine girmifl durumdad›r. Bu kriz sürekli bir t›rman›fltad›r. Buna karfl›l›k dünya ölçe¤inde; devrimci dalga da belirgin oranda yükselifltedir. fiu an için halklar›n
pratikte gösterdi¤i bu dalga; kendili¤indenci, ekonomik talepli olsa
da; arkas›ndan h›zl› bir flekilde demokratik ve daha ileri boyutta da
siyasi talepler bu devrimci dalgaya
kat›larak, s›n›f mücadelesini gerçek
güzergah›na oturtacakt›r.
Bu temelde tarihi öneme sahip
olan flanl› 15-16 Haziran Büyük ‹flçi
Direnifli’ne de¤inmek istiyorum.
Evet, 15-16 Haziran Direnifli ve arkas›ndan gelen 3 ayl›k s›k›yönetim,
Türkiye iflçi s›n›f›na tarihsel önemli
ö¤retiler b›rakm›flt›r. Öncelikle
devrimin kitlelerin eseri olaca¤›n›
ve kitlenin de (iflçi-köylü) devrim
yolunda her türlü ekonomik-demokratik ve sosyal haklar›n› ancak
olmazsan, büyük planlar› gerçeklefltiremezsin. (Çin atasözü)
Günefli gözden kaç›rd›m diye
a¤larsan, y›ld›zlar› göremezsin.
(Tagore)
Düflünce kabiliyetini öldüren en
Uzay ve zaman aras›ndaki fark;
uzay zamandan farkl› olarak zamanda
konum de¤iflimi olarak de¤iflimi de
kapsar. Madde uzayda var olur ve
onun içinde hareket halindedir.
Uzaydaki hareket tersinme özelli¤i
gösterir, oysa zaman tersinir (geri
dönüflümlü) de¤ildir. Hegel’e göre
uzay, maddenin ‘baflkal›¤›d›r’; zaman
ise, maddenin, oldu¤u fleyden baflka
fleye de¤iflti¤i süreçtir.
‹nsan bilincinde zaman›n ço¤unlukla y›k›c› bir fley olarak alg›land›¤›
tespit edilmifl. Oysa zaman öz-oluflum süreçlerini de kapsar. Bu
süreçlerde madde her an
sonsuz-s›n›rs›z biçimler
dizgesine dönüflür durur.
Maddenin atom alt› düzeyinde bütün bunlar çok aç›k
gözlenebilmektedir.
Zaman›n tersinemezli¤i sadece insan ya da di¤er canl›lar için
de¤il, y›ld›zlar ve galaksiler için de
geçerlidir. Y›ld›zlar ve galaksiler de
t›pk› di¤er canl›lar gibi do¤ar ve
ölürler. Gündelik yaflam›m›zda
ölüm negatif olarak alg›lan›yor, oysa
yaflam ölümün yan› bafl›ndad›r. Düzen kaostan ç›kagelir ve çeliflmenin
iki yan› birbirlerinden ayr›lmazlar.
Ölüm olmaks›z›n yaflam nas›l var
olabilirdi? O nedenle her insan sadece kendisinin de¤il, kendi olumsuzlamas›n›n yads›nmas›n›n- ve
kendi s›n›rlar›n›n da fark›ndad›r. Yaflamdaki ilk deneyimlerimizden zaman› ve önemini kavramay› ö¤renmiflizdir. Bu nedenle birilerinin zaman›
bir yan›lsama veya akl›n bir yarat›fl›
olarak görüyor olmas› hiç de akla
yatk›n de¤ildir. Buna ra¤men bu fikirlerin günümüzde dahi var oluyor
olmas› çok anlafl›l›r de¤ildir. Zaman›n
ve de¤iflimin birer yan›lsama oldu¤u
fikri antik dinlerde ve Pythagoros,
Platon, Plotinus’un idealist felsefelerinde mevcuttur. Dinlerin zaman›n
bitti¤i nokta olan “k›yamete” ulaflma
fikrinin kayna¤› buralar olsa gerek.
Diyalekti¤in atas› diyebilece¤imiz
ve ancak devrimci bir direniflle,
mücadeleyle elde edece¤ini ö¤retmifltir. Bir di¤er önemli ö¤retisi de;
iflçi s›n›f›n›n ister kendili¤inden gelme direnifli-mücadelesi olsun isterse sendikal olsun, ekonomik ve siyasi hak talepli olsun, kesinlikle iflçi
s›n›f›na do¤ru politik önderli¤e sahip bir KP’nin öncülük etmesinin
flart›d›r.
Di¤er nokta, 15-16 Haziran Direnifli her ne kadar kendili¤indenci
bir ç›k›fl olsa da; devrimin kesinlikle fliddet yoluyla gerçekleflece¤ini
göstermifltir. Ama, devrimci at›l›mlar›n, k›rl›k bölgelerdeki Parti-Ordu örgütlenmesine dayanmad›¤› ölçüde de bast›r›lmaya mahkum oldu¤unu göstermifltir.
Ülke gerçekli¤imiz de bunu
do¤rular; emperyalizme uflakl›k boyutunda ba¤›ml› yar›-sömürge, yar›feodal yap›, öz itibariyle sürekli ve
kal›c› bir faflizme sahiptir. Bu faflizm
komprador (emperyalizme iflbirlik
büyük düflman al›flkanl›klard›r.
(S. Magham)
Baflkalar›ndan üstün olman önemli
de¤il, senin dünküne göre
kendinden üstün müsün, önemli
olan o… (Hint atasözü)
Bir fleyleri de¤ifltirmek isteyen
insan, önce kendinden
bafllamal›d›r. (Sokrates)
Bir mum di¤erini tutuflturmakla
›fl›¤›ndan bir fley kaybetmez.
(Mevlana)
Hiç hata yapmam›fl insan, yeni bir
fley denememifltir. (Einstein)
Heraklitos zaman› do¤ru olarak kavram›flt›. “Bir fley hem kendisidir hem
de¤ildir”, “her fley akar”, “ayn› nehre
iki kez girilmez” gibi meflhur ifadeleri
bu do¤ru kavray›fl›n ürünüdür.
Devirsel bir de¤iflim fikri, mevsimlerin de¤iflimine mutlak olarak ba¤›ml› olan tar›m toplumunun bir sonucudur. Öncel toplumlar›n üretim
tarz›nda kökleflen dura¤an yaflam
tarz›, statik felsefede ifadesini bulur.
Örne¤in Katolik kilisesi Galileo’nun
kozmolojisini içine sindiremezdi,
çünkü bu kozmoloji dünyaya ve topluma bak›flta
geleneksel
k a v r a y › fl a
aç›ktan
meydan
yor. Sadece antik ça¤›n diyalektikçisi
Herakleitos de¤il, Elea okulundan
Parmenidos ve Zeron da do¤ru bir
kavray›fla sahiptir. Yunanl› atomcular›n herhangi bir bafllang›ç ya da sona
ihtiyaç duymayan, yarat›c›s› olmayan
evren tablolar› son derece mükemmel bir kavray›flt›. Uzay ve zamanda, “dolu” ve “bofl” düflüncesinde ifade edilen karfl›tl›klarda bu görülür. Bu z›tl›klardan biri olmaks›z›n di¤eri var olamaz. Uzay ve maddenin birli¤i karfl›tlar›n en temel
birli¤idir.
18. yüzy›l boyunca bilime klasikmekanik teorileri hâkimdi. Newton,
zaman› düz ve do¤rusal bir ak›fl olarak tasavvur etmiflti. Madde olmasa
bile uzay var olabiliyor ve zaman
ba¤l› bir geliflimdir; madde-enerjimekân sistemleri de¤iflmez kal›rlarsa,
zaman diye bir fley oluflmuyor.
“Olay” dedi¤imiz kavram, bir enerji
ak›m› veya aktar›m›n› yans›t›r. Sokaktaki insanlar›n ve di¤er ö¤elerin bir
an için her türlü enerji dönüflümünü
kestiklerini düflünün: Hiçbir insan›n
hiçbir hücresi enerji al›fl-verifli yapmayacak; dolay›s›yla hiçbir organ› hareket etmeyecek ve insanlar bir heykel gibi o anki konumlar›nda donup
kalacaklar; dünya dönmeyecek, s›cakl›k de¤iflmeyecek, hava hep ayn›
ayd›nl›k derecesinde kalacak, rüzgar
olmayacak vs.. Bunun anlam›, her
türlü enerji ak›fl›n›n durmufl olmas›
ve hiçbir “olay” olmamas›d›r. Düflünün, yukar›da anlat›lan film fleridinde
Zaman nedir?
okuyordu.
Kapal› ekonominin a¤›r aksak
yaflam biçimi ancak kapitalizmle alt
üst oldu. Üretimde yerle bir edilen
sadece mevsimlere devirsel ba¤›ml›l›k de¤il, günde 24 saat çal›flan makineler, yapay ›fl›klarla geceyi de üretim yaflam›na katm›fl ve geceyle gündüz aras›ndaki fark› da yerle bir etmifltir.
Kapitalizm üretim araçlar›yla birlikte insan akl›n› da devrimcilefltirmifltir.
Antik Yunan’da uzay ve zaman›n
oldukça derinlikli kavrand›¤› anlafl›l›-
düzeyde; ekonomik siyasi bak›mdan
ba¤›ml› uflak burjuvazi) büyük burjuvazinin ve büyük toprak a¤alar›n›n
zorba diktatörlü¤üdür. Bu demektir ki, flehirlerde esas olarak ve tek
bafl›na toplu isyanlarla devrimi gerçeklefltiremeyiz. Çünkü s›n›f düflmanlar›m›z (beyaz ordu ve aç›k-gizli karanl›k güvenlik güçleri) flehirlerde güçlüdür. Bu demek de¤il ki halk›m›z flehirlerde örgütlenmeyecek,
tabi ki örgütlenecek, ama k›rl›k bölgelere dayanarak, ondan güç alarak.
Böylesi bir flehir örgütlenmesi yenilmez bir güç olarak faflizm karfl›s›nda sürekli ve artarak yeni zaferler kazan›r. 15-16 Haziran flanl› direnifli bunu da ö¤retmifltir.
Bizler, flehre göç etmifl; bir aya¤› köyde, bir aya¤› flehirde; feodalizmi ve onun son üretim biçimlerini (yar›c›l›k, ortakç›l›k, sabanl› ilkel
tekniklerle üretim) terk etmemifledememifl; kapitalizmin ilkel birikim sürecine dahil olmufl yar›-pro-
UMUT YAYIMCILIK’TAN 5 YEN‹ K‹TAP
onun içinde ak›p gitmeye devam edebiliyordu. Newton’un mutlak uzay
dizgesi, ›fl›k dalgalar›n›n hareketini
sa¤layan bir eter ile dolu oldu¤unu
varsay›yordu. Ve Newton zaman› ,içinde her fleyin var
olabildi¤i muazzam bir kaba
benzetmiflti. Bu düflüncede
zaman evrenden ayr› olarak
düflünülüyor ve ondan ba¤›ms›z biçimde var olabildi¤i tasavvur ediliyordu. Uzay, zaman ve maddenin ayr›
ayr› fleyler olarak de¤erlendirildi¤i
mekanik yöntemin karakteristi¤i iflte
budur. Bu görüfl yeni egemen s›n›fa
da uyumluydu. Çünkü özü itibariyle
durgun, zamandan ba¤›ms›z ve de¤iflmeyen bir evren görüflünü temsil
ediyordu. Bu evrende bütün çeliflmeler düzenlenmiflti. Ani s›çramalar,
devrimler yoktu. Her fleyin eninde
sonunda bir denge durumuna geldi¤i
kusursuz bir uyum vard›. 20. yüzy›l
bu görüflü ac›mas›zca yerle bir etti.
“Zaman” dedi¤imiz (Einstein’›n 4.
boyut ad›n› takt›¤›) kavram, tamamen
enerji-madde ve mekân üçlüsüne
leterler her zaman devrimin potansiyel gücü olaca¤›z. fiehirlerdeki
yo¤unluk ve ço¤unluk bizleriz. Sanayinin (modern sanayi; makine ve
teknoloji üretimi yapan) gerçek anlamda geliflmemiflli¤i proletarya s›-
sahnelerde hiç bir de¤ifliklik olmasa,
her sahne bir di¤erinin ayn› olsa, “zaman” denilen farkl›laflma belirtisi nas›l alg›lanabilirdi? Bir insan hiç de¤iflmese, çevresindeki hiçbir fley de¤iflmese, günefl hep ayn› konumunda
kalsa, a¤açlar büyümese, rüzgâr esmese, k›sacas›, her fley bir resim gibi
dondurulmufl olsa, zaman kavram›yla
neyi kastedecektik? Dolay›s›yla, “zaman”, madde-enerji-mekân üçlüsü
aras›ndaki de¤iflim ve dönüflümün
göstergesidir. De¤iflim ve dönüflüm,
enerjinin bir yerden baflka bir yere
akmas› sonucu oluflan bir olayd›r. Bu
de¤iflim ve dönüflüm hem canl›lar
hem de cans›zlar âleminde vard›r;
de¤iflim ve dönüflümün k›sa tan›m› da
“EVR‹M” oldu¤una göre, evrim hem
canl›lar âleminde, hem de cans›zlar
âleminde söz konusudur. Dolay›s›yla,
evrim (de¤iflim) zaman kavram›n›n efl
anlaml›s› olmaktad›r. Bu anlamda
“hareket -enerji ve zaman” ayn› fleyi
ifade eden üç kavramd›r. Bu üç kavram tek bir kavramda birleflir; bu
kavram IfiIK’t›r.
(Bir ‹K okuru)
n›f›n›n yok denecek azl›¤› yine devrimin k›rlardan kentlere do¤ru geliflece¤ini gösterir.
Son olarak devrimin, Demokratik Halk Devrimi’nin say›s›z 15-16
Haziran Büyük ‹flçi Direniflleriyle
“Devrimci E¤itim
ve Çal›flma
Üzerine” kitab›
hapishanelere
verilmiyor!
Umut Yay›mc›l›k taraf›ndan Haziran 2008’de yay›mlanan “Devrimci E¤itim ve Çal›flma Üzerine” isimli kitap “kadro yetifltirme
amac› tafl›d›¤›” gerekçesiyle ile
Tutsak Partizanlara verilmiyor.
Devrimci ve komünist tutsaklar›
F tipi hapishanelerde teslim almay›
amaçlayan egemenler bunun için her
yöntemi kullan›yor. Tutsaklar› siyasi
düflüncelerinden ideallerinden soyutlamak hedefiyle her türlü engel ç›kar›l›yor. Tutsaklar›n F tipi hapishanelerde örme¤e çal›flt›¤› kolektif yaflam,
hapishane idareleri taraf›ndan engellenmeye çal›fl›l›yor. Temel ihtiyaçlar›n› karfl›lamas›n›n önüne geçiliyor.
‹darenin keyfi uygulamalar›na direnen tutsaklar, aç›k-kapal› görüfl, iletiflim yasa¤› vb. disiplin cezalar›na maruz kal›yor. Tutsaklar aylarca kimse
ile görüflemiyor mektup bile yazam›yor. Hukukun ayaklar alt›na al›nd›¤›,
her fleyin sak›ncal› bulundu¤u hapishanelerde kitaplar da bundan nasibini al›yor. 1970’li y›llarda yay›mlanan
ve toplatmas› kald›r›lm›fl kitaplar toplatman›n kalkt›¤› karar› elimize ulaflmad› gerekçesiyle tutsaklara verilmiyor. Hücrelerdeki pet fliflelere, çiçeklere, tutsaklar›n bakt›¤› kufllara
“amaç d›fl›” kullan›l›yor diye “el koyan” hapishane idareleri faflizmin
gerçek yüzünü de gösteriyor.
Umut Yay›mc›l›k’tan ç›kan son kitap olan “Devrimci E¤itim ve Çal›flma Üzerine” kitab› herhangi bir
toplatma karar› olmamas›na ra¤men
tutsaklara verilmiyor. Kitap devrimci
yaflam ve kültürün gelifltirilmesine
mütevaz› bir katk› niteli¤i tafl›yor.
Devrimci kültürümüzde silikleflen
kolektif bilinç, alçakgönüllülük gibi
kavramlar› tart›flmaya aç›yor. Devrimci çal›flman›n temel yöntemleri
üzerine bir bak›fl aç›s› ortaya koyulan
kitapta “Nas›l bir e¤itim?” sorusuna yan›t aran›yor. Kitap sorumluluk
ve disiplinden ne anlafl›lmas› gerekti¤ini ana hatlar› ile ortaya koyuyor.
Devrimci mücadele için vazgeçilmez
olan ve de¤iflik biçimler alt›nda tüm
yaflama yay›lan devrimci e¤itim ve çal›flma bu kitapta yeniden ele al›n›yor.
(Bir ‹K okuru)
ama k›rl›k bölgelere dayanarak ondan güç alarak gerçekleflece¤i bilinciyle ve inanc›yla flan ve fleref olsun
15-16 Haziran büyük iflçi direnifline!
(Esenler’den bir ‹K okuru)
Hesab› sorulmam›fl bir katliam...
›n›f mücadelesinin ivme kazand›¤› 90’l› y›llar ayn› zamanda
kontr-gerilla faaliyetlerinin yo¤unluklu bir flekilde devreye konuldu¤u y›llar olmufltur. Türkiye Cumhuriyeti, tarihi boyunca hep yükselen halk muhalefetini çeflitli karanl›k güçlerini kullanarak bast›rm›flt›r veya bast›rmaya çal›flm›flt›r.
70’li y›llarda Marafl-Çorum
katliamlar›ndaki zihniyetle Sivas
katliam›n› gerçeklefltiren zihniyet
ayn›d›r. Amaç halk›n ilerici, ilerletici, sanatç›, düflünür ve devrimci
öncülerini aram›zdan alarak, bizleri halk› kendi karanl›k dünyalar›na
ba¤›ml› k›lmakt›r. Toplumun devrimci ilerleyiflini karanl›¤a gömmektir. Egemenler efendilerinden
ald›¤› dersleri s›n›f mücadelesinin
yükselifl dönemlerinde birer mafla
olarak kulland›¤› gerici-›rkç›-afl›r›dinci-floven unsurlar› devrimci insanlar›n üzerine kuduz köpekler
misali salm›flt›r. Herfley 1993 y›l›nda katliam›n planl› bir flekilde gerçekleflti¤ini gösteriyor. Günler öncesinden spor etkinlikleri bahane
S
edilerek flehre faflist ö¤renciler
toplanm›flt›r. Günün erken saatlerinde bafllayan olaylara devlet güçlerinin engel olmamas›, yak›lma anlar›nda dahi devletin maflas› olarak
kullan›lan fleriatç›-faflist güçlere
hiçbir engelleme girifliminde bulunulmamas›, o dönemin devlet yetkililerinin aç›klamalar› vb. biraraya
gelince Sivas katliam›n›n bilinçli
devlet politikas›n›n bilinçli bir ürünü oldu¤unu aç›k etmektedir. Dönemin baflbakan› Tansu Çiller
“otel d›fl›ndaki insanlar›m›za bir zarar gelmemifltir ve devlet görevi
bafl›ndad›r” diyerek devletin hangi
görevini ifa etti¤ini aç›kl›yordu.
Otelin çevresinde toplanm›fl fleriatç› faflist katil sürüsüne insanlar›m›z diyebilen ve onlara zarar gelmedi¤i için çok mutlu olan bir baflbakan›n katliama bizzat kat›lan katillerden fark›n›n olmad›¤› ellerinin
kanl› oldu¤u aç›kt›r. Ayr›ca Mesut
Y›lmaz da “Bu kadar insan futbol
maç›nda da ölüyor” demesi yap›lan
katliam›n devlet nezdinde s›radanlaflt›¤›na iflarettir sadece. Dönemin
Cumhurbaflkan› eskimeyen bir
baflka kara yüzdür ki, o da Süleyman Demirel’dir. O da “Devlet
güçleriyle halk› karfl› karfl›ya getirmemek laz›m” diyerek kendi cephesinden katliam›n önünün aç›k b›rak›lmas›n› sal›k vermifltir. Askerin
polisin katliam› seyretmesi bir
emir-komuta zincirini tüm aç›kl›¤›yla iffla etmeye yetmifltir. Dönemin hükümet ortaklar›ndan biri de
SHP’dir. SHP katliam karfl›s›nda
sessizli¤ini bozmayarak “sahte sosyal demokrat” oldu¤unu hayk›rm›flt›r adeta. Faflist karakterini belli etmifltir iyiden iyiye. SHP de di¤er yandafllar› CHP, DSP gibi faflizmin bir unsurudur sadece. Bunlar›n hepsi, hangi sloganla ortaya
ç›karsa ç›ks›n komprador-burjuvazi ve toprak a¤alar›n›n faflist diktatörlü¤ünün temsilcileridir. Baflka
türlü davranmalar› da mümkün de¤ildir. En nihayetinde bütün bu
halk düflman› unsurlar devrim mücadelesinde halka hesap vermekten kurtulamayacaklard›r.
(Bir ‹K okuru)
±CMYK
iflçi-köylü
Demokratik Halk ‹ktidar› ‹çin
www.iscikoylu.org
B‹Z HALKIZ GELECEK ELLER‹M‹ZDED‹R
UMUT YAYIMCILIK VE BASIM SANAY‹ LTD. fiT‹
Yönetim yeri: Gureba Hüseyin A¤a Mah.
‹mam Murat Sok. No:8/1
Aksaray-Fatih/‹STANBUL
Tel: (0212) 521 34 30 FAKS: (0212) 621 61 33
Sahibi ve Yaz›iflleri Müdürü: Çilem ÖNSEL
Bask›: Gün Matbaac›l›k Beflyol Mah. Telsizler Mevkii
Akasya Sk. No:23/A K.Çekmece/‹stanbul Tel: 0212 426
63 30-580 63 80
e-mail: [email protected]
BÜROLAR
KARTAL: ‹STASYON CAD. DÖRTLER APT. NO: 4/2 KARTAL, TELEFAKS: (0216) 306 16 02 Cep: 0 537 270 75 60
ANKARA: TUNA CAD. ÇANAKÇI ‹fiHANI NO:11 KAT: 3 DA‹RE: 32 ÇANKAYA TEL: (0312) 430 67 65 Cep: 0 535 562 33 72
‹ZM‹R: 856 SOKAK, NO:48/203 KEMERALTI KONAK, TEL: (0232) 446 78 07 Cep: 0 555 561 04 03
MALATYA: DABAKHANE MAH. TURGUT TEMELL‹ CADDES‹ BARIfi ‹fiHANI KAT: 3 NO: 94
ERZ‹NCAN: ORDU CAD. ORDU ‹fiHANI KAT:3 TEL: (0446) 223 67 18 CEP: 0 536 697 94 19
BURSA: SELÇUK HATUN MAH. ÜNLÜ CAD. SÖNMEZ ‹fi SARAYI KAT: 2 NO: 185 HEYKEL, TEL: (0224) 224 09 98 Cep: 0 536 613 81 98
MERS‹N: S‹L‹FKE CAD. ÇAVDARO⁄LU ‹fiHANI KAT: 3 NO: 118 MERS‹N Cep: 0545 685 25 27
AVRUPA MERKEZ BÜRO: WESELER STR 93 47169 AS-DRUCK DUISBURG-ALMANYA TEL: 0049 203 40 60 958 FAKS: 0049 203 40 60 959
Durmak yok zamlara devam!
IMF ve DB’n›n talimatlar› do¤rultusunda “harcamalar›n›z artt›, kemer s›k›p, gelirinizi art›r›n” önerisinin
ard›ndan devlet ve özel sektör zam ya¤muruna bafllad›. ‹lk zam, ‹stanbul Büyükflehir Belediyesi taraf›ndan içme suyuna yap›ld›, Belediye ulafl›m ücretlerini art›rd›. Daha sonra ise Ankara ve ‹stanbul’da simit
fiyatlar› artt›, ard›ndan ekmek, elektri¤e zam yap›ld›, s›rada sigara var...
Emine Gündüz: Çapa T›p Fakültesi’nde temizlik iflçisiyim.
486 YTL ücret almaktay›m. Ald›¤›m›z bu ücretle kirada oturuyoruz, faturalar›m›z› ödüyoruz, geçinmeye, ayakta kalmaya
çal›fl›yoruz. Bizlere bu ücretleri
verenler kendileri als›nlar bakal›m geçinebiliyorlar m›? Bunlar›n hepsi bizlerin s›rt›ndan geçinen adamlar.
Son bir y›l içerisinde otobüs ücretlerinden do¤algaza, elektrikten suya birçok
temel gidere zam yap›ld›.
Asgari ücretle geçinmeye çal›flan
emekçiler yap›lan zamlarla daha zor durumda kald›. Yap›lan zamlar emekçilerin
al›m gücünü, yaflam standard›n› düflürdü.
Öyleki iflçiler, emekçiler her gün yeni
zam haberleri ile uyan›yor. 4 kiflilik bir ailenin temel harcamalar› 1000 YTL’yi aflm›flken asgari ücretle geçinmeye çal›flan
emekçiler için durumu bugün art›k daha
da zor. Emekçiler hayatta kalabilmek için
yeni mucizeler yaratmak zorunda. Otobüs ücretlerine zam yap›l›nca aradaki fark› yürüyerek kapatmaya çal›flan, pirince
zam gelince bulgura yönelen emekçiler
için tablo giderek karar›yor.
IMF ve DB’n›n talimatlar› do¤rultusunda “harcamalar›n›z artt›, kemer
s›k›p, gelirinizi art›r›n” önerisinin ard›ndan devlet ve özel sektör zam ya¤muruna bafllad›. ‹lk zam, ‹stanbul Büyükflehir
Belediyesi taraf›ndan içme suyuna yap›ld›,
Belediye ulafl›m ücretlerini art›rd›. Daha
sonra ise Ankara ve ‹stanbul’da simit fiyatlar› artt›, ard›ndan ekmek, elektri¤e
zam yap›ld›, s›rada sigara var.
‹stanbul Büyükflehir Belediyesi toplu
ulafl›ma kademeli olarak yüzde 16–50
rcu da tüketmifl durumda. Seçimlerden zaferle ç›kan AKP hükümeti
dünyada yaflanan genel kriz atmosferini de arkas›na alarak zam ya¤muruna bafllad›.
Emekçilerin zamlara karfl› tepkisi de bütçenin aç›k verdi¤i yat›r›mlar›n aksad›¤› söylemleri ile yat›flt›r›lmaya çal›fl›l›yor. Bunun yetmedi¤i
noktalarda gündemi sarsacak yeni
geliflmeler için dü¤meye bas›l›yor. Bir
önceki zam furyas›n› s›n›r ötesi operasyonlara denk getiren egemenler, böylelikle kamuoyunun zamlar› gündeme almas›n› da engellemifl oldu. Son zamlar ise
ülke gündemine bomba gibi düflen Ergenekon Operasyonu ile ayn› zamanda
gerçeklefltirildi.
Ergenekon’un yaratt›¤› atmosfer
içinde emekçilerin temel giderlerine fahifl oranlarda zam yap›ld›. Darbelerle
korkutulan, ölümü gösterip s›tmaya raz›
edilen halk›m›z zamlarla AKP’nin gerçek
yüzünü de görmeye bafllad›.
Yap›lan zamlar›n emekçilere yans›mas›n› görmek düflüncelerini almak amac›yla emekçi semtlere gidiyoruz. Dura¤›m›z Okmeydan›. Konufltu¤umuz, sohbet etti¤imiz emekçiler yap›lan zamlara
atefl püskürüyor. Kemerleri sürekli s›kmas› istenen emekçiler faturan›n kendilerine kesilmesine isyan ediyor. Mahallede bir süre gezerek önce esnaflarla ard›ndan sokakta karfl›laflt›¤›m›z emekçilerle zamlar üzerine k›sa söylefliler gerçeklefltirdik. Arkadafl›yla birlikte açt›¤› küçük
bir hurdac› dükkân›nda yaflam mücadelesi veren Emrah’la sohbet ediyoruz. Önce sorular›m›z› yan›tlamaktan çekinse de
konufltukça aç›l›yor. Dükkânda ifl beklerken buldu¤umuz Emrah ifl olmad›¤› için
orta¤›n›n memleketi Aksaray’a dönece¤ini söylüyor.
- Son dönemlerde birçok ürüne
zam yap›ld›. Buna dair neler söyleyeceksiniz?
Emrah Say (Hurdac›): Zamlar bizi öldürdü. Kira bile ödeyemiyoruz, kepenk kapataca¤›z. Buray› 2 y›l önce ald›¤›mda herkes çal›fl›yordu, ama flimdi herkes bofl. Biz hurdac›y›z, toplad›¤›m›z hurdalar› Sultançiftli¤i’ne götürüyoruz. Top-
gin oluyor, fakir her zaman fakir. Pirinç bulam›yorsan bulgur ye, 550 YTL ile
geçinmek zorundas›n. Böyle diyor büyük
ve paras› olan insanlar. Benim bildi¤im
olan olmayana bakar, fakat flimdi olmayandan al›n›p olana veriliyor. Zamlar yap›l›yor kimse sesini ç›karm›yor. Ekonomi
düzeldi diyorlar ama esnaf›n ve halk›n
durumu kötü. Bizleri kand›r›yorlar.
- Zamlar› nas›l de¤erlendiriyorsunuz?
B. Ertürk: Bir insan 30 YTL elektrik faturas› ödüyorsa son zamlarla birlikte art›k bunu 2 kat›n› ödeyecek. ‹nsanlar
evde 1 YTL’ yi bile arar duruma geldiler.
Faturalara fazladan para ödeyecek, hele
de k›fl›n daha zor olacak ve bu da illaki
insanlar› etkileyecek. Su faturalar› 2 ayda
bir geliyordu flimdi ise her ay gelmeye
bafllad›, bütün faturalar üst üste bindi, kimimiz faturalar› dahi ödeyemiyoruz.
Oradan ayr›l›p Okmeydan›’nda dolaflmaya devam ediyoruz. Birkaç tornac›
dükkân›n›n bulundu¤u bir sokakta ilk
dükkâna giriyoruz.
- Bildi¤iniz gibi elektrikten mazota kadar bir dizi ürüne zam yap›ld›.
Siz yap›lan zamlarla ilgili neler düflünüyorsunuz?
Cavit Kartal (Tornac›): Ben iflçiyim, 10 y›ld›r tornac›l›k yap›yorum, iflçiye
yap›lan zam yüzde 5 iken elektri¤e yap›lan zam yüzde 25. Bu adalet mi? ‹flçi kesimi çok zor durumda flu anda. Ald›¤›m›z
ücret bize yetmiyor, 2 çocu¤um var çok
zor durumday›z. S›k›nt› içinde yafl›yoruz.
Kredi kartlar› var, onlara sürekli yükleniyoruz. Çok afl›r› zamlar yap›ld›, elektrik,
su derken yaflaman›n s›k›nt›s› omzumuzda artan bir yük oldu. Biz flu an çal›fl›yoruz, ama ücret alam›yoruz. S›k›nt›lar ço¤ald›. Her fleye zam yap›l›yor, giderler
ço¤ald›, ald›¤›m›z ücretlerde bir de¤ifliklik yok. Aksine paran›n de¤eri düfltü.
Zamlar› en yak›c› hisseden ev kad›nlar›. Evin ihtiyaçlar›n› karfl›layan ve pazar-
Mehmet Siliktafl (Çapa T›p Fakültesi temizlik iflçisi): Bizlerin ald›¤›
ücret ile yap›lan zamlar aras›nda uçurumlar var. Oysa ki bizler asgari ücret ile geçinen halk olarak, çok makul bir zam taleplerimiz olmas›na ra¤men geri çevrilirken, yetkililerin bizlerin ald›¤› ücretle geçinmeleri nas›l
olurdu acaba? Geldi¤imiz süreçte ise yap›lan zamlarla bizlerin ald›¤› ücretler aras›nda ciddi uçurumlar var. Yetkililer bizlerin s›rt›ndan geçinerek rahat yaflamay› bulmufllarken bizler zamlarla bo¤uflmaktay›z ve sömürülmekteyiz. Buradan Çapa iflçisi olarak diyorum ki; “Kurtulufl yok tek bafl›na, ya hep beraber ya da hiç birimiz!”
zam yapt›. Yeni tarifede, akbilli yolculuklarda daha önce ücretsiz olan ilk aktarma, 62 yeni kurufl olarak ücretlendirildi.
Ayr›ca toplu ulafl›m ücretlerinde otomatik fiyatland›rmaya geçildi. Buna göre ücretler, 6 ayda bir veya senelik olarak enflasyon oran›nda art›r›lacak. Zam ya¤muru son olarak elektri¤e yap›lan yüzde
22’lik zam ile devam etti. Yüksek Planlama Kurulu 1 Temmuz’dan itibaren elektrik zamm›n› otomati¤e ba¤lama karar› ald›. 6 ay önce yüzde 15 zam yap›lan elektri¤e yeniden zam yap›lmas› ile 4 kiflilik bir
ailenin ayl›k elektrik gideri ortalama 80
YTL’ye ulaflacak. Zam furyas› yaflan›rken
bir y›l içerisinde asgari ücrete ise yüzde
9 oran›nda zam yap›ld›.
AKP hükümeti kitlelerin deste¤ini almak ve hareket alan›n› geniflletmek amac›yla ilk dönem temel giderlere dokunmazken ikinci dönem ise bunun ac›s›n›
ç›kart›yor. IMF’den ald›klar› 8.5 milyon
dolar› harcayarak elektrik, su, akaryak›t
zamlar›n› bloke eden hükümet art›k bo-
lad›¤›m›z hurdalar›n dahi paralar›n› alam›yoruz. Kimsede para yok ki. Önceden
olsa sabahtan akflama kadar çal›fl›yorduk.
Her geçen y›l bir önceki y›l› ar›yoruz.
Emrah’›n dükkân›ndan ç›k›p sokak
boyunca yürümeye devam ediyoruz. Gözümüze kaporta boya tamiri yapan bir
dükkan çarp›yor. Üç kiflinin çal›flt›¤› bu
küçük dükkânda çal›flan iflçilerle konuflmaya çal›fl›yoruz. Mahalleye neden geldi¤imizi anlat›yoruz.
- AKP hükümeti döneminde ifllerinizde nas›l bir de¤ifliklik oldu?
Burhan Ertürk (Kaportac›-boyac›): Küçük esnaf oldu¤umuz için fazla
ifl yapam›yoruz, sürünmeye mahkûm
oluyoruz. Biz komple kaporta-boya yap›yoruz. Ne oldu; her taraf› özellefltirdiler,
olan yine bize oldu, birbiri ard›na yap›lan
zamlarla. AKP hükümeti sa¤ olsun, bizi
bu hallere soktu. Yollar yap›l›yor, AKP
tan›d›klar›ndan malzemeler al›yor, paralar bizim cebimizden ç›k›yor. AKP bafla
geldi Türkiye bitti. Zengin daha zen-
dan a¤›rl›kl› olarak al›flverifli yapan ev kad›nlar› al›m gücünün büyük oranda düfltü¤ünü dile getiriyor. Sohbet etti¤imiz
ancak kay›t cihaz›m›z› kullanmam›z› istemeyen birçok ev kad›n› pazarda her fleyin fiyatlar›n›n artt›¤›n› söylüyor. Pazarlardaki art›fl› en yak›ndan gören ev kad›nlar› maafllar›n ayn› kalmas›na ra¤men temel ihtiyaç maddelerinin fiyat›nda 2 kat
art›fl oldu¤unu belirtiyor. Elinde pofletlerle al›flveriflten dönen bir ev kad›n›na
sorular›m›z› yöneltiyoruz.
- AKP hükümeti elektri¤e yüzde
22 oran›nda zam yapt›. Siz yap›lan
zamlar hakk›nda neler söyleyeceksiniz?
Emine Kaya (Ev han›m›): Bir
y›l içinde yüzde 150 zam yap›ld›. Niye iflçilere, memurlara, emekliye
zam yap›lm›yor? Her fleye zam yap›ld›, ama bizlerin ücretlerine zam yap›lmad›. Markete gidiyorsun ald›¤›n
erzak senin ald›¤›n asgari ücrete yetmiyor. ‹nsanlar›n al›m gücü kalmad›.
AKP ülkeyi satt›, kendi cebini doldurdu.
Ard›ndan kald›r›mda sohbet eden üç
teyzenin yan›na yaklafl›yoruz. Önce konuflmak istemiyorlar. AKP’den memnun
olmad›klar›n söyleyip konuyu kapatmak
istiyorlar. Muhabir kart›m›z› gördükten
sonra bize biraz daha güven duymaya
bafll›yorlar. ‹smini vermek istemeyen ve
ev han›m› olduklar›n› söyleyen teyzeler
AKP’ye veryans›n ediyor.
- Zamlarla ilgili görüfllerinizi ö¤renebilir miyiz? AKP hükümetinden
memnun musunuz?
Ev han›m›: Durumumuz çok kötü.
Emekliye, iflçiye zam yok, her fleye zam
yap›l›yor. Faturalar› nas›l ödeyece¤iz, nas›l geçinece¤iz bilemiyoruz, her fley çok
kötü. AKP emekliyi, iflçiyi süründürüyor.
Fakirin, fukaran›n s›rt›ndan bütçelerini
doldursunlar, emeklilere 18 YTL zam
yaps›nlar! Olacak ifl de¤il. Haziran ay› içerisinde 2 kez su faturas› geldi, sular flafl›rd›, elektrik flafl›rd›, biz flafl›rd›k, herkes
flafl›rd›. Ben seçimlerde AKP’ye oy vermedim. Hakk›n› aramaya ç›kt›n m› neler
oluyor? Dayak yiyorsun, karakola götü-
rinin hakim oldu¤unu belirtiyor.
Metin’le konuflurken, bir kad›n
müflteri giriyor markete ve hemen ona
dönüp zamlarla ilgili fikrini almaya çal›fl›yoruz. Fazla konuflmak istemiyor, ancak söyledi¤i, “eskiden 2 kg ald›¤›m›z
fleyi, art›k yar›m kg al›yoruz. Yapacak
bir fley yok, boynumuz k›ldan ince” diyerek ifade etti¤i çaresizli¤i, asl›nda
egemen s›n›flar›n halk içinde oluflturmaya çal›flt›klar› ve de büyük oranda
baflar›l› olduklar› flekillenmenin de yans›mas› oluyor.
Zamlara iliflkin görüfltü¤ümüz bir
di¤er kifli ise, semt pazar›nda kuru bakliyat satan Levent Bo¤az. Bo¤az zamlarla birlikte müflteri say›s›nda belli bir
azalma oldu¤unu söylüyor ve bu durumun kendilerini oldukça olumsuz etkiledi¤ini belirtiyor. Zamlar›n nedenini
neye ba¤lad›¤›n› sordu¤umuzda ise, ilk
baflta, “Kurakl›k, küresel ›s›nma” dese
de, hemen ard›ndan, “f›rsatç›lar›n,
stokçular›n ifli” diye de ekliyor. Önce-
sözleriyle aç›kl›yor.
Görüfl al›flverifline, Kartal’daki çarfl›da, k›z›yla birlikte al›flverifle ç›km›fl
olan Yasemin Çelik ile devam ediyoruz. Çelik ev kad›n› oldu¤unu söylüyor
ve zamlar›n kendilerini nas›l etkiledi¤ini
ise flu sözlerle aç›kl›yor: “Bizler düzenli maafl› olan insanlar de¤iliz. Kredi kart›yla yafl›yoruz. ‹ki çocu¤umuz var ve
ekonomik durumumuz giderek kötülefliyor. fiu an yaz, fazla bakliyat piflirmiyoruz. Ama k›fl gelince ne yapaca¤›z?”
Görüflmelerimizi Kartal’da esnaf
olan Hasan Uzun’la sürdürüyoruz.
Kuruyemiflin yan› s›ra, flarküteri ürünleri de sat›yor. Uzun, “zamlardan etki-
Sefer Çi¤dem: (Çapa T›p Fakültesi temizlik iflçisi): Bizler sendikal›y›z
ve sendikam›zla birlikte mücadele edece¤iz. Bizler birlik içinde olursak hiçbir güç bizi yenemez. Biz burada sabahtan akflama kadar çal›fl›yoruz. Ald›¤›m›z asgari ücret. Bu zor günlerde kar›n toklu¤una çal›fl›yoruz. Bu zamlarla nas›l yaflayaca¤›z bilmiyorum.
rüyorlar. Bu sefer de daha kötü oluyor.
Ben hiç memnun de¤ilim. 5 kiflilik bir aileyiz. Emekli maafl› al›yorum, çocuklar›m
da çal›fl›yor ama geçinemiyoruz.
Ey halk, pirinç
bulam›yorsan
bulgur ye!
Topselvi’de market çal›flt›ran Metin’den de görüfl ald›k. Metin’e zamlar›n kendilerine ve de müflteriye nas›l
yans›d›¤›, nedenlerini neye ba¤lad›¤› gibi sorular sorduk. “Maçta herkes
aya¤a kalk›yor, zamlarda kimsenin k›l› k›p›rdam›yor” dedi ilk olarak. Ard›ndan müflterinin yaklafl›m›n›
özetliyor: “Eskiden itiraz edilirdi zamlara, ama art›k insanlar ‘aa zam gelmifl’
diyor, hepsi o kadar. Ya o ürünü hiç alm›yor, ya da eskiden iki kilo al›yorsa,
bir veya yar›m kilo al›yor ve ‘art›k al›flt›k’ diyorlar.”
“Asl›nda zamlar› kimsenin ruhu bile duymuyor. Yani ne zaman zam yap›ld›¤›n›n fark›na bile varm›yorlar” diyor. Bunu da, maç, türban gibi meselelerin bilinçli olarak gündemlefltirilmesine ve insanlar bu gündemlerle u¤rafl›rken, fark ettirmeden zam yap›lmas›na
ba¤l›yor.
Halk›n yukar›da koydu¤umuz “çözüm” üretme yöntemine o da kat›l›yor
ve “ Pirinç yerine bulgur yeriz, ekmek
sat›n alma yerine de evde yapar›z” fik-
kine oranla daha az say›da olan müflterilerin ise, zamlar›n artmaya bafllad›¤›
ilk günlerde “pahal›” diyerek zaml›
ürünleri almad›klar›n›, ancak daha sonraki haftalarda, miktarlar›n› azaltarak
da olsa, yine zaml› ürünleri ald›klar›n›
söylüyor. Zamlardan sorumlu tuttu¤u
hükümete tepkisini ise, çözüm üretmek yerine, halka “pirinç yerine bulgur
yiyin” gibi öneriler sundu¤u biçiminde
d›fla vuruyor.
Esnaf ve halkla görüflmelerimize,
Pendik’teki bir kuruyemiflçiye girerek
devam ediyoruz. Kuruyemiflçinin sahiplerinden Alparslan Çavufl, zamlar›n daha çok bakliyat gibi g›da ürünlerine yans›mas›ndan kaynakl›, kendi ifllerini çok fazla etkilemedi¤ini söylüyor.
Ancak “Tabii ki herkes gibi biz de etkileniyoruz. Çünkü bizim de ailemiz var
ve g›da ürünlerini sat›n almak zorunday›z. Bu da bütçeyi giderek daha çok
sarsmaya bafllad›” diyor. Zamlar›n benzin zamlar›na paralel olarak geliflti¤ini
söylüyor, ama yüksek art›fl›n daha çok
da arac›lardan kaynakland›¤›n› düflünüyor ve diyor ki: “Domates yerinde 100
bin lira, ama pazarda 1.5 milyon. Arac›lar olmasa, halk g›da ürünlerini daha
ucuza yiyebilecek.”
Sorunun kayna¤›nda ise esas olarak
sistemdeki çarp›kl›¤›n yatt›¤›n› düflünüyor ve bunu da “birileri kendine göre
bir çark kurmufl, böyle gitsin istiyor”
‹zmir
‹zmir’de iflçi ve emekçiler iflsizli¤e, yoksullu¤a ve zamlara dur
demek için Cumhuriyet Meydan›’nda biraraya geldiler. KESK ‹zmir fiubeler Platformu ve TMMOB’un örgütledi¤i mitinge Partizan, Demokratik Haklar Derne¤i, ESP, BDSP, SDP, EMEP,
Halkevleri de destek verdi. 5 Temmuz 2008 Cumartesi günü
saat 17:00’de Bornova Stadyumu önünde biraraya gelen kurumlar buradan sloganlar›yla Meydan’a kadar yürüdü. Miting alan›nda
KESK ‹zmir fiubeler Platformu dönem sözcüsü Ramiz Sa¤lam
yapt›¤› konuflmada AKP hükümetinin halk›n ihtiyaçlar›ndan ziyade sermayenin ihtiyaçlar›na önem verdi¤ini, ekme¤e ve elektri¤e
yap›lan son zamlarla birlikte yaflam koflullar›n›n daha da zorlaflt›¤›n› belirtti ve insanca bir yaflam için mücadelelerini daha da yükselteceklerini söyledi. Partizan okurlar› mitinge “Ekme¤ime,
elektri¤ime dokunma, zamlara hay›r” ortak pankart›n›n arkas›nda “‹flsizli¤e, zamlara, yoksullu¤a isyan et, örgütlü
mücadeleyi yükselt-Partizan” pankart›yla kat›ld›lar.
lenmeyen kimse yok” diyor. Tabii dar
gelirli vatandafl› kast ederek çünkü arkas›ndan da devam ediyor ve “ Zamlardan etkilenmeyen tek kesim, ayl›k
geliri yüz bin dolar›n üzerine olanlar”
diyor.
Yapt›¤›m›z söyleflilerin sonuna geliyoruz. Edindi¤imiz genel izlenim emekçilerin zamlarla birlikte AKP’ye karfl› tepkilerinin de artt›¤› fleklinde. Emekçiler
zamlara karfl› geliflen tepkilerin c›l›z yetersiz oldu¤unu dile getiriyor. Seçimlerden sonra AKP’ye verilen deste¤in azald›¤› fleklindeki araflt›rmalar buralarda da
kendini hissettiriyor. AKP hükümeti ilk
‹MF ve DB ile yapt›¤› anlaflmalar gere¤ince hükümetinin ilk döneminde zam yapmad›. Ancak ülkemiz ekonomisinin emperyalizme göbekten ba¤›ml›l›¤›ndan kaynakl› bunun uzun süre devam etmesi
mümkün de¤ildi. Emekçiler flimdi
AKP’nin emperyalistlerle gerçeklefltirdi¤i
anlaflmalar›n ç›kard›¤› yasalar›n cefas›n›
çekmeye bafll›yor. Meclis’ten geçen
SSGSS yasas› ve birçok kurumun özellefltirilmesi önümüzdeki dönemde emekçilerin yaflam koflullar›n›n daha da a¤›rlaflaca¤›na iflaret ediyor. Emekçiler SSGSS’ye
karfl› 13–14 Mart’ta ortaya koyduklar›
muhalefeti 6 Nisan’da Kad›köy’de yapt›klar› gövde gösterini bir ad›m ileri
tafl›yarak süreklilefltirmeli. Çünkü sald›r›lar›n sonu gelmiyor direniflin,
mücadelenin de sonu gelmemeli!

Benzer belgeler