metal işçileri bülteni

Transkript

metal işçileri bülteni
İşçi Bülteni Özel Sayı No:671 * Şubat 2011
“Sınıfa karşı sınıf”
METAL İŞÇİLERİ
BÜLTENİ
MESS’e karşı 21 yıl sonra GREV kapıda!
Sömürüye ve köleliğe karşı
GREV var!
Türk Metal çetesinin MESS ile oynadığı orta oyununu
Kasım ayında sona erdirip ihanet sözleşmesine imza
atmasının ardından tüm metal işçileri bu kirli oyunu
bozacak bir öncü çıkışı bekliyordu. İşte bu öncü çıkışı
yapma misyonunu Birleşik Metal üyesi metal işçileri
üstlendi. MESS dayatmalarına ve sermaye sınıfının
saldırılarına karşı metal işçileri grev iradesinde birleşti. O
günden beri de Birleşik Metal üyesi metal işçileri
kararlılıklarını ve MESS’e olan öfkelerini bileyerek yola
devam ettiler.
Adım adım greve yürüyen, Birleşik Metal üyelerinin üç
temel talebi var. Metal işçilerinin ilk talebi MESS’in
sermaye hükümetinin hazırlığını yaptığı yasal
düzenlemelere bel bağladığı kölelik dayatmalarının geri
çekilmesidir. Yani metal işçileri kölelik yasasına atıf yapan
maddelerin toplu sözleşmelerden çıkartılmasını istiyorlar.
Ayrıca metal işçileri kriz döneminde kârlarını katlayan
metal patronlarının %5,35’lik sadaka zammını ve her
işyerinde ayrı miktarlarda zam yapılmasını kabul
etmiyorlar. Yani metal işçileri kölelik dayatmalarının geri
çekilmesi ile birlikte insanca yaşamaya yeten bir ücret
talebiyle MESS’in kapısına dayandı.
Fabrika kapılarına asılan grev kararları ile birlikte 2011
baharı metal sektöründe sert bir mücadele mevsimine
tanıklık edecek. Çünkü metal işçileri taleplerinden
vazgeçmemekte kararlı. MESS ise metal işçilerinin bu
mücadele iradesi karşısında şaşkına dönse de tüm gücünü
bu iradeyi kırmak için seferber ediyor.
MESS, bir yandan kendi grev iradesi karşısında, telaşa
kapılan patronları yatıştırmaya çalışırken bir yandan da
grev iradesini kırabilmek için tehditler ve rüşvetler de
dahil her yolu kullanmaya çalışıyor.
Ama MESS’in tüm girişimleri nafile çabalar olarak
kalmaya mahkum. Çünkü metal işçileri artık yıllardır
kendilerine yutturulmaya çalışılan fedakarlık edebiyatına
prim vermeyeceklerdir. Çünkü metal işçileri, sonuna kadar
mücadeleyi sürdürme kararlılığındalar.
Bugün, tüm metal işçilerinin öncelikli görevi Birleşik
Metal üyesi kardeşlerimizin gösterdiği bu kararlılığa sahip
çıkmak, dayanışma içerisinde olmak, yakılan mücadele
ateşini büyütmektir.
Bu mücadele iradesinin çevresinde kenetlenirsek,
yükseltilen mücadele bayrağını tüm fabrikalarda
dalgalandırırsak, grevi sınıfın davası haline getirirsek
MESS-Türk Metal kirli ittifakını parçalamak ve MESS’in
saldırı dalgasını püskürtmek hiç de zor olmayacaktır.
Bu durumda ise sadece Birleşik Metal üyesi işçiler
değil, hepimiz kazanmış olacağız.
“Greve hazırlanıyoruz”
Birleşik Metal İşçileri Sendikası İşyeri Temsilcileri grev hazırlıklarını anlatıyor...
Ferdi Bayram (SCM İşyeri Baştemsilcisi / Bursa):
Şu anda sendikamızın aldığı eylem kararları var. Cuma
yürüyüşleri ve basın açıklamaları yapılıyor. Bunun dışında
fabrikanın durumuna göre eylemler yapılıyor. Sanayinin girişinde
araçlardan inerek yürüyüşler yapıyoruz. Toplu giriş-çıkışları alkış
ve sloganlarla yapıyoruz. Çalışırken Birleşik Metal şapkalarımızı
takıyoruz. Kokart eylemimiz de başlayacak. Torba yasayla ilgili
eylemler yapılıyor. Bunlara katılıyoruz. Grev kararı alınmadan
önce başlatılan grev fonu var. Arkadaşlarımız grev konusunda
kararlılar. Bulunduğumuz sanayi bölgesinde 100 bin işçi çalışıyor
ve tek örgütlü yer biziz. Eylemlerimiz bu yüzden büyük ilgi
görüyor. Ben bu grevin sonuna kadar götürülmesi taraftarıyım.
Biz eylem ve etkinliklerimize fabrika içinden değil fabrika
dışından arkadaşlarımızı da katıyoruz. SCM olarak böyle bir hava
yakaladık. İşler de çok yoğun. İşveren fabrikayı ya kapatır gider
ya da işgaller olur. Son olarak DİSK'in Bursa'daki toplantısına
katıldık. Birlik çağrısı yapıldı. Torba yasayla ilgili Türkiye
genelinde eylem olacak. O yüzden AKP önünü her gün
aşındıralım. Bursa diğer illere göre eylem ve etkinliği zayıf bir il.
Uyuyanları uyandırmaya çalışıyoruz. Türk Metal'in MESS
grubunda Bursa'da 40 bin üyesi var. Elimizden gelenin en iyisini
yapıyoruz. Biz eğer 500 kişi olsaydık Bursa'da ortalığı ayağa
kaldırırdık. Hedefimiz hep mücadele etmektir. Masa başında değil
sokakta kazanmak istiyoruz.
Gökhan Aydın (Pyrsmian İşyeri Temsilcisi / Bursa):
Örgütümüzün aldığı kararlar bütün fabrikalarda olduğu gibi
bizim işletmemizde de uygulanıyor. Basını, kamuoyunu
aydınlatmak amacıyla vardiya çıkışlarında yürüyüşler ve basın
açıklamaları yapıyoruz. Şubat ayı gibi grev kararı gelecek.
MESS'in tavrına göre greve çıkıp çıkmayacağımız netlik
kazanacak. İşçi arkadaşlarımıza grev sürecinde yaşayacağımız
zorlukları anlatıyoruz. Onları motive etmeye çalışıyoruz. Toplu iş
sözleşmesini hazırlarken oluşturduğumuz TİS komisyonu
uyuşmazlığın ardından grev komitesine dönüştü. Bunlar ileriki
süreçte grev komitesi olacak. İşyeri komiteleri bizim
kurullarımızda önceden beri vardır. İleriki süreçte üzerine düşen
rolü oynayacaktır.
2
METAL İŞÇİLERİ BÜLTENİ
Rıfat Codura (Paksan İşyeri Baştemsilcisi / İstanbul):
Sendikamızın 6 Kasım'dan itibaren aldığı eylemlilik kararını
yerine getiriyoruz. Fabrika önündeki basın açıklamaları eksiksiz
sürüyor. Mesai eylemi sürüyor. Arabulucu raporu tutulduktan
sonra ortam biraz daha gerildi. MESS 27 Ocak'ta sendikamızın
örgütlü olduğu MESS üyesi fabrikaların yöneticilerini toplantıya
çağırdı. Biz işyerlerinde grev komitelerimizi oluşturduk. Grev
sandığımızı oluşturduk. Geçtiğimiz cuma günü sendikamızın
önlüklerini giydik, şapkalarını taktık. Son iki haftadır emek
dostları yanımızdaydı. Sendikamızın örgütlü olduğu Güven
Elektrik'ten işçiler destek verdi. Destek gittikçe çoğalıyor.
Çadırlar tozlanmıştı, geriye çadırlarımızı kurmak kaldı.
Mustafa Tozkoparan (Sarkuysan İşyeri Tems. / Gebze):
Sendikamızın aldığı kararlar fabrikamızda uygulanıyor.
Sarkuysan işçisi de greve hazır. Şu anda yasal sürecin
tamamlanmasını bekliyoruz. Bunun dışında rutin çalışmamızı
sürdürüyoruz. Süreçle ilgili Sarkuysan işçisi üzerine düşeni yerine
getiriyor. Sendikamızın merkezi kararları hayata geçiriliyor.
Yapılan eylemler işçiyi yanyana getiriyor. Kokart takma eylemi
fabrikamızda devam ediyor. Sabah yürüyüşü bu hafta kaldırıldı.
Onun yerine, işveren temsilcileriyle grev ve toplu sözleşmeyle
ilgili konuşmama kararı aldık. Bu karar uygulanıyor. Önümüzdeki
süreçle ilgili alınacak kararlar uygulanacak.
Kahraman Aynacı (Bekaert İşyeri Baştemsilcisi / Kocaeli):
Bu işin sonu greve doğru gidiyor. Hazırlıklarımızı bu yönde
yapıyoruz. Karşı tarafta bir değişiklik olmazsa, bizim taleplerimiz
karşısında aynı tutumlarını sürdürürlerse bu yolun sonu grevdir.
Biz şu anda işyerinde eylemlerimize devam ediyoruz. Girişçıkışları toplu yapıyoruz. Çaylara, yemeklere geç ve toplu olarak
gidiyoruz. Üretimi yavaşlatmaya çalışıyoruz. Vardiyalarda grev
komiteleri kurduk. MESS'in tavrının değişmesini bekliyoruz.
Bizim bir taslağımız var. Torba yasaya karşı mücadele
kararlılığımız var. Torba yasanın işçileri zarara uğratacağını
anlatıyoruz. Sadece bizimle bitmiyor bu iş. Diğer sendikaların da
buna karşı olması gerekir.
Murat Gür (Süsler Doruk İşyeri Baştemsilcisi / Eskişehir):
Grev sürecine girdik. Bu saatten sonra pilavdan dönenin kaşığı
kırılsın. Bugün (26 Ocak) Renta'da grev kararını astık. Elimizden
geldiği kadarıyla arkadaşlarımızı bilgilendiriyoruz. Şu anda kapı
önündeki eylemlerimiz devam ediyor. MESS bizi dinlemezse
dinletmek için elimizden gelen her şeyi yaparız. Gerekirse
üretimden gelen gücümüzü kullanırız. Merkez TİS
Komisyonu'muzun aldığı kararları uyguluyoruz. Kokart
eylemimiz başlayacak. Yemeklere alkışlarla gidiyoruz. Fabrikaya
alkışlar ve sloganlarla girip çıkıyoruz.
Murat Yılmaz (Dudullu ABB İşyeri Temsilcisi / İstanbul):
Arabulucu sürecinde anlaşma sağlanamadı. Bunun
üzerine merkez örgütümüz karar aldı ve yeni bir eylem
süreci geliştirdi. Cuma sabahları işe girişlerde ve akşam
çıkışlarda yürüyüş yapılıyordu. Bunun yerine sabahları
hergün işe girişlerde sloganlarla, alkışlarla giriş yapıldı. Öğle
yemeğine ise alkış ve sloganlarla gidiliyor. Yarım saatlik
yemek arasında yemekhanede oturuyoruz ve alkış,
sloganlarla kalkıyoruz. Biz de bu kararları hayata geçirmeye
çalışıyoruz. Yeni gönderilen “greve hazırız” kokartlarını iki
gündür takıyoruz. Torba yasayla ilgili çay saatlerinde
arkadaşlarla bilgilendirme toplantıları yapıyoruz. Genel
olarak fabrikadaki hava çok iyi.
Erol Kalender (ISUZU İşyeri Baştemsilcisi / İstanbul):
Bu ciddi bir süreç. Toplu sözleşme deyip geçmemek
gerekiyor. Toplu sözleşmeyi bağlayan unsurlardan bir tanesi
de torba yasayla ilgili olmasıdır. Bizi doğrudan ilgilendiren
maddelerin olması ücretler kadar önemlidir. Gelinen noktada
arabulucu sürecinden çıktık grev kararı almak
durumundayız. Biz de bulunduğumuz işyerlerinde
örgütümüzün aldığı kararın arkasında durmak zorundayız.
Haklar şimdiye kadar bu şekilde alınmış. Grev bizim yasal
hakkımızdır. Zorunluluk halinde kullanabileceğimiz bir
silahtır. Önümüzdeki günlerde çalışanlarımızın menfaatine
olacak bir şekilde bu grevi sonuçlandırırız diye
düşünüyorum.
Bizim de fabrikamızda bu sürece yönelik çalışmalarımız
var. Merkezimizin aldığı karar doğrultusunda
eylemliliklerimizi devam ettiriyoruz. Kokart ve mesai
eylemini sürdürüyoruz. Sabah-akşam yürüyüşlerini şimdilik
durdurduk ama önümüzdeki günlerde toplu giriş-çıkış yapma
gibi bir durumumuz var. Komite eğitimlerimiz olacak.
ISUZU'daki TİS komisyonunu 40 kişi olarak belirlemiştik.
Bunlar otomatikman grev komitesine dönüşecek. Komitenin
ilk eğitimini Cuma (4 Şubat) günü yüzde 100 katılımla
şubemizde yapmış olacağız.
Kararlı olmak durumundayız. Çünkü bizim abilerimiz,
büyüklerimiz bu kararlılıkla sosyal hakları edinmişler. Bunun
bilincindeyiz.
MESS'e karşı dayanışma çağrısı
berler...Haberler...Haberler...Ha
Birleşik Metal İş:
“İnanmayanlar da inanacak,
bu mücadele kazanacak…”
Grev hazırlıklarını sürdüren Birleşik
Metal İşçileri Sendikası, bu kapsamda
işyeri temsilcileriyle de toplantılar
yapıyor. Bursa'daki Temsilciler Kurulu
toplantısı öncesinde Birleşik Metal
İşçileri Sendikası yöneticileri Bursa
Şubesi’nde bir basın toplantısı
gerçekleştirdiler. Basın toplantısına
Genel Başkan Adnan Serdaroğlu ve
Genel Sekreter Selçuk Göktaş katıldı.
Adnan Serdaroğlu basın
açıklamasında işçi sınıfına yönelik
güncel saldırılara ve grev sürecine ilişkin
bilgilendirmede bulunuldu. 11 Aralık
tarihi ile birlikte toplu sözleşmelerdeki
ezberlerin de bozulduğunu ifade eden
Serdaroğlu, MESS’i metal işçilerinin
mücadele azmine inanması gerektiğini
ve toplu sözleşme sürecinin artık
fabrikaların kapısından içeri girmek
üzere olduğunu söyledi.
*-*-*-*-
Çelik-İş de imzaladı
Metal grup TİS sürecinde Türk
Metal’in ardından Çelik-İş Sendikası da
satış sözleşmesine imza attı. 4 Şubat
günü imzalanan sözleşme konusundaki
açıklamayı MESS yaparken, Çelik-İş
ise suskunluğunu koruyor.
Türk Metal’in imzaladığı
sözleşmenin aynısına imza atan Çelik-İş
yönetimi grev aşamasında bulunuyordu.
Çelik-İş yönetimi böylelikle
kendisinden bekleneni yapmış oldu.
MESS ile Çelik-İş arasındaki
görüşmeler 6 Ekim 2010 tarihinde
başlamıştı. Kapsam dahilinde 3
işyerinde örgütlü olan Çelik-İş, bu süreç
içerisinde MESS’e baskı uygulamak
için ise herhangi eylem yapmadı. Satış
sözleşmesine imza atacağını daha en
başından göstermiş oldu.
Erdoğan Özdemir (Ejot Tezmak İşyeri Baştemsilcisi / İstanbul):
MESS karşısında alınacak bir mağlubiyet bizim de mağlubiyetimiz anlamına gelir. Ancak
burada alınacak bir başarı bizim de toplu sözleşmemizi etkileyecektir. Özellikle serbest toplu
sözleşme yapan fabrikalar MESS'e bağlı olmasa da sermaye birbirini gözler ve gözetler.
Birçoğumuz yan sanayi işçileriyiz. Greve gidenin canı nasıl yanıyorsa kendi canımız yanıyor
gibi hissetmezsek onu yok eden bizi de tuz-buz eder. Kurtuluşun tek başına olmadığını, ancak
birlikte kurtulabileceğimizi, omuz omuza olmaktan geçtiğini bilmeliyiz. Önümüzde torba yasa
gibi tehlikeli bir madde var. Bu yasa parlamentoya gelmesine rağmen ciddi bir şeyler
yapılmadı. Bu bizim için çok vahim bir durumdur. Sendikaların neden omuz omuza
olmadıklarını hala anlamış değiliz. Tek başına DİSK'in irili ufaklı eylemler yaparak bu
saldırıyı püskürtmeye gücü yetmeyecektir. Örgütlü veya örgütsüz tüm kesimlere bu yasanın
bizi yok edeceğini anlatmalıyız. Elimizde olanı tutmanın mücadelesini vermeliyiz. Başbakan,
“sermayenin önündeki bütün çakıl taşlarını temizleyeceğini” söylüyor. Kim bu çakıl taşları?
İrili ufaklı yapılar... Bunları yok edip dikensiz bir gül bahçesi yaratmak istiyor. Bu süreç tarihi
bir süreçtir. Bugün işletmelerde 21 yıl sonra grev kapıdadır. Mesaiye kalmamaya dahi
tahammül edilemeyen bir süreçteyiz. Bu süreçte metal işçileri yeniden tarih yazabilir. 15-16
Haziran'ları, 1 Mayıs'ları, Derbi'yi, Kavel'i yaratan metal işçileri örgütlü gücünü korursa
yeniden tarih yazabilir.
METAL İŞÇİLERİ BÜLTENİ
3
Delphi’de TİS imzalandı
İzmir’de kurulu Delphi Otomotiv
Sistemleri fabrikasında süren toplu
sözleşme görüşmeleri anlaşmayla
sonuçlandı.
Fabrikada örgütlü Birleşik Metal-İş
Sendikası tarafından yapılan
bilgilendirmeye göre, sözleşmenin
imzalanmasından önce 2 vardiyadaki
işçilerle toplantı yapıldı ve üyelerin
sözleşmenin imzalanması konusunda
görüş bildirmesi üzerine toplu iş
sözleşmesi imzalandı.
Delphi yakın süreçte MESS
üyeliğinden istifa etmiş ve istifasının
kesinleşmesinden itibaren görüşmeleri
grup sözleşmesi dışında sürdürülüyordu.
İmzalanan sözleşmenin içeriğine
ilişkin sendika tarafından yapılan
bilgilendirmede, işyeri ortalama
ücretlerinde birinci altı ay için yüzde 9
oranında, sosyal ödemelerde ise yıllık
yüzde 11 oranında artış elde edildi.
Ücret zammından önce saat ücreti
3,73-4,00 TL arasında olan üyelerin
ücretlerinin 4,00 TL’ye tamamlanması
konusunda da anlaşma sağlandı. Bu
tamamlama (iblağ) işleminden sonra
herkese yüzde 4 artı 0,25 TL ücret
zammı yapıldı. İblağ kapsamında olan
işçilerin ikramiye dahil net artışları 173
TL oldu.
Ortalama ücrette miktar olarak artış
yapılan ücret artışları ile birlikte 0,51 TL
oldu. Bu artış ikramiyeler dahil net 130
TL’ye denk geliyor.
Sözleşmenin yasaya atıf yapan bütün
maddeleri ayıklandı ve yeni biçimiyle
yazıldı.
İmzalanan toplu iş sözleşmesi ile
idari maddelerde de önemli kazanımlar
elde edildi. Bunların başında kıdem
tazminatı düzenlemesi geliyor. Varılan
anlaşmaya göre kıdem tazminatı patron
tarafından her bir yıl karşılığında 35
günlük ücret tutarında ödenecek.
Ulusal Bayram ve genel tatillerde
çalışma ücretleri ise yüzde 200 olarak
belirlendi.
RSA’da işten çıkarma
durduruldu
RSA'da yeni işe alınan ve deneme süreli
çalışan işçilerden biri 1 Şubat günü hiçbir
gerekçe gösterilmeden işten atıldı. 6 aylık
deneme süresini tamamlamasına 20 gün
kala iştan atılan RSA işçisi fabrikadaki
işçilerin karşı koymaları sonucunda işe
geri alındı.
İşten atılma sabah saatlerinde
gerçekleşirken, fabrikada yapılan
toplantıda Grup TİS süreci gibi hayati bir
dönemde örgütlü davranmanın önemine
dikkat çekildi. Atılan işçinin
sahiplenilmesi ve üretimden gelen güç de
dahil olmak üzere net bir tutum alınması
konusunda hemfikir olundu. RSA işçileri,
işten atılan işçinin geri alınmadığı
koşullarda vardiyalarda üretimi durdurma
kararı aldılar.
İşçilerin bu tutumu işyeri baş temsilcisi
ve şube başkanı tarafından patrona iletildi.
Yapılan toplantıdan birkaç saat sonra,
atılan işçinin işe geri alındığı açıklandı.
Grev kararları coşkuyla asıldı...
Metal patronlarının örgütü MESS’le sürdürdüğü 2010-2012 Metal Grup
TİS sürecinde grev kararlarını fabrikalara asan DİSK’e bağlı Birleşik Metalİş Sendikası greve yürüyor. Metal sektöründe 21 yıl aradan sonra grev çanları
çalmaya başladı. Metal işçileri yasal prosedür gereği grev ilan kararlarını
MESS üyesi fabrikalara coşkulu eylemler ve basın açıklamaları eşliğinde
astılar. Grev kararları asılan fabrikalar asıldıkları tarihler ise şöyle:
10 Şubat günü;
Birleşik Metal-İş Gebze Şube’ye bağlı Bosal Mimaysan, Arfesan, Areva
fabrikalarının yanısıra Eskişehir Şube’ye bağlı Demisaş fabrikasında grev
kararları asıldı.
11 Şubat günü;
Birleşik Metal-İş Kocaeli Şube’ye bağlı BEKAERT ve Standart Depo ve
Raf Sistemleri AŞ,
Gebze Şube’ye bağlı Çayırova Boru, Kroman Çelik, Sarkuysan ve
Yücel Boru,
Anadolu Şube’ye bağlı Yücel Boru,
Eskişehir Şube’ye bağlı Süsler Doruk ve Bursa Şube’ye bağlı SCM fabrikalarında grev kararları coşkuyla asıldı.
14 Şubat günü;
Anadolu Şube’ye bağlı Başöz Enerji, ÇEMAŞ ve ÇİMSATAŞ,
Bursa Şube’ye bağlı Prysmian,
İstanbul 1 No’lu Şube’ye bağlı Aksan Metal ve Remas
İstanbul 2 No’lu Şube’ye bağlı RSA fabrikasında grev kararları asıldı.
4
METAL İŞÇİLERİ BÜLTENİ
15 Şubat günü;
İstanbul 1 No’lu Şube’ye bağlı ABB’nin Kartal ve Dudullu’daki fabrikalarının yanısıra, Anadolu ISUZU ve Anadolu Motor’da
Gebze Şube’ye bağlı Akkardan, Makina Takım, Poly Metal’de
Bursa Şube’ye bağlı ÇİMTAŞ,
İzmir Şube’ye bağlı Şenkaya,
İstanbul 2 No’lu Şube’ye bağlı Paksan Makina’da grev kararları ise
bugün asılıyor.
15 Şubat günü asılacak grev kararlarıyla birlikte uyuşmazlığın sürdüğü tüm
MESS üyesi fabrikalara grev kararları asılmış olacak.
Eğitimler tamamlandı
Diğer yandan Birleşik Metal-İş Sendikası, MESS üyesi fabrikalarda
sürdürdüğü grev komitesi eğitimlerini tamamlamış bulunuyor.
Toplu iş sözleşmesi ile örgütlenme dairelerinin birlikte yürüttükleri grev
komitelerinin eğitimleri 13 Şubat günü tamamlandı.
Anadolu Şube’ye bağlı Başöz, Çemaş, Yücel Boru ve Çimsataş eğitimleri
10-13 Şubat tarihleri arasında gerçekleştirildi.
Eskişehir Şube’ye bağlı Doruk işyerinin grev komitesi eğitimi 11 Şubat’ta,
Demisaş’ın ise 13 Şubat’ta yapıldı.
Bursa Şube’ye bağlı Çimtaş işyerinin toplantısı ise 12 Şubat’ta yapıldı.
Kocaeli Şube’ye bağlı Standart Depo’nun eğitimi ise 13 Şubat tarihinde
yapıldı.
İhanetçi çete
saldırıyor…
Cıngıllıoğlu'nda işçiler
sigorta haklarını kazandı
Kayseri Organize Sanayi
Bölgesi'nde bulunan Cıngıllıoğlu Metal
Fabrikası'nda işçilerin sigortasız
çalışmaya karşı yürüttükleri mücadele
kazanım getirdi. Cıngıllıoğlu patronun
sömürü koşullarını katmerleştiren
sigortasızlık dayatmasına karşı bir
süredir mücadele yürüten işçiler, 17
Ocak günü itibariyle sigorta haklarını
kazanmış oldular.
17 Ocak günü işçiler, patronun tüm
ayak oyunlarına rağmen, Kayseri
SGK'dan gelen müfettişlerin karşısına
çıkarak sigortasız çalıştırıldıklarını
bildirdiler. İşçilerin kararlı tutumu
karşısında bir kez daha geri adım atan
Cıngıllıoğlu patronu, yemekhanede
toplantı yaparak artık sigortasız işçi
çalıştırmayacağını açıklamak zorunda
kaldı.
İşçiler patronun korkutma ve
yıldırma politikalarına rağmen, 2010
yılı Temmuz ayının ortasında Çalışma
ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı
tarafından yönlendirilen iş müfettişinin
karşısına dikilip sigortasız ve
güvencesiz çalıştıklarını haykırmışlardı.
İşçilerin net tutumu karşısında geri
adım atmak zorunda kalan Cıngıllıoğlu
patronu, ceza yememek için işçilere
yalvarmıştı.
İşçiler mücadele kararlılığı ortaya
koyarken, Cıngıllıoğlu patronu ayak
oyunlarına ve saldırılarına da ara
vermedi. Bir süre sessiz kalan
Cıngıllıoğlu patronu, 6 aylık sigorta
sürelerinin dolmasına yakın 6 işçiyi
işten attı.
Bosal’da işçi iradesi
Türk Metal’in bulunduğu Net Cıvata’ya
özel sayıyla seslenen MİB çalışanları, Türk
Metal çetesinin engellemesiyle karşılaştılar.
Fabrikadaki ücret sorunu nedeniyle zor anlar
yaşayan ihanetçi çete, ihanet sözleşmesinin
ardından fabrikanın satışı gündemine de
müdahale eden MİB çalışanlarını sınıf
düşmanlıklarıyla karşıladılar.
İşçiler fabrikadan çıkmaya başlarken
arabayla MİB’lilerin önünü keserek dağıtımı
engellemeye kalkan hainlerin fiili müdahale
girişimleri de MİB çalışanlarının anladıkları
dilden cevap vermesiyle boşa düşürüldü.
Kendine utanmadan işçi temsilcisi diyen Türk
Metal’in fabrika temsilcisi ve yanındaki
yardakçıları MİB çalışanlarına geri adım
attıramayınca işçilerin fabrikadan yürüyerek
çıkmasını engellediler.
Servislerle fabrikadan çıkartılan işçilere
ajitasyon konuşmalarıyla seslenen MİB
çalışanları ihanete karşı mücadele çağrısı
yaptılar.
Uyuşmazlık aşamasında olan MESS üyesi fabrikalara grev kararlarının asıldığı bir süreçte metal
patronlarının saldırıları artıyor. Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze Şube'nin örgütlü olduğu Bosal
Mimaysan fabrikasında yaşandı. Bosal patronunun fabrikadaki makinaları kaçırmak girişimi işçinin
iradesine çarptı. Fabrikaya sendikal örgütlenmenin girdiği süreçte patron ve Türk Metal çetesinin kirli
ittifakı karşısında kararlı bir duruş sergileyen işçiler makinaların kaçırılmasına da izin vermediler.
Fabrikadaki grev kararlılığını kırmak, Bosal işçisinin örgütlülüğünü dağıtmak isteyen patron
geçtiğimiz pazar günü sabaha karşı işçilerin fabrikada olmadığı bir saatte, tırları fabrika bahçesine
yanaştırarak üretimde kullanılan ve malzemeye şekil veren birkaç makine kalıbını fabrikadan
çıkarmaya yeltendi. Patronun bu hmlesini haber alan Birleşik Metal üyesi işçiler de fabrika önüne
gelerek makinelerin kaçırılmasını engelledi.
Fabrika önünde toplanan işçiler, kaçırılan makineler gelmediği sürece çalışmayacaklarını ve
fabrika içindeki makinelerin de çıkarılmasına izin vermeyeceklerini fabrika yönetimine bildirdiler.
Patron, işçilerin kararlı duruşu sonucu kaçırdıkları makineleri geri getirmek zorunda kaldı.
Bosal'da son yaşanan gelişmeye ilişkin görüşlerine başvurduğumuz Birleşik Metal-İş üyesi işçiler
grev kararlarının asıldığı bir süreçte büyük otomotiv firmalarının yan sanayide üretim yapan Bosal
gibi fabrikaları tehdit ettiğini, greve çıkılması durumunda buralarda yapılan üretimin aksamasından
korku duyduklarını ifade ettiler. Metal patronları arasında yaşanan bu anlaşmazlığın Birleşik Metalİş'in aldığı grev kararıyla direk bağlantısı olduğu görüşünü dile getiren işçiler kararlı duruşları
sonucunda bu planı engellediklerini sözlerine eklediler.
Diğer yandan uyuşmazlık aşamasında bulunan MESS üyesi bazı fabrikalarda da Bosal'dakine
benzer planların yapıldığı belirtiliyor.
Öncü bir metal işçisi olan Fatih Çağlayan'ı trafik kazasında kaybettik...
Metal İşçileri Birliği çalışanı Fatih Çağlayan
trafik kazasında hayatını kaybetti.
Öncü bir metal işçisi ve aynı zamanda Metal
İşçileri Birliği çalışanı, mücadele arkadaşımız
Fatih Çağlayan’ı 24 Ocak Pazartesi günü
geçirdiği bir trafik kazasında kaybetmenin derin
üzüntüsü içerisindeyiz.
Gebze’de kurulu Feniş fabrikasında çalışan
bir metal işçisi idi Fatih. Sermayenin işçi ve
emekçilere yönelik saldırılarına kayıtsız
kalmayan, gerek kendi fabrikasında gerekse
yaşamın diğer alanlarında sınıf bilinci ile hareket
eden, tüm çabası ile sınıfın örgütlü mücadelesini
yükseltmeye çalışan, özetle “elini taşın altına
sokan” öncü bir metal işçisi idi Fatih.
Dün yanı başımızda “yaklaşan grevi nasıl
zafere taşırız?” diye soruyordu, biz ise maalesef
bugün onun üzücü ölüm haberini yazıyoruz. İşçi
sınıfına yönelik peşisıra saldırıların hayata
geçirildiği bir dönemde, Fatih gibi onuruna,
emeğine, haklarına ve geleceğine sahip çıkan
nice öncü işçilere ihtiyaç varken, bizler, maalesef
Fatih’in ölümünün büyük üzüntüsünü yaşıyoruz.
Ancak bizler, mücadele arkadaşları olarak onun
anısını yine onun ideallerinde yaşatacağımıza
söz veriyoruz.
Ailesinin acısını paylaşıyor, anısı önünde
saygı ile eğiliyoruz.
Gebze Metal İşçileri Birliği
25.01.11
METAL İŞÇİLERİ BÜLTENİ
5
“Bedenim de dahil benim
kaybedecek bir şeyim kalmadı!”
İş kazası geçirdikten sonra işten atılan Öztiryakiler fabrikası işçileriyle konuştuk…
- Öztiryakiler fabrikasında ne kadar süre çalıştınız, çalışma
koşullarından bahseder misiniz?
- 1. İşçi: Ben Öztiryakiler fabrikasının Sahra mutfağı bölümüne
06.08.2009 tarihinde montaj elemanı olarak alındım. 550 TL ücretle
çalıştım. Aşırı tempoyla gece gündüz çalışma vardı. Yeri geldi 48
saat evimize gitmeden çalıştırıldık. Ayda 150 saat mesai yapıyorduk.
6 ay sonra forklift ehliyetim olmamasına rağmen beni forkliftte
çalıştırıldılar. 2009’un Mart ayında forkliftin çarpmasıyla iş kazası
geçirdim. Bugün de 2 bacağımda kırıklarla kapının önüne konuldum.
İşte Öztiryakiler patronlarının gözü dönmüş kar hırsları. Bizi
çalışamaz hale getirip kapının önüne koydu. Sağlam girdik,
engellerle atıldık.
- 2.İşçi: Ben de Öztiryakiler fabrikasına 10.11.2009 tarihinde
montaj elemanı olarak işe alındım. 08.03.2010 tarihinde fabrika
dışında ve hazine arazisi olarak görünen 50 metre karelik kaçak bir
bölümde çalışmaya başlatıldım. Koşullarımız çok ağırdı. Bu
bölümde kışın dondurucu soğuğuna rağmen ısıtma sistemi olmadan
çalıştık. Isıtma sistemi istedik, çözmediler. Çünkü onların sıcak
odaları, sıcak evleri, arabaları ve sıcak paraları vardı. İşçinin canı
cehennemeydi onlar için. Bizde kurduğumuz bir tenekeden soba
yapıp ısınmaya çalışıyorduk.
Her şeye rağmen çalışmak zorundaydım, çünkü 2 çocuğum var.
Eşim çocuklarla ilgileniyor. Çocuğumun biri ilkokula gidiyor, diğeri
ise engelli. Yani ben eve ekmek götürmezsem aç kalacaklardı.
Bunun için sıktım dişimi, çalıştım. Olan oldu. Ben de
örgütsüzlüğümüzün kurbanı oldum. Bir gün elimde bulunan tiner
dolu bidonla araç şasesi silmek için teneke sobamızın yanından
geçiyordum. Bir anda elimdeki bidon patladı. Bütün vücudumu
alevler sardı.
Ben cehennemi bu dünyada yaşarken Öztiryakiler patronu bu
dünyada cenneti yaşıyor. Eğer ısıtma sistemi olsaydı bugün bir elim
değil iki elim olacaktı. Şimdi sağ elimi %68 oranında
kullanamıyorum. Ve sonuç olarak ben de bu fabrikada yok edilip
kapının önüne kondum. Şimdi hiçbir işyeri beni çalıştırmayacak.
Peki, soruyorum benim çocuklarım ne olacak, benim eşim ne
olacak?
- İş kazası geçirdiğiniz dönemi ve iş verenin tutumunu
anlatabilir misiniz?
- 1. İşçi: Forklift çarptığında 2 bacağım dizimden ve
bileklerimden kırıldı. Acıyla kıvranırken fabrikanın önünde bir saat
ambulans gelmediği için bekletildim. Bir saat sonra kendimden
geçmişim, ne olduğunu hatırlamıyorum. Beni Özel Doğan
Hastanesine götürmüşler. Durumdan istifade ederek devlet
hastanesine iş kazası göstermemek için götürmüşler, hastanede iş
kazası raporu tutmamışlar. O acıyla bacaklarımı alçıya alıp iki gün
ameliyat için beklettiler. Babam 60 yaşında, onu da iş kazası raporu
tutmaya gerek olmadığını söyleyip vaatlerle kandırmışlar. Her türlü
maddi, manevi desteği sunacaklarını söyleyip ikna etmişler. Ailem
de çok yoksul olduğu için tamam demiş.
Şimdi anlıyorum ki bizi yoksul bırakanlar, yoksulluğumuzu da
kullanmaya çalışıyor. Bir hafta hastanede yattıktan sonra taburcu
ettiler. Ne patronlar, ne de müdürler kimse ziyaretime bile gelmedi.
Sadece bölüm şefi ustamız ve işçi arkadaşlarım ziyaretime geldi. Bir
sürü ameliyat geçirdim. Öztiryakiler tarafından 6 ay yatağa mahkum
edildim. 6 ay sonra 2 ay tekerlekli sandalyeyle gezdim. Bu sürede
hastanelerde süründüm, heyet raporu vermediler. Bana iş yerinden
ücretsiz izne çıkarılmam üzere imzalamam için evrak gönderdiler,
sigortada sorun çıkıyor imzalaman gerekiyor dediler. Yine inandık
6
METAL İŞÇİLERİ BÜLTENİ
imzaladık.
Bundan bir buçuk ay sonra işe çağrıldım. Bende elimde bastonla
işe gittim, bana ve aileme verilen sözlerin tutulmadığını görünce
gidip müdürle görüştüm, patron zaten ortada yok. Müdür birde bana
hakaretler savurarak tehdit etti ve yılbaşından sonra sahra
bölümünde işçi çıkarılacağını söyleyerek işten atma tehdidi yaptı.
Bende patrona ulaşmaya çalıştım ama nafile. Patronu aradım diye de
tehditler savurup sen görürsün gününü dediler.
- 2. İşçi: Ben de tiner patlaması sonucunda yanarak ağır şekilde
yaralandım. İ.T.F. hastanesinde 3 gün yoğun bakımda, 12 gün yanık
servisinde tedavi gördüm. Burada durumdan kaynaklı psikolojik
sorunlar çıkmaya başladı ve hastaneden ayrıldım. 6 ay raporlu
olduğum süre içinde iş yerinden hastane masrafı olarak hesabıma
290 TL yatırılıyordu. Rapor günüm tamamlandığında işe geri
dönmek zorunda kaldım. Elimde kaza sonucu %68 güç kaybı oluştu
ve çalışmama engel bir unsur ortaya çıktı. Özrümden dolayı iş
daralması bahane edilerek 17.01.2011 tarihinde işime son verildi.
Buda yetmezmiş gibi ödenen hastane masraflarını, çalıştığım sürede
maaşımdan %70 kesinti yaparak benden aldılar. Ve işten atıldığımda
tazminat da düşünce bize borcun 2.300 lira kalıyor, borç için senet
imzala dediler. Hiçbir belgeyi imzalamadım. İmzalamayınca seni
mahkemeye verip o parayı alırız dediler.
Patronlar takımının ne olduğunu işte o gün gördüm. Dedikleri
karşısında kanım dondu. Dedim bunlar insan dahi olamaz. Ben de
elinizden geleni yapın bende sizden hesap soracağım deyince tamam
borcunu silelim sen de git dediler. Burada bitmeyeceğini söyleyince
peki tamam ne istiyorsun dediler. Kolumu istiyorum verebilecek
misiniz dedim.
- Yaşadığınız durumda işçi arkadaşlara söylemek istediğiniz
şeyler var mı?
- 1. İşçi: Kesinlikle patronların vaatlerine inanmasınlar. Onlar her
zaman yalan söylüyor. İşçinin bilinçsiz bırakılmasından
faydalanıyorlar. Haklarımızı bilmemiz gerekiyor, biz bunun bedelini
en ağır şekilde yaşayarak öğrendik. Mücadele etmek gerekiyor,
bedenimde dahi benim kaybedecek bir şeyim kalmadı.
- 2. İşçi: Patronların ne olduğunu tam anlamıyla tazminatımı
vermeyip bir de borçlu çıkardıkları gün gördüm. Kendime kızdım.
Söyledikleri karşısında kanım dondu. Dedim bunlar insan dahi
olamaz. Bu gün işsizim. Öztiryakiler patronu benim ve
arkadaşlarımın kanıyla besleniyor. Biz yıllarca sustuk, bir araya
gelmedik. İşten atılırız diye korktuk. Ancak korkunun bir faydası
olmuyor. Sonuç yine yoksulluk. Bundan sonra birlik olmak
gerektiğini düşünüyorum, gözü dönmüş bu patronlara birliğimizle
cevap vermeliyiz.
Bir sömürü cehennemi:
Öztiryakiler
İletişim adres ve
telefonları...
Mail adresi:
[email protected]
Aralarında 10-12 yıllık işçilerin de bulunduğu atılan işçilerin tamamı
tazminatlarının ödenmemesi üzerine 11 Şubat sabahı işe giriş saatinde fabrikaya
giderek tazminatlarını almak istediler. Tazminatları senetler biçiminde aylar sonra
ödemek isteyen Hacı Ayvaz patronu, işçileri senet imzalamaya ikna etmek için
senetlerin şubat ayında ödeneceği yalanına başvurdu. Senetin üzerinden aylar sonra
ödeme olacağını gören işçiler tepki göstererek seneti kabul etmediklerini,
tazminatlarının tamamını istediklerini ifade ettilen ve senetlere imza atmadılar.
İşçilerin tepkisi üzerine geri adım atmak zorunda kalan patron, 14 Şubat günü
tazminatların tamamını ödeyeceğini ifade etti. Dün yeniden toplu olarak fabrikaya
giden işçiler tazminatlarını aldılar.
İstanbul - Esenyurt İşçi Kültür Evi
Bahçeyolu Cad.Ülbeyi İşhanı Kat.2
(Prenses Düğün Salonu Üstü) Esenyurt
Tel: 0.212.620 40 76
İstanbul - Kartal İşçi Kültür Evi
Kordonboyu Mah. Hamam sok. Özdemir İşhanı
Kat:2 No:29 Kartal
Tel: 0.506.805 04 85
İstanbul - OSB-İMES İşçileri Derneği
Yukarı Dudullu Mah. Kerem Sokak No:5/3
Ümraniye
Tel: 0.216.540 35 80
İstanbul - Sefaköy İşçi Kültür Evi
İnönü Mah. Tolga Cad. No:65 Küçükçekmece
Tel: 0.212.697 71 53
İstanbul - Topkapı İşçi Derneği
Davutpaşa Cad. Tim 2 Sanayi Sitesi Kat:2 No:541
Topkapı
Tel: 0.531.986 15 91-0.535.915 32 45
İstanbul - Tersane İşçileri Birliği Derneği
Aydıntepe mh.Yüzüncüyıl cd. Yasemin sk. No:7A
Tuzla
Tel: 0.216.493 29 95
Ankara - Mamak İşçi Kültür Evi
Tıp Fakültesi Cad. No:255 / B Tuzluçayır
Tel: 0.312.389 59 57
Ankara - Sincan İşçi Derneği
Atatürk Mah. Kutsal Sok. Özsoy Apt. 6/24 Sincan
Tel: 0.312.269 27 50 - 0.537. 266 55 30
İzmir - Çiğli İşçi Kültür Sanat Evi
8075 Sok. No:11/A Kapalı Durak
(Narin Kahv. altı) Çiğli
Tel: 0.232.329 64 36
Manisa İşçi Birliği Derneği
Tel: 0.537.496 18 45
Adana - Sanayi İşçileri Derneği
Kuru Köprü Mah. No 14 Sok. No: 15 Seyhan
Tel: 0.538.970 64 95
Bursa - Eksen Yayıncılık Bürosu
Sönmez İş Sarayı Kat: 3 No: 220 Heykel
Tel: 0.224.220 84 92
Kayseri İşçi Kültür Evi
Cumhuriyet Mahallesi Cumhuriyet İşhanı Kat:3
No:36 Melikgazi/ Kayseri
Tel: 0.535.496 72 50
600 işçinin sırtından zengin olan Hacı Ayvaz patronu, yıllardır bu fabrikada çalışan
ve Hacı Ayvaz’ı bir atölyeden koca bir fabrikaya dönüştüren işçileri bir çırpıda kapının
önüne koydu. 2010 yılında sıfır zamla çalışan Hacı Ayvaz işçileri “işlerin yavaşlaması”
gerekçe gösterilerek işten atılırken 600’e yakın işçinin çalıştığı fabrikada 300’ü aşkın
işçi sürekli olarak mesaiye bırakılıyor. 4 ikramiye uygulamasının olduğu fabrikada
ikramiyelerin ikisi bordrolara yansıtılıyor. Diğer yandan kölelik koşullarında çalışan
işçilerin fazla mesailerinin yüzde 65’ı kayıtdışı tutuluyor.
İşçi Bülteni Özel Sayı No: 671 Fiyatı: 25 YKr * Şubat 2011 * Sahibi ve S.
Yazı İşleri Md.: Ayten ÖZDOĞA N * Yayın türü: Yerel süreli, siyasi, ayda
bir, Türkçe * EKSEN Basım Yayın Ltd. Şti. * Mollaşeref Mah. Simsar Sk.
5/3 Fatih/İstanbul * Tel/Fax: 0 (212) 621 74 52 *
Baskı: Özdemir Mat. * Davutpaşa Cad. Güven Sanayi Sit. C Blok No: 242
Topkapı/İstanbul * 0 (212) 577 54 92
Büyükçekmece’de Hadımköy yolu üzerinde kurulu bulunan Öztiryakiler yaklaşık
1200 işçinin çalıştığı bir metal fabrikası. Geçtiğimiz haftalarda işten atma saldırısıyla
gündeme gelen Öztiryakiler, endüstriyel mutfak üretimi alanında dünya sıralamasında
ilk sıralarda yer alan, yüzden fazla ülkeye ihracat yapan bir işletme. Türkiye’de çeşitli
illerde üretim tesisleri olan Öztiryakiler aynı zamanda Rusya ve kimi balkan
ülkelerinde de fabrikalara sahip. AKP hükümetine yakınlığıyla tanınan, büyük ihaleleri
kolaylıkla alabilmesiyle bilinen Öztiryakiler, endüstriyel mutfak ekipmanlarının yanı
sıra 3000’in üzerinde farklı ürün üreten, aldığı askeri ihalelerle dikkati çeken bir firma.
Irak’ta aldığı sahra mutfağı ihalesiyle devasa karlar elde etmiş, Burger King gibi
bilenen birçok büyük firmaya üretim yaparak, sermayesini her geçen gün artıran bir
işletme durumundadır.
Yıllardır Öztiryakiler işçisinin emeği ve alınteri üzerinde tepinen, servetine servet
katan, kar rekorları kırmakla övünen, uyguladığı yoğun sömürü sayesinde dünyada ilk
sıralara kadar yükselen bu fabrika aynı zamanda işçilere düşük ücretleri, uzun çalışma
saatlerini, iş kazası geçirip sakat kalmayı ve güvencesizliği reva görmektedir. Örgütsüz
ve dağınık olan Öztiryakiler işçisi bir çok haktan mahrum bir şekilde ortalama 650700 TL’ye çalışmakta, kuralsız bir sömürü içinde bulunmaktadırlar.
Basına yaptığı açıklamalarla “bugünlere gelebilmek için çok çalıştığından” dem
vuran Öztiryakiler patronu, işçilere uyguladığı yoğun sömürüyü gizlemek ve göz
boyamak için fabrikada “sermaye ortağı değil, emek ortağıyız” diyebilecek kadar
yüzsüzdür.
En ufak iş güvenliği önlemlerini almadığı için iş kazası nedeniyle sakat bıraktığı
işçileri bile işten atabilen, işçileri sakat bıraktığı yetmiyormuş gibi birde fabrikaya
borçlu çıkartacak kadar gözü dönmüş bir emek düşmanıdır.
Hacı Ayvaz’da işçi kıyımı
İstanbul Hadımköy'de kurulu bulunan Hacı Ayvaz Endüstri Mamulleri AŞ
fabrikasında işçi kıyımı yaşanıyor.
Gemi sanayiine musluk üretmek üzere 1948 yılında kurulan fabrikada 2 Şubat 2011
tarihinde 30'a yakın işçi “işlerin yavaşladığı” bahanesiyle işten atıldı.
METAL İŞÇİLERİ BÜLTENİ
7
Metal işçisinin davası emeğin davası!
MESS’in korkularını
gerçeğe çevirelim!
Birleşik Metal ile yürüttüğü toplu sözleşme görüşmelerinde arabulucu
aşamasının sona ermesi ile birlikte MESS’in korkuları da depreşmeye
başladı.
Onlar bugüne kadar Türk Metal çetesi ile kol kola oynadıkları orta
oyununun sonuç vereceğine, metal işçilerinin yeni bir umutsuzluk dalgası
ile köleliğe boyun eğeceğine inanıyorlardı. Artık geçmişte kaldığını
düşündükleri grev silahının hiçbir zaman gündeme gelmeyeceğini,
kurdukları saltanat düzenin ilelebet devam edeceğini düşünüyorlardı.
Ancak tablonun böyle olmadığı Aralık ayında ortaya çıktı. Türk Metal
üyesi işçiler başlarındaki ihanet şebekesinin basıncı ile seslerini yükseltemeseler de Birleşik Metal üyesi
metal işçileri MESS dayatmalarına boyun eğmeyerek mücadeleye devam etme kararı aldılar. Ve bu karar
bugün arabulucu aşamasının da sona ermesi ile birlikte “grev” yoluna çıkmış bulunuyor.
Oysa MESS patronları kurdukları saltanat düzeninine karşı en ufak bir çatlak ses çıkmasını bile
beklemiyorlardı. İşte bu nedenle bugün Birleşik Metal üyesi metal işçilerinin kararlılığı karşısında şaşkına
dönmüş durumdalar. Kapitalist krizin faturasını bir kez daha işçilerine fatura etmiş, daha büyük kâr
oranları için kapıyı aralamışken 20 yıl sonra fabrikaların kapısından girmek üzere olan grev ateşinde
yanıyorlar.
Ancak son güne kadar bu ateşten kurtulmaya çalışacakları da aşikar. Türkiye’nin en kemikleşmiş
sermaye örgütlerinden olan MESS, bugünlerde kendisini grev ateşinden kurtarmak için çırpınıyor. Bunun
için 27 Ocak günü Birleşik Metal’in yetkili olduğu fabrikaların üst düzey yöneticileri ile bir toplantı
gerçekleştiren MESS kodamanları kendilerine bir hareket planı çizerek en azından görüntüyü kurtarmaya
çalışıyorlar.
Ama mızrak çuvala sığmıyor. Onlar halen sermayelerinin büyüklüğüne, hükümetlerden aldıkları
desteklere güvenseler de görüntüyü kurtarmaya çalışırken bile korkularını ortaya seriyorlar.
MESS’in en büyük korkusu Birleşik Metal üyelerinin yaktığı mücadele ateşinin metal işçilerinin birleşik
mücadelesinin önünü açma ihtimalidir. Bu korku yapılan toplantıya da en derinlerine kadar sinmiştir. Grev
ateşinin yanmak üzere olduğu fabrikaların yöneticileri korkularını ortaya sererken MESS kodamanlarının
tutumu bu ateşin Türk Metal’in örgütlü olduğu işyerlerine sıçramasına engel olmak gerektiği yönündedir.
Bunun için 10 binin üzerinde işçinin çalıştığı fabrikaları yakmaya bile hazır olduklarını dile getiren MESS
kodamanları, Maden-İş döneminin mücadeleci ruhunun yeniden dirilmesinden duydukları büyük korkuyu
ortaya sermişlerdir.
MESS’in gerçekleştirdiği bu toplantı ve aylardır fabrikalarda yaşananlar bir kez daha kararlılıkla mücadele
sahnesine çıkıldığında patronların işçi sınıfının öfkesinden kendisini kurtaramayacağını göstermiştir. Şimdi
MESS’in bir kez daha düşen maskesini tamamen indirmek ve metal işçilerinin grev ateşini harlamak tüm
metal işçilerinin görevidir.
MESS ve patronlar, istedikleri kadar masal anlatsınlar, istedikleri kadar saldırı hazırlıkları yapsınlar
mücadele kararlılığı ile sahneye çıkan metal işçilerinin karşısında durmaya güçleri yetmeyecektir. Kazanan
hakları ve gelecekleri için mücadele sahnesine çıkmaya hazırlanan metal işçileri olacaktır.
MESS tam bir sınıf bilinciyle davranıyor. Grevi ezmeyi sınıfının davası haline getirmeye çalışıyor. Çünkü
grev karşısında asıl kaybedenin gerçekte tüm bir sermaye sınıfı olacağını iyi biliyor. Çünkü metal işçisi
prangalarını kırarsa, açılan yoldan işçi sınıfı da ilerleyecektir.
İşte bunun için grev yolunu tutan metal işçisinin davası, tüm bir işçi sınıfının davasıdır. Emeğin davasıdır.
Bunun için greve destek için seferber olmalıyız. Grev mevzisini ayakta tutmak ve bu mevziyi güçlendirmek
için omuz omuza vermeliyiz.
Metal İşçileri Birliği

Benzer belgeler