değerler eğitimi - antalya - kepez ilçe millî eğitim müdürlüğü

Transkript

değerler eğitimi - antalya - kepez ilçe millî eğitim müdürlüğü
T.C.
ANTALYA VALİLİĞİ
İL MİLLÎ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ
DEĞERLER EĞİTİMİ
ORTAÖĞRETİM
SU, ATEŞ ve AHLÂK
Su, ateş ve ahlâk dostluk kurmuşlar, dolaşırlarken birbirlerini merak etmeye başlamışlar.
Suya sormuşlar, “Kaybolursan seni nasıl bulacağız?”
Yanıt, “Nerede bir şırıltı, çağıltı duyarsanız ben oradayım.”
Ateşe, “Seni yitirirsek ne yapalım?”
Ateş, “Bir duman gördüğünüz yerde ben varım.”
Sıra ahlâka gelince, yanıt şu olmuş:
“Beni kaybederseniz, bir daha kesinlikle bulamazsınız!”
T.C.
ANTALYA VALİLİĞİ
İL MİLLÎ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ
DEĞERLER EĞİTİMİ
“ORTAÖĞRETİM”
ANTALYA 2011
1|
Bu kitapçık,
Değerler Eğitimi kurul ve komisyonlarının, kuruluş, işleyiş, görev,
yetki ve sorumluluklarına ilişkin usul ve esasların tüm okullarımızda
2010/53 nolu genelgeye uygun, birlikte uygulanmasını ve işlemlerin
doğru yürütülmesini sağlamak amacı ile hazırlanmıştır.
Kitapçık; “Kurulların, komisyonların, okulların, öğretmenlerin ve ailelerin yapacakları çalışmalara ışık tutmak ve örnek teşkil etmesi için
hazırlanmıştır. Kitapçıkta yer alan Değerler farklı şekillerde de uygulanabileceği gibi, yapılan örnek çalışmalar değiştirilip uyarlanabilir.
Bu kitabın bütün yayın hakları Antalya Valiliği’ne aittir.
| 2
Okul, genç dimağlara insanlığa saygıyı,
millet ve memlekete sevgiyi,
bağımsızlığın yüceliğini öğretir.
3|
İÇİNDEKİLER
ÖNSÖZ .................................................................................................... 5
Antalya Valisi’nin Mesajı .......................................................................... 6
A.Ü. Eğitim Fakültesi Dekanı’nın Mesajı ..................................................7
İl Millî Eği̇tim Müdürü’nün Mesajı ............................................................. 8
Komisyonlar - Görev Ve Sorumlulukları ................................................... 9
İl Yürütme Komisyonu
Görev Ve Sorumlulukları
İlçe Komisyonu
Görev Ve Sorumlulukları
Okul Komisyonu .....................................................................................10
Görev Ve Sorumlulukları
Okul Müdürünün Görev Ve Sorumlulukları ............................................ 11
Sınıf Rehber Öğretmenlerinin Görev Ve Sorumlulukları............................ 12
Branş Öğretmenin Görev Ve Sorumlulukları
Ailenin Görev Ve Sorumlulukları
Okul Aile Birliğinin Görev Ve Sorumlulukları............................................13
Okul Uygulama Adımları
Sınıf İçi Etkinlikler
Okulun Tamamına Yönelik Etkinlikler .................................................... 14
Aileye Yönelik Etkinlikler
İzleme Değerlendirme ........................................................................... 15
Faaliyet Raporlarının Yazımı
Değerler ..........................................................................................16 - 20
Yıllık Çalışma Planı..........................................................................20 - 30
Sınıf İçi Etkinlik Örnekleri ................................................................ 31 - 42
Aileye Yönelik Etkinlik Örnekleri ......................................................43 - 47
Örnek Hikâye ve Yazılar ..................................................................48 - 71
Kaynakça............................................................................................... 72
| 4
ÖNSÖZ
Bütün insanlığa ait ve toplumla bir arada olmanın vazgeçilmez koşulları olan değerlerin yeniden yaratılması ve içselleştirilmesi daha yaşanılır bir dünya isteminde bulunan tüm öğretmenlerin temel görevlerindendir. Eğitimci olarak bizlere düşen görev; bu değerlerin yeniden yaşatılmasında, özgür düşünebilen bireylerin yetiştirilmesinde, en geniş anlatımıyla daha uygar ve bilinçli
toplumun oluşturulmasıdır. Birlikte daha barışçıl yaşama idealinin gerçekleştirilmesinde, gerek
birey olarak sorumluluklarımızın farkında olmak, gerek bu koşulların oluşturulmasında toplumsal
sorumluluklarımızı yerine getirmede eğitim-öğretim sürecinin önemi tartışılmaz bir gerçekliktir.
Doğru davranışın ne olduğu hususunda ve her doğru davranışı daha değerli kılacak koşulların, ortamların yaratılmasında değişimin itici unsuru ve aydın olma gerekliliği içerisinde eğitimciler, üzerine düşen görevi yapmak zorundadır.
18. Milli Eğitim Şurasının gündem maddeleri arasında da yerini alan “Değerler” kavramı son
yılların en fazla dile getirilen kavramlarından biridir. Günümüzde bu kavramın bu kadar üzerinde durulmasının nedenlerinden en önemlisi küreselleşme ve küreselleşmenin ortaya çıkardığı
yarışmacı, rekabete dayalı insan ilişkileri nedeniyle dayanışmacı insan davranışlarından gittikçe
uzaklaşılmasıdır.
Değerler, kısaca “insanın çevresinde olup bitenleri anlama ve yorumlamada kullandığı temel
ölçütler” olarak tanımlanmaktadır. Değer üretebilme yetisine sahip tek canlı olarak insan bu yetisini doğuştan getirmeyip yaşayarak ve öğrenerek kazanabilmektedir. Bundan dolayı değerlerin
öğrenilmesi, içselleştirilmesi ve davranışa dönüştürülmesi süreci başlı başına eğitimin sorunu
olmaktadır. Yapılan araştırmaların da gösterdiği gibi, bireyin gelişim dönemi ve kazandırılması
düşünülen işlevsel değerlerin özellikleri birlikte düşünüldüğünde, değerler eğitiminde ilk çocukluk
döneminin en önemli dönem olduğu belirlenmiştir. Bu bağlamda okulöncesi eğitim kurumlarının
önemi, benimsetilmeye çalışılan hedef değerlerin kazandırılmasında yadsınamaz bir görünüm
kazanmaktadır. Kişilik gelişiminin önemli bir evresi olan okulöncesieğitim döneminde değerler
eğitimi bu anlamda ön plana çıkmakta, pekiştireçlerle hedef değerlerin kalıcı davranışa dönüştürülmesinde eğitimin önemli bir aşamasını oluşturmaktadır.
Bu kitapta da evrensel değerler olarak kabul gören sorumluluk, saygı, sevgi, yardımlaşma ve
işbirliği, iyilik ve hoşgörü, barış ve özgüven konularında sınıf ve okul içi etkinliklerle öğrencilerimizde farkındalık oluşturulması düşünülmektedir. Bu süreçte yine öğrencilerimize vereceği olumlu
pekiştireçlerle davranışın kalıcı olmasının sağlanmasında öğretmenlerimize büyük görevler düştüğünü bir kez daha belirtmek isteriz. Bu kapsamda kitabın, uygulayıcılarına yol göstermesini
umuyor ve çalışmalarında başarılar dileriz.
KOMİSYON
5|
Dr. Ahmet ALTIPARMAK
Antalya Valisi
ERDEMLİ İNSAN OLABİLMEK
Bilim ve teknolojinin baş döndürücü hızla ilerlediği günümüzde; siyasi, sosyal, kültürel ve
ekonomik alanlarda yaşanan memnuniyet verici gelişmeler, toplum hayatımızı olumsuz yönde
etkileyen bir takım sorunları da beraberinde getirmiştir.
Birey, aile, toplum ve dünyayı tehdit eder hale gelen sorunların çözümünde; “Toplumun
temelini oluşturan geleneksel Türk aile yapısı, millî, ahlâki ve kültürel değerlerimiz” en önemli
referans kaynaklarımızdır.
Geleceğimizin teminatı olan çocuklarımıza ve gençlerimize; bilgi, beceri ve olumlu davranışlar kazandırmanın yanında, onların dengeli, sağlıklı, gelişmiş bir karakter ve kişiliğe sahip, “İyi
insan, sosyal insan, eğitimli insan” olarak yetiştirilmeleri en asli görevlerimizdendir.
Cemiyet hayatımızda, insanları birbirine bağlayan mutluluk ve huzuru sağlayan, tehditlerden koruyan, insani, ahlâki değerlerimizin, toplumu oluşturan tüm bireylere kazandırılmasında, Değerler
Eğitiminin rolü tartışma götürmez bir gerçektir.
Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, “Hiç şüphesiz ki Antalya dünyanın en güzel yeridir.” veciz sözünde ifadesini bulan ve turizmin başkenti olarak kabul edilen
İlimizde, her yıl binlerce öğrenci eğitim sistemine dahil olmaktadır. Milyonlarca turistin misafir edildiği Antalya’da, Değerler Eğitimi alanında yürütülen çalışmaları takdire şayan buluyorum. Farklı
kültürlere mensup, değişik sosyal yapıdaki insanların, karşılıklı etkileşimlerden dolayı olumsuz bir
mecraya kaymaması, özümüzün, değerlerimizin erdemlerimizin yaşanması ve yaşatılması için
ilimizde yürütülecek olan Değerler Eğitimi çalışmalarına herkesin katkı koymasını bekliyorum.
Emeği geçen herkesi gönülden kutlar, Değerler Eğitimi faaliyetlerinde görev alacak olan
tüm yönetici ve öğretmenlerimize başarılar dilerim.
| 6
Prof. Dr. Mimar TÜRKKAHRAMAN
Akdeniz. Üniversitesi
Eğitim Fakültesi Dekanı
DEĞERLER VE EĞİTİMİ
Toplum olmadan eğitim, eğitim olmadan da toplumun varlığını sürdürmesi mümkün değildir. Eğitim kurumu toplumun hem bugününü hem de yarınını şekillendiren bir mekanizmadır. Toplum açısından eğitimin vazgeçilemez üç temel ve genel fonksiyonu; koruyucu, değiştirici ve geliştirici söz konusudur. Koruyucu fonksiyonuyla bireylere yaşadığı toplumun değerlerini ve kültürünü
aktarır. Değiştirici fonksiyonuyla; insanı, daha iyiye yöneltir. Eğitim yoluyla bireylerde istenilen
davranış kalıpları oluşturulurken, mevcut davranışlardan istenmeyenler de değiştirilir. Geliştirici
fonksiyonuyla da toplumun kültürel ve bilimsel gelişimine yani yeni fikirlerin ve ürünlerin gelişmesine yol aralar.
Milletleri var eden ve devamlı kılan bilgi düzeyleri, sahip oldukları değerleri ile vermiş oldukları eğitimdir. Değerler toplumu olmanın, bilgi toplumu olmanın ve millet olarak kalmanın tek
yolu eğitimden geçmektedir.
Değerler, bir toplumun gerçekleşmesini istediği düşler ve ideallerdir. Değerler; bir toplumun varlığı, birliği, işleyişi ve devamı açısından, o toplumun çoğunluğu tarafından doğrulukları
ve gereklilikleri kabul edilmiş temel prensiplerdir. Toplum tarafından doğru kabul edilen fikirler
ve arzulanan ölçütler olarak değerler toplumdaki ideal düşünme ve davranış yollarını gösterir.
Topluma ilham ve anlam veren ölçütler olarak değerler ciddiye alınmak zorundadırlar. Eğitim, bir
toplumun belirlediği hedeflere varması için insan kaynağını en verimli bir şekilde değerlendirmek
zorundadır. Bir toplumdaki olumlu gelişmelerin sürdürülmesi ve yaygınlaştırılması, olumsuz gelişmelerin ise, olumluya dönüştürülmesinin yegâne yolu eğitimden ve özellikle de değerler eğitiminden geçer. Toplum olarak, kazanılmış bilgi ile yetinmemek, eldeki bilgilerin ötesine yeni bilgilere
ve dolayısıyla yeni dünyalara yol aralamak zorundayız.
Millet olabilmek için, kültürün çok yönlü işlenerek geliştirilmesi ve fertlerin ortaklaşa paylaştıkları bir değerler manzumesi haline getirilmesi gerekir. Bunda ise, Türkiye’nin yarınlarına ışık
tutabilecek ideal sahibi eğitimciler çok önemli rol oynayacaktır.
Bir toplumun başarıya ulaşmasında kurumlar arası işbirliği de bir o kadar önemlidir. Değerler eğitimi çalışması da böyle bir işbirliğinin somut bir ürünü olarak ortaya çıkmıştır. Bundan sonraki süreçte de Akdeniz Üniversite Eğitim Fakültesi olarak başta Antalya Milli Eğitim Müdürlüğü
olmak üzere eğitimle ilgili konularda her türlü kurumsal işbirliğini sürdürmeye devam edeceğiz.
7|
Osman Nuri GÜLAY
Antalya Milli Eğitim Müdürü
DEĞERLER EĞİTİMİ
Toplumları ayakta tutan temel yapı taşlarından en önemlisi ailedir. Bireyin ve ailenin eğitimi
çerçevesinde; “İyi, doğru ve güzele yönelik olarak yürütülen her türlü etkinlik” toplumun gelişmesini sağlamakta, yaşam standartlarının iyileştirilmesine katkı koymaktadır.
Çocuklarımızın ve gençlerimizin; bilgili, çağdaş donanımlı insanlar olarak yetiştirilmelerinin
yanı sıra, millî, ahlâki ve kültürel değerlerimize bağlı, bu değerleri davranış biçimine dönüştüren,
erdemli insanlar olarak toplum hayatındaki yerlerini almaları büyük önem arz etmektedir.
Valimiz Sayın Dr. Ahmet ALTIPARMAK’ın önderliğinde ve talimatlarıyla başlatılan Değerler
Eğitimi faaliyetlerinin temel amacı; Her öğrencimizin, eğitimin millîlik vasıflarına haiz, saygı, sevgi,
hoşgörü, millî, ahlâki değerler ile bezenmiş bireyler olarak topluma kazandırılmasıdır.
Yaklaşık 6 aylık bir zaman dilimi içerisinde, Müdürlüğümüz ve Akdeniz Üniversitesi işbirliğinde yürütülen çalışmaların bir ürünü olarak, Okulöncesi, İlköğretim ve Ortaöğretim seviyesinde,
üç ayrı Kılavuz Kitap hazırlanmıştır. 2011-2012 öğretim yılı başından itibaren, planlı programlı
olarak Antalya genelinde çalışmalara başlanılacaktır.
Verilecek olan Değerler Eğitiminin toplumsal ihtiyaçlara cevap vereceği inancındayım. İstenilen hedeflere kolay ulaşılabilmesi bakımından, okulda verilen eğitimin ailede devamlılığı sağlanmalıdır. Bu bağlamda, anne babalara büyük görev düşmektedir.
Değerler Eğitiminin sağlıklı seyri, Antalya İl Eğitim başarısının artışına da önemli ölçüde
katkı sağlayacaktır. En başta emeği geçen tüm mesai arkadaşlarıma, Akdeniz Üniversitesi’ne
teşekkür ediyor, yönetici, öğretmen, anne, baba ve ilgili herkese başarılar diliyorum.
| 8
Saygılarımla.
1. KOMİSYONLAR - GÖREV VE SORUMLULUKLARI
1.1 İL YÜRÜTME KOMİSYONU
1. Milli Eğitim Müdür Yardımcısı
2. Eğitim Müfettişi
3. Akademisyen
4. Ortaöğretim Okul Yöneticileri
5. İlköğretim Okul Yöneticileri
6. Okulöncesi Eğitim Kurumu Yöneticileri
7. Öğretmenler
8. Psikolojik Danışmanlar
9. Bilişim Teknolojileri Formatör Öğretmeni
1.1.1. GÖREV VE SORUMLULUKLARI
1. İl genelinde “Değerler Eğitimi” çalışmalarını planlar ve yürütür, takip ve koordine eder.
2. Değerler Eğitimi ile ilgili strateji ve politikaları belirler.
3. İnceleme komisyonu ile çalışma şartları ve ihtiyaca göre yeni komisyonlar oluşturur, bu komisyonların görev ve sorumluluklarını belirler.
4. Değerler Eğitimi için gerekli olan yazılı ve görsel materyalleri (yerel, ulusal, uluslararası
özellikte film, fotoğraf, slayt, kitap, dergi, broşür vb) belirler. İl inceleme komisyonu tarafından incelenmesini ve il genelinde uygulamada birlik ve beraberliği sağlar.
5. Değerler Eğitimi ile ilgili; öğrenci, sınıf, okul, ilçe ve il bazında yürütülen çalışmaları izler,
rehberlik eder, değerlendirir.
6. İlgili kurum ve birimler arasında eş güdümü sağlar.
7. Değerler Eğitimi ile ilgili hizmetiçi eğitim faaliyetlerini planlar ve yürütülmesini sağlar.
8. Değerler Eğitimi ile ilgili yönerge hazırlar devam eden süreçte talimatlar ve toplantılarla
gerekli koordinasyonu sağlar.
1.2.İLÇE KOMİSYONU
1. İlçe Milli Eğitim Şube Müdürü
2. Akademisyen
3. Ortaöğretim Okul Müdürü
4. İlköğretim Okul Müdürü
5. Okulöncesi Eğitim Kurumu Müdürü
6. İki Öğretmen
7. İki Psikolojik Danışman
1.2.1. GÖREV VE SORUMLULUKLARI
1. İl yürütme kurulunca planlandığı şekilde, ilçede Değerler Eğitimi çalışmalarını planlar,
yürütür, takip ve koordine eder.
2. İlçe Komisyonu, ilgili kurumlar ve okullar arasında eş güdümü sağlar.
3. Değerler Eğitimi ile ilgili; öğrenci, sınıf, okul, ilçe bazında çalışmaları izler,
rehberlik eder, değerlendirir, sonuçlarını rapor halinde İl Yürütme Kuruluna bildirir.
4. İlçede İnceleme Komisyonu oluşturur. İlden gönderilen yazılı ve görsel materyaller dışında, uygulanmasında yarar görülen doküman ya da materyallerin, inceleme komisyonunca incelenmesini ve ilçe genelinde uygulanmasını sağlar.
9|
5. Değerler Eğitimi çalışmalarının ilçede sağlıklı yürütülmesi için gerekli tedbirleri alır,
malzeme, materyal ve diğer kaynakları temin eder.
6. İlçede yapılacak Değerler Eğitimi ile ilgili etkinlikleri inceler, olur verir (uygunsa) ve izler.
7. Okullarda ortaya konulan ve farklılık arz eden etkinlik örneklerinin, ilçe genelinde
paylaşımını sağlar, il genelinde de uygulanmak üzere il yürütme kuruluna gönderir.
1.3. OKUL KOMİSYONU
1. Okul Müdürü
2. Müdür yardımcısı
3. 3 öğretmen ( bu öğretmenlerden bir tanesi komisyonda koordinatörlük görevi yapar)
4. Okul Psikolojik Danışmanları
5. Okul Aile Birliği Temsilcisi
6. Okul Öğrenci Temsilcisi
1.3.1. GÖREV VE SORUMLULUKLARI
1. İl ve ilçeden gönderilen talimatlara uygun olarak YILLIK ÇALIŞMA PLANI hazırlar ve okul müdürünün onayından sonra yürütülmesini sağlar.
2. Okulda yürütülecek “Değerler Eğitimi” çalışmaları ile ilgili olarak, öğretmen, öğrenci ve
velileri bilgilendirir.
3. Okul içerisinde ve dışında yürütülecek çalışmaları; “Okulun Tamamına Yönelik
Etkinlikler, Sınıf İçi Etkinlikler ve Aileye Yönelik Etkinlikler” olmak üzere üç ana başlıkta planlar.
a. Okulun Tamamına Yönelik Etkinliklerden Sorumlu Öğretmenler:
Değerler Eğitiminin okul genelinde uygulanmasında gerekli olan uyum ve ahengin
temini ile görev ve sorumlulukların dağılımında herhangi bir hoşnutsuzluk ya da huzursuzluğun oluşmaması için öğretmenler arası görevlendirmelerde gerekli
hassasiyet gösterilir. Bu kapsamda; bilhassa okulda faaliyet gösteren eğitici
kulüplerin değerler eğitimi çalışmalarında aktif olarak rol almaları sağlanır.
İhtiyaç duyulması halinde okul komisyonunun görevlendireceği branş öğretmenlerinin de katılımı sağlanır.
İlköğretim kurumlarında uygulanmak üzere il yürütme kurulunca belirlenen
DEĞERLERİ okul yıllık çalışma planında eğitim öğretim yılı başlangıcından
bitimine kadar geçen süreçte (Örnek yıllık planda olduğu gibi), her değerin, okulun nüfus yoğunluğu ve fiziki kapasitesine göre bir ya da birden fazla sınıf tarafından
uygulanacak şekilde planlamasını yapar. Planlanan bu değerlerin sunumundan,
görevlendirilen sınıfların sınıf öğretmenleri sorumludur.
b. Sınıf İçi Etkinliklerden Sorumlu Öğretmenler:
Sınıf öğretmenleri ile birlikte derse giren branş öğretmenleri yıllık planda planlandığı şekilde değerleri sınıf içinde ders saatlerinde uygular.
c. Aileye Yönelik Etkinliklerden Sorumlu Öğretmenler:
Yıllık çalışma planında gerçekleştirilmesi düşünülen aileye yönelik eğitim ve
etkinliklerden okul psikolojik danışmanları ve sınıf rehber öğretmenleri
sorumludurlar. Gerektiğinde branş öğretmenleri de bu çalışmalara destek verirler.
| 10
4. “Değerler Eğitimi” çalışmalarının; sosyal, kültürel ve sportif faaliyetler ile
desteklenmesini sağlar. Belirli gün ve haftalara ilişkin gezi ve incelemelerin planlamasını yapar.
5. “Değerler Eğitimi” ile ilgili olarak aile bilgilendirme çalışmalarını planlar ve
uygulanmasını izler. Bu yönergenin son bölümünde yer alan “VELİYE YÖNELİK ETKİNLİK ÖRNEKLERİ”ni ailelere gönderir. Ailelerin değerler eğitimine etkin bir
şekilde katılımını sağlar.
6. Öğretmenlerin “Değerler Eğitimi” ile ilgili görev ve sorumluluklarını, etkili ve verimli olarak yerine getirmelerini sağlayıcı tedbirler alır.
7. Okulda İnceleme Komisyonu oluşturur. İl ve ilçeden gönderilen yazılı ve görsel
materyaller dışında, uygulanmasında yarar görülen, doküman ya da materyallerin okul inceleme komisyonunca incelenmesi ve okul genelinde uygulanmasını sağlar.
8. İl genelinde uygulanmakta olan faaliyetler kapsamında örnek olabileceği düşünülen
etkinlik örneklerini İlçe Milli Eğitim Müdürlüğüne gönderir.
9. Değerler eğitimi ile ilgili topluma örnek olmuş kişileri belirler ve okula davet eder.
Seminer, konferans, söyleşi, gezi, kermes vb. faaliyetleri planlar ve uygular.
10. “Değerler Eğitimi” verimliliğini arttırmak, eğitimin kalitesini yükseltmek ve
sürekli gelişimini sağlamak için, gerekli araştırmaları yapar, iyileştirme projeleri
hazırlayarak, okul müdürünün onayından sonra bu projeleri uygular ve sonuçlarını değerlendirir.
11. “Değerler Eğitimi” ile ilgili örnek çalışmaların; “okul dergisi, pano vb. yerlerde”
yer almasını sağlar.
12. “Değerler Eğitimi” ile ilgili her tür evrak ve dokümanın arşivlenmesini sağlar.
1.4. OKUL MÜDÜRÜNÜN GÖREV VE SORUMLULUKLARI
1. Eğitim lideri olarak okuldaki “DEĞERLER EĞİTİMİ” çalışmalarını; 2010/53 sayılı
genelge, il ve ilçeden gönderilen talimatlar ile okul yıllık çalışma planına uygun olarak, kendi başkanlığında Okul Komisyonu ile birlikte yürütür.
2. Okulun iç (yönetici, öğretmen, öğrenci ve diğer personel) ve dış öğeleriyle (Okul Aile Birliği, veliler, sivil toplum kuruluşları, üniversite, resmi, özel kurum ve
kuruluşlar vb.) işbirliği içinde çalışır.
3. Değerler Eğitiminin okul genelinde uygulanmasında gerekli olan uyum ve ahengin temini
ile görev ve sorumlulukların dağılımında herhangi bir hoşnutsuzluk ya da
huzursuzluğun oluşmaması için öğretmenler arası görevlendirmelerde gerekli
hassasiyet gösterilir.
4. DEĞERLER EĞİTİMİ KILAVUZ KİTABI doğrultusunda ve okul komisyonunca hazırlanan
diğer etkinliklerde öğretmenlere rehberlik eder. Başta öğretmenler olmak üzere görevli ve sorumlular ile okul içi ve dışındaki tüm çalışmaları denetler, ilgilileri motive eder ve gerekli tedbirleri alır.
5. “DEĞERLER EĞİTİMİ” çalışmalarının her düzeydeki ihtiyaçlarını tespit eder ve bu tespitler çerçevesinde gerekli desteği sağlar.
6. “DEĞERLER EĞİTİMİ” çalışmalarının; sosyal, kültürel ve sportif faaliyetler ile
desteklenmesinde rol alır. Belirli gün ve haftalara ilişkin gezi ve incelemelerin, Sosyal
Etkinlikler Yönetmeliği çerçevesinde “DEĞERLER EĞİTİMİ” çalışmalarında yer
almasını sağlar.
11 |
1.5. SINIF REHBER ÖĞRETMENLERİNİN GÖREV VE SORUMLULUKLARI
1. Ayın Değeri ve o değer ile ilgili etkinliklerden sorumlu sınıf rehber öğretmen/öğretmenleri
faaliyetin bitimini takiben hazırlayacağı raporu okul komisyonuna teslim eder.
2. Sınıf rehber öğretmenleri, “Değerler Eğitimi” yıllık çalışma planı doğrultusunda sınıflar bazında uygulanan etkinlikler ile ilgili olarak her dönem sonu okul komisyonuna rapor verirler.
3. Ayın değerine göre sınıf panosunu öğrenciler ile birlikte hazırlar. Gerektiğinde aynı
sınıfta derse giren diğer branş öğretmenlerinin de katılımını sağlar.
4. Sınıf içi etkinlikler için gerekli malzeme ve materyal teminini sağlar, özgün materyal geliştirir ve okul etkinliklerinde de kullanılmasını sağlar.
5. Sınıfının sorumlu olduğu değerle ile ilgili tüm çalışmaların öğrencilerle birlikte
gerçekleştirilmesini sağlar.
6. “Değerler Eğitimi” ile ilgili olarak aile bilgilendirme çalışmalarını yürütür ve okul
faaliyetlerine ailelerin katılımını sağlar.
7. Uhdesinde yürüttüğü “Değerler Eğitimi” etkinliklerini değerlendirir. Gerektiğinde rapor
halinde okul komisyonunda önerilerde bulunur.
8. Uygun gördüğü görsel materyalleri(film, fotoğraf, slayt vb ) seçer, gerektiğinde okul
inceleme komisyonunun onayından geçirdikten sonra çoğaltır, sınıfında ve okul
genelinde sunumunu sağlar.
1.6. BRANŞ ÖĞRETMENİN GÖREV VE SORUMLULUKLARI
1. Değerler Eğitimi programını; okul komisyonunca hazırlanan yıllık çalışma planı
çerçevesinde, sınıf içi ve dışı faaliyetler (sosyal, kültürel, sportif etkinlikler) ile belirli
gün ve haftaları da göz önünde bulundurarak sınıf rehber öğretmeni ile birlikte yürütür.
2. Değerler Eğitimi ile ilgili olarak okul komisyonu ve okulda görevli diğer öğretmenler ile
işbirliği içinde çalışır.
3. Her öğretmen girdiği sınıflarda ayın değerini “Değerler Eğitimi Okul Yıllık Çalışma
Planı” na uygun olarak, müfredat programına da uyarlayarak, sınıftaki tüm öğrencilerin katılımını sağlamak suretiyle, bir bütünlük içerisinde işler. Dersin içeriği ve sınıf içi
atmosferin durumuna göre öğretmence belirlenecek sürede uygular, sınıf
defterine yazar.
4. ”Değerler Eğitimi “uygulamaları için ihtiyaç olan her türlü görsel malzeme ve eğitim
materyalini Yıllık Çalışma Planı doğrultusunda hazırlar. Uygun gördüğü görsel
materyalleri (film, fotoğraf, slayt vb ) seçer, gerektiğinde okul inceleme komisyonunun onayından geçirdikten sonra çoğaltır, sınıfında ve okul genelinde sunumunu sağlar.
1.7. AİLENİN GÖREV VE SORUMLULUKLARI
1. Geleceğimizin teminatı olan çocuklarımızın ve gençlerimizin sağlıklı ve topluma yararlı
bireyler olarak yetiştirilmeleri okulda verilen eğitimin ailede devamlılığı, okul ve ailenin
işbirliği çerçevesinde yürütülecek çalışmalar sayesinde mümkündür. Ailelerin değerler
eğitimi çalışmalarına katılımları ve destek vermeleri büyük önem arz eder.
2. Okul ve sınıf etkinliklerinde görev alır.
3. Materyal temininde destek olur.
4. Okulda düzenlenen kermes, piknik, konferans, panel vb etkinliklere katılır ve yardımcı olur.
| 12
1.8. OKUL AİLE BİRLİĞİNİN GÖREV VE SORUMLULUKLARI
Okulda yürütülmekte olan “Değerler Eğitimi” çalışmalarına, yıllık çalışma planı ve okul aile birliği
yönetmeliği çerçevesinde okul müdürünün talepleri doğrultusunda maddi ve manevi destek verir.
2. OKUL UYGULAMA ADIMLARI
a. Eylül ayının ilk haftası içerisinde “DEĞERLER EĞİTİMİ” konulu ÖZEL GÜNDEMLİ kurul toplantısı yapılır. Bu toplantıya okul müdürü başta olmak üzere tüm yönetici ve öğretmenler hazırlıklı olarak katılır. Toplantı esnasında İl Milli Eğitim Müdürlüğünce hazırlanan KILAVUZ KİTAP ve bakanlıkça gönderilen talimatlar okunur ve açıklanır. Öğretmenler bilgilendirilir ve komisyon üyelerinin seçimi yapılır.
b. Okulun bir öğretim yılı boyunca yapacağı çalışmalar tartışılır. Strateji belirlenir.
Okul komisyonun yol haritası, çalışma usul ve esasları, okul yıllık çalışma planının alt yapısı ve çerçevesi oluşturulur. İhtiyaç halinde ve şartlara göre öğretmenler kurulu toplanır.
c. Değerler Eğitimi Komisyonun Oluşumu;
• Özel gündemli toplantıda bir müdür yardımcısı ile 3 öğretmen seçilir. (bu öğretmenlerden bir tanesi komisyonda koordinatörlük görevi yapar)
• Okulda görevli Psikolojik Danışmanlar (Rehber Öğretmenler) komisyonun tabii üyeleridir.
• Okul Aile Birliği Temsilcisi, Okul Aile Birliği Yönetim Kurulunca belirlenir ve okul müdürlüğüne bildirilir.
• Komisyonda görev alacak olan Temsilci Öğrenci ise okul müdürlüğünce belirlenir.
d. Oluşturulan komisyonu okul müdürünün onayıyla görevine başlar. İlk iş olarak, özel gündemli öğretmenler kurulu toplantısında görüşülen konular, alınan kararlar, belirlenen stratejiler, esaslar ile emir ve talimatlar, İl Milli Eğitim Yürütme
Kurulunca hazırlanan klavuz kitap içeriği ile bu kitapta yer alan çerçeve plan doğrultusunda OKUL YILLIK ÇALIŞMA PLANInı hazırlar.
Okul çalışma planının hazırlanmasında;
a. Sınıf içi etkinlikler,
b. Okul geneline yönelik etkinlikler,
c. Aileye yönelik etkinlikler göz önünde bulundurulur.
2.1.SINIF İÇİ ETKİNLİKLER
Programın temelini oluşturan bu etkinliklerin amacı sınıf rehber öğretmeni başta olmak
üzere, aynı sınıfta derse giren diğer branş öğretmenlerinin görevlerini desteklemeye yöneliktir.
Öğretmenler, seçtikleri etkinlikleri o ay içerisinde uygun zaman dilimlerinde uygular. Etkinlikler;
konuların uygunluğu, öğrencilerin yaş düzeyleri, sınıfların yapısı dikkate alınarak seçilir ve uygulanır. Gençlere, birbirleriyle etkileşimde bulunabilecekleri, işbirliği yapabilecekleri aktif öğrenme
ortamı sağlanır.
13 |
2.2. OKULUN TAMAMINA YÖNELİK ETKİNLİKLER
Okul komisyonunca hazırlanan Yıllık Çalışma Planı doğrultusunda; AYIN DEĞERİNİ vurgulayacak, dikkati konu üzerinde yoğunlaştıracak, uygun okul atmosferini oluşturacak etkinlikler
düzenlenir. Görevli sınıf ve ya sınıfların müşterek çalışmasıyla hazırlanacak bu etkinlikler okulun
geneline sunulur.
Değerler eğitiminin sağlıklı bir zeminde yürütülmesi, istenilen hedeflere daha kolay ulaşılabilmesi bakımından, okul ortamında verilmek üzere tespit edilen değerler ile çevre şartlarının
çatışmaması ve verilmek istenen eğitimin uyum içerisinde yürütülmesini sağlayıcı tedbirler alınır.
Bunun için çevrenin olumlu ya da olumsuz yargıları çok iyi tespit edilmelidir.
Değerlerin kazandırılabilmesi için, okula yönelik olarak;
• Okulda DEĞERLER KÖŞESİ oluşturulur.(pano, duvar gazetesi, değerler ağacı, konuyla ilgili diğer materyaller)
• Değerlere uygun model alınabilecek kişiler tanıtılır. Değerler eğitimine katkı
sağlayabilecek toplum önderlerinden ve örnek kişiliklerden yararlanılır.
• Kitap tanıtımları yapılır.
• Değerle ilgili kısa filmler seyrettirilir,
• Gençlerin AYIN DEĞERİ ile ilgili araştırma yapmaları sağlanır.
• Yılsonunda, davranış notları açısından öne çıkan öğrenciler ödüllendirilir.
Bu öğrencilerin aileleri ziyaret edilir. Gereken durumlarda değerler eğitimine
katılımları sağlanır.
Bu ailelere “VELİ GURUR MEKTUBU” gönderilir.
• DEĞERLER EĞİTİMİ ile bağdaşmayan davranışlar sergileyen öğrenciler ile ilgili olarak okul komisyonu ve okul rehberlik servisince müştereken gerekli tedbirler alınır. • Değerler eğitiminin etkili olarak verilebilmesi için okullarımızda görsel materyallerin
sunumuna imkân sağlayacak teknik donanım malzemesi eksiklikleri giderilir.
• Konunun çeşitli yönleriyle ele alınacağı münazara, panel, konferans ve benzeri
formlarda çalışmalar düzenlenir.
• Yapılan faaliyetlerin sonucunda ortaya çıkan örnek ürünler sergilenir.
2.3. AİLEYE YÖNELİK ETKİNLİKLER
Okulda yürütülen DEĞERLER EĞİTİMİ uygulamalarının aile ortamında devamlılığı, gençlerin güzel davranışlarının aileleri tarafından da takdir ve teşvik edilmesi, okul-aile uyum ve işbirliğinin sağlanmasına yönelik etkinliklerdir. Ailelere değerler konusunda farkındalık kazandırılması,
gençlere kazandırılan davranışların pekiştirilmesi açısından önemlidir.
• Aile bültenleri, seminer, konferans, kitap ve film önerileriyle veliler sürece dahil edilir.
• Ayın değeri ile ilgili olarak; velilere, BİLGİLENDİRME MEKTUBU gönderilir. Mektupta, okulda neler yapıldığı ve yapılacağı, anne baba olarak sorumluluklarının neler olduğu anlatılır.
• Ailelere yönelik eğitim çalışmaları düzenlenir.
| 14
2.4. İZLEME DEĞERLENDİRME
Değerler eğitiminin sağlıklı yürütülmesi için, karşılaşılan sorunların, daha sonraki etkinliklerde yaşanmaması bakımından; öğrenci, öğretmen, yönetici ve velilerin görüş ve önerileri alınır,
değerlendirilir, gerektiğinde OKUL YILLIK ÇALIŞMA PLANI güncellenir.
Çalışma kapsamında yer alan değerlerin davranışa dönüşüp dönüşmediği, öğrencilerdeki
yansımaları dikkatli ve titiz bir şekilde takip edilir. Devamlılık sağlanıncaya kadar gerekli tedbirler
alınır.
İl yürütme Kurulunca hazırlanan anketlerin, talimatlar doğrultusunda, elektronik ortamda
ya da matbu form olarak öğrenci-öğretmen-velilerce doldurulmasını sağlar. Okula gönderilen anket sonuçlarına göre faaliyetlerini gözden geçirir ve yeniden planlar.
2.5. FAALİYET RAPORLARININ YAZIMI
Okul komisyonu, kanaat dönemleri boyunca yapılan faaliyetler ile ilgili raporunu hazırlar
ocak ve haziran ayları sonunda okul müdürlüğüne sunar. Eylül ayının ilk haftasında yapılacak
olan özel gündemli toplantıda, bir önceki yılın raporları değerlendirilir. Çalışma planı hazırlanırken
bu değerlendirmeler dikkate alınır.
15 |
3. DEĞERLER
SAYGI
Bir kişiye, bir düşünüşe, bir eyleme, bir başarıya yüksek değer vermekten doğan özel bir
duygu olarak tanımlanır.
Saygı değeri kazandırılırken gencin kişiliğini zedeleyen otoriter ve baskıcı tutum yerine,
kendine güvenini destekleyen hoşgörülü ve dengeli bir eğitim anlayışı benimsenmelidir.
Genç, etkinliklerinde, günlük hayatında, kendi düşünce ve bakış açısını ortaya koyduğunda söyledikleri önemsenmeli, görüşleri uygun olmadığı durumlarda, gerekli açıklama yapılarak
tamamen reddedilmemelidir. Gençlerle alay edilmesi, lakap takılmasına izin verilmemelidir. Hiçbir
genç arkadaşlarıyla veya kardeşleriyle kıyaslanmamalı, dış görünüşü nedeniyle ayırt edilmemeli,
tek ve biricik oldukları hissettirilerek saygı ortamı içerisinde eğitilmelidirler.
Gençlere örnek olabilecek, kişilerin hayatları hakkında örnek çalışmalar yaptırabilir. Saygısızlığı eğlence aracı olarak gösteren yayınların yanlışlığı vurgulanabilir.
Saygı değeri özellikle selamlaşma, teşekkür etme, özür dileme, sofrada görgü kuralları, misafirperverlik, dinleme alışkanlığı, konuşma adabı, doğru olma, izin alarak hareket etme, iletişim
araçlarını uygun kullanma, büyüklerine davranış biçimi, arkadaşlık ilişkileri, doğaya karşı olumlu
yaklaşımlar, gibi başlıklar altında eğitimci tarafından ele alınabilir.
Değerler eğitimi uygularken amacımız, öğrencilerimize eğitim süreçleri içerisinde tüm evrensel yaşam değerlerini öğretmektir. Bu çalışmaları yaparken kalite teknikleri ile birlikte, öğretmenlerimiz ve çocuklarımız yaratıcılıklarını kullanarak, resimler yaparak, şiir ve hikâyeler yazarak,
bilmeceler uydurarak, drama etkinliklerinde küçük roller paylaşarak, proje çalışmaları yaparak,
ailelerinin de katıldıkları etkinliklerle konuları özümseyecek ve öğrendiklerini yaşamlarının bir parçası haline getireceklerdir.
Hoşgörü, insanın kendisine ya da başka türlü yapılan hataları bir müddet görmezden gelmesidir. Bu görmezden gelme durumu sadece hoşgörü olduğu için gerçekleşmez. Fiziksel olarak
zayıf olduğunuz bir insana hoşgörü değil de korktuğumuzdan tepki gösterilmeyebiliriz, ya da yapılan hata sürekli tekrarlanır ve hala taviz veriyorsak bu da hoşgörü sayılmaz.
SORUMLULUK
Kişinin kendi davranışlarını veya kendi yetki alanına giren herhangi bir olayın sonuçlarını
üstlenmesi olarak tanımlanır.
Sorumluluk değeri bütün değerleri kapsar. Bu nedenle her değerin içersinde de vurgu yapılması gereklidir. Sorumluluk değeri kazandırılırken gencin yaşına ve gelişim seviyesine uygunluk önemlidir.
Verilen sorumluluğun yerine getirilip getirilmediği takip edilmeli, yaşına uygun sorumlulukları üstlenmek isteyen genç engellenmemelidir. Bu engelle karşılaşan genç” sen bu işi doğru
düzgün yapamazsın” mesajı alabilir.
Gence zaten kendi sorumluluğunu yerine getirdiği zamanlarda gereksiz ödüllendirmelere
gidilmemelidir.
Bilgisayar oyunları, sürekli film izleme, vb. durumlar günümüz gençlerinde sık görülen davranışlar gençlerin sorumluluklarını yerine getirmelerinde engel olmaktadır. Bu konuda süre sınırlandırılması koymak gerekmektedir.
| 16
Özgürlük, bağlı ve bağımlı olmama, dış etkilerden (etkenlerden) bağımsız olma, engellenmemiş ve zorlanmamış olma halini dile getirmektedir. Buna paralel başka bir gündelik tanımı, insanın kendi kararlarını kendi istemine ve düşüncelerine göre belirleyebilmesi ve kendi seçimlerini
kendi iradesi ile yapabilmesi olarak belirir. Burada özgürlük bir irade özgürlüğüdür.
Özgürlük;
1. Herhangi bir kısıtlamaya, zorlamaya bağlı olmaksızın düşünme veya davranma,
herhangi bir şarta bağlı olmama durumu, serbestî.
2. Her türlü dış etkiden bağımsız olarak insanın kendi iradesine, kendi düşüncesine dayanarak karar vermesi durumu, hürriyet.
Kişinin özgürlüğü, karşısındakinin özgürlüğünün başladığı yerde biter. Özgürlük akla gelen
her şeyi yapmak değildir.
Çalışkanlık, faal ve aktif olma durumu ve severek iş yapmadır. Bütün insanlar yaşamlarını
kontrol altında tutabilmek isteğindedirler. Herkes daha başarılı olabileceği bir noktaya giden yolda
yol haritasına gereksinim duyar. Yani plan ve programa. İşte bu noktada karşımıza bir işi başarma
azmi yani çalışkanlık çıkar. Sorumluluk sahibi kişiler çalışkan olması gerektiğini bilir.
KİTLE İLETİŞİM ARAÇLARI
Yazılı, sesli ya da görsel yapıtların dağıtımını ya da yayımını sağlayan her türlü teknik
iletişim aracına kitle iletişim araçları denir. Gazete, radyo televizyon, internet kitle iletişim araçlarından bazılarıdır.
Kitle İletişim Araçlarının Olumsuz Yönleri;
• Kişiler arası ilişkilerde yüz yüze etkileşimi bir anlamda ortadan kaldırdığı için
sosyalleşmeyi engeller.
• Uzun süre takip edildiği durumlarda sağlık sorunlarına yol açabilir. (Göz bozukluğu gibi...)
• Kontrolü sağlanmazsa zaman kaybına yol açan araçlar haline gelebilirler.
• Özellikle küçük yaştaki insanlarda şiddet, sihir, cinsellik gibi içerikli programlar ruhsal
bozukluklara yol açabilir, normal dışı eğilimlere yol açabilir
• Yanlış kişilerle tanışıp, onlar tarafından yasal ve sağlıklı olmayan ortamlara çekilebilirler. Kandırılıp kullanılabilirler.
• Uzun süre bilgisayar başında kalarak beden hareketsiz kalır. Fiziksel sağlık sorunları yaşayabilir.
DÜRÜSTLÜK
“Doğruluk”, “Özü sözü bir olma”, “Olanı olduğu gibi yansıtma”, “Gerçeği saklamama”, “Bildiğinden, inandığından ve olduğundan başka türlü görünmeye veya göstermeye çalışmama” olarak tanımlanır. Eski Türkçedeki karşılığı samimiyettir.
ADALET
Hayatın her anında, davranışlarda, karar vermede, insanların haklarını ödemede, sevmede ve ilgi göstermede, yönetim işlerinde ve eğitimde dosdoğru hareket etmek, düzgünce iş yapmak, herkesin hakkını vermektir.
17 |
KİŞİLER ARASI İLİŞKİLER
İletişim: İletişim kurabilme yetisi, insanları diğer canlılardan ayıran en önemli farklardan
biridir. Kimi zaman ses, kimi zaman sesin tonlamaları, kimi zaman da beden dili kendimizi ifade
etmemizde etkin olur. Ancak önemli olan, iletişim sürecinde seçtiğimiz araçların, iletişim kurmaya
çalıştığımız tarafta da aynı anlamları çağrıştırmasıdır. Yoksa tüm anlattıklarımız karşıdakinin anladığı kadardır.
İletişim Engelleri
• İletişimde dinlemek ve anlamaya çalışmak yerine hemen yargılamak.
• Tek bir olaydan giderek kişiyi tanıdığımızı düşünmek.
• Beklentilerimizin söyleneni yorumlamakta etkili olması.
• Kendimizi ifade etmekten kaçınmak, onun yerine anlaşılmayı beklemek.
• Konuştuğumuzda da herkesin bizim düşünce ve duygularımızı hemen anlayıp onaylaması ve paylaşması gerektiğine inanmak.
• Kendi kişisel algımızı gerçekmiş gibi düşünmek.
Hayır Diyebilmek:
İletişimin önemli problemlerindendir.
Diğerlerinin bizi önemsemesi, sevmesi, kabul etmesi, çevrelerine dahil etmesi için her şeye
“evet” deme zorunluluğu hissedenlerimiz çoktur.
Sonuçta, herkes ilişkisi içerisinde kendi olmayan “ben”lerle karşılaşır. Size uygun olmayan,
kabul edemeyeceğiniz durum ve öneriler karşısında,
“Ben böyle olmasını istemiyorum”,
“Size katılmıyorum” gibi ifadelerle
“Hayır” mesajı verebilirsiniz.
Empati Nedir?
“Empati, bir insanın, kendisini karşısındaki insanın yerine koyarak onun duygularını ve
düşüncelerini doğru olarak anlaması” şeklinde tanımlanabilir.
| 18
SEVGİ
Sevgi, insanı bir şeye ya da bir kimseye karşı yakın ilgi ve bağlılık göstermeye yönelten
duygudur.
Sevgi, çocuklarda ilk annelerinin dokunuşlarıyla başlar. Sevgi, çocukların en çok ihtiyaç
duydukları duygudur. Aile ortamında sevildiğini hisseden bireyler kendilerini ve başkalarını sevme
enerjisine sahip olabilirler. Sevgi, çocuklara her boyutuyla ve karşılık beklemeden hissettirilmelidir.
Öperek, sarılarak sevginin sıcaklığı çocuklara aktarılmalıdır. Güzel sözler söylenerek, onaylanarak,
takdir edilerek yetişmek her çocuğun ihtiyacıdır.
Yanlış davranışlar sergileyen gence, onun değil; davranışının sevilmediği açıklanmalı sevgi
için şartlar öne sürülmemelidir. Karşısındakini kusurlarına ve yetersizliklerine rağmen sevmek
ancak bu şekilde geliştirilebilir.
Gencin sevgiyi bir duygu olarak benimsemesi kadar onu bir değer olarak da görmesi
önemlidir. Sevginin emekle, sabırla, saygıyla, merhametle ilişkisini içeren etkinliklere değerler
eğitiminde yer verilmelidir.
Doğa sevgisi, hayvan ve bitki sevgisi gibi kavramlarda okul öncesi dönemde kazandırılması
gereken değerlerdir.
Gençlere yönelik yayınlarda sevgiden uzak, şiddet içeren yapımlara dikkat edilmeli; bu
yayınlardaki yanlışlar ile ilgili gençlerle konuşulmalıdır. Sevgi değerini işleyen alternatif yayınlardan
yararlanılmalıdır.
Arkadaşlık, eski Türklerde askerler savaşırken arkadan gelecek herhangi bir saldırıyı
kontrol edebilmek için sırtlarını bir ağaca, kaya veya taşa vererek ok atarlarmış. Genelde bozkır
hayatı yaşadıkları için bu sırt dayanan nesne genelde bir taş veya kaya olurmuş. Yıllar sonra bu
sırt dayanan taşın ismi “arka-taş” iken arkadaş şeklinde yerleşmiş ve bugün de samimiyetine
güvenilen kişilere verilen isimdir.
VATANSEVERLİK
Bir bireyin ülkesine duyduğu sevgi ve bağlılıktır.
Atatürkçülük; Esasları Atatürk tarafından belirlenen; devlet hayatına, fikir hayatına,
ekonomik hayata, toplumun temel kurumlarına, devletin rejimi ve işleyişine ilişkin gerçekçi, fikirlere
ve ilkelere Atatürkçülük denir. Atatürkçülük: Türk milletinin, bugün ve gelecekte tam bağımsızlığa,
huzur ve refaha sahip olması, devletin millet egemenliği esasına dayandırılması, aklın ve ilmin
rehberliğinde, Türk kültürünün çağdaş uygarlık düzeyi üzerine çıkarılması amacını hedef alır.
19 |
YARDIMLAŞMA VE YARDIMSEVERLİK
Yardımlaşma ve yardımseverlik, önemli ve yaygın bir toplumsal değerdir. Toplumsal
hayatta karşılaşılan ve çözümünde zorlanılan problemler, yardımlaşma yoluyla kolaylıkla çözülür.
İnsanlar çok farklı konularda birilerine yardım edebilirler. Yardım ilişkisinde, taraflardan birisi
yardımsever, diğer taraf ise yardıma muhtaç kesimi oluşturur.
Dayanışma, bir topluluğu oluşturanların duygu, düşünce ve ortak çıkarlarda birbirlerine
karşılıklı bağlanması demektir. Toplumsal dayanışma ise toplumun kurum ve kuruluşlarıyla
ortak değerlerde birleşmesi ve birlikte hareket etmesidir. İşbirliği amaç ve çıkarları bir olanların
oluşturduğu bir çeşit iş ortaklığıdır.
İyilik, karşılık beklenmeden yapılan yardımdır.
Merhamet, sözlükte “bir kimsenin ya da bir başka canlının karşılaştığı kötü durumdan duyulan
üzüntü, acıma” olarak tanımlanır.
Misafirperverlik, “misafir umduğunu değil bulduğunu yer” görüşünden etkilenmiş, dolabında
ne varsa misafirin önüne sermek, gönlünü ve evini açmak, elindekileri paylaşmak, misafirin
gönlünün hoş tutmak, misafiri “Allah’ın gönderdiği bir kul” olarak görmek ve onun memnun etmek,
ağırlamak, Türk insanını özel yapan önemli bir değerdir. Türk misafirperverliği, başka milletlerle
kıyaslandığında açık ara farkla şampiyon olabileceğimiz bir durumdur.
4 . YILLIK ÇALIŞMA PLANI
| 20
Genel açıklama:
1. Eylül ayında özel gündem ile toplanan öğretmenler kurulu, KILAVUZ KİTAP-ÇERÇEVE PLANDA belirtilen değerlere göre aşağıda verilen örnek plana uygun bir şekilde OKUL YILLIK ÇALIŞMA PLANINI hazırlar, geliştirir ve uygular.
2. Değerler okul genelinde tüm sınıflarda uygulanacak şekilde planlanır. Ancak ayın değerini sunmakla görevlendirilen sınıf/sınıflar planda belirtilir.
3. Planda gösterilen yapılacak etkinliklere ilave olarak değerle ilgili değişik etkinlikler okul komisyonunca belirlenir ve plana ilave edilir.
4. Kitapçığın ekinde yer alan etkinlik örnekleri uygulanabileceği gibi yeni etkinlikler de geliştirilir.
5. Etkinliklerde yararlanılabilecek farklı kaynak ve kişiler komisyon tarafından plana eklenir.
6. Okul yıllık çalışma planı tamamlandıktan sonra, okul komisyonunca imzalanır,
okul müdürü tarafından onaylandıktan sonra okul genelinde uygulanır.
21 |
…………………………………LİSESİ
DEĞERLER EĞİTİMİ
YILLIK ÇALIŞMA PLANI
(*) Planda gösterilen yapılacak etkinliklere ilave olarak değerle ilgili değişik
etkinlikler okul komisyonunca belirlenir.
(**) Kitapçığın ekinde yer alan etkinlik örnekleri uygulanabileceği gibi yeni
etkinlikler de geliştirilebilir.
| 22
…………………………………LİSESİ
DEĞERLER EĞİTİMİ
YILLIK ÇALIŞMA PLANI
(*) Planda gösterilen yapılacak etkinliklere ilave olarak değerle ilgili değişik
etkinlikler okul komisyonunca belirlenir.
(**) Kitapçığın ekinde yer alan etkinlik örnekleri uygulanabileceği gibi yeni
etkinlikler de geliştirilebilir.
23 |
…………………………………LİSESİ
DEĞERLER EĞİTİMİ
YILLIK ÇALIŞMA PLANI
(*) Planda gösterilen yapılacak etkinliklere ilave olarak değerle ilgili değişik
etkinlikler okul komisyonunca belirlenir.
(**) Kitapçığın ekinde yer alan etkinlik örnekleri uygulanabileceği gibi yeni
etkinlikler de geliştirilebilir.
| 24
…………………………………LİSESİ
DEĞERLER EĞİTİMİ
YILLIK ÇALIŞMA PLANI
(*) Planda gösterilen yapılacak etkinliklere ilave olarak değerle ilgili değişik
etkinlikler okul komisyonunca belirlenir.
(**) Kitapçığın ekinde yer alan etkinlik örnekleri uygulanabileceği gibi yeni
etkinlikler de geliştirilebilir.
25 |
…………………………………LİSESİ
DEĞERLER EĞİTİMİ
YILLIK ÇALIŞMA PLANI
(*) Planda gösterilen yapılacak etkinliklere ilave olarak değerle ilgili değişik
etkinlikler okul komisyonunca belirlenir.
(**) Kitapçığın ekinde yer alan etkinlik örnekleri uygulanabileceği gibi yeni
etkinlikler de geliştirilebilir.
| 26
…………………………………LİSESİ
DEĞERLER EĞİTİMİ
YILLIK ÇALIŞMA PLANI
(*) Planda gösterilen yapılacak etkinliklere ilave olarak değerle ilgili değişik
etkinlikler okul komisyonunca belirlenir.
(**) Kitapçığın ekinde yer alan etkinlik örnekleri uygulanabileceği gibi yeni
etkinlikler de geliştirilebilir.
27 |
…………………………………LİSESİ
DEĞERLER EĞİTİMİ
YILLIK ÇALIŞMA PLANI
(*) Planda gösterilen yapılacak etkinliklere ilave olarak değerle ilgili değişik
etkinlikler okul komisyonunca belirlenir.
(**) Kitapçığın ekinde yer alan etkinlik örnekleri uygulanabileceği gibi yeni
etkinlikler de geliştirilebilir.
| 28
…………………………………LİSESİ
DEĞERLER EĞİTİMİ
YILLIK ÇALIŞMA PLANI
(*) Planda gösterilen yapılacak etkinliklere ilave olarak değerle ilgili değişik
etkinlikler okul komisyonunca belirlenir.
(**) Kitapçığın ekinde yer alan etkinlik örnekleri uygulanabileceği gibi yeni
etkinlikler de geliştirilebilir.
29 |
…………………………………LİSESİ
DEĞERLER EĞİTİMİ
YILLIK ÇALIŞMA PLANI
P
(*) Planda gösterilen yapılacak etkinliklere ilave olarak değerle ilgili değişik
etkinlikler okul komisyonunca belirlenir.
(**) Kitapçığın ekinde yer alan etkinlik örnekleri uygulanabileceği gibi yeni
etkinlikler de geliştirilebilir.
| 30
SINIF İÇİ
ETKİNLİK
ÖRNEKLERİ
31 |
SINIF İÇİ ETKİNLİK ÖRNEĞİ
DEĞERLER EĞİTİMİ
SINIF İÇİ ETKİNLİK PLANI
F
C
| 32
SINIF İÇİ ETKİNLİK ÖRNEĞİ
DEĞERLER EĞİTİMİ
SINIF İÇİ ETKİNLİK PLANI
33 |
SINIF İÇİ ETKİNLİK ÖRNEĞİ
DEĞERLER EĞİTİMİ
SINIF İÇİ ETKİNLİK PLANI
| 34
SINIF İÇİ ETKİNLİK ÖRNEĞİ
DEĞERLER EĞİTİMİ
SINIF İÇİ ETKİNLİK PLANI
35 |
SINIF İÇİ ETKİNLİK ÖRNEĞİ
DEĞERLER EĞİTİMİ
SINIF İÇİ ETKİNLİK PLANI
| 36
SINIF İÇİ ETKİNLİK ÖRNEĞİ
DEĞERLER EĞİTİMİ
SINIF İÇİ ETKİNLİK PLANI
37 |
SINIF İÇİ ETKİNLİK ÖRNEĞİ
DEĞERLER EĞİTİMİ
SINIF İÇİ ETKİNLİK PLANI
| 38
SINIF İÇİ ETKİNLİK ÖRNEĞİ
DEĞERLER EĞİTİMİ
SINIF İÇİ ETKİNLİK PLANI
39 |
SINIF İÇİ ETKİNLİK ÖRNEĞİ
DEĞERLER EĞİTİMİ
SINIF İÇİ ETKİNLİK PLANI
| 40
SINIF İÇİ ETKİNLİK ÖRNEĞİ
DEĞERLER EĞİTİMİ
SINIF İÇİ ETKİNLİK PLANI
41 |
ETKİNLİK ÖRNEKLERİ
| 42
AİLEYE YÖNELİK
ETKİNLİK
ÖRNEKLERİ
43 |
AİLEYE YÖNELİK ETKİNLİK ÖRNEKLERİ
VELİ BİLGİLENDİRME MEKTUBU
Değerli Velimiz,
Okulumuzda eğitim-öğretim yılı boyunca uygulanacak olan değerler eğitimi kapsamında
aşağıdaki tabloda belirtilen iş takvimine göre değerler işlenecektir.
| 44
AİLEYE YÖNELİK ETKİNLİK ÖRNEKLERİ
Öğrencilerimizin okuldaki etkinliklerine ek olarak ilgili değeri sizinle paylaşmasını ve
pekiştirmesini istedik.
Kendi kararlarını verebilen, karar alırken ellerindeki kaynakları kullanabilen, değer
yargılarını gözeten, bağımsız davranabilen, kendine güvenli büyüyen kişi, başkalarının haklarını
çiğnemeden kendi ihtiyaçlarını karşılayabilir. Yaptığı işi sonuna kadar götüren ve yapmakta
olduğu bir davranışın olası sonuçlarına katlanmayı göze alan kişiye iyi yetişmiş karakter sahibi
değerlerini davranışa dönüştüren birey olarak bakabiliriz. Bir gencin kendini geliştirip iyi bir birey olabilmesi için aşağıdaki yaşam becerilerini ve evrensel değerleri kazanmış olması gerekmektedir. Bunun için siz anne babaların yapması gereken
çocuklarımıza destek olup onların yanında olduğunuzu hissettirmenizdir.
1. Aile ile ilişkiler
2. Anlaşmazlıkları belirleme ve başa çıkma
3. Arkadaşlık
4. Baskılarla başa çıkma
5. Bütçe planlama
6. Cesaret
7. Duyarlılık
8. Dürüstlük
9. Eleştirel Düşünme
10. Güvenilir olma
11. Hayır diyebilme
12. Hedef belirleme ve başarma
13. İletişim araçlarını etkili ve doğru kullanma
14. İletişim kaynaklarını doğru kullanma
15. İş birliği
16. İyi ahlak
17. Karar Verme
18. Kariyer planlama (Kendine uygun)
19. Güzel konuşma
20. Kötü alışkanlıklarla mücadele
21. Öğrenmeyi öğrenme
22. Ön yargısız olabilme
23. Problem Çözme
24. Saygı (kendine ve başkasına)
25. Sorumlu olma , sorumluluk
26. Vatandaşlık bilinci
27. Yaratıcı Düşünme
28. Yardım isteyebilme
29. Zamanı ve kaynakları etkili kullanma
Değerleri öğrenmek tıpkı diğer becerileri öğrenmeye benzer. Birey ne kadar çok denerse
bu konuda o kadar başarılı olur. Kişinin kendi kendini yöneten, yüksek benlik saygısına sahip,
doyumlu bir birey olarak gelişmesi, büyük ölçüde ona sağlanan fırsatlara ve ailenin yaklaşımına
bağlıdır.
45 |
AİLEYE YÖNELİK ETKİNLİK ÖRNEKLERİ
VELİ GURUR MEKTUBU
Sayın ………………………………………………
………………………………………………
Velisi bulunduğunuz okulumuz …….………… sınıfı öğrencilerinden ……………………………
okulumuzda yürütülmekte olan DEĞERLER EĞİTİMİ çalışmaları çerçevesinde sergilediği örnek
davranışlar, başta okul yönetimi olmak üzere tüm öğretmen, öğrenci, personel ve velilerimizce
takdirle izlenmektedir. Bu güzel davranışların tesadüfi olmadığının bilinci içerisindeyiz.
Ailesi olarak verdiğiniz eğitim, öğrencimizin geleceğinin de belirleyicisi olacaktır. Hayatı
boyunca aynı duruşu sergilemeye devam edeceğinden hiç kuşkumuz yoktur. Böyle bir değeri
toplumumuza kazandırdığınız için sizi tebrik eder, teşekkürlerimizi sunarız.
| 46
……………………………………….LİSESİ
DEĞERLER EĞİTİMİ KOMİSYONU
AİLEYE YÖNELİK ETKİNLİK ÖRNEKLERİ
VELİ AYLIK BİLGİLENDİRME MEKTUBU
Sayın Veli,
Okulumuzda düzenlenen DEĞERLER EĞİTİMİ kapsamında bu ay işlenecek olan AYIN DEĞERİ …………………….dır. Bu değerle birlikte verilen alt değerler
………………………………………………... dır. Öğrencilerimize bu değeri kazandırmak için yaptığımız çalışmaların daha verimli olabilmesi ve devamlılığının sağlanması için sizin de aile ortamında desteğinizi bekliyoruz.
Bu konu ile evde oluşturacağınız sohbet ortamları öğrencilerimizin olumlu davranış değişikliğine katkı sağlayacaktır. Yapacağınız katkılardan dolayı teşekkür ederiz.
Sınıf Rehber Öğretmeni
47 |
ÖRNEK
HİKÂYE
VE
YAZILAR
| 48
ÖRNEK HİKÂYE VE YAZILAR
49 |
ÖRNEK HİKÂYE VE YAZILAR
Değer
Alt Değer
: Saygı
: Büyüklerimize Saygı
Evliliğinin ilk günlerinden beri evinde kalan babası yüzünden eşiyle sürekli tartışıyordu. Eşi, babasını istemiyor ve
onun evde bir fazlalık olduğunu düşünüyordu. Tartışmalar bazen inanılmaz boyutlara ulaşıyordu. Yine böyle bir tartışma
anında eşi bütün bağları kopardı ve “Ya ben giderim, ya da baban bu evde kalmayacak” diyerek
rest çekti.
Eşini kaybetmeyi göze alamazdı. Babası yüzünden çıkan tartışmalar dışında mutlu bir yuvası, sevdiği ve kendini seven bir eşi ve çocukları vardı. Eşi için çok mücadele etmişti evliliği sırasında. Ailesini ikna etmek için çok uğraşmış ve çok sorunlarla karşılaşmıştı. Hala onu ölürcesine
seviyordu. Çaresizlik içinde ne yapacağını düşündü ve kendince bir çözüm yolu buldu. Yıllar önce
avcılık merakı yüzünden kendisi için yaptırdığı kulübe tipi dağ evine götürecekti babasını. Haftada
bir uğrayacak ve ihtiyacı neyse karşılayacak, böylelikle eşiyle de bu tür sorunlar yaşamayacaktı.
Babasına lazım olacak bütün malzemeleri hazırladıktan sonra yatalak babasını yatağından kaldırdı ve kucakladığı gibi arabaya attı. Oğlu Can ‘Baba ben de seninle gelmek istiyorum’ diye ısrar
edince onu da arabaya aldı ve birlikte yola koyuldular.
Kara kışın tam ortalarıydı ve korkunç bir soğuk vardı. Kar ve tipi yüzünden yolu zor seçiyorlardı. Minik Can sürekli babasına ‘Baba nereye gidiyoruz ?’ diye soruyor ama cevap alamıyordu. Öte yandan nereye götürüldüğünü anlayan yaşlı adamsa gizli gizli gözyaşı döküyor, oğlu ve
torununa belli etmemeye çalışıyordu. Saatler süren zorlu yolculuktan sonra dağ evine ulaştılar.
Epeydir buraya gelmemişti. Baraka tipindeki dağ evi artık çürümeye yüz tutmuş, tavan akıyordu.
Barakanın bir köşesini temizledi hazırladı ve arabadan yüklendiği yatağı oraya itina ile serdi.
Sonra diğer malzemeleri taşıdı. En son da babasını sırtlayarak yatağa yerleştirdi. Tipi barakanın
içinde hissediliyordu. Barakanın içinde fırtına vardı adeta. Çaresizlik içinde babasını izledi. Daha
şimdiden üşümeye başlamıştı. Yarın yine gelir bir yorgan ve birkaç battaniye getiririm diye düşündü. Öyle üzgündü ki dünya başına göçüyor gibiydi. O bu duygular içindeyken babası yüreğine
bıçak saplanmış gibiydi. Yıllarca emek verdiği oğlu tarafından bir barakaya terk ediliyordu. Gururu incinmişti içi yanıyordu ama belli etmemeye çalışıyordu. Minik Can ise olanlara hiçbir anlam
veremiyordu. Anlamsızca ama dedesinden ayrılacak olmanın vermiş olduğu üzüntüyle sadece
seyrediyordu. Artık gitme zamanıydı. Babasının yatağına eğildi yanaklarını ve ellerini defalarca
öptü. Beni affet der gibi sarıldı, kokladı. Artık ikisi de kendine hakim olamıyor ve hıçkıra hıçkıra
ağlıyordu. Buna mecburum der gibi baktı babasının yüzüne ve Can’ın elini tutup hızla barakayı
terk etti.
Arabaya bindiler. Can, yola çıktıklarında ağlamaya başladı “neden dedemi o soğuk yerde
bıraktın diye.” Verecek hiçbir cevap bulamıyordu, annen böyle istiyor diyemiyordu. Can ‘Baba sen
yaşlandığında bende seni buraya mı getireceğim’ diye sorunca dünyası başına yıkıldı. O sorunun yöneltilmesiyle birlikte deliler gibi geri çevirdi arabayı. Barakaya ulaştığında ‘Beni affet baba’
diyerek babasının boynuna sarıldı. Baba oğul sıkı sıkı sarılmış ve çocuklar gibi hıçkıra hıçkıra
ağlıyorlardı. Oğlu ‘Baba beni affet, sana bu muameleyi yaptığım için beni affet’ diye pişmanlığını
belli ediyordu.. Babası oğlunun bu sözlerine en anlamlı cevabı veriyordu...
‘Geri geleceğini biliyordum yavrum. Ben babamı dağ başına atmadım ki, sen beni atasın. Beni bu
dağda bırakamayacağını biliyordum
| 50
ÖRNEK HİKÂYE VE YAZILAR
Değer
Alt Değer
: Saygı
: Çalışanlara Saygı
BAHŞİŞ
Bir pastanın üç otuz paraya satıldığı günlerde 10 yaşında
bir çocuk pastaneye girdi. Garson kız hemen koştu.. Çocuk
sordu: “Çikolatalı pasta kaç para?..” “5 lira!..”Çocuk cebinden
çıkardığı bozukları saydı. Bir daha sordu: “Peki dondurma
ne kadar..” “3,5 lira” dedi garson kız sabırsızlıkla.. Dükkânda
yığınla müşteri vardı ve kız hepsine tek başına koşuşturuyordu. Bu çocukla daha ne kadar vakit
geçirebilirdi ki... Çocuk parasını bir daha saydı ve “Bir dondurma alabilir miyim lütfen” dedi. Kız
dondurmayı getirdi. Fişi tabağın kenarına koydu ve öteki masaya koştu. Çocuk dondurmasını
bitirdi. Fişi kasaya ödedi. Garson kız masayı temizlemek üzere geldiğinde, gözleri doldu birden.
Masayı sanki akan yaşları ile temizleyecekti. Boş dondurma tabağının yanında çocuğun bahşiş
olarak bıraktığı 1,5 lira duruyordu.
Değer
: Kitle İletişim Araçları ve Değerler
Alt Değer : Kişisel Değerlere Etkisi
E-MAİL:
Ünlü bir yazılım firması, temizlik işçisi arıyormuş. İşsizin
biri başvurmuş. Bir ön görüşme yapmış ve beğenilmiş. Yetkili demiş ki: “Seni işe alırız. Bize uygun görünüyorsun ama
bazı formaliteler var. Sen bize e-mail adresini bırak. Sana
başvuru formu göndereceğiz. Aynı zamanda işe başlama
tarihini de yazarız.”
Adam, “Üzgünüm” demiş. “Benim ne bilgisayarım var,
ne de e-mail adresim.” Yetkili devam etmiş: “Hangi devirde
yaşıyoruz kardeşim. E-mail’i olmayan insan olur mu? E-mail’in yoksa sen de yoksun demektir.” Hikâye bu ya. Adamımız ne yapacağını düşünürken aklına cebindeki son 10 lirayla bir iş
çevirmek gelmiş. Bir markete girerek 10 kiloluk bir kasa domates almış. İki saat içerisinde iki katı
karla satmış. Bakmış bu iş iyi....hemen iki kasa daha domates alıp satmaya başlamış. Bu işte iyi
para kazanmış sonunda. Artık her sabah işe koyulmuş ve günün birinde domates kralı olmuş. El
arabasıyla başladığı işe, kamyonla, tır filosuyla devam etmiş. Sonunda ABD’nin en büyük gıda
nakliye şirketlerinden birinin sahibi olmuş. Şirketiyle çalışan sigorta şirketi bir gün kendisine telefon açmış ve artık yazışmalarının daha çabuk yapılabilmesi için e-mail adresini istemiş. Adam
yine aynı yanıtı vermiş: Ben de e-mail yok kardeşim...” Sigortacı çok şaşırmış: “
e-mail’iniz
yoksa bu hanedanı nasıl kurdunuz?” Ders alınacak yanıtı vermiş bizimki: “Evet, e-mail adresim
olsaydı, bugün ünlü bir yazılım firmasında temizlikçiydim!...
51 |
ÖRNEK HİKÂYE VE YAZILAR
Değer
Alt Değer
: Saygı
: Kendine Saygı
ÇATLAK KOVA
Hindistan’da bir sucu, boynuna astığı
uzun bir sopanın uçlarına taktığı iki büyük kovayla su taşırmış. Kovalardan biri çatlakmış.
Sağlam olan kova her seferinde ırmaktan patronun evine ulaşan uzun yolu dolu olarak tamamlarken, çatlak kova içine konan suyun sadece
yarısını eve ulaştırabilirmiş. Bu durum iki yıl
boyunca her gün böyle devam etmiş. Sucu her
seferinde patronunun evine sadece 1,5 kova su
götürebilirmiş. Sağlam kova başarısından gurur
duyarken, zavallı çatlak kova görevinin sadece
yarısını yerine getiriyor olmaktan dolayı utanç duyuyormuş. İki yılın sonunda bir gün çatlak kova
ırmağın kıyısında sucuya seslenmiş.
“Kendimden utanıyorum ve senden özür dilemek istiyorum.”
“Neden?.” Diye sormuş sucu. “Niye utanç duyuyorsun?” Kova cevap vermiş.
“Çünkü iki yıldır çatlağımdan su sızdığı için taşıma görevimin sadece yarısını yerine getirebiliyorum. Benim kusurumdan dolayı sen bu kadar çalışmana rağmen emeklerinin tam karşılığını alamıyorsun.” Sucu şöyle demiş:
“Patronun evine dönerken yolun kenarındaki çiçekleri fark etmeni istiyorum.” Gerçekten
de tepeyi tırmanırken çatlak kova patikanın bir yanındaki yabani çiçekleri ısıtan güneşi görmüş.
Fakat yolun sonunda yine suyun yarısını kaybettiği için kendini kötü hissetmiş ve yine sucudan
özür dilemiş. Sucu kovaya sormuş:
“Yolun sadece senin tarafında çiçekler olduğunu ve diğer kovanın tarafında hiç çiçek olmadığını fark ettin mi?... Bunun sebebi benim senin kusurunu bilmem ve ondan yararlanmamdır.
Yolun senin tarafına çiçek tohumları ektim ve her gün biz ırmaktan dönerken sen onları suladın.
İki yıldır ben bu güzel çiçekleri toplayıp onlarla patronumun sofrasını süsleyebildim. Sen böyle
olmasaydın, o evinde bu güzellikleri yaşayamayacaktı.”
Hepimizin kendimize özgü kusurları vardır. Hepimiz aslında çatlak kovalarız. Tanrı’nın büyük planında hiçbir şey ziyan edilmez. Kusurlarınızdan korkmayın. Onları sahiplenin. Kusurlarınızda gerçek gücünüzü bulduğunuzu bilirseniz eğer, siz de güzelliklere sebep olabilirsiniz.
| 52
ÖRNEK HİKÂYE VE YAZILAR
Değer
Alt Değer
: Sorumluluk
: Başkalarına Karşı Sorumluluk
DÜNYAYI DÜZELTMEK İÇİN
Adam, bir haftanın yorgunluğundan sonra, pazar sabahı kalktığında keyifle eline gazetesini aldı ve bütün gün miskinlik yapıp evde oturacağını hayal ediyordu. Tam bunları düşünürken
oğlu koşarak geldi ve parka ne zaman gideceklerini sordu. Baba, olguna söz vermişti; bu hafta
sonu parka götürecekti onu ama hiç dışarıya çıkmak istemediğinden bir bahane uydurması gerekiyordu. Sonra gazetenin promosyon olarak dağıttığı dünya haritası gözüne ilişti. Önce dünya
haritasını küçük parçalara ayırdı ve oğluna uzattı: “Eğer bu haritayı düzeltebilirsen seni parka
götüreceğim!” dedi. Sonra düşündü: “Oh be, kurtuldum!” En iyi coğrafya profesörünü bile getirsen
bu haritayı aksama kadar düzeltemez! Aradan on dakika geçtikten sonra oğlu babasının yanına
koşarak geldi: “Babacığım, haritayı düzelttim. Artık parka gidebiliriz!” dedi. Adam önce inanamadı
ve görmek istedi. Gördüğünde de hayretler içindeydi ve oğluna bunu nasıl yaptığını sordu. Çocuk
su ibretlik açıklamayı yaptı: “Bana verdiğin haritanın arkasında bir insan resmi vardı. İnsanı düzelttiğim zaman dünya kendiliğinden düzelmişti!”
53 |
ÖRNEK HİKÂYE VE YAZILAR
Değer
Alt Değer
: Kişiler Arası İlişkiler
: Hoşgörü
KARINCA
Bir fıçının içine bir karınca düşmüş. Bir insan gelmiş fıçının başına. Karıncayı görmüş.. Ne
işin var senin burada demiş,karıncayı ezmiş yok etmiş.
Bir insan gelmiş fıçının başına. Karıncayı görmüş.. Kimseye zararın yok sevimli hayvan
hadi fıçıda yaşa, demiş.
Bir insan gelmiş fıçının başına. Karıncayı görmüş.. Bir kaşık şeker serpmiş fıçının içine,yesin
diye. Bu üç insan kim mi?
Birincinin adı Bencil İkinciyi Hoşgörü diye çağırıyorlar, Üçüncü mü? O Sevgi işte!
Değer
Alt Değer
: Sorumluluk
: Başkalarına Karşı Sorumluluk
KRALIN OYUNU
Eski zamanlarda bir kral, saraya gelen yolun üzerine kocaman bir kaya koydurmuş, kendisi
de pencereye oturmuştu. Bakalım neler olacaktı?. Ülkenin en zengin tüccarları, en güçlü kervancıları, saray görevlileri birer birer geldiler, sabahtan öğlene kadar. Hepsi kayanın etrafından
dolaşıp saraya girdiler. Pek çoğu kralı yüksek sesle eleştirdi. Halkından bu kadar vergi alıyor,
ama yolları temiz tutamıyordu. Sonunda bir koylu çıkageldi. Saraya meyve ve sebze getiriyordu.
Sırtındaki küfeyi yere indirdi, iki eli ile kayaya sarıldı ve ıkına sıkına itmeye başladı. Sonunda kan
ter içinde kaldı ama, kayayı da yolun kenarına çekti. Tam küfesini yeniden sırtına almak üzereydi
ki, kayanın eski yerinde bir kesenin durduğunu gördü. Açtı.. Kese altın doluydu. Bir de kralın notu
vardı içinde.. “Bu altınlar kayayı yoldan çeken kişiye aittir” diyordu kral. Köylü, bugün dahi pek
çoğumuzun farkında olmadığı bir ders almıştı. “Her engel, yasam koşullarınızı daha iyileştirecek
bir fırsattır..”
| 54
ÖRNEK HİKÂYE VE YAZILAR
Değer
Alt Değer
: Sorumluluk
: Doğaya ve Çevreye Sorumluluk
CIRCIR BÖCEĞİ
Genç bir çiftçi, hayatında ilk defa New York’a gitmişti. Gökdelenlerin yüksekliği ve insanların çokluğundan şaşkına dönmüştü. Kalabalık bir bulvarda yürürken, kulağına aşina bir cırcır
böceği sesi geldiğini zannetti. Durdu ve dikkatle dinledi. “Evet, bu bir cırcır böceğiydi.”
Ses büyük bir mağazanın önündeki çalıların arasından geliyor gibiydi. Bunun üzerine bu
büyük çalı kümesine yönelip bakınmaya başladı. Bir mağaza görevlisi dışarı çıkıp “Yardımcı olabilir miyim?” diye sordu. “Hayır, teşekkür ederim” dedi genç adam. “Sadece şurada bir cırcır böceğinin sesini duyduğumu sandım.” “Hayır” dedi görevli, “New York’ta bulunmaz.” “Genç çiftçi cırcır
böceğini buluncaya kadar cırlak sesi takip etti, onu buldu ve eline aldı. “Tamam işte burada” dedi.
Genç adam bu çalının önünden her saat binlerce insan geçmesine karşılık cırcır böceğini
duyanın bir tek kendisi olmasına çok şaşırmıştı. Bunun üzerine küçük bir deneme yapmaya karar
verdi. Elini cebine atıp bir çeyrek çıkardı ve havaya attı. Paranın kaldırıma vurduğu anda, düşen
bozukluğu aramak için yürümekte olan 24 yaya durdu!
Gökyüzüne bakıp kuşları algılayın, kırlara gidip çiçekleri algılayın, çocuklara bakıp saflıklarını, güzelliklerini algılayın, ağaçlara bakıp dallarını, yapraklarını algılayın. Hayvanlara bakıp
doğallıklarını algılayın, insanlara bakıp güzelliklerini (mutlaka güzel tarafları vardır) algılayın.
Algıladığınız yalnız para sesi olmasın.
55 |
ÖRNEK HİKÂYE VE YAZILAR
Değer
Alt Değer
: Vatanseverlik
: Milli ve Manevi Değerlerin Benimsenmesi
Dönmeyi düşünmediler...
KINALI ALİ
Üsteğmen Faruk, cepheye yeni gelen askerleri denetlerken, bir yandan da onlarla sohbet ediyor, ‘Nerelisin?’ gibi sorular soruyordu.
Gözleri bir ara, saçının ortası sararmış bir delikanlıya takıldı. Yanına çağırdı ve merakla sordu:
“Adın ne senin evladım?” dedi.
“Ali, komutanım” dedi.
“Nerelisin?”
“Tokatlıyım, komutanım, Tokat’ın Zile kazasındanım…”
“Peki evladım,bu kafanın hali ne?”
“Saçlarının ortası neden kırmızı boyalı böyle?”
“Cepheye gelmeden önce anam saçıma kına yaktı komutanım. Neden yaktığını da bilmi
yorum.”
“Peki dedi üsteğmen. “Gidebilirsin Kınalı Ali.”
O günden sonra Ali’nin adı Kınalı Ali oldu. Cephede tüm arkadaşları Kınalı Ali demekle
| 56
ÖRNEK HİKÂYE VE YAZILAR
yetinmiyor, saçındaki kınayıda alay konusu yapıyorlardı. Kınalı Ali, arkadaşlarına karşı sevecen
ve dürüst tutumu sayesinde, kısa sürede hepsinin sevgisini kazandı.Bir gün memleketine mektup
göndermek için arkadaşlarından yardım istedi.
“Anama, babama burada iyi olduğumu bildirmek istiyorum.”
Ama okumam yazmam yok. Biriniz yardım edebilir misiniz?” Biri değil, birçok arkadaşı yardıma geldi.
“Sen söyle biz yazalım” dediler. Kınalı Ali söylüyor, bir arkadaşı yazıyor, diğeri de söylenenlerin doğru yazılıp yazılmadığını denetliyordu.
“Sevgili anacığım, babacığım! Hasretle ellerinizden öperim. Ben burada çok iyiyim, beni
sakın merak etmeyin.” Kız kardeşini, kendinden küçük erkek kardeşinin sağlığını ve hatırını sorduktan sonra, köydeki herkesin burnunda tüttüğünü ve kimsenin kendisini merak etmemesini
söyledikten sonra” biz burada var oldukça bilesiniz ki düşman bir adım bile ilerleyemeyecektir”
tümcesi ile bitiriyordu. Tam zarf kapatılırken Ali ” iki üç satır daha ekleteceğini” söyleyerek Mektubun sonuna şunları yazdırdı.
“Anacığım, beni buraya gönderirken kafama kına yaktın ama, burada komutanlarım da,
arkadaşlarımda benle hep dalga geçiyorlar. Cepheye gitmek sırası yakında inşallah kardeşim
Ahmet’e gelecek, Onu gönderirken sakın kına yakma saçına. Burda onunla da dalga geçmesinler. Tekrar ellerinden öperim anacığım.”
Gelibolu’da savaş giderek şiddetleniyordu. İngilizler kesin sonuç almak için tüm güçleriyle
yükleniyorlardı. Cephede savaşan askerlerimiz önceleri birer birer, sonraları beşer beşer, onar,
onar şehit oluyorlardı. Gelen destek güçleri de yeterli olmuyor, onların da sayıları giderek azalıyordu. Gelibolu düşmek üzereydi. Kınalı Ali’nin komutanı bu durum karşısında çaresizdi. Kendi
bölüğü henüz sıcak temasa hazır değildi. Genç erlerine, insan bedeninin süngü ve mermilerle
orak gibi biçildiği bu cepheye göndermek zorunda kalmaması için Allah’a dua ediyordu. Komutanlarını düşünceli ve sıkıntılı gören Kınalı Ali ve arkadaşları, komutanlarına gidip, ondan kendilerini
cepheye göndermesini istediler. Askerlerinin ısrarları üzerine komutanları daha fazla direnemedi
ve ölüme gönderdiğini bile bile bu isteklerini kabul etmek zorunda kaldı. Kınalı Ali ve arkadaşları,
sevinç çığlıkları atarak cepheye, bile bile ölüme gidiyorlardı. O gün güle oynaya Gelibolu cephesinde ölümle buluşacakları yere koşan Kınalı Ali’nin bölüğünden tek kişi geri dönmedi. Gidenlerin
tümü şehit olmuştu. Bu olaydan kısa bir süre sonra Kınalı Ali’ye anne, babasından mektup geldi.
Onun yerine komutanı aldı mektubu ve buruk bir ifade ile okumaya başladı. Cepheye gitmeden
önce arkadaşlarına yazdırdığı mektubuna aile adına babası yanıt veriyordu.
“Oğlum Ali, nasılsın, iyi misin? Gözlerinden öperim, selam ederim. Öküzü sattık, parasının yarısını sana gönderiyoruz, yarısını da yakında cepheye gidecek küçük kardeşine veriyoruz.
Şimdi öküzün yerine tarlayı ben sürüyorum. Fazla yorulmuyorum da. Sen sakın bizi düşünme.”
Babası mektupta köydeki herkesten akrabalarından haberler verdikten sonra “şimdi ananın sana
diyeceği var” diyerek sözü ona bırakıyordu. Mektubun bundan sonraki bölümü Kınalı Ali’nin anasının ağzından yazılmıştı şöyle diyordu anası:
“Oğlum Ali, yazmışsın ki kafamdaki kınayla dalga geçtiler. Kardeşime de yakma demişsin.
Kardeşine de yaktım. Komutanlarına ve arkadaşlarına söyle senle dalga geçmesinler.”
Bizde üç işe kına yakarlar;
1 – GELİNLİK KIZA, GİTSİN AİLESİNE, ÇOCUKLARINA KURBAN OLSUN DİYE!
2 – KURBANLIK KOÇA, ALLAH’A KURBAN OLSUN DİYE!
3 – ASKERE GİDEN YİĞİTLERİMİZE, VATANA KURBAN OLSUN DİYE…
Gözlerinden öper, selam ederim. Allah’a emanet olun. Ali’nin mektubu okunurken ve çevresindeki herkes onu dinlerken, hıçkıra, hıçkıra ağlıyordu…(Bu mektubun aslı Çanakkale Müzesindedir.)
57 |
ÖRNEK HİKÂYE VE YAZILAR
Değer
Alt Değer
: Adalet
: Başkalarına Karşı Adil Olmak
BİR CİNAYET DAVASI
Mahkemede bir cinayet davası görülüyordu. Adamın katil olduğu hemen hemen kesindi. Bunu gören davalı avukatının aklına bir aklına bir
şeytanlık geldi.
“Bayanlar, baylar. Hepinize bir sürprizim var” diyerek saatine baktı.
“Tam bir dakika sonra, müvekkilim tarafından öldürüldüğü iddia edilen kişi
bu mahkeme salonundan içeri girecek.”
Bunun üzerine hakim, seyirciler, bütün kafalar mahkeme salonunun kapısına döndü. 1 dakika geçti ve hiçbir şey olmadı. Bunun ardından avukat:
“Bakın “ dedi. “Ortaya bu iddiayı attım ve hepiniz heyecan içinde kapıya bakıp 1 dakika boyunca beklediniz. Bu gösteriyor ki gerçekten ortada bir ölü olduğuna ve dolayısıyla müvekkilimin
katil olduğuna sizler tamamiyle inanmış değilsiniz”
Ve bu sözün ardından hakim kararını açıkladı ve adamı suçlu buldu. Avukat şok içinde: “Ama nasıl olur? Az önceki gösteriden hepiniz etkilendiniz, hepinizin kapıya baktığını gördüm!”
Hakim: “Evet doğru hepimiz baktık.”dedi. “ama müvekkiliniz bakmadı.”
Değer
Alt Değer
| 58
: Sevgi
: Vefa
SAVAŞIN EN KANLI GÜNLERİNDEN BİRİ
Savaşın en kanlı günlerinden biri.. Asker, en iyi arkadaşının az ileride kanlar içinde yere düştüğünü gördü. İnsanın başını
bir saniye bile siperin üzerinde tutamayacağı ateş yağmuru altındaydılar. Asker teğmene koştu ve:
- Teğmenim, fırlayıp arkadaşımı alıp gelebilir miyim?..
- Delirdin mi? der gibi baktı teğmen... Gitmeye değer
mi?. Arkadaşın delik deşik olmuş... Büyük olasılıkla ölmüştür
bile.. Kendi hayatını da tehlikeye atma sakın..
-Asker ısrar etti ve teğmen “Peki” dedi.. “Git o zaman..” inanılması güç bir mucize.. Asker o korkunç
ateş yağmuru altında arkadaşına ulaştı. Onu sırtına
aldı ve koşa koşa döndü.. Birlikte siperin içine yuvarlandılar. Teğmen, kanlar içindeki askeri muayene etti..
Sonra onu sipere taşıyan arkadaşına döndü:
- Sana değmez, hayatini tehlikeye atmana değmez, demiştim.
Bu zaten ölmüş..
- Değdi teğmenim. dedi asker..
- Nasıl Değdi? dedi Teğmen.. Bu adam ölmüş görmüyor musun?..
- Gene de Değdi komutanım.. Çünkü yanına ulaştığımda henüz sağdı..
Onun son sözlerini duymak, dünyaya bedeldi benim
için..
Ve arkadaşının son sözlerini hıçkırarak tekrarladı:
- ... Geleceğini biliyordum!.. demişti arkadaşı...
Geleceğini biliyordum!..
ÖRNEK HİKÂYE VE YAZILAR
Değer
Alt Değer
: Yardımlaşma
: Dayanışma
SİRK
“Bir insanın hayatının en önemli kısmı, iyilik ve sevgi adına yaptığı küçük, isimsiz ve anımsanmayan işlerdir.
“Ergenlik dönemindeydim ve babamla sirk
bileti kuyruğunda bekliyorduk. Sonunda bilet gişesiyle aramızda tek bir aile kalmıştı. Bu aile beni
çok etkiledi. Hepsi de 12 yaşın altında tam sekiz çocukları vardı. Çok varlıklı olmadıkları her
hallerinden belliydi. Üzerlerindeki giysiler pahalı
şeyler değildi, ama tertemizdi. Çocukların hepsi
babalarının arkasında ikişerli sıra olmuş, el ele
ve terbiyeli terbiyeli sıranın kendilerine gelmesini bekliyorlardı. Neşe içinde palyaçolar, filler ve o
gece görecekleri değişik şeyler hakkında konuşuyorlardı. Daha önce sirke gitmedikleri konuşmalarından belliydi. O gece hiç şüphesiz yaşamlarının
çok önemli bir gecesi olacaktı. Anneyle baba gururla çocukların önünde duruyorlardı, el ele tutuşmuşlardı.
Gişedeki memur babaya kaç bilet istediklerini sordu.
Baba gururla,
“İki tane eşimle kendim, sekiz tane de çocuklarım için bilet istiyorum” dedi.
Gişe memuru biletlerin bedelini söyledi. Annenin eli, babanın elinden ayrıldı ve başı öne
düştü. Babanın dudakları titremeye başladı. Baba gişeye biraz daha yaklaştı ve
“Ne kadar dediniz?” diye sordu.
Gişe memuru biletlerin bedelini yineledi. Adamın o kadar parası yoktu. Şimdi nasıl dönüp
çocuklarına onları sirke götürecek kadar parası olmadığını söyleyecekti?
Babam olanları görünce elini cebine soktu, cebinden bir 20 lira çıkarttı ve yere düşürdü
(biz de çok varlıklı bir aile değildik). Babam sonra yere eğildi, parayı yerden aldı, adamın omzuna
dokundu ve ona,
“Affedersiniz, bu para cebinizden düştü” dedi. Adam olan biteni anlamıştı. Dilenmiyordu
ama çok çaresizdi ve utanç duyduğu ve çok üzüldüğü bu durum karşısında yapılan yardımı minnetle karşılamıştı.
Babamın gözlerinin içine baktı, elini iki elinin arasına aldı, 20 lira aldı, dudakları titrerken
babama
“Teşekkür ederim, çok teşekkür ederim, bayım. Bu yaptığınızın benim ve ailem için önemi
çok büyük.” dedi.
Biz babamla arabamıza bindik ve evimize döndük. O gece sirke gidemedik, ama bunun hiç
önemi yoktu”
59 |
ÖRNEK HİKÂYE VE YAZILAR
Değer
Alt Değer
: Dürüstlük
: Başkalarına Karşı Dürüst Olamak
FİDAN
Bir zamanlar giderek yaşlanan ve yerine veliaht bırakması gerektiğini anlayan Çinli bir hükümdar vardı.
Çocuklarından birisini veliaht seçmek için farklı bir şey yapmaya karar
verdi bu hükümdar.
Üç oğlunu huzuruna çağırdı ve onlara ;
“Artık tahttan çekilmemin ve yerime yeni bir hükümdar seçmemin vakti
geldi.
Hükümdar olarak içinizden birisini seçeceğim.”Oğulları bu sözleri şaşkınlıkla dinliyorlardı.
Hükümdar devam etti:
“Bugün her birinize bir fasulye tohumu vereceğim.Tek bir tohum. Ama bu
çok özel bir tohum. Üçünüzün de o tohumu ekmenizi, sulamanızı ve bir yıl sonra
tohumdan çıkan bitkiyle geri gelmenizi istiyorum.
O zaman bana getireceğiniz bitkiler hakkında hüküm verip benden sonra
tahta geçecek hükümdarı seçeceğim.”
Oğullarından Ling, tohumu itinayla ekti, onu güneş ışığı görebileceği bir
pencere kenarına koydu. Her gün saksıya su vererek bitki tohumunun açıp açmadığını kontrol etti. Üç hafta kadar sonra, Ling’in ağabeyleri tohumlarının nasıl
açtığını, bitkilerin nasıl büyümeye başladığını anlatmaya başladı. Ling bu sözleri
duyduktan sonra her defasında gidip kendi tohumunu kontrol ediyordu. Gelgelelim, saksının içinde büyüyen hiçbir şey görünmüyordu. Haftalar birbirini kovaladı,
ama değişen hiçbir şey olmadı. Aradan altı ay geçti. Ling’in saksısında çiçekten
eser yoktu hâlâ. Tohumunu çürüttüğüne kanaat getirmişti Ling. Kardeşlerinin kocaman fasulye fidanları olmuştu, ama onun koca bir saksısı vardı. Nihayet bir
yıl tamamlandı ve kardeşleri yetiştirdikleri bitkileri karar vermesi için hükümdarın
huzuruna getirdiler. Ling, annesine boş bir saksıyı hükümdara götüremeyeceğini söylediyse de, annesi saksıyı götürmesini ve dürüst davranmasını öğütledi.
Ling’in sıkıntıdan karnı bile ağrıdı, ama annesinin haklı olduğunu bildiğinden sözünü tuttu.Böylece, o da boş saksıyı hükümdara götürdü. Kardeşlerinin getirdiği
bitkiler karşısında hayrete düştü. Kardeşleri Ling’in elindeki boş saksıyı görünce
kahkahalarla güldüler.
Hükümdar bitkileri inceledi. Bu sırada, Ling gizlenmeye çalışıyordu.
“Bugün içinizden birisi yeni hükümdar olarak tayin edilecek.”
İmparator elinde boş saksıyı tutan Ling’i gördü.
“Yeni imparatorunuzu selamlayın! Adı Ling!”
Ling kulaklarına inanamadı. Tohumundan tek bir filiz bile çıkmamışken nasıl imparator olabilirdi ki?
Hükümdar konuşmasına devam etti:
“Bir yıl önce herbirinize bir tohum verdim, onu ekip sulamanızı istedim ve
bir yıl sonra da bana getirmenizi istedim.
Ama sizlere verdiğim fasulye tohumlarının hepsi kaynatılmıştı ve dolayısıyla da
filiz açmaları mümkün değildi.
Ling hariç hepiniz tohumunuzun büyümediğini görünce, size verdiğim tohumun yerine başka bir tohum ektiniz.
İçinizden sadece Ling, kendisine verdiğim tohumun olduğu saksıyı bana
getirme cesaretini ve dürüstlüğünü gösterebildi. Bu yüzden, yeni imparatorunuz
o olacak.”
| 60
Değer
Alt Değer
: Sevgi
: Arkadaşlık
ÖRNEK HİKÂYE VE YAZILAR
HAYATI DEĞİŞTİREN AN
Lisede birinci sınıf öğrencisiydim... Sınıf arkadaşlarımdan birini, okuldan eve dönerken,
yolda gördüm. Adı Robert’ti.
Bütün kitaplarını, eşofmanları, ayakkabılarını kucaklamış, evinin yolunu tutmuştu. Kendi
kendime, kitapları okuldaki dolapta bırakmayıp da hepsini birden evine götürdüğüne göre “Bu
arkadaş herhalde ‘inek’ kelimesinin tanımı olsa gerek” diye düşündüm.
Kendi hesabıma, hafta sonu mahalle arası yapacağımız futbol maçından başka bir şey düşünmüyordum. Bu düşüncelerle yürürken bir baktım ki, karşıdan bir grup çocuk koşarak geliyor.
Robert’e çarptılar, kucağındaki bütün kitapları düşürdüler, ardından Robert de tökezlenip sokağın
çamurlu bir köşesine yığıldı.
Gözlükleri gözünden fırlamış, biraz öteye düşmüştü. Kafasını kaldırdığında, gözlerindeki büyük üzüntü ifadesini fark ettim. İçim sızladı, koşup yardımına gittim. Gözlüklerini ararken
Robert’in gözlerinin yaşarmış olduğunu gördüm. Gözlüklerini yerden alıp kendisine uzattım ve
“Serseri bunlar, boş ver” dedim.
“Sağol” dedi ve yüzünde teşekkür dolu çok güzel bir gülümseme belirdi. Yerden kitaplarını topladık, ben nerede oturduğunu sordum. Bir de baktım ki komşuyuz. “Nasıl olur da seni daha evvel
görmedim” diye sorduğumda, özel koleje gittiğini sonradan bizim okula transfer olduğunu anlattı.
Böylece hayatımda ilk kez bir “Kolej çocuğu” ile tanışmış oldum. Aslına bakacak olursanız eğlenceli biriydi, “Bizimle maç yapmaya gelir misin?” teklifimi kabul etti.
Hafta sonu beraber takıldık, sadece ben değil arkadaşlarım da onu sevmeye başlamıştı.
Pazartesi sabahı okula giderken onu yine kucağında dev bir kitap yığınıyla gördüm. “Oğlum bunları taşıya taşıya kol adalesi yapacaksın” dediğimde güldü, bir kısmını bana verdi.
Sonraki dört yıl içinde birbirimizin en iyi arkadaşı olduk. Lise son sınıfta ise, üniversite
düşünmeye başladık. Robert, New York’a, ben Teksas’a gidecektim. Kilometreler bizi ayırsa da
arkadaş kalacağımızı ikimiz de biliyorduk. O doktor olacaktı, ben de futbol bursuyla işletme okuyacaktım. Robert okul birincisiydi, kendisiyle her zaman “Sen de aslında az inek değilsin ha”
diye dalgamı geçtim. Mezuniyet gelip çattığında, okul yönetimi Robert’ten törende bir konuşma
yapmasını istedi. Mezuniyet günü bizimki iki dirhem bir çekirdek salona geldi, gözlükleriyle bile
yakışıklı bir hali vardı.Kızlar bakıp duruyordu, için için hafiften kıskanmadım desem yalan olur.
Yanına gittim, az biraz heyecanlıydı, sırtına vurup “Sen bu işin de hakkını en iyisinden verirsin,
merak etme” dedim. “Sağol” dedi, gülümsedi. Kürsüye çıktı, kısa kesik küçük bir öksürük sonrası, konuşmaya başladı: -Bu mezuniyet günü, bizler için, şu ana gelinceye kadar karşımıza çıkan
güçlükleri yenmemizde bize yardım eden insanlara teşekkür etme zamanıdır. Anne babalarımız,
öğretmenlerimiz, takım koçları... Ama en çok arkadaşlarımız! Size burada, arkadaşlığın verebileceğiniz en önemli hediye olduğunu anlatmaya çalışacağım.
Size bir hikaye anlatacağım... Tanıştığımız ilk günü anlatmaya başladığında hayretle yanımdakilerin yüzüne baktım. Meğer o hafta sonu kendini öldürmeyi planlamış. Dolaplarını da
sonradan annesi okula gidip kalan eşyaları almak zorunda kalmasın diye boşaltmış. Konuşurken
bana baktı ve “Sağol, beni kurtardın.Arkadaşım, beni şimdi telaffuz bile etmek istemediğim şeyi
yapmaktan kurtardı” dedi. Okulun en çalışkan, en beğenilen insanı, hayatının en zayıf anını anlatırken herkes soluğunu tutmuştu. Annesi ve babası bana bakıp şükranla gülümsediler. İşin bu
kadar derin olduğunu asla bilmiyordum. Anlık olayların gücünü hiçbir zaman azımsamayın. Küçücük bir hareketle bir insanın hayatını değiştirebiliyorsunuz... Daha iyiye veya daha kötüye doğru! Allah hepimize birbirimizin hayatını bir şekilde etkileyebilme gücü vermiş. Bu gücü iyilik için
insanlara yönlendirin ve bu his kalbinizde hep taze, hep sıcak kalsın!
61 |
ÖRNEK HİKÂYE VE YAZILAR
Değer
Alt Değer
: Kişiler Arası İlişkiler
: İletişim Engelleri
SEDEF ÇİÇEĞİ
Mahkeme salonunda, seksenlerindeki yaşlı çiftin durumu içler
acısıydı. Adam inatçı bakışlarla suskun, Nine’nin ağlamaktan iyice
çukurlaşmış gözleri ve keskin çizgileriyle bıkkın bakışları süzüyordu
etrafını... Ve hakimin tokmak sesiyle sustu uğultu ve tok sesiyle, sözü
yaşlı kadına verdi, hakim... “Anlat teyze neden boşanmak istiyorsun?” Yaşlı kadın derin bir nefes çektikten sonra baş örtüsüyle ağzını
aralayıp, kısılmış sesiyle konuşmaya başladı... “Bu herif yetti gari, elli
yıldır bezdirdi hayattan...”Sonra uzunca bir sessizlik hakim oldu mahkeme salonunda... Sessizlik bu tür haberleri her gün manşet yapan
gazetecilerden birinin flaşıyla bozuldu, kim bilir nasıl bir manşet atacaklardı, yaşanmış elli yılın ardından... Çok sayıda gazeteci izliyordu
davayı, kadın neler diyecekti.. Herkes onu dinliyordu.. Yaşlı kadının
gözleri doldu... Ve devam etti...”Bizim bir sedef çiçeği vardı, çok sevdiğim... O bilmez... Elli yıl önceydi.. O çiçeği bana verdiği çiçeklerin
arasından kopardığım bir yaprağı tohumlamıştım, öyle büyüttüm..
Yavrumuz olmadı, onları yavrum bildim... Bir süre sonra çiçek kurumaya başladı. O zaman adak adadım... Her gece güneş açmadan
önce bir tas suyla sulayacağım onu diye... İyi gelirmiş dedilerdi... Elli
yıl oldu, bu herif bir gece kalkıp bir kere de bu çiçeği ben sulayayım
demedi... Ta ki geçen geceye kadar... O gece takatim kesilmiş.. Uyuyakalmışım... Ben böyle bir adamla Elli yıl geçirdim... Hayatımı, umudumu her şeyimi verdim...
Ondan hiçbir şey göremedim.. Bir kerecik olsun, benim bildiğim görevlerden birisini yapmasını
bekledim.... Onsuz daha iyiyim, yemin ederim “Hakim, yaşlı adama dönerek “Diyeceğin bir şey
var mı baba” dedi.Yaşlı adam bastonla zor yürüdü kürsüye, o ana kadar suçlanmış olmanın utangaçlığını hissettiren yüz ifadesiyle hakime yöneldi.” Askerliğimi, reisicumhur köşkünde bahçıvan
olarak yaptım, o bahçenin görkemli görünümüyle büyümesi için emeklerimi verdim... Fadime’mi
de orada tanıdım... Sedefleri de... Ona en güzel çiçeklerden buketler verdim... O çiçeklerle doludur bahçesi... Kokusuna taptığım perişan eder yüreğimi... İlk evlendiğimiz günlerin birinde boyun
ağrısından onu hekime götürdüm... Hekim çok uzun süre uyanmadan yatarsa boynundaki kireç
sertleşir, kötüleşir, dedi.. Her gece uykusunu bölüp, uyansın, gezinsin dedi... Hekimi pek dinlemedi, bizim hatun... lafım geçmedi... O günlerde tesadüf bu çiçek kurudu... Ben ona gece sularsan
geçer dedim.. Adak dilettim... Her gece onu uyandırdım. Ve onu seyrettim... O sevdiğim kadının
yavrusu bildiği çiçekleri sularken seyrettim... Her gece o çiçek ben oldum... ” dedi adam o yaştaki
bir adamdan beklenmeyecek ifadelerle...
“Her gece o yattıktan sonra uyandım... Saksıdaki suyu boşalttım... Sedef gece sulanmayı
sevmez, hakim bey.. Geçen gece de... Yaşlılık.. Ben de uyanamadım.. Uyandıramadım... Çiçek
susuz kalırdı amma, kadınımın boynu yine azabilirdi... Suçlandım.. Sesimi çıkartamadım...”
O an mahkeme salonunda her şey sustu... Ertesi sabah gazeteler “Sedef susuz kaldı” diye
yine yalnızca neticeyi haber yaptılar...
| 62
ÖRNEK HİKÂYE VE YAZILAR
Değer
Alt Değer
: Sevgi
: Vefa
CESARET
Yıllar önce Stanford Hastanesi’nde gönüllü olarak çalıştığım zaman, çok ciddi ve az rastlanan bir hastalığa yakalanmış Lika adında bir kız tanıdım. İyileşmesi için bir tek yol vardı, beş
yasındaki erkek kardeşinden kan nakli yapılması gerekiyordu. Erkek kardeşi aynı hastalığın üstesinden gelmişti ve vücudunda hastalığı yenebilecek antikorlar oluşmuştu.Doktor bu durumu
Liza’nin erkek kardeşine açıkladı ve ona ablasına kan vermeyi isteyip istemediğini sordu. Küçük
çocuk bir an tereddüt etti ve derin bir nefes aldıktan sonra,”Evet,eğer Lika kurtulacaksa veririm”
dedi. Kan nakli yapılırken, küçük çocuk ablasının yanındaki yatakta yatıyor ve ablasının yanaklarına renk geldikçe bizimle birlikte gülümsüyordu. Sonra yüzü sarardı ve yüzündeki gülümseme
kayboldu.Başını kaldırıp doktora baktıktan sonra titreyen bir sesle,”Hemen mi öleceğim?” diye
sordu. Yaşı çok küçük olduğu için,doktorun sözlerini yanlış anlamıştı ve kanının tümünü ablasına
vermesi gerektiğini düşünmüştü.
Değer
Alt Değer
: Yardımlaşma
: İyilik
YAŞLI KIZILDERİLİ REİSİ
Yaşlı adam kulübesinin önünde torunuyla oturmuş, az ötede birbiriyle boğuşup duran iki köpeği izliyorlardı. Köpeklerden biri
beyaz, biri siyahtı ve on iki yaşındaki çocuk kendini bildi bileli o köpekler dedesinin kulübesi önünde boğuşup duruyorlardı.
Dedesinin sürekli göz önünde tuttuğu, yanından ayırmadığı iki iri köpekti bunlar. Çocuk,
kulübeyi korumak için biri yeterli gözükürken niye ötekinin de olduğunu, hem niye renklerinin illa
da siyah ve beyaz olduğunu anlamak istiyordu artık. O merakla sordu dedesine.
Yaşlı reis, bilgece bir gülümsemeyle torununun sırtını sıvazladı. “Onlar” dedi, “benim için iki
simgedir evlat.”
“Neyin simgesi” diye sordu çocuk.
“İyilik ile kötülüğün simgesi. Aynen şu gördüğün köpekler gibi, iyilik ve kötülük içimizde
sürekli mücadele eder durur. Onları seyrettikçe ben hep bunu düşünürüm. Onun için yanımda
tutarım onları.”
Çocuk, sözün burasında, mücadele varsa, kazananı da olmalı diye düşündü ve her çocuğa
has bitmeyen sorulara bir yenisini ekledi:
“Peki, sence hangisi kazanır bu mücadeleyi?”
Bilge reis, derin bir gülümsemeyle baktı torununa:
“Hangisi mi evlat? Ben hangisini daha iyi beslersem o!”
63 |
ÖRNEK HİKÂYE VE YAZILAR
Değer
Alt Değer
: Kişiler Arası İlişkiler
: İletişim
GÜLÜMSEME
Genç kız üzgün görünen yabancıya gülümsedi.
Adam kendini daha iyi hissetti.Geçmişte bir arkadaşının yaptığı bir iyiliği hatırladı ve ona bir teşekkür
mektubu yazdı. Bu mektup arkadaşının öyle hoşuna gitti ki yemek yediği lokantada iyi bir bahşiş verdi.
Bu bahsisin miktarına şaşıran garson, paranın bir
kısmını yolda gördüğü fakire verdi. Fakir adam çok
sevindi çünkü iki gündür ağzına bir lokma koymamıştı. Yemeği bittikten sonra kaldığı izbe odaya
gitmek üzere yola koyuldu. Yolda soğuktan titreyen bir köpek yavrusuna rastladı ve onu alıp eve
götürdü. Soğuktan kurtulup başını sokacak yer bulduğu için köpekçik çok mutluydu. Gece evde
yangın çıktı.Köpek yavrusu havlamaya başladı Bütün ev halkını uyandırana dek havladı ve böylece bütün ev halkı kurtuldu. Kurtulan çocuklardan birisi büyüdü ve cumhurbaşkanı oldu. Bunların
olmasını sağlayan ise bir kuruşa bile mal olmayan masum, sıcak ve içten bir ‘GÜLÜMSEME’ idi
Değer
Alt Değer
: Kişiler Arası İlişkiler
: İletişim
DOROTHY
Okuldaki ikinci ayımda, hocamız test sorularını dağıttı. Ben okulun en iyi öğrencilerinden
biriydim. Son soruya kadar soluk almadan geldim ve orada çakıldım kaldım. Son soru şöyleydi:
“Her gün okulu temizleyen hademe kadının adı nedir?..” Bu herhalde bir çeşit şaka olmalıydı.
Kadını yerleri silerken hemen her gün görüyordum.Uzun boylu, siyah saçlı bir kadındı. 50’lerinde
falan olmalıydı. Ama adını nerden bilecektim ki!Son soruyu yanıtsız bırakıp kağıdı teslim ettim.
Süre biterken bir öğrenci, son sorunun test sonuçlarına dahil olup olmadığını sordu.” Tabii dahil”
dedi,hocamız..” İş yaşamınız boyunca insanlarla karşılaşacaksınız. Hepsi birbirinden farklı insanlar. Ama hepsi sizin ilginiz ve dikkatinizi hakkeden insanlar bunlar. Onlara sadece gülümsemeniz
ve ‘Merhaba’ demeniz gerekse bile..” Bu dersi hayatım boyunca unutmadım. O hademenin adını
da.. Dorothy idi.
| 64
ÖRNEK HİKÂYE VE YAZILAR
Değer
Alt Değer
: Sevgi
: Başkalarını Sevmek
AFFIN ERDEMİ
Bir gün trenle seyahat eden birisi tesadüfen son derece huzursuz olan genç bir adamın
yanına oturmuş. Bir sure sonra, genç adam, uzak bir hapishaneden henüz çıkmış bir mahkum
olduğunu açıklamış. Mahkumiyeti ailesine o kadar utanç vermiş ki, ne ziyaretine gelmişler, ne de
bir mektup yollamışlar. Ama fakir oldukları için seyahat edemediklerini, cahil oldukları için mektup
yazamadıklarını umuyor; her şeye rağmen kendisini affetmiş olmalarını hayal ediyormuş.
Ailesinin işini kolaylaştırmak için, kendilerine mektup yazıp tren kasabanın eteklerindeki
çiftliklerinden geçerken bir işaret koymalarını söylemiş. Ailesi kendisini affetmişse, raylara yakın
bir elma ağacına beyaz bir kurdele bağlayacaklarmış. Eğer kendisinin geri dönmesini istemiyorlarsa, hiç bir şey yapmayacaklar, o da trende kalıp batıya gidecek, belki de bir serseri olacakmış.
Tren, kasabasına yaklaşırken heyecanı o kadar artmış ki, pencereden dışarı bakmaya
cesaret edemiyormuş. Kompartıman arkadaşı kendisiyle yer değiştirip onun yerine elma ağacına
bakacağını söylemiş. Bir dakika sonra elini genç mahkumun koluna koymuş,
“Şuraya bak” demiş.
Göz pınarlarında biriken yaşlarla gözleri parlıyormuş.
“Her şey yolunda, bütün ağaç bembeyaz kurdelelerle bezenmiş”.
O anda bir ömrü zehirleyen tüm acılar, adeta, birden dağılmış, kaybolmuş.
“Affetmezseniz sevemezsiniz. Sevgisiz hayat da anlamsızdır”
65 |
ÖRNEK HİKÂYE VE YAZILAR
Değer
Alt Değer
: Kişiler Arası İlişkiler
: Olumlu Düşünme
ÇOCUK GİBİ DÜŞÜNEBİLMEK...
O gün hava çok kötüydü.. Durmadan gök gürlüyor, bardaktan boşanır gibi yağmur yağıyordu.... Küçük kız yine de her sabahki gibi annesinin sesiyle uyanmış, kahvaltısını etmiş ve her gün
yürüyerek gittiği okuluna doğru yola koyulmuştu... Ancak gökyüzünde şimşekler birbiri ardına ve o
kadar gürültüyle çakıyordu ki, küçük kızın annesi “yavrum bu havada yolda yürürken korkmasın?”
diye telaşlandı.. arabasına atladığı gibi yolda kızını aramaya başladı.... derken bir baktı, küçük
kızı az ilerdeydi.. minik minik adımlarla yürüyor, ama ne zaman şimşek çaksa durup gökyüzüne
bakıyor ve gülümsüyordu.....
Annesi önce bir anlam veremedi ama kızının niye böyle yaptığını çok merak etmişti, nihayet arabayla ona yaklaşıp sordu:
“Yavrum hiç korkmadın mi bu havada yalnız yürümekten? Hem ne zaman şimşek çaksa
durup yukarı bakarak öyle ne yapıyorsun?” Küçük kız cevap verdi:
“Gülümsüyorum... Çünkü Allah insanlar korkmasın diye gökyüzünü aydınlatıyor...”
| 66
ÖRNEK HİKÂYE VE YAZILAR
Değer
Alt Değer
: Sevgi
: Başkalarını Sevmek
SEVGİ , ZENGİNLİK , BAŞARI
Alışverişe gitmek üzere evden çıkan bir kadın, kapısının karşısındaki kaldırımda oturan
bembeyaz sakallı üç yaşlıyı görünce önce duraksadı, sonra onları, tüm içtenliğiyle evine davet
etti:
“Burada böyle oturduğunuza göre, üçünüz de kesinlikle acıkmış olmalısınız” dedi. “Lütfen içeri
gelin, size yiyecek bir şeyler hazırlayayım.”
Üç yaşlıdan biri, kadına, eşinin evde olup olmadığını sordu.
Kadın, eşinin biraz önce çıktığını, şu anda evde olmadığını söyledi. Yaşlı adam, başını iki
yana salladı: “Eşiniz evde değilse, biz de davetinizi kabul edemeyiz” dedi.
Aksam eşi geldiğinde kadın, karşı kaldırımdaki yaşlı adamlarla arasında geçen konuşmayı
anlattı. “Senin evde olmadığını öğrenince, içeri girmek istemediler” dedi. Yaşlı adamların bu davranışlarını öğrenince, kadının eşi üzüldü. “Bir bakıversene dışarı” dedi. “Hâlâ oradalarsa, şimdi
davet edebilirsin eve.” Kadın kapıyı açar açmaz, karşı kaldırımdaki bembeyaz sakallı üç yaşlıyla
yeniden karşılaştı. “Eşim geldi, şimdi evde” dedi ve onlara davetini yineledi: “Yemeğimizi birlikte
yemek için sizi şimdi davet edebilir miyim evimize?” Kadının davetine, yaşlılardan biri yanıt verdi:
“Biz hiçbir eve üçümüz birlikte gitmeyiz” dedi. ve Kısa bir duraksamadan sonra, bir açıklama yaptı:
“Sağ yanımdaki bu arkadaşımın adı, Zenginliktir” dedi. “Bu yanımda oturan arkadaşımın adı Başarı, benim adım ise Sevgidir.
Kendini ve arkadaşlarını tanıttıktan sonra Sevgi, kadına ilginç bir öneride bulundu: “Şimdi
evinize gidin ve eşinizle baş başa verip, bir karara varın dedi. “İçimizden yalnızca birimizi davet
edebilirsiniz evinize. Hangimizi davet etmek istediğinize karar verin, sonra gelin, kararınızı bize
bildirin.” Kadın, Sevgi’nin önerisini eşine anlattığında adam, sevinçten göklere fırladı. “Aman ne
güzel, ne güzel” dedi. “Hangisini davet edeceğimizi bize bıraktıklarına göre, biz de içlerinden
Zenginlik’i davet ederiz ve evimiz de bir anda Zenginlik’e kavuşmuş olur. Eşinin kararı, kadının
hiç de hoşuna gitmedi. “Başarıyı davet etsek, daha mantıklı bir karar vermiş olmaz mıyız, kocacığım?” dedi. Kayınvalidesiyle, kayınpederinin bu konuşmasına, içerideki odada bulunan gelinleri
de kulak misafiri olmuştu. Koşarak içeri girdi ve o da kendi önerisini söyledi: “En doğru karar,
Sevgi’yi davet etmek değil midir?” dedi. “Düşünsenize, evimiz bir anda Sevgi’ye kavuşacak.’ Gelinin bu önerisi, kayınpederinin de, kayınvalidesinin de çok hoşlarına gitti. “Tamam, en doğru karar
bu olacak dediler. “Sevgi’yi davet edelim...”
Kadın kapıyı açtı ve üç yaşlıya birden sordu: “İçinizde hanginiz Sevgi’ydi?” dedi. “Onu davet
etmeye karar verdik. Lütfen buyursun...” Sevgi ayağa kalktı, eve doğru yürümeye başladı.
Arkadaşları da ayağa kalktılar ve Sevgi’nin arkasından, onlar da eve doğru yürümeye başladılar.
Kadın, büyük bir şaşkınlık ve heyecan içinde, Zenginlik’le Başarı’ya sordu: “Siz niçin geliyorsunuz?” dedi.
“Ben yalnızca Sevgi’yi davet etmiştim. Kadının bu sorusuna, üç yaşlı birlikte yanıt verdiler:
“Eğer içimizden yalnızca Zenginlik’i ya da Başarı’yı davet etmiş olsaydınız, davet edilmeyen ikimiz dışarıda bekleyecektik” dediler. “Fakat siz Sevgi’yi davet ettiniz. Bu durumda üçümüz birden
gelmek zorundayız evinize.” Ve kadının “Niçin?” diye sormasını beklemeden, Zenginlik ve Başarı
sözlerini şöyle sürdürdüler:
“Çünkü Sevgi’nin olduğu her yerde, biz Zenginlik ve Başarı da her zaman, onun yanında
oluruz.
67 |
ÖRNEK HİKÂYE VE YAZILAR
Değer
Alt Değer
: Yardımlaşma
: İmece
İMECE
İmece, bir köy ya da köy topluluğu içinde işlerin gönüllü ya da zorunlu olarak ve elbirliği
içinde yapılması. Köyün herhangi bir sorununun giderilmesi karar verilmişse, köydeki her ev iş
gücü açığını karşılamak zorundadır. Eğer para da toplanacaksa buna salma denir. Bir konu için
para toplanması karar alınışsa, her ev ölçüsü oranında maddi katkı yapmak zorundadır. İmece
köy veya küçük kasabalarda yazılı olmayan hukuka dayalı, herkes tarafından kabul gören bir dayanışma örgütüdür. Bir belediyenin yapması gereken pekçok iş, köylerde belediye olmadığı için
bu usulle yapılır.
İmece usulu yapılan veya yapılabilecek işlere bazı örnekler:
• Köyün kanalizasyonunun yapılması.
• Köyün merasının temizlenmesi.
• Düğün yerlerinin kurulması.
• Okul inşaatı.
• Cami inşaatı.
• Okulun yakacağının toplanması.
• Köyün korusundan ağaç kesilmesi.
• Köy fırınının temizlenmesi.
• Hayır işlerinde gereken ortak çalışma.
• Düğünlerde sandalye, güğüm, kazan gibi eşyaların gereksinimi karşılamak.
• Köye misafir gelmişse ağırlamak.
Salma yapılması gereken ve gerekebilecek durumlara örnekler:
• Köyün hayırı için para toplamak.
• Askere gidecek kişilere yardım için para toplamak.
• Köyde yapılan bilumum inşaat için para toplamak.
İmece usulü hamsi
Bugün radyoda “Hamsi Kurban” türküsünün hikayesini dinledim. Tam da hamsi alıp evde
pişirecekken bu öyküyü dinlemek güzel oldu. Hayatımızdaki güzelliklerin giderek azaldığını hissediyorum. Oysaki bazen bir öykü bile mutlu olmama yetiyor. Eve gelince internetten buldum
hikayeyi.
“1938 yıllarında yalıya hamsi gelirdi. Çifte direkli motorlarla. Yağlı fellekler üzerinde insan
gücüyle kaydırıla kaydırıla kuma çekilirdi, bu koca gövdeli kayıklar. Ambarları kıyılama hamsi
dolu olurdu. Sonra bu hamsileri kumsala boşaltırlardı. Kıyı boyunca hamsi kumulları gümüş gibi
parıldardı. Satış başlayınca her yığının çevresinde eli tenekeli köylüler halkalanır, tenekelerini
doldururlardı. Sonra tenekeleri sırtlarına alır, dürmeçle bağlar, köye yollanırlardı. Gün batımına
doğru varırlardı evlerine.
O günler, köylüler çok erdemli idiler. Emeklerini de geleneksel olarak birleştiriyorlardı. En
küçük işleri için bile imece yapıyorlardı. Hamsiler de konu komşuyla birlikte ayıklanırdı. O akşam
türkücü kız Emriye Abla da imeceye gelenler arasında idi. Tezgah, koca karayemiş ağacının dibinde kurulmuştu. Gaz lambasının ışığında hamsiler ayıklanmaya başlamıştı. Mısırlar, fındıklar
ayıklanırken, gazellerimiz süpürülürken de onlar vardı. Zayıf, yoksul giysili, kara saçlı, sarı benizli
Emriye Abla, incecik, tiz sesiyle türküsünü söyledi.”
Artık gaz lambası ışığında hamsileri ayıklamıyoruz. Bazen düşünüyorum da; teknolojik olarak yenilenmişiz, hayatımız zenginleşmiş, ancak yaşamımıza imece usulü hamsiyi sokamamışız.
| 68
ÖRNEK HİKÂYE VE YAZILAR
Değer
Alt Değer
: Yardımlaşma
: Ahilik
AHİLİK NEDİR?
“Ahi” sözcüğünün kökeni konusunda dil bilimcileri arasında görüş birliği yoktur. “Ahi” kelimesi, Arapça “kardeş” anlamına gelmektedir. Ancak, Divanü Lûgati’t Türk’te “Ahi” kelimesi eli
açık, cömert, yiğit anlamına gelen “akı” kelimesinden türediği kaydedilmektedir.
Terim olarak Ahilik ise, XIII. yüzyılın ilkyarısından XIX . yüzyılın ikinci yarısına kadar
Anadolu’da, Balkanlarda ve Kırım’da yaşamış olan Türk Halkının sanat ve meslek alanında yetişmelerini, ahlâki yönden gelişmelerini sağlayan bir kuruluşun adıdır.
Bu tanımlamalardan hareketle “Ahi” kelimesinin, kardeş, arkadaş, yaren, dost, yiğit anlamına geldiğini söyleyebiliriz. Ahilik hem sosyal hem de kültürel yapılara ait bir terim olarak; birbirini
seven, birbirine saygı duyan, yardım eden, fakiri gözeten, yoksulu barındıran, işi kutsal, çalışmayı
bir ibadet sayan, din ve ahlâk kurallarına sıkı sıkıya bağlı esnaf ve sanatkarların iş teşkilatı manasını taşır.
Ahi birlikleri her kurum gibi, belli bir ihtiyacı karşılama amacı ile kurulmuşlardır. En geniş
anlatımla Ahi birliklerinin kuruluş amacı; Orta Asya’dan Anadolu’ya göç eden Türkmenler arasında yer alan çok sayıdaki sanatkarlara kolayca iş bulmak; bu kişilerin Anadolu’daki yerli Bizans
sanatkarları ile rekabet edebilmesini sağlamak, piyasada tutunabilmek için yapılan malların kalitesini korumak, üretimi ihtiyaca göre ayarlamak, sanatkarlarda sanat ahlâkını yerleştirmek, Türk
halkını ekonomik olarak bağımsız hale getirmek, ihtiyaç sahibi olanlara her alanda yardımcı olmak, ülkeye yapılacak yabancı saldırılarda devletin silahlı kuvvetleri yanında ülkeyi savunmak ve
yerleşim bölgelerinde Türk-İslam kültürünü yaymak şeklinde tanımlanabilir.
Pabucu Dama Atılmak: Ahi teşkilatı zarara uğramış bir müşterinin şikâyetini inceler. Şikâyeti
sonucu esnaf suçlu bulunursa esnafın bir pabucunu çıkartıp damına atılır. Pazara inen insanlar
bu manzarayı şöyle yorumlar: Bu esnaf alış verişe bir hile karıştırmış, der ve o iş yerinden alış
verişini yapmaz. Esnafın ticari hayatının bittiği nokta pabucunun dama atılması ile sona erer. Bu
eylemi toplumun değişik kademelerinde bulunan bütün fertler düşünmesi gerekir. Yaşadığımız
hayatta bizim için de güzel bir ölçü olması gereken bir eylem karşımıza çıkmaktadır. Kendi hayatımızda da öyle bir çizgide yaşamamız gerekecek ki kimse pabucumuzu dama atmasın.
69 |
ÖRNEK HİKÂYE VE YAZILAR
ÖZLÜ SÖZLER SEÇMELER
Yurtta barış, dünyada barış. M. Kemal ATATÜRK (BARIŞ)
Nankör insan, her şeyin fiyatını bilen fakat hiçbir şeyin değerini bilmeyen kimsedir. Oscar WILDE
(VEFA)
İyi dostu olanın aynaya gereksinimi yoktur. Mevlana (ARKADAŞLIK)
Doğruluk sonsuzluğun güneşidir. Nasıl olsa doğar. Wendell PHILLIPS (DÜRÜSTLÜK)
Bana okuduğum kitapların en güzelinin hangisi olduğunu sorarsanız, Söyleyeyim: ANNEM’dir.
Abraham LINCOLN (ANNE SEVGİSİ)
Asiller idare eder. Acizler şikâyet eder. Basitler ise iftira eder...(KİŞİLER ARASI İLETİŞİM)
Sözün en güzeli, söyleyenin doğru olarak söylediği, dinleyenin de yararlandığı sözdür. Aristo (İLETİŞİM)
İnsanlar başaklara benzerler, içleri boşken başları havadadır, içleri doldukça eğilirler. Montaigne
(SAYGI)
İnsanlar köprü kuracakları yerde, duvar ördükleri için yalnız kalırlar. Newton (İLETİŞİM)
Ayni dili konuşan değil, aynı duyguları paylaşanlar anlaşabilirler. Mevlana (İLETİŞİM)
Zor iş, zamanında yapmamız gereken fakat yapmadığımız kolay islerin birikmesiyle meydana
gelir. J.Rousseou (SORUMLULUK )
Atalarından sana kalanı hak etmeye bak! Yoksa senin olmazlar. Goethe (SORUMLULUK)
Olgun insan güzel söz söyleyen değil, söylediğini yapan ve yapabileceklerini söyleyen adamdır.
Confucius (DÜRÜSTLÜK)
Yemine gerek görmeyecek kadar sözlerine sadık ol. Dale CARNEGIE (DÜRÜSTLÜK)
Yaptığın iyiliği hatırlama, gördüğünü unutma. C.Chillon (İYİLİK)
Sevgi insanlığın, şiddet hayvanlığın kanunudur. Gandi (SEVGİ)
Dostuna da düşmanına da yardım et. Çünkü o zaman, dostunla daha yakın dost, Düşmanınla da
dost olursun. Cledbul (YARDIMLAŞMA)
Ne söyleyeyim diye başta düşünmek, niçin söyledim diye sonunda pişman olmaktan iyidir! Sadi
(İLETİŞİM)
Sevgi birliğe, bencillik yalnızlığa götürür. Schiller (SEVGİ)
Yalnız seni sevenleri sevmek sevgi değil, değiş tokuştur. Cenap ŞAHABETTİN (SEVGİ)
Sen ne kadar çabalarsan çabala anlattığın karşındakinin anladığı kadardır. Mevlana (İLETİŞİM)
Haksızlığa yönelip bütün insanların senin peşinden gelmeleri yerine, adaletli davranıp tek başına
kalman daha iyidir. M. GANDI (ADALET)
| 70
ÖRNEK HİKÂYE VE YAZILAR
Adaletsizliği bir yangından daha çabuk önlemeliyiz. Heraklatios (ADALET)
Arkadaşlık her zaman gölge veren bir ağaçtır. Coleride (ARKADAŞLIK)
Kuşlar gibi uçmasını balıklar gibi yüzmesini öğrendik. Ancak bu arada çok basit bir sanı unuttuk;
kardeş olarak yaşamayı. M. Luter (BARIŞ)
En kötü barışı en haklı kavgaya tercih ederim. Cıcero (BARIŞ)
Savaşın iyisi barışın kötüsü yoktur. Benjamin FRANKLIN (BARIŞ)
İyi bir başlangıç, yarı yarıya başarı demektir. Andre GIDE (ÇALIŞKANLIK)
Başarının dört şartı; bilmek, istemek, cesaret etmek ve susmaktır. Axel MUNTHE (BAŞARI)
Ders alınmış başarısızlık, başarı demektir. Malcomb FORBES (BAŞARI)
Cimrilikle, hayırseverlik aynı sonucu doğurur; cimrinin yeryüzünde biriktirdiği serveti hayırsever
gökyüzünde biriktiremez mi? Balzac (YARDIMLAŞMA)
Kalpler silahla değil, sevgi ve yüksek gönüllülükle yenilirler. Spinoza (SEVGİ)
Sevgin yoksa dost arama. Sadi ŞİRAZİ (SEVGİ)
Sevmek insanın kendi kendini aşmasıdır. Oscar WILDE (SEVGİ)
Şah bile sevgiye köledir. Mevlana (SEVGİ)
Şefkat ve Merhamette Güneş Gibi Ol. Mevlana (MERHAMET)
Ne olusan ol Yine Gel. Mevlana (HOŞGÖRÜ)
Nehrin kaynağına saygısı, denize doğru akmasıdır. Recâ GARUDI (SAYGI)
Başkasına yararı dokunan insan en kusursuz insandır. Sophokles (YARDIMLAŞMA)
Dostuna da, düşmanına da yardım et, çünkü o zaman dostunla daha yakın dost, düşmanınla da
dost olursun. Clebul (YARDIMLAŞMA –DOSTLUK)
İnsanlar, birbirlerine yardımdan el çektikleri gün, insanlık yok olur, karşılıklı dayanışma olmazsa
toplumlar olmaz. Walter SCOTT (YARDIMLAŞMA)
Küçüklerin yardımı olmaksızın hiçbir büyüğün başarıya ulaştığı görülmez Bu, ne küçüğü büyütür,
ne de büyüğü küçültür. Cemil SENA (YARDIMLAŞMA)
NOT:
• Yukarıdaki hikâye, kitap veya materyal isimleri tamamen ÖRNEK MAHİYETİNDEDİR.
• Okul Müdürlükleri, okullarında oluşturdukları komisyonlar marifeti ile “Eğitim - Öğretimin mana
ve ruhu, Değerler Eğitiminin özü, yasa, yönetmelik ve talimatlara uygun olmak kaydıyla hikâye,
kitap, materyal vb. seçebilir ve uygulamalarda kullanabilirler.
71 |
ÇOCUK YAŞADIKLARINI ÖĞRENİR
Eğer bir çocuk sürekli eleştirilmişse,
“Kınama ve ayıplamayı öğrenir.”
Eğer bir çocuk kin ortamında büyümüşse,
“Kavga etmeyi öğrenir.”
Eğer bir çocuk alay edilip aşağılanmışsa,
“Sıkılıp utanmayı öğrenir.”
Eğer bir çocuk sürekli utanç duygusuyla eğitilmişse,
“Kendini suçlamayı öğrenir.”
Eğer bir çocuk hoşgörüyle yetiştirilmişse,
“Sabırlı olmayı öğrenir.”
Eğer bir çocuk desteklenip yüreklendirilmişse,
“Kendine güven duymayı öğrenir.”
Eğer bir çocuk övülmüş ve beğenilmişse,
“Takdir etmeyi öğrenir.”
Eğer bir çocuk hakkına saygı gösterilerek büyütülmüşse,
“Adil olmayı öğrenir.”
Eğer bir çocuk güven ortamı içinde yetişmişse,
“İnançlı olmayı öğrenir”
Eğer bir çocuk kabul ve onay görmüşse,
“Kendini sevmeyi öğrenir”
Eğer bir çocuk aile içinde dostluk ve arkadaşlık görmüşse,
“Bu dünyada mutlu olmayı öğrenir”
Dorothy Law NOLLTE
KAYNAKÇA
Aydın, Mehmet Zeki, Ailede Ahlak Eğitimi, 3. Baskı, Timaş Yayın evi, İstanbul 2009.
Aydın, Mehmet Zeki, Amaç ve Konuların Program Geliştirme Açısından Değerlendirilmesi, Sivas 1998.
Bacanlı, Hasan, Duyuşsal Davranış Eğitimi, Nobel Yayın Dağıtım, Ankara 1999.
Bilişsel Ahlak Gelişimi Teorisi: Ahlak ve Demokrasi Eğitimi, Değerler Eğitimi Dergisi, İstanbul 2003,c.:1,
sayı1, s.68.
Bilgin, Önder, Değerler Eğitimi, AÜ Fen Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü
Çileli, Meral, “14-18 Yaşları Arasındaki Öğrencilerde Ahlaki Yargının Zihinsel Gelişim Projesi Yaklaşımı İle
Değerlendirilmesi”, Yayınlanmamış Dr. Tezi, AÜ Eğitim Fakültesi, Ankara 1981.
Çileli, Meral, “Ergenlikte Ahlak Gelişimi”,Ergenlik Ahlak Gelişimi”, Ergenlik Psikolojisi, Der: Bekir Onur.
Dökmen,Üstün, İletişim Çatışmaları ve Empati, Sistem Yayıncılık ,İstanbul 1994 sf. 135-138
Jack Canfield, Tavuk Suyuna Çorba, HYB Yayıncılık, Ankara 1999
http://www.pegem.net/akademi/kongrebildiridetay.aspx?id=101296.
Kılıç,Recep, “Olgu ve Değer Problemi”,AÜ İlahiyat Fakültesi Dergisi,Ankara 1996,sayı:XXXV,s.359-361.
Öymen,M.M. Raşit, Psikoloji, Sosyoloji ve Pedagoji Açısından Ahlak Eğitimi,İstanbul 1975.
Sönmez, Veysel, Sevgi Eğitimi, Adım Yay.,Ankara 1990.
Temel, Z. Fulya ve Aksoy, Ayşe B.,Ergen ve Gelişimi, Nobel Yayın Dağ.,Ankara 2001.
Tezcan www.tedb.gazi.edu.tr/arsiv/2003cilt1/sayi1/53-59.pdf
T.D.K Sözlüğü
Yörükoğlu, Atalay, Çocuk Ruh Sağlığı, Ankara 1983.
| 72
HAZIRLAYANLAR
Mehmet KARAKAŞ
İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı
Tolga ÇAKMAKLI
İl Milli Eğitim Müdürlüğü ARGE
Halil ERGÜNEY
Aksu Anadolu Öğretmen Lisesi Müdürü
Bekir MOTOR
75. Yıl Cumhuriyet Lisesi Müdürü
Mustafa ÖZDEM
Konyaaltı Lisesi Müdürü
Şule ÖNER
Hacı Dudu Mehmet Gebizli Lis. TDE Öğretmeni
Yasemin Begüm TÜRKOĞLU
Gazi And. Lis. Rehber Öğretmen ve Psikolojik Danışman
Ayşe Tekin ASLANTAŞ
Aksu And. Öğretmen Lis. Rehber Öğrt. ve Psikolojik Danışman
Nihat KARADERE
75. Yıl Cumhuriyet Lisesi Coğrafya Öğretmeni
Hasan UÇAR
Aksu And. Öğretmen Lis. Bilişim Teknolojileri Öğretmeni
ANTALYA
2011
DEĞERLERİMİZLE GELECEK ELİMİZDE!
Soğuksu Mah. Hamidiye Cad. Muratpaşa Antalya 07050 Türkiye
http://antalya.meb.gov.tr
e-posta: [email protected]
Telefon: +90 242 238 60 00
Belgegeçer: +90 242 238 61 11
Bu kitabın basımı T.C. Antalya Valiliği İl Özel İdaresince yaptırılmıştır.

Benzer belgeler