Gül`e Duyurulur: Zavar, Mete ve Diğerleri "Hükümlü", "Tutuklu" Değil

Transkript

Gül`e Duyurulur: Zavar, Mete ve Diğerleri "Hükümlü", "Tutuklu" Değil
GÜNEÞ
ECZANESÝ
Ecz. Tel: 441 29 45
Ev Tel : 441 25 02
35 YKR
YIL:3 SAYI:722
28 AÐUSTOS 2008 PERÞEMBE
Gül'e Duyurulur: Zavar, Mete ve Diðerleri "Hükümlü", "Tutuklu" Deðil
isimlerden çoðu tutuklu,
mahkemeleri devam ediyor.
Hükümlü olmayan kiþileri
affedemem" diyor.
Bugün NTV'de
cumhurbaþkanlýðýnýn
1. yýldönümü dolayýsýyla
canlý yayýnda Murat Akgün ve
Ruþen Çakýr'ýn sorularýný
yanýtlayan Gül'e, daha önce "af"
talebinde bulunduðumuz Erol
Zavar, A. Samet Çelik, Hediye
Çekin, Ýnayet Mete, Menduh
Cumhurbaþkaný Abdullah Gül
"Cumhurbaþkaný’nýn istediði kiþiyi affetme
hakký yok. Ben, istediðim kiþiyi ‘getirin
affedeyim’ diyemem. En çok önem
verdiðim konu adil olmaktýr. Örnek verilen
Kýlýç, Afyon Korkmaz, Aynur Epli, Gazi
Dað'ýn týpký Erbakan gibi hükümlü
olduðunu anýmsatmak isteriz.
Gül Ergenekon tutuklusu Ferit
Ýlsever’le ilgili talebe de baktýrdýðýný,
Cumhuriyet savcýlýðýnýn hastaneye sevk
etmesi gerektiðini, Adli Týbbýn rapor
vermesi gerektiðini söyledi, "O raporun
ardýndan ancak ben karar verebiliyorum.
Benim önüme dosya gelirse incelerim"
dedi.
Ali Çekin Adli Týp raporu almaya
çalýþýrken öldü
Gül'e bu aþamada da "hükümlü" ya da
"tutuklularýn" o raporu almasýnýn o kadar
kolay olmadýðýný anýmsatmak isteriz zira,
Ýstanbul Üniversitesi Cerrahpaþa Týp
Fakültesi'nde 29 Temmuz'da karaciðer
kanserinden ölen Ali Çekin, Ýstanbul'a Adli
Týp raporu almak için getirilmiþti, fakat
geç kalýnmýþtý.
7’DE
Ýþte yasak haritasý
Yargýtay Cumhuriyet Baþsavcýlýðý
tarafýndan açýlan AKP davasý
iddianamesine de giren içki yasaklarý
geniþleyerek devam ediyor. Son günlerde
AKP’li belediyeler ve kamu kurumlarý
tarafýndan yürürlüðe konulan yeni yasaklar
gündeme geldi. Belediye zabýtalarý da içki
satanlara karþý artýk kaba kuvvet
göstermeye baþladý.
Yargýtay Cumhuriyet Baþsavcýlýðý
tarafýndan açýlan ve 10 oyla ‘’Laiklik
karþýtý eylemlerin odaðý olduðu’’ kararýna
varýlarak hazine yardýmý kesilen AKP,
‘’Kýrmýzý sokak’’ uyarýsýndan ders almadý.
Son günlerde AKP’li
belediyeler ve kamu kurumlarý
tarafýndan yürürlüðe konulan
‘’Ýçki yasaklarý’’ geniþleyerek
devam ederken, belediye
zabýtalarý da içki satanlara karþý
kaba kuvvet göstermeye baþladý.
Emel Sungur
[email protected]
EMEK
Toplum için gerçekten önemli mi yoksa bizler
ideolojik olarak bakýyoruz,diðer kesimlerse bu
ifadeyi etkili buluyor ve kullanýyor mu hangisi
doðru.Alevi örgütleri,demokratik kitle
örgütleri,siyasi partiler,sendikalar nedenli
önemsiyor örgüt emekçilerinin emeðini.Örgüt
yöneticileri,toplum tarafýndan,örgüte üye olan
insanlar tarafýndan istenmese özel günler yaparak
andýklarý örgüt emekçilerini anmak akýllarýna gelir
mi?
Elbette ki bunun yanýtý büyük ölçüde hayýr.
Nereden aklýma geldiðini sizlerle
paylaþacaðým;Hafta sonu Banaz’daydým
öykü,baþlýk ve hatýrlanma böyle baþladý bir kez
daha.Ankara’ya dönünce Alevi örgütlerinin internet
sayfalarýný gezinirken dikkatimi çeken Pir Sultan
Abdal amblemi her örgütün adeta logosu olmuþtu.
Meþhur;bronz “PÝR.’ÝN HEYKELÝ” ve
karþýsýnda Yýldýz Daðý.Bu hepimizin logosu olan
heykelin nasýl yapýldýðý,kimlerin yaptýðý, böyle
bir heykel fikrinin ortaya kimin tarafýndan atýldýðýný
acaba logoyu kullanan örgütler tarafýndan biliniyor
mu diye sordum kendi kendime.
Devamý 2’DE
Çiftçi kuraklýk desteðini alamadý!
uygulamalar þöyle:
Ankara ve Ýstanbul’da son dönemde,
Atatürk’ün kurduðu lokantadan,
TBMM’ye baðlý Yýldýz Çini restorana
kadar yeni içki yasaklarý baþladý. Ankara
Keçiören’de de içki satan bir büfeci
zabýtalar tarafýndan çivili sopa ile dövüldü.
Son dönemdeki yasaklar ve yeni
Hayrettin Karaca: Ben boþta gezmiyorum
ÝSTANBUL - Baþbakan Recep Tayyip Erdoðan’ýn “Biz boþta
gezen çevreci deðiliz” sözlerini deðerlendiren Türkiye Erozyonla
Mücadele Aðaçlandýrma ve Doðal Varlýklarý Koruma Vakfý
TEMA’nýn kurucusu, nam-ý diðer “Erezyon Dede” Hayrettin
Karaca, NTVMSNBC’ye þu açýklamayý yaptý: “Baþbakan
sözleriyle beni gücendirdi; hakikaten gücendirdi... Benim
kalbimi kýrdý. Ben de bir vatandaþým. Bu beni de etkiledi.
Çevreyle uðraþan bir vakfýn üyesi olarak ben de alýndým doðrusu.
Ben boþta gezmiyorum. Çok gücendim... Çevre sorunlarý nedir;
Baþbakanýmýzýn bir bilgilenmeye, bilgilendirilmeye ihtiyacý
olduðunu gördük.”
Karaca markasýný yaratan, daha sonra TEMA’yý kurarak iþ
adamlýðýný býrakan ve Türkiye’de erozyonla mücadele için
çalýþan, çok sayýda çevre ödülünün sahibi Hayrettin Karaca,
çevrecilerle ilgili sözlerine gücense de, “Baþbakan’ýn yaptýðý
büyük bir iyiliktir” diyor: “Çünkü Baþbakan’a da çevre nedir
anlatma imkaný bulduk þimdi.” Ýþte, Karaca’nýn
NTVMSNBC’nin sorularýna verdiði yanýtlar:
Devamý 8’DE
TBMM RESTORANI: TBMM’ye
baðlý Yýldýz Çini ve Porselen Fabrikasý
yerleþkesinde yer alan restoranda da içki
yasaðý baþladý. Milli Saraylar Baþkanlýðý
burada içkiyi yasakladý.
Devamý 3’DE
Moda'da içki yasaðýna karþý protesto
ÝSTANBUL- Büyükþehir
Belediyesi’ne baðlý Beltur AÞ’nin
içki yasaðý zincirine, tarihi Moda
Ýskelesi de dahil oldu. Ýskelede
artýk içki verilmemesine semt
sakinleri tepki gösterip, her cuma
eylem yapýyor. Beltur tarafýndan
devralýnan Salacak’taki Denizkýzý
Restoran da içki servisi
yapýlmayacak.
1994’te Kadýköy Belediyesi
tarafýndan bakýmý yapýlarak sosyal
ve kültürel amaçlý kullanýma açýlan,
2000 yýlýnda Türkiye Denizcilik
Ýþletmeleri ile Deniz Ticaret Odasý
tarafýndan restore edilen Moda
Ýskelesi’nde daha önce içki satýþý
yapýlýyordu.
‘Facebook’ta da eylem var
Ancak Moda Ýskelesi’nin
iþletmesi, Ýstanbul Büyükþehir
Belediyesi’ne baðlý Beltur A.Þ.’ye
geçtikten sonra iskelede içki yasaðý
uygulanmaya baþlandý. Ýki aydýr
devam eden yasaða Moda sakinleri
tepkili. Modalýlar her cuma iskelenin
yanýnda toplanarak içki
içiyor,‘facebook’ ta kurduklarý bir
grupla da seslerini yükseltmeye
çalýþýyorlar. Semt sakinlerinden
6’DA
"Açlýk Sýnýrýný TÜÝK Deðil Sendikalar
Gerçekçi Hesaplýyor"
TÜÝK açlýk sýnýrýna 255 YTL,
Türkiye Kamu Sen 1012 YTL ve
Memur Sen 820 YTL dedi. Ekonomist
Sönmez "TÜÝK dünya bankasý
þablonu kullanýyor. Bu yöntemle
yoksulluðu kabul ediyor ama
rakamlarý küçülterek ciddiyetini göz
ardý ediyor" dedi.
Hüseyin Akþen yasaðýn sadece
Moda’ya özgü olmadýðýný belirterek
“Ýçki yasaðý genel bir sorun. Her cuma
protestomuzu yapýyoruz, henüz bir
sonuç alamadýk” diyor.
Yasaðýn mantýksýz olduðunu
düþünen Modalýlar tedirgin: “Bu
konuda duyarlý olanlar içki yasaðý
konan yerlere gitmiyor. Ama bazý
kesimler var ki konu hakkýnda hem
kararsýz hem duyarsýz. Bunun
sebebiyse içki yasaðý konan yerlerde
fiyatlar aþaðý çekilerek getirilen bir
takým yenilikler. Ama tehlike bizce
çok büyük. Yaþam tarzýna çok daha
aðýr adýmlar
Devamý 3’DE
Zeynep GÜNER - ÝSTANBUL
Hükümetle memur sendikalarý arasýnda
yapýlan toplu görüþmelerin üçüncü turunda
Türkiye Ýstatistik Kurumu (TÜÝK) ve sendikalar
açlýk sýnýrýný açýkladý.
TÜÝK dört kiþilik bir ailenin açlýk sýnýrýný
255 YTL olarak açýklarken Türkiye Kamu
Çalýþanlarý Sendikalarý Konfederasyonu'na
(Türkiye Kamu-Sen) 1012 YTL, Memur
Sendikalarý Konfederasyonu (Memur Sen) ise
açlýk sýnýrýný 820 YTL olarak açýkladý.Ekonomist
Mustafa Sönmez bianet’e farkýn uygulanan
‘yönteme ve amaca’ göre deðiþtiðini söyledi.
Açlýk sýnýrý neye göre hesaplanýyor?
Asgari gýda harcamalarýný yansýtan
hesaplamalarý içeren “açlýk sýnýrý” farklý
yöntemlerle hesaplanabiliyor.
Devamý 2’DE
2
28 Aðustos 2008 Perþembe
Emel Sungur
[email protected]
EMEK
Yaþanan o zor yýllarda yapýmýnýn nasýl
gerçekleþtirildiði ve en önemlisi bu heykeli kimin
yaptýðý.
Yapýlan yer Banaz bu gün dahi suyun zaman
zaman yetmediði,belirli saatlerde servisin gelip
köyle þehir arasýnda mekik dokumaya
çalýþtýðý,etraf köylere yol yapýlýp Banaz’a gelince
çark edildiði,karý kýþý çok derin yaþayan Banaz.
Korkularý da içinde barýndýran,yasaklý
kültürün,inancýn,yasaklý ozan Pir Sultan’ýn yasaklý
köyü Banaz.
Hangi koþullar,hangi sabit durum
deðerlendirmesi böyle bir anýtýn eksikliðini ortaya
çýkardý.Hiç kuþkusuz bu köy
yaþamalýydý,evlatlarý,evleri,cem töreni,daðý bir
bütündü.
Yaþanan geçmiþ,kaçýþ,daðlar,yollar aþýp
buraya ulaþmak,kimi araþtýrmacýlara göre þu
andaki Banaz’ýn biraz ötesine yerleþmek ve yine
ayni yazara göre orada yaþanan katliam.(1001
bacalý Banaz)elbette ki bu bilgiler sararan tarih
sayfalarýnda bulunamayacaktýr.Yok eden,katleden
tarih yazýlý resmi belgelerde deðil,büyüklerin
anýlarý,canlý söylemleri ile bu güne geldi.Bundan
sonraki süreçte bu geçmiþi anlatanlarý ne yazýk
ki yaþlarý itibarýyla bulamayacaðýz.Canlý
tanýklýklar önemsenmeli ve geçmiþe ýþýk tutmalý.
Ýþte böyle baþlayan bir ihtiyaç ve kararlýlýk
“ PÝR’ÝN ANIT’INI DÝKTÝRDÝ” Banaz’ýn en
engin yerine.Anlaþýlabilir bir ihtiyaç ve çok doðru
bir karar.
Bu köylü olan o zamanýn gençleri bu iþe
inandý ve köylü ile elbirliði içinde yaptýlar bu
anýtý.(Anýtýn yapýlýþ öyküsü yazýlýp çiziliyor,bu
mutlaka anlatýlmalý gelecek kuþaklara)
Banaz’lýlar için bu belkide bir
görevdi.Muhtemelen o yýllarda itiraz edenlerde
olmuþtur,dernek kurulma aþamasýnda türlü
gerekçeler gösterip bu oluþuma katýlmayanlar
gibi.Bu sadece Banaz için geçerli deðil her yerde
yürekli-yüreksiz,emekte olan-yemekte olan,gözü
kara-korkak,içten-þekilci,hak için
–seyirlik,sonuna kadar giden-yarý yolda býrakýp
kaçan insanlar her zaman vardýr,var olmaya
devam edecektir.Bu görevi üstlenenler yüzlerinin
akýyla bu görevi yerine getirdiler.Bizi bu anýta
kavuþturdular.Anýt yapýlýrken yaþanan zorluklar
bizlere bugün hikaye gibi anlatýlýyor.Bu iþi
yapanlar büyük ölçüde hayattalar ve bu
emekçilerden zaman zaman aç kaldýklarý,zaman
zaman susuz kaldýklarý günlerin öyküsünü
dinliyoruz, geçmiþi bizlerle paylaþýyorlar.
Biri var ki Tokat/ Zile’de dünyaya gelen,ancak
Alevi bir ana-babadan olmayan Cahit Hoca.
Ýþte dünyanýn her yerindeki Pir’in anýtýný
tasarlayan ve uygulayan dostum,arkadaþým ve
en önemlisi hocam.
Belki
muhabbetimiz,dostluðumuz,arkadaþlýðýmýz ve
hocalýk çok eski zaman dilimleri içinde oluþmadý.
“Kýsa ve öz” çok kullanýlan bir söylemdir bizlerin
günlük yaþamýnda.Ancak bunun açýlýmý yine
bizlerde saatlerce sürer gider.
Cahit Hoca’yý tanýdým,muhabbetini
sevdim,badeyi içmede ustalýðýný
sevdim,entelektüel bir çerçevede saatlerce yapýlan
muhabbeti süsleyen halk öykülerini
sevdim,isyanýný,okuduðu deyiþleri,þiirleri ve en
önemlisi bize düþlediðimiz PÝR SULTAN’I
yaþamýmýza somut olarak katmasýný sevdim.Ne
yazýk ki unutulur gider bu emektarlar,hatýrlanmak
gibi bir beklentileri de yoktur
zaten.Unutulmayacak olan onlarýn
eserleridir.Cahit Hoca,sana minnet borcumu senin
gibi Alevi ana-babadan doðmayan ben ömür
boyu taþýyacaðým.
Bizimle Deðil Hükümetle Uðraþýn
Özlem ZORCAN- ANKARA
KESK Genel Baþkaný SamiEvren,
“KESK’in itirazý yoksallaþmayadýr. KESK’in
itirazý tek taraflý ücret belirleme usülenedir.
KESK’in itirazý kamu emekçilerinin taleplerini
yok sayýlmasýnadýr. KESK’in itirazý Hükümet
yanlýsýný sendikalarýn kadrolaþabilmesi için
devletten teþvik istemelerinedir” diye konuþtu.
‘Halklý Olduðumuz Ortada’
Ben Banaz’lý deðilim kütüðüm nedeniyle
ama beni resmi yazýlar ve belgeler dýþýnda kendi
hislerim ve olmak istediðim yerdekilerin kabulü
oralý yapar.Kabul gördüm Banaz’dan.Kabul
gördüm büyük ölçüde Kýzýlbaþlar’dan.Ben
Banazlýyým.Ben Kýzýlbaþým,ben Pir yoluna caným
vermeye hazýrým.Pir’le aramdaki bað dille ifade
edilemez.Zaman zaman duyarým “yabancý”
lafýný(kendimle ilgili 15 yýldýr duymuyorum,kendi
aralarýnda konuþanlara diyecek bir sözüm yok.)
Hükümetin 2009 yýlýnda memurlara
yapacaðý zam için 5 milyar 750 milyon YTL
ayýrdýðýný ifade eden Evren, “Bunun anlamý
2009’da memura yüzde 7.5 oranýnda zam
yapýlacaðýdýr. Yani Hükümet yapacaðý zammý
belirledikten sonra memur sendikalarýyla
pazarlýk masasýna oturuyor. Bu durum,
toplugörüþmeden çekilmekle ne kadar haklý
olduðumuzu ortaya koyuyor”
deðerlendirmesini yaptý.
Pir’i seven Alevi olmayanlar için söylerler.
Bende onlara Pir’in deyiþiyle sesleniyorum
“Gel benim ey güzel servi çýnarým,
Yüreðime ateþ düþtü yanarým,
Kýblem sensin,yüzüm sana dönerim
Mihrabýmdýr kaþlarýnýn arasý”demiþ Pir ve
devam etmiþ,
“Hangi dinde isen ona tapayým,
Yarýn mahþer günü bile kopayým,
Eðil bir yol ak gerdandan öpeyim,
Beri dur hey benli dilber beri dur” demiþ ve
devam etmiþ Pir,
“Bir güzelin aþýðýyým,erenler,
Onun için taþa tutar el beni,
Gündüz hayalimde gece düþümde,
Kumdan kuma savuruyor yel beni.”demiþ Pir
ve devam etmiþ,
Evren, sözlerini þöyle sürdürdü:
“Hükümetin 2009 yýlýnda kamu emekçilerine
bir kez daha enflasyon hedefine dayalý zam
yapmasý, yýllardýr yaþadýðýmýz reel ücret
kayýplarýnýn önümüzdeki dönemde de devam
edeceðini göstermektedir. Yýllardýr Türkiye
Ýstatistik Kurumu’nun açýkladýðý enflasyon ile
kamu emekçilerinin gündelik hayatta karþý
karþýya geldiði enflasyon arasýnda büyük bir
fark olmakta ve enflasyon oranýnda alýnan
zamlar nedeniyle kamu emekçileri giderek
yoksullaþmaktadýr.
“Sordum sarý çiðdeme,
Anan,baban var mýdýr,
Ne sorarsýn be derviþ,
ANAM YER,BABAM YAÐMUR” demiþ
PÝR SULTAN.
Nereden nereye geldik.Gönül baðý hiçbir
þeyle alýnýp satýlan bir bað deðildir.Kimsede bu
baðýn hesabýný soramaz.Zaten yaþanýr,anlatma
ile olmaz. Bu baðý Cahit Hoca bundan yaklaþýk
30 yýl önce somutlaþtýrmýþ.Hiç kimselerin Pir’in
adýný aðzýna alamadýðý yýllarda Banaz’da tam da
Yýldýz Daðýna karþý. Cemal,cemale durmuþ
PÝR’le,Yýldýz Daðý.Tekrar teþekkürler yýllar önce
böyle bir derneði kuran herkese,Gazi Torun baþta
olmak üzere,teþekkürler bu anýtý yapýp bizi Pirle
tanýþtýran,bildiðimiz yüreði vucuda dönüþtüren
Cahit Koççoban’a.En önemlisi tüm bu devlet
baskýsýna raðmen,asimilasyona raðmen,çeþitli
vaatlere raðmen yolundan dönmeyen dedelere
binlerce kez teþekkürler.Zaman zaman kendi
içimizden çýkan gençliðimizin,bizlerin yaptýðý
haksýzlýklarý “kamil insan olunca deðiþir” diyerek
kýrmadan,daðýtmadan,incinsen de inciltme
felsefesini þiar edinmiþ ve o yolla sorunu halleden
dedelere teþekkürler.Hiç çekinmeden,hiç
sýkýlmadan her kapýyý çaldýðým Banaz köyüne,her
kapýnýn açýldýðýný görme mutluluðunu bana
yaþatanlara,Banaz’ýn gülü diyenlere,keklik
diyenlere,Emel abla diyenlere,Pir’in kýzý diyenlere
herkese teþekkürler.Ama böylesine sevilmekte
misafir deðil ev sahibi olmaktan geçer,hizmet
beklemek deðil,hizmet etmekten geçer,yüreði
açýp göstermekten geçer.Ayaðýmý yerden
kesen,etrafýmda insanlar dolu iken Pir ve Yýldýz
Daðý ile yalnýzlýðýn birliðini yaþayan ben ilk 40
yýl önce tanýþtým Pir’le,Demokratik Alevi
Örgütlenmesinde 20.yýlým artýk nerede olursam
olayým sýðýndým Pir’in gücünü bizlere yansýtan
deyiþlere ,onlar yol göstericim olmaya devam
edecek..
“Yüreðe hile katmayýn,yüreði para ile
tartmayýn.
Pir’le aramýza nifak sokmayýn,kaybeden
utanan siz olursunuz” demiþ Emel Sungur’da.
Görüþmelere katýlmak kadar katýlmamak
da demokratik bir haktýr ve ciddi bir tepki
anlamýna gelmektedir. KESK’in bu tepkisinin
hedefi hükümetin tek taraflý yaklaþýmý ve gayrý
ciddi tutumudur. Yaþanan her geliþme bu
tepkimizde ne denli haklý olduðumuzun altýný
bir kez daha çizmektedir.”
Bu arada, hükümetle Türkiye Kamu Sen
ve Memur Sen arasýndaki toplu görüþme yarýn
da (Perþembe) sürecek.
Devlet Bakaný Murat Baþesgioðlu, iki
konfederasyonun Pazartesi günü yapýlan
toplantýda masaya getirdikleri mali tekliflerini
Kamu Ýþveren Kurulu olarak
deðerlendireceklerini, ekonomiden sorumlu
diðer bakanlarla konuyu istiþare edeceklerini
belirterek, ‘’Perþembe günü bu yaptýðýmýz
görüþmeler doðrultusunda görüþümüzü
konfederasyon baþkanlarýmýza açýklayacaðýz’’
dedi.
‘Mali Haklar Görüþülmedi’
Her iki tarafýn da iyi niyetli olarak toplu
görüþmelerin memurlara fayda getirecek,
çalýþma þartlarýný düzeltecek konular üzerinde
yoðun bir çalýþma yürüttüðünü ifade eden
Baþesgioðlu, "Þu ana kadar mali haklar
bölümüne iliþkin herhangi bir detay
görüþülmemiþtir, ne toplugörüþme primi adý
altýnda ne de baþka bir ad altýnda. Yani
sendikalarýn kendileri adýna hiçbir talepleri
söz konusu olmamýþtýr. Bütün talepleri kamu
çalýþanlarýna, temsil ettikleri gruplara iliþkindir"
diye konuþtu.
( Birgün )
Toplugörüþme Yarýn da Sürecek
"Açlýk Sýnýrýný TÜÝK Deðil Sendikalar
Gerçekçi Hesaplýyor"
Sönmez; “TÜÝK Dünya Bankasý’nýn
verdiði þablonu kullanarak hanelerle anketler
yapýyor ve bunun sonuçlarýndan istatistikler
yayýnlýyor" dedi
Sönmez'in verdiði bilgiye göre Kamu Sen
ve Türk Ýþ ise asgari mutfak harcamalarýna
dair çok daha gerçekçi açýklamalarda
bulunuyor.
Sönmez "Objektif ve saðlýklý olan
sendikalarýn sonuçlarý, onlara bakmak lazým”
dedi.
"TÜÝK Dünya Bankasý'nýn þablonunu
kullanýyor"
Ayrýca Sönmez TÜÝK’in amacýnýn da farklý
taleplere hizmet ettiðini söyledi.
“TÜÝK Dünya Bankasýnýn önerdiði þablonu
kullanýyor. Dünya Bankasý ise farklý bir þeye
hizmet diyor. Bu yöntemle yoksulluðu kabul
ediyor ama rakamlarý küçülterek ciddiyetini
göz ardý ediyor. TÜÝK’in istatistiðini dikkate
almamak, kamuoyuna bunun saðlýklý
olmadýðýný göstermek lazým.”
TÜÝK'in verilerini ölçüt alan hükümet
istenilen zammý vermeyebilir
“TÜÝK hükümetin yanýnda yer alýyor.
Objektif olmayan bu istatistikleri doðal olarak
sendikalar dikkate almayacaktýr” diyen
Sönmez, bu istatistiklere dayanarak hükümetin
sendikalarýn zam isteklerini azaltma yoluna
da gidebileceðini vurguladý.
Baþbakanlýða baðlý olan TÜÝK gýda
harcamalarýndan oluþan açlýk sýnýrýný
örnekleme ile seçilen hanelerle yaptýklarý anket
sonuçlarýna göre hesapladýklarýný söylüyor.
2002'den beri
yapýlan bu
anketlerde dört
kiþilik bir ailenin
her bir ferdinin
2100 kalori
almasýný
saðlayacak
miktarlar üzerinden 80 maddelik bir gýda sepeti
oluþturuluyor.
Dört kiþilik bir ailenin açlýk sýnýrýný 1012
YTL olarak açýklayan Kamu-Sen ise
istatistiklerinde bir kiþinin almasý gereken
kalori çerçevesinde piyasadaki gýda
harcamalarýný dikkate alarak oluþturduklarý
günlük ve aylýk listeye dayalý hesaplamalarda
bulunuyorlar.
Kamu Sen: Fark kafa karýþtýrýcý, net olan
saðlýklý insanýn ihtiyaçlarý
Devlet Ýstatistik Enstitüsü ve TÜÝK
enflasyon açýklamalarýný temel alarak yapýlan
bu istatistiklerin TÜÝK’in açýklamasýyla
arasýndaki yaklaþýk 800 YTL’lik farkýn
nedenini anlayamadýklarýný söyleyen Kamu
Sen Ýstanbul Temsilciliði, bianet’e “Hangi
yöntem olursa olsun, saðlýklý bir insanýn almasý
gereken kalori miktarý belli” dedi.
Kamu Sen temsilcileri Abdi Ýpekçi
Parkýnda kamu çalýþanlarýný ve kamuoyunu
bilgilendirmek üzere toplu görüþmeler takip
çadýrýnýn bir diðer amacýný “Hükümetin verdiði
yanýltýcý rakamlardan ziyade gerçekleri
kamuoyuna duyurmak” olduðunu söylediler.
(ZG/EZÖ) BÝA Haber Merkezi
28 Aðustos 2008 Perþembe
Ýþte yasak haritasý
TBMM Baþkaný Köksal Toptan yasaðý itiraf
ederken, bu yeri TÜRSAB'a vermeyi
planladýklarýný da bildirdi ve ‘’Bizim orada ’içkili
olsun’ veya ’olmasýn’ diye bir saplantýmýz
kesinlikle yok. Ýþletmeci kendi þartlarýna göre
içki satmak istiyorsa da içki satabilir, biz ona
karýþmayýz." dedi.
HALKA AÇIK LOKANTA: Ýstanbul
Salacak’taki Denizkýzý Restaurant’ýn iþletmesini
alýp yeniden inþa eden belediye, içki yasaðýna
da ‘’Halka açýk balýk restoraný’’ adýyla kýlýf
buldu. Ýstanbul Büyükþehir Belediyesi’ne ait
bina, Denizkýzý adýyla Ýstanbullulara yýllarca
hizmet verdi. Ancak daha sonra restoran
mahkeme kararýyla mal sahibine geri verildi.
Belediye de balýk restoraný yapmak için
Denizkýzý’ný yeniden inþa etmeye baþladý. Yeni
restoraný Bel-Tur iþletecek ve diðer iþletmeleri
gibi burada da içki servisi yapýlmayacak.
FESHANE VE DÝÐERLERÝ: Recep Tayyip
Erdoðan’ýn ÝBB Baþkanlýðý döneminde baþlattýðý
sosyal tesislerdeki içki yasaðý ÝBB iþtiraklerinden
Beltur AÞ eliyle geniþletiliyor. ÝBB’nin kiraya
verdiði ve içkili restoran olarak kullanýlan
mekânlarýn kira sözleþmeleri iptal ediliyor.
Aralarýnda tarihi Moda Ýskelesi ve Üsküdar
Salacak’taki Denizkýzý Restoran’ýn da bulunduðu
mekânlarýn iþletmeleri Beltur AÞ’ye
devredilirken, sosyal tesis haline getirilen
mekânlarda alkollü içki servisi de yasaklanýyor.
Feshane, Küçük Çamlýca Korusu (Sofa, Topkapý
ve Cihannüma Köþkleri, Paþa Limaný Kafeterya,
Yýldýz Korusu, Malta ve Çadýr Köþkü, Emirgan
Korusu, Pembe Köþk ve Sarý Köþk, Kartal Kültür
Merkezi, Bosphorus Garden, Çubuklu Korusu
Hidiv Kasrýnda içki yasaðý var.
MODA ÝSKELESÝ: Tarihi Moda Ýskelesinde
de iki yasaðý baþladý. Ýstanbul Denizcilik
Ýþletmeleri’nin ÝDO’ya devriyle tarihi Moda
Ýskelesi de önce Ýstanbul Büyükþehir Belediyesi
kuruluþu olan ÝDO’ya ardýndan da BELTUR’a
devredildi. Ýskelenin restoranýnda artýk içki
servisi yapýlmýyor.
KEÇÝÖREN’DE DAYAK: AKP’li Turgut
Altýnok’un Belediye baþkaný olduðu Ankara
Keçiören’de içki satan büfeci Mehmet Þahin,
zabýtalarca içki sattýðý için çivili sopa ile dövüldü.
ABD’nin Ankara Büyükelçiliði bile konuyu
araþtýrýrken, Ankara Cumhuriyet Baþsavcýlýðý,
iki zabýta hakkýnda “kasten yaralama” ve “mala
zarar verme” suçlarýndan soruþturma baþlattý.
ATA’NIN LOKANTASI: Ankara’da Atatürk
tarafýndan yaptýrýlan Orman Çiftliði içindeki 80
yýllýk merkez lokantasýnda da bir günlük içki
yasaðý uygulandý. Tarým Bakaný Mehdi Eker ile
Suudi heyeti lokantaya gelince içki yasaðý baþladý
ve hiçbir müþteriye içki verilmedi.
ULUDAÐ’ DA ZÝRVE YAPTI: Bursa
Uludað’da bulunan “kendin piþir endin ye” türü
lokantalarda içki yasaðý baþladý. Çevre Bakanlýðý
ile Kültür ve Turizm Bakanlýðý, bürokratlarýn
da Uludað’daki tesislere içki servisi konusunda
baský yaptýðý iddia edildi.
UÇAKTA TARTIÞMA: önceki güün de
THY’nin Gaziantep-Ýstanbul seferini yapan
uçaðýnda, dua ettiðini belirterek þarap içilmesine
karþý çýkan yolcu ile diðer yolcular arasýnda
tartýþma çýktý. Türk Hava Yollarý’nýn TK 0685
sefer sayýlý Gaziantep-Ýstanbul uçaðýnda Business
Class’ta seyahat eden iki yolcu, þarap yüzünden
kavga etti. Þaraptan rahatsýz olan yolcu ‘’ Leþ
gibi kokuyor. Git bir saat sonra evinde iç’’ dedi
ve daha sonra uçaðýn arka bölümünde oturtulunca
tartýþma sona erdi.
Moda'da içki yasaðýna karþý protesto
BAÞSAVCI UYARDI AMA
Yargýtay Cumhuriyet Baþsavcýsý
Abdurrahman Yalçýnkaya da AKP hakkýnda
açtýðý kapatma davasýnda ‘’Kýrmýzý sokak’’
uygulamalarý ve içki yasaklarýna deðinerek þöyle
demiþti:
‘’Toplumu ve devleti Ýslami bir yapýya
dönüþtürmek noktasýnda gerekli gördükleri her
alana müdahale eden davalý parti, her konuda
olduðu gibi yine dini referanslarý esas alarak,
gençleri alkol ve uyuþturucu maddelerden
koruma bahanesiyle, fakat aslýnda þeriatýn alkollü
içki yasaðý esas alýnarak, alkollü içki satýlmasý
ve tüketilmesine iliþkin mevzuatta da hukuka
aykýrý kýsýtlamalara gitmiþtir. 7.12.2004 günü
yürürlüðe giren 5272 sayýlý Belediye Kanununun
15. maddesinin 1. fýkrasý "gayrisýhhî müesseseler
ile umuma açýk istirahat ve eðlence yerlerini
ruhsatlandýrmak ve denetlemek" görevini
belediyelere, belediye sýnýrlarý dýþýnda ise 5320
sayýl Ýl Özel Ýdaresi Kanununun 7. maddesi
mucibince "Ýl Özel Ýdaresi"ne vermiþtir. Yapýlan
bu düzenleme ve çýkarýlan yönetmeliðe aykýrý
genelge ile Belediyeler "ruhsat iptali, yeni ruhsat
verilmemesi, eðlence vergisi ve hafta tatili ruhsat
harcý artýrýmýna gidilmesi, içkili yerlerin kent
dýþýndaki alanlarda toplanmalarýna zorlanmalarý"
uygulamalarý baþlatmýþ, baþta Ankara olmak
üzere tüm AKP'li belediyeler içki içilmesi ve
satýlmasýný adeta genel bir yasaklama
uygulamasýna dönüþtürmüþlerdir. ‘’
GÝDEREK YAYILIYOR
Kamu alanýnda içki yasaðý uygulamalarý son
günlerde gündeme oturdu. 81 ilden büyük
bölümünde özellikle belediyelerce iþletilen
yerlerde ve öðretmen evi gibi lokallarde içki
servisi yapýlmazken, Ýstanbul Büyükþehir
Belediyesi'ne ait tüm sosyal tesislerde ise Recep
Tayyip Erdoðan döneminden bu yana alkol satýþý
yapýlmýyor. Ankara'da yine Büyükþehir
Belediyesi'ne baðlý birçok sosyal tesiste ve parkta
içki yasak. Belediyeye baðlý zabýtalar, içki
içenlere ve satanlara da sert bir biçimde müdahale
ediyor.
Halen Türkiye'nin 81 ilinden 62'sinde çeþitli
kamu kuruluþlarýnda ve kamuya ait mekanlarda
iþlettiði 15 sosyal tesisinde de içki servisi
yapýlmýyor.
Tesislerde içki yasaðýnýn tarihi 1994’te
Ýstanbul Büyükþehir Belediye Baþkaný Recep
Tayyip Erdoðan’a uzanýyor. Bu mekânlar 1995
yýlýnda kurulan Beltur’un iþletmesine verilerek,
içkisiz lokanta ve kafelere dönüþtü. Belediye
kiraya verdiði içkili kafe ve restoranlarýnýn
sözleþmesini iptal edip bir bir Beltur’a
devrediyor.
‘Çocuk’ topluma koruma!
Büyükþehir Belediye Baþkaný Kadir Topbaþ:
“Ýstanbul’daki tesislere halk giremiyordu.
Belediye meclis üyelerinden ve belediyenin üst
Nadir de olsa yasaktan memnun olan sakinler
de var. Ýsmini vermeyen bir kiþi “Vapurlardan
inen yolcular içki içilen masalarýn arasýndan
geçmek zorunda. Hiç hoþ deðil. Güvenlik
açýsýndan oldukça yerinde karar” diyor.
Ýskeledeki iþletmenin çalýþanlarý ise yasakla ilgili
konuþmazken “Beltur prosedürü burada da
geçerli” diyor.
Öte yandan ayný kaderi Üsküdar Salacak’ta
yýllardýr hizmet veren Denizkýzý Restoran da
MUCU
paylaþacak. Beltur tarafýndan devralýnan
Denizkýzý Restoran’ýn yerine balýk lokantasý
açýlacak, içki servisi yapýlmayacak.
Ýstanbul’da Beltur A.Þ. tarafýndan iþletilen
ve içki servisi yapýlmayan pek çok yer daha var.
Hidiv Kasrý, Malta Köþkü, Sarý Köþk, Beyaz
Köþk, Pembe Köþk, Çadýr Köþkü, Küçük
Çamlýca Köþkü, Paþalimaný Cafe, Feshane,
Kartal Kültür Merkezi, Bosphorus Garden’da
da içki servisi yapýlmýyor. Ayrýca Ýstanbul
Büyükþehir Belediyesi’nin bizzat kendisinin
YERALTI TEKÝNDÜÐÜN SALONU
KAYIP ÝLANI
Hacýbektaþ Nüfüs Müdürlüðü’nden
aldýðým Nüfüs Cüzdanýmý
kaybettim.
Hükümsüzdür.
Hüseyin ÇETÝN
Siz Deðerli Halkýmýzýn
Adres:TEKÝN
TÝCARET Ýkinci Pazar
Yeri - MUCUR
Tel:0.386 812 56 62
TEKÝN TÝCARET & KURUYEMÝÞ
Düðün,Niþan,Sünnet,Mevlüt,Cenaze
Toplantýlarýnýzda Masa Sandalye Çadýr ve
Tüm Düðün Malzemeleri Kiraya Verilir.
Ayrýca Alkol kuruyemiþ Çeþitlerimizle Hizmetinizdeyiz.
Ramazan TEKÝN ve Oðullarý
Merkez:2.Pazar Yeri MUCUR/KIRÞEHÝR Tel:812 56 62
Gsm:0532 394 88 85
Þube:Karaburna Yolu Üzeri Cafer Baðýþ Apt. Altý
Hacýbektaþ/NEVÞEHÝR
SATILIK TARLA
250 dekar8 parça tarla satýlýktýr.
Müracat:
Hasan Danacý
Tel: 0384 441 31 62
HACIBEKTAÞ
içki içme ve içki satma yasaðý uygulanýyor.
Ýstanbul'daki öðretmenevlerinin ise büyük
çoðunluðunda içki servisi yapýlýyor. Ýstanbul
Emniyet Müdürlüðü'nün iki sosyal tesisinde de
içki yasak. Galata Köprüsü'nün altýnda bulunan
ve kiracýlar tarafýndan iþletilen dükkanlarda içki
yasaðý bulunmuyor. Ankara'da ise Çankaya'daki
Kuðulu Park'taki kafeterya ve Abdi Ýpekçi Parký
ve Güven Park’daki büfelerde de içki satýlmýyor.
Ýzmir'de ise alkollü içki konusunda belediye
tesisleri ya da kamu kurum ve kuruluþlarýnýn
sosyal tesislerinde içki yasaðý bulunmuyor.
BELEDÝYEYE VE KAMUYA AÝT
LOKALLERDE ÝÇKÝ SATILMAYAN ÝLLER
(56)
ADANA , ADIYAMAN,
AFYONKARAHÝSAR, AÐRI, AMASYA,
AYDIN, ARDAHAN, AKSARAY,
BALIKESÝR, BÝNGÖL, BÝTLÝS, BOLU,
BATMAN, BAYBURT, ÇANKIRI, ÇORUM,
DÝYARBAKIR, ELAZIÐ , ERZÝNCAN,
ERZURUM, GAZÝANTEP, GÝRESUN,
GÜMÜÞHANE, HAKKARÝ, IÐDIR ,
KARAMAN, KARABÜK, KIRIKKALE,
KARS, KASTAMONU, KAYSERÝ,
KIRÞEHÝR, KOCAELÝ, KONYA, KÜTAHYA,
KAHRAMANMARAÞ, KÝLÝS, MARDÝN,
MALATYA, MUÞ, NÝÐDE, OSMANÝYE RÝZE,
ÞANLIURFA, SAMSUN, SÝVAS, SÝÝRT,
ÞIRNAK, TUNCELÝ, TOKAT, TRABZON,
UÞAK VAN, YOZGAT, BURDUR, ISPARTA
BELEDÝYE LOKALLERÝNDE ÝÇKÝ
SATILMAYAN ANCAK BAZI KAMU
LOKALLERÝNDE ÝÇKÝ YASAÐI OLMAYAN
ÝLLER (6)
ANKARA, ÝSTANBUL, DENÝZLÝ,
DÜZCE, BURSA ,MANÝSA
ÝÇKÝ YASAÐI OLMAYAN ÝLLER (19)
ESKÝÞEHÝR, MERSÝN, ARTVÝN, BARTIN,
MUÐLA, ORDU, ANTALYA, BÝLECÝK,
ÇANAKKALE, EDÝRNE, HATAY, ÝZMÝR,
KIRKLARELÝ, NEVÞEHÝR, SAKARYA,
SÝNOP, YALOVA, TEKÝRDAÐ,
ZONGULDAK.
( Radikal )
düzey yöneticilerinden baþka kimse
kullanamýyordu. Demagoji yapmaya gerek yok.
Ýstanbul’da geçen yýl 8 milyon insan bu
tesislerden yararlandý. Biz burada yaþayan tüm
halkýmýza mutlu bir yaþam sunmak zorundayýz.
Belediye mülkiyetinde olup kiraya verdiðimiz
alkollü yerler var. Kiracý iþletiyor. Yasadaki bir
maddeden dolayý bizim tesislerimizde alkol
yok.” (Belediye, tesislerinde içki yasaðýný
Anayasa’nýn 58. maddesinde geçen “...Devlet,
gençleri alkol düþkünlüðü, uyuþturucu, suçluluk,
kumar ve benzeri kötü alýþkanlýklardan ve
cehaletten korumak için gerekli tedbiri alýr”
ifadesine dayandýrýyor.)
(Radikal)
GEREKLÝ TELEFONLAR
Kaymakam
Kaymakamlýk Yazý Ýþ.
Sos. Yar. ve Day.
Özel Ýdare
Nüfus
Belediye Baþkanlýðý
Milli Eðitim Müd.
Halk Eðitim Müd.
Askerlik Þubesi
Kapalý Spor Salonu
Devlet Hastanesi
Ýlçe Saðlýk Grup Bþk.
Tapu Sicil
C.Savcýlýðý
Adliye
Adliye
Kütüphane
H.B.V Kültür Merkezi
Müze
Turizm Danýþma
Emniyet Amirliði
Karakol Amirliði
Jandarma
Ýlçe Tarým
Lise
Kýz Meslek Lisesi
Mal Müdürlüðü
Kadastro
Karaburna Belediye
Kýzýlaðýl Belediye
PTT.
T.M.O.
Türkiye Ýþ Bankasý
Ziraat Bankasý
Þoförler Cemiyeti
Esnaf Odasý
Tarým Kredi Koop.
TEDAÞ
Çiftci M.K.Baþkanlýðý
Rýfat Kartal Huzurevi
Sulucakarahöyük Gzts
Taþýyýcýlar koop
Nevþehir Seyahat
Þanal
Seyahat
Mermerler Seyehat
Dergah Taksi Duraðý
Terminal Taksi
441 30 09
441 34 10
441 39 77
441 31 01
441 31 02
441 37 44
441 30 16
441 30 48
441 30 10
441 35 20
441 30 15
441 36 32
441 32 49
441 35 38
441 35 38
441 30 18
441 30 19
441 33 94
441 30 22
441 36 87
441 26 97
441 36 66
441 38 08
441 30 20
441 37 74
441 31 08
441 30 56
441 35 37
453 51 30
455 61 29
441 35 55
441 30 11
441 35 07
441 33 26
441 30 74
441 37 42
441 32 76
441 31 42
441 36 80
4413338
441 39 47
441 20 06
441 30 43
441 33 59
441 21 73
441 25 25
441 27 97
28 Aðustos 2008 Perþembe
La Via Campesina’nýn eski ve yeni liderleri
Jakarta’da düzenlenen Uluslararasý Köylü
Haklarý Konferansý’ný birer konuþma ile açtý.
Her iki lider de konuþmalarýnda, köylü haklarýnýn
yeniden ele geçirilmesi için mücadele çaðrýsý
yaptý. Endonezya Tarým Bakanlýðý adýna da bir
yetkili açýlýþta konuþtu. Tarým Bakanlýðý
temsilcisinin yaptýðý konuþma bizim Tarým
Bakanýmýzýn devamlý yaptýðý konuþmanýn bir
benzeriydi. Endonezya Tarým Bakaný adýna
konuþma yapan yetkiliyi dinlediðimizde, kendi
ülkemizde, kendi bakanýmýzý dinliyormuþ hissine
kapýldýk ve yaþayarak (dinleyerek) baþka bir
þey daha öðrendik: Tüm az geliþmiþ ülkeleri
yönetenler ayný. Düþüncede ve davranýþta
küreselleþmiþ, benzer olmuþlar. Bizim
bakanýmýzý Endonezya’ya, Endonezya Bakaný’ný
Türkiye’ye getirsek, inanýn þirketlere yapacaklarý
hizmette ve çiftçilere yaþatacaklarý yoksullukta
bir deðiþiklik olmayacak sanki!
Açýlýþta FAO temsilcisi de vardý. FAO
temsilcisi, Birleþmiþ Milletler’in bizi (çiftçileri)
dinlemeye hazýr olduðunu belirtti. Birer konuþma
yapan IPC ve Endonezya Ulusal Haklar
Komisyonu temsilcileri de köylü haklarýnýn elde
edilmesi için herkesten ve her kesimden destek
istedi. Via Campesina’ya destek olma sözü
verdiler. Ýþte toplantýnýn açýlýþýnda yapýlan
konuþmalar:
Mücadeleyi Küreselleþtirelim, Umudu
Küreselleþtirelim
Henry Saragih (La Via Campesina Genel
Sekreteri):
Karmaþýk duygular içindeyim doðrusu. Bir
yandan köylü haklarý çiðnendiði için çok
üzgünüm ama bir yandan da mücadele ettiðimiz
için çok sevinçliyim. Sumatra ormanlarýnda
olanlar, diðer yerlerde de, And Daðlarý’nda,
Amazonlar’da, Afrika köylerinde ve Avrupa’da
da oluyor. Dünya’nýn genelinde büyük bir
haksýzlýk yaþanýyor ve buna karþý köylüler olarak
beraberce mücadele etmek zorundayýz. Geliþmiþ
ülkeler yani egemenler bizlere, 1996’da, 2015’e
kadar dünyadaki açlýðý önleyeceklerini söyledi
ama bugün dünyada açlýk artmaya devam ediyor.
Üstelik açlarýn çoðu da köylülerden oluþuyor.
Ýþte tüm bunlar neoliberal politikalar, serbest
piyasa ekonomisi ve büyük tarým þirketleri
yüzünden gerçekleþiyor. Endonezya’da et ve
süt ithalatla saðlanýyor. Þimdi de yiyecekleri
yakýt yaptýlar. IMF ve Dünya Bankasý politikalarý
gýdayý þirketlerin egemenliðine soktu. Açlýk her
yerde, çözüm ise gýda egemenliðinde. 1996’da
Brezilya’da ölen arkadaþlarýmýz, hapiste olan
yoldaþlar için, hepsi için mücadeleyi
sürdürmeliyiz. 1995’te Endonezya’da
gerçekleþtirilen Asya ve Afrika Konferansý
birçok ülkeye ilham verdi. Baðlantýsýzlar
Hareketi, Anti-Kolonyolist Hareket gibi örnekler
mevcut. Bu baðýmsýzlýk ruhunu yeniden
yaþatmalýyýz. Bu ruh hepimizde hâlâ var!
Endonezya Tarým Bakanlýðý: Tarým
sektörünün açlýðý gidermekte, doðal kaynaklarý
korumakta önemi büyük. Ama þu anda tarýmda
sorunlar var: Tarýmýn küçük çapta kalmasý,
teknolojisinin kolay ilerleyememesi, bilgilerin
her çiftçiye ulaþamamasý, çiftçilerin piyasalardan
haberdar olamamasý, yerel otonomilerin ulusal
politikalarýn uygulanmasýný zorlaþtýrmasý gibi…
Hükümetler çiftçilerin adil gelire ulaþmasýný
saðlamalý. Halklarýn gýda egemeliði, gýda
güvenliði için çok önemli. Bunlarýn hepsi köylü
Açlýk Her Yerde, Çözüm
Gýda Egemenliðinde
DÝZÝ YAZI VE ARAÞTIRMA DOSYALARI /
ULUSLARARASI KÖYLÜ HAKLARI KONFERANSI
haklarýyla doðrudan iliþkili. Hükümetle köylü
haklarýný savunan hareketler arasýnda iletiþim
kurulmalý.
FAO Bölgesel Ofis: Araþtýrma kaynaklarýnýn
sadece yüzde 4’ü tarýma gidiyor. Köylü
mücadelesinde özellikle küçük çaplý aile tarýmý
yapan çiftçiler, yerli halklar ve kadýnlar yer
almalý. Kofi Annan da, varolan problem için
acil cevap gerektiðini söyledi. Gýda krizi için
acil çözüm gerekli. BM sözcüsü de meselemizi
dinlemeye açýk.
Endonezya Ulusal Ýnsan Haklarý Komisyonu:
Via Campesina’nýn öncülüðünde düzenlenen bu
konferans çok önemli. Bana göre konferansýn
önemini þöyle özetleyebilirim:
1) Küresel ekonomik politikalar bugünlerde
köylülere karþý çok acýmasýz.
2) Ulusal politikalar da köylülerin yanýnda
deðil. Kendi tohumunu eken çiftçiler tutuklanýyor
örneðin. Bunlar çok üzücü.
3) Ekonomik ve Sosyal Haklar
Konvansiyonu gibi konvansiyonlar olsa da
bunlar köylü haklarýný korumak için tam olarak
yeterli deðil.
O halde köylü haklarýný korumak için neler
yapmalýyýz? Bu kolay deðil, uzun bir süreç
gerekli, uzun bir pazarlýk süreci. Bu süreçte
yerel halklarýn katýlýmýný saðlamak ve artýrmak
için daha önce olmayan yeni, denenmemiþ bir
araç bulunmalý. Her ülkenin kendi ulusal çýkarý
var. Bu çýkarlar köylülerin çýkarlarýyla
uyuþmayabilir. Bu yüzden süreç uzun olacak.
Ýkinci Dünya Savaþý’ndan önce köylülerin
haklarý korunmuyordu. Ama artýk bu süreç
baþladý ve biz, Ulusal Ýnsan Haklarý Komisyonu
olarak yanýnýzdayýz.
Dünyayý Besleyenler Biziz
Antonio Onoroti (IPC): Bugün köylü haklarý
ihlalleriyle karþý karþýyayýz. Örneðin Ýtalya’da
1600 tarým arazisi yok edilecek. Köylü haklarý
ise sadece bir hak deðil ayný zamanda
zorunluluktur. Hem hükümetlerin hem de sivil
toplumun zorunluluðu. Bu noktada demokrasi
çok önemli. Bütün sivil toplum kuruluþlarý
demokratik deðil. Hükümetler ve sivil toplum
arasýnda tarafsýz olan kuruluþlar, örgütler var.
Bunlar bize uzlaþma ve pazarlýk sürecinde ve
alanýnda fýrsat yaratýyor. Sosyal hareketler ise
bu gerekli dönüþümün gerçekleþmesi için çok
önemli. Özellikle son 10 yýldýr köylüler dünya
çapýnda mücadele veriyor. Bu mücadelenin
hukuksal alana taþýnmasý da çok önemli. Bu
konuda birçok uluslarasý konferans düzenlendi.
FAO 2007 Hayvan Türleri Çeþitliliði Konferansý
gibi. Bu konferansta hazýrlanan taslak ise daha
sonra reddedildi. Bir diðer konferans ise 2008
Bangkok Konferansý. Bu gibi gözden
kaçýrdýðýmýz konferanslar var. Bu konferanslar
ile örgütlenebiliriz. Örgütlerarasý yardýmlaþmalar,
destekler bulabiliriz. Hiçbir þey biz olmadan
karar verilemez, çünkü dünyayý besleyenler
bizleriz!
Kavgamýza Devam Ediyoruz
Rafael Alegria (La Via Campesina eski Genel
Sekreteri):
Bugün dünyada gýda krizi, yüksek fiyat krizi,
çevre krizi ve küresel ýsýnma krizi yaþanýyor.
Konferansý, Endonezyalý köylüler ve dünya
köylüleri olarak bunlarý analiz etmek, karþý
durmak ve engellemek için düzenledik. FAO,
1996 konferansýnda Roma’da gýda güvenliðini
konuþtu. 850 milyon insan açlýk ve yetersiz
besin sorunu çekiyordu. O zamandan beri kriz
vardý. Hükümetler durumu düzelteceklerine ve
2015’e kadar açlýðý yüzde 50 azaltacaklarýna
söz verdi ama hükümetler olarak kendilerini bu
söze deðil, açlýðý artýrmaya adadý. Via
Campesina, neoliberal politikalarý sürdürmenin
ve doðal kaynaklarý þirketlerin eline vermenin
durumu kötüleþtireceðini, o zaman söyledi. 12
yýl sonra bugün gýdada büyük felaketler var.
Büyük þirketler gýdayý kontrolleri altýna almýþ
vaziyette. Köylüler, yerli halklar, kadýnlar,
gençler dýþlanmýþ durumda. Hiç söz haklarý yok,
ne gýda üzerinde, ne toprak üzerinde ne de tohum
üzerinde! Ama yine de tüm dünyada
hareketleniyoruz. Kavgamýza devam ediyoruz.
Latin Amerika sadece bir örnek. Bugün halklar
tarým reformu için baský yapýyor. Kavgamýz
evrensel, kavgamýz global! FIAN global toprak
reformu için kampanya ve konferans düzenledi.
Sri Lanka/Asya’da konferansýmýz olacak. Yol
alýyoruz. Tarým reformuna yol alýyoruz. Dünya
Bankasý’na karþý yol alýyoruz. Mücadeleyi
küreselleþtirelim, umudu küreselleþtirelim!
Konferansýn ikinci gününde (22 Haziran
2008) Köylü Haklarý Deklarasyonu’nun ulusal
ve uluslararasý tanýnmasý konusunda deklarasyon
taslaðý üzerinden görüþler paylaþýldý. La Via
Campesina liderleri Paul ve Henry’nin Köylü
Haklarý Deklarasyonu’nun içeriðine yönelik
sunumlarýnýn ardýndan BM’nin ve diðer bazý
kurumlarýn temsilcileri görüþ ve önerilerini
sundu.
5 Yýllýk Köylü Haklarý Deklarasyonu:
Ulusal ve Uluslarasý Tanýnmaya Doðru
Köylü haklarý hem köylüleri hem de yaþamý
ilgilendiriyor. Gýda kriziyle birlikte fiyatlar
artýyor. Gýda üretimi artsa da bir yandan da açlýk
artýyor. Bugünkü durumun kökleri 20 yýl
öncesine dayanýyor. Bu durum DTÖ ve Dünya
Bankasý tarafýndan yaratýldý. Köylüler yoksulluða
ve þiddete maruz kalýyor. Þirketlerin paylarý
yüzde 61 artarken, köylülerin paylarý azalýyor.
Endonezya’da olduðu gibi birçok ülkenin
baðýmsýzlýðýný kazanmasýnda köylülerin payý
büyüktü. Þu anda ise köylüler, tohumlarýný
þirketlerden alýyor ve biyo-teknoloji kullanmak
zorunda býrakýlýyor. Küçük aile tarýmý yapan
köylüler büyük þirketler tarafýndan bitiriliyor.
KÝT’ler özelleþtirildi, tarým ticareti
liberalleþtirildi. Çiftçiler bu politikalar ile baský
altýnda. Bugünkü Endonezya hükümeti ve
politikalarý ulusal olarak oluþturulmuyor. Bütün
bunlar çok daha geniþ bir planýn parçasý. Finansal
durum çok kolay ve çabuk deðiþiyor.
Bir düðmeye basýlmasýyla kriz ortaya
çýkabiliyor ve bu, iþçileri, köylüleri derinden
etkiliyor. Satýlan pirincin yüzde 65’i þirketler
tarafýndan alýnýyor, fiyatýný da þirketler belirliyor.
Endonezya’da Köylü Haklarý Deklarasyonu,
köylü inisiyatifiyle baþlatýldý. Bu bir yaþam
hakkýdýr. Köylü haklarý sadece tarým hakký
deðildir. Ayný zamanda teknolojiye eriþim
hakkýdýr. Adil fiyatla satýþ hakkýdýr. Biyo çeþitlilik
hakkýdýr. Örgütlenme hakkýdýr. Doðayý koruma
hakkýdýr. Hükümetlerin görevi ise insanlarý
eðitmek, yaþamý korumaktýr. Biz bunun için
uðraþ vermeliyiz.
Dünyanýn önde Gelan Çiftçi Liderleri
Haklarý Ýçin Konuþtu Henry Saragýh:
Köylü haklarý toprak hakkýdýr, tohum
hakkýdýr
Henry Saragih, La Via Campesina Genel
Koordinatörü ve Endonezya Çiftçi Sendikasý
Baþkanlýðýný sürdürüyor.
»Uluslararasý Köylü Haklarý
Konferansý’ndasýnýz. Size göre köylülerin
haklarý neler?
Köylü haklarý toprak hakkýdýr. Çünkü
topraksýz köylü tarým yapamaz. Tohum hakkýdýr,
tarým için daha iyi metotlara sahip olma hakkýdýr
ve ifade özgürlüðüyle köylü çýkarlarý için
örgütlenebilme hakkýdýr. Köylü haklarý ayrýca
ürünümüzü koruma ve daðýtabilme hakkýdýr.
»Sizce köylülerin haklarýnýn
uygulanmasýnýn önündeki engeller neler?
Neoliberal dünya düzeniyle beraber, ulusal
hükümetlerin kendi insanlarýný, vatandaþlarýný
koruma haklarý kalmadý, çünkü hükümetler
kendi uluslarýný koruyamaz hale geldi.
Hükümetlerin görevi insanlarýn yaþam
gereksinimlerini yerine getirmektir ama
günümüzdeki düzende þirketler yaþamý korumak
ve gerekeni saðlamak için hizmet vermiyor. Bu
konuya daha derin baðlamda bakacak olursak
yurttaþla devlet arasýndaki iliþkiyi incelemeli
ve yeni iliþkiler kurmalýyýz. Devletin var oluþ
temellerini yeniden kurmalýyýz, çünkü neoliberalizmle beraber bu deðiþti. Köylüler de
dahil olmak üzere insanlarýn geçim kontrolü
þirketlerin eline geçti. Köylü haklarýna dayanan
yeni algýlayýþ, hükümet ve devlete yeniden
bakmalýdýr.
»Dünyadaki gýda kriziyle köylü haklarýnýn
ilgisi var mý? Varsa nasýl?
Bugünkü gýda krizine baktýðýmýzda,
hükümetlerin gýda sisteminin organizasyon,
kontrol ve iþletilmesini þirketlerin eline
býraktýðýný görüyoruz. Hükümetler artýk arz ve
talebi de kontrol edemiyor. Orman kanunu diye
resmedebileceðimiz bu sistemde spekülasyonlar
etkili oluyor ve güçlü olan kazanýyor. Böylece
kazananlar küçük çiftçilere karþý büyük þirketler
oluyor.
»Çözüm için öngördükleriniz neler?
Çözüm için iki yol var: Birincisi, yeni iliþkiler
kurmak için sistemi deðiþtirmeye yönelik nasýl
hareket edeceðimizi ve baský mekanizmasý
oluþturabileceðimizi düþünmek. Ýnsanlarýn
devletle iliþkilerini yeniden kurmalýyýz.
Hükümetler görevlerini yerine getirmeli.
Kaynaklarý, sosyal hizmetleri saðlamak, korumak
ve iþletmek için devletlere daha fazla sorumluluk
verilmeli. Ýkincisi ise, aile bazlý küçük çiftçi
tarýmcýlýðýný hayata geçirebilecek küçük
iþletmelerin organizasyon ve kooperatiflerini
güçlendirmek, günlük geçim kaynaklarý üzerinde
daha etkili olabilmelerini saðlamaktýr.
»Türkiye’deki köylülere bir mesajýnýz var
mý?
Halklarýn hareketini geliþtirmek ve devam
ettirmek çok önemli. Ulusal ruha ve ulusal
karaktere sahip çýkýlmalý. Diðer yandan da
evrensel mücadelede dayanýþmaya önem
verilmeli. Yerel kimliðimizi korurken evrensel
hareketlerle birlik içinde olmak bu mücadelede
çok önemlidir.
( Birgün )
28 Aðustos 2008 Perþembe
Yaþama ve Ýnsanlýða Dair
Bu yýl 14. kez düzenlenen
Saraybosna Film Festivali’nde,
her þeye karþýn bir arada
yaþayabilmenin sýnavýný veren
Bosnalýlarýn yaþamlarýný anlatan
filmler öne çýktý...
Emel ÇELEBÝ - SARAYBOSNA
Savaþ sýrasýnda keskin niþancýlarýn
mevzilendiði tepelerle kuþatýlmýþ Saraybosna’nýn
dýþarýyla tek baðlantýsýný saðlayan, o günlerde
kente taze sebze, meyve ve en önemlisi de silah
getirmek için kullanýlan 700 metrelik ünlü tünel,
bugün bir müze. Emekli general Jovan Divjak
bize Tünel’i gezdirdikten sonra, dönüþ yolunda
veda edip otobüsten iniyor. Rehberimiz hemen
ardýndan bir sýr verirmiþcesine bize dönüyor:
“Biraz önce Sýrp bölgesinden geçerken otobüsü
durdurup generali tutuklayabilirlerdi. Divjak
Sýrp asýllý, ama Saraybosna’yý top ateþine tutmayý
reddedince ihanetle suçlanmýþ. Onun yerine
Boþnaklarýn safýna geçip kenti savunmayý tercih
etmiþ. Teþhis edilirse, bugün hala Sýrplar
tarafýndan yakalanma riski var.”
Bazý Filimler Görmezden Gelindi
Gerçekten de bugün Bosna’da insanlar her
þeye raðmen bir arada yaþayabilmenin sýnavýný
veriyor. Balkanlarda Sýrp, Boþnak ya da Hýrvat,
çoðunluðu gencecik yönetmenler tarafýndan
çekilen filmlerin konularý da bunun önemli bir
göstergesi aslýnda. Saraybosna Film Festivali
de her yýl bir anlamda, bu çok kültürlü toplumda
savaþýn acýlarýný deneyimleyerek yetiþen yeni
neslin kaynaþmasý ve sesini duyurmasý için,
gerek film seçkisi, gerekse gençlerin katýlýmýna
açýk forumlarýyla ortak bir platform yaratýyor
denilebilir. Bu yýl Hýrvatistan yapýmý ‘Buick
Riviera’nýn hem en iyi film hem de FIPRESCI
ödüllerini almasý, üstüne üstlük baþrol oyuncularý
Leon Luçev ile Slavko Stimac’ýn da en iyi erkek
oyuncu ödülünü paylaþmasý, festivalde kimi
filmlerin görmezden gelindiðini düþündürtse de
bu açýdan bakýnca hiç de þaþýrtýcý deðildi.
Yönetmen Goran Rusinoviç filmde 90’larýn
baþýnda ülkelerinden kaçýp Amerika’ya yerleþen
Boþnak kökenli Hasan ile Sýrp kökenli Vuko’nun
yýllar önce geldikleri bu yeni dünyada adeta
hiçliðin ortasýnda, karlarla kaplý ýssýz bir
otobanda karþýlaþýp ister istemez eski defterleri
açmaya baþlamalarýnýn sonucunda geliþen trajik
olaylarý konu ediyor. Filmin sonunda, Hasan’ýn
babasýnýn memleketten gönderdiði kasetten
dinlediðimiz, oðluna kimseye etnik kökeninden
dolayý kin gütmemesini, insanlarý yalnýzca iyi
ya da kötü olarak nitelendirmesi gerektiðini ve
yeni hayatýný sürdürmesini öðütleyen vasiyeti,
ilk anda her ne kadar kulaða naif gelse de
þüphesiz esas olaný söylüyor.
Ýsrail’in Kendini Aklama Çabasý mý?
CICAE ödülünü kazanan ‘Delta’ ise,
Macaristan yapýmý. Bu yýl Cannes’da da
FIPRESCI ödülü alan film, þiddetin egemen
olduðu bir dünyadan kaçýp kendi ütopyalarýný
kurmak isteyen iki gencin bunun bedelini
hayatlarýyla ödemesini anlatýyor kabaca.
Yönetmen Kornel Mundruczo’nun öyküsünün
trajik sonunun belirleyicisi olan küçük kasaba,
coðrafi konumuyla dünyadan izole, güneþin her
daim üstünde ýþýldadýðý sular ve sazlýklarla çevrili
bir deltanýn kýyýsýnda kurulu. Burada
yaþayanlarýn dünyanýn en kendisiyle barýþýk
insanlarý olduðunu hayal edebilirsiniz. Oysa,
gerçek tümüyle baþka: Farklýlýklara hiç
tahammülü olmayan, muhafazakâr insanlar…
Yýllar sonra annesini aramak için kasabaya
dönen genç ‘yabancý’yla, yeni tanýþtýðý kýzkardeþi
arasýnda filizlenen ‘yasak aþk’, erkek egemen
kültürün kendini dayattýðý bu diyarýn sakinlerine
aðýr geliyor haliyle… Ýki gencin sýðýndýklarý
adada, ilk önce J. Conrad’ýn Zafer’indeki gibi
bir iskele inþa etmeleri ise hayli trajik. Çünkü,
iskele dýþ dünya ile baðlantý kurmak için
yapýlýyor, ister istemez… Filmin sonunda
iskelenin her iki gencin de hayatla baðlarýný
Didim’deki edebiyatçýlar: Direneceðiz
Edebiyat Günleri’nin sonuç bildirgesinde
‘Bölgemiz barýþýn merkezi oluncaya kadar
direniþ içindeyiz’ denildi
Üç gün süren 5. Sanat ve Edebiyat
Günleri, son gün etkinliði olan “Barýþ
Kültürü ve Edebiyat” konulu panelle sona
erdi. Ýzlencelerin sonunda, yerli ve yabancý
edebiyatçýlarýn imzaladýðý bir de sonuç
bildirgesi yayýnlandý.
Didim Uluslararasý 5. Sanat, Edebiyat
Günleri’nin üçüncü gününde, Mehmet
Karasu’nun çevirmenliði, Güven
Pamukçu’nun sunumuyla Barýþ Kültürü ve
Edebiyat temalý panel gerçekleþtirildi.
Panelin katýlýmcýlarýndan Nilüfer
Açýkalýn “Savaþ daima kaybeder. Garip
olan da edebiyatýn her iki durumda da
deðerini korumasý” dedi. Panelistlerden
TYS Ýkinci Baþkaný Öner Ciravoðlu ise
þöyle konuþtu: “Bilinmeli ki Sovyetler’in
çökmesine raðmen Soðuk Savaþ halen
sürüyor. Öylesine ki, kimi yerde bir halkýn
özgürlüðü olarak da algýlanabiliyor,
sunulabiliyor bu emperyal siyaset.”
2008 Didim izlencelerinin onur konuðu
Ayla Kutlu, “Her savaþýn sonunda,
taraflardan en az birinde haksýzlýða uðradýðý
duygusu büyümeye baþlar, böylece ilerideki
bir savaþ saplantýsý, kök salýp gövde
uzatmaya koyulur” dedi. Kutlu, sözlerine
þöyle devam etti: “Eh, bu iþlerin
destekleyicisi tüccarlar, politikacýlar da her
zaman var olduklarýndan, barýþ kültürünün
karþýsýna daima pasiflerle davasý olan
kahramanlar çýkar ve onlarýn savaþ kültürüne
dayalý simgeleri kullanma yetileri çok daha
geleneksel ve güçlüdür.”
Etkinliklere Tunus’tan katýlan Necva el
Menestiri Eþ Þerif, Tunus edebiyatýnda Batý
etkisinden söz etti: “Genel olarak Kuzey
Afrika edebiyatlarý, özelde de Tunus
edebiyatçýlarý çok ciddi anlamda Batý
edebiyatýndan etkilenmiþlerdir. Özellikle
de sömürü dönemi ve sonrasýnda Fransýz
kültüründe çok etkilenmiþlerdir.”
Didim Edebiyat Günleri’nin genel
koparan bir þeye dönüþmesi, tüm aydýnlýk
görüntülerine raðmen filmi bir hayli karamsar
kýlýyor.
14. Saraybosna Film Festivali’nde merakla
beklenen yapýmlardan biri de bu yýl yine
Cannes’da büyük ilgi toplayan Ýsrailli yönetmen
Ari Folman’ýn animasyonu “Beþir’le Vals”ti
(Waltz With Bashir). Ýsrail ordusunun Sabra ve
Þatila kamplarýnda Falanjistler tarafýndan
gerçekleþtirilen katliama seyirci kalmasýný
anlatan filmin en unutulmaz sahnelerinden biri
gecenin karanlýðýnda sivil yerleþim bölgelerinde
hýzla ilerleyen tankýn içindeki Ýsrail askerlerinin
hedef gözetmeksizin saða sola ateþ etmeleriydi
herhalde. Korkudan hem dua eden, hem de
kurþun yaðdýran sýradan askerler… “Beþir’le
Vals”in Sabra ve Þatila kamplarýnda yaþananlarý
anlatýrken, çuvaldýzýn ucunu büyük bir
açýksözlülükle kendine batýrdýðýný kabul etmek
lazým. Ama, yine de belki kaçýnýlmaz olarak
tablonun filmin dýþýnda kalan bölümü de insanýn
aklýna geliyor ve Ýsrail’in kendini biraz olsun
temize çýkarma çabalarýnýn bir ürünü mü sorusu
bir yerlerde hep asýlý kalýyor.
Ödül Ýki Yýldýr Türkiye’ye Gidiyor
Saraybosna bu yýl ayný zamanda Türkiye’den
gelen sinemacýlarýn, sanatçýlarýn ve seyircilerin
de ortak buluþma noktasýydý. Bu yýl yalnýzca
yarýþma bölümünde Türkiye’den üç film vardý:
‘Sonbahar’ (Özcan Alper), ‘Nokta’ (Derviþ Zaim)
koordinatörlüðünü Akköy dergisi adýna
üstlenen Güven Pamukçu, “Dünyanýn köyde
hazýrlanan bu nitelikteki tek dergisi” olarak
nitelediði Akköy kültür sanat, edebiyat
dergisi olarak gelecek yýl altýncýsý yapýlmasý
düþünülen programda “Hoþ geldin Nâzým”
demek istediklerini belirtti.
ve ‘Gitmek’ (Hüseyin Karabey). ‘Gitmek’
filminin oyuncusu Ayça Damgacý’nýn aldýðý
ödülle, en iyi kadýn oyuncu ödülü iki yýl üst üste
Türkiye’ye gitmiþ oldu. In Focus bölümünde
Seyfi Teoman’ýn ‘Tatil Kitabý’, özel bir
gösterimde Nuri Bilge Ceylan’ýn ‘Üç Maymun’u
ve belgesel bölümünde ise Belmin Söylemez,
Berke Baþ, Haþmet Topaloðlu, Somnur Vardar’ýn
yönettiði ‘Bu Ne Güzel Demokrasi’ yer aldý.
Festivalin market bölümü CineLink’e
Türkiye’den katýlan ‘Kýrýk Midyeler’ adlý
projenin yönetmeni Seyfettin Tokmak ve
yapýmcýsý Serkan Çakarer de iki ödüle birden
layýk görüldü.
Kýsaca Saraybosna’da, emekli general
Divjak’ýn hikâyesini dinlerken hissettiðimiz
gibi, gerçek yaþam hikâyeleriyle filmler içiçe
geçiyor. Her kültürden insaný sinema aþký
etrafýnda buluþtururken, hem festival hem de
acýlý geçmiþini sindirmeye çalýþan bir þehir olarak
yaþama ve insalýða dair yeni yeni dersler de
öðretiyor Saraybosna.
Ödül alan isimler
En Ýyi Film:
Buick Riviera
(Goran Rusinoviç)
Jüri Özel Ödülü:
March (Handl Klaus)
En Ýyi Kadýn Oyuncu: Ayça Damgacý
(Gitmek)
En Ýyi Erkek Ödülü:
Leon Luçev ve Slavko Stimac (Buick
Riviera)
FIPRESCÝ Ödülü:
Buick Riviera
En Ýyi Kýsa Film:
Tolerantia
(Ivan Ramadan)
En Ýyi Belgesel:
Corridor #8
(Boris Despodov)
Ýnsan Haklarý Ödülü: Arnavutluk Usülü
Boþanma
(Adela Peeva)
( Bir Gün )
ABD ve müttefikleri tarafýndan bölgeye
dönük olarak gerçekleþtirilen tüm planlar
ve projeler ile bu politikalarýn
uygulanmasýndan kaynaklanan saldýrganlýk
sona erdirilinceye kadar Türkiye’dekiler de
dahil olmak üzere Ortadoðu’daki yabancý
askeri üslerin varlýðý bölgede yaþayan tüm
halklar için bir tehdit kaynaðý olan ABD ve
NATO üsleri koþulsuz olarak kapatýlýncaya
kadar, Ýsrail’in, Filistin ve Lübnan’a yönelik
saldýrganlýðýna son verilinceye, Ýsrail’in
nükleer cephaneliðinin ortadan
kaldýrýlmasýndan baþlanarak, nükleer
silahlardan arýndýrýlmýþ bir Ortadoðu tesis
edilinceye kadar,
Edebiyat Günleri’ne yurtiçinden ve
yurtdýþýndan katýlan edebiyatçýlarýn
imzaladýðý sonuç bildirgesinde ABD’nin
Irak iþgali kýnandý. “Kalýcý ve adil bir barýþa
giden yol, ülkemizi karanlýða sürüklemeye
uðraþan emperyalizm ve onun
iþbirlikçilerine karþý verilecek mücadeleden
geçmektedir” diyen edebiyatçýlar, þu
ifadeleri kullandý:
“Bizler, dünyada ilk kez emperyalist
güçlere karþý baðýmsýzlýk savaþý vermiþ ve
Toplumun, tüm unsurlarýyla
müzakerelere katýlabileceði ve çeþitli çözüm
önerileri geliþtirebileceði özgürlükçü ve
barýþçýl bir siyasal iklim oluþturuluncaya
kadar,
Her türlü sosyal ve toplumsal iliþkide
barýþýn dili oluþturulana; demokrasi, birlik
ve hoþgörü kültürü geliþtirilerek barýþýn
sürekliliði saðlanýncaya kadar,
Bölgemiz, savaþýn deðil barýþýn merkezi
bu savaþý kazanmýþ bir ülkenin, Türkiye
haline gelinceye kadar, barýþýn gönüllüleri
Cumhuriyeti’nin edebiyatçýlarý olarak, diðer
olarak bizler, her alanda direniþ içinde
ülkeler edebiyatçýlarý ile birlikte bu güçlere
olacaðýmýzý kamuoyuna duyururuz.”
karþý her þekilde karþý koyacaðýmýzý,
(Didim/EVRENSEL)
28 Aðustos 2008 Perþembe
Kýrþehir'de rüzgar enerjisi sevinci
dikildi. Kýrlangýç Daðý'nda manevi yönden güçlü
olduðuna inanýlan Geyikli Baba yatýyor. Yöre
köyünde rüzgar enerjisinden elektrik üretmek
halký bu rüzgarýn Geyikli Baba'nýn nefesi
amacýyla ilk etapta 210 milyon euroluk yatýrýmla
olduðuna inanýyor.Yapýlan yatýrým sayesinde
150 megawat (MW) gücünde modern bir santral
inþallah köyümüz, ilçemiz ve ülkemiz
kurma kararý aldýðý kaydedildi.
kalkýnacak" dedi.
Geycek köyü halký mutluluklarýný þiir ve
Sertaç DANACI-HACIBEKTAÞ
türkülerle dile getirirken, Geycekli Aþýk Sait
Fransýz Perfect Wind Þirketi'nin Kýrþehir'de
Sargýn, yaklaþýk 2 yýldýr köylerinin yanýnda
210 milyon euro tutarýnda rüzgar enerjisi yatýrýmý
bulunan Kýrlangýç Daðý tepesinde çalýþma
yapma kararý aldýðýnýn bildirilmesi üzerine,
yapýldýðýný ve çelik direkler dikildiðini söyledi.
Mucur ilçesine baðlý Geycek köyünde büyük
Sargýn, "Ekipler yaklaþýk 2 yýldýr köyümüzde
mutluluk yaþandý.
çalýþýyor ve araþtýrma yapýyor. Kýrlangýç Daðý'nýn
Fransýz kökenli Perfect Wind Þirketi'nin (Al-
direklerin bazýlarý kýrýldý ve yenileri tekrar
Yel Enerji Üretim A.Þ.) Kýrþehir'in Geycek
Kararýn ardýndan büyük heyecan yaþayan
Yenilenebilir enerji alanýnda faaliyet gösteren
pervaneler dönüyor. Aþýrý rüzgar nedeniyle bu
Aþýk Sargýn, yaþadýðý mutluluðu þiirlerle ve
türkülerle dile getirirken, yetkililerin Geycek'te
gerçekleþeceðini ileri sürdü. Yýlmaz, "Buraya
yapacaklarý araþtýrmada petrol bile
kurulacak yatýrým ve elde edilecek elektrik
bulabileceklerini iddia etti. Köyün ihtiyar
enerjisinden Ankara, Yozgat, Kýrþehir ve
kadýnlarý da Fransýz firmanýn yapacaðý yatýrým
Kayseri'nin faydalanacaðý ileri sürülüyor. Burada
sonrasýnda kendilerine bedava elektrik
yýllarca boþa esen rüzgar bundan sonra
vereceklerini ileri sürerken, köydeki iþsizlere
deðerlendirilecek. Yatýrým sayesinde ilçemize
de iþ umudu çýktýðýný söyledi.
ekonomik katký saðlanacak. Bu vesileyle yatýrým
yapan firmaya teþekkür ediyor ve 'Ýlçemize
tepesinde sürdürülen çalýþma sonucunda, buraya
birçok çelik halatlý direk dikildi ve bu direklerde
Ankara'ya yetecek kadar elektrik üretiminin
Mucur Belediye Baþkaný Atýlgan Yýlmaz da
hoþgeldiniz' diyorum" açýklamasýný yaptý.
Geycek köyüne yapýlacak yatýrýmla birlikte
Çiftçi kuraklýk desteðini alamadý! 2008 Yýlý Sonbahar Þap Aþýlama
tespit çalýþmalarýnýn il ve ilçe tarým
müdürlükleri aracýlýðýyla yapýldýðýný
Kampanyasý Baþlýyor
kaydeden Tunç, Nevþehir'de kuraklýk
manda, koyun, keçi ve domuzlar yanýnda yabani
çift týrnaklý hayvanlarda da görülmektedir.
desteðinden faydalanamayan çok sayýda
çiftçinin bulunduðuna dikkat çekti.
Tarým ve Köyiþleri Bakanlýðý yayýmladýðý
talimat gereðince Sonbahar aþýlama kampanya
dönemi sonunda, þap aþýlama oraný en az %
85’ine ulaþmayan Ýl’lerden büyükbaþ hayvan
sevkleri durdurulacak, uygulama Ýl’in büyükbaþ
hayvan mevcudunun en az %85’i aþýlanana
kadar sürdürülecektir.
Nevþehir il merkezinin yaný sýra Derinkuyu
ve Kozaklý ilçelerindeki tarým arazilerinin
sulu tarým alaný görünmesi nedeniyle
Kamil ÖNTAÞ-NEÞEHÝR
Nevþehir Ziraat Odasý Baþkaný Recep Tunç,
Nevþehir il merkezinin yaný sýra Derinkuyu
kuraklýk tespit çalýþmasý kapsamýnda yer
almadýðýný, buna karþýn bu bölgelerdeki
ve Kozaklý ilçelerinde, kuraklýk
tarým arazilerinin kuraklýktan önemli derece
desteklemesinde faydalanamayan çok sayýda
etkilendiðini vurgulayan Recep Tunç, "2008
çiftçi olduðunu söyledi.
yýlýnda yapýlan tespitlerde Nevþehir'in bazý
ilçelerinin kuraklýktan zarar görmediði
Ziraat Odasý Baþkaný Recep Tunç yaptýðý
belirtilse de bu ilçelerimize baðlý köylerde
açýklamada, son yýllarda küresel ýsýnma ile
çok sayýda çiftçimiz kuraklýktan zarar gördü.
birlikte tarým arazilerinde yaþanan kuraklýk
Geçtiðimiz günlerde bu bölgede yapýlan bir
sebebiyle Tarým ve Köyiþleri Bakanlýðý
hasad da dekarda 60 kilogram ekin biçildi.
tarafýndan çiftçiler için 'Kuraklýk Desteði
Buradan almamýz gereken, geçmiþ yýllara
Hibe Ödemesi'nin gerçekleþtirildiðini
ait ortalama rakam 300 kilogram. Ama ne
hatýrlattý.
yazýk ki þuanda 30-60 veya 100 kilogram
dolayýnda ürün almaktayýz" dedi.
Petrol
KIRÞEHÝR<------------>HACIBEKTAÞ
Otel Ýnþaatý
Dedebað
Bununla ilgili olarak tarým arazilerindeki
Fýrýn
------>MERKEZ
Kýz Öðrenci
Yurdu
Erkek
Öðr.Yurdu
azisi
pus Ar
e
m
a
t
K
i
e
it
s
rs
Üniver
ive
Ün
587m2
m2
Hüseyin Sümen’in evi
m2
610
m2
609
634
617m
626m
2
2
638m 2
--
643m2
<-
--------
Þ
ÞTA
E
B
----
SATILIK ARSALAR
Çep: 0535 764 26 72
Tel: 0384 441 32 65
Kamil ÖNTAÞ-NEVÞEHÝR
Türkiye’de Þap Hastalýðýnýn Kontrolü Projesi
ve Hayvan Hastalýk, Zararlýlarý ile Mücadele
Programý çerçevesinde; Sonbahar Þap Aþýlama
Kampanyasý 01 Eylül 2008 tarihinde baþlayacak
31 Ekim 2008 tarihinde sona erecektir
Kurban bayramýnýn da yaklaþmasý
dolayýsýyla hayvan sevkleri artacaðýndan;
yetiþtiricilerin hayvan sevklerinde sýkýntý
yaþamamasý ve Þap Hastalýðýnýn Ülkemizde ve
Ýlimizde görülmemesi için, Belediye
baþkanlýklarýmýz, Köy Muhtarlýklarýmýz ve
hayvan yetiþtiricilerimizin “Þap Aþýlama
Kampanyasýna destek olmasý gerekmektedir.
Bu tarihler arasýnda Nevþehir Ýl genelinde
yaklaþýk 46.000 büyükbaþ hayvan “Þap
Hastalýðý”na karþý aþýlanacaktýr.
Dünyada çok ciddi bir hastalýk olarak
önemini sürdüren “Þap Hastalýðý” viruslar
tarafýndan meydana getirilen, oldukça bulaþýcý,
hýzla yayýlan ve görüldüðü iþletmelerde ölümlere
yol açan bir hastalýktýr. Hastalýk hem ekonomik
boyutuyla, hem de hayvan saðlýðýný küresel
düzeyde etkilemesi sebebiyle çok sayýda ülkenin
gündemini oluþturmaktadýr. Bu hastalýk sýðýr,
SATILIK EV
SATILIK EV
Nevþehir Yolu üzerinde
Bala Mahallsi’nde, Terminalin
Veliyettin Ulusoy’un evinin
arkasýnda çift arsalý, yetiþmiþ
yaný, arsalý ve bahçeli 2 katlý
aðaçlarý ve bað’ý olan 180m2
ev satýlýktýr.
üzerine kurulu,Tribleks ev
Çep Tel: 0 535 951 98 44
sahibinden satýlýktýr.
Ev Tel: 0 384 441 22 03
Tel: 0 384 441 30 05
7
28 Aðustos 2008 Perþembe
"Arada Kalan Türkiye Kafkasya'yý Silahlandýrmaktan Uzak Durmalý"
Prof. Dr. Taymaz, Rusya'nýn Abhazya ve
G. Osetya'nýn baðýmsýzlýðýný tanýmasýnýn
ardýndan Türkiye'nin ABD'yle Rusya arasýnda
kaldýðýný, tarafsýz politika gerektiðini söyledi:
"Türkiye Gürcistan'a askeri yardýmý kesmeli;
insani yardýmý iki tarafa da yapmalý."
Tolga KORKUT- ANKARA
Prof. Dr. Erol Taymaz, Rusya'nýn Abhazya
ve Güney Osetya'nýn baðýmsýzlýklarýný
tanýmasýnýn ardýndan Kafkasya'daki yeni
durumu ve Türkiye'nin dýþ politika olanaklarýný
deðerlendirdi.
Taymaz'a göre, Kafkasya'da silahlanma
yarýþýnýn yeniden baþlamasý, bölgedeki bütün
ülkelerin istikrarsýzlaþmasý demek ve halklarýn
zararýna. Taymaz'ýn bazý saptamalarý þöyle.
Tanýnma donmuþ sorunu çözdü: "Özerk
cumhuriyetler Abhazya ve G. Osetya'nýn
baðýmsýzlýðý, Rusya için donmuþ bir sorundu.
Rusya, iki bölgeyi Gürcistan'la pazarlýk kozu
olarak kullanýyordu. 90'larda Gürcistan'ýn
isteðiyle Abhazya'ya uygulanan ambargoya
uymuþtu. 2006'da Gürcistan'ýn Kodor vadisine
asker yýðmasýnýn ardýndan Rusya Abhazya sýnýr
kapýsýný açtý, iki bölgede yaþayanlara çifte
vatandaþlýk hakký tanýdý. Gürcistan'ýn NATO'ya
girmemesinin kesinleþmesi halinde, Rusya'nýn
Abhazya ve G. Osetya'nýn Gürcistan'la
birleþmesini kabul edebileceði konuþulanlar
arasýndaydý. Þimdi bu donmuþ sorun çözülmüþ
oldu. Bu Abhazya ve G. Osetya açýsýndan çok
önemli."
Tanýnma Abhazya ve G. Osetya için
ekonomik kalkýnma demek: "G. Osetya'nýn iki
komþusu var: Gürcistan ve Rusya.
Abhazya'nýnsa Karadeniz'e de kýyýsý var. Diðer
ülkelerle iliþki kurmasý daha kolay. Tanýnma,
iki ülkenin ekonomik kalkýnmasý demek.
Abhazya'nýn turizm potansiyeli var. 200 bin
nüfuslu ülkeye Rusya'dan 1,5 milyon turist
geliyor. Baþka devletler de tanýrsa, iki ülkenin
ekonomik canlanmasý daha büyük boyutlara
ulaþacak. Özellikle Abhazya açýsýndan."
Rusya'nýn üs kurmasý: "Rusya'nýn Abhazya
ve G. Osetya'da askeri üs kurmasý beklenebilir.
SSCB döneminde varolan hava üsleri ve askeri
liman yeniden devreye sokulabilir."
Türkiye arada kaldý: "Türkiye'nin ABD'yle
de Rusya'yla da iliþkileri iyi. Dolayýsýyla þimdi
arada kaldý; ikisini de ters düþemez. Bu sadece
Türkiye için deðil, baþta Almanya ve Ýtalya
olmak üzere, Rusya'yla ticaret ortaðý olan
Avrupa ülkeleri için de geçerli. Bu nedenle
Rusya'ya ekonomik ambargo gibi bir giriþim
telaffuz edilmiyor. Kafkasya Ýstikrar Paktý
önerisi geçerliliðini yitirdi. Rusya'yla Gürcistan
arasýnda diyalog yok."
Yeni bir savaþ çok daha büyük boyutlu olur:
"Son dönemde bütçesinin yarýsýndan fazlasýný
silahlanmaya ayýran Gürcistan buna devam
edecektir. ABD'nin Gürcistan'ýn hava
savunmasýný güçlendireceðine dair haberler var.
Rusya'ysa Gürcistan'ýn askeri bir müdahalesine
karþý suskun kalmayacaðýný gösterdi. Bundan
sonraki bir çatýþma ABD-Rusya arasýnda olacak
demektir ki, bu bütün bölge için felaket demek
olur. Son savaþta Rusya boru hatlarýna
dokunmadý ama, böyle bir çatýþmada bölgede
boru hattý kalmayabilir."
Silahlandýrmadan vazgeçmek: "Türkiye
Gürcistan'a askeri yardýmý durdurmalý ve
bölgede tarafsýz bir politika izlemeli.
Saakaþvili'nin maceracý politikalar güdebilmesi,
arkasýnda güç hissetmesinden kaynaklanýyordu.
Ama insanlarýn hayatlarýyla kumar oynadý.
Silah hem kullanana hem de üzerinde
kullanýlana yýkým getiriyor."
Ýki tarafa da insani yardým: "Türkiye insani
yardýmý hem Gürcistan'a hem de G. Osetya'ya
yapmalý. Gürcistan üzerinden yapýlan
yardýmlarýn çoðunun G. Osetya'ya ya da
Abhazya'ya ulaþmadýðýný duyuyoruz."
Abhazya'da bine yakýn TC yurttaþý:
"Abhazya'da yaþayan bine yakýn TC yurttaþý
var. Türkiye'nin Abhazya'da konsolosluk
kurmasý onlar için de önemli. Doðrudan iliþkiler
yeniden kurulabilir. Trabzon'dan Abhazya'ya
gemi seferleri kaldýrýlmýþtý, yeniden
baþlatýlabilir."
Abhazya zaten 15 yýldýr devlet: "1931'e
kadar ayrý bir devlet olan Abhazya, 15 yýldýr
devlet olmanýn bütün unsurlarýný taþýyor.
Yasama, yargý, yürütmesi, ordusu var.
Seçimlerini yapýyor. Üstelik þimdiki
cumhurbaþkaný, Rusya'nýn desteklediði aday
deðildi. Bu özerk cumhuriyetlerin aslýnda
Kosova'dan teknik olarak çok farký yok.
Kosova'yý tanýyýp bu ülkeleri tanýmamanýn
gerekçesi yok gibi. Abhazya ve G. Osetya
liderleri de ' Abhazya ve G. Osetya zaten
Gürcistan deðildir. Biz Gürcistan'ýn toprak
bütünlüðüne saygýlýyýz' diyorlardý." (TK/EZÖ)
BÝA Haber Merkezi
Gül'e Duyurulur: Zavar, Mete ve Diðerleri "Hükümlü", "Tutuklu" Deðil
çoðu tutuklu, mahkemeleri devam ediyor.
Hükümlü olmayan kiþileri affedemem"
diyor.
Cumhurbaþkaný "Ben ancak
'hükümlüleri' affedebilirim" diyor.
Ýyi ya, Erol Zavar, A. Samet Çelik,
Hediye Çekin, Ýnayet Mete, Menduh
Kýlýç, Afyon Korkmaz, Aynur Epli,
Gazi Dað "hükümlüler". TÝHV
Baþkaný Önen "Afdan önce saðlýk
hakký" diyor.
Nilüfer ZENGÝN-ÝSTANBUL
Cumhurbaþkaný Abdullah Gül
"Cumhurbaþkaný’nýn istediði kiþiyi affetme
hakký yok. Ben, istediðim kiþiyi ‘getirin
affedeyim’ diyemem. En çok önem verdiðim
konu adil olmaktýr. Örnek verilen isimlerden
Bugün NTV'de cumhurbaþkanlýðýnýn
1. yýldönümü dolayýsýyla canlý yayýnda
Murat Akgün ve Ruþen Çakýr'ýn sorularýný
yanýtlayan Gül'e, daha önce "af" talebinde
bulunduðumuz Erol Zavar, A. Samet Çelik,
Hediye Çekin, Ýnayet Mete, Menduh Kýlýç,
Afyon Korkmaz, Aynur Epli, Gazi Dað'ýn
týpký Erbakan gibi hükümlü olduðunu
anýmsatmak isteriz.
bianet'in görüþtüðü Türkiye Ýnsan
Ali Çekin Adli Týp raporu almaya
çalýþýrken öldü
Gül'e bu aþamada da "hükümlü" ya da
"tutuklularýn" o raporu almasýnýn o kadar
SATILIK EV
TOKÝ konutlarýnda bulunan
ev satýlýktýr.
2. Etap 10. Blok
1. Kat 5 nolu Daire
satýlýktýr.
Müracat:
Müraacat:
Hikmet Bozdað
Tel: 0 505 663 73 80
engelleniyor" dedi.
Önen, Cumhurbaþkanýnn af yetkisini
kullanmasý halinde itiraz etmeyeceklerini
ancak "Neden affetmiyorsun"? diye
sormadýklarýný, hükümlü ve tutuklularýn da
saðlýk sisteminden yararlanmasý gerektiðini
söyledi.
Yeniden...
bianet cezaevi koþullarýnda saðlýk
hakkýndan yararlanamayan "hükümlüleri"
ve bulunduklarý cezaevlerini
Cumhurbaþkan'ýna yeniden hatýrlatýyoruz...
Gül Ergenekon tutuklusu Ferit Ýlsever’le
ilgili talebe de baktýrdýðýný, Cumhuriyet
savcýlýðýnýn hastaneye sevk etmesi
gerektiðini, Adli Týbbýn rapor vermesi
gerektiðini söyledi, "O raporun ardýndan
ancak ben karar verebiliyorum. Benim
önüme dosya gelirse incelerim" dedi.
SATILIK EV
1’ci etap, 1’ci blokta 23 no’lu
kolay olmadýðýný anýmsatmak isteriz zira,
Ýstanbul Üniversitesi Cerrahpaþa Týp
Fakültesi'nde 29 Temmuz'da karaciðer
kanserinden ölen Ali Çekin, Ýstanbul'a Adli
Týp raporu almak için getirilmiþti, fakat geç
kalýnmýþtý.
Haklarý Vakfý (TÝHV) Baþkaný Yavuz Önen
"Biz tutuklu ya da hükümlü olsun devletin
sorumluluðu altýndadýrlar saðlýk hakkýndan
týpký dýþarýdaki bir vatandaþ gibi
yararlanmak hakkýna sahiptirler, bu
1 Nolu Sincan F Tipi Cezaevi'nde Erol
Zavar, Bergama M Tipi Cezaevinde Afyon
Korkmaz, Diyarbakýr E Tipi Cezaevinde
Aynur Epli, Antalya E Tipi Kapalý
Cezaevi'nde Gazi Dað, Kýrýklar 1 Nolu F
Tipi Cezaevinde Menduh Kýlýç, Siirt E Tipi
Kapalý Cezaevinde Ýnayet Mete, Hediye
Çekin ve Kýrýklar 2 Nolu F Tipi Cezaevinde
A. Samet Çelik... (NZ/EZÖ)
BÝA Haber Merkezi
SATILIK EV
SATILIK EV
Savat Mahallesi
TOKÝ I. Etap
C Blok zeminde
3no’lu daire satýlýktýr.
Müracat:
0 384 441 27 86
0 545 626 37 62
Nuri ÖZKAN
Çelikbilek Caddesin de
3 Katlý, 3 Daireli
Müstakil Ev
Satýlýktýr.
Tel: 0 544 342 71 80
Merdi YENAL
Ruslar tehdit etti!
Söz konusu NATO savaþ gemilerinde
2500 km menzilli, nükleer baþlýk taþýyabilen
Tomahawk füzeleri bulunduðunu hatýrlatan
Nogovitsin, "Þu anda Karadeniz’de 100’e
yakýn füze toplandý. Bu füzeler bulunduklarý
noktadan Kafkaslar bir yana, Baltýk
kýyýsýndaki St. Petersburg þehrini bile
vurabilir. Rusya bu güçlerin varlýðýný elbette
sorgulamak zorunda" dedi.
Rusya Genelkurmay Baþkan Yardýmcýsý
General Nogovitsin, "Karadeniz savaþ
Karadeniz’deki NATO gemilerinden
gemisi kaynýyor. Montrö Antlaþmasý’na
duyduðu rahatsýzlýðý dün ilk kez "alarm"
göre azami süre olan 21 günün dolmasýný
düzeyinde deðerlendirmeye baþlayan
bekliyoruz. NATO gemileri Karadeniz’den
Moskova, kendi filosunu da harekete
çýkmazsa, bunun sorumlusu Türkiye olur"
dedi.
geçirdi. Moskova kruvazörünün Sivastopol
üssünden Abhazya karasularýna girmesiyle,
NATO ülkelerine ait savaþ gemilerinin
birbiri ardýna Karadeniz’e giriþini ilk defa
"Güvenliðine ciddi tehdit" olarak tanýmlayan
Rusya, 1936 Montrö Antlaþmasý’nýn ihlal
edilmemesi konusunda Türkiye’yi uyardý.
Aralarýnda Türkiye’nin de bulunduðu
bir dizi NATO ülkesi savaþ gemisinin
bölgedeki faaliyetlerini deðerlendiren Rusya
Genelkurmay Baþkan Yardýmcýsý General
Anatoliy Nogovitsin þöyle konuþtu:
"Karadeniz savaþ gemisi kaynýyor. 1936
Montrö Boðazlar Sözleþmesi uyarýnca
Karadeniz’e kýyýsý bulunmayan yabancý bir
bölgedeki Rus savaþ gemisi sayýsý altýya
çýktý.
Þanghay buluþmasý
Abhazya ve Güney Osetya’nýn
baðýmsýzlýðýný tanýmasý üzerine Batý’dan
gelen sert tepkilere kulak týkayan Moskova
ise, Çin’in kapýsýný çalmaya baþladý.
Tacikistan’da çalýþmalarýna baþlayan
Þanghay Ýþbirliði Örgütü (ÞÝÖ) zirvesine
katýlmak üzere Duþanbe’ye hareket eden
Rusya Devlet Baþkaný Dmitriy Medvedev,
ÞÝÖ ülkelerinden açýk destek bekliyor.
ülke, Karadeniz’e toplam 45 bin tonu
Ancak siyasi uzmanlar, ÞÝÖ’nün dengeli
geçmeyecek askeri gemi sokabilir. Bu
bir tavýr takýnacaðý görüþünde.
gemilerin burada bulunma süreleri 21 günü
geçmemeli. NATO savaþ gemilerinin
Sözleþme ne diyor
amacýndan haklý olarak þüphelenen Rusya,
Karadeniz Donanmasý üzerinden yabancý
Montrö Boðazlar Sözleþmesi’ne göre,
deniz araçlarýný askeri kurallara göre takibe
Karadeniz’e kýyýsý olmayan devletlerin bu
baþlamýþtýr." Nogovitsin, üç haftalýk sürenin
denizde bulundurabilecekleri gemilerin
dolmasýný beklediklerini belirterek, "21
toplam tonajý 45 bin tonu, kalýþ süreleri ise
günün sonunda NATO savaþ gemileri
21 günü geçemez. Azami kalýþ süresinin
burada kalmaya devam ederse, ilk
aþýlmasý halinde uluslararasý bir antlaþma
sorumlunun Türkiye olacaðýný hatýrlatmak
çiðnenmiþ olur. Bunun yaptýrýmý antlaþmada
isterim" diye konuþtu.
yer almasa da, koþullarýn denetimi
Türkiye’nin sorumluluðunda.
100 NATO füzesi toplandý
( Kent haber )
ATKAYA MERMER
Hayrettin Karaca: Ben boþta gezmiyorum
BAÞBAKAN’IN YAPTIÐI BÜYÜK BÝR
ÝYÝLÝKTÝR
Baþbakan’ýn çevrecilere iliþikin algýsýný
çevreciler nasýl deðerlendirdi?
Baþbakan iyi ki böyle söyledi.
Neden?
Çünkü çevre sorunlarý gündeme geldi. Bu,
Baþbakan’ýn yaptýðý büyük bir iyiliktir. Çünkü
Baþbakan’a da çevre nedir anlatma imkaný
bulduk þimdi.
Daha önce çevre sorunlarýný Baþbakan’a
anlatmak için imkan bulamamýþ mýydýnýz?
Bulsaydýk herhalde sayýn Baþbakan böyle
söylemezdi, bizi aylak gezdirmezdi. “Ben bu
iþin daniskasýyým” demezdi. Ýyi ki söyledi, ona
çok teþekkür ediyoruz. Ben bunu þaka olarak
söylemiyorum. Ben Baþbakan’ýn bu çýkýþlarýyla
hiç olmazsa çevre sorunlarýnýn gündeme
geldiðini düþünüyorum.
BAÞBAKANIMIZIN ANLAMAYACAÐI
BÝR SORUN DEÐÝLDÝR BU
BOÞ ZAMANIMIZI DEÐÝL HAYATIMIZI
VERDÝK BÝZ BU ÝÞE
Nasýl deðerlendireceksiniz bu imkaný?
Baþbakan ne derse desin, bugün Türkiye’nin
çevre sorunlarý vardýr. Dünyanýn çevre sorunlarý
vardýr. Burada siyasi güçlere bir görev düþüyor
mu diye, belirli kuruluþlar, çevre sorunlarýna
bugüne kadar ne düzeyde ilgi duydular? Çevre
sorunlarýyla ilgilenen, bu konuda kendilerine
deðiþik görevler vermiþ bir sürü vakýf, dernek
var. Bunlara “Aylak geziyorsunuz” diye;
Baþbakan affetsin ama çocukça diyeceðim bir
yorum... Çevreciler sanki baþýboþ geziyor. Boþ
zamanýmýzý deðil, hayatýmýzý verdik biz bu iþe.
Baþbakan’ýn böyle deðerlendirmesi doðru deðil.
Ama þimdi biz birbirimizi þikayet ederek ve
azarlayarak çevre sorunlarýný çözemeyiz... O
halde sayýn Baþbakan’dan rica ediyorum.
Hükümetle, bakanlýklarla bir temasýmýz mý
olur; yoksa Baþbakan’ýn baþkanlýðýnda
Türkiye’nin çevre sorunlarý nedir diye bunlarý
tartýþacaðýmýz bir platform mu yaratýrýz...
Bunlarý düþünürüz. Ama artýk Türkiye’nin
çevre sorunlarýyla ilgili Baþbakanýmýzýn bir
bilgilenmeye, bilgilendirmeye ihtiyacý olduðunu
gördük.
BAÞBAKANIMIZIN ANLAMAYACAÐI
BÝR SORUN DEÐÝLDÝR BU
Yol yapmak çevre sorunu deðildir. Aðaç
dikmek çevre sorunu deðildir. Bunlarý
Baþbakanýmýz’a anlatýrýz. Baþbakanýmýzýn da
anlamayacaðý bir sorun deðildir bu. Örneðin
Türkiye’nin çevre sorunlarý saymakla bitmez
ama bugün en tehlikelisi, kuraklýðýn getirdiði
ve onun sonucu olan bir gýda güvencesidir.
Gýda güvencesi bugün bir sorundur.
Hükümetlerin, gýda güvencesini artýk -bunun
þakasý kalmadý, bu çocuk oyuncaðý deðilciddiye almasý lazým. Kendi kendini besleyen
bir ülke olabilme þansýný kaybetmememiz
lazým. Türkiye’nin almasý lazým gelen tedbirler
var. Benim bir TEMA Vakfý müktesibi olarak
topraða, erozyonla Türkiye’nin kaybettiði
topraklara sahip çýkan, bunun hallolmasý için
20-25 senedir mücadele eden bir vakfýn
kurucusu olarak söyleyeceðim çok þey var.
Çoook... Çook söyleyeceðimiz þey var.
Baþbakan bunu çok iyi yapmýþtýr. Hakikaten,
ciddi olarak söylüyorum; Baþbakan’ýn bu
yaptýðý bir hizmettir. Bir kapý açýlmýþtýr artýk.
Bize bu kapýdan girip, karþýlýklý oturup
Türkiye’nin çevre sorunu nedir, var mýdýr yok
mudur, bunu tartýþmak imkanýný saðladý.
Baþbakan bunu kabul ederse tabii. Biz bunu
zorla yapamayýz.
BEN BAÞBAKAN’I KUTLAMAYA
CANI GÖNÜLDEN HAZIRIM
Hayrettin Bey, bu konuda sýcaðý sýcaðýna,
somut olarak nasýl bir giriþimde bulunmayý
düþünüyorsunuz?
Savunmaya geçerek çare bulamayýz biz
buna. Çevre sorunu ciddiyse oturur konuþuruz.
Baþbakanýmýzýn yapacaðý çok büyük hizmetler
vardýr, bu hizmetleri yaparsa tarihe geçer. Biz
de onu kutlarýz, tebrik ederiz. Ben Baþbakan’ý
kutlamaya, tebrik etmeye caný gönülden
hazýrým. Benim sorunum Baþbakan deðil.
Benim sorunum Türkiye. Gidiyoruz, haberimiz
yok.
BAÞBAKAN’A ANLATMAMIZ LÂZIM
Ýþ adamý iken iþlerinizi býrakýp bu iþe
soyunmuþsunuz. Boþta gezen bir çevreci
deðilsiniz.. Sizin bir çevreci olarak sorununuz
Türkiye ise... Baþbakan bunu bir sorun olarak
görmüyor mu?
Bak þimdi; burada erozyonla mücadele için
medyadan gördüðümüz destek yetmedi.
Yetseydi þayet, Türkiye’nin sorunu olmazdý.
O halde, peki þimdi en büyük sorun Baþbakan’ý
azarlamak, Baþbakan’ý kabahatli çýkarmak için
konuþmalar yapmak, beyanatlar istemek deðil.
Þimdi artýk çevre sorunlarýný, Baþbakan’ý ikna
edebileceðimiz, yalnýz hükümetler tarafýndan
deðil, halkýn desteðini alabileceðimiz bir olay
olarak getirmemiz lazým. Gönüllü kuruluþlara
ihtiyaç var. Bizim bunu Baþbakan’a anlatmamýz
lâzým. Býrakýn kavga etmeyi... Baþbakan’a
sataþmakla, onu kabahatli bulmakla bir yere
gidemeyiz. Ama bu Baþbakan’ýn yaptýðý çok
iyi olmuþtur. Hiç olmazsa basýn bunu olumlu
tarafýndan gündeme getirsin, ne olur... Bunun
peþini býrakmayýn; erozyonla mücadelenin
peþini ne olursunuz býrakmayýn...
BAÞBAKAN SÖZLERÝYLE BENÝ
GÜCENDÝRDÝ
Topraklarýn canýna okunmuþ. Yani bu
dünyanýn sonu; yalnýzca Türkiye’nin sonu
deðil... Açlýk hiçbir þeye benzemez. Yarýn, beþon sene sonra dünyada ihtiyacýnýn üzerinde
tahýl üretebilen üç ülke kalacak; Amerika,
Arjantin, Avustralya... Bunlar sana buðday
vermezse aç kalýrsýn. Ve yularý takarlar
boynuna, seni istedikleri yere götürürler. Seni
esir alýrlar. Bu açlýðýn nasýl geleceðini
bilmiyoruz, okumuyoruz biz. Baþbakan
sözleriyle beni gücendirdi, hakikaten
gücendirdi. Benim kalbimi kýrdý. Ben de bir
vatandaþým. Bu beni de etkiledi. Çevreyle
uðraþan bir vakfýn üyesi olarak ben de alýndým
doðrusu. Ben boþta gezmiyorum. Çok
gücendim.
(Ntvmsnbc)
KÝRALIK ÝÞ YERÝ
Türbe karþýsýnda
3 katlý, 150 m2
MEZAR - MUTFAK ÝÞLERÝ
YAPILIR
Þahin ATKAYA
Tel: 0542 646 05 81- 0546 515 60 04
Sanayi Sitesi F Blok No:2
Hacýbektaþ / NEVÞEHÝR
Canel Market’in olduðu
iþ yeri Kiralýktýr
Necdet AKPINARLI
Tel: 0 532 248 02 19

Benzer belgeler

CHP`den birlik mesajı

CHP`den birlik mesajı Uras, "küresel güçlerin Türkiye'nin ulusal birliðini zayýflatmaya uðraþtýðýný" söyleyen Kara Kuvvetleri Komutaný Iþýk Koþaner'e küreselleþmeye karþý bir tutum almanýn yolunun önce küreselleþmenin a...

Detaylı