7 Günlük Eğitim - Birleşik Metal-İş

Transkript

7 Günlük Eğitim - Birleşik Metal-İş
EKİM 2005
SAYI 172
Avrupa Birliği tartışmalarında, işçi sınıfımız için hedef bellidir:
Özgür, eşit, adil
ve demokratik
bir dünyada
insan gibi yaşamak
Bu hedefe ulaşmak,
sermaye ile birlikte olarak değil;
Başta işçi sınıfı mücadelesinde en köklü
tarihe, en yoğun mücadele deneyimlerine
sahip Avrupa İşçileri ile birleşerek,
bütünleşerek ve ortak mücadele ile
gerçekleşebilir.
Sermayedarların dünya ölçeğinde
sınıfsal hedeflerine ulaşmak üzere
yarattıkları toz-duman ortamı sürüyor.
Kimileri bu karmaşanın bir “düzen”
olduğunu ileri sürse de bu durum emeği
ile geçinenler için kabul edilebilir
olmaktan uzaktır.
Emekçilerin karşıtlığına rağmen
bunca alt üst oluş elbette önemli
değişiklikler de yaratıyor.
Teknolojik gelişmeler insanı
gündelik yaşamda yalnızlaştırıyor,
toplumsal dayanışma duygusunu
7 Günlük
Eğitim
Gönen Kemal Türkler
Tesislerimizde 7 günlük
eğitime katılan
temsilcilerimiz sizler için
eğitimim değerlendirdiler,
yazdılar, eğitim
sayfalarımızı hazırladılar...
Ekstrametal işçileri direnişte
Ankara Sincan
Organize
Sanayi
Bölgesi’nde
Ekstra Metal’de
sendikalaştıkları
için işten
çıkartılan işçiler
fabrika önünde
direnişe geçtiler.
PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com
inceltiyor ve bireyi çaresizliğe itiyor.
Bunun sonucunda kitlesel mücadele
ile kazanılmış emeklilik, sağlık,
güvenlik, eğitim, alt yapı gibi kamusal
üretim ve hizmet alanları yitirilmeye
başlıyor.
Bu sürecin sonu “sosyal devletin”
yitirilmesidir.
Sosyal niteliğini yitiren devlet hızla
tüccarlaşmakta ve yurttaşa müşteri gözü
ile bakmaktadır. Böylece sermaye,
devlet-yurttaş ilişkisini tek yanlı olarak
yeniden tanımlamaktadır.
Tüm
üyelerimizin
ve ailelerinin
bayramını en içten
dileklerimizle kutluyoruz...
2
Birleşik Metal-İş
Ekim 2005
GÜNDEM
Avrupa Birliği ve İşçiler
Sermayedarların dünya ölçeğinde sınıfsal
hedeflerine ulaşmak üzere yarattıkları toz–duman
ortamı sürüyor. Kimileri bu karmaşanın bir “düzen”
olduğunu ileri sürse de bu durum emeği ile
geçinenler için kabul edilebilir olmaktan uzaktır.
Emekçilerin karşıtlığına rağmen bunca alt üst
oluş elbette önemli değişiklikler de yaratıyor.
Teknolojik gelişmeler insanı gündelik yaşamda
yalnızlaştırıyor, toplumsal dayanışma duygusunu
zayıflatıyor ve bireyi çaresizliğe itiyor.
Bunun sonucunda kitlesel mücadele ile
kazanılmış emeklilik, sağlık, güvenlik, eğitim, alt
yapı gibi kamusal üretim ve hizmet alanları
yitirilmeye başlıyor. Bu sürecin sonu “sosyal
devletin” yitirilmesidir. Sosyal niteliğini yitiren
devlet hızla tüccarlaşmakta ve yurttaşa müşteri
gözü ile bakmaktadır.
Böylece sermaye, devlet-yurttaş ilişkisini tek
yanlı olarak yeniden tanımlamaktadır.
AB nedir, kimlerin hedefidir?
Sermaye, kitlesel mücadele ile kazanılmış
hakların geri alınması için kitlelerin dağıtılması
ve zayıf düşürülmesini hedefliyor.
Umudu tüketilmiş kitleler önce yalnızlaştırılacak
sonra kolayca yanıltılacaktır.
Bunun en etkili yolunun örgütsüzleştirmek
olduğu da biliniyor.
Son çeyrek yüzyılda kullanılan en popüler araç,
Avrupa Birliği’dir.
Uygarlık, zenginlik, refah, özgürlük gibi etkili
uyarıcılarla birlikte kullanmaya uygun bir araç.
Cumhuriyet ile birlikte bu hedef daha güçlü biçimde
gündeme girdi.
Bu hedef; Avrupa birliği demek mi? Hayır!
Toplumun, halkımızın çoğunluğunun ve tarihsel
mirasımız olarak hedeflenen batı; sınırları Ural
Dağları, Cebelitarık ve boğazlarımız ile ayrılan
Kıtadır.
Kültürün, uygarlığın, medeniyetin merkezi olan
Batı...
Peki, bugün önümüze konulan ne?
Avrupa Birliği...
Avrupa birliği nedir?
Avrupa Sermayesinin liberal iktisat temelinde
hedefledikleri bir ekonomik birleşme.
Avrupa Birliğinin sınırları neresi?
Avrupa kıtasının büyük bir bölümü ile, bir
yandan İsrail’e, Kıbrıs’a uzanan diğer yandan
Kazakistan, Gürcistan’a kadar uzanan farklı bir
toprak bütünlüğü anlatılmak isteniyor. Bu siyasi
değil, iktisadi bir bloklaşmadır. Sermayenin iktisadi
bloku.
Avrupa Anayasası nedir?
Avrupa Sermayesi iktisadi açıdan ele geçirdiği
gücü garanti altına almak için Avrupa Anayasasını
gündeme getirdi.
Bu girişimin tüm ülkelerde oylanarak kabul
edilmesi halinde AB’nin aynı zamanda siyasal bir
güç olduğunu kabul etmek gerekecekti.
Böyle olmadı.
Fransa ve Hollanda gibi kimi ülkelerin halkı
böylesi bir birliği kabul etmediler. AB anayasasına
“hayır” dediler.
Bu birliği hiç katılmamış olan başta İsviçre gibi
ülkeler olduğu gibi ekonomik birlik içinde yer
alan fakat Euro’yu kabul etmeyen ülkeler de ayrı
bir konu...
Bu, AB’nin sermayedarların önderliğinde
yürütülen ekonomik bir çıkar girişimi olduğu
gerçeğinin billurlaşarak görülebilir olmasını
sağlıyor.
Görülüyor ki, sermaye kendi sınıfsal çıkarlarını
ifade eden hedeflerini halkın hedefi haline
getirmeye çalışmaktadır.
3 Ekim’de ne oldu?
Ülkemiz de ise, sermayedarlar siyasi iktidarı
en azından çeyrek asırdır sorunsuz etkileyebildiği
için, sermaye kesiminin hedefi tüm halkın
hedefiymiş gibi sunulmaktadır.
Halka soruldu mu? Hayır!
Avrupa sermayesi her defasında bal peteklerine
el koyup, şerbeti zafer diye bize yutturmak
istemektedir.
Bu nedenle biz, kaybedip tekrar bulduğumuz
mevziye zafer diye sevinip bayram havasında
kutlamaya alışmaya başladık. 3 Ekim’de böyledir.
1 yıl önce belirlenmiş tarihi zafer diye
yutturmaya kalktılar.
Ne elde ettik?
Ne zaman gerçekleşeceği belli olmayan bir tam
üyelik için “görüşme” fırsatı elde edildi.
Hem de, “Müzakerelerin, Türkiye’nin liyakatına
dayanacağı ve hızının, Türkiye’nin üyelik
gereklerini karşılama yönünde kaydettiği
ilerlemelere bağlı olacağı” Bir süreç elde edildi.
Peki Türkiye Cumhuriyeti’nin “liyakatına” kim
karar verecek?
Ne hakla?
Hem de, “Bu müzakereler ucu açık bir süreç
olup, sonucu önceden garanti edilemez.”
denilmesine rağmen.
Hem de, “AB’nin hazmetme kapasitesi de göz
önüne alınarak...” denilmesine rağmen. Hem de;
“müzakereler sırasında, kısmi olanlar da dahil
olmak üzere, belli başlıklar üzerinde varılan
mutabakat, tüm bölümler üzerinde tam bir
mutabakata varılana dek nihayete ermiş
sayılamayacağı'' ifade edildiği halde.
Yani, baştan sona ülkeyi teslim alarak ve
kıpırdayamaz halde tutarak...
İşçi Sınıfı ve Avrupa hedefi
İşçi sınıfımız için hedef bellidir. Özgür, eşit,
adil ve demokratik bir dünyada “insan gibi”
yaşamak. Bu hedefe ulaşmak için sermaye ile
birlikte olmak değil, sermayeye karşı uluslararası
mücadele vermek gerekiyor.
Sermayenin bölgesel ve küresel düzeyde kendi
hedefleri için bir dizi çalışma yürütmesi doğaldır.
Önemli olan işçi sınıfımızın kendi hedef ve
çıkarları için gerekeni yapmasıdır. Çünkü;
yapılması gereken 150 yılı aşkın yıl önce söylendi.
Hem de sermayenin bugün şaşkınlık içinde
izlediğimiz genişleme ve yayılması düzeyine
ulaşacağı öngörülerek.
O gün; “Dünyanın bütün işçileri birleşin!” diye
bitiyordu mücadele çağrısı içeren işçi bildirileri...
Bugün de öyle...
Birleşik Metal İşçileri Sendikası Gazetesi
Sayı:172 / Ekim’05
(Yerel Süreli Yayın)
Sahibi: Birleşik Metal-İş adına
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: Sebahattin Gerçeker
Adres: Tünel Yolu Cd. No.2 34744 Bostancı-İstanbul
Yazı Kurulu: Ayşe Nur Erten, Canan Arslan,
Gökhan Düren, Hasan Arslan, Mehmet Beşeli,
Tel: 0216 380 8590 Faks: 0216 410 6626
www.birlesikmetal.org e-mail: [email protected]
Genel Başkan Adnan Serdaroğlu
Yayın Yönetmeni: Genel Eğitim Sekreteri Celalettin Aykanat
Zehra Güner Akad
Tasarım-Teknik Hazırlık: Birleşik Metal-İş Basın Yayın Dairesi
Baskı: Ek-Bil Matbaacılık, Çağlayan-İstanbul
Tel: 0212 291 3506
PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com
Birleşik Metal-İş
Ekim 2005
Sendikamız
büyümeye devam ediyor
Merkez Genel Bursa’da Akoğlu Pres
Kurulumuzdan bu yana
Bursa-Eskişehir şubemiz çalışma
devam eden örgütlenme alanında Akoğlu Pres Montaj San. Ve
çalışmaları sonucu Tic. LTd. Şti. çalışanlarıyla yaptığımız
örgütlenme çalışmaları meyvelerini
sendikamız yeni verdi.
örgütlenen işyerleriyle
İşçi arkadaşlarımızın özverili ve
büyümeye devam bilinçli çalışmaları sonucunda Çalışma
etmektedir. ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına yetki
tespiti için gerekli olan sayıyı aşarak
başvuruda bulunduk. Bu işyerimizde
TİS görüşmelerine başlamak için yetki
tespitini bekliyoruz.
İzmir’de Eren Fren
İzmir şubemiz çalışma alanında
Eren Fren ve Debriyaj Balataları San.
Tic. Ltd. Şti. çalışanlarıyla yapılan
3
özverili çalışma sonucunda da Yetki
için gerekli sayıya ulaştık. Şubemizin
işçilerle birlikte yaptığı ortak
çalışmanın sonucunda Çalışma ve
Sosyal Güvenlik Bakanlığına yetki
tespiti için başvuruda bulunduk.
Her iki şubemiz bu çalışmanın
kalıcılaştırılmasına katkı sunması
amacıyla yaptıkları örgütsel çalışmanın
yanısıra eğitim çalışmalarını başlattılar.
Toplu iş sözleşmesi
görüşmelerinden
Anadolu şubemize bağlı SCT-Filtre işyerinde yapılan örgütlenme sonucu
TİS görüşmelerine başlandı.
Bu işyerimizde oluşturulan işyeri komitesi ile birlikte hazırlanan TİS teklifi
üzerine SCT-Filtre yönetimi ile ilk toplantı 26 Eylül tarihinde yapıldı.
Toplantı öncesi üyelerimizle bir toplantı yapılarak TİS taslağımızın hazırlığı
ve içeriği hakkında bilgi verildi.
27 Eylül tarihinde üyelerimizle yapılan toplantıda yapılan TİS görüşmesi
hakkında ve TİS taslağı hakkında bilgi verildi. Toplantılar gayet olumlu ve
başarılı bir şekilde sonuçlandı.
Gebze şubemize bağlı Acerer Döküm San. Ve Tic. Ltd. Şti işyerinde toplu
iş sözleşmesi görüşmelerinde uyuşmazlık tutuldu.
Kocaeli şubemize bağlı Erciyas Çelik Boru San. A.Ş. işyerlerinde sürdürülen
toplu iş sözleşmesi görüşmeleri anlaşmayla sonuçlandı.
Yeni seçilen Temsilcilerimiz
BERKA BALATA SAN. VE TİC. A.Ş.
Baştemsilci: Beytullah Ürem
Temsilci: Celal Çalışkan
Temsilci: Erdal Özdemir
ÖZARAR KALDIRMA MAKİNALARI SAN. VE TİC. A.Ş.
Baştemsilci: Kenan Kalkan
SCT FİLTRE OTOMOTİV SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ.
Baştemsilci: Hasan Şimşek
Temsilci: Nurten Akbulut
Temsilci: Erdinç Tümük
CEM BİALETTİ EV VE MUTFAK EŞY. SAN. VE TİC. A.Ş.
Baştemsilci: Ergün Demir
Temsilci: Erol Koza
Temsilci: Feridun Emir
FORMPART OTOMOTİV SAN. VE TİC. A.Ş.
Baştemsilci: Metin Çelik
Temsilci: Aydın Demir
Temsilci: Cemile Nanto
DEMİSAŞ DÖKÜM SAN. A.Ş
Baştemsilci: Ünal Akkaya
Temsilci: Süleyman Barlas
Temsilci: Murat Özen
Temsilci: İzzet Esen
PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com
4
Birleşik Metal-İş
Ekim 2005
Sendikalı oldukları için işten atıldılar
Ekstrametal’de
İşçi Kıyımı
İşten atılamn işçiler, işlerine sendilkalı olarak geri
dönebilmek için, fabrika önünde direnişe geçtiler..
Ankara/Sincan Organize
Sanayi’nde kurulu bulunan ve aynı
işverene bağlı Ekstrametal Döküm ve
İzabe Ltd. Şti. ile Empa Ekstrametal
İnş. ve Paz. Ltd. Şti. işyerlerinde
çalışan işçiler, uzun ve sancılı süren
bir çalışma sonucunda Sendikamız da
örgütlendiler.
Her iki işyeri içinde toplu iş
sözleşmesi imzalama yetkisi
25.05.2005 tarihinde Sendikamıza
çıktı.
düzenlenen dayanışma gecesi ile
sonlandı.
İşyerinde yıllardır sendikasız ve
kölelik koşullarında işçi çalıştırmaya
alışan ve işçilerin sendikalaştıkları
haberini alan işveren, örgütlülüğü
engellemek için işçileri baskı ile
sendikadan istifaya zorladı.
Yaklaşık 5 aydır işyerinde sendikal
örgütlülüğü uyguladığı yasadışı
yöntemlerle çözemeyen işveren, yeni
bir saldırı planını hayata geçirdi.
Üyelerimiz evlerinden telefonla
aranılarak yıldırılmaya çalışıldı ve bu
süreçte toplam 8 üyemiz işçi,
göstermelik gerekçelerle işten atıldı.
Bu gelişmeler üzerine Sendikamız,
03.06.20005 tarihinde fabrika önünde
bir basın açıklamasıyla işverenin yasa
tanımaz tutumunu protesto etti ve işten
atılan üyeleriyle birlikte fabrika
önünde 58 gün sürecek bir direniş
başlatıldı. Ekstra metal işçilerinin
mücadelesi, 10.07.2005 tarihinde
İŞÇİNİN EMEĞİ
Dünya malı ile yorulur beden
Var mıdır dünyadan malıyla giden
Sigorta primi çare mi derde
İşçinin emeği gözünde yaşken
El emeği göz nuru ile çalışır
Hakkını ararsa işler karışır
Bir ekmeği çok kişiyle bölüşür
İşçinin emeği gözünde yaşken
Zengin parasını borsada katlar
Hayali plajlar evi de yatlar
Sofrasında tavuk altın yumurtlar
İşçinin emeği gözünde yaşken
İşçinin cefası bitmez dediler
Çalıştırıp el emeğin yediler
Eli yüzü hisli idi güldüler
İşçinin emeği gözünde yaşken
Her şeye zam gelir bir yıl boyunca
İşçiler üzülür bunu duyunca
Ben işçiyim ben haklıyım diyince
İşçinin emeği gözünde yaşlar
Kimimiz usta kimimiz çırak
Emekli olmayı mezarda görek
Arabayı evi hayalde bulak
İşçinin emeği gözünde yaşken.
Veysel BEKTAŞ
Anadolu Şube / Ekstrametal Çalışanı
8.10.2005 tarihinde işyerinde astığı
ilanla, Empa Ekstrametal İnş. ve Paz.
Ltd. Şti. işyerini kapattığını ilan etti.
Böylece bu işyerinde çalışan 33 işçinin
iş akti feshedildi. Ve ayrıca Ekstrametal
Döküm ve İzabe Ltd. Şti işyerinden
de 8 işçi, sözde performans düşüklüğü
gerçeksiyle işten atıldı.
İşverenin amacı, işçileri
örgütsüzleştirmek ve hak alma
mücadelesinde güçsüz bırakmaktır.
İşverenin yaptığı bu uygulama yasadışı
lokavttır. Ekstrametal işvereni, yasaları
tanımamakta ve suç işlemektedir.
Eşleri ve çocuklarıyla Bakanlığa yürüdüler
Ekstrametal işçileri, 18.10.2005
tarihinde sendikal hak ve
özgürlüklerinin korunması talebiyle
Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanlığı’na bir yürüyüş eylemi
gerçekleştirdi.
Anadolu Şube binası önünde
toplanan işçilere, eş ve çocukları da;
“Eşimin ekmeğini paylaşıyorum,
mücadelesini de” ve “Babamın
ekmeğini paylaşıyorum mücadelesini
de” yazılı dövizlerle geniş katılım
sağladılar.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanlığı önünde düzenlenen basın
açıklaması eylemine; Genel Yönetim
Kurulu’ndan Genel Başkanımız Adnan
Serdaroğlu, Genel Mali Sekreterimiz
Süleyman Türker, Genel Örgütlenme
Sekreterimiz Özkan Atar’da destek
sundu.
PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com
Yürüyüşün ardından Bakanlığın
önünde düzenlenen basın
açıklamasında, Genel Başkanımız
Adnan Serdaroğlu, “Ekstra Metal
işçilerinin yürüttüğü mücadele, büyük
bir çoğunluğunun örgütsüz, sendikasız
ve kölelik şartları altında çalıştığı
Sincan Organize Sanayi Bölgesi’nde
büyük bir yankı uyandırdı” dedi ve
Sendikamızın, bugüne kadar olduğu
gibi bundan sonra da tüm olanakları
ile Ekstrametal işçilerinin onurlu
mücadelesinde yanlarında olunacağını
açıkladı.
Birleşik Metal-İş
Ekim 2005
5
Delphi’de
Yargıtay’da Birleşik Metal-İş dedi
İzmir Delphi Otomotiv Sistemleri San. Tic. A.Ş’de
yaklaşık bir yıl önce örgütlenme çalışmalarını başlatan
Sendikamız çalışanların önemli bir bölümünü üye yaparak
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na yetki için
başvurmuştu.
çoğunluğa sahip olduğunu belirtti. Ancak işveren bu
karara itiraz ederek yetki sorununu iş mahkemesine taşıdı.
iş sözleşmesi için yeterli çoğunluğa sahip olduğu
kesinleşti.
Görülen dava sonucunda mahkeme de, Sendikamız
lehine karar verdi. Ancak işveren tarafından bu karar
temyiz edilerek Yargıtay’a götürüldü.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, tespit
yazısında Sendikamız Birleşik Metal-İş’in yeterli
Yargıtay, yerel mahkemenin verdiği kararı onayladı
ve Birleşik Metal-İş Sendikası’nın Delphi işyerinde toplu
2822 sayılı Sendikalar Kanunun 16. maddesi gereğince
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından yetki
belgesi geldikten sonra toplu iş sözleşmesi teklifi
hazırlanarak işverenliğe sunulacak ve görüşmeler
başlayacaktır.
Kocaeli Temsilcileriyle
iftar
Kocaeli Şube Temsilciler Kurulu
21.10.2005 tarihinde aylık rutin
toplantılarından birini gerçekleştirdi.
Toplantı sonrası düzenlenen iftar
yemeğine, Genel Başkanımız Adnan
Serdaroğlu, Genel Sekreterimiz M.
Selçuk Göktaş, Genel Mali Sekreterimiz
Süleyman Türker, Genel Örgütlenme
Sekreterimiz Özkan Atar ve Genel
Eğitim Sekreterimiz Celalettin
Aykanat’da katılarak Kocaeli
bölgemizdeki işyeri sendika
temsilcilerimizle birlikte iftar açtılar.
Romanya’da birleşme
Mudanya Pirelli’de
Üç günlük yoğunlaştırılmış eğitim
Bursa-Eskişehir Şubesine bağlı Mudanya Pirelli
işyerindeki üyelerimize yönelik üç günlük
yoğunlaştırılmış eğitim programı 28-29 Eylül-1 Ekim
2005 tarihlerinde gerçekleştirildi.
Mudanya’daki Eğitim-Sen binasında yapılan
“Genç İşçi Eğitimine” toplam 23 arkadaşımız katıldı.
Kursiyerlerin coşku dolu katılımcılığı ve ilgisi
ile son derece olumlu bir havada geçen eğitimlerde
temel sendikal konular işlendi.
Ne Mudanya’nın her daim eksik olmayan kuzeyli
rüzgarlarıyla sahilleri acımasızca döven denizin
alabildiğine uysallaşması,ne de sonbaharı kışa
bağlayan günlerde yaz sıcaklığını yeniden yaşatan güneşin
sıcaklığı ,vardiyadan yorgun çıkan işçi arkadaşlarımızın bu
istek ve coşkusunu azaltamadı.
Sendikamız Genel Başkanı Adnan
Serdaroğlu, Kocaeli Şube Başkanı
Ahmet Durak ve Genel Sekreter
Yardımcısı Mehmet Beşeli ile birlikte,
30.08.2005-03.09.2005 tarihleri arasında
Romanya’da gerçekleştirilen kardeş
metal sendikalarının birleşme
kongresine katıldılar. Solidaritatea Metal
Kongresi’nde bölge sekreterleri
seçimleri yapıldı.
MESS’ten
uluslararası konferans
Türkiye Metal Sanayicileri
Sendikası’nın 1-4.10.2005 tarihleri
arasında, Antalya’da “MESS Gelişim
‘05” konulu bir uluslararası konferans
gerçekleştirdi.
Yaklaşık bin yerli ve yabancı
konuğun katıldığı konferansta, TürkiyeAB ilişkileri ve Türkiye’nin Avrupa
Birliği’ne üyelik süreci konuları dört
ayrı oturumda masaya yatırıldı.
Konfederasyonumuz DİSK Genel
Başkanı Süleyman Çelebi ve
Sendikamız Genel Başkanı Adnan
Serdaroğlu’nun da birer konuşma yaptığı
konferans’a Genel Sekreterimiz M.
Selçuk Göktaş’da katıldı.
Dersler anlatıldı,konular işlendi,sorular soruldu,sendikamızı
bugünkünden daha ileriye götürmek, yeni örgütlenmeleri
başarmak için öneriler sunuldu. Daha sık ziyaret ve daha sık
eğitim istendi.
Şube Başkanı Mehmet Kılıç’ın da katıldığı kapanışta tüm
kursiyerlere sertifikaları verildi,fotoğraflar çekildi ve yeni
eğitimlerde buluşmak üzere vedalaşıldı.
Yön Teknik’de son gelişmeler
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından yapılan
inceleme sonucunda Sendikamızın yeterli çoğunluğa sahip
olduğu tespit edilmiştir. İşveren, Sendikamızın çoğunluk yetki
tespitine itiraz etmiş ve çeşitli tarihlerde 10 arkadaşımızı işten
çıkarmıştır.
Sendikamız tarafından hemen işe iade davaları açılmıştır.
Artık bizler için yeni bir mücadele süreci başlamıştır. Hangi
işçinin Sendikamıza üye olduğu işveren tarafından
bilinmemesine rağmen mahkemeye sunulan üye listesinin
mahkemeden alınmasıyla üyelerimiz açığa çıkmıştır.
Hukuksal alanda verilen haklı mücadelemiz başarıyla
sürmekte ve haklılığımız her aşamada ortaya çıkmaktadır.
Tüm bu yaşananlar arkadaşlarımıza umut vermiş, sendikal
davamıza daha bir heyecan ve kararlılıkla yansıtmıştır. İşveren
vekili çeşitli yöntemlerle baskı uygulayarak üç arkadaşımızı
istifaya zorlamış diğer yandan da hasta ve rahatsız
arkadaşlarımıza vermediği ücretli izini bu arkadaşlarımıza
vermek istemiştir.
PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com
Bunun yanında şahitlik yaparak işletmenin lehinde yalan
beyan vermeyen arkadaşımıza, 52 günlük ihbar süresi tanıyarak
iş akdine son verileceği sözlü olarak bildirilmiştir.
30.09.2005 günü ise haklı olduğumuz bir kez daha
belgelenmiş ve Bursa 3. İş Mahkemesi’nde görülen davada
Orhan Çoban ve Davut Peker 4 aylık maaşları tutarında
tazminat artı işlerine iade kararı vermiştir. İşe alınmadıkları
taktırde 12 aylık maaşları tutarında sendikal tazminata karar
verdi.
Bütün baskı ve zorlamalara rağmen Sendikamızda
toplanılarak, Sendika yöneticilerimiz ve hukukçular, işçi
arkadaşlarımızı bilgilendirmekte ve bu doğrultuda hareket
edilmektedir.
Biz YÖN TEKNİK işçileri olarak Grammer’deki
arkadaşlarımızın mücadelesini selamlıyor, bizlere sundukları
her türlü dayanışmalarından dolayı kendilerini kutluyoruz.
Sendikal Hakkımız Engellenemez!Yaşasın sınıf
dayanışması!
6
Birleşik Metal-İş
Ekim 2005
Genel Temsilciler Kurulumuz toplandı
Söz Temsilcilerde...
Ülke ve dünya gündeminde yaşanan gelişmelere ve Sendikamızın
faaliyet ve politikalarına yön vermek için yurdun dört bir tarafından
gelen temsilcilerimiz, 10.10.2005 tarihinde Sendikamız Genel
Merkezi’nde toplandı. Örgütlenme Genel Sekreterimiz Özkan Atar
tarafından yönetilen Kurulumuz, gündemdeki konuları tartıştı.
Adnan Serdaroğlu (Genel Başkan):
Genel Yönetim Kurulu adına
açılış konuşmasını yapan Genel
Başkanımız Adnan Serdaroğlu:
Sendikamızın “birleşik” sıfatını
aldığı, 4-5 Eylül 1993 tarihinin
12. Yıldönümü Haftası’nda
toplanan Genel Temsilciler
Kurulu’nu selamladı. Ayrıca ülkemizi karanlık bir
döneme sürükleyen, Türkiye işçi sınıfı, emekçi
kitlelerin ve halkımızın için karanlık bir dönemi
simgelen 12 Eylül Askeri Darbesi’nde yaşananları
aktardı. Genel Başkanımız Adnan Serdaroğlu
Seyfi Bektaş (İstanbul 2 Nolu Şube):
Dünyada ve
ülkemizdeki
ekonomik ve
siyasi gelişmeleri
emekçiler
açısından
değerlendirdi.
“Sınıf açısından bakıldığında durum hiç
de iç açıcı değil. Tüm bunlara ‘dur’
diyebilmek ancak örgütlü bir karşı
koyuşla mümkün” dedi. AB Uyum
Yasaları ve IMF’nin dayatmalarına karşı
yeterli bir karşı duruş sergilenemediğini
söyledi: “50-100 kişilik basın açıklaması
yapmaktan vazgeçmeliyiz. Bu görüntü,
söylediklerimizin ciddiye alınmadığı bir
konuma götürür.” dedi. Son olarak da,
Sendikamız Çorlu Bölge
Temsilciliği’nde yapılan görev
değişikliğine yönelik eleştirilerini söyledi.
Mahir Alemdağ (Anadolu Şube):
Sendikamızın
Türkiye ve dünya
sendikal
hareketinde hak
ettiği gücü
oluşturabilmesi
için örgütlenme
çalışmalarının
önemine değindi. İlk kez Kurula katılan
temsilci arkadaşlarını selamladı. Bir süre
önce imzalanan kamu toplu iş
sözleşmesini ise “olumlu” olarak
değerlendirdi. “Ülkemiz zor bir süreçten
geçmektedir. Dış politikamız ABD, iç
politikamız AB, ekonomimiz ise IMF
direktifleriyle yönetilmektedir. Ülkemiz
konuşmasında ülke gündeminin bir kez daha 3 Ekim
tarihli Avrupa Birliği müzakerelerine kilitlendiğini
ve “Avrupa Birliği hukukunun gereği, IMF ile yapılan
stand-by anlaşmasının gereği denilerek yerli ve
yabancı tekellerin talepleri tek tek kanunlaştırılıyor.
Bu süreç tamamlandıktan sonra da cumhuriyetin
temel taşlarının tek tek yok pahasına elden çıkarılması
süreci pervasızlığın had safhaya ulaştığı bir çizgide
devam ediyor” dedi ve Erdemir, Seydişehir
Alüminyum, Tüpraş, Telekom, ve THY özelleştirme
sürecinde işçilerin ortak mücadelesinin örgütlenmesi
zorunluluğuna değindi. Sendikamızın toplu iş
sözleşmesi, hukuk, araştırma, örgütlenme, eğitim,
bilinçsiz yöneticileri sayesinde maddi,
manevi ve sosyal çöküntü içinde
bulunmaktadır.” dedi ve milli
değerlerimizi kaybetmeden AB’ne
girilmesini gerektiğini savundu.
Mevlüt Nuh (İstanbul 1 Nolu Şube):
İşyerinde sendikal
örgütlülüğümüze
yönelik saldırıları
ve yaşanan
sıkıntıları paylaştı.
“İşyerimizde
ekonomik kriz
gerekçesiyle işten atılmalar yaşandı ve
o süreçte üye sayımız düştü. İşler tekrar
açılınca işten atılan işçiler geri alındı.
İşveren bu süreçte ‘sendikadan nasıl
kurtulurumun’ hesabını yaptı. İki yıl
işsiz kalmış ve işsizlik baskısı altında
ezilmiş işçilere, sendikaya üye
olmayacağına dair söz verdirdiler.
Üyelerle iletişim kurmam engellenmek
istendi” dedi ve zorlu geçen bir süreçten
sonra işyerinde tekrar yetki istendiğini
belirtti.
Turan Güngör
(İzmir Şube):
İlk kez Genel
Temsilciler
Kurulu’na katılan
Turan Güngör;
“Türkiye işçi
sınıfı mücadelesinde adını tarihe altın
harflerle yazdırmış Sendikamızın üyesi
olmaktan gururluyum” sözleriyle kurulu
selamladı. Örgütlenme sürecinde
yaşananları paylaştı: “Bizlere sendika
ile tanışana kadar, ‘mücadele etmek,
birlik ve beraberlik’ gibi kavramlar hiç
PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com
basın yayın vb. çalışma alanlarında yapılan çalışmaları
da kısaca değerlendirdi. Genel Temsilciler Kurulu
üyelerine, örgütlenme faaliyetlerine daha fazla katkı
sunmaları çağrısında bulundu. Ve Genel Temsilciler
Kurulumuz’a ilk kez katılan; Kocaeli Şubemize bağlı
Sega Bakır ve Baysan, Gebze Şubemize bağlı Arpek,
İzmir Şubemize bağlı FTB Fastener Technology,
Anadolu Şubemize bağlı SCT Filtre temsilcilerini
selamlayarak; “2005 yılının ilk 6 ayında sendikamızın
%10 mertebesinde büyümesi sağlanmıştır. Bu emektir.
Bu bir mücadeledir ve kararlılıktır. Böylesi bir başarı
örgütümüzün merkez, şube ve işyeri kadrolarının
kolektif emeği ile sağlanmıştır.” dedi.
öğretilmedi. Örgütlenme önündeki
engeller ve işyerimizde çalışanların
çoğunluğunun genç olması bizi zorladı
ama uluslararası dayanışma önümüzü
açtı. Grev sürecinin ne kadar zor olduğu
biliniyordu. ‘Greve çıkamazlar, biraraya
gelemezler’ deniliyordu ama biz bunu
başardık.” dedi.
Yılmaz Kürekçi (İstanbul 1 Nolu
Şube)
ABD’nin dünya
halklarına yönelik
geliştirdiği saldırı
politikalarına
değinerek
Irak’taki işgali
protesto etti:
“ABD, her tür
yalanı söyleyerek Irak operasyonunu
gerçekleştirdi. Kaynaklarını savaşa ve
silahlanmaya kaydırdığı için Katrina
kasırgası gibi doğal afetlerin etkilerinden
kendi halkını korumada çok çaresiz
kaldı” dedi. Son dönemde ülke
gündemine oturan AB tartışmalarında;
“Avrupa Birliği, sermayenin oluşturduğu
ekonomik bir birliktir. Bu nedenle, biz
emekçiler için bir umut değildir” dedi
ve Konfederasyonumuz DİSK’in 12
Eylül’ün Yıldönümü’nde yapılması
hedeflenen mitingin ertelenmesini
yönelik kararı eleştirdi.
Metin Solmaz (Gebze Şube)
DİSK’in Yönetim
Kurulu’nun 12
Eylül
Yıldönümü’nde
İstanbul
mitinginden
çekilme kararını; “sonuna kadar
destekliyorum” dedi. Sendikamızın
büyüyüp bir güç olabilmesi için
örgütlenmesi ve yeni sendikal kadroların
yetiştirilmesinin önemine değindi.
Sendikamızın demokratik işleyişinde
aksaklıklar yaşandığını ve bunları
düzeltebilmek için de sorunların açıkça
konuşulmasının önemine vurgu yaptı.
Sendikal işleyişimizin doğru raylara
oturabilmesi için gerçekten motivasyona
ihtiyaç olduğunu söyledi.
olduğunu hatırlattı. Sendikamızın
işkolunda belirleyici sendika olması için
örgütlenmek kadar, kararlı bir duruşun
da zorunlu olduğunu söyledi.
Metin Muslu: (Kocaeli Şube):
DİSK’in Genel
Kurul
Kararları’nda
Avrupa Birliği
sürecinin
destekleneceğinin
açıkça belirtilmiş
olmasına rağmen
net bir tutum sergilenmediğini belirtti.
Genel Başkanımız Adnan
Serdaroğlu’nun yaptığı konuşmaya
değindi. “Gerçektenden de icraatın
içinden ve gönlümüzü hoş tutan bir
konuşmaydı. Dünya sendikalarıyla
geliştirilen işbirliği ve bunun örgütlenme
faaliyetlerimize katkılarını aktardı” ve
bu dayanışmayı önemsemekle birlikte
asıl önemli olanında ülkemiz sendikaları
arasında birlik olmanın gereğine vurgu
yaptı. “Bizler, sorumluluk taşıyan
insanlarız. Birlikteliğin önündeki küçük
hesaplara düşmemeliyiz” dedi.
Birleşik Metal-İş
Ekim 2005
Erol Bektaş (Bursa-Eskişehir Şube)
12 Eylül
Yıldönümü’nde
DİSK’in
mitinginden
çekilme kararını
desteklediğini
belirtti.
Sendikamızın büyümesinin önemine
vurgu yaparak; “Dış örgütlenme
çalışmaları kadar iç örgütlülüğümüze
de önem verilmesini istiyorum” dedi ve
ayrıca bölgesindeki sorunlu işyerleri
için hemen bir çalışma yapılmasının
zorunluluğuna dikkat çekti. Gönen
Kemal Türkler Eğitim ve Dinlenme
Tesisleri’nin amacına uygun olarak
Hüseyin Can (Gebze Şube)
kullanılmasının önemini vurguladı.
Sendikamızın
Sendikamız içinde açık ve samimi
temsilci ve
davranmanın önemine vurgu yaptı: “Yüze
kadrolarının
gülen ama arkadan eleştiren olmamalıyız.
kendilerini
Kapalı kapılar ardında kalmayalım” dedi.
sendikamızın ve
sınıfın
Engin Kulu (Gebze Şube)
ihtiyaçlarının
Son dönemde
önüne koymaması gerektiğini belirtti.
ülkemizde
“Çalışanlar bizlerden, sendikamızdan
yaşanan sosyal ve neler bekliyor biz asıl onlara bakalım”
politik
dedi. Sendikal kadroların
yetiştirilmesinde, eğitimin önemine
gelişmelere
değindi: “Ülkede vurgu yaptı. “Eğitimin olumlu etkisi
oluyor ama sürekliliğinin sağlanması
çeşitli
provakasyonlarla gerekiyor” dedi. Türk Metal’in saldırısı
sonucu Sendikamızdan kopartılan
emekçi halk birbirine düşürülmek
istenmektedir. Bu tablo bizlere, 12 Eylül Çolakoğlu sürecinde yaşanları aktardı.
“Görüştüğümüz üyelerimizin çoğunluğu
1980 öncesini hatırlatıyor. Kardeş
işverenin baskısı sonucu istifaya
kavgasını önlüyorum gerekçesiyle
zorlandıklarını ifade ettiler” dedi.
yapılan 12 Eylül darbesi, işçi sınıfına
Telat Çelik (Kocaeli Şube)
yapıldı. Tam da böyle bir süreçte;
Katıldığı
DİSK’in mitingden çekilmesini değil,
uluslararası
barış ve kardeşliği öne çıkarması
eğitimden Türkiye
gerektiğini düşünüyorum.” dedi. AB
sürecini değerlendirerek, sosyal devletin ve dünya sendikal
hareketine yönelik
işsizlik ve yolsuzluk sorununu
edindiği
çözemeyeceğini belirtti: “Kapitalistler,
izlenimlerini
işsiz kitlenin işçi sınıfına karşı
paylaştı.
kullanabileceği bir koz olarak kalmasını Sendikamızın demokratik bir işleyişinin
isterler” dedi.
olduğunu belirtti. İşyerinde işten
atılmalar ve sonrası yapılan eylemleri
İsmail Sungur (Gebze Şube)
aktardı: “Temsilci arkadaşımın da
Sendikamızın
bulunduğu 16 arkadaşımız işten çıkarıldı.
demokratik
Direniş de Örgütlenme Genel Sekreterim
işleyişi ve tabanın sabahın köründe bizimle birlikte olurken,
söz ve karar
16 arkadaşımı bir araya getiremedim.”
sahibi olması
dedi. Genel Başkanımız Adnan
ilkesinden hareket Serdaroğlu’nun “Meyve dalın ucunda
bu meyveyi almak gerekiyor” sözlerine
ederek;
“Sendikamızın küçülmesine ve yanlışlara atıfta bulunarak; “Ya tozu dumana
katacağız ya da arkada kalıp toz
çözüm üretilmesine seyirci kalmadık.
Demokratik ve tüzüksel bir hakkımızı yutacağız” dedi.
kullandık” dedi. Sorunun örgüt içinde Elif Ulutaş (İzmir Şube)
çözülemediği için yargıya gidildiğini
Serbest
söyledi. Sendika içinde tüm sorunların
bölgelerdeki
açıkça konuşulmasının dedikodu
çalışma
mekanizmasını engelleyeceğini
koşullarını
belirterek, “Anlamadan, dinlemeden
açıklayan bir
konuşma yaptı:
konuşmakta doğru değildir. Bu
“Fabrikamızın
kurullarda, her tür gelişme açıkça
bulunduğu
serbest
bölgeler;
yerli ve
konuşulmalıdır” dedi.
PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com
yabancı sermayeye rekabet avantajı
sağlamak üzere oluşturulan, vergi
muafiyetleri, teşvikler ile desteklendiği
bölgelerdir. Serbest bölgelerde çalışan
on binlerce işçi, yaşam ve çalışma
koşullarının iyileştirilmesini
istemektedirler. Daha fazla serbestlik
sadece sermayeye değil, işçilere de daha
fazla serbestlik getirecekse bir anlam
kazanacaktır” dedi. Grev sürecinde FTB
işçileri olarak bir ilke imza attıklarını,
serbest bölgelerdeki ilk grevi
gerçekleştirdiklerini belirtti.
Lütfü Erdoğan (Gebze Şubesi)
Konuşmasının
başlangıcında
işyerinde yaşadığı
işyeri sorunlarını
paylaşmak için
söz aldığını
belirtti: “İşveren,
sorunlarını bire bir
işçi arkadaşlarla çözmeye çalışıyor,
sendikadan istifaya zorluyor” dedi.
Sendika içinde örgüt dostluğunun
yaşatılmasını vurgu yaptı. “Zor bir
süreçten geçiyoruz. Sermayenin işçi
sınıfına karşı bir saldırısı var. Biz hala;
Sendikamızda eleştiri yapma adına
birbirimizi yıpratıyoruz. Tabii ki eleştiri
de yapılmalı ama biraz da olumlukların
da görülmesi gerektiğini düşünüyorum.
Herkesin elini taşın altına koymasını
istiyorum” dedi..
Hasan Şimşek (Anadolu Şube)
Genel Temsilciler
Kurulumuza ilk
kez katılan
Baştemsilcimiz
Hasan Şimşek;
coşkulu dolu, kısa
ve öz bir konuşma
yaptı: “Bu çatı altında sizlerle bir
likte olmaktan çok mutluyum ve gurur
duyuyorum. Burada bu konuşmayı
yaparken çok heyecanlanıyorum.
İşyerindeki tüm arkadaşlarımın selamını
iletiyorum. Şuna inanıyorum ki;
Sendikamızla elle verdikten ve
örgütlülüğümüz öne çıkarabildikten
sonra bir çok sorunumuzun çözüleceğine
inanıyorum” dedi.
7
Mehmet Rıza Özadlı (Gebze Şube)
Son dönemde
Erdemir,
Seydişehir
Alüminyum,
Tüpraş, Telekom,
ve THY vb.
ülkemiz
değerlerinin birbirini ardı sıra
özelleştirme adı altında ulusal ve
uluslararası sermayeye peşkeş
çekildiğini söyledi. Ama emek
cephesinin buna karşı bir karşı duruş
sergileyemediğini, saldırının olduğu
işyerlerindeki emekçilerin yalnız
kaldığını söyledi. İşyeri temsilcilerinin
görev ve sorumluluklarının önemini
vurgulayarak; “Bizler geçmişten
alığımız misyonu geleceğe taşımakla
yükümlüyüz. 15 yıl önceki arşivdeki
bilgilerin elden ele dolaştırılmasını
garipsiyor ve eleştiriyorum” dedi.
Ayhan Ekinci (Bursa-Eskişehir
Şubesi)
DİSK’in 12 Eylül
Yıldönümü’ndeki
aldığı kararın
işyerinde üyeler
tarafından olumlu
karşılandığını
söyledi. Kemal
Türkler Eğitim ve Dinlenme
Tesisleri’nde büyük bir emeğin
harcandığını söyledi: “Tesislerin; bu
örgütün üzerinde kambur olduğunu ve
özele verilmesini savunanlar bugün
eleştiriyor. Tesisler; zarar etmediği gibi
son iki yıldır da kar ediyor”. Sendika
içi sorunlarda farklı düşünenlerin
olmasının normal olduğunu belirterek;
“Eleştiriler mutlaka olacaktır ama sırf
muhalefet etmek için de yapılmamalı.
Eleştiri yönetirken de üslup ve tarzımızın
da örgüt disiplini içinde olmalıdır” dedi.
Muzafer Çetinkaya (Anadolu Şube)
DİTAŞ işyerinde
Türk Metal’in
saldırısı hakkında
ayrıntılı bilgi
verdi: “8 ay
direniş ve 8 ay
grev boylarında
onurlu bir mücadeleden gelen
işyerimizde, yeni bir saldırı ile karşı
karşıya kalındı. DİTAŞ işçileri,
ekonomik açıdan zor durumda
olmalarına ve işverenin baskısına
rağmen bugüne kadar sendikasına sahip
çıktı. Yaklaşmakta olan toplu sözleşmeni
sürecinin önüne kesmek ve sendikal
örgütlülüğümüzü dağıtmak isteyen
işveren, Türk Metal ile işbirliğine girdi.
Aksaray’dan eli sopalı adamlarla saldırı
düzenlendi. Bu saldırı geri püskürtüldü”
dedi ve DİTAŞ’ta mücadelenin uzun
soluklu ve çetin geçeceğini söyledi.
8
Birleşik Metal-İş
Ekim 2005
Toplantının sonucunda, Genel
Temsilciler Kurulu hazırlık
komitesi adına sonuç bildirgesini,
Paksan işyeri Baştemsilcimiz Rıfat
Codura tarafından okundu.
Yapılan oylama sonucunda, tüm
kararlar oybirliği ile alındı.
Genel Temsilciler Kurulumuz,
gündemindeki konuları
görüşerek aşağıdaki bildirinin
örgütümüze ve kamuoyuna
açıklanmasına karar vermiştir.
Metin Çelik (İstanbul 2 Nolu Şube)
Ülkemizde, siyasi
partilere duyulan
güvensizliğin ve
bunun toplumda
yarattığı tahribatı
değerlendirdi.
“Siyasi partilere
duyulan güvensizliğin aynı zamanda
siyasete ve kurumlarına olan
güvensizliği de göstermektedir.
Siyasetçiler, umut bağlananlar vatandaşı
sürekli bir hayal kırıklığına uğrattılar”
dedi ve emek örgütlerinin üyeleri
arasında güvensizlik yaratmamaya özen
göstermesinin önemine vurgu yaptı.
Sendikamız Çorlu Bölge
Temsilciliği’nde yapılan görev
değişikliğine yönelik eleştirilerini söyledi.
“Fabrikamızın örgüte kazandırılmasında
bu arkadaşımızın büyük emeği vardır” dedi.
Ahmet Durak (Kocaeli Şube
Başkanı)
12 Eylül Askeri
Hareketini
değerlendirdi:
“Temennim bir
yığın hak gaspının
Ali Rıza İkisivri (İstanbul 1 Nolu
yaşandığı 12
Şube Başkanı)
Eylül’den gerekli
dersler çıkarılmıştır” dedi. Ülkemizde
Genel Temsilciler
yaşanan ekonomik ve siyasi gelişmelerin
Kurulu’nda
dünyadan bağımsız olmadığını vurguladı:
konuşma yapmak
“ABD,
kendi krizini açmak için dünyaya
istememesine
meydan okuyor. 11 Eylül sonrası
rağmen toplantıyı
Afganistan ile başlayan Irak işgali ile
önemsediği için
devam eden süreç, İran ve Suriye’yi
konuştuğunu belirterek; “Temsilciler
Kurulumuz, bu sendikanın fidanlığıdır. hedef aldı” dedi. Dünyada haksızlığa
Burada yetişen insanlar, bu örgütü ileriye uğrayan milyonlarca insanın, “hak ve
adalet için, iş ve aş için, insan hakları
taşıyacak kadrolardır” dedi.
ve özgürlük için” mücadele etmedikleri
Sendikamızın temel hedefinin işkolunda
sürece adaletsizliğin önlenemeyeceğini
belirleyici sendika olması için
söyledi.
örgütlenmesi gerektiğini vurguladı:
“Otomobil-İş ve Maden-İş birleşmesi de Selçuk Göktaş (Genel Sekreter)
bu hedefin bir parçasıdır” dedi.
Sendikamızın örgütlü olduğu ama farklı
Sendikamızın “birleşik” sıfatını aldığı
nedenlerle de olsa iç örgütlülük
süreçte yönetici olarak katkı sunduğu
sorunlarının
söyledi. “Ümit ediyorum ki son
yaşadığı
dönemde örgütlenen işyerleri aidatlı
işyerlerindeki
üyeliğe dönüşür” dedi.
karşılaşılan
Murat Akdeniz (İstanbul 2 Nolu
Şube Başkanı)
Emeğe karşı
sadece
Türkiye’de değil
tüm dünyada
topyekun bir
saldırı
politikasının yürütüldüğünü ve bu saldırı
karşısında dünya emekçilerinin birlikte
hareket etmesinin önemini belirtti:
“Sendikal birlikteliklerin kurulması
ihtiyacı zaman zaman dile getirilmesine
rağmen bir adım atılamıyor. Sermayenin
küresel saldırısı karşısında emeğin de
küreselleşmesi kaçınılmaz bir süreçtir.
Acaba biz bu ihtiyacı düşünürken kendi
bulunduğumuz alanlarda bu birlikteliği
ne kadar yakalayabiliyoruz” sorusunu
yöneltti. “Bu birliktelikler sağlanırken
tabii ki öncelikle kendi iç dinamiklerini
güven temeline oturtması gerekiyor”
dedi.
sorunları paylaştı.
Hassas bir
süreçten
geçildiğini
belirterek; bu süreçte temsilcilerimizin
sorumlu davranmasının önemini
vurguladı. “Bu örgüt sizin, bu örgütte
yaşanan kimi sorunları ya da sorun
olmayan kimi noktaları sorun gibi
göstermeye çalışanlar mutlaka olacaktır”
ve örgüt içi sağlıklı bir iletişim ağının
örülebilesi için her temsilcimizin
bilgilendirmeyi talep etme hakkı
olduğunu hatırlattı. Sendikamızın
işkolunda belirleyici sendika olması için
örgütlenmek kadar, kararlı bir duruşun
da zorunlu olduğunu söyledi.
Marmara Üniversitesi
İktisadi ve İdari Bilimler
Fakültesi’nden Prof. Dr. Osman
Altuğ'da Genel Temsilciler
Kurulumuzda, Türkiye ekonomisi
hakkında "renkli" bir tebliğ sundu.
PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com
Temsilciler Kurulu Sonuç Bildirgesi
Genel
Temsilciler
Kurulumuz
ülkemiz, işçi
sınıfımız ve
sendikal
hareketimiz
açısından sıcak gelişmelerin yaşandığı
bir dönemde toplanması, Kurulumuzun
da gündeme müdahale edebilmesi ve
inisiyatif alması açısından isabetli
olmuştur.
Temsilciler Kurulu toplantımızın,
sendikal birliğimizin 12. yıldönümü
haftasına denk gelmesi Kurulumuzu
daha da anlamlı kılmaktadır.
Kurulumuz; Sendikamızın temel
ilkesi olan birlikten yola çıkarak metal
işçilerinin iş, güç ve eylem birliği için
örgütsel tüm olanaklarını seferber
etmesi gerektiğini bir kez daha önemle
vurgulamaktadır. Bu kapsamda
sendikamız iç ve dış örgütlenmesine
özel bir önem verilmesi gerektiğine
inanmaktadır.
Sendikamızın Birleşme
Yıldönümlerini kuruluş yıldönümü
anlamında her yıl geniş kapsamlı ve
amacına uygun etkinliklerle örgütsel
şölen biçiminde kutlanmasını tavsiye
etmektedir.
Kurulumuz; 12 Eylül 1980 Askeri
Darbesinin 25. yılına denk gelen bu
toplantıda söz konusu Darbenin tüm
yasal, hukuksal, iktisadi sosyal
sonuçlarının kaldırılmasını ve
muhataplarının yargı önüne çıkarılması
için gerekli tüm girişimlerde bulunulması
gerektiğine inanmaktadır.
Bu amaçla Konfederasyonumuz
DİSK’in gerekli tüm hukuksal
girişimlerde bulunmasını önermektedir.
Bununla birlikte
Konfederasyonumuz DİSK’in 11 Eylül
2005 tarihli mitingden çekilme
gerekçelerinin
belirtildiği bir
bildirinin en kısa
sürede örgütlü
bulunduğumuz
işyerlerinde
okunmasını
öneriyoruz.
Bölgemizdeki emperyalist işgalin
sürdüğünü belirleyen Kurulumuz; Irak
işgaline son verilmesini ve
Ortadoğu’da ezilen tüm halkların kendi
kaderlerine tayin edebilme hakkına
saygı duyulması gerektiğini
belirlemektedir.
Türkiye Cumhuriyeti’nin bölgede
82 yıldır sürdürdüğü “yurtta barış,
dünyada barış” ilkesinin egemen
olması gerektiğini önemle vurgularken,
Amerikan emperyalizminin ülkemize
yüklediği büyük Ortadoğu hedefinin
ileri karakolu olma misyonunu da
şiddetle reddeder.
Ulusun ortak mülkiyeti olan sanayi
işletmelerinin adeta oldu-bittilerle
özelleştirilmesi furyasında sona gelindi.
Seydişehir, Telekom, Erdemir,
Tüpraş,THY gibi son kalelerin de
düşmek üzere olduğunu tespit eden
Kurulumuz; başta işçi sendikaları olmak
üzere, özelleştirme karşıtı tüm
güçlerin birlikte mücadele platformu
oluşturulması gerektiğine
inanmaktadır,
Kurulumuz; özelleştirme
uygulamalarının da bir sonucu olarak
ülkede işsiz sayısı 10 milyonu aşmış
ve işsizlik ülkemizin temel sorunlarından
biri olduğu tespitinden hareketle;
l IMF ve Dünya Bankası patentli
programlardan vazgeçilmesini,
l Dış borç ve faiz ödemelerinin
durdurulmasını,
l Üretim ve istihdam arttırıcı
yatırımlara yönelinmesini,
l Güçlü olanın kazandığı serbest
piyasa ekonominin terk edilmesini,
l Halkımızın gereksinimleri
temelinde yeniden Planlı ekonomiye
dönülmesini gerekli görmektedir.
Kurulumuz; yeni yasama
döneminde gündeme gelecek olan
Sendikalar Yasası, Toplu İş Sözleşme
Grev ve Lokavt Yasası, Sosyal Güvenlik
Yasası ile Kıdem Tazminatı Fonu Yasa
Tasarılarına ilişkin olarak gerekli
hazırlıkların yapılarak eylemler
sürecine dönüştürülmesi gerektiğini
vurgulamaktadır.
Kurulumuza saygı ile sunulur
Birleşik Metal-İş
Ekim 2005
9
Temsilcilerimiz, Gönen Kemal
Türkler Eğitim Tesislerimizde 7
günlük Kadro eğitimine katıldılar
7 günlük
eğitimler
18-25 Eylül 2005 tarihlerinde yaptığımız
bu 7 günlük eğitimlerde, her şubeden bir
kişinin katılımıyla yazı kurulu oluşturduk.
Sonra sube arkadaşlarımızla birlikte
yazılarımızı hazırladık..
Bir zamanların
“İşçi Üniversitesi”
olan tesislerde
geçirdiğimiz 7 gün,
belleklerimizde
derin izler bıraktı...
İstanbul 1 Nolu Şube temsilcileri
İstanbul 1 Nolu temsilcileri olarak
bir haftalık Eğitim Programı’nda gerek
hocalarımız gerek diğer temsilci
arkadaşlar ile kısa sürede kaynaşarak
eğitim çalışmalarını daha sıcak ve
samimi hale getirdik.
Gebze Şubesi Temsilcilerinin sesi
Onurlu geçmişimizden aydınlık
geleceğimize katkı sunacak, emek
sınıfının ilk sesi olan temsilcilerle
birlikte aynı görev ve sorumlulukta
yaptığımız eğitim geleceğimize yön
verecek bilgi, donanıma sahip ve
sahiplenme duyguları doruğa çıktı.
aşabilme gücüne sahip olduklarını
anladık.
Birlikte sorunlarımızı tartıştık,
konuştuk, araştırdık, inceledik ve yine
gördük ki, sermayenin sömürüsüne
karşı, dik, kararlı duruşumuzu
göstermek iç ve dış örgütlülüğümüzü,
mücadeleci emek sınıfının uluslar arası
alanlarında örgütlenmeyi sağlamaktır.
Bizim emekçinin tek gücü
örgütlülüğüdür. Bu onunla
mücadelemizden hiçbir zaman
vazgeçmeyeceğiz, kazanacağız.
Günümüzde sermayenin var olan
haklarımıza durmak bilmeyen
saldırılarına karşı cevabımız;
Emekçilerin tamamen örgütlü
mücadele ile birbirlerine sımsıkı
kenetlenmiş bağlar ile birçok engeli
Bu gücün, örgütlülüğün önüne
çıkarılan engellerin karşısına tek vücut
olarak durmamızın sendikamızın
örgütümüzü daha güçlü kılacaktır.
Yaşasın Onurlu Mücadelemiz!
İnadına Sendika, İnadına DİSK
İnadına Örgütlülük.
Kadir GEDİK/Mustafa CEYLAN/
Orhan ACAR/Cemal DEMİR/
Fehmi ELMACI/Şaban GÜNDÜZ/
Lütfü AKIN
PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com
Bu süre içerisinde çok değerli
hocalarımızın bilgilerinden
faydalandık.
Gerek örgütlülük, hukuk ve gerekse
iletişim konularında hayli yol
olduğunu görmüş olduk.
Eğitim haricinde geçirmiş
olduğumuz zamanlarda futbol,
voleybol, masa tanesi, deniz ve
havuzda bol bol neşeli zaman geçirdik.
Tesislerdeki doğal ortamın bu
derece güzel olabileceğini hiç tahmin
etmiyorduk. Buradaki insanların
sıcakkanlılığıyla ortamda hiç
yabancılık çekmedik.
Bu tür eğitimlerin daha geniş ve
kapsamlı olmasını temenni ediyoruz.
Bu aldığımız eğitimleri işyerindeki
arkadaşların çıkarları ve menfaatleri
doğrultusunda değerlendireceğiz.
Temennimiz tüm işçi arkadaşların
bu eğitimi alıp bilgilenmesi gerektiğine
inanıyoruz.
Ahmet Çetin, Yılmaz Demiral,
Sinan Kaçar, Hasan Doğan
10
Birleşik Metal-İş
Ekim 2005
İstanbul 2 Nolu Şube temsilcileri
Kemal Türkler Eğitim ve Dinlenme
Tesisleri’nde yedi günlük eğitimlerden
çok faydalandık.
tesisleri biz Birleşik Metal İşçileri
Sendikasına bağlı üyeler adına
yaptırdığı için ona şükran boraçluyuz.
Bu eğitimlerin çalışmış olduğumuz
firmalardaki üye arkadaşlarımıza da
verilmesini isteriz.
Onursal Başkanımız nasıl ileriyi
görmüşse, yöneticilerimizin de ileriyi
görmesini istiyoruz.
Tesislerimizin günümüz şartlarına
uygun tesisler seviyesine gelmesini
istiyoruz.
Allah rahmet eylesin Onursal
Başkanımız Kemal Türkler’in bu
Yaşasın sınıf sendikacılığı,
Yaşasın DİSK
Hazır DUVAN/Beytullah ÜREM/
Aydın DEMİR
Ne
Yapmalıyız?..
Kocaeli Şubesi temsilcileri
Bir haftalık temsilci eğitimini
değerlendirmeden önce öncelikle böyle
bir organizasyonu yapan sendikamıza
sonsuz teşekkür ederiz. Bir hafta
boyunca zamanın nasıl geçtiğini
anlayamadık. Gayet bilgili ve sıcak
ortamda geçen bir hafta yaşadık.
Eğitim sürecinde değerli
hocalarımızdan eksik yanlarımızı
görmemizi sağlayan ve hayata bakış
açımıza yön veren birikimlerini aldık.
İşçi sağlığı ve güvenliği:
24 Saat
İzmir Şubesi temsilcileri
Bizler İzmir Şubeye bağlı işyeri
temsilcileri olarak yedi gün boyunca
bizlere verilen eğitiminden sonra
kendimizi geliştirmiş ve bilinçli bir
yapıya kavuşmuş olarak iş yerlerimize
döneceğiz.
tanışma ve kaynaşma olanağı bulduk.
Bu da bizlere birlik ve beraberliğin,
beraber çözüm üretmenin değerini açık
bir şekilde anlattı.
Bu eğitimi bizlere sunan sendika
yönetimimize ve derslerde bizleri
bilgileri ile aydınlatan tüm değerli
hocalarımıza saygı ve teşekkürlerimizi
sunuyoruz.
Bu güzel eğitim ve tatil sitesini işçi
sınıfına kazandıran, başta rahmetli
onursal başkanımız Kemal Türkler
olmak üzere yapımında ve bugünlere
gelmesinde emeği ve alın teri olan tüm
sınıf dayanışmacılarına sonsuz şükran
ve teşekkürlerimizi sunarız.
Onursal Başkanımız Kemal
Türkler’in ismini taşıyan Gönen’deki
eğitim tesislerinde yedi gün boyunca
eğitim dışında beraber olduğumuz
arkadaşlarımızla bu tatil köyünde
Yaşasın DİSK
Yaşasın Birleşik Metal-İş
Yaşasın Sınıf Dayanışması
Hakkı SİBER/Mehmet
TOKGÖZ/Sedat BALIKÇI
Toplu iş sözleşmesi politikalarımız...
PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com
Burada öğrendiklerimiz mutlak
suretle bundan sonraki sendikal
yaşantımızda bizim çok işimize
yarayacak.
Su gibi geçen bu bir haftalık süreçte
yine anladık ki Türkiye’deki diğer
sendikalara nazaran ne kadar şanslı
olduğumuzu. Onurlu bir geçmişten
geldiğimizi ve muazzam bir mirasa
konduğumuzu. Şahsiyetli ve ilkeli bir
genel başkanın bıraktığı bu mirastan
alacağımız deneyimler bizim sendikal
yaşantımızın temeli olacaktır.
Yalnız şunu da gördük ki bu mirasın
misyonunu devam ettirmek için nasıl
ağır bir sorumluluğumuzun olduğunu
da kavradık. Çünkü biz Birleşik Metal
İş Sendikası temsilcisiyiz. Onurlu bir
geçmişimiz var. Türkiye sendikal
hareketine yön vermiş ilke ve
inançlarımızı bu günde hayata
geçirmemiz lazım.
Bugünlerde oynanmak istenen
kardeşi kardeşe kırdırma
provakasyonunu da yine işçi sınıfı çatısı
altında toplayıp kırmamız lazım.
Hepimiz değişik etnik kökenden
geliyoruz ama gayemiz bir. Çünkü biz
emekçiyiz, bir sınıfız ve ortak
çıkarlarımız var, ortak bir görüşümüz
var.
Sonuç itibariyle bir hafta boyunca
samimi ve içten sohbetler
gerçekleştirdik. İçten arkadaşlıklar
kurduk. Çok sıcak bir ortamda misafir
edildik. Kendi evimizi aramadık. Bize
bu sıcaklığı sunan ikinci evimizin
çalışanlarına da sonsuz teşekkür ederiz.
Birikimlerini ve deneyimlerini
aktaran değerli hocalarımıza teşekkür
eder ve şu cümleyi söylemeden
geçmememiz lazım; İyi ki varlar.
Mehmet GÜNSUR/Adnan
ÖZTÜRK/Sadun EKMEK/M. Ali
BAYRAK/Telat ÇELİK
Onlar gözlerimizi kapasa da,
açılar hep doksan derece...
Birleşik Metal-İş
Ekim 2005
11
Birleşik Metal-İş Temsilcisi
Nasıl Olmalıdır?
Eğitime katılan temsilcilerimiz, grup çalışmasında Birleşik
Metal-İş Temsilcisinin nasıl olması gerektiğini tartıştılar.
Tespitlerde bulundular.
GRUP : BİRLİĞİN GÜCÜ
Süleyman Hoca deneyimlerini paylaştı.
GRUP : ÖNCÜLER VE İLKELERİ
Eğitimli olmalı,
l Aldığı eğitimi anlatma kabiliyetini geliştirmeli,
l İşverenlerle arasındaki mesafeyi koruyabilmeli,
l Örgütçü olmalı, din, dil, ırk, siyaset gözetmemeli,
l Kişileri değil emeği temsil etmeli,
l Konuşmayı ve arkadaş ilişkilerini iyi bilmeli ortak karar almalıdır.
l Örgütlenmeyi iyi bilmeli, örgütlenme çalışması yapabilmelidir.
l Sendikanın tüzüğünü ve ideolojisini iyi bilmelidir.
l Gerektiğinde tek başına karar verebilme yeteneğine sahip olmalıdır (inisiyatif).
l İşyerindeki komiteleri toplayıp bilgi alışverişinde bulunmalı ve onların çalışmasını
sağlamalı.
l Özel hayatına dikkat etmeli, gözlerin üzerinde olduğunu unutmamalı.
l
Temsilci özverili olmalı, demokratik
davranmalı,
vDüşündüğünü hiçbir etki altında
kalmadan özgürce ifade edebilmelidir.
l İç örgütlülüğünü sağlar, sendikanın
ilkelerini işverene karşı savunur.
l Sadece örgütlü işçiyle yetinmeyip,
örgütsüz çalışan işyerlerini nasıl
örgütlerim diye sürekli bir gayret
içerisinde olur. Çünkü bilir ki, güçlü bir
mücadele etmek için örgütlü olmak ve
birlikte mücadele etmek şarttır.
l İşverenlerden gelebilecek her türlü
saldırıyı daha önceden sezip tedbir
almalıdır.
l İşyerlerinde görev yapan temsilciler
diğer temsilci arkadaşlarıyla sürekli
diyalog içerisinde olmalıdır. Alınacak
bütün kararları fikir birliğiyle almak ve
alınan kararın arkasında hep beraber
durmalıdır.
l Temsilci oturup kalkmasını bilen,
ahlaklı ve kültürlü olmalıdır. Sendikal
geçmişinden dersler çıkartıp, gelecekte
aynı hatalara düşmemelidir ve asla
l
Temsilci: Eğitimlidir...
GRUP : İLK SES
Gönüllü olmalı,
l Fedakar olmalı,
l Kararlı ve girişimci,
l Sendikaya sahiplenme duygusu
taşımalı,
l Hoşgörülü ve disiplinli olmalı,
l Özü sözü bir olmalı,
l Adaletli olmalı (eşitliği koruyabilen),
l Sınıf siyasetini benimsemeli,
l Stratejik davranabilmeli,
l Hitap ve anlaşılabilmeli,
l Zorluklar karşısında kırılgan olmamalı,
l Grupçuluk olmamalı,
l Sendikasına yardımcı olduğu gibi
eleştiri yapabilmeli, öneri verebilmeli,
l Sosyal faaliyetlerde önderlik etmeli,
l Kurum işveren ve işçi arasında köprü
kurabilmeli (diyalog).
l
GRUP : İŞÇİLERİN SESİ
Sendikanın Ana Tüzüğüne uygun davranış
sergilemesi lazım (uygulaması) gerekir.
l Toplu sözleşmeyi en iyi şekilde
uygulamakla görevlidir.
l İşçilerin gözünde güvenilir olmalıdır.
l Fabrika üyelerle sendika arasında iletişim
sağlamakla yükümlüdür.
l Temsilciler birbirlerine güven vermelidir.
l Fabrika içerisinde örgütlülüğü sağlamak.
l İş kanunlarını iyi takip etmelidir.
l Temsilciler ile fabrikalar arasında iletişim
iyi olmalıdır.
l Temsilci üyelaeri bilgilendirmekle
yükümlüdür.
l Temsilciler üye arkadaşların, ailesini
ve çocuklarını da düşünmek zorundadır.
önyargılı olmamalıdır.
l Temsilci işçisiyle bütün olmalıdır.
l Seçimle gelen temsilci seçimden sonra
sadece kendine oy verenlerin değil,
bütün oy verenlerin temsilcisi olduğunu
ve herkese aynı mesafede olması
gerektiğini unutmamalıdır.
l Sendikasının bütün faaliyetlerine
katılıp, orada edindiği izlenim ve
düşüncelerini işyerinde, işçi
arkadaşlarıyla paylaşmalıdır.
l Sadece işyeri sorunlarıyla değil ülke
sorunlarıyla da yakından ilgilenmelidir.
l Gerektiğinde ülke sorunları hakkında
çözüm önerileri sunmalıdır.
l Siyasi çıkarlarını işçi sınıfı çıkarlarının
üstünde tutmalıdır.
l Kendi çıkarları için, sendikayı bir
araç olarak kullanmamalıdır.
l Temsilci gerek işyerinde gerekse
işyeri dışındaki yaşantısında bir temsilci
olduğunu unutmayıp, temsil ettiği
kitleye yakışır hal ve davranışlar
içerisinde olmalıdır.
l
Eğitimin son günü,
Hep birlikte halaylar çekerek, aramızdaki dostluğu perçinledik...
PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com
12
Birleşik Metal-İş
Ekim 2005
Örgütlenme eğitimleri
Yöneticilerimiz işyerlerinde
30.09.2005 tarihinde Genel Başkanımız Adnan Serdaroğlu, Gebze Şubemizde örgütlü Areva,
15.09.2005 tarihinde Genel Başkanımız Adnan Serdaroğlu ve Genel Sekreterimiz Selçuk Göktaş,
Makine Takım ve Arpek işyerlerindeki üyelerimizi ziyaret ettiler.
Yeni üyelerimiz
haklarını öğreniyor
Sendikamız metal işçilerinin umudu olmaya devam
ediyor. Bunun sonucu olarak ülkemizin bir çok yerinde
örgütlenmeler ve örgütlenme eğitimlerimiz de tüm hızıyla
sürüyor.
Bursa Çalı bölgesindeki Akoğlu ve İzmir
Kemalpaşa’da kurulu Eren Balata işyerlerinde çalışan
işçi arkadaşlarımız Sendikamıza üye oldular.
Örgütlenmek ve sendikalaşmak bizim sendikal
anlayışımızın zorunlu bir parçası olarak bilincin bir üst
aşamaya sıçramasını da beraberinde getirmelidir. Gerçek
üye bilinçli ve eğitimli üyedir. Bu anlayıştan yola çıkarak
yeni üyelerimize yönelik eğitimlerimiz de devam ediyor.
Eren Balata’daki eğitime 37 işçi katıldı.
DİTAŞ
DİTAŞ
29 Eylül 2005 tarihinde sendikamızın Bursa’ da ki
şube binasında Akoğlu ve halen yetki süreci devam
eden Yöntek işyerlerinde çalışan 25 arkadaşımızın
katıldığı bir örgütlenme eğitimi yapıldı. 1 Ekim 2005
tarihinde ise yine Akoğlu işyerinden gelen 26
arkadaşımızla bir eğitim daha gerçekleştirildi.
2 Ekim 2005’de bu kez İzmir Şubemizde Eren
Debriyaj-Balata işçileriyle buluşuldu ve 38 yeni üyemizle
örgütlenme eğitimi yapıldı.
Sendika nedir? Sendikal yapı ve anlayışımız ve
örgütlenme sürecindeki haklarımız gibi konuların işlendiği
eğitimleri Eğitim Uzmanları Hasan Aktaş ve Gökhan
Düren sundular.
Çimsataş işyerinde üyelerimize
Performans eğitimi
SCT FİLTRE
SCT FİLTRE
ÇEMAŞ
ÇİMSATAŞ
PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com
Genel Başkanımız
Adnan Serdaroğlu,
Genel Mali Sekreterimiz
Süleyman Türker ve
Genel Örgütlenme
Sekreterimiz Özkan
Atar, Anadolu
Şubemizde örgütlü
ÇEMAŞ, DİTAŞ,
ÇİMSATAŞ ve SCT
Filtre işyerlerindeki
ziyaret ederek
üyelerimizle biraraya
geldiler.
1 ve 2 Ekim 2005 tarihinde Mersin ve Tarsus’ta
düzenlenen eğitimler üzerinden Performans konusunda
üyelerimize eğitim verildi. ÇİMSATAŞ işyerimizde
güncelliğini koruyan bu konuda üyelerimizin eğitime
ilgisi çok yoğundu.
Örgütlenme dairemiz uzmanı Hasan Arslan tarafından
verilen eğitimde; performansın hangi kriterlere göre
belirlenmesi gerektiği, ülkemizde bu konuda kullanılan
kriterlerin bilimsel bir nitelik taşımadığı ve uluslararası
alanda performans değerlendirmelerine yaklaşımın daha
objektif kriterler üzerinden yapılmaya çalışıldığı
vurgulanarak, tek başına performansı belirleme tarzlarının
değişmesi gerektiği, işçilerin ve onların temsilcilerinin,
sendikalarının taraf olarak kabul edilmesinin gerekliliğini,
tüm işyerlerinde çalışanların bu konu hakkında alınacak
kararlarda ortak bir şekilde söz sahibi olmaları gerektiği,
bunun AB ülkelerinde bir dizi ülkenin İş Yasalarında
yer aldığının altı çizildi.
Bu başarılı ve örnek çalışmanın tüm işyerlerimize
yaygınlaştırılmasının geleceğimiz ve ortak çıkarlarımız
açısından önemli olduğu tespit edildi.
Birleşik Metal-İş
Ekim 2005
13
Şube Yönetim Kurullarımız ile ortak toplantılar yapılıyor...
Anadolu Şubesi
İç örgütlülük hedefi
Şube Yönetim Kurulu ve Şube Temsilciler Kurulu 09.09.2005
tarihinde toplandı.
Genel Merkez Örgütlenme Dairemiz,
Genel Merkez Yönetim Kurulumuzun almış
olduğu karar doğrultusunda şube
yönetimlerimizle görüşmelerine başladı.
İlk görüşme 28 Eylül 2005 tarihinde
Kocaeli Şubemizle, ikincisi, 29 Eylül’de
Gebze şubemizle birlikte yapıldı.
Genel Sekreterimiz ve Genel Örgütlenme
Sekreterinin de katıldığı toplantılarda şu
konular üzerine görüşme yapıldı;
1.Mevcut işyerlerimizin sorunları,
2.Mevcut işyerlerimizin iç örgütlülük
durumlarının değerlendirilmesi,
-İşyeri komitelerinin yapılandırılmasının
değerlendirilmesi,
-İşyeri ve şube komisyon ve bürolarının
durumu,
-İşyerinde taşeron, geçici işçi vb.
değerlendirilmesi,
-İhtiyaçlar ve yapılacakların
planlanması(toplantı, çalışma, eğitim vb.)
3.Kritik işyerlerimizde yetki dönemi öncesi
özel çalışma planlanması,
4.Dış örgütlenmeye yönelik olarak, şube
ve örgütlenme uzmanlarının üzerinde çalışma
yürüttüğü işyerleri, hedeflenecek işyerlerine
yönelik planlama yapılması,
5.Genel olarak şube yönetiminin
sendikadan beklentileri, önerileri ve görüş
alışverişi.
Yapılan toplantılara şube yönetimlerimiz
tam kadro ile katıldılar. Toplantılarda şube
yönetimlerimiz örgütlü işyerlerindeki mevcut
durumları, problemli olan bazı işyerleri ve
örgütlenme süreci içerisinde ortaya çıkan ve
halen sürmekte olan sorunları anlattılar. Ayrıca
Sendikamız genel merkezinden gerek işyeri
örgütlenmesi ve gerekse sürmekte olan bazı
TİS görüşmelerinde ortaya çıkan sorunların
çözümünde destek talep ettiler.
Bu toplantılara genel merkez örgütlenme
dairesinden uzmanlarımız da katıldı.
Sonuç olarak,
Örgütlü olduğumuz işyerlerinde mevcut
iç örgütlülüğümüzün daha da geliştirilmesi
ihtiyacı olduğunu, bunun için şubelerimizle
örgütlenme uzmanlarımızın işyeri komiteleri
yönetmeliği çerçevesinde sorunları ele alıp
iç örgütlülüğümüzü daha ileri bir noktaya
taşımaları gerektiği, işyeri komisyon ve
bürolarının, şube komisyon ve bürolarının
aktif çalışır bir duruma getirilmeleri için özel
çaba sarfetmelerinin gerekli olduğu ortak bir
şekilde tespit edildi.
Şubemizde yeni örgütlendiğimiz SCT Filtre San. işyeri için
komite üyeleriyle birlikte hazırlanan toplu iş sözleşmesi taslağımız
işyerine verildi ve ilk toplantı 26 Eylül 2005 tarihinde
gerçekleştirildi
30.08.2005 tarihinde Çimsataş İşyeri Sendika Temsilciliği
tarafından üye eş ve çocuklarının da katıldığı bir gezi düzenlendi.
Şubemiz TÜPRAŞ’ın özelleştirilmesine karşı Petrol-İş
Sendikası’nın Ankara’da gerçekleştirdiği “TÜPRAŞ Halkındır
Satılamaz!” basın açıklamasına destek verildi.
Bursa-Eskişehir Şubesi
Bursa-Eskişehir Şubemizde örgütlü Asil Çelik işyerinde
Sendikamız İşyeri Temsilciliği tarafından düzenlenen
Bölümlerarası Bahar Futbol Turnuvası’nda heyecan sona erdi.
Turnuvanın final karşılaşmasında Çelikhane Bakım
şampiyonluğu elde etti. Turnuva’nın 2.’liği Atölyeler, 3.’lüğü
Çelikhane-II aldı ve en centilmen takım Orta Kesit Haddehane
oldu. Attığı 6 golle Alpaslan İlgin Turnuva’nın Gol Kralı seçildi.
Yine ilgili bölgelerde bir taraftan iç
örgütlülüğümüzü daha iyi bir noktaya
taşımaya çalışırken, diğer taraftan başlanmış
bulunulan dış örgütlenmelerin, yani
örgütlenmesine yeni başlanan işyeri
örgütlenmelerinin olumlu şekilde
sonuçlandırılması için gerekli önlemlerin
alınması ve aynı zamanda tespit edilen bazı
başka işyerlerinin de örgütlenmesi için şubegenel merkez-uzman çalışması çerçevesinde
planlama yapılarak pratik adımların atılması
yönünde ortak fikirler oluşturuldu.
Genel Merkez Yönetim Kurulumuzun
aldığı bu karar çerçevesinde diğer
şubelerimizle yapılacak toplantıların planı
yapıldı. Önümüzdeki günlerde bu
şubelerimizle ortak toplantılarımız
yapılacaktır.
Gebze Şubesi
Şube Temsilcileri Kurulumuz, 10.09.2005 tarihinde
gerçekleştirildi. Kurul sonunda tartışılan konular bir sonuç
bildirgesi ile üyelerimize duyuruldu.
Şube Yönetim Kurulumuz, Acarer, Poly Metal ve Polmed
işyerlerini ziyaret ederek üyelerle birlikte sohbetler gerçekleştirildi.
Şubemizde örgütlü Sarkuysan Elektrolik işyerinde çalışanların
çocukları için toplu sünnet töreni 20.08.2005 tarihinde Çayırova
Cam Fabrikası Sosyal Tesisleri’nde gerçekleştirildi.
Artık, Bakan bile işverenlerin sendikalara karşı gösterdikleri olumsuz tavırları
dile getirme gereği duydu.. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat
Başesgioğlu, “İşyerine sendika girdiğinde, işverenin aklı çıkıyor.” dedi...
Sayın bakandan, sosyal haklarımızı tırpanlayan “Sosyal Güvenlik Reformu!”
yerine, sendikal örgütlenmeyi engelleyen yasaları kaldırmayı gündemine
almasını bekliyoruz...
PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com
14
Birleşik Metal-İş
Ekim 2005
12 Eylül’ün 25. yıldönümü
Ne unutur,
ne affederiz!
Ülkemizi karanlık bir döneme
mahkum eden 12 Eylül 1980 Askeri
Darbesi’nin üzerinden 25 yıl geçti. 12
Eylül’de bütün toplum cezaevine
dönüştürüldü. 650 bin kişi gözaltına
alındı, 210 bin davada 230 bin kişi
sıkıyönetim mahkemelerinde yargılandı
ve 14 bin kişi vatandaşlıktan çıkarıldı.
Bütün demokratik kurumlar,
örgütlenmeler tasfiye edildi. Anayasa
ve yasalar 12 Eylülcülerin zihniyetiyle
yeniden yapıldı.
12 Eylül Askeri Darbesi’nin 25.
yıldönümünde düzenlenen basın
açıklaması, miting vb. eylemlerle bir
kez daha kınandı. Konfederasyonumuz
DİSK, İstanbul/Taksim Meydanı’nda
bir basın açıklaması eylemi düzenledi.
DİSK Genel Başkanı Süleyman
Çelebi, yaptığı konuşmada 12 Eylül
darbesinin geçerliliğini koruduğunu ifade
etti ve 12 Eylül döneminde hazırlanan
Anayasa’nın temel hükümleriyle
yürürlükte olduğuna dikkat çekti.
Konfederasyonumuz DİSK, geçen
yıl, 12 Eylül döneminin generallerinin
yargılanması ve cezalandırılması için
suç duyurusunda bulunmuştu. Bu suç
duyurusu hakkında Ankara Cumhuriyet
Başsavcılığı tarafından işleme
konulmama kararı verilmesi ve Sincan
Ağır Ceza Mahkemesi’ne yapılan itirazın
reddedilmesi üzerine dava, 9 Eylül 2005
tarihinde Avrupa İnsan Hakları
Mahkemesi’ne gönderildi.
Ayrıca DİSK yöneticileri, işkence
gördükleri Davutpaşa Kışlası’nın içinde
bulunan Otağ-ı Hümayun’un da İnsan
Hakları Müzesi olarak düzenlenmesi
için harekete geçtiler.
12 Eylül ve DİSK
12 Eylül’de en büyük bedeli
Konfederasyonumuz DİSK ödedi. DİSK,
12 Eylül generallerinin tarafından 1980
öncesi olayların sorumlusu olarak
gösterildi.
Darbenin hemen ardından bütün
grevler askıya alınırken 500 bin üyeli
DİSK kapatılarak varlıklarına el konuldu. 5 bin 430 yönetici ve temsilci gözaltına
alınarak ağır işkencelerden geçirildi. Belki de dünyanın en büyük sendikal davalarından
biri olan DİSK davasında; 1477 kişi yargılandı ve 84 DİSK yöneticisi ve işçi önderi
hakkında idam istendi.
Dava sonunda sanıkların tümü beraat etti. Askeri Yargıtay’ın Temmuz 1991’de
kapatma kararını kaldırdığı DİSK, Aralık 1991’de Genel Kurulu’nu toplayarak
çalışmalarına yeniden başladı.
Bolu Toplantısı
Konfederasyonumuz
DİSK, 14-15.10.2005
tarihleri arasında Bolu’da
“Türkiye’de Ekonomik ve
Siyasal Gelişmeler ve
Solun Geleceği” konulu
bir toplantı düzenledi.
Ülkemizdeki ekonomik ve siyasi gelişmelerin ele alındığı toplantıya; çok sayıda
akademisyen, gazeteci, sanatçı, siyasetçi ve sendikacı katıldı.
Bolu Toplantısı sonrası 16.10.2005 tarihinde toplanan DİSK Başkanlar Kurulu
Sonuç Bildirgesi’nde ise; “Bu toplantıyla, DİSK’in parti kurması
amaçlanmamaktadır. Daha öncede belirtildiği gibi DİSK, bir sendikal örgüttür,
parti kurmaz, parti işlevi üstlenmez.” denildi.
PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com
Emeklilerden Toplu Sözleşme Eylemi
DİSK bağlı Tüm Emekliler Sendikası (Emekli-Sen), “toplu
sözleşme!” talebiyle 11 Ekim 2005 tarihinde eylemdeydi.
“Sadaka değil toplu sözleşme istiyoruz” sloganları ile Galatasaray Lisesi
önünde toplanan Emekli-Sen üyeleri, “Toplu Sözleşme Hakkı İstiyoruz”
yazılı pankartın arkasında kortej oluşturarak, Taksim Meydanı’na kadar
sloganlar eşliğinde yürüdü.
Emekli-Sen adına yapılan açıklamada, Anayasa’nın 90. maddesinde
yapılan değişikliğe rağmen örgütlenmenin önünde birtakım engeller
bulunduğu savunularak, emekliler ile ilgili sendikal yasanın çıkarılıp toplu
sözleşme hakkı verilinceye kadar eylemlerin devam edeceği bildirildi. Ve
ayrıca, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın, emeklilerin 2000 yılından
kalan TÜFE alacaklarının olmadığı yönündeki açıklamalarına da tepki
gösterildi.
Coca Cola İşçileri hakkını arıyor
Coca Cola’nın
dağıtımını üstlenen
Trakya Nakliyat AŞ
tarafından,
DİSK/Nakliyat-İş
Sendikası’nda
örgütlendikleri
gerekçesiyle işten
çıkarılan işçiler,
sendikal haklarının
engellenmesini Coca
Cola’nın Türkiye ortağı Anadolu Grup binası önünde oturma eylemi ile
protesto etti. DİSK’in başlatmış olduğu “Coca Cola İçme!” kampanyası,
Emek Platformu toplantısında gündeme getirildi ve kampanyaya destek
verildi.
Türk ve Yunan Sendikaları ortak konferansı
Türk ve Yunan Sendikaları Ortak Konferansı, Türkiye, KKTC, Yunanistan
ve Güney Kıbrıs Rum kesiminden toplam 11 sendikanın katılımıyla 1617 Eylül 2005 tarihinde Taksim Metro Park Otel’de toplandı.
Konferansın açılış konuşmasını yapan DİSK Genel Başkanı Çelebi, bu
toplantının ilkinin 5-6 Şubat 2003’te Atina’da gerçekleştirildiğini hatırlatarak,
2 gün sürecek toplantıda Kıbrıs, Türkiye ve Yunanistan’daki işçi
hareketlerinin genel durumu ile sendikaların bölge barışına yapacağı
katkıların ele alınacağını söyledi. Çelebi, sendikaların, halkların dostluğu
için karşılıklı yardımlaşma ve işbirliği, sosyal ve ekonomik kalkınmada da
sorumluluk duygusuyla çalışacağını belirtti.
Yunanistan İşçi Sendikaları Konfederasyonu (GSEE) Genel Başkanı
Hiristos Polizogopoulos ise Türkiye, Yunanistan ve Kıbrıs’taki sendikalar
arasında işbirliğini geliştirmek amacıyla genel sekreterlik kurulmasını
önerdi.
Birleşik Metal-İş
Ekim 2005
ÇALIŞMA YAŞAMINDAN
Yoksulluk ve Açlık Sınırı
Dört kişilik
ailenin gıda
harcamalarının
yanı sıra konut,
ulaşım, giyim,
sağlık, eğitim
gibi ihtiyaçları
dikkate alınarak
hesaplanan
yoksulluk sınırı, Eylül ayı için: 1.601 YTL olarak hesaplandı.
Açlık sınırı olarak belirlenen, dört kişilik bir ailenin
yeterli beslenebilmesi için gerekli aylık gıda harcaması tutarı
ise, Eylüln ayında 527 YTL oldu.
Eylül 2005 TÜFE
(2003=100)
Bir önceki aya göre:
% 1,02
Bir önceki yılın Aralık ayına göre: % 3,93
Bir önceki yılın aynı ayına göre: % 7,99
Oniki aylık ortalamalara göre:
% 8,63
Eylül 2005 ÜFE (TEFE)
(2003=100)
Bir önceki aya göre:
% 0,78
Bir önceki yılın Aralık ayına göre: % 2,98
Bir önceki yılın aynı ayına göre: % 4,38
Oniki aylık ortalamalara göre:
% 9,54
Asgari Ücret
1 Ocak 2005 - 31 Aralık 2005 tarihleri arasında
16 yaş üstündeki çalışanlar için:
Brüt: 488,70 YTL.
Net:
350,15 YTL.
16 yaşından küçük çalışanlar için:
Brüt: 415,80 YTL.
Net : 297,92 YTL.
SSK Prim Alt ve üst Sınırı
1 Ocak 2005 - 31 Aralık 2005 tarihleri arasında
S.S.K. Prim Tabanı
Günlük: 16,29 YTL.
Aylık: 488,70 YTL.
S.S.K. Prim Tavanı
Günlük: 105,89 YTL.
Aylık: 3.176,70YTL
Kıdem Tazminatı Tavanı
1 Ocak 2005 - 30 Haziran 2005 tarihleri arasında
1.648,90 YTL.
1 Temmuz 2005 - 31 Aralık 2005 tarihleri arasında
1.727,15 YTL.
2005 Yılı için Gelir Vergisi Dilimleri...
6 bin 600 YTL’ye kadar
% 15
15 bin YTL’nin 6 bin 600 YTL’si için 990 YTL,
fazlası % 20
30 bin YTL’nin 15 bin YTL’si için 2 bin 670 YTL,
fazlası % 25
78 bin YTL’nin 30 bin YTL’si için 6 bin 420 YTL,
fazlası % 30
78 bin YTL’den fazlasının
78 bin YTL’si için 20 bin 820 YTL,
fazlası % 35
15
Sosyal Güvenlik Yasa Tasarısı
Paket şimdilik rafa kalktı
AKP Hükümeti, Uluslararası Para Fonu’na verilen
taahhütlerin tamamlanması için harekete geçti. Geçen
yasama yılında Plan ve Bütçe Komisyonu gündemine
gelen ancak geneli üzerindeki görüşmelerin
tamamlanmasının ardından görüşülmeyen Sosyal
Güvenlik Yasa Tasarısı’nın TBMM’deki maratonu
başladı. Tasarının gecikmesi, birinci gözden geçirmenin
tamamlanamamasına ve 833 milyon dolarlık kredinin
serbest bırakılmamasına neden olmuştu.
Reform Taslağı İle Önerilen Model
Sosyal Güvenlik Reformu taslağı ile, SSK odaklı bir
program uygulanacak ve sosyal güvenlik sistemi,
piyasa kurallarının geçerli olduğu yeni bir sisteme
dönüştürülecektir.
Son uygulamalarla, SSK’nın kaynakları doğrudan
özel sağlık işletmelerine aktarılacaktır.
Öncelikle uzun ve kısa vadeli sigorta kollarının
ayrıştırılması (SSK için bu uygulamaya dönüşmüştür),
bir genel sağlık sigortası kurulması, SSK, Emekli
Sandığı, Bağ-Kur ve özel sandıkları kapsayacak
biçimde sosyal sigorta kurumlarının, norm ve standart
birliği de sağlanarak tek çatı altında birleştirilmesi;
sosyal yardımların merkezi bir organizasyon tarafından
gerçekleştirilmesi ve tüm bu hizmetleri yerine getirecek
yeni bir kurumsal yapılanma, bu alandaki reform
girişimlerinin olmazsa olmazları olarak sürekli
gündeme getirilmiştir.
Sosyal güvenlik sisteminin tasfiyesi ile birlikte
doğrudan ve dolaylı vergileme yöntemiyle iki fon
oluşturulacak; sosyal güvenlik ve sağlık temel haklar
olmaktan çıkarılarak, “sadaka”ya dönüştürülecektir.
Genel Sağlık Sigortası
Genel Sağlık Sigortasının, toplumun, sosyal güvenlik
kurumları kapsamında olmayan, dolayısıyla devletin
“açık kapatmak amacıyla yaptığı katkılardan
yararlanamayan ve sayıları da 4- 20 milyon gibi bir
yakınlıkla tahmin edilen “yoksullarına” sağlık hizmeti
sağlamak amacıyla kurulacağı belirtilerek, reform
girişimine meşruiyet kazandırmak ve destek sağlamak
istenmektedir.
Gerçekte, Genel Sağlık Sigortası, Dünya
Bankası’nın da önerdiği gibi sağlığın
piyasalaştırılmasında gerekli olan araçlardan biridir.
Sağlık işletmelerine dönüştürülen devlet hastaneleri
aracılığıyla bütünüyle ticarileşen ve dönüştürülen
sağlık sisteminin finansmanı, Genel Sağlık Sigortası
ile karşılanacaktır.
Genel Sağlık Sigortası bir sağlık finansmanı aracıdır.
Bu işleyişin gerçekleşmesi, sağlık sigortası sisteminin
seçilmesi durumunda, devlet sağlık hizmeti
sağlamaktan çekilecek ve primli bir sistem yürürlüğe
girecektir. Bu seçimin anlamı, sağlığın bir hak olmaktan
çıkması, toplumsal boyutunun ortadan kalkarak
kişiselleşmiş ve özelleşmiş nitelik kazanması ve sağlık
hizmetlerinin prim karşılığı satın alınır hale gelmesi
demektir.
Sağlığın kamusal bir hak olduğu, devletçe
sağlanması ve kamu hizmeti yoluyla düzenlenmesi
gerektiği, yani ticari meta konumuna indirgenmemesi
anlayışı benimsenmelidir. Önerilen sisteme bir bütün
olarak bakıldığında sağlığın bir hak ve kamusal görev
olmaktan çıkarıldığı görülmektedir. Kurulmaya çalışılan
sistem ile sağlık piyasalaştırılmakta, sağlık hizmetleri
piyasada oluşacak fiyatlara endekslenmektedir. Prim
ödemesini zamanında yapmayanların sağlık sigortasının
sağladığı haklardan yararlandırılmaması sosyal sigorta
anlayışı ile bağdaşmayacak özel sigortacılık anlayışının
bir sonucudur. Katkı payı adı altında, bugünkü
uygulamanın da ötesinde, paralı sağlık uygulaması
yaygınlaştırılmaktadır.
İşletmeye dönüşen sağlık kurumlarında hizmetlerin
taşeronlaştırılması gündemdedir. Çalışanların
sözleşmeli personel olarak istihdamına olanak tanınması
güvencesiz istihdamı getirecektir. Sağlık gibi, doğrudan
insan etkileşimi ile gerçekleşen bir hizmetin,
sürekliliğini tehdit eden bu çalışma koşullarının
yaygınlaşması, hizmet kalitesini düşürecek bir
uygulamanın önünü açacaktır.
Genel Sağlık Sigortası, devletin prim ödeme
gücünden yoksun olanların primlerini ödeyeceği, prim
ödeme gücü olanlar, dolayısıyla çalışanlar için herhangi
bir katkı yapmayacağı esası ile kurgulanmaktadır.
Oysa asıl olan, devletin tüm yurttaşların için eşitlik
gözeterek davranmasıdır. Devlet, sağlık hizmetlerini
tüm yurttaşları için erişilebilir kılmak ve sağlık
hakkından yararlanmada tüm yurttaşlarına eşit
davranmakla yükümlüdür.
SOSYAL GÜVENLİK YASA TASARILARI
P VE SOSYAL GÜVENLİK HAKKI
A
N
E
L
Açılış:
24 Ekim 2005
Pazartesi
Birleşik Metal-İş Sendikası Genel Başkanı
Adnan Serdaroğlu
I. Tebliğ:
Sosyal Güvenlik Modelleri’nin Genel Bir Değerlendirmesi
Prof. Dr. Ali Güzel (Marmara Üniversitesi/Hukuk Fakültesi)
II.Tebliğ:
Yasa Tasarısı’nın Gerekçelerinin Değerlendirmesi
Yrd. Doç. Dr. Recep Kapar (Muğla Üniversitesi)
III. Tebliğ:
PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com
Yasa Tasarısı’nda Genel Sağlık Sigortası
Dr. Tufan Kağan (TTB)
Birleşik Metal-İş
Kemal Türkler Salonu
16
Birleşik Metal-İş
Ekim 2005
Avrupa Anayasası
Bizim İşçilerimize
Ne Getiriyor?
İşçi haklarını öğrenmeye devam ediyoruz..
Bundan 3 yıl önce 2002 Ekim
ayında İstanbul’da bir Sendikanın
düzenlemiş olduğu uluslararası bir
sempozyumda konuşan Alman
sendikacı, söze ben diplomat değilim,
dostça konuşacağım diye başlamış ve
hiçte dostça olmayan, aksine tam bir
sömürge valisi üslubuyla bir konuşma
yapmıştı.
Bu Alman sendikacı dostumuz bize
önce; “Avrupa sosyal modelinin
desteğiyle, oldukça güçlü bir sendikal
hareket eğilimi doğmaya başlamıştır”
müjdesini verdi. Sonra Avrupa
Birliği’ne girmemiz için yapmamız
gerekenleri “Hükümetiniz, politik
güçleriniz ve hatta silahlı
kuvvetlerinizin, ayrıntılandırılmış bir
sosyal diyalogu dikkate almadıkları
sürece ülkenizin AB’ye giremeyeceği
gerçeğini öğrenmesi gerekiyor. Bizim,
asla kültürünüz ya da geleneklerinize
ya da ulusal kimliğinize müdahale
etmek gibi bir niyetimiz yok. Bunlar
tamamen sizin meselelerinizdir. Fakat
Avrupa Sosyal Modeli’nde sosyal
diyalog, anayasal bir unsurdur.
Dolayısıyla bizler, yalnızca Avrupa
Sosyal Modeli’nin temel taşı olan
sosyal diyalog sistemini uygulamayı
kabul edenleri AB’ye kabul edebiliriz”
sözleriyle anlattı ve sözlerini de Avrupa
Birliği’nin işçi hareketine getireceği
katkıları sıralayarak noktaladı.
Alman sendikacı dostumuz Avrupa
Sosyal Modelini o denli önemsiyordu
ki; “Özellikle bugün küreselleşmenin
dünyanın diğer bölgelerinde yarattığı
denetimsiz yıkımın karşısında, sosyal
haklar ve demokrasinin yaşandığı bir
Avrupa'nın tüm dünyaya örnek teşkil
etmesini diliyorum. Ben, işçilerin
seslerini duyurabildiği, kararlara
katılabildiği adil bir kalkınmadan
yanayım. Fakat bunun en temel koşulu
güçlü bir Avrupa ve uluslararası
sendikal hareketin var edilmesidir.
Avrupa Sendikal hareketi içinde,
Türkiye sendikalarına da yer vardır.
Ben burada nasıl kendimi evimde
hissediyorsam, siz de Avrupa'da
kendinizi evinizde hissedeceksiniz”
sözleriyle tüm dünya bu arada Türkiye
için tek alternatif olarak gördüğünü
belirtmekte bir sakınca görmüyordu.
Bugün ise elimizde Avrupa
Anayasası var. Avrupa Anayasası ve
Avrupa Birliği’nin işçi haklarını
geliştirip geliştirmeyeceği tartışmaları
ise uzun süredir sürdürülen bir
tartışma. Bu tartışmada Avrupa
Birliği’nin işçi haklarını
genişleteceğini savunanlar ya bu
Anayasayı okumadan, Avrupa birliği
çağdaş bir birliktir oradan gelen her
şey iyidir ön kabulü ile Avrupa
Anayasası’nı desteklediler, ya da
ülkemize gelen yukarıda anlattığım
Alman sendikacı gibi iyimser dostların
söylediklerini, onların umutlarını
gerçek sandılar.
Alman sendikacı dostumuz şimdi
ne düşünüyor bilmiyorum ama,
Avrupa Anayasası’ndaki sosyal hakları
işçi sendikalarının yetersiz bulup isyan
ettiklerini biliyorum. Çalışma ve
Toplum dergisi bu tartışmalara katkı
sağlamak için 6. sayısında Anadolu
Üniversitesi, İİBF Öğretim Üyesi sayın
Banu Uçkan'nın hazırlamış olduğu
“Avrupa Anayasası'nın Genel
Çerçevesi ve Sosyal Politikalara İlişkin
PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com
Yasalardan, yönetmeliklerden doğan
haklarımızı ne kadar biliyoruz?
Haklarımızı savunabilmemiz için ne
yapabiliriz? Tüm sorunlarınızı bize iletebilirsiz... Sorularınız Av. Murat
Özveri tarafından yanıtlanacaktır...
Temel Düzenlemeleri” başlıklı
makalesini yayımladı.
Makalenin tamamını burada
özetlemem olanaklı değil. Sadece
sonuç bölümünden iki paragraf almak
istiyorum: “AB'nin ekonomik birliği
gerçekleştirirken, sosyal birliği
sağlamakta yetersiz kalması ve Avrupa
Toplum Modelini tehdit eden neoliberal ekonomi politikaları izlemesi,
belki de Avrupa Anayasası'na duyulan
tepkilerin en önemli nedenleri arasında
gösterilebilir. Birliğin sosyal politika
alanında yetkileri sınırlıdır. Sosyal
politika alanı, üye devletlerin işbirliği
yapacağı bir alan olarak görüldüğü
için Birlik, üye devletlerin çalışma
hayatına ilişkin ulusal mevzuatlarını
birleştirmeyi değil, yakınlaştırmayı
amaçlamaktadır. Dolaysıyla AB
ekonomik alanda sağladığı birliği,
sosyal alanda sağlamakta yetersiz
kalmış; sosyal politika alanı, Birliğin
en zayıf bütünleşme halkasını
oluşturmuştur. Bir başka deyişle, AB
kendisine bir sosyal model
oluşturamamıştır. Hatta Avrupa
ülkelerinde işçi hareketinin sendikal
ve siyasal mücadelesi ile oluşturulan
Avrupa Toplum Modeli’nin, AB'nin
bu yetersiz sosyal politikalarından
olumsuz yönde etkilendiğini söylemek
de mümkündür. Dolayısıyla Orta ve
Doğu Avrupa'ya doğru genişleyen
AB'nin kendi içinde sosyal farklılıkları
gidermediği ve sosyal taraflar arasında
uzlaşma sağlayacak bir denge
oluşturmadığı sürece, siyasal birlik
alanında başarıya ulaşabilmesi pek
mümkün görünmemektedir”.
29 Ekim 2004 tarihinde 25 üye
devlet tarafından imzalanan, ancak 29
Mayıs 2005 tarihinde Fransa'da
yapılan referandum sonucunda
yürürlüğe girmesi imkânsız hale gelen
Avrupa Anayasası'nda, mevcut neoliberal ekonomi anlayışından herhangi
bir sapma görülmezken; demokratik
ve sosyal haklar açısından mevcut
kurucu antlaşmaların bir adım ötesine
geçildiği söylemek mümkündür. Her
şeyden önce Anayasa'nın II.
Bölümü'ne aynen aktarılan AB Temel
Haklar Şartı, Birliğin bağlayıcılığı
olan bir temel haklar kataloğuna
kavuşması ve ilk kez kurumsal
endüstri ilişkileri sisteminin üç önemli
ayağını oluşturan “örgütlenme, toplu
pazarlık ve grev hakkına” temel haklar
arasında yer verilmesi açısından önem
taşımaktadır. Sosyal politika alanında
nitelikli oy çokluğunun uygulama
alanının genişlemesi ise, bir başka
olumlu gelişme olarak
değerlendirilebilir.
Bununla birlikte Avrupa
Anayasası'nda yer alan sosyal
politikalara ilişkin düzenlemeler, Birlik
düzeyinde bir sosyal model oluşturma
konusunda çok yetersiz kalmaktadır.
Kaldı ki gün geçtikçe kendi içinde de
kırılarak zayıflayan Avrupa sosyal
modelinin, hızlı bir genişleme
sürecinden geçen Birlik düzeyinde
gerçekleştirilmesi, hayli güç
görünmektedir.
Uzun sözün kısası durum şu ki,
Avrupa Birliği’ne bizi alırlar mı
bilemem ama alsalar da bizim İşçi
Receplerin işleri zor olmaya devam
edecek. Anlaşılan Avrupa Birliği’de
“alavere dalavere İşçi Memet nöbete”
tekerlemesini daha bizi içlerine
almadan öğrenmişler.
Meraklısı için not: Alman sendikacının konuşmasının tüm metnini Birleşik Metalİş Sendikası’nın yayımladığı “Avrupa-Türkiye Sosyal Dialog Sendikal Çözümler”
kitabında, bu kitabı da İnternette www.birlesikmetal.org/kitap/kitap_03/kitap_2003.htm
adresinde bulabilirler. Banu Uçkan’nın makalesini ise www.calismatoplum.org
adresinden ve Çalışma Toplum Dergisinin 6. sayısında bulabilirler.
Birleşik Metal-İş
Ekim 2005
Dünya’dan
17
Bir İlk: Avrupa İş Konseyi
Grev ve eylemler
Kanada Zafer İşçilerin
Kanada’nın en büyük televizyon
kanallarından CBC TV’de 50 gündür
devam eden grev ve lokavt, televizyon
çalışanlarının kazanımıyla sona erdi.
CBC’nin 6 bin çalışanı; ücret artışı,
daha yüksek emeklilik primi ve zorunlu
mesailerin ücretinin verilmesi talebiyle
ağustos ayında greve çıkmıştı. Bu eyleme
karşılık işverenler, lokavt ilan etmiş ve
5 bini aşkın çalışanın işine
son verildiğini
açıklamıştı. Ancak,
işverenler bu hamlesine
karşılık greve katılanların
sayısı arttı ve işçiler
kazandı...
Fransa
Fransa’da toplu taşıma ve diğer kamu sektörleri,
hükümetin ekonomi politikalarını protesto etmek için
bir günlük genel grev yaptı.
Merkez sağ hükümetinin politikalarından
duydukları hoşnutsuzluğu göstermek için sendikaların
çağrısıyla 4.10.2005 tarihinde yapılan geniş katılımlı
greve, toplu taşıma görevlilerinin yanı sıra öğretmenler,
diğer kamu çalışanları ve özel sektörde çalışanlar da
katıldı. Fransız basını grevi, Başbakan için “Kara Salı”
olacağını yazdı.
Hindistan’da grev
Hindistan’da milyonlarca banka ve havayolu işçisi,
hükümetin ekonomik reform adı altında öngördüğü
hak gasplarına karşı 01.10.2005 tarihinde greve çıktı.
Havayollarında çok sayıda uçuş iptal edilirken, bankalar
da açılmadı.
Başbakan M. Singh hükümetinin ‘reform’
paketinde; başta havayolları olmak üzere devlete ait
işletmelerin yabancı şirketlere satılması yer alıyor.
Bankaların ise yabancı sermayeli bankalarla
birleştirilmesi planlanıyor. Hükümet ayrıca emeklilik
kurumlarının yabancı yatırımcılara devredileceğini
açıklamıştı.
Almanya’da geri adım yok
Almanya’da Basın İş Kolunda işverenlerin haftalık
çalışma saatlerinin tekrar yükseltilmesi için yaptıkları
saldırı geri püskürtüldü.
Belçika
Belçika’da hayat, 6.10.2005 tarihinde on binlerce
işçinin greve gitmesiyle felç oldu. Bir milyon üç yüz
bin üyesi olan sosyalist FGTB sendikasına bağlı işçiler
dün hükümetin erken emeklilik yaşını 58’den 60’a
çıkarmak istemesi ve çeşitli sosyal sigorta sorunlarından
kaynaklanan uzlaşmazlığa çözümün gecikmesi üzerine
24 saatlik greve gitti.
Ülkede özellikle kara ve demiryolu taşımacılığı
tamamen dururken büyük fabrikalar, mağazalar,
okullar, bankalar, kamu ve özel sektör kurumları
grevden büyük ölçüde etkilendi. Belçika Ticaret ve
Sanayi Odaları Birliği, grev sırasında başkent
Brüksel’de kent giriş ve çıkış hatlarının barikatlarla
kapatılmasını kınayarak, bu tür ‘sorumsuz’ eylemlerin
‘patronları ve emekçileri zayıflattığını’ ileri sürdü.
Belçika’da işçiler, 12 yıldan beri ilk kez genel greve
gitti.
200 000 işçinin söz konusu iş kolunda örgütlü
olduğu Ver.di Sendikası 2009 yılına kadar yürürlüğü
olan yeni TİS metninde çalışma saatlerinin haftalık
olarak 35 saat kalmasını toplu is sözleşmesine
yazdırmayı başardı.
Haziran 2005’de yapılan sözleşme öncesinde
yaklaşık 190 işyerindeki işçilerin katıldığı uyarı grevleri
sonucunda işverenler geri adım atmak zorunda kaldılar.
Almanya’da tüketiciler eylemde
Almanya’da Benzin fiyatlarının arttırılması, yeni
zamların kapıda görünmesine karşı 1 Ekim 2005’ten
itibaren BOYKOT çağrısı yapıldı.
“Benzin almayın” parolası ile başlatılan bu eyleme
önderliği biraraya gelen ve kendilerine herhangi bir
özel isim takmayan kişiler... Onlar, “birkaç tane petrol
tekelinin insanların cebindeki paraları fütursuzca çekip
almasına izin vermeyin” diyorlar...
Haklılar haklı olmasına da, Peki biz halen neden
susuyoruz ve kimi bekliyoruz?
PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com
Sevgili arkadaşlar, hepinizin bildiği gibi AREVA;
hem iş kolu hem de işgücü hacmi anlamında Avrupa
pazarındaki en önemli aktörlerden biridir.
ALSTOM şimdiki AREVA yönetimi ve
sendikalar arasında imzalanan bir anlaşmayla, şirketin
Avrupa’daki faaliyetleri çerçevesindeki bilgi alışverişi
ve bir diyalog anlayışının yerleştirilmesi için 30
Mayıs 1996 tarihinde bir bilgilendirme organı
kurulmuştur. Bu bilgilendirme esas olarak aşağıdaki
başlıklarla ilgilidir;
l Şirketin ekonomik ve mali yapısı ve durumu,
l Mevcut durum ve olası istihdam eğilimleri,
l Yatırımlar, organizasyonel değişiklikler,
l Yeni çalışma metotları ve süreçlerinin yürürlüğe
konması, Eğitim,
l Profesyonel risk önleme politikası,
l Şirket birleşmeleri, devirler, küçülme ve şirket
kapanmalarının sonuçları ve projeleri.
Avrupa Çalışma Grubu’nun faaliyet alanı,
AREVA’nın bünyesindeki bütünü ilgilendiren
konular olup, ekonomik, ticari, endüstriyel iş gücüne
ait uygulamalara yönelik görüşleri ortaya koymaya
daha fazla önem vermektedir. Temsil kurulunu
oluşturan üyeler, kendi ülkelerini ve ünitelerini bir
bütün olarak temsil ederler. (Mavi ve beyaz yakalı
çalışanlar arasında ayrım gözetmeksizin) Ülkeleri
temsil eden tüm üyelerin katılımı ile yılda iki kere
toplanan çalışma grubunun başkanlığını AREVA
Yürütme Kurulu Başkanı yapmaktadır.
Şu anda Avrupa Çalışma Grubu’nda çalışma
temsil üyesi 35 kişi ve iki gözlemci ile temsil
edilmektedir. Ülkeleri temsil eden temsilci sayısı
ülkedeki çalışan sayısına göre belirlenmektedir.
Türkiye AB üyesi olmadığı için Avrupa Çalışma
Grubuna İsviçre ile birlikte gözlemci sıfatıyla
katılmaktadır.
Şirket yönetimimiz, Türkiye’yi gelecek Avrupa
Çalışma Konseyi’nde temsil edecek gözlemciyi
seçmek amacıyla Şubat 2005’te bir genel seçim
yapmıştır. Seçilecek gözlemcinin görev süresi dört
yıl olup, beyaz ve mavi yakalı çalışanlarımızın
yoğun katılımıyla seçim gerçekleştirilmiştir. Seçimi
oy çoğunluğuyla Nevzat DOĞU kazanmıştır ve
şirketimizi temsilen Avrupa Çalışma Grubu
toplantılarına katılmaktadır.
Bu anlamda Birleşik Metal-İş Sendikası
yöneticilerinin, dönem sendika temsilcilerimizin bu
oluşumu gerçekleştirmesinde verdikleri mücadele
takdire değer. Çünkü daha önce bu göreve giden
beyaz yakalı arkadaşımız, bu çalışma grubu
hakkında, çalışanlarla herhangi bir bilgiyi
paylaşmamıştır. Sendika yöneticilerimizin yapmış
olduğu çalışmalar sonucunda, Avrupa İş Konsey
toplantısında, beyaz yakalı arkadaşımızın tüm
çalışanları temsil etmediği vurgulanmıştır. Tüm
çalışanlar için hayati önem taşıyan kararların alındığı
bu konseyden, haberdar olması açısından önemlidir.
Firma içindeki çözülemeyen sorunların, AREVA
Yürütme Grubunda bire bir müzakere edilmesi ve
çalışanları bilgilendirme adına Türkiye’de bir ilki
gerçekleştirmenin haklı gururunu yaşıyoruz.
Özellikle çalışma alanında, sendikal konularda farklı
ülkelerdeki uygulamaların gözlemlenmesi, çalışanlar
adına çok önemlidir. Tüm çalışanlarımız adına
hepinizi saygıyla selamlarım.
Yaşasın DİSK!
NEVZAT DOĞU
AREVA / AVRUPA İŞ KONSEYİ
18
Birleşik Metal-İş
Ekim 2005
Haydi radyo başına…
Sendikamız, “Emek Dünyası” isimli
bir radyo programı hazırlıyor.
Artık, salı günleri,
saat 10.00-11.00 arasında
radyolarımız
“Emek Dünyası”programına,
107.0’a ayarlı
Sendikamız, üyelerine ve kamuoyuna ulaşmak
için pek çok kanalı kullanıyor: Periyodik yayınlar,
kitaplar, internet sayfaları, basın açıklamaları,
eğitimler…
Geçtiğimiz ay, bunlara bir yenisi daha eklendi.
Radyo programı..
Radyo Barış’ın yeni yayın döneminde haftada
bir saatlik bir bölüm, sendikamıza ayrıldı..
20 Eylül’de başlayan ve dört haftadır
sürdürdüğümüz “Emek Dünyası” adlı
programımızda özelleştirmeler, Sosyal Güvenlik
Reformu ve Avrupa Birliği konuları, sendika
yöneticileri, akademisyenler ve çeşitli konuklarla
ele alındı..
Radyo Barış’ta (107.0) Salı günleri saat 10-11
arasında yayınlanan programımızda, emek
dünyasında yaşananları dinleyicilere aktarmayı,
medyanın büyük bölümünde yer almayan sendikal
gelişmeleri daha geniş kesimlere duyurabilmeyi
amaçlıyoruz.
http://www.birlesikmetal.org
internette belgesel dinlemek:
Sesli Kütüphane
1998 yılında, internette yer alan ilk sendika
olmuştuk.. O günden beri, sendikamızla ilgili
bilgiler, yayınlarımız, etkinliklerimiz yer aldı
sitemizde..
Ve internet sitemizde bir ilki daha
gerçekleştirdik.: Sesli Kütüphane..
Okumak için yeterli zaman bulamayanlar ve
dinlemeyi sevenler için oluşturduğumuz bu
sayfalarda, tarihçemizden basın açıklamalarına,
eğitim notlarından yayınlarımıza, bir tıklamayla
kendi bilgisayarınıza indirebilecek,
dinleyebileceksiniz..
Giderek genişleyecek olan “sesli
kütüphane”mizde, şu anda dinleyebilecekleriniz:
DİSK'in hazırladığı Özgürlük İşçilerle
Gelecek belgeseli
l
Onursal Genel Başkanımız Kemal Türkler'in
yaşamını konu alan İşçilere Benden Selam Söyle
belgeseli
l
l Sendikamızın, DİSK'in, Türkiye işçi sınıfının
kısa bir tarihçesi Onurlu Geçmişten Aydınlık
Geleceğe beldeseli
Dönemin DİSK Yönetim Kurulu üyesi
Şinasi Kaya’nın anlatımıyla, 15-16 Haziran 1970
(CNN Türk'te Mart 2005'te yayınlanan
"Oradaydım" belgeselinden)
l
sayfalarında ayrıca şiirler, eylemm ve etkinliklerdn
sloganlar da yer alıyor..
Basında sendikal haberleri izlemek için
Biliyorsunuz, sendikal konular, magazin kadar
değer taşımıyor basınımızda.. Bazı gazeteler hariç,
emek dünyası haberlerine pek rastlanmıyor..
Bir başka nokta, tüm gazeteleri takip edecek
kadar maddi güce ve zamana sahip değiliz..
Ama internet bu konuda da bize olanaklar
sunuyor..
Hemen hemen tüm gazeteleri internetten takip
etmemiz mümkün..
Bir de bizim için sendikal haberleri bir araya
toplayan bir site olsaydı diye düşündüyseniz, bu
düşünceniz yaşama geçti artık..
Konfederasyonumuz DİSK, bir medya takibi
firmasıyla anlaştı..
PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com
www.dmedya.com adresine girdiğinizde, üye
girişi sayfası geliyor karşınıza..
Kullanıcı kutusuna disk veşifre kutusuna
emek1967 yazıp, tamam tuşuna tıkladığıınızda,
sendikalara göre gruplandırılmış haber sayılarını
göreceksiniz.
Haber sayısının üzerine tıklayarak, o günkü
basında çıkmış olan sendikal haberlerin başlıklarını
görebilirsiniz.
Başlıklara
tıklayarak da
haber metninin
tamamını
okuyabilirsiniz
Birleşik Metal-İş
Ekim 2005
Asalet boyda değil soyda olmalı
İncelik belde değil dilde olmalı
Doğruluk sözde değil özde olmalı
Güzellik yüzde değil yürekte olmalı
Ayhan Ekinci (Pirelli Aş.)
Akkardan San. Tic. A.Ş.’den Sezgin DEMİR arkadaşımız, onlarca fıkra ve yazı
göndermiş gazetemize..
Emeği için teşekkür ediyor, gönderdiği bir fıkralayı yayınlıyoruz..
Temel bir dağ başında oturuyormuş ve en
büyük zevki günlük gazete okumakmış. Fakat
tembelmiş ve gazete alabileceği tek yer oturduğu
dağın eteğindeki bakkalmış. Bu iş için hep
Fadime’yi gönderirmiş.
Fadime bir gün sıkılmış ve Pazartesi günü 7
tane o günün gazetesinden almış. Ve Pazartesi
günü bir gazete verip diğerlerini saklamış.
Ertesi gün Temel gazete isteyince bir gün önce
aldığı gazetelerden birini ben çıkıyorum deyip
işlerini hallettikten sonra çıkarıp vermiş. Çarşamba
günü yine Temel gazete istemiş Fadime yine
işlerini halledip Temel’e gazeteyi vermiş. Perşembe
günü yine Temel gazete istemiş Fadime yine
vermiş.
Akşama doğru Temel Fadime’yi çağırıp
“Fadime” demiş. “Dünyada ne salak insanlar var;
dört gündür aynı adam aynı yerdeki ağaca
arabasını çarpıyor.”
ÜZÜNTÜLERİMİZ
İstanbul 1 Nolu Şubemize bağlı Anadolu
amcası vefat etti. Demisaş’dan Recep Yılmaz
Motor’dan Levent Dinlegör’ün babası vefat
aramızdan ayrıldı ve Servet Çoban, H.
etti ve cenaze törenine Sendikamız Yönetim
Kurulu adına Genel Başkan Adnan
Hüseyin Çeşme, Ömer Ülkü, Ahmet
Dışbudak, Sami Tıkız, Fevzi Mercan, Metin
Serdaroğlu’da katıldı. İstanbul 1 Nolu
Dinç, Mustafa Çavuş ameliyat geçirdi.
Şubemize bağlı Anadolu Isuzu’dan Kemal
Kocaeli Şubemize bağlı AD Demirel işyeri
Türkel ve Bülent Ecevit Yeşilyurt’un anneleri
baştemsilcimiz Rahmi Elmas işkazası geçirdi.
vefat etti.
ABB Elektrik/Kartal’dan Ali Altay’ın babası,
Gebze Şubemize bağlı Akkardan’dan
Ahmet Uçar, Yaşar Özmen ve Askam
Yaşar Birincioğlu’nun kayınpederi vefat etti.
Kamyon’dan İsmet Özgür iş kazası geçirdi.
Mesut Er, Serdal Bilgin, Ömer Yalçıner, Ali
Arfesan’dan temsilcimiz İbrahim Dil ve Feti
Demirdağ, Bayram Karadağ ameliyat oldu.
Duran trafik kazası geçirdi. Aşkın Soğuksu
Alkom’dan Burhan Tarhan ve Burhan Kalaycı
ameliyat oldu. Makine Takım’dan Mesut
iş kazası geçirdi.
Canbek’in annesi ameliyat geçirdi.
Hülya Elektrik’den İslam Çolak’ın babası,
Yücel Boru’dan temsilcimiz Okan Erol ve
Enes Polat’ın dedesi vefat etti. Ayşegül
Yalçın Şimşek iş kazası geçirdi. Acarer’den
Demirtürk iş kazası geçirdi. Arife Ozanlar
Yusuf Nerminer’in babası, Çayırova Boru’dan
ameliyat oldu. Yasan’dan Mehmet Polat’ın
İsmet Bingöl’ün babası, Askam Kamyon’dan
babası vefat etti ve Ali Ünal trafik kazası
Tuncay Öztürk’ün kardeşi, Tezel Ağyüce’nin
geçirdi. Eğe Sanayi’nden İhsan Toraman’ın
ağabeyi, Makine Takım’dan Selçuk Yılmaz’ın
annesi vefat etti.
ağabeyi ve Yücel Boru’dan Salih Bilgi’nin
Anadolu Şubemizde örgütlü Sağlık
Bakanlığı Trabzon 11 No’lu Donatım
babası vefat etti.
Bölge Müdürlüğü’nden Ekrem
Dönmez’in abisi vefat etti. Sağlık
Bakanlığı Erzurum 9 No’lu Donatım
Bölge Müdürlüğü’nden Murat Yılmaz
iş kazası geçirdi.
Bursa-Eskişehir Şubemize bağlı
Asil Çelik’den İsmail Öztürk’ün
Sendikamızın örgütlü olduğu
işyerlerinden, Remas
Redüktör ve Makine Sanayi
AŞ’nin kurucusu ve Yönetim
Kurulu Başkanı Osman Nuri
Boyacıoğlu vefat etti.
Merhuma Allah’tan rahmet,
ailesi ve Remas camiasına
başsağlığı dileriz.
PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com
19
MUTLULUKLARIMIZ
İstanbul 1 Nolu Şubemize
bağlı Anadolu Isuzu’dan Hasan
Otman, Oktay Köse, Turan
Aslan, Serdar Kavak, Bayram
Akbolat, Murat Ün, Hüseyin
Arpaçukuru, Emrullah
Karaboğaoğlu, Bilgin Yaşar,
Erol Altınkaya, Gülbey Tuzluca,
Ramazan Can, Zekeriya Uzun,
Arif Kılıç, Mustafa Gündüz,
Barış Ergun, Bayram Kaplan
ve Ferit Gökçe’nin çocukları
dünyaya geldi. Hüseyin Ertürk,
Ali Türkmen, Ümit Pala, Tarık
Öz, Satılmış Demirciçeşmesi,
Mehmet Saruhan, Aydın
Özmen, Nurtaç Akbaş, S. Fatih
Alpagut, İsmail Yaman, Behudin
Eryüz, Serkan Tuna, Suat
Uysal, Ali Osman Sürücü, H.
Kerem Aygüler, Sezgin Tevkür,
Enis Koçyiğit, Murat Sepetçi
evlendi.
Yasan’dan İrfan Bozkurt’un
oğlu dünyaya geldi.
Alkom’dan Uğur Aydın,
Harun Sıcak, Abdullah
Alaşahan, Sinan Çalışır ve
Ersin Karahan evlendi.
Hülya Elektrik’den Dilek
Yılmaz ve Ayşegül TekinSerkan Kıdır evlendi. Ali
Altınkaya nişanlandı.
Gürkan Elektrik’den Serap
Sepetçi, Murat Sarıçiçek, Ersin
Adıyaman evlendi.
Yakacık Valf’den temsilcimiz
Yavuz Tepe’nin oğlu dünyaya
geldi.
ABB Elektrik/Kartal’dan Ali
Tunç, Muharrem Oktan evlendi.
Dilek-Emin Türen çiftinin, Ercan
Tarım’ın ve Ümit Kaya’nın
çocukları dünyaya geldi.
Remas’dan Bayram
Akyıldız evlendi. Mert
Akışkan’dan Yalçın Kara
evlendi.
Bursa-Eskişehir Şubemize
bağlı Pirelli fabrikasında Mesut
Solak’ın oğlu Murat sünnet
olmuştur.
Asil Çelik’den Mehtan Özay
ile Gülay, Salih Ünver ile Şerife,
Musa Nordal ile Ayşe, Murat
Kösem ile Zerrin, Nemci Güler
ile Şerife, Coşkun Doğancı ile
Sibel, Aykut Çakır ile Elif evlendi
ve Mühim Karaoğlu’nun oğlu
dünyaya geldi.
Grammer’den Sedat
Yaldır’ın ve Mustafa Söğüt’ün
oğlu ve Erkan Bilör’ün bir kız
çocuğu dünyaya geldi. Yılmaz
Tiryaki’nin oğlu Ömer Faruk
sünnet oldu.
Sağlık Bakanlığı Bursa 5
Nolu Donatım Bölge Müd. eski
temsilcilerimizden Vahdettin
Gündem’in oğlu Fatih ile Serap
evlendi. Mehmet Tunç’un kızı
Ebru ile Aytaç evlendi.
Demisaş’dan Ferruh Atasil,
Murat Babacan, Birkan Avcı,
Adnan Vural evlendi ve Recep
Fidan, Mehmet Yıldız, Metin
Coşkun’un çocukları dünyaya
geldi.
Kocaeli Şubemize bağlı
Trakya San.’den Erkan
Karaaslan, Mustafa Günay,
Recep Yaman’ın oğlu, Bülent
Çomak ve Önder Ölmez’in birer
kız çocuğu dünyaya geldi.
Hasan Kılıç, Fırat Çetin, Fazlı
Koç’un düğünü oldu. Beksa’dan
Tuncay Ataş ve Emre Demir
evlendi. Özkan Yeşiltaş, İbrahim
Altıntaş, Ünal Keskin, Cemal
Kuş ve Serkan Şahin’in
çocukları dünyaya geldi.
Gebze Şubemize bağlı
Akkardan’dan Ertan Aydemir,
Erkan Öztemel, Tamer Aktaş,
Serdar Yazıcı ve Ömer
Gündoğdu evlendi. Ramazan
Çetin ve Serdal Çobandere’nin
çocukları oldu.
Çayırova Boru’dan
baştemsilcimiz Alaattin Güler’in
kızı evlendi, temsilcimiz Orhan
Acar’ın oğlu sünnet oldu.
Sarkuysan’dan Cevdet
Çelik, Hayrettin Baldır ve Bülent
Yılmaz’ın çocukları oldu, Fatih
Kılıç evlendi, Emin Soysal’ın
kızı evlendi.
Arfesan’dan baştemsilcimiz
Kadir Gedik, Necati Biter, Yusuf
Gürbüz, Bülent Tuygun, Bülent
Tarakcı, Akif Yıldırım, Cengiz
Çimen ve Selçuk Kemer’in
çocukları oldu. Oktay Kalkan
ve Mustafa Kaya evlendi.
Abdurrahman Şahin, Erol
Erbirol ve Yakup Ömür’ün
çocukları sünnet oldu. Şahin
Bozoğlu ve Sabri Güler’in
çocukları evlendi.
Askam Kamyon’dan
temsilcimiz Hüseyin Can’ın oğlu
sünnet oldu. Mehmet Pehlivan
ve Mustafa Aykut evlendi.
Makine Takım’dan Engin
Ateş, Mürsel Özcan’ın çocukları
sünnet oldu. Fethi Cevher,
Mutlu Turan, Bülent Baltacı ve
Tayfun Arabacı evlendi. Tarık
Şenyer ve Zuhal Şenyer’in
çocuğu oldu.
Toplumcu gerçekçi şair, emekçi dostu ve halkçı düşünür
Attila İlhan’ı kaybettik
..evvel zaman içinde
kalbur saman ölür
kubbelerde uğuldar Baki
çeşmelerden akar Sinan
an gelir
-la ilahe illallahKanuni Süleyman ölür..
dizelerinde ortaya koyduğu gibi, geleneksel
kültürü özümseyerek bambaşka bir güzellik ve
duyarlıkta bizlere sunacak kadar kökleri sağlam;
“bu bizim gökler gibisi
hiçbir dağda çatılmamıştır
yıldızlarımızın titremesi
yüreğine deprem indirir
hiçbir yerde bu denize
bu adamlar hilafsız toprak adamları
işçi olacaklar
çarşının en yağlı en sıcak çorbasına ekmek
doğrayacaklar
bandula’lı ismail’in kahvesine uğrayacaklar
ve bir gocuk gibi alıp sırtlarına yağmurlu
gökyüzünü
tütün dumanı dökerek
erkek burunlarından
şeker fabrikasına varacaklar
az buçuk efkarlı
tedirgin biraz
ama mağrur ve kararlı
hey allahım
nasıl dağlara vurup geliyor fabrikanın gürültüsü”
şiirindeki kadar işçilere yakın
bu acı tuz katılmamıştır
topraktan sağdığımız pekmez
güneşin başını döndürür”
dizelerindeki kadar bu topraklara bağlı, yüreği
vatan sevgisiyle dolu
“bu ağır soluklu adamlar işçi olacaklar
dudakları yanık kötü cigaralardan
avuçlarının dibi delinmiş
ayakları yere heybetle basıyor
birileri gümüşhane’den
birileri şiran’dan
“yıldız alacasında çoktular çok basıyorlardı yere
saklı gülüşmeleriyle utangaç birer çocuktular
omuzları dalga dalgaydı sığmıyordu hiçbir yere
ağır çekiyorlardı yumruklarıyla korkunçtular
durmuştu transmisyon kayışları fabrikanın
dinamolar şafakta son ampullerini çatlatıyordu
şalteri indirecekti birazdan son işçisi son
vardiyanın
dışardaki kalabalık sessiz ve kararlı dayatıyordu
bin başlı on bin ayaklı sanki bir devdiler
grev oylamasında bir ağızdan grev dediler”
dizelerindeki
kadar ise sınıf mücadelesine sıcak
ve
“büyük bir şaşaadır ölüm
ebruli nurlarla gelir
öyle bir yanardağdır ki öfkesi mutantan
destur’larla gelir
karşıtıyla yüklüdür her şey
mutlak çözümlerden vazgeç
tartışılmaz mükemmellikler
ne gizli kusurlarla gelir
sen sen ol korkma karanlıktan
dik ışık çekirdeklerini
çünkü en berrak sular bile
en yağlı çamurlarla gelir
nasıl doğmakla başlarsa ölüm
ölmekle başlar öyle hayat
bil ki dünyayı sarsan sıçramalar
birikmiş şuurlarla gelir”
dizelerindeki kadar da bilge...
Doğum 1925
Ölüm 2005
Son yazdığı dize ölümünde saklı
Türkiye’nin en büyük değerlerinden Attila İlhan
öldü.
Elde Var Hüzün...
Pakistan halkı yardım bekliyor...
8.10.2005 tarihinde Pakistan’da
meydana gelen 7,6 büyüklüğündeki
depremde ölenlerin sayısı 54 bini aştı,
yardım alamayan yaralılarla birlikte
sayının 80 bine çıkmasından korkuluyor.
Pakistan’ın yanı sıra Hindistan ve Afganistan’ı
da etkileyen deprem bölgesinden acı haberler
gelmeye devam ediyor.
Hindistan ve Pakistan arasında yılladır
çözülemeyen Keşmir sorunu nedeniyle
silahlanmaya her yıl milyarlarca dolar
harcayan Pakistan devletinin,
depremzedelere yardım etmekte yetersiz
kalması ve uluslararası yardımların
gecikmesi, halkı isyan noktasına getirdi.
Evsiz kalan ve kışa yakalanan felaketzedeler,
yardımlarımızı bekliyor.
PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com
1999 Marmara Depremi sırasında aynı acıları
yaşamış bir ülkenin halkı olarak Pakistan halkının
acılarını paylaşıyoruz.

Benzer belgeler

Birleþik Metal-Ýþ Gazetesi - Birleşik Metal-İş

Birleþik Metal-Ýþ Gazetesi - Birleşik Metal-İş Sahibi: Birleşik Metal-İş adına Genel Başkan Adnan Serdaroğlu Yayın Yönetmeni: Genel Eğitim Sekreteri Celalettin Aykanat Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: Sebahattin Gerçeker Yazı Kurulu: Ayşe Nur Erten,...

Detaylı