lhd MAYIS 149 broşür

Transkript

lhd MAYIS 149 broşür
ISSN: 1303-9210
LEGAL
Hukuk Dergisi
LEGAL JOURNAL OF LAW
Cilt: 13/Sayı: 149
Volume: 13/Issue: 149
Yıl/Year: 2015
YARGITAY KARARLARI, DANIŞTAY KARARLARI
VE DİĞER YÜKSEK MAHKEME KARARLARI,
HUKUK HABERLERİ, HUKUKÎ MAKALELER,
GÜNCEL MEVZUAT, RESMÎ GAZETE ÖZETLERİ,
ÖNEMLİ BİLGİLER
COURT OF CASSATION DECISIONS, COUNCIL STATE DECISIONS
AND OTHER SUPREME COURT DECISIONS, LEGAL NEWS, LEGAL
WRITINGS, CURRENT LEGISLATION, ABSTRACTS OF OFFICIAL
GAZETTE, MAJOR INFORMATION
Legal Hukuk Dergisi
Legal Journal of Law
“Hakemli Dergidir”/“Peer reviewed Journal”
Cilt: 13/Sayı: 149
Volume: 13/Issue: 149
Yıl/Year: 2015
Yayın Sahibi/Publisher: Legal Yayıncılık A. Ş. adına Sahibi ve Genel
Yayın Yönetmeni/On Behalf of Legal Yayıncılık
INC. Publisher and Executive Editor
Av./Aal. Lütfürrahman BAŞÖZ
(Sertifika No./Certificate No.27563)
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü
Responsible Manager: Av./Aal. Ramazan ÇAKMAKCI
Basım ve Cilt/Printing and Volume: Kitap Matbaacılık San. ve Tic. Ltd. Şti.
(Sertifika No./Certificate No.: 16053)
Tel.: 0212 482 99 10 Faks/Fax: 0212 482 99 78
Basıldığı Yer/Place of Publication: Davutpaşa Cad. No: 123, Kat:1
Topkapı/İstanbul
Basıldığı Tarih/Publication Date: Mayıs/May 2015
Yönetim Yeri/Place of Management: Bahariye Cad. No: 63/6 Kadıköy/İstanbul
Tel.0216 449 04 86 Faks/Fax: 0216 449 04 87
Yayın Türü/Type of Publication: Yerel, Süreli, Aylık Hukuk Dergisi/This
journal is a peer reviewed national law journal
published per month
İzmir Temsilcisi/
Izmir Representative
Av./Aal. İsmet KÖYMEN
Mersin Temsilcisi/
Mersin Representative
Av./Aal. H. Hulki ÖZEL
ISSN: 1303-9210
Dergiye yapılan atıflarda “LHD” kısaltması kullanılmalıdır.
For citations please use the abbreviation: “LHD”
E-mail: akademi@legal. com. tr
Telefon/Phone: 0 216 449 04 85
Faks/Fax: 0 216 449 04 87
Posta Adresi/Postal Address:
Bahariye Cad. Çam Apt. No: 63 D.6 Kadıköy – İstanbul
Bu dergide yayımlanan yazılarda ileri sürülen görüşler yazarlara aittir.
Articles published in this journal represent only the views of the contributors.
Copyright © 2015
Bu derginin tüm yayın hakları LEGAL YAYINCILIK A. Ş. ’ye aittir.
Yayınevinin izni alınmadan eğitim ve tanıtım amaçlı kısmi alıntılar hariç
olmak üzere hiçbir şekilde kopya edilemez, çoğaltılamaz ve
yayınlanamaz.
All rights reserved. No part of this publication may be copied,
reproduced, stored in a retrieval system, or transmitted, in any form or
by means, without the prior expressed permission in writing of the
LEGAL YAYINCILIK A. S.
LEGAL HUKUK DERGİSİ
Bahariye Cad. Çam Apt. No: 63 D.6 Kadıköy – İstanbul
Tel: (216) 449 04 85 – 449 04 86 Faks: (216) 449 04 87
İnternet adresi: www. legal. com. tr
E-mail: legal@legal. com. tr
DANIŞMA ve YAYIN KURULU
EDITORIAL and ADVISORY BOARD
Prof. Dr. Faruk ACAR
Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Hukuk Anabilim Dalı
Prof. Dr. Pınar AKAN
Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ticaret Hukuku Anabilim Dalı
Prof. Dr. Gökhan ANTALYA
Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Hukuk Anabilim Dalı
Prof. Dr. Abdülkadir ARPACI
Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Özel Hukuk Bölüm Başkanı
Prof. Dr. Mehmet Emin ARTUK
Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı (Eski)
Prof. Dr. Oğuz ATALAY
Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Usul ve İcra-İflâs Hukuku
Anabilim Dalı
Prof. Dr. Cevdet ATAY
Prof. Dr. Mehmet BAHTİYAR
Yeditepe Üniv. Hukuk Fakültesi Ticaret Hukuku Anabilim Dalı Başkanı
Prof. Dr. Süheyl BATUM
Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku
Prof. Dr. Ali Cem BUDAK
Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi
Prof. Dr. Erdoğan BÜLBÜL
Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi İdare Hukuku Anabilim Dalı
Prof. Dr. Osman CAN
Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Anabilim Dalı
Prof. Dr. Özlem YENERER ÇAKMUT
Özyeğin Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza ve Ceza Usul Hukuku Anabilim Dalı
Prof. Dr. Mustafa ÇEKER
Çukurova Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ticaret Hukuku Anabilim Dalı
Prof. Dr. Gürsel ÇETİN
İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Adlî Tıp Anabilim Dalı
Prof. Dr. Osman DOĞRU
Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Genel Kamu Hukuku Anabilim Dalı Başkanı
Prof. Dr. Ömer EKMEKÇİ
İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku Anabilim Dalı
Prof. Dr. Nuray EKŞİ
Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi
Prof. Dr. Nüvit GEREK
Eskişehir Anadolu Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı
Prof. Dr. Tevfik GÜLSOY
Gaziantep Üniversitesi Hukuk Fakültesi
Prof. Dr. Alper GÜMÜŞ
İstanbul Şehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anabilim Dalı
Prof. Dr. Pelin GÜVEN
Kocaeli Üniversitesi Hukuk Fakültesi Devletler Özel Hukuku Anabilim Dalı Başkanı
Prof. Dr. Sibel İNCEOĞLU
Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Anabilim Dalı
Prof. Dr. Turgut KALPSÜZ
Prof. Dr. Eser KARAKAŞ
Bahçeşehir Üniversitesi AB İlişkileri Bölüm Başkanı
Prof. Dr. Işıl KARAKAŞ
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Üyesi - Devletler Umumi Hukuku
Prof. Dr. Mahmut KOCA
İstanbul Şehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza Hukuku
Prof. Dr. Mustafa KOÇAK
Okan Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı – Anayasa Hukuku
Prof. Dr. Muharrem KILIÇ
Akdeniz Üniversitesi Hukuk Felsefesi ve Sosyolojisi Anabilim Dalı Başkanı
Prof. Dr. Serap Keskin KİZİROĞLU
Okan Üniversitesi Ceza ve Ceza Usul Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi
Prof. Dr. Tekin MEMİŞ
İstanbul Şehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi
Prof. Dr. Ali Necip ORTAN
İstanbul Kültür Üniversitesi Fikri Haklar Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü
Prof. Dr. Hayrettin ÖKÇESİZ
Akdeniz Üniversitesi Hukuk Fakültesi Hukuk Felsefesi ve Sosyolojisi Anabilim Dalı
Prof. Dr. Ayhan ÖNDER
Ceza ve Ceza Usul Hukuku
Prof. Dr. Selçuk ÖZTEK
Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Emekli Öğretim Üyesi
Prof. Dr. Ömer ÖZKAN
İstanbul Ticaret Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ticaret Hukuku Ana Bilim Dalı
Prof. Dr. Saba ÖZMEN
Okan Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Hukuk Anabilim Dalı
Prof. Dr. Bahri ÖZTÜRK
İstanbul Kültür Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü
Prof. Dr. Hasan PULAŞLI
Yeni Yüzyıl Üniversitesi Hukuk Fakültesi
Prof. Dr. Adem SÖZÜER
İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı
Prof. Dr. Cumhur ŞAHİN
Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza ve Ceza Usul Hukuku Anabilim Dalı Başkanı
Prof. Dr. Şükran ŞIPKA
İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı
Prof. Dr. Güzin ÜÇIŞIK
Beykent Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı
Prof. Dr. Samim ÜNAN
Galatasaray Üniversitesi Ticaret Hukuk Fakültesi
Prof. Dr. Hakan ÜZELTÜRK
Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Vergi Hukuku Anabilim Dalı
Prof. Dr. Sultan ÜZELTÜRK
Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Anabilim Dalı
Prof. Dr. Serap YAZICI
Şehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi
Prof. Dr. Ahmet Caner YENİDÜNYA
Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi
Prof. Dr. Hamdi YILMAZ
Maltepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Hukuk Anabilim Dalı
Prof. Dr. Sevtap YOKUŞ
Kocaeli Üniversitesi Anayasa Hukuku Anabilim Dalı Başkanı
Doç. Dr. Müslüm AKINCI
Kocaeli Üniversitesi Hukuk Fakültesi İdare Hukuku Öğretim Üyesi
Doç. Dr. Murat ALIŞKAN
Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi
Doç. Dr. Çetin ARSLAN
Yargıtay Cumhuriyet Savcısı
Doç. Dr. Mustafa Erdem CAN
Akdeniz Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ticaret Hukuku Anabilim Dalı Başkanı
Doç. Dr. Ebru CEYLAN
İstanbul Aydın Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekan Yardımcısı Medeni Hukuk
Anabilim Dalı Öğretim Üyesi
Doç. Dr. Mehmet ERDEM
Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Hukuk Öğretim Üyesi
Doç. Dr. Ahmet M. GÜNEŞ
Yalova Üniversitesi Hukuk Fakültesi
Doç. Dr. Şafak NARBAY
Erzincan Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ticaret Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi
Doç. Dr. İlhan YILMAZ
Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi Devletler Özel Hukuku Anabilim Dalı
Yrd. Doç. Dr. Taner AYANOĞLU
İstanbul Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi İdare Hukuku Anabilim Dalı
Yrd. Doç. Dr. Sinan BAYINDIR
İstanbul Aydın Üniversitesi Ceza ve Ceza Muhakemesi Hukuku
Anabilim Dalı Öğretim Üyesi
Yrd. Doç. Dr. Sevi BAKIM
Okan Üniversitesi Üniversitesi Ceza ve Ceza Muhakemesi Hukuku
Anabilim Dalı Öğretim Üyesi
Yrd. Doç. Dr. Fatma KARAKAŞ DOĞAN
Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza ve Ceza Usul Hukuku
Anabilim Dalı Öğretim Üyesi
Yrd. Doç. Dr. Nuri ERDEM
TC. İstanbul Aydın Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekan Yardımcısı, Ticaret Hukuku
Anabilim Dalı Öğretim Üyesi
Yrd. Doç. Dr. Muzaffer EROĞLU
Kocaeli Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ticaret Hukuku Anabilim Dalı
Yrd. Doç. Dr. Birgül SOPACI
Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ticaret Hukuku Anabilim Dalı
Yrd. Doç. Dr. Varol KARAASLAN
Kocaeli Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Usul ve İcra İflasHukuku Anabilim Dalı
Yrd. Doç. Dr. Nur KARAN
Özyeğin Üniversitesi Hukuk Fakültesi İdare Hukuku
Yrd. Doç. Dr. A. Kürşat TANGÜN
Okan Üniversitesi Hukuk Fakültesi Deniz Ticareti Hukuku Anabilim Dalı
Dr. İsmet Nezih ABANOZ
Uludağ Üniversitesi Öğretim Görevlisi
Haşmet Sırrı AKŞENER
İstanbul 10. Ticaret Mahkemesi E. Başkanı
Hasan ÖZKAN
Em. İstanbul Hukuk Hâkimi
İzzet DOĞAN
Em. İstanbul Hukuk Hâkimi
Arş. Gör. Mustafa ÜNLÜTEPE
Sakarya Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Hukuk Anabilim Dalı
Av. Atilla COŞKUN, Av. Süleyman ÇETİN,
Av. İbrahim Murat HAZNEDAR, Av. Recep KAHRAMAN, Av. Dr. Filiz KESKİN,
Av. Fikret İLKİZ, Av. Hasan KÖROĞLU, Av. Mehmet UÇUM, Av. Talih UYAR
LEGAL HUKUK DERGİSİ YAYIN İLKELERİ
PUBLICATION AND SUBMISSION REQUIREMENTS OF LEGAL
JOURNAL OF LAW
1. Legal Hukuk Dergisi (LHD), ayda bir yayımlanan hakemli bir
dergidir.
Legal Journal of Law is a peer reviewed journal published per
month.
2. Dergi’de yayımlanabilecek yazılar, hukuk alanını ilgilendiren
içerikte her türlü makale, karar incelemesi ve kitap incelemesi ile çevirilerdir. Yazıların dili, Türkçe veya diğer Avrupa dilleridir.
This is a journal of law focusing on legal issues concerning law.
Articles, case notes and comments, discussions of legislative development,
book reviews and other similar type of papers which are written in
Turkish and in other European languages are welcome.
3. Dergi’de yayımlanmak üzere gönderilen yazılar başka bir yerde
yayımlanmamış ya da yayımlanmak üzere gönderilmemiş olmalıdır.
Articles that will be sent to the editor should not be published
elsewhere, nor be submitted to other journals simultaneously.
4. Yazılar Microsoft Word (Microsoft Office 98 ve üzeri
versiyonlar) formatında (. doc veya. docx dosya uzantılı olarak) yazılmış
olmalıdır. Ayrıca yazılar, aşağıdaki şekil şartlarına uygun olarak kaleme
alınmış olmalıdır:
Kağıt boyutu: A4
Üst: 2, 5 cm; Alt: 2, 5 cm; Sol: 2 cm; Sağ: 2 cm
Metin: Times New Roman, 12 punto, 1.5 satır aralığı, iki yana
yaslı
Dipnotlar: Sayfa altında, Times New Roman, 10 punto, 1 satır aralığı, iki yana yaslı
Articles should be submitted as Microsoft Word (either with. doc
or. docx file extensions) documents (Microsoft Office 1998 or higher
versions). Articles should be written according to the following style
guidelines:
Paper size: A4
Top: 2.5 cm; Bottom: 2.5 cm; Left: 2 cm; Right: 2 cm
Text body: Times New Roman, 12 points, at 1.5 line spacing,
justified
Footnotes: Times New Roman, 10 points, at 1 line spacing,
justified
5. Her yazı, kaydedildiği bir CD ile ya da elektronik posta yolu ile
Microsoft Word formatında editöre teslim edilmelidir. Yazının basılı
olarak teslimi gerekmemektedir.
Softcopy of the article either on a CD or as an attached Microsoft
Word Document via e-mail should be submitted to the editor. There is no
need to submit any hardcopy of the article.
6. Yazıyla birlikte yazarın (veya yazarların) adına, unvanına, çalıştığı kuruma, açık adresine, kolay ulaşım sağlanabilecek telefon numaralarına ve elektronik posta adreslerine ilişkin bilgiler de editöre ulaştırılmalıdır.
The name (s), formal position (s), institutional affiliation (s) and
contact details (especially e-mail (s)) of the author (s) must be clearly
included with the submission to the editor.
7. Dergi’ye gönderilen makaleler Türkçe ve İngilizce başlık ile
hem İngilizce hem de Türkçe özet kısmı içermelidir.
Each submission should contain a Turkish and an English Title, as
well as an Abstract part in Turkish and English.
8. Dergi’ye gönderilen makalelerde, ilgili makaledeki konuyu tanımlayan Türkçe ve İngilizce uygun anahtar kelimeler bulunmalıdır.
All articles should be accompanied by a sufficient number of keywords in Turkish and English that reflect the content of the article.
9. Dergi’ye gönderilen makalelerde kullanılan kaynaklar, makale
sonunda kaynakça olarak alfabetik sırada verilmiş olmalı ve kullanılan
kaynaklar dipnotunda veya metin içerisinde kısa olarak yer almalıdır.
All references cited in the text should be numbered in the order of
mention in the text and should be given in abbreviated form in footnotes.
They should be listed in full form at the end of the article in an alphabetically arranged bibliography as well.
10. Dergi’ye gönderilen makalelerin yazım bakımından son denetimlerinin yapılmış olduğu ve basılmaya hazır olarak verildiği kabul
edilir.
All submissions are regarded as ready to publish and already
proofread by the author himself.
11. Yayım Kurulu’nda ilk değerlendirilmesi yapılan makaleler,
anonim olarak hakeme gönderilecek, hakemden gelen rapor doğrultusunda makalenin yayımlanmasına, hakemden gelen rapor çerçevesinde
düzeltme istenmesine ya da yayımlanmamasına karar verilecek ve yazar
durumdan en kısa zamanda ve genellikle e-posta yolu ile haberdar edilecektir. Tamamlanmış veya düzeltilmiş yazı, Yayım Kurulu’nca, tekrar
hakeme gönderilebilir.
Initial assessment of the articles will be done by the editorial board. After the assessment is completed, the articles will be sent to an
anonymous peer reviewer. In accordance with reviewer’s report,
amendments may be done or the article may be decided not to be
published. After the amendments are completed, the article may be sent
to peer reviewer again, by the editorial board.
12. Dergi, hakemin yazarı bilmemesi esasına (kör hakemlik)
dayanır. Hakeme gönderilecek makalelerde de yazarın kimliğine ilişkin
bilgilerin gizliliği sağlanır.
All articles submitted are subject to a blind peer review. The identity of the author (s) and reviewer (s) will not be revealed to the other
party.
13. Dergi basıldıktan sonra ilgili sayının yazarlarına ve bu sayıda
hakemlik yapmış olanlara ücretsiz olarak gönderilir.
Free copies of the of the published issue will be sent both to the
author (s) and to the reviewer (s).
Dergimiz Hakkında/About Our Journal
Legal Hukuk Dergisi (LHD), ayda bir yayımlanan hakemli bir dergidir.2003 yılından beri yayın hayatını sürdürmekte olan dergide hakem
denetiminden geçmiş makaleler, karar tahlilleri, içtihat ve mevzuat kronikleri ile eser incelemelerine yer verilmektedir. Her sayıda Türk ve yabancı akademisyenler ve hukuk uygulamacıları tarafından kaleme alınan,
hukuk ile ilgili değerli eserler yayımlanmaktadır.
Okuyucularımızın göndereceği hukuk alanına ilişkin makaleler ve
diğer türdeki eserlerle (karar tahlilleri, eser incelemeleri vb.), dergimizin
daha da zenginleşeceğine inanıyoruz.
Legal Journal of Law (LHD) is a peer reviewed journal published per
month, concentrating on issues of law and considers for publication articles,
case notes and comments, discussions of legislative developments and book
reviews. It has been in publication since 2003. Each issue contains scholarly
works concerning law bulletin/journal, authored by scholars and
practitioners around the globe.
We welcome your contributions in the form of articles, notes,
comments or reviews on topics reflecting a broad range of perspectives
on law; with your contributions and support our journal will progress.
EDİTÖRDEN…/FROM THE EDITOR…
Değerli abonelerimiz, 2015 yılının beşinci sayısıyla sizlerle birlikte olmanın mutluluğu içindeyiz.
Dergimizin makaleler kısmında Prof. Dr. Mustafa Alper GÜMÜŞ’ün
“Anonim Ortaklıkta Borsaya Kote Edilmemiş ve Bedeli Tamamen Ödenmemiş
Nama Yazılı Payın Sözleşmesel Devri ve Bu Paya Bağlı Borç Olarak Bedel (Nakdi
Sermaye) Ödeme Borcunun Yasal Üstlenilmesi (TTK m.491; TTK m.501 ve TTK
m.352)”, Yard. Doç. Dr. Meral GÜRBÜZ’ün “Özel Hayatın Gizliliği Bağlamında
Kişisel Sağlık Verilerinin Korunması” ve Yard. Doç. Dr. Diğdem GÖÇ
GÜRBÜZ’ün “Ticaret Şirketlerinin Tür Değiştirmesi” isimli makaleleri yeralmaktadır.
Dergimizin uzman görüşleri kısmında Soner ALTAŞ’ın “Anonim ve
Paylı Komandit Şirketlerde Yönetim Kurulu Karar Defterinin Önemi”, Yavuz
AKBULAK’ın “Yıllık Gelir Sigortası” ve Av. Volkan SAMADİ-Av. Sidar
TUNCA’nın “Yargı Kararları Işığında Kamu İhalelerine İlişkin Tesis Edilen
İdari İşlemlerde Başvuru Yollarının Gösterilmesi Yükümlülüğüne Uyulmaması
Sorunu” isimli yazıları yer almaktadır.
Dergilerimizin 2015 yılı abonelik yenileme dönemi devam etmektedir.
Her biri alanında uzman hukukçulardan oluşan yayın ve danışma kurullarının
hukuka katkı amacıyla gönüllü olarak çalıştığı zengin içeriğe sahip hukuk dergilerimiz sadece sizlerin abonelikleri ile yayın hayatına devam etmektedir.
Dergilerimize abone olarak verdiğiniz destek ile hukukun gelişmesine ve yaygınlaşmasına yapmış olduğunuz katkıların bu yıl da devam etmesini beklemekteyiz.
Legalbank elektronik hukuk programımız sizlerin değerli desteği ile
güçlenerek ve abone sayısını hızla arttırarak yoluna devam etmektedir. Önümüzdeki günlerde Dergilerimizi de elektronik ortama aktarmayı planlamaktayız. Legalbank sitemizden ücretsiz 3 günlük tam kullanım imkanı devam etmektedir. Programımızı denememiş abonelerimizin www. legalbank. net internet adresinden sitemizi ziyaret etmelerini beklemekteyiz.
Editör/Editor
LEGAL HUKUK DERGİSİ
Cilt: 13/Sayı: 149
Yıl: 2015
İÇİNDEKİLER
Yüksek Mahkeme Kararları Kısa Özetleri .............................................................. 21
Hukukî Makaleler....................................................................................................... 35
Anonim Ortaklıkta Borsaya Kote Edilmemiş ve Bedeli Tamamen Ödenmemiş
Nama Yazılı Payın Sözleşmesel Devri ve Bu Paya Bağlı Borç Olarak Bedel (Nakdi
Sermaye) Ödeme Borcunun Yasal Üstlenilmesi (TTK m.491; TTK m.501 ve TTK
m.352)
Prof. Dr. Mustafa Alper GÜMÜŞ ...................................................................... 37
Özel Hayatın Gizliliği Bağlamında Kişisel Sağlık Verilerinin Korunması
Yard. Doç. Dr. Meral GÜRBÜZ ........................................................................ 69
Ticaret Şirketlerinin Tür Değiştirmesi
Yard. Doç. Dr. Diğdem GÖÇ GÜRBÜZ ........................................................... 91
Uzman Görüşleri....................................................................................................... 121
Anonim ve Paylı Komandit Şirketlerde Yönetim Kurulu Karar Defterinin Önemi
Soner ALTAŞ (Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Başmüfettişi) .............. 123
Yıllık Gelir Sigortası
Yavuz AKBULAK (SPK Başuzmanı) ............................................................. 129
Yargı Kararları Işığında Kamu İhalelerine İlişkin Tesis Edilen İdari İşlemlerde
Başvuru Yollarının Gösterilmesi Yükümlülüğüne Uyulmaması Sorunu
Av. Volkan SAMADİ
Av. Sidar TUNCA............................................................................................ 137
Hukuk Haberleri....................................................................................................... 151
Yargıtay Hukuk Kararları....................................................................................... 175
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararları.......................................................... 177
Yargıtay Hukuk Daire Kararları....................................................................... 200
Yargıtay Ceza Kararları .......................................................................................... 283
Yargıtay Ceza Genel Kurulu Kararı................................................................. 285
Yargıtay Ceza Daire Kararları.......................................................................... 289
Danıştay Kararı ........................................................................................................ 315
Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu Kararı ................................................... 317
Danıştay Daire Kararı ...................................................................................... 320
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Kararları ........................................................ 325
18
Anayasa Mahkemesi Kararları ............................................................................... 341
Güncel Mevzuat ........................................................................................................ 357
Kanunlar........................................................................................................... 359
Resmî Gazete Özetleri...................................................................................... 433
Önemli Bilgiler .......................................................................................................... 447
LEGAL HUKUK DERGİLERİ SİPARİŞ FORMU ........................................ 498
Yüksek Mahkeme Kararları Arama Dizinleri ....................................................... 499
Kavramlara Göre Arama Dizini ....................................................................... 501
Kanun Maddelerine Göre Arama Dizini .......................................................... 507
LEGALBANK ABONELİK FORMU............................................................. 510
LEGAL JOURNAL OF LAW
Volume: 13/Issue: 149
Year: 2015
CONTENTS
Plot Summary of Supreme Court Decisions ............................................................. 21
Legal Writings............................................................................................................. 35
Contractual Transferring of Unlisted and Registered Share That has not Yet been
Fully Paid up and as a Obligation Bonded to This Share, the Legal Assumption of
Obligation to Pay the Amount of Share Capital in a Company Limited by Shares
(TCC a.491, TCC a.501, TCC a.352)
Prof. Dr. Mustafa Alper GÜMÜŞ ...................................................................... 37
Protection of Personal Health Data in the Concept of Right to Privacy
Asst. Prof. Dr. Meral GÜRBÜZ......................................................................... 69
Conversion of the Type of Commercial Companies
Asst. Prof. Dr. Diğdem GÖÇ GÜRBÜZ............................................................ 91
Expert Opinions ........................................................................................................ 121
The Severity of the Book of Board Resolutions in Joint-Stock and Scrip
Companies
Soner ALTAŞ (Ministry of Science, Industry and Technology Chief Inspector)
............................................................................................................................... 123
Annuity Insurance
Yavuz AKBULAK (Chief Expert of Capital Markets Board of Turkey) ........ 129
Infringment of Obligation of Indication of the Remedies for Administrative Acts
Concerning Public Procurements in the Light of Case Law
Atty. Volkan SAMADİ
Atty. Sidar TUNCA ......................................................................................... 137
Legal News................................................................................................................. 151
Court of Cassation Civil Chamber Decisions ......................................................... 175
Court of Cassation Assembly of Civil Chambers Decisions............................ 177
Court of Cassation Civil Chambers Decisions ................................................. 200
Court of Cassation Criminal Chamber Decisions.................................................. 283
Court of Appeal Assembly of Criminal Chambers Decision ........................... 285
Court of Appeal Criminal Chamber Decisions ................................................ 289
Council of State Decision.......................................................................................... 315
Plenary Session of the Administrative Law Chamber Decision....................... 317
Council of State Chamber Decision ................................................................. 320
20
Decision of the European Court of Human Rights ................................................ 325
Decision of the European Court of Human Rights........................................... 327
Turkish Constitutional Court Decisions ................................................................. 341
Current Legislation................................................................................................... 357
Law Codes ....................................................................................................... 359
Abstracts of Official Gazette............................................................................ 433
Major Informations .................................................................................................. 447
ORDERING FORM FOR THE LEGAL LAW JOURNALS .......................... 498
Index of Supreme Court Decisions .......................................................................... 499
Index of Related Legal Terms.......................................................................... 501
Index of Related Law Code Articles ................................................................ 507
SUBSCRIPTION FORM FOR THE LEGALBANK LEGAL DATABASE .. 510
YÜKSEK MAHKEME KARARLARI KISA ÖZETLERİ
PLOT SUMMARY OF SUPREME COURT DECISIONS
AİLE HUKUKU
Edinilmiş Mallara Katılma Alacağı- Kooperatif üyeliği için
evlilik birliği içinde yapılan ödeme ile evlilik öncesi ve boşanma
dava tarihi sonrası dahil tüm ödemeler toplamının birlikte dikkate
alınarak artık değer ve katılma alacağı hesaplamasının yapılması
gerekir ......................................................................................................... 226
Katkı Payı Alacağı Davası- Yurt dışında işçi olarak çalışan
tarafların 1991 yılında evlendiğini, evlilik birliği içinde 1994
yılında vekil edeni tarafından satın alınan binanın 5 numaralı
bağımsız bölümünün davalı adına tescil edildiğinden 50.000
TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan
tahsiline ilişkin davada, mahkemece, evlilik birliği devam etmekle
yasal koşulları bulunmadığından davanın reddine, davalı kendisini
vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 5.750 TL nispi vekalet
ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmesi
gerekir. ........................................................................................................ 229
ANAYSA HUKUKU
Din Özgürlüğü Hakkı- Rahibelerin hayır faaliyetlerini
yürütemediğinden ve ibadetlerini yerine getiremediğinden
şikayetçi olduğu gözlemlemektedir. Halbuki dava dosyasından,
cemaatin, söz konusu mülkleri ve yetimhane binalarını 1997'de
terk etmek zorunda kaldığı anlaşılmaktadır. Dolayısıyla bu şikayet,
altı ay kuralı ile bağdaşmamaktadır. Sonuç olarak bu şikayet,
Mahkeme'ye gecikmeli olarak sunulmuştur ve söz konusu
şikayetin Sözleşme'nin 35. maddesinin 1. ve 4. fıkraları uyarınca
reddedilmesi gerekmektedir. ....................................................................... 327
BORÇLAR HUKUKU
Alıcının İhtarname ile Temerrüde Düşürülmesi- Taraflar
arasında düzenlenen sipariş formunda siparişlerin ödemesi teslimat
öncesinde çek ile yapılır hükmü mevcuttur. Davacı satıcı davalıya
gönderdiği 04/01/2013 tarihli ihtarında sipariş formundaki bu
hükme istinaden ödeme yapılması halinde tüm malların teslim
edileceğini bildirmiştir. Bu ihtarname ile davalı alıcı temerrüdü
gerçekleşmiştir. Mahkemece bu hüküm üzerinde durulup, öncelikli
edim yüklenen davalı alıcının teslimden önce mal bedelini ödemek
zorunda olduğu kabul edilerek sonucuna göre bir karar verilmesi
gerekir. ........................................................................................................ 273
Yüksek Mahkeme Kararları Kısa Özetleri
XXII
CEZA HUKUKU
Çocuğun Nitelikli Cinsel İstismarı- Çocuğun nitelikli cinsel
istismarı eyleminin ise, TCK'nın 104/1. maddesi kapsamında kalan
reşit olmayanla cinsel ilişki suçunu oluşturduğu, atılı suçun
takibinin şikayete bağlı olduğu ve şikayetten vazgeçme nedeniyle
düşme kararı verildiğinin anlaşılması karşısında, tutuklu kalınan ve
yapılan yargılama sonucu beraatle sonuçlanan çocuğu cinsel
amaçla hürriyetinden yoksun kılma suçu yönünden koruma tedbirleri nedeniyle tazminat verilmesine ilişkin 5271 sayılı CMK'nın
141/1 ve devamı maddelerinde belirtilen şartların davacı yönünden
gerçekleştiği, bu nedenle uğranıldığı iddia edilen maddi ve manevi
zararla ilgili olarak hak ve nesafet ilkelerine uygun makul bir
tazminata hükmedilmesi gerekir ................................................................. 304
Defter ve Belgeleri İbraz Etmemek Suçu- Defter ve belge
gizlemek suçu neticesinde oluşan herhangi bir somut maddi zarar
bulunmadığı cihetle, sabıkası bulunmayan hakkında takdiri indirim
maddesi uygulanan ve cezası ertelenen sanık hakkında doğan vergi
kaybının tazmin edilmemesi gerekçesiyle hükmün açıklanmasının
geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi yasaya aykırıdır. .......... 303
Elektrik Enerjisi Hakkında Hırsızlık Suçu- Somut olayda, A...
Elektrik Dağıtım A.Ş. tarafından mahkemeye gönderilen 18 Kasım
2011 tarihli yazı cevabına göre sanıkların borcunun bulunmadığı
bildirilmiştir. 6352 sayılı Yasanın geçici 2. maddesine göre
hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verildiği
19.07.2012 tarihi itibariyle sanıkların kurum zararını tamamen
tazmin ettikleri anlaşıldığından ceza verilmesine yer olmadığına
karar verilmesi gerekir. ............................................................................... 305
Bütün kararlar bu şekilde özetli olarak dergimizin
Mayıs 2015 tarihli 149. sayısından ulaşabilirsiniz
LHD - Cilt: 13/Sayı: 149/Yıl: 2015
HU KU KÎ MA KA L E L E R
LEGAL WRITINGS
* Anonim Ortaklıkta Borsaya Kote Edilmemiş ve Bedeli Tamamen Ödenmemiş Nama
Yazılı Payın Sözleşmesel Devri ve Bu Paya Bağlı Borç Olarak Bedel (Nakdi Sermaye)
Ödeme Borcunun Yasal Üstlenilmesi (TTK m.491; TTK m.501 ve TTK m.352)
Contractual Transferring of Unlisted and Registered Share That has not Yet been Fully
Paid up and as a Obligation Bonded to This Share, the Legal Assumption of Obligation
to Pay the Amount of Share Capital in a Company Limited by Shares
(TCC a.491, TCC a.501, TCC a.352)
Prof. Dr. Mustafa Alper GÜMÜŞ
* Özel Hayatın Gizliliği Bağlamında Kişisel Sağlık Verilerinin Korunması
Protection of Personal Health Data in the Concept of Right to Privacy
Yard. Doç. Dr./Asst. Prof. Dr. Meral GÜRBÜZ
* Ticaret Şirketlerinin Tür Değiştirmesi
Conversion of the Type of Commercial Companies
Yard. Doç. Dr./Asst. Prof. Dr. Diğdem GÖÇ GÜRBÜZ
H
ANONİM ORTAKLIKTA
BORSAYA KOTE EDİLMEMİŞ VE BEDELİ
TAMAMEN ÖDENMEMİŞ NAMA YAZILI PAYIN
SÖZLEŞMESEL DEVRİ VE BU PAYA BAĞLI BORÇ
OLARAK BEDEL (NAKDİ SERMAYE) ÖDEME BORCUNUN
YASAL ÜSTLENİLMESİ (TTK m.491; TTK m.501 ve TTK m.352)
(CONTRACTUAL TRANSFERRING OF UNLISTED AND REGISTERED SHARE
THAT HAS NOT YET BEEN FULLY PAID UP AND AS A OBLIGATION BONDED
TO THIS SHARE, THE LEGAL ASSUMPTION OF OBLIGATION TO PAY THE
AMOUNT OF SHARE CAPITAL IN A COMPANY LIMITED BY SHARES
(TCC a.491, TCC a.501, TCC a.352))
Prof. Dr. Mustafa Alper GÜMÜŞ*
ÖZET
Bu çalışmada yasal bağlam oluşturan Türk Ticaret Kanunu (TTK)
m. 491 kapsamında bedeli tamamen ödenmemiş nama yazılı payların devri;
TTK m.501 kapsamında bu paya bağlı bedel ödeme borcunun yasaya dayalı
üstlenilmesi; şartları, şekli ve sonuçları ile incelenmiştir. Bağlantılı olarak
TTK m.352 hükmü üzerinde de ayrıntılı olarak durulmuştur.
Anahtar Kelimeler: anonim ortaklık; bedeli tamamen ödenmemiş
nama yazılı pay; yasal borç devri
ABSTRACT
This study is to examine, the transfer of registered shares that have
not yet been fully paid up under article 491 of Turkish Commercial Code
regulating legal registered shares with restricted transferability, the
legal assumption of obligation to pay the amount of share capital and
the legal form, requirements and effects thereof pursuant to article 501.
Accordingly, article 352 of TCC is thoroughly examined.
H
*
Hakem denetiminden geçmiştir.
İstanbul Şehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Hukuk Öğretim Üyesi
26
Anonim Ortaklıkta Borsaya Kote Edilmemiş ve Bedeli Tamamen
Ödenmemiş Nama Yazılı Payın Sözleşmesel Devri ve Bu Paya Bağlı
Borç Olarak Bedel (Nakdi Sermaye) Ödeme Borcunun Yasal Üstlenilmesi
(TTK m.491; TTK M.501 ve TTK m.352)
Keywords: company limited by shares; registered shares that have
not yet been fully paid up; legal assumption of obligation
***
...
Ancak gerek TTK m.501/I’de gerekse de TTK m.501/III’de vurgulanan devrin pay defterine kaydının hukuki bir etkisinin var olması
kaçınılmazdır. Kanımızca söz konusu etki, doğrudan paya bağlı borca
ilişkin olmayıp, devralanın pay üzerinde tasarruf yetkisine ilişkindir.
Nasıl ki TMK m.705/II’nin “Miras, mahkeme kararı, cebrî icra, işgal,
kamulaştırma hâlleri ile kanunda öngörülen diğer hâllerde, mülkiyet
tescilden önce kazanılır. Ancak, bu hâllerde malikin tasarruf işlemleri
yapabilmesi, mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmiş olmasına bağlıdır”
hükmü uyarınca mirasçılar miras yoluyla tescilsiz iktisap ettikleri taşınmaz üzerinde tasarrufta bulunabilmek için tapu kütüğüne adlarına tescil
yaptırmaları gerekli ise; “benzer şekilde” bedel ödeme borcu bağlı nama
yazılı payını devralanın geçerli olarak hak sahibi olduğu söz konusu pay
üzerinde yeniden tasarrufta bulunabilmesi için pay defterine kaydı sağlaması zorunludur. Diğer bir deyişle pay defterine kayıt gerçekleşmeden
devralan payı üzerinde yeniden tasarrufta bulunamaz. Buna karşılık öğreti1 onay üzerine ve fakat pay defterine kayıt gerçekleşmeksizin
devralanın gerçekleştirdiği devri geçerli saymakta, ancak en son devralan adına pay defterine tescilin yapılması bakımından devir beyanlarının
düzgün bir zincir oluşturmasını aramaktadır. Pay defterine kayda kurucu
işlev yükleyen görüşler kapsamında da, devralanın adına kayıt yapılmaksızın yapacağı devirler, hak sahibi olmamaktan kaynaklanan tasarruf
yetkisi yokluğundan dolayı geçersiz olacaktır.
Makalenin devamına, dergimizin dergimizin
Mayıs 2015 tarihli 149. sayısından ulaşabilirsiniz
1
Bkz. TEKİNALP (POROY/ÇAMOĞLU), N.767a s.548.
LHD - Cilt: 13/Sayı: 149/Yıl: 2015
H
ÖZEL HAYATIN GİZLİLİĞİ BAĞLAMINDA
KİŞİSEL SAĞLIK VERİLERİNİN KORUNMASI
(PROTECTION OF PERSONAL HEALTH DATA IN THE CONCEPT OF
RIGHT TO PRIVACY)
Yard. Doç. Dr./Asst. Prof. Dr. Meral GÜRBÜZ*
ÖZET
Kişisel sağlık verilerinin korunması, kişilik hakkının konusunu
oluşturan temel değerlerden biri olarak kabul edilen özel hayatın gizliliği
ile yakın ilişki içerisindedir. Günümüzde hızla gelişen teknoloji, bilgiye
erişimi kolaylaştırmakla beraber, kişisel verilerin elde edilmesi, depolanması ve paylaşılması bakımından kişilerin temel hak ve özgürlüklerini tehdit eder bir duruma gelmiştir. Söz konusu teknolojinin kullanımı
karşısında özel hayatın gizliliği ve kişisel verilerin korunması konusu
özel bir önem kazanmıştır. Sağlık hizmetinin sunulmasında da, hasta
verileri ile teşhis ve tedavinin tüm aşamalarına ilişkin bilgiler kayıt altına
alınarak elektronik ortamda depolanmaktadır. Bu durum, hasta mahremiyetinin ortadan kalkması ve kişisel sağlık verilerinin amaç dışı kullanımı gibi çeşitli olumsuzluklar ortaya çıkarmaktadır.
Bu çalışmada, kişisel sağlık verilerinin korunması konusu özel hayatın gizliliği ilkesi ve kişisel verilerin korunmasına ilişkin temel esaslar
çerçevesinde incelenecektir.
Anahtar Kelimeler: Özel hayat, hasta hakkı, kişisel sağlık verileri, hassas veri
ABSTRACT
The protection of personal health data is in close relation with the
right to privacy, which is accepted as one of the fundamental values
establishing the subject of personality rights. Although today’s rapidly
evolving information technology facilitates access to information, it also
threatens the fundamental rights and freedoms of the individual with
regard to obtaining, storing and sharing personal data. As the use of
new information technology became prevalent, the right to privacy and
protection of personal data privacy have gained particular importance.
Patient data and information about the diagnosis and all phases of
treatment are recorded and stored in digital form in the health services
provision process. Thus, it may pose the risks such as violating patient
privacy and abuse and misuse of personal health data.
H
*
Hakem denetiminden geçmiştir.
Anadolu Üniversitesi Hukuk Fakültesi, Medeni Hukuk Anabilim Dalı
28
Özel Hayatın Gizliliği Bağlamında Kişisel Sağlık Verilerinin Korunması
In this study, the protection of personal health data will be
examined in the framework of the basic principles regarding the right to
privacy and the protection of personal data.
Keywords: Privacy, patient rights, personal health data, sensitive data
***
...
Kişisel sağlık verileri, kişinin gizlilik alanına dâhil olup; hassas kişisel veri niteliği taşırlar. Kişisel verilerin korunması, ilk aşamada bireylerin özel hayatlarının korunması anlamına gelmektedir. Özel hayatın
gizliliği hakkı, özellikle birey ve devlet arasındaki ilişki bakımından
önem taşımaktadır. Özel hayatın gizliliği ilkesi, söz konusu ilişkide ortaya çıkan güç dengesizliğinin giderilmesinde ve kişileri özel hayat
alanlarına müdahale edebilecek kurumlara karşı korumak konusunda
halen işlevsel bir yere sahip olmakla beraber, yeterli bir korumayı sağlayıp sağlamadığı tartışılır bir hale gelmiştir.
Teknolojideki hızlı gelişme ve bilgi toplumuna geçilmesi ile birlikte, bilgilerin elektronik ortamlarda işlenmesi ve işlenen bu bilgilerin
kolaylıkla nakledilebilmesi, özel hayatın gizliliğinin korunmasına ilişkin
benimsenmiş geleneksel yaklaşımı yetersiz kılmıştır. Aynı gelişme, kişisel sağlık verilerinin korunması hususunda da özel bir koruma ihtiyacı
ortaya çıkarmıştır. Hassas veri niteliği taşıyan sağlık verilerinin toplanarak elektronik merkezlerde saklanması, kişilik hakkının, özel hayatın
gizliliğinin korunmasına ve hekimlik mesleğine özgü sır saklama yükümlülüğüne ilişkin ilkelerin yanında, özel bir veri koruma yasasını gerektirmektedir. Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Tasarısı’nda yer
alan düzenlemelere göre “özel nitelikli” olarak anılan kişisel sağlık verileri ancak sayılan istisnai durumlarda işlenebilecektir. Tasarı gerekçesinde, ayrımcı uygulamalara ve mağduriyetlere yol açabileceği gerekçesiyle, kural olarak bu verilerin işlenemeyeceği ifade edilmiştir. Tasarı’nın kanunlaşarak yürürlüğe girmesi ortaya çıkan boşluğu kısmen
doldurabilecektir.
Diğer yandan, sağlık verileri konusunda, bu verilerin işlenme süreçlerinde anonimleştirilmesi ve böylece kişinin belirlenebilir olma niteliğinin ortadan kaldırılması da ayrıca önem taşımaktadır.
Makalenin devamına, dergimizin dergimizin
Mayıs 2015 tarihli 149. sayısından ulaşabilirsiniz
LHD - Cilt: 13/Sayı: 149/Yıl: 2015
H
TİCARET ŞİRKETLERİNİN TÜR DEĞİŞTİRMESİ
(CONVERSION OF THE TYPE OF COMMERCIAL COMPANIES)
Yard. Doç. Dr./Asst. Prof. Dr. Diğdem GÖÇ GÜRBÜZ*
ÖZET
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda önemli değişiklikler getiren
düzenlemelerden birisi de ticaret şirketlerinin tür (nev’i) değişikliğidir.
Kanun’da 180-190 hükümleri arasında düzenlenmiş olan tür değiştirme
eski Ticaret Kanunu’nda yer alan ilkelere yer vermekle birlikte daha
ayrıntılı ve yenilikçi düzenlemeler içermektedir. Yeni Ticaret Kanunu
büyük ölçüde İsviçre Birleşme Kanunu ve ilgili Avrupa Birliği yönergesine dayanmaktadır. Bu çalışmada ticaret şirketlerinin tür değiştirmesine
ilişkin yeni hükümlerin uygulanma alanı, kapsam ve sınırları, çeşitli sorunlara ağırlık verilmek suretiyle incelenmiştir.
Anahtar Kelimeler: Ticaret şirketleri, Yapısal değişiklikler, Tür
değiştirme.
ABSTRACT
An important revision in Turkish Commercial Code No. 6102 is
the one related to the regulations on conversion of the type of
commercial companies. Besides keeping the basic principles that were
enacted in the former commercial code, the new regulations on
conversion of the type of commercial companies, which take place in the
articles 180 through 190 of the new code, is more detailed and
innovative. The new Turkish Commercial Code is mostly based upon the
Swiss Federal Act on Merger and the related European Union Directive.
The area of practice, the scope and the restraints of the new regulations
on conversion of the type of commercial companies are examined in this
study with an emphasis on various problems encountered.
Keywords: Commercial Companies, Structural Change, Conversion
of Type (of Companies).
***
H
*
Hakem denetiminden geçmiştir.
Marmara Üniversitesi İşletme Fakültesi Ticaret Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi.
Ticaret Şirketlerinin Tür Değiştirmesi
30
...
Tür değiştirmede yeni türün kuruluşuna ilişkin hükümlerin uygulanması gerekir. Yeni tür şirketin kuruluşu için gerekiyorsa, Bakanlık
izni de alınır. Bilanço günüyle tür değiştirme raporunun düzenlendiği
tarih arasında altı aydan fazla zaman geçmiş veya son bilançonun çıkarıldığı tarihten itibaren şirketin malvarlığında önemli değişikliklerin olması halinde ara bilanço çıkarılır. Tür değiştirecek şirketin yönetim organı yazılı olarak TTK. md.185’de öngörülen bilgilerin yer aldığı bir tür
değiştirme planı düzenler. Tür değiştirecek şirketin yönetim organı tarafından ortaklara bilgi verilmesi ve menfaatlerinin korunması amacıyla
tür değiştirme hakkında yazılı bir rapor da düzenleyecektir. Tür değiştirecek şirketin ortaklarına tür değiştirme işlemi ile ilgili aydınlanmalarını
sağlamak üzere genel kurulda karar alınmasından otuz gün önce tür değiştirme ile ilgili evrakları inceleme yetkisi tanınmıştır. Yönetim organı
tarafından hazırlanan tür değiştirme planı genel kurul tarafından TTK.
md.189/1’deki yetersayılarla onaylanacak ve böylelikle tür değiştirme
kararı alınacaktır. Genel kurulda alınan tür değiştirme kararından sonra
yönetim organı tarafından tür değiştirme ve yeni türe ait şirket sözleşmesi tescil ettirilir. Tür değiştirme tescil ile geçerlilik kazanır ve Ticaret
Sicili Gazetesi’nde de ilan yapılır.
Ticaret şirketlerinin tür değiştirmesinin en önemli sonucu yeni şirketin eskisinin devamı sayılmasıdır. Ayrıca ortakların şirket paylarının
ve haklarının korunması ortaksal konumun devamı ilkesi çerçevesinde
özel olarak düzenlenmiştir. Tür değiştiren şirketin alacaklıları da korunmuştur. Tür değiştiren şirketin borçlarından, tür değiştirmeden önce sorumlu olan ortakların sorumluluğu, tür değiştirmeden sonra da aynen
devam eder. Tür değiştirmeden sonra doğan borçlar için sorumluluk yeni
tür hükümlerine göre belirlenir. Tür değiştirmede yeni türe dönüştürülen
şirket eski şirketin devamı olduğundan şirketin çalışanlarıyla yaptığı
hizmet sözleşmesinde bir değişiklik olmamaktadır.
Ticaret şirketlerinin yapısal değişikliği ile ilgili olarak ortaklık pay
ve haklarının incelenmesi, birleşme, bölünme ve tür değiştirmenin iptali
ile sorumluluk konularında ortak hükümlere yer verilmiştir. Ayrıca bir
ticari işletme TTK. md.182 ilâ 193’ün kıyas yoluyla uygulanması suretiyle ticaret şirketine dönüşebileceği gibi, bir ticaret şirketinin hangi
türde olursa olsun ticari işletmeye dönüştürülmesi de mümkündür.
Makalenin devamına, dergimizin dergimizin
Mayıs 2015 tarihli 149. sayısından ulaşabilirsiniz
LHD - Cilt: 13/Sayı: 149/Yıl: 2015
UZMAN GÖRÜŞLERİ
EXPERT OPINIONS
* Anonim ve Paylı Komandit Şirketlerde Yönetim Kurulu Karar Defterinin Önemi
The Severity of the Book of Board Resolutions in Joint-Stock and Scrip Companies
Soner ALTAŞ
(Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Başmüfettişi/
Ministry of Science, Industry and Technology Chief Inspector)
* Yıllık Gelir Sigortası
Annuity Insurance
Yavuz AKBULAK
(SPK Başuzmanı/Chief Expert of Capital Markets Board of Turkey)
* Yargı Kararları Işığında Kamu İhalelerine İlişkin Tesis Edilen İdari İşlemlerde
Başvuru Yollarının Gösterilmesi Yükümlülüğüne Uyulmaması Sorunu
Infringment of Obligation of Indication of the Remedies for Administrative Acts
Concerning Public Procurements in the Light of Case Law
Av./Atty. Volkan SAMADİ
Av./Atty. Sidar TUNCA
ANONİM VE PAYLI KOMANDİT ŞİRKETLERDE YÖNETİM
KURULU KARAR DEFTERİNİN ÖNEMİ∗
(THE SEVERITY OF THE BOOK OF BOARD RESOLUTIONS IN JOINT-STOCK
AND SCRIP COMPANIES)
Soner ALTAŞ
(Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Başmüfettişi/
Ministry of Science, Industry and Technology Chief Inspector)
...
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu1 (TTK)2’nun 124üncü maddesinin ikinci fıkrasına göre anonim ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirket sermaye şirketi sayılmaktadır. Anonim şirket, yönetim kurulu
tarafından yönetilir ve temsil olunur (TTK, m.365). Sermayesi paylara
bölünmüş komandit şirketler ise yöneticiler tarafından yönetilir ve temsil
olunur. Anonim şirketlerin yönetim kurulunun görevleriyle sorumluluklarına ilişkin hükümlerinin, sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerin yönetici olan komandite ortakları hakkında da geçerlidir (TTK,
m.570). Tüzel kişi tacir olmaları noktasında, anonim şirketler ile sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketler tarafından gerekli ticari defterlerin tutulması yasal bir zorunluluktur. Bu defterlerden birisi de yönetim kurulu karar defteridir. İşte bu çalışmamızda, anonim ve sermayesi
paylara bölünmüş komandit şirketler tarafından tutulacak olan yönetim
kurulu karar defteri, anılan defterde hangi bilgilere yer verilmesi lazım
geldiği ve karar defterine ilişkin yasal yükümlülüklerin yerine getirilmemesinin müeyyideleri üzerinde durulacaktır.
...
∗
Bu çalışmada belirtilen görüşler yazarına ait olup, çalıştığı Kurumunu bağlamaz.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu, 13 Ocak 2011 tarihinde kabul edilmiş; 14 Şubat
2011 tarihli ve 27846 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmış ve 1 Temmuz 2012 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
2
Çalışmamızda, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu için TTK kısaltması kullanılmıştır.
1
34
Anonim ve Paylı Komandit Şirketlerde Yönetim Kurulu Karar Defterinin Önemi
Anonim şirketlerde yönetim kurulunun, sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerde yöneticinin veya yöneticilerin şirket yönetimi
ile ilgili olarak aldığı kararların yönetim kurulu karar defterine yazılması
zorunludur. Yönetim kurulu karar defterindeki kayıtların asgarî olarak
karar tarihini, karar sayısını, toplantıda hazır bulunanları, kararın içeriğini ve üyelerin imzalarını içermesi gerekir. Kararın, üyelerden birinin
yaptığı öneri üzerine diğerlerinin yazılı onayı ile alınması halinde imzaların bulunduğu kâğıt veya kâğıtlar karar defterine yapıştırılır.
Ticari defterlerin mevcut olmaması yahut saklanmaması hâllerinde, sorumlular üçyüz günden az olmamak üzere adli para cezasıyla
cezalandırılırlar. Bu nedenle, yönetim kurulu karar defterinin mevcut
olmaması veya hiçbir kayıt içermemesi yahut saklanmaması hallerinde,
yönetim organı üyeleri 6.000 TL’den 73.000 TL’ye kadar adlî para cezasıyla cezalandırılırlar. Ayrıca, yönetim kurulu karar defterinin açılış ve
kapanış onayının hiç yahut zamanında yaptırılmaması halinde şirkete
idari para cezası verilir. Bahsigeçen cezalara muhatap olmamak için,
anonim ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirket yöneticilerinin
yönetim kurulu karar defteri tutma, onaylatma ve saklama konusunda
gerekli özeni göstermeleri menfaatlerine olacaktır.
Yazının devamına, dergimizin dergimizin
Mayıs 2015 tarihli 149. sayısından ulaşabilirsiniz
LHD - Cilt: 13/Sayı: 149/Yıl: 2015
YILLIK GELİR SİGORTASI*
(ANNUITY INSURANCE)
Yavuz AKBULAK
(SPK Başuzmanı/Chief Expert of Capital Markets Board of Turkey)
...
Bilindiği üzere, tasarruf kavramı, hane halkı, işletme ya da ülke
ekonomisi gibi ekonomik bir birimin cari geliri ile cari tüketim harcamaları arasındaki farkı ifade etmektedir. Bir ülkede fabrikalar, donanım
ve konut gibi temel sermaye mallarında artış sağlanabilmesi tasarrufları
gerektirir. Sermaye yaratılması için gerekli kaynaklar, temel olarak bir
ulusun kolektif tasarrufundan doğar.
Ulusal tasarruf, özel tasarruf ile kamu tasarruflarının toplamına
eşittir. Ulusal tasarruf, her ülkenin kendi ekonomik yapısına göre şekillenir. Kamu tasarrufları kamu kullanılabilir geliri ile gideri arasındaki
fark olup, ülkeden ülkeye değişir. Bazı ülkelerde kamu harcamaları
kamu gelirlerinden yüksek olduğundan bütçe açıkları söz konusudur.
Özel kesim tasarrufları ise hane halkları ve işletmelerce yapılan tasarrufları kapsamaktadır. Hane halkı tasarrufları, milli gelir hesaplarında
hane halkı harcanabilir gelirinden hane halkı tüketim harcamalarının
çıkartılması ile bulunur. İşletme veya firma tasarrufları ise, işletmelerin
dağıtılmamış karları ve sabit sermaye amortismanının toplamını ifade
eder. Net işletme tasarrufundan kasıt dağıtılmamış karlar yani birikmiş
kazançlardır.
...
Hazine Müsteşarlığının yıllık gelir sigortası düzenlemesi ile ülkemiz hane halkları bakımından yeni bir tasarruf aracına, sigortacılık kesimi açısından ise yeni bir sigorta türüne kavuşmuştur. Bu düzenlemeyle, bireysel emeklilik sisteminde tasarruf yapan kimselere ya da bir
*
Bu yazıda yer alan görüşler yazarına ait olup çalıştığı kurumu bağlamaz, yazarın
çalıştığı kurum veya göreviyle ilişki kurulmak suretiyle kullanılamaz.
Yıllık Gelir Sigortası
36
kenarda birikmiş parası olanlara, bu paralarını “Yıllık Gelir Sigortası”
sistemine yatırıp ömür boyu ikinci emeklilik aylığına sahip olma ve
emekli maaşını çocuklarına bırakabilme olanağı tanınmaktadır.
Yazının devamına, dergimizin dergimizin
Mayıs 2015 tarihli 149. sayısından ulaşabilirsiniz
LHD - Cilt: 13/Sayı: 149/Yıl: 2015
YARGI KARARLARI IŞIĞINDA KAMU İHALELERİNE
İLİŞKİN TESİS EDİLEN İDARİ İŞLEMLERDE BAŞVURU
YOLLARININ GÖSTERİLMESİ YÜKÜMLÜLÜĞÜNE
UYULMAMASI SORUNU
(INFRINGMENT OF OBLIGATION OF INDICATION OF THE REMEDIES FOR
ADMINISTRATIVE ACTS CONCERNING PUBLIC PROCUREMENTS IN THE
LIGHT OF CASE LAW)
Av./Atty. Volkan SAMADİ*
Av./Atty. Sidar TUNCA**
...
En temel anlamıyla hak arama özgürlüğü, devlet karşısında bireyin
başvuru hakkı ve bireye başvuru hakkının tanınmasının yanı sıra başvuru
hakkının etkin biçimde kullanımı ve hakkın kullanımına ilişkin hukuki
koşulların bilinebilirliğini de kapsayan bir kavramdır1.
Bu bağlamda; hukuk devleti olmanın temellerinden biri olan Anayasa’nın 125. maddesinde ifadesini bulan idarenin her türlü eylem ve
işleminin yargı denetimine tabi olmasına yönelik ilke açısından idari
işlemlere karşı başvuru yollarının gösterilmesi ilkesi, idarenin hukuka
uygunluk denetiminin etkili şekilde gerçekleştirilebilmesi bakımından en
etkili mekanizmalardan birini teşkil etmektedir.
İdari işlemde başvuru yollarının gösterilmesi yükümlülüğü, idari
işleme karşı başvuru hakkını kullanacak olan ilgilinin, ne şekilde hareket
etmesi gerektiği bilgisinin, idare tarafından ilgiliye bildirilmesidir. Anılan yükümlülük, yalnızca idari işleme karşı başvurulabilecek yolları değil, başvuru mercileri ve sürelerinin de belirtilmesi gerekliliğini içeren
bir hukuki müessese olarak karşımıza çıkmaktadır2.
*
Ankara Barosu, [email protected]
Ankara Barosu, [email protected]
1
Kaboğlu İ.Ö.: Özgürlükler Hukuku, Ankara, 2002, s. 163 vd.
2
Atay Şanlı Y.: “İdari İşlemde Başvuru Yollarının Gösterilmesi Yükümlülüğü”, Türkiye Barolar Birliği Dergisi, Yıl: 2011, Sayı: 96, s. 295.
**
38
Yargı Kararları Işığında Kamu İhalelerine İlişkin Tesis Edilen İdari İşlemlerde
Başvuru Yollarının Gösterilmesi Yükümlülüğüne Uyulmaması Sorunu
Nitekim; Anayasa’nın 40. maddesine 2001 yılında eklenen ikinci
fıkraya göre “Devlet, işlemlerinde, ilgili kişilerin hangi kanun yolları ve
mercilere başvuracağını ve sürelerini belirtmek zorundadır.” hükmü
uyarınca; söz konusu yükümlülük, bir anayasal ilke haline dönüştürülerek idare hukuku rejimimiz açısından da uygulanabilir hale gelmiştir3.
...
1982 Anayasası’nın 40. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan ve
yöntemsel bir temel hak kuralı olan başvuru yollarının gösterilmesi, doğrudan uygulanabilir nitelikte bir Anayasa kuralıdır. Bu kuralın kamu
ihale hukukuna yansıması açısından, gerek ihale makamı idarelerin gerekse de Kamu İhale Kurumu’nun kamu ihalelerine ilişkin olarak tesis
etmiş oldukları kararlarda, kararın muhataplarına karara karşı başvurulması gereken idari başvuru yolunu ve süresini doğru ve eksiksiz bir biçimde göstermeleri gerekmektedir.
Danıştay’ın konuya ilişkin yerleşik uygulamasında da belirtildiği
üzere; kamu ihalelerine ilişkin tesis edilen kararlarda da idarelerce idari
başvuru yolunun bildirilmesi yükümlülüğüne uyulmaması halinde; kararın ilgilisine bildirimi usulsüz bir hale gelecek ve ilgili tarafından kararda belirtilen başvuru yoluna ve süresine uyulmak suretiyle gerçekleştirilen idari başvurunun usul yönünden reddine karar verilemeyecektir.
Yazının devamına, dergimizin dergimizin
Mayıs 2015 tarihli 149. sayısından ulaşabilirsiniz
3
Söz konusu anayasa kuralının doğrudan uygulanabilirliğine ilişkin ayrıntılı bilgi için
bknz: Atay: s. 296-304.
LHD - Cilt: 13/Sayı: 149/Yıl: 2015
HU KU K HA B E R L E R İ
LEGAL NEWS
* Yıllık Gelir Sigortaları Yönetmeliği Yayınlandı
* Ev Hizmetlerinde 5510 Sayılı Kanunun Ek 9uncu Maddesi Kapsamında Sigortalı Çalıştırılması
Hakkında Tebliğ Yayınlandı
* Banka Kartları ve Kredi Kartları Hakkında Yönetmelik Değiştirildi
* Polis Vazife ve Salâhiyet Kanunu, Jandarma Teşkilat, Görev ve Yetkileri Kanunu ile Bazı
Kanunlar Değiştirildi
* Elektronik Ürün Senedi Yönetmeliği Değiştirildi
* Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnameler Değiştirildi
* Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Japonya Hükümeti Arasında Türkiye Cumhuriyetinde
Nükleer Güç Santrallerinin ve Nükleer Güç Sanayisinin Geliştirilmesi Alanında İşbirliğine
İlişkin Anlaşma ile Türkiye Cumhuriyetinde Nükleer Güç Santrallerinin ve Nükleer Güç
Sanayisinin Geliştirilmesine Dair İşbirliği Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair
Kanun Yayınlandı
* Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı Arasında Üçüncü
Taraf Maliyet Paylaşımı Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Yayınlandı
* Yargıtay Kanunu ile Hukuk Muhakemeleri Kanunu Değiştirildi
* Kamu Kurum ve Kuruluşlarına Eski Hükümlü veya Terörle Mücadelede Malul Sayılmayacak
Şekilde Yaralananların İşçi Olarak Alınmasında Uygulanacak Usul ve Esaslar Hakkında
Yönetmelik Değiştirildi
* Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnameler Değiştirildi
* Orman Kanununun 16ncı Maddesinin Uygulama Yönetmeliği Değiştirildi
* Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütü ile Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Merkez
Anlaşmasının Ekinde Değişiklik Yapılmasına ve Kei Merkezinin Kalıcı Olarak Taşınmasının
Usullerine İlişkin Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütü ile Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti
Arasında Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Yayınlandı
* Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Sudan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında İkili Tarımsal
İşbirliği ve Ortaklığına İlişkin Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Yayınlandı
* Türkiye Cumhuriyeti ile Kosova Cumhuriyeti Arasında Serbest Ticaret Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Yayınlandı
* Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Azerbaycan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Arama ve
Kurtarma Hizmetlerinin Koordinasyonuna Dair Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğu
Hakkında Kanun Yayınlandı
* Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Türkmenistan Hükümeti Arasında Gençlik ve Spor
Alanında İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Yayınlandı
* Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kosova Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Kültür
Merkezlerinin Kuruluşu, İşleyişi ve Faaliyetleri Hakkında Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Yayınlandı
* Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnameler Değiştirildi
* Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Yayınlandı
* İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnameler
Değiştirildi
* Türkiye Cumhuriyeti ve Avrupa Komisyonu Arasında Katılım Öncesi Yardım Aracı (IPA II)
Çerçevesinde Birlik Tarafından Türkiye Cumhuriyetine Yapılacak Mali Yardımın
Uygulanmasına İlişkin Düzenlemeler Hakkında Çerçeve Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Yayınlandı
* Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Bulgaristan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Acil
Durumlar Alanında İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Yayınlandı
Hukuk haberlerinin tamamına
Mayıs 2015 tarihli 149. sayısından ulaşabilirsiniz
YARGITAY
HU KU K KA R A R L A R I
COURT OF CASSATION CIVIL CHAMBER
DECISIONS
* Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararları
Court of Cassation Assembly of Civil Chambers Decisions
* Yargıtay Hukuk Daire Kararları
Court of Cassation Civil Chambers Decisions
YARGITAY HUKUK GENEL KURULU KARARLARI
COURT OF CASSATION ASSEMBLY OF CIVIL CHAMBERS DECISIONS
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
Esas No.
2014/9-1438
Karar No. 2015/580
Tarihi:
21.01.2015
İlgili Kanun/Madde
5521 s. İşMahK/7, 8, 15
6100 s. HMK/297, 321, 322, Gç3
• İŞÇİ İLE İŞVEREN İLİŞKİSİNDEN KAYNAKLANAN
ALACAK DAVASI
• TEMYİZ DİLEKÇESİNİN DAVACI TARAFA TEBLİĞ
EDİLMEMESİ
ÖZETİ: Direnme kararının davacı vekiline tebliğ edilmediği anlaşılmaktadır. Gerekçeli karar davacı vekiline Tebligat Kanunu ve
ilgili mevzuat dikkate alınarak tebliğ edilmeli, temyiz süresi
geçtikten sonra ve gerektiğinde 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nu “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta
olan Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 432. maddesindeki usul işlemleri yerine getirilmelidir. Yukarıda (2) numaralı bentte yer alan açıklamalar doğrultusunda yapılan incelemede; Davalı vekiline ait temyiz dilekçesinin davacı tarafa
tebliğ edilmediği anlaşılmaktadır. Temyiz eden davalı vekili
tarafından sunulan temyiz dilekçesinin, 6100 sayılı Hukuk
Muhakemeleri Kanunu’nu “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan HUMK’nun 433. maddesi gereğince davacı
vekiline Tebligat Kanunu ve ilgili mevzuat dikkate alınarak
tebliğ edilmeli ve yasal süre beklenildikten sonra Hukuk Genel
Kurulu Başkanlığına gönderilmelidir. Açıklanan nedenlerle
eksikler giderildikten sonra Yargıtay Hukuk Genel Kurulu
Başkanlığı’na gönderilmek üzere dosyanın mahkemesine geri
çevrilmesi gerekmiştir.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
Esas No.
2014/17-1656
Karar No. 2014/1099
Tarihi:
24.12.2014
•
•
•
•
•
İlgili Kanun/Madde
2004 s. İİK/44, 96
6098 s. TBK/202
İSTİHKAK DAVASI
MÜLKİYET KARİNESİ
KAMU DÜZENİ
DAVA ŞARTLARI
KESİN HÜKÜM İTİRAZI
Yargıtay Hukuk Kararları
44
ÖZETİ: Dava şartları, dava açılmasından, hüküm verilmesine kadar
var olmalıdır. Dava şartlarının davanın açıldığı günde bulunmaması ya da bu şartlardan birinin yargılama aşamasında
ortadan kalktığının öğrenilmesi durumunda, mahkemenin
davayı mesmu olmadığından reddetmesi gerekir. Dava şartlarından bazıları olumlu bazıları ise olumsuz (davanın açılması
sırasında bulunmaması gereken)şartlardır. Dava konusu
uyuşmazlığın daha önce bir kesin hüküm ile çözümlenmiş
olması da dava şartıdır. Bu şart, olumsuz dava şartı olarak
adlandırılır. Kesin hüküm itirazı ise, davanın her aşamasında
ileri sürülebilen ve mahkemenin de; davanın her aşamasında
kesin hükmün varlığını kendiliğinden gözetip, varlığı halinde
davayı kesin hükümden reddetmesi gerekir. Yine kesin hüküm
itirazı mahkemede ileri sürülmemiş olsa dahi, ilk defa Yargıtay'da ve dahası bozmadan sonra da ileri sürülebilir. Bu bakımdan usulü kazanılmış hakkın istisnasıdır ve tarafların iradesine de bağlı olmayan mutlak bir etkiye sahiptir. O nedenle
kesin hükmün varlığının, yargılamanın bir kesiminde nazara
alınmamış olması diğer bir kesiminde ele alınmasını engellemez.Bu bağlamda kesin delil ise, yanları ve hakimi bağlayan,
bu tip delillerle kanıtlanan olayın hukuksal doğru olarak kabul edilmesi gereken delillerdir. Hakimin kesin delilleri takdir
yetkisi yoktur. Bu biçimde ispatlanan hususu doğru kabul
etmek zorundadır. Hukukumuzda kesin deliller sınırlı olup
bunlar, ikrar, senet, yemin ve kesin hükümdür. Somut olayda
davalı-alacaklı vekilinin, kesin hüküm itirazına konu yaptığı
ilamın, eldeki dava bakımından bağlayıcı olup olmadığı hususunun değerlendirilip takdir edilerek varılacak sonuç uyarınca
bir karar verilmesi gerekir. Öyleyse, direnme kararı yukarıda
gösterilen değişik gerekçe ve nedenlerle bozulmalıdır.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
Esas No.
2014/12-2353
Karar No. 2014/1039
Tarihi:
17.12.2014
•
•
•
•
•
İlgili Kanun/Madde
2802 s. HakimlerSavcılarK/93/a
6100 s. HMK/46, 49
TAZMİNAT DAVASI
HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE
KİŞİSEL KUSUR
HAKSIZ FİİL
HÂKİM VEYA SAVCI ALEYHİNE TAZMİNAT DAVASI
AÇILAMAYACAĞI DURUM
LHD - Cilt: 13/Sayı: 149/Yıl: 2015
Court of Cassation Civil Chamber Decisions
45
ÖZETİ: Somut olayda, davacının zararına dayanak olarak gösterilen
Tokat İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2008/304 Esas-2010/30
Karar sayılı kararı, Yargıtay 12.Hukuk Dairesinin 2010/10269
Esas, 23102 Karar sayılı ilâmı ile onanmış, taraflar karar düzeltme yoluna başvurmadığından 23.11.2010 tarihinde kesinleşmiştir. İş bu dava ise 1 yıllık hak düşürücü süre geçtikten
sonra 26.11.2012 tarihinde açılmıştır. Bu durumda davanın
hak düşürücü süre nedeniyle usulden reddine karar verilmesi
gerektiği kanaatine varılmış, ancak dava usulden reddedildiğinden ve HMK'nun 49.maddesinde usulden ret halinde disiplin para cezası öngörülmediğinden anılan para cezasına hükmedilmemiş olması usul ve yasaya uygundur.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
Esas No.
2013/22-1216
Karar No. 2014/1027
Tarihi:
10.12.2014
İlgili Kanun/Madde
2004 s. İİK/67
4857 s. İşK/21
7201 s. TebligatK/35
• İTİRAZIN İPTALİ DAVASI
• İŞE BAŞLATMAMA TAZMİNATI İLE BOŞTA GEÇEN
SÜRE ÜCRETİNİN TAHSİLİ
ÖZETİ: Davacının işe başlatılmak için yaptığı başvuruya ilişkin tebligatın işyerinin kapalı olması nedeni ile muhtara yapıldığı,
adreste bulunmama nedeninin kanunda belirtilen kişilere
sorulmadığı, yeni adresinin araştırılmasına ilişkin herhangi
bir işlem yapılmadığı, tebliğ memurunca yeni adresinin saptanamadığına ilişkin bir açıklama yapılmadığı, tebliğ evrakının
muhtara teslim edildiğine ilişin ihbarnamenin kapıya yapıştırılıp yapıştırılmadığının belli olmadığı anlaşılmaktadır. Buna
göre davacının işe başlatılmaya ilişkin başvurusu usulüne
uygun tebliğ edilmemiştir. İşe başlatılma başvurusu usulüne
uygun şekilde tebliğ edilmeyen işverenin işe başlatma yükümlülüğünden söz edilemez. Davacı işçi işe başlatılmak için
süresinde başvurmadan boşta geçen süre ücreti ile işe başlatmama tazminatı isteğinde bulunamayacağından davalı bakanlığın icra takibine yaptığı itiraz haklıdır. Bu nedenle itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkâr istemini içeren bu davanın reddi gerekir. Uyuşmazlık, işçinin feshe bağlı hak ve
alacakları yönünden, davacının işe başlatılmak için işverene
usulüne uygun başvuruda bulunduğu hususunun kanıtlanıp
kanıtlanmadığı, işverene yapılan tebligat yönünden araştırmanın yeterli olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Somut olayda Mahkemece bozma ilamı sonrasında yapılan
yargılamada davacı vekili tarafından ibraz edilen noter tebligat şerhi incelenmek suretiyle, davalıya yöntemince tebligat
yapıldığı kabul edilerek, davanın kısmen kabulüne ilişkin kararda direnilmiştir. Bu durumda bozmadan önce var olmayan
bir kısım belgelerin dosyaya girdiği, öte yandan mahkemece
yeni ibraz edilen bu belgelere dayanılarak hüküm kurulduğu
anlaşılmaktadır.
LHD - Volume: 13/Issue: 149/Year: 2015
Yargıtay Hukuk Kararları
46
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
Esas No.
2014/4-372
Karar No. 2014/1006
Tarihi:
10.12.2014
İlgili Kanun/Madde
2802 s. HakimlerSavcılarK/93/a
5271 s. CMK/141
6100 s. HMK/33, 46, 47, 48, 49
• HAKİMLERİN HUKUKİ SORUMLULUĞU
• MANEVİ TAZMİNAT
• MÜŞTEKİSİ OLDUĞU BİR HAZIRLIK
SORUŞTURMASINDA CUMHURİYET SAVCISININ
TAKİPSİZLİK KARARI VERDİĞİ
• DAVA ZAMANAŞIMI
• CUMHURİYET SAVCISININ KASITLI OLARAK
GÖREVİNİ YAPMADIĞI
ÖZETİ: Somut olayda, sorumluluğa dayanak yapılan olgular; suç soruşturmasının gereken özen gösterilmeksizin yapılmasıdır.
İhbar olunan Cumhuriyet Savcısı tarafından yapılan soruşturma sonucunda kovuşturma yapılmasına yer olmadığına
karar verilmiş; davacının, şikayetçi sıfatı ile yaptığı itiraz Ağır
Ceza Mahkemesi tarafından reddedilmiş; yazılı emir istemi
üzerine ise, soruşturmanın genişletilmesi gerektiği belirtilerek
karar kaldırılmış ve yeniden yapılan soruşturma sonucunda
açılan davada, zamanaşımı nedeniyle düşme kararı verilmiştir.
Gerek kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin karar ve gerekse
de itiraz üzerine verilen karar; yargısal işlemlerin özünde
mevcut bulunan takdir yetkisinin kullanılmasına ilişkindir.
İddia edildiği gibi, özel bir amaçla davranıldığı yönünde delil
de yoktur. Sınırlı ve sayılı hukuki sorumluluk nedenlerinden
hiç birisi mevcut bulunmamaktadır. Şu durumda, davanın
reddine karar verilmesi gerekir. Diğer yandan, 6100 sayılı
Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 49.maddesi uyarınca,
davanın esastan reddi halinde disiplin para cezasının takdir
edilerek hüküm altına alınması gerekir. Bu konuda, para cezasında yeniden değerleme oranında yapılması gereken
arttırım miktarı ile dava konusu olayın gelişim biçimi ve dosyaya yansıyan olgular göz önünde tutulmuştur.
LHD - Cilt: 13/Sayı: 149/Yıl: 2015
Court of Cassation Civil Chamber Decisions
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
Esas No.
2014/23-1339
Karar No. 2014/967
Tarihi:
26.11.2014
47
İlgili Kanun/Madde
2004 s. İİK/156
6100 s. HMK/Gç3
• İFLAS DAVASI
• KATILMA YOLUYLA KARAR DÜZELTME
• ÖNSORUN
ÖZETİ: 6217 sayılı Kanunun 30. maddesi ile 6100 sayılı HMK'na eklenen Geçici madde 3 atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı
HMUK'nun 442/II. maddesi uyarınca taraflardan biri süresi
içinde karar düzeltme talebinde bulunursa, diğer taraf karar
düzeltme dilekçesinin kendisine tebliğinden itibaren 15 gün
içerisinde vereceği ayrı bir dilekçe veya cevap layihasıyla karar düzeltme talebinde bulunabilir. Buna katılma yoluyla karar düzeltme denir. Önsoruna gelince; dosyada davalı vekili
dilekçesiyle Hukuk Genel Kurulu kararına karşı karar düzeltme isteminde bulunmuş; anılan bu dilekçenin davacı tarafa tebliğ edildiğine ilişkin herhangi bir bilgi veya belgeye
rastlanamamıştır. O halde, mahkemece yapılacak iş; öncelikle
davalı vekilinin Hukuk Genel Kurulu kararına karşı başvurduğu karar düzeltme dilekçesinin davacı tarafa yöntemine
uygun olarak tebliği ile katılma yoluyla karar düzeltme süresinin geçmesinin beklenmesi; Hukuk Genel Kurulu kararına
karşı davacı tarafça katılma yoluyla karar düzeltme yoluna
başvurulmaması halinde bu şekliyle, katılma yoluyla karar
düzeltme yoluna başvurulması halinde ise devamı işlemler de
tamamlanarak ondan sonra dosyanın son kontrolünün muhakkak hakimince yapılmasından sonra eksiksiz olmak üzere
karar düzeltme incelemesi yapılmak üzere Hukuk Genel Kurulu'na gönderilmelidir. Açıklanan nedenlerle; dosyanın, belirtilen eksiklik giderilerek karar düzeltme incelemesi yapılmak
üzere gönderilmesi için, yerel mahkemeye geri çevrilmesi gerekir.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
Esas No.
2013/12-2373
Karar No. 2014/893
Tarihi:
12.11.2014
İlgili Kanun/Madde
2004 s. İİK/170
6100 s. HMK/150, 320, 448
• İMZA İTİRAZI
• KAZANILMŞ HAK
• KAMBİYO SENETLERİNE ÖZGÜ HACİZ YOLUYLA
İCRA TAKİBİ
LHD - Volume: 13/Issue: 149/Year: 2015
Yargıtay Hukuk Kararları
48
ÖZETİ: Somut olayda dava, 14.09.2011 tarihinde henüz 6100 sayılı
HMK yürürlüğe girmeden önce açılmış, mahkemece dava ilk
olarak 24.05.2012 tarihinde, HMK'nun yürürlüğe girmesinden sonra işlemden kaldırılmıştır. Bu durumda, HMK döneminde dosya ilk kez işlemden kaldırıldığına ve mülga 1086
sayılı HUMK döneminde bir işlemden kaldırma kararı verilmediğine göre kazanılmış bir haktan söz edilemeyecektir. Nitekim, Hukuk Genel Kurulu'nun ilamında da aynı ilke benimsenmiştir. O halde, HMK'nun 320/4.maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiğine ilişkin
Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma
kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul
ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
Kararların tamamuna dergimizin Mayıs 2015 tarihli
149. sayısından ulaşabilirsiniz
LHD - Cilt: 13/Sayı: 149/Yıl: 2015
YARGITAY HUKUK DAİRE KARARLARI
COURT OF CASSATION CIVIL CHAMBERS DECISIONS
YARGITAY
1. HUKUK DAİRESİ
Esas No.
2015/1710
İlgili Kanun/Madde
4721 s. TMK/1027
Karar No. 2015/2269
Tarihi:
17.02.2015
• TAPU KAYDININ DÜZELTİLMESİ
• TAPU MÜDÜRLÜKLERİNİN YETKİLERİ
• TAPUDAKİ HATALARIN KISA SÜREDE İDARİ
YOLDAN DÜZELTİLMESİ
ÖZETİ: Dava, tapu kaydına yanlış yazılan kimlik bilgilerinin düzeltilmesi isteğine ilişkin olup, Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren yeni Tapu Sicil Tüzüğü'nün yürürlüğü zamanında 26.05.2014 tarihinde açılmış; mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Hemen belirtilmelidir ki, yeni Tapu
Sicil Tüzüğü hükümleri ve özelikle 75. maddesi nazara alındığında, tapu müdürlüklerine oldukça geniş yetkiler verilerek
tapudaki hataların daha kısa bir sürede, idari yoldan düzeltilmesine imkân verildiği ve kayıt düzeltmeleri için öncelikle
müdürlüklere başvuru yapılmasının zorunlu tutulduğu görülmektedir.Bu nedenle, yeni Tapu Sicil Tüzüğünün Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdiği 17.8.2013 tarihten
itibaren, ilgililerin mahkemeye müracaat etmeden önce, ilk
olarak tapu müdürlüklerine yukarıda açıklanan prosedüre
uygun şekilde başvurması kaçınılmaz olup, değinilen prosedür
izlenmeden mahkeme önüne getirilen davanın dinlenebilme
olanağı yoktur. Bunun yanında, ilgililerin tapu müdürlüklerine yaptıkları yazılı ya da sözlü düzeltim başvuruları üzerine,
tapu müdürlüklerinin Tüzüğün 75. maddesinde belirtilen
araştırma ve soruşturmayı yapmadan verdikleri soyut içerikli ret
kararları da davayı mahkeme önünde dinlenebilir hale getirmez.
Diğer taraftan, Tapu Sicil Tüzüğünün 75. maddesine aykırı
olarak verilen bu tür ret kararlarına karşı ilgililerin aynı tüzüğün
26. maddesine göre itiraz imkanı bulunmaktadır. Hâl böyle
olunca, davanın usulden reddine karar verilmesi gerekir.
YARGITAY
1. HUKUK DAİRESİ
Esas No.
2014/22045
İlgili Kanun/Madde
4721 s. TMK/1025
Karar No. 2014/20154
Tarihi:
23.12.2014
• TAPU KAYDININ DÜZELTİM DAVASI
• TAPU KAYDINA YANLIŞ YAZILAN KİMLİK
BİLGİLERİNİN DÜZELTİLMESİ İSTEMİ
Yargıtay Hukuk Kararları
50
ÖZETİ: Yeni Tapu Sicil Tüzüğü hükümleri ve özelikle 75. maddesi
nazara alındığında, tapu müdürlüklerine oldukça geniş yetkiler verilerek tapudaki hataların daha kısa bir sürede, idari
yoldan düzeltilmesine imkân verildiği ve kayıt düzeltmeleri
için öncelikle müdürlüklere başvuru yapılmasının zorunlu
tutulduğu görülmektedir. Bu nedenle, yeni Tapu Sicil Tüzüğünün Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdiği
17.8.2013 tarihten itibaren, ilgililerin mahkemeye müracaat
etmeden önce, ilk olarak tapu müdürlüklerine yukarıda açıklanan prosedüre uygun şekilde başvurması kaçınılmaz olup,
değinilen prosedür izlenmeden mahkeme önüne getirilen davanın dinlenebilme olanağı yoktur. Bunun yanında, ilgililerin
tapu müdürlüklerine yaptıkları düzeltim başvuruları üzerine,
tapu müdürlüklerinin Tüzüğün 75. maddesinde belirtilen
araştırma ve soruşturmayı yapmadan verdikleri soyut içerikli
ret kararları da davayı mahkeme önünde dinlenebilir hale
getirmez. Hal böyle olunca, davanın usulden reddine karar
verilmesi gerekir.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
İlgili Kanun/Madde
2014/27090
Esas No.
4721 s. TMK/166
Karar No. 2015/431
Tarihi:
15.01.2015
• EVLİLİK BİRLİĞİNİN TEMELİNDEN SARSILMASI
NEDENİ İLE ÇEKİŞMELİ BOŞANMA DAVASI
• BÖLGE ADLİYE MAHKEMELERİ
ÖZETİ: Hukuk Muhakemeleri Kanunu 1.10.2011 tarihinde yürürlüğe
girmiş ise de, bu Kanuna 6217 sayılı Kanunla ilave edilen
geçici 3. maddenin (1.) bendinde, Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihine kadar, 1086 sayılı Kanunun kanun yollarına ilişkin hükümlerinin uygulanmasına devam
olunacağı hükme bağlandığından, karar düzeltme talebinin
incelenmesi gerekmiştir. Mahkemece verilen ilk hüküm davalı-karşı davacı A. tarafından duruşmalı olmak üzere her iki
tarafça temyiz edilmiş, hükmün onanmasına karar verilmiştir.
Davacı-karşı davalı vekili mürafaya katılmadığına ve her iki
tarafın temyiz itirazları reddedildiğine göre davacı-karşı davalı
lehine vekalet ücreti verilmesi doğru olmamış, bu nedenle
karar düzeltme isteğinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
LHD - Cilt: 13/Sayı: 149/Yıl: 2015
Court of Cassation Civil Chamber Decisions
51
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
Esas No.
2014/16344
İlgili Kanun/Madde
Karar No. 2015/269
4721 s. TMK/166, 174
Tarihi:
13.01.2015
• BOŞANMA DAVASI VE TAZMİNAT İSTEMİ
• TAZMİNAT HAKLARININ SAKLI TUTULMASI
ÖZETİ: Tarafların irade beyanları esas alınarak boşanmalarına karar
verilebilmesi için, diğer şartların yanında boşanmanın mali
sonuçları ile çocukların durumu hususunda tam olarak anlaşmış olmaları, hakimin de taraflarca kabul edilen düzenlemeyi uygun bulması şarttır. Tazminat haklarının saklı tutulması, bu husustaki ihtilafın devam ettiğini ve bu ihtilafın çözümünün ileriye bırakıldığını gösterir. Başka bir ifade ile tazminat hakları saklı tutulmak suretiyle anlaşmalı boşanma
kararı verilemez. Bu husus nazara alınmadan tazminat haklarının saklı tutulması suretiyle Türk Medeni Kanununun 166/3
maddesi gereğince boşanma kararı verilmesi doğru bulunmamıştır. Taraflar boşanmanın mali sonuçları üzerinde anlaşamadıklarına göre, gösterdikleri deliller toplanarak davanın
Türk Medeni Kanununun 166/1-2 maddesi çerçevesinde değerlendirilip, hasıl olacak neticesine göre karar verilmesi gerekirken, bu yön nazara alınmadan hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
YARGITAY
3. HUKUK DAİRESİ
2014/9216
Esas No.
Karar No. 2015/1652
29.01.2015
Tarihi:
İlgili Kanun/Madde
2709 s. AY/73
4628 s. ElektrikPiyasasıK/1, 4, 5, 17, 27,
Gç1
• TÜKETİCİ SORUNLARI HAKEM HEYETİ
BAŞKANLIĞI KARARININ İPTALİ
• ELEKTRİK FATURALARINDAKİ KAYIP-KAÇAK
BEDELLERİ
LHD - Volume: 13/Issue: 149/Year: 2015
Yargıtay Hukuk Kararları
52
ÖZETİ: Elektrik dağıtım şirketlerinin; EPDK kurul kararları ve tebliğleri çerçevesinde, elektrik kullanan abonelerin faturalarına
yansıtarak aldıkları, kayıp-kaçak bedellerinin elektrik enerjisi
kullananlara aktif tüketim bedeli dışında ek bir mali yük ve
külfet getirdiği izahtan varestedir. Oysaki; Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 73 üncü maddesi gereğince; vergi, resim,
harç ve benzeri mali yükümlülüklerin kanunla konulacağı,
değiştirileceği veya kaldırılacağı da ortadadır. Nitekim, elektrik faturalarına yansıtılan %2 TRT payı da kanunla getirilmiş
ve kanunun verdiği açık ve şeffaf yetkiye dayanarak tahsil
edilmektedir. Elektrik Piyasası Kanununun verdiği yetki uyarınca çıkarılan EPDK kurul kararları ve tebliğleri gereğince
alınan; kayıp-kaçak bedellerinin; vergi, resim, harç ve benzeri
mali yükümlülüklerin kanunla konulacağı, değiştirileceği veya
kaldırılacağı, ayrıca Elektrik Piyasası Kanunun düşük maliyetli enerji temini ve şeffaf bir elektrik enerjisi piyasası oluşturulması ilkelerine uygun düşmemektedir. Nitekim; kayıp-kaçak bedeli hakkında verilen ve Dairece de benimsenen
HGK'nun kararında da belirtildiği üzere; Elektrik enerjisinin
nakli esnasında meydana gelen kayıpla başka kişiler tarafından kaçak kullanmak suretiyle kullanılan elektrik bedellerinin, kurallara uyan abonelerden tahsili yoluna gitmek hukuk
devleti ve adalet düşünceleriyle bağdaştığı da söylenemez.
Bundan ayrı olarak; elektrik kaybını önleme ve hırsızlıkları
engelleme veya hırsızı takip edip, bedeli ondan tahsil etme
görevi de bizzat enerjinin sahibi bulunan dağıtım şirketlerine
aittir. Hal böyle olunca; mahkemece, yukarıda açıklanan ilke
ve esaslar gözetilerek; kayıp-kaçak bedellerin elektrik abonelerinden tahsil edilemeyeceği kabul edilip, davanın reddine karar verilmesi gerekir.
YARGITAY
3. HUKUK DAİRESİ
Esas No.
2014/8835
İlgili Kanun/Madde
Karar No. 2015/917
2004 s. İİK/67
Tarihi:
19.01.2015
• İTİRAZIN İPTALİ DAVASI
• İCRA İNKAR TAZMİNATI
• DAVALININ ABONELİĞE KONU EVİ BOŞALTTIKTAN
SONRA TÜKETİLEN ENERJİ NEDENİYLE SORUMLU
OLUP OLMADIĞI
LHD - Cilt: 13/Sayı: 149/Yıl: 2015
Court of Cassation Civil Chamber Decisions
53
ÖZETİ: Mahkemece, elektrik faturasının düzenlendiği tarihte, davalının söz konusu taşınmazda oturmadığı, elektrik hizmetinden
sonraki oturanların yararlandığı, abonman sözleşmesinin
ancak taşınmazla birlikte anlam ifade edebileceği, davalının
kullanmadığı elektrik hizmetine ilişkin faturalar için sorumlu
tutulamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi
bozmayı gerektirir. Abonelik iptal ettirilmedikçe o abonelik
üzerinden tüketilen kaçak ve normal kullanım bedelinden fiili
kullanıcıyla birlikte abone de müteselsilen sorumludur. Bir
başka deyişle abonelik iptal ettirilmedikçe abonenin sorumluluğu devam eder.
YARGITAY
4. HUKUK DAİRESİ
Esas No.
2014/5729
İlgili Kanun/Madde
6098 s. TBK/49, 50, 51
Karar No. 2015/1254
6100 s. HMK/105
Tarihi:
02.02.2015
• TERMİK SANTRALDEN ÇEVREYE YAYILAN
ATIKLAR NEDENİYLE TAŞINMAZLARDAKİ VERİM
KAYBI
ÖZETİ: Dava, davalı tesisinden kaynaklanan taşınmaz değer kaybının
tazmini istemine ilişkindir. Davalı tarafından işletilen termik
santralden çevreye yayılan atıklar nedeniyle, dava konusu
taşınmazların tarım toprağı özelliğini kaybettiği ve verim kaybına neden olduğu ileri sürüldüğüne göre, uyuşmazlığın çözümünde sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için; dava konusu
taşınmazlardan analiz için yeterince toprak ve bitki örnekleri
alınmalıdır. Taşınmazların en üst tabakasındaki bitki örtüsü
sıyrılarak karma (paçal) toprak örnekleriyle ekili arazilerdeki
gelişen bitkilerden örnek toplanmalıdır. Yine etki alanı dışındaki arazi ve tarlalardan şahit toprak numuneleriyle santrale
komşu arazi ve tarlalardan toprak ve bitki örnekleri analiz için
alınmalıdır. Bitkilerin başak, yaprak ve kökleri yerinde incelenmeli, fitotoksik belirti olup olmadığı gözlemlenmelidir. Taşınmazların yol, yerleşim yeriyle santrale olan uzaklıkları ve
hakim rüzgar etkisi belirlenmelidir. Toprak ve bitki analiziyle
gözlem sonucuna göre düzenlenecek bilirkişi kurulu raporunda, topraktaki maddelerin çeşitli bitkiler tarafından maksimum alınabilirlik miktarı literatüre göre belirlenen miktarlar
gözetilerek açıklanmalıdır.
LHD - Volume: 13/Issue: 149/Year: 2015
54
Yargıtay Hukuk Kararları
YARGITAY
4. HUKUK DAİRESİ
Esas No.
2014/15174
İlgili Kanun/Madde
Karar No. 2015/61
5237 s. TCK/265
Tarihi:
12.01.2015
6098 s. TBK/49, 56
• HAKSIZ FİİL NEDENİYLE UĞRANILAN MANEVİ
ZARARIN ÖDETİLMESİ İSTEMİ
• CEZA ZAMANAŞIMI
ÖZETİ: Dava, haksız eylem nedeniyle uğranılan zararın ödetilmesi
istemine ilişkin olduğuna göre, zamanaşımı süresinin belirlenmesinde olay tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı BK
60/1-2 maddelerinin uygulanması gereklidir. Buna göre zamanaşımı süresi, zarar görenin, haksız eylem ve failini öğrendiği tarihten itibaren 1 yıl, her halükarda zarar veren eylemin
gerçekleşmesinden itibaren 10 yıldır. Eğer fiil ceza kanunları
uyarınca daha uzun zamanaşımı süresi bulunan cezayı gerektiren bir eylemden doğmuş ise ceza zamanaşımı süresi uygulanır. Dosya kapsamından davaya konu olayın bir bütün olarak
değerlendirilmesi halinde; davalının eylemi aynı zamanda suç
teşkil etmekte olup, eylemin gerçekleştiği tarihte yürürlükte
bulunan 5237 sayılı TCK'nun 265 inci maddesine göre görevi
yaptırmamak için direnme suçunu oluşturmaktadır. Aynı yasanın zamanaşımını düzenleyen 66ncı maddesine göre de zamanaşımı süresi 8 yıldır. Eylem tarihi 10.05.2006 olup dava
04.12.2012 tarihinde açıldığına göre davanın süresinde açıldığının kabulüyle işin esasına girilerek hüküm kurulması gerekir.
YARGITAY
5. HUKUK DAİRESİ
Esas No.
2014/18799
İlgili Kanun/Madde
Karar No. 2015/1349
2709 s. AY/35
Tarihi:
09.02.2015
2942 s. KamulaştırmaK/10, 11, 29
• KAMULAŞTIRMASIZ ELATILAN TAŞINMAZ
BEDELİNİN TAHSİLİ
• DAVA KONUSU TAŞINMAZIN BULUNDUĞU ALANDA
YOL SU VE ELEKTRİK GİBİ HİZMETLERİN YERİNE
GETİRİLİP GETİRİLMEDİĞİ
• MÜLKİYET HAKKI
LHD - Cilt: 13/Sayı: 149/Yıl: 2015
Court of Cassation Civil Chamber Decisions
55
ÖZETİ: Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili
istemine ilişkindir. Mahkemece refakate resen alınarak fen
bilirkişi eşliğinde mahallinde yeniden keşif yapılarak, dava
konusu taşınmazın bulunduğu alanda, yol, su ve elektrik gibi
hizmetlerin yerine getirilip getirilmediği araştırılıp davacının
Anayasanın 35. maddesinden kaynaklanan mülkiyet hakkını
kullanmasına engel olunup olunmadığı da belirlenerek, kamulaştırmasız elatma olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediğinin tespiti ile sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken,
eksik inceleme ile hüküm kurulması, Doğru görülmemiştir.
YARGITAY
5. HUKUK DAİRESİ
İlgili Kanun/Madde
Esas No.
2014/21251
Karar No. 2014/31627
2942 s. KamulaştırmaK/10
25.12.2014
Tarihi:
• KAMULAŞTIRMA BEDELİNİN TESPİTİ VE
KAMULAŞTIRILAN TAŞINMAZIN İDARE ADINA
TESCİLİ
• KIYMET TAKDİR RAPORU
• BİLİRKİŞİ RAPORUNUN HÜKÜM KURMAYA
ELVERİŞLİ OLMADIĞI
Dava,
4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma
ÖZETİ:
Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin
tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili
istemine ilişkindir. Dava konusu taşınmazın idare tarafından
düzenlenen kıymet takdir raporlarında arsa olarak değerlendirildiği, dosyada mevcut Dilovası Belediye Başkanlığının yazılarında dava konusu taşınmazın 1/25000 ölçekli Revizyon
Nazım İmar Planında ağaçlandırılacak alanda kaldığı, belediye mücavir alanında bulunduğu, belediye hizmetlerinden
yararlandığı ancak çevresinin meskun olmadığı bildirildiği
halde, bilirkişi raporunda taşınmazın 1/50000 ölçekli çevre
düzenleme planı içinde bulunduğu, organize sanayi bölgesine
yakın olduğu ve güneyinde liman tesislerinin bulunduğu belirtilmek suretiyle arsa vasfıyla değerlendirme yapılmıştır.
Kıymet takdir raporu, Belediye Başkanlığı İmar Müdürlüğü
cevabi yazısı ile, taşınmazın bilirkişi raporundaki özellikleri
arasındaki çelişki giderilip, taşınmazın bulunduğu yere ait
değişik cephelerde fotoğraflarıda çektirilerek bilirkişi kurulundan bu konuda ek rapor alınıp, sonucuna göre karar verilmesi gerekir.
LHD - Volume: 13/Issue: 149/Year: 2015
56
Yargıtay Hukuk Kararları
YARGITAY
6. HUKUK DAİRESİ
Esas No.
2014/6018
İlgili Kanun/Madde
Karar No. 2015/1299
6098 s. TBK/315
Tarihi:
12.02.2015
• KİRA SÖZLEŞMEDEN KAYNAKLANAN TAZMİNATIN
TAHSİLİ İSTEMİ
ÖZETİ: Somut olayda, davacı vekili, fuar düzenleyicisi davalı ile fuar
katılımcısı davacı müvekkili arasındaki fuar katılım sözleşmesine dayanarak müvekkilinin fuara katılamaması nedeni ile
tazminat talebinde bulunmuştur. Davaya dayanak oluşturan
02/08/2008 tarihli sözleşme incelendiğinde fuar yeri olarak
Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi, stand no olarak 7.B30 alanının belirtildiği, sözleşmenin 2/2 maddesinde, fuar süresinin ise
4 veya 5 gün olduğu, 5. Maddesinde fuar düzenleyicisi tarafından müşterileri olan fuar katılımcılarına sunulacak hizmetlerin; Yer tahsisi, tanıtım hizmeti, davetiye, danışma hizmeti, güvenlik hizmeti temizlik hizmeti.. şeklinde gösterildiği
anlaşılmaktadır, sözleşmenin niteliğine göre taraflar arasında
kira ilişkisi değil hizmet ilişkisi mevcut olup asliye hukuk
mahkemesi görevlidir. Her ne kadar mahkemece verilen kararın gerekçesinde 17. Hukuk Dairesinin 2013/9930 Esas
2013/10718 Karar sayılı ilamına atıf yapılarak görevsizlik
kararı verilmiş ise de anılan Yargıtay ilamı, kira alacağının
tahsili istemiyle yapılan icra takibine vaki itirazın iptali ile
ilgili bir uyuşmazlık nedeni ile verilmiştir. Eldeki dosyada
taraflar arasında kira ilişkisi değil hizmet ilişkisi söz konusu
olduğundan mahkemece işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde görevsizlik kararı verilmesi
doğru değildir.
YARGITAY
6. HUKUK DAİRESİ
Esas No.
2014/9653
İlgili Kanun/Madde
Karar No. 2014/14600
6100 s. HMK/106
Tarihi:
25.12.2014
• KİRA BEDELİNİN TESPİTİ İSTEMİ
• ELBİRLİĞİ MÜLKİYETİ
• ZORUNLU DAVA ARKADAŞLIĞI
LHD - Cilt: 13/Sayı: 149/Yıl: 2015
Court of Cassation Civil Chamber Decisions
57
ÖZETİ: Dava, kira bedelinin tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece
davanın kısmen kabulüne, 01/03/2013 tarihinden itibaren
aylık kira bedelinin 4.000 TL olarak tespitine karar verilmiş,
hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Taşınmazın
tamamının kira parasının tespitinin talep edildiğinin anlaşılması halinde tüm mirasçıların iştiraki sağlanarak davaya
devam olunması, dava açan mirasçının kendi payına ilişkin
olarak kira parasının tespitini istediğinin anlaşılması halinde
ise, belirli bir payda tasarruf mümkün olmadığından davanın
reddine karar verilmesi gerekirken eksik inceleme sonucu
yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
YARGITAY
7. HUKUK DAİRESİ
İlgili Kanun/Madde
Esas No.
2014/11436
Karar No. 2014/23188
4857 s. İşK/21, 44
24.12.2014
Tarihi:
• ÖĞLE ARA DİNLENMESİ
• FAZLA MESAİ VE ULUSAL BAYRAM GENEL TATİL
ÜCRETİ ALACAKLARININ TAHSİLİ İSTEMİ
• HUSUMET
ÖZETİ: Somut olayda, davacı güvenlik görevlisi olarak davalı işveren
Y. Park 300 Ada 11 parsel toplu yapı site kat malikleri yanında
çalışmıştır. Bu durumda, davacının işvereni, anılan site kat
malikleri olmaktadır. Dosya kapsamına sunulan kat malikleri
kurulu toplantı tutanağından da diğer davalı K. Hizmetler
Yapı A.Ş.'nin site yöneticisi olduğu anlaşılmaktadır. Yönetici
kat malikleri adına hareket ettiğinden taraf sıfatı bulunmamaktadır. Bu nedenle K. Hizmetler Yapı A.Ş. yönünden davanın husumetten reddine karar verilmesi gerekirken davacının
alacaklarından müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmuş
olması hatalı olup bu husus bozma nedenidir.
YARGITAY
7. HUKUK DAİRESİ
İlgili Kanun/Madde
2014/7251
Esas No.
4857 s. İşK/21, 41, 46
Karar No. 2014/21386
Tarihi:
24.11.2014
• SÖZLEŞMESİNİN HAKSIZ FESHİ
• KIDEM VE İHBAR TAZMİNATI İLE FAZLA MESAİ
ULUSAL BAYRAM GENEL TATİL ALACAKLARININ
TAHSİLİ İSTEMİ
LHD - Volume: 13/Issue: 149/Year: 2015
Yargıtay Hukuk Kararları
58
ÖZETİ: İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma
yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu
doğurmaktadır. Somut olayda mahkemece dosyada başkaca
delil bulunmadığı gerekçesiyle davacı tanıklarından S.'in beyanı üzerine hesaplama yapan rapor doğrultusunda fazla çalışma alacağı kabul edilmiştir. Davalılar tarafından sunulan
deliller arasında davacının kurum müdürü tarafından da imzalı giriş çıkış saatlerini gösteren puantaj kayıtları vardır.
Anılan belgeler değerlendirilmeden ve neden itibar edilmediği
gerekçelendirilmeden eksik inceleme ile hüküm kurulması
hatalı olup bozma nedenidir.
YARGITAY
8. HUKUK DAİRESİ
İlgili Kanun/Madde
Esas No.
2013/21458
Karar No. 2015/1865
2004 s. İİK/96, 103
30.01.2015
Tarihi:
• HACZİN KALDIRILMASI İSTEMİ
• İSTİHKAK DAVASI
ÖZETİ: Dava, üçüncü kişinin İİK’nun 96. vd. maddeleri uyarınca
açtığı istihkak davasının kabulü istemi niteliğindedir. Somut
olayda dava konusu haciz sırasında borçlu C. A. haciz yerinde
hazır değildir. Kendisine İİK’nun 103 üncü maddesi uyarınca
haciz tutanağı tebliğ edilmemiştir. Üçüncü kişinin açtığı davada taraf olarak da gösterilmediği için istihkak iddiasına
karşı tutumu da belirsizdir. Bu koşullarda borçlunun yapacağı
savunma ve sunacağı deliller işin esasına etki edecek mahiyettedir. Bu nedenle borçlu C. A.'nin davalı sıfatıyla duruşmalara katılmasının sağlanması, taraf teşkilinden sonra işin
esasına girilerek, toplanacak delillere göre bir karar verilmesi
gerekir. Belirtilen hususlar dikkate alınmadan yazılı biçimde
karar verilmesi hatalı olmuştur. Bozma neden ve şekline göre
davalı alacaklının diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesi gerekli görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle davalı
alacaklı vekilinin temyiz itirazının kabulüyle hükmün İİK'nun
366. HUMK'nun 428 inci maddeleri gereğince bozulmasına
karar verildi.
LHD - Cilt: 13/Sayı: 149/Yıl: 2015
Court of Cassation Civil Chamber Decisions
59
YARGITAY
8. HUKUK DAİRESİ
Esas No.
2014/11340
Karar No. 2014/22338
Tarihi:
16.12.2014
İlgili Kanun/Madde
4721 s. TMK/202, 219, 222, 225, 229, 230,
231, 236
7201 s. TebligatK/10, 21, 35
• EDİNİLMİŞ MALLARA KATILMA ALACAĞI
• EVLİLİK BİRLİĞİ EDİNİLEN GAYRİMENKULÜN
BOŞANMA DAVASI DEVAM EDERKEN
DEVREDİLMESİ
• İSPAT YÜKÜ
ÖZETİ: Kooperatif üyeliği için evlilik birliği içinde yapılan ödeme ile
evlilik öncesi ve boşanma dava tarihi sonrası dahil tüm ödemeler toplamının birlikte dikkate alınarak artık değer ve katılma alacağı hesaplamasının yapılması gerekirken; evlilik
öncesi ödemelerin hesabında hata yapılması, kooperatif üyeliğinin devri sonrasındaki ödemelerin dahi hesaba katılması
gerektiğinin de gereken ödemelerin göz ardı edilmek suretiyle
davanın niteliğine aykırı şekilde yapılan hesaplama sonunda
yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru olmamıştır.
YARGITAY
8. HUKUK DAİRESİ
Esas No.
2014/3304
Karar No. 2014/20720
13.11.2014
Tarihi:
İlgili Kanun/Madde
3095 s. FaizK/1, 2
4721 s. TMK/225
5411 s. BankacılıkKanunu/140
• KATKI PAYI ALACAĞI DAVASI
ÖZETİ: Davacı vekili, yurt dışında işçi olarak çalışan tarafların 1991
yılında evlendiğini, evlilik birliği içinde1994 yılında vekil edeni
tarafından satın alınan 431 ada 8 parseldeki binanın 5 numaralı bağımsız bölümünün davalı adına tescil edildiğini açıklayarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 50.000
TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili, taraflar arasında boşanma davası bulunmadığı ve evlilik birliği
devam ettiğinden davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece, evlilik birliği devam etmekle yasal koşulları bulunmadığından davanın reddine, davalı kendisini
vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 5.750 TL nispi vekalet
ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmesi gerekir.
LHD - Volume: 13/Issue: 149/Year: 2015
60
Yargıtay Hukuk Kararları
YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ
Esas No.
2014/36316
İlgili Kanun/Madde
Karar No. 2015/283
4857 s. İşK/21, 41, 44
Tarihi:
13.01.2015
6100 s. HMK/107
• KIDEM TAZMİNATI
• HAFTA TATİLİ ÜCRETİ
• GENEL TATİL ÜCRETİ
• İZİN ÜCRETİ
• İŞ AKDİNİN HAKSIZ FESHİ
• BELİRSİZ ALACAK DAVASI
ÖZETİ: Davacı bir kısım işçilik alacaklarının ödenmemesi nedeniyle iş
akdini haklı olarak feshettiğini ileri sürerek, kıdem tazminatı
ile hafta tatili ücreti, genel tatil ücreti ve izin ücreti alacaklarını talep etmiştir. Dava dilekçesinde, fesih tarihinde davacının aldığı aylık net ücretin 1.290 TL olduğu, ancak bu ücretin
asgari ücrete karşılık gelen kısmının banka aracılığıyla kalan
kısmının ise elden ödendiği, bu nedenle aylık ücret miktarının
tespit edilebilmesi için ücret araştırması yapılması gerektiği,
davacının yemek ve servis yardımlarından yararlandığı, davacının 17/09/2009 tarihinde işe başladığı ve iş akdinin
02/07/2013 tarihinde feshedildiği belirtilmiştir. Dosyada mevcut ücret bordrolarının incelenmesinde, bir kısım aylarda
hafta tatili ve genel tatil ücreti tahakkuklarının bulunduğu
görülmüştür. Yazılı ilkeler ve yapılan tespitler birlikte değerlendirildiğinde, davacının davanın açılması aşamasında talep
ettiği "alacakların tamamını tam olarak" tespit etmesi mümkün değildir. Talep edilen alacaklar belirsizdir. Davacının
belirsiz alacak davası açmakta hukuki yararı vardır. Mahkemece, davacının talepleri hakkında, işin esasına girilerek,
olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, davacının belirsiz alacak davası açmakta hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğundan usulden
reddine karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ
Esas No.
2013/5328
İlgili Kanun/Madde
Karar No. 2014/38700
4857 s. İşK/19, 21
Tarihi:
18.12.2014
6098 s. TBK/132, 420
• İŞÇİ ALACAKLARI
• İŞ SÖZLEŞMESİNİN HAKSIZ VE İHBARSIZ FESHİ
• İBRANAMENİN GEÇERLİLİĞİ
LHD - Cilt: 13/Sayı: 149/Yıl: 2015
Court of Cassation Civil Chamber Decisions
61
ÖZETİ: Dosyada mevcut davacının el ürünü 06.02.2008 tarihli dilekçe,
mahiyeti itibariyle işçinin işvereni ikaleye daveti niteliğindedir.
Bu dilekçe üzerine işçinin iş akdi sona erdirildiği ve ayrıca
kıdem tazminatının da ödendiği gözetildiğinde, işverenin işçinin ikaleye davetini kabul ettiği anlaşılmaktadır. Dosyada
mevcut ibraname bakımından ise, kıdem tazminatı ve yıllık
izin ücreti alacaklarında ödenen miktar belli olup yine aynı
ibranameden ihbar tazminatı ve fazla mesai ücreti alacağı için
hiç ödeme yapılmadığı anlaşılmaktadır. Keza ulusal bayram ve
genel tatil ücreti ile hafta tatili ücreti alacakları ise ibranameye hiç konu edilmemiştir. Mahkemece iş akdinin işçiden
gelen talep üzerine işverenle anlaşılarak ikale yoluyla feshedildiğinin kabulü ile söz konusu ibranamedeki alacak kalemlerinden kıdem tazminatı ve yıllık izin ücreti yönünden ödemeler düşülüp bakiyelerinin, diğer alacak kalemleri yönünden
ise hiç ödeme yapılmadığı kabul edilerek belirlenecek alacakların, hüküm altına alınması gerekir.
YARGITAY
10. HUKUK DAİRESİ
2014/21042
Esas No.
Karar No. 2015/1702
Tarihi:
30.01.2015
İlgili Kanun/Madde
506 s. SSK/79
5510 s. SSGSSK/86
6100 s. HMK/307, 312
• ALMAN RANT SİGORTASINA GİRİŞ TARİHİNİN
TÜRKİYE’DE SİGORTALILIK BAŞLANGICI OLARAK
TESPİTİ İSTEMİ
• FERAGAT
ÖZETİ: Dava, Alman rant sigortasına giriş tarihinin Türkiye’de sigortalılık başlangıcı olarak tespiti istemine ilişkindir.Feragat,
davayı kesin olarak sonuçlandıran bir hukuki neden olduğundan, hakim karar verdikten sonra dahi belgelendirilen feragat
üzerine davanın bu nedenle reddine karar verebilir ise de,
Yargıtay uygulamalarında hüküm temyiz edildikten sonra vaki
feragat üzerine mahkemece kendiliğinden bir karar verilmeyerek Yargıtay'ın bu konuda mahkemece bir karar verilmek
üzere hükmün bozulmasına dair verilecek kararından sonra
ancak dosyayı ele alabilir ve feragate dayanarak davayı reddedebilir.Bu itibarla; somut olayda davadan feragat edildiği
açıkça ve koşulsuz olarak bildirdiğinden, hükümden sonra
ortaya çıkan ve temyiz incelenmesine usulen engel oluşturan
bu hukuki olgu çerçevesinde, yeniden inceleme yapılmak
üzere mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmesi gerekmektedir.
LHD - Volume: 13/Issue: 149/Year: 2015
62
Yargıtay Hukuk Kararları
YARGITAY
10. HUKUK DAİRESİ
Esas No.
2014/7635
İlgili Kanun/Madde
Karar No. 2014/22646
506 s. SSK/ 53, 54
Tarihi:
30.12.2014
5510 s. SSGSSK/25, 26
• MALÜLEN EMEKLİLİK
• GELİR İŞ KAZASI
• SÜREKLİ İŞ GÖREMEZLİK GELİRİ
• SAKATLIĞA BAĞLI YAŞLILIK AYLIĞI
• MESLEK HASTALIĞI
ÖZETİ: Somut olayda, öncelikle davacı vekilinden sorulmak suretiyle
hüküm altına alınması istenilen istem sonucunun, sürekli iş
göremezlik geliri, malullük aylığı, sakatlığa/malullüğe bağlı
yaşlılık aylığından hangisine ilişkin olduğu açıklıkla belirlenmeli, sonrasında Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Adli Tıp Genel
Kurulu’ndan rapor alınarak ilgili yasal düzenlemeler kapsamında irdeleme yapılmalı, davacı iddiası doğrultusunda Kuruma yazı yazılarak yargılama aşamasında bağlanan gelir/aylık olup olmadığı ve varsa bunun dayanağı belirginleştirilmeli, kanıtlardan elde edilecek sonuca göre de hüküm kurulmalıdır. Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu,
yetersiz rapora dayanılarak davanın reddine karar verilmesi,
usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
YARGITAY
11. HUKUK DAİRESİ
İlgili Kanun/Madde
2014/15611
Esas No.
556 s. MarkaKHK/13
Karar No. 2015/789
Tarihi:
21.01.2015
• MARKA HAKKINA TECAVÜZ
• HAKSIZ REKABET
ÖZETİ: Davalı kullanımının davacının marka hakkına tecavüz teşkil
ettiğinin tesbitine, ancak davanın açılması sonrasında kullanıma son verildiğinden tecavüzün önlenmesi bakımından konusu kalmayan dava hakkında esas hakkında bir karar verilmesine yer olmadığı yönünde hüküm kurulduğuna göre, bu
kabul itibariyle davanın açılmasında davacı yana yükletilecek
bir kusur bulunmadığı halde davalı yararına vekalet ücreti
takdiriyle davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin yarısının davacı üzerinde bırakılması ve yine davalı tarafından
yapılan yargılama giderinin de yarısının davacıdan tahsiline
karar verilmesi doğru olmayıp, kararın bu yönden bozulması
gerekir.
LHD - Cilt: 13/Sayı: 149/Yıl: 2015
Court of Cassation Civil Chamber Decisions
63
YARGITAY
11. HUKUK DAİRESİ
Esas No.
2014/3619
İlgili Kanun/Madde
Karar No. 2014/20325
2004 s. İİK/72
Tarihi:
24.12.2014
• GEÇERLİ ŞEKİLDE ORTAKLIK İLİŞKİSİNİN
KURULMADIĞININ TESPİTİ
• HUKUKA AYKIRI ŞEKİLDE KURULAN YATIRIM
İLİŞKİSİNİN HÜKÜMSÜZLÜĞÜ
• TAHSİL EDİLEN PARANIN İSTİRDADI
ÖZETİ: Dava, geçerli şekilde ortaklık ilişkisinin kurulmadığının tespiti, hukuka aykırı şekilde kurulan yatırım ilişkisinin hükümsüzlüğü ve davalılar tarafından tahsil edilen paranın istirdadına ilişkindir. Pay defterindeki kaydın diğer kayıtlarla örtüşmediği anlaşıldığı taktirde bu aşamadan sonra davacının zararından davalının haksız fiil hükümleri uyarınca sorumluluğunun bulunup bulunmadığı üzerinde durularak davalının hukuki durumunun tayin ve takdir edilmesi ve davalının zamanaşımı def''i de buna göre değerlendirilmek suretiyle oluşacak
sonuç çerçevesinde bir karar vermek gerekirken eksik inceleme sonucunda düzenlenen bilirkişi kurulu raporuna göre
hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
YARGITAY
12. HUKUK DAİRESİ
2014/26908
İlgili Kanun/Madde
Esas No.
2004 s. İİK/89
Karar No. 2015/2236
Tarihi:
29.01.2015
2709 s. AY/90
• HACİZ İHBARNAMESİNİN İPTALİ
• BİR MAL VEYA HAKKIN HACZEDİLEMEYECEĞİ
İDDİASI
LHD - Volume: 13/Issue: 149/Year: 2015
Yargıtay Hukuk Kararları
64
ÖZETİ: Somut olayda, alacaklının borçlu B. Makine Sanayi ve
Limited Şirketi hakkında başlattığı kambiyo senetlerine özgü
haciz yoluyla icra takibinde; adı geçen borçlu şirketin şikayetçi 3. Kişi Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu
nezdindeki her türlü hak ve alacakları üzerine haciz konduğuna dair 89/1 haciz ihbarnamesinin gönderildiği görülmektedir. Haciz konulan bir mal veya hakkın haczedilemezliğine
yönelik iddia, ancak borçlu tarafından ileri sürülmesi halinde
icra mahkemesince incelenebilecek bir husustur. Bu konuda
3. Kişinin borçluya ait bir mal veya hakkın haczedilemeyeceğini ileri sürerek 89/1 ihbarnamesine dayalı haczin kaldırılması ve ihbarnamenin iptali istemiyle yaptığı şikayetin dinlenilmesi olanağı yoktur. O halde, Mahkemece, 3. kişinin isteminin bu gerekçelerle reddine karar verilmesi gerekirken, istemin kabulü ile 1.haciz ihbarnamesinin iptaline karar verilmesi
isabetsizdir.
YARGITAY
12. HUKUK DAİRESİ
Esas No.
2014/25014
İlgili Kanun/Madde
Karar No. 2014/31450
2004 s. İİK/33, 71, 83
Tarihi:
24.12.2014
4721 s. TMK/684, 862
• ICRA MEMURUNUN MUAMELESINE KARŞI
ŞİKAYET YOLU
• HACZİN KALDIRILMASI
• İCRANIN GERİ BIRAKILMASI
ÖZETİ: Somut olayda, haczedilemezlik şikayeti, mahkemece icranın
geri bırakılmasına karar verilmesinden önceki bir tarihte yapılmış bulunmaktadır. Şikayet tarihi itibarı ile yukarıda açıklanan yasa hükmü ve ilkeler doğrultusunda haczin kaldırılması için aranan hususlar henüz gerçekleşmediği sabit olduğuna göre salt icranın geri bırakılmasına karar verilmiş olması, bu yönde bir talep de bulunmaksızın icra takip dosyasında mevcut hacizlerin kendiliğinden kalkmış olması sonucunu doğurmaz. O halde mahkemece, borçlunun haczedilemezlik
şikayetinin esası incelenerek bir karar verilmesi gerekirken,
eksik inceleme ile ve İİK.nın 33/a-2. maddesi hükmü göz ardı
edilmek suretiyle yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
LHD - Cilt: 13/Sayı: 149/Yıl: 2015
Court of Cassation Civil Chamber Decisions
65
YARGITAY
13. HUKUK DAİRESİ
Esas No.
2015/610
Karar No. 2015/1943
Tarihi:
28.01.2015
İlgili Kanun/Madde
2577 s. İYUK/2
2709 s. AY/125
6098 s. TBK/49, 50, 51
6100 s. HMK/105
• TAZMİNAT DAVASI
• KENTSEL DÖNÜŞÜM PROJESİ
• TAM YARGI DAVASI
• KIYMET TAKDİR KOMİSYONU RAPORU
• GENEL VE DÜZENLEYİCİ ISLAH İMAR PLANLARI
ÖZETİ: Dava konusu taşınmazın söz konusu proje kapsamında kaldığı
ve dava konusu uyuşmazlığın, davacının yapısına karşılık
kıymet takdir komisyonu raporu ile saptanan bedelin eksik
takdir edildiği ve takdir edilen bedelin de tamamının ödenmemesi nedeniyle bakiye kalan miktardan kaynaklandığı dikkate
alındığında; davanın, 2577 sayılı Kanun'un 2/1-b maddesinde
yer alan idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan zarar görenler tarafından açılan tam yargı davaları
kapsamında idari yargı yerinde çözümlenmesi gerekmektedir.
Nitekim Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü'nün 2.6.2014
gün ve 2014/279-626 sayılı karar ile, 14.7.2014 gün ve
2014/712-768 sayılı kararları da açılacak bu tür davalarda
İdari Yargının görevli olduğu belirtilmiş bulunmaktadır. Hal
böyle olunca mahkemece idari yargı yerinin görevli olduğu
gözetilerek yargı yolu nedeniyle dava dilekçesinin usulden
reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde işin esasına
girilerek karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır.
YARGITAY
14. HUKUK DAİRESİ
Esas No.
2014/10273
İlgili Kanun/Madde
Karar No. 2014/14430
2942 s. KamulaştırmaK/7
16.12.2014
Tarihi:
• ORTAKLIĞIN GİDERİLMESİ İSTEMİ
• KAMULAŞTIRMA ŞERHİ
• TAŞINMAZLARIN SATIŞI SURETİYLE ORTAKLIĞIN
GİDERİLMESİ
LHD - Volume: 13/Issue: 149/Year: 2015
Yargıtay Hukuk Kararları
66
ÖZETİ: Dava konusu 470 parsel sayılı taşınmazın 23.09.2010 tarihinde ifraz edilerek 948, 949 ve 950 parsel sayılı taşınmazların
oluştuğu anlaşılmaktadır. Bu taşınmazlardan kanal vasfında
olan 949 parsel sayılı taşınmazda davacı Yalçın Şimşek'in
payının kalmadığı ve davalı DSİ Genel Müdürlüğünün kamulaştırma nedeniyle 1/60 ve 6757/14336 paya sahip olduğu
anlaşılmaktadır. Diğer taşınmazlar 948 ve 950 parsel sayılı
taşınmazların ise ifraz sonrasında tarla vasfında oldukları ve
taşınmazların beyanlar hanesinde DSİ Su İşleri Genel Müdürlüğü/6. Bölge Müdürlüğü 62. Şube Müdürlüğü lehine kamulaştırma şerhi bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda
kamulaştırma nedeniyle 949 parsel sayılı taşınmazın kanal
olarak ifraz edildiği, kaldı ki bu taşınmazda davacının payının
kalmadığı anlaşılmakla davacının 949 parsel sayılı taşınmaza
yönelik davasının aktif dava ehliyeti bulunmadığından reddi
gerekir. Dava konusu 948 ve 950 parsel sayılı taşınmazda kamulaştırma şerhinin halen mevcut olduğu anlaşılmakla bu
şerhlerin kök parsel olan 470 parsel sayılı taşınmazda bulunan
kamulaştırma şerhlerinin aktarılmasından kaynaklanabileceğinden lehine kamulaştırma şerhi bulunan davalı kurumdan
bu taşınmazlar hakkında devam eden bir kamulaştırma işlemi
bulunup bulunmadığı sorulmalı ve kamulaştırma işlemi mevcut ise kesinleşip kesinleşmediğinin tespiti, kesinleştiğinin
anlaşılması halinde kamulaştırılan kısmının ifrazının mümkün olması halinde ifrazı ile kalan kısım üzerinden ortaklığın
giderilmesine karar verilmesi gerekir.
YARGITAY
14. HUKUK DAİRESİ
Esas No.
2014/10882
Karar No. 2014/14103
Tarihi:
09.12.2014
İlgili Kanun/Madde
2644 s. TapuK/26
4721 s. TMK/706
6098 s. TBK/237
• TAPU İPTALİ VE TESCİLİ
• ÖLÜNCEYE KADAR BAKMA AKDİ
• BAKIM BORCU YÜKÜMLÜLÜĞÜ
LHD - Cilt: 13/Sayı: 149/Yıl: 2015
Court of Cassation Civil Chamber Decisions
67
ÖZETİ: Davacının dayandığı ölünceye kadar bakma akdi uyarınca
bakım alacaklısı R.'ye muris eşi O.'dan intikal edecek Boğazlıyan ve köylerindeki taşınmazların mülkiyeti bakım borcu karşılığı davacıya nakledilecektir. Anılan sözleşmenin düzenlendiği tarihte bakım alacaklısının 82, vefat ettiği tarihte ise 92
yaşında olduğu anlaşılmaktadır. Bakım alacaklısının çekişme
konusu taşınmazlar dışında adına veya murislerinden intikal
eden Boğazlıyan veya herhangi bir yerde başka taşınmazlarının bulunup bulunmadığı araştırılmamıştır. Bakım sözleşmesinin düzenlendiği tarihte bakım alacaklısının özel bakım gereksinimi içinde bulunması zorunlu değildir. Bu gereksinimin
sözleşmeden sonra doğması ya da bakım alacaklısının ölümüne kadar çok kısa sürmüş olması sözleşmenin geçerliliğini
etkilemez. Ayrıca, bakım borcu yükümlülüğünün yerine getirilmediği gerekçesiyle sözleşmenin feshini de bakım alacaklısı
isteyebilir. Ancak, bakım alacaklısının mirasçıları sözleşmenin
mal kaçırmak amacıyla muvazaalı olarak düzenlendiğini her
zaman ileri sürebilirler. Ölünceye kadar bakma akdinin muvazaa ile illetli olup olmadığının belirlenebilmesi için sözleşme
tarihinde murisin yaşı, fiziki ve genel sağlık durumu, aile koşulları ve ilişkileri, elinde bulunan mal varlığının miktarı,
temlik edilen malın bütün mamelekine oranı, bunun makul
karşılanabilecek bir sınırda kalıp kalmadığı gibi bilgi ve olguların göz önünde tutulması gerekir. Yapılacak araştırma sonucunda sözleşmenin ölünceye kadar bakıp gözetme amacı ile
değil, mirasçılardan mal kaçırma amacı ile yapıldığının anlaşılması halinde şimdiki gibi davanın reddine, aksi halde davanın kabulüne karar verilmelidir.
YARGITAY
15. HUKUK DAİRESİ
Esas No.
2014/20879
İlgili Kanun/Madde
4721 s. TMK/1007
Karar No. 2014/31094
Tarihi:
22.12.2014
• TAPU SİCİLİNİN HATALI TUTULMASI NEDENİYLE
UĞRANILAN ZARARIN TAZMİNİ
• DEVLETİN SORUMLULUĞU
• TAZMİNAT DAVASI
LHD - Volume: 13/Issue: 149/Year: 2015
Yargıtay Hukuk Kararları
68
ÖZETİ: TMK'nın 1007. maddesinin "sorumluluk" kenar başlığını
taşıyan 1007. maddesinde "Tapu sicilinin hatalı tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur. Devlet zararın doğmasında kusuru bulunan görevlilere rücu eder"
hükmü yer almakta olup, burada Devletin sorumluluğu kusursuz sorumluluktur. Kusursuz sorumluluk tapu siciline bağlı
çıkarların ve ayni hakların yanlış tescili sonucu değişmesi ya
da yitirilmesi ile bu haklardan yoksun kalınması temeline dayanır. Çünkü, sicillerin doğru tutulması görevini üstlenen ve
taahhüt eden Devlet, gerçeğe aykırı ve dayanaksız kayıtlardan
doğan zararları da ödemekle yükümlüdür. Kusurun varlığı ya
da yokluğu Devletin sorumluluğu için önem taşımayıp, sadece
Devletin memuruna rücuu sırasındaki iç ilişkide önemlidir.
Açıklanan nedenlerle, davacının 1976 yılında satın aldığı taşınmazın, 1989 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında
revizyon gördüğü 2807 parsel sayılı taşınmaz ile ilgili olarak
açılan kadastro tespitine itiraz davasında, davacının dayandığı
tapu kaydının geldisi olan ortaklığın giderilmesi davasındaki
miktar fazlalığı nedeniyle 1944 tarihli kök tapu kaydının yolsuz olarak oluştuğu kabul edilip, kadastro tespitinin iptali ve
davacının bu şekilde mülkiyet hakkını yitirmesi nedeniyle uğradığı zararın tazmini için açtığı davada, TMK'nın 1007. maddesi uyarınca Devletin sorumluluğuna ilişkin koşulların
oluştuğu gözetilip, davacının kadastro ile oluşan 2807 parsel
sayılı taşınmazın miktarına kadastro mahkemesinde itiraz
etmekle beraber, bu talebin reddine ilişkin 1998 tarihli ilk
kararı temyiz etmeyip onanmasını isteyerek kararın bu yönden
1998 yılında kesinleştiği ve eksik miktar ile ilgili olarak zamanaşımı süresinin dolduğu ancak, tutanağa bağlanan 115.525
metrekare yüzölçümlü 2807 parseldeki 55000/436800 oranındaki hisse yönünden, işin esasına girilip talebin kabulüne
karar verilmesi gerekir.
YARGITAY
15. HUKUK DAİRESİ
Esas No.
2014/4996
İlgili Kanun/Madde
6102 s. TTK/4
Karar No. 2014/6246
Tarihi:
03.11.2014
• YÜKLENİCİ TARAFINDAN İMÂL VE TESLİM
EDİLEN TEKNEDE İMALÂT VE İŞÇİLİK HATALARI
BULUNDUĞU
• AYIP İHBARI
• AYIPLI MALIN İADESİ
• GÖREVLİ MAHKEME
LHD - Cilt: 13/Sayı: 149/Yıl: 2015
Court of Cassation Civil Chamber Decisions
69
ÖZETİ: Dava, 6102 sayılı yeni TTK'nın yürürlüğe girmesinden sonra
20.03.2013 tarihinde Asliye Ticaret Mahkemesine açılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, deniz ticareti ve deniz sigortalarından kaynaklanmadığı gibi, 6102 sayılı Yasa'nın yürürlüğe girmesinden sonra Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca yapılmış bir görevlendirme de dosyada bulunmadığından davaya Deniz Ticaret Mahkemelerinde bakılamaz. Mahkemenin verdiği görevsizlik kararı yasaya aykırıdır. 6102 sayılı
TTK'nın 4 (1) maddesinde ticari davalar tanımlanmış ve sayılmıştır. Bu maddeye göre “her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları” ve “ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri” ile “tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın aynı maddenin (a), (b), (c), (d), (e) ve
(f) bentlerinde sayılan davalar ticari dava sayılır. Bu maddeye
göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için ya tarafların
her ikisinin tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari
işletmesiyle ilgili hususlardan doğması (nispi ticari dava), ya
aynı maddede 6 bent halinde sayılan ticari davalardan, ya da
ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi olması gerekir. Taraflardan
biri "tacir" değilse veya tacir olmasına rağmen uyuşmazlığın
"ticari işletme" ile ilgisi yoksa ticari davanın varlığından söz
edilemez. TTK dışında bazı özel kanunlarda sayılmış mutlak
ticari davalar da bulunmaktadır. Somut olayda, tarafların her
ikisi de ticaret şirketi olup tacirdir. Uyuşmazlık da ticari işletmeleri ile ilgili hususlardan doğmuştur. Bu nedenle açılan
davaya bakma görevi ticaret mahkemelerine aittir. Mahkemece işin esasının incelenmesi gerekirken yazılı gerekçelerle
görevsizlik kararı verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması
gerekmiştir.
YARGITAY
16. HUKUK DAİRESİ
Esas No.
2014/9680
İlgili Kanun/Madde
Karar No. 2014/15488
4721 s. TMK/713/3
Tarihi:
18.12.2014
• KADASTRO ÇALIŞMALARI SIRASINDA YOL VE YOL
BOŞLUĞU OLARAK TESPİT HARİCİ BIRAKILAN
TAŞINMAZ
• KAZANDIRICI ZAMANAŞIMI ZİLYETLİĞİ
• TARAF TEŞKİLİ
LHD - Volume: 13/Issue: 149/Year: 2015
Yargıtay Hukuk Kararları
70
ÖZETİ: Somut olayda; dava konusu yerin Ebegümeci Köyünde bulunması nedeniyle Ebegümeci Köyü Tüzel Kişiliği ile birlikte
Hazineye de husumet yöneltilmesi gerekmektedir. Hazineye
husumet yöneltilmemiş, dolayısıyla davada taraf teşkili sağlanmamıştır. Hazinenin davaya dahil edilmesi suretiyle husumet yaygınlaştırılmalı, dava dilekçesi ve duruşma günü yöntemine uygun şekilde Hazineye tebliğ edilerek taraf teşkili
sağlanmalı, bundan sonra işin esası hakkında bir karar verilmelidir.
YARGITAY
17. HUKUK DAİRESİ
2013/13485
İlgili Kanun/Madde
Esas No.
Karar No. 2014/19487
6098 s. TBK/54
Tarihi:
25.12.2014
• ÇALIŞMA GÜCÜ KAYBI NEDENİYLE MADDİ VE
MANEVİ TAZMİNAT İSTEMİ
• KİŞİNİN VÜCUT BÜTÜNLÜĞÜNÜN İHLÂLİ
• GELİRDE VEYA MALVARLIĞINDA BİR AZALMA
MEYDANA GELİP GELMEDİĞİNİN ÖNEM
ARZETMEMESİ
ÖZETİ: Manevi tazminatın değerlendirilmesinde tarafların sosyal ve
ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli,
davalıların sorumluluğunun niteliği, davacıdaki yaralanmanın niteliği ve etkisi ile kusur oranları ve özellikle caydırıcı bir
etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de gözönünde tutularak, meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen tutarlara hükmedilmesi gerekmektedir. Bu bakımdan somut olayda olayın meydana geliş
şekli ve davacıdaki yaralanmanın niteliği dikkate alındığında
davacılar için hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir miktar
daha yüksek manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, somut olay ile bağdaşmayan miktarlarda manevi tazminata
hükmedilmesi uygun görülmemiştir.
YARGITAY
18. HUKUK DAİRESİ
Esas No.
2014/12733
İlgili Kanun/Madde
Karar No. 2015/1894
5490 s. NüfusHizmK/39
12.02.2015
Tarihi:
• YAŞ DÜZELTİLMESİ İSTEMLİ NÜFUS DAVASI
LHD - Cilt: 13/Sayı: 149/Yıl: 2015
Court of Cassation Civil Chamber Decisions
71
ÖZETİ: Davacı tarafından açılan yaş düzeltilmesi istemli nüfus davasının yapılan yargılaması neticesinde mahkemece davanın
kabulüne karar verildiği, hükmün temyiz edilmeksizin kesinleştiği anlaşılmıştır.Dosya içerisindeki mevcut nüfus kayıt
örneklerinden, Ş.Ç.’un doğum tarihinin 15.06.1999 iken
15.06.1995 olarak düzeltildiği, ancak bu haliyle 20.05.1987
doğumlu annesi E.Ç. ile aralarındaki yaş farkının 8 yaş olduğu görülmüştür. Bir kadının 8 yaşında iken çocuğunun
olması tıbben mümkün olmadığı halde, çocuğun doğum tarihinin 15.06.1995 olarak düzeltilmesi nüfus kayıtlarında çelişki
meydana getirmektedir. Hakim nüfus kayıtlarında düzeltme
yaparken, kayıtlar arasında çelişki meydana getirmemeye ve
hayatın doğal akışına ters düşecek durumlara yol açmamaya
özen göstermesi gerekirken, bu hususa dikkat edilmeksizin
nüfus kayıtlarında çelişki yaratacak şekilde hüküm kurulması
usul ve yasaya aykırı bulunmuştur.
YARGITAY
18. HUKUK DAİRESİ
Esas No.
2014/16304
İlgili Kanun/Madde
Karar No. 2014/17316
2709 s. AY/35
Tarihi:
01.12.2014
2942 s. KamulaştırmaK/10, 29
• KAMULAŞTIRMA BEDELİNİN TESPİTİ VE
TAŞINMAZ MALIN İDARE ADINA TESCİLİ İSTEMİ
ÖZETİ: Dava Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik
hükümleri uyarınca, kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmaz malın idare adına tesciline ilişkindir. Yasa koyucu da, bu
hak ihlalini dikkate alarak, 6459 sayılı Kanunun 6. maddesiyle
2942 sayılı Kanunun 10. maddesine eklenen fıkrada kamulaştırma bedelinin tescili için açılan davanın dört ay içinde sonuçlandırılmaması halinde, tespit edilen bedele bu sürenin
bitiminden itibaren faiz uygulanmasına ilişkin düzenleme
getirmiştir. Her ne kadar, getirilen bu faiz hükmü maddi hukuka ilişkin olup, aynı yasanın 29. maddesi gereğince yayımı
tarihinden sonra açılacak davalara uygulanması gerekir ise
de; 30.04.2013 tarihinden sonra açılacak davalar için yapılan
bu düzenleme ile Anayasa Mahkemesi'nin makul süreyi aşan
yargılamanın hak ihlali oluşturduğuna ilişkin kararı birlikte
değerlendirildiğinde, 30.04.2013 tarihinden önce açılmış ve
henüz kesinleşmemiş kamulaştırma bedelinin tespit ve tescili
davalarında öngörülen dört aylık yargılama süresinin makul
süre kabul edilerek, hakkaniyet gereğince taşınmaz malikinin
zararının giderilmesi amacıyla tespit edilen bedele dava tarihinden itibaren dört aylık sürenin bittiği tarihten, 1.karar tarihine kadar yasal faiz uygulanması gerektiğinden de hükmün
bozulması gerekmiştir.
LHD - Volume: 13/Issue: 149/Year: 2015
72
Yargıtay Hukuk Kararları
YARGITAY
19. HUKUK DAİRESİ
Esas No.
2014/15118
İlgili Kanun/Madde
Karar No. 2015/43
2004 s. İİK/67
Tarihi:
12.01.2015
• İTİRAZIN İPTALİ DAVASI
• ALICININ İHTARNAME İLE TEMERRÜDE
DÜŞÜRÜLMESİ
ÖZETİ: Somut olayda; davacının ticari defter kayıtlarında davalı
adına düzenlenmiş 3 adet fatura bedeli olan 16.372,95 TL'nin
tahsil edilmiş olarak görüldüğü, ayrıca davacının davalıya
358,32 TL borçlu göründüğü, davacı kayıtlarının kendisi
aleyhine delil teşkil ettiği gerekçesiyle davanın reddine karar
verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında düzenlenen sipariş formunda "siparişlerin
ödemesi teslimat öncesinde çek ile yapılır" hükmü mevcuttur.
Davacı satıcı davalıya gönderdiği 04/01/2013 tarihli ihtarında
sipariş formundaki bu hükme istinaden ödeme yapılması halinde tüm malların teslim edileceğini bildirmiştir. Bu ihtarname ile davalı alıcı temerrüdü gerçekleşmiştir. Mahkemece
bu hüküm üzerinde durulup, öncelikli edim yüklenen davalı
alıcının teslimden önce mal bedelini ödemek zorunda olduğu
kabul edilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir.
YARGITAY
20. HUKUK DAİRESİ
Esas No.
2014/7191
İlgili Kanun/Madde
Karar No. 2014/10567
6100 s. HMK/166
Tarihi:
16.12.2014
6831 s. OrmanK/8, 11
• KESİNLEŞEN ORMAN SINIRI İÇİNDE KALAN TAPU
KAYDININ İPTALİ VE TESCİL
• ELATMANIN ÖNLENMESİ İSTEMİ
ÖZETİ: Dava, kesinleşen orman sınırı içinde kalan tapu kaydının iptali ve tescil ile elatmanın önlenmesi istemlerine ilişkindir.
Orman Yönetimi tarafından tapu maliki olan davalılar aleyhine açılan 1998/67 sayılı dava dosyasının tefrikten sonra
hangi esasa kaydedildiği, yönetimden ve asliye hukuk mahkemelerinden sorularak tespit edilmeli, davanın sonuçlanıp sonuçlanmadığı araştırılmalı, devam ediyorsa HMK'nun 166.
maddesi gereğince, biri hakkında verilecek kararın diğerini de
etkileyeceği göz önünde bulundurularak, tekrar birleştirme
gerekip gerekmediği düşünülmeli, bundan sonra taşınmazın
tamamının orman sınırı içinde kaldığı ve davanın kesinleşen
tahdide dayalı olarak açıldığı göz önünde bulundurularak
karar verilmelidir.
LHD - Cilt: 13/Sayı: 149/Yıl: 2015
Court of Cassation Civil Chamber Decisions
YARGITAY
21. HUKUK DAİRESİ
Esas No.
2014/2268
Karar No. 2015/1224
Tarihi:
26.01.2015
73
İlgili Kanun/Madde
2709 s. AY/2
6098 s. TBK/49, 50, 51, 56
6100 s. HMK/176, 177
• İŞ KAZASI
• VEFAT EDEN SİGORTALININ YAKINLARININ
ZARARLARININ GİDERİLMESİ
ÖZETİ: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici nedenlere ve temyiz nedenlerine göre davacılar vekilinin tüm, davalı C.. Madencilik Ltd.Şti. vekilinin ise aşağıdaki
bentlerin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine, dava, 14.08.2005 tarihinde geçirdiği iş kazasında vefat
eden sigortalının anne, baba ve kardeşlerinin maddi ve manevi
zararlarının giderilmesi istemlerine ilişkindir.Mahkemece,
davacı anne G... için 40.980,00TL maddi-8.000,00 TL manevi,
davacı baba Sabri için 8.000,00 TL manevi, davacı kardeşleri
için ayrı ayrı 3.000,00'er TL manevi tazminatın davalılardan
tahsiline karar verilmiştir. Bunun yanında karar tarihinde
geçerli olan A.A.Ü.T.'ye göre manevi tazminat davalarının
kısmen reddi durumunda ayrı bir kalem olarak davacılar için
kararlaştırılanı geçmemek üzere vekille temsil olunan davalı
yararına vekalet ücretine hükmetmek gerekir. Bu açıklamalar
sonrasında somut olayda, Mahkemece davacı anne lehine
6.845,90TL maddi tazminatın hüküm altına alındığı 16.06.2010
tarihli ilk kararın temyiz nedenleri arasında maddi tazminatın
miktarına dair açık bir davacı yan temyizinin bulunmamasına
göre bu noktada davalı C.. Madencilik Ltd. Şti. yararına
oluşan usulü kazanılmış hak durumu dikkate alınmaksızın
18.12.2013 tarihli ikinci kararda davacı anne G.. yararına ilk
kararda hüküm altına alınandan daha fazla maddi tazminata
karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Açıklandığı üzere
bozma kararından sonra ıslah yapılamayacağı ortadadır.
Bunun yanında manevi tazminat davalarının kısmen reddine
karar verilmesine ve davalı C. Madencilik Ltd.Şti.'nin
kendisini işbu davada vekille temsil ettirmesine rağmen bu
davalı yararına vekalet ücretinin hüküm altına alınmaması da
ayrıca hatalı olmuştur.O halde, davalı C.. Madencilik Ltd.Şti.
vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli
ve hüküm yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmalıdır.
LHD - Volume: 13/Issue: 149/Year: 2015
Yargıtay Hukuk Kararları
74
YARGITAY
23. HUKUK DAİRESİ
Esas No.
2014/3654
İlgili Kanun/Madde
Karar No. 2015/791
2004 s. İİK/179
Tarihi:
12.02.2015
• İFLASIN ERTELENMESİ DAVASI
• KOOPERATİF VE SERMAYE ŞİRKETLERİNİN
BORCA BATIK DURUMDA BULUNMASI
• İYİLEŞTİRME PROJESİ KAPSAMINDA MALİ
DURUMLARININ ISLAHININ İMKÂN DÂHİLİNDE
GÖRÜLMESİ GEREĞİ
ÖZETİ: Davacılar vekili müvekkili şirketlerin turizm işletmeciliği alanında faaliyet gösterdiğini ve borca batık hale geldiklerini:
sermaye artışı, alacakların tahsili, tasarruf tedbirleri ve faaliyetlerin sürdürülmesi suretiyle borca batıklıktan kurtulabileceklerini ileri sürerek, iflaslarının bir yıl süreyle ertelenmesine
karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacılar tarafından
kiralanarak işletilen iki otelin, kendilerinden beklenilen faydayı sağlamaması nedeniyle maliklerine iade edileceği bilgisi
de dosyaya yansımıştır; bunlara dayalı gelir beklentisinin ortadan kalkmasının, işletme giderleri ile karşılaştırılması ile
ortaya çıkartacağı mali değişimin incelenmemiş olması da
eksik inceleme niteliğindedir. Açıklamalar karşısında davacı
Y. E. Otelcilik Turz. Taş. İnş. Tic.İth. İhr. Ltd. Şii’nin uzun
vadeli borçlarının miktarı göz önünde tutularak mali
durumunun belirlenmesi, diğer iki şirketin ise borca batık
olduklarının sabit bulunması yanında, projelerin gerek değerlendirme ve gerek uygulama bakımından ciddi ve inandırıcı olmadığı göz önünde tutulup, eksiklikleri giderici bir bilirkişi incelemesi ile varılacak sonuca uygun bir karar verilmesi
gerekirken, eksik inceleme ve hatalı değerlendirmelerle yazılı
şekilde karar verilmesi doğru değildir. Diğer taraftan iflasın
ertelenmesine ilişkin tedbirler kural olarak takip yasakları ile
sınırlıdır; maddi hukuk alanını etkileyen ve infazı denetlenemeyen ihtiyati tedbir verilemez. Bu nedenle yerel mahkeme
kararının "hüküm" fıkrasının (6) ve (8.) bentlerinde yer alan
ve bankalarca hesaplara bloke konulamayacağı kuralını içeren tedbirler de bankaların rehin ve hapis haklarını ihlal ettiğinden doğru değildir. (7) ve (9.) bentlerde sayılan alacaklar
şirketlerin işletmesi için temel nitelikteki harcamalardan olup,
işletme giderlerinin tedbir dışında ödenmesi gerekir; bu iki
bentte sayılan hallerin tedbir kapsamına alınması iflasın ertelenmesi ilkeleri ile uyumlu değildir. (11.) bentte yer alan hüküm, önceki tedbir kararının neler olduğunu içermediğinden
infaza elverişli olmayıp, sırf bu nedenle de hukuka aykırıdır.
Kararların tamamuna dergimizin Mayıs 2015 tarihli
149. sayısından ulaşabilirsiniz
LHD - Cilt: 13/Sayı: 149/Yıl: 2015
YARGITAY
CEZA KARARLARI
COURT OF CASSATION CRIMINAL CHAMBER
DECISIONS
* Yargıtay Ceza Genel Kurulu Kararı
Court of Appeal Assembly of Criminal Chambers Decision
* Yargıtay Ceza Daire Kararları
Court of Appeal Criminal Chamber Decisions
YARGITAY CEZA GENEL KURULU KARARI
COURT OF APPEAL ASSEMBLY OF CRIMINAL CHAMBERS DECISION
YARGITAY
CEZA GENEL KURULU
Esas No.
2013/7-800
Karar No. 2014/545
Tarihi:
09.12.2014
İlgili Kanun/Madde
2873 s. MilliParklarK/3
5237 s. TCK/53, 62
5271 s. CMK/308
6831 s. OrmanK/17, 93, 111
• MİLLİ PARK OLARAK AYRILMIŞ ORMANLAR
• İŞGAL VE FAYDALANMA SUÇU
ÖZETİ: Özel Dairelerin yerleşmiş uygulamaları bu yönde olup, öğretide de konu ile ilgili olarak; "Bu maddede orman suçunu 3.
madde uyarınca orman rejimi altına alınan yerler ile muhafaza ormanı ve milli park olarak ayrılmış ormanlarda işleyenlerin cezalarının 2 misli (1x2=2) olarak hükmolunacağı belirtilmektedir" şeklinde benzer görüşler ileri sürülmüştür. 6831
sayılı Kanunun 111. maddesinde milli park olarak ayrılmış
ormanlarda, ormanlara mütaallik suçları işleyenlerin müstahak olacakları cezanın iki misli olarak hükmolunacağı düzenlendiğinden, sözü edilen madde uyarınca uygulama öncesi
belirlenen cezanın 2 ile çarpılması gerekmekte olup, sanık
hakkında 6831 sayılı Kanunun 93/1-2 maddesi uyarınca belirlenen 12 ay hapis cezasının aynı kanunun 111. maddesi
gereğince 3 ile çarpılarak 36 ay hapis cezasına hükmolunması
ve hükmün Özel Dairece onanmasına karar verilmesi isabetli
değildir. Öte yandan, doğru uygulama yapıldığında hükmolunacak olan sonuç hapis cezası itibariyle erteleme ve hükmün
açıklanmasının geri bırakılması hükümlerinin uygulanma
imkanı karşısında hükmün düzeltilerek onanması yoluna gidilmemiştir. Bu itibarla, itirazın kabulüne, Özel Daire onama
kararının kaldırılmasına ve yerel mahkeme hükmünün 6831
sayılı Kanunun 111. maddesi uyarınca uygulama öncesi belirlenen cezanın iki ile çarpılması gerektiğinin gözetilmeyerek
fazla cezaya hükmolunması isabetsizliğinden bozulmasına
karar verilmelidir.
Kararların tamamuna dergimizin Mayıs 2015 tarihli
149. sayısından ulaşabilirsiniz
YARGITAY CEZA DAİRE KARARLARI
COURT OF APPEAL CRIMINAL CHAMBER DECISIONS
YARGITAY
1. CEZA DAİRESİ
Esas No.
2014/5140
İlgili Kanun/Madde
5237 s. TCK/81
Karar No. 2014/6696
5271 s. CMK/150, 188
Tarihi:
29.12.2014
• KASTEN ÖLDÜRME SUÇU
• ZORUNLU MÜDAFİİ
ÖZETİ: Sanığın 5 yıldan fazla hapis cezası gerektiren kasten öldürmeye teşebbüs suçundan yargılanması karşısında, CMK.'nun
188/1. maddesi uyarınca duruşmaya gelmeyen ve mazeret bildiren sanık vekilinin duruşmada hazır bulunarak görevini
yapmaya zorlanması, sanığında esas hakkındaki savunmasını
avukatı marifeti ile yapacağını beyan etmesi karşısında gerektiğinde CMK.'nun 150/3. maddesi uyarınca zorunlu bir müdafii görevlendirilmesi yoluna gidilerek savunmada oluşan boşluk ve kısıtlılığın giderilmesi gerektiği düşünülmeden, sanık C.
ile müdafiinin hükmün tefhim edildiği son oturumda hazır
bulunmadığı, sanık müdafiinin bu oturuma yönelik verdiği
mazeret dilekçesinin kabul edilmediği ve hükmün kurulduğu
anlaşılmakla, CMK.'nun 150. maddesine aykırı davranılması
ve savunma hakkının kısıtlanması suretiyle hüküm kurulması
usule aykırı görüldüğünden, sanık müdafiinin temyiz itirazları
yerinde görüldüğünden, hükmün sair cihetler incelenmeksizin
tebliğnamedeki düşünce hilafına CMUK'nun 321. maddesi
uyarınca bozulmasına karar verildi.
YARGITAY
2. CEZA DAİRESİ
2014/34306
İlgili Kanun/Madde
Esas No.
Karar No. 2014/30704
5237 s. TCK/142
Tarihi:
22.12.2014
5271 s. CMK/231
• KİLİTLENMEK SURETİYLE MUHAFAZA ALTINA
ALINAN EŞYA HAKKINDA HIRSIZLIK SUÇU
• ZAMANAŞIMI SÜRESİ
Court of Cassation Criminal Chamber Decisions
79
ÖZETİ: 24/06/2010 tarihli karar ile sanığın cezalandırılmasına ancak
hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve 5 yıl denetim
süresine tabi tutulmasına karar verilmiş olup, hükmün
19/07/2010 tarihinde kesinleşmesinden sonra 27.12.2011 tarihinde yeni suç işlendiği ve bu suçtan mahkumiyetinin kesinleştiği belirlenerek, sanığa atılı 765 sayılı TCY'nın 491/2-son,
maddelerine uyan hırsızlık suçunun gerektirdiği cezanın türü
ve üst sınırına göre, aynı Yasa'nın 102/4 ve 104/2. maddelerinde belirtilen 7 yıl 6 aylık genel dava zamanaşımının duran
zamanaşımı süresi çıkartılarak suçun işlendiği 27/01/2005
gününden inceleme tarihine kadar geçmiş bulunması bozmayı
gerektirmiştir.
YARGITAY
3. CEZA DAİRESİ
2014/19159
İlgili Kanun/Madde
Esas No.
Karar No. 2014/38532
5237 s. TCK/53, 86
Tarihi:
24.11.2014
• KASTEN YARALAMA SUÇU
• İNFAZ TAMAMLANINCAYA KADAR BELİRLİ
HAKLARDAN YOKSUNLUK
• KOŞULLU SALIVERİLME
ÖZETİ: Hükmolunan adli para cezasının tür ve miktarı, 14.04.2011
tarihinde yürürlüğe giren 31.03.2011 tarih ve 6217 sayılı Kanunun 26. maddesiyle 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanuna eklenen geçici 2. maddesi uyarınca kesin nitelikte bulunduğundan, sanıklar müdafiinin ve katılanın temyiz isteminin 5320
sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412
sayılı CMUK'un 317. maddesi uyarınca istem gibi reddine,
sanık S. A. hakkında yaralama suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde,
müşteki E. G.'ün olay tarihinde 5188 sayılı Yasa uyarınca özel
güvenlik görevlisi olduğu bildirildiğinden sanık hakkında
5237 sayılı TCK'nin 86/3-c maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının karar yerinde tartışmasız bırakılması aleyhe temyiz
bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. Sanığın üzerine atılı suç için 5237 sayılı TCK'nin 53. maddesi uygulamasında a, b, c, d, e bentlerinde belirtilen haklardan yoksunluğun hükmolunan hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar, "c" bendindeki kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet,
kayyımlık haklarından yoksunluğun ise koşullu salıverilmeye
kadar devam edeceğine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması, bozmayı gerektirmiştir.
LHD - Volume: 13/Issue: 149/Year: 2015
80
Yargıtay Ceza Kararları
YARGITAY
4. CEZA DAİRESİ
Esas No.
2014/5075
İlgili Kanun/Madde
Karar No. 2014/37095
5237 s. TCK/125
Tarihi:
25.12.2014
• HAKARET SUÇU
• DAVRANIŞIN KİŞİYİ KÜÇÜK DÜŞÜRMEYE YÖNELİK
OLMASI GEREĞİ
ÖZETİ: Hakaret fiillerinin cezalandırılmasıyla korunan hukuki değer,
kişilerin onur, şeref ve saygınlığı olup, bu suçun oluşabilmesi
için, davranışın kişiyi küçük düşürmeye yönelik olarak gerçekleşmesi gerekmektedir. Bir hareketin tahkir edici olup olmadığı bazı durumlarda nispi olup, zamana, yere ve duruma
göre değişebilmektedir. Kamu görevlileri veya sivil vatandaşa
yönelik her türlü ağır eleştiri veya rahatsız edici sözlerin hakaret suçu bağlamında değerlendirilmemesi, sözlerin açıkça,
onur, şeref, ve saygınlığı rencide edebilecek nitelikte somut bir
fiil veya olgu isnadını veya sövmek fiilini oluşturması gerekmektedir. Yargılamaya konu somut olayda; (....alkol muayenesi için götürüldüğü acil serviste doktora “tüh sana yazıklar
olsun ne biçim doktorsun”....) şeklindeki ifadeler bir bütün
olarak değerlendirildiğinde, sanığın katılana yönelttiği sözlerin, katılanın onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta
olmayıp, rahatsız edici, kaba ve nezaket dışı davranış niteliğinde olduğu ve hakaret suçunun unsurlarının oluşmadığı
gözetilmeden, yasal olmayan ve yerinde görülmeyen gerekçe
ile mahkumiyet kararı verilmesi, kabule göre ise; sanığın atılı
sözleri acil servisin hangi bölümünde söylediği kesin olarak
belirlenmeden eksik kovuşturma ile cezanın TCK'nın 125/4.
maddesi uyarınca artırılması kanuna aykırıdır.
YARGITAY
6. CEZA DAİRESİ
Esas No.
2012/26328
İlgili Kanun/Madde
Karar No. 2014/22636
5237 s. TCK/142
Tarihi:
18.12.2014
• HIRSIZLIK SUÇU
• KİLİT AÇILARAK KATILANLARA AİT İKİ CEP
TELEFONUN VE PARANIN ALINMASI
LHD - Cilt: 13/Sayı: 149/Yıl: 2015
Court of Cassation Criminal Chamber Decisions
81
ÖZETİ: Katılanların yüzme amacıyla Ö... Belediyesine ait tesise geldikleri, eşyalarını burada bulunan aynı dolaba koyarak kilitledikleri, sanığın dolabın kilidini açarak katılanlara ait iki cep
telefonu ve 5 TL parayı aldığı hırsızlık eyleminde birden fazla
kişiye ait eşyadan hırsızlık yaptığını açıkça bilebilecek durumda olmadığı, ayrıca katılanların aşamalarda anlatımlarında dolabı kilitleyerek ayrıldıklarını, döndüklerinde yine
anahtarla açtıklarında eşyalarının çalındığını fark ettiklerini,
dolap kapağında zorlama izi olmadığını belirttikleri, bu haliyle
eylemin TCK'nın 142/2-d maddesinde tanımlanan tek bir hırsızlık suçuna uyduğu gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
YARGITAY
7. CEZA DAİRESİ
2014/14477
İlgili Kanun/Madde
Esas No.
Karar No. 2014/21765
5237 s. TCK/247
Tarihi:
16.12.2014
5411 s. BankacılıkKanunu/160
• 5411 SAYILI BANKACILIK KANUNUNA AYKIRILIK
SUÇU
• NİTELİKLİ ZİMMET SUÇU
ÖZETİ: Somut olayda, ayrı ayrı basit nitelikli zimmet olup olmadıkları
tespit edildikten sonra hapis ve adli para cezasının tayin edilmesi gerekirken ve sanığın nitelikli zimmet suçundan cezalandırılması halinde, adli para cezasının tayini yönünden 5411
sayılı Yasa'nın 160/2. maddesinde yer alan "hükmolunacak
adli para cezası miktarının bankanın uğradığı zararın üç katından az olamayacağına" ilişkin düzenleme uyarınca, üç kat
uygulamasında nitelikli zimmet kapsamında değerlendirilen
eylemler nedeniyle oluşan ve tazmin edilmeyen toplam zarar
miktarının dikkate alınacağı ve zararın bulunmaması halinde
ise sadece gün adli para cezası tayin edilerek anılan maddedeki üç kat uygulamasının yapılamayacağı hususları gözetilerek, sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken,
eksik araştırma ve inceleme sonucu, bir kısım fişlere ilişkin
olarak nitelikleri şüpheli kalan eylemler yönünden iddia ve
savunma tarafında yer alanlardan hangi tarafın beyanlarına
itibar edildiği karar yerinde ayrıntılı olarak tartışılıp yeterli
gerekçe de oluşturulmadan, yazılı şekilde hüküm kurulması,
kabul ve uygulamaya göre de, 5411 sayılı Yasa'nın 160/2.
maddesi hatalı yorumlanarak, hapis cezası yanında hükmolunan adli para cezası bankanın uğradığı zararın üç katına yükseltilerek hüküm kurulması yerine, zimmet miktarının üç katına yükseltilerek hüküm oluşturulmak suretiyle, fazla miktarda adli para cezasına hükmedilmesi yasaya aykırıdır.
LHD - Volume: 13/Issue: 149/Year: 2015
Yargıtay Ceza Kararları
82
YARGITAY
8. CEZA DAİRESİ
Esas No.
2014/3768
İlgili Kanun/Madde
Karar No. 2015/2496
5237 s. TCK/39, 43, 58, 245
Tarihi:
05.02.2015
• KİŞİSEL HAK YOKSUNLUĞU
ÖZETİ: Uzun süreli hapis cezası ertelenen sanık M. hakkında,
TCK.nın 53/1-a, b, d, e madde ve fıkralarında belirtilen hakları kullanmaktan hapis cezasının infazı tamamlanıncaya
kadar yoksun bırakılmasına, aynı Kanunun 53/1-c maddesinde yazılı kişisel hak yoksunluğunun, TCK.nın 53/3 maddesi
uyarınca kendi altsoyu üzerindeki yetkileri bakımından uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, Yasaya aykırıdır.
YARGITAY
9. CEZA DAİRESİ
Esas No.
2014/6189
İlgili Kanun/Madde
Karar No. 2015/239
5237 s. TCK/292
5271 s. CMK/309
Tarihi:
22.01.2015
• HÜKÜMLÜ VEYA TUTUKLUNUN KAÇMASI
DURUMU
ÖZETİ: Açık Ceza İnfaz Kurumlarına Ayrılma Yönetmeliği'nin "Açık
kuruma ayrılamayacak hükümlüler" kenar başlıklı 8. maddesinin (e) bendinde yer alan "Eğitimevleri hariç kapalı veya
açık kurumlardan firar edenler,... açık kurumlara ayrılamaz."
şeklindeki hükmün, kişinin infaz edilmekte olan cezası sırasında firar etmesi halinde, infaz edilmekte olan cezası bakımından açık infaz kurumuna ayrılamayacağına ilişkin olduğu, somut olayımızda; kasten öldürme ve bu suça iştirak
suçundan Çanakkale Ağır Ceza Mahkemesinin 13.06.2006
tarihli ve 2005/534 esas, 2006/335 sayılı ilâmı ile verilen 9 yıl 4
ay 15 gün hapis cezasının infazı sırasında cezaevinden firar
etmesi nedeniyle, hükümlü N.T'in Çanakkale 2. Sulh Ceza
Mahkemesinin 28.06.2010 tarihli ve 2009/843 esas, 2010/224
sayılı ilamı ile 6 ay hapis cezasına mahkum edildiği ve bu cezasının infaz edilmekte olduğu, daha önce (kasten öldürme ve
bu suça iştirak suçunun infazı sırasında) cezaevinden firar
ettiğinden bahisle anılan Yönetmeliği'nin 8. maddesinin (e)
maddesi dayanak gösterilerek, hükümlünün 5275 sayılı Kanun'un 105/a maddesinden yararlanamayacağı gerekçesiyle
itirazın kabulüne karar verilmesinde isabet görülmediğinden
bahisle, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Adalet Bakanlığının 27.05.2013 tarih ve 2013/8364/33869 sayılı kanun
yararına bozma talebine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 07.06.2013 tarih ve 2013/199285 sayılı tebliğnamesi
ile daireye ihbar ve dava evrakı tevdi kılınmakla; Çanakkale
Ağır Ceza Mahkemesinin 14.03.2013 tarih ve 2013/202 değişik
iş sayılı kararı usul ve kanuna uygundur.
LHD - Cilt: 13/Sayı: 149/Yıl: 2015
Court of Cassation Criminal Chamber Decisions
83
YARGITAY
10. CEZA DAİRESİ
Esas No.
2014/5140
İlgili Kanun/Madde
Karar No. 2015/9222
5237 s. TCK/31, 50, 62, 191, 192
Tarihi:
16.02.2015
5275 s. CezaİnfazK/106
• KULLANMAK İÇIN UYUŞTURUCU VEYA UYARICI
MADDE SATIN ALMA
• ETKİN PİŞMANLIK DURUMU
• SEÇENEK YAPTIRIMLAR
ÖZETİ: Kocaeli Çocuk Mahkemesi'nce 24.04.2012 tarihinde 2011/208
esas ve 2012/262 karar sayı ile hükümlünün TCK'nın 191/2.
maddesi gereğince sadece denetimli serbestlik tedbirine tabi
tutulmasına karar verildiği,infaz aşamasında, Kocaeli Denetimli Serbestlik Müdürlüğü'nce hükümlünün, hakkında verilen tedbire uymadığının bildirildiği, Mahkemesi'nce
14.03.2013 tarihinde 2011/208 esas ve 2012/262 karar sayılı ek
karar ile hükümlünün TCK'nın 191/1, 192/3, 31/3 ve 62. maddeleri gereğince 3 ay 10 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, bu cezanın aynı Kanun'un 50/1. maddesi gereğince en az
iki yıl süreyle bir meslek ve sanat edinmeyi sağlamak amacıyla
gerektiğinde barınma imkanı da bulunan bir eğitim kurumuna
devam etme cezasına çevrilmesine karar verildiği, infaz aşamasında, Kocaeli Denetimli Serbestlik Müdürlüğü'nce hükümlünün, hakkında hükmolunan tedbire uymadığının bildirildiği, Mahkemesi'nce 16.09.2013 tarihinde 2011/208 esas ve
2012/262 karar sayılı ek kararile Mahkemenin 14.03.2013
tarihli kararının aynen infazına karar verildiği anlaşılmıştır.
5237 sayılı Kanun'un 50/3 maddesindeki "... fiili işlediği tarihte onsekiz yaşını doldurmamış...bulunanların mahkûm
edildiği bir yıl veya daha az süreli hapis cezası, birinci fıkrada
yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilir." ve 5275 sayılı
Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un
106/4 maddesindeki "Çocuklar hakkında hükmedilen adlî
para cezasının ödenmemesi hâlinde, bu ceza hapse çevrilemez.
Bu takdirde onbirinci fıkra hükmü uygulanır." biçimindeki
emredici düzenlemeler ve 5237 sayılı Kanun'un 50/6-7 madde
hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, kay den 30/10/1991
doğumlu olup, suçun işlendiği 03/10/2005 tarihinde 18 yaşından küçük olduğu anlaşılan suça sürüklenen çocuğun kısa
süreli hapis cezasının infazının mümkün olmadığı, seçenek
tedbirin değiştirilmesi gerektiği gözetilmemesinde, sanık hakkında verilen ek kararın savunma hakkını kısıtlar şekilde duruşma yapılmaksızın verilmeyeceği gözetilmemesinde, isabet
görülmemiştir.
LHD - Volume: 13/Issue: 149/Year: 2015
84
Yargıtay Ceza Kararları
YARGITAY
11. CEZA DAİRESİ
Esas No.
2013/3294
İlgili Kanun/Madde
Karar No. 2014/21612
213 s. VUK/359
Tarihi:
15.12.2014
5271 s. CMK/231
• VERGİ USUL KANUNUNA MUHALEFET EDİLDİĞİ
• DEFTER VE BELGELERİ İBRAZ ETMEMEK SUÇU
ÖZETİ: Mahkemece sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tulum
ve davranışları göz önünde bulundurularak, yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması ve suçun işlenmesiyle
mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan
önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi
gerekmektedir. İncelenen dosyada, defter ve belge gizlemek
suçu neticesinde oluşan herhangi bir somut maddi zarar bulunmadığı cihetle, sabıkası bulunmayan hakkında takdiri indirim maddesi uygulanan ve cezası ertelenen sanık hakkında
doğan vergi kaybının tazmin edilmemesi gerekçesiyle hükmün
açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi yasaya aykırıdır.
YARGITAY
12. CEZA DAİRESİ
İlgili Kanun/Madde
Esas No.
2014/11572
Karar No. 2015/2175
5237 s. TCK/102, 103
09.02.2015
Tarihi:
• ÇOCUĞUN NİTELİKLİ CİNSEL İSTİSMARI
• CİNSEL AMAÇLA CEBİR TEHDİT VE HİLE
KULLANARAK ÇOCUĞU HÜRRİYETİNDEN YOKSUN
BIRAKILMASI
ÖZETİ: Çocuğun nitelikli cinsel istismarı eyleminin ise, TCK'nın
104/1. maddesi kapsamında kalan reşit olmayanla cinsel ilişki
suçunu oluşturduğu, atılı suçun takibinin şikayete bağlı olduğu ve şikayetten vazgeçme nedeniyle düşme kararı verildiğinin anlaşılması karşısında, tutuklu kalınan ve yapılan yargılama sonucu beraatle sonuçlanan çocuğu cinsel amaçla hürriyetinden yoksun kılma suçu yönünden koruma tedbirleri
nedeniyle tazminat verilmesine ilişkin 5271 sayılı CMK'nın
141/1 ve devamı maddelerinde belirtilen şartların davacı yönünden gerçekleştiği, bu nedenle uğranıldığı iddia edilen
maddi ve manevi zararla ilgili olarak hak ve nesafet ilkelerine
uygun makul bir tazminata hükmedilmesi gerekirken, yazılı
gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi isabetsizdir.
LHD - Cilt: 13/Sayı: 149/Yıl: 2015
Court of Cassation Criminal Chamber Decisions
85
YARGITAY
13. CEZA DAİRESİ
Esas No.
2014/32524
İlgili Kanun/Madde
Karar No. 2014/37202
5237 s. TCK/62, 163, 168
Tarihi:
29.12.2014
5271 s. CMK/223, 267, 271, 309
• ELEKTRİK ENERJİSİ HAKKINDA HIRSIZLIK SUÇU
ÖZETİ: Somut olayda, A... Elektrik Dağıtım A.Ş. tarafından mahkemeye gönderilen 18 Kasım 2011 tarihli yazı cevabına göre
sanıkların borcunun bulunmadığı bildirilmiştir. 6352 sayılı
Yasanın geçici 2. maddesine göre hükmün açıklanmasının
geri bırakılması kararının verildiği 19.07.2012 tarihi itibariyle
sanıkların kurum zararını tamamen tazmin ettikleri anlaşıldığından ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiş; yerel
mahkeme tarafından, bozma ilamı doğrultusunda ödeme nedeniyle mahkumiyet dışında bir karar verileceğinden vekalet
ücretine hükmedilmemesinde bir isabetsizlik bulunmadığından itirazın bu yönüyle reddine karar verilmesinde hukuka
aykırılık bulunmadığı anlaşılmış olmakla; Kanun yararına
bozma istemine dayanan Yargıtay C. Başsavcılığının ihbar
yazısı incelenen dosya içeriğine göre kısmen yerinde görüldüğü hakkında.
YARGITAY
14. CEZA DAİRESİ
İlgili Kanun/Madde
Esas No.
2014/7946
Karar No. 2014/13739
5237 s. TCK/7, 102, 103, 104, 105
Tarihi:
04.12.2014
5271 s. CMK/185
• ÇOCUĞA CİNSEL İSTİSMARI SUÇU
• MAĞDURUN BEDEN VE RUH SAĞLIĞININ
BOZULMASI
• LEHE HÜKMÜN UYGULANMASI
ÖZETİ: Hükümden sonra 28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545
sayılı Kanunun 58, 59, 60 ve 61. maddeleri ile 5237 sayılı Kanunun 102, 103, 104 ve 105. maddelerinde yeralan cinsel dokunulmazlığa karşı suçların yeniden düzenlenmesi karşısında;
5237 sayılı TCK.nın 7/2. madde-fıkrasındaki "Suçun işlendiği
zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe
giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur" hükmü gözetilerek, lehe olan
hükmün, önceki ve sonraki kanunların bütün hükümleri olaya
uygulanarak ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenmesi ve her iki kanunla ilgili uygulamanın, denetime imkan verecek şekilde kararda gösterilmesi
suretiyle yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiştir.
LHD - Volume: 13/Issue: 149/Year: 2015
Yargıtay Ceza Kararları
86
YARGITAY
15. CEZA DAİRESİ
Esas No.
2014/22359
İlgili Kanun/Madde
5237 s. TCK/158
Karar No. 2015/755
Tarihi:
20.01.2015
• NİTELİKLİ DOLANDIRICILIK SUÇU
• HİLELİ DAVRANIŞ
• ZARAR MEYDANA GELMESİ
ÖZETİ: 3816 sayılı Ödeme Gücü Olmayan Vatandaşların Tedavi Giderlerinin Yeşil Kart Verilerek Devlet Tarafından Karşılanması Hakkında Kanunun 2. maddesinde yasanın kapsamı
"hiçbir sosyal güvenlik kurumunun güvencesi altında bulunmayan ve bu Kanunun öngördüğü usul ve esaslar çerçevesinde belirlenecek aile içindeki kişi başına düşen gelir payının
aylık tutarı 4857 sayılı İş Kanunu'na göre belirlenen brüt asgari ücretin 1/3 ünden az olan ve Türkiye'de ikamet eden Türk
vatandaşlarının; 5510 sayılı Kanun hükümleri çerçevesinde
sağlanacak sağlık yardımlarını kapsayacağı" şeklinde düzenlenmiştir. Yine aynı maddenin 2. fıkrasına göre yeşil kart almaya hak kazananlara 18 yaşını doldurmamış çocuklar da
dahil, başvuru tarihi esas alınarak yeşil kart düzenlenir. Sanıklar T. ve E.'in, temin ettikleri, Adli Emanet'in 2012/1327
sırasında kayıtlı yeşil kartları tedavide ve sonrasında doktor
tarafından yazılan ilaçların alınmasında kullanarak,
02.12.2011 tarihli Aydın İl Sağlık Müdürlüğü ihbar yazısı
ekindeki, kullanılan yeşil kartlara ve kuruma verilen zarara
ilişkin listede belirtildiği üzere, T. adına eczane ve hastane
gideri olarak toplam 1.309,08 TL, küçük yaştaki kardeşleri Es.
adına eczane ve hastane gideri olarak toplam 1.421,00 TL
harcama yaptıkları iddia edilen olayda, 13.08.2012 tarihli katılan kurum yazısına göre usulsüz sağlık harcamasının yapıldığı iddia edilen kişilerin suç tarihinden çok önce usulüne
uygun alınmış yeşil kartlarının bulunduğunun belirtilmesi
karşısında, yeşil kartların usulsüz olmadığı anlaşılmakla sanıkların üzerine atılı suçları işlemediğinin sabit olması gerekçesiyle verilen beraat kararında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Kararların tamamuna dergimizin Mayıs 2015 tarihli
149. sayısından ulaşabilirsiniz
LHD - Cilt: 13/Sayı: 149/Yıl: 2015
DANIŞTAY KARARI
COUNCIL OF STATE DECISION
* Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu Kararı
Plenary Session of the Administrative Law Chamber Decision
* Danıştay Daire Kararları
Council of State Chamber Decisions
DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU KARARI
PLENARY SESSION OF THE ADMINISTRATIVE LAW CHAMBER DECISION
DANIŞTAY
İDARİ DAVA DAİRELERİ
KURULU
Esas No.
2011/1934
Karar No. 2014/2302
Tarihi:
28.05.2014
İlgili Kanun/Madde
4054 s. RekabetK/6, 41
• DİJİTAL PLATFORM HİZMETLERİ
• REKABET KURULUKARARININ İPTALİ
ÖZETİ: D..'ün, digital platform hizmetleri pazarında hakim durumda
olduğu ve...'e diğer rakip kanallara göre ayrımcılık yaptığı
iddialarının ön kabulü ile yapılan önaraştırma sonucunda,
D..'ün " televizyon yayıncılığı ve reklam yeri pazarlama hizmetleri" pazarının bir kısmına...'in girmesini engellediğinin
tespit edilmiş olması ve bu eylemin 4054 sayılı Kanun'un 6.
maddesinde hakim durumun kötüye kullanılması halleri arasında belirtilen, eşit durumdaki alıcılara ayrımcılık yapılması
suretiyle rakiplerin faaliyetlerinin zorlaştırılması eylemine
uygunluk göstermesi karşısında, D..'ün şikâyet konusu eyleminin, hakim durumun kötüye kullanılması olup olmadığının,
davacı şirketin iddiaları ile ilgili olarak yapılan önaraştırma
sırasında elde edilen deliller doğrultusunda araştırmanın genişletilmesi suretiyle elde edilecek bilgi, belge ve deliller ışığında değerlendirilmesi suretiyle her türlü şüpheden uzak bir
şekilde açıklığa kavuşturulması için soruşturma açılması gerekir.
Kararların tamamuna dergimizin Mayıs 2015 tarihli
149. sayısından ulaşabilirsiniz
DANIŞTAY DAİRE KARARI
COUNCIL OF STATE CHAMBER DECISION
DANIŞTAY
1. DAİRE
Esas No.
2014/8821
İlgili Kanun/Madde
2577 s. İYUK/49
Karar No. 2015/1537
Tarihi:
19.02.2015
• İL MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜNDE ŞEF OLARAK
GÖREV YAPAN DAVACININ TAŞRA TEŞKİLATI
ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ MÜLAKAT SINAVINDA
BAŞARISIZ SAYILMASINA İLİŞKİN İŞLEMİN İPTALİ
İSTEMİ
• SINIFLANDIRMA KARİYER VE LİYAKAT İLKELERİ
ÖZETİ: Kariyer ve liyakat ilkeleri uyarınca kamu hizmetinin ehil
kamu görevlileri eliyle yürütülmesi için yapılan sözlü sınavda,
ölçme ve değerlendirme esaslarına uygun ve objektif bir değerlendirme yapılmadığı anlaşıldığından davacının görevde
yükselme sözlü sınavında başarısız sayılmasına ilişkin işlemde
hukuka uyarlık, dava konusu işlemi iptal eden mahkeme kararında sonucu itibariyle hukuka aykırılık görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle; davalı idarenin temyiz isteminin reddiyle,
Elazığ 1. İdare Mahkemesi'nce verilen ve hüküm fıkrası itibariyle hukuka uygun bulunan kararın yukarıda belirtilen gerekçeyle onanmasına, temyiz giderlerinin istemde bulunan
davalı idare üzerinde bırakılması gerekir.
Kararların tamamuna dergimizin Mayıs 2015 tarihli
149. sayısından ulaşabilirsiniz
AVRUPA İNSAN
HA KL A R I MA HKE ME S İ
KA R A R L A R I
DECISION OF THE EUROPEAN
COURT OF HUMAN RIGHTS
AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ KARARLARI
DECISION OF THE EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS
AVRUPA İNSAN
HAKLARI MAHKEMESİ
2. DAİRESİ
Karar Numarası
2007/19579
İlgili Kanun/Madde
Karar Tarihi
27.01.2015
2762 s. MülgaVakıflarK/1
• TAHLİYE DAVASI
• DİN ÖZGÜRLÜĞÜ HAKKI
ÖZETİ:
Rahibelerin hayır faaliyetlerini yürütemediğinden ve
ibadetlerini yerine getiremediğinden şikayetçi olduğu
gözlemlemektedir. Halbuki dava dosyasından, cemaatin, söz konusu mülkleri ve yetimhane binalarını
1997'de terk etmek zorunda kaldığı anlaşılmaktadır.
Dolayısıyla bu şikayet, altı ay kuralı ile bağdaşmamaktadır. Sonuç olarak bu şikayet, Mahkeme'ye gecikmeli olarak sunulmuştur ve söz konusu şikayetin
Sözleşme'nin 35. maddesinin 1. ve 4. fıkraları uyarınca reddedilmesi gerekmektedir.
Kararın tamamuna dergimizin Mayıs 2015 tarihli
149. sayısından ulaşabilirsiniz
A N A Y A S A MA HKE ME S İ
KA R A R L A R I
TURKISH CONSTITUTIONAL COURT
DECISIONS
ANAYASA MAHKEMESİ KARARLARI
TURKISH CONSTITUTIONAL COURT DECISIONS
Resmi Gazete Tarihi: 09.04.2015
Resmi Gazete Sayısı: 29321
Esas Numarası: 2014/90
Karar Numarası: 2014/180
Karar Tarihi: 04.12.2014
İPTAL DAVASINI AÇAN: Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri M. Akif
HAMZAÇEBİ, Engin ALTAY, Muharrem İNCE ile birlikte 114 milletvekili
İPTAL DAVASININ KONUSU: 20.2.2014 tarihli ve 6525 sayılı Bazı Kanun
ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un;
1- 9. maddesiyle, 24.4.1969 tarihli ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’na eklenen ek 4. Maddenin,
2- 10. maddesiyle, 1163 sayılı Kanun’a eklenen geçici 5. maddenin,
3- Geçici 1. maddesinin,
Anayasa’nın 2.,10.,48.,70.,138. Ve 171. maddelerine aykırılığı ileri sürülerek
iptallerine ve yürürlüklerinin durdurulmasına karar verilmesi istemidir.
VI- SONUÇ
20.2.2014 tarihli ve 6525 sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun'un;
A-1- 9. maddesiyle, 24.4.1969 tarihli ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’na
eklenen ek 4. maddenin,
2- 10. maddesiyle 1163 sayılı Kanun’a eklenen geçici 5. maddenin,
Anayasa’ya aykırı olmadıklarına ve iptal istemlerinin REDDİNE, Serruh KALELİ, Alparslan ALTAN, Serdar ÖZGÜLDÜR, Recep KÖMÜRCÜ, Nuri NECİPOĞLU
ile Erdal TERCAN’ın karşıoyları ve OYÇOKLUĞUYLA,
B- Geçici 1. maddesinin Anayasa’ya aykırı olmadığına ve iptal isteminin REDDİNE, OYBİRLİĞİYLE,
4.12.2014 tarihinde karar verildi.
Resmi Gazete Tarihi: 03.04.2015
Resmi Gazete Sayısı: 29315
Esas Numarası: 2014/144
Karar Numarası: 2015/29
Karar Tarihi: 19.03.2015
İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN: Danıştay Dördüncü Dairesi
İTİRAZIN KONUSU: 21.7.1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının
Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un mükerrer 35. maddesine, 4.6.2008 tarihli ve 5766
sayılı Kanun’un 4. maddesiyle eklenen beşinci ve altıncı fıkraların Anayasa’nın 2.
maddesine aykırılığı ileri sürülerek iptallerine karar verilmesi istemidir.
Anayasa Mahkemesi Kararları
98
VI- SONUÇ
21.7.1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında
Kanun’un mükerrer 35. maddesine, 4.6.2008 tarihli ve 5766 sayılı Kanun’un 4. maddesiyle eklenen beşinci ve altıncı fıkraların Anayasa’ya aykırı olduklarına ve İPTALLERİNE, Hicabi DURSUN, Muammer TOPAL, M. Emin KUZ ile Kadir ÖZKAYA’nm
karşıoyları ve OYÇOKLUĞUYLA, 19.3.2015 tarihinde karar verildi.
Resmi Gazete Tarihi: 03.04.2015
Resmi Gazete Sayısı: 29315
Esas Numarası: 2014/147
Karar Numarası: 2015/25
Karar Tarihi: 05.03.2015
İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN: Danıştay Sekizinci Dairesi
İTİRAZIN KONUSU: 3,7.2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi
Kullanımı Kanunu’nun;
1- 13. maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinin,
2- 14. maddesinin üçüncü fıkrasının (b) bendinin,
Anayasa’nın 44, ve 45. maddelerine aykırılığı ileri sürülerek iptallerine karar
verilmesi İstemidir.
Anayasa Mahkemesi Kararlarının tamamuna dergimizin
Mayıs 2015 tarihli 149. sayısından ulaşabilirsiniz
LHD - Cilt: 13/Sayı: 149/Yıl: 2015
GÜNCEL MEVZUAT
CURRENT LEGISLATION
* Kanunlar
Law Codes
* Resmî Gazete Özetleri
Abstracts of Official Gazette
KANUNLAR
LAW CODES
POLİS VAZİFE VE SALÂHİYET KANUNU, JANDARMA TEŞKİLAT,
GÖREV VE YETKİLERİ KANUNU İLE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK
YAPILMASINA DAİR KANUN
BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK
YAPILMASINA DAİR KANUN
TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE JAPONYA HÜKÜMETİ
ARASINDA TÜRKİYE CUMHURİYETİNDE NÜKLEER GÜÇ
SANTRALLERİNİN VE NÜKLEER GÜÇ SANAYİSİNİN GELİŞTİRİLMESİ
ALANINDA İŞBİRLİĞİNE İLİŞKİN ANLAŞMA İLE TÜRKİYE
CUMHURİYETİNDE NÜKLEER GÜÇ SANTRALLERİNİN VE NÜKLEER
GÜÇ SANAYİSİNİN GELİŞTİRİLMESİNE DAİR İŞBİRLİĞİ ZAPTININ
ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA
DAİR KANUN
TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE BİRLEŞMİŞ MİLLETLER
KALKINMA PROGRAMI ARASINDA ÜÇÜNCÜ TARAF MALİYET
PAYLAŞIMI ANLAŞMASININ ONAYLANMASININ UYGUN
BULUNDUĞUNA DAİR KANUN
YARGITAY KANUNU İLE HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNUNDA
DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN
BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK
YAPILMASI HAKKINDA KANUN
TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE SUDAN CUMHURİYETİ
HÜKÜMETİ ARASINDA İKİLİ TARIMSAL İŞBİRLİĞİ VE ORTAKLIĞINA
İLİŞKİN ANLAŞMANIN ONAYLANMASININ UYGUN
BULUNDUĞUNA DAİR KANUN
TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE TÜRKMENİSTAN HÜKÜMETİ
ARASINDA GENÇLİK VE SPOR ALANINDA İŞBİRLİĞİ ANLAŞMASININ
ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN
TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE AZERBAYCAN CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ ARASINDA ARAMA VE KURTARMA
HİZMETLERİNİN KOORDİNASYONUNA DAİR ANLAŞMANIN
ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞU HAKKINDA KANUN
TÜRKİYE CUMHURİYETİ İLE KOSOVA CUMHURİYETİ ARASINDA
SERBEST TİCARET ANLAŞMASININ ONAYLANMASININ
UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN
Kanunlar
102
KARADENİZ EKONOMİK İŞBİRLİĞİ ÖRGÜTÜ İLE TÜRKİYE
CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ ARASINDA MERKEZ ANLAŞMASININ
EKİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA VE KEİ MERKEZİNİN KALICI
OLARAK TAŞINMASININ USULLERİNE İLİŞKİN KARADENİZ
EKONOMİK İŞBİRLİĞİ ÖRGÜTÜ İLE TÜRKİYE CUMHURİYETİ
HÜKÜMETİ ARASINDA ANLAŞMANIN ONAYLANMASININ UYGUN
BULUNDUĞUNA DAİR KANUN
TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE KOSOVA CUMHURİYETİ
HÜKÜMETİ ARASINDA KÜLTÜR MERKEZLERİNİN KURULUŞU,
İŞLEYİŞİ VE FAALİYETLERİ HAKKINDA ANLAŞMANIN
ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA
DAİR KANUN
YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARI TEŞKİLATI KANUNUNDA
DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN
YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARI TEŞKİLATI KANUNU İLE
BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE
DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN
İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN
HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA
DAİR KANUN
TÜRKİYE CUMHURİYETİ VE AVRUPA KOMİSYONU ARASINDA
KATILIM ÖNCESİ YARDIM ARACI (IPA II) ÇERÇEVESİNDE BİRLİK
TARAFINDAN TÜRKİYE CUMHURİYETİNE YAPILACAK MALİ
YARDIMIN UYGULANMASINA İLİŞKİN DÜZENLEMELER HAKKINDA
ÇERÇEVE ANLAŞMANIN ONAYLANMASININ
UYGUN BULUNDUĞUNA
DAİR KANUN
TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE BULGARİSTAN CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ ARASINDA ACİL DURUMLAR ALANINDA
İŞBİRLİĞİ ANLAŞMASININ ONAYLANMASININ UYGUN
BULUNDUĞUNA DAİR KANUN
Kararların tamamuna dergimizin Mayıs 2015 tarihli
149. sayısından ulaşabilirsiniz
LHD - Cilt: 13/Sayı: 149/Yıl: 2015
RESMÎ GAZETE ÖZETLERİ
ABSTRACTS OF OFFICIAL GAZETTE
KANUNLAR
No
Adı
6638
Polis Vazife ve Salâhiyet Kanunu, Jandarma Teşkilat,
Görev ve Yetkileri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Japonya Hükümeti
Arasında Türkiye Cumhuriyetinde Nükleer Güç Santrallerinin ve Nükleer Güç Sanayisinin Geliştirilmesi Alanında
İşbirliğine İlişkin Anlaşma ile Türkiye Cumhuriyetinde
Nükleer Güç Santrallerinin ve Nükleer Güç Sanayisinin
Geliştirilmesine Dair İşbirliği Zaptının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Birleşmiş Milletler
Kalkınma Programı Arasında Üçüncü Taraf Maliyet
Paylaşımı Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Yargıtay Kanunu ile Hukuk Muhakemeleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütü ile Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Merkez Anlaşmasının
Ekinde Değişiklik Yapılmasına ve KEİ Merkezinin Kalıcı
Olarak Taşınmasının Usullerine İlişkin Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütü ile Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti
Arasında Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Sudan Cumhuriyeti
Hükümeti Arasında İkili Tarımsal İşbirliği ve Ortaklığına
İlişkin Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun
Türkiye Cumhuriyeti ile Kosova Cumhuriyeti Arasında
Serbest Ticaret Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Azerbaycan
Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Arama ve Kurtarma
Hizmetlerinin Koordinasyonuna Dair Anlaşmanın
Onaylanmasının Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Türkmenistan Hükümeti Arasında Gençlik ve Spor Alanında İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
6637
6642
6643
6644
6639
6646
6648
6649
6650
6651
R. G.
Tarih - Sayı
04.04.2015
29316
07.04.2015
29319
10.04.2015
29322
11.04.2015
29323
11.04.2015
29323
15.04.2015
29327
22.04.2015
29334
22.04.2015
29334
22.04.2015
29334
22.04.2015
29334
Resmî Gazete Özetleri
104
6652
6640
6641
6645
6647
6653
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kosova Cumhuriyeti
Hükümeti Arasında Kültür Merkezlerinin Kuruluşu,
İşleyişi ve Faaliyetleri Hakkında Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanunu ile Bazı
Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun
Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun
Türkiye Cumhuriyeti ve Avrupa Komisyonu Arasında
Katılım Öncesi Yardım Aracı (IPA II) Çerçevesinde
Birlik Tarafından Türkiye Cumhuriyetine Yapılacak Mali
Yardımın Uygulanmasına İlişkin Düzenlemeler Hakkında
Çerçeve Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Bulgaristan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Acil Durumlar Alanında İşbirliği
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair
Kanun
22.04.2015
29334
23.04.2015
29335
23.04.2015
29335
23.04.2015
29335
28.04.2015
29340
28.04.2015
29340
MİLLETLERARASI ANTLAŞMALAR
Karar No.
2015/7368
2015/7369
Adı
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kuzey Kıbrıs Türk
Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Kayıtlı Posta, On-Line
Havale ve Tahsilat Hizmetlerinin Geliştirilmesine İlişkin
Protokolün Onaylanması Hakkında Karar
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Ekvator Ginesi
Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Kültürel İşbirliği
Anlaşmasının Onaylanması Hakkında Karar
R. G.
Tarih - Sayı
06.04.2015
29318
06.04.2015
29318
Resmî gazete özetlerine, dergimizin Mayıs 2015 tarihli
149. sayısından ulaşabilirsiniz
LHD - Cilt: 13/Sayı: 149/Yıl: 2015
ÖNEMLİ BİLGİLER
MAJOR INFORMATIONS
KIDEM TAZMİNATI TAVANI
İŞSİZLİK SİGORTASI PRİMİ ORANLARI (2002’DEN İTİBAREN)
VERGİDEN MÜSTESNA HARCIRAH TAVANI
REESKONT VE AVANS İŞLEMLERİNDE UYGULANAN İSKONTO VE FAİZ
ORANLARI
SİGORTA PRİMİNE TÂBİ TUTULMAYACAK YEMEK PARASI İLE ÇOCUK
VE AİLE ZAMMI TUTARLARI
SGK GECİKME ZAMMI ORANLARI (AYLIK)(1.10.2008’den itibaren tüm
Sosyal Güvenlik Kurumu alacakları için)
ASGARİ YILLIK ÜCRETLİ İZİN SÜRELERİ (10.06.2003’TEN İTİBAREN)
4/a (SSK) KAPSAMINDA SİGORTALILARIN PRİM
ORANLARI(01.09.2013’den itibaren)
4/b (Bağ-Kur) KAPSAMINDA SİGORTALILARIN PRİM
ORANLARI(01.09.2013’den itibaren)
4/c (Devlet Memurları) KAPSAMINDA SİGORTALILARIN PRİM ORANLARI
(01.09.2013’den itibaren)
İSTEĞE BAĞLI SİGORTALILARIN PRİM ORANLARI(01.09.2013’den
itibaren)
4/a (SSK) KAPSAMINDA ÇALIŞAN EMEKLİLERİN SGDP ORANLARI
(01.09.2013’den itibaren)
4/b (Bağ-Kur) KAPSAMINDA ÇALIŞAN EMEKLİLERİN SGDP ORANLARI
(01.10.2008’den itibaren)
DÖNEMLER İTİBARİYLE AYLIK ASGARİ ÜCRET TUTARLARI
ÇIRAKLAR İÇİN DÖNEMLER İTİBARİYLE AYLIK ASGARİ ÜCRET
TUTARLARI
2015 YILI İÇİN ASGARİ GEÇİM İNDİRİMİ MİKTARLARI
2014 YILI İÇİN ASGARİ GEÇİM İNDİRİMİ MİKTARLARI
2013 YILI İÇİN ASGARİ GEÇİM İNDİRİMİ MİKTARLARI
DÖNEMLER İTİBARİYLE SİGORTA PRİMİNE ESAS AYLIK TABAN VE
TAVAN ÜCRET TUTARLARI
AYLIK SAKATLIK İNDİRİMİ TUTARLARI
HİZMET SÖZLEŞMESİ SONA ERDİRİLİRKEN DİKKATE ALINACAK
BİLDİRİM SÜRELERİ VE İHBAR TAZMİNATI TUTARLARI (*)
5510 - SOSYAL SİGORTALAR VE GENEL SAĞLIK SİGORTASI
KANUNUNA GÖRE UYGULANACAK İDARİ PARA CEZALARI
2015 YILI GELİR VERGİSİ TARİFESİ2014 YILI GELİR VERGİSİ TARİFESİ
2013 YILI GELİR VERGİSİ TARİFESİ
YENİDEN DEĞERLEME ORANLARI
GEÇİCİ VERGİ DÖNEMLERİNDE UYGULANAN YENİDEN DEĞERLEME
ORANLARI
BEYANNAMELERİNİ İMZALATMAK ZORUNDA OLANLAR
2013 YILINDA BEYANNAMELERİNİ İMZALATMAK ZORUNDA
OLMAYANLAR
AMME ALACAKLARININ TAHSİL USULÜ HAKKINDA KANUN’A GÖRE
GECİKME ZAMMI ORANLARI
YURT DIŞINA ÇIKIŞ YASAĞI
YÜRÜRLÜK TARİHLERİNE GÖRE TECİL FAİZİ ORANLARI
EMLAK VERGİSİ ORANLARI
EMLAK VERGİSİ DEĞERİ YILLIK ARTIŞ ORANLARI (%)
KONUT KİRA GELİRİ İSTİSNA TUTARLARI
BAZI MENKUL SERMAYE İRATLARINA UYGULANAN İNDİRİM
(Enflasyondan Arındırma) ORANLARI
MOTORLU TAŞITLAR VERGİSİ ORANLARI 2015
TEVKİFATA VE İSTİSNAYA KONU OLMAYAN MENKUL VE
GAYRİMENKUL SERMAYE İRATLARINDA BEYAN SINIRLARI
VERGİDEN MÜSTESNA YEMEK BEDELİ
DEĞER ARTIŞ KAZANÇLARINDA İSTİSNA TUTARLARI
ARIZÎ KAZANÇLARDA İSTİSNA TUTARLARI
AMORTİSMAN SINIRI
FATURA DÜZENLEME SINIRI
GEÇİCİ VERGİ ORANLARI
VERGİDEN MÜSTESNA ÇOCUK YARDIMI
50 ve Daha Fazla İşçi Çalıştırılan İşyerleri İçinZorunlu İstihdam Oranları
YATIRIM TEŞVİK BELGESİNE BAĞLANABİLECEK ASGARİ SABİT
YATIRIM TUTARLARIYatırımlarda Devlet Yardımları Hakkında Karar’a
Göre(2012/3305 Sayılı Bkk Ile 19.06.2012 Tarihinden İtibaren)
2015 YILI USULSÜZLÜK DERECELERİ VE CEZALARI (TL)
2015 YILI ÖZEL USULSÜZLÜK CEZALARI
2015 YILI İÇİN DAMGA VERGİSİ NİSPETLERİ VE MAKTU TUTARLAR
2014 YILI VERASET VE İNTİKAL VERGİSİ TARİFESİ
ENFLASYON ORANLARI (%) (TÜİK Verilerine Göre)
YASAL FAİZLER VE YÜRÜRLÜK SÜRELERİ
TİCARİ TEMERRÜT (AVANS) FAİZ ORANLARI
VERGİ KODLARI
TÜRKİYE CUMHURİYET MERKEZ BANKASI
DÖVİZ KURLARI
2015 YILINDA TÜRK TİCARET KANUNU'NDA UYGULANACAK İDARİ
PARA CEZALARI (TL)
Önemli Bilgilerin tamamına dergimizin Mayıs 2015 tarihli
149. sayısından ulaşabilirsiniz
LEGAL HUKUK DERGİLERİ SİPARİŞ FORMU
ORDERING FORM FOR THE LEGAL LAW JOURNALS
Y Ü KS E K MA HKE ME
KA R A R L A R I
ARAMA DİZİNLERİ
INDEX OF SUPREME COURT
DECISIONS
* Kavramlara Göre Arama Dizini
Index of Related Legal Terms
* Kanun Maddelerine Göre Arama Dizini
Index of Related Law Code Articles
KAVRAMLARA GÖRE ARAMA DİZİNİ
INDEX OF RELATED LEGAL TERMS
5411 Sayılı Bankacılık Kanununa Aykırılık Suçu.......................................... 295
A
Alıcının İhtarname ile Temerrüde Düşürülmesi ............................................. 273
Alman Rant Sigortasına Giriş Tarihinin Türkiye’de Sigortalılık
Başlangıcı Olarak Tespiti İstemi .................................................................... 241
Ayıp İhbarı...................................................................................................... 263
Ayıplı Malın İadesi......................................................................................... 263
B
Bakım Borcu Yükümlülüğü ........................................................................... 257
Belirsiz Alacak Davası ................................................................................... 231
Bilirkişi Raporunun Hüküm Kurmaya Elverişli Olmadığı ............................. 215
Bir Mal veya Hakkın Haczedilemeyeceği İddiası .......................................... 249
Boşanma Davası ve Tazminat İstemi ............................................................. 204
Bölge Adliye Mahkemeleri ............................................................................ 203
Yüksek Mahkeme Kararları arama dizinlerini tamamına
dergimizin Mayıs 2015 tarihli 149. sayısından ulaşabilirsiniz
KANUN MADDELERİNE GÖRE ARAMA DİZİNİ
INDEX OF RELATED LAW CODE ARTICLES
Bankacılık Kanunu (5411)
Madde
Sayfa
140......................................................229
160......................................................295
Ceza Muhakemesi Kanunu (5271)
Madde
Sayfa
141......................................................191
Yüksek Mahkeme Kararları arama dizinlerini tamamına
dergimizin Mayıs 2015 tarihli 149. sayısından ulaşabilirsiniz
LEGALBANK ABONELİK FORMU
SUBSCRIPTION FORM FOR THE LEGALBANK LEGAL DATABASE

Benzer belgeler

Dergi özetini görmek için tıklayınız.

Dergi özetini görmek için tıklayınız. Each submission should contain a Turkish and an English Title, as well as an Abstract part in Turkish and English. 8. Dergi’ye gönderilen makalelerde, ilgili makaledeki konuyu tanımlayan Türkçe ve ...

Detaylı