Hafızlık tâcını taktılar

Transkript

Hafızlık tâcını taktılar
\\ www.212haber.com //
15 - 30 KASIM 2015
Yıl:5
Sayı: 89
Fiyatı: 1
GÖRÜNMEZ EL KİMİN?
STK’LAR OKULUNA SAHİP ÇIKIYOR
OKULUN yapım çalışmalarını yerinde görmek ve gerekli teknik bilgileri almak üzere, çeşitli sivil toplum
kuruluşlarından ve okul müdürlerinden oluşan ekip şantiyeyi sık sık
ziyaret etmeye ve okuluna sahip
çıkmaya devam ediyor.
SORUNLU YÜRÜYEN BİR PROJE
HALİNE DÖNÜŞTÜ
BİHADER Başkanı Kamber Çal, projenin her aşamasıyla sorunlu yürüyen
bir proje haline dönüştüğünü belirterek, “Okul yapılacak diye Milli
Eğitim’in geçici olarak başka bir okulda açtığı okullarımızda eğitim gören
öğrencilerimiz çok sıkıntılı durumda.
Bu açıdan inşaatımızın önümüzdeki
eğitim-öğretim dönemine muhakkak
yetişmesi gerekiyor.” diyor.
Başakşehir Göçmen Konutları’nda Nisan ayında temeli atılan
Başakşehir Kız İmam Hatip Okulu’nun yapım çalışmaları aradan
geçen 7 aylık bir sürece rağmen bir arpa boyu yol alamadı. Peki,
vatandaşın talebine ve öğrencilerin eğitim sıkıntısına rağmen okulun
yapımı neden yavaş ilerliyor?
8’DE
PROJEYI KIM
YA DA KIMLER
YAVAŞLATIYOR?
‘Kaliteli beste yapanlar
Hayal dünyasındaki robotlar
gerçeğe dönüşüyor
bir köşeye çekildi’
BIR DÖNEMIN ezilen kitleleri için umudun
sesi olan, zamana yenilmeyen eserleri ile
kalbimizde taht kuran sanatçılardan birisi
olan Taner Yüncüoğlu, şu anda insanların müzik tüketiminin fastfood denilen
tüketim tarzına dönüştüğünü belirterek,
“Zaten insanlar kaliteye önem vermiyor.
Dolayısıyla kaliteli beste yapanlar bir
köşeye çekildiler. Gençler bu tür
müzikler dinleyince, iyi müzisyenler ne yapacak? Yaptıklarını
dinletemiyorlar.” ifadelerini
kullanıyor.  12
ZEYTINBURNU Belediyesi Bilgi
Evleri, 21. yüzyılın becerileri
olarak tanımlanan eleştirel
düşünme, problem çözme ve
iş birliği sağlama gibi becerilerin gelişimine katkıda bulunmak amacıyla “robot yapım
atölyesini” faaliyete geçirdi.  17
Şehir dersleri başlıyor!
ESENLER Belediyesi Şehir Düşünce Merkezi’nin İmam Hatip Okulları
Mezunları ve Mensupları Derneği (ÖNDER) ile ortaklaşa düzenlediği
‘Şehir Dersleri’ projesi ile Türkiye genelindeki imam hatip ve üniversite
öğrencilerinin kentleşme ve şehir bilinci oluşturulması amaçlanıyor. 6
hafta sürecek eğitimlerin ilki 21 Kasım Cumartesi günü yapılacak.  9
Babalar
 13
Hafızlık tâcını taktılar
BAŞAKŞEHIR İlçe Müftülüğü tarafından düzenlenen Hafızlık İcazet
Programı’nda, Tunahan Kız Kuran Kursu ve İmam-ı Azam Camii Kız Kur’an
Kursu’nda Hafızlık eğitimini başarıyla tamamlayan öğrencilere Hafızlık İcazet
Belgeleri ve taçları takdim edildi.
DAVUTOĞLU: GÖZLERİNDEN ÖPÜYORUM
HAFIZLIK İcazet Töreni’ne telefonla katılan Başbakan Ahmet
Davutoğlu’nun eşi Sare Davutoğlu, “Kızlarımızın her birini
gözlerinden öpüyorum. Ailelerini ve hocalarını tebrik ediyorum. Ama en büyük teşekkürü evlatlarımız hak ediyor.
Kuran’ı Kerim’i daima ezberlerinde tutmayı anlamını anlamayı, başkalarına anlatmayı ve içindekilerle de huzurlu bir şekilde yaşamayı Allah onlara nasip etsin.”şeklinde konuştu.  17
SEÇIM SIZIN BOĞAZ’DA
YALINIZ VAR MI?
Emin Batur / 6’da
HAYRET MAKAMINDA
HAYAT
Mustafa Sabri BEŞER / 5’te
buluşuyor
2
G Ü N DEM
15 - 30 KASIM 2015
www.212haber.com
‘Anne kendisini Hürrem
baba da Polat zannederse
çocuk da…’
Yazar Sevda Türküsev, “Algı operasyonu dediğimiz şey çikolata reklamında bile var. Artık kadınlarımız kendilerini cinsel obje olarak
kullandırıyorlar. Fakir olan bile Hürrem yüzükleri taktı. Anne kendini Hürrem zannederse, baba kendini Kurtlar
Vadisi’nin Polat’ı zannederse çocuk da kendini
Pis Yedili'deki bir tip zanneder” dedi.
B
AŞAKŞEHIR Belediyesi, Kültür ve Sosyal
İşler Müdürlüğü tarafından düzenlenen
söyleşiye katılan Yazar Sevda Türküsev,
‘Algı Operasyonu ile Küresel Savaş’ başlığı altında Türkiye gündemini değerlendirdi. Başakşehir Emin Saraç Kültür
Merkezi’nde düzenlenen söyleşiye, Başakşehir Belediyesi Başkan Yardımcısı
Haluk Dikbaş, Kültür ve Sosyal İşler
Müdürü Basri Akdemir ve çok sayıda
Başakşehirli vatandaş katıldı.
Yazar Sevda Türküsev, “Bilinçaltını
yönlendirme operasyonu gerçekleştirilmektedir. Bu, insanların beynini
yönlendirmek için büyük bir silahtır.
Ülkemizde bunu medya, sosyal medya
ya da mahalledeki tabelalar üzerinden yapıyorlar. Televizyonda diziler
üzerinden, reklamlar üzerinden kötü
olan şeyleri iyiymiş gibi göstermeye
başladılar. Aile yapısını bozmak için bir
algı operasyonu yapıyorlar. Bunu da en
çok kadınlar ve çocukları kullanarak
yapıyorlar. İnancımızı yozlaştırmaya
çalışıyorlar, ‘Hıristiyanlaştırılmış İslam’
modeli oluşturmak için aile yapımız
üzerinde erozyon yapıyorlar.” dedi.
olarak kullandırıyorlar. Fakir olan bile
Hürrem yüzükleri taktı. Anne kendini Hürrem zannederse, baba kendini
Kurtlar Vadisi’nin Polat’ı zannederse
çocukta kendini Pis Yedili de ki bir tip
zanneder” dedi.
‘UÇAKLAR KÖYLÜ KOKUYOR’ DİYORLAR
Bu ülkenin vatandaşının kendilerini
elit zannedenlerle aynı imkânlarla
yaşamalarına tahammül edemeyen bir
grup olduğunu söyleyen Türküsev, sözlerine şöyle devam etti: “Uçaklar köylü
kokuyor, diyorlar. Bu ülkede eskiden
zenginler uçağa binerdi. Ben, uçağa bineceğiz diye kendisine kıyafet diktiren
insanlar biliyorum. Birtakım guruplar
bizler gibi insanları kendilerinden
üstün hissediyor. Bu insanların kendi
algıları ile ilgili problemleri var. Halkı
sürekli aşağılayıp, kendileri ile aynı
görmeyen grup Ak Partinin başarısını
hazmedemiyor. Ülkemizde Gezi’den
beri oynanan oyun, siyasi kadronun
kendi aralarındaki çalışması değil, bu
gelişen Türkiye’nin üzerinde uluslara-
rası güçlerin düzenlediği bir oyundur.
Bizim medyayı kontrollü kullanmayı
öğrenmemiz gerekiyor.
Okumayan bir toplum olduğumuzu belirten Türküsev, “Aile yapımızı
kurtarmadan yeni nesilden bir şey
bekleyemeyiz. Diziler, sosyal medyanın
yönlendirmeleri ile çocuklar ailelerini
yönetmeye başladı. Genç kızlarımız
okuyup, öğrenmediği için dizilerdeki
gibi zengin çocuklarının fakir kızlar için bayılıyor zannediyor. Hayat
haddini bilmek ve bedel ödemekten
ibarettir. Algı operasyonu dediğimiz
şey çikolata reklamında bile var. Artık
kadınlarımız kendilerini cinsel obje
‘HALKIN ZEKÂSI VE VİCDANI İLE DALGA GEÇTİLER’
Katılımcıların sorularını da yanıtlayan
Sevda Türküsev, “Gençlere geçmişte
yaşadığımız zorlukları ve şu an geldiğimiz noktayı anlatmalıyız. Geldiğimiz
noktanın farkına varmalıyız. Bizlerin
bu özgürlüklere ulaşması kolay olmadı,
bedeller ödendi. Bu halkın zekâsı ve
vicdanı ile dalga geçtiler. 1 Kasım seçimlerinden sonra 360 derece dönenler
oldu. Biz algı operasyonları ile mücadelemizi eğitimle yapacağız. Bir fikri
savunacaksak onun tam zıddını da çok
iyi biliyor olmamız gerekiyor. Hayat
biraz deliliği göz almaktır ama aptalda
olmamak gerekiyor” dedi.
‘Gençlerimizin
uyanık
olması
gerekiyor’
Başakşehir Belediyesi Başkan Yardımcısı Haluk Dikbaş, Sevda Türküsev’e
katılımlarından dolayı teşekkür ederek
çiçek takdim etti. Dikbaş, “Ülkemiz her
alanda büyük gelişme gösterdiğinde
tüm göstergeler çok iyi olduğu dönemde yani Türkiye uçuşa geçeceği zaman
burnunu yere sürtmeye çalıştılar.
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde kendi
irademizle seçip 5 yılda bir sandıkla
değiştirebileceğimiz Cumhurbaşkanını
‘diktatör, yezid’ gibi alçakça ifadelerle
ile halkın gözünden düşürmeye çalıştılar. Aklımızla alay ettiler. Gençlerimizin algı operasyonları konusunda
uyanık olması gerekiyor” dedi. //
www.212haber.com
G Ü N DEM
15 - 30 KASIM 2015
Elektrikli minibüse
büyük ilgi
İlk kez görücüye çıkardığı elektrikli yolcu minibüsünü Ankara’da tanıtan Emin Grup,
fuarda yoğun ilgi gördü. Avrasya Güvenlik ve Trafik Fuarında tanıtımı yapılan aracın
bulunduğu standı, İçişleri Bakanı Selami Altınok da ziyaret etti.
K
ONUT projelerinin yanı sıra geçen
hafta İstanbul’da sergilediği elektrikli
otomobil ile ilk kez görücüye çıkardığı
elektrikli yolcu minibüsünü Ankara
Avrasya Güvenlik ve Trafik Fuarında
tanıtan Emin Grup, fuarda yoğun ilgi
ile karşılaştı. 24 yıldır Elbirliği sistemi
ile vatandaşları faizsiz ev ve araba
sahibi yaptıklarını dile getiren Emin
Grup Yönetim Kurulu Başkanı Emin
Üstün, ‘’İnsanların hayatlarını kolaylaştıracak projeler üretmeye devam
ediyoruz. Doğa dostu ve yerli imalat
olan araçlar ile gelecek nesillere daha
temiz bir dünya bırakacağız. Bakanımızın ziyareti ve yorumları da ayrıca
bizi mutlu etti’’ dedi.
ELEKTİRİKLİ ARAÇLARIN
FAYDALARI NELER?
Dönüşümünü yaptıkları araçların
tamamen elektrikli olduğunu belirten
Üstün, ‘’Araçların maliyeti mazotlu
araçların yüzde 10’u kadar. Bizim
aracımız 100 kilometrede yaklaşık 1
TL’lik elektrik tüketiyor. Bakım aralığı
çok daha uzun ve CO2 salınımı sıfır.
Dönüşüm işlemini bu gerçekleri
dikkate alarak, ekonomiye ve çevreye
daha faydalı bir iş yapmak için gerçekleştirdik’’ ifadelerinde bulundu.
AYDA 100 ARAÇ
ÜRETİLECEK
Tesislerini aylık 100 araç kapasiteli
olacak şekilde planladıklarını ifade
eden Üstün, ‘’İlk olarak aylık 30 adetlik üretim yapma daha sonra bu sayıyı
arttırma düşüncesindeyiz. İstanbul’da
2 servis ile 10 noktada hızlı şarj siste-
Bilgievi öğrencileri
Suriyeli
kardeşlerini ağırladı
Güvercintepe Bilgievi’nin bu yıl ev sahipliğini yaptığı “Suriyeli Yetim Çocuklarımız” programında, Suriye’den gelen
yetim çocuklar ile bilgievi öğrencileri bir
araya geldi.
GÜVERCINTEPE Bilgievi’nin bu yıl ev sahipliğini yaptığı “Suriyeli Yetim Çocuklarımız”
programında, Suriye’den gelen yetim çocuklar
ile bilgievi öğrencileri bir araya geldi. Ülkelerinde ki savaştan kaçarak Türkiye’ye sığınan çocukların bir nebze olsun yüzünü güldürebilmek
amacı ile hayata geçirilen çalışma ile bir araya
gelen çocuklar birlikte keyifli bir gün geçirdi.
Bilgievi ve Suriyeli öğrencilerin buluşmasında
Başakşehir Belediyesi Başkan Yardımcısı Haluk
Dikbaş’ta çocukları yalnız bırakmadı.
Güvercintepe Bilgievi’ne gelen Suriyeli öğrencileri Başakşehirli çocuklar karşıladı. Arkadaşlarına bilgievini gezdirdiler. Birlikte resim yapan
gurup yine birlikte kendileri için hazırlanan
yemeği yedi. Yemeğin ardından müzik kulübüne
geçen minikler burada bağlama, keman ve gitar
dinlediler.
HEM SATIŞ HEM KİRALAMA
YOLU
‘’Otomobili satın alıp, motor, depo,
egzoz gibi petrol yakıta uygun ekipmanlarını söktükten sonra, elektrik
motoru, pil paketi gibi uygun ekipmanları montajlayarak üreteceğiz.
Elektrikli otomobilleri satacağımız
gibi, kiralama gibi diğer şekillerde
de hizmete sokacağız’’ diyen Üstün,
otomobilin her türlü kullanıma uygun
olduğunu söyledi.
3
mi kurmayı planlıyoruz. Bunun için
gerekli çalışmalara başladık. Çok kısa
bir süre sonra araçlarımızı piyasaya
sunmuş olacağız. Yaptığımız pazar
araştırmalarında uygun fiyatlı elektrikli araç için yoğun bir talep olacağını
gördük. 2016 yılı için 600 adet araç
satışı beklentimiz var. Şu anda üretim
tesisi için yatırım aşamasındayız.
Üretim tesisimizi 2016 yılı Mart ayı
içerisinde devreye almayı planlıyoruz.
Fuar da tanıtımını yaptığımız araçlar
için sipariş de almaya başlayacağız’’
diyerek sözlerini noktaladı. //
Programın devamında ise çok amaçlı salonda
Bilgievi öğrencilerinden Melek Deli ve Helin
Özel müzik öğretmenleri eşliğinde kardeşlik için
hazırladıkları ‘arkadaşım’ adlı Arapça parçayı
seslendirdiler. Ardından Tiyatro kulübü öğrencileri pantomim gösterisi gerçekleşti. Gösteriye
katılan Suriyeli öğrenciler sahnede keyifli anlar
yaşadı. Gurup daha sonra mandal takmaca, sandalye kapmaca oyunu, yüz boyama gibi etkinlikler gerçekleştirdi. Program, Suriyeli öğrencilerin
sergilediği halay ile sonlandı. //
4
G Ü N DEM
15 - 30 KASIM 2015
WhatsApp’lı
Gaziosmanpaşa
Belediyesi ilçedeki
çevre kirliliğini önlemek amacıyla, temizlik
hizmetlerinde WhatsApp uygulamasını
kullanmaya başladı.
G
AZIOSMANPAŞA Belediyesi ilçedeki çevre
kirliliğini önlemek amacıyla, temizlik
hizmetlerinde WhatsApp uygulamasını
kullanmaya başladı. Artık vatandaşlar, WhatsApp uygulaması üzerinden
temizlik kurallarına uymayanları ihbar
edebiliyor. Hizmete alınan ‘532 205 5
666’ numaralı ‘Temizlik İhbar WhatsApp Hattı’na temizlik kurallarına uymayan, çöp çıkarma saatlerinden önce
veya sonra çöp çıkaranlar ihbar edilebiliyor. Belediye bünyesinde oluşturulan
10 kişilik ekip, haftanın 7 günü 24 saat
boyunca ihbar hattına gelen ihbarları
anında değerlendiriyor ve çevre kirliliğine sebep olan vatandaşlar hakkında
cezalandırma işlemi uyguluyor.
“Temizlik İhbar” WhatsApp Hattı uygulamasını yerinde izleyen Gaziosmanpaşa Belediye Başkanı Hasan Tahsin
ihbar hattı
Usta, çevre kirliliği konusunda yerel
yönetimlerden, eğitimcilere ve vatandaşlara kadar toplumun her kesiminden insana çok büyük sorumluluklar
düştüğünü belirterek, “Bizler, Gaziosmanpaşa Belediyesi olarak ilçemizin
temizliğine büyük önem veriyoruz.
Ancak zamansız çıkartılan, gelişi güzel
sokak aralarına ve evlerin önüne bırakılan çöpler çevremizi ciddi anlamda
kirletiyor. Bu konuda, bizim yaptığımız
temizlik çalışmalarının yanında, çevre
bilinci oluşmuş duyarlı vatandaşlarımızın da çaba göstermesi son derece
önemlidir. Duyarlı vatandaşlarımızdan
WhatsApp üzerinden gelen ihbarlar
üzerine Belediyemizce oluşturulan 10
kişilik ekibimizin gelen ihbarlara anında müdahale etmesiyle, zamansız çöp
çıkartma alışkanlığını minimum seviyeye indirmeyi amaçlıyoruz” dedi. //
En iyi kamu yayıncısı TÜYAP’ta
TÜRKIYE Yazarlar Birliği tarafından 2014 yılının
en iyi kamu yayıncısı seçilen Zeytinburnu
Belediyesi Kültür Yayınları, 34. Uluslararası TÜYAP
Kitap Fuarı’nda okuyucularla buluştu.
12 sene önce “Surların Öte Yanı Zeytinburnu” adlı
eserle kamu yayıncılığına ilk adımı atan Zeytinburnu Belediyesi Kültür Yayınları, kitapseverlerle
Zamanı Aşan Taşlar, Çırpıcı ve Veliefendi Çayırları,
Son Kale Çanakkale, Şehir Sokak Hafıza, Bilgelikler Divanı ve son eseri olan Necip Fazıl Kitabı adlı
eserlerle buluşmaya devam ediyor.
2011 yılında Edebiyat, Sanat ve Kültür Araştırmaları Derneği tarafından “ESKADER” ödülüne layık
www.212haber.com
görülen ve 2014 yılında Türkiye Yazarlar Birliği
tarafından en iyi kamu yayıncısı seçilen Zeytinburnu
Belediyesi Kültür Yayınları, 12 yıllık serüvene sahip
eserlerini, TÜYAP Kitap Fuarı’nda 10’uncu salonda,
10304 C adlı standda 15 Kasım’a kadar sergiledi. //
Katı yakıt denetimleri ile hava korunuyor
ÇEVRE ve Şehircilik
Bakanlığı’ndan ısınmadan kaynaklanan hava kirliliğinin kontrolü
için yetki devri alan Gaziosmanpaşa Belediyesi kömür satış noktalarında kontrollerine başladı. Ekipler
kömür satışı yapılan noktalardan
numuneler alarak, tahlil için İstanbul Büyükşehir Belediyesi Çevre ve
Yakıt Analiz Laboratuvarına gönderiyor. Burada bir dizi işlemden
geçen kömürün içinde bulunan
maddelerin yeterli düzeyde olup
olmadığı tespit ediliyor. Ayrıca
işletmelerin yeterlilik belgeleri de
kontrol ediliyor. Gaziosmanpaşa
Belediye Başkanı Hasan Tahsin
Usta, kış mevsimi öncesinde kömür satış noktalarında denetimlere
başladıklarını belirterek, "Çevre ve
insan sağlığını gözeterek vatandaşlarımızın sağlıklı bir ortamda
yaşamaları için bizlerin sorumluluklarının yanı sıra vatandaşlarımızdan da bazı isteklerimiz olacak.
Vatandaşlarımız kömürlerini
kömür satış noktalarından almalı,
açık ve belgesiz kömürler satın
almamalı. Esnafımızdan Mahalli
Çevre Kurulu kararınca kriterleri
belirlenen kömürleri satmalarını istiyoruz. Vatandaşlarımız bu
konuda belediyemize şikayetlerini
iletebilir. Gaziosmanpaşa Belediye
Başkanlığı olarak denetimlerimiz
periyodik olarak devam edecek"
diye konuştu. //
G Ü N DEM
www.212haber.com
MUSTAFA
SABRİ BEŞER
[email protected]
facebook.com/msbeser
twitter.com/msbeser
Hayret makamında
hayat
Düşünüyorum da hayatta olmak seçilmiş olmak demektir aslında, yani bir lütfu ilahiye mahzar olmak. Bu
seçilmiş olmanın değerini ne kadar az düşünür olmuşuz?
İnsanla! Milyonlarca dil vasıtasıyla konuşan şu hayat
denen varlığın bir anlamı var mutlaka, onu hak etmek
için ne yapmıştır ki insan?
Hayatın insanda ki mahiyeti nedir?
Niye verilmiştir bize, nasıl bir varlıktır hayat?
Sıradan, olağan alışıla gelmiş bir şey mi?
Yoksa bambaşka, benzersiz, canlı, kendine has, hayret
verici, sürprizlerle dolu bir şey mi?
Bu gibi sorular gün içinde ne kadar kurcalar aklımızı?
Hayat hükmünü icra ederek görevini yerine getirir, hayatın en değerli varlığı olan bizlerse çoğu zaman ona karşı
tepkisiz ve isteksiz bir eda ile bakarız, fakat görmeyiz.
Ne acı!
Bir şeyin bu kadar içinde olup bu kadar uzağına düşmek. Onu gündelik telaşların içinde yitirip gitmek.
İnsan kaybetmekle kıymet anlayan bir varlık. Sanki hiç
gitmeyecekmiş hep ona ait kalacakmış gibi düşünüp
sahip olduğuyla ilgilenmez, neden?..
Oysa hayat, bir kerelik fırsatlardan biri ve bu yüzden
çok değerli.
Bu kadar değerli olan bir şeyi ihmal etme fikri beni hayrete düşürdüğünde bir soru sordum kendime; hayatla
beraber sana verilmiş nimetlere bir bak, duyuyor, görüyor, hissediyor, nefes alıp veriyorsun, her şeyle bir bağ
kurabiliyorsun hayat vasıtasıyla…
Hayat her haliyle bu gün elinde var görünüyor, fakat sadece şu an için, peki yarın öbür gün daha sonraki gün
için bir garantin var mı?
Cevap: “Elbette yok!”
İşte hepimizin bildiği ve cevabının aynı olduğu bu soru
ve cevap hayretimi iki katına çıkarttı.
Yeni bir şey mi keşfettim? Hayır, lakin bilmek, anlamak
idrak etmek arasında ince bir çizgiden bakınca bu soru
ve cevaba, hayata karşı kayıtsızlığıma daha da hayret
ettim… Hiç beklenmedik bir anda ellerimizden aniden alınma
ihtimali olan bir nimet…Bunu her halimle iliklerime
kadar hissedip farkına varınca hayretim şaşkınlıkta zirveye vurdu adeta…
O an hayat bende makamını buldu ve hayat gelip benim
hayret makamıma oturdu!
Provası da yok hayatın, yaşar, deneyimler ve öğrenirsiniz, insana her gün yeni bir şeyler getiren bu eşsiz
varlığa hak ettiği değeri vermemek gafletin ta kendisi
olsa gerek.
Yaradan kendi “Esma”sından lûtûf edip vermişken,
onun değerini bilmeden yaşamak… Hayatın içinde eğrilerde var doğrularda, onun içinde ne varsa muhatabı
bizleriz.
Evet, her şey mükemmel olmayabilir fakat ben hayatın
kendisinden bahsediyorum. Beni yani insanı değerli kılanın hayatın kendisi olduğundan…
Bir kere tadılacak bir nimet sadece. Bitecek olmasının
iç sızısını duymak istemiyoruz belki ve bunun için ona
karşı kayıtsız kalıyoruz, öylesine geçip gidiyoruz kıyısından köşesinden. Keşfetmeli artık, hayat sadece nefes
almak değildir, iki dünyalık bir hayattan bahsediyor tüm
kitaplar ve kâinattaki her sonsuz hece…
Varlığını sonsuza taşımak arzusunda olan insan, hayata
her gün yeni bir bakışla bir kere daha nazar etmeli, “Hay”
sıfatının yansıması olarak bize verilen bu “Nimet-i İlahi”
ye ve hayat her insanda makamını bulup yerleşmeli…
“Hayat” sizde hangi makamdan bakar kendisine!?”
www.212haber.com
İMTİYAZ SAHİBİ
Erne Gazetecilik ve Matbaacılık Ltd. Şti.
GENEL MÜDÜR
Halil Gölve
GENEL KOORDİNATÖR
Erol Çakır
YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ
Abidin Koçoğlu
YAYIN DANIŞMANI
Necmettin Çakmak
Emre Ustaosmanoğlu
Metin Öztürk
HUKUK DANIŞMANLARI
Av. Adem Yıldırım
Av. Ömer Geyik
GÖRSEL YÖNETMEN
Ümit Atıcı
BÖLGESEL SÜRELİ YAYIN
Adres: Deposite AVM A-1 Blok Kat: 3 No: 304
Başakşehir/İstanbul • Telefon: (0 212) 486 39 36
Web: www.212haber.com • e-mail: [email protected]
Baskı: İHLAS GAZETECİLİK A.Ş. Merkez Mah.
29 Ekim Cd. İhlas Plaza No: 11/A41
Yenibosna-Bahçelievler/İSTANBUL Tel: (212) 454 30 00
Gazetemiz basın ve meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yayınlanan köşe yazılarından yazarları sorumludur.
Reklamların sorumluluğu reklam verene aittir.
GAZETEMİZ ÜCRETSİZ OLARAK DAĞITILMAKTADIR
15 - 30 KASIM 2015
5
Bağcılar'ın gururu oldular
B
AĞCILAR Belediyesi Engelli
Atletizm Takımı sporcuları 37.
Vodafone Kıtalararası İstanbul Maratonu’nda erkekler ve
kadınlar kategorisinde ilk 3’ü
paylaşarak Bağcılarlıları sevince boğdular. Geçtiğimiz yıl da
Maraton’da başarıya imza atan
atletler bu yılda Bağcılar’ı en iyi
şekilde temsil ettiler.
Yurt içinde ve yurt dışında katıldıkları maratonlardan ve diğer
yarışlardan madalyalarla dönen
Bağcılar Belediyesi Atletizm Takımı oyuncuları Vodafone İstanbul Maratonu’nda da madalyalar
kazandılar. Tarihte kıtalar arası
koşulan ilk yarış olma özelliğine
sahip olan Vodafone İstanbul
Maratonu’nda engelli erkekler
kategorisinde Birol Kamar ipi
1’inci göğüslerken, Ömer Cantay
2’inci, Semih Görkem ise 3’üncülüğü kazandı.
Yine kadınlar kategorisinde yarışan Bağcılarlı milli kadın atletler
Zübeyde Süpürgeci kıyasıya
geçen yarışta 1’inciliği kazanırken, Hamide Kurt ise ipi 2’inci
göğüsleyerek büyük başarıya
imza attılar.
Bağcılarlı engelli sporcuların
büyük bir gurur daha yaşadıklarını ifade eden Bağcılar Belediye
Başkanı Lokman Çağırıcı, spora
ve sporcuya verilen emeklerin
karşılıksız kalmadığını anlattı.
Özellikle engelli sporcuların yurt
içinde ve yurt dışında katıldıkları
yarışlardan madalyalarla döndüklerinin altını çizen Çağırıcı,
duygularını şöyle dile getirdi:
“Hamide Kurt kızımız Katar’daki Bedensel Engelliler Dünya
Şampiyonası’ndan 2’inciliği kazanarak göğsümüzü kabartmıştı.
Zübeyde Süpürgeci kızımızda
4’üncü gelerek büyük bir başarıya imza atmıştı. Engellilerimiz
kendilerine imkanlar sunulduğunda neler yapacaklarını ispat
ediyorlar. Onlara desteğimiz devam edecek.” şeklinde konuştu.//
6
G Ü N DEM
15 - 30 KASIM 2015
Seçim
Sizin Boğaz’da yalınız var mı?
eden birer kuruluş haline gelirdi.
Ama maalesef bugün bu kuruluşlar;
agresif kliklerin sözcüsü durumundadır.
Daha bunun gibi etkin olmadığımız
birçok kurum sayılabilir.
Ancak
Önce Boğaz…
Peki, Neden Boğaz?
Bir arkadaşım anlatıyor:
‘’2011 seçimlerinden sonraydı. Aynen
şimdiki 1 Kasım gibi Ak parti seçimi
kazanmış, çevremiz neşe içindeydi.
Biz de seçimi değerlendirmek ve biraz
da Boğaz havası almak için bir gemi
kiralayarak
Boğaz’a açıldık.
Mimar ve Mühendislerin çoğunlukta
olduğu gemide hali vakti yerinde iş
adamları da vardı.
Niyetimiz,
Stresli geçen ama başarılı olduğumuz
seçim değerlendirmesini yapmaktı.
Sırayla herkes bir yandan fikrini söylerken, bir yandan da Boğaz’ın o muhteşem güzelliğini seyrede ede yol almaya
başladık.
Söz sırası bana geldiğinde:
‘Arkadaşlar!’ Dedim. ‘Size bir soru sormak istiyorum.’
Herkes dikkatle dinlemeye başladı.
‘Aranızda şu süzülerek yanından geçtiğimiz yalılardan her hangi birinde oturan
var mı?’
Arkadaşlarımız ‘...oturan var mı?’ diye
birbirlerine bakarken, ben ikinci soruyu
sordum.
‘İkinci üçüncü derece akrabalarınızdan
oturan veya eşinizin ikinci üçüncü akrabalarından oturan var mı?
Bir sessizlik oldu.
Yoktu.
O gemide seyahat edenler, kendilerini
varlıklı zannediyorlardı ama 3. Dereceden
akrabalarının bile Boğaz’da yalısı yoktu.
Bu sorularımdan sonra gemidekilerin o
neşeli havası birden değişti.’’
Diyerek sözlerini bitirdi.
Evet, gerçek buydu.
2011 seçimlerinden sonra da Boğaz da
yokuz, 2015 seçimlerinden sonra da
yokuz.
Sadece Boğaz da mı?
Hayır!
Maalesef hala medyada da istenilen
ağırlıkta değiliz.
STK ve diğer yarı resmi kurumlar da
bizde değil.
Bir TMMOB
Bir Tabipler Odası
BARO vs. hiç birisinde etkin değiliz.
Ve
Nedense çevremizde memleketi kurtarmak(!) isteyen mücahitlere(!) bakıyoruz,
hepsi milletvekili olmak için can atıyor.
O gayretin ve harcanan paranın onda
birini STK lar için harcansa, mezkur STK
ların hepsi ülke menfaatlerine hizmet
TÜRKİYE ANKARA’DAN
AVRUPA BOĞAZ’DAN
YÖNETİLİR
Boğaz’ın görünmeyen o kadar büyük bir
gücü var ki…
Dünyanın önemli siyaset ve iş adamlarının toplandığı, ülkelerin geleceği ile ilgili
kararların alındığı bir mekândır Boğaz.
O muhite herkesi sokmazlar. Paranız olsa
da sokmazlar.
Yalılar satılmak istendiğinde en çok
parayı verene değil, ‘tanıdıklar’ arasında
en çok parayı verene devredilir.
Bir gün eğer tanıdıklarınızdan, akrabalarınızdan birileri Boğaz’da Yalı sahibi
olursa o zaman kazanacağımız seçimler
gerçek sevince dönüşür.
Bu
İşin parasal ve nüfuz yönü…
BOĞAZ’IN bir de STRATEJİK yönü var.
Boğaz kontrol altına alınmadan İstanbul
Fethedilememişti.
Fetih için hazırlık olmak üzere 1395 yılında Yıldırım Beyazıt Anadolu Hisarını…
1452 yılında da Fatih Sultan Mehmet
Rumeli Hisarını yaparak, Boğazı kontrol
altına almışlardır.
KANAL İSTANBUL
Ayrıca
İstanbul Boğazı dünyanın en önemli su
geçiş yollarından birisidir.
Bütün bunları göz önüne alarak;
Cumhurbaşkanımızın Kanal İstanbul
projesini bir an önce başlatmak istemesinin sebebi, böylece daha iyi anlaşılmış
oluyor.
Bu girişi yaptıktan sonra…
1 Kasım seçimlerini değerlendirmeye
çalışayım.
MESAJIN BÜYÜĞÜ
AK PARTİYE
Seçmen aslında mesajın büyüğünü Ak
Partiye verdi.
Genel merkeze ’’ Kafana göre takılamazsın…’’ dedi.
Genel merkez bu mesajı gördü mü?
Bence gördü.
Ve tam olmasa da büyük oranda 1 Kasım
seçimleri için gereğini yaptı.
Dikkat edilirse aday gösterme konusunda 7 Haziran seçimlerine göre en büyük
değişikliği Ak Parti yaptı.
Adayların %50 sinden fazlasını değiştirdi.
EMIN BATUR
[email protected]
‘’Nasıl olsa iktidarız…’’ Havalarından vaz
geçti.
Kardeşlik vurgusuna, farklı kesimlerin
haklarını gözeterek gönül tellerimize
dokunacak mesajlar verdi.
Her şeyden önemlisi seçmenin ‘’Çantada
keklik’’ olmadığını ilk fark eden Ak Parti
oldu ve kazandı.
SEÇMEN ‘ÇANTADA KEKLİK’
DEĞİL
Bence bu seçimin en harika mesajı
budur!
Seçmen gönül verdiği partilere ‘’Kurşun
Asker’’ olmadığını gösterdi.
Kitle partilerinde seçmenin bir partiden
diğer partiye kayması anlaşılır bir şeydir
de… Fikir ve dava partisi dediğimiz partilerdeki bu keskin dönüş belki de Türk
siyasi tarihinde bir ilktir.
Bundan dolayı araştırma şirketleri yerle
bir,
Muhalif TV yorumcuları mosmor oldu.
Sosyologların incelemesi gereken bir
seçim sonucu ile karşı karşıyayız.
DAVA (FİKİR) PARTİ
LİDERLERİNDEKİ RAHATLIK
Seçmen bu sefer affetmedi.
‘’Bu saçmalıklarınızı sineye çekecek
değilim…’’ diyerek bir nevi yıllardır peşinden gittiği gözü gibi koruduğu ’Dava
partilerine’
‘’YETER!’’ Dedi.
‘Her yanlışınızı tevil etmekten bıktım’
dedi.
Çünkü sevdikleri Parti liderleri, iler-tutar
tarafı olmayan şeyleri o kadar rahat bir
şekilde söylüyorlardı ki, teşkilat ve taban
tevil etmekten yoruldu.
Bundan sonra Fikir Partileri; kaybettikleri
seçmenini nasıl kazanacak bilemiyoruz.
Tabii bunda Ak Partinin tutarlı politikasının da etkisi vardır.
Seçmen belki de ilk defa sevdiği partinin
etkisinde kalmadan bir mukayese yaptı.
Ve bütün tahminleri alt-üst eden bir
tercihte bulundu.
ÖRNEK OLARAK ASGARİ
ÜCRET
Aslında verilecek örnek çok ama Asgari
ücretle ilgili söylenenleri arz etmek istiyorum.
Ak Parti lideri Sayın Davutoğlu asgari
ücret 1.300 TL olacak diyor.
Diğer liderler dünya kadar asgari ücretle
geçinen seçmen var diyerek, hemen
rayici yükseltme peşine düştüler.
Biri 1.500 TL yapacağım dedi. Diğeri
www.212haber.com
1.800.. 2.000, 5.000 TL diyenler oldu da
onları kale almıyoruz.
Şimdi seçmen 1.500 diyenle 1.800 diyeni seçmiyor da, neden 1.300 TL diyeni
tercih ediyor?
Çünkü
Diğerlerinin dediğini ciddiye almıyor da
ondan. Bu bir.
İkincisi seçmen işsiz kalmaktansa 1.300
TL ye dünden razı.
Neticede asgari ücretin yükselmesinden
devlet zarar etmiyor.
Tam aksine kar ediyor.
İşverenin vergi dilimi artıyor, o da devletin
kasasına giriyor.
İşveren zarar etmemek ve işyerinin rantabl halde devam etmesi için ilk fırsatta
işçi çıkarma yoluna gider. Mesele bu
kadar basit.
İşçi bu hesabı yapıyor da,
Liderler işçinin bu hesabı yapacağını
düşünemiyor.
Seçim sürecinde Başbakan A. Davutoğlu çok işçi çalıştıran işverenlere ‘Bu
rakamlar makul değil. Çıkıp açıklama
yapın!’ Çağrısına uymadılar. Ak Partiyi
nasıl olsa gidici, muhalefet partileri de
yarın bunu unutur gider diye düşündüler
ses etmediler. Şimdi 1.300 TL ile biz
nasıl işçi çalıştıracağız diye kara kara
düşünüyorlar.
MR. NO
7 Haziran seçimlerinden sonra en çok
akılda kalan şey Sayın Bahçeli’nin her
teklife ‘Hayır’ demesiydi.
Bundan dolayı kamuoyunda ‘Mr. NO’
olarak anılmaya başlandı.
Bahçeli neden her teklife ‘Hayır’ dediğini
bilemiyoruz.
Seçmeni çantada keklik sandı. ‘Dava’
Partilerinin de çıkmazı bu ya zaten.
Hâlbuki Halk çözümden yanaydı.
Ülkenin hükümetsiz kalmasına kimsenin
tahammülü yoktu
Bahçeli, ne dersem teşkilat tevil eder
yine beni haklı çıkarır diye düşündü.
1 Kasım’da bunun böyle olmadığını
gördü.
Sandıkta en büyük kaybı MHP yaşadı.
MHP BÜYÜK BİR FIRSAT
KAÇIRDI
Hâlbuki aynı MHP hükumette yer alsa…
Arkasından PKK ya karşı başlatılan bu
operasyonların tamamı MHP den bilinirdi.
Savunma Sanayi projeleri,
Turan Ordusu vs. hep MHP nin hükumette olmasına bağlanırdı.
MHP büyük bir sıçramayı yapması gerekirken, büyük oy ve milletvekili kaybını
yaşadı.
HDP
Millet HDP ye Türkiye partisi olma fırsatını verdi.
Ancak
HDP Kandil’in paralelinde siyaset yapmaya devam etti.
Suruç’ta patlayan bombalar HDP ye beklediklerinden daha fazla oy kazandırdı.
1 Kasım seçimlerine giderken aynı şeyi
Ankara’da patlayan bombaların gölgesine sığınarak devam ettirmek istediler.
Ancak Halk bu tip numaraları bir kere
yutar.
HDP Lideri Demirtaş Laik Kemalist medya desteğine çok güvendi.
Entel Cihangir, Nişantaşı seçmenini de
‘çantada keklik’ gördü.
Netice ortada.
HDP az daha baraj altı kalıyordu.
CEBRAİL PARTİ KURSA VE
KAMALAK
FETÖ Terör örgütü lideri Fethullah Gülen
bir konuşmasında: ‘Cebrail parti kursa oy
vermem demişti’
Saadet Lideri Kamalak ise Konya’da
yaptığı konuşmada: ‘Papa Türkiye’de oy
kullansa AKP ye, Peygamber Efendimiz
oy kullansa…’ gibi dini terimleri alabildiğine zorlayan bir konuşma yaptı.
Sayın Kamalak’ın bu konuşması, F.
Gülen’in yaptığı konuşmanın ters yüz
edilmiş halidir.
Hâlbuki Kamalak’ın böyle şeylere tevessül etmesine gerek yoktu.
Ak Partinin yaptığı dünya kadar yanlış
var.
Bir muhalefet lideri olarak bunlardan
bahsetmesi gayet normaldir, hatta
gereklidir de.
Böyle zorlamalara gerek yok…
Sayın Kamalak da seçmeni ‘çantada
keklik’ görenlerden.
Ancak bu konuşmayı yaptığı ve Milli
Görüşün güçlü olduğu Konya’da bile
Saadet Partisi 7 Haziran’a göre oylarının
üçte ikisini kaybetti.
CHP
CHP Lideri Sayın Kılıçdaroğlu geçen
seferden dili yandığı için seçmeni artık
‘çantada keklik’ görmüyor.
Hatırlarsanız bundan önceki seçimde
‘Tıpış tıpış oy kullanmaya gideceksiniz’ demişti de sonradan bin pişman
olmuştu.
Bu seçimde daha tedbirli davrandı ve az
da olsa hem oyunu hem de milletvekili
sayısını artırdı.
SONUÇ
1 Kasım’da Ak Parti büyük bir zafer
kazandı.
Ancak bu her şeyin yolunda olduğunu
göstermez.
Kurulacak hükumetin şu 4 konuyu acilen
tekrar ele almasını bekliyorum.
•6284 Sayılı Aileyi Koruma ve Kadına
Karşı Şiddet kanunu.
•Şehircilik, alt yapı ve konut politikalarının Milli Mimarimize uygun bir şekilde
ele alınması
•İstihdam
•Servetin tek elde toplanmasının önüne
geçilmesi…
Bu konulara örnek vermeden maksadımız anlaşılmaz.
Şimdilik başlıklarını veriyorum.
Nasipse
Daha sonra tek tek örneklendirerek
yazmayı düşünüyorum.
G Ü N DEM
www.212haber.com
15 - 30 KASIM 2015
7
MICROSOFT BAŞAKŞEHIR
LIVING LAB'I ZIYARET ETTI
Eşinin emanetini
kaptırmadı
Genç yaşta geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybeden Güngören
Akıncılar Mahallesi Muhtarı Ali Arslan’dan boşalan yerine aday olan
Sevgi Arslan seçimi kazandı.
1
1 Kasım Pazar günü yapılan genel seçimler ile beraber, Güngören
Akıncılar Mahallesi'nde Muhtar seçimi de yapıldı. 9 Temmuz 2015
Perşembe günü vefat eden Akıncılar Mahallesi Muhtarı Ali Arslan'dan
boşalan koltuk için yeni muhtar seçimi yapıldı. Gazete365’in haberine
göre, genç yaşta geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybeden Akıncılar Mahallesi Muhtarı Ali Arslan evli ve 2 çocuk babasıydı. Genç yaşta
eşini kaybeden, geride kalan 2 çocuğu için hayata dört elle sarılan,
Sevgi Arslan eşi Ali Arslan'ın koltuğuna oturmak için Akıncılar
Mahallesi Muhtarlığı’na talip oldu. 2 adayın yarıştığı seçimde, Sevgi
Arslan, 11 bin 534 seçmenin oyunu alarak Güngören Akıncılar Mahalle Muhtarı seçildi. Rahmetli eşi Ali Arslan'ın koltuğuna oturmaya
hak kazanan Sevgi Arslan’ı ilk tebrik eden İstanbul Muhtarları Dayanışma Derneği Başkanı, Bahçelievler Siyavuşpaşa Mahalle Muhtarı
Selami Aykut oldu.
‘Living lab
çok etkileyici’
Başakşehir Living Lab’ı ziyaret eden Microsoft Yazılım Geliştirme Teknolojileri Genel Müdür Yardımcısı Cavit Yantaç, “Başakşehir Living Lab çok etkileyici ve güzel bir alan” dedi.
BBSK madalyaları topladı
BAHÇELIEVLER Belediye Sor
Kulübü (BBSK), yurt içinde ve
yurt dışında göğsümüzü kabartmaya devam ediyor. Son olarak 24-25
Ekim tarihleri arasında yapılan ve
tüm İstanbul yüzme kulüplerinin
katıldığı Cumhuriyet Bayramı Yüzme Müsabakaları’na katılan BBSK,
madalyaları topladı. Üsküdar Burhan
Felek Yüzme Havuzu’nda gerçekleşti-
rilen yüzme yarışlarına katılan 2005
ve 2006 doğumlu BBSK sporcuları,
en iyi derecelerini yüzerek; 6 Altın, 4
gümüş ve 2 de bronz madalya alarak
şampiyona da üstün performans
gösterdiler. Gazete365’e bir açıklama
yapan BBSK Başkan Vekili Selahattin
Uyan "2010 yılında BBSK'yı kendi
alt yapısından Türkiye ve Dünya
şampiyonu sporcular yetiştirmek
hedef ve gayesiyle kurmuştuk. Bugün
bu hedeflere çok şükür ulaştık. Bu
önemli müsabakalarda da bizim yine
göğsümüzü kabartan küçük sporcularımızla Yüzme Şube Kaptanımız
Çetin Bingül ve Yüzme Baş Antrenörümüz Çağatay Kahraman ile tüm
teknik ekibe tebrik ve teşekkürlerimi
sunar, daha birçok başarıya imza
atmalarını dilerim” dedi. //
MICROSOFT Yazılım Geliştirme Teknolojileri Genel
Müdürlüğü, Başakşehir Living
Lab’ı ziyaret etti. Microsoft
Yazılım Geliştirme Teknolojileri Genel Müdürlüğü adına
Yazılım Geliştirme Teknolojileri
Genel Müdür Yardımcısı Cavit
Yantaç’ın katıldığı programa;
Başakşehir Living Lab, CEO’su
Ersin Pamuksüzer, Başakşehir
Living Lab Genel Koordinatörü Ömer Onur, Bilgi İşlem
Müdürü Bekir Selçuk Temel
katıldı. Genel Müdür Yardımcısı Cavit Yantaç, Başakşehir
Living Lab Halkla İlişkiler ve
Tanıtım Müdürü Özge Şenöz
eşliğinde merkezi gezdi. Yantaç,
Başakşehir Living Lab bünyesinde gerçekleştirilen çalışmalar
hakkında bilgiler aldı.
Gezinin ikinci bölümünde
Genel Müdür Yardımcısı Cavit
Yantaç, Başakşehir Living Lab,
CEO’su Ersin Pamuksüzer,
Başakşehir Living Lab Genel
Koordinatörü Ömer Onur,
Bilgi İşlem Müdürü Bekir
Selçuk Temel ile bir toplantı
gerçekleştirdi. Ortak yapılacak
çalışmaların değerlendirildiği
toplantıda Yantaç, Living Lab
ile ilgili izlenimlerini şu şekilde
aktardı: “Başakşehir Living Lab
çok etkileyici ve güzel bir alan.
Living Lab daha etkin olarak
nasıl kullanılabilir bu konuda
ortak çalışmalar geliştirilebilir."
Başakşehir Living Lab Genel
Koordinatörü Ömer Onur, “Burada yeni teknolojiler ve yeni
uygulamalar konusunda tanıtımlar yapıyoruz. Bu tanıtımları
ise showroomlar ve eğitimler
vasıtası ile gerçekleştiriliyoruz.
10 yaştan itibaren eğitimlerimiz
bulunuyor. Vatandaşlarımızın
erken yaşlardan itibaren bilişim
ve iletişim konusunda farkındalığı artırmayı hedefliyoruz"
dedi. //
8
G Ü N DEM
15 - 30 KASIM 2015
www.212haber.com
KIZ İMAM HATIP OKULU’NU KIMLER ENGELLIYOR?
Görünmez el kimin?
Başakşehir Göçmen
Konutları’nda Nisan
ayında temeli atılan ve
Projesini İstanbul Ticaret
Odası’nın üstlendiği,
Başakşehir Kız İmam
Hatip Okulu’nun yapım
çalışmaları aradan geçen
7 aylık bir sürece rağmen
bir arpa boyu yol alamadı.
Peki, vatandaşın talebine
ve öğrencilerin eğitim
sıkıntısına rağmen okulun
yapımı neden yavaş
ilerliyor? Projeyi kim ya
da kimler yavaşlatıyor?
Görünmez el kimin?
HACER TÜRKEL
HALE SÜRECI ve inşaata geçiş safhalarında tüm yasal zorunlulukları
tamamlanan ve Başakşehir Göçmen
Konutları’nda Nisan ayında temeli
atılan Başakşehir Kız İmam Hatip
Okulu’nun yapım çalışmaları aradan geçen 7 aylık bir sürece rağmen
tabiri caizse bir arpa boyu yol alamadı.
Başakşehirlilerin heyecanla eğitime
başlamasını beklediği okulun inşaat
çalışmalarını yerinde görmek ve gerekli teknik bilgileri almak üzere, Başakşehir Belediye Başkan Yardımcısı Haluk
Dikbaş, İlim Yayma Cemiyeti Başakşehir Şube Başkanı Abdullah Yasir Şahin,
Başakşehir İmam Hatip Mezunları
ve Mensupları Derneği (BİHADER)
Başkanı Kamber Çal, Okul Aile Birliği
Başkanı Fatih Mehmet Yıldırım, Halk
Eğitim Müdürü Aziz Akdoğan, AK
Parti Başakşehir İlçe Yönetim Kurulu
Üyesi Erol Çakır, Akşemsettin İmam
Hatip Ortaokulu Müdürü Mehmet
Taburtepe, okul müdürleri ve çeşitli
sivil toplum kuruluşu temsilcilerinden
oluşan yaklaşık 30 kişilik ekip şantiyeyi
ziyaret etti.
Şantiye şefinden teknik bilgi alan ekip
daha sonra inşaat sahasından ayrıldı.
Daha önce de BİHADER yöneticileri
ve Başakşehirliler okuluna sahip çıkma
adına inşaat alanında toplanmıştılar.
❚❙ İmam Hatip’in yapılmasını kim/ler
engelliyor?
Başakşehir Göçmen Konutları’nda zaman zaman okulun yapımının durdurulması yönünde yasa dışı eylemler düzenlense de ihale süreci ve inşaata geçiş
safhalarında tüm yasal zorunlulukları
tamamlanan Kız İmam Hatip Okulu’nun
yapım çalışmaları devam ediyor; ancak
her nedense projenin büyüklüğü ve
üstlendiği kurumun ağırlığına rağmen
inşaat kaplumbağa misali yol alıyor. Bu
durum ise akıllara İmam Hatip okulunun yapılmasını engelleyen biri/leri/nin
var olduğunu getiriyor. Peki, seçimler de
olumlu geçmesine rağmen projeyi kim
ya da kimler engelliyor? Vatandaşın talebine ve öğrencilerin sıkıntısına rağmen
okulun yapımı neden yavaş ilerliyor?
3 yıldır bu projeyle
ilgileniyoruz. Maalesef
her aşaması ve her kademesiyle sorunlu yürüyen
bir proje haline dönüştü.
Birçok olumsuz durumla
karşılaştık ama bugün
elhamdülillah pozitif bir
bakış açısı var; çünkü en
KAMBER ÇAL
azından temeller atıldı. Bu
(BİHADER Başkanı)
çok önemli bir süreç bizim
için. Bu durum inşaatın
artık başladığının göstergesi. Öte yandan maalesef bu okul yapılacak diye Milli
Eğitim’in geçici olarak başka bir okulda açtığı okullarımız
çok sıkıntılı durumda. Öğrencilerimiz tabiri caizse şu an sığıntı pozisyonundalar. Bu açıdan inşaatımızın önümüzdeki
eğitim-öğretim dönemine muhakkak yetişmesi gerekiyor.
Geçmişte yaptığımız işlerde ve bugün burada bu konuda
sivil toplum kuruluşlarının gücünü gördük. Bu açıdan
bütün İmam Hatip camiasıyla ilgili STK’lar olarak buradaki
inşaatı hızlandırmak istiyoruz. Ziyaretlerimiz motivasyon
amaçlı. Projeyle alakalı bir sıkıntı varsa müteahhide destek
olmak ve inşaat sürecini olabildiğince artırmak istiyoruz ve
bu minvalde inşaatın önümüzdeki döneme yetişmesi için
gayret gösteriyoruz. Bu toplantıları inşaat belli bir kademeye gelinceye kadar devam ettireceğiz.
Kız İmam Hatip Okulu’nun
öğrencileri iki
yıldır bir okulun çatı katında misafir
olarak eğitim
görüyor. İkili
eğitim gören
FATIH MEHMET YILDIRIM
şu anda 500
(Okul Aile Birliği Başkanı)
öğrencimiz
var. Bu da
önümüzdeki
yıl bu öğrencilerin tamamının dışarıda kalması
demek. Onun için bu okulun mutlaka ivedilikli
olarak yıl sonuna kadar tamamlanması gerekiyor. Biz Okul Aile Birliği olarak müteahhidimizden bu gayreti bekliyoruz. İnşaat teknolojisinin ilerlediği bu çağda ben inanıyorum ki
bu okul rahatlıkla 2016 yılının Ağustos ayına
doğru teslim edilir ve öğrencilerimiz rahatlıkla
eğitimlerine kendi okullarında devam ederler.
STK’lardan okul ne durumda diye birçok soru
geliyordu bize. Biz de inşaatı yerinde görerek
işin hızlanması noktasında ilgili kişilerden bilgi aldık. Biz her hafta burada olacağız ve okul
bitinceye kadar takip edeceğiz.
İlim Yayma Cemiyeti ve
Başakşehirliler olarak biz
Başakşehir Kız İmam Hatip
Okulu’nun başından beri takipçisiyiz. Mehmet Emin Saraç
İmam Hatip Lisesi’nin inşaatını konuştuğumuz dönemlerde
bu binayı da konuşuyorduk
ABDULLAH YASIR ŞAHIN
ama bilindiği üzere şu ana
(İlim Yayma Cemiyeti
kadar birtakım engellemeler
Başakşehir Şube Başkanı)
çıktı. Son iki haftadır müteahhit çalışmalara hız verdi.
Şantiye şefinin verdiği bilgiye
göre üçte bir kapasiteyle çalışılıyormuş ama bu haftadan itibaren hız verileceğini söylüyorlar. Biz bundan sonra her hafta
Salı sabahı geleceğiz ve inşaatın gelişmelerini takip edeceğiz.
Şu anda Başakşehir’de eğitim gören ve bu okulda okuması
gereken öğrencilerimiz adeta bir göçebe hayatı yaşıyor. Okullarımızın tekli eğitime başlamasından bahsediyoruz ama şu anda
öğrencilerimiz kalabalık sınıflarda ve geçici mekânlarda eğitim
görmeye çalışıyor. Önümüzdeki eğitim-öğretim yılına kadar bir
an önce okulun hazırlanmasıyla alakalı konuyu takip ediyoruz.
H. MEHMET TABURDEMIR
(İBB Akşemsettin İmam
Hatip Ortaokulu Müdürü)
Okulumuzun inşaatının bir an önce bitmesi bizim için hayati önem arz ediyor;
zira biz şu an Akşemsettin Orta Okulu
ile aynı binada eğitim veriyoruz. Bu yıl
da okulumuza yoğun talep olmasından
öğrenci sayımız bin 500’ ü buldu. Bu
yüzden okulumuz ikili eğitim vermek
zorunda kaldı. Ayrıca kantini ve bahçeyi de ortak kullanmak durumundayız.
İnşaatın bir an önce bitmesini ve tekrar
normal koşullarda tekli eğitime geçmeyi istiyoruz. Bu amaçla zaman zaman
inşaatın gidişatını görmek ve yetkililerden bilgi almak için buraya geliyoruz.
Sahibinden
SATILIK
DAiRE
D-7 125 m2
0532 257 13 30
4. ETAP 1. KISIM
www.212haber.com
G Ü N DEM
15 - 30 KASIM 2015
Şehir dersleri
başlıyor!
Esenler Belediyesi Şehir Düşünce Merkezi’nin ÖNDER İmam
Hatip Okulları Mezunları ve Mensupları Derneği ile ortaklaşa düzenlediği ‘Şehir Dersleri’ projesinin tanıtımı yapıldı.
Proje ile Türkiye genelindeki imam hatip ve üniversite öğrencilerinin kentleşme ve şehir bilinci oluşturulması amaçlanıyor. 6 hafta sürecek eğitimlerin ilki 21 Kasım Cumartesi günü yapılacak.
E
SENLER BELEDIYESI Şehir
Düşünce Merkezi’nin ÖNDER
İmam Hatip Okulları Mezunları ve Mensupları Derneği ile
ortaklaşa düzenlediği "Şehir
Dersleri" projesinin tanıtımı
yapıldı. Proje ile Türkiye genelindeki imam hatip ve üniversite öğrencilerinin kentleşme
ve şehir bilinci oluşturulması
amaçlanıyor. Dr. Kadir Topbaş
Kültür ve Sanat Merkezi’nde
gerçekleştirilen toplantıya
Esenler Belediye Başkan Yardımcısı Hasan Taşçı, ÖNDER
İmam Hatip Okulları Mezunları ve Mensupları Derneği
Genel Başkanı Halit Bekiroğlu
ile öğrenciler katıldı.
ŞEHİR DERSLERİ
İSTANBUL İLE
ANLAMLI
Programda konuşan Esenler
Belediye Başkan Yardımcısı
Hasan Taşçı, İstanbul merkezli
bir şehir dersleri yapılacağını
belirterek, “İstanbul dün-
yanın merkezi olduğu için
şehir derslerinin İstanbul’da
olmaması mümkün değil.
Napolyon’un bir sözü var;
'Dünya tek devlet olsaydı
başkenti İstanbul olurdu’ diye.
İstanbul Batı Roma’nın 496’da
yıkılmasından sonra 1923 senesine kadar dünyayı yöneten
şehirdir. Yani İstanbul’dur.
Sonra da cumhuriyetin kuruluşuna kadar başkent olmuştur. Halen de dünyanın önemli
kentlerinden birisidir” diye
konuştu.
ŞEHRİN RUHUNU
CANLANDIRALIM
ÖNDER İmam Hatip Okulları Mezunları ve Mensupları
Derneği Genel Başkanı Halit
Bekiroğlu ise, “Eskiden çok
daha genel başlıkları konuşurduk. İmam hatiplilerle
ilgili biz Anadolu’ya gidince,
İstanbul’da onları ziyaret edince, eski mezunlarımızla konuşunca imam hatip ruhunun
eksikliğinden zaman zaman
bahsederiz. Özellikle 28 Şubat
öncesinde imam hatiplerin
daha iyi olduğunu bu dönemde sayının da artışı ile birlikte
bir şeylerin eksik olduğunu
söyleriz. Bu eksik olan şeyin
ruh olduğunu da söyleriz.
Doğrudur. Ruhumuz, heyecanımız ile ilgili eksiklerimiz var.
Ama sadece imam hatiplerle
ilgili değil, şehirlerimizde ruh
ile ilgili eksiklerimiz var. Şehirlerimize de ruh katmamız
gerekiyor. Şehirlerimizin var
olan ruhunu tekrar canlandırmak açısından böyle projeler
çok önemli” şeklinde konuştu
ŞEHRİ TÜM
YÖNLERİYLE
ÖĞRENECEKLER
Kentsel-kırsal mekânı ve
planlamayı bütün bileşenleriyle
yeniden düşünmek, kentlerin
bugününü ve geleceğini kur-
gulamak ve tartışmak amacıyla
düzenlenecek eğitimlerde,
alanında uzman akademisyenler ve sosyologlar, gençlere
kendi sempozyumlarını yapma
imkânı da sunacak. Eğitimlerle yarının mimarları ve kent
bilimcilerinin, daha yaşanabilir
kentler için geliştirebilecekleri
farklı bir bakış açısı kazanması
hedefleniyor. 6 hafta sürecek
eğitimlerin ilki 21 Kasım Cumartesi günü yapılacak.
9
Beylikdüzü’nün
yeni bir camisi
daha oldu
BEYLIKDÜZÜ Dereağzı Mahallesi’nde hayırsever vatandaş Ramazan Kızılkaya’nın
yaptırdığı cami, bölge halkının ibadeti
için hazır hale getirildi. Cami açılışı öncesi
Kuran-ı Kerim Tilaveti okundu. Caminin
Dereağzı Mahallesi’ne kazandırıldığını belirten Beylikdüzü İlçe Müftüsü Eyyup Demir,
“Ramazan Kızılkaya’ya böyle bir hayır yaptığı
için teşekkür ediyoruz. Ayrıca parkın düzenlemelerini tamamlayarak bölge halkına parkı
açan Belediye Başkanımıza ve emeği geçen
herkese teşekkür ediyoruz. Beylikdüzü’ne ve
memleketimize hayırlı uğurlu olsun. Vatandaşlar, vakıf ve dernekler olarak bu hizmetlere katkı vermeliyiz” diye konuştu.
Beylikdüzü Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ise ibadethanelerin huzuru, birliği ve
beraberliği temin ettiğini vurguladı. İmamoğlu, maneviyatın yaşandığı bu noktaların
insanlara ayrı bir güzellik kattığını belirterek, “Yapılarımızın, camilerimizin çevresinin
havadarlığı çok mühim. Vatandaşlarımızı
daha iyi ortamlarda buluşturmak
adına hassasiyet
gösteriyoruz.
Beylikdüzü’nde bütün parklarımızı
yenileyerek çevremizle bütünleştirmeye çalışıyoruz.
Dolayısıyla bu caminin güzelliği de
yapılan peyzaj ve
çevre çalışmalarıyla
ortaya çıkmış
oldu. İhtiyaç olunan her duruma
destek olacağımızı belirtmek
istiyorum. Değerli
dostumuzun
hayrı kabul olsun.
Bu güzel cami
inşallah ülkemiz
için bir araya
geldiğimiz hayırlı
anlara nasip
olsun” şeklinde
konuştu. //
12
G Ü N DEM
15 - 30 KASIM 2015
www.212haber.com
‘Kaliteli beste yapanlar
MERVE KALAYCI
bir köşeye çekildi’
Bir dönemin ezilen kitleleri için umudun sesi olan, zamana yenilmeyen eserleri ile kalbimizde taht kuran sanatçılardan
birisi olan Taner Yüncüoğlu, şu anda insanların müzik tüketiminin fastfood denilen tüketim tarzına dönüştüğünü belirterek, “Zaten insanlar kaliteye önem vermiyor. Dolayısıyla kaliteli beste yapanlar bir köşeye çekildiler. Gençler bu tür müzikler dinleyince, iyi müzisyenler ne yapacak? Yaptıklarını dinletemiyorlar.” ifadelerini kullanıyor.
T
OPLUMSAL olayların tırmandığı dönemlere, başörtüsü mağdurlarının
yaşadıklarına, tanıklık eden sanatçılar,
İslami müziği Türkiye’de zirveye taşımışlardı. Müslümanların acılar içinde,
kimsesiz bırakıldığı bu günlerde
kulağımız ezgileri, gözümüz duygulara tercüman olan sanatçıları arar oldu.
Seslendirdiği ‘Bayraktır Başörtüsü’
ezgisi bir dönemin acılarına tercüman
olan Taner Yüncüoğlu ile İslami Müziğin sessizliğini konuştuk. Düşüncelerini samimi, esprili ve bazen de
sitemkâr bir dille ifade eden Yüncüoğlu şimdilerde geleceğin yetenekli
sanatçılarına Keman Öğretmenliği
yapıyor. Koşulların albüm yapmaya
elverişli olmadığını dile getiren Yüncüoğlu, Sosyal Medya hesabından yeni
bestelerini hayranları ile buluşturmayı
ise ihmal etmiyor.
❚❙ Yaptığınız müziği nasıl adlandırıyorsunuz? İslami Müzik, Yeşil Pop,
Ezgi ya da…
Bu sorunun cevabı çok zor aslında.
İslami Sanatçı, İslami Müzik dediğiniz
zaman kendinizi çok iddialı bir konuma sokuyorsunuz. Benim her yaptığım
İslami’dir gibi. İnsanlar o zaman sana
basit bir müzisyen şarkıcı gibi değil
de bir İslam Âlimi gibi bakıyor. Dini
konular da bilgili, her şeyi bilen…
Buna ters bir durum gördüğünde tepki
gösteriyor. Diyelim bir arkadaş İslamcı
bir sanatçı gibi görünüyor. Sonra x
bir partiye ya da cemaate üye oluyor.
Diğerleri bu sefer diyor ki. Bozuldu,
çok değişti. O artık bizden değil. Yani
dinleyici kitlemizde bu şekilde ciddi bir
kıskançlık var. Sen benimsin, başkasının olamazsın gibi bir mantık oluşuyor.
Başka birşey söylemek istesen, hayır
sen ezgi söyleyeceksin. Hâlbuki sanatçı
bir arayış içindedir. Bazen değişik
birşey yapar. Bazen dini duygularını
anlatır. Âşık olur. Aşk şarkısı yapmak
isteyebilir. Şiir yazar. Yapamaz mı? Hayır. Onu Orhan Gencebay yapar. Ferdi
Tayfur yapar. Böyle bir algı ile sanatçıyı
bir yere hapsetmiş oluyorlar. Ama bu
hapsetmenin bir faydası da var tabi. Diyor ki dinleyici, hal dili ile ‘Sen benim
gibi düşünen insanların duygularını
dile getiren insansın. O yüzden bu tür
konuları senin için uygun görüyorum
ben’.Ezgi kelimesi oturdu. Diğer türlü
her yaptığınız şey İslam’ı temsil ediyormuş gibi oluyor. Sen müzisyensin senin
yapığın müzik İslam’ı temsil etmiyor
neticede. Sadece İslami duygularını dile
getirmiş oluyorsun.
❚❙ Müzikle tanışmanız ve bu dünyaya
adım atışınız nasıl oldu? Dinleyicileri etkileyecek bir hikâyeniz var mı?
❚❙ İslami müzik neden bir zaman dilimine sıkışıp, oraya ait kaldı. Artık
neden yapılmıyor?
❚❙ Öyleyse siz çağlar ötesi bir beste
yapamadığınız için çağı da geride
bırakıyorsunuz?
Müzik yeteneği çok enteresan bir şey siz
onu kendinizde keşfediyorsunuz. Bende
diğer insanlarda olmayan bir taraf var.
Birçok insanda var ama bendeki yeteneğin dozu yüksek. Bunu hissediyorsun
ve bu seni çekiyor. İstek ve şevk geliyor.
Motor Bölümü’nde okuyordum Endüstri Meslek Lisesi’nde. Müzik yeteneğimin
olduğunu daha çocukken biliyordum
ama üzerinde durmuyordum, gündemimde yoktu. Lise son sınıfta bir
bağlama dinledim. Bağlama beni çok
cezp etti. İçimdeki müzik duygusunu
tetikledi. Bende başladım bağlama öğrenmeye. Sonra müzik okuluna girdim.
O heves beni o okullara götürdü. Şimdilerde Bağlama, Ney, Ud, Keman, Piyano
ve biraz da Gitar çalıyorum.
Çok değişik düşünceler var bu konuda.
Eski ihlâsımız kalmadı, dünyevileştik
diyenler var. Çok fazla ürün olduğu
için rağbet yok. Popüler müziğin büyük
bir hızla yaygınlaşması, beslenilen
kaynak konusundaki kısır döngü,
maddi sorunlar… Bir müziğin beğenilmesi için onu önce piyasaya sunmanız
gerekiyor. Bugün benim yaptığım bir
bestemi insanların dinleyeceği hale
getirmem, harcadığım zamanı saymıyorum, bin, 2 bin, 3 bin lira gibi bir
maliyet demek. Bir dükkân açacaksanız
sermaye lazım. Siz masrafı yaptınız,
harcadınız ama müşteri gelmezse zarar
edersiniz. Dükkânı kapatırsınız. Bizim
camiadaki sanatçı arkadaşlarımız da
bu duruma düştüler. Bunun sebebi
dükkânı yanlış yere açmak değil. Bir
eser yaptığınız zaman ona rağbet
olması gerekiyor. Rağbet olması için de
ihtiyaç olması lazım.
Şu anda insanların müzik tüketimi
fastfood denilen tüketim gibi… Zaten
insanlar kaliteye önem vermiyor.
Dolayısıyla kaliteli beste yapanlar
bir köşeye çekildiler. Gençler bu tür
müzikler dinleyince, iyi müzisyenler
ne yapacak? Yaptıklarını dinletemiyorlar. Böyle bir sorunda var. Aslında
İslami Müzik ya da Ezgi denilen şey tek
yönlü değil birkaç yönüyle ele alınması
gereken geniş ve karmaşık bir konu.
Bir müziğin yaygınlaşması ve sevilmesi
için bir defa insanların duygularına
gerçekten tercüman olmanız gerekiyor.
Bu yetmiyor tabi bunun yaygınlaştırılması lazım. Reklam dediğimiz bir şey
var. Sanatçı bir eser ortaya koyuyor ve
çok paralar verip reklam yaptırıyor.
Neden? Çünkü insanların haberdar
olması gerekiyor.
❚❙ İlk besteniz nasıl oluştu. ‘Söyleyebiliyorum artık beste de yapabilirim’ düşüncesiyle mi başladınız?
İlk bestelerimden biri, Işıklar. Fakat
piyasada bilinmem Ant Olsun Albümü ile oldu. İstanbul’a gelip Mehmet
Burhan Genç ve Ahmet Mercan
ile tanıştım. Çok ilgilendiler. Hala
görüşürüz. Onların ilgilenmesi beni
motive etti. Müzik okulunu okuduğum
yıllarda Türkiye’deki bütün dindar
insanlar müziğe karşıydı. Sevmiyor,
istemiyordular. Çünkü kötü örnekleri
görmüşlerdi. Müzik ya meyhanede ya
barda, içki içilen yerlerde dinlenir gibi
bir algı oluşmuş. Bıçağı ekmek kesmek
için değil adam öldürmek için kullanıyorsunuz. Neticede bıçak kötüdür algısı
oluşmuş. Dolayısıyla ben müzik okulunu bitirdiğimde başka işler aradım
ama sonunda şöyle düşündüm, madem
ben bu işi biliyorum. Bunu olumlu bir
şekilde kullanayım. Dini düşüncelerime ters düşmesin iş yapış şeklim diye
düşündüm. Benim yaşantımı olumsuz
yönde etkilemesin. Ben pop şarkıcısı da
olabilirdim. O imkânım vardı. Değişik
mecralara girebilirdim ama girmedim.
O duygular bizi farklı yönlere itti.
❚❙ Beste yaparken ne tür sorunlarla
karşılaşıyorsunuz? Beslenecek
kaynak, ilham…
Müzikten iyi anladığım için istediğim
zaman beste yapabiliyorum. Hayatta
en kolay yapabildiğim şey diyebilirim.
Yani şu anda oturduğum yerde bir
besteyi herhangi bir tarzda yapabilirim.
Tabi burada kalite farklı olabilir. Bazen
çok güzel besteler çıkar.
Müzik tüketimi fastfood denilen tüketim gibi…
❚❙ Dünyanın dört bir yanından
acı akıyor, feryat yükseliyor. Bu
yaşananlar bir sanatçı için yeterli
kaynak ve dinleyici için geçerli bir
gerekçe değil mi?
Bunun sebebi şu, eskiden internet çok
yaygın olmadığı için birçok konuda
bilgimiz yoktu. Mesela Afganistan’daki
mücahitler için bir beste yaptık. Tek
bildiğimiz şey şuydu; Rusya orayı işgal
etti ve orada Müslümanları öldürüyor.
Bu duygu içinde olduğunuz zaman bu
eseri yaparsınız. Dolayısıyla güzel eserler çıkar ve çıktı. Fakat şimdi o kadar
bilgi kirlenmesi var ki bir yerde bir olay
çıkıyor. Olayın mazlumu da Müslüman, olayı yapan da Müslüman. Şimdi
siz orada nasıl bir müzik yapacaksınız. Günümüzde doğrularla yanlışlar
birbirine girdi. Muhtemelen bunlar
dış güçlerin oyunu. Yani Müslüman’ı
Müslüman’a kırdırmak gibi bir oyunun
parçasıyız. O zaman siz Suriye’deki
insanlar için nasıl bir beste yapacaksınız. Kesim mi güdeceksiniz? Yoksa sırf
mazlumlar için mi yapacaksınız? Hadi
yaptınız diyelim o Suriye’deki olaylar
bir müddet sonra bitecek. Ve sizin yaptığınız o beste o zaman dilimine ait olarak kalmış olacak. Yani sizin, besteniz
bir sanatçı gözüyle bakıyorum, burada
çağlar ötesi bir beste değil, spesifik bir
olayla ilgili bir beste haline gelecek
❚❙ Seçici dinleyicinin bulunmaması
sanatçıyı sanatını icra etmekten
alıkoymalı mı? Çözüm olarak ne
öneriyorsunuz?
Dünyadaki ünlü sanatçıların birçoğu devlet sanatçısıdır. Çünkü devlet
desteklemiştir. O yüzden isim yapmıştır. Dede Efendi’den tutun da
Mozart, Beethoven’a kadar çoğu devlet
sanatçısıdır. Ya kral desteklemiştir, ya
padişah desteklemiştir. Bu destek sayesinde sanatçı ürün üretebilir, bizde
öyle olmadı. Halkımız bizi destekledi.
Bu aslında çok güzel birşey. Gurur ve
onur duyuyorum. Bizim insanımız
bizi destekledi. Ne yaparak destekledi.
Albüm aldı. Dinledi, dinletti, yaydı,
tavsiye etti. Son zamanlarda bu olumlu gelişmeler fazla yok. Bugünlerde
içkiden zehirlenip ölen insanlar var.
Her şeyin iyisini yapan insan var. Kötüsünü yapan var. Bizim camiada iyi
yapamayan insanlarda albüm yaptı ve
garip tarafıdır ki sanatçıların, sosyal
konumundan dolayı ya da bir yere ait
olmasından dolayı daha çok tutuldu.
Yani haksız bir rekabette oluştu. Bir
sanatçının sanatını devamlı icra edebilmesi için çevredeki insanların onun
değerini saptayabilmiş, anlayabilmiş
olmaları lazım. Sanatçının değerlerine
sahip olmasına, muhafaza etmesine
yardımcı olması lazım. Sanatçının geçim kaygısı olmamalı. Destekleyenler
bir geçim kaynağı oluşturmalı. Konser,
ya da herhangi bir yerde bir iş olur.
Bu şekilde sanatçı motive olur ve daha
çok ürün ortaya koyar.
Insanlar sanatçıların özel hayatlarını
araştırırsa mutsuz olurlar
müzikleri yaptım klasik tarzda. Biri
dedi ki bu yapılmış, daha iyileri var
dedi. (Farkında olmadan hakaret
ediyor) Sen farklı bir şey yap. Nasıl
yapayım dedim. Senfoni orkestrası ile
mi yapayım? Yok, oda yapıldı dedi.
Peki, ne yapayım? Ya Bulgaristan’da
değişik bir çalgı aleti var. Onunla yap
dedi. Allah Allah yahu sanatçı bu
ne yapsın? Bunları söyleyen önemli
mevkide bana akıl veren bir adam.
Sanatçının engellenme durumu da var
böyle.
❚❙ İslami içerikli eserlerin
azalmasını, büyük ölçüde,
dinleyicinin talep etmemesine mi
bağlıyorsunuz?
Bu konuda Türkiye’de dini, İslami
içerikli eserler azalıyorsa burada
talep edenlerde bir sorun olduğunu
düşünüyorum. Çünkü siz talep ederseniz sanatçılar yapar. Özde insanlar
beğenilmek ister. Sanatçı da iki kat
takdir edilmek ister. Hatta ben bazen
derim ki dinleyicilere o sanatçının
özel hayatını merak etmeyin, araştırmayın. O neticede bir insan. O da
sizin gibi etten, kemikten, onun da
yanlışları var. Zaten hepimiz hataları
olan kullarız. Tövbe kapısı onun için
var. Dinimiz onun için var zaten.
İnsanlar sanatçıların özel hayatlarını
araştırırsa mutsuz olurlar. Bu sanatçı
benim istediğim şeyi bana veriyor
mu? İletişim organlarının çok fazla
gelişmesi herkesin her şeyi bilmesine
sebep oluyor. Ben bir gün yeni mehter
❚❙ Bir yere ait olup popüler olmak
varken, dışarıda kalıp ‘Kara Koyun’ olmayı neden tercih ettiniz?
Bir yere üye olmak sizin kalitenizi
artırmaz. Siz neyseniz o’sunuz. Ben bu
konuda şöyle düşünüyorum. Biz dini
hassasiyeti olan insanlarız. Fakat belli
bir yere angaje olursanız diğer Müslümanlar tabiri caizse, küsüyorlar. Bu
da hoş bir şey değil. Ben bir sanatçı
olarak bu bizden değil bakışını yaşamak istemiyorum. Bu tepkiyi görmek
istemiyorum. Bu sebeple bir yere ait
olmakta bana doğru gelmiyor. Beni
yaptığım işi beğenirlerse dinlerler bir
yere ait ya da üye olduğum için dinleyeceklerse hiç dinlemesinler. Burada
insanların dini bakış açıları benim
için kurumların üstünde bir durum.
Sanatçıların dinleyiciler tarafından
da bu konuda teşvik edilmesi lazım.
Sen buranın, şuranın sanatçısı değil
hepimizin sanatçısısın. Müslümanlık ortak paydası yetmeli. Yetmezse
bölünmüşlük oluyor ve bu şuanda en
büyük sorunumuz.
ARKADAŞLARLA
ANLAŞTIK VE ÇEKILDIK
❚❙ Siyasilerin konuşmalarından önce
sahneye sanatçıların çıkmasını nasıl
değerlendiriyorsunuz?
Sanatçı kullanılmamalı. Bir parti başkanı
ya da dernek başkanı bir konuşma yapacak yani konuşmacı kebapsa sanatçıyı
çorba olarak önden… Sanatçı sayesinde
seyirci çekmek için yapılan organizasyonlar, sanatçıları yıpratan üzen şeyler.
Belli bir ölçüde yapılmalı tamamen yok
etmek mümkün değil. Yapılan güzel icraatların duyurulması için kullanılabilir
elbette ama siyasi emellere alet edilmemeli. Bunu doğru yapanlarda var. Daha
güzel bir hayat olur Müslümanlar için.
❚❙ Belediye organizasyonlarında sizi
göremiyoruz. Davet mi almıyorsunuz yoksa kendi tercihiniz mi?
Davet aldığım zaman katılıyorum.
Reddetmek gibi bir tavrım yok. Davet
almıyorsam kendimi hatırlatmamamdan
kaynaklanıyor. X Belediye bir organizasyon yapacağı zaman aklına gelen 20 isim
vardır. Ben 21. isem çağırılmıyorumdur.
Bu gayet doğal bir şey. Hatırlatmak lazım
kendini. Belediyelerde seyirci kaygısı
ile popülerliği ön planda tutarak sanatçı
tercih ediyorlar. Seyircisiz bir sanatçı belediye hakkında boş yere sanatçıya para
ödüyor diye düşündürür. Bir sanatçının
seyircisi olmaya bilir ama iyi bir sanatçıdır. Bu durumda yapılacak şey eşit dağılım ile başarılı sanatçıları da dinleyiciler
ile buluşturmaktır.
❚❙ Neden piyasadan İslami müzik sanatçıları hep birlikte çekildi?
Arkadaşlarla anlaştık ve çekildik. Dinleyenler de çekildi ki sanatçıda çekildi.
İletişim halindeyiz, görüşüyoruz fakat
sanat biraz da sırdır. Yaptıklarımızdan pek haberdar değiliz. “Eskimeyen
Ezgiler” programı yapıyorum. Sanatçı
arkadaşlarımı davet ediyorum. Her hafta
bir sanatçı arkadaşım icabet ediyor. Bu
anlamda birbirimizi destekliyoruz.
❚❙ Grup kurmak dinleyici kitlenizde
farklı bir etki yaratabilir. Böyle bir
şey düşündünüz mü?
Türkiye’de grup kurmak çok riskli ve
yanlış bir şey. Grup normal piyasada da
yoktur. Olmuyor, dağılıyorlar. Grubun
içine nefsaniyet giriyor. İnsan olmanın
doğasında var. Şahsi meseleler sanatın
önüne geçiyor maalesef. Sanatçılar bir
araya gelip bir şeyler paylaşmalı zaman
zaman. Bu ortam oluşturulmalı ve üretim devam etmeli.
G Ü N DEM
www.212haber.com
Mana
MERVE KALAYCI
13
Babalar buluşuyor
Terapi M
Hızlanan hayat insan
üzerinde giderek yük
olamaya başladı. Mana
Terapi Danışmanlık bu
konuya farklı bir yaklaşım
getiriyor. Yaşanan değişimi
aile üzerinden ele alarak,
baba, anne ve çocuk
rolünü üç kuşak üzerinden
değerlendiriyor. "Baba
Buluşmaları" gelenekten
geleceğe köprü olan orta
kuşak babalara özgü bir
eğitim programı. Ve bir hafta
sonra aynı tema ile anne
eğitimi başlayacak.“Mana
Aynasında Benlik” kitabının
yazarı Bayram Ayaz’la
Mana Terapi’yi ve eğitim
çalışmalarını konuştuk.
15 - 30 KASIM 2015
ANA TERAPI’NIN bünyesinde hizmet
veren, Mana Akademi “Baba Buluşmaları” eğitimi ile çalışmalarına start
veriyor. Alanında uzman bir ekiple 12
kişilik katılımcı gruplardan oluşacak
“Baba Buluşmaları” projesinde, Kasım
ayının dördüncü haftası eğitime başlanacak.
İsmin yalnızca bir tabela ismi olmadığını vurgulayan Bayram Ayaz,“ Mana
Terapi’nin maddenin karşılığı olan
mana anlamında olduğunu vurguladı.
“Dilimize bir deyim olarak yerleşen
‘mana adamı’ ifadesiyle anlam kazanan
zengin kimliğimizi bugünün sorunlarında bir liman olarak görüyoruz.
Günümüzün gelişmeleri ve yenilikleri
arasında kendini arayan insanın kaçırdığı ‘mana’ ya ayna tutma çabasındayız.
Yaşadığımız değişim egolara mutluluk
taşırken öte yandan benliklere farklı
yansıyor. Bu yansımalar arasında adını
koyamadığımız bir sıkıntı var. Bu sıkıntının arka planını çözebilmek adına
köklerimizi fıtrat ekseninde yeniden
tanımaya çalışıyoruz.”dedi.
Modern Psikoloji’nin insan egosunu
beslemesine karşın Mana Terapi’nin
egoyu kontrol altında tutmaya yönelik
bir bakış geliştirdiğine değinen Ayaz,
egoyu tanımak ya da ‘kendini bilmek’ifadesi kültürümüzde çok vurgulanan bir tabir. Kendini bilmek,insanı
egosundan daha derine yani kalbi
anlamaya davet ediyor. Mana Terapi
bu anlamda henüz ruh sağlığı bozulmamış insana koruyucu bir ruh sağlığı
perspektifi çiziyor. Kendini bilmekten,
kendini beğenmek noktasına gelen
insana kendini bulacağı bir pencere
açıyor. Sosyal medyada beğen simgesi
ile insanlar birbirinin ‘ben’ değirmenine su taşıyorlar. Bu bakımdan‘kendini
bilmek’ kişiye sorumluluk yüklediği
için bunun sorgulamasını kaçırdık. O
anlamlı noktadan uzaklaştık. Mana
Terapi bu noktada kişiye farkındalık
oluşturarak yeniden bir ayna tutmaya
çalışıyor. Tekrar kendini bilmek ve
fıtrat ekseninde, yaradılış ekseninde
kendini gerçekleşmeye davet ediyor. Bu
alanda gayret gösteren başka meslektaşlarımızda var ama Mana Terapip-
ratikler üzerinden çözüme ulaşmayı
amaçlıyor. Modern psikoloji insanın
egosuna dokunmadan bir takım yamalar yaparak insanı ayakta tutmaya
çalışıyor. Mana Terapi ego ya da nefsin
farkındalığı için egosunu dizginlenmesi
gereğine vurgu yapıyor. Böylece kendi
gerçekliğine uyanarak bir ölçüde ruhsal
anlamda iyileşme sağlayabilir.Psikoloji
Bilimi insana farkındalık oluştururken nasihati ve değerleri hatırlatmayı
önemsemez. Bunu bilimsel bulmaz.
Mana Terapi manevi referansların
bireyi savrulmaktan kurtaran tutucu
bir özellik olduğunu savunur. Mana
Terapi kişinin iradesini esas alır ve
bu iradeyi güçlendirmeyi amaçlarBu
anlamda manevi danışmanlığı esas
almaktadır.”şeklinde konuştu.
GELENEKLE GELECEK
ARASINDA KÖPRÜ; ORTA
KUŞAK BABALAR VE
ANNELER
Mana Terapi pratikler üzerinden insana
ulaşmak adına iki çalışma yürütüyor.
Mana Terapi ve Mana Akademi olarak
ruhsal ve manevi danışmanlık, bireysel
ve grup terapilerle hizmet veriyor.
Ankara Üniversitesi Psikolojik Danışma ve Rehberlik bölümü mezunu, aynı
alanda Yüksek Lisans’ını da tamamlayan Bayram Ayaz, modern psikolojiye
farklı bir bakış açısı ile bakıyor. Ayaz,
“Mana Akademi olarak grup eğitim
çalışmaları yürütüyoruz. İki etkinliğimiz var şuanda; Annelik Akademisi
ve Baba Buluşmaları.‘Babam, ben ve
çocuğum’,‘annem, ben ve çocuğum’
sloganıyla yola koyulduk. Üç kuşak arasında iki şeyi sorguluyoruz. Hayata bakış anlamında, benden önceki kuşak ile
benden sonraki kuşak arasında nerede
durmalıyım? Ne yapmalıyım? Önceki
kuşak geleneklere bağlı bir kuşaktı şuan
ki kuşak ise internetin kucağında. Bu
anlamda bu iki kuşak arasında nerede
durmalıyız? Diyoruz. Fikri anlamda ve
pratikler açısından bir eğitim çalışması
gerçekleştiriliyor. Bütünlük içinde bir
bakış sağlıyor.Baba buluşmaları bu anlamda ilk eğitim çalışması. Şuna dikkat
çekmek istiyoruz. Yeni kuşağın talep-
lerinin, aile içerisinde öne çıkmasında
sorunlar yaşanmakta. Çocuk merkezli
bir algı var bugün ve ebeveyn üzerinde bir yüke dönüşüyor. Sorumluluk
almayı sevmeyen bir kuşak var. Mana
Terapi geleneksel aile yapımızın kodlarınaayna tutarak, rolleri tanımlayarak
bugünkü algı ile buluşturarak gelenekle
gelecek arasında yeni bir model ortaya
çıkarmak amacında.”diye konuştu
NEVŞEHIRLI ILE NEW
YORKLU ARASINDA FARK
OLMALI
140 karakter ya da bir paragrafla düşünceyi sınırlandıran sosyal medyanın
etkisiyle hafıza ve düşünce derinliği
yitirilmek üzere. Benliğini led ekranlarda arayan bir kuşağın küreselleştiğinden söz eden Bayram Ayaz, sözlerine
şunları ekledi: “Batıda özgün değerlerini referans almayan genç modeli doğu
toplumlarında da kendini göstermeye
başladı. New Yorklu gencin yirmi dört
saati ile Nevşehirli gencin bir günü
arasında fark azalmaya başladı. Sosyal
medya ve televizyon vasıtasıyla insanlar
farkında olmadan küresel kültürünetkisi altında. Bunun bir proje olduğunu
düşünüyorum. Manevi dinamiğe bağlı
kültürleri birbirine benzetmeye çalışan
bir proje. Bugün yaşanan krizin sebebi,
aile de ebeveynler arasında ve çocukta
roller eşitlenmiş olmasıdır. Aile içinde
konum farkı ortadan kalkma aşamasındadır. Bize ait olamayan bu dönüşüm
medya üzerinden benlikleri yapılandırıyor. Başta babalık rolü olması
gereken yerde değil. Bu durum anne
üzerinde bir yük. İşte Mana Akademi
bu anlamda farkındalığı sağlamak için
konuya dün bugün yarın yani üç kuşak
üzerinden bakıyor. ”Annelik Akademisi 6’şar haftadan oluşan iki program,
Baba Buluşmaları ise peş peşe 12 hafta
sürecek. Bu eğitimin kayıtları Kasım
ayının dördüncü haftasına kadar devam edecek.//
14
S AĞ L I K
15 - 30 KASIM 2015
Akciğer kanseri
Akciğerlerimiz her insanda sağ ve sol olmak üzere, göğüs boşluğumuzu dolduran,
vücudumuzdaki organ ve dokuların oksijen
ihtiyacını sağlayan organımızdır.
Akciğer kanseri, normal akciğer dokusunda
olan hücrelerin , kontrol dışı çoğalarak ve
artık akciğer dokusu özelliğini kaybederek
akciğer içinde bir kitle oluşturmasıdır.
Oluşan kitle, öncelikle bulunduğu yerde
büyür. Daha sonra ise çevre dokulara, lenf
veya dolaşım yoluyla uzak organ-dokulara
yayılarak (lenf nodu,karaciğer, böbrek üstü
bezi,kemik,beyin,karşı akciğer vb. gibi)
hasara yol açarlar. Bu yayılmaya metastaz
adı verilir.
Akciğer kanserleri mikroskopik olarak iki
ana gruba ayrılır.
1. Küçük hücreli akciğer kanseri
2. Küçük hücreli-dışı akciğer kanseri.
KÜÇÜK HÜCRELİ AKCİĞER KANSERİ
Daha nadir görülen bu gurup, oldukça hızlı
seyirlidir ve tanı konduğu zaman çoğunlukla vücudun başka bölümlerine yayılmış
olarak karşımıza çıkar. Onkolojik tedaviye
(Kemoterapi-Radyoterapi tedavisine) en iyi
cevap veren Akciğer kanseri tipidir.
KÜÇÜK HÜCRELİ DIŞI AKCİĞER
KANSERİ
Tüm akciğer kanserlerinin %75' ini oluşturur. Yassı epitel hücreli, büyük hücreli ve
adeno kanser gibi alt grupları vardır..
AKCİĞER KANSERİNE SEBEP
OLABİLEN FAKTÖRLER
•TÜTÜN; Sigara, puro, pipo içimi: Akciğer kanserinin bugün ispatlanmış olan
iğneyle parça alınır .
Kanser tanısı bu biyopsi örneğinin patoloji bölümünde incelenmesi sonucunda
kesinleşir. Eğer alınan parça teşhis için
yetrli olmuyorsa açık biopsi denen Cerrahi
yöntemle parça alınır ve aynı şekilde patolojik değerlendirmeye gönderilir.
en önemli risk faktörüdür. Gelişmiş
ülkelerde sigara içiminin başarılı olarak
önlenmesi sayesinde, bu ülkelerde akciğer kanseri sıklığı oldukça azalmıştır.
Sigarayı bıraktıktan 5 yıl sonra risk azalmakta, ancak tamamen bitmemektedir.
Sigara içmeyen, ancak içilen ortamda
yaşayan kişiler de risk altındadır.
• RADYOAKTİF GAZLAR: Örneğin
Radon: Evlerde, toprakta doğal olarak
bulunan,kokusuz radyoaktif bir gazdır.
•ASBEST: Madenlerde, gemi yapımında,
yalıtım malzemesi yapımında kullanılır.
• VEREM HASTALIĞI: Tüberküloz olarak
da bilinen hastalığın iyileşme dokusunda
zamanla akciğer kanseri gelişebilir. Aynı
şekilde yine geçirilen akciğer hastalıklarından sonra iyileşme dokusu denen
SKAR dokusundan da gelişme ihtimali
vardır.
Dr. Yıldıray BEKAR
Medical Park Bahçelievler Hastanesi Göğüs Cerrahi Hekimi
Akciğerlerimiz her insanda
sağ ve sol olmak üzere, göğüs
boşluğumuzu dolduran,
vücudumuzdaki organ ve
dokuların oksijen ihtiyacını
sağlayan organımızdır.
BELİRTİLERİ
Hastalık oldukça ileri aşamalara gelene
kadar önemli şikayete yol açmayabilir. Bu
sinsi karakter, akciğer kanserini bu kadar
tehlikeli yapan en önemli faktördür.
Eğer sigara kullanan ve buna bağlı kronik
bronşiti olan biriyseniz,
Mutlaka öksürük ve balgam şikayetlerinin
süreklilik kazanması durumunda
Balgamda Kan Görülmesi,
Öksürük ve Giderek Artan Nefes Darlığı,
Teşhis kesinleşince, ayrıca karın veya
beyine yönelik bilgisayarlı tomografi veya
magnetik rezonans görüntüleme ,Tüm Vucut Taraması olan PET CT ,kemik taraması
(tüm vücut kemik sintigrafisi) gibi tetkikler
yapılır.
Böylece Hastalığın Aşamaları (Evreleme)
belirlenir.
Yani hastalığın yaygınlığını veya bir başka
deyişle hangi aşamada olduğu (evresi)
saptanır.
Akciğer Kanserleri 4 Evreye ayrılır
• Akciğerin küçük bir bölümündeyse
• En yakın lenf bezelerine atlamışsa
• Akciğer içinde, akciğeri saran zara veya
iki akciğer arasındaki mediasten denen
boşluğa veya buradaki lenf bezelerine
yayılmışsa ilk 3 evre içinde ve onlarında alt birimlerinde değerlendirilir.
• DAHA ÖNCEDEN AKCİĞER KANSERİ
GEÇİRMİŞ OLMAK: Daha önceden
akciğer kanseri nedeniyle ameliyat
olmuş olanlarda tekrar Akciğer kanseri
olma olasılığı vardır...
• RADYASYONA MARUZ KALMAK:
Nükleer enerji santrallerindeki patlamalardan, yada nükleer sızıntılardan etkilenenlerde kanser gelişme riski yüksektir.
Yie benzer şekilde meme yada benzeri
bir kanser nedeniyle göğüs kafesine ışın
tedavisi uygulanmış olanlarda ikinci bir
kanser gelişme riski vardır.
www.212haber.com
• Karaciğer, kemik, böbrek üstü bezi ,beyin gibi uzak organlara yayılmışsa evre 4
olarak adlandırılır.
Özellikle sırtta yada Göğüs kafesinde batıcı
nitelikte göğüs ağrısı kanser için şüphe
uyandırması gereken şikayetlerdir.
Ancak bunların hiçbiri olmadan, iştahsızlık,
halsizlik, kilo kaybı ve terleme gibi şikayetler ile de kendini belli edebilir. Hiçbir bulgu
vermeyen hasta grubu da az değildir.
TANI
Tanımlanan şikayetlerle yada kontrol için
doktora başvuran hastalara çekilen, Düz
akciğer röntgenleri ile akciğerde kitle
görülebilir.
Bu hastalara,öncelikle bilgisayarlı tomografi çekilir. Çekilen akciğer Tomografisinde
Kitle saptanan hastaya, Kanser öntanısı
ile BİOPSİ yapılır. Bu ya tomografi rehberliğinde ya da bronkoskopi dediğimiz ince
bükülebilir bir tüple akciğerine ulaşılarak
Hastalığın amaliyat için uygun evrede olup
olamdığını anlamak için mediastinoskopi
denilen, boyundan yapılan bir kesiyle mediasten boşluğuna ışıklı boruyla bakılması ve
bu işlem sırasında lenf bezelerinden örnek
alınmasını içeren bir tetkik ayrıca yapılabilir.
Eğer akciğer zarının iki yaprağının arasında sıvı birikmişse, hekiminiz kaburgaların
arasından bir iğneyle girerek bu sudan
patolojik inceleme için örnek alacaktır .Bu
işleme ise torasentez adı verilir.
TEDAVİ
Küçük Hücreli Dışı Akciğer Kanseri
Tedavisi:
Hastalığın erken evrelerinde (evre I ve II,
bazı evre III hastalar) ameliyatla tümörlü
doku, etraftan bir miktar sağlam doku çıkarılarak tedavi edilir. Bu yöntem Akciğerin
bir lobu alınarak, etraftaki lenf bezeleri
çıkarılarak uygulanır. Tümör yerleşimine
ve evresine göre iki Akciğer lobu yada Bir
taraf Akciğerin tamamı çıkarılabilir. Hasta
, ameliyat sonrası tek akciğerle de yaşayabilir.Ameliyat sonrası ise çıkan patoloji
raporuna göre, ilave tedavi olarak ; Radyoterapi (ışın) yada Kemoterapi(İlaç) tedavisi
uygulanabilir.
Ameliyatla çıkarılması mümkün olmayan
evre III akciğer kanserinin esas tedavisi
ışın tedavisi (radyoterapi) ve ilaç tedavisi
(kemoterapi) ve radyoterapidir.Bu hastalarda iki yöntem sırayla uygulanır.
Evre IV akciğer kanserinde kemoterapi
yaşam sürenizi 3-6 ay kadar uzatacak ve
hastalığa ait şikayetlerin azalmasını sağlayacaktır. Evre IV hastalıkta, ışın tedavisi
kansere bağlı ağrı, kanama veya kemiğe
,beyine yayılma söz konusu ise uygulanır.
Küçük Hücreli Akciğer Kanseri
Tedavisi:
Bu kanser türünün tedavisine hastalığın
sınırlı veya yaygın oluşuna göre karar verilir.
Sınırlı hastalıkta kemoterapi ve radyoterapi
ardışık veya eşzamanlı olarak uygulanır.
Hastalığın beyine yayılma olasılığı yüksek
olduğundan ayrıca beyine koruyucu amaçlı
radyoterapi yapılır. Nadiren çok küçük çaplı
tümörlerde cerrahi uygulanabilir.Yaygın
hastalığın tedavisi ise kemoterapidir. Kemoterapiye çok duyarlı bir tümör olmasına
rağmen tekrarlama riski çok yüksektir.
Kemoterapi sonrası tekrarlamalarda hastanın şikayetlerine veya hastalığın yayılım
bölgelerine göre radyoterapi uygulanabilir.
G Ü N DEM
www.212haber.com
15 - 30 KASIM 2015
15
Acaba radyo programcıları
tarafsız mı?
S
BU SORUNUN CEVABI BELKI ILGINÇ OLSA DA HAYIR.
ON DÖNEMDE artan radyo dinleyicisinin,
en çok ilgi gösterdiği yayınlardan biri,
Radyo 7 ‘nin sabah kuşağı. Yılların haber
spikeri ve sunucusu Mehmet Can’ın
hazırlayıp sunduğu, 7 gün 7 Sabah
Programı tam 16 yıldır devam ediyor.
Standart haberler kadar, Mehmet Can’ın
kendi yorumlarının ve tiyatral kabiliyetinin ağırlıklı hissedildiği yayın, hem
haber almak isteyenleri hem de haberin
arka planıyla, hedeflerini merak edenleri mutlu ediyor. Canlı bağlantılar, olay
yeni muhabirleri, dinleyici yorumlarının
etkin olduğu yayının önceliklerini ve
hedeflerini sizin için konuştuk.
◆ İlk önce kendinizi biraz
tanıtabilir misiniz?
1972’de İstanbul’da doğdum. Tahsilimi İstanbul’da tamamladım. İstanbul
Üniversitesi İletişim Fakültesi’ni 96
yılında bitirdim. O dönemden bu
döneme kadar radyo programcılığı ve
haber spikerliği yapıyorum. Uzun bir
zaman geçmiş şimdi düşününce.. Ancak
radyoculuk geçmişim 96’dan öncedir.
1993 yılında başladım ki, Türkiye’de özel
radyoların hemen hemen yayın hayatına başladıkları yıl 93 yılıdır. Neredeyse
23. yılına yaklaşıyor Türkiye’deki radyo
yayıncılığı.
◆ Neden Radyo 7?
Radyo kitle iletişim araçları içerisinde
en etkin olanlarından biri. 100 kilometre
hızla giden bir otomobilde televizyon
izlemek sizin son faaliyetiniz olabilir ama
radyo dinlemek sizi bağlamaz aksine yola
konsantre edebilir. Bütün hayattan haberdar olmanızı sağlayabilir. Hayatınızın
neşe içinde geçmesini sağlayabilir.
Otobüse biniyoruz, bakkala, markete
gidiyoruz, metrobüse biniyoruz. Bizim
toplumu yok saymamız akılla bağdaşır
bir durum değil. Ne isteniyorsa, ne talep
ediliyorsa yayında onu vermeye çalışıyoruz. Tebessüm ettiren, birleştirici umut
aşılayan haberler de vermeye çalışıyoruz.
“Kötü haber aslında iyi haberdir” sloganını kabul etmiyoruz. Evet kötü haberleri
veriyoruz, ama iyi haberleri de dinleyicimizle paylaşmaya gayret gösteriyoruz.
Radyo 7 iyi şeyler duymak için iyi bir
adrestir. Bütün düşünsel doğallığımızı,
öfkemizi, sevincimizi, toplumsal değerlere uyan bir şekilde yansıtıyoruz. Tabii
hukuki çerçeve içİnde. Bizi farklı kılan
da bu. Empati kurabildiğimiz insanlar
bizi yüzlerce istasyona tercih ediyor ve en
çok dinlenenler arasına taşıyor.. Çünkü
dinleyicimiz bizi kendisi gibi görüyor.
Hatta şöyle diyorlar; ” SAYENİZDE
İÇİMDEKİ HER ŞEYİ SÖYLEDİM.
SİZ BİZİM YERİMİZE KONUSUYORSUNUZ..” Zaten biz onların aynısıyız.
Onlardan farklı değiliz. Bu durumdan da
çok hoşnuduz.
Dünyada radyo journalist diye bir
kavram var, yani radyo haberciliği.
Radyo spikerliği, radyo programcılığı.
Yani çok süratle yayın yapabilen doğrulanmış bilgiyi en hızlı şekilde dinleyicisiyle buluşturabilen, teknik bir alt
yapı gerektirmeden dinleyiciye an be an
haberi buluşturabilen bir mecra radyo.
En iyi adres ise Radyo 7. En kıymetli şey
bilgi. Herkesin bilgiye kolay ulaşabileceği
bir dönemi yaşıyoruz. Radyo, dinleyicisini sıkmadan, boğmadan belli bir yere
mahkûm etmeden en zengin bilgiyi
verebilen aracın kendisidir. Dinleyiciyi
de kategorize etmez.
◆ Radyo habercileri nasıl
çalışır? Kaynakları ve tavrı
nasıldır?
Radyo habercileri tıpkı TV haberciliği
gibi, internet haberciliği gibi standart
haber kaynaklarını kullanır. Haber
ajanslar, portallar olur. Kendi özelleri
olur. Biz Radyo 7 olarak özel habercilik
yapıyoruz. Bazen biz gidiyoruz, bazen de
stüdyoya konuğu getirerek dinleyiciyle
buluşturuyoruz. Ortak paydayı, yaşadığımız herkesle aynı gemide olduğumuzu
düşünerek yayınlarımızı gerçekleştiriyoruz. Bazen olumlu, bazen de olumsuz
görüşler alıyoruz tabi ki yayınlarımızla
ilgili. Olumsuz yorumları da kayda değer
buluyoruz. Çünkü ciddiye alınan işlere
yorum yapılır diye düşünüyoruz.
◆ Hafta içi her sabah 07-09
arası 7 Gün 7 Sabah isimli
yayını yapıyorsunuz. Bu
yayında tarafsız mısınız?
KÖTÜ YA DA İYİ HEPSİ
HABERDİR
Üzücü haberler verirken zorlanıyoruz.
Ben kendi adıma zorlanıyorum. Radyo
haberciliğinde doğallık çok önemlidir..
“Aksine biz tarafız. Tarafsızlık bir
aldatmacadır. Biz bu ülkenin rayında
gitmesine tahammül edemeyenlerin karşısındayız. Biz bu ülkede kaos olsun, bu
ülkede anarşi olsun diyenlerin karşısındayız, bu ülkede umutlar olmasın, tipik
bir Ortadoğu ülkesi olsun diyenlerin
karşısındayız. Bizim taraf olduğumuzu
bilerek dinlesinler. Ama iyi niyetimizden
de , vatan ve millet aşkımızdan da emin
olsunlar...”
◆ Peki, siz müzik programları
da yaptınız, haber programları da. Hangisi daha mutlu
ediyordu sizi?
Beni mutlu eden, işimi iyi yapmaya
çalışmak. Yayınım saat 07.00’da başlıyor
ve ben her sabah 06.00’da işyerimde
olurum.
Program için, günün ihtiyaç, şart,
beklenti, gündem, hatta hava durumuna
uygun konuları seçer, muhataplarımızı
ayarlar, hatta ne tür anonslar yapacağımı
planlarım. Bu, işin kendisini ana hatları
ile belirlemektir. Ama tabii ki, spontane
gelişmeler, refleksler, söyleyişler ve duyurulara da radyo yayınında büyük yer
vardır. Ve bende bunların neler olduğunu ancak yayında görebiliyorum. Bu
benim içinde sürpriz oluyor.
Şimdi gelelim asıl sorunuza; Radyo
yayını da, haberler de çok keyiflidir. Her
ikisini de yapmış biri olarak bunu rahatlıkla söyleyebilirim. Haberciliğin kitlesi
biraz daha farklıdır. Hayatı daha ciddiye
alan, yaşam alanlarını oluşturmuş, dertleriyle ilgili ve biraz olgun bir dinleyici
vardır karşınızda. Bu olgunluk sadece
yaşla ilgili değil, bunu da belirtmek
isterim. Bazen çok genç bir dinleyiciyi,
önemli bir haberle ilgili, çok ciddi dönüş
yaparken görüyoruz.
16
G Ü N DEM
15 - 30 KASIM 2015
L
/ladiesguzellik
adies Güzellik & Spa
uzman bir ekip, son
teknoloji cihazlar
eşliğinde ve müşteri
memnuniyeti odaklı bir
anlayış ile hizmet veriyor.
Bir sağlıklı yaşam merkezi olarak
da konumlanabilecek olan Ladies
Güzellik & Spa’nın yönetiminde,
sektörde 14 yıllık bilgi, birikim ve
deneyim sahibi olan Genel Müdür Burcu Güleryüz bulunuyor.
Başakşehir’de 2 sene önce hizmete giren Ladies Güzellik & Spa ,
geniş konsepti ve sunduğu hizmetler ile adından söz ettiriyor.
Bayanların buraya geldiği zaman
rahat hareket etmesi gerektiğini
düşündük. Zaten o yüzden ismini
“Ladies Güzellik & Spa” koyduk.
ÖNCELIKLE LAZER EPILASYON NEDİR ?
İstenmeyen tüylerin tedavisinde kullanılan
en modern tedavi yöntemidir.
Milisaniyelik atışlarla cilde uygulanan lazer
ışını, hedef noktası olan kıl kökündeki
melanin pigmenti tarafından emilir, çevre
dokuya zarar vermeden cildi geçerek seçici
olarak kıl kökünde yoğunlaşır, burada ısı
oluşturur ve kıl kökünü tahrip eder.
❚❙ Sizce En iyi epilasyon lazeri
hangisidir ?
Lazer Epilasyon da kullanılan en dogru
epilasyon lazeri ütüleme tipi lazerlerdir.
Ütüleme lazerler tarafindan üretilen 808
nm dalga boyundaki ışın kıl kökündeki
koyu rengi sağlayan melanin pigmenti
tarafindan emilir, böylece ışık enerjisi ısı
enerjisine dönüşerek kıl kökünü tahrip
eder. Kalın ve ince kıl tiplerine uygundur.
❚❙ Peki Kim yapmalıdır ?
Lazer epilasyon hafife alınmaması gereken
oldukça ciddi bir estetik uygulamadır. Dolayısıyla cilt sağlığı konusunda tıbbi tecrübeye sahip, olası komplikasyonları kolaylıkla tedavi edebilecek bilgi ve beceriye sahip
estetisyenler tarafından uygulanmalıdır.
Bilimsel, tıbbi gerçeklere göre ve etik lazer
epilasyon uygulaması yapılmalıdır; ticari
amaç ile gerçekleşemeyecek sonuçlar vaat
edilmemeli, kıl ve cilt yapısı analiz edilmeli,
sözde garantiler (bitme, kesin sonuç vb.)
verilmemelidir.
❚❙ Lazer epilasyon hakkında doğru
bilinen yanlışlar nelerdir?
IPL ( intense pulse light ) ile yapılan
epilasyonlar bir lazer epilasyon işlemi
değildir. Seans sayısı ve sonuçlar lazer epilasyon başarısıyla kıyaslanamaz. Zannedildiğinin aksine koltukaltı lazer epilasyonun
lenf bezleri üzerine hiçbir etkisi yoktur,
çünkü hedef dokusu melanin yani kıldır.
Bir diğer düşünce olan genital bölge lazer
epilasyonu üreme organları, cinsel organ
işlevleri üzerine hiçbir etkisi yoktur, çünkü hedef dokusu melanin yanı kıldır.
www.212haber.com
Genelde böyle konseptler karma
olur ama ben buranın bu kadar
kapsamlı ve bayanlara özel ilk yer
olduğunu düşünüyorum.”
Ladies Güzellik & Spa birçok
yönden ayrıcalıklı bir merkez
Genel Müdür Burcu Güleryüz, öncelikle Ladies Güzellik
& Spa’nın misyon ve vizyonu
dikkat çekiyor. “Burada yalnız-
melaninden dolayı ciltte lekelenmeler olur.
Cilt lekelerinde kullanılan tedavi yöntemleri; kimyasal peeling, dermaroller tedavisi,
dermokozmetik ürün tedavileridir.
Obagi ürünleri ile ücretsiz kimyasal peling
uygulaması hizmeti veriyoruz. İlgilenenler;
Obagi günleri hakkında sosyal medyadan
bizi takip edebilirler.
Obagi ile Blue Peel Rediance yani kimyasal
peeling işlemini 4-6 seans, Genosys serumları ile 6-8 seans dermaroller tedavisi,
Rejuvi ürünleri 8-10 seans dermokozmetik
ürünleri lekeleri cilt altından atmayı, pürüzsüz cilde kavuşmayı sağlıyoruz.
Göz çevresi Bakımı; Yoğun ışıktan dolayı
sürekli gözlerimizi kısıyor, kaz ayaklarımızın yerleşmeleri için kolaylık sağlıyoruz. Bir de yoğun güneşli ortamlarda göz
çevremizi de yeterince koruyamadığımız,
genetik olarak göz halkalarının oluşumu
hepimizi rahatsız eden konular arasında
yer alıyor. Bu şikayetleri Genosys Eyecell’in
minik gözrollerı ile 4-6 seansta engelliyor
ve önüne geçiyoruz. Zamanı durduramıyorsanız, Eyecell ile 10 sene öncesine gidelim.
MERKEZINIZDE YAPILAN CILT BAKIM
ÇEŞITLERI NELERDIR?
Akne Bakımında; Bazı hormonların aşırı
salgılanması, fazla sebum üretimine, o da
gözeneklerin tıkanmasına, böylelikle akne
ve sivilce oluşumuna yol açmaktadır. Merkezimizde, Genosys ve Obagi ürünleri ile
işlemi yapıp, sebum salgılarını dengeleyerek en az 4, en çok 8 seansta kontrol altına
almayı başarıyoruz.
Leke Bakımında; Aslında cilt lekeleri vücudun koruma önlemlerinden biridir. Cilt
maruz kaldığı ortamdan (güneş, kalitesiz
makyaj malzemeleri, zararlı kimyasallar
vs.) kendini koruyabilmek için melanin
salgılar. Nihayetinde cilt kendini korur ama
ca bayanlara yönelik hizmet
veriyoruz. Bunun sebebi; onların
son derece özgür bir ortamda,
ruhsal ve fiziksel olarak dinlenip, yenilenmeleri, kendilerini
çok özel hissetmeleri ve buradan
her anlamda mutlu ve memnun
ayrılmalarını sağlamaktadır. Bu
doğrultuda 10 kişilik bir ekip ile
hizmet veriyoruz. Merkezimizdeki her birimin uzmanı ayrıdır.
Kimyasal Peeling ile bebeksi deriyi ortaya
çıkaralım….
Kimyasal peeling; çeşitli kimyasal ajanlarla
deriye peeling uygulanmasıdır. Cildin daha
sağlıklı canlı tabakasının ortaya çıkması
için üst tabakanın soyulmasını ve dökülmesini sağlama işlemine peeling denir. Kimyasal Peeling; cildin yıpranmamış, sağlıklı
olan tabakasını örten yıpranmış tabakanın,
soyulmasını ve dökülmesini sağlayarak,
zemindeki daha sağlıklı ve canlı tabakanın
ortaya çıkarılması işlemidir. Sonuç olarak
daha canlı, daha taze, daha gergin ve düzgün bir cilt ortaya çıkar. Her ayın bir günü
Dermaroller Mucizesi; Dermaroller tedavi uygulamaları; üzerinde 540 adet iğne
bulunan silindirik bir aparatın üzerine
yerleştirilmiş iğnelerle ciltte milyonlarca delik açmak ve bu açılan deliklerden
içeriye cildin ihtiyacı olan maddeleri özel
farmasotik ürünleri geçirme işlemidir.
Bu işlem sırasında iğnelerin ciltte oluşturduğu deliklerden salgılanan büyüme
faktörleri, hyaloronik asit ve bunun gibi
maddeler cildin yeniden yapılandırılması
için kullanılır. Derma Roller sistemleri,
kişileri sosyal hayatından uzaklaştırmadan, cildinde görünür izler kızarıklıklar
yaratmadan, yaşam kalitesini bozacak
herhangi bir durum oluşturmadan
ENZİM PEELİNG uygulaması ile leke
tedavisi yapar, cildi onarır, yapılandırır ve
nemlendirir.
Her biri, konusunda özel eğitimi
almış, diplomalı uzmanlardan
oluşuyor. Cihazlarımız Avrupa ve
Amerika’nın son teknoloji ile geliştirilmiş cihazlarıdır. Cilt ve saç
bakımında kullandığımız ürünler
ise ine Avrupa ve Amerika’nın
bir numaralı dermokozmetik
ürünleri. Yüksek hijyen ise Ladies
Güzellik & Spa’nın en önemli
vazgeçilmezi.’’
LADIES GÜZELLIK & SPA DERKEN SPA
OLARAK FAALIYETINIZ NEDIR?
Spa alanında masaj seçenekleri, bölgesel incelme de vücut maske ve masajları ve tüm
vücutta ölü deriyi atmak için vücut peelingi
uygulaması yapılmaktadır. Masaj uygulaması fizyolojik esaslara dayanır, örneğin bir
alana yapılan masaj, alttaki iç organlardan
gelen ağrıyı azaltır ya da ortadan kaldırır.
Kaslara yapılan masaj bir çalışmadan önce
uygulanırsa, daha fazla kan hücumunu
sağlayarak ve kasları hafifçe ısıtarak onları
ekinliğe hazırlar ve kolaylaştırır.
KALICI MAKYAJ IŞLEMINDE OLDUKÇA
ISMINIZI DUYUYORUZ?
Evet Başakşehir’ de yaptığımız kaş kontörü
ve eyeliner çizimleri ile ismimizi duyurmayı başardık. Çünkü kaş kontörü ve eyeliner
çizimi; tecrübe ve el becerisi gerektiren bir
uygulamadır. Her kalıcı makyaj makinası
bulunan kişi, bu işlemi uygulayamaz. Uygularsa da çok sık duyduğumuz üzere yapılan herhangi bir hata veya kalitesiz boya
kullanımı, kişinin yüzünde kalıcı görüntü
kirliliği ve hasar bırakmaktadır.
Son olarakta sizleri
Terasium AVM içerisinde
Ladies Güzellik&Spa
bir kahveye bekleriz...
Odüllü sporcudan
Falkon Spor Akademi
Spor hayatına Katar’da başlayan ve profesyonel eğitimini Taekwondo’nun ana vatanı olan Güney Kore’de tamamlayan Naser Dergham, Falkon Spor Akademi ile Başakşehir’de eğitim vermeye başladı.
7 YAŞINDA spora başlayan Naser
Dergham, ilk çalışmalarına evde kendi
imkânlarıyla başladığı spor hayatına,
aldığı ödüllerle devam etti. Okul arkadaşları tarafından dövülen Naser Dergham,
durumu babasının öğrenmesi sonucu
bir spor salonuna yazdırılıyor. Buradaki sosyal çevresinin ve öğrendiklerinin
etkisiyle spora devam etme kararı alan
Naser Dergham , evde özel dersler vererek
kendini geliştiriyor. Naser Dergham, spor
hayatını şöyle anlatıyor: “ Yaklaşık yedi
yaşımda okul arkadaşlarım tarafından
yediğim dayaklar yüzünden okula gitmek
istemiyordum. Babam nedenini öğrenmek
için okula geldi ve öğretmenimle konuştu.
Dayak yediğimi duyunca beni hemen bir
spor salonuna yazdırarak kendimi savun-
en üst rütbe olan 7. Dan‘a kadar yükseldim
ve evimde verdiğim derslere, açtığım ilk
özel spor salonunda devem ettim.”
20 YAŞINDA ILK BIRINCILIK
mayı öğrenmemi söyledi. Sporu oradaki
çevremi, arkadaşlarımı çok sevdim ve
devam etmeye karar verdim. Sonrasında
da profesyonel eğitimimi tamamlamak
üzere Güney Kore’ye gittim. Taekwondo’da
26 yıllık tecrübesiyle ahlaklı spor yapan
öğrenci yetiştiremeye devam eden Naser
Dergham, 20 yaşında Katar’da ilk birincilik ödülünü almış. 25 Yıl önce katar’da
spor salonu olmadığını söyleyen Naser
Dergham, “ Spor salonları Katar’da 25 yıl
önce sadece güvenlik güçleri için eğitim
veriyordu. İlk özel spor salonu Katar’a
biz kazandırdık. Ziyaret için geldiğim
İstanbul’u ve Türkleri çok sevdim sonrasında burada da spor salonu açmaya karar
verdim.”dedi. Falkon Spor Akademi’de,
ahlaklı, çevik, sağlıklı ve bir Şahin’in
özelliklerini taşıyan sporcular yetiştirmeyi
hedefledikleri için Şahin anlamına gelen
Falkon kelimesini isim olarak seçtiklerini
ifade eden Naser Dergham, “Uluslararası derecesi olan profesyonel hocalarla
çalışıyoruz. Profesyonelliği önemsiyoruz.
Taekwondo, Kung-Fu, Kik Box, Fitness,
Aerobik, K.1 MMA, Muay Thai, Gymnastic dallarında, her alanda bir hoca bulunmak suretiyle eğitim veriyoruz. Sabah
10.00 akşam 10.00’da arasında açık olan
spor salonumuzda en küçük 4 yaş grubuna
eğitim vermekteyiz. Üst yaş sınırı olmamakla birlikte her yaş grubunun kendine
özgü bir ders ve çalışma programı söz
konusu.’diye konuştu. //
G Ü N DEM
www.212haber.com
15 - 30 KASIM 2015
17
Hafızlık tâcını taktılar
B
Başakşehir İlçe Müftülüğü tarafından düzenlenen Hafızlık İcazet
Programı’nda, Tunahan Kız Kuran Kursu ve İmam-ı Azam Camii Kız Kur’an
Kursu’nda Hafızlık eğitimini başarıyla tamamlayan öğrencilere Hafızlık İcazet Belgeleri ve taçları takdim edildi.
AŞAKŞEHIR İlçe Müftülüğü tarafından
düzenlenen Hafızlık İcazet Programı’nda,
Tunahan Kız Kuran Kursu ve İmam-ı Azam
Camii Kız Kur’an Kursu’nun, Hafızlık eğitimini başarıyla tamamlayan öğrencilerine
Hafızlık İcazet Belgeleri ve taçları takdim
edildi.
Başakşehir Emin Saraç Kültür Merkezi’nde
gerçekleştirilen törene İstanbul İl Müftüsü Rahmi Yaran, Vali Yardımcısı Osman
Ateş, Başakşehir Kaymakamı Kazım Tekin,
Başakşehir İlçe Müftüsü Remzi Pehlivan,
İlahiyatçı Yazar Ömer Döngeloğlu ve çok
sayıda vatandaş katıldı. Başbakan Ahmet
Davutoğlu’nun eşi Sare Davutoğlu, programa telefon ile katılım gerçekleştirirken, Diyanet İşleri Başkanı Mehmet görmez ise mesaj gönderdi. Tunahan ve İmam’ı Azam Kız
Kur’an Kurslarının birlikte organize ettiği
törende 20 Hafız, Hafızlık İcazet Belgesini
aldı. Törende Hafızlara seslenen İl Müftüsü
Rahmi Yaran, “Kur-an’ı Kerim’i hıfz etmek
suretiyle Hafız, aynı zamanda muhafız
unvanını alan değerli Hafızlar ve daha
önce Hafız olmuş kardeşlerim. Onların çok
değerli anneleri, babaları, hocaları, aileleri,
velileri, yakınları sizleri öncelikle sevgi ve
saygı ile selamlıyorum. Yolunuz açık olsun.
Kur-an için ‘onun hafızı biziz’ diyor Allah.
Sadece bir şeyi ezberleyen demek değildir
hafız. Hafızlarımız Allah’ın hıfz vaadine
vesile olan insanlar. Siz onu ezberinize aldınız. Onu alırken büyük bir sorumluluğu da
aldınız. Bu şerefli bir sorumluluktur. Peygamberimiz buyuruyor ki, ‘Kur’an sahibi,
bir deve sahibine benzer. Eğer ona itina gösterirse onu tutar orada ama onu bırakırsa
da gider. Kur-an’ın tamamını tekrarlayarak
muhafaza etmeye de ayrıca gayret etmemiz
gerekiyor.”dedi. Kur’an-ı Kerim Tilaveti ile
başlayan program, taç merasimi, şiir dinletisi, ilahi korosu, secde gösteri ile devam etti.
Babalarına plaket takdim eden hafızların
anneleri için hazırladıkları videolar ise
salonda duygu dolu anlar yaşattı.
DAVUTOĞLU: HER BIRINIZI GÖZLERINIZDEN ÖPÜYORUM
Hafızlık İcazet Töreni’ne telefonla katılan Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun eşi
Sare Davutoğlu, “ Hafızlık Merasimi’nde
bulunmayı çok arzu ettim ama yoğunluktan fırsat olmadı. Ben Hafızlık tacını
giyen kızlarımızı tebrik ediyorum.
Kızlarımızın her birini gözlerinden öpüyorum. Ailelerini ve hocalarını tebrik
ediyorum. Ama en büyük teşekkürü
evlatlarımız hak ediyor. Kuran’ı Kerim’i
daima ezberlerinde tutmayı anlamını
anlamayı, başkalarına anlatmayı ve içindekilerle de huzurlu bir şekilde yaşamayı
Allah onlara nasip etsin. Hepsini tebrik
ediyorum.”şeklinde konuştu. İstanbul İl
Müftüsü Rahmi Yaran’ın eşi Zennure Ya-
ran ise, “ Hafızlarımızı tebrik ediyorum.
Yüce Mevlam hayırlı, mübarek eylesin
inşallah. Hocalarımızı tebrik ediyorum.
Yüce Mevlam emeklerini boşa çıkarmasın inşallah ve özellikle aileleri tebrik
etmek istiyorum. Onlar çocuklarını
Kur’an Kursu’na yolladılar. Teşvik ettiler,
destek oldular. Allah razı olsun. Kızlarımız Kur’an-ı Kerim’i ezberlediler, hafız
oldular inşallah. Ama görevleri bitti
mi? Asıl sorumlulukları şimdi başlıyor.
Mana ve maksat üzerinde yoğunlaşacaklar, yaşayacaklar, yaşatacaklar ve
toplumdaki yanlış Kur’an anlayışını
düzeltecekler.”diye konuştu. Program,
yapılan duanın ardından sona erdi.
‘Kardeşliği pekiştirmek
için yola çıktık’
Aygüller Restaurant’ın geleneksel hale getirdiği "Aşure
Günü" programlarının on ikincisini büyük bir coşku ile
gerçekleştirdi.
AYGÜLLER Restaurant’ın geleneksel
hale getirdiği ‘Aşure Günü’ programlarının on ikincisini büyük bir coşku ile gerçekleştirdi. Akit TV Haber Spikeri İbrahim Bedir'in sunumunu yaptığı
program sinevizyon gösterisi ile başladı.
İlahiyatçı Üzeyir Kaya Kur’an tilavetinde bulundu. Aşure kazanı açılışında
mazlum coğrafyalarda unutulmadı.
Türk bayrağının yanı sıra Azerbaycan,
Bosna Hersek, Mısır, Filistin ve Özgür
Suriye bayrakları Aşure kazanında yer
aldı. Açılış öncesinde İstanbul Müftü
Yardımcısı Ahmet Bilgi, mazlumların
kurtuluşu için dua etti.
İstanbul Vali Yardımcısı Osman Ateş,
Başakşehir Kaymakamı Kazım Tekin,
Muş İl Müftüsü Recep Uzun, Başakşehir Müftüsü Remzi Pehlivan, Esenler
Müftüsü Halil Şekerci, Bağcılar Eğitim
Araştırma Hastanesi Başhekim Yardımcısı Muhittin Balta, İl Müftü Yardımcısı Ahmet Bilgi, Erne Medya Genel
Koordinatörü Erol Çakır’ın da katıldığı
programda konuşan Aygüller Restaurant Yönetim Kurulu Başkanı Nusret
Aygün, yıllardır düzenledikleri etkinliğin amacının kardeşliğe katkı sağlamak
olduğunu belirterek, “Biz bin yıldır
yaşadığımız bu topraklara kardeşçe
paylaşarak geldik. Ayrılık gayrılık yok
bizim mayamızda. Çanakkale Zaferi'ni
hep birlikte elde ettik. Kürt, Türk, Çerkez, Laz herkes cephedeydi. Bugün bizi
farklı düşüncelerimizle ayırmak isteyenler asla başarılı olamayacak. Çünkü; biz
kardeşiz ve bölünmeyiz” diye konuştu.
ZEYTINBURNU Belediyesi Bilgi Evleri, 21. yüzyılın becerileri olarak tanımlanan eleştirel
düşünme, problem çözme ve iş birliği sağlama
gibi becerilerin gelişimine katkıda bulunmak
amacıyla “robot yapım atölyesini” faaliyete geçirdi. Toplamda 12 hafta sürecek olan robot yapım atölyesinin eğitimleri İstanbul Üniversitesi
Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Burak Şişman’ın
önderliğinde uzman bir ekip tarafından gerçekleştirilecek. Hazırlanan eğitim programı
doğrultusunda öncelikle robot yapım aşamasında kullanılan materyaller öğrencilere tanıtılacak
ve ardından eğitim programı ilerledikçe bilgi evi
üyeleri, birçok fonksiyonu yerine getirebilen robot uygulamalarını hayata geçirebilecek. Atölye
çalışmaları tamamlandığında ise öğrencilerden
tamamen kendi hayal ürünleri olan bir robot
tasarımı yapmaları istenecek. Robot yapım atölyesine katılmak isteyen gençlerin www.bilgievi.
org.tr adresini ziyaret etmeleri yeterli.//
Başakşehir Müftüsü Remzi Pehlivan ise
şu ifadeleri kullandı: “Filistin, Suriye,
Arakan, Mısır, Doğu Türkistan, Irak
ve diğer İslam ülkelerinde kardeşlerimizin durumu içler acısı. Ne yazık ki
biz birlik olamıyoruz. Her gün bombaların altında olan ve zulüm esaretinde
yaşayan Müslümanlar bizim kardeşimiz.
Onların derdi ile dertlenmek boynumuzun borcu. Fakat gönlümüzden zulme
karşı olmak geçse de yaşananlar ortada.
Kendi dertlerimizle boğuşurken farklı
ülkelerde Müslümanlar katlediliyor.
Sessiz kalmamak ve yangını söndürmek
zorundayız.”. //
Madde bağımlılarına elini uzattı
BEYLIKDÜZÜ Belediyesi ve C4
Recovery Solutions Vakfı işbirliği
ile Beylikdüzü Gürpınar’da kurulan
Danışma Takip ve Rehabilite Hizmetleri Merkezi hizmete açıldı. Bölgede uyuşturucu ve benzeri madde
kullanan kişilere bu kötü alışkanlıklarından vazgeçmeleri amacıyla destek
verecek olan merkezde uzman psikologlar ve key danışmanları görev
yapacak. Bölge halkı, muhtarlar, STK
temsilcileri, Beylikdüzü Belediyesi
Kadın ve Aile Hizmetleri Müdürlüğü
ekipleri, başkan danışmanları, başkan
yardımcıları ve meclis üyelerinin de
Hayal dünyasındaki
robotlar gerçeğe
dönüşüyor
katılımıyla Danışma Takip ve Rehabilite Hizmetleri Merkezi’nin açılışını
yapan Beylikdüzü Belediye Başkanı
Ekrem İmamoğlu, kurumun toplumda baş gösteren önemli bir konuya
deva olacağını belirtti. Katılımcılarla
birlikte merkezi gezdi, görevli psikologlarla sohbet etti ve grup terapilerinin olacağı salonda vakit geçirdi.
Toplumsal bazda önemli mesajlar veren Başkan Ekrem İmamoğlu, “Madde bağımlılığı konusunda çok sayıda
şikayet alıyoruz .İlçemizde hiç tahmin etmeyeceğimiz gençlerde buna
rastlayabiliyoruz. Bir gün kamusal bir
alanda kendim gezerken yüzüne baktığımda hiç ummadığım bir çocuğun
düştüğü durumu bizzat yaşadım. Aslında tehlike bu kadar yakınımızda.
Özellikle madde bağımlılığının son
5-6 yılda arttığını görüyoruz. Çok
sorunlu bir ortamdayız. Bu sorunları
el ele aşmamız gerekiyor. Konu bizim
konumuz değil şu bakanlığın konusu
diyebilirdik ancak bizim böyle deme
şansımız yok. Belediyemizin ilgili birimleri dahilinde kendimizi sorumlu
hissettik. İşbirliği konusunda uzman
vakfımızdan yardım aldık” dedi. //
18
EMLAK
15 - 30 KASIM 2015
www.212haber.com
Vadişehir’in
Deniz manzaralı daireler
220 binden
yeni halkaları geliyor satışta
2. ETAP
SATIŞA
ÇIKIYOR
Başakşehir'in en yeni projesi Vadişehir, yeni etaplarıyla bölgeye
adını verecek. 1.5 milyon metrekarelik şehir parkının yanı sıra başında konumlanan projenin basın toplantısında, Vadişehir yönetim
kurulu başkanı Yüksel Akgül bölgedeki yeni yatırımlarına ilişkin
bilgiler verdi.
VIRA İstanbul projesi İstanbul Avrupa
yakasında Beylikdüzü Kavaklı'da Beylikdüzü Belediyesi'nden hasılat paylaşımıyla alınan
arsa üzerinde yaşama geçiriliyor. Toplam 27 bin
metrekarelik alanı belediye tarafından rekreasyon alanı olarak kullanılacak olan Vira İstanbul
projesinde teslimlerin Aralık 2018 tarihinde
gerçekleştirilmesi öngörülüyor. Metrekare
fiyatlarının 3.100 lira olduğu projede; nakit ve
kredili alımlarda yüzde 6 indirim fırsatı sürüyor. Ayrıca yüzde 25'i peşin ödendiğinde kalan
yüzde 75'lik miktar vade farksız 30 eşit taksite
bölünüyor. Markalı konut projelerinin merkezi
olmaya devam eden Beylikdüzü'nde ev alan
yatırımcılar da her geçen gün değeri artan bölge
sayesinde karlı çıkıyorlar.
Proje konum olarak; E-5 ve metroya 2 dakika
mesafede, Kavaklı sahil ve denize ise sadece 3
dakikalık bir lokasyonda konumlanıyor. West
İstanbul Marina ve 2018 yılında tamamlanması
planlanan metro hattı da projeye değer katacak
diğer etkenler arasında yer alıyor. Projede yer
alan daireler deniz manzarasına ve geniş yeşil
alanlara sahip. Ayrıca proje sosyal donatıları ile
de dikkat çekiyor.
V
ADIŞEHIR projesiyle bölgeye marka
değeri kazandırdıklarını belirten
Irmak Group Yönetim Kurulu Başkanı
Yüksel Akgül yapılacak yeni etaplarla
birlikte projenin şehir parkının yanı
başında, yeni bir şehir oluşturacağını
belirtti. Vadişehir projesinde altı aylık
sürede yüzde 60 satış gerçekleştirdiklerini ifade eden Yüksel Akgül; ‘‘Satışlar beklentilerimizin üstünde devam
ediyor. Projemiz lansmandan bugüne
dek yüzde 50 civarında bir kazanç
sağladı. Şuan metrekare fiyatlarımız
3.800 - 4.800 TL bandında. Proje tamamlandığında metrekaresinin 8.000
TL olmasını öngörüyoruz. Projede
oluşturduğumuz mahalle konsepti
büyük beğeni topladı. Dairelerimizin
tamamını geniş ve ferah kullanım
alanları sunacak şekilde tasarlandı.
Projedeki en küçük dairemizin büyüklüğü ise 126 metrekare" dedi.
BAŞAKŞEHİR BÖLGESİ
VADİŞEHİR MARKASIYLA
ANILACAK
Akgül, “Başakşehir’in en değerli
noktasında, 1.5 milyon metrekarelik
şehir parkının bitişiğinde konumlandırdığımız Vadişehir projemizle ciddi
anlamda bir ilgiyle karşılaştık. Projemiz donatıları ve konumu itibariyle bu
bölgenin Vadişehir olarak anılmasını
sağlayacak. Başakşehir bölgesi bizim
son derece güvendiğimiz bir bölge.
Önemli devlet yatırımlarının ve mega
VADİŞEHİR’E İSTANBUL’UN
EN BÜYÜK ŞEHİR PARKI
GELİYOR
projelerin bu bölgede yer alması da
Başakşehir bölgesini öne çıkartıyor.
Vadişehir projemiz de; toplam değeri
100 milyar doları bulan 3. Köprü,
Kanal İstanbul, 3. Havalimanı, Kuzey
Marmara Otoyolu, Metro ve çalışmaları hızla devam eden Havaray’ın da
bulunduğu mega yatırımların çevrelediği bir merkezde yer alıyor.” dedi.
BÖLGEDEKİ TÜM
YATIRIMLARIMIZI
ŞEKİLLENDİRDİK
Akgül, “Projemizi lanse ettiğimiz
günden itibaren ciddi bir ilgiyle karşılaştık. Vadişehir’in mahalle kültürünü yaşatacak konsepti müşterilerimiz
tarafından beğenildi ve konumun
getirdiği avantajlar da yatırımcıların
talebini artırdı. Bizler de Vadişehir
projemizde oluşturduğumuz bu
ortaklığı devam ettirme kararı alarak,
bölgedeki yatırımlarımıza yenilerini
eklemek üzere çalışmalara başladık.
Bu kapsamda Başakşehir bölgesinde Irmak Group, Çolakoğlu Yapı,
Bordo Yapı ve İntes Yapı ortaklığıyla
Vadişehir markalı yeni projelerimizi
hayata geçireceğiz. Vadişehir’in yeni
halkalarını oluşturacak bu projelerimizle birlikte 2025 yılına kadar bu
bölgede aktif şekilde faaliyet göstererek yaklaşık 10 konutu hayata geçireceğiz. Vadişehir’e komşu ciddi bir
arsa stoğumuz var. Vadişehir markalı
bölgedeki ilk projemizin maliyeti ise
550 milyon TL” dedi.
Akgül, “Bir anlamda da Başakşehir’in
vadisine Vadişehir markalı projeler
inşa ederken, bu vadiye de Vadişehir
adını veriyor olacağız. Geçtiğimiz
günlerde TOKİ’nin açıkladığı 1.5
milyon metrekare büyüklüğündeki
şehir parkının çevresinde geliştireceğimiz yatırımlarımızla birlikte bu
bölge İstanbul’un yeni yaşam merkezi
olacak. Diğer bir anlamda da bu şehir
parkı, Vadişehir projemizin bahçesi
olacak. Parkın tüm alt yapısı hazırlandı. Bu park Avrupa genelindeki
şehir parkları içinde sayılı bir yere
sahip olacak. Projemizin hemen yanı
başında yer alan vadide oluşturulacak
şehri parkı 5,5 km uzunluğunda ve
yaklaşık 3 kilometre eninde olacak.
Kayaşehir’in merkezinden Vadişehir’e
uzanacak sahada; koru alanları,
parklar, bisiklet ve yürüyüş parkurları, dinlenme ve piknik alanları ile
vatandaşların birincil ihtiyaçlarını
karşılayacak sosyal tesisler yer alacak.
Projede amfi tiyatro, gençlik merkezi, kafeteryalar, tırmanma duvarı,
su sporu ve paintball alanlarına da
yer verilecek. Dört etaptan oluşacak
olan park, atlı güvenlik personeliyle
korunacak.” şeklinde konuştu. Vadişehir’ de teslimler ise 2017 yılının ilk
çeyreğinde başlayacak.//
‘Balon paranın olduğu yerde olur’
yaklaşık 100'ü 1965-1990 arasında
babası ve kardeşleri tarafından yapılmış. 1990'dan bu yana ise kendisi 120
proje gerçekleştirmiş.
Sektörde sık sık konuşulan 'emlak
balonu' deyimi için, "Birileri bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olunca böyle
yorumlar ortaya çıkıyor" diyen İnanlar
İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Serdar
İnan, "Türkiye'de balon olması hem
teorik, hem de rakam olarak mümkün
değil." yorumunu yapıyor. İnşaatın
dışında otomotiv, enerji, turizm ve
sigorta sektörlerinde de yatırımları
bulunan Serdar İnan ile gelecek projelerini ve faaliyetlerini Para Dergisi’nden
İdil Taraklı’ya anlattı.
İNANLAR İnşaat'ın temelleri 1965
yılında İstanbul Laleli'de Serdar
İnan'ın babası ile amcasının 'İnan
İnşaat' olarak faaliyete başlaması ile
atılmış. İlk inşaatı Bakırköy'de amcası
yapmış. O günden bugüne çok uzun
bir yol alınmış ve şirket şu ana kadar
220 proje tamamlamış. Bunların
❚❙ Emlak balonundan bahsediliyor,
bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Emlak balonu ABD'de oldu. ABD'nin
milli geliri 17 trilyon dolar. Balon
paranın olduğu yerde olur. Türkiye'de
balon olması için bir yıl içinde satışa
hazır en az 1 milyon gayrimenkul
olması gerekir. Bu da yaklaşık 100
milyar dolara karşılık gelir. Türkiye'nin
mevduat tasarrufu ortada.
❚❙ İnşaat firmaları arasında
farkınız ne?
❚❙ Yabancılara gayrimenkul satışını
nasıl yorumluyorsunuz?
Bizim beş sene garantimiz var. Bu süre
içinde bizden kaynaklanan hataları,
eksiklikleri tamamlamakla mükellefiz.
Herkes tanıtım filmlerini gündüz çeker. Biz gece ve gündüz iki ayrı çekimle
ortaya çıkarız. Çünkü bir binada gece
ve gündüz estetiği diye bir şey vardır.
Bina içi detayların kullanışlılığına
çok önem veririz. Biz çok pahalı ve
yüksek markalarla çalışmayız. Bizim
için önemli olan estetiği, dokusu ve
rengidir. İnşaatlarımızın ikinci eli de
para eder.
Yabancıya 'imarsız' arazi ve tarla satışı
kesinlikle yasaklanmalı. Bugüne kadar
satılmış olanlar da devlet tarafından
enflasyon farkı hatta cüzi bir kar verilerek kamulaştırılmalı. Ama yabancıya imarlı arsa, bina bağımsız bölüm
(konut, ofis) satışı devlet tarafından bir
plan çerçevesinde özendirilmeli hatta
teşvik edilmeli.Türkiye'de kişi başı
milli gelir 10 bin dolar. Bunu 30 bin
dolara getirmek mümkün değil. Çünkü
Türkiye'nin yeraltı kaynakları, markaları, teknolojisi, işgücü yok. Türkiye'nin
tek argümanı yabancıya imarlı konut
satışı. İstanbul genelinde Ortadoğu ve
Kuzey Afrika'dan, güneyde ise İngiliz
ve Almanlardan talep var. Şu anda 4
milyar dolar civarında seyreden satışların 3-5 sene gibi kısa bir sürede 30
milyar dolara, 10-20 yıl gibi uzun bir
sürede ise 100 milyar dolara ulaşması
mümkün.
❚❙ Projelerinizde aidatlar nasıl?
Bizde çok hizmet var. Hizmete göre
aidatlar bizde ucuzdur. Çünkü masrafın bir kısmını yönetimden düşüyoruz.
Örneğin ortak alana bir anaokulu
yapıp kiraya veriyoruz.
Kirayı da aidattan düşüyoruz. Bu kapsamda kafe, kuaför, havuz bar, market
ve restoranlar yapıyoruz.
Proje içerisinde; voleybol sahası, tenis kortu,
basketbol sahası, yürüyüş yolları, spor alanları,
çocuk oyun alanları, dinlenme alanları, fitness, sauna gibi sosyal donatılar yer alıyor. Bu
ortak kullanım alanları ile sakinlerine keyifli
zamanlar geçirebilmeleri için olanak tanıyor.
Viraİstanbul Projesinde daireler, 1 oda 1 salon
daireler 220 bin lira- 2 oda 1 salon daireler 380
bin lira,3 oda 1 salon daireler 460 bin lira ve 4
oda 1 salon daireler 670 bin liradan başlıyor.
Metrekare fiyatlarının 3.100 TL olduğu projede;
nakit ve kredili alımlarda yüzde 6 indirim fırsatı
sürüyor. Ayrıca yüzde 25'i peşin ödendiğinde
kalan yüzde 75'lik miktar vade farksız 30 eşit
taksite bölünüyor. //
Kirazlı Koru Evleri’nde
lansman avantajı
BAĞCILAR'IN en yeni konut projelerinden
Kirazlı Koru Evleri'nde lansman avantajları devam ediyor. Güneşli Mahallesi'nde
Mayra Yapı ve Tanışlar İnşaat imzasıyla inşa
edilen Kirazlı Koru Evleri, 11 bin metrekarelik arsa üzerinde yükseliyor. 22 ay sonra
teslim edilecek olan dört bloklu 232 daireli
projede daireler 2+1, 3+1 ve 4+1 olarak
planlandı. 350 bin lira seviyesinden başlayan
fiyatlarla satılan dairelerin büyüklüğü 87
ile 205 metrekare arasında değişiyor. Türk
hamamı, sauna ve buhar odası, çocuk havuzu, açık ve kapalı yüzme havuzu, fitness,
620 metre uzunluğunda yürüyüş parkuru,
her daireye bir otopark ve misafir otoparkı
bulunduğu projede 4 adet de ticari birim yer
alacak. //
Nurol Park’ta
faizi sıfırlayan
kampanya
İSTANBUL’UN yeni Maslak’ı olarak gösterilen
ve Basın Ekspres’in en prestijli noktasında
hayat bulan Nurol Park, günümüz metropollerinde özlem duyulan ‘geleneksel mahalle yaşamı’
ile bugünün modern ihtiyaçlarını en iyi şekilde
karşılayan karma projesiyle fark yaratıyor.
Nurol GYO, hayatın merkezinde bir yaşam
sunan projesi Nurol Park’ta Kasım ayı süresince
eşsiz fırsatlarla hayallerinizdeki eve kavuşma
imkanı sunuyor. Kampanya kapsamında ister
peşin ödemelerde %10 indirim, ister 0 peşinat,
isterseniz de 0% faiz ile Nurol GYO bünyesinde 50 ay vade fırsatı ile ev sahibi olunabiliyor.
Ayrıca bütün bu avantaj paketlerinde KDV’nizi
Nurol GYO karşılıyor. //
E M L AK
www.212haber.com
‘BEYAZ
PARK
TOPKAPI’
Istanbul’un
kalbindeki proje
Beyaz İnşaat’ın İstanbul’un en hızlı değer kazanan ve merkezi bölgelerinden Topkapı’da hayata geçirdiği Beyaz Park Topkapı projesi yoğun bir ön talep sürecinin ardından satışa sunuldu.
B
15 - 30 KASIM 2015
EYAZ İnşaat’ın İstanbul’un en hızlı değer
kazanan ve merkezi bölgelerinden Topkapı’da
hayata geçirdiği Beyaz Park Topkapı projesi
yoğun bir ön talep sürecinin ardından satışa
sunuldu. Beyaz Park Topkapı’da lansman
dönemine özel olarak dairelerin fiyatları
395 bin TL’den başlıyor. Beyaz Park Topkapı
projesiyle toplam yaklaşık 86 bin metrekarelik inşaat alanında, 371 konut ve tamamı dört
bin metrekareyi bulan ticari ünite alanları
yer alıyor.
Beyaz İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı
Muammer Beyaz, “43 yıldır inşaat sektöründe faaliyet gösteriyoruz. Bu döneme kadar
binlerce konuta, yüzlerce ofise imzamızı
attık. Şimdi de İstanbul’un en değerli noktalarından Topkapı’da, Beyaz Park Topkapı
projemizi 100 milyon TL yatırımla hayata
geçiriyoruz. Son derece değerli bir lokasyonda yükselecek projemiz, bölgenin de gelişimi
noktasında büyük önem taşıyor. Lansman
öncesinde yoğun bir ilgiyle karşılaşmıştık.
Bir çok yatırımcının da bu dönemde talebini
aldık. Şuana kadar projenin %15’i opsiyonlu
diyebiliriz. Lansmanın ardından son derece
avantajlı fiyatlarla satışlarımıza da başlıyoruz.” dedi.
100 MİLYON TL’LİK DEV YATIRIM
Topkapı’nın en değerli noktasında konumlanan proje, yaklaşık 86 bin metrekarelik alan
üzerinde arsa bedeli hariç 100 milyon TL’lik
yatırım ile yükseliyor. Son derece değerli bir
bölgede yer alan Beyaz Park Topkapı projesinin 11 bin metrekaresi sosyal donatı ve
peyzaj alanlarına ayrılarak sakinlerine ferah
bir yaşam alanı sunacak. Proje bitiminde
yaklaşık 1.200 kişinin yaşayacağı Beyaz Park
Topkapı, estetik ve mimari özellikleriyle de
dikkat çekiyor. İki etaptan oluşacak projenin mimarisinde Sabri Paşayiğit ve RGS İç
Mimarlık’ın imzası yer alıyor.
Adım İstanbul
452 bine satışta
SAĞLAM zemin kuşağında
büyüyen Başakşehir’de, 3.
Köprü’den 3. Havalimanı’na, Kanal İstanbul’dan Kuzey Marmara
Otoyol Projesi’ne kadar, devasa
projelere ev sahipliği yapıyor.
Adım İstanbul, yakın çevredeki
geniş ulaşım seçenekleri, eğitim,
sağlık ve sosyal olanaklarıyla yaşam kalitesini birkaç adım ileriye
taşıyor.
HER ZEVKE HİTAP EDEN
DAİRELER
Yaklaşık 86 bin metrekare inşaat alanının
da, 371 konut ve dört bin metrekarelik ticari
üniteden oluşan projede, 1+1, 2+1, 3+1
ve 4+1’den oluşan dört tip daire seçeneği
sunuluyor. Projede daireler 70 metrekareden
başlayıp 210 metrekareye kadar çıkıyor.
CAZİP FİYATLAR, ALTERNATİFLİ
ÖDEME SEÇENEKLERİ
Bölgeye ve projenin donatılarına kıyasla
ekonomik oranlarda tutulan fiyatlar, projeye
olan ilgiyi artırıyor. Beyaz Park Topkapı’da
395 bin TL’den başlayan cazip fiyatlarla daire
sahibi olunurken, alternatif ödeme planla-
rıyla da ödeme kolaylığı sağlanıyor. 120 aya
kadar anlaşmalı bankalar aracılığıyla uygun
oranlarla kredi kullanılabilen projede; yüzde
25 peşinat ile Beyaz İnşaat bünyesinde 30
aya kadar da faizsiz taksitlendirme imkânı
sunuluyor.
19
615 daire ve 120 ticari üniteden
oluşan Adım İstanbul’da 2+1’den
5+1’e kadar 6 farklı daire ve 22
farklı m2 seçeneği bulunuyor.
Adım İstanbul projesi, skylight’lı
kapalı yüzme havuzu, fitness center, hamam – soyunma odaları,
çocuk oyun alanları, dinlenme
terasları ve su oyun havuzları gibi
sosyal olanaklarıyla dikkat çekiyor. Ayrıca, Şehir Parkı’na açılan
caddesi ve cadde mağazalarıyla
konut sahiplerine tüm sosyal
olanakları bir arada sunuyor.
Başakşehir’de kurulacak olan
yeni kent meydanıyla komşu ko-
numda bulunan Adım İstanbul,
yaşamın tam kalbindeki yerini
alıyor. Evlerinin altında yer alan
cadde mağazalarında dünyaca
ünlü markalar, şık kafeler ve
alışveriş seçenekleri konut sakinlerini bekliyor. Burada dilediğiniz
zaman güvenle yürüyüş yapabilecek, aileniz ve sevdiklerinizle birlikte dinlenme alanlarında keyifle
zaman geçirebileceksiniz. Yeni
İstanbul’un enerjisini kesintisiz
olarak yaşayacağınız projede sosyal hayatın tam merkezinde yer
alacaksınız. Lansman avantajıyla
peşin alımlarda %10’a varan indirim fırsatı sunan projede fiyatlar
406.800 TL’ den başlıyor. //
TÜM ULAŞIM AKSLARININ
MERKEZİNDE
İstanbul’un en merkezi noktalarından
Topkapı’da yükselen proje, ulaşım açısından
avantajlı bir konumda yer alıyor. Tüm ana
arterlere çok yakın bir noktada konumlanan
proje; Metro, Metrobüs ve diğer toplu taşıma
hatlarına da kısa bir mesafede yer alıyor. İnşa
çalışmalarının hızla devam ettiği proje, 2017
yılının Aralık ayında teslim edilecek.
Türkiye’nin lider
perakende kuruluşu
BİM mağazalar
zincirinin yeni
halkası olan FİLE,
mağazalarının
7. şubesini
Başakşehir’de
halkımızla
buluşturuyor.
Farklı bir satış modeli
FİLE mağazalarında tüketicilerin gıda,
kişisel bakım ve genel temizlik ihtiyaçlarını, iyi veya en iyi kalitede ve yüksek
standartlarda üretilmiş ürünlerle,
sürekli düşük fiyatlardan karşılamak
hedefleniyor. Özel ve sıcak bir tasarımı
olan bu mağazalarda tüketici kendi mahallesindeki çarşıda alışveriş yapıyormuş gibi rahat bir ortamda ihtiyaçlarını
karşılıyor.
FİLE mağazaları otopark imkânı olan
yerlerde yaklaşık 1.000-1.500 metrekare alanda kuruluyor. Açılan FİLE mağazasının reyonlarında 3.500-4.000 arası
farklı ürün satışa sunuluyor. Mağazada
yine düşük fiyatlardan yüksek kalite
standartlarında, güvenilir, sağlıklı ve
taze meyve sebze, et, şarküteri, unlu
mamuller ve kişisel bakım ürünleri özel
olarak tasarlanmış alanlarda müşterilerin beğenisine sunuluyor.
Yeni bir tedarik sistemi ile çalışan FİLE
organizasyonunda ürün portföyünün
yaklaşık %25’i özel markalardan oluşuyor. Bunlar arasında işlenmiş gıda ürünleri için çiftçi anlamına gelen “Harras”,
kişisel bakım ürünleri için “Daycare”
ve temizlik ürünleri için “Actisoft” özel
markaları yer alıyor.
24.11.2015 tarihinde saat
10:00’da açılacak olan
mağazamıza tüm Başakşehir
halkımız davetlidir.

Benzer belgeler

Komşum aç yatmayacak

Komşum aç yatmayacak Kurtlar Vadisi’nin Polat’ı zannederse çocukta kendini Pis Yedili de ki bir tip zanneder” dedi.

Detaylı

Zehirleniyoruz

Zehirleniyoruz Başakşehir Göçmen Konutları’nda Nisan ayında temeli atılan Başakşehir Kız İmam Hatip Okulu’nun yapım çalışmaları aradan geçen 7 aylık bir sürece rağmen bir arpa boyu yol alamadı. Peki, vatandaşın t...

Detaylı

`Hiçbir öğrencimiz açıkta kalmayacak` Makro-Akyapı yeni

`Hiçbir öğrencimiz açıkta kalmayacak` Makro-Akyapı yeni OKULUN yapım çalışmalarını yerinde görmek ve gerekli teknik bilgileri almak üzere, çeşitli sivil toplum kuruluşlarından ve okul müdürlerinden oluşan ekip şantiyeyi sık sık ziyaret etmeye ve okuluna...

Detaylı

BU TAM BİR - 212 Haber

BU TAM BİR - 212 Haber Web: www.212haber.com • e-mail: [email protected]

Detaylı

Başakşehir - 212 Haber

Başakşehir - 212 Haber vicdanı ile dalga geçtiler. 1 Kasım seçimlerinden sonra 360 derece dönenler

Detaylı