Pdf Formatı

Transkript

Pdf Formatı
DOSYA KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK
TÜRKİYE İNŞAAT SANAYİCİLERİ İŞVEREN SENDİKASI
TEMMUZ - AĞUSTOS 2015
YÜZELLİ
İnşaat Sanayii
Editörden
Dergimizin bu sayısını İnşaat Sanayicilerimizin
Kurumsal Sosyal Sorumluluk Projeleri
konusuna ayırdık.
Yollar, köprüler, barajlar, konut projeleri
ile ekonomimize “Hayat Veren” inşaat
sanayicilerinin bir başka çehresini
gösteriyoruz.
Her biri gönüllü olarak gerçekleştirilen ve
insana yatırım yapan bu projeler, Kurumsal
Sosyal Sorumluluğun en iyi örneklerini
oluşturuyorlar.
Toplumsal refaha katkıda bulunan inşaat
sanayicilerimizin projelerini anlatırken geniş
kitlelere örnek olmalarını da istedik.
Toplumun tüm kesimleri, sürdürülebilir ve
kalkınan bir dünya için Kurumsal Sosyal
Sorumluluk projelerinin bir parçası olmalıdır.
Çünkü gelecek kuşaklara daha iyi bir
yaşam alanı bırakmak hepimizin ortak
sorumluluğudur.
Zira bizler dünyamızı gelecek nesillerden
ödünç aldık.
Bu nedenle doğal kaynakların korunmasına
yönelik çevre projelerinden, insana
yatırım yapan eğitim projelerine, yaşamı
zenginleştiren kültür sanattan, tarihi
eserlerin korunmasına yönelik tüm projelerin
yaygınlaşması gerekmektedir.
Türkiye’nin alanında en önemli avukat ve
eğitmenlerinden Prof. Dr. Kemal Dayınlarlı
renkli kişiliği ile İnşaat Sanayii’nin konuğu
oldu. Anılarla, hukukla, şiirlerle geçen uzun
sohbetimizi okurlarımız ile paylaşmak istedik.
İnşaat Sanayicilerimiz Türk inşaat sektörü
markasını dünyada yaygınlaştırmaya devam
ediyorlar. Bu yıl da ENR’ın listesinde Türk
müteahhitlerimiz ikinci sırada yer aldı. Ayrıntılı
bilgiler haberler sayfamızda yer alıyor.
İlgiyle okuyacağınızı umduğumuz bir dergi
hazırlamaya çaba gösterdik. Bir sonraki sayıda
farklı içerikle bir araya gelmeyi diliyoruz.
Sağlıcakla kalınız.
YÜZ
ELLİ
İNTES İşveren Sendikası Adına Sahibi
Celal KOLOĞLU
Sorumlu Müdür
H. Necati ERSOY
Yayına Hazırlayanlar
Ercan DEVA
Demet SOMUNOĞLU
Yönetim Yeri
4. Cadde 719. Sk. No: 3, Yıldız, Çankaya, Ankara
T: 0312 441 43 50 (pbx), F: 0312 441 36 43
[email protected] / www.intes.org.tr
‘’İnşaat Sanayii Dergisi® 556 Sayılı KHK
Uyarınca Türk Patent Enstitüsü Tarafından
Tescile Bağlanmıştır’’
İNTES Kuruluş Tarihi
5 Şubat 1964
Sendikamız Türkiye İşveren Sendikaları
Konfederasyonu üyesidir.
İnşaat Sanayii Dergisi Ocak-Şubat 2004
tarihinden itibaren hakemli dergidir.
İNTES İnşaat Sanayii Dergisi’nin adı da dahil
olmak üzere tamamı üzerindeki telif hakları
İNTES’e aittir.
04
06
70
BASŞYAZI:
Celal KOLOĞLU
Yönetim Kurulu
Başkanı
DOSYA:
Kurumsal Sosyal
Sorumluluk
İNŞAAT
SANAYİCİLERİ
Dergide yayınlanan yazılar yazarlarının
kişisel görüşü olup hiçbir şekilde İNTES tüzel
kişiliğinin görüşü olarak mütalaa edilemez.
Dergide yayınlanan yazıların her hakkı saklı
olup, İNTES’ten yazılı izin alınarak ve kaynak
gösterilmek suretiyle kullanılabilir.
ISSN: 1303-8028
Yayın Türü: Yerel Süreli Yayın,
Ücretsizdir. İki ayda bir yayımlanır.
Abonelerine ücretsiz olarak gönderilir.
Yapım
Reta Reklamcılık ve Tanıtım Ltd. Şti.
Ziyaurrahman Cd. 285. Sk. No: 26/19
Çankaya, Ankara
T: 0312 440 20 56, F: 0312 440 53 69
[email protected] / www.reta.com.tr
Basım
Desen Ofset San. ve Tic. A.Ş.
Birlik Mh. 448. Cd. 476. Sk. No: 2
Çankaya, Ankara
T: 0312 496 43 43, F: 0312 496 43 47
[email protected]
www.desenofset.com.tr
Basım Tarihi ve Yeri
16
2Ekim 2015 / ANKARA
04
BAŞYAZI:
Celal KOLOĞLU
Yönetim Kurulu Başkanı
06
DOSYA:
Kurumsal Sosyal Sorumluluk
22
DOSYA: Dünya insanla güzeldir
İdris YAMANTÜRK
24
DOSYA: Kurumsal Sosyal Sorumluluk projelerinde öncelikli konumuz
eğitimdir
Hasan Basri BOZKURT
10
DOSYA: En güzel yatırım
insana yapılandır
Gönül TALU
30
DOSYA: Ağrı'ya gönül borcumu
Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi ile
ödedim
İbrahim ÇEÇEN
16
DOSYA: Arkeolojik koleksiyonumu
toplumla paylaştım
Yüksel ERİMTAN
36
DOSYA: Eğitime katkı güvenli bir
gelecektir
Naci KOLOĞLU
18
DOSYA: AÜ GAMA Meslek Yüksekokulu bize ayrı bir mutluluk
hissettiriyor
Ergil ERSÜ
42
DOSYA: LimakASI
dünyanın en önemli kurumsal
sosyal sorumluluk ödülüne layık
görüldü
Nihat ÖZDEMİR
çabasıyla, olağanüstü zor şartlarda kurulmuş yepyeni bir cumhuriyetin hayata tutunma
gayreti, biraz da nafia alanında yürütülen faaliyetlerde ifadesini bulur. Son derece kısıtlı
imkânlarla ve büyük bir özveriyle inşa edilen demiryolları, karayolları, barajlar, köprüler,
tüneller, sanayi tesislerinin tarihi, aynı zamanda ‘Türkiye’nin inşası’nın da tarihidir.
Bugün, dünyanın çok çeşitli coğrafyalarında çok büyük projeleri başarıyla sürdürmekte olan Türk inşaat sektörü, uzun ve zorlu bir maceranın ardından bu noktaya geldi. Bu
kitapta, Osmanlı’dan Cumhuriyet’e uzanan modernleşme ve kalkınma süreçleriyle iç
içe giden yüz elli yıllık bayındırlık tarihini ve Türk inşaatçılığının bu noktaya gelmesinde büyük emekleri olan duayenlerin kendi ağızlarından, sektörün geçirdiği dönemleri,
atlattığı badireleri, sorunlarını, başarılarını, bugün ulaştığı noktayı, gelecek için beklen-
TÜRKİYE’NİN
İ N Ş A TA R İ H İ
Bu kitap, TRT ile Anadolu Üniversitesi’nin işbirliğiyle yapılan
“Nafia” belgeselinden yola çıkarak hazırlanmıştır.
Proje Yöneticisi: Prof. Dr. Gökhan Arslan
Prodüktör: Vahap Candan
NAFIA
tilerini ve planlarını bulacaksınız.
ISBN 978-605-60244-4-3
NAFIA
TÜRKİYE’NİN İ N Ş A TA R İ H İ
Koca bir imparatorluğun değişen dünya dengelerine uyum sağlayarak hayatta kalma
88
96
100
104
110
RÖPORTAJ:
Av. Prof. Dr. Kemal
DAYINLARLI
TÜRKİYE MYM'DEN:
Türkiye genelinde
mesleki yeterlilik
belgesi tanıtımı devam
ediyor
HABERLER:
İNTES Yönetim Kurulu,
Başbakan Yardımcısı
Babacan’ı ziyaret etti
HABERLER:
Daha derine, daha
uzağa: İstanbul Boğazı
Karayolu Geçiş Projesi
HABERLER:
Türk Müteahitliğinin
Tarihini Anlatan
Belgeseli Anadolu
Üniversitesi - TRT
İşbirliği ile Çekildi.
Belgelsel Kitap Oldu
46
DOSYA: Toplumdan kazandığını
topluma aktar
Mustafa KARAKUŞ
52
DOSYA: Faaliyetlerimizde temel ilke
sürdürülebilirlik
Levent KAFKASLI
56
60
66
DOSYA: Tepe İnşaat’ın önemli motivasyon
kaynağı… Bilkent Üniversitesi'nde 13 bin
öğrencinin yüzde 47’si burslu
Atila Kemal OĞUZ
74
İnşaat Sanayicileri
102
HABERLER:
ENR 2015 yılı 250 inşaat şirketi listesine
Türkiye’den 43 inşaat şirketi girdi. İNTES
üyesi 24 şirket listede yer aldı
88
RÖPORTAJ:
Başarıyla Dolu Bir Kariyer Öyküsü
Av. Prof. Dr. Kemal DAYINLARLI
104
HABERLER:
Daha derine, daha uzağa:
İstanbul Boğazı Karayolu Geçiş Projesi
96
TÜRKİYE MYM'DEN:
Türkiye genelinde mesleki yeterlilik belgesi
tanıtımı devam ediyor
110
HABERLER:
Türk Müteahitliğinin Tarihini Anlatan
Belgeseli Anadolu Üniversitesi - TRT
İşbirliği ile Çekildi. Belgelsel Kitap Oldu
100
HABERLER:
İNTES Yönetim Kurulu,
Başbakan Yardımcısı Babacan’ı ziyaret etti
112
SUMMARY
DOSYA: Paylaşmak en üst insani değerdir
Ülkü ARIOĞLU
DOSYA: Kazanılanı toplum ile paylaşmalıyız
Mithat YENİGÜN
3
BAŞYAZI
Celal KOLOĞLU
Yönetim Kurulu Başkanı
Hayata dokunan
projeler
İnşaat sektörü yaşam kalitesini
arttıran teknolojik yatırımlar
ve yapılar üreterek ekonominin
lokomotifi olma misyonunu
sürdürmektedir.
Sektörümüz dünyaya, Türk
markasını yaymaktadır. Birçok
ülkede Türk inşaat sanayi eserlerini
görmek bizler için gurur kaynağı
olmaktadır.
Dünyayı inşa eden Türk
inşaat sanayicileri, projelerini
sürdürülebilir bir kalkınma anlayışı
ile üretmektedirler. İşlerini kaliteli,
zamanında, fen ve sanat kurallarına
göre inşa etme sorumluluğunun
bilincindedirler.
4
Bugün ülkemizde genç nüfusumuz
giderek artıyor. Küresel iklim
değişikliklerini geniş coğrafyamızda
hissederken toplumun çevresel
ve sosyal ihtiyaçları ve buna bağlı
beklenti düzeyi de yükseliyor.
İnşaat sanayicilerimiz bu bilinçle
eğitim, çevre ve kültürel mirasın
korunması başta olmak üzere
kurumsal sosyal sorumluluk
projelerini hayata geçirmeyi görev
saymaktadır.
Üyelerimiz eğitim, çevre, sağlık,
kültür, spor ve tarih alanında
gerçekleştirdikleri projeler ile
yüz binlerce kişinin hayatına
dokunmaktadırlar.
Kurumsal vatandaşlık bilinciyle
hareket eden İNTES üyeleri,
toplumun ihtiyaçlarını gözeten
projeler üretiyorlar.
Bu projeler ile kimi zaman bir
okula hayat veriliyor, kimi zaman
öğrencilere yuva olan bir yurt inşa
ediliyor, kimi zaman da ülkemizin
geleceği olan çocuklarımızın,
gençlerimizin yaşamlarını
değiştiren burslara öncülük ediliyor.
Tarihi eserleri nesilden nesle
aktaran projeleri finanse ederek
gelecek nesillere karşı olan
sorumluluklarını da yerine
getiriyorlar.
Dünyanın notalarını Türkiye’nin
dört bir yanına çeken uluslararası
sanatçılar, inşaat sanayicilerimizin
sponsorluğunda misafirimiz oluyor.
Her kesimden insan sanat ile tek
yürek oluyor, yüzleri gülümseten
mutluluk dolu anlar paylaşılıyor.
İnşaat sanayicilerimiz, ipi başarıyla
göğüsleyen geleceğin sporcularına
destek vererek Türkiye’nin aydınlık
yüzünü dünyaya gösteren ve
şampiyonluklarda bayrağımızı
göndere taşıyan müsabakaları Türk
milletine armağan ediyorlar.
Biliyoruz ki, mutlu vatandaşlarımız,
hizmet üretmekte daha heyecanlı
olacak ve aidiyet duygusu
dolu yaklaşımlarıyla ülkemizin
kalkınmasında ve gelişmesinde
rol üstlenerek toplumsal coşkuyu
zirveye taşıyacaklar.
Üretimin yanında eğitim, kültür,
sanat ve çevre ile ilgili yatırımlar
insanları yoksulluktan, geri
kalmışlık ve çaresizlikten
kurtaracak ve böylece,
sürdürülebilir kalkınma sürecine de
katkı sağlanmış olacaktır.
Kurumsal sosyal sorumluluk
projelerini bizlerle paylaşarak
katkılarını esirgemeyen üyelerimize
içtenlikle teşekkürü borç biliyorum.
Son zamanlarda tırmanan terör
olayları, aldığımız şehit haberleri
hepimizi derinden üzdü. Acımız
gerçekten çok büyük. Yüreklerimiz
kan ağlıyor.
Saldırılarda şehit olan vatan
evlatlarımıza rahmet diliyor, Türk
Silahlı Kuvvetleri'ne, Türk Emniyet
Güçleri Teşkilatı'na ve kederli
ailelerine ve tüm vatandaşlarımıza
sabır ve metanet, yaralananlara da
acil şifalar diliyoruz.
Allah bu acıları artık milletimize
yaşatmasın.
Saygılarımla.
5
DOSYA KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK
6
Daha mutlu
bir toplum için
Kurumsal Sosyal
Sorumluluk
Ticaret Hukuku'nda şirketler
ürün ve hizmet üreterek kazanç
sağlamayı hedef edinen kişi ve mal
topluluğu olarak tanımlanmaktadır.
Şirket akdinde karşılıklı ve
birbirine zıt menfaat yoktur; ortak
menfaat vardır, amaç iktisadidir.
Hissedarlar kara da zarara da
ortak olurlar. Elbette ki her şirket
ortaklarının amacı kar elde
etmektir. Kar arttıkça şirketler ticari
faaliyetlerinin sürdürülebilirliğini
sağlama imkanına sahip olur,
istihdam olanaklarını arttırabilirler.
Günümüzde nüfus artarken,
hukuki ifade ile gerçek kişiler
artarken işletmelerin yani tüzel
kişiliklerin sayısı da artmaktadır.
Durum böyle olunca kıyasıya
bir rekabet ortamı doğmaktadır.
Aynı sektörde faaliyet gösteren,
benzer ürün ve hizmetleri kitlelere
sunmaya çalışan çok sayıda
şirket bulunmaktadır. Bu nedenle
şirketler küresel piyasalardan
pay almak için ürünlerinde
rakiplerinden farklılaşmaya giderek,
müşterilerin kendi ürünlerini tercih
etmesini sağlayacak stratejiler
geliştirmektedirler.
Kendilerine sunulan ürün
çeşitlendikçe tüketici bilincinin hızla
yükselmesi onların işletmelerden
pazarlama faaliyetleri dışında
beklentilerini de yükseltmektedir.
Bu nedenle şirketler rekabet
ederek kar etme amacıyla
faaliyetlerini sürdürürken sosyal
sorumluluklarını da göz ardı
etmemeleri önemli bir unsur olarak
karşılarına çıkmaktadır. Buna ilişkin
Kurumsal Sosyal Sorumluluk
kavramı artık sıklıkla karşımıza
çıkmaktadır. Zira, şirketler giderek
Kurumsal Sosyal Sorumluluğu
iş yapma stratejisinin önemli bir
parçası haline getirerek, bunu bir
politika olarak benimsemektedirler.
Çünkü tüketiciler daha iyi ve daha
yaşanır bir dünya için şirketlerden
sosyal sorumluluk projelerini
arttırmalarını beklemekte,
kurumları sadece ekonomik bir
varlık değil, toplumsal yaşama katkı
ve desteği olan sosyal bir kurum
olarak değerlendirmektedir.
Kurumsal Sosyal Sorumluluk,
Uluslararası İşverenler Örgütü
tanımına göre bir şirketin ticari
faaliyetlerinde gönüllü olarak
paydaşlarının toplum ve çevreye
ilişkin beklentilerini karşılayan
davranış ve ilkelere yer vermesidir.
"Türkiye’de Kurumsal Sosyal
Sorumluluk Değerlendirme
Raporu"nda ise Kurumsal Sosyal
Sorumluluk şirketlerin gönüllü
olarak, toplumsal ve çevresel
konuları operasyonlarına ve
paydaşlarıyla olan etkileşimlerine
bütünleştirmeleri olarak
tanımlanmakta ve aşağıdaki
kavramalara dikkat çekmektedir:
• Kurumsal Sosyal Sorumluluk
ifadesi, kurumsal kelimesine
karşın hem sosyal hem de çevresel
konuları ele almaktadır.
• Kurumsal Sosyal Sorumluluk iş
stratejileri ya da faaliyetlerinden
ayrı düşünülemez ve
düşünülmemelidir. Kurumsal
Sosyal Sorumluluk iş stratejisi ve
faaliyetleri içine çevresel ve sosyal
konuları dahil etmektir.
• Kurumsal Sosyal Sorumluluk
gönüllülük esasına dayanır.
• Kurumsal Sosyal Sorumluluk bir
başka önemli açılımı da şirketlerin
kendi iç ve dış paydaşlarıyla
paylaşımlarda bulunmaları ile
ilgilidir.
Bu maddeler ışığında şirketler
toplumda yer edinmek istiyorlarsa
toplumun yararına olan faaliyetlere
odaklanmalıdırlar. Çünkü tüketiciler
için sadece bir ürün hizmetinin
maddi değeri, kalitesi değil, o
ürünü sunan firmanın toplum
için sunduğu değer de önemli
olabilmektedir.
Her işletme için sosyal sorumluluk
farklı alanlarda gerçekleştirilebilir.
7
İşletmelerin sosyal sorumlulukları
ekonomik, sosyal ve çevresel
alanlara ayrılmaktadır. İşletmeler,
toplum, çevre ve tüketici
çıkarlarının birlikte gözeterek
sosyal sorumluluk faaliyetlerini
belirlemektedirler. Her ne alanda
olursa olsun sosyal sorumluluk
projeleri toplum refahına katkıda
bulunmaktadır. Çünkü bu projeler:
• Bazen bir çevre projesi olarak
karşımıza çıkmakta, böylece
topluma daha yaşanabilir bir hayat
için katkıda bulunmaktadırlar.
• Kültür ve sanat faaliyetlerini
destekleyerek toplumsal yaşamı
zenginleştirmektedirler.
8
• Çalışanlara daha sağlıklı bir
yaşam ve iş ortamı sunmak için
önlemler almaktadırlar.
• Toplumsal şiddetle mücadelede
duyarlılık göstermektedirler.
• Ve en önemlisi eğitime katkı
ile topluma faydalı bireyler
yetiştirerek beşeri sermayemizi
zenginleştirmektedirler.
Yani, kurumsal sosyal sorumluluk
doğrudan, ülkenin milli gelirine
katkıda bulunmaz ya da şirketin
karlılığını doğrudan arttırmaz,
ancak gerek mikro bazda şirket için
gerekse toplum için geri dönüşü
uzun vadeli ama makro ölçekli bir
yatırım alanıdır.
Kurumsal Sosyal Sorumluluk
faaliyetleri yasal düzenlemelerin
ötesinde gönüllülük esasına
dayalı faaliyetleri kapsamaktadır.
Şirket itibarı açısından büyük
öneme sahiptir. Kurumsal
Sosyal Sorumluluk alanında
gerçekleştirilen faaliyetler ile;
• Şirketlerin, konulara yatırım
yaparken tüketici nezdinde akılda
kalınırlılıkları artmaktadır.
• Toplumsal imaj artacağı için
rekabette avantajlı konuma
gelmektedirler.
• Kurumsal sosyal sorumluluk
projelerinin önemli bir kazanımı
da şirket çalışanlarında aidiyet
duygusunun gelişmesini
sağlamasıdır. Böylece, çalışanların
motivasyonu artmakta, bu
beraberinde yüksek üretkenlik ve
kaliteli üretimi getirmektedir.
• Daha nitelikli insan kaynağı, itibarı
yüksek bu şirketlerde çalışmayı
talep etmektedirler.
• Şirketlerin marka değeri,
dolayısıyla piyasa değeri
yükselmektedir.
• Kurumsal Sosyal Sorumluluk
önemli bir farklılaşma kriteri
olmaktadır.
Günümüzde firmalar var olma
savaşı verirken, ancak toplum
ihtiyaçlarını gözeten firmaların
farkındalığı artacaktır.
Elbette ki, kar elde etmeden sosyal
sorumluluk projelerini yerine
getirmek de mümkün değildir.
Bu nedenle sosyal sorumluluk
projelerini gerçekleştirme ile
karlılık arasında pozitif bir bağlantı
bulunmaktadır. Ancak yine de
mikro ölçekli şirketler de dahil
kurumsal sosyal sorumluluk
alanında faaliyetlerde bulunmakta,
her ölçekte işletmenin birbiri ardına
hayata geçirmeye başladığı sosyal
sorumluluk projeleri çok yüksek
boyutlara ulaşmaktadır.
Günümüzde bu alana yapılan
harcamalar işletmelerin
bilançolarında milyon dolarlık
kalemler olarak ifade edilmektedir.
Zira, "Ulusal Kurumsal Sosyal
Sorumluluk Raporu"nda şirketlerin
%52,6’sının kurumsal sosyal
sorumluluk hakkında farkındalığa
sahip oldukları belirtilmiştir.
Türkiye’nin de giderek artan sayıda
uluslararası antlaşmalar, kampanya
ve etkinliklerin parçası olması
ülkenin bu alandaki bilinç düzeyini
arttırmadadır. Aslında, Türk
toplumunun kültürü bu çalışmalara
yabancı değildir. Kültürümüz
hoşgörü ve yardımlaşmaya
dayanmaktadır. Sadece bu
faaliyet, isim değiştirmiştir. Bugün
Türkiye’deki pek çok aile şirketi
önemli işler gerçekleştiren vakıflara
sahiptir. İş adamlarımız çok önemli
hayır işlerine gönül vermişlerdir.
Zaman içinde hayırseverlik kavramı
kurumsal sosyal sorumluluk
ile farklı bir boyut kazanmış,
şirketlerin ikinci-üçüncü kuşak
temsilcileri bunu ekonomik ve
sosyal geri dönüş sağlayan bir
yönetim faaliyeti olan bir şirket
politikası haline getirmişlerdir.
İnşaat sektöründe faaliyet gösteren
firmalarımız bu projelerin önemli
örneklerini gerçekleştirmektedirler.
İnşaat sanayicileri dev eserler
inşa ederken, refaha ulaşmış
bir topluma hizmet etme
sorumluluklarını da göz ardı
etmemektedir. Eğitimde, kültür,
sanat, spor, çevre, tarih alanında
insanımıza daha iyi bir yaşam
mozaiğini zenginleştiren projelere
gönülden destek vermektedirler. Bu
özverili çabalar ülkemizin geleceği
açısından son derece önemlidir.
2015’in bu güzel yaz mevsiminde
insan yaşamına sevgi ve hoşgörü
ile dokunan projeleri keyifle
okuyacağınızı umuyoruz.
9
DOSYA
KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK
Gönül TALU
Doğuş İnşaat ve Tic. A. Ş.
Yönetim Kurulu Başkanı
Sofya Metrosu Genişletme Projesi
Dünyamızda
olumsuzluklara kalıcı
çözümler bulabilmek
için her birimize
çok önemli evrensel
sorumluluklar
düşüyor. Bu
sorumlulukları
gerçekleştirebilmenin
yolu da Kurumsal
Sosyal Sorumluluk
Projeleri’nden geçiyor.
10
En güzel yatırım
insana yapılandır
Doğuş İnşaat olarak üstlendiğimiz
tüm projelerle ekonomik, kültürel,
sosyal ve çevresel açılardan bölge
halkının gelişimini sürdürülebilir
kılmak öncelikli hedeflerimizden...
Kelebek Etkisi gibi hayatına
olumlu dokunduğunuz her şey
yarın öbür gün daha başarılı
dönüşümlerle sizlerin kişisel ve
mesleki hayatınızda yerini alacak
ve başka hayatlara da olumlu
olarak etki edecektir. Gittiğimiz
bölgelerde yarattığımız istihdam ve
yerel tedarikçiler için sağladığımız
iş hacmiyle ekonomiye katkıda
bulunuyor olmamız da pek tabi
bu bakış açımızın önemli bir
uzantısıdır. Bu yaklaşım, sadece
maddi kazanımlarla değil, bütün
toplumun yararlanabileceği
kurumsal vatandaşlık bilinciyle iç
içe gelişmelidir. Şirketimiz, yine
bu bilinçle özellikle eğitim, çevre
ve kültürel mirasın korunması gibi
alanlara odaklanmış kurumsal
sosyal sorumluluk ve sponsorluk
projelerini hayata geçirmektedir.
Sosyal Sorumluluk yaklaşımımızın
ve uygulamalarımızın olumlu
yansımaları öncelikle iş, sonrasında
kişisel hayatıma pek tabii
mutluluk ve insani görevini yerine
getirebilmenin hazzını getirmekte...
Derecuma Camii - Restorasyon Sonrası
Derecuma Camii - Restorasyon Öncesi
Kurumsal Sosyal Sorumlulk
Projelerinin şirket vizyonuna
katkısı
Artık bir şirketin varoluş nedeni
yalnızca kar elde etmek değil...
Bir şirketin başarısı, finansal
gücünün yanı sıra sürdürülebilir
politikalar geliştirmesine, topluma
ve çevreye karşı sorumlu bir
kuruluş olma arzusuna ve doğru
itibar yönetimine de bağlı... Bu
sebeple, bulunduğumuz toplumun
yaşam kalitesini yükseltmek, doğal
kaynakları ve tabiatı koruyarak
sürdürülebilir bir gelecek yaratmak,
her bilinçli birey için olduğu kadar
her ticari kuruluş için de büyük
önem arz ediyor.
İnsana ve doğaya hizmet etmeyi
görev edinmiş ve geleceğin bizlere
getireceklerini öngörerek bu yola
gönül vermiş bir şirket olarak;
bizler biliyoruz ki günümüzün en
önemli meselesi sürdürülebilirlik...
Gün geçtikçe küçülen dünyamızın
herhangi bir köşesinde yaşanan
herhangi bir olumsuzluk aslında
hepimizin konusu... Dolayısıyla bu
olumsuzluklara kalıcı çözümler
bulabilmek için her birimize çok
önemli evrensel sorumluluklar
düşüyor. Bu sorumlulukları
gerçekleştirebilmenin yolu da
Kurumsal Sosyal Sorumluluk
Projeleri’nden geçiyor.
Kurumsal Sosyal Sorumlulk
Projelerinin çalışanların
motivasyonlarına katkıları
Kurumsal Sosyal Sorumluluk
projeleri topluma yarar sağlamanın
yanı sıra bu projeleri gerçekleştiren
kurumlara da çeşitli faydaları
bulunmakta... Bunları, “Kazan
Kazan” olarak düşünmek gerekir.
Böylesi projeler, kurumların itibar
gelişimine sağladığı önemli katkının
yanı sıra kurumun çalışanları ve
paydaşlarıyla olan ilişkilerini sosyal,
ekonomik, kültürel ve çevresel
düzeylerde destekleyicidir. İyi
itibara sahip bir kurum, riskleri
daha iyi yönetir, daha iyi bir pazar
pozisyonuna ve rekabet gücüne
11
Dünyanın ve
Türkiye’nin değişik
bölgelerinde projeler
gerçekleştiriyor,
gittiğimiz her
bölgenin sosyoekonomik ve
çevresel koşullarını
daha ileriye taşımak
için çeşitli çalışmalar
yapıyoruz.
Kampüs'te CEO'lar 2014
Kampüs'te CEO'lar 2014
İnşaat Mühendisleri Günleri 2014
sahiptir ve finansal anlamda daha
başarılıdır. Finansal anlamda
başarılı bir kurum da çalışanlarına
risksiz, güvenli ve geleceği
görebilecekleri bir çalışma ortamı
sunar. Bu da mutlu ve aidiyeti
yüksek çalışanlar demek...
Kurumsal Sosyal Sorumluluk,
pek tabii kurumlar için bir değer
yaratma süreci... Kurumlar,
çalışanları, diğer paydaşları ve
toplum için değer yaratır, bunun
karşılığında da uzun vadede getiri
sağlar. Aynı zamanda; çalışanlara
yönelik yapılacak çalışmalar da
sosyal sorumluluk kapsamında
değerlendirilmektedir. Örneğin;
12
GOBİ 2014
çalışma şartlarının iyileştirilmesi
ve çalışanların mesleki ve kişisel
gelişimleri için yapılan yatırımlar da
bu kapsamdadır.
Bu bakış açısıyla, çalışanlarımıza
yönelik yürüttüğümüz “Sağlıklı
Yaşam Projesi”yle Doğuş İnşaat
ailesinin her bireyine bedensel ve
zihinsel yatırım yaparak onların
motivasyonlarını ve bağlılıklarını
sürekli kılmayı amaçlıyoruz.
Sigarasız Kurum Kültürü ve
Sağlıklı Beslenme Projeleri, belirli
periyotlarda düzenlediğimiz
doğa yürüyüşleri, yoga dersleri
ve çalışanlarımız için ofisimizde
yer alan spor odamız bu gayeyle
yaptığımız çalışmalardan yalnızca
birkaçı… Sürdürülebilir bir toplum
için sağlıklı bireyler gerekli… Aynı
zamanda, organ bağışı, kan bağışı,
diyabetle mücadele gibi etkinliklere
destek vererek toplumun
ihtiyaçlarına karşı duyarlılığımızı
gösteriyor, çalışanlarımızı da bu
çalışmalara dahil ederek onları da
sosyal sorumluluk bilincimizin bir
parçası yapıyoruz.
Kurumsal Sosyal Sorumlulk
Projeleri üstlenilmesi gerekli
alanlar
Kurumsal Sosyal Sorumluluk,
tanımı gereği şirketlerin yasal
Argan Ağacı Ormanı - Fas
Argan Ağacı Ormanı - Fas
zorunluluklar nedeniyle değil
de gönüllü ve stratejik olarak
üstlendikleri projeleri içermekte...
Pek tabii üstlenilen bir Kurumsal
Sosyal Sorumluluk Projesinin,
toplumsal bir ihtiyaca yönelik
çözüm üretmesinin yanı sıra
belirli bir bütçe ve zaman planı
çerçevesinde tasarlanması
ve o şirketin iştigal konusu ile
ilintili olması beklenir. Ayrıca
gerçekleştirilecek projeler
şirketin vizyon, misyon ve
stratejilerine paralel olacak şekilde
planlanmalıdır. Bir inşaat şirketinin
öncelikle kendi sektörünün
gelişimine ve sürdürülebilirliğine
katkı sağlayacak projeler
geliştirmesi ve böylesi projeleri
yürütmesi çok daha yerinde bir
seçim olacaktır.
Doğuş’un Kurumsal Sosyal
Sorumlulk Projeleri ve etki
alanları
Öncelikle belirtmeliyim ki
Doğuş İnşaat olarak şeffaflık,
adalet, sorumluluk ve hesap
verebilirlik ilkeleri çerçevesinde
toplumsal değer ve amaçlarla
örtüşen, ekonomik ve sosyal
kalkınmayı destekleyen çalışmalar
yürütüyoruz. Bu gayeyle 2012
yılında gönüllülük esasına
dayanan dünyanın en büyük
kurumsal vatandaşlık girişimi
Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler
Sözleşmesi’nin bir parçası olduk.
İş kolumuzla yakından ilintili
olan çevreye daha fazla yatırım
yapmak, sürdürülebilir doğal
kaynak yönetimini ve çalışan
motivasyonunu kalıcı kılmak,
projelerimizin her aşamasına daha
fazla sosyal sorumluluk bilinci
aşılamak her zaman önceliğimiz
oldu. Şirketimiz, şimdiye kadar
bulunduğu her yerde dürüst,
gerçeğe uygun, etik bir bakış açısı
ile çalışanlarına saygılı, hukuk ve
her türlü mevzuata uygun olarak
hareket etti ve etmeye devam
etmektedir. Bu vizyonla, yine 2012
13
Boyabat Barajı ve Hidroelektrik Santrali
Sinop-Boyabat Tünelli Geçiş Yolu
yılından beri Etik ve İtibar Derneği
üyesiyiz.
Faaliyet alanlarımız gereği
dünyanın ve Türkiye’nin
değişik bölgelerinde projeler
gerçekleştiriyor, gittiğimiz her
bölgenin sosyo-ekonomik ve
çevresel koşullarını daha ileriye
taşımak için çeşitli çalışmalar
yapıyoruz. Örneğin; 2002-2007
yılları arasında çeşitli ulaştırma
projelerini hayata geçirmek üzere
Fas’taydık. UNESCO tarafından
dünya mirası listesine eklenerek
koruma altına alınan Argan Ağacı
Fas’a özgü bir bitkidir… Proje
güzergahında bulunan Argan
ağaçlarını korumak için Fas Orman
14
İdaresi işbirliğiyle projemizin
güzergahını değiştirdik. Ayrıca,75
hektarlık alana Argan ağacı dikimi
gerçekleştirdik.
Daha önce Sinop-Boyabat Tünelli
Geçiş Yolu’nun yapımı esnasında
da, ormanları korumak ve yerleşim
alanlarında toprak kaymasını
önlemek için yol güzergahındaki
köy ve civarlarında yüksek
kesimleri azaltmış ve jeografik
olarak katmanlı fliş yataklarda yan
dolgular inşa etmiştik.
Çevreye duyarlı bir diğer
çalışmamız ise Boyabat Barajı
ve HES İnşaatı sırasında hayata
geçirdiğimiz Doğal Atıksu Arıtma
Tesisi’dir. Ayrıca yapımına İzmir’de
devam ettiğimiz Star Ege Rafinerisi
Deniz Yapıları projemizin yer aldığı
sahanın bir bölümünde denizin
akciğerleri olarak tanınan Posidonia
Oceanica isimli nesli tükenmek
üzere olan bir bitki bulunmaktadır.
Suyun içinde yer alan inşaat sahası
ve bitki sahası arasına silt perdesi
adı verilen bir perde konularak bu
bitki koruma altına alındı.
Elbette şirketimizin çalışmaları
çevreye yönelik Kurumsal Sosyal
Sorumluluk Projeleriyle sınırlı
değil... Örneğin; Bulgaristan’da
gerçekleştirdiğimiz metro projesi
esnasında Akva Kalide arkeolojik
alanının ve Kanuni Sultan
Süleyman tarafından, eski Roma
Posidonia Oceanica
Doğuş İnşaat olarak
sürdürülebilirliğin
de sürdürülebilir
kılınması için en
önemli şartın
sorumlu vatandaş
olma bilincine sahip
insan gücünün
yetiştirilmesi
olduğuna inanıyoruz.
Silt Perdesi
Silt Perdesi
havuzlarının üzerine yaptırılmış
hamamın restorasyon çalışmalarını
desteklemiştik.
Bulunduğumuz bölgelerde ve
yaptığımız projelerle tarihi eserlerin
korunması, iş sürecinde yeraltından
yerüstüne çıkarılan eski eserlerin
kültürümüze kazandırılması
konusundaki hassasiyetimizi hep
koruyacağız.
Ekolojik denge için önlemler
Doğuş İnşaat olarak
sürdürülebilirliğin de sürdürülebilir
kılınması için en önemli şartın
sorumlu vatandaş olma bilincine
sahip insan gücünün yetiştirilmesi
olduğuna inanıyoruz. Bu nedenle,
yalnızca bizim sektörümüz
için değil tüm sektörler için
yapılabilecek en güzel yatırım
insana yapılacak yatırımdır. Doğuş
İnşaat olarak şirket içi eğitimlerin
yanı sıra sektörümüzün gelecek
temsilcileri olan üniversite
öğrencilerimizi destekleyen bir
dizi çalışma gerçekleştirdik,
şimdiye kadar ve gerçekleştirmeye
de devam edeceğiz. Aynı
zamanda çevre, tüm sektörlerin
sürdürülebilirliği için pek tabii çok
önemli… Tüm faaliyetlerimizde
çevreye duyarlı bir politika izliyoruz.
Bugünkü ve gelecek nesillerin
hak ve yararlarını göz önünde
bulundurarak ekolojik dengeyi
tehlikeye sokmamak için gereken
önlemleri alıyoruz ve almaya da
devam edeceğiz. Bu bilincin aynı
şekilde tüm çalışanlarımızca kurum
kültürümüzün bir parçası olarak
benimsenmesi ve bu çerçevede iş
süreçlerinin sürekli olarak gözden
geçirilmesi önceliğimiz…
1951 yılından bu yana yurt içi ve
yurt dışında gerçekleştirdiğimiz
altyapı ve üstyapı projeleriyle
insan hayatına doğrudan ve dolaylı
katkıda bulunan eserler bıraktık.
Bu doğrultuda; çalışmalarımıza
tüm hızıyla devam edeceğiz.
Ayrıca gittiğimiz her bölgede yerel
istihdamı ve yerel tedarikçileri
desteklemeye devam edecek; yerel,
ulusal ve uluslararası ekonomiye
katkıda bulunmayı sürdüreceğiz.
15
DOSYA
KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK
Yüksel ERİMTAN
EMT Erimtan A.Ş.
Yönetim Kurulu Başkanı
Arkeolojik
koleksiyonumu
toplumla paylaştım
Vakfımızın,
kültür ve sanat
aktivitelerini
gerçekleştirmekte
oluşu ve arkeolojik
koleksiyonunu
toplumla
paylaşması
ön planda
görünmektedir.
16
Cumhuriyetimizin kurucusu
Atatürk’ümüzün söylediği gibi,
hakiki yol göstericinin bilim
olduğuna ayrıca sanatın her dalında
hamleler yapmadan toplumun
gelişmiş ülkeler seviyesine
erişemeyeceğine inanarak iş
hayatım boyunca hem Gama’da
hem de EMT’de eğitim, çevre,
sanayi, çalışanları ev sahibi yapma,
arkeoloji gibi çeşitli dallarda
kurumsal sosyal sorumluluk
projeleri geliştirmeye çalışmışımdır.
• İmkanlarımın pek çoğunu sosyal
sorumluluk olarak yukarıda
bahsettiğim konulara ayırmam
nedeni ile iş hayatıma etkisi,
mali yönden olmuştur. Sosyal
sorumluluk olarak değerlendirerek
yerine getirmeye çalıştıklarım, bana
hep huzur vermiştir.
• EMT, şahsen gerçekleştirmek
istediğim konulara gereken
yerlerde bana manen hep destek
vermiştir.
Başlıca konularımız;
- İlk - orta ve lise öğrencilerine,
- Çeşitli dallarda (tıp öğrencileri,
teknik üniversite öğrencileri,
ODTÜ öğrencileri gibi) üniversite
öğrencilerine destekler,
- Çevre konuları ile ilgili destekler,
- Ülkemiz ziraatına katkılardır.
• Kişisel olarak gerçekleştirilen
eğitim - sanat dalındaki destekler,
hep açığa vurulmadan yapılmış
olduğundan EMT’de pek az kişi
bilir. Pek tabii bunu bilenler de aynı
benim gibi hareket etmektedirler.
Cari hukuki mevzuata göre
arkeolojik eser koleksiyoneriyim.
Türkiye’den kaçırılan eserleri
yurdumuzda tutmak gayesi ile
aynı şekilde düşünenler ile birlikte
“Kültür Varlıkları Koleksiyonerleri
Derneği”ni gerçekleştirdik. Bugüne
kadar bu derneğin başkanlığını
yapmaktayım.
Gene Aziz Atatürk’ümüzün
Cumhuriyetin ilk yıllarından
başlayarak Anadolu’daki tüm kültür
varlıklarını araştırmak kurtarmak
ve müze kurarak sergilemek
düşüncesine uyarak, arkeolojik
koleksiyonumu toplumla paylaşmak
ve kültür sanat aktivitelerini
geliştirmek için teşkil ettiğim Vakıf,
bir müze kurmuştur.
EMT, kurumsal sosyal sorumluluk
projelerine kişisel desteklerini,
şahsen benim adım altında ve
sevap da günah da gizlidir anlayışı
içinde gerçekleştirmiştir.
Firmalarımızın, tüm halkımızın,
Cumhuriyetin ana prensiplerine
uygun olarak eğitilmesi,
geliştirilmesi, ülkemizin
sanayileşmesi ve sosyal laik bir
devlet olarak devamı için, her
türlü sosyal kurumsal aktiviteyi,
imkanların çoğunu kullanarak
gerçekleştirmelerinin şart olduğu
inancındayım. Pek tabii, mutlaka
teknolojik gelişim ön planda
tutulmalıdır.
Beni en çok manen tatmin eden
projeyi ise ayıramıyorum. En
son Vakfımızın, kültür ve sanat
aktivitelerini gerçekleştirmekte
oluşu ve arkeolojik koleksiyonunu
toplumla paylaşması ön planda
görünmektedir. Diğer sosyal
toplumsal desteklerin hepsi,
yaşadığım sürece beni huzura
kavuşturacak olanlarıdır ve benle
beraber yaşayacaklardır.
17
DOSYA
KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK
Ergil ERSÜ
GAMA Holding
Yönetim Kurulu Başkanı
AÜ GAMA Meslek Yüksekokulu
bize ayrı bir mutluluk
hissettiriyor
GAMA; çalışanlarına,
diğer paydaşlarına
ve dolayısıyla
topluma faydalı
olmayı hedef
edinmiştir.
18
Uzun yıllarını bu sektörde geçirmiş
biri olarak iş ve kişisel hayatın,
çok da birbirinden ayrılabildiğini
söyleyemem. Ayrıca Sosyal
Sorumluluk anlayışını, iş ve kişisel
hayatın tümüne sirayet etmesi
gereken bir anlayış olarak kabul
ediyorum. Özellikle iş dünyasında
belirli bir yerde konumlanan
bizlerin ülkeye, topluma, çevreye,
dünyanın neresinde olursa olsun, iş
yaptığımız bölgelerdeki insanlara
katkı sağlamak yükümlülüğünde
olduğumuza inanıyorum. Böyle
bir anlayışa sahip olunca da iş ve
kişisel hayatımızda attığımız her
adımı bu sorumluluk çerçevesinde
düşünerek atıyoruz.
Kurumsal Sosyal Sorumluluk
Projelerinin şirketin vizyonuna
katkısı
GAMA faaliyetlerini yürütürken
yasalara, etik değerlere, insan
haklarına tam anlamıyla uyumlu
davranır ve dünyanın her yerinde
faaliyetlerinin çevreye verebileceği
zararı en aza indirgemek için
çalışır. Sürdürülebilir kalkınmanın
gerçekleşmesi için ekonomik
büyüme ve refah seviyesini
yükseltme çabalarının, çevreyi
ve toplumun yaşam kalitesini
koruyarak gerçekleştirilmesi
gerekliliğinin bilincindedir. Bunların
yanı sıra GAMA ortaklarına
en yüksek faydayı sağlamayı
hedeflerken, aynı zamanda
çalışanlarına, diğer paydaşlarına ve
dolayısıyla topluma faydalı olmayı
da hedef edinmiştir. Bu yıl 56'ıncı
yaşını tamamlayan GAMA, ülkemize,
toplumumuza fayda yaratmayı,
gerçekleştirdiği yapım projeleriyle
birlikte üstlendiği kurumsal
vatandaşlık anlayışıyla görev
bilmektedir.
Kurumsal Sosyal Sorumluluk
Projelerinin çalışanların
motivasyonlarına katkısı
Gerçekleştirdiğimiz Kurumsal
Sosyal Sorumluluk Projeleri,
çalışanlarımızın şirket aidiyetlerini,
bağlılıklarını arttırmaktadır.
Biz GAMA olarak eğitim konusuna
çok duyarlıyız. Diğer firmaların da
bu konuda çalışmaları bizi memnun
eder.
GAMA’nın Kurumsal Sosyal
Sorumluluk Projelerinin etki
alanları
GAMA olarak sahip olduğumuz
sürdürülebilir bir kurumsal sosyal
sorumluluk bilinciyle, projelerimizi
gerçekleştirdiğimiz yörelerde
halkın istihdamı ve mesleki
gelişmesine önem vermekte,
birçok gencin sadece iş sahibi
değil, aynı zamanda meslek
sahibi yapılmasına yardımcı
olmakta ve aynı sorumlulukla bu
bölgelerde huzurevi, okul, park,
ibadet yeri gibi tesislerin yapımını
da gerçekleştirmekteyiz. Ayrıca,
çeşitli sivil toplum kuruluşları
ile yaptığımız ortak çalışmalarla
özellikle çocukların afetlere karşı
önlem alma ve çevre duyarlılığı
bilinci geliştirilmesi konularında da
çalışmalar yapmaktayız. Örneğin,
2014-2015 Eğitim Öğretim Yılı'nda
GAMA Enerji Şirketimiz, AKUT ile
Artvin, Mersin, Manisa, İzmir ve
Çanakkale’de, toplam 35 eğitim
kurumunda, 4 bin öğrenciye afet
bilincinin aşılanmasını temel alan
19
Yemekhanemizdeki
artan yemekleri,
Çankaya Belediyesi
vasıtasıyla hayvan
barınağına
gönderiyoruz.
20
bir çalışma gerçekleştirdi.
Bunların yanı sıra GAMA olarak,
eğitim konusunu da kurumsal
sosyal sorumluluğumuz içinde
görmekteyiz. 2012 yılında Ankara
Üniversitesi bünyesinde kuruluşunu
sağladığımız Biyomedikal ve
Alternatif Enerji Kaynakları
Bölümleri'ni kapsayan AÜ
GAMA Meslek Yüksekokulu’nda
eğitim gören 250 öğrencimizin
eğitimlerine ve sosyal gelişimlerine
fayda sağlayacak aktiviteler
gerçekleştirmekte, belirli başarı
kriterlerini sağlayan öğrencilere de
karşılıksız burslar vermekteyiz.
Ayrıca çeşitli kültür yayınlarını
hayata geçirmekte, belirli bir
program çerçevesinde, üniversiteler
ve çeşitli sivil toplum kuruluşları
ile özellikle eğitim ve kültürel
alanlarda ortak çalışmalar
gerçekleştirmekte, sanat
festivallerine destek olmaktayız.
Bu yıl başlattığımız bir proje ile
de yemekhanemizdeki artan
yemekleri, Çankaya Belediyesi
vasıtasıyla hayvan barınağına
gönderiyoruz.
Öğrencilerimizin
branşlarına uygun
işlere yerleşip
ülkelerine faydalı
birer birey
olmalarını izlemek
ayrı bir mutluluk
hissettirmektedir.
En çok manevi tatmin hissettiren
proje
Gerçekleştirdiğimiz ve
gerçekleştirmekte olduğumuz
tüm kurumsal sosyal sorumluluk
projeleri benim gözümde aynı
değerdedir. Hepsi emek, zaman,
insan gücü harcanarak ve
gönüllülük esası ile gerçekleştirilen
projelerdir. Ancak özellikle,
ülkemizin çok önemli bir ihtiyacı
olan ara eleman konusunda çok
faydalı olduğuna inandığımız
okulumuz AÜ GAMA Meslek
Yüksekokulu’nun mezun sayısının
artması ve öğrencilerimizin mezun
olur olmaz branşlarına uygun işlere
yerleşip, ülkelerine faydalı birer
birey olmalarını izlemek ayrı bir
mutluluk hissettirmektedir.
Önümüzdeki dönemde,
eğitim, sanat ve kültür ile ilgili
projelerimize devam edeceğiz.
21
DOSYA
KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK
İdris YAMANTÜRK
GÜRİŞ İnşaat A. Ş.
Onursal Başkanı
Dünya insanla
güzeldir
İçinde bulunduğum
hayır kurumları ve
mesleki kuruluşlarda
kendime bir menfaat
gözetmeden, sonuna
kadar doğruların
takipçisi olmaya
gayret ettim.
22
Kurumsal Sosyal Sorumluluk
konusu benim dünya görüşümü
açıklamama zemin hazırlamış oldu.
Bu sebeple size teşekkürlerimi
sunarım.
Ben dünyanın insanlarla güzel
olduğunu annemin bir duasından
öğrendim. Annemin “Yarabbi evvela
komşuya, sonra bize ver” dediğinde
o yaşlarda bunun ne anlama
geldiğini idrak edememiştim.
Daha sonra lise sınıflarından
itibaren dünyanın insanlarla güzel
olduğunu, bu güzelliğin devamı için
insanların eğitilmesi gerektiğini
anlamaya başladım. Üniversitenin
ilk yılından itibaren zor bir eğitimin
yanında, bir yandan öğrenci olayları
ile meşgul oldum diğer yandan
sosyal olaylarla ilgilenme ihtiyacını
duydum. Üniversite yıllarında
talebe hareketlerini yönlendiren bir
ekibin içinde oldum. Talebe Birliği
olarak çalıştırdığımız kantinden
kazandığımız paralarla ihtiyacı
olan öğrencilere burslar verdik.
Bu husus İTÜ’de görülen ilk ve son
hadise oldu.
“Dünya insanlarla güzeldir” dedim.
Bu dünyada veya Ankara’da
yalnız yaşayabilir miyiz? Hatta bir
apartmanda yalnız oturabilir miyiz?
Dünyanın insanlarla güzel olması
için, birlikte yaşamaya hazır,
kimseyi rahatsız etmeyen medeni
insanlar olmak zorundayız. Bu da
terbiye ve eğitim ile olur.
Öğrenci bursları yanında, burslar
devam ederken okullar yaptırdık ve
yaptırmaya devam ediyoruz.
Meslek hayatımda bağlı olduğumuz
kurumlarla ilgilendim. O kurumların
gelişmesi için zaman harcadım. Bu
sebeple sarf ettiğim zamanı, eşim
ve çocuklarımdan almış oldum.
Haftada 7 gün ve günde en az 12
saat çalıştım.
Bugün halen lise ve üniversite
arkadaşlarım, tanıdıklarım ve
akrabalarımla dostluğumu
sürdürmekten mutluyum.
İnsanlarla münasebetimde inanç,
soy-sop, servet vs. benim için
önemli olmadı.
İçinde bulunduğum hayır kurumları
ve mesleki kuruluşlarında kendime
bir menfaat gözetmeden, sonuna
kadar doğruların takipçisi olmaya
gayret ettim.
Önümüzdeki dönemlerde
çocuklarımın ve torunlarımın bu
çizgileri devam ettireceklerine
inanmanın mutluluğu içindeyim.
Kısacası 90 yaşına girmiş, mutlu bir
mensubunuzum.
23
DOSYA
KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK
Hasan Basri BOZKURT
Hidromek A.Ş
Yönetim Kurulu Başkanı
Hidromek, 2006
yılından beri ihtiyaç
duyduğu teknisyen
kadrosunun
yetiştirilmesi
amacıyla Milli
Eğitim Bakanlığı,
Ankara Sanayi
Odası, 1. Organize
Sanayi Bölgesi
arasında imzalanan
Okul Sanayi Eğitim
Programlarının
(OSEP) en aktif
uygulayıcısı
olmuştur.
24
Kurumsal Sosyal
Sorumluluk projelerinde
öncelikli konumuz
eğitimdir
Sosyal sorumluluk kavramını
“Toplumsal ve doğal çevre
ile ilgili sorunların çözümüne
katkıda bulunmak” olarak
değerlendiriyorum.
Bu kavramın kişisel hayatıma en
belirgin katkısı, topluma ve doğal
çevreye karşı var olan duyarlılığımı
daha da arttırmasıdır.
Sosyal sorumluluğun sadece
hayırseverlik olmadığından hareket
ile şirketimizde Kurumsal Sosyal
Sorumluluğu (KSS) bir yönetim
yaklaşımı olarak ele alıyoruz.
Bu doğrultuda, toplum ve çevre
duyarlılığını iş modelimizin bir
parçası haline getirdik.
KSS Projelerimizi “İş makineleri
sektöründe bir dünya markası
olmak” vizyonu ve ”Çevreye
duyarlı rekabetçi ürün ve
hizmetler üreterek müşteri ve
diğer paydaşlarımızın ihtiyaç ve
beklentilerini karşılamak, toplumun
kalkınmasına katkı sağlamak”
misyonu ile oluşturduk.
Sonuç olarak değerlerimiz
doğrultusunda politikalarımıza
ve stratejilerimize, toplum ve
çevreye katkıda bulunmak ve değer
yaratmak kavramlarını yerleştirdik.
Nitelikli bireylerin bünyenizde yer
alabilmesi her sektörde hayati
öneme sahiptir.
Kurumsal Sosyal Sorumluluk
Projelerinin şirketin
sürdürülebilirlik vizyonuna
katkıları
Kurumsal Sosyal Sorumluluk
Projelerinin çalışanların
motivasyonlarına katkıları
Şirketimizin sürdürülebilirliği
için nitelikli elemanın öneminin
farkında olarak kısa, orta ve uzun
süreli olarak planladığımız eğitim
faaliyetlerini gerçekleştiriyoruz.
İnsan hayatına dokunan en önemli
kurumsal sosyal sorumluluk proje
konumuzun “eğitim” olduğunu
düşünüyorum.
Günümüzde firmalar Kurumsal
Sosyal Sorumluluk projelerinin
şirkete itibar ve marka bilinirliği ve
bunun sonucunda kar olarak geri
döndüğünün farkındalar.
Bugün ülkemizin en önemli
ihtiyaçlarından birinin “Nitelikli
İnsan Gücü” olduğu açıktır.
Bu sayede marka değerleri
artmakta, yeni pazarlara
girebilme şansları yükselmekte
ve müşteri sadakatini sağlamaları
kolaylaşmaktadır.
Bizim en önem verdiğimiz anahtar
kelime ise “samimiyet” dir.
Sonuçta kanunlar ve yasal
düzenlemelerin ötesinde gönüllülük
esasına dayalı olarak tüm KSS
projelerinde tüm paydaşlarımıza
karşı “etik” ve “samimi” bir şekilde
davranmaktayız.
KSS projeleri çalışanlarımızın
firmaya olan güven ve aidiyet
duygularını arttırmakta ve
onları motive etmektedir.
Ayrıca, çalışanlarımızın bireysel
olarak katkıda bulunma olanağı
olan KSS projelerinde gönüllü
olarak yer almalarını da
takdirle gözlemlemekteyiz ve
desteklemekteyiz.
25
Kurumsal Sosyal Sorumluluk
Projelerinin öncelikli olması
gerektiği alanlar
Kurumsal Sosyal Sorumluluk
kavramının firmalarda yönetim
felsefesi olarak yer alması
önemlidir.
İşe alımlarımızda
deneyimli
personelin
yanı sıra yeni
mezunlarımıza da
iş imkanı sağlamayı
toplumumuza
bir katkı olarak
değerlendiriyoruz.
Firmalar kendi vizyon, misyon ve
Değerleri doğrultusunda en fazla
değer katabilecekleri alanlarda
KSS projeleri üstlenmeye karar
verebilirler. Biz de bu doğrultuda
hareket ediyoruz.
Hidromek’in Kurumsal Sosyal
Sorumluluk Projeleri ve etki
alanları
Hidromek olarak faaliyet
alanlarımız;
- İş makineleri tasarlamak
ve üretmek (Yükleyici/Kazıcı,
Yükleyici, Paletli ve Lastik tekerlekli
ekskavatör, Greyder),
- Ürünlerimizin pazarlama ve satış
faaliyetlerinde bulunmak,
- Satış sonrası hizmetler
kapsamında müşterilerimize;
yedek parça satışı, servis ve eğitim
hizmetleri sunmaktır.
Ürünlerimizin tamamı toplumun
ihtiyaç duyduğu alt ve üst yapı
projelerinin gerçekleştirilmesinde
kullanılmaktadır. (Bina, karayolu,
demiryolu, havaalanı, baraj, tünel,
köprü yapımları, madencilik
faaliyetleri, vb).
Yönetim sistemimiz, ISO 9001 Kalite
Yönetim Sistemi, ISO 14001 Çevre
Yönetim Sistemi ve OHSAS 18001
İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetim
sistemlerinin entegrasyonu ile
belgelendirilmiş durumdadır.
şikayet eden değil çözüm üreten
anlayış ile oluşturduğumuz ve
uygulayıcısı olduğumuz bir projeden
bahsetmek isterim;
Hidromek, 2006 yılından beri ihtiyaç
duyduğu teknisyen kadrosunun
yetiştirilmesi amacıyla; Milli Eğitim
Bakanlığı, Ankara Sanayi Odası, 1.
Organize Sanayi Bölgesi arasında
imzalanan Okul Sanayi Eğitim
Programlarının (OSEP) en aktif
uygulayıcısı olmuştur.
Bu eğitim ile okul sıralarından
başlayarak sanayi ihtiyaçlarına
uygun, mesleğinin inceliklerini
bilen ve uygulama içinde
yetişmiş işgücünün sağlanması
desteklenmektedir.
Programa ilk öğretimde 8. yılını
tamamlayan öğrenciler kayıt
olmaktadırlar. Hidromek belirli
testler ve mülakatlardan geçerek
başarılı olan öğrencilerden
bünyesine uygun olanları seçerek
sözleşme imzalamakta ve personeli
konumuna geçirmektedir.
OSEP öğrencileri 3 yıllık eğitimleri
boyunca 1. Organize Sanayi Bölgesi
içerisinde bulunan Mesleki Eğitim
Merkezi’nde; beceri eğitimleri,
Hidromek’in ihtiyaç duyduğu
kapsamda hazırlanmış meslek
bilgisi eğitimleri, İngilizce ve yaşam
bilgisi dersleri almakta, belirli
periyodlar ile sinema ve tiyatro gibi
etkinliklere götürülmekte ve kitap
okumaları sağlanmaktadır. Diğer
zamanlarında ise firmamızda pratik
eğitimler ile bilgi ve becerilerini
geliştirmekte, ayrıca bu süreçte
firma kültürümüzü algılayıp
anlamaktadırlar.
Bu model ile Hidromek;
26
Kurumsal Sosyal Sorumluluk
projelerimizde önemsediğimiz
öncelikli alanlar “Eğitim" ve
"Çevre”dir.
Mesleki bilgi ve beceri sahibi, sosyal
ve kültürel yönden gelişmiş bireyler
yetiştirmeyi amaçlamaktadır.
Daha önce ifade ettiğim nitelikli
insan gücünün yetişmesi için
Öğrencilerin sigortaları Milli Eğitim
Bakanlığı tarafından yapılmakta ve
Sanayi Üniversite işbirliği
çerçevesinde
Türkiye’nin önde
gelen üniversiteleri
ile projeler
geliştirmekte
ve uygulamaya
almaktayız.
eğitimleri süresince bünyemizdeki
öğrencilere firmamızca brüt asgari
ücretin %30’u kadar net aylık
ödeme yapılmaktadır.
Eğitimlerini başarı ile tamamlayan
öğrencilerin iş hayatlarına
Hidromek’te başlamaları ve devam
etmeleri hedeflenmektedir.
OSEP Projesi dışında benzer
amaçla yürüttüğümüz diğer
faaliyetlerimiz ise şöyledir:
•2013 yılında Hacettepe ASO 1.
Organize Sanayi Bölgesi Meslek
Yüksek Okulu ile yapılan protokol
ile teknikerlik öğrencilerinin daha
nitelikli olarak gelişmelerine yönelik
eğitim olanakları sağlanmıştır.
Öğrenciler dört dönemden oluşan
iki yıllık eğitimleri boyunca;
iki dönem, hafta içi beşer gün
gündüz ve tam mesai olarak,
İki dönem ise haftada iki gün,
gündüz ve tam mesai olarak
firmamızda iş yeri beceri eğitimleri
alarak kendilerini geliştirme
fırsatı bulmaktadır.
27
Bünyemize
kattığımız yeni
mezunlarımızı işbaşı
öncesi firmamız
akademilerindeki
eğitim programları
ile iş hayatına
hazırlıyoruz.
• 2014 yılında Çankaya Üniversitesi
ile bir protokol imzalanmış;
özellikle iş makinalarının tasarımı
ve üretimine yönelik mühendis
yetiştirilmesine katkıda bulunmak
üzere, özel staj programları ve
eğitimler Hidromek bünyesinde
düzenlenmektedir. Bu protokol
ile sanayinin ihtiyaç duyduğu
mühendis profilinin yetişmesine
katkı sağlamayı hedefledik.
• Türkiye’nin ilk ve en büyük iş
makinaları tasarımcısı ve üreticisi
olarak ülkemizin iş makinaları
operatörlerine olan ihtiyacını göz
önünde bulundurduk ve 2014
yılında Milli Eğitim Bakanlığı’na
bağlı Hidromek Özel Operatörlük
Kursunu, Satış Sonrası Hizmetler
lokasyonunda hizmete sunduk.
• Mezuniyetleri sonrası
Hidromek’te çalışma zorunluluğu
getirmeksizin, ülkemize fayda
sağlayacak nesiller yetiştirmek
amacı ile Meslek Liseleri, Meslek
Yüksek Okulları ve Üniversitelerin
özellikle Mühendislik Fakülteleri
öğrencilerine staj imkanları, başarılı
28
üniversite öğrencilerine ise burs
olanakları sunmaktayız.
• Meslek liseleri, meslek
yüksekokulları eğitmenlerine
ücretsiz eğitim programları
düzenlemekteyiz. Hidromek
olarak iyi yetişmiş gelecek nesiller
için en önemli unsurun güncel
uygulamalardan haberdar iyi
yetişmiş eğitmenler olduğuna
inanmaktayız.
• Hidromek Mühendislerinin yüksek
lisans eğitimlerinin desteklenmesi,
tezlerinin Hidromek projeleri ile
ilişkilendirilmesi çalışmalarımızı
sürdürmekteyiz.
• Sanayi – Üniversite işbirliği
çerçevesinde Türkiye’nin önde
gelen üniversiteleri ile projeler
geliştirmekte ve uygulamaya
almaktayız.
• İşe alımlarımızda deneyimli
personelin yanı sıra yeni
mezunlarımıza da iş imkanı
sağlamayı toplumumuza bir katkı
olarak değerlendiriyoruz.
• Bünyemize kattığımız yeni
mezunlarımızı işbaşı öncesi
firmamız akademilerindeki
eğitim programları ile iş hayatına
hazırlıyoruz.
• Şirketimizde; Tasarım Akademi,
Üretim Akademi ve Satış Sonrası
Hizmetler akademisi mevcut olup
eğitim programları üç ile dört ay
arasında sürmektedir.
Bu uygulama ile aramıza katılan
yeni mezunlarımızın teknik bilgi ve
becerilerini arttırmalarını, ayrıca
şirket kültürümüzü anlayıp iş
hayatlarına kolay adapte olmalarını
sağlamaktayız.
• Ayrıca sosyal sorumluluk
bilinciyle ülkemizde yaşanan doğal
afetlerde (deprem, sel, heyelan
vb.) olay mahalline iş makinesi
ve personel desteği sağlayarak
bölgedeki yardım faaliyetlerine
katkıda bulunuyoruz.
• Bunların yanı sıra ürün
tasarımından, üretim faaliyetine
genel yönetimden servis
hizmetlerine kadar tüm
fonksiyonlarımızda çevreye
duyarlılık ve sürdürülebilirlik
kavramlarını ön planda tutuyoruz.
Önümüzdeki dönem
projelerimizde de en
önem vereceğimiz
alan Eğitim ve Çevre
olacaktır.
• 2014 yılında yurt içinde satışını
gerçekleştirdiğimiz 15 bininci
Kazıcı Yükleyici makinemiz anısına
bir ağaç dikme organizasyonu
gerçekleştirdik.
En çok manevi tatmin hissettiren
proje
Genç yaşlarda henüz bir teknisyen
iken mesleğe adım atıp zorlukları
yaşamış biri olarak, genç
nesillerin bir mesleğe yönlendirilip
eğitim ile desteklenmesini ve
onların gelişimlerini canlı olarak
gözlemleyebildiğim için OSEP’in
gönlümdeki yeri farklıdır.
Önümüzdeki dönemde planlanan
projeler
Bugüne kadar olduğu gibi
önümüzdeki dönem projelerimizde
de en önem verdiğimiz alan eğitim
ve çevre olacaktır.
Mevcut tesislerimize ilave olarak
yeni bir Hidromek Üssü yatırımına
başlamış bulunuyoruz. Bu yatırım
kapsamında geniş kapsamlı bir
eğitim tesisi kurmak ve eğitim
ihtiyaçlarını karşılamak adına
eğitim faaliyetlerimizin gerek içerik
gerekse etki alanını genişletmeyi
planlıyoruz.
29
DOSYA
İbrahim ÇEÇEN
IC Holding
Yönetim Kurulu Başkanı
Ağrı Türkiye’nin
ne yazık ki en
fakir, en çaresiz
illerinden biridir.
Oraya yapılacak
bir üniversite
ile çok şeyin
değişebileceğine
inandım. Ağrı’da
üniversite fikrini
hayata geçirmek için
uzun yıllar uğraştık.
30
KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK
Ağrı'ya gönül
borcumu Ağrı
İbrahim Çeçen
Üniversitesi ile
ödedim
Yüksek tahsilimi yapmak için 18
yaşımda Ağrı’dan ayrıldığımda
para kazanmak, varlıklı olmak gibi
bir hayalim hiç yoktu. Kader beni
26 yaşımda işadamı yaptı, bense
sadece işimde başarılı olmak
istiyordum. Başarılı oldukça da para
kazanmaya, varlık sahibi olmaya
başladım. Ancak bu durum benim
hayatımda çok büyük değişiklik
yaratmadı, yine mütevazı hayatımız
devam etti. Ta ki, 1986’da Ağrı’ya
yaptırdığım ilköğretim okulunun
bana verdiği mutluluğu, onuru
hissedince; zenginliğin de varlığın
da farkına vardım, eğitim için
daha kapsamlı yatırımlar yapmam
gerektiğini anladım. O tarihten
itibaren de gerek okul yapımlarına
gerekse ihtiyacı olan başarılı
öğrencilere burs şeklinde eğitime
destek olmaya ağırlık verdim.
Eğitim konusu çözülmeden
ülkemizdeki işsizliğin ve ekonomik
kalkınmanın önündeki sorunların
ortadan kalkamayacağına
inanıyorum. Doğduğum ve
gençliğimin geçtiği Ağrı
Türkiye’nin ne yazık ki en fakir, en
çaresiz illerinden biridir. Oraya
yapılacak bir üniversite ile çok
şeyin değişebileceğine inandım.
Ağrı’da üniversite fikrini hayata
geçirmek için uzun yıllar uğraştık,
maalesef bazı bürokratik engellerle
karşılaştık. Nihayetinde 2007’de
hükümet Ağrı’ya üniversite kurma
kararı aldıktan sonra çalışmalar
başlattık. O zamanlar üniversiteyi
kurmaya başladığımız alan bir tarla
idi. Şimdi ise gerçekleştirdiğimiz
özgün projelerle üç yıl içinde inşa
ettiğimiz üniversitemiz bölgenin en
güzel üniversitesi olmuştur.
IC Vakfı, 11 yıldır
faaliyetlerini
sürdürmektedir.
Bugüne kadar
10 binden fazla
gencimize
karşılıksız burs
verilmiştir.
Ben bu üniversiteyi yapma
talebinde bulununca devlet de
hem eğitime yatırım yapan kişileri
ödüllendirmek hem de gelecekte
katkı sağlayabilecek diğer kişilere
örnek teşkil etmek için üniversiteye
benim adımı vermeyi uygun gördü.
Üniversiteye adımın verilmesiyle
yüklendiğimiz sorumluluk
artmıştır, bunun için gerekeni
Çeçen Ailesi olarak gelecek yıllarda
da yerine getirmeye çalışacağız.
Bizler üzerimize düşen görevi
vakıf aracılığıyla gelecekte de
sürdüreceğiz.
Kurumsal Sosyal Sorumluluk
Projelerinin şirket vizyonuna
katkıları
IC Holding Grubu bünyesindeki
şirketler, eğitim ağırlıkta olmak
üzere, sağlık, spor, kültür – sanat,
proje destekleri, bağışlar, ihtiyaç
sahiplerine yardımlar gibi çeşitli
sosyal sorumluluk projelerini, IC
Vakfı üzerinden yürütmektedir.
Tüm şirket çalışanlarının bu sosyal
sorumluluğu birlikte üstlenmesi
elbette çalıştıkları kuruma güven ve
aidiyet duymaları adına önemlidir.
Şirketin sürdürülebilirlik vizyonu,
tüm bu sosyal duyarlılık ve eğitime
katkı çabalarımızın içinde, öncelikli
değildi ancak şirketlerin de
toplumsal faydaya odaklanması,
doğal sonuç olarak sürdürülebilirlik
vizyonunu olumlu etkilemiştir.
çalışıp gönüllü olarak bilgi, beceri
ve katkılarını vakfa yönlendirip
destek sağlayarak, vakfımıza güç
veren gönüllü bir gruptur. Yani
hem IC Vakfı Gönüllüleri hem de
IC Mentorlarının vakfımıza farklı
bir sinerji kattığına ve sosyal
sorumluluk anlamında çok faydalı
olduğuna inanıyorum.
IC Holding Grubu şirketlerimizde
25 bin civarı çalışanlardan
bursiyerlerimize danışmanlık
yapacak IC Vakfı Mentorlar
Grubu’nu oluşturduk. Şirketlerimde
çeşitli yöneticiler arasından
kendi istekleriyle mentorluk
yapacak olanlar ile vakfımızın
bursiyerlerini eşleştirdik. Onlar
kendi deneyimlerini ve tavsiyelerini
bizim genç bursiyerlere
aktarıyorlar. Ayrıca IC Vakfı
Gönüllüleri grubu, şirketlerimizde
Bağışcılık ve gönüllülük esaslarına
dayanan Kurumsal Sosyal
Sorumluluk Projeleri için ülkemizde
her alanındaki ihtiyaçlar elzemdir
ve tüm kurumsal şirketlere büyük
görevler düşmektedir. Meslek
edindirme, sağlık hizmetleri,
dezavantajlı gruplara maddi ve
manevi destekler, kültür sanat
alanında katkılar elbette başlıca
sosyal sorumluluk projeleri
alanlarıdır. Ancak tüm bu
ihtiyaçların derinine inecek olursak,
Kurumsal Sosyal Sorumluluk
Projelerine her alanda ihtiyaç var
31
Bizlerden sonraki
nesillere eğitim
alanında daha iyi
koşullar sunmayı,
ihtiyacı olan ve
gelecek vaat eden
öğrencilere destek
sağlamayı amaç
edindim.
hepsinin altında nitelikli bir nüfus,
yani nitelikli toplum ihtiyacı yatar.
Nitelikli toplum oluşturmanın tek
çaresi ise, nitelikli gençlik yani
eğitimdir.
Hayatımın her döneminde, toplum
için eğitimin taşıdığı önemin
bilinciyle hareket etmeye inandım.
Bizlerden sonraki nesillere eğitim
alanında daha iyi koşullar sunmayı,
ihtiyacı olan ve gelecek vaat eden
öğrencilere destek sağlamayı
amaç edindim. Bu sebeple
1984 yılından itibaren eğitimi
destekleme misyonu ile düzenli
olarak karşılıksız burs vermeye
başladım. 2004 yılında, eğitim
hizmetlerini kurumsallaştırmak ve
başka kurumlara da örnek teşkil
etmesi amacıyla İbrahim Çeçen
Vakfı'nı kurdum ve IC Vakfı 11
yıldır faaliyetlerini sürdürmektedir.
Bugüne kadar 10 binden fazla
gencimize karşılıksız burs
verilmiştir.
IC Vakfı’nın önceliği, başarılı
ancak ekonomik ve sosyal
dezavantajları olan üniversite
öğrencilerinin, maddi sıkıntılarını
32
çözerek, hak ettikleri eğitimi
daha rahat sürdürmelerini ve
tamamlamalarını sağlamaktır.
Bursiyer öğrencilerimiz için IC
Vakfı sadece burs veren, yani para
veren bir kurum değildir. Bursiyer
öğrencilerimiz için düzenlediğimiz
eğitim seminerleri, hem günümüz
profesyonel hayatında onlara
ihtiyaçları olan bilgi ve bunun
belgelerini sağladığı gibi hem
de öğrencilerin sosyal ve kişisel
yönden gelişimi ve birbirleri
ile kaynaşmaları için ortam
yaratmaktadır. Öğrencilerimizin
kendilerini ait hissettikleri,
olumlu tüm girişimlerinde onları
destekleyen ve doğru yönlendiren
uzmanların olduğuna güvenmeleri,
bizler açısından çok önemlidir.
Bugün geriye baktığımda, bursiyer
öğrencilerimizin, sosyal sorumluluk
projelerini ve kendi tanıklık ettikleri,
başkalarının yaşam güçlüklerine
karşı vakfımızdan destek taleplerini
hatırlayınca, en önemli amacımı
başardığımızı görüyorum, yani
gençlerimizin “sosyal duyarlılığı
ve gönüllülüğü” kavramalarında
payımız olmasının mutluluğunu
yaşıyorum.
En çok heyecanlandıran proje
Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi
1984 yılında şahsen vermeye
başladığım eğitim burslarını daha
kurumsal bir yapıya oturtmak
amacıyla 2004 yılında kurduğum
IC Vakfı ile bugüne kadar Ağrı’da 2,
Erzincan’da 1, Ankara Lalahan’da
ve Van Erciş’te de 1’er olmak üzerek
5 ilköğretim okulu yaptırdım.
En gurur duyduğum eserim
olarak adlandırdığım Ağrı İbrahim
Çeçen Üniversitesi’ni 2007 yılında
yaptırdım ve bir devlet üniversitesi
olarak ülkemize hediye ettim.
Üniversitemiz, Ağrı Merkez'de 2
bin dönüm arazi üzerine kuruludur.
Bünyesinde 385 akademisyen, 11
bin öğrenci, 211 idari personel
bulunmaktadır.
Vakfımız, Türkiye'nin her ilinden
ihtiyacı olan başarılı üniversite
öğrencilerine karşılıksız eğitim
bursu vermekte olup binlerce
öğrenci bu burstan faydalanmıştır.
Bursiyerlerimizin meslek sahibi,
faydalı bireyler olarak iş hayatına
atılmalarının gururunu yaşıyorum.
Bundan böyle de ihtiyaç sahibi ve
başarılı üniversite öğrencilerimize
burs vermeyi sürdüreceğim.
Tüm bu destekler içinde beni
en çok heyecanlandıran, doğup
büyüdüğüm Ağrı’ya gönül borcum
olarak nitelendirdiğim ve tamamını
devlete bağışladığım Ağrı İbrahim
Çeçen Üniversitesi’dir.
5 fakülte, 3 enstitü, 4 yüksekokul, 3
meslek yüksekokulunda 41 bölüm
bulunmaktadır. Çok amaçlı spor
salonu, stadyum, tenis kortları,
merkezi yemekhane ve kafeterya,
kütüphane, 65 kilometrelik yürüyüş
ve bisiklet yolu yapılmıştır.
Çağdaş eğitim anlayışı, profesyonel
akademik ve idari kadrosu ve
teknik donanımı ile üniversite,
öğrencilerin, eğitimlerinin yanı
sıra kültür, sanat, spor, araştırma
alanlarında birçok farklı imkanları
ile kendilerini geliştirebildikleri ve
zamanlarını verimli kullanabildikleri
bir eğitim kurumudur.
Üniversitemiz, kurulduğu andan
itibaren kentin ekonomik ve
sosyo-kültürel gelişimine katkı
sağlamakta ve şehirde görünür
bir değişim oluşturmaktadır.
Öğrenim gören yaklaşık 11 bin
öğrenci kent ekonomisine ciddi
bir katkı sağlarken, üniversite
bünyesindeki Sürekli Eğitim
Merkezi ve vakfımızın desteğiyle,
eğitimde iş çevreleri ve sanayi ile
işbirliği, inovasyon projeleri, her yaş
için uygulanan hayat boyu öğrenme
programları yürütülmektedir.
Fakülte, yüksekokul ve meslek
yüksekokulları ile birlikte farklı
tarihlerde gerçekleştirilen
konferans, panel ve kurslarla,
Üniversitemiz ile halkımız
arasındaki etkileşim artırılmaktadır.
Yürütülen projelerle işsizlerin iş
bulmasına imkan yaratılırken,
çocukların, kadınların ve ailelerin
eğitimine de katkı sağlanmaktadır.
Şehrin bu anlamda da nabzını
tutabilmek ve Ağrı İlini daha
yaşanabilir kılmak adına IC
Vakfı, dönem dönem sosyolojik
araştırmalara öncülük etmektedir.
Ayrıca mevcut sorunlara çözüm
önerilerinde bulunabilmek
33
Ağrı’nın yaşam
biçimi üniversite
ile gelişecek;
üniversite Ağrı’nın
sosyal, kültürel,
ekonomik hayatını
değiştirecektir.
34
için proje ve araştırma
yarışmaları düzenlenmekte,
farklı çözüm önerilerini kamu ile
paylaşılmaktadır.
Öncelikli etki alanı eğitim
Vakfımızın öncelikli destek alanı
eğitimdir. Çünkü bir ülkenin
gelişiminde en önemli yapı taşı
eğitimdir. Ülkem genç beyinlerin
eğitimi ile daha çok gelişecektir.
Gençlerimizin eğitimine destek
vermek gerek benim gerekse
çocuklarımın en büyük hedefidir.
Aile olarak bundan duyduğumuz
mutluluk ve onur bizim en büyük
zenginliğimiz olacaktır.
Burs verdiğimiz gençlerin şimdi
vali, doktor, mühendis, hakim,
öğretmen olarak önemli görevlerde
başarılarını sürdürmeleri benim
için en büyük mutluluktur.
Üniversitemizin bilim, eğitim,
kültür, sanat, spor konularındaki
projelerine gereken desteği
vermeye devam edeceğiz.
Akademisyenlerin araştırma ve
yurt dışı yayın çalışmalarına ve
çeşitli konularda başarılı olan
üniversitemiz öğrencilerine
teşviklerimizi sürdüreceğiz.
Üniversite hocalarının çalışmalarını
kitap halinde yayınlayacağız.
Spor, sanat ve diğer alanlardaki
başarılı gençleri ve onları çalıştıran
hocalarını destekleyeceğiz.
Üniversitemiz Ağrı’nın sanayisiyle,
tarımıyla, sivil toplum kuruluşlarıyla
ama en önemlisi halkıyla
bütünleşmelidir. Ağrı’nın yaşam
biçimi bu üniversite ile gelişecek,
üniversite Ağrı’nın sosyal, kültürel,
ekonomik hayatını değiştirecektir.
Ağrı’ya kız öğrenci yurdu
Vakfımızda gençlere yönelik
birçok farklı konuda meslek
edindirme kursları, kişisel gelişim
seminerleri, kariyer gelişimi
toplantıları ve AB bilgilendirme
eğitimleri düzenliyoruz. Tüm
bursiyerlerimiz ile sistemli
bir iletişim ağı kurulmuş olup
onlarla yakın temas içinde olarak,
gerek üniversite hayatına destek
vermek gerekse iş hayatına tam
donanımlı olarak hazırlanmalarını
sağlamak sorumluluklarımız
arasındadır. Mezun bursiyerlerimiz
ile iş hayatlarına atıldıktan sonra
iletişimimizi sürdürüyoruz. Bugün
IC Holding şirketlerimizde çalışan
pek çok mezun bursiyerimiz
bulunmaktadır.
2012 yılında Aile Sosyal Politikalar
İl Müdürlüğü iş birliği ile Ankara’da
çocuk evi açtık ve bu desteklerimizi
arttırarak sürdürmek hedefindeyiz.
Ayrıca, Ağrı İl Halk Sağlığı
Müdürlüğü ile 4 bin köy okulu
öğrencisine yönelik hijyen projesini
yineleyeceğiz.
Üniversitemiz için hedeflediğimiz ve
yapmayı taahhüt ettiğimiz kampüs,
binalar ve altyapı ile ilgili fiziki proje
bitmiştir. Ancak bundan sonra da
Vakfımız üniversiteyi destekleyecek
projelerin çalışmalarını sürdürecek,
seçkin üniversiteler içinde yer
alması ve uluslararası camiada
saygınlığını arttırmak adına,
üniversite yönetimi ile iş birliği
içinde gerekenleri yapacaktır.
Ağrı’da önemli bir eksiklik olan
öğrencilerin barınma sorununu
gidermek amacıyla üniversiteye bu
yıl bir kız öğrenci yurdu yaptırmaya
karar verdim. En kısa zamanda bu
proje de başlayacaktır.
Ben artık bundan sonra
üniversitemizin asli görevi olan
eğitim ve akademik çalışmalarının
yanı sıra Ağrı’nın ekonomik, sosyal,
kültürel kalkınmasına etkin bir
şekilde destek olmasını arzu
ediyorum. Ayrıca Ağrı halkının da
bu güzel esere, kendi üniversitesine
sahip çıkmalarını, üniversiteden
azami derecede yarar sağlamalarını
diliyorum. Üniversitemizin çok
değerli akademisyenlerinin
ve onların yetiştirdiği sevgili
öğrencilerin bilimsel anlayışla
araştıran, üreten, sorgulayan,
insan hak ve hürriyetlerine saygılı
ve toplum yararına hareket eden
bireyler olması ve üniversitemizden
mezun olacak gençlerimizin her
alanda ülkemizin geleceğine damga
vurması hedefimiz olmalıdır.
35
DOSYA
KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK
Naci KOLOĞLU
Kolin İnşaat A.Ş.
Yönetim Kurulu Başkanı
Eğitime katkı güvenli
bir gelecektir
Kolin’in sahip
olduğu sosyal
sorumluluk
bilinci, kurumsal
kültürünün temel
taşlarından biri.
“Öncelikle şunu belirtmek gerek
ki insan sosyal bir varlıktır. Bu
nedenle de sosyal yaşamda
adı konmuş veya konmamış
sorumlulukları vardır; olmalıdır;
almalıdır.
Bireysel olarak
değerlendirdiğimizde, bazı
istisnalar hariç, kişi, yakın
çevresindeki hayatlara dokunabilir.
Lakin farklı donanım ve yeteneklere
sahip olan insanlar, bu çemberi
genişletebilir ve topluma mal olan
faydalara imza atabilir.
Kurumsal olarak
değerlendirdiğimizde ise kuvvetten
doğan birlikle mesafeler daha kolay
kat edilebilir, çok daha fazla insanın
hayatına dokunulabilir.
Ben, birey olarak çıkılan bu yolda iş
hayatı otobanına sapan şanslı bir
36
insanım. Bu süreçte üstlendiğim
farklı sorumluluklarla önce
aileme, sonra yakın çevreme ve en
nihayetinde ülkeme olan borcumu
ödemeye çalışıyorum. Bu sayede de
doğal olarak hem kişisel gelişimime
katkıda bulunuyorum hem de
manevi anlamda huzur buluyorum.”
Kurumsal Sosyal Sorumluluk
Projelerinin şirketin
sürdürülebilirlik vizyonuna
katkıları
“Kolin İnşaat AŞ., odaklandığı tüm
iş kollarında imza attığı projeleriyle
başarılı bir grafik çiziyor, istikrarlı
büyüme hedefi doğrultusunda
emin adımlarla yoluna devam
ediyor. Belirlemiş olduğu hedeflere
ulaşmak amacıyla faaliyetlerini
sürdüren Kolin, bir yandan da
toplum için yarattığı değerleri
geliştirmek için çalışıyor.
Kolin’in sahip olduğu sosyal
sorumluluk bilinci, kurumsal
kültürünün temel taşlarından biri...
Dolayısıyla grubumuz faaliyet
gösterdiği tüm iş alanlarında ve
tüm coğrafyalarda bu sorumluluk
bilinciyle hareket ediyor;
sürdürülebilir bir büyüme ile
maksimum sayıda insanın hayatına
dokunmaya çalışıyor.”
Kurumsal Sosyal Sorumluluk
Projelerinin çalışanların
motivasyonlarına katkıları
“Küreselleşen dünyada kurumsal
sosyal sorumluluk, işletmeler
açısından bir gereklilik haline
gelmiştir. Toplumdan aldığını
topluma geri vermek ve işletmenin
faaliyetlerinde toplum yararını
gözetmesi ilkelerine dayanan
kurumsal sosyal sorumluluk
anlayışı, işletmelerin en iyi
şartlarda pazarda tanınmaları ve
marka imajını güçlendirmeleri
açısından önemli bir yere sahiptir.
Rakiplerinden farklılaşmak isteyen
işletmelerin marka imajlarını da
farklılaştırmaları gerekmektedir.
Bu açıdan bakıldığında kurumsal
sosyal sorumluluk, farklılık
yaratmak için geçerli bir
uygulama olarak görülmektedir.
Bir marka, toplumsal sorunlara
getirdiği çözümler ile marka
imajını geliştirebilmekte, yaptığı
hizmetlere kattığı ek değer
sayesinde benzerleri arasında fark
edilebilir hale gelmekte ve daha
fazla tercih edilebilir olmaktadır.
Bu bağlamda bu çalışmada,
kurumsal sosyal sorumluluğun,
marka imajı yaratmadaki yeri ve
önemine değinilmektedir. Kurumsal
sosyal sorumluluk işletmenin
personelleri açısından da önemli
yere sahiptir. Sosyal sorumlulukla
marka değerine katkı sağlamış
adını pazarda daha çok duyurmuş
olan bir işletme, çalışanını, yarattığı
bu marka değeriyle bu işletme de
çalışıyor olmanın gururuyla motive
eder bu motivasyonda çalışanın
başarı güdüsünü üst seviyelere
taşır. Atalarımız ‘Bir elin nesi
var; iki elin sesi var’ diye boşuna
söylememişler. Bu nedenle biz
de her zaman ekip çalışmasına
önem vererek ilerlemeye özen
gösteriyoruz.
37
geliştirir, refah düzeyini yükseltir.
Kolin İnşaat A.Ş. olarak biz, eğitime
katkı sağlamanın toplumsal
sorumluluğun en etkili göstergesi
olduğuna inanıyoruz.
Bu doğrultuda da kuruluşumuzdan
bu yana eğitim kurumları
yaptırarak, bu kurumlarda kaliteli
eğitim verilmesi için destek
sağlıyoruz.
Elazığ Mehmet
Koloğlu Anadolu
Lisesi ve Nezihe
Koloğlu Kız
Yurdu özel
sektörün bugüne
dek ülkemizde
üstlendiği en
kapsamlı eğitim
destek projeleridir.
38
Bir fikirle başlayan projelerimiz, alın
ve akıl teri döken çalışanlarımızın
katkılarıyla gelişiyor ve
gerçekleşiyor. Hemen herkes
elinden geldiğince bir ucundan
tutuyor ve bu motivasyonun
yarattığı sinerjiyle projeler bir bir
hayata geçiyor. Tabii alınan sonuçlar
da çalışanlarımızı mutlu ediyor.”
Kurumsal Sosyal Sorumluluk
üstlenilmesi gerekli alanlar
“Öncelikli hedef eğitim olmalı
bence. Çünkü eğitime katkı demek,
güvenli bir geleceğe katkı demektir.
Bilim, kültür, sanat, spor hep eğitim
sayesinde ileri gider. Bunlar da
sağlıklı bireylerin yetişmesine
katkıda bulunarak toplumları
Kolin, Samsun’da bir ilköğretim
okulu, Elazığ’da Anadolu Lisesi
ve kız öğrenci yurdu, sağlık
meslek lisesi ve kız öğrenci yurdu
eğitim kompleksinin yapımını
üstlenerek bu konudaki görüşlerini
somutlaştırdı.
Grubumuz ayrıca Giresun
Üniversitesi Doğankent Veysi Akın
Koloğlu Meslek Yüksek Okulu,
Kürtün İlçesi Nezihe Koloğlu
Öğrenci Yurdu, Şuhut İlim ve Kültür
Merkezi ve Çanakkale Onsekiz Mart
Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nin
inşaatını gerçekleştirdi.”
Kolin’in mutluluk duyduğu proje
“Detaylara girersek, bizi en çok
mutlu eden sosyal sorumluluk
projelerimizden biri, Elazığ Mehmet
Koloğlu Anadolu Lisesi ve Nezihe
Koloğlu Kız Yurdu.
Kurumsal sosyal
sorumluluk anlayışı,
işletmelerin en iyi
şartlarda pazarda
tanınmaları ve
marka imajını
güçlendirmeleri
açısından önemli bir
yere sahiptir.
Bu, özel sektörün bugüne dek
ülkemizde üstlendiği en kapsamlı
eğitim destek projelerinden biri...
Hayata geçirdiğimiz bir diğer eğitim
projemiz de Metin Koloğlu Sağlık
Meslek Lisesi.
Türkiye'de Eğitime Destek
Kampanyası kapsamında
gerçekleştirdiğimiz bu eğitim
kompleksi, Kolin İnşaat tarafından
10 milyon dolar yatırım harcaması
yapılarak tamamlandı ve eğitimöğretime açılmak üzere Milli Eğitim
Bakanlığı'na devredildi.
Kolin’in, sosyal sorumluluk
bilinciyle Elazığ’da yapımını
üstlendiği Metin Koloğlu Sağlık
Meslek Lisesi ve Kız Öğrenci Yurdu
Eğitim Kompleksi de öğrencilere
en modern eğitim olanaklarını
sunuyor.
Mehmet Koloğlu Anadolu Lisesi
ve Nezihe Koloğlu Kız Yurdu
Eğitim Kompleksi, 3 blokta
600 öğrencinin eğitim-öğretim
görebileceği, 2 blokta 125 kız
öğrencinin kalabileceği kız yurdu ve
yemekhane olmak üzere,
70.000 m² alan üzerinde toplam 5
bloktan oluşuyor.
Öğrencilere en modern eğitimöğretim olanaklarını sunan bu
eğitim kompleksinde, 25'er kişilik
24 adet derslikle eğitim hizmetlerini
sürdüren lisenin yanı sıra açık
spor alanı, basketbol sahası,
voleybol sahası, tenis kortu, koşu
parkuru gibi spor alanları, fizikkimya-biyoloji laboratuvarları, hobi
odaları, müzik, resim ve bilgisayar
atölyeleri, kütüphane ve çok amaçlı
bir salon bulunuyor.
Metin Koloğlu Sağlık Meslek
Lisesi’nin proje aşamasına
2009 yılı sonunda geçmiştik.
8.426 m2 alan üzerinde toplam
6 bloktan oluşan bu kompleks,
2011 yılında tamamlanarak Milli
Eğitim Bakanlığı’na devredildi ve
2011-2012 eğitim öğretim yılında
faaliyete geçti.
Komplekste, 2 blokta 540
öğrencinin eğitim görebileceği okul
binaları, diğer her bir blokta da
141 öğrencinin kalabileceği yurt
binası, yönetim binası, mutfak ve
yemekhane yer alıyor.
Metin Koloğlu Sağlık Meslek
Lisesi’nde, 30’ar kişilik 18 adet
dersliğin yanı sıra 3 adet özel
derslik, 5 adet laboratuvar, 4 adet
teknik oda, 1 adet çok amaçlı oda,
açık-kapalı spor alanları, basketbol-
39
voleybol sahaları, kız-erkek
soyunma odaları, revir, doktorhemşire odaları ve engelli öğrenci
odaları da bulunuyor.
Kolin Türk Müziği Topluluğu
Hayata geçirmiş olduğumuz sosyal
sorumluluk projelerimizden biri de
kültür-sanat hayatımıza katkıda
bulunuyor: Kolin Türk Müziği
Topluluğu. Bu topluluğu, Kolin Türk
Sanat Müziği Korosu ile Kolin Türk
Halk Müziği Korosu oluşturuyor.
Kolin İnşaat AŞ. olarak, 2013
yılı etkinliklerinde tema olarak
Türk Sanat Müziğini, 2014 yılı
etkinliklerinde ise Türk Halk
Müziğini ön plana çıkarmaya karar
vermiştik. Kültür miraslarımız olan
Türk Sanat Müziğini ve Türk Halk
Müziğini sevdirmek, geliştirmek
ve yaşatmak üzere bu sosyal
sorumluluk projesini de başlattık.
Öncelikle amatör bir koro kurarak
gençleri topluluk bünyesinde
buluşturmayı amaçladık. Bu hedef
40
doğrultusunda öncelikle TRT
Ankara Radyosu Şeflerinden Hasan
Eylen’in yönetiminde ‘Kolin Türk
Sanat Müziği Korosu’nu oluşturduk
ve koromuz 2012 yılı Ekim ayından
itibaren çalışmalara başladı.
yönlendirmesi sonucu, Türk Sanat
Müziği ve Türk Halk Müziği eğitimi
almakta olan veya bu konuya gönül
vermiş öğrencilerden yeterli ses ve
kulak yapısına sahip olanlar koroya
dahil edildiler.
‘Kolin Türk Halk Müziği Korosu’
ise TRT Ankara Radyosu Türk
Halk Müziği Ses Sanatçısı ve
Yurttan Sesler Koro Şefi Bircan
Pullukçuoğlu yönetiminde 2013 yılı
Ekim ayı itibarıyla çalışmalarına
başladı.
Koronun kaliteli seslerden oluşan,
dostluk ve arkadaşlığın ön planda
tutulduğu, Türk Sanat ve Türk
Halk Müziğini ileriki dönemlere
taşıyabilecek nitelikli bir topluluk
olmasına özen gösterildi ve
dinleyicilere keyifli konserler
sunulması hedeflendi.
Bu projede de ekip çalışmasının ve
toplumsal dayanışmanın çok güzel
bir örneği yaşandı.
Korolar kurulma aşamasındayken
bazı üniversitelerle temasa geçildi;
koroya katılabilecek yetenekli
öğrencilere Kolin tarafından
burs verilebileceği ifade edildi.
Proje, üniversiteler tarafından da
heyecanla karşılandı ve gerekli
her türlü desteğin sağlanacağı
belirtildi. Böylelikle üniversitelerin
Bu vesileyle şunu da belirteyim:
Kolin İnşaat A.Ş., gençlere Türk
Müziği’ni sevdirmek, gelecek
nesillere taşıyacak kalıcı eserler
bırakılmasına vesile olmak, gerek
Türk Sanat Müziği’ne gerekse Türk
Halk Müziği’ne yeni genç sesler
kazandırmak amacıyla bu alandaki
etkinliklerini sürdürecek.
Kültürümüze karınca kararınca
katkıda bulunmaya çalıştığımız
bir diğer sosyal sorumluluk
projemiz ise Giresun Tarihi Konak
Restorasyonu’dur.
Grup şirketlerimizden Akköy
Enerji Üretim AŞ., Trabzon
Kültür Varlıklarını Koruma Bölge
Kurulu’nun kararı ile Giresun
merkez, Hacıhüseyin Mah. Fevzi
Çakmak Cad. No: 73 adresindeki
tarihi konağın röleve, restitüsyon
ve restorasyon işlerini üstlendi. Bu
çalışmalar 2013 yılında tamamlandı
ve tarihi konak aslına uygun
şekilde onarılarak Trabzon Kültür
Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’na
teslim edildi.”
En çok manevi tatmin hissettiren
proje
“Benim için en anlamlı proje
rahmetli babam için inşa ettiğimiz
‘Elazığ Mehmet Koloğlu Anadolu
Lisesi’ ile rahmetli annem için inşa
ettiğimiz ‘Nezihe Koloğlu Kız Yurdu’
ve rahmetli abim için inşa ettiğimiz
‘Metin Koloğlu Sağlık Meslek
Lisesi’nin bizdeki yeri ayrıdır.”
Önümüzdeki dönemde planlanan
projeler
“Şunun bilincindeyiz ki biz, ülkemiz
sayesinde varız...
Kişiler geçicidir ama bazı kurumlar
kalıcı olmayı başarabilir. İşte bu
bilinçle çalışmalarımızı ve sosyal
sorumluluk anlayışımızla ülkemize,
insanımıza faydalar sağlayacak
işlerimizi, projelerimizi devam
ettireceğiz.
Kolin olarak şunu da biliyoruz
ki daha yapacak çok işimiz
var. Tabii kararlılığımız ve
azmimiz de... Ve ailemizin
yetişmekte olan kuşaklarına da
aynı bilinci aşılayacak, bayrağı
onlara devredene kadar olanca
gücümüzle çalışacağız, öğüneceğiz,
güveneceğiz!”
İlelebet payidar kalacak vatanımıza,
ödemekle bitiremeyeceğimiz bir
borcumuz da var.
41
DOSYA
KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK
Nihat ÖZDEMİR
LİMAK İnşaat A.Ş.
Yönetim Kurulu Başkanı
LimakASI
dünyanın en önemli kurumsal
sosyal sorumluluk ödülüne
layık görüldü
Limak Grubu olarak
en çok eğitim, spor,
cinsiyet eşitliği
ve çevre ile ilgili
konulara öncelik
tanıyoruz. Bu
alanlarda kurumsal
sosyal sorumluluk
projeleri
geliştiriyoruz.
42
Çok yoğun bir çalışma temposu
içinde çalışıyoruz. Çoğu zaman
gün içerisinde birkaç farklı
şehirde olabiliyoruz. Şirket
olarak çok dinamik ve hızlı bir
yapımız bulunuyor. Limak’ta
çalışanlar da bu dinamik yapıya
alışık durumdalar. Ancak yine
de hepimiz hayatın çalışmaktan
ibaret olmadığının farkındayız.
Mümkün olduğu ölçüde sosyal
sorumluluk faaliyetlerinde yer
almaya, inisiyatif almaya ve bizzat
şirket olarak bunları düzenlemeye
çalışıyoruz. Günün sonunda bunlar
benim, ortağım Sezai Bey'in ve
ailelerimizin üzerinde çok olumlu
etkiler de yaratıyor. Bir yerde bu
tür faaliyetler işte kazandığımız
başarının başkalarıyla paylaşılması
ve taçlandırılması anlamına da
geliyor. Biz şirket olarak bütün
varlığımızı bu topraklara ve
bu ülke insanlarına borçluyuz.
Kazandıklarımızı da bir şekilde
onlarla paylaşmak ve Türkiye’yi
elbirliği ile nasıl daha fazla
büyütebiliriz, insanımıza nasıl daha
fazla istihdam yaratırız ve ekmek
kapısı açarız hep bunun düşüncesi
içindeyiz.
Kurumsal Sosyal Sorumluluk
Projelerinin şirketin
sürdürülebilirlik vizyonuna
katkıları
Sürdürülebilirlik kavramı dünya
genelinde son yılların en moda
kavramlarından birisi. Çevreye,
doğaya, topluma, yaşadığımız
ülkeye tek bir seferlik bakamayız.
Dolayısıyla bu konu gerçekten
son derece önemli. Dünya nüfusu
Birçok arkadaşımız
yürüttüğümüz
sosyal sorumluluk
projelerimizde
gönüllü olarak
yer alıyor ve bu
durum iş yerindeki
verimliliklerini
de pozitif yönde
etkiliyor.
hızla artıyor, doğal kaynaklar
azalıyor ve çevre büyük zarar
görüyor. Şirket olarak bizler de
bu konuda elimizden gelen azami
gayreti ve hassasiyeti göstermeye
çalışıyoruz. Kendi şirketlerimizde
bulunduğumuz her lokasyonda
çevreye ve topluma olumlu katkı
yapmaya ve o bölgelere yönelik
kurumsal sosyal sorumluluk
projeleri geliştiriyoruz. Çevre
ve toplumla barışık bir biçimde
dengeli olarak büyümeye özen
gösteriyoruz. Bugüne kadar
sayısız sosyal sorumluluk projesi
geliştirdiğimizi ve bunları başarı
ile uyguladığımızı söyleyebilirim.
Bunların çok büyük bir çoğunluğu
eğitim ve meslek edindirme ile
ilgili. Diğer bir önemli kısmı ise
ağaçlandırma ve yeşillendirme
konusundadır. Yapılan bu projelerin
topluma ve çevreye olumlu katkıda
bulunduğu gibi şirketlerimizin
bölgedeki algısı üzerinde de çok
olumlu katkılarda bulunduğunu
gözlemleyebiliyoruz. Bu da
şirketlerimizin sürdürülebilirlik
konusunda giderek daha hassas
hale gelmesini sağlıyor.
Kurumsal Sosyal Sorumluluk
Projeleri üstlenilmesi gerekli
alanlar
Kurumsal Sosyal Sorumluluk
Projelerinin şirket çalışanların
motivasyonlarına katkıları
Limak Turizm
Grubu Antalya
bölgesinde yanan
orman alanlarını
yeniden kazanmak
amacıyla bir
’Hatıra Ormanı’
kurma kararı
alarak, Orman
Bakanlığı’nın tahsis
ettiği 100 dönümlük
alana 10 bin fidan
dikti.
Çalışanlarımız ve insan gücümüz
aslında Limak olarak bizim en
büyük sermayemiz. Yaptığımız
işlerin kalitesini ve hızını onların
azimli çalışmaları sayesinde
sağlıyoruz. Yaptığımız kurumsal
sosyal sorumluluk projeleri
çalışanlarımızın motivasyonu
konusunda büyük katkı sağlıyor.
Her şeyden önce yapılan bu olumlu
işler sayesinde çalışanların şirket
ile bağı ve aidiyet duygusu çok
daha güçleniyor. Yaptıkları işin
doğruluğuna inançları artıyor.
Biz bunu Limak’ta çalışma
arkadaşlarımızda açık bir biçimde
gözlemleyebiliyoruz. Birçok
arkadaşımız yürüttüğümüz sosyal
sorumluluk projelerimizde gönüllü
olarak yer alıyor ve bu durum iş
yerindeki verimliliklerini de pozitif
yönde etkiliyor.
Firmalar kurumsal sosyal
sorumluluklarını toplumun
ve çevrenin ihtiyaçlarına ve
uzun vadeli hedeflerine göre
belirlemeliler. Ben Türkiye’deki
en büyük sorunlardan birisinin
katma değeri yüksek üretim
yapmak olduğuna inanıyorum. Eğer,
Türkiye gelecekte gelişmiş ülkeler
arasında yer alacaksa ki; başka
bir hedefimiz olamaz… Bu konuda
özellikle eğitim ön plana çıkıyor.
Çocuklarımız mümkün olduğunca
iyi eğitim alacakları standartlara
ulaştırılmalıdır. Bize göre eğitim
konusunda atılan her olumlu adım
ülkeye ve şirketlere de pozitif olarak
gelecekte geri dönecektir. Birçok
sorunumuzun temelinde bu konu
yer almaktadır. Biz Limak Grubu
olarak en çok eğitim, spor, cinsiyet
eşitliği ve çevre ile ilgili konulara
öncelik tanıyoruz. Bu alanlarda
kurumsal sosyal sorumluluk
projeleri geliştiriyoruz.
43
Boğaziçi
Üniversitesi ve
Priştine Üniversitesi
işbirliğiyle
Limak Airport
Services Institute
(LimakASI)’yi
hayata geçirdik.
Projemiz IPRA
Golden Award
gibi dünyanın en
önemli kurumsal
sosyal sorumluluk
ödüllerine de layık
görüldü.
44
Limak'ın Kurumsal Sosyal
Sorumluluk Projeleri ve etki
alanları
Limak olarak yaklaşık 110
şirketimiz bulunuyor. Çimento,
enerji, turizm, inşaat, havacılık,
havalimanı ve liman işletmeciliği,
gıda sektörlerinde faaliyet
gösteriyoruz. İştiraklerimizle
birlikte yaklaşık 42 bin kişiye
istihdam sağlıyoruz. Merkezi olarak
yürüttüğümüz sosyal sorumluluk
projelerinin yanı sıra şirketlerimiz
ve sektör gruplarımızın da kendi
alanlarında yürüttüğü projeler
mevcut.
Birkaçından kısaca bahsetmek
gerekirse Limak Turizm Grubu,
Antalya bölgesinde yanan orman
alanlarını yeniden kazanmak
amacıyla bir ’Hatıra Ormanı’ kurma
kararı alarak, Orman Bakanlığı’nın
tahsis ettiği 100 dönümlük alana 10
bin fidan dikti. Hatıra Ormanı’na 10
yıl boyunca 100 bin fidan dikerek,
müşterileri adına Antalya’ya kalıcı
bir eser bırakacak. “Anılarınızı
Yeşertin” isimli bir Çiçek Tohumu
Kampanyası da başlattılar. Çimento
Grubumuz, her yıl düzenli olarak
yaptığı ağaçlandırma faaliyetleriyle
bugüne kadar yaklaşık 200 bin adet
çeşitli türlerden fidan dikti. Enerji
üretim Grumuz, Siirt İl Milli Eğitim
Müdürlüğü işbirliğinde, İlköğretim
3’ncü ve 4’ncü sınıf öğrencilerine
yönelik olarak, barajların kurulu
olduğu nehir yatakları çevresinde
tedbirli olunmasına ilişkin 3 binden
fazla öğrenciye bilinçlendirme
eğitimi verdi.
Kosova’nın tek uluslararası
havalimanı olan Priştina
Uluslararası Adem Yaşari
Havalimanı’nı işletiyoruz.
Burada Boğaziçi Üniversitesi ve
Priştine Üniversitesi işbirliğiyle
Limak Airport Services Institute
(LimakASI)’yi hayata geçirdik.
Eğitim programını tamamlayanlar,
Priştine Havalimanı’nın yanı
sıra 70 ülkedeki yüzden fazla
havalimanında ve ilgili sektör
kuruluşlarında çalışabilecekler.
Bu projemiz IPRA Golden Award
gibi dünyanın en önemli kurumsal
sosyal sorumluluk ödüllerine de
layık görüldü.
Çok yakında hayata
geçecek, özellikle
kalkınmada
öncelikli
illerimizdeki
kızlarımızı
ilgilendiren bir
sosyal sorumluluk
projesi üzerinde
çalışmalar
yapıyoruz. Onların
eğitimi ve iş
hayatına katılımı
konusunda farklı
bir proje olacak.
Yine Kosova’da yüzde 50 hissedar
olarak 2013 yılında işletmesini
devraldığımız Kosova Elektrik
Dağıtım Şirketi (KEDS), Boğaziçi
Üniversitesi işbirliği ile Kosova’da
eğitim alanında önemli bir sosyal
sorumluluk projesini hayata
geçirdi. Enerji ve elektrik sektörüne
nitelikli eleman kazandırmayı
ve Kosova’daki genç işsizliğine
çözüm için model oluşturmayı
hedefleyen proje çerçevesinde
‘KEDS Akademi’yi kuran şirket,
elektrik mühendisliği öğrencilerini
ve teknik liselerde ilgili bölümlerde
öğrenim gören öğrencileri enerji
sektöründeki kariyerlerine
hazırlayacak.
Bunlar öne çıkan bazı projelerimiz
ama bugüne kadar birçok
okul ve yurt yaptırdık. Spor
organizasyonlarına ve takımlara
destek verdik. Ayrıca bugüne
kadar pek çok kültür sanat
organizasyonuna da sponsor olduk
ve bu desteklerimiz de devam
edecek.
Önümüzdeki dönemde planlanan
yeni projeler
Önümüzdeki dönemde de eğitim,
kültür-sanat, cinsiyet eşitliği ve
spor alanındaki kurumsal sosyal
sorumluluk projelerimizi artırarak
devam ettireceğiz. Bununla ilgili
olarak çok yakında hayata geçecek,
özellikle kalkınmada öncelikli
illerimizdeki kızlarımızı ilgilendiren
bir sosyal sorumluluk projesi
üzerinde çalışmalar yapıyoruz.
Onların eğitimi ve iş hayatına
katılımı konusunda farklı bir proje
olacak. Bu projemizin büyük bir
etki yaratacağına, toplumdaki diğer
bizim gibi duyarlı insanları da
harekete geçireceğine inanıyoruz.
Mevcut sosyal sorumluluk
projelerimiz ise önümüzdeki
dönemde hızla devam edecekler.
45
DOSYA
KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK
Mustafa KARAKUŞ
STFA İnşaat Grubu
Genel Müdürü
Kurum
kültürümüzün
değişmez parçası
olan sosyal
sorumluluk
yaklaşımımızın,
tüm çalışanlarımız
tarafından
benimsenmiş
olması
sürdürülebilir
bir başarı
sağlamamızda en
önemli etkenlerden
birisi.
46
Toplumdan kazandığını
topluma aktar
Yaşadığımız dünyaya baktığımızda,
çözüm bekleyen yüzlerce sorunla
karşı karşıya olduğumuzu
görüyoruz. Eğitim, sağlık, çevre
başta olmak üzere birçok alanda
artan nüfus, gelişen teknoloji ve
insanların farkındalık düzeylerine
bağlı olarak sorunların sayısı
artıyor. Tüm bunların çözümü
için resmi kurumlara ve sivil
toplum kuruluşlarına olduğu
kadar şirketlere ve bireylere de
önemli görevler düşüyor. Toplumu
daha ileriye taşıyacak, gelecek
nesillere daha yaşanır bir dünya
bırakmaya katkı sunacak bir
yaklaşımla, aktif sorumlu yurttaşlar
olarak üzerimize düşeni yapmak
zorundayız. Günlük hayatımızdaki
alışkanlıklarımızın çevreye olan
etkilerini azaltmaktan, gönüllü
faaliyetlerin içinde olmaya kadar
yapabileceğimiz pek çok şey var.
Yalnızca kendimiz ve çalıştığımız
alan için değil, sosyal açıdan toplum
için bir değer üretmek insan olarak
bizi daha mutlu ve verimli kılıyor.
STFA olarak
eğitim, sağlık ve
çevre konularında
sürdürülebilir
bir yaklaşımla,
doğru ve faydalı
bulduğumuz birçok
projeye destek
veriyor ya da kendi
projelerimizi hayata
geçiriyoruz.
Kurumsal Sosyal Sorumluluk
Projelerinin şirket vizyonuna
katkıları
Başarılı şirketler sadece ürün ve
hizmetlerinin kalitesiyle değil, aynı
zamanda bulundukları çevreye ve
topluma faydalarıyla fark yaratır.
Toplumdan kazandığının bir
kısmını yine toplumun refahı ve
sorunlarının çözümüne aktarmak
her şirketin DNA’sında olması
gereken bir özelliktir.
STFA olarak kuruluşumuzdan
bu yana tüm faaliyetlerimizde
insana değer veren, çevreyi
koruyan bir yaklaşım içinde
çalışıyoruz. Ülkemizin ileriye
taşınmasının yolunun daha çok
inovasyonla daha fazla katma
değer üretmek ve bunları hayata
geçirebilecek kapasitede nesiller
yetiştirmekten geçtiğine inanıyoruz.
Yatırım ve faaliyetlerimiz
sonucu büyürken, sosyal ve
çevresel sorumluluklarımızı
da gözetmeye devam ediyoruz.
Kurum kültürümüzün değişmez
parçası olan sosyal sorumluluk
yaklaşımımızın, tüm çalışanlarımız
tarafından benimsenmiş olması
da sürdürülebilir bir başarı
sağlamamızda en önemli
etkenlerden birisi.
Kurumsal Sosyal Sorumluluk
Projelerinin çalışanların
motivasyonlarına katkıları
Sosyal anlamda her bireyin
bulunduğu çevrede, destek
olabileceği bir toplumsal sorun
mutlaka var. Bugün araştırmalar
47
Tek bir şeyi bilmelisin:
Her şeyi öğrenebilirsin!
.org.tr
Khan Academy
bugüne kadar
verdiği yarım
milyardan fazla
ders ile dünyanın
en büyük sınıfı
olarak biliniyor.
da gösteriyor ki sosyal sorumluluk
faaliyetleri içinde aktif olarak
yer alan, gönüllülük yapmak için
zaman ayırabilen insanlar daha
mutlu ve daha verimli oldukları
bir çalışma hayatı sürdürüyorlar.
Çünkü üretmenin, kazanmanın
ve tüketmenin dışında toplumsal
bir fayda üretmenin sağladığı bir
motivasyon kazanıyorlar. Kendi
sosyal sorumluluk yaklaşımlarını
çalışanlarının da benimsemesini
sağlayan ve bunun için fırsat sunan,
olanak tanıyan şirketler de daha
mutlu, kurum bağlılığı yüksek
bireylerle birlikte çalışarak verimini
yükseltiyor. Bugün Fortune 500
şirketlerinin yüzde 90’ına yakınının
çalışan gönüllülüğü uygulayan
şirketlerden oluşması da bunun bir
göstergesidir.
STFA olarak bugün geldiğimiz
noktada kurum kültür ve
48
değerlerimizi benimsemiş insan
kaynağımızın büyük katkısı var.
Kurucularımız Sezai Türkeş ve
Feyzi Akkaya’nın insana verdiği
değer, çalışanlarımızın yenilikçi
fikirleri, sürdürülebilir bir gelecek
için ürettikleri ve destek verdikleri
projelerle topluma katkıya
dönüşmeye devam ediyor.
Kurumsal Sosyal Sorumluluk
Projelerinin öncelikli olması
gereken alanlar
Bu her şirketin bulunduğu
coğrafya, faaliyet gösterdiği alan
ve paydaşlarına göre değişebilir.
Önemli olan sorun tespit edildikten
sonra uygun proje ve paydaşlarla,
çalışanların da sürece dahil edildiği
kalıcı ve sürdürülebilir bir fayda
yaratmaktır. Bugün birçok şirket;
STK, yerel yönetimler ve resmi
kurumlarla işbirliği içinde, çok
güzel projelere imza atıyor. Biz
de STFA olarak eğitim, sağlık ve
çevre konularında sürdürülebilir
bir yaklaşımla, doğru ve faydalı
bulduğumuz birçok projeye destek
veriyor ya da kendi projelerimizi
hayata geçiriyoruz.
STFA olarak
üstün yetenekli,
maddi olanakları
sınırlı çocuğun
faydalanması
amacıyla
“Olağanüstü”
projesini başlattık.
Ayrıca okula sürekli
burs katkısı için
özgün bir yaz
kampı tasarladık
ve başarıyla hayata
geçirdik.
STFA’nın Kurumsal Sosyal
Sorumluluk Projeleri ve etki
alanları
Eğitim alanındaki önemli
projelerimizden birisi, dünyanın
en büyük ücretsiz online eğitim
platformu Khan Academy’nin
Türkçe’ye kazandırılması oldu.
1992 yılında Sezai Türkeş
tarafından kurulan ve STFA
sponsorluğunda faaliyet gösteren
Bilimsel ve Teknik Yayınları Çeviri
Vakfı’nın, STFA’nın 75'inci kuruluş
yılında desteklemeye başladığı
yeni projesi Khan Academy Türkçe,
pek çok özelliği ile bir kurumsal
sosyal sorumluluk projesi olarak
öne çıktı. Dünyada eğitimde bir
devrim olarak nitelendirilen, 2006
yılında Salman Khan tarafından
kurulan ve kısa sürede milyonlarca
kişinin ücretsiz eğitim aldığı bir
platforma dönüşen Khan Academy
bugüne kadar verdiği yarım
milyardan fazla ders ile dünyanın
en büyük sınıfı olarak biliniyor.
Khan Academy’nin ilk uluslararası
iştiraki olarak faaliyete geçen
Khan Academy Türkçe, “herkese,
her yerde, kendi hızında, dünya
standartlarında ve ücretsiz eğitim”
olanağını sunuyor. Şu ana kadar
Türkçeleştirilen 4 bine yakın ders
videosu, 150 bini aşkın alıştırma ve
problem www.khanacademy.org.tr
ve tr.khanacademy.org adreslerinde
yayınlanıyor. Khan Academy’nin
dersleri matematik, fen bilimleri,
sosyal bilimler, iktisadi bilimler,
tıp, astronomi, bilgisayar bilimi gibi
geniş bir alanı kapsıyor; 1+1’den
diferansiyel denklemlere, organik
kimyadan sanat tarihine 7’den 70’e
hitap eden bir yelpaze sunuyor.
TEVİTÖL, Koç Lisesi, TED İstanbul
Koleji, Robert Kolej, Boğaziçi
Üniversitesi gibi okullardan
gönüllü öğrenciler, öğretmenler,
akademisyenler, iş hayatından
konularının uzmanı profesyoneller
ve seslendirme sanatçıları projeye
destek veriyorlar. Ayrıca, Khan
Academy Türkçe dersleri altyazı
seçeneği ile sunuluyor ve böylece
işitme engelli kullanıcılar için de bir
kaynak oluşturması amaçlanıyor.
Her Şeyi Öğrenebilirsin:
Khan Academy Türkçe, Khan
Academy’nin tüm dünyada
büyük ilgi gören “You Can
Learn Anything” kampanyasını
Türkiye’de de başlattı. “Her Şeyi
Öğrenebilirsin” tanıtım videosunda
kampanyanın ilham aldığı değerleri
çarpıcı şekilde vurgularken, “Her
insan öğrenebilir. Kim olursan
ol, nerede olursan ol, tek bir şeyi
bilmelisin: Her şeyi öğrenebilirsin!”
sloganı ile ülkemizde de toplumsal
farkındalık yaratmayı hedefliyoruz.
www.herseyiogrenebilirsin.org
Gelecek için üstün yetenekli
çocukların eğitimi en önemli
yatırım
Türkiye’nin en parlak gençlerine,
dünyanın en iyi eğitimini vermek
için yola çıkan TEVİTÖL (TEV
İnanç Türkeş Özel Lisesi) 1993
yılında kurucularımızdan Sezai
Türkeş tarafından, değerli eşi İnanç
Türkeş’in adını yaşatmak üzere
eğitim dünyasına kazandırıldı.
2002’de Türk Eğitim Vakfı devraldı.
STFA Yatırım Holding olarak son
beş yıldır TEVİTÖL’e destek vermeye
devam ediyoruz. Daha fazla üstün
yetenekli, maddi olanakları sınırlı
çocuğun faydalanması amacıyla
“Olağanüstü” projesini başlattık.
Ayrıca okula sürekli burs katkısı için
özgün bir yaz kampı tasarladık ve
başarıyla hayata geçirdik.
Olağanüstü Projesi
“Gelecek Bizim İçin Olağanüstü”
temasıyla tasarlanan projenin
hedefi, maddi desteğe ihtiyacı olan
üstün ve özel yetenekli öğrenciler
için yeni ve sürdürülebilir bir
49
Maddi desteğe
ihtiyacı olan üstün
ve özel yetenekli
öğrenciler için yeni
ve sürdürülebilir
bir burs fonu
oluşturmak için
"Olağanüstü"
projesi hayata
geçirildi.
50
burs fonu oluşturmak. Her ilden
belirlenecek ve desteklenecek
üstün ve özel yetenekli çocukların
eğitimi, uluslararası rekabet
ortamında Türkiye’nin söz sahibi
olmasını sağlayacak, ülkemiz için
getirisi çok yüksek bir yatırım
olarak değerlendiriyoruz. Bu
kapsamda ‘Olağanüstü getiri
için Olağanüstü çağrı’ yapılan
şirketler, üstün ve özel yetenekli
bir çocuğun TEVİTÖL’de beş yıllık
eğitimini karşılayarak kampanyaya
katılıyorlar. (www.olaganustu.org)
TEVİTÖL Gelecek Kampı Projesi
Olağanüstü Projesinin alt projesi
olarak “Geleceğin Seninle Aynı
Renk Olsun” temasıyla tasarlanan
Gelecek Kampı; lise öğrencilerinin
üniversite seçimleri öncesinde
kendilerini daha iyi tanımalarını,
yatkınlıklarını, ilgi alanlarını
ve eğilimlerini keşfetmelerini
sağlamayı amaçlıyor. Kar amacı
taşımayan programın tüm geliri
TEV - TEVİTÖL fonuna aktarılıyor.
Bireysel kayıtlara da açık olan
kampın en önemli özelliği şirketler
için yeni bir sosyal sorumluluk alanı
oluşturmuş olması. Şirketler; kendi
çalışanlarının çocuklarının kampa
katılmasını destekleyerek, hem
çalışanlarının çocuklarının gelecek
vizyonuna hem de üstün yetenekli
çocukların eğitimine aynı anda
katkıda bulunuyorlar. Bu kapsamda
şu ana kadar STFA’nın başlattığı
bu projeye Türkiye’nin önde
gelen şirketleri katıldı. STFA’nın
grup şirketleriyle birlikte Kibar
Holding, Borusan, Arçelik, Koçtaş,
Organik Kimya kendi çalışanlarının
çocukları ya da bu eğitimden
burslu yararlanan çocuklara destek
vererek projeye katıldılar.
(www.gelecekkampi.org)
TEVİTÖL
GELECEK
K A M P I
Önümüzdeki dönemde planlanan
projeler
Khan Academy Türkçe
gönüllülerinin desteğiyle,
platformun öncelikli olarak
kullanıma sunulacak içeriklerinin
tamamının Türkçe’ye kazandırılması
hedefliyoruz. 2015 yılı sonuna
kadar tam 10 milyon ücretsiz
ders vermiş olmayı istiyoruz.
Sadece Türkiye'deki bireylere
değil, Türkçe konuşan herkese bu
ücretsiz hizmeti ulaştırabilmeyi de
hedefliyoruz. Eğitimin sürekliliğine
ve yeni teknolojilerin birçok
fırsat sunduğuna inanıyor, ayrıca
Olağanüstü ve Gelecek Kampı
projelerimizi de büyüterek devam
ettirmeyi amaçlıyoruz.
Toplumsal sorumluluğumuz ve
grubumuzun kurumsal sosyal
sorumluluk yaklaşımının bir gereği
olarak; ihtiyaç duyulan alanlarda
doğru ve faydalı yeni projeler
üretmek üzere çalışmalarımızı
aralıksız sürdürüyoruz.
GELECEĞİN SENİNLE AYNI RENK OLSUN
51
DOSYA
KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK
Levent KAFKASLI
TEKFEN İnşaat
Yönetim Kurulu Üyesi
Genel Müdür
Bugüne kadar 2
bin öğrencinin
mezuniyetinde
katkısı olan Vakfımız,
2015-2016 eğitim
yılında başarılı olan
ve finansal desteğe
ihtiyaç duyan 500
öğrenciye burs
verecektir.
52
Faaliyetlerimizde temel
ilke sürdürülebilirlik
Bir projenin ‘kurumsal sosyal
sorumluluk projesi’ olarak
değerlendirilebilmesi için
sürdürülebilir olması, gönüllülük
esasına dayanması, kurumun iş
stratejileri ya da faaliyetlerinden
ayrı düşünülmemesi ve kurumun
iç ve dış paydaşlarının (çalışanlar,
müşteriler, tedarikçiler, kamu
aktörleri) da bu projeye dahil
olmaları gerektiğine inanıyorum.
Şirketlerin ürün ve hizmet
açısından farklılaşmalarının giderek
zorlaştığı günümüzde, kurumlar
artık sadece kârlılıklarıyla ile
değil, bu kârı nasıl elde ettikleriyle,
çevreye olan duyarlılıkları,
topluma yaptıkları hizmetleri ile
de değerlendiriliyor. Bir şirketin
güvenilirliği söz konusu olduğunda,
kurumsal yönetim ile beraber
kurumsal sosyal sorumluluk
kavramları da giderek öne çıkıyor.
Sosyal sorumluluk sahibi
markaların ürünleri daha fazla
tercih ediliyor, toplumda daha
saygın bir yere sahip oluyorlar,
mesajları daha kolay algılanıyor
ve benimseniyor. Aynı zamanda
toplumsal olarak bir fayda üretmek,
uluslararası pazarda daha rekabetçi
olmak, çalışanların sürece daha
etkin katılmaları ve en nihai olarak
toplumun sürdürülebilir kalkınma
hedeflerine katkıda bulunmak
açısından da KSS projeleri önem
taşıyor.
Türkiye’de günümüzde resmi
ve özel kurumlar KSS’yi ana
iş stratejilerine dahil etmeye
başladılar. SPK tarafından
beyan edilen Kurumsal Yönetim
İlkeleri, paydaş politikalarının
raporlanmasını ve KSS
uygulamalarını şirketlerin
gündemine soktu, bana göre bu
alanda bir farkındalık yarattı.
KSS projeleri hibe, yardım gibi
değil, profesyonel yaklaşımla ele
alınmalı ve farkındalığı, katılımı
güçlendirmek için - geleneksel
hayır işlerinde hakim olan tevazu
anlayışından farklı olarak - bu işin
iletişimi de yapılmalıdır. Özellikle
son yıllarda kurumların hem
kendi faaliyetlerini, hem toplumu
geliştirmek amacıyla KSS alanında
ciddi çalışmalar mevcut.
Sivil Toplumun Gönüllü Öncüleri
Tekfen olarak sosyal sorumluluk
bilincimizin temelinde, ülkemiz
sivil toplum gönüllülerinin başında
gelen, Kurucu Ortaklarından, bugün
kurucu Onursal Başkanlarımız
olan Sayın Feyyaz Berker ve Sayın
Ali Nihat Gökyiğit’in geniş vizyonu
ve öngörüsü yatıyor. Her ikisi
de ayrı ayrı kendilerini adamış
oldukları konu ve alanlarda, sayısız
projeyi hayata geçirdiler, halen de
geçirmeye devam ediyorlar.
Feyyaz Berker’in çalışmalarının
odağında aile planlaması, eğitim
ve Cumhuriyetimizin kurucusu
Mustafa Kemal Atatürk’ün ve
53
Yürüttüğümüz
sosyal sorumluluk
projelerinin
faaliyetlerimizle
ilgili olmasına ve iş
yaptığımız coğrafi
bölgelerde sektörel
ve toplumsal
geleceğimiz için
değer yaratmasına
önem veriyoruz.
icraatlarının genç nesillere en
doğru şekilde anlatılması konuları
yer alıyor. Mezun olduğu Robert
Kolej, sonrasında dönüştüğü
Boğaziçi Üniversitesi ve Robert
Kolej mezunlarının kurmuş olduğu
Hisar Vakfı’nın Hisar Okulları,
Feyyaz Berker’in maddi ve manevi
olarak desteklediği Türkiye’nin
nadide eğitim kurumlarıdır.
Türkiye’nin en köklü ve yaygın
çevre örgütü olan TEMA (1992) ile
Çevre Dostu Binalar Derneği’nin
(2007) Kurucu Onursal Başkanı Ali
Nihat Gökyiğit çevre, ekosistem,
biyoçeşitlilik ve sürdürülebilir kırsal
54
kalkınma alanında uzun soluklu
ve geniş katılımlı çalışmalarını,
90 yaşına rağmen hız kesmeden
sürdürmektedir. Çalışmalarının
büyük bölümünü kendi adını taşıyan
ANG Vakfı aracılığıyla yürütmekte
olan Ali Nihat Gökyiğit, ülkemizin
en üretken botanik bahçelerinden
biri olan Nezahat Gökyiğit Botanik
Bahçesi’nin (NGBB) kurucusu
olup doğal varlıkları koruma
konusundaki çalışmalarını bu bünye
içerisinde devam ettirmektedir.
TEMA’da ön ayak olduğu ve ANG
Vakfı ile uygulamaya geçirdiği Sakız
Ağacı, Mantar Meşesi ve ağaç tarımı
gibi projeleri dışında, çok sayıdaki
biyoçeşitlik ve sürdürülebilir kırsal
kalkınma projeleri arasında saf arı
ırkları, damızlık ana arı, organik
bal, çay üreticileri için süs bitkleri
ile ilave gelir ve mikro finans
çalışmalarından bahsetmeden
geçemeyiz.
Tekfen Vakfı
Tekfen’de, büyüklerimizden
gördüğümüz, öğrendiğimiz yoldan
ilerleyerek, kendi bünyemizde,
sosyal sorumluluk projelerini, hem
grup şirketleri yoluyla, hem de
Tekfen Holding’in ortakları, kurucu
üyeleri ve grup şirketleri tarafından
1999 yılında kurulmuş ve 2004
yılında toplum yararına çalışan
kurum statüsü alan Tekfen Vakfı
aracılığı ile gerçekleştiriyoruz.
'Üç Denizin Sesi'
Toplumun eksik kalmış alanlarına
doğrudan katkı sağlayan ve
sürdürülebilir projeler bana en
anlamlı gelen projelerdir. Bir
ülkenin geleceğine yapılabilecek en
büyük yatırımın bu anlamda eğitim
olduğu kanaatindeyim. Tekfen
Vakfı bu uğurda, 1999 yılından
beri kesintisiz olarak burs veriyor.
Bugüne kadar 2000 öğrencinin
mezuniyetinde katkısı olan
Vakfımız, 2015-2016 eğitim yılında
başarılı olan ve finansal desteğe
ihtiyaç duyan 500 öğrenciye burs
verecektir. Vakıf ayrıca Adana
Ceyhan’da, biri 2012’de Necati
Akçağlılar İlk ve Orta Öğretim Okulu,
diğeriyse 2014’te otistik çocukların
eğitim göreceği Pamukeli Özel
Eğitim Uygulama Merkezi adında
iki okul inşa ederek Milli Eğitim
Bakanlığı’na teslim etmiştir.
Tekfen Vakfı’nın diğer önemli
ve uzun soluklu hizmeti ise
kültür-sanat alanında, Tekfen
Filarmoni Orkestrası’dır. 1992
yılında Karadeniz Oda Orkestrası
olarak kurulan topluluk, zamanla
genişleyerek senfonik boyuta ulaştı
ve Karadeniz, Hazar Denizi ve Doğu
Akdeniz ülkelerinin müzisyenlerini
sahnede buluşturuyor. Orkestra,
bu üç bölgeden gelen sanatçıları
Çalışanların KSS
projelerinin bir
parçası olmaları
şirkete karşı
bağlılıklarını
güçlendirecek,
aidiyet duygularını
pekiştirecektir.
müziğin evrensel diliyle, adeta bir
Barış Orkestrası olarak misyon
üstlenmektedir.
Kalifiye iş gücü yetiştiriyoruz
Diğer yandan, şirketlerin kendi
faaliyet konuları ve ayrıca coğrafi
konumları itibariyle uygun/
uyumlu projeler yürütmelerinin
sinerji, dolayısıyla verimlilik
açısından büyük fayda sağlayacağı
kanaatindeyim. Dahası, bir KSS
projesi, bir kurumun iş hedefleriyle
ne kadar ilintiliyse, o kadar
uzun vadeli ve verimli olacağı
inancındayım.
Örneğin Tekfen İnşaat olarak, çelik
üretimi yapan Adana Ceyhan’da
bulunan, Tekfen Ceyhan Çelik
İmalat Fabrikamızda, işlerinde
ehil, iş güvenliği kurallarına uyan
kaynakçılar yetiştirmek üzere
kurduğumuz bir kaynakçı okulumuz
bulunuyor. Gençleri eğitiyor
ve başarılı olanlara iş imkânı
sağlıyoruz. Hem Tekfen İnşaat
olarak kendi ihtiyacımıza yönelik
kaliteli eleman yetiştiriyoruz hem
de Türkiye’de önemli bir sorun
olan eğitilmiş, nitelikli ara eleman
ihtiyacını karşılamaya yönelik bir
katkımız oluyor. Özellikle inşaat
sektöründe buna benzer projelere
ağırlık verilmesi gerektiğini
düşünüyorum.
Soma'nın yanındayız
İletişim çalışmaları çerçevesinde,
KSS projeleri hakkında çalışanların
da bilgilendirilmesi son derece
önemlidir. Çalışanların da projenin
bir parçası olmaları ideal bir durum
iken buna imkân olmadığı takdirde
bile bilgi sahibi olmaları, şirkete
karşı bağlılıklarını güçlendirecek,
aidiyet duygularını pekiştirecektir.
Vakfımızın Soma’da kurulmasına
ön ayak olduğu Tekfen Vakfı Soma
Mikrokredi Şubesi’nden kredi alan
kadınlara Grup Şirketlerimizin
geçtiğimiz Ramazan Bayramı’nda
tüm çalışanlar için çilek reçeli
sipariş edip hediye etmesi,
Tekfen’liler arasında büyük bir yankı
uyandırdı, oradaki çabalarımızın
yansıması ufak bir kavanoz
aracılığıyla evlere kadar ulaştı.
ücretsiz eğitim merkezleri açarak,
başvuruda bulunan adayların bilgi
ve beceri düzeylerini tespit ettik,
onlar için mesleki kurslar, gelişim
programları düzenleyerek, bunların
neticesinde başarılı olanları ise
projemizde istihdam ettik. Böylece
kazan-kazan yaklaşımıyla, kendi
insan kaynağı ihtiyacımıza çözüm
yaratırken, köy halkına iş, aş imkanı
da yarattık.
Tekfen çatısı altındaki her şirket,
kendi program ve öncelikleri
doğrultusunda sosyal sorumluluk
projelerine kaynak ayırıyor ve
çalışmalarını da toplumla ve doğal
çevresiyle uyum içinde yürütmeyi
temel ilkelerinden biri olarak kabul
ediyor. Önceden de belirttiğim
gibi faaliyet alanlarımızda
sürdürülebilirlik ilkesi çerçevesinde
doğal kaynakların doğru kullanımı
toplumsal gelişimin sağlanması
ve çevrenin korunması konularına
büyük önem veriyoruz.
Çevre duyarlılığımıza güzel bir
örnek ise yine aynı projede işveren
idarenin desteği ile kurduğumuz
kaplumbağa çiftliğimizdir. Sangaçal
Terminali projesinin başlangıç
aşamasında, saha temizliği gibi
işlemler, şantiye alanımızın
geçiş ve yumurtlama alanı olan
kaplumbağalar için ciddi bir
tehlike arz ediyordu. 1997 yılında
Uluslararası Doğayı Koruma
Birliği tarafından tehdit altındaki
korumaya muhtaç hayvanlar
kategorisine alınan kaplumbağalar
için oluşturduğumuz kurtarma ve
koruma planı ile proje sahasında
yaşayan toplam 151 kaplumbağa,
bu alana yakın bir yerde kurulan
çiftlikte yaşamlarını sürdürmeye
devam etti. Kaplumbağaların sağlık
ve güvenliği proje boyunca uzman
bir zoolog tarafından kontrol edildi.
Yürüttüğümüz sosyal sorumluluk
projelerinin faaliyetlerimizle ilgili
olmasına ve iş yaptığımız coğrafi
bölgelerde sektörel ve toplumsal
geleceğimiz için değer yaratmasına
önem veriyoruz. KSS projelerimizin
odağında öncelikli olarak “insan ve
çevre” var.
Tekfen İnşaat olarak faaliyet
gösterdiğimiz ülkelerde, o
ülkelerin bir kurumuymuşçasına
şantiyelerimizin bulunduğu
yakın çevremize ve toplumun
ihtiyaçlarına hassasiyetle
yaklaşıyoruz. Bunu en güzel şekilde
destekleyecek olan iki çalışmamızı,
yaklaşık 20 yıldır faaliyet
gösterdiğimiz Azerbaycan’dan
örnek vermek isterim.
Bakü-Tiflis-Ceyhan Ham Petrol
Boru Hattı’nın, Hazar kıyısında
inşa ettiğimiz Sangaçal Terminali
projesi süresince, çevre köylerle
birçok çalışma yaptık. Yüksek
sayıda eleman ihtiyacı olan
projemize yetişmiş eleman
istihdam etme sıkıntısına çare
arayışı çerçevesinde, bölgede
yerleşik üç köyün halkına açık ve
Korunmaya Muhtaç
Kaplumbağalar
Tabii Tekfen İnşaat’ın temelde bir
müteahhit firma olduğunu ve her
şeyden önce işvereninin uhdesinde
hareket ettiğini unutmamak gerek.
Bu anlamda dünya devi ve/veya
devlet düzeyinde işverenlerimiz,
KSS alanında da oldukça yerleşmiş
standartlara sahip olup, proje
bazında kendileri geniş çaplı
yürüttükleri çalışmalara dahil
olmamız yönündeki beklentilerini
açıkça belirtmektedirler. Bu
anlamda, son 10-20 yıl geride
baktığımızda işverenlerimizden bu
konuda da çok şey öğrendiğimizi
rahatlıkla söyleyebilirim.
Tekfen Grup Şirketleri toplumdan
kazandığını, toplumun ihtiyaçları
paralelinde, topluma geri vermeyi
sorumlu kurumsal vatandaş olarak
görev bilmeye gelecekte de devam
edecektir.
55
DOSYA
Atila Kemal OĞUZ
Tepe İnşaat Sanayi A.Ş
Genel Müdürü
Tepe İnşaat’ın önemli motivasyon kaynağı…
Her șeyin en iyisine layık
ülkemize ve insanımıza güzel
bir gelecek için ihtiyacımız
olan tek şeyin çalışmak
olduğuna inanıyoruz. Sosyal
sorumluluk projelerini
de işimizin ayrılmaz bir
parçası ve vatani bir
görev addediyoruz. Çünkü
insanlarımız için bir şeyler
yapabiliyor olmanın hazzı
çok başka bir duygu.
Kurucumuzun bizlere en
büyük mirası ve eseri olan
Bilkent Üniversitesi, bir
topluma yapılabilecek en
büyük sosyal sorumluluk
projesidir. Bugün bizler
Bilkent Holding olarak bu
mirası geleceğe taşıma
çabası içerisindeyiz.
56
Bilkent Üniversitesi'nde
13 bin öğrencinin yüzde
47’si burslu
Her șeyin en iyisine layık ülkemize
ve insanımıza güzel bir gelecek
için ihtiyacımız olan tek şeyin
çalışmak olduğuna inanıyoruz.
Sosyal sorumluluk projelerini
de işimizin ayrılmaz bir parçası
ve vatani bir görev addediyoruz.
Çünkü insanlarımız için bir şeyler
yapabiliyor olmanın hazzı çok
başka bir duygu. Kurucumuzun
bizlere en büyük mirası ve eseri
olan Bilkent Üniversitesi, bir
topluma yapılabilecek en büyük
sosyal sorumluluk projesidir. Bugün
bizler Bilkent Holding olarak bu
mirası geleceğe taşıma çabası
içerisindeyiz.
Kurumsal Sosyal Sorumluluk
Projelerinin şirketin
sürdürülebilirlik vizyonuna
katkıları
Kurumsal Sosyal Sorumluluğun
(KSS) en ideal yaklaşımı,
kurumların yasal zorunluluklar
sebebiyle değil gönüllü olarak ve
kurumsal sosyal sorumluluğu
şirket stratejilerine dahil
ederek uygulaması olarak
kabul edilmektedir. Tepe İnşaat
kuruluşundan bu yana, yarattığı
değeri ve kaynaklarını aktararak,
Türkiye'nin ilk özel üniversitesi
olan ve bugün ülkenin en seçkin
birkaç eğitim kurumu arasında
2016 Yılında
SineMASAL Açık
Hava Sinema
Festivali'ne Cosponsor olarak
katkıda bulunacağız.
Bu proje kırsalda
yaşayan çocukları
sinema başta olmak
üzere sanatın
tüm renkleri ile
tanıştırma amacında.
Türkiye’nin en
geniş kapsamlı
açık hava sinema
ve sanat etkinliği
olan SineMASAL, 23
ülkenin katılımı ile
organize ediliyor.
yer alan Bilkent Üniversitesi'nin
daha da gelişip güçlenmesine katkı
sağlamak misyonuyla yol alan bir
firmadır. Bu misyon, Tepe İnşaatı
sektördeki diğer firmalardan
ayrıştıran bir unsurdur. Tepe
İnşaat’ın başarıyla gerçekleştirdiği
her projenin, bugüne dek binlerce
gencimize eğitim olanağı sunuyor
olması sürdürülebilirlik vizyonu
doğrultusunda oluşturduğumuz
şirket hedeflerimizi
gerçekleştirmemizde bizleri
kamçılayan bir güç olmuştur.
Kurumsal Sosyal Sorumluluk
Projelerinin çalışanların
motivasyonlarına katkıları
Tepe İnşaat, en önemli güç kaynağı
olarak gördüğü çalışanlarının
üretkenliği ve desteğine güvenerek
faaliyetlerini sürdüren bir
firmadır. Çalışanlarında aidiyet
duygusu yaratmak ve onların
motivasyonlarını yükseltmek
yönetim anlayışımızın vazgeçilmez
bir parçasıdır. Bunu sağlamak için
çalışanlarının kanuni haklarına
saygılı, mevzuata uygun çalışmayı
bir ilke olarak kabul etmiş, her
türlü ayrımcılıktan uzak, fırsat
eşitliği sunan, kişilerin onurunun
korunduğu bir çalışma ortamı
yaratırız.
Çalışanlarımızın yaptıkları
işlerde şirketimizin ticari varlığını
sürdürmeye katkıları olduğu kadar
kurumsal sosyal sorumluluk
projeleriyle ülkemize, insanımıza
ve ülkemizin geleceğine katkıda
bulunduklarını bilmeleri, kendilerini
bu katkının bir parçası olarak
görmeleri ve hissetmeleri iş
süreçlerine yüksek motivasyonla
katılmalarını sağlamaktadır.
Kurumsal Sosyal Sorumluluk
Projeleri üstlenilmesi gerekli
alanlar
Avrupa Birliği (AB) Kurumsal Sosyal
Sorumlulukları (KSS) Yeşil Kitap
Raporu’na göre KSS; şirketlerin
ticari faaliyetleri ile sosyal ve
çevresel meselelerin birleştirildiği,
paydaşlar ile gönüllülük esasına
dayanan bir alanda ilişki
kurabildiği bir kavram olarak
tanımlanmaktadır.
Ancak AB’nin KSS ile ilgili son
geliştirdiği politikasında KSS
uygulamalarının şirketlerin
özgür iradesine bırakılmayacağı
vurgulanmıştır. Türkiye Kurumsal
Sosyal Sorumluluk Derneği’nin web
sitesinde yer alan bilgide;
AB son politikasına göre KSS
yaptırımlarının öne çıkarılmasını
öngören düzenlemeler
57
sıralanmıştır. Öz-denetim ve ortakdenetim süreçlerinin geliştirilmesi,
şirketlerin sosyal ve çevresel
bilgilerinin açıklanması, KSS’nin
eğitim, araştırma alanlarına entegre
edilmesinin kolaylaştırılması,
ulusal ve yerel KSS politikasının
vurgulanması.
Türkiye’de de özellikle özel
sektörün sosyal ve kültürel hayata
destek sağlayarak ülke gelişimine
ve kalkınmasına katkıda bulunması
adına eğitim, sanat, sağlık ve
spor alanlarında sürdürülebilir
kurumsal sosyal sorumluluk
projelerini üstlenmeleri gerektiğini
düşünüyorum.
Tepe İnşaat’ın Kurumsal Sosyal
Sorumluluk Projeleri ve etki
alanları
Daha önce bahsetmiş olduğum
gibi; inşaat sektörünün önemli
temsilcilerinden biri olan Tepe
İnşaat, Bilkent Holding bünyesinde
başlı başına bir sosyal sorumluluk
projesi olarak sektör içinde
kendini çok farklı bir pozisyonda
konumlandırmıştır. Bilkent
Holding'in ve şirketlerinin elde
ettiği tüm kaynaklar, daha fazla
58
öğrencinin burslu okutulması ve
öğrencilerin en modern biçimde
eğitim alabilmesi için Bilkent
Üniversitesi'ne aktarılmaktadır.
Bilkent Üniversitesi'ne aktarılan
kaynakların yanında eğitim,
sanat, kültür ve sağlık alanlarında
üstlendiğimiz sosyal sorumluluk
projeleri ve sponsorluklarımız
bulunmaktadır.
Eğitim ve spor alanında; İstanbul
Maltepe'de Narcity İlköğretim Okulu
karşılıksız olarak inşa edilmiş ve
MEB'e teslim edilerek öğretime
başlamıştır. Ankara Yenikent’te Orta
Doğu Mezunlar Derneği İlköğretim
Okulu’na bağışta bulunulmuştur.
Okulda, Tepe İnşaat isminin verildiği
derslik bulunmaktadır.
Tepe İnşaat öncülüğünde 2010
yılından bugüne düzenlenen futbol
turnuvaları ile gerçekleştirdiğimiz
projelerimiz;
Gazete Bilkent tarafından
gerçekleştirilen “Kütüphane
Kuruyoruz” Projesi kapsamında
Ankara Sincan’da Osman Ünyazı
İlköğretim Okulu kütüphanesi
için katkı sağlanmıştır. Kars Sarıkamış'ta 2013-2014 Öğretim
Yılında Yenigazi İlkokulu ve Yenigazi
Ortaokulu ile birlikte toplam 350
öğrenciye kitap, kırtasiye ve kıyafet
yardımında bulunulmuş, okullar
boyatılmıştır. Çanakkale’de 20142015 öğretim yılında Ecaabat İlçesi,
Alcıtepe İlkokulu, Ayvacık Kösedere
İlçesi İlk ve Ortaokulu, Ezine İlçesi
Uluköy İlk ve Orta okullarında
okuyan toplam 350 öğrenciye
eşofman, spor malzemeleri,
kırtasiye yardımında bulunulmuş
okullar boyatılmıştır. Bilecik İli
ve Söğüt İlçesinde 2015 yılında
Yaşar Musa İlkokulu ve Bilecik
Eğitim Uygulama Merkezi, İş Eğitim
Merkezlerindeki öğrencilere spor
malzemeleri yardımı, 100 engelli
öğrenciye eşofman ve sizi çok
seviyoruz madalyası, futbol topları
ve kırtasiye yardımı, Yaşar Musa
İlkokulu bahçesinde futbol, voleybol
ve basketbol direkleri ve fileleri,
masa tenisi malzemeleri, okulların
boyanması için gerekli malzemeler
temin edilmiştir.
Ayrıca, çalışanlarımızı spor
yapmaya teşvik etme ve kurum
içi iletişimi güçlendirme adına
Bilkent Holding ve bünyesinde
yer alan şirketlerin katılımıyla
her yıl geleneksel olarak spor
şenliği düzenlenmektedir. Bu yıl
üçüncüsü yapılan ve beş gün süren
spor şenliğine Tepe İnşaat, futbol,
basketbol, voleybol ve masa tenisi
branşlarında katılım sağlamıştır.
Kültürel çalışmalara destek
kapsamında, Tepe İnşaat toplumsal
duyarlılık projeleri çerçevesinde,
her yıl Sevda - Cenap And Müzik
Vakfı tarafından düzenlenen
Uluslararası Ankara Müzik
Festivali'ne etkinlik sponsoru olarak
katkıda bulunmaktadır.
Türkmenistan'ın Başkenti Aşkabat
ile dostluk ve işbirliğinin artırılması
amacıyla düzenlenen "Ankara'da
Aşkabat Günleri” kapsamında
Türkmenistan’ın dünyaca ünlü Ahal
Teke atları ülkemize getirilmiştir.
Ülkeler arasında ekonomik
ilişkilerin geliştirilmesi, dostluk,
kardeşlik köprülerinin kurulmasının
yanı sıra iki ülke kültürlerinin
de yakından sergilenmesine
imkan tanıyan üç gün süren
organizasyona sponsor olarak
katkıda bulunulmuştur.
Sağlık çalışmalarına destek
kapsamında ise Tepe İnşaat
tarafından İstanbul Fizik Tedavi ve
Rehabilitasyon Hastanesi'nde Hobi
Evi -Trafik Kazazedeleri Rehabilite
Merkezi (2008) ve İstanbul
Maltepe'de SSK Sağlık Ocağı (2009)
inşa edilmiştir.
En çok manevi tatmin hissettiren
proje
Projelerimiz ve sponsorluk
katkılarımızın her biri bizim için
değerlidir. Ancak özellikle eğitimle
ilgili projelerimizin Türkiye’nin
geleceği olan genç kuşakların
yetişmesine katkıda bulunması
anlamında yeri her zaman
farklı olacaktır. Bilkent Holding
şirketlerinin yarattığı kaynakları
aktardığı Bilkent Üniversitesi’nin
13 bin öğrencisinin yaklaşık
%47'si bursludur ve bu oranla
Türkiye’nin en çok burslu öğrenci
okutan üniversitesidir. Bunun
sürdürülebilirliğine katkıda
bulunuyor olma fikri tüm Tepe
İnşaat ailesi için önemli bir
motivasyon kaynağıdır.
Yeni dönemde planlanan projeler
Şu anda Tepe-Mesa ortaklığı
ile hayata geçirilen Park
Mozaik Projemiz kapsamında
desteklediğimiz ve önümüzdeki
dönemlerde de Tepe İnşaat olarak
desteklemeye devam edeceğimiz
Mucit Amca – Küçük Mucitler var.
Bu kapsamda Sn. Melih Yalçıneli
(Mucit Amca) tarafından çocukları
yaratıcılığa ve icada yönlendiren,
gizemleri ortaya çıkarıp bilimi
eğlenceli yapan, illüzyon
olmamasına rağmen sihirbazlık
şeklinde algılanan, öğrenmesi
kolay, uygulanması pratik ilgi
oluşturup alışkanlık yapan ev
eşyaları ve atık malzemeleri
laboratuara dönüştüren, sadece
çocukları değil her yaştaki insanları
etkileyen “unutulmaz” deneylerden
oluşan bilim gösterilerine katkı
sağlamaktayız.
Ayrıca 2016 yılında SineMASAL
Açık Hava Sinema Festivali'ne Cosponsor olarak katkıda bulunacağız.
Bu proje, kırsalda yaşayan çocukları
sinema başta olmak üzere
sanatın tüm renkleri ile tanıştırma
amacında. Türkiye’nin en geniş
kapsamlı açık hava sinema ve
sanat etkinliği olan SineMASAL, 23
ülkenin katılımı ile organize ediliyor.
Ve bir kısa film festivali hayalimiz
var. Henüz üzerinde çalıştığımız
bir proje, 2016 yılında ilkini
gerçekleştirmek istiyoruz.
59
DOSYA
KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK
Ülkü ARIOĞLU
Yapı Merkezi A.Ş.
Kurucu Yönetim Kurulu Üyesi
Paylaşmak en üst
insani değerdir
Yapı Merkezi’nin
sosyal sorumluluk
anlayışı, küçük ama
farklı bir tasarım
şirketinin üç kıtada
iş yapan saygın
bir dünya şirketine
dönüşmesinde ana
değerdir.
60
1963 yılında İTÜ İnşaat Mühendisliği
Fakültesi Betonarme Bölümü’nden
mezun olduktan sonra çok
isteyerek seçtiğim mesleğime,
önce Bayındırlık Bakanlığı Yapı
İmar İşlerinde statik mühendisi
olarak başladım, üç yıl sürdü.
Sınıf arkadaşım Ersin Arıoğlu
ile evlendikten sonra da iş
hayatım Yapı Merkezi’nde çeşitli
sorumluluklar alarak bugüne
vardı. Dolayısıyla derginiz için
hazırladığım yazıda gerek iş
gerekse kişisel hayatımdan söz
ederken Yapı Merkezi ve Ersin’in
adlarını sıkça duyacaksınız...
Bu yıl mühendislik yaşamımızın
52'inci yılını, Yapı Merkezi’nin
kuruluşunun da 50'inci
yılını tamamladık. Ersin ile
arkadaşlığımız da 57'inci yıla ulaştı.
Geriye dönüp baktığımda, Ersin
ile en güçlü ortak yönümüzün,
mühendislik faaliyetlerini de
kapsayan hümanist bir yolda
yürümek olduğunu görüyorum.
Yani bizim için "anlamlı yaşamak"
ülkemize ve insanlığa hayır ve
mutluluk katacak ortamların
içinde yer almaktı. Ersin Arıoğlu ve
Köksal Anadol, 1965 Eylül ayında
Yapı Merkezi Tasarım Şirketi'ni
yok mertebesinde bir sermaye ile
kurarken de yukarıda bahsettiğim
büyük hayal ve özgüven ile yola
çıktılar.
52 yılda Yapı Merkezi, etrafındaki
pek çok toplumsal projeye vaktinin
ve imkânlarının üstünde destek
verdi. Ama çoğunlukla projeyi de
kendi yarattı. Yapı Merkezi’nin
asıl farkı buradadır. Mesela,
Türkiye depremlerini incelemek,
Yapı Merkezi
kurumsal
yaratıcılığı öne
çıkaran bir
Kuantum Şirket
olarak yoluna
devam edecektir…
belgelemek; 70’li yıllardaki
plansız yapılaşmada İstanbul
beton kalitesini araştırmak;
sonrasında beton laboratuvarı
kurarak henüz olmayan kalite
kontrol yönetmelikleri yapmak ve
uygulamak. Selanik Depremi'nde
hasar gören Atatürk Evi'ni restore
edip ayakta kalmasını Türkiye
namına güven altına almak;
sadece tasarımını üstlendiğimiz
projelerde bile ayrıca ülkemizde
henüz mevcut olmayan gerekli
yük şartnamelerini de hazırlamak
gibi... Diyebilirim ki aldığımız hemen
her proje vesilesiyle o konuyla
ilgili olarak sektöre ya da topluma
yarar sağlayacak yan hizmetler
üretmişizdir, hem literatür hem
de teknik mevzuat oluşturulması
anlamında...
Geçen uzun yıllarda yaşanan
olaylar insanı olgunlaştırıyor. Ben
de kurumumuz içindeki pek çok
fırsattan yararlandım. Mesela Yapı
Merkezi’nin Beton Laboratuvarında,
beton kalitesinin istatistiksel
değerlendirmesi üstüne çalışırken,
"kalite"nin aslında insanın içindeki
bir değer olduğunu ve yaptığı
işe özen gösterme alışkanlığıyla
başladığını fark ettim. Yani insan,
yaptığı işe kendini adayacak,
elde ettiği sonucu önce kendisi
beğenecek, sonra da ‘daha iyi
nasıl yapabilirim’ diye sürekli
bilgi üretecek. Düşüncede bu
farkındalığa ulaşmanın, özel
veya kamusal bütün kurumlar,
şirketler, okullar ve tüm ülke için
"değişimin doğal ama en etkin
yolu" olduğunu da kavramış oldum.
Diğer kelimelerle, herkes “Kalite
İnsanı” olabilir. -"Kalite İnsanı" çok
benimsediğim bir kavramdır: Ne iş
yaparsan yap, işini en verimli ve en
güzel olana doğru sürekli geliştir.Irmak Okulları’nda da bilgi-işleme
ve eko-eğitim adıyla bu yolu
deniyoruz. -Evet, Yapı Merkezi
yukarıda değindiğim toplumsal
sorumluluk ve kalite anlayışı gereği
eğitim sektöründe de sorumluluk
üstlendi ve 1995’te Irmak Okulları
kuruldu.- Şükranla belirtmeliyim ki
Yapı Merkezi, içimdeki sorumluluk
duygusunu mesleki ve sosyal
çevremde geliştirmeme hep
imkân vermiştir. Bu sayede her
yaşta pek çok çocuğa ve toplumun
çeşitli kesimlerine ulaşma fırsatını
elde etmişimdir. Bundan dolayı
mutluyum. Aslında insanı insan
yapan dört eylem olduğunu da
anladım, -zaten bütün din ve felsefe
bilgileri bunu ifade eder-. Bunlar
sırasıyla; sevmek, öğrenmek,
üretmek ve paylaşmaktır.
Paylaşmak en üst insani değerdir.
Sorumluluk almak, başkalarına
yardım etmek, egoyu küçültür ve
insan olmayı büyütür.
Paylaşma duygusu çocukken de
içimde vardı, ama kurumumun
iş yaparken belirlediği yol ile
öğrendiklerim ve maddi olarak
Şirketlere düşen en
önemli sorumluluk,
işlerimizi yaparken
çevreye ve insana
yönelik etik
değerleri göz
önüne almaktır. Bu
konuda özellikle
inşaat sektörüne
büyük sorumluluk
düşüyor.
bana sağladığı imkânlar olmasaydı
bu kadarını yapamazdım.
Kurumsal Sosyal Sorumluluk
Projelerinin Yapı Merkezi’nin
vizyonuna katkıları
Yapı Merkezi’nin sosyal sorumluluk
anlayışı, küçük ama farklı bir
tasarım şirketinin üç kıtada iş
yapan saygın bir dünya şirketine
dönüşmesinde ana değerdir. Bugün
sektöründe farklı ve itibarlı bir
konuma yerleşmiş olmasının da
temel sebebidir.
Yapı Merkezi’nin kuruluş misyonu,
“evrensel boyutlu projeler
gerçekleştirirken Türkiye’nin
kalkınmasını, dünya uygarlığının
gelişmesini, müşterilerinin,
61
Eğitimde devrim
niteliğinde
bir değişimi
desteklemek,
hepimizin ortak
sorumluluğu...
çalışanlarının, ortaklarının
memnuniyetini ve şirket değerlerini
en ön planda gözetir...” diye başlar
ve vizyonu da “Yapı Merkezi
güvenilirdir, sözünü tutar, işini iyi
yapar, bütçesinde ve kalitesinde
genellikle programından önce işini
teslim eder ve itibarını sürekli
yükseltir” ile devam eder.
Kısaca etik ve estetik değerler
kurumumuzun vazgeçilmezidir.
İnşaat sektöründe bu değerleri 50
yıldır taviz vermeden koruyarak
büyüme azmi, mesleğe ve insanlığa
duyulan saygı ile yaşatılmıştır.
İnanıyorum ki gelecekte de devam
edecektir. Gelecekte ülkemizde ve
dünyada bu değerlerin daha çok
ve daha yaygın yerleşmiş olacağını
ümit etmek istiyorum.
Ersin Arıoğlu 2015’in yeni yıl
mesajında, sürdürülebilirlik
nedenini şöyle tanımlamıştır: “Yapı
Merkezi, Kurumsal Yaratıcılığı
öne çıkaran bir "Kuantum Şirket"
olarak yoluna devam edecektir…”
(Kuantum şirket: Hayal gücü
yüksek, estetik ve etik duyarlılıktan
ayrılmayan, iş bitirme azim ve
heyecanına sahip, yaratıcı bir iş
takımı olmayı öngörür.)
Kurumsal Sosyal Sorumluluk
Projelerinin şirket çalışanlarının
motivasyonlarına katkıları
Yapı Merkezi çalışanları, Yapı
Merkezli olmaktan gurur duyarlar.
Kurumsal bir aile ortamı vardır.
Çok eskiden beri geliri çocuğunun
eğitimini sürdürmesine yeterli
olmayan çalışanlarımızın
çocuklarına verilen teşvik bursu bir
aile desteğidir. Hatta şirketimizde
şahsi üzüntüler paylaşılarak azalır,
sevinçler çoğalır. İşin zorlukları
ve sevinci de aynı şekilde birlikte
yaşanır. Biten işlerin gururunun
takımdaki herkese ait olması,
çalışanlarımızın aidiyet duygusunu
besler…
Kurumsal Sosyal Sorumluluk
Projeleri üstlenilmesi gerekli
alanlar
62
Birleşmiş Milletler bu yılın Kasım
ayı sonunda, Paris’te bir iklim
konferansı düzenleyerek tüm dünya
ülkelerinin çevre problemine ortak
çözüm üretmesine fırsat vermek
istiyor. İçinde bulunduğumuz
Neo Liberalizm dönemi dünyada
büyük bir gelir adaletsizliği ve
çevre felaketi yaratmış durumda.
Dünyadan 100 aktivist, Birleşmiş
Milletler toplantısı öncesi 27
Ağustos’ta bir bildiri yayınlayarak
dünyadaki sosyal ve çevresel
felakete dikkat çekmek istediler.
Rapora göre bugün 80 aile, dünya
servetinin yarısına sahip. Diğer
yarısı ise, 3,5 milyar insana
dağılmakta. Büyük bir adaletsizlik…
Öte taraftan dünyada çevre
felaketlerine yol açan sera
gazı salınımının %65’i, sadece
90 şirketin üretimi sonucu
yaratılmakta. Bu da büyük bir
sorumsuzluk...
Bu bilgiler ışığında şirketlere
düşen en önemli sorumluluk,
işlerimizi yaparken çevreye ve
insana yönelik etik değerleri göz
önüne almaktır. Bu konuda özellikle
inşaat sektörüne büyük sorumluluk
düşüyor. Çünkü inşaat sektörü,
bütün sektörlerin dinamosudur.
Özellikle altyapı ve üretim tesisleri
yapılırken çevre ve insanı koruma
bilinci, dünyanın sürdürülebilirliği
için yaşamsal önemdedir.
Yapı Merkezi esasen kurulduğundan
beri bu bilinçle çalışmakta olup
çevre ve eğitim projelerine her
zamandan fazla önem vermeye
devam edecektir.
Türkiye ve dünyadaki üretim
yapan tüm kuruluşların,
sorumluluklarındaki projeleri
planlarken ve gerçekleştirirken,
çevreyi korumaya ve insanlara
maksimum fayda sağlamaya özel
dikkat göstermeleri gerekiyor.
Diğer yandan, ülkemizin sosyal
gelişmişlik düzeyini arttıracak
en önemli ve etkin yolun kaliteli
eğitim olduğu da toplumsal kabul
görmelidir. Ülkemizde eğitim
konusunda yapılacak çok şey var…
Toplumumuzun
bilim, sanat ve
kültür alanında
gelişmesini
destekleyecek
bütün projelerde
severek yer aldık.
Yapı Merkezi’nin ortak kuruluşu
olan Irmak Okulları 20'inci yılını
tamamlarken, ben de şirketimin
bana verdiği sorumlulukla eğitim
konusunu yakından inceleme fırsatı
buldum. Yeterli fırsat verildiğinde,
her çocuk öğrenir ve yetişir. Fakat
en önemlisi her çocuk benzersiz
yetenekler ile doğar. İşte okulların
her bir çocuğa bu benzersiz
yeteneklerini geliştirme fırsatı
sunacak ortamlara ve eğitimcilere
sahip olması gerekir. Ne yazık ki
ülkemizde istatistikler bunun tersini
gösteriyor; Türkiye, milli gelirine
uygun bir eğitimi çocuklarına
sağlayamıyor. Tabii ki bu, ciddi
bir topyekûn planlama gerektirir.
Kısaca eğitimde devrim niteliğinde
bir değişimi desteklemek, hepimizin
ortak sorumluluğu...
Yapı Merkezi'nin Kurumsal Sosyal
Sorumluluk Projeleri ve etki
alanları
Yapı Merkezi’nin yurt içi ve
yurt dışında sahip olduğu
itibarlı ve ayrıcalıklı konumda,
yaptığı toplumsal sorumluluk
faaliyetlerinin önemli etkisi var.
Şöyle bir anımı anlatayım: “Yıldız
Teknik Üniversitesi’nin Mardin ve
Çevresine Uygun Yapı Tasarımları
Geliştirme Projesi'ne, Yapı
Merkezi’nin ürettiği özgün Fab-Tek
sistemiyle, yapılacak çalışmalarda
sponsor olmuştuk. Mardin Valisi
ve Ankara’dan gelen Anıtlar
Kurulu üyelerinin katıldığı tanıtım
toplantısında, proje yöneticisi
projeyi takdim ederken adımı
söyledi ve sponsor Yapı Merkezi
temsilcisi olduğumu belirtti.
Anıtlar Kurulu’ndan bir yetkili,
Arıoğlu soyadını duyunca, "Ersin
Arıoğlu’nun şirketi mi?" diye sordu.
Ben ‘Evet’ deyince, yerinden kalktı
ve "Yıllar önce Selanik Depremi'nde
hasar gördü diye yıkılmak üzere
Yunan Hükümeti'nce mühürlenen
Atatürk Evi’ni gönüllü olarak
restore eden, Yapı Merkezi’dir"
diye coşkuyla söze başlayıp
"kurucularının sorumluluğu ve
özverisini, kendi kendilerine
işe talip olup nasıl projeyi
gerçekleştirdiklerini, Atatürk Evi’nin
böylece ayakta kalmış olduğunu"
anlattı. Eşime ve kurumuma dair bu
olumlu izlenimlerin, İstanbul’un çok
uzağında ve bunca yıl sonrasında
bile zikredilmesinden onur
duydum...
Depreme dayanıklı yapılaşma,
beton kalitesinin iyileşmesi,
mevcut olmayan şartnamelerin
hazırlanması, Ersin Arıoğlu’nun
63
“Arıoğlu Kız Öğrenci
Yurdu” öğrenci için
yeterli alanlara
sahip tek kişilik
odalarıyla farklı bir
konsepti getirmiştir.
Kız yurdu olmasının
sebebi ise bursiyer
kız öğrencilerimizin
mevcut yurtlarda
sıkıntı çektiklerini
fark etmiş
olmamızdır.
kendi mühendislik sorumluluğuyla
yaptığı çalışmalardır ve
mühendislik tarihimize önemli
katkılardır.
Türkiye Bilim Merkezi Vakfı da
Ersin’in İzzettin Silier’le birlikte
geliştirdikleri bir projedir. "Bilim
ve teknoloji okuryazarlığı"nın
deneyip eğlenerek öğrenebileceğini;
Türkiye’ye, çocuklarımıza,
eğitimcilerimize anlatmak amacı
ile başlatılmıştır. Bu projenin
öncülüğüyle ülkemizin birçok
yerinde birçok bilim merkezi hayata
geçmiştir.
En çok manevi tatmin hissettiren
proje
Yapı Merkezi’nin eğitime verdiği
önemi, bizleri yetiştiren kurumlara
da yansıtıyoruz; dolayısıyla
İTÜ’ye ilgimiz büyüktür. Mesela
“Arıoğlu Kız Öğrenci Yurdu”
öğrenci için yeterli alanlara sahip
tek kişilik odalarıyla farklı bir
konsepti getirmiştir. Kız yurdu
olmasının sebebi ise, bursiyer kız
öğrencilerimizin mevcut yurtlarda
sıkıntı çektiklerini fark etmiş
olmamızdır. İçinde yaşanmaya
başladıktan epey sonra bir gün, kız
yurdunu habersiz ziyaret ederek
öğrencilerle konuştum. Kendilerini
evlerinde hissettiklerini, hem toplu
hem de bireysel yaşam alanlarına
sahip olduklarını söylediler.
Bu arada İTÜ Rektörlüğü'nden gelen
bir istek üzerine İTÜ Mezunları'nı
daha geniş bir tabanda birleştirecek
bir hareketin kurucusu oldum.
Altı yıl İTÜ Mezunlar Konseyi
Yürütme Kurulu Başkanlığı
yaptım. Öğrencilerle, öğrencilere
doğrudan hizmet veren ofislerin
yöneticileriyle ve çok değerli mezun
ağabeylerim ve kardeşlerimle
çalıştım.
Mezunlar Derneğimizi, Ayazağa
Kampüsü Süleyman Demirel
Binası'na taşıdık; böylece dernek
öğrencilerin yanına gelmiş oldu.
“Mustafa İnan Kütüphanesi”
yarım kalmıştı, başarılı bir yardım
kampanyası ile tamamladık. -İTÜ
64
Kütüphanesi, 7gün/24saat açıktır,
dünyanın önemli üniversitelerindeki
gibi.- Öğrenci kulüpleri ile ortak
çalışmalar düzenledik. Çocukların
İTÜ’de mesleğe ısınmasını ve
mühendislikteki çalışma alanlarını
tanımasını sağlayacak, tecrübeli
mühendislerden koçluk desteği
alabilecekleri organizasyonlar
gerçekleştirdik.
Altı yıl başkanlıktan sonra daha
genç ve daha yetenekli İTÜ mezunu
kardeşlerime bu sorumluluğumu
devrettim. Bayrak şimdi onlarda,
ben de gerektiğinde onların
yanındayım.
Eğitim demişken, Irmak
Okulları’ndaki çok önemli bir
programa değinmek isterim. PYP
(IB’nin Erken Yıllar Programı) ve
AP (American Bord Advanced
Placement) akreditasyonları, önce
okul öncesi ile çocuklara geniş bir
farkındalık ortamı veriyor, sonra da
yurt içi ve yurt dışı istenen en iyi
üniversitelere girme yolunu açan
programları sunuyor.
Amaç farkındalığı yüksek, bilgi
işlemeyi bilen, yaşamını kazanacağı
alanı bilinçli seçebilen, bireysel
ve toplumsal sorumluluğu
içselleştirmiş insanlar yetiştirmek.
Ne oranda gerçekleşiyor derseniz;
giderek gelişiyor. 20 yılda 450 lise
mezunumuz var ve rastladığım
her mezunumun, seçtiği yoldan
memnun olduğunu öğreniyorum…
Hayatımda önemsediğim bir proje
de parasız yatılı okuduğum Kandilli
Kız Lisesi’nin restorasyonudur.
Lisemiz yandığında, Kandilli
Mezunlar Vakfı bir hareket başlattı.
Ben aralarına katıldıktan sonra on
sene içinde Adile Sultan Sarayı
Restorasyonu bitti. Projenin
sponsoru İstanbul İl Özel İdaresi,
Sakıp Sabancı Vakfı ve Yapı Merkezi
oldu. Ama Yapı Merkezi’nin burada
sorumluluğu çok başkaydı; projeyi
hazırladı, uyguladı, mühendislik
alanındaki sorunları on yıl boyunca
Yapı Merkezi
Vakfı’nın
kurulduğunu ve
Türkiye ölçeğinde
başarılı ilkokul
çocuklarından
başlayıp
üniversiteyle
devam eden burs
programının hayata
geçtiğini görmek
isterim.
çözdü ve gerektikçe maddi destek
verdi. Yapı Merkezi Restorasyon
Bölümü, böylece güzel bir eser
ortaya koydu. Bugüne kadar
hiç açıklanmamış olan maddi
desteğimizi burada ilk defa
duyurayım; 2,8 milyon USD’dir.
Ne yazık bu tarihî yapı, amacı
doğrultusunda kullanılmıyor...
Merkezi geldiği yoldan gelişerek
dünya ve ülke uygarlığına hizmete
devam edecek. Bu yolun nasıl
gelişeceğini, bizi izleyen genç
nesiller belirleyecek; iyisini
yapacaklarına da eminim. Benim
ilgi alanım ise İTÜ mezunlarına ve
Irmak Okullarına yönelik olarak
sürecek.
Yapı Merkezi olarak, İTÜ
öğrencilerine burs sağlayan
Vakıf konserlerini, ayrıca öğrenci
burslarını, birçok bilimsel toplantıyı,
okul ve hastane yapılarını, İstanbul
Festivali konserlerini, ayrıca
pek çok bilimsel eserin yayın
sponsorluğunu severek üstlendik.
Toplumumuzun bilim, sanat
ve kültür alanında gelişmesini
destekleyecek bütün projelerde
severek yer aldık.
Yapı Merkezi Vakfı’nın kurulduğunu
ve Türkiye ölçeğinde başarılı
ilkokul çocuklarından başlayıp
üniversiteyle devam eden burs
programının hayata geçtiğini
görmek isterim.
Önümüzdeki dönemde planlanan
projeler
Ben mesleğimde 52 yılımı
doldurmuş bulunuyorum. Yapı
Irmak Programı içinde, üstün
vasıflarla doğmuş (gifted) çocuklara
ve bu çocukların ana-babalarına
yönelik eğitim programlarının yer
alması için çalışıyorum. Çünkü
doğanın korunmasına duyulan
özenin, bazı çocuklara sunulmuş
(bahşedilmiş) çok özel yeteneklere
de gösterilmesinin, önemli bir
insani sorumluluk olduğuna
inanıyorum.
65
DOSYA
KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK
Mithat YENİGÜN
Yenigün İnşaat A.Ş.
Yönetim Kurulu Başkanı
Kazanılanı toplum
ile paylaşmalıyız
Sürdürülebilir
başarıya sahip
bir kurum olmak
vizyonunu
hedefleyecekseniz,
üyesi olduğunuz
topluma karşı
sorumluluklarınızı
yerine
getirmelisiniz.
66
İş adamları olarak bizler günlük
rutinimizde mecburen iş odaklı
konular, somut veriler ve
rakamlarla uğraşıyoruz. Çeşitli
sosyal sorumluluk projelerinde
yer almak, başta bu rutinden
çıkarak aklımı manevi yönü
güçlü konulara vermemi sağlıyor.
Her sosyal projenin ayrı bir
hedefi var ve projelerin bu
hedeflere ulaşmasında katkıda
bulunuyor olmak güzel bir manevi
tatmin sağlıyor. İş hayatında
yıllardır edindiğim deneyimleri,
düşüncelerimi ve önerilerimi
başkalarıyla paylaşmak beni mutlu
ediyor.
Kurumsal Sosyal Sorumluluk
Projelerinin şirketlerin
sürdürülebilirlik vizyonuna
katkıları
Biz Yenigün olarak her zaman
insana ve insanın her şeye kattığı
değere büyük önem verdik. Sonuç
itibariyle yaptığımız her proje
insanların refah ve güven içinde
yaşamasını sağlamayı hedefliyor.
Diğer taraftan da bu hedeflerimize
işini severek ve isteyerek yapan
arkadaşlarımızla ulaşıyoruz. İşimiz
yapılarla gibi görünse de son
noktada inşaat da insan odaklı
bir sektör. 42 yıllık geçmişimize
baktığımızda yürüttüğümüz ve
katkıda bulunduğumuz sosyal
sorumluluk projelerinin bize
takım olma duygusu ve topluma
fayda sağlama hazzını verdiğini
görüyoruz. Bu şekilde hem
bir sonraki sosyal sorumluluk
projesine daha hevesli başlıyoruz,
hem de ekip uyumu güçlendiği için
işlerimizdeki verimimiz artıyor.
Yenigün’deki arkadaşlarımızın
bizimle çalışma sürelerinin
uzunluğunda bunun da etkisinin
olduğunu düşünüyorum.
Kurumsal Sosyal Sorumluluk
Projelerinin çalışanların
motivasyonlarına katkıları
Az önce bahsettiğim güçlenen
ekip uyumuna ek olarak, bu tür
projelerin iş arkadaşlığı dışında
sosyal arkadaşlığa, hatta dostluğa
yol açtığını sevinerek izliyorum.
Ofis dışında farklı ortamlarda bir
araya gelen çalışma arkadaşlarımız
hem bu şekilde birbirlerini farklı
yönleriyle tanıma fırsatı buluyor
hem de iş dışında ortak başka bir
paydada buluşmuş oluyorlar. Bu da
aidiyet duygusunu güçlendirdiği için
çalışma verimini yükseltiyor. Sonuç
olarak hepimiz ailelerimizden çok iş
arkadaşlarımızı görüyoruz. Çalışma
ortamında mutlu olan insan
mutlaka işini de daha iyi yapacaktır.
Yenigün olarak aidiyet duygusunun
motivasyona ne kadar büyük
katkısı olduğunun farkındayız.
Bir çalışanın kendini şirketin bir
parçası hissedip hissetmediği
hakkında fikir sahibi olmak için
masasına bakmak yeterli. Eğer
masasına bir aile fotoğrafını, kendi
kahve fincanını, küçük aksesuarlar
gibi birkaç özel eşyasını koymuşsa
o kişi orayı benimsemiş demektir.
Ofisimizdeki masalardan çoğunun
böyle renkli olduğunu görmek de
beni mutlu ediyor. Demek ki şirket
olarak o hissi verebiliyoruz. Başka
bir örnek vermek gerekirse, bizimle
uzun yıllar çalışan iki değerli
arkadaşımızı kaybettikten sonra
adlarını binamızdaki iki ayrı toplantı
salonuna verdik. Emeklerine
saygımız çok; aramızdan ayrılmış
da olsalar biz isimlerini yaşatmak
istedik.
Kurumsal Sosyal Sorumluluk
Projelerinin üstlenilmesi gerekli
alanlar
Ben her firmanın veya her bireyin
en faydalı olacağı alandaki
67
Çevreye olan
olumsuz etkileri
azaltan projeler
bizim için önem arz
etmektedir.
projelere yönelmesini doğru
buluyorum çünkü hem en büyük
katkı bu şekilde sunulabilir hem
de deneyimler en doğru böyle
değerlendirilir kanısındayım.
Örneğin eski bir milli futbolcuyu
kentsel dönüşüm konulu bir
projede görevlendirirseniz, birikimi
ne kadar değerli olursa olsun
doğru alana yönlendirilmediği
için kaybolup gidecektir. Halbuki
aynı kişi, sokak çocuklarının futbol
eğitimi ile topluma kazandırılması
projesinde harikalar yaratacaktır.
Projelerde finansman da insan da,
kullanılan her bir bilgisayar da birer
kaynaktır ve kaynakların doğru
kanalize edilmesi gerekir. Aksi
takdirde etkin ve etkili projeler elde
edemeyiz.
Yenigün’ün Kurumsal Sosyal
Sorumluluk Projeleri ve etki
alanları
Biz Yenigün olarak aynı mantıkla
hareket ediyoruz. Eğitime ve
yetişmiş insan kaynağına büyük
önem verdiğimiz için aktif
olduğumuz sektörlerde çalışmak
isteyen gençlerin yetişmesine katkı
68
vermeyi hedefliyoruz. Öncelikle
şirketlerimizde çalışma potansiyeli
olan fakat sınırlı maddi imkâna
sahip gençleri yetiştirmek için
eğitimlerine destek oluyoruz.
Sektörel toplantılara sponsor
olarak sektörün gelişimine katkıda
bulunmaya çalışıyoruz. Başta
benim doğup büyüdüğüm Mardin’in,
daha genelde de az gelişmiş
illerimizin kalkınmasına destek
olmak amacıyla buralardaki çeşitli
projelere maddi katkı veya şahsi
katılım sağlıyoruz. Ben, Yönetim
Kurulu üyelerimiz ve yöneticilerimiz
deneyimlerimizi aktarmak üzere
konuşmacı olarak davet edildiğimiz
seminer ve panellere katılarak
gençlere ve sektör çalışanlarına
faydalı olmaya çalışıyoruz.
Sözlerinizin, sizi dinleyen tek bir
kişinin bile hayatını değiştirme
olasılığı dahi bu tür projelere katkı
vermek için bir neden…
En çok manevi tatmin sağlayan
proje
Ben Mardin-Midyat doğumluyum.
Lise eğitimi için İstanbul’a gidene
kadar Midyat’ta ailemize ait kasırda
Önümüzdeki en
büyük sosyal
sorumluluk projesi,
yine Mardin’de
gerçekleşecek.
Artuklu
Üniversitesi
ile yaptığımız
görüşmeler sonrası
Midyat’ta kurulacak
Teoloji Fakültesi
binasının yapımı
sözünü verdik.
yaşadım. 1500 yıllık eski bir Süryani
kilisesi olan ve 300 yıldır ailemize
ait bu kasır ikinci derece tarihi eser
niteliğinde çok değerli bir yapı.
Midyat’la bağlantım hiç kopmadı
ama aile büyüklerimiz vefat ettikten
sonra kasrı ve anılarımızı yaşatmak
ve bölgeye katkı sağlamak amacıyla
uzun süren bir restorasyon sonrası
Kasr-ı Nehroz Otel adıyla Midyat’ın
ilk butik oteli olarak hizmete açtık.
Her zaman bu projenin bir duygusal
fizibiliteye dayandığını söylerim;
herhangi bir kâr beklentisi olmadan,
doğup büyüdüğüm bölgenin
turizmine katkı sağlamak, orada
iş gücü yaratmak ve çevredeki
diğer mülk sahiplerine örnek teşkil
ederek onları da benzer yatırımlara
teşvik etmek istedim. Sanırım
bunda da bir nebze başarılı oldum;
bizden sonra birkaç tarihi bina da
restore edilerek turistik tesis olarak
hizmet vermeye başladı. Umarım
devamı da gelir…
Önümüzdeki dönemde planlanan
projeler
gerçekleşecek. Artuklu Üniversitesi
ile yaptığımız görüşmeler sonrası,
Midyat’ta kurulacak Teoloji
Fakültesi binasının yapımı sözünü
verdik. Henüz proje hazırlığı
aşamasındayız fakat yine bölgeye,
özellikle de eğitimle ilgili bir konuda
fayda sağlayacağımız için heyecan
duyuyoruz.
Ayrıca bu tür sosyal sorumluluk
projelerimizi tek bir kâr amacı
gütmeyen kuruluş çatısı altından
sürdürmek amacıyla “Yeni Gün
Derneği” adında bir dernek kurduk.
Genel anlamda sürdürülebilir
kalkınma amacı güden derneğimiz
ile eğitimden istihdama, çevreden
kültüre, sağlıktan insan haklarına
kadar çok çeşitli konularda ulusal
ve uluslararası fon kuruluşlarının
hibe programlarından da
yararlanarak hedef gruplara
yönelik projeler gerçekleştirmeyi
amaçlıyoruz. Derneğimizin bir
şubesini de Midyat’ta açmayı
planlıyoruz; böylece yine başta
Mardin olmak üzere bölgede de
çalışmalar yürütebileceğiz.
Önümüzdeki en büyük sosyal
sorumluluk projesi, yine Mardin’de
69
İNŞAAT
SANAYİCİLERİ
BAYBURT GRUP
İNŞAAT NAK. MAD. İTH. İHR. SAN VE TİC. A.Ş
Kuruluş Tarihi
1987
Firma yetkilileri
Abdurrahman ŞENTÜRK
Yönetim Kurulu Başkanı
İletişim Bilgileri
Işık Sokak No:20
Tandoğan/ ANKARA
T: 0 312 229 08 08 (pbx)
F: 0 312 229 00 10
[email protected]
www.bayburtgroup.com
70
Faaliyet Alanları
Alt Yapı İşleri
Yollar
Köprüler
Tüneller
Barajlar
Seddeler
Sulama ve Drenaj Çalışmaları
Çevre Hizmetleri
Su ve Atık Su Arıtma Tesisleri
Kanalizasyon Sistemleri
Kazı, Dolgu, Maden ve Ocak
Çalışmaları
Üst Yapı İşleri
Okullar
Hastaneler
Yüksek Yapılar
Konutlar
Siteler
Teknolojik Seralar
Demiryolları - Metrolar
ESKİŞEHİR ŞEHİR GEÇİŞİ - ESKİŞEHİR
GEDİZ ŞEHİR GEÇİŞİ - İZMİR
ESKİŞEHİR BURSA YOLU MEZİTLER - ESKİŞEHİR
Gruba Dâhil Firmalar
Bayburt İnşaat Nakliyat San. ve Tic. Ltd. Şti.
Bayburt Enerji Üretim ve Ticaret A.Ş.
Özgün Yapı Sanayi ve Ticaret A.Ş.
Agrobay Seracılık İthalat İhracat San. ve
Tic. A.Ş.
Ankabay Sigorta Aracılık Hizmetleri A.Ş.
Yurt Dışında İlk Üstlenilen Proje
Kürdemir - Ucar - Yevlakh - Berde - Terter
(KM: 0+000 - 130+940)
Yolunun Rehabilitasyonu ve 4 Şeride
Genişletilmesi
Yurt Dışında Faaliyet Gösterilen Ülkeler
ve Faaliyet Alanları
Azerbaycan
Yollar, Köprüler, Tüneller
71
İNŞAAT
SANAYİCİLERİ
GENA
İNŞ. TUR. SAN. ve TİC. A.Ş.
Kuruluş Tarihi
1995
Firma Yetkilileri
Gürhan ÖZDEMİR
Yönetim Kurulu Başkanı
Gökhan ÖZDEMİR
Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı
Faaliyet Alanları
Üst Yapı
Konut ve Toplu Konutlar
İş ve Alışveriş Merkezleri
Terminal Binaları
Endüstriyel Tesisler
Askeri Tesisler
Turistik Tesisler
Hakkı GARBİOĞLU
Genel Müdür
İletişim Bilgileri
Hoşdere Cad.216/6
Çankaya Ankara
T. 0 312 441 74 84
T. 0 312 441 74 86
[email protected]
www.gena.com.tr
Alt Yapı
Sivil ve Askeri Havalimanları
- Pist, Taksiyolu, Apronlar
- Aydınlatma Sistemleri
- Uçak Hangarları
Yol ve Otoyollar
İçme Suyu, Kanalizasyon Şebekeleri
Sulama Sistemleri
Proje
Alt Yapı Projeleri
Turizm
72
KASTAMONU HAVALİMANI
KAHRAMANMARAŞ HAVALİMANI
ÇANAKKALE HAVALİMANI
KASTAMONU İTFAİYE VE GARAJ BİNASI
İlk Üstlenilen Proje
Antalya Havalimanı İç ve Dış
Bağlantı Yolları Yapımı
Yurt Dışında İlk Üstlenmiş Olduğu
Proje
Ukrayna 2006 İş Merkezi ve Konut
Projesi
Yurt Dışında Faaliyet Gösterilen
Ülkeler
Ukrayna (İş Merkezi ve Konut
Projesi)
Moldova (Konut Projesi)
Türkmenistan (Havalimanı Projesi)
73
İNŞAAT
SANAYİCİLERİ
HAŞEMOĞLU
İNŞ. SAN.ve TİC. LTD. ŞTİ.
Kuruluş Tarihi
1982
Firma Yetkilileri
Nazmi HAŞEMOĞLU
Yönetim Kurulu Başkanı
A. Tevfik BİLGİÇ
Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı
Barış HAŞEMOĞLU
Şirket Müdürü
Özgür HAŞEMOĞLU
Faaliyet Alanları
Üstyapı
Toplu Konutlar
Banka ve İş Merkezleri
Alışveriş Merkezleri
Hastaneler ve Laboratuvarlar
Oteller, Kongre Merkezleri
Ticari ve Endüstriyel Yapılar
Prefabrik Yapılar
Öğrenci Yurtları
Elçilik Binaları
Fabrika Binaları
Şirket Müdürü
İletişim Bilgileri
Uğur Mumcu Cd. No:3
06700 GOP/Ankara
T: 0 312 446 88 19
F: 0 312 446 36 04
[email protected]
www.hasemoglu.com.tr
74
Altyapı
Barajlar ve Hidroelektrik Santrallar
Sulama ve Drenaj Şebekeleri
İçme Suyu ve Tasfiye Tesisleri
Kanalizasyon, Deşarj ve Arıtma
Tesisleri
Karayolları, Köprüler, Tüneller,
Metro
Uluslararası Havaalanı Proje ve
İnşaatı İşleri
EMNİYET GENEL MÜDÜRLÜĞÜ - ANKARA
SAYIŞTAY BAŞKANLIK BİNASI - ANKARA
KEMER HYDROS OTELİ VE TATİL KÖYÜ - ANTALYA
TBMM EK HİZMET BİNASI - ANKARA
Gruba Dâhil Firmalar, Ortak Girişimler
NATHAŞ Turizm İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş.
HS YAPI İnşaat Turizm Gıda Otomotiv ve
Enerji San. Tic. Ltd. Şti.
ANKATEL Telekomünikasyon A.Ş.
AKUA Enerji Üretim A.Ş.
CKM Enerji Üretim ve Ticaret Ltd. Şti.
OKYANUS Enerji Üretim Ltd. Şti.
İlk Üstlenilen Proje
Ankara Numune Hastanesi Polikliniği
Yurt Dışında İlk Üstlenilen Proje
Erbil - Keznezan Otoyolu
Yurt Dışında Faaliyet Gösterilen Ülkeler ve
Faaliyet Alanları
Irak
Karayolları, Köprüler, Proje ve Danışmanlık
alanlarında
75
İNŞAAT
SANAYİCİLERİ
İLCİ
İNŞAAT SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Kuruluş Tarihi
1986
Firma Yetkilileri
Metin İLCİ
Yönetim Kurulu Başkanı
Nesih İLCİ
Yönetim Kurulu Üyesi
Cevat İLCİ
Yönetim Kurulu Üyesi
Serdar YILDIZ
Genel Müdür
İletişim Bilgileri
Birlik Mah. 415. Cad. 406. Sok.
No: 11 06610 GOP/Ankara
T: 0 312 495 06 06
F: 0 312 495 06 34
[email protected]
www.ilci.com.tr
76
Faaliyet Alanları
Sulama Yapıları
Barajlar - Göletler - HES’ler
Su İletim Tünelleri
Sulama Tesisleri
Su Bendi ve Tahkimat Yapıları
İçme Suyu ve Kanalizasyon Hatları
Su ve Atık Su Arıtma Tesisleri
Açık ve Kapalı Drenaj İşleri
Boru Hatları
Endüstriyel Projeler
Fabrikalar
Endüstriyel Tesisler
Çelik Konstrüksiyon Yapılar
Ulaştırma Projeleri
Yol - Karayolu - Otoyol
Viyadükler - Köprüler
Karayolu Tünelleri
Havaalanları
Limanlar
Demiryolları
Demiryolu Elektrifikasyonu
Demiryolu Sinyalizasyonu
Demiryolu Köprüleri
PROTOKOL YOLU 4. ETAP 1008 KONUT SOSYAL DONATI VE ADA İÇİ ALTYAPI İNŞAATI - ANKARA
ARTVİN ERZURUM DEVLET YOLU 3. KISIM İNŞAATI - ARTVİN
BAĞBAŞI BARAJI VE MAVİ TÜNEL İNŞAATI - KONYA
SURUÇ OVASI POMPAJ SULAMASI ANA İLETİM KANALI 2. KISIM İNŞAATI - ŞANLIURFA
Bina - Konut Projeleri
Toplu Konut Projeleri
Konut Projeleri
Ticari Binalar
Hizmet Binaları
Eğitim ve Öğretim Yapıları
Spor Tesisleri
Sağlık Yapıları
İdari ve Sosyal Yapılar
Askeri Tesisler
İş Merkezleri
Turizm Yapıları
Gruba Dâhil Firmalar
İlci Holding A.Ş.
İlci İnşaat San. Tic. A.Ş.
İltaş İnş. Mad. Teks. A.Ş.
İlsan İnşaat Tarım Turz. A.Ş.
İlci Turizm Otelcilik A.Ş.
Davraz Enerji Elkt. Ür. Ltd. Şti.
Gökçay Enerji Elkt. Ür. Ltd. Şti.
İlci Enerji Sanayi ve Tic. A.Ş.
İlci Gayrimenkul Yat. Dan. İnş. San. ve
Tic.
İlkaya İnşaat Madencilik San. Ltd. Şti.
İlci Eğitim ve Yard. Vakfı
Ortak Girişimler
Silvan Barajı (Yüksel İnşaat A.Ş.)
Mersin - Tarsus Pamukluk Barajı
(Özdemir İnş. Tur. Enerji San. ve Tic. A.Ş.)
Şanlıurfa Bozova Pompaj Sulaması
Günışık Ana Kanal İnşaatı (Özdemir İnş.
Tur. Enerji San. ve Tic. A.Ş.)
Şanlıurfa Bozova Pompaj Sulaması 2.
Kısım Ana Kanal İnşaatı (Özdemir İnş.
Tur. Enerji San. ve Tic. A.Ş.)
Suruç Ovası Pompaj Sulaması Sol Sahil
Ana Kanal İnşaatı (Özdemir İnş. Tur.
Enerji San. ve Tic. A.Ş.)
Mavi Regülatörü ve Apa Hotamış İletim
(Ahi) Kanalı İnşaatı (Atay Taah. İnş. Yapı
Tar Tur. Kuyum. Üre. San. ve Tic. A.Ş.)
Davutlar - Güzelçamlı (Aydın)
Belediyeleri Grup Kanazlizasyon İnşaatı
(Atay Taah. İnş. Yapı Tar Tur. Kuy. Üre.
San. ve Tic. A.Ş.)
Kayseri 2. ve 3. Aşama Raylı Taşıma
Sistemleri ve Mevcut Depo Sahasında
Yeni Hatlar İnşaatı (Coopsette S.C.)
Avrupa 1. Bölge 2012 Yılı 2. Kısım Tünel
İnşaatı (Özgün İnş. Taah. San. Tic. Ltd. Şti.)
Avrupa Yakası 2. Kısım Atıksu Tüneli
İnşaatı (Özgün İnş. Taah. San. Tic. Ltd. Şti.)
Ambarlı Atıksu Tünel İnşaatı (Özgün İnş.
Taah. San. Tic. Ltd. Şti.)
Ankara İli Bilgi Teknolojileri ve İletişim
Kurumu Hizmet Binası İle Altyapı ve
Çevre Düzenlemesi İnşaatı İşi (İlsan İnş.
Tar. Tur. Pet. Oto. San. ve Tic. - Yıldızlar
İnş. ve Tic. A.Ş.)
İlk Üstlenilen Proje
3 Yıldızlı Otel İnşaatı - Bayındırlık İl
Müdürlüğü MUŞ
Yurt Dışında İlk Üstlenilen Proje
Rania Arıtma Tesisi İnşaatı - Irak
Belediyeler Bakanlığı IRAK
Yurt Dışında Faaliyet Gösterilen
Ülkeler ve Faaliyet Alanları
Irak, Suudi Arabistan,
Bulgaristan, Gürcistan
(Otoyol, Tünel, Konut, Hastane, Okul,
Yurt, Lojman Tesisleri, Artıma Tesisleri,
İçmesuyu ve Kanalizasyon İnşaatlar,
Hidroelektrik Santrali Enerji Tüneli)
77
İNŞAAT
SANAYİCİLERİ
KAYAOĞLU
İNŞAAT SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Kuruluş Tarihi
1977
Firma Yetkilileri
Aziz KAYA
Yönetim Kurulu Başkanı
Cemal YAZICI
Mimar
İletişim Bilgileri
Kızılcaşar Mah. Küme Evleri
No: 378 Gölbaşı - Ankara
T: 0 312 472 72 90 - 94
F: 0 312 472 72 95
[email protected]
www.kayaogluinsaat.com.tr
78
Faaliyet Alanları
Karayolu İnşaatları,
Havaalanı İnşaatları,
Baraj İnşaatları,
Sulama İnşaatları,
Tünel İnşaatları,
Nehir Islahı,
İçmesuyu ve Kanalizasyon İşleri.
GAZİANTEP HAVAALANI - GAZİANTEP
MALATYA BELEDİYE SARAYI - MALATYA
Gruba Dahil Firmalar, Ortak
Girişimler
Farsel İnşaat ve Ticaret A.Ş.
Otağ İnşaat ve Mimarlık Hizmetleri
Dış Tic. Ltd. Şti. - Aşkabat Türkmenistan
Kayaoğlu - Farsel Ortak Girişimi Atyrau - Kazakistan
İlk Üstlenilen Proje
Saraydüzü Barajı İnşaatı
BOZTEPE BARAJI - MALATYA
DARENDE GÖKPINAR SULAMASI VE HES - MALATYA
Yurt Dışında İlk Üstlenilen Proje
Kırgız Cumhuriyeti Ulaştırma ve
İletişim Bakanlığı
Talas - Taraz Suusamyr Yolu
1. Kısım İnşaatı (52 km) ve
2. Kısım İnşaatı (21 km)
Yurt Dışında Faaliyet Gösterilen
Ülkeler ve Faaliyet Alanları
Kırgızistan, Türkmenistan, Kazakistan
Otoyol Projeleri
Baraj Projeleri
Havalimanı Projeleri
79
İNŞAAT
SANAYİCİLERİ
GÜLERMAK
SAN. İNŞ. ve TAAHHÜT A.Ş.
Kuruluş Tarihi
1958
Firma yetkilileri
Kemal GÜLERYÜZ
Yönetim Kurulu Başkanı
Faaliyet Alanları
Ulaşım Projeleri
Demiryolu
Metro ve Hafif Raylı Sistemler
Tramvay
Otoyol
Necdet DEMİR
Yönetim Kurulu Başkan Vekili
İletişim Bilgileri
Konya Yolu 23. km. No: 111
Gölbaşı / ANKARA
T: 0 312 48414 89
F: 0 312 48414 88
[email protected]
www.gulermak.com.tr
80
Endüstriyel Projeler
Çimento Fabrikaları
Şeker Fabrikaları
Cam Fabrikaları
Enerji Projeleri
Hidroelektrik Santrallar
Doğalgaz Çevrim Santrallar
Çevre Projeleri
Tarama (deniz, göl, nehir)
Atık Su Arıtma Tesisleri
İçme Suyu Hatları
HALİÇ METRO GEÇİŞ KÖPRÜSÜ - İSTANBUL
KARGI HİDROELEKTRİK SANTRALİ - ÇORUM
İmalat
Yapısal Çelik
Basınçlı Kaplar
Vinçler
Hidroelektrik Santral Türbin ve
Jeneratör Parçaları
Atık Isı Kazanları
Basınçlı Borulama
MECİDİYEKÖY - MAHMUTBEY METROSU - İSTANBUL
İlk Üstlenilen Proje
Türkiye Şeker Fabrikası A.Ş. Ankara
Şeker Fabrikaları Ambar İnşaatı
(1959-1960)
Yurt Dışında İlk Üstlenilen Proje
Bahreyn Alba Kok Zenginleştirme
Tesisi ve Liman Genişletme Projesi
(1999-2000)
81
İNŞAAT
SANAYİCİLERİ
HGG
İNŞ. SAN.ve TİC. LTD. ŞTİ.
Kuruluş Tarihi
1994
Firma Yetkilileri
Kazım GÜNTAŞ
Müdürler Kurulu Başkanı
Vehbi ALDATMAZ
Şirket Müdürü
İletişim Bilgileri
Turan Güneş Bulvarı No: 180
(Park Oran Ofis E - Blok)
Kat: 15 D: 51 Oran-Çankaya /Ankara
T: 0 312 491 50 50
F: 0 312 491 50 51
[email protected]
www.hgg.com.tr
82
Faaliyet Alanları
İnşaat
Enerji
ANTALYA - BURDUR - KEÇİBORLU YOLU
ERZURUM ATIKSU ARITMA TESİSİ - ERZURUM
Gruba Dâhil Firmalar, Ortak Girişimler
Yeşilbaş Enerji Üretim A.Ş.
Elda Elek. Üretim Ltd. Şti.
Zeynep Enerji Üretim Sanayi Ticaret A.Ş.
Derin Enerji Üretim Sanayi Ticaret A.Ş.
Efil Enerji Üretim Tic. ve San. A.Ş.
CEMEL HES - AVANOS - NEVŞEHİR
ZOREGWAN KÖPRÜSÜ - IRAK
Yurt Dışında İlk Üstlenilen Proje
Suhela Köprüsü Dohuk - IRAK
Yurt Dışında Faaliyet Gösterilen Ülkeler
Irak
Karayolları, Köprüler, Proje ve
Danışmanlık Alanlarında
İlk Üstlenilen Proje
Fethiye Ayr. - Üzümlü - Çameli Hd. Yolu
(29.06.1995)
83
İNŞAAT
SANAYİCİLERİ
TÜRKERLER
İNŞAAT TURİZM MAD. ENER. ÜRET. TİC. VE SAN. A.Ş.
Kuruluş Tarihi
1993
Firma Yetkilileri
Kazım TÜRKER
Yönetim Kurulu Başkanı
İletişim Bilgileri
İlkbahar Mah. Galip Erdem Caddesi
No: 11 Çankaya ANKARA
T: 0 312 492 03 06
F: 0 312 490 94 51
[email protected]
www.turkerler.com
84
Faaliyet Alanları
Otoyollar, Köprüler ve Kavşaklar
Hastane, Otel ve Okullar
Konut
Sulama, Barajlar ve Hidroelektrik
Santrallar
Hafif Raylı Sistem, Metro ve
Tramvay
Limanlar ve Marinalar
Doğalgaz Temin Tesisleri
Doğalgaz Dağıtım Şebekeleri
Elektrik Dağıtım Şebekeleri
Gayrimenkul Geliştirme
Akıllı Binalar
Turistik Tesisler
Arıtma Tesisleri
Şehir Şebekeleri (Doğalgaz, Su,
Elektrik)
Özelleştirme ve Kamu-Özel
Ortaklığı Projeleri
Enerji (Rüzgar, Hidro, Jeotermal,
Güneş Enerji Santralleri Yatırımları)
Çimento
MAHALL ANKARA
ALAŞEHİR JES SANTRALİ - MANİSA
Gruba Dâhil Firmalar
TÜRKERLER Holding A.Ş.
TÜRKERLER Enerji Yatırım Holding A.Ş.
TÜRKERLER Enerji Yatırım Üretim
İnşaat Ticaret A.Ş.
ANKARA ETLİK Hastane Sağlık
Hizmetleri İşletme Yatırım A.Ş.
İZMİR BAYRAKLI Hastane Yatırım ve
Sağlık Hizmetleri A.Ş.
KOCAELİ Hastane Yatırım ve Sağlık
Hizmetleri A.Ş.
VAN GÖLÜ Enerji Yatırım A.Ş.
TÜRKERLER Jeotermal Enerji
Arama ve Üretim A.Ş.
TÜRKERLER Güneş Enerjisi Üretim A.Ş.
TÜRKER Grup Elektrik Enerjisi
İthalat İhracat Toptan Satış A.Ş.
PELİN Enerji Yatırım Üretim ve
Ticaret A.Ş.
İNCİ Doğalgaz İletim Sanayi ve
Ticaret A.Ş.
İNCİ Doğalgaz İthalat İhracat Sanayi
ve Ticaret A.Ş.
ANGORAGAZ Doğalgaz Toptan Satış
İthalat ve İhracat A.Ş.
İZMİRGAZ Doğalgaz Dağıtım Ticaret
ve Taahhüt A.Ş.
İTERAGAZ Doğalgaz Sanayi ve
Ticaret A.Ş.
ES – ES Elektrik Üretim A.Ş.
TÜRKER Gayrimenkul Geliştirme ve
Yatırım İnşaat A.Ş.
SATEN Hazır Giyim İthalat İhracat
Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.
SELEN Giyim Tekstil Sanayi Ticaret
Ltd. Şti.
NURYOL ÇİMENTO Sanayi Ticaret A.Ş.
TG ELEKTRİK ÜRETİM A.Ş.
DEMİRCİ ENERJİ YATIRIM ÜRETİM
İNŞAAT VE TİCARET A.Ş.
Ortak Girişimler
YÖNTAŞ - TÜRKERLER Adi Ortaklığı
Ambar Barajı - Diyarbakır
TÜRKERLER-RENKYOL Adi Ortaklığı
Çukurambar - Ankara
GAMA - TÜRKERLER Ortaklığı
Kocaeli Sağlık Kampüsü
TÜRKERLER - GAMA Ortaklığı
Bayraklı Sağlık Kampüsü - İzmir
ASTALDI - TÜRKERLER Ortaklığı
Etlik Sağlık Kampüsü - Ankara
MAKYOL - TÜRKERLER Adi Ortaklığı
Emaar Square - İstanbul
LOTUS - TÜRKERLER Adi Ortaklığı
Saray, Hayrabolu Atıksu Artıma
Tesisleri - Tekirdağ
Babaeski Atıksu Arıtma Tesisi Kırklareli
Keşan Atıksu Artıma Tesisi - Edirne
KAYABEYİ BARAJI - ARDAHAN
Kuşadası Atıksu Arıtma Tesisi - İzmir
YÜKSEL - TÜRKERLER Adi Ortaklığı
Velimeşe OSB Atıksu Artıma Tesisi - Çorlu
BEST - TÜRKERLER Adi Ortaklığı
Kirazlı Köprü Barajı İkmali-Bartın
85
İNŞAAT
SANAYİCİLERİ
YILDIZLAR GRUP
Kuruluş Tarihi
1968
Firma Yetkilileri
Müfit EREN
Yönetim Kurulu Başkanı
Edip EREN
Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı / Genel Müdür
Mürsel EREN
Yönetim Kurulu Üyesi
İletişim Bilgileri
Mahatma Gandi Cad. No: 47 G.O.P
Çankaya / ANKARA
T: 0 312 405 60 80
F: 0 312 436 38 02
[email protected]
www.yildizlar.com
86
Faaliyet Alanları
İnşaat
Enerji
Savunma
Mühendislik
Sağlık
Taahhüt ve Yatırım Projeleri
TÜRKİYE HALK SAĞLIĞI KURUMU İLE TÜRKİYE İLAÇ VE TIBBİ CİHAZ KURUMU KAMPÜSÜ
YAPIM İŞLERİ İLE ÜRÜN VE HİZMETLERİN TEMİN EDİLMESİ İŞİ -BİLKENT - ANKARA
I-II HES - GÖKBEL - ISPARTA
Gruba Dâhil Firmalar
ERN Holding A.Ş.
İnşaat
YILDIZLAR İnş.ve Ticaret A.Ş.
İÇKA İnşaat Gıda Tarım Hayvancılık
Sanayi ve Ticaret Şirketi
Enerji
YILDIZLAR Enerji Elektrik Ürt. A.Ş.
ERN Enerji Elektrik Ürt. A.Ş.
ÇATAK Enerji Elektrik Ürt. A.Ş
KONUKLU Enerji Elektrik Ürt. A.Ş.
BİREN Enerji Elektrik Ürt. Ltd. Şti.
GÖKTEN Enerji Elektrik Ürt. A.Ş.
ESSU Enerji Elektrik Ürt. A.Ş.
GÖKBEL Enerji Elektrik Ürt. A.Ş.
ME-ED Enerji Elektrik Ürt .A.Ş.
ERENTUR Tur. Enerji Elektrik Üretim A.Ş
YELEN - GÜLPINAR Enerji Üretim Sanayi
ve Tic. A.Ş
DESEN Enerji Elektrik Üretim A.Ş
YAKUT1 Enerji Elektrik Üretim A.Ş
1000 SEYİRCİLİK OLİMPİK YÜZME HAVUZU - MERSİN
300 YATAKLI KADIN DOĞUM VE ÇOCUK HASTANESİ 200 YATAKLI KARDİYOVASKÜLER CERRAHİ HASTANESİ - VAN
Sağlık Yatırımları
YILDIZLAR BİLKENT Laboratuvar Yatırım
İşletme Ticaret A.Ş
Mühendislik
ADOR Müh. Taah. San. ve Dış Tic. A.Ş.
Finans
Privredna Banka Sarajevo 'Dd - BosnaHersek
Savunma
ERN İç Ve Dış Tic. Savunma San. A.Ş.
Ortak Girişimler
U.T.C - United Turkish Company /Suudi
Arabistan
Yurt Dışında Faaliyet Gösterilen
Ülkeler
Suudi Arabistan
87
RÖPORTAJ
Başarıyla Dolu Bir
Kariyer Öyküsü
Av. Prof. Dr. Kemal Dayınlarlı
Fransızca öğretmenliğinden hukuk alanında
profesörlüğe uzanan başarılarla, sürprizlerle dolu bir
kariyer. Yaptığı her işte mükemmeli başarmış bir iş
adamı. Verdiği her derste öğrencilerinin hayranlıkla
izlediği bir akademisyen. Ofisinde yüzlerce asistanı
yetiştirmiş bir hukuk adamı. Yazdığı her kitabı hukuk
literatürüne örnek olmuş, bilim hayatına kazandırılmış
eskimeyen 53 eser. Sayfalar yetmez Kemal Hocamızı
anlatmaya. Biz Ankara Tunalı Hilmi Caddesi’ndeki
vahaya dönüşmüş ofisinin terasında harika bir yaşam
öyküsünü paylaştık. Bu yaşam öyküsünün her bir
basamağı bir serinin cildini oluşturur. Sizlere öyküden
minik bir parça sunmak istedik.
Fransızca öğretmenliğinden
hukuk alanındaki kariyeriniz ve
tahkim alanında uzmanlaşarak
duayenliğe uzanan öykünüzün
basamaklarını anlatabilir misiniz?
Fransızca öğretmenliğinden hukuk
alanına geçmem kolay olmadı.
1955 yılında Gazi Eğitim Enstitüsü
Fransızca bölümünü bitirdiğim
zaman özel sektörde çalışmayı
arzuladığım için öğretmenlik
88
yapmayı düşünmedim. O yıllarda
Türkiye’de yabancı firmalar
NATO’nun işlerini yapıyorlardı.
Mezun olunca özel sektörde
bir firmaya girdim ve firma
yöneticilerim beni İskenderun’a
tayin ettiler. Firma, petrol hattı
inşaatını yapıyordu. İşe girdiğim
zaman kendilerine sorduğumda bir
yıllık iş olduğunu söylediler. Ancak
buradaki iş hayatım on iki yıl sürdü.
Fransızca iş hayatınızda nasıl bir
yer tuttu? Bugün Fransızcayı bu
kadar iyi kullanmanızı sağlayan
yaşamızındaki anektodları
anlatabilir misiniz?
Aslında hayat insanı çok farklı
yönlere götürüyor. Resme
çok büyük yeteneğim vardı.
Öğretmenlerimden biri beni bu
konuda teşvik etti. İstanbul’da o
dönemlerde resim iş semineri vardı,
resimlerimi görünce beni sınavlara
kabul ettiler. Ama zamanın Milli
Eğitim Bakanı Tahsin Bangıoğlu
o yıl için resim-müzik bölümünü
kapamıştı. Ben de Bolu Erkek
Öğretmen Lisesi’ne girdim. İhsan
Manas adındaki Fransızca hocam
benim Fransızcaya olan yeteneğimi
görüyor, bana ek ödevler veriyordu.
Zaten Fransızca benliğimi o sıralar
sarmıştı.
Erkek öğretmen okulundan mezun
olunca Ağrı’nın Tutak kazasına
tayin oldum. Şartlar çok zordu.
Şehir karlar altında kalırdı. Bir
yere gidemezdik. Tek çare kahveye
gitmekti. Herkes kahvede oyun
oynardı ama Fransızca beni o kadar
almıştı ki, herkes oyun oynarken
çayımı içer, lüks lambasının altında
Lingafon kitabından Fransızca
çalışırdım.
Bu arada İngilizce kurslarına da
girdim. Çok ilerlettim İngilizcemi.
Gazi Eğitim Enstitüsü sınavlarına
girerken ikisini birden denemek
istedim. Ancak iki sınava
giremeyeceğimi belirttiler.
Yazımda Fransızca’da iyi
olduğum için hayatımın yönünü
değiştirecek kararı iki dakikada
verdim ve Fransızca bölümünü
tercih ettim. Aslında mülakatta
bazı konuşmalarda İngilizce ve
Fransızcayı karıştırdım ama
hocalardan Fransız Jean Boissel’in
bendeki yeteneği keşfetmesi ile
sınavdan geçer not alabildim. Çoğu
kişi sınava girmeden önce özel
ders almıştı. 137 kişiden 12 kişi
alınacaktı. Son sırada Enstitüye
girdim ama çalışma ve yeteneğim
ile iki yıl sonra bölümümü
birincilikle bitirdim.
gelişmişti. Fakülteye döndüğüm
zaman hocalarım bana ‘fevkalade
olmuşsun’ dediler. Fransa’ya ilk
gittiğim günlerde bir yıl süresince
okulda çok şey öğrenemediğimi
fark ettim. Öyle ki konuşamıyordum,
yazamıyordum. Ama Fransa’da
yaşayıp, şantiyelerde çalışmaya
başladığım zaman dilim çok gelişti.
Orada hayatın merkezinde idim.
Günlük dili çok iyi kullanmayı
öğrendim. Örneğin Fransızlar
çok sık argo kullanır, özellikle
şantiyelerde kullanılan halk dili
farklıdır. ‘Lahana’ ya choux derler
ama bir de bakarsın ‘kulağı’
kastederler, Çünkü kulağın girinti
çıkıntılı durumunu lahanaya
benzetirler. Fransa’da yaşayarak
tüm ifadeleri artık rahatlıkla
anlayıp bir Fransız gibi kısa sürede
konuşabilmeye başlamıştım.
Hep özel sektörde aktif olarak
çalıştım. Özel sektörde çalıştığım
süreçte Fransızca hayatımın
önemli bir parçası oldu. Örneğin,
şantiyede Fransızlara çevirmenlik
yapıyordum. Ancak sadece dilimin
gelişmesini sağlayan Fransızca
eğitimim değildi. Eğitimimin birinci
yılı bittiği zaman, yaz tatilinde
Fransa’ya gittim, orada şantiyelerde
işçilik yaptım. Yaz tatilini biraz
da uzatarak kalınca dilim çok
İş hayatında çok hızlı
ilerlemişsiniz. Bu kadar başarılı
iken neden Hukuk eğitimi almayı
düşündünüz?
Çalıştığım şirketim beni hep aktif
görevlerde tuttu. Bir işte iyi huylu
olmak, hep iyi kapılar açar. Bana da
öyle oldu. Çünkü işi iyi bilmek bir
yere kadar kapı açar insana. İşte
ben de hep iyi huylu ve çalışkan
olma gayesi ile iş hayatında
89
gayret ettim. Böylece hep işimde
yükseldim, itibar gördüm. Bu
özelliğim ile İskenderun’dan sonra
Amasra’da Fransızlara tercümanlık
yapma görevine gönderdiler.
Şantiyenin yemek işlerini organize
etme görevi de bana verilmişti.
Farklı yörelerden Fransızlar vardı
şantiyede, hepsinin de telaffuzu ayrı
idi. Bunları duyup özümsüyordum.
Her geçen gün Fransızcam
ilerliyordu.
Ama eğitimimden farklı işler,
sorumluluklar yüklediler bana.
Fransızlar öyle işler veriyorlardı
ki bir hukukçunun üstesinden zor
gelebileceği işlerdi. Bilgim yok
desem de bu konularda da bilgi
sahibi olmam konusunda yabancı
uyruklu yöneticiler diretiyorlardı.
O zaman sadece Fransızca ile
ilerleyemeyeceğimi anladım. Hukuk
okumalıydım.
90
Hukuk okumalıydım ama önümde
bir engel daha vardı. Lise mezuniyet
diplomam. Erkek Öğretmen
Okulu’ndan mezundum, buradan
mezun olunca ancak öğretmenlik
bölümlerine girebiliyorduk. Çünkü
devlet, öğretmenlerini kaybetmek
istemiyordu. Akademik bölümler
için düz lise mezunu olmak gerekli
idi. Kararlarımın arkasından
koşmak amacıyla 1958 yılında
Ankara Gazi Lisesi’ni dışarıdan
3. sınıfın derslerini alarak mezun
oldum, ardından Ankara Hukuk
Fakültesi’ne girdim. Şantiyelerde
çalıştığım için dersleri dışardan
aldım.
Eğitimim devam ederken çok yoğun
çalıştım. Malatya’da da çalıştım.
Günde 16 saat çalışıyordum.
Çeviriler yanında, idari işlere de
bakıyordum. Örneğin işçilerin
puantajını yapıyorum, hesaplarını
tutuyordum. Fransızcam artık
öylesine ilerlemişti ki Fransa’daki
Savunma Bakanı'nın oğlu olan
patronum Jacques Morice, benden
bir yazıyı kaleme almamı istedi.
Öylesine hatasız yazmıştım ki
kendisi bile bu denli yazmayı nasıl
öğrendiğimi hayretle karşıladı.
Peki Hukuk gibi zor bir bölümde
derslere girmeden nasıl sınavlara
hazırlanıyordunuz?
Evet çalışmam gerekliydi. Derslere
hiç gidemiyordum. Yalnız Uşaklı
kendisi şu an emekli hakim olan
Suat Gündüz adında bir arkadaşım
vardı. Tabii o zamanın teknolojisi
şimdilerde hiç yoktu. Faks, internet
bir yana fotokopi imkanımız bile
yoktu. Fakültede hocalar konuşur,
öğrenciler not tutardı. Arkadaşım
Suat Gündüz bana tuttuğu notları
gönderir, ben temize çeker posta ile
tekrar notlarını ona iade ederdim.
döneminde zorlanarak okudum.
Üçüncü sınıfa geçebilmiştim, sonra
yine sınıf birincilikleri ile öğrenimim
liseye kadar devam etti. Aslında
o zamanlar özel bir liseye girmek
istedim. Ama ailemin parası yoktu.
Ben de öğretmen okulunda parasız
yatılı okudum, iftiharla mezun
oldum.
İş hayatında bu kadar başarılı
giderken akademiye nasıl geçiş
yaptınız?
Ailenizin bu denli iyi bir eğitim
almanızda etkisi oldu mu?
Üniversitede başarılı idim. Ama
dediğim gibi Amasra’da çalıştığım
dönemde bir yıl okulu uzatmıştım.
Fransız patronum Mr. Chauffer tüm
dünyayı dolaşırdı. Çalışanlarına
karşı çok bonkördü. Eğer iyi
çalışırsanız size bir çek yazardı.
Bana “Üniversite nasıl gidiyor?” diye
sordu, “Bu sene biraz sıkıntı oldu,
çünkü iş dolayısıyla gidemedim”
dedim. Türkiye’deki yöneticilerim
benden çok iyi söz etmişler. O da
okulu bitiremediğimi duyunca
bana güzel bir çek verdi ve Fransız
Şantiye Müdürüne fakülte için
istediğim kadar süre vermesini
söylemiş. Çok mütehassıs olmuş,
duygulanmıştım. Çalışanlar
arasında Türk olarak bir tek beni
ödüllendirmişti.
Babam köy imamıydı, annemin
okuması yazması yoktu.
Ağabeylerim de zanaatkârdı, birisi
terziydi, birisi kunduracıydı, biri de
dokuma fabrikasında çalışıyordu.
Ailem ne okuduğumu bile çok
bilmezdi. Kimse bana şunu yap
diye diretmedi. Doğduğumda
nüfus kâğıdım olmadı. İlkokula on
yaşında girdim. Tabii çalışkanlığım
ve yaşımın büyüklüğü ile beni sınıf
mümessili seçtiler. Derslerde çok
başarılı idim. Altı ay sonra beni
ikinci sınıfa geçirme yönünde
öğretmenlerim teşvik etti, sınava
soktular. Ama arkadaşlarımdan
ayrılmak beni çok üzüyordu. Bugün
gibi hatırlıyorum 7 kere 7 kaç eder
dediklerinde cevaplandırmadım.
Yine de beni üst sınıfa geçirdiler.
Arkadaşlarımın ayrılık acısı mıdır
bilmem ama, 1,5 aylık ikinci sınıf
Hep yabancı firmalarda çalıştım.
İnşaat firmalarında çalışırken
tekniği çok iyi öğrendim. Hukuku
bitirince işimde daha çok
ilerledim, terfi ettim. Ama hâlâ
bilmediğim terimler vardı. Genel
müdür seviyesindeki yabancı
yöneticilerim hukuk fakültesinde
okunmayan konular ile ilgili bana
soru soruyorlar, daha fazlasını
istiyorlardı. Daha fazlasını
öğrenmenin yolu kariyer yapmak
idi. Ankara Hukuk Fakültesi
Ticaret Hukuku o zamanki Bölüm
Başkanı Prof. Dr. Turgut Kalpsüz
hocamız avukatlıkla yoluma
devam etmemi önerdi ama ısrarlı
olduğumu görünce bana destek
olmak amacı ile kayıt paramı kendi
cebinden vererek beni yüksek
lisansa kaydettirmek için hademeyi
bankaya gönderdi.
Hem yazılı hem sözlü olurdu
sınavlarımız. Dört dersin
sözlüsünü bir günde bitirip geçmek
zorunluluğu vardı. Sözlülerin bir
tanesinden kalınca hepsinden
kalmış oluyordun. Eylül’de ya
da ertesi Haziran’da tekrar aynı
dersleri alıyordunuz. Bu zor sisteme
ve çalışmama rağmen sadece
bir kez kaldım. Çünkü Amasra’da
çalıştığım dönemde sınavlara
giremedim. Fakülteyi yaklaşık bir yıl
gibi geç bir sürede bitirerek 1963
yılında mezun oldum.
Hukuk maceram Ankara Hukuk
Fakültesi Sosyal Bilimler Enstitüsü
ile devam etti. Ama yine o kadar
çalışkan ve heyecanlıydım ki hem
dersleri hem de tezi aynı yıl yapıp
bitirmek istedim. Dersleri verdim,
“İstisna Akdinde Müteahhidin ve İş
Sahibinin Temerrüdü” konusunda
da tez yazdım. 1987 yılında yüksek
lisans tez programımı bitirdiğimde
56 yaşımda idim.
Ardından 1989 yılında doktora
sınavını kazandım. Yine dersleri
ve tezi bir arada yürüttüm. “Joint
Venture Sözleşmeleri” konusunda
tezimi hazırladım. O dönemde
kimse bu konuda çalışmamıştı. Ön
çalışmamı yapıp yeterliliğimi aldım,
tez konumu kabul ettirdim. Pekiyi
dereceyle doktoramı bitirdim.
O dönemde iyi para kazanıyordum
ama doktora unvanı da bana
yetmeyecekti. Yaşım ilerliyordu
ama benim için akademinin
basamaklarında en üste varmak
önemliydi. Bu arada Ankara
Hukuk Fakültesi'nde o zamanki
Medeni Hukuk Bölüm Başkanı
çok muhterem hocam Sayın
Prof. Dr. Fikret Eren beni çağırdı.
Alacağın Temlikini herkes yazdı.
Ben de yazdım dedi. Ancak bu
konuyu tez olarak bir de sen
yaz, dedi. Böylece, 1992 yılında
“Borçlar Kanunu’na Göre Alacağın
Temliki” konusunda tezim kabul
oldu. 1993 yılında ise beş kişilik
jürinin oybirliği ile Medeni Hukuk
doçenti oldum. Doçentlik tezim
için Fransa, Almanya, İsviçre’ye
gittim. Çok sayıda kaynak
taradım. Sürekli okudum, çalıştım,
meslektaşlarımla görüştüm, onların
neler düşündüğünü öğrendim.
Çok zor bir işi başardım. Aslında
profesörlük için de hazırdım,
ama altı yıl bekleme süresi vardı.
Ayrıca akademisyenlik de yapmak
gerekiyordu. Atılım Üniversitesi'nde
ders vermeye başladım. Ardından
“İnşaat Sektöründe Müşavirlik
Mühendislik Sözleşmesi” eserimin
oybirliği ile kabulü sonucu 2000
yılında Medeni Hukuk dalında
profesör oldum.
91
ana dili seviyesinde biliyordu.
Savunmamı İngilizce hazırlamıştım,
İngilizcem de yeterli idi ama
kendimi daha iyi aktarabilmem
için Fransızca savunma yapmayı
talep etmiştim. Talebim kabul
olmayınca kendilerine Türkçe
anlatmayı tercüman kanalı ile
İngilizce çeviri yapılmasını önerdim.
Önerim kabul olunca tercümanımla
beraber anlaşarak savunmayı
yaptık, hatta zaman zaman benim
aklıma gelmeyen eksikliklerimi
tamamladık. Böylece benim için
kusursuz bir dava deneyimi oldu.
Bugün sektörde tahkim ile birlikte
isminiz çok anılıyor, tahkim
ile adınız artık özdeşleşmiş
görünüyor. Tahkim konusundaki
profesyonel hayatınız nasıl
başladı?
Çalıştığım firmanın işinde
bir problem ile karşılaştık.
Yapılan inşaat işi, tahkimi
ilgilendirmekteydi. Aslında ben
de konuyu zamanında araştırmış,
çalışmıştım. Fransa’ya gittim,
çok fazla kaynaktan araştırma
yaptım. Beni bir tahkim uzmanı
ile tanıştırdılar. Kendisine bilgimi
aktarınca konuya çok vakıf
olduğumu, kendisinin desteğine
ihtiyaçlarının kalmadığını söyledi
patronuma. Böylece kendimi tahkim
içinde buldum.
92
Tahkim çalışmalarınız ile ilgili bir
anınızı aktarabilir misiniz?
Doğu'da bir işle ilgili Türk
firmasının avukatıydım. Dava
Paris’te idi. Orada duruşma tüm
gün sürerdi. Hakemler Fransız’dı.
Ama tahkim dili İngilizceydi. Benim
de konuşma dilimde Fransızcam
daha iyi idi. Savunmayı Fransızca
yapmak istiyordum. Karşıma
avukat olarak Amerikalı gelmez
mi? Fransızca biliyor ama ana
dili İngilizce. Davada bir de çok
iyi İngilizce bilen Fransız Avukat
vardı. Ben tek başımayım. Şantiye
geçmişimden dolayı konuya çok iyi
hakimdim, işin içinden geliyordum
yani sadece bir avukat değildim.
Duruşma devam ederken hakem
mahkemesinden tahkim dilinin
Fransızca olmasını talep ettim,
neticede herkes Fransızca'yı
Karşı tarafın genel müdürü dava
devam ederken verilen kahve
molasında savunmasını yaptığım
şirketin genel müdürüne haksız
olduğumuz konusunda diretti ama
sizin avukatınız mükemmel, dedi.
Öylesine başarılı bir savunma
yaptım ki bir ara başhakem Prof. Dr.
Pierre Lalive dahi beni tebrik etti.
Tabii ki sonuçta dava bizim lehimize
sonuçlandı. Bu davayı gurur ile
hatırlarım.
Bir de hakem olarak unutamadığım
bir anım vardır. Lozan’da Türk
Telekom Genel Müdürlüğü'nün
hakemiydim. Taraflar Tahkim
şartında maddi hukuk kurallarını
yazmamışlardı. Böyle durumlarda
hakem mahkemesinin bunu
kararlaştırması gerekmekte idi.
Hakem mahkemesine maddi
hukuk kurallarını İsviçre Borçlar
Kanunu'ndan alma önerisini
getirdim. Ama Türk Borçlar Kanunu
İsviçre Kanunu’ndan alınma olduğu
diğer tarafa haksızlık olacağı
gerekçesi ile Başkan Prof. Dr.
François Desmontet kabul etmedi,
İtalyan Unidroit Maddi Hukuk
kurallarını alalım önerisini getirdi.
Bir gecede tüm kanunu özümsedim
diyebilirim, baktım bizim Borçlar
Kanunu’nun %80’ini kapsıyor.
Ertesi günü kabul ettiğimi belirttim,
savunmamı ona göre hazırladım ve
o davayı öyle kazandık.
Hakemlik mesleğini nasıl
tanımlarsınız?
Hakemlikte öncelikle çok
inandırıcı olacaksın. Hem tarafsız
hem bağımsız olacaksın yani
bir tarafa bağlı kalmayacaksın.
Hakemler, taraflarla konuşamaz.
Çünkü inanarak ona işi verirler.
Hakemlikte “Siz beni seçin”
diyemezsiniz, taraflar gelir sizi
seçer. Beni hep öyle seçtiler. Hiçbir
zaman kendimden “Hakeminiz
olayım” demedim. Davaları önce
dinledim. Haksız olan hiçbir davayı
kabul etmedim. İncelemeden,
çalışmadan hiçbir davaya da
girmedim. Çünkü benim için prestij
her şeyden değerlidir. Paris’ten,
İsviçre’ye, Fransa’dan, Avusturya’ya,
İtalya’ya kadar çok davaya girdim.
Bazen öyle durum oluyordu ki aynı
anda birkaç ayrı davanın hakemi
oluyordum.
Taraflar neden tahkimi tercih
ediyorlar?
Zaman ve maliyet avantajı vardır.
Taraflar isterlerse mahkemeye
giderler ama mahkemeye gitmek
hem pahalıya mal olur hem de
yıllar sürer. Yani, hakemlikte çabuk
karar vermek zorunluluğu vardır.
Çok çalışırsın, çabuk karar verirsin.
Bugüne kadar 53 kitap kaleme
aldınız. Kitaplarınızı nasıl hayata
geçirdiğinizi anlatabilir misiniz?
Ben kitaplarımı Fransızca, İngilizce
ya da Türkçe olsun hep el yazısıyla
yazarım. Asistanlarım bilgisayara
geçirirler, çıktılarını bana getirirler,
kontrol ederim. Kontrol işlemini
defalarca yapabilirim. Üstünde
defalarca düşünür, yeni eklemeler
yaparım.
Kitaplarımı da genelde yazın
Kocaali’deki yazlığımda yazarım.
Kitap yazması tek bir kişinin işi
değildir, bir ekip işidir. Yazdıklarımı
asistanlarıma da okutur, görüşlerini
alırım. Çünkü akıl akıldan üstündür.
Her şeyi bilirim havasında
değilimdir. İnsan her gün bir şey
öğreniyor. Yani egom yok. Ama
yazdığım şeyin sahibiyimdir de
daima. Onu kim olursa olsun
müdafaa ederim. Yazılarımda
tarafsız ve bağımsızımdır. Birisi
gelip de bana “Şunu şöyle yap, bunu
böyle yap” diyemez. İnanıyorsam,
doğruysa yazarım, doğru olmayan
şeyi yazmam. Hala 20 sene evvel
yazmış olduğum kitaplar bile
geçerli, ihtiyaç duyulup alınıyor.
Kaleme aldığım İngilizce-Türkçe,
Fransızca - Türkçe, Türkçe Fransızca sözlüklerin hukuk
literatüründe başvuru kaynağı
olması beni gururlandırıyor. Hepsi
ilmek ilmek emeğin öyküsü.
Sözlüklerimi kaleme alırken “Dur
ya, bir sözlük yazayım” demedim,
öyle başlamadım. Tahkimlerde ve
diğer yazışmalarda hukuk olarak
kim ne yazdıysa onların hukuk
tabirlerini aldım doğrudan doğruya.
Bazen İngilizce-Türkçe hukuk
terimleri sözlüğümün Türkçeİngilizcesi var mı diye soruyorlar.
Ben o sözlüğü 10 senede
tamamladım. Şimdi yeniden bir 10
sene daha mı bekleyeyim? Onu da
başkası yazsın, diyorum.
Siz okuduğunuz şiirler ile de
çevrenizde anılmaktasınız. Onları
nasıl hafızanızda tutuyorsunuz?
Hafızama güvensem de sürekli
aklıma gelenleri not alırım. En
çok hafızasına güvenen insan bile
hafızasının %10’unu kullanabilirmiş.
Hafızam için bazen yöntemler
geliştiriyorum. Çağrışım yapacak
unsurlar ile eşleştiriyorum.
Yakın yurt prensibinden hareket
ediyorum. Yani örneğin bir çocuğa
bir konuyu anlatmak istersen
yakınında neler varsa bildiği,
gördüğü şeyleri anlatacaksın.
Böylece akla girenler kalır. Mesela,
Borçlar Kanunu’ndaki maddeleri
de farklı maddeler ile çağrışım
yaparak hafızama işlerim, böylece
unutmam için bir sebep kalmaz.
Sonra hafıza için beş duyumuzu
da kullanmak gerekli. Ben hep öyle
yaparım.
Bakın bir anımı aktarayım. Bir iş
için Fransa’da idik. Fransa’da bir
akşam yemeği yenilecekti. Seine
Nehri’nde gemiye biniyorsunuz, iki
saat gezdiriyorlar. Orada Le Dont
Mirabedu Köprüsü’nden geçiyorduk.
Yine hafızamdan 1800’li yıllarda
yazılmış bir şiiri okudum, Fransız’ı,
İtalyan’ı beni şaşkınlıkla izledi. Ben
şiirin tüm kıtalarını ezbere okurken,
gemide bulunan bir edebiyat
öğretmeni, ana dilindeki bu şiirin
sadece ilk kıtasını ezbere bildiğini
söyledi.
93
Neredeyse günün tüm saatleri
dolu sizin için. Peki en çok hangi
saatlerde çalışmayı
seversiniz?
Dediğiniz gibi günün her saati
mesaidir benim için. Evden sabah
8:00’de çıkıyorum, ofise yürüyerek
geliyorum. Daima düşünür, yolda
gelirken bir şeyler hatırlarım,
unutmamak için kendi kendime
şiir okurum veyahut da hatırlamak
için bir hadiseyle ilgili düşünürüm.
Düşüncelerimi ofise gidince
hemen yazarım. Hukuki konuları
sürekli düşünür, hatalı hadiselere
hayıflanır, hataları hukukî yönden
değerlendiririm.
Le Pont Mirabeau
Sous le pont Mirabeau coule la Seine
Et nos amours
Faut-il qu’il m’en souvienne
La joie venait toujours après la peine
Vienne la nuit sonne l’heure
Les jours s’en vont je demeure
Les mains dans la main restons face à face
Tandis que sous
Le pont de nos bras passe
Des étemels regards l’onde si lasse
Vienne la nuit sonne l’heure
Les jours s’en vont je demeure
L’amour s’en va comme cette eau courante
L’amour s’en va
Comme la vie est lente
Et comme l’Espérance est violente
Vienne la nuit sonne l’heure
Les jours s’en vont je demeure
Passent les jours et passent les semaines
Ni temps passé
Ni les amours reviennent
Sous le pont Mirebeau coule la Seine
Vienne la nuit sonne l’heure
Les jours s’en vont je demeure
Şiirin Türkçesi şöyle idi:
Haftalar geçiyor, günler geçiyor
Ne geçen günler geri geliyor
Ne de aşklar geri geliyor…
Ama Mirabo Köprüsü’nün altından Seine Nehri daima akıyor,
Akşam oluyor, çan çalıyor,
Günler gelip geçiyor, ben aynı kalıyorum…”
Her şiirde bir felsefe vardır muhakkak. Şair de burada
“Tanrı konuşuyor, ona cevap vermek lazım
İyi ki hayatımda zaman zaman ağlamışım
Kalan bana o oldu” diyor.
94
Hukuk dünyasına nitelikli
meslektaşlar yetiştiriyorsunuz.
Bu binada yetişip Türkiye’de ve
dünyanın sayılı firmalarında
mesleklerini icra ediyorlar. Biraz
da yetiştirdiğiniz avukatlardan söz
edebilir misiniz?
Bu binada 150 avukat yetiştirdim.
Buraya gelenlerin hepsi, bilaistisna
master, doktora ve profesör
olmak istiyorlar. Gelenlerin bir
kısmı İngiltere’ye, Amerika’ya
gidip yüksek lisans, doktora
yapıyorlar. Dünyanın sayılı
üniversitelerinde akademisyen
olanlar var. Özel sektörde, sivil
toplum kuruluşlarında avukatlık
mesleğini başarı ile icra ediyorlar.
Hepsi benim gurur tablomdur. Her
bir asistanım ile iletişimim devam
eder. Onların başarılarında, mutlu
günlerinde yanlarındayım. Örneğin
pek çoğu düğünlerinde nikah şahidi
olmamı istemişlerdir.
Tahkim avukatı olmak isteyenler
kendilerine nasıl bir kariyer
planlaması yapmalı?
Bu işe gönül vermek lazım. Bir de
daima çalışmak. Türkiye’de henüz
yeterli sayıda tahkim avukatı yok.
Genç avukat adaylarına tahkim
alanında kariyeri tavsiye ederim.
Çünkü Türkiye’de ileride muhakkak
surette herkes tahkime gidecek.
Amerika’da davaların %70’i
tahkimle görülüyor, çok da para
kazanıyorlar. Türkiye'de tahkimin
ilerlemesi lazım ki müvekkillerimiz
daha iyi müdafaa edebilsinler.
Ama bunun için de iyi çalışmak
lazım. İngilizceyi, özellikle hukuk
İngilizcesini çok ileri seviyede
bilmeleri gerekmektedir. Benim
tahkim alanında başarılı olmamda
inşaat şirketlerinde çalışma
tecrübem de etkin olmuştur.
İnşaat şirketlerine de tahkimi
tavsiye ediyorsunuz, öyle mi?
Evet doğru. Müteahhitlerimiz
dünyanın her bölgesinde iş yapıyor.
Pek çoğu sorunlar ile karşılaşıyor.
Alacaklarını tahsil edemiyorlar.
Maalesef çok para kaybeden
müteahhidimiz var. Dava açıyorlar
ama müdafaasını yapamıyorlar.
Burada tahkim devreye girmeli.
Tahkim olduğu zaman davayı
kazanma ihtimali çok kuvvetli.
Çünkü söz konusu tahkim olunca
ICC, Milletlerarası Ticaret Odası'nın
Paris Kuralları gibi yerleşmiş
müesseseler devreye giriyor.
Türkiye’de bu konuda alınması
gerekli mesafe var. Bana göre,
kanunlarımız yeterli, ama uygulama
konusunda henüz yeterli değiliz.
Ayrıca mühendislik fakültelerinde
okuyanlara da Tahkim konusunda
eğitim görmelerini tavsiye ederim.
Örneğin ben TED’in Mühendislik
Fakültesi'nin mastır bölümünde bu
konuda ders veriyorum. Bu dersi
gören mühendisler çalıştığı şirkette
ihtilaf çıktığı zaman konuya hakim
bir mühendis olarak görüşlerini
aktarabilecektir.
Önümüzdeki günlerde bir Tahkim
Merkezi kurulması planlanıyor.
Bunun Türkiye'ye nasıl bir faydası
olacağını düşünüyorsunuz?
Elbette faydası büyük. Öncelikle
yabancı ülkelerde yaptığımız işleri
takip etme imkânımız hasıl olur,
yabancılara para gitmez. Bazen
davalar için çok yüksek rakamlar
ödeniyor. Milyon dolarlar ile ifade
edilebiliyor bu rakamlar. Niye bu
paralar yurt dışına gitsin?
Aktardıklarınızı İnşaat Sanayi
okurlarımız keyifle okuyacak.
Çok teşekkür ederiz. Son olarak
hafızamızda okuyacağınız bir
şiir kalsın istiyoruz. Bir iki dize
bizimle paylaşabilir misiniz?
Ben de size teşekkür ederim.
1850’lerde yazılmış bir şiiri sizlerle
paylaşmak istiyorum.
Recueillement
Sois sage, ô ma Douleur, et tiens-toi plus tranquille.
Tu réclamais le Soir; il descend; le voici:
Une atmosphère obscure enveloppe la ville,
Aux uns portant la paix, aux autres le souci.
Pendant que des mortels la multitude vile,
Sous le fouet du Plaisir, ce bourreau sans merci,
Va cueillir des remords dans la fête servile,
Ma Douleur, donne-moi la main; viens par ici,
Loin d'eux. Vois se pencher les défuntes Années,
Sur les balcons du ciel, en robes surannées;
Surgir du fond des eaux le Regret souriant;
Le Soleil moribond s'endormir sous une arche,
Et, comme un long linceul tramant à l'Orient,
Entends, ma chère, entends la douce Nuit qui marche.
Charles Baudelaire
“Ya, bir endişeye, bir yeise kapıldım ama bak güneş de gidiyor,
bir daha gelmezse ne olacak”
İşte böyle “Güneş gelmeyebilir ama öyle durumlar var ki bazen
güneşin gitmesi kimisine elem veriyor, kimisine de sevinç veriyor”
işte şair bu yeis için “Sen ona buna bakma, ver elini, biz beraber
olalım." diyor.
95
TÜRKİYE
MYM'DEN
Türkiye genelinde mesleki
yeterlilik belgesi tanıtımı
devam ediyor
6645 sayılı “İş Sağlığı ve
Güvenliği Kanunu ile Bazı
Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun”’un
23 Nisan 2015 tarihinde
yayımlanması ve ardından 25
Mayıs 2015 tarihinde Mesleki
Yeterlilik Belgesi Zorunluluğu
Getirilen Mesleklere İlişkin
Tebliğ ve Tehlikeli ve Çok
Tehlikeli İşler Sınıfında yer
Alan Mesleklerde Mesleki
Yeterlilik Kanun Kapsamında
Mesleki Yeterlilik Kurumu
Kanunu Kapsamında Mesleki
Yeterlilik Belgesi Almaya
Hak Kazanan Kişilerin
Sınav ve Belge Ücretlerinin
İşsizlik Sigortası Fonundan
Karşılanmasına İlişkin Usul
96
ve Esaslar’ın yayımlanması
ile Türkiye Mesleki Yeterlilik
ve Belgelendirme Merkezi’nce
geniş bir tanıtım faaliyetine
başlandı.
Türkiye MYM yetkilileri
tarafından il il dolaşılarak
mesleki yeterlilik sistemi,
sınav ve belgelendirme
konularına yönelik tanıtım
çalışmaları yapılmaktadır.
Bu kapsamda Kanun’un
yayıma girdiği tarihten
itibaren Sivas, Kayseri,
Malatya, Bolu, Elazığ,
Bartın, Adıyaman illerinde
düzenlenen toplantılarda
öncelikle mesleki yeterlilik
belgesi zorunluluğuna
ilişkin yasal yükümlülükler
anlatılarak, kanun ile getirilen
cezalar ve teşviklerden söz
edildi.
Çevre ve Şehircilik İl
Müdürlükleri organizasyonları
ile gerçekleştirilen
tanıtımlara Çevre ve
Şehircilik İl Müdürlüklerinin
teknik uzmanları, mahalli
idarelerin teknik elemanları,
yapı denetim firmalarının
yetkilileri, iş sağlığı ve
güvenliği uzmanları, illerde
bulunan taşeron firmalarının
yetkilileri ile müteahhitler
katıldı.
Kalite güvencesi
kapsamında Türkiye MYM’nin
gerçekleştirdiği sınav
sisteminin önemli parçası
olan uzman kadroları, soru
bankaları, sınav sisteminin
işleyişi, belgenin tanıtımı
hakkında bilgilendirme ve
bilinçlendirme sağlamak
amacıyla ayrıntılı bilgiler
vererek, görsel olarak
uygulamalardan örnekler
aktardılar.
Güvenli, kaliteli yapıların
ancak nitelikli işgücü ile
gerçekleştirilebileceğinin
anlatıldığı sunumlarda
geniş kitleleri ilgilendiren bu
hususlar çalışma yaşamının
aktörleri tarafından ilgi ile
izlendi ve kendileri için büyük
bir kazanım ve farkındalık
oluştuğu belirtildi.
Türkiye MYM tarafından
2010 yılında kuruluşundan
bugüne kadar geçen
süreçte binlerce kişi sınava
tabi tutuldu. Toplantılarda
çalışanların şantiyelerde nasıl
güvenle istihdam edildiği
aktarılarak Türkiye genelinde
97
gerçekleştirilen mesleki
yeterlilik sınavlarından
örnekler sunuldu.
Bartın’daki Tanıtım Toplantısı
Son olarak 16 Eylül 2015
tarihinde İNTES Yönetim
Kurulu Baş Danışmanı
Mahmut Küçük, Türkiye
Mesleki Yeterlilik ve
Belgelendirme Merkezi
İşletme Müdürü Mehtap Şahin
Bartın Ticaret ve Sanayi Odası
organizasyonunda üyelere
yönelik bir tanıtım toplantısı
gerçekleştirdi.
Bartın Ticaret ve Sanayi
Odası Meclis Salonu'nda
düzenlenen toplantı
Oda Başkanı Cihat Çakır
yönetiminde gerçekleşti.
Toplantının açılışında
konuşan Çakır “25 Mayıs
98
2015 tarihli 29366 sayılı
Resmi Gazete’de yayımlanan
Tebliğe göre Mesleki Yeterlilik
Kurumu tarafından standardı
yayımlanan mesleklerde
“Mesleki Yeterlilik Belgesine”
sahip olmayan meslek
dallarında çalışanların Tebliğ
tarihinden itibaren 12 ay
sonra çalıştırılmayacağı
belirtilmiştir. İnşaat
sektöründe belge zorunluluğu
olan akredite meslekler;
ahşap kalıpçı, betonarme
demircisi, endüstriyel boru
montajcısı, inşaat boyacısı,
sıvacı, tünel kalıpçısı, duvarcı,
betoncu, panel kalıpçısı,
seramik karo kaplamacısı,
alçı levha uygulayıcısı, alçı
sıva uygulayıcısı, iskele
kurulum elemanı, ısı
yalıtımcısı, su yalıtımcısı,
ses yalıtımcısı ile yangın
yalıtımcısı bulunmaktadır”
dedi.
Mahmut Küçük ise yaptığı
konuşmada 6645 sayılı Kanun
ile gelen düzenlemeleri ve
Türkiye MYM’nin çalışmalarını
anlattı.
Küçük, Mesleki Yeterlilik
Kurumu tarafından
yetkilendirilen belgelendirme
kuruluşlarınca yapılan
sınavlarda başarılı olan
tehlikeli ve çok tehlikeli
işlerde çalışan adayların
belge masrafı ve sınav
ücretlerinin devlet tarafından
karşılanacağını belirterek
“Artık tehlikeli ve çok
tehlikeli işlerde Mesleki
Yeterlilik Belgesi olmayan
işçiler çalışamayacaktır. Bir
başka deyişle artık Tebliğ'de
belirtilen mesleklerde
geçici ustalık belgesi
kullanılamayacaktır” dedi.
25 Mayıs 2015 tarih
ve 29366 sayılı Resmi
Gazete’de yayımlanan Tebliğ
kapsamında tehlikeli ve çok
tehlikeli olarak belirlenen
40 meslekte mesleki
yeterlilik belgesi olmayan
işçi çalışamayacağını aktaran
Küçük, bu 40 mesleğin
17’sinde Türkiye Mesleki
Yeterlilik ve Belgelendirme
Merkezi’nin sınav yapma ve
belgelendirme yetkisine sahip
olduğu söyledi.
Kanun’un teşvikler getirdiği
kadar cezai müeyyidelere de
hükmettiğini anlatan Küçük,
“İşverenler teşviklerden
yararlanabilmek için bir an
önce çalışanlarını mesleki
yeterlilik belgesi sahibi
olması için yetkilendirilmiş
belgelendirme merkezlerine
başvurmalıdırlar” dedi.
Tebliğ'in yayım tarihi olan
25 Mayıs 2015 tarihinden
itibaren 12 ay sonra belgesiz
işçi çalıştırılamayacağından
söz eden Küçük, bu
konuda Türkiye MYM’nin
2010 yılından beri ulusal
yeterliliklere dayalı sınavlar
gerçekleştirildiğini ve sınavlar
sonucunda başarılı olan
adaylara Mesleki Yeterlilik
Kurumu ve TÜRKAK logolu
belgelerin verildiğini ifade
etti.
Türkiye MYM’nin arkasında
güçlü bir kadro olduğunu
aktaran Küçük, bünyesindeki
akademisyen, mühendis ve
teknik uzman kadrosu ile
çalışmaların sürdürüldüğünü,
soru bankaların
hazırlandığını, sistemin
güncellendiğini sadece hak
edenin belge sahibi olabildiği
bir sistemle çalışmaların
yürütüldüğünü anlattı.
Türkiye MYM İşletme Müdürü
Mehtap Şahin tarafından
akredite olunan 17 meslekte
gerçekleştirilen sınav
süreçleri ve uygulamaları
hakkında bilgi verilirken,
daha önce yapılmış sınav
uygulamalarından görseller
ile örnekler sunulmuştur.
Toplantıda Küçük ve Şahin,
katılımcılar tarafından
yöneltilen soruları da
cevaplandırdılar.
99
HABERLER
İNTES Yönetim Kurulu,
Başbakan Yardımcısı
Babacan’ı ziyaret etti
İNTES Yönetim Kurulu Üyeleri Celal
Koloğlu başkanlığında Ekonomiden
Sorumlu Başbakan Yardımcısı Ali
Babacan’a 5 Ağustos 2015 tarihinde
nezaket ziyaretinde bulundu.
Ziyaret sırasında Türkiye ekonomisi
ve inşaat sektöründeki gelişmelere
ilişkin değerlendirmeler yapıldı.
Koloğlu, inşaat
sektörüne
yönelik fiyat farkı
kararnamesi
çıkarılmasını istedi.
100
İNTES Yönetim Kurulu Başkanı
Koloğlu, ziyarette yaptığı
konuşmada, sektörün artık dünya
ölçeğinde işler gerçekleştirdiğini
söyledi. Koloğlu, 2015 yılının
siyasetin ve dış politika gündeminin
yoğunluğuna rağmen ekonominin
dinamiklerini harekete geçiren
büyük ölçekli yatırımların devam
etmesinin son derece önemli
olduğunu kamu - özel sektör
ortaklığı ile gerçekleştirilen
ulaştırma, enerji ve sulama
projelerinin inşaat sektörüne
ve başka sektörleri de harekete
geçirerek ekonomiye canlılık
getirmekte olduğunu belirtti.
Dünyada uzun yıllardır görülmeyen
zorlu bir küresel ekonomi olduğunu
aktaran Koloğlu, 2015 yılının
birinci çeyreğinde gerçekleşen
%2,5’lik büyümenin bu ortamda
bir başarı olduğunu ifade etti.
Ancak bu büyüme rakamlarının
Türkiye’nin sürdürülebilir
kalkınması için yeterli olmadığını
kaydeden Koloğlu, tüketim ile
değil yatırım ile büyümenin
önemine atıfta bulunarak, devletin
vereceği teşviklerin girişimcilerin
yatırımlara güvenle bakışını olumlu
etkileyeceğini söyledi.
Yatırım harcamalarındaki
azalmaların başta inşaat
sektöründe de hissedilmesi ile
sektörün 2015 yılının ilk üç ayında
%3,5 oranında küçüldüğünü
aktaran Koloğlu, sektörün küresel
ekonomik gelişmelerden doğrudan
etkilenmesinin bu durumun en
önemli sebebi olduğunu vurguladı.
Fiyat Farkı Kararnamesi önerdi
Koloğlu, yükselen faiz oranları
ve döviz kurlarındaki artışların
sektörü olumsuz yönde etkilediğini
belirterek, özellikle Temmuz 2013
yılından bu yana öngörülemeyen
şekilde artan döviz fiyatlarındaki
artışın müteahhitlerin maliyetlerini
yükselttiğini, bu nedenle inşaat
sektörüne yönelik bir fiyat farkı
kararnamesi çıkarılmasının
önemine değindi.
İNTES Yönetim Kurulu Başkanı
Koloğlu, şunları söyledi:
“Temmuz 2013 tarihine kadar
normal artış bandında seyreden
Dolarda bu tarihten sonra hızlı ve
ani yükselişler yaşanmış, dövize
dayalı maliyetler ile üretilen yapım
malzemeleri ve girdilerde fahiş
artışlar meydana gelmiştir.
Temmuz 2013 tarihi itibariyle
TÜİK tarafından açıklanan
enflasyon verileri inşaat
sektöründeki girdilerin gerçek
artışlarını karşılamamaktadır.
Dolarda yaşanan ve öngörülmesi
mümkün olmayan bu artışlar
yüklenicileri yıkıcı derecede
olumsuz etkilemektedir. Nitekim
Temmuz 2013 ile Eylül 2015
tarihleri arasında TÜİK verilerine
göre açıklanan enflasyon artış
oranı yaklaşık %18 iken bu tarihler
arasında Dolarda meydana gelen
artış oranı yaklaşık %70 olmuştur.
Bu durumda enflasyon oranı ile
Dolar artışı arasında % 52’lik bir
fark oluştuğu belirlenmiştir.
Sektör temsilcilerimiz ihalelerde
ve yapım işlerinde Türkiye
Cumhuriyet Merkez Bankası,
TÜİK gibi devletimizin diğer
kurum ve kuruluşlarınca
öngörülen yasal veriler ışığında
tekliflerini hazırlamakta ve karar
vermektedirler.
01 Temmuz 2013 tarihi esas
alınmak üzere sözleşme tarihlerine
göre geriye doğru malzeme fiyat
farkı hesaplanması ve varsa verilen
normal fiyat farkları düşülerek
kalan tutarın ödenmesi hem
mağduriyetlerin giderilmesi hem de
yatırımların tamamlanabilmesi için
büyük bir önem arz etmektedir.”
Fiyat Farkı Kararnamesi’nde mücbir
sebep hallerinde yükleniciye fiyat
farkı verilmesi esasının yattığını
aktaran ve müteahhitlerin son
dönemde yaşadığı mağduriyetlerin
giderilmesinin önemine vurgu
yapan Koloğlu, aksi halde
ekonominin lokomotifi olan inşaat
sektöründeki olumsuzlukların
kendisine bağlı yüzlerce sektörü de
etkileyeceği düşüncesini paylaştı.
İNTES Yönetim Kurulu Başkanı
Koloğlu, ziyaret sırasında, inşaat
sektörüne gösterdiği yakın ilgi ve
destek için Babacan’a teşekkür
etti. Babacan’ın sektörün görüş ve
önerilerini dikkate alarak çözüm
önerileri sunma konusunda da
son derece duyarlı davrandığını
belirten Koloğlu, “Ülkemiz, birlik
ve beraberliğini korudukça hızla
kalkınacaktır. Sayın Babacan’ın
ülkemize ve sektörümüze
katkılarını hiç unutmayacağız.
Samimi olarak şükran duygularımı
sunmayı görev biliyorum” dedi.
Koloğlu, Babacan’a bu şükran
duygusunun işareti olarak bereketin
sembolü olarak bilinen “Başak Dalı”
simgeli bir plaket sundu.
Babacan’a yapılan ziyarete
Yönetim Kurulu Başkan Vekilleri
İlhan Adiloğlu, Gürhan Özdemir
ile Yönetim Kurulu Üyeleri Levent
Kafkaslı, Deha Emral, Barış
Haşemoğlu, Gültekin Güvensoy,
Denetleme Kurulu Başkanı Haydar
Kurt ve Genel Sekreter H. Necati
Ersoy katıldı.
101
HABERLER
ENR 2015 yılı 250 inşaat
şirketi listesine Türkiye’den
43 inşaat şirketi girdi
İNTES üyesi 24 şirket listede yer aldı
Uluslararası İnşaat
Dergisi ENR’de,
dünyanın en
büyük 250 inşaat
şirketiyle ilgili
2015 yılına ait
bilgiler açıklandı.
Buna göre ENR'nin
yayınladığı 2015 yılı
Top 250 Listesine
Türkiye’den 43
inşaat şirketi girdi.
102
Dünyadaki ekonomik belirsizlikler
uluslararası müteahhitlik sektörünü
etkilemiş, bu nedenle dünyanın
en büyük 250 Uluslararası İnşaat
Firmasının pazar büyüklüğü
2014 yılında bir önceki yıla göre
%4.1 azalarak 521.6 milyar
ABD Dolarına gerilemiştir. ENR
Dergisi'nde yapılan açıklamaya
göre bu gerilemede düşen petrol
fiyatları, politik istikrarsızlıklar ve
Avrupa’dan Çin’e tüm uluslararası
firmaları sarsan ekonomik
dalgalanmalar neden olarak
gösterilmiştir.
Listede Türkiye 2003 yılında sadece
sekiz müteahhitlik firması ile yer
alırken, 2013 yılında bu sayı 38’e,
2015 yılında ise 43’e ulaştı. Türkiye,
listede son üç yılda firma sayısı
itibariyle Çin’den sonra ikinci sırada
bulunuyor. ENR’nin 2015 yılına
ait 250 dünya firması listesinde
İNTES üyesi 24 firmanın yer alması,
yurt dışında faaliyet gösteren
müteahhitlik firmaların giderek
güçlendiklerini ve etkinliklerini
artırdıklarını gösteriyor.
Türk inşaat sektörünün uluslararası
platformda gücünü kanıtlayan Türk
inşaat firmalarından listede yer
alan firmaların isimleri şöyle:
2015'te listede yer alan Türk
müteahhitlik firmalarının
uluslararası pazarlarda elde
ettikleri gelirler 29,3 milyar Dolar
oldu. Böylece Türk müteahhitlik
firmaları, gelirlerini bir önceki
döneme göre %43,4 artırmıştır.
Türk müteahhitlik firmalarının
gelirlerinin listedeki firmaların
toplam gelirleri içerisindeki payı
%3,8'ten %5,6'ya çıkmıştır.
2015
2014
FİRMA ADI
18
-
ÖZTÜRK
37
53
RÖNESANS*
62
85
POLİMEKS
65
52
ENKA*
82
83
TAV
89
157
ÇALIK
90
101
TEKFEN*
92
107
ANT YAPI
107
184
İLK
111
127
YAPI MERKEZİ*
116
116
NATA*
121
103
İÇTAŞ*
123
132
YÜKSEL*
125
153
ATLAS
2015
2014
FİRMA ADI
133
206
GAMA*
50
-
ÖZTÜRK
139
179
NUROL*
83
110
RÖNESANS*
145
163
LİMAK*
126
181
POLİMEKS
151
-
KUZU
128
114
ENKA*
157
161
DİA
159
164
TAV
158
138
ONUR
169
180
TEKFEN*
159
169
KAYI
170
163
ALARKO*
164
176
ESER*
180
194
NUROL*
168
194
ASLAN
92
107
ANT YAPI
169
146
CENGİZ*
197
-
ÇALIK
177
172
MAPA*
116
116
NATA*
179
224
DOĞUŞ*
217
-
MAKYOL*
183
191
BAYBURT*
223
249
YAPI MERKEZİ*
184
162
ALARKO*
225
221
LİMAK*
192
230
STFA*
227
202
CENGİZ*
200
187
SUMMA
246
-
GAMA*
205
212
YENİGÜN*
247
217
KOLİN*
208
247
GÜLERMAK*
209
195
KONTEK
214
203
RASEN
223
228
GÜRBAĞ*
229
245
AE ARMA ELEKROPANÇ
230
215
LOTUS
232
-
DORÇE*
233
242
ZAFER
236
200
METAG*
240
219
KOLİN*
242
-
PREKONS
248
217
TEPE*
Kaynak: ENR Dergisi
Listede gelir sırlamasına göre yer
alan Türk müteahhitlerinin isimleri
şöyle:
Kaynak: ENR Dergisi
Top 250 listesinin ilk sırasında
İspanyol şirketi ACS, Actividades
de Construccion y Servicios
SA, ikinci sırada Alman şirketi
HOCHTİEF Aktiengesllschaft, Essen
ile üçüncü sırada ise Amerikan
şirketi Bechtell,San Fransisco, Calif.
bulunuyor. Gelir sıralamasında ise
ilk dört sırada Çinli firmalar yer
alırken, beşinci sırada Fransız Vinci
firması yer almaktadır.
* İNTES Üyesi Firmalar
103
HABERLER
Daha derine, daha uzağa:
İstanbul Boğazı Karayolu
Geçiş Projesi
“Yapı Merkezi” (Türkiye) liderliğinde,
“SK E&C” (Güney Kore) şirketi
ile kurulan YMSK - JV Ortak
Girişimi’nin yürütmekte olduğu
“İstanbul Boğazı Karayolu Geçiş
Projesi”ndeki en zorlu bölümü,
22 Ağustos 2015 tarihinde
T.C. Başbakanı Sayın Ahmet
Davutoğlu’nun şantiye ziyaretleri
sırasında düzenlenen bir etkinlikle
tamamlandı.
Bütün kazı işleri ve taşıyıcı eleman
inşaatları, süresinden önce ve
başarıyla bitirilen bu kritik bölümde,
104
birbirine bağlı 3 ana yapı yer
almaktadır:
TBM Denizaltı Tüneli: İki kıtayı
birbirine bağlamak üzere (3.340
m uzunluk, 13,7 m kazı çapı, deniz
seviyesinden 106 m aşağıda) en
gelişmiş teknolojilere sahip TBM
(tünel açma makinesi) kullanılarak
inşa edildi.
TBM Operasyon Kutuları: TBM
makinesini Asya tarafından
kazıya başlatmak üzere ‘Asya
Giriş Kutusu’ (170 m uzunluk, 37
m derinlik, denize 80 m uzaklık);
Avrupa tarafından TBM’i çıkarmak
üzere ‘Avrupa Çıkış Kutusu’ (70 m
uzunluk, 31 m derinlik, denize 30 m
uzaklık) inşa edildi.
uygulama sözleşmesini imzaladı.
Uluslararası ‘proje finansmanının’
sağlanmasının ardından, sözleşme
30 Ocak 2013 tarihinde resmen
yürürlüğe girdi.
Asya İkiz Tünelleri: Yoğun yerleşim
bölgesinin altından geçerek TBM
Denizaltı Tüneline bağlanmak üzere
“klasik madencilik yöntemi” ile inşa
edildi (950’şer m uzunluk, 85 m2
kesit alanı).
ATAŞ adına, Yapı Merkezi
liderliğinde SK E&C ile birlikte
kurulan YMSK - JV ortak girişimi,
projenin tüm EPC sözleşmesini
üstlendi. Ayrıca kreditörlere Arup
‘teknik danışmanlık’, AYGM’ye
Italferr & Altınok - JV ‘müşavirlik’ ve
HNTB ‘bağımsız tasarım denetçiliği’
görevlerini üstlendiler. Bunun
yanı sıra dünya çapında referans
sahibi firmalar, YMSK - JV’ye
çeşitli formlarda ve konularda
hizmetler verdiler: Parsons
Brinckerhoff (tasarım) - Fugro
(denizaltı geoteknik araştırmaları)
- Herrenknecht AG (TBM üretimi)
- MS - SAS (bulamaç ayrıştırma
tesisi kurulumu) - Yapı Merkezi
Prefabrikasyon (prekast TBM
segment üretimi) - Seibu (sismik
bilezik üretimi / tasarım: NCC) Datwyler (tünel contaları üretimi).
Toplam 14.6 km uzunluğundaki
İstanbul Boğazı Karayolu Geçiş
Projesi’nin güzergahı, 2005 yılında
Japon Nippon KOEI-NCC firması
tarafından gerçekleştirilen fizibilite
çalışmalarıyla belirlenmişti.
Proje, “Ulaştırma, Denizcilik
ve Haberleşme Bakanlığı”na
bağlı “Altyapı Yatırımları Genel
Müdürlüğü” (AYGM) tarafından
Yap-İşlet-Devret modeli ile ihaleye
açıldı. Yapı Merkezi ve SK E&C
tarafından kurulan özel amaçlı
ATAŞ Şirketi ihaleyi kazanarak,
25 Şubat 2011 tarihinde projenin
105
İnşaat işlerine, projenin en kritik
kısmı olan denizaltı tünelini kazacak
TBM makinesinin kurulabilmesi
için ‘Asya Giriş Kutusu’nun kazısı
ile başlandı. Bu kutunun denizaltı
tüneli inşaatı süresince açık
kalması gerektiğinden, duvar
kazıklarının uzun süreli stabilitesi
yatayda boyu 36 m’ye ulaşan
kalıcı zemin ankrajları ile sağlandı.
TBM denizaltı tünelinin bağlandığı
‘Avrupa Çıkış Kutusu’ inşaatında ise
deniz tarafında su geçirimsizliği
sağlamak üzere 1,2 m kalınlığında,
30 m derinliğinde, zemine ankrajlı
‘diyafram duvarlar’ tercih edildi.
Sismik aktivitesi yüksek ‘Kuzey
Anadolu Fayı’, tünel güzergahının
17 km yakınından geçmektedir.
106
Sismik aktivitelerden doğacak
gerilme ve yer değiştirmeleri kabul
edilebilir düzeye indirmek amacıyla
tasarlanan iki sismik bileziğin
(sismik mafsal / conta) tüneldeki
konumları özenle belirlendi. Yer
değiştirme limitleri, kayma için
±50 mm, uzama/kısalma için
±75 mm olarak belirlenen sismik
bilezikler, laboratuvarlarda test
edilerek uygunluğu ve başarısı
kanıtlandıktan sonra üretilmeye
başlandı. Bilezikler, geometrik
boyutları ve maruz kalacağı sismik
aktivite seviyesi dikkate alındığında,
TBM Tünelcilik sektöründe bu
özelliklere sahip ‘ilk’ uygulama
oldu. Deprem davranışı ile ilgili
tasarımda, moment büyüklüğü Mw
= 7,25 kabul edilmiş olup; tünelin
500 yılda bir görülebilecek depreme
karşı ‘servis şartları’ ve 2.500 yılda
bir görülebilecek depreme karşı ise
‘güvenlik şartları’ bozulmaksızın
davranabileceği gösterildi. Tasarım
aşamasında sismik bilezik
konumlarının başarıyla saptandığı,
tünel inşaatı sırasında sürekli
ölçülen ‘kesici kafa döndürme
moment’ (tork) değerleriyle
doğrulandı.
TBM Denizaltı Tüneli birbirinden
çok farklı iki tip jeolojik birimden
geçmektedir. Güzergahın toplam
%70’i kumtaşı, çamurtaşı,
silttaşından oluşan ‘Trakya
Formasyonu’nda (basınç dayanımı
5 ~ 120 MPa) kazılmıştır. Bu
formasyon, bölgenin tektonik
hareketliliği sonucunda çok çatlaklı/
kırıklı bir yapıya dönüşmüş; yer yer
çok masif ve aşındırıcı (CAI 4.5’a
ulaşan) volkanik kökenli andezit
ve diyabaz dayklar tarafından
kesilmiştir. Güzergahın %23’ü ise
‘Denizel Çökeller’ olup; kum, silt,
kil ve büyük boyutlu çakıllardan
oluşmaktadır. Tünelin en derin
bölgesi bu birimdedir. Kalan %7’lik
bölüm ise denizel çökel ve kaya
birimlerinin birlikte bulunduğu
geçiş zonlarından oluşmaktadır.
“Bu kadar karmaşık ve sismik
aktivitesi yüksek bir jeolojik yapıda,
bu derinlikte ve bu geometrik çapta
bir tüneli, uzun ömürlü ve güvenli
kılarak inşa etmeyi başarmak,
bu projeyi benzersiz kılmış ve
dünyanın ilgisini çekmiştir.”
Anılan ağır koşulları aşmak üzere;
3.340 m’lik tünelin kazı ve inşa
işleri için 13,7 m çapında, bentonit
bulamaç takviyeli TBM’in özel
olarak tasarlanması gerekmiştir.
Kazı işleminde ayna güvenliğini
sağlamak üzere kullanılan ‘bentonit’
107
uygulaması için inşa edilen
ayrıştırma tesisinin kapasitesi
2.800 m3/saat olarak seçilmiştir.
TBM’in kesici kafası üzerinde 35 çift
19 inçlik (483 mm) kesici disk (disc
cutter) ve 192 adet keski (scraper)
yerleştirilmiştir. TBM’de, dalgıçların
çalışması ve ekipmanları için basınç
hücreleri ve olası bir riskli durumda
vardiya çalışanlarının güvenliği için
yaşam odası mevcuttur. “‘Yıldırım
adıyla anılan TBM; 33,3 kW/m2’lik
kesici kafa gücü ile dünyada 1.
sırada, 12 barlık tasarım basıncı ile
2. sırada ve 147,3 m2’lik kesici kafa
alanı ile 6. sırada yer almaktadır.”
TBM tünel inşaat işleri, 3 ekip
7gün/24saatlik çalışma temposuyla
476 takvim gününde, 7 m/gün’lük
ortalama ilerleme hızı (sadece
çalışma günleri gözetildiğinde 9
m/gün) ile bitirilmiştir. Maksimum
ilerleme hızına 18 m/gün değeri
ile denizel çökel zonlarında
ulaşılmıştır. Kazı ve segment
kurulumu için harcanan toplam
süreler, sırasıyla 3.500 ve
1.600 saattir. Güzergah boyunca
ortalama 90 m aralıkla, 1 m ila
120 m gibi çok değişken 28 adet
dayk zonu geçilmiştir. Tünelin
kazı sürecinde 440 kesici disk, 85
keski ve 475 fırça değiştirilmiştir.
Kazı sırasında, sürekli değişen
jeolojik şartlar nedeniyle 4 kez,
‘özel eğitimli dalgıçlar’ tarafından
hiperbarik bakım-onarım
operasyonu yapılması gerekmiş ve
tümü başarıyla tamamlanmıştır.
Toplam 47 gün süre kaybına
neden olan bu operasyonların
biri, tünelin yaklaşık en derin
noktasına rastlamıştır. 10,8 bar
108
gibi bugüne kadar denenmemiş
bir basınç ortamında yapılmak
zorunda kalınan bu tamirbakım operasyonunun başarıyla
tamamlanması ile dünyada bir
‘ilk’ gerçekleştirilmiş ve kazının
devamı sağlanmıştır. Tünelin kazısı
‘Avrupa Çıkış Kutusu’nda ± 24 mm
hata payı ile tamamlanmıştır.
Tünelde, 9 segmentten oluşan
0,60 m kalınlığında ve 2,00 m
genişliğinde bileziklerden 1672
adet kullanılmıştır. Segmentlerin
28 günlük ortalama basınç
dayanımları 72 MPa (tasarım
hedefi 50 MPa) ve standart sapma
6 MPa’dır. Üretimde kullanılan
ortalama klor geçirgenliği
280 Coulomb (tasarım limiti
1.000 Coulomb) olan yüksek
performanslı prekast beton, 100
yıl servis süresi hedeflenerek
üretilmiştir. Uluslararası sertifika
kuruluşunca yapılan analiz
ve simülasyonlarda, segment
ömürlerinin en az 127 yıl olduğu
rapor edilmiştir.
Öte yandan TBM denizaltı
tünelinin Asya ucunda yer alan
İkiz tünellerin her biri 85 m2 kesit
alanına sahip olup, 4 aynadan
yürütülen kazı ve inşaat işleri
‘klasik madencilik yöntemi’ ile 445
takvim gününde tamamlanmıştır.
Üzerindeki örtü kalınlıkları 8 m
ile 41 m arasında değişmektedir.
Tünel kesitinde ölçülen en büyük
yer değiştirme 33 mm ve yer
yüzeyinde en yüksek oturma 10
mm olarak ölçülmüş olup, tünelin
geçtiği yerleşim alanlarında hiçbir
yapısal hasar gözlenmemiştir.
Aynaların karşılıklı kavuşturulma
işlemi ± 2,0 mm’den az tolerans ile
gerçekleşmiştir.
İş güvenliği ve sağlığı, proje
süresince her zaman birinci planda
tutulmuş; projede çalışanlara
41.000 saat İş Güvenliği, Sağlığı ve
Çevre ‘eğitimi’ verilmiştir. Toplam
5.420.000 saatlik çalışma süresince
(22 Ağustos 2015 tarihine kadar)
ciddi yaralanma veya ölüm ile
sonuçlanan herhangi bir iş kazası
yaşanmamış olup, gözlenen kaza
sıklık oranı uluslararası seviyelerin
çok altındadır.
İstanbul’un nüfus artışı ve
ekonomik gelişmesi, ulaşım
altyapısında kalıcı çözümler
ve büyük boyutlu yatırımlar
gerektirmektedir. Projenin, 100.000
araç/gün kapasitesiyle kıtalararası
trafik sorununun çözümüne
yardım edeceği beklenmektedir.
Proje tamamlandığında yoğun
saatlerde gözlenen 100 dakikalık
seyahat süresinin 15 dakikalara
düşmesiyle emisyon miktarlarında,
yakıt tüketiminde ve araç
bakım masraflarında azalma
gerçekleşerek ulusal ekonomimize
‘olumlu katkı’ sağlayacaktır.
“Bugüne kadar deniz altında
sürdürülen ‘olağanüstü
mühendislik’ çalışmaları, projenin
2016 yılı sonunda tamamlanarak
İstanbulluların hizmetine
sunulmasıyla ‘görünür’ hale
gelecektir. Proje, bugüne kadar
fizibil görülmemiş veya cesaret
edilememiş, gelecekte ‘uygarlık
belgesi’ olabilecek birçok proje için
yüreklendirici olacak; daha derine,
daha uzağa ve daha büyük çapa
doğru yeni bir tünelcilik ‘akımı’
başlatacaktır.”
Proje uluslararası saygın kuruluşlar
tarafından bir çevre, bir yaratıcı
altyapı ve 3 finansal ödül ile
onurlandırılmıştır:
2014 yılı, En İyi Çevresel ve Sosyal
Uygulama Ödülü, EBRD
2013 yılı, En İyi Kamu - Özel Sektör
İşbirliği Ödülü, EMEA Finance
2012 yılı, En Yenilikçi 100 Ulaşım
Projesi, Infrastructure Journal
2012 yılı, Avrupa’nın En İyi Proje
Finansman Anlaşması, Euromoney
2012 yılı, Afrika ve Orta Doğu’nun
En İyi Altyapı Proje Finansmanı,
Reuters PFI
109
HABERLER
çabasıyla, olağanüstü zor şartlarda kurulmuş yepyeni bir cumhuriyetin hayata tutunma
gayreti, biraz da nafia alanında yürütülen faaliyetlerde ifadesini bulur. Son derece kısıtlı
imkânlarla ve büyük bir özveriyle inşa edilen demiryolları, karayolları, barajlar, köprüler,
tüneller, sanayi tesislerinin tarihi, aynı zamanda ‘Türkiye’nin inşası’nın da tarihidir.
Bugün, dünyanın çok çeşitli coğrafyalarında çok büyük projeleri başarıyla sürdürmekte olan Türk inşaat sektörü, uzun ve zorlu bir maceranın ardından bu noktaya geldi. Bu
kitapta, Osmanlı’dan Cumhuriyet’e uzanan modernleşme ve kalkınma süreçleriyle iç
içe giden yüz elli yıllık bayındırlık tarihini ve Türk inşaatçılığının bu noktaya gelmesinde büyük emekleri olan duayenlerin kendi ağızlarından, sektörün geçirdiği dönemleri,
atlattığı badireleri, sorunlarını, başarılarını, bugün ulaştığı noktayı, gelecek için beklentilerini ve planlarını bulacaksınız.
ISBN 978-605-60244-4-3
Prof. Dr. Gökhan Arslan Böyle bir projeyi hayata geçirme
Anadolu Üniversitesi
fikri ilk olarak Türkiye Müteahhitler
Mühendislik - Mimarlık Fakültesi
Birliği tarafından yazılan
İnşaat Mühendisliği Bölümü
İnşaatçıların Tarihi isimli kitabı
okuyunca gündeme geldi. İşin
doğrusu eseri okuyup bitirdikten
sonra bu kadar aydınlatıcı ve
etkileyici bir kitabın neden bir
belgesel haline dönüştürülmediğini
anlayamadım. Fakat itiraf edeyim,
daha sonra iyi ki kitabın belgeselini
hazırlamamışlar diye düşünmeye
başladım; nedeni gayet açık çünkü
bu boşluğu doldurmak ve belgesel
projesini hazırlamak bize nasip
olabilirdi. Nitekim projemiz bu
temel üzerinde yükseldi.
Proje kapsamında defalarca
İstanbul - Ankara arasında mekik
dokuyarak sektörün duayenleri ve
önde gelen isimleriyle görüşmeler
yaptık ve bu görüşmeleri kayda
110
NAFIA
TÜRKİYE’NİN
İ N Ş A TA R İ H İ
Bu kitap, TRT ile Anadolu Üniversitesi’nin işbirliğiyle yapılan
“Nafia” belgeselinden yola çıkarak hazırlanmıştır.
Proje Yöneticisi: Prof. Dr. Gökhan Arslan
Prodüktör: Vahap Candan
NAFIA
Koca bir imparatorluğun değişen dünya dengelerine uyum sağlayarak hayatta kalma
TÜRKİYE’NİN İ N Ş A TA R İ H İ
Türk Müteahitliğinin Tarihini Anlatan
Belgeseli Anadolu Üniversitesi - TRT
İşbirliği ile Çekildi. Belgesel Kitap Oldu
geçirdik. Sağ olsunlar hepsi
yoğun programları arasında
bize uzun uzun vakit ayırdılar,
projemiz hakkındaki heyecanlarını
samimiyetle paylaştılar. Elbette
ki görüşmek istediğimiz tüm
isimlere ulaşamadık. Arzuladığımız
bütün isimlere ulaşma konusunda
azımsanamayacak bir çaba
sarf etmemize rağmen gerek
kendilerinin yoğun çalışma
tempoları gerekse neticede sektör
için pek bir değer ifade etmeyen
bir akademisyen tarafından iletilen
randevu taleplerini dikkate değer
görmeyen yetenekli yönetici
asistanları maalesef (!) bu konuda
aşamadığımız en büyük iki engel
oldu.
Ayrıca “Trabzon, Erzurum, Kop
dağı, Kars, Kastamonu, Konya,
Aksaray” gibi yurdun dört bir
yanını dolaşarak çekimler yaptık
ve konunun uzmanı bürokrat ve
bilim insanlarıyla uzun röportajlar
gerçekleştirdik.
Nihayet 36 aylık uğraşın sonunda
330 dakikalık bir belgesel ortaya
çıktı; halbuki başlangıçta olsa
olsa 60 dakikalık bir proje hayal
etmiştim. İşte bütün bu röportajları
ve konuyla ilgili görsel malzemeyi
içeren Nafia Kitabı da bu uzun ve
yorucu çalışmanın son halkası
olarak ortaya çıktı.
Tüm bunların yanında içerik ile
ilgili bir iki söz söylemem de
gerekiyor aslında. Bu çalışma
sadece Türkiye'de müteahhitliğin ve
müteahhitlerin başarılı serüvenini
anlatan bir araştırma projesi
değildir. Nitekim bu gibi çalışmalar
zaten Türkiye Müteahhitler Birliği
tarafından daha önce en iyi şekilde
yapılmıştır. İnşaatçıların Tarihi
ve İnşaatçıların Coğrafyası gibi
mükemmel eserlerin bize ilham
kaynağı olduğunu bu vesileyle
tekrar vurgulamak isterim.
Bu belgesel projesi ve kitabı, özünde
dağılan bir dünya imparatorluğunun
bakiyesi olan Anadolu ve Rumeli
insanının içine düştüğü uygarlık
savaşı çerçevesinde Mustafa
Kemal Atatürk ile yeniden
hayata sarılışının ve umutlarının
peşinde koşmasının hikayesi
olarak okunmalıdır. Belgeselde ve
kitabının satır aralarında bu yorucu
mücadelenin ayrıntıları ile hem bu
mücadeleyi veren insanların hem
de bu insanların şahsında bütün
bir toplumun azim ve kararlılığı
kendini göstermektedir. Dikkatli bir
gözün kitabı okurken bu ayrıntıları
kaçırmayacağından eminim.
Perişan durumdaki Anadolu
ve Rumeli ahalisi 100 yıl sonra
dünyanın dört bir tarafında
-50 derece santigrattan +50
derece santigratta değişen iklim
coğrafyalarında, çok farklı kültür
iklimlerinde projeler üstlenmiş
ve mühendislik literatürüne
dünyanın bu alanda ikinci büyük
ülkesi olarak adını yazdırmıştır.
Bu eser bir anlamda küllerinden
doğan Anadolu ve Rumeli insanının
macerasıdır.
Koca bir imparatorluğun değişen
dünya dengelerine uyum
sağlayarak hayatta kalma çabasıyla,
olağanüstü zor şartlarda kurulmuş
yepyeni bir Cumhuriyet'in hayata
tutunma gayreti, biraz da nafia
alanında yürütülen faaliyetlerde
ifadesini bulur. Son derece kısıtlı
imkanlarla ve büyük bir özveriyle
inşa edilen demiryolları, karayolları,
barajlar, köprüler, tüneller, sanayi
tesislerinin tarihi, aynı zamanda
Türkiye’nin inşasının da tarihidir.
Bugün, dünyanın çok çeşitli
coğrafyalarında çok büyük projeleri
başarıyla sürdürmekte olan Türk
İnşaat sektörü, uzun ve zorlu bir
maceranın ardından bu noktaya
geldi. Bu belgeselde Osmanlı’dan
Cumhuriyet’e uzanan modernleşme
ve kalkınma süreçleriyle iç içe
giden yüz elli yıllık bayındırlık
tarihini ve Türk inşaatçılığının
bu noktaya gelmesinde büyük
emekleri olan duayenlerin kendi
ağızlarından, sektörün geçirdiği
dönemleri, atlattığı badireleri,
sorunlarını, başarılarını, bugün
ulaştığı noktayı, gelecek için
beklentilerini bulacaksınız.
Bu çalışmada yoğun işlerine
rağmen bize röportaj veren
sektörün duayenlerine ve bilim
insanlarına ne kadar teşekkür
etsem azdır. TAV İnşaat’ın
projelerimize yaptığı katkılardan
dolayı Sayın Sani Şener’e de
ayrıca teşekkür etmek isterim.
Kitabın basımını gerçekleştiren
İNTES nezdinde Sayın H. Necati
Ersoy’a, STFA nezdinde Sayın Rıza
Arsan’a, Yapı Merkezi nezdinde
Sayın Ersin Arıoğlu’na, Anadolu
Üniversitesi’nin tüm imkanlarını
kullanmamıza vesile olan Bilimsel
Araştırma Birimine ve Prof. Dr. Naci
Gündoğan’a ne kadar teşekkür
etsem azdır. TRT ve Anadolu
Üniversitesi tarafından ortak
yürütülen projenin önemli bir
referans kaynağı olması dileğiyle iyi
okumalar ve iyi seyirler dilerim.
111
SUMMARY
Corporate Social Responsıbility
Projects
With the awareness of corporate
social conscience, INTES members
develop projects tailored to social
needs.
Within this scope, numerous
projects from environmental
projects investing in the
preservation of natural resources,
to educational projects investing
on people, as well as projects
on preserving art, culture and
historical monuments are being
carried out.
Following are some examples of
corporate social responsibility
projects conducted by the INTES
members:
112
Doğuş carries out studies to
support transparency, along with
economic and social development.
Within this scope, the project
route was changed during the
transportation projects realized in
Morocco for the preservation of the
Argan tree that is included within
the World Heritage List by UNESCO,
furthermore, Argan trees were
planted on an area of 75 hectares.
At the location of the Star Aegean
Refinery Marine Structures Project,
an almost extinct plant named
Posidonia Oceanica which is known
as the lungs of the sea, has been
put under protection. At the time of
the subway project in Bulgaria, the
restoration works of Akva Kalide
archaeological site, and the Baths
built over the old Roman pools by
Süleyman the Magnificent, were
also supported.
EMT develops corporate social
projects in various fields such
as education, environment,
industry, archaeology as well as
in encouraging employees to own
their own houses. Supporting
primary, secondary and high school
students as well as university
students in various fields of
studies, and also contributing to
environmental consciousness as
well as country’s agriculture, have
been the priority issues of EMT.
For the purpose of safekeeping
smuggled historical artifacts from
Turkey in the country, “Cultural
Heritage Collectors Association”
was established. In order to share
with the public, the archaeological
collections of EMT Chairman of the
Board of Directors Yüksel Erimtan,
and also to develop cultural and
art activities, a museum was also
founded.
GAMA, with the sense of
sustainable corporate social
responsibility, attributes importance
to the employment of people and
their professional development.
GAMA supports many young people
not only to have a job but also to
own a profession. They conduct
studies for the children to develop
environmental awareness and
disaster prevention consciousness.
They also contribute to the
education of 250 students in GAMA
Vocational School incorporated
under Ankara University, including
Biomedical and Alternative Energy
Sources branches. Furthermore,
GAMA supports various art festivals
and cultural publications. The
leftover food in the cafeteria of
the company are sent to animal
shelters.
Güriş Honorary President İdris
Yamantürk has adopted corporate
social responsibility as his general
philosophy of life starting from his
student years. He used the money
he had earned working at the
school canteen during his student
years, as a scholarship. In addition
to student scholarships, as GÜRİŞ,
he has built and still continues to
build schools.
Hidromek’s fields of priority
in terms of corporate social
responsibility projects are
education and environment.
With their projects, they focus
on concepts of environmental
awareness and sustainability.
For the purpose of educating the
required qualified technical staff,
Hidromek has been implementing
School Industrial Training Programs
since 2006. During their education,
net monthly payment is made
to the students at the amount
equivalent to 30% of the gross
minimum wage. Students are also
given employment opportunities
at Hidromek. Cooperation is
made with the universities.
The postgraduate education of
engineers are supported, studies
on associating their thesis with
Hidromek projects are carried
out. Job opportunities for new
graduates are provided. Free
training programs are conducted
for the instructors of vocational
high schools as well as vocational
schools of higher education.
IC Holding carries out social
responsibility projects in the areas
of vocational training, health
services, financial and moral
supports to disadvantaged groups,
as well as in contributioning to the
promotion of culture and art. In
order to institutionalize education
services; İbrahim Çeçen Foundation
was established in 2004 by IC
Holding Chairman of the Board
of Directors İbrahim Çeçen, with
his aim to provide support to the
promising students in need. More
than 10.000 young people are given
non-refundable scholarships by
the foundation. Ağrı İbrahim Çeçen
University also established by
İbrahim Çeçen has been donated
to the state. With its professional,
academic and administrative staff,
as well as its technical utilities,
the university serves over 11.000
students.
Kolin’s field of priority in terms
of corporate social responsibility
is education. For this reason,
educational institutions are
established, also providing support
for maintaining high quality
education in these institutions.
Kolin undertook the construction
of a Primary School in Samsun,
an Anatolian High School in Elazığ
complete with an Educational
Complex of a Girls Dormitory and a
Vocational School of Health. One of
the most comprehensive education
support projects undertaken by
the private sector in our country
so far has been Elazığ Mehmet
Koloğlu Anatolian High School and
Nezihe Koloğlu Girls Dormitory
which were built by Kolin. Koloğlu
Vocational School of Health where
540 students can receive education
in Elazığ was also built by Kolin.
For the aim of popularizing Turkish
Classical Music and Turkish Folk
Music, Kolin Turkish Music Chorus
has been founded. Restoration
projects are also among important
social responsibility projects by
Kolin.
Limak, with the companies within
its structure, engages in many
corporate social responsibility
projects by building schools and
dormitories. Limak further provides
support to sports organizations and
teams. Limak has also been and
will continue to be a sponsor for
many culture and art organizations.
Limak Tourism Group has made
a ’Memorial Forest’ in order to
regain the burned forest areas in
the Antalya region. 100 thousand
saplings will be planted in the
memorial forest for 10 years.
Limak Airport Services Institute
(LimakASI) was established
at Pristina International Adem
Yaşari Airport operated by Limak,
in collaboration with Boğaziçi
University and the University of
Pristina. Those who complete the
training program will be able to
work at more than one hundred
airports and the related sector
institutions.
113
STFA’s corporate social
responsibility projects mainly
comprise important projects in
the field of education. The world's
largest free online education
platform Khan Academy, has been
brought in Turkish. Being described
as a revolution in education in
the world, Khan Academy was
founded in 2006 by Salman Khan.
Having become the platform
reaching millions of people in a
short time providing free education,
Khan Academy is known as the
world's largest class giving more
than half a billion of courses
so far. Over 150.000 exercises
and problems are published at
www.khanacademy.org.tr and
tr.khanacademy.org. Khan Academy
Turkish lessons are offered with
subtitle options. Thus, it is intended
to provide a source also for the
hearing impaired users. Through
its studies conducted within this
scope, STFA aims to raise social
awareness also in our country
with the motto “You can learn
everything”.
Tekfen’s one of the main
business strategies is corporate
social responsibility. Each of its
incorporated companies allocates
funds for social responsibility
projects. Tekfen Chairman of the
Board of Directors Ali Nihat Gökyiğit
has established TEMA and the
Environmentally Friendly Buildings
Foundation. Despite the age of 90,
he continues his unabated longterm and broad-based studies
in the fields of environment,
ecosystem, biodiversity and
sustainable rural development
within this context. Nihat Gökyiğit
is the founder of Nezahat Gökyiğit
Botanic Garden, which is one of
our country's most productive
botanical gardens. Within the field
of education, Tekfen Foundation
has been awarding scholarships
uninterruptedly since 1999,
providing contribution towards
114
meeting the need for educated,
qualified intermediate staff that
has been an important issue
in Turkey. In 2014, two schools
named under Pamukeli Special
Education Application Center where
autistic children would receive
education, was built and donated
to the Ministry of Education. With
Tekfen Philharmonic Orchestra,
Tekfen also makes a noteworthy
contribution to art and culture.
Tepe’s one of the most important
areas of social responsibility
is education. Bilkent Holding's
resources are channeled to Bilkent
University, in order for more
students to be granted scholarship
and receive education in the most
modern format. Within the scope
of “We are building up a library”
project conducted by Gazette
Bilkent; the library of Osman Ünyazı
Primary School in Ankara, Sincan
has been contributed to. In the
2013-2014 school year, a total of
350 students in conjunction with
the Yenigazi Primary School and
Yenigazi Secondary School in
Kars, Sarıkamış, were provided
assistance with books, stationery
and clothing, and schools were
painted. In support of cultural
studies, International Ankara Music
Festival is contributed to each
year, as the event sponsor. Sports
tournaments are organized. In
terms of supporting health studies,
a Hobby House and a Road Accident
Victims Rehabilitation Center at
the İstanbul Physical Therapy and
Rehabilitation Hospital, and a SSI
Healthcare Center in Istanbul,
Maltepe were founded.
The social responsibility activities
conducted by Yapı Merkezi have
significant impact on its reputable
and privileged position both inland
and abroad. “Developing Structural
Designs Applicable for Mardin and
its Surroundings” Project by Yıldız
Technical University has been
sponsored. Studies on earthquake
resistant constructions, upgrading
the quality of concrete, preparation
of lacking technical specifications
executed by Yapı Merkezi Chairman
of the Board of Directors Ersin
Arıoğlu, are all significant
contributions to our history of
engineering. Turkey Science Center
Foundation was established with
the aim to tell Turkey with all the
children and instructors, that
science and technology literacy can
be achieved both experimentally
and entertainingly. Pioneered with
this project, many science centers
have been founded in various parts
of our country.
Yenigün attaches great importance
to education and qualified human
resources. They contribute highly
to the education of young people
who want to work in the sectors
where the company is active.
The young people who have the
potential to work in the company
but have limited financial means
are primarily supported with their
education. By means of sponsoring
sector meetings, the company
attempts contributing to the
development of the sector. With the
aim of supporting the progress of
underdeveloped cities like Mardin
where Yenigün Construction
Co.Inc. Chairman of the Board of
Directors Mithat Yenigün was born
and grew up, relevant projects
on such regions are partaken in
or given financial contribution to.
Through participating in seminars
and panels, Yenigün also shares
their vision and knowledge with
the young people and the sector
personnel. Following after the
consultations with the Artuklu
University in Mardin, construction
of the building of the Faculty of
Theology to be established in
Midyat will be commenced by
Yenigün.
SUMMARY
Interview:
Attorney Prof. Kemal Dayınlarlı
We are sharing a life story of
success, starting from French
teachership to law professorship
with the Construction Industry
readers. Dayınlarlı graduated
from Bolu Boys Teacher Education
School in 1950. With the
encouragement of his high school
teachers, he started the French
Department of Gazi Educational
Institute, and became a French
teacher. However he preferred to
work in the private sector. He took
managerial and general managerial
positions in foreign companies.
For the purpose of having an
understanding also of various fields
in the private sector, Dayınlarlı
decided to study law. In 1963, he
graduated from Ankara University
Faculty of Law. In 1965, he started
his career as an attorney in
Zonguldak. Deciding to pursue an
academic career, Dayınlarlı began
his post graduate studies at the age
of 56. He wrote a dissertation on
"Contractor and Employer Default in
Work Agreement" in 1987. In 1989,
he completed his law doctorate
with “Joint Venture Agreement”.
He received his associate
professorship with the acceptance
of his thesis on "Disposition of
Claims According to the Law of
Obligations". Dayınlarlı was given
the title of professor with his study
"Consulting Engineer Agreement in
the Construction Sector".
Dayınlarlı has 53 studies published
on Law of Obligations and
particularly in the field of domestic
and international arbitration. His
studies have been published in
Turkish, English and French. His
Law Terms Dictionary published
in English and Turkish has been a
primary source for academic, legal
and business circles for the last 10
years.
115
SUMMARY
Courtesy Visit to Deputy Prime
Minister Ali BABACAN
INTES Chairman of the Board of
Directors Celal Koloğlu paid a
courtesy visit to Deputy Prime
Minister for Economic Affairs Ali
BABACAN on August 5, 2015.
The visit involved assessments
on the Turkish economy and
developments in the construction
sector.
INTES Chairmain Koloğlu
underscored the critical
importance of continued large
scale investments that mobilize
the dynamics of economy despite
the busy agenda of politics and
foreign policy in 2015, noting
that transportation, energy and
irrigation projects realized through
public-private partnerships are
invigorating the economy by also
116
catalyzing the construction sector
and other sectors.
Stating that there is a challenging
global economy in the world that
has not been seen for long years;
Koloğlu described the 2,5% growth
in the first quarter of 2015 as a
success under such circumstances.
However, noting that these growth
figures were insufficient for
Turkey's sustainable development,
he emphasized the importance of
growth by investment rather than
consumption, and indicated that
potential state incentives would
positively effect entrepreneurs to
have a confidence in investment.
As a result of decreased investment
outlays affecting the construction
sector in particular, Koloğlu
stated that there has been a 3,5%
downsize in the sector for the first
three months of 2015, and stressed
that the direct impact of global
economic developments on the
sector was the key cause of this
situation.
Further communicating that
increasing interest rates and rising
exchange rates were undermining
the sector, Koloğlu noted that the
unforeseen increase in exchange
rates since July 2013 were pushing
up the costs of contractors, and
highlighted the significance of
a decree to be issued for the
construction sector to address
these price differences.