Hedef, Üretimi Arttırmak…

Transkript

Hedef, Üretimi Arttırmak…
TRABZON
OCAK 2014
TİCARET BORSASI
BORSA
HABER
Hedef, Üretimi
Arttırmak…
FINDIKTA
ÖRNEKBAHÇE
UYGULAMALARI
BAŞLADI
Verim ve Kalite
ile Kazanmak...
Türkiye Dikkat!.
Bulunduğu coğrafyadaki tarihten
gelen konumu ve sorumluluğu
nedeniyle Türkiye, her bakımdan
çok farklı gelişmelere açık bir
ülkedir. / Sayfa 3’de
Bir ülkenin gayri safi mali
hasılasının, dolayısıyla milli
gelirinin artmasına hiç şüphesiz
en büyük katkıyı ihraç edilebilecek
ürünlerdeki artışlar yapmaktadır.
/ Sayfa 4’de
Mehmet Cirav
Şükrü Güngör Köleoğlu
Meclis Başkanı
Yönetim Kurulu Başkanı
TÜRKİYE’DE DEĞİŞEN
ÇAY TÜKETİM ALIŞKANLIKLARI
Çay sektöründeki yeni ürün, damak zevki,
tasarım oluşturma konusundaki araştırmaları
destekleyecek Ar-Ge fonu oluşturulmalı…
BORSA
HABER
BAŞKAN
KÖLEOĞLU, ÇANKAYA
KÖŞKÜ’NDE
Trabzon Ticaret Borsası (TTB) Yönetim Kurulu Başkanı Şükrü Güngör Köleoğlu, Cumhurbaşkanı Abdullah
Gül’ün, Gürcistan Devlet başkanı Giorgi Margvelashvili’inin onuruna Çankaya Köşk’ünde verdiği yemeğe
katıldı. 100’e yakın işadamının da davetli olarak katıldıkları
yemekte TTB Başkanı Köleoğlu ile birlikte TTSO Yönetim
Kurulu Başkanı M.Suat Hacısalihoğlu’da yer aldı.
>
TRABZON DTM’YE OTEL
Trabzon Ticaret Borsası’nın da ortak olduğu Trabzon Dünya Ticaret Merkezi’nin (TDTM) yerine
yaptırılacak olan beş yıldızlı otel ve merkezin sözleşmesi imzalandı. Trabzon’un Yomra
ilçesine bağlı Kaşüstü Beldesi’nde bulunan ve halen TDTM olarak hizmet veren yerde,
yine bir merkez ile beş yıldızlı otelin inşa edilmesini içeren sözleşme Trabzon Valisi
Abdil Celil Öz’ün de katılımıyla imzalandı. Valilik Salonu’nda gerçekleştirilen imza törenine
Trabzon Belediye Başkan Yardımcısı Cengiz Çolak, Liva İnşaat Ticaret Turizm ve Otelcilik Ltd.
Şti. Sahibi Dubaili İş adamı Necdet Kerem, TTSO Yönetim Kurulu Başkanı M.Suat Hacisalihoğlu,
TTB Yönetim Kurulu Başkanı Şükrü Güngör Köleoğlu ve beraberindekiler katıldı. Yapılacak olan
otelin ihale süreci hakkında bilgi veren Vali Öz, “Trabzon için önemli bir yatırımın sözleşmesini imzaladık. Geçen yıldan başlayan bir süreç vardı.
Dünya Ticaret Merkezi binamızın ilimiz ekonomisine kazandırılması ve daha fonksiyonel hale getirilmesi için bir dizi çalışma sürdürülmüş,
yönetim kurulumuz tarafından ihaleye çıkarılmış ve teknik şartnameler belirlenerek ihale gerçekleştirilmişti” Dedi.
>
2 Yılda Tamamlananacak
sonra başlanacak ve yaklaşık 2 yıl gibi bir sürede inşaatı tamamlanarak
hizmete sokulacak. Konuşmaların ardından Vali ve TDTM’nin
ortaklarınca yaptırılacak olan otelin sözleşmesi imzalandı.
Türkiye’nin ikinci Dünya Ticaret Merkezi olan Trabzon Dünya Ticaret
Merkezi Trabzon Valiliği’nce, İstanbul Dünya Ticaret Merkezi A.Ş.
öncülüğünde Trabzon İl Özel İdaresi, Trabzon Belediyesi, Trabzon Ticaret
ve Sanayi Odası, Trabzon Ticaret Borsası ve Kaşüstü Belediyesi ortaklığı
ile 2003 yılında hizmete açılmıştı.
Yapılacak olan yatırımın yaklaşık maliyeti 95 milyon dolar civarında.
5 yıldızlı otelde 330 standart odanın yanı sıra, 44 süit oda 4 adet de
kral dairesi bulunacak. Yaklaşık 700 yatak kapasiteyle hizmet verecek
olan otelin içerisinde ayrıca 2 bin kişilik çok amaçlı kongre merkezi, 7
bin metrekarelik fuar alanı da olacak. 2 yıl içerisinde tamamlanması
hedeflenen projenin yapımına, yapı ruhsatının alınmasından hemen
2
BORSA
HABER
TÜRKİYE DİKKAT !
Mehmet Cirav
Meclis Başkanı
Bulunduğu coğrafyadaki tarihten gelen konumu ve sorumluluğu nedeniyle Türkiye, her bakımdan çok
farklı gelişmelere açık bir ülkedir. Özellikle Ortadoğu coğrafyasında sadece son yıllarda değil, asırlardır
yaşananları ve sürekli yaratılan istikrarsızlığı Türkiye ister istemez önünde bulmakta ve yapılması
gerekenler konusunda da sorumluluk üstlenmektedir. Tabidir ki, dışındaki gelişmelere duyarlı
olması ve bunların mevcut coğrafyada huzursuzluk yaratmaması için çaba göstermesi gereken
Türkiye’nin, öncelikle her alanda kendi içinde barış, huzur ve istikrarı olması gerekir. İşte bunu,
daha doğrusu bu coğrafya da güçlü bir Türkiye’yi istemeyenler, hazmedemeyenler, son yıllarda daha
yoğun bir tempoda içimizde olumsuzluk, dışarıda ise itibarsızlık yaratmak için büyük bir çabanın içine
girmişlerdir. Hiç şüphesiz, demokrasinin özünde tartışma kültürünün yeri büyüktür. Ancak bunu
devleti ve sahip olduğu müesseseleri yıpratmadan, bütünün parçalarını kırmadan incitmeden
yapabilmeliyiz. Aksi takdirde en büyük zararı kendimize veririz. Ki bu zararın yaratacağı zafiyet
de ister istemez sadece bulunduğumuz coğrafyada değil, tüm dünya da Türkiye’nin yara alması
demektir. İşte bu nedenle, söyleyeceğimiz her sözde, atacağımız her adımda çok ama çok dikkatli
olmak, çok iyi hesap yapmak zorundayız. Haktan, hukuktan, adaletten ayrılmayıp, demokrasinin tüm
kurum ve kuruluşları ile işlevini aksamadan yerine getirmesini azami düzeyde temin etmek için çaba
gösterip, birlik ve beraberliğimizin bozulmasına izin vermeyerek, sosyo-ekonomik alandaki istikrarlı
çıkışımız sürmelidir. Bunun için herkes, herkesim, her ne olursa olsun, Devleti zaafa uğratmadan,
Milletin birlik ve beraberliğine sekte vurmadan hareket etmelidir. Bunun için, ‘Türkiye Dikkat!’
Diyorum. Dikkatli olmalıyız diyorum. Hepimiz biriz diyorum. Birlikte olmalıyız diyorum. Birlikten
kuvvet doğduğunu bir kere daha hatırlatıyorum.
2013 FINDIK ÇALIŞTAYI DEĞERLENDİRME
SONUÇ RAPORU AÇIKLANDI
Trabzon’da 18-19 Aralık 2013 tarihlerinde düzenlenen Fındık Çalıştayı’nda “Fındık Yetiştiriciliği ve Kültürel Uygulamalar, Üretim ve Destekleme
Politikaları ve Ürün İşleme, Değerlendirme ve Dış Ticaret” konularında oluşturulan çalışma gruplarının değerlendirmesi sonucu hazırlanan sonuç
bildirisi açıklandı. Çalışma gruplarında; Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’ndan Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğü, Tarımsal Araştırmalar
ve Politikalar Genel Müdürlüğü, Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğü, Tarım Reformu Genel Müdürlüğü, Ekonomi Bakanlığı, Kalkınma
Bakanlığı, Gümrük ve Ticaret Bakanlıklarından konu uzmanları, Üniversitelerden Bahçe Bitkileri Bölümlerinden fındık konusunda uzman
akademisyenler, Sivil Toplum Kuruluşlarından temsilciler ve üreticiler yer aldı.
Çalıştayın sonucunda aşağıda yer alan konular üzerinde ağırlıklı olarak görüş birliğine varıldı:
•Ekonomik Verim Ömrünü Tamamlamış Fındık Bahçelerinde Yenileme
Projesi hazırlanmalıdır. (Yeni çeşit, modern dikim sistemi).
• Fidan Üretiminin Desteklenmesi.
• Damla Sulama Sistemlerinin Yaygınlaştırılması.
• Fındıkta İTU ve Organik Tarım Uygulamalarının yaygınlaştırılması.
• 2844 sayılı Fındık Dikim Alanlarının Belirlenmesi Kanunu ve İlgili
Yönetmeliklerin uygulanması konusunda gerekli hassasiyet gösterilmelidir.
• Alan Bazlı Destekleme Ödemesine 2014 sonrasında da devam edilmelidir.
• Telafi Edici Ödemelerde, Alternatif Ürün Uygulamalarına
Daha Fazla Destek Verilmelidir.
• Çiftçilere sağlanan sertifikalı fidan kullanım desteğindeki 10 da bahçe
tesisi sınırı, fındık bahçesi için 3 da düşürülmelidir.
• Hasat, Harman, Depolama vb. kayıplarının en aza indirilmesi gereklidir.
• Fındıkta Lisanslı Depoculuğu geliştirmek için sistemin desteklenerek
üreticinin yönlendirilmesi gerekmektedir.
• Kırsal Kalkınma Yatırımlarının desteklenmesi kapsamının genişletilerek
sürdürülmesi gerekmektedir.
• İşlenmiş ürün ihracatını artırmak için ürün çeşitlendirilmesine yönelik
tedbirlerin alınması gerekmektedir.
• Türk Fındığını öne çıkararak markalaşmanın sağlanması gerekmektedir.
• İhracatta yeni pazarların geliştirilmesi için tanıtım faaliyetlerinin
artırılması ve ihracat işlemlerinin kolaylaştırılması gerekmektedir.
• Yurtiçi tüketiminin artırılmasına yönelik faaliyetlerin yürütülmesi
gerekmektedir.
• Fındık Çalıştayı’nın periyodik olarak farklı illerde devam ettirilmesi.
3
BORSA
HABER
VERİM VE KALİTE İLE KAZANMAK
Bir ülkenin gayri safi mali hasılasının, dolayısıyla milli gelirinin artmasına hiç şüphesiz en büyük katkıyı
ihraç edilebilecek ürünlerdeki artışlar yapmaktadır. Yasama ve yürütmedeki istikrar ile ihracatta son
yıllarda büyük bir atılım yapan Türkiye, geçtiğimiz yıl beklenen düzeyde artışı sağlayamamış olsa
da önümüzdeki 10 yıl için, yani 2023 hedefine doğru yürüyüşünü başarıyla sürdürebilecektir. Bu
yürüyüşte hiç şüphesiz ki, dış ticareti oluşturan ihracat ve ithalat arasındaki denge çok önemli olacaktır.
İhracatımızın ithalatımızı karşılama oranını en azından birbirine yaklaştırabilirsek, Türkiye gerçek
anlamda GSMH’nı arttıracaktır. Bunun için asgari girdi ile imal ettiğimiz ürünlerin azami miktarda olması
gerekmektedir. Bu açıdan bakıldığında, Trabzon’un reel döviz kazanımında Türkiye’de ilk sıraya
oturtan fındık iyi bir örnek teşkil etmektedir. 2012-2013 sezonunda 304 bin ton iç, yani 6010 bin tona
yakın kabuklu fındığı ihraç eden, yıl olarak da 2013’de 274 bin ton iç (550 bin ton kabuklu) fındığa ulaşan
Türkiye ihracatında Trabzon’un payı yüzde 42 gibi bir orana yükselmiştir. Bu şu anlama gelmektedir: 1
Milyar 767 milyon 276 bin dolarlık ihracatın, 732 milyon dolarlık kısmı Trabzon’da faaliyet gösteren
firmalar tarafından dünyaya pazarlanmış, ihraç edilmiştir. Aslında bu rakamlar Trabzon Ticaret
Borsası’nın fındıkla ilgili çalışma, görüş ve önerilerinde yıllar öncesinde yer alan hedeflerin yavaş yavaş
gerçekleştiğinin de kanıtıdır. Çünkü, biz serbest piyasa koşullarında, üreticinin de mağduriyetini
Şükrü Güngör KÖLEOĞLU
önleyecek destekleme politikaları ile uygulanacak sistemin Türk fındığının geleceğinin önünü
Yönetim Kurulu Başkanı
açmak olduğunu yıllardır söylüyoruz. O günden bugüne vazgeçmediğimiz sloganımız, “Türkiye
ürettiği fındığın tamamını ihraç etmelidir”dir. Bugün 700 bin hektarın üzerinde fındık bahçesine
sahip ülkemizde, maalesef verim ve kalite istediğimiz, daha doğrusu dünya piyasalarında rakiplerimizi ezip geçmemize imkan sağlayacak düzeyde
değildir. Son 10 yılın ortalamasına göre bahçelerimde ürettiğimiz fındık miktarı yıllık 600 bin ton civarındadır. Bugün iç piyasayı kenara koyduğumuz
zaman istikrarlı fiyat ve satış politikaları izlersek, bu miktarın sadece ihracata yetebileceği görülmektedir. Oysa Türk halkının da iç piyasada tüketimi
100 bin tonu aşmış, 150 bin tonları zorlamaya başlamıştır. Bu durumda Türkiye olarak fındıkta verim ve kaliteyi arttırmamız, dolayısıyla piyasada her
bakımdan istikrarı sağlamamız gerekir. Bunun yolunun da, mevcut bahçelerde gereken yenileme ve gençleştirmeyi yaparak 1 milyon tonun
üzerinde fındık üretebilecek şekilde çalışmalarda bulunmaktan geçiyor. İşte bu nedenle Trabzon Ticaret Borsası olarak fındık tarihinin
en büyük adımlarından birini daha atıp ve “Fındıkta Verim ve Kaliteyi Arttırma Projesi”ni başlattık. Projede sektörle ilgili resmi kurum ve
kuruluşlarla ile sivil toplum örgütlerinin tümünün bizimle birlikte hareket etmesi, hedefe ulaşmada en büyük güvencelerimizden biridir.
Yani hepimiz aynı amaç etrafında birleşerek, Türkiye’ye kazandırmak için çaba gösteriyoruz. Trabzon’un burada da önder olarak, projenin
fındık üretim bölgesinin tamamına yayılmasına sebep olacağını düşünüyor, inanıyoruz.
YENİLİK İÇİN SADECE BİR BAŞLANGIÇ
Türkiye Avrupa Odalar Forumu II hibe programı kapsamında Trabzon Ticaret Borsası tarafından yürütülen “Yenilik
AB Standartlarını Getirecek Projesi” sona erdi. Zorlu Grand Hotel’de yapılan kapanış toplantısına Trabzon
Vali Yardımcısı Şükrü Kara, Trabzon Ortahisar Kaymakamı Osman Ateş, Su Ürünleri Merkez Araştırma
Enstitüsü Müdürü (SUMAE) Doç.Dr.İlhan Aydın, KTÜ İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi öğretim üyesi
Yrd.Doç. İlker Murat Ar, Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Yahya Çavdar, SUMAE Eğitim ve Yayın
Birim Koordinatörü Yük.Müh.Ali Çankaya, TTB Genel Sekreteri ve Proje Koordinatörü Şükrü Erüz,
Proje Koordinatör Yardımcısı Yük.Müh.Selda Muhcu, Of Ziraat Odası Proje Koordinatörü Fatma Sezen
Katrancı, işletme sahipleri ve yöneticiler katıldı. Trabzon Vali Yardımcısı Şükrü Kara yaptığı konuşmada
yeniliğin eğitimden başlaması gerektiğine vurgu yaparak, yenilikçilik kültürünün düşünme yapısına işlenmesi
gerektiğini söyledi. Kara ayrıca, daha önce fındığın zurufundan ayırma işleminin haftalarca sürdüğünü, bugün
gelinen noktada patoz aracı ile bu işlemin birkaç saate indirildiği örneğine değinerek yeniliğin nasıl zaman ve iş
gücünden tasarruf sağladığının altını çizdi. Katılımcılarla proje ile elde edilen çıktılar ve ulaşılan hedefleri
paylaşan Koordinatör Yardımcısı Selda Muhcu, önerilen yeniliklerin hayata geçirilmesiyle işletmelerin
rekabet güçlerinin artacağını ifade etti. KTÜ İİBF Öğretim üyesi Yrd.Doç.İlker Murat Ar, yeniliğin işletmeler
için bir gereklilik olduğunu ve işletmelerin tüm işyeri süreçlerinde yeniliğe önem vermesi gerektiğini vurguladı.
4
BORSA
HABER
DAHA TEMİZ KARADENİZ HAVZASI İÇİN
ECO-AGRI Projesi - 2.Çiftçi Eğitimi
Avrupa Komşuluk ve Ortaklık Aracı Karadeniz Havzası Operasyonel Programı çerçevesinde finanse edilen “Tarım ve Çevre Korumasının Sürdürülebilir
ve Ekolojik Açıdan Faydalanılması için Araştırmacıların Bilgilerinin Çiftçilerle Paylaşılması (ECO-AGRI) Projesi” kapsamında Trabzon’da gerçekleştirilen
2. Çiftçi Eğitimi çalışmalarına katılanlar iyi ve organik tarım yapılan bahçelerde incelemelerde bulundu. Beşikdüzü Ağaçlı köyünde fındık bahçesi ile
Trabzon içme suyu temin edilen Galyan Barajı’nın bulunduğu ve organik tarım alanı ilan edilen vadide üreticilere Tarım Bakanlığı uzmanları
ile bilim adamları tarafından konu ile ilgili bilgiler uygulamalı olarak aktarıldı. Tarım Bakanlığı’ndan Ziraat Yüksek Mühendisi Ali Çankaya,
bölgedeki gübre uygulamalarının toprak yapısı, verimlilik ve kalite üzerinde büyük etkisi bulunduğunu belirtirken, aynı bakanlıktan Ziraat Mühendisi
Suzan Kol ise, üreticileri organik tarıma yönelmeye ve devletin bu konuda sunduğu imkanlardan da yararlanmaya davet etti.
Katılımcılara Plaket, Çiftçilere Sertifika Verildi.
Trabzon’da 4 gün süren ve konunun uzmanları tarafından bilgilendirilen toplantılara katılan çiftçilere eğitim sonunda sertifika verildi. “Ortak
Sınırlar-Ortak Çözümler” başlığı ile düzenlenen toplantının kapanışında genel bir değerlendirme yapan Prof. Dr. Sezai Ercişli Karadeniz
Bölgesindeki paydaşlar arasında işbirliğini sağlayarak, ziraata ait uygulama pratiklerini geliştirmeye katkıda bulunmayı amaçladıklarını
söyledi. Moldova Fen Bilimleri Akademisi Kimya Kurumu’ndan Prof. Dr. Tudor Lupascu ise 4 gün boyunca verilen eğitimin oldukça yararlı geçtiğini
belirterek “Katılım bir hayli yoğun oldu. Çok faydalı bilgiler aldık. Bu eğitimlerin sonucunda, gelecekte sürdürülebilir ve uygulanabilir bir tarımın
ortaya çıkacağını ve bunun neticesinde çok sağlıklı bir çevre oluşacağını umuyorum” dedi. Trabzon Ticaret Borsası adına söz alan Bekir Şengül de,
bu projenin asıl sahibinin Trabzon, dolayısıyla da Türkiye olduğuna dikkat çekerek şunları söyledi: “Türkiye AB üyesi olmadığından dolayı projenin
sahibi Romanya olmuştur. Bu da AB’nin ne kadar önemli olduğunu göstermektedir. 4 gün boyunca işini gücünü bırakıp, yağmur çamur demeden
eğitimleri aksatmayan çiftçilerimize ve büyük özverileriyle projeye katkı yapan akademisyenlerimize teşekkür ediyorum. Bizlere gübrelemede,
kaliteli verim almada ve organik ürün yetiştirilmesi konusunda çok önemli bilgiler verdiler”. Konuşmaların ardından Prof. Dr. Sezai Ercişli, Prof.Dr.
Tudor Lupascu, Prof.Dr. Igor Pavlov, Yrd.Doç.Dr.Aslıhan Esringü, Yrd.Doç.Dr. Hilal Yıldız ve Ziraat Yüksek Mühendisi Ali Çankaya’ya plaket, eğitimlere
katılan çiftçilere de sertifikaları verildi.
Projenin İlk Yılı Uzungöl’de Değerlendirildi.
Türkiye’den Trabzon Ticaret Borsası ve Of Ziraat Odası, Romanya’dan Dünyada Sürdürülebilir Bir kalkınma İçin Çevre ve İnsanı Koruma Derneği,
Moldova’dan Fen Bilimleri Akademisi Kimya Kurumu, Ermenistan’dan ise Yerevan Devlet Üniversitesi’nin katılımıyla gerçekleştirilen yönlendirme
toplantısı ve çalıştayı Trabzon Uzungöl’de yapıldı. Türkiye’den Prof.Dr.Sezai Ercişli, Romanya’dan Maria Nastac, Ermenistan’dan Dr.Gurgen
Aleksanyan ve Moldova’dan Prof.Dr.Tudor Lupascu’nun katıldığı ‘Değerlendirme Toplantısı’nda projenin ilk yılı masaya yatırıldı. Ortaklar,
gelecek yıl yapılacak çalışmalar için öneri ve planlamalarda bulunurken aynı zamanda proje kapsamında gerçekleştirilen Çiftçi Eğitim Sonuçları ve elde
edilen çıktıları da paylaşarak geliştirilmesi gereken hususlar üzerinde durdular.
5
BORSA
HABER
EKMEĞİMİZİ, EMEĞİMİZİ,
GELECEĞİMİZİ İSRAF ETMEYELİM
İsrafın boyutlarını ortaya koyarak ekmek israfının önlenmesi için toplumun bilinçlendirilmesi gerektiği inancıyla bir sosyal sorumluluk projesi olan
ve 17 Ocak 2013 tarihinde TMO tarafından başlatılan “Ekmek İsrafını Önleme Kampanyası” sürüyor. Türkiye’de günde 6 milyon, yılda 2 milyar 100
milyon adet ekmek israf edildiğinin belirlenmesi ve üretilen ekmeğin yüzde 5,9’u çöpe atılarak ya da hayvanlara
verilerek israf edilmesiyle başlatılan kampanya etkili oluyor. “Ekmeğini Emeğini Koru” sloganı çocuklarda
ve gençlerde israf etmeme bilincinin oluşturulması amacıyla bu yıl ki eğitim öğretim sezonunda ders
kitaplarının arka kapağına yerleştirildi. 2013-2014 eğitim öğretim yılında Milli Eğitim Bakanlığının ilk, orta
ve lise düzeyi öğrencilere ücretsiz olarak dağıttığı ders kitaplarının arka kapağında kampanya görselleri de
yer alıyor. “Ekmek İsrafını Önleme Kampanyası” kapsamında, bilhassa geleceğimiz olan çocuklarımız
ve gençlerimizde israf etmeme bilincinin oluşması amacıyla okullarda yürütülen çalışmalar devam
ediyor. 2012-2013 öğretim döneminin ikinci yarısında Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) ile işbirliği içerisinde,
ülke genelindeki ilk, orta ve lise düzeyi okullarda “Ekmek İsrafı ve Önlenmesi” temalı resim ve kompozisyon
yarışması düzenlenmiş ve dereceye giren öğrenciler ödüllendirilmişti. Kampanya kapsamında MEB ile
yürütülen çalışmalar çerçevesinde, yedi adet yazılı ve görsel kampanya tasarımlarının ücretsiz olarak
dağıtılacak ders kitaplarının arka kapakları ile tablet bilgisayarlarda yer almasıyla ilgili Talim ve
Terbiye Kurulu Başkanlığının almış olduğu 31 Temmuz 2013 tarihli karar gereği uygulamalara başlandı.
Bu kapsamda ilk etapta “Bir günde 6 milyon ekmeği çöpe atıyoruz.” “Ekmeğini Emeğini Koru” ifadelerinin yer
aldığı afiş, bu yıl öğretim programı değişen ve ağustos ayında tebliğler dergisinde yayımlanan Fen Bilgisi,
Matematik, İngilizce 5. Sınıf, İngilizce 2. Sınıf, Biyoloji, Fizik, Kimya, Matematik 9. Sınıf kitapları ile 111 çeşit Açık
Lise ders kitaplarının arka kapaklarına basıldı. Kampanyanın, TMO’nun koordinatörlüğünde tüm kurum
ve kuruluşlarla işbirliği içerisinde etkili bir şekilde yürütülerek hedefine ulaşmasını teminen, 02 Nisan
2013 tarihinde yayımlanan 2013/3 sayılı Başbakanlık Genelgesi’nin 4.maddesinde; “Toplumun temelini oluşturan aile ve kadınların rolünü
dikkate alan sosyal politikalar geliştirilecek, özellikle çocuklarımızın ve gençlerimizin kampanyaya katılmalarını özendiren projeler oluşturularak
uygulamaya konulacaktır.” 12.maddesinde; “Sağlıklı beslenme de dâhil olmak üzere eğitici program, etkinlik ve yarışmalar düzenlenecek
ve bu konuların temel eğitim ders müfredatı içerisine dâhil edilmesi için gerekli tedbirler Milli Eğitim Bakanlığınca alınacaktır.” ibareleri
yer almaktadır.
FINDIĞI DÜZENLİ TÜKETMEYİ
HAYAT TARZI HALİNE GETİRİN
Kalp ve damar hastalıklarına iyi geldiği bilinen fındığın kontrollü ve düzenli bir şekilde tüketilmesi halinde yarar getirebileceği
bildirildi. KTÜ Tıp Fakültesi Tıbbi Biyokimya Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Asım Örem, doymamış yağ asitleri
bakımından fındığın zengin olduğunu vurgulayarak, yaptıkları araştırmalarda, tüketimin düzenli olması ve
belirli miktarda kontrollü olarak tüketilmesi gerektiğini de tespit ettiklerini söyledi. Tıp Fakültesi öğretim
üyelerine, “Fındık, Ceviz ve Badem gibi Sert Kabuklu Meyvelerin Kalbi Koruyucu Etkileri” konusunda yaptıkları
araştırma ile ilgili sunum yapan Prof. Dr. Örem, “Yaptığımız çalışmalarda insanlara fındık yedirdik ve sonra
insanların kanından LDL yi izole edip aldık. Buradan insanların aldığı E vitaminine baktık. Fındığın sadece
düşürücü etkisi olmadığı başka özellikleri olduğunu da gösterdik. İnsanlara başta kontrol diyet sonra da fındık
verdik. Daha sonra başta verdiğimiz kontrol diyetini tekrarladık. Gördük ki; fındığı kestiğimizde eskiye dönüş
var” dedi. “Bundan yola çıkarak fındığı sağlık için tüketecek olanlara şu mesajı veriyoruz: Tüketin
ama düzenli tüketin. Düzenli tüketeceksiniz ama devamlı tüketeceksiniz. Bunu bir hayat tarzı
haline getirmelisiniz” Diye konuşan Prof.Dr.Örem şöyle devam etti: Bunlar ilaç değil. Yani fındığı yiyin
ilaçları kesin diye bir şey yok. Bunlar tamamıyla hayat tarzıdır. Alternatif değil, destek ürünlerdir. Beslenme
tarzınızı bu şekilde yönlendirirseniz LDL’nizi de bu şekilde düşürebilirsiniz. Ne kadar yerseniz yiyin bu oranı
bunun üzerine çıkaramazsınız. Fazla tüketirseniz de başka yan etkilerine tanık olabilirsiniz. Dünya Sağlık
Örgütü’nün 17 klinikte yaptığı araştırmaya göre total kolesterol (LDL Kolesterol) düzeylerinde yüzde 3-19
azalma yaptığı görüldü.
DESTEKLEME POLİTİKALARI GÖZDEN GEÇİRİLMELİ
Türkiye’de kaybolmaya yüz tutan bir çok meslek insanlara, babadan ya da akrabalardan miras kalmıştır. Şu an
bazıları kaybolmuş, bazıları da kepenk kapatmak üzeredir.. Bazı meslekler de vardır ki; yine baba ya da akrabalardan
miras kalmıştır ancak halen devam etmektedir. Bunlardan biri de hiç kuşkusuz kasaplık mesleğidir. Trabzon’da
‘Kadınlar Pazarı’ diye bilinen eski adı ‘Moloz’ yeni adıyla Pazarkapı Mahallesi’nde 40 yıla aşkındır baba
mesleğini icra eden Trabzon Ticaret Borsası üyelerinden Musa Uzun bir türlü rayına oturmadığını dile
getirdiği et sektörünün önünde engeller bulunduğuna parmak bastı. “Yüzümüz gülmedi. Bu gidişatla da
gülmeyecek” diyerek söze başlayan Musa Uzun, gelinen noktada besiliğin istenilen noktada olmadığını destekleme
politikalarının yetersizliğinden dem vurdu. Uzun şöyle konuştu: “Bana sorulursa tabana inilmeli ve sektörün
gerçek sıkıntıları araştırılarak incelenmelidir. Hem böylelikle destekleme politikaları da gözden geçirilmiş olur.
Değişen sisteme göre kasaplar kendini yenileyerek yola devam etmelidir. Gelişen teknolojide yenilik olmazsa
olmazımız olmalı.. Yoksa bu gidişat bizi perişan edecek. Esnaf arkadaşlarımın önceki beyanatlarında dedikleri gibi
marketlerdeki et satışlarına bir çözüm getirilmeli. Bizim en önemli sıkıntılarımızdan birisi. Zaten kısıtlı imkanlarla
iş yapmaya çalışıyoruz. En büyük sıkıntılarımızdan biri de işçi sıkıntısı. Böyle giderse birkaç yıla kasaplık diye bir
meslek kalmaz”.
6
BORSA
HABER
AKREDİTASYON BELGESİ
YENİLENDİ
TOBB tarafından 2001 yılında başlatılan “Oda Geliştirme Metodu” çalışmaları kapsamında
gündeme gelen, 2002 yılında pilot 10 oda tarafından uygulanan, 2008 yılında borsaların da
dahil edildiği Akreditasyon Projesi 12’inci yılını doldurdu ve bu gün tam 152 oda/borsa akredite
oldu. Trabzon Ticaret Borsası da 2013 yılında yapılan akreditasyon belge yenileme
denetimi sonucunda başarılı bulunmuş ve akreditasyon belgesi almaya hak kazanmıştı.
Üyelerine “Beş Yıldızlı Hizmet” veren Trabzon Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı
Şükrü Güngör Köleoğlu, Genel Sekreter Şükrü Erüz ve Akreditasyon Sorumlusu Özlem
Arslantürk sertifikalarını TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu ve Başkan Yardımcısı
Halim Mete’nin elinden aldı. Trabzon Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Şükrü Güngör
Köleoğlu, hizmette kaliteye önem verdiklerini belirterek, günün koşullarına ve gelişen iletişim
teknolojilerine uygun olarak kaliteyi sürekli yükseltmeye devam edeceklerini söyledi.
BORSA TARİHİ KİTABI YAYIMLANDI
1926 yılında kurulan ve ülkemizin en eski borsalarından olan Trabzon Ticaret Borsası’nın
tarihi yazılarak kitaplaştırıldı. 16 Haziran 1906 tarihinde Osmanlı Hükümeti tarafından
Trabzon Valiliği’ne kurulması için gönderilen talimata rağmen savaşlar nedeniyle
gerçekleştirilemeyen ve cumhuriyetin ilanından sonra başlatılan çalışmalarla 3
Haziran 1926’da resmen tescil edilen Trabzon Ticaret Borsası’nın tarihi 8 yıllık bir
çalışmanın ürünü olarak hazırlanıp kitap haline getirilerek yayımlandı. Büyük boy ve
260 sayfa olarak yayımlanan ve Murat Taşkın tarafından hazırlanan kitapta, dünyada ve Türkiye’de
borsacılık, Trabzon’da ticaretin ile birlikte borsanın tarihi ve iştigal alanına giren başta fındık ve çay
olmak üzere, hayvancılık, balıkçılık ve gıda maddeleri konularında bilgiler yer alıyor. Borsanın geçmişten
günümüze üyeleri, meclis ve yönetim kurulu başkanları ile yaptığı çalışmaları da içeren kitap üyelerin
yanı sıra oda ve borsalar ile ilgili kuruluş ve kütüphanelere de dağıtıldı.
2013’DE 274 BİN TON FINDIK İHRAÇ EDİLDİ
Türkiye’nin geçtiğimiz yıl (2013) yaptığı fındık ihracatı takvim yılı olarak miktar bazında tarihin rekoru olarak gerçekleşti. Karadeniz Fındık ve
Mamulleri İhracatçı Birliği’nden yapılan açıklamaya göre, 2013 yılında 274 bin 657 ton iç fındık ihraç edilerek karşılığında 1 Milyar 767
Milyon 276 Bin 552 dolar döviz girdisi sağlandı.
YILLARA GÖRE FINDIK İHRACATI
Yıl İhracat(Ton-İç)
Döviz (Dolar)
1993 197.751 568.474.286
1994 186.401 712.146.000
1995 242.632 771.356.919
1996 198.366 612.999.000
1997 202.909 925.651.050
1998 201.883 866.313.561
1999 190,088 720.993.000
2000 177.653 588.452.000
2001 258.124 739.970.130
2002 252.779 605.040.840
2003 220.938 661.871.172
YILLARA GÖRE FINDIK İHRACATI
Yıl İhracat(Ton-İç) Döviz (Dolar)
2004 217.651 1.220.695.000
2005 209.364 1.928.378.000
2006 247.186 1.467.017.317
2007 233.138 1.519.478.325
2008 228.401 1.407.871.663
2009 219.354 1.172.597.746
2010 252.305 1.544.785.708
2011 243.7661.759.162.313
2012
265.7141.802.462.907
2013 274.6571.767.276.552
TRABZON TİCARET BORSASI’NDA İŞLEM HACMİ
BORSA DA 2013’ DE 1 MİLYAR 803 MİLYON TL’LİK ÜRÜN İŞLEM GÖRDÜ.
İŞLEM GÖREN ÜRÜNLERİN 1 MİLYAR 216 MİLYON TL’ LİK KISMINI
FINDIK SATIŞLARI OLUŞTURDU.
Borsada 2013’in işlem hacmi:
MESLEK GRUBU
İŞLEM HACMİ (TL)
Kuru Meyveler (FINDIK)
1.216.037.408
Yaş Çay Yaprağı
221.749.305
Çeşitli Gıda Maddeleri
305.123.402
Hububat-Hububat Mamulleri
21.510.189
Canlı Hayvanlar
37.701.806
Ham Deri
1.674.005
TOPLAM1.803.796.115
Trabzon Ticaret Borsası’nda (TTB) 2013 yılında 1 milyar
803 milyon 796 bin TL’lik çeşitli ürün işlem gördü. TTB’
den yapılan açıklamaya göre, 2013’ deki işlem
hacmi, bir önceki yıla göre yüzde 29 oranın da artış gösterdi. Borsada 2012 ‘ de 1milyar 393 milyon 205
bin TL’ lik çeşitli ürün işlem görmüştü. Borsada geçen
yıl işlem gören ürünlerin 1 milyar 216 milyon 037
bin TL’ lik kısmını fındık satışları teşkil ederken,
ikinci sırayı ise 305 milyon 123 bin TL ile çeşitli
gıda maddeleri aldı.
2012’İN İŞLEM HACMİ1.393.205.097
7
BORSA
HABER
SÜRMENELİ İŞADAMLARI ÖRGÜTLENDİ
Trabzon’un Sürmene İlçesi’nde işadamları bir çatı altında birleşerek, sivil
toplum örgütlerini kurdular. Sürmene İş Adamları Derneği adı altında
birleşen müteşebbisler, Trabzon Ticaret Borsası’nı ziyaret ederek görüş
alış-verişinde bulundular. Kurucu başkanlığını aynı zamanda ÇAYSİAD başkanı da olan çay sanayicisi Rahmi Üstün’ün yaptığı dernek
üyeleri, Trabzon Ticaret Borsası’nda yönetim kurulu başkanı Şükrü
Güngör Köleoğlu’na kuruluş amaçları ve hedefleri hakkında bilgi
verdiler. Rahmi Üstün, Sürmene’de sanayi yatırımlarının az olduğunu,
ancak dışarıdaki memleket sevdalısı çok sayıda sanayici bulunduğunu
belirterek, amaçlarının Sürmene’yi kalkındırmak, geliştirmek için içeride-
kilerin, dışarıdakilerin bir ve birlikte hareketini organize etmek olduğunu
söyledi. Üstün bu noktada Çamburnu’nda ki tersane ile kurulmasından
söz edilen lojistik üs konusunda çalışmalar yapacaklarını da sözlerine ekledi. Borsa Yönetim Kurulu Başkanı Şükrü Güngör Köleoğlu’da, lojistik merkezin geniş kapsamlı ve Trabzon için çok önemli olduğuna
vurgu yaparak, “Lojistik merkezin tüm birimleri ile kurulacağı yerin
Arsin Organize Sanayi Bölgesi’nin önündeki alan olduğunu hep söyledik. Doğrusu da budur. Sürmene Çamburnu’ndaki kısmın aktarma istasyonu şekliyle değerlendirilmesi de mümkündür. Bu konuda
uzun vadeli ve geniş kapsamlı düşünmeliyiz” diye konuştu.
FINDIK DALLARI
KOZALAK AKARI İLE DOLU
ZARARLI DÖNÜMDE
100 KG KADAR KAYIP YARATIYOR.
Fındıkta verim ve kalite kaybının baş etkenleri arasında yer alan ve halk
arasında mantar olarak da adlandırılan kozalak akarının Trabzon’da
bahçelerde bol miktarda bulunduğu belirlendi. Trabzon’un Ortahisar
ilçesine bağlı Karakaya köyünde “Fındıkta Verim ve Kaliteyi Arttırma
Projesi” kapsamında oluşturulan örnek fındık bahçesi ile ilgili
çalışmalar sırasında bahçelerde inceleme yapan Fındık Araştırma
İstasyonu ile Trabzon Tarım İl Müdürlüğü uzmanları, tek bir fındık
ağacında 136’ya kadar ulaşan sayıda kozalak akarı bulunduğunu
tespit ettiler. Yapılan basit bir hesapla bir dönümlük alandaki fındıklıkta
yer alan kozalak akarlarının sebep olduğu verim kaybının yaklaşık 100
kilogram civarında olduğunu, bugünkü fiyatlarla da bunun 600 T civarında
bir maddi kayıp demek olduğu belirlendi. Her kozalağın bir çotanağı
ortadan kaldırdığına işaret eden merkezi Giresun’da bulunan
Fındık Araştırma İstasyonu uzmanlarından Ziraat Mühendisi Ömür
Duyar, kozalak akarı ile mutlaka mücadele edilmesi gerektiğini
belirterek, “Kışın yapraksız dönemde, yani şu sıralarda tüm kozalaklar
elde toplanıp bahçe içinde bir yere bırakılmalıdır. Kozalak akarları diğer
faydalı böcekler ve akarlar için barınak olduğu için kesinlikle yakılmamalı
ve gömülmemelidir” dedi. Kimyasal mücadele için mutlaka tarım
uzmanlarına danışılması gerektiğini belirten Ömür Duyar,elle toplanan
bahçelerde kimyasal kullanmaya gerek kalmayacağını, ilaçlı mücadelenin
ise Nisan sonu ve Mayıs başında yapılabileceğini bildirdi. Fındık kozalak
akarları ürünün sürgün tomurcuklarında erkek ve dişi çiçeklerinde
beslenerek büyük ekonomik kayıplara neden oluyorlar.
8
BORSA
HABER
TARIMSAL DESTEKLER İÇİN BORSA İLE İŞBİRLİĞİ
Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu (TKDK) Trabzon Ticaret
Borsası işbirliği yaparak, öncelikli ve özellikle projelerin hayata geçirilmesi
konusunda müteşebbisleri bilgilendirerek yatırıma teşvik edecekler. TKDK
Trabzon İl Koordinatör vekili Şeref Kabaoğlu, Trabzon Ticaret Borsası
Yönetim Kurulu Başkanı Şükrü Güngör Köleoğlu’nu ziyaret ederek,
özellikle sektör toplantıları yaparak müteşebbislere sağlanan
projeli destekler hakkında bilgiler vermek istediklerini iletti. Şeref
Kabaoğlu, fındık sektöründe de katma değeri yüksek işletmeleri hayata
geçirmek isteyenler için çalışmalar yapmayı hedeflediklerini belirterek,
sektörde etkili olan borsa ile işbirliği yaparak müteşebbisleri harekete
geçireceklerini söyledi. 1 milyon 250 bin liraya kadar olan yatırımlara,
yüzde 50 hibe desteği verdiklerini de vurgulayan Kabaoğlu, 42
ilde toplam 488 milyon avroluk desteklemeden Trabzon’un azami
pay alması için çaba gösterdiklerini söyledi. TTB Yönetim Kurulu
Başkanı Köleoğlu’da, borsa olarak kalkınma hareketini bir bütün kabul
ederek hareket ettiklerini belirterek, “İştigal alanımıza giren ürünler ve
üyelerimiz öncelikle olmak üzere yatırımın her türlüsünün artması için
elimizden gelen çabayı gösterdik, göstereceğiz” dedi.
ÇAY ATIĞINDAN ELEKTRİK ÜRETİLECEK
yöntemi (atıkların yüksek sıcaklıkta ısıtılıp metan gazi elde edilmesi)
ile atıklardan metan gazı elde edilebileceğini bu gazında yakılmasıyla
elektrik üretiminin yapılabileceğini söyledik. ÇAYKUR piroliz tercihine
sıcak baktı ve çay atıklarının piroliz yöntemiyle değerlendirilmesiyle ilgili
çalışma başlattıklarını biliyoruz” Dedi.
Bu Çok Ciddi Bir Geri Kazanım
ÇAYKUR’un yıllık yaklaşık 20-25 bin ton çay atığının oluştuğunu dile
getiren Acar, “Diğer özel çay fabrikalarıyla birlikte yıllık atık miktarı
yaklaşık 45-50 bin tona ulaşıyor. Bu atıkların aslında tamamı biyoyakıta
dönüştürülebilir. Çay atıkları piroliz yöntemi ile de işlenebilir, katı yakıta
da dönüştürülebilir. Çok ciddi bir potansiyel olduğu ortadadır. Bu atıkların
biyoyakıta dönüştürülmesi hem ciddi bir geri kazanım sağlayacak hem de
çevreye olumsuz etki oluşturmasını ortadan kaldırılacak” Diye konuştu.
25 Bin Ton Çay Atığı İçin Çalışmalara Hız Verildi
Acar, mevcut durumda çay atıklarının bir kısmının çiftçilere gübre olarak
verildiği kalan kısmının ise muhafaza edildiğini söyledi. ÇAYKUR ise
yaklaşık 25 bin ton çay atığının piroliz yöntemiyle dönüştürülerek elektrik
üretilmesi için çalışmalarına hız verdi. Yaklaşık 1,5 yıllık ön çalışmanın
sonrasında projenin araştırılıp fizibilite raporunun hazırlanması için ‘Etüt
Projesi’ ihalesinin 10 gün içerisinde yapılacağı belirtildi. Rapor sonucunda
projenin uygulanabilir bulunması halinde gerçekleştirileceği bildirildi.
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’na bağlı Karadeniz Tarımsal Araştırma
Enstitüsü Müdürlüğü bünyesinde yer alan ve 2011 yılında faaliyete
geçen Enerji Tarımı Araştırma Merkezi’nde tarımsal atıkların biyoyakıta
dönüştürülmesiyle ilgili çalışma başlatıldı.
Katı Yakıt Haline Dönüştürüldü
Bu kapsamda fındık zurufu, çay tozu, ayçiçeği sapı, kolza sapı, çeltik
sapı, buğday sapı, mısır sapı ve çeltik kavuzu araştırılarak ısıl değerleri
belirlendi. Küçük parçalara ayrılan tarımsal atıklar özel makine yardımıyla
sıkıştırılarak katı yakıt haline dönüştürüldü.
Çay Tozunun Isı Değeri Daha Yüksek
Karadeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü Enerji Tarımı Araştırma
Merkezi Bölüm Başkanı Mustafa Acar, yerli linyit kömürün ısıl değerinin
yaklaşık 3 bin kalori civarında iken çay tozunun 4 bin 458 kalori olduğunu
belirtti.
Çay Atıklarıyla İlgili Problem Vardı
Yapılan çalışmalar sırasında çay atığıyla ilgili araştırma için ham
maddeyi ÇAYKUR’dan aldıklarını söyleyen Acar “ ÇAYKUR’dan bize
atıklarla ilgili problem yaşadıklarını belirtmişlerdi. Bizde onlara çay
yapraklarının işlenmesinin ardından arta kalan atıkların katı yakıt
haline dönüştürülebileceğini belirttik. Onlar da elektrik enerjisine
dönüştürülmesinin mümkün olup olmadığını sordular. Bizde piroliz
9
BORSA
HABER
FINDIKTA VERİM VE KALİTEYİ
ARTTIRMA PROJESİ BAŞLADI.
Örnek Fındık Bahçeleri oluşturuluyor...
Trabzon Ticaret Borsası’nın koordinatörlüğünde, sektörle ilgili tüm kesimlerin katkılarıyla hazırlanan “Fındıkta Verim ve Kaliteyi Arttırma Projesi”nin en
önemli ayağı olan “Örnek Bahçe Uygulamaları”na başlandı. İlk örnek bahçe uygulaması, Trabzon Yeşilbük Köyü’nde Neriman Büyükaydın’a ait
yaklaşık 7 dönümlük bir yaşlı fındık bahçesinin sökülerek yeniden ve farklı çeşit ile tek sıra sistemi ile yapıldı. Söz konusu bahçenin 3 dönümlük kısmı proje kapsamında yenilenirken, geri kalan kısma üretici kendi katkısını koydu. Giresun kalite tombul fındığın dikimi sırasında konuşan
Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürü Sabri Topbaş, il genelinde 64 bin hektar alan bulunduğunu ve bunların önemli bir kısmının yaşlı bahçelerden oluştuğunu hatırlatarak, “Bakanlığımızın da destek verdiği proje kapsamında yenileme, gençleştirmeler yapacağız. Bu bahçelerden
3 yıl sonra az da olsa ürün almaya başlayacak, 5 yıl sonra tam ürün toplayabileceğiz. Amacımız fındıkta verim ve kaliteyi arttırıp, halen
dönümde 80-90 kilo olan üretimi 150 kilonun
üzerine çıkarmaktır” dedi. TTB Yönetim Kurulu
Başkanı Şükrü Güngör Köleoğlu’da, Türkiye’nin bugün 600 bin tonu ihraç, 100 bin tonu aşkın kısmı da
iç tüketim olmak üzere 700 bin tonu aşkın fındığı
satabildiğine dikkat çekerek, şunları söyledi: “700
bin hektarı aşkın bahçemiz bulunmasına rağmen verimin düşüklüğü nedeniyle son 10 yılın
ortalamasına göre 600 bin ton civarında fındık
üretiyoruz. Bunu arttırmamız lazım. Üretmekten korkmamalıyız. Hedefimiz kaliteli ürün üretip hepsini satmak olmalıdır. Bunun için borsa
olarak bu büyük hamlenin önüne düştük. Herkesten, özellikle de üreticilerden talep ve destek
bekliyoruz.” Trabzon’da ilk etapta, Beşikdüzü, Çarşıbaşı, Vakfıkebir, Akçaabat, Ortahisar, Yomra, Arsin
ve Araklı ilçelerinde uygulamaya konulacak örnek
bahçe yöntemi için tespit edilen 21 alan üzerinde
yeniden dikim, gençleştirme ve yeni türler kullanılacak. 2018 yılına kadar devam edecek ve üreticiyi bilinçlendirmek için İmece Toplantıları’nın
da yapılacak Fındıkta Verim ve Kalitenin Arttırılması Projesi, Trabzon Tarım İl Müdürlüğü ile Fındık Araştırma İstasyonu’nun kontrolünde
yürütülüyor. Projeye Fındık Tanıtım Grubu, Doğu Karadeniz İhracatçıları Birliği, Türkiye Ziraat Odaları Birliği, Türkiye Ziraat Mühendisleri
Odaları, Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası, Ulusal Fındık Konseyi ile sektörle ilgili özel kuruluşlar da destek veriyor.
10
BORSA
HABER
Trabzon Ticaret Borsası
Meclis Başkanı / Mehmet CİRAV
5 yıllık bir süreyi kapsayan proje ile
Trabzon’da tüm yaşlı bahçelerin yenilenmesini hedeflemiş bulunuyoruz.
Bunun için örnek bahçeler oluşturuyoruz. Bu bahçelerin bir kısmının tüm
masraflarını fındıkla ilgili kuruluşlardan da sağladığımız destekle biz yapıyoruz. Arazisinin tamamını dönüştürmek isteyenlere de çeşitli şekillerde
destek oluyoruz. Projede geleneksel ocak şeklinde dikimin
yanı sıra tek sıra, tek ağaç türü dikimde yapılacak. Daha verimli çeşitler tercih edilecek.
KFMİB
Başkan yardımcısı
Edip SEVİNÇ
Özellikle Doğu Karadeniz’deki fındık
bahçeleri çok ama çok yaşlı. Bu nedenle bahçelerinden çok düşük verim
alınabiliyor. Bahçelerin yenilenmesi
ile meydana gelen verim ve kalite artışı Türkiye’ye kazandıracaktır, özellikle
de üreticiye.
Giresun Fındık Araştırma İstasyonu
Müdürü / Gökhan KIZILCI
Bu projenin amacı, örnek bahçeler
tesis ederek, bu bahçelerde modern
yetiştirme tekniklerine uygun üretim
yapmak, sonuçlarını çiftçilerimizin
bizzat görmelerini sağlamak ve kendi bahçelerinde de uygulamaları hususunda öncülük etmektir. Bölgemiz
çiftçisinin en büyük hatalarından birisi de yaprak ve toprak
analizine dayalı bilinçli gübreleme yapmamasıdır. Analize
dayalı gübrelemeyle bitkinin ihtiyaç duyduğu gübreyi uygun
miktarda ve zamanda bitkiye vererek yanlış veya fazla gübrelemeden kaçınılmış olunacaktır.
Trabzon Ticaret Borsası
Yönetim Kurulu Başkanı / Şükrü Güngör KÖLEOĞLU
Üretim ve ticarette verim ile kalite çok önemlidir. Türkiye sahip
olduğu 700 bin hektar alanda, dönümden 150 kilo verim alsa
dahi, bir milyon ton üzerinde fındık üretebilecektir. Amacımız
ve hedefimiz, Trabzon’dan başlattığımız bu verim ve kalite hareketinin tüm fındık bölgelerine yayılmasıdır. Bunun için diğer
borsalarla işbirliğine gidecek ve onlara da gerekli desteği vereceğiz. Projeyi başlatıp bırakmayacağız. 5-6 yıl, yani diktiğimiz
ağaçlar fındık verinceye kadar, dekarda 200 kilonun üzerine
çıkıncaya kadar projeyi sürdürecek, isteyen tüm üreticilere de
destek olacağız. Örnek bahçeler oluşturacağız. Bunun için üreticilere toprak tahlilleri,
kullanılacak gübrelerin belirlenmesi, danışmanlık çalışmaları gibi konularda ücretsiz
hizmet vereceğiz. Örnek bahçelerde tek sıralı ve tek ağaçlı sistemi üreticilere göstereceğiz, tanıtacağız. Trabzon’da üretimi 100 bin tona çıkaracağız.
Gıda Tarım ve Hayvancılık
İl müdürü / Sabri TOPBAŞ
Uygulanacak olan proje ile iki farklı uygulama gerçekleştirilmesi
planlanmıştır. Birincisinde, ekonomik ömrünü tamamlamamış
fındık bahçelerinde ‘Yenileme Demonstrasyonu Çalışması’,
diğerinde ise ‘Gençleştirme Demonstrasyonu’ şeklinde faaliyet
yapılacaktır. Gençleştirme Demonstrasyonu kapsamında, yaşlı
olan verimi düşük fındık bahçelerinde modern tarım teknikleri
kullanılarak uzman personel tarafından verilecek teorik ve
pratik eğitimleri kapsamaktadır. Teorik ve pratik eğitimler
olarak fındıkta budama, gübreleme, toprak ve yaprak
numunesi alınması, hastalık ve zararlılarla mücadele konularını içermektedir.
TAR-GEL MÜHENDİSLERİNE FINDIK EĞİTİMİ
Trabzon’da uygulanan “Fındıkta Verim ve Kaliteyi Artırma Projesi” kapsamında fındık bahçelerinde yapılacak budama ve zirai mücadele konularında Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’na bağlı çalışan Tarım Yayımı
Geliştirme Projesi (TAR-GEL) uzmanı ziraat mühendislerine eğitim verildi.
Trabzon Ticaret Borsası’nın koordinatörlüğünde gerçekleştirilen
proje kapsamındaki eğitim toplantısı Trabzon Ticaret ve Sanayi
Odası Salonu’nda yapıldı. Toplantının açılışında konuşan Trabzon Ticaret Borsası Meclis Başkanı Mehmet Cirav, Türkiye’nin dünyada söz sahibi
olduğu fındıktaki üstünlüğünü kaybetmeden, Pazar payını ve kazancını
arttırması gerektiğine işaret ederek, bunun yollarından birinin, en önemlisinin de verim ve kaliteyi arttırmak olduğunu söyledi. Mehmet Cirav,
Türkiye’nin geçtiğimiz sezon ürettiği 750 bin ton kabuklu fındığın
tamamını dış ve iç piyasaya sattığına dikkat çekerek, “Dönümde
70-80 kiloluk üretimle bunu istikrarlı bir şekilde sürdürmek mümkün
değildir. Çok ve kaliteli üretip, çok satarak dünya piyasasına tam ha-
kim olabiliriz. Bunun yol ve yöntemi de üretimi artırıp, dünyaya fındık
satmaktır. Böylelikle diğer ülkelerdeki üretimleri de kontrol altına almış oluruz” dedi. Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürü Sabri Topbaş’da,
üreticinin bilinçlendirilmesinde TAR-GEL mensubu ziraat mühendislerine
çok iş düştüğünü belirterek, “Trabzon’daki 104 bin hektarlık tarım arazisinin yaklaşık 64 bin hektarlık kısmını fındık bahçeleri teşkil ediyor.
Bu alanlardan elde edebildiğimiz fındık miktarı ise yıllık ortalama 50
bin ton dolayında. Bu da 100 kg’ın altında bir üretimimiz var demektir. Bu çok azdır. Alternatif olan bir ürün olmayan fındıktaki üretim
ve kalitemizi arttırmalıyız. Burada bize büyük görev düşüyor” diye
konuştu. Seminere katılan ziraat mühendislerine Fındık Araştırma
İstasyonu Müdürlüğü uzmanları Ömür Duyar, Hüseyin İrfan Balık
ve Dr. Arzu Sezer tarafından, budama, zirai mücadele, toprak analizleri konularında bilgiler verildi. Seminere katılanlar daha sonra
Yeşilova beldesindeki bahçelerde uygulamalı eğitim yaptılar.
11
BORSA
HABER
TÜRKİYE’DE DEĞİŞEN
ÇAY TÜKETİM ALIŞKANLIKLARI
mit-tr.com
Türkiye’de Değişen Çay Tüketim Alışkanlıkları Araştırması tamamlandı ve konu ile ilgili değerlendirme toplantısı borsa meclis salonunda yapıldı. Trabzon
Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Üyesi Bekir Şengül’ün başkanlığında gerçekleştirilen toplantıya, KTÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Ulusoy, İstanbul
Üniversitesi İktisat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Murat Şeker ,ÇAYSİAD Başkanı Rahmi Üstün’ün yanı sıra çay sektöründe iştigal eden firma sahipleri de
katıldı. Toplantıda konuşan Bekir Şengül, Karadeniz’in olmazsa olması iki yeşilin çay ve fındık olduğunu belirterek,
“Zaman zaman çaylıklarda bir araya geldik. Zaman zaman da konferans ve paneller düzenledik. Doğu
Karadeniz insanı ekonomik, tüm toplum için de çok tercih edilen bir içecek olan çay konusunda üretimden
tüketim aşamasına kadar araştırmalar yapmak gerekiyor. Biz de bunu yapıyoruz” dedi.
ANKET 15 İLDE 1661 KİŞİYLE GÖRÜŞÜLEREK YAPILDI..
Anket saha araştırması sonuçları hakkında bilgiler veren İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Öğretim Üyesi
Doç. Dr. Murat Şeker, özellikle kaçak çayın kullanımına ilişkin çarpıcı rakamlar verdi. Şeker, yapılan araştırmada
çay ve çaya alternatif ürünlere olan talebi incelediklerini ifade etti. Şeker şöyle konuştu: “Bu bağlamda bu
ürünlerin kullanım sıklığı, çay satın alma davranışları yönünde çeşitli tespitlerde bulunduk. 1 Eylül-1
Ekim tarihleri arasında 15 ilde bin 661 kişiyle yüz yüze anket yöntemiyle yapıldı. Anket yapılan denekler
seçilirken, orantılı tabakalı ve rastsal tesadüfi seçimsiz yöntemi uygulandı. Bu ankette her bölgeden illerle
görüşülmeye çalışıldı. İstanbul, Kocaeli, Bursa, İzmir, Sakarya, Eskişehir, Ankara, Antalya, Mersin, Adana,
Kayseri, Antep, Diyarbakır, Erzurum ve Trabzon’da toplam bin 661 kişiyle görüşüldü” .
TÜRKİYE'DE
DEGİSEN
CAY TUKETİM
ALISKANLIKLARI
PROJESİ
2 13
KAÇAK ÇAY HANGİ İLLERDE YÜKSEK, HANGİ İLLERDE DÜŞÜK..
Şeker; Araştırma sonuçlarına ilişkin de şu bilgileri verdi: “Yabancı menşeli kaçak çay kullanır mısınız? Diye
sorduk yüzde 76’sı ‘Kesinlikle kullanmam’ Dedi. Yani her 4 kişiden 3’ü ‘Kesinlikle kullanmam, her dört
kişiden 1 kişisi arada bir de olsa kullanırım’ Dedi. Bu önemli bir gösterge. Bunu araştırdığımız iller açısından
yani bu 15 il içinde en fazla kaçak çay kullandığını söyleyen illere baktığımızda Antep, Adana ve Diyarbakır illeri açık ara önde çıktı. Bu üç ilde
kaçak çay kullanımı ile ilgili oldukça yüksek talep olduğunu gördük. İzmir, Trabzon ve Antalya en düşük oranlara sahip iller. Burada sadece
bizim bölgeyi temsil ettiğine inandığımız iller baz alındı. Mesela Erzurum’da kaçak çay kullanım oranı düşük. Biz bu sonuçları ki bu sonuçlar
2012 yılı sonuçlarıdır, ÇAYKUR’un verileri ile karşılaştırdık. Yani burada 2012 verilerine baktığımızda Türkiye’de ortalama kişi başına düşen çay
tüketimi yıllık 2.9 kg’lık bir tüketim var.
www.tb.org.tr
Bu afiş, Doğu Karadeniz Kalkınma Ajansı'nın desteklediği ‘ Türkiye'de Değişen Çay Tüketim Alışkanlıkları Projesi ’ kapsamında hazırlanmıştır.
İçerik ile ilgili tek sorumluluk Trabzon Ticaret Borsası'na aittir ve Doğu Karadeniz Kalkınma Ajansı'nın görüşlerini yansıtmaz.
TÜRKİYE’DE ÇAY...
Trabzon Ticaret Borsası ve ÇAYSİAD işbirliği ile DOKA tarafından desteklenen “Türkiye’de Değişen Çay Tüketim Alışkanlıkları Araştırması”
projesi tamamlandı ve sonuçları ilgili taraflara sunuldu. Bu yazıda, projede elde edilen sonuçlarla ilgili özet bilgiler verilmeye çalışılacak ve neler
yapılabileceği noktasında bazı öneriler getirilecektir.
• Çay üretimi ve tüketimiyle ilgili gelişmeler;
Proje büyük ölçüde Türkiye’de 15 ili kapsayan 1661 kişiye yapılan anket
sonuçlarına dayandırılmıştır. Projeyle; Türk toplumunda çay tüketimi alışkanlıklarının, çay ve türev ürünlere yönelik ilginin, çay tüketimi yoğunluğunun, çay tüketimine alternatif ürünlerin kullanım düzeyinin tespit edilmesi amaçlanmıştır.
Önce siyah (kuru) çayla ilgili bazı makro bilgiler verelim.
Türkiye dünyanın 5. büyük çay üreticisi, 3. büyük tüketicisi. Çin ve Hindistan üretimde ilk 2 sırayı paylaşıyor. Dünya üretimiyle tüketimi arasında
dengesizlik var ve yıllık 100-150 bin ton Kuruçay fazlalığı var. Son 6 yıldaki, dünya çay üretim fazlalığı 690 bin ton civarında (bunlar FAO verileri).
Kenya ve Sri Lanka gibi ülkeler, üretimlerinin büyük kısmını ihraç etmekteler ve önemli ihracatçı ülkeler. Çay üretmeyen İngiltere ve Almanya’nın
ihracatçı ülke (reexport) olmaları ilginç. Ve bir şey daha; ortalama ihracat
fiyatları 2 ile 4 dolar arası değişmektedir. Ülkemizde Kuruçay üretiminin
maliyeti ise 5.5 - 6 dolar civarında.
12
Yukarıdaki verilerden iki önemli sonuç çıkarılabilir.
::
::
Dünyada çay fazlası var ve önemli tüketici olan
Türkiye büyük bir pazar olarak yabancı çay
üreticilerinin iştahını kabartıyor.
İç piyasadaki üretim maliyetlerimizin yüksekliği çay sektörünün
klasik yöntemlerle dış dünya ile rekabetini imkansız kılıyor.
Zaten üretimde dünya 5.cisi olmamıza rağmen ihracatta
42. sırada olmamız da bunu teyit etmektedir.
2013 yılı sonunda Çaykur ve özel sektör stokları 100 bin tona yakın. 2009
yılında Çaykur’un stok sorunu yoktu. Aslında Türkiye’nin iç piyasa çay
üretimi tüketim tarafından massetilmektedir. Yani bir çay fazlalığı
yok. Dışardan içeriye kaçak çay girişi stokları artırmaktadır ve girişler
son yıllarda hızla artmıştır. Çay sektöründe stok demek, Çaykur’un zarar
etmesi ve devlet tarafından sübvanse edilmesi demek. Stok demek,
özel sektörün ekonomik olarak zor durunda kalması, yaş çay üreticisinin
ödemelerini geciktirmesi ya da ödememesi demek. Stok demek, çay sanayicilerinin istihdam imkanlarını azaltması, borçlarını ödememesi, banka kredilerine yüklenmesi ve ödeme sorunu içinde kıvranıp büyük “mali
iflas riski” taşıması demek. Zaten birkaç sanayici firmanın hayat verdiği
bölgenin ciddi kan kaybına uğraması demek.
BORSA
HABER
• Özel sektör çaylarının tercih edilme nedenlerinin başında ise tat memnuniyeti, kalite ve fiyat gelmektedir. Çaykur ürünlerinin satın alımında etkili bir faktör olarak öne çıkmayan fiyat, özel sektör çaylarının tercihinde
daha önemli olmaktadır.
• Kadınlar, gençler ve yüksek eğitim gruplarının yeni çıkan çay markalarını ve ürünlerini deneme eğilimi yüksektir.
• Araştırma sonuçlarına göre her dört kişiden birinin yabancı menşeli
(dökme-kaçak) çay kullandığı anlaşılmaktadır. Yabancı menşeli çayın pazara girmesi farklı damak tadı oluşması yanında, bölge insanının ve sanayisinin ekonomik kayba uğramasına neden olmaktadır.
• Araştırma kapsamındaki iller arasında, anket sonuçlarına göre, yabancı
menşeli (dökme-kaçak) çay kullanımının en yoğun olduğu iller Gaziantep,
Diyarbakır ve Adana’dır. Diğer yandan, Çaykur verilerine göre Gaziantep
yılda kişi başına 60 gr. ile enaz Çaykur çayı satılan ildir. Bunu, 100 gr. ile Diyarbakır ve 770 gr. ile Adana izlemektedir (Türkiye ortalaması 2900 gr.dır).
Yani, anket sonuçlarına göre kaçak çayı en çok tüketen illerle Çaykur’un
enaz çay satışı yaptığı iller birebir örtüşmektedir.
Prof. Dr. Ahmet Ulusoy / KTÜ Öğretim Üyesi
Türkiye’de çay tüketim alışkanlıkları ile ilgili bazı bulgular
“Türkiye’de Değişen Çay Tüketim Alışkanlıkları Araştırması” projesiyle ilgili
15 ilde yapılan çay tüketimi alışkanlıkları ile ilgili anketle elde edilen bulgular aşağıda özetlenmiştir.
• Toplumumuzda uzun yıllardan beri içecek tercihinde ilk sırada yer alan
çay, halen yüksek oranda ve toplumun tüm kesimlerinde önceliğini korumaktadır.
• Çay tüketimi araştırmaya katılanlar arasında son beş yılda tüketimi en
fazla artan içecek türüdür. (Dünya çay tüketiminde de paralel artış söz konusu: FAO verilerine göre dünya çay tüketimi 2006 yılındaki 3473 bin ton
düzeyinden 2010 yılında 4042 bin ton düzeyine çıkmıştır).
• Erkeklerin kadınlara göre daha fazla çay tükettiği gözlenmiş, yaş azaldıkça çay tüketiminin de azaldığı tespit edilmiştir.
• Eğitim düzeyi yükseldikçe çay tüketimi azalmaktadır.
• Kadınların erkeklere kıyasla daha fazla kahve ürünleri ve bitki/meyve
çayı tükettikleri anlaşılmaktadır.
• Yaş azaldıkça hazır kahve tüketiminin arttığı gözlenmektedir.
• Eğitim seviyesi artışıyla kahve tüketimi artışı arasında da doğru ilişki
söz konusudur.
• Araştırmaya katılanların neredeyse yarısı günde 5 bardaktan fazla çay
tükettiğini belirtmiştir. Günde en az 1 bardak çay içenlerle birlikte düşünüldüğünde, her on kişiden dokuzunun her gün çay tükettiği anlaşılmaktadır.
• Çayın alternatifi olarak düşünülebilecek Türk kahvesi, hazır kahve ve
bitki/meyve çayı tüketiminde kadınlarda erkeklere göre daha fazla tüketim artışı gözlenmiştir. Bu ürünlerde, genel olarak yaş azaldıkça ve eğitim
seviyesi arttıkça tüketim miktarı daha fazla artmıştır.
• Çay tüketimi azalanların en önemli gerekçesi çayın sağlıklı olmadığını
düşünmeleridir (oysa yapılan binlerce bilimsel araştırmada -ABD’de son 5
yılda çayın sağlık üzerinde etkisi ile ilgili 5000’in üzerinde bilimsel çalışma
yapılmıştır- çayın sağlık açısından çok sayıda faydası olduğu tespit edilmiştir) .
• Araştırmaya katılanlar arasında siyah içme alışkanlığının büyük bir
oranda demlemeden yana olduğu gözlenmektedir. Poşet siyah çay tercihi
kadınlarda ve gençlerde nispeten daha yükselmektedir.
• Poşet çayı tercih etmeyenlerin en önemli gerekçesi ise tadının, kokusunun ve aromasının beğenilmemesidir. Aynı zamanda doğal olmadığını
düşünenler de önemli bir paya sahiptir.
• Ancak poşet siyah çayın tercih edilmesinde demleme şekli ve pratikliği
tek başına en önemli etken iken; poşet bitki/meyve çayının tercih edilmesinde yedi farklı değişken etkili olmaktadır. Pratik demleme imkanının dışında, çeşit fazlalığı, sağlıklı olduğu algısı, tadının beğenilmesi, bazı rahatsızlıklara iyi gelmesi ve zayıflama isteğinin karşılanması gibi.
• Çay satın alırken en fazla önceki marka deneyimlerine ve markanın
tanınmışlık düzeyine dikkat edilmektedir. Reklamın, tüketici tercihi üzerindeki etkisinin sınırlı kaldığı tespit edilmiştir.
• Araştırmada katılımcılar arasında çay tercihini Çaykur ürünlerinden
yana kullananlar çoğunlukta olsa da, kadınlar erkeklere göre daha fazla
oranda özel sektör çayı tercih etmektedir. Yine yaş azaldıkça, eğitim seviyesi yükseldikçe özel sektör çaylarına olan talep artmaktadır.
• Çaykur ürünü tercih etme nedenlerinin başında kalite algısı gelmektedir. Fiyat, Çaykur ürünlerinin satın alımında etkili bir faktör olarak görülmemekte, öncelikler arasında altıncı sırada yer almaktadır.
13
• Türk Çayı tüketimini artırmak için neler yapılabilir?
Proje sonuçları dikkate alınarak çay tüketimini artırabilecek
bazı öneriler şöyle sıralanabilir.
1. Geleneksel ve hakim bir içecek olan çay elbette ki, bu konumunu daha
uzun yıllar koruyabilecektir. Ancak, bugünkü genç ve eğitimli nesillerde
gözlenen düşük çay tüketimi gelecekteki çay tüketim eğilimini de olumsuz
yönde etkileyecektir. Bu nedenle çayın, eğitimli ve genç nesillere yeni tat,
ürün ve alışkanlık aşılayacak bir ürün çeşitliliğiyle sunulması gerekmektedir. Son yıllarda hızla artan kahve evleri gibi yeni bir konsepte çay evleri
projelerinin yaygınlaştırılması, hızlı bir şekilde hayata geçirilmesi bu yönde
atılacak en önemli adımlardan biridir.
2. Ayrıca çay türlerinin bilinirliğinin artırılması, standart bir kalite tutturulması, fiyatlandırma ve markalandırma yöntemleriyle statü kazandırılması
(çay’ın elit kesimin de içecek türü olduğu algısı); çay tüketiminin çeşitlendirilmesini, damak zevki oluşturulmasını ve toplumdaki çay tüketiminin
bütün kesimlere hitap edilmesini sağlayacaktır.
3. Günümüzde çay, sabah kahvaltısından başlayarak gecenin ilerleyen
saatlerine kadar en çok tüketilen bir gıda maddesi haline gelmiştir. Bu
nedenle temel gıda maddeleri grubunda değerlendirilerek çay satışındaki KDV oranı % 1’e düşürülmelidir. Böylece yabancı çaylara karşı olan fiyat
dezavantajı bir ölçüde azaltılabilecektir.
4. Türk çayının en büyük sorunu sağlıksız kaçak çay girişi ve bunun yerli çayla karıştırılarak piyasaya sürülmesidir. Bir yandan ciddi denetimlerle
kaçak çay girişi önlenmeli; diğer yandan, Türk çayının hijyen yönünden üstünlüğü (ilaç ve böcek kalıntısı olmadığı) etkili bir yöntemle işlenmeli ve
kamuoyunun bilgisine sunulmalıdır.
5. Sürdürülebilir bir çay sanayisi için tüketici tercihlerine uyumlu bir üretim esnekliğine sahip sanayi yapısı oluşturulmalı.
6. Çay sektöründeki yeni ürün-damak zevki-tasarım oluşturma konusundaki araştırmaları destekleyecek Ar-Ge fonu oluşturulmalı.
7. Çay sanayicileri, yabancı ortaklıkları araştırarak; onların kurum kültürü,
işletme yönetimi, pazarlama tecrübesi ve finans imkanlarından yararlanmayı düşünmeli.
8. Özetle Türk çayı, milli ve stratejik bir ürün olarak değerlendirilmeli;
ciddi düzeyde bilgi, teknik ve mali destek sağlanıp dış pazarlarda rekabet
yapabilir hale getirilmelidir.
BORSA
HABER
FINDIKTA MAKİNE İLE KURUTMAYA TALEP ARTTI
Fındıkta makineli tarımı teşvik etmek amacıyla Trabzon’da geçen yıl kurulan Fındık Kurutma Merkezi’nde bu yıl 304 ton fındık kurutuldu. Alınan
bilgiye göre, Kaliteli Fındık Projesi kapsamında geçtiğimiz yıl Arsin
Organize Sanayi Bölgesi’nde kurulan merkezde bu yıl 12 Ağustos-30
Eylül tarihleri arasında 304 ton fındığın kurutma işlemi gerçekleştirildi. Geçen yıl ise aynı merkezde 252 ton fındık kurutulmuştu. Toplam kapasiteleri yaklaşık 252 ton olan 14 makinenin yer aldığı kurutma
merkezinde üreticilere nakliye dahil ücretsiz hizmet verildiğini belirten
Trabzon Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Şükrü Güngör Köleoğlu,
bu yıl hasat mevsiminin ilk haftalarında havaların tahmin edilenden daha
güneşli geçmesi nedeniyle 400 ton olarak koydukları hedefe ulaşamadıklarını söyledi. Kurutma hizmetini veren Türkiye fındık ihraç rekortmeni
Oltan Gıda’nın Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı da olan Köleoğlu, diğer
illerde az sayıda da olsa makineli kurutma sisteminin uygulandığını belirterek şunları söyledi: “Bizim amacımız fındıkta verim ve kalitenin arttırılmasıdır. Bunun için borsanın önderliğinde örnek projeler uygulu-
yoruz. Makineli kurutma sistemi de bunlardan biridir. Yağışlı bir iklim
yapısının bulunduğu fındık üretim bölgesinde kurutmanın makine ile
yapılması her bakımdan avantaj teşkil etmektedir. Makineli kurutma
da fındıkta 1-2 randıman artışı olmaktadır. Ayrıca aflatoksinleşmede
yok denecek kadar azdır. Zamandan tasarruf ve kolayca kurutma da
ayrı bir kazançtır.” Şükrü Güngör Köleoğlu, fındıkta her aşamada makineli tarımın yaygınlaştırılması gerektiğini, bunun için çok yönlü çalışmalar
da yaptıklarını hatırlatarak, “Dekarda verimin 70-80 kiloya kadar düştüğü fındığın ana üretim bölgesinde verim ve kaliteyi arttırmak için borsamızın önderliğinde önümüzdeki 4-5 yıllık süreç de geniş kapsamlı bir
proje uygulayacağız” dedi. Fındık kurutma merkezinde her birinin kapasitesi 2 ila 4 ton arasında değişen makinelerde kurutma işlemi gerçekleştirildi. Merkeze jüt çuvallar içinde getirilen ve tartılan fındıkların daha sonra
nem oranları tespit edildi. 15 ila 35 oranda neme sahip oldukları belirlenen
fındıkların kurutma süreleri 10 ile 24 saat arasında değişkenlik gösterdi.
TARIM FUARI
TRABZON DTM’DE
Tarım, Hayvancılık, Balıkçılık, Süt Endüstrisi, Fındık İşleme Teknolojileri,
Çay İşleme Teknolojileri ve Gıda Fuarı, Trabzon Dünya Ticaret
Merkezi’nde gerçekleştirildi. Trabzon Ticaret Borsası’nın da katıldığı
fuarın açılışını Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar ile
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin yaptı. Fuarda tarım,
hayvancılık, tavukçuluk, sera, tohum, süt endüstrisi, fidancılık, balıkçılık
ve çay işleme teknolojileri alanlarında faaliyet gösteren, üretim yapan
firmaların ve ilgili sivil toplum kuruluşlarının stantları yer aldı.
SİZ DEĞİŞİRSENİZ DÜNYA DEĞİŞİR!
2013 Yılı Eğitim Planı kapsamında Trabzon Ticaret Borsası personeline borsa meclis salonunda bir
günlük eğitim verildi. Kişisel Gelişim Uzmanı Spor, Yaşam ve Yönetici Koçu Ömer Çam tarafından
verilen “Sorun Çözme Yeteneği, Kişiler arası İletişim, Etkili Konuşma, İş Stres Yönetimi ve Örgütsel
İletişim” konulu eğitime tüm borsa personeli katıldı. 6 saat süren eğitimde beden dilinin nasıl kullanılacağı, olaylara bakış açısı, düşünme, algılama ve dinleme yeteneği gibi konular üzerinde duruldu. Konularla birebir örtüşen video görüntülerinin yanı sıra, slayt ve güncel birikimlerin örnekleriyle renklenen
eğitimin mimarı Kişisel Gelişim Uzmanı Ömer Çam, farkındalık yaratmanın hayatın birinci basamağını oluşturduğunu belirterek şöyle konuştu: “Eğer memnun olmadığınız hayat döngüsünü
değiştirmek istiyorsanız farkındalığı yakalayacaksınız. O zaman hayatınız değişecektir. Bir
insan her gün aynı şekilde davranıyor hiçbir gelişim gösteremiyorsa o zaman bir yerlerde sıkıntı
var demektir. Değişmek zorundasınız. Bunun için birinci sebep SİZ’siniz. Değişeceğim.. Başaracağım..Çaba
sarf edeceğim demelisiniz. Kararlılık ve azim sizi başarıya ulaştıracaktır”. Hedef belirlemenin önemine de
değinen Çam son söz olarak da “Siz Değişirseniz Dünya Değişir” mesajını verdi.
14
BORSA
HABER
TRABZON MİLLETVEKİLİ KORAY AYDIN BORSA’DA
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Milletvekili Koray Aydın, MHP’nin
Trabzon Ortahisar Belediyesi Başkan adayı Osman Abanoz ve il başkanı
Muammer Demeli ile birlikte Trabzon Ticaret Borsası Meclis Başkanı
Mehmet Cirav, Yönetim Kurulu Başkanı Şükrü Güngör Köleoğlu ve Meclis
Üyelerini ziyaretinde yaptığı değerlendirmede üretim ve istihdamın zor
bir iş olduğunu belirterek, bunları yapan iş adamlarına herkesin saygı
duyması gerektiğini söyledi. Borsa Meclis Başkanı Mehmet Cirav da,
Mart ayında yapılacak yerel seçimleri hatırlatarak, son gelişmelerle
birlikte yerel seçimlerin genel seçim havasında geçeceğini tahmin
ettiklerini söyledi. Yönetim Kurulu Başkanı Şükrü Güngör Köleoğlu’da,
borsa olarak şehrin yararı için kim kazanırsa kazansın, kendilerine destek
vereceklerini ifade etti. Ziyaretin anısına Milletvekili Koray Aydın ve
beraberindekilere Trabzon Ticaret Borsası Tarihi kitabı hediye edildi.
TRABZON VALİSİ ÖZ’DEN FINDIK PROJESİNE DESTEK
Trabzon Valisi Abdil Celil Öz Trabzon Ticaret Borsası’nı ziyaret ederek Yönetim Kurulu
Başkanı Şükrü Güngör Köleoğlu ve yöneticilerle görüştü. Vali Öz’e, Dünyada ve
Türkiye’de fındık sektörü hakkında bilgiler verip, Trabzon’da birim alanlardaki
verim ve kalitenin çok düşmesi nedeniyle uygulanmasına kararlaştırılan proje
hakkında bilgiler sunan Şükrü Güngör Köleoğlu, hedeflerinin birim alanda
verim ve kaliteyi artırmak olduğunu belirterek bunun için sektörün tüm
kuruluşları ile işbirliği yapacaklarının altını çizdi. Trabzon Valisi Abdil Celil Öz’de,
Trabzon Ticaret Borsası’nın fındık sektöründe doğru tespitlerle kayda değer çalışmalar
yaptığını bildiklerini ifade ederek 5 yıl süreyle uygulanacak projenin sadece Trabzon’da
değil, fındık üretimi yapılan tüm illerde kazanımlar sağlayacağına dikkat çekti. Öz,
Trabzon’un hem kendi içindeki verimsizliği gidereceğini, hem de her zaman olduğu
gibi diğer illerde de örnek olacağını ifade ederek “ Fındığımıza olan talep giderek
artıyor. Her alanda istikrarlı politikalarla bunu sürdürmeliyiz. Bunun için de verim ve
kaliteye büyük önem vermek zorundayız” Dedi.
TRABZON DTM’DE İSTİHDAM FUARI
Trabzon Dünya Ticaret Merkezi’nde, İş-Kur İl Müdürlüğü tarafından bu yıl ikincisi düzenlenen
ve işverenlerle iş arayanları bir araya getirerek işsizliği azaltmayı amaçlayan fuar açıldı. Fuarın
açılışına Trabzon Valisi Abdil Celil Öz, Belediye Başkanı Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu, İş-Kur
Genel Müdür Yardımcısı Lütfi İnciroğlu, İş-Kur İl Müdürü Mustafa Sezgin, Trabzon Ticaret
Borsası Başkanı Şükrü Güngör Köleoğlu, TTSO Başkanı M.Suat Hacısalihoğlu’da katıldı.
Fuarın açılış kurdelasını birlikte kesen Vali Öz ve Belediye Başkanı Gümrükçüoğlu
daha sonra stantları gezdiler. İşverenlerin açtığı stantları gezen katılımcılar iş başvuru
formlarını doldurarak stant görevlilerine teslim ettiler. Fuarı gezen öğrenciler de
gelecek iş kariyer planları yapmak için işverenlerden bilgiler aldılar. Fuarda, Trabzon
Ticaret Borsası ile Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası da ortak stant açarak, katılımcılara
tanıtımda bulundular.
15
BORSA
HABER
2009-2013
YAŞ ÇAY
16
BORSA
HABER
2013 TÜRKİYE FINDIK REKORTMENLERİ
2013 yılında Türkiye’den fındık ihracatı gerçekleştirilen firmaların miktar ve sağladıkları dövize göre sıralaması.
2002’den beri rekortmenliğini sürdüren
Oltan Gıda Mad. İhr. İth. Tic. Ltd. Şti’nin
başta yer aldığı sıralama şöyle gerçekleşti:
Trabzon’dan fındık ihracatı yapan
firmaların sıralaması
OLTAN GIDA MADDELERİ İHRACAT İTHALAT VE TİC. LTD. ŞTİ.
TRABZON
PROGIDA TARIM ÜRÜNLERİ SAN.VE TİC A.Ş.
İSTANBUL
BALSU GIDA SAN.VE TIC.A.Ş
İSTANBUL
DURAK FINDIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
İSTANBUL
ÖZGÜN GIDA SAN.VE TİC.LTD.ŞTİ.
TRABZON
PROGIDA PAZARLAMA A.Ş.
İSTANBUL
STELLIFERI FINDIK VE GIDA SAN. A.Ş.
İSTANBUL
ARSLANTÜRK TARIM ÜRÜNLERİ SANAYİ İHRACAT VE İTHALAT A.Ş.
TRABZON
GÜRSOY TARIMSAL ÜRÜNLER GIDA SANAYİ VE TİCARET A.Ş
ORDU
POYRAZ POYRAZ FINDIK ENTEGRE SAN.VE TİC.A.Ş.
ORDU
YAVUZ GIDA SANAYİ VE TİCARET LTD.ŞTİ.
GIRESUN
FERRERO TÜRKİYE ÇİKOLATA VE TARIM ÜRÜNLERİ SAN. VE DIŞ TİC. A.Ş.
İSTANBUL
SABIRLAR FINDIK İHR. LTD.ŞTİ.
TRABZON
ÇAKMAKLAR GIDA SAN.VE TİC.LTD. ŞTİ.
İSTANBUL
KARADERE TARIM ÜRÜNLERİ GIDA SAN.VE TİC.LTD.ŞTİ.
GIRESUN
CİRAV GIDA SANAYİ İNŞAAT DIŞ TİCARET LTD. ŞTİ.
TRABZON
KARIN GIDA SAN. VE TIC. A.Ş.
İSTANBUL
YAVUZKAN HAZEL GIDA SANAYİ VE TİCARET LTD.ŞTİ.
GIRESUN
S.E.P.GIDA SAN.VE TIC.A.Ş.
İSTANBUL
YILMAZ TAR.ÜRÜN.SAN.VE TİC.A.Ş.
SAMSUN
EKREM NARİN İTH.İHR.LTD.ŞTİ.
HATAY
NOOR FINDIK SAN.VE TİC.LTD.ŞTİ.
GIRESUN
NARİN BYS DIŞ TİC AŞ
MERSIN
TOROS GIDA SANAYİ LTD.ŞTİ.
HATAY
MAHMUT YARIM GIDA İTH.İHR. SAN.VE TİC.A.Ş.
HATAY
İSTANBUL FINDIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
İSTANBUL
DEMİRCİLER GIDA SANAYİ A.Ş.
GIRESUN
BAŞARAN ENTEGRE GIDA SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
TRABZON
NUTEKS ZİRAİ ÜRÜNLER GIDA PAZ.SAN.VE TİC.A.Ş.
İSTANBUL
OLTAN GIDA MADDELERİ İHRACAT İTHALAT VE TİC. LTD. ŞTİ.
ÖZGÜN GIDA SAN.VE TİC.LTD.ŞTİ.
ARSLANTÜRK TARIM ÜRÜNLERİ SANAYİ İHRACAT VE İTHALAT A.Ş.
SABIRLAR FINDIK İHR. LTD.ŞTİ.
CİRAV GIDA SANAYİ İNŞAAT DIŞ TİCARET LTD. ŞTİ.
BAŞARAN ENTEGRE GIDA SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
RAMSE İNŞAAT MÜH.HİZM.HAY.AMB.GIDA SAN. VE TİC.LTD.ŞTİ.
ÇITÇIT KURUYEMİŞ VE GIDA SAN. TİC.LTD.ŞTİ.
TRABZON TARIM TURİZM İNŞ.NAK.GIDA SAN. VE TİC.LTD.ŞTİ
MAKRO GIDA PAZARLAMA TİC.LTD.ŞTİ.
ÖZER GIDA SAN. VE DIŞ TİCARET LTD.ŞTİ.
Trabzon’dan genel ihracattaki
sıralama:
OLTAN GIDA MADDELERİ İHRACAT İTHALAT VE TİC. LTD. ŞTİ.
KALYONCU NAKLİYAT TURİZM TİC. VE SAN. LTD. ŞTİ.
ÖZGÜN GIDA SAN.VE TİC.LTD.ŞTİ.
ARSLANTÜRK TARIM ÜRÜNLERİ SANAYİ İHRACAT VE İTHALAT A.Ş.
SABIRLAR FINDIK İHR. LTD.ŞTİ.
AYDEMİR GIDA SEBZE MEYVE KOMİSYONCULUĞU NAKL. AMBL. SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ.
HEKİMOĞLU DÖKÜM SANAYİ NAKLİYAT VE TİC. A.Ş.
AS STAR TARIM ÜRNLERİ NAKL. VE TİC. LTD. ŞTİ.
STAR GIDA MADDELERİ DIŞ TİC. VE NAKL. LTD. ŞTİ.
CİRAV GIDA SANAYİ İNŞAAT DIŞ TİCARET LTD. ŞTİ.
17
BORSA
HABER
Hastanemizde Kardiyoloji ve Kalp Damar Cerrahisi Bölümlerinde SGK
anlaşması geçerli olup, diğer bölümlerimizde özel sağlık sigortanızı
kullanabilir veya bireysel ödeme yapabilirsiniz.
Özel TOBB ETÜ Hastanesi Kardiyoloji Kliniği; 2010 yılında TOBB ETÜ bünyesine dahil olan
hastanemizin ilk hizmete açılan kliniklerinden biridir. Kliniğimiz 2 Profesör, 1 Doçent,
2 Uzman Hekim ve 1 Pratisyen Hekim’den oluşan deneyimli ve yetkin tıbbi
kadrosuyla hizmete devam etmektedir.
Bölümümüz, 16 yataklı kardiyoloji servisi, 4 yataklı koroner yoğun bakım ünitesi, ayaktan
hastalara bakan 6 adet kardiyoloji polikliniği, koroner anjiyografi ve elektrofizyoloji
cihazı olan anjiyografi laboratuvarı, toplam 2 ekokardiyografi cihazlı ekokardiyografi
laboratuvarı, efor testi, 14 adet Tansiyon Holter ve 14 adet EKG Holter cihazı ile ayaktan
ve yatan hastalara hizmet vermektedir.
Kliniğimizde Verilen Sağlık Hizmetleri
Karotid Arter Hastalığı beyni besleyen karotis damarının daralması ya da tıkanmasıdır. Karotid arter hastalığı felç ya da beyin fonksiyonlarının kaybı ile karakterize bir durum olan inmenin en önemli nedenidir.
Bu hastalığın teşhis ve tedavisinde karotid anjiyografi
ve balon-stentleme işlemi uygulanmaktadır. Bu işlemde lokal anestezi altında kasık atar damarından
girilerek karotid artere kadar kateter ilerletilir ve dar
olan bölüme balon şişirilerek damar genişletilir. Daha
sonra stent yerleştirilir.
Bölümümüzde kalp damar hastalıkları girişimlerinin
yanında, mitral kapak balon valvüloplasti, karotis ve
periferik arter stentlemesi, renal arter stentlemesi, elektrofizyolojik çalışma ile aritmilerin teşhis ve
tedavisi, kalp deliklerinin ameliyatsız yöntemle kapatılması, kalıcı kalp pili takılması ve kalp içi elektroşok cihazı (ICD) takılması gibi özellikli işlemlerin
hepsi modern tıbbın gerektirdiği yöntem ve gereçlerle
yapılabilmektedir.
Ritim bozuklukları hastaların kimi zaman yaşam kalitesini, kimi zamanda hayatını tehdit eden önemli sağlık problemlerinden biridir. Bu hastalıkların tespiti ve
tedavisi özel cihazlar gerektirmektedir. Kliniğimizde
bulunan elektrofizyoloji laboratuvarında bu hastalıkların tedavisine yönelik gerekli girişimler yapılabilmektedir.
Kalp ve damar hastalıkları ve bu hastalık grubunun en
ileri noktası olan kalp krizi, bütün dünyada gün geçtikçe görülme sıklığı artan ve aynı zamanda dünyadaki
ölüm nedenlerinin de ilk sırasını oluşturan en tehlikeli
düşmanımızdır. Son yıllarda ameliyatsız yöntemlerle
kalp damar hastalıklarının tedavi edilebilmesi, ciddi
ek problemlerden dolayı ameliyat şansı olmayan hastalara umut ışığı olmaktadır. Bölümümüzde akut olarak kalp krizi geçiren hastalara haftanın 7 günü 24
saat boyunca acil olarak koroner anjiyografi yapılabilmekte ve kriz damarının balon ve stentle açılması
işlemi (Primer PCI) uygulanabilmektedir. Bu yaklaşım, kalp krizi geçirmekte olan hastalara modern tıbbın önerdiği tedavi yöntemidir.
Kalp hastalıkları halen dünyada en çok ölüme sebep
olan, en yaygın görülen hastalıklardır. Gelişmiş ülkelerde alınan önlemlerle görülme sıklığı azalmaya başlamış, ölüm oranlarında düşüşler olmuştur. Biz de ise
halen giderek artmaktadır. Düzenli check-up, kontrol
yapılmalıdır. Kadınlarda özellikle menapoz sonrası,
erkeklerde ise 40 yaş sonrası düzenli kontroller yapıl-
18
BORSA
HABER
malıdır. Ailesinde 55 yaş altında kalp krizi geçiren, ani
ölüm olan, kalp damarlarına stent takılan, bypasslı kişiler varsa, sigara içen kişiler, hipertansiyon, şeker hastalığı tanıları olanlar, kolesterol yüksekliği olanlar ve
stresli işlerde çalışanlarda bu kontroller daha düzenli
olmalıdır.
özellikle şeker hastalığı olanlarda görülebilir. Kalp hastalığı sıklıkla bir şikayete sebep olabilir.
Bu şikayetlerden herhangi birisine sahip olan kişinin
mutlaka Kardiyoloji uzmanına ve Kardiyoloji kliniğine
müracaatı gerekir.
Kliniğimiz, kalp damar hastalıkları alanındaki gelişmeleri dün olduğu gibi yarın da yakından takip edecek ve
hastalarının sağlığı için güleryüzlü ve özverili hizmet
anlayışını sürdürmeye devam edecektir.
Kalp hastalıkları tamamen şikayetsiz devam edip ani
ölümlere, ani kalp krizlerine neden olabilir. Halk arasında gizli kalp hastalığı olarak adlandırılan bu durum
Hangi Şikayetler Kalp Hastalıklarının Habercisidir?
1- Soluk daralması: Kişinin nefes alıp vermede zorluk hissetmesidir. Koşarken, hızlı yürürken
olabileceği gibi otururken de olabilir. Bu iki uç nokta arasında da soluk almada zorluk hissedilebilir. Hastalığın ileri dönemlerinde 2-3 yastıkla yatma ihtiyacı, hatta oturarak uyuma olabilir.
Uykuda boğuluyor gibi soluksuz kalma hissi ile uyanma, kabus görerek uyanma da görülebilir.
Soluk daralması en çok akciğer hastalıklarıyla karışabilir. Bazen sinirsel olarak derin nefes alma
ihtiyacı ile, alınan nefesin yetmediğinden şikayet edilir.
2- Göğüs ağrısı: Koroner damarlara bağlı ağrılar, eforla, stresle, heyecanla başlayan alt çene,
boğaz, göğüs ortasında baskı, basınç, ayva durması gibi his, yanma şeklinde geniş alanda hissedilen ağrı tipiktir. Bıçak saplama, iğnelenme gibi ağrılar kalp hastalığı tanısından uzaklaştırır.
Kalp zarı (perikard) iltahaplanmasında ise ağrı daha keskin karakterdedir. Nefes almak ve sırt
üstü yatmakla artıp öne eğilince geçen ağrıdır. Kalp krizi (Miyokard Infarktüsü) ağrısı yarım saatten uzun süren, göğüs ortasında şiddetli basınç, baskı, ağırlık, yanma tarzında ağrıdır. Soğuk
terleme, ölüm korkusu ile birliktedir. Alt çene, kollar (özellikle iç kısım) sırta yayılır.
3- Çarpıntı (taşikardi): Kalp hızının artması, dakikada 100 atımın üstüne çıkması, düzensiz atışlar, ilave atışlar hasta tarafından hissedilir. Kalp hızının dakikada 50’nin altına düşmesi (bradikardi) kişiyi rahatsız eder.
4- Senkop-Bayılma: Hastanın geçici postur ve bilinç kaybıdır. Kalp hızının çok düşmesi, çok hızlanması, aort kapağının daralması gibi hastalıklardan olabileceği gibi, nörolojik ya da psikiyatrik
sorunlardan da olabilir.
5- Siyanoz (Morarma): Parmak uçları, dudaklar ve dilde mor renk olması daha çok doğuştan
kalp hastalıklarında, akciğer hastalıklarında, bazı kan hastalıklarında, ileri kalp yetmezliğinde
olabilir.
Hastanemiz hakkında bilgi almak ve sağlığınızla ilgili her türlü sorununuz için, size
özel oluşturduğumuz TOBB Danışma ve Hizmet Masası ile iletişime geçebilirsiniz.
TOBB Danışma ve Hizmet Masası
Adı Soyadı
Müjde Özdik Kara
Belma Ayvaz
Telefon
(0312) 292 99 42
(0312) 292 98 52
19
E-mail
[email protected]
[email protected]
BORSA
HABER
mit-tr.com
2013-15
FINDIKTA VERİM
VE KALİTEYİ ARTTIRMA
PROJESİ
w w w.
k
bilgi@ a l i t e l i f i n d
ik
k a l i te
lifind . o r g
i k . o rg
BAHCEYE GEL
BAHCEYE
DOLU FINDIK
BULURSUN...
FINDIKTA...
VERİMİ VE KALİTEYİ ARTTIRARAK KAZANIN...
HEDEFİNİZ DÖNÜMDEN 70-80 KİLO ALMAK DEĞİL, 200-300 KİLO ÜRETMEK OLMALI...
TOPRAK VE YAPRAK TAHLİLLERİNİ YAPTIRARAK GÜBRE KULLANIN...
YAŞLI BAHÇELERİ YENİDEN DİKİN, GENÇLEŞTİRİN...
BAHÇELERDE DAHA VERİMLİ VE KALİTELİ ÇEŞİTLERİ TERCİH EDİN...
ARAYIN, DANIŞIN, GELELİM, HEP BİRLİKTE VERİMİ VE KALİTEYİ ARTTIRALIM...
BORSA
HABER
Sahibi :
Trabzon Ticaret Borsası Adına
Yönetim Kurulu Başkanı
Şükrü Güngör Köleoğlu
Sorumlu Müdür :
Şükrü Erüz
Genel Sekreter
Yayın Danışmanı :
Murat Taşkın
Yazı İşleri :
Ömer Altuntaş
Bilgi İşlem :
Fatih Cirav
Tasarım :
M.İ.T / Reklam Ajansı
Metin İslam
T. 0.312.256 7240
www.mit-tr.com
Baskı :
KLASMAT Matbaacılık
T. 0.312.395 1492
Adres :
TRABZON TİCARET BORSASI
Pazarkapı Mahallesi
Sahil Caddesi No.103 Trabzon
T. 0.462.326 45 05
F. 0.462.326 09 66
E. [email protected]
www.tb.org.tr

Benzer belgeler

temmuz 2012 - Trabzon Ticaret Borsası

temmuz 2012 - Trabzon Ticaret Borsası 2 bin 500 kişinin (aileleri ile birlikte 6 bin civarında) başka illere göç etmesine neden olmuştur. Benzeri kayıplar diğer sektörlerde de bulunmaktadır. Buna rağmen, son yapılan ve 6 bölgeli hale g...

Detaylı