mehmet emin ertekin
Transkript
mehmet emin ertekin
Her fert istediğini düşünmek, istediğine inanmak, kendine mahsus siyasi bir fikre sahip olmak, seçtiği bir dinin icaplarını yapmak veya yapmamak hak ve hürriyetine sahiptir. Kimsenin fikrine ve vicdanına hakim olunamaz. Sürekli, Etkili, Ýlkeli. 21 Y aþýnda Bakýrköy’de 1 Numara ATAKÖY SAYI: 231 KASIM 2013 Meclis üyelerinin görev süresi 5 ay sonra bitecek SONA YAKLAŞIRKEN FİYAT: 2 http://www.atakoygazete.com.tr Bakırköy’de Kentsel Dönüşüm’de sona yaklaşıldı HİÇBİR ÜCRET ALMADAN DÖNÜŞÜM GERÇEKLEŞTİRİLECEK Bakırköy Belediyesi de dönüşüm çalışmalarını sürdürüyor. Konu ile ilgili olarak bilgisine başvurduğumuz Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen, gazetemize yaptığı açıklamada; Bakırköy’de Ataköy ve Yeşilköy hariç diğer mahallelerinde 3 bin 500 binanın, adaların birleştirilmesiyle oluşturulacak bitişik yapılarla yeni binaların yapılacağını söyledi. Projeyi hayata geçirebilmek için gerekli kredinin İller Bankası’ndan alınacağını, İller Bankası ile anlaştıklarını, hazırladıkları projeyi Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na sunduklarını belirtti. Erzen, dönüşüme tabi olacaklardan hiçbir ücret ve harç alınmayacağını da söyledi. (Yazısı 11. sayfada) Yazısı 11. sayfada Yerel Seçimler’e 5 ay kaldı. Zaman süratle ilerliyor. Eskiler yeniden meclis listesinde seçilebilir sırada yer alabilmek için büyük çaba gösterirken, biz Bakırköy Belediye Meclisi 1. Başkan Vekili Hasan Ersoy’u konuk ettik. Gazetemizi ziyaret eden Bakırköy Belediye Başkan Adayı Adayı CAVİT GANİÇ PROJELERİNİ ANLATTI Sosyal Medyada Olumlu Tepkileri En Çok Artan Belediye Başkanı Seçildi. ATEŞ ÜNAL ERZEN’E ÖDÜL İstanbul Üniversitesi (İ.Ü.), İnsan, Toplum ve Teknoloji Derneği (İTTD) ve CeBIT Bilişim Eurasia 2013 işbirliği ile İstanbul, Ankara ve İzmir’deki 94 belediye başkanını içeren “TT Belediye Başkanı 2013” araştırması sonucunda “Olumlu Tepkileri Artan Belediye Başkanları” kategorisinde Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen de ödül aldı. (Yazısı18. sayfada) AK Parti Bakırköy Belediye Başkan Aday Adayı MEHMET EMİN ERTEKİN A K P a rti te ş k il a tı k a ra r ın ı v e rd i . İ s ta n b ul Bü yü k ş e h ir Be l e d iy e s i v e B a kı rk ö y Be le d i y es i Me cl is ü y es i Me hm e t E mi n E r te k in ’ i n B a kı rk ö y B e le d i ye s i Ba ş k a n A d a y A d a yı o ld u ğ u a çı k la n d ı . (Y a zı s ı 19. s a y fa d a ) Yazısı 19. sayfada CHP’den Bakırköy Belediye Başkan Aday Adayı olan Cavit Ganiç gazetemizi ziyaret etti. Ziyareti sırasında Bakırköy’e dair birçok konuda açıklamalarda bulundu... CHP’den Bakırköy Belediyesi Meclis Üyesi Aday Adayı Av. Ahmet SANAY “CHP Bakırköy İlçesi’nde Belediye Başkanlığı ve Meclis Üyeliği aday adaylıklarında bir yoğunluk yaşanmaktadır. Bu durum akıllara ister istemez yöntem ve seçilecek adaylar konusunda soru işaretleri oluşturmaktadır. Ancak...” Yazısı 18. sayfada 3 MÜFTÜ ZAKİR UZUN’DAN ELEŞTİRİLERE YANIT Gazetemizde yayınlanan, “Yenimahalle Cami’nin bahçesinde bulunan Yenimahalle Aile Sağlığı Merkezi’nin bulunduğu binanın boşlatılarak yerine Kuran Kursu açılacak” haberi kamuoyunda bazı tepkilere yol açarken, Bakırköy Müftüsü Zakir Uzun yapılan eleştirilere yanıt verdi. Zakir Uzun, konunun büyütülecek kadar önemli olmadığını belirtirken, Yenimahalle Aile Sağlığı Merkezi’nde görev yapan doktorların Yenimahalle halkını yanlış bilgilendirdiğini ve bu nedenle bazı eleştirilerin yapıldığını ifade etti. Konu ile ilgili gazetemize açıklamalarda bulunan Müftü Zakir Uzun, Yenimahalle Aile Sağlığı Merkezi’nin bulunduğu binanın 2003 yılında yapılan bir protokolle İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü’ne 10 yıl süreyle Sağlık Ocağı olarak kullanılması için devir edildiğini ve bu 10 yıllık sürenin dolduğunu ve bu süreyi uzatmadıklarını, binanın bundan sonra Kuran Kursu olarak kullanılacağını söyledi. “HALKI YANLIŞ BİLGİLENDİRİYORLAR” Uzun, kamuoyunda yapılan eleştirilerin de Aile Sağlığı Merkezi’nde görev yapan doktorların halkı yanlış bilgilendirmesi sonucunda oluştuğunu ifade ederek, “2003 yılında o zamanki Sayın Valimiz Muammer Güler, ben ve o zamanki İlçe Sağlık Grup Başkanı Bülent Köseahmetoğlu bu protokolü yaptık. O zaman ciddi ihtiyaç vardı. Sağlık Ocağı yoktu. Ve o zaman ki Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın isteği doğrultusunda oradaki o yeri değerlendirmek ve o bölgedeki halkın da sağlık alanındaki sorunlarını çözmek amacıyla Sağlık Ocağı olarak 10 yıl bila bedel (kirasız) olarak İl Sağlık Müdürlüğü’ne devredilmiş oldu. Ama bu 10 yıl içerisinde şartlar değişti. Sağlık Ocağı’ndan Aile Hekimliği’ne dönüştü orası. Aile Hekimliği mevzuu neticede devletle doktorlar arasındaki bir ticari anlaşmadır. Gelire dayalı bir çalışma sistemidir, Sağlık Ocakları gibi değildir. Doktor başına orada kira yardımı yapıyor devlet. Bunu halk bilmiyor. Ayrıca muayene ettikleri hasta başına da muayene ücreti alıyorlar devletten. Neticede ticari bir çalışma var. Tabi bunu halk bilmiyor. Kira karşılığında hizmet yapıyorlar. Ben bunları fazla konuşmak istemiyorum. Halkımızın şunu bilmesi lazım. Bu protokolün süresi bitti. Biz bu protokolü uzatmıyoruz. 3 ay öncesinden de yazımızı yazdık. Kasım ayında çıkacaklar.” dedi Aile Sağlığı Merkezi’nin bulunduğu binanın boşaltıldıktan sonra tadilatının yapılacağını ve Kuran Kursu olarak kullanılacağını da kaydeden Bakırköy Müftüsü Zakir Uzun, “Bizim Yenimahalle Cami’nin alt katında yatılı Kuran Kursumuz var. Ve bu yatılı Kuran Kursumuz ihtiyacımızı karşılayamıyor. Öğrencilerimizin kaldıkları yatakhaneler aynı zamanda eğitim aldıkları sınıf olarak da kullanılıyor. Bu nedenle Aile Sağlığı Merkezi’nin bulunduğu binayı biz kendi ihtiyacımız doğrultusunda değerlendireceğiz. Öğrencilerimiz derslerini orada alacaklar. Orasını bu yönde kullanacağız.” diye konuştu. Aile Sağlığı Merkezi’nin boşaltılması için 20 Kasım’a kadar süre olduğunu da belirten Müftü Zakir Uzun, 3 ay öncesinden binanın boşaltılması için Bakırköy Toplum Sağlığı Merkezi’ne yazı yazdıklarını da kaydetti. Öte yandan Sağlık Bakanlığı’nın Aile Hekimleri’ne aylık Bin TL.nin üzerinde kira yardımı yaptığı biliniyor. AKBANK ATAKÖY 4. KISIM ŞUBESİ MÜDÜRLÜĞÜ’NE ARZU HAKTAN GETİRİLDİ 15 yıldır Akbank Sabancı Center Şubesi’nde görev yapan Arzu Haktan, Ataköy 4. Kısım Akbank Şube Müdürlüğü’ne atandı. Bakırköy Belediye Meclisi 1. Başkan Vekili Hasan Ersoy’un yeğeni olan Arzu Haktan, ekim ayı itibariyle yeni görevine başladı. Haktan, yeni görevi ile ilgili yaptığı açıklamada, Akbank’ın güvenilir adını Ataköy’de de sürdüreceklerini belirtirken, Ataköylüler’e ve Bakırköylüler’e en iyi hizmeti vermek için çalışacaklarını söyledi. AYIN YAZISI TÜRBAN, EŞARP, SİYASET Hacca giden 4 AKP Milletvekili kadın TBMM’ye türbanla gireceğini açıklayınca tüm Türkiye 31 Ekim Salı günü TBMM Genel Kurulu’na kilitlendi. Neyse ki görüşmelerde sert tartışma ve engellemeler beklenirken aklı selim ön plana çıktı. Dolayısı ile bazı siyasilerin seçim Özcan Atamer malzemesi ellerinden alınmış, o düşüncedeki siyasiler hayal kırıklığına uğramıştır. Ülkemde kimse kimsenin giyim ve kuşamına karışmazdı. Bunu gündemde tutan bizi yöneten siyasilerdir. Ancak devletin bazı kuralları vardır. Bu kurallara uymak her Türk vatandaşı için geçerlidir. Öyle de olmalıdır. Siyasilerin bu yaptığı Amerikalılar’ın yıllardır uyguladığı “parçala yönet” taktiğinden başka bir şey değildir. Türkiye’de de bugüne kadar bazı siyasiler ve bizi yönetenler tarafından uygulanan sistem budur. Bu arada türban eşarp değildir, simgedir. Bu tartışma bile yersiz ve anlamsızdır. Çevrenize şöyle bir bakın, dinin gereği türban takan bazı kadınları görüyorsunuz. Yüksek ökçeli ayakkabılar, tayt ve üzerinde vücudunun tüm detaylarını ortaya koyan bluz, yüzü boyacı küpü gibi... İtiraz türbana değil, bunlaradır. Ulu önderimiz Atatürk ne demiş; “Din lüzumlu bir müessesedir. Dinsiz milletlerin devamına imkan yoktur. Yalnız şurası var ki din, Allah ile kul arasındaki bağdır” Başka söze gerek var mı? CHP Genel Başkan Yardımcısı Şafak Pavey’in TBMM’deki konuşması ders niteliğindedir. Herkes bu konuşmanın tamamını okumalıdır. Şafak Pavey’in konuşmasının tam metnini gazetemizde bulacaksınız. Yerel seçimler yaklaştıkça belediye başkanlığı ile meclis üyeliğine aday olanlar çalışmalarını sürdürüyor. Adayların bir kısmı ki bunlar maalesef azınlıkta, etik kurallara uyarak çalışmalarını sürdürüyorlar. Bir kısmı da konuşma ve davranışlarıyla çirkinlikler sergiliyor. Belden aşağı vurmalar, yıllardır birlikte olduğu, önünde eskilerin tabiri ile “el pençe divan” duran kişi veya kişiler hakkında aklın alamayacağı çirkinlikler sergiliyorlar. Bakırköy gibi bir ilçede bunları duymak ve görmek beni derinden üzüyor. Bu davranış içinde olanlara tabii ki bir çift sözümüz olacak. “Bu davranış içinde olan aday adayları asla aday gösterilmemelidir. Gösterilseler bile Bakırköylüler onlara gereken dersi sandıkta vermesini bileceklerdir.” Bazı aday adayları var ki kendilerini kesin aday olarak görüyorlar. Bu görüşlerini de her ortamda söylemekten çekinmiyorlar. Bunların içinde “Ben bu işi zaten Şubat ayında bitirdim. Mustafa Sarıgül Büyükşehir’e aday olursa kesin Bakırköy adayı benim.” diyerek kabadayı pozlarında Bakırköylüler’in arasında dolaşabiliyor. Bazı adaylar da CHP’nin önde gelen isimlerini arkalarına aldıklarını söyleyerek ortalarda dolaşıyor. Bu davranışlar halkın nazarında CHP’yi küçültmekten başka bir işe yaramıyor. Bunu bildiğine inandığımız bazı Milletvekilleri, Parti Yöneticileri harekete geçip gerekeni yapacaklarına, suskun kalıyorlar. Bu arada bazı belediye başkan aday adaylarının projelerim adı altında dağıttıkları broşürleri okuyunca “Eyvah ya bu kişi aday olursa vay Bakırköylüler’in haline.” demekten kendimi alamıyorum. Ayamama Deresi’ni ıslah edeceğim... Sahildeki inşaatları durduracağım ve sahili halka açacağım... İstanbul Caddesi ile İstasyon Caddesi’ni açık AVM haline getireceğim... İncirli Caddesi’ni trafiğe kapatacağım... daha neler neler. Bunları duydukça, önüne gelenin aday adaylığı kabul edilirse olacağı bu, demekten kendimi alamıyorum. Demokrasi ve özgürlükten dem vurarak “Herkes aday olabilir.” söylemlerini asla kabul etmiyorum. Aday adayı olacaklar mutlaka bir ön mülakattan geçirilmeli sonra partinin aday adayı olduğu açıklanmalıdır. Bu bütün siyasi partiler için böyle olmalıdır. Kaldı ki Belediyecilik özel bilgi isteyen bir iştir. Bunun yanında beş yılda birkaç milyar TL. (Bakırköy’ün 2013-2018 arası 5 yıllık bütçesi eski parayla 1 katrilyon 340 milyar liradır) bütçeyi yönetecek bilgi ve birikime sahip kişi belediye başkanı olmalıdır. Görünürde Bakırköy’de CHP tepki oylarını da alarak seçim yarışını önde bitirecek gibi. Tabii ki bugünkü tablo bunu gösteriyor. Seçimlere daha 5 ay var. Bu süre zarfında neler olacağını şimdiden kestirmek mümkün değildir. Ancak CHP yöneticileri, özellikle meclis üyeleri seçiminde dikkatli davranarak Bakırköy Meclisi’nde Avukat, Doktor, Mühendis, Mimar, Çevre Mühendisi, Veteriner, Öğretmen, Gıda Mühendisi koyarak tüm Türkiye’ye örnek bir meclis oluşturmayı başarabilir. CHP’li yöneticiler aksi davranış içine girerlerse, sonuç hüsran olabilir. Bizden söylemesi... e-mail: [email protected] <ÕOÕQÕ.XWOX\RU 1 Kişiye ALFA ROMEO Giulietta (.Ā0ā8%$77DULKOHUL$UDV×QGD $\Q×*QĀoHULVLQGH7RSODPGD+HU7/YH.DWODU×$O×ĂYHULĂLQL]GHdHNLOLĂ+DNN× %XSL\DQJR0LOOL3L\DQJRĀGDUHVL*HQHO0GUOÿ·QGHQDO×QDQWDULKYHVD\×O×L]QLLOHG]HQOHQPLĂWLU (NLP²āXEDWNDPSDQ\DWDULKOHULDUDV×QGDĀVWDQEXOLOLQGHEXOXQDQĂLUNHWLPL]HDLWRODQ3HOLFDQ0DOO$O×ĂYHULĂYH<DĂDP0HUNH]L·QGHNLPDÿD]DODUGDQD\Q×JQLoLQGH WRSODPGD 7/ YH NDWODU× WXWDU×QGDNL KHU 7/ LoLQ ELU oHNLOLĂ KDNN× DO×ĂYHULĂ \DSDQODUD GDQ×ĂPDGDNL NDPSDQ\D EDQNRVXQD \D]DUNDVD SHUDNHQGH VDW×Ă ILĂL YH\D IDWXUD LEUD]× NDUĂ×O×ÿ×QGDVLVWHPHKDNHWWLNOHULNDGDUV×UDQXPDUDV×YHULOHUHNJLULĂOHUL\DS×ODFDNYHNDW×O×PF×\D]HULQGHDG×VR\DG×GRÿXPWDULKLWHOHIRQXDGUHVLoHNLOLĂQXPDUDODU×YHNDPSDQ\D ELOJLOHULQLQEXOXQGXÿXELOJLVD\DUo×NW×V×YHULOHFHNWLU%DQNDODUGDQ\DS×ODQLĂOHPOHUKHUWUOKHGL\HoHNLLOH\DS×ODQDO×ĂYHULĂOHU$YHD7XUNFHOO7UN7HOHNRP771HW9RGDIRQHĂDQVYH WDOLKR\XQXKDUFDPDODU×EXNDPSDQ\DGDJHoHUOLGHÿLOGLUdHNLOLĂWDULKLQGH6DDW3HOLFDQ0DOO$O×ĂYHULĂYH<DĂDP0HUNH]L=HPLQ.DWhQLYHUVLWH0DK(<DQ\RO1R $YF×ODUĀVWDQEXODGUHVLQGH\DS×ODFDNW×U3HOLNDQĀĂOHWPHFLOLN7DDKKW7HVLVDW7XUL]P9HĀQĂDDW$QRQLPāLUNHWLoDO×ĂDQODU×YH\DĂ×QGDQNoNOHUEXNDPSDQ\D\DNDW×ODPD]NDW×OP×ĂYH ND]DQP×ĂROVDODUELOHLNUDPL\HOHULYHULOPH]ĀNUDPL\HWHVOLPLQGHILĂIDWXUDYHELOJLVD\DUo×NW×V×LEUD]×]RUXQOXGXU)LĂYHYH\DIDWXUDWDULKLLOHD\Q×JQLĂOHP\DSW×U×SELOJLVD\DUo×NW×V× DOPD]RUXQOXOXÿXEXOXQPDPDNWDG×U%LOJLVD\DUo×NW×ODU×HQJHoNDPSDQ\DQ×QVRQJQRODQāXEDWVDDW·DNDGDUDO×QDFDNW×U.DPSDQ\DWDULKOHULDUDV×QGDDO×ĂYHULĂLQLSWDOL YHILĂIDWXUDLDGHVLKDOLQGHLOJLOLoHNLOLĂKDNODU×LSWDOHGLOLUĀNUDPL\H\HNRQXRODQHĂ\DYHYH\DKL]PHWLQEHGHOLLoLQGHEXOXQDQ.'9g79JLELYHUJLOHUG×Ă×QGDNLYHUJLYHGLÿHU\DVDO \NPOONOHU WDOLKOLOHU WDUDI×QGDQ |GHQLU 7DOLKOL 0DUW WDULKLQGH +UUL\HW *D]HWHVL·LQGH YH ZZZSHOLFDQPDOOFRPWU LQWHUQHW DGUHVLQGH LODQ HGLOHFHNWLU$VLO WDOLKOLQLQ VRQ EDĂYXUXYHLNUDPL\HWHVOLPWDULKL0DUW<HGHNWDOLKOLQLQVRQEDĂYXUXYHLNUDPL\HWHVOLPWDULKL0DUW hQLYHUVLWH0DK(<DQ\RO1R$YF×ODU 7HO www.pelicanmall.com.tr Design ZETTANIUM - www.zettanium.com 5 AV KÖŞKÜ KURTARILDI, RESNELİLER KÖŞKÜ İSE YOK OLMAK ÜZERE Bakırköy’de tarihi eserlere olan ilgisizlik hatta saygısızlık devam ediyor. Gazetemiz ise tarihi eserlerin kurtarılıp topluma kazandırılması ile ilgili haberleri yaparak bu saygısızlığı gündemde tutmaya çalışıyor. Tarihten günümüze kalan Bakırköy’deki iki önemli yapıdan birisi olan Şenlikköy Karakol Binası ve Atatürk Parkı karşısındaki 1800 yılların sonuna doğru inşa edilen Tarihi Av Köşkü, Beyazlar İnşaat tarafından satın alınarak aslına uygun olarak restorasyonu devam ediyor. Beyazlar İnşaat yetkilisi Mimar Tufan Beyaz çalışmaların %95’inin tamamlandığını belirtti. Bakırköy’deki en önemli tarihi eserlerden bir diğeri de İncirli Caddesi’ndeki Resneliler Köşkü. Tarihi değeri çok büyük olan bu yapı her geçen gün ayakta durmakta zorlanıyor. Yayınlarımız üzerine konuya ciddiyetle eğilen Bakırköy Belediyesi, Resneliler Köşkü’nün kurtarılabilmesi için Belediye Meclisi 20.10.2011 tarihli oturumunda 2012 yılı mali bütçesine 10 milyon TL ayırmıştı. O tarihte, Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen ile yaptığımız söyleşide, Resneliler Köşkü’nün kamulaştırılması için bütçeden bir pay ayrıldı. Bundan sonraki süreç nasıl işleyecek sorumuza; Erzen; “Resneliler Köşkü ile ilgili çalışmalarımız devam ediyor. Biz hazırız. Başka yerlerde kamulaştırma çıkmış. Burada niye çıkmasın. Eğer kimse partizanlık yapmazsa çıkar. Orası benim hayalimdi.” demişti. Bakırköy Belediye Meclisi Resneliler Köşkü’nün kamulaştırma çalışmalarının başlaması için 10 milyon TL ayırmıştı. Bu olayı takip edecek Bakırköy Belediye Meclisi Eğitim ve Kültür Komisyonu’na 01.04.2013 pazartesi tarihli Meclis Oturumu’nda Gülser Alparslan, Kenan Zülaloğlu, Servet Deniz, Uğur Beceren ve Pınar Ünsal oyçokluğuyla seçilmişlerdi. Biz de konuyu bu komisyon üyelerine sorduk. Verdikleri cevapları aşağıda okuyacaksınız. Verilen cevaplara biz hiç yorum yapmıyoruz. Ve böyle giderse bu tarihi köşk çok kısa süre içerisinde ya yanıp kül olacak ya da kendiliğinden çöküp gidecek. Bu arada 7 Numaralı Anıtlar Kurulu ile Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün yasaları neden işletmeyip bu köşkü kamulaştırmadığını da sorgulamak gerekiyor. BAKIRKÖY BELEDİYE MECLİSİ EĞİTİM VE KÜLTÜR KOMİSYONU ÜYELERİNİN HABERLERİ BİLE YOK Gülser ALPARSLAN: Evet öylece kaldı. Mirasçılarından dolayı öylece kaldı. Benim bir bilgim yok. Öyle bir karar almıştık. Bende çok mutlu olduğumu söylemiştim komisyonda. Ama mirasçıların yüzünden herhalde bir problem yaşandı. Bundan sonraki dönemde mecliste olalım veya olmayalım bunun peşine düşmek lazım. Yoğun olduğumuzdan dolayı onu ben unuttum. Bilgi alacağım ama yine de. Aslında ne güzel bir kültür merkezi olacaktı ama her yerede yetişilmiyor yoğunluktan dolayı. Ama bazen böyle göze çarpacak şeylerin de yapılması güzel olur. Ama bundan sonra kim belediye başkanı olursa olsun bunun peşine düşmek lazım. Toplum olarak peşine düşmemiz gerekir. Kenan ZÜLALOĞLU: Hiç haberim yok o konudan, senden duyuyorum. Uğur Beceren: Ben Eğitim Kültür Komisyonu’nda değilim. Gülser Alparslan var o komisyonda. Servet DENİZ: O konuyla ilgili komisyon başkanı arkadaşımız Kenan Zülaloğlu bu işin takipçisi. Onunla görüş olur mu? Pınar ÜNSAL: Onunla ilgili bir gelişme olduğunu duymadım açıkçası... SORUMLULAR VE 7 NUMARALI ANITLAR KURULU DERİN UYKUDA (!) RESNELİLER KÖŞKÜ YOK OLMAK ÜZERE Yeni Lezzet Durağınız www.westmix.com.tr www.facebook.com/westmix (0212) 699 99 31 E-5 Üzeri AYF×ODU ‘da 7 TOFD ve İstanbul Valiliği işbirliğinde gerçekleştirilen “ENGELSİZ TASARIMCILAR-KIRLANGIÇ” PROJESİ TAMAMLANDI Türkiye Omurilik Felçlileri Derneği’nin (TOFD) koordinatörlüğünde ve T.C. İstanbul Valiliği’nin ortaklığında İstanbul Kalkınma Ajansı’nın 2012 yılı Çocukların ve Gençlerin Girişimcilik, Beceri ve Geleceklerini Destekleme Mali Destek Programı kapsamında desteklenen “Kırlangıç-Engelsiz Tasarımcılar” projesi tamamlandı. Proje kapsamında 32 ortopedik engelli birey, grafik tasarım teori ve uygulama eğitimlerinin yanı sıra kişisel gelişim eğitimleriyle de desteklenerek sosyal hayata katılımları sağlandı. “Engelsiz Tasarımcılar-Kırlangıç” Projesi’nin tamamlanmasının ardından TOFD tarafından Yeşilköy Wow Otel’de bilgilendirme toplantısı ve değerlendirme yemeği düzenlendi. Gecede konuşan Türkiye Omurilik Felçlileri Derneği Başkanı Ramazan Baş, proje kapsamında eğitim gören engelli bireylerin çeşitli kurumlarda iş imkanı bulduğunu ifade ederek, projeye katkı sunan tüm kurum ve kurululuşlara teşekkür etti. Ramazan Baş’ın proje ile ilgili bilgileri aktardığı konuşmasının ardından ise projeye destek veren kurum ve kuruluşların yöneticilerine teşekkür plaketleri verildi. Plaket töreninin ardından ise yemeğe geçildi. Gecede ayrıca Piyanist Linda Casso ve görme engelli müzisyenler Kerim-Selim Altınok tarafından davetlilere müzik ziyafeti sunuldu. Geceye TOFD Başkanı Ramazan Baş ve TOFD üyelerinin yanı sıra, İşkur İstanbul İl Müdürü Muammer Coşkun ve Ulaştırma ve Denizcilik Bakanlığı Deniz ve İçsular Düzenleme Genel Müdürü Cemalettin Şevli’nin yanı sıra çok sayıda davetli katılırken, projeye destek sunan kuruluşların yöneticileri de kısa birer konuşma yaptılar. (Yavuz ARPACIK) BAKIRKÖY 5 YILDIZLI YAŞAM EVİ’NE KAVUŞUYOR Bakırköy Belediyesi tarafından Yeşilköy’de yaptırılan BAKYAŞAM Bakırköy Yaşam Evi’nin kasım ayı sonunda bitirilmesi planlanıyor. Bakırköy Belediyesi Meclis Üyesi ve BAKSEV Teknik Heyet Üyesi Selim Malgaz ile inşaat çalışmalarında son aşamaya gelinen Bakırköy Yaşam Evi’ni gezdik. Yaşam Evi’nde süren çalışmaların kasım ayı sonuna kadar tamamlanacağını ve Bakırköy’ün 5 yıldızlı bir Yaşam Evi’ne kavuşacağını belirten Selim Malgaz, “Bu proje bir yaşam evi projesi olarak hazırlanmıştı. Zaman içinde ihtiyaca göre proje revize edildi. Vakıf olarak biz bir yere kadar geldik. Tabi ki bağışcılardan dolayı tıkanma noktasına geldiğimizde tekrar belediyemizden yardım istedik ve belediyeden kendi imkanları ile buranın tamamlanmasını istedik. Belediyemize biz geçen yıl başında devir ettik. Belediye de burada hızlı bir şekilde işleri devam ettirdi. Projemizin şu an sadece ahşap bölümleri yani üst yapının son bölümleri kaldı. Fayanslar döşendi, yerler döşendi, asansörlerimiz takıldı, dış cephemiz komple bitti. Peyzaj ve bahçe düzenlemesini yapacağız. 20 Kasım ile 10 Aralık arasında bitirmeyi hedefliyoruz. Ondan sonra ufak tefek eksikler kalabilir, onlar da birkaç ay içinde tamamlanır. Hedefimiz Kasım ayı sonunda burayı bitirmek.” dedi. ÖMÜR BOYU BAKIRKÖY’ÜN HİZMETİNDE OLACAK BİR TESİS Bakırköy Yaşam Evi projesinin büyük ve zor bir proje olduğunu da kaydeden Malgaz, “Proje büyük bir proje ve zor bir proje. Bir çok kalemi olan proje. Hem bir hastane özelliklerine haiz olması gerekiyor, hem bir otel konforunda olması gerekiyor. Normal huzur evleri gibi değil, gerçekten hem konforlu bir huzur evi hem yaşam evi olacak. Buna çok dikkat ediyoruz. Burası da ömür boyu Bakırköy’ün hizmetinde olacak bir yer. Çok önemli bir eser olduğuna inanıyorum.” diye konuuştu. BAKYAŞAM YAŞAM EVİ’NİN ÖZELLİKERİ Toplam 108 oda sayısı bulunan Yaşam Evi’nde; 61 adet 25’er m² normal oda, 33 adet 30’ar m² normal oda, 3 adet 40’ar m² suit oda, 3 adet 55’er m² suit oda, 3 adet 46’şar m² suit oda, 2 adet 37’şer m² suit oda, 3 adet 25’er m² misafir odası bulunuyor. Yaşam Evi’nde ayrıca kapalı havuz, spor salonu, psikolog, hemşire ve doktor odası, çamaşırhane, bakım atölyesi, kafeterya, tiyatro salonu, restaurant, 5 adet hobi atölyesi de bulunmaktadır. (Yavuz ARPACIK) 9 Sheraton İstanbul Ataköy ve Ataköy Marina Otel Satış Direktörü Tuba DUVAN Sheraton İstanbul Ataköy ve Ataköy Marina Hotel Satış Direktörlüğü’ne getirilen Tuba Duvan ile Otelcilik Sektöründeki son gelişmelerden, Pazarlama Departmanı’nın önemi ve sorumluluklarına, pazarlama yöneticilerinin sektör içindeki yerinden ve sosyal yaşamına kadar birçok konuda konuştuk. Kendinizden bahseder misiniz? Tuba Duvan kimdir? 1984 Edirne doğumluyum. İlk ve Orta Öğrenimimi Edirne’de, liseyi ise İstanbul’da Etiler Anadolu Otelcilik ve Turizm Meslek Lisesi’nde tamamladım. Sonrasında Akdeniz Üniversitesi ve Fransa’da L’universite de Perpignan Üniversiteleri’nin Turizm ve Otel İşletmeciliği Bölümleri’nden mezun oldum. Yaklaşık 12 senedir otelcilik sektöründe ‘’ S ü r e kl i k en d il e r in i ge li şt i r en , ö ğr e n m e y e a ç ık , ba şa r ı lı , e ner jik ve de d ina mik , b ulu nduğ umuz böl ge nin en iyis i di y eb il ec e ği m bi r e kip i le ç al ış ı yo ru m ‘ ’ Ne kadar süredir Satış &Pazarlama Direktörlüğü yapıyorsunuz ve Sheraton Otel’de çalışıyorsunuz? Yaklaşık 5 yıldır Sheraton Ataköy Otel'de çalışıyorum. İşe başladığım ilk yıl Misafir İlişkileri Müdürü olarak çalıştım, daha sonra ise önceki otellerde edindiğim satış deneyimlerimi artırmak ve de bulunmuyor. Çalışma saatleriniz ve iş yoğunluğunuz özel hayatınızı nasıl etkiliyor? İşimizin yoğunluğu bazen bunaltsa da böylesi aktif bir sektörde, bu tempo ile çalışıyor olmak beni mutlu ediyor, belli saatlerde çalışılan, masa başı işleri beni kesinlikle mutlu etmezdi. Özel hayata ayrılan zamanın işteki performansı ve motivasyonu etkilediğini düşündüğümden mümkün olduğunca özel hayatıma önem veriyorum. Vakit geçirmekten çok büyük keyif aldığım bir ailem ve dostlarım var. Onlar ile geçirdiğim vakit yoğun iş tempomu ve stresimi unutmamı sağlıyor. Peki bu sektör içinde sosyal yaşamınıza yeteri kadar vakit ayırabiliyor musunuz? çalışmaktayım. Sheraton İstanbul Ataköy’de yeni başladınız, daha önce nerelerde çalıştınız? Mesleğe ilk Ortaköy Princess Otel’deki stajım ile başladım sonrasında Polat Renaissance Hotel’de çalışma fırsatım oldu. Üniversite eğitimim sebebi ile Antalya’ya yerleştim ve eğitim döneminin ilk yılında Disneyland Paris’te staj yapma imkanı buldum ki bu mükemmel staj, üniversitede öğrenmeye başlamış olduğum fransızcamı pekiştirmek ve Avrupa kültürünü yakından tanımak adına benim için çok büyük bir avantajdı. Fransa’dan döndükten sonra sırası ile Sheraton Voyager Antalya Hotel, Corinthia Tekirova Hotel ve Club Med Palmiye Tatil Köyü’nde çalıştım. Bu otellerde edinmiş olduğum tecrübeyi, farklı lisanların vermiş olduğu avantajı kullanarak Sheraton İstanbul Ataköy ve Ataköy Marina Hotel Satış Direktörlüğü pozisyonunda değerlendiriyorum. kariyerime Satış Departmanı'nda devam etmek istediğimden dolayı satış departmanına geçiş yaptım. Yaklaşık 4 yıldır satış departmanının değişik bölümlerinde Birim Müdürü ve Satış Müdürü olarak görev aldım. 1 Eylül 2013 tarihinden beri de otelin tüm satış departmanından sorumlu Satış Direktörü olarak çalışıyorum. Turizm sektöründe çalışma yoğunluğu nasıl? Çalışma saatleriniz nelerdir? Bizim sektörümüz 7/24 yaşayan bir sektör olduğu için çalışma saatlerimiz prensipde 09:00 – 18:00 saatleri arasında haftada 6 gün olmasına rağmen bunu uygulayabilme olanağımız pek de mümkün olamıyor. Fiziken otelde olmadığımız zamanlarda bile biz yöneticiler mutlaka işin, operasyonun içinde oluyoruz ve bu nedenle sabit bir çalışma saatimiz İşimiz gereği zaten sosyal hayatın içerisinde olduğumuz için, iş dışında hareketli bir sosyal yaşantı yerine daha sakin yerlerde geçirilen vakti ve dinlenmeyi tercih ediyorum. Kişilerin işlerinde verimli olabilmesi için huzurlu bir sosyal hayatı olması gerektiğine inanıyorum. Sizce bu sektörde çalışan Satış & Pazarlama Müdürleri en iyi neleri yapmalılar? Öncelikle hedef odaklı çalışmak ve tüm ekibin bu bilinçle hareket etmesini sağlamak gerekiyor. Hizmet sektörü sürekli gelişen ve kendini yenileyen bir sektör olduğu için uzun ve kısa vadede verilen tüm kararlar, belirlenen stratejiler geleceğiniz için çok önemlidir. Bu nedenle bütçelerinize ulaşmanızı sağlayan her segment için verilecek kararlar çok stratejik olmak zorunda. Arzu Beratoğlu Haberi Devamı 21’de 11 Bakırköy’de Kentsel Dönüşüm’de sona yaklaşıldı HİÇBİR ÜCRET ALMADAN DÖNÜŞÜM GERÇEKLEŞTİRİLECEK Kredi konusunda İller Bankası ile anlaşma sağlandı. Dönüşüm 2 yılda tamamlanacak. Dairelerde makul ölçülerde küçülme olabilecek. Dönüşüme tabi olacak daire sahiplerinden harç dahil hiçbir ücret alınmayacak. Dönüşüm maliyeti dükkanların müteahhitlere verilmesi ile karşılanacak. Bakırköy Belediyesi de dönüşüm çalışmalarını sürdürüyor. Konu ile ilgili olarak bilgisine başvurduğumuz Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen, gazetemize yaptığı açıklamada; Bakırköy’de Ataköy ve Yeşilköy hariç diğer mahallelerinde 3 bin 500 binanın, adaların birleştirilmesiyle oluşturulacak bitişik yapılarla yeni binaların yapılacağını söyledi. Projeyi hayata geçirebilmek için gerekli kredinin İller Bankası’ndan alınacağını, İller Bankası ile anlaştıklarını, hazırladıkları projeyi Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na sunduklarını belirtti. 1999 yılındaki deprem sonrasında Ataköy dışındaki mahallelerde Yeni Zelanda merkezli BECA ile PROTA isimli Türk Yapı Denetim Firması’na yaptırılan hasar tespit çalışmaları sonunda Cevizlik, Kartaltepe, Osmaniye, Sakızağacı, Yenimahalle, Zeytinlik ve Zuhuratbaba Mahalleleri’nde 3 bin 500 binanın hasarlı olduğu tespit edilmişti. Erzen, Ataköy’deki binaların tünel kalıp sistemi ile inşa Yerel seçimlere 5 ay kaldı. Zaman süratle ilerMeclis Üyeleri’nin görev liyor. Eskiler yeniden meclis listesinde seçilebilir sırada yer alabilmek için büyük çaba gösterirken biz Bakırköy Belediye Meclisi 1. Başkan Vekili Hasan Ersoy’u konuk ettik. Görev süresince yapılan faaliyetleri hakkında konuştuk. Sayın Ersoy, görev süreniz sona yaklaşıyor. Meclis üyesi olarak görev yaptığınız süre neler yapıldı. Meclisin çalışmalarından memnun musunuz? Sayın Atamer sizin de bildiğiniz gibi 2004 ve 2009 yerel seçimleri sonrası Bakırköy Belediye Meclisi’nde 2 dönemdir görev yapmaktayım. 2009 sonrası “Her mahalleye bir kreş” anlayışımız doğrultusunda 6 kreşimizi faal duruma getirdik. Bir yenisini de yapımı tamamlanmış olan Kültür Merkezi ve Opera Binası’nda hizmete geçireceğiz. Bir çok park, bahçe, yeşil alan ve çocuk parkı bu dönemde yeniden düzenlenmiş ayrıca yeni parklar yapmak suretiyle oyun ve spor alanı olarak vatandaşlarımızın ve çocuklarımızın hizmetine sunulmuştur. “Bakkart” hizmetimizi daha da geliştirerek, “Engelsiz Bakkart”, “Genç Bakkart” ve “65 yaş üstü Bakkart” projelerini hayata geçirdik. Bakkartlılar’ımız için birçok organizasyon ve faaliyet gerçekleştirdik. “Destek Bakkart” uygulaması ile muhtaç ailelere ayni ve nakdi yardımda bulunduk. Yine “Bakkart” acil sağlık hizmeti projemizi hizmete soktuk. 94 bin metrekare arazi üzerine botanik park yapmak suretiyle sadece Bakırköylüler’in değil tüm İstanbullu vatandaşlarımızın istifade edebileceği piknik ve gezi alanlarını da kapsayan ciddi bir kompleks oluşturduk. Botanik Parkı’ndan söz açılmışken bir konuya temas etmeden geçmek istemiyorum. İmara açılabilir mi, açılamaz mı tartışmaları bir tarafa İstanbul’da örneklerine hayretle ve ibretle tanık olduğumuz yeni imar alanlarında olduğu gibi burada da imar uygulaması gerçekleşseydi 2 milyar dolarlık bir kaynak ortaya çıkmış olurdu. Ama biz kolay yolu seçmedik. Yoksa İstanbul’u betonlaştırma anlayışına biz de ayak uydurmuş olurduk. Onun içindir ki, bizim anlayışımızın çerçevesini oluşturan “Sosyal Belediyecilik” doğrultusunda tüm vatandaşlarımızın istifade edebileceği bir yeşil alan düzenlemesi yaptık. Bu doğrultuda önce insan, insan odaklı projeler ve çağdaş bir kent yaşamı hep önceliğimiz olmuştur. 9 bin metrekare kapalı alanı olan, binin üzerinde izleyici kapasiteli opera, konser, tiyatro ve uluslararası konferans verilebilecek donanımda bir kültür merkezi projesini hayata geçirdik. Sağlık konusunda bu dönem ciddi bir atılım yaptık. Tıp Merkezi statüsü ile sadece Bakırköylü vatandaşlarımıza değil, çevre ilçelerden gelenlere de dokuz branşta poliklinik hizmeti, laboratuar ve görüntüleme hizmetleri vermekteyiz. 42 adet son teknoloji ürünü cihaz ve uzman kadrolarımızla fizik tedavi ve rehabilitasyon hizmeti veren ünitemizi faaliyete geçirdik. Yine sağlık alanında bu dönem çocuk ağız ve diş sağlığı kliniğini de hizmete sunduk. Dönemimizin ilk projelerinden biri olan ve çok önemsediğimiz gençlerimize yönelik ücretsiz hizmet veren BAKGEM (Bakırköy Gençlik Eğitim Merkezi) bu edildiğini, Yeşilköy’de ise kaliteli yapılaşma nedeniyle bu iki mahallenin proje dışında bıraktıklarını belirtti. Hazırlanan dönüşüm projesine göre Bakırköy’de tren yolunun aşağısında kalan Zeytinlik, Cevizlik, Sakızağacı ve Yenimahalle Mahalleleri ile Kartaltepe, Zuhuratbaba ve Osmaniye Mahalleleri’nin Bakırköy İlçesi’nin %60’lık bölümünü kapsadığını ifade eden Erzen; “Yaptığımız planlama ve programa göre dönüşüm 2 yıllık bir süreyi kapsıyor. Dönüşüm sırasında dairelerde metrekare bazında kabul edilebilir küçülmeler yaşanabilecek. Bu konuda yaptığımız araştırma ve tespitlere göre şimdiki dayanıksız haliyle değeri olmayan dairelerdeki küçülmelerin anlayışla karşılanacağını gördük. Dönüşüm maliyetini ise dükkanların müteahhitlere verilmesi suretiyle karşılayacağız.” dedi. Erzen, dönüşüm sırasında dönüşüme tabi olacak daire sahiplerinden hiçbir ücret ve harç alınmayacağını da özellikle ifade etti. yıl yüzde 95 oranıyla bir çok gencimizin üniversite imtihanlarında başarılı olmasına katkı sundu. Bu dönemde birçok rutin hizmetimizi daha da yaygınlaştırarak cadde ve sokaklarımızın AB normlarında yenilenmesini, çöp konteynırlarımızın Bakırköyümüz’e yakışır şekilde yenilenmesini ve yer altına indirerek daha sağlıklı yaşam alanlarının oluşumunu sağladık. Gençlerimize, engelli vatandaşlarımıza, sosyal, kültürel, sportif, eğitim ve sağlık alanlarında verdiğimiz hizmetlerin yıllara dayalı olarak niteliğinin daha da gelişerek devam etmesini sağladık. İstanbul’da üniversite eğitimi almak üzere Anadolu’dan gelmiş olan kız öğrencilerimizin barınma ihtiyaçlarını karşılamak adına yaptığımız “Türkan Saylan Kız Öğrenci Misafirhanesi” çok önemsediğim projelerimizden bir tanesidir. Geleneksel kültür hizmetlerimizden olan ve bu yıl 13.’sünü gerçekleştirdiğimiz “Uluslararası Kültür ve Sanat Festivali” çevre duyarlılığımıza uygun olarak uygulamaya koyduğumuz “Bitkisel Atık Yağ Toplama Projesi”, engelli çocuk ve gençlerimizin katıldığı “Fethiye Doğa ve Kültür Yaz Kampı” projesi, her ramazan ayında gerçekleştirdiğimiz ve bu yıl on bin civarında vatandaşımızın istifade ettiği “İftar Etkinliği” projesi, öğrencilerimize yaptığımız eğitim yardımı gibi insan hayatına ve yaşamına dokunmak adına daha bir çok projeyi ekip ruhu ve mantığı çerçevesinde gerçekleştirdik. Sayın Belediye Başkanımızla, halkın temsilcisi meclis üyelerimizle, bürokrat ve çalışanlarımızla bir bütün olarak şuan aklıma gelmeyen daha bir çok hizmete de imza attık. Bu arada bildiğiniz gibi Bakırköy Belediye Meclisi toplantılarını İspirtohane’de yapıyordu. Son derece donanımlı bir Meclis Binası yapıldı. Bu binada meclis üyelerimizin her türlü ihtayacına cevap verecek donanım mevcut. Bir süredir toplantılarımızı bu yeni binamızda yapıyoruz. Sayın Ersoy yapılanları anlattınız. Sizce bu hizmetler yeterli mi? Sayın Atamer böyle bir soru soracağınızı tahmin ediyordum. Muhakkak ki süreç içerisinde ortaya çıkacak ihtiyaç ve talepler doğrultusunda değişime ve gelişime açık modern kent yaşamı ölçeğinde daha yaşanabilir bir ilçe anlayışıyla bir çok proje daha şekillenecektir. Arkadaşlarımın ve benim görev süremizin bitmesine 5 ay gibi kısa bir süre kaldı. Görev yaptığım süreçte toplumsal sorumluluk anlayışım doğrultusunda “Daha yaşanabilir bir İstanbul ve Bakırköy” anlayışımla kent yaşamına katkı sunmaya çalıştım. Sayın Atamer sağlıklı bir şekilde dönemimi tamamladığımda Bakırköy Belediye Meclisi’nde en uzun süre Meclis Başkan Vekili sıfatıyla görev yapmış kişi olmanın onurunu ve gururunu da ömrüm olduğu sürece taşıyacağım. Başkanımız, meclis üyesi arkadaşlarımız ve çalışanlarımızla; gerek meclis gerekse kurumsal proje çalışmalarımızda hep birlikte takım ruhu içerisinde görev yaptık. Bizzat yaşamımın devamında da Bakırköyümüz’e karşı olan “sorumlu vatandaşlık” duygusuyla hareket edeceğimin bilinmesini isterim. süresi 5 ay sonra bitecek SONA YAKLAŞIRKEN 12 YA Ş A M I N İÇİNDEN Çok değerli okuyucular, Bakırköylü dostlarım, öncelikle bayram öncesi yaptığım bayram tebriklerimi tekrar ederek, herkesin yeni bayramlara ulaşmalarını, sağlıklı kalmalarını yineliyorum. Dini bayramlarımızdan biri olan “KURBAN BAYRAMI” İslam alemindeki anlayış, örf ve adetler açısından en önemlilerinden biridir. Mutlaka bu durumda usulleri, dinimizde yer alan şekilleri, sebepleri, adaklar vesaire vardır. Derin bilgiye sahip olduğuma inanmadığım bu konuya fazla girmek istemem. Ancak bu ülkede uzun yıllar denecek zaman yaşayan (Allah’a şükür) biraz mürekkep yalamış kişi olarak sizin derin tespit ve dini bilginize de sığınarak soruyorum. Her Kurban Bayramı’nda televizyonda, basında, hatta sokaklardaki canlı gözle seyrettiğimiz dünyanın hiçbir kesiminde (Arabistan hariç) yaşanmayan şu seyrettiğimiz kanlı bıçaklı, ellerindeki iplere bağlı kesim hayvanlarının yaşadıklarını onaylıyor musunuz? Bu işlemin kutsal yolla, bazı bölgelerde gizli biçimlerde, sessiz, göşterişsiz eda eylendiğini biliyor musunuz? Lütfen geçmiş ve gelecekte de hiç Fikret TORAMAN değişmeyecek manzaralara bakınız; kesime götürülen veya kesim BAYRAMDA ÇİFTE KURBANLAR, esnasındaki acemi kesici, YEREL YÖNETİMLERDE NABIZ YÜKSELMESİ VE elden kaçan zavallı hayvanların kovalanmaları, bıçakla leti içinde insanlar bir haftalık dinlenmeleriyaralanmaları, hatta sonuçta zehirli silah ni unutarak yeniden yorgun, bitkin, çılgın mermisi ile sokaklara yıkılmaları saygı hale geliyor mu, gelmiyor mu? Millete duyduğum dini alışkanlıklar ve bizim örf ve hizmet mi, eziyet mi karar veriniz... adetlere, insanlığa yakışıyor mu? Onların Bu değişmez kaide daha kaç yıl, kaç asır da canlı olduğunu, bunun usulünde, konsürecek? Tatillerinde karaya ayak bastrollü, hijyenik biçimde gürültüsüz, patırtısız madan (basacak yer var ise) havada gezip halledilmesi ve “SEVAP KAZANILMASI” enfes tatiller geçirenler zaten bunları gerekirken, günah kazanıldığı gözden yaşamaz, görmezler, görmek istemezler. kaçmıyor mu? Bu işlemin saygı duyarak, İlgililer sadece TV’lerde, basında bilgi onlara eziyet, cefa edilmeden, örflere sunar, üstelik her bayramda 100-200 kişi uyarak bitirilmesi doğru olmaz mı? Bunun canından oluyor, malından oluyor ve de yanında, bu işleri yönetenler, sorumlular, her şey aynen devam ediyor. görevliler “KESİMHANELER DENETLENDİ” Bu yıl ilan edilen bilgilere göre 114 ölüm, şu kadar para cezası kesildi diyenler kutsal 735 yaralının oluştuğunu, gereken yöntemgörev mi yapıyorlar?. lerin alındığını beyan edenler bizleri nasıl Yıllardır aynen süren bir faciaya, bu çevre inandıracaklar? Yetmedi mi bu kadar insan kirliliği ve can tehlikesine bir çözüm getireve ayrıca kurbanda hayvanlara çektirilen meyenlere gerçekten YUH olsun arkadaş, eziyet, cefa, zulüm bitmeyecek mi? Bayramyazıklar olsun, biz kuzu gibi insanlar her yıl larda benim bildiğim gerçekten “Mutluluk aynı rezaleti seyretmek zorunda mıyız? ifadesi olan sevinçli, hal hatır sorma, insanBunu hak ediyor mu bu millet, bu mu kutlarla iletişim kurma sırası ve zamanı olmak, sal görev? Bu mu demokratik yönetim? yoksa bizde olduğu gibi hem insanların Bu şekilde “KURBAN EDİLEN” hayvanların hem de hayvanların kurban olduğu bir bazen sevap yerine lanetlerini hak etmiyor ortam yaratılmak mıdır? muyuz? Bu işe bir düzen getirmeyen, Bu memleketin sevgili bireyleri, iyi bir kökünden yeni bir sistem üretemeyen, çare bayram geçirmeyi, kutsal, sağlıklı, düzgün, düşünemeyenler bizleri tüm insanlık alemitertemiz biçimde kurbanlarını kesmeyi hak ni yönetmeye nasıl cesaret edebilir ki, varın etmediler mi? siz karar veriniz. Bu ülkenin bilinçsiz, eğitimsiz ve vasıta kullananların “KURBAN OLMALARI” bitAYRI BİR KURBANLIK SAHNELERİ meyecek mi? Yazık olmuyor mu bu kadar genç, ihtiyar insanlarımıza ve yazık değil mi bu fakir-fukara milletimizin kaybettiği bu Değerli dostlarım, sizlerle paylaşmak kadar fazla ekonomik kayıplara? istediğim bir başka ve ülkemizin çözümsüz Bütün dünya ulusları, bu ve benzeri (HER YIL AYNI HİKAYE) olan kangren sorunları çözüme kavuşturmuş iken, biz konusudur. Yukarıda bilgilerinize garibanlar sadece tüm olaylara “KADERsunduğum Dini Bayram kurbanları yanında KISMET” diye avunacak mıyız? bu konu da çok önem kazanmış, çözüleTürkiyemiz’de bence yoksulluk ve meyen trajik bir hastalık haline gelmiştir. işsizlikten hemen öne çıkan ilk sorun Her bayram tatil gidişi ve dönüşündeki “TRAFİK” devam etmektedir. Ulus olarak, olaylar trafik ve kaidelerinde dünya kriterdevlet ve yöneticileri olarak lütfen bu lerinin neresinde bulunduğumuzu çok açık sorunlarımızı bitirin. belgelemiyor mu? Bitiriniz ki; ondan sonra “AVRUPA Kilometrelerce uzunluğundaki trafik reza- BİRLİĞİ’NE” üye olmayı hak ediniz. İstanbulumuz’u boşuna “MEGAKENT” olarak lanse etmeyiniz. Yeter artık. Çünkü kendimizi bildik bileli ilgililerden her yıl, “Bu yıl çok geniş tedbirler alınmıştır.” palavrası arkasından yukarıda arz ettiğim sorunların devamı sadece vatandaşa yalan söylemek, onlarla alay etmektir. Bahsettiğimiz sorunlar uluslararası standart seviyesine çıkarılamaz ve her yıl, insan ve hayvan katliamı devam ederse tüm söylemleriniz, aslı olmayan vaatleriniz geçersiz sayılacak, askıda kalacaktır. YEREL SEÇİMLER, ADAY ADAYLARI VE SÖYLEMLER Değerli okuyucularım yerel seçimler o bölgede yaşayanlar için en önemli seçim ve tercihlerdir. Çünkü orada güncel sorunlarını yaşamakta bu sorunların birileri tarafından halledilmesini beklemektedirler. Bayram sonrası yerel seçimler havasını biraz daha fazla hissetmeye başladık. Caddelerde, sokaklarda aday adayı belediye başkanı ve meclis üyelerinin afişleri, fotoğrafları, özgeçmişleri, yapacağı yenilikleri bol kepçeden okuyor, seyrediyoruz. Aslında biz çok konuşan, çok vaatte bulunan, icraata gelince cılız kalan bir milletiz. SÖYLEMLER ise Bunu kabul etmek zorundayız. Ülkemizde diğer bazı sektörlerde olduğu gibi seçim kanunları ve diğer yönetmeliklerin uygulama eksikliği bulunduğunu, bazı söylemlerde ve uygulamalarda çok eksikliklerimizin bulunduğunu gözlemlemekteyiz. Uzun yıllar Avrupa’da yaşamış, oradaki her türlü seçim ve sosyal yaşamları yakından izlemiş bu arada 1964 yılında Almanya’ya gönderilen ilk işçi grubunda görev alarak tercümanlık yapmış birisi olarak şunu söyleyebilirim: Bizdeki siyasete olan yakın ilgi ve söylemlerdeki palavralar dünyanın hiçbir yerinde mevcut değildir. Uzun yıllar içinde bulunduğum, görev aldığım partimde benimde kervana katılmam nedeniyle daha yakinen ilgilenmekteyim. Benim meclis üyeliğine aday adaylığım “Önseçim ve araştırma yapılması ve de sandıkların konacağı” olması güveni bu yola itmiştir. Çünkü yerel hizmetlerde görev alacakların orada yaşayanlar tarafından yani bizzat halk tarafından seçilmesi esası demokrasilerde öne çıkmalıdır. Sosyal demokrat partili olarak bizim de böyle yapmamız, gerek yerel yöneticilerimizin gerekse de partimizin merkez yöneticilerinin bu yolda karar vermeleri daha demokratik daha hak dağıtımlı olacaktır diye düşünüyorum. Zira bir insanın yöresel yaptığı hizmetleri, ilgisi, bilgisi, becerisi, kariyeri orada yaşayan insanlar tarafından bilinmektedir. Kararı da onlar vermektedir. Yani hiçbir aday adayı başka hiçbir kişiye muhtaç olmamalı, direkt takdir halkımızın olmalıdır. Bunun sonucuna da herkes katlanmalıdır. Sosyal demokrasinin de gereği olan bu işlemlerin partileri daha çok yücelteceği, oy kazandıracağı düşüncesiyle tüm belediye başkan aday adaylarına, meclis üyesi aday adaylarına iyi çalışmalar ve başarılar diliyor, sevgiler sunuyorum. 13 Av. Zeki Bulgan:“Trafik cezalarının mahkemeden iptali ile ilgili Türkiye‘de ilk defa emsal mahkeme kararını aldık.” TRAFİK CEZASI İPTAL DAVALARINDA HUKUK KARMAŞASI Son günlerde kamuoyunu meşgul eden trafik cezalarının iptalinde hukuk karmaşası devam ediyor. Ceza Avukatı Zeki Bulgan son zamanlarda medyada yoğun tartışılan trafik cezaları ile ilgili olarak “Trafik Cezası 10 gün içinde tebliğ olmaz ise mahkemeden hemen iptal oluyor. Bununla ilgili ilk emsal mahkeme kararı da 2013 yılı Temmuz ayında alındı.” şeklindeki haberlerin gerçeği tam yansıtmadığını söyledi yönetmeliğe aykırı olarak 7 günlük süreden sonra tebliğe çıkarıldığı gerekçesi ile davaya konu trafik cezasını iptal etti. Bu emsal Zeki Bulgan; gazetemize konu ile ilgili yaptığı açıklamada “10 gün içinde tebliğ olunmayan trafik cezaları ile ilgili olarak mahkemelerin uygulamasının henüz oturmadığını, mahkemelerin aynı konu ile ilgili farklı farklı kararlar verdiklerini, trafik cezaları konusunda halen mahkemelerin kafasının karışık olduğunu söyledi. BU KONUDA İLK EMSAL KARAR Av. Zeki Bulgan, yaptığı açıklamalara devamla “Son günlerde basına yansıyan bilgilerde trafik cezalarının iptali ile ilgili emsal mahkeme kararının 2013 eylül ayında alındığını yazılıyor. İşin gerçeği öyle değil. Bu konuda Türkiye’de ilk emsal mahkeme kararı 2008 yılında tarafımdan alınmıştır. 2011 yılına kadar geçerli olan trafik cezalarının tahsili ile ilgili yönetmelik maddesine göre, polisin trafik cezasını 7 gün içinde tebliğ için postaya vermesi gerekiyordu, trafik cezası 7 günden sonra tebliğe çıkarılınca 2008 yılında İstanbul 3. Sulh Ceza Mahkemesi‘ne Zeki Bulgan olarak başvurdum. Bu konu ile ilgili olarak Türkiye’de ilk emsal mahkeme kararını almış oldum.” Bulgan’ın talebini haklı gören mahkeme mahkeme kararı doğrultusunda trafik cezaları mahkemelerden iptal edilmeye başlayınca, Emniyet Genel Müdürlüğü 7 günlük tebliğe çıkarılma süresinin az olduğunu belirtip yönetmeliğin değiştirilmesini talep etti. Bunun üzerine İçişleri Bakanlığı 2011 yılında yönetmeliği değiştirerek tebliğe çıkarma süresini 10 güne çıkardı. Tebliğe çıkarma süresinin 10 güne çıkmasından sonra da Ocak 2013 tarihinde Bakırköy 4. Sulh Ceza Mahkemesi’ne başvuran Avukat Zeki Bulgan, 10 gün içinde tebliğe çıkarılmayan trafik cezasını Nisan 2013 tarihinde mahkemeden iptal ettirdi. Bu emsal mahkeme kararı basın ve internet yoluyla yayıldı, bunun üzerine bir kısım vatandaşlar da kendi adlarına davalar açtılar fakat vatandaşların şahsen açtıkları davaların bir çoğu mahkemelerce red edildi . Av. Zeki Bulgan; “Trafik cezalarının mahkemeden iptali ile ilgili Türkiye’de ilk defa emsal mahkeme kararını aldık. Bu konu ile ilgili olarak binlerce telefon ve mail aldık. Cumhurbaşkanı E. Başdanışmanı Mehmet Necati Güngör de beni aradı ve tebrik etti, yine emekli emniyet müdürleri ve emekli hakimler, savcılar da bizi arayıp yakınlarının başına gelen trafik cezalarını iptal ettirmek için bizden yardım istediler. Ancak bu konuda yargıda netleşen kesin bir içtihat yok. Örneğin Bakırköy 4. Sulh Ceza Mahkemesi bizim davamızı kabul etmiş iken, basına da yansıdığı gibi Bakırköy 3. Sulh Ceza Mahkemesi Salih Hamlet Dizdar isimli bir vatandaşın davasını reddetmiş, yine B.G. isimli bir vatandaşın davası da başka bir mahkemece red edilmiştir. Tüm bunlara rağmen vatandaşların tebligatın kendilerine ulaşmasından itibaren 15 gün içinde Sulh Ceza Mahkemeleri’ne başvurup haklarını aramaları gerekmektedir.” dedi. (Yavuz ARPACIK) 14 HİÇBİR BAŞARI TESADÜF DEĞİLDİR MASAL ŞEHİR UZMAN KADRO TARAFINDAN PRAG 5. Sınıftan İtibaren Her Seviyede Tüm Branşlarda Çek Cumhuriyeti'nin Başkenti ve Doğu Avrupa'nın en güzel şehirlerinden biri olan Prag'ı görünce aklımdan şunu geçirdim. "Nazım Hikmet'in şiirlerine ilham kaynağı olacak kadar varmış. Nasıl olmuş da şimdiye dek atlamışım." Ferhan KILIÇ 40 yıl boyunca komünist rejimin hakim olduğu şehir, 1989'dan bu yana turist akınına uğramaya başlamış. Unesco'nun Dünya Kültür ve Doğa Mirası listesinde yer alan eski yerleşim merkezi Old Town, şehri ortadan bölen Vitava nehri üzerindeki Şarl Köprüsü ve Nazım'ın yıllar önce vatan hasretiyle dolu şiirlerini yazdığı 150 yıllık Slavya kahvesi ve buram buram tarih kokan kubbeli kırmızı kiremitli binalarıyla, gerçekten görülmeye değer bir şaheser Prag... Bir rivayete göre Hitler'in bombalamaya kıyamadığı Prag, 2. Dünya Savaşı'na girmediği için binalar günümüze kadar orjinal haliyle korunabilmiş. Old Town'ın en önemli simgeleri arasında Tyn Kilisesi, Astronomik saat kulesi, St. Nicholas Kilisesi ve Jan Hus heykeli bulunuyor. Burada adını sayamayacağım daha onlarcası da... Astronomik saat kulesi 1410 yılında yapılmış olup, en son 1865 yılında restore edilerek son haline ulaşmış. Saati bu kadar popüler kılan da, saat başı gerçekleştirdiği animasyon. Saat üzerinde bulunan 4 adet figür, farklı anlamların simgesi. Elinde ayna tutan figür, kibiri ve kendini beğenmişliği; altın kesesi tutan Yahudi cimriliği; İskelet ölümü; mandolin çalan Osmanlı ise keyif ve eğlenceyi sembolize ediyor. Her saat başı iskelet elindeki zili çalıp başını sallıyor ve bunu duyabiliyorsanız, ölüm size yakın geliyor şeklinde yorumlanıyor. Diğer figürler kafalarını sağa sola çevirip ölümü kabullenmezler. Aslında insan olmanın en önemli şartlarını çağrıştırıyor bu figürler. Kibirli olmamayı, cimri olmamayı, eğlencenin de bir sınırı olması gerektiğini ve bu dünyanın bir sonu olduğunu. Dilerseniz kule üzerine çıkıp harika Prag manzarasını da izleyebilirsiniz. Yoğun insan selinin meraklı bekleyişlerini her saat başına yakın görüyorsunuz. Giderseniz Old Town ve Charles (Şarl) Köprüsü üzerinde gezin. Astronomik saatin gösterisini izleyin. Prag Kalesi’ni keşfedin. Vaktiniz varsa Vitava River turu yapın. Cam ve kristalden yapılmış işlemeli hediyeliklerden almayı unutmayın. Prag'a özel tahta kuklalar da, hediyelik için ideal. Akşam için de seçenekler çok fazla. Her yerde Casinolar, barlar ve eğlence yerleri mevcut. Show yapan kızlar da, eğlence mekanlarının spesiali olmuş ve gelenekselleşmiş. Çek mutfağı diye bir şey yok gibi. Av hayvanlarından ördek ve geyik eti pişiriyorlar. Hemen her restoranın önünde de domuz çevirme görüyorsunuz. Gittiğiniz yerlerde de, domuz eti kokusundan rahatsız oluyorsunuz. Dünya mutfağında da oldukça başarılı buldum. Çek kızları kürdan gibi. Yemeğe düşkün bir millet olmadıkları her hallerinden belli. Biraları meşhur, çeşidi bol ve çok ucuz. Klasik müzik sevenler için inanılmaz seçimler mevcut. Birçok tarihi mekanın konser salonunda hemen her saat başı değişik konser, opera ve bale gösterileri izlenebilir. Hatta daha da ilginci; tarihi bir mekanda, o devrin kıyafetlerini giymiş müzisyenlerin çaldığı Bethoven, Mozart vs. eşliğinde yemek yiyebilir; çok hoş bir restoranda, kendinizi bir masal kahramanı gibi hissedebilirsiniz. Ne diyeyim, ne anlatayım bilmem ki... Gitmeden görmeden olmaz ki... “Külahlı kuleler Prag şehrinde, Ağarınca akşamın üzerinde Düşe giren dünyalar aydınlanır” demiş ünlü şair Nazım Hikmet... Sevgiyle kalın... BİREBİR ya da GRUP DERSLERİ VERİLİR SBS puanı 450 ve üzeri olan öğrenciler için özel gruplar bulunmaktadır. Tel : 0533 769 22 04 - 0554 337 54 32 ARPACIK MOBİLYA Mutfak Dolabı, TV Ünitesi, Vestiyer, Ofis Mobilyaları ve Her Türlü Özel Sipariş Mobilyalar Yapılır. Gününde Teslim Edilir. Adres: Veliefendi Mah. 26/4 Sok. No: 34 Zeytinburnu / İstanbul Tel : 0532 612 94 34 Bakırköy Toplum Sağlığı Merkezi, Meme Kanseri’nde erken tanının önemine dikkat çekti. MEME KANSERİ’NDE ERKEN TANININ ÖNEMİ Bakırköy Toplum Sağlığı Merkezi, Meme Kanseri’nde erken tanının önemine dikkat çekerek bir yazı yayınladı. Toplum Sağlığı Merkezi tarafından yayınlanan yazıda Meme Kanseri’nde erken tanının önemi ile ilgili şu bilgiler verildi: “Kadınlarda en sık görülen kanser türlerinden biri Meme Kanseri’dir. Türkiye'de her 12 kadından birinde yaşamın herhangi bir döneminde Meme Kanseri görülme riski bulunuyor. İyi haber ise erken teşhis edilen hastalarda, kişiye özel planlanan tedaviler ile yüzde yüz iyileşme sağlanabilir. Meme Kanseri’ni erken dönemde yakalayabilmek için 20 yaşından sonra kadınların her ay düzenli olarak kendi kendine meme muayenesi yapması gerekir. Bu muayene sırasında ele kitle gelmesi, meme başı akıntısı, meme başında çekilme, meme derisinde kızarıklık, iyileşmeyen yara ya da gözle fark edilebilen değişiklik olması durumunda hemen doktora gidilerek muayene olunması en kolay ve en ucuz tanı yöntemidir. Meme Kanseri taraması için 40 yaş ve üstünde mamografi çektirmek kabul edilen en etkili tetkik iken, ailesinde Meme Kanseri olanların 30 yaşından itibaran mamografi ile yıllık taramaları yaptırması tavsiye edilir. Meme Kanseri riskini arttıran faktörler; uzun dönem hormon tedavisi almak, doğum kontrol ilaçları kullanmak, ilk adeti erken yaşta görmek (12 yaş öncesi), geç yaşta menopoza girmek (50 yaşın üstünde), radyosyona maruz kalmak, ailesinde meme kanseri öyküsü olmak (anne ve kız kardeşler gibi birinci derece akraba), yetersiz fiziksel aktivite yapmak, doğum yapmamış olmak, hiç emzirmemiş olmak, sigara içmek, kilo fazlalığı ve stresli bir yaşam sürmektir. DOĞRU BESLENME ÇOK ÖNEMLİ Diğer birçok hastalıkta olduğu gibi kanserden korunma yollarının da başında beslenme geliyor. Beslenmenin anne karnında başladığı göz önüne alındığında bir kadının çocuğunun gelecek günlerdeki sağlığı için hamileliğinden itibaren beslenmesine dikkat etmesi gerekir. Her anlamda sağlıklı yaşamak ve bu arada kanserden korunmak için; doğal gıdalara ağırlık verin, günde en az beş porsiyon meyve-sebze tüketin, günde bir bardak süt, bir kase yoğurt tüketin, her türlü yağı aşırı tüketmekten kaçının, aşırı şekerli gıdalardan uzak durun, koruyucu ya da tedavi edici olduğunu düşünerek hiçbir gıdayı aşırı tüketmeyin. KANSER'in adı anılmaması gereken bir hastalık olarak düşünme devrini geride bıraktık. Artık FARKINDA'yız ve ondan korunmanın ya da vakit varken kurtulmanın önemini ve yollarını öğrenmeliyiz.” 15 Bakırköy Belediyesi Sağlık İşleri Müdürlüğü’nden SAĞLIK PERSONELİNE EĞİTİM Bakırköy Belediyesi Sağlık İşleri Müdürlüğü tarafından belediyenin sağlık birimlerinde hasta karşılamada görevli olan personellere “Öfke Kontrolü, Öfkeyi Yönetme ve Öfkeyle Başa Çıkma” konulu eğitim verildi. Bakırköy Belediye Meclisi Salonu’nda Psikolog Tuba Kamu tarafından verilen eğitime Bakırköy Belediyesi Sağlık İşlerinden Sorumlu Başkan Yardımcısı Yervant Özuzun ve Bakırköy Belediyesi Sağlık İşleri Müdürü Faruk Yıldız da katıldı. Yaklaşık 1 saat süren eğitimde Psikolog Tuba Kamu, hasta karşılamada görevli personellerin, hasta ve yakınları ile nasıl iletişim kurmaları gerektiği ve personellerin karşılaştığı olumsuz durumlar karşısında hasta ve yakınlarına nasıl davranması gerektiği konularında sunum yaptı. Sağlık sektöründe her türlü insanla karşılaşılabileceğini kaydeden Kamu, görevli personellerin kendilerine zorluk çıkaran hasta ve yakınları ile ikili diyaloglara girmemesi ve böyle durumlarda konuyu üslerine bildirmeleri gerektiğini belirtti. Öfke kontrolünün zor ama çok önemli olduğunu vurgulayan Psikolog Tuba Kamu, özellikle psikolojik hastaların geldiği bölümlerde çalışan sağlık personelinin öfke kontrolünü çok iyi yapmaları gerektiğini, çünkü karşılarına gelen hastaların psikolojik sorunları olduğu için o anda sağlık personeline her şeyi diyebilme kapasitesinde olduğunu söyledi. Bu gibi durumlarda karşıdaki insanın hasta olduğunu bilmenin gerektiğini ve ona göre davranılması gerektiğini kaydeden Kamu, sağlık sektöründe çalışmanın zorlukları olduğunu ve bu sektörde çalışanların mutlaka öfke kontrolünü çok iyi yapabilmeleri gerektiğini ifade etti. Kamu ayrıca, sunumu sırasında bazı nefes tekniklerini de personellere göstererek, personellerin hasta ve yakınlarına öfkelendiği durumlarda bu nefes tekniklerini uygulamaları gerektiğini söyledi. Özellikle randevu kayıt sistemi, danışma gibi birimlerde çalışan sağlık personellerinin öfke kontrolüne sık sık ihtiyaç duyduklarını da dile getiren Psikolog Tuba Kamu, bu birimlerde görev yapan personellerin bu konuda dikkatli olmaları gerektiğini belirterek, Bakırköy Belediyesi bünyesinde görev yapan tüm sağlık personelinin desteğe ihtiyaçları olduğu zamanlarda kendisine ulaşmalarını ve sıkıntılarını, karşılaştıkları olayları kendisine anlatmalarını isteyerek, “Bu gibi durumlarda bana telefonla da ulaşabilirsiniz. Konunun çözümü ve öfke kontrolü noktasında her zaman sizlere yardımcı olurum” dedi. Eğitime katılan sağlık personelleri ise genellikle randevu konusunda sıkıntı yaşadıklarını, gelen hastalara randevu veremedikleri zaman hastaların kendilerine hakaretlerde bulunduğunu ve bu durum karşısında öfkelendiklerini belirtirken, Psikolog Tuba Kamu, bu gibi durumlarda hastalar ile ikili diyaloglara girilmemesi gerektiğini ve konuyu üslerine havale etmeleri gerektiğini söyledi. Kamu ayrıca, bu gibi öfke durumlarında mümkünse o hastayı bir başka arkadaşlarına yönlendirmelerini gerektiğini de kaydetti. Eğitime katılan Bakırköy Belediyesi Sağlık İşleri Müdürü Faruk Yıldız da sağlık sektöründe her türlü insanla karşılaşabileceğini belirterek, personellerine bu konuda uyarılarda bulunduklarını ve hasta ve yakınları ile olan diyalogların uzatılmaması gerektiğini ve tartışmaya girilmemesi gerektiğini söyledi. Yıldız ayrıca sağlık personelleri ile bu tür tartışmaya giren hastaların ise kendilerine yönlendirilmesini söyledi. Bu arada Bakırköy Belediyesi Sağlık İşleri Müdürü Faruk Yıldız, belediye bünyesinde çalışan sağlık personellerine yönelik verilen eğitimlerin düzenli bir şekilde belirli aralıklarla devam edeceğini de vurguladı. Yıldız ayrıca belediyenin sağlık birimlerinde çalışan doktorların da belli aralıklarla birbirleriyle bir araya gelerek bilgi alışverişinde bulunduklarını kaydetti. (Yavuz ARPACIK) 16 ATAKÖY SOSYAL DİNLENME TESİSİ’NDE SONA DOĞRU PINAR PIN AR KUMSAL BAYRAM ANISI... Yazılarımı asla son güne sığdırmam veya sığdıramam demem daha doğru olur. Gazete dışında internet üzerinden aylık, günlük yazılarımı yazdığım üç site olduğu düşünülürse son ana kadar köşe yazımın üstünden anca oynamalar yapabiliyorum. Aslında bu ay yazacağım yazının konusu belliydi de son anda değiştirdim. Bu sefer durum azcık farklı. Neden değiştirdim? Neden farklı? Çünkü dağ ile denizin birleştiği doğa harikası bir yerdeyim. Çünkü geldiğimizin sabahı yani bayramın ikinci günü yağmurun rüzgarın eşliğinde, dağları tepeleri bürümüş yeşilliği bu kadar güzel yaşatabilen doğa harikası yerdeyim. Sekiz aylık bir bebekle arabayla yola sabaha karşı çıktıktan on iki saat sonra sevgilimin seçtiği (geçen bayram ben seçmiştim, bu bayram seçim ona aitti ki evliliklerde adil olmalı her şey) yere vardığımızda benim ilk defa gittiğim yer olan Ölüdeniz’di. Belki de çoğunuz yuhh ilk defa mı gidiyorsun diyebilir içinden ve evet yuhh ilk defa gidiyorum. Nedense bir Ege demişim durmuşum. Gerçi Bodrum ve Çeşme aşkı bende ayrı olsa da artık Ölüdeniz aşkım dahil oldu onların arasına. Yağmur bir yere bu kadar mı yakışır, yağmur sonrası yeşilin maviyle buluştuğu dalgalar bu kadar mı güzel coşar, yağmur ardından havanın temizliği ciğerleri nasıl şenlendirmesi gerektiği durumunu ben ilk defa bu kadar coşkulu yaşıyorum. Bu coşkulu satırları yazarken yatağında yatan kızım sanki ilk defa bu kadar huzurlu uyuyor, biz sevgilimle güzel muhabbet içinde bir yandan kahvelerimizi yudumlarken, bir yandan pencereden gözüken eşsiz manzaranın zevkini çıkarıyoruz. Ve birazdan yağmur dinecek, bunaltmayan güneş kendini göstermeye başladığında biz ailece yürüyüşe çıkacağız. Biraz da kaldığımız yerin önemi var hele ki çocukla tatile çıkmışsanız. Böyle düşününce Tonoz Beach Otel en ideal kalınacak yerlerden. Birincisi denize mesafesi az ve Ölüdeniz’in canlılığına hakim yerde. Son bir şey fısıldamam gerekirse otelin akşam yemeğinin alakart olması sebebiyle, kızımız yanımızda arabasında uyurken kısık ışıklar eşliğinde romantik akşam yemeklerini gerçekleştirebiliyoruz. Herkesin geçmiş bayramını kutlarım... SON SÖZ: Hey Ölüdeniz!!!! Burada bitmedi senle işimiz, yeniden görüşeceğiz biliyorum... Ataköy 10. Kısım’da bulunan Bakırköy Belediyesi’nin evde acil sağlık hizmeti verilen biriminin bulunduğu binanın Ataköylüler için Sosyal Dinlenme Tesisi yapılacağını Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen Temmuz 2013 sayımızda gazetemize açıklamıştı. Ateş Ünal Erzen’in Ataköylüler’e verdiği müjdenin ardından binada yapılan çalışmalar hızlandırıldı ve Sosyal Dinlenme Tesisi’nde sona yaklaşıldı. Ataköylüler için yapılan Sosyal Dinlenme Tesisi’nin tadilat çalışmaları tamamen biterken, çevre düzenlemesi ve peyzaj çalışmaları yapılıyor. Bu çalışmaların ardından binanın içinde kullanılacak malzemeler getirelecek ve Sosyal Dinlenme Tesisi çok yakın bir zamanda Ataköylüler’in hizmetine sunulacak. Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen Ataköy Sosyal Dinlenme Tesisi ile ilgili Temmuz 2013 sayımızda gazetemize yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullanmıştı: “Ataköy 9-10 Kısım’da bir derneğin kullandığı bizim zar zor boşalttığımız bir binamız vardı. Orasını her türlü amaçla kullanıyorlardı. Bize 150 TL mi, 250 TL mi ne aylık verip, tutup orayı yüksek ücretlerle başka birine kiralamışlardı. Boşalttık hepsini. Oraya acil evde sağlık ünitemizi koymuştuk. Arka tarafında da oradaki bloklar, diğer bloklar oturup bizden müsade almadan sosyal toplantılar yapıyorlardı. Şimdi biz evde bakım ünitemizi sağlık merkezimize taşıdık. Orası açığa çıktı. Orasını Ataköylüler için sosyal dinlenme tesisi haline getireceğiz. Aynen bizim Yeşilköy’deki sanat evimiz gibi olacak. Misafirlerimiz çay-kahvelerini bizden ikram olarak içecekler. Gazetelerini okuyacaklar. Ataköy’de yaşlı nüfus fazla. Orasını onlar için hazırlayacağız. Kısa süre içinde bitireceğiz” Bu arada Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen Ataköy Sosyal Dinlenme Tesisi’nin işletmesinin ise belediyeye ait olacağını da ifade etmişti. 118-E Lions Yönetim Çevresi Federasyonu’ndan deprem semineri “AFETE HAZIR OLMAK, BİR SAAT BİR HAYAT” 118-E Lions Yönetim Çevresi Federasyonu, İstanbul Valiliği işbirliği ile “Afete Hazır Olmak” konulu bir seminer düzenledi. Ataköy Yunus Emre Kültür Merkezi Müşfik Kenter Sahnesi’nde düzenlenen seminerde, İstanbul Valiliği afete hazırlık çalışmaları ve afet merkezi eğitim hizmetleri tanıtıldı. Seminerde ilk olarak konuşan 118-E Yönetim Çevresi Federasyonu Başkanı Dr. Necati Yılmaz, Türk Lions’unun 50. yılı olduğunu belirterek, çalışmalarının hızlı bir şekilde devam ettiğini, özellikle deprem ve doğal afet konularında İstanbul Valiliği ile işbirliği içinde çalıştıklarını söyledi. Yılmaz, seminere katılan liseli öğrencilere de teşekkür ederek, akıllarında olan tüm soruları konuşmacılara sormalarını ve deprem, afet konularında toplantıdan bir şeyler öğrenerek çıkmalarını istedi. Yılmaz’ın konuşmasının ardından ise Doğal Afetler Lidam Komite Başkanı Aşkın Özdemir de Lidam ve Lions’un doğal afetlerle ilgili katkıları konusunda kısa bir sunum yaptı. Özdemir’in ardından ise İstanbul Vali Yardımcısı Günay Özdemir söz aldı. Özdemir, İstanbul’un olası afetlere karşı hazırlık çalışmaları hakkında bilgiler verdi. Afetler konusunda en önemli unsurun insan olduğunu belirten Özdemir, bilinçli bir toplumun olası afetlerden en az zararla çıkacağını söyledi. “ASGARİ 50 MİLYAR ZARAR OLUR” Güvenli Şehir, Güvenli Yaşam konseptini gerçekleştirmek istediklerini de ifade eden İstanbul Vali Yardımcısı Günay Özdemir, afetlere karşı dirençli durabilmek için devlet, yerel yönetimler, özel sektör, medya ve sivil toplum kuruluşlarının bir arada çalışması ve koordine olması gerektiğini ifade ederek, bu koordineyi de İstanbul Valiliği’nin sağladığını söyledi. İstanbul’da yeterli önlemlerin alınmaması halinde olası bir büyük depremde yaşanabilecek maddi kaybın 50 milyar civarında olacağını da kaydeden Özdemir, İstanbul’un Türkiye için en önemli şehir olduğunu ve afetlere karşı alınacak tüm önlemleri hızlı bir şekilde almaya çalıştıklarını söyledi. “3 ANA MERKEZ OLACAK” İstanbul Valiliği olarak 3 adet Afet Acil Yönetim Merkezi açacaklarını da kaydeden Özdemir, “İstanbul Valiliği olarak 3 adet Afet Acil Yönetim Merkezimiz olacak. Bunlardan birisi şu an İstanbul Valiliği binasının yanında. Diğeri Hasdal’da, bir tane de Anadolu yakasında Akfırat’ta olacak. Avrupa yakasındaki merkezimiz 7500 metrekare kapalı alana sahip, afet sırasında yaklaşık 500 kişinin çalışabileceği bir kapasite var. Çünkü İstanbul’da herhangi bir afet sırasında tüm kurumlarla ve sivil toplum kuruluşlarıyla ortak çalışabileceğimiz böyle bir alana ihtiyacımız vardı.” dedi. İstanbul Vali Yardımcısı Günay Özdemir, ayrıca yerel belediyelerin de deprem konularında çok güzel çalışmaları olduğunu da belirtirken en önemli detayın koordineli çalışmak olduğunu ve bir veri tabanı oluşturarak hangi belediyede hangi araç gereç var, bunların listesini bilgisayar ortamına dökmek ve bu bilgilere kısa sürede ulaşabilmek için çalışmalar yaptıklarını da söyledi. Konuşmasının ardından salonda bulunan katılımcılar tarafından İstanbul Vali Yardımcısı Özdemir’e sorular yöneltildi. Seminerin ardından ise salonda bulunan lise öğrencileri ve Lions üyeleri İstanbul Vali Yardımcısı Günay Özdemir ile birlikte hatıra fotoğrafı çektirdiler. 17 CHP İstanbul Milletvekili ve Genel Başkan Yardımcısı ŞAFAK PAVEY’İN TBMM’DEKİ KONUŞMASI ZÜLKANÝ SÝRMEN BAŞIMIZA BELA... Suriye'den Türkiye'ye iltica edenleri görüyoruz her taraf Suriyeli; parklar, bahçeler doldu taştı. Yollarda dilencilik yapanların çoğu Suriyeli ne diyelim ki, komşularımız, bunlara karşı sınırlarını kapatıyorlar bizler ise onlara kucak açıyoruz. Yarın ne olacak? Tabi ki seçim zamanı hepsine oy kullandıracaklar, ev, araba, iş bulacaklar. Sonunda başımıza bela olacaklar, hiç kimsenin şüphesi olmasın. Bayramda şöyle bir dolaşalım dedik her taraf Suriyeli ile kaynıyor. Etraflarına kötü görüntü veriyolar, bunlara çeki düzen veren de yok, istedikleri gibi hareket ediyorlar. Bazı semtlerde ise ev sahipleri eski Türk kiracılarını çıkarıp Suriyeliler’i alıyorlar. Niye mi? Çok para veriyorlar . ODTÜ'deki ağaçlar kesildi. Öğrenciler tekrar ağaçları yerine dikti fakat yarın yine o ağaçlar yok olacak böyle bir zıtlaşma niye yaşanıyor. ODTÜ (MİMLİ) olduğu için bu ülkeyi gençlere teslim etmek istemeyenler bu tip hareketlere başvuruyorlar, yemyeşil ağaçlar kesilmez aksine onu yaşatmak gerek burada yaşanan olayları yakinen takip ediyor ve arzumuz bu ağaçların büyümesi. Yaklaşan yerel seçimlerdeki aday adayları yavaş yavaş su yüzüne çıkmaya başladı. İstanbul'da CHP'nin Aday Adayı Mustafa Sarıgül'ün olacağı söylentileri, CHP ile dirsek temasta olması İstanbullular’ı sevindiriyor. Parti içindeki dengelerin Sayın Mustafa Sarıgül'ün aday gösterilmesi yönünde olumlu sinyaller vermesi takdire değer çünkü İstanbul kabuk değiştiricek ve herkes rahat bir nefes alacak. Yaptığı projelerle tüm dünyada dikkat çeken başarılı Belediye Başkanı Sayın Mustafa Sarıgül'ün bu takdire karşılık iyi hizmet, hoşgörü ve Avrupa ülkeleri ile sıkı bağlantılı olacağını düşünüyoruz. Herkes şapkasını önüne koyup düşünsün. Bu fırsat son fırsat... Geçmiş bayramınızı en içten dileklerimle kutlar her şeyin gönlünüzce olmasını dilerim... Sn Başkan, Değerli Milletvekilleri, Size bu konuşmayı; her şeyin yasak olduğu genel kurulda yapıyorum.... Ortalama yaşın 50 olduğu bir mecliste su içmenin dahi yasak olduğu bir genel kurulda çalışıyoruz. Yaşlı haklarının, hasta haklarının bile düşünülmediği bir genel kuruldan söz ediyorum. zorla kapatılırlar. Clinton, 2007’de “Kadın değişirse, gelecekte değişir.” demişti. Hatta Emine Erdoğan o kadar beğenmiş olmalı ki; geçenlerde konuşmasında kullandı. Turist olarak bile gitmediğiniz coğrafyalarda, Afganistan’da, Yemen’de, İran’da, yıllarca türban kullanmaya mecbur edilmiş biri olarak yapıyorum. Mecliste pantolon giymesi, bir erkek vekil tarafından engellenmiş, bir kadın vekil olarak yapıyorum. Olmayan bacağı, erkekler tarafından siyaset sohbetine dönüştürülen biri olarak yapıyorum… Ve artık AKP’nin başı açık vitrin vekillerinin; emanet oyları, gerçek sahibelerine geri verme zamanının gelip çattığını düşünüyorum. AKP’yi iktidara taşımış asıl kadınlarının meclis koltuklarını almalarının hakları olduğuna inanıyorum. Daha da ileri gideceğim; AKP’li kimi vekillerin yanlarındaki örtülü kadınları köşe bucak saklamaları bile beni çok incitiyor... Elbette ülkemde sekülerizmin geleceği ile ilgili muazzam endişelerim var. Ama kaygım türbanla, kırmızı ruj arasına sıkıştırılmış semboller değildir. Demokrasi paketinde aynı ideolojiyi paylaşan erkek polis doğal karşılanırken; türbanlı kadın polise yasak gelmesine çok şaşırmıştım. Daha vahim bir cinsiyet ayrımcılığı olabilir mi? Ben polisin başındaki türbandan değil, bana vaat ettiği şiddet geleceğinden korkarım. Mecliste, Cem evi açmak için Diyanetten fetva isteyen anlayıştan korkuyorum. Yani bir inancın ibadet hakkını diğer inancın iznine bağlayan anlayıştan korkuyorum. Hukukun karşısına dini koyan anlayıştan korkuyorum. Kadın özgürlüklerinden asla korkmam. Söylemek isterim ki; Özgür bir hayat çok yavaş kurulur ama çok hızlı yıkılır. Tam da bu nedenle, çiçekli başörtüsü ve daracık pantolonuyla, Çamlıca Parkı’nın kuytularında, sevgilisiyle öpüşen genç kıza, özgürlüğünü Mustafa Kemal’e borçlu olduğunu hatırlatmak istiyorum. Türbanla özgürlük ilişkisi bıçak sırtı gibidir. Bir yandan inanç özgürlüğünü temsil eder, öte yandan inanç baskısını. Birçok kadın inanarak örtünürken, birçok kız kendilerini kontrol eden aile güçleri tarafından Oldukça merak etiğim bir ayrıntı var. İnanç gösteri için kullanılabilir mi? Büyük bir ruh temizliğinden doğan muhteşem bir tevazu ile yaşanması emredilmiyor mu? Buraya gelmeden önce, türbanlı vekillerimizin konuşmalarını taradım. Başkalarının özgürlüklerine dair tek bir kelime kullandıklarına rastlayamadım. Kendi inanç özgürlüklerine gösterdikleri hassasiyeti, Ruhban Okulu, azınlık okulları, cem evleri, bir inanç biçimin mundar olarak ilan edilmesi gibi sorunlu inanç alanlarında göremedim. Mesela bilimin özgürlüğünü kelepçeleyen YÖK hakkındaki fikirlerini de bilmiyorum. Ama şu hakareti bütün haberlerde duydum: “Başımı açarak, bir daha kirlenmeyeceğim.” Bu durumda başı açık olanlar kirlenmişler midir? İnanç üstünden öbürünü kirli ilan edebilmek kimin haddi olabilir? Sosyal özgürlü alanlarımız, geleceğimizden çalınarak, birer birer imha ediliyor. Beş yaşında örtülen, on beş yaşında evlendirilen kızlarımıza bakalım. Geleceğimiz gerçekten kadınlarımızın hali üstünden, berbat bir şekilde değişiyor. Biz kültür olarak hiç önemsemeyiz ama her özgürlük aynı zamanda büyük bir sorumluluktur... Türbanlı kadın vekillerden beklentim büyük; Mesela, ülkemin neden, kadın hakları konusunda dünyanın yüz yirmincisi olduğunu anlatmalarını bekliyorum. Neden, 57 İslam ülkesindeki toplam kadın hakları ortalamasının, tek başına Birleşmiş Milletlerde bile yer alamayan Tayvan seviyesine erişemediğini açıklamalarını bekliyorum. Bundan böyle; mini etek giydiği için işten atılan, sol kulağı küpeli olduğu için dövülen, dekoltesi bakanın hoşuna gitmediği için linç edilen, oruç tutmadığı için öldürülen, Hıristiyan olduğunu gizlemek için isimlerini değiştirenlerin güvenlikleri, herkesten çok bu kadın vekillere emanettir. Artık, türbanı bir insan hakları ihlalinden, bir insan hakları kazanımına dönüştürmek, onların sorumluluğudur... İnanç özgürlüğünün en büyük güvencesi, geleceğimizi dini rehberlikle kontrol etmek değil, kusursuz bir sekülerizmdir. Ne demek istediğimi, seküler Norveç’te doğup, ülkemde vekil olanlar anlayacaktır. Umarım ortak geleceğimize inanıyorlarsa hukuk ve sekülerizmin neden elzem olduğunu taraftarlarına anlatırlar. Lütfen hatırlayın, Ortadoğu da bizim seküler toplumumuz tek taş pırlanta gibi ışıldıyordu. Görülüyor ki bir arada yaşama efsanemiz çökmüş. Kibirden küfelik olmuşsanız, size benzemeyenin çığlığını nasıl duyacaksınız? Bir taraf, bir arada yaşamanın yolunu ararken; öbürü sindirmek, dönüştürmek, özgürlüklerini birer birer yok etmek istiyorsa; Bizi yok ettiğinizde; gelecek olimpiyat tanıtımına kimi koyacaksınız? Biz Sivas’ta yakılan, Gezi’de vurulan, evlerine işaret konulan, hayat tarzından ötürü cezalandırılanlarız.. Ama her nasılsa kronik mağdur sizsiniz. Azınlığın çoğunluğu ezmesi sürdürülemez. Ama çoğunluğun azınlığı ezmesi sürdürülebilirdir. Gerçekten bu ülkeyi korkunç bir akıbete sürüklemekten kaçınmaya niyetliyseniz; adaletle öç almak arasındaki farkı en kısa zamanda öğrenmelisiniz. Türkiye Cumhuriyeti’nin gelmiş geçmiş en otoriter hükümeti nasıl oldu da, birkaç dakikasını almayacak olan iç tüzük değişikliğini yapmadı. Acaba planladığı gösterinin kavgaya dönüşmesini hayal ederek kazanacağı politik kar mı cazip geldi? Bunu bilemiyorum ama bir kanun yapıcı olarak ben iç tüzük değişmeden asla pantolon giymeyeceğim. Bizden çatışma bekleyenler için altını çiziyorum: Biz çatışmıyoruz, var olmak için direniyoruz. Tarihe dönüp bakarsanız hepimizi neyin beklediğini göreceksiniz. Kendi yarattığınız radikal canavarın sizi de teslim almasını; sadece bizim var olma mücadelemiz önleyebilir... Bundan sonrasını arif olanlara bırakıyorum... Saygılarımla... 18 CHP’den Bakırköy Belediyesi Meclis Üyesi Aday Adayı Av. Ahmet SANAY “CHP Bakırköy İlçesi’nde Belediye Başkanlığı ve Meclis Üyeliği aday adaylıklarında bir yoğunluk yaşanmaktadır. Bu durum akıllara ister istemez yöntem ve seçilecek adaylar konusunda soru işaretleri oluşturmaktadır.” Yerel Seçimler’e 5 ay kala Bakırköy’de Belediye Başkanı ve Belediye Meclis Üyelikleri’nde aday yoğunluğu yaşanıyor. CHP’den Belediye Meclis Üyesi olmak için 170 aday var. Avukat Ahmet Sanay da CHP’den Bakırköy Belediyesi Meclis Üyeleri Adayları arasında. Ahmet Sanay 1980 öncesi CHP Gençlik Kolları Üyesi, sonrasında SODEP Bakırköy İlçe Kurucu Yönetim Kurulu Üyeliği, SHP İl ve İlçe Teşkilatları Yönetim ve Mahalle İl ve Kurultay Delegelikleri’nde bulundu. 1994 – 1995 yıllarında SHP Belediye Meclis Üyeliği görevini yürüttü. Sanay ayrıca 1999 senesi DSP’den Bakırköy Belediye Başkan Adayı’ydı. Seçimi az farkla kaybetti. Gazetemizi ziyaret eden Sanay’a sorduk; “Meclis Üyeliği’ne aday olanların özellikleri sizce neler olmalıdır?.” CHP Bakırköy İlçesi’nde Belediye Başkanlığı ve Meclis Üyeliği Aday Adaylıkları’nda bir yoğunluk yaşanmaktadır. Bu durum akıllara ister istemez yöntem ve seçilecek adaylar konusunda soru işareti oluşturmaktadır. Ancak; demokrasiyi, cumhuriyeti, temel hak ve özgürlükleri, hukukun üstünlüğünü hak arama özgürlüğünü, Atatürk ilke ve devrimlerini, aydınlanmayı, tam bağımsızlık ilkesini ve anti emperyalist dünya görüşünü, ülkenin ve ulusun bölünmez bütünlüğünü, sosyal adaleti, emeğe saygıyı, başta laiklik olmak üzere Cumhuriyet’in temel niteliklerini ve kazanımlarını savunan aday adayları arasından ilçemiz, il teşkilatımız ve genel merkezimiz tarafından en liyakatlı, bilgili ve hak edenlere bu görev verilecektir. Bu konuda çok titiz bir çalışma yürütülmektedir. Geçmişinde sosyal ve toplumsal olaylara duyarsız kalmış, hiçbir emek harcamamış, aday adayları şatafatlı broşürle ve içi boş özgeçmişlerle kimseyi kandıramazlar. İkbal ve istikbal peşinde koşanlar ister merkez ataması isterse eğilim yoklaması olsun doğal olarak eleneceklerdir. Önümüzdeki dönem mücadele dönemidir. Tüm hukuksuzluklara rağmen silahımız yine hukuktur. Özellikle ilçe belediyelerinin yetki ve sorumluluk alanları sınırlanmıştır. Hatta hepten yok edilmiştir. Belediye kadrolarına sen emlak vergisini topla, çöpü al, birkaç yere göstermelik çiçek dik, başka hiçbir şeye karışma denmektedir. Tüm yetkiler Büyükşehir Belediyeleri’nde ve TOKİ’de toplanmış, ilçe belediyeleri by-pas edilmiştir. Asılsız ihbarlarla, gece baskınlarıyla özellikle CHP’li başkanlar ve kadroları apar topar emniyete götürülmekte, haklarında binlerce yılı bulan kamu davaları açılmakta, beraat etseler bile itibarları zedelenmektedir. Korku imparatorluğu yerel yönetimler üzerinde de egemendir. Hal böyle olunca CHP’yi temsilen görev yapacak başkan ve meclis üyelerinin yukarıda açıkladığım ilkeler ve dünya görüşü çerçevesinde daha yürekli, omurgalı ve dirayetli bir tutum sergilemek, baskı ve tehditlere karşı yılmadan görevlerini halkın çıkarları doğrultusunda sürdürmek mecburiyetleri bulunmaktadır. İlçemiz tümüyle TOKİ’nin tehdidi altındadır. Yasal imkansızlıklar nedeniyle Gezi Parkı Direnişi gibi etkili bir eylem konulamadığından sahil betonlaşmaya terk edilmiştir. Aynı tehlike artan boyutta sahilden E-5’e doğru tüm mahalleleri tehdit etmektedir. Vatandaşlarımızın ikamet ettiği konutların kentsel dönüşüm yasaları çerçevesinde yıkılarak yenilenmesi söz konusudur. İlçe nüfusu yaşlıdır ve yıllarca oturdukları, bir ömür geçirdikleri mahallelerinden kopmak istememekte ancak yenilenme kapsamında kendilerinden istenen maddi fedakarlığın bedelini ödeyecek imkanları bulunmamaktadır. Belediye bu konuda vatandaşına sahip çıkmalı ve yol göstermelidir. Gönüllülük esasına dayalı avukatlar, emekli hakim ve savcılardan oluşan hukukçular meclisi kurulmalı, halkımızın mağdur olması önlenmelidir. Sadece göstermelik kadın ve gençlik meclisleriyle yetinmemeli, ihtisas ve bilim meclislerini her alanda oluşturmalıyız. İlçemizdeki eğitimli nüfus ve akademisyenler her konuda çok başarılı çalışmalar yapacaklardır. Yeterki belediye öncü olsun. CHP’nin en önemli ve vazgeçilmez ilkelerinden biri sloganlaşmıştır. “ÖNCE İNSAN” içinde insan sevgisi olmayan birisi asla belediyeci olamaz. Çünkü belediyecilik doğumdan ölüme kadar, hatta ölümden sonra da insana hizmet etmektir. Buna hayvan ve yeşile karşı olan sevgi bağı da ilave edilmelidir. Her canlının yaşama hatta iyi koşullarda, kaliteli yaşama hakkı vardır. Bu hiçbir zaman unutulmamalıdır. Belediye Başkanının Osmanlı dönemindeki karşılığı Şeh-i Emin’dir. Yeni şehrin en emin kişisidir. Şehir kendisine emanet edilmiştir. Belediye başkanı bu emaneti nasıl ve kimden koruyacaktır. Tabi ki, hırsızdan, yolsuzdan, betondan, rantçılardan, akla gelebilecek her tülü kaza ve beladan korumalıdır. Bunu yaparken kendisi de çıkar çevrelerinin piyonu olmamalıdır. Bakırköy’de yaşayan her birey belediyesine güven duymalıdır. Ben deneyimli, bilgili, çalışkan, güvenilir kadrolarla en az yüzde 70 oy alarak bir rekor kıracağımıza, İstanbul Büyükşehir Belediye seçimlerinde öncü bir rol oynayacağımıza eminim. Tüm Bakırköy halkına sesleniyorum. Gelin birlik olalım, çocuklarımıza ve torunlarımıza özlemini duyduğumuz pırıl pırıl bir Türkiye Cumhuriyeti bırakalım. 90 yıl değil sonsuza kadar yaşatalım. Sosyal Medyada Olumlu Tepkileri En Çok Artan Belediye Başkanı Seçildi. İstanbul Üniversitesi (İ.Ü.), İnsan, Toplum ve Teknoloji Derneği (İTTD) ve CeBIT Bilişim Eurasia 2013 işbirliği ile İstanbul, Ankara ve İzmir’deki 94 belediye başkanını içeren “TT Belediye Başkanı 2013” araştırması sonucunda “Olumlu tepkileri artan belediye başkanları” kategorisinde Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen de ödül aldı. İ.Ü., İTTD ve CeBIT Bilişim Eurasia 2013 tarafından ikincisi düzenlenen ödül törenine Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen’in yanı sıra Bağcılar, Beylikdüzü, Büyükçekmece, Çiğli, Keçiören ve Zeytinburnu Belediye Başkanları da katıldı. Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen Medya ile Bakırköylü yurttaşlarımızla aracısız görüşebiliyorum. Sorunlarını ve çözüm yollarına anında ulaşabiliyoruz. Bu çok etkin bir yol. Ayrıca belediye başkanı olarak bizler de bir yandan da perakende siyaseti sosyal medya üzerinden yürütmüş oluyoruz. Artık sokak sokak esnaf ziyareti yapmak yerine sosyal medya ile aynı anda binlerce kişiyle iletişim halinde oluyoruz” dedi. Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen, sosyal medyada araştırma anlamında takip edildiklerini de bilmediklerine ifade ederek, sosyal medya ekibiyle birlikte bundan sonra daha da ciddiyetle çalışacaklarını söyledi. ATEŞ ÜNAL ERZEN’E ÖDÜL ödülünü İ.Ü. Öğretim Üyesi ve İTTD Başkanı Doç. Dr. Fatih Gürsul’un elinden aldı. Sosyal medya ile aslında yurttaşlara birebir cevap vermenin yanı sıra perakende siyaset de yaptıklarını belirten Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen ödülünü aldıktan sonra “Sosyal 19 MEHMET EMİN ERTEKİN AK Parti Bakırköy Belediye Başkan Aday Adayı için, vatandaşlar için ve Bakırköy için hayırlı olur. Biz AK Parti Belediyeciliği’ni Bakırköy’de tanıtmaya geliyoruz. Neler yapabileceğimizi aday olduğumuzda anlatırız. Şimdi aday adaylığı süreci var. 8-9 senelik, iki dönemdir Bakırköy Belediye Meclisi Üyeliğim var. Bu meclis üyeliği dönemimde bize oy verenlerin hakkını, hukukunu nasıl Bakırköy’de savunduysak, inşallah aday olursak, bize görev verilirse, yine aynı şekilde vatandaşlarımızın hak ve hukukunu savunacağımızı belirtmek isterim. Tabi bizim partimizin belediyecilik anlayışı, bütün belediyelerimizde yapmış olduğumuz çalışmalar malum. Genel Başkanımızın bir yerel yönetimci olarak yetişmesi bizim için en büyük onurdur. Biz bu anlayışla, bu mücadeleyle burada çalışmalarımızı yapacağız. Vatandaşlarımızın yaşam kalitesini yükseltmeye çalışacağız. Yerel seçimlere kısa bir süre kala tüm Türkiye’de olduğu gibi Bakırköy’de de siyaset arenası her geçen gün hareketleniyor. Bakırköy’de CHP adayları arasında adeta enflasyon yaşanırken Ak Parti’deki suskunluk Ekim ayının ikinci yarısında bozuldu. AK Parti Bakırköy ve Büyükşehir Meclis Üyesi Mehmet Emin Ertekin AK Parti Bakırköy Belediye Başkan Aday Adayı olduğunu açıkladı. Gazetemizi AK Parti Bakırköy İlçe Başkanı Mahmut Gürcan ile birlikte ziyaret eden Ertekin ve Gürcan’a sorduk... Sayın Mehmet Emin Ertekin, AK Parti’den Bakırköy Belediye Başkan Aday Adayısınız. Hayırlı olsun. Bu konuda neler söylemek istersiniz? Teşekkür ederim. Hepimize hayırlı olsun. Biz vatandaşlardan, arkadaşlarımızdan, partimizden gelen teveccüh üzerine aday olduk. İnşallah bizim Sayın Mahmut Gürcan uzun süre merakla bekleniyordu kimlerin aday olacağı. Şu anda Mehmet Emin Ertekin aday adayı. Başka aday adayı olabilir mi? meclis üyeliği yapıyor. Son 5 yıldır Büyükşehir Meclis Üyeliği yapmış, teşkilatımızda sevilen, sayılan değerli bir arkadaşımız. Bakırköy’de aynı şekilde hem CHP’li olsun hem AK Parti’li olsun, hem diğer partili arkadaşlarımızla olan diyaloglarıyla, Bakırköylü vatandaşlarımızla olan diyaloguyla sevilen, sayılan, kendini kanıtlamış bir arkadaş. İnşallah bu aday adaylık sürecinde Bakırköy’ümüze ve partimize en iyi şekilde katkı sağlayacak bir karar alınır. Bizde belediye başkan adayı olarak gelecek arkadaşla çalışmalarımızı tamamlarız. Bu sürecin huzurlu bir ortamda olması, kavganın, dedikodunun ve bu tip fitnelerin olmaması gerekir bu süreçte. Çünkü bu süreç birlik, beraberlik gerektirir. Ondan sonra da seçim çalışmalarına daha güç kazanarak girmemiz gerekiyor. Ben bu sürecin en iyi şekilde geçeceğine inanıyorum. İnşallah diğer aday adayları da bu sürece katkı sağlayacaktır. Ben partimize teveccüh eden her aday adayına hayırlı olsun diyorum. Müracaatlar şu anda devam ediyor. Şu anda Mehmet Emin Ertekin. Başka isimler var mı belediye başkan aday adaylığına? İlerleyen günlerde olabilir. Tabi Mehmet Emin Ertekin 10 yıla yakın Bakırköy’de CHP Bakırköy Belediye Başkan Aday Adayı CAVİT GANİÇ PROJELERİNİ ANLATTI CHP’den Bakırköy Belediye Başkan Aday Adayı olan Cavit Ganiç gazetemizi ziyaret etti. Ziyareti sırasında Bakırköy’e dair bir çok konuda açıklamalarda bulunan Ganiç, 2009 yılından bu yana Bakırköy Belediye Meclis Üyesi olarak Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen ile beraber çalıştığını belirterek, “Benim şahıs olarak Ateş Ünal Erzen ile hiçbir problemim olmadı. Saygı gördüm, saygı duydum. Ben beraber yola çıktığım ya da yürüdüğüm arkadaşlarla fikir alışverişinde bulunurum, süreci sonuna kadar paylaşırım, sonucunda da başarımızı da beraber paylaşırız. Başarının hazzını beraber yaşarız. Çıkış noktamız da burasıdır.” dedi. Bakırköy için yapılan güzel şeylerin olduğunu fakat mutlaka yapılması gerekenlerin de olduğunu ifade eden Ganiç, ayrıca Bakırköy ile ilgili projelerini de gazetemize anlattı. (CHP Bakırköy Belediye Başkan Aday Adayı Cavit Ganiç’in projelerini gazetemizin web sayfasından sesli olarak dinleyebilirsiniz.) İBB Meclis Üyesi ve CHP Grup Sözcüsü Yük. Müh. Mimar Mehmet Yıldız, Topbaş’ın “Her yere metro, her yerde Metro” reklamları ile ilgili olarak Belediye Meclisi’nde soru önergesi verdi. Yıldız, önergesinde “Belediye hizmetlerini tanıtmanın ötesinde, gerçek dışı rakam ve bilgilerle, gerçeği çarpıtarak yaptığın seçim kampanyasının giderlerini milletin parasından, İstanbul Belediyesi’nin kasasından mı ödüyorsun?” diye sordu. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın Ak Parti likten öteye giderek, İstanbullularla alay etmektir.” dedi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclisi’nin 2013 yılı ekim ayı meclis toplantılarında CHP İBB Meclis Üyesi Yüksek Mühendis Mimar Mehmet Yıldız’ın İBB Başkanı Kadir Topbaş tarafından cevaplanmasını istediği soru önergesi ise şöyle: Bu gün İstanbul’da yürütülen ve hizmetleri tanıtmadan öteye geçen “Reklam Kampanyasının” giderleri belediye bütçesinden mi karşılanmaktadır?, Eğer belediye bütçesinden karşılanıyor ise ilan ve reklamlar için belediye bütçesinden ne kadar para harcanmıştır?, Giderleri Sayın Başkan kişisel parasından karşıladı ise istediği gazete ve televizyonda yayınlatma hakkına sahiptir. Ancak reklam giderleri belediye bütçesinden harcandı ise bazı TV ve gazeteler neden boykot edilmiştir? İBB Meclis Üyesi ve CHP Grup Sözcüsü Yıldız: “TOPBAŞ, HALKIN PARASI İLE HAYALİ METRO REKLAMI YAPIYOR, HALKIN PARASI İLE DE HALKLA ALAY EDİYOR” içi yarışta da belediye kaynaklarını kullanarak reklam yaptığı ve reklam kampanyasında kullanılan rakamların gerçekle ilgisi olmadığını belirten CHP’li Meclis Üyesi Mehmet Yıldız, İstanbul’u 20 yıldır AKP anlayışının yönettiğini belirterek; “Bu anlayışın temsilcisi Sayın Topbaş, trafik tıkanıklığında İstanbul’u Dünya ikincisi yaptı. Bu başarısızlığı gösteren bir yönetimin, İstanbul yollarında çakılı kalan insanların gözüne ‘Dakikada Yolculuk’ afişleri sokarak, dakikalarda buçuklu reklamlar kullanarak komik- (Hıdır ULAĞ) 20 Doç. Dr. Uğur Özgöker ve Korhan Ataman’ın KONUK YAZAR YILMAZ BACACI SİYASET BUYSA... Geçtiğimiz sayıda belirttiğim gibi gazetecilerin Yunus Emre Kültür Merkezi’nde yapılan CHP Örgüt Toplantısı’ndan dışarı çıkarılması talimatını kimin verdiğini açıklayacağımı yazmıştım. İşin ilginç yanı talimatı veren İlçe Başkanı M. Sait Yücel’den başkası da değilmiş. Yücel, gazetecilerin dışarı çıkarılması değil aksine içeri alınmaması talimatını vermiş. Yapılan etkinlik tamamen örgüt üyeleri ve belediye başkan aday adaylarının üyelere tanıtılmasını içeriyormuş. O nedenle basına ve vatandaşa kapalı bir oturum yapmak istemiş. Ancak belediye başkanı aday adaylarından bazıları yanında bulunan CHP’li olup üye olmayan arkadaşlarının da salona girmesini isteyerek tepki göstermiş. Yanında bulunan taraftarlarıyla salona girerek bir anlamda gövde gösterisi de yapmış. Dolayısıyla İlçe Başkanı M. Sait Yücel divanda otururken kendisine yolladığım “Gazetecilerin dışarı çıkarılması talimatını siz mi verdiniz?” sorusuna “Hayır” yanıtı vererek kendisini olayın içinden soyutlamış gibi görünse de olayın bu boyuta gelmesinin sorumlusu kendisi gibi görünüyor. Yerel seçimlere beş aydan az zaman kalmışken partililer ve basınla sürtüşmeye varan bu olaylar sonrasında baktığımızda Bakırköylüler bizleri kimler yönetiyor, kimler yönetecek sorusunu soruyor. Bakırköy’ü Kim Yönetecek? İki dönemdir Belediye Başkanlığı’nı yürüten Ateş Ünal Erzen ve mevcut aday adayları arasından biri Bakırköy Belediye Başkan adayı olacak mı yoksa geçmişte olduğu gibi listede bulunmayan biri mi atanacak? Aday belirlemesi nasıl olursa olsun Bakırköy’e yakışan ve Bakırköylüler’in güvenerek oy vereceği biri olmalı. Aday adayları tanıtımında 20-30 yıllık Bakırköylü olduğunu söyleyen aday adayları var. Doğrusunu söylemek gerekirse 15 yıldır Bakırköy’de gazetecilik yapıyorum ben dahi bazı aday adaylarını yeni tanıdım. Bakırköylüler nasıl tanısın? Bakırköylüler’in aday adayları hakkında bilmediği konulardan biri de 2004 yılında yapılan Yerel Seçimler’de Ak Parti Bakırköy Belediye Başkan Adayı olmak için o dönemki İlçe Başkanı Emine Nalbantoğlu ve şimdiki Ak Parti Bakırköy İlçe Başkanı Mahmut Gürcan’la Kaşıbeyaz Restaurant’da birlikte yemek yerken belediye başkan adaylığı pazarlığı yapıp, olumsuz cevap alınca CHP’nin kapısını çalarak belediye başkan adayı olan yapıda bir aday atanacaksa Bakırköylüler’in vay haline. Bu insanlara nasıl güvenip oy verecekler. “Ak Parti İlçe Başkanı ile yemek yiyen aday adayı kim sorusunu sorduğunuzu duyar gibiyim. Gerekirse bu ismi açıklamaktan da imtina etmem.” Bakırköy Çantada Keklik Değil CHP yetkilileri iki dönemdir açık ara seçim kazandıkları Bakırköy’de 2014 yılında yapılacak seçimleri de garanti görüyorlar gibi. Şunu unutmamalı ki “Bakırköy Belediye Başkanlığı çantada keklik” kimi aday gösterirsem seçilir sözü ters tepebilir. Bakırköylüler’in benimsemeyeceği, yukarıda belirttiğim tarzda bir aday gösterilmesi halinde rüzgar bir anda terse döner. Eğitim düzeyi yüksek oyunu bilinçli kullanan seçmenlerin yer aldığı bir ilçede rüzgarın ters esmesi sürpriz olmaz. Geçmiş dönemlere baktığımızda farklı kazanılan seçimlerde alınan oyların gerçek anlamda CHP taban oylarını teşkil etmediğini büyük bir bölümünün Ak Parti karşıtı oy ve CHP’li olmayan (diğer partililer) seçmenlerden de oy aldığını görürüz. Benden hatırlatması rüzgarın ters esmesi istenmiyorsa aday belirlerken oldukça dikkatli davranmalı… “YENİ TÜRK DIŞ POLİTİKASI ANALİZİ” KİTABI RAFLARDAKİ YERİNİ ALDI Arel Üniversitesi Uluslararası İlişkiler (İngilizce) Bölüm Başkanı Doç. Dr. Uğur Özgöker ve Korhan Ataman’ın kaleme aldıkları “Analysıs Of The New Turkısh Foreıgn Policy (Yeni Türk Dış Politikası Analizi)” kitabı satışa çıktı. Gündoğan Yayınları’ndan satışa çıkarılan 244 sayfalık Siyaset/Sosyoloji alanında yazılan inceleme türündeki kitap yeni uluslararası sistemde Türkiye'nin yeni dış politikasını mercek altına alıyor. Yeni Türk Dış Politikası Analizi kitapçılardan ve internet üzerinden satış yapan kitapçılardan temin edilebilir. jeoekonomik etkinliğini hisseden Arap ülkeleri, komşularla sıfır problem modelinin açmış olduğu fırsat alanlarına nüfus etmeye başlamışlardır. Türkiye, Ürdün, Lübnan ve Suriye'yi içine alan Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi tesis edilmesi ve bu ülkeler arasında serbest ticaret ve dolaşım alanı oluşturulması ve vizelerin kaldırılmasının altında bahsetmiş olduğumuz yeni güvenlik kültürünün dinamizmi yatmaktadır. Arap dünyasında var olan güvenlik kültürünün çatışmacı doğasını parçalama potansiyeline sahiptir. Daha çok güven arttırıcı önlemler siyaseti olarak başlayan komşularla sıfır Son 10 yılda Türkiye’nin öncelikleri değişti. Türk dış politikası uzun yıllar gündem yaratma yerine, başka aktörlerin oluşturduğu gündemleri takip etme ve müttefiklik adı altında ülke çıkarları ile örtüşmeyen, hatta zaman zaman çelişen seçeneklerin peşine takılma çizgileri arasında sıkışıp kalmıştır. Özellikle son on yılda Türk dış politikasındaki önceliklerin değiştiğine, Türkiye'nin pasif dış politika gömleğini üzerinden çıkardığına tanıklık ediyoruz. 2002 yılından itibaren onu uluslararası sistemde düzen kurucu merkez bir ülke konumuna taşıyacak alt yapının inşa edildiği siyasi istikrar yanında kaydedilen ekonomik büyüme ve kalkınma Türkiye'nin kendine güvenini artırdı. Dış politika tutumlarına göre ülkeler iddialı ve iddiasız olarak basitçe ikiye ayrılabilir. Tahmin edileceği üzere ikinci grup hayli kalabalık olduğu halde, birinci gruba ABD gibi, Rusya gibi, Çin gibi sayılı ülkeler girer... Türkiye'nin son on yılda izlediği dış politika tutumu ve hamleleri ikinci gruptan çıkıp birinci gruba girme çabası içinde değerlendirilebilir. Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi Türkiye'nin getirmiş olduğu yeni dış politika anlayışı sayesinde bölgesinde artan sorun politikası önce sorunların üstesinden gelinebilecek ortak mekanizmalar inşa ettirmiş ve ardından da işbirliği alanlarının genişletilmesinin önünü açmıştır. Bu anlamda komşularla sıfır problem modeli sadece Türkiye'yi dönüştürecek bir vizyonu değil aynı zamanda bütün Arap dünyasına dinamizm katacak unsurları da taşımaktadır. Yeni Türk Dış Politikası Analizi kitabının tanıtım yazısı: Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi A Blok Binası KISA SÜRE SONRA TAM KAPASİTE İLE AÇILACAK İstanbul’un en büyük hastanelerinden biri olan Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi A Blok binasının yıkılıp yapılması sürecinin halen tamamlanamadığını geçtiğimiz sayımızda duyurmuştuk. 2009 yılında ihalesi yapılan ve 26 Mart 2012 tarihinde teslim edilmesi gereken 350 yataklı A Blok binasının açılışı, ihaleyi alan firmanın iflası nedeniyle 18 ay gecikmiş, yüzde yüze yakın doluluk oranı yaşayan hastanenin yönetimi, bitmeyen inşaat nedeniyle zor günler geçirmiş ve zorda kalan hastane yönetimi çareyi bina tam olarak tamamlanmadan bazı polikliniklerin taşınmasında bulmuştu. Geçtiğimiz ay yerinde incelediğimiz binada giriş katındaki romatoloji, nöroloji, genel cerrahi polikliniklerinin hizmete sokulduğunu, -1. katta ise radyoloji servisinin hizmete geçtiğini belirtmiştik. Hastane binasındaki çalışmalar ise tüm hızıyla devam ediyor. A Blok binasında Kardiyoloji, Hematoloji, Üroloji ve Gastroentoloji bölümleri de hizmete açıldı. Hastane yetkilileri son bir ay içinde 3. ve 4. katları da hizmete açtı. 3. katta genel cerrahi ve 4. katta da nöroloji bölümlerinin yataklı servisleri açıldı ve hasta almaya başladı. Yetkililer, diğer katlarında aralık ayına kadar yetiştirileceğini belirtirken, ameliyathane odalarındaki çalışmaların yapıldığını belirttiler. Çevre düzenlemesinin de yakın zamanda bitirileceğini ifade eden yetkililer, kısa süre sonra hastane binasının tam kapasite ile hizmete gireceğini belirttiler. Bu arada hastane yetkilileri A Blok Binası’nın geçici kabulünün de yapıldığını belirterek, çalışmaların kasım ayı sonu veya aralık ayı başında tamamen bitirilerek aralık ayında A Blok Binası’nın resmi açılışının yapılmasını tahmin ettiklerini de söylediler. 21 Şehrinizin, ülkenizin ve hatta tüm dünyanın gündemini yakından takip ederek oluşabilecek krizlere karşı önlemleri alarak, buna uygun hareket edilmelidir. Gündem hem satışlarınızı hem de alacağınız kararları şekillendiriyor. Bunun en yakın örneğini ülke olarak Gezi olaylarında yaşamış olduk. Dünya genelinde ise Mısır ve Brezilya’da yaşanan olayların sektöre olan etkisini gördük. Pazar analizini çok iyi yapmanız gerekmekte ve bu bağlamda otelinizin fiyat & kalite dengesini doğru belirlemelisiniz. Bunun yanısıra rakiplerinizi yakından takip etmeli ve her geçen gün değişen misafir beklentilerini karşılamak için yeni alternatifler üretmeye açık olmalı ve bu şekilde hizmet ve ürün kalitenizi beklentilerin üzerinde tutmalısınız. olarak adlandırdığımız şirket misafirleri oluşturmaktadır, otelimiz bünyesinde Deluxe odalarımızın dışında Superior, Premium, Club ve Suite Oda gibi farklı özelliklere sahip üst kategori odalarımız bulunmaktadır. Sahip olduğumuz bu ayrıcalık ile şirketlerimiz misafirlerinin önem derecesine bağlı olarak uygun olan oda kategorisi seçebilmektedirler. Şirket misafirlerimizin dışında salonlarımızın sahip olduğu avantajlar neticesinde konaklamalı toplantı gruplarımızın yoğunluğu her geçen gün artmaktadır ayrıca Sheraton markasına olan güven ile internet rezervasyonlarımız toplam gecelemelerimizin yaklaşık %20-25’lik bir oranını oluşturmaktadır. Sheraton İstanbul Ataköy ve Ataköy Marina Otel Satış Direktörü Tuba DUVAN ‘’Sürekli kendilerini geliştiren, öğrenmeye açık, başarılı, enerjik ve de dinamik, bulunduğumuz bölgenin en iyisi diyebileceğim bir ekip ile çalışıyorum ‘’ Nasıl bir ekiple çalışıyorsunuz? Ekibiniz kaç kişi? Sürekli kendilerini geliştiren, öğrenmeye açık, başarılı, enerjik ve de dinamik, bulunduğumuz bölgenin en iyisi diyebileceğim bir ekip ile çalışıyorum ve bu sebeple de çok şanslı olduğumu biliyorum. Turizm için gerekli eğitime, tecrübeye ve de lisan bilgilerine tamamen hakim bir ekibimiz var. Bir yöneticinin başarılı olabilmesi, ekip arkadaşlarına bağlıdır. Siz ne kadar iyi bir yönetici olursanız olun, iyi bir ekibiniz yok ise başarılı olabilmeniz hiçbir sektörde mümkün olamayacağı gibi bizim sektörümüzde de mümkün değildir. İş hayatında dürüstlük, işinize ve iş arkadaşlarınıza verdiğiniz güven çok önemlidir. Hizmet sektöründe işinizi gerçekten severek ve de isteyerek yapmak gerekmektedir. Bu özellikler de sizi ve ekibinizi başarıya taşır. Bizler çalışmış olduğumuz oteli evimiz ve ağırladığınız müşterilerimizi de evimize gelen misafirleriniz olarak gördüğümüz zaman başarılı olabiliriz. Her iki otel olarak da sosyal sorumuluk projelerinin içindeyiz. En önemli projemiz ise Sheraton markası bünyesinde yürütülen “check-out for children”. Bu proje kapsamında Sheraton İstanbul Ataköy’de konaklayan misafirlerimiz otelimizden ayrılırken dilerlerse resepsiyonda UNICEF’e 2,2 TL katkıda bulunuyor. Bu proje kapsamında 25 milyon dolar UNICEF’e bağışlandı. 25 ülkede gerçekleştirilen etkinliklerle çocuklar, daha kaliteli bir eğitim alarak daha sağlıklı bir geleceğe sahip olacaklar. Konaklayan misafirlerin bağışlarıyla biriken fonlar okul, öğretmen, okul ekipmanı tedariği ve çocukların okulda kalmasının sağlanması için kampanya oluşturulması ve geliştirilmesi için kullanılıyor. Ayrıca, doğal kaynakları korumak ve çevreye karşı duyarlı olmak için tüm Starwood grubuna bağlı otellerimizde MAGC (Make A Green Choice) programı adı altında 2 gece ve üzeri konaklayan misafirler odalarının bir sonraki gün temizletilmesini istemediği takdirde 500 ödül puanı, 5 Euro F&B indirimi veya 5 Euro değerinde UNICEF’e bağışta bulunarak başka bir sosyal projeye katkıda bulunuyoruz. Bu projelere ortak olmak bizim için çok gurur verici. Bu Kurumsal kimlik çalışmalarında neler yapıyorsunuz? Starwood zincirine bağlı Sheraton markamızın kurumsal kimlik standartlarını birebir uyguluyoruz, dünyanın herhangi birucunda aynı zincire bağlı bir otelin standartları ne ise otelimizde de bu standartlar eksiksiz ve aynı şekilde uygulanmaktadır. Ataköy Otelcilik A.Ş olarak bünyemizdeki iki otelimizin ve Residence işletmemizin kurumsal kimlik çalışmalarını farklı kanallardan yürütüyoruz. Sheraton Uluslararası bir Starwood markasıdır. Yani kurumsal kimlik çalışmalarının tamamı Starwood prosedürlerine göre yapılmaktadır. Ataköy Marina Hotel ve Residence İşletmemiz şirketimizin kendi markası olup kurumsal kimlik çalışmalarını kendi bünyemizde planlayarak yürütüyoruz. Sosyal sorumluluk projelerine verdiğiniz önem ne durumda? Sheraton bir Starwood markasıdır. 2009 yılında açıldı ve son teknolojilerle donatılmış yeni bir hoteldir. Bununla birlikte lokasyonu İstanbul’daki en avantajlı lokasyonlardan birisi olup İstanbul’un en güzel iş ve tatil otelidir. Tüm odaları ve salonları deniz manzaralıdır. Helikopter pisti olması ve yat limanının içinde bulunması özelliği sayesinde denizden, havadan ve karadan ulaşım imkanımız bulunmaktadır. Otelimiz Tripadvisor gibi sosyal medya içinde en etkin misafir yorum ve anketlerin yer aldığı web sitesi tarafından son 2 senede en iyi oteller kategorisinde takdirname ödülü almıştır. Müşterilerinizi sadık kılabilmek için neler yapıyorsunuz? Starwood bünyesinde bulunan otellerde misafir sadakati için SPG Starwood Preferred Guest diye adlandırılan ve dünyanın her yerinde büyük bir talep gören sadakat programını biz de bünyeye bağlı bir otel olarak uygulamaktayız. Bu programa katılan otellerde geçerli tüm konaklamalarınızda Starpoints puanları kazanabilir ve bu puanlarınızı, dünyanın dört bir yanındaki yaklaşık 1000 tane Starwood otelinde harika ödüller veya ücretsiz konaklama alarak kullanabilirsiniz. Otelde konaklama yoğunluğunuza göre Platinium, Gold üyelik hakkı kazanabilirsiniz. Bir ziyaretçi bir otelde en çok nelerin iyi olmasını tercih eder? İş hayatınızdaki öncelikleriniz ve prensipleriniz nelerdir? İş hayatındaki en temel önceliğimiz hizmet kalitemizi maksimum seviyede tutarak misafir memnuniyetimizin devamlılığını sağlamaktır. Preseniplerimiz ise bu bağlamda sunmuş olduğumuz bu kaliteli hizmetten ödün vermemektir. Sheraton Otel'i diğer otellerden ayıran en önemli farklar nelerdir? tür global sosyal sorumluluk projelerinde yer almaya devam edeceğiz. Aynı zamanda özel gün ve bayramlarda çeşitli vakıf ve dernekler ile biraraya gelerek sosyal sorumluluk projelerine maksimum katkıda bulunuyoruz. Günümüzde küçük büyük birçok otel mevcut. Siz bu rekabet ortamı içinde kendinizi nasıl bir yerde görüyorsunuz? Müşteri kitleniz kimlerdir? İstanbul her geçen gün hem ticari hem de turizm anlamında hızla büyüyen bir şehir ve bu ivmeyle şehir genelinde eşdeğer birçok otel yer almaktadır. Ancak her işletmenin standartları doğrultusunda birbirinden farklı hedef kitlesi bulunmaktadır. Bildiğiniz üzere Sheraton bir dünya markası, Starwood şemsiyesi altında yer alan Sheraton markasının değeri oldukça yüksek, dolayısıyla da sunmuş olduğumuz hizmet standartları da aynı markanın değeri ile doğru orantılıdır. Sahip olduğumuz Sheraton standartları bizleri sektörün en üst sıralarına taşımaktadır, misafir kitlemizin büyük bir çoğunluğunu “corporate segmenti” Bu tercihler misafirin oteli hangi amaçlı kullandığı ile değişkenlik gösterebilmektedir. Mesela bir şirket misafiri için konforlu bir odada rahat bir uyku ve lezzetli bir kahvaltı önemliyken bir kongre katılımcısı için tüm bunların yanında efektif kullanabileceği bir salonu ve iyi bir teknik alt yapı da büyük önem taşımaktadır. Biz otelimize tatil ve iş amaçlı gelen her misafirimiz için konfordan yemeklerin lezzetine kadar bütün hizmetleri maksimum düzeyde tutuyoruz. Ziyaretçilerinize ve çalışma arkadaşlarınıza gazetemiz aracılığıyla vermek istediğiniz mesajlar nelerdir? Ekibimiz içinde yaratmış olduğu takım ruhu, önderliğinde oluşan sinerji ve hissettirdiği değer ile yaratmış olduğu huzurlu çalışma ortamı ve tüm ekibe verdiği güven için öncelikle otelimiz Genel Müdür’ü Sn. Mehmet Çulha Bey’e ve bu başarılara imza atmamızı sağlayan tüm ekibime sizin aracılığınız ile teşekkür etmek istiyorum. Daha önce otelimizde misafir olmuş olan veya bizlerle çalışmak isteyen tüm işortaklarımıza otelimizi tercih ettikleri için çok teşekkür ederim, sizlere en iyi hizmeti sunmak için her zaman hazır olduğumuzu hatırlatmak isterim. Arzu BERATOĞLU 22 “Bulmak için, kaybettiğin yere geri dön” geçenler de duydum bu sözü. Peki ama “Akan su da bir kere yıkanılır” sözüne ne oldu. Diyelim ki döndük kaybettiğimiz yere, peki hala orada mı kaybolan? Aynı taş mı, aynı su mu, debisi aynı mı ki Hala orada duruyor olsun, yaşam ırmağında kaybettiklerimiz? Yol kadar yolcunun da durağanlığı lazım değil mi… Aynılık için… Aslında ne yollar aynı kalır, ne de yolcular; Hepsi değişir hayat içerisinde… Aynı yolu bir daha yürüdüğünüzde kimi zaman mevsimine göre o kuş artık ora da yoktur, ağaçlar başka renktir, asfalt biraz daha eskimiş ya da yeni atılmış olabilir ama asla eskisi gibi olmaz. Bu kadar radikal olmasa da girintiçıkıntıları değişmiştir hayatın en azından… Aradığın şey artık kaybettiğin şey olmaktan çıkmıştır, o bile değişmiştir anlayacağın. Sen bile; sen bile değişmişsindir. Artık o eski anlam arayışların değil, yeni yüklemelerin vardır hayata dair ve bu da yenilenmiş yüklemlerinin belirleyicisidir apaçık… Sen değişmişsindir. Bakışların yolu tanısa da, tanımlayan bakış açın değil mi aslında… Artık su akmıştır bir kere, yeni alüvyonlar debisinin değişmesine yol açmıştır bile. Hayatın gerçeği akan suda bir kere yıkanılacağıdır ki bin kere de dönsen kaybettiğin yere; Ne yer yerindedir, ne gök, ne su aynı sudur, ne orman aynı orman... Ve sen bunların değişim sürekliliğini asla izleyemeyensin… An be an mümkün olmadığı için… Sen sadece seni ve kendindeki değişikliği gözleme şansına sahip olansın aslında… İçeriden ve dışarıdan kendini görebilen ve andaki farkındalık sayesinde; Ne kadar yol aldığını bilme yetisine sahip, kaybettiklerin yerine kazandıklarına odaklanmayı seçen sen olmalısın. Akan suyu yakalamaya çalışırken yeni dolmuş pırıl pırıl bir vahayı kaçırmaman gerektiğini de bilen sensin. Akan su da bir kere yıkanılır ama kendi vahanda istediğin gibi oynama özgürlüğün var. Onu oluşturmak seni ne kadar yormuş olursa olsun her zaman yeniden başlama, değiştirme ve suyun akışını belirleme ihtimalin var. Hayat sadece ihtimaller üzerine kurulu olsaydı bile, eskiden kaybedileni arayarak boğuşmak yerine, kendi yeşil cennetini kurmak için daha fazla emek harcamak ihtimali seni daha çok heyecanlandırmaz mıydı? Biz an da yaşayan varlıklarız… Geçmişi tutmak, geleceği bilmek şansımız yok ama an içinde varlığımızı bir sonraki ana adama ve kayıplar için vakit harcama yerine; anın devamındaki anı hayal etme ve bir taşın yerini değiştirme şansımız var. Bunu hep birlikte yaptığımızı düşünsenize; Bir taş ve bir taş daha kuyuyu yükseltip, suyu yukarı çıkarabilir ya da bir set oluşturup, selden korur belki ekinlerimizi… SEÇİM SİZİN Evimizdeki canavarlar! İşte evimizi paylaştığımız o 'korkunç' canavarlar KOYUN ÇOBANI KURBAĞA GÜDEMEZ Esra ERDOĞAN BEN SİZE SÖYLEYEYİM, BU KURBAĞALAR PİŞMEZ. ÇİZGİ DIŞI Kurbağa pişirme metodu şöyledir; Kurbağalar canlı canlı soğuk suya atılır. Altı kısık ateşle açılır. Isı yavaş yavaş yükselirken; kurbağalar mayışır. Kaynamaya başladığın da ise zıplayıp, kazan dışına çıkacak güçleri kalmamıştır artık. Şimdi ikinci bir deney; Kurbağalara ne kadar zıplayabilecekleri öğretiliyor; Bizim kurbağalar bir kutuya koyuluyor ve ½ m’den fazla zıpladıklarında elektrik şoku veriliyor. (Biber gazı ve tazyikli su o zamanlar düşünülememiş ya da bulunmamış olabilir) Kurbağalar bu sistemde şunu öğreniyor ½ m’den fazla zıplarsak canımız yanar. Ve bu onlara iyice öğretildikten sonra elektrik şoku kaldırılıyor ama artık ½ m den fazla zıplayamayacaklarını sanan kurbağalar elde ediliyor tabi. Aman ne hoş… Şimdi; bu kurbağaları ilk baştaki ateşin içine kazanın boyunu 1 m olarak ayarlamak şartı ile atsak ve altını harlı açsak yani kısık ateşte değil de yüksek ateşte ve kısa sürede pişirmeye kalksak ne olur. Öğrenilmiş çaresizlik yani yarım metreden fazla zıplayamam yoksa canım yanar şartlanması, içten yandığını anlayan kurbağalarda da işe yarar mı? Bilmiyorum… Bu deney henüz yapılıyor… Ama bence, ateşi fazla açarsanız metot başarısız olur. Neden mi? Uyutamadığın kurbağa yanacağını anlar, yanan kurbağa zıplar… Sen başka bir değişkeni devreye soktun hatta değişkeni değiştirdin. Bunu öğrenmemişti bu MİLLET ki pişirmeye çalışanlar adına üzgünüm, Pişmez Bu Kurbağalar! Sen ateşin harını bozdun, iyi ki de bozdun valla yoksa bıçak kemiğe dayanmasa çok yükseklere zıplayabileceğini nasıl anlardı bunca kurbağa… Kurbağalar zıplamaları ile meşhurdurlar ve bir kurbağanın zıplaması aynı neden ile meşrudur. Doğanın ona verdiği bir yetidir bu, kullanacak tabi. Öğretmeye çalıştığın şey kişinin doğasına aykırı ise ne kazan kalır ne şişe, patlatır geçer gelse de senin gibi nice… Aman dikkat tencere kapağı çok sıcak, üzerine patlayacak MAZALLAH… Çok yaklaştın uzaklaş… Hatta bence NAŞŞŞ… Akar diğer adıyla mite(mayt), evlerimizde sıkça yaşayan gözle görünmez canlılardır. Mite diye adlandırılan ev akarları yapı olarak oval şekillerdedir, insan, hayvan ve diğer canlıların yaşadığı her ortamda yaşarlar. Akarlar (Mayt), çok miktarda yiyecek (Bunlar daha ziyade çürümüş epital hücrelerini yerler). 20 °C civarında daimi sıcaklık, % 60-80 arasında nem. Güneş ışığının olmaması (güneş ışınları maytları imha eder). Yatak, yüksek miktarda yiyecek (epitel hücreleri) ve insan insan vücudundan dökülen deri tozlarıyla ve parçacıklarıyla beslenen bir canlı türüdür. İnsan vücudunda milyarlarca akar yaşamaktadır. En çok halı, koltuk, yatak ve tüylü veya kirli ortamlarda bulunur. Nemli bölgelerde yaşayan ve astıma sebebiyet veren akarlar, mikroskop aracılığıyla görülebilir. 55 mikron boyutuna kadar büyüyen akarlar vardır. 1 gr deri parçası 1.000.000 akarın beslenmesi için yeterlidir. 156 çeşit akar vardır. 5 yıl kullanılan bir yatakta 5 ile 10 milyon akar yaşadığı sanılmaktadır. İnsan sağlığı için büyük tehlike oluşturmaktadırlar. Mayt (Akar) alerjisi: Ev tozu mayt, küf sporları, hayvan kürkü ve tüyü, bütün yıl mevcut olan yıllık rinit’in ’tekrarlanan’ semptomlarını tetiklemekten sorumludur. Semptomlar, mevsimsel alerjik rinitinki ile aynıdır, ancak burun tıkanması ve sinüslerin iltihaplanması, (sinusitis) sık sık görülen komplikasyonlardır. Birçok şikayete, gerçek hayatta bütün ev tozlarında bulunamayan, fakat münhasıran yatakta bulunan ev tozu maytı sebep olur. Çalışmalar, yatakta bulunan tozun, yerde bulunan tozdakinden % 100 daha yüksek konsantrasyonlarda toz maytı içerdiğini göstermiştir. Mayt, sadece aşağıdaki şartların hakim olduğu yerlerde yaşar ve ürer (alerji yaratan etkenler üretir) Mevcut vücudu tarafından verilen ısı ve nem içerdiğinden, maytlar için ideal bir yaşam çevresi sunar; ısı ve nem şartları en iyi durumdadır. Aynı zamanda güneş ışığının olmaması tam olarak sağlanmıştır. Dermatophagoides pteronyssimus adı verilen, ev tozu hassasiyeti veren alerji yaratan etkenlere eşdeğer de olan maytın metabolizma ürünü, kronik inatçı alerjik rinite sebep olan alerji yaratan etkenler arasında en çok bilinen ve en yaygın olan alerji yaratan ekenlerden biridir. Alerji semptomları ise; hapşırma, rhinorrhea (burun akıntısı), burun kaşınması, burun tıkanması, gözlerin ve damağın kaşınmasıdır. Şikayetlere, aşağıdaki durumlarda ev tozu maytı sebebiyet verebilir: Aile içinde bir takım alerjik hastalıkların zaten meydana gelmiş olması. Alerjik hastalık büyük bir olasılıkla yeni doğan çocuklarda görülür.Alerji erkek çocuklarda daha sıktır. Alerji menşeli bir hastalığın zaten hastada görülmesi durumunda. Semptomlar daima verilen bir yer ile (örneğin yatak odası) ilgilidir. Daha kalın akıntı ile birleşen burun tıkanması gece görülür. 7-10 günden fazla süren sulu burun akıntısı. Burun şikayetleri ateş olmadan görülür. Bir Antibiyotik tedavisinden sonra dahi, semptomlar iyileşmez. (Habertürk’ten alıntıdır.) 23 YEŞİLKÖY’DE YOZLAŞMAYA DUR DEMEK İÇİN TOPLANDILAR Yeşilköylüler, mahallelerinde son dönemde yaşanan olumsuz olaylara karşı isyan bayrağı açtı. Özellikle kafe ve barların bulunduğu sokaklardaki kaldırımların valeler ve İSPARK tarafından adeta parsellenmesi ve Yeşilköylüler’e saygısızca davranan işletmelere karşı ayaklanan Yeşilköylüler, internet üzerinden harekete geçerek “Yeşilköy Yozlaşmadan Kurtulacak” isimli bir toplantı düzenledi. 85 kişinin katıldığı toplantıda Yeşilköy’de son dönemde yaşanan olumsuzluklar hakkında görüşlerini ve yapılması gerekenleri belirten vatandaşlar birlikte hareket ederek bir halk hareketi başlatmaları gerektiğini ve 85 kişi ile başlayan bu hareketin binlerce Yeşilköylü ile güçlendirilmesi gerektiğini savundular. Yeşilköy Toplu Konut Sitesi Lokali’nde yapılan toplantıda konuşan Yeşilköy Mahalle Muhtarı Bülent Yurtsever, Yeşilköylüler’in kafelere karşı olmadığını sadece Yeşilköylüler’e saygısızlık yapan işletmelere, kaldırımları işgal eden mekanlara karşı olduklarını belirterek, “İnsana karşı kabalaşmayacak, nazik olacak herkese, her kesime kucak açarız. Bunların aksini yapanlara ise artık dur diyeceğiz. Bazı arkadaşlar şikayet ediyorsunuz ama siz de o kafelere gidip oturuyorsunuz diyorlar. Yeşilköylüler kafelere karşı değil, tabiki Yeşilköylüler de bu kafelere gidecek oturacak, eğlenecek. Ancak Yeşilköylüler oralara gidiyor diye de o işletmelerin Yeşilköylüler’e saygısızlıklarına da müsaade etmeyecektir. Siz eşinizle, kızınızla, annenizle kaldırımlara kadar taşmış, size aileniz ile yürüyecek yer bırakmamış bir mekanın önünden geçememekten, yürüyememekten mutlu musunuz?, Yeşilköylü’nün çoğu mutlu değil. Ben mutlu değilim. Benim gibi düşünen Yeşilköylü de mutlu değil. Kaldırım işgallerine göz yuman yönetim, işin üzerine gitmedikçe bu mekanlar işi daha da azıtıp caddeleri de işgal ediyorlar. O meşhur, üzerinde işletmenin reklamı olan plastik babalarını yol kenarına koyup kaldırımlardan sonra caddeyi de valeleri vasıtasıyla işgal ediyorlar. Kimse dur demeyince, ses çıkartmayınca, köyümüzün sokaklarında bile sizin arabanızı park ettirmiyorlar. Ses çıkarttığınızda kavga ediyorsunuz. Yeşilköylü de bu mekanlara gidiyor diye bu mekanların kaldırımları işgal edip beni, sizi yürütmemeye hakları var mı? Kafelerin çalıştırdığı valeler, siz arabanızı park etmek için yanaştığınızda, “Hangi mekana geldiniz? Falanca mekana geldiyseniz buraya park edemezsiniz.” demesi hoşunuza gidiyor mu, yola konan meşhur dubaları önünüze set çeker gibi sunduğunda ne düşünüyorsunuz?. Biz işte buna karşıyız. İşletme sahipleri nasıl işyerlerinin tertip ve düzenine özen gösteriyorlarsa para kazandıkları semtin tertip ve düzenine de özen göstermelidirler. Belediyenin görevi de ruhsat verdim, ben harcımı aldım, tamam artık ne yaparsa yapsın değil, ruhsat verdikten sonra da işgallerle uğraşmak olmalıdır. Yeşilköylü’nün işini yapan, halka saygılı, tertip ve düzeni hem kendi hem de para kazandığı semt için çabalayan işletmeler ile ilgili hiçbir sorun yoktur ve olmaz da. Yeşilköy halkı sadece saygı ve ahlaklı hizmet beklemektedir. Bugün sesimizi çıkartmazsak, daha önce de Bakırköy’de olduğu gibi her binanın altında Türkü Kafe-Barlar açılır ve orada yaşayan Bakırköylü gibi biz de Yeşilköy’ü terk etmek zorunda kalırız” dedi. Yurtsever ayrıca, başlatılan halk hareketinin siyasi bir yapısının bulunmadığını ve bulunmasına da izin vermeyeceklerini de belirtti. “BÜYÜKŞEHİR HİÇBİR ŞEY YAPMIYOR, BAKIRKÖY BELEDİYESİ İSE AĞIRDAN ALIYOR” Yeşilköy Mahalle Muhtarı Bülent Yurtsever, Yeşilköy’de yapılan olumlu gelişmelerin yok denecek kadar az olduğunu da belirterek, AKP’li Büyükşehir Belediyesi’nin “Biz nasıl olsa Bakırköy’ü kazanamayız düşüncesiyle Yeşilköy’e hiçbir şey yapmadığını, Bakırköy Belediyesi’nin de biz nasıl olsa Bakırköy’ü kazanırız düşüncesiyle Yeşilköy’deki hizmetlerini ağırdan aldığını, çok yavaş davrandığını da kaydetti. Yeşilköy köyiçinin turizm bölgesi olduğunu da ifade eden Yurtsever, “Turizm bölgesi olduğu zaman evinizi yıktığınızda bir daha konut yapamıyorsunuz, ya pansiyon, ya otel, gece kulübü gibi mekanlar yapabiliyorsunuz. Bu tür yapılaşmalar olduğu zaman Yeşilköy’ün ne hale gelebileceğini düşünüyor musunuz? Bizi bu kadar niye rahatsız ediyorsunuz? Turizm bölgesi yapılmasının anlamı nedir? Yeşilköy’de turizm mi var, müze mi var, turistlik yer mi var?” diyerek sözlerini tamamladı. “NARGİLE DUMANI İÇİNDE ÇOCUKLARIMIZ PARKLARDA OYNUYOR” Yurtsever’in konuşmasının ardından Yeşilköylüler tek tek söz alarak yaşadıkları sıkıntıları ve düşüncelerini paylaştılar. Bülent Yurtsever’in ardından toplantıya katılan Yeşilköylü bir vatandaş söz alarak Halit Ziya Uşaklıgil Parkı’nın yanı başında bulunan kafenin parkı adeta işgal ettiğini ve sürekli nargile tüketiminin bulunduğunu belirterek, “Bizim çocuklarımız, içinde neyin olduğu belli olmayan bir şeyin dumanını çekerken oyun oynuyorlar. Böyle bir şey yok. Orası küçük bir büfeydi, şimdi neredeyse parkın tamamını işgal etti.” dedi. Daha sonra ise toplantıya katılan Avukat Salim Baydil, Yeşilköy’e yaşatılan bir yaşam biçimi olduğunu ve bundan rahatsızlık duyduğunu belirtti. Yeşilköy’de büyük bir rant döndüğünü de dile getiren Baydil, mahalleli olarak bundan sonraki süreçte bu rantı önlemek zorunda olduklarını söyledi. Mahallenin imarına müdahale etmelerinin, ruhsatına müdahale etmelerinin gerektiğini ifade eden Baydil, buna engel olunamazsa bu rantın önünün alınamayacağını kaydetti. Baydil’in konuşmasının ardından ise Yeşilköy Park Dayanışması’ndan Bülent Beylanlı söz alarak Yeşilköy’de yaptıkları çalışmalardan bahsetti. Daha sonra ise Yeşilköylü Mehmet Ali Örgen söz alarak, Yeşilköy’de doğup, büyüdüğünü ve çocuklarının da Yeşilköy’de büyüdüğünü belirterek, başlatılan bu halk hareketinin daha yoğunlaşarak devam etmesi gerektiğini söyledi. “TÜM SUÇ BİZ YEŞİLKÖYLÜLER’DE” Toplantıda daha sonra bir çok vatandaş söz alarak istek ve taleplerini belirtirken, toplantının sonlarına doğru söz alan Yeşilköylü Mete Alpman, Yeşilköy’de herkesin yaşadığı sorunlar ve sıkıntıların ortak olduğunu ifade ederek, Yeşilköylüler’in bugüne kadar bu sorunlar karşısında ne yaptıklarını sordu. Yeşilköylü olarak bu zamana kadar bu konularla çok fazla mücadele etmediklerini de kaydeden Alpman, “Rönepark’ın sahili, denize girdiğimiz kumsallar hiçbirisi yok artık. Çünkü bu yollar yapılırken hiçbirimiz itiraz etmedik buna. Ne getirdi bu sahil yolu Yeşilköy’e?” dedi. Alpman, Yeşilköy’de yapılanlarla ilgili suçu kendilerinde aramaları gerektiğini de belirterek, “Sadece belediyeye odaklandık. Peki emniyet ne oluyor bu arada. Onların hiç mi suçu yok. Emniyet Müdürümüz’ün lojmanı burada. Burada hiçbir kurala uyulmuyor. Ben aynı zamanda Su Kooperatifleri’nin Yönetim Kurulu Başkanı’yım. Orada bize bir çok şikayet dilekçesi geliyor, sahildeki satıcılarla ilgili. Bu şikayetleri ben bizzat yetkili yerlere ulaştırdım. Zabıta geldi ve orada çocuklara balon satan adamın balonlarını aldı gitti, bu kadar. Böyle bir şey olabilir mi? Hepiniz hatırlarsınız İstasyon Caddesi bir ara trafiğe kapatılmak istendi. Kimden geldi ilk şikayet esnaftan geldi. Sene 1990, Yıldırım Aktuna Belediye Başkanı. Mecliste bir karar aldık. İstasyon Caddesi ile ilgili. Yeşilköy’ü eski haline getirelim. Arabalarla girilmesin buraya, girilecekse faytonla girilsin. Önce Yeşilköylüler karşı çıktı buna biliyor musunuz?” diyerek konuşmasını bitirdi. Alpman’ın ardından ise Yeşilköylü Faruk Yedibaşlar söz alarak, Yeşilköy’ün bu duruma gelmesinin başlıca sebebinin 1984’teki siyaset olduğunu ifade etti. SİYASET KONUŞULDU; TOPLANDI DAĞILDI Faruk Yedibaşlar’ın konuşmasının ardından ise söz alan ve CHP İlçe Yönetimi’nde yönetici olduğunu belirten bir kişi ise, Bülent Yurtsever’in CHP’li Bakırköy Belediyesi de nasıl olsa burayı kazanırız diye işleri ağırdan aldığını söylemesinin yanlış olduğunu belirtmesi salonda bulunanlar tarafından tepki çekti. Salonda bulunan vatandaşlar siyaset yapılmamasını isterken bazı vatandaşlar ise bu konuşmanın üzerinden salonu terk etti. Bazı katılımcılar da siyaset yaptığı için konuşmacıya tepki gösterdi. Toplantının geri kalan kısmında siyasi konuşmalar yoğunlaşmaya başladı. Bunun üzerine araya giren Yeşilköy Mahalle Muhtarı ve Yeşilköylü vatandaşlar, toplantının burada kesilmesini istediler. Toplantının sonunda ise başlatılan halk hareketinin daha da genişletilmesi ve önümüzdeki günlerde geniş katılımla bir basın açıklaması yapılması kararlaştırıldı. (Yavuz ARPACIK) 24 07 EKİM 2013 PAZARTESİ Ekseriyetin bulunduğu tespit edilerek birleşim, Meclis 1. Başkan Vekili Hasan Ersoy tarafından açıldı. Serdal Kılavuz ve Bahar Sunman’ın izinli sayılmalarına oybirliğiyle karar verildi. Gündem okundu, 2014 mali yılı bütçesi ve performans programı görüşmelerinin 25 Ekim 2013 Cuma günü saat 10:00’da yapılmasının gündeme eklenmesiyle birlikte gündemin oybirliğiyle kabulüne karar verildi. Gündem maddelerinin görüşülmesi neticesinde 1- Mali Hizmetler Müdürlüğü başlıklı 2014 yılı performans programına dair evrakın Bütçe Plan Komisyonu’na havalesinin oybirliğiyle kabulüne, 2- Mali Hizmetler Müdürlüğü başlıklı 2014 mali yılı bütçesine dair evrakın Bütçe Plan Komisyonu’na havalesinin oybirliğiyle kabulüne, 3- İnsan Kaynakları ve Eğitim Müdürlüğü başlıklı Sağlık İşleri Müdürlüğü’ne kadro aktarımı hakkındaki başkanlık teklifinin oybirliğiyle kabulüne, 4- İmar ve Şehircilik Müdürlüğü başlıklı Yeşilköy Mahallesi 39 pafta 349 ada 7 parsele ilişkin 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliğine dair dosyanın imar ve şehircilik komisyonuna havalesinin oybirliğiyle kabulüne karar verilerek birleşim, Meclis 1. Başkan Vekili Hasan Ersoy tarafından 09 Ekim 2013 Çarşamba günü saat 16:00’da toplanmak üzere kapatıldı. 09 EKİM 2013 ÇARŞAMBA Ekseriyetin bulunduğu tespit edilerek birleşim, Meclis 2. Başkan Vekili Ali Kenan Kır tarafından açıldı. Ohannes Karabetyan, Ferzan Özer ve Bahar Sunman’ın izinli sayılmalarına oybirliğiyle karar verildi. Gelmeyen meclis üyelerinin izinli sayılmalarına oyçokluğuyla karar verildi. Geçen birleşime ait zabıt özeti okundu, oybirliğiyle kabul edildi. Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu’nun vermiş olduğu meclis tutanaklarına dair yazılı önergenin başkanlık makamına havalesinin oybirliğiyle kabulüne karar verildi. Gündem maddelerinin görüşülmesi neticesinde 1- Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü başlıklı çocuk evleri isimlerine dair başkanlık teklifinde ismi geçen kreşlerin tek tek oylanmasına oybirliğiyle karar verildi. Yapılan oylama sonucunda Barış Manço Çocuk Kreşi’ne, Barış Manço Çocuk Evi isminin verilmesinin oybirliğiyle kabulüne, Ülkü Adatepe Kreşi’ne Ülkü Adatepe Çocuk Evi isminin verilmesinin oybirliğiyle kabulüne, Ataköy Çocuk Evi’ne Muazzez İlmiye Çığ Çocuk Evi isminin verilmesinin 4 ret (Mehmet Emin Ertekin, Türkan Elif Arıkan Can, Ayhan Can, Ramazan Baş) oya karşın oyçokluğuyla kabulüne, Osmaniye Çocuk Kreşi’ne Zübeyde Anne Çocuk Evi isminin verilmesinin oybirliğiyle kabulüne, Basınköy’de bulunan ve iki binadan oluşan çocuk evlerine Hasan Ali Yücel Çocuk Evi isminin verilmesinin oybirliğiyle, Can Yücel Çocuk Evi isminin verilmesinin 4 ret (Mehmet Emin Ertekin, Ayhan Can, Türkan Elif Arıkan Can, Ramazan Baş) oya karşın oyçokluğuyla kabulüne karar verildi. 2- Fen İşleri Müdürlüğü başlıklı opera konseptli kültür ve hizmet binasına Leyla Gencer Sanat ve Kültür Merkezi isminin verilmesine dair başkanlık teklifinin oybirliğiyle kabulüne karar verildi. 3- Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü başlıklı eğitim yardımı hakkındaki başkanlık teklifinin 11 Ekim 2013 tarihli meclis toplantısında tekrar görüşülmek üzere ertelenmesine karar verildi. 4- İmar ve Şehircilik Müdürlüğü başlıklı Şevketiye Mahallesi 1221 ada 212 parselin 16 pafta 11403 ve 11401 parselin ve kadastral yolun bir kısmına ilişkin 19.05.2013 onanlı 1/1000 ölçekli plan değişikliğine itiraz hakkındaki dosyanın İmar ve Şehircilik Komisyonu’na havalesinin oybirliğiyle kabulüne karar verilerek birleşim, Meclis 2. Başkan Vekili Ali Kenan Kır tarafından 11.10.2013 Cuma günü saat 16:00’da toplanmak üzere kapatıldı. EKİM 2013 BELEDÝYE MECLÝSÝ’NDE NELER GÖRÜÞÜLDÜ? 11 EKİM 2013 CUMA Ekseriyetin bulunduğu tespit edilerek, birleşim Meclis 1. Başkan Vekili Hasan Ersoy tarafından açıldı. Türkan Elif Arıkan Can, Ohannes Karabetyan, Coşkun Alagöz, Cavit Ganiç, Serdal Kılavuz ve Bahar Sunman’ın izinli sayılmalarına oybirliğiyle karar verildi. Geçen birleşime ait zabıt özeti okundu, oybirliğiyle kabul edildi. Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu tarafından belediyenin ne kadar borcunun olduğu ve şirketle ilgili soru önergelerine cevap alamadıklarına dair ve yol katılım paylarına ait vergiler ile ilgili sözlü soru önergesi verildi. Gündem maddelerinin görüşülmesi neticesinde 1- Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü başlıklı eğitim yardımına dair başkanlık teklifinde yardım miktarının ilkokul ve ortaokul öğrencilerine 75 TL, lise öğrencilerine 100 TL olarak belirlenmesinin oybirliğiyle kabulüne, 2- Hukuk İşleri Müdürlüğü başlıklı sulh ve ibra yoluna gidilmesine dair başkanlık teklifinin 3 ret (Mehmet Emin Ertekin, Ramazan Baş, Ayhan Can) oya karşın oyçokluğuyla kabulüne, 3- Fen İşleri Müdürlüğü başlıklı kredi kullanımı ile ilgili başkanlık makamına yetki verilmesine dair başkanlık teklifinin 3 ret (Mehmet Emin Ertekin, Ramazan Baş, Ayhan Can) oya karşın oyokluğuyla kabulüne, 4-İmar ve Şehircilik Müdürlüğü başlıklı Cevizlik Mahallesi 70 ada 12 parsele ait 14.05.2013 tasdik tarihli 1/1000 ölçekli Bakırköy merkez demiryolunun güneyine ilişkin revizyon imar planına itiraz hakkındaki İmar ve Şehircilik Komisyonu raporunun 3 ret (Mehmet Emin Ertekin, Ramazan Baş, Ayhan Can) oya karşın oyçokluğuyla kabulüne, 5- İmar ve Şehircilik Müdürlüğü başlıklı Sakızağacı Mahallesi 6 pafta 5 ada 4 parsele ait 14.05.2013 tasdik tarihli 1/1000 ölçekli Bakırköy merkez demiryolunun güneyine ilişkin revizyon imar planına itiraz hakkındaki İmar ve Şehircilik Komisyonu raporunun 3 ret (Mehmet Emin Ertekin, Ramazan Baş, Ayhan Can) oya karşın oyçokluğuyla kabulüne, 6- İmar ve Şehircilik Müdürlüğü başlıklı Zeytinlik Mahallesi 112 ada 17 parsele ait 14.05.2013 tasdik tarihli 1/1000 ölçekli Bakırköy merkez demiryolunun güneyine ilişkin revizyon imar planına itiraz hakkındaki İmar ve Şehircilik Komisyonu raporunun 3 ret (Mehmet Emin Ertekin, Ramazan Baş, Ayhan Can) oya karşın oyçokluğuyla kabulüne, 7İmar ve Şehircilik Müdürlüğü başlıklı 1/1000 ölçekli Bakırköy merkez demiryolunun güneyine ilişkin revizyon imar planına itiraz hakkındaki İmar ve Şehircilik Komisyonu raporunun 3 ret (Mehmet Emin Ertekin, Ramazan Baş, Ayhan Can) oya karşın, oyçokluğuyla kabulüne karar verilerek birleşim, Meclis 1. Başkan Vekili Hasan Ersoy tarafından 25.10.2013 Cuma günü saat 16:00’da toplanmak üzere kapatıldı. 25 EKİM 2013 CUMA (BÜTÇE GÖRÜŞMELERİ) Ekseriyetin bulunduğu tespit edilerek birleşim, Meclis 1. Başkan Vekili Hasan Ersoy tarafından açıldı. İlknur Meral ve Bahar Sunman’ın izinli sayılmalarının kabulüne oybirliğiyle karar verildi. Geçen birleşime ait zabıt özeti okundu, oybirliğiyle kabul edildi. Gündem maddelerinin görüşülmesi neticesinde 1- 2014 mali yılı performans programına dair Bütçe Plan Komisyonu raporu okundu, lehte ve aleyhte görüşmeler yapıldı. Komisyon raporunun 4 ret oya karşın, oyçokluğuyla kabulüne karar verildi. 2- 2014 mali yılı bütçe kararnamesinin oylanmasında madde 1, 4 ret oya karşın oyçokluğuyla kabulüne, madde 2, 4 ret oya karşın oyçokluğuyla kabulüne, madde 3, 4 ret oya karşın oyçokluğuyla kabulüne, madde 4, oybirliğiyle kabulüne, madde 5, oybirliğiyle kabulüne, madde 6, 1 ret oya karşın oyçokluğuyla kabulüne, madde 7, oybirliğiyle kabulüne, madde 8, oybirliğiyle kabulüne, madde 9, oybirliğiyle kabulüne, madde 10, oybirliğiyle kabulüne madde 11, oybirliğiyle kabulüne, madde 12, oybirliğiyle kabulüne, madde 13, oybirliğiyle kabulüne, Bakırköy Belediye Başkanlığı 2014 mali yılı bütçesine dair Bütçe Plan Komisyonu raporu üzerinde yapılan görüşmeler neticesinde gider bütçesinin 4 ret oya karşın oyçokluğuyla kabulüne, gelir bütçesinin 4 ret oya karşın oy çokluğuyla kabulüne karar verilerek birleşim, Meclis 1. Başkan Vekili Hasan Ersoy tarafından 04.11.2013 Pazartesi günü saat 16:00’da toplanmak üzere kapatıldı. TOPLAM BÜTÇE 268 MİLYON TL Bakırköy Belediye Meclisi’nin Ekim Ayı Olağan Toplantıları’nın 25.10.2013 tarihli 4. birleşiminde 2014 mali yılı bütçesi görüşüldü. Bütçe görüşmelerinde ilk olarak, Bakırköy Belediyesi 2014 mali yılı performans programı daha önceden gruplara dağıtıldığı için okunmuş sayıldı ve daha sonra bütçe kararnamesindeki 13 madde tek tek okunarak oylandı. Bakırköy Belediye Meclisi’nde yapılan açıklamada, 2014 mali yılında belediye bağlı idare birlikleri için toplam 268 milyon 227 bin 732 TL bütçe verildiği, belediyenin gelirlerinin ise 196 milyon 260 Bin TL olduğu belirtilirken, toplam bütçede geri kalan 71 milyon 967 bin 732 TL’lik kısmın borçlanma yoluyla olması dikkat çekti. Bakırköy Belediyesi’nin 2014 mali yılı bütçesi toplam 268 milyon 227 bin 732 TL olarak belirlendi. Bakırköy Belediyesi 2014 mali yılı bütçesi AK Parti Grubu’nun 4 ret oyuna karşın oyçokluğuyla Belediye Meclisi’nden geçerek onaylandı. Belediye Meclis Salonu’nda yapılan ve Meclis 1. Başkan Vekili Hasan Ersoy’un yönettiği meclis görüşmelerine, Bakırköy Belediyesi müdürleri de tam kadro katıldı. 2014 BÜTÇESİ OY Ç O K L U Ğ U Y L A K A B U L E D İ L D İ Meclis oturumlarýnýn tamamýný gazetemizin www.atakoygazete.com.tr sitesini ziyaret ederek okuyabilir ve sesli olarak dinleyebilirsiniz. 25 Yapıtlarında her zaman özgün alanlara değinmesi nedeniyle edebiyat çevrelerinde ilgi ile izlenen Hikmet Temel Akarsu’nun bu ay yine ilginç bir kitabı çıktı piyasaya. Doğan Kitap etiketi ile piyasaya çıkan kitabın adı “Şairlerin Barbar Sofraları”. Bu öyküler derlemesinde yazar bizi merak edilen bir dünyanın derinliklerine götürüyor. Edebiyatın kalbinin attığı, ruhunun oluştuğu kaynaklarda, mekânlar- muhalif, ruhsal derinlik içeren üslubuna keskin bir geri dönüş yaparken, çoşkuların çarpıştığı bir egolar deryasına götürüyor bizi. Bu kitapla ilgili yazara bir kaç soru yönelttik: Neden böyle bir kitap ? Neden edebiyat dünyasının iç yüzü?... Yasemin BAYER Daha ilginç ve daha yazılmaya değer bir şey biliyor olsaydım bugün için orayı yazardım. Toplumdaki aynılaşma, tekdüzeleşme, bir Hikmet Temel Akarsu’dan Şairlerin ve Edebiyatçıların Yaşamı Üzerine... da, ortamlarda, adanmış şairlerin arasında gezintiye çıkarıyor. Kitabın arka kapağında da belirtildiği gibi; ”Şairlerin Barbar Sofraları” ile Hikmet Temel Akarsu toplumda daima merak duyulan edebiyat mahfillerinin iç dünyalarına taşıyor bizi. Dışarıdan parıltılı, ışıltılı, yaldızlı gözüken şairler dünyasının içsel acılarını, özlem ve tutkularını, bîçare adanmışlığını, kimi zaman dekadan yaşam biçimi, kimi zaman soylu feragat duygusunu ama daima ekstremlerdeki çılgınlıklarını gözlerimizin önüne seriyor.” Tanıtım bülteninden alıntılayarak kitabın devam eden bölümleri hakkında bilgi verelim: “Sadece şairlerin yarım kalmış tutkuları, boğazda düğümlenen hıçkırıkları ve beyhude geçen anlaşılamamışlık yılları değil kitabın ilgi alanı. Ukteler, Dipler ve Hüzünler adlı bölümlerde yer alan duygu yoğun öykülerde kimi zaman bizlere yaralı bir toplumun iç kanamalarını, kimi zaman çürümekle yükselmek arasında salınıp duran özgün bir semtin sıra dışı öyküsünü, kimi zaman büyük alt-üst oluşlar sırasında çimen olup ayaklar altında ezilen insancıkların hazin yaşantılarını; kimi zaman da malihulya denebilecek hüzün derinliklerinde süregiden trajikomik varoluşumuzu benzersiz bir edebi dille anlatıyor ”Şairlerin Barbar Sofraları”. Bu öyküler derlemesinde Hikmet Temel Akarsu, kendisini edebiyatın derin sularına taşıyan o bildik, örnekleşme süreci sonunda o demode bulunup bir kenara itilen şairler ve edebiyatçılar bana kalırsa bugün için en özgün, en ilginç ve en heyecan verici yaşamı yaşayan kişiler oldular. Bence merak edilmeyi hak ediyorlar. Şairin ve edebiyatçının durumu bu kitapta anlatıldığı kadar kötü mü? Bu, kötüden ne anladığınıza bağlı. Ben şairlerimizin ve edebiyatçılarımızın bu kitap içinde düştükleri tüm perişanlığa rağmen yine de en saygıdeğer hayatı yaşadıklarını düşünüyorum. İdealleri ve duyguları doğrultusunda yaşıyorlar ve bunun bedelini ödüyorlar. Bu kötü durumda olmak mıdır? Bence hayır. Bu kitabı yazarken, okuyacak şair ve edebiyatçıların tepkilerinden hiç çekinmediniz mi? Çekinecek bir şey göremiyorum. Çünkü ben onları kötülemedim. Aslında övdüm. Karıştıkları olaylar, yaşadıkları yoksunluklar ve dışlanmışlıklar başkalarına küçültücü gelebilir ama tüm edebiyatçılar bilir ki bu alanda bir yere gelebilmek için bu yoksunluklara göğüs germek gerekir. YAŞLILAR GÜNÜ’NDE YAĞMUR ALTINDA DANS ETTİLER Dünya Yaşlılar Günü Bakırköy Belediyesi Basın-Yayın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü tarafından düzenlenen etkinliklerle kutlandı. Ataköy 4. Kısım Atapark içinde gerçekleşen etkinlikte yaşlılar yağmura rağmen Grup Siren’in müziklerine ayak uydurarak dans ettiler ve tavla yarışmasına katıldılar. Tavla yarışmasında Ali Rıza Kurtul’u yenen Tuncer Cebecioğlu birinciliği elde etti. Öte yandan etkinlikte 90 yaşın üzerindeki Hasan Tahsin Onat, Muazzez Aydemir ve Fevziye Kavlak’a da günün anısına plaket sunuldu. Etkinlikte ayrıca Şef Levent Güler yönetiminde Süz-i Dil Türk Müziği Topluluğu konseri ve Şef Selahattin Özsoy yönetiminde Türk Halk Müziği konseri yapıldı. 1 Ekim Yaşlılar Günüyle ilgili bir mesaj yayınlayan Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen 65 yaş BAKKART uygulamasını yakında hayata geçireceklerini belirterek “Geçmişini ve yaşlısını bilmeyen bir toplum geleceğini ve gençlerini oluşturamaz. Sadece hayati ihtiyaçların karşılanması asla yeterli değil, yaşlılarımızın sosyal ihtiyaçlarının da olduğunu unutmamak bu alanda da çalışmalar yapmak gereklidir. Biz bu alanda üzerimize düşeni yap- maya gayret ettik ve edeceğiz, önümüzdeki günlerde 65 yaş BAKKART hizmetlerimiz ile bir çok etkinlik düzenleyerek yaşlılarımız ile buluşacağız.” şeklinde konuştu. Bakırköy Belediyesi Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Müdürü Ruhsan Tezkan “Tüm BAKKART sahiplerimiz 65 yaş BAKKART ile ilgili bilgi almak için Müdürlüğümüze ulaşabilirler.” dedi. (Yavuz ARPACIK) Ataköy’de görev yapan apartman görevlileri DÖNER PARTİSİ’NDE BULUŞTU Kendisi de apartman görevlisi olan Bakırköy Belediye Meclis Üyesi Ali Erten organizasyonu ve Bakırköy Belediye Meclis Üyesi Hüseyin Uğur Özhabeş’in sponsorluğunda düzenlenen döner partisinde Ataköy’de görev yapan apartman görevlileri eşleri ile birlikte bir araya geldi. Ataköy 9. Kısım’da bulunan Ataköy Kreşi ve Afet Merkezi’nin arasında kalan bahçede gerçekleştirilen döner partisine 200’e yakın apartman görevlisi katılırken, Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen de etkinliğe katılarak apartman görevlileri ile sohbet etti. Bakırköy Belediye Meclis Üyesi Ali Erten, uzun zamandır böyle bir etkinlik düzenlemeyi düşündüğünü ve sonunda masraflarını karşıladığı ve bu etkinliğe gösterdiği ilgiden dolayı Özhabeş’e minnettar olduğunu söyledi. Bakırköy Belediye Meclis Üyesi Ali Erten ayrıca, etkinliğe katılarak apartman görevlileri sohbet eden ve sorunlarını dinleyen Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen ve belediye meclis üyesi arkadaşlarına da teşekkür ederek, Ateş bu isteğini yerine getiridiğini belirterek, döner partisine katılan tüm apartman görevlilerine teşekkür etti. Döner partisinin sponsorluğunu üstlenen Bakırköy Belediye Meclis Üyesi Hüseyin Uğur Özhabeş’e de ayrı bir teşekkür borcu olduğunu ifade eden Erten, etkinlikte dağıtılan et döner, ayran ve tatlıların Ünal Erzen’in her zaman yanlarında olduğunu ve gereken tüm desteği kendisine ve tüm Bakırköylüler’e gösterdiğini kaydetti. Etkinlikte birbirleriyle bolca sohbet etme imkanı bulan apartman görevlileri ayrıca, Çanakkale’den özel olarak getirilen müzik grubunun ritimleri eşliğinde de müzik ziyafeti yaşadılar. Yazdıklarınız okura genelde biraz ağır gelmiyor mu? Bu sizin kitaplarınızın yaygınlık kazanması noktasında bir engel değil mi? Her okurun ilgisini çekmeyebilir yazdıklarım. Zaten best-seller olmayı hiçbir zaman hedeflemedim. Sıradanlıktan hoşlanmam. Doğrusu benim okurlarımın genel düzeyi de oldukça yüksektir. Türkiye’deki okurların en iyileri desem yeri var. TEKNOLOJÝ DÜNYA SI GÖKHAN ATAMER [email protected] iPAD AIR ve RETINA EKRANLI iPAD MINI Apple'ın tasarımıyla göz dolduran 5.nesil iPad ya da pazardaki adıyla iPad Air, 1 Kasım itibariyle dünyanın birçok ülkesinde satışa sunuldu. Yerel saatler 00:00'ı gösterdiği andan itibaren Apple Online Store'lar üzerinden, 08:00'den itibarense fiziksel satış kanallarından teknoloji severlerin beğesine sunulan iPad Air, iPad 2'den bu yana tasarımı ilk kez değişen iPad olma özelliğini de taşıyor. Selefleri gibi 9.7 inç'lik bir ekrana sahip, yeni tasarımı iPad mini'yi andırıyor. Sadece 7.5mm kalınlığındaki yeni iPad, önceki iPad'lerden yüzde 25 daha ince, %28 daha hafif ( 469 gram ). Ekran çerçevesi ise yüzde 43 daha ince. Ağırlığı 464 gram iPad Air'de kullanılan işlemci, iPhone 5S'te de yer verilen Apple'ın en yeni A7 işlemcisi. Apple'ın iddialarına göre bu işlemci, ilk nesile göre 8 kat daha hızlı ve grafik bakımından 72 kat daha hızlı. Yeni A7 işlemcisi, bilindiği gibi 64-bit mimariye sahip. iPad Air'in kamerası da nihayet Apple'ın önem verdiği konular arasına girmiş bulunuyor. Arka tarafta 5 megapiksellik bir iSight kamerasına sahip cihaz, ön tarafta 1080p FaceTime kamerasıyla geliyor. Ayrıca sesli sohbet için çift mikrofona yer verilmiş. iPad Air, siyah, beyaz, gümüş ve "uzay grisi" renklerinde satışa sunulacak. Öte yandan, 23 Ekim’deki etkinlikte, iPad Air ile birlikte tanıtılan Retina iPad Mini ise Kasım ayı içerisinde (Tim Cook Ekim ayı sonunda yaptığı açıklamada ilk etapta sınırlı sayıda cihazın piyasaya sürüleceğini söyledi) dünyanın birçok ülkesinde satışa sunulacak. 7.9 inç'lik ekrana sahip iPad mini 2, 2048 x 1536 çözünürlük (326 PPI) sunuyor. iOS'un son sürümü iOS 7'yle çalışan tablet, aynı yeni iPad Air ve iPhone 5S gibi işlem gücünü A7 işlemcisinden ve M7 yardımcı işlemcisinden alıyor. Yeni işlemci, Apple'a göre iPad mini'ye kıyasla 4 kat daha hızlı. GPU ise Apple'ın iddiasına göre 8 kat daha hızlı. MiMo destekli iki kat hızlı Wi-Fi, 10 saat pil ömrü, iPad mini 2'nin diğer özellikleri arasında. iPad mini'nin arka yüzünde 5 megapiksellik bir iSight kamerası, ön yüzünde ise 1080p çözünürlüklü FaceTime kamerası bulunuyor. Gri, beyaz ve uzay grisi renk seçenekleriyle "Kasım ayının sonlarında" piyasaya sürülecek. ANDROID 4.4 KITKAT Android'in yeni mobil işletim sistemi sürümü 4.4 KitKat'ın resmi duyurusu Google tarafından gerçekleştirildi. Android'in başlangıcından bu yana tatlı isimleri kullanan Google ilk kez tescilli bir marka olan KitKat ismine yer verdi ve bunun için Nestle ile ortaklık anlaşması imzalandı.Sonraki 1 Milyar şeklinde bir slogan belirleyen Google, Android KitKat sürümünü en alt seviye akıllı telefonlara ulaştırmayı istiyor. Zira donanım ATAKÖY AYLIK BÖLGE GAZETESÝ Aylýk Süreli Yayýn YIL: 21 Sayý: 231 KASIM 2013 [email protected] Köþe yazýlarýndaki sorumluluk, yazarlarýna aittir. Gazetemizde yayınlanan ilanların sorumluluğu ilan sahibine aittir. yetersizliği nedeniyle Android 4.0 sürümü ile piyasaya çıkan cihazlar halen mevcut. Ayrıca Kit Kat’ın başta akıllı televizyonlar ve Android tabanlı oyun konsolu ile eğlence sistemleri, akıllı saatler, giyilebilir teknolojik cihazlar gibi yeni pazarlarda boy göstermesi bekleniyor. Android'in yeni işletim sisteminin dahili olarak geleceği Nexus 5'in yanı sıra ilk etapta Samsung Galaxy S4, HTC One, Nexus 4, 7 ve 10'da kullanıma yakın zamanda açılacağı belirtildi. Android KitKat'ın yeni özellikleri arasında o an çalınan parçanın kontrolleri yanında albüm kapağının da tam ekran olarak çıkacağı yeni kilit ekranı, kamera kısayolu, ana ekran düzenleme, güncellenen renk düzenleri ile birlikte yazı tipi özellikleri dikkat çekiyor. alma işlemi için Panasonic'in kasasından 460 milyon dolar çıktı. Her iki şirket de, satın almayı onaylayan açıklamalar yaptı. 1980 yılında, Cahit Durmaz ve Ali Dağbaşı tarafından, kurucusu Viktor Kohen'den alınan Viko, geride kalan 33 yıl içerisinde önemli atılıma imza atmasıyla tanınıyor. Viko, üretiminin neredeyse yarısını ihracat yoluyla yabancı ülkelere gönderiyor. Cahit Durmaz ve Ali Dağbaşı, yaptıkları açıklamada, 10 yıl sonra dünyanın en büyük 10 markasından biri olmayı hedeflediklerini ve Panasonic'le yaptıkları ortaklığın, bu hedefe giden önemli bir adım olduğunu söylediler. APPLE TÜRKÇE ONLINE MAĞAZASI AÇILDI Yasa dışı müzik, film ve yazılım indirenlerin bir numaralı kaynağı olan torrent sitelerine erişim bir bir engelleniyor. Dünya çapında torrent servisine karşı başlatılan operasyonlara İngiltere de katıldı. İngiliz makamları, 21 torrent sitesi için erişimi engelleme kararı aldı. Bu karar torrent için ağır bir darbe anlamına geliyor. IsoHunt 7 yıl süren bir davayı kaybedince, siteyi kapama kararı almıştı. The Pirate Bay, EZTV ve Kickass Torrents'e erişimin engellenmesinin ardından şimdi de Torrentz, TorrentHound, BitSnoop ve Monova gibi trafiği yüksek ünlü torrent siteleri kara listeye alındı. Erişime engelleme kararının İngiliz ISP'lere tebliğinin ardından bir hafta içinde İngilizlerin bu sitelere erişmesi mümkün olmayacak. Benzer kararların dünyanın pek çok ülkesinde alınması ve "sahiplerine ulaşılamayan" sitelere erişimin engellenmesi için müzik ve eğlence sektörünün büyük bir operasyon başlattığı biliniyor. Sahiplerine ulaşılabilen siteler içinse kapama ve ceza istemiyle davalar açılması gündeme geliyor. Ancak torrent sitelerinin kurucuları, bu davalardan kaçınmak için sunucularını yasal olarak sorun çıkarmayacak ülkelere taşıyorlar. Torrent sitelerin ayakta durması için gerekli olan trafiği ve reklam gelirlerini etkileyeceği için erişime engelleme kararları torrent ağı için ağır bir darbe olacak. Apple, Türk kullanıcılarını sevinderecek haber geldi. ABD'li teknoloji devi, Türk kullanıcıların Mac Book, iPhone, iPad, iPod gibi ürünleri Türk Lirası karşılıklarıyla görüp satın alabilecekleri internet üzerinden Türkçe alışveriş sitesini açtı. Sitenin üst kısmında geleneksel Türk çay bardağı altlığı görseli dikkat çekti. Mağazaya http://store.apple.com/tr adresinden girilebiliyor. SOUND CLOUD’TA 250 MİLYON ÜYE Profesyonel ve amatör müzisyenlerin çalışmalarını paylaştığı SoundCloud, aylık aktif kullanıcı sayısının 250 milyonu geride bıraktığını açıkladı. SoundCloud CEO’su ve kurucularından Alexander Ljung, TechCrunch Disrupt Europe konferansında yaptığı açıklamada, Temmuz ayında 200 milyon olan üye sayılarının birkaç ayda 50 milyon arttığını belirtti. Ljung, müzik platformunun Instagram ile entegreli hale geleceğini de belirtti. Böylece, kullanıcılar yükledikleri parçalara, profillerine ve müzik gruplarına daha kolay fotoğraf ekleyebilecek. Yeni içeriği kullanabilmek için, profil, grup, parça veya çalma listesinde yeni bir görüntü yüklemek istediğinizde belirerek Instagram tuşunu kullanmanız yeterli olacak. Bu sayede Instagram hesabınızdaki fotoğrafları daha pratik bir şekilde SoundCloud’a eklemek mümkün olacak. 38 MİLYON HESAP ÇALINDI Adobe'dan yapılan açıklamada, yakın bir süre önce düzenlenen siber saldırıda, sanılandan çok daha fazla müşterinin etkilendiğinin ortaya çıktığı belirtildi. Şirket, şu anda yaklaşık 38 milyon aktif kullanıcının şifrelerinin ve kullanıcı adlarının çalındığına inanıldığını, internet korsanlarının aynı zamanda, iki yıldır veya daha uzun süredir kullanılmayan, sayısı belirsiz hesabın ayrıntılarına eriştiğini bildirdi. Siber saldırıda, popüler görüntü işleme programı Photoshop'un kaynak kodunun bölümlerinin de çalındığı kaydedildi. Daha önce siber saldırıdan 2,9 milyon hesabın etkilendiğini açıklayan Abode, Acrobat PDF belge düzenleme yazılımının ve ColdFusion internet uygulamasının kaynak koduna yasadışı yollardan erişildiğini bildirmişti. Korsanların eriştiği bilgi, Adobe'ın yazılım çalışmalarını ne şekilde yürüttüğünün incelenmesini ve tekniklerinin kopyalanmasını sağlayabilir. JAPON DEVİ, TÜRK DEVİNİ SATIN ALDI Japonya'nın en büyük teknoloji devlerinden biri olan Panasonic, Türkiye'nin, elektrik anahtarı ve priz üretimi yapan en büyük şirketi olan Viko'nun çoğunluk hisselerini, resmi olarak satın aldı. Japon gazetesi Nikkei'nin haberine göre, bu satın TORRENT SİTELERİNE AĞIR DARBE ŞAŞIRTAN PS4 AÇIKLAMASI PlayStation 4 ve Xbox One için geriye sayılı zaman kaldı. Bir Microsoft cephesinden, bir Sony cephesinden ardı ardına patlayan haberlere, Sony tarafından bir yenisi daha eklendi... Firmanın kendi resmi blog’unda yayınladığı bilgiye göre, Kuzey Amerika'da 15 Kasım itibarı ile piyasada olacak olan PS4, aynı gün 1.50 yamasına da kavuşacak. Normalde cihazın hiçbir şekilde desteklemediği DVD ve Blu-ray film oynatma seçeneği, ancak bu güncelleme yapıldığı zaman aktif olacak ve cihaz internete bağlanana kadar, PS4 sahipleri bu özelliklerden hiçbir şekilde yararlanamayacaklar. Fakat 1.50 yaması sadece film oynatıcılarla da sınırlı kalmıyor; kutudan çıktığında bulamayacağınız birçok PS4 özelliğini de beraberinde taşıyor. PS4 oyunlarını Wi-Fi aracılığı ile PS Vista üzerinden oynamamıza imkan sunacak olan remote play, ekran kullanımını bambaşka bir boyuta taşıyacak olan second screen, live oyun stream edebilme, parti stili sesli konuşma grubu açabilme, PlayStation camera'nın yüz ve ses algılayabilme sistemi ve Sony Music Unlimited arka plan müzik çaları gibi normalde cihazın içerisinde bulunması gereken tüm özellikler, 1.50 yaması ile devreye girecek. Güncelleme yapmadan hiçbir şekilde online multiplayer deyimi yaşamamıza da izin vermeyecek olan Sony, pek tabi bu hareketi ile olabildiğince korsana karşı durmayı hedefliyor. Benzeri bir girişim, Wii U çıkışında da yapılmış ve Nintendo'yu birçok sıkıntıdan kurtarmıştı. Yurtgün İç ve Dış Ticaret A.Ş. Adına İmtiyaz Sahibi Hukuk Danýþmaný: Av. Öner AYBEK Göksenin ATAMER İLERİ Ofset Baský : ÜNÝFORM GENEL YÖNETMEN VE SORUMLU YAZI ÝÞLERÝ MÜDÜRÜ Renk Ayýrým : FÝLMEVÝ Özcan ATAMER Haber Koordinatörü Ýdare Yeri: Ýncirli Caddesi Yeþilada Sokak No:2/1 Ferhat Apt. Kat:1 D:4 Bakýrköy / Ýstanbul Gökhan ATAMER Tel: (0212) 543 86 64-543 86 65-543 86 47 Fax: 543 86 16 Haber Merkezi Ataköy Gazetesi, Yurtgün Ýç ve Dýþ Ticaret A.Þ. tarafýndan yayýnlanmaktadýr. Gazetemizde yayýnlanan yazý ve fotoðraflar kaynak gösterilmeden kullanýlamaz. Yavuz ARPACIK Arzu BERATOĞLU 27 2006/2009 yıllarında Bakırköy Belediyesi Başkan Yardımcılığı görevinde bulunmuştu. AYHAN OTLATICI ÇATALCA BELEDİYE BAŞKAN ADAY ADAYI 1923 Lozan Mübadelesi ile Çatalca’ya yerleşen Otlatıcı Ailesi’nin bir ferdi olarak 1967 yılında Çatalca’nın Kaleiçi Mahallesi’nde dünyaya geldi. Çocukluk ve gençlik yılları Çatalca’da geçen Otlatıcı, Cumhuriyet Halk Partisi Gençlik Kolları’nda çeşitli aktif görevlerde bulundu. Üniversite eğitimini Anadolu Üniversitesi İktisat Fakültesi’nde tamamladıktan sonra, askerlik görevini Erzincan da kısa dönem olarak yaptı. Kamu görevine 1993 yılında İstanbul Valiliği İl Özel İdaresi’nde başladıktan sonra Mahalli İdareler’de ön inceleme, araştırma ve soruşturma konularında kontrolörlük görevi yaptı. Buradaki görevi esnasında İstanbul Valiliği’nce takdirname ile ödüllendirilerek İstanbul Valiliği Mahalli İdareler Müdürlüğü görevine atandı. Başarılı hizmetlerinin ardından 2006-2009 yılları arasında Bakırköy Belediyesi’nde Başkan Yardımcılığı görevinde bulundu. 2009 yılından bu yana da Silivri Belediyesi’nde Teknik Başkan Yardımcılığı görevini sürdürüyor. Belediyecilik konusundaki tüm tecrübe ve birikimleri ile memleketi olan Çatalca’ya, Belediye Başkanı olarak hizmet etmek isteyen Ayhan Otlatıcı 2014 Yerel Seçimleri için Çatalca Belediye Başkan Aday Adayılığı’nı açıkladı. Otlatıcı evli ve bir kız babasıdır. Bakırköy Tapu Müdürü Yavuz EKER, İzmit Tapu Müdürlüğü’ne atandı Gazetemize veda ziyaretinde bulunan Yavuz Eker, 7 yıl süre ile Bakırköy Tapu Müdürü olarak görev yaptığını İstanbul’daki hizmet süresinin tamamlandığından Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü’nce (TKGM) yer değiştirme suretiyle İzmite’e atamasının yapıldığını belirterek, İstanbul’da görev yaptığı 10 yıl süre içerisinde kendisinin Bakırköy Ataköy’de ikamet ettiğini, Bakırköy’ü ve Bakırköy insanını çok sevdiğini söyledi. Vatandaşlara sunulan kamu hizmetinin kalitesini sürekli arttırma çabası içerisinde olduğunu ifade eden Eker, ayrıca Bakırköylüler’e şükranlarını sunduğunu kaydetti. Eker, “Diğer kamu kurumlarında olduğu gibi başarılı her kamu hizmetimizi haber yapmak suretiyle destekleyen, yanlışı, hatalı olanı uyaran Ataköy Gazetesi’nin, başta Özcan Atamer olmak üzere tüm çalışanlarına teşekkür ederim” dedi. ERSOY AİLESİNİN ÇİFTE BAYRAMI Bakırköy Belediye Meclisi 1. Başkan Vekili Hasan Ersoy’un oğlu İzzet Yasin ve eşi Özgün’ün çocukları Duru Bebek, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nda dünyaya gözlerini açtı. Bakırköy Belediye Meclisi 1. Başkan Vekili Hasan Ersoy, Duru Bebek ile dede olmanın da heyecanını yaşarken, 29 Ekim’de çifte bayram yaşadığını söyledi. Bakırköy Tapu Müdürlüğü’ne Mesut Çetinkaya getirildi Bakırköy eski Tapu Müdürü Yavuz Eker’in İzmit Tapu Müdürlüğü’ne atanmasının ardından Bakırköy Tapu Müdürlüğü’ne ise Mesut Çetinkaya atandı. Son olarak İzmir Urla Tapu Müdürü olarak görev yapan Mesut Çetinkaya, Bakırköy’de süregelen çalışmaları sürdüreceklerini belirterek, “Daha önceki Tapu Müdürü Yavuz Eker arkadaşımın çalışmalarını, buradaki talep sahiplerine en güzel şekilde hizmet etmeye çalışacağız.” dedi. Bakırköy’ün güzel bir ilçe olduğunu ifade eden Çetinkaya, Bakırköylüler’e de kendilerine gösterdiği teveccühden dolayı teşekkür etti. MESUT ÇETİNKAYA KİMDİR? 20.01.1965 Adana doğumlu olan Mesut Çetinkaya ilk, orta ve lise eğitimini Adana’da tamamladı. Ankara Gazi Üniversitesi Tapu Kadastro Meslek Yüksek Okulu’nu bitiren Çetinkaya daha sonra ise Eskişehir Üniversitesi İktisat Fakültesi’ni bitirdi. 1985 yılında İzmir Konak Tapu Müdürlüğü’nde memur olarak göreve başlayan Çetinkaya, daha sonra ise İzmir Buca ve Gaziemir Tapu Müdürlükleri’nde müdür yardımcısı olarak görev yaptı. Çetinkaya müdür yardımcılığı görevinin ardından İzmir Seferihisar, Karşıyaka, Çiğli, Bayraklı ve Urla Tapu Müdürü olarak görev yaptı. Mesut Çetinkaya 30.09.2013 tarihinde de Bakırköy Tapu Müdürü olarak yeni görevine başladı. 18 ŞANSLI İSİM ARAÇLARINI ALDILAR Carousel Alışveriş ve Yaşam Merkezi’nin 18. yılda 18 Chery araba kampanyasına katılan ve yapılan çekiliş sonrasında araba kazanan 18 şanslı isim düzenlenen törenle araçlarını aldılar. Carousel AVM’de düzenlenen anahtar teslim törenine Carousel Alışveriş ve Yaşam Merkezi İcra Kurulu Üyesi Orhan Demir, Carousel AVM Müdürü Özkan Şenyüz, Carousel AVM Basın ve Halkla İlişkiler Müdürü Tuba Şat Sarışen ve araç kazanan talihliler ile yakınları katıldı. Törende talihlilere anahtarları ve plakaları Orhan Demir, Özkan Şenyüz, Tuba Şat Sarışen ve Carousel ekibi tarafından verildi. Anahtar ve plaka teslim töreninin ardından ise Carousel AVM ekibi ve talihliler ile yakınları toplu şekilde hatıra fotoğrafı çektirdiler. 18. yılda 18 Chery Otomobil Kazanan Talihliler: Yerçanik Bozoğlan, H. Mansur Halıcı, Köksal Akgün, Dursune Nair, Yasemin Can, Emre Baykal, Nuray Şahin, Peyhan Özay, Nermin Akaya, Hülya Genç, Fatih Aytaş, Sinan Çolak, Umut Büyükakyüz, Gülay Çanakçı, Vodafone Dağıtım Hizmetleri A.Ş., Saime Kahraman, Nermin Kökel, N.Yeşer Meriç. 29 DURU BEBEK YAŞINDA Duru Atamer’in doğum günü Ağbaş ve Atamer ailelerinin katılımıyla kutlandı. GENÇ YETENEKLERDEN KARMA RESİM SERGİSİ Bakırköylü Ressam Emine Yedikuvvet’in atölyesinde resim eğitimi alan öğrenciler karma resim sergisi açtı. Ataköy Yunus Emre Kültür Merkezi Çetin Emeç Salonu’nda gerçekleştirilen serginin açılışını Ressam Emine Yedikuvvet yaparken, sergide eseri bulunan öğrenciler de aileleri ile birlikte sergiye katıldılar. 07-15 yaş arası 18 öğrencinin eserlerinden oluşan sergi hakkında gazetemize açıklama yapan Bakırköylü Ressam Emine Yedikuvvet, yıllardır Yenimahalle’de bulunan atölyesinde özellikle küçük yaştaki çocuklara resim sanatını öğrettiğini ifade ederek, bundan sonraki süreçte de genç yetenekleri eğitmeye devam edeceğini söyledi. Sergi kapsamında birbirinden güzel çok sayıda eserin ortaya çıktığını da kaydeden Yedikuvvet, öğrencilerin eserlerini ailelerine göstermeleri ve ailelerin de kendisine teşekkür etmelerinin kendisini çok mutlu ettiğini belitti. Sergiye eserleri ile katılan öğrenciler: Aytaç Köroğlu, Batuhan Taş, Bengisu Duman, Bora Özpetek, Eda İlçe, Ege Sönmez, Elif Yağmur Uzunoğlu, Esin Beycan, Feyza Arslan, Göknil Bilge, Hüseyin Enes Zengin, Işıl Can, Nilsu Başaran, Oğuz Kaan Topçuoğlu, Öykü Duman, Pelin Yıldırım, Semah Keleş ve Yağmur Keskin. Bu arada sergiye Gamze Avcu da misafir sanatçı olarak katıldı. 31 5 Zeynep Z eynep SALGAR & Güven GÜN EVLENDİLER MUTLU GÜNLER Cumhurbaşkanlığı Klasik Türk Musikisi Korosu Şefi Fatih Salgar ve eşi Berna Salgar’ın kızı Zeynep Salgar ile Güven Gün’ün düğünleri Sarıyer Fuat Paşa Yalısı’nda gerçekleştirildi. Düğün töreninde kokteyl ve nikahın ardından davetliler yemek salonuna alındı. Gelinin amcası Faruk Salgar da mini bir konser verdiği düğün töreninde, Prof. Dr. Nevzat Atlığ ve koronun tüm müzisyenleri, Salgar ile Gün ailelerinin akraba ve dostları ile Zeynep ve Güven’in yakın arkadaşları davetliler arasında yer aldı. İnternet Kablosu çekmek için yapılan kazı çalışmasında yüzlerce ağaç zarar gördü FLORYA ATATÜRK ORMANI’NDA YAPILAN KAZI ÇALIŞMASINI PROTESTO ETTİLER Florya ve Atatürk Ormanı Koruma, Dayanışma ve Kültür Derneği (FLODER), Florya Atatürk Ormanı'nda başlatılan kazı çalışmalarını protesto etti. Ormanın içinde bulunan spor alanında bir araya gelen grup, ağaçlara "Ormanlar yağmalanmasın, Türkiye çöl olmasın", "Beton mu? Ağaç mı?" yazılı pankartlar astı. Eylemci grup, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanlık Konutu’na internet bağlantısı götürmek iddiasıyla başlatılan kazı nedeniyle, bölgede bulunan selvi ağaçlarının zarar gördüğünü öne sürdü. Kazı çalışmalarının başlamasıyla yetkili mercilere başvurduğunu ancak cevap alamadığını belirten FLODER Yönetim Kurulu Başkanı Taner Dayı, kanalların orman arazisi yerine dışarıdan geçirilmesi gerektiğini belitti. Kazı çalışmaları sırasında yüzlerce ağacın zarar gördüğünü öne süren Taner Dayı, "Bundan 4 gün önce kazı çalışmalarının başladığı gün buraya geldim. Ağaç köklerinin dışarıda olduğunu gördüm. Florya Atatürk Ormanı’nın içerisinde ağaçların arasında 50-80 cm derinliğinde 700-800 metre uzunluğunda kanal oluşturarak internet kablosu geçirmek amacıyla kazı çalışması yapılmış ve bir çok ağacın kökleri zarar gördü. Kazıların İBB'nin Başkanlık Konutu’na internet bağlantısı götürmek amacıyla yapıldığını söylediler. Dernek olarak iki orman mühendisi ormana getirilerek çalışma yapılmış ve sonucunda ağaçlara zarar verildiği ortaya çıkmıştır. Burası selvi ağaçlarının olduğu bir bölge. Selvi ağaçlarının kökleri yüzeyde olur. Çukur açar, bu ağaçların köklerini dışarıda bırakırsanız, ağaçlar rüzgarla kurur." dedi. 800 metre boyunda yol boyunca süren kazıyı İBB'nin taşeron bir firmaya yaptırdığı ileri süren Taner Dayı, açılan çukurların ise eylemi haber alan firma yetkilileri tarafından kapatıldığını iddia ederek, İBB’ye “Bu kazılar kimin izniyle yapılmıştır?, Florya Atatürk Ormanı 2. derece sit alanıdır. Orman Müdürlüğü’nden izin alınmış mıdır?, Bu kabloların başka bir yerden geçirilmesinin mümkünatı varken, neden buradan geçirilmiş ve ağaçlara zarar verilmiştir. Yakın bir zamanda, Florya Ormanı`nın karşısında Toki’nin yapmış olduğu yüksek katlı binalar bulunmakta acaba yenileri için bunlara zemin mi hazırlanmaktadır?” sorularını sordu. Florya ve Atatürk Ormanı Koruma, Dayanışma ve Kültür Derneği (FLODER) Başkanı Taner Dayı’nın basın açıklamasının ardından eyleme katılan grup tarafından kazının durdurulması için imza kampanyası başlatılırken, savcılığa suç duyurusunda bulunulacağı belirtildi. (Yavuz ARPACIK) 33 K A Ç B A B A K A Ç ’ I N G A L A S I YA P I L D I Bakırköy Belediye Tiyatroları tarafından sahnelenen Kaç Baba Kaç oyununun galası Bakırköy Belediyesi Yunus Emre Kültür Merkezi Müşfik Kenter sahnesinde yapıldı. Ray Cooney’in yazdığı Haldun Dormen ve Kemal Uzun’un çevirdiği, Haldun Dormen‘in yönettiği oyunun galasını Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen, Bakırköy Kent Konseyi Kadın Meclisi Başkanı Yrd. Doç. Dr. Meltem Ünal Erzen, Haldun Dormen’in oğlu Ömer Dormen ve gelini Gazeteci-Yazar Ayşe Arman, Göksel Kortay, Engin Uludağ, Tijen Par, Murat Cevher, Yıldırım Memişoğlu (Ali Desidero) gibi isimlerin yanı sıra yüzlerce tiyatrosever izledi. Fars (güldüren oyun) türünün iki usta ismi; yazar Ray Cooney ve yönetmen Haldun Dormen’i bir araya getiren oyunda Erol Ozan Ayhan, Emre Koç, Yonca Cevher, Ali Rıza Kubilay, Nurhayat Atasoy, Alper Kut, Nevşim Ayşen Erzat, Didem Germen, Zeynep Köse Şengünler, Bulut Akkale, Murat Şenol ve Aytekin Özen rol alıyorlar. Oyunla ilgili konuşan Türk tiyatrosunun yaşayan efsanelerinden yönetmen Haldun Taner, ”Hiç kuşku yok ki, bizde çok sevilen Ray Cooney müthiş bir fars ustası. Matematiksel bir kafayla oyunlarını en ince noktasına kadar adeta dokuyor. Ondan sonra da iş oyunculara ve yönetmene düşüyor. Kim ne derse desin fars yönetmek ve oynamak gerçekten güçtür ama Bakırköy Belediye Tiyatrosu’nun oyuncularının Kaç Baba Kaç’ta gösterdikleri olağanüstü çaba ve beceriyle hak ettiği başarıyı kazandı. Ayrıca burada bana eski Dormen Tiyatrosu havasını hissettiren herkese sonsuz teşekkürler.” şeklinde oyunla ilgili bilgi verdi. Galanın sonunda sahneye çıkan Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen, Haldun Dormen’e çiçek verdikten sonra önemli açıklamalar yaparak, “Bakırköy Belediye Tiyatroları’nda özgürce oyunlar sahnelenmeye devam ediyor. Bazı tiyatroların üzerinde yaşanılan baskı hiçbir zaman burada yaşanmıyor. Mustafa Kemal Atatürk’ün gösterdiği izde biz de sanat alanında çalışmalarımıza devam ediyoruz. Bakırköy’ü kültür ve sanat kenti yapmak için çalışmalarımızda aralıksız sürüyor. Buradan sizlere bir müjde vermek istiyorum. Kasım ayında Türkiye’nin en büyük opera ve tiyatro salonunu içinde barındıran kültür merkezimizi hizmete açacağız. Aynı anda bin kişi yeni kültür merkezimizde opera izleyebilecek. Hatta Haldun Dormen hocamızın Sokak Kızı İrma operasıyla açılışımızı yapacağız. Atatürk Kültür Merkezi’nin kapalı olduğu, olacağı günümüzde ve gelecekte açacağımız kültür merkezi sadece Bakırköy’e değil İstanbul’a soluk getirecektir. Biz olsak da olmasak da bu duvarlar, sahneler konuşmaya devam edecek. Yeni kültür merkezimiz açıldıktan sonra da Yunus Emre Kültür Merkezi’mizde oyunlar devam edecek. Bu arada bugün içinde bulunduğumuz Müşfik Kenter Sahnesi’nin adını Müşfik Kenter Ağabeyimiz yaşarken verdiğimiz için de ayrıca sevinçli olduğumu bildirmek istiyorum. Pierre Curi- Marie Curi gibi Müşfik Kenter’den sonra bayrağı devralan Kadriye Kenter hocamıza da başarılarının devamını diliyorum.” dedi. Kaç Baba Kaç’da kirli geçmişin en umulmadık anda nasıl ortalığa saçılabileceği ve yalanların olayı daha içinden çıkılmaz hale getirdiğini gözler önüne seriyor. BİZİM RUMELİ DERNEĞİ’NDE CUMHURİYET COŞKUSU Bizim Rumeli Derneği 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nı düzenlediği etkinlikle kutladı. Dernek binasında düzenlenen etkinliğe Bizim Rumeli Derneği Başkanı Muharrem Çınar ve dernek üyelerinin yanı sıra CHP’den Bakırköy Belediye Başkan Aday Adayları Cavit Ganiç, Ziya Disanlı, MHP Bakırköy İlçe Başkanı Gürhan Kaya, Bakırköy Belediyesi CHP’li Meclis Üyeleri Ali Erten, Hüseyin Uğur Özhabeş, Adnan Türkoğlu, Uğur Beceren katıldı. Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları anısına yapılan saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunması ile başlayan etkinlikte Dernek Başkanı Muharrem Çınar da günün anlam ve önemini belirten bir konuşma yaptı. Çınar’ın konuşmasının ardından ise etkinliğe katılan davetliler Andımızı okudular. Daha sonra ise Bizim Rumeli Derneği Korosu tarafından Atatürk’ün sevdiği şarkılar seslendirilirken etkinliğe katılan davetliler de hep birlikte şarkılara eşlik ettiler. 90. YIL COŞKUSU Cumhuriyet Bayramı’nın 90. Yılı Bakırköy’de düzenlenen törenlerle kutlandı. Kutlamalar kapsamında ilk olarak Bakırköy Cumhuriyet (Özgürlük) Meydanı’nda Devlet Töreni yapıldı. Devlet Töreni’nde Bakırköy Kaymakamı Adem Öztürk, Bakırköy Askerlik Şubesi Başkanı ve Garnizon Kamutanı Albay İhsan Bursalı ve Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen Atatürk Anıtı’na çelenk koydular. Devlet Töreni’nin en renkli konukları ise törene katılan Bakırköy Belediyesi Kreşleri’nde eğitim gören minik öğrencilerdi. Minik öğrenciler törenin ardından Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen ile Atatürk Anıtı önünde hatıra fotoğrafı çektirirken, törene katılanların ilgi odağı oldular. Devlet töreninin ardından ise siyasi partilerin ve sivil toplum örgütlerinin çelenk sunma töreni yapıldı. Törende siyasi partilerin ve sivil toplum kuruluşlarının yöneticileri Atatürk Anıtı’na çelenk koydular. Çelenk koyma töreninin ardından ise MHP İlçe Teşkilatı Atatürk Anıtı önünde andımızı okurken, törene katılanlar tarafından büyük alkış aldılar. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı törenleri ayrıca Osmaniye Atatürk Spor ve Yaşam Köyü’nde yapılan okulların geçiş töreni ile devam etti. Kutlamalar kapsamında ayrıca Bakırköy Belediyesi tarafından Cumhuriyet Yürüyüşü ve Murat Boz konseri de gerçekleştirildi. CUMHURİYET BALOSU Bakırköy Belediyesi ve 118-E Lions Yönetim Çevresi Federasyonu tarafından düzenlenen Cumhuriyet Balosu Yeşilköy Wow Otel’de yapıldı. Ateş Ünal Erzen ve 118-E Lions Yönetim Çevresi Federasyonu Başkanı Necati Yılmaz’ın evsahipliğinde gerçekleştirilen baloda, Canan Anderson keman resitali sunarken, sevilen sanatçı Erol Evgin ise Atatürk’ün sevdiği şarkılar başta olmak üzere yaklaşık 3 saat süren bir müzik ziyafeti sundu. Gecede ayrıca Efe ve tango gösterileri de yapıldı. LİONSLARIN EN BÜYÜK ÖDÜLÜ ATEŞ ÜNAL ERZEN’E Cumhuriyet Balosu’nda ayrıca Lionsların en büyük ödülü olan Türk Lions Fahrettin Kerim Gökay Ödülü de hizmetlerinden dolayı Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen’e verildi. Geceye Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen, 118-E Lions Yönetim Çevresi Federasyonu Başkanı Necati Yılmaz, Bakırköy Belediye Başkan Yardımcıları ve müdürleri, Lions üyeleri ile iş ve sanat dünyasından davetliler katıldı. Bu arada Bakırköy İşadamları Derneği (BİAD) ve Bakırköy Lisesi Mezunları Derneği üyeleri de 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamaları nedeniyle tekne gezisi düzenleyerek Cumhuriyet Bayramı'nın 90. yıl kutlamaları kapsamında İstanbul Boğazı'nda lazerli ışık ve havai fişek gösterisini izledi.