İÇİNDEKİLER ? Psikolojinin Tarihçesi 1. Yapısalcılık

Transkript

İÇİNDEKİLER ? Psikolojinin Tarihçesi 1. Yapısalcılık
2.1.2016
İÇİNDEKİLER
*Tanışma, dersin amacı, içeriğin tanıtımı

*Temel kavramlar: Eğitim, psikoloji, davranış,
öğrenme, öğretme, öğretmen, öğrenci… vb.

*Disipline ilişkin kuramlar, ilkeler ve araştırma
yöntemleri: Disipline ilişkin ilke ve kuramlar, başlıca
araştırma yöntemleri (deneysel, betimsel, ilişkisel
yöntem)… vb.

*GELİŞİM: Gelişim, olgunlaşma, büyüme, öğrenme,
hazırbulunuşluk… vb. kavramlar, gelişimin temel
ilkeleri ve gelişimi etkileyen etmenler (kalıtım, çevre,
doğum öncesi-sonrası etmenler… vb.)
EĞİTİM PSİKOLOJİSİ
1
1.Hafta
PSİKOLOJİ NEDİR?

Psikoloji, “çevre, insan ve davranışlar” arasındaki
ilişki üzerinde önemle durmaktadır.

Psikolojinin insan davranışlarını betimlemek,
açıklamak, yordamak ve kontrol altına almak üzere
dört temel işlevi bulunmaktadır.

Psikoloji oldukça yeni bir bilim alanıdır. 18. yüzyıla
kadar felsefenin kapsamı içinde yer almıştır.

Almanya`da 1879`da Wilhelm Wundt tarafından ilk
psikoloji laboratuvarının kurulmasıyla birlikte
felsefeden ayrılmıştır…
3
4
Psikolojinin bilim tarihçesi incelendiğinde, sekiz temel
yaklaşımın ön plana çıktığı görülmektedir





1. Yapısalcılık – W. Wundt, E. Titchener
2. Fonksiyonalizm – W. James, J. Dewey
3. Olgunlaşma Kuramı - Gessel
4. Davranışçılık – Watson, Pavlov, Skinner
5. Psikoanalitik – S. Freud
6. Bilişsel Yaklaşım – Gagne, Wertheimer,
Koffka, Köhler
7. İnsancıl Yaklaşım – C. Rogers, A. Maslow
8. Nörobiyolojik – D. O. Hebb
5

Wilhelm Wundt`un 1879 yılında deneysel psikoloji
laboratuvarı kurmasıyla “insan davranışının kontrollü
koşullarda gözlenmesi” ne yönelik çalışmalar başlamış
ve psikoloji bilim haline gelmiştir.

Yapısalcılığın temelini oluşturan düşünce, insan zihninin
çeşitli bilinç öğelerinden ve saf duyumlardan
oluşmasıdır.

Yapısalcılık, bireyin kendi duygusal durumu ve zihinsel
süreçlerini yine kendisinin test edebileceğini
vurgulayarak içsel duygular, seziş ve düşünce üzerinde
odaklanmıştır.
2.1.2016


1. Yapısalcılık
2.1.2016

2.1.2016
Psikoloji, insan ve hayvan davranışları ile bu
davranışların altında yatan nedenleri araştıran bilim
dalıdır.
2
Psikolojinin Tarihçesi
2.1.2016

2.1.2016
2.1.2016

6
1
2.1.2016
3. Olgunlaşma Kuramı
2. Fonksiyonalizm (İşlevselcilik)

İşlevselciler, yapısalcıların zihnin sadece yapısı
üzerinde durduğunu, bu durumunda psikolojiyi
kısıtladığını düşünmüşlerdir. Onlara göre zihnin
yapısından daha önemli olan şey işlevleridir.

Bireylerin gündelik yaşamda karşılaştığı
problemlerin çözümünde kullanılan algılama,
düşünme, öğrenme gibi zihinsel işlevlere vurgu
yapmışlardır.
Davranışçı yaklaşıma göre psikoloji gözlenebilir
davranışların bilimidir ve davranış içinde oluştuğu çevre
koşullarıyla açıklanmalıdır. Bu nedenle “çevreciler” olarak
da bilinirler.

Yapısalcılığı son derece yetersiz gören bu görüş,
sezgilerin, duyguların, düşüncelerin gözlenemeyeceği
düşüncesinden yola çıkmıştır.

Davranışçılar, davranışın niçin olduğuna değil nasıl
oluştuğuna önem verirler. Bunun için çevredeki uyarıcı
koşullarla, ortaya çıkan davranış arasındaki ilişkiyi
incelemişlerdir.
Gessel`e göre çevresel faktörlerin gelişimde önemli bir
rolü yoktur.

Bireysel farklılıklar dahil olmak üzere, gelişimi belirleyen
genlerdir. Gelişim evrensel bir süreçtir ve tüm bireylerde
olgunlaşma sonucu ortaya çıkar.
8

Davranışçı yaklaşım, davranışı uyaran-tepki bağı içerisinde
incelemiş, öğrenme sürecini çevredeki ödüllendirme
koşullarına bağlamıştır.

Watson “Bana rastgele bir bebek verin, soyu-sopu,
yetenekleri, eğilimleri, becerileri vs. ne olursa olsun, ondan
istediğim şeyi yaratayım: Bir doktor, avukat, tüccar, hatta
bir hırsız, bir katil.” diyerek çocukların doğduklarında
şekillendirilmeyi bekleyen bir kil kütlesine benzediğini
belirtmiştir.
(Watson bu yönüyle, J. Locke`un boş levha/tabula rasa
bakışını kabul etmiştir.)
10

6. Bilişsel Yaklaşım
Kurucusu Sigmund Freud`tur.

Avrupa`da yaygınlaşan bu yaklaşım, davranışı cinsel
güdüler ve toplumsal baskıların bilinç dışı etkileri
boyutunda incelemiştir.

Freud`a göre insanların cinsellik ve saldırganlık olmak üzere
iki temel güdüsü vardır. Bu güdüler toplum tarafından kabul
görmez ve bilinçdışına itilir. Ancak bu itilme bir yok oluş
değildir. Aksine davranışlarımıza buradan yön verir.
11

1960`lı yıllarda ortaya çıkan gestalt (bütünselci) ekol, bilişsel
yaklaşımın öncülüğünü yapmıştır. Bu yaklaşıma göre insan
edilgen bir varlık değildir. Tam tersine çevresindeki uyarıcıları
seçer, algılar ve işler; böylelikle onları anlamlandırır. Tüm bu
süreç boyunca etken olan kendisidir.

Bilişselciler, davranışçıların tam tersine zihinsel süreçlerin
incelenmesinin gerekli olduğunu vurgulamışlardır.

Gestalt kuramcılarına göre bu yöntem parçalamak için değil
bütünleştirmek için vardır. “Bütün kendini oluşturan parçaların
toplamından daha fazla ve başka bir şeydir” diyerek bütünsel
bakış açısının önemini vurgulamışlardır.
2.1.2016
2.1.2016

Her ne kadar tarihi çok eskiye dayansa da, Freud
Psikanalizin kurucu olarak kabul edilmektedir.

9
5. Psikoanalitik (Psikodinamik)

Gessel, çocuklarda fiziksel, duygusal, sosyal, dil ve motor
gelişimi uzum zaman dilimlerinde sistematik çalışmalarla
test etmiş ve gelişimin biyolojik bir süreç olduğunu,
olgunlaşma tarafından yönlendirildiğini açıklamıştır.
2.1.2016


4. Davranışçılık
2.1.2016
Kurucusu John B. Watson`dır.
Gessel tarafından 1920`lerde geliştirilmiştir.
7
4. Davranışçılık…


2.1.2016
Ana düşüncesi organizmanın çevresine uyum
sağlamak için zihnin nasıl çalıştığıdır.
2.1.2016

12
2
2.1.2016
7. İnsancıl (Hümanist) – Fenomenolojik
Yaklaşım

Birey tüm potansiyellerini gerçekleştirip geliştirebilmek,
yaşamını daha da anlamlandırabilmek çabasındadır.

Her bireyin tek ve benzersiz olduğu inancı hakimdir.

Olaylara bakış açısı, gestalt düşüncesinde olduğu gibi
bütünseldir.

İnsancıl kuramcılar, Freud`un düşüncesinin aksine,
insanın doğuştan iyiye dönük bir canlı olduğunu
benimserler.

Temelini W. James ve J. Dewey`in işlevselcilik ekolünden
alan bu yaklaşım, Darwin`in evrim kuramından derinden
etkilenmiş, D. O. Hebb`araştırma sonuçlarıyla son şeklini
almıştır.

Davranışı çevreye uyum süreci olarak ele alan bu
yaklaşıma göre, çevresel değişiklikler vücuttaki
nörokimyasal olayları etkileyerek davranışta nörokimyasal
değişiklikler ortaya çıkabilir.

Örnek: Havanın aşırı nemli olması, bireyde sıkıntı, öfke gibi
ruh hallerini ortaya çıkartabilir.
14
13
Buraya kadar incelemiş olduğumuz akımlar, dört farklı
insan anlayışı olduğunu ortaya koyar:
S. Freud
Psikoanalitik
Koffka, Gagne
Bilişsel (Gestalt)
C. Rogers, A. Maslow
İnsancıl (Hümanist)
2.1.2016
Davranışçılık
• İnsanın doğası doğuştan boş bir levhaya
benzer. Bu levha çevre tarafından
doldurulur, şekillendirilir.
PSİKOLOJİNİN ALT DALLARI
2.1.2016
J. Watson
2.1.2016
Temelini C. Rogers ve A. Maslow`un oluşturduğu bu
yaklaşım, insanı davranışlarını denetleyebilen özgür bir
varlık olarak ele alır.
2.1.2016

8. Nörobiyolojik Yaklaşım
PSİKOLOJİ
• İnsanın doğası doğuştan kötüye yönelik,
şiddet ve saldırganlıkla doludur.
DENEYSEL
PSİKOLOJİ
SOSYAL
PSİKOLOJİ
• İnsan edilgen bir varlık değildir.
Çevresindeki uyarıcıları, bilgileri kendi
zihinsel süreçleri ile anlamlandırır.
• İnsanın doğası doğuştan iyiye yönelik
gelişmeye açıktır.
15
Deneysel psikologlar, davranışı anlamak, açıklamak ve
kontrol edebilmek için araştırmalarında deneysel
yöntemi kullanırlar. Bu tür çalışmalar çoğu kez özel
laboratuarlarda yapılır.

Çalışmaların çoğu davranışın fizyolojik temelleri, duyum,
algı, güdü, öğrenme ve belek gibi konuları kapsar.

Deneysel psikolojiyle ilgili önemli iki alt dal olarak
fizyolojik psikoloji ve karşılaştırmalı psikoloji
gösterilebilir.
16
17

Psikolojinin dalları arasında biyolojik bilimlere en yakın
olanıdır.

Bu alt dalda, davranışın biyolojik temellerinin incelenmesi,
çeşitli davranışların birbiriyle ilişkili yapı ve süreçlerinin
belirlenmesi ve ilgili ilkelerle kuramların ortaya çıkması
amaçlanır.
2.1.2016

Fizyolojik psikoloji
Karşılaştırmalı psik.
Klinik psikoloji
Endüstri ve örgüt psk.
Danışmanlık psik.
Siyaset psik
Din psik….
a. Fizyolojik Psikoloji
2.1.2016
Psikolojinin en eski dallarından biri olup Wundt`un
deneysel çalışmalarıyla ortaya çıkmıştır.
UYGULAMALI
PSİKOLOJİ
Eğitim psikolojisi
Gelişim Psikolojisi
Öğrenme Psikolojisi
1. Deneysel Psikoloji

PSİKOMETRİK
PSİKOLOJİ
18
3
2.1.2016
b. Karşılaştırmalı Psikoloji

Psikolojinin en yaygın dallarından biri olan sosyal
psikoloji, daha çok 1920`lerden sonra gelişmiş bir
daldır.

Sosyal psikologlar, sosyo-kültürel kurumlar ile
değerlerin, değişik grup, ortam ve üyeliklerin,
teknoloji ve bilim gibi kurumların bireyin
davranışlarını, inançlarını tutumlarını ve kişiliğini nasıl
etkileyip şekillendirdiğini inceler.
19
3. Psikometrik Psikoloji

Son dönemlerde gelişmiş olan ve çok geniş bir alanı
belirleyen bir daldır.

Psikolojinin davranışa ilişkin bulguların, endüstri,
iletişim, sağlık gibi toplumsal yaşamın çeşitli
alanlarında karşılaşılan problemlerin çözümünde de
yararlı olabileceği düşüncesinden kaynaklanmıştır.
21
a. Klinik Psikoloji

Diğer yandan da bireyin değişme ve olaylar karşısında
uyumlu bir yaşam sürdürebilmesi için neler
yapılabileceğini, değişik davranış bozuklukları olan
bireylere nasıl yardım edilebileceğini belirlemeye
çalışırlar.

Gerekli araç, teknik ve yöntemleri geliştirirler, bunları
uygularlar.
23

Her derecedeki eğitim kurumunda öğrencilerin eğitimöğretime ilişkin ve bireysel sorunlarıyla ilgilenen bu alt
dal, bir yandan okul psikolojisiyle, öbür yandan da
klinik psikolojisiyle yakından ilişkilidir.

Bu alt daldaki psikologlar öğrencilerin sorunlarını
belirlemeye çalışırlar, onların kendi kendilerini daha iyi
tanımalarında ve bireysel sorunların çözümünde
yardımcı olurlar, eğitim ve mesleki konularda
öğrencilere danışmanlık ve rehberlik yaparlar.
2.1.2016
Bu alt daldaki psikologlar bir yandan kişiliğin gelişmesi ve
bunu etkileyen etmenler ile normalden ayrılıklar gösteren
davranışlar ya da davranış bozuklukları üzerinde
araştırma yaparlar.
22
b. Danışmanlık Psikolojisi
2.1.2016

2.1.2016
Davranışın ölçülmesi ve değerlendirilmesi, istatistik
ve matematiksel teknik ve yöntemlerin psikolojiye
uygulanması, davranışın açıklanmasında ve
yordanmasında yararlanılabilecek matematiksel
modellerin geliştirilmesi gibi konularla ilgilenir.
20
4. Uygulamalı Psikoloji
2.1.2016

2.1.2016
Bu alt daldaki psikologlar, önce değişik hayvan türlerini
kendi içinde ele alarak davranışlarını inceler, sonra da bu
türlerin davranışlarını birbirleriyle karşılaştırıp benzerlik
ve ayrılıklarla bunların nedenlerini bulmaya çalışırlar.
2.1.2016

2. Sosyal Psikoloji
24
4
2.1.2016
c. Endüstri ve Örgüt Psikolojisi
d. Eğitim Psikolojisi

İşletmelerin verimli çalışabilmeleri için gerekli ve
daha çok insan yanıyla ilgili olan yönleri araştırır, ilgili
ilkeleri belirlemeye çalışır, teknik ve yöntem geliştirir
ve uygular.

Bu alt daldaki psikologlar, genelde, verimli öğrenme
ortamlarının araştırılması ve araştırma bulgularının eğitim
ortamlarında uygulanması sorunları üzerinde çalışırlar.

Bunun için bir yandan gelişim, öğrenme, ruh sağlığı,
başarının ve yeteneklerin ölçülüp değerlendirilmesi gibi
konular üzerinde durarak, ilgili ilke, teknik ve yöntemleri
eğitim ortamlarında uygularlar.
25
26
Eğitim Psikolojisinin İlgi Alanları



Öğrenme Psikolojisi: Öğrenme ilkelerinin araştırılmasına,
insanların uyumlu – uyumsuz davranışları neden
gösterdiğini anlamamıza, olumsuz davranışların
değiştirilmesine, bireye yaşadığı ortama uyum sağlaması
için yeni davranışlar öğretilmesine yardımcı olur.




Algılama, hatırlama, unutma, problem çözme ve bellek
süreçleri de öğrenme psikolojisi kapsamında incelenir.
27
Araştırma Yöntemleri
Doğal gözlem
Sistematik gözlem
Testler
Anket
Görüşme
Olay (Vak`a)
İncelemesi
• Bağımlı Değişken
• Bağımsız Değişken
• Kontrol Değişkeni
İstatistiksel
(Korelasyonel)
Yöntem

Bir davranışın tanımlanması, sınıflanması ve diğer
davranışlarla olan ilişkilerinin belirlenmesi amaçlanır.

a. Doğal Gözlem: Gözlenecek şeyin doğal ortamında ve
hiçbir müdahalede bulunmaksızın gözlenmesidir. Bu
gözlem türünde gözlemci koşulları etkilemez ve
değişkenleri kontrol etmeye çalışmaz.

b. Sistematik Gözlem: Koşullar araştırmacı tarafından
belirlenir. Yani, sadece araştırma konusu olan davranışlar
seçilerek gözlem bu davranışlar üzerinde yoğunlaştırılır.
• Pozitif İlişki
• Negatif İlişki
• İlişkisizlik
29
2.1.2016
Deneysel Yöntemler
28
1. Betimsel Yöntemler
2.1.2016
•
•
•
•
•
•
Betimsel Yöntemler
Bilimsel Yöntemin Özellikleri
Düzenlidir. Konuları gelişigüzel değil bir düzen içinde
inceler.
Veriye dayanır. Gözlenebilen, toparlanabilen verilerle
uğraşır.
Nesneldir. Bu konuda eğitilmiş biri tarafından
tekrarlanabilir.
Analitiktir. Olguları parçalara ayırarak ve her bir
olgunun altında yatan temel değişkenleri ayırt ederek,
neden-sonuç ilişkisine ulaşır.
Tekrar edilebilir. Yalnız bir kez olan ve daha ortaya
çıkmayan olaylar bilimsel yöntemlerle incelenemez.
2.1.2016

Gelişim Psikolojisi: İnsan davranışlarında, doğum
öncesinden ölüme kadar, tüm yaşamı boyunca geçirdiği
bedensel, zihinsel, duyuşsal ve sosyal yönlerden
gelişimini ve değişimini inceler.
Psikolojide Araştırma Yöntemleri
2.1.2016

2.1.2016
Endüstri ve işletmelerde kişilerin birbiriyle,
işletmeyle, teknoloji ve araç-gereçle etkileşimi
konularıyla ilgilidir.
2.1.2016

30
5
2.1.2016
1. Betimsel Yöntemler


1.
2.
3.
Bu araştırmada dikkat seviyesi sonuç durumundadır yani
bağımlı değişkendir.

Sonucu etkileyen faktör olan alkollü araç kullanımı ise
neden durumundadır yani bağımsız değişkendir.

Araştırmada alkol kullanmayan sürücülerin dikkat
seviyesi de incelemeye alınır. Bu noktada alkol
kullanmayan sürücüler, deneyin kontrol değişkenidir.
Korelasyon katsayısı +1.00 ile -1.00 arasında bir değere
sahiptir.

Bağımsız değişken: Bir araştırmada neden
durumundaki değişkendir. Yani bağımlı değişkeni
etkileyen değişkendir.

Kontrol değişkeni: Deneysel işlem gören şey ne ile
karşılaştırma yapmak için kullanılır.
34
35

Bir değişken artarken diğeri artıyor ya da bir değişken
azalırken diğeri de azalıyorsa, bu iki değişken arasında
pozitif korelasyon vardır.

+1.00, iki değişken arasında tam bir pozitif ilişki
olduğunu gösterir.

Örnek: Zeka ile problem çözme başarısı arasındaki ilişki
2.1.2016

Bağımlı değişken: Bir araştırmada sonuç durumundaki
değişkendir. Yani bağımsız değişkenden etkilenen
değişkendir.
a. Pozitif korelasyon
2.1.2016
Herhangi iki değişken arasındaki ilişkiyi anlayabilmek,
bu değişkenler arasındaki ilişkiyi ortaya koyabilmek
için korelasyon yöntemi kullanılır.

33
3. İstatistiksel (Korelasyonel) Yöntem

32
2.1.2016

Bir şeyleri değiştirir ya da düzenler,
Diğer koşulları olabildiğince sabit tutar,
Değişkenlerin ya da değişimlerin incelenen
durum/koşul üzerindeki etkisini saptamaya çalışır.
Böylece neden-sonuç ilişkisi kurmaya çalışır.
2. Deneysel Yöntemler
2.1.2016
Araştırma Konusu: Alkollü araç kullanımının dikkat
seviyesine etkisi
Deneysel yöntemin her uygulamasında bağımlı
değişken, bağımsız değişken ve kontrol değişkeni
bulunur. Deney yapan kişi,
31
2. Deneysel Yöntemler


2.1.2016

c. Testler: Belli davranışların özelliklerini ölçmek için
kullanılır. Testlerin gerçekçi bir anlam ifade edebilmesi
için geçerli ve güvenilir olması gerekir.
d. Anket: Bireylerin bir konuya ilişkin düşünce ve
duygularını, önerilerini belirlemek üzere düzenlenmiş
birçok sorudan oluşur.
e. Görüşme (Mülakat): Psikolojinin uygulamalı dallarında
sıklıkla kullanılan bu yöntemde, yüz yüze etkileşim ile
düşünce ve davranışların belirlenmesine yer verilir.
f. Olay (Vak`a) İncelemesi: Bir olayın oldukça
derinlemesine araştırılarak bilgi elde edilme
yöntemidir.Özellikle psikolojik danışma alanında sıklıkla
kullanılır.
2.1.2016

2. Deneysel Yöntemler
36
6
2.1.2016
b. Negatif korelasyon

-1.00, iki değişken arasında tam bir negatif ilişki
olduğunu gösterir.

Örnek: Alkol kullanımı ile dikkat seviyesi arasındaki ilişki

İki değişken arasında anlamlı hiçbir ilişkinin görülmediği
durumlarda, bu iki değişken arasında ilişkisizlik (sıfır
korelasyon) vardır.

Örnek: Boy uzunluğu ile zeka seviyesi arasındaki ilişki
37
KPSS - 2007
38
KPSS – 2009
Canlı organizmalar sürekli bir etkinlik içerisindedir.
İnsan davranışını anlamak için gözlenebilir davranışlar
incelenmelidir. Bir davranış ne kadar karmaşık
görünürse görünsün, en küçük birimine kadar
incelendiğinde bir uyarıcı tepki bağıntısı görülecektir.
Bu düşünce aşağıdaki yaklaşımlardan hangisiyle
doğrudan ilgilidir?
 A) Davranışçı yaklaşım
 B) Yapısalcılık
 C) Biyolojik yaklaşım
 D) Sosyal öğrenme
 E) Fenomenolojik yaklaşım

39
2.1.2016
2.1.2016
Bebeklerin kişilikleri doğduklarında şekillenmemiş bir
kil kütlesi gibidir. Geçirdikleri yaşantılar, kişiliklerini bir
heykeltıraşın kil kütlesini şekillendirmesine benzer
biçimde şekillendirir.
Yukarıdaki görüşü savunan yaklaşım aşağıdakilerden
hangisidir?
 A) Davranışçı
 B) Psikoanalitik
 C) Bilişsel
 D) Ekolojik
 E) Yapısalcı

2.1.2016
Bir değişken artarken diğeri azalıyor ya da bir değişken
azalırken diğeri artıyorsa, bu iki değişken arasında
negatif korelasyon vardır.
2.1.2016

c. İlişkisizlik
40
1. Gelişim ve Değişim
GELİŞİMİ ETKİLEYEN
FAKTÖRLER
41

Gelişim, organizmanın doğum öncesi dönemden başlayarak
(döllenme) bedensel, zihinsel, duygusal, sosyal yönden
olgunlaşma ve öğrenme etkileşimiyle sistematik ve ardışık
olarak sürekli ilerleme kaydetmesidir.

Gelişme ise gelişim süreci sonunda ortaya çıkan üründür.

Değişim, organizmanın bir durumdan başka bir duruma
geçmesidir. Sistematik, ardışık ve organizma için uyum
sağlayıcı olabileceği gibi, tesadüfi, olumlu ya da olumsuz, kalıcı
ya da geçici olabilir.

Değişme ise değişim süreci sonunda ortaya çıkan üründür.
2.1.2016
2.1.2016
GELİŞİM PSİKOLOJİSİNDE
TEMEL KAVRAMLAR
42
7
2.1.2016
1. Gelişim ve Değişim

Organizmanın her gelişimi bir değişimdir, ancak her
değişim bir gelişim değildir. Değişim, gelişimi de kapsayan
daha genel bir kavramdır.

Bir durumun gelişimsel değişme kabul edilebilmesi için
olgunlaşma ve öğrenme etkileşimiyle oluşması, sistematik
ve ardışık olarak sürekli ilerleme kaydetmesi ve organizma
için uyum sağlayıcı bir fonksiyonunun olması gerekir. Aksi
halde sadece değişme olarak kabul edilir.
Bisiklet kullanmayı bilmeyen bir çocuğun bisiklet kullanmayı
öğrenmesi olumlu bir değişme iken, geçirdiği kaza sonrası
unutması ise olumsuz bir değişmedir.
43
2. Gelişim Alanları

Gelişim alanları sürekli bir etkileşim halindedir. Bu durum
“gelişim bir bütündür” ilkesiyle açıklanır.

Bireyin bedeninde ve anatomik özelliklerinde meydana
gelen gelişmeleri kapsar.

Bir kişinin boy uzunluğu, ağırlığı, iskelet-kas sistemi,
motor becerileri gibi süreçlerdeki değişmeler biyolojik
süreçler yoluyla ortaya çıktığı için fiziksel gelişim başlığı
altında incelenir.

Fiziksel gelişim doğum öncesinden başlayıp yaşamın
sonuna kadar devam eder.
45
b. Bilişsel gelişim

İnsanların düşünme, algı, bellek, akıl yürütme, dil
kullanma becerisi gibi aktivitelerindeki değişmelerdir.
47

Bireyin duyguları, diğer insanlarla olan ilişkileriyle
ilgili değişmeleri kapsar.

İnsanlar dünyaya sosyalleşmemiş bir varlık olarak
gelir. Yaşamın ilk yıllarında çocuğun
sosyalleşmesinde en önemli görev anne-babalara
düşer.

Sosyalleşme süreci ömür boyu devam eder, ancak
sosyalleşmenin yoğunluğu dönemlere göre değişir.
Bebeklik ve ilk çocukluk yıllarında sosyalleşme
süreci çok hızlı ilerlemektedir.
2.1.2016
Bireyin zihinsel aktivitelerinde ortaya çıkan gelişmeleri
kapsar.
46
c. Psikososyal gelişim
2.1.2016

2.1.2016
Gelişim fiziksel, bilişsel ve psikososyal olmak üzere üç
alanda gerçekleşir.
44
a. Fiziksel gelişim
2.1.2016

2.1.2016

Bisiklet kullanmayı bilmeyen bir çocuğun bisiklet kullanmayı
öğrenmesi hem bir gelişmedir hem de değişmedir. Ancak bu
çocuğun geçirdiği kazadan sonra beyin hasarı sonucu
bisiklet kullanmayı unutması ya da yaşadığı korku nedeniyle
bir daha bisiklet kullanmayı istememesi gelişme olarak
değerlendirilemez. Bu sadece değişmedir.
2.1.2016

1. Gelişim ve Değişim
48
8
2.1.2016
3. Büyüme

Büyüme daima bir artışı ifade eder; azalma gösteren bir
durum büyüme olamaz.

Örneğin, iki yıl öncesine kadar vitrinin üzerinde duran
çikolatalara ulaşmak için tabureye ihtiyaç duyan bir
çocuğun bu yıl için tabure olmadan çikolatalara
uzanabilmesi boyunun uzadığını yani büyüdüğünü gösterir.
Çünkü üç yaşındaki bir çocuk, henüz zihinsel olarak
okumayı öğrenmeye ya da kas yapısı olarak yazı yazmaya
uygun durumda değildir. Yani yeterince olgunlaşmamıştır.

Bu çocuğa ne kadar uğraşılırsa uğraşılsın genetik yapısının
izin verdiği en erken sürece ulaşmadan bu davranışlar
kazandırılamaz. O halde olgunlaşma bir şeyi öğrenmenin
ön koşuludur.




50

Öğrenme, bireyin çevresiyle kurduğu etkileşim
sonucunda, davranışta meydana gelen nispeten kalıcı ya
da izli davranış değişikliğidir.

Bir şeyin öğrenilebilmesi için olgunlaşma ön koşuldur. Yani
yeteri kadar olgunlaşmamış bir organizmaya ilgili davranış
öğretilemez. Fakat olgunlaşma, öğrenme için tek başına
yeterli değildir.

Örneğin kravatı bağlayabilecek olgunluğa erişmiş bir
çocuğun kravatın nasıl bağlandığını görmesi veya kravatı
eline alıp denemeler yapması gerekir.
52
2.1.2016

51
2.1.2016
Bir davranışın öğrenilmiş kabul edilmesi için:
Olgunlaşma, öğrenme yaşantılarından ve çevresel
etkilerden bağımsız, kalıtım tarafından kontrol edilen bir
süreci anlatır. Olgunlaşma genetik olarak
programlandığından zamanı geldiğinde kendiliğinden
gerçekleşir, özel bir çaba göstermeye gerek yoktur.
2.1.2016


5. Öğrenme
2.1.2016
Örneğin, üç yaşındaki bir çocuğa sabah akşam uğraşıldığı
halde okuma-yazma neden öğretilemez?
Bir yetinin kazanılabilmesi, davranışın gerçekleştirilmesi
için organizmanın zihinsel ve fiziksel olarak uygun seviyeye
ulaşması gerekir. İşte bu noktada karşımıza olgunlaşma
kavramı çıkar.
49
4. Olgunlaşma


2.1.2016
Büyüme, en kısa tanımıyla, vücut kitlesindeki artıştır. Vücut
kitlesindeki artış ise boyun uzaması, ağırlığın-hacmin
artması şeklinde, nicel olarak kendini göstermektedir.
2.1.2016

4. Olgunlaşma
1. Davranışta gözlenebilen bir değişim gerçekleşmesi,
2. Bu değişimin kalıcı ya da izli olması,
3. Bu değişimin yaşantı sonucu olması,
4. Bu değişimin sadece büyümenin ya da sadece
olgunlaşmanın bir sonucu olmaması,
5. Bu değişimin geçici olmaması (yorgunluk, hastalık, ilaç
alma vb.) gerekir.
53
54
9
2.1.2016
6. Hazırbulunuşluk

Örnek: Bisiklet kullanmak için yeterli hazırbulunuşluk düzeyinde
olan bir çocuk; bisiklet kullanmaya isteklidir, bisiklet kullanmak
için gerekli olan kaslar ve diğer organlar yeterli olgunluğa
erişmiştir, bisikletin nasıl kullanılacağı ile ilgili ön koşul
öğrenmelere sahiptir, genel sağlık durumu bisiklete binmesine
uygundur.

Kısaca hazırbulunuşluk, bireyin zihinsel, sosyal ve bedenen
öğrenmeye hazır durumda olması demektir.
Olgunlaşma + Ön Öğrenmeler + İstek/Güdü
=
Hazırbulunuşluk
55
7. Yaş

Bireyin yaşı özellikle de olgunlaşma süreci açısından çok önemlidir.
Çünkü genetik mirasımızın bir eseri olan olgunlaşma süreci, yaşa
bağlı düzenli bir sıra izlemektedir ve bu sıra evrenseldir. Yaş zihinsel
gelişimin yapı taşıdır. Elbette akıl yaşta değil baştadır ama aklı başa
yaş getirir.

Büyümenin değerlendirilmesinde de yaş faktörü karşımıza
çıkmaktadır. Çünkü büyüme yaşa göre uzunluk, yaşa göre ağırlık,
yaşa göre baş çevresi gibi büyük oranda yaşa bağlı olarak ele
alınmaktadır.
57
KPSS - 2006
A) Sosyal normlara uygun davranışların öğrenilmesi ve
sergilenmesi
B) Genetik olarak belirlenen bir plan çerçevesinde
yaşantılardan bağımsız ol arak gerçekleşen biyolojik
gelişmeler
C) İlk ergenlik döneminde başlayan ve yetişkinlik çağına
kadar süren fiziksel ve cinsel değişmeler
D) Büyüme ve gelişmeye eşlik eden öğrenilmiş davranış
örüntülerinin kazanılması
E) İlerleyen yaşla birlikte aşırı davranışların yerlerini yavaş
yavaş ağırbaşlı davranışların alması
59
İlköğretim okuluna yeni başlayan Mehmet önlüğünü kendisi
giyebilmekte, ancak annesi defalarca göstermesine karşın,
önlüğünün yakasını bir türlü ilikleyememektedir.
Mehmet`in önlük yakasını bir türlü ilikleyememesi, aşağıdaki
ifadelerden hangisiyle açıklanabilir?
 A) Yaka kullanmaya yeni başladığı için Mehmet deneyim
eksikliği yaşamaktadır.
 B) Annesinin aşırı koruyucu tutumu nedeniyle Mehmet
iliklemeyi öğrenememiştir.
 C) Mehmet yakasının düğmelerini ilikleyebileceği kritik döneme
henüz ulaşmamıştır.
 D) Mehmet`in el kasları yakasını ilikleyebilecek olgunluğa
erişmemiştir.
 E) Mehmet`in parmakları yakasını ilikleyebilecek kadar
büyümemiştir.

2.1.2016
Gelişimde olgunlaşma kavramı aşağıdaki süreçlerden
hangisini anlatmak için kullanılmaktadır?
58
KPSS - 2008
2.1.2016

Fatma Hanım seneye okula başlayacak olan yeğeni
Bertuğ`a bir hediye vermek ister. Çocuk giysileri satan
bir mağazadan Bertuğ`un yaşını söyleyerek bir pantolon
satın alır. Hediyesini yeğenine verdiğinde, uzun süredir
görüşmemelerine karşın, satın aldığı pantolonun
yeğeninin bedenine tam olduğunu görür, çok sevinir.
Yukarıdaki paragrafta gelişim psikolojisine özgü
kavramlardan hangisine vurgu yapılmaktadır?
 A) Büyüme
 B) Olgunlaşma
 C) Öğrenme
 D) Hazırbulunuşluk
 E) Kritik dönem

2.1.2016
Gelişim psikologları, gelişim sürecini döllenmeden ölüme kadar
olan süreçte yaşa bağlı değişimler şeklinde inceler. Bu nedenle,
gelişim sürecinin incelenmesinde yaş çok önemli bir faktördür.
56
KPSS - 2008
2.1.2016

2.1.2016
Hazırbulunuşluk bireyin sadece olgunlaşma düzeyini değil, aynı
zamanda, bireyin önceki öğrenmelerini, ilgilerini, tutumlarını,
güdülenmişlik düzeyini, yeteneklerini, genel sağlık durumunu
da kapsar.
2.1.2016

60
10
2.1.2016
KPSS - 2009
Gelişimin bazı evrensel ilkeleri vardır. Bu ilkeler, kişiden
kişiye ya da toplumdan topluma değişiklik göstermez.

Her insanın gelişimi bu ilkelerle gerçekleşmektedir.
62
2. GELİŞİM SÜREKLİDİR VE BELLİ AŞAMALARI
İÇERİR
Gelişim, doğum öncesi süreçten başlayarak, ölüme kadar
olan süreyi kapsar.
 Bu süreç boyunca her gelişim aşaması, kendinden sonraki
süreci hazırlar; bu nedenle süreçler arasında kesin sınırlar
olduğunu düşünmek yanlış olacaktır.

63
3. GELİŞİM NÖBETLEŞE DEVAM EDER
64
4. GELİŞİMDE BELLİ BİR YÖNELİM VARDIR
A. Gelişim Genelen Özele Doğrudur
Öncelikle büyük kaslar, sonrasında küçük kaslar gelişir.
 Örneğin, topla oynamaya başlayan çocuk, öncelikle topa
tüm vücuduyla hakim olmaya çalışır; daha sonra sadece
kollarıyla, elleriyle ve son olarak da parmaklarıyla topa
hakim olabilir.
2.1.2016
2.1.2016
Bir gelişim alanının hızlandığı dönemlerde, başka bir gelişim
alanı yavaşlayabilir.
 Gelişimin nöbetleri büyük oranda kalıtım tarafından
belirlenir.
 Örneğin, yürümenin hızlandığı süreçte, konuşma duraklama
gösterebilir. Cinsel gelişim hızlandığında bilişsel gelişim
yavaşlar.

2.1.2016
2.1.2016
Gelişim sürecinde sadece kalıtımdan ya da sadece çevreden
bahsedilemez. Çünkü bu ikili bir bütün oluşturur.
 Kalıtım yoluyla getirilen potansiyelin hangi ölçüde ve ne
şekilde ortaya çıkacağını çevre belirler.
 Örneğin, doğuştan getirilen zeka kapasitesinin tam olarak
kullanılabilme şartı, bu kapasitenin etkinleştirilebileceği,
uygun çevre etkileşimine tabi olmaktır.

61
1. GELİŞİM, KALITIM VE ÇEVRE ETKİLEŞİMLİ BİR
SÜREÇTİR

GELİŞİMLE İLGİLİ TEMEL İLKELER
2.1.2016
2.1.2016
Bir araştırmada ilköğretim öğrencilerine bir yıl arayla iki kez ilgi
envanterinin uygulanmasından 0,62; üniversite öğrencilerine
uygulanmasından 0,80 korelasyon kat sayısı elde edilmiştir. Aynı
çalışmada ilköğretim öğrencilerine ölçme aracının üç yıl arayla iki kez
uygulanmasından 0,31; üniversite öğrencilerine aynı zaman aralığında
iki kez uygulanmasından 0,63 korelasyon kat sayısı hesaplanmıştır.
Ayrıca üniversiteden sonra yaşamın sonuna kadar ilgi puanlarındaki
kararlılığın 0,70 civarında olduğu gözlenmiştir.
Bu araştırmaya göre, ilgi puanlarındaki kararlılığın artışı, gelişim
psikolojisine özgü kavramlardan hangisiyle açıklanabilir?
 A) Büyüme
 B) Öğrenme
Piaget’ye göre soyut
 C) Hazırbulunuşluk
işlem düşüncesinin gelişimini etkileyen en önemli
faktör yaştır. İlgi puanlarındaki kararlılığın artışı
 D) Kritik dönem
bu faktörden kaynaklanmaktadır.
 E) Yaş
(Cevap E)


65
66
11
2.1.2016
4. GELİŞİMDE BELLİ BİR YÖNELİM VARDIR
C. Gelişim İçten Dışa Doğrudur
Önce iç organlarımızın, daha sonra da dışa doğru
kollarımızın gelişimi sağlanır.
 Gelişimin baştan ayağa-içten dışa doğru bir yönelim
izlemesinin nedeni, yaşamsal öneme sahip organların
gelişim süreçlerinde önceliğe sahip olmasıdır.

67
5. GELİŞİMDE KRİTİK DÖNEMLER VARDIR
Tüm gelişim alanları, birbiriyle etkileşim içindedir.
Bir gelişim alanındaki değişme, diğer gelişim alanlarında da
değişmeye yol açmaktadır.
 Örneğin, dil gelişimi geride kalan bir çocuğun sosyal gelişimi
de bundan olumsuz etkilenmektedir.


69
70
7. GELİŞİMDE BİREYSEL FARKLILIKLAR VARDIR
6. GELİŞİM BİR BÜTÜNDÜR
Gelişim, gerek kalıtımsal özelliklerin gerekse içinde
bulunduğu çevre koşullarının farklı olması nedeniyle
bireyden bireye faklılık gösterir.
 Bir kız çocuğu ergenliğe beklenenin aksine çevresindeki
erkeklerden sonra yani daha geç girebilir.

2.1.2016
2.1.2016
Sosyal
Gelişim
Fizyolojik
Gelişim
2.1.2016
Organizmanın bazı davranışları öğrenmeye eğilimli olduğu
yaş aralıkları vardır. Bu süreç, organizmanın bu davranışlara
karşı en duyarlı olduğu ve davranışın ancak kazanılabileceği
aralıklardır.
68
6. GELİŞİM BİR BÜTÜNDÜR
2.1.2016

2.1.2016
2.1.2016
B. Gelişim Baştan Ayağa Doğrudur
 Organizma için hayati önem taşıyan organlar, gelişim sürecinde
önceliklidir.
 Bu nedenle beyin gelişimi daha doğum öncesi dönemden hızla
gerçekleşir.
 Bir yaşına ulaşan bebeğin beyninin kütlesi, erişkin bir insanın
beyninin kütlesinin %75`i kadardır.
 Bebeğin bedeni ile kafatasının büyüklüğü göz önüne alındığında
ortaya büyük bir orantısızlık çıkar. Bu durum son derece normal bir
gelişimsel süreci gösterir.
 Organizma önce kafa hareketlerini, sonra kafadan başlayarak
aşağıya doğru göğüs, karın, bacaklar ve ayakların kontrolünü sağlar.
4. GELİŞİMDE BELLİ BİR YÖNELİM VARDIR
Bilişsel
Gelişim
71
72
12
2.1.2016
9. GELİŞİM DÖNEMLERİNE GÖRE ÇEVRENİN
ETKİSİ DEĞİŞİR
8. GELİŞİMDE KURAL ÖDÜNLEME (TELAFİ) DEĞİL,
İLİŞKİDİR
2.1.2016
2.1.2016
Bir dönemde gerçekleştirilemeyen davranışlar telafi
edilemez. Yani “Ben özerkliğimi kazanamadım ama
girişimciliğimi olması gerekenden fazla kazanarak,
özerkliğimi telafi ettim” gibi bir durum söz konusu olamaz.
 Bir dönemde gerçekleştirilemeyen davranış, ilerleyen
dönemlerin özellikleriyle ilişki içerisinde kazanılırkazanılmaya çalışılır.

Hızlı değişikliklerin olduğu gelişim dönemlerinde çevredeki
değişikliklerin etkisi büyük olur, değişiklikler yavaşladıkça
çevredeki değişikliklerin etkisi de azalır.
 1 yaşındaki bir çocuğun çevresindeki değişiklikler 20
yaşındaki bir kişinin çevresindeki değişikliklerin yaptığı
etkiden daha fazla etkiye sahiptir.

73
74
KPSS - 2006
GELİŞİM GÖREVLERİ (HAVİGHURST)
Gelişim dönemlerini inceleyen Havighurst, her döneme
has gerçekleştirilmesi beklenen birtakım özelliklerin
bulunduğunu tespit etmiş ve bunları gelişim görevleri
başlığı altında özetlemiştir.
 Gelişim görevi, “bireyin yaşamındaki belli bir dönemde
ortaya çıkan, başarıyla elde edildiğinde daha sonraki
görevlerde başarıya ve mutluluğa yol açan, başarılamadığı
durumlarda ise kişide mutsuzluğa, toplumun hoş
görmemesine, daha sonraki görevlerde zorluklara yol açan
görevdir.”

75
GELİŞİM GÖREVİ ÜÇ TEMEL FAKTÖRÜN ETKİSİ ALTINDA
ORTAYA ÇIKAR:
Olgunlaşma
Toplumsal
Beklenti
76
GELİŞİM GÖREVLERİNİN EĞİTİMSEL SONUÇLARI
Bireylerin içinde yaşadığı her dönem, aynı zamanda bir
sonraki dönem için gerekli ön öğrenme yaşantılarını
(hazırbulunuşluk) içerdiği için, eğitim ortamı bireylerin
sonraki dönemlerini destekleyecek nitelikte düzenlenmelidir.
 İlköğretim birinci kademede, öğrencilerin sosyalleşmesi son
derece önemlidir. Bu konuda en önemli konuma sahip kişi
sınıf öğretmenidir.

2.1.2016
2.1.2016
Gelişim
Görevi
2.1.2016
2.1.2016
Yeni doğum yapan Hatice, bebeğinin başının diğer
organlarına göre daha büyük olduğunu fark eder ve
kaygılanarak bebeğini bir doktora götürür. Doktor
korkulacak bir şey olmadığını belirtir.
Bebeğinin başının diğer organlarına göre büyük olması,
aşağıdaki gelişim ilkelerinden hangisiyle ilişkilidir?
 A) Gelişim baştan ayağa doğru olur.
 B) Gelişimde bireysel ayrılıklar vardır.
 C) Gelişim içten dışa doğru gerçekleşir.
 D) Gelişimde kritik dönemler vardır.
 E) Gelişim genelden özele doğrudur.

Kişisel
Değerler
77
78
13
2.1.2016
GELİŞİM GÖREVLERİNİN EĞİTİMSEL SONUÇLARI
GELİŞİM GÖREVLERİNİN EĞİTİMSEL SONUÇLARI
Öğretmenler, öğrencilerinin başarma ihtiyacını doyurucu
etkinlikler düzenlenmelidir.
 Erken olgunlaşan erkeklerin daha dışa dönük ve popüler,
erken olgunlaşan kız çocuklarınınsa çekingen ve çoğunlukla
dışlanan durumda oldukları unutulmamalıdır.

79
GELİŞİM GÖREVLERİNİN EĞİTİMSEL SONUÇLARI
80
GELİŞİM GÖREVLERİNİN EĞİTİMSEL SONUÇLARI

Ergenlik döneminin sonlarına doğru zihinsel gelişim en üst
seviyeye çıkar, buna karşın ergende tekrardan benmerkezli
davranışlar görülür. Benmerkezli yapı çoğunlukla “hayali
seyirciler” şeklinde kendini gösterir. Hayali seyirciler,
ergenin çevresindeki herkesin kendisini izlediği, onunla
ilgilendiğini sanmasıdır. Bu yüzden ayna başında daha
fazla vakit geçirir, kaliteli elbiseler giymek ister, çevresinin
bakış açısını çok fazla önemsemeye başlar.
81

83
Gelişim süreci döllenmeden başlar. Döllenme sonucunda
oluşan canlıya zigot adı verilir.
 Zigot oluşumundan itibaren mitosis adı verilen hücre
bölünmesiyle çoğalır.
 Zigot oluşumunun ardından ilk iki haftalık süreç dölüt olarak
adlandırılır.
 Üçüncü hafta ile sekizinci hafta arasındaki süreç ise embriyo
olarak ifade edilir.
 Üçüncü aydan itibaren embriyo dönemi yerini fetüs
dönemine bırakır.

2.1.2016
1. Doğum öncesi
2. Bebeklik Dönemi (0-2 yaş)
 3. Çocukluk Dönemi – İlk Çocukluk (3-6 yaş)
 4. Okul Dönemi – Orta Çocukluk – Son Çocukluk (7-11 yaş)
 5. Ergenlik Dönemi (12-18 yaş)

82
1. DOĞUM ÖNCESİ DÖNEM
2.1.2016
FİZYOLOJİK-BEDENSEL VE
PSİKOMOTOR GELİŞİM
2.1.2016
2.1.2016
Öğretmenler özellikle ergenlik dönemindeki hızlı
bedensel gelişimin ergenlerde sakar davranışlara yol
açtığını unutmamalıdır.
 Öğretmenler, öğrencilerine saygı duymalı, yeri geldiğinde
onlara yetişkin birer birey gibi davranmalıdır.

2.1.2016
2.1.2016
Eğitim sürecinde öğrencilere gelişimsel özelliklerine uygun
yöntem-teknik, araç-gereçle yaklaşılmalıdır.
 Öğrenciler gelişimsel özelliklerine uygun etkinliklere
yönlendirilmeli, gerçekleştirmeleri çok zor etkinliklere
zorlanmamalıdır.
 Öğrenciler arasındaki bireysel farklılıklar dikkate alınmalıdır.

84
14
2.1.2016
2. BEBEKLİK DÖNEMİ (0-2 YAŞ)
2.1.2016
86
Yeni doğan bebeğin işitme duyu organı oldukça gelişmiştir.
İnsan sesindeki perde ve şiddet değişikliklerinin farkına
varabilen bebek, tanıdık ve yabancı olan sesi ayırt edebilir.
 Bebekler başlangıçta sadece refleksif ve denetimsiz vücut
hareketleri gerçekleştirebilirken, iki yaşına geldiğinde
psikomotor olarak büyük bir gelişim kaydederler.

2.1.2016
87
Moro refleksi: Yüksek bir gürültü karşısında çocuk kollarını
uzatır, arkaya doğru gerilir, sanki bir şey tutacak gibi kollarını
birleştirir.
 Kavrama/yakalama: Çocuk avucundaki küçük bir nesnenin
etrafında parmaklarını büker.
 Tonik boyun refleksi: Sırt üstü yattığı zaman, baş yana
döner, kol bacak ayrı tarafa uzanır, ters tarafa bükülür.
 Babinski refleksi: Ayağında altı gıdıklandığında parmaklar
açılır, ardından bükülür.
 Adım atma: Ayakta tutulursa bebek sanki adım atacakmış
gibi ayağını kaldırır.
 Yüzme: Suya konan bebek kol ve bacaklarını oynatır,
nefesini tutar.

89
2.1.2016
Nefes alma: Tekrar tekrar nefes alıp verme
Kökünü arama: Yüzünü dokunulan yöne çevirme
 Emme: Boğaz, ağız ve dil ile güçlü emme hareketi
 Yutma: Boğazda yutma hareketleri
 Göz kırpma: Bir an için gözlerini kırpma
 Gözbebeği refleksi: Gözbebeğinin parlak ışıkta küçülmesi,
donuk ışıkta büyümesi

88

2.1.2016
YENİ DOĞAN BEBEKTE BULUNAN BAZI
REFLEKSLER
2.1.2016
Bedensel gelişimin en hızlı görüldüğü ikinci dönem olan
bu süreçte başın vücuda oranı düşünüldüğünde bir
biçimsizlik göze çarpmaktadır. Doğumdan önce baş,
bedenin yaklaşık olarak yarısı iken, doğumda ise dörtte
biri kadardır. Yetişkinlerde ise bu oran sekizde birdir.
 Bebeğin boyu doğduğunda yaklaşık 50, bir yaşına
geldiğinde ise 75 cm uzunluğa erişir.
 Ağırlıkça artma da doğumdan sonraki ilk yılda çok hızlıdır.
Fakat iki yaşına doğru bu hızda azalma olur. Bebek, altı
aylıkken doğumdaki kilonun muhtemelen iki katına, bir
yaşında üç katına, iki buçuk yaşında ise dört katına ulaşır.
Bebeklerin doğumdan sonra yaptıkları ilk davranış
solunumdur.
 Bebeğin yaşantısının ilk 28 günlük sürecine yenidoğan adı
verilir. Bebekler bu süreçte ışığı, ayırt edebilecek kadar
görürler. Sadece gürültüyü algılayabilen yenidoğanlar
çevrelerine karşı bir ilgi göstermedikleri gibi henüz
başlarını da dik tutamazlar.

85

2.1.2016
Fetüsün insan organizmasının temel yapısını alması
yaklaşık beşinci aya kadar devam eder. Bu nedenle
beşinci aydan önce doğan bebeklerin yaşama ihtimalleri
çok düşüktür.
 Doğum öncesi gelişim yaşam sürecindeki en hızlı gelişim
dönemidir.
 Fetüs doğduğunda ortalama 2500 ile 4500 gram
arasındadır.
 Testosteron adı verilen erkeklik hormonu ve östrojen
olarak adlandırılan kadınlık hormonu da daha bu
dönemde salgılanmaya başlanarak bebek ve çocukların
ileriki yaşamlarında cinsel kimliklerinin gelişiminde rol
oynarlar.

90
15
2.1.2016
3. ÇOCUKLUK DÖNEMİ
(İLK ÇOCUKLUK DÖNEMİ) 3-6 YAŞ
91
4. OKUL DÖNEMİ (İKİNCİ ÇOCUKLUK – SON
ÇOCUKLUK) 7-11 YAŞ
92
Bu dönemde, ince motor becerilerini geliştirir ve daha
önce yapamadıkları davranışları başarabilirler.
 Görme normale döner ve kas-göz koordinasyonu
gerektiren etkinliklerde başarı düzeyi artar.
 Çocuklar bu dönemde çok sayıda yeni beceri
kazanmasına rağmen bu durum pek fazla fazla dikkat
çekmez, çünkü gelişim süreci çok yavaş bir seyir
izlemektedir.

93
94
ERKEN VE GEÇ OLGUNLAŞMANIN ETKİLERİ
5. ERGENLİK DÖNEMİ
Erken Olgunlaşma


95
KIZ: Yaşıtlarına göre daha
çekingen bir yapıya sahiptir.
Sosyal ilişkilerde kendisini
yetersiz hisseder. İçinde
bulunduğu gruptan dışlanmasına
yol açabilir.
2.1.2016
2.1.2016
Oldukça hızlı bir bilişsel, fizyolojik ve psikolojik gelişmenin
olduğu dönemdir.
 Kızlar bu dönem erkeklere nazaran 1-2 yaş daha önce
girerler. Ancak bireysel farklılıklardan dolayı erkek çocuklar
arasında çevresindeki kız arkadaşlarından daha önce
ergenlik dönemine girenlerin de bulunabileceği
unutulmamalıdır.

2.1.2016
2.1.2016
Bedensel gelişme önceki yıllara göre yavaş bir seyir
gösterir. İskelet sistemindeki gelişme kas sisteminden
daha ileride olduğundan, büyüme ağrıları gözlenebilir.
 Yaklaşık dokuz yaşına kadar erkekler kızlardan biraz daha
uzun ve ağırdır. Ancak 10 yaşından yaklaşık 15 yaşında
kadar, kızların boy ve ağırlıkları, yaşıtı erkeklerin boy ve
ağırlıklarını geçer.

2.1.2016
2.1.2016
Bu dönemde çocuğun sinir sistemi, gelişimini büyük oranda
tamamlar.
 Kalp atış hızı giderek azalır ve dönemin sonuna doğru
yetişkin bir kişininkine benzer hale gelir.
 Uzun süre aynı yerde oturamazlar, sürekli olarak hareket
halinde olmak isterler.
 İnce motor becerileri henüz olgunlaşmamış olan çocuklar,
büyük kaslarını küçük kaslarına nazaran daha iyi kullanırlar.

Dönem boyunca çocukların küçük kaslarını değil, büyük
kaslarını geliştirici çalışmalar yapılmalı. Örneğin, ince uçlu
kalem kullanma, iğneden iplik geçirme gibi işleri yapmaya
zorlanmamalıdır.
 Bu dönem devimsel açıdan, çocuğun büyüklerin
davranışlarını test ve taklit ettiği dönemdir. Bedensel
becerilerin kazanılmasıyla birlikte çocukta bağımsız hareket
etme, çevresindeki bireylerin söylediklerinin tersini yapma,
inatçılık, dikkat çekici davranışlarda bulunma gibi davranışlar
dikkat çeker.

Geç Olgunlaşma


KIZ:Yaşıtlarına göre daha dışa
dönüktür.
Sosyal ilişkilerde kendisine daha
çok güvenir.

Yaşıtları arasında popüler bir
görüntü sergiler.

ERKEK: Yaşıtlarına göre daha
fazla ilgi görür.

ERKEK: Yaşıtlarına göre daha az
ilgi görür.

İçinde bulunduğu grup tarafından
lider gibi değerlendirilir.


Yaşıtlarına göre daha dışa
dönüktür. Kolay uyum sağlar.
Dikkat çekici hareketlerde
bulunarak, dikkati üzerine
çekmeye çalışır.
96
16
2.1.2016
KPSS - 2007
2.1.2016
Anasınıfına devam eden Neşe`nin ilköğretim beşinci
sınıfa giden ablasının kullandığı materyallere göre daha
büyük materyallerle çalışması aşağıdakilerden hangisiyle
açıklanabilir?
 A)Küçük kas gelişimini tamamlamamış olması
 B) Sahip olduğu bilişsel şema sayısının az olması
 C) Nesne devamlılığı ilkesini kazanmamış olması
 D) Sembolik oyunlarla iç dünyasını yansıtması
 E) Miktar korunumunun kazanılmamış olması

97
98


1. Kalıtım
2. Çevre
3. Zaman (Kritik Dönem – Tarihsel Zaman)
99

Eşey hücrelerinin birleşmesi sonucunda zigot adı verilen döllenmiş
yumurta oluşur. Bireyin yaşamı da zigot evresiyle birlikte başlar.

Eşey hücresinde 23 tane kromozom bulunmaktadır. Gerek yumurta
hücresinde gerekse sperm hücresinde bulunan 23 kromozomun bir
tanesi cinsiyetle ilgilidir ve gonozom olarak adlandırılır.

Geriye kalan 22 kromozomun cinsiyetle ilgisi yoktur ve otozom olarak
adlandırılır.
101

Yumurta hücresinde cinsiyet kromozomu olarak
daima X bulunur. Sperm hücresinde yer alan cinsiyet
kromozomu ise X ya da Y`dir.

Eğer spermde X bulunuyorsa, yumurtadaki X ile
birleşir ve XX yani kız çocuğunun olmasını sağlar.
Eğer spermde Y bulunuyorsa, yumurtadaki X ile
birleşir ve XY yani erkek çocuğun oluşmasını sağlar.
2.1.2016
Kalıtım, anne ve babadan bireye genetik yolla geçen yetenek ve
özelliklerdir. Bu özellikler bireyin yaşamı boyunca sahip olacağı zihinsel
yetenek, duygusal denge, fiziksel yapı gibi birçok özelliğin alt ve üst
sınırlarını belirler.
100
a. Cinsiyetin Belirlenmesi
2.1.2016

2.1.2016
2.1.2016
GELİŞİMİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER

1. Kalıtım
2.1.2016
Ergenlerin bu süreçte baş etmesi gereken en önemli
sorunları hızlı bedensel ikincil cinsiyet özelliklerinin
kazanılmasıdır. Büyüme hızı doruğuna ulaştığı bu dönemde
ergenin bedenindeki değişikliklere uyum sağlaması gerekir.
 Hızlı bedensel büyüme kendini çoğunlukla sakar
davranışlarla gösterir.
 Cinsel olgunlaşmanın başlangıcı puberte olarak
adlandırılmaktadır. Kızlarda ergenlikle ilgili ilk belirti
çoğunlukla göğüslerdeki büyüme kabul edilirken,
erkeklerde ergenliğin başlangıcında belirgin bir değişim
görülmemektedir.

102
17
2.1.2016
a. Cinsiyetin Belirlenmesi
a. Cinsiyetin Belirlenmesi


103
Her kromozomda 20000-30000 arasında olduğu tahmin edilen
gen bulunmaktadır. Bu genlerin oluşturduğu zincir, bireyin göz
renginden boyuna, yaşam süresinden yakalanacağı olası
hastalıklara, zihinsel yeteneklerinden duygusal durumuna
kadar çok sayıda şeyi programlamaktadır.

Genotip, çevre etkisinden bağımsız olarak bireyin sahip olduğu
kalıtsal özelliklerdir.

Fenotip ise genotip ve çevresel etkenler bir araya geldiğinde
ortaya çıkan yapıdır.
Örneğin; kahverengi göz, A, B ve AB kan grupları, yüksek
tansiyon baskın özelliklerdir. Sarı saç, mavi göz, düz saç
çekinik özelliklerdir.

Çekinik özellikler, ancak her iki ebeveynde de benzer
genler olduğu zaman ortaya çıkarlar. Baskın özellikler ise,
anne ya da babadan birinde bu genler bulunduğu
takdirde ortaya çıkabilirler.
Ayrıca bazı güçlü dış etkenler sonucunda (X ışını,
radyasyon, bazı ilaç ve kimyasallar, ani sıcaklık
değişimleri vb.) organizmanın kalıtsal yapısında kalıcı
farklılaşmalar meydana gelebilir. Bu duruma mutasyon
denir.

Bir genotipten çok sayıda farklı fenotip ortaya çıkabilir.
Bunun nedeni doğum öncesi, doğum sırası ve doğum
sonrasındaki çevredir. Fenotip=genotip+çevre
106
107

1. Klinefelter Sendromu: Embriyo 44+XXY (47) kromozom setini
taşıdığında ortaya çıkan bu sendrom sonucunda uzun boylu, uzun kol ve
bacaklı, dişi eşey karakterlerini gösteren, kısır ve zeka engelli bireyler
gelişir.

2. Üçlü Dişilik Sendromu: Embriyo 44+XXX (47) kromozom setini taşır.
Kısırlık ve zeka geriliği yaygın olarak görülmekle birlikte, bu kromozom
seti taşıyan bayanların çoğunda herhangi bir belirgin semptom
görülmez. Yani normal bir zeka gelişimi gösterirler ve doğurgandırlar.

3. XYY Sendromu: Erkek bireyde gamet oluşumu sırasında mayozun
ikinci evresinde Y kromozomlarının ayrılmaması durumunda YY
kromozomu taşıyan spermler oluşabilir. Sonuçta zeka geriliği görülen,
uzun boylu bireyler gelişir. Son yıllarda yapılan araştırmaların sonucunda
seri cinayet sanıklarının ve suç işlemeye eğilim gösteren kişilerin belli bir
oranının, bu kromozom setine sahip oldukları ortaya çıkmıştır.
2.1.2016


c. Kalıtımsal Süreçte Özel Durumlar
2.1.2016
Bir başka önemli genetik ilkesi ise bazı özelliklerin baskın
(dominant), bazı özelliklerin ise çekinik (resesif) olmasıdır.
Fenotip büyük oranda genler tarafından belirlenir, ancak
bazı özel durumlarda organizmanın fenotipi, genotipine
yüzde yüz uymayabilir. Bu duruma hipomorfizm denir.
105
b. Baskın ve Çekinik Özellikler


2.1.2016

2.1.2016
Eşey hücrelerinin birleşmesi sonucunda ortaya 46 tane
kromozom çıkar.
104
a. Cinsiyetin Belirlenmesi
a. Cinsiyetin Belirlenmesi

Özdeş İkizler: Tek bir yumurta tek bir sperm tarafından
döllenir. Yumurta iki küreye ayrılarak her biri aynı genetik
koda sahip bir fetüs şeklinde gelişim gösterir. Bu tip
ikizlere monozigotik denir.
Çift Yumurta İkizleri: İki farklı yumurta farklı spermler
tarafından döllenir. Farklı genetik kodlara sahip iki fetüs
şeklinde gelişim gösterir. Bu tip ikizlere dizigotik denir.
Yarı Özdeş İkizler: Oldukça ender rastlanan bir durumdur.
Bir yumurta eşit olarak bölünür ve iki farklı sperm
tarafından döllenir. Yarı özdeş ikizler çift yumurta
ikizlerinden daha fazla ancak özdeş ikizlerden daha az
birbirine benzer.
2.1.2016
2.1.2016

108
18
2.1.2016
c. Kalıtımsal Süreçte Özel Durumlar

5. Edward Sendromu: 18 numaralı somatik kromozomda ayrılmama
olması sonucunda gelişen 47 kromozomlu bireylerde görülür. Bu
sendrom, bireylerin dış görünümü ile kolayca ayırt edilir ve
çoğunlukla 10 haftalık olmadan ölümle sonuçlanır.

6. Patau Sendromu: 13 numaralı somatik kromozomda ayrılmama
olması sonucu gelişir. Küçük ve işlevsiz gözler, küçük bir beyin ve
yarık dudak görüntüsü gibi özellikler ile kendini gösteren bu sendrom
da doğumdan birkaç hafta sonra ölümle sonuçlanır.
Pankreas bezi, iki türlü salgı salgılar. Birisi mideye gönderilir. Diğeri
insülindir ve kana gönderilir. Kandaki şeker miktarını ayarlar.
Dolayısıyla gelişime etkide bulunur.



Tiroit salgı bezi, boğazın ön kısmında gırtlağın iki yanındadır.
Salgıldığı hormona troksin adı verilir. Troksin kemiklerin,
kasların büyümesine, sinir sisteminin, kan dolaşımının
çalışmasına etki eder. Fazlalığı vücudun etkililiğini artırır, azlığı
ise yavaşlatır.

Çevre, bireyin doğuştan getirdiği potansiyele gelişme olanağı
veren ya da sınırlandıran faktörleri içermektedir.

Çevresel faktörler üçe ayrılır:
a. Doğum Öncesi Çevre: Annenin aldığı ilaç, alkol, radyasyona
maruz kalma, kan uyuşmazlığı, akraba evliliği, doğum
öncesinde çocuğun gelişimini etkiler.
b. Doğum Sırasındaki Çevre: Doğum sırasında görülebilen
kordon dolanması, çocuğun oksijensiz kalması gelişimi
olumsuz etkiler.
c. Doğum Sonrası Çevre: Ailenin çocuğa yaklaşımı,
sosyoekonomik durumu, çocuğun geçirdiği hastalıklar, ailenin
parçalanması, çocukların doğuş sırası gelişimi etkiler.

111
110
112
a. Kritik dönem
113

Genie isimli kız çocuğu, psikolojik olarak rahatsız olan babası
tarafından 1-2 yaşlarından itibaren küçük bir odaya kilitlenmiştir.
Genie konuşma dilini hiç duymamıştır. 13 yaşında bulunduktan
sonra, dilin bazı boyutlarını öğrenebilmiştir. Bunula birlikte
gramer kurallarını kullanması hiçbir zaman normal düzeye
ulaşmamıştır ve sosyal becerileri de fazla bir ilerleme
göstermemiştir.

Dilin kazanımında doğumdan sonraki ilk yıllar son derece
önemlidir yani dil kazanımının kritik dönemidir. Kritik dönem
geçtikten sonra uygun çevre yaşantısı sağlamak, istenen etkinliği
kazanmada yeterli gelmemektedir.
2.1.2016
2.1.2016

İnsanlar bazı gelişim dönemlerinde ve yaşlarda, belirli
kazanımlar için yüksek duyarlığa sahiptir. Bu dönemlerde
uygun çevre koşullarının sağlanması halinde kazanım çok
daha çabuk ve etkili olmaktadır.
Eğer bu yaş aralıklarında uygun çevre koşulları
sağlanamazsa, ilerleyen süreçte kazanım gerçekleşse bile
çok fazla zaman almakta ve istenen kadar etkili
olmamaktadır. İşte bu zaman aralıklarına kritik dönem adı
verilmektedir.
Hipofiz, kafatasında bulunur; tüm salgı bezlerinin çalışmasını
düzenler. Fazla salgılanması devliğe, yetersizliği cüceliğe
neden olur.

3. Zaman



Böbrek üstü bezleri, her iki böbreğin üstünde bulunur. Salgıları
büyümeye, cinsiyete etki eder ve vücudun duyguların
yoğunluğundan korunmasını sağlar. Duygusal gelişimle yakından
ilgilidir.
Cinsiyet salgı bezleri, kadın ve erkekte cinsel gelişimi sağlar ve cinsel
yaşamı sürdürmeye etkide bulunur.
İç salgı bezleri; hipofiz, epifiz, tiroit, paratiroit, pankreas (yarı iç
salgı bezi), böbrek üstü bezler, timüs ve cinsiyet salgı bezleri.
2.1.2016


2. Çevre
2.1.2016
Paratiroit, tiroit salgı bezine bitişik dört küçük bezden oluşur.
Vücudun kalsiyum ve fosfor dengesini sağlar. Az çalışması kas
ağrılarına, kemiklerin bozulmasına; fazla çalışması ise sinirlerin
körleşmesine neden olur.
Salgılarını doğrudan kana akıtan bezlere iç salgı bezi adı verilir.
İç salgı bezlerinin salgılarına da hormon denir.
109
d. Hormonlar


2.1.2016
4. Down Sendromu (Mongolizm): 21 numaralı somatik kromozomda
ayrılmama durumu görüldüğünde ortaya çıkar. Embriyo 45+XX veya
45+XY setlerinden birini taşır. Geniş eller, kısa parmaklar, tınaz vücut,
oransal olarak büyük bir dil, çekik gözler, zeka geriliği ve genişyuvarlak bir yüz en belirgin özellikleridir.
2.1.2016

d. Hormonlar
114
19
2.1.2016
b. Tarihsel Zaman

İnsanların ilgileri ve davranışları, teknolojik yeniliklere,
savaşlara, doğal afetlere, modaya, düşünce
sistemlerindeki değişimlere bağlı olarak, gelişim
süreçlerini etkileyecek şekilde değişiklik gösterebilir.
115
KPSS - 2006








117
KPSS - 2007

Gelişimin birbirini izleyen, ayırt edilebilir devreler halinde
gerçekleştiğini öne süren kuramcılara göre, içinde
yaşanılan çevrenin niteliği bu devreleri nasıl etkileyebilir?
A) Hem hangi yaşta ortaya çıktıklarını etkiler hem de
sıralarını değiştirebilir.
B) Hangi yaşta ortaya çıktıklarını etkileyebilir ama sıralarını
değiştiremez.
C) Hangi yaşta ortaya çıktıklarını etkilemez, sıralarını
kısmen değiştirebilir.
D) Ne hangi yaşta ortaya çıktıklarını ne de sıralarını etkiler.
E) Ne hangi yaşta ortaya çıktıklarını ne de sürelerini
118
değiştirebilir.
KPSS - 2009
119
Aileler üzerinde yapılan bir araştırmada, anne
babasından biri ya da her ikisi ressam olan çocukların
resim yeteneklerinin, ailesinde ressam olmayan
çocuklardan daha yüksek olduğu saptanmıştır.
Bu araştırma sonuçlarına göre, resim yeteneğiyle ilgili
aşağıdaki etkenlerden hangisinin daha önemli olduğu
söylenebilir?
 A) Büyüme
 B) Öğrenme
 C) Kalıtım
 D) Duyarlı dönem
 E) Hazırbulunuşluk

2.1.2016
2.1.2016
Gözlerinde kataraktla doğan ve 7 yaşına kadar tedavi
olmayan çocuklar, daha sonra tedavi olsalar bile görme
sorunlarıyla karşı karşıya kalabilirler.
Bu durumda, yaşamın ilk 7 yılı görme duyusu açısından
aşağıdakilerin hangisiyle nitelendirilebilir?
 A) Duyusal-motor dönem
 B) Olgunlaşma düzeyi
 C) Hiyerarşik düzey
 D) Kritik dönem
 E) Gelişme dönemi


2.1.2016

Aşağıdakilerden hangisi kalıtım ve çevrenin zeka
üzerindeki etkisini inceleyen araştırma sonuçlarını en
iyi özetlemektedir?
A) Zeka, tümüyle kalıtımsal etkenler tarafından belirlenir.
B) Zeka, tümüyle çevresel etkenler tarafından belirlenir.
C) Zeka üzerinde kalıtımsal etkenlerin payı olup olmadığı
henüz tam olarak belirlenememiştir.
D) Zeka üzerinde çevresel etkenlerin payı olup olmadığı
henüz tam olarak belirlenememiştir.
E) Zeka, kalıtsal ve çevresel etkenlerin ortak etkileriyle
belirlenmektedir.
116
KPSS - 2007
2.1.2016

Günümüzde ergenler internet kullanımına, özellikle
internette karşılıklı sohbete çok ilgi göstermektedirler.
Ayrıca ergenlerin iletişimde cep telefonu önemli yer
tutmaktadır.
Bu yeni iletişim araçlarının ve serbest zaman
etkinliklerinin ortaya çıkması, gelişimle ilgili aşağıdaki
kavramlardan hangisiyle açıklanabilir?
 A) Tarihsel zaman
 B) Büyüme
 C) Olgunlaşma
 D) Hazırbulunuşluk
 E) Kritik dönem

2.1.2016
Tarihsel zaman bireyin içinde yaşadığı zaman diliminin
ve bu zaman diliminde gerçekleşen önemli olayların,
bireyin gelişim sürecine etkisini anlatır.
2.1.2016

KPSS - 2003
120
20

Benzer belgeler