EDAK Rafı - EDAK ECZA KOOP.

Transkript

EDAK Rafı - EDAK ECZA KOOP.
Değişen ve Gelişen
Eczane Eğitimleri
devam ediyor...
Satış Etkinliğine bekliyoruz !
gazeteedak
E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ
Eczanelerimizde!
www.edak.org.tr • [email protected]
Ocak 2013 • Sayı 71
Eczanelerde yeni dönem başlıyor
2012 Uluslararası
Kooperatifler Yılı
Kapanış
Toplantısı
EDAK Yönetim Kurulu Başkanı Eczacı Emre Bacanak, gazeteedak için eczanelerde yeni
dönemi farmagelişim ve EDAK rafı projeleri ile birlikte anlattı.
Sağlık sisteminde yaşanan hiçbir değişim sürpriz değildir diyen Bacanak,
Farmagelişim projesini de mevcut serbest eczane eczacılığının varlığının
bugünkü haliyle geleceğe taşınamayacağı öngörüsü ile başlanılan ve
sistemin özgür eczacı sermayesi ile devam edebilmesi için geliştirilen bir
yeniden modelleme projesi olduğunu söyledi. Aidiyet kavramı ile yeniden
kooperatif ortağı olmanın önemine ve gücüne dikkat çeken Bacanak,
EDAK Rafı ve EDAKTÜEL gibipazarlama sistemi ile özellikle de halka değen
noktalarda “halk sağlığını korumak” hedefi ile gerçekleştireceğimiz proje
bazlı çalışmalarda tüm EDAK ailesi olarak aktif rol alacağız” dedi.
Eczacı Emre Bacanak
EDAK Yönetim Kurulu Bşk.
Sayfa 2
EDAK
Bölge
Toplantıları
Devam
Ediyor
Devamı sayfa 9’da
Sayfa 5
l
Öze aj
ort
Röp
Buket Uzuner ile
keyifli bir söyleşi
Sayfa 7
Edak Rafı
Sadece
Raf Değil
farmagelişim
Değişim
Farmagelişim
“değişim a. 1. Bir zaman dilimi içindeki değişikliklerin bütünü (TDK - Güncel Türkçe Sözlük)”
Farmagelişim Projesinin ana hedefi serbest
eczanelerin küresel sermayeye karşı mücadele edebilmelerini sağlayabilmektir. Dolayısıyla
amaç, eczacı bağımsızlığının sürdürülmesi ve
korunmasıdır. Proje ile eczanelerin büyümesi ve
rekabetçi rollerinin artırılmasının sağlanması
hedeflenmiştir. Devamı sayfa 10’da
Değişim bir süreçtir ve içinden geçerken hemen
kavramayabilir, ancak geç kalmış olabiliriz.
Ecz. Hüsnü Kaya
EDAK Ecza Koop.
Denetleme Kurulu Üyesi
Ecz. Ayşem Jale Kıhtır
EDAK Ecza Kooperatifi
Yönetim Kurulu Üyesi
Editörden
Ecz. Yakup Ercan
Devamı sayfa 11’de
Hakan Tolunay
Farmagelişim Müdürü
Sayfa 19
EDAK ve ÇEKOOP
elele verdi
Engelsiz
İlaç
Projesi
Neden farmagelişim?
EDAK Rafı
Sayfa 19
Mesleğe 90’lı yılların başında başladım. 90’lı
yılların ortalarına gelirken de eczanemi açmaya karar verdim. O yıllar eczanede metal dolaplardan, ahşap dolaplara yeni yeni geçilmeye
başlandığı ve eczanelerin artık 25 m² değil,
35 m² olduğu yıllardı. Dolaplarımızda ahşapla
birlikte beyaz dışında başka renkler kullanılmaya başlanmıştı… Devamı sayfa 19’da
GAZETEEDAK 71. Sayısında iki önemli gündemimiz var. Bunlardan biri farmagelişim diğeri
ise EDAK Rafı, EDAK Rafı’nı Özel Ürünler Ticaret
Şefi Ecz. Önder Kurtyılmaz ile görüştük. Aşağıdaki sorularımızı yanıtlayan Kurtyılmaz, “Eczanelerimize taze kan olacak çözümler sunmaya
çalışıyoruz.
Devamı sayfa 18’de
Yelken
Sporlarında
200’ü Aşkın
Kupa
Ecz. Önder Kurtyılmaz
Özel Ürünler Ticaret Şefi
“Gündemimiz: Farmagelişim ve EDAK Rafı”
Sayfa 20
Merhaba,
Gazeteedak 71. sayısına hoş geldiniz. Kış geldi çattı ama İzmir’e kış bir geliyorum diyor bir vazgeçtim biraz daha bahar havası olsun diyor… Şaka bir yana
bir soğuk, bir ılık ama arka arkaya sağanak yağmurları yaşadığımız bu günlerde barajlar dolsun ama sel olmasın verimli topraklar gitmesin dileğindeyiz. Ve
umarız yeni yıl ülkemize ve sektörümüze uğurlu gelir. Bizim gündemimiz de yeni yılın yenilikleri ve değişimi var.
Hüzün
Kokan
Ada
Gökçeada / İmroz
İlaç -Eczacılık gündemimizde ise geçtiğimiz yıldan beri yeni yılın başından itibaren uygulanacak-uygulanamayacak tartışmaları süren, e-reçete uygulanmaya
başladı. 2012 Uluslararası Kooperatifçilik yılı Kapanış Toplantısı 21-23 Aralık tarihleri arasında Ankara’da gerçekleşti. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Müsteşarı
Altunyaldız yaptığı konuşmada “Uluslararası literatür bakımından adı kapanış toplantısı olsa da bakanlığın çalışmaları bakımından kooperatifler yılı bitmeyecek. Her sene kooperatifler yılı olacak” dedi. Bizim gündemimizde ise “Farmagelişim ve EDAK Rafı” projelerimiz ile önümüzdeki sayıda ayrıntılı yer vermek
üzere “Yeni Adana Şube”mizin yapılanması yer aldı. Ve Ayrıca [email protected]’a yazılarınızı beklediğimizi de hatırlatarak, sizlere “MERHABA” diyoruz…72. Sayımızda görüşmek üzere, Hoşçakalın…
Sayfa 23
Yeşim Erdemir / Gazeteedak Editörü
2
gazeteedak
2012 Uluslararası Kooperatifler Yılı Kapanış Toplantısı
E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın görev ve sorumluluk alanında faaliyet gösteren 30 ayrı türde 84 bin
civarında kooperatif 8 milyondan fazla insanımıza
hizmet sunuyor” dedi.
Metin, gelişmiş ülkelerde kooperatiflere halkın katılım düzeyinin oldukça yüksek olduğunu ifade ederek,
Japonya’da her 3 aileden 1’nin Kanada’da her 10 kişiden 4’ünün, Almanya’da da her 4 kişiden 1’nin en az
1 kooperatifin ortağı olduğunu kaydetti.
2012 yılının Birleşmiş Milletler tarafından tüm
dünyada “Uluslararası Kooperatifler Yılı” ilan
edilmesinden sonra yıl içinde gerçekleştirilen
etkinlikler ‘’2012 Uluslararası Kooperatifler
Yılı Kapanış Toplantısı’’ ve Türkiye Kooperatifler Fuarı’nın açılışı ile sona erdi.
“2012 Uluslar arası Kooperatifler Yılı Kapanış Toplantısı’ ATO Congresium’da yapıldı. Törene, Gümrük ve
Ticaret Bakan Yardımcısı Fatih Metin, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Müsteşarı Ziya Altunyaldız, Türkiye Milli
Kooperatifler Birliği Genel Başkanı Muammer Niksarlı
ve çok sayıda kooperatifçi davetli katıldı.
Kooperatiflere önem veriyoruz
Gümrük ve Ticaret Bakan Yardımcısı Fatih Metin yaptığı konuşmada, kooperatiflerin öneminin tüm dünyada kabul edildiğini, bu nedenle Birleşmiş Milletler
(BM) tarafından 2012 yılının Uluslararası Kooperatifler Yılı olarak ilan edildiğini dile getirdi. Hükümet ve
bakanlık olarak kooperatiflere büyük önem verdiklerini ifade eden Metin, kooperatiflerin sosyal ve iktisadi kalkınmanın nimetlerinin daha geniş kesimlere
ulaştırılmasını sağlayan en önemli araçlardan biri olduğunu kaydetti.
Gümrük ve Ticaret Bakan Yardımcısı Fatih Metin “Bakanlığımız, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ile
Türkiye’de ise Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, Gıda,
Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ile Çevre ve Şehircilik
Bakanlığı’nın görev ve sorumluluk alanında faaliyet
gösteren 30 ayrı türde 84 bin civarında kooperatifin
8 milyondan fazla insana hizmet sunduğunu belirten
Metin, ‘’8 milyonu aşkın insanımızı ekonomik aktivitelerin içine katmayı başaran kooperatif işletmeler,
özellikle kırsal alanda istihdamın arttırılması, iç ve
dış ticaretin geliştirilmesi, piyasaların düzenlenmesi
ile refah ve zenginliğin ülkemizin en ücra köşelerine
kadar ulaşmasına öncülük ediyor, kooperatifçilik hem
dünyada hem de ülkemizde önemli bir ekonomik girişim modeli olmayı başarmıştır ‘’ dedi.
17 Ekim’de açıklanarak yürürlüğe giren, Gümrük ve
Ticaret Bakanlığı koordinasyonluğunda hazırlanan
Türkiye Kooperatifçilik Strateji ve Eylem planının devletin resmi bir belgesi haline geldiğini söyleyen Metin,
bu çalışmada 7 tane stratejik hedeften söz edildiğini
bu hedef altında da 36 tane eylem belirlendiğini, kooperatiflerin örgütlenme, yönetim, denetim ve sermaye yapıları teknik ve mali destek gibi alanlarda yeni ve
sektör için çok önemli eylemlere yer verildiğini belirterek “Bunları hep beraber hayata geçireceğiz” dedi.
gazeteedak
3
E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ
Kooperatifler yılı hiç
bitmeyecek
Törende konuşan Gümrük ve
Ticaret Bakanlığı Müsteşarı Altunyaldız, Birleşmiş Milletlerin
2012 yılını “Uluslararası Kooperatifler Yılı” ilan etmesiyle,
kuruluşların sosyo-ekonomik
gelişmedeki rolünün tüm dünyada vurgulandığını belirtti.
Altunyaldız, 2012 yılının değerlendirmesini yaptığı konuşmasında, “Uluslararası literatür
bakımında adı kapanış toplantısı olsa da bakanlığın çalışmaları bakımından kooperatifler
yılı bitmeyecek. Her sene kooperatifler yılı olacak” dedi.
Kooperatifleri rasyonel ve bütüncül bir yaklaşımla
değerlendirildiğinde, her alanda önemli bir üretim
merkezi olarak görüldüğünü ifade eden Altunyaldız,
kooperatifleri kendi kendine yardım eden, sorumluluk
taşıyan, eşitlik, adalet ve demokrasinin gelişmesinde
önemli bir nüve oluşturan kuruluşlar olarak ifade etti.
Yaklaşık 7 milyar insanın yaşadığı dünyamızda, 2,5
milyar insanın yoksulluk sınırının altında 1,2 milyar
insanın da açlık sınırında yaşadığına vurgu yapan Altunyaldız, kooperatiflerin bu tür değerleri savunan
yapılar olarak varlığı ve gelişiminin daha da önem kazandığını söyledi.
Günümüzde kooperatifçiliği sosyal ve ekonomik hayatın her noktasına temas eden sadece yüksek gelir getiren sektörlerde değil sosyal ve kültürel alanlarda da
başarıyla çalışan bir bilişim modeli olarak tarif eden
Altunyaldız, bu kapsamda dünyadan ve Avrupa’dan
sağlık alanında örnekler verdi.
gazeteedak
4
E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ
Sağlık alanında faaliyet gösteren kooperatifler
ABD’de yaklaşık 1,4 milyon aileye, Brezilya’da nüfusun % 10’una yakın bir kesim olan yaklaşık 18 milyon
kişiye hizmet sağlamaktadır. İtalya’da sağlık sisteminin %90’ının sunulmasından sosyal kooperatifler sorumludur. Ayrıca halkın sosyal hizmet, hasta, çocuk,
yaşlı ve engelli bakımı da kooperatifler tarafından
yapılmaktadır…
Türkiye’deki kooperatiflerin sayısal açıdan dünyadaki tüm kooperatiflerin neredeyse yüzde 10’unu
oluşturduğunu ifade eden Altunyaldız, ancak kooperatiflere halkın katılım oranının kooperatiflerin mali
büyüklükleri, pazar payları ve piyasa derinlikleri açısından bakıldığında dünya ortalamasının çok gerisinde kaldığını söyledi.
Türkiye’de 2010 yılında 1.547, 2011 yılında 1.033 olmak üzere 2 yılda 2 bin 600’e yakın yeni kooperatifin
kuruluşunun gerçekleştiğini anlatan Altunyaldız, ancak söz konusu 2 yılda 3 binin üzerinde kooperatifin
de kapandığını kaydetti.
Altunyaldız, bu durumun Türkiye’deki kooperatiflerin genel karakteristiğinden ve yapısal sorunlarından
kaynaklandığını belirtti. Bakanlık olarak, amaçlarının
kooperatiflerin daha fazla hacimli daha üretken ve
istikrarlı yapılar haline gelmeleri olduğunu söyleyen
Altunyaldız, bu bağlamda tüm paydaş kurum ve kuruluşlar ile birlikte kooperatifçilik stratejik eylem planını
hazırladıklarını ifade etti.
Kooperatifler tek çatı altında ve
dikey örgütlenmeli
Türkiye Milli Kooperatifler Birliği Genel Başkanı Muammer Niksarlı yaptığı konuşmada, toplumun her kesiminde giderek artan şiddet olaylarına dikkat çekti
ve “Kooperatifçilerde, toplumun ekonomik gelişmesinin yanısıra toplumsal barış, sevgi, kardeşlik duygularının gelişmesi için sorumluluk taşıdıklarından,
bu mücadelede devlete yardımcı olmalıdırlar” dedi.
Konuşmasında ekonomik bağımsızlığı olmayan bir ülkenin tam bağımsız bir ülke olarak kabul edilemeyeceğinden söz eden Niksarlı “Önce kendi değerlerimize sahip çıkarak, kendi ürettiklerimizi koruyarak, yerli
malı kullanma bilincini geliştirmeliyiz” dedi. Niksarlı,
Bütün dünyada olduğu gibi kooperatiflerin de tek
çatı altında toplanmasını ve dikey örgütlenmelerinin
de zorunlu hale getirilmesi gerektiğini kaydetti.
Konuşmaların ardından Kooperatif Yılı
kapsamında çeşitli kamu kurum ve kuruluşlarının temsilcilerine desteklerinden dolayı ödül ve plaketler verildi.
Ardından, Gümrük ve Ticaret Bakan Yardımcısı Fatih Metin, Gümrük ve Ticaret
Bakanlığı Müsteşarı Ziya Altunyaldız ve
beraberindekiler Türkiye Kooperatifler
Fuarı’nın açılışını gerçekleştirdiler.
Öğretmenlerimizin gününü kutladık!
24 Kasım 2012’de EDAK Yönetim Kurulu üyesi Ecz. Ayşem Jale Kıhtır,
EDAK Kurucularından Denetleme Kurulu Üyesi Ecz. Hüsnü Kaya ve Üye
Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü Müdürü Sevgi Elibüyük ile beraber
E.Ü. Eczacılık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ulvi Zeybek’i makamında ziyaret etti.
gazeteedak
EDAK Bölge Toplantılarına Devam Ediyor
5
E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ
Adana, Burdur, Isparta ve Antalya’ da illerimiz de gerçekleşen bölge toplantılarında, EDAK Yönetimi meslektaşları ile bir araya geldi.
Adana
Alanya
Manavgat
gazeteedak
6
E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ
Antalya
Antalya, Alanya, Manavgat
Bölge Toplantıları
EDAK Yönetimi Bölge Toplantılarına
Antalya, Alanya, Manavgat bölge ile
devam etti. Antalya Eczacı Odası’nın
desteği ile gerçekleşen toplantılarda
Antalya bölge de birlik ve dayanışma
mesajları verildi, “Geleceğin Eczaneleri” ve yeni projelerimizden “EDAK rafı”
ve “Tek fatura” kategorisi anlatıldı.
EDAK Yönetimi 2012 yılının son ayında da bölge toplantılarına devam etti. Aralık ayı içinde Antalya Bölge
de gerçekleşen toplantılarda EDAK projeleri, kuruluşları ve “Geleceğin Eczaneleri “ konusu ortaklara
aktarıldı. Ortaklardan gelen sorular yanıtlandı. EDAK
projelerinden EDAK Rafı ile Tek Fatura EDAK eczanesi
olmanın öneminin de paylaşıldığı toplantıda “geleceğin eczaneleri ilaç ve ilaç dışı sağlık ürünlerini halk
sağlığı önceliği ile hastalarına sunabilen ve talep yaratabilen eczaneler olacaktır” mesajı verildi. Bu yönde EDAK’ın sosyal sorumluluk çalışmalarına verdiği
önemin de aktarıldığı toplantı, Birleşmiş Milletler tarafından kooperatifler yılı olarak ilan edilen 2012’nin
ana teması olarak dile getirilen “ kooperatif işletmeler daha iyi bir dünya kurar” mesajı ile sona erdi.
Antalya’daki toplantıya EDAK Yönetiminden; Başkan
Ecz. Emre Bacanak, Üyeler Ecz. Ayşem Jale Kıhtır, Ecz.
Nuri Korkmaz, Yedek üye Ecz. Esra Gürpınar, Denetleme Kurulu yedek üyesi Ecz. Onur Tatlıcan, Antalya
Eczacı Odası Başkanı Ecz. Kerem Zabun ve yönetim
kurulu üyeleri ile yaklaşık 95 eczacı ortağımız katıldı.
Alanya’daki toplantımız da EDAK Yönetim Kurulu
Isparta
Antalya
Üyeleri Ecz. Ayşem Jale Kıhtır, Ecz. Nuri Korkmaz, Denetleme Kurulu yedek üyesi Ecz. Onur Tatlıcan, T.E.B.
Merkez Heyeti Üyesi Ecz. Murat Levent Koçak, Antalya
Eczacı Odası Alanya Temsilciliği yöneticileri ve 30 eczacımız hazır bulundu.
Manavgat’ta gerçekleşen toplantımıza EDAK ECZA
KOOP. Yönetim Kurulu üyesi Ecz. Ayşem Jale Kıhtır,
Ecz. Nuri Korkmaz, Denetleme Kurulu Yedek Üyesi
Ecz. Onur Tatlıcan, Antalya Eczacı odası Yönetim ku-
Isparta
rulu Başkanı Ecz. Kerem Zabun, Antalya Eczacı odası
Manavgat Temsilciliği yöneticileri ve 24 eczacımız
katıldı.
gazeteedak
Buket Uzuner ile keyifli bir söyleşi
E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ
Kişisel okur yazarlık tarihimde Kumral AdaMavi Tuna ile başlayan “Buket Uzuner” yolculuğum “Balık İzlerinin Sesi”, “İki Yeşil Susamuru” “Benim adım mayıs”, “Ayın en çıplak
günü” öyküleri, gezi seyahatnameleri derken Uzuner’in son çalışması Uyumsuz Defne
Kaman’ın maceralarını anlattığı dörtlemesinin ilk kitabı olan insanlığın varoluşunun
nedeni “Su” romanı ile devam ediyor… Ünlü
Yazarımız Buket Uzuner ile “Su” adlı romanını, hayata ve eczacılığa bakışını teknolojinin
nimeti e-postalarımızla konuştuk…
keyifle yazıp, kolayca yayımlatan ve çok okunarak rahat bir maddi hayat süren insan olduğunu düşünen
hayli çok sayıda romantik ve saf okura rastlıyorum,
inanır mısınız?
Sizin için gezmek de ayrı bir tutku, yazmakta ikisini nasıl bir araya getiriyorsunuz?
Buket Uzuner: ‘Çok gezen mi, çok okuyan mı daha
çok bilir?’ sorusu hayatta bana en çok sorulan sorulardandır. İkisini de çok severek yapmayı yıllardır sürdürdüğüm için benim yanıtım: çok okuyan bilir ama çok
gezen iyi anlar. Başkalarını anlamaya başlamak, empatiyi geliştiriyor ve kendine benzemeyen ‘öteki’lere
önyargıyı kırıyor. Önyargılarımız kırıldıkça, insanlığımız ortaya çıkıyor…
“Başkalarını anlamaya başlamak, empatiyi geliştiriyor ve kendine benzemeyen ‘öteki’lere önyargıyı kırıyor.
Önyargılarımız kırıldıkça, insanlığımız
ortaya çıkıyor…”
‘Ciddi yazarlığın’ hiç şakası
yoktur
Yazarlığa nasıl başladınız?
Buket Uzuner: Büyüyünce ne olacaksın diye sorduklarında; “astronot veya denizaltı kaptanı” diye yanıtlayan bir çocuktum, aynı zamanda bilim insanı olup
hastalıklara çare bulmak da hayallerimin arasındaydı ancak yapmak istediğim herşey, özellikle macera
ve heyecan neredeyse yalnızca erkeklere ayrılmış
bir alanda cereyan ediyor, kadınlaraysa annelik, ev
kadınlığı ve birkaç meslek dışında pek bir şey hayal
etme umudu (bile) kalmıyordu. Liseden başlayarak
hep bilim alanında eğitim almam, moleküler biyoloji, çevrebilim, su kirliliği konularında çalışmam biraz
da bu konuların hayatî bilimlerin en maceralı alanları
olmasındandı. Ancak çocukluğumdan beri hem okumaya düşkün, hem de hikâye etmeyi seven biri oldum.
Lisedeyken bazı yazı yarışmalarına katılır, ödüller alır,
yazılarım yerel gazete, dergilerde yayımlanırdı. Üniversitede moleküler biyoloji okurken o sırada yazarlık hevesi olan birçok genç gibi ben de Attila İlhan’ın
editörlük yaptığı yayınevinde neredeyse bir edebiyat
atölyesine dönüşen odasına sık sık gider olmuş, bir
çeşit usta-çırak eğitimi şansı edinmiştim. Aynı yıllarda
ilk hikâyelerim o zamanın önemli edebiyat dergilerine
kabul edildiğinde artık yazarak aynı zamanda hem
denizaltı kaptanı, hem de astronot olabileceğimi anlamıştım. Ancak daha sonraları insan hayatının ancak
bir konuya adandığında en iyi sonucun alınma olasılığı olduğunu kavradım ve akademik hayatı bırakıp,
kendimi tamamen yazmaya adamak istedim. Bu, benim hayatımın en önemli kararlarından biriydi, çünkü
‘Ben artık hayatıma yazarak devam edeceğim, yazarak yaşayacağım!’ dediğiniz anda maddi, manevi ve
siyasi risklerle dolu bir yola çıkıyorsunuz. ‘Ciddi yazarlığın’ hiç şakası yoktur, tarihimiz şöyle bir bakarsanız
ne dediğimi hatırlarsınız, keza bugünkü durum da
ortada! Sadece siyasi olarak değil, korsan kitap alan
okurların olduğu bir ülkede yazarlık yaptığınızı biran
için düşünün... Yani asıl mücadele o karar, o tercihten
sonra başladı ve hala devam ediyor... Yazarın, oturup
Su romanı bir İstanbul romanı diyebilir miyiz? Hatta
Kadıköy romanı, romanda Avrupa yakası bile sanki
özellikle geri planda bırakılmış, asıl odak noktası Kadıköy?
Buket Uzuner: Gerçekten de SU romanı bir Kadıköy
romanı oldu. Bunu başından planlayarak yapmadım.
Kadim Türk geleneği Kamanlık’ın dört unsurundan
biri olan SU’yu Marmara Denizi ile sembolize etmeye karar verdiğimde aslında hem kayıp gazeteci
Defne Kaman’ı hem de onu arayan komiser Ümit’i
İstanbul’un herhangi bir sahil semtinde konumlandırabilirdim. Fakat hem bu iki karakter hem de sahile
gelen yunus balığı bizim Kadıköy’e çok yakışır diye,
düşünüp, yola çıktım. Bunun, yazarın yaşadığı ve çok
iyi tanıdığı semti tercih etmesinin getirdiği kolaylıklar
kadar orayı çok sevmesinin de etkisi olduğunu itiraf
etmeliyim. İstanbul’da semtlerinin tarihi, coğrafi ve
çok kültürlü özelliklerini farkında olup, korumak isteyen bir Kadıköylü ve Modalı insan profili olduğu düşüncesine katılıyorum. Kadıköy, İstanbul’un eğitim
düzeyi ve yaşam standartları en yüksek ilçesi. Malumunuz, eğitim alma şansı arttıkça insanların birey
olma bilinci de yükseliyor. Birey olan insan iyi yaşama
hakları ve seçme özgürlüklerine sahip çıkıyor. Kadıköylüler, yeşil parklarından denizine, plajına, tarihi
dokusundan kültürel çeşitliliğine kadar yüzlerce yıllık
kimliğine sahip çıkmak isteyen vatandaşlar. Bu değerler aynı zamanda İstanbul’un ve Türkiye’nin de
değerleri, ancak günlük siyasi kavgaların ve iktidar
hesapları yüzünden bu değerler, ya intikam aracı ya
da kumarda kullanılan kumarhane fişi gibi görülüp,
harcanıyor. Oysa sonuç, hepimizin kaybına yol açıyor.
Kadıköy, özellikle MODA, İzmir’in Karşıyaka’sına benzer, zaten ben hep ‘34,5 MODA’ derim!
“Su” Romanınızda Türk geleneği “Şamanlık” ve bu geleneğin günümüze gelen ritüellerinden söz ediyorsunuz. Ve
romanınız günümüz Türkiye’sine “Şamanizm” ekseninden bakarak, bir bütünü temsil ediyor. Bu romanınızın meselesi nedir sizin tabirinizle?
Buket Uzuner: Türkiye’de ve dünyada tabiata karşı
açgözlü yağmanın çıldırmışçasına arttığı günümüzde, binlerce yıl önce aralarında bizlerin nine ve atala-
Özel
Röportaj
7
Yeşim Erdemir
rının olduğu insanların tabiata büyük saygı duyduğu
zamanı merak ettim. Eskiden nasıldık ve neden sonra şimdiki kendini dünyanın sahibi sanan, kibirli, acımasız tüketicilere ve vicdansız tüccarlara dönüştük?
Evet, sizin de belirttiğiniz gibi romanın ana meselelerinden ve motivasyonlarından biri bu. Başka yazarları bilemem ama bir roman yazarken ben dört-beş yıl
beraber yaşadığım hem karakterlerden hem de romanın zamanı ile olaylarından etkileniyorum. DEFNE
KAMAN’ın SU macerasını yazarken, geçmişten taşınan bilgiler, günlük hayatımıza yerleşmiş, nazar boncuğu taşımaktan, şeytanın kulağına kurşun dökmek
için kendi kulağımızı çekip, ahşaba üç kez vurmaya,
ağaçlara dilek çaputları bağlamaktan, Hıdırellez ve
Nevruz’da ateşten atlamaya, Cemre’yi (düşerken
neredeyse) gözle gördüğümüzü sanmaktan, Ayçöreğinden Ayçiçeğine, Ayhan’dan Ayten’e çocuklarımıza
ve herşeye AY’la ilgili isimler vermeye kadar çoğunu
artık düşünmeden yapmaya devam ettiğimiz kadim
geleneklerin köküne inme şansım oldu. Geleneğimizde her canlı eşit derecede saygın ve değerli: bir çiçek,
bir böcek ve insan eşit değerdeymiş. Örneğin atalarımız ve ninelerimizin bir ağacı kesmeden önce ondan
özür dilemek ve ihtiyaçtan fazlasını yoketmemek, bir
geyiği avlarken, doyduktan fazlasını öldürmeyeceğini hayvanla gözgöze gelerek söz vermek, bugün bize
saçma veya komik gelebilir ama düşününce, bu davranış biçimlerinin insanların birbirine duyduğu saygı
ve hayatın ekolojik devamlılığı açısından ne derece
önemli, ciddi ve güzel olduğunu anlıyor insan. Bütün
bunlar bende: Selçuklular’dan öncesi nedense karanlıkta kalmış kültürümüzün çok hümanist ve gurur duyulacak geleneklere sahip olduğunu öğrenmek gibi
sevince neden oldu. Bu, biraz da gurur duyulacak büyük dede ve ninelerinizi keşfe benzer ferah, taze bir
nefes gibi…
“Su” Romanınızda en önemli karakterlerinizden biri Eczacı Umay Bayülgen…
Defne Kaman’ın yeni maceralarında da
Umay Ninesi ve diğer kahramanlarımız
olacak mı?
Buket Uzuner: Eczacı Umay Bayülgen aslında roman dörtlemesinin ana karakteri ‘Uyumsuz Defne
Kaman’ın anneannesi olmasına rağmen bence ondan rol çalan(!) asıl karakterdir, denilebilir. O kadar
baskın, güçlü ve ilginç bir kişilik Umay Nine. Bir kere
yaşı seksene yaklaşmış olmasına rağmen hala dünyaya karşı meraklı, araştırmacı ve ilgili bir insan. Hayatta çocukları, torunları, kocası dışında kendisine
ait bir dünya kurabilmiş, dirayetli, hayattan zevk almayı unutmadan derinlikli düşünen, uhrevi ve dünyevi hayatı birleştirici, ecdadımız bir Kaman/Şaman
Anadolu kadını. Hem bilimden yana, eczacılık okumuş ve yapmış, hem de şifacı/otacı olacak kadar Tabiat Ana’nın sesini duyacak hassas duyulara sahip.
‘Uyumsuz Defne Kaman’ın SU, TOPRAK, HAVA ve ATEŞ
Maceraları’nda Defne ve ailesi, özellikle Umay Ninesi
hep bizimle olacak. Diğer karakterler değişecek…
“…meyvenin çekirdeği gibi eczacılığın
geleceği de tüketim hastalığını tedavi
edecek ilacı icat etmekte saklı…”
“Su” Romanınızdaki Eczacı Umay
Bayülgen’in gözünden dünyaya baktığınızda, eczacılık mesleğini dünden bugüne ve geleceğe nasıl görüyorsunuz?
Buket Uzuner: Eczacılık, otacılık/şifacılıktan başlayıp,
8
gazeteedak
E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ
durumlarında ilaç gibi işe yar
Yaşam kalitenizi yükseltmek için neler
yapıyorsunuz?
tıp, moleküler biyoloji ve biyoteknolojinin içinde gelişmeye devam etmekte olan çok önemli bir hayat bilimidir ve insanlık varolduğu sürece de önemi devam
edecektir. Ancak günümüzde bütün dünyada tüketmek herşeyden daha önemli işimiz haline getirildiğinden, bu durum doğal olarak eczacılık sektörünü de
kötü etkiliyor. Ancak, eğer dünyanın sonu bu tüketim
hastalığı yüzünden gelmeyecekse, taşlar yerine oturacaktır. Belki de meyvenin çekirdeği gibi eczacılığın
geleceği de tüketim hastalığını tedavi edecek ilacı
icat etmekte saklıdır.
Hayatınızda eczacının yeri nerde? İlaçlarınızı hep aynı eczaneden mi alırsınız?
Buket Uzuner: Yaşadığım her şehirde danıştığım en
az bir eczacı dostum olur, İstanbul’daysa farklı semtlerde eczacılarım olacak kadar şanslıyım. Daha önce
yaşadığım Amerika, Kanada ve Norveç’te çoğunlukla erkek olan eczacıların tersine bizde tersine kadın
eczacıların çoğunluk olması nedeniyle benim eczacı
dostlarım da kadınlar. Benim ve ailemin birçok sağlık sorusuna ilk danıştığımız uzmanlardır eczacılar.
Hiç unutmadığım bir anımı aktarmak istiyorum. Ani
bir baş dönmesiyle rahatsızlanıp, Vertigo olabileceği düşüncesiyle kulak-burun-boğaz uzmanına gidip,
sağlam çıktım. O sırada annemin de eczacısı olan
Kaya Eczanesi’nin eczacısı Sühendan Hanım, sıkıntımın boyun kireçlenmesi olabileceğini söyleyince araştırdık ve doğru çıkınca tedavi olma şansım oluştu.
“Sigara içmiyorum ve kahve/kafein tüketimimi azalttım. Müzik, benim için sağaltıcı işlev taşır. Caz ve klasik müzik
kadar, Santana ve Björk de farklı ruh
Buket Uzuner: Çok erken yaşta biyoloji, ekoloji, genetik bilim eğitimi almanın etkisiyle gıda bilinci gelişmiş
biri olma şansına da sahip oldum. Bu da beslenme konusunda haliyle bilinçli olmamı sağladı. Her yıl düzenli çekap yaptırıyorum. Uzun zamandır Hashimoto ve
baba tarafından genetik olarak yüksek kolesterol gibi
iki sağlık sorunum var, bu konuda düzenli kontrollerimi yaptırmaya özen gösteriyorum. Son zamanlarda
düzenli spor yapmak üzere haftada en az iki kez spor
salonuna gidiyor oluşum sağlık konusunda kendime
verdiğim en büyük armağan diye düşünüyorum. Sigara içmiyorum ve kahve/kafein tüketimimi azalttım.
Müzik, benim için sağaltıcı işlev taşır. Türk sanat müziği severim, mahur makamı dibe çöktüğümde beni
iyileştirir. Edirne’deki DarülŞifa Osmanlı hastanesinin
müzik ve su sesiyle şifa dağıtması bana çok mantıklı
geliyor, gezmenizi öneririm. Caz ve klasik müzik kadar, Santana ve Björk de farklı ruh durumlarında ilaç
gibi işe yarar.
Siz İzmir’de de yaşadınız diye biliyorum.
Birçok romanınızda İzmir’e göndermelerde de bulunuyorsunuz. Bir İzmir romanı da yazmayı düşünür müsünüz?
Buket Uzuner: Annem ve babam yıllarca İzmir’de yaşadılar, Kadri Dayım hala İzmirlidir, ‘yavaş şehir’ Seferihisar sakinidir. Ben de kendimi ¼ İzmirli sayarım.
Hatta eski ve köklü Ankaralı bir aileden gelen babamın Seğmen dansının, annemin İzmir’inin Zeybek
dansına çok benzetirim, kıyafetleri de çok benzer
zaten: ikisine de bayılırım, Seğmen ve Zeybek havası
çaldığında yerimde duramam. ‘İki yeşil Susamuru’ romanının büyük bölümünü annem o sırada bebek olan
oğluma bakarken Alsancak Sevinç Pastanesi’nde yazdım, hala her yıl mutlaka en az bir kere güzel İzmir’e
gider, mutlaka Sevinç Pastanesi’nde otururum. İki yıl
öncesine kadar mutlaka Kordon’da faytona binerdim
ama Kordon’un araç trafiğine açılması gibi bence çok
yanlış karardan sonra atların araçlardan korktuğunu
gördüm ve artık vazgeçtim.
Söyleşi için teşekkür ederiz.
MEDİKAL İPUCU
gazeteedak
gündem özel
9
E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ
Eczanelerde Yeni Dönem Başlıyor: Farmagelişim ve EDAK Rafı
Bizde ise durum biraz farklı gerçekleşmiştir. Bizde yıllar içerisinde kooperatif ortağı olma olgusunda bir
kültür erozyonu yaşanmış, bu erozyona karşı kurumlarımız bir refleks göstermiş ve “Aidiyet” kavramını
geliştirmiştir. EDAK ise “Aidiyet uygulamasını” kavramsal olarak “network” projesi ile birlikte düşünmeyi
tercih etmiştir. Dolayısıyla da “Aidiyet Uygulaması”nı
bir alış-veriş ilişkisinden ziyade süreç içerisinde “network” kitlesini belirleme uygulamasına dönüştürmüş
ve bu konuda ketum davranmıştır. Nihai olarak “Tek
Fatura EDAK” kavramı ile entegrasyon kitlesinin büyüklüğü ortaya çıkmış ve oluşturulacak iş hacmi netleşmiştir.
Ecz. Emre Bacanak
EDAK Ecza Koop. Yönetim Kurulu Başkanı
Değerli meslektaşlarım,
Gazetemizin bu sayısında sizlere bir miktar Farmagelişim projesinden bahsetmek istiyoruz. Eminim ki, bu
proje birçoğumuz için merak konusudur. Her ne kadar
çeşitli toplantılarda proje ile ilgili konuşmuş olsak da
yoğun gündem içerisinde yeterince ayrıntılı bilgi almamış meslektaşlarımız bir hayli fazladır. İşte bu nedenle gazetemizin bu sayısında sizlerin meraklarını
gidermeyi amaçlıyoruz.
Farmagelişim projesi; temelde mevcut serbest eczane eczacılığının varlığının bugünkü haliyle geleceğe
taşınamayacağı öngörüsü ile başlanılan ve sistemin
özgür eczacı sermayesi ile devam edebilmesi için
geliştirdiğimiz bir yeniden modelleme projesidir.
Projenin ilk tohumları 2002-2003 yıllarında bizim de
üyesi olduğumuz SECOF (Avrupa Eczacı Kooperatifleri
Topluluğu) bünyesinde Avrupa’daki diğer kooperatifler ile birlikte ortaya atılmış ve zamanla geliştirilmiştir. Her ülkenin kooperatifleri kendi projelerini kendi
ülke gerçeklerine göre yorumlamış ve uygulamıştır. Bu
nedenle her ülkenin “network” projesi kendine özgü
gelişmiştir, ancak hepsinin temel yaklaşımı; standartları belirlenmiş ve geliştirilebilen, birbiri ile entegre
hareket edebilen kooperatif eczaneleri yaratmaktır.
O yıllarda da bugün olduğu gibi aslında sağlık sisteminde yaşanan hiçbir değişim sürpriz değildir. Dünya
ekonomik konjonktürünün ve trendlerin hangi yöne
doğru ilerlediğini takip etmek bir yol haritası çıkarabilmek için yeterlidir. İşte Farmagelişim projesi bizim
ülkemize ve bizim ortaklarımızın üzerine uygun olarak
dikmeye çalıştığımız yeni model bir elbise için takip
edeceğimiz bir yol haritasıdır.
Hepinizin bildiği gibi 13 tane eczanemiz bu projede
gönüllü olarak çalışmaktadır. Bu eczaneler aslında bizim için birer laboratuvardır. Çünkü elbise tüm EDAK
eczaneleri için özgün bir elbise olacağına göre önce
provalarının daha küçük bir grupta deneme yanılma
yöntemleri ile yapılması gerekmektedir. Bu özveriyi ve
cesareti gösterdikleri için 13 eczacımız ve teknisyenlerine yürekten teşekkür ediyorum.
Avrupa’daki diğer kooperatiflerin tamamında projenin uygulama stratejisi aynıdır. Küçük bir grup ile başlanmış, çalışılmış, birtakım hizmetler üretilmiş ve diğer
ortakların bu çekirdek kadronun etrafında toplanmasının sağlanması hedeflenmiştir. Yani kısaca küçük bir
“Network” kurulup daha sonra bu “Network”ün büyütülmesi stratejisi benimsenmiştir.
Yani EDAK Avrupa’daki kooperatiflerden çok farklı
olarak önce Network’ün sahiplerini ve genel ağ büyüklüğünü tespit edip içini iş ile doldurma yolunu seçmiştir. Laf aramızda bu yöntemin çok daha başarılı
sonuç vereceğinden eminim. Bunun için elimizde yeterince veri oluşmuş durumdadır.
Farmagelişim projesi 13 eczaneden önce Manisa -Sarıgöl bölgesindeki 8 eczacımız ile denenmiştir. Bu bölgede yapılan denemelerde pazarlama uygulamaları
anlamında son derece başarılı sonuçlar elde edilmiş
olmakla beraber gerek 8 eczanenin kendi içindeki entegrasyonu gerekse eczanelerin EDAK ile entegrasyonu konusunda yeterli seviye sağlanamamıştır. Bunun
nedeni aslında “Network” gibi yeni bir iş modelini
uygulamak konusunda hem eczacılarımızın hem de
EDAK kadrolarının konuyu yeterince içselleştirememiş
olmasıdır. Bu tespit bizi son derece önemli iki temel
noktaya götürmüştür. Projenin başarılı olabilmesi
için;
1) Eczacılarımızın proje amaçları konusunda önceden
bilgilendirilmesi ve bir değişim algısı yaratılması zorunludur.
2) EDAK profesyonel kadrolarının yeni iş modelini içselleştirmeleri için ciddi bir irade ortaya konulmalıdır.
2010 yılı sonlarına doğru projenin bu iki temel unsur
üzerine yeniden yapılandırılması için düğmeye basılmış, yönetim kurulumuz tarafından tüm bölgelerde
bilgilendirme toplantıları düzenlenmiştir. Eş zamanlı
olarak profesyonel kadromuzda proje sorumluları tayin edilmiş ve ardından 13 adet eczacımız belirlenerek çalışmalar başlamıştır.
geliştirmeyi öngören 3 yaklaşım mevcuttur. Aşağıdaki
tablo ile sanıyorum en basit şekilde kurguyu tanımlayabiliriz.
Tablodan da anlaşılacağı gibi proje 3 tema üzerinde
yürütülmektedir.
1) Pazarlama çalışmaları
2) Standartlar çalışmaları
3) Envanter yönetimi çalışmaları
2012 yılında FG eczaneleri 1. Temayı çalışmıştır.
2013 yılında EDAK eczanelerinde 1. Tema uyarlanırken FG eczaneleri 2. Temayı çalışıyor olacaklar. Yani
EDAK Eczaneleri standartlar el kitabı taslağı üzerinde
çalışarak standartlar kitapçığını şekillendirecekler.
2014 yılında Standartlar kitabındaki uygulamalar
EDAK Eczanelerine uygulanmaya başlanırken, FG eczaneleri 2013 yılı sonlarına doğru tamamlanacak olan
EDAK eczane yazılımının deneme sürümünü uygulamaya alacaklar ve hemen ardından yazılım tüm EDAK
eczanelerinde uygulanmaya başlayacak.
Projenin 1.Teması olan pazarlama çalışmalarında yer
alan merchandising ve kategori yönetimi uygulamaları bu yıl yavaş yavaş eczanelerimizde yerleşecektir.
Buna yardımcı olmak için gazetemizin ekinde sizler
için bir pazarlama kılavuzu hazırladık. Profesyonel
kadromuzla birlikte hazırladığımız bu kılavuz, içerisinde eczanelere özel olarak hazırlanmış genel bir
kategori ağacı ve merchandising uygulamalarını da
içeren kendi alanında bir ilktir. Sizler de bu kılavuzdan destek alarak kendi eczanenize özel uyarlamalar
yapabilirsiniz.
Bununla beraber EDAK Rafı ve EDAKTÜEL gibi pazarlama sistemleri ile kendimizi daha da geliştiriyor
olacağız. Özellikle de halka değen noktalarda “halk
sağlığını korumak” hedefi ile gerçekleştireceğimiz
proje bazlı çalışmalarda tüm EDAK ailesi olarak aktif
rol alacağız. Böylece hem mesleğimizi daha doğru
bir biçimde icra edeceğiz hem de “EDAK” markası
altında son tüketici tarafından tercih edilen eczaneler olmak yolunda her geçen gün daha fazla yol
alacağız. Şimdi sizleri daha fazla detay bulabilmeniz amacıyla gazeteedak ile baş başa bırakıyorum.
Sevgiyle kalın…
Projenin aslında 3 temel yaklaşımı bulunmaktadır.
Gelecekte düşündüğümüz eczanelerimizin yeni yapısının ve bu yapıya uygun iş alanlarının her biri için bir
ECZANE
BANKO ÖNÜ
BANKO
BANKO ARKASI
NİCELİK
Parafamasötik ürünler
Hizmet sunumu
Farmasötik ürünler
NİTELİK
Ürünler pazarlamaya duyarlıdır
Ürün ve danışmanlık servisi verilir
Ürünler reçeteye bağlı ve stabildir
* Pazarlamak ayıp sayılıyor
* Pazarlama bilgisi zayıf
* Hiç zaman ayrılmıyor
* Verilen hizmetlerin hiçbir standardı yok
* Zaman sorunu nedeniyle kalite düşüyor
* Yılgınlık nedeniyle kalite düşüyor
* Asıl mesleğin icrası kaybediliyor
TESPİTLER
ÇÖZÜMLER
FAALİYETLER
* Pazarlama konusu sürekli
gündem edilerek tabular
yıkılmalı
* Doğru pazarlama yöntemleri
eczanelerde var edilmeli
* FG eczanelerinde pazarlama
çalışmaları yapıldı
* Tüm bölgelerde pazarlama
eğitimleri verildi
* Saha ekibine eğitim verildi
* Edak rafı çalışmaları
tamamlandı
* Edak dergi çalışmaları
tamamlandı
* Sunulan hizmetler standardize
edilmeli
* Eczacının eczacılığa odaklanması
sağlanmalı
* Eczacı mesleği konusunda yeniden
motive edilmeli
* Edak Akademi eğitimleri verildi
* Kalite standartları el kitabı taslağı
hazırlandı
* FG eczaneleri standartları çalışmaya
başladı
* Ürün satışında ağır bürokrasi var
* Kutu üzerinde işletme
operasyonları var
* Aşırı miktarda zaman tüketiliyor
* Ürün envanteri kooperatif
tarafından yönetilmeli
* Eczacının işletmesel operasyon
iş yükü hafifletilmeli
* Yazılım için çözüm ortağı tespit
edildi ve sözleşme imzalandı
(Gemaş- Rx Media Farma)
* Yazılım kavramsal tasarım
tamamlandı
10
gündem özel
gazeteedak
Farmagelişim
E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ
Eczacılarımıza yönelik;
• Sonuçta;
Bornova Ordu Eczanesi/ Bornova
İlayda Eczanesi / Karşıyaka
Derin Deniz Eczanesi / Alsancak
Burçak Eczanesi / Konak
Göztepe Eczanesi / Göztepe
Dereli Eczanesi / Balçova
Yeşildere Eczanesi / Balçova
Atabey Eczanesi / Buca
Semra Eczanesi / Çeşme
Nisan Eczanesi / Kuşadası
Esin Eczanesi / Ayrancılar
Deniz Eczanesi / Sarıgöl
Özyıldız Eczanesi / Sarıgöl; eczanelerinde çalışmalara başlandı.
Hakan Tolunay
Farmagelişim Müdürü
Farmagelişim Projesinin ana hedefi serbest eczanelerin küresel sermayeye karşı mücadele edebilmelerini sağlayabilmektir. Dolayısıyla amaç, eczacı
bağımsızlığının sürdürülmesi ve korunmasıdır. Proje
ile eczanelerin büyümesi ve rekabetçi rollerinin artırılmasının sağlanması hedeflenmiştir. Buradaki rekabetten kastım asla eczaneler arası rekabet değildir.
Bugün insan sağlığını ilgilendiren ürünler sağlık politikalarındaki boşlukların da etkisiyle ehil olmayan
birçok yerde satılmaktadır. Rekabet bu noktalar ile
yapılmalıdır. Toplum sağlığının korunmasındaki ilk
ve en önemli şartın ‘’Sağlıklı Alışveriş ‘’ olduğuna
inanıyorum. Sağlıklı Alışverişin en doğru adresi de
eczanelerdir. Farmagelişim Projesinin kırmızıçizgisi
de etik değerleri koruyarak eczanelerin halkın sağlık
danışmanı rolünün pekişmesini sağlamaktır.
Farmagelişim Projesi 3 aşamadan oluşmaktadır.
1- Satış ve Pazarlama – Banko Önü Çalışmaları
2- Kalite Standartlarının Belirlenmesi ve uygulaması
3- Envanter Yönetimi
• Projenin uygulamaya başlanması için EDAK Yönetimi, 29 Mayıs 2011 Tarihinde yapılan 32. Olağan Genel
Kurul Toplantısı’nda pilot uygulamanın gerçekleşmesi için yetki aldı. Pilot uygulamada ilk bakılacak ölçüt,
eczanenin aidiyet uygulamasının başlangıcından itibaren en üst kategoride yer almış olması olarak belirlendi.
• Projenin pilot uygulamasında en verimli sonucun
izlenmesi için yukarıdaki birincil ölçüte ek olarak
eczanenin yeri, konumu ile eczacının ilaç dışı sağlık
ürünlerine olan bakış açısı, teknoloji ve yeniliklere
olan yatkınlığı gibi ölçütler de değerlendirmeye alındı. Böylelikle odak noktası daha da belirginleşen listedeki eczanelere Pazarlama Bölümü beraberliğinde
ziyaretler gerçekleştirildi. Birlikte yaptığımız eczane
ziyaretlerinde 2 hafta gibi bir sürede 60’ı aşkın eczaneye gidilerek bu eczaneler;
• Eczanenin konumu
• Görünürlük durumu
• Eczacının eczanede durması
• Vitrin
• Aydınlatma
• Rafların durumu
• Metrekare
• İlaç dışı sağlık ürünlerine bakış açısı yönünden yerinde değerlendirildi.
• Bu eczanelerde Çevre Analizi ve Genel Durum değerlendirmeleri yapıldı. EDAKOM ile teknik alt yapı
tespitleri tamamlandı. Eczanelerde ‘’Gizli Müşteri ‘’
uygulaması yapıldı. Eczanelerin rafa etiketleme ve
mesaj çalışmaları, promosyonlu ürünlerin tanıtım gibi
satış artırıcı malzemelerin tespiti yapıldı.
2012 yılının Ocak ayı itibariyle bu eczanelerde banko önü çalışmalarına başlandı. Banko önü çalışmaları açıkçası halkın eczanelere genel anlamdaki bakış
açılarından yola çıkarak planlanmıştır. Halkımız eczaneleri en güvenilir yerler olarak görüyorlar ve en
yakın sağlık danışmanı olarak benimsiyorlar. Bununla
birlikte Parafarmasötik ürünlerde bakış açısı olumsuz.
Yapılan araştırmalar bu noktada eczaneleri;
1- Pahalı
2- Dağınık ve karmaşık
3- Ürün bulanamaması gibi olumsuz düşüncelerle değerlendiriyorlar.
Banko önü çalışmalarda ilk hedefimiz
bu 3 düşüncenin değişmesini sağlamaktı. Zor fakat oldukça zevkli çalışmalar yaptık. Çalışma arkadaşım
Osman Tamer Şahin ile birlikte gerçekleştirdiğimiz bu çalışmalara tüm
eczane personeli de katıldı. Dağınık,
karmaşık ve aranılan ürünün bulunamadığı eczane algısını yok etmek için
raf düzenlemeleri, kategori çalışmaları
ile ürünleri görünür hale getirdik. Plansız alışverişi, bir başka deyişle çapraz
satışı artırmaya yönelik uygulamalarımız oldu. Pahalı eczane imajını yok
etmek için ise radikal bir kararla ürüne
fiyat etiketlemesi değil rafa etiketleme
dönemini başlattık. Rafa etiketlemede
piyasa fiyatlarını göz önünde bulundurarak hareket ettik. Eczanelerimizde
en ucuz fiyat iddiamız olmadı, olamazdı da. Ama rahatlıkla söyleyebilirim ki,
FG Eczaneleri hasta/müşterilerinde her
geçen gün ‘’Uygun Fiyatlı‘’ imajını güçlendirmektedir. Bu çalışmalarla birlikte
“Merhaba Yaz Satış Etkinliği”nde eczanelerimize uygun ürünlerin uygun
fiyatla alımı sağlanmıştır.
Bu çalışmalarla eş zamanlı olarak eczacılarımıza ve eczane teknisyenlerine
yönelik eğitim çalışmalarına başladık.
Yılın ilk 6 ayında neredeyse her Cumartesi-Pazar EDAK Merkez binasındaki eğitimlerde bir aradaydık.
31.03.2012
01.04.2012
07.04.2012
28.04.2012
29.04.2012
05.05.2012
06.05.2012
12.05.2012
13.05.2012
Çatışmaları Yönetmek 1
Çatışmaları Yönetmek 2
Merchandising
Profesyonel Satış Becerileri 1
Profesyonel Satış Becerileri 2
Vitrin Tema Tasarımı
Nasıl Motive Ederim?
Problem Çözme Teknikleri 1
Problem Çözme Teknikleri 2
Eczacı Teknisyenlerine yönelik ise;
24.03.2012
25.03.2012
08.04.2012
14.04.2012
15.04.2012
Başarılı Takım Üyesi Olmak 1
Başarılı Takım Üyesi Olmak 2
Üretken Olmak
Profesyonel Satış Becerileri 1
Profesyonel Satış Becerileri 2
Pazarlama, iletişim ve kişisel gelişim ile ilgili eğitimleri
tamamladık.
Raf önü çalışmalarında eczacının sağlık danışmanlığını pekiştirecek ve daha fazla ön plana çıkaracak
uygulamalarımız oldu.
*“Eczacı en yakın sağlık danışmanımızdır‘’
*“Koruyucu ve önleyici tedavide eczaneler ilk ve doğru adrestir”
Eczacının “Sağlık Danışmanlığı” rolünü ‘’Koruyucu ve
Önleyici tedavi ‘’ ile destekleme çalışmalarına başladık. İlk olarak bebek ve çocukların güneşin zararlı
etkilerinden korunması için ebeveynlerin bilgilendirilmesi oldu. Hasta/müşterilere bilgilendirme broşürleri
ile ulaştık.
GÜNEŞTEN NASIL
KORUNMALIYIZ?
Sıcak, rutubet ve ultraviyole ışınlarının zararlı
etkilerinden korunmak için güneş altında
özellikle sıcağın yoğun olduğu dönemlerde
( saat 11.00 – 16.00 arası ) uzun süre
kalınmamalı, gölge yerler tercih edilmelidir.
Güneşlenirken ilk günlerde 15-20 dakikanın
aşılmaması ve bu sürenin kademeli olarak
artırılması öneriliyor.
Bu broşür; "Güneşi Boya" projesi
kapsamında hazırlanmıştır.
Sağlıklı nesiller yetiştirmenin,
sağlıklı bir toplum oluşturduğu
gerçeğinden hareketle, özenle
hazırlanan ve eczacınız
tarafından desteklenen bir
projedir.
Güneşten korunmak için en az 30 koruma
faktörlü güneş koruyucu kremler, güneşe
çıkmadan15-20 dakika önce uygulanmalıdır.
Krem, su ile her temas sonrası ve gün içerisinde
2-3 saatte bir yenilenmelidir.
Baş, şapka ile kapatılmalı, pamuklu (sentetik
karışık giysiler su kaybını engeller) beyaz veya
açık renkli, ince ve hafif giysiler giyilmelidir.
Gözlerin korunması için, güneş ışınlarının
yaklaşık yüzde 99'unu engelleyebilen ultraviyole
koruyuculu güneş gözlüğü takılmalıdır.
ÇOCUKLARIMIZI
GÜNEŞTEN
KORUYALIM
Çocuklarımızın, özel olarak hazırlanmış
boyama sayfalarını boyayarak hem
eğlenmeleri hem de öğrenmeleri
hedeflenmiştir.
Günde en az altı-sekiz bardak su içilmelidir.
A, E ve C vitaminlerinden zengin yeşil sebze ve
meyveler de bol tüketilmelidir.
Güneş ışığından doğal koruyucu özelliği olan ve
özellikle havuçta bulunan karoten tüketiminin
artırılması da önemlidir.
Güneşten
korunmayı
sadece
tatilde
güneşlenirken değil, bütün mevsimlerde günlük
alışkanlık haline getirmeliyiz.
Sağlıklı beslenme gibi yaşamımız boyunca
uygulanılacak bir kural olarak hayatımıza
yerleştirmeliyiz.
Eczacınız
En Yakın
Sağlık Danışmanınızdır.
Ara öğünlerde meyve, komposto ve çiğ sebzeler tercih edin.
3- Yemekler yavaș yavaș, iyi çiğneyerek yenmeli.
Her öğündeki salatanıza mutlaka bir kașık zeytinyağı ekleyin.
4- İftarda kızartma ve yağlı gıdalar yerine ızgara, hașlama,
buğulama gibi usullerle pișirilmiș hafif yemekler tercih edilmeli.
“Vücudunuza İyi bakın”
Sıvı alımının günlük 2.5-3 litre olmasına özen gösterin.
5- Ağır tatlılar yerine sütlü tatlılar tercih edilmeli.
Öğle ve akșam yemeklerinde baklagil veya sebzenin yanında
bulgur pilavı, tahıllı ekmek ve salata tercih edin.
6- İftar ile sahur arasında 2-2.5 litre su veya sulu içecekler
içilmeli.
Kabızlık Beslenme Tedavisi
7- Ara öğün yenecekse, meyve yemeli.
Kabızlık beslenme tedavisindeki temel ilke, suda çözünen ve
çözünmeyen posa kaynaklarının diyette arttırılmasıdır.
8- Çay ve kahve, demirin emilimini azalttığı için, yemekten bir iki
saat sonra içilmeli.
Diyette tüketilen posa düzeyini artırmak için;
Tam buğday ekmeği, unu ve tam buğday içerikli ürünlerin diyette
tüketimini arttırmak (6-11 porsiyon/gün)
Sebze-meyve, kuru baklagiller ve yağlı tohumların tüketimini
arttırmak (5-8 porsiyon sebze - meyve /gün)
Yüksek posalı tahılları tüketmek
Sıvı tüketimini arttırmak (Günde en az 2 litre)
Ramazanda sağlık açısından yiyip içerken dikkat
edilmesi gerekenler?
1- İftarda, ilk önce hafif, az yağlı gıdalar yenmeli. Çok yemek, boș
olan mideye yüklenilmesine sebep olur. Bu durumda sindirim
zorlașır, midede ağırlık, ekșime, yanma, bulantı, bağırsaklarda
kabızlık, șișkinlik gibi sağlık problemleri yașanır. Bunun için ilk
oruç açıldığında hurma, peynir, domates, zeytin, kepek ekmeği
gibi kahvaltılıklar veya çorba, etli sebze yemeği gibi hafif yemeklerle iftara bașlanmalı, sindirime zaman tanıyarak 15-20 dakika
sonra az yağlı ızgara et yemeği, kuru baklagil, sebze yemeği,
salata, ayran, cacık gibi yemeklerle devam edilmeli.
2- Kan șekerini hızla yükselten beyaz ekmek, pirinç pilavı gibi
glisemik indeksi yüksek olan gıdalar yerine bulgur pilavı, kepekli
ekmek veya kepekli makarna gibi posalı, glisemik indeksi düșük
besinleri tercih etmeli.
9- Çok uzun açlıklarda kan șekeri ve tansiyon düșer, boș midede
asit salgısı artar. Ertesi gün ise aç kalma süresinin uzamasıyla
metabolik hız düșer, halsizlik, baș ağrısı görülür. Bunun için geceyi
ve ertesi günü aç geçirmemek için mutlaka sahura kalkılmalı.
10- Sahurda yenilen besinlerin miktarı ve çeșidi çok önemlidir.
Sahurda yağlı ve ağır besinler metabolizma hızı yavaș olduğundan
vücuda alınan besinlerin yağa dönüșümü daha fazla olur.
Ayrıca bu tür yağlı ve ağır besinler yenip ardından yatıldığında
ciddi mide rahatsızlıkları görülebilir. Sahurda bunların yerine daha
hafif, yağ oranı düșük, günlük alınması gereken protein ihtiyacının
karșılanması bakımından protein içeriği yüksek, kan șekerini hızla
yükseltmeyen kompleks șekerlerden olușan bir öğün tercih
edilmeli.
“Hazımsızlık ve Kabızlık
Size Uğramasın”
Süt, peynir, zeytin, kepekli ekmek, çorba, domates, salatalık, biber,
reçel gibi kahvaltılık besinler veya süt, yulaf gevreği, meyve gibi
besinlerden olușan hafif bir öğün en uygunudur. Günlük su ihtiyacı
2-2.5 litredir ve bütün gün su içilemeyeceğinden dolayı sahurda
bol sıvı alınmalı.
Eczacınız En Yakın
Sağlık Danıșmanınızdır.
gazeteedak
gündem özel
11
E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ
Sigarada 4.000’in üzerinde zehirli kimyasal madde
bulunur; bunların yaklașık 50 tanesi kansere yol
açmaktadır.
Karbon monoksit sigara dumanında ve egzoz dumanında bulunan zehirli bir gazdır. Karbon monoksit
kanda oksijenin yerini alır ve ciğerlerinizin gereği gibi
çalıșmasını engeller. Bunun sonucunda vücudunuzdaki hücreler ihtiyaç duydukları oksijenden mahrum
kalır.
Parmaklarınızı ve dișlerinizi sarartan yapıșkan kahverengi madde katrandır. Katran kansere neden olur ve
akciğerlerinizi tahrip eder. Ciğerden atılamaz, tüpleri
daraltır ve enfeksiyonlara karșı direncinizi azaltır.
Sigara dumanının bebekler, çocuklar ve doğmamıș bebekler için ne gibi tehlikeleri vardır?
Sigara dumanında binlerce zehirli kimyasal madde
vardır. Bu zehirler sigara içenlerin yanında bulunan
çocukların akciğerlerine girer.
Sigara içilen ortamda büyüyen bebeklerin ve çocukların:
Astım krizlerine ve göğüs enfeksiyonlarına yakalanma olasılığı iki kat fazladır.
Daha birinci yașlarını doldurmadan hastaneye yatma
tehlikeleri daha yüksektir.
Hastalık nedeniyle okuldan geri kalma ihtimalleri
daha yüksektir.
Öksürüğe, soğuk algınlığına ve hırıltıya yakalanma
riskleri daha yüksektir.
Sigaraya ne kadar bağımlısınız?
1. Günün ilk sigarasını sabah uyandıktan ne kadar
sonra içersiniz?
a. İlk 5 dakika içinde (3 puan)
b. 6-30 dakika içinde (2 puan)
c. 31-60 dakika içinde (1 puan)
d. 1 saatten sonra (0 puan)
2. Sigara içmenin yasak olduğu yerlerde sigara
içmemek sizi zorlar mı?
a. Evet (1 puan)
b. Hayır (0 puan)
3. Ne zamanki sigaradan vazgeçmek sizin için
daha zordur?
a. Sabah ilk içilen sigara (1 puan)
b. Diğer zamanlarda içilen sigaralar (0 puan)
4. Günde kaç adet sigara içiyorsunuz?
a. 31 ve daha fazla (3 puan)
b. 21-30 adet (2 puan)
c. 11-20 adet (1 puan)
d. 10 ve daha az (0 puan)
5. Sabahları günün diğer zamanlarına göre daha
fazla sigara içiyor musunuz?
a. Evet (1 puan)
b. Hayır (0 puan)
6. Yatacak kadar hasta olduğunuzda da sigara içer
misiniz?
a. Evet (1 puan)
b. Hayır (0 puan)
Sorulara verilen cevaplara göre 7 ve üzerindeki
puanlar güçlü bağımlılık belirtisi olarak değerlendirilir.
“Sigarayı
Bırakma
Zamanı”
Eczacınız En Yakın
Sağlık Danıșmanınızdır.
Temmuz- Ağustos aylarında iki ayrı konu ile çalışmalarımızı sürdürdük.
Bırakmak için geç mi kaldım?
Sosyal bağımlılığınız için;
Sigarayı bıraktıktan sonra;
Sigarayı nasıl ve ne zaman bırakacağınızı planlayınız.
İlk 24 saat içinde kan basıncında ve akciğer fonksiyonlarında düzelme görülür.
Sigaraya bir yılda verdiğiniz paranın hesabını yapınız
ve bu parayla neler alabileceğinizin bir listesini
çıkarınız.
• Kabızlık ve Hazımsızlık
• Sigarayı Bırakma.
48 saat sonra tat ve koku alma duyuları keskinleșmeye bașlar.
2-12 hafta içinde kan dolașımı iyileșir, bu da yürüme,
koșma gibi fiziksel aktiviteleri kolaylaștırır.
3-9 hafta sonra öksürme, nefes darlığı, hırıltı gibi
problemler azalır ve akciğerler güçlenir.
3 ay sonra kan dolașımı ve nefes alıp veriși fark edilir
șekilde düzelir.
5 yıl sonra kalp krizi geçirme riski sigara içen birine
oranla %50 azalmıș olur.
Sigarayı bırakma kararınızı aileniz ve arkadașlarınızla
paylașınız. Onlardan destek ve anlayıș isteyiniz. Eğer
eșiniz de sigara içiyorsa birlikte bırakmayı teklif
ediniz. Birbirinize destek olarak zorlukların üstesinden daha kolay gelebileceğinizi unutmayınız.
Bırakma gününden önce sigara ile ilgili alıșkanlıklarınızı değiștirin.Örneğin yemekten sonra ,kahve ile
içtiğiniz sigaraların zamanlarını değiștirin.Belli bir
mekanda içiyorsanız,farklı mekanlarda için.
Sigarayı bırakmanın ilk adımı nedir?
Gün içerisinde arkadaș ortamları veya stres altında
kalma gibi sigara içme isteği doğurabilecek durumlarla nasıl bașa çıkacağınızı önceden düșününüz.
Ayrıca, sigara içme isteğinin șiddetlendiği anlarda
öncelikle sigara bırakma konusunda kendinize
verdiğiniz kararı hatırlayınız ve bedeninizde olușan
olumlu değișiklikleri düșününüz.
Öncelikle, sigara bırakmaya karar vermek,kendinizi
fiziksel, zihinsel ve duygusal olarak hazırlanmak ve
kendiniz için ișe yarayacağını düșündüğünüz bir plan
seçmek sigarayı bırakma yolunda ideal bir adımdır.
Özellikle ilk günler sigara içilen ya da içme isteği
uyandıran ortamlardan mümkün olduğunca uzak
durunuz. Ayrıca bir süreliğine sigara isteğini tetikleyecek olan alkol ve kahveden uzak durunuz.
Sigara bağımlılığının;fiziksel,psikolojik ve sosyal bir
bağımlılık olduğunu unutmayınız.Siz karar vererek
en önemli așamayı geçtiniz ama bedeninizin bağımlılığı ve sosyal bağımlılığınızdan da kurtulmanız gerek.
Yoksunluk Belirtileri ve Bașa Çıkma Yöntemleri
10 yıl sonra akciğer kanserine yakalanma riski sigara
içen birine oranla %50 daha az olur.
Fiziksel bağımlılığınızın düzeyi yüksek ise mutlaka bir
destek almalısınız.Bunun için kullanılan ilaçlar;
1.Nikotin replasman tedavisi
2.Bupopriyon
3.Veraniklin
İlaçlar ile ayrıntılı bilgi için eczacınıza danıșınız.
Öksürük: Bırakma sonrası vücudun solunum yollarını
temizlemesine bağlı olarak kimi zaman öksürük
görülebilir. Bol bol su için.
İștah artıșı: “Kilo alır mıyım” bölümüne tekrar göz
atınız.
Sindirim sorunları: Bazen kabızlık veya ishal görülebilir Kabızlığınız olursa bol bol meyve, sebze yemeyi
tercih edin.
Yine bu uygulamaların hemen sonrasında hasta/ müşterilere yönelik olarak
Sensodyne sponsorluğunda bir anket
hazırladık. Ve tüm FG Eczanelerinde
aynı anda uygulamaya başladık.
Bu anket sayesinde, son tüketicilere
ağız ve diş sağlığı konusunda öneriler
sunulmuş ve bu kategori ürünlerinin
eczanelerden satın alınması için bir bilinç oluşturulması sağlanmıştır.
FG Eczanelerinde 2. aşama olan kalite
standartlarının oluşturulması çalışmalarına geçilmiştir. Çalışmaları EDAK
Ecza Koop. Kalite Yönetimi Uzmanı
Arzu Bodur Hızal yapmaktadır.
Baș dönmesi: Dokulara artık daha fazla oksijen
gitmeye bașlamasına bağlı olarak baș dönmesi kimi
zaman görülebilir. Oturun, kendiliğinden geçer.
Uyku bozuklukları: Uyku düzeninde değișim, yorgunluk görülebilir. Özellikle uyku öncesi çay, kahve ve
kola tüketmeyin.
Bugüne kadar eczanelerimizde yaptığımız banko
önü uygulamaları konusunda saha yönetmenlerimize
de eğitimler verilmiş olup, “Tek Fatura EDAK” kategorisindeki eczanelerimize benzer çalışmalar yapıl-
Duygu durumunda değișim: Bazen duygu durumunda değișkenlik görülebilir. Olumlu düșünün, duygularınızı eșinizle, çevrenizle paylașın. Psikolojik destek
de alabilirsiniz.
Kilo alır mıyım?
Sigarayı bıraktığınızda iștahınız artabilir ve tat alma
duygunuz gelișebilir; bu nedenle daha sık bir șeyler
atıștırmak isteyebilirsiniz. Ayrıca sigarayı bıraktığınız
için,daha önceden vücüdunuzun sigaradaki zararlı
maddeleri atmak için harcadığınız enerji de harcanmadığı için ekstra bir kaloriye sahip olacaksınız.
maktadır. Farmagelişim eczanelerinde 2013 yılında
standartların oluşturulması ve uygulanması çalışmaları tamamlanıp “Tek Fatura EDAK” Eczanelerinde
uygulamaya başlanacaktır. 2013 Haziran ayında SAP
sistemine geçtikten sonra ise 2014 yılında projenin 3.
aşaması olan “Envanter Yönetim Sistemi”ni çalışmalarına başlayacağız.
Sonuç itibariyle Farmagelişim projesi ile zincir eczane gruplarına karşı ciddi bir kalkan oluşturuyoruz.
Projemiz sayesinde, söz konusu grupların Türkiye’de
faaliyet gösterme planlarını erteleyeceklerini düşünüyorum.
Sağlıklı bir gelecek için
Sağlıklı bir nesil için
Sağlık için
‘’ Özgür Eczaneler ‘’
Sağlıkla Kalın.
Değişim
Fazladan hareket ederek bu fazladan kaloriyi harcayabilirsiniz.
Büyük hacimde reçete üreten kurum sayısı tüm eczanelere yetmeyeceğinden kalan eczaneler çıkış yolunu
başka yerlerde aramak durumundadır.
Atıștırma ihtiyacınız olduğunda meyve, sebze ve bir
miktar çerez gibi sağlıklı yiyecekleri tercih ediniz ve
cips benzeri abur cubur ve kalorili ürünlerden kaçınınız!
Șimdilik diyet yapmayın. Almıș olduğunuz “sigarasız
hayat” kararınızda sebat edin.
Düzenli bir egzersiz programına bașlayarak nikotin
eksikliğine bağlı olarak azalabilen metabolizma
hızınızı artırabilirsiniz.
Bu durum, reçeteden vazgeçmek anlamını taşımaz.
Aksine reçete daha da önemlidir. Çünkü reçete çalışmak eczaneye güven duygusunu kazandırır. Serbest
eczane için en önemli nokta güvendir. Halkın serbest
eczaneye olan güveni kuvvetli yanımızdır.
Sigara içmek veya sigara dumanına maruz
kalmak vücuduma ne yapar?
Sigara, akciğer kanseri, kalp hastalıkları, bronșit ve
amfizem gibi pek çok ciddi ve ölümcül hastalığa yol
açar. Sigara içmek ayrıca birçok kansere, solunum
hastalığına, felce yol açar ve doğurganlığı etkileyebilir.
Yeni 6308 sayılı yasada eczanede satışa sunulabilecek ürün grup sayısı onbirdir. Bu onbir ürün grubundan bir tanesi “…ve diğer sağlık ürünleri” şeklinde
tarif edilmiştir. Bu ucu açık tanımlama serbest eczanenin önünü açmaktadır.
Ecz. Hüsnü Kaya
EDAK Ecza Koop. Denetleme Kurulu Üyesi
[email protected]
“değişim a. 1. Bir zaman dilimi içindeki değişikliklerin
bütünü (TDK - Güncel Türkçe Sözlük)”
Değişim bir süreçtir ve içinden geçerken hemen kavramayabilir, ancak geç kalmış olabiliriz.
Şurası muhakkak ki eczacılık mesleği 2005 yılından bu
yana - evrilmese de - bir değişim içerisindedir. 2005
Şubat’ında SSK hastanelerindeki eczaneler kapatılıp,
serbest eczanelerin devreye girmesi ile bu değişim
süreci başlamıştır.
Bu onbir grup kaba bir hesap ile 10 - 12 bin ürün çeşidine tekabül etmektedir. Bunun anlamı şudur: ülkenin neresinde olursa olsun, bu ürünlerin bir kısmı ile
eczane ayakta tutulabilir (eczacılık mesleği kurtulur
demiyorum).
Bu yerine göre zirai ilaç, yerine göre veteriner ilaç yerine göre de parafarmasötikler ile çalışmak demektir.
Bu konuda “küçük yerleşim birimlerinde dermokozmetik yapılamaz” gibi itirazlar bulunmaktadır. Tam
burada yanlış bir algılamayı da ifade etmek gerekir
ki; parafarmasötik uygulaması ile dermokozmetik
uygulaması aynı şeyler değildir. Dermokozmetik,
parafarmasinin alt birimlerinden birisidir.
Bu değişimin nereye doğru uzandığı da artık malumdur.
Evet, küçük yerleşim birimlerinde dermokozmetik uygulaması olmayabilir ama parafarmasötik uygulaması kesinlikle olur.
Avrupa Eczacı Kooperatifleri Topluluğu olan SECOF
ile olan ilişkilerimiz sayesinde biliyoruz ki; değişim Avrupa’daki serbest eczacılık paralelinde gitmektedir.
Orada da Sosyal Güvenlik Kurumu’nun ödediği reçeteler ile ilgili olarak ekonomik fayda azalmıştır.
Eczacı sağlık ile ilgili bir elemandır. 6308 sayılı yasanın
6. Maddesi gereğince insan sağlığının dışında hayvan
sağlığı ve bitki sağlığı konusunda da görev verilen
yetkilidir.
Sadece SGK reçetesi ile hayat devam edecekse, giderleri kontrol altında tutmak lüzumludur ve reçete
hacminin de büyük olması gerekir. Bir başka nokta da
alım yaparken ve eşdeğer çalışırken dikkattir. Bilinmektedir ki, bazı reçeteler başa baş, bazıları da zarar
noktasındadır. Zarar da olsa eczacı yemini gereği ilacı vermemezlik edemez.
Eczacı bunlara sahip çıkmalıdır. Sahip çıkmaz ise,
doğa boşluk tanımaz kuralı gereği sahiplenecek birileri mutlaka bulunur.
Geleceğin serbest eczaneleri bu sahiplenme becerisi üzerine var olacaktır. Geleceğin serbest eczaneleri
sağlık konusundaki ürünlere sahip çıkarak ayakta kalabileceklerdir.
Sadece sahiplenmek dışında bu konuda emek de harcamak gerekir. Parafarmasötik ürünlerde en önemli
unsur ürünü tanımaktır. Bunun dışında alan yönetimi,
kategori yönetimi ve merchandasing (tanzim - teşhir)
bilmek çok önemlidir.
Bu üç unsur günümüzde artık bilim konusu haline gelmiştir. Ve eczacı bilime sarılmak durumundadır.
Şunu da bilmek gerekir ki; parafarmasi çalışmak,
planlama, ölçme/değerlendirme, uygulama, fiyat
takibi, sürekli eczanede bulunmak, eczane içerisini
sürekli gözleyip izlemek vs kısaca, emek ister. Alan
yönetimi, merchandising ve kategori yönetimini bilim
ışığında uygulayan eczacı bunun ekonomik olan karşılığını alır.
Bu uygulamada; plansız alışveriş, çapraz satış, kofre,
bundle, banko üzeri ürün sergileme, doğru etiketleme, gereğinde ürün yanında bilgi kartı bulundurma,
parafarmasötiklerde fiyatlandırma politikası, satış
artırıcı destekleme malzemeleri kullanmak çok önemlidir.
Eczacı artık bu konulardaki doğru bilgileri arayıp bulmalı ve daha önemlisi uygulamalıdır.
12
gazeteedak
“…Farmagelişim başlangıcı olan ama sonu olmayan
değişen ve gelişen bir eczane modelidir…”
gündem özel
E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ
Ecz. Adnan Aygan
Özyıldız Eczanesi/ Sarıgöl / Manisa ( sahibi ve mesul müdürü)
ÇEKOOP II. BAŞKANI - TEKB Denetleme Kurulu Üyesi
Küreselleşen dünyada rekabet hiç istemediğimiz bir
olgu. Eczanelerimiz birer küçük işletmeyse ve liberal
ekonomi içinde yaşadığımızı düşünüyorsak rekabet
şartlarına hazırlıklı olmalıyız. Küreselleşmenin sonucu
rekabet giderek sertleşmektedir. Küçük işletmelerdeki kolaycılık yerini yoğun bir mücadeleye bırakmıştır.
Yani doymuş piyasa koşulları oluşmuştur. Bu yeni ortamda hayatta kalabilmek ve başarıyı yakalamak
için YENİ YÖNETİM ve ÖRGÜT YAPISI arayışları ve uygulamaları ortaya çıkacaktır. Yeni örgüt yapısı içinde
oluşan uygulamalardan biri olan FARMA GELİŞİM MODÜLÜ bizleri geleceğe emin adımlarla taşıyacak olan
önemli bir araçtır. Doğru işin yapılması ve işin doğru
yapılması artık olmazsa olmazdır. Okullarımızdan
mezun olduğumuzda ne iletişim, ne pazarlama ne de
finans konusunda bir eğitim aldık. Günlük rutin içinde
boğularak mesleğimiz dışında her işle uğraşmak zorunda kaldık hem de amatörce. Peki, FG ne yarar sağlayacaktı bize. En başta ürünlerimizi pazarlamayı öğrendik. Pazarlamayı öğrenirken iletişimi, profesyonel
anlamda problem çözmeyi ve paydaşımız olan eczacı
arkadaşlarımızla paylaşmayı öğrendik, hem biz eczacılar hem de personelimiz. Toplam kalite standartlarına ulaşabilmek için çalışmalarımız eczane özeline
uygun devam etmekte. Envanter yönetimi ile de bir
küçük işletmeyi mükemmele yakın nasıl yönetebileceğimizi anladık.
1- Son 4 yılda her yıl ilaç fiyatlarındaki büyük düşüşlere rağmen ciro olarak ortalama %17’lik büyüme
gerçekleşti. 2012 verisi de en az %15 büyüyeceğimizi
gösteriyor.
2- Karlılık 4 yıl öncesine göre %14 arttı.
3- Çalışan memnuniyeti, gelişimleri ve katılımları üst
seviyeye çıkarıldı.
4- Eczanemde danışmanlık görevimi yapmaya başladım daha fazla rutinlerden kurtularak.
5- Hasta ve müşteri odaklı çalışarak memnuniyet yarattık.
6- Sosyal sorumluluk projeleri gerçekleştirerek halka,
biz sizin ve çocuklarınızın geleceğini de düşünüyoruz
mesajını vererek, geleceğe de yatırım yaptık ve devam ediyoruz.
7- Her şeyden önemlisi tüm aktivitelerimizi ölçme ve
değerlendirme şansına kavuştuk.
Tüm bunları EDAK ECZA KOOPERATİFİ ile birlikte yaptık ve yapıyoruz. Peki, neden EDAK? Çünkü kooperatif, vurguncu (spekülatif) kapitalist sektöre karşı bireyleri birleştirerek ekonomik yönden savunmalarını
sağlamakla beraber, ortaklarının özel mülklerini ve
işletme bütünlüklerini yoketmez. Aksine onları müşterek bir ekonomik amaç uğruna birleştirmek süretiyle,
onların ekonomik bağımsızlık ve özgürlüklerini arttırmaktadır.
Şöyle bir örnek vereyim bulunduğum ilçe en yakın denize 250 km uzakta. Ama eczanemiz her yıl ortalama
400-500 adet güneş kremi satar duruma geldi. Kimse
zannetmesin ki sadece ilaç dışı ürünlerde artış var.
Farmagelişim eczanemi kurumsallaştırmak için ne
gerekiyorsa üretiyor. Artık mesleğimden daha fazla
keyif alıyorum. İşbirliği yaptığım başta EDAK olmak
üzere tüm profesyonel arkadaşlara ve eczacı arkadaşlarıma teşekkür ederim. Farmagelişim başlangıcı
olan ama sonu olmayan değişen ve gelişen bir eczane
modelidir.
Kooperatifler, TEB ve Eczacı Odalarımız haricinde
hiçbir yapı eczanelerimizi artı değer katmazlar. Peki,
ne oldu bugün itibarıyla,
“evet, burası kozmetik eczane…”
dermokozmetik ürün çalışmaları ilk başlarda
“A, burası kozmetik eczane olmuş” tepkisini
alsa da -insanlar alışık olmadığı için-, sonraları asıl dermokozmetik ve kozmetik ürünlerinin gönül rahatlığıyla alınabilecek yerlerin
aslında “Kozmetik” eğitimini ciddi anlamda lisans eğitimlerinde gören biz eczacılar
ve eczaneleri olduğunu anladılar. Şimdi çok
memnunlar. Hatta eczaneye girip artık “ Çok
hoş bir eczane olmuş, insanın bir şeyler alası
geliyor” dediklerine şahit oluyoruz. Biz de
bu yorumlardan çok memnun oluyoruz.
Ecz. Semra Yoğurtçu
Semra Eczanesi/Çeşme-İzmir
EDAKTÜEL: Eczanenizde hastalarınıza/ müşterilerinize dönük ne gibi değişiklikler yaptınız?
Ecz. Semra Yoğurtçu: Neler yaptık, bizim için ve birçok eczacı için devrim niteliğinde olan sağlıkla ilgili
ilaç dışı ürünlere yer vermeye başladık. Aslında bu
mesleki geçmişimizde vardı ama uzunca bir süredir
ilaç yoğunluklu / reçete yoğunluklu eczane olarak hayatımızı devam ettirirken halk sağlığı anlamında ilaç
dışı olsa da sağlıkla ilgili olan ve eczane de olması gereken birçok ürünün ehil olmayan yerlerde yer almaya
başlaması bizi hareket geçirdi diyebilirim. Böylelikle, eczanelerimizde ilaç dışı ürünlere de yer vermeye
başladık. İlk defa bundan on sene önce başlattığım
EDAKTÜEL: Hastalarınız yeni eczane dizaynınızdan memnunlar mı?
Hastalarımız mutlaka ilacı görmek istiyorlar, karekod uygulaması yüzünden ilaçların
barkodlu taraflarını raflara diziyoruz… İlacın
ismini hatırlayamayanlar özellikle kutu tarifi, ilaç tarifi ile geliyorlar. RX Media Pharma
programımızdan ürün resmini göstererek çözüm buluyoruz.
EDAKTÜEL: Eczanenizde başka ne gibi çalışmalar
yapıyorsunuz?
Ecz. Semra Yoğurtçu: Evet, daha birçok çalışmamız
var. EDAK’ın sunduğu yeni ürün ve hizmetleri biz de
hastalarımız için hayata geçiriyoruz. Hatta şu anda
EDAK Farmagelişim ve Kalite bölümlerinden arkadaşlarımız burada, eczanemizi kalite standartlarında nasıl daha iyi hizmet verir hale getiririz onun çalışmasını
yapıyoruz. Her ürünün, ürün tarif etiketinin bulunmasını sağlıyoruz. Temasal çalışmalar yapıyoruz. Hangi
ürün hangi dönem de çok gidiyor, başka neler olabiliri araştırıyoruz. Hasta profilimizi çıkararak, en uygun
ürünlere eczanemizde yer veriyoruz. Halkı bilinçlendirici, sosyal sorumluluk çalışmalarımıza mümkün olduğunca yer veriyoruz.
EDAKTÜEL: Hatta dergimizi okuyan hastalarınızda
var. J
Ecz. Semra Yoğurtçu: Evet! J Eczanem küçük yerde
olduğu için eczaneme gelen tüm hastalarım aynı zamanda arkadaşlarım / dostlarım onlar ile hayatı da
paylaşıyoruz. Bu da bizi moral anlamında da bütünlüyor.
gazeteedak
Dur Bak Dinle Geç
gündem özel
13
E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ
Günlük hayatımızda kim bilir kaç kez
söylemişizdir ‘dur bir
dakika’ diye, ama
genellikle aceleden
‘du bi dakka’ diyerek. Yeni gelişen bir
durum
karşısında
hızlıca karar vermek
için düşünürken ya
da dışarıdan bize
doğru yöneltilen çeşitli uyarıları birkaç
dakikalığına da olsa
Ecz. Kahraman Sarıhan
yok sayarak o an kenNisan Eczanesi /Kuşadası - Aydın
di işimize yoğunlaşmak istediğimizde.
Aslında burada istediğimiz şey sadece bize yönelen
dış uyarıların bizim kontrolümüzde olarak bizim hazmedebileceğimiz sıklık da bize ulaşmasıdır. Zaman
zaman bilgisayarlarımızda der bize ‘dur bir dakika’
diye, kendi lisanınca. Program yedeklemesi yapılıyor,
dosya bakımı yapılıyor lütfen bekleyiniz mesajıyla. Ya
çok dosya açılmıştır, ya belli programların çalışması
için belli bakımların yapılması gerekiyordur ya da bizim tabirimizle şişmiştir, kasıyordur. Ya da olması gerektiği gibi kendi bakımını yapıyordur.
Sözü nereye bağlayacağıma gelince;
FARMAGELİŞİM eczanesi olduğumuzu öğrenince
EDAK bizi belli bir plan ve takvim çerçevesinde eğitime aldı. Eğitim veren uzman, bizim yıllarca nice angaryayla şişmiş beyinlerimizi görüp, geleceğimize ait
belirsizliğin oluşturduğu endişelerimizi fark edince,
ilk olarak bize bir şekilde ‘durun bir dakika’ dedi.
Bizde durduk. Yanı başımızda çalışan bir kompresör
durduğunda nasıl güzelliğini fark edersek sessizliğin,
derin bir sessizlik oluverdi içimizde ve o ana kadar dış
seslerin ne kadar çok içimizde yankılandığını fark ediverdik.
Yok ödemelerdi,
Yok SGK,
Yok sistem çalışıyor çalışmıyordu,
Yok muhasebeden aradılardı,
Yok fiyatlar düşüyordu,
Yok hani düşüyordu,
Yok cirolar ne olacaktı,
Yok zincir gelecek mi acaba gelirse ne taraftan gelecek,
Yok stok zararı,
Yok ilaç piyasaları,
Yok değişen yasa ne getirdi ne götürdü,
Yok ben ne yapıyorum, ne yapmalıyım, v.s
Ve durduk.
İnsan ancak durduğu zaman koordinatlarını belirleyebiliyor.
Neredeyiz biz?
Şu anda Güneş sistemi içinde dünya gezegeninde kuzey yarı kürede Asya kıtasında Türkiye’de Ege bölgesi
İzmir Pınarbaşı’nda EDAK binası 3. kattayız.
Oh çok şükür birisi neredesin diye sorsa söyleyecek
cevabımız var. Nerede olduğunu bilen gideceği yeri
de bilir. Dünya üzerindeki keşifler yıldızların hareketinden pozisyon belirleyebilen usturlabın bulunmasından sonra başlamıştır malumunuz.
Bu bağlamda,
Dünyada ilaç-eczacılık sektörü ne durumda, uluslararası ilaç tekellerinin hükümetler üzeri politikaları
nelerdir, Türkiye bu politikaların neresinde ne şekilde
var, hükümet ve SGK’ nın sektörle ilgili gelecek projeleri, TEB’in 5-10 yıllık öngörüleri, eczacı odaları, diğer
ilaç dağıtım kanalları, sisteme entegre olmaya çalışan yeni aktörler ya da figuranlar, eczaneler, eczacılarımız, çalışanlarımız ve EDAK.
Durup nerede olduğumuzun farkına sakin kafayla
vardıktan sonra toplantılarımız birinde eğitim veren
uzman BAK’ın dedi.
Nereye bakalım dedik önce kendimize bakalım dedi
ve başladı bize yurt içinden ve yurt dışından eczane
tasarımlarını iç dekorasyonunu dış cephelerini vitrinlerini göstermeye üzerinde konuşa konuşa tartışa tartışa. Vay canına neler varmış dediğimiz çok oldu ama
kafamızdaki ben ne yapabilirim kendi eczanemde sorusuna da cevap getirdi. Çok paralar harcamaya gerek olmadığını anlıyor insan ufak dokunuşlar bile fark
yaratmak için yeterli olabiliyor. Gördüğümüz slaytlarda yılların o gözümüze eski gözüken eczanelerinin
bağırırcasına evet ben yılların eczanesiyim, yılların
tecrübesiyim, kurumsallaşmış bir işletmeyim algısının eski dokunun korunarak ve günümüz teknolojisi
kullanılarak nasıl verilebildiğini gördük. Renk deyip
geçmemek gerektiğini, ana kokusu gibi eczane kokusunun da insanlar üzerindeki etkileri olabileceğini,
tavana koyduğumuz lambanın nasıl Alaaddin’in sihirli
lambası haline dönüştürülebileceğini öğrendik.
GELİŞİM eczaneleri için adı;
Ayna ayna söyle bana en güzel kim?
İnternette bir video dolaşıyor bu aralar, bir maymun
bulduğun aynanın sağını solunu kurcalarken aynayı yüzüne tutuyor ve gördüğü görüntü üzerine çığlık
atıp fırlayıp kaçması bir oluyor. İnanın Edak’ın ilgili
personeli eczanemin bilişim altyapısını, haberleşme
alt yapısını, raf düzeni ihtiyaçlarını incelemeye eczaneme geldiklerinde bir şekilde bizim göremediğimiz
ya da görmek istemediğimiz yüzümüzü ayna tutarak
bize gösterdiler. Maymunun attığı çığlığa yakın çığlık
attığımı hatırlıyorum durumumu rapor halinde bana
sunduklarında.
Neymiş bilgisayar yetersizmiş,
Neymiş güvenlik kamerası kayıt cihazı eksikmiş,
Neymiş sigorta yetersizmiş,
Neymiş vitrin şöyle böyleymiş,
Neymiş hasta karşılama bölümü şöyle olmalıymış,
Neymiş aydınlatma yetersizmiş,
Neymiş klimanın gücü arttırılmalıymış,
v.s v.s
Bütün bunları size söyleseler sizde çığlık atarsınız ama
ne yazık ki aynada gördüğümüz kendi gerçeğimiz.
-Du bakalım acele etmeyin biraz para kazanalım hallederiz dedim
Sonra DİNLE dediler.
Farmagelişim Müdürü utana sıkıla eczacı bey arabaya bile benzin yola çıkmadan konuyor, halk arasında
tabir vardır eşeğin sırtına yük atmadan önüne ot atılır, mademki siz buradan ekmek yiyorsunuz, yiyeceksiniz önce depoyu
dolduracağız sonra istediğimiz yere
gideceğiz bunun
için eczanenin karnının tok sırtının
pek olması gerekir
dedi.
Dinleyelim dedik, demez olaydık. İlk öğrendiğimiz şey
karşımızdakini, çevreyi hiç dinlemediğimiz oldu. Dinliyor gözüktüğümüz anlar konuşmaya ara verdiğimiz
anlardı aslında. Dinliyor gibi yapıyor- muşuz demek ki. Derken başladık dinlemeye. Durum böyle olunca eğitmenimiz
başladı bizi, bize anlatmaya. Problem
çözme tekniklerinden, eczanede yaşanan sorunların kaynaklarına, bizim personeli nasıl gördüğümüzden, personelimizin bizi nasıl gördüğüne(aynı zaman
sürecinde eczane personeli de eğitimden
geçiyordu),kişisel gelişimimizin işimize
Bir şey diyemedik
etkilerinden, ekip ruhuna kadar. Bu eğitabii cevap olarak,
timler hafta sonları yapılıyor, hafta içindoğru söze ne dedede eğitimlerden öğrendiğimiz küçük
nir.
ipuçlarını eczanemizde uygulamaya koyuyor sonra merakla sonuçlarını izleyip,
Gelelim
bir sonraki ders arkadaşlarla paylaşıyoGEÇ’me işine
ruz ve olumlu geri dönüşler biz de heye- DUR BAK DİNLE GEÇ can yaratıyor. Bu arada ilk toplandığımız- Tren yolu geçitlerida 13 eczaneydik. Edak tarafından özellikle birbirine
nin çoğunda yukarıda görülen tabelalardan olur.
benzemeyen değişik segmentdeki 13eczane seçilmişti FARMAGELİŞİM projesi için. Eczacılar, çalışan perDur-Bak-Dinle-Geç
soneller ve bu eczanelerin saha yönetmenleri(ki eğitimde aldıkları bilgileri diğer tek fatura eczaneleriyle
Güvenli geçiş için bu şarttır. Aksi taktirde gelmesi
paylaşmak ve onlara projeyi tanıtma görevleri vardı)
muhtemel bir trenin altında kalmak kaçınılmazdır.
ve başımızda da Farmagelişim sorumluları.
Kontrolsüz bir şekilde demiryolundan geçerken çarpan trenin etkisiyle sürüklenerek bir miktar yol yaBirkaç haftalık eğitimden sonra aslında bu 13 birbiripanlar, darmadağan olup rayların dışına savrulunne benzemez eczanenin aslında çok benzer eczaneler
caya kadar hareket halinde olduklarını, gittiklerini
olduğunu gördük. En büyük benzerlikleri ise hepsinin
sanacaklardır. Doğrudur. Ancak gidecekleri son duaynı hedefe gidiyor olmalarıydı. Kısaca aynı kaderi
rak hurdalıkdır. Bizler aynı aracın içinde seyahat eden
paylaşacaklardı. Bunu algılamamız bile bizi birbirimive aynı hedefe giden insanlarız. Bir vücudu oluşturan
ze kaynaştırmaya yetti, kısa sürede okul arkadaşı gibi
organlar gibiyiz. Kimimiz bu yolculukta göz, kimimiz
olduk birbirimizle.
kulak olacağız. Gözün göremediğini kulak duyacak.
Ne demişler göz yolu gösterir kulak yolu buldururmuş.
Bu eğitimler sürerken eczanelerde de değişimler başDeneyimlerimizi paylaşacak, standartlarımızı oluştuladı.
racak yolumuza sağ salim devam edeceğiz.
Bana göre bu arada EDAK yeni bir modül açtı FARMA-
Hepimize Hayırlı yolculuklar…
gazeteedak
Farmagelişim Eczaneleri Değerlendirme Toplantısı Yapıldı
14
gündem özel
E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ
Farmagelişim eczanelerinin gelişiminin
değerlendirildiği toplantı EDAK’ın İzmir
Işıkkentte’ki merkez binasında gerçekleşti.
2011 Yılı Ekim ayından itibaren uygulanmaya başlanan Farmagelişim eczaneleri projesinin değerlendirme toplantısı yapıldı. Farmagelişim eczanelerinin
gelişiminin değerlendirildiği toplantı EDAK’ın İzmir
Işıkkentte’ki merkez binasında gerçekleşti. Toplantıda EDAK Yönetim Kurulu Başkanı Eczacı Emre Bacanak başta olmak üzere Yönetim Kurulu Üyesi Ecz.
Ayşem Jale Kıhtır, Denetleme Kurulu Üyesi Ecz. Hüsnü
Kaya, Genel Müdür Yardımcısı Ömer Mutlutürk, Farmagelişim Müdürü Hakan Tolunay, Özel Ürünler Ticaret Şefi Ecz. Önder Kurtyılmaz, Farmagelişim Sorumlusu (merchandising) Tamer Şahin ve farmagelişim
eczacılarımız hazır bulundu.
Farmagelişim projesinin uygulanmaya başlanmasını
ve amacını kısaca özetleyerek konuşmasına başlayan
Başkan Bacanak farmagelişimin bir üst adımı olarak
EDAK Rafı projesine geçildiğini söyledi.
Bacanak “13 eczane de uygulanan bu sistemi, tek fatura EDAK sözünü veren eczacılarımıza da uygulayacağız” dedi.
Ecz. Semra Yoğurtçu
Semra Eczanesi /
Çeşme - İzmir
Hakan Bey’in yaptığı etiketleme işlemlerini, kampanyaları yaparken “hala ben bunları içime sindiremiyorum. Biz marketlerde eczane olmasın derken eczanelerimizi markete çeviriyoruz” dedim. Ve bunu Hakan
Bey ile de paylaştık. Ama ona rağmen o işlemler ve
kampanyalar yapıldı, eczanemizdeki ilaç dışı sağlık
ürünlerini etiketledik bunu içimize sindirmeye çalıştık.
Farmagelişim projesi çerçevesinde eğitimler aldık,
eğitimlerimiz çok güzeldi. Bu eğitimleri çalışanlarımız
da aldı ve çok mutlu oldular önemsendiklerini hissettiler. Hep beraber eczanemizde gerçekleştirdiklerimizle eğitimlerin de faydasını göreceğimizi umuyorum.
Farkındalığımız arttı. İlaçların veya ürünlerin dizilişinde de nerde hangi ürün kullanılacağını öğrendik.
Eğitimlerinde çok faydası oldu. Kalite standartları çalışmalarına da başladık. Teşekkür ederiz.
Ecz. Burak Öztan
Derin Deniz Eczanesi / Alsancak - İzmir
yordum. Çünkü bu konuda çok okudum. EDAK’ taki
geçmişimde de birçok şeyi bildiğimi düşünüyordum.
Türkiye’de 3500 eczane, Avrupa’da 500 eczane gezdim. Ondan sonra eczanemi açtım. Dediğim gibi, bu
konuda çok şey bildiğimi düşünüyordum. Ama Hakan
ve Tamer eczaneme geldiğinde beni ters köşeye yatırdılar. Çok şey öğrendim. Bir sistematik kazanmaya
çalışıyorum bununla ilgili ve hala kazandım diyemiyorum. Ama bununla ilgili en bariz söylenecek şey
şudur; eczanelerin belli bir ciro aralığı vardır örneğin
“ben her gün eczanemde 2 ila 5 lira arasında günlük
ciro yapıyorum” diyebilirsiniz. Bu en düşük 2 liradır,
en yüksek 5 liradır. Farmagelişimdeki bu basit pazarlama aktivitelerini yaptıktan sonra benim eczanemde
ortalamam hep 3,5 oldu. Bu ortalamadan hiç düşmüyorum. Kendime çok net bir çizgi edindim. Sadece
pazarlama açısından baktığımda, insanlar gelip kendileri alıyorlar, ciromuzu takviye ediyorlar. Eczanem
artık hiç o minumum seviyeye inmiyor hatta öyle ki
eczane de ben olmasam bile ürünler satılır hale geldi.
Marketlerde de böyle gidiyor bunu öğrendim. Tabi bizim farklılığımız, güven unsuru ile sağlık danışmanlığımız ile ön plana çıkıyor. Umarım standardizasyonla
beraber çok daha iyi bir yerlere oturacak. Teşekkür
ederim.
Ecz. Ayşem Jale Kıhtır: İnanıyorum ki, farmagelişim
en çok buna yarayacak. Çünkü yaptığımız hiçbir işin
standardizasyonu yok. Standardizasyonun en büyük
faydası denetlenebiliyor olmasıdır. Çünkü el yordamıyla yaptığınız hiçbir şeyi denetleyemezsiniz. Kontrol
mekanizmaları yoktur. Ama standardize ettiklerinizi
denetleme şansınız vardır. Aslında biz standartların
da birçoğunu belirledik, pazarlama alanında belli bir
seviyeye getirdik. Sadece yazılı kısma geçmedi. Bizim
insanımızda bazı şeyler yazılı hale gelmeden, kural
olmaz. O nedenle, farmagelişim eczanelerde de hem
eczane hem eczacı standartları oluşturma da bir rehber olacağına inanıyorum. Sağlık bakanlığının hazırlamaya çalıştığı standartlara da bir kılavuz olacağına
inanıyorum. Çünkü sanayi ve sektörün içine girdikten
sonra birçok insanla görüştükten sonra en çok ihtiyacımız olan şeyin bilgi olduğunu görüyoruz. Gelecekte
de en pahalı olan şeyin bilgi olacağına inanıyorum.
Bizi farklı kılacak olan şey bilgi ve farmagelişim eczaneleri ile de bu data biz de olacak ve bu bilgi birikimini çoğaltacağız.
Ne Dediler?
Gazeteedak Sorumlu Yazı işleri Müdürü Eczacı Ayşem Jale Kıhtır bizim için meslektaşlarına sorularımızı yöneltti. Farmagelişim eczanesi olmak ne demek,
nerden nereye geldiler, beklentileri gerçekleşti mi?
meslektaşlarına ne mesajlar vermek isterler…
Ecz. Ayşem Jale Kıhtır: Farmagelişim sizler için ne ifade ediyor, ne umuyordunuz, ne buldunuz?
“Farmagelişimden hala beklentim
yüksek” Ecz. Semra Yoğurtçu
Farmagelişimin hedefleri hep benim de aklımda olan
ama bir türlü hayata geçiremediğim şeylerdi. Bu vesileyle bunları yapacağım diye düşündüm. Ve hala
Farmagelişim’den beklentim yüksek, “bazı eczacılarımız değişime açık değil” diye bir tespitiniz vardı
gerçekten ben de hala bu aşamaya gelmeme rağmen
bu kadar değişiklik yapmama rağmen hala tutucu
yanlarım var, eczanemde Farmagelişim Müdürümüz
Ecz. Burak Öztan
Derin Deniz Eczanesi - Alsancak - İzmir
“Bir sistematik kazanmaya çalışıyorum”
Farmagelişim gibi bir projede yer almaya hep en az
ihtiyacı olan eczanenin benimki olduğunu düşünü-
Ecz. Melih Dümbek
Deniz Eczanesi - Sarıgöl - Manisa
“Bir uçak gemisi gibiyiz, döndürdüğümüz dümenin sonucunu 10 dakika ya da 10 yıl sonra
göreceğiz”
gazeteedak
gündem özel
15
E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ
Meslekte 10. Yılım. Ama önümüzdeki dönemde gördüğümüz tüm emareler, sistemin gittikçe daha büyük
sistemler haline gelmeye başladığı ve küçüklerin altta kaldığı bir sisteme doğru gittiği görülüyor. Türkiye’deki eczane yapısı, 24 bin eczaneden oluşan çok
parçalı bir yapı. Bu bir taraftan dezavantaj olmasına
rağmen, aynı zamanda avantaj bence de. Ancak tek
yolu var bu işin ilerde zincir ya da başka bir tehdit geldiğinde ürün seçimini, stok yönetimini ve pazarlama
satışını bizden çok iyi yapabilecek firmalar var. Ama
onların yapamayacağı bir şey var. Sağlık danışmanlığını düzgün ve sistemli bir şekilde verebilecek böyle
bir bilgi birikimine sahip eczane yapıları yok. Varsa
da bunu birebir Türk insanının alışık olduğu şekilde
yapacak sistemli bir yapıları yok. Bizi diğerlerinden
ayırabilecek, bizim ayakta kalmamızı sağlayacak tek
şey bizim bilgi birikimimiz ve hizmet standartları kalitemiz. Bu her anlamda hizmet kalitemiz, müşteriyle olan ilişkilerimizde ve hem de sağlık danışmanlığı
anlamında. Farmagelişim ile önümüzde bulunan bu
büyük tehlike de, 5-10 yıl sonraki süreçleri konuşuyoruz. Bizden sonra gelecek olan eczacılarımıza mesleği bırakabileceğimiz bir ortam bırakmamız gerekiyor.
Belki biz karşılaşmayacağız bununla ama bizden sonraki eczacılarımızda kendi eczanelerini açabilmeli…
Bir uçak gemisi gibiyiz. Şu an yaptığımız hareketin,
döndürdüğümüz dümenin sonucu 10 dakika sonra ya
da 10 yıl sonra göreceğiz. Ama batmamız imkânsız…
Sürat teknesi gibi değiliz. Bir sürat teknesi batabilir
ama uçak gemisi çok yavaş hareket eder ama batması mümkün değildir.
Ecz. Ayşem Jale Kıhtır: Evet, teşekkür ederiz. Peki, gazetemiz için sorularıma devam ediyorum. Farmagelişim eczanesi olarak yapılan uygulamalardan sonra
hastalarınızdan nasıl tepkiler aldınız?
Ecz. İldeniz Atabey
Atabey Eczanesi / Buca - İzmir
“Çalışanlarımızın
arttı”
motivasyonları
Ben eczanemde tadilat yaptım. Tadilattan sonra eczane değişti. Ve aldığımız o eğitimlerden sonra çalışanlarımla birlikte kılık kıyafetten, hastaya/müşteriye
yaklaşımımıza kadar daha olumlu yönde değiştik. O
yüzden her gelen hastamız çok güzel oldu eczaneniz
diye mutlaka söylüyor. İyi geri dönüşler olduğunu düşünüyorum. Özellikle çalışanlarımızın motivasyonları
ile ilgili de çok olumlu değişiklikler olduğunu düşünüyorum. Kalite standartları ile de sürdürülebilirliği artıracağımızı düşünüyorum.
Ecz. Ayşem Jale Kıhtır: Peki, gelecekte farmagelişim
eczanesi olarak kendinizi 5 sene sonra nerede görüyorsunuz?
Ecz. Kahraman Sarıhan
Nisan Eczanesi / Kuşadası - İzmir
“…sistem kurmak zorundayız”
Fransa’nın peynirleri meşhur biliyorsunuz. Bir ülkenin gelişmişlik seviyesinin bir göstergesi de standart
kalitede peynir yapabilmesi… Mesela herkes mandıralardan peynir alıyor ama aynı peynirin o gün
alınan ikincisi ya tuzlu olur, ya tadı değişik olur… Ya
bu olmamış dersiniz… Miterand bir peynir fabrikasını ziyarete gitmiş ve bone takmadan gezmiş, o gün
üretilen tüm peynirleri imha etmişler… Yani standart
çok önemli… Farmagelişim eczane standartları listesi
var. Okudum. İçinde 21 yerde sistem kurulacak yazısı geçiyor. Yani biz bir sistem kurmak zorundayız. Bu
sistem buradaki arkadaşlar ile kurulacak. Şu toplantı
halini sürekli olarak kendi aramızda veyahutta sizinle
bu kanalı açık tutabiliyor olmamız gerek. EDAK Rafını
gördüm ben açıkçası böyle bir şey beklemiyordum. Bu
projeyi diğer arkadaşlara da anlatabilmek gerek.
Ecz. Adnan Saygan: Biz gelecekte de öncelikli olarak
halk sağlığı bakımından ürünlerini değerlendirerek
eczanelerimizde bulunduracağız. Bu da bizim farklılığımızı ortaya koyacak.
Ecz. Burak Öztan: Çok zor 1 yıl beş yıl on yıl olacak,
çok çaba sarf edeceğiz ama ulaştığımız yer muhteşem olacak. Bu süreçte çok acı çekeceğiz. Biz ilk
olacağız. Birçok insan bizi görüp bir şeyler yapmaya
çalışacak. Bizi takip edenler olacak. Ama ortak hareket edebildiğimiz anda çok farklı bir boyuta geçmiş
olacağız. Başka şansımız da yok, bunu yapmak zorundayız. Gönlümüz EDAK’taki bu projenin sonuna kadar
gitmesinden yana…
Ecz. İldeniz Atabey: Marka olacağımızı düşünüyorum
ve daha çok eczacı meslektaşımızın bize katılacağını düşünüyorum. Örneğin; saha yönetmenim Toygun
bu konuda çok çalışıyor. Eczaneme sürekli eczacı
meslektaşlarımı getiriyor. Ve benim eczanemi gören
eczanesini değiştirmeye karar veriyor. Bu da iyi bir iş
yaptığımızın göstergesi diye düşünüyorum. Ve bana
iyi bir enerji veriyor.
Ecz. Adnan Aygan: Süreç içinde hem mesleki gelişime
devam edeceğiz. Hem de piyasa koşullarına uygun
hareket edeceğiz.
Ecz. Çağdaş Ballar
Göztepe Eczanesi / Göztepe - İzmir
“Çok iyi şeyler olacak”
Çok, çok iyi şeyler olacak ve oluyor zaten. Şu an tutunduğum dal farmagelişim yani sizlersiniz. Sabah kalkıyorum aklımda eczanemizde neler yapabiliriz var. Şuraya broşür koysak mı, vitrine ne yapsak gibi… Sürekli
kendimi geliştirmeye çalışıyorum. Hatta arkadaşlarımı da geliştirmeye çalışıyorum. Nöbetlerimde başka
bölgelerden arkadaşlarım geliyor, herkese elimden
geldiğince yardımcı olmaya çalışıyorum.
16
gündem özel
gazeteedak
“EDAK Rafı” Eczanelerde!
E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ
EDAK Rafı Lansman toplantısına çok sayıda firma
yönetici ve temsilcisiyle,
basın mensupları katıldı.
Projenin tanıtımını yapan
EDAK Ecza Kooperatifi
Yönetim Kurulu Başkanı Eczacı Emre Bacanak
amaçlarının eczanelerin üzerindeki ekonomik
baskıyı azaltmak ve yeni
eczane modeli oluşturmak olduğunu söyledi.
Basında EDAK Rafı
EDAK Ecza Kooperatifi’nin “EDAK size
iyi bakar” sloganıyla yılbaşından itibaren uygulanmaya başlanan projesi
ile hasta ve son tüketiciye EDAK markası ile ulaşmak hedefleniyor. Rafların
pazarlama ve tanıtım faaliyetlerinin
EDAK tarafından yürütüleceği proje
kapsamında özel olarak yaptırılan
EDAK Rafları, yılbaşından itibaren
EDAK Eczanelerinde yer almaya başladı. Raf ürünleri toplam 10-15 üründen
oluşacak ve iki ayda bir yenilenecek.
EDAK Rafı’nı destekleyici 30 bin tirajlı
EDAKTÜEL dergisi 2 ayda bir yayınlanacak. EDAKTÜEL Dergisinde rafa giren yeni ürünler ve akılcı ilaç kullanıma
yönelik bilgiler de yer alacak.
EDAK Rafı Lansmanı İstanbul Haliç
Kongre Merkezi’nde Gerçekleşti
EDAK Ecza Kooperatifi’nin 26 Kasım 2012 tarihinde
İstanbul Haliç Kongre Merkezinde gerçekleştirdiği
Eczanelerde yeni dönem
EDAK Ecza Kooperatifi anlaşmalı bin 400 eczanesinde ilaç ve ilaç dışı ürünlerin sergileneceği EDAK Rafı
kuracak. Projenin tanıtımını yapan Yönetim Kurulu
Başkanı Emre Bacanak, amaçlarının eczanelerin üzerindeki ekonomik baskıyı azaltmak ve yeni eczane
modeli oluşturmak olduğunu söyledi.
Eczacıların üzerindeki ekonomik baskıyı azaltmak,
önümüzdeki dönemin yeni eczane modelini belirlemek için çalışma yapan EDAK Ecza Kooperatifi, yeni
projesi “EDAK Rafı”nı tanıttı. İstanbul Haliç Kongre
Merkezi’nde düzenlenen toplantıda konuşan EDAK
Yönetim Kurulu Başkanı Emre Bacanak, pazarlama
faaliyetlerinin EDAK tarafından yürütüleceği projenin
eczane ve ecza depoları üzerindeki ekonomik baskıyı kaldırmayı hedeflediğini dile getirdi. “Eczaneleri
yeniden modellemeye başladıklarını söyleyen Bacanak, “Sektörde Sosyal Güvenlik Kurumu tekeli ile karşı
karşıyayız. En büyük fiyat belirleyici durumunda SGK
bulunuyor. Bunun karşısında durabilmek pazarlama
sorununu çözmek amacıyla EDAK Rafı ve EDAK Eczaneleri projelerini geliştirdik. EDAK rafı eczanelerin en
gözde yerlerinde olacak. Rafın sahibi Edak olacak,
sözleşmeli eczanelere verilecek. Rafın içeriği iki ayda
bir değişecek ve EDAK tarafından belirlenecek. Bu değişim bin 400 eczanede eş zamanlı yapılacak. Raflarda 10-15 ürün yer alacak. Firmalardan ürünleriyle ilgili
son tüketiciye ulaşacak kısa videolar hazırlamalarını
isteyeceğiz. Daha sonra şifreli alandan bu videoları
eczacılarımıza ve eczacı teknisyenlerine göndereceğiz. Amacımız ilaçlarla ilgili pazarlama işlerini eczacı
ya da ecza teknisyenlerinin yapması, eczaneleri birer
klinik haline çevirmek. Eğer biz eczanede bunu yapmazsak ehil olmayan kişiler pazarlama işini ele alacak bu da halkın sağlığını etkileyecek ciddi sorunlara
yol açabilecek. EDAK 34 yılık deneyimini eczacılar için
kullanmaya çalışacak. ‘Bundan sonra EDAK size de iyi
bakar’ diyoruz” dedi.
Tanıtım çalışmaları kapsamında 30 bin tirajlı, iki ayda
bir yayınlanacak olan Edaktüel adlı bir de dergi çıkardıklarını belirten Bacanak, Edak Rafı Projesi’nin 1
Ocak 2013 tarihinden itibaren eczanelerdeki yerlerini
almaya başlayacağını anlattı.
Tanıtım projeleri kapsamında her zaman olduğu gibi
sosyal sorumluluk projeleri de yürüteceklerini kaydeden Bacanak, “Spina Bfida isimli bir omurga hastalığı var. İlk çalışmamız merkezi İzmir’de bulunan Spina
Bfida Derneği ile EDAK Eczaneleri birlikte çalışıp, ge-
beleri hastalığı önleyen folik asit kullanımı hakkında
bilinçlendireceğiz. Bu herkesin fayda göreceği bir çalışma olacak” diye konuştu.
KOOPERATİF SERMAYEYE KARŞI
Tüm sektörlerde olduğu gibi eczacılık sektöründe de
piyasa yapısının yavaş yavaş değişeceğini, sermayenin eninde sonunda zincir eczanelerle sektöre gireceğini ifade eden Bacanak, kooperatif yapısıyla yeni
düzene karşı koymaya çalışacaklarını dile getirdi.
Bacanak, “Biz bir kooperatifiz, zincir mekanizmasını
sermayenin hiyerarşik düzeni içinde çalışmayan bir
yapıyız. Zincir denilen şey piyasa getirisidir, yasayla
olmayacaktır. Bu bir perakende sektörünün kendini
yeniden yapılandırmasıdır. Sosyal güvenlik kurumu
istediği iskontoyu uygulamaya başladı. EDAK küçük
bir zincir olabilir ama kar odaklı bir zincir değiliz. Biz
birilerinin buraya gelmesini engelleyebiliriz. Dünyada
büyük sermayeye karşı koyabileceğiniz tek argüman
kooperatiftir. Biz eczanelere bir kalkan yaratmaya
çalışıyoruz bu kalkan hepimizi korur. Büyük bir sermaye organizasyonu çok acımasız. Perakende de
çok dramatik sonuçları oluyor. Bu yapı yavaş yavaş
Türkiye’ye geliyor. İstediğimiz kadar karşı koyalım sonuç aynı olacak. Buna hep birlikte karşı koymayı teklif
ediyoruz” dedi.
*Turan GÜLTEKİN/ İZMİR (DHA)
Sanayinin gözünden EDAK Rafı
Serkan Soykan
(GSK Dermokozmetik Dermotoloji
Grubu Satış Koordinatörü )
“Sunum Netti”
Sunum son derece netti. Beklentilerimizi karşıladı.
Özellikle soru cevap kısmındaki sorular bazı taşların
yerine oturmasını sağladı. Umarım bu proje herkese
hayırlı olur. Projeyi daha önce duyan şanslılardanım.
Ama dediğim gibi kafamda çok soru işareti vardı. Burada netleşti. Bence son derece yeterli bir sunumdu.
İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde gerçekleşen EDAK Rafı lansmanına 200’ü aşkın firma üst düzey yetkilisi katıldı. EDAK
Başkanı Emre Bacanak, interaktif geçen
lansman toplantısında firma yetkililerinden gelen sorulara da yanıt verdi.
gazeteedak
gündem özel
17
E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ
halka danışmanlık yapmak küçük videolar ile halkın
bilgilendirilmesi hastalığın bilgilendirilmesinden bahsedildi. Bunun yanında eczanenin temel ihtiyacı olan
finansal yönetim açısından da bir yazılımdan bahsedildi. Bu yazılım aynı zamanda hem envanteri kontrol
edebilecek hem de eczane içersinde eczane işletim
programını sunabilecek, stok yönetimi yapabilecek
bir yazılım önemli bir şey… İnsan kaynakları yönetimi
açısından bakıldığında 35 eczaneye bir temsilciden
bahsedildi yanlış duymadıysam, belki merchandising
hizmeti verecek bir ekipten söz edildi. Bu da danışmanlık açısından eczanelere önemli bir hizmet olacağını düşünüyorum. Şimdilik 1400 eczane ilk etapta
olan bu bir başlangıç bence en kısa sürede çığ gibi
büyüyecektir.
Şahin Şahin
Sanofi Ulusal satış Müdürü
Depo kanalından sorumlu
“Çok önemli bir adım”
Sunumu izledim. Geleceğin eczane yönetimi açısından müthiş bir şey... Bugünkü yasalar ile ilaç kanadında çok mümkün olmasa da gelecekte var olacak
bir sistemin ilk adımları olduğunu düşünüyorum. Önü
oldukça açık…
Bugünkü yasalar çerçevesinde diyorum çünkü birkaç
tane temel konu var. Bunlardan bir tanesi etken madde konusu INN bir diğer konuda OTC yasası bu iki konu
geldikten sonra eczanede bu tip ürünlerin serbest rekabet edilebilme olasılığı ortaya çıktıktan sonra çok
rahatlıkla bu yöntemin uygulanabileceğini düşünüyorum. Fakat öncelikle eczacılık mesleği için ve ilerde
tekelleşmenin önüne geçilmesi adına bunun çok büyük dev bir adım olduğunu düşünüyorum.
Ve aslında her şey düşünülmüş, akılcı ilaç kullanımıyla
ilgili bir şey geçmese de orada direkt halka ulaşmak,
İfade etmeye çalıştığım gibi yasal engeller burada
çok önemli diye düşünüyorum. İlk etapta parafarmasötik ürünler ile bu görmüş olduğunuz eczane rafları
ile halka direkt ulaşılabilecek düzeyde duran raflar
kullanılabilir. Ama bunlar tezgah önü raflar, tezgah
arkasında bunun olup olmayacağını zaman gösterecektir. Çok önemli bir adım…
“EDAK Öncü Oldu”
Bu projeyi çok yaratıcı buldum. Sektördeki malum herkes tarafından bilinen sıkıntıları ve tıkanmışlığı aşmak
adına öncü bir proje… Sektör çok dağınık ve birçok
paydaşa sahip bir sektör… Bugüne kadar böyle derli toplu herkesin düşünüpte uygulamak istediği ama
adını bir türlü koyamadığı netleştiremediği bir proje
yoktu. EDAK öncüsü oldu bunun. Onun için EDAK’ı tebrik etmek lazım. Yaratıcı genç yönetim kurulundan da
böyle projeleri zaten daha önce de görmüştük. Şimdi
tekrar ispat ettiler. Ben de sektörün temsilcisi olarak
bu projenin hem kendi firmama hem tüm firmalara
destek olacağını düşünüyorum. Çünkü biz doğru ürünün, doğru hastayla, doğru şekilde buluşmasından
orta ve uzun dönemde kazançlı çıkılacağını düşünü-
EDAK Rafı’nın Eczacılarımıza
tanıtımından kareler
Mahmut Şevket Türkoğlu
(Servier İlaç ve Araştırma A.Ş)
Satış İdaresi Departman Müdürü
yoruz. Yani herkesin zannettiği gibi kısa dönemde çok
kar edelim, kısa dönemde çok paralar kazanalım öyle
bir amaç yok olmamalı da zaten… Sektörü etik, bilimsel çalışmaya itecek bir proje bu… Ve buna çok canı
gönülden katılıyorum… Aynı zamanda eczacılarında
kendi mesleklerini zevkle, ihtiyatla yapmalarını sağlayacak onlara destek olacak bir proje… Çok teşekkür ediyorum. Bütün yönetim kurulunu temsilen Sayın
Ecz. Uğur Uçar’a ve size de teşekkür ederim…
18
gündem özel
gazeteedak
EDAK Rafı
E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ
EDAK Rafıyla eczaneye ve eczacıya ne
katmak istiyorsunuz?
EDAK Rafındaki satışa sunulan tüm ürünler ile ilgili
eğitim ve bilgilendirmeler yapılacak ve buna bağlı
olarak satış bilgisi desteği eczacının yanında olacaktır. Burada hedefimiz doğru ürünü doğru bilgiyle
doğru yerden satışa sunmak. Eczacımıza hasta ve
müşterilerinin duyduğu güveni artıracak bir hizmet
sağlamaktır.
EDAK Rafı kimlerde olacak?
EDAK Rafı kooperatif bilincini ve gücünü bizimle paylaşan tek fatura diye nitelendirdiğimiz eczacılarımızdan isteyen her eczanede olacaktır. Gerek büyük boy
160-220, gerek orta boy, 80-220 ve gerekse giydirme
formatıyla…
EDAK Rafındaki ürünleri neye göre
belirlediniz?
Ecz. Önder Kurtyılmaz
Özel Ürünler Ticaret Şefi
GAZETEEDAK 71. Sayısında iki
önemli gündemimiz var. Bunlardan
biri farmagelişim diğeri ise EDAK
Rafı, EDAK Rafı’nı Özel Ürünler
Ticaret Şefi Ecz. Önder Kurtyılmaz
ile görüştük. Aşağıdaki sorularımızı yanıtlayan Kurtyılmaz, “Eczanelerimize taze kan olacak çözümler
sunmaya çalışıyoruz. Artık hedefimiz son tüketici… EDAK Rafı ile son
tüketiciye doğru ürünü, doğru bilgiyle, doğru yerden satışa sunmak
ana amacımız” dedi.
Ecz. Önder Kurtyılmaz, Ege Üniversitesi Eczacılık
Fakültesi’nden 2000 yılında mezun oldu. Mezun olur
olmaz Dokuz Eylül ve Ege Üniversiteleri hastanelerinde İzmir Eczacı Odası’nın sorumlu eczacısı olarak görev aldı. Ardından EDAK Ecza Kooperatifinde mesul
müdür ve Satınalma şefi olarak çalışmaya başlayan
Ecz. Önder Kurtyılmaz, daha sonra İzmir Balçova Ata
Caddesinde hizmete açtığı Nar Eczanesi ile serbest
eczane eczacılığı yaptı. Ardından sadece eczanede
durmak bana yetmiyordu, mesleğe dair bir şeyler
yapmalıydım diyerek, radikal bir kararla eczanesini kapatan Kurtyılmaz, EDAK’ta özel ürünler ticaret
şefi olarak çalışmaya başladı. Ve EDAK rafı projesinde merak ettiklerimizi A-Z’ye anlattı…
Neden EDAK Rafı?
Eczanelerimiz devlete bağımlı memuriyet zihninden
yani SGK’ya bağımlı olmaktan az da olsa uzaklaşmak ve kendi ayaklarının üzerinde olmak zorundalar,
EDAK Rafı projesi OTC, parafarmasi veya diğer bir değişle reçeteli satış olan ürünler dışındaki tüm ürünlerin
satışının artırılmasına destek bir projedir.
EDAK Rafındaki ürün çeşitliliğimiz EDAKTÜEL dergimizle paralel hareket edecektir. Yani 2’şer aylık periyotlarda dergimiz için oluşturduğumuz tema çalışmalarına uygun olan, eczacılarımıza ekstra değerler
yaratacak, eğitim ve bilgilendirme desteği veren ve
eczanelerimiz ile hastalarımız arasında var olan güven duygusunu güçlendirecek ürünleri seçmekteyiz.
EDAK Rafının bir bedeli olacak mı?
EDAK Rafının eczacılarımızda raf bedeli diye alınacak
bir ücreti yoktur. Fakat EDAKTÜEL Dergi, eğitimler,
saha yönetmenlerimizin vereceği satışa yönelik destek çalışmaların gücünü artırabilmek için 100 TL’lik
aylık bir aidatı olacaktır.
Ürünler konsinye olacak mı?
Ürünlerimiz kesinlikle konsinye şeklinde sunulmayacaktır. Firmalardan aldığımız tüm değişiklikler elbette ki sisteme ve eczacımıza yansıtılacaktır. Tüm
EDAK Raflarındaki ürün çeşitliliği ortak şekilde ve
ortak fiyatla oluşturulacaktır. Fakat eczanelerimizin
konumları ve ürünlerdeki çıkış hızları sürekli kontrol
edileceğinden bölgesel adetlendirmeleri değişiklik
gösterecektir. Kısacası hangi eczanemiz hangi üründe daha başarılıysa bu hıza bağlı olarak destek verilecektir.
TÜEL dergimizle paralel olarak 2 aylık sürelerde değiştirilecektir. Fakat rafın güzelliğini ve gücünü artırmak amacıyla 2 aylık sürenin içinde anlık haftalık
çalışmalar da olacaktır. EDAK Rafında ortalama 1015 adet ürün çeşitliliği olacaktır. Bu adet temaya ve
kampanyalara göre değişiklik gösterebilir.
EDAKTÜEL nedir ve ne amaçlanıyor?
EDAKTÜEL eczanelerimizden hasta/ son tüketiciye
dağıtılmak üzere oluşturulmuş, EDAK Rafının, EDAK’ın
kısacası eczanelerimizin yüzünü yansıtmak amacıyla
oluşturulmuş bir yayın aracıdır. Hasta ve son tüketiciye uzanan bir köprüdür. Eczacının iletişim noktasıdır.
EDAK’ın marka çalışmasıdır. EDAK eşittir eczacıdır
diyoruz hep, hastaya eczacının sağlık danışmanlığını aktaracak, bu konuda eczacıyı destekleyecek bir
yayındır. Akılcı ilaç kullanımına ve danışman eczacı
olgusuna katkı veren bir çalışmadır. Ayrıca ilaç dışı
ürünlerde de eczacının eczanesindeki ürünlerin yer
aldığı ve bu yönde müşteri talebi oluşturmaya dönük
bir pazarlama kanalıdır.
EDAK Rafının değerini artırmak amacıyla yapacağınız çalışmalar olacak
mı?
Evet, tabi olacak. İlk etapta İzmir’de merkezi bulunan
Spina Bfida Derneği ile işbirliği yaparak başlıyoruz.
Toplumumuzu bilinçli hamileliğe ve hamilelikte folik
asit kullanımının önemine dikkatleri çekmeyi planlıyoruz. Spina Bfida açık omurilikten çıkan sinirlerin
çalışamaz hale gelmesiyle oluşan doğumsal bir rahatsızlık ve hamilelik döneminde yaşanan folik asit eksikliği nedeniyle oluşuyor. Türkiye’de her yıl 5 bin bebek
“açık omurilik” anlamına gelen spina bfida hastalığı
ile dünyaya geldiği bilgisi veriliyor. Ülkemizde hatırı
sayılır bir sayıda olan bu hastalığın gelişmiş ülkelerde
görülme sıklığı ise binde 1-2 arasında değişiyor. Kalıcı
hasara neden olan bu hastalık maalesef ülkemizde bu
kadar yaygın olmasına rağmen yeterince bilinmiyor.
Bu alanda yapacağımız çok şey var: Üreme çağındaki kadınları bilgilendirmek, yeterli folik asit almalarını
sağlamak, beslenme alışkanlıkları konusunda toplumu bilinçlendirilmek... Ve daha birçok konu ile topluma sürekli mesaj vereceğiz.
Verdiğiniz bilgiler için teşekkür ederiz.
Ben teşekkür ederim.
EDAK Rafında pazarlama ve eğitim
desteği kimler tarafından verilecektir?
Tek Fatura eczanelerimiz ile bilgi
paylaşımı için oluşturulmuş şifreli
alanlarımızda tüm ürünler ile ilgili
eğitimler ve bilgilendirmeler oluşturulacaktır. Ayrıca saha yönetmenlerimiz satışa yönelik aldıkları
eğitimler ve pazarlama güçleriyle
eczacılarımızın her zaman yanında
olacaktır.
Raftaki ürün sayısı ve ne
kadar süreylerafta kalacak?
EDAK Rafındaki ürünlerimiz EDAK-
Gazetemiz için röportajı gerçekleştiren Saha Yönetmenimiz
Egemen Hintlioğlu’na teşekkür ediyoruz.
gazeteedak
EDAK Rafı sadece raf değil
gündem özel
19
E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ
periferdeki eczane, orkestra şefinin bagetinden gelen
en küçük bir uyarı ile kendi geleceğine yön verecek.
EDAK Eczaneleri, bir arı kolonisinin çalışma uyumu
içinde, hepsi başka yerlerde ama hepsi aynı şekilde
davranan arılar gibi hareket edecek.
Bugün raflarımızın birini yöneten EDAK, gelecekte
tüm eczanelerimizi tek bir bütünün parçaları gibi yönetecek. EDAK Eczaneleri her biri özgür faaliyetini yürütecek ama aynı zamanda bütünün hareketiyle tam
bir uyum içinde olacaklar.
Ecz. Yakup Ercan
Yeni Hayat Eczanesi/ Bornova-İzmir
EDAK Rafı aslında sadece bir raf
değil. EDAK Rafına bakıp belki de
şöyle bir hayal kurulabilir...
Bir süre sonra EDAK Eczaneleri diye bir kavram konuşulmaya başlanacak. EDAK Eczaneleri, filozofun
dediği gibi yan yana akan ama birbirine karışmayan
ırmaklar gibi çoğalacak.
EDAK, binlerce satış noktası olarak öngördüğü eczanelerini bir orkestra şefinin zarafeti ile yönetecek. En
EDAK, eczanelerinin her birinin nerde olduğunu, ne
yapmakta olduğunu, neyi ne kadar ne zaman sattığını, günlük ticari faaliyetinin sayısal olarak ne olduğunu merkezden izleyecek ve ona göre stratejilerini
oluşturacak. EDAK, büyük bir organizma gibi her organının nabız atışını izleyebilecek.
EDAK Eczanelerinin eczacıları, piyasanın en
güvenilir ürünlerini halka sunacaklar. Eczacı,
hastayı/müşteriyi/tüketiciyi bir insan sıcaklığı
ile karşılayacak. EDAK eczacılar, hem bilimsel bilgi ile donanmış olacak hem de insan
sıcaklığını paylaşmayı bilecekler. EDAK Eczanelerinin eczacıları, insanı hiçbir zaman tüke-
tim nesnesi olarak görmeyecekler. İnsanlar,
eczanelerimize güven duygusu içinde adım
atacaklar. Bilecekler ki, burada kendilerine,
ihtiyacı olan şey en insancıl ve ekonomik koşullarda sunulacak. EDAK Eczaneleri, piyasayı kirleten kaynağı belirsiz ürünleri raflarına
koymayacaklar.
EDAK Rafı sadece bir raf değil... Serbest eczacılık mesleğinin sürdürülebilir olmasını sağlayacak bir tünel de aynı zamanda. Bu tünel
ışığa doğru kazılmalıdır.
EDAK Eczanelerinin eczacıları, bir arı kolonisinin arıları gibi olacaklar. EDAK Eczacıları çok iyi bilmektedirler
ki, hiç bir arı tek başına bal yapamaz. Bal, ancak arıların ortaklaşa çabalarının ürünü olabilir. Her arı kendine göre bir yaşam yörüngesinde hareket edecek fakat aynı zamanda tüm arılar bütün koloninin hareket
yörüngesini izleyecekler...
Tüm EDAK Eczacıları raflarına ekledikleri bal oranında hep birlikte ışığa doğru gidecekler. EDAK rafı böylece bir anlam kazanacak.
Neden Farmagelişim?
Ecz. Ayşem Jale Kıhtır
EDAK Ecza Kooperatifi Yönetim Kurulu Üyesi
‘Şu akıp giden kum seline bak; ne durması var, ne dinlenmesi bak birden bire
nasıl bozuluyor dünya, nasıl atıyor başka bir dünyanın temelini...’*
*Mevlana Celaleddin Rumi
Mesleğe 90’lı yılların başında başladım. 90’lı yılların
ortalarına gelirken de eczanemi açmaya karar verdim. O yıllar eczanede metal dolaplardan, ahşap dolaplara yeni yeni geçilmeye başlandığı ve eczanelerin
artık 25 m2 değil, 35 m2 olduğu yıllardı. Dolaplarımızda ahşapla birlikte beyaz dışında başka renkler kullanılmaya başlanmıştı. Eczanelerde bilgisayar yoktu.
Çoğumuz ya yalnız çalışıyor ya da sadece bir personelle çalışıyorduk. Tüm kurumlara ayrı ayrı faturaların
kesildiği, reçete arkasına yapılan dört işlemle reçetelerin hesaplandığı yıllardı.
İlaç dışı sağlık ürünleri ve dermokozmetik deseniz
hepimiz -“onlar ne?” derdik, hatta ayıp sayardık bu
ürünleri satmayı… O yıllar enflasyonla birlikte eczacıların iyi para kazandığı yıllardı ve bizlerin bu ürünlere
ihtiyacı da yoktu...
2000’li yıllara geldiğimizde değişim başladı. Önce bilgisayarla tanıştık sonra eczane programlarıyla… Ve
nihayet RX Media Pharma hayatımıza girdi ve bizim
hayatımızı kurtardı. Böylece ilaçla ilgili her bilgiye tek
tuşla ulaşır olduk. Değişim bununla bitmedi önce kurumlar kendi programlarını yapmaya başladılar ayrı
ayrı sonra hepsi SGK altında birleşti ve bir gecede
Medulayla tanıştık.
Değişim daha bitmemişti; KKİ, İTS girdi hayatımıza,
artık eczanelerimizde dermokozmetik satar olduk
derken OTC denilen kavram eczanelerimizin başköşesine oturdu. Tüm bunlar olurken artık bir bilgisayar,
bir personel yetmez oldu. Artık hepimiz iyi bir eczacı
olmanın yanında;
*iyi bir bilgisayarcı,
*iyi bir muhasebeci,
*iyi bir yönetici,
*iyi bir iletişimci,
*iyi bir satın almacı,
*iyi bir pazarlamacı, olmak zorunda bırakıldık, tam
bunları öğrenmeye çalışırken kendi mesleğimizi, danışman eczacı rolümüzü yapamaz olduk.
Ünlü bir düşünürün dediği gibi, hastalarımızın bıraktığı yerde olabiliriz ama bıraktıkları gibi değildik artık... Geçen onyedi yıl mesleğimizden ve bizden çok
şeyi değiştirmişti ve geldiğimiz noktada hepimiz sürekli birbirimize şu soruları sorar olduk:
*Acaba eczacılığın geldiği son noktada mıyız?
*Dibe vurduk mu? Yoksa vurmaya az mı kaldı?
*Ne olacak bu mesleğin hali?
*Acaba gelecek yıl benim eczanem ayakta kalacak
mı?
*Zincir gelecek mi?
*Gelecekse nasıl olacak?...vb gibi sorular en çok konuştuğumuz konular halini aldı.
Artık yeni bir şeyler söyleme ve yeni bir şeyler yapma
zamanı… 34 yıldır her an iyisiyle kötüsüyle yanımızda
olan EDAK olarak, eczacıların ekonomik örgütü olmanın verdiği sorumluluk ile hareket ederek neler yapabileceğimizi araştırmaya başladık...
Hepimizin bildiği gibi EDAK olarak Avrupa Eczacı Kooperatifleri Topluluğu (SECOF)’na üst birliğimiz olan
Tüm Eczacı Kooperatifleri Birliği (TEKB) ile üyeyiz ve
tüm bu süreçte biz bunları yaşarken “Avrupa neler
yapıyor?” diye onları izledik ve gördük ki, onlar da
bizden farklı durumda değiller. Avrupa’daki meslektaşlarımız bizim geçirdiğimiz bu süreçleri on yıl önce
yaşamış ve bir takım önlemler alıp yeni düzenlemeler yapmışlar. İncelediğimiz bu modeller içinden bize
en yakın ve uygun olanını uygulamaya karar verdik.
Amacımız bugünkü gibi özgür eczacı sermayesinin
sahip olduğu eczanelerimizi geleceğe taşımak…
O yüzden bu projeye beraber gelişip, hayatiyetimizi
sürdürmek için Farmagelişim adını verdik. Çünkü biliyorduk ki, EDAK eczaneleri olmazsa EDAK’ ta olmaz.
“..Farmagelişim Projemiz; Merchandising ve Standardizasyonlar ayağı ile Eczane yazılımı olmak üzere
üçayaktan oluşmakta…”
2011 yılında çalışılmaya başlanan projenin ilk ayağı
seçilen 13 eczanede 2012 yılında pilot olarak uygulanmaya başlandı. Böylece bu 13 eczane ile ilk ayağın bütün artı ve eksileri öğrenilmiş oldu. 2013 yılına
geldiğimiz bu yıl pilot eczaneler projenin ikinci ayağı
olan standardizasyonu çalışırken, biz 1400 tek fatura eczaneleri hepimiz Farmagelişimin ilk ayağı olan,
merchandising uygulamalarını çalışmaya başlıyoruz.
Gelecek yıl bu pilot eczaneler eczane yazılımı çalışırken bizler eczane standardizasyonlarını çalışıyor olacağız. Ve 2015’te hepimiz tüm proje ayaklarını bitirerek projeyi tam olarak uygulamaya başlamış olacağız.
Biz bu projeyle gelecekte EDAK eczaneleri olarak hasta ve son tüketicinin tercih ettiği /edeceği eczaneler
olmak, temiz ve düzenli eczanelerimizde standardize
bir şekilde hizmet ederek, danışman eczacılığımıza
daha çok zaman ayırmak ve böylece hastalarımızla
daha çok yan yana olacağımıza inanıyor ve bunu istiyoruz.
Çünkü biliyoruz ki; zorlukları karşılamanın iki yolu vardır ya zorlukları değiştirirsiniz ya da zorlukları çözmek için kendinizi...
Saygılarımla…
20
gazeteedak
Yelken sporlarında 200’ü aşkın kupa
E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ
Üniversite yıllarında başlayan bir aşk ama sanki daha
yeni filizlenmiş gibi taze ve heyecanlı. Bu heyecanı diri tutan ise kızları “Naz” ve ortak hobileri olan
“Yelken Yarışları”… Fatih Bey 10 yaşından beri deniz
tutkunu. Canan Hanım ile tanıştıktan sonra yelken yarışları da ortak hobileri oluyor. Üstelik Canan Hanım
teknenin dümeninde ve kaptanlığını yapıyor. Kadın
denizci sayısının zaten çok az olduğu 3 tarafı denizler ile çevrili güzel ülkemizde yat sınıfındaki yelken
yarışlarında teknenin dümeninde yer almak ve kaptanlığını yapmak kolay olmasa gerek… Ama o kadar
keyifle ve o kadar tutku ile bu işi yapıyorlar ki, onlara
kattığı adrenalin ile yıllar onlarda hiç iz bırakmadan
geriye doğru gidiyor. Onları dinlemekte, seyretmekte
çok keyifli… Şimdiye kadar yerel, ulusal, uluslararası
yarışlarda toplamda 200’ü aşkın kupa kazanan çift,
“bu bir ekip çalışması ve biz eczanemizde olduğu gibi
bir ekibiz” diyor... Biz de mesleğin dışında köşemizde
bu “tutku”yu konuştuk… Keyifle okuyacağınızı ümit
ediyoruz…
Önce sizi tanıyabilir miyiz?
Canan Hanım: 85 yılında Ege Üniversitesi’nden mezun
olduk.
85 Mezunumu?
Evet, ( gülüşmeler) biraz birbirimize iyi baktık. Bir de
güzel bir yerde yaşamamızın da etkisi ile olabilir.
Hep Çeşme’de miydiniz?
Canan Hanım: İzmir’deydik ama tabi zaten ben burada olduğum için…
Fatih Bey: Biz 82 yılından beri birlikteyiz. 86’da
ilk Canan’ın eczanesini burada açtığımızdan beri
Çeşme’ye ilgimiz var. 87’de Konak’taki eczaneyi açtık yazın devamlı buradaydık, kışında gelip gidiyorduk idealimiz her zaman buraya yerleşmekti. Kızımız
üniversiteye girdiğinden beri aşağı yukarı 5-6 yıldır
da devamlı buradayız.
Ecz. Fatih Aydemir:
“10 yaşımdan beri bu sporu yapıyorum”
Çeşme’de hep aynı yerde miydiniz?
Fatih Bey: Daha önce birkaç dükkân daha aşağıdaydık kendi yerimizi alınca buraya geçtik.
Canan Hanım: 3 yıl önce Fatih’in eczanesini taşıdık
ama ondan önce buraya yerleşmeye başladık.
Yelken sporu nasıl başladı peki?
Fatih Bey: Bu yelken sporu ile ilgili de benim aşağı yukarı 40 yıllık bir geçmişim var. İlkokuldan beri devam
ediyor. Üniversite yıllarımda ara vermek zorunda kaldım. Devam edemedim. Ama üniversiteye girene kadar 7 kez milli ve 2 kez Türkiye şampiyonu oldum.
Nasıl bu kadar küçüklükten başladınız? Böyle bir
spora aileden gelen bir esinlenme mi oldu? Fatih
Bey: Öyle bir heves oldu. Arkadaşlar da bu sporla ilgileniyordu. O zamanlar Küçükyalı’da yaşıyorduk ve
körfezde bu spor yapılıyordu. Ben de Karşıyaka’da
“Ege Yat Kulübü”nde bu spora başladım. Göztepe
kulübü olmasına rağmen ilk arkadaşlarım orada diye
orada başladım. Üniversite yıllarına kadar devamlı bu
sporu yaptım. Ancak üniversite yıllarında ara verdim.
O zamanlar eczacılık fakültesi yazında devam ediyordu.
Ege Üniversitesi’nde okudunuz değil mi?
Fatih Bey: Biz bir sene İnciraltı’nda okuduk sonra şimdiki Bornova Kampüs’e geçtik. Üniversite yıllarında
tabi ara verdim. Evlendikten sonra Canan’ında büyük
desteği oldu devam etmem yönünde…
Canan Hanım: Ben direkt yat yarışçılığıyla başladım.
Fatih Bey: 2000 yılından beri de yat sınıfında yarışıyoruz… Daha önce Center Bot dediğimiz daha küçük
yelkenliler kullanıyorduk belki görürsünüz körfezde
belli bir yaşa uygun yelkenlilerdir ve onlar ile tek kişi
en fazla iki kişi yarışılır…
Nasıl vakit buluyorsunuz?
Fatih Bey: Yazları işimiz yoğun olduğu için ancak kış
aylarında yapabiliyoruz. Kış yarışları zor oluyor. Bir
de biz tekneyi Türkiye’nin her tarafına nakil ediyoruz.
Marmaris’te, İstanbul’da bir yarış olduğunda tekneyi
mecbur deniz yoluyla gece gündüz oraya biz götürüyoruz. Hava şartları ve deniz zorlayıcı oluyor.
Canan Hanım: Kış yarışlarında teknemizi transfer
ederken, deniz çok zorlayıcı oluyor ama artık alışıyorsunuz.
“Offshore yarışlarında 18 saat
dümen tutmuşluğum vardır…”
Artık müptelası olduk, deniz kokusu
alamadan duramıyoruz diyebilir miyiz?
Canan Hanım ve Fatih Bey: Tabi, tabi…
Fatih Bey: Bir kere
tuzlu suyu yediğin zaman artık yine istiyorsun…
Ecz. Canan Aydemir
Canan Hanım: Tabi
yarış artık başka bir
boyut oluyor. Orada tamamen her şey maksimumda
adrenalin, güç ve dikkat gerektiriyor. Ve bu sonuçta
bu bir aşk yani… Yoksa yapamazsınız. İçinizde yarış
ruhu olmalı. Benim tipim ne kadar göstermese de…
Ben aynı zamanda hem kaptanım hem de dümenciyim. Genelde bu erkek ağırlıklı bir spor olmasına rağmen profesyonel yarışçılar içinde ben de bir ilk olarak
buna devam ettiriyorum. Yaptıktan sonra oluyor.
Fatih Bey: Bunun dışında iki yıldır da “Çeşme Sailing”
adında eğitimde vermekteyiz. Yelken okulumuz var.
Çeşme ve Levent Marina’da da teknemiz var
Canan Hanım: Bunu tabi idealistlik olarak yapıyoruz.
Bundan para kazanmıyoruz. Şu kupalarımızı bile bu-
raya koymamızın nedeni bu spora insanları özendirebilmek amacıyla yapıyoruz. Ben de birçok kadını bu
spora yönlendirdim.
Toplam kupa sayısı ne kadar?
Canan Hanım: Toplam kupa sayısı 150-200’ü geçmiş
durumda… Dörde bölünmüş bir halde kupalarımız…
Fatih’in küçükken kazandığı kupalar diğer evimizde…
Siz de derin hatıralar bırakan var mı içlerinde?
Canan Hanım: Onları kazanmak kolay bir şey değil
evet, siz baktığınızda onları kupa olarak görüyorsunuz ama benim için onlar hep bir mücadelenin simgesi… Bazıları çok gösterişli bazıları, küçük görünse de
ben onların hepsini hatırlıyorum ve büyük mücadeleler ile alınmış kupalar olduklarını biliyorum. Bazıları
uluslararası yarışlarda alınmış kupalar. Aşağı yukarı
200 tekneyle yarışıyorsunuz.
Fatih Bey: Hepsi derin izler bırakıyor. Bazı yarışlarda
sakatlandığımız olabiliyor.
Yarışlar süre ve etap olarak nasıl oluyor?
Fatih Bey: Buradan Marmaris’e kadar olan da var.
Çok daha uzun yarışlarda var. Değişiyor.
Canan Hanım: Benim Offshore yarışta 18 saat dümen
tutmuşluğum vardır. Kendimiz bile şaşırıyoruz düşününce... O ayrı bir duygu bunu ancak spor yapan anlayabilir. Hatta hafif havada yarışmak daha zordur.
Rüzgarı koklarsınız. Ama sert hava da da hem mental
olarak sağlam, hem de ekipman olarak doğru ekipmanla olmanız gerekiyor.
“… Bu bir ekip işi… Saniyeler, saliseler
bile önemli anında karar vermeniz ve
odaklanmanız gerekiyor...”
Kaç kişi oluyorsunuz teknede?
Fatih Bey: 10 kişi. Teknesine göre bazen sekiz kişi de
olabiliyoruz. Tam bir ekip işi…
Canan Hanım: Benim işim dümencilik, kaptanlık çok
havalı gözükse de aslında çok zor. Tam bir konsantrasyon gerektiriyor. Ve tam bir ekip işi şimdi büyük
şirketler de ekip ruhu anlamında böyle bir deneyim
kazanmak için bize geliyorlar. Kısa sürede çok iyi bir
gazeteedak
21
E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ
şey yapmanız gerekiyor. Anında karar vermeniz ve
odaklanmanız ve herkesin işini iyi yapması gerekiyor.
Öyle ki, saniyeler, saliseler bile önem kazanıyor. O nedenle şimdi ders alanlar çoğaldı, genelde bankalar
holdingler, şirketler departmanlar olarak geliyorlar.
Aynı şekilde biz de eczanede böyle bir ekibiz. Onlar
da deniz de yarışmayla birlikte, birebir ekip ruhunun
ne demek olduğunu anlıyorlar.
Evet, çok doğru… Teşekkür ediyoruz bize zaman
ayırdığınız için, son olarak meslektaşlarınıza ne iletmek istersiniz? Mesleğe ve hobinize dair…
Canan ve Fatih: Biz eskiden beri bu işin içinde olduğumuz için buralara kadar geldik. Ama yeni başlayan
arkadaşlarımızın işi zor…Önce eczacılıkları olsun belli
bir yere geldikten sonra, hobileri her zaman olsun ama
vakitlerini sonradan ayırsınlar… Hobilere fazla vakit
ayırıp eczaneyi ihmal etmesinler… Teşekkür ederiz.
Biz de teşekkür ederiz.
Çağdaş Kampanya
Morsa Cyberg markalı tüm ürün ve beden alternatifleri için
www.edak.org.tr alışveriş sayfasından mavikasa’ya bakınız.
Çağdaştan Yenilikler
üzere 40’dan fazla Ülkeye Medikal ürün
ihraç etmektedir. Üretiminin % 80’i yurt
dışına ihraç eden Morsa-Cyberg 300’e
yakın ürün yelpazesi ile Medikal ve Ortopedik ürünlerde sektörün önemli bir markasıdır. ISO-13485:2003, ISO-9001:2008
ve CE kalite belgesine sahiptir.
Uzm.Ecz.Leman KOÇAK
Çağdaş Eczacılar Lab.
Yönetim Kurulu Başkanı
Çağdaş Eczacılar Laboratuvarı’ndan bir
yeniliği daha sizlerle paylaşmak istiyoruz. Medikal ürünlerin son dönem Eczane
raflarında önemli bir yer edinmesiyle birlikte bizde bu konuda ne yapılabilir, Çağdaş Eczacılar Lab. Olarak uygun fiyatlı ve
kaliteli medikal ürünleri Eczacılarımızla
nasıl buluşturabiliriz diye düşündük ve
bir araştırma yaptık. Medikal ürünlerde
bilindiği gibi çok fazla çeşitlilik ve fiyat
aralığı mevcut… Kaliteli ve uygun fiyatlı
ürün arayışımız bizi MORSA -CYBERG ile
buluşturdu.
2001 yılında Medikal sektöründe faaliyete başlayan Morsa-Cyberg, İstanbul ve
Uşak’taki modern üretim tesislerinde üretim yaparak başta Avrupa ülkeleri olmak
Morsa-Cyberg, ürün kalitesi, uygun fiyatı
ve Çağdaş Ecz.Lab. Güvencesi ile Kooperatif raflarında ki yerini almıştır. Ürün
portföyü içerisinde ilk akla gelenler; bel
korseleri, dizlikler, el ve ayak bileklikleri,
ayak sağlığı ürünleri, boyunluklar vb’dir.
Eczanelerde satışı yapılan Medikal ürünlerin ilaç dışı ürünler içinde büyük paya
sahip olduğu düşünülürse bu konuda sadece ürünü tedarik etmek değil ürünler
hakkında bilgilendirmek de önem arz
etmektedir. Çağdaş Eczacılar Lab. Olarak ürünlerimizle ilgili Eğitim Toplantıları
başlamıştır. Öncelikle Kooperatiflerde
çalışan sipariş elemanlarının eğitimi yapılmaktadır. Bölgesel Eğitimler bir takvim
çerçevesinde 2013 yılında da devam edecektir.
Medikal Ürünlerle birlikte Çağdaş Ecz.
Lab. Önemli bir adım atmıştır. Daha
çok kazanmak ve güvenilir ürünlerle
Medikal’de söz sahibi olmak istiyorsanız
tercihiniz ‘’ MORSA- CYBERG’’ olsun..
Çağdaş Eczacılar Laboratuvarı
San. Tic. A.Ş.’de Yönetim Değişikliği
Türk Ticaret Kanunu ile Türk Ticaret Kanununun yürürlüğü ve uygulama şekli hakkında
kanunda değişiklik yapılmasına dair Kanun’un yürürlüğe girmesiyle birlikte Çağdaş Eczacılar Lab. Yönetim Kurulu’nda değişiklik yapılması gerekliliği ortaya çıkmıştır. Kanun
maddesi gereğince 15.10.2012 Tarihinde Olağanüstü Genel Kurul yapılarak Çağdaş Eczacılar Lab. Yönetim Kurulu yeniden oluşturulmuştur. EDAK Ecza Koop, Güney Ecza Koop
ve Bursa Ecza Koop’u temsil edecek yeni Yönetim ve Denetleme Kurulu üyeleri şunlardır:
İletişim ve detaylı bilgi için;
Çağdaş Eczacılar Laboratuvarı Ürün Danışmanı
Özben Erden: Tel: 0.232.488 19 98
YÖNETİM KURULU
Başkan: Uzm.Ecz.Leman KOÇAK
Üyeler: Ecz. Hikmet TAŞTAN, Ecz. Burak Diker, Ecz. Meltem Ayyıldız,
Ecz. Engin DÜNYAOĞULLARI
DENETLEME KURULU
Ecz.Barış GÜRKAN ÜNŞAN, Ecz.Erol ÖZDAYI, Ecz.Gülçin AZİZOĞLU
gazeteedak
22
E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ
Eczacılık camiasının unutulmaz kişiliği
Levent Ağabey’imizi aramızdan ayrılışının
4. Yılında özlemle andık…
me geldi. Kamacık’ın entelektüel bakışına ve
yazar kimliğine de doğal atıfta bulunarak onun
adına “kısa öykü yarışması” düzenlenmesi öneren Ecz. Sema Gümrükçüoğlu, “onun yazar kimliğini de böylece yaşatmış olacağız” dedi.
“Kurumsal bir
vefa olarak
buradayız”
Ecz. Tuncay Sayılkan
1987 - 1997/1999
- 2002 yılları arasında İzmir Eczacı
Odasında başkanlık yapan Eczacı
Levent Kamacık,
Türk Eczacıları Birliği (TEB)’de 28.
dönem 2. başkanlık
görevini de yerine
getirmişti. İlaç - Eczacılık camiasının
bu unutulmaz kişiliği, devrimciliği,
çağdaşlığı, Cumhuriyete ve Atatürk İlEcz. Levent Kamacık
kelerine bağlılığı ile
tanıdığımız aydın
insan, Ecz. Levent Kamacık, aramızdan ayrılışının 4. yılında, İzmir-Buca Kaynaklar mevkiindeki kabri başında
dostları ve meslektaşlarının oluşturduğu kalabalık bir
topluluk ile özlem ve saygıyla anıldı.
Anma töreninde; İzmir Eczacı Odası Başkanı Ecz. Tuncay
Sayılkan, Avrupa Eczacı Kooperatifleri Topluluğu SECOF
Yönetim Kurulu Başkanı Ecz. Vecihi Özerdemli, EDAK
Ecza Koop. Yönetim Kurulu Başkanı Ecz. Emre Bacanak,
Çekoop Yönetim Kurulu Başkanı Ecz. Şule İlkkurşunlu hazır bulundu.
Levent Kamacık kısa öykü yarışması
düzenlensin önerisi
İzmir Eczacı Odası Başkanı Ecz. Tuncay Sayılkan törende yaptığı
konuşmada kurumsal
bir vefa duygusuyla buradayız diyen Sayılkan
“eski Oda Başkanımızın
aramızdan ayrılışının 4.
Yılında onu anmak için
buradayız. Vefa duygusunun çok yüksek olduğu bir örgütüz ve bu ülkeye bu örgüte halk sağlığı ile ilgili, ilaç
eczacılık ile ilgili, bir adım katkısı olsa bile herkesi unutmadan, onları yeri geldiğinde anarak ve onların başlattığı çalışmaları devam ettirerek bu noktalara geldik.
Aramızdan ayrılan insanların bıraktığı izler o nedenle
bizi ilgilendiriyor.” dedi.
30 Ekim 2012 Cuma günü saat 12.30’da Buca
Kaynaklar yeni mezarlıktaki kabri başında bir
araya gelen meslektaşları ve sevenlerinin Eczacı Levent Kamacık ile ilgili ortak anılarını
paylaştığı törende, Levent Kamacık adının bir
sosyal etkinlik ile de yaşatılması konusu günde-
Yeşil Köşe
EDAK ve ÇEKOOP elele verdi “engelsiz ilaç projesi”
EDAK ve Çevreci Eczacılar Kooperatifi
(ÇEKOOP) insan ve çevre sağlığına
yaptıkları katkılara bir yenisini daha
ekledi. İzmir’deki Çağdaş Görmeyenler
Derneği ile işbirliği yapan EDAK ve ÇEKOOP, görme engelli vatandaşlarımızın
ilaç kullanımında yaşadıkları sorunlara
çözüm olacak “engelsiz ilaç” projesini
geliştirdi.
İki kooperatifin ortaklaşa gerçekleştireceği Proje ile
görme engelli vatandaşlarımızın ilaç kullanımında
yaşadıkları zorluklara çözüm sağlanacak. Bu kapsamda “engelsiz ilaç” projesi ile görme engellilere özel
ilaç kutusu hazırlanacak ve görme engelli vatandaşlarımızın ilaç kullanımında yaşadıkları sıkıntılara çare
olacak.
Eğitim toplantısı yapıldı
Proje kapsamında Çevreci Eczacılar Kooperatifi (ÇEKOOP) Yönetim Kurulu, Çağdaş Görmeyenler Derneği
üyeleri ile biraraya gelerek engelsiz ilaç projesi ile ilgili bir eğitim toplantısı düzenledi. Toplantıda, görme engelli vatandaşlarımızın ilaç kullanımı ile ilgili
yaşadıkları sorunlarını dinleyen ve çözüm önerilerini
sunan yönetim kurulu üyeleri, “Engelsiz ilaç projesi”ni
de detayları ile aktardı. Buna göre; proje kapsamında görme engellilere özel brail alfabesi ile her ilacın
üstüne günlük kullanım şekli ve dozu ile ilacın ismi yazılacak. Brail alfabesi kullanmayan vatandaşlar için
sesli ilaç kutusu da kullanılacak.
Çağdaş Görmeyenler Derneği Başkanı Av. Ufuk Özen
eğitim ile ilgili yaptığı açıklamada, “Atık ilaç ve ilaç
kullanımı konusunda bu eğitimle ufkumuz açıldı. Ama
daha da önemlisi yaşama bizim durduğumuz yerden
bakan eczacı dostlarımızla tanışmış olduk” diyerek
proje’yi düzenleyen ve katkı veren herkese teşekkür
etti.
Eğitimde Çağdaş Görmeyenler Derneği Üyesi görme
engelli vatandaşlarımız ile Çevreci Eczacılar Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Ecz. Şule ilkkurşunlu ve
Çağdaş Görmeyenler Derneği Başkanı Av. Ufuk Özen
başta olmak üzere ÇEKOOP Yönetim Kurulu Sekreter
Üyesi Ecz. Birsel Gültekin ve Yönetim Kurulu Üyesi Ecz.
Seval Ünlüerler ile EDAK Ecza Kooperatifi Kurumsal
İletişim Şefi Yeşim Erdemir de hazır bulundu.
gazeteedak
23
E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ
Ecz. Engin Dünyaoğulları’nın izlenimleri ve Ecz. Hülya Şenoğlu’nun fotoğraflarıyla
Hüzün Kokan Ada: Gökçeada / İmroz
Tepeköy’de Yorgo Emmi (Barba Yorgo)
den adanın hikayesini dinlemek hoştu,
yeyip, içtiklerimiz bize kalsın ama gerçekten özgün ve güzeldi hepsi. Retiahtapot ızgarası, sakızlı
na şarabı , muhallebisi, dibek kahvesi, bademli un
kurabiyesi adanın ünlüleri.
“Denizin diplerinde, uçurumlarda,
Tenedos’la kayalık İmroz arasında
Bir mağara vardır; geniş, kocaman.
Dinlendirirdi orada atlarını POSEİDON; yeri sarsan”…
Homeros İlyada adlı eserinde böyle bahseder adadan. Poseidon’un kanatlı atlarının ahırlarının burada
olduğu söylenir.
Yolculuğumuz sabah 05.30’da başladı. Türkiye’nin en
batısındaki en uç noktaya ulaştığımızda saat: 15.00’i
bulmuştu. Feribot adaya yaklaştıkça bir krater adası görünümü dikkati çekiyordu. Adayı gezdikçe gördüğümüz coğrafi yapı çeşitliliği şaşırtıcıydı. Dağlar,
koylar, vadiler, tuzgölü, şelale...
İlk durak ve otelimiz Kaleköy’de… Günbatımı harika.
Adaya özel sabunların yapım atölyesi de burada,
çeşit çeşit aromalı, renkli sabunlarla karşılaşmak ve
onları üretmenin mutluluğunu yaşayan iki sempatik
insanla tanışmak keyifliydi.
Bu bir gezi yazısı izlenimlerimi aktarmaya çalışıp, çok fazla bilgi ve tarih yüklememeye özen göstersem de; kısa bir
notla bitirmeye çalışacağım Sevr Antlaşması ile vazgeçirildiğimiz haklarımızı
Lozan antlaşması(24 Temmuz 1923) ile
değişik bir statüde geri almışız ve İmroz
Türkiye Hâkimiyetine geçmiş.
Orada bir adamız var uzakta gidilmeli, görülmeli,
açıp hikâyesi okunmalı, sormalı, öğrenmeli. Mitolojiye ilgi duyan, yakın tarihimizi merak eden, sualtı
canlıları araştırmaları ile uğraşan, sörf yapmak
isteyen, adada yaşamı merak eden herkese önerebileceğim bir yer Gökçeada.
Bu geziden çıkardığım sonuç: Adayı bilen, seven sizi
coşku ile gezdiren bir tanıdığınız; kafa dengi iki yol
arkadaşınız varsa gezinin tadına doyulmuyor.
“Bırakmak işi gücü
Unutmak ekmeği tuzu
Çıkarıp potinleri
Denize daldırmak vakti
Yalın ayakları “ diyorsanız Orhan Veli gibi... Ada sizi
bekliyor...
Dereköy’deki iplik ve zeytinyağı fabrikası köydeki
evler gibi yıkık. Birçok çamaşırhane var, yortu günleri
ziyaret ediliyor ve önlerinde kazanlarla yemekler yapılıp hep birlikte yenip içiliyor, eğleniliyormuş sabahlara kadar (her yıl 15 ağustosta). 360 şapel var tabii
ki hepsini göremedik ama gezi boyunca saymaya
çalışırken bol esprisi oldu, ne kadar da çoktu.
Asırlık çınar altları tarihte ne buluşmalara sahne
olmuş, şahitlik etmiştir kimbilir. Biz gittiğimizde köyün delikanlıları, kızları piknik yapmaya gitmişlerdi.
Sorduk Isparta’dan gelmişti aileleri, Isparta depreminden sonra oraya getirilip yerleştirilmişler! Isparta
yaşam biçimi adaya uyar mı? (!) Bir de Trabzon’da
sonra getirilenler var. Açık cezaevinselden de kalan mahkûmların aileleri de gelmiş yerleşmiş
ada halkı profilini varın siz düşünün. Bir yanda köklebir yanda yaşamlarını
rinden uzak insanlar , devam ettiren, giderek azalan sayıda rum aileler.
Mübadele her iki taraf için de acı...
Yıkık, taş kaplı rum evleri adım başı karşımıza çıkıyor,
pencerelerinden her an bir Eleni görecekmişiz, avlusundan Hristo ‘nun ayak sesini duyacakmışız gibi , sanki daha dün buradaymışlar gibi. İçiçe geçmiş
yaşamlar, dostluklar umut verse de hüzün yakamızı
bırakmıyor. Ekim ayında doğan Dimitri ve Dimitra’ların isim gününün kutlamasına davet edilmek, barış
yollarının iki halk arasında hep açık olduğunun küçük
ama anlamlı bir göstergesiydi. Köyün papazı hem
Dimitri’leri kutladı hem de bizim bayramımızı.
Sonra da birlikte kadeh kaldırıp, sirtaki oynadık omuz
omuza.
İki güzel koyu yanına, eski Ceneviz kalesi İskiter’i
arkasına alan, KALEKÖY, adanın en eski yerleşim yeri
ve KALEKÖY’de güneşin batışını seyretmek, ibadet
etmek gibi... Ayrıca İMROZA SABUNLARI’nın üretimi
de KALEKÖY’de yapılmakta.
“Ada’nın balkonu” diye nam salmış Bademli’den
Kaleköy’ü, Kaleköy’ün ardından Thetis’in görkemli
sarayını ve sonrasında da bazen görünüp bazen kaybolan, başı bulutlu Semadirek (Samotrake) Ada’sını
görebilirsiniz.
Adını aldığı zeytin bahçelerinden geçip, daracık
sokaklarında kaybolmak hissini yaşamaya niyetlendiren Zeytinliköy’de, bir kahve içmenin hatırını
kırmamak lazım. Kıvrıla kıvrıla çıkılan dar yoluyla, sizi
zirvelere ulaştıran Tepeköy, bir masal dağı gibi…
Kuzulimanı’ndan çıkıp, Ada’nın merkezi’ne doğru
giden kısacık yolda Ege’nin kutsal zeytin ağaçlarını
ve sağdan soldan çıkan keçileri görmek içinizi rahatlatacak. Ada merkezi’nin özensiz, soğuk hali canınız
sıkmasın, bir küçük soluklanıp asıl macerayı başlayabilirsiniz. Ada merkezi’ne en yakın ve en eski yerleşim, bugün Yeni Mahalle olarak anılan yer. Dar Ege
sokakları, beyaz badanalı ya da taş kaplı, sardunyalı
evler, zakkumlu sokaklar her ne kadar adı yeni de
olsa eskinin izlerini taşımakta. Merkez’e en yakın
denize girilecek yer, 4 km ilerde Yıldızkoy. Küçük bir
koy burası ve Sualtı Milli Parkı’nın başlangıç noktası.
Koyun bir ayağı Yeni Bademli Köyüne, bir ayağı da
Kaleköy’e uzanıyor. Daha büyük plajlar ve koylar
daha çok Ada’nın güneyinde ve güneydoğusunda.
Ada’daki deniz, kum, güneş, Ege’nin tanıdık yüzü.
Buna bir de rüzgar eklenince, Ada kendini göstermeye başlıyor. Onu kavramak ve anlamak içinse uzu
zamanlar yaşamak gerekiyor. Özellikle de, en eski
yerleşim yerleri olan köylerinde.
Yakın geçmişe kadar Türkiye’nin en büyük köyü olan
Dereköy de bu gün, büyük olan şey hüzün. İnadına
ayakta kalmaya direnen eski, boş, yıkık evlere kol kanat germiş koca çınarıyla Dereköy yaşamaya değer.
Boş ve yıkık evlerde herkes kendi hayalleriyle bir yaşantı kurup, sonra onları orada bırakıp döner geriye.
Kimisi bırakamaz, ara ara gelip ziyaret eder onları,
kimi de bizim gibi onlara yakın olmak için her şeyi
bırakıp gelir yerleşir yanlarına.
24
gazeteedak
Antalyalı eczacılarımıza hizmet için varız!
E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ
ürün portföyümüzü sunarak, onların hastalarına/müşterilerine daha iyi hizmet verebilmeleri için biz de çok
yoğun çalışıyor, sürekli kendimizi geliştirmeye çalışıyoruz, biliyoruz ki biz, eczacılarımız ve EDAK olarak
bir bütünüz ve kooperatifin olduğu her yerde eczacılarımızda bu bütünlüğü ve farkı yaşamalıdır”
EDAK Antalya Satış elemanı arkadaşlarımız toplu halde objektifimize gülümsedi. Soldan sağa; Abdullah Demirok, Hasan
Kurt, Alime Kasap, Gülden Karataş, Mustafa Okumuş, Engin Türkseven yer alıyor.
EDAK 2010 yılı Nisan ayında İzmir Işıkkent’teki yeni
binasına taşındı. Bu süreçte şubelerinde hizmet veren
satış elemanlarını da tek bir merkezden hizmet verir
hale getirmek amacıyla merkez binasına taşıdı
“Biz bütünüz”
Abdullah Demirok
(EDAK Antalya Bölgesi Satış Elemanı)
1997 yılından beri EDAK’ta satış elemanı
olarak hizmet veren Abdullah Demirok, 1990
yılından beri bu sektörün içinde olduğunu
belirtiyor ve bu sürecin 7 yılını eczanede çalışarak geçirdiğini ve eczanedeki işin aciliyetini hissederek burada da aynı duygular ile çalıştıklarını ifade
ediyor. Antalya EDAK bölgesi eczacı ortaklarımıza
2010 yılı Ocak ayından beri hizmet verdiğini söyleyen
Demirok, “Antalya bölgesi eczacı ortaklarımıza geniş
EDAK Çalışanları Öğrencileri sevindirdi!
İzmir’in Kiraz ilçesine bağlı Solaklar Köyündeki Merkez İlköğretim
Okulu Öğrencileri, EDAK çalışanlarının desteğiyle alınan okul malzemeleri ile sevindi.
Ders zili çalmasıyla yeni eğitim öğrenim yılının heyecanı devam ediyor. Bu heyecana ortak olmak isteyen
EDAK Ecza Kooperatifi çalışanları, Üye İlişkileri Şefi
Burcu Yaylacık ve Kurumsal İletişim Şefi Yeşim Erdemir, 200’ü aşkın kooperatif çalışanının katkılarıyla
toplanan bağış ile alınan malzemeleri Solaklar Köyü
Merkez İlköğretim Okulu Müdürü Gündüz Eren ve öğrencilerine takdim ettiler.
“İzmir’e çok yakın bir mesafede bulunan okulumuzun
ihtiyaçlarına bir nebze olsun katkıda bulunduğunuz
için mutluyuz”
İzmir’in Kiraz ilçesine bağlı Solaklar
Köyündeki Merkez İlköğretim Okulunda tek öğretmenle birleştirilmiş
öğrenim yapılıyor. İlköğretim öğrencilerine yardımcı ders kitapları,
bağışçılardan gelen öykü, roman ve
hikâyeler başta olmak üzere, resim araç ve gereçleri
ile oyunlardan oluşan yardım paketi, Okul Müdürü
Gündüz Eren’e takdim edildi. Ecz. Hayati Yalçın 16.
Çocuk Resimleri Yarışması
nedeniyle EDAK ile tanıştık
diye konuşan Gündüz Eren,
“Her türlü yoksunluk ve de
yoksulluğun yaşandığı bir
yöreden
çocuklarımızın
yaptığı resimlerle sizlere Sinem Efe
ulaştık.“EDAK’ tan okulumuza uzanan aydınlığın ve yürek dolusu sıcaklığın sürekli olmasını dileriz” dedi.
Neden Solaklar Köyü İlköğretim Okulu?
EDAK Ecza Kooperatifi’nin bu yıl mayıs ayında düzenlediği Ecz. Hayati Yalçın Çocuk Resimleri yarışmasına katılan 5000 resimden, dereceye giren 13 resim
arasında Solaklar İlköğretim Okulu öğrencilerinden
Sinem Efe’nin de resmi yer aldı. EDAK desteğiyle, Solaklar Köyü ilköğretim Okul Müdürü ve öğretmenleri
öğrencilerinin de katıldığı ödül töreni sonrasında da
Okul’un ve öğrencilerin ihtiyaç duyabilecekleri malzemeler tespit edildi. EDAK çalışanlarının düzenlediği
yardım kampanyası ile toplanan bağış ile ihtiyaç malzemeleri alındı.
Yardım paketinde 1 adet dizüstü bilgisayar, 1 adet masaüstü
bilgisayar, ısıtıcı, temizlik hijyen
ürünleri, ilk yardım malzemeleri,
36 adet okul çantası, 1 sınıftan 4.
Sınıfa dek yardımcı ders kitapları, çeşitli öykü ve romanlar, her
öğrenci için resim araç ve gereçleri, müfredata uygun oyunlar
gibi öğrencilerin ve öğretmenlerinin yeni eğitim ve öğretim
yılında yararlanabilecekleri her
türlü okul ihtiyacı bulunuyor.
Okulun en miniği
gazeteedak
Adanalı Genç Eczacılar EDAK’ta
25
E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ
EDAK’ın İzmir Işıkkent’teki Merkez Binasında
Adana Eczacı Odası Yönetimi ve EDAK Adana
Bölgesinde hizmet veren genç eczacılar biraraya geldi. Toplantıda bölge eczacıları bölgedeki kooperatif /depo hizmetleri ve EDAK’ın
yeni projeleri üzerine bilgi aldılar. Yaklaşık 3
saat süren toplantı EDAK Adana bölge eczacılarımızın EDAK merkez binasını gezmesinin
ardından sona erdi.
“Kooperatif için Pazar Payı Kaygısı
Olamaz”
EDAK Yönetimi, Adana Eczacı Odası Yönetim Kurulu
Başkanı Ersun Özkan başta olmak üzere Adanalı genç
eczacı ortakları ve meslektaşlarını İzmir Işıkkent’teki
merkez binasında ağırladı. Toplantıda küreselleşmenin sektörümüze yaptığı etkiler sonucu değişen iş
yapış biçimlerinden oluşan yeni iş modellerine de değinen Başkan Emre Bacanak; “Kooperatif için Pazar
payı kaygısı diye bir şey olamaz. Kooperatif ortaklar
için yapılır. EDAK bugün geldiği noktada faaliyetlerini nasıl yapacağından ziyade EDAK ortaklarına nasıl
bir hayat çizeceğinin kavgasını veriyor. Sonuçta ana
amaç; Eczacının bulunduğu noktadan bir ileri noktaya nasıl taşırımın kaygısıdır ” diye konuştu.
E.Ü. İşletme Öğrencilerinin EDAK Ziyareti
Operasyon Müdürü Tamer Yalçınkaya, iş yaşamındaki
başarı için öncelikle işlerini sevmeleri ve sürekli kendilerini geliştirmeleri gerektiğini söyledi. 80’ni aşkın
çalışanın görev yaptığı İletişim Merkezi’nin günlük
çalışma programı hakkında öğrencilere bilgi aktaran
Yalçınkaya “EDAK’ta bilgi donanımı ve işinizi severek
yapmanın önemi büyük, kendini geliştiren her çalışanımızı bir üst kademeye alarak emeğini gördüğümüzü ispatlıyoruz” diye konuştu. Bölüm ziyaretlerinin
ardından Kalite Yönetim Uzmanı Arzu Bodur Hızal
tarafından gerçekleştirilen Kurumsal yapı, Kalite kültürü ve Yönetişim hakkındaki interaktif sunum büyük
ilgi topladı.
Ege Üniversitesi SBE İşletme Yüksek Lisans Programı öğrencileri
Yrd. Doç. Dr. Tamer Keçecioğlu ile
birlikte, EDAK İnsan Kaynakları ve
Kalite Yönetimi Bölümünün davetlisi olarak, İzmir Işıkkent’teki EDAK
Merkez Binası’nı ziyaret ederek
bölüm yöneticilerinden iş süreçleri
hakkında bilgi aldı.
EDAK Genel Müdür Yardımcısı Alpay Onkardeşler,
EDAK’ın İnsan Kaynakları ve Kalite Yönetimi alanında yaptıkları çalışmaları son 5 yıldır E.Ü. İşletme
Fakültesi’nde verdiği derslerde anlattıklarına değinerek öğrencilerin teoride gördükleri uygulamaları ve
bölümlerin iş süreçlerini yerinde görmek amacıyla bu
ziyaretin planlandığını söyledi.
Öncelikle işinizi sevin
Öğrencilerin çalışma hayatı ve sektör hakkındaki sorularına da yanıt veren EDAK yöneticilerinden Satış
26
gazeteedak
Lastik-İş Sendikasından Nezaket Ziyareti
E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ
Dayanışma ve örgütlülüğün en güzel örneklerinden biri olan EDAK, çalışanlarının da örgütlü olması ile de fark yaratıyor.
İlaç eczacılık sektöründeki gelişmelere bağlı olarak değişen iş yapış
şekillerinin ve çalışma düzeninin değerlendirildiği ve karşılıklı beklentilerin de paylaşıldığı toplantıda EDAK Yönetimi, Lastik iş Sendikası İzmir
Şubesi yetkilileri ve Sendika liderleri bir araya geldi.
EDAK - Business Cup’ta İlk 5’te!
İlk kez bu yıl Business Cup Turnuvasına katılan EDAK, 22 Takım arasında ilk 5’de yer aldı.
EDAK ilk kez katıldığı Business Cup turnuvasında çeyrek finale yükselme başarısını gösterdi. Çeyrek final eleme maçlarında GATES takımına yenilerek elenen takımımız grubunda aldığı galibiyetler ve centilmen oyunu ile göz doldurdu.
İzmir’in 22 güçlü ve büyük şirketinin takımlarının 4’er gruplara ayrıldığı Business Cup İzmir Turnuvasında C grubunda yer alan EDAK, ilk haftaki kura çekiminde yer almazken,
ikinci hafta “OPET AYGAZ” ile üçüncü hafta “LİSİ” ile dördüncü hafta “Kristal Yağları” ve beşinci hafta “ROY ROBSON” ile karşılaştı. Business Cup web sayfasında (http://
www.businesscup.com.tr) karşılaşmalardan detayları görebilirsiniz.
EDAK Business Cup Turnuvasında yer alan kadrosu;
Zafer Getboğa (kaleci), Adem Baran, Murat Zor, Cüneyt Çelik
(Kaptan), Onur Ersu, Serkan Alptuğ Aktuğ, Arif Habib, Arif Turan,
Tansu Irmak, Ahmet Altun, Murat Giray Kozanlı ve Çağlar Er’den
oluştu.
Takım Yöneticilerimiz EDAK Yönetim Kurulu Sekreter üyesi Ecz.
Uğur Uçar başta olmak üzere, Hakan Topal ve Halil Uzun ile Takım
Doktorumuz Nusret Erol oldu.
EDAK Takımımız
Opet/Aygaz - EDAK: 2-5
EDAK-Lisi: 1-4
EDAK-Kristal Yağları: 3-1
EDAK- Roy Robson: 9-3
2. Tur
EDAK - CMS Jantları: 7-6
Çeyrek Final
GATES - EDAK: 6-2
Takımımız 6 maç’ta 81 gol sayısı ile 13,5 ortalama
kaydetti. Bu sonuçlar ile Business CUP İzmir takımları
arasında ilk 5’te yer aldı.
gazeteedak
Eğitimler
E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ
Aliağa Bölgesi eczacılarımıza “medikal ürünler eğitimi” gerçekleştirildi.
Değişen ve Gelişen Eczane Eğitimi İzmir ve
Denizli’de gerçekleşti
EDAK Ecza Kooperatifinin Işıkkent’teki merkez binasında Farmagelişim Müdürü Hakan Tolunay
tarafından gerçekleştirilen eğitime Karşıyaka bölgesinden 17 eczacımız katıldı.
Farmagelişim Müdürü Hakan Tolunay; sağlık sektöründeki gelişmeler ile eczane algısının sağlık ve kişisel
bakımla ilgili her türlü ürünün bulundurulduğu, sağlık
merkezleri olarak değiştiğine dikkat çekti. Tolunay,
eczanelerde ilaç dışında ilaç dışı sağlık ürünlerinin
de var olması ve bu ürünlerin hasta ve müşterilere
eczacının bilgi birikimi ve sağlık danışmanlığı ile sunulmasının önemine değindiği eğitim toplantısında
eczanelerin önceliğinin halk sağlığı olduğunun bilinciyle perakende noktalarından farklı hareket edildiğini kaydetti.
Denizli Şiir Otel’de gerçekleştirilen
eğitimimize ortaklarımız büyük ilgi
gösterdi
Hakan Tolunay
Farmagelişim Müdürü
Eğitimde Yönetim Kurulu Üyesi Ayşem Jale Kıhtır ve
Genel Müdür Yrd. Ömer Mutlutürk, Karşıyaka Bölge
Müdürü Tamer Yönet hazır bulundu. Eğitim toplantısında özetle; EDAK’ın yeni ürün ve hizmetler ile oluşturduğu yeni pazarlarına sahip çıkarak, eczanelerimizi ve kendimizi geliştirmeliyiz mesajı verildi.
27
28
gazeteedak
“Biz” Olmayı Anlattı
E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ
handising konusunda bilgilerini aktarması, parafarmasötikler konusunda tecrübeleri, çalışanlarına
yaptığı eğitimler, eczacılık mesleğinde nasıl diğer eczanelerden farklı olunabileceği konusunda ve mesleğin geliştirilmesi açısından önemli noktalardı. Zamanından ayırıp tecrübelerini bizimle paylaşan Hüsnü
Bey’e ve EDAK’a teşekkür ediyoruz.
Huriye Dere
E.Ü. Ecz. Fak. 5. Sınıf Öğrencisi
Ecz. Hüsnü Kaya
EDAK Denetleme Kurulu ve Kurucu Üyesi Eczacı Hüsnü Kaya, Ege
Üniversitesi Eczacılık Fakültesi son
sınıf öğrencilerine “Serbest eczane eczacılığı ve kooperatifçilik”
dersi verdi.
E.Ü. Eczacılık Fakültesi -EDAK işbirliği ile gerçekleşen
eğitim kapsamında, öğrencilere sektör ve mesleğin
gelişimi ve değişimi aktarıldı. Mezun olduklarında
büyük çoğunluğu serbest eczane eczacılığını tercih
edecek olan öğrencilere iş yaşamına atıldıklarında karşılaşacakları her duruma hazırlıklı olmalarını
sağlamak için eğitimin planlandığını aktaran Eczacı
Hüsnü Kaya, “Prof. Dr. Levent Üstünes hocamızın da
desteğiyle, yaklaşık 4 hafta süren eğitim programını
gerçekleştirdik. Amacımız mezun olduklarında kendilerini yapayalnız değil, “biz” olarak kooperatifleri ile
birlikte hareket edecekleri bir iş yaşamının onları beklediğini vurgulamak” dedi.
Ne dediler?
Mahmut Cemaloğlu ve Osman Şahinal
E.Ü. Eczacılık Fakültesi 5. Sınıf Öğrencileri
Mahmut Cemaloğlu
5. sınıf Öğrencisi
“Büyük katkı oldu”
Her meslek grubunda olması gerektiği gibi eczacılıkta
da meslek birliği, mesleğin geleceği açısından önemlidir. Bu konuda EDAK çatısı altında Hüsnü Bey’in yapmış olduğu derslerin büyük katkısı olduğunu düşünmekteyim.
Eczacılık me
sleğinin okuldaki teorikler dışında işin pratiğini bize
aktarması, mesleğimizin nasıl icra edilmesi konusunda bize gayet faydalı oldu.
Eczacı-hasta ilişkisini örnekleyerek göstermesi, merc-
farklı olması gerek ürün dinamiklerinin farklı olması
nedeniyle eczane işleyiş şekilleri de farklılıklar göstermektedir. Bundan dolayı EDAK yönetimi ve Fakültemizden en önemli isteğim Hüsnü Beyin anlattığı konuların daha zamana yayılmış bir şekilde birden fazla
serbest eczacının katılımı ile gerçekleştirilmesidir.
Böylelikle farklı eczanelerde işleyişin pratikte nasıl olduğunu görme fırsatı bulmuş olacağız.
Bize bu fırsatı tanığı için Hüsnü Beye, eğitim konusunda bizi her şekilde destekledikleri için ise EDAK yönetimine çok teşekkür ediyorum ve desteklerini her sene
daha çok arttırmaları dileğimi kendilerinden bu yazı
vasıtası ile istiyorum.
“Ders içeriği kapsamlı ve günceldi”
Yasin Doğan
E.Ü. Ecz. Fak. 5. sınıf Öğrencisi
Ders hakkında
Rebul Eczanesi sahibi Mehmet Müderrisoğlu katıldığı
birçok eğitim ve organizasyonda eczacılık fakültesi eğitimi konusuna değindiğinde her seferinde “Biz
uzayda eczacı yetiştiriyoruz.” diyordu. Ne yazık ki
bahsettiği konuda sonuna kadar haklıydı. 5 yıllık eczacılık fakültesi eğitimi boyunca sadece 6 ay eczane
yüzü görmüş kişiler öğretim üyesi olmakta ve büyük
bir çoğunluğu eczane açacak biz öğrencilere eğitim
vermekteydi. Birçok hocamızın tek amacı araştırma
yapmak olduğu için bizi yetiştirirken bir eczane eczacısından çok araştırma yapacak bir bilim adamı gibi
yetiştiriyordu. Bunun sonucunda ise mezun olduğunda eczane açma düşüncesinde olan ancak ne yapacağını bilmeyen mezun eczacılar ordusu oluşmaktaydı.
Günümüzde dünya her zamankinden daha hızlı dönüyor ve değişiyor. Tabiî ki eczacılık mesleği de bu
değişimden en çok etkilenen meslekler arasında başı
çekiyor. Şuan eczanelerde görev yapan eczacılarımız
bile bu değişime ayak uydurmakta zorlanırken, gerçek hayattan bihaber şekilde eğitim gören biz öğrencilerin bu değişime ayak uydurması çok daha zor
olmaktadır.
Gerçek anlamda bir serbest eczane eczacısının dersimize gelerek bize bir eczanede işlerin pratikte nasıl
ilerlediğini anlatması bizim için büyük şanstı. Eğitim
sistemimizdeki uyumsuzluk bir nebze olsun Hüsnü
Bey’in verdiği bilgiler sayesinde giderildi. EDAK Denetim Kurulu Üyesi ve serbest eczane eczacısı Hüsnü Bey
sayesinde sadece stajlarımızda çok kısa sürelerde
gördüğümüz serbest eczane uygulamalarını 3 hafta
gibi bir sürede tekrar gözden geçirme fırsatımız oldu.
Serbest eczacılarımızın unutmaya başladığı, benim
ise ilk kez duyduğum sürşarj kelimesini Hüsnü Bey’in
dersinde öğrendim. Bunun dışında günümüzde bir
eczane nasıl olmalı, profesyonel anlamda bir eczane
nasıl yönetilir, eczanede hasta ve hasta yakınları ile
doğru iletişim, merchandising uygulamaları ve kategori yönetimi nasıl olmalı gibi daha birçok konuda
bunları bizzat uygulayan kişiden eğitim alarak öğrenmek bizler için çok önemliydi.
Arkadaşlarımız son senenin verdiği rehavetten dolayı
derslere yeterince ilgi gösteremeseler de 5. Sınıf dersleri arasında en verimli geçenlerden biriydi.
Ancak farklı eczanelerde gerek müşteri profillerinin
Serbest eczane uygulamaları dersine katılan Hüsnü
hocamız bize iş hayatımızda karşımıza çıkacak pek
çok konu hakkında bilgi verdi. Yıllardır serbest eczacılık yapmış birisi olarak oldukça tecrübeliydi ve tecrübelerini yeni eczacı adaylarına aktarma konusunda
istekliydi.
Hüsnü Bey’den eczane yönetimi nasıl olmalı, çalışanlar nasıl eğitilmeli ve ilişkiler nasıl olmalı, eczanede
ürün teşhirinin nasıl yapılması gerektiği, ilaç dışı ürünlerde satışların artırılması için yapılabilecekler ve
eczane karlılığının nasıl hesaplanacağı gibi pek çok
konuda bilgi aldık. Kendisi dersin içeriğini oldukça
kapsamlı ve güncel hazırlamıştı. Faydalı bir ders olduğunu düşünüyor, kendisine teşekkür ediyoruz.
Osman Şahinal
E.Ü. Ecz. Fak. 5. Sınıf Öğrencisi
“Bu ders sadece son sınıfta değil,
her sene olmalı”
Aldığımız eğitim süresince eczane açma ve yönetme
konusunda çok iyi bilmemiz gereken fakat sadece
stajlarda öğrenme şansını bulduğumuz bilgileri Hüsnü beyin derste anlatması ve kendi uygulamalarından
örnekler vererek bize sunması oldukça faydalı oldu.
Mezunlarının %90’ından fazlasının eczane açtığı fakültemizde bu dersin sadece son sınıfta değil önceki
yıllarda da verilmesi gerektiğini düşünüyorum.
Bunun yanı sıra eczanelerin ilk açılış sırasında karşılaştığı problemler ve bu problemlere alternatif çözümler,
bunun yanı sıra eczane açılışının öncesi ve sonrasında
dikkat edilmesi gerekenler, hem yeni eczacılar hem
de tecrübeli eczacılar tarafından farklı bakış açılarıyla samimi bir şekilde sunulabilir. Örneğin yeni eczane
açan arkadaşlarımın en sık karşılaştığı problemler;
açılış mallarının alınması konusunda sıkıntı, mal fazlası konusu, kalfa alırken nelere dikkat edileceği…
Ecz. Hüsnü Kaya eczacılık fakültesi serbest eczane uygulamaları dersinde, eczane yönetimi, teknisyenlerin
yetiştirilmesi, eczanede raf&ilaç düzeni, ilaç dışı ürünlerde etiketleme gibi konularda bize deneyimlerini
aktardı. Kendisinin ve eşinin eczanesinden örneklerle
dersi oldukça eğlenceli bir hale getirdi. Hüsnü beyin
derslerini ilgiyle takip ettik. Deneyimli bir eczacının
bizlerle tecrübelerini paylaşması, bizi meslektaşları
olarak görmesi mesleğimize olan ilgimizi de arttırdı.
Hüsnü bey, EDAK’la ilgili merak ettiklerimiz de açıkladı. EDAK’ın diğer ecza depolarından farkını EDAK’ın
içinden bir eczacıdan öğrenmemiz bizim için faydalı
oldu.
gazeteedak
29
E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ
Sigortacınız diyor ki! Bunları Biliyor Muydunuz?
BES’te Devlet Katkısı
lı bireysel emeklilik sözleşmesine katkı payı ödenen herkes
belirlenen limitler dahilinde devlet katkısından yararlanabilmektedir.
Mehmet Toprakdeviren / Tek Sigorta İşletme Müdürü
[email protected]
Tel: 0232 472 25 00
Bireysel Emeklilik Sistemi’ndeki yeni
düzenlemeyle yatırdığınız primin
%25’i kadar devlette katkıda
bulunuyor.
Devlet katkısı nedir?
Katılımcı tarafından ödenen katkı paylarının %25’i oranında
devlet tarafından katılımcının emeklilik hesabına ödenen tutardır.
Devlet katkısı başlangıç tarihi nedir?
1 Ocak 2013 tarihinden itibaren ödenen katkı payları için
devlet katkısı hesaplaması yapılmaktadır.
Devlet katkısından kimler faydalanabilir?
Bir bireysel ya da gruba bağlı bireysel emeklilik sözleşmesine
katkı payı ödeyen tüm katılımcılar belirlenen limit dahilinde
devlet katkısından faydalanabilirler.
Devlet katkısı tutarı ne kadardır?
Katılımcı adına ödenen katkı payının ilgili yıla ilişkin brüt asgari ücret tutarının toplamı ile sınırlı olmak kaydıyla, %25’i
devlet katkısı olarak hesaplanır.
Hesaplanacak devlet katkısı için üst sınır var mı?
Evet, bir katılımcının bir takvim yılı içinde alabileceği devlet katkısı tutarı, ilgili yıla ilişkin brüt asgari ücret tutarının
%25’ini geçemez. Limit hesabı katılımcı bazında yapılır.
Devlet katkısından yararlanabilmek için yeni bir sözleşme
mi düzenlemek gerekiyor? Mevcut sözleşmeler de devlet
katkısından yararlanabilecek mi?
Sözleşmenin yürürlük tarihinden bağımsız olarak 1 Ocak 2013
tarihinden itibaren ödenen katkı payları için devlet katkısı
hesaplaması yapılmaktadır.
1 Ocak 2013 tarihinden sonra da, ödediğim katkı paylarını
vergi matrahımdan indirerek vergi avantajını kullanmaya
devam etmek istiyorum. Devlet katkısı yerine bu uygulamayı
tercih etme şansım var mı?
Hayır, katılımcıların ödedikleri katkı payı tutarını vergi matrahından indirim yapmak sureti ile kullandıkları vergi avantajı uygulaması 31 Aralık 2012 tarihinde sona ermiştir. 1 Ocak
2013 tarihinden itibaren devlet katkısı uygulamasına geçilmiştir.
Eşim adına katkı payı ödüyorum. Eşim devlet katkısı alabilir
mi?
Evet, devlet katkısından yararlanabilmek için katılımcı ad ve
hesabına katkı payı ödeyen kişinin katılımcının kendisi olma
koşulu aranmaz. Bireysel veya gruba bağlı bireysel emeklilik
sözleşmesine ödenen katkı payı tutarları için ödeyen tarafa
bakılmaksızın devlet katkısı hesaplaması yapılmakta ve katılımcının emeklilik hesabına devlet tarafından ödenmektedir.
Katkı payı ödüyorum ancak gelir vergisi ödemiyorum. Devlet katkısı alabilir miyim?
Evet, vergi mükellefi olsun olmasın bireysel veya gruba bağ-
Sistemde katkı payı ödediğim farklı şirketlerde iki sözleşmem var. Tüm sözleşmelerim için devlet katkısı alabilir miyim?
Devlet katkısı tutarına ilişkin üst sınır katılımcı bazında uygulanmaktadır. Aynı dönemde birden fazla sözleşmesine katkı
payı ödeyen katılımcının ödediği toplam katkı payı tutarı için
hesaplanan devlet katkısı tutarı, ilgili ayda sözleşme başına
ödenen katkı payının ağırlığına göre sözleşmelerine dağıtılmaktadır. Bir takvim yılı içinde ödenen ve devlet katkısı hesaplamasında dikkate alınacak katkı payı tutarı, yıllık brüt
asgari ücret kadardır.
Devlet katkısından faydalanmak için yapmam gerekenler
nelerdir? Makbuzları muhasebeye vermem gerekiyor mu?
Devlet katkısından yararlanabilmek için katkı payı ödemesi
yapıldıktan sonra katılımcı tarafından yapılması gereken bir
işlem bulunmamaktadır. Devlet katkısı hesaplaması ödenen
katkı payları üzerinden otomatik yapılmakta, katılımcının
herhangi bir beyanı ya da bildirimi aranmamaktadır.
Kredi kartı ile katkı payı ödüyorum? Devlet katkısı kredi kartından çekim yapılır yapılmaz hesaplanacak mı?
Hayır, katkı payı tahsilatının blokaj süresi sonunda nakden
şirket hesaplarına intikal ettiği aya ilişkin devlet katkısı hesaplamasında dikkate alınacaktır.
müne hak kazanılmaktadır. Örneğin 10 yılını dolduran işveren
grup emeklilik sertifikası kapsamındaki birikimler 1 yılını dolduran bireysel emeklilik sözleşmesine aktarıldığında devlet
katkısına hak kazanmaya esas süre 1 yıl olarak korunur.
Sözleşmeme ek katkı payı ödemek istiyorum. Bu tutar için
devlet katkısı alabilir miyim?
Evet, katılımcı adına ödenen düzenli, ek, başlangıç adı altında yapılan tüm katkı payı ödemeleri için belirlenen limit dahilinde devlet katkısı alınabilmektedir.
Sözleşmem kapsamında ilk katkı payını emeklilik şirketi
ödeyecek. Bu tutar için de devlet katkısı alacak mıyım?
Hayır, emeklilik şirketleri ya da diğer ilgili kurumlar tarafından ek fayda kapsamında yapılan ödemeler devlet katkısı
hesabında dikkate alınmamaktadır.
Diğer şirketten aktarımla getirdiğim tutar için devlet katkısı
alabilir miyim?
Başka şirketten aktarımla gelen tutarlar, devlet katkısı hesaplamasına dahil edilmez.
2012 yılında katkı payını yıllık olarak ödemiştim. Bu tutarın
2013 yılına denk gelen bölümü için devlet katkısı alabilir miyim?
1 Ocak 2013 tarihinden itibaren yapılan katkı payı ödemeleri
için devlet katkısı hesaplaması yapılmaktadır. 2012 yılında,
2012 yılından sonraki dönemlere ilişkin yapılmış katkı payı
ödemeleri için devlet katkısı hesaplanmaz.
Devlet katkısı hesaplamasını kim yapacak?
Devlet katkısı hesaplaması şirketler tarafından iletilen veriler üzerinden Emeklilik
Gözetim Merkezi (EGM) tarafından yapılmaktadır.
SİGORTA
Devlet katkısı ödemesini nasıl alacağım?
Müsteşarlık tarafından EGM’ye, EGM tarafından da sözleşmenin bulunduğu şirkete
iletilen devlet katkısı tutarı, şirket tarafından sözleşme kapsamındaki devlet katkısı
hesabına aktarılmaktadır. Devlet katkısı
tutarı ve getirisi katılımcı tarafından devlet
katkısı hesabından izlenebilecektir.
Devlet katkısı nasıl değerlendirilecek?
Devlet katkısı, şirket tarafından devlet
katkısı fonu olarak tanımlanmış ve portföy
sınırlamaları Müsteşarlıkça belirlenmiş fonlarda değerlendirilir.
Çalıştığım şirket benim adıma bireysel
emeklilik sistemine katkı payı ödüyor. Bu
ödeme için devlet katkısı alabilir miyim?
İşveren tarafından katılımcı adına ödenen
katkı paylarına devlet katkısı ödenmemektedir. İşverenler, ücretliler adına ödenen katkı payını Kanun’da belirlenen limit
(ödendiği ayda elde edilen ücretin %15’i ve
yıllık olarak asgari ücretin yıllık tutarı) dahilinde ticari kazançlarının tespitinde gider
olarak indirim konusu yapabilmektedir.
İşveren grup emeklilik sözleşmesinde hak
kazandığım tutarı sistemde geçirdiğim
süre ile birlikte bireysel emeklilik sözleşmeme aktardım. Bu süre devlet katkısı hak
kazanmaya esas süre hesabında dikkate
alınır mı?
Hayır, ilgili süre devlet katkısına esas süre
hesabında dikkate alınmaz, sadece katılımcının bireysel emeklilik sözleşmesinin
süresi dikkate alınarak hesaplama yapılır.
Bununla birlikte, emeklilik hakkı kazanma
durumunda devlet katkısı ve getirisinin tü-
Acenteliği Ltd. Şti.
Herkes için
Mutlu Emeklilik!
Bireysel Emeklilik Ürünleri Artık
Tek Sigorta’da!
Gelin, geleceğinizi beraber
planlayalım…
Ayrıntılı Bilgi için;
0232 472 25 00
0232 475 25 02
[email protected]
www.teksigorta.com.tr
BİR
KURULUŞUDUR
gazeteedak
30
E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ
Ayın İpucu
Outlook’ta Randevu zamanlama
Randevular, takviminizde zamanladığınız, ancak başkalarını davet etmeyle ilgisi olmayan
etkinliklerdir.
8. Randevu sekmesinde, Eylemler grubunda, Kaydet ve Kapat seçeneğini tıklatın.
İpucu: Yeni randevu oluşturmak için takvim kılavuzundaki herhangi bir boş alanda çift
tıklatın.
Randevu oluşturma
Randevuyu Değiştirme
1. Takvim’de Giriş sekmesindeki Yeni grubunda, Yeni Randevu’yu tıklatın. Ya da takvim
kılavuzundaki bir saat bloğunu sağ tıklatıp Yeni Randevu’yu tıklatabilirsiniz.
Klavye kısayolları Outlook’taki herhangi bir klasörde bir randevu oluşturmak için Ctrl+Shift+A
tuşlarına basın.
2. Konu kutusuna bir açıklama yazın.
3. Konum kutusuna yeri yazın.
1. Değiştirmek istediğiniz randevuyu açın.
2. Aşağıdakilerden birini yapın:
Bir serinin parçası olmayan randevunun seçeneklerini değiştirme
Konu, yer ve saat gibi değiştirmek istediğiniz seçenekleri değiştirin
Bir serideki tüm randevuların seçeneklerini değiştirme
4. Başlangıç ve bitiş saatlerini girin.
İpucu Başlangıç Saati ve Bitiş Saati kutularına tarih
yerine belirli sözcük veya tümcecikler yazabilirsiniz.
Örneğin Bugün, Yarın, Yılbaşı, Yarından İki Hafta Sonra,
Yılbaşından Üç Gün Önce ve çoğu tatil gününün adını
yazabilirsiniz.
5. Bu süredeki uygunluk durumunu diğerlerine
göstermek için Randevu sekmesinde, Seçenekler
grubunda Farklı Göster kutusunu ve ardından Serbest,
Belirsiz, Meşgul veya İşyeri Dışında’yı tıklatın.
6. Randevuyu yinelenen randevu yapmak için, Randevu
sekmesinde, Seçenekler grubunda Yinelenme ‘yi tıklatın.
Randevunun yinelenmesini istediğiniz sıklığı (Günlük,
Haftalık, Aylık, Yıllık) tıklatın, sonra da sıklık seçeneklerinden
birini tıklatın. Tamam’ı tıklatın.
Not: Bir randevuya yinelenme ekleme Randevu sekmesini
Yinelenen Randevu olarak değiştirir.
1. Serileri aç’ı tıklatın ve değiştirmek istediğiniz seçenekleri değiştirin.
2. Yinelenme seçeneklerini değiştirmek için, Yinelenen Randevu sekmesindeki Seçenekler
grubunda Yinelenme’yi tıklatın, seçenekleri değiştirin ve Tamam’ı tıklatın.
Bir serinin parçası olan tek bir randevunun seçeneklerini değiştirme
1. Bu yinelemeyi aç’ı tıklatın.
2. Yinelenen Randevu sekmesinde istediğiniz seçenekleri değiştirin.
3. Randevu veya Yinelenen Randevu sekmesinde, Eylemler grubunda Kaydet ve Kapat
seçeneğini tıklatın.
İpucu: Takvim içinde randevuyu farklı bir tarihe sürükleyebilirsiniz. Açıklama metnini tıklatıp
F2 tuşuna bastıktan sonra değişikliklerinizi yazarak konuyu da düzenleyebilirsiniz.
Varolan bir randevuyu yinelenen yapma
1.
Yinelenmeye
randevuyu açın.
HAZAL ECZANESİ
ECZ.EREN EREN
SEYHAN
ADANA
SÜKÜROĞLU ECZANESİ
ECZ.OĞUZ ŞÜKÜROĞLU
AFYON MERKEZ
AFYONKARAHİSAR
HÜLYA ECZANESİ
ECZ.HÜLYA ALTUN ABA
MANAVGAT
ANTALYA
NEVA ECZANESİ
ECZ.MEHMET ÖZTÜRKER
DENİZLİ MERKEZ
DENİZLİ
VARDAR ECZANESİ
ECZ.AYŞE SONYÜREK
ÖDEMİŞ
İZMİR
ATIKE ECZANESİ
ECZ.ATİKE ER
ÖDEMİŞ
İZMİR
BUYUK HALK ECZANESİ
ECZ.CAHİDE YILMAZ
BALÇOVA
İZMİR
HAKAN YILMAZ ECZANESİ
ECZ.HAKAN YILMAZ
PINARBAŞI
İZMİR
AKSOY ECZANESİ
ECZ.MEHMET CEM AKSOY
BUCA
İZMİR
ALYA ECZANESİ
ECZ.SEÇIL DUYAR
KONAK
İZMİR
GİZEM ECZANESİ
ECZ.UĞUR YILDIRIM
KARŞIYAKA
İZMİR
ALYA ECZANESİ
ECZ.SEÇİL DUYAR
KONAK
İZMİR
ÇİĞDEM ECZANESİ
ECZ.ÇİĞDEM TEKELİ
KARŞIYAKA
İZMİR
YENI KUTER ECZANESİ
ECZ.NİLAY CANLI
KARŞIYAKA
İZMİR
ARAT ECZANESİ
ECZ.KUTAY ARAT
SELÇUK
İZMİR
ERAYDIN ECZANESİ
ECZ.HATİCE ERAYDIN
DEMİRCİ
MANİSA
İLKAY ECZANESİ
ECZ.İLKAY YILDIZ MEMİŞ
MUĞLA MERKEZ
MUĞLA
MİDTOWN ECZANESİ
ECZ.ELÇİN SİBEL TİLEV
BODRUM
MUĞLA
istediğiniz
2. Randevu sekmesinde, Seçenekler grubunda,
Yinelenme düğmesini tıklatın.
3. Randevunun yinelenmesini istediğiniz sıklığı
(Günlük, Haftalık, Aylık, Yıllık) tıklatın ve sıklıkla
ilgili seçenekleri belirleyin.
7. Varsayılan olarak randevunun başlama zamanından 15 dakika önce bir anımsatıcı görünür.
Anımsatıcının görünme zamanını değiştirmek için, Randevu sekmesindeki Seçenekler
grubunda Anımsatıcı kutusu okunu tıklatın ve ardından yeni anımsatıcı zamanını seçin.
Anımsatıcıyı kapatmak için Yok’u tıklatın.
Aramıza Yeni Katılan Ortaklarımız
ayarlamak
4. Yinelenen Randevu sekmesindeki Eylemler
grubunda Kaydet ve Kapat seçeneğini tıklatın.
Özgür Köşe
Hazin bir anı
Çocukluk ve ilk gençlik yıllarımın geçtiği
Çukurovada, çiftçilikle uğraşan ailem,
tüm yöre çiftçileri gibi bir tarım/satış
kooperatifi olan Çukobirlik’in üyesi idi.
Bazı yerlerdeki Tariş, Pankobirlik vb.
gibi… Çukobirlik, köylülerin ihtiyaç duyduğu tarım girdilerini köylülere kredili
olarak temin eder, hasat sonunda da
hem köylülerin ürününü satın alır ,hem
de köylülerin kooperatiflere olan mazot,
gübre, tohum, tarım ilacı gibi girdilerin
borcunu tahsil ederdi. Çukobirlik aynı
zamanda köylülere ihtiyaç duydukları
sabun, yağ kumaş vb. maddeleri köylülere neredeyse ücretsiz olarak verirdi.
Çukobirlik köylülerin ürünlerini satın aldığı için, serbest piyasaya karşı çiftçileri
koruyan bir kalkan görevi görürdü…
61 anayasasının köylüyü kalkındırma
düşüncesinin yukardan aşağıya bir uygulaması olan tarım/kredi kooperatifleri, üretici köylüler tarafından, bir bilinçle algılanmadı. Herşey onlara ‘’devlet
baba’’ tarafından bahşedilmişti. Yılda
bir ne anlama geldiği pek de bilinmeyen toplantılarda bazı adamlar bazı konuşmalar yaparlardı…
Yıllar içinde gelişen siyasal yönelişler,
kooperatifi siyasetin arka bahçesi hali-
ne getirdi. Kooperatif kadroları siyaset
yandaşları ile şişirildi ve akılcı olmayan
çoğu uygulamalar ile, kooperatifler,
ticari faaliyetini yürütemez duruma
getirildiler. Sonrasında ise özelleştirme rüzgarının ortalığı kasıp kavurduğu
günlerde, kooperatifler tüm fonksiyonlarını yitirdiler.
Çukurova köylüleri, kendilerine verilen
şeylerin neden verildiğini sorgulamadı.
Kendi birikimleri ile oluşturulan yapıların da elinden alınmasına itiraz etmedi.
Yani, kooperatiflerin varlığı bir bilinç süreci ile sorgulanmadığı gibi, yokluğu da
aynı bilnçle sorgulanamadı.
Kalkanını kaybeden Çukurova köylüsü,
kasaba girişlerinde kendilerini bekleyen tarım ürünü tüccarlarının insafına
sığınmaktan başka çare bulamıyorlar.
Şimdilerde, bizim oralarda, tarım ürünü
tüccarları köylülerin ürettiği ürünleri istediği fiyattan satın alıyorlar ve parasını da istediği vadede ödüyorlar. Hatta
o yörelerde, tüccarların köylülerin tüm
ürünlerini toplayıp ortadan kaybolduğuna dair hikâyeler de anlatılıyor.
Ecz. Yakup Ercan
Yeni Hayat Eczanesi / Bornova - İzmir
[email protected]
gazeteedak
31
E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ
Tüm Bilişim İhtiyaçlarınız, Tek Bir Çatı Altında
!
edakomonline.com - 0850 222 3356 - 0 232 472 2930
Liste Fiyatı
$ 74 9
LENOVO
THINKCENTRE
LENOVO B590
E72-RCEC4TX
Liste Fiyatı
$689
$649
CPU Ailesi
İşlemci Modeli
Cache Bellek
Standart Sistem Belleği (MB)
Ekran kartı
Sabit Disk (GB)
Optik sürücü tipi
İşletim Sistemi
Satış Garanti Süresi
ECZACI
Çanta ve Mouse Hediyeli!
İşlemci Hızı : İ5-3210M - 2.5 GHz İşlemci Cache : 3 MB
Ekran Boyutu : 15.6 LED 1366x768
Ekran Kartı Belleği : 1 GB Nvidia GeForce GT 610M
Sistem Belleği : 4GB 1333 MHZ DDR3
Disk Kapasitesi : 500 GB 5400 RPM
Optik Sürücü : DVD±RW
Ethernet : Gigabit Ethernet LAN
Usb - HDMI : 1x HDMI 1 USB 2.0 + 2 USB 3.0
Video Portu : 15 pinli VGA video konnektörü
İşletim Sistemi: WINDOWS 7 HOME PRE 64BIT TÜRKÇE OEM
Garanti Süresi : 24 Ay Resmi Lenovo Servisi
INTEL CORE i5
Intel Core i5 3.2 GHz
6 MB
4096
INTEL Graphics
500
DVD-RW
WIN 7 Home Pre. 64Bit TR
3 Yıl Servis Merkezinde
JENERATOR AKSA AAP
8000E BENZİNLİ Elektrikli
Ürün Kodu: K4096
Ayrıntılı Bilgi için
edakom.com.tr
sitesini ziyaret edin!
.00
59-354223
Intel Core i5
39TL’ye
Grup içi
6000 Dk
Her Yöne.
750 Dk.
$729
Yağ Alarm Sistemi
Büyük Tank ve Seviye Göstergesi (15-25 lt)
Sabit voltaj için otomatik voltaj regülatörü
Şalter ile korumalı devre kesici
İkili ve üçlü priz çıkışı
Voltmetre
3600 d/dk, 4 zamanlı OHV motor
DC çıkışı
VAR
VAR
VAR
VAR
VAR
VAR
VAR
VAR
1845.00
Tanzim ve Teşhir Ürünleri
ETİKET TAŞIYICI
Ürün Kodu: K4703
Sert PVC malzemeden üretilmiş,
her yöne dönebilen etiket taşıyıcı
2,13
A4
A3-A6 ÇERÇEVE AYAKLARI,
MODEL RA2, 15° EĞİMLİ
Ürün Kodu: K4578
A3,A4,A5 ve A6 çerçevelerin düz
yüzeyler üzerinde dik durmasını
sağlayan ayak.
A3,A4,A5 ve A6 çerçeveleri
asmak için kullanılan asma
halkası.
0,81
YAPIŞKANLI BROŞÜR TAŞIYICI
Ürün Kodu: K4700
Kendinden yapışkanlı broşür
taşıyıcı A4.
Ürün Kodu: K4701
Kendinden yapışkanlı broşür
taşıyıcı A5.
A3 ve A6 ÇERÇEVELERE
BAĞLANTI ELEMENTİ
Ürün Kodu: K4595
A3,A4,A5 ve A6 çerçeveleri
kombine olarak asabilmek için
kullanılan bağlantı elemanı.
0,55
A5
YAPIŞKANLI BROŞÜR TAŞIYICI
3,13
A3-A6 ÇERÇEVEYE PARALEL
ASMA HALKASI, ŞEFFAF
Ürün Kodu: K4594
0,61
ÜRÜN TANITIM
SARI KAĞIT A4
Ürün Kodu: K3528
PASPAS ECZANE LOGOLU
Ürün Kodu: K4030
500’lü Sarı Kağıt
60x90 cm ebadında
22,79
39,10
ASI DOLABI UGUR USS374
DTK- YG
Ürün Kodu: K5100
374 litre hacimli, tek kapılı,
ürünlerin göz alıcı görünmelerini
sağlayan floresan iç aydınlatma.
Tümü kilit donanımlı kapı modelleri.
945,35
3+1MF
BANKO ÜSTÜ ETİKETLİK,
AKRİLİK, YATAY(8x5cm)
Ürün Kodu: K4571
Raf ve/veya banko üstünde kullanılabilir. Ürün açıklaması
veya broşür teşhiri için kullanılmak üzere dizayn edilmiştir.
2,00
1,38
Eczane içi teşhir ürünlerinin tümü www.mavikasa.com’da
FIRSAT ÜRÜNÜ KAĞIDI
DIS FIRCASI KABI EXDOZ
Perforeli
Herbiri 20x3 A4 ebadında dağılma
ve deforme olmaması için dip
tutkallı.
1. Hamur 115 gr.
Ürün Kodu: K4530
Ürün Kodu: K3527
5+1MF
5,53
1,03
PED KUTUSU
EXDOZ 12’Lİ
Ürün Kodu: K4529
5+1MF
13,82
CEPTE EDAK hariç tüm fiyatlara KDV ilave edilecektir. Fiyatlar MF’li peşin fiyatlardır.
Kaliteli Söz
ÖZGÜR KÖŞE
Meraklı olun. Bolca okuyun. Yeni şeyler
deneyin. İnsanların zekâ
dediği şeyin özü meraktır.
Aaron Swartz
Bu köşede, üyelerimizin görüş
yazılarına yer vermeyi diliyoruz. Eczacı kooperatifçiliği ve
sektörle ilgili görüş yazılarınızı [email protected].
tr e-mail adresine veya 0.232.472 15 91 faks numarasına
iletebilirsiniz. Her ayın 25’ine kadar elimize ulaşan yazılar bir sonraki ayın gazetesinde yer alacaktır.
gazeteedak
32
E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ
7 - 8 - 9 - 10
Mart 2013
4 Gün 3 Gece Etkinlik
7 Mart
Her Gün Çekilişler
DAĞLI
t ATEŞ
013 Sua
2
Sürpriz Hediyeler
Eğitimler
Taverna
Gecesi
13
8 Mart 20
Sizleri ilaç ve ilaç dışı kategorisinde en
uygun ürünü eczanenizde
en avantajlı şekilde bulundurabilmeniz
ve müşterilerinize sunmanız için
hazırladığımız
Merhaba Yaz Satış Etkinliği 2013’e
bekliyoruz !
Rezervasyon için saha yönetmenleriniz size yardımcı olacaktır veya
online kayıt için www.edak.org.tr, www.merhabayaz.com adreslerine
başvurabilirsiniz.
9 Mart 20
13 Ziynet
SALİ
www.merhabayaz.com
Edak Ecza Koop. adına Sahibi:
Ecz. Emre BACANAK
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü:
Ecz. Ayşem Jale KIHTIR
gazeteedak
E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ
Genel Yayın Koodinatörü ve Editör:
Ayşe Yeşim ERDEMİR
Yönetim Yeri ve İletişim:
EDAK Ecza Koop.
Karacaoğlan Mah. 6173 Sokak
No:4 Işıkkent - İzmir
Tel : 0 232 488 19 19
Faks : 0 232 472 15 75
[email protected]
http://www.edak.org.tr
Sektörel Gazete • Bölgesel Süreli Yayın • Aylık Yayınlanır
Tüm kooperatiflere, kooperatif üyelerine, Ecz. odalarına,
Ecz. Fakültelerine, konu ile ilgili tüm kurum ve kuruluşlara ücretsiz
gönderilir. (KAYNAK GÖSTERİLEREK ALINTI YAPILABİLİR)
Uygulama ve Baskı: METRO Matbaacılık
Yahya Kemal Beyatlı Caddesi No: 94 BEGOS 3. Bölge Buca / İzmir
Tel: 0.232 290 33 11
Baskı Tarihi : 30 Ocak 2013

Benzer belgeler

“25 Eylül Dünya Eczacılık Günü” Olarak kutlanacak!

“25 Eylül Dünya Eczacılık Günü” Olarak kutlanacak! Altunyaldız yaptığı konuşmada “Uluslararası literatür bakımından adı kapanış toplantısı olsa da bakanlığın çalışmaları bakımından kooperatifler yılı bitmeyecek. Her sene kooperatifler yılı olacak” ...

Detaylı

edak gazete - EDAK ECZA KOOP.

edak gazete - EDAK ECZA KOOP. kaynaklandığını belirtti. Bakanlık olarak, amaçlarının kooperatiflerin daha fazla hacimli daha üretken ve istikrarlı yapılar haline gelmeleri olduğunu söyleyen Altunyaldız, bu bağlamda tüm paydaş k...

Detaylı

gazete - EDAK ECZA KOOP.

gazete - EDAK ECZA KOOP. kapsamında çeşitli kamu kurum ve kuruluşlarının temsilcilerine desteklerinden dolayı ödül ve plaketler verildi. Ardından, Gümrük ve Ticaret Bakan Yardımcısı Fatih Metin, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı...

Detaylı