YDG Sayı: 144 - Yeni Demokrat Gençlik
Transkript
YDG Sayı: 144 - Yeni Demokrat Gençlik
Aylık Siyasi Gençlik Dergisi * Sayı: 144 * Haziran-Temmuz 2009 *Fiyatı: 1,50 TL * ISSN: 1302-7506 Çin Devrimi’nin 60. yılında Göğü fethetme mücadelesi sürüyor * Kaypakkaya ve Kemalizm Siyasi çalışma bütün çalışmaların can damarıdır. (Mao) Bu say›m›zda ayr›ca dünya devrim tarihi aç›s›ndan önemli bir kilometre tafl› olan Büyük Çin Devrimi’nin 60. y›l› dolay›s›yla Çin Devrimi ve Maoizm üzerine haz›rlad›¤›m›z bir dosya çal›flmas›na yer veriyoruz. Bu dosyam›z da YDG’liler taraf›ndan kolektif flekilde haz›rlanm›flt›r. Yaz›lar›n ilgiyle ve elefltirel bir gözle okunmas›, gelifltirilmesi genç devrimcilerin devrim bilimini daha iyi anlamas› aç›s›ndan yararl› olacakt›r. KRAT YEN‹ DEMO GENÇL‹K SUNU Merhabalar, Okullar›n tatile girmesiyle birlikte genç devrimciler aç›s›ndan üretim sürecine kat›lmak ve teorik-politik geliflimi sa¤lamak aç›s›ndan önemli f›rsatlar do¤maktad›r. Bu olanaklar›n do¤ru ve kolektif flekilde de¤erlendirilmesi okullar›n aç›lmas›yla birlikte daha verimli bir faaliyet yürütmemize imkan sa¤layacakt›r. May›s say›s›nda kolektif flekilde haz›rlad›¤›m›z ‹brahim Kaypakkaya dosyas› okurlar›m›z›n ilgisi ve be¤enisiyle karfl›land›, birçok alan›m›zda dergimiz yayg›n flekilde da¤›t›ld›. Bu say›m›zda da önceki dosyam›z›n devam› olarak ‹brahim yoldafl üzerine haz›rlad›¤›m›z Kemalizm yaz›s›na, Ankara’da anmada okunan ‹brahim’den gençli¤e mektubu ve yap›lan anmalar›n haberlerine yer veriyoruz. www.ydg-online.org ‹ Ç ‹ N D E Dergimizde ayr›ca May›s ve Haziran aylar›nda örgütlenen eylemlerin haberlerine de genifl bir flekilde yer vermekteyiz. Mücadelemiz yaz aylar›nda tatile girmemektedir. Yaz sürecinin getirdi¤i olanaklarla daha genifl bir kitle içinde faaliyet yürütmemiz, üretim-köy çal›flmalar›, semt çal›flmalar› ve birçok flehirde örgütlenen festival faaliyetleri ile çok genifl bir kesime devrimci fikirlerimizi tafl›mam›z mümkündür. Bu olanaklardan verimli bir flekilde yararlanman›n tek yolu örgütlü bir çal›flma yürütebilmektir. Mao yoldafl›n da vurgulad›¤› gibi bir gencin devrimcili¤i onun kitlelerle birlikte olma iste¤iyle ölçülmektedir ve iyi devrimciler halk›n ö¤rencisi olmay› bilmeli ve tüm içtenlikleriyle halka hizmet etmelidir. Bu bilinçle tüm okurlar›m›z›n verimli ve devrimci bir yaz dönemi geçirmelerini diliyoruz. yenidemokratgenclik.blogspot.com bolognasureci.blogspot.com K ‹ L E R ‹syan ................................................................................ 4-5 Kolektifin Sesi ......................................................... 33-36 Özgür Okul .................................................................... 10 Gençli¤e Notlar ...................................................... 37-38 Forum ........................................................................ 14-15 Dosya: Çin Devrimi 60 yafl›nda ........................... 39-52 Ufuk ................................................................................. 18 Merkezi-yerel politika iliflkisi üzerine ....................... 53 Dengê Civanê............................................................ 20-21 Komünist Ustalardan Ö¤renelim ........................ 60-61 Dosya ‹brahim Kaypakkaya (2) ............................22-32 Bellek ......................................................................... 62-63 UMUT YAYIMCILIK VE BASIM SANAY‹ LTD. fiT‹ Yönetim yeri: Gureba Hüseyin A¤a Mah. ‹mam Murat Sok. No: 8/1 Aksaray-Fatih/‹STANBUL Tel: (0212) 521 34 30 Faks: (0212) 621 61 33 Sahibi ve Yaz›iflleri Müdürü: Çilem ÖNSEL Bask›: Yön Matbaac›l›k Davutpafla Cd. Güven San. Sit. B Blok, No: 366 Tel: (0212) 544 66 34 e-mail: [email protected] ISSN. 1302-750 Yeni Demokrat Gençlik’in e-mail adresleri: [email protected] [email protected] BÜROLAR ➧ Kartal: ‹stasyon Cd. Dörtler Ap. No: 4/2 Kartal, Tel: (0216) 306 16 02 ➧ Ankara: S›hh›ye Mh. Süleyman S›rr› Sk. Yunt Ap. No: 19/7 Çankaya Tel: (0312) 432 23 01 ➧ ‹zmir: 856 Sk, No: 48/203 Kemeralt› Konak, Tel: (0232) 446 78 07 Cep: 0 555 561 04 03 ➧ Malatya: Dabakhane Mh. Turgut Temelli Cd. Bar›fl ‹flhan› No: 3 Cep: 0 542 216 48 00 ➧ Erzincan: Ordu Cd. Ordu ‹flhan› Kat: 3 Tel: (0 446) 223 67 18 Cep: 0 536 697 94 19 ➧ Bursa: Selçuk Hatun Mh. Ünlü Cd. Sönmez ‹flsaray› Kat 2 No: 185 Heykel, Tel: (0224) 224 09 98 ➧ Mersin: Silifke Cd. Çavdaro¤lu ‹flhan› Kat: 3 No: 118 Cep: 0 545 685 25 27 ➧ Avrupa Merkez Büro: Weseler Str 93 47169 Dusburg-Almanya Tel: 0049 203 40 60 958 BANKA HESAP NUMARALARI Selma fiahin Ziraat Bankas› ‹stanbul/Aksaray fib. Euro Hesab›: 48209849-5001 TL Hesab›: 48209849-5002 4 Yeni Demokrat Gençlik “‹yi fleyler” bizim için olmuyor. “B‹Z‹M DE GÜNÜMÜZ GELECEK!”* ✘ Nisan ay›nda DTP’ye yönelik operasyonlar›n akabinde bu sefer de kamu emek- çilerinin sendikal örgütlülü¤ü olan KESK’e yap›lan bask›nlarda yaflan›lan gözalt› ve tutuklama terörü de düflündürücüdür. Cumhurbaflkan›n›n yapt›¤› “iyi fleyler olacak” aç›klamalar› bu uygulamalarla ilgiliyse iyi fleylerin ezilenler aç›s›ndan de¤il ezenler aç›s›ndan de¤erlendirilmesi daha anlafl›l›rd›r. Türkiye’nin en önemli sorununu ulusal sorun olarak ilan eden Cumhurbaflkan› Gül, “iyi fleyler olacak” diyerek boncuk da¤›t›rken geçti¤imiz günlerde ABD’ye giden Genelkurmay Baflkan› yapt›¤› temaslar›n ard›ndan terörle savaflman›n gereklili¤ine vurgu yaparak yakalanan “f›rsat”›n ordu taraf›ndan etkin flekilde kullan›laca¤› mesaj›n› verdi. F›rsattan kast›n ulusal hareketin eylemsizlik karar› oldu¤u fleklinde yorumlar›n öne ç›kt›¤› bu dönemde onlarca gerillan›n flehit düflmesi, Gül’ün “iyi fleyler olacak” aç›klamas›yla paralel yaflanmaktad›r. Nisan ay›nda DTP’ye yönelik operasyonlar›n akabinde bu sefer de kamu emekçilerinin sendikal örgütlülü¤ü olan KESK’e yap›lan bask›nlarda yaflan›lan gözalt› ve tutuklama terörü de düflündürücüdür. Cumhurbaflkan›n›n yapt›¤› “iyi fleyler olacak” aç›klamalar› bu uygulamalarla ilgiliyse iyi fleylerin ezilenler aç›s›ndan de¤il ezenler aç›s›ndan de¤erlendirilmesi daha anlafl›l›rd›r. Yoksa sadece da¤lardan tafllardan “Nu Mutlu Türk’üm Diyene” yaz›lar›n›n silinmesiyle, her sabah ilkö¤retim ö¤rencilerine okutulan antta de¤ifliklikler yapmakla ve DTP’ye Kürtçe seçim çal›flmas› yapma izni tan›makla bu ülkede iyi fleyler olmayaca¤› aç›kt›r. Yap›lmas› planlanan aç›l›mlar›n ne gibi baflka sonuçlar›n›n olaca¤› tart›flmal› olsa da sürekli faflizm gerçekli¤i, aç›l›m gerçekli¤inin tutarl›l›¤›n› ve devaml›l›¤›n› da düflündürücü hale getirmektedir. Aç›l›m söylemleriyle paralel yap›lan operasyonlar›n, DTP milletvekillerinin dava nedeniyle mahkemeye zorla götürülmelerinin tart›fl›lmas›n›n, gazete kapatmalar›n›n yaflanmas›, ulusal hareketle dayan›flman›n artt›r›lmas› gereklili¤ine iflaret etmektedir. Emperyalist krizin derinleflmesi iflsizlik oran›n›n rekorlar k›rmas›n› tetiklerken s›n›f›n ve di¤er emekçi kesimlerin artan öfkesi de dikkat çekmektedir. Kad›köy Belediyesinden alacaklar›n› alamayan belediye çal›flanlar›n›n Genel-‹fl 1 No’lu fiube önderli¤inde büyüttükleri direnifl ve öfke, E-Kart iflçilerinin bir y›l› dolduran direniflleri ve hâlâ iflten atmalar›n devam etmesi, MEHA iflçilerinin sendika dahi olmadan kararl›l›klar›yla kazand›klar› direnifl, Türk-ifl’e ba¤l› sendikalar›n ve iflçilerin, Konfederasyonun önerilen komik zamma söylemin ötesinde tepki göstermemesine duyduklar› öfke önemlidir. Yaflanan tüm bu geliflmelere ek olarak son dönemde E¤itim-Sen üyelerinin Ankara’da ve ‹stanbul Taksim’de saatlerce süren direniflleri de eklenmelidir. Bu geliflmeler karfl›s›nda sessiz kalmak, eylemlere ve direnifllere destek vermemek genç devrimciler aç›s›ndan kabul edilemez bir durumdur. Krizin etkileri karfl›s›nda te¤et geçecek söyleminden vazgeçen Baflbakan›n aç›klad›¤› son önlem paketi de emekçiler aç›s›ndan oldukça a¤›r sald›r›lar› içermektedir. K›dem tazminatlar›n›n kald›r›lmas›, k›sa çal›flma ödene¤inde yap›lan düzenlemeler, iflsiz kalma durumunda emekçilere ayr›lan iflsizlik fonunun patronlar›n ihtiyaçlar›na sunulmas› bedelin emekçilere ödetilece¤inin aç›k kan›t› niteli¤indedir. Emekçilere yönelik bu sald›r› paketinin ve tüm benzeri uygulamalar›n›n devrimcilerin esas gündemi olmas› gerekmektedir. Yeni Demokrat Gençlik Liseli halk gençli¤inin önündeki onlarca engel ve sorundan birisi olan ÖSS’ye bu sene 1,3 milyon ö¤renci girdi. Her sene yap›lan de¤iflikliklerle makyajlanmaya çal›fl›lan s›nav›n yan› s›ra y›¤›lmay› engellemek kayg›s›yla kontenjanlar›n artt›r›lmas› çözümden ziyade çözümsüzlük olarak alg›lanmal›d›r. S›nav stresi ve gelecek kayg›s›n›n birleflti¤i ÖSS’nin akabinde intihar giriflimlerinin, sinir krizlerinin yaflanmas› e¤itim sisteminin niteli¤ini ve sonuçlar›n› gösteren ö¤elerden yaln›zca birisidir. Liseli gençli¤in artan hareketlili¤ine karfl› sistemin tertipledi¤i Ankara K›z›lay’daki sald›r› bu konudaki tahammülsüzlü¤ün kan›t›d›r. Silahlar›n atefllendi¤i, gaz bombal› coplu sald›r›lar›n›n meflru talepler do¤rultusunda çal›flma yürüten lise örgütlerini hedeflemesi mutlaka tepki gösterilmesi gereken bir durumdur. Halka, devrimcilere ve ilericilere yönelik sald›r›lar›n her cephede h›z kesmeden devam etti¤i bu süreçte egemenlerin s›kl›kla “aç›l›m”larla sald›r›lar›n› yöneltmesi dönemimiz özelliklerinden birisini oluflturmaktad›r. Popülist siyaset tarz›n›n popüler bir uygulama örne¤iyle karfl› karfl›yay›z. “Mazlumun yan›nda olma” söylemleriyle Davos’ta gerçekleflen flov, seçimlerden önce kriz nedeniyle iflçi ç›karanlar›n sözde tehdit edilmesi, gecekondular›n y›k›lmayaca¤›, tapular›n›n da¤›t›laca¤› yönlü sözler, ulusal sorunda aç›l›mlar yap›laca¤› aç›klamalar›, F Tiplerinde görüntülü telefon konuflmas› uygulamas›- 5 n›n bafllat›lmas› (flu anda Sincan’da pilot uygulama yap›l›yor), geçmiflle hesaplaflma ad› alt›nda günah ç›karma seanslar›n›n yap›lmas› bu siyaset tarz›n›n örnekleridir. Ancak tüm bu söylemlerin ard›ndaki gerçekler hiç de iç aç›c› de¤ildir. Davos flovuna ve ulusal sorun aç›l›mlar›na ra¤men artan sald›r› ve operasyonlar, patronlara savrulan tehditlere ra¤men haz›rlanan paketlerle patronlar›n korunmas›, krizin yükünün emekçilere yüklenmesi, tapu sözlerine ra¤men arka arkaya y›k›mlar›n gerçeklefltirilmesi, F Tiplerinde iyilefltirme-yeni haklar söylemlerine ra¤men sohbet hakk›n›n dahi uygulanmamas›, ç›plak aramalar›n dayat›lmas›, ilaçlar›n dahi eziyet amac›yla tek tek verilmesi, “faflizan uygulama” söylemlerine ra¤men bask›lar›n artmas› popülist siyaset tarz›n›n gerçekteki uygulamalar›d›r. Hak ihlalleri, tüm popülist söylemlere ra¤men bask›lar›n ve hukuksuzlu¤un artt›¤›n› göstermektedir. Somut deliller olmaks›z›n aylarca ve y›llarca devrimciler-ilericiler hapishaneye at›lmaya devam etmektedir. Son olarak Erzincan’da dergimiz okurlar›n›n yarat›lan terör ortam› içerisinde tutuklanmalar›, bahsi geçen konuya örnek teflkil etmektedir. Tüm bu yaflananlara karfl› genç devrimcilerin seslerini daha fazla yükseltmesi ve kitlelerin mücadelesinde aktif taraf olmas› dünden daha önemli hale gelmifltir. Önümüzdeki süreçte de bask›lar›n artaca¤› aç›kken direnifllerin ayn› seviyede kalmayaca¤› ortadad›r. * Boby Sands. ‹rlanda Cumhuriyetçi Ordusu’nun (‹RA) liderlerinden Tüm bu yaflananlara karfl› genç devrimcilerin seslerini daha fazla yükseltmesi ve kitlelerin mücadelesinde aktif taraf olmas› dünden daha önemli hale gelmifltir. Önümüzdeki süreçte de bask›lar›n artaca¤› aç›kken direnifllerin ayn› seviyede kalmayaca¤› ortadad›r. 6 Yeni Demokrat Gençlik ÖSS duvar› y›k›ls›n! 31 May›s’ta birçok devrimci gençlik örgütünün kat›l›m›yla, ÖSS karfl›t› yürüyüfl ve bas›n aç›klamas› yap›ld›. Aralar›nda YDG’nin de oldu¤u gençlik örgütleri ile Ege 78’liler Derne¤i, E¤itim-Sen 2 No’lu fiube’nin örgütleyici oldu¤u eylem saat 15.00’te Sümerbank önünde bafllad›. “Paras›z demokratik, anadilde e¤itim hakk› verilsin/ÖSS duvar› y›k›ls›n!” fliarl› pankart›n arkas›nda gençlik örgütleri flamalar› ve dövizleriyle yürüyüfle geçti. Yürüyüfl boyunca ÖSS karfl›t› ve taleplerin yer ald›¤› sloganlar at›ld›. Coflkulu yürüyüfl, Cumhuriyet Meydan›’nda son bul- du. Burada bas›n metni, önce Kürtçe ard›ndan da Türkçe okundu. Okunan bas›n metninde “Biz 1,5 milyon son ÖSS kurbanlar› olarak; 14 Haziran’da 3 saatte gelece¤imizi belirleyecek olan s›nava, kendi anadilimiz d›fl›nda e¤itim görmeye, idare-polis iflbirli¤i gözetiminde bulunmaya, bilimden ve demokrasiden uzak b›rak›lmaya, art›k yeter diyoruz!” denilerek ÖSS ve benzeri s›navlar›n bozuk e¤itim sisteminin bir parças› oldu¤u ifade edildi. Biz liseli YDG’lilerin de kat›ld›¤› bu eylemde, akademik demokratik ekonomik taleplerimizi sloganlar›m›zla hayk›rd›k. Okunan Hernpêfl ve Gündo¤du marfllar› ard›ndan eylem son buldu. ‹stanbul YDG’liler ÖSS’ye karfl› alanlarda bulufltu Aralar›nda Yeni Demokrat Gençlik, Liseli Ö¤renci Birli¤i, Dev-Lis’in de bulundu¤u kitle, Kad›köy ‹skele Meydan›’nda yap›lan konuflmalar ve müzik dinletisinden sonra mitinge son verdi. Bizler, hakl› mücadelemize devam edece¤iz! ‹zmir’den Liseli YDG’liler ‹stanbul Liseli YDG ‹ s t a n b u l YDG’nin de destekçisi oldu¤u “ÖSS’ye Hay›r Platformu” 7 Haziran’da Kad›köy’de “ÖSS’ye Hay›r” fliar›yla bir miting düzenledi. ‹stanbul YDG de geçen seneye oranla daha kitlesel bir kat›l›mla mitingde yer ald›. Mitingin genelinde oldu¤u gibi YDG kortejinde de liselilerin fazla olmas› liseli ö¤rencilerin ÖSS’ye olan tepkilerini bir kez daha gösterdi. ÖSS’ye ve sömürücü e¤itim sistemine karfl› ç›kan DDSB’li arkadafllar da YDG kortejinde yerlerini ald›lar. Yürüyüfl esnas›nda s›k s›k “Biz biz biz YDG’liyiz, liselerde faflizmi yok edece¤iz’”, “Yaflas›n demokratik lise mücadelemiz” sloganlar›n› atan YDG’liler yapt›klar› yaz›lamalarla da Kad›köy’ü süslediler. Ayr›ca yürüyüfl güzergah›ndaki tren geçidine as›lan “Eflit, paras›z, bilimsel, anadilde e¤itim!–Liseli YDG” yaz›l› pankart uzun süre as›l› kald›¤› Kad›köy’de halk›n dikkatini çekti. Mersin’de ÖSS Karfl›t› Eylem 5 Haziran Cuma günü çeflitli gençlik örgütlerinin bir araya gelmesiyle Mersin’de ÖSS karfl›t› bir eylem örgütlendi. Bizler de Yeni Demokrat Gençlik olarak eylemin örgütleyicileri aras›nda yer ald›k. Saat 16.00’da E¤itim-Sen önünde toplanan yaklafl›mk 250 kiflilik kitlenin yürüyüfle geçmesiyle bafllad›. Yürüyüfl, Tafl Bina önüne kadar devam etti. Yürüyüfl esnas›nda s›k s›k “ÖSS’ye inat yaflas›n hayat!”, “ÖSS kalkacak, polis gidecek, liseler bizimle özgürleflecek”, “Savafla de¤il, e¤itime bütçe” vb. sloganlar› at›ld›. Daha sonra kitle ad›na bas›n aç›klamas›n› okuyan arkadafl›m›z, ÖSS s›nav›n›n eflitsizli¤ine ve ö¤renciler üzerindeki psikolojik ve ekonomik etkilerine de de¤inerek bas›n aç›klamas›na son verdi. Bas›n aç›klamas› sonras› haz›rlanan skeç oynand›. Eylem sorunsuz, slogan ve alk›fllar eflli¤inde son buldu. Mersin Lise YDG Komisyonu Yeni Demokrat Gençlik L‹SELERDE FAfi‹ST BASKILAR DEVAM ED‹YOR! K›r›kkale’de, geçti¤imiz günlerde bir liseli buluflmas› gerçeklefltirdik. Bu buluflmada genç arkadafllar›n sorunlar›n› tart›flt›k ve çözüm yollar›n› arad›k. Tart›flmalar s›ras›nda Anadolu Lisesi’nin yurdunda kalan bir liseli arkadafl›m›z yurtta ve okulda yaflananlar› anlatt›. Anadolu Lisesi Yurdu’nda sistem, kendini dayatmak için sald›r›lar›n› art›r›yor. Yurda, Zaman Gazetesi hariç hiçbir gazete sokulmas›na izin verilmiyor. Devrimci, demokrat, yurtsever bas›na bak›fl› ise hiç söylemeye gerek yok. Bu yay›nlara ulaflabilen, okuyan, araflt›ran ö¤rencilerin aileleri ise sivil polisi aratmayan yurt müdürü taraf›ndan aran›yor. Kendi zihniyetine uygun bireyler olmam›z için genelde “dini cemaatlerde” yayg›n olan “sohbet” adl› toplant›larla gericili¤i gençlere empoze etmeye çal›fl›yor. Sadece yurtta de¤il, okulda da ciddi bir sald›r› politikas› kendini gösteriyor. Her derste; düflünen, sorgulayan insanlar› suçlayan e¤itim sistemi burada da kendini gösteriyor. En uç örneklerden biri olarak okulun tarih hocas› s›n›fta, “Solcular sap›k insanlard›r” ifadesini kullan›yor. Sistemin ö¤retmenleri, derslerde Naz›m Hikmet’e “vatan haini” demeye devam ediyor. Tüm bunlar olurken idare ile iflbirli¤i halinde çal›flan sivil faflist unsurlar da bofl durmuyor. Alperenler ö¤rencilere hayat› zindan etmeye çal›fl›yor. Tüm bunlar gözümüzün önünde yaflan›rken, sald›r›lar sürekli artarken, bizler gözümüzü kapatamay›z. Biz liselerde yaflanan sorunlar› tart›flt›¤›m›z lise buluflmam›zda, mücadelemizin önemli bir parças› olarak ortak bir kafa yoruflu sergilemeye çal›flt›k. Mücadelemizi çeflitli araçlarla sürdürme ve büyütme kararl›l›¤›nday›z. K›r›kkale YDG 7 ÖSS’ye karfl› YDG saflar›nda örgütlenmeye! Senelerce, aylarca, günlerce çal›flarak; gelece¤imizin 3 saatte belirlendi¤i bir s›nav sistemi olan ÖSS, lise gençli¤inin en büyük korkulu rüyas›d›r. Düzenin bir parças› olan bu elemeci s›nav sistemi, birlikte yaflad›¤›m›z arkadafllar›m›zla birbirimizi rakip göstermektedir. Paras› olan›n dershanelere giderek ÖSS’yi kazand›¤› ya da kazanamad›¤› bu düzende, paras› olmayan da kendi kaderine b›rak›lmaktad›r. ÖSS ile gelece¤imizin 3 saatte belirlenmesi hiç adil de¤ildir. Buna karfl› liseli gençli¤in tepkisinin yetersiz kald›¤› düflüncesindeyiz. Bu ba¤lamda biz Tuzla Liseli YDG olarak 7 Haziran’da yap›lan ÖSS mitingi için 1 ay önceden okullar›m›zda çal›flmalar bafllatarak ÖSS’nin herkesin, özelde liseli gençli¤in, sorunu oldu¤u bilinciyle s›n›flar›m›zda; duyurularla, birebir arkadafl sohbetlerinde ÖSS’ye karfl› sokaklara ç›kmam›z ve mücadele etmemiz gerekti¤ini arkadafllar›m›zla anlatt›k. Okulun etraf›ndaki duvarlara ÖSS’ye karfl› ve mitinge ça¤r› amaçl› yaz›lamalar yapt›k. Bu yaz›lamalarda “ÖSS’ye karfl› YDG saflar›na örgütlenmeye”, “Paras›z, bilimsel, anadilde e¤itim istiyoruz” vb. sloganlara yer verdik. Okullar›m›zda bu yaz›lamalar›n coflkuyla karfl›land›¤› görüldü. Gençlik gelecek,gelecek ellerimizde!!! Tuzla Liseli YDG Okmeydan›’ndan “ÖSS’ye Hay›r” yaz›lamas› Okmeydan› YDG olarak gençli¤i bozuk sisteme ve ÖSS’ye karfl› YDG saflar›nda mücadeleye ça¤r› amac›yla Okmeydan›’nda yaz›lamalar yapt›k. “ÖSS’ye Hay›r!” sloganlar›n› yazd›k ve ÖSS yaz›p üstüne çarp› atarak ÖSS’ye karfl› oldu¤umuzu belirttik. Ayr›ca s›k s›k YDG imzalar› atarak Okmeydan› duvarlar›n› süsledik. Okmeydan› Liseli YDG e Yenibosna’da ÖSS’y karfl› yaz›lama YDG’nin yapm›fl oldu¤u 3. Konferans sonras› liselere dönük çal›flmalar› art›rd›¤›n› biliyoruz. Son olarak 18 Nisan tarihinde gerçekleflen Liseli YDG buluflmas›n›n s›cakl›¤›yla, bizler de Yenibosna Liseli YDG olarak bu süreci büyütmek için bir araya geldik. Öncelikli sorunumuz olan ÖSS’ye karfl› oldu¤umuzu duyurmak için çeflitli yaz›lamalar yapmaya karar verdik. 8 Haziran’da Yenibosna Lisesi çevresinde yaz›lamalar yapt›k. Yaz›lamalarla gençli¤i faflizme karfl› örgütlenmeye ve mücadeleye ça¤›rd›k. Yapt›¤›m›z yaz›lamalarda flu sloganlara yer verdik: “Faflizme karfl› YDG saflar›na!”, “ÖSS’ye Hay›r!” ve s›k s›k “YDG, Yeni Demokrat Gençlik” imzalar› att›k. Yenibosna Liseli YDG 8 Yeni Demokrat Gençlik Çanakkale’den haberler Direnenler kazanacak! Üniversitelerde yo¤unlaflan faflist sald›r›lar sonras›nda, Çanakkale 18 Mart Üniversitesi Terzio¤lu Yerleflkesi’nde 2 Nisan günü yap›lan kitlesel bas›n aç›klamas›na, soruflturma terörü damgas›n› vurdu. 16 kifliye aç›lan soruflturmada ö¤renciler “Ö¤renci s›fat›na yak›flmayan davran›fllarda bulunmak, itibar ve güven duygusunu sarsmak” gibi ifadelere maruz kald›. Soruflturma terörüne maruz kalan ö¤renciler, bu duruma sessiz kalmayarak ifadelerin verildi¤i gün açl›k grevi bafllatt›. 22 Nisan Cuma günü 8 kifliyle bafllayan açl›k grevi, ilk gün okulda gerçeklefltirildi ve ard›ndan Cumhuriyet Meydan›’nda devam etti. Cumhuriyet Meydan›’nda sabahlayan yaklafl›k 30 ö¤renci, 2. gün de direnerek devam etti. Soruflturmalar geri çekilene kadar açl›k grevini devam ettireceklerini belirten ö¤renciler, devrimci dayan›flman›n da somut örneklerinden birisini göstermifl oldular. Grevin 2. gününde rektör yard›mc›s› ve 2 akademisyenden oluflan heyet; uzlaflmadan yana olduklar›, soruflturmalar› tekrardan gözden geçireceklerini ve geri çekeceklerini bildirdiler. Devrimci-demokrat ö¤renciler 2. günün akflam› saat 19.30’da bir bas›n aç›klamas› gerçeklefltirdi. Bas›n Kay›plar bulunsun! Kay›plar›n bulunmas› amac›yla her cumartesi yap›lan eylem, 23 May›s Cumartesi günü Çanakkale’de yeniden gerçekleflti. Kay›plar›n bulunmas› amac›yla yap›lan eyleme ‹HD, DTP, YDG, SGD kat›l›m gösterdi. Kay›plar bulunana kadar insan haklar› ve demokrasi mücadelesinin sürece¤ini belirten kitle, her cumartesi bar›fl an›t›n da olaca¤›n› hayk›rd›. aç›klamas›nda “Üniversitemizde son 2 ayd›r meydana gelen faflist sald›r›larda 8 devrimci-demokrat arkadafl›m›z yaralanm›flt›r. Sözde, bar›fl kenti olan Çanakkale’de hiçbir ö¤rencinin can güvenli¤i yoktur. Yapt›¤›m›z bas›n aç›klamas›nda 16 arkadafl›m›z soruflturma terörüne maruz kalm›flt›r. Rektör yard›mc›s› Varol Tok, soruflturmalar› geri çekece¤i sözünü vermifltir. E¤er okul yönetimi sözünü tutmazsa tekrardan süresiz açl›k grevine yataca¤›m›z›, tüm Çanakkale halk›na duyururuz.” denildi. Bask›lara karfl› birleflelim 21 May›s sabah› ev ve yurt bask›nlar›nda gözalt›na al›nan SGD’lilere destek amac›yla bir bas›n aç›klamas› düzenlendi. SGD’in ça¤r›s›yla yap›lan bas›n aç›klamas›na YDG, DGH, TKP ve Emek Gençli¤i destek verdi. Yaklafl›k 40 kiflinin kat›ld›¤› bas›n aç›klamas›nda, bask›lar›n devrimcileri y›ld›ramayaca¤›n› ve daima bask›lara karfl› ç›k›laca¤› belirtildi. Bas›n aç›klamas› sloganlar ile sona erdi. YDG ve SGD’den leri” adl› oyunu sergiledi. Tiyatroya tiyatro gösterimi leyiciler taraf›ndan oldukça be¤enil- yaklafl›k 250 kifli kat›l›rken, oyun izdi. Kültür-sanat ad›na böyle etkin- 10 May›s tarihinde YDG ve liklerin olmas›n› oldukça olumlu bu- SGD’nin organizasyonuyla bir tiyat- lan kat›l›mc›lar, oyunu ayakta alk›fl- ro gösterimi gerçeklefltirildi. Yeni- lad›. Oyuncular etkinlik bitiminde kap› Tiyatro, “Mikado’nun Çöp- oyunu Denizlere atfettiler. Yeni Demokrat Gençlik Yeni Demokrat Gençlik Kitlelerle Buluflmaya Devam Ediyor Kitle çal›flmas›n›n önemli bir arac› olan dergimizi halk kitlelerine daha yayg›n biçimde ulaflt›rmak amac›yla Liseli YDG olarak dergimizin May›s say›s›n› Kad›köy’de toplu biçimde da¤›tt›k. Dergimizin May›s say›s›nda, ‹brahim Kaypakkaya için haz›rlanan dosya ve kapaktaki ‹brahim resmi halk›n oldukça ilgisini çekti. Dergi da¤›t›m› s›ras›nda onunla ayn› yurtta kalan bir arkadafl›yla tan›flma f›rsat› bulduk ve k›sa bir sohbet ettik. Bizlere ‹brahim’in yi¤itli¤inden ve örnek bir devrimci oldu¤undan bahsetti. Dergi da¤›t›m› s›ras›nda yapt›¤›m›z 9 ajitasyon konuflmalar› halk›n bize karfl› ilgisini artt›rd›. Haz›rlad›¤›m›z ajitasyon konuflmam›zda, Komünist önder ‹brahim Kaypakkaya’y› unutmad›¤›m›za ve YDG’nin halk gençli¤ine alternatif oldu¤una de¤indik. 11 Haziran günü de yine ‹stanbul Liseli YDG olarak Okmeydan›’nda toplu dergi da¤›t›m› gerçeklefltirdik. Dergi da¤›t›m›n› olumlu buldu¤umuzu söyleyebiliriz. Okmeydan› Mahmut fievket Pafla Mahallesi’nde yapt›¤›m›z da¤›t›mda halka s›k s›k ajitasyon konuflmalar› yaparak hem dergimizin tan›t›m›n› iyi bir flekilde yapt›k hem de gençlerin ‹brahim Kaypakkaya’y› unutmad›¤›n› ve unutturmayaca¤›n› halka anlatt›k. “Halk gençli¤i alternatifsiz de¤ildir! Yeni Demokrat Gençlik; antifaflist, anti-emperyalist, anti-feodal mücadelesiyle halk gençli¤ine alternatif olmaya devam ediyor.” ‹stanbul Liseli YDG ‹NÖNÜ ÜN‹VERS‹TES‹’NDE ALTERNAT‹F fiENL‹K 20-21-22 May›s tarihleri aras›nda üniversitemizde düzenlenen bahar flenliklerine karfl› biz devrimci, demokrat, yurtsever ö¤renciler olarak alternatif flenlik düzenledik. Üniversite taraf›ndan organize edilen fakat bizlerin düflüncesi al›nmadan yap›lan bu flenliklere bir kez daha kat›lmay› reddettik. Bizlere dayat›lan yoz kültürün hiçbir flekilde bizi yans›tmad›¤›n› ve yans›tamayaca¤›n› bir kez daha okul yönetimine gösterdik. ‹lk gün ses sistemini kurarak halaylarla, türkülerle, skeçlerimizle flenli¤imize bafllad›k. fienli¤in bafllamas›yla ÖGB ve jandarmalar da flenli¤imize yo¤unlaflt›. ‹kinci gün alanda tekrar buluflan kitle jandarma taraf›ndan engellenmeye çal›fl›ld›. Bunun üzerine rektörlü¤e giden arkadafllar›m›z rektörün “E¤er ses sistemini kurarsan›z jandarman›n dipçi¤ini kafan›za yersiniz” cevab›yla karfl›laflt›. Tüm tehditlere ra¤men karar›ndan vazgeçmeyen kitle ses sistemini kurmaya bafllad›. Bunun üzerine jandarma taraf›ndan çembere al›nan bir grup ö¤renci gözalt›na al›nmaya çal›fl›ld›. Çember d›fl›nda geliflen muhalefete ve arkadafllar›m›z›n bizleri sahiplenmesine çok sinirlenen jandarma komutan› ve robokoplar çevredeki kitleye sald›rd›. Bunun üzerine çember içindeki kitle çemberi yararak d›flar›ya ç›kt›. Bu arada jandarma, ÖGB ve sivil faflistlerce darp edilen birçok arkadafl›m›z oldu. Jandarma bu olaylar s›ras›nda 5 kifliyi dö- verek gözalt›na ald›. Kitlenin sahiplenmesiyle ve sloganlarla karfl›laflan jandarma arkadafllar›m›z›n kimlik bilgilerini al›p serbest b›rakt›. Gözalt›lar serbest b›rak›ld›ktan sonra tekrar flenlik alan›m›za gidip kald›¤›m›z yerden etkinli¤imize devam ettik. Bizlere uygulanan bu fliddet birçok insan›n dikkatini çekti ve hep bir a¤›zdan at›lan sloganlarla, söylenen türkülerle ikinci gün de sona erdi. 3. gün bizlere yap›lan sald›r›lara beraber tepki göstermek amac›yla yurtsever arkadafllar da bizleri desteklemek için alana geldiler. Yine hep beraber davul- zurna eflli¤inde çekilen halaylarla, kitleye çekilen ajitasyonlarla etkinli¤imizi devam ettirdik. Bu s›rada kitleyi kameraya kaydeden bir Jitem eleman›n›n elinden, yapt›¤› kay›t al›nd› ve yok edildi. Bu sene yapm›fl oldu¤umuz alternatif flenlikler geçen senelere oranla hem kat›l›m aç›s›ndan hem kitle aç›s›ndan daha iyiydi. Bizler geçmifl deneyimlerimizden ö¤renerek ad›m ad›m üniversitemizin çehresini de¤ifltirece¤imize inan›yoruz. Üniversitemizde gerçekleflen bu sald›r›lar› k›namak için flenlikten sonraki gün ‹HD’de bir bas›n toplant›s› gerçeklefltirdik. Alternatif flenlikleri düzenleyen kurumlar; YDG, DGH, Gençlik Derne¤i, Genç-Sen MALATYA YDG 10 Yeni Demokrat Gençlik ZGÜR OKUL HALK GENÇL‹⁄‹N‹ SÖMÜRÜ ARACI: ÖSS Halk gençli¤ine karfl› sömürü araçlar›ndan biri olan bir ÖSS’yi daha geride b›rakt›k. Egemenlerin girdikleri ç›kmazdan kaynakl› artan sald›r›lar›ndan lise ö¤rencileri de nasibini almakta. E¤itimin ticarileflmesi, birçok burs olana¤›n›n kesilmesi vb. uygulamalarla gerek do¤rudan, gerekse ailelerin karfl› karfl›ya b›rak›ld›¤› ç›kmazla halk gençli¤i geleceksizlefltirilmektedir. Son dönemde birçok lise ö¤rencisi ekonomik zorluklardan kaynakl› okulu b›rakmak zorunda kalm›fl ya da part-time çal›flarak gelece¤ine yön vermeye çabalamak zorunda b›rak›lm›flt›r. Tüm bunlarla birlikte lise ö¤rencilerinin artan öfkesiyle karfl›laflmaktay›z. Geçti¤imiz y›llara nazaran lise ö¤rencilerinin genel gündemlere ve eylemlere daha duyarl› oldu¤u aç›kt›r. ‹srail’in Filistin’e sald›r›s›na karfl› birçok lisede yüzlerce ö¤renci eylemler yapm›fl, gerek devrimci önderlerin anmalar›nda, gerekse de kendini ifade edebilece¤i çeflitli eylemlere liselilerin ilgisi artm›flt›r. Tabloya bu aç›dan bak›ld›¤›nda geçti¤imiz günlerde Ankara’da Yüksel Caddesinde ÖSS’yi teflhir çal›flmas› yürütmek için aç›lan stantlara önce sivil faflist unsurlar›n ard›ndan da sivil polislerin sald›r›s› tesadüf de¤ildir. Sistemin devaml›l›¤› aç›s›ndan oldukça önemli rant kap›lar›ndan biri olan e¤itim sisteminin eleme s›nav›na karfl› at›lan her ad›m sistemi tehdit etmektedir. Bizler e¤itim sistemindeki adaletsizli¤in tüm di¤er alanlarda oldu¤u gibi alan›n özgül sorunlar›na karfl› sistemli ve örgütlü bir mücadeleyle tersine çevrilebilece¤ini biliyoruz. Bu yüzdendir ki özlük haklar›m›za sahip ç›kmak ad›na att›¤›m›z her örgütlü ad›mda faflizmin çeteleriyle, kolluk kuvvetleriyle karfl›laflmaktay›z. Yaflanan olayda devrimci, demokrat güçler olaya karfl› durufl sergilemifl, sivil polisler ise sözde olay› dindirmek ad›na havaya atefl açarak olaylar› daha da gergin bir duruma getirmifltir. Olay›n yafland›¤› bölge ise devrimci, demokrat yap›lar›n stantlar›yla çal›flma yürüttükleri bir bölgedir. Aç›kt›r ki faflizm, biz halk gençli¤inin tüm demokratik alanlar›na göz dikerek, hareket alan›m›z› yok etmeye çal›flmaktad›r. Yine bilmekteyiz ki halk gençli- ¤i bu alanlar› yine alanlarda verdi¤i devrimci, demokrat mücadeleyle kazanm›flt›r. Bir di¤er sald›r› biçimi ise ÖSS karfl›t› eylemlerin örgütlenme sürecinde kimi reformist örgütlerin tutumu olmufltur. Birçok alanda birkaç y›ld›r yap›lan ÖSS mitinglerinin içi reformist yap›lar taraf›ndan boflalt›lmaya çal›fl›lmakta, devrimcilerin eyleme kat›lmas›n› dahi tart›flma konusu haline getirmifltir. Kimi devrimci yap›lar›nsa bu tutuma karfl› herhangi bir tepki göstermemesi oldukça ilginçtir. Yarat›lmaya çal›fl›lan tablo ve yürütülen tart›flmalar devrimci mücadeleyi geriletmek için at›lan birer ad›md›r. E¤itimin ticarileflmesi dahi bir bütünün parças›yken ve tam da ihtiyaç bu tabloyu bütünlüklü bir flekilde ele almak› iken, bu yap›lar e¤itimi alan›ndaki mücadeleyi dahi parçalayarak zarar vermeye çal›flmaktad›r. Tüm engellemelere ra¤men kat›ld›¤›m›z eylemde yine bu reformist özneler ald›klar› görevleri yerine getirmemifl ve neredeyse mitingin gerçekleflmesine engel olacak pratikler sergilemifltir. Eleme s›navlar›n›n varl›¤› her ne kadar öznesi olsa da tek bafl›na halk gençli¤inin sorunu asla de¤ildir. ‹çerisinde bulundu¤umuz süreç emperyalist krizin etkisiyle daha da bütünlüklü ve birbirinden ba¤›ms›z olmayan sald›r›lar› bar›nd›rmaktad›r. Ortaya koydu¤umuz pratik de tabloyu bütünüyle içermelidir. Eleme s›navlar› bugün grevde olan iflçilerin, rekor seviyeye ulaflan iflsizlerin gerek çocuklar›ndan gerekse de sistemin ürünü olmalar›ndan kaynakl› birbirinden kopar›lmamas› gereken bütünlüklü sorunlar›d›r. Tüm bu gerçeklerle birlikte halk gençli¤inin çözümü artan sald›r›lara, geleceksizli¤e karfl› anti-emperyalist, anti-faflist örgütlü mücadelenin bu sorunlar›n öznesi olan bizlerle büyütülmesidir. Bizlere alternatif diye sunulmaya çal›fl›lan ancak her geçen gün bizlere çözümsüzlük olarak dönen bu sisteme karfl› öfkeyi her alanda büyütmeliyiz. Bu sorunlar›n öznesi olman›n yan›nda çözümünün de öznesi oldu¤umuzu bilince ç›kartmam›z sürecin en önemli ihtiyaçlar›ndand›r. Yeni Demokrat Gençlik 11 Birlik-Mücadele-Zafer! 14 Haziran günü saat 14:00’de Taksim Tramvay Dura¤›’nda Devrimci Demokratik Sendikal Birlik bas›n aç›klamas› gerçeklefltirdi. Biz de YDG’liler olarak aç›klamaya dövizlerimizle ve flamalar›m›zla kat›ld›k. “Krizin faturas› patronlara!”, “Birlik, mücadele, zafer!”, “Kahrolsun sendika a¤alar›!” sloganlar›n›n at›ld›¤› bas›n aç›klamas›nda 15-16 Haziran iflçi direniflinin önemi, bize ö¤rettikleri, var olan krizin iflçi, emekçi kesimine yans›mas› ve iflçi grevleri üzerinde duruldu. Ard›ndan ayn› gün gerçekleflen ÖSS’ye dair YDG olarak haz›rlad›¤›m›z bas›n metnini okuduk. Eleme s›navlar›n›n biz halk gençli¤ini sömürü arac› oldu¤u, her sene s›nav sisteminin de¤ifltirilmesine ve üniversite kontenjanlar›n›n artt›r›lmas›na karfl›n gelece¤imizi daha da belirsiz hale getirdi¤i, e¤itimin ticarileflmesi ve krizden lise gençlerinin dolayl› ve dolays›z bir biçimde etkilendikleri gerçekli¤inin üzerinde duruldu. Aç›klamam›zda “Eflit, paras›z, bilimsel, anadilde e¤itim!”, “Yaflas›n demokra- tik lise mücadelemiz!”, “Kurtulufl yok tek bafl›na ya hep beraber ya hiçbirimiz!” sloganlar›n› att›k. Bas›n aç›klamas› önümüzdeki iflçi eylemliliklerinin ça¤r›s›yla son buldu. ‹stanbul YDG ‹STANBUL YDG E⁄‹T‹M ÇALIfiMASI ‹STANBUL YDG P‹KN‹⁄‹ 14 Haziran Pazar günü Kad›köy’de pikni¤imizde ald›¤›m›z karar do¤rultusunda e¤itim çal›flmas› örgütledik. Öncelikle genel hatlar›yla ‹brahim Kaypakkaya üzerine bir tart›flma yürüttük. ‹brahim’in devrimcili¤i, kitleye önderlik etmesi, flartlar ne olursa olsun her iflçi ve köylü eylemliliklerine kat›lmas›, tezleri ve örgüt anlay›fl› ortaya kondu. ‹kinci k›s›mda genel hatlar›yla YDG’nin tarihi, tarihi boyunca yürüttü¤ü tart›flmalar ve anlay›fl› üzerine konufluldu. Buradan hareketle YDG’nin disiplini ve DKÖ iflleyifli üzerinde yo¤unluklu tart›flmalar yürütüldü. Okullar›n kapat›lmas› dolay›s›yla efl güdümlü okumak ve tart›flmalar yürütebilmek ad›na kitap listesi haz›rlad›k. E¤itim çal›flmam›z› önümüzdeki iflçi eylemliliklerine kat›l›m›m›z› planlayarak son verdik. ‹stanbul YDG 21 May›s Cumartesi günü, ‹stanbul YDG olarak piknik örgütledik. Pikni¤imizde Diyarbak›r zindan›nda katledilen ‹brahim Kaypakkaya ile Denizler ve Mahirler üzerine sohbet ettik. Devrimci önderlerin birbirinden farkl›l›klar›, mücadeledeki önemleri, harekete kazand›rd›klar› ve kitleyle olan ba¤lar› gibi konular üzerinde tart›flmalar yürüttük. Ard›ndan YDG üzerine konufltuk ve anti-emperyalist, anti-faflist mücadelenin önemi üzerinde durduk. Pikni¤imiz canl› tart›flmalarla geçmesine ra¤men böylesi tart›flmalar›n bir ihtiyaç oldu¤u ve bir güne k›s›tlamamak gerekti¤i üzerine karar ald›k. Önümüzdeki süreç için belirlenen konularda örgütlenecek bir e¤itim çal›flmas› karar›n› ald›k ve pikni¤imizi sonland›rd›k. ‹stanbul YDG 12 Yeni Demokrat Gençlik Dokuz Eylül’den boykot deneyimleri Emperyalist-kapitalist sistemin yaratt›¤› krizin, ülkemiz halk gençli¤i üzerindeki etkileri kimi alanlarda tepkileri de do¤urmufltur. Bu tepkilerden biri de Dokuz Eylül Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi’ndeki ö¤rencilerin örgütledi¤i kantin boykotudur. Biz de DEÜ YDG olarak boykottaki arkadafllardan Atakan Aytekin’le bir röportaj yapt›k. - Bize boykot sürecini anlat›r m›s›n›z? 6 Nisan’da boykot ça¤r›s› yapt›k. Bunun 1 hafta öncesinden bildiri ve afifllerle duyurusunu yapm›flt›k. 6 Nisan’da aktif bir flekilde kantinin 2 girifl kap›s›n› kapat›p kap›n›n üzerine “Kantini boykot ediyoruz” yazd›k. Gelen her insanla teker teker konuflup burada boykotun oldu¤unu, kantin fiyatlar›n›n yüksek, kalitenin düflük oldu¤unu, bunun sebebinin özellefltirmeler oldu¤unu, üniversitelerde özellefltirmelere “dur” demek için bir yerden bafllamak gerekti¤ini anlatt›k. ‹lk gün bu ça¤r› güzel oldu. ‹nsanlara anlatmaya devam ettik. Beraber oturup flark›lar, türküler söyledik. fiirket, bir görüflme talep etti. Telefonla “Toplant› yapal›m” dediler. “Gelin toplant› yapal›m” dedik. Adamlar gelmedi. 4. gün çay, kahve, su (gücümüz ne kadar yettiyse) bunlar› koymaya çal›flt›k. 6. gün (2. hafta) bir f›r›nla anlaflt›k ve d›flardan her gün 70-80 tane açma getirdik. Sabahlar› açma servisi yapt›k. Ö¤lenleri arkadafllar›m›zla çörek, börek, kek vb. getirip ö¤len yemeklerini bu flekilde verdik. Süreç bu flekilde 7 hafta (31 ifl günü) gitti. Kantin içinde masada insanlarla kurdu¤umuz diyalog sayesinde, as›l amac›m›z›n çay, kahve paras›n›n de¤il, üniversitenin ticarileflmesinin önüne geçmek oldu¤unu, üniversite ö¤rencisinin üniversitenin öznesi oldu¤unu ve ticarileflmeye bizlerin “dur” diyebilece¤ini gösterdik. Bu ticarileflmenin somut bir örne¤i kantindi. Kantini boykot ettik. Bunu yapan grup maalesef bir örgüt, bir parti de¤ildi. 10–15 kiflilik ba¤›ms›z ö¤renciler grubuydu. Bir örgütün buna öncülük etmesi ve insanlar›n o örgütün arkas›ndan gitmesi gerekirken ba¤›ms›z ö¤renciler olarak bunu yapt›k. ‹deolojik-politik hatt›m›z gere¤i hepimiz gelece¤in iflçi adaylar› olarak s›n›f mücadelesinin içindeyiz. S›n›fsal bir zeminin olmadan bunu veremezsin ama okulda da hayata taraf olarak bir fleyler yapabilirsin. Rektörlükle temasa geçtik. Derdimizin çay›n 50 krfl. olmas› de¤il, kantinin özel bir flirket taraf›ndan çal›flt›rmas› oldu¤unu, özel bir flirketin de¤il, rektörlü¤ün çal›flt›rmas› gerekti¤ini, üniversite kantinin ö¤rencilerin çal›flabilece¤i alanlar olmas› gerekti¤ini söyledik. Cevab›n› buldu. Art›k buray› üniversitenin kurdu¤u bir kooperatif çal›flt›racak. - Neden ba¤›ms›z örgütlenmeye gittiniz? ‹çimizde örgütlü insanlar da var, bugünün toplumunu analiz etmifl, s›n›fsal bir durufl sergileyen insanlar da var, politik olmay›p yavafl yavafl bir fleylerin fark›nda olan insanlar da var. Genel olarak pratikteki olumsuzlu¤a, çöküfle, teoriyle bakmak gerekir. Sorun; parti ve örgütlerin üniversite özelinde (genele dair bir elefltiri yapm›yorum, (bilerek yapm›yorum bunu) özne-nesne iliflkisini kaybetmesi, üniversitedeki öznelli¤i b›rak›p d›flar›daki öznelli¤e yönelmesi ve bu yüzden üniversitelerde kitleselli¤i yakalayamamas›d›r. Üniversitelerdeki sorunlarla ilgilenmeyen bir örgütün, üniversite gençli¤ini örgütlemesinin imkân› olmad›¤›n›, üniversite içerisindeki sorunlara s›n›fsal bir aç›dan bak›p buna karfl› s›n›fsal bir tepki koyamayan insanlar›n, üniversiteden d›flar› ç›kt›klar› zaman baflar›s›z olabileceklerini düflünerek bunu yapt›k. Ama bir gün gelip de bir örgüt burada böyle bir fley yaparsa (kim oldu¤u önemli de¤il), biz de destek veririz. - Son olarak eklemek istedi¤iniz bir fley var m›? Tek ça¤r›m›z flu; okulun öznelli¤ini kaybetmeden örgütlenmek gerekti¤i kavranmal›. Okulda ö¤rencilerin yaflad›¤› sorunlar üzerinde onlar› örgütlemeye çal›fl›p buradan insanlar› d›flar› ça¤›rmak do¤ru bir yol. Çünkü buradaki insanlar 2,5 TL’den 6 TL’ye ç›kan yemek paralar›ndan çekiyorlar, projeleri tamamlan›p yap›lamayan yurtlardan çekiyor. Bunlarla savafl veriyor. Bunlar› kazan›p daha sonra “evet” deyip d›flar› götürmek ama bunlar› toplumdan soyutlayarak de¤il, toplumun içine alarak ve kapitalizmin buradaki egemenli¤inden, buradaki çeliflkilerinden anlatarak yapmak laz›m. Buradaki süreç kantin boykotuyla bafllad›. Buradaki arkadafllarla birlikte Kent A.fi. iflçilerini ziyarete gittik. Buradaki arkadafllarla beraber eylemlerine gittik. Dokuz Eylül Üniversitesi YDG Yeni Demokrat Gençlik 13 Y‹NE ‹P’L‹ FAfi‹STLER, Y‹NE CEBEC‹ KAMPÜSÜ… Geçen senelere nazaran, bu sene daha haz›rl›kl› gelip Siyasal Bilgiler Fakültesi’nin kantinine yerleflmifllerdi. Yaklafl›k olarak 60 kiflinin hemen hemen hepsi d›flar›dan, yine çantalar›nda sopalar›yla gelmiflti. ‹flçi Partililerin propaganda ve örgütlenme arac› olarak kulland›¤› Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde bulunan ve faaliyet yürütemeyen Atatürkçü Düflünce Toplulu¤u (ADT) ad›na 17 May›s Cumhuriyet Mitingi’ne ça¤r› yapan afifller as›lm›flt› SBF kantinine. Gün 13 May›s 2009; yine ‹flçi Partili faflistler, yine Cebeci Kampüsü ve yine adres Mülkiye... Anlataca¤›m›z bu olay ‹flçi Partililerin, Cebeci Kampüsü’nde faflist propagandalar›n› daim k›lmak için her sene düzenli olarak yapt›¤› sald›r›lardan bir tanesi… Geçen senelere nazaran, bu sene daha haz›rl›kl› gelip Siyasal Bilgiler Fakültesi’nin kantinine yerleflmifllerdi. Yaklafl›k olarak 60 kiflinin hemen hemen hepsi d›flar›dan, yine çantalar›nda sopalar›yla gelmiflti. ‹flçi Partililerin propaganda ve örgütlenme arac› olarak kulland›¤› Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde bulunan ve faaliyet yürütemeyen Atatürkçü Düflünce Toplulu¤u (ADT) ad›na 17 May›s Cumhuriyet Mitingi’ne ça¤r› yapan afifller as›lm›flt› SBF kantinine. Evet, okulumuza faflist bir güruh gelmiflti ve amaçlar›n› aç›k aç›k belli ediyorlard›. Tam o esnada ÖEP, SBF<d>DER ve Genç Kurtulufl’tan arkadafllar, ‹P’li faflistleri kantinde teflhir edeceklerini söylediler. Bu önerinin karfl› ç›k›lacak bir öneri olmad›¤› gerçe¤i karfl›s›nda bu tutumun yetersiz bir müdahale olaca¤›n› belirtmekle beraber bu örgütlülüklerin amaçlad›¤›n› düflündü¤ümüz teflhir çal›flmas›na destek olmak için gittik. Öneriyi ortaya koyan ÖEP, SBF<d>DER ve Genç Kurtulufl, kitleye ve ‹P’li faflistlere, müdahale etmeyecekleri yönünde bir aç›klama yap›nca biz neye u¤rad›¤›m›z› flafl›rd›k. Çünkü söz konusu kurumlar›n bize yapt›klar› aç›klaman›n içeri¤ini bu flekilde aktarmam›fllard›. ‹P’li faflistlerin, aç›klaman›n ard›ndan bizleri alk›fllay›p, “yemedi di mi!” fleklinde çirkin bir üslup tak›nabilecek cüreti gösterebilmeleri ve “Amerikan itleri y›ld›ramaz bizleri!” fleklinde sloganlar› Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde atabilmeleri karfl›s›nda flaflk›nl›¤›m›z ayyuka ç›kt›. Biz faflist zihniyeti ve sürekli pratikleri zaten ortada olan, üstelik o gün için de okulumuzda bizlere hakaret eden, sald›rma niyetiyle gelmifl bu faflistlere müdahale etme konusunda kararl›yd›k. Ancak tam o esnada çevik kuvvetin kampüse girdi¤i ve fakülteye geldikleri haberini ald›k. Bizimle konuflan hocalar, olay ç›kmadan ‹P’lileri d›flar› ç›kartacaklar›n› söylediler. Daha sonra ‹P’li faflistler, çevik kuvvet eflli¤inde d›flar› ç›kart›ld›. ‹P’liler d›flar› güvenli bir biçimde ç›kart›lmaya çal›fl›l›rken devrimcilerin sloganlar› ve fiili müdahalesiyle karfl›laflt›lar. Devrimcilerin ça¤r›lar› “provokasyona gelmeyin” söylemleriyle bertaraf edilmek istendi. Ö¤rencilerin bir k›sm› çat›flma oldu¤unu söyleyip kitleyi ça¤›r›rken bir k›sm› “olay yok” diyerek; “provokasyona gelmedi.” 14 May›s günü ise ayn› güruh kampüse farkl› girifllerden girerek yine SBF kantinine ellerinde kocaman bavullar›yla doluflmufllar, faflist propagandalar›n› yapt›klar› bildirileri da¤›t›yorlard›. Bu sefer tüm devrimci-ilerici gruplar toplanarak olaya müdahale ve ›rkç›-faflist güruhu kampüsümüzden geri püskürtme karar› ald›k. 14 May›s günü güruha müdahale edece¤imiz esnada çevik kuvvet elini kolunu sallaya sallaya bu kez de ‹P’li faflistleri kollamak için içeri girdi. Bizlerse müdahale etmeye çal›fl›rken ayn› zamanda fakültedeki arkadafllar›m›z taraf›ndan okula silahla geldi¤i tespit edilen, okulun içine silah sokan ‹P’li faflistleri kampüsten güvenli bir flekilde ç›karmaya çal›fl›yordu. ‹P’li faflistler fakülteden ç›kar›ld›ktan sonra kampüs içinde k›sa süreli bir çat›flma ç›kt›. Çat›flma esnas›nda faflist güruh polis eflli¤inde d›flar› ç›kar›ld›. Olaydan sonra kampüsten toplu ç›k›fl yap›ld› ve K›z›lay’a sloganlar eflli¤inde yüründü. K›z›lay’da Yüksel Caddesi’nde ‹nsan Haklar› An›t› önünde bas›n aç›klamas› yap›ld›. Bas›n aç›klamas› ‹flçi Partisi’ni teflhir eden sloganlarla bitirildi. CEBEC‹ YDG 14 Yeni Demokrat Gençlik f rum DAHA BÜYÜK HEDEFLER ‹Ç‹N; N‹TEL‹KL‹ B‹R YAZ SÜREC‹ GEÇ‹REL‹M Geride b›rakt›¤›m›z ö¤retim süreci biz YDG’liler ve üniversiteli gençlik aç›s›ndan önemli birçok geliflime tan›kl›k etti. Bu süreçte üniversiteli gençli¤in yo¤un sald›r›lara maruz kalmas› ve önemli oranda örgütsüzlü¤ü sürecin ana halkalar›n› oluflturan iki temel bafll›k oldu. Gelinen aflamada bu durumun tersine çevrilmedi¤i ortadayken, egemenlerin, daha önce bu köflede de defalarca belirtti¤imiz gibi, önümüzdeki dönemde sald›r›lar›n› güçlendirerek artt›raca¤›n› yeniden vurgulamal›y›z. Bu duruma karfl›n üniversiteli gençli¤in örgütsüz ve da¤›n›k duruflu ise olanca ç›plakl›¤›yla sürmektedir. Bu gerçe¤in alt›n› çizen 3. Konferans›m›z bu do¤rultuda bir yönelim çizmiflti ve örgütlülü¤ümüz bu yönelime ö¤retim süreci boyunca hayat vermeye çal›flt›. Konferans›m›zdan bu yana üniversite çal›flmas›nda birçok yetmezli¤imiz yaflansa da gelinen aflama esas anlamda olumlu bir zemine oturtulmal›d›r. E¤itimde yap›sal de¤ifliklikler hedefleyen emperyalist projelere h›z kesmeden hayat vermeye çal›flan YÖK ve flürekâs›, önemli bir tepki örgütlenemeden yoluna devam etmektedir. Bu durumun alt›n› çizen konferans›m›zdan bu yana üniversite çal›flmam›zda merkezi hedeflerimiz, üniversitelerde YDG örgütlülüklerini güçlendirmek ve üniversiteli gençli¤i öz örgütlülüklerinde örgütlemek yönelimiydi. Niteli¤imiz ve etki alan›m›z düflünüldü¤ünde geçen süreç birçok deneyimin yan› s›ra, birçok kitle örgütünde örgütlenmeyi ve birçok yeni üniversitede YDG örgütlülükleri oluflturmam›z› sa¤lam›flt›r. Özellikle birkaç alan›m›zda çeflitli DKÖ pratikleri beklentileri aflan bir geliflim seyri izlemiflken, ülkenin büyük üniversitelerinin birço¤unda YDG’nin kurumsallaflmas› veya bu yolda önemli ad›mlar atmas› mütevazi bir geliflmedir. Do¤all›¤›nda politik yönelimimize uygun bir hat izlemifl bulunmaktay›z. Do¤rusal bir geliflim ya da s›çramadan daha çok etki alan›m›z›n geniflledi¤inden ve deneyimlerimizin ilerledi¤inden bahsetmek gerçe¤e daha uygundur. Do¤ru bir politik yönelimin yan› s›ra üniversiteli gençli¤in geleceksizlefltirilmeye ve ekonomik krizle beraber artan s›k›nt›lar›na verdi¤i tepki de bu durumun yaflanmas›n› sa¤lam›flt›r. Bahsetti¤imiz tepki henüz olgunlaflmaktan uzak olsa da bu durumun emarelerini ba¤r›nda tafl›yor. Bu gerçeklik andaki durumumuz düflünüldü¤ünde görev ve sorumluluklar›m›z› artt›rmakta ve daha nitelikli bir geliflim seyri yakalamam›z› aciliyet haline getirmektedir. Kaydetti¤imiz geliflim inatç›, sab›rl›, azimli ve kurumsal bir faaliyetin sonucunda ortaya ç›kmam›flt›r kuflkusuz. Fakat geçti¤imiz dönem boyunca vurgulad›¤›m›z en temel eksikliklerimizin bafl›nda güncele müdahale edememek ve hareketli bir çal›flma temposu yakalayamamak konular›nda da bariz bir ilerleme kaydettik. Politik yetmezliklerimiz, örgütsel deneyimsizliklerimiz, üniversitelerde kurulan birçok komisyonumuzun neredeyse birkaç ayl›k örgütsel deneyime sahip oldu¤u koflullarda politik hedeflerimiz do¤rultusunda olumlu ad›mlar atabilmek tek bafl›na bir baflar›d›r. Ve örgütsel gerçekli¤imiz bundan daha fazlas›n› yapabilecek durumdad›r. Yeni Demokrat Gençlik Yaz Süreci Böylesi bir tabloda girdi¤imiz “tatil” sürecini tüm yönleriyle verimli geçirmeyi hedeflemeliyiz. Yaz süreci tüm alan örgütlülüklerimiz için gerçekli¤e en uygun zemin üzerinden ele al›nmal› ve ona uygun bir pratik hat belirlenmelidir. Öncelikle örgütümüzün son y›llarda merkezi olarak gerçeklefltirdi¤i kitle/köy çal›flmalar› yaz sürecinin verimli geçirilmesinde önemli bir yerde durmaktayken, hem yaz sürecinin tamam›na yay›lmamas› hem de tüm örgütlülü¤ümüzün böylesi çal›flmalara dahil edilememesi nedeniyle tek bafl›na yeterli bir yerde durmamaktad›r. Do¤al olarak yerel olanaklar dahilinde böylesi çal›flmalar yayg›nlaflt›r›lmal›d›r. Tasfiyecilik rüzgarlar›n›n esti¤i böylesi bir dönemde tüm YDG’lilerin merkezi ve yerel olarak böylesi çal›flmalar› örgütlemesi bünyemizdeki hastal›klardan ar›nmam›z için önemliyken, halka yak›nlaflmam›z› ve kitlelerle iç içe olmay› da beraberinde getirmektedir. Öte yandan böylesi çal›flmalar›n en önemli özelliklerinden biriyse, kolektif e¤itim ve tart›flma toplant›lar› yapabilme olana¤› sunmas›d›r. Üretime kat›lmay› sa¤lamak böylesi ortak çal›flmalarla örülebilece¤i gibi, bu olana¤› olmayan alanlar›m›z ya da yoldafllar›m›z için bireysel bir biçimde de ele al›nmal›d›r. Disiplinli bir yaflam› içsellefltirmek ve sömürü çark›n› pratik olarak somutlamak, yaflad›¤›m›z sistemi daha iyi tan›mam›z› beraberinde getirecek olan dolays›z üretim sürecine kat›lmam›z olacakt›r. Di¤er bir önemli mesele ise yaz sürecinin verimli bir teorik ve politik e¤itim süreci olarak ele al›nmas›d›r. Son y›llarda özellikle liseli gençli¤in devrim mücadelesine ar- 15 tan ilgisinden bahsetmekteyiz. Yine ayn› oranda olmasa da üniversiteli gençlik içinde böylesi bir durumdan bahsetmek pekala mümkündür. Ve bu sürecin henüz bafl›nda bulunmaktay›z. Artan ekonomik krizin yaratt›¤› çeliflkiler derinleflmekte halk gençli¤i görünür bir biçimde yeni aray›fllara yönelmektedir. Üniversite örgütlülüklerimiz hem niteliksel olarak hem de kurumsall›¤› itibariyle bu aray›fllara cevap olmaktan uzakta olmas›na ra¤men, var olan aç›y› gidermek önemle üzerinden durulmas› gereken bir husustur. fiüphesiz bu aç›y› gidermenin en önemli ayaklar›ndan birisi de politik ve teorik eksikliklerimizin giderilmesidir. Özellikle saflar›m›za nispeten yeni kat›lan yoldafllar›m›z›n kaplad›¤› niceliksel alan düflünüldü¤ünde bu durum daha büyük bir önem arz etmektedir. Yaz döneminin sundu¤u olanaklar› bu çerçevede de¤erlendirdi¤imizde önemli geliflimler kat etmemiz kaç›n›lmaz olacakt›r. Bir program dahilinde bireysel ve kolektif e¤itim çal›flmalar› gerçeklefltirmek, egemen ideolojinin bizlere yaratt›¤› çitlere indirece¤imiz ayr› bir darbe olacakt›r. Özet olarak potansiyelimize uygun yer yer var olan potansiyelimizi zorlayan bir geliflim seyri izledik. Gerçekli¤imizi ne oldu¤undan kötü ne de oldu¤undan iyi bir flekilde yans›tma kayg›s›na düflmeden bunu rahatl›kla söyleyebiliriz. Fakat s›n›f mücadelesinin her yerde oldu¤u gibi kampüslerde de keskinleflen ak›fl›n› karfl›lamaya yada çeliflkileri derinlefltirmeye henüz çok uzak bulunmaktay›z. Ve önümüzdeki ö¤retim sürecinde görevlerimizi daha iyi yerine getirebilmek için yaz süreci boyunca iki temel prati¤e fliddetle ihtiyac›m›z var. Birincisi; do¤rudan üretim sürecine kat›lmam›z› sa¤layacak kolektif ve bireysel çal›flmalar örgütlemek, ikincisi; yine nitelikli bir politik ve teorik geliflim sa¤layacak kolektif ve bireysel e¤itim çal›flmalar› örgütlemek. Tüm yaz çal›flmalar›m›z bu merkezi yönelim dahilinde ele al›nmal› ve önümüzdeki ö¤retim dönemine haz›rl›¤› da kapsamal›d›r. Etki alan›m›z›n s›n›rlar›n› aflan bir çal›flma içerisinde olmam›z halk gençli¤inin gelece¤ini ellerine alma mücadelesine çak›lacak bir k›v›lc›m olacakt›r. YDG’miz bunu yapma cüretini, azmini ve coflkusunu tafl›maktad›r. 16 Genç kad›ndan... Güldünya’n›n yeni say›s› ç›kt› Çanakkale’de Genç-Sen’li kad›nlar›n haz›rlad›¤› Güldünya adl› derginin yeni say›s› ç›kt›. Kad›na yönelik fliddete ve erkek egemen düzene bafl kald›rmak için mücadeleye ça¤›ran Güldünya 3. say›s›yla okuyucularla bulufluyor. “1 May›s ve kad›n”, “68 kufla¤› ve kad›n” gibi yaz›larda kad›n›n bu tarihlerdeki yeri ve önemi vurgulan›rken kad›n sorununun ne kadar tali bir gündem olarak ele al›nd›¤›n› belirtiyor. “Özgür olman›n efli¤inde” adl› yaz›da ise kad›nlar›n yaflam›n çeflitli evreleri içerisinde çekilen zorluklar› oldukça etkili bir biçimde anlat›yor. “Umut düfllerimizde gelecek ellerimizdedir” adl› yaz›da ise son dönemde Çanakkale’de geliflen süreci tahlil etmek ad›na oldukça aç›klay›c› bir yaz› mevcut. Çanakkale YDG DÜÖ-DER’den Kad›n Etkinli¤i 21 May›s’ta ö¤len aras› DÜÖ-DER Kad›n Komitesi’nin Fen-Edebiyat Fakültesi önünde kad›n›n tarihten gelen ezilmiflli¤ini konu edinen bir sinevizyon haz›rland› ve sunuldu. Yaklafl›k on befl dakika süren gösterim müzik dinletisi ile bafllad›. Kat›l›m istenilen düzeyde olmasa da genel bir coflku havas› hakimdi. Geçmiflten bugüne feodal bir anlay›fl üzerinden namus, töre gibi kavramlarla kad›n› yok sayan, kad›n› meta olarak görüp birey olarak kabul etmeyen anlay›fl› yeren bir metin okundu. En son da kad›n gerillalar an›larak etkinlik sonland›r›ld›. Amed YDG Yeni Demokrat Gençlik Erzincan’da okurlar›m›za gözalt› ve tutuklama terörü Devrimci, demokrat ve yurtsever kesime yönelik bask›, gözalt› ve tutuklama terörü h›z kesmeden devam ediyor. Derinleflen ekonomik krizle birlikte tepki ve muhalefetin gün afl›r› artt›¤›, y›k›mlara, zamlara, iflten ç›kartmalara yönelik kitle hareketlerinin yo¤unlaflt›¤›, Kürt Ulusal Hareketinin silahl› mücadeleyle elde etti¤i baflar›lar karfl›s›nda egemenlerin ç›kmaza düfltü¤ü bu dönemde devletin ilk elden devrimci, demokrat ve yurtsever kesime yönelmesi elbette ki tesadüfi de¤ildir. Geçti¤imiz aylarda DTP’ye yönelik bafllat›lan sald›r›lar, KESK emekçilerine yönelik 14 tutuklamayla sonuçlanan operasyon, devrimci, demokrat ve yurtsever bas›na yönelik toplatma ve kapatma cezalar›, gözalt› ve tutuklamalar ve en nihayetinde hapishanelerde devrimci, demokrat tutsaklara yönelik sald›r› ve hak gasplar›n›n artmas› bunun somut örneklerindendir. Yine son olarak Erzincan’da Yeni Demokrat Gençlik ve ‹flçi-Köylü okurlar›n›n da aralar›nda bulundu¤u 8 kifli sabah›n erken saatlerinde yap›lan ev bask›nlar› ve Erzincan ‹flçi-Köylü bürosu bas›larak gözalt›na al›nm›flt›r. Gözalt›na al›nan arkadafllar›m›zdan 4’i tutuklanarak Erzurum E Tipi Hapishanesine gönderilmifltir. Bizler okurlar›m›za yönelik gerçekleflen bu sald›r›y› k›n›yor, hakl› ve meflru mücadelemizi daha da büyüterek, devam ettirece¤imizi bir kez daha yineliyoruz. KESK yaln›z de¤ildir KESK’e yap›lan bask›lar› ve göz alt›lar›n› k›namak için Artvin E¤itim-Sen 29 May›s Cuma günü 12.15’de flehir merkezinde bir bas›n aç›klamas› düzenledi. Yaklafl›k 60 kiflinin kat›ld›¤› bas›n aç›klamas›nda YDG olarak bizler de oradayd›k. Bas›n aç›klamas›nda hakl› mücadelelerine sonuna kadar devam edeceklerini ve Artvin’den Ankara’ya kadar yürüyeceklerini belirtti. Bas›n aç›klamas› sloganlarla son buldu. Artvin YDG Yeni Demokrat Gençlik 17 Direnifl sürüyor... Sistemin sald›r›lar› artarken devrimciler de ‹brahimlerden, Mahirlerden, Denizlerden ald›klar› devrimci savafl gelene¤ini yükseltmek için mücadelelerini sürdürüyorlar. Elimize e-posta kanal›yla gelen TKP/ML T‹KKO Dersim Bölge Komutanl›¤› imzal› bildiride “Gerilla savafl›n›n geliflip güçlenmesi, kök sal›p serpilmesi kendi sonunun yaklaflmas›d›r. Bu nedenle gerilla savafl›n›n verildi¤i alanlar› insans›zlaflt›rma, kitle ile gerillan›n ba¤›n› koparma, gerillay› tecrit etme hedefini gütmeye devam etmektedir. Gerilla savafl›n›n verildi¤i alanlardan biri olan Dersim’de de özellikle son y›llarda bu politikalar›n› yaflama geçirmenin çabalar›n› h›zland›rmaya çal›flmaktad›r ” vurgusu yap›lmaktad›r. Aç›klamada ayr›ca “Nisan ay› içerisinde Dersim’de Çemiflgezek, Hozat ve Ovac›k üçgeni aras›nda bulunan ormanl›k alanlar› (Kinzir, Ali Bo¤az›, Ahbanos, Avgasor, Kutu Deresi gibi) askeri bölge ilan eden TC, bir taraftan gerillay› belli bir alana s›k›flt›r›p, kitleyle ba¤›n› koparmaya çal›flmakta, di¤er taraftan da gerillay› imha amaçl› operasyonlar›n› yo¤unlaflt›rmaktad›r. Bu sald›r›lardan birini son süreçte Ali Bo¤az› çevresinde yo¤unlaflt›ran TC’nin kolluk güçleri özel hareket timleri ile günlerce gerillan›n geçebilece¤ini düflündü¤ü hatlara pusu kurmufltur. “Yaklafl›k 1 hafta boyunca düflman harekat tarz›n› izleyen partimiz TKP/ML’ye ba¤l› T‹KKO gerillalar› ile HPG güçleri, Ali Bo¤az› Bozan Yaylas› civar›nda pusuya ç›kan iki düflman koluna, birinde HPG gerillalar› di¤erinde ise TKP/ML T‹KKO gerillalar› ile HPG gerillalar› olarak iki ayr› koldan uzun namlulu silahlarla sald›r›lm›flt›r. 23 May›s 2009 akflam› saat 19.00 ile 20.00 aras›nda yap›lan eylemde üç özel hareket timi imha edilirken biri yaralanm›flt›r. Eylem sonras›, çaresizlik içerisinde kalan düflman gerillan›n geri çekildi¤ini düflündü¤ü alanlar› yo¤un bir flekilde bombalam›flt›r. Yine iki gün sonra kobra helikopterlerle Ali Bo¤az›’n› roketlerle ve A-4 tipi mermilerle bombalam›flt›r. Ancak düflman güçleri bu sald›r›lardan bir sonuç alamam›fl, gerilla güçleri kay›p vermeden geri çekilmifltir” denilmektedir. Mücadeleyi flehirlerde sürdüren genç komünistler de yaz›lama eylemleriyle ‹brahim yoldafl› and›klar›n› eposta ile elimize geçen aç›klamada ifade etmifllerdir. Buna göre TKP/ML’nin gençlik örgütü Türkiye Marksist Leninist Gençlik Birli¤i militanlar› Diyarbak›r’da Ba¤lar semtinde ve Mersin’de Demirtafl mahallesinde “‹bo yafl›yor T‹KKO savafl›yor!”, “‹brahim Kaypakkaya ölümsüzdür” vb yaz›lamalar yapt›klar›n› ve çok say›da duvara parti, ordu ismini yazd›klar›n› ilan etmifllerdir. Dersim YDG’den panel Dersim YDG, 6 Haziran günü saat 16.30’da “Ülkemizde e¤itim sistemi ve gençlik hareketi” konulu bir panel düzenledi. Dersim Belediyesi Konferans Salonu’nda gerçeklefltirilen panele araflt›rmac› yazar Temel Demirer, E¤itim-Sen ve YDG ad›na kat›lan panelistler, ülkemizdeki e¤itim sisteminin ve gençlik hareketinin sorunlar› ve çözümleri üzerinde durdular. YDG temsilcisinin ülkemizde e¤itim sisteminin niteli¤i üzerine yapt›¤› aç›klamadan sonra sözü E¤itim-Sen temsilcisi ald›. Ard›ndan konuflan Temel Demirer e¤itimin s›n›fsal oldu¤u s›n›fl› toplumda ba¤›ms›z olamayaca¤›n› vurgulad›. Panel soru-cevap bölümü ile devam ettirilerek sonland›r›ld›. Dersim YDG 18 Yeni Demokrat Gençlik UFUK “DÜNYANIN EN SOSYAL PROJES‹” “Kentsel dönüflüm, bozulma ve çökme olan kentsel alan›n ekonomik, toplumsal, fiziksel ve çevresel koflullar›n›n kapsaml› ve bütünleflik yaklafl›mlarla iyilefltirilmesine yönelik olarak uygulanan strateji ve eylemlerin bütünü…”* Ülkemizde bas›ndan takip etti¤imiz birçok y›k›m haberlerinde ya da bu konuyla ilgili gazetelerin köfle yaz›lar›nda kentsel dönüflüm projesini s›kça duymufluzdur. Öyle ki bu proje ne kadar çeflitli hedefleri olsa da y›kmakla özdeflleflti¤i için do¤al›nda bir olumsuzluk yarat›yor. Bu hedeflerin sadece ka¤›t üzerinde olmas› ve projeyi haz›rlayan sistemin kendini bu sorunun bir parças› olarak görmemesi (zaten beklemiyoruz) projeyi çözümsüzlü¤e mahkum etmektedir. Daha genel ifadeyle kentsel dönüflüm “lüks” F tipi hapishane, SSGSS, sözleflmeli ö¤retmenlik, Kürtçe TV ya da ABD’nin demokrasi anlay›fl›na benzer bir anlam ifade etmektedir. Yaflad›klar› yerlerden büyük metropollere iflsizlik, yoksulluk, devlet terörü ve ço¤altabilece¤imiz birçok sebeple gelen halk›m›z mevcut koflullar›n› birebir gittikleri yerlere uyarlamaya çal›flmaktad›r. Köyünde sat›labilir mallar›n› satt›ktan sonra büyük flehirde kendisine efl-dost-akrabas›na yak›n bir yerde arsa alarak ve hemen tu¤ladan birkaç oda çevirerek çal›flmaya koyulurlar. Genifl aileyi kendilerine ait ayr› evler yaratana kadar kald›raç olarak kullan›rlar. Bu süre içerisinde de köyle olan ba¤lant›lar› hep devam eder. Tabii ki görece iyi olan bu tabloyu genelleyemeyiz. Bir de ayn› flekillerde köyünden ayr›lmak zorunda kalan ama büyük flehirlerde arsa alamayan bir ço¤unluk da var. Bu kesim sa¤l›ks›z koflullarda, devletin her türlü olanaklar›ndan yoksun bir flekilde hayatlar›n› sürdürmektedirler. Zaman zaman seçim dönemlerinde oylar› için çeflitli vaatlerle kand›r›lan gecekondu sahipleri her defas›nda sistem temsilcilerinin yalanc› yüzleriyle bafl bafla kalm›fllard›r. Kendi geçimlerini zor sa¤layan gecekondu sahiplerine “uygun” koflullarda ev sahibi olmalar› için koflullar sa¤lanm›yor dersek haks›zl›k etmifl oluruz. “Dünyan›n en sosyal projesi”, “Çocuk park›nda oynayan çocu¤unuzu evinizde televizyonunuzda AV kanal›ndan izleyebilece¤iniz kamera sistemi ile huzurunuzu maksimuma ç›kar›yoruz, endiflelerinizi minimuma indiriyoruz…” gibi sloganlarla “uydu kentlere” geçmeleri için defalarca “olanaklar” sefer edilmifltir. Ama gecekondu halk› “sosyalleflmek” istememektedir(!) Sosyalleflmek isteyenleri ise banka kredileriyle uzun y›llara bölünen taksitlerle borçland›rm›fllard›r. Yeni evlerinin taksitlerini ödemek için hummal› bir çal›flmaya bafllarlar. Günümüzde kriz olmamas› ve oldu¤unda da “Aman benim iflçim ev taksiti ödüyor bunu iflten atmayay›m” diyen bir patron olmas› biraz zor olsa gerek. Böylesi bir tabloda çal›flan kifli, çal›flt›¤› iflyerinde daha çok köleleflmektedir. Kendisini ve çocuklar›n›n gelece¤ini ilgilendiren birçok proje, yasa ve kanuna ses ç›karmamakta ve bireysel olarak yoluna devam etmektedir. Tabii di¤er cephede, bir yandan zenginlerin gökdelenleri yükselirken öte yandan yoksullar›n bafllar›n› soktuklar› iki göz gecekondu, çok görülerek bafllar›na y›k›lmaktad›r. Bu gerçekten yola ç›karak kanunlar›n, projelerin para sahiplerine göre ç›kar›ld›¤›n› iyice bilince ç›karmak gerekmektedir. Yani daha önce tapu dahi verilen birçok arazinin gelecekte ç›kar›lacak bir yasa ile “yasad›fl›” olmayaca¤›n›n garantisi yoktur. Spor kompleksli, yüzme havuzlu, al›flverifl merkezli vb. projelerle sosyalleflmeleri her an istenebilir. O nedenle kendilerini garantideymifl gibi hisseden di¤er ev ve arazi sahiplerinin bu sald›r›lara karfl› sessiz kalmamalar› gerekmektedir. Bizim gelece¤imizin garantisinin örgütlü olmam›z oldu¤unu her defas›nda vurgulamal›y›z. Geçmiflte birçok direnifl sergilenerek devletin geri ad›m att›¤› bu mahallelerde, bunu daha çok dillendirmeliyiz. Bütün bu çal›flmalar› yaparken halk›n bu sürecin her aflamas›nda olmas› önemli olan bir di¤er yand›r. Kuruçeflme, Alt›nflehir vb süreçlerin deneyimlerini incelemeliyiz. Yap›lan di¤er çal›flmalar›, ele al›fl biçimleri ve sonuçlar›n› yay›nlar›m›za aktarmal›y›z. Dünyada yiyecek s›k›nt›s› yokken insanlar›n aç kalmas›, yine arazi ve ev s›k›nt›s› yokken evsiz kalmas› bizler için anlafl›l›r olmamal›d›r. Bir avuç insan›n elinde toplanan bu gelirler üzerine kurulu bir düzende yaflamak zorunda de¤iliz. www.arketeri.com(*) Derya Karada¤ Yeni Demokrat Gençlik 19 Türkiye’deki Çocuk Tutsaklarla Dayan›flmay› Gelifltirelim! ‹nsan Haklar› Derne¤i’nin yapm›fl oldu¤u araflt›rmaya göre, Türkiye’de 2006-2007 y›llar›nda Terörle Mücadele Kanunu kapsam›nda 1572 çocuk yarg›lanm›flt›r. Bunlar›n büyük bir bölümü “suç” ifllemek amac›yla örgüt kurma, örgüt üyeli¤i ve örgüt propagandas›n› düzenleyen TCK 220. madde gere¤i; di¤er kesim ise TCK’n›n silahl› örgüt kurmak ve yönetmek suçunu düzenleyen 314. maddesi kapsam›nda yarg›lanm›flt›r. Yine ayn› kanunlar gere¤i 2008 y›l›nda Diyarbak›r’da 279, Adana’da 264 ve Van’da 28 çocuk tutuklu ve tutuksuz olarak yarg›lanm›flt›r. 2009’un bafllar›nda ise 82 çocuk gözalt›na al›nm›fl, bunlar›n 28’i tutuklu, 54’ü tutuksuz yarg›lanmaktad›r. “Suçlar›” zafer iflareti yapmak ve polise tafl atmak olan çocuklar 25 y›l uygulamas› yürürlü¤e konularak yarg›lanacaklard›r. Türkiye’de egemen güçler Kürt ulusuna yönelik sald›r›larda on binlerce insan›n hayat›na k›ym›flt›r. Kürt ulusunun demokratik hak mücadelesi TC’nin kuruluflundan günümüze dek devam edegelmifltir. Özellikle 2006 y›l›ndan günümüze kadar yürütülen mücadelede ailelerinin yan›nda yer alan çocuklara yönelik tutuklamalar, iflkenceye tabi tutularak verilen cezalar faflizmin ve nasyonalist egemen anlay›fl›n Kürt ulusuna yönelik asimilasyon, inkâr ve imhan›n devam›d›r. Demokrasi ve Özgürlük Mücadelesi Meflrudur! Adana’da; 8 Mart 2009’da “Dünya Emekçi Kad›nlar Günü’nde” yürüyüfle kat›lan 15 ve 16 yafllar›ndaki iki genci 8’er y›l cezaland›ran sistemin bütün demokrasilerden DTP’YE BASKILARA KARfiI 500 K‹fi‹L‹K AÇLIK GREV‹ DTP’ye yönelik ikinci defa gerçekleflen operasyon sonras› Mersin’de iki günlük açl›k grevi karar› al›nd›. 14 May›s’ta bafllayan açl›k grevine ‹HD, YDG-M, SDP, Halkevi, ESP, GÖÇ-DER kat›l›m gösterirken bizler de YDG’liler olarak Partizan’la birlikte kat›ld›k. Bas›n aç›klamas› sonras› yaklafl›k 500 kiflilik açl›k grevi bafllad›. S›k s›k sloganlar›n at›ld›¤›, halaylar›n çekildi¤i grevde; çeflitli müzik gruplar› ve MKM tiyatro grubu gösterilerde bulun- uzak, aç›k faflist bir diktatörya oldu¤u gerçe¤inin somut ifadesidir. Böyle bir sisteme karfl› mücadele etmek insanl›¤›n bir görevi oldu¤u gibi, bu meflru mücadeleyi bast›ranlar›n halka karfl› terör ve katliamlar› demokrasi olarak adland›ranlar; halk›n üzerinde insanl›k d›fl› yaflam› dayatan faflist egemen güçlerdir. Türkiye’de Kürt ulusu ve di¤er demokrasi ve sosyalist güçlere yönelik mücadelede tutuklanan binlerce çocu¤u terörist olarak yarg›layan TC devletinin son 11 ayda tutuklanan 69 çocu¤a toplam verdi¤i ceza süresini 30 y›la ulaflt›ran sistemin, as›l terör oldu¤u aç›k bir flekilde ortaya ç›kmaktad›r. Ayr›ca, Türkiye’de cezaevlerinde bask› ve iflkencenin oldu¤u defalarca uluslar aras› mahkemelerde ispatlanm›flt›r. Cezaevinde bulunan çocuklara fliddet ve iflkence uyguland›¤›n› tüm insan haklar› kurulufllar› defalarca beyan etmifltir. Ço¤u çocuktan da bask› ve iflkence alt›nda ifade al›nmas› söz konusudur. Herkesi Türkiye’deki Çocuk Tutsaklarla Dayan›flmaya ça¤›r›yoruz Türkiye’de faflist devletin yapt›¤› bu uygulamalar aç›k bir terördür. Tutuklanan çocuk politik tutsaklar›n; Türkiye’nin demokratikleflmesi için yürütülen mücadelede, ailelerinin ve demokrasinin yan›nda tav›r almalar›n› cezaland›ran uygulamalara karfl›, bulundu¤umuz bütün alanlarda mücadele yürütmek, hakl› ve meflru olanlardan yana tav›r almak bir görevdir. Bundand›r ki YDG olarak herkesi, Türkiye’deki çocuk tutsaklarla dayan›flmaya ça¤›r›yoruz. Çocuk tutsaklar derhal serbest b›rak›ls›n! Yaflas›n politik tutsaklar›n özgürlük mücadelesi! AT‹K YDG - Merkezi Yürütme Kurulu du. Kad›nlar›n yöresel k›yafetleri ve alana hâkim olan sar›, k›rm›z›, yeflil renkler de alana görsel aç›dan renk katt›. Sabah›n ilk ›fl›klar›yla halaylar eflli¤inde güne bafllayan eylemciler, eylemin ikinci günü de ayn› coflku ile direnifle devam ederek 15 May›s akflam› açl›k grevini sonland›rd›. Mersin YDG 20 Den gê C i wanê Yeni Demokrat Gençlik Sorunun yarat›c›s› çözüm olabilir mi? Kürt Ulusal Sorunu’na demokratik aç›l›m ve çözüm yaftalar›yla uzun bir süredir tart›flmalar yürütülmektedir. PKK’nin çat›flmas›zl›k karar› ve bu çat›flmas›zl›k halinin 15 Temmuz’a kadar uzat›lm›fl olmas›yla birlikte, “çözüm”e iliflkin birçok çevrenin “perspektif” sundu¤u bir süreçten geçiyoruz. Egemenlerin ç›karlar›na uygun olarak, Kürt Ulusal Sorunu’nun daha fazla dillendirildi¤ini belirtmekle birlikte ulusal sorun çerçevesinde çok yeni olmayan; ancak ›srarl› sald›r›lar›n, geliflmelerin yafland›¤› bir dönemeçte bulunuyoruz. Abdullah Gül’ün, “iyi fleyler olacak, güzel fleyler olacak” tekerlemesiyle yüreklerimize su serpmesi de olmasa bu gergin atmosferden ç›kmam›z bir hayli zor! ma tart›flmalar›, emperyalizmin ç›karlar› do¤rultusunda geliflmektedir. Ancak, tart›flmay› bu noktaya çeken Ulusal Hareket’in yürüttü¤ü silahl› mücadeledir. Ki TC devleti silahl› mücadele karfl›s›ndaki acze düflmüfl halini resmi a¤›zlardan dile getirmektedir. (En son bir programda konuflan eski Genelkurmay Baflkan› Yaflar Büyükan›t’›n, “TSK’n›n bütün güçlerini Kandil’e yollasak yine de bafl edemeyiz” fleklinde aç›klamas› olmufltur.) Gelinen aflamada yap›lacak uzlaflman›n silahl› mücadele içerisinde ödenen bedellerle do¤ru orant›l› olup olmad›¤›n› muhakeme etmek gerekmektedir. PKK’nin çat›flmas›zl›k ilan etmesi ve geliflmeler olumlu olursa çat›flmas›zl›¤›n 1 Eylül’e kadar uzat›labilece¤i aç›klamalar›yla birlikte düflünüldü¤ünde, Egemenlerin, sorunu dilUlusal Hareket’in emperyalizm lendiriyor oluflunun s›kl›¤›n›n ve TC devletinin ç›karlar› do¤iyiye yorulmas› akla ayk›r› olup rultusunda flekillenen “çözüm” büyük bir yan›lg›y› ifade eder. sürecini farkl› yorumlayarak, CHP de dahil çözüm havarili¤ibuna uygun bir flekillenifle gitne soyunanlar›n yürüttü¤ü tarmedi¤i yorumu yap›labilir. ‹lk t›flmalara bütünlüklü bak›ld›çat›flmas›zl›k ka¤›nda bahsedilen Çözüm havarili¤ine soyunanlar›n yürüttü¤ü tart›flmalara rar›n› ald›¤›nda haklar›n, zaten kulilan edilen 1 Hazilan›lan haklardan bütünlüklü bak›ld›¤›nda bahsedilen haklar›n, zaten kulbiraz daha ilerisini lan›lan haklardan biraz daha ilerisini iflaret etti¤i rahat- ran’a kadar olan sözde çat›flmas›ziflaret etti¤i rahatl›kla görülebilir ki, Ulusal Hareketin devletle yapaca¤› l›k döneminde, l›kla görülebilir ki, PKK’nin 1 y›l boUlusal Hareketin olas› uzlaflmada Kürtler aç›s›ndan en ileri nokta; Kürt yunca vermedi¤i devletle yapaca¤› kimli¤inin resmen tan›nmas›n›n ötesinde bir fley olmakadar flehit verolas› uzlaflmada yacakt›r. mesi (flehitler Kürtler aç›s›ndan aras›nda üst düen ileri nokta; zey yöneticilerin oldu¤u aç›klanm›flt›r) devletin niyetini Kürt kimli¤inin resmen tan›nmas›n›n ötesinde bir fley net olarak ortaya koymaktad›r. K›rsalda süren operasolmayacakt›r. yonlar sonucunda ardarda gelen gerilla cenazelerinin yaEgemenlerin Ulusal Hareket’le (soyut da olsa) uzlafln›nda, DTP’liler hâlâ yo¤un bask› ve gözalt› terörüne Yeni Demokrat Gençlik 21 Kürt Ulusal Sorunu’nun yarat›c›s› olan egemenlerin, hiçbir koflulda sorunun çözümünden yana olmayaca¤› bilinmelidir. Ba¤›ms›zl›k hakk› tan›nmad›¤› sürece gerçek bir çözümden bahsedilemez. çözüm paketlerinin kof oldu¤u, sorunun s›k dillendiriliyor oluflunun emperyalizmin aciliyetli ç›karlar›ndan kaynakl› olundu¤u bilince ç›kar›lmal›d›r. Uluslar›n Kendi Kaderlerini Tayin Hakk› ilkesine sad›k kal›narak, içi bofl çözüm paketlerinin teflhirini yapmak önemlidir. maruz kalmakta, Ahmet Türk baflta olmak üzere vekiller hakk›nda fezleke üstüne fezleke verilmektedir. DTP’li vekillerin dokunulmazl›¤› hiçe say›larak, vekiller onur k›r›c› dayatmalarla karfl› karfl›ya b›rak›lmakta, PKK ile ba¤lant›lar› oldu¤u gerekçesiyle oldukça anti-demokratik bir flekilde KESK’liler bizzat J‹TEM taraf›ndan gözalt›na al›nmaktad›r. Egemenler; savafl ve direniflle süreci bugünlere getiren örgütün azminin ve direnifl iradesinin k›r›lmas›n›, Ulusal Hareket’in bir bütün silahtan ar›nd›r›lmas›n›, nihayetinde hareketin etkisizlefltirilerek kontrol alt›na al›nmas›n› amaçlamaktad›r. Tüm bunlara ra¤men çat›flmas›zl›kta ›srar edilmesinin tek bafl›na iyi niyeti, samimiyeti gerek Türkiye kamuoyuna gerekse de yurtd›fl›na ispatlama çabas›yla iliflkili olmad›¤› aç›kt›r. Yine ayn› mant›kla “DTP’yi de¤il, silahlar› sustur!” fliar›yla çal›flmalar örgütlemenin do¤ru temelleri bulunmamaktad›r. Böylesi süreçlerde belki de silahlar daha çok konuflmal›! Hâl böyle iken, sürecin iyiye gidebilece¤i ihtimali üzerinde fazlas›yla durmak yan›lt›c› olacakt›r. Keza Kürt Ulusal Sorunu’nun yarat›c›s› olan egemenlerin, hiçbir koflulda sorunun çözümünden yana olmayaca¤› bilinmelidir. Ba¤›ms›zl›k hakk› tan›nmad›¤› sürece gerçek bir çözümden bahsedilemez. Mevcut koflullar bu hakk›n tan›nma ihtimalinden oldukça uzakt›r. Emperyalist patentli Ulusal Hareket’in ba¤›ms›zl›k hakk›n› talep etmemesi kendilerince; devlet ayg›t›yla ilgili fikirlerinin de¤iflmesiyle ba¤›ms›z devlet yerine, demokratik özerkli¤in konulmas› olarak aç›klansa da önemli bir noktan›n gözden kaçt›¤›n› düflünmekteyiz. Sonuç itibariyle düflünceler de talepler de de¤iflebilir. Ba¤›ms›z devlet yerine daha do¤ru oldu¤u düflünülen talepler de savunabilir. Fakat bu durum hiçbir zaman karfl› taraftan ba¤›ms›zl›k hakk›n›n tan›nmas›n›n ön koflul oldu¤u gerçekli¤ini de¤ifltirmez. Ba¤›ms›zl›k hakk›n›n tan›nmas›n› talep etmek illa ki devlet kurma, tamamen ayr›lma anlam›na gelmez. Bu karar, ancak ba¤›ms›zl›k hakk› elde edildikten sonra ulusun verece¤i karard›r. Çözüm tart›flmalar›na Ulusal Hareket taraf›ndan üniter yap›n›n bozulmayaca¤› vurgusunun s›kl›kla yap›lmas› bundand›r. Ulusal Hareket taleplerinin özetini “kendi kültürümüzü özgür bir flekilde yaflamak”* olarak yapmaktad›r. Özgür yaflaman›n nas›l olaca¤›n›n tart›fl›lmas› gereklili¤inin yan›nda, kültürel haklar bile egemenler taraf›ndan bireysel bir hak olarak ele al›nmaktad›r. Ki daha fazlas›, referans ald›klar› bat›l› emperyalistlerin ulusal mesele, az›nl›k haklar› anlay›fl›na ters düflmektedir. Az›nl›k haklar› tart›flmas›, 1.Emperyalist Paylafl›m Savafl›’ndan sonra Ulusal Kurtulufl Mücadelelerinin geliflme riskine karfl›l›k savafltan yenik düflenlere “ulusal az›nl›k haklar›” ad› alt›nda bir çeflit teselli ikramiyesi olarak verilmifltir. Bu tart›flma bile 2. Emperyalist Paylafl›m Savafl› sonras› “ayr›mc›l›¤›n önlenmesi” olarak de¤ifltirilerek daha gerilere itilmifltir. Bugün var›lan son nokta, s›n›rlar› çizilmifl kültürel haklar›n kullan›m›d›r. TC’den bundan daha iyisini beklemek, flu dönem aç›s›ndan gerçekçi olmayacakt›r. *Murat Karay›lan’›n Hasan Cemal’le olan röportaj›nda belirtilmifltir. ‹brahim Kaypakkaya (2) KOMÜN‹ST ÖNDER‹N KEMAL‹ZM‹N KÖKLER‹NE KOYDU⁄U D‹NAM‹T, S‹STEMDEN KOPMAYA ÇA⁄IRIYOR! Dergimizin May›s say›s›nda yer verdi¤imiz ‹brahim Kaypakkaya dosyas›n›n devam› olarak afla¤›daki yaz›ya yer veriyoruz. “Marksist olmak için ‘kopmak’ gerekiyor. Marks-Engels’i ‘burjuva düflüncesi’nden koptu¤u, idealist felsefeden koptu¤u, ‘devrimci burjuva politikas›’ndan koptu¤u ve yeni bir bilim kurdu¤u için Marksist diye an›yoruz.”(1) Komünist önder ‹brahim Kaypakkaya’y› anarken onun, Türkiye Devrimci Hareketi (TDH) tarihi içerisinde gerçeklefltirdi¤i kopuflu ele almadan anmak flüphesiz eksik kalacak ve Komünist önderi bir bütün olarak anlamamay› beraberinde getirecektir. Ve onun gerçeklefltirdi¤i en büyük “kopufl” ise onlarca farkl› noktan›n yan›nda, Kemalizm analizidir. Kemalizm’den tam ve gerçek bir kopufl sa¤layarak kendi dönemindeki devrimci önderlerden farkl› olarak politik anlamda, Marksist olma s›fat›na lay›k bir devrimci olmufltur Komünist Önder. Onun, sistemin egemen ideolojisinden bu denli keskin kopuflunu do¤ru anlamak için dönemin koflullar›n› ve ‹brahim’in içerisinden geldi¤i siyasi gelene¤i do¤ru bir flekilde kavramak gerekmektedir. Kemalizm’in en fazla 1923’ten sonras›yla de¤erlendirildi¤i ve Kemalizm’e solculuk, ilericilik, anti-emperyalistlik gibi payelerin biçildi¤i, Kemalizm’in sol taraf›ndan “küçük burjuvazinin en sol, en radikal kesiminin milliyetçilik taban›nda anti-emperyalist bir tav›r al›fl›d›r.”(2) fleklinde tan›mland›¤› bir dönemde ‹brahim, Kemalizm’in ipli¤ini pazara ç›karm›flt›r. Mustafa Kemal’in “ilerici oldu¤u”; fakat ondan “tutarl› bir proleter tutumun beklenemeyece¤i”, dolay›s›yla Kemalist devrimin iflçi ve köylüler de “teflkilats›z” oldu¤undan Kurtulufl Savafl›ndan sonra “devrimi” ilerletemedi¤i için nihai olarak bir “milli burjuva devrim” olarak kald›¤› (3) fleklinde de¤erlendirmelerin en çok taraftar toplad›¤› y›llard›r 70’li y›llar ve öncesi. Kemalizm’e yap›lan elefltirilerin geneli, onun bir milli burjuva ideolojisi oldu¤u ve dolay›s›yla emperyalizmle sonradan s›n›rl› bir iflbirli¤i gelifltirmifl olmas›n›n anlafl›l›r bulunmas› gerekti¤i fleklindedir. Ve yukar›da da belirtti¤imiz gibi bu de¤erlendirmelerin tamam› 1923 22 sonras›nad›r. Kurtulufl Savafl› y›llar›na iliflkin ise b›rakal›m radikal bir tan›mlama, difle dokunur önemde bir tek elefltiri yoktur. Yap›lan tüm de¤erlendirmelerin birleflti¤i zemin; kurtulufl savafl›n›n yüz binlerce emekçinin can›na mal olmufl “anti-emperyalist” bir savafl oldu¤u, emperyalizmin bu dönem ülkeden “kovuldu¤unun” ve tam ba¤›ms›z olan ülkemize emperyalizmin 1940-50’li y›llarda yeniden girdi¤i, dolay›s›yla ikinci bir kurtulufl savafl›na ihtiyaç oldu¤u (H. K›v›lc›ml›) fleklindedir. Ve dönemin devrimci gençli¤ini de çok yak›ndan etkilemifl olan eski TKP gelene¤inin teorisyenlerinden T‹P yöneticilerine kadar, genifl bir yelpazede bu görüfller hakimdir. Sol’un üzerine bir kangren misali çöreklenmifl, bir hastal›k halini alm›flt›r Kemalizm ve keza bu durum, iflçi ve emekçilerin geliflen mücadelesinin farkl› kulvarlara akmas›na neden olmaktad›r. Orduya ilericilik, anti-emperyalistlik payeleri biçilen ve TC Ordusu’ndan darbe yoluyla devrim bekleyen e¤ilimlerin en güçlü oldu¤u y›llard›r bahsedilen dönemler. Devrimci gençli¤in M. Kemal yürüyüflleri düzenledi¤i, “ordu-gençlik el ele” ya da “ordu-iflçi el ele” sloganlar›n›n revaçta oldu¤u bir dönemdir bu dönem. Ayd›n, sanatç› ve devrimci olarak sistemi elefltiren çok genifl kesimlerin özellikle M. Kemal’in kiflili¤ine derin bir sayg› duydu¤u ve duymaya ça¤›rd›¤› sistemin elefltirildi¤i; fakat o ve onun flahs›nda Kemalizm’in elefltirilmedi¤i bir dönemdir bahsedilen y›llar. (Egemenler cephesinden halen farkl› bir durum söz konusu de¤ildir, keza olamaz. Çünkü Kemalizm egemen sistemin beton ideolojisidir. Bahsetmeye çal›flt›¤›m›z fley, o dönem siyasal atmosferdeki gizli-aç›k Kemalizm savunuculu¤udur.) Ve ‹brahim Kaypakkaya, kendisi de böylesi bir siyasi atmosfer içerisinden gelen bir devrimci olmas›na ra¤men asla tesadüf olmayan nedenlerden kaynakl› Kemalizm’in gerçek yüzünü a盤a ç›kartm›flt›r. Kemalizm’le ilgili resmi tarihin uydurmalar›n›n d›fl›nda önemli oranda kaynak s›k›nt›s›n›n oldu¤u, Kemalizm’e elefltirel yaklaflman›n tecrit olmakla eflde¤er oldu¤u bir dönemde, Kemalizm’e cepheden savafl açmak hem olabildi¤ince zor hem de büyük bir cesaret ve cüret isteyen bir ç›k›flt›r ki, bu özellikler Komünist Önder’de fazlas›yla vard›r. Yeni Demokrat Gençlik ‹brahim Kaypakkaya ‹brahim, Kemalizm fiahs›nda Sistemden Kopmufltur: Komünist önder, Kemalizm’in ilerici çevreler üzerinde b›rakt›¤› bu etkinin ve bu etkiden kopuflun öneminin fark›ndad›r ve “özellikle Kemalizm konusunda, orta burjuvazinin gerçeklere ayk›r› idealist yarg›lar› beyinlere öylesine yerleflmifl, kafalara öylesine tekel kurmufltur ki, Kemalizm’in komünistçe de¤erlendirilmesi sanki olanaks›z hale gelmifltir.”(4) sözleriyle bu gerçe¤i kendisi de dillendirmifltir. Çünkü “Kemalizm demek, her türlü ilerici ve demokratik düflüncenin zincire vurulmas› demektir”(5) Ve Kemalizm’den tam anlam›yla kopamaman›n temel nedenlerinden birisi de budur. ‹brahim’in; Kemalist iktidar dönemi ve Kurtulufl Savafl› y›llar›na iliflkin de¤erlendirmeleri, bahsedilen dönem için o derece keskindir ki Komünist Önder bu ç›k›fl›n yarataca¤› etkiyi “fiimdi iyi biliyoruz ki, bizim Kemalizm konusundaki yarg›lar›m›z, Çetin Altan, D. Avc›o¤lu, ‹lhan Selçuk’tan tutun da, T‹P, M. Belli, H. K›v›lc›ml›, TKP, THKP-THKC, THKO ve fiafak revizyonistlerine kadar, bütün burjuva ve küçük burjuva örgüt ve ak›mlar›n› öfkeyle aya¤a f›rlatacakt›r.”(4) ifadeleriyle belirterek yapt›¤› ç›k›fl›n politik niteli¤inin önemini ortaya koymaktad›r. O; bu durum flahs›nda, yani Kemalizmi komünist ilkeler ›fl›¤›nda elefltiriye tabi tutarak sistemin egemen ideolojisinden net bir kopufl sa¤lam›flt›r ve getirdi¤i elefltirilerin esnetilecek hiçbir taraf› yoktur. Bir di¤er yandan yukar›da da belirtti¤imiz gibi ‹brahim’i as›l önemli k›lan, Kemalist iktidar dönemine iliflkin de¤erlendirmelerinden çok Kemalizm’i Kurtulufl Savafl› y›llar›ndan yani 1923 öncesinden ele alarak analiz etmesindedir. Kemalizm’in do¤ru tahlil edilmesinin de ön koflulu olan bu durum ayn› zamanda Kurtulufl Savafl›’n›n ve elbette Cumhuriyetin niteli¤ine de ›fl›k tutmufltur. Komünist önder berrak bir biçimde Kurtulufl Savafl›n›n niteli¤ini de dönem için skandal niteli¤i tafl›yan flu sözlerle ifade etmifltir: Kurtulufl Savafl›m›z, fiafak revizyonistlerinin iddia ettikleri gibi, ‘Asya’n›n ezilen halklar›na’ de¤il, Asya’n›n korkak burjuvazisine ve bir de emperyalist ülkelerin mali oligarflisine ‘cesaret ve umut vermifltir’. (…) Çin’de burjuvazi ve toprak a¤alar› Kemalist Devrimin bir benzerini gerçeklefltirmek için can atm›flt›r. (…) Kemalist Devrim, kitlelerin, nas›l kurtulamayaca¤›n›n örne¤idir.(6) Bu sözler skandal niteli¤indeydi; çünkü Kurtulufl Savafl›na böylesi bir “küfür” ilk kez du- yuluyordu. Ve ‹brahim’in yapt›¤›n›n geri dönüflü yoktu. O, bu belirlemeleriyle Türkiye’de iktidar, egemen s›n›flar, devlet biçimi ve daha onlarca konuda Kemalist faflizmin niteli¤ini daha ilk y›llardan alarak bir zincirin halkalar› gibi birbirine ba¤layarak berraklaflt›r›yordu. ‹fle en bafl›ndan bafllam›flt›; çünkü meseleye diyalektik yaklafl›yordu. ‹ktidar› an’da anlaman›n en iyi yolu onu tarihsel süreci ve do¤du¤u zemin üzerinden de¤erlendirmekten geçmektedir. O, bunu biliyordu ve sistemden ilk halkas›ndan bafllayarak kopuyordu. Çünkü; Kemalizm’in s›n›f karakterinin tahlili, beraberinde Cumhuriyet tarihinin tutarl› bir de¤erlendirilmesini gündeme getiriyordu.(7) Kemalist Gericilik ‹deolojik anlamda alt› bofl, burjuvazinin güçsüzlü¤ü ve emperyalist devletlerin ç›karlar›na uygun olarak kurulan Cumhuriyetin, gerici niteli¤ine zemin olan Kemalizm, günümüzde halen kafalar› kar›flt›ran bir yerde durmaktad›r. Kemalizm’in kal›nt›lar›ndan kurtulamayan birçok politik özne ya Kürt ulusal sorununda sosyal-floven fikirlerin objektif savunuculu¤una düflmekte ya da egemen s›n›f partilerinin yaratt›¤› suni kamplaflmalardan ileri oranda etkilenmektedir. Ülkemizde egemen s›n›flar›n ideolojisi konumundaki Kemalizm’in do¤ru de¤erlendirilmemesi, beraberinde ülkemizde egemen olan s›n›fla- Yeni Demokrat Gençlik 23 ‹brahim Kaypakkaya r›n do¤ru de¤erlendirilmemesini veya politik geliflmeleri do¤ru olarak analiz edememeyi de do¤urmaktad›r. Ülkemizde Kemalizm, tepeden afla¤›ya örgütlenmifl kat› ve tam bir faflizmdir. Kemalizm; Türk büyük burjuvazisi ve toprak a¤alar› s›n›f›n›n ideolojisidir. (8) Milli burjuvazinin güçsüzlü¤ünden kaynakl› egemen olan bu s›n›flar, s›rt›n› emperyalizme dayamak zorundad›rlar ve bu s›n›flar›n güçsüzlü¤ü gerçe¤i de faflizmi ülkede bir yönetim biçimi haline sokmaktad›r. Osmanl› Devleti, Birinci Emperyalist Paylafl›m Savafl› öncesinden iktisadi ve siyasal olarak yar›-sömürgeleflmifl ve bu durumu onu, emperyalist devletlerin yan›nda savafla girmek zorunda b›rakm›flt›r. Savaflta yenilen tarafta olan Osmanl› Devleti, kaç›n›lmaz son olarak parçalanm›fl ve iflgale tabi kalm›flt›r. Bu dönem için Osmanl›n›n yar›feodal, yar›-sömürge olan iktisadi yap›s›; sömürge, yar›sömürge yar›-feodal yap›yla yer de¤ifltirmifltir. Ve fiili iflgale karfl› ülkenin birçok yerinde k›p›rdanmalar meydana gelmifl ve emekçi halk iflgale karfl› direnifle geçmifltir. Böylesi bir dönemde geliflen Kurtulufl Savafl›, Kemalist kadrolar›n önderli¤ine bürünmüfl ve emperyalizmin bölgesel ç›karlar›na uygun bir devlet kurulmufl/kurdurulmufltur. Ortaya ç›kan Genç Cumhuriyet de yine savafl öncesi yap›s›na yani; yar›-feodal, yar›-sömürge iktisadi yap›s›na kavuflmufltur. Esasa iliflkin olmayan buradaki en önemli de¤iflim ise emperyalizmin dönemsel ihtiyaçlar›na daha iyi yedeklenebilecek, biçimsel anlamda da bu duruma en uygun yap›y› yaratabilmektir ki, Kemalist Cumhuriyet tam da bu ihtiyac› gidermifltir. Faflizmin en temel göstergelerinden biri olan resmi tarih, Kurtulufl Savafl›na dair onlarca yalan ortaya sererek bu durumu çarp›tm›flt›r/çarp›tmaktad›r. Bu durum, resmi ideolojinin bir gereklili¤idir. Ve “böyle bir resmi ideoloji oluflturman›n nedeni, Cumhuriyeti kuran kadrolar›n tarihsel olarak geri ( askeri ve sivil bürokrasi, ayan, eflraf, a¤a, fleyh, komprador burjuvazi vb.) sosyal s›n›flara dayanm›fl olmas›ndand›r. (…) Cumhuriyeti kuran kadrolar›n bu niteli¤i veri oldu¤unda ideolojik bofllu¤un resmi ideolojiyle doldurulmas› bir ‘zorunluluk’tu.”(9) Mustafa Kemal’in kiflili¤i etraf›nda dönen onlarca efsane, savafla dair yarat›lan hurafeler, yüz binlerin flehit düfltü¤ü vb. olgular›n yalanlar›n hepsi yarat›lmak istenen resmi ideolojinin, yani faflizmin bir sonucudur. Oysa tarihsel gerçekler hiç de milli mücadelenin kitlesel, yüz binlerce flehidin verildi¤i ve anti-emperyalist (bunun imkan- 24 s›zl›¤› savafla önderlik eden kesimlerin dayand›klar› s›n›fsal dokudan kaynaklanmaktad›r) nitelikte oldu¤unu göstermez. Tersine, bu savaflta hayat›n› kaybeden kifli say›s› 13 bin dolaylar›ndad›r (1. Emperyalist Paylafl›m Savafl›’na kat›lan Osmanl› Devleti’nin savaflta ölen askerleri de buraya mal edilmeye çal›fl›lmaktad›r) ve ‹brahim’in iflaret etti¤i gibi, Kemalist hükümet daha Kurtulufl Savafl› içindeyken Avrupal› emperyalistler ile iflbirli¤ine giriflmifltir. Kurtulufl Savafl›’n›n tek somut cephesi Yunanl›larla yürütülmüfltür ki bu da ‹ngilizlerin Yunanl›lardan deste¤ini çekmesiyle son bulmufltur. Bu yönüyle bu dönem, 1923 Kemalist ‹ktidar kuruluncaya kadar sürmüfltür ve bu dönem boyunca gerçekleflen; “Bir yandan diplomatik düzeyde I. Dünya Savafl›’n›n devam›, di¤er yan›yla Yunanl›larla s›cak savafl, üçüncü olarak da merkezi Osmanl› bürokrasisi içinde bir hesaplaflmayd›.”(10) Kurtulufl Savafl› y›llar›nda Kemalistlerin emperyalistlerle iflbirli¤ine giriflti¤inin onlarca somut göstergesi ve delili mevcutken, emperyalist ülkelerin öngördü¤ü biçimde bir devletin kurulmas› bu gerçe¤in di¤er yüzüdür. Sevan Niflanyan bu durumu “Birinci Dünya Savafl›’n›n son döneminde düflman savafltan sonra kurmak istedi¤i düzeni herkesin anlayaca¤› flekilde aç›k seçik ilan etti. 5 Ocak 1918’de ‹ngiltere Baflbakan› Savafl Hedefleri Deklarasyonu’nu yay›nlad›. Ondan üç gün sonra ABD Baflkan› meflhur On Dört ‹lkesini aç›klad›. Türkiye’ye dair ikisinin söyledi¤i neredeyse kelimesi kelimesine ayn›d›r. ATürkiye’nin nüfus ço¤unlu¤u Türk olan k›sm›nda sa¤lam, güçlü, güvenli (secure) bir devlet kurulmal›d›r. B- Nüfusu Arap olan yerler Türkiye’den ayr›lmal›d›r; bu yerlerin “serbestçe” geliflmesi için galip devletler gerekli idareyi kurmal›d›r. C- Türkiye’nin kalk›nmas› için gerekirse bir veya birkaç devlet yard›mc› olmal›d›r. D- Savafl esnas›nda Almanya’n›n Türkiye’ye verdi¤i devasa krediler silinmelidir. E- ‹stanbul Türkiye’ye b›rak›lmal›d›r. F- Bo¤azlar galip devletlerin kontrolünde uluslararas› trafi¤e aç›lmal›d›r.”(11) fleklinde belirterek emperyalizmin dönemsel ç›karlar›na uygun bir devletin niteli¤ine vurguda bulunmaktad›r. Ve yine eklemektedir: “Atatürk 1919’da Anadolu’ya ç›kmak için neden Karadeniz’de ‹ngiliz iflgali alt›nda olan tek liman kenti Samsun’u seçti?” (12) Kemalist Bask› Buraya kadar yaz›m›zda, esas olarak Komünist Önder’in Kemalizm konusunda ald›¤› cepheden duruflun tarihsel önemi ve Kurtulufl Savafl› y›llar› ve sonras›na dair Yeni Demokrat Gençlik ‹brahim Kaypakkaya Kemalizm’in ana niteli¤i üzerinde durmaya çal›flt›k. Somut anlamda Kemalizm’in üstten afla¤› örgütlenmifl faflizm oldu¤unu ve onun tarihsel olarak gerici s›n›flara dayand›¤›n›n/gerici s›n›flar›n resmi ideolojisi oldu¤unun alt›n› çizdik. Bu k›s›mda Kemalizm’in tarihsel gericili¤inin somut yans›malar› ve egemenlerin iddia etti¤i “ça¤dafllaflman›n” üzerinde duraca¤›z. Kemalizm’i Kurtulufl Savafl› y›llar›ndan anlamak sonraki uygulamalar›n› hem anlamland›rmay› hem de do¤ru de¤erlendirmeyi daha mümkün hale getirmektedir. Komünist önder, dönemin sa¤lam bir tan›¤› olarak gördü¤ü Bolflevik firunov’dan uzun al›nt›larla hem Kemalizm’in hangi s›n›f›n ideolojisi oldu¤unu hem de onun bask›c› faflist karakterini deflifre etmifltir. O, bunu yaparken asla tek bafl›na çeflitli al›nt›lar ve tan›kl›klar üzerinden flekillendirmemifltir fikirlerini. Kemalizm’i, yaflayan devlet mekanizmas› içerisinde incelemifl, egemen s›n›f ideolojisinin iflçi-köylü hareketleri karfl›s›ndaki etkisi ve tutumuyla, Kürt ulusu ve di¤er az›nl›k milliyetlere karfl› pratik durufluyla de¤erlendirmifltir. “Kemalist diktatörlük iflçiler, köylüler, flehir küçük-burjuvazisi, küçük memurlar ve demokrat ayd›nlar üzerinde askeri faflist bir diktatörlüktür”(13) derken “Kemalizm’in komünistçe de¤erlendirmesi”ni, komünist bilincin maddi-somut dünyadan ç›kartt›¤› derslerle yapm›flt›r. Kemalist ‹ktidar dönemi ve sonras›nda Cumhuriyet tarihinin tamam› zor ve bask› tarihidir. Daha Kemalist iktidar döneminde kurulan ‹stiklal Mahkemeleri, A¤r›, Koçgiri, fieyh Sait ve 1938 Dersim isyanlar›n›n kanla bast›r›lmas›, emekçilere dönük a¤›r ekonomik yapt›r›mlar vb. onlarca katliam ve bask› bir fiil M. Kemal’in emriyle ve yaflad›¤› dönemde gerçekleflmifl katliamlard›r. Bu listeyi uzatmak mümkündür flüphesiz. Fakat temel nokta bu duruma neden olan zihniyetin belirlenmesinden ve teflhir olmas›ndan geçmektedir. Kemalizm azg›n ve ›rkç› Türk flovenizmdir: “Kemalist diktatörlük az›nl›k milliyetlerinin, özellikle Kürt milletinin bütün haklar›n› gasp etti. Onlar› zorla Türklefltirmeye giriflti.(…) Sadece Dersim ayaklanmas›ndan sonra katledilen köylülerin say›s› 60.000’in üzerindedir.(…) Tarihi yeni bafltan kaleme alarak, bütün milletlerin Türklerden türedi¤i fleklinde ›rkç› ve faflist teoriyi piyasaya sürdü. Di¤er az›nl›k milliyetlerin tarihini kitaplardan sildi.”(14) ‹brahim’den al›nt› yapt›¤›m›z bu ifadelerdeki gerçeklerin hepsi M. Kemal döneminde gerçekleflmifl olaylard›r. Türk Dil ve Tarih Kurumu bizzat M. Kemal taraf›ndan kurularak bu kuruma ›rkç›-floven safsatalar üretme görevi biçilmifltir. Günefl Dil Teorisi gibi bütün dillerin Türkçeden do¤du¤unu savunan bir safsata bu kurum taraf›ndan türetilmifl ve TC egemenlerince y›llarca resmi olarak savunulmufl, e¤itim sisteminde okutulmufltur. Irkç›l›k, kat› milliyetçilik faflist bir ideolojinin temel dayana¤› ve belirtisidir. “Ne mutlu türküm diyene!”, “Bir Türk dünyaya bedeldir!”, “Bu memleket tarihte Türk’tü, günümüzde Türk’tür ve ilelebet Türk olarak kalacakt›r!” gibi ›rkç› sloganlar da¤ tafl her tarafa kaz›lm›flt›r. Kürt ulusunu ve di¤er az›nl›k milliyetleri asimile etmek amac›yla “vatandafl Türkçe konufl” kampanyalar› yap›lm›fl ve bu uygulamalara uymayanlar ya da karfl› koyanlar fliddetle cezaland›r›lm›flt›r. Ayr›ca bu durum devlet eliyle ›rkç› flovenizmin gelifltirilmesini, Türk emekçi s›n›flar›n da zihinlerini milliyetçilik zehriyle esir almay› amaçlam›flt›r. M. Kemal 1923’ten sonraki ilk anayasay› oldu¤u gibi Faflist ‹talyan lider Mussolini’nin anayasas›ndan alm›flt›r. ‹stiklal Mahkemelerinin estirdi¤i terörden tutal›m da iflçilerin örgütlenmesinin engellenmesine, Cumhuriyetin kurucu millet tan›m›ndan tutal›m da, az›nl›k milliyet ya da inançlar üzerindeki bask›s›na kadar bu faflist anayasan›n zihniyeti tüm bu uygulamalara sinmifltir. “’Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran halka Türk denir’ Yeni Demokrat Gençlik 25 ‹brahim Kaypakkaya ne demektir? ‘‹talya Devletini kuran faflist halka ‹talyan denir’ ne demekse o demektir, Mussolini’nin sözüdür. Rejimin temsil etti¤i siyasi de¤erlere ba¤l›ysan öptük seni diyor: ister Kürt ol, ister Tirol Alman› yahut Sicilya Arab›, fark etmez.”(15) Halen geçerli olan anayasada var olan yukar›daki tan›m› S. Niflanyan alayc› bir dille elefltirmektedir. Fakat Kemalist sistemin faflist zihniyetine ›fl›k tutan bu tan›m tek bafl›na bile ülkemizde egemenli¤ini koruyan sistemin zihniyetinin, yani faflizmin somut göstergesidir. Ça¤dafllaflma=Emperyalizme Yedeklenme: Egemen sistem; seksen küsurluk tarihi boyunca bu gerçekleri demokrasi, ça¤dafl ve güçlü bir ülke olman›n gereklili¤i vb. fleklinde sunmufltur. Burjuva demokrasinin karikatürize edilmifl bu biçimi, ›rkç›l›k, flovenizm, milliyetçilik vb. dayanaklarla güçlendirilerek halk kitlelerinin egemen sistemi sorgulamas›n›n önüne geçilmeye çal›fl›lm›flt›r. Kemalist devrimi savunman›n en temel direkleri haline getirilen Kemalist ilkeler “ça¤dafllaflman›n” temel göstergesi haline getirilmifl ve “uygar medeniyetler seviyesine ç›kma”n›n yolunun Kemalizm’den geçti¤i savunulmufltur her seferinde. Oysa tarihsel olarak gerici s›n›flara dayanan hiçbir ideolojinin toplumu ileriye götürmesi beklenemez. Kocaman bir safsatadan baflka bir fley olmayan bu durum “ça¤dafllaflma”, “bat›l›laflma” ad› alt›nda savunulmufltur. Kemalizm savunuculu¤una soyunan çeflitli kesimlerin ve yine resmi ideoloji temsilcilerinin bilinçleri buland›rmak için baflvurdu¤u gerekçelerden biri de bu ça¤dafllaflma iddias› ve bunu sa¤lad›¤› söylenen Kemalist ilkelerdir. Saltanat›n ve halifeli¤in kald›r›lmas›, Cumhuriyetin kurulmas›, kad›nlara “eflit haklar” tan›yan Medeni Yasa’n›n kabul edilmesi, fleriat›n kald›r›l›p yerine laikli¤in getirilmesi, ça¤dafl bir e¤itim sisteminin kurulmas› vb. vb. fleklinde s›ralanan bu durumlar›n kayna¤› M. Kemal ve onun flahs›nda Kemalizm olarak sunulmakta ve demokratik bir ülkede oldu¤umuz, flatafatl› söylemlerle sunulmaktad›r. Halifeli¤in kald›r›l›p yerine Cumhuriyetin getirilmesi Kemalist önderli¤in bir baflar›s› de¤il aksine yukar›da da belirtti¤imiz gibi tarihsel süreç içerisinde emperyalizmin ç›karlar›n› temsil eden bir sistem olmas›ndan ileri gelmekteydi. Ayr›ca ilericilik olarak sunulan Cumhuriyet; zulüm, bask› ve zorun iflletilme biçimidir ülkemizde. “1839’dan 1913’e dek Osmanl› devletinde siyasi neden- 26 lerle tek kifli idam edilmedi. 1923’ten sonra yüzlercesi pazar meydanlar›na kurulan dara¤açlar›nda as›ld›.”(16) Osmanl›n›n hantal devlet yap›s›n›n korunmas› durumu, yar›-sömürgesi konumundaki emperyalist devletlerin ç›kar›na hiç de uygun de¤ildir. Ayr›ca o dönem için dünyada onlarca sömürgenin sahibi ve güçlü bir emperyalist ülke konumundaki ‹ngiltere’nin ç›karlar›na ayk›r›d›r padiflahl›k sistemi ve hilafet. Çünkü “Müslüman nüfusun yaflad›¤› genifl bölgelerde ‹ngiliz hakimiyetinin pekiflmesi için, Hilafet’in tasfiye edilmesi gerekiyordu. Halife Sultan’›n en zay›f düfltü¤ü dönemde bile ‹slam dini, etkin bir ideolojik merkez olmaya devam ediyordu.”(17) Ve bu durum Müslüman nüfusun yo¤un oldu¤u birçok ülkede sömürgesi olan ‹flgalci ‹ngiltere için hiç olumlu bir durum de¤ildir. ‹tilaf güçlerinin ‹stanbul’a girmesi; Müslüman tebaa üzerindeki bu yerin manevi etkisinden kaynakl› çeflitli protestolara neden olmufl ve ‹ngiliz sömürgelerinde ‹ngiliz karfl›tl›¤›n› güçlendiren bir ö¤e halini alm›flt›r. “17 Ekim 1919’da bütün Hindistan’da Türkiye için oruç tutulup dua edilir, genel grevler yap›l›r.(…) 1921 May›s›’nda Asman çay bahçesinde 12 bin iflçi ifl b›rak›r, Bengal ve Asman’da demiryolu ve gemi iflçileri protesto amac›yla iki ayr› greve giderler”(18) ‹ngilizlerin Cumhuriyetin kurulmas› isteklerini Kurtulufl Savafl›’na önderlik eden kadrolar da ifade etmifllerdir. ‹smet ‹nönü, Cumhuriyetin 50. y›l› vesilesiyle verdi¤i bir demeçte: “‹stiklal mücadelesinin baflar›s› da esas›nda ‹ngilizlerin buna karar vermesi ve di¤er müttefikleri de bunu kabule mecbur etmesiyle mümkün olmufltur.”(19) Cumhuriyet bu nedenle, iflçi ve emekçi s›n›flar›m›z için bir kazan›m de¤ildir. Evet, Cumhuriyet bir kazan›md›r bu yönüyle; ama yukar›daki gerçeklerin de gösterdi¤i gibi emperyalist devletler ve ülkemizdeki bir avuç sömürücü için bir kazan›md›r. “Medeni Kanun’u adamlar Lozan’da dayatt›lar, çat›r çat›r kabul ettirdiler. Atatürk de¤il Hac› Abdülgaffar olsa yapaca¤› bir fley yoktu, kabul etmeye mecburdu.(…) Lozan’›n kilit müzakere konular›ndan biri buydu. Eski hukukunu sürdüreceksen, az›nl›klar için eskisinden de beter kapitülasyonlar› kabul edeceksin; çünkü bu saatten sonra sana art›k hiç güvenmeyiz dediler. Ankara da bunun üzerine, ehven-i fler deyip, müslim ve gayr›müslime eflit olarak teflmil edilecek “laik” bir medeni hukuku getirmeye raz› oldu. Olay budur.” (20) Kad›nlara oy hakk› ve laiklik konusunda at›lan ad›mlar›n özü S. Niflanyan’›n alayc› bir dille belirtti¤i biçimdedir. ‹flgalci kuvvet- Yeni Demokrat Gençlik ‹brahim Kaypakkaya lerin dayatmalar› sonucunda al›nm›fl bu kararlar›n ne kadar uyguland›¤›na bakmak bile bafll› bafl›na kad›nlara ne kadar oy hakk› tan›nd›¤›n›n somut bir göstergesidir. Yine ayn› flekilde Alevi vb. az›nl›k mezheplere ya da Ermeni, Rum, Keldani gibi milliyetlere dönük Kemalist rejimin bask›lar› “laikli¤i” anlamaya yeterlidir. fiikayete gitti¤i polisten dayak yiyen, ard›ndan mahkeme taraf›ndan da cezaland›r›lan kad›nlara tacizin daha çocuk yafllardayken yap›lmas›na göz yumulan bu sistemde yaflayan kad›nlara; korucu, asker taraf›ndan tecavüz edilen, e¤itim hakk› engellenen kad›nlara… verilen oy hakk›n›n hiçbir hükmü yoktur. Kemalist faflizmin yapt›¤›, kulland›r›lmayan bir hakk› tan›makt›r. Ki bu durum “laiklik” konusunda da böyledir. Diyanet ‹flleri diye dini bir kurum, en köklü Kemalist kurum olan TSK’n›n askeri faflist cuntas› sonucu do¤mufltur. Yine nice Alevi katliam›na (Sivas, Gazi, Marafl, Çorum) anal›k eden bir sistemdir laik olan. Laikli¤i türbanl› ö¤rencileri okula almamak olarak sunan ve di¤er yandan da din derslerini zorunlu hale getiren bir laikliktir Kemalist laiklik… b›rakt›¤› miras ile de netlefltirmifl/netlefltirmektedir. Bugün de yine ayn› net duruflu göstermek Onun görüfllerini genifl emekçi halk y›¤›nlar› içerisinde vücutlaflt›rmaktan geçmektedir. Onun görüfllerinin anlam›n› yüceltecek olan sistemin ideolojik özüne koydu¤u dinamitlerin emekçilerin bilinçlerinde bir patlama yaratmas›yla olacakt›r. Kemalizm’e dair ondan öncesi ve ondan sonras› vard›r art›k. Ve bu mesele turnusol ka¤›d› gibidir. Egemen sistemin her hücresine ifllenmifl bu zehir ancak onun berrak karfl› koyufluyla afl›labilirdi ve keza öylede oldu. Onun bu s›çramas›n› BPKD, 15-16 Haziran iflçi direnifllerinde ve elbette MLM’nin engin, sars›c›, bilimsel niteli¤inde aramak gerekir. O, bu tarihsel durufluyla biz genç devrimcileri her fleyiyle sistemden kopmaya ça¤›r›yor. Onun eseri, onun b›rakt›¤› miras ve onun bilinçlerimizde yaratt›¤› ayd›nl›k… Ve ard›llar›n›n bu kopuflu, bu bilimsel niteli¤i emekçi kitlelerin sars›c› gücüyle birlefltirecekleri gün Kemalizm’in yüre¤ine sald›¤› korkunun gerçekleflece¤i gün olacakt›r… Özet olarak… Kemalizm ilericilik de¤il en kat› gericiliktir. Ve komünist önder ‹brahim Kaypakkaya bu gerçe¤i dillendirmenin neredeyse olanaks›zlaflt›¤› bir dönemde en yüksek perdeden hayk›rarak gözlerdeki perdeye, zihinlerdeki karanl›¤a bir alev takm›flt›r. Genç yafl›na ald›rmadan 50 y›ll›k bir tarihi, yürüyen kütüphane olan “sosyalist teorisyenleri” ve bilumum tüm oportünist veya devrimci ak›mlar›n hepsini karfl›s›na alm›fl ve Kemalizm’in ipli¤ini pazara ç›karm›flt›r. O, sistemin en büyük düflman› haline gelmifltir bu andan sonra. Ve faflizm de bu gerçe¤in en az onun kadar fark›na varm›flt›r. Onu ne kadar ciddiye ald›¤›n› mahkemeye ç›kartmadan katlederek göstermifltir. Çünkü sistemin köküne dinamit koymufltu Komünist Önder ve bu egemenlerin yüre¤ine korku salmaya yetmekteydi. Onun y›llar öncesinden bu berrak, bu cüretli ve bu sars›c› ç›k›fl› sayesindedir ki TDH günümüzde Kemalizm’e daha tutarl› elefltirilerde bulunabilmektedir. Onun b›rakt›¤› miras›n bu yönü sadece ard›llar›n› de¤il tüm TDH’yi etkileyen boyutlara varm›fl, 70’li y›llardan sonra birçok devrimci örgüt, Kemalizm de¤erlendirmelerini yeniden gözden geçirmifl ve daha tutarl› ya da tutars›z bir hatta evrilmifltir. ‹brahim net ve berrak oldu¤u kadar D‹PNOTLAR: 1-Teori ve Politika Dergisi: Metin Kayao¤lu, Marksizmin Kaypakkaya’da Özgünleflen Devrimci Diyalekti¤i. 2- M. Çayan Toplu Yaz›lar, Aktaran T-P M. Kayao¤lu. 3- Aktaran, ‹. Kaypakkaya Seçme Yaz›lar Umut Yay›mc›l›k, fiafak Revisyonistleri Elefltirisinden. 4- ‹. Kaypakkaya, Agy. sf.244 5- Agy. Sf.245 6- Agy. Sf.226 7- Agy. Sf.41, Önsözden 8- Agy. Sf. 187 9- Fikret Baflkaya, Paradigman›n ‹flas›, sf. 11 10- F. Baflkaya Agy. Sf.47 11- Sevan Niflanyan, Taraf Gazetesi, Her Taraf sayfas›, 12 Nisan 2009 12- S. Niflanyan Agy. 13- ‹. Kaypakkaya Agy. Sf. 200 14- Agy. Sf. 205-206 15- S. Niflanyan, Siyasi Yaz›lar 16- S. N. Taraf Gazetesi, Her Taraf sayfas›, 29 Mart 2009 17- F. Baflkaya, Agy, Sf. 66 18- Agy. Sf. 66-67 19- Milliyet Gazetesi, Aktaran F. Baflkaya, Agy. Sf. 49 20- S. Niflanyan Agy. Yeni Demokrat Gençlik 27 ‹brahim Kaypakkaya ‹brahim’den üniversiteli gençlere mektup Merhaba Sevgili Genç Kardeflim, Bafl›n› kald›r›p etraf›na bir bak. Yan›lm›yorsam bir üniversitedesin flu anda. Derdin, bilim nam›na üretim yapmak. Halk›na faydas› olsun diye yeni merhemler bulmak, hastal›klara çare olmak, yapt›¤›n alet edevatla emekçinin iflini kolaylaflt›rmak, insan› e¤itmeyi ö¤retmek, çocuklar›n dünyas›n› keflfetmek, yeni yap›lar yapabilecek teknikleri bellemek, adaleti, hukuku, hakk›, memleketin ahvalini topyekûn ö¤renmek için okuyor olmal›s›n. Yaln›z, üniversitelerin durumuna dair çok da iç aç›c› duyumlar ald›¤›m› söyleyemem. Maksad›n, niyetin pek ifllevli; ona diyecek sözüm yok. Ama üniversiten bunu ne kadar kolaylaflt›racak? Sana kendi kabullendikleri tarihi ö¤retiyorlarsa, halk›n sa¤l›¤› için de¤il de büyük ilaç firmalar›n›n daha fazla kâr etmesi için merhem üretmeyi dayat›yorlarsa, kirli savafllar›nda kullanacaklar› topu, tüfe¤i sana ürettiriyorlarsa, gerici müfredatlar›yla seni bilimden al›koyuyorlarsa, mazluma inen bir k›l›ç olmaktan baflka bir ifllevi olmayan hukuklar›n› sat›r sat›r ezberlettiriyorlarsa, sana rekabet etmeyi ö¤retiyorlar ve para kazanma h›rs›yla bilincini kirletiyorlarsa durum vahimden de öte feci olmal›. Bizim zaman›m›zda da çok farkl› de¤ildi asl›nda. Ben Çapa Meslek Yüksek Okulu’nda iken bin bir çeflit bahaneyle e¤itim hakk›m engelleniyordu. Disiplin Kurullar›, soruflturmalar, cezalar, okuldan at›lmalar... Neymifl efendim ‘emperyalizm’ demiflim. Okul idaresi ile faflist çetelerin kol kola gezdi¤ini ö¤renci ahalisine beyan etmiflim vesaire vesaire… Artarak, vahflileflerek süren sald›r›lar› daha iyi anl›yorum bu sebeple. Biraz da dünyadaki durumlardan bahsetmek laz›m gelir, san›yorum. Bizim karne ile ekmek ald›¤›m›z, bir torba fleker için kilometrelerce kuyruklar› bekledi¤imiz günlerde de bir ‘buhran’ türküsü tutturmufltu egemenler. De¤iflen bir fley oldu mu? Yine krizlere giriyor çürümüfl, köhne düzenleri. Ve bedelini iflçinin, köylünün, emekçinin s›rt›na yüklemeye çal›fl›yorlar. Ancak bilin ki çabalar› nafiledir. Bir kere insan olma gerçekli¤iyle ba¤daflmayan bu sistem tarihin çöplü¤üne at›lmaya mahkûmdur. Ülkemize dönelim bir de. Yar›-sömürge yar›-feodal özelli¤ini inatla muhafaza ediyor de¤il mi? Son süreçte kay›tl› kay›ts›z 10 milyon insan›n iflsiz olmas›, yoksullu¤un giderek artmas›, köylünün üretemez hale gelmesi, dünya kapitalist/emperyalist sistemine göbekten ba¤l› olan ülkemizi, hiçbir krizin te¤et geçmeyece¤ini ayan beyan ortaya koymaktad›r. Bir de bir fley duydum, flafl›rd›m desem abes olur. Kürt ulusunun ulus olma gerçekli¤ini ezelden beridir reddeden; kendi kaderini tayin etme hakk›n› tan›mak bir yana dursun im- 28 ha ile, inkar ile, katliam ile flovenist anlay›fllar›n› ayyuka ç›karanlar flimdilerde seçmeli Kürtçe dersler koyarak, TRT fiÊfi adl› Kürtçe yay›n yapan TV açarak, üniversitelerde Kürdoloji bölümleri oluflturarak hatta daha da ileri (!) gidip paflalar›n›n, baflbakanlar›n›n, cumhurbaflkanlar›n›n a¤z›nda Kürt, Kürtçe gibi sözleri çevirterek Kürt Ulusal Hareketi’ni tasfiye etme derdine düflmüfller. Umudum, Kürt Ulusal Hareketi’nin bu süreci bizce olumlu olan yandan okuyabilmesinden yanad›r. Y›llard›r katliamlara u¤rayan, köyleri boflalt›lan, dilleri yasaklanan bu ulus ve onun hakl› ve meflru mücadelesi ödedi¤i bedelleri unutmayacak ve mücadelesini büyüterek kendi kaderini tayin edecektir. Mektup dedi¤in pek de uzun olmamal› bence. Anlatacak daha çok fley var. Ama sen yazmam› bekleme. Kafan› kald›r, etraf›na bak. Göreceksin her fleyi. Görmenle bafllayacak zaten her fley. Bilmek sorumluluk getirir. Art›k biliyor olmal›s›n baz› fleyleri. Ama yetmez. Ya¤murunu tafl›yamayan karars›z kara bulutlar gibi gezme. Daha fazla oku, daha fazla dinle, daha fazla konufl, daha fazla izle. Çünkü güzel günler bir isyan 盤l›¤›n›n bitti¤i an kadar yak›n. Umudunu harla, öfkeni harmanla. Cüreti kuflan, isyan et. Güç olman›n zaman›d›r. Güven bana, güzel günler görece¤iz. Son olarak, ben kimim? Belki birkaç siyah beyaz foto¤rafta denk gelmiflsindir bana. Bafl›mda eski bir kasketle. Yüre¤i zaferden yana çarpan bir devrim neferiyim, bir halk savaflç›s›y›m ben. Bir gün yoldafllar›mla bir da¤da kuflat›ld›m. Bir yoldafl›m›, Ali Haydar’›m› koyup kar›n üzerinde kendimi yola vurdum. Ölmedim, yürüdüm, do¤ruldum. Sonra buldular yerimi. 90 gün iflkence ettiler. S›rlar› istediler. Sonra kurfluna dizdiler. Hâlâ öldü¤ümü düflünürler. Ama yafl›yorum ben. ‹syan›n oldu¤u, her yerdeyim. Halk Savafl›nday›m, s›n›f kinimi büyütüyorum yoldafllar›mla. Bir barikat›n arkas›ndan tafl at›yorum. Kurflun s›k›yorum bir s›¤›naktan düflmana do¤ru. 15–16 Haziranlardaki gibi grevdeyim Desa’da Emine Arslan’la; iflgaldeyim Sinter’de, oturdum ateflin bafl›na, ›s›n›yorum iflçilerle birlikte. Slogan oluyorum ben de, bildiri oluyorum, afifl oluyorum. Öfke nerede cana gelip de zafere do¤ru koflmaya bafllarsa tak›l›yorum ben de pefline. Filistin’deyim, Nepal’deyim, Irak’ta direndim, Amed’de, Dersim’de, okulda, s›rada, zulmün oldu¤u her yerde. Gidiflat gidenin h›z›na, yürüdü¤ü yöne, arazinin yüzey flekillerine ve de hava koflullar›na ba¤l›d›r. Yani iyi de¤il; ama bu soluk bu yokuflu aflmak zorunda. Baflka çaremiz yok. Umutla... ‹brahim Kaypakkaya Yeni Demokrat Gençlik ‹brahim Kaypakkaya ‹brahim yoldafl ölümsüzdür! Ege Üniversitesi Emperyalizmin ve onun yerli uflaklar›n›n, halk gençli¤ine yönelik kapsaml› sald›r›lar› artarak devam etmektedir. Gençlik; bir yandan yetkin mühendislik, sözleflmeli ö¤retmenlik vb. yasalarla geleceksizli¤e hapsolurken, di¤er yandan yozlaflt›r›larak sisteme yedeklenmeye çal›fl›lmaktad›r. Böylesi koflullarda devrim flehitlerinden; onlar›n bilincinden, adanm›fll›¤›ndan, halka ba¤l›l›¤›ndan, kararl›l›¤›ndan ö¤renmek ve bunu halk gençli¤ine kavratmak elzem bir yerde durmaktad›r. Hiç kuflkusuz ki bu mücadelede en öne ç›kanlardan bir tanesi de, 90 gün iflkencehanelerde “ser verip s›r vermeyen” ve 18 May›s 1973’te ölümsüzleflen komünist önder ‹brahim Kaypakkaya’d›r. Bu nedenle ‹brahim KAYPAKKAYA, her 18 May›s’ta ülkenin çeflitli yerlerinde eylemlerle/etkinliklerle an›lmaktad›r. 18 May›s’ta Ege Üniversitesi’nde de ‹brahim KAYPAKKAYA ve Dörtler anmas› yap›ld›. YDG, DGH, SGD, ÖGD ve Ekim Gençli¤i’nin örgütleyici oldu¤u eyleme saat 12.15’te Haz›rl›k Binas› önünden baflland›. Çeflitli sloganlar›n at›ld›¤› eylemde Edebiyat Fakültesi’ne do¤ru yüründü. ‹lk olarak ölüm orucu gazisi Muharrem Kurflun bir konuflma yaparak devrimci dayan›flman›n önemine de¤indi ve ard›ndan bir konuflma da örgütleyici kurumlar ad›na DGH’l› bir arkadafl taraf›ndan yap›ld›. Yenikap› Tiyatrosu “Umut” isimli oyunu oynad›. Son olarak YDG’li 2 arkadafl›n verdi¤i müzik dinletisiyle etkinlik bitirildi. Devrim flehitleri yolumuzu ayd›nlatan birer ›fl›kt›r... Onlar, sistemin halk gençli¤ine dayatt›¤› yoz-bireyci kültüre karfl› Yeni Demokrasi kültürünü yükseltmede bayraklar›m›z olacakt›r... ‹zmir YDG Üniversite Komisyonu ‹zmir Lise Baflta önder yoldafl ‹brahim KAYPAKKAYA olmak üzere toprakta tohum olanlar›, ‹zmir’de liseli YDG’liler olarak bir etkinlik ile and›k. Haftalar öncesinden bafllayan çal›flmalar ile bulundu¤umuz alanlarda ‹brahim KAYPAKKAYA’n›n politik düflüncelerini kavrayabilmek/kavratabilmek için yapt›¤›m›z etkinli¤in bildirilerini yo¤un bir flekilde da¤›tt›k. Dev-Lis, ‹LGP ve LÖB’den dostlar›m›z› anma etkinli¤imize davet ettik. Devrim flehitleri flahs›nda sayg› durufluyla bafllayan anmada k›sa bir sinevizyon gösteriminde bulunuldu. Ard›ndan YDG Üniversite Komisyonu, LÖB ve Partizan’›n etkinli¤i selamlayan mesajlar› okundu. Bir liseli yoldafl “68 ö¤renci hareketi ve 71 kopuflunda ‹brahim KAYPAKKAYA” bafll›kl› bir sunum gerçeklefltirdi. Ard›ndan yap›lan serbest kürsüde liseli arkadafllar söz ald›. Serbest kürsüden sonra sahne alan müzik grubu güzel bir dinleti verdi. Ekmek Aras› Tiyatro Toplulu¤u önder yoldafl›n hayat›ndan kesitlerin sergilendi¤i bir tiyatro gösterimi yapt›. Genel haliyle olumlu buldu¤umuz anma etkinli¤imiz, teknik aksakl›klar ve ortam›n s›cakl›¤›ndan kaynakl› yaflanan sorunlar haricinde bizlere birçok fley ö¤retti. Kitle faaliyetinde tutuklu¤u aflmada deneyimler elde ettik. Yeni arkadafllarla tan›flt›k. Önder ‹BO’yu anman›n ancak savaflmaktan geçti¤ini bu etkinlikle bir kez daha hayk›rd›k! ‹zmir YDG Lise Komisyonu Ankara 18 May›s Pazartesi günü ‹brahim Kaypakkaya, Dörtler ve Haki Karer’i anma eylemliliklerinin bir parças› olarak K›z›lay’da bir yürüyüfl, ard›ndan bir salon etkinli¤i gerçeklefltirildi. Saat 18.00’de Yüksel Caddesi’nde toplanan kitle sloganlarla coflkulu bir biçimde Sakarya Caddesi’ne yürüdü. YDG olarak biz de eyleme “Örsle çekiç aras›nda yo¤rulduk h›nc›m›z derya gibi kabarmakta” fliarl› pankart›m›zla kitlesel bir biçimde kat›ld›k. Sakarya Caddesi’ne gelindi¤inde örgütleyici kurumlar ad›na ortak bas›n metni okundu. K›z›lay’da 18 May›s’a iliflkin bir anma gerçeklefltirme anlam›nda, uzun bir aradan sonra bir ilk olmas› dolay›s›yla eylem olumluydu. YDG de bu eylemde kitleselli¤i ve coflkusuyla göze çarpt›. Ancak yürüyüfl mesafesinin çok k›sa olmas› ve eylemin çok k›sa sürede son bulmas› olumsuzluktu. Eylemin ard›ndan 19.30’da Ekin Sanat Merkezi’nde bir salon etkinli¤i gerçeklefltirildi. 78’liler Birlik ve Dayan›flma Yeni Demokrat Gençlik 29 ‹brahim Kaypakkaya Derne¤i’nden bir temsilcinin tüm kurumlar ad›na ortak metni okumas›yla etkinlik bafllad›. Ard›ndan ‹brahim’i ve mücadelesini, yaflanan devlet katliam›n› anlatan bir sinevizyon gösterimi yap›ld›. Aralarda fliirlerin okundu¤u etkinlikte kurumlar konuflmalar yapt›. Etkinli¤in ikinci bölümünde YDG’liler ‹brahim’den gençli¤e yazd›klar› mektubu okudu. Etkinlik müzik dinletisi ile son buldu. Ankara YDG Ankara Üniversitesi Ankara Üniversitesi Cebeci Kampüsü’nde 21 May›s günü komünist önder ‹brahim Kaypakkaya ve Kürt Ulusal Hareketi’nin önderlerinden Haki Karer ve Dörtler flahs›nda May›s ay› flehitleri an›ld›. Gerek ayn› dönemde ‹flçi Partili faflistlerin okulumuza yönelik sald›r›lar›ndan gerekse de örgütlülüklerin da¤›n›k çal›flma tarz›ndan kaynakl› etkinli¤in ön çal›flmas› ve duyurusunu yeterince yapamad›k. Ancak s›nav döneminin yaklaflm›fl olmas›na ra¤men etkinlik kitleselli¤i biraz düflük olsa da coflkulu bir flekilde gerçekleflti. “fiehitlere devrim sözümüz var”, “Bu çelik ald›¤› suyu unutmayacak” yaz›l› pankart›m›zla okulumuzda etkinlik öncesi bir yürüyüfl gerçeklefltirdik. Okulun bütün kantinlerini dolaflarak ö¤rencileri anmaya davet edip devrim flehitlerini anman›n önemini anlatt›k. Yürüyüflün ard›ndan etkinli¤in yap›laca¤› E¤itim Fakültesi’ne geçtik. May›s flehitleri flahs›nda tüm devrim flehitleri için sayg› durufluyla bafllayan etkinlik, aç›l›fl konuflmas›yla devam etti. Aç›l›fl konuflmas›n›n ard›ndan sinevizyon gösterimine geçildi. Sinevizyon gösteriminin ard›ndan yap›lan fliir dinletisi ve forum k›sm›yla etkinlik son buldu. YDG, DGH, SGD ve YDG (M) taraf›ndan örgütlenen etkinli¤e Ekim Gençli¤i, TÜM- ‹GD ve Marksist Bak›fl da destek verdi. Ankara Üniversitesi YDG Amed Özelde komünist önder ‹brahim Kaypakkaya’n›n katledilmesi genelde de May›s ay› flehitleri dolay›s›yla Diyarbak›r’da çeflitli etkinlikler gerçeklefltirdik. fiehitleri anman›n 30 bir güne birkaç saate s›¤d›r›lamayaca¤›, onlar› anmam›n devrimci miraslar›na sad›k kalarak, an’a iliflkin görev ve sorumluluklar›m›z› a盤a ç›kararak, sisteme meydan okuyacak cüreti kuflanmakla yerine getirebilece¤imizin fark›nda olmam›zla birlikte devrim flehitlerini halk gençli¤ine bir hafta, on günlük süre içerisinde nas›l aktarabilece¤imizi bir toplant› alarak tart›flt›k. 18 May›s Pazartesi günü FenEdebiyat Fakültesi önünde “18 May›s’› Unutmad›k, Unutturmayaca¤›z” slogan›n›n yaz›l› oldu¤u YDG imzal› pankart›m›z› ast›k. Haz›rlad›¤›m›z duvar gazetelerini de gazete-dergi stand›m›z›n yan›na koyduk. Üniversitede ast›¤›m›z pankart›n ilgi çekti¤ini gözlemledik. Kampüs alan› içerisinde di¤er örgütlülüklerin ‹brahim Kaypakkaya ile ilgili herhangi bir etkinlik gerçeklefltirmedi¤i ortamda, yetersiz olsa da bir anma gerçeklefltirmemiz bizim aç›m›zdan olumluydu. Yine May›s ay› flehitleriyle ilgili mütevazi bir anma yapmak bir yandan da art›k yavafl yavafl sonland›rmaya bafllad›¤›m›z bahar sürecinin yorgunlu¤unu, stresini atmak amac›yla 23 May›s’ta piknik yapt›k. Bir hafta öncesinden haz›rl›klar›na bafllad›¤›m›z piknikte içeri¤ini kolektif bir flekilde haz›rlad›¤›m›z “Ölümsüzlük Kat›ndaki O¤ulla Söylefli” fliirini, tiyatral biçime kavuflturarak piknik ortam›nda sergiledik. Haz›rlad›¤›m›z bilgi yar›flmas›yla bir yandan bilgilerimizi ölçtük di¤er yandan da keyifli vakit geçirmeyi amaçlad›k. Kazanan gruba Umut Yay›mc›l›k’tan ç›kan kitaplar› ödül olarak verdik. Ödül olarak verdi¤imiz kitaplar›n aras›nda en son ç›kan ve ç›kar ç›kmaz toplat›lma karar› alan “Nergiz” kitab› da bulunmaktayd›. Pikni¤imizde May›s ay› flehitlerini anmak ad›na genel bir tart›flma yürütmek için bir saatlik bir forumumuz da oldu. En son da arkadafllar›n haz›rlad›klar› türkülerle, marfllarla çekilen halaylarla pikni¤imizi sonland›rd›k. Piknik dönüflünde araç içerinde yapt›¤›m›z piknik de¤erlendirmesinde teknik bir kaç eksiklik d›fl›nda ve içeri¤e dair bir kaç elefltiri d›fl›nda tüm kat›lanlar›n olumlu de¤erlendirmede bulunmas› bizim aç›m›zdan motive edici bir durumdu. Amed YDG aç›s›ndan gelenekselleflme yönünde ilerleyen bu tarz pikniklerin insanlarla iliflkilerimizin geliflmesi ad›na oldukça olumlu oldu¤u gözlemlerimiz aras›ndad›r. Amed YDG Yeni Demokrat Gençlik ‹brahim Kaypakkaya Sar›gazi Malatya Komünist Önder ‹brahim Kaypakkaya’n›n katlediliflinin 36. y›l› nedeniyle 18 May›s Pazartesi günü YDG’lilerin de içinde bulundu¤u Sar›gazi Mehmetçik Lisesi Ö¤rencileri olarak ö¤le aras›nda okula “‹bo’lar›, Mahir’leri, Deniz’leri, Hakî Karer’i Unutmad›k-Mehmetçik Lisesi Ö¤rencileri” yaz›l› pankart as›ld›. Ö¤rencilerin yo¤un ilgi gösterdi¤i pankart›n, okul idaresi taraf›ndan indirilmesini ö¤renciler yuhalayarak protesto etti. Okul ç›k›fl› Demokrasi Caddesi giriflinde Mehmetçik Lisesi Ö¤rencileri olarak bir bas›n aç›klamas› düzenlendi. Bizler de YDG’liler olarak bas›n aç›klamas›nda yerimizi ald›k. “18 May›s’› Unutmad›k, Unutturmayaca¤›z-Mehmetçik Lisesi Ö¤rencileri” yaz›l› pankart açan kitle sloganlar att›. ‹brahim Kaypakkaya flahs›nda tüm devrim ve komünizm flehitleri için yap›lan sayg› duruflunun ard›ndan bas›n metninin okunmas› ile bas›n aç›klamas› sona erdi. Ayr›ca Demokrasi Caddesi Üzerinde bir binaya “Onu Anmak Savaflmakt›r-Yeni Demokrat Gençlik” yaz›l› pankart as›ld›. Sar›gazi YDG Çanakkale Çanakkale YDG 18 May›s günü saat 19’da ÖDP’de örgütledi¤i etkinlikle ‹brahim Kaypakkaya ve Dörtler flahs›nda tüm devrim flehirlerini and›. Sayg› duruflunun ard›ndan bir arkadafl›m›z, ‹brahim Kaypakkaya’n›n hayat› ve mücadelesini özetleyen bir konuflma yapt›. Sonras›nda ise k›sa bir sinevizyon gösterimi ve fliir dinletisi yap›ld›. ‹bo’yu anlatan türkülerle anma sona erdi. Anmaya yaklafl›k 50 kifli kat›ld›. Çanakkale YDG Türkiye devrim tarihinin mihenk tafl› komünist önder bundan 36 y›l önce 18 May›s günü ard›llar›na b›rakt›¤› ilkeleriyle ölümsüzler kervan›na kat›ld›. Komünist önder ‹brahim Kaypakkaya Malatya’da yap›lan bir piknikle an›ld›. 17 May›s sabah› Sultansuyu piknik alan›na do¤ru yola ç›kan kitlenin önünü önce polis sonra da jandarma kesti ve uzun süren bir kimlik kontrolü ve üst aramas› yapt›. Piknik alan›na varan kitle komünist önder ‹brahim Kaypakkaya ve devrim flehitleri için yap›lan sayg› duruflundan sonra kahvalt› yapt›. ‹brahim ve mücadelesini anlatan konuflmadan sonra fliir ve müzik dinletisine geçildi. Hep birlikte yenen ö¤le yeme¤inin ard›ndan etkinli¤e bilgi yar›flmas›yla devam edildi. Piknik çeflitli konularda yap›lan sohbet ve ard›ndan oyunlarla sonland›r›ld›. Malatya YDG Mersin Tasfiyecili¤in yo¤un etkisi nedeniyle devrimimizin yolu ve silahl› mücadelenin önemini ön plana ç›karmay› planlad›¤›m›z pikni¤imizi, 24 May›s tarihinde örgütledik. Sabah saat 10’da bafllamay› düflündü¤ümüz pikni¤e polisin kimlik kontrolü yapmas› nedeni ile bir saat geç bafllamak durumunda kald›k. Pikni¤e ilk olarak bir yoldafl›m›z›n günün anlam ve önemine dair yapt›¤› aç›l›fl konuflmas›n›n ard›ndan tüm devrim ve komünizm flehitleri ad›na sayg› durufluyla bafllad›k. Kolektif bir flekilde haz›rlad›¤›m›z kahvalt›m›z› birlikte yapt›ktan sonra bir yoldafl›m›z›n yazd›¤› fliiri okumas›n›n ard›ndan, Grup Mevsim’in türküleri eflli¤inde etkinli¤imize devam ettik. ‹brahim Kaypakkaya yoldafl›n Kemalizm, ulusal sorun ve silahl› mücadeleyle ilgili belirlemeleri üzerine yap›lan tart›flmalar›n ard›ndan pikni¤imizi beraberce oynad›¤›m›z oyunlar eflli¤inde bitirdik. Etkinli¤in alanda belli bir moral ve motivasyon sa¤lad›¤› ve böylesi etkinliklerin daha s›k yap›lmas›na dair bir fikir birli¤iyle piknik alan›ndan ayr›ld›k. Mersin YDG Yeni Demokrat Gençlik 31 ‹brahim Kaypakkaya Ankara YDG 18 May›s Çal›flmalar›… Katledildi¤i günden beri sessizlikte bo¤ulmaya çal›fl›lan, düflünceleri sistem taraf›ndan büyük bir tehlike olarak görülen ‹brahim Kaypakkaya’y›; sistemin tüm gizleme, sansürleme çal›flmalar›na ra¤men insanlara sürekli olarak tan›tman›n, anlatman›n öneminin fark›nda olarak 18 May›s çal›flmalar›m›za bafllad›k. 1 May›s çal›flmalar›n›n bitmesiyle birlikte hemen 18 May›s’a yo¤unlaflt›k. Bizim için her zaman güncel olan ‹brahim’in düflüncelerini, hayat› ve mücadelesini ö¤renme, okuma ve anlatma faaliyetlerine bu dönemde daha çok yo¤unlaflmaya karar verdik. Bunun için de hem e¤lenece¤imiz hem de ‹brahim üzerine sunumlar ve tart›flmalar yapaca¤›m›z bir piknik gerçeklefltirme fikri kabul edildi. Genifl kesimlere ‹brahim Kaypakkaya’y› anlatmak içinse bildiri, afifl gibi birçok alanda önemini hâlâ koruyan, ancak çok kullan›ld›¤› yerde s›radanlaflm›fl araçlar›n ötesine geçme fikri üzerine konufltuk. Bu tart›flmalardan do¤ru, bu araçlar›n yan›nda ‹brahim’in güncel olarak önemini de aç›klayabilece¤imiz ‹brahim’den gençli¤e bir mektup yazma fikri ortaya ç›kt›. Bu fikir do¤rultusunda çal›flmalara bafllad›k ve ‹brahim’in bizzat kendi sözlerine de yer vererek hem liseli hem de üniversiteli gençli¤e hitap eden mektuplar yazd›k ve zarflayarak çal›flmalar›m›z› yürüttü¤ümüz üniversite ve liselerde da¤›t›m›n› gerçeklefltirdik. Bu mektup çal›flmam›z okullarda çok ilgi toplad›. Kitleden, okurlar›m›zdan çok iyi tepkiler ald›¤›m›z bu çal›flman›n yan›nda 18 May›s günü K›z›lay’da yapaca¤›m›z eyleme de ça¤r›lar yapt›¤›m›z afifllerimizi ve duvar gazetelerimizi okullar›m›za ast›k. Beytepe Kampüsü’nde stant açarak mektuplar›m›z›, yay›nlar›m›z› ve Kaypakkaya’y› tan›tan kitaplar› da¤›tt›k. Ayn› dönemde ÖGB’nin ve okul idaresinin bask› kurma; devrimci, ilerici örgütlülükleri sansürleme amaçl› stant açmam›z› engellemeye çal›flan tav›rlar›na karfl› Cebeci Kampüsü’nde örgütlülükler olarak topluca açt›¤›m›z masalarda, Kaypakkaya’y› anlatan kitaplar› da¤›tt›k. ‹P’li faflist güruhun tam da 18 May›s çal›flmalar›m›z› yo¤unlaflt›rd›¤›m›z dönemde Cebeci Kampüsü’ne sald›rmalar› zaman zaman faaliyetimizi aksatsa da olumlu geçen faaliyetlerimize 17 May›s günü gerçeklefltirdi¤imiz piknikle devam ettik. “‹brahim’in Hayat› ve Mü- 32 cadelesi”, Kürt Ulusal Sorunu”, “Kemalizm”, “Halk Savafl›” bafll›klar›yla önceden kolektif bir biçimde haz›rlad›¤›m›z k›sa çal›flmalar›m›z› sunduk ve bu konular üzerine tart›flmalar yapt›k. Özellikle Kemalizm ve Ulusal Sorun noktas›nda çok canl› tart›flmalar oldu. ‹brahim’in hayat› ve mücadelesini konuflurken de ‹brahim’in araflt›rmaya, faaliyet yürüttü¤ü alan› hem bire bir kitleyle iliflkilenerek hem de okuma çal›flmalar› yaparak tahlil etmeye önem verifli ve kitle ile olan iliflkileri en çok vurgulanan yönler oldu. Bu anlamda kendi eksiklerimizi de sorgulad›k ve araflt›rmaya önem veriflimizin yetersizli¤ini konufltuk. Ayn› zamanda oyunlar oynay›p halaylar çekti¤imiz pikni¤imiz keyifli ve ö¤retici bir biçimde son buldu. Zaman zaman baz› eksikliklerimiz olsa da olumlu bir faaliyet dönemi geçirdik. Kolektif bir biçimde çal›flmalar›m›z› gerçeklefltirdik ve kolektif çal›flman›n önemini bir kez daha gördük. ‹brahim’in sadece katlediliflini, iflkence de gerçeklefltirdi¤i direniflini de¤il; düflüncelerini ve mücadele tarz›n› yo¤un flekilde ele alarak ‹brahim’i and›¤›m›z ve anlatt›¤›m›z bir 18 May›s süreci yaflad›k. Komünist önder ‹brahim Kaypakkaya’y› düzenin tüm yok sayma politikalar›na karfl› anmaya, onun fikirlerini ve mücadelesini ö¤renmeye, kitlelere anlatmaya ve bu do¤rultuda -‹brahim’i anman›n savaflmak oldu¤u bilincini daha fazla derinlefltirerek- mücadelemizi yükseltmeye, egemenlerin korkular›n› büyütmeye durmadan devam edece¤iz. Ankara YDG Yeni Demokrat Gençlik Yeni Demokrat Gençlik 33 KOLEKT‹F‹N SES‹ Devrimci gençlik hareketini yükseltelim Ülkemizde ekonomik krizin derinleflmesiyle birlikte s›n›f mücadelesinde önemli geliflmelerin yafland›¤› bir sürecin içinde yer al›yoruz. Bilhassa iflçi-emekçi hareketinde kendili¤inden geliflen ve tabandan yükselen öfke, sistem ve sistemle iflbirli¤i içindeki sendikal yönetimler taraf›ndan sindirilmeye çal›fl›lsa da emekçiler türlü yöntemlerle s›n›f kinlerini gösterebiliyorlar. Haziran ay›n›n ilk 15 gününde gerçekleflen eylemler dahi bu tespitimizi do¤ru ç›karan veriler sunmaktad›r. KESK’e yönelik bask›nlara karfl› kitlesel tepkilerin verilmesi, ‹stanbul’da E¤itim-Sen emekçilerinin saatlerce polisin sald›rgan tutumuna karfl› direnmesi ve 2 gün üst üste çat›flarak eylemlerini sürdürmesi, Türk-‹fl’in uzlaflmac› ve pasif tutumuna öfkelenen iflçilerin Türk-‹fl temsilcili¤ine dönük domatesli, tafll› sald›r›s›, yine Kad›köy’de yüzlerce belediye iflçisinin Kad›köy Belediyesi’ni basmas›, bunlarla beraber yeni grev haberlerinin duyurulmas› iflçi hareketindeki canlanmay›; artan öfkeyi bizlere göstermekte, önümüzdeki süreçte yaflanacak yeni mücadelelerin haberini vermektedir. S›n›fsal temelde geliflen mücadelenin yan› s›ra emperyalizm patentli “çözüm” paketleriyle Kürt ulusal mücadelesinin tasfiyesi planlar› da gündemde yerini almakta, emperyalizmin ve ülkemizdeki uflaklar›n›n imha ve tasfiye amaçl› sald›r›lar› artmakta; Kürt halk› açl›k grevleriyle, militan, kitlesel eylemlerle bask›lara karfl› direnmektedir. Son dönemde geliflen bir di¤er olgu da gençli¤in ileri kitlelerinde, özellikle de liseli gençlikte devrimci düflüncelere yönelik artan ilgi ve eylemlere kat›l›mdaki art›fl ve coflkudur. Bu geliflimin sürece¤i ve üniversiteleri de saraca¤› aç›kt›r. Önümüzdeki dönemde mücadelenin farkl› alanlarda ve çeflitlilikte geliflece¤ini öngörmekteyiz. Bu gerçek karfl›s›nda artan öfkeyi saflar›nda örgütlülü¤e çevirmesi gereken devrimci örgütlerse iki tehditle karfl› karfl›yad›r. ‹lki devletin artt›rd›¤› sald›r›lard›r. Özellikle mücadelenin en keskin alan› olan gerilla cephesinde, gerek diplomatik bask› yöntemleriyle gerekse de askeri operasyonlarla devletin sald›r›lar› sürmekte ve buna karfl› ciddi bir direnifl örgütlenmektedir. Di¤er yandan ise flehirlerde mücadele eden devrimcilerin engellenmesi, sindirilmesi amaçl› sald›r›lar düzenlenmektedir. Ev bask›nlar›, gözalt›lar, tutuklamalar yayg›nlaflmaya bafllam›flt›r. Bostanc›’da Y›lmazkaya’n›n verdi¤i muazzam direniflin yan› s›ra Erzincan’da, Mersin’de, ‹zmir’de, ‹stanbul’da ve ülkenin birçok flehrindeki devrimciler gözalt›lara ve tutuklamalara karfl› direnmektedir. Bunlarla birlikte devrimci, demokratik güçlerin genifl kitlelere ulaflmas›nda önemli ve sayg›n yere sahip olan KESK gibi sendikalar ve di¤er demokratik kitle örgütleri temelsiz gerekçelerle bas›lmakta ve medyan›n anti-propagandas› eflli¤inde kitlelerde güvensizlik yay›lmaya çal›fl›lmaktad›r. Faflizm bir yandan çözümden, demokrasiden bahsederken öte yandan legal siyaset hakk›n› da k›smakta, bask›lara h›z vermektedir. Devrimci örgütler için bir di¤er tehlike ise devrimcilerin sürecin ihtiyaçlar›na cevap olabilecek örgütsel ve politik kapasiteye ulaflamamas›, tasfiyeci sald›r›lar› bertaraf edemeyerek geliflen hareketlilikle ba¤ kuramamas›d›r ve esas tehlike de budur. Gerek içinden geçti¤imiz süreç gerekse de ülkemizin özgün flartlar› halk›m›z›n ba¤r›ndan binlerce devrimcinin yetiflmesinin koflullar›n› sunmaktad›r. Mücadelemiz bask›larla, sald›r›larla bitirilemeyecek kadar güçlüdür; mücadele ve direnifl gelene¤imiz, kan ve can bedeli yarat›lan de¤erler, halk›m›z›n bilincinden sökülemeyecek kadar derindedir. Gerek ülkemizdeki devrimci hareketin gerekse de uluslararas› komünist hareketin 150 y›l› aflk›n süredir yaratt›¤› deneyimler ve ilkeler zafere giden yolu net flekilde çizmektedir. Tüm mesele devrimci öznelerin; bu deneyimlere ve ilkelere hayat vererek genifl kitlelere ulaflacak gücü sa¤layan coflkuya, kararl›l›¤a ve netli¤e sahip olabilmesidir. Kendi içine kapanan, prati¤e hizmet etmeyen suni gündemlerle 34 Yeni Demokrat Gençlik Yeni Demokrat Gençlik’in program›ndaki maddeler hem ülkemizin bilimsel ve gerçekçi bir çözümlemesidir hem de toplumdaki tüm s›n›f, katman ve kesimlerin sorunlar›na de¤inen, sorunlar›n kayna¤›na iflaret eden ve mücadelenin yol ve yöntemlerini gösteren bir içeri¤e sahiptir. bo¤uflan, gündeminde kitleler ve kitlelerin sorunlar› olmayan, kitle hareketlerine ilgisiz kalan; bunun sonucunda kitle hareketindeki dinamizmi hissedemeyen, kitlelerden ö¤renemeyen bir devrimci örgütün, misyonuna uygun bir pratik sergilemesi ve faflizmin karfl›s›nda tehdit oluflturmas› mümkün de¤ildir. Bu nedenle sistemin zay›f noktalar›n› bilen, halk›m›z›n üzerinde kurdu¤u saltanat›n nas›l bir ya¤maya ve sömürüye dayand›¤›n›n bilincinde olan devrimcilerin, halk›n gerçek sorun ve taleplerine yönelik somut ve net yaklafl›mlar› mevcuttur. Mesele bu politikalar›n kitlelerin elinde silaha dönüflmesini sa¤lamakt›r. Bu aç›dan ele al›nd›¤›nda; Yeni Demokrat Gençlik’in program›ndaki maddeler hem ülkemizin bilimsel ve gerçekçi bir çözümlemesidir hem de toplumdaki tüm s›n›f, katman ve kesimlerin sorunlar›na de¤inen, sorunlar›n kayna¤›na iflaret eden ve mücadelenin yol ve yöntemlerini gösteren bir içeri¤e sahiptir. YDG, yaln›zca pratik durufl aç›s›ndan de¤il prati¤e bilinçli yön veren program› aç›s›ndan da hiçbir tart›flmaya yer vermeyecek flekilde devrimci bir örgüttür. Çözüm, Yeni Demokratik Devrim’de Yeni Demokrat Gençlik’in ismine de kaynakl›k eden Yeni Demokratik Devrim, halk›m›z›n gerçek kurtuluflu için çözüm yöntemi sunmaktad›r. Bugün ülkemizdeki en bariz sorunlar› s›ralad›¤›m›zda da bunu görmek mümkündür. Ülkemizde faflizmin hakimiyetinden kaynakl› demokrasi, öncelikli bir taleptir. Emperyalizmin ekonomik, siyasi, kültürel, askeri hakimiyetine karfl› ba¤›ms›zl›k bir di¤er talebimizdir. Ya¤maya, çürümüfllü¤e, sömürüye, bask›ya dayanan sisteme karfl› özgür bir dünya iste¤i mücadelemizin temelidir. Ülkemizde iflçi s›n›f›n›n ve di¤er tüm emekçilerin insan yaflam›na yak›fl›r bir ifl ortam›nda emek vermesi, temel sosyal haklar›n›n güvence alt›na al›nmas›, iflçilerin yönetimde söz hakk›n›n olmas›, devrimci mücadelemizin talepleri aras›ndad›r. Ülkemizde köylülü¤ün toprak sorunu devam etmektedir. Tefeci, tüccar, a¤a sömürüsünün yan› s›ra emperyalist flirketlerin bask› ve sömürüsü alt›nda büyük sorunlar yaflayan köylülü¤ün s›rt›ndaki asalak düzenden kurtulmas› flartt›r. Bu; ayn› zamanda kendi ayaklar› üzerinde durabilen, a¤›r sanayisini kurabilen, kalk›nma yolunu emperyalist sistemden koparak baflaran bir düzenin kurulmas› için de gereklidir ve köylülerin temel sorunlar›n›n çözümüyle iç içedir. Ülkemizde Kürt ulusunun kendi kaderini tayin hakk› önemli bir mücadele konumuzdur. Baflta Kürt ulusu olmak üzere tüm ulusal az›nl›klar›n haklar›n›n korunmas›, faflizmin imhaya-inkara-asimilasyona dayal› bask› yöntemlerine karfl› tüm uluslar›n ve ulusal az›nl›klar›n tam eflitli¤ine dayanarak kendi kültürlerini özgürce gelifltirmeleri devrimimizin bir di¤er talebidir. Ülkemizde Alevi inanc›ndan halk›m›z baflta olmak üzere, tüm din ve mezhepler üzerinde sistemin sürdürdü¤ü bask› ve inkar politikalar› ve zorla Sünnilefltirme çabas›na karfl› inanç özgürlü¤ünü güvence alt›na alan bir düzeni kurmak da yine devrimci mücadeleye tabii bir konudur. Bu bafll›k alt›nda insanlar›n inançlar›na, düflüncelerine, hayat felsefelerine uygun yaflam tarz›n› seçebilmesi, kimsenin k›l›¤›na ve k›yafetine suni ve sözde modernleflme ad›na kar›fl›lmamas› da ülkemizdeki demokrasi mücadelesinin bir parças›d›r ve baflta da belirtti¤imiz gibi demokrasinin kazan›lmas› devrimin baflar›s›yla iç içedir. Ülkemizde e¤itimde ö¤rencilerin söz ve karar hakk›- Yeni Demokrat Gençlik n›n olmas›, demokratik haklar›n›n tan›nmas› ve halka hizmet eden bir e¤itim sisteminin kurulmas› ancak devrimle birlikte baflar›lacakt›r. Ülkemizde kad›nlar›n hayat›n her alan›nda kendini özgürce ifade etmesi, yar›-feodal sisteme özgü bir biçim alan ataerkilli¤in her türlüsünün tarihin çöplü¤üne at›lmas›, kad›n› eve kapatan, e¤itim ve ifl olanaklar›n› k›s›tlayan, taciz, töre vb bask›lar alt›nda hayat›n› zindan eden tüm insanl›k d›fl› ve feodalizmden miras uygulamalar›n yok edilmesi devrimimizin bir di¤er önemli talebidir. YDG’nin program›nda daha çok say›da talebe de¤inilmektedir. Görüldü¤ü gibi ülkemizde çözülmesi gereken, gündemdeki en önemli sorunlar ülkemizin yar›-feodal yar›-sömürge gerçe¤inin ürünü olan sorunlard›r ve taleplerimiz demokratik devrimin içeri¤ini oluflturmaktad›r. Avrupa’da 19. yüzy›l içinde devrimlerle ve sert mücadeleleriyle biçimlenen burjuva demokrasisi, yukar›da bahsini etti¤imiz bu sorunlar›n önemli bir k›sm›na çözüm getirmifl veya kapitalizme uygun bir biçime evrilmesini sa¤lam›flt›r. Bu nedenle ülkemizdeki devrimin de demokratik devrim niteli¤ine sahip olmas› gerekmektedir. Ancak emperyalizm ve proleter devrimler ça¤›nda burjuva önderliklerin tüm bu sorunlara çözüm bulmas› mümkün de¤ildir. Özel mülkiyetten kopamayan, sömürüye dayanan burjuvazinin, proletarya karfl›s›nda s›n›f mücadelesini sürdürürken ve proleter devrimci mücadele devam ederken tüm bu sorunlar›n köküne inmesi mümkün de¤ildir ve en sonunda emperyalist-kapitalist dünya sistemi içinde konumlanmay› kabul edecek, kendisini takip eden emekçi halk s›n›flar›n› yar› yolda b›rakacakt›r. Tüm bu taleplere kaynakl›k eden düzeni, temelinden sars›p y›kacak olan ve çözümü sunacak olan tarihin en ilerici s›n›f› olan ve özel mülkiyetle hiçbir ba¤› olmayan proletaryad›r ve proletaryan›n önderli¤inde gerçekleflen demokratik halk devrimi, eski tarz burjuva demokrasisi yerine yeni tipte halk demokrasinin kurulmas›n› sa¤layacak ve sosyalizme giden yolu açacakt›r. Bu nedenledir ki halk›m›z›n yaflad›¤› temel sorunlar›n AB’nin veya liberalizmin iddia etti¤i gibi burjuva demokrasisi içinde Kürtlerin, Alevilerin, kad›nlar›n ve di¤er tüm kesimlerin taleplerini kufla çevirerek çözmesi mümkün de¤ildir. Tüm bu sorunlar›n kayna¤› olan sistemle radikal ve amans›z flekilde hesaplaflabilecek yeni demokratik devrim, bu nedenle flartt›r. YDG’ye olan ihtiyaç Kürt sorunu, Alevi sorunu, kad›n sorunu vb sorun- 35 lar, insan onuruna yak›flan bir düzen talebi, nitelikli bir e¤itim ve sa¤l›k hakk› talebi vb sorunlar› hisseden, sorunlar›n kayna¤› olan sisteme karfl› öfke duyan; faflizmin boyunduru¤u alt›nda yaflamak istemeyen ve mücadele etme iradesine ve coflkusuna sahip olan ülkemizde, yüz binlerce genç bulunmaktad›r. Sistemin yalanlar›na ve sahte vaatlerine kanmayan, daha iyi bir düzenin aray›fl›nda olan, devrim ve demokrasi güçlerine sempatiyle bakan, mücadelenin yaratt›¤› tarihsel gelene¤e sayg› duyan genifl bir kitle ülkemizde yaflamaktad›r. Halk gençli¤i aç›s›ndan ele al›nd›¤›nda YDG’nin bu genifl kitleyi hedeflemesi, devrimci bilinci gelifltirmesi ve örgütlülü¤ün gücünü göstermesi oldukça önemli bir yerde durmaktad›r. Ayn› zamanda YDG; bu genifl kitlenin özgünlü¤ünü, beklentilerini yans›tabilece¤i ve kitlelerin gerçek demokrasiyi pratikte yaflayabilece¤i, halk›n gücünü hissedebilece¤i bir örgütlenmedir. Hedef kitlesinde esas›na ileri kitleyi alsa da YDG, niceliksel aç›dan genifl bir kitlenin kendisini ifade edebilece¤i ve kitlelerin devrimci mücadeleye do¤rudan kat›labilece¤i bir örgütsel mekanizmaya sahip olmal›d›r. Bu özellikleri nedeniyle YDG çal›flma tarz› aç›s›ndan bir parti gibi hiyerarflik bir düzende, ortak bir ideoloji temelinde, sert bir disiplinle mücadele edebilecek bir örgütsel biçime sahip olamaz. Hedef kitlesinin heterojen yap›s›, devrimci mücadeleyle tan›flan ve devrime sempati duyan kitlelerin farkl› s›n›fsal, ulusal vb kesimlerden gelmesi ve devrimci mücadelenin farkl› basamaklar›nda yer alan gençlerin bir arada olmas›, YDG’nin yar›-legal mücadele veren demokratik kitle örgütü olmas›n› flart koflmaktad›r. Ancak bir DKÖ’nün çal›flma tarz›yla hareket ederse YDG, hedef kitlesinin kendisini ifade ve temsil etmesini sa¤layabilecek ve kitle kendi özgünlü¤ünü yans›tabilecektir. YDG, örgütsel ve politik içeri¤iyle devrimin öncüsü niteli¤ine sahip de¤ildir. Ayn› zamanda iktidar› hedeflemesi, iktidarlaflma ça¤r›s› yapmas› ve ideolojik ortakl›¤› yakalamak için çaba harcamas› da mümkün de¤ildir. ‹çeri¤i, hedefleri, program› ve mücadele yöntem ve araçlar› aç›s›ndan sistemi devirip iktidar› alacak potansiyele ve imkana sahip de¤ildir. Bu görev proletaryan›n öncü gücü olan Komünist Partisi’ne ve halk gençli¤inin komünist önderi komsomola aittir. Ancak bu, YDG’nin devrimci bir örgüt oldu¤u ve YDG’lilerin devrimci gençler oldu¤u gerçe¤ini de¤ifltirmez. YDG; program›, politikalar› ve prati¤i ile sistemin tamamen karfl›s›ndad›r ve tüm gücüyle devrimin yan›ndad›r, devrimci saflardad›r. Devrimin zafere ulaflmas› için gençlik kitlelerini seferber ede- 36 ‹brahim Kaypakkayalar›, Mahir Çayanlar›, Deniz Gezmiflleri devrimci önderleri olarak kabul etmekte; devrimci önderlerin silah elde sisteme karfl› mücadeleye at›lmas›na büyük sayg› duymaktad›r. bilecek bir potansiyele ve devrimin baflar›s› için vazgeçilmez bir yere sahiptir. Bu nedenledir ki YDG devrimin öncü, savaflç› güçleri aç›s›ndan da de¤erlidir ve komünist gençli¤in kendisine en yak›n kesimle buluflabildi¤i bir platform sunmaktad›r. Baflka bir aç›dan ise, devrimci mücadeleye ileri düzeyde hizmet etmek ve katk› sunmak isteyen gençler aç›s›ndan da önemli bir okul niteli¤indedir. devrimci gençli¤in kitlesel örgütü olmas› YDG’nin mücadelede net ve militan bir durufl sergilemesini sa¤lamaktad›r. Bu anlamda kökünü ülkemiz topraklar›ndan alan ve Türk, Kürt ve çeflitli milliyetlerden halk gençli¤ini ba¤r›nda toplayan YDG’nin, ülkemizdeki devrimci mücadeleye ilgisiz kalmas› mümkün de¤ildir. Tam tersine devrimin aktif ve keskin bir savunucusudur, destekçisidir. Örne¤in, YDG’nin program›nda yer alan “ulusal ve sosyal kurtulufl mücadelelerini destekler” ilkesi her devrimci ve demokrat örgüt için bir gerekliliktir ve hayata uygulan›fl› ülkemizdeki s›n›f mücadelesi ile do¤rudan ilgilidir. YDG’nin ulusal kurtulufl mücadelelerini desteklemesi yaln›zca s›n›rlar›n ötesindeki, Filistin’deki, Irak’taki, Afganistan’daki uluslar›n, Tamillerin mücadelelerini desteklemek de¤ildir; bunlarla beraber ve esas olarak ülkemizdeki Kürt ulusunun mücadelesini desteklemek ve sahiplenmektir. YDG’nin sosyal kurtulufl mücadelesini desteklemesi yaln›zca Nepal’deki, Filipinler’deki, Hindistan’daki destans› Halk Savafllar›n› sahiplenmek de¤ildir; bununla birlikte esas olarak ülkemizde örgütlenen Halk Savafl›’n›n aktif flekilde yan›nda olmak, halk gençli¤i içinde Halk Savafl›’na olan deste¤i artt›rmakt›r. Ülkemizde devrimciler da¤lar› mesken tutuyorsa, faflizmin silahl› kuvvetlerine karfl› büyük mücadeleler veriyorsa; flehirlerde devrimciler kuflatmalara karfl› can bedeli direnifllere imza at›yorsa, zindanlarda devrimci tutsaklar tecride karfl› teslim olmuyorlarsa YDG’nin bu mücadelelere karfl› herhangi bir gerekçeyle duyars›z veya tarafs›z kalmas› veya DKÖ olma, yar›-legal olma gibi gerekçelerle pasif bir yaklafl›m sunmas› mümkün de¤ildir. YDG zaten tarihi boyunca ülkemizdeki devrimci mücadeleyi aktif bir flekilde sahiplenmifl, savunmufl, faflist bask›lara karfl› gücü oran›nda direnmifltir, bundan sonra da bu olumlu gelene¤ini sürdürecektir. Ülkemiz- Yeni Demokrat Gençlik de demokrasi devrimle gelecekse ve devrimciler can ve kan bedeli mücadelelere imza at›yorsa yaln›zca devrimcilerin de¤il, demokrat güçlerin de aya¤a kalkmas› gerekmektedir. YDG devrimci saflardaki yeri ve siyasal niteli¤i gere¤i ‹brahim Kaypakkayalar›, Mahir Çayanlar›, Deniz Gezmiflleri devrimci önderleri olarak kabul etmekte; devrimci önderlerin silah elde sisteme karfl› mücadeleye at›lmas›na büyük sayg› duymaktad›r. Devrimci önderlerin isimleri üzerinden prim yaparak gençli¤in ilgisini çekmeye çal›flan; ancak legal parti bürolar›nda faflizmin icazetiyle “ülkeyi kurtaranlara” karfl›, prati¤i ve politikalar›yla devrimci ve militan bir mücadeleyi savunmaktad›r. Devrimci önderleri aras›nda Yeni Demokratik Devri’min yol ve yöntemini ve ülkemizde sistemin gerçek niteli¤ini bilimsel ve gerçekçi bir flekilde ifade eden ve bu u¤urda mücadele ederken flehit düflen ‹brahim Kaypakkaya’ya, devrimci önderler aras›nda özel bir yer vermesi de bu nedenle gayet do¤ald›r. YDG; halk›m›z›n kurtulufl mücadelesinin önündeki en büyük engeller olan emperyalizme, komprador kapitalizme ve feodalizme karfl› anti-emperyalist anti-faflist antifeodal bir mücadele hatt›n› savunmaktad›r. Bu mücadelesini istikrarl› bir flekilde sürdürebilmesi ve halk gençli¤inin do¤ru bir kavray›fla sahip olabilmesi aç›s›ndan emperyalizmden, faflizmden ve feodalizmden ne anlad›¤›n› net flekilde ifade etmektedir. Emperyalizmin ülkemizi yar›sömürgesi haline getirdi¤ini, hakimiyetini kurarken feodalizmle ittifak kurdu¤unu, yar›-feodal üretim yap›s›n›n etkisini sürdürdü¤ünü ve devrimin öncelikli görevinin feodalizmle halk›m›z aras›ndaki çeliflkiyi çözerek üretici güçlerin önündeki engelleri kald›rmas› gerekti¤inin bilincinde olan YDG; faflizmin ülkemizde düzenin niteli¤ini gösterdi¤ini ifade etmekte ve düzenin ideolojisinden kurumlar›na kadar tamamen faflist oldu¤unu savunmaktad›r. Bu özellikler; YDG’nin mücadele çizgisinin netleflmesi, kitlelerin bilinçlenmesi ve pratik hatta yön veren siyasetinin özellikle reformist örgütlerden ayr›lmas› aç›s›ndan belirleyici bir yerde durmaktad›r. Özellikle ileri kitlelerin devrimci düflüncelere ilgisinin artt›¤›ndan bahsediyorsak ve YDG olarak halk gençli¤inin somut sorunlar›n› anlamak ve buna uygun somut politikalar belirlemek için çaba harc›yorsak gençlik kitleleriyle buluflmak ve mücadelemizi sürdürmek için kendine güvenen, ›srarl› ve istikrarl› bir kitle çal›flmas›na ve militan bir eylem çizgisine büyük bir ihtiyaç vard›r. Bu ihtiyaca cevap oldu¤umuz oranda ilerlememiz mümkün olacakt›r. Yeni Demokrat Gençlik 37 EYLEM OLMADAN TEOR‹N‹N B‹LG‹ OLMADAN DEVR‹MC‹L‹⁄‹N ANLAMI YOKTUR! Devrimcinin amac›, kitleleri pratik içerisinde örgütlemektir. Bu hedef, kendi içerisinde iki ayr› önermeye sahiptir. Bir devrimci kitleleri harekete geçirme ve onlar› örgütleme amaçlar›na sahip olmal›d›r. Dolays›z prati¤in ö¤reticili¤i, proletaryan›n bilimsel ö¤retisinde esas› oluflturmaktad›r. Devrimcinin amac›, kitleleri pratik içerisinde örgütlemektir. Bu hedef, kendi içerisinde iki ayr› önermeye sahiptir. Bir devrimci kitleleri harekete geçirme ve onlar› örgütleme amaçlar›na sahip olmal›d›r. Dolays›z prati¤in ö¤reticili¤i, proletaryan›n bilimsel ö¤retisinde esas› oluflturmaktad›r. O halde devrimci için pratik, onlarca söylemden daha de¤erli ve billurlaflm›fl bir ö¤renme, örgütlenme alan›d›r. Kitlelerin örgütlenme seviyesi de bu önermeye paralel bir seyir izler. Herhangi bir sorun veya durum sonucu harekete geçen kitlelerin örgütlenmeye aç›kl›klar› da örgütlenme talepleri de artmaktad›r. Son dönemde artan emekçi direniflleri bu konuda zengin deneyimler sunmaktad›r. Herhangi bir dönemde örgütlenmesi mümkün görünmeyen, çeflitli sistem partilerine y›llard›r düzenli flekilde oy veren ve anda sistemle bar›fl›k görüntü çizen yüzlerce emekçinin öz örgütlülüklerinde örgütlenmesi, patronlar›ndan yola ç›karak sistemi sorgulamaya bafllamalar›, konunun örnekleri olarak görülmelidir. Devrimci için böylesi bir durum, önemli bir olanak meselesidir. Harekete geçen kitlelerin bilinçlenme konusundaki aç›kl›klar› düflünüldü¤ünde devrimcinin hareketten uzak kalmas› anlafl›lmaz bir durum olacakt›r. Böylesi bir pratik hem önemli bir örgütlenme olana¤› sa¤larken hem de onlarca dolayl› yöntemden çok daha etkili bir ö¤ren- me arac›d›r. Ayr›ca eylemin niteli¤ine göre hak al›c› veya egemenlerden hesap sorucu yan› da böylesi pratiklerin bir di¤er sonucudur. Eylemlere örgütsel kat›l›m sa¤lamamak, yukar›daki gerekçeler düflünüldü¤ünde al›nabilecek en geri tav›rlardan birisi olacakt›r. Devrimci bir örgütün yaflam nedenini elinin tersiyle itmesi anlam›na gelecektir. O halde dolays›z pratikten kaç›nma (özellikle de böylesi bir pratikten kaç›nma) s›n›fsal durufl konusunda sorunlar yaflanmaya bafllad›¤›n›n göstergesidir. Bu hem dolays›z prati¤in ö¤reticili¤inden ve ortaya ç›kard›¤› olanaklardan kaç›n›ld›¤› için böyledir hem de andaki birincil tercihin kitleler ve onlar›n dolays›z pratikleri olmad›¤› için böyledir. Örgütü oluflturan bireylerden baz›lar›n›n çok çok önemli mazeretlerinin olmas›, ayn› anda örgütün tamam›n›n çok çok önemli mazeretlerinin olmas›na dönüflüyorsa ve örgüt pratikten uzaklafl›yorsa orada ya çok büyük bir “tesadüf” vard›r ya da çok büyük bir sorun vard›r. Bir de böylesi bir olay›n tekerrür etmesi, süreklileflmesi durumunda ikinci seçene¤in daha çok düflünülmeye bafllamas› flafl›rt›c› olmayacakt›r. Elbette ki s›n›fsal durufltan sapman›n tek göstergesi dolays›z prati¤e kat›l›m iste¤i-süreklili¤i de¤ildir. Ancak birincisi devrimcilerle kitleler aras›nda yapay ayr›mlar›n girdi¤i, ikincisi devrimcilerin tasfiyeci rüzgarlardan fazlaca etkilendi¤i bu dönemde önemli bir göstergedir. g e n ç l i ¤ e n o t l a r 38 Yeni Demokrat Gençlik S›n›f mücadelesinin her döneminde oldu¤u gibi bu süreçte de militanlaflma gündemi yak›c› bir biçimde kendisini dayatmaktad›r. Daha militan bir gençlik hareketinin sürecin beklentilerini karfl›lamada vazgeçilmez oldu¤unu söylemek gerekir. Burada sözü geçen iki sorunun çözülmesindeki en büyük etkenlerden birincisinin de dolays›z pratik olmas› flafl›rt›c› olmasa gerek. Bu karfl›l›kl› etkileflim de düflünüldü¤ünde pratikten kopmama tavr›nda irade gösterilmesinin kelimenin tam anlam›yla yaflamsal oldu¤u da kavran›lm›fl olacakt›r. Pratik olmadan daha da genellersek bir durufl söz konusu olmadan okunan onlarca kitab›n entelektüel bilgi sa¤layaca¤› ancak yaflam›n gidiflat›n› de¤ifltirme noktas›nda oldukça yetersiz bir etki do¤uraca¤› ortadad›r. Öte yandan bilgiye dönüflmeyen prati¤in ya da bilgiden yoksun prati¤in k›lavuzsuz kalaca¤›n› belirtmek gerekmektedir. “CAH‹L DEVR‹MC‹ OLMAZ” Mehmet Demirda¤ yoldafl›n dedi¤i gibi “cahil devrimci olmaz”. Özellikle genç devrimcilerin ö¤renmekten usanmama tavr›yla proleter ideolojinin temellerini, temel sorunlardaki görüfllerini ö¤renmeleri olmazsa olmaz bir yerde durmaktad›r. Genç bir devrimcinin “ben do¤rusunu bilirim” demeden önce gerçekten bilmesi gerekir. Felsefe, ekonomi-politik, bilimsel sosyalizm, devlet, örgüt, örgütlenme, ulusal sorun, kad›n sorunu gibi konularda ve daha baflka onlarca ilgi duyulan konuda baflvuru kaynaklar›n› okumak, geçmifl pratik deneyimleri gözden geçirmek önemlidir. Bilgiye karfl› mesafeli durmak, devrimcilikle çeliflmek anlam›na gelmektedir. Günümüzde devrimcilerin geçmifle oranla çok daha az okuyor olmalar›, kendisini dayatan, daha ciddiyetsiz bir kufla¤›n ortaya ç›kmas›na etki eden faktörlerden birisi durumundad›r. Böylesi bir gerçeklik içerisinde kitlelerin devrimcileri ciddiye al›fl düzeylerinin de azalaca¤› aç›kt›r. Burada sözü geçen sorunlar›n çözümünde özellikle pratik konusunda irade göstermek esas olan›d›r. Türkiye’de devrimci hareketlerin onlarca sorunu oldu¤u aç›kt›r. Ancak pratik ve ö¤renme konusunda irade gösterilerek at›lan ad›mlar›n her sorunun çözümünde önemli bir kolayl›k sa¤layaca¤›n› söyleyebiliriz. Emekçilerin, halk›m›z›n artan öfkesini bir kenardan izliyorsak ya da daha kötüsü haberdar bile de¤ilsek, onlarca sald›r›ya ve hak gasplar›na tepkisiz kal›yorsak ya da destek ve tepkimiz süreklilik arz etmiyorsa, bir yükselip bir duruluyorsa kendimizi sorgulamam›z gerekiyor demektir. Teflhisin s›n›fsal durufl noktas›nda yaflanan eksiklik yani militanl›kta yetersizlik olaca¤› aç›kt›r. S›n›f mücadelesinin her döneminde oldu¤u gibi bu süreçte de militanlaflma gündemi yak›c› bir biçimde kendisini dayatmaktad›r. Daha militan bir gençlik hareketinin sürecin beklentilerini karfl›lamada vazgeçilmez oldu¤unu söylemek gerekir. Tüm bu yarg›lardan yola ç›karak önümüzdeki süreçte pratik ve bilgi ekseninde militanlaflman›n artt›r›lmas› ve militanl›k alg›lay›fl›n›n sorgulanarak netlefltirilmesi faydal› olacakt›r. Unutmayal›m ki devrimcinin esas bulunmas› gereken yer her dönem kitlelerin yan›d›r. Yeni Demokrat Gençlik 39 Ç‹N DEVR‹M‹ 60 YAfiINDA 20. yüzy›lda dünyay› sarsan en önemli olaylardan biri de Büyük Çin Devrimi’dir. Dünya nüfusunun dörtte birini oluflturan Çin halk›n›n emperyalizme, feodalizme ve komprador kapitalizme karfl› verdi¤i destans› Halk Savafl›n›n sonucunda iktidar› fethetmesi 1917 Büyük Ekim Devrimi’nin ard›ndan dünya devrimi yolunda önemli bir kilometre tafl› olmufltur. Çin Devrimi yar›-feodal yar›-sömürge bir düzenden demokratik halk iktidar› yoluyla sosyalizme ulaflan yolu açt›¤› için emperyalizmin sömürgesi ve yar›-sömürgesi halklar›n kurtulufl mücadelesinde önemli bir ilham kayna¤› olmufltur. Çin Komünist Partisi önderli¤inde aya¤a kalkan genifl halk kitleleri dünyan›n en eflitlikçi düzenini kurarken (toplumlar›n eflitli¤ini ölçen Gini endeksine göre 1976’da 0.22 ile dünyan›n en eflitlikçi toplumuydu.) ayn› zamanda temel sosyal haklar›n (ücretsiz e¤itim ve sa¤l›k, tam ve ömür boyu istihdam, bar›nma vb) garanti alt›na al›nmas›n› sa¤lam›fl, fabrikalar›n, komünlerin, okullar›n yönetiminde halk kitleleri söz ve karar hakk›na sahip olmufltur. Sosyalizmde de s›n›f mücadelesinin sürdü¤ünün bilincinde olan ve sosyalizmden geriye dönüfl tehlikesinin fark›nda olan Mao Zedung önderli¤indeki ÇKP, gerek Sovyetler Birli¤i’nde Stalin’in ölümünün ard›ndan sosyalizmden geriye dönüflün gerekse de ÇKP içinde kapitalist yolcular›n deneyimlerinden ç›kard›¤› derslerle kitlelerin devrimi sosyalizm alt›nda da sürdürmesi gerekti¤i üzerinde durmufl, Büyük Proleter Kültür Devrimi ile halk kitleleri devrimin kazan›mlar›n› savunup gelifltirmeye çal›flm›flt›r. Ancak bu deneyimler Mao yoldafl›n ölümünden sonra BPKD’nin kazan›mlar›n›n yeterince kurumsallaflamamas›n›n da etkisiyle kapitalist yolcular taraf›ndan iktidar gasp edilmifl ve Çin Devriminin kazan›mlar› parça parça geri al›narak Çin’de kapitalizm restore edilmifltir. Çin halk› bugün bask›c› bir yönetimin alt›nda ucuz iflgücü olarak emperyalist tekellerin yo¤un sömürüsü alt›ndad›r. Revizyonizmin iktidar› alt›nda Çin dünyan›n en eflit toplumundan en eflitsiz toplumlar› aras›na 30 y›lda geçmifltir. 2006’da Gini endeksi 0.496 ile Çin ABD’den daha eflitsiz bir toplum olmufl, eflitsizlikte G. Afrika ve Brezilya ile yar›fla girmifltir. 1949 Çin Devrimi yaln›zca tarihsel bir olay de¤ildir, günümüze de etkisi olan ve günümüzün genç devrimcilerinin bu devrimi anlamas›, kavramas› ve oradan ç›kan dersleri günümüz koflullar› alt›nda yorumlamas› önemli bir gereksinimdir. Çin Devrimi ve Büyük Proleter Kültür Devrimi yaln›zca 60’l› ve 70’li y›llarda ülkemiz devrimci hareketi de dahil olmak üzere dünyan›n dört bir yan›ndaki devrimcileri etkilemekle kalmam›fl, ayn› zamanda günümüzde de dünyan›n dört bir yan›nda sosyal kurtulufl mücadelesine önderlik eden hareketlere yön göstermektedir. Yar›-feodalizmden sosyalizme geçifl flartlar›ndan ülkemizde devrimin yolu ve yöntemine, demokratik halk iktidar›ndaki yaflamdan alternatifimiz olan demokratik halk üniversitelerindeki sisteme kadar Çin Devriminin deneyimlerinden sosyalizmin temel sorunlar›na verilen cevaplara ve sunulan alternatiflere genç devrimcilerin ö¤renece¤i çok konu vard›r. Ayn› zamanda Çin Devrimi genç devrimcilere kitlelere yaklafl›m, kitlelerden ö¤renmek için kitlelerin ö¤rencisi olma, halka hizmet etme vb ça¤r›lar›yla devrimcileflmenin yol ve yöntemlerini de sunmaktad›r. Çin Devriminin kazan›mlar› ve dünya devrimine katk›lar› evrensel geçerlili¤e sahiptir ve günümüzde de yaflamaya devam etmektedir. Çin halk›n›n gö¤ü fethetme mücadelesi bugün de Nepal’de, Filipinler’de, Hindistan’da, Türkiye’de halk savaflç›lar›n›n omuzlar›nda yükseltilmektedir. Ç ‹ N D E V R ‹ M ‹ 6 0 Y A fi I N D A Ç‹N DEVR‹M‹ 60 YAfiINDA! Halk Savafl› ve Birlik Birlik Sosyalistler, halklar aras›ndaki savafllar› daima barbarca ve canavarca bulmufllar ve kötülemifllerdir. Bizim savafla karfl› tutumumuz asl›nda burjuva pasifistleri ve anarflistlerinden farkl›d›r. Her fleyden önce biz, bir yanda savafllar ile, öte yanda bir ülke içindeki s›n›f mücadelelerinin ayr›lmaz ba¤l›l›¤›n›; s›n›flar ortadan kald›r›lmadan ve sosyalizm kurulmadan savafllar›n ortadan kald›r›lmas›n›n imkans›zl›¤›n› anlar ve sivil savafllar›n, örne¤in ezilen s›n›f›n ezene, kölenin köle sahibine, serflerin toprak a¤alar›na, ücretli iflçilerin burjuvaziye karfl› verdikleri savafllar›n hakl›l›¤›n›, ilerici karakterini ve gereklili¤ini tamamen kabul ederiz.” (Sosyalizm ve Savafl -Lenin, Sy. 60) Her savafl haks›z m›d›r? Tabii ki her savafl haks›z de¤ildir. Ezen ve ezilen çeliflkisinin oldu¤u yerde bask›ya, zulme ve gericili¤e karfl› isyan etmek hakl› ve meflrudur. Savafl siyasetin devam›d›r. Bugüne kadar tüm savafllar›n içeri¤ine bakt›¤›m›zda mutlaka siyasi bir nitelik tafl›d›¤›n› görürüz. Örne¤in, Amerika’n›n Irak’a sald›rmas›, Rusya’n›n Gürcistan’a sald›rmas› vb. bu savafllar›n özünde emperyalistlerin ç›karlar› söz konusudur. Nepal’de NKP(M)’nin verdi¤i halk savafl› ise halk›n ç›karlar›na hizmet eden bir savaflt›r. K›sacac› “siyaset kan dökülmeyen savafl, savafl kan dökülen siyasettir” der Mao yoldafl. Önemli olan savafl›n neye hizmet etti¤idir. Toplumsal ilerlemeye hizmet eden, geri güçleri y›prat›p gerileten ve eski üretim iliflkilerini gerileten her savafl desteklenmesi gereken hakl›, ilerici bir savaflt›r. Dünyan›n her yerinde ezilenlerin, yoksullar›n, iflçi s›n›f›n›n ve halk›n di¤er s›n›f ve katmanlar›n›n yani k›saca “dünyan›n lanetlilerinin”, içinde yaflad›¤› koflullardan kurtulufl özlemi içerisinde oldu¤u bilinir. Bu kurtuluflun da devrimden geçti¤i bir s›r de¤ildir. “Dünyan›n lanetlileri” aç›s›ndan tart›fl›lan en önemli konular›n bafl›nda devrim olgusu gelmektedir. Tart›fl›lan 40 Yeni Demokrat Gençlik günümüzdeki geçerlili¤i konu; devrimin kendisi olmakla birlikte, ço¤u zaman da bu devrimin nas›l gerçeklefltirilece¤i olmufltur. Devrime giden yolun nas›l bir yol oldu¤u yönündeki sorular, sürekli “dünyan›n lanetlileri”nce sorulmufltur. Devrime giden yollar bilindi¤i gibi her ülke özgülünde somutlanmaktad›r. Ve ülkelerin sosyo-ekonomik yap›lar›na göre de devrimin yollar› farkl›laflmakta, ayn› sosyo-ekonomik yap›da olanlar için devrimin yolu evrenselleflmektedir. Devrime giden yollardan olan ve üzerinde en çok tart›flma yürütülenlerden bir tanesi Halk Savafl› yoludur ki, çeflitli kesimler farkl› farkl› Halk Savafl› tahlilleri yapmaktad›r. Halk Savafl› üzerine yanl›fl olan görüfllerden en yayg›n olanlar›; Halk Savafl›’n›n bütün dünyada, her ülkede geçerli oldu¤u ve halk›n kat›ld›¤› her türlü savafl› Halk Savafl› olarak adland›ran anlay›fllard›r. Halk Savafl›, halk›n savaflt›¤› bir savafl oldu¤u düflüncesi bir yönüyle do¤rudur. Halk Savafl› stratejisinde halk›n savaflt›r›lmas› vard›r. Bu anlam›yla halk ad›na savaflma iddias›ndaki öncü savafl› anlay›fl›ndan tamamen farkl›d›r. Ancak halk›n kat›l›m›n›n olmas› tek bafl›na Halk Savafl› olarak adland›rmay› gerektirmez. Bilinmektedir ki, emperyalist-kapitalist devletler ve onlar›n uflaklar›n›n iktidarda oldu¤u devletler de savafla girerken halka dayan›r. Onlar›n gerici ordular›n›n önemli bir bileflenini de halk oluflturmaktad›r. Emperyalist paylafl›m savafllar›nda ve emperyalist sald›rganl›klarda cephelere sürülen, kanlar› üzerinden hesap yap›lan her zaman halk kitleleri olmufltur. E¤er sadece halk›n savafla kat›lmas›n› temel al›rsak, pek tabiî ki emperyalist savafllar› da Halk Savafllar› olarak ilan etmek mümkün olurdu ama bu, do¤ru bir tan›mlama olmazd›. Bu vurgular›m›zdan yola ç›karak, halk›n kat›ld›¤› tüm Biz kendimizi dünyay› temellerinden sarsacak bir davaya adad›k! Yeni Demokrat Gençlik 41 rakter tafl›mas›, komünist partisinin en bafl›ndan illegal olarak örgütlenmesini ve silahl› mücadeleye görece k›sa bir haz›rl›k sonras›nda hemen bafllamas›n› flart koflar. Böylesi ülkelerde silahl› mücadele, devrimin en bafl›ndan itibaren ayr›lmaz bir parças›d›r. Halk Savafl› teorisi, uzun süreli savafl stratejisini öngörür. Uzun süreli savafl›n üç aflamas› vard›r. 1- Düflman›n stratejik taarruzu ve bizim stratejik savunmam›z. Birinci aflamada gerilla mücadelesi esas mevzi savafl› destekleyici olmal›d›r. ilerici savafllar› Halk Savafl› olarak adland›rd›¤›m›z› söyleyenler olabilir. Ancak burada temel mesele halk›n kat›l›m›ndan ziyade, önderli¤in kimin elinde oldu¤udur. Bir burjuva iktidar› için savaflanlar halka hizmet etmekte midir? Bir mücadelenin Halk Savafl› olarak adland›r›lmas› en nihayetinde halka hizmet eden bir iktidar› hedeflemesiyle mümkün olmaktad›r. Bilinmektedir ki, proletarya d›fl›ndaki hiçbir güç burjuva iktidarlar›na son veremez. Olsa olsa çeflitli düzeylerdeki burjuva iktidarlar›n› olufltururlar. Bugün baz› dostlar›m›z bize kat›lmayabilirler ama Küba, Venezüella vb. ülke deneyimleri, bu düflüncelerimizin hakl›l›¤›n› a盤a vurmaktad›r. Dolay›s›yla, bir mücadelenin Halk Savafl› olarak adland›r›lmas› için en önemli k›stas; proletaryan›n ve onun en yüksek örgütü olan partisinin, o mücadeleye önderlik etmesidir. Halk Savafl›’n›n özü uzun süreli bir köylü savafl› olmas› ve yar›-feodal üretim iliflkilerinin ve sömürge, yar›-sömürge yap›n›n tasfiyesini hedeflemesidir. Emperyalizm ve yerli uflaklar›n›n büyük flehirleri kontrol alt›nda tutmas›, köylü y›¤›nlar›n›n k›rl›k bölgelerde büyük bir güç oluflturmas›, demokratik devrimin özünün toprak devrimi olmas› k›rl›k bölgelerden flehirlere do¤ru bir mücadeleyi gerektirmektedir. Ayn› zamanda demokratik devrimi gerçeklefltirememifl böylesi ülkelerin (yar›-sömürge yar› feodal) yönetimlerinin de sürekli faflist bir ka- 2- Düflman›n stratejik duraklamas› ve bizim karfl› taarruza haz›rlanmam›z. ‹kinci aflama ise stratejik denge aflamas› olarak nitelendirilebilir. Bu aflamada ise esas olarak hareketli savafl ile desteklenen gerilla savafl› olacakt›r. 3- Bizim stratejik karfl› taarruzumuz ve düflman›n stratejik geri çekilmesi. Üçüncü aflamada ise bafll›ca mücadele biçimi hareketli savafl olacak ama mevzi savafl› önem kazanacakt›r. Üçüncü aflamada gerilla savafl›, hareketli savafl›n ve mevzi savafl›n›n yan›nda gene stratejik destek sa¤layacak ama ikinci aflamada oldu¤u gibi bafll›ca mücadele biçimi olmayacakt›r. Halk Savafl›’n› salt askeri taktikler olarak ele almamak do¤ru bir yaklafl›m olsa da, devrimin en bafl›ndan silahl› mücadelenin örgütlenmesi ve k›rlardan flehirlere bir mücadele hatt›ndan kopuk ele al›nmas› da Halk Savafl›’n›n içeri¤inin boflalt›lmas› demektir. Halk Savafl›, ad›ndan da anlafl›laca¤› gibi bir savafl› içermektedir. ‹ster istemez askeri bir yönü vard›r. Bundan ayr› düflünmek do¤ru de¤ildir. Halk ordusunun ve komünist partisinin silahl› mücadele içerisinde infla edilece¤i gerçekli¤inden hareketle, ideolojik donan›m›n sa¤lanmas›na paralel, hangi alanlarda bu mücadelenin gerçeklefltirilece¤i konusu önem kazanmaktad›r. Bilinmektedir ki yar›-feodal ülkelerin en önemli özelli¤i, devrimin ülke içinde eflitsiz geliflim yasas›d›r. Dolay›s›yla hangi alanlarda öncelikle örgütlenece¤inin belirlenmesi önemlidir. Bu anlam›yla kitle temelinin devlet otoritesiyle en fazla çeliflkiyi yaflad›¤› alanlar›n ve aske- Ç ‹ N D E V R ‹ M ‹ 6 0 Y A fi I N D A Ç‹N DEVR‹M‹ 60 YAfiINDA! Yeni Demokrat Gençlik ke özgünlü¤ünün yakalanamamas›na ra¤men silahl› müri harekâta uygun yerlerin seçilmesi gerekmektedir. Elcadele yolunda önemli ad›mlar atan hareketler, halk kitbette bu söyledi¤imiz içerisinde askeri harekâta uygun lelerinde yank› bulmufllard›r. Bunun en önemli kan›t›n› olan yerlerin seçimi tali, halk kitlelerin devletle yaflad›¤› da Kürt Ulusal Hareketi göstermifltir. Kendi politikalar›çeliflkinin yo¤unlu¤u esast›r. Bu anlam›yla ülkemizde n› halka benimsetmesinde hem Kürt halk›n›n taleplerinin Halk Savafl›’n› bafllatan Kaypakkaya’n›n yöneliminin esasbir k›sm›yla örtüflen taleplerinin varl›¤› ta do¤ru oldu¤u aradan geçen bunca zahem de has›m güçlerle ciddi bir hesapman zarf›nda daha da netleflmifltir. Olgulaflman›n içerisine girmesi geliflimini sa¤lar Kaypakkaya’n›n yöneliminin do¤ruluHalk Savafl›’n›n lam›flt›r. Esas olan da has›m güçlerle si¤unu netlefltirmifltir. lahlar›n diliyle konuflmas›d›r. Halk Savafl› konusu tart›fl›l›rken, Çin, baflar› kazand›¤› ya Halk Savafl›’n›n günümüz koflullar›nda andaki esas takti¤i gerilla savafl›d›r yafland›¤› ülkelerdeki ve gerilla olgusu sadece savaflan bir güç de¤ildir. Ayn› zamanda ajitasyon-propamücadeleyi ganda gerçeklefltiren, komünist partisini inceledi¤imizde örgütleyen güçlerin en önemlilerindenkarfl›m›za ç›kan olgu dir. Bu sadece komünist partisinin örgütlenmesi aç›s›ndan geçerli de¤ildir. Siülke özgünlüklerinin lahl› mücadele propagandan›n ve örgütlenmenin di¤er bir arac›d›r. Bugün silahyakalanmas›d›r. l› mücadele vermek için baz›lar› isyan› örgütlemek ad›na bozk›rlar› tutuflturmak için önce tüm bozk›r› kurutmaktan bahsetmektedir. Fakat Mao yoldafl önemli olan›n kuru bozk›rlardan bafllayarak di¤er taraflara do¤ru mücadeleyi yayAncak bir noktaya maktan bahseder. de¤inmek gerekiyor. Bu sözden de anlaÜlkemizde Halk Savafl› fl›laca¤› gibi zulmün stratejisi ülke özgünlüve ac›n›n en yak›c› ¤üyle yeterince bütünflekilde hissedildi¤i lefltirilememifltir. Ülkeyerlerde çeliflkiler miz komünistleri bunu daha yo¤un yaflanmaktad›r. Türkiye Kürdistan›’nda evleaç›k yüreklilikle kabul etmifllerdir. Ancak bu, ödenen beri yak›larak göç ettirilen, iflkencelerden geçirilen, tacizedellerin, harcanan çaban›n bofla gitti¤i anlam›na gelmetecavüze u¤rayan ve katledilen milyonlarca insan›n umumektedir. Burada Kaypakkaya’n›n “Bugün ülkemizdedu da¤larda görmesi bofluna de¤ildir. Bölgede yedisinki devrimci mücadele çok önemli bir noktaya, siden yetmifline kitlesel flekilde yapt›klar› eylemlerle öfkelahl› mücadele yolunu tutmayan bir ak›m›n, bulerini dile getiren halk bunun en somut örne¤idir. nun ad› isterse komünist hareket olsun, kitlelerVietnam örneklerinin bire bir ayn›s›n› yans›tmayaca¤› hep vurgulana gelen bir olgudur. Elbette hiçbir devrim süreci, öncekilerinin bire bir ayn›s› de¤ildir. Kopya yönteminin devrimler aç›s›ndan geçerli olmad›¤›n› en iyi ülkemiz gerçekli¤inde yürütülen mücadele göstermifltir. Halk Savafl›’n›n baflar› kazand›¤› ya da önemli at›l›mlar›n yafland›¤› ülkelerdeki mücadeleyi inceledi¤imizde karfl›m›za ç›kan olgu ülke özgünlüklerinin yakalanmas›d›r. Halk Savafl› stratejisinin genel özelliklerini, ülke özgünlükleriyle birlefltiren komünist partilerin önemli at›l›mlar gerçeklefltirdi¤i, büyük zaferler kazand›¤› görülecektir. da önemli at›l›mlar›n den tecrit olaca¤› bir noktaya ulaflm›fl bulunuyor” belirlemesinin önemli oldu¤unu düflünüyoruz. Ül- 42 Silahl› mücadele verilmeksizin Türkiye’de baflar›ya ulaflmaktan bahsetmek, gerçekli¤i görememektir. Bugün Biz kendimizi dünyay› temellerinden sarsacak bir davaya adad›k! Yeni Demokrat Gençlik T. Kürdistan› co¤rafyas›nda gerilla mücadelesinin bu kadar geliflmesi ve halk taraf›ndan sahiplenilmesi ‹brahim yoldafl›n Türkiye koflullar›nda silahl› mücadeleye yönelik yapt›¤› tespitlerin hakl›l›¤› bize bir kez daha kan›tlam›flt›r. Ülkemizde demokrasi mücadelesini gelifltiren en önemli ö¤elerden birisidir gerilla mücadelesi. Bugün YDG olarak, program›m›zda da belirtti¤imiz gibi ulusal ve sosyal kurtulufl mücadelelerini destekliyor ve bu mücadelenin hakl›l›¤›n› savunuyoruz. Bizim örgütlenmemizin önünü açan, halk kitlelerini Yeni Demokrasi mücadelesine katmam›za yard›m eden en önemli ö¤e ülkemiz özgülünde silahl› mücadele yürüten örgütlerin varl›¤›d›r. Bugün demokratik haklar aç›s›ndan silahl› mücadele veren Kürt Ulusal Hareketi ve Halk Savafl›’n› veren Proletarya Partisi ve di¤er silahl› mücadele veren örgütler, ülkemiz demokrasi mücadelesine önemli katk›lar yapmakta, demokrasi mücadelesi veren kitle örgütleri aç›s›ndan da önemli bir kitle taban›n› a盤a ç›karmaktad›r. Gerilla savafl›n›n ülkemizdeki kitle hareketleri aç›s›ndan olumlu bir etki yaratt›¤›n› vurgulad›k. Zaten gerilla mücadelesinin kendisi de kitle hareketlerinin, en üst mücadele biçimidir. Bundan kaynakl›, demokrasi mücadelesi veren örgütlerin ayn› safta bulunmas› do¤al bir durumdur. Bunun fark›nda olan ülkemiz egemenlerinin, bu ikisi aras›na bir ayr›m koymaya çal›flmas› bofluna de¤ildir. Kürt Ulusal Hareketi ile DTP aras›na ayr›m çizgileri çizmeye çal›flmalar›, ikincisi üzerindeki ilkini reddetme bask›s› bunun en somut göstergesidir. Halk Savafl›’n›n en temel göstergelerinden birisi de gücünü kitlelerden almas›d›r. Daha do¤rusu kitlelerin savaflt›r›lmas› esas›na dayanmas›d›r. Bu anlam›yla lojistik destek ve pasif bir flekilde kitlelerin deste¤ini almaya çal›flan öncü savafl›ndan tamamen 43 farkl›d›r. Halk Savafl›’nda halk›n bizzat çeflitli düzeylerde kat›l›m› vard›r. Dahas› kurtar›lm›fl bölgeler vas›tas›yla halk›n kendi iktidar›n› kurmas› vard›r. Halk Savafl›’n›n kitlelerin savaflt›r›lmas›yla, kazan›lmas›yla gerçeklefltirilece¤inden bahsettik. Bu anlam›yla kitlelerin kazan›lmas›n›n temel noktas› da kitle örgütlerine yaklafl›m meselesidir. Kitle örgütlerinin ötesinde halk kitlelerini örgütlemek mümkün olmayacakt›r ya da çok az bir kesimi örgütlenecektir. Bunun da ülkemizdeki mücadeleye katk›s› çok fazla olmayacakt›r. Bu anlam›yla kitle örgütlerinin içerisinde faaliyet yürütmek, kitle örgütleri içerisinde do¤ru politikalar oluflturmak gerekmektedir. En önemli eksikli¤imiz sadece ileri kitleyi esas alan çal›flmalar› örgütlemektir. Bu bizim aç›m›zdan büyük bir engel oluflturmaktad›r. Sadece ileri kitlelerin örgütlenmesi çal›flmas›n›n oldu¤u yerde kitleselleflmekten bahsedilemez. ‹leri kitlelerin esas al›nmas› baflka, sadece ileri kesimlerle iliflki kurmaya çal›flmak baflkad›r. ‹leri kitleler en genifl kesimin içerisinde bulunmaktad›r. En genifl kesimi hedeflemeyen çal›flmalar, kitleselleflmeye hizmet etmeyecektir. Dahas› darlaflma devam edecektir. Bu anlam›yla, politikalar›m›z› faaliyet alanlar› içerisinde en genifl kesime tafl›mak önemlidir. Biz devrimci gençler aç›s›ndan ülkemizde mevcut haliyle devam eden savafla karfl› tarafs›z veya sessiz kalma gibi bir durumumuz olamaz. Anti-emperyalist, anti-faflist, anti-feodal, militan bir kitle örgütü olarak devrimci mücadele veren YDG’lilerin karfl›s›nda mücadele etti¤i sistemi yok edecek esas mücadele yolunu desteklememesi, faflizmin silahl› güçlerine karfl› da¤lar› mesken edinen devrimcilerin direniflini sahiplenmemesi gibi bir seçenek bulunmamaktad›r. Bizler hakl› ve meflru olan bu mücadeleye aktif bir flekilde destek vermeli, yüzümüzü da¤lara dönmeliyiz.. Ç ‹ N D E V R ‹ M ‹ 6 0 Y A fi I N D A Ç‹N DEVR‹M‹ 60 YAfiINDA! Yeni Demokrat Gençlik HALKA H‹ZMET ET! HALKIN ÇIKARLARI ‹Ç‹N ÇALIfi! 1 Ekim 1949’da Çin Halk Cumhuriyeti’nin ilan edilmesiyle ve tarihin en kitlesel hareketlili¤inden birisi olan Büyük Proleter Kültür Devrimi’yle birlikte, dünyada sosyalizm bayra¤› daha da yukar› çekilmifl ve ezilen halklara umut olmufltur. Bolflevik devrimiyle ete kemi¤e bürünen sosyalizm, Çin’de Çin Komünist Partisi önderli¤i alt›nda Çin’in özgün koflullar›yla harmanlanarak yeni bir evreye girmifltir. Baflkan Mao’nun önderli¤inde yürütülen Yeni Demokratik Devrim mücadelesinde halka olan ba¤l›l›k, halktan kopmama, halk için, halk ile birlikte mücadele meseleleri üzerine biz genç devrimcilerin de ö¤renece¤i muazzam deneyimler ve yaklafl›mlar söz konusudur. Kitlelere karfl› yaklafl›m›m›z, kitlelerle gelifltirece¤imiz diyalog, kitleleri harekete geçirebilmenin ve oluflan kitle hareketlerine önderlik etmenin gereklili¤i, kitle çizgimizin esas noktalar› gibi meseleler üzerine düflünmek ve harekete geçmek mücadelemiz aç›s›ndan oldukça önem tafl›maktad›r. Devrim Kitlelerin Eseri Olacakt›r! 1990’lara gelindi¤inde Rus Sosyal Emperyalizminin de “da¤›lmas›yla” birlikte emperyalist-kapitalist sistem “s›n›f savafl›m›n›n bitti¤i” üzerine tüm dünyaya propaganda yapm›fl ve “nihai zaferini” ilan etmiflti. Bu süreç ile birlikte yaflanan a¤›r ideolojik sald›r›lar ciddi bir tasfiye sürecini de beraberinde getirmifltir. Teknolojinin ilerlemesi ve geliflimiyle birlikte özellikle iletiflim araçlar› yayg›nlaflm›fl ve propagandas›n› ayn› zamanda da sald›r›lar›n› yayg›nlaflt›rm›flt›r. Dünya çap›nda hissedilen tasfiye rüzgar› sonras› birçok reformist-revizyonist hareket halka karfl› olan güvensizliklerini en aç›k haliyle ortaya koymufltur. Tabii ki bu süreç birçok devrimci hareketi de etkilemifltir. Gerçeklefltirilen ideolojik sald›r›lar etkisini halka güvensizlik ve bunun do¤al bir sonucu olarak devrim mücadelesi inanc›n›n yitirilmesi olarak ortaya ç›kar›yordu. Devrimin kitlelerin eseri olaca¤› ve gerçek kahramanlar›n kitleler oldu¤u hususunu bir an bile bilincimizden ç›karmamam›z gerekmektedir. Bu durum bazen saflar›m›zda da etkisini göstermektedir. Halka karfl› güvensizlik kitle çal›flmalar›nda yüzünü göstermektedir. Önce- 44 likle flunun net bir flekilde bilincinde olmam›z gerekiyor: ideolojimiz, politikalar›m›z ne kadar do¤ru olursa olsun kitlelere tafl›nmam›flsa çok fazla anlam ifade etmeyecektir. “Önder grup ne kadar faal olursa olsun, faaliyet kitlelerin faaliyetiyle birlefltirilmedikçe, bir avuç insan›n verimsiz çabas› olmaktan öteye gidemez.” (Mao Seçme Eserler, Cilt:3) Zaten do¤ru olarak ele ald›¤›m›z politikalar, pratikten geçmedikçe, halka sunulmad›kça gerçek anlam›yla do¤ruluktan söz edilemez. Politikalar›m›z›n pratikte s›nanmas› gerekir. Halk›n elefltirileri, düflünceleri al›nmal› ve bu elefltiriler dikkate al›narak tekrar gözden geçirilmeli ve tekrar halka götürülmelidir. Mao yoldafl bu çal›flma tarz›n› “kitlelerden kitlelere” formulasyonu ile sistemlefltirmifltir. “Partimizin bütün pratik çal›flmalar›nda do¤ru önderlik, ‘kitlelerden kitlelere’ ilkesine uygun olmak zorundad›r. Bunun anlam› fludur: Kitlelerin da¤›n›k ve sistemleflmemifl fikirlerini almak ve onlar› derli toplu bir hale getirmek, ondan sonra yeniden kitlelere gitmek. Kitleler bunu kendi fikirleri olarak benimseyene, onlara s›k› s›k› sar›lana ve onlar› eyleme dönüfltürene kadar bu fikirleri yaymak, aç›klamak ve do¤rulu¤unu bizzat kitlelerin eylemi içerisinde s›namak. Sonra kitlelerin fikirlerini al›p bir kez daha derli toplu hale getirmek, yeniden kitlelere gitmek ve böylece daha zengin bir hale geldi¤i sonsuz bir helezon içinde bunu bir daha, bir daha tekrarlamak. ‹flte Marksist bilgi teorisi budur.” (Mao Seçme Eserler, Cilt: 3) Mao yoldafl devrim denilen engebeli yolda en büyük ö¤retmen olarak kitleleri görmekte ve devrimin süreklili¤i içinde kitle inisiyatifinin a盤a ç›kar›lmas› gerekti¤ini düflünmekteydi. Mao yoldafl›n kitlelere güven ve kitle inisiyatifinin a盤a ç›kar›lmas› meselesi yaflanan onlarca pratikte ve temel yaklafl›mda kendini göstermektedir. Çin Halk Cumhuriyeti’nin ilan›ndan sonra kitleleri Komünist Partisi’ni denetlemeye ve elefltirmeye ça¤›rm›flt›r. 1966’daki Büyük Proleter Kültür Devrimi s›ras›nda bu ça¤r› bir 盤l›k olmufl ve kitleler Komünist Parti’deki yanl›fll›klar› elefltirmeye bafllam›fllard›r. Mao yoldafl isyan etmenin bir hak oldu¤unu vurguluyordu. Komünist Parti içerisindeki “kapitalist yolcular” kitleler taraf›ndan teflhir edilmifl ve bir- Biz kendimizi dünyay› temellerinden sarsacak bir davaya adad›k! Yeni Demokrat Gençlik ço¤u tasfiye edilmifllerdi. Yine Mao’nun iste¤iyle kitlelerin rahatl›kla elefltirilerini ifade edebilecekleri dazubaolar haz›rlanm›flt›r. Böylece ö¤renciler, ayd›nlar, iflçiler düflüncelerini rahatl›kla dile getirebilecekleri bir siyasi ortam yakalam›fllard›r. Kitleler Mao’nun ça¤r›s›na yan›t vermifl; Komünist Parti içerisinde gizlenen revizyonistlere ciddi elefltiriler yöneltmifl ve revizyonistlerin maskelerini indirmelerine sebep olmufltur. Mao yoldafl o dönemdeki kitle hareketlerinin nas›l bafllad›¤›n› flu flekilde ifade ediyor: “Yang›n› ben bafllatt›m... Görebildi¤im kadar›yla kitleleri sarsmak iyi bir yöntemdir. Y›llardan beri (partideki revizyonistleri) nas›l tepetaklak edebilece¤imi düflündüm durdum. Sonunda en etkili yöntemin kitleleri sarsmak oldu¤unu anlad›m.” (Sabah Tufan›, Cilt:2) Halka aç›k olunmas› gereklili¤ini ve halka hesap verilmesi gerekti¤ini konuflmalar›nda s›kça belirten Mao, Komünist Parti yöneticileri ile üyelerinin bu elefltirileri dikkate almalar› gerekti¤ini, aksi takdirde yap›lan yanl›fllar›n ›srar› durumunda halk›n yanl›fllara sessiz kalmayaca¤›n› ve yanl›fllar›n hesab›n› soraca¤›n› söylüyordu. “Devrimciler toplumu de¤ifltirmek istiyorlarsa, önce kendilerini de¤ifltirmelidirler... Devrimin itici gücü olduklar› gibi hedefi olduklar›n› da iyi bilmeleri gerekiyor.” Yine halk›n yarar›na olabilecek her elefltirinin dikkate al›nmas› gerekti¤ini belirtiyor Mao yoldafl. “E¤er kusurlar›m›z varsa, bunlar›n ortaya konulmas›ndan ve elefltirilmesinden korkmay›z. Çünkü biz halka hizmet ediyoruz. Kim olursa olsun, herkes kusurlar›m›z› ortaya koyabilir. E¤er hakl›ysa bunlar› düzeltiriz. Önerdi¤i fley, halk›n yarar›na olacaksa, ona uygun hareket ederiz.” (Mao Seçme Eserler, Cilt: 3) Mao yoldafl Yenan’da gençlere seslenirken bir gencin devrimci olup olmad›¤›n›n de¤erlendirilmesini o gencin genifl iflçi ve köylü kitleleri ile kaynaflmay› isteyip istememesi ve gerçekten yap›p yapmamas›na ba¤l›yordu. E¤er kaynaflmay› istiyorsa ve bunu gerçekten yap›yorsa devrimcidir, aksi takdirde o kiflini devrimci olmad›¤›n› ya da karfl› devrimci oldu¤unu söylüyor. Bu vurgu bizler aç›s›ndan büyük bir önem tafl›maktad›r. 45 Kitlelerin Ö¤retmeni Olmadan Önce Ö¤rencisi Olmal›y›z Baflkan Mao’nun kitlelerin ö¤rencisi olmaya yönelik yapt›¤› bu vurgu, kitle çal›flmam›zdaki zincirin ilk halkas›n› oluflturmas› nedeniyle akl›m›zdan bir an bile ç›karmamam›z gereken bir slogan olmal›d›r. Konuflmadan önce dinlemeyi bilmek, tüm yoldafllar›n dikkat etmesi gereken husustur. Kitlelerle sa¤lam bir diyalog kurmak istiyorsak, aceleci davranmamal›, “sol” söylemlerden ve sa¤ pratiklerden kaç›nmal›, onlara karfl› dürüst olmal› ve gerçe¤i söylemekten kaç›nmamal›, onlar› önemsemeli, dinlemeli ve tan›mal›y›z. Halkç› yönümüzün geliflmesi aç›s›ndan dikkat etmemiz gereken bir nokta da, halk›n bir parças› ve halk›n kurtulufl mücadelesinin neferleri oldu¤umuz bilince ç›kar›lmad›¤›, halk›n ac› ve özlemleri sahiplenilmedi¤i-hissedilmedi¤i müddetçe halk›n yan›nda yer almak, halk›n nabz›n› hissetmek, kendili¤inden hareketlere yön vermek mümkün olmayacakt›r. “Bütün kalbimizle halka hizmet etmek, y›¤›nlardan bir an bile ilgimizi kesmemek; kiflinin veya küçük bir grubun de¤il de her fleyde halk›n ç›karlar›na hizmet etmek; halk önündeki sorumlulu¤umuzu partinin yönetici organlar› önündeki sorumlulu¤umuz ile mutabakata vard›rmak; iflte bunlar ç›k›fl noktam›zd›r.” Özellikle de son dönemde etkisini iyice gösteren ekonomik krizle birlikte birçok grev, direnifl ve eylem gerçekleflmekte. Yine Kürt ulusuna yönelik bask›lar artmakta, operasyonlar devam etmekte. Halk›n sisteme karfl› duruflunun oldu¤u her parçada halk›n yan›nda olmam›z gerekmekte ve var olan mücadeleyi daha da ileriye tafl›ma görevimiz bulunmaktad›r. Bugün aç›s›ndan durum iyidir; çünkü gerçekler devrimcidir. Her yapt›¤›m›z pratik, halk›n yarar›na ve halkla beraber olmal›d›r. Bu bilinçle bulundu¤umuz alanlarda halkla sars›lmaz ba¤lar gelifltirmeliyiz. Mao’nun halk sevgisini ve halka olan güvenini anlamak bize bugün aç›s›ndan bunu anlatmaktad›r. AMED YDG Ç ‹ N D E V R ‹ M ‹ 6 0 Y A fi I N D A Ç‹N DEVR‹M‹ 60 YAfiINDA! Yeni Demokrat Gençlik MAO‹ZM‹N B‹L‹MSEL TEMELLER‹ Proletaryan›n bilimsel ö¤retisi olan Marksizm-LeninizmMaoizm, (MLM) her bir aflamas› bir s›çramay› ve bilimin üç aya¤›ndaki evrensel katk›lar› ifade etmektedir. Biz genç devrimcilerin mücadelemizin bilimsel dayanaklar›n› kavramas› ve bilimin üç aya¤›ndaki (ekonomipolitik, felsefe ve bilimsel sosyalizm) katk›lar› kavramas› oldukça önemlidir. Proletaryan›n bilimi olan MLM, tarihsel olarak Marksizm ile bafllam›fl, 20. yüzy›l›n bafllar›nda Leninizm do¤mufl ve yüzy›l›n ortalar›nda Maoizm ile bugünkü halini alm›flt›r. Ekonomi-politik, bilimsel sosyalizm ve felsefe konular›nda Marksizm’e evrensel katk›larla do¤mufl olan Leninizm ve Maoizm, Marksizm’in gelifltirilmesi, ideolojinin s›çramas› anlam›na gelmektedir. Bu haliyle bilim, birikimli bir yol izlemektedir dersek yan›lm›fl olmay›z. Ayr›ca çokça yap›lan bir hatay› da yaz›m›z arac›l›¤›yla tekrar düzeltmifl olal›m: proletaryan›n bilimi olan MLM, belli ülke ve bölgelere özgü de¤il evrenseldir. Özellikle tart›flma konusu yap›lmaya çal›fl›lan Mao’nun Marksizm ve Leninizm’e katk›lar› sadece yar›-feodal ülkelerde de¤il kapitalist ve emperyalist ülkelerde de proletaryan›n bilimidir. Keza bilimin üç aya¤›na yap›lan evrensel katk›lar demek, sadece yar›-feodal ülkelerde bu katk›lar de¤erlendirilebilir demekle çeliflkilidir. olgudur. Örne¤in, diyalektik konusunda Mao’nun kavray›fl›, pratikte sosyalizmin oldukça önemli bir meselesine net bir yarg› getirmesini de sa¤lam›flt›r. Yaz›m›z›n devam›nda bu konulara olabildi¤ince de¤inmeye çal›flaca¤›z. Mao’yu ve Maoizm’i incelerken ekonomi-politik konusunda Mao’nun katk›lar›n›n daha geç bir döneme denk geldi¤ini görece¤iz. Mao, yar›-feodal yar›-sömürge ülkelerde devrimin ard›ndan sosyalizme nas›l geçilece¤i konusunda önemli katk›lar sunmufl, yeni demokratik iktidardaki ekonomi politikalar›n› formüle etmifltir. Esasen genifl bir alan olan ekonomi-politik konusunda Mao, sosyalizmin iktisadi sorunlar›nda önemli de¤erlendirmelerde bulunmufl, kapitalizmden sosyalizme geçifli de¤erlendirmifl, SSCB’deki “Ekonomi-Politik Ders Kitab›”n› incelemifl ve elefltirileriyle birlikte daha sistemli bir aç›klama yapm›flt›r. Kapitalist bir toplumda sosyalist iktisad›n ö¤elerinin bulunamayaca¤› aç›kt›r. Ayn› durum, feodal bir toplumda Bu yaz›da Maoizm’in, Marksizm ve Leninizm’e ekonomipolitik ve bilimsel sosyalizm konular›nda ne gibi evrensel katk›lar yapt›¤›n› incelemeye çal›flaca¤›z. Ancak belirtmek gerekiyor ki her iki konu da ve bunlara ek olarak felsefe alan› da birbiriyle iç içedir. Bu konulardaki uzmanl›¤›m›z›n ve kavray›fl›m›z›n yeterli oldu¤unu söylemek de mümkün de¤ildir. Keza MLM’yi kavrama noktas›ndaki eksikli¤imiz, örgütsel prati¤imizin yetersizli¤inde de kendisini göstermektedir. Bilimin birbiriyle yak›n iliflkili alanlar›n›n olmas› flafl›rt›c› de¤ildir. Diyalektik olarak her fleyin birbiriyle ilgili olmas›, bilim alan›nda da fazlas›yla gözlemlenebilen bir 46 Biz kendimizi dünyay› temellerinden sarsacak bir davaya adad›k! Yeni Demokrat Gençlik Mao ayn› zamanda emperyalizm ça¤›nda geri kalm›fl ülkelerin devrimi daha kolay gerçekleflece¤ini söylemifltir. Kapitalizmin en fazla geliflti¤i ülkelerde beklenen devrimin önce Rusya’da sonra da Çin’de gerçekleflmesi de bunun kan›tlar›ndan birisidir. kapitalist iktisad›n ö¤eleri için geçerli de¤ildir. Hatta tarihsel olarak inceledi¤imizde feodalizm döneminde ticaretle u¤raflan kesimin oluflmas› ve manifaktürden ilkel sermaye birikimin oluflmaya bafllamas› feodalizm içerisinde kapitalizmin iktisadi ö¤elerinin varl›¤›na iflarettir. Bir flekilde feodalizmin miad›n› doldururken kapitalist üretim iliflkilerini kendi ba¤r›nda oluflturmaya bafllad›¤›n› biliyoruz. Ancak ayn› olgu, kapitalizmden sosyalizme geçiflte söz konusu de¤ildir. Örne¤in sosyalist bir biçim olan tüm kamu mülkiyeti (tüm toplumun mülkiyeti) kapitalizmde olamaz. Keza bu kapitalist bireysel (özel) mülkiyet konusuyla taban tabana z›tt›r. Yine kapitalizmde meta üretiminin kalkmas› düflünülemez çünkü meta üretimi kapitalizmin temelini oluflturmaktad›r. Bu taban tabana z›tl›k, kapitalizmin sosyalizme kolay bir toparlanma flans› vermemesine neden olmaktad›r. Kapitalizm bir kez y›k›ld›ktan sonra üretimin ayn› düzeyde tutulmas› ya da artt›r›lmas› çok kolay olmayacakt›r. Bu soruna karfl› SSCB’de bir dönem süresince NEP (Yeni Ekonomi Politika) uygulamas›n›n denenmesi, devlet kapitalizmine baflvurulmas› sosyalizmden sapma de¤il, bir gereklili¤i ifade etmekteydi. Bu zorlu kararlar› verirken Lenin ve Bolflevik Parti, karfl›lar›na ç›kan soruna çözüm bulma aray›fl›yla hareket ediyorlard›. Çin Devrimine kadar devlet kapitalizmi SSCB için istisna, tekil bir örnek olarak düflünülüyordu. Ancak kapitalist üretim iliflkileriyle sosyalist üretim iliflkilerini derinlemesine inceleyen Mao, içinden geçti¤i dönemde yarat›lan deneyim ve birikimin de etkisiyle devlet kapitalizminin tekil de¤il, evrensel bir uygulama oldu¤unu/olaca¤›n› söylemifltir. “(Ekonomi-Politik Ders Kitab›nda –bn-) kapitalizmin dönüfl- türülmesi için devlet kapitalizminden geçme deneyi, tekil ve özel bir tecrübe olarak ele al›n›yor; bunun evrensel önemi inkar ediliyor. Bat› Avrupa ülkeleri ve Birleflik Devletler’in kapitalist geliflme düzeyleri yüksektir ve denetim mevkileri bir tekelci kapitalist az›nl›¤›n elindedir. Fakat büyük say›da küçük ve orta kapitalist de vard›r. Dolay›s›yla, Amerikan sermayesinin yo¤un, fakat ayn› zamanda geniflçe da¤›lm›fl oldu¤u söylenir. Bu ülkelerde, baflar›l› bir devrimden sonra, flüphesiz tekelci sermayenin mülksüzlefltirilmesi gerekecektir. Ama küçük ve orta kapitalistler de ayn› flekilde mülksüzlefltirilecek midir? Bunlar› dönüfltürmek için devlet kapitalizmi biçimlerinden birinin benimsenmesi gerekebilir.”1 Mao, 1949’da Çin Halk Cumhuriyeti’nin kuruluflundan sonra devlet kapitalizminin Çin’de nas›l uygulanmas› gerekti¤ini incelemifl ve Çin’de devlet kapitalizmi arac›l›¤›yla ve aflamal› biçimde özel mülkiyet kamusallaflt›r›lm›flt›r. Mao ayn› zamanda emperyalizm ça¤›nda geri kalm›fl ülkelerin devrimi daha kolay gerçekleflece¤ini söylemifltir. Kapitalizmin en fazla geliflti¤i ülkelerde beklenen devrimin önce Rusya’da sonra da Çin’de gerçekleflmesi de bunun kan›tlar›ndan birisidir. Mao, halk›n yoksullu¤unun fazla oldu¤u ülkelerde devrimin daha fazla istenece¤ini söylemifltir ve bu konuda yan›lmayarak devrimin ilk bafllarda nerelerde gerçekleflebilece¤ini sistemlefltirmifltir. Mao, altyap› ile üstyap› aras›ndaki iliflkiyi de sistemli hale getirmifltir. Üretim iliflkilerinin esas olmas›na ra¤men bunlar›n devlet, felsefe vb. üstyap› kurumlar›yla etkilefliminin oldukça önemli oldu¤unu kan›tlam›flt›r. “Tüm devrimci tarih, yeni üretici güçlerin tam geliflmesinin, geri kalm›fl üretim iliflkilerini dönüfltürmenin ön koflulu olmad›¤›n› gösterir. Bizim devrimimiz, devrim yarar›na yeni kamuoyu oluflturmaya yönelik Marksist-Leninist propagandayla bafllad›. Ayr›ca, eski üretim iliflkilerini y›kmak ancak geri kalm›fl bir üstyap›y› devrim s›ras›nda devirdikten sonra mümkün oldu”2 Bu önermenin, toplumsal ö¤eler aras›ndaki görece kaba bak›fl aç›s›n› düzeltti¤i ortadad›r. Devrimden önce oldu¤u gibi devrimden sonra da altyap›y› tek ö¤e olarak ele almak, sosyalist geliflmenin aksak ilerlemesine neden olacakt›r. “Üretim 47 Ç ‹ N D E V R ‹ M ‹ 6 0 Y A fi I N D A Ç‹N DEVR‹M‹ 60 YAfiINDA! iliflkilerini de¤ifltirelim, altyap› kendili¤inden yola girer” fleklinde bir düflünce do¤ru de¤ildir. Keza üretim iliflkilerinin tüm sosyalist dönüfltürülme çabalar›na ra¤men, üstyap›sal bir kurum olan burjuva ideolojisinin kendili¤inden ortadan kalkmad›¤› devrim tarihlerinde defalarca kez kan›tlanm›flt›r. Ayr›ca ayn› konuya istinaden Mao, devrimden sonra tar›mda yaln›zca makineleflmenin sosyalist dönüflüme hizmet edece¤i tezine kat›lmam›fl, bu alanda da ideolojinin ön plana ç›kt›¤›n› söylemifltir. Yani üretim araçlar›n›n gelifltirilmesinin yan› s›ra bu örnekte köylülü¤ün bilinçsel dönüflümü ve ideolojik e¤itiminin de önemli oldu¤unu anlatm›flt›r. (s:172) Devrim sonras›nda tar›m, ticaret ve sanayiye iliflkin yaklafl›m ve politikalar da Mao taraf›ndan daha sistemli hale getirilmifltir. Esas›n sadece ticaret olmad›¤›, hem ticaret hem tar›m hem de sanayi oldu¤u Mao’nun yaz›lar›nda vurgulanmaktad›r. Keza önemli bir sorun olan sanayinin geliflmesi konusunda da Mao, SSCB’nin deneyimlerini de gözlemleyerek daha etkili bir çözüm bulabilmifltir. Sanayi sorununun çözümünde amaç a¤›r sanayiyi gelifltirmekse hafif sanayiye ve tar›ma önem verilmesini söyleyen Mao, a¤›r aksak ve sanc›l› bir sanayileflme yerine daha planl› ve felsefenin üretimde kullanabildi¤i bir yolu tercih etmifltir. Bu sayede SSCB’nin sanayileflme konusunda yaflad›¤› büyük s›k›nt›lar ve açmazlar, Çin’de daha hafif bir flekilde atlat›lm›fl ve daha k›sa sürede büyük bir üretim hacmi oluflturulabilmifltir. Mao, sosyalist dönüflüm mücadelesinde çokça bilinen tüm halk›n mülkiyeti ile kolektif mülkiyet aras›ndaki çeliflkiyi de sistemlefltirmifl ve esas olana iflaret etmifltir. Tüm halk›n mülkiyeti, ulafl›lmas› gereken bir hedefken bu yolda kolektif mülkiyete (küçük çapl› 48 Yeni Demokrat Gençlik birleflmifl mülkiyet) baflvurulmas› gerekti¤i aç›kt›r. Bu ikisi aras›nda bir çeliflkinin varl›¤›ndan söz etmek gerekir. Sonuçta her iki mülkiyet düzeni sosyalist inflan›n temelini oluflturamaz. Sosyalist infla, tüm halk›n mülkiyetine dayanmak zorundad›r. Mao, tüm halk›n mülkiyeti ile kolektif mülkiyet aras›ndaki çeliflkinin iflçi ve köylüler aras›ndaki çeliflki oldu¤unu ifade etmifltir. ‹flte bu çeliflkiyi ve yans›d›¤› alan› do¤ru tahlil eden Mao, ikisinin birlikteli¤inin uzamas›n›n nihai olarak sanayileflmeye zarar verece¤ini söylemifltir. Kolektif mülkiyetin dar kapsaml› ve küçük burjuva tarzda olmas›, tüm halk mülkiyetinin daha çabuk sa¤land›¤› sanayide zamanla hammadde sorunu yaflanmas›na neden olacakt›r. ‹flte bu nedenle Mao, ikisi aras›ndaki birlikteli¤in çok uzamamas›n› ve kolektif mülkiyetin kamusal mülkiyete dönüfltürülmesinin h›zland›r›lmas›n› yani iflçi ile köylü aras›ndaki çeliflkinin sosyalist temelde çözülmesi gerekti¤ini söylemifltir. Kolektif mülkiyetin tüm halk mülkiyetine dönüflümünün de kaç›n›lmaz, nesnel bir olgu oldu¤unu belirtmifltir. Ayn› flekilde bu yarg›dan yola ç›karak Mao, üretim iliflkileri ile üretici güçler aras›ndaki çeliflkilerin de¤iflmesinin süreklili¤ini de çözümlemifltir: “Üretici güçler ile üretim iliflkileri aras›ndaki çeliflkiler, kendilerini kesintisiz bir flekilde çözerler. Üretici güçlere bir kere uygun olan iliflkiler, bir süre sonra bu uygunlu¤unu kaybedeceklerdir (i.b.a) (…) Sosyalist toplumda eme¤e, meta üretimine, de¤er yasas› ve benzerlerine göre da¤›l›m›n biçimsel kategorileri üretici güçlerin taleplerine uyarl›d›r. Fakat geliflme sürdükçe, bu biçimsel kategorilerin art›k uyarl› olmayacaklar› gün mutlaka gelecektir. Böyle bir zamanda, bu kategoriler üretici güçler taraf›ndan y›k›lacakt›r… Sosyalist toplumda ölümsüz ve de¤iflmez kategorilerin oldu¤una m› inanaca¤›z? Di¤er Biz kendimizi dünyay› temellerinden sarsacak bir davaya adad›k! Yeni Demokrat Gençlik tüm kategoriler, tarihi (dolay›s›yla göreli) olurken, bunlar›n aksine eme¤e ve kolektif mülkiyete göre da¤›l›m gibi kategorilerin ölümsüz oldu¤una m› inanaca¤›z?”3 Sosyalizmde planlaman›n önemini vurgulayan Mao, de¤er yasas›n›n giderek ortadan kalkmas›n› ve planlaman›n as›l ö¤esinin de¤er yasas› olmad›¤›n› belirtmifltir. Yine sosyalizmde eflitsizliklerin giderilmesi aç›s›ndan parça bafl› ücret ile saat bafl› ücret konular›nda düzenlemeye gitmifltir. Parça bafl› ücretin tek bafl›na zay›f ile güçlü, yafll› ile genç aras›nda çeliflkiler do¤uraca¤›n› vurgulayan Mao, bu çeliflkilerin giderilebilmesi aç›s›ndan daha uygulanabilir bir sistem önermifltir. Mao’nun sosyalizmin ak›beti noktas›nda da önemli katk›lar› oldu¤unu belirtmek gerekir. Yaz›m›z›n giriflinde belirtti¤imiz gibi diyalekti¤in yaflama uyarlanmas› konusunda Mao, sosyalizmde s›n›f mücadelelerinin devam etti¤ini ve de¤iflimin sadece ileriye do¤ru olmayaca¤›n› kan›tlam›flt›r. Mao’dan önce. bir kere sosyalist topluma geçince kapitalizmin geri gelmeyece¤i ve toplumsal dönüflümün sadece ileriye do¤ru oldu¤u fleklindeki yan›lg›l› görüfl egemenken Mao s›n›f mücadelesinin sürekli oldu¤unu ve de¤iflimin geriye do¤ru da olabilece¤ini belirterek sosyalizmden dönüfllerin dikkatli olunmazsa yaflanabilece¤ini söylemifltir. Bu do¤rultuda devrimden sonra da s›n›f mücadelelerinin devam etmesi gerçekli¤i kapsam›nda geri dönüfllere karfl› bu sefer altyap›dan ziyade üstyap›da de¤iflimlere önem veren uygulamalar›n kaç›n›lmaz olarak yaflama geçirilmesi gerekti¤ini belirtmifltir. Bilimsel sosyalizm alan›ndaki bu önemli katk›, sadece toplumsal konulardaki de¤iflimleri de¤il, yaflamdaki her konuda de¤iflimleri kapsamaktad›r. Yani sadece toplumsal de¤iflim de¤il yaflamdaki her fley ileri ve geri hareket halindedir. Felsefe alan›ndaki bu yarg›n›n sosyalizmin ak›beti noktas›ndaki en önemli prati¤i de devrimden sonra burjuvazinin tekrar iktidara geçme hevesine karfl› örgütlenmifl olan Büyük Proleter Kültür Devrimi (BPKD) olmufltur. Mao’nun Çin’de kapitalist yolu tutanlara ve bürokrasi, 49 parti ayr›cal›klar› yard›m›yla burjuva iktidar›n› geri getirmeye çal›flanlara karfl› bafllatt›¤› BPKD, sosyalist dönüflüm konusunda önemli bir kaynak ve k›lavuz olmufl, yaratt›¤› etkiyle de tüm dünyay› sar›p sarmalam›flt›r. Esasta üstyap› iliflkilerinde önemli etkileri olan BPKD benzeri kültür devrimlerinin süreklilefltirilmemesi, Mao’dan sonra Çin’de sosyalizmin y›k›lmas›n› beraberinde getirmifltir. Mao’nun proleter ideolojiye yapt›¤› bu büyük katk›, devrimden sonra hangi konularda dikkat edilmesi gerekti¤ini, s›n›f mücadelesinin bitmedi¤ini, keza sosyalizmde s›n›flar ortadan kalkmad›¤›na göre burjuvazinin hâlâ var oldu¤unu ve sinsice her olana¤› dikkatle de¤erlendirdi¤ini göstermifltir. Mao, yekpare bir Komünist Parti alg›lay›fl›n› da bu sayede yerli bir etmifltir. KP’nin de s›n›f mücadelesinin bir arenas› oldu¤unu söyleyerek iki çizgi mücadelesinin Parti içinde yürütülmesi gereklili¤ine iflaret etmifltir. Ayn› flekilde tüm bu yarg›lardan hareketle SSCB’nin komünizme geçti¤i hatal› yan›lg›s›n› da Mao elefltirmifltir. Komünizmin s›n›fs›z bir toplum oldu¤una vurgu yaparak, esasta komünizmin nas›l mümkün olaca¤›n› da göstermifltir. Mao, komünizme geçiflin sosyalizmden zor yoluyla olmayaca¤›n› ama bunun yine de bir devrim oldu¤unu yukar›daki anlay›flla aç›klamaya çal›flm›flt›r. Marks’›n yukar› ve afla¤› aflamal› komünizm tespiti do¤rultusunda Mao, afla¤› aflamada devletin varl›¤›n› devam ettirebilece¤ini ancak komünizmde denetimin (tüm toplumsal denetimin) daha yo¤un ve disiplinli olmas› gerekti¤ini belirtmifltir. Mao’nun katk›lar›n›n bir k›sm›n› k›saca özetledi¤imiz bu yaz›n›n MLM’yi anlamak aç›s›ndan yeterli olmad›¤› aç›kt›r. Bu nedenle Marksist klasiklerin sürekli okunmas› ve incelenmeye tabi tutulmas› oldukça önemlidir. Unutulmamal› ki mücadelemizin bilimsel temelleri kavranmad›¤› müddetçe hakl›l›¤›m›z›n tam olarak kavranmas› da mümkün de¤ildir. 1 Zedung, Mao. Seçme Eserler c.6, Kaynak Yay›nlar›, s. 159. 2 A.g.e, s. 168. 3 A.g.e, s. 170-171. Ç ‹ N D E V R ‹ M ‹ 6 0 Y A fi I N D A Ç‹N DEVR‹M‹ 60 YAfiINDA! Yeni Demokrat Gençlik “FELSEFE B‹R SIR DE⁄‹LD‹R!”* Proletaryan›n ö¤retmenleri felsefeyle yak›ndan ilgilenmifl ve onu iflçi s›n›f›n›n ve ezilen y›¤›nlar›n ellerinde güçlü bir silaha dönüfltürmenin mücadelesini vermifllerdir. Ve tarih milyonlar›n elinde felsefenin nas›l bir silah haline geldi¤inin en iyi örneklerine Çin Devrimi süreci ve sonras›nda tan›kl›k etmifltir. Baflkan Mao, felsefe meseleleriyle yak›ndan ilgilendi¤i ve bu tart›flmalar› yürüttü¤ü tüm metinlerinde felsefe meselelerini olanca sadeli¤iyle kitlelere tafl›m›fl, çal›flma yaflam›ndan e¤itime kadar tüm alanlarda felsefeyi günlük yaflam›n bir parças› haline getirmeyi hedeflemifltir. Çünkü felsefe uygulanabildi¤i oranda güçlü bir silaha dönüflecek ve yine yaflayan pratik içerisinde de sürekli geliflecektir. Felsefeyi bilgi teorisi derekesinde tart›flmak felsefeye yap›labilecek en büyük kötülüktür. Esas olan s›n›f mücadelesidir. Ve felsefe ancak bu mücadele içerisinde somut bir silaha dönüflebilecektir. Mao “felsefe ancak s›n›f mücadelesi varsa var olabilir”1 diyerek bu anlay›fl› en iyi biçimde özetlemifltir. Diyalektik materyalizm, tarihsel materyalizmle birlikte toplumu anlamam›z›, ondaki de¤iflikliklerin arka plan›n› ve de¤iflimlerin nedenlerini kavramam›z› sa¤layan bilimsel kavrama yoludur. Stalin, Tarihsel ve Diyalektik Materyalizm adl› broflüründe do¤al ve toplumsal olgular› anlaman›n, dolay›s›yla diyalektik materyalizmin dört temel bafll›¤›ndan bahseder ve do¤al süreçlere yön veren yasalar olarak bunlar› tan›mlar. Bunlar; 1-Her fley birbirine ba¤l›d›r. 2-Her fley sürekli hareket, de¤iflme ve geliflme halindedir. 3-Nicelik-nitelik de¤iflimi, 4-Z›tlar›n mücadelesi, fleklindedir. Daha önce Engels ise bunlar› z›tlar›n birli¤i, nicelik nitelik de¤iflimi ve yads›nman›n yads›nmas› olarak formüle etmiflti. Engels’in özellikle temel yasalar›n bafl›na koy- du¤u z›tlar›n birli¤i ilkesi Stalin’de yerini z›tlar›n mücadelesine b›rakm›flt›r. Engels iki z›tt›n birli¤ine vurguda bulunurken “bir fenomen ayn› anda hem kendisidir, hem de baflka bir fleydir”2 diyerek z›tlar›n birli¤ini diyalekti¤in temeline oturtur. Ve diyalekti¤in temel yasalar› aras›nda birinci s›raya z›tlar›n birli¤ini yerlefltirir. Yine Lenin, Felsefe Defterlerinde diyalekti¤in temel yasalar›n› incelemeye alm›flt›r. Özellikle bilimsel ve toplumsal ilerlemelerin ›fl›¤›nda incelenen diyalektik Lenin taraf›ndan ayr›nt›land›r›lm›fl ve temel yasalar›yla birlikte bütünsel özellikleriyle 16 madde biçiminde s›ralanm›flt›r. Lenin, Marks ve Engels’in diyalektik yöntemlerini incelemifl onlar› felsefe alan›ndaki genifl tart›flmalarla birlefltirmifl ve; “Diyalektik, karfl›tlar›n birli¤i teorisi olarak tan›mlanabilir k›saca. Diyalekti¤in çekirde¤i bununla sezilip kavranacakt›r, ama bir dizi aç›klamay› ve bir gelifltirmeyi gerekli k›lar bu”3 diyerek hem diyalekti¤in temel yasas› olarak z›tlar›n birli¤ine vurguda bulunmufl hem de diyalekti¤in temel yasalar›n›n aç›klanmaya ihtiyaç duyuldu¤una dem vurmufltur. Burada hem Engels’te, hem de Lenin’de “z›tlar›n birli¤i” diyalekti¤in temel özelli¤i olarak ortaya ç›kmaktad›r. Fakat bu gerçek birçok yan özneyle beraber kullan›lmakta ve diyalekti¤in temel yasas› belirginleflememektedir. Yeni bir bilim olarak ortaya ç›km›fl diyalekti¤in böylesi bir süreçten geçmesi kaç›n›lmazd›r. Ve Mao “bir dizi aç›klamay› ve gelifltirmeyi” gerektiren diyalekti¤in andaki sorunlar›n›n s›n›f mücadelesinin yak›c› pratiklerinden ç›kard›¤› derslerle birlefltirerek sistemlefltirmifltir. Mao, çeliflkiler yasas›n›n, z›tlar›n birli¤i ve mücadelesinin do¤ay› ve toplumu yöneten temel yasa oldu¤unu vurgulam›fl, diyalektik ve tarihsel materyalizmin toplumu ve do¤ay› bu temel kanun üzerinden kavrayabilece¤ini ortaya koyarak materyalizmin da¤›n›k ifade edilifl biçimini gidermifl ve formüle etmifltir. Her nesnenin birlik ve özdeflli¤inin geçici ve gö- 50 Biz kendimizi dünyay› temellerinden sarsacak bir davaya adad›k! Yeni Demokrat Gençlik receli oldu¤una, z›tlar›n mücadelesinin ise sürekli ve mutlak oldu¤una ve bunun, köklü kopufllara ve devrimci s›çramalara yol açt›¤›na iflaret etmifltir. “Nicelik ve niteli¤in birbirine dönüflmesi, nicelik ve nitelik z›tlar›n›n birli¤inden ibarettir”4 diyerek diyalekti¤in di¤er özelliklerinin de z›tlar›n birli¤i ilkesinin göstergesi oldu¤unu belirtmifltir. “Bütün fleylerin hayat›n› belirleyen ve geliflmesini sa¤layan, bütün fleylerdeki çeliflmeli yönler aras›ndaki karfl›l›kl› ba¤›ml›l›k ve mücadeledir. ‹çinde çeliflme olmayan hiç bir fley yoktur. Çeliflme olmadan hiçbir fley var olamaz.”5 diyerek, hareketin ve ilerlemenin vb. her türden de¤iflime kaynakl›k eden olgunun çeliflki yasas› oldu¤una vurguda bulunmufltur. Çeliflki yasas›n› derinlefltiren Mao metafizik dünya görüflüyle materyalist dünya görüflü aras›ndaki farkl›l›klar› ele alm›fl ve çeliflki yasas›n›n temel de¤iflkenlerini ayr›nt›land›rm›flt›r. Çeliflkinin Evrenselli¤i Hiç bir fley karfl›t› var olmadan var olamaz ve maddi dünyan›n tüm unsurlar› do¤ar, geliflir ve ölürler. ‹flte bu do¤um ve geliflim sürecinin bafl›ndan sonuna kadar fleylerin kendinde var olan içkin çeliflkileri onlar›n hareketine yani geliflimine kaynakl›k eder. “Çeliflkinin evrenselli¤i ya da mutlak olmas›n›n iki anlam› vard›r. Bunlardan ilki, çeliflkinin, bütün fleylerin geliflme sürecinde bulundu¤u; ikincisi, her fleyin geliflme sürecinde bafltan sona kadar bir karfl›tlar hareketinin var oldu¤udur”6 diyen Mao çeliflkinin evrensel olan bu yan›n› Komünist Partisine uyarlam›fl ve iki çizgi mücadelesini formüle etmifltir. Do¤ada var olan hiçbir fley çeliflkiden muaf de¤ildir. Homojen bir yap› görünümü veren Komünist Parti de antagonist (uzlaflmaz) s›n›f çeliflkisinin bir ürünüdür ve iki dünya görüflünün; burjuvazinin ve proletaryan›n dünya görüfllerini yani mater- 51 yalizmle metafizi¤i ba¤r›nda tafl›yacakt›r. Çünkü KP s›n›fl› toplumun ba¤r›nda do¤mufltur. Onun geliflme süreci yani hareketinin, çeliflkinin evrenselli¤i yasas›n›n iki yönünü de bar›nd›rmaktad›r. Çeliflkinin Özgüllü¤ü ‹nsan beyninde var olan bütün bilgiler maddenin baflka bir deyiflle maddenin hareketinin bilgisidir. Ve her madde kendi özgün hareket biçimlerinin çeliflkisinin bilgisini verir. Ve bu durum o maddenin ay›rt edici özelli¤idir. “Çeliflkinin evrenselli¤inin, çeliflkinin özgünlü¤ünün hemen içinde bulundu¤unu”7 belirten Mao çeliflkinin bu iki yönünü birbirinden ay›rman›n çeliflki yasas›n› kavramamaya denk düflece¤ini belirtmifltir. Çeliflkinin özgüllü¤ü yasas› ayr› ayr› maddelerin bilgisine eriflmemizi sa¤lar. Dünya üzerinde varl›k gösteren bütün ülkeler s›n›fl› toplumlar›n flu veya bu biçimini oluflturan ülkelerden meydana gelmektedir. Hepsinde var olan temel çeliflki s›n›f çeliflkisidir. Fakat kimi ülkelerde burjuvaziyle proletarya, kimi ülkelerde egemen s›n›flarla ezilen genifl halk y›¤›nlar› aras›ndaki çeliflki özgül çeliflkidir. Mao’nun Çin’de Yeni Demokratik Devrimi gelifltirmesi ülkesinin özgül çeliflkisinin ifadesidir. Bafl Çeliflki Ve Bir Çeliflkinin Ana Yönü “Karmafl›k bir fleyin geliflme sürecinde birçok çeliflki vard›r; bunlardan birinin varl›¤› ya da geliflmesi, öteki çeliflkilerin varl›¤›n› ve geliflmesini belirler ya da bunlar üzerinde etkili olur ki, iflte bu bafl çeliflkidir.”8 Emperyalist iflgal alt›ndaki bir ülkenin bafl çeliflkisi iflgalden kaynakl›d›r ve egemen olan ülke s›n›flar›na karfl› yürütülecek mücadeleyi ikincil temel çeliflki konumuna itmektedir. Japonlara karfl› yürütülen savaflta Mao’nun yaklafl›m› ve gelifltirdi¤i Ç ‹ N D E V R ‹ M ‹ 6 0 Y A fi I N D A Ç‹N DEVR‹M‹ 60 YAfiINDA! taktikler bafl çeliflki belirlemesi üzerinden flekillenmifltir. Bafl çeliflki kavram›n› ilk kez ortaya koyan Mao bu formülasyonla Marksizm’in ünlü “somut durumun somut tahlili” ilkesini daha anlafl›l›r ve belirgin hale getirmifltir. Bir Çeliflkinin Yönlerinin Özdeflli¤i Ve Savafl›m› “Özdefllik, birlik, uygunluk, iç uygunluk, iç içe geçme, karfl›l›kl› ba¤l›l›k (var olabilme için karfl›l›kl› ba¤l›l›k), içten ba¤l›l›k ya da iflbirli¤i. Bu çeflit terimlerin hepsi ayn› anlama gelir ve flu iki noktaya dayan›r: önce, bir fleyin her geliflme sürecindeki her çeliflkisinin iki yönünün her biri, varl›¤›n› öteki yönde bulur ve her iki yön ayn› varl›kta birlikte bulunur. Sonra, çeliflik iki yönün her biri, belirli koflullar alt›nda birbirilerine dönüflmeye e¤ilimlidir.”9 ‹lk etapta tek bir varl›k görünümü veren herhangi bir madde ayn› anda hem kendisi hem de karfl›t›d›r. Ve iki z›t bir madde içinde ayn› anda hem kendisi hem de karfl›t› olarak varl›k gösterir. Mao diyalekti¤in bu özelli¤ine iliflkin kullan›lan onlarca kavram kargaflas›n› gidererek diyalekti¤in bu özelli¤ini sadelefltirmifl ve “2, 1’dir” revizyonist tezine karfl› ç›karak “1, 2’ye bölünür” tezini ortaya koymufltur. Ayn› madde içinde iki uzlaflmaz çeliflkinin bir arada bulundu¤u ve bunlar›n sürekli olarak birbiriyle mücadele içerisinde oldu¤u gerçe¤i karfl›tl›klar›n halen sürerek devam etti¤i sosyalist toplumda da sürekli devrimleri gündeme getirir. Bilgi teorisine katk› Böylelikle diyalekti¤in s›çram›fl oldu¤u bu anlay›fl› ustaca teori ile pratik aras›ndaki tahlile uygulayan Mao, prati¤in, hem gerçe¤in tek kayna¤› hem de nihai k›stas› oldu¤unu ve teoriden devrimci prati¤e s›çray›fl› vurgulayarak proleter bilgi teorisini de gelifltirmifltir. Görünür bilgiyle (ilk alg›ya dayal› bilgi) gerçek bilgi aras›ndaki fark› inceleyen Mao gerçek bilginin maddi üretim sürecinin birikimi oldu¤unu ortaya koymufltur. Böylelikle gerçek bilginin as›l kayna¤› dolays›z üretim sürecine do¤rudan kat›lan kitlelerdir. Kitlelerin da¤›n›k fikirlerinin toplan›p sistemlefltirile- 52 Yeni Demokrat Gençlik rek yeniden kitlelere dönülmesini Mao, Marksist bilgi teorisi olarak gelifltirmifltir. Bu formülasyon kitlelerin devrimdeki rolünü hak etti¤i yere oturtmaktad›r. “Kitlelerin ö¤rencisi olunmadan kitlelerin ö¤retmeni olunamaz”10 esprisinin kayna¤› devrim için gerekli gücün ve bilginin kitlelerde oldu¤u gerçe¤idir. Marksizm ve Leninizm, Mao’nun üç temel konuda ve yan› s›ra di¤er birçok konuda üçüncü nitel aflamas›na yani Maoizm aflamas›na varm›flt›r. Mao özellikle diyalektik materyalizmi revizyonizmle girdi¤i ideolojik mücadele ve muzaffer Çin devriminin pratikleriyle birlefltirerek gelifltirmifltir. S›n›f mücadelesi yoksa felsefe hiç bir fleydir. Ve felsefe ancak s›n›f›n elinde güçlü bir silaha çevrilebilir. Marks ve Engels’in felsefeyi iflçi s›n›f›n›n elinde bir silaha dönüfltürmesi mücadelesi Lenin’le sürmüfl ve Mao ile birlikte milyonlarca Çin köylüsünün ve iflçisinin pratik bir silah›na dönüflmüfltür. Onun önderli¤indeki Çin halk› Büyük Proleter Kültür Devrimi deneyimlerinde felsefenin nas›l bir günlük yaflam prati¤ine dönüfltü¤ünün onlarca eyleminin alt›na imza atm›flt›r. Felsefe ö¤renmek felsefeyi günlük devrimci prati¤e daha çok uygulamakla mümkündür. *Kültür devriminde Çin’li köylülerin kulland›¤› bir slogan. Yararlan›lan Kaynaklar; -Mao, Seçme Eserler Cilt I, IV, VI -Mao, Teori Ve Pratik -Lenin, Felsefe Defterleri -Engels, Do¤an›n diyalekti¤i -Stalin, Tarihsel Ve Diyalektik Materyalizm -Partizan Sesi Arfliv -YDG Arfliv Dipnotlar; 1 Mao,Seçme Eserler,Cilt VI syf.310 2 Engels, Anti Dühring 3 Lenin, Felsefe Defterleri 4 Mao, Seçme Eserler, Cilt VI 5 Mao, Teori Ve Pratik 6 Mao, Teori Ve Pratik 7 Mao, Teori Ve Pratik 8 Mao Teori Ve Pratik 9 Mao Teori ve Pratik 10 Mao, Seçme Eserler Cilt IV Biz kendimizi dünyay› temellerinden sarsacak bir davaya adad›k! Yeni Demokrat Gençlik 53 MERKEZ‹-YEREL POL‹T‹KA ‹L‹fiK‹S‹ ÜZER‹NE olarak karfl›m›za ç›kar. Ancak bu politikalar belirlenirken belirlemenin yap›ld›¤› bütünün her bir parças›n›n bir biriyle olan iliflkisi ve bu bütünün çevresiyle olan iliflkisi göz önüne al›narak belirlenmelidir. Hayat›m›z birbiriyle iç içe geçmifl, bazen ise birbirine z›t olan birçok olay›n iliflkisiyle sürüp gider. Biz yaflananlar›n çok az›na bilinçli bir flekilde müdahale ederiz. D›flar›da senin görmedi¤in bir yerde sigara içen ve duman›n› havaya b›rakan bireyin senin sa¤l›¤›n› etkiledi¤ini ya da bir evde ›s›nmak için çok toksin b›rakan bir yak›t kullanan bireyin havaya katt›¤› at›k gazlarla da kendi hayat›n› iliflkilendirmezsin. Att›¤›m›z her ad›m›n, soludu¤umuz her havan›n birbiriyle olan diyalekti¤ini ço¤u zaman bilemeyiz. Ancak bunlar› sorgulamam›z için d›flar›dan bir bilinç ayd›nlanmas› sa¤land›¤›nda çok farkl› sonuçlar ortaya ç›kabilir. Peki, bu bilinç kendili¤inden mi oluflur? Tabii ki hay›r. Bu böyle uzay›p gider… Kendi çal›flmam›za dönüp bakt›¤›m›zda bir çok yoldafl›m›zla ayn› koflullar›, mekanlar› paylafl(a)may›z. Ve bu gerçekli¤e ra¤men de¤iflik yerlerde ve o yerlerin kendine has koflullar›nda ayn› hedefe gitmemiz gerekmektedir. Durum böyle olunca farkl› yer ve koflullarda bir fleyler yapmak isteyenlerin bir noktada buluflmas› gereklidir. ‹flte bu da faaliyetin merkezi k›sm› olsa gerek. Kimi zaman egemenlerin sald›r›lar›na karfl› bir fliar, kimi zaman örgütlülü¤ün kendine has örgütsel ya da politik konular›n› da ele alabilen bir yönelim Yine merkezi çal›flman›n her yerde ayn› etkiyle hayata geçmesi mümkün de¤ildir. Çünkü her yer hatta bazen bu yerler de kendi içinde farkl›l›k gösterir. O nedenle bir merkezi çal›flma kendi alan›nda yarat›c› bir flekilde özellefltirilemedi¤inde baflar›s›zl›¤a u¤ramak mümkündür. Yani bir nevi birçok farkl› yerde, de¤iflik ifllevlerde parçalar üreterek ve bu parçalar› birlefltirerek bir robot yaratt›¤›m›z› varsayal›m. Bu robotun ataca¤› her ad›m, her hangi bir yerde bu çal›flmaya ufak bir vida üreterek katk› sunan iflçinin çal›flmas›yla iliflkilidir. Oysaki senin kendi alan›nda üretti¤in bir parça bu gerçeklik kavranmadan üretilirse, bu çal›flma sana anlams›z gelebilir. ‹flte merkezi ve yerel faaliyet aras›ndaki püf nokta buradad›r. Bir di¤er söylemle kolektif bir flekilde bir ifli çok genifl bir alanda gerçeklefltirmektedir. Bir ülkede, ülkenin her köflesine denk gelen dört ana aya¤› olan bir temel üzerinden bir bina infla etmemiz gerekti¤ini düflünelim. Bu binan›n bir aya¤› s›cak, bir aya¤› so¤uk, biri kalabal›k ve biri de ›ss›z çevre koflullar›n› bar›nd›rabilir. Ama bütün iflçiler ayn› malzemeyle ama farkl› koflullarda binan›n üzerine dikilece¤i bu ayaklar› yükseltmek durumundad›r. Yerellerdeki çal›flmalar merkezle ne kadar uyum içerisinde ve deneyim paylafl›m›yla sürerse merkezi belirlemeler de bir o kadar sa¤l›kl›, uygulanabilir ve gerçekçi olacakt›r. Sonuç olarak merkezi ve yerel çal›flmalar›n›; birbirinin z›tt› ama bir o kadar da birbirini var eden, bir birinden ayr› de¤erlendirilmeyen bir bütün olarak ele almak gereklidir. Merkezi olarak belirlenenle yerellerde uygulan aras›ndaki olumluluk, daha iyi bir merkezi politika ve daha iyi bir yerel faaliyet döngüsünü beraberinde getirir. Tabii ki aksi durumlar olufltu¤unda ise aksi söylemler mümkündür. ‹zmir’den bir YDG’li 54 Yeni Demokrat Gençlik TUTSAKLARLA DAYANIfiMAYI YÜKSELTEL‹M Geçti¤imiz günlerde Sivas Hapishanesi’nde hukuksuz bir biçimde tutuklanan ve yine haks›z bir biçimde halen dava aç›lmayarak gerekçesiz bir biçimde tutulan YDG okuru arkadafllar›m›zdan gelen mektup hapishanelerde yaflananlar› bir kez daha ortaya koyuyor. Mektupta arkadafllar›m›z›n belirtti¤ine göre çeflitli bahanelerle tutsaklar›n rahats›zl›k durumunda revire gitmeleri, tedavi görmeleri engelleniyor. Tutsaklar›n mektuplar› imha ediliyor, faks çekme istemleri nedensiz yere yerine getirilmiyor. Yasalara ayk›r› olmas›na ra¤men ayakkab› ç›kartma, hukuksuz zorla arama dayatmalar› devam ediyor. Zorla sevkler Türkiye’nin dört bir yan›nda uyguland›¤› gibi Sivas’ta da uygulan›yor. Sivas’a yeni nakledilen tutsaklardan baz›lar› zor kullan›larak, iflkence edilerek giyinmelerine bile f›rsat verilmeden apar topar oradan da nakledildiler. YDG okuru tutsak arkadafllar›m›za ise soruflturma aç›ld›, sebebi de çok ilginç ama flafl›rt›c› de¤il. Arkadafl›m›za görüfl s›ras›nda gardiyanlar fliddet uyguluyorlar, tutsak arkadafllar›m›z da hakk›n› kullan›p yaflanan sald›r› ile ilgili dilekçe veriyorlar ve tabii ki de hapishane idaresi gardiyanlara de¤il tutsaklara soruflturma aç›yorlar. Sivas Hapishanesi’nde tüm bu olumsuzluklara ve hak ihlallerine karfl›n haftal›k 10 saatlik görüflme ve sohbet hakk›n› tutsaklara “tan›yan” genelge Sivas’ta uygulamaya -tutsaklar›n çabalar› sonucu- geçirildi. K›r›klar Hapishanesi’nden sonra devletin kendi yay›nlad›¤› genelgenin uyguland›¤› ikinci yer Sivas Hapishanesi oldu. Zaten hakk›m›z olan, devletin kendi genelgesinde öngördü¤ü bir fleyin bir hapishanede daha uygulan›yor olmas›n›n bir olumluluk olarak bizler için alg›lanmas› ise iflin trajik yanlar›ndan biri. Ancak bu uygulamadan Devrimci Demokrasi okuru kad›n arkadafl›m›z “kad›n oldu¤u için” yararlanam›yor. Oysa genelgede böyle bir ayr›m yok. Sistem kendi genelgesini bile faflizm koflullar›nda ya uygulam›yor ya da eksik uyguluyor. Hapishaneler tüm bu sald›r›lar›n yeri olmakla birlikte direniflin de yeri olmaya devam ediyor. Tüm bask›lara ra¤men tutsaklar üretmeye, direnifllerini sürdürmeye, haklar›n› aramaya, bilinçlerini esir almaya çal›flan sistemin çabalar›n› bofla ç›karmaya devam ediyorlar. D›fla- Almanya’da E¤itim Grevi Eylem Haftas› Dolay›s›yla Son Durum Afla¤›daki yaz› 13 Haziran tarihinde AT‹K-YDG’nin sitesinden al›nm›flt›r. Aylard›r haz›rl›klar› yap›lan ve aralar›nda YDG’nin de bulundu¤u birçok kurum taraf›ndan organize edilen “e¤itim grev haftas›”na sadece günler kald›. 15 Haziran’da bafllayacak olan grev haftas› 19 Haziran’a kadar sürecek. Eylem haftas›n›n en önemli günü ise 17 Haziran. Zira bu günde Almanya çap›nda sokak eylemlilikleri yap›larak ö¤renciler okula gitmeyecekler. Üç kademeli e¤itim sisteminin uyguland›¤› Almanya’da ö¤renciler bilgi yeter derecelerine göre s›n›fland›r›lmakta. ‹lkokulun ard›ndan iyilerin (Gymnasium), orta derecelilerin (Real) ve en “kötülerin” (Hauptschule) gitti¤i okullar aras›ndaki e¤itim fark› bir hayli yüksek ve bu fark gitgide artmakta. Devlet okullar›ndaki ö¤renim kalitesi her geçen gün düflmekte ve s›n›flardaki ö¤renci say›s› artmaktad›r. Özel okul politikas›na h›z veren Alman devletinin e¤itim sistemini iyilefltirme program› da sadece okul binalar›n›n d›fl yüzeylerini yenilemekten ibaret kald›. Ancak Alman sermayesi iyilerden en iyisini elit okullar ve üniversiteler yoluyla yetifltirmeye çal›fl›rken, genifl halk gençli¤i ise normal standartlar›n alt›ndaki e¤itim okullar›nda kendi kaderlerine terk edilmektedir. En ufak itirazlar›n dahi engellendi¤i okullarda engellemeler bask› mekanizmas› haline gelmifl durumda. Göçmen gençler ise zaten y›llard›r Hauptschule’lere yönlendirilmekte ve Getto okullar›na hapsedilmekteydi. Son y›llarda ö¤renci gençli¤in yükselen itirazlar› bir eylem haftas›na dönüfltü. Hemen hemen her flehirde eylem haftas› dolay›s›yla eylemlerin örgütlenmesi bekleniyor. r›da onlarla dayan›flmay› en önemlisi de d›flar›da ki direnifli büyütmenin, sald›r›lar›n artt›¤› flu dönemde önemi çok büyük. Ankara YDG Yeni Demokrat Gençlik 55 Göçmen Genç TÜRK‹YE’DE TAT‹LE G‹TMEK AT‹K-YDG olarak ikili görevlerimizden her zaman söz etmekteyiz. Bunlardan biri yaflad›¤›m›z alanlardaki görev ve sorumluluklar›m›z iken, di¤eri Türkiye co¤rafyas›nda yaflayan halka karfl› sorumluluklar›m›zd›r. Avrupa’daki yaflam›m›zda her ne kadar bu sorumlulu¤umuzu yerine getiriyor olsak da, Türkiye için bu yeterince mümkün olmamaktad›r. Oysa, tatil gibi s›n›rl› bir zaman dilimi için gitti¤imiz anlar, durumu güçlendirecek bir çok nesnel olanak yaratmaktad›r. Her fleyden önce, Türkiye’ye gitti¤imizde neler yapt›¤›m›z› kendimize soral›m. Gezmek, e¤lenmek, aile ziyaretleri, al›fl verifl, belki küçük kaçamaklar ve daha birçok fley… Bunlar›n do¤al yanlar› olmakla birlikte, tatili süre¤en olan devrimci sorumluluklar›m›za bir dönem ara vermek olarak kavrayan yanlar›m›z da mevcuttur. Bu, tatil konusunu ve kavram›n› alg›lay›fl›m›zdaki eksiklikle ilgilidir. Oysa devrimci genç, bulundu¤u her alana/her ana nitelik katmak durumundad›r. Bu, gezmenin e¤lenmenin yanl›fl ya da niteliksizli¤i oldu¤u anlam›nda düflünülmemeli, aksine AT‹KYDG’li olarak tatilimizi daha verimli k›lan devrimci bir kavray›fl olarak anlafl›lmal›d›r. Halka ve kendimize karfl› tav›r ve davran›fllar›m›z› önemsemeliyiz. Devrimci bir kurum olan AT‹K-YDG’ye yak›fl›r biçimde, mütevaz›l›¤imizle, dayan›flmac› tav›rlar›m›zla, kurum ve örgütlenmelere verdi¤imiz önemle kendimizi hissettirmeliyiz. Bulundu¤umuz her alanda de¤erlerimizi ve devrimci erdemlerimizi yaflat›rken; Türkiye YDG ile iletiflim, dayan›flma ve karfl›l›kl› etkileflme prensip olarak asla ikinci planda kalmamal›d›r. YDG’nin gündemini ve faaliyetlerini yak›ndan izlersek (YDG dergisinde mevcut) bize mutlak görev ve sorumluluklar yükledi¤ini de biliriz. Örne¤in; YDG Türkiye’de tatil dönemlerinde köy çal›flmalar›na ve kolektif yaflama büyük önem vermektedir. Bizler de oralarda bulunan ailelerimize ziyaretlerde bulunuyoruz. Böyle bir durumda köy çal›flmas› deneyimleriyle neden zenginleflmeyelim? Yine YDG, Munzur festivali gibi çeflitli festivalleri büyük emeklerle sahiplenmektedir. Gerçekte pek ço¤umuz bu festivallere kat›l›yoruz. Bu anlar›m›zda, YDG’lilerin çal›flmalar›na dahil olarak, daha devrimci bir tatil kavray›fl› yaratmak mümkündür. Piknikler, çeflitli sosyal konularda eylemler, etkinlikler, dergi da¤›t›mlar› ve çok çeflitli çal›flmalarla YDG, kendi kimli¤ini ve de¤erlerini büyütmektedir. Buralara u¤ramamak, yarat›lanlara ortak olmamak bir YDG’li için anlafl›l›r olmaz. Gitti¤imiz yerlerde düflüncelerimizi tafl›mak, devrimci niteliklerimizi yaflatmak, YDG’nin henüz ulaflamad›¤› aile ya da sosyal çevremize hem kendi dünyam›z› hem de YDG’yi katmak, tatildeki asli görevlerimizden olmal›d›r. E¤er istersek benzer soru ve analizleri diledi¤imiz kadar ço¤altabiliriz. Oysa daha önemli olan, Türkiye’ye giden her AT‹K-YDG’linin kendi bulundu¤u durum ve koflullara uygun olarak bu sorular› kendine sormas› ve yan›tlamas›d›r. Bu yaz›da bizim ulaflmak istedi¤imiz sonuç budur. Yani taraf olmaya uygun, bulundu¤umuz her alanda devrimci mücadelenin istek ve ihtiyaçlar›n› gözetmemiz gerekti¤i... fiüphesiz böyle bir düflünüfl ve bu konuda kafa yormak sürecimize önemli katk›larda bulunacakt›r. AT‹K-YDG 56 Yeni Demokrat Gençlik Maddi sorunlar›m›z› nas›l çözüyoruz? Mersin’de, zaman›nda ödememiz gereken kurumumuzun borçlar›n›n ödenmesini son ana erteledi¤imiz için k›sa bir zaman diliminde yüklü bir miktarda ödememiz gereken borç gerçekli¤iyle karfl› karfl›ya kald›k. Maddi sorunlar yüzünden yaflad›¤›m›z s›k›nt›lara karfl›, alan›m›zda sorunu nas›l çözebilece¤imize dair uzun uzun tart›flmalar yürüttük. Birçok öneri ve fikir ortaya ç›kt›. ‹lk olarak kalem satmaya karar verdik, kifli bafl› günde sat›lmas› gereken kalem kotas› belirledikten sonra kalem sat›fllar›na bafllad›k. A¤›r aksak yürüse de kalem sat›fllar› ilk baflta verimli geçiyordu; fakat birkaç gün geçtikten sonra disiplinli çal›flmay› sürdürmede yetersiz kald›¤›m›z› fark edince acil toplant› almak zorunda kald›k. Toplant›da sorunun salt para ç›kartmak olmad›¤›, örgütlülü¤ü bütünlüklü olarak de¤erlendirmek ve maddi sorunlar› da sahiplenmek gerekti¤i, sorunun özünde emek harcamak oldu¤unu tart›flt›k. Daha sonra kalem yerine daha rahat elde edebilece¤imizi düflündü¤ümüz için süngere ç›kmay› tart›fl›p sünger sat›fllar›na bafllad›k. Süngere bafllad›¤›m›zda alan›m›zda bulunan yoldafllarda büyük bir ruhsuzluk oldu¤u ve sünger satmak yerine dönem dönem çeflitli bahanelerle kaytarmaya çal›flt›¤›m›z› gözlemledik. Sünger sat›fllar›n› örgütlemede çok ciddi s›k›nt›lar yaflad›k. Son tart›flmam›z›n ard›ndan bir haftal›k sünger sat›fl› için plan ç›kartt›k. Yaklafl›k bir ayl›k tart›flmalar›n sonucunda sünger sat›fllar›n› oturtmay› baflard›k. Kalabal›k gruplar halinde ç›kt›¤›m›z sünger sat›fllar›ndan bazen bekledi¤imizin yukar›s›nda para ç›ksa da bazen alt›nda para ç›kabiliyordu; ama sorunun emek verme sorunu oldu¤unu ve önemli olan k›sm›n›n sadece para ç›kartmak olmad›¤›n› anlad›k. Örgütlü bulundu¤umuz yap›n›n tüm sorunlar›n› sahiplenmek gerekti¤ini, maddi sorunlar›n da çözümü için kafa yorup pratik anlamda somut ad›mlar›n at›lmas› gerekti¤ini daha net anlamaya bafllad›k. Sorunun çaba harcamadan kestirip atmak yerine çabalay›p sonucunda baflar›s›z da (maddi anlamda baflar›s›zl›k) olsak, genel anlamda de¤erlendirdi¤imizde baflard›¤›m›z›n bir göstergesi oldu¤unu fark ettik. Alan›m›zda sünger sat›fl deneyiminin ard›ndan birçok zaaf›m›z ve eksikli¤imizle yüzleflti¤imizi ve bu pratik çal›flman›n etkisiyle alanda yoldafllar›n birbirine daha s›k› s›k›ya sar›ld›¤›n› gördük. Birlikte düflünme, kafa yorma k›sacas› kolektivizmin önemini bilincimizde a盤a ç›kartt›k. Kolektif olarak sorunlar› çözmeye bafllad›kça ifl yapma kültürümüzü ve yoldafll›k duygusunu daha yak›c› bir flekilde hissederek, birbirimizi daha çok anlamaya ve zaman geçirmeye bafllad›¤›m›z› fark ettik. Daha merkezi ve genel düflünmeye bafllad›k. Sünger prati¤inden sonra tarlada buldu¤umuz ifl sonucunda tarlaya büyük bir moral ve motivasyonla gittik. Kendi eme¤imize dayanarak bir flekilde borçlar›m›z› ödemek bizde moral sa¤lad›. A¤›r ilaç bidonlar›na, havan›n s›cakl›¤›na ve baz› arkadafllar›m›z›n tarlada ilk kez çal›fl›yor olmalar›na ra¤men, tarla çal›flmam›z› fire vermeden bitirmeyi baflard›k. Gün içerisinde ve gün sonunda yorgun olmam›za karfl›n tarladan ç›kartt›¤›m›z deneyimlerle ilgili esprili sohbetler, yorgunlu¤umuzu gidermeye katk› sundu. Sonuç olarak alanda örgütlülü¤ün salt teorik, dergi da¤›t›m›, eylem, piknik vb. pratik deneyimlerle s›n›rl› olmad›¤›n›; örgütlü¤ün ideolojik, politik, pratik ve maddi anlamdaki sorunlar›na yani bütün sorunlar›na kafa yormak oldu¤unu anlad›k. Maddi anlamdaki pratik çal›flmalar›m›z alanda daha merkezi düflünmeyi, yoldafll›k iliflkilerini gelifltirmeyi, ertelemeci davranmak yerine zaman›nda ifllerimizi yapmam›z gerekti¤ini ö¤retti. Mersin’den bir YDG’li Yeni Demokrat Gençlik SÜNGER DEY‹P GEÇMEY‹N!.. Ah ah! Ne geldiyse Haluk Zorusevmez yüzünden geldi bafl›m›za. Biz yand›k siz yanmay›n diye anlat›yorum bunu sevgili YDG’li arkadafllar›m. Sevgili Haluk abi, seni çok seviyoruz; ama senin “tembellik hakk›” tezini kendimize perspektif ald›k, bafl›m›za gelmeyen kalmad›. Dedik Haluk abi söylüyorsa tembellikte bir ifl vard›r. Biz de alan›m›zdaki kurumumuzun borçlar›n› ödemek için para ç›karmaya çal›flmak yerine “Çal›fl›r öderiz ilerde” deyip tembellik yapt›k; ama gel gör ki flimdi bir senede ç›karmam›z gereken paray› bir ayda ç›karmaya çal›fl›yoruz. Evde oturup film seyretmek ve sevgilimi tak›p koluma bu güzel havalarda sahile gitmek vard›; ama nerde ah ah… Alacakl›lar kap›da “Verin borçlar›n›z›!” diyor. Zaman›nda sistemli çal›flsayd›k, flimdi gezerdik. Hep senin suçun Haluk abi. fiimdi gelelim bu borçlar› ödemek için yapt›klar›m›za. Para ç›kartmak için elimize ne geçiyorsa paraya çevirmeye çal›fl›yoruz. ‹lk olarak ifle kalemle bafllad›k, sonra sünger piyasas›na el att›k ve sünger prati¤inden çok fley ö¤rendik. Sonra bir telefon firmas›yla anlaflt›k. Son olarak ise hem maddi s›k›nt›lar›m›za çözüm olabilece¤ini düflündü¤ümüz “Haydi gençler tarlaya para kazanmaya!” kampanyam›zla hem borçlar›m›z› ödemeye çal›fl›yor hem de üretim sürecine giriyoruz. ‹lk olarak sünger prati¤inin bize katk›lar›n›, olumlu ve Emekçi mahallelerde Naz›m an›ld› 3 Haziran 1963 günü aram›zdan ayr›lan komünist flair Naz›m Usta’y› anmak için daha çok iflçi ve emekçilerin yaflad›¤› yer olan bir mahalleyi seçtik. Orada bir parkta çimlerin üzerinde yapt›¤›m›z etkinli¤e 40’›n üzerinde genç kat›ld›. Etkinli¤e Naz›m’› k›saca tan›tarak ve Naz›m’›n direniflçili¤ini anlatarak bafllad›k. Ard›ndan fliirlerle devam eden etkinlik, Naz›m Hikmet’in ‘’Vatan Haini’’ adl› fliirinden uyarlanan oyunla devam etti. Oyundan sonra etkinli¤e kat›lan arkadafllarla Naz›m üzerine biraz sohbet ettik. Sohbetin ard›ndan yine Naz›m’›n direnifl ve mücadele dolu fliirlerinden baz›lar›n› arkadafllar›m›z- 57 olumsuz yönlerini de¤erlendirelim. Süngere bafllarken baya¤› kafa yorup üzerine defalarca ald›¤›m›z toplant›larda “Satal›m m›, satmayal›m m›?” tart›flmalar› yürüttük. Alacakl›lar kap›da, baflka flans›m›z kalmay›nca isteksiz isteksiz bafllad›k bu ifle. “Süngerin bilimsel katk›s› olur mu?” demeyin, oluyor. Süngere ç›karken zaman zaman yüzümüze kap›lar kapansa da, bize ac›y›p alanlar olsa da, bizi takdir edenler olsa da hatta mikro fiber* bezi, k›rm›z›biber sansalar da sat›fllar iyi gidiyor. Sünger sat›fllar›ndan sonra gece rüyalar›m›zda bile sünger satmaya bafllad›k hatta bazen devrelerimiz k›sa devre yaparak süngere ç›kt›¤›m›zda “YDG al›r m›s›n›z?” diyoruz, “A¤aya ö¤renciyiz a¤am, sünger al bizden” demeye bafllad›¤›m›zda, iflte tam da bu durumun al›nyaz›m›z haline gelmesinden korkmaya bafllad›k. Süngerden sonra “Haydi gençler tarlaya.” fliar›yla bafllatt›¤›m›z kampanyam›z sonucunda a¤adan ifl isteyerek tarlada çal›flmaya bafllad›k. Bir arkadafl›m›z›n kot pantolon, tiflört, yandan çantas› ve yan›na almak isteyip bizim son dakikada engel olmay› baflard›¤›m›z günefl gözlü¤ü ile bir çavufl edas›yla tarlaya gelmesi a¤an›n çavufluna bile tafl ç›kartt›. Çavuflumuzun hakk›n› yemeyelim, iyi çal›flt›. Güneflin alt›nda 25 ile 20 kilo aras›nda de¤iflen ilaç bidonlar›n› ö¤lene kadar tafl›d›¤›m›z için ö¤len yemek yemeyi hak ettik. Kurumumuzu sahiplenmek için ter dökmeye devam edece¤iz. NOT: Mikrofiber: camlar› silmek için kullan›lan bir bez türü. Mersin’den bir YDG’li la okuduktan sonra, etkinli¤imiz son buldu . ‹zmir’den Liseli YDG’liler 58 Yeni Demokrat Gençlik BOLOGNA SÜREC‹ NED‹R? Bu yaz› AT‹K-YDG’nin Kongresine sunulan perspektif yaz›s›ndan al›nm›flt›r Bu proje nedir ve nereye gidiyor? Yukar›da da belirtildi¤i gibi Bologna Süreci uzun süren bir ön çal›flman›n ürünü olarak ortaya ç›km›flt›r. Fakat bu süreç hedeflenen son nokta de¤ildir, yani esas proje de¤ildir. Bologna süreci de t›pk› 1988’de yap›lan anlaflmalar, Lizbon Anlaflmas› ve Sarbonne Deklarasyonu gibi esasta ana proje olan ‘Avrupa Yüksekö¤renim Alan›’n› yaratma yolunda kullan›lan k›sa vadeli araçlardan biridir. Bologna süreci uluslararas› anlaflmalara ba¤l› olarak ö¤renim reformu süreci olarak nitelendirilmektedir, fakat bu süreç yak›ndan incelendi¤inde asl›nda bunlar›n iyi niyetli e¤itim reformlar› de¤il bunun çok uza¤›nda sistemin e¤itim alan›ndan daha fazla kâr etme amaçl› ortaya koydu¤u bir mekanizma oldu¤u anlafl›lacakt›r. Her ne kadar bu süreç 1999’da at›lan imzalar ve aç›klanan deklarasyon ile bafllam›fl san›lsa da, asl›nda bu sürecin alt yap›s› 1988’e dayanmaktad›r. 1988 de, yine Bologna’da Magna Charta Üniversitesi’nin 900. y›ldönümünü kutlamak üzere bir araya gelen Avrupa’n›n özellikle bat› ülkelerinin E¤itim Bakanlar› Avrupa çap›nda ortak standartlar yaratma yolunda ilk ad›mlar› atm›fllard›. 1998’de ise Paris’te Fransa, ‹ngiltere, ‹talya ve Almanya E¤itim Bakanlar› Sarbonne Deklarasyonu olarak bilinen ‘Avrupa Yüksekö¤renim Sisteminin mimarisini uyumlulaflt›rma’ projesini bafllatm›flt›r. Akabinde ise 19 Haziran 1999’da Bologna Deklarasyonunun 29 ülke taraf›ndan imzalanmas› ile Bologna Süreci resmi olarak bafllam›fl ve süreci takip etmek üzere bir Bologna ‹zleme Grubu (Bologna Follow-up Group-BFUG) oluflturularak iki y›lda bir e¤itim bakanlar›n›n toplanmas› kararlaflt›r›lm›flt›r. Bologna Sürecine üye ülkelerin say›s› bugün 46’d›r. Bologna Süreci projesinin 2010 y›l›nda tamamlanaca¤› aç›klanm›flt›r. Bologna Süreci burjuvazinin gençli¤in gözlerini kapatmakta kulland›¤› araçlardan biridir. Kendi ç›karlar› için yarat›lan neo-liberal politikalar› ‘e¤itimin gelifltirilmesi, uluslararas› rahat hareket ve ifl imkan› için f›rsatlar yaratma, ömür boyu ö¤renim’ gibi isimler alt›nda uygulamaya devam etmektedir. Yine bunlar sadece gerçekleri kapatmak ve daha fazla kâr yapmak için kullan›lan metotlard›r. Bu süreci planlarken Avrupa Birli¤i kesinlikle ö¤renci ve akademisyenlerin ihtiyaçlar›n› ya da bilimsel geliflimin gereklerini göz önünde bulundurmam›flt›r, bunun yerine ‘patron örgütlerinin’ ihtiyaçlar›na göre flekillenmifl bir süreci bafllatm›flt›r. AB emperyalistleri Avrupa’n›n tüm ülkelerinde Anglosakson e¤itim modeline hayat vermek istemektedir, çünkü bu modeli ABD ve Çin ile rekabet edebilmek aç›s›ndan daha kârl› görmektedir. Hiç bir flekilde e¤itimin ulusal veya kültürel karakteristiklerini göz önünde bulundurulmamaktad›r ve ülkeleri Avrupa’n›n her bir yan›nda ayn› e¤itim modeline tabii tutmaya zorlamaktad›r. Bununla birlikte ö¤rencilerin ifl hakla- Yeni Demokrat Gençlik r›n› almak için de yasalar ç›karmakta ve dolay›s› ile ö¤rencileri gelece¤in sessiz ve esnek iflçileri olma yolunda e¤itmektedir. Projenin temel hedefi Avrupa genelinde ortak bir yüksekö¤renim zemini oluflturmak, daha da ötesi Avrupa çap›nda tek tip e¤itim sistemi yaratmakt›r. Böylelikle e¤itim çok daha sistematik ve organize bir flekilde Avrupa düzeyinde pazarlanmaya sunulmaktad›r. Ö¤renciler gelece¤in bilim insanlar›, entelektüelleri vs olarak de¤il potansiyel müflteri olarak görülmekte, gelece¤i flekillendirecek insan olma vasf›ndan uzaklaflt›r›larak sistemin ihtiyaçlar›na göre konumland›r›lacak unsurlar haline gelmektedir. Yarat›lan tek tip e¤itim modeli e¤itimi Avrupa genelinde standart yüksekö¤renimi oluflturmakta, söylenenin aksine hareketlili¤i engellemektedir. E¤itim bilimsellikten uzaklaflt›r›lmakta ve sadece pazara hizmet eden bir meta olarak kullan›lmaktad›r. Buna en iyi örnek Bologna Süreci öncesi var olan iki aflamal› (4-5 y›l lisans diploma ard›ndan ortalama 4 y›l yüksek lisans) yüksekö¤renim modeli yerine 3 aflamal› (3 y›l Bachelor, 1-2 y›l Master ve 4 y›l yüksek lisans) modeli getirilmektedir. Burada en dikkat edilmesi gereken nokta fludur, 2 aflamal› model sonras› bir mezun direkt profesyonel ifl alan›na girebilirken, 3 aflamal› modelde 59 Bachelor derecesi sonras› bu mümkün de¤ildir. Ancak master yap›ld›ktan sonra profesyonel ifl alanlar›na girifl yap›labilir. Yani Bachelor’a ödenen harçlar d›fl›nda Master için de çok yüksek miktarlar belirlenmifltir. Bu da flu anlama gelmektedir yüksekö¤renim sonras› profesyonel ifl alan›na girmek için çok yüksek miktarlar› ödeyebilmek gerekmektedir. Ödeyemeyecek durumda olanlar ise profesyonelli¤e ad›m atamayacakt›r. Aç›k bir flekilde e¤itim elitlefltirilmekte ve temel bir hak olmaktan ç›karak sadece maddi imkanlar› olanlar›n faydalanabilece¤i bir ayr›cal›k haline getirilmektedir. Her ne kadar Bologna Süreci 2010’da tamamlanacak dense de bu sürecin daha genifl bir projenin arac› oldu¤u bilinmekte, yarat›c›lar› taraf›ndan da aç›kça dile getirilmektedir. Bologna Sürecinin devam› olacak proje her ne kadar henüz aç›klanmam›fl olsa da tasarlanm›fl oldu¤u kesindir. Avrupa Yüksekö¤renim Alan› yaratma ad›na Bologna Süreci karfl›m›za baflka baflka isim ve maskelerle ç›kmaya devam edecek, sistem e¤itimi tamamen istedi¤i pazar haline dönüfltürene kadar bu sald›r›lar, sömürü ve politikalar devam edecektir. Pazarlaflan bir e¤itim ise bir ticarethaneden öteye gitmeyecek, tüm niteli¤ini kaybetmifl bir darphane haline dönüflecektir. Yani, GATS’›n bir alt projesi olan Bologna projesi ile e¤itim tamamen metalaflt›r›larak ticari bir hizmet sektörü haline getirilecektir. Projenin temel hedefi Avrupa genelinde ortak bir yüksekö¤renim zemini oluflturmak, daha da ötesi Avrupa çap›nda tek tip e¤itim sistemi yaratmakt›r. Böylelikle e¤itim çok daha sistematik ve organize bir flekilde Avrupa düzeyinde pazarlanmaya sunulmaktad›r. 60 Yeni Demokrat Gençlik Komünist ustalardan ö¤renelim! MARKS‹ZM-LEN‹N‹ZM-MAO‹ZM’‹N TAR‹H‹–17 Genel Krizin ‹kinci Aflamas› meclisteki ilk icraat›, bat›l› petrol flirketlerinin millilefltirilmesiydi. Bu karar sonras›, Mussad›q, Anglo-Amerikan gizli servislerinin tezgahlad›¤› bir darbeyle 1953 y›l›nda devrildi; darbeden sonra yap›lan ilk ifl, hükümetin kontrol alt›na al›nmas›yd› ve yeni-sömürgecilik sürecine girilmesiydi. 1952 y›l›nda M›s›r’da, ‘Hür Subaylar’ örgütü kans›z bir darbeyle iktidar› alm›fl ve komuta Cemal Abdülnas›r’›n eline geçmiflti. 1956 y›l›nda Britanya ve Fransa’n›n, ‹srail’in de yard›m›yla bafllatt›klar› Süveyfl Savafl› (Süveyfl Bunal›m›), Nas›r’› devirme hedefine ulaflamadan bir giriflim olarak kalm›flt›. Irak da, 1958’de genel krizinin kendi hükümetini kurmaktayd›. Kapitalizmin genel krizinin ikinci aflamas›, II. Emperyalist Paylafl›m Savafl›’yla beraber bafllay›p savafltan sonra on y›l boyunca derinleflerek devam etti ve savafl boyunca büyük emperyalist ekonomiler üzerinde a¤›r tahribatlar yaratt›. Britanya, Fransa, Almanya, ‹talya ve Japonya krizin yo¤un bir flekilde çarpt›¤› ülkelerin bafl›nda geliyordu. Stalin’in de dikkat çekti¤i gibi, bütün dünya pazar›n› saran bu çözülme, tek bafl›na II. Emperyalist Paylafl›m Savafl›’n›n en önemli sonucuydu. Gerçekten de büyük kaKapitalizmin pitalist devletlerce, dünya kaynaklar›n›n paylafl›m› kararlaflt›r›lm›flt›; ikinci aflamas›, II. Emperyalist 50’li y›llardaki ulusal kurtulufl haancak de-kolonizasyon süreciyle Paylafl›m Savafl›’yla beraber reketlerinin birço¤u hedeflerine beraber kriz derinleflmekteydi ve bafllay›p savafltan sonra on ulaflmak için gerilla savafl›na angaje emperyalist güçler bu paylafl›m› olmufllard›. ‹flte bu süreçte, Viety›l boyunca derinleflerek gerçeklefltirecek güçten uzaklaflm›fllard›. Hevesleri kursaklar›nda devam etti ve savafl boyunca nam, Laos ve Kamboçya halklar›; komünist partileri önderli¤inde kalan emperyalist güçler art›k baflbüyük emperyalist ekonomilFransa’ya karfl› silahl› mücadele yüka bir savafla, III. Emperyalist Payrüttüler. Benzer flekilde, Cezayir lafl›m Savafl›’na haz›rlanmak duruer üzerinde a¤›r tahribatlar halk› da Frans›zlar› ülkeden kovmak munda kalm›fllard›. Derin devrimyaratt›. için 1954’ten 1962’ye kadar yar›-sici krizden kurtularak toparlanmalahl› bir mücadele örgütlemiflti. Silar› için biraz daha süreye ihtiyaçlahl› mücadele Malezya, Kenya ve K›br›s’ta da ‹ngilizlelar› vard›. re karfl› yürütülmekteydi. Dünya bu geliflmelere sahne Latin Amerika, Afrika ve Asya’n›n sömürge, yar›-söolurken, Latin Amerika’da baflka bir geliflme öne ç›kmürge ülkelerinde; anti-emperyalist, anti-sömürgeci maktayd›: 1 Ocak 1959’da, Küba Devrimi gerçekleflmifl, mücadeleler yükselmeye devam etmekteydi. 1951 y›l›nABD kuklas› Batista devrilmifl ve dünyan›n süper gücüda, ‹ran’da baflbakan olan Dr. Muhammad Mussad›q’›n ne dolays›z meydan okunmufltu. Askeri bak›mdan Kü- Yeni Demokrat Gençlik ba silahl› mücadelesi ne çok büyüktür ne de çok uzun (1956-1958) sürmüfltür; fakat ABD’nin yan› bafl›ndaki bir ülkede hakim s›n›f iktidar›n›n yenilgiye u¤rat›lmas›, ABD hegemonyas›na meydan okumakt›. Mücadelenin iki asli lideri; Fidel Castro ve Che Guevara komünist de¤ildiler, hatta Küba Komünist Partisi de zaman zaman onlara karfl› gelmifltir. Fakat ABD karfl›s›nda konumlanm›fl olmalar›, devrimin baflar›ya ulaflmas›ndan bir y›l sonra kendilerini komünist ilan etmeye zorlam›flt›r. Küba Devrimi’nin baflar›s›, baflta Latin Amerika olmak üzere bütün dünyada yank› uyand›rd›; tüm Amerika k›tas›na jandarmal›k yapmaya soyunan dünyan›n bu süper gücüne karfl› koyabilmenin mümkün oldu¤u anlafl›lm›flt›. ABD emperyalizminin içine düfltü¤ü krizi ve aczi simgeleyen bu sürecin bir di¤er vakas› ise, Kore Savafl›’d›r. ABD emperyalizmi var gücüyle komünist devrimi ezmek için sald›rmaktayd›, amaçlanan Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti’ni devirmek ve oradan da Kuzeydo¤u Çin’e girmekti. Savafltan (1950-1953) dört y›l sonra tahminen üç ila dört milyon insan öldürülmüfl bulunuyordu, bunlardan elli-binini ABD askerleri oluflturu- 61 k›n›n yan›nda savaflmas› için gönderdi¤i Çin Halk Gönüllüleri’nin de savaflta muazzam önemde bir rol oynad›¤›n› belirtmek gerekir. Çin Devrimi Yolu Çin Halk Cumhuriyeti kurulur kurulmaz Mao, SSCB’ye iki ayl›k bir ziyarette bulunur; Stalin ile yapt›¤› ayr›nt›l› görüflmelerden sonra, tarihsel önemde çeflitli antlaflmalar imzalan›r. Ayr›ca bu s›ralarda, uluslararas› komünist hareket, Çin Devrimi Yolu’nun sömürge ve yar›-sömürge ülkeler aç›s›ndan öneminin fark›ndad›r. 27 Ocak 1950’de, Komünform, “Kal›c› Bir Bar›fl ‹çin, Kal›c› Bir Halk Demokrasisi ‹çin” bafll›kl› yaz›s›nda flöyle demekteydi: “Çin halk›n›n yürüdü¤ü yol, birçok sömürge ve ba¤›ml› ülke halklar› taraf›ndan, ulusal ba¤›ms›zl›k ve halk demokrasisi için yürünebilecek bir yoldur.” “Çin Ulusal Kurtulufl Mücadelesini zafere tafl›yan deneyimli Çin halk› ö¤retmifltir ki: ‹flçi s›n›f›; emperyalizme ve onun uflaklar›na karfl› savaflmak için güvenilir bütün s›n›flar, partiler, gruplar ve örgütlenmelerle birleflmeli ve iflçi s›n›f› –ve elbette onun öncü müfrezesi komünist parti- önderli¤inde genifl, ulusal çapta bir birleflik cephe oluflturmal›d›r. “‹çsel koflullar verimli oldu¤unda, ulusal kurtulufl mücadelesinin baflar›ya ulaflmas› için olmazsa olmaz olan belirleyici flart; Komünist Parti önderli¤inde halk kurtulufl ordusunun teflkilatlanmas›d›r.” yordu. Kuzey’de devrim yenilmeyerek kendisini korumufltu. Güney ise ABD’ye ba¤›ml› bir rejimin eline geçmiflti. Bu savafl, II. Emperyalist Paylafl›m Savafl›’ndan sonraki ilk ciddi savafl olmas›n›n yan›nda, çok büyük askeri ve ekonomik güce ra¤men emperyalizmin, halklar›n mücadelesi karfl›s›nda sadece ka¤›ttan kaplan oldu¤unu göstermesi bak›m›ndan da çok önemli bir yerde durmaktad›r. Komünist Çin’in, ABD’ye karfl› Kore hal- Böylelikle, Marksist-Leninist teorinin Mao taraf›ndan –baflka bir deyiflle Maoizm taraf›ndan- gelifltirilmifl oldu¤u evrensel düzeyde kabul edilmekteydi ve dünyan›n bütün gerçek devrimcileri için Maoizm, bir eylem k›lavuzu haline gelmiflti; özellikle sömürge ve yar›-sömürge ülkelerdeki devrimciler için… Ayr›ca, Çin, tarihsel misyonunu yerine getirmeye bafllam›flt›, gerici yar›-feodal, yar›-sömürge toplum; sosyalizme do¤ru yol almaktayd›. Mao’nun rehberli¤inde, ‘ekonomik inflan›n haz›rl›¤› için üç y›l, planlanmas›/uygulanmas› için on y›l politikas›’ kabul edilmifl ve bu bafllang›ç sürecinde önemli oranda baflar› sa¤lanabilmiflti. Devam edecek 62 Yeni Demokrat Gençlik Halk Sanatç›lar› Ölümsüzdür! B E L L E K NAZIM H‹KMET 20 Kas›m 1901’de Selanik’te do¤an Naz›m Hikmet, ortaokulu Galatasaray Sultanisi’nde okuduktan sonra 1917’de Heybeliada Mektebine girdi. Bolu’ya ö¤retmen olarak atand›. Daha sonra Moskova’ya giderek Do¤u Emekçiler Komünist Üniversitesi’nde siyasal bilimler ve iktisat okudu. Moskova’da devrimin ilk y›llar›na tan›k oldu. Ve komünizmle tan›flt›. O y›l Türkiye’ye dönerek Ayd›nl›k Dergisi’nde çal›flmaya bafllad›. Yay›nlanan fliir ve yaz›lar›ndan dolay› hakk›nda 15 y›l hapis istendi. Kapitalist düzende emekçinin sömürüsüne, emperyalizmle iflbirli¤ine karfl› durufl sergileyen Naz›m Hikmet; sistemin en çok korktu¤u tehlikeli gördü¤ü kifli olarak, birçok karalamaya, bask›ya maruz kald›. Ayd›n diye adland›r›lan kesim dahi faflist sistemin uflakl›¤›n› yap›p halk için sanat yapan, kendi çizgisinden flaflmayan Naz›m Hikmet’e karfl› sistemin yan›nda yer ald›. Naz›m Hikmet, hakk›ndaki hapis istemi üzerine Sovyetler Birli¤i’ne gitti. Tekrar geri gelifli, 1938 Af Kanunu ile oldu. Resimli Ay gazetesinde çal›flmaya bafllad›. Hiçbir flekilde çizgisini de¤ifltirmeyerek bask›lara karfl› direnen flair, yine 28 y›l hapis cezas›na çarp›t›ld›. 12 y›l tutuklu kalan Naz›m Hikmet, tutuklulu¤u boyunca da ö¤renmeye ve ö¤retmeye devam etti. Devrime inanc›n› hep koruyarak cezaevini bir ö¤retim kurumu olarak gördü. Bütün bask›lara engellemelere karfl› o mücadelesine ö¤renerek, ö¤reterek devrimi, direnifli anlatarak devam etti. 12 y›l tutukluluk döneminden sonra tekrar Sovyetler Birli¤i’ne gitti. Polonya vatandafll›¤›’na geçti ve Borzecki soyad›n› ald›. 1951’de vatandafll›ktan ç›kar›lan Naz›m Hikmet’in; “Naz›m Hikmet vatan hainli¤ine devam ediyor hâlâ. Amerikan emperyalizminin yar› sömürgesiyiz, dedi Hikmet. Naz›m Hikmet vatan hainli¤ine devam ediyor hâlâ.” Bir Ankara gazetesinde ç›kt› bunlar, üç sütun üstüne, kapkara hayk›ran puntolarla, bir Ankara gazetesinde, foto¤raf› yan›nda Amiral Vilyamson’un 66 santimetre karede gülüyor, a¤z› kulaklar›nda, Amerikan amirali Amerika, bütçemize 120 milyon lira hibe etti, 120 milyon lira. “Amerikan emperyalizminin yar› sömürgesiyiz, dedi Hikmet Naz›m Hikmet vatan hainli¤ine devam ediyor hâlâ.” fliiri, kendisine vatan haini diyen kiflilere karfl› cevab› olmufltur. Halk›n›n sömürülüflüne, emperyalizmle iflbirli¤ine, eflitsizli¤e karfl› duruflundan dolay› vatan haini ilan edilerek vatandafll›ktan ç›kar›lan Naz›m Hikmet’in yeniden TC vatandafl› olmas›na dair öneriler Bakanlar kurulunca onaylan›r ve 10.01.2009’da resmi gazetede yay›nlanarak tekrar bir lütufças›na vatandafll›¤a kabul edilir. Faflist sistem; kitlelerin, halk için bedel ödemifl bu sanatç›lar› sahiplenmesine engel olamay›nca bu sanatç›lar›, içini boflaltarak sisteme uyarlama, sistem yanl›s› gösterme çabas› içerisine giriyor. Sistem, kendisini rahats›z etmeyecek birkaç fliirini ders kitaplar›na alarak Naz›m Hikmet’i de sistemin içerisinde sistem yanl›s› göstermeye çal›fl›yor. Bu tür aldatmacalarla muhalif kesimi içerisine almay› muhalif sesleri yok etmeyi, bast›rmay› hedefliyor. Sistemin amac› “samimiyeti” en aç›k flekilde ortadad›r. 3 Haziran 1963’te Moskova’da kalp krizi geçirerek hayata veda eden Naz›m Hikmet bir yurtsever, devrimci olarak yaflad›; topra¤›na, vatan›na, insan›na hasret bir flekilde hayata gözlerini kapad›. Yoldafllar, ölürsem o günden önce yani, -öyle gibi de görünüyorAnadolu’da bir köy mezarl›¤›na gömün beni Ve de uyar›na gelirse, Tepemde bir de ç›nar olursa Tafl mafl da istemez... Eserleri:Memleketimden ‹nsan Manzaralar›, Benerci Kendini Niçin Öldürdü, Yaflamak Güzel Bir fiey Be Kardeflim v.b. AHMED AR‹F “Seni, anlatabilmek seni. ‹yi çocuklara, kahramanlara. Seni anlatabilmek seni, Namussuza, halden bilmeze, Kahpe yalana.” Ahmed Arif’i anlatmak tarlada, kızgın güneşte karın tokluğuna çalışan emekçiyi anlatmaktır. Fabrikada, atölyelerde uykuya hasret gözlerle ter döken çocukların gizli umudunu anlatmaktır. Ekmek kavgasına hayatlarına adayan kadını, işçiyi anlatmaktır. Onu anlatmak mazlumun zulme karşı direnişini, işkencecilerin yıldıramadığı devrimciyi anlatmaktır. 21 Nisan 1927’de Diyarbakır’da doğan Ahmed Arif’in asıl ismi Ahmed Önal’dır. Ortaöğretimini Diyarbakır Lisesi’nde başlayıp Afyon Lise’sinde tamamladı. Ankara Üniversitesi Dil-Tarih-Coğrafya Fakültesi Felsefe Bölümü öğrencisiyken iki kez tutuklandı. 38 ay İstanbul’da Sansaryan Hanı’nda tutuklu kaldı. Psikolojik ve fizyolojik her türlü baskının, işkencenin had safhada olduğu koğuşlarda dizeleri, dilden dile dolaştı. İşkence gören mazlumun direnişi oldu. İşkence tezgahlarında devrimcilerin; “vurun ulan vurun, ben kolay ölmem” dizeleri faşizme tokat oldu. Faşizmin yıldırmak için kullandığı açlık, susuzluk, soğuk gibi silahlara “dayan tırnak ile dayan diş ile, umut ile sevda ile düş ile dayan rüsva etme beni” dizeleri ile meydan okundu. Tutukluluk günlerinden sonra dışarı çıkan Ahmed Arif, bu sefer de mücadelesini yoksulluğa karşı sürdürmeye devam etti. Emperyalist-kapitalist düzende halkın gerçekliği olan yoksulluk, emekçinin sömürülüşü onun sanatının özü idi. Emekçiye dayatılan bu gerçeklikte o, insanlara pembe hayaller kurdurmadı, masallar anlatmadı. Toplumsal gerçekçi olan Ahmed Arif, sistemin yaratmaya çalıştığı “halk ile sanatçı arasında uçurumların olduğu” tiplemeye aykırı duruşuyla faşizmin hedefi haline gelse de direnişi, duruşundaki kalın çizgiyle halkın sesi oldu, sesi kaldı. Yerini dolduramadığımız Ahmed Arif gibi gerçekçi sanatçılarımızdan sonra bugünkü çoğu “aydınlarımızın” durduğu yer neresi peki? Halkın yanı değil kendi kabukları… Sanatları halka değil elit kesime hitap ediyor. Sistemin istediği ise kendi yağında kavrulan baskıya, sömürüye ses çıkarmayan, duyarsız sanatçılar… Peki, sanatın hedefi bu mu? 2 Haziran 1991’de Ankara’da yaşama gözlerini kapa- Yeni Demokrat Gençlik yan Ahmed Arif; zalime, zulme baş eğmeden yaşamış, şiirleriyle direnişin sesi olmuştur. Eserleri: Hasretinden Prangalar Eskittim ORHAN KEMAL Gerçek adı Mehmet Raşit Öğütçü olan Orhan Kemal 15 Eylül 1914’de Adana’nın Ceyhan ilçesi’nde doğdu. Varlıklı bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Babası TBMM’de milletvekilliği ve Adliye Bakanlığı görevini üstlenmişti. Babası, parti kapatıldığı halde muhalefeti sürdürdüğünden dolayı Lübnan’a gitmek zorunda kaldı. Bu olayla birlikte Orhan Kemal için hayat kavgası başlamıştı. Ekmek parasını kazanmak için girdiği işlerde bilinçli işçiler aracılığıyla edebiyatla tanışmış; fakat hayatına yön veren iki olay olmuştu. Birincisi askerliğini yaptığı Niğde’de üstlerinden gelen küfürlere isyan edip “Yeter be, biz buraya anamıza avradımıza sövdürmek için gelmedik!” isyanıdır. Hakkında işlem yapılan Orhan Kemal hakim karşısında da söylediklerini aynen tekrarladı ve 5 yıl hüküm giydi. İkincisi ise Bursa cezaevinde mahpus yattığı dönemde Nazım Hikmet’le tanışması oldu. Sanata şiirle başlayan Nazım Hikmet’in de etkisiyle hikaye, roman yazmaya başladı. Nazım Hikmet bir gün Orhan Kemal’e “Bırak bu şiiri birader, hikaye, roman yaz sen, şiirle ne uğraşıyorsun senin hamurunda roman var” söyleminde bulununca Orhan Kemal’in yazarlık serüveni başlamış oldu. Yoksulluk içinde kıvrandığı zamanlar dahi kalemini elinden düşürmeyen yazar yalın bir dille yaşadığı, gördüğü hayatı, olduğu gibi romanlarına taşıdı. Yazdığı dönemde, egemen edebiyat eliti tarafından hep ikinci plana atılsa da halkın sanatçısı olan yazarı halk sahiplendi. Kalemiyle ekmek kavgası verdi hayatı boyunca ve kalemi kendine sadık konular yarattı. 2 Haziran 1970’te yaşamını yitirdi. O bir halk adamıydı. Halkı için yazdı ve halk tarafından sahiplenildi. Eserleri: Cemile, Müfettişler Müfettişi, Baba Evi, Devlet Kuşu, Bereketli Topraklar Üzerinde, 72. Koğuş, Grev... İzmir İzmir Çorum Ankara Sarıgazi İstanbul