Küresel Krizin Türk Döküm Sanayine Etkileri

Transkript

Küresel Krizin Türk Döküm Sanayine Etkileri
Baþkandan
Yaylalı Günay
Değerli Meslekdaşlarım,
Dergimizin bu sayısı, gecikerek iki sayı halinde çıkıyor. Dergiyi yayına hazırlayan dar kadromuzun, bu dönem içindeki birçok diğer
faaliyeti, bu gecikmeye neden oldu.
Bu faaliyetlerden biri, İstanbul Sanayi Odası Seçimlerinde, ISO Meclisinde sektörümüzün küçük; büyük tüm işletmelerinin sorunlarını tartışabilecek meslekten arkadaşlarımızın seçilmesi çalışması
idi. Dernek üyemiz ve Yönetim Kurulu Üyelerimizden Uğur Kocaoğlu (Trakya Döküm) ve Aynur Ayhan (Ayhan Metal) önümüzdeki 4
yıl süre ile ISO Meclisinde döküm sektörünü temsil edecekler. Seçilen temsilcilerimize başarılar diler, problemlerimizi takip etmeleri
için kendilerine iletmenizi rica ederim. Aynı şekilde Ankara, İzmir,
Tekirdağ ve diğer Sanayi ve Ticaret Odalarında döküm sektörünü
temsilen seçilmiş olan meslekdaşlarımızı tebrik eder, sektörün
problemleri ve vazgeçilmezliğini meclisler ve komisyonlarda savunmalarını dilerim.
2008 içinde başlayan krizin kapsamının daha geniş olduğunu maalesef yaşayarak yavaş yavaş görüyoruz. Özellikle, dünyada işten
çıkarılan çalışanların 4-6 aylık ihbar sürelerinin dolduğu bugünlerde, fiili işsiz sayısında artış, dolayısıyla tüketimde azalma olacaktır. Yurtdışı pazarlara yoğun şekilde bağlı Türk döküm sektörünü bu daralmayı yavaş yavaş hissetmektedir.
Krizler hakkında çok şeyler yazıldı, çizildi, söylendi.
Bizim için önemli olan, bu büyük çalkantıdan, gemilerimizi kurtarıp, güvenli ve sakin limanlara nasıl çekeceğimizdir. Kaptanın ve
yöneticinin başarısı ve kalitelisi bu günlerde belli olacaktır.
Bu krizin en büyük zorluğu, hem iç pazar hem de dış pazarı etkilemiş olmasıdır. Bunun ötesinde, haberlerin de hızlı yayılmasının etkisiyle, tüm kitlelerin morallerinin bozulması çözüme giden yolları azaltmaktadır. Azalan tüketim hevesi, her şirketin yatırımlarını
kısması, maaşlarda kesinti yapılması veya hiç artırılmaması, kısa
süreli çalışma vs. büyük kitlelerin geleceğe şüphe ile bakmalarına
yol açmakta, bu da düğümün çözülmesini geciktirmektedir.
Bu gibi sonu belli olmayan, dalgalı ve çalkantılı ortamlarda, görev
üst yönetici ve iş sahiplerine düşmektedir. Bu kişiler, gerek çalışanları, gerek hissedarları, gerek müşterileri ve gerekse teslimatçılarına
işe hakim olduklarını ve tedbirler aldıklarını güven verici bir yaklaşımla belirli aralıklarla anlatmalıdırlar.
Önemli olan hem kendi, hem de çevremizdekiler ve çalışanlarımızın
morallerini yüksek tutabilmektir.
Sonuçta, piyasalar düzelmeye başladığında, gene bu kişi veya kurumlarla iş hayatımızı sürdürmek zorunda olacağız.
Bu dönem içinde, gemimizi yüzdürebilmek için neler yapmamız gerektiği bir çok yayında ve konferansta uzun uzun anlatılıyor. Kriz ile
ilgili düzenlemiş olduğumuz iki toplantıda bu konulara geniş olarak değindik. Bu toplantılarda yapılan konuşmaların tam metinleri
Tüdöksad’ın web sitesinde bulunmaktadır. Sizler yapmamız gereken
iyileştirme ve almamız gereken tedbirlerin şirketiniz için en uygun
olanını muhakkak bulacak ve uygulayacaksınızdır. Burada, önemli
olan alınacak tedbirlerde geç kalınmaması, karar verdikten sonra tereddüt edilmemesi ve sonuçlarının yakından takip edilmesidir.
Kriz, tüm dünyadaki üretim, ticaret ve servis endüstrilerini önemli
ölçüde etkilemektedir. Döküm sektöründe de düşük kar marjları ile
çalışan bir çok AB, ABD ve Doğu Bloku işletmeleri de, düşen üretim
ve satış hacimlerinde zarar ederek, nakit darlığına düşmektedirler.
Bunlara sermayeleri fon şirketlerine ait fabrikalarda eklediğinde,
mülkiyetleri bankalara geçen veya nakit sıkıntısı nedeniyle üretim
yapamayan döküm fabrika sayısı önemli ölçüde çoğalmaktadır. 2009
yılında, satılık bir çok döküm fabrikası olduğunu duyacağız.
Bu durum bizlere yeni olanaklar, yeni ufuklar açabilecektir. Ekonominin önemli ölçüde büyüdüğü ilk devre sona ermiştir. Şimdi devre
arasıdır. Yeni taktikler ile ikinci devrede başarılı olup, maçı muhakkak galip bitirmek zorundayız.
Bu zor, fakat sizlere önemli ölçüde güç ve yetenek kazandıracak bu
görevde tüm sektör ve meslekdaşlarıma başarılar diliyorum.
Saygı ve selamlarımla,
3
Türkcast 2009 Sayı 10
haber
Sayı
news
10
Bu Sayıda
50-53
İçimizden Biri
"Yavuz Zeytinoğlu"
Döküm Sektörü
İstanbul’da Buluştu!
18-21
Yıl: 3 Sayı: 10
Ocak - Şubat - Mart 2009
TürkCast/TürkDöküm
Tüdöksad`ın 3 aylık yayın organıdır.
İmtiyaz Sahibi
Türkiye Döküm Sanayicileri Derneği Adına
Yaylalı GÜNAY
Yönetim Kurulu Bașkanı
Sorumlu Yazı İșleri Müdürü
Kubilay DAL
Genel Sekreter
Yayın Kurulu
Mehmet ATIK
Uğur KOCAOĞLU
Uğur DEMIRCI
Seyfi DEĞIRMENCI
Dr. Can AKBAȘOĞLU
Prof. E. Sabri KAYALI
Yönetim Yeri
Yasemin sok. Birlik Apt. No: 7/3
34349 Gayrettepe - İstanbul
Tel: 0212 267 1398
Fax: 0212 213 0631
www.tudoksad.org
Grafik Tasarım: Prestij Yayıncılık Basım
Hizmetleri San. Tic. Ltd. Şti.
Baskı: Golden Print
Ofset Basım&Yayıncılık
100. Yıl Mah. Matbaacılar ve Ambalajcılar Sit.
1. Cad. No:88 34560 Bağcılar/İST.
Yayın Türü: Dergi/Bülten
Yerel ̦ Süreli yayındır. Ücretsiz olarak dağıtılır.
3 Ayda bir- Yılda 4 kez yayınlanır.
Yazılardaki sorumluluk yazarlara aittir.
Bültenimizdeki yazılar kaynak gösterilerek kısmen
veya tamamen yayınlanabilir.
Baskı Tarihi: Mart 2009
Türkcast 2009 Sayı 10
4
Küresel Krizin Türk Döküm
Sanayine Etkileri
8-9
Başkandan.............................................................................. 3
Kriz Değerlendirme Toplantıları.............................................. 6
Küresel Krizin Türk Döküm Sanayisine Etkileri.................... 8-9
Kriz Yeni Siyasi Çıkışlara Gebe........................................ 12-14
Ankiros-Annofer-Türkcast Fuarları....................................... 16
Döküm Kongresi.............................................................. 18-21
Dünya Döküm Üretimi Araştırması................................... 24-25
Hannover Messe ............................................................. 28-29
Kriz ve Milli Sanayi............................................................... 30
TÜDÖKSAD Hammadde Fiyat Endeksi................................... 32
Foseco’dan Yeni Bir Teknoloji.......................................... 34-37
İnce Kesitli Düktil Demirlerin Mikro
Yapı ve Mekanik Özellikleri.............................................. 38-41
Neden Dökümü Tercih Etmeliyiz............................................42
Temiz Çelik Döküm Üretimi, Deneme
Dökümlerin Değerlendirlmesi...........................................43-47
Üyelerimizden Haberler
REKLAM İNDEKSİ
HWS.....................Arka kp.
Akdaş..........................11
Inductotherm................23
Aveks...........................27
Nurol Teknoloji................7
Expert..............Arka kp. içi
Prestij Yayıncılık............37
Foseco..........................17
Tosçelik Granül....Ön Kp. içi
Heraeus........................15
Türkoğlu.......................31
haber
news
TÜDÖKSAD Yaptığı Toplantılarla Ekonomik
Krizi Değerlendirdi
D
erneğimizin organize ettiği iki toplantıyla krizin sektörümüze etkileri tartışıldı. İlki 10 Kasım 2008 tarihinde
İstanbul Dedeman Otel’de gerçekleşen
toplantıda, Dünya finans sektöründe
ortaya çıkan ekonomik gelişmelerin reel sektörlere
yansımasının ışığında Türk Döküm Sanayi’ne etkileri
ve 2009 projeksiyonlarının değerlendirilmesi yapılmıştır. Derneğimiz yönetim kurulu üyeleri ve üyelerimizin yoğun katılımıyla yapılan toplantı bilgi alış
verişiyle sonlanmıştır.
Türkcast 2009 Sayı 10
6
Derneğimiz tarafından organize edilen ikinci toplantı ise 23 Aralık 2008 tarihinde İstanbul Elite World
Hotel’de gerçekleşmiştir. Geleneksel olarak her yıl
yaptığımız “Yılsonu Yemeği” olarak yapılan toplantının gündemi, bu yıl global ekonomik krizin değerlendirilmesi olmuştur.
Toplantıda Sn. Yaylalı GÜNAY, “Küresel Mali Krizin
Döküm Sektörüne Etkileri ve Yakın Gelecek Projeksiyonu” başlıklı sunumunu katılımcılarımızla paylaşmıştır.
Toplantımızda diğer sunumu ise Prof.Dr. Emre
ALKİN, “ Küresel Mali Krizin Reel Sektöre Etkileri”
başlığı ile yapmıştır.
İlginin yüksek olduğu yılsonu toplantısı akşam yemeğiyle sonlandırılmıştır.
7
Türkcast 2009 Sayı 10
makale article
Küresel Krizin
Türk Döküm Sanayine Etkileri
Sektörün hizmet verdiği müşterilere göre üretim beklentileri değişiktir:
1) Otomotiv sektörü için yapılan üretim 2009 da yüzde 40 azalıp, 2010 yılından
itibaren tedrici iyileşme beklenilmektedir.
2) Kamyon ve ağır vasıta için yapılan döküm üretimi, geçmiş yıllarda önemli derecede artmasına rağmen 2009 da yüzde 25 azalacaktır. Kredilerin açılması ile
2009’un son çeyreğinden itibaren artış beklenilmektedir.
3) Önemli bir döküm pazarı olan hafriyat ve makinaların imalatı 2009 da yüzde
20 azalıp, 2009 sonu itibariyle madencilik sektörünün desteği ile dipten tırmanışa geçecektir.
4) Döküm üretimin yüzde15’ini oluşturan tarım makinaları ve traktör sanayinde
2009 da yüzde 25 daralma, zirai kredilere bağlı olarak 2010’dan itibaren iyileşme öngörülmektedir.
5) Enerji ve rüzgar tribünleri için yapılan döküm üretiminin krize rağmen artacağı beklentileri kredi piyasalarının daralması nedeniyle, büyümeye 2009 da ara verecek, ancak 2008 yılındaki kadar rüzgar türbünü imalatı yapılabilecektir. 2010
dan itibaren bu sektörün döküm ihtiyacı Obama yönetimi ve karbon emisyonları
etkisiyle yüzde 25-30 artacaktır.
6) Gemi sanayi, önemli bir döküm pazarıdır. Bu sektörün yapısı itibariyle daralma ancak 2009 başlarında hissedilecek, 2009 da yüzde 15 daralma yaşanacaktır.
İyileşme 2010-2011 de başlanılması beklenmektedir.
Yaylalı Günay
Türkiye Döküm Sanayicileri Derneği
Yönetim Kurulu Başkanı
ekiz bin yıllık geçmişi olan dökümcülüğün, ilk Anadolu ve
Mezopotamya’nın kuzeyinde doğduğu, arkeolojik buluntuların incelenmesinden biliniyor. İlk arsenikli bakır dökümünün Samsun’da, ilk
bronzun Hallan Çemi (Batman)’de, ilk dövme demir ve pik dökümün
Hattuşaş’da yayıldığı bulunan döküm parçalarından anlaşılıyor. Bu
parçaların, maalesef birçoğu yurtdışı müzelerde ve özel koleksiyonlarda bulunmaktadır. Türk döküm sanayi, bu temel üzerine özellikle Cumhuriyet devri ve
1950’ler sonrasında önemli gelişmeler göstererek, halen Avrupa da 5. Dünyada
16. büyüklüğe erişmiştir. Sektörde halen 35 bin kişi 1.250 küçüklü büyüklü döküm tesisinde hizmet vererek 4,5 milyon dolar ciro ve 3 milyar dolar ihracat yapmaktadır. Halen 50 büyük Avrupa döküm fabrikasının 10 tanesi Türkiye’dedir.
S
Dünyada toplam 95 milyon ton döküm üretilmekte olup bunun 1,4 milyon tonu
Türkiye’den karşılanmaktadır.
Tüm finansal sektörleri ve reel ekonomiyi etkileyen global kriz 2008’in 4. çeyreğinden itibaren Türk döküm sektörünü de önemli şekilde etkilemektedir.
Krizlerde, her şirketin karşılaştığı;
a) Pazarın azalması
b) Maliyetlerin yükselmesi
c) Müşterinin fiyat indirme baskısı ve boş kapasiteli rakiplerin pazara hücumundan oluşan üç kronik problem döküm sektöründe de yaşanmakta, sektöre
hizmet edilen pazara bağlı olarak 2009 yılında yüzde 10- 50 arasında daralma
beklenmektedir.
Bu daralma sektörde çalışan sayısını 6 bin direkt, 5 bin indirekt olmak üzere 11
bin kişi azaltacaktır.
Türkcast 2009 Sayı 10
8
Krizler Türk ekonomisinin vazgeçilmez bir ortağıdır. Finansal kriz olmasa ekonomik kriz, o da olmasa siyasi kriz yaşamadan 3-4 yılı rahatlıkla yaşamamız
mümkün olmamaktadır. Bu krizlerde öğrendiğimiz, moralimizi bozmadan, paniklemeden, ani tepki göstermeyip proaktif olarak evlerimize çeki düzen vermemiz gerektiğidir. Krizler ve sonrasında, o krize kadar yapamadıklarımızı yapıp,
yenilikleri öğreneceğiz. Yepyeni bir Pazar ve iş yapış şekline uymaya çalışacağız.
Son günlerin moda sözleriyle “Müzik değişti dans da değişecek” Bu krizden çıkmak için türk üretim sektörünün devletten bir destek alamayacağı görülmektedir.
OSD, TÜSİAD, TAYSAD gibi Türkiye Döküm Sanayicileri Derneği, ilgili tüm bakanlara problemlerini ve çözüm önerilerini içeren bir mektup yazıp göndermiştir.
Krizden güçlü olarak çıkabilmek için kendi olanak ve yeteneklerimizi kullanmaktan başka imkanımız olmadığı açıkça görülmektedir.
Döküm sektörünün krizi en az zararla atlatabilmesi için kendi imkanlarıyla yapabileceği birçok husus vardır:
1) Müşteri ve pazarın korunması;
Müşterilerle sıcak ilişki kaybedilmemelidir. Aldığınız tedbirler ve mali gücünüz
müşterileriniz ile paylaşılmalı. Birçok Avrupa döküm fabrikasının mali problemler veya fonlar elinden olduklarından iflas müracaatı yapıp bankaların kontro-
makale article
lüne geçmektedir. Bu fırsattan faydalanıp bu firmaların işlerini alabilmek için
girişimde bulunulmalıdır. Tüm otomotiv sektörü için en önemli tehlike, AB ve
ABD’de otomotiv şirketlerine verilen devlet yardımlarının ilk önce kendi ülkesinde ki fabrikalarını çalıştırmak ve kendi ülkesindeki yan sanayisinden ürün
almaya bağlanılmaktadır. Bu husus, tüm yan sanayiciler tarafından yakından takip
edilmelidir.
2) Maliyetlerin iyileştirilmesi:
Krizler, işletmelerin bünyelerini tedavi için birer fırsattır. Tüm gereksiz masraflarınızı taranıp azaltılacağı çalışmalar, işletmelerinizin her tarafını kapsamalıdır.
Enerji kullanımı önemli bir girdidir. Özellikle atık enerjisinin geri kazanılması
için işletmelerde yapılabilecekler sonsuzdur. Yakın gelecekte, enerjinin yönetimi
aynen kalite yönetimi (ISO 9000), Çevre yönetimi (ISO14001) gibi bir yönetim
standardı işletmelerden istenecektir. Personel azaltılması, bu tedbirlerde kaçınılamayacak, işletme yöneticisini en zorlayacak kararlardan biridir. 4 gün çalışma, kısa vardiyalar, maaşların azaltılması gibi uygulamaların çalışma mevzuatı ve
sendikaların konuyu sahiplenmesi ile çözülebilecektir. Yetişmelerinin işletmeye
pahalıya mal olan personelimize, işler açıldığı zaman ihtiyaç olacağı, bu personel
azaltılmasında 2 defa düşünülmelidir.
3) Nakit akışı:
Krizlerde en önemli husus işletmelerdeki nakit akışının kontrolüdür. Alacaklarınız günlük takip edilmeli harcamalarınız sıkı izlenmelidir. Gerek hammadde,
gerekse mamul, yarı mamul stoklarınız günlük seviyelere düşürülmelidir. Döküm
sektöründe ki müşterilerin 90 gün olan ödeme vadeleri öne çekilmelidir.
4) Yeni ürünler ve pazarlara açılma:
Mevcut ürün ve pazarlara ilaveten yeni pazarlar ve ürünleri şirket portföyüne
alınmalıdır. Bu kriz sonrası döküm imalatçılarını Tier 2 – 3 yerine gerekli dizayn, prototip imali, testler, işleme, boya ve montaj yetenekleri kazanarak Tier 1
olmaları için bir fırsattır. Uzman olunan üretim dalında yeniliklerin yaratılması,
pazarda ki hakimiyeti sağlamlaştıracaktır. 2010 – 2013 yıllarının ürün ve üretim
potansiyeli bugünden planlanmalıdır.
Kriz sonrasında oyunun kuralları Pazar satıcı değil alıcı pazarı olacaktır. Pazar
yüzdesi ve müşteri portföyü arttırılmalıdır. İşletmelere çeki düzen verilmelidir. En
iyi fırsattır. İşletme yönetimi değişimi tepeden yönetmeli tüm paydaşlar çözüme
ortak olmalıdır. Batan, batacak, sallanacak döküm fabrikaları takip edilip işlerine
göz konulmalıdır. İşletmeler ve çalışanlar sürekli diken üstünde olmalı. Bu askeri
tabirle; “sürekli tahakkuz”, işletmeci tabiriyle;” sürekli iyileştirme ve ilerleme”
olarak anılmaktadır. İşte, işletmelere ve şirketlere, yönetici ve çalışanlarına bu
sürekli hareket zorunluluğu yarattığı, rahattan uyanmak, süreçleri iyileştirmek,
mudalardan kurtulmak, rekabetçi olmak, yeni ürün ve pazarlara açılmak zorunluluğu yaşattığı için krizler bizler için çok önemli ve hayırlı birer FIRSATTIR.
Bu fırsatlardan yararlanarak işletmenizin ve çalışanlarınızın bu fırsatlardan güçlenerek çıkması Türk döküm sanayinin geleceğidir.
9
Türkcast 2009 Sayı 10
haber
news
Üyelerimizden Haberler
COMPONENTA Orhangazi Tesisleri’ne
Japonya’dan MÜKEMMELLİK ÖDÜLÜ
J
apon Planlı Bakım Enstitüsü (JIPM), 2005
yılından bu yana Toplam Verimli Bakım Yönetimi (TPM ) çalışmalarını sürdüren COMPONENTA Orhangazi Tesislerini JIPM Mükemmellik Ödülü’ne layık gördü .
Componenta Orhangazi, TPM kapsamında dört yıldır
ağırlıklı üretim proseslerinde yapılan kaizen, otonom bakım, planlı bakım, eğitim ve yetkinlik geliştirme, yatırım, kalite ve iş güvenliği alanlarında çalışmalar gerçekleştirerek JIPM Mükemmellik Ödülü ile
sektörüne, örnek olacak bir başarı elde etti.
Dünyanın en prestijli kalite-verimlilik ödülleri arasında yer alan JPIM Mükemmellik Ödülü ile Componenta Orhangazi Tesislerinin başarısı uluslararası
çapta tescillenmiş oldu.
Componenta Türkiye Genel Müdürü Hakan Göral;
“JIPM Mükemmellik ödülü ile başarımızı uluslararası platforma taşıdık. Dört yıllık TPM çalışmalarımızın sonucunu bu şekilde almaktan büyük mutluluk
duyuyoruz. JIPM Mükemmelik Ödülü’nün ötesinde,
dört yılda elde ettiğimiz deneyim bizim için önemli
bir kazanım oldu. TPM faaliyetlerini Componenta
Manisa Tesislerimizde de başarıyla sürdürüyoruz.
Hakan Göral
2009 yılı sonunda çalışmalarımızı tamamlayarak
JIPM Mükemmellik ödülünü almak için elimizden
geleni yapacağız dedi.
JIPM Mükemmellik Ödülü , 12 Mart 2009 tarihinde
Kyoto’da yapılan tören ile Componenta Orhangazi
Tesislerine verildi .
Tosçelik Granül Sanayi A.Ş.’den gelen aşağıdaki duyuruyu sizlerle paylaşıyoruz....
Tosçelik Granül San A.Ş. Hukuki Mücadelesini Kazandı
“İki yıldan beri bir rakibimizin haksız olarak
toscelikgranul.com ve toscelikgranul.net adreslerini firmasına tescil ettirerek kendi adresine yönlendirmiştir ve tüm uyarılarımıza, hatta
derneğimizin yönetim kurulunun uyarılarına
rağmen maalesef bu firma yaptığı hatada ısrar
etmiştir. Bizde tüm uyarılarımızın reddedilmesi
üzerine (WIPO) Dünya Fikri Mülkiyet Teşkilatı
Tahküm ve Uzlaştırma Merkezi nezdinde hukuki mücadelemizi başlattık. Dava 15 Temmuz
2008 tarihinde sonuçlandı ve karar olması gerektiği şekilde yani toscelikgranul.com ve toscelikgranul.net adreslerinin yalnızca Tosçelik
Granül San. A.Ş. tarafından kullanılabileceği
Türkcast 2009 Sayı 10
10
şeklinde çıktı. Bu durumu siz sayın dostlarımızla paylaşmak istedik. Çünkü herkes bilmelidir
ki başka bir firmanın adresini kendi adresine
göndererek rekabet yapılamaz. Rekabet serbest
piyasa koşullarında en kaliteli ürünü, en iyi koşullarda müşteriye sunarak yapılır. Bu anlayış
sayesinde Tosçelik Granül San. A.Ş. Japonya’dan
Kanada’ya kadar geniş bir coğrafyada ürünlerini gururla satmaktadır.”
Saygılarımızla,
Adnan Aytekin - Tosçelik Granül Sanayi A.Ş.
11
Türkcast 2009 Sayı 10
makale article
Ekonomik Kriz Üzerine;
BBC Türkçe Servisinden Güney YILDIZ tarafından hazırlanan ve yıl başında yayınlandığında çok ilgi gören haberi BBC izni ile yayınlıyoruz.
'Kriz Yeni Siyasi Çıkışlara Gebe'
2008 radikal gelişmelerin yaşandığı bir yıl oldu. Emlak kredi sektöründe
başlayan sorunlar daha sonra tüm ekonomiyi içine alarak son 80 yılın en
büyük ekonomik krizine dönüştü.
A
merika
öncülüğündeki
ülkelerin,
Afganistan'da çözümsüzlüğe saplandığına
dair yorumlar yapıldı. Irak'ın geleceğine
ilişkin belirsizlikler de giderilemedi. Biz
de geçen yılın olaylarını, bu radikal gelişmeleri değerlendirmek için radikal bir isim seçtik.
Mısır doğumlu olan ve Paris'te eğitim gören Samir
Amin, kalkınma teorileri, kapitalizm, küreselleşme
ve sistem karşıtı hareketler üzerine görüşleriyle tanınıyor.
Amin'i, pek çokları, Marksist sosyal bilimi geçen
yüzyıldan 21. yüzyıla taşıyan seçkin bir düşünür olarak görüyor.
Ekonomiyi krize götürdüğü söylenen denetimsizliğin, finans sermayesinin kâr elde etmesi için gerekli
olduğunu söyleyen Amin, Amerikan askeri müdahaleciliğinin de Bush ve çevresindekilere özgü bir fikir
olmadığını, sistemin devamı için Obama tarafından
da sürdürüleceğini söylüyor.
Siyasal İslam'ın, alternatifi gibi görünen pek çok laik
yapı gibi 'emperyalizmin' hizmetinde olduğunu da
belirten Amin'e göre, Afganistan ve Irak'taki çatışmalarda İslamcılarla anlaşma da mümkün.
Samir Amin'e ilk olarak, liberal iktisatçılar tarafından piyasalardaki denetim eksikliğiyle ve tüketici
güvenindeki azalmayla açıklanan krizi nasıl yorumladığını sorduk.
Ekonomik Krizin Temel Nedeni
Samir Amin: Öncelikle bahsettiğiniz bu açıklamalarının oldukça yüzeysel olduğunu söylemeliyim. Evet,
bu kriz, finans ve para piyasalarındaki deregülasyonun doğrudan bir sonucudur.
'Krizin nedeni, dünya ekonomisini elinde tutan oligopollerin finans piyasasındaki aşırı kârı.'
Ancak açıklanması gereken, piyasaların geçmişte
neden deregüle edildiği ve bunun kimlerin çıkarına
olduğudur. Bu soruya cevap vermenin yolu da, sistemi "neo-liberalizm" ve "küreselleşme" olarak tanımlayan bu ortalama dilin ötesine geçmekle mümkün
olabilir.
Türkcast 2009 Sayı 10
12
Kapitalist gelişmenin ileri derecede oligopolleşmiş
olmasına yoğunlaşılmalı. Bugün, kapitalizmin çok
ileri derecede merkezileşmiş bir biçimini yaşıyoruz.
Bu dönemde, oligopoller (takım tekelleri), yani
dünyadaki yaklaşık 50 sermaye grubu ve onların
çevresindeki 1000 kadar grup tüm sistemin stratejik noktalarını kontrol ediyor ve temel meselelerde
kararları veriyor. Finansal sistemin deregüle edilmesine ihtiyaç duyan ve bunu talep eden de zaten bu
oligopollerdir.
"Krize Götüren Yapı, Finans
Sermayesi İçin Gerekliydi"
BBC: Peki sistem, finans piyasalarını neden
denetimsiz bıraktı? Bu denetimsizlik yoluyla
finans piyasasındakilerin önemli bir kar sağladığından da bahsediliyor. Sizce deregülasyonun nedeni neydi?
Amin, finans sektöründe kârın reel sektörün çok üstünde olduğuna da dikkati çekiyor
Samir Amin: Çünkü yatırımları, doğrudan üretim
yapılan sektörlerden, finans sektörüne yönelterek
kendileri için bir tekel rantı yarattılar. Finans piyasalarının işletilmesi, kârı oligopollerin çıkarına olacak
şekilde aralarında yeniden bölüştürmelerine imkân
veriyordu.
aralarında rant elde etmek için yarıştıkları piyasa olması nedeniyledir. Dolayısıyla, sistemin oligopolistik
örgütlenişi ile para ve finans piyasalarının diğer piyasaların üzerinde yer alıyor olması arasında doğrudan
bir ilişki var.
Finansal yatırımlarda sermayenin getirisi krizden
önce yüzde 10 ila yüzde 15 arasındayken, reel ekonomiye, üretime yapılan yatırımların kar oranı çok
çok daha düşük düzeylerde yüzde 4 ila 5'ten fazla
değildi. Bu da, oligopollerin finans piyasaları üzerinden, reel ekonominin imkân verdiğinden daha fazla
kazanmalarını sağlıyordu.
'Sistemi Değiştirmek Değil, Eski
Haline Çevirmek İstiyorlar'
'Piyasalar, Hiyerarşik
Örgütlenmiştir'
BBC: Peki finans sermayesinin lehine olan bu
sisteme, yatırımları asıl başka sektörlerde
olan sermaye grupları neden karşı çıkmıyor?
Samir Amin: Bu yine, konvansiyonel ekonomiden,
piyasa ekonomisinden bahseden iktisat anlayışının
dışına çıktığım bir nokta. Piyasalar hiyerarşik bir
şekilde örgütlenmiştir. Bu piramidin en üstünde ise
para ve finans piyasaları bulunmaktadır.
Bunun hakim piyasa olması da, oligopollerin karlarını maksimize etmek için belirledikleri ve kendi
BBC: Bazı iktisatçılar bu krizden bir çıkış
yolu, bir çözüm olarak Keynes’çiliğe geri dönüşten bahsediyorlar. Sizce Keynes’çilik, sistemin krizine çözüm getirecek bir alternatif
olabilir mi?
Samir Amin: Hayır, gördüğünüz gibi, Amerika Birleşik Devletleri, Avrupa ve Japonya'daki hükümetlerin uyguladığı ekonomi siyasetinin Keynes’çilikle de
bir ilgisi yok. Uygulanan politikalar sistemi finansal
krizden önceki haline geri çevirmek için uygulanıyor. Daha fazlası için değil. Oligopollerin süper kâr
elde etmelerini mümkün kılmak için çabalıyorlar,
bunun da Keynes’çilikle bir ilgisi yok.
'Obama'ya İsyanı Engelleme
Görevi'
BBC: Peki sizce bu, sorunu çözecek mi? Yani
sistemi eski haline geri çevirmeyi başarabilecekler mi?
makale article
'Obama Askeri Kontrol Siyasetini
Sürdürecek'
Samir Amin: Hayır, bu gerçekleşmeyecek. Ancak,
sistemi Ağustos'tan önceki haline çevirmek iki koşulun yerine getirilmesi durumunda tümüyle imkânsız
değil. Birinci koşul, sisteme gereken ölçüde likidite
sağlanması ki bu astronomik düzeylerde, 2 trilyon
dolar civarında.
İkincisi ise, bu para aktarmanın mağduru olan kesimlerin, yani daha fazla işsizlik ve resesyonla, maaşların düşmesi, emeklilik maaşlarının azalmasıyla
karşı karşıya olan kesimlerin, şimdi olduğu gibi,
mücadele düzeylerinin zayıf ve bölünmüş halde kalmasının sağlanmasını gerekli kılıyor.
'Krizin nedeni, dünya ekonomisini
elinde tutan oligopollerin finans
piyasasındaki aşırı kârı.'
Bu kesimlerin siyasi olarak yönetilebilir düzeyde tutulmaları gerekli. Bush'tan farklı olmayarak,
Obama'nın da görevi şimdi koşulları sağlamak olacak. Ancak bu gerçekleşse bile, bir kaç yıl ya da birkaç ay içinde tekrar bir finansal çöküşün yaşanması
kaçınılmaz olacak.
'Emperyalizmin Askeri Kontrol
Dışında Şansı Yok'
BBC: Küresel kapitalizme hakim olanların yaşadıkları tek kriz, ekonomi de değil, askeri
alanda da örneğin Afganistan ve Irak'ta mutlak bir zafer ya da mutlak bir mağlubiyetin
yaşanmadığı bir kriz durumu sürüyor. Sizce
önümüzde nasıl olasılıklar var?
Samir Amin: İçinde yaşadığımız sistem, emperyalist
tipte, finansal düzeyde yaşanan ve oligopoller tarafından işletilen bir küreselleşme. Kapitalizmin bu aşamasında, özellikle enerji alanındakiler olmak üzere
doğal kaynakların görece azaldığı bir evredeyiz.
Bu nedenle, ABD, Avrupa ve Japonya, bu doğal kaynaklara diğer toplumların erişimini engellemek zorunda olduklarını görüyorlar. Bunu sağlayabilmelerinin de gezegen üzerinde askeri kontrol kurmaktan
başka bir yolu olmadığını biliyorlar.
Bu nedenle de "terörizm" dedikleri şeyi icat edip,
bunu kendi yararlarına kullanmaya başladılar. Bu
sayede de, tümüyle suç olan ve uluslararası hukukta
yeri olmayan "önleyici savaş" kavramını geliştirdiler.
Ve ilk vuruşlarını da Orta Doğu'ya gerçekleştirdiler
ancak bu daha yalnızca ilk adım sayılır.
BBC: Dolayısıyla, Afganistan ve Irak savaşlarının arkasında yalnızca George Bush ve ekibinin olduğunu düşünmüyorsunuz, peki Obama
yönetiminin askeri kontrol ve müdahalecilik
doktrininin de herhangi bir değişiklik yapacağını düşünüyor musunuz?
Samir Amin: Hayır, gezegen üzerinde askeri kontrol sağlanması planı yalnızca Bush'un aklıyla üretilmiş bir plan değildir. Planın ortaya atılması dahi,
Clinton dönemindedir. 21. yüzyılda gezegenden bir
askeri kontrol sağlanmasına dair Pentagon belgeleri
bulunmaktadır.
Tabii, Bush planını büyük bir küstahlıkla ve şiddetli
bir şekilde uygulamaya çalışmıştır, ancak, Obama da
belki en azından müttefiklerine karşı benzer bir küstahlıkta olmasa da başka bir dil kullanarak bu planı
uygulamaya devam edecektir.
Küreselleşmenin Üç Sorunu
BBC: Sizin yaklaşımınızla da paralel olarak,
küresel egemenliğe karşı belki üç direniş odağından söz edilebilir. Birincisi Afganistan ve
Irak'taki askeri mukavemet, Çin ve Rusya'nın
siyaseti ve Latin Amerika'daki rejimler. Siz bu
farklı mukavemet modelleri hakkında ne düşünüyorsunuz?
Samir Amin: Evet, söylediğiniz gibi bunlar farklı
doğalara sahip direnişlerdir. Ancak, birbirlerini tamamlıyorlar. Tabi ki, ABD ve NATO'nun askeri şiddet
uyguladığı, işgal ettiği yerlerdeki direniş de askeri
olmaktadır. Afganistan ve Irak buna örnektir.
Latin Amerika ülkelerindeki direnişler ki buna bugün daha az önemli olmayan Nepal’i de eklememiz
gerekir, halk güçleri tarafından yürütülen bir direniştir ve en azından yerel dengeyi kendi lehlerine
çevirmeyi başarmış durumdadırlar.
Çin ve Rusya'nın ABD egemenliğine karşı koyuşları
ise bu ülkelerdeki iktidar odakları tarafından gerçekleştirilen milliyetçi karşı koyuşlardır. Bu ülkeler
demokratik olsalar da olmasalar da, durum böyledir.
Örneğin Çin, pek çok açıdan küreselleşmeye dâhil
olmuştur ancak, finansal ve mali sisteme entegre olmamıştır. Bu da küresel emperyalizme karşı en güçlü
direniş biçimlerinden biridir.
BBC: Peki Afganistan ve Irak'taki türden çatışmaları, sistem karşıtı direnişler anlamında
bir yere oturtuyor musunuz? Bu hareketler
gerçek bir tehdit arz ediyorlar mı?
Samir Amin: Evet bu hareketlerin arzettiği tehdit
gerçektir. Lakin ben bu tür hareketleri direniş biçimleri üzerinden yorumlamaktan uzak duruyorum.
Bu güçlerin siyasi hedeflerini ve kurmak istedikleri
toplum biçimlerini desteklemiyorum. Siyasal İslam’a
karşıyım ve bunun emperyalizmin kör bir müttefiki
olduğunu düşünüyorum. Ancak, bu güçlerin, ya-
bancı işgaline karşı savaşıyor olmaları son derece
meşrudur.
"Siyasal İslam, Emperyalizmin
Kör Müttefikidir"
BBC: Siyasal İslam'ın kör bir müttefik olmasıyla ne demek istiyorsunuz?
Samir Amin: Siyasal İslam, ilerici bir sosyal program önermemekte ve kapitalizm oyununun tüm kurallarını kabul etmektedir. Dolayısıyla da ekonomik
anlamda küresel emperyalist sistemin kurallarına tabidirler. Siyasal İslam, toprak reformu, işsizlik ve düşük ücretler gibi gerçek konularla uğraşmaktansa,
mücadelelerini din ve kültür gibi hayali meselelere
yöneltmektedirler. Bu akımın dini bir akım olduğunu
söylemek dahi yanlıştır.
Bu, dini araçsallaştıran, araç haline getiren bir siyasi
akımdır. Bu hareketin kapitalizmi olduğu gibi sürdürmekle de bir problemi yoktur. Özel mülkiyetin
kutsal olduğu gibi fikirler, siyasal İslam’ın da bize
sürekli tekrarladığı fikirlerdir. İşte bu nedenlerle,
emperyalizm ile siyasal İslam arasındaki ilişkilerde
net olmayan pek çok boyut var.
Bir yandan baktığınızda, savaşıyor gibi görünüyorlar
ki, bin Ladin bunun tipik bir örneğidir. Ancak en
sonunda, bin Ladin'in CIA'in yakın bir dostu olduğunu akıldan çıkarmamalıyız. Taleban'ın ABD eliyle
eğitildiğini, finanse edildiğini ve silahlandırıldığını
unutmamalıyız. Siyasal İslam’ın hakim olduğu Suudi
Arabistan ve Pakistan gibi ülkelerin ABD'nin en yakın
dostları olduğu da açıktır.
Emperyalizme 'Karşı Şiddet'
BBC: Siz aynı zamanda, bir direniş biçimi olarak şiddetin de meşru olduğunu savunuyorsunuz. Ne tür bir şiddetten bahsediyorsunuz?
Samir Amin: Burada, şiddete asıl başvuran kim
diye başlamalıyız. Şiddete başvuran emperyalizm,
kapitalizm ve oligopollerdir. Amerikan uçaklarının
Afganistan ve başka yerlerde kasabaları köyleri bombalaması uygulanabilecek maksimum şiddet değil
midir? ABD ve müttefikleri şiddetin en büyük kaynağıdırlar. Dolayısıyla insanlardan gelen karşı şiddet de
son derece anlaşılır bir şeydir. Ben bu tür şiddete,
'karşı şiddet' diyorum.
BBC: Ancak, Afganistan ve Irak'taki askeri
çatışma durumları dünya liderleri tarafından
sistemi zorlayan en önemli tehlikeler arasında sayılıyorlar?
Samir Amin: Emperyalizm için bu çatışmaları temel
bir tehdit gibi sunması çok işe yarayan bir siyasettir.
İslami bir rejim olarak Suudi Arabistan'ı ele alırsak,
onun ABD'nin Irak'taki varlığına karşı savaşmadığını
hatta buna destek olduklarını görebiliriz. Taleban
için dahi, verilecek tavizler üzerinden uzlaşma sağlanacak bir nokta aradıkları açıktır.
Karzai, "iyi Taleban" olarak nitelediği gruplarla diyalog arayışında olduğunu açıkça söylüyor. Taleban,
13
Türkcast 2009 Sayı 10
makale article
tıpkı geçmişte emperyalizmle ittifak kurduğu gibi gelecekte de böyle bir ittifak kurabilir. Ancak, yabancı
güçlerin askeri işgalini kabul etmeleri mümkün olmadığı için aralarında diyalog kurulması henüz zor.
'Laik ve İslamcı gericilerin farkı kökten değil'
BBC: Türkiye'de siyasal İslam tartışmalarında
ismi geçen, değinilen bir ülke. Yaklaşık 80
yıllık laik cumhuriyetçiliğe rağmen siyasal
İslam'ın Türkiye'de yükselişte olduğu yorumlar yapılıyor.
Samir Amin: Çok basitleştirmek istemiyorum ancak
Türkiye’deki siyasal İslam’ın, başka ülkelerdekinden
çok da farklı olduğunu düşünmüyorum. Özellikle de
Arap ülkelerini kastediyorum. Mısır'daki Müslüman
Kardeşler hareketinden çok da farklı değil kanımca.
Bu yalnızca, siyasi, sosyal ve ekonomik anlamda sağda bulunmaları nedeniyle değil, ama emperyalizmle
bir sorunları olmaması açısından da böyledir. Türkiye bunun bir kanıtıdır zaten.
Türkiye'de iktidarda bulunan siyasal İslam, Avrupa
Birliği'yle bütünleşmeye karşı değil ve birçok konuda da bütünleşmeye karşı değil. Dolayısıyla bu
hareketler de, diğer tüm gerici hareketlerin olduğu
türden bir gericiliğe sahipler. Laik gericiler olduğu
gibi İslam'ı araçsallaştıran gericiler de oluyor. Bunlar emperyalizme bakışları açısından birbirlerine
kökten bir farklılık arz etmiyorlar.
'Ilımlı İslam Yanıltıcı Bir İfade'
BBC: Özellikle, Türkiye gibi ülkeler söz konusu olduğunda, İslam’ın ılımlı biçimine örnek
oluşturduğu yorumları yapılıyor. Siz "Ilımlı
İslam" kavramına nasıl yaklaşıyorsunuz?
Samir Amin: Görüyorsunuz ben, İslam dini üzerinden konuşmuyorum. İslamiyet bir dindir ve tüm
dinler gibi farklı toplumlar ve farklı sınıfsal tabakalar tarafından çok farklı şekillerde anlaşılabilir,
anlaşılmıştır. Ben siyasal İslam'dan söz ediyorum.
Türkiye'de iktidarda olan da İslamiyet değil, iktidarda olan İslamcı olduğunu savunan bir siyasi partidir.
Mısır'daki Müslüman Kardeşler de böyledir. Bu hareketlerin emperyalist ilişkilerin yeniden üretilmesiyle bir sorunları da yoktur.
Ilımlı İslam ifadesi ise tümüyle yanıltıcı bir ifade. Bu
hareketler iktidarda oldukları zaman ılımlı olarak
tanımlanabilirken, iktidarda olmadıklarında ise radikalleşebilirler.
BBC: Bugün Orta Doğu'da siyaset sahnesinde
asıl olarak İslamcıları, milliyetçileri ve liberalleri görüyoruz. Sözünü ettiğiniz bu kriz
ortamında sol neden yok?
Samir Amin: Evet, kısa vade için haklısınız. Sahne,
şu anda başlıca sağ akımlar, kendilerine liberal diyen
ancak aslında gerici olan hareketler ve siyasal İslamcı gruplar tarafından işgal edilmiş gibi görünüyor.
Ancak bunun böyle süreceğine dair bir kaide yok.
Amin, finans sektöründe kârın reel
sektörün çok üstünde olduğuna da
dikkati çekiyor
Bence, ekonomik krizin derinleşiyor olması ve bunun yaratacağı dramatik sosyal etkiler, sol için çok
önemli fırsatlar barındırıyor. Bu Türkiye'de de, Arap
ülkelerinde de dünyanın başka yerlerinde de böyle.
Solun, liberal, laik veya dinci gerici güçleri marjinalleştirebileceği, ve sosyal kesimleri harekete geçirebileceği bir evreye giriliyor.
''Tarihin Sonunun' Sonu Geldi''
BBC: Peki bütün bu tartıştıklarımızın sonunda, 2008'i düşündüğünüzde tarihe nasıl bir
etkide bulunacak bir yıl olduğunu düşünüyorsunuz?
Samir Amin: 2008 tarihin sonu geldiği mitinin ve
neo-liberal veya liberal denen kapitalizmin ebedi olduğuna dair mitlerin sonunun geldiği bir yıldır.
Neo-liberalizm yalnızca finansal sistemin tümüyle çöküşüne yol açmadı hatta beraberinde şimdiden derinliği ortaya çıkan ve önümüzdeki aylarda çok daha
derinleşecek bir ekonomik kriz getirdi.
Dünya Dökümcüler Birliği’nden Türk
Projesine Ödül
TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi Malzeme Enstitüsü Alüminyum Süreçleri Proje
Grubu Yöneticisi Doç. Dr. Yücel Birol’un 68. Dünya Döküm Kongresi’nde sunduğu bildiri, Dünya Dökümcüler Birliği (WFO) tarafından en başarılı çalışma seçildi.
T
ÜBİTAK Marmara Araştırma
Merkezi (MAM) Malzeme
Enstitüsü (ME) ve Ford
Otosan
işbirliği
ile
yürütülen ve 68. Dünya
Döküm Kongresi’nde sunulan proje
kapsamında, 5 silindirli PUMA motorunun en önemli parçası olan silindir kafası, alüminyum alaşımından
tasarlandı ve geliştirildi. Geliştirilen
alüminyum silindir kafası bugün Ford
Otosan’ın tedarikçi olarak seçtiği Componenta Döktaş Manisa tesislerinde
üretilmekte ve PUMA I5 motorlarına
monte edilmektedir.
TÜBİTAK MAM ME Alüminyum Süreçleri
Proje Grubu Yöneticisi Doç. Dr. Yücel
Birol ve Ford Otosan Motor Tasarım
ve Geliştirme Müdür Yardımcısı Dr. Ali
Aslan Ebrinç tarafından yönetilen ve
Ar-Ge Kurumu-Sanayi işbirliğine örnek
Türkcast 2009 Sayı 10
14
teşkil eden bu projenin Türk Otomotiv
Sanayi’nin Avrupa’ya vermiş olduğu
en önemli mühendislik ve uygulama
hizmetlerinden biri olduğunu belirten
TÜBİTAK MAM Merkez Başkanı Vekili
Mehmet Önder Yetiş, bu çalışmanın
yerli motor üretme hamlesini hayata
geçirmekle kalmadığını, ulusal otomotiv sanayimize uluslararası otomotiv
sektöründe büyük prestij kazandırdığını
ve Türk araştırıcıları ve mühendislerinin anahtar teslimi motor projelerinde
söz sahibi olabileceklerini gösterdiğini
söyledi.
Proje sayesinde Ford Otosan motor
silindir kafaları artık daha hafif bir
malzeme olan alüminyumdan üretiliyor. Böylece taşıt ağırlıklarının, egzoz
salınımlarının ve yakıt tüketiminin
azaltılması yönünde önemli bir adım
atılmış oludu.
makale article
haber
news
METALURJİ SEKTÖRÜNÜN
DEV BULUŞMASI
ANKİROS/ANNOFER/TURKCAST 2008 Fuarları ile 4. Uluslararası Ankiros Döküm Kongresi
ve 14. Uluslararası Metalurji ve Malzeme Kongresi gerçekleşti. Global ekonomik krize
rağmen fuarda katılımcı ve ziyaretçi sayısında büyük artış oldu.
M
etalurji Sektöründe Dün-ya’nın
en önemli fuarlarından biri olan;
ANKIROS 2008 9. Uluslararası Demir Çelik ve Döküm Teknolojileri,
Makina ve Ürünleri İhtisas Fuarı,
ANNOFER 2008 8. Uluslararası Demir Dışı Metaller
Teknoloji, Makina ve Ürünleri İhtisas Fuarı ve TURKCAST 2008 3. Döküm Ürünleri İhtisas Fuarı, 16-19
Ekim 2008 tarihleri arasında TÜYAP Fuar ve Kongre
Merkezi-Beylikdüzü’nde yapıldı.
30 milyar dolara yaklaşan ihracat rakamları ile ülkemizin stratejik sektörlerinden biri olan Demir – Çelik, Döküm ve Metalurji endüstrisinden aldığı güçle,
süregelen büyüme trendini sürdüren fuar üçlemesi,
bu tekrarında da %30’un üzerinde büyüme gösterdi ve kapladığı alan 30,000 m² ye ve katılımcı sayısı
ise 39 ülkeden 780’ ni aştı. Geçmiş yıllarda görmeye
alıştığımız İtalya, Almanya, Çin, İspanya ülke pavyonlarının yanı sıra bu yıl Çek Cumhuriyeti ve İran milli
katılımı da fuarda yer aldı.
Metalurji sektörüne makina, ekipman, teknoloji,
servis sağlayan firmaların sergileme yaptığı fuarda;
fırınlar, refrakter malzemeler, kalıplama hatları, kum
hazırlayıcılar, döküm makinaları, laboratuver ve
analiz makinaları, komple metalurji tesisi ve haddehane ekipmanları ve benzeri birçok konudaki ürün-
Türkcast 2009 Sayı 10
16
ler fuar ziyaretçilerinin beğenisine sunuldu. Demir
– Çelik ve Döküm sanayinin ürünlerinin sergilendiği
bölüm ise; Türk Metalurji Sektörünün gücünü gözler
önüne serdi.
Fuar ile eş zaman ve mekanda TMMOB Metalurji Mühendisleri Odası tarafından “14. Uluslararası Meta-
lurji ve Malzeme Kongresi”, TÜDOKSAD-Türkiye Döküm Sanayicileri Derneği tarafından “4. Uluslararası
Ankiros Döküm Kongresi” yapıldı. Kongrelerde dünyadaki gelişmeleri, üniversiteler ve diğer kuruluşlarda yapılan araştırmaları, teknolojik gelişmeleri, yeni
ürünleri ve tasarımlar, katılımcılara ve ziyaretçilere
sunuldu.
17
Türkcast 2009 Sayı 10
haber
news
Döküm Sektörü İstanbul’da Buluştu!
T
ürkiye Döküm Sanayicileri Derneği olarak
Ankiros / Annofer ve TürkCast Fuarları
bünyesinde düzenlediğimiz Uluslararası
Döküm Kongresi’nin dördüncüsü, 16 - 19
Ekim 2008 tarihlerinde TÜYAP Fuar ve
Kongre Merkezi - İstanbul’da gerçekleştirildi.
Döküm Kongremiz bu yıl da 14. Metalurji Kongresi
ile eş zamanlı organize edilerek tüm metalurji sektörünün özlediği Bilgi Platformu yaratıldı.
Kongrenin amacı, döküm sektörü ile ilgili akademik,
teknolojik, ekonomik, ticari ve idari çalışmalara ilişkin bilgi ve deneyimlerin katılımcılara aktarılmasını
ve ortak konuların karşılıklı olarak paylaşılmasını
sağlamaktı. Amacımız, ürün kalitesi ile kendisini
gelişmiş ülkelere kabul ettiren dökümhanelerimizin,
bilimsel platformlarda da sesini yeterince duyurmasını sağlamaktı.
Türkcast 2009 Sayı 10
18
Bununla birlikte sektörümüzü ilgilendiren teknoloji,
tesis ve ekipman üreticisi kuruluşların da en güncel
teknolojilerini sektörümüz mensuplarına iletmek fırsatını da yaratmış olduk.
Kongreler ve Fuarlar Ortak Açılış Töreninde İbrahim
ANIL - Hannover Messe Ankiros Fuarcılık A.Ş.; Dr.
Andreas GRUCHOW - Deutche Messe A.G.; Dr. Guttman HABIG - CECOF/ CEMAFON /EUNITED; Cüneyt
ARSLAN - 14. Metalurji Malzeme Kongresi; Yaylalı
GÜNAY; - Türkiye Döküm Sanayicileri Derneği; Cemalettin KÜÇÜK – Metalurji Mühendisleri Odası, Veysel YAYAN – Demir ve Çelik Üreticileri Derneği Açılış
Konuşmalarından sonra Devlet Bakanımız Sayın Kürşad TÜZMEN’in konuşması ve kurdele kesme töreni
ile etkilikler başladı.
Bu yılki kongremizin ana teması “Küresel Rekabet
İçin İşbirliği” olarak belirlenmişti.
Kongremizin ikinci gününde sabah ve öğleden sonra
olmak üzere 2 salonda 6 oturumda 9 ayrı ülkeden
gelen 26 sözlü tebliğ sunuldu.
Kongrelerimizde düzenli hale gelen ve heyecanla
beklenen “Foundrymen’s Night / Dökümcüler Gecesi” bu yıl “Açılış Kokteyli” ile beraber organize edilerek katılımcıların uzun süre unutamayacağı keyifli
bir fuar akşamı olarak gerçekleşti.
4. Uluslararası Ankiros Döküm Kongremize bu yıl
%11’i yurt dışından olmak üzere 138 delege katılarak sektörümüzün beklediği bilgi paylaşım ortamı
oluşturuldu.
haber
4. Kongre ve önceki kongrelerin tebliğleri, www.
tudoksad.org.tr sitesindeki elektronik kütüphaneye
yüklenerek üyelerimizin incelemelerine sunulmuştur.
Kongremizin gerçekleşmesinde çok değerli katkıları ile bizlere destek olan Komite üyelerimize, Derneğimiz üyesi kuruluşlara ve sponsor firmalarımıza
teşekkürlerimizi sunuyor, önümüzdeki yıllarda da
tekrar beraber olabilmeyi diliyoruz.
doyurucu bir içerikle sektörle buluşarak bölgemizin
önde gelen etkinliği olmaktadır.
Turkcast fuarı ise hem Derneğimiz üyelerini hem de
üye olmayan önemli döküm fabrikalarının standları ile fuarın dikkat çeken bölümü haline geldi. Yurt
news
dışındaki yansanayi ve ihtisas fuarlarında başarılı
katılımlar sergileyerek Türk Dökümhanelerinin
tanınmasında katkıları olan ihracatçı firmalarımızla beraber iç pazarda yer alan firmalarımız en son
yenilikleri ile bu fuarda yer almakta ve yıllar içinde
Turkcast fuarının yurt içinden ve dışından artan mik
Fuar ve Kongre İle İlgili Önemli
Başlıklar
Bölgesel bir fuar olmanın çok ötesine geçen Ankiros
Annofer ve Turkcast fuarları bulunduğumuz coğrafyanın en önemli sektörel buluşma noktası oldu..
Ankiros ve Annofer fuarları yakından bildiğimiz gibi
her seferinde bir öncekinden daha büyük ve daha
19
Türkcast 2009 Sayı 10
haber
news
tarda nitelikli ziyaretçisi olmaktadır. Döküm alıcıları
için yükselen yıldız Türk Dökümhanelerinin önde
gelenlerini tek bir çatı altında yakından tanımak
kaçırılmayacak bir fırsat olmaktadır. Bu yıl da ciddi
sayıda döküm alıcısını fuarda misafir ettik.
Fuarın Beraberindeki
Tüdöksad Etkinlikleri
Ankiros Uluslararası Döküm
Kongresi
Türkiye Döküm Sanayicileri Derneği olarak düzenlediğimiz ve artık geleneksel hale gelen Uluslararası
Ankiros Döküm Kongresi’nin dördüncüsü, 16-18
Ekim 2008 tarihlerinde, fuarlara paralel olarak gerçekleştirildi.
Kongrenin amacı, döküm sektörü ile ilgili akademik,
teknolojik, ekonomik, ticari ve idari çalışmalara
ilişkin bilgi ve deneyimlerin katılımcılara aktarılmasını ve ortak konuların karşılıklı olarak paylaşılmasını sağlamaktadır. Düzenlediğimiz kongrelerde,
özlemini duyduğumuz bir husus gerçekleşmekte,
dökümhanelerimizden değerli arkadaşlarımızın gerçekleştirdikleri yeni çalışmalarını bildiri şeklinde
sunmalarını sağlanmakta ve bunlar da ilgiyle izlenmektedir. Amacımız, ürün kalitesi ile kendisini gelişmiş ülkelere kabul ettiren dökümhanelerimizin,
bilimsel platformlarda da sesini yeterince duyurmasını sağlamaktır. Bu kongrelerden cesaret alan
arkadaşlarımız yurtdışındaki kongrelere de bildiri
sunmaktadırlar.
Bununla birlikte sektörümüzü ilgilendiren teknoloji,
tesis ve ekipman üreticisi kuruluşların da en güncel
teknolojilerini sektörümüz mensuplarına iletmek
imkanı yaratılmaktadır.
Bu yılki kongremizin teması “Küresel Rekabet İçin
İşbirliği” olarak belirlenmişti.
Kongremizin ikinci gününde (17 Ekim) sabah ve
Türkcast 2009 Sayı 10
20
öğleden sonra olmak üzere 2 salonda 6 oturumda
26 sözlü tebliğ İngilizce – Türkçe simultane tercüme
yapılarak sektör mensupları ile buluştu.
Uluslararası 14. Metalurji
Kongresi
Metalurji Mühendisleri Odası tarafından organize edilen Kongre bu yıl da Metalurji biliminin tüm
alanlarında dünyadaki gelişmeleri, üniversiteler ve
diğer kuruluşlarda yapılan araştırmaları, teknolojik
gelişmeleri, yeni ürünleri ve tasarımları, katılımcılarla paylaşma fırsatı bulunarak, Teknik oturumlarda,
uzmanlar tarafından sunulacak çağrılı bildirilere de
yer verilmiştir.
16 Ekim tarihindeki Panelde “Küreselleşmenin Türkiye Metalurji ve Malzeme Sektörüne Etkileri” tartışılmış, Sayın Yaylalı GÜNAY bu panelde Türk Döküm
Sektöründe Küreselleşmenin etkisi konusunda bir
sunuş yapmıştır.
Foundrymen’s Night
Kongrelerimizde düzenli hale gelen ve heyecanla
beklenen “Foundrymen’s Night / Dökümcüler Gece-
si” 16 Ekim Perşembe Akşamı Tüyap fuar alanında
gerçekleşmiş olup, Bu yılki Foundrymen’s Night da
birçok yabancı meslektaşımızı da misafir ederek
unutamayacakları bir geceyi yaşatmış olduk. Finlandiya Dökümcüler Derneği delegasyonu, CAEF Avrupa
Dökümcüler Birliği Sfero Döküm Komisyonu, CAEF
Genç Girişimciler Klübü üyeleri de bizlerle olmuşlardır.
Buyers Forum
Tüdöksad olarak Turkcast fuarı kapsamında “Buyers
Forum” adı altında bir operasyonu planladık. Bu
toplantıda yurt dışından davet ettiğimiz ciddi döküm
alıcılarına firmalarını tanıtma ve Türk Dökümhanelerinden beklentilerini sunma imkanı yaratmayı
hedefledik. Ancak ilk seferi planlanan bu faaliyete
katılan 5 firmanın temsilcilerini sınırlı dökümhane
ile görüştürmek yerine TurkCast fuarı içinde serbest
ziyaretine olanak sağlayarak yakından takip ettik.
Edindiğimiz intibalara göre bu tür faaliyetler önümüzdeki dönemlerde de ilgi çekecektir.
CAEF Sfero Komisyonu
Toplantıları
Üyesi olduğumuz Avrupa Dökümhaneleri Birliği
CAEF’in düzenli olarak gerekleştirdiği Komisyon
toplantılarından ikisi bu yıl Ankiros Fuarı esnasında
İstanbul’da yapılmıştır.
Sfero Komisyon Toplantısı Avrupa’nın önde gelen
sfero dökümhanelerinin temsilcileri ile sektörün
haber
sorunlarının ve konjönktürün değerlendirildiği
gündemler ile toplanmaktadır. İstanbul toplantısına
Akdöküm A.Ş.’den Sayın Mehmet ATİK komisyonu İstanbul’a davet etmiş olup 15 Ekim akşamı da
üyeleri Kumkapı’da bir akşam yemeğinde misafir
etmiştir. Komisyon 16 Ekim tarihinde EKU Gebze ve
Componenta Orhangazi tesislerini gezerek, akşam da
Foundrymen’s Night’a katılmışlardır. 17 Ekim’de fuar
alanındaki özel toplantı salonunda bir araya gelen
komisyon, çalışmalarını tamamladıktan sonra fuarı
ve katılımcıları da ziyaret ederek Türkiye hakkında
detaylı bilgiler ile ülkelerine dönmüşlerdir.
ve İtalya Büyükelçisi birer konuşma yapmış, Sayın
Yaylalı GÜNAY’a Leonardo Da Vinci’nin bitmeyen atının bir rölyefini günün anısı olarak hediye etmişlerdir. Sn Günay, bir kısmını İtalyanca yaptığı teşekkür
konuşmasında İtalya ile Türkiye arasındaki tarihi
geçmiş içinde döküm konusundaki ilginç bilgileri
davetlilere aktarmıştır.
Finlandiya Dökümcüler Birliği
Ziyareti
news
Bu yılki önemli bir etkinlik de IPIA Uluslar arası Pik
Demir Üreticileri Birliği ile beraber Hot Briquetted
Iron Association üye toplantısının da İstanbul’da yapılmasıdır. 20 Ekim’de gerçekleşecek üye toplantısı
Swissotel’de yapılmıştır. Toplantıların bir kısmı sadece birlik üyelerine açık olup, öğleden sonra oturumunda Sayın Günay birlik delegelerine “Türk Döküm Sanayinin geçmişi, bugünü ve gelecek gelişimi
ile beraber hammadde kaynakları” konusunda çok
ilgi çeken ve tartışma yaratan bir sunuş yapmıştır.
Toplantı akşamında da Birlik delegeleri ve davetliler
ile beraber Boğaz gezisi yapılmıştır.
REACH Toplantısı
Yıl başından itibaren Avrupa’da uygulamaya giren
REACH konusunda üyelerimiz arasında bilgi alışverişi temin etmek için Üyelerimizin ilgili personellerinin
katılımı ile 18 Ekim Cumartesi günü Fuar alanındaki
toplantı odasından REACH konusunun sektörümüze
etkilerinin tartışıldığı bir toplantı yapılarak sektör
temsilcileri ile bilgiler paylaşılmıştır.
CAEF Young Entrepreneurs' Club
Yılda iki kere toplanan CAEF Genç İşadamları Kulübü İtalya Pirna’da yapmak üzere planladıkları toplantılarını, son anda değiştirerek İstanbul’a Ankiros
fuarına almışlardır. Komisyona Türkiye’den bugüne
kadar katılım olmamıştır. Bu vesile ile üyelerimizden
ilgili olanlar bu komisyon ile tanışma ve faaliyetleri
hakkında bilgi edinme imkanını bulmuşlardır.
Ülkemizdeki en büyük döküm tesisinin yeni sahipleri olan Finli Componenta grubunun özel ilgisi ile
Finlandiya’da Dökümcüler Birliği bir delegasyon
ile Türkiye’yi daha yakın tanıma fırsatı yaratarak 44
kişilik bir delegasyon 16 ekim günü Gebze’de Akmetal ve Ferro Döküm Fabrikalarını gezerek akşam
Foundrymen’s Night’a katılmışlar, ertesi gün Anadolu Döküm ve Componenta fabrikalarını gezmişler,
ertesi gün ise Ankiros ve TurkCast fuarlarını ziyaret
ettiler. Finli Delegasyon Dökümhanelerin temsilcileri
ve akademisyenlerden oluşmuştu.
International Pig Iron Association
Toplantısı
AMAFOND ve ICE Davetleri
Ankiros fuarına katılan İtalyan Döküm Sanayi Makine ve Ekipmanları Üreticileri Birliği AMAFOND ve
İtalyan Ticaret Komisyonu 17 Ekim Akşamı Tüdöksad üyesi firmaların yöneticilerinin de katılımıyla bir
kokteyl vermişlerdir. The Four Seasons otelde gerçekleşen toplantıda AMAFOND Başkanı Piero Starita
21
Türkcast 2009 Sayı 10
haber
news
Üyelerimizden Haberler
Akmetal’de Türkiye’nin İlk
AOD Konverteri Devreye Girdi
T
ürkiye geçtiğimiz yıllarda döküm sektöründe hızla gelişerek, Avrupalı döküm
kullanıcıları için önemli bir tedarikçi
haline geldi. Bu gelişmiş sektörün halen
L serisi paslanmaz çelikler gibi bazı metallerin üretimini gerçekleştirememesi ve bunların dışarıdan
tedarik edilmesi, gelişen sektör için engelleyici bir
rol oynamakta. Bu engeli ortadan kaldırmak amacıyla, Akmetal AOD Konverteri ile Türkiye için ilk
adımı attı.
Günümüzde paslanmaz çelik üretiminin yüzde 75’
i AOD teknolojisi kullanılarak elde ediliyor. İki
aşamalı bir prosesin adımı olan AOD, proses, hurdanın ocakta ergitilmesi ve bu eriyiğin AOD Konverterinde işlem görmesinden oluşuyor. Ergitme
işleminde düşük fosfor seviyelerine inebilmek için
Elektrik Ark Ocağı kullanılarak oksijen üflenmektedir. Daha sonra karbon enjeksiyonu ile C seviyesi
%1’ e çıkartılmaktadır. Transfer potası ile erimiş
metal Şekil 2’ de görüldüğü gibi AOD Konverterine
nakil edilmektedir. Argon veya azot ile karışık olarak tüyerlerden bilgisayar kontrollü bir şekilde sıvı
metale üflenen oksijen sayesinde dekarbürizasyon
gerçekleşir. Deoksidasyon, desülfirizasyon ve faydalı metallerin cüruftan geri kazanılması yine AOD
içerisinde gerçekleşir. AOD prosesinde oksijen ve
bir inert gaz (Argon veya Azot), banyonun içine
verilmesi sonucunda gerçekleşen ekzotermik kimyasal reaksiyonlar ile oluşan ısı neticesinde ilaveten
bir ısı kaynağına ihtiyaç duyulmaz.
karbon, proses sonunda %0,001’ e düşürülebilir.
Paslanmaz çelik üretiminde genellikle sıvı çeliğin
karbon oranının %0,05’ in altına düşmesi istenir, L
gradelerde ise bu oran %0,03’ tür. AOD yöntemi ile
hedeflenen kimyasal bileşimlere ulaşımda noktasal
derecede hassasiyetle karbon yüzdesinin %0,01 ve
altında kontrolü sağlanır. Yine %0,001’ in altında
hızlı desülfürizasyon ve kurşun giderilmesi sağlanır. Çelikte oksijen, azot, hidrojen gazları ve kükürt
miktarları minimum seviyelere düşürülür. Böylece
daha temiz metal eldesi sağlanmasının yanı sıra
malzemenin mekanik özelliklerini arttırır.
Akmetal’ de son olarak Siemens Power Generation AG için 10CrMoVNb91 normlu (ASTM A 336 Gr
F91) malzemesi AOD Konverterinden elde edildi.
Konverter içerisinde Azot gazı alaşımlandırılması
gerçekleştirildi.
Şekil 3
Şekil 2
AOD yönteminde element oranlarının kontrolü
mükemmeldir. Başlangıçta %1,0 seviyelerindeki
Şekil 1
Sonuç olarak dünyada yaygın olarak paslanmaz çelik üretiminde kullanılan bu yöntemin, Akmetal Metalürji Endüstrisi A.Ş. bünyesinde gerçekleştirilmesi
ile birlikte Türkiye’ de uygulanması başlamıştır.
TUBİTAK MAM’dan Demir Çelik
Malzemelerin Metalografisi Semineri
T
UBİTAK MAM, üretim sürecinde demir
çelik kullanan ya da demir çelik ile ilgili
sanayi kuruluşlarının metalurji/makine
mühendisi ve teknisyenlerine yönelik
eğitim programı çerçevesinde 6-8 Mayıs 2009 tarihleri arasında, iki gün kuramsal, bir gün uygulamalı
çalışma şeklinde bir seminer organize ediyor. Etkinlik MAM Malzeme Enstitüsü Metalografi ve Hasar
Analizi Laboratuvarı’nda gerçekleştirilecek.
Türkcast 2009 Sayı 10
22
Eğitmen : Dr. Havva KAZDAL ZEYTİN
Konu Alt Başlıkları:
-Genel Metalografi
-Demir Çelik Malzemelerin Özellikleri
-Demir Çelik Malzemelerin Mikroyapı Oluşumları
-Laboratuvar Çalışması (uygulama)
Yer: Malzeme Enstitüsü Eğitim Salonu-GEBZE
Son Başvuru Günü: 03 Nisan 2009 Cuma
Başvuru Adresi : Yusuf ÜNLER'in dikkatine:
TÜBİTAK MAM Malzeme Enstitüsü PK. 21, 41470
Gebze KOCAELİ
Tel:
0.262. 677 3005 - 0.262.677 3002
Faks:
0.262.641 23 09
İleti:
[email protected]
araştırma investigation
42. Dünya Döküm Üretimi Araştırması 2007
Bu araştırma Amerikan Dökümcüler Derneği (AFS) yayını Modern Casting’in 2008 Aralık sayısında
yayınlanmıştır.
Küresel döküm üretimi 2007 yılında toplam %4 büyürken bazı
ülkelerde %10 ve üzeri büyüme görüldü.
Dünya Döküm Üretiminde Ilk 20
Ülke
2007 - AF S
Güney Af.
Ç ek C um
Dünya Döküm Üretiminin Ülkelere G öre Dağılımı
2007 - AF S
İngiltere
K anada
B rez ilya İtalya
3.4%
2. 9%
P olonya
Japonya
7.3%
Ukrayna
Almanya
6.2%
Türk iye
İs panya
F rans a
2. 6%
K ore
2.1%
Meks ika
1.8%
Tayvan
1. 7%
İs panya
1.5%
T ürkiye
1.4%
Hindis tan
8.2%
Tayvan
Ukrayna
1.0%
Meks ika
R us ya
8.2%
K ore
Diğer
6. 3%
Frans a
İtalya
Avus turya
0.4%
İs veç
0.4%
G üney Af.
0.4%
İs viçre
0.1%
Hollanda
0. 1%
Ç ek C um
0.6%
Danimarka
0.1%
P olonya
1.0%
K anada
0.9%
Ç in
32.9%
Almanya
F inlandiya
0.2%
P ortekiz
0.2%
B elçika
0.2%
R omanya
0.2%
Norveç
0.1%
İngiltere
0. 8%
A.B .D.
12.5%
B rezilya
S lovenya Macaris tan
0.2%
0.2%
Tayland
0.3%
Hırvatis tan
0.1%
S lovakya
0. 0%
Litvanya
0. 0%
J aponya
Hindis tan
Avrupa Döküm Üretiminde ilk 10 Ülke
2007 - AF S
R us ya
A.B .D.
Ç in
0 Milyon Ton10
20
30
40
M
odern Casting araştırmasına göre
2007 yılında Dünya döküm üretimi 95 Milyon tona ulaşarak 2006
ya göre % 4 büyüme göstermiştir.
Ancak bu büyüme son 5 yıldır gözlenen kadar değildi, öyle ki 2006; 2005 e göre %7.5
büyümüştü. Son yılların büyüyen ülkelerinde bu eğilim devam etmekte olup özellikle Çin %11.3 zıplama
yaparak Dünya üretiminin 1/3 ünü üretmiştir. Hindistan %8 büyüme ile beş yıllık dönemde üretimini
iki katına çıkarmıştı. Rusya ise 2005 yılındaki son
bilgilere göre %13 büyümüştür.
En büyük on üretici ülkeden sekiz tanesi 2007 yılında büyüme göstermiştir. Diğer iki ülke ABD ve
Japonya üretimi azalmıştır. ABD iki yıldır azalma
göstermektedir.
Tesis başına üretim verimliliğinde ise Almanya tesis
başına 10.000 ton döküm ile sınıfının liderliğini
devam ettirmektedir. Avusturya 357.000 ton üretimi
ile tesis başına 7.000 ton verimlilikte Almanya’yı izlemekte. ABD de tesis başına 5.434 ton üretim ile
verimlilikte önde gelmektedir.
Türkcast 2009 Sayı 10
24
42. Cencus araştırmasının bilgileri katılan ülkelerin
dernek ve birliklerinden toplanan bilgiler ile
hazırlanmıştır. 28 ülkeden yeni bilgiler gelmiştir.
Ukrayna, Slovakya, Güney Afrika, Danimarka ve
Hollanda ile Kuzey Amerika üretim değerlerine
etki eden Meksika ve Kanada’nın önceki bilgileri
araştırmada kullanılmıştır.
İs veç
Ç ek C um
İngiltere
Gözümüze Takılanlar
İlk on arasında yer almamasına rağmen bu yıl ve son
beş yılki büyümeleri ile dikkat çeken ülkeler;
Tayvan: 2007’ye göre %4.5 artarak 1.6 milyon ton
döküm üretmiştir. Beş yıllık büyümesi %13 hafif görülmekle beraber üretimde düşüş gösteren
Meksika’yı yakalamıştır.
Türkiye: Son beş yılda Türkiye’nin döküm üretimi
%43; 2007’de %9 artarak 1.3 milyon ton döküm
üretilmiştir. Bu artış ülkenin döküm tesislerinin yoğun üretimi ve % 90 üzerinde kapasite kullanımı gerçekleşmiştir. Sektör yetkililerinden alınan bilgilere
göre 2008 yılında da %8 büyüme beklenmektedir.
Polonya: Bu küçük ülke de milyon ton sınırına
yaklaşmıştır. 2007’deki % 11 büyüme ile toplam
942.000 tona ulaşan üretim ülkenin GSMH’sının da
%6’lık büyümesini takip etmektedir. 2002’den bu
yana Polonya’nın üretimi % 43 artarak Avrupa döküm sanayi içinde önemini artırmaktadır.
P olonya
U kra yna
Türk iye
İs pa nya
Frans a
İta lya
Alma nya
0 MilyonTon 2
4
6
8
araştırma
Bir süre önce ilk on arasında olmayan ve dizinin ortalarında yer alan aşağıdaki ülkeler son beş yıl içinde
üretim patlaması yaparak sıralamada yeni yerlerine
yerleştiler.
Çin: Bugün olduğu gibi beş yıl öncesinde de Çin, dünya döküm üretiminin lideriydi. Ancak o zaman ikinci
sıradaki ABD ile arasında 4 milyon ton fark vardı.
Bugün ise Çin’in 31.3 milyon ton üretimi ABD’nin iki
katı ve Dünya’nın da üçte birine ulaşmıştır. Asya’nın
bu dev üreticisi 2007 yılındaki %11 üretim artışı ile
son beş yılı %92 büyüyerek kapatmıştır.
Hindistan: ABD ikinci sıradaki pozisyonunda şimdilik rahat gözükmesine rağmen Hindistan’ın son
yıllarda gösterdiği büyüme hızı ile birkaç yıl içinde
ABD’yi yerinden edebilecektir. 2007’de Hindistan’ın
üretimi %8 artış ile 7.8 milyon tona ulaştı. 2002’den
bu yana ülke üretimini %136 artırmış oldu. Başka
hiçbir büyük döküm üretici ülke bu büyümeyi gösteremedi.
Brezilya: %4.5 büyüme ile 2007’de 3.2 milyon tona
ulaşan üretim ile son beş yılda %64 büyüme gerçekleştirmiştir. 2007 de büyüme yavaşlasa da bu Güney
Amerika ülkesi üst seviyelerde tier döküm üreticisi
olarak yerini sağlamlaştırmıştır.
investigation
Rusya (2005den )
+ 13 % 7 mily.ton
Çin
+ 11 %
31.3 mily.ton
Polonya + 11 %
0.9 mily.ton
Türkiye
+ 9%
1.3 mily.ton
Hindistan
+ 8%
7.8 mily.ton
İspanya
+ 8 % 1.4 mily.ton
Azalan Ülkeler
Az sayıda ülkede ciddi azalma olmakta ve bunlar da
yakından bilinmektedir.
İngiltere
- 34 %
0.7 mily.ton
Japonya
- 12 %
7 mily. ton
ABD
- 5%
11.8 mily.ton
Yükselen Ülkeler
Milyon ton civarlarında üreten ülkelerin gelişimi
42. Dünya Döküm Üretimi 2007 Yılı (Metrik Ton)
Ülke
Avusturya
Belçika
Brezilya
Kanada
Çin
Hırvatistan
Çek Cum
Danimarka
Finlandiya
Fransa
Almanya
İngiltere
Macaristan
Hindistan
İtalya
Japonya
Kore
Litvanya
Meksika
Hollanda
Norveç
Polonya
Portekiz
Romanya
Rusya
Slovakya
Slovenya
Güney Af.
İspanya
İsveç
İsviçre
Tayvan
Tayland
Türkiye
A.B.D.
Ukrayna
Toplam
Pik
51,196
66,200
Sfero
Temper
150,893
8,600
Çelik
Bakır
Alaşım
21,109
48,000
2,690,000
483,000
Alumin
yum
109,973
23,783
303,200
117,600
18,585
204,900
282,200
571,279
748
2,740,075
18,919
15,460,176
31,853
7,698,396
20,026
535,316
27
4,047,505
2,286
270,022
36,500
52,789
42,100
3,721
111,053
47,800
940,900
77,400
1,060,900
2,717,100
190,000
1,796,300
280,000
49,230
5,332,000
Magnez
yum
8,242
Zamak
13,188
776
Diğer
Toplam
2,502
357,013
147,359
29,000
3,227,100
901,385
920
31,269,630
75,265
5,301
541,512
84,714
485
23,700
4,800
156,181
2,471,700
72,320
12,000
2,212
1,000
5,840,022
718,000
3,566
551
178,884
7,771,100
74,000
40,738
1,400
7,421
2,742,914
6,960,765
216,883
486
103,927
813
19,900
114,600
3,473
25,400
7,123
301,400
58,900
4,000
211,200
78,000
96,575
13,000
853,756
136,000
20,472
802,000
33
65,100
5,940
964,000
1,816
97,276
608,000
966,014
2,856,064
600,200
2,044,055
53,294
89,600
292,908
86,700
106,932
912,500
1,549,604
12,500
9,749
1,002,500
12,970
586,900
260
46,500
151,200
54
23,900
5
202,200
66
10,700
899,712
78,241
6,209
438
18,700
453,000
58,400
148,600
20,000
3,600
64,700
5,046
7,000
22,771
216,000
100
10,900
1,600
108,517
921,900
29,922
57,521
77,300
7,403
793
14,700
35,447
11,100
3,841
21,900
34,811
2,805
600
244
120
33
155,642
142,898
3,320,000
1,800,000
1,300,000
200,000
2,160
840,000
80,000
30,000
1,800
50,000
7,800,000
45,445
79,200
8,760
180,000
4,300
31,659
4,000
2,023,900
13,356
1
1,675,212
84,888
696,300
83,872
14,700
31,897
2,160
38,073
86,000
184,000
7,783
3,000
423,700
208,900
747,600
58,500
89,200
22,200
9,252
12,500
132,492
50,800
2,500
14,309
5,900
29,922
878,080
41,886
218,115
2,161
83,129
3,130
41,196
23,228
320,321
6,241
1,837
76,761
70,000
623,000
30,000
394,000
30,000
6,500
28,600
144,000
28,600
19,000
100,000
112,150
3,889,000
626,610
3,890,000
40,000
67,000
10,000
1,248,000
266,060
283,000
11,000
1,847,000
20,500
110,000
298,000
54,000
11,819,000
974,140
1,596,834 12,727,106
278,496
939,394
165,294
94,919,007
15,300
44,917,143 22,877,201 1,101,222 10,183,295
26,260
33,871
5
197,496
368,700
2,000
4,000
77,000
1,143
3,286
102,164
1,627,129
304,100
1,316,650
16,900
18,000
25
1,432,996
361,300
Türkcast 2009 Sayı 10
haber
news
Üyelerimizden Haberler
As Çelik Döküm’ün Başarısı...
sçelik bu ay içerisinde Sayın Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül’ün de
katılımıyla düzenlenen ödül töreninde
2006 yılında Samsun ilinde genel vergi sıralamasında ve ihracat tutarında
ilk beş içersinde yer aldığından dolayı 2, 2007
yılında yine Samsun’da vergi ve ihracatta ilk 5
içersinde yer alması sebebiyle 2, 2007 yılında
ülke genelinde genel ciro itibariyle ikinci büyük
500 firma arasında olması sebebiyle de 1 adet
olmak üzere toplam 5 adet plaket ve Cumhurbaşkanımızın şahsi tebriğiyle ödüllendirildi.
A
METAMAK Yeni Adresinde
1. LEVENT MAH. ALT ZEREN SOK. NO:15 1.LEVENT
BEŞİKTAŞ / İSTANBUL
TEL :(0-212)270-07-08 FAX:(0-212)270-08-88
Türkcast 2009 Sayı 10
26
As Çelik Döküm, bu süreçte 2006 yılında ihracat
toplamında tüm ülkede ikinci 500, 2007 yılında
ise ilk 500 firma arasına girmeyi de başarmıştır.
Firma ayrıca 2007 yılı itibariyle organize sanayi
bölgesinde birkaç farklı fabrikada ulaşmış olduğu toplam 500’e yakın personel sayısıyla da
il genelinde en çok istihdam yaratan 3 firmadan
birisi olması sebebiyle Samsun Valiliğinden ve
Cumhurbaşkanımızdan özel bir takdir almıştır.
27
Türkcast 2009 Sayı 10
haber
news
Endüstride Geleceğin Trendlerini Belirleyen
Fuarlar: HANNOVER MESSE
D
ünyanın buluşma platformu HANNOVER MESSE 20-24 Nisan 2009 tarihleri
arasında, 13 önemli fuarla yeni fikirler
ve yeni çözümlerle kapılarını açıyor.
Teknolojik gelişme için bir platform
yaratmak amacıyla 13 fuarın bir araya geldiği Hannover Messe’de bu yıl ana konular; otomasyon,
enerji, mobilite, dış kaynak kullanımı ve yetenekli
genç insan kaynakları olacak. Fuarın tüm sektörleri
kapsayan üst başlığı “Endüstriyel işlemlerdeki enerji
verimliliği” olarak belirlendi.
Türkcast 2009 Sayı 10
28
2009, yeni uluslar arası ticari fuar olan “Wind” e tanık olurken, 20 - 24 Nisan 2009 arasında, tüm ana
endüstriyel sektörler kendi ürünlerini ve işlemlerini
gösterime sunacaklar. 2009’un Partner Ülkesi ise
Kore Cumhuriyeti olacak.
En iyi on üç fuar – “Wind” ilk kez görücüye çıkıyor
Interkama+, Factory Automation, Industrial Building
Automation, Digital Factory, Subcontracting, Energy,
Power Plant Technology, Micro Technology and Research & Technology’i kapsayan Hannover Messe,
haber
2009’da tüm bu yıllık etkinlikler; 2 yıllık aralıklarla sergilenen Motion, Drive & Automation, Surface
Technology and ComVac ile daha da zenginleştirildi.
Rüzgar gücü endüstrisi, ayrıca her 2 yılda da gerçekleşecek olan “Wind”’in yaratılmasını oldukça hoş
karşıladı. Bu yeni rüzgar enerjisi fuarının galası, güç
iletimi katılımcılarının hemen yan kapıda olmasından yararlanacak. Gerçekten de, 27. Salondaki tüm
katılımcılar; Energy, Wind, Power Plant Technology
ve Motion, Drive & Automation arasındaki geniş kapsamlı sinerjiden faydalanabilecekler.
“Wind”; Hannover Messe’yi tanımlayan çapraz endüstri ağı kavramını işaret ediyor. Fuar, endüstriyel
news
sektörler arasındaki geleneksel sınırları yıkarak birleştirilmiş teknolojilerin potansiyelini keşfetmekte.
Aynı zamanda, her endüstriyel sektör; pratik uygulamalar bağlamında ürünlerini ve hizmetlerini sunma
fırsatına da sahip olacak. “Hannover Messe, endüstrinin tüm alanlarına uyarıcı yayıyor ve de entegrasyon ve networking’in, gelecekte başarının anahtarı
olduğunu gösteriyor” şeklinde vurgulayan Deutche
Messe AG’nin Yönetim Kurulu Başkanı olan Dr. Wolfram von Fritsch; “Biz endüstriye; son gelişmelerle
uyumlu, dikkate değer bir etki yaratan ve geniş bir
uluslar arası hedef kitleye ulaşan inovasyonlar platformunu sunmaktayız.” diye konuştu.
29
Türkcast 2009 Sayı 10
haber
news
Kriz ve Milli Sanayi
R. Sabri ACAR
Çukurova Kimya Endüstrisi A.Ş.
T
ürkiye Döküm Sanayicileri
Derneği 23.12.2008 tarihinde
İstanbul’da üyeleri ile “Döküm Sektörü Konjonktur Toplantısı 2” ‘yi yaptı. Ve bu güzel toplantıda sektör sorunları tartışıldı. Ayrıca
Sayın Yaylalı Günay ve Sayın Prof. Emre
Alkin kendi sunumlarını yaptılar.
Kuşkusuz özenle hazırlanan sunumlar
katılımcıların ilgisini çekti, sektörün
kriz ortamındaki sorunları sorucevaplarla tartışıldı.
Sayın Yaylalı Günay’ın sunumunda
bir bölüm “destekler” başlığını taşıyordu. Ve bu bölümde “Bizler için
tehlike: Dünya’da Milli Sanayi ve Yan
Sanayicilerle çalışma eğilimi artmakta” ibaresi yer almakta idi. Anlatılmak
istenen tehlike şuydu; Yüksek oranda
dış satış yapan Türk Döküm Sektörü
Avrupa’daki yönetimlerce yerli (milli) sanayiye destek verilmesi ile ithale
dayanan sanayinin desteklenmemesi
halinde pazarlarını kaybetme tehlikesi ile karşı karşıya kalmalarıydı. Yani
Türk Döküm Sektörünü böyle bir uygulama karşısında dış satışlarını azaltmak mecburiyetinde kalacaktı. Ve bir
örnek veriliyordu. Fransız Hükümeti
Renault’ya desteği şarta bağlamıştı.
Tedarikçilerini yerli ve milli sanayicilerden seçmesi halinde Fransız Hükümeti Renault’a destek verecekti. Global
bir şirket olan Renault Fransa dışı ülkelerdeki üretimi azaltacak, üretim ve
satış ağırlıklı olarak Fransa’daki fabrikadan yapılacaktı.
Bizde ise durum nedir? Biraz üzerine
eğilmekte yarar var. Henüz elle tutulur
destek programları hazırlanamadı.
Sadece “CEK-CAK”larla durum idare
edilmeye çalışılıyor. Otomotiv Endüstrisinin canlandırılması için hala bir şey
yapılmadı.
Sanayicilerimiz de üzülerek söylemek
gerekirse hala yerli (milli) yan sanayiciyi destekleme konusunda zaaflar var.
Hükümetimizin acil destek kararlarının yanı sıra sanayicilerin anlayış değiştirerek yerli (milli) sanayi ile daha
çok ilişkide olmaları, milli üreticilerden daha çok mal alarak destek ver-
Türkcast 2009 Sayı 10
30
meleri ülke yararınadır. Ama bu girişimler veya anlayış değişikliğini henüz
görmek mümkün olamadı.
Türkiye düşük kurlar nedeni ile ithalata dayalı ekonomisini yakın tarihe
kadar hep büyüttü. İthal yoluyla gelen
katma değeri az istihdam’a katkısı olmayan üretim faaliyetlerine mi devam
etmeliyiz? Yoksa ülke içinde emekle
yaratılan malzemeleri kullanarak mı
üretim faaliyetini tercih edeceğiz?
Kuşkusuz kriz her sektörü ciddi şekilde olumsuz etkiledi. Türk ekonomisi
artık kapalı ekonomi olmaktan çıktı.
Küresel krizden elbette ki etkilenme
kaçınılmaz.
Kriz ile birlikte yeni bir dünya, yeni bir
rekabet haritası şekillenirken üretimin
milli bir mesele olarak algılanması
doğru bir düşünce olacaktır.
Döküm Sanayicileri ve Döküm Sanayicilerine yardımcı malzemeler üreten
yan sanayiciler dayanışma içinde krizin etkilerini azaltma anlayış ve gayreti
içinde olmak zorundadırlar.
Otomotiv üretiminin Avrupa’da ve
Amerika’da ciddi destekleme politikaları ile ayakta tutulmaya çalışıldığı
ülkemizde ise bu konularda acil önlemlere ihtiyaç olduğunu artık yöneticilerimiz hissetmeli ve anlamalıdır.
Eylem kararları zamanında ve zemininde olursa yarar sağlar. İstatistikler
AB ve Türkiye Otomotiv pazarlarındaki satışların Ekim ayına kadar benzer
trendleri sergilediğini, Kasım ve Aralık
aylarında ise Türkiye pazarının daha
çok daraldığını göstermektedir.
2008’de küçülmeye başlayan AB bölgesi ekonomilerinin 2009’da daha da
küçüleceğini beklemekte olduğundan
işimiz (ihracat performansı açısından)
daha da zorlaşacaktır.
Mevlana’nın bir değişi ile yazımızı noktalarsak;
“Bir mum diğerini tutuşturmakla ışığından bir şey kaybetmez.”
Bu deyişe Mevlana’nın izniyle bir ekleme: o zaman aydınlık daha da artar.
Finlandiya
Dökümcüler Birliği
Ziyareti
Ü
lkemizdeki en büyük döküm tesisinin yeni sahipleri olan Finli Componenta grubunun özel ilgisi ile Finlandiya’da Dökümcüler Birliği
bir delegasyon ile Türkiye’yi daha yakın tanıma fırsatı yaratarak 44
kişilik bir delegasyonla 16 Ekim 2008 tarihinde Gebze’de Akmetal
ve Ferro Döküm Fabrikalarını gezerek akşam Foundrymen’s Night’a katıldılar.
17 Ekim tarihinde ise Anadolu Döküm ve Componenta fabrikalarını gezdiler.
Ankiros ve TurkCast fuarlarını ziyaret eden Finli Delegasyon Dökümhanelerin
temsilcileri ve akademisyenlerden oluşmuştu.
Finlandiya Dökümcüler Birliği Delegasyon’u ziyaretinin ardından Finlandiya’da
yayınlanan VALIM VIESTI dergisi, geziyi kapağına taşıyarak Türk dökümhanelerinin tanıtımını yaptı.
Türkiye hakkında bilgi veren dergi, Akmetal Metalurji, Ferro Döküm, Anadolu Döküm ve Componenta dökümhanelerinin geniş tanıtımına yer verdi.
araştırma investigation
TÜDÖKSAD Hammadde Fiyat Endeksi…
2
008 yılının Nisan ayında uygulamaya baş-
hammadde fiyatları konusunda tüm taraflara bir te-
lanan metalik malzeme fiyat farkı endeksi
mel bilgi sağlamaktadır.
Dökümhaneler ve Döküm alıcıları arasında doğan sıkıntıları ortadan kaldırdı.
Endeks, Avrupa’da olduğu gibi değişen
Dönem
Hurda (1)
Ort
Sfero Piki (2)
Max
Ort
Max
Hepimizin bildiği üzere 2008’in son çeyreğinden
itibaren anlamsız yükselmiş olan malzeme fiyatları
olması gereken seviyelere gerilemeye başlamıştır.
Hematit Pik (3)
Çelik Piki (4)
Ort
Ort
Max
2004 Ortalama
Sfero
Döküm (7)
Pik
Döküm (8)
Türkiye Döküm Sanayicileri Derneği üyesi firmalardan toplanan güncel bilgiler ile oluşturulan Tabloya
her ayın ilk haftası www.tudoksad.org internet sayfasından ulaşılabilmektedir.
Çelik
Döküm (9)
Açıklama:
Max
471
2005 Ortalama
373
472
428
423
373
2006 Ortalama
407
515
462
461
407
2007 Ortalama
483
587
521
535
515
483
2006 Aralık
453
490
541
650
558
620
479
541
497
486
453
2007 Ocak
471
495
558
652
571
628
494
550
515
502
471
2007 Şubat
484
500
573
656
597
635
517
575
529
521
484
2007 Mart
520
540
616
706
622
632
530
575
568
548
520
2007 Nisan
531
560
606
683
621
640
543
564
569
557
531
2007 Mayıs
501
547
583
659
612
641
537
554
542
538
501
2007 Haziran
459
494
598
676
614
641
533
548
529
516
459
2007 Temmuz
462
494
584
646
583
614
528
588
523
509
462
2007 Ağustos
475
503
594
662
596
631
524
570
535
518
475
2007 Eylül
487
516
579
678
594
619
533
592
533
525
487
2007 Ekim
485
500
598
630
574
615
506
539
542
513
485
2007 Kasım
482
500
562
609
557
588
496
524
522
504
482
2007 Aralık
487
510
622
717
584
614
507
530
555
516
487
2008 Ocak
492
526
671
757
659
705
596
623
582
560
492
2008 Şubat
509
524
742
795
706
740
633
657
626
589
509
2008 Mart
561
588
826
887
820
883
756
797
694
675
561
2008 Nisan
715
746
904
1043
977
1056
915
965
810
831
715
2008 Mayıs
867
910
1076
1222
1127
1274
1039
1183
972
975
867
2008 Haziran
870
900
1213
1345
1247
1400
1146
1227
1042
1033
870
2008 Temmuz
805
850
1334
1390
1312
1416
1180
1230
1070
1026
805
2008 Ağustos
636
725
1210
1250
1105
1170
1003
1101
923
845
636
2008 Eylül
548
600
1012
1150
1018
1250
960
1221
780
769
548
2008 Ekim
426
601
928
1170
940
980
644
800
677
609
426
2008 Kasım
452
520
865
1025
900
985
670
740
659
619
452
2008 Aralık
460
510
960
1605
975
1010
765
840
710
665
460
2009 Ocak
497
543
880
1340
822
992
678
840
689
624
497
2009 Şubat
491
525
869
1350
723
756
664
707
680
592
491
Türkcast 2009 Sayı 10
32
574
•(1) Hurda Fiyatı
Çolakoğlu Metalurji A kalite
fiyatı ve Türkiye genelindeki
dökümhanelerce satın alınan
paketli veya dökme, kaplamasız,
DKP sac hurdalarının maliyet fiyatlarının günlük hesap edilmiş,
ağırlıklı aylık ortalaması
•(2) Sfero Piki
İthal kaynaklardan temin edilen
Sfero pikinin güncel fiyatlar ve
bağlanan sözleşmeler ile dökümhanelere maliyet fiyatlarının
ortalaması
•(3) Hematit Piki
İsdemir ve İthal kaynaklı pikin
güncel fiyatlar ile dökümhanelere maliyet fiyatlarının ortalaması
•(4) Çelik Piki
İsdemir ve İthal kaynaklı pikin
güncel fiyatlar ile dökümhanelere maliyet fiyatlarının ortalaması
•(7) Sfero Döküm Hammadde
Maliyeti
Ortalama %50 Sfero piki ile
%50 Hurda ile hesaplanan malzeme maliyeti
•(8) Pik Döküm Hammadde
Maliyeti
Ortalama %50 hurda ile %25
Hematit ve %25 Çelik piki ile
hesaplanan malzeme maliyeti
•(9) Çelik Döküm Hammadde
Maliyeti
%100 Hurda ile hesaplanan
malzeme maliyeti
Hammadde fiyatları TL/Ton
haber
news
Üyelerimizden Haberler
DÜNYAYA AÇILAN TÜNEL: POTERN
Nurol Teknoloji A.Ş.’nin Türkiye’deki tesislerinde üretilen ve dünya dökümhanelerinin kullanmaya başladığı
‘Potern’ markalı döküm filtreleri, döküm endüstrisine kaliteli ve ekonomik döküm imkanı sunuyor.
D
rinin ihtiyaç ve beklentilerinin iyi bir şekilde değerlendirerek, kalitenin sürekli iyileştirilmesini temel
hedef olarak benimseyen Nurol Teknoloji, ulusal ve
uluslararası platformlarda ‘Türk Malı’ ismini gururla taşıyor.
öküm endüstrisinin Türk markası Potern, ismini dökümcülükte gelişmiş
Hitit Uygarlığı’ndan alıyor. Potern,
Anadolu uygarlıklarının kalelerinde,
gizli geçit olarak kullandıkları tünel
anlamına geliyor.
Dünya ‘Potern’ İle Tanıştı
Potern Döküm Filtreleri, önemli bir yatırım ve Ar-Ge
gücüne ihtiyaç duyulan nano teknoloji uygulamalarıyla ve son teknolojiyle donatılmış altyapısıyla dikkat
çeken Nurol Teknoloji’nin Ankara’daki tesislerinde
üretiliyor. Firma yetkilileri strateji olarak başlangıçta
öncelikli hedef pazarlarını iç piyasa olarak belirlediklerini ancak başta Almanya ve İspanya olmak
üzere, Belçika, İngiltere ve Amerika’dan gelen yoğun
ilgi ile birlikte sadece iç piyasa için kapasite arttırımına gitmek zorunda kaldıklarını belirtiyor.
Nurol Teknoloji, Yatırımını
Genişletiyor
Firma, bugünlerde makine parkını büyütüp üretimini ve istihdamını artırmaya hazırlanıyor. Müşterile-
33
Türkcast 2009 Sayı 10
makale article
Damarlaşma problemini önlemek için
Foseco’dan yeni bir teknoloji:
NORACEL W 100
D
amarlaşma hatası, uzun zamandan beri
iyi bilinen bir döküm hatasıdır. Damarlaşma, ergimiş metal ile kum arasındaki
ısı transferinden dolayı maça/kalıp ile
metal ara yüzeyindeki kum tanelerinin hacimlerinin
artmasından kaynaklanan bir genleşme hatasıdır.
Damarlaşma prensip olarak, ısı artarken silika
kumunda oluşan diferansiyel genleşmeden dolayı
maça yüzünde oluşan çatlaklara metalin penetre etmesidir. Bu diferansiyel genleşme kuartz’daki α-β
faz değişimi ile bağlantılıdır. 600°C’ye kadar, özelliklede 573°C’de α-β transformasyonunun olduğu
yerde oluşan ani silika kumu genleşmesi bağlayıcılarda oluşan stresin sebebidir.
Bağlardaki yetersiz esneklik kırılmalara dolayısı ile
maça yüzeyindeki çatlaklara sebep olur ve bu çatlaklar sıvı metal ile dolar (Şekil 1).
Kum Katkı Malzemeleri
Olarak da Bilinen
Genleşmeyi Önlemek
İçin Kullanılan Güncel
Teknolojiler
Kum Katkı malzemeleri damarlaşma hatalarını önlemede dökümhanelere yararlı olmuş ve başarıları
kanıtlanmış malzemelerdir [2, 3]. Farklı kategorilere ayrılabilecek bilinen bir çok katkı malzemesi
mevcuttur:
Boşluk Oluşturan
Katkı Maddeleri
Kömür tozu, dekstrin, odun talaşı ve nişasta 0.5 – 2
% oranlarında maça kumuna karıştırılabilirler. Döküm sırasında bu tip malzemeler yanarak boşluklar
oluşturur. Bu boşluklar kum tanelerinin genleşmesi
için alan oluşturur ve direnç-etkileşim streslerini
azaltır. NORACEL EP 4001/1 ve NORACEL O 50 bu tip
katkı malzemeleridir.
özelliklerini geliştirirken Siyah Demir-oksit bu özelliğe bir katkısı olmadığı gibi genleşme acısından da
daha iyi sonuçlar vermez.
[4, 5]
Kırmızı-Demir Oksit damarlaşma hatasını azaltmada
yardımcı olmakla beraber başka problemlere sebep
olur: Kırmızı-Demir Oksit maça kum mikserlerini,
maça makinelerini ve maça sandıklarını kirletir ve
lekeler. Bu nedenle ortaya çıkan fazla temizleme ihtiyacı üretkenliği düşürdüğü gibi fazladan masrafa
sebep olur (Şekil 2). Aynı zamanda kum karışımının
akışkanlığı azalır ve ince kesitli maçalar gerektiği gibi
sıkışmaz. Bu katkı malzemesi aynı zamanda maça
sandıklarındaki havalandırma kanal ve filtrelerini de
kaplar. Bu nedenle iyi bir sıkışma ve kürleşme için
ekstra temizlik göz önünde bulundurulmalıdır.
Bu tip malzemeler genellikle “yastık katkıları” olarak
adlandırılırlar. Çoğunlukla organiktirler ve döküm
sırasında tamamen ayrışırlar. Bu ayrışma esnasında
hatırı sayılır ölçüde gaz oluştururlar. Damarlaşma
hatalarından kaçarken, ortama yayılan gazlar sıvı
metalden atılamazsa bu kez de gaz hatasına sebep
olabilirler. Diğer taraftan, kömür tozu, parlak karbon hatasına ve tane yüzeylerinin ıslatılma özelliğinde değişime neden olabilir.
Şekil 1 Kamyon turbo besleme gövdesi içinde
oluşan kötü damarlaşma
Döküm hatalarının temizlenmesi ciddi ölçüde fazladan iş ve masrafa sebep olur. Damarlaşma hatası silika kumu ile bağlantılı olduğundan geçmişte
feldispar ve kromit kumları alternatif olarak tercih
edilmiştir. Ancak bu özel kum çeşitleri çok fazla
bulunmadıkları gibi maliyet olarak da pahalıdırlar.
Aynı zamanda sinterleşme sıcaklığını da düşürdüklerinden modern maça yapım proseslerini de
olumsuz yönde etkilerler. [1].
Özel maça boyaları, ısı transfer hızını yavaşlatarak,
damarlaşma problemini çözebilmekle beraber hala
pek çok uygulamada saf silika kumunun genleşmesine bağlı genleşme hatalarını sadece boya kullanımı ile çözümlemek mümkün olamamaktadır ve bu
yüzden de, damarlaşma probleminin çözümü veya
azaltılması için, geçmişten beri özel kum katkı malzemeleri kullanılmıştır.
Türkcast 2009 Sayı 10
34
Hem Metal Hem de Kum
Taneleriyle
Etkileşmesi Öngörülen
Katkı Maddeleri
Demir oksitler, uzun zamanlardan beri iyi bilinen ve
damarlaşma hasarlarını engelleyen bir koruyucudur.
Etki mekanizmasının çalışma prensipleri ile ilgili
pek çok tartışmalar yapılmıştır: Demir oksitlerin,
döküm ortamının yüksek sıcaklık seviyelerinde, silika kumu ile reaksiyona girdiğine veya daha elastik
bağ yapısından dolayı kum taneleri arasındaki bağları yumuşattığına inanılmaktadır. Demir oksitlerin
yapısında bulunan bileşenlerin silika kumu ile yaptığı reaksiyon sonucunda ötektik fazda oluşan FeO x
SiO2 veya Fe2SiO4 (Fayalit) den dolayı, döküm ortam
sıcaklığında akışkanlığı olan, düşük ergime değerli
bileşikler oluşur ve bağlarda elastiklik sağlanır.
Kırmızı Demir-oksit’ in (Hematit- Fe2O3) Siyah
Demir-oksitten (Manyetit Fe3O4) daha verimli olduğu
kanıtlanmıştır. Kırmızı Demir-oksit yüzey tamamlama
Şekil 2 kırmızı Demir Oksit, kum karıştırma
ünitesinde kirlenmeye sebep olur.
Sadece Demir Oksit veya odun talaşı tek başlarına
dökümhanelerin isteklerine cevap veremediklerinden bunların karışımları da geliştirilmiştir. NORACEL
MO 20 demir-oksit ve odun talaşı ile birlikte başka
katkı malzemelerinin karışımıdır. Yeni geliştirilen
NORACEL W 100 diğer katkı malzemelerine göre
daha farklı bir çalışma prensibine sahiptir. Gözlemlerin sonuçları aşağıda belirtilmiştir.
PUCB ile Resol CO2
Prosesleri
Karşılaştırılması – Her
İki Prosesinde Bağ
Yapılarının Ayırt Edici
Özellikleri;
Resol CO2 – ECOLOTEC Prosesi 1980’lerin sonuna
doğru Foseco tarafından geliştirildi. Döküm Endüst-
makale article
risine birçok avantaj sağladığı için bütün dünyada
yaygın olarak kullanıldı.
Müşterilerin maça üretiminde PUCB yerine
ECOLOTEC’i tercih etmelerinin sebebi, Cold Box
prosesinde, döküm sıcaklığından, geometriden veya
saf silika kumu kullanılmasından kaynaklanan genleşme hataları ve damarlaşma olmasına karşın ECOLOTEC prosesinde bunların olmamasıdır.
ECOLOTEC ile üretilen Diferansiyel yuvalarının üretimi sorunsuz sonuçlanırken PUCB ile üretilenlerde,
aynı seviyede mühendislik ve teknolojiye rağmen,
damarlaşma hatalarının görüldüğü tespit edilmiştir.
ECOLOTEC ve PUCB proseslerinin bağları üzerinde
yapılan bir SEM çalışması ECOLOTEC ile üretilen maçalarda damarlaşma görülmezken PUCB ile üretilen
maçalarda neden damarlaşma hatası görüldüğü hakkında çok ilginç nedenleri açığa çıkarmıştır. (Şekil
3a ve 3b).
Şekil 3a PU-Cold-Box bağ yapısı
ECOLOTEC ve PUCB’ın bağ yapıları tamamen farklıdır. ECOLOTEC yapı destekleri, aviyonik eklentiler
ve mimari alanlarında tipik kopuk yapısı sayesinde
sıklıkla kullanılır.
Şekil 3b ECOLOTEC bağ yapısı
Bu yapıların aynı zamanda hem katı hem esnek oldukları kabul edilmektedir, ki bu sebeple yüksek sıcaklıklarda dahi çok güçlü kopuksu yapısı olan ECOLOTEC, kopuksu yapı barındırmayan PUCB‘a göre bu
özelliği sebebiyle daha üstün performans gösterir.
Sonuç olarak araştırmalar şu iki sorunun cevabını
bulmaya yönelmiştir. PUCB yapısının içinde kopuksu
petek yapısının oluşturulması mümkün müdür ve bu
yapı daha güçlü bir plastisite ile ısınma sırasında termal stresleri karşılayabilir mi?
Reçineyi karıştırma veya ultrasonik uygulamalar ile
yapılan birçok deneme başarı ile sonuçlanmamıştır.
NORACEL W 100 –
PUCB Reçine ile
Bağlanan Maçalarda
Köpüksü Yapının
Oluşması
Amaç PUCB reçinesinin amin katalizörü yardımı
ile sertleşirken ortamda gaz açığa çıkmasına sebep
olacak bir katkı malzemesi geliştirmek idi. Bu katkı
malzemesinin bazı gereklilikleri yerine getirmesi
gerekiyordu:
•Bu bağlayıcı hem PUCB bağlayıcı hem de bentonit
bağlı kum ile uyumlu olmalı
•Ortama çıkacak gaz mutlaka zararsız olmalı, CO2
tercih edilir
•Gaz kopuk yapısı oluşturmalıdır. Bu nedenle gaz
çıkış zamanı ve hacmi istenen sonucu almak için
çok önemlidir.
•Maça üretim zamanındaki herhangi bir uzama kesinlikle kabul edilemez.
•Ortaya çıkabilecek maça mukavemet düşmesini
önlemeye yönelik ilave bağlayıcı kullanımı önlenmelidir.
•Maça kumu karışımına katılması, dozajlaması kolay olmalıdır.
•Maça kumuna özellikle de akışkanlığına negatif
etki yapmayacak seviyede düşük ilave oranı olmalı
•Döküm sırasında ve sarsak elekte düşük gaz ve
duman çıkışı olmalıdır
•Ürün kompozisyonu açısından çok tutarlı olmalıdır.
•NORACEL W 100 her zaman yeterli ve güvenilir
şekilde temin edilebilmelidir
•Kabul edilebilir bir maliyeti olmalıdır.
•Patent korumalı olmalıdır.
Başlangıçta en önemli ve kritik konu, maça üretimi sırasında yapacağı reaksiyon sonucunda ortama
CO2 gazı çıkaracak uygun bir katkı malzemesinin
bulunması idi. Malzeme arayışlarında aşağıdakiler
de denendi:
Şekil 4 Pu-Cold-box bağlayıcının 1% NORACEL W
100 ilaveli bal peteği yapısı
Başlangıçtaki esas kabartma tozu bileşimi 1 yıl aşkın
bir süre sürekli geliştirilerek sonucunda NORACEL
W 100 ürünü elde edilmiştir. İlk temel kabartma
tozu formundaki sodyum bikarbonatın pek çok değişik ilave ile NORACEL W 100 in performansı sürekli
geliştirilmiştir.
Son ürün NORACEL W 100 patent ile korunmuştur
[6].
NORACEL W 100 ile
Başarılı Bir Uygulama Uygulama Çalışması
Georg Fischer, Mettmann (Almanya)
İlk NORACEL W 100 uygulaması Düsseldorf yakınlarındaki bu otomotiv dökümhanesinde yapıldı. Georg
Fischer yolcu ve ticari araçlar için küresel grafitli
döküm parçalar üretmektedir. Parçalar, özel yataklar, direksiyon kolları, suspansiyon kolları, Arka aks
gövdesi ve poryalardan oluşmaktadır.
Katkı malzememiz –diğer birçok uygulamanın yanı
sıra- özellikle küresel grafitli arka aks gövdesi içindeki damarlaşma probleminin çözümü için kullanıldı. Daha önceden başka bir damarlaşma önleyici
malzeme %2,9 ilave oranında kullanılmış ancak
problemin tutarlı şekilde önlenmesi mümkün olmamıştır. %1 NORACEL W 100 ilavesi ile belirtilen
problem kesin olarak çözülmüş ve ilave operasyonlara gerek kalmamıştır. (Şekil 5-8).
•Amonyum karbonat (NH4)2CO3 x H20
@58°C: H2O+CO2+NH3
•Amonyum bikarbonat (NH4)HCO3
@60°C:
H2O+CO2+NH3
•Sodyum bikarbonat NaHCO3 (kabartma tozundaki esas madde) @65° C:
2 NaHCO3 = Na2CO3 + H20 + CO2
Hem amonyum karbonat hem de amonyum bikarbonat gazlama ve yıkama operasyonlarının uygulandığı sıcaklıklarda ortama CO2 verirler ancak
aynı zamanda ortama amonyak da verirler. Amonyak üretan prosesi ile uyumlu olmadığı gibi cçevre
açısından da kabul edilmez.
Diğer taraftan sodyum bikarbonat istenen özellikleri sağlar ve genel olarak kabartma tozu şeklinde
kullanılır. Sodyum bikarbonat ve beraberindeki ilave maddeler poliüretan bağ yapısı içinde bal peteği
şeklini oluşturur. (Şekil 4).
Şekil 5 Kamyon arka aks gövdesi
Şekil 6a %2,9 oranında katkı malzemesi olmasına rağmen arka aks gövdesi
içinde Damarlaşmanın oluşumu
35
Türkcast 2009 Sayı 10
makale article
Diğer Avantajlar
Damarlaşma önleyici malzemelerin esas kullanım
amacı genleşme hatalarının çözümü olmakla beraber NORACEL W 100 açıkça belirlenen diğer başka
avantajlarda sunmaktadır.
Eriyen NORACEL W 100 biraz bazik olmasından dolayı PUCB bağlı kumların sertleşme reaksiyonu için
daha az hacimde amin katalizörüne ihtiyaç duyar.
Ayrıca NORACEL W 100 kullanımı ile üfleme performansının arttığı ve maçaların daha sıkı çıktıkları
gözlenmiştir. Yapılan karşılaştırmalarda odun talaşı
ve demir oksit gibi ilavelere göre kumun akışkanlığını arttırdığı ve ince kesitli maçaların bu kesitlerinin
daha iyi dolduğu belirlenmiştir.
Şekil 6b %1 NORACEL W 100 ilavesi ile dökülen
damarsız temiz parça
Şekil 8b Boyalı ve NORACEL W 100 ilaveli maça
ile üretilen temiz ve sağlam parça
Şekil 7 Kamyon arka aks gövdesi (döküm parça
ağırlığı 49kg)
men turbo gövdelerden bir tanesinde yaklaşık %80
oranında damarlaşma problemi görülmektedir.
Problemin sebebinin bulunması için maça üretimi
ile ilgili çok titiz bir araştırma çalışması yapılması
gerekmiştir.
Yapılan detaylı çalışma sonucunda görüldü ki maça
içerisinde yüksek miktarda gerilim toplanıyor ve
kullanılan eski damar önleyici malzemenin performansı yetersiz kalıyor ve sonucunda da damarlaşma
sorunu oluşuyor.
Çözüm İçin 3 Öneri
Belirlendi
•Maça içinde gerilimin azaltılması – minimum bağlayıcı kullanarak yeterli ama daha az reçine kullanımı (POLITEC* E 6010 / E 9030)
•Daha az bağlayıcı ile elastik yapı: NORACEL W 100
kullanımı ile bal peteği yapısının oluşturulması
•Yüksek izolasyon özellikli boya kullanımı ile ısı
transferinin yavaşlatılması (RHEOTEC XL)
Şekil 8a Boyasız ve alternatif bir katkı malzemesi
ile üretilmiş PUCB maça üretilen parça içindeki
damarlaşma ve penetrasyonun görünümü
Dökümhanenin elde ettiği avantajlar açıkça belirlendi: damarlaşma %100 oranında çözülürken bağlayıcı
miktarı %23 oranında azaltıldı. Maçaların kürleşmesi için %40 a varan oranlarda daha az amin gazı kullanımına bağlı olarak maçahanenin ortamı daha iyi
hale geldi. (Şekil 9).
RHEOTEC* XL boyamız kullanımda olmasına rağ-
Türkcast 2009 Sayı 10
36
Şekil 10 Kırmızı demir oksit malzemeden NORACEL W 100 dönülerek elde edilen çok temiz maça
sandığı ve maçaların görünümü
Odun talaşı, nişasta ve demir oksitler gibi bilinen
katkı malzemeleri artan yüzey alanlarının kaplanabilmesi için daha yüksek oranda bağlayıcı isterler.
NORACEL W 100’de ince bir toz olmasına rağmen,
bağlayıcının tüm yüzeyleri kaplamasına gerek duymadığı için, bağlayıcı miktarının arttırılmasına gerek
yoktur. Bilinen geleneksel damarlaşma önleyici ilave
malzemelerinin aksine NORACEL W 100 bağlayıcı
sisteminin fiziksel bir parçası değildir ancak maça
üretimi sırasında ayrışarak sistem içine CO2 yayar
kopuksu yapıyı oluşturur.
Diğer birçok damarlaşma önleyici katkı malzemesi
bentonit ile bağlı yaş kumun sinterleşme sıcaklığını
belirgin şekilde düşürürler. NORACEL W 100 ilaveli
maçaların tepkisi bu şekilde değildir; yapıya karışmış sodyum bikarbonat bentonitin yayınımını arttırır
ve kumun yaş çekme dayanımını biraz yükseltir.
Monforts Demir
Dökümhanesi
Monforts, Düsseldorf ile Hollanda sınırı arasında
yerleşik bir dökümhanedir ve kam mili ile turbo gövdesi üretmektedir. Bu dökümhanede gri, küresel, Nidirençli ve ADI malzemeden parçalar üretilir. Turbo
gövdesi Östenitik Küresel grafitli malzeme ile üretilir
ki, dizaynından, saf silika kullanımından ve oldukça
yüksek olan döküm sıcaklığından (yaklaşık 1500°C)
dolayı bu malzeme genleşme hataları acısından çok
risklidir.
NORACEL W 100 beyaz renkli bir tozdur ve mikserleri, maça makinelerini ve maça sandıklarını kirletmez. Bu durum kullanıcılar tarafından da tespit edilerek daha az temizlik ve bakıma ihtiyaç duyulduğu
ve net üretkenliğin de arttığı raporlanmıştır. (Şekil
10).
Şekil 9 POLITEC + NORACEL XW 100 + RHEOTEC
XL Kullanılarak elde edilen temiz ve sağlam parça
Maalesef döküm sonrasında katkı malzemesi kullanımına bağlı gaz sakatı sıkça görülmektedir. Katkı
malzemesi tamamen bozuşur ve yoğun gaz ortaya
çıkartır. Bu durum NORACEL W 100 kullanıldığında
malzemenin az gaz içermesinden dolayı çok seyrek
olarak görülür. Daha az gaz ortaya çıkar.
makale article
Sonuç
PUCB maça kullanan demir dökümhanelerinde Damarlaşma problemi başlıca fire sebebidir. Bu genleşme hatasını çözmenin, yüksek izolasyonlu boya,
kromit veya Şamot gibi özel kum veya damarlaşma
önleyici katkı malzemesi kullanmak gibi pek çok çözüm yolu mevcuttur.
NORACEL W 100 genleşme hatalarını önlemek için
son zamanlarda geliştirilmiş damarlaşma önleyici
kavram sunan bir katkı malzemesidir. Bu katkı malzemesi maçanın gazlama ve yıkama işlemleri sırasında ortama CO2 gazı çıkartarak bağlayıcı içinde kopuk (bal peteği) şeklinde bir yapı oluşturur. Kopuk
şeklindeki bu özel bağlayıcı yapısı, döküm sırasında
ısınan maça içinde termal stresten dolayı olabilecek
çatlakların oluşumunu azaltacak bir elastiklik verir.
NORACEL W 100 uçucu organik madde barındırmayan hata neredeyse tamamı yiyecek sanayiinde kullanılan çevre dostu bir katkı malzemesidir.
Bu katkı malzemesi maça sandıkları ve maça kumu
mikserlerinde kirliliğe sebep olmaz ve ilave oranı
düşük olduğu için maça kumunun akışkanlığını arttırır sıkıştırılma kapasitesini iyileştirir. Damarlaşma
problemine karşı Odun Talaşı ve Demir oksit kullanmaya alışmış dökümhanelerde bile NORACEL W 100
kullanılarak bağlayıcı miktarı azaltılabilir. Çünkü
NORACEL W 100 bağlayıcı emmez.
Hafif bazik yapısından dolayı NORACEL W 100, ilaveli
karışımın çalışılabilme süresini biraz kısaltır ama
aynı zamanda kürleşme için gereken amin miktarını
da azaltır. NORACEL W 100, sodyum karbonat orta-
ya çıkardığından dolayı döküm sonrasında ve sarsak
elekte bentonitin dağılmasını kolaylaştırır ve yaş çekme mukavemetini de düşürür. NORACEL W 100 halen
büyük, küçük birçok dökümhanede sağlam parça ve
temiz yüzey elde etmek için başarı ile kullanılmaktadır.
Açıklamalar
Şekil 1, 2, 9 ve 10
Eisengiesserei Monforts GmbH & Co. KG, Moenchengladbach Dökümhanesi’nin izinleriyle kullanılmıştır.
Şekil 5, 6a, 6b, 7, 8a ve 8b
Georg Fischer GmbH & Co. KG, Mettmann
Dökümhanesi’nin izinleriyle kullanılmıştır.
Size Özel
Çözümler...
Prestij Yayıncılık olarak 1993 yılından beri
imalat sektörünün ihtiyaçlarını karşılamak
üzere Türkiye’nin alanındaki en etkin sektörel
ve teknik dergilerini yayınlamaktayız.
Son projemiz, Euroindustry Alıcı Rehberi Türk
imalatçılarının yurtdışındaki önemli fuarlarda
en etkin tanıtım aracı olmuştur.
Dergi yayıncılığımızın dışında 2006 yılından
beri Kalıp ve ilgili teknolojiler için Tüyap
Fuarcılık A.Ş. ile birlikte UKUB’un desteğiyle
Kalıp Avrasya Fuarının organizasyonunu da
yapmaktayız.
Prestij Yayıncılık Ltd.
www.kalipavrasya.com
0212 267 10 11
37
Türkcast 2009 Sayı 10
makale article
İnce Kesitli Düktil Demirlerin Mikroyapı Ve
Mekanik Özellikleri
Özgür CEVHER ve Fevzi YILMAZ
Sakarya Üniversitesi, Metalurji ve Malzeme Mühendisliği Bölümü
Esentepe kampüsü 54187, Sakarya/TÜRKİYE
Abstract
A
pplications of spheroidal graphite cast
iron have increased steadily in recent
years due to its different mechanical properties. Relatively low-cost production
and the capability of producing a range of
microstructures increase the use of spheroidal graphite cast iron. There has been in increasing demand
for strong thin-wall spheroidal graphite cast iron
castings to provide components with high strength
to weight ratios. Reducing the weight of spheroidal
graphite cast iron castings by producing thin wall
parts is an important method for saving energy. Obviously, it reduces materials consumption either.
The high cooling rate in thin-section spheroidal
graphite cast iron results in increased amounts of
carbides with corresponding loss in mechanical properties, specifically ductility and toughness. Adjustment of carbon equivalent and post heat treatment
after casting improves above mentioned properties.
In this work, thin walled ductile iron structure and
mechanical properties was searched. Plate samples with carbon equivalent value of 4.33, 4.48 and
5.09 were produced with the thicknesses of 1.5, 2, 3
and 6mm. Ferrite, pearlite and graphite percentage,
spheroidation (%), graphite sphere number, average
graphite diameter, γ-halo thickness and r γ /rg (the
ratio of austenite radius to graphite radius) were measured from samples with different wall thickness.
Mechanical properties such as hardness and impact
were found and the relation between structure and
mechanical properties were defined. Reduction
of plate thickness increases number of spheroidal
graphite, as a result of this hardness increases and
impact resistance decreases.
Key words: ductile iron, thin wall, microstructure,
mechanical properties
ÖZET
B
u çalışmada ince kesitli düktil demirlerin mikroyapıları ve mekanik özelliklerinin incelemesi amaçlanmıştır. Karbon
eşdeğerliği 4.33, 4.48 ve 5.09 olan 1.5,
2, 3 ve 6 mm kalınlığında plaka nu-
muneler üretilmiştir. Elde edilen farklı kalınlıktaki
plakalarda ferrit, perlit ve grafit yüzdesi, küresellik
(%), grafit (küre) sayısı, ortalama grafit çapı, γ-hale
kalınlığı ve rγ /rg (ostenit yarıçapının grafit yarıçapına oranı) tespit edilmiştir. Sertlik ve darbe direnci
gibi mekanik özelliklerin mikroyapı ile ilişkisi tespit
edilmiştir. Azalan plaka kalınlığı ile grafit (küre) sayısının arttığı, bunun sonucu olarak sertliğin arttığı
ve darbe direncinin düştüğü gözlenmiştir.
Günümüzde tasarım mühendisleri, araç üreticileri ve
dökümcüler çok daha güçlü, hafif ve direngen metalik parçaların üretimine odaklanmıştır. Düktil demir; kompleks şekilli döküm parçalarının üretilmesine uygun, ısıl işlemle çok yüksek mukavemetlere
ulaşabilir ve nispeten ucuz olduğundan dolayı çoğu
parça üretimi için iyi bir seçim olabilir. Alüminyum
alaşımları ile karşılaştırıldığında düktil demir çok
daha yüksek elastik modül, mukavemet/yoğunluk
oranı, daha iyi yorulma mukavemeti ve daha düşük
üretim maliyetine sahiptir[1].
morfolojisi sonucudur. Bundan dolaylı ince kesitli
düktil demir dökümlerin katılaşma morfolojisinin
araştırılması katılaşma hatalarının kontrolü ve değerlendirilmesi için çok önemlidir[3].
(rγ/rg)ideal şart 2,4. Ötektik reaksiyon sırasında
hızlı ve aşırı soğuma nedeniyle grafiti saran ostenit
dendrit şeklinde büyüyebilir. Eğer aşırı soğuma az
ise ostenit zarf-hale büyür, dendrit uzantısı oluşmaz,
bu durumda r γ/rg beklenenden fazladır. Aşırı soğuma fazla ise dendrit, hale uzantısı şeklinde olduğu
gibi ayrı çekirdeklenme ve büyüme ürünü olarak da
gelişebilir [5].
GİRİŞ
Klasik uygulama, düktil demir parçaların üretimini
minimum 5mm et kalınlığı ile sınırlamaktadır. Malzeme ve enerji tasarrufu amacıyla daha ince kesitli
parçaların üretilmeye çalışılması son yılların tarzıdır.
Parça kalınlığındaki değişimler düktil demirin metalurjik kalitesinde önemli farklılıklar doğurur ve
kritiktir[1, 2]. İnce kesitli düktil demir dökümler
katılaşma esnasında mikroporozite, beyaz ve benekli
yapı oluşturma eğilimindedirler. Bu durum, işlenebilirliği ve mekanik özellikleri önemli derecede
etkilemektedir. Bu hatalar dökümlerin katılaşma
Türkcast 2009 Sayı 10
38
İnce kesitli numunelerin dökülmesi, soğuma hızının
artmasına ve aynı aşılama koşullarında küre sayısının
artmasına sebep olur. Küre sayısı, düktil demirlerin
kalitesine etki eden bir parametre olup yaygın olarak
öne çıkar. Küre sayısındaki artış düktil demirin katı
hal faz dönüşümlerinde, mikroyapıda ve mekanik
özelliklerinde önemli bir etkiye sahiptir[4]. Düktil
demirde ötektik katılaşma iki katı fazın (ostenit ve
grafit) beraber büyümesi ile gerçekleşir. Büyüme
sıvı faza doğrudur. İki fazın eşli büyümesi (coupled
growth) kopuk olduğundan Şekil 1’de verildiği gibi
faz bileşenleri ve bileşimleri oldukça karmaşıktır.
Başlangıç küre yarıçapı r0, t anında rt olsun. rg son
yarı çaplı bir grafit küre ostenit zarfı içinde büyüsün. t zamanında ostenit yarıçapı rγ’dir. Ostenit hale
önünde ve primer ostenit dendrit önünde sıvı içinde karbon toplanır. Difüzyonla dağılır. Ostenit zarfı
çok kalın ise primer ostenit oluşumu yok demektir
Şekil 1. Düktil demirin katılaşması sırasında iki
olasılığın gösterimi, a) yavaş soğuma, γ zarfhale
idealden büyük, b) hızlı soğuma, γ zarf-hale ideal
boyutta ve dendrit uzantısı vermiştir [5].
İnce kesit düktil demir ötektik katılaşmada karbür
oluşumları da olasıdır (Şekil 2).
makale article
2.2. İncelemeler ve Testler
Düktil demir numunelerin mikroyapı karakterizasyonu parlatma yapıldıktan sonra gerçekleştirilmiştir.
Mikroyapı fotoğrafları optik mikroskopla Olympus
görüntülenmiştir. Küre sayısı, küre boyutu ve küresellik döküm halindeki metalografik numunelerde
ASTM A 247-67’ye göre saptanmıştır. Numunelerin
faz yüzdeleri döküm halindeki parçaların %2 Nital
ile dağlanmasından sonra çizgisel analiz metodu
kullanılarak hesaplanmıştır. Sertlik deneyleri Bulut
Marka cihaz ile 187,5kg yük, 2mm bilya çapı ve 30sn
yükleme süresi alınarak ölçümler yapılmıştır. Charpy
testi Losenhausenwerk marka test cihazı kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Charpy test numunelerinin
boyutları ve şekli ASTM E23-96b’ ye göre Şekil 4’de
gösterildiği gibi hazırlanmıştır.
Şekil 4. Çentik darbe numunelerinin şematik
görüntüsü
c)
Şekil 2. Düktil demirin soğuma eğrileri a) ötektik
karbürlerin oluşmadığı (sadece γ +grafit), b) ötektik karbürlerin oluştuğu, c) ters çil karbürlerinin
oluştuğu, d) taneler arası yoğun karbürlerin oluştuğu hal[6]
Bu çalışmada faklı karbon eşdeğerliği (CE) ve katılaşma kalınlığına sahip ince kesitli kuma döküm
düktil demirlerin yapı ve mekanik özellikleri tartışılmıştır.
2. Deneysel Çalışma
Çalışmada faklı karbon eşdeğerliğine (A=4,33
karbon eşdeğerliği, B=4,48 karbon eşdeğerliği ve
C=5,09 karbon eşdeğerliği) ve farklı kalınlıklara
(1.5, 2, 3 ve 6mm) sahip plaka numuneler elde
edilmiştir.
d)
me (perlit) kullanılarak curuf oluşumu sağlanmıştır.
İstenen şarj sıcaklığı termokupul kullanılarak ölçülmüştür. %1 FeSiMg ile magnezyum işlemi 1550°C’
da daldırma tekniği ile potada gerçekleştirildikten
sonra ergiyik ön ısıtılmış döküm potasına transfer
edilmiştir. Transfer esnasında aşılama adımı metal
akıntısına %0,8 FeSi75 ilavesiyle gerçekleştirilmiştir.
Döküm potasında, tekrar termokupullar yardımıyla
ergiyik sıcaklığı ölçülmüştür. 1550°C’ de ölçülen
ergiyik, hazırlanan kalıplara dökülmüş ve döküm
işlemi tamamlanmıştır. A, B ve C kodlu dökümlerin
kimyasal kompozisyonu ve karbon eşdeğeri sırasıyla
Tablo 1’de verilmiştir.
Tablo 1. A, B ve C kodlu döküm numunelerinin kimyasal bileşimi
2.1. Kullanılan Malzemeler ve
Üretim
3. Bulgular, Tartışmalar Ve
Sonuçlar
3.1. Faz Yüzdeleri, Grafit Sayısı ve
Grafit Şekli
Farklı karbon eşdeğerliğine sahip A, B ve C kodlu
numunelerin mikroyapı fotoğrafları Şekil 5’te karşılaştırmalı olarak verilmiştir. A, B ve C kodlu döküm
numunelerinin faz yüzdeleri (ferrit, perlit, grafit, sementit), küresellik, ortalama grafit çapı, grafit küre
sayısı, γ (hale) kalınlığı ve rγ/rg oranı Tablo 2-4’de
verilmiştir. Görüldüğü gibi artan numune kalınlığına
bağlı olarak bu değerler değişmektedir. Numune kalınlığı arttıkça ferrit oranı ve ortalama grafit çapının
arttığı, kalınlık azaldıkça küre sayısı ve sementit miktarının arttığı görülmüştür. Javaid ve Davis [7] tarafından ince cidarlı küresel grafitli dökme demirlerin
mekanik özelliklerini etkileyen mikroyapısal faktörlerin değerlendirilmesi ile ilgili yapılan çalışmada
artan kalınlıkla beraber ferrit oranının ve ortalama
Deneyler endüstride yapılmış, girdi ve proses parametrelerinin benzer olmasına çalışılmıştır. Şarj
malzemesi olarak %30 Sfero piki, %30 Çelik Hurda
ve %40 Döngü Malzemesi (Üretim sırasında döküm
için hazırlanan yolluk, çıkıcı ve hatalı döküm malzemelerinin tekrar üretime katılması) kullanılmıştır.
2.2. İnce Kesitli Düktil Demir
Dökümlerin Üretimi ve Uygulanan
Testler
Ergitme işlemleri, yüksek frekanslı 500kg’lık devirmeli indüksiyon ocağında gerçekleştirilmiştir. Ergiyik
alaşım 1600°C’ye ısıtılmış ve curuf yapıcı flux malze-
Şekil 3. Deneysel döküm numunesinin a) şematik gösterimi, b) modeli, c) döküm hali
Ağaç model, 120x40mm boyutlarında altı plakadan
üretilmiş olup Şekil 3’de şematik olarak döküm
ile birlikte verilmiştir. Kum kalıp özelliği bütün dökümlerde aynı tutulmuştur. Uygun boyutlarda çok
sayıda numune kesilmiş, çeşitli test ve incelemeler
yapılmıştır.
grafit çapının arttığı, kalınlığın azalmasıyla küre sayısının ve sementit miktarının arttığı belirtilmiştir.
1,5mm kalınlığındaki numunede mm2’de ortalama
2500, 2mm kalınlığındaki numunede 2200, 3mm
kalınlığındaki numunede ortalama 1300 küre olduğu belirtilmiştir. Mempey ve Xu [8]tarafından
39
Türkcast 2009 Sayı 10
makale article
yapılan çalışmada 3mm kalınlığında küresel grafitli
dökme demirli dökümü sementit oluşumu meydana
gelmeden üretebilmek için mm2’de 1000’den daha
fazla küre olması gerektiği belirtilmiştir. Labrecque
ve Gagne [9] tarafından yapılan çalışmada ise aşılmanın iyi yapılması durumunda mm2’de 500-700
küre olması durumunda bile dökümlerde sementit
oluşumu meydana gelmemektedir. 1,5mm, 2mm ve
3mm kalınlığındaki C nolu döküm numunelerinin
mm2’deki küre sayıları sırasıyla 960, 850 ve 580 küredir. Bu kalınlıklarda dökülen C nolu döküm numunelerinde sementit oluşumu gözlenmemiştir. 1,5mm
ve 2mm kalınlığındaki B nolu döküm numunelerinin
mm2’deki küre sayıları sırasıyla 385, 485’dir. Bu
kalınlıklarda dökülen B nolu döküm numunelerinde
sementit oluşumu gözlenmiştir. Düşük kalınlıkta az
küre olması sementit oluşumuna bağlanabilir. Aynı
şekilde 1,5mm ve 2mm kalınlığındaki A nolu döküm
numunelerin mm2’deki küre sayıları sırasıyla 230,
310’dur. Benzer şekilde numunelerde sementit oluşumu meydana gelmiştir. Fras ve arkadaşlarının [10]
küre sayıları ile ilgili yaptıkları çalışmalar döküm
plaka kalınlığı ile küre sayısı arasında sistematik bir
ilişki vermiştir. 6mm kalınlığındaki plakada mm2’ de
270 küre bulunmuştur. Doğal olarak aynı şarj için
artan plaka kalınlığıyla küre sayısı düşmektedir. Örneğin 22mm kalınlıkta küre sayısı 104’e düşmüştür.
Numuneler kalından inceye doğru tek tek değerlendirildiğinde, ortalama grafit çapında küçülme olduğu
görülmüştür. Kalınlık (veya modül) azaldıkça soğuma daha kısa sürede gerçekleşmekte yani malzeme
Şekil 6. A kodlu döküm numunesinin ferrit, perlit, grafit ve sementit yüzdelerinin şematik olarak gösterimi
Şekil 7. B kodlu döküm numunesinin ferrit, perlit, grafit ve sementit yüzdelerinin şematik olarak gösterimi
daha hızlı katılaşmaktadır. Bu sebeple test edilen
Türkcast 2009 Sayı 10
40
makale article
numunelerde kalınlık azaldıkça ortalama grafit çapında da küçülme gerçekleşmiştir. Bir diğer gözlem
ise; küre sayısı arttıkça küresellik de artmaktadır.
Ayrıca artan kalınlığa bağlı olarak grafit hacim oranı
artmaktadır.
3.2. Sertlik ve Darbe Dayanımı
Sonuçları
A, B ve C numunelerinin sertlik değerleri Tablo 5’de
verilmiştir. Numunelerde yapılan sertlik testi sonuçlarına bakıldığında kalınlık azaldıkça (veya modül)
sertliğin arttığı gözlenmiştir. Kalınlık azaldıkça oluşan perlit daha ince ve sıkı yapılı olmakta ve malzemenin sertliğinin artmasına yol açmaktadır. Ayrıca
oluşan sementit de numunenin sertliğinin artmasına
yol açmaktadır. Diğer bir etki kalınlık azaldıkça oluşan grafit küre sayısının artması ve çaplarının düşmesidir. Buda malzemenin sertliğini arttırmaktadır.
3.3. Genel Değerlendirme
Bu çalışmada, 3 grup dökümde başlıca değişkenler
olarak kimyasal kompozisyon ve parça kalınlığı üzerinde durulmuştur (1.5, 2, 3 ve 6mm). Farklı karbon eşdeğerliğine (4.33, 4.48 ve 5.09) ve kalınlıklara sahip numuneler üzerinde testler yapılmıştır.
Sonuçlar aşağıdaki gibidir;
CE: 4.33 ve 4.48 olan dökümlerin 1,5mm ve 2mm
kalınlıklarında sementit oluşumu gözlenirken,
3mm ve 6mm kalınlıklardaki numunelerde sementit oluşumu gözlenmemiştir. CE: 5,09 olan döküm
numunesinde 1,5mm kalınlıkta bile sementit oluşumu görülmemiştir.
CE: 4.33 ve 4.48 olan dökümlerin 1.5mm ve 2mm
kalınlıklarında sementit oluştuğu ve düşük küre sayılarının elde edildiği görülürken, C kodlu dökümde sementit oluşmadığı ve yüksek küre sayılarının
elde edildiği görülmüştür.
Tablo 6’da 2mm, 3mm ve 6mm kalınlığındaki A ve B
Tablo 5. Döküm halindeki A, B ve C kodlu döküm numunelerinin sertlik değerleri (BSD)
nolu döküm parçalarından hazırlanan numunelere
uygulanan darbe testi sonuçları verilmiştir. Görüldüğü gibi kalınlık azaldıkça darbe enerjisi değerinin
düştüğü gözlenmiştir. Literatürde [11] artan grafit
küre sayısının darbe direncini düşürdüğü belirtilmiştir. 2mm, 3mm ve 6mm kalınlığındaki A ve B
nolu dökümlerden hazırlanan numunelere uygulanan darbe testi neticesinde en düşük küre sayısına
sahip 6mm kalınlığındaki numunenin darbe direnci
en yüksek çıkmıştır. 2mm’lik numunelerde görülen
düşük darbe direncinin diğer nedeni ise yapıda görülen sementit oluşumudur. Bir kısım numuneler
tavlanmış ve sementitlerin yok edilmesi çalışılmıştır.
Doğal olarak ısıl işlem görmüş numunelerin darbe
direnci yükselmiştir.
Kalınlığın artmasıyla birlikte malzemedeki ferrit
oranı, ortalama grafit çapı ve γ-hale kalınlığı artmış,
küre sayısı ve perlit oranı azalmıştır. Numuneler kalından inceye doğru tek tek değerlendirildiğinde,
ortalama grafit çapında küçülme olduğu, grafit hacim oranında da azalma olduğu görülmüştür. Artan
küre sayısı ile birlikte küresellikte artmıştır.
Numunelerde yapılan sertlik testi sonuçlarına bakıldığında kalınlık azaldıkça sertliğin arttığı gözlenmiştir. Bu yapı elemanları ile ilişkilidir (grafit ve
sementit).
CE: 4.33 ve 4.48 olan dökümlerin 2mm, 3mm ve
6mm kalınlığındaki parçalarından hazırlanan dar-
Tablo 6. A, B ve 920ºC’de 1saat ısıl işleme tabi tutulmuş A kodlu döküm numunelerinin darbe enerjisi değerleri
be numunelerine uygulanan darbe testi sonuçlarına
bakıldığında kalınlık azaldıkça darbe enerjisi değerinin düştüğü gözlenmiştir.
Ostenit yarıçapının grafit yarıçapına oranının (rγ/
rg) en yüksek değeri CE: 4.33 olan dökümün 6mm
kalınlığındaki numunesinde gözlenmiştir. rγ/rg
oranı 2,39 olarak hesaplanmıştır. Bu literatürde
verilen kritik değerin üstüdür ve beklendiği halde
dendrit uzantısı oluşmamıştır.
4. KAYNAKLAR
[1] David, J., Massone, J., Boeri, R. and Sikora,
J., “Mechanical Properties of Thin Wall Ductile
Iron-Influence of Carbon Equivalent and Graphite Distribution”, ISIJ International, Vol. 44, No.7,
pp. 1800-1187, 2004
[2] Caldera, M., Massone, J., Boeri, R.E. and Sikora, J.A, “Impact Properties of Thin Wall Ductile
Iron”, ISIJ International, Vol. 44, No.4, pp. 731736, 2004
[3] Yeung, C.E., Zhan, H. and Lee, W.B., “The
Morphology of Solidification of Thin-Section Ductile Iron Catings”, Materials Characterization, pp.
201-208, 1998
[4] Borrajo, J.M., Martinez, R.A., Boeri, R.E. and
Sikora, J.A., “Shape and Count of Free Graphite
Particles in Thin Wall Ductile Iron Castings”, ISIJ
International, Vol. 42, No.2, pp. 257-263, 2002
[5] Lesoult, G., Castro, M. and Lacaze., “Solidification of Spheroidal Graphite Cast Irons- I.Physical
Modelling”, Acta Metallurgica Inc. Vol.46, No.3,
pp.983-995, 1998
[6] ……. “The Sorelmetal Book of Ductile Iron”,
Rio Tinto&Titanium Inc , 2004
[7] Javaid, A. and Davis, K.G., “Evaluation of Microstructural Factors Affecting the
Mechanical Properties of Thin-Wall Ductile Iron
Castings”, Microscopy Society of America, 2002
[8] Mempey, F. and Xu, Z.A., “Mould Filling and
Solidification of a Thin-Wall Ductile Iron Casting”,
AFS Transactions, 1994
[9] Labrecque, C. and Gagne, M., “Optimizing the
Mechanical Properties of Thin-Wall
Ductile Iron Castings”, AFS Transactions, Schaumburg, USA, 2005
[10] Fras, E., Wiencek, K., Gorny, M. and Lopez,
H.F., “Nodule Count in Ductile Iron:
Theoretical Model Based On Weibull Statistics”,
International Journal of Cast Metals
Research, Vol.18, Number 3, 2005
[11] Henych, I., “Trends in Melting and Magnesium Treatment of Ductile Iron Melt”, The Ductile
Iron Society’s 1998 Keith D. Millis World Symposium on Ductile Iron, 1998
41
Türkcast 2009 Sayı 10
araştırma investigation
Neden Dökümü Tercih Etmeliyiz ? (1)
Üretilen parça: Merdiven Basamak Desteği
Önceki
Şimdiki
Üretim Yöntemi
Sac - Kaynak konstrüksiyon (8
Parça)
Döküm
(3 Parça)
Malzeme
St 37
GJMW-360-12W Beyaz Temper Döküm
Ağırlık
3,5 kg
3,5 kg
Kullanılan Malzeme Maliyet Oranı (Ürün/Hammadde)
39 %
100 %
Üretim Maliyetinin Oranı (Temizleme, Boyama vs)
100 %
5%
Mekanik İşleme Maliyetinin Oranı (Kaynak, İşleme vs)
100 %
0%
Satış Fiyatında Maliyeti Oranı (Satış Fiyat/Maliyet)
100 %
50 %
Üretim bilgilerinin karşılaştırılması
Türkcast 2009 Sayı 10
42
makale article
Temiz Çelik Döküm Üretimi
Deneme Dökümlerin Değerlendirmeleri
S.Kuyucak, CANMET-MTL, Ottawa, Ontario, Canada
Copyright 2007 American Foundry Society
Çeviren: Şefkat KOÇ, ÇİMSATAŞ- Mersin
ÖZET
Üst Derece yüzey alanı 12 x 18 in Kama –Blok Dökümü AISI 1020 çeliğinden,
standart “ Boynuz Yolluk” pratiğinde Döküm Havşası düz Seramik düşey yolluğa
bağlandı ve bünyeye Hava aspirasyonu ve Yeniden Oksitlenmeyi en aza indirmek
için yeni düşünceler olan, Küçük bir barajı olan Döküm Havuzu veya baraj ve uzatılmış pota nozulu kullanılmıştır. Çelikler Döküm parçaların yüzey temizliklerine
göre değerlendirildi.
GİRİŞ
Su Modeli deneyleri Hava Aspirasyonunun Hacim olarak % 30 –60’ ı nın tipik
Dipten akıtmalı pota (Stoperli Pota) ile döküm esnasında olduğunu gösterdi.
Bünyeye hava alınması dökülen metalin üst yüzeyinin yüksekliği arttıkça artar
(Potadaki metalin üst yüzeyi) , ayrıca benzer biçimde bilindiği gibi Döküm Parça
yüzey hataları da artar. Bunun sonucu olarak Dipten akıtmalı pota ile önce dökülen parçanın tamiri daha sonra dökülen parçaya göre genel olarak daha işçilik gerektirir ve ağızdan dökmeli pota ile dökülen parçalar genel olarak dipten
akıtmalı potalar ile dökülenlerden daha temizdirler. Aspire edilen havanın kalıp
içinde yarattığı Türbülansın Döküm parça yüzey hatalarının en önemli nedenlerinden olduğu gözlenmiştir.
Su modeli deneyi ile Döküm Havuzu kullanarak hava aspirasyonunu önleyen iki
dikkate değer tasarımı Yolluk sisteminde gözlenmiştir. Birisi Döküm Havuzunun
Düşey yolluğa girişinde küçük baraj uygulaması, ki bu baraj akış sırasında absorbe edilen havanın atmosfere kaçmasına izin vererek düşey yolluğa taşınmasına
engel olur, diğeri Döküm Havuzu içine uzatılarak batırılan pota nozulu uygulamasıdır. Hava aspirasyonu önlemek için yapılan diğer tasarımlar, sanki yeniden
oksitlenme için tasarlanmış gibi davranmıştır. Bu çalışmanın amacı absorbe edilen havanın yolluk sisteminde elimine edilmesinin gerçek döküm parçanın yüzey
kalitesini geliştirebilip geliştiremiyeceğini tayin etmektir.
Deneysel Çalışma
Kıyaslanan Döküm Kama Blokları AISI 1020 çeliğinden Dipten Akıtmalı Pota ile
Döküm Havuzu yada Havşası kullanılarak üretildi(Şekil:1.) İki adet Kama Bloğu
440 Kg lık ergitmelerden döküldü, birinci parça Döküm Havşası ile (StandartYolluk ile ); ve ikinci parça Barajlı Döküm Havuzu kullanılarak batırılmış yada
batırılmamış uzatılmış nozullu pota (Alternatif yolluk ) ile döküldü. İkinci olarak dökülen alternatif yolluklu parçada metal yüksekliğinin düşüklüğü, Döküm
Havuzu nedeniyle Potanın yükseltilmesi iki parçanın
dökümü arasındaki metal yüksekliği farkı azalmıştır. Döküm No./ B Ocak Sıc./
Çanağın tabanı referans alınarak ortalama metal yük- Blok Tanımı Dök.Sıc.(ºC)
F 5071
1646
seklikleri (Şek:1’e bakınız) şöyledir:
A
1620
Standart Yolluk:
45.5” (115.57 Cm)
B
1593
Alternatif Yolluk Uzatılmış yada uzatılmamış nozullu:
F 5083
1637
43.0” (109.22 Cm)
Kalıplar 55 AFS numaralı Silis kumu ile, bağlayıcı
olarak kuma göre % 4.5 oranında (%50 lik) (%5)
dekstrin ile modifiye edilmiş sodyum silikat kullanıldı. Yolluk ve besleyicilerin kesilmesinden sonra Döküm parçalar Kum püskürtülerek temizlendi. Tablo
1,deney şartları ve üst yüzey değerlendirme sonuçlarını, Şekil 2 üst yüzey fotoğraflarını göstermektedir.
Üreticiler Standardizasyonu Birliği (Manufacturers Standartisation Society) Standart Prosedürü MSS SP- 55 yüzey düzgünsüzlükleri ve kirliliklerini tanımlamak
için kullanılmıştır. Şeffaf bir kağıt üzerine birer inç karelik bir ızgara hazırlanarak
üst derece yüzeyine konuldu. Izgaradaki her karenin 2/3 ünden fazlası hatanın
üzerine giriyorsa, kare bir olarak sayıldı; karenin sadece bir kısmı ( 1/3 ten 2/3e)
hatanın üzerinde ise yarım sayıldı. Böylece toplam kare sayısı üst derece yüzeyindeki kirlilik miktarı olarak ifade edildi. Sonuçlar Tablo 1 de görülmektedir.
Birinci durum hariç tüm durumlarda, parçaların Üst derece yüzey kaliteleri alternatif yolluk ile dökülenlerde daha kötü idi. Hataların çoğu kırışıklık formunda idi ve kalıp içinde soğuk döküm belirtileri olan erken katılaşmalar görüldü.
Başarılı döküm parça döküm sıcaklığı en yüksek olanıydı. Döküm havuzu orta
büyüklükte bir kap olarak etkin bir biçimde, telafi edilmesi gereken seviyede ısı
kaybına neden oldu.
Alışılmış tasarımlarda görülen Kırışıklık ve Soğuk Birleşme gibi hataların yanında Döküm Havuzu ile dökümde “Kuş pisliği” Seroksit benzeri hatalar görüldü
(Şekil 3). Derece bozma sırasında buralar yapışmış kumlar ile kaplanmıştı. Kum
bir çakı kenarı ile kaldırıldığında çelik yüzeyinde ince delikler görülebiliyordu
ve yüzey kumunda da aynı görüntü vardı (Şekil 4). Bunlar belirgin olarak yer
değiştirmiş makro-inklüzyonlar dan farklı idi.
Kirlilik
Sayısı
24
5
A
1591
8
B
1577
24
F 5085
1645
A
1603
8
B
1586
24
F 5089
F5083 ve F5085 No’lu dökümlerde batırılmış ifadesi,
dökümün uzatılmış nozulla yapıldığını ifade etmektedir. Bununla birlikte nozul A parçasının dökümü
sırasında boydan boya çatladı ve B parçasının dökümünde ise neredeyse tümü ile
açılmıştı ( Şekil. 6) . Daha sonra bu parçaların üretim yöntemi olarak kullanılan
dört adet çeyrek dairelik silisyum parçanın eksturuzyon yolu ile üretilip sonra
silindirik forma birleştirilmesinin uygun bir yöntem olmadığı anlaşılmıştır. Uzatılmamış nozul ile dökülen parçalar sorunsuz olarak dökülmüştür.
1642
A
1603
9
B
1583
20
Değerlendirmeler
Sadece Pota nozulu.(A)Döküm Havşası ile, (B) Döküm Havuzu ile döküldü
İnce uçta Büyük Üst derece hataları
Hava çıkışlarının bulunduğu yerler hariç temiz.
Pota nozulu uzatılmış. (A) ParçasıDöküm havşası ile (B) Parçası Döküm
havuzu ile döküldü. Dört adet (A) parçası dökülürken Nozulun uzatma
parçası boydan boya çatladı. (B) Parçası dökülürken Besleyiciyi
doldurmaya başlamadan önce döküm bir süre kesildi.
Temiz
Küçük kabalıklar ve kırışıklıklar
Pota nozulu uzatılmış. (A) parçası Döküm Havşası ile, (B) Parçası Döküm
Havuzu ile döküldü. Dört adet A parçası dökülürken nozulun uzatma parçası boydan boya
çatladı, B Parçası dökülürken besleyiciyi doldurmadan önce
Döküm birsüre kesildi.
Hatalar ince uç ve merkezde
Oldukça kaba kırışıklık ve katlanmalar
Sadece Pota nozulu (A) Döküm Havşası,(B) Düküm havuzu ile döküldü
Çoğunlukla temiz, Açık mikro porozite ve küçük kırışıklıklar
Orta kabalık ve kırışıklık
Tablo 1. Deneme Dökümlerin Üst Derece Hatalarının Değerlendirmesi.
43
Türkcast 2009 Sayı 10
makale article
Cp,ref
kalıplama kumunun ısı kapasitesi/refrakter yolluk ısı kapasitesi (J/
kgºC)
t
besleyici dolmaya başlamadan hemen önce kalıbın dolum zamanı.
Erfc(x) = 1- Erf(x), tamamlayıcı hata fonksiyonu.
Akış Simülasyonu
Kama Blok Dökümü için, önerilen ve mevcut döküm sistemi Flow-3D (Flow Science, Inc, Santa Fe, NM nin tescilli markasıdır.) simülasyonu Birminghamdaki
Alabama Üniversitesi tarafından kullanıldı (Şekil 5) Program döküm süresince
yüzeyin maruz kaldığı ışımanın (m²s ) cinsinden hesaplamaya olanak sağlıyordu.
Bu sonuçlar Şekil 5 b de gösterilmiştir. Sonuçlar, Tipik olarak bir döküm havuzunun yolluk sistemine montajının çeliğin daha uzun zaman atmosfer etkisine
maruz kaldığını göstermiştir.
Tablo 2, ilgili kalıp kumu/refrakter yolluk ve çelik özelliklerini vermektedir. Kama
bloğunun dökümü esnasında çeliğin ısı kaybı hesaplandı. Aşağıdaki prosedür
kullanıldı ve sadeleştirme kabulleri yapıldı:
1-Isı kaybı ıslatılan refrakter yüzeylerden temas yolu ile ve serbest yuzeylerden
radyasyon ile dir.
Değerlendirme
Döküm Havuzlu alternatif yolluklu döküm parçalardaki hatalar soğuk metal nedenli hatalardır. Bu nedenle problemi tanımlamak için önce döküm esnasındaki
ısı kayıpları aktarılacaktır. Daha sonra çelik yüzeyinin etkisinde kaldığı, yeniden
oksitlenme değerlendirilmiştir.
2-Dikkate alınan zaman, besleyici dolmaya başlamadan hemen önce, kalıp boşluğunun dolduğu zamandır. Benzer biçimde ısı balansında dikkate alınan metal
kütlesi kalıp boşluğu ve yolluk içindeki, besleyicideki hariç, metaldir(mFe). Bu
böyle seçilmiştir, zira besleyici dolmaya başladığında metal kalıp üst yüzeyine
temas etmiş ve ilgilenilen kalıp boşluğu dolmuş ve muhtemelen katılaşma başlamıştır.
A Kum kalıp ve seramik yolluğun özelliklerinin aynı olduğu varsayıldı. b Kumun
gerçek yoğunluğu 2600kg/m³, c Döküm süresince çeliğin ortalama sıcaklığı.
Malzeme
Yoğunluk
(kg/m³)
Kum Kalıp/Seramik Yolluk
a
Çelik
Isı Kapasitesi
(J/kg m³)
1500b
1100
7000
760
Isıl İletkenlik
(W/mºC)
Isıl Geçirgenlik
(m²/s)
0.394x10¯6
0.65
Başlangıç Sıc.
(ºC)
20
1580c
Tablo 2. Malzeme özellikleri ve şartlara bağlı olarak döküm esnasındaki
Besleyiciyi doldurmaya başlama zamanı
Kalıp boşluğu ve yolluktaki çelik (Besleyici hariç)
Sodyum silikat bağlı kumun nemi
Kumdaki termal penetrasyon derinliği, x(120ºC)
Suyun buharlaşma ısısı
Uzatılmış Nozul
Döküm Havuzu
Nem Etkisi
Potadan Akış
20 sn
170 kg
%5
7 mm
2.259.260 J/kg
Yüzey Alanı (m²)
Temas
Radyasyon
0.027
0.237
0.084
Bileşen
Dök.Havuzlu
Döküm Havuzlu
Döküm Havşalı
-
Döküm Havşası
Döküm Havşalı
SeramikYolluk. Dök. Havşa veHavuzu
Besleyici padi ve Kalıp Boşluğu
Dök. Havşalı ve Havuzlu
0.009
0.036
0.100
0.301
0.010
0.180
Nem Etkisi Dök.Havşalı ve Havuzlu
4-Döküm süresince ortalama bir döküm sıcaklığı kabulü yapılır. Bu sıcaklık esas
alınarak kalıplama kumu / refrakter tuğla sıcaklığının t zamanındaki profili Eşitlik 1 den bulunur (Tref) Bu şekil 7 de gösterilmiştir. Bu durum ayrıca hesapların
yapıldığı bir excell sayfasına bağlanmıştır. Ortamın özgül ısısından ve ıslatılan
alandan temas ile absorbe edilen ısı miktarı (Qcon) hesaplanır.
Sıcaklık Düşüşü (ºC)
Toplam Sıc.
Düşüşü(ºC)
∞
Temas
Radyasyon
Eşitlik 2.
Qcond = Acond∫(Tref-T0)Cp,ref dx
1.7
º
15.0
7.0
2.2
5-Benzer biçimde t zamanında radyasyon ile kaybolan ısı
0.8
t(Qrad) hesaplanır. Çeliğin emissivite (yayınım) faktörü
2.3
0.8
0.8 varsayılmıştır.
6.3
19.1
14.9
Qrad =ζεFeAradσ (θ4Fe – θ4 sur )t
Eşitlik 3
2.8
Döküm Havşalı uygulamaların toplam Sıcaklık kaybı
Döküm Havuzlu uygulamaların toplam Sıcaklık kaybı
30.5
47.0
16.5
21.9
47.0
68.9
Farklı Bileşenlerde iki sistem birlikte düşünüldüğünde Sıcaklık kaybı
Döküm Esnasında Isı Kaybı
Seramik yolluk ve Kalıp kumuna ısı kaybı benzerdir ve kayıp bunların soğuk yüzeylerinin döküm süresi kadar bir zaman sıvı çelik ile temas ettiği kadardır. Ortalama çelik sıcaklığını sabit bir duvar sıcaklığı gibi varsayarsak, refrakter içindeki
sıcaklık profili hata fonksiyonu tipi bir çözümle verilir:
(Tref – To)/(Tw – To) = Erfc (x / 2√at ve
α = k/ρref Cp,ref Eşitlik 1
Burada:
kalıp kumundaki sıcaklık / kalıp duvarına x mesafedeki refrakter yolluk
Tref
sıcaklığı (ºC)
To kalıp kumu/ refrakter yolluk ilk sıcaklığı
Tw kalıp kumu duvar sıcaklığı / sıvı çelik ile temas eden refrakter yolluk sıcaklığı
α
kalıp kumunun isı yayınımı / refrakter tuğlanın ısı yayınımı (m2/ s)
k
Isıl iletkenlik (W/mºC)
görünen yoğunluk (kg/m3 )
ρref
Türkcast 2009 Sayı 10
44
3-Önce kalıp boşluğu ve yolluk sisteminin değişik kısımlarındaki ıslatılan yüzey alanını hesaplanır. Döküm havuzunun yanal yüzeyleri ve kalıp boşluğu için ortalama
ıslatma yüksekliği alınır. Ayrıca pota akışındaki, Döküm
havuzundaki, döküm havşasındaki ve kalıp boşluğundaki
yayınım (Radyasyon ) kayıpları dikkate alınır.
σ
θ
Burada:
ζ
radyasyon için toplam değişim faktörüdür ( 1
olarak kabul edin )
Çeliğin emissivitesi (yayınımı) (0.8)
εFe
Stefan- Boltzman sabiti ( 5.67x 10-8 W/m2K4
mutlak sıcaklık ºK (θ= T+ 273 ) ‘sur’ alt eki çevre anlamındadır..
Kalıplama kumunun neminin buharlaşması Döküm Havuzunda ve kalıp boşluğunda ilave soğumaya neden olabilir. Bu hesapta sıcaklığın 120ºC ye yükseldiği
tabakanın tümündeki nemin buharlaştığı varsayılmıştır.
Eşitlik 4
Qnem = Akum x (120ºC)ρkum gwLw
Burada:
X(120ºC)
kum içine sıcaklığın 120ºC ye kadar ulaştığı ısı yayınım tabakası.
gw
kumun nem miktarı ( ağırlık yüzdesi olarak)
Lw
suyun buharlaşma ısısı ( J/kg )
– Üç mekanizmanın tümü tarafından absorbe edilen ısı bulunduktan sonra kalıp dolumu esnasındaki sıcaklık düşüşü:
ΔT= (Qcond+ Qrad +Qnem) / (mFe . Cp,Fe )
Eşitlik 5
makale article
Tablo 2 kama bloğunun standart ( döküm havşası) ve alternatif (döküm havuzu) dökümünde, hesaplanmış sıcaklık düşüşlerini göstermektedir. Döküm
havuzu metodu için ilave 20ºC aşırı ısı gereklidir.
Döküm havuzu yolluk sisteminde hava taşınmasını engelleyecek etkinlikte
tasarlanmıştır, fakat ilave ısı kaybı su modellemesinde öngörülememiştir. Kıyaslama yapabilmek için döküm havuzlu dökümlerde ilave aşırı ısı olmalıdır.
Eğer döküm yüzey hatalarında süpürülen hava en önemli nedense bu metodla,
istikrarlı, iyi yüzey kalitesi sağlanır. Belirtilmelidir ki verimden de görüldüğü
gibi (Şekil 1. %44 ) kullanılan döküm havuzuna göre parça büyüklüğü küçüktür. Daha büyük parçalar benzer büyüklükte döküm havuzu kullanır ve sıcaklık
kaykaybı daha az önemli olur.
Stoper Mili
440kg çelik
Şekil 3. f 5089 a yakından bakış.”kalıp deformasyonuna “benzeyen bir
yüzey hatası. Bu hatalar genel olarak “seroksit” olarak adlandırılır.
H:13.4”
Pota Nozulu
Döküm Havuzu
Nozul Uzatması
Açık besleyici
gömleği H:12”
CO2 Kum
Hava tahliyesi
ؼ” 3 Adet
Düz Düşey
Bes. Göm.
PadiØ9”
Yolluk
Kama Blogu 3-5” x 12”x18”
Y.Yolluk
1½ - 1¼ x 1¼ - 1½
MemeİçØ2:
”, L:1½”
Boyun Bölgesi
1½”x2”Dirsek
İç çap:1 ½” seramik yolluk
Döküm Havuzu
Besleyici Gömleği : 9”
1”Baraj
Darbe Ped’iø 8.1”
Kama Blok
Kırma Boyun alanı
Şekil 1: Kama Bloğudökümü. Döküm havuzuna uzatlarak batırılmış nozul,
yandan ve üstten görünüş. Döküm havuzu dahil Döküm ağırlığı:125 kg,
Parça ağırlığı: 99 kg.
Şekil 2.F 5071, F5083,F 5085 Nolu dökümlerden Kama bloklar . F 5071 A
nın (ön tarafında) ve B de daha belirgin görülen Üç nokta hava tahliye
delikleridir. F 5089 daki işaretli alan Şekil 3. te büyütülmüştür.
Şekil 4: F6019 nolu dökümden Kama Bloğu ,”seroksit”hatasının daha çok
nerelerde olduğunu göstermektedir .(Sonuçlar içerisinde belirtilmemiştir.).
a)- Üst derece yüzeyinin genel görünüşü. b)- ve c)- büyütülmüş görüntüler. d)-yapışmış kum bir bıçağın ucu ile yüzeyden kaldırıldı(parçaya
oturtulunca gaz deliklerine uymaktadır. e)- yüzeye yapışmış diğer kum
yanmış tabakanın başlangıcını göstermektedir ve kumun içine 2 –6 mm
kadar girmiştir.
Şekil 5: a) Flow 3D nin Kama Bloğun Döküm havuzu, dökülen metal içine
daldırılmış, uzatılmış nozul ile dökümü ( Sıcaklık skalası ºK ) . b) Belirtilen yüzey alanları Kama Bloklarının dökümlerinin farklı zaman aralıklarını ifade etmektedir.
45
Türkcast 2009 Sayı 10
makale article
eder. Eşitlik.6:
ρAir = ρAir,20ºC (293/T)
DO2/Air = DO2/Air,20ºC (T/293)1.75
( Referans 6 dan)
mO = (MWO2ρAir,20ºC DO2/Air,20ºC/MwAirδO2/Air) (CO2,0 – CO2,∞)/100 (T/293)0.75
Eşitlik 7
Oksijen Almak
Δt zaman değişimi içinde oksijen alımı:
ΔMO = mOAFeΔt
Ve döküm esnasında alınan toplam oksijen:
Şekil 7: Islatılan refrakterdeki (Kalıplama
Şekil 6: Döküm esnasında çat- kumu ve seramik yulluk) sıcaklık dağılımı.
layarak açılan Nozul uzatması Tablo 2 deki özellik ve durumlara göredir
Döküm esnasında çelikteki sıcaklık düşüşü en çok döküm zamanından etkilenir.
Bu daha geniş bir yolluk ile azaltılabilir. Genel kural olarak yolluk sistemi tasarımında, döküm zamanı dökülen metalin ağırlığının karekökü ile orantılıdır. Eğer
döküm zamanı saniye ve döküm ağırlığı lb (lb=0.452 kg) ise önerilen oransal
katsayı bir dir. Bu ilişki belirli bir tip yolluk sistemi için sabit bir sıcaklık düşüşü
sağlar ve seçilen oran sabiti ve verimdedir.
Döküm Esnasında Yeniden Oksitlenme
Açıkta kalan çelik yüzey alanının hesabı eğer yeniden oksitlenmenin seviyesi biliniyorsa anlamlıdır. Alüminyum ile deokside edilmiş çeliklerin oksijene ilgileri
yüksektir. Açıkta kalan yüzeyin oksije ile buluşabilme seviyesi tipik olarak oksitlenme için de belirleyici adımdır. Takibeden paragraflarda verilen iki yaklaşım
yeniden oksitlenmeyi döküm süresi boyunca açıkta kalan çelik yüzeyine bağlı
olarak hesaplamaktadır.
Ara Yüzey Boyunca Yeniden Oksitlenme
Hemen hemen durgun durumda deokside edilmiş (killed) çelikte yeniden oksitlenme Japon Sasai ve Mizukami tarafından ortaya konuldu:
m0 = - DO2/Air (CO2,0 – CO2,∞) /δO2/Air ; CO2, 0 = 0, CO2,∞ = ( MWO2ρAir / MWAir )fO2,∞
Eşitlik:6
tpour
MO = ∫mO AFe dt
mO için hesaplarsak:
tpour
MO = ( DO2/Air,20ºC MWO2ρAir,20ºCfO2,∞ / MWAir) /(T/293)0.75 ∫ (AFe/δO2/Air) dt
O
tpour
ppmO =(DO2/Air,20ºC MWO2 ρAir, 20ºC/MFe MWAir)(0.20)(106)(T/293)0.75∫(AFe /δO2/Air) dt
Eşitlik8
Burada:
MO çelik tarafından absorbe edilen oksijen (kg)
AFe döküm esnasında verilen bir zamanda çeliğin yüzey alanı (m2)
tpour besleyicinin dolmaya başlama zamanı (s)
MFe besleyici hariçdökülen çelik (kg)
Çelik yüzeyin hemen yanındaki hava sıcaklığı sıvı çeliğin sıcaklığı ile aynı alınabilir (1580ºC) Fakat çelik yüzeyinden uzaklaştıkça oldukça soğuyacaktır, hava
yayınımı (radyasyon) engelleyemez ancak konveksiyon sürekli olarak çevreden
soğuk hava taşımaya devam eder. Sonuç olarak sınır katmanında (tabakasında)
ortalama sıcaklık 1000ºC olarak alınabilir.
Sınır katmanında oksijenin kalınlığı hava ve çeliğin nisbi hareketine bağlıdır.
Eğer ortalama sınır katmanı kalınlığı tahmin edilebilirse integrali alınabilir. Flow
3-Dsimülasyonu programı temel
tpour
olarak integrali ∫AFe dt dir. Döküm operasyonunun en türbülanslı kısmı potadan
akıştır ve O atmosfere açıktır. Burada O2 için çok küçük bir sınır katmanı (0.01
m) uygulanabilir. Fakat her nasılsa çelik sınırlı bir atmosfer içinden akar, yüzey
hızı daha düşüktür ve yeni hava geçişi sınırlıdır. Toplam olarak 0.02m sınır katmanı kalınlığı muhtemelen döküm için daha uygun temsili bir kalınlıktır. Tablo
3 yukarıda tartışılan farklı durumlar ve farklı döküm sistemleri için çıkarılmış
yeniden oksitlenmeleri vermektedir.
sıvı çeliğin birim alandan oksijen alışı (kg/m2 s)
m0
oksijenin havadaki difüzyonu ( m2/s)
DO2/Air
δO2/Air
çelik yüzeyi (m) bitişiğindeki oksijen sınır katmanının kalınlığı.
çelik yüzeyinin bitişiğinde oksijen konsantrasyonu ve havadaki
CO2,0, CO2,∞
toplam oksijen konsantrasyonu (kg/m3)
Durum
MWO2, MWAir oksijenin ve havanın moleküler ağırlığı sırası
ile (32 kg/kmol) ve (28.8 kg/kmol)
Barajlı Döküm Havuzu
havanın yoğunluğu (kg / m3)
ρAir
Barajlı Döküm Havuzu
oksijenin hava içindeki hacim yada molefO2
Barajlı Döküm Havuzu
küler oranı
Barajlı Dök.Havuza Daldırılmış Nozul
Hava Sıc.
Döküm Havşalı Standart Döküm
Deokside edilmiş çelikte alüminyumun aktivitesi, çelik
yüzeyinin yanındaki havanın içindeki oksijeni hemen alır
(CO2,0 =0) ve sınır katmanına oksijen sağlar ve hız sınırlayıcı olarak davranır.
O
(OC)
AFetpoura (m2s)
ΔO2/Air (m) Yeniden oksitlenme(ppm O)
MFeb (kg)
1580
2.70
170
0.01
1000
2.70
170
0.01
29.9
22.6
1000
2.70
170
0.02
11.3
1000
2.15
170
0.02
9.0
1000
1.65
170
0.02
6.9
Tablo 3. Laboratuvar Dökümleri için hesaplanmış Yeniden oksitlenmeler. Sasai ve Mizukami modellerine göre alınan Oksijen.
Oksijen için sınır katmanı kalınlığı hava ve çeliğin nisbi hareketine bağlıdır. Durgun havada 80mm den, aşırı hareketli şartlarda 10 mm ye
kadar değişir.
Durum
a
Flow 3_D simülasyon programına göre besleyici dolmaya başlamadan önceye
kadar döküm sırasında açık kalan toplam yüzey alanı (tpour= 20 s) .
b
Besleyici dolmaya başlamadan önceki çelik kütlesi.
Hava Sıc.
(OC)
‾ AFe (m2)
MFe (kg)
tpour
(sn)
tr (sn)
Yeniden Oksit
lenme (ppm)
Sıcaklık Etkileri
Sadece difüzyon
1000
0.135
170
20
20
3.8
Sıcaklık yükseldikçe havanın yogunluğu azalır ve oksijenin difüzyonu artar. Bunların etkileri biribirlerini yok
Güçlü bir konveksiyon ile difüzyon
1000
0.135
170
20
1
16.8
Türkcast 2009 Sayı 10
46
Difüzyona göre O – alımı/ Barajlı Döküm Havuzu için konveksiyon modeli (Eşitlik 11.)
makale article
Sadece Difüzyon Yada Konveksiyon İle Yeniden
Oksitlenmenin Tayini
Yeniden oksitlenmeye alternatif bir yaklaşım şöyle verilmektedir. Konveksiyon
olmadığında çelik yuzeyine oksijen sadece difüzyon ile gelir. Verilen bir t
zamanında hava içindeki oksijen profili söyle ifade edilmektedir.
CO2,X = CO2,∞ Erf ( x / √4DO2/Art )
Eşitlik 9
Oksijen Konsantrasyonu %
Çelik tarafından alınan oksijen (kg/m2) çeliğin yüzeyinden itibaren havanın içinden kaybolan oksijenin integrali alınarak bulunabilir. Bu sonucun ortalama açık
alan ile çarpımı absorbe edilen toplam oksijen i verecektir. Son olarak bu değerin, dökülen çeliğin kütlesine bölümü çelik tarafından alınan oksijenin oranını
verecektir.
∞
(ppm O) = (‾AFe MWO2ρAirfO2,∞/MFe MWAir )(106)∫ Erfc ( x/ √4DO2/Airtpour) dt
Eşitlik10
O
Ortalama serbest alan ‾AFe oksijenin etkisine açık olduğu düşünülen toplam
alanın döküm zamanına bölümü ile bulunur.
Konveksiyonun etkisi bu havanın sık sık yeni hava ile değiştirilmesidir. Değistirmenin her tr zamanına ulaşıldığında olduğunu varsayalım. Benzer biçimde tpour
un tr ye bağlı olarak değişsin, tpour/tr sonucu döküm süresince değişim sayısı
ile çarpılır.
∞
(ppmO )= ( AFe (tpour/tr) ) /MFe(32x0.20ρAir/28.8) (106) ∫Erfc(x/√4DO2/
Air tr ) dx Eşitlik 11.
O
Hava değişimi hiç olmadığı zaman (tr = tpour ), Eşitlik 11. , Eşitlik 10. a, saf
difüzyon durumuna sadeleşir. tr yi daha çok küçülterek oksijen alımı belirsiz
olarak artırılabilir.Güçlü konveksiyonlu ortamlarda hava değişimi her saniyede
olur. Tablo 3 yeniden oksitlenme değerlerini bu durum ve sadece difüzyon durumu için vermektedir. Şekil 8. her iki durum için çelik yüzeyinin hemen yanındaki
oksijen konsantrasyonu profilini göstermektedir.
Yeniden Oksitlenme için Son Sözler.
Çelik dökümler tipik olarak iç inkülüzyonlar biçiminde 60 – 120 ppm oksijen
içerirler. Bu nedenle Döküm süresince çeliğin atmosfere açık yüzeyinin yeniden
oksitlenmeye etkisi çok önemli değildir. Muhtemel en kötü durum ( Korumasız
Döküm Havuzu güçlü konveksiyonlu ortam ve döküm sırasında en küçük difüzyon sınır katmanıdır.) . Deneysel kama bloğu dökümünde yeniden oksitlenme
30ppm dir. Fakat çoğunlukla değer 10 – 15ppm dir. Bu toplam oksijen miktarında ve yeniden oksitlenme nedeniyle yüzey kirliliklerinde küçük bir artışa karşılık
gelmektedir. Örneğin 10 –15 ppm O, çelik döküm içinde hacim olarak 50 – 75
ppm yada 1.0-1.5Cm3 oksit hatası demektir. Bu oksit çelik içine ve muhtemelen
büyük bir ihtimal ile döküm yüzeyine (ıslatmayan davranış) özellikle üst derece
yüzeyine (yüzme)rast gele dağılır, fakat pekçok çelik döküm üzerinde yeniden
çalışmak için yeterli bir açıklama değildir.
Sonuç
Yeni Döküm Havuzu hapsedilmiş havanın yolluk sistemine girmesini engellemiştir. Bununla birlikte Kama Blokların dökümünde soğumaya neden olması nedeniyle iyi bir kıyaslama yapabilmek için daha yüksek aşırı ısı ile dökmek gereklidir.
Büyük endüstriyel döküm parçalar için daha küçük bir problem olabilir.
Döküm Havuzu kullanmak döküm süresi boyunca atmosferin etkisine açık yüzey
alanını artırır, bununla birlikte bizim analizimiz bunun önemli bir miktar oluşturmadığını göstermiştir.
Eğer daha önce belirtildiği gibi yüzey hatalarının en büyük nedeni kalıp içindeki
türbülans yüzünden hapsedilen hava ise, yeni döküm havuzu önemli bir gelişme
sağlamalıdır. Çalışmanın gelecek adımı olarak sponsor ve işbirliği yapacak endütriyel kuruluş lar ile büyük endüstriyel parçaların batırılmış nozul ile dökülmesi
planlanmaktadır.
Teşekkürler
Yazar US DoE ve Canadian Department of Natural Resources ‘ e finansal desteği
için endüstriyel sponsorlar (Harrison Steel, Canada Alloy Castings, Maynard Steel, M E Global, Svyer Steel, Industrial Ceramic Products) a nazik katkıları için,
AFS Steel Division’ a projenin yürütülmesi ve girdilerin sağlanması, Birminghamdaki Alabama Üniversitesi nden Prof. J Griffin ve Dr Scarber’e Flow 3-D simülasyonu için teşekkür eder.
REFERANSLAR
Çelik yüzeyinden uzaklık (mm)
Şekil 8. Kama Bloğu numunesinin dökümü esnasında çeliğin açık yüzeyinin hemen yanındaki oksijen konsantrasyonu profili. (1) Oksijen sadece
difüzyonile geliyor. (2)Konveksiyon/difüzyon durumu hava değişimi 1 sn
de bir defa.
Kaybettiklerimiz...
Umde Firmasından Sn. Sururi Mehmet GÜNALTAY (19.12.2008)
Mümtaz AKMAN’ın eşi, Mengüç AKMAN’ın annesi Sn. Ayten AKMAN (18.01.2009)
Demisaş A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Sn. Sami SUCU (02.03.2009)
47
Türkcast 2009 Sayı 10
Tüdöksad Yayınları
Bu kitap XV. Yüzyıldan
başlayarak Osmanlıların top
döküm faaliyetlerini gerçekleştirdiği Tophane – i Amire
binasının ve XIX. Yüzyılın
ortalarına kadar Osmanlı top
döküm faaliyetlerinin, arşiv
belgelerinin ışığı altında
araştırılmasına ve incelenmesine dayanıyor.
Fiyatı: 10TL
TURKCAST DERGİSİ ABONE FORMU
Firma:
İsim:
Adres:
…………………………………………………………………………………
…………………………………………………………………………………
…………………………………………………………………………………
…………………………………………………………………………………
Telefon: …..… ……………………….
/ Fax: ..…… ……….……………...
E-mail: ………………………………..
/ Web: ……………………………….
TURKCAST DERGİSİ REKLAM VERMEYİ DÜŞÜNÜYORUM
Firma:
…………………………………………………………………………………
İsim:
…………………………………………………………………………………
Adres:
…………………………………………………………………………………
…………………………………………………………………………………
Telefon: …..… ……………………….
/ Fax: ..…… ……….……………...
E-mail: ………………………………..
/ Web: ……………………………….
Türkcast 2009 Sayı 10
48
makale article
Alüminyum Döküm Teknolojileri Tanıtımı
2. Alçak Basınçlı Döküm (LPDC)
Türkcast dergisinin 6.sayısında alüminyum döküm teknolojilerini,
7.sayısında alüminyum döküm malzemeleri ve 9.sayısında yüksek basınç
döküm teknolojisini tanıtmıştım. Bu sayıda ise alçak basınç döküm teknolojisini tanıtmaya çalışacağım.
Can Demir
Kalite Sistem ve Arge Müd.
Componenta Dökümcülük A.Ş.
Alüminyum Tesisleri_Manisa
Makinalar ve Donanım:
Dışarıdan izole edilerek sızdırmazlık sağlanmış kapalı bir potanın üstüne kalıp yerleştirilmiştir. Kalıp
ile pota, seramik/demir bir tüp vasıtasıyla irtibatlandırılmıştır. (Resim.1) Kalıpları çelik veya demir
malzemeden imal edilir. Kalıp yüzeyi, özel bir boya
(döküm literatüründe poteyaj olarak da adlandırılmaktadır) ve proses ile boyanır.
Proses
Kalıp 350-400 oC’ye ısıtılır. Pota içindeki sıvı metal
dökülecek parçaya bağlı olarak 670-740 oC’ye ısıtılır. Kalıp açılarak (Üsst kalıp yukarıya doğru, maçalar ise yana doğru hareket ederek), eğer var ise kum
maça yerleştirilir ve gerekiyorsa kalıp yüzeyi boyanır.
Kalıp işlemleri tamamlandıktan sonra, kalıp kapanır.
Pota içindeki sıvı metal yüzeyine düşük bir basınç
(<1 atm) uygulanarak, sıvı metalin tüp içinden kalıp
içine dolması sağlanır. Metal katılaştıktan sonra, kalıp açılır ve döküm parça dışarıya alınır.
Avantajları / Dezavantajları
•Özellikle bir dönüş eksenine göre simetrik parçaların üretimine uygundur. (Jant,vb.)
•Yüksek basınçlı döküm prosesine (HPDC) göre,
daha kalın ve daha ağır parçaların dökümüne uygundur.
•Yüksek basınçlı döküm prosesine (HPDC) göre,
toplam çevrim süresi daha uzundur. (Yaklaşık 5 dakika)
•Yüksek basınçlı döküm prosesine (HPDC) göre,
Resim 1. Alçak Basınçlı Döküm Makinası
katılaşma daha yavaş olduğu için kalın kesitleri besleme imkanı nedeniyle çekinti porozitesi yönünden
daha uygundur.
•Yavaş katılaşma nedeniyle parça kesitlerinde daha
az gazın tahliyesine uygundur. Bu nedenle parçalara
ısıl işlem uygulanabilinir.
•Yüksek basınçlı döküm prosesine (HPDC) göre,
mukavemet daha düşük fakat süneklik yüksektir. Bu
nedenle mukavemet gerektiren parçalara ısıl işlem
uygulamak gerekmektedir.
•Yavaş katılaşma nedeniyle, mukavemet ve sızdırmazlık gerektiren parçaların üretimi için, sıvı metale
döküm öncesi modifikasyon ve tane inceltme işlemleri yapılması gerekir
49
Türkcast 2009 Sayı 10
röportaj interview
Duayenlerimizden – Yavuz ZEYTİNOĞLU
Bildiğiniz gibi dergimizde sektörümüzün duayenleriyle bu söyleşiler oluyor. Sayın Yavuz Zeytinoğlu ile Eskişehir’de
söyleşiler yapıp yayınlamaya çalışıyoruz. Üyelerimiz yaptığımız söyleşiyi üyelerimiz ile paylaşıyoruz.
arasında da en çok merak edilen ve ilk okunan bölümler de
Kubilay DAL: Sn. Yavuz Zeytinoğlu Grubunuzun birçok şirketi var. Biz Entil ve Döküm tarafıyla ilgili
sizinle konuşmak istiyoruz. Öncelikle bütün söyleşilerde olduğu gibi mesleğe başlayana kadar ki eğitim
ve ailenizle ilgili bilgiler ile başlamak isteriz.
Yavuz ZEYTİNOĞLU: Benim doğum tarihim 1936
Tavşanlı. Ailemizde köken olarak Tavşanlı’lıdır. Dedelerimiz de Tavşanlı’dan Eskişehir’e geçmişlerdir.
İlkokulu burada okuduktan sonra İstanbul’da Galatasaray Lisesini bitirdim. Galatasaray’ı bitirdikten
sonra İTÜ’ye gittim. Mezun olup Eskişehir’e geldikten sonra da Entil’i kurduk.
K.D: Üniversitede okurken mi dökümhane kurma
fikri kafanızda oluşmuştu?
Y.Z: Evet. İTÜ’de okurken dökümhane kurmak ve
döküm yapmak aklımda vardı. Almanya’da staja
gittiğimde de çok büyük bir dökümhanede staj yapmıştım. Dökümü orada gördüm ve tanıdım. İçime
dökümün ateşi düştü ve İTÜ’deyken de dökümcü
olmayı kafama koymuştum. Okulu bitirince bir dökümhane kurmak istiyordum. O yıllarda Türkiye’de
çok da dökümhane yoktu. İstanbul’da; Türk Demir
Türkcast 2009 Sayı 10
50
Döküm, Dökümay, Ankara’da Mümin Bey’in dökümhanesi vardı. Turan Güneş ağabeyimizin bir dökümhanesi vardı. Elektro Metal Çelik Dökümhanesi, İzzet
Baysal’ın dökümhanesi vardı. Ancak sanayi kuruluşu
yapısında çok dökümhane yoktu, işletmeler daha
ziyade zanaatkarlık düzeyindeydiler. Hepsinin ismini
sayacak kadar az dökümhane vardı. Hepsinin de ne
olduğunu, ne iş yaptığını, üretim düzeylerini bilirdik.
Zaten o yıllarda Türkiye’de maalesef ciddi bir sanayi
de yoktu.
K.D.: Bu işleri yapmak döküm yapmak güzel de, dökümleri kime satacaktınız? Yani kafanızda makine
üretmek mi, yoksa sadece döküm yapmak üzere mi
yola çıkmıştınız? O günlerde Türkiye’de döküm talebi olan bir makine veya montaj sanayinin olmadığını
biliyoruz. Sizin o günlerde ki öngörüleriniz nasıldı,
hedefiniz neydi?
Y.Z.: Bizim yola çıkarken en önemli farkımız burada
ortaya çıkıyor. Bizlerin Teknik üniversiteden mezun
olduğumuz zaman üstlendiğimiz misyon ile 1980
sonrası gençliğinin üniversitelerden mezun oldukları
zaman hissettikleri hiç birbirine benzer şeyler değil-
dir. Biz memleketi kalkındırmayı kendimize misyon
alıp öyle mezun olduk. Sadece ben değil, o dönemki
bütün arkadaşlarımız Türkiye’yi nasıl kalkındırırız
düşüncesine sahiptiler. Ben makine mühendisiyim.
Makine mühendisliğini seçtiğim zaman da her taraftan eleştiri almıştım. Çünkü o zaman Türkiye’de makine mühendisliğine iş yoktu. O zamanlar, mühendis
dediğinizde sadece İnşaat mühendisleri için çalışma
sahası vardı. Biz de bu makine eğitiminde sonra bir
şeyler yapalım, neler yapalım diye düşünürken; öncelikle iyi bir döküm yapmayı amaç edindik. Çünkü
döküm olmadan onun üzerinde yürümek mümkün
değil. O düşünceyle 64 yılında dökümhaneyi kurduk. Biz dökümhaneyi kurduktan sonra yavaş yavaş
montaj sanayinin ihtiyaçları ortaya çıkmaya başladı.
İlk yıllarımızda kampana döküyorduk, kampanalar
Otosan’ın ürettiği Anadol otomobillerine, Chrysler’in
ürettiği Dodge kamyonlarına monte edilmeye başlayınca biz de bunlara kampanadan başlayarak parçalar döküyorduk. Ama biz dökümhaneyi kurarken bu
işler henüz ortada yoktu. O günlerde önümüzde olan
pik su boruları, rögar kapakları gibi işlerdi.
röportaj interview
K.D.: Entil’in ilk kuruluş yıllarınızda yalnız mıydınız,
yoksa sizinle beraber yanınızda aileden veya çevrenizden kimseler var mıydı ?
Y.Z.: Benim babam çok ilginç bir adamdı. 1957 yılında Eskişehir çimento fabrikasının kuruluşuna öncülük etmişti. Çok ortaklı bir şirketti. Babam da ticaretten edindiği bilgiyi sanayiye yatırma konusunda
çok eğilimi olan biriydi. Hiçbir zaman han, hamam,
apartman alalım da oradan gelirimiz olsun diye düşünmezdi. Hep üretim sanayilerine meraklıydı. Dolayısıyla bizim de bu dökümhane kurma hevesimiz
babam tarafından hiç de yadırganmadı. Ağabeyim de
elektrik mühendisiydi. O da beton direk fabrikasını
kurmak arzusundaydı. Ağabeyim direk fabrikasını
kurarken, 1964 yılında ben de dökümhaneyi kurdum. O zamanlarda ailede ve çevrede ne dökümcü
ne de direkçi vardı. Babam o zamanlarda sanayicilik
heyecanıyla bütün birikimlerini riske ederek bize
gerekli sermaye desteğini sağlayarak işlerimizin kuruluşuna destek oldu. Tabi fabrika demek ilk günlerde mümkün değildi, ilk işe başladığımızda 4 işçimiz
vardı.
K.D.: O günlerin zorluklarını daha önceki söyleşilerimizde de oldukça yakından öğrendim. Elektrik
yok, makine, ekipman bulmak çok zor. Yetişmiş işçi
yok, kum ve hammadde yok. O günlerde siz nelerle
karşılaşmıştınız?
Y.Z.: Ben kupol ocağını çok seviyordum, hala da severim. Ölçülerini ve yapısını kendim dizayn ettim. Kitaplardan, kataloglardan araştırdım. Eskişehir’de de
1-2 tane var ama onlar da eskilerden, babadan kalma ocaklardı. Hatta ilk ocağımı yaparken kullandığım fanı, buradaki arkadaşlar gelip gördüler ve çok
büyük buldular. Bunu ne yapacaksın hiç gerek yok
diyorlardı. Tabi o günlerde çok büyük heyecanımız
vardı. İlk yaptığımız ocak çalışacak mı çalışmayacak
mı, tamamen teorik bilgilerle buna kalkıştığımız için
ne olacağını merak ediyorduk. Bu teorik bilgilerle
hareket ederek kurduğumuz ocağı yakacağımız gecenin öncesinde, sabaha kadar heyecan içinde uyumadığımı çok iyi hatırlıyorum. O zamanlar tabiî kuma
döküyorduk, içinde kil ve silis olan tamamen doğal
kum du, yani neredeyse toprak, biraz da yanık kum
karıştırıyorduk. Yere kalıplama yaparak derecenin
yarısı yere gelecek şekilde çalışıyorduk. Neredeyse
dünyanın en ilkel şekilleriyle bu işlere başladık.
O zamanlarda o koşullarda Ford fabrikasının istediği kimyasal analizleri tutturarak kampana yapıp
veriyorduk. Aynı zamanda Otosan fabrikası için Türk
Demir Döküm de kendi fabrikaları gibiydi ve bize
göre çok moderndi. Laboratuarları vardı. Onlar da
kampana yapmaya çalışıyorlardı ama Türk Demir
Döküm kampana yapımında hiç muvaffak olamıyordu. Demir dökümün bir İngiliz müdürü vardı, kalktı
bir gün Eskişehir’e gelip bizim fabrikayı dolaştı. Biz
o zamanlar çok parasızlık çekiyorduk (gerçi hala da
çekiyoruz). Dereceleri eski gemi sacından gemi hurdalarından kesilerek kaynakla yapılmış böyle gayri
muntazam şekillerde ve de derecenin yarısı yere kalıplanıyor köşelerde ahşap alman kazıklarıyla mer-
kezleniyordu. Uzaktan baktığınızda son derece ilkel
bir çalışma şeklimiz vardı. İngiliz bütün buraları
dolaştı. Yaptığımız şeyleri kendilerinin yapamadıklarını da biliyordu. Döndüğünde Demir Döküm’deki
arkadaşlarımdan aldığım bilgiye göre demiş ki; “Ya
o adamlar Eskişehir’de ahır bozması yerde döküm
yapıyorlar, siz burada bu kadar imkan içinde bunu
yapamıyorsunuz!.” Tabi ki bunun da sebebi var, onlar radyatör döküyorlardı ve yüksek fosforlu pik kullanmaları gerekiyordu, kampana dökmek için ise
fosfor olmaması gereken elementtir ve zehir gibidir.
Ne kadar ayırırsan ayır ikisi aynı yerde birbirine karışır. O zamanlar onların düşünemedikleri belki de
fark edemedikleri bu ayrıntıydı. Bizim fabrikada da
o zaman laboratuar yok, tek şeker fabrikasında vardı, oraya da her gün analize gidemiyorduk. 15 gün
içinde gidebiliyorduk, paramız ancak ona yetiyordu. 15 günlük analizler sonucuna göre idare edebiliyorduk. Arada kamalar döküp kırarak içindeki
sertleşmiş beyaz kısmın büyüklüğüne göre ferro
kromu, silisi ayarlayarak bu pratikle üretim yapmaya çalışıyorduk. Bugün ise arkadaşlar daha maden
potada iken analiz yapıyorlar. Analiz neticesine göre
potayı aşılıyorlar. Ondan sonra döküyorlar. Ama tabi
ki o günkü üretimin kalitesiyle bugünkünün kalitesi
tartışılmaz ama bizim yaptığımız kampanalarla da
otomobiller yürüyordu ve hiçbiri yolda kalmıyordu.
45 yıllık döküm sanayiciliğim var. Bu dönemde ben
çok tecrübe edindim ve çok da etütler okudum. Şimdi döküm sektörü olarak hangi firmaya olursa olsun,
hangi sanayiye olursa olsun eğer ana sanayiye parça
yapıyorsanız muhakkak ki ezilmek durumundasınız.
Çünkü otomobil fabrikası satın almacısı elinden gelen en ucuz parçayı almakla kendisini yükümlü kabul ediyor. Buzdolabı yaparken de böyle, otomobil
yaparken de böyle, hiçbirisinde bir şey fark etmiyor.
Ama onlar büyük sermayelerle yola koyulmuşlardı,
biz ise çok küçük sermayelerle başladık. Biz de hayal
ediyorduk büyük ve hızlı hatlar kuralım, kampanaları dökelim öbür taraftan işlemesi, otomatik işleme
tezgahlarıyla olsun, tabii bir kere bu parayı bulamıyorduk, bu parayı bulsak bu işe yatırsak mutlaka
fizibıl olmayan bir iş çıkacaktı. Çünkü Türkiye’de o
zamanlar iş hacmi çok küçüktü. Koç gurubu bir yandan bizlerle iş yapıyor bu arada da büyük yatırımlarla
da bizim işlerimizi yapacak dökümhane kuruyordu.
Şimdi biz tam bir konuda gelişmişken Döktaş benim
işim yok dediğinde benden işi alıp ona veriyorsunuz.
Veya Döktaş’ın uyguladığı fiyatlar ile döküm piyasasını kontrol altında tutuyordu. Biz dökümcüleri ezen
o oldu. Yoksa piyasada Döktaş olmamış olsaydı biz
gene rekabetçi olacaktık. Ama eşit koşullar altında
olacaktık. Yoksa, bir tanesi zaten sizin oğlunuz olduğundan tabi her zaman yenecektir. Bu sıkıntılar kriz
zamanlarında çok daha fazla sektörleri etkiliyor. Birçok fabrikamız böyle kriz zamanlarında işçi çıkartıyor. Ama çalışanı çıkarmak hiçbir sorunu çözmüyor.
Adam çıkararak ta ayakta duramıyorsunuz, çünkü
tek sabit gideriniz o değil. Elemanı çıkartarak sadece
işinize girerken, çıkarken maaşını veremediğiniz insanlarla karşılaşmıyorsunuz.
Biz dökümcüler için ana sanayinin konumu eskiden
çok daha büyüktü, çünkü dışarıya açılmamıştık.
60’lı yıllarda kendimizi tamamen içerdeki fabrikalara göre ayarladık, başka da çaremiz yoktu. Adam
telefon ederdi bu ayki siparişi almıyoruz derdi, biz
de bir şey yapamazdık, yapacak bir şey de yoktu.
2 ay sonra yine arayıp, tekrar çalışıyoruz 50-100
tane kampana gönder diyebiliyordu. Ne zaman ki
Türk Döküm Sanayi yurt dışına açılmaya başladı
yani üretimin bir kısmını yurt dışına göndermeye
başladı, o zaman Türkiye krizlere karşı daha dayanıklı durmayı başaracak hale geldi. Ama bu sene
yaşanan kriz çok farklı. Bu sene ki kriz dünyada
olduğu için bizim ihracat pazarlarımız da sıkıntıya
girdi. İhraç edecek yerler de azaldı.
K.D.: Entil’in kuruluşundan sonraki önemli dönüm
noktaları nelerdi. İlk ihracat vb?
Y.Z.: Tabi bizim de muhtelif dönüm noktalarımız
oldu. Bence Entil’in birinci dönüm noktası; Kum
tecrübesidir. Üretime başlayıp bir süre sonra baktık ki bu tabii kumla bu işi yürütemeyeceğiz, bunu
biraz daha kuralına uygun hale getirmek lazım dedik. O zaman biz buna sentetik kum diyorduk diğeri tabii kum olunca sentetik kum adı veriyorduk.
Bugün doğal kum kullanılmadığı için sentetik kum
da denmiyor, döküm kumu deniyor. Ve biz kumu
değiştirip sentetik kuma geçtik. Fabrikamızın içine bir laboratuar kurduk, ama laboratuarda bütün
cihazları kendimiz yaptık. O zamanlar laboratuar
malzemeleri yapan Georg Fischer’e gidiyoruz almak
için ama, alabilmemiz mümkün değil. Gidiyorum,
geliyorum, nedir nihayetinde bunlar dedim? Ve elimizdeki imkanlar ile ihtiyacımız olan tüm laboratuar aletlerini kendi kendimize yaptık. Başka çaremiz
de yoktu. Böylece dökümhanemiz daha fenni çalışmaya başladı. Birinci dönüm noktası buydu.
İkinci dönüm noktası 1970’li yıllarda yeni döküm
hollerini kurmamızdır. Oraya kalıplama makinalarını Zimmermann’dan getirdik. Bununla bir aşama
daha yapmış olduk. Daha sonra İndiksiyon fırınlarını aldık. Laboratuar cihazlarını da ithal ettik. Çok
daha modern bir laboratuarla o zamanın modern
dökümhanesini oluşturduk. Bu yatırımları yaptık,
her şey çok güzel oldu ama ondan sonra ben bunları kullanamadım. Biz bu yatırımları yaparken,
dökümhanenin günlük işleriyle ilgilenemez hale
geldiğim için maalesef bunların keyfini süremedim.
Fabrikamız zaman içinde gelişti. Evvela fren kampanalarıyla başladık. Sonra takım tezgahları sanayi canlandı ve o günlerdeki torna gövdelerini biz
döküyorduk. Bu dökümlerden sonra son derece
ilmi bir gerilim giderme fırını yaptık ve o torna gövdelerini gerilim giderme yaparak İstanbul’a teslim
ediyorduk. Bu konuda çok uzmanlaştık. Fakat daha
sonra tezgah sanayi maalesef çöktü. Müşterimiz
Tezsan, klasik konvansiyonel tezgahlar yapıyordu,
daha sonra ithal yoluyla daha
51
Türkcast 2009 Sayı 10
röportaj interview
modern tezgahlar gelmeye başlayınca işi yürütemediler ve maalesef kapandılar, biz de bu işi kapattık.
Bizim için en önemli adımlardan birisi de vals toplarını yapmaya başlamamızdır. Bu konuda da bizim
bir ahbabımız olan rahmetli İsmail ağabeyimizin
buğday değirmenleri vardı. “Ya Yavuzcuğum bizim
vals toplarımız var, bunlar çok gidiyor. Biz bunları
İngiltere’den getirtiyoruz, bir bakın bakalım nedir
neyin nesidir ?” diye gidip gelip bana soruyordu.
Daha önce de söylediğim gibi, biz her şeyi kendimiz
yapmaya meraklı ve hevesliyiz. Okulu bitirdiğimiz
zaman broşüre bakarak bir atom santrali yapabileceğimize inanarak mezun olmuştuk. Herhangi bir işi
başkasına sormak haşa kabul edilmez şekilde ayıptı. Her şeyi okuyarak araştırarak, tecrübe edinerek
öğrenip yapıyorduk. Bu doğrultuda bu vals topunu
yapmak için çalışmalara başladık. Bu işe ilk başladığımızda verimliliğimiz o kadar yüksekti ki, %85
sakatla başlamıştık, 10 taneden 1 tane sağlam mal
çıkarabiliyorduk. Sağlam çıkanları da hemen fabrikalara gönderiyorduk, onlar da memnun kalıyorlardı. Çünkü Türk değirmencileri fevkalade tutucudur.
Çoğunluğu bu konuda çok araştırmaya ihtiyaç duymadığı gibi bu konularda da olabildiğince değişikliklere karşı durmaktaydılar. Onlar ne söyledilerse
neyi doğru kabul ederlerse o doğrultuda çalışırlardı.
Eğer Simon’un vals topu iyi diye duyup inandıysa onu
bir daha değiştirmezdi. Mesela Balıkesir’de bir değirmen bizden 2 tane vals topu aldı, 2 sene sonra
geldi dedi ki; “Oğlum senin vals toplarını 2 senedir
kullanıyorum. Neticesi çok iyi, şimdi ver bana 8 tane
daha”. Balıkesir’de o fabrikayla da çalışınca artık
bunlar referanslarımız olmuştu ve Entil’in topları
duyulmaya başladı.
Türkcast 2009 Sayı 10
52
Zaten ilk yaptığımız topları tanıdığımız un değirmeni
fabrikalarında bir seneden fazla uzun süre denedik.
Neticeyi bekledik, ta ki bu uzun süre sonunda, bu
ürünün satılabilir olduğuna inandık ondan sonra satmaya başladık. Ama bu işe çok uzun süre uğraştık.
O arada tekniğini ve teknolojisini geliştirdik. Sakat
oranımızı düşürdük. Döküm ve kalıp tekniğini değiştirdik. Bu vals topları tamamen bizim tekniğimizdir.
Her yönüyle, analiziyle, döküm tekniğiyle tamamen
bizim kendi tekniğimiz, ev yapımıdır. Biz şimdiye
kadar hiç kimseye 5 kuruş know-how veya lisans
ücreti vermedik. Her şeyi kendi evimizde pişirdik.
Entil’in vals topunun dünyada çok ciddi bir yeri
vardır. Biz iyi yıllarda dünya vals topu tüketiminin
yaklaşık %10’nunu üretiyorduk. Buradan hareketle
Türkiye’de oldukça ciddi bir değirmen makineleri
endüstrisi gelişti. Tabi içinde vals topu ne zaman ki
güvenilir hale geldi bu değirmen makineleri da gelişti ve
pazarlarda yayıldı.
Bugünlerde artık Türkiye’de değirmen makineleri üreticileri İtalyanların da önüne geçip dünyada aranılan, beğenilen ve de dünyada bir numaraya oynayan pozisyona
geldiler. Böylece biz de onlara bu vals toplarını veriyoruz,
onlar da dünyanın her bir yanında dönüyor. Entil bu topları yapmasaydı un sanayimiz de bu kadar gelişemezdi.
Sonra teknik kapasitesi yüksek arkadaşlarla
çalışmaya özen gösterdim. Kapasitemizin
artışyla beraber arkadaşlar furan kalıplama
sistemini getirtmek
istediler. Orada benim
bir katkım olmadı. Evvela Entil’in bünyesinde denedik ve
uyguladık sonrada tamamen furanla çalışacak yeni döküm fabrikasını Hapalki ismiyle kurduk. Hapalki Hititçe
de demir demektir. Bugünkü Entil’in ambleminde çivi
yazısıyla Hititçe demir demektir, ve Hapalki diye okunur.
Anadolu’da döküm sanayi çok eski olup ana zanaatlardan birisidir. Hititlerin zamanında Anadolu döküm ürünlerini ihraç etmektedir. Bununla ilgili yazılar ve belgeler
vardır. Anadolu’da yapılmış demirden malzemelerin
Mısır’a gönderildiği biliniyor. İsmen tanırsınız Muazzez
İlmiye Çığ ve onun bir de Hatice Hanım diye arkadaşı
vardı. İstanbul’da Hitit müzesinde çalışırlardı onlara gidip özellikle sordum. Hatice Hanım bana Hitit Kültürü
hakkında bilgiler verdi. Bu arada da demirin nasıl yazıldığını ve okunduğunu o zaman Hatice Hanım’dan öğrendim ve Entil’in amblemini de onlardan aldığım bilgilerle
oluşturdum. Yıllar sonra ben müzeye gittiğimde Muazzez
Hanım’a kartvizitimdeki Entil logosunu gösterdiğimde
Hapalki diye okudu, şu ana kadar bir kişi Entil logosundaki yazıyı okuyabildi. Bu iki çok değerli bilim adamı
o zamandan beri Hitit kültürüne ilgili genç asistanların
olmadığından yakınmaktaydılar. Umarın üniversiteler de
bunların arkasından giderek, bu bilgileri daha ilerilere
taşıyacak yeni araştırmacılar bulabilmişlerdir.
Bunlardan sonra devreye sfero üretimi girdi. Tabi biz
dökümcülüğe başladığımız zamanlarda biliyorduk ama
o zaman sfero ve temper döküm lisans altında üretilebiliyordu. Daha 30 senelik lisans süresi dolmamıştı.
Sonra sfero ve bizim dökümhanelerin daha teknik personellerin de istihdamı başlayınca sfero döküm yapmaya başladık. Giderek teknik nitelikleri yüksek parçaları
yapmaya başladık, mesela otomobillerin pres kalıplarına
biz başladık, uzun süre bunları biz yaptık. Ondan önce
çelikhaneler o zaman kontinü döküm yapmadıkları için
röportaj interview
ihtiyaçları olan ingot kalıplarını da biz döktük. Tabi bu
teknolojik işler, öncelikle bizlere gelip bir süre bizle
çalıştıktan sonra başka arkadaşlar da bu işleri yapmaya
başladığında daha sıradan ve harcı alem olmaya başlıyor
ve biz de bu pazardan çekilmek zorunda kalıyoruz. Bizim
şimdiki hedeflerimiz çok farklı ve hep farklı ve yüksek
hedeflerle gidiyoruz. Zaten öncelikle bir dökümhanenin
misyonu da bu olmalı. Entil, kuruluşundan bu yana, daha
çok para kazanmaktan ziyade hangi zor, yapılamayan işi
yapalım da namımıza nam katalım diye çalışmıştır.
K.D.: Yavuz Bey, ben şahsen Entil’in geleceğinin parlak
olduğunu düşünüyorum. Çünkü sizin eleman seçmedeki
hassasiyetiniz ve çalışan arkadaşların da yetenekleriyle
oluşan ekibin başarılı bir şekilde Entil’i bu günlere taşıdığını görmekteyiz.
Y.Z.: Dökümcülükte eğer gönülden bağlılık olmazsa ve bilgi de yetersiz ise bu işin altından kalkmak
mümkün değildir. Ben dökümcülüğe başladığım zaman bir büyüğümüz bana dedi ki dökümde 600 tane
sakat sebebi vardır, her birinin de mantıklı bir izahı
vardır. Dolayısıyla gerçekten dökümcünün sakattan
kurtulması için bu işi çok iyi bilmesi lazım. Entil ilk
ihracata vals topuyla başladı yanlış hatırlamıyorsam.
Vals topunu en güvendiğimiz ürünümüz olarak satıyorduk. Uzun yıllardır da devam eden Almanya’da bir
firmayla da pazarlama anlaşması yapmıştık. Onların
kanalıyla vals toplarını dünyaya dağıtmaya başladık.
K.D. Grubun diğer şirketlerinin etkileri nasıl olmuştu?
Y.Z. İşlere başladığımızda babam, ağabeyim ve ben
vardık. Fakat ailenin talihsiz dönemleri oldu. 70’li
yıllar bizim için talihsiz yıllardı. Ağabeyim ve babamı iki ay içinde kaybettik. Babamın kaybı benim için
çok erkendi. Tabi herkes babası için ölümü erken
bulabilir ama ağabeyimi de trafik kazasında çok
zamansız olarak kaybettik. Tabi bu yıllardaki beton
fabrikasının işleri ve ailenin diğer işleriyle beraber
Entil’e de gelen arkadaşların sayısı da arttı. Benden
daha iyi iş bildikleri için günlük çalışmalarım daha
azalmıştı. Türkiye’de ticaret ve sanayi tehlikeli bir
spor gibidir, öyle kabul etmezseniz baş edemezsiniz.
Türkiye’de kolay zengin olmanın bir formülü vardır;
Ya devleti tokatlayacaksın, ya halkı tokatlayacaksın.
Bizim yaptıklarımız düzgün çalışan bir ekonomide
çok makbul şeyler amma, Türkiye çok düzgün bir
ekonomi olmadı maalesef, o yüzden de biz bu kadar büyüyebildik. Bundan sonrası başka faktörleri
gerektiriyor. İş aleminde çalışacaksan her kılığa gireceksin diyebilirsin. Hem boynumu dik tutacağım
hem de büyüyebileceğim canım istediği kadar, o zaman onun eğimi çok düşük oluyor. Herkesin bir büyüme eğimi vardır, başında bir de katsayısı, o katsayı
farklı yollarda çok büyüyebilir ama biz onları hiçbir
zaman tercih etmedik.
K.D.: Bugün geldiğimiz noktada sadece Entil değil,
Türk döküm sanayisinin geldiği yer hakkında görüşleriniz nasıldır?
Y.Z.: Türk döküm sanayisinin bugünkü durumunu
çok yakında izliyorum dersem yalan olur. Dediğim
gibi 1980’den sonra diğer yükümlülüklerimin de
ağırlığıyla benim ilgim kendi dökümhanemizle sınırlı kaldı. Ama gördüğüm kadarıyla Türk döküm
sanayisinin 45 yıllık dökümcü olarak öncesiyle mu-
kayese ettiğimde Türkiye’de verimliliği çok yüksek,
dünya çapında modern dökümhaneler kuruldu.
Sarkuysan’ın çok modern bir DISA dökümhanesi var.
Döktaş, Erkunt dökümhaneleri, Ferro Döküm, Trakya Döküm gibi dökümhaneler çok ciddi ve büyük
kapasitelerle çalışıyorlar. Ne zamanki Türk döküm
sanayi dışarı açıldı, döküm sanayi sınıf atladı. Tabi
sular yükselince herkes birlikte bütün kayıklar yükselir. Türkiye dış pazara açılımda hepimiz beraber
bütün sanayi dallarıyla beraber yükseldik.
Sadece iç pazarda çalışırken daha ötesini düşünmüyorsunuz. Biz yeni dökümhanemizi planlarken iç pazarı öncelik almadık, hedefimiz tamamen dış pazarlar oldu. Türk sanayinin de tamamı aynı durumdadır.
Otomotiv sanayinin 80’li yıllardaki üretim yapısı ithal
ikamesi doğrultusunda gelişiyordu. Önemli olan yapmaktı, yapabilmekti. Ama şimdi satmak öncelikli hale
geldi. Bir ürünü dünyada herkesten uygun koşullarda ve zamanında ve de sürekli olarak yapabilirseniz
o zaman kendinize bir pazar bulabiliyorsunuz. Bizim
ilk yıllarımızda ürettiğimiz kampanaları bugün ocağa atmak için bile fabrikalara sokmazlar, ama biz o
dönemlerde o koşullara göre çok önemli gelişmeler
yapabilmiştik. Mesela kampana işinde saçlı kampana
dediğimiz bir tekniği de biz geliştirmek durumdan
olmuştuk.
Tabiî ki 45 sene sonra bunları konuşmak ta çok güzel. Eğer bu yıllarda da hala aynı şeyleri konuşuyor
olsaydık o zaman çok ayıp olurdu. Şimdi açıklıkla
söylemem lazım ki Entil’in bu yeni dökümhanesine
ben çok yabancıyım, bir kere ben kupol ocakçıyım,
benim kupol ocaklarımı parçaladılar, hep yüreğim
yanar, hiç olmazsa bir tanesini muhafaza edebilirdik.
Ben endüksiyonu bilmem, ben, cam suyu dönemini
hatırlarım ama şimdiki dökümhane tamamen furan
tekniğine geçti. Ben maalesef bu konuya çok uzağım.
Bizim dönemimizde makineler da hep evde yapılırdı.
Rahmetli Hasan adında bir tanıdığım vardı. O adam
Türkiye’nin neresinde, hangi hurdacısında, ne
makine var çok iyi bilirdi. O zamanlarda makine
imalatı da mümkün olmadığından, bütün makineleri, motorları, redüktörleri, kompresörleri hurdacılardan toplayarak fabrikalar kuruluyordu. Bir
keresinde bir yerlerden motorlu bir vibratör bulup
getirerek bu senin işine yarar demişti. Biz onunla
uzun süre yerde yaptığımız kalıpları sıkıştırdık. Bizim için çok büyük bir yenilik olmuştu.
Kalıplama makinelerini de biliyoruz ama, ithal
etmek imkansız idi. İzmir Fuarına Polonyalılar 2
tane kalıplama makinesi getirmişlerdi. Çok küçüktü; 40x40 veya 30x40 derece ölçülerinde. Dedim
ki bunu alalım bunu örnek alıp kendimize uygun
makine yaparım diye düşündüm ve gidip o 2 küçük
makineyi aldık, ama makine demeye bin şahit ister.
Her şeyi elle yapıyorsunuz sadece vibrasyonlu tablası var. O makineleri örnek alarak işimize yarayacak büyüklükte tekrar dizayn ettik. Tam onu yapacakken 70’li yıllarda Almanya’ya gitmiştim. Fuarda
Gustav Zimmermann makinelerinden beğendik ve
anlaştık. Bir de kum sistemini yeniledik. Sürekli
modernleşerek büyüdük ama hep de paraya sıkışık
olduk. Dökümhanenin de kaderi bu. 3 kuruşluk
paramız biriktiğinde 5 kuruşluk yatırıma kalkmışız. Ama çare yok, her yatırıma kalktığımızda, yaptığımızda şunu da alalım bunu da yapalım deyince
böyle oluyor. Hep daha iyisini hedefleyince maalesef böyle oluyor. Biz Entil’de standardın dışında pazarlara girelim ve oralarda hakim olalım çizgisinde
yol aldık. Dökümhanemizin kapasitesi çok yüksek
olmadığından bu kapasiteyle yüksek serili iş yaparak para kazanmak mümkün olamazdı. Şu anda
Entil bu kriz ortamında ayakta ve çalışıyorsa bu
sebepten dolayıdır. Biz rekabet edeceğimiz kulvarı belirleyerek yeni yatırımımızla 4 misli üretebilir
olacağız. Teknik kadromuzda bunu kaldıracak bilgi
ve tecrübeye sahiptir.
Şimdi bu küresel kriz döneminde Avrupalı sanayileşmiş ülkeler aldığı önlemleri de yakından izliyoruz.
Zaten bizleri de çok yakın etkiliyor. Sanayileşmiş ve
gelişmiş ülkelerde devleti yönetenler öncelikle kendi sanayilerini koruyucu önlemleri hemen devreye
alıyorlar. Ama bizler bu doğrultuda hiçbir desteği
alamıyoruz. Çünkü bizi idare edenler üretimin Türkiye için ne kadar önemli olduğunu anlamış değiller, maalesef üretim devleti yönetenler için yeterli
öneme sahip değil. Bir örnek vermek isterim; Bizim yürüttüğümüz bir araştırmaya göre Türkiye’de
üretim lisansı imzalanmış 1800 MW rüzgar enerjisi
yatırımı mevcuttur. Rüzgar türbinlerinde MW başına 15 ila 20 ton döküm kullanılmaktadır. Bu hesaba göre önümüzdeki günlerde Türkiye’ye yaklaşık
36 000 ton döküm rüzgar türbinleriyle girecek. Bu
döküm parçalarının bir kısmı zaten Türkiye’de de
üretilebiliyor, yani bunun teknolojisine sahibiz.
Türkiye Cumhuriyeti Devletinin bu yatırımlarda
yerli üretim katkısı zorunluluğunu getirmesi gereklidir. Hiç olmazsa savunma sanayinde uygulananın
benzeri offset zorunluluğu getirilmelidir. Rüzgar
türbini satan firmaya sattığı türbin başına belli
miktarda döküm alması mutlaka şart koşulmalıdır. Bunun yapılması da çok da kolaydır. Savunma
Sanayi için uygulanmakta olan örneklerin aynısı
rüzgar enerjisi üretimi içinde uygulanabilir. Bu uygulama sayesinde biliyorsunuz ülkemizde çok kuvvetli bir Savunma Sanayi oluştu. Bu işi başlatmak
üst düzey bürokratlarımız, ilgili müsteşarlarımızın
5 dakika içinde karar alabileceği ve sanayimize
çok büyük katkısı olacağı çok açık bir gerçektir.
Bunun gibi uygulamalar ile Türkiye birçok üretim
alanında çok yüksek değerlere ulaşacaktır. Gene
bir örnek olarak; 80’li yıllarda Türkiye’ye birçok
iplik tezgahı getirildi. Biliyorsunuz bu tezgahların
gövdesi ve birçok parçası dökümdür. Benzer offset
uygulamaları orada da çalıştırılabilirdi.
Türkiye’ye tezgah satmak istiyorsan tezgah başına
belli bir miktar dökümü Türkiye’den aldığını ispat
edeceksin denebilirdi. Devletimizin sanayiyi büyütecek istihdamı artıracak bu tip önlemleri alması
son derece doğal ve böyle de olmalıdır. Tüm gelişmiş ülkeler bu yolları izlemektedir. Türkiye’nin
önümüzdeki yıllarda üreteceği enerjinin %20 si
yenilenebilir kaynaklardan olacaktır bu da rüzgar
türbini ve bu türbinlerde kullanılan dökümler konusunda hassasiyet göstermemiz gerektiğini ifadesidir.
Sayın Yavuz Zeytinoğlu bize ayırdığınız zaman
ve paylaştığınız bu güzel sohbet için teşekkür
ediyor, sektörümüze katkılarınıza içten teşekkür ediyoruz.
53
Türkcast 2009 Sayı 10
ACARER DÖKÜM SAN. TİC. LTD. ŞTİ.
Tübitak Yolu Barış Mah. No: 22
TR-41410 Gebze, KOCAELİ
Tel: 0262 646 52 77
Fax: 0262 646 54 98
[email protected]
www.acarerdokum.com
ARDEMİR ÇELİK DÖKÜM SAN. TİC. A.Ş.
Horozluhan Mah. Engin Sok. No:3
TR-42190 KONYA
Tel: 0332 248 25 00
Fax: 0332 249 40 40
[email protected]
www.ardemir.com
ADARAD DÖKÜM ÜRÜNLERİ SINAİ TİC. A.Ş.
Organize Sanayi Bölgesi Ana Cadde
TR-16400 İnegol, BURSA
Tel: 0224 714 82 00
Fax: 0224 714 82 10
[email protected]
www.adarad.com.tr
ARDÖKSAN SFERO KAL. PİK DÖK. SAN. LTD. ŞTİ.
Asfaltboyu Mah No:30 Habipler Köyü
TR-34180 Eyüp, İSTANBUL
Tel: 0212 595 10 08 / 595 16 50
Fax: 0212 595 16 49
[email protected]
www.ardoksan.com
AKDÖKÜM SANAYİ A.Ş.
Ankara Cad. No: 196
TR-35042 Bornova, İZMİR
Tel: 0232 478 18 20 / Pbx
Fax: 0232 478 18 96
[email protected]
www.akdokum.com.tr
ARPEK ARKAN PARÇA ALUMİNYUM ENJEKSİYON KALIP SAN. TİC. A.Ş.
T.O.S.B 2. Cadde TR-41490
Şekerpınar Gebze, KOCAELİ
Tel: 0262 658 97 44
Fax: 0262 658 97 49
[email protected]
www.arpek.com.tr
AKDAŞ DÖKÜM SAN. TİC. A.Ş.
Batı Hun Cad. No: 1 Org. San. Böl.
TR-06935 Sincan, ANKARA
Tel: 0312 267 18 80 / 8
Fax: 0312 267 18 88 / 267 16 70
[email protected]
www.akdas.com.tr
AS ÇELİK DÖKÜM İŞLEME SAN. TİC. LTD. ŞTİ
Org. San. Bölgesi Dumlupınar Cad. No:8
Kutlukent, SAMSUN
Tel: 0362 266 88 47 / 266 67 90 - 91
Fax: 0362 266 67 46
[email protected]
www.ascelikltd.com
AKMAN DÖKÜM SAN. TİC. A.Ş.
Kıraç Köyü 2. San.1 Bulvarı Atatürk Cad.
No:27 TR-34900 Büyükçekmece, İSTANBUL
Tel: 0212 689 04 33 / 689 04 05 / 689 01 00
Fax: 0212 689 01 57 / 689 03 92
[email protected]
www.akmandokum.com
ASLAR PRES DÖKÜM SAN. TİC. A.Ş.
Tuzla Mermerciler Org. San. Bölg.
Gazi Bulvarı 5. Sokak No:1
Tuzla, İSTANBUL
Tel: 0216 593 25 60
Fax: 0216 593 25 69
[email protected] / [email protected]
www.aslarpres.com
AKMETAL METALURJİ ENDÜSTRİSİ A.Ş.
Eski İstanbul-İzmit Asfaltı No:86 Tepeören
TR-34959 Tuzla, İSTANBUL
Tel: 0216 593 03 80 & 81
Fax: 0216 593 03 82
[email protected]
www.akmetal.com
AY DÖKÜM MAKİNA SAN. TIC. A.Ş.
1. Org. San. Bölg. Karamanlılar Cad. No:2
TR-06930 Sincan, ANKARA
Tel: 0312 267 04 57 / 4 hat
Fax: 0312 267 04 56
[email protected]
www.aydokum.com
AKPINAR DÖKÜM MAKİNA SANAYİ A.Ş.
1. Organize Sanayi Bölgesi Avar Cad. No: 8
TR-06935 Sincan, ANKARA
Tel: 0312 267 04 50 / 267 00 83
Fax: 0312 267 04 51
[email protected]
www.akpinardokum.com
AYHAN METAL PRES DÖKÜM SAN. TİC. A.Ş.
Gebze Plastikçiler Organize Bölge
7.Cad. TR-41400 Gebze, KOCAELİ
Tel: 0262 751 21 94 / Pbx
Fax: 0262 751 21 98
[email protected]
www.ayhanmetal.com.tr
ALBAKSAN ALAŞIMLI BAKIR SAN. TİC. A.Ş.
Bakır Pirinç San. Sitesi Karanfil Cad. No:20
TR-34900 Beylikdüzü, İSTANBUL
Tel: 0212 875 11 43 / 876 13 20
Fax: 0212 875 11 42
[email protected]
www.albaksan.com
BMC SANAYİ TİCARET A.Ş.
Kemalpaşa Caddesi No:32
TR- 35060 Pınarbaşı, İZMİR
Tel: 0232 477 18 00
Fax: 0232 477 18 83
[email protected]
www.bmc.com.tr
ANADOLU DÖKÜM SANAYİ A.Ş.
Hürriyet Caddesi No:1,
TR-41780 Körfez, KOCAELİ
Tel: 0262 527 23 51
Fax: 0262 527 28 76
[email protected] / [email protected]
www.anadoludokum.com.tr
BURÇELİK BURSA ÇELİK DÖKÜM SAN. A.Ş.
Sarı Cadde No:15
Organize Sanayi Bölgesi BURSA
Tel: 0224 243 11 07 / Pbx
Fax: 0224 243 21 82 / 242 63 01
[email protected]
www.burcelik.com.tr
ARAL DÖKÜM MAK. SAN. TİC. LTD. ŞTİ.
Gümüşsuyu Cad. Fatih Şehitleri Sok No:11/B
TR-34020 Bayrampaşa, İSTANBUL
Tel: 0212 567 51 66 / 771 45 45
Fax: 0212 612 90 33 / 771 45 43
[email protected]
www.araldokum.com.tr
BURDÖKSAN DÖKÜM MAD. NAK. TİC. SAN. LTD. ŞTİ.
Kayapa Sanayi Bölgesi 21. Sok. No:3
Nilüfer, BURSA
Tel: 0224 493 26 06 Pbx
Fax: 0224 493 26 09
[email protected]
www.burdoksan.com
CEVHER DÖKÜM SANAYİ A.Ş.
Ankara Caddesi No:208
TR-35050 Bornova, İZMİR
Tel: 0232 478 10 00 / 479 23 00
Fax: 0232 478 10 10 / 479 94 60
[email protected]
www.cevherdokum.com
DİRİNLER DÖKÜM SAN. TİC. A.Ş.
A.O.S.B. Mustafa Kemal Bulvarı No:57
Çiğli, İZMİR
Tel: 0232 376 87 87
Fax: 0232 376 85 67
[email protected]
www.dirinlerdokum.com
CMS JANT ve MAKİNA SAN. A.Ş.
Kemalpaşa Cad. No: 40
TR-35060 Pınarbaşı, İZMİR
Tel: 0232 399 10 00
Fax: 0232 399 10 10
[email protected]
www.cms.com.tr
DOĞU DÖKÜM SAN. TİC. LTD. ŞTİ.
Havaalanı Yolu 7 Km ELAZIĞ
Tel: 0424 255 50 77 / 255 11 79
Fax: 0424 255 56 56
[email protected]
www.dogudokum.com.tr
COMPONENTA DÖKÜMCÜLÜK TİC SAN. A.Ş.
Göl Yolu No:26
TR-16801 Orhangazi, BURSA
Tel: 0224 573 42 63 / 10 hat
Tel: 0236 233 80 57 ( Manisa )
Fax: 0224 573 42 73 / 0224 573 54 58
[email protected]
www.componenta.com
ÇELİK GRANÜL SANAYİ A.Ş.
Hastane Mah. Turgut Özal Caddesi No:25
TR-34555 Hadımköy, İSTANBUL
Tel: 0212 771 45 55 / 4 hat
Fax: 0212 771 20 57
[email protected]
www.celikgranul.com
ÇELİKEL ALÜMİNYUM DÖKÜM SAN. TİC. A.Ş.
Eyüp Sultan Mah. Kızılay Cad. No: 87
Samandra Kartal, İSTANBUL
Tel: 0216 311 14 42
Fax: 0216 311 10 67
[email protected]
www.celikel.com
ÇEMAŞ DÖKÜM SANAYİ A.Ş.
Ankara Asfaltı 12. Km
TR-40100 KIRŞEHİR
Tel: 0386 234 80 80
Fax: 0386 234 83 49
[email protected]
www.cemas.com.tr
ÇUKUROVA-İNŞAAT MAK. SAN. TİC. A.Ş.
Mersin -Tarsus Karayolu
11.Km TR-33004 MERSİN
Tel: 0324 221 84 00 / 3 hat
Fax: 0324 221 50 20 / 221 84 05
[email protected]
www.cimsatas.com
DALOĞLU DÖKÜM MAK. SAN. TİC. LTD. ŞTİ.
D-100 Karayolu Beşköprü Mevkii No:162
ADAPAZARI
Tel: 0264 275 48 07
Fax: 0264 275 14 11
[email protected]
www.daloglu.com
DÖKSAN BASINÇLI DÖK. MAKİNA SAN. TİC. LTD. ŞTİ
T.O.S.B 3. Cadde No:14
Şekerpınar Gebze, KOCAELİ
Tel: 0262 658 29 10
Fax: 0262 658 26 69
[email protected]
www.doksandokum.com
DUDUOĞLU ÇELİK DÖK SAN. TİC. A.Ş.
Organize Sanayi Bolgesi 11. Cad. No:11
TR-19030 ÇORUM
Tel: 0364 254 90 01 / Pbx
Fax: 0364 254 90 04
[email protected]
www.duduoglu.com.tr
DUYAR VANA MAKİNA SANAYİ TİC. A.Ş.
Uğur Mumcu Mah. 2347 Sokak No:7
TR-34265 Gaziosmanpaşa, İSTANBUL
Tel: 0212 668 18 06
Fax. 0212 594 73 42
[email protected]
www.duyarvalve.com
EKSTRA METAL DÖKÜM İZABE MAK. SAN. İTH. İHR. LTD. ŞTİ.
Karamanlar Cad. No: 1 Org. San. Böl.
Sincan, ANKARA
Tel: 0312 267 05 56
Fax: 0312 267 05 59
[email protected]
www.ekstrametal.com.tr
EKU FREN KAMPANA DÖKÜM SAN. A.Ş.
T.O.S.B. 1. Cadde Şekerpınar Gebze, KOCAELİ
Tel: 0262 658 10 01
Fax: 0262 658 10 00
[email protected]
www.eku.com.tr
ENTİL END. YAT. TICARET A.Ş.
Ankara Asfaltı 5.Km. Köy Hizmetleri Karşısı
TR-26100 ESKISEHIR
Tel: 0222 237 57 46
Fax: 0222 237 26 79
[email protected] / [email protected]
www.entil.com
DEMİSAŞ DÖKÜM EMAYE MAM. SAN. A.Ş.
Okçumusa Caddesi Sarkuysan İş Merkezi No:1
TR-34420 Beyoğlu, İSTANBUL
Tel: 0212 251 59 15 / 8 hat
Fax: 0212 251 60 74 / 249 61 79
[email protected]
www.demisas.com.tr
ER DÖKÜM MAK. SAN. TİC. A.Ş.
Orta Mah. Timurlenk Sok. No: 13
Kartal, İSTANBUL
Tel: 0216 377 01 42
Fax: 0216 377 01 47
[email protected]
www.erdokum.com
DENİZCİLER DÖKÜMCÜLÜK SAN. TİC. A.Ş.
10011 Sok. No:10 A.O.S.B Çiğli
TR-35590 İZMİR
Tel: 0232 376 72 80
Fax: 0232 376 72 83
[email protected] / [email protected]
www.denizcast.com
ERGENEKON ÇELİK SAN. TİC. A.Ş.
İstanbul Yolu 19. Km
TR-06105 ANKARA
Tel: 0312 280 86 97 / 98
Fax: 0312 280 86 99
[email protected]
www.ergenekon.com.tr
ERKUNT SANAYİ A.Ş.
İstanbul Yolu 8.Km
TR-06370 ANKARA
Tel: 0312 397 25 00
Fax: 0312 397 25 07
[email protected]
www.erkunt.com.tr
FERRO DÖKÜM SANAYİ TİC. A. Ş.
Ankara Asfaltı Üzeri Çayırova
TR-41410 Gebze, KOCAELİ
Tel: 0262 653 42 60 / 4 hat
Fax: 0262 653 41 60
[email protected]
www.ferrodokum.com.tr
GEDİK DÖK. VANA SAN. TİC. A.Ş.
Yayalar Cad. No: 78
TR-34916 Pendik, İSTANBUL
Tel: 0216 307 12 62 / pbx
Fax: 0216 307 28 68 / 69
[email protected]
www.gedikdokum.com.tr
GÜRMETAL HASSAS DÖKÜM SAN. TİC. LTD. ŞTİ.
Orhanlı Beldesi Okul Caddesi No: 9
TR-34956 Tuzla, İSTANBUL
Tel: 0216 394 33 31
Fax: 0216 394 32 88
[email protected]
www.gurmetal.com.tr
HAYTAŞ DÖKÜM SANAYİ TİC. A.Ş.
Imes Sanayi Sitesi D-Blok, 401 Sok. No:5
TR-34760 Dudullu, İSTANBUL
Tel: 0216 365 10 56
Fax: 0216 314 19 80
[email protected]
www.haytas.com.tr
HEKİMOĞLU DÖKÜM SAN. NAK. TİC. A.Ş.
Kutlugün Köyü Erzurum Karayolu
5 Km Pk.70 TRABZON
Tel: 0462 325 00 25
Fax: 0462 325 50 44 / 325 50 57
[email protected]
www.hekimogludokum.com
HİSAR ÇELİK DÖKÜM SAN. TİC. A.Ş.
Bağdat Cad. Öncü Sok. Büyükhanlı Konutları
No: B2 / 10 TR-34740
Suadiye, İSTANBUL
Tel: 0216 464 70 00
Fax: 0216 464 70 20
[email protected]
www.hisarcelik.com
IŞIKSAN MODEL DÖKÜM MAK. SAN. LTD. ŞTİ.
İstanbul Yolu 30 Km.
TR-06980 Kazan, ANKARA
Tel: 0312 815 53 16 / 10
Fax: 0312 815 51 96
[email protected]
www.isiksan.com.tr
İĞREK MAKİNA SAN. TİC. A.Ş.
Org. San. Bölgesi A.Ö. Sönmez Bulvarı No:10
TR- 16140 Nilüfer, BURSA
Tel: 0224 243 16 06
Fax: 0224 243 13 20
[email protected]
www.igrek.com.tr
İSTANBUL DÖKÜM SAN. TİC. LTD. ŞTİ.
Mermerciler Koop. 5. Cad. 11. Sok
Köseler Köyü TR-41490
Gebze, KOCAELİ
Tel: 0262 728 13 00 / 8 Hat
Fax: 0262 728 13 08
[email protected]
www.istanbuldokum.com
KARAMAN DÖKÜM SAN. TİC. LTD. ŞTİ.
D-100 Karayolu Üzeri
İhsaniye Mevki DÜZCE
Tel: 0380 537 52 67
Fax: 0380 537 52 68
[email protected]
www.karamandokum.com
KARDÖKMAK – KARDEMİR DÖKÜM MAKİNA A.Ş.
Kardemir Fabrika Sahası Kat:3 Müdürler Bloğu KARABÜK
Tel: 0370 418 22 34 / 418 23 34
Fax: 0370 424 36 81 / 424 37 41
[email protected]
www.kardokmak.com.tr
KAYDÖKSAN – KAYSERİ DÖKÜM SAN. TİC. A.Ş.
Org. San. Bölg. 17. Cad.
No:6 Melikgazi, KAYSERİ
Tel: 0352 321 12 57
Fax: 0352 321 11 94
[email protected]
www.kaydoksan.com.tr
KIZILIRMAK DÖKÜM SANAYİ TİC. A.Ş.
Ankara Yolu 7.Km ÇORUM
Tel: 0364 235 03 16 / Pbx
Fax: 0364 235 03 20
[email protected]
www.kizilirmakdokum.com
KÖRFEZ DÖKÜM SANAYİ TİC. A.Ş.
Yeni Yıldız Mah. Fatih Cad. 609 Sok. No:3
Dilovası Gebze, KOCAELİ
Tel: 0262 754 51 77 / 3 hat
Fax: 0262 754 51 80
[email protected]
www.korfezdokum.com
MERT DÖKÜM MAKİNA İNŞAAT SAN. TİC. LTD. ŞTİ.
İmes Sanayi Sitesi D Blok
401. Sok. No:7 Ümraniye, İSTANBUL
Tel: 0216 364 32 12
Fax: 0216 415 74 51
[email protected]
www.mertdokum.com.tr
MES DÖKÜM SAN. TİC. LTD. ŞTİ.
Namık Kemal Mah. Lozan Cad.
No:3 Büyükçekmece, İSTANBUL
Tel: 0212 886 90 00 / 01
Fax: 0212 886 54 57
[email protected]
www.mesdokum.com.tr
ODÖKSAN OSMANELİ DÖKÜM SAN. TIC. A.Ş.
Hasan Abdal Mevkii
Osmaneli, BİLECİK
Tel: 0228 461 58 30 / 5
Fax: 0228 461 58 36
[email protected]
www.odoksan.com.tr
OTOPARSAN OTOMOTİV PARÇA SAN. TİC. LTD. ŞTİ.
ALKOP 14. Sok. B3 Blok No: 7-8-9-10
Hadımköy Gişeleri Mevki Büyükçekmece, İSTANBUL
Tel: 0212 858 01 43 / 3
Fax: 0212 858 01 46
[email protected]
www.otoparsan.com
ÖNMETAL DÖKÜM SAN. TİC. LTD. ŞTİ.
Org. San. Bölgesi Atatürk Bulvarı 17. Cad. No:5
İkitelli-Halkalı, İSTANBUL
Tel: 0212 485 48 74
Fax: 0212 485 48 73
[email protected]
www.onmetal.com.tr
ÖZGÜMÜŞ DÖKÜM SAN. TİC. A.Ş.
Mersin Yolu Üzeri Hipodrom Karşısı
Yeşiloba, ADANA
Tel: 0322 441 07 07
Fax: 0322 441 07 08
[email protected]
www.ozgumus.com.tr
PINAR DÖKÜM SANAYİ TİC. A.Ş.
Kemalpaşa Asf. No:68
Pınarbaşı, İZMİR
Tel: 0232 479 03 53 / 479 29 29
Fax: 0232 479 05 16
[email protected]
www.pinardokum.com.tr
TAN ÇELİK DÖKÜM MAK. SAN. TİC. A.Ş.
Org. San. Bölgesi
7.Yol ELAZIĞ
Tel: 0424 255 55 60 / 3 hat
Fax: 0424 255 55 63
[email protected]
www.tancelik.com
POLY METAL METALURJİ DÖKÜM SAN. TİC. A.Ş.
Ankara Asfaltı Askerlik Şubesi Yolu
No:41 TR-41400 Gebze, KOCAELİ
Tel: 0262 641 29 09
Fax: 0262 643 11 71
[email protected]
www.polymetal.gen.tr
TOSÇELİK GRANÜL SAN. A.Ş.
Barbaros Mah. Sütçüyolu Cad. No:70
TR-34746 Yenisahra, Kadıköy / İSTANBUL
Tel: 0216 544 36 00
Fax: 0216 544 36 06
[email protected]
www.toscelikgranul.com.tr
RUBA PRES DÖKÜM SAN. A.Ş.
M.O.S.B. Ekrem Elginkan Cad. No:7
MANİSA
Tel: 0236 213 08 86
Fax: 0236 213 08 08
[email protected]
www.rubapresdokum.com
TRAKYA DÖKÜM SANAYİ TIC. A.Ş.
Büyükdere Cad. Soyak Binası No:38-2
TR-34387 Mecidiyeköy, İSTANBUL
Tel: 0212 315 52 40
Fax: 0212 274 01 12 / 288 31 77
[email protected]
www.trakyadokum.com.tr
SAMSUN MAKİNA SANAYİ A.Ş.
Organize San. Bölg. Yaşar Doğu Cad. No:33
TR-55267 Kutlukent, SAMSUN
Tel: 0362 266 51 60
Fax: 0362 266 51 62
[email protected] / [email protected]
www.samsunmakina.com.tr
ÜNİMETAL HASSAS DÖKÜM MAK. YED. PAR. A.Ş.
1.Yol H-5 Parsel Org. Deri San. Bölgesi
Tuzla, İSTANBUL
Tel: 0216 394 03 90
Fax: 0216 394 03 95
[email protected]
www.unimetal.com.tr
SCF DÖKÜM MAKİNA SAN. TİC. A.Ş.
2. Organize Sanayi Bölgesi
Işıktepe Sokak No:10
TR-42300 KONYA
Tel: 0332 239 08 80
Fax: 0332 239 08 83
[email protected]
www.scf.com.tr
YAZKAN MÜH. DÖKÜM MAK. SAN. LTD. ŞTİ.
1. Org. San. Bölgesi Dökümcüler Sitesi
8. Sok. No:97 Sincan, ANKARA
Tel: 0312 267 03 57
Fax: 0312 267 05 27
[email protected]
www.yazkan.com.tr
SERPA HASSAS DÖKÜM SAN. TİC. LTD. ŞTİ.
Org. Deri San. Bölg. M1-12 Parsel
TR-34957 Tuzla, İSTANBUL
Tel: 0216 394 23 52-53
Fax: 0216 394 23 55
[email protected]
www.serpahassasdokum.com
YELKEN KALIP PENCERE KAPI AKS. METAL
SAN. TİC. A.Ş.
Atatürk Sanayi Bölgesi Mustafa İnan Cad.
No:47 Hadımköy, İSTANBUL
Tel: 0212 771 01 01
Fax: 0212 771 01 15
[email protected]
www.yelken.com.tr
SİLVAN SANAYİ A.Ş.
Cevizli Tugay Yolu No:75
TR-34846 Maltepe, İSTANBUL
Tel: 0216 399 15 55
Fax: 0216 383 31 38
[email protected]
www.silvansanayi.com
SÜPERPAR OTOMOTİV SAN. TİC. A.Ş.
Ankara Karayolu 24.Km
TR-35170; Kemalpaşa, İZMİR
Tel: 0232 877 02 12 / 2
Fax: 0232 877 02 17 / 877 09 87
[email protected]
www.superpar.com
ŞAHİN DÖKÜM SAN. TİC. LTD. ŞTİ.
6106 / 1. Sokak No:11
Dökümcüler Sitesi Işıkkent, İZMİR
Tel: 0232 437 01 83 / 84
Fax: 0232 437 01 85
[email protected]
www.sahindokum.com
ŞENKAYA ÇELİK DÖKÜM VE YEDEK PARCA FABR.
Ankara Karayolu 25. Km
Kuyucak Köyü Mevkii
Kemalpaşa, İZMİR
Tel: 0232 877 21 23 / 877 04 24
Fax: 0232 877 21 24
[email protected]
www.senkaya.com
BÖLGESEL KURULUŞLAR
ANKARA MADENİ DÖKÜMCÜLER ODASI
Dökümcüler Sit. 6.Sok. No:1/1
Organize San. Bölg. Sincan, ANKARA
Tel: 0312 267 13 93
Fax: 0312 267 04 97
[email protected]
www.ankara-dokumoda.org.tr
İZMİR BİLUMUM DÖKÜMCÜ KÜÇÜK ESNAF VE
SANATKARLAR ODASI
İzmir Dökümcüler San. Sit. 106/6 Sokak No:5
Işıkkent, İZMİR
Tel: 0232 437 02 43
Fax: 0232 437 01 46
KAYSERİ SİNAN DÖKÜMCÜLER TEMİN TEVZİ KOOPERATİFİ
Anbar Mah. Dökümcüler Sit. No:17
Kocasinan, KAYSERİ
Tel: 0352 326 80 00
Fax: 0352 326 89 69
KATILIMCI ÜYELER
5M ELEKTROMEKANİK İML. İNŞ. TUR. DAH. TİC. LTD. ŞTİ.
Des Sanayi Sitesi 102 Söğüt Sokak No:4 Blok 14
Y.Dudullu Ümraniye, İSTANBUL
Tel: 0216 527 83 54
Fax: 0216 527 85 24
[email protected]
www.5mtr.com
ACARER METAL SANAYİ TİC. A.Ş.
Valikonağı Caddesi Atabey Apt. No: 81/3
Nişantaşı, İSTANBUL
Tel: 0212 296 46 07
Fax: 0212 230 24 64
[email protected]
www.acarermetal.com
HERAEUS ELECTRO-NİTE A.Ş.
1. Org. San. Bölg. Dağıştan Cad. No:15
TR-06930 Sincan, ANKARA
Tel: 0312 267 08 88 / 89
Fax: 0312 267 08 87
[email protected]
www.electro-nite.com
AVEKS İÇ VE DIŞ TİC. A.Ş.
Şehit Mehmet Fatih Öngül Sok.
Eski Yapanlar Plaza No: 1/1
TR-34742 Kozyatağı, İSTANBUL
Tel: 0216 410 00 60 / 540 00 60
Faz: 0216 410 00 90 / 540 00 61
[email protected]
www.aveks.com.tr
INDUCTOTHERM İNDÜKSİYON SİSTEMLERİ SAN. A.Ş.
Barış Mah. Ank. Asf. Yanyol 1803/2 Sok. No: 10
TR-41410 Gebze, KOCAELİ
Tel: 0262 646 34 24
Fax: 0262 646 29 62
[email protected]
www.inductotherm.com.tr
ÇELİKTAŞ SINAİ KUMU MADEN SAN. NAK. TİC. A.Ş.
Prof. Dr. Bülent Tarcan Sok.
Gayrettepe İş Merkezi C Blok No:12/7
Gayrettepe, İSTANBUL
Tel: 0212 275 57 13 / Pbx
Fax: 0212 347 87 07
[email protected]
www.celiktassilis.com
ÇUKUROVA KİMYA END. A.Ş.
Organize Sanayi Bölgesi
TR-45030 MANİSA
Tel: 0236 233 23 20
Fax: 0236 233 23 23
[email protected]
www.cukurovakimya.com.tr
EGES ELEKTRİK & ELEKTRONİK GER. SAN. TİC. A.Ş
Mahmutbey Taşocağı Yolu Yelken Sok. No: 10
TR –34550 Bağcılar, İSTANBUL
Tel: 0212 446 41 21
Fax: 0212 446 41 27
[email protected]
www.eges.com.tr
ERVAKSAN ERDEMİR VAKFI METAL SAN. TİC. A.Ş.
Müftü Mah. İlhami Soysal Cad.
Ervaksan Binası No:44 Ereğli, ZONGULDAK
Tel: 0372 329 65 75
Fax: 0372 323 81 81
[email protected]
www.ervaksan.com.tr
EVREN İTH. İHR. PAZ. A.Ş.
Akasyalı Sok. No: 9/4
4. Levent, İSTANBUL
Tel: 0212 325 96 60 / 325 54 58
Fax: 0212 283 77 78
[email protected]
EXPERT MÜMESSİLLİK TURİZM TİC. LTD. ŞTİ.
İmes Sanayi Sitesi C Blok 311. Sok No: 7
Dudullu, İSTANBUL
Tel: 0216 573 38 88
Fax: 0216 573 06 28 / 29
[email protected]
www.expert.com.tr
FERRO METALURJİ DÖKÜM MALZ. SAN. A.Ş.
Büyükdere Cad. No:155 / 12
Zincirlikuyu, İSTANBUL
Tel: 0212 275 33 00
Fax: 0212 275 33 08
[email protected]
www.dokumizabe.com
FOSECO DÖKÜM SAN. TİC. LTD. ŞTİ.
Gebze Org. San. Bölgesi 27. Mah. 1000 Cad.
12. Sokak No:1022 TR-41480 Gebze, KOCAELİ
Tel: 0262 677 10 50
Fax: 0262 677 10 60
[email protected]
www.foseco.com.tr
HANNOVER-MESSE ANKİROS FUARCILIK A.Ş.
Abdullah Cevdet Sokak No: 6/2
TR-06680 Çankaya, ANKARA
Tel: 0312 439 67 92 / 4 Hat
Fax: 0312 439 67 66
[email protected]
www.ankiros.com
INTERIMPEKS DIŞ TİCARET LTD. ŞTİ.
Kalamış-Fener Cad. Körfez Yolu Sok.
Sahil Apt. No:5/2 Kalamış
Kadıköy, İSTANBUL
Tel: 0216 550 69 84 / 3
Fax: 0216 550 37 25
[email protected]
İDEAL MODEL MÜHENDİSLİK SANAYİ TİC. A.Ş.
İkitelli Org. San. Bölgesi Biksan Koop.
B2 No:9 Küçükçekmece, İSTANBUL
Tel: 0212 485 77 88
Fax: 0212 485 78 19
[email protected]
www.idealmodel.com.tr
KADIOĞLU MADENCİLİK SAN. TİC. A.Ş.
Yeni San. Bölgesi Kurtuluş Mah. No:78 KARABÜK
Tel: 0370 424 10 50
Fax: 0370 415 66 50
[email protected]
www.kadioglumaden.com.tr
KUMSAN DÖKÜM MALZEMELERİ SAN. TİC. A.Ş.
Org. San. Bölgesi 3. Cad. No:1
Tepeören Köyü Mevki Tuzla, İSTANBUL
Tel: 0216 593 09 57 / 58
Fax: 0216 593 09 59
[email protected]
MARMARA METAL MAM. TİC. A.Ş.
İstasyon Mah. E-5 Karayolu Üzeri Fatih Otağı Sok.
Tuzla, İSTANBUL
Tel: 0216 447 29 55 / Pbx
Fax: 0216 447 29 69
[email protected]
www.marmarametal.com
META-MAK METALURJİ MAK. MÜM. LTD. ŞTİ.
Levent Mah. Alt Zeren Sokak No:15 1.Levent
Beşiktaş, İSTANBUL
Tel: 0212 270 07 08
Fax: 0212 270 08 88
[email protected]
www.metamak.com.tr
METKO HÜTTENES ALB.S KİMYA SAN. TİC. LTD. ŞTİ.
Bağdat Caddesi No: 333 / 5
TR-34728 Erenköy, İSTANBUL
Tel: 0216 355 50 96
Fax: 0216 369 64 59 / 363 60 73
[email protected] / [email protected]
www.metkoha.com
PRESTİJ YAYINCILIK BASIM HİZM. SAN. TİC. LTD. ŞTİ
Ovacık Çıkmazı, Gayret Sitesi
A2 Blok D:15 Gayrettepe, İSTANBUL
Tel: 0212 267 10 11
Fax: 0212 274 84 36
[email protected]
www.metaldunyasi.com
SİLVAN DIŞ VE İÇ TİC. A.Ş.
Akasyalı Sok. Konak Apt. B-Blok No: 5/8
TR-34740 Suadiye, İSTANBUL
Tel: 0216 380 36 18
Fax: 0216 416 91 59 / 416 23 75
[email protected]
www.silvanticaret.com
TÜRKOĞLU MAD. SAN. TİC. LTD. ŞTİ.
Çayboyu Mevki No:121 Alaplı, ZONGULDAK
Tel: 0372 378 11 69
Fax: 0372 378 31 34
[email protected]
www.turkoglumadencilik.com.tr

Benzer belgeler

urkDokum - Tüdöksad

urkDokum - Tüdöksad Üyelerimizden Haberler

Detaylı

Türkiye Döküm Sanayicileri Derneği

Türkiye Döküm Sanayicileri Derneği TürkCast/TürkDöküm Tüdöksad’ ın 3 aylık yayın organıdır. İmtiyaz Sahibi Türkiye Döküm Sanayicileri Derneği Adına Niyazi AKDAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Kubilay DAL Genel Sek...

Detaylı

52 döküm sanayi

52 döküm sanayi TÜRKDÖKÜM / TÜRKCAST DERGİSİ İMTİYAZ SAHİBİ: Türkiye Döküm Sanayicileri Derneği adına Yönetim Kurulu Başkanı NİYAZİ AKDAŞ SORUMLU YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ: KUBİLAY DAL (Genel Sekreter) YAYIN KURULU: MEHM...

Detaylı