Sinir Sisteminin Kısa Anatomisi

Transkript

Sinir Sisteminin Kısa Anatomisi
Sinir Sistemi Semiyolojisi
Sinir Sisteminin Kýsa Anatomisi
2
Sara Zarko BAHAR - Edip AKTÝN
Sinir sisteminin santral ve periferik olmak üzere iki
bölümü vardýr. Santral sinir sistemi de beyin ve medulla spinalis’ten oluþur. Embriyolojik dönemde nörol tübün kaudal parçasýndan medulla spinalis, rostral
parçasýndan ise önden arkaya doðru prosencephalon
(ön beyin), mesencephalon (orta beyin) ve rhombencephalon (arka beyin) geliþir. Ön beynin bölünmesi
ile serebral hemisferler ve diensefalon yapýlarý ortaya
çýkar. Arka beyinden pons, bulbus (medulla oblongata) ve serebellum geliþir. Santral sinir sisteminin
mezensefalon, pons ve bulbustan oluþan parçasýna
beyin sapý adý verilir.
Merkezi sinir sistemi ile onu çevreleyen zarlar kemik
ile örtülüdür. Beyin, yassý kemiklerden oluþan kafatasý boþluðunda ,medulla spinalis ise vertebral kanalda yerleþmiþtir. Santral sinir sistemini çevreleyen üç
zar (meninks) vardýr. Bu zarlar, dýþtan içe doðru
giderek incelir ve sýrayla dura mater, arachnoidea ve
pia mater adýný alýr.
Pia mater ile araknoid arasýnda, içinde beyin-omurilik
sývýsýnýn (liquor cerebrospinalis) dolaþtýðý boþluða
subaraknoid aralýk (SAA) adý verilir. Kalýn ve esnemeyen bir zar olan dura mater’in kafa boþluðuna doðru
iki uzantýsý vardýr. Bunlardan tentorium cerebelli kafa
boþluðunu üst ve alt olmak üzere ikiye böler. Supratentoryel bölgede serebral hemisferler, arka çukur adý da
verilen infratentoryel bölgede ise beyin sapý ve serebellum yer alýr. Ýki serebral hemisfer arasýndaki dura
mater uzantýsýna falx cerebri adý verilir.
Serebral hemisferlerin dýþ yüzüne bakýldýðýnda beyin
yüzeyinin çok sayýda girinti (sulcus) ve çýkýntýdan
(gyrus) oluþtuðu görülür. Serebral hemisferler, ortasýnda falx cerebri’nin yer aldýðý bir yarýk (fissura lon*
gitudinalis cerebri) ile birbirinden ayrýlýr. Yarýðýn alt
bölümünde iki hemisfer arasýndaki baðlantýyý saðlayan yoðun lif demetlerinden oluþan corpus callosum
yer alýr. Corpus callosum, iki hemisfer korteksindeki
benzer noktalarý bir ayna imajý gibi birbirine baðlar.
Her bir hemisfer dört loba ayrýlýr. Bu loblar kendilerini örten kemiklerin adýný alýr. Frontal lob Rolando (*)
yarýðýnýn (sulcus centralis) önü ve Sylvius (**) yarýðýnýn (sulcus lateralis) üstünde yeralýr. Rolando yarýðý ile fissura parieto-occipitalis arasýndaki loba paryetal lob adý verilir. Sylvius yarýðýnýn altýnda temporal lob, temporal ve paryetal loblarýn arkasýnda ise
oksipital lob yeralýr.
Serebral hemisferlerin herhangi bir bölgesinde yapýlan
bir kesitin çýplak gözle incelenmesinde en dýþtaki ince
bir tabakanýn beynin iç kýsýmlarýna göre daha kýrmýzýkahverengi olduðu görülür. Bu tabaka, gri maddeden
(substantia grisea) yapýlmýþ olan beyin korteksidir.
Korteksin kalýnlýðý 1.5-4.5 mm arasýnda deðiþir. Beyin
korteksinde 10 milyardan fazla nöron olduðu hesaplanmýþtýr. Bazý bölgesel deðiþiklikler göstermekle birlikte, beyin korteksi altý tabakadan oluþur. Korteks altýndaki beyaz madde (substantia alba) içinde bazý gri
madde adacýklarý bulunmaktadýr. Nucleus caudatus,
nucleus lentiformis gibi gri madde yapýlarýna bazal nüveler adý verilir (Þekil 2.1 ve 2.2).
Sinir hücresine nöron denir. Nöron, sinir sisteminin
parenkimal hücresidir. Ýmpuls iletimini saðlayacak
þekilde spesyalize olan nöron, hücre gövdesi ve bazý
uzantýlardan yapýlmýþtýr. Bu uzantýlardan kýsa olanlarýna dentrit adý verilir. Bir nöronun bir veya çok sayýda dentriti olabilir. Dentritler impulsun hücre gövdesine doðru iletimini saðlar. Nöronun akson denilen ve
Luigi ROLANDO (1773-1831): Ýtalyan anatomist. Özellikle sinir sistemi anatomisindeki çalýþmalarýyla tanýnmýþtýr. Frontal
ve paryetal loblarý ayýran santral fisür Rolando’nun adýyla anýlýr.
** Franciscus De Le Böe (SYLVIUS) (1614-1672): Hollandalý hekim. Temporal lobu üstten sýnýrlayan lateral fisür ile III. ve
IV. ventrikülleri birleþtiren aquaductus’u tanýmlamýþtýr. Bazý tremorlarýn istirahatte, bazýlarýnýn ise ancak harekette ortaya çýktýðýna dikkati çekmiþtir.
13
Þekil 2.1. Serebral hemisferlerin koronal kesiti.
Þekil 2.2. Serebral hemisferlerin horizontal kesiti.
her hücre için tek olan uzantýsý ise sinir impulsunu
gövdeden periferiye doðru iletir. Birkaç milimetre
uzunluðunda olan aksonlar olduðu gibi boyu bir metreyi geçen aksonlar da vardýr. Santral sinir sisteminin
ikinci grup hücrelerine glia veya nöroglia adý verilir.
Astrosit, oligodendrosit (oligodendroglia) ve mikroglia hücreleri bu gruba gider.
14
Sinir Sistemi Semiyolojisi
Substantia alba’da gri maddedeki nöronlarýn uzantýlarý yer alýr. Sinir sistemi içinde impuls iletimini saðlayan bu lifler projeksiyon, asosiyasyon ve komisural
olmak üzere üç gruba ayrýlýr. Ýki hemisfer korteksindeki benzer bölgeleri birbirine baðlayan corpus callosum
komisural liflerden oluþur. Asosiyasyon lifleri ayný
hemisferin deðiþik kortikal alanlarýný birbirine baðlar.
Projeksiyon lifleri ise inen (motor) ve çýkan (duyusal)
sinir liflerinin yaptýðý sisteme verilen addýr.
Beyin kesitinde, nöral yapýlarýn derinliðinde ventrikül adý verilen ve ependim hücreleri ile örtülü boþluklar göze çarpar.
Toplam dört tane ventrikül vardýr. Bunlardan iki tanesi hemisferlerin içine saðlý sollu yerleþmiþ olan yan
ventriküllerdir. Beyin-omurilik sývýsýnýn (BOS) büyük bölümü yan ventriküllerdeki koroid pleksuslardan salgýlanýr. Yan karýncýklar interventriküler foramen’ler ile (Foramen Monro) diensefalonun ortasýnda yer alan üçüncü ventriküle açýlýr. Üçüncü ventriküle geçen BOS aquaductus Sylvii aracýlýðý ile ponsla serebellum arasýndaki dördüncü ventriküle, buradan da foramen Magendie ve Luschka yoluyla beyin
ve m. spinalis’i çevreleyen subaraknoid aralýða geçer
(Þekil 2.3, 2.4).
Diensefalon beyin sapýnýn rostralinde, serebral hemisferlerin derinliðinde yeralýr. Diensefalondaki en
büyük ve önemli nöral yapý çok sayýda nukleustan
oluþan talamustur. Talamus üçüncü ventrikülün iki
yanýnda bulunan yumurta þeklinde bir yapýdýr. Ýlerde
de görüleceði gibi, talamus somato-sensoriyel duyular, görme ve iþitme impulslarýnýn kortekse ulaþmadan önceki duraðýdýr. Talamusun bu spesifik çekir-
deklerinden kalkan nöronlar da serebral korteksin bu
duyularla ilgili alanlarýna projete olurlar. Bu alanlar
somato-sensoriyel duyular için paryetal, görme için
oksipital, iþitme için de temporal kortekstedir. Ýþte,
deðiþik duyular için ayrý ayrý traktuslarla talamusun
spesifik nüvelerine ulaþan, oradan da korteksin belirli duyu alanlarýna varan bu sisteme spesifik projeksiyon sistemi adý verilir. Bu sistemin yanýsýra, beyin sapýnýn üst bölümünden ve talamustaki daðýnýk nüve
gruplarýndan kalkýp korteksin her tarafýna yaygýn bir
þekilde daðýlan ve onun sürekli bir uyarýlma halinde
olmasýný saðlayan ikinci bir projeksiyon sistemi daha
vardýr. Buna difüz veya spesifik olmayan projeksiyon
sistemi denir. Lezyonunda kiþinin uyanýýklýk durumunda bozukluk görülür.
Beyin sapý serebellum önünde yer alýr ve sinir lifi demetlerinden oluþan üst, orta alt olmak üzere üç çift serebellar pedonkül aracýlýðýyla serebelluma baðlanýr. Beyin
sapý içinde inen (motor) ve çýkan (duyusal) liflerin yaptýðý traktuslar ile kranyal sinir çekirdekleri bulunur.
Mezensefalon beyin sapýnýn en üst bölümünü oluþturur. Üçüncü (N. Oculomotorius) ve IV. (N. Trochlearis) kranyal sinirlerin nukleuslarý buradadýr.
Pons, beyin sapýnýn en geniþ parçasýdýr. Beþinci (N.
Trigeminus), VI. (N. Abducens), VII. (N. Facialis) ve
Þekil 2.3. Ventrikül sistemi.
Sinir Sisteminin Kýsa Anatomisi
15
Þekil 2.4. Beyin omurilik sývýsý dolanýmý.
VIII. (N. Stato-Acusticus) kranyal sinir çekirdekleri
ponsta yer alýr.
Ponsun alt sýnýrý ile foramen magnum arasýnda kalan
beyin sapý parçasýna bulbus adý verilir. Dokuzuncu
(N. Glossopharyngeus), X. (N. Vagus), XI. (N.
Accessorius) ve XII. (N. Hypoglossus) kranyal sinir
çekirdekleri de bulbustadýr (Þekil 8.1, 8.2). Rolando
yarýðýnýn önündeki motor korteksten baþlayarak m.
spinalis’in ön boynuz hücrelerinde sonlanan kortikospinal traktus (piramidal yol) bulbusun alt ucunda
çaprazlaþarak decussatio pyramidum’u oluþturur.
Serebellumun ortada vermis ve iki yanda serebellar
hemisfer adý verilen üç parçasý vardýr. Kesitine bakýldýðýnda, serebral hemisferlerde olduðu gibi, dýþta daha koyu renkte serebellar korteks, altýnda beyaz madde ve bunun içinde gri madde çekirdeklerinin bulunduðu görülür.
M. Spinalis foramen magnum seviyesinde bulbusun alt
ucundan baþlar ve lomber birinci vertebra korpusunun
altýnda sonlanýr. Bu sonlaným bölümüne conus medullaris adý verilir. Omurilik vertebral kanal içinde yer alýr
ve intrakranyal oluþumlar gibi meninksler ile örtülmüþtür. M. Spinalis’in L1-L2 vertebralar arasýnda sonlanmasýna karþýn çevresindeki subaraknoid aralýk ikinci
16
Sinir Sistemi Semiyolojisi
sakral vertebraya kadar uzanýr (Þekil 7.7). Omuriliðin
transvers kesintinde ortada, ön bölümleri daha geniþ
olan kelebek þeklinde bir gri madde kitlesi dikkati çeker. Beyaz madde dýþtadýr ve gri maddeyi çepeçevre
sarar. Burada sinir liflerinin yaptýðý fasikuluslar yer
alýr. Gri maddenin ortasýnda epandim hücreleri ile çevrili canalis centralis bulunur (Þekil 2.5).
Gri madde içinde, beyinde olduðu gibi, hücre gövdeleri ve uzantýlarý yer almýþtýr. Gri maddenin öndeki
çýkýntýlarýna ön boynuz, arkadaki çýkýntýlarýna da arka
boynuz adý verilir. Omuriliðin beyaz maddesi boynuzlarýn yaptýðý çýkýntýlarla funikulus veya kordon
adý verilen bölümlere ayrýlmýþ gibidir. Arka boynuzlar arasýnda arka, ön boynuzlar arasýnda ön, arka ve
ön boynuzlarýn arasýnda ise yan kordonlar yer alýr.
Kordonlardaki inen (motor) ve çýkan (duyusal) traktuslar Bölüm 3 ve 7’de ele alýnmýþtýr (Þekil 7.1, 7.2,
7.3).
Omuriliðin servikal ve lomber parçalarýnda intumescentia cervicalis ve i. lumbalis denilen birer þiþlik dikkati çeker. Bu þiþlikler kol ve bacak sinirlerini oluþturan duyusal ve motor liflerin m. spinalis’e girdiði ve
çýktýðý bölgeler olup gri madde, hücre yoðunluðu nedeniyle, bu hizalarda daha geniþtir.
M. Spinalis’in ön ve arka radiksleri intervertebral foramenler hizasýnda birleþerek spinal sinirleri yaparlar. Omurilik boyunca herhangi bir segmanter bölünme olmadýðý halde saðlý sollu 31 çift spinal sinir dýþtan bakýldýðýnda m. spinalis’e segmanter bir görünüm
verir. Bu nedenle omuriliðin 31 segmenti olduðu kabul edilir. Bunlarýn 8’i servikal, 12’si dorsal, 5’i lomber, 5’i sakral, 1’i de koksigealdir.
noid aralýk içinde aþaðýya yönelirler. Bu radikslerin
omurilik sonlandýktan sonraki görünümü at kuyruðuna benzetilerek cauda equina olarak adlandýrýlýr.
Spinal sinirler mikst sinirlerdir. Duyusal impulslarý
taþýyan spinal sinir lifleri arka radiks olarak m. spinalis’e ulaþýr. Omuriliðin ön boynuz hücrelerinden baþlayan motor lifler ise ön kökleri oluþtururlar. Ýþte, ön
boynuzdaki bu motor nöronlar kortiko-spinal yollar
(I. motor nöron) aracýlýðý ile buraya ulaþan motor impulslarý çizgili kýsa taþýrlar. Motor nöronlarýn yaptýðý
ve ön boynuzdan iskelet kasýna kadar uzanan bu sisteme periferik motor nöron (II. motor nöron) adý verilir. (Bölüm 3’e bakýnýz). Periferik sinirler içinde seyreden ve çerçeveden gelen impulslarý m. spinalis’e
taþýyan duyusal liflerin hücre gövdeleri ise arka kök
üzerinde yer alan spinal gangliyonlardadýr (Þekil 2.5)
(Bölüm 7’ye bakýnýz).
Kalp kasý iç organlar ve damarlarýn düz kaslarý ve dýþ
ifrazlý salgý bezleri otonom sinir sisteminin yönetimi
altýndadýr. Otonom sinir sisteminin sempatik ve parasempatik olmak üzere iki parçasý vardýr. Ýskelet kasýný
uyaran spinal sinirler yukarda belirtildiði gibi, doðrudan kasta bulunan ve terminal plak adýný alan motor
sonlanma bölgesine varýrlar (Bölüm 3’e bakýnýz). Oysa
otonomik (vejetatif) sinir lifleri için durum farklýdýr.
Santral sinir sistemindeki vejetatif merkezlerden baþlayan otonomik lifler, ilgili organa varmadan önce merkezi sinir sistemi dýþýndaki sempatik veya parasempatik ganglionlarda sonlanýr. Bu liflere preganglionik lifler denir. Ganglionlardaki nöronlarýn uzantýsý olan ve
postganglionik adý verilen sinir telleri ise kalp kasý, düz
kas ve salgý bezlerinde çýplak sinir uçlarý halinde son
bulur. Santral sinir sisteminde otonom sinir sistemini
düzenleyen önemli yapýlardan biri diensefalonda yer
alan hipotalamustur. Beyin sapý ve m. spinaliste de bazý
nörovejetatif merkezler bulunmaktadýr. Otonom sinir
lifleri, II. motor nöron aksonlarý gibi, kranyal ve spinal
sinirler içinde seyrederek periferiye giderler. Parasempatik lifler taþýyan kranyal sinirler ilgili bölümde
ele alýnacaktýr (Bölüm 8’e bakýnýz).
Ön ve arka radiksler spinal subaraknoid aralýkta bulunurlar. Servikal bölge dýþýndaki radiksler ayný sayýlý
vertebra korpusunun altýndan geçerek spinal kanal dýþýna çýkar. Örneðin L2 radiksi L2 ile L3 vertebralar
arasýndaki intevertebral foramenden geçer. Yukarda
belirtildiði gibi eriþkinde m. spinalis L1 vertebranýn
alt kenarý hizasýnda sonlandýðýndan lomber ve sakral
radiksler kendi foramenlerine ulaþana kadar subarak-
Bazý spinal sinirler bir araya gelerek brakyal ve lumbosakral pleksüsleri oluþtururlar. Buradan da kol ve
bacaða giden periferik sinirler doðar. Örneðin kolun
baþlýca sinirleri olan n. radialis, n. medianus ve n. ulnaris brakyal pleksusun dallarýdýr.
Þekil 2.5. Medulla spinalis kesiti.
Sinir Sisteminin Kýsa Anatomisi
17

Benzer belgeler

Duruş ve Yürüyüş Bozuklukları

Duruş ve Yürüyüş Bozuklukları Raymond D. ADAMS: Çaðýmýzýn Amerikalý ünlü sinir hekimi. Sinir sistemi hastalýklarýnýn hemen her alanýndaki klinik ve

Detaylı