Kinship (Hemsehri) Associations and Rural Transformation in Turkey

Transkript

Kinship (Hemsehri) Associations and Rural Transformation in Turkey
M PRA
Munich Personal RePEc Archive
Kinship (Hemşehri) Associations and
Rural Transformation in Turkey
Erkan Aktas and Asiye Aka and Murat Cem Demir
Çanakkale Onsekiz Mart University
2006
Online at http://mpra.ub.uni-muenchen.de/8646/
MPRA Paper No. 8646, posted 10. May 2008 02:51 UTC
Türkiye’de Hemşehri Dernekleri ve Kõrsal Dönüşüm
Erkan AKTAŞ1
Assiye AKA2
Murat CEM DEMİR3
ÖZET
Bu çalõşmanõn amacõ yoğun göçle birlikte, kentlerde örgütlenen
hemşehri derneklerini betimlemek ve bu derneklerin kõrsal dönüşüm
üzerindeki rollerini incelemektir. Çalõşmadaki materyal, hemşehri
dernekleri, kõrsal dönüşüm ve göç ile ilgi ikincil verilerden oluşmuştur.
Büyük kentlerdeki bazõ hemşehri derneklerinin kõrsal alanla ilgili
yatõrõmlarõ dikkat çekmektedir. Kentle eklemlenme sorunu yaşayan
enformal kesimler kõr ile bağlantõlarõnõ daha güçlü tutmuşlardõr. Bu yüzden
bir çok hemşehri derneği, ekonomik ve politik güçlerini kõrsal alana
yönlendirildiği gözlenmektedir.
Sonuç olarak, Türkiye’de kõrsal dönüşüm çalõşmalarõnda mevcut
hemşehri derneklerinin olasõ rolleri ile ilgili araştõrmalar yapõlmalõdõr.
Bununla birlikte, hemşehri derneklerinin kõrsal kesimdeki rolleri ile
günümüzde katõlõmcõ kõrsal kalkõnma yaklaşõmõ paralellik gösterdiği için
desteklenmelidir. Aynõ zamanda hemşehri derneklerinin kõrsal dönüşüm
yatõrõmlarõnda etkinliğinin sağlanmasõ yönünde mikro politikalar
oluşturulmalõdõr.
Anahtar Kelimeler: Hemşehri Dernekleri, Kõrsal Dönüşüm, Türkiye
Kinship (Hemşehri) Associations and Rural Transformation in Turkey
ABSTRACT
The aim of this study is to define kinship (hemşehri) associations
that are organized in the cities through dense immigration and examine their
relationship with rural. The materials in the study consist of kinship
assocciations, rural development and secondary data about immigration.
Investments of some kinship association in major cities is drawing
attention. Informal parties that have problem in establishing connection
problem with the city have kept their links to the rural stronger. Therefore,
it is observed in most of the kinship associations that they direct their
economic and political power to rural areas.
1
ÇOMU Biga İİBF İktisat Bölümü
ÇOMU Biga İİBF Kamu Yönetimi Bölümü
3
ODTÜ Fen Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü
2
As a result, researches regarding the possible roles of existing
kinship associations in rural transformation Turkey should be done. Besides,
kinship associations should be supported as the role of kinship asscociations
in rural areas and the approach of participatory rural transformatio approach
show parallellism. At the same time micro policies towards providing
effectivenes of kinship associations in rural transformation investments
should be established.
Keywords: Kinship Associations, Rural Transformation, Turkey
1. GİRİŞ
Türkiye’de 1950’li yõllardan sonra hõzla artan nüfus, tarõmdaki
teknolojik gelişim ve kent ile kõr arasõndaki sosyo-ekonomik dengesizlikler
sonucu “göç” olgusu ön plana çõkmõştõr. Türkiye’de 1950’li yõllarõn
sonlarõnda nüfus artõş hõzõ %3’leri bulmuş ve 1990’lõ yõllara kadar da
%2’nin üstünde devam etmiştir (Shorter ve Mõroslov, 1984). Yoğun iç göçle
birlikte, Türkiye’de 1950 de kentsel nüfus oranõ yaklaşõk %25 iken 2000’li
yõllarda bu oran %66’a yükselmiştir (TÜİK, 2006).
Kentsel nüfustaki artõş yalnõzca kõr-kent göçünün bir sonucu
değildir4. Bununla birlikte, gelişmekte olan ülkelerdeki kentsel nüfustaki
artõşõn en önemli payõnõ kõrdan kente yoğun göç olduğu gösterilebilir
(Hale, 1981). Türkiye’de ise içgöçün kentsel büyümeye katkõsõna bakarsak,
1945-1990 yõllarõ arasõnda kentsel büyümenin yüzde 52’sinin kõrdan kente
göçten kaynaklandõğõ tahmin edilmektedir (İşduygu ve ark, 1998).
Yaşanan yoğun kõr-kent göçü milyonlarca köylünün başta İstanbul,
Ankara, İzmir ve Adana olmak üzere büyük kentsel alanlara yerleşmesine
yol açtõ. 1950-1970 arasõnda yõlda yaklaşõk 200 bin, 1970-1980 arasõnda
yaklaşõk 350 bin, 1980-1995 arasõnda ise yaklaşõk 500 bin köylünün
kentlere göç ettiği tahmin edilmiştir (İşduygu ve ark, 1998). Bu yolla
işgücünün önemli bir kõsmõ kõrdan kente kaymõş ancak sanayi sektörünün
büyüme hõzõ bu işgücünü istihdam edebilecek yeni iş alanlarõ yaratmada
yetersiz kalmõştõr (Levine ve Üner, 1978). 1950-1995 yõllarõ arasõnda
yaşanan toplam göç miktarõ ise yaklaşõk 15 milyon olarak tahmin edilmiştir.
Gelişmiş ülkelerde genellikle sanayileşmeye dayalõ bir kentleşme
gerçekleşmişken, Türkiye’de yaşanan hõzlõ kentleşme olgusu sanayileşme
ile paralel bir hõzda olmamõştõr. Türkiye’de sanayileşme henüz yeterli bir
düzeye ulaşmadan kentleşme sorunsalõyla karşõ karşõya kalõnmõştõr. Bu
4
Kent nüfus artõşõn bir kõsmõ, ölümlerdeki hõzlõ düşüşten ve göreceli olarak sabit kalan doğum
oranõndan kaynaklanmaktadõr (Davis,1965).
durum kõrdan kente göç eden kitlelerin “enformal5/marjinal sektör”de
yoğunlaşmasõna yol açmõştõr (Peker,1996). Bunun sonucu olarak da
enformel ve formel kesim kentlerde iç içe geçmiştir.
Göçle birlikte kõrdaki sosyo-ekonomik sorunlarõn kente yansõdõğõ ve
özellikle gecekondulaşmayõ bu sürecin doğurduğu söylenebilir. Göç olgusu,
kõrsal ve kentsel kesimde her yönde yapõsal değişimleri de beraberinde
getiren ikili bir süreç olarak ortaya çõkarmõştõr (Akgür, 1997).
Kõrdaki çözülme sonucu kõrdan kopan ve kentlerde toplanan kitleler,
kentsel yaşama ayak uyduramayõp kentsel değerleri benimseyemeyince, kõr
ile kent yaşamõ arasõnda kalmakta ve kent yaşamõna yabancõlaşmaktadõrlar.
Bu durumda kentle eklemlenme sorunu yaşayan bu kesimler kõrsal ile olan
bağlantõlarõnõ daha güçlü tutmuşlardõr.
Belli bir sosyal ilişki ağõ içersinde kõrsal bir arka plana sahip olan
cemaatlerin kentsel uzamla uyumlu bir perspektif kazanarak kentsel bir
cemaat olarak kurulma sürecine girmişlerdir. Bu tür ilişki ağlarõnõn kente
uyum sağlamak, “tutunmak”, kentle bütünleşmek açõsõndan bir “ara-tampon
mekanizma” işlevi gördüğünü belirten çalõşmalar da mevcuttur (Kõray,
1964; Şenyapõlõ, 1978; Kurtoğlu, 1989). Bu yaklaşõm, hemşehrilik olgusunu
esas olarak kõr ve kent arasõndaki bu tarihsel kopuş ve devamlõlõk ilişkisi
üzerinde anlamlandõrmaktadõr.
Kente gelen göçmen uzun süre toplumsal ilişkiler ağõ içinde etkinlik
gösterdiği, söz konusu ilişkiler ağõnõn, göçmenin kendini içinde bulduğu
marjinal konuma karşõ tampon kurum işlevi görmektedir (Kõray, 1998 ve
1999; Kurtoğlu,1989). Bu ilişki ağõyla birlikte, göçmenin kentte iş ya da
konut bulmasõnda, biçimsel örgütler ile ilişkilerinde kendisine yardõmcõ
olduğu ve bu yararlanma eğilimini de doğal karşõlamak gerektiği”
belirtilmiştir (Heper,1983). Heper’e göre, “endüstrileşmiş ülkelerle
karşõlaştõrõldõğõ zaman gelişmekte olan ülkelerde, tüm toplum ve kent
katmanlarõnda yaygõn kişisel ilişkiler ağõ bulunmakta, kendini bu ağõn
dõşõnda bulan bir kentli dahi çeşitli etkinliklerini sürdürmekte güçlüklerle
karşõlaşmaktadõr. Bu koşullar altõnda kendini toplumsal ilişkiler ağõnõn
5
Literatürde genelde 1972 Hart-Ghana raporu ile ortaya çõkmõş bir olgu olarak ele alõnsa da Türk
kentlerinde olgunun açõkça gözlenebilir bir belirginlik kazanmasõ 1945'ler sonrasõnda başlamõştõr.
Bunun nedeni ise bu dönemde Türk kentlerinin tarihte daha önce yaşanmamõş bir yoğunluk ve hõzda
göç baskõsõ altõnda kalmalarõdõr. Kentlerin henüz gelişmemiş olan üretim ve hizmet sektörlerinin bu
eğitimsiz-deneyimsiz-becerisiz kitleleri ememediğini ve gelenlerin ekonomik mekanõn marjinine
yõğõldõklarõnõ bilinmektedir.
dõşõnda bulan kent göçmenin çok daha büyük güçlüklerle karşõlaşacağõ
açõktõr”6
Küreselleşme ile birlikte, gelişmekte olan ülkelerde de sivil toplum
kuruluşlarõ (STK) ön plana çõkmakla birlikte, ilgili çalõşmalara hõz
verilmiştir. Dünya Bankasõnõn 2003 yõlõ raporunda, kõrsal kalkõnma
stratejileri yaparken sivil toplumun rolü ön plana çõkartõlmõştõr (Anonim,
2003). Bununla birlikte, Kõrsal kalkõnma yaklaşõmlarõ, 1990’larda
“Katõlõmcõlõk” ve 2000’lerde ise “Katõlõmcõ Kõrsal Stratejik Planlama”
şeklinde değişmiştir (Ellis ve Biggs, 2001).
Bu konuda bir çok çalõşma, göç olgusunu ; göç edilen kentler ve göç
edenler şeklinde ele almõşlardõr. Burada göç veren kesimlerin göç sonucu ne
şekilde etkilendiği konusu ile ilgi çok fazla çalõşma bulunmamaktadõr.
Bu çalõşmanõn amacõ özellikle göç sonucu kentlerde örgütlenen
hemşehri derneklerini tanõmlamak ve kõrsal kesimle ilişkilerini tartõşmak ve
öneriler geliştirmektir.
Çalõşmadaki materyal, hemşehri dernekleri, kõrsal kalkõnma ve göç
ile ilgi ikincil verilerden oluşmuştur. Araştõrmanõn yöntemi ise, mevcut
literatürlerin taranarak betimsel değerlendirmesidir. Burada özellikle
kentlerde yaygõn olan hemşehri derneklerinin, kõrsal dönüşüm çalõşmalarõ
içerisinde oynayabileceği olasõ sosyo-ekonomik etkileri tartõşõlmõştõr.
Bu çalõşmanõn aynõ zamanda, bir STK olan hemşehri dernekleri ile
ilgili yapõlacak diğer çalõşmalara literatür desteği sağlayacağõ
düşünülmüştür.
2. HEMŞEHRİ DERNEKLERİNİN GELİŞİMİ
Hemşehri kelime anlamõ itibariyle, aynõ köy, ilçe, il veya bölgeden
olanlarõ kapsamaktadõr. Bununla birlikte, Ayata (1997) makalesinde, aynõ
mezhebe, dine, etnik kökene mensup olmanõn da hemşehri olmanõn
göstergesi olduğunu belirtmiştir.
Hemşehrilik dernekleri hemşehrilik ilişki ağlarõnõn yapõlandõrõlmõş
(formel) örgütlenmesi olarak tanõmlanmaktadõr. Bu derneklerin formel
olduklarõ belirtilmekte ve aynõ zamanda çok fazla dõşlayõcõ olan örgütlenme
şekli olarak da değerlendirilmektedir (Kurtoğlu, 2005).
6
Heper, bu toplumsal ilişkiler ağõ içinde en önemlisinin aile olduğunu belirtirken, çeşitli Arap ve
Afrika ülkülerinde yapõlan çalõşmalara referansla, kent göçmenlerinin biçimsel olmayan (enformel)
toplumsal ilişkiler ağõ içinde etkinlik göstermelerinin, yaşamlarõnõ kazanma biçimleriyle ilişkili
olduğunu belirtir (Heper, 1983).
Gerek kente göç ettiğinde konut ve iş bulma, gerekse ekonomik kriz
dönemlerinde karşõlaşõlan ekonomik zorluklarda yoğunlaşan aile, akrabalõk
ve hemşehrilik gibi enformel dayanõşma ilişkilerinin (Hemşehri Dernekleri)
belli bir “refah rejimi” ile olan bağõ, enformel ilişki ağlarõnõn neden ve nasõl
“meşru” kabul edildiğini açõklayabilir niteliktedir. “Türkiye’de devlet
formel kurallar çerçevesinde, rasyonel bürokratik süreçler içinde ve
insanlara eşit vatandaşlar olarak davranarak hareket” etmediğinde
akrabalõk, hemşehrilik benzeri cemaatsel dayanõşmadan, politik bağlara
uzanan bir dizi enformel ilişki ağõnõn devreye girmesi haklõlaşabilir (Buğra,
2001).
İçişleri Bakanlõğõ Dernekler Dairesi Başkanlõğõ 2006 yõlõ verilerine
göre Türkiye’de hemşehri dernekleri sayõsõ 8.135’e ulaşmõştõr. Bunun
yanõnda özellikle İstanbul’da son yõllarda hemşehri derneklerinde önemli bir
artõş gerçekleşmiştir. Bu derneklerin yaklaşõk yarõsõ İstanbul’da faaliyet
göstermektedir. 1997 yõlõnda 1922 adet hemşehri derneği var iken (Narlõ,
1999) 2006 yõlõnda bu sayõ 3.876’ya ulaşmõştõr. Son 10 yõllõk dönem içinde
İstanbul’daki dernek sayõlarõ yaklaşõk iki kat artõş göstermiştir. Türkiye’de
toplam derneklerin yaklaşõk %5’i hemşehri derneklerinden oluşurken bu
oran İstanbul’da yaklaşõk %27 gibi yüksek bir oranõ içermektedir (İçişleri
Bakanlõğõ Dernekler Dairesi Başkanlõğõ, 2006).
Çizelge 1’de İstanbul’daki hemşehri derneklerinin yaklaşõk %94’ü
geldikleri illere göre dağõtõlabilmiştir. İstanbul ilindeki hemşehri
derneklerinin ilk sõrayõ Sivaslõ hemşehri dernekleri (%14,2) almaktadõr.
İstanbul’daki her yedi hemşehri derneğinden biri Sivaslõ hemşehri derneği
olmaktadõr. Sivas hemşehri derneklerini sõrasõyla Erzincan, Giresun, Tokat,
Kastamonu, Ordu, Erzurum, Sinop, Gümüşhane, Malatya, Bayburt, Trabzon
ve diğer il dernekleri takip etmektedir.
Çizelge 1.İstanbul Bulunan Bazõ Hemşehri Derneklerinin Geldikleri İllere
Göre Dağõlõmõ
İller
Sivas
Erzincan
Giresun
Tokat
Kastamonu
Ordu
Erzurum
Sinop
Gümüşhane
Malatya
Bayburt
Trabzon
Diğer
Toplam
Dernek sayõsõ*
519
287
238
207
167
156
133
128
120
120
112
112
1358
3657
%
14,2
7,8
6,5
5,7
4,6
4,3
3,6
3,5
3,3
3,3
3,1
3,1
37,2
100,0
*İçişleri Bakanlõğõ Dernekler Masasõ verilerinden derlenmiştir.
Çizelge 1’den yola çõkarak hemşehri dernekleri genelde, Orta ve
Doğu Karadeniz, Doğu ve İç Anadolu Bölgesi illerinden oluştuğu
söylenebilir. Bu bölgeler aynõ zamanda 1950-1980 yõllarõ arasõndaki yoğun
göç veren bölgeler olmaktadõr. Hemşehri dernekleri içerisinde en yaygõn
dernekleşme şekli hemşehri köy dernekleridir.
Bu dönemler arasõnda yaşanan göçlerin en önemli nedeni ise
ekonomik ve sosyal faktörlerdir.
3. KIRSAL DÖNÜŞÜM ve KATILIMCILIK
Kõrsal dönüşüm, kapitalizme geçişle birlikte hõzlanan endüstriyel
gelişmenin doğal sonuçlarõndan biri olan kõr-kent eşitsizliğini dengeleyecek
yönde bir takõm reformlarõn yapõlmasõ böylelikle kõrõn geri kalmõşlõğõnõn bir
ölçüde giderilmesidir. Erken kapitalistleşen ülkelerde kõrsal üretim tamamen
kapitalist olarak tanõmlanabilir. Çünkü bu ülkelerde kapitalist sermaye ve
üretim ilişkileri kõrsal üretimi de tamamen içerecek derecede derinleşmiştir.
Ancak çevre ülkelerde kapitalizm kentlerden başlayarak ortaya çõktõğõ için,
kõrda kapitalist dönüşüm yavaş ilerlemiş ya da hiç gerçekleşmemiştir (Önal
2006).
Kõrsal sorunlarõn tartõşõlmasõ tarihçesi 19. yüzyõla kadar
götürülebilir. Klasik iktisatçõlar (İngiliz Ekonomi politik düşünce okulu),
iktisadi ve toplumsal olaylarõ, genel ve evrensel yasalara göre
incelemişlerdir. Minimum düzeyde devlet müdahalesinin öngörüldüğü bu
yasalara göre, “piyasa güçleri” arz ve talep bir malõn piyasa fiyatõnõ belirler
(Köymen,1999).
İkinci Dünya Savaşõ’ndan sonra az gelişmiş ülkelerin kalkõnma
sorunlarõ çerçevesinde kõrsal ve köylü sorunlarõ tartõşõlmaya başlanmõştõr.
Az gelişmiş ülkelerin kalkõnmasõnõ, önce bu ülke tarõmlarõnõn
“modernleşmesine” diğer bir deyişle tarõmsal girdilerin kullanõmõna
bağlayan; daha sonra bu ülkeleri tarõmsal ihracatlarõnõ arttõrarak gerekli
sanayi ürünlerini, gelişmiş-sanayileşmiş ülkelerden almalarõnõ ve bazõ
alanlardan basit sanayiler kurabileceklerini öngören “evrimci, aşamalõ,
modernleşmeci” Neo-kõlasik kuramlara karşõ geri kalmõşlõğõ ve kapitalist
ilişkileri merkeze alan değişik “bağõmlõlõk kuramlarõ geliştirilmiştir
(Köymen 1999).
Bağõmlõlõk kuramõn temel varsayõmõnõ gelişmişlikle az gelişmişliğin
tek bir dünya sisteminin birbirine bağõmlõ bölümsel yapõlarõ oluşturmaktadõr.
Bu kuram modernleşmeci teorinin tersine Latin Amerika’da iktisadi
kalkõnmanõn gelişmiş ülkelere olan ekonomik bağõmlõlõğõ sebebiyle
gerçekleşemeyeceğini savunur (Akkuş, 2004). Bağõmlõlõk Kuramõ’nõn
önemli simalarõndan biri Paul Baran, az gelişmişliğin nedenini tekelci
kapitalizme bağlamõştõr (Karaömerlioğlu: 2001).
Bağõmlõlõk Kuramõ’nõn diğer bir önemli temsilcisi olan Frank’a göre
“uydu”olarak tanõmlanan periferal iktisadi yapõlar, artõğa el koyan
metropolitan merkez tarafõndan sürekli olarak sömürülmektedir. Böylelikle
periferal ekonomilerin endüstriyel gelişmelerin engellenir ve bu bölgeler
birincil ürün ihraç eden konumda kalõr. Metropol-uydu ilişkisi olarak
kavramsallaştõrõlan yapõnõn, gerek gelişmiş ve az gelişmiş ülkeler, gerek
ulus-altõ, kentsel ve kõrsal bölgeler arasõnda eşitsiz ancak değişime dayalõ bir
ilişki biçimi olarak tanõmlanmasõdõr (Önal, 2006).
Az gelişmiş ülkelerdeki yetersiz sermaye birikimi, kõrsal alanõ
dönüştürecek güce sahip olamamasõna neden olmaktadõr. Bu yüzden kõrsal
yapõ küçük köylü mülkiyet yapõsõnõ korur. Bununla birlikte, geç
kapitalistleşen ülkeler genellikle dõş dinamikler güdümünde hareket ettikleri
için kõrsal dönüşüm için gerekli siyasi güce sahip değildir (Önal, 2006).
Türkiye’de kapsamlõ bir kõrsal dönüşüm çalõşmasõ ilk olarak 1940’lõ
yõllarõn başõnda Köy Enstitüleri ile başladõğõ söylenebilir. Köy Enstitülerin
amacõ; yarõ feodal toprak düzeniyle birlikte feodal düşünceyi tasfiye ederek
çağdaş düşünceyi getirmekti. Köy Enstitülerinin kurulmasõyla birlikte, bu
dönemde “Toprak Reformu” çalõşmalarõ başlamõştõr (Ekinci,1997). Marshall
yardõmlarõnõ arkasõna alan siyasi güç 1950’li yõllarõn ortasõnda Köy
Enstitüleri kapatmõştõr.
Günümüze kadar birçok kõrsal dönüşüm çalõşmalarõ yapõlmõştõr. Bu
kõrsal dönüşüm çalõşmalarõnda rol oynayan kamu kurumlarõn belli
dönemlerde kapatõlõp tekrar farklõ bir isimle kurulmasõ dikkati çekmektedir7.
7
1960’lõ yõllarda planlõ kalkõnma dönemiyle birlikte, kõrsal kalkõnma çalõşmalarõ tekrar ön plana
çõkmõş ve 1963 yõlõnda Köyişleri Bakanlõğõ kurulmuştur. Bu dönemde, tarõm ve toprak reformu
çalõşmalarõ ile birlikte, kooperatifçilik çalõşmalarõ da başlamõştõr. Bu yõllarda kõrsal kalkõnma
çalõşmalarõnda ön plana çõkan projelerden biri de Köy-Kent projeleri idi. Köy-Kent projesi
uygulamalarõ birkaç pilot köy çalõşmasõyla sõnõrlõ kalmõştõr. 1970’li yõllardan sonra kõrsal kalkõnma
çalõşmalarõnda alt yapõ yatõrõmlarõ ön plana çõkmõş ve YSE ve Topraksu Genel Müdürlüğü, Köy
Araştõrma ve Geliştirme Genel Müdürlüğü kurulmuştur. 1983 yõlõnda Tarõm-Orman ve Köyişleri
Bakanlõğõ Kurulmuştur. Bu kurum 1991 yõlõnda ise Tarõm ve Köyişleri Bakanlõğõ şeklinde
değiştirilmiştir. 1970’li yõllarda kurulan YSE ve Topraksu Genel Müdürlükleri Birleşerek 1984
yõlõnda Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü şeklini almõştõr. Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü kõrsal
kalkõnma çalõşmalarõnda en önemli kurum halini almõştõr. Köylerdeki alt yapõ sorunuyla birlikte,
tarõmsal altyapõ ile ilgili de, arazi toplulaştõrmasõ, sulama ve drenaj konularõnda çok önemli yatõrõmlar
yapõlmõştõr. Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü ise 2005 yõlõnda kapatõlmõştõr.
Bu durum kurumlardaki yatõrõm ve programlarda istikrarsõzlõğa neden
olmuştur.
Türkiye’de 1980 sonrasõ kõrsal dönüşüm çalõşmalarõnda popülist
politikalarla birlikte Neo-klasik iktisadi politikalar ön plana çõkmõştõr. Bu
yüzden, kõrsal dönüşüm çalõşmalarõnda genellikle fiziki yapõ ön plana
çõkarken en önemli ayağõ hep eksik kalmõştõr. Kõrsal dönüşüm çalõşmalarõ
daha çok “köylü” yerine “köy” eksenli olmuştur. Yani köylünün eğitim ve
bilinç düzeyini yükseltmekten çok köydeki teknolojik (traktör, tohum, ilaç
vb.) ve fiziki şartlarõn (yol, su, elektrik vb.) düzeltilmesi yönünde olmuş ve
bu yüzden bir çok kõrsal dönüşüm yatõrõmlarõndan istenilen sonuç
alõnamamõştõr.
Toplumsal dönüşümün temelinde yer alan insan faktörü bütün
aşamalarda ön plana çõkartõlarak, her aşamada aktif katõlõmõn sağlanmasõ
gerekirken (Weitz,1979), Türkiye’de kõrsal dönüşüm çalõşmalarõnda ise
insan faktörü göz ardõ edilmiştir.
Dünyada yoksul nüfusunun %75’nin kõrsal alanda yaşamasõndan
dolayõ Dünya Bankasõ, 2003 yõlõ içinde kõrsal kalkõnma stratejilerinde bir
değişlik yapmak için bir dizi çalõşma gerçekleştirmiştir. Dünya Bankasõ,
kõrsal kalkõnma stratejilerinde değişim yaparken özel sektör ve sivil
toplumun rolünü ön plana çõkarmõştõr. Dünya Bankasõ yoksulluğun
azaltõlmasõ ve “Yeni Kõrsal Kalkõnma Stratejisi”ni gerçekleştirmek için, çok
disiplinli ve çoğulcu yaklaşõmlara, kõrsal altyapõya önem verilmesine ve
kõrsal kalkõnma sorunlarõna ait çözümlerde toplumsal katõlõma öncelik
vereceğini belirtmiştir (Anonim, 2003).
1950’lerden bu yana, kõrsal kalkõnma yaklaşõmlarõnõn temelini
oluşturan çok sayõda teori ve politikalarõ özetleyen zaman çizelgesinde8;
1990’larda katõlõmcõlõk ve 2000’lerde ise “Katõlõmcõ Kõrsal Stratejik
Planlama ön plana çõkmõştõr (Ellis ve Biggs, 2001).
Dünya Bankasõ’nõn kalkõnma yaklaşõmlarõna eleştiriler de
getirilmiştir. Bu eleştirilerden biri, neo-klasik iktisadi kuramlara karşõ geri
kalmõşlõğõ ve kapitalist ilişkileri merkeze alan değişik “bağõmlõlõk kuramlarõ
geliştirilmekle birlikte, Dünya Bankasõnõn yoksullukla mücadelede sivil
toplum kuruluşlarõnõ ön plana çõkararak refah devleti politikalarõnõ yok
etmeye çalõştõğõ ileri sürülmüştür. Diğer bir eleştiri ise, yoksulluk sorununu
sivil toplum kuruluşlarõnõn çözemeyeceğidir (Önver ve ark., 2006
8
1950’lerde yõllarda, “Toplumsal Kalkõnma”, 1960’larda “Küçük tarõm İşletmelerde Büyüme”,
1970’lerde “Entegre Kõrsal Kalkõnma”, 1980’lerde “Pazarõn Serbestleşmesi”, 1990’larda katõlõmcõlõk
ve 2000’lerde ise “Katõlõmcõ Kõrsal Stratejik Planlamadõr (Ellis ve Biggs, 2001).
“Sekizinci Beş Yõllõk Kalkõnma Planõ Kõrsal Kalkõnma Özel İhtisas
Komisyonu Raporu” Kõrsal kalkõnmada örgütlülük ve sivil toplum ile ilgili
şu önerileri getirmiştir: Kõrsal toplum insanõnõn yaşam kalitesinin
geliştirilmesine yönelik girişim ve yatõrõmlarda, örgütlenme öncelikli
sayõlmalõ ve her anlamda katõlõmcõlõk teşvik edilmelidir. Kõrsal alanda
örgütlenmenin etkili olmasõ için; var olan kamusal örgütlerin yanõ sõra sivil
örgütlenmenin teşvik edilerek, kurulmasõna kolaylaştõrõcõ ve destekleyici
tedbirlerin alõnmasõ gerekmektedir (Anonim, 2000).
Bununla birlikte Türkiye’de kõrsal dönüşümde katõlõmcõlõğõn ve
gönüllülüğün ön plan çõktõğõ bir çok araştõrma projesi mevcuttur. Bütün bu
araştõrmalarda, “katõlõmcõğõn ve gönüllüğün” ön planõ çõktõğõ yatõrõmlarda
daha etkin sonuçlar alõnabileceği belirtilmiştir. (Dernek, 1998; Arslankurt ve
ark. 1999; Özkan, E., 1999; Arslankurt ve ark. 1999; Aktaş ve ark. 2006).
Diğer bir çalõşmada ise, katõlõmcõ kõrsal değerlendirme yaklaşõmõnõn
ülkemizde başta Tarõm ve Köyişleri Bakanlõğõ olmak üzere dernekler,
kooperatifler, vakõflar, sendikalar vb. “sivil toplum kuruluşlarõ” ile özel
sektör kuruluşlarõ tarafõndan uygulanabileceği belirtilmiştir (Özkaya ve ark,
1998).
Son zamanlarda, büyük kentlerdeki hemşehri derneklerinin kõrsal
alanla ilgili çalõşmalarõ gözlenmektedir. Bazõ hemşehri dernekleri, sosyoekonomik ve politik güçlerini kõrsal alana yansõtabilmektedir. Örneğin,
kentsel alandaki yerel yönetimlerden politik güçlerini kullanarak kõrsal
alanlara sosyo-ekonomik yardõmlar götürebilmektedir. Özellikle hemşehri
köy dernekleri kendi köylerinin altyapõ, cami, cemevi ve okul yapõmõnda
etkin rol oynamalarõ gösterilebilir. Bununla birlikte, hemşehri dernekleri kõr
ile kent arasõnda bilgi akõşõna yardõmcõ olmaktadõr. Fakat bu konuyla ilgili
ampirik çalõşmalarõn eksikliği ön plana çõkmaktadõr.
4. SONUÇ VE ÖNERİLER
Küreselleşme ile birlikte, gelişmekte olan ülkelerde de sivil toplum
kuruluşlarõ ön plana çõkmõştõr. Bu durum, 1980 sonrasõ öne çõkan neo- klasik
iktisat içerisinde refah devleti politikalarõnõn giderek zayõfladõğõ alanlarda,
sivil toplum kuruluşlarõnõn daha etkin rol almasõyla sonuçlanmõştõr.
Kentle eklemlenme sorunu yaşayan enformal kesimler kõrsal ile olan
bağlantõlarõnõ daha güçlü tutmuşlardõr. Bu durum hemşehri köy derneklerini
kõrdaki küçük köylülüğün kentteki temsilcileri konumuna getirmiştir. Aynõ
zamanda, bazõ hemşehri derneklerinin, sosyo-ekonomik ve politik güçlerini
kõrsal alana yönlendirildiği gözlenmektedir
Türkiye’deki kõrsal dönüşüm projeleri “Köy Enstitüleri” hariç en
önemli ayağõ hep eksik bõrakõlmõştõr. Kõrsal dönüşüm çalõşmalarõ daha çok
“köylü” yerine “köy” eksenli olmuş ve daha çok bağõmlõlõk yaratacak
teknolojik ve fiziki alt yapõnõn gelişimine önem verilmiştir. Bu yüzden bir
çok kõrsal dönüşümde istenilen sonuç alõnamamõş ve kõr ile kent arasõndaki
dengesizlik artarak devam etmiştir.
Kõrsal dönüşüm ile ilgili bir çok ampirik çalõşma, insan faktörünün
önemini her aşamada ön plana çõkartmaktadõr. Bununla birlikte Türkiye’de
kõrsal dönüşümde katõlõmcõlõğõn ve gönüllülüğün ön plana çõktõğõ bir çok
araştõrma projesi mevcuttur.
Sonuç olarak, Türkiye’de kõrsal dönüşüm çalõşmalarõnda mevcut
hemşehri derneklerinin olasõ rolleri ile ilgili ampirik araştõrmalar
yapõlmalõdõr. Bununla birlikte, hemşehri derneklerinin kõrsal kesimdeki
rolleri ile günümüzde katõlõmcõ kõrsal kalkõnma yaklaşõmõ paralellik
gösterdiği için desteklenmelidir. Aynõ zamanda hemşehri derneklerinin
mikro ölçekli kõrsal dönüşüm yatõrõmlarõnda etkinliğinin sağlanmasõ
yönünde politikalar oluşturulmalõdõr.
KAYNAKLAR
AKGÜR. Z., G., 1997. Türkiye’de Kõrsal Kesimden Kente Göç ve Bölgeler Arasõ
Dengesizlik (1970-1993).T.C. Kültür Bakanlõğõ yayõnlarõ, ISBN 97517-1818-X, Ankara.
AKKUŞ, Y., 2004. Çağdaş İkdisadi Düşüncede Sol Perspektifler (www
econturk.org/Türkiye html
AKTAŞ, E., BİLGİLİ, M., E., AKBAY, A., BAL, T., 2006. Adana İli Karataş
İlçesi Yemişli Köyünde Toplulaştõrma Kararõnõ Etkileyen SosyoEkonomik Faktörler T.C.Tarõm ve Köyişleri Bakanlõğõ TAGEM,
Toprak ve Su Kaynaklarõ Tarsus Araştõrma Enstitüsü Projesi. Mersin
ANONİM, 2000. Devlet Planlama Teşkilatõ Sekizinci Beş Yõllõk Kalkõnma Planõ
Kõrsal Kalkõnma Özel İhtisas Komisyonu Raporu Ankara 2000
http://ekutup.73 dpt.gov.tr/bolgesel/oik538.pdf
ARSLANKURT, H.,B., KIZILASLAN, H., KIZILASLAN, N., ESENGÜN, K.,
1999. “Tokat ilindeki sulama organizasyonlarõnõn etkinliği ve bu
organizasyonlara üretici katõlõmõnõ etkileyen sosyo-ekonomik
faktörler”. Toprak ve Su Kaynaklarõ Araştõrma Yõllõğõ 1999, Köy
Hizmetleri Genel Müd., APK Dairesi Başkanlõğõ, Toprak ve Su
Araştõrma Şube Müd., Yayõn No:115, Ankara.
ARSLANKURT, B., ÖZKAN, E., ALTUN, A., ALTINTAŞ, A., ŞELLİ, F.,
AKTAŞ, E., GÜLÇUBUK, B., ÇIKMAN, A., ALTINTAŞ, A.,
TAŞDEMİR, N., DANYELİ, İ., 2005. Doğu Anadolu Havza
Rehabilitasyon Projesi Uygulama Alaninda Sosyo-Ekonomik Yapinin
Projenin Benimsenmesi ile Katilima Etkisi ve Proje Etkinliği.
T.C.Tarõm ve Köyişleri Bakanlõğõ TAGEM. Yayõn No:149. Ankara.
ANONİM, 2003. Reaching the Rural Poor, The Rural Development Strategy of the
World Bank Discussion draft, http://www.worldbank.org/rural
strategy
AYATA, A., G., 1991.Gecekondularda Kimlik Sorunu, dayanõşma Örgütleri ve
Hemşehrilik. Toplum ve Bilim Sayõsõ 51-52.
BUĞRA, A., 2001. “Türkiye’nin Refah Rejimi”, Boğaziçi Üniversitesi VI.
Araştõrma Zirvesinde sunulan Tebliğ. Kaynak: www.bia.org.tr,
Alõnma Tarihi 10.06.2002.
DAVİS, K., 1965. “The Urbanization of the Human Population [Nüfusun
Kentleşmesi]”, Scientific American, 213 (3) (Aktaran İÇDUYGU ve
ark, 1998.Türkiye’de İçgöç. Yurt Yayõnlarõ, İstanbul.
EKİNCİ, N., 1997. Sanayileşme ve Uluslaşma Sürecinde Toprak Reformu ve Köy
Enstitülerine Türkiye (1923-1950). T.C. Kültür Bakanlõğõ Yayõnlarõ.
ISBN 975-17-1800-7 Ankara.
ELLİS, F., BİGGS, S, 2001. “Evolving Themes in Rural Development 1950s2000s, Development Review 2001. 19(4).
DERNEK, Z. 1998. Ankara yöresinde arazi toplulaştõrmasõ uygulamalarõ ile ilgili
bir değerlendirme. Topraksu Dergisi, Sayõ:1-2, Kültürteknik Derneği
Yayõnlarõ, Ankara.
HALE, W., 1981. The Political and Economic Development of Modern Turkey
[Modern Türkiye’de Siyasi ve Ekonomik Gelişme], _Room Helm,
London (Aktaran İÇDUYGU ve ark, 1998.Türkiye’de İçgöç. Yurt
Yayõnlarõ, İstanbul).
HEPER, M., 1983. Türkiye’de Kent Göçmeni ve Bürokratik Örgütler. İstanbul:
Üçdal Neşriyat.
İÇDUYGU, A., SİRKECİ,İ., AYDINGÜL, İ., 1998.Türkiye’de İçgöç. Yurt
Yayõnlarõ, İstanbul.
İÇİŞLERİ BAKANLIĞI DERNEKLER DAİRESİ BAŞKANLIĞI, 2006.
http://www.dernekler.gov.tr/Dernekler/Web/Gozlem.aspx?sayfaNo=1
KARAÖMERLİOĞLU, M., A., 2001. “Bağõmlõlõk Kuramõ, Dünya Sistemi Teorisi
ve Osmanlõ/Türkiye Çalõşmalarõ”, Toplum ve Bilim, Sayõ 91,
İstanbul.
KEİTH, H., 1973. "Informal Income Opportunities and Urban Employment in
Ghana", Journal of Modern African Studies, vol. 2. (Aktaran
İÇDUYGU ve ark, 1998.Türkiye’de İçgöç. Yurt Yayõnlarõ, İstanbul)
KÖYMEN, O., 1999. “Köylü Sorunu Araştõrma veTartõşmalarõ” 75 Yõlda
Köylerden Şehirlere, Tarih Vakfõ Yayõnlarõ, İstanbul
KURTOĞLU, A., 1989. Ketleşme Sürecinde Hemşehrilik Dernekleri İstanbul
Örneği. Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitütüsü Kamu
Yönetimi Bölümü Siyaset Sosyal Bilimler Ana Bilim Dalõ, İstanbul..
KURTOĞLU, A., 1998. Local Politicis and Social Networks In Urban Turkey the
Case of ‘Hemşehrilik’ in the Keçiören Municipalitiy. Doktora Tezi.
ODTÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü.
KURTOĞLU, A., 2005. 'Mekansal Bir Olgu Olarak Hemşehrilik ve Bir
Hemşehrilik Mekanõ Olarak Dernekler', European Journal of Turkish
Studies, Thematic Issue N°2 , Hometown Organisations in Turkey,
URL : http://www.ejts.org/document375.html
LEVİNE, N., ÜNER, S., 1978. Population Policy Formation and Implementation in
Turkey
(Türkiye’de
Nüfus
Politikalarõnõn
Oluşumu
ve
Uygulanmasõ)., Hacettepe Nüfus Etütleri Enstitüsü Yayõnõ, Ankara.
NARLI, N., NARI, Y., 1999. "Türkiye'de Hemşeri Derneklerinin Siyasete
Katõlmasõ ve Demokratikleşme Sürecine Etkileri: Bursa Örneği, Yeni
Türkiye, Yõl 5, Sayõ 29.
ÖNAL,N., E., 2006. “Kõrsal Dönüşüm Programlarõnõn Ekonomi Politiği”. İktisat
Dergisi, sayõ: 407, İstanbul
ÖNVER, Ş., M., ŞİRİNER, İ., ÇETİN, Ü., 2005. Küreselleşme Sürecinde
Yoksulluk ve Sivil Toplum Kuruluşlarõ. ÇOMU Biga İİBF II. Ulusal
Sivil Toplum Kuruluşu Kongresi Bildiriler Kitabi “Küresel Eşitlik”.
Çanakkale.
ÖZKAN, E., 1999. Arazi toplulaştõrma uygulamalarõnda sosyo-ekonomik yapõ
özellikleri ve benimsemeyi etkileyen faktörlerin etkinliği (EdirneUzunköprü Örneği).T.C. Başbakanlõk KHGM Atatürk Araştõrma
Enstitüsü Müdürlüğü Yayõnlarõ, Kõrklareli.
ÖZKAYA, T., KARATURHAN, B., ve BOYACI, M., 1998. Kõrsal kalkõnmada
çiftçi katõlõmõnõn önemi üzerine bir araştõrma – Halilbeyli Köyü
Örneği – Ege Ünv. TUAM, İzmir.
PEKER, M., 1996. Internal Migration and the Marginal Sector”, Mansel
Publucation., P. 7-37.
SHORTER, C.F., MIRASLOW, M., 1984. Türkiye’de Nüfus Artõşõ (1935-1975)
Doğurganlõk ve Ölümlülük Eğilimleri. Yurt Yayõnevi. Ankara.
TÜİK., 2006. Nüfus İstatistikleri ve Projeksiyonlarõ. http://www.tuik.gov.tr/
PreIstatistikTablo.do?istab_id=193
WEİTZ, R., 1979. Integrated Rural Development, The Rebout Approach,
Settlement Study Center, Publications on Problem of Reginal
Development 28. Rehovot, Isreal. Aktaran, Olgun A., 2004. Kõrsal
Kalkõnmada Sorunlar ve Yeni Yaklaşõmlar. Türkiye VI. Tarõm
Ekonomisi Kongresi. Tokat.

Benzer belgeler