AÇEV AKADEMİ

Transkript

AÇEV AKADEMİ
BĠLĠġSEL GELĠġĠM
ve
DĠL GELĠġĠM
Ayhan Aksu-Koç
AÇEV Akademi
5 Ocak 2008
ÖNBAKIġ
I. GeliĢimde Belirleyici Faktörler
– Kalıtımsal ve Çevresel Etkenler
• Sürekli karĢılıklı etkileĢim
II. Beyin GeliĢimi
III. GeliĢim Alanı: Bilişsel
Teorik YaklaĢımlar
• Piaget, Yeni-Piagetciler,
IV. GeliĢim Alanı: Dil
Çevresel faktörler ve dil geliĢimi
I. Gen ve Çevre EtkileĢimi
yaĢam boyu devam eden
iki yönlü bir süreç.
GENETĠK YAPI + ÇEVRE ETKĠLEġĠMĠ:
FENOTĠP
• Genotip: Bireyin doğuĢtan gelen gen yapısı
(baskın ve çekinik genlerin tümü).
• Çevre: Bireyi çevreleyen Ģartların toplamı(hücresel çevreden kültürel çevreye kadar).
• Fenotip: Bireyin genleri ve çevresi etkileĢimi
sonucu ortaya çıkan gözlemlenebilir özellikleri.
– Fiziksel, psikolojik özellikler, sağlık ve davranıĢ
• GeliĢim yalnız genetik değil çevresel Ģartların da
sonucudur.
Gen ve Çevre etkileĢimi
• Her hücre için çevresi, komĢusu olan
hücrelerdir.
• Hücrelerin çevreleriyle etkileĢimi yeni
hücre yapılarının (ve organların)
oluĢumuna ve organizma ve çevresi
arasında yeni etkileĢimlere yol açar.
• Çevre ve organizma arasındaki etkileĢim
ana rahminden baĢlayarak yaĢamın her
anında söz konusudur.
ÇEVRENĠN ETKĠSĠ: REAKSĠYON ALANI:
tek bir genotip için,organizmanın yaĢayabileceği ortamlarla
uyumlu olan tüm fenotipler
Himalaya tavĢanında tüy rengini belirleyen
genin ifade edilmesinde çevrenin etkisi
(Winchester, 1972).
Normal Ģartlarda tavĢanın yalnızca ayakları,
kuyruğu, kulakları ve burnu siyahtır çünkü
bunlar vücudun geri kalan kısmından daha
soğuktur. Eğer tavĢanın sırtındaki tüyler kazınıp
buraya buz yerleĢtirilerek vücut ısısı
düĢürülürse çıkan yeni tüyler siyah oluyor.
Kalıtımın Etkisi
• Bir türün bazı özellikleri çevresel
etkenlerden az etkilenir, olumsuz çevre
Ģartlarına rağmen geliĢmeye devam
eder;
– Dar reaksiyon alanı: dil
• Bazı özellikleri ise çevresel etkenlere
duyarlıdır, kolayca etkilenir.
– GeniĢ reaksiyon alanı: duygusal rahatsızlık
II. BEYĠN GELĠġĠMĠ
erken dönemdeki uyarılma beyin geliĢiminin
kalitesini belirler
•Deneyim-Bekleyen – sinirlerarası ağlar
genetik olarak belirlenmiĢtir, deneyimleri
kaydetmek üzere hazırdır.
•Deneyime-Dayanan – sinirlerarası ağlar
ancak deneyimler sonucu oluĢur.
40 günlük
30 günlük
Gerçek boyutu
5 aylık
8 aylık
7 aylık
9 aylık
100 günlük
Doğum
öncesinde
Beyin
GeliĢimi
Beyin geliĢimi:
Sinirler ve sinir ağları
Doğumda beyin sahip
GeliĢme:
olacağı tüm hücrelere
• Dendritlerin büyüme ve
sahiptir, ancak bir
dallanmasıyla
yetiĢkin beyninin ¼ • Axonların dallanması ve
büyüklüğündedir
miyelinleĢmesiyle olur
DENEYĠMLER VE BEYĠN
GELĠġĠMĠ
• Erken yaĢtaki
deneyimlerden en çok
etkilenen organ beyin.
• Algıyı mümkün kılan
sinirlerarası ağların
kurulması için beyindeki
milyarlarca nöronun
uyarılması gerekir.
• Öğrenme ve davranıĢı
belirleyen bu ağlar fizik ve
ruh sağlığını da etkiler.
04-039
ĠKĠ NÖRON ARASI BAĞLANTI
Axon
SİNYAL ALAN
NÖRON
Synapse
SİNYAL –
GÖNDEREN
NÖRON
Dendrite
NÖRONLARIN ĠġLEVSEL
FARKLILAġMASI.
• Deneyimlerle uyarılma,
– genetik olarak belirlenmiĢ ağları aktive ederek
nöronların, duyma, görme gibi iĢlevler için
farklılaĢmalarını, ve
– kendilerine uygun eĢ-hücrelerle sinaps
oluĢturarak bağlantı kurmalarını sağlar.
• Dolayısıyla erken sosyal çevre beyin
geliĢimi için son derece önemlidir.
04-212
Ses
Görme
Koku
Dokunma
Tat
Uyarılma
çocuğun
yetiĢkinlerle ne
kadar karĢılıklı
etkileĢime
girdiğine bağlı
Neal Halfon
DENEYĠM VE BEYĠN GELĠġĠMĠ
• Erken dönemdeki uyaranlar,
• genetik olarak belirlenmiĢ (deneyim-bekleyen)
ağları harekete geçirir – kritik ve duyarlı
dönemler.
• milyarlarca nöron arasındaki synapsların
oluĢmasını sağlar - duyarlı dönemler.
• Gereğinden fazla sinaps oluĢması,
bebeğin her türlü deneyime uygun
sinirağları oluĢturmaya açık olması demek.
03-012
Sinaps Yoğunluğu
Doğumda
6 yaşında
14 yaşında
Rethinking the Brain, Families and Work Institute, Rima Shore, 1997.
BEYNĠN AĞLARLA DÖġENMESĠ VE
YONTULMASI: Doğum - 14 yaĢ
• Doğumda: nöronlar arası bağlantı çok yoğun
değil.
• 6 yaĢında: uyarılma ve oluĢan ağların kullanımı
sonucu yoğunluk artıyor .
• 14 yaĢında: doğumdan daha çok, 6-yaĢtan daha
az yoğun; kullanılmayan, zayıf bağlantıların
budanıp yontuluyor.
• Hücreler arası bağlantının oluĢması ve pekiĢmesi
uyarılmanın tekrarı gerekli.
• Erken deneyimler sinir ağlarının döĢenmesi ve
yontulmasında son derece etkili.
• Dil, okuma-yazma, sağlık ve davranıĢları
etkileyen sinir ağları erken oluĢur.
003
BEYĠN GELĠġĠMĠ VE SĠNAPS OLUġUMU
Duyu
ağları
(görme, işitme)
-6
-3
0
Dil
3
Yüksek
Bilişsel Fonskyonlar
6
9
Ay
1
4
8
Yıl
12
16
Yaş
C. Nelson, in From Neurons to Neighborhoods, 2000.
Beyin –Çevre etkileĢimi 1:
Ana rahminde öğrenme
• Anneler hamileliğin son 1½
ayı boyunca günde iki kez
bebeğe aynı hikayeyi
okurlar.
• Doğum sonrasında, annenin
okuduğu hikaye dinletilen
bebek, teybe bağlı olan
emziği daha hızlı emerek
teybi açıp hikayeyi dinler,
farklı hikaye dinletilen
bebekler emme hızını
arttırma tepkisi vermez.
• Bebekler doğum öncesinden
aĢina oldukları hikayeyi
tercih etmiĢlerdir.
DeCasper & Spence, 1986
Beyin –Çevre etkileĢimi 2:
Ana rahminde öğrenme
• Salk (1973): yeni doğmuĢ 3 grup bebek farklı kalp atıĢı
sesine maruz bırakıldı:
– dakikada 80 atıĢ (rahimde duyulan kalp atıĢ oranı),
– dakikada 120 atıĢ,
– ses yok (kontrol grup)
• Dakikada:
– 120 atıĢ duyan bebekler: stress, ağlama, deneye son verildi.
– 80 atıĢ duyan bebekler: deneyin yapıldığı dört günlük sürede
kontrol gruptan daha fazla kilo kazandı ve daha az ağladılar.
• Sonuç:
– Sonuç: Bebeklerin ana rahmindeki ses düzeyini tanımaları, bu
ortamda öğreniĢ olduklarını gösteriyor.
Beyin –Çevre etkileĢimi 3:
Görmeye iliĢkin sinir-ağlarının oluĢumu
• Hubel & Wiesel:
– doğuĢtan kataraktlı bebeklerde oksipital
korteksdeki nöronlar, gözden sinyal gelmediği için
hatalı farklılaĢma gösteriyor,
– daha sonra katarakt alındığında çocuğun normal
görmeye kavuĢamıyor.
• Ġleri yaĢta katarakt olması halinde ameliyat
sonrası normal görmeye kavuĢulur.
• Erken yaĢtaki deneyimler, nöron iĢlevini yaĢam
boyu kalacak Ģekilde belirler.
Sesleri Ayırt Etme ve Kültür
Bebekler kendi ana
dillerinde bulunmayan
sesleri ayırt edebilirler
fakat bu yetenek
hayatlarının birinci
yılında ortadan
kaybolur.
Beyin –Çevre etkileĢimi 4:
ZenginleĢtirilmiĢ Ortam
• Rosenzweig, 1984, fareler 3 farklı ortamda yetiĢtiriliyor:
– 1- ZenginleĢtirilmiĢ sosyal ortam: Çok sayıda fare, oyuncak dolu
kafeste
– 2- ZenginleĢtirilmiĢ ortam: oyuncaklı kafes ancak yalnız, diğer
kafeslerdeki fareleri izleyebiliyor
– 3- BoĢ kafes, yalnız fare
• Grup-2 farelerinin öğrenme oranları Grup-3‟teki boĢ
kafeste yalnız tutulan hayvanlardan farklılık göstermedi.
• Labirentte yemek bulma iĢleminde öğrenme oranları
artıyor,
• Deney sonrası yapılan otopsilerde görülen artıĢlar:
–
–
–
–
Duyulardan gelen bilgiyi entegre eden korteksin ağırlığı
Öğrenmeyi arttıran beyin enziminin miktarı
Sinir hücre boyutları ve sinir sistemi destek dokusu
Sinaptik bağlantılar
Altı memeli tür
Fare
Kır Faresi
Neden farklı?
ġempanze
Ġnsan
Ağaç Faresi
Görsel
ĠĢitsel
Somatik
Duyumsal
Koku
Bağlantısız Korteks
Çerçeve
Gesell &
Freud
Katkıda Bulunan Etkenler
Biyolojik Olgunlaşma
İç Değişken Etkenler
Çevresel Öğrenme
Watson &
Skinner
Dış Değişken Etkenler
Piaget
Karşılıklı etkileşim
içinde
Activeyapılandırma
shaping
Vygotsky
Kültürel Bağlam
Kültür ara değişkendir
B= Biolojik etkenler E=Çevresel etkenler
UE=Çevrenin evrensel özellikleri
C= Kültür (Çevrenin tarihsel süreçte özgülleşmiş özellikleri)
Kuramın
Rolü
GELĠġĠM MEKANĠZMALARINI
AÇIKLAYAN KURAMLAR (1)
• Biyolojik Olgunlaşma Perspektifi
– Fiziksel yapı ve fizyolojik süreçlerinin olgunlaĢması
– Genetik belirlenme ve genetik programa göre
olgunlaĢma
• Çevresel-Öğrenme Perspektifi
– Deneyimler sonucu davranıĢta oldukça kalıcı bir değiĢiklik olması
– AlıĢma, Taklit
– Klasik Ģartlanma: önceden var olan davranıĢların yeni
uyaranlar tarafından kontrol edilmesi
– Edimsel Ģartlanma: davranıĢın sonuçlarının davranıĢı
Ģekillendirmesi, yeni davranıĢların edinilmesi
GELĠġĠM MEKANĠZMALARINI
AÇIKLAYAN KURAMLAR (2)
• Yapılandırıcı Perspektif : çocuk bilgisini aktif olarak oluĢturur
– kalıtım ve çevre eĢit katkıda bulunur (biyolojik agırlıklı)
– Özümseme (Assimilation): çevreden geleni kendine uydurmak,
yeni deneyimleri var olan bilgilerle birleĢtirmek
– Uyma (Accomodation): Çevreye - yeniye uyma, varolan
davranıĢ/ bilgilerin yeni deneyimler ıĢığında yeniden
düzenlenmesi
– Dengeleme: iki süreç arasında uyum ve yeni geliĢimsel evrelere
ilerleme
• Kültürel-Bağlam Perspektifi: çocuk bilgisini aktif olarak oluĢturur
– kalıtım ve çevre eĢit katkıda bulunur (çevre ağırlıklı)
– YetiĢkinler aktif bir biçimde geliĢime katkıda bulunur
– GeliĢim, kültürel yapı içinde gerçekleĢir
III. BĠLĠġSEL GELĠġĠM
• BiliĢsel GeliĢim
– Mantıksal düĢünce ve Piaget‟nin Kuramı
• GeliĢim evreleri
• Yeni bulgular: yetilerin öncülerinin daha erken yaĢta
saptanması
– Yeni-Piaget‟ci kuramlar
• Bilgi ĠĢleme süreçlerinin önemi
• Biyolojik faktörlerin önemi
– Kuram OluĢturma-Sınama kuramı
» Zihin Kuramının geliĢimi: perspektif alabilme, duyguların
karĢılaĢması, zihinlerin karĢılaĢması, duygu ve düĢünceleri
okuyabilme
• Sosyo-Kültürel çevrenin önemi – Vygotsky,
Bio-Sosyal- DavranıĢsal
DönüĢüm Noktaları
• Biyolojik, sosyal ve davranıĢsal alanlardaki
geliĢimin kesiĢerek çocuğun psikolojik
açıdan farklı bir düzeye geçmesine
sağlayan dönüĢüm noktaları…
Önemli dönüĢümler ve izleyen dönemler
Dönüşüm noktası
İzleyen Gelişim dönemi
Gebe kalma
Ana-babadan kalıtım
Doğum öncesi – temel organların oluşumu
Doğum
Erken bebeklik - çevreye uyum sağlama
2 ½ ay- beyin gelişimi, sosyal
gülücük
Orta dönem bebeklik –hafıza ve duyusalmotor gelişim
7-9 ay – yeni ve yabancıdan
çekinme, bağlanma
Geç bebeklik dönemi –sembolik düşünce,
benlik kavramı
24-30 ay- dil gelişimi
Erken çocukluk- farklı düzeylerde bilişsel
beceri, cinsel kimlik
5-7 yaş – sorumluluk alma,
öğretime girme
Orta dönem çocukluk –yaşdaşlarla etkinlik,
kurallı oyun, sistematik öğretim
11-12 yaş – cinsel olgunlaşma
Ergenlik – cinselliğe yönelik etkinlik, kimlik
gelişimi, soyut mantıksal düşünce
19-21 yaş – kendi
sorumluluğunu alma ve yeni
nesil yaratmaya yönelme
Yetişkinlik – 19 yaş üstü
Erken dönem duyusal yetiler
Duyu
Yeti
Duyma
DoğuĢtan dilde yer alan sesleri ayırt etme yetisi
Görme
DoğuĢta net görme - 70cm
6. ayda yetiĢkinin 100m net gördüğünü 7m.de görme
2. ayda renkleri ayrıĢtırma
Ġnsan yüzüne benzer uyaranı tercih
KarmaĢık uyaranları basit olana tercih etme
Koklama
Tatma
Dokunma
Sıcaklık
Pozisyon
DoğuĢtan kokuları iyi ayırt edebilme
DoğuĢtan tatları iyi ayırt edebilme
DoğuĢtan farklı noktalarda dokunulmaya tepki
DoğuĢtan sıcaklık değiĢimlerine hassasiyet
DoğuĢtan pozisyon değiĢikliklerine karĢı
hassasiyet
Erken dönem motor yetiler:
Refleksler ve Taklit
• DoğuĢtaki davranıĢsal tepkiler refleksler
– DavranıĢ Ģemalarına temel.
• DoğuĢta bebekte taklit yetisi de var
– Model ağzını açıyor, bebek de açıyor, dilini çıkartıyor, bebek de
çıkartıyor.
– ĠletiĢim becerisine temel.
– KarĢıdaki ile özdeĢleĢme ve zihin teorisi için temel
• Son araĢtırmalar beyinde, taklit yetisine temel
oluĢturacak özel hücrelerin bulunduğunu gösteriyor:
– Duyular yoluyla bilgiyi aldığında ve de kendisi tepki olarak
davranıĢı tekrarladığında aynı hücre aktive oluyor.
Piaget‟in BiliĢsel GeliĢim Evreleri
yaş
Dönem
tanım
doğum –
2 yaş
Duyusalmotor
Duyusal algılar ve basit motor davranışların
koordinasyonu. Dış dünya ile etkileşerek kendini
ayrıştırma, nesnel bir dış dünya kurma.
2 – 6 yaş
İşlemöncesi
Zihinsel imajlar, sözcükler ve jestler gibi sembolleri
kullanma. Genellikle kendi bakış açısını
diğerlerininkinden ayırt edememe, yüzeysel görüntülere
kolayca aldanma, nedensel ilişkileri karıştırma eğilimi.
6 – 12 yaş Somut
İşlemler
Nesneleri ve eylemleri birleştirme, ayırma, düzenleme ve
dönüştürmeyi mümkün kılan zihinsel işlemleri yapabilme.
Ancak bu işlemler gündelik hayatın parçası olan somut
nesneler ve eylemler hakkında yapılmakta.
12 – 19
yaş
Bir problemdeki tüm mantıksal iliĢkiler hakkında sistematik
düĢünebilme. Soyut fikirlere ve düşünmenin kendisine
Soyut
İşlemler
büyük bir ilgi.
PĠAGET: Duyusal-Motor Dönem
(0-2 yaĢ)
• Duyular ve hareketler arasında koordinasyon,
• Reflexlerin dönüĢmesi, hareket Ģemalarının
oluĢması, nesnelerle rastlantısal etkileĢim,
• 7-8. aydan itibaren hareketlerin bir amaca
yönelik olması, amaç- araç iliĢkileri
• 10-12. aydan itibaren deneme – sınama yaparak
nesneleri tanıma, sınıflandırma, sıralama,
problem çözme
• 16-18. aydan itibaren zihinsel temsil yetisi:
– Sembolik oyun, dil kullanımı, ertelenmiĢ taklit,
nesnenin korunumu, zihinde problem çözme
PĠAGET: Duyusal-Motor Dönem
(0-2 yaĢ)
• Nesne, mekan, zaman kavramları ve nedensonuç iliĢkilerini davranıĢ düzeyinde oluĢturur.
– Nesne: kendisi görmese de nesneler varlığını
sürdürür.
– Mekan: nesneler kendi hareketlerinden bağımsız
olarak mekanda yer tutar, aynı noktaya değiĢik
yollardan ulaĢılabilir.
– Zaman: hareketlerin bir sırası vardır (nesneyi kendine
çekmek için önce tutmak gerekir).
– Neden-sonuç: nesneyi kendine çekmek için tutmak
gerekir; nesneyi düĢürmek için itmek gerekir.
• 24.aydan itibaren çevreyle davranıĢ yerine
düĢünce düzeyinde etkileĢim baĢlar.
YENĠ BULGULAR
Piaget sonrası araĢtırmalar bu kavrayıĢlar için
daha erken yaĢta kanıt gösteriyorlar.
Duyular arası algı
• 4-aylık bir grup bebek sert bir
çubukla birleĢik birlikte hareket
eden iki halkayı, diğer bir grup
bebek kurdele ile birleĢik ve
bağımsız hareket edebilen iki
halkayı örtünün altında elleriyle
inceler; nesneyi görmez.
• Bebek ilgisini kaybettikten sonra her
iki tür halka da kendilerine gösterilir.
• Bebekler daha önce elleri ile
keĢfetmiĢ oldukları halka tipinden
farklı olan tipe daha uzun süre
baktılar.
• Duyular arası algının (görme ve
dokunma) baĢtan itibaren olduğu
görülüyor.
Streri & Spelke, 1988
Fiziksel Kurallara duyarlılık
4 ½ ay- nesne altında destek olmadan havada asılı kalırsa
ĢaĢırıyor; düĢmesini bekliyor
Needham & Baillargeon, 1993
Olması mümkün
olay
Olması imkansız olay
Bebekte sınıflandırma becerisi
• 3 aylık – Üst üste 7
kedi resmi izledikten
sonra bir köpek resmi
gösterildiğinde, yeni
bir kediye baktığı
süreden daha uzun
süre bakıyor.
• Kedi kategorisini
öğrenip köpeği ayırd
edebiliyor. Eimas & Quinn, 1994
Behl-Chadha et al., 1995
1.
Deneme
2.
Deneme
3.
Deneme
4.
Deneme
Bellek geliĢiminin göstergeleri:
ErtelenmiĢ Taklit
• Önce tanıma belleği,
sonra hatırlama belleği
geliĢir (Bauer et al., 2003;
Mandler, 1998)
• 9- aylık bebek canlı veya
televizyonda gördüğü bir
modelin hareketlerini 24
saat sonra taklit edebilir
(Meltzoff, 1988) hatırlama
belleği
• 12 aylık bebek nesne
değiĢmiĢ olsa bile eylemi
taklit eder
Bellek geliĢiminin göstergeleri:
Ġhtiyat- çekinme (6-9 ay)
• Bellek ve sınıflandırmada
değiĢiklikler  “sıra dıĢı
olana tepki” vermesine yol
açar.
• Yeni bir nesne veya
yabancı bir kiĢiyi bildiği /
tanıdığı ile eĢleĢtirmeye
çalıĢır, olmazsa endiĢe
duyar,ihtiyat sergiler.
DönüĢüm ve Yeni Sosyal ĠliĢkiler
• Ulaşılmak üzere olan gelişim dönemi (Vygotsky)
– YetiĢkin desteği aldığında tek baĢına ortaya koyduğu beceri
düzeyinin biraz üstünde beceri göstererek yeni davranıĢlar
öğrenme.
• Bağlanma
– Anneye yakın olma isteği, ayrıldığında endiĢe, yeniden birleĢtiğinde
mutluluk duyar.
• Zihinlerarası paylaşım
– Birincil (3. ay): çocuk ile anne arasında karĢılıklı ses ve jestlerle
iletiĢim (sosyal gülümseme)
– İkincil (9.ay): çocuk ile anne arasında üçüncü bir Ģey hakkında
iletiĢime (anne nesneye iĢaret ettiğinde bakar)
• Sosyal atıfta bulunma
– Yeni bir durumda nasıl davranacağını kestirmek için annenin
yüzüne bakar.
• Dil gelişimi
– Tanıdığı nesnelerin isimlerini anlar (6 ay)
– Ünlü/ünsüz tekrarlarının yer aldığı ses çıkarmalar (7 ay)
– Gerçek cümlelerin vurgu ve tonlamasını üretir (12 ay)
YENĠ DÜġÜNME BĠÇĠMLERĠ
(12-24 ay)
Zihinsel temsil yetisi:
Sembolik düĢünme
Problem çözme
Sembolik Oyun
GeciktirilmiĢ taklit
Sınıflandırma
Sembolik düĢünme
• “ġimdi - burada” olmayan nesneleri hayal
edebilir.
• Saklı nesneleri sistematik bir Ģekilde arar.
• Deneme sınama yapmadan problemi
zihinde çözebilir.
• Nesneleri niteliklerine göre
– sınıflandırmaya
– sıralamaya
baĢlar.
Sembolik Oyun
• Bir nesneyi baĢka bir nesnenin yerine koyup
oynar (muz‟u telefon gibi kullanır).
• “MIġ gibi” davranmaya baĢlar.
• Oyun, gerçek nesnelerle yapabileceğinden daha
geliĢmiĢ davranıĢlara izin veren bir ortam
(“fincana süt koyar”).
• Büyüklerle oynandığında daha uzun ve daha
geliĢmiĢ oyun çıkartır.
• Dolayısyla, oyun olanağı tanımak önemli.
ErtelenmiĢ Taklit
• 2. yılın sonuna doğru, yetiĢkinin yapmak ister
göründüğü ancak tamamlayamadığı bir hareketi
amaca ulaĢacak Ģekilde taklit eder; ancak aynı
hareket bir makine tarafından modellendiginde
yalnız makinanın yaptığı Ģekilde taklit eder.
• BaĢkalarına niyet atfetme ve onların zihinsel
durumlarını temsil etme yetisine iĢaret eder.
Sınıflandırma
• Ġki farklı tür nesneyi (oyuncak bebekler ve
gemiler) ayırması istendiğinde:
• 18 aylık: Önünde küçük bir çalıĢma alanı yaratır
ve içine aynı türden iki yada üç nesne koyarlar
• 24 aylık: Nesneleri, önce bir
sınıftan olanı sonra diğerini
koymak üzere, iki ayrı
gruba koyar,
• 30 aylık: Nesneleri bir
ona bir diğerine olmak
üzere iki ana sınıfa
ayırır ve kendi içlerinde alt sınıflar
oluĢturabilir.
Özetle
–Bebek dünyaya pek çok
yetinin baĢlangıcı ile geliyor.
–Öğrenmeye son derece hazır.
dolayısıyla
•Çevrenin erken yaĢta verecekleri
çok önemli.
Bebekliğin Önemi
• “Çocuğun eğitimine o iki yaĢına geldiğinde eğilmek bile
çok geç olacaktır.” (Burton White)
• “GeliĢmedeki en temel süreçlerden birisi kapıların
kapatılması…. Olası kaderlerin giderek kısıtlanmasıdır.”
(Joseph Needham)
• ElveriĢsiz çevresel Ģartlar hem duygusal hem biliĢsel
geliĢimi uzun süreli etkiler.
– Duygusal: Bebeklikte güvenli bağlanma yapmıĢ olan çocuklar
ileride daha sosyal, daha özgüvenli, daha az bağımlı, duygularını
daha iyi ifade edebilen kiĢiler oluyor.
– BiliĢsel: Bebekliteki ve 11 yaĢındaki bellek testi puanları
arasında anlamlı orta düzey korelasyon var.
ERKEN ÇOCUKLUK
(2-6 yaĢ)
ve
ORTA ÇOCUKLUK
(7-12 yaĢ)
PĠAGET:
Erken ve Orta Çocukluk Dönemleri
Erken çocukluk (2-6): Zihinsel ĠĢlemler-Öncesi dönem
Ben merkezcilik
Tek Yönlü Mantıksal düĢünce
Problemin birden fazla yönünü zihinde tutamamak
• Maddenin korunumu problemi (tersine çevrilebilirlik)
• Sınıflandırma problemi (alt-üst sınıf koordinasyonu)
Orta dönem çocukluk (6-12): Somut-Zihinsel-ĠĢlemler
Dönemi
Sembollerle düĢünebilme,
Ġki Yönlü (tersine-çevrilebilir) Mantıksal düĢünce
Bilgiyi mantıklı bir Ģekilde birleĢtirme, ayırma, ve
dönüĢtürmeyi sağlayan, içselleĢtirilmiĢ zihinsel iĢlemler
kullanabilme
Zihinsel ĠĢlemler-Öncesi Dönemi:
DüĢüncenin Sınırları
Ben merkezcilik: Dünyayı salt kendi bakıĢ açısından
algılama eğilimi
1.
–
–
Mekansal ben-merkezcilik
Ben-merkezli iletiĢim
–
BaĢkalarının düĢüncelerini anlayamama …
2. GörünüĢ ve gerçeğin karıĢtırılması
3. Nedensellik öncesi mantık yürütme
4. Mantıksal düĢüncenin tek yönlülüğü
Özetle:
Mantıksal ve sihirsel düĢüncenin karıĢımı, sezgi ve
cehalet, yetiler ve yetersizlikler hep birlikte.
Mekansal Ben-Merkezcilik
• Piaget: 5-6 yaĢ öncesinde
karĢısında oturan kiĢinin
mekanda kendi
gördüğünden farklı bir
görüntü gördüğünü
anlayamaz. (dağ maketi)
• Yeni araĢtırmalar: 4yaĢında, daha basit bir
maketle, karĢıdakinin
perspektifini doğru
saptayabiliyor. (çiftlik
maketi)
Ben-merkezli ĠletiĢim
• 4-5 yaĢta:
– KonuĢmacı yetersiz bilgi verir (“bunu al” “kırmızıyı al”,
“onu koy”)
– Dinleyici çok az soru sorar, aklına eseni yapar.
• 6 – 7 yaĢta:
- iletiĢimde karĢıdakinin
perspektifini göz önüne alır,
gereken bilgiyi verir
- onun kendisini nasıl
gördüğünü düĢünür,
- kiĢinin bir türlü düĢünüp
baĢka türlü görünebileceğini anlar.
BaĢkalarının DüĢüncelerini Anlama
“Zihin Teorisi”
• BaĢkalarının istek, duygu ve düĢüncelerini
anlamada zorluk çeker.
– Ġstekler (2-yaĢ) < duygular (3-yaĢ) <düĢünceler(4-yaĢ)
• BaĢkalarının da kendisinin sahip olduğu bilgiye
sahip olduğunu sanır, farklı düĢünceleri
olmayacağını düĢünür
– Bir Ģeker kutusunun içinde taĢ olduğunu öğrendikten
sonra, kutunun içindekini görmemiĢ bir arkadaĢının
da taĢ olduğunu düĢüneceğini sanır
• Ahlaki yargılarında niyetleri değil
yalnız sonuçları hesaba katar
Görüntü ve Gerçeği KarıĢtırma
Nedensellik Öncesi
Mantık Yürütme
• Genel ilkelerden özel duruma (tümden
gelim) ve özel durumdan genele (tüme
varım) mantık yürütmek yerine, iki özel bir
durum arasında bağlantı kurma eğilimi:
– “Öğle uykusu uyumadım
öğleyse öğleden sonra değil”
– “Mezarlıklar ölülerin bulunduğu
yerler olduğu için, bir yerde mezarlık yoksa
orda ölüm de olmaz (mezarlık ölüm nedeni)”
Tek Yönlü Mantıksal düĢünce
• Maddenin korunumu prensibi: “nesnelerin
görünümleri değiĢse de bazı özellikleri
değiĢmez”
• 5-6 yaĢından önce:
– Birden fazla değiĢkeni birlikte düĢünemez,
• Su seviyesi dar-uzun bardakta daha yüksek göründüğü için
miktar daha fazla diye düĢünür, bardağın darlığını düĢünmez.
– Çoklu sınıflandırma:
• birden fazla değiĢkene göre sınıflandırma yapamaz (pulları
ülke ve fiyatına göre)
• Üst sınıfın alt sınıfı içerdiğini anlamaz
– GeçiĢlilik
•
bir Ģeyin aynı zamanda bir Ģeyden az, diğer bir Ģeyden fazla
olabileceğini düĢünmekte zorlanır (AyĢe Ali‟den uzun
Can‟dan kısa)
Piaget:
Miktarın
korunumu
Piaget: Sayının korunumu
6 - 7 yaş altındaki çocuklar sayının
korunumunu tam kavramaz, ―uzun
sırada daha fazla var‖ der, kartlar arası
boşluğun arttığına dikkat etmez.
Piaget için, somut işlemler evresine geçiş için temel kriter,
mantıksal zorunluluğun kavranması — yani ―öyle olmak
zorunda‖— çıkarsamasının yapılabilmesidir.
Mantıksal ĠĢlemler
(7-8 yaĢ)
– Aynılık – “BaĢta eĢittiler, hiç eklemedin hiç
çıkartmadın, yine eĢitler.”
– Telafi etme /karşı gelme – “Su bardakta daha
yüksekte ancak bardak daha dar. ”
– Tersine çevrilebilirlik – “Geri boĢaltırsan aynı
olduğunu görürsün.”
– Somut ĠĢlemler Mantığı çocuğa hareketlerini
düĢünüp, zihninde birleĢtirmek, ayırmak,
sıralamak, ve dönüĢtürmek imkanını verir.
DüĢüncede bütünsellik sağlar.
Kuramsal Açıklamalar
• Piaget: Özümseme & Uyma süreçleri
– Özümseme: yeni bilgi ve deneyimleri var olan
Ģemalara göre algılayıp ekleme.
– Uyma: var olan Ģemaları yeni deneyiler ıĢığında
değiĢtirme.
• Yeni-Piagetci Kuramlar: Piaget‟nin yeterince üstünde
durmadığı
– Bilgi ĠĢleme süreçleri
– Sosyo-Kültürel Çevre ve karĢılıklı etkileĢim
– Dilin biliĢsel süreçlerdeki önemi
gibi konulara odaklanır.
YENĠ-PĠAGET‟ci KURAMLAR
• Bilgi iĢlemleme Kuramı
• Biyolojik GeliĢim Kuramları
GeliĢim farklı biliĢsel alanlarda farklı hızla seyreder.
– Zihinsel Modüller Kuramı
– Ġskelet Prensipler Kuramı
• Kültürel-Ortam YaklaĢımı
Bilgi-ĠĢlemleme YaklaĢımı
• Bilgisayar benzetmesi
Donanım (beynin farklı
bölgelerinin farklı
zamanlarda geliĢmesi),
Program (bilgiyi kodlama,
hatırlama için yeni stratejiler
öğrenilmesi)
Bilgi ĠĢleme YaklaĢımı
• Biyolojik olgunlaĢma ve deneyimlerin artması
sonucu zihinsel süreçler hız kazanır, yeni
stratejiler geliĢir.
– Etkin Dikkat stratejileri kullanma,
– Problemi gözden geçirip uygun Plan yapma,
– Problemin zorluğu, çözümün uygunluğunu
değerlendirmesine imkan veren Üstbilişsel
Farkındalık, ve
– Bellek ile ilgili süreçler
geliĢir ve biliĢsel iĢlemlerin dönüĢümünde rol
oynar.
Bellek geliĢimi
1. Bellek kapasitesinde ve hızında artıĢ:
– 5-yaĢında 4, 10-yaĢında 6, yetiĢkin 7 madde hatırlar
– bilgiyi hatırlamada 11-yaĢ, 5-yaĢtan 6 kat daha hızlı.
2. Bilgi ve deneyim birikimi
– daha kolay hatırlar çünkü yeni bilgiyi var olanla iliĢkilendirir.
– daha güçlü mantık yürütür
• Satranç tahtasında taĢların konumunu hatırlama
3. Bellek stratejileri
– Tekrarlama – hatırlanacak materyali kendi kendine tekrarlama
– Bellekte Düzenleme – materyali kümeleme (giysiler, meyvalar)
– ĠliĢkilendirme – materyali kendi içinde iliĢkilendirme
4. Üstbellek – kendi bellek süreçleri hakkında farkındalık
– 8-yaĢtakiler kapasitelerini 5-yaĢtakilerden daha iyi değerlendirir
– Ne kadar zamanda ne kadar materyali öğrenebileceği
Biyolojik YaklaĢımlar IZihinsel Modüller Kuramı
• BiliĢsel süreçler, genetik olarak baĢtan belirlenmiĢ
biyolojik alt-sistemlerdir (modüller).
• Öğrenme veya eğitime gerek olmaksızın geliĢirler.
• BiliĢsel geliĢim biyolojik olgunlaĢma ile açıklanır.
• Her modül:
– belli bir bilgi alanına özgü evrimleĢmiĢtir,
• Dil yetisi, Yüzleri tanıma yetisi, duygu ve düĢünceleri anlama yetisi,
neden-sonuç iliĢkisinin algısı, (otistikler)
– o alana özgü psikolojik prensiplerle iĢler ve deneyimleri belli bir
Ģekilde düzenler
• ĠĢleyiĢ prensipleri sabit sinirsel bir yapıya bağlıdır,
otomatik olarak iĢler, ancak çevre tarafından harekete
geçirilmelidir (deneyim bekleyen-).
• Modüller merkezi iĢlemleyici vasıtasıyla etkileĢirler.
Biyolojik YaklaĢımlar IITemel (Ġskelet) Prensipler Kuramı
• Farklı bilgi alanlarına özgü, doğuĢtan belirlenmiĢ
yönlendirici prensipler.
– Fizik, biyoloji, sosyal, psikoloji gibi bilgi alanları.
• BiliĢsel bir süreci baĢlatıp, doğru ipuçlarına dikkati sağlar,
– Yani çocuk dünyaya yanlı yaklaĢır.
• Ancak geliĢim için deneyim gereklidir.
– Alanın içeriği ve deneyimler geliĢim hızını belirler.
• Çocuğun dünyanın nasıl iĢlediğine iliĢkin kuramları vardır,
hipotez kurma –sınamayla, aktif Ģekilde bilgiye ulaĢır.
– Mantıklı tahminler, nedensel açıklamalar getirir, kuramı değiĢtirir.
• Çevre (ebeveyn, arkadaĢ ve öğretmenler) kuram sınama
sürecinde önemli rol oynar
Öncelikli alan :Psikoloji
Zihin Kuramı‟nın GeliĢimi
yaş
İlk yılın
sonu
Kanıt
Başkalarının amaç ve niyetleri olduğunu ve
davranışlarının bu amaç ve niyetleri tarafından
belirlendiğini sezgisel bir düzeyde anlar.
18–24 aylık Sembolik (‗MIŞ gibi‘) oyunlar oynar; karşıdakinin istek,
duygu ve düşüncelerini anlamak için gerekli zihinsel
temsil yetisinin başlangıcı. Taklit ettiği kişinin
davranışlarını içselleştirmesi nedeniyle bakış açısını da
anlar.
3 yaş
Fiziksel durum, zihinsel durum, algı ve isteği ayırt eder.
Duyguları anlar.
4–5 yaş
Dış dünya, zihinsel temsiller ve davranış arasındaki
nedensel bağlantıları anlar. Başkasının kendisinden farklı
düşünebileceğini anlar.
Kültürel-Ortam YaklaĢımı
• GeliĢim, toplumun temel kültürel kaynakları
sağladığı ortamlar içinde sürdürülür:
– KonuĢulan dil, eğitim türleri, yapılan iĢler gibi deneyim
türleri
• Çocuk bu ortamların zihinsel temsillerini –
Ģemalarını- oluĢturur
– Nesneler ve aralarındaki iliĢkileri temsil eden düzenli
bilgiler
– Olayları temsil eden (banyo yapmak, restorana
gitmek) düzenli bilgiler
• Olaya kimler katılmaktadır, hangi sosyal roller vardır
• hangi nesneler kullanılır, hangi eylemlerden oluĢur
• Bu Ģemalar kiĢilerarası davranıĢları koordine
etmeye yarayan ve benzer birçok olayı
kapsamına alan soyut kavramlardır.
Açıklama:
Kültürel-Ortam yaklaĢımı
• Dilin özel rolü:
– KiĢilerarası iletiĢim ve anlaĢmada oluĢan boĢlukları
kapatır,
– OrtaklaĢa yapılan faaliyetlerin koordinasyonunu
mümkün kılar,
– Sözcükler kültürde var olan önemli anlamlar için hazır
kalıplar sağlar,
• Bir anlam alanıyla ilgili sözcük sayısındaki farklar o alandaki
kültürlerarası farka iĢaret eder (Ġngilizcede duygu sözcükleri
5000 kadar)
• Bir dilde zihinsel süreçlere ait sözcüklerin çok olması zihin
teorisi geliĢimini etkileyebilir, bu süreçler hakkında ne kadar
sık konuĢulduğunu etkileyebilir.
Açıklama:
Kültürel-Ortam YaklaĢımı
• Kültürel pratikler farklı alanlarda farklı düzeylerde
geliĢimi etkiler:
– Hangi etkinliklerin ne sıklıkta yapıldığını düzenleyerek
– ÇeĢitli etkinlikleri belili kalıplara sokarak
– Çocuğun etkinlik içindeki rolünü düzenleyerek
• YönlendirilmiĢ katılım  var olan geliĢim düzeyinin daha
çok bilenlerin desteği ile ulaĢılabilecek bir üst düzeyi
(Vygotsky)
– Örnek: Sosyo-dramatik oyunu
(iki veya daha fazla katılımcının MIġ
gibi yaparak çeĢitli sosyal roller oynadığı
oyun)
Ortak yol
• DavranıĢın genel ve alana özgü yönleri ele ele
gider.
• GeliĢimi etkileyen faktörler çok sayıdadır.
• DeğiĢimin temel nedeni beynin olgunlaĢmasıdır
– çalıĢma belleğinin kapasitesini artırır, bu da bilgi
iĢlemenin hızını ve stratejilerini arttırır;
• Deneyimler de aynı ölçüde önemlidir.
– farklı kültürler farklı deneyimler sağlar
– yapılacak iĢin türü, yapılacak iĢe aĢinalık, çevresel
desteğin varlığı önem taĢır.
IV. DĠL GELĠġĠMĠ
Genel prensipler
Dil ediniminde çevresel etkenlerin rolü
Dil ve anlatı becerilerinin okuma yazma ve
okul becerileri ile iliĢkisi
BĠR BĠLGĠ ALANI
OLARAK DĠL NE ĠÇERĠR?
– Dile ait bilgi soyut ve kategoriktir.
• İsim, eylem; özne, nesne, yüklem
– Dile ait bilgi çok katmanlıdır
• Sesbilgisi,
• Anlambilgisi,
• Dilbilgisi,
• Edimbilgisi
ÇOCUK DĠL EDĠNĠMĠ‟ne Ne GĠRDĠ
GETĠRĠR?
– Dile özgü yetiler,
– Genel biliĢsel yetiler,
• dikkat, iĢitsel algı, görsel algı, iĢlevsel bellek, uzun süreli
bellek,
• soyutlama, genelleme,
– Sosyal beceriler
• sosyal etkileĢim,
• ilgiyi paylaĢma,
• ötekinin niyetini anlama
• BiliĢsel geliĢim ve dil geliĢimi birbiriyle çok yakın iliĢkilidir.
• Çocuk biyolojik olarak dil edinmeye hazır, ancak sosyal
ortamda dili kullanarak etkileĢime girmesi gerek.
GELĠġĠM HIZI VE EDĠNĠM SIRASI
• Dil, erken yaĢta, eğitime gerek olmaksızın, kısa
sürede edinilir.
• Dil edinimi evreleri bir sıra izler:
– BiliĢsel yetiler ve bilgi iĢleme süreçleri ile belirlenmiĢ
evrensel bir sıra,
– Edinilen dilin yapısal nitelikleri ile belirlenen dile özgü
bir sıra,
• Edinim sırası değiĢmez, ancak geliĢim hızı
bireyler arası farklılık gösterir.
• Sosyal etkileĢim ve deneyimlerin niteliği
geliĢimin hızını ve dilin zenginliğini belirler.
ÖRNEK ANALĠZĠ YOLUYLA ÖĞRENME
• Çocuk dilin kurallarını duyduğu örneklerden çıkarsamalar
yaparak öğrenir.
• Yetişkinlerin çocuğa yönelttiği dil,edinimi destekler:
– sözcüklerin aldığı vurgu,
– sözcükler arasında belirgin sessiz aralar,
– tümcelerin az farklı yapılarla tekrarı,
– dil yapılarının sıklıkla, anlamı ve iĢlevi anlaĢılacak
Ģekilde sunulması
– anlama açıklık getirmek için sorulan sorular,
– (Campbell & Mc Neill, 1985; Johnston, 1988; Küntay &
Slobin,1999; Ketrez, 2003)
2-yaĢında Çocuğa Yöneltilen Dil Örneği
• Küntay & Slobin (1999)
–
–
–
–
–
–
Git dökelim artık bu suyu.
Git.
Nereye dök?
Banyoya götür.
Banyoya götür dök.
Kalk banyoya götür dök suyu.
–
–
–
–
ġu gardrobun kapısında asılı olan kediyi bi getir bakiyim.
Gardrobun kapısında asılı kediyi bi getir bakiyim, Ģu kediyi.
Getir kediyi.
Getir kediyi
Ç: Alcam
– Al kediyi getir.
– Al çıkar ordan çıkar.
Ġlgiyi PaylaĢma ve öğrenme
• KiĢilerarası iliĢkinin erken bir göstergesi, bir deneyimi –
ilgiyi bir baĢkası ile paylaĢma isteğidir.
• Çocuk bir yaĢından biraz önce ortak ilgi oluĢturup
sürdürmeyi baĢarır (Bates, Benigni, Bretherton, Camaioni & Volterra,
1979).
• Bu beceri, çocuğun baĢkasının bakıĢ açısını
anlamasının da temelidir.
• En etkin öğrenme çocuğun nesne ve olaylara
– yetiĢkinle birlikte odaklanıp ilgilendiği anlarda,
– annenin “çocuğa odaklı dil” kullanması,
(Baldwin, 1995; Tomasello, Strosberg & Akhtar, 1997).
Çevresel Etkenlerin Rolü
-Sözcük dağarcığı geliĢimi
-Dilbilgisi geliĢimi
-Anlatı becerisi
SÖZCÜK DAĞARCIĞI GELĠġĠMĠ:
“deneyimler fark yaratır”
• Orta sınıf, çalıĢan sınıf ve devletten yardım alan ailelerdeki dil
kullanımının çocukların sözcük dağarcığı geliĢimine etkileri (Hart &
Risley, 1995):
– 9-ay – 3-yaĢ arasında ebeveyn ve çocuklardan veriler,
– 3- ve 6-yaĢlarda dil yetisi ölçümleri (sözcük dağarcığı, dilbilgisi).
• Bulgular:
– çocuğa yöneltilen konuĢmanın niceliğinde farklar var:
•
•
•
•
•
saatte yöneltilen sözce sayısı,
sıfat ve belirteç sayısı,
verilen yanıt sayısı,
olumlu veya olumsuz geri bildirim sayısı,
haftada kullanılan sözcük sayısı
– çocuğun 3-yaĢındaki dil kullanımı anne-babanınkini yansıtıyor:
• çocuğun kullandığı sözcüklerinin %90‟ını,
• saatte kullanılan ortalama sözce ve sözcük sayısı
• konuĢma stili aynı
1-3 yaĢ arası anne-babanın kullandığı dilin
nitelikleri ile çocuğun 3- ve 6-yaĢındaki dil
ölçümleri arasındaki korelasyon katsayıları
3-yaĢında çocuğun
6-yaĢında
çocuğun
1-3 yaĢ arası
anne-babanın
Dağarcığında Dağarcığında Genel dil kullanım
ki sözcük
ki sözcük
becerisi (TOLD)
sayısı
çeĢitliliği
Dilindeki
çeĢitlilik
.64
.73
.59
Dil kullanım tarzı .73
(emir veya soru
tümcesi )
.67
.71
–Çocuğun dilindeki çeĢitlilik duyduğu dildeki çeĢitlilikle doğrudan
iliĢkili.
–Sözcük dağarcığının çeĢitliliği yaĢanan deneyimlerin çeĢitliliğinden
kaynaklanıyor. Sürdürülebilirlik önemli (Hart & Risley, 1995).
SÖZCÜK DAĞARCIĞI GELĠġĠMĠ:
“deneyimler fark yaratır”
• Orta ve çalıĢan sınıf ailelerin okur-yazarlık alıĢkanlıkları
ile 5-6 yaĢ çocuklarının dil becerileri arasındaki iliĢki :
(Aksu-Koç, Örüng & Cesur (1993/ 1999), KuĢcul (1993).
(AÇEP ilk uygulaması araĢtırması).
• Anne-baba okur yazarlık davranıĢları ile çocuğun
– sözcük anlama,
– sözcük tanımlama,
– hikaye anlama becerileri arasında anlamlı korelasyon,
• Çocuğun sözcük bilgisinin en iyi belirleyen değiĢken
– Çocuğa kaç yaĢından beri kitap okunduğu
• Dil açısından uyarıcı ortamlar daha geliĢmiĢ dil becerisi
düzeyi sağlıyor,
• Destekleyici ortamın sürekliliği önem taĢıyor.
Anne-baba okur-yazarlık faaliyetleri ve çocuk dil becerileri
ortalama puanlarının ev ortamına göre dağılımı
Orta-sınıf
Çalışan sınıf
Anne / babanın eğitim yılı
12.0 / 13.6
4.7 / 6.9
Anne-baba okur yazarlık endeksi
(eğitim düzeyi, kitap gazete
okuma sıklığı, vb.)
10.1
7.6
Anne-çocuk kitap okuma endeksi
(okuma sıklığı, kitap sayısı,
okuma süresi)
8.1
6.1
Çocuk sözcük bilgisi (PPVT)
67.92
57.31
Çocuk sözcük tanımı (WISC-R)
13.14
7.95
7.06
4.72
Çocuk hikaye anlama
•
Orta sınıf aileler dil geliĢimi için daha uyarıcı, ve soyut
dil kullanımını destekleyen ortamlar.
AÇEP Uygulama sonrası etkileri:
Çevresel şsrtlara göre Sontest I- Öntest farkları
Figure1. Difference Scores for Postest I - Pretest
Variables As a Function of Environment
Difference
Scores
8
4
MC
WCC
0 Listening
Comprehension
WCT
WISCR
Phonemic
Awareness
Classification
Discrimination
WCT
WCC
MC
Birinci Takip AraĢtırması:
1. Sınıf Okuma Yazma Becerilerine Etkisi
WCT
WCC
MC
Performance
2
1,5
1
0,5
0
Spelling
Comprehension
Decoding Real
Words
Decoding
Pseudo Words
KARMAġIK DĠLBĠLGĠSEL YAPILARIN EDĠNĠMĠ
“bir müdahale programı”
• 5-6 yaĢ çocukları için 10 haftalık okula hazırlık programı
- Dil Modülü (Aksu-Koç, Taylan, Bekman, ġenocak & Uzuner (2003) :
• Programın baĢlangıç düzeyini saptamak için hedef
kitlenin dilbilgisi düzeyi araĢtırıldı (Aksu-Koç, Taylan, Bekman,
2003) (UYUM)
• Programın hedefleyeceği dil düzeyini saptamak için aynı
yaĢ grubu orta sınıf çocuklardan veri
toplandı.(ĠġLEVSELLĠK)
• Dilbilgisel yapıların öğretileceği sıra
– hedef kitle ve orta sınıf verilerinde görülen karmaĢıklık
derecesine, ve
– diğer araĢtırmalarda görülen edinim sırasına göre
belirlendi. (EDĠNĠM SIRASI)
Programın uygulama ve değerlendirmesi:
“deneyimler fark yaratır”
• Hedef yapılar için özel alıĢtırma, oyun, resimli hikayeler
hazırlandı. Aynı yapı, farklı etkinlikle iki-üç kez iĢlendi.
(ODAKLANMA)
– Ġkidilli öğretmenler çocuğun söylediğini tekrarlamak, açmak,
farklı söylemek, hedef yapıyı çocuğa kullandırmak üzere
yönlendirildi
• Program değiĢmeyen günlük akıĢı,
– olayların öngörülebilir olmasını sağladı,
– dil yapılarının görsel bağlam içinde çözümlenmesini
kolaylaĢtırdı.
(ĠġLEVSELLĠK)
• Programa katılan ve katılmayan çocuklar arasında 10
hafta sonunda anlamlı fark bulundu (Bekman, Aksu-Koç &
Taylan, 2004).
Son değerlendirmede, tümcelerin dilbilgisel olmayan Ģekide
tekrarlanmasına göre en zordan en kARMAġIĞA doğru sıralanması
Sıra
1
Tümce
8. Yemek yedikten sonra diĢimizi fırçalamalıyız.
Deney
Kontrol
28.3
53.8
2
12. AyĢe yüzme bilmediği için denize giremedi.
12.0
32.3
3
10. Boyaları arkadaĢıma verdiğimi unutmuşum.
15.2
21.5
4
14. Annemin pişirdiği börek çok sevilir.
28.3
48.4
5
13. Annemin bana dondurma almasını isterim.
25.0
46.3
6
9. Okulun bahçesinde ip atlayan kızlar var.
20.7
34.4
7
4. Ağaca çıkan kedi inmeye çalıĢıyor.
16.3
34.4
8
7. Annemle teyzem konuĢurken biz oyun oynadık.
13.1
35.5
9
6. Makarnayı ıspanaktan daha çok severim.
20.7
28.0
10
3. Okul baĢlamadan önce saçımı kestireceğiz.
12.0
23.8
11
16. Büyüdüğüm zaman doktor olmak istiyorum.
8.7
31.2
10.9
20.4
12
1. Babam araba alıp bizi gezdirecek.
13
15. Ben okula yürüyerek gidebilirim..
5.4
25.8
14
5. Yeni topumu kaybedersem çok üzülürüm.
7.6
22.6
15
2. Misafir gelince teyzemlere gidemedik.
8.7
19.4
1.1
8.6
16
11. Limon ekĢidir ama acı değildir.
ANLATI
“tümceden uzun söylem parçası”
• Bir amaca yönelik olayların, zamansal ve nedensel
ilĢikilere göre planlanması ve dilde ifadesi,
• Ġki tür Ģematik bilgi:
– genel olay Ģemaları (Nelson, 1996):
• bilinen, alıĢılmıĢ olayların zihindeki soyut temsilleri
• erken çocuklukta sık yaĢanan deneyimlerle geliĢir
– YetiĢkinlerle sohbet , masal dinlemek, kitaptan hikaye
dinlemek, TV, hikaye anlatmak ve dramatize etmek.
– anlatı Ģemaları (Stein & Glenn, 19879, 1982):
• kurgusal yapı: baĢlangıç – geliĢme - sonuç
• karakterlerin olaylara yön veren amaç, duygu, ve düĢünceleri
• Anlatma veya anlama anında bu Ģemalar, uzun süreli
bellekten iĢlevsel belleğe getirilip, uygun içeriklle
donatılarak kullanılırlar (Naremore, 1997).
ANLATI: önemi
• Nedensel ve zamansal iliĢkiler önemli; mantıksal
bağlantı aranmaz, daha az bilgi iĢleme yükü var.
• Anlatı Ģemaları, okulda öğrenilen diğer metin
türlerini anlamak ve üretmek için bir köprü iĢlevi
görür.
• Çocuğun yeni sözcük ve dil yapıları ile karĢılaĢtığı
bir ortam.
• Çocuğun hem tümce ve söylem düzeyindeki dil
becerilerinin desteklenmesi için, hem de okul
baĢarısı için önemli.
ANLATI: GeliĢim aĢamaları
• Anlatıda geliĢim aĢamaları
•
(Aksu-Koç,1994, 1995; Berman & Slobin, 1994; Küntay 1998; Nicolopoulou,
1995):
– 4;6-5;0 yaş: baĢlangıç, geliĢme ve sonuç
bölümlerine göre düzenleme,
– 6;0-7;0 yaş: karakterlerin olaylara yön veren
niyet, duygu ve düĢüncelerinin ifade etme,
– 9;0-10 yaş: dil yapılarının etkin kullanıldığı,
yapısal açıdan yetiĢkin düzeyi hikayeler.
YaĢa Göre Farklılık:
“Kurbağa neredesin?”: GiriĢ
• Karakter tanıtımında „bir‟ kullanıl(ma)masıda yaĢ farkı:
•
(4;2. 3j) Kurbağa var, çocuk var, köpek de var. Burada da kurbağa var.
Burda da çocuk uyuyor. Kurbağa bunun içinden çıkıyor.
•
(2) (6;0. 5i) Kurbağa bulmuşlar, kurbağayla oyun oynuyorlar. Akşam
olmuş, kurbağa dışarı çıkmış, kaçmış.
•
(3) (10:0. 9e) Şimdi bir küçük kurbağa bulmuş. Bunu bir kavanozun içine
koymuş. Ondan sonra çocuk uyurken [ADV] kurbağa kaçıyor [MCL].
•
(4) (20;0. 20b) Bu kitapta bir çocuğun, bir köpeğin ve bir kurbağanın
hikayesi anlatılıyor. Çocuk odasında kavanoz içine koyduğu [REL]
kurbağasıyla ilgilenmektedir [MCL]. Köpeği de yine kurbağaya
bakmaktadır. Dışarıda mehtap var. Çocuk biraz sonra yatacak, elbiselerini
de çıkarmış, ve çocuk yatıyor, köpeği de ayaklarında uyuyor. Bu sırada
kurbağa da kavanozdan çıkıp [ADV] kaçıyor [MCL].
Çevresel ġartlara Göre Farklılık:
“İki mutsuz arkadaş”: GeliĢme 1
• (8;2.ÇalıĢan Sınıf.S1) …Bir gün onlar gidiyorlarmış yola.
O…{Sonra n’olmuş} o o <köpek> köpekle şey
aydedeye<a> “ aşağıya in” diyolarmış. Ondan
sonra…{Sonra n’olmuş?} Kurbağayla köpek koro
şeklinde yine hav havlamaya başlamışlar . {Sonra
n’olmuş?} ıım o yaşlı kadın onları bir gün arıyormuş
<yaş> orda köpekle kurbağa <evlin> eğleniyorlarmış …
Çevresel ġartlara Göre Farklılık:
“İki mutsuz arkadaş”: GeliĢme 2
• (8;2. Orta Sınıf.S39) Bir gün kurbağayı teyze nehre
göndermiş, “bana su getir” demiş . Nehir soğuk
yüzünden donmuş. Su alabilmek için buzu delmek
gerekicekmiş. Zavallı kurbağa zaten bütün gün iş yaptığı
için yorulmuş. Sonra da köpekten yardım istemiş.
“Bana yardım et, tek başıma açamam” demiş. Birlikte
açmışlar, yorulmuşlar işte falan. Sonra aydededen
yardım istemişler. “Bizi bu kadının elinden kurtar tatlı
aydede, bizi götür” demişler, “hav, hav; vrak, vrak”
demişler. Sonra aydede gelmiş, onları almış, onlar da
sonra aya binmişler. Kadın merak etmiş, nehre gitmiş...
(Küntay & Aksu-Koç, hazırlanmakta)
ANLATI GELĠġĠMĠ
“deneyimler fark yaratır”
• ElveriĢsiz ortam çocuklarının anlatı becerileri
daha zayıf (Aksu-Koç, 1995; Aksu-Koç & Palut, 2000;
Aksu-Koç, 2005).
• Nedenler (Johnston, 2003):
– iĢlevsel belleğin kısıtlı kapasitesi
– kısıtlı hikaye deneyimi,
• Hikaye anlatma deneyiminin artmasıyla, genel
olay Ģemaları ve anlatı Ģemaları geliĢir,
otomatikleĢir ve biliĢsel enerji hikayedeki olayları
ve iliĢkileri kavramaya harcanabilir.
ANLATI GELĠġĠMĠ
“deneyimler fark yaratır”
• Okul çağında
– anlatı becerisi geliĢmiĢ çocuk metni anlamakta
zorlanmaz, yeni yapı ve sözcüklere öğrenmeye
biliĢsel kapasite ayırabilir,
– anlatı becerisi az geliĢmiĢ çocuk biliĢsel enerjisini
metni anlamaya harcar, yeni sözcük ve dil yapılarını
öğrenmeye ayıramaz
• OkullaĢma ile orta ve çalıĢan sınıf çocuklar
arasındaki farkın kapanması deneyimin olumlu
etkisini gösteriyor (Aksu-Koç,Taylan & Bekman, 2003;
KoçbaĢ, 2003
00-042
Ebeveyn
Eğitimine
bağlı
Dil
Puanlarının
Ülkelere göre
Dağılımı
360
Cuba
320
Chile
280
Argentina
Brazil
Colombia
240
Mexico
200
1
4
8
12
Ebeveyn Eğitimi (Yıl)
16
05-066
3. SINIF DĠL PUANLARI
Argentina _ _ _ _ _ _ _ _
Brazil _ _ _ _ _ _ _ _ _ _
Chile _ _ _ _ _ _ _ _ _
Cuba _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _
Mexico _ _ _ _ _ _ _
100
150
200
250
300
350
400
UNESCO, 1998
ÖZETLE…
• AraĢtırmalar,
– Çevrenin ve sunduğu deneyimlerin önemli fark
yarattığını,
– Deneyimlerin sürdürülebilmesinin önemini,
– Her çocuğun yavaĢ da olsa öğrenebileceğini, ve
– GeliĢimi desteklemekte
• uyum, odaklanma ve iĢlevsellik
– prensiplerine göre yapılacak desteğin daha iyi
sonuçlar verdiğini göstermektedir.
Çocuklara yatırım yapmayı erteleyemeyiz.
YetiĢkin olmalarını, hatta okula baĢlamaların
beklemek, müdahale için çok geçtir.
Heckman, J., 2001
» Ekonomi Nobel Ödülü