Made in Türkiye - turkmallari.org

Transkript

Made in Türkiye - turkmallari.org
% 100 yerli malı CİRİTdünyanın gündeminde 6
2011’in
yeni
sineması
kaşifi Türk
rekor kırdı
8
Türk Mallarının Tanıtımı ve
Kullanılmasını Teşvik Derneği
Bülteni Sayı: 2
TÜRK VATANDAŞI
OSMAN’IN
BİR GÜNÜ 2
8
Real
Madrid’de
yerli malı
sezonu 3
TÜRK MALI
Telekomda
Made in Türkiye
DÜNYA TÜRK MALI
KOLTUKLARDA
UÇACAK 5
Vodafone, Nokia, Ericsson. Kendi dallarında global pazarın liderleri. Bu üç oyuncu art arda Türkiye
operasyonunun başına Türk yönetici atadı. Bu koltuklardaki önceki isimler yabancılara işaret
ediyordu Global telekom pazarının etkili oyuncuları Türkiye’de son dönemde yaptıkları
atamalarla ‘genel müdür’ pozisyonlarında ‘yabancıdan yerli yöneticiye’ geçtiler. 7
Erdoğan Erdoğdu
Türk Mallarının Tanıtımı ve
Kullanılmasını Teşvik Derneği Başkanı
Üreten Türkiye
Milletin önüne konulacak yeni
hedef, Üretmek. Üretmek.
Üretmek… Kaliteli Mal üretmek ve Kaliteli Türk Malı tüketmektir. 2
YERLİ MALINA
DOPİNG
Yerli eşyayla birleştirdikten sonra ihraç edilmek
üzeri ithal edilen mallara büyük vergi avantajı geldi.
İhracatçının maliyeti en az 1.5 milyar dolar düşecek.
İhracatçılar, fabrika sahalarını ve paketleme
ünitelerini de lojistik merkezi gibi kullanabilecek.
Devlet Bakanı Hayati Yazıcı, yayına üst düzey
gümrük bürokrasisi, Türkiye İhracatçılar Meclisi ve
perakende örgütlerinin temsilcilerini alarak,
'Perakende Sektörü Eylem Planı' çerçevesinde
önemli açıklamalar yaptı. 4
TÜRK MALI
YORUM
02
Erdoğan Erdoğdu
Türk Mallarının Tanıtımı ve Kullanılmasını Teşvik Derneği Başkanı
ÜRETEN TÜRKİYE
Türkiye’nin önemli sıkıntılarından birisi de
milletin hedeflerini yitirmiş olmasıdır. Bunun için çoktandır geleceğe dair umudunu
kaybetmiş bu toplumun önüne yeni hedefler konulması gerekmektedir.
Kahvehane sayısının 400 bin, meyhane
sayısının 15 bin, sinemaya gitmeyen ve kitap okumayanların sayısının 35-40 milyon
olduğu, nüfusun yüzde 60’ının tatil amaçla
seyahat edemediği ve en tepedeki
yüzde1’lik gelirin en aşağıdaki yüzde1’lik gelirden 236 kat daha fazla olduğu bir ülkenin
her yıl istikrarlı bir şekilde yüzde 5-8 büyümesi gerekmektedir. Aksi halde bugün olduğu gibi yarın da her bin çocuktan 61’i 5 yaşından önce ölecek, 3 milyon çocuk 2 dolarlık fakirlik sınırının altında yaşayacak, her
yıl 125 bin çocuk hiç eğitim göremeyecek ve
her 100 çocuktan 21’i okuma yazma bilmeyecektir. Bu sorunları çözecek kaynakları
nereden bulacağımız ise gelecek 20 yılın en
önemli sorusu olarak karşımızda durmaktadır.
Türkiye geçtiğimiz yıl hindi, bal, koyun
bağırsağı, elma, kurutulmuş kayısı, kekik,
fındık unu, patates nişastası, Şekerpancarı,
dondurulmuş portakal suyu,fasulye, mercimek, nohut gibi kendi üretebileceği bir çok
ürünü ithal etmiştir. IMF ve Dünya bankası
talimatları ile başta tarıma verilen desteklerin azaltılması ile giderek dışarıdan tarım
ürünü ithal eden bir ülke haline gelen Türkiye, dış ticarette serbestlik adı altında ülkede
üretilen ve satılamayan bir çok ürünü de dışarıdan milyonlarca dolar ödeyerek ithal etmektedir.
Dünyanın en büyük üç mercimek üreticisinden biri olan Türkiye, 1990 da 846 bin
ton mercimek üretti ve 242 bin ton ihraç etti.
Bu gün ise üretim 350 bin tonda kaldı ve dışarıdan 150 bin ton ithal edildi.
Bunu borç alarak mı yoksa içeride üreterek mi başaracağız?
İşte yanıt bekleyen soru budur.
Buradan hareketle biz dernek olarak çözümün üretmek hemde kaliteli mal üretmek olduğuna inanıyoruz. Çünkü Türk malı
kullanmak doğrudan işsizliğe de çözüm olmak ve kalkınmanın lokomotifi olmaktır.
Bunun yolu da Türk tüketicilerine, Türkiye'de üretilen malların tüketimine öncelik
verilmesine yönelik bir alışkanlık kazandırmaktan geçmektedir. Ayrıca ürün iade garantisi verilmesi, haksız rekabetin önlenmesi, meslek yasasının geliştirilmesi, kalite
kontrol mekanizmasının işlemesi gerekmektedir. Buna ilave olarak hem yurt içinde
hem de küresel pazarlarda rekabet için Türk
mal ve hizmet kalitesinin artırılarak markalaştırılması gerekmektedir. Bu sayede Türk
malı imajı, kalite ile birleşince Kaliteli Türk
Malı İmajı sayesinde Türk insanı tarafından
tercih edilir ve sahip çıkılır.
Türkiye'de işsizliği önlemek, istihdamın
artmasını sağlamak istiyorsak; öncelikle
Türk mallarını tercih ederek ve bu malların
Türkiye'de üretilmelerinin ve daha fazla insan çalışır hale gelmesinin sağlanması gerekir. Böyle bir tercih kısa sürede Türkiye'nin
istihdamına katkıda bulunacaktır. Bu nedenle, Milletimizi Türk Malı satın almaya
yönlendirmek gerekmektedir.
Bu suretle artan talep karşısında mevcut
firmaların da daha fazla mal üretip satarak
kârlılıkları da artacaktır. Bu tercih değişikliğinin yaratacağı katma değer doğru yönlendirildiği takdirde mutlaka önce kapasite
kullanımının artışına ve işgücü talebine,
sonra da yeni yatırıma dönüşecek ve uzun
vadede de istihdam oranının yükselmesine,
işsizliğin azalmasına neden olacaktır.
Tüm bunlar: İşverenlerin, işyerlerini daha
verimli, ekonomik, kârlı, daha fazla üreten,
rekabete imkân veren, huzurlu, kayıtlı şeffaf
bir çalışma ortamı içinde yönetmelerine imkân verirken, ayrıca çalışanların daha güvenli ve sürdürülebilir biçimde daha yüksek
ücret elde ederek çalışmalarına, çok sayıda
işsizin süratle iş bularak çalışmaya başlamalarına imkân sağlarken, İşsizlerin kişisel,
ailevi ve sosyal huzursuzluk ve değer yargılarındaki bozulmanın önüne geçilmesi, toplumdaki karamsarlığın, toplumsal bir umuda, mutluluğa dönüşmesini de sağlayacaktır.
Buradan hareketle sanılmasın ki Derneğimiz Yabancı Sermayesinin karşısındadır.
Biz kimseye karşı değiliz sadece kendimizden yanayız. Memleketimiz çok geniş ve
kaynakları çoktur. Çok emek ve sermayeye
ihtiyaç vardır. Hâlihazırda Türk çiftçisinin,
Sanayicisinin, Tüccarının aleyhine olan çeşitli yasalar lehine olacak şekilde değiştirildikten sonra, kanunlarımıza uyduktan sonra Ülkemize yabancı sermayenin girmesine
karşı değiliz. Bilakis gerekli güvencelerin
sağlanarak yabancı sermayenin bizim emeğimize ve yerinde duran servetimize katılmasını arzu ederiz.
Milletin önüne konulacak yeni hedef,
Üretmek. Üretmek. Üretmek…
Kaliteli Mal üretmek ve Kaliteli Türk Malı
tüketmektir.
TÜRK MALLARININ TANITIMI
KULLANILMASINI TEŞVİK DERNEĞİ
Türk Vatandası
Osman’ın bir günü:
Osman Bey, sabah saat 7’de Casio masa saatinin
alarmıyla gözlerini açtı.
Puffy yorganını kaldırdı. Hugo Boss pijamalarını
çıkarıp Adidas terliklerini giydi.
WC'ye uğradıktan sonra banyoya geçti.
Clear şampuan ve Protex sabunuyla duşunu aldı.
Colgate ile dişlerini fırçaladı. Rowenta ile saçlarını
kuruttu.
Bill's gömlegini ve Pierre Cardin takımını giydi.
Lipton çayını içti. Sony televizyonda medya
özetlerini ve flash haberleri izledi.
Citizen kol saatine baktı.
Aile fertlerine “çav” deyip, Hyundaı otomobiline
bindi.
Blaupunkt radyosunu
açarak, rock müziği
buldu.
Ağzına bir Polo
seker attı.
Şehrin göbeğinde yer
alan Mega Center'deki
ofisine varınca, Fujitsu-siemens bilgisayarini çalistirdi.
Microsoft Excel'e girdi. Ofisboy'dan Nescafe'sini istedi.
Saat 10'a doğru açlığını yatıştırmak için
Grissini yedi.
Öğlen Wimpy's Fast Food kafeteryaya gitti.
Ayaküstü, Coca Cola ve hamburgeri mideye indirdi.
Camel sigarasını yakıp, Star gazetesini karıştırdı.
Aksam, is çıkışı Image Bar'a uğrayıp bir duble
White Horse whisky’sini yudumladı,
sonra kösedeki Shopping Center'a uğradı...
Esinin siparis ettigi Persil Supra deterjan,
Ace çamasır suyu, Palmolive şampuan,
Gala tuvalet kağıdı, Sprite gazoz ve Johnson
kolonyayı alarak kasaya yanaştı. Bonus kartıyla faturayı ödedi.
Hafta sonu esi Münevver'le Galleria'ya giden
Osman Bey, Showroom' lar dolaşıp kendine bir çift
Kinetix ayakkabı ve Lee Cooper blue-jean satın aldı.
Aksam evde bir gazetenin verdiği TV Guide'a göz
atan
Osman Bey, kanallar arasında zapping yaparak,
First Class, Top Secret ve Paparazzi gibi programlar
izledi.
Aynı anda Outdoor dergisini karıştırdı.
Saat 22:00'ye doğru Show TV’de Türk dili üzerine
panel başladı.
Uykusu gelen Osman Bey, televizyonu kapatıp, yatak odasına geçerken,
kendini iyi ve mutlu hissediyordu.
"Ne mutlu Türk'üm diyene!" diye gerindi.
Ve Osman Bey uykuya daldı.
Hala da uyuyor!
Ne zaman uyanacağı belli değil!
Muradiye Mah. Kalıpçı Sok. No: 54 Nişantaşı-Beşiktaş-İstanbul No: 34-112-115
Tel: 0212 258 93 44 Fax: 0212 258 93 54 GSM: 055 735 87 54 www. turkmallari.org
TÜRK MALI
SPOR
03
Real Madrid'de yerli malı sezonu
20.05.2011 Alman temsilcisi Bayern Münih'ten
ayrılan millî futbolcumuz Hamit Altıntop, Real
Madrid ile anlaştı. 4 yıllık sözleşme imzalaması
beklenen 28 yaşındaki yetenek, İspanyol
devine giden üçüncü Türk oldu. Jose
Mourinho'nun ekibi, sezon başında Mesut Özil,
geçtiğimiz günlerde de B.Dortmund'u
şampiyonluğa taşıyan Nuri Şahin'i renklerine
bağlamıştı.
A Milli Takım'mızda forma giyen bir
futbolcu daha dünyanın en büyük
kulüplerinden Real Madrid'e transfer oldu.
Almanya Ligi'nin güçlü temsilcisi Bayern
Münih'in yıldızı Hamit Altıntop, İspanyol
deviyle 4 yıllığına resmin anlaştı. Böylece Real
Madrid'deki Türklerin sayısı 3'e yükseldi. Daha
önce Borussia Dortmund ile Bundesliga'da
şampiyonluğa ulaşan Ay-Yıldızlı yeteneğimiz
Nuri Şahin'i 6 yıllığına renklerine bağlayan Real
Madrid, Hamit Altıntop'la ilgili beklenen
gelişmeyi dün resmî internet sitesi aracılığıyla
duyurdu. 28 yaşındaki tecrübeli isimle
kadrosunu zenginleştiren Real Madrid, sezon
başında da yine Alman Werder Bremen'in
Türk asıllı starı Mesut Özil'i almıştı. Özil,
gösterdiği performansla Portekizli teknik
adam Jose Mourinho'nun gözdesi haline gelmiş
ve bu olay Nuri Şahin'e de La Liga yolunu
kolayca açmıştı. Hamit Altıntop ile Real Madrid
arasındaki anlaşmanın ayrıntıları, yakın bir
zamanda belli olacak. Bayern Münih ile
sözleşmesi sona eren Hamit Altıntop için Real
Madrid, bonservis bedeli ödemeyecek. Hamit
Altıntop'un yakın çevresine, "Ülkemi en iyi
şekilde temsil edeceğim." dediği öğrenildi. 8
Aralık 1982'de Gelsenkirchen'de (Almanya)
doğan Hamit Altıntop, Wattenscheid 09
takımında profesyonel oldu. Ardından sırasıyla
Schalke 04 ve Bayern Münih'te oynayan
tecrübeli oyuncu, 53 kez ağları havalandırdı.
Türkiye Milli Takımı formasını 58 kez giyen
Hamit Altıntop, 6 defa ağları havalandırmayı
başardı. Hamit'in 2012 Avrupa Futbol
Şampiyonası elemelerinde Kazakistan'a attığı
gol, yılın en iyi golü ödülüne layık görüldü.
Avrupa'da en iyi Türk: Beşiktaş
Uluslararası Futbol Tarihi ve İstatistikleri Federasyonu'nun
(IFFHS) ''Dünyanın En İyi Futbol Takımları''
değerlendirmesindeki raporunu açıkladı. İlk yüz takım
içinde Türk takımlarından sadece Beşiktaş yer aldı. 1
Haziran 2010-31 Mayıs 2011 tarihleri arasında takımların
oynadığı resmi maçlar baz alınarak yapılan
değerlendirmede, geçen ay 23. sırada bulunan siyahbeyazlılar, müzesine Ziraat Türkiye Kupası'nı götürdüğü
mayıs ayındaki performansıyla 2
basamak çıkarak, 198,5 puanla 21. sıraya
yükseldi. Fenerbahçe ise bir önceki aya
göre 17 basamak çıkmasına rağmen, 97
puanla 150. sırada kendisine yer bulabildi.
UEFA Şampiyonlar Ligi şampiyonu
İspanyol ekibi Barcelona ise geçen ay
devraldığı zirveyi korudu.
TÜRK MALI
HABER
04
YERLİ
MALINA
DOPİNG
Yerli eşyayla birleştirdikten sonra ihraç edilmek üzeri ithal
edilen mallara büyük vergi avantajı geldi.
İhracatçının maliyeti en az 1.5 milyar dolar düşecek.
İhracatçılar, fabrika sahalarını ve paketleme ünitelerini de
lojistik merkezi gibi kullanabilecek.
Devlet Bakanı Hayati Yazıcı, yayına üst düzey gümrük
bürokrasisi, Türkiye İhracatçılar Meclisi ve perakende
örgütlerinin temsilcilerini alarak, 'Perakende Sektörü
Eylem Planı' çerçevesinde önemli açıklamalar yaptı.
Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe giren projenin,
antrepoların lojistik dağıtım merkezleri olarak
kullanılmasını da sağlayacağını belirten Yazıcı, çalışmanın
ihracatçıların rekabet gücünü artıracak kolaylıklar
getirdiğini, işlem süreleri ve prosedürleri asgariye
indirdiğini vurguladı. Yazıcı, "İthal eşyayı yerli eşyayla
birleştirdikten sonra yurtdışına satan ihracatçılarımız,
mevcut durum itibariyle yüzde 40'lara varan vergi yüküyle
karşı karşıyaydı. Bu çalışmayla 1.5 milyar dolarlık bir
maliyet avantajı sağlamış olduk" dedi.
Detayları Gümrük Müsteşarı Ziya Altunyaldız tarafından
yapılan çalışma, şu kolaylıkları getiriyor:
▼ Yerli eşyayla birleştirdikten sonra ihraç edilmek üzeri
ithal edilen mallar, iç piyasayı koruma amaçlı vergilerden
muaf olacak.
▼ Bu kapsamda, halen yüzde 22 ve
yeni korumu uygulaması kapsamında
yüzde 64'e çıkacak olan vergi yükü
düzenleme ile 'sıfır'a inecek.
▼ İthal mal ile yerliyi pazara hazır
İthal et
yerini yerli
ete bıraktı
hale getirmek için gerekli olan paketlenme ve birleştirme
işlemleri, ihracatçının fabrika veya paketleme ünitesinde
yapılabilecek.
▼ Bunun için tek bir defa global izin almak da yeterli
olacak.
▼ Ayrıca, üçüncü ülke menşeili malların Avrupa Birliği
üyesi ülkelere gönderilmesinde gümrük vergileri tahsil
edilerek, A.TR Dolaşım Belgesi düzenlenmesi imkanı
getirildi.
▼ Böylece bu tür eşyanın AB üzerinden Türkiye'ye
değil, Türkiye üzerinden AB'ye geçişi sağlanacak.
Kâr merkezi oluruz
TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi: Şu anda maliyet tutmadığı için
alamadığımız siparişler var. Bunları alınca Türkiye bir kâr
merkezi olacak. Yurtdışı mağazacılağa da hizmet edecek.
Koleksiyon avantajı
İHKİB Başkanı Hikmet Tanrıverdi: Koleksiyon satıyoruz. Ancak, bu
açıdan bazı alanlarda rekabet edemiyorduk. Artık
koleksiyonu bütün sunma imkanı olacak.
Rekabet gücü artar
BMD Başkanı Yılmaz Yılmaz: Yurtdışında rekabet gücümüz
artacak. 100 liralık maliyet 80 liraya düşecek. Türkiye'deki
üretimi de olumlu etkileyecek.
Her sektöre yarar
AMPD Başkanı Mehmet Nane: Uygulama tekstil, hazırgiyim
haricinde diğer sektörlere de çok büyük fırsat yaratıyor.
Örneğin, otomotiv, beyaz eşya, gıda. Ayrıca lojistik merkezi
için büyük fırsat.
2012 Londra Türk Malı olimpiyatları
Londra 2012 Yaz Olimpiyatları
öncesinde milli sporcuların bile "Made in
Turkiye" damgalı ürünler kullanması İngiliz
tekstilcileri kızdırdı. İngiltere Hazırgiyim
Konfederasyonu Yöneticisi Malcolm Ball, "Bu
durum utanç verici" dedi
İstanbul'un da aday olduğu 2012 Yaz
Olimpiyatları'nı kazanarak ev sahipliğine
hazırlanan Londra'da gündem Türk tekstil
sektörü. Gelecek yıl temmuz ayında
başlayacak olan olimpiyatlara yaklaşık bir
yıl kala İngiltere'yi ayağa kaldıran ise "Made
in Turkiye" damgası oldu. Londra
caddelerinde yer alan spor mağazalarının
vitrinlerinde satışa çıkan ürünlerin
Türkiye'de üretilmesine kızan İngiliz tekstil
ve hazırgiyim sanayicileri, satılan
ürünlerde "Made in Turkiye" damgası
görmelerini utançla karşıladıklarını
söyledi. Hatta bu duruma öncülük edenler
ise İngilizlerin kendi milli sporcuları
oldu. Madalya canavarı olarak
bilinen dünya şampiyonu
bisiklet sporcusu Sir Chris Hoy, altın
madalya umutları Jessica Ennis ve Victoria
Pendleton gibi Britanya bayrağı altında
yarışacak sporcuların kıyafetlerinin
Türkiye'de üretildiğinin ortaya çıkmasına
İngiltere Hazırgiyim ve Tekstil
Konfederasyonu (ASBCI) Teknik Ürünler
Başkanı Malcolm Ball tepki gösterdi. Bu
durumun kabul edilemez olduğunu belirten
Ball, yaptığı açıklamada, 2012 Londra Yaz
Olimpiyatları öncesinde sporcu kıyafetleri
ve mağazalarda satılan ürünlerin üzerinde
'Made in Turkiye' etiketinin olmasının İngiliz
üreticiler için utanç verici olduğunu söyledi.
Türklerin olimpiyatlara özel ürünleri
sunmada oldukça hızlı, kendilerinin de geç
kaldığını söyleyen Ball, "Bu durum Britanyalı
tekstil sektörü için büyük utanç. Bu
hareketliliğe de çok geç kaldık" dedi. İngiliz
basınında da yer alan haberde Çin, Vietnam,
Hindistan gibi ülkelerinde hediyelik eşya,
havlu, gibi ürünlerle bu pazardan büyük pay
alacağı belirtildi.
Et Üreticileri Birliği (ETBİR)
Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet
Yücesan, karkas et ithalatında
uygulanan gümrük vergisinin
yüzde 60'a çıkarılmasının iç
piyasadaki üretimi
hızlandırdığını ve et piyasasının
ithalat öncesi duruma geldiğini
belirterek, bundan sonraki
süreçte vergiyle iç piyasanın
dengelenmeye çalışacağını
bildirdi.
Konuyla ilgili açıklama yapan
Ahmet Yücesan, ithalatın
başladığı 2010 yılının Nisan
ayından bugüne ithalattaki asıl
hızlanmanın canlı hayvan
ithalinden sonra, Kasım ayında
açılan et ithalinin başlamasıyla
yaşandığını anlattı.
''Toplam 170 bin ton civarında et,
80 bin ton civarında da canlı
hayvandan gelen et oldu'' diyen
Yücesan, Türkiye'yi et ithaline
yanlış uygulamaların getirdiğini,
ülkenin bir yıl kaybettiğini,
hayvancılığın ara vermeyi asla
kaldırmayacağını, Türkiye'nin
bunun bedelini 5-6 yılda
ödeyeceğini söyledi.
Irak'ı Türkler
aydınlatıyor
Irak'ın 2015'e kadar 20 bin
megavatlık kurulu güce ulaşma
hedefi olduğunun altını çizen
Irak Enerji Bakanlığı yetkilisi
Ala'a Disher Zamil, "Burada en
büyük elektrik projelerini Türk
şirketleri üstlendi" dedi
Irak Elektrik Bakanlığı IPP
(Independent Power Projects)
Bölüm Başkanı Ala'a Disher
Zamil, şuan 7 bin 500 megavat
kurulu güce sahip olan Irak'ta
2015 yılına kadar 20 bin megavat
kurulu güce ulaşmayı
hedeflediklerini söyledi.
İstanbul'da düzenlenen Irak
Enerji ve Gaz Projeleri 2011
Konferansı'na katılan Zamil,
Türk şirketlerinin Irak'taki enerji
yatırımlarını hatırlatarak, "Irak'ta
şuanda en büyük elektrik
projelerini Türk şirketler
üstlendi. Bunlardan birisi de
Çalık Grubu. Onlar, Kerbela'da
1.250 MW'lık El-Khairat ve
Musul'daki 750 MW'lık Ninova
Santrali'ni üstlendi. Bu projelerin
tamamlanması ile enerji
alanındaki ihtiyacımızın önemli
bir kısmı karşılanacak" dedi.
TÜRK MALI
ULAŞIM
05
Otoyol’da
yerli malı
kullanılsın
İlk yerli tren 'Anadolu' hizmete giriyor
TCDD Genel Müdürlüğünün bağlı ortaklığı TÜVASAŞ'ta
üretilen ilk yerli dizel tren seti “Anadolu”, İzmir-Tire
hattında hizmete sunulacak. TCDD Genel
Müdürlüğünden yapılan yazılı açıklamaya göre, ilk dizel
tren seti, 30 Mayısta Alsancak Gar'da düzenlenecek
törenle eski Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım tarafından
İzmir-Tire hattında hizmete alınacak. TCDD tarafından
talep edilen 84 araçlık Dizel Tren Seti (DMU) Projesi
kapsamında TÜVASAŞ'ta üretimi tamamlanan ve
“Anadolu” ismi verilen ilk yerli set, İzmir-Tire arasında
işletilecek. Her biri 41.8 milyon avroya mal olan bu
setler, saatte 140 kilometreye kadar hız yapabiliyor.
Yolcunun istediği şekilde ayarlayabileceği uçak tipi
koltuklar, anons sistemi, LCD ekranlar aracılığıyla
bilgilendirme sistemiyle çift taraflı kumanda kabininin
bulunduğu setlerde, yolcu konforunu sağlamak
amacıyla tam otomatik iklimlendirme, elektronik
kontrollü kapı ve fren sistemi yer alıyor.“Anadolu”, 96
kilometrelik İzmir-Tire arasında 3 gidiş, 3 dönüş olmak
üzere günde 6 sefer yapacak. Yeni setler, bu hatta
ortalama 110 dakika olan seyahat süresini 90 dakikaya
indirecek.
Dünya, Türk malı koltuklarda uçacak
Dünyanın dört bir yanına hava ulaşımı sağlayan Türkiye, havacılık
teknolojisinde de yeni yatırımlara imza atıyor. Türk Hava Yolları, THY
Teknik ve Kibar Holding iştiraki Assan Hanil Otomotiv, uçak koltuğu
üretecek bir şirket kurma konusunda anlaşmaya vardı.
Türk Hava Yolları, THY Teknik AŞ ve Kibar Holding iştiraklerinden
Assan Hanil Otomotiv, tamamen yerli uçak koltuğu üretip pazarlamasını
yapmak amacıyla Ortak Girişim Şirketi kuruyor. Sanayi ve Ticaret Bakanı
Nihat Ergün'ün katılımıyla THY Genel Müdürlük binasında gerçekleşen
törenle, kurulacak şirketin ana sözleşmesi imzalandı. Bakan Ergün,
Türkiye'nin özellikle dışa bağımlı olduğu bilişim, ilaç ve savunma sanayii
gibi alanlarda büyük atılım yapması gerektiğini ifade ederek, geleneksel
sektörlerden katma değeri yüksek ve ileri teknolojiye dayalı sektörlere
geçiş yapması gerektiğini söyledi. Ergün, "Bir uçak koltuğu üretimi
gerçekleşecek ama bu uçak koltuklarının business olan örnekleri 20-40
bin dolarlık rakamlara denk geliyor. Bir otomobil fiyatına bir uçak koltuğu
alınabiliyor. Bunun teknolojisi, tasarımı, getirdiği katma değeri hesap
ettiğimizde aslında bu ortaklığın nasıl önemli olduğunu ve nasıl bir gelişme
potansiyeli göstereceğini bir kere daha görmüş oluruz. Bu protokol,
geldiğimiz yeri değil, ülkemizin gitmesi gereken ve gideceği yeri de temsil
etmektedir." diye konuştu. THY ve THY Teknik AŞ Yönetim Kurulu
Başkanı Hamdi Topçu ise ortak girişim yapılanması üzerinde yaklaşık bir
yıldır çalıştıklarını belirterek, yüzde 100 yerli uçak koltuğu üretimi ile
Boeing ve Airbus'ın listesine girerek tüm havayollarının potansiyel
müşterisi olmayı hedeflediklerini kaydetti. Çok daha hafif ve konforlu
koltuk üretimi ile dünyada rekabet edecek bir model üzerinde çalışma
yürüttüklerini anlatan Topçu, "Kimsenin üretmediği bir koltuk modeli
üzerinde ciddi çalışma yapıyoruz. Ekonomi sınıfı için üreteceğimiz
koltukların sertifikasını 1 yıl içinde alıp en geç 2 yıl içinde de uçaklarımızda
kullanmayı planlıyoruz. Daha sonra da business sınıfı koltukların üretimi
için çalışacağız." dedi.
Assan Hanil Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kibar da 5 milyon Euro'luk
sermayenin ciddi bir kısmının Ar-Ge'ye harcanacağını söyledi.
Üretecekleri koltuğun, uçak yakıtına ve karbon salımına önemli katkı
sağlayacağına işaret eden Kibar, "En güzel uçak koltuğu üretimi
konusunda yoğun bir çalışma yapıyoruz. 6-7 ay içinde nihai modelimizi
onay aşamasına getireceğiz." diye konuştu.
Toplam 6.5 milyar dolarlık yatırımla
hayata geçirilecek olan İzmirİstanbul Otoyol Projesi’nde yerli
kamyon teçhizat ve iş makinesi
kullanılması için ortak hareket
başlatıldı. Otomotiv sektörü yerli
ürün seferberliği istiyor
Ege Bölgesi Sanayi Odası Meclis
Başkanı Mehmet Tiryaki’nin önerisi
üzerine Taşıt Sanayicileri Derneği
(TAYSAD), Uludağ İhracatçıları
Birliği’nin de (UİB) sahip çıkması ile
Türkiye’deki 6.5 milyar dolarlık
İzmir-İstanbul Otoyolu inşaatında
Türkiye’de üretilen ürünlerin
kullanılması için inşaatı
gerçekleştiren 6 konsorsiyum
firmasına çağrı yapıldı.
Ortak çağrıya Ulaştırma eski
Bakanı Binali Yıldırım da yeşil ışık
yaktı. Konuyla ilgili değerlendirme
yapan EBSO Meclis Başkanı
Mehmet Tiryaki, İzmir-İstanbul
otoyol inşaatında yerli malı
kamyon, iş makinası başta olmak
üzere makine ve ekipmanlarda
yerli ürün kullanılmasının büyük
fırsat yaratacağına dikkat çekti.
Türk malı oto bir
memleket projesi
Doğuş Holding Yönetim Kurulu
Başkanı Ferit Şahenk, Türkiye
distribütörü oldukları
Volkswagen (VW) grubunun
Türkiye’de üretime geleceğini
belirterek, “Gelmeleri lazım artık.
Türkiye belirli bir büyüklükte
olduğu için, dış ticaret anlamında
bir yerlere geldiği için Türkiye’yi
artık görmemelerinin imkânı
yok” dedi.
Şahenk, Türk otomotiv
sektörünün çok yol katettiğini
belirterek, Türk malı otomobil için
“Neden Türkiye’de bir marka
çıkmasın? Bir memleket projesi
lazım. Gerekiyorsa herkesin buna
katkıda bulunması lazım”
yorumunu yaptı.
TÜRK MALI
SAVUNMA
% 100 yerli malı
CİRİT
dünyanın gündeminde
Türkiye'nin füze teknolojisinde önemli bir aşaması
olarak gösterilen aktif lazer güdümlü füzesi “CİRİT”,
kaydettiği başarılarla dünya gündeminde yer alıyor.
CİRİT'in başarılı testleri, yabancı ülkelerin silahlı
kuvvetlerinin de ilgisini çekmeye başladı.
CİRİT'in, yurtiçindeki ihtiyaçları karşıladıktan
sonra, yurtdışından da önemli bir talep görmesi
bekleniyor. ATAK helikopterlerinin havadan yer
hedeflerine karşı kullandığı 2.75 yarı aktif lazer
güdümlü füzesi CİRİT, hafif zırhlı hedeflere karşı
yüksek doğrulukta çalışıyor.
CİRİT, dumanı azaltılmış yakıtlı ve duyarsız
mühimmat özelliğine sahip roket motoru ile üç
etkiye aynı anda sahip çok amaçlı harp başlığı ve
elektromekanik kontrol tahrik sistemlerine sahip
bulunuyor. MIL-STD 810 F ve MIL-STD 464 A ile
uyumlu, tasarımı Roketsan tarafından
gerçekleştirilen MIL-STD-1760 arayüze haiz farklı
entegrasyon modellerine uygun CİRİT podlarından
ateşleniyor. M ve LAU lançerlerden atılabilen füze,
tasarımı Roketsan tarafından gerçekleştirilen MILSTD-1760 arayüze haiz akıllı poddan da
ateşlenebiliyor.Aktif lazer güdümlü CİRİT, Türk
taarruz helikopterleri T129'ların en etkili silahı
olacak. “CİRİT”in Türkiye'deki füze teknolojisi
geliştirilmesi için de önemli bir aşama olduğu
kaydediliyor CİRİT, farklı kara ve hava
platformlarına entegrasyon imkanı bulunmakla
birlikte, öncelikli olarak taarruz helikopterlerinden
kara hedeflerine yönelik olarak kullanılacak. Hafif
zırhlı/zırhsız ve hareketli hedefleri imha etme
yeteneği bulunan CİRİT'in füzesine iki alternatif
harp başlığı takılabiliyor.Çok maksatlı başlık
olarak tanımlanan birinci alternatifte, zırh delme,
yangın çıkarıcı ve parçacık etkisi bulunuyor.
Yüksek İnfilaklı Başlık olarak tanımlanan ikinci
alternatifte ise sadece parçacık etkisi bulunuyor.
CİRİT'in, 2010 yılı itibarıyla tüm geliştirme ve
tasarım doğrulama faaliyetleri tamamlandı. Seri
üretim faaliyetleri, kalifikasyon çalışmalarına
paralel olarak başladı.Halen parça ve alt sistem
seviyesinde seri üretim çalışmaları yürütülürken,
ilk seri üretim kafilesinin, bu yıl içinde üretilmesi
hedefleniyor.
Yerçekimini yanına aldı yılın girişimcisi oldu
Elazığlı makine teknikeri Hikmet Koşar, ‘Çelebi
Türk taşıma sistemi’ ile NTV’de yayımlanan ‘Bir
fikrim mi var?’ girişimcilik yarışmasında birinci
oldu. 25 yıldır sanayi için makine üreten ve 10
yıldır Elazığ vergi listesinde ilk 100’de bulunan
Koşar’ın geliştirdiği sistem, her türlü taşıta
uygulanıyor, güç ve yakıt sarfiyatı sağlıyor.
Koşar, yarışmayı prototip bir otomobille kazansa
da sistemin ilk olarak tekerlekli sandalye
üzerinden piyasaya sürülmesini planlıyor. 4 yıldır
bu proje üzerinde çalıştığını anlatan Koşar,
“Engellilere öğretmenlik yapan arkadaşım
Hüseyin Doğan, bu fikri anlattı. Bunu
uygulayabileceğimi söyledim. ‘Sen benden daha
delisin’ dedi, ama onun fikrine inandım.
Çalışmalara başladım” dedi.
06
İşte Türk malı
Arıkopter
Devlet Planlama Teşkilatı desteğiyle İstanbul Teknik Üniversitesi
tarafından tasarlanan ve Türk Havacılık Uzay Sanayi A.Ş. (TUSAŞ)
tarafından üretilen ilk helikopter olan "ARIKOPTER" in deneysel
prototipinin uçurulması için geri sayım başladı. Haziran ayında yer
testleri tamamlanacak olan ARIKOPTER'in önümüzdeki yıl ilk
uçuşunu gerçekleştirmesi planlanıyor. Ankara TUSAŞ
tesislerinde montajı devam eden helikopterin geldiği son noktayı
yerinde görmek üzere İTÜ Rektörü Prof. Dr. Muhammed Şahin ve
DPT Müsteşarı Kemal Madenoğlu TUSAŞ'ı ziyaret etti. İTÜ'lü
akademisyenler ve DPT'den uzmanların da hazır bulunduğu
ziyarette, TUSAŞ Genel Müdürü Muharrem Dörtkaşlı TUSAŞ'TA
yürütülen çalışmalarla ilgili bilgi verdi. İTÜ'de helikopter projesinin
yürütüldüğü Rotorlu Hava Araçları Tasarım ve Mükemmeliyet
Merkezi Proje Yürütücüsü Prof. Dr. Temel Belek ve Proje
Yürütücü Yardımcısı Prof. Dr. Alim Rüstem Aslan da
ARIKOPTER'in geldiği son noktayı aktardı.
İzmir'li mucitler fotocopter yaptı
İzmir'li iki mucit 50 bin dolar verip bu makinayı icat etti. Yaz
aylarının gelmesiyle birlikte düğün sezonu da açıldı. Çiftlerin
bütçelerine göre düğün organizasyonları da sınır tanımıyor.
Düğünlerde yenimoda ise helikopterli fotoğraf çekimi. İzmirli
ikimucit Levent Oktay ve Ufuk Şengönül “Fotokopter” adını
verdikleri kendi tasarımları model helikopter ile çiftlerin bu
isteklerine cevap veriyor. Fotokopter’in normal helikoptere
oranla çok düşükmaliyetli olması tercih sebebi olmuş.
Fotokopter’i 50 bin dolar harcayarak geliştirdiklerini belirten
Levent Oktay, “Modelcilik 15 yıllık tutkum.Model helikopterle
çekim yapmak uzun süredir var olan bir şey. Ancak insana
yakın yerlerde ve kapalı alanlarda uçurmak imkânsızdı. Bu
eksikliği görünce Fotokopter’i geliştirmeye karar verdik.
Fotokopteríe uyguladığımız sarsıntı önleyici sistemsayesinde
sabit görüntüler almayı başardık” dedi. Oktay, icatları ile
önceden çok pahalı olan hava çekimlerini daha ucuz bir
şekilde yapabildiklerini belirterek “Bu nedenle özellikle
düğünlerden çok fazla talep geliyor. Siyasi partilerden bile
Fotokopter için talep geldi.Mitinglerinde kullanmak için
talepte bulunuyorlar” diye konuştu.
TÜRK MALI
ŞİRKET
07
Yemenliler,
Türk malı takım
elbiseyi sevdi
Telekomda Made in Türkiye
Vodafone, Nokia, Ericsson. Kendi dallarında global pazarın
liderleri. Bu üç oyuncu art arda Türkiye operasyonunun başına
Türk yönetici atadı. Bu koltuklardaki önceki isimler yabancılara
işaret ediyordu Global telekom pazarının etkili oyuncuları
Türkiye’de son dönemde yaptıkları atamalarla ‘genel müdür’
pozisyonlarında ‘yabancıdan yerli yöneticiye’ geçtiler. İngiliz cep
operatörü Vodafone, Finlandiyalı cep telefonu üreticisi Nokia ile
İsveçli telekom altyapı şirketi Ericsson, genel müdürlük
koltuğunda oturan yabancı isimlerden vazgeçerek yerlerine Türk
yönetici atama yoluna gitti. İlk olarak Vodafone’da Macar asıllı
Attila Vitai’nin yerine Serpil Timuray (1969) atandı. Şirketin
istihdamı 3.055 kişiye işaret ediyor. Ardından Ericsson, yatırım
yaptığı pazarlarda vazgeçmediği bir iş modeli olan ‘İsveçli genel
müdür’ alışkanlığından vazgeçti ve 1972 doğumlu genç yönetici
Özgür Tohumcu’yu 750 kişilik ekibin başına getirdi. Son olarak da
Finlandiyalı Nokia’da dört yabancı genel müdürün ardından
Türkiye operasyonunun başına Çiçek İcan Uyansoy (1972) geçti.
5.7 milyar TL’yi kontrol ediyorlar Telekom sektöründeki bu üç
oyuncu kendi alanlarında küresel pazarın lideri. Bu global
devlerin Türkiye sonuçları da yüksek hacimli rakamlara işaret
ediyor. 2010 mali yılında 3.7 milyar TL’lik ciroyu yöneten Vodafone
Türkiye hızlı büyüyor, pazarda ikinci durumda. Türkiye’de
yaklaşık 1 milyar TL’lik geliri kontrol eden Nokia, yüzde 55’lik
pazar payıyla birinciliği elinde bulunduruyor. Ericsson ise1
milyar liralık büyüklükle altyapı işinin lideri konumunda.İşin
sırrı kriz yönetimindeVodafone Türkiye Genel Müdürü Serpil
Timuray, Türk yönetici atanmasıyla ilgili olarak, “Önemli olan
yöneticinin vasıfları. Bu Türk de olabilir yabancı da olabilir.
Liderlik vasıfları önemli. Ama Türkiye’de pazar oldukça karmaşık,
sofistike. Kolay değil, zor bir pazar. Ekonomik anlamda iniş
çıkışları olan bir pazar. Ben 20 yıldır yöneticiyim, kaç tane kriz
yaşadım. Bu yüzden değişim yönetiminin, risk yönetiminin vasıf
olarak olmazsa olmaz olduğunu düşünüyorum. Bu anlamda Türk
yönetici öne çıkıyor” dedi.Türk yöneticilerin yerel pazarı iyi
bilmeleri ve kriz yönetimi konusunda donanımlı olduklarından
tercih edildiğini ve başarılı olduğunu ifade eden Timuray, “Hiç
pazarı bilmeden gelip de bu pazarı tanıyabilmek, anlamak kolay
değil” diye konuştu.
Dünyanın en iyi sualtı fotoğrafçısı’ bir Türk
23 ülkeden 88 fotoğrafçının katıldığı yarışmada Bodrum Karaada, Haremtan
Koyu ve Büyük Resif’te çekilen balıklar, amforalar, eski uçak batıkları ve
doğa güzellikleri görenleri hayran bıraktı. ‘Balık’ kategorisinde İtalya’dan
Silvia Boccato birinci, Norveç’ten Lill Haugen ikinci ve Türkiye’den Orhan
Aytür üçüncü oldu. ‘Yakın çekim’ kategorisinde birinciliği Slovenya’dan Rok
Kovacic, ikinciliği Belçika’dan Daan Delbare, üçüncülüğü ise İspanya’dan
Arthur Jose Telle Theiman elde etti.
Farklı kategoriler ‘Temalı yakın çekim’ kategorisinde İspanya’dan Arthur Jose
Telle Theiman birinci, Fransa’dan Jean Pierre Nicolini ikinci, Türkiye’den
Orhan Aytür üçüncü oldu. ‘Modelsiz geniş açı’ kategorisinin birincisi
İspanya’dan David Barrio Colongues, ikincisi Türkiye’den Kerim
Sabuncuoğlu, üçüncüsü ise Güney Kore’den Kwanghwi Kim oldu. ‘Modelli
Geniş Açı’ kategorisinde Türkiye’den Orhan Aytür altın madalya kazanırken,
bu kategoride ikinciliği İsveç’ten Jonna Berström, üçüncülüğü ise
Hırvatistan’dan Daniel Frka elde etti.
Türk şirketleri kendi
markalarıyla dünyaya
açılmayı sürdürüyor.
Türkiye'de 'beli genişleyen
pantolon', 'X-ray'de
ötmeyen kemer' gibi inovatif
ürünleriyle dikkati çeken
Süvari Giyim, Yemen'deki
mağazalarında, erkeklere
geleneksel 'fistan'lar yerine
takım elbise giydiriyor.
Büyümenin yolunun
yurtdışından geçtiğini,
sadece yurtiçi tüketime
hitap ederek kârlılığın
yakalanamayacağını
belirten Süvari Giyim
Yönetim Kurulu Başkanı
Ahmet Coşkun, birçok
ülkede belirgin bir marka
haline geldiklerini söyledi.
Coşkun, "Yemen'de erkekler
halen 'fistan' diye tabir edilen
giysilerle dolaşırken, biz
gidip orada takım elbise
satmaya başladık. Müşteri,
fistanla geliyor, takım elbise
ile mağazadan çıkıyor. Çok
da mutlu oluyorlar.
Gittiğimiz ülkelerde
erkeklerin giyim tercihlerine
de yön veriyoruz." dedi.
Avrupalı ‘tahkim
hakemleri’ne Türk
kadın avukat
başkan oldu
Avukat Bennar Balkaya,
merkezi Londra’da bulunan
Uluslararası Tahkim
Hakemleri Kurumu’nun
Avrupa Başkanı oldu. Henüz
34 yaşında olan Bennar
Balkaya kurumun en genç,
ilk Türk ve ilk kadın başkanı
olma unvanını taşıyor.
Uzanlar ile Türkiye arasında
görülen davalar nedeniyle
son birkaç yıldır
gündemimize giren tahkim
davalarına bakan
hakemlerin başkanlığına bir
Türk kadını seçildi. Avukat
Bennar Balkaya, Uluslararası
Tahkim Hakemleri
Kurumu’nun (Chartered
Institute of Arbitrators),
Avrupa Başkanı oldu.
Dünyada 110 ülkede faaliyet
yürüten ve 14 bine yakın
üyesi olan kurumun en fazla
üyesine sahip ve en önemli
bölümü olarak bilinen
Avrupa Bölümü’e Başkan
olan Balkaya, bu görevdeki
ilk Türk, ilk kadın ve en genç
Başkanı ünvanlarını da aldı.
Türk malı salatalıklara garanti
TSÜAB Yönetim Kurulu Başkanı İlhami Özcan
Aygun, Almanya'da salatalıklardan
kaynaklanan hastalık ve ölümlerin,
Türkiye'de yaşanmasının söz konusu
olmadığını belirtti. Tohum Sanayicileri ve
Üreticileri Alt BirliğiAygun, yazılı
açıklamasında, Almanya'da görülen salatalık
kökenli mikrobik bulaşmaların organik tarım
yöntemiyle yetiştirilen ve İspanya'dan ithal
edilen salatalıklardan kaynaklandığının
anlaşıldığını kaydetti.
Türk Mallarının Tanıtımı ve
Kullanılmasını Teşvik Derneği
Bülteni Sayı: 2
Türk şarabı
ödülle döndü
Türk şaraplarını dünya markası yapmak için yurt dışında
çalışmalar yürüten Wines of Turkey (WOT) ve üreticiler,
katıldıkları Londra Uluslararası Şarap Fuarı’ndan 150
ödülle dönerek tarihi rekora imza attı. International Wine
Challange 2011, Decanter World Wine Awards ve
International Wine&Spirits isimli üç yarışmanın
sonuçları, Türk şaraplarının iddiasını gösterdi. Türk
şarapları, Decanter World Wine Awards’tan 67,
International Wine Challenge’dan 52 ve International
Wine&Spirits Competition’dan 31 adet ödül kazandı.
TÜRK MALI
2011’in ‘yeni kaşifi’
Türk bilim insanı Doç. Dr. Çağan Hakkı Şekercioğlu,
National Geographic dergisince 2011 yılının “yeni kaşifi”
seçildi. Utah Üniversitesi Biyoloji Bölümü öğretim üyesi,
Kars Kuzey Doğa Derneği Başkanı, kuş bilimci ve ekolog
Şekercioğlu, derginin, 2011 yılının genç, öncü ve vizyon
sahibi, keşfin, maceranın ve küresel sorunların çözümünde
sınırları zorlayan bir sonraki neslin yenilikçi bilim
insanlarını belirlediği 14 kişilik listede yer alan tek Türk
bilim insanı oldu. “2011 National Geographic Yeni Kaşifleri”
listesinde Şekercioğlu'nun yanı sıra kültür eğitmeni ve
Ortadoğu barış çalışanı Aziz Ebu Sarah, çevre bilimci
Jennifer Burney, yer bilimci ve astrobiyolog Kevin Hand,
paleontolog Jorn Hurum, yaban hayatı araştırmacısı Paula
Kahumbu, biyomühendis Kakani Katija, ekolog Sasha
Kramer, çevreci Juan Martinez, entomolog Dino Martins,
atık su mühendisi Ashley Murray, yaban hayatı ekoloğu ve
film yapımcısı Adrian Seymour, bilim girişimcisi Hayat
Sindi ve doğa korumacı Tuy Sereivathana bulunuyor.
ÖDÜL 10 BİN DOLAR National Geographic'in Yeni
Kaşifler Programı, “henüz kariyerlerinin başlarında
yaptıkları keşiflerle dünyaya ilgili bilgilere önemli
katkılarda bulunan, eşsiz yeteneklere sahip ve ilham veren
maceracı bilim insanlarını desteklemeyi” amaçlıyor.
Bilimsel araştırmalarıyla bu yüzyılın sonuna kadar tüm
kuş türlerinin yüzde 25'inin soylarının tükenebileceğini
belirleyen Şekercioğlu, bunun en önemli sebeplerini doğal
alanların yok olması ve küresel ısınmanın giderek artan
etkisi olarak gösteriyor.
Yerli yapımlar
rekor kırdı
25'i yerli yapım olmak üzere 68 sinema filminin
vizyona girdiği 2011'in ilk çeyreğinde;
sinemaseverlerin en çok tercih ettiği yapım
'Eyyvah Eyvah 2' oldu. Bu komedi filmini; 'Aşk
Tesadüfleri Sever' ve 'Kurtlar Vadisi Filistin' takip
ediyor Türkiye'deki sinema sektöründe, 2011'in
ilk çeyreğinde; ekonomik anlamda neler
yaşandığını göz önüne sermek için, bilet satışı ve
gişe hasılatları ışığında özel bir araştırma yaptık...
İşte, bu araştırma dosyasının sonuçları:
YERLİ FİLMLERDE ARTIŞ
2011'in ilk üç ayında; 25'i yerli olmak üzere 68
film vizyona girdi. Bu rakam; geçen yıl 20'si Türk
filmi olmak üzere 63, 2009'da ise 18'i yerli yapım
olmak üzere 67'ydi. En çok izlenen filmler
listesinde ilk sıralarda yerli yapımlar var.
İlk üç günlük performanslarda; 801 bin 863
biletle 'Eyyvah Eyvah 2' ilk sırada... Bu rakam;
1990 yılından beri en iyi altıncı 'ilk üç gün
performansı'...
21 YILIN REKORU 'İVEDİK'TE
İlk üç gün rekoru ise; 21 yıldır, 1 milyon 209 bin
453 bilet sayısıyla 'Recep İvedik 2'de bulunuyor.
Listenin ikinci sırasında ise 1 milyon 153 bin 71
biletle 'Recep İvedik 3' var.
36 MİLYARLIK HASILAT YAPTI
13 haftalık süre boyunca; 3 milyon 912 bin
24 bilet satışıyla en çok izlenen film; yine
'Eyyvah Eyvah 2'... Bu filmin hasılatı; 36 milyar
507 milyon TL.

Benzer belgeler