cumhuriyetimiz 88 yaşında

Transkript

cumhuriyetimiz 88 yaşında
CUMHURİYETİMİZ 88 YAŞINDA
“Özgürlüğün de eşitliğin de dayanağı, ulusal egemenliktir”
Mustafa Kemal Atatürk
Sürekli,
Etkili,
Ýlkeli.
19
Ya þ ý n d
Bakýrköy’de
a
1
Numara
ATAKÖY
SAYI: 209
KASIM 2011
FİYAT: 2 TL
Felaketler yaşanıyor, yetkililer konuşuyor. Aldıkları kararları kendileri uygulamıyor...
Ulusumuza Yapılan
Haince Saldırıları
NE ZAMAN DERS ALACAĞIZ?
KINIYORUZ!
Bu saldırılarda
hayatını kaybeden
Mehmetçiklerimize,
Polislerimize ve
Vatandaşlarımıza
Allah’tan Rahmet,
Kederli Ailelerine
Sabır ve Başsağlığı Diliyoruz .
Van Depreminde
Hayatını Kaybeden
Vatandaşlarımıza da
Tanrı’dan Rahmet,
Yakınlarına Başsağlığı,
Yaralılara Acil Şifalar
Diliyoruz.
Felaketler yaşanıyor. Ardından yetkililer konuşuyor. Aldıkları kararları açıklıyor. Sonra bu kararları kendileri uygulamıyor. Örnek mi? 1999 yılında Ayamama Deresi taşmış, 33 kişi ölmüş, çok
sayıda işyeri büyük zarara uğramıştı. Felaket sonrası Başbakan, ilgili Bakan, Büyükşehir Belediye
Başkanı Kadir Topbaş; Ayamama Deresi kenarındaki yapıların yıkılacağını ve inşaata izin verilmeyeceğini söylemişti. Büyükşehir Belediyesi Ataköy’de Ayamama kenarına “Kadın Koordinasyon Merkezi” inşa ediyor.
( Yazısı 13. sayfada)
MODERN ŞEHİRCİLİK ANLAYIŞINA (!) BİR ÖRNEK DAHA
Modern şehircilik anlayışlarıyla övünen
bizi yönetenler, Ataköylüler’in yaşamlarını çekilmez hale getirecek bir ilke
daha imza atarak, 5bin seyirci kapasiteli kapalı atletizm salonu inşa ediyorlar.
Ataköylüler’e ait spor alanlarına
yapılan Ahmet Cömert ve Sinan Erdem
kapalı salonlarından sonra inşaatı
devam eden kapalı atletizm salonu
tam anlamıyla yaşamı çekilmez hale
getirecek.
(Yazısı 13. sayfada)
CAPACITY AVM’YE KİMSE ENGEL OLAMIYOR
Otoparktaki oto yıkama, ortak alanlardaki dükkanlar, kapalı otopark girişindeki düzenleme,
kapalı otopark çıkışındaki kamuya ait yolun işgali devam ederken, yasadışı olarak otopark ücreti
alınmaya devam ediliyor. Bu yasadışı işlere kimler göz yumuyor? Neden?
(Yazısı 13. sayfada)
3
Meclis üyelerinin
AYIN YAZISI
ÇİN’E TEKNİK İNCELEME GEZİSİ
Marmara Belediyeler Birliği
tarafından düzenlenen teknik
temas programlarına Çin
gezisiyle devam edildi.
Programa, Bakırköy Belediyesi
CHP’li Meclis üyeleri Uğur
Özhabeş ile Semih Cemali ve
AKP’li Belediye Meclis Üyeleri
Ayhan Can ve Yalçın Kayalı da
katıldı.
Belediye meclis üyeleri, Çin’in
Şanghay, Chnegdu ve Pekin
kentlerini kapsayan “Yurtdışı
Teknik İnceleme ve Temas
Programı çerçevesinde kentsel
planlama, kentsel dönüşüm,
ulaşım biçimleri, turizm
yatırımları ve kültürel mirasın
korunması konularında teknik
incelemelerde bulundular.
Bir haftalık gezi sürecinde
Çin’in tarihi ve kültürel mekanlarını da gezen heyet, ayrıca
Sichuan-Marmara Stratejik
İşbirliği Forumu ve Kentsel
Dönüşüm Paneli ve 8. Uluslararası Turizm ve Kültür
Tanıtım Konferansları’na da
katıldı.
Çin’e yapılan yeknik inceleme
gezisi ve temas programları
hakkında gazetemize açıklamada bulunan Bakırköy Belediyesi CHP’li meclis üyesi Uğur
Özhabeş, Çin’in çok gelişmiş
bir ülke olduğunu yapılan
teknik inceleme gezisi ile
gördüklerini ifade ederek, özellikle çevre düzenlemesi ve
kültürel mirasların korunması
konularında Çin’in örnek bir
ülke olduğunu söyledi.
Çin’in, dünyanın en kalabalık
nüfusunu barındırmasına rağmen şehirlerin pırıl pırıl
olduğunu ve bu konuda Çin
halkının çok duyarlı
davrandığını da söyleyen
Özhabeş, ayrıca çevre yollarında yapılan ve araçların
kullandığı 4-5 katlı üst geçitlerin Türkiye’de de
uygulanabileceğini belirtti.
Özcan Atamer
e-mail
[email protected]
FELAKETLER ASLA TEKER TEKER GELMEZ
24 askerimizin, polislerimizin şehit edilmesi ve çocuklar dahil sivil vatandaşlarımızın
öldürülmesi haberleriyle sarsılmışken; Van’da meydana gelen deprem sonunda
yüzlerce vatandaşımızın ölmesi, binlerce vatandaşımızın yaralanması ve binaların oturulamaz hale gelmesi üzüntümüzü bir kat daha arttırdı.
Ülkemizi bölmeye, vatandaşlarımızı birbirine düşürmeye çalışanlara en güzel cevabı tek
yürek olan halkımız verdi.
Türkiye’nin her köşesinde yaşayanlar yaraları sarmak için büyük bir yarış içine girdiler.
Bayrağımızı gönderden indirenler, askerimizi, polisimizi şehit edenler, sivil vatandaşımızı öldürenler ve her fırsatta bölücü ve kışkırtıcı söylem içinde bulunanların bu
tablo karşısında biraz olsun yüzleri kızardı mı merak ediyorum. Merak ediyorum çünkü,
her fırsatta görsel ve yazılı medyada boy gösterenler son günlerde sanki yer yarılmış
içine girmişler. Bu nedenle yüzlerinin kızarıp kızarmadığını görme imkanı bulamıyoruz.
Başbakanımız “Oy versinler vermesinler, gecekondu ve kaçak yapıları yıkacağız” diyor.
Ardından televizyonlara çıkan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş
“Başbakan’ın sözlerinin arkasındayım” diyor.
Bizi yönetenler ve bu işten sorumlu olanlar gözyummazsa ne gecekondu yapılabilir ne
de kaçak yapılar...
BOYACI SANDIĞI YENİDEN TASARLANIYOR
The Marmara Taksim’in simgesi haline gelen
meşhur Boyacı Sandığı otantik tasarımına sadık
kalınarak öğrenciler tarafından yeniden yorumlanacak.
The Marmara Collection,
The Marmara Taksim’in
girişinde bulunan ayakkabı
boyacı sandığının, otantik
tasarımına sadık kalınarak
misafir sandalyesiyle
beraber yeniden tasarlanacağı bir yarışma düzenliyor. Genç tasarımcıları
teşvik etmek için düzenlenen
yarışmada, The Marmara
otellerinde kullanılan boyacı sandığının, günümüz
tasarım anlayışıyla yeniden yorumlanması
amaçlanıyor.
Üniversitelerin, Endüstriyel Tasarım Bölümü (Mimarlık ve Güzel Sanatlar) lisans ve yüksek lisans programlarına kayıtlı öğrencilerine açık olan tasarım yarışmasının başvuruları kasım
ayında bitiyor. Dereceye
giren tasarımların ödülleri ise
şöyle; birincilik ödülü; The
Marmara Manhattan dâhil
olmak üzere, katılımcının
kendi seçeceği bir The Marmara otelinde 1 hafta çift
kişilik konaklama ve uçak
bileti, ikincilik ödülü; The
Marmara Taksim’de 1 gece
çift kişilik konaklama, üçüncülük ödülü ise The Marmara Taksim Tuti Restaurant’ta çift kişilik 1 akşam
yemeği olacak.
Bir ülke düşünebiliyor musunuz? 17 kurum ve kuruluşun resen imar planı yapma ve
uygulama yetkisi olsun. Halkımızın çoğu kaçak yapılaşmanın sorumluluğunun ilçe ve
Büyükşehir Belediyeleri’nde olduğunu zannediyor. Olay hiç de öyle değil.
Bu arada Ankara, İstanbul, İzmir gibi illerimizde bulunan İlçe ve Büyükşehir Belediyeleri’nin imar hareketlerinden sorumlu olan, imar komisyonlarının çoğunda mimar,
mühendis, şehircilik uzmanı yok. İmar hareketleri mühendis. mimar’ın olmadığı İmar
komisyonlarının verdiği kararlarla şekillendiriliyor.
Yüzlerce “nokta” imar düzenlemeleri, yine bu kişilerin raporları doğrultusunda yapılıyor. Hal böyle olunca da işin içine para ve siyasi güç giriyor.
Bakırköy gibi bir yerde bile aynı parsel üzerinde bir yıl içinde 6 kez imar planı değişikliği yapıldığını düşünebiliyor musunuz? Sayın Başbakan gecekondu ve kaçak yapıları
sonuç ne olursa olsun yıkacağız diyor. Peki ruhsat dışı yapılan binalar için ne
düşündüğünü niye söylemiyor?
Örneğin Bakırköy’de ruhsatsız kaçak hiç bir bina yok. Buna karşın binaların tamamına
yakın bölümü proje dışı inşa edilmiş durumda.
Pekii bunlara iskan verilmiş mi? Verildiyse hangi yasaya göre verilmiş?
Bunları kimin denetlemesi gerekiyor? Tabi ki belediyelerin. Kaldı ki belediyelerde mıntıka mühendisleri vardır. Her mıntıka mühendisinin görev yaptığı yer bellidir. Bu mıntıka mühendisleri görev yaptıkları bölgedeki balkon kapatmak dahil tüm imar hareketlerinden sorumludur. Ama imar durumlarının ne olduğunu gördüğümüze göre bu kişilerin görevlerini yapıp yapmadıklarını sizlerin takdirlerine bırakıyorum.
Bu arada mimar ve mühendis odaları yetkilileri televizyonlarda konuşuyorlar, hem de
insanların gözlerinin içine baka baka...
Bir inşaatın ruhsatının alınabilmesi için o inşaat ile ilgili (TUS) Teknik Uygulama Sorumlusu olması yasa gereğidir. Bu kişi ya mimar ya da inşaat mühendisidir. İnşaatın temel
atma anından, iskan alınıncaya kadar tek sorumlusu odur. 1999 depreminden sonra da
Yapı Denetim Yasası yürürlüğe girdiği için 2001 yılından bu yana öncelikle çoğunluğu
Türkiye’nin batısında 19 ilde yapı denetim firmaları bu görevi üstlenmiştir. Suçlu
aranıyorsa suçlu bunlar ve bunları denetlemeyen belediyelerdir.
Bu arada denetim ve şikayetler üzerine sorumlu mühendisler hakkında Cumhuriyet
Savcılıkları’na suç duyurusunda bulunulur. Bunların çoğunun suçu sabit olmasına rağmen hangisinin ceza aldığı ve mesleklerinden men edildiğini doğrusu merak ediyorum.
Yetkililer açıklarsa mutlu olacağım.
Seçimlerden sonra oluşturulan kabinede Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın kurulması
beni çok umutlandırmıştı. Türkiye’nin tamamında belediyeler ve imar planı yapma ve
uygulama yetkisine sahip kurum ve kuruluşlardan tüm yetkiler alınarak bu bakanlıkta,
tek elde toplanacağını düşünmüştüm. Uygulama böyle olsaydı; çarpık yapılaşma
nedeniyle yapılan şikayetleri hiç kimse birbirinin üzerine atıp sorumluluktan kurtulamayacaktı. Hükümetin yapması gereken bana göre budur.
Bir daha bu tür acı haberleri duymamak ve felaketlerle karşılaşmamak umuduyla Kurban Bayramı’nızı kutluyorum.
5
Bakırköy Belediyesi Çocuk Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi’nde
DÖRT DÖRTLÜK HİZMET
Bakırköy
Belediyesi
tarafından
Osmaniye
Mahallesi
Sığırtmaç
Sokak’ta
hizmet veren
Çocuk Ağız ve
Diş Sağlığı
Merkezi,
Bakırköy’de
yaşayan 0414 yaş arası
tüm çocuklara
ücretsiz ağız
ve diş sağlığı
hizmeti veriyor. Merkezde,
ayrıca Bakırköy İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ile yapılan ortak çalışmayla birlikte Bakırköy’deki ilköğretim okullarında
okuyan çocuklarında kontrolleri
yapılıyor.
Hazırlanan plan çerçevesinde merkeze
ait servis araçlarıyla bir öğretmen ve
bir sağlık personeli gözetiminde
okullarından alınan öğrencilere,
uzman hekimler tarafından ağız-diş
bakımı, beslenme ve hijyen konulu
eğitimler veriliyor. Bu eğitimlerin ardından da
muayeneleri
yapılıyor.
Muayene
sonrasında
dişleri sağlıklı
ve tedaviye
ihtiyacı
olmayan
çocuklara
koruyucu
hekimlik
hizmetleri
olan fissur
sealant (çürük
oluşmasını
önleyici
dolgu) ve
Fluor (diş minelerini güçlendirme) uygulaması yapılırken, tedaviye ihtiyacı
olan çocuklar için restorasyon, konservatif diş tedavisi, kök kanal tedavisi, diş
taşı temizliği ve diş çekimi gibi uygulamalar ücretsiz olarak gerçekleştiriliyor.
Eğitim ve oyun salonları ile
çocukların muayene
sıralarını beklerken
eğlenceli dakikalar
geçirmelerinin de sağlandığı Çocuk Ağız ve
Diş Sağlığı Merkezi,
engelli asansörü ve
engelli tuvaletleri ile de
tamamen engelsiz bir
bina özelliği taşıyor.
Bakırköy Belediyesi
Sağlık İşleri Müdürü
Faruk Yıldız’dan; kısa
süre önce hizmete
sunulan ve Bakırköy’de
yaşayan 04-14 yaş arası
çocuklara verilen ücretsiz
ağız ve diş sağlığı
hizmeti, İlçe Milli Eğitim
Müdürlüğü ile gerçekleştirilen çalışma ve bu
çalışmanın sonuçları
hakkında bilgi aldık.
Ağız-diş sağlığındaki
alışkanlıklar ve sorunların çok erken yaşlarda
saptanması gerektiğini
belirten Faruk Yıldız,
Çocuk Ağız ve Diş Sağlığı
Merkezi’nin çocukların
bedensel, zihinsel ve
sosyal ihtiyaçlarının göz önünde bulundurularak dizayn edildiğini, muayene, koruyucu
hekimlik ve tedavi aşamalarında Dijital
Panoramik Röntgen, Ağız İçi Kamera, ve RVG
cihazları kullanılırken, birinci sınıf malzemeden üretilmiş ağız içinde kullanılan tüm diş
hekimliği aletlerinin de merkezde bulunduğunu söyledi.
6 uzman diş hekimi, 1 psikolog, 6 hekim
asistanı ve diğer yardımcı elamanlarla birlikte 20 kişilik bir ekiple hizmet verdiklerini de
ifade eden Yıldız, “Binadaki tüm zemin
döşemeleri için mikrop barındırmaz, anti
bakteriyel malzemeler kullanılırken, binanın
tüm duvarları ise çocuklarımızın sağlığına
hiçbir şekilde zarar vermeyecek su bazlı
boyalarla renklendirilmiştir. Merkezimiz
tedavi katında çocukların soluduğu havanın
her daim temiz tutulabilmesi için ameliyathanelerde kullanılan hepa filtre ile hava
sirkülasyonu sağlanmaktadır” dedi.
“5 BİN COCUĞUMUZA AĞIZ-DİŞ
SAĞLIĞI HİZMETİ VERDİK”
Bakırköy İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ile birlikte yapılan işbirliği hakkında da bilgiler veren
Yıldız, Bakırköy’de bulunan ilköğretim
okullarında okuyan tüm çocuklara hizmet
verdiklerini belirterek, “İlçe Milli Eğitim
Müdürlüğü ile birlikte yaptığımız işbirliği ile
ilçemizdeki tüm ilköğretim okullarındaki
çocuklarımızı ağız-diş sağlığı bakımından
geçiriyoruz. Bu dönem 4. ve 7. sınıfları
kontrollerden geçiriyoruz. Öğrencilerimizi
kendi servis araçlarımızla alıp, merkezimize
getiriyoruz, burada ağız-diş sağlığı eğitimi
veriyoruz, tıbbi fiziksel muayenesini yapıyoruz,
ondan sonra ağız-diş sağlığı muayenesini
yapıyoruz. Bu muayene sonucunda tespit
ettiğimiz sorunları ailelerine bildirerek,
ailelerin onayını alarak 1. basamak sorunlarını gideriyoruz. Ama çene problemleri ve
ağız diş yapısındaki ciddi bozukluklar gibi
bizi aşan durumlarda da aileleri
bilinçlendiriyoruz ve yönlendiriyoruz.
Geçtiğimiz dönem yaklaşık 3 bin 490
muayene ve bin 500’ü aşkın tedavi yaptık.
Bu eğitim döneminde ise kasım ayına kadar
yaklaşık bin öğrencimizin ağız-diş sağlığı
muayenelerini gerçekleştirdik. Buradaki en
önemli konulardan birisi de kontrollerini
yaptığımız çocuklarımızın yüzde 70’inde
sorun tespit ettik. Bu önemli bir rakam.
Bu kadar yoğun bir sorun
varken buna yönelik bir
hizmetin çok anlamlı
olduğunu düşünüyorum”
dedi. Yıldız, İlçe Milli
Eğitim Müdürlüğü işbirliği
ile gerçekleştirdikleri
çalışmadan dolayı çok
güzel geri dönüşler aldıklarını da belirterek,
Bakırköy’deki özel okullar
ve ana okullarından da
bu yönde bir talep gelirse
onları da değerlendireceklerini söyledi.
Öte yandan Faruk Yıldız,
Bakırköy Belediyesi Sağlık
İşleri olarak Atatürk Spor
ve Yaşam Köyü’nde bulunan sağlıklı yaşam
merkezinde de sağlık
hizmetlerine devam ettiklerini vurgulayarak,
Atatürk Spor ve Yaşam
Köyü’nde bulunan
diyetisyen hizmetinin yanı
sıra sigarayı bırakma
ünitesini de kurduklarını
belirtti.
(Yavuz ARPACIK)
7
Bakırköy Musiki Konservatuarı Vakfı’ndan, Türk Musikisi’nin usta ismi
PROF. DR. NEVZAT ATLIĞ’IN DOĞUM GÜNÜNE ÖZEL KONSER
Kuruluşunun 26. yılını kutlayan
Bakırköy Musiki Vakfı
Konservatuarı, Türk
Musikisi’nin usta ismi
Nevzat Atlığ’ın
doğum günü
nedeniyle bir program düzenledi.
Ataköy İspirtohane
Kültür Merkezi’nde düzenlenen
program, Bakırköy
Musiki Vakfı
Konservatuarı
Yönetim Kurulu
Başkanı Hikmet Özkahraman’ın açılış
konuşması ile
başladı. Özkahraman, Prof. Dr.
Nevzat Atlığ’ın,
sanat musikisine ve
Bakırköy Musiki Vakfı
Konservatuarı’na çok
büyük katkıları olduğunu
belirtti.
Bakırköy Musiki Vakfı Konservatuarı yönetim kurulunun tam
kadro katıldığı programa ayrıca çok
sayıda vakıf üyesi ve sanat müziği sevenler katıldı.
Dr. Nevzat Atlığ programda yaptığı konuşmada,
kendisine gösterilen ilgi ve sevgiden dolayı çok
mutlu olduğunu ifade ederek, Bakırköy Musiki
Vakfı Konservatuarı ve Türk musikisinin tarihsel sürecinden de kısaca bahsetti.
Bakırköy Musiki Vakfı Konservatuarı’nın
Türkiye çapında önemli bir yeri olduğunu
da söyleyen Atlığ, “Bir idare binasına
itilmiş ufak bir cemiyetten bugün bir
vakıf konservatuarı haline gelebildi
burası. Tabi başta Hikmet Bey olmak
üzere yönetim kurulunda görev
alan bütün arkadaşlar ve vakfın
bütün mensuplarının aynı şuuru paylaşarak gayretleriyle bugün bu
kurum Türk Musiki’sinin önemli yüz
akı mertebesindedir” dedi.
Nevzat Atlığ’ın konuşmasının ardındn Faruk
Salgar’ın yönettiği koro
tarafından Türk Sanat
Müziği eserleri icra edildi.
Konser sonunda Bakırköy
Musiki Vakfı Yönetim
Kurulu Üyesi Selçuk Kurt
tarafından koro şefi Faruk
Salgar’a çiçek takdim edildi.
Daha sonra ise Bakırköy
Belediyesi Tiyatrolar Müdürü Nilgün Güloğlu Ceyhan tarafından Türk
Musikisi’nin usta ismi Prof. Dr. Nevzat
Atlığ’a çiçek ve plaket takdim edildi.
Program Nevzat Atlığ’ın yaş günü
dolayısıyla verilen ikram ile son
(Yavuz ARPACIK)
buldu.
9
TEŞEKKÜR
Bizlerden ilgisi ve yakınlığını esirgemeyen
Ferhat Uysal
Jinekolog Operatör Dr.
başta olmak üzere ;
Anestezi Uzmanı Dr. Hanife Altunkaya,
Anestezi Teknikeri Sezgin Kurnaz,
Sağlık Memurları Gökhan Okuyucu ve
Ferhat Aktaş,
Ameliyat Hemşireleri Nuray Durmuş, Rukiye
Albayrak, Mehmet İzgi, Teyfik Çiçekçi;
Yenidoğan Hemşireleri Hülya Akbayrak, İlknur
Topal, Zerrin Karaköse, Şenay Öztürk,
Çiğdem Gündüz;
6. Kat Hemşireleri Serap Yalçın, Suna Doğan,
Aslı Gülkutlu, Şerife Tombak, Hülya Şentürk
ve
Acıbadem Bakırköy Hastanesi Yönetimi’ne
HOŞ GELDİN DURU BEBEK
CARO CARD İLE ŞANSINIZ BOL,
KAZANCINIZ ÇOK OLACAK…
Carousel Alışveriş Merkezi müşterilerini Türkiye’de oldukça
talep gören uygulamalardan biri olan, harcadıkça puan ve
hediye kazandıran Caro Card ile buluşturacak olmanın heyecanını yaşıyor. Ziyaretçi memnuniyetini her zaman ön planda
tutan ve onlar için en iyi ve en yeniyi sunmayı hedefleyen
Carousel Alışveriş merkezi zengin marka karması, gençlere,
ailelere ve çocuklara hitap eden birbirinden özel etkinlikleri ve
kampanyaları ile yaşamın zevklerini Caro Card ile yeniden
yorumluyor.
Carousel müşterileri, kasım ayı itibarıyla yaptıkları harcamalar
karşılığında sahip olacakları bu kart ile yapılan tüm alışverişlerde puan ve hediye kazanarak Carousel’in ayrıcalıklı
dünyasında keyifli vakit geçirecekler. Müşteriler kazandıkları
puanları, hem sisteme dahil olan mağazalarda kullanabilecekler hem de özel günlerdeki etkinlik, konser, imza günü ve
kampanyaları ilk öğrenerek alışverişi cazip kılan avantajlardan
yaralanabilecekler.
Kişiye özel bir çok ayrıcalık tanıyacak olan Caro Card
sayesinde, müşteriler kartı kullandıkça sürpriz hediyeler ve
sezonda kullanabilecekleri özel indirimlerle Carousel’in ayrıcalığını bir kez daha keşfedecekler.
Biricik kızımız DURU ATAMER'in
dünyaya geliş sürecindeki katkı ve yardımları için
sonsuz teşekkür ederiz.
Aslı - Gökhan Atamer
Atamer ve Ağbaş Aileleri
Ateşli Topuklar Dans Grubu önderliğinde
HAYRANLARI MICHAEL JACKSON’U ANIYOR
2009 yılında resmi olarak
kurulan Ateşli Topuklar Dans
Grubu geçen yıl olduğu gibi
bu yıl da, Michael Jackson
hayranlarını Popun Kralı’nı
anmak üzere bir dans projesiyle biraraya getiriyor.
Grubun koreografı ve eğitmeni Burak Altın’ın önderliğinde provalara başlamış olan topluluk, Michael Jackson
efsanesini yaşatmaya gönül vermiş amatör ve yarı profesyonel
dansçılardan oluşuyor.
Michael Jackson’ın One More Chance (Bir Şans Daha) şarkısından esinlenilerek One More Dance (Bir Dans Daha) adını alan
etkinlik, geçen yıl ekim ayında bir alışveriş merkezinde
seyircilerle buluşmuştu. Dansorium Dans Merkezi sponsorluğu ve Türkiye’nin en büyük Michael Jackson hayranları
topluluğu MJTurkFan desteğiyle düzenlenen gösteri, bu yıl
da Aralık ayında gerçekleşiyor.
Etkinliğin en dikkat çekici özelliği her yıl birbirinden farklı
Michael Jackson koreografilerinin, alışılmışın aksine
teatral bir anlatımla halka sunulmasıdır. Aralarında ev
hanımları, iş adamları, öğrenciler gibi değişik kesimlerden
insanlar bulunan bu grup tamamen amatör bir ruhla, profesyonelce çalışmaktadır.
Geçen seneki gösteri Billie Jean, Dangerous, Smooth
Criminal, In The Closet, Thriller, Beat It, The Way You
Make Me Feel, Scream, They Don’t Care About Us
şarkılarının koreografilerinden derlenmişti. One More
Dance 2011’ de ise aralarında Bad ve Remember The
Time gibi çok sevilen Michael Jackson şarkılarının da
olduğu sürpriz bir koreografi izleyicileri bekliyor.
One More Dance 2011’i farklı kılan özelliklerden bir diğeri,
GEÇMİŞ OLSUN
Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekim Yardımcısı Dr. Bülent
Köseahmetoğlu ve eşi Silivri’de geçirdikleri trafik
kazasında ölümden döndüler. Vücutlarında kırıklar
bulunan Köseahmetoğlu ve eşi görev yaptığı hastaneye kaldırılarak tedavi altına alındı.
dünyada Michael Jackson hayranlarının geçtiğimiz haftalarda
başlattığı Michael Jackson’s Children’s Hospital (Michael Jackson
Çocuk Hastanesi) girişmine destek veriyor olması. Hatırlanacağı
üzere 2009 yılında gerçekleştirilmesi planlanan This Is It turnesi,
kralın ani ve beklenmedik ölümü nedeniyle gerçekleştirilememişti.
Michael Jackson’ın kendi sözleriyle ifade ettiği bilinen son isteği
bu turneden elde edilecek olan gelirlerle dünyanın en büyük ve en
donanımlı çocuk hastanesini kurmaktı. Jackson’un bu hayalini
gerçekleştirmek üzere uluslararası bir imza kampanyası başlatan
hayranları projenin yoğun destek görmesi üzerine dünyanın her
yerinde bu amaca yönelik çeşitli etlinlikler gerçekleştirmeye karar
verdi. Bu projenin Türkiye temsilciliğini üstlenen Ateşli Topuklar,
One More Dance 2011’i MJ Çocuk Hastanesi girişimine adıyor.
11
BAKIRKÖY BALIK FESTİVALİ
Bakırköy Belediyesi ve
Zeytinlik Daimi Halk
Pazarı esnafı işbirliği
ile düzenlenen
“Bakırköy Balık Festivali” havanın yağmurlu ve soğuk
olmasına rağmen
yoğun katılımla
gerçekleştirildi.
Zeytinlik Daimi Halk
Pazarı’nda gerçekleştirilen festivale,
CHP İstanbul Milletvekili Oktay Ekşi,
CHP Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt
Aslanoğlu, Bakırköy
Belediye Başkanı
Ateş Ünal Erzen,
Bakırköy Belediye
Meclis üyeleri, CHP
Bakırköy İlçe Başkanı
Sait Yücel, MHP
Bakırköy İlçe Başkanı
Av. Gürhan Kaya ve
çok sayıda
Bakırköylü katıldı.
10 kemaninin misafirlere müzik ziyafeti de sunduğu festivalde, 4 bin
yerli uskumru ve su ikram edilirken, çeşitli gösteriler ile de eğlenceli dakikalar yaşandı.
Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen festivale gelen misafirlerin oturduğu masaları tek tek
ziyaret ederek vatandaşlarla sohbet ederken,
vatandaşlarda Ateş Ünal Erzen’i alkışlarla
karşıladı. Festival alanında en çok ilgiyi çeken ise
2.20 metre boyunda ve 120 kilo ağırlığındaki
köpekbalığı oldu. Vatandaşlar, özellikle de çocuklar
köpekbalığını
dikkatle
inceleyerek,
fotoğraf çektirdiler.
Bakırköy
Belediye
Başkanı Ateş
Ünal Erzen,
Zeytinlik Halk
Pazarı esnafına teşekkür
ederek,
”Ülkemizin 3 tarafı denizlerle çevrili olmasına rağmen ortalama kişi başına
düşen balık tüketimi çok
düşük. Avrupa’da kişi başı
yılda 16 kg. balık
tüketilirken ülkemizde 8 kg
civarında. Halkımıza balık
tüketimini özendirmek için
gerçekleştirdiğimiz balık
festivalimize 7’den 77’ye,
yağmura rağmen, ilginin
fazla olması sevindirici. 4
bin balık kısa süre içinde
tüketildi.” şeklinde konuştu.
Bu arada bazı vatandaşlar; balık ekmek alamadıklarını ancak çoğu kişinin poşetlerle evlerine bir
sürü balık ekmek götürdüklerini belirterek sitemde
bulundular.
(Yavuz ARPACIK)
13
Felaketler yaşanıyor, yetkililer konuşuyor. Aldıkları kararları kendileri uygulamıyor...
NE ZAMAN DERS ALACAĞIZ?
Felaketler yaşanıyor. Ardından yetkililer konuşuyor. Aldıkları kararları açıklıyor. Sonra bu kararları kendileri
uygulamıyor. Örnek mi? 1999 yılında
Ayamama Deresi taşmış, 33 kişi ölmüş,
çok sayıda işyeri büyük zarara
uğramıştı. Felaket sonrası Başbakan,
ilgili Bakan, Büyükşehir Belediye
Başkanı Kadir Topbaş; Ayamama Deresi kenarındaki yapıların yıkılacağını ve
inşaata izin verilmeyeceğini söylemişti.
Büyükşehir Belediyesi Ataköy’de Ayamama Kenarına “Kadın Koordinasyon
Merkezi” inşa ediyor.
TABİİ AFETLERDE ÇADIR KURMA VE TOPLANMA ALANI
OLARAK AYRILAN YERE YAKIT TANKLARI YAPILDI
Ülkemizde tabii afetler
yaşandıktan sonra bizi
yönetenler görsel ve yazılı
medyada her şeyi söylüyorlar
ancak söylediklerini kısa sürede
unutuyorlar. Uygulamalar bunu
gösteriyor. Yetkililer tüm
uyarıları gözardı ederek bildiklerini okuyorlar.
Yanda gördüğünüz fotağraf da
bizi yönetenlerin söylemleri ile
yaptıkları icraatlara en güzel
örnek.
Tabii afetlerde çadır kurma ve
toplanma yeri olarak ayrılan
yerde yakıt tankları yapıldı.
MODERN ŞEHİRCİLİK ANLAYIŞINA (!) BİR ÖRNEK DAHA
Modern şehircilik anlayışlarıyla öğünen bizi yönetenler, Ataköylüler’in
yaşamlarını çekilmez hale getirecek bir
ilke daha imza atarak, 5bin seyirci
kapasiteli kapalı atletizm salonu inşa
ediyorlar.
Ataköylüler’e ait spor alanlarına
yapılan Ahmet Cömert ve Sinan Erdem
kapalı salonlarından sonra inşaatı
devam eden kapalı atletizm salonu
tam anlamıyla yaşamı çekilmez hale
getirecek. Sinan Erdem Kapalı Spor
Salonu’nun olumsuz etkileri ortada
iken yapılan bu yeni spor salonunun
sorunları ikiye katlayacağını, yetkililer
bilmiyor mu? Bu salona gelenlerin
hangi yolları kullanacağını
düşünmüyorlar mı?
Kimse yatırıma karşı çıkmıyor, yer seçiminin yanlış olduğunu savunuyor.
Bizi yönetenler kapalı kapılar ardında
karar vermeyi bırakmalı, konu ile ilgili
tepkilere kulak vermeli, “biz yaptık
oldu” düşüncesinden vazgeçmelidirler.
CAPACITY AVM’YE KİMSE ENGEL OLAMIYOR
Otoparktaki oto yıkama, ortak alanlardaki
dükkanlar, kapalı otopark girişindeki düzenleme, kapalı otopark çıkışındaki kamuya ait
yolun işgali devam ederken, yasadışı olarak
otopark ücreti alınmaya devam ediliyor. Projede olmamasına rağmen bir pastane için
dışarıya açılan kapı... Bu yasadışı işlere kimler
göz yumuyor?
Yetkililerle görüşüyoruz, hiçbir şeyden haberleri yokmuş gibi davranıyorlar ve ellerinden
gelse bu soruları soranları büyüklerimizin
tabiri ile kamu görevi yapan bizleri “bir kaşık
suda boğacaklar.”
Yasadışı uygulamalara göz yumanlar belli.
Bu uygulamalar ne zaman son bulacak belli
değil.
14
Değerli okuyucularım;
Son yıllarda, özellikle son aylarda dikkatinizden
kaçmamıştır: Gazete sahifelerinde, televizyon
ekranlarında anormal fazlalıkta konut ve
işhanları ilanları yayınlanmakta, reklamları
yapılmaktadır.
1960 yıllarından beri en çok göç alan İstanbul’da bu sektörün iştahı son 10 yılda çok daha
fazla kabarmış, İstanbul’un kuş uçmaz, kervan
geçmez her yeşil alanına, tarlaya 20-30 katlı
kuleler mantar biter gibi boy göstermişlerdir.
N
I
M
A
Þ
A
Y
ÝÇÝNDEN
Çok göç alan büyükşehirlerimizin hepsinde
konut talebi çoğaldığından; arz piyasası da
canlanarak imkanı olan her işadamını bu
sektöre yöneltmiştir.
BAKIRKÖY’DE BİR İLK:
(BİR ARADA YAŞAMAK)
30 Eylül akşamı Zuhuratbaba lunaparkta
yapılan “Bir arada yaşamak” programlı toplantıyı tertipleyen dernek başkanı ve çalışma
arkadaşlarını, öncelikle hem medeni cesaretleri
hem de 600 - 700 insanı biraraya getirebilme
becerilerinden dolayı kutluyor, başarılarının
devamını diliyorum.
Uluslararası, bölgeler arası ve ülkeler içinde
var olan çok çeşitli sorunların tespitinde
doğru teşhisi koymak ve bu konuda sosyal,
kültürel, doğaya saygılı durmak, görüşlerine
katılmamak mümkün değil.
Şimdilerde gayrimenkul piyasası çok canlı
görülsede; yapılan çok pahalı reklam ilanlarına bakıldığında sunulan çeşitli kolaylıklara rağmen; satışların da bu büyüklükte
olduğunu düşünmek zorlaşmaktadır.
Aynı toplantıda bir bayan arkadaşın dile
getirdiği ülkemizde hala devam eden teodal
yapı, kadın hak ve sorunları da çok isabetli
söylemlerdir. Ülkemizin çözülmeyen yürek
yarasıdır.
Devlet içinde devlet konumuna getirilen
TOKİ idaresine verilen geniş yetkiler hatta
imar planlarını yapabilmesi, Milli Emlak,
Hazine ve de özel arazilerin üzerinde
dilediği gibi tasarruf edebilmesi inşaat sektörünü bugünkü haline getirmiş durumdadır.
Merak edilen bence şudur: Şimdiye kadar
boş durumda olan bu araziler birden konut
ve sanayi alanlarına nasıl geldiği, bu büyük
rant içinde neler olduğu, kimlerin kazanıp
kimlerin kaybettiği, daha önemlisi de bu furya
içinde dar gelirlilerin konut
sahibi olup olmadığıdır.
midir? Bunun cevabını da lütfen sizler veriniz.
88 yıllık Cumhuriyet Dönemi’nde hala
okuma-yazma bilmeyen, anası ve babasının
istediği doğrultuda evlenebilen; aksi halde
canından olan, kadın sorunlarını ve erkek
egemenliği hastalığını ortaya koyan bu
hanım arkadaşı da ayrıca kutlarım.
Fikret TORAMAN
Gönül arzu ederdi ki bu toplantıda belediye
başkanımızın dışında Bakırköylü yöneticilerin,
meclis üyelerinin, bürokrat ve siyasetçi kesimlerin temsilcileri de bulunsun.
Çünkü bir araya gelmek sadece
çeşitli bölge temsilcilerini toplamak yerine toplantının gündem
ve özellikle amacına uygun bir
oluşturma yapılabilirdi. Özetle geceye dönersek
sayın dernek başkanının konuşması maalesef
gürültüden dinlenemedi, dolayısıyla derneğin
kuruluş ve çalışma alanı topluma duyurulamadı.
KONUT SEKTÖRÜ - MİMARLIK - ŞEHİRCİLİK
TOKİ yönetimi eski başkanı
şimdi bu işlerin anahtar konumunda olna Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na
getirilmiştir.
İstanbul ve çevresinde çok yoğun bir bçimde
gelişen bu yeni yerleşim yerlerinin hepsinde
altyapı, ulaşım, alışveriş imkanları önceden
planlanmış mıdır ya da bu planlanma uluslararası şehircilik ve imarcılık yasasına uygun
mudur? (Böyle olmadığı bazı ulusal gazetelerimizde görülmüştür) Ayrıca bu inşaatların dar
gelirli kesimlerin kesesine uygun mudur? Bu
kesimdeki insanlara bir yararı var mıdır? Bence
bu sorunlara olumlu cevap vermek kolay
değildir.
Ayrıca bu semtlere İstanbul’da vasıtasız ulaşmak mümkün olmadığı gibi şehirciliğe uymayan
şekillerde gelişigüzel ve günlük projelerle İstanbul içinde yapılan alt üst geçitler, tüneller, bu
şehri içinden çıkılmaz bir köstebek yuvasına
dönüştürmüştür, yani sıradan bir vatandaşın
buralara ulaşması çok zorlaşmıştır.
Binaların satış fiyatlarına bakıldığında
metrekarelerin 6.000- 12.000 Dolar/metrekare
arasındadır. Bu fiyatlar şahsi görüşüm olarak
uçuktur, yürürlükte olan bayındırlık birim fiyatlarının kat kat üstündedir, zirvededir.
Bir başka konuda ilanların büyüklüğüne ve fiyatlarına bakıldığında sektörün de yavaş yavaş
doyuma ulaştığı, satış zorluğuna girdiği
görünümündedir. Halbuki devletin konut politikası bu yönde değil; çoğunluğu temsil eden
sosyal sınıfa konut üretmek olmalıdır.
Diğer yanda hükümetçe alınan yeni bir karar
da bence konut sektörüne büyük boyutta darbe
vurmuştur. (Yargıda, Danıştayda, Yüksek
Savcılar Hakimler Kurulu’nda, eğitimde yapılan
değişiklikler) bu sektörde de uygulanmak istenmekte, dolayısıyla çarpık yapılanmaya prim verilmektedir.
3 Ekim 2011 tarihi Dünya Mimarlar Günü idi;
-
buradan tüm mimar, mühendis dost ve meslektaşlarımın bu mutlu gününü kutluyorum.
Bu tarihlere rastgelen (getirilen) bir yanlış uygulamayı da bu vesileyle bilgilerinize sunmayı
borç biliyorum.
Hükümetimizin yeni çıkardığı “KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME” ile TMMOB ve faaliyetleri yukarıda arz ettiğim çevre ve şehircilik
bakanlığına bağlanmıştır. Bu şekilde
demokratik tüm ülkelerde şart olan bir denetim
iki dudak arasına terk edilmiştir, 1954 yılından
beri “ÖZGÜR ve KAMUSAL KİŞİLİK” taşıyan bu
odalarda yukarıda saydığım kurumlar gibi
siyasetin emrine; hem de TOKİ gibi devlet
içinde devlet olan bir kuruma monte edilmiştir.
Bu saygın odalarımızın bu uygulamaya verecekleri tepkiyi merak etmekteyim.
1954’ten beri bağımsız ve Türkiye’nin en iyi
çalışan sivil toplum kuruluşu örneklerini
sergileyen odalar adına endişe duyuyorum.
Çünkü bu saygın denetimden bypass edilen
konut sektörü daha da çarpıklaşmaya mahkum
edilmiştir.
Çünkü onlar artık bağımsız mesleki kuruluş
değil “BAĞIMLI KURUM” olacaklardır, zaten
hangi kurum bağımsız kaldı ki?.. Bunan sonra
bu odaların faaliyetlerini mesleki sicillerinin
kontrolü anılan bakanlığın genel müdürlüğü
tarafından dizayn edilecektir. Bu zihniyet içinde
çarpık yapılaşma önlenebilir mi?
Zaten Görülen köy klavuz istemez derler ya;
geçen haftalarda konut sektörünün ve yandaşlığın kaymağını yiyenlerden bir işadamı
“ELİMDEN GELSE TÜM TMMOB ve SİVİL
TOPLUM ÖRGÜTLERİNİ KAPATIRIM” demişti,
işte bu sektörde mantar gibi sonradan biten ve
devletin arazileri üzerinde holdingler oturtanlar
bu düşüncededirler, bu noktada sormak lazım
demokratik ülkelerde yönetim halkın mıdır;
yoksa yukardaki örnekte görülen kişilerde
Böyle bir önemli teşebbüse cesaretle atılanlarında tabi ki zamana tecrübeye ihtiyaçları
olduğunu düşünüyorum.
Tekrar ediyorum çeşitli kesimlerden de olsa
600-700 kişilik bir kalabalığı toplayarak
eğlenceli bir gece yaşatmakta başarı sayılmalıdır.
Bu arada bendeniz de kişisel görüş olarak
değerli kurucu ve arkadaşlarının iznini alarak
söylemek istediğim bir şey daha var.
1968’lerde de 6. filo ile başlayan ve yüzlerce
değerli bilim adamlarımız gazeteci ve gençlerin
katledildiği, kaybolduğu “FAİLİ MEÇHUL” dönemini slayt bile olsa bu toplantı da çok fazla
gerekli olmayabilirdi. Çünkü hem derneğin
amacı açısından yersiz kaldı; hem de hepimizin
yüreğini bir kez daha sızlatmış oldu.
Faili meçhuller ile 68 dönemi olaylarını canlı
olarak yaşamış, görmüş birisi olarak onların
unutulmasını istediğim şeklinde yorumlanmasın
sakın ha, aksine o günlerin bir daha yaşanmamasını gönülden isteyenlerdenim.
Özetlemek gerekirse yakın tanıdığım başkan ve
kurucuları ayrıca konuşma yapan bayan
arkadaşı da tekrar yürekten kutluyorum.
Bu vesile ile Van ilimizideki deprem faciasında
hayatını kaybeden tüm vatandaşlara, ayrıca bir
süre önce katledilen 30 kişilik silahlı kuvvetler
mensuplarımıza da Tanrı’dan rahmet, ailelerine
başsağlığı, yaralılara acil şifalar diliyorum.
Saygılarımla...
15
Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Eğitim Araştırma Hastanesi’nin ormanlık arazisinde çevre düzenlemesi ve ağaç dikimi çalışması 1 yılını doldurdu
“BAKIRKÖY’ÜN YEŞİL ALANINI KORUYARAK BÜYÜK HİZMET YAPTIK”
Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Eğitim Araştırma
Hastanesi’nde geçtiğimiz yıl başlatılan hastanenin
ormanlık arazisinde çevre düzenlemesi ve ağaç
dikimi çalışmaları 1. yılını
doldururken, hastane
Başhekim yardımcısı Bülent
Köseahmetoğlu’dan
yapılan çalışmalar ve çalışmaların son durumu
hakkında bilgi aldık.
Köseahmetoğlu, yapılan
çevre düzenlemesi ve ağaç
dikimi çalışmalarında sona
yaklaşıldığını belirterek,
hastane bahçesine binlerce
fidan dikimi ve çiçek ekimi
yaptıklarını söyledi.
1 yıl boyunca bazı kötü
durumlarda yaşadıklarını
ifade eden Bülent Köseahmetoğlu, özellikle bazı sivil toplum kuruluşlarının
hastane bahçesinde yapılan çalışmalar ile gerek
vatandaşlara gerekse medyaya yanlış bilgiler
verdiklerini söyledi.
Tüm engellemelere rağmen çalışmalarını azimle
sürdürdüklerini ve sona yaklaştıklarını vurgulayan
Köseahmetoğlu, bu süreçte Bakırköylülerden bekledikleri desteği ise göremediklerini ifade ederek
sitemde bulundu.
Sayın Köseahmetoğlu, geçtiğimiz yıl hastane
bahçesinde çevre düzenlemesi ve ağaç dikimi
çalışmaları başlattınız. Çalışmanın üzerinden 1 yıl
geçti. Çevre düzenlemesi ve ağaç dikimi çalışmaları tamamlandı mı? Son durum nedir?
Çevre düzenlemesi ve ağaç dikimi çalışması,
sorumlu olan ekiple birlikte çok ciddi bir şekilde
takip edildi. Bu çalışmayı ağaçların dikileceği yerlerin belirlenmesinden korunmasına kadar hassasiyetle yaptık. Yapmaya da devam ediyoruz.
Hastanemizin sınır boylarına ciddi oranda ağaç
dikimi yaptık. Ağaç derken vatandaş yahu nerede
ağaç dikildi gibilerinden bazen soruyor. Tabi bizim
toplumda ağaç anlayışımız büyük devasa bir kitle
olarak algılanıyor. Bunlar fidan şeklinde ileri de
ağaç olacak. Çatalca Orman Fidanlığı’ndan tutun,
Göktürk Orman Fidanlığı’na kadar İstanbul’un
önemli fidan üreten fidanlıklarından buraya kamyon kamyon fidan getirttik. Meyve ağaçları
diktik.Meyve ağaçlarının dikimini diğer fidanlar
kadar yoğun bir sıklıkta yapamadık ama en azından hastanemizin pazar yolu tabir edilen alt kısmına boylu boyunca ıhlamur, elma, erik, dut gibi
değişik meyve ağaçları diktik. Fakat burada bir
sıkıntımız var. Vatandaş bu arazide gezerken dikili
ağaçları etrafta bulunan köpekleri kovalamak için
kırıyor. Burada hafta sonu daha sakin olduğu için
çalışma ekibimle birlikte yapılan çalışmaları koordine ve kontrol etmek için hafta sonlarını da
genelde burada geçiriyoruz. Bu süre zarfında
görüyorum. Adam eşofmanını giymiş spor
yapacak, fakat ileri de köpekleri görüyor ve hemen
yanında bulunan ağacı kırıyor, kıramasa bile
yarım bırakıyor ve zarar veriyor. Yada ağaçları
sabitlemek için diktiğimiz kazıkları söküyor, ağaç
bu sefer yatıyor. En üzüldüğüm şey dikili ağaçların
kırılıyor olması. Çok
çiçekte diktik buraya.
Şimdi sayı vermek
istemiyorum sayı
verdiğimiz zamanda bu
sefer vatandaş tek tek
sanki ben bir şey yapmışımda yanlış olmuş
gibi onun karşısına
sayarak bu kadar değil,
bu kadar
diye bir
rakam
çıkarmaya
çalışıyor. En
üzüldüğümüz noktalardan birisi de
cumartesi-pazar günleri buraya
pikniğe gelen vatandaşların, bu dikili
ağaçları, çiçekleri söküp, götürüyor
olması. Yahu kardeşim bu ağacı söküp
götürdüğün zaman diksende işe yaramaz. Çünkü kökü hava alıyor. Orman
mühendisi görevlendirdik. Bu orman
mühendisinin burada kurmuş olduğumuz bahçe ekibine vermiş olduğu
eğitimler var. Onları bilinçlendirdi.
Nasıl ekilir, nasıl dikilir, nasıl sulanır
gibi. Bizde bundan istifade ettik ve
örendik. Bize de anlatmasını istedik.
Ağaç dikiminden ağaç bakımına kadar
bitki dikiminden bitki bakımına kadar
yeşili koruma adına bir çok şeyi öğrendik. Ve bu
doğrultuda hastane bahçesine binlerce ağaç ve
çiçek diktik, dikmeye de devam ediyoruz. Ayrıca
hastanemizin kurucusu Mahzar Osman ve ve
meşhur düşünen adan heykellerini bakıma aldık
ve bu çalışmayı da tamamladık. Hastanenin simgesi olan bu heykelleri güzelleştirdik. Tüm bu çalışmalar sonucunda
Bakırköy’ün yeşil alanını
korumakla büyük bir
hizmet yaptığımıza
inanıyoruz.
‘’BAKIRKÖYLÜ’YÜM
DİYE ORTADA GEZEN
KİŞİLERDEN DESTEK
GÖRMEDİK’’
Çevre düzenlemesi ve
ağaç dikimi çalışması
sırasında bir takım
sıkıntılarda yaşadınız.
Bazı gruplar yapılan
çalışmayı eleştirerek,
hastane bahçesindeki
ağaçların kesildiğini
söylediler. Bu konular
ulusal TV kanallarına
yansıdı. Bu konuda ne
söylersiniz?
Belli sıkıntıları yaşamış
biri olarak bu tür şeyleri pek ciddiye almam. O
zamanda size söylemiştim. Bunlar rüzgar gibi
gelip geçer ama rüzgar estiği zaman dalı,
yaprağı sürükler bunlar hiçbir şey kıpırdatmaz,
sadece böyle havada kalır. O dönem değişik
çevreleri kullanarak ne maksatla da yaptıklarını
bilmiyorum ben siyasetçi değilim, ticaretçi değilim, yatırımcı değilim ben doktorum yahu. Burada
tıbbi hizmetin yanında bir de bireysel olarak
kurumsal olarak bazı şeylerden fedakarlık yaparak
mesai saatleri dışında bir şeyler yapmaya, ortaya
bir şeyler koymaya çalışıyoruz. Bundan ben herhangi bir ek gelir etmiyorum bir şey kazanmıyorum aksine başka yerde değerlendirebileceğim
zamanımı burada da faydalı bir şey yaptığıma
inandığım için burada harcıyorum. Gittiler değişik
çevrelerde, değişik kişileri kullanarak utanmadan
kameralarla haberler yaptırdılar. Hatta bordür
taşlarının resimlerini çekerek gazetelere gönderdil-
er, dediler ki burada bakın moloz atılıyor. Yahu
kardeşim moloz atmak ayrı bordür ayrı. Tüm bunlara rağmen biz doğru yaptığımızı bildiğimiz için,
doğru olduğuna inandığımız için ve hastanedeki
mesai arkadaşlarımızın fikirlerini de aldığımızdan
onların takdirlerini ve teşviklerini gördüğümüzden
çalışmalarımıza devam ettik. Binlerce küçük küçük
fidanlarımız var. Bunların yarısı tutsa gene
muhteşem bir ağaç ormanı olacak ileride. Çuvallar
dolusu meşe palamudu diktik buraya. Meşe
ormanlarımız olacak burada. Bunların meşe palamutlarını rastgele araziye atmadık. Belli bir nizamda ve intizam içinde diktik. Her gün bir şey yapmaya devam ediyoruz. Fakat
bu çalışmaları maalesef
Bakırköylü dostlarımızdan
göremiyorum. Bakırköy’e bir
şey yapma mücadelesinde
ben Bakırköylünün
Bakırköylüyüm diye çıkıp
ortada mücadele verdiğini
söyleyen kişilerin desteğini
görmedim. Bu mücadele illa
belli alanlarda değil, dedik ki
bazı arkadaşlarımıza,
ablalarımıza, dostlarımıza
gelin bahçe sizin ne
yaparsanız destek vereceğiz.
220 bin Bakırköylü var. 10
bini bir fidan getirip şuraya
dikse 10 bin ağaç yapar.
Böyle bir mantığımız yok.
Sadece konuşuyoruz.
Buradaki amaçlarımızdan
birisi de hasta yakınları
buraya geldiği zaman burada
temiz bir ortam görsün, hastalarında ne kadar
güzel bir ortamda olduğuna bizzat şahit olsun.
Bizi eleştirenler, kamera çekimi yaparak gazeteler
TV’lere yanlış beyanlarda bulunanlar, haber
ajanslarını yanlış yönlendirenler mahcup olmuyorlar mı? Binlerce ağaç dikildi, ağaçlar bakıma
alındı, periyodik olarak her gün ilaçlama yapılıyor
burada bunları görüp mahcup olmuyorlar mı? Ben
bunu merak ediyorum. Pankartlar yaptırdık. Çevre
düzenlemesi ve ağaç dikme çalışması yapılacaktır.
Bunu bir kampanya olarak algılayıp, buna destek
olmak isteyen sevgili Bakırköylülerin desteğini bekliyoruz yazılı. Bazı kişiler bu pankartları söktü, yırttı, bunları sökenler utanmıyorlar mı? Veya
arkadaşlarıyla sohbet ederken biz
böyle faydalı bir
çalışmanın
pankartlarını nasıl
yırtıp attık diyerek
kahkahamı atıyorlar çok merak
ediyorum. Bunlara
inat destek olunması gelip burada
bir şeyler yapılması lazım.
Bakırköylülere bir
mesajınız var mı?
Bakırköylü şundan
emin olsun, bütün
boş zamanımızı
değerlendirmek
amacıyla ağaç
dikimiyle tamamlayacağız. Merak
eden, refakat
etmek veya destek
olmak isteyen olursa buyursun gelsin. Bana müracaat edebilirler. Uzaktan bu arazi
bizim demekle olmuyor. Madem
bu arazi bizim herkes gelsin
sahip çıksın. 200 bin Bakırköylü
var. bunun yüzde 5’i ağaç dikse
10 bin ağaç olur.
Yavuz ARPACIK
16
Sakızağacı Mahallesi’nin Şükran Ablası’ndan
ÖRNEK DAVRANIŞ
PINAR KUMSAL
EKİM
Ekim… Sonbaharın simgesi
sararmış, dökülen yapraklar
ve yağmur zamanı… Şimdi
içe gömülme anı… Ayrılıkların, ölümlerin geçmişle
dönüşümlü tekrarlanması…
Dibe vurup, ağzını, burnunu
kırıp, dizleri kanattığında,
yeniden kendini sorgulama
günleri… Boşluklar, boşluklar, boşluklar... Yalnız
doğup, yalnız ölmenin
bilinci…
Ekim… Kendini avutmanın
yeni gündoğumu… Düne
dair hatırlanmaması gereken
ne varsa unutma çabası…
Yaşama dair, aşka dair hayalleri yok etme çabası…
Gerçeklerin tam zamanı…
Bebeğin emeklemesi gibi,
zor olana yürüme gayreti…
Geçmişe dair acıları gömme,
geleceğin muamma
olduğunu kabul edip, as
olan şu anı kabul ediş…
Ekim… Ne kadar ektiysek,
biçme ve toplama sevinci…
Güdümsüz, özgürlüğün
seçildiği vaktin gong sesi…
Radyoda ne çaldığının önemini yitirip, beyin dalgalarından, dudaklara dökülen
şarkının sözlerinin ehemmiyeti…
Ekim öğretiyor… Bu hayat
çok kişilik değil, tekil kişilik…
Zamanın alıştırıp, küllerinden yeniden doğmak…
Güç ve bir yerden diğer yere
taşınma vakti… Masalların
prensi veya prensesi olarak
büyütülürken, anladık ki
gerçek farklı, güçlü güçsüzü
çiğ çiğ yer…
Ekim öğretti… Fırtınalarda
gemiyi koruyan değil, limana
kimin yanaştırdığı önemli
olan…
SON SÖZ: Bütün şehit
ailelerinin başı sağolsun.
Parçalandık, lime lime olduk,
dudağım lal oldu. Sanırsam
umutlar gün geçtikçe
tükeniyor.
Gerçekleri görmek dileği
ile...
Kullanım süresi dolan ve
yaşadığımız ortamdan uzaklaştırılması gereken her
türlü katı malzemeye
katı atık veya çöp denir.
Katı atıklar evde,
okulda, hastanede,
endüstride, bahçelerde ve daha birçok
yerde oluşabilir.
“Çöp” olarak
adlandırılan katı
atıkları kesin bir
tanıma
sığdırıp belirli
adlar ve maddelerle sınırlandırmak imkânsızdır. Daha
doğrusu; Çöpü
üreten, atarak
kurtulmak
isteyen,
toplayan, ayıklayan, kullanan
ve imha eden
kişiye göre değişen
tanımları yapılabilir. Katı atıkları
üreten ve atıp
kurtulmak isteyen
bizler için; hiçbir
değer ifade
etmeyen her şey
çöptür. Fakat hepimizin
göz ardı ettiği bir şey
var ki, o da hiçbir
değer ifade etmediği için
“çöp” diye adlandırıp
attığımız maddelerin doğaya
karışması nesiller boyu sürüyor.
Bu nedenle en sağlıklı ve uygun
çözüm geri dönüşüm... Ambalajlar,
kağıt ve kartonlar, organik çöp ve
diğer çöpler adı altında atıkların
ayrılması gerekiyor. Kendi mutfağımızda başladığımız doğru çöp
ayrımı sonucunda oluşan çöpleri,
daha oluştuğu sırada ayrı ayrı birik-
tirirsek, bir ayırma
yaparsak fazla değer kaybetmeden tekrardan
geri kazanılmasını
sağlıyoruz. Böylece çöp
ayırarak hem
çevremizi korumuş
hem de tasarruf
etmiş oluyoruz. Bu
konuda bilinçli
bir tüketici olan
Bakırköy Sakızağacı Mahallesi’nde oturan
64 yaşındaki
Şükran Erez 4
yıldır, oturduğu
mahalledeki
tüm çöpleri
ayrıştırarak
hem çevreye
karşı duyarlı
davranıyor hem
de mahalle
sakinlerine
örnek olup bu
konuda çalışma
yapan Bakırköy
Belediyesi’ne
katkı sağlıyor.
4 yıl önce televizyon
kanallarında çöp
ayrıştırma ile ilgili
haberleri görünce kendisinin de çevreye, doğaya
ve insanlara karşı
sorumluluğunu
yerine getirmek zorunda olduğunun farkına
vardığını ifade eden Erez,
çoğumuzun göz ardı ettiği
bizim için hiçbir değer ifade
etmediği için “çöp” diye
adlandırıp attığımız maddelerin önemli bir
bölümünün çok değerli hammadde olduğunu ve tekrar-
dan kullanılır hale getirilebildiğini ve
böylece ülke ekonomisine de çok
büyük katkı sağlandığını söylüyor.
“Çöp ayırarak hem çevremizi korumuş hem de tasarruf etmiş oluyorsunuz’’ diyen Erez, çöpten sakınmak
için elinden geleni yapıyor ve her
yere çöp atıp çevreyi kirletenleri de
mutlaka uyarıyor.
Evinin bahçesinde plastik kapakları,
atık pilleri, kağıt çöpleri ve diğer
evsel atıkları ayrı ayrı biriktiren Erez,
mahalle sakinleri tarafından da
örnek alınarak bu çalışmayı tüm
Sakızağacı Mahallesi’ne yaymış
durumda. Komşularının da kendisine
bu konuda çok yardımcı olduğunu
belirten Erez, mahallede neredeyse
tüm sakinlerin çöpleri ayrıştırarak
kendisine teslim ettiğini söylüyor.
Bakırköy Belediyesi Temizlik İşleri
Müdürlüğü tarafından her cuma
evinin bahçesinde ayrıştırdığı çöplerin
alındığını da belirten Erez, mahalle
Muhtarı Sabri Amanat’ın da kendisine bu konuda her türlü desteği
sağladığını dile getiriyor.
40 yıldır Bakırköy’de yaşayan Şükran
Erez, çevre ve insanlar için çöp
ayrıştırdığını söylerken, yaptığı çalışmadan dolayı Bakırköy eski Kaymakamı Dursun Ali Şahin’den aldığı
teşekkür belgesini ise evinin baş
köşesinde saklıyor.
(Arzu BERATOĞLU)
İSTANBUL’UN KURTULUŞU BAKIRKÖY’DE KUTLANDI
İstanbul’un düşman işgalinden kurtuluşunun 88. Yıldönümü Bakırköy Cumhuriyet
Meydanı’nda düzenlenen törenle kutlandı.
Bakırköy Kaymakamı Yakup Vatan,
Bakırköy Askerlik Şube Başkanı ve Garnizon Komutanı Per.Alb.İhsan Bursalı,
Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal
Erzen, mecliste grubu bulunan siyasi partiler, mecliste grubu bulunmayan siyasi
partiler, kamu bankaları, sivil toplum
örgütleri ve spor kulüplerinin Atatürk
Anıtı’na çelenk koymasıyla başlayan tören
1 dakikalık saygı duruşunun ardınan,
İstiklal Marşı’nın okunmasıyla sona erdi.
17
Bakırköylü muhtarlar mevcut kanunların muhtarlara yetki verirken cömert davrandığını fakat ödenek verirken bu cömertliği göstermediğini söylüyorlar. Muhtarlarlıklar tarafından verilen yerleşim yeri belgesi (ikametgah) ve bazı belgelerin nüfus müdürlüklerince
verilmesinin gelirlerinde büyük düşüşe neden olduğunu söyleyen muhtarlar; yetki ve sorumluluklarının ve verilen ödeneklerin
günün koşullarına göre yeniden düzenlenmesini istiyorlar.
NE OLACAK BU MUHTARLARIN HALİ?
ATAKÖY 3-4-11 MAHALLE MUHTARI
FEHAMET BERK:
“MUHTARLAR BORÇ İÇİNDE YÜZÜYOR”
Tüm Türkiye’de özellikle köy muhtarları olsun,
mahalle muhtarları olsun icralık durumda, borç
içinde yüzüyor. Ayrıca muhtarlar yalnız bırakılmış.
Muhtarlarla ilgili çok eski 1944 yılında çıkmış bir
kanun var, yeni bir kanun yok. Dolayısıyla düzenleme yapılması gereken çok konu var. Muhtarların
elindeki bu sorumlulukları ya alınacak ya da
devlet muhtarlara belli bir maaş bağlasın. Vatandaşla para konusunda haşır neşir olmayalım. Bu
konuda Mali İdareler Genel Müdürlüğü ile
görüşmeler yapılıyor. Kayıt yetkisi muhtarlardan
alındı ama bütün devlet kurumları hala gelip
muhtarlıklardan bilgi alıyor, sonra bu tebligat
olayı bizi sıkıntıya sokuyor.
ATAKÖY 1. KISIM MAHALLE MUHTARI KASIM
YILDIZ:
‘’HİÇ İŞLEM YAPMADIĞIMIZ GÜNLER OLUYOR”
Muhtarlıkların sıkıntıları son yıllarda daha çok
arttı. Devlet tarafından verilen 370 TL civarındaki
ödenek açıkçası yetersiz. Muhtarlıklar işyeri
olarak görüldüğünden elektrik olsun, su olsun
yüksek geliyor. Ayrıca internet masrafı, kırtasiye
masrafı bizi zor durumda bırakıyor. Kış aylarının
gelmesi itibariyle de ısınma giderleri artacak.
Özellikle benim muhtarlığını yaptığım Ataköy 1.
Kısım gibi küçük mahallelerde bazı günler hiçbir
işlem yapmadan, evrak vermeden 1 gün boyunca sadece oturuyoruz. Hükümetimizden muhtarların durumu için bir çözüm bekliyoruz.
ŞENLİKKÖY MAHALLE MUHTARI MÜMİN
SAVAŞ GÖKTAŞ:
‘’MUHTARLARIN HERHANGİ BİR HÜKMÜ
KALMADI’’
Ben 2009 yerel seçimlerinde muhtar oldum. Daha
önceki dönemleri bilmiyorum. 5490 sayılı kanun
çıkınca muhtarların herhangi bir hükmü kalmadı.
Biz sadece ve sadece vergi memurlarına, PTT’cilere çalışıyoruz. Diğer belgeleri vatandaşlar
Nüfus Müdürlüğü’nden veya T.C. Kimlik
Numarası ile sistemden görebiliyor. Kurumlarda
artık muhtarlardan herhangi belge istemiyor.
Özlük haklarında sıkıntılar var. Su, elektrik, kırtasiye masraflarını, ısınma giderlerini biz buradan
kazandığımızla karşılamaya çalışıyoruz ve
muhtarlara verilen ödenek bunları karşılamakta
yetersiz kalıyor.
ATAKÖY 2-5-6 KISIM MUHTARI CANAN ERGÜN:
“GEÇİNİYORUZ AMA ZORLANIYORUZ”
Yerleşim yeri belgesini nüfus müdürlükleri de
veriyor. Onun için gelirlerimizde bir azalma oldu.
Geçiniyoruz ama zorlanıyoruz. Bütün giderlerimizi kendimiz karşılıyoruz, ama bir çözüm olur
diye bekliyoruz. Durumumuz ne olacak, yetkisel
de şikayetlerimiz var. Mesela kayıtlarla biz
ilgilenmiyoruz ama gelip bize soruyorlar, adliye
bize soruyor, icra bize
soruyor, ama bizde
doğru dürüst bir kayıt
yok. Nakil hiç yok. Bu
sıkıntı, sonra ne olacak. Tabi ki vatandaş
T.C Kimlik
Numarası’nı söylediği
zaman her türlü hizmet ayağına gelsin ama bu
arada muhtarların durumu ne olacak. Bunu
merak ediyoruz. Sorunlar bize ait ama maddesel
boşluk içindeyiz.
ZEYTİNLİK MAHALLE MUHTARI EMEL ÇELİK:
‘’ZOR DURUMDAYIZ’’
Muhtarlar olarak sıkıntılarımız büyük. Gerek
giderlerimiz olsun gerekse nakil işlemlerinin
muhtarlıklardan alınması olsun bize büyük sıkıntı yaşatmakta. Bu sıkıntılarımızı tüm Türkiye bilmektedir. Bunun içinde bir çalışma yapıldığını biliyoruz. Ama hala bir sonuç alınamadı.
OSMANİYE MAHALLE MUHTARI SERDAR
UZUNOĞLU:
‘’TÜM TÜRKİYE’DE MUHTARLARIN
SIKINTILARI ORTAK’’
Osmaniye Mahallesi olarak Bakırköy’ün diğer
mahallelerine oranla ekonomik gücü daha az
olan mahalleyiz. Sıkıntılarımıza bakacak olursak
ise diğer mahalle muhtarlıkları ile aynı sıkıntıları
yaşamaktayız. Hatta Tüm Türkiye’deki muhtarlıkların sıkıntıları ortak. Gelir-gider dengesizliğimiz
var. Bununla birlikte nakil işlemlerinin muhtarlıklardan alınması da bizi zor durumda bırakıyor,
bir karışıklığa sebep veriyor. Ama mahallemiz
için özverili bir şekilde çalışarak bu sıkıntıları
atlatmaya çalışıyoruz. Bu yönde de tüm mahallelinin bize destek olmasını, muhtarlıklara sahip
çıkmasını istiyorum. Çünkü
muhtarlar vatandaşlar ile devlet arasında bir köprü
görevi görmektedir.
KARTALTEPE MUHTARI YILMAZ UFUK:
‘’MUHTARLARIN DURUMU İLE İLGİLİ
DÜZENLEME YAPILMALI’’
Muhtarlıkların sıkıntıları çok fazla. Devletimizin
verdiği ödenek yetersiz. Ayrıca artık bazı evrakların nüfus müdürlüklerinden alınması, e-kayıt
sistemine geçilmesi bizi zorladı. Tabi ki, e-kayıt
sistemi oturduğu zaman güzel bir sistem ama bu
sistemi getirdikten sonra muhtarların durumunu
da düşünerek, bir düzenleme yapılması gerekli.
Bu yönde görüşmeler oluyor. Güzel fikirlerde
ortaya atılıyor. İnşallah bir an önce muhtarların
durumu ile ilgili bir çalışma yapılır. Aksi taktirde
muhtarların durumu daha da kötüye gider.
BASINKÖY MUHTARI MUSTAFA AYTEKİN:
“NÜFUS MÜDÜRLÜKLERİNİN ŞUBELERİ GİBİ
ÇALIŞIYORUZ”
Muhtarlıklar eskisi gibi ikametgah verme, nüfus
cüzdanı verme kurumu değil. Nüfus İdareleri
hepsini yapıyor. Nüfus idareleri bu işi yaptıktan
sonra da muhtara git, muhtara kaydol demiyor,
öyle bir zorunluluk yok. Muhtarın bir kayıt tutma
zorunluluğu yok. Ama buna rağmen emniyet
geliyor, adliye geliyor, icra geliyor, tebligat geliyor. Bize sunulan bu şartlarda bizim mahalle
muhtarlığını devam ettirmemiz mümkün değil.
Şahsen benim burada aylık gelirim 700-800 TL
oluyor. Gidere gelirse biz ticarethane kapsamında elektrik ödüyoruz. Burada kalorifer yok, elektrik sobası ile ısınıyoruz. Bize geliyor 200-250 TL
sadece elektrik parası. Devletin burada verdiği hiçbir şey yok. Muhtarları siz
elektrik paramı öde, su faturamı öde diyecek duruma düşürürseniz bu
olmaz. Onun için önümüzdeki yasama yılında çıkacak yasada bu konuları
dikkate alarak bunun finansı sağlanmalı, bu yapılmadığı taktirde mahalle
muhtarlıklarının kesin kaldırılması lazım. Bu şartlarda götürmeye çalışırlarsa, önümüzdeki 2014 yılında yapılacak yerel
seçimlerde muhtar adayı bulamazlar.
YENİMAHALLE MUHTARI NİHAT ŞAHİN:
‘’DEVLET TARAFINDAN VERİLEN ÖDENEK
YETERSİZ’’
Türkiye’de köy ve mahalle muhtarları devletten
370 TL civarında bir ödenek almaktadır. Fakat
alınan bu ödenek muhtarlıkların masraflarının
karşılanmasında yeterli değildir. Muhtarlığın
elektrik, su, ısınma giderleri, kırtasiye masrafları
bu rakamın çok üstünde olmaktadır. Özellikle
nakil işlemlerinin de muhtarlıklardan alınması
sonucu büyük sıkıntılar yaşamaktayız. Bu sorunların bir an önce giderilmesi ve muhtarların
rahatlatılması gerekir. Vatandaşlarımızdan da
muhtarların yanında olmalarını ve bizlere destek
çıkmasını istiyorum.
(Yavuz ARPACIK)
18
“Yangın ve Yangınla Mücadele” eğitim semineri Ataköy’de yapıldı.
“DOĞALGAZ YANGINLARINA SUYLA MÜDAHALE ETMEYİN”
YASEMİN BAYER
BENİM SEVGİLİ OKULUM
ya da
ATAKÖY İLKOKULU
Çocukluktan belleğimizde kalan en güzel
anılardan biridir ilkokul yılları. Okumayı
yazmayı öğrenmek, günün belirli saatlerinde öğretmenin ve yeni tanıştığın
akranlarınla bir arada olmak, teneffüslerde istop ya da yakan top oynamak,
okulda çeşitli etkinliklere katılmak, sınıf
başkanı seçilmek, kol çalışmalarında
görev almak, bale yapmak, piyano çalmak, sınıflar arası yarışmalar…
Bizim de İlkokul yıllarımız çok güzel geçti.
Her sabah Ataköy 1. Kısım’da bulunan
evimizden 2. Kısım’daki okulumuza yürüyerek giderdik. Okulumuzun Müdiresi
Nadide Arcan çok sevip saydığımız
muhteşem bir eğitimciydi.
Her sınıfın küçük bir odası vardı. Paltomuzu ya da ceketimizi orada askıya
asardık. Ayrıca orada herkesin bir
ayakkabı torbası bulunurdu. Sınıfa girmeden o torbadaki ayakkabıları giyer,
sınıfımızın temiz olmasına özen gösterirdik. Okulun ilk açıldığı yıl biz üçüncü
sınıftaydık. Ve okulumuzun üçüncü dönem
mezunu olduk. Okulumuzdan mezun olan
öğrencilerin hepsi iyi birer meslek sahibi
oldular.
Bizim öğretmenimiz Seher Tosyalıoğlu idi.
Ama diğer öğretmenler de bizleri tanır ve
ilgilenirlerdi. Mediha Eroğlu, Ayşe Ülgür,
Tülay Öğretmen, Neliha Saner, Nermin
Öğretmen, Bedriye Öğretmen, Cavidan
Demirel ilk aklıma gelenler… Bugünde
onları sevgi ve saygıyla anımsarım. Okul
korosunu kuran ve bizlere mandolin çalmayı öğreten değerli Cengiz Öğretmen ve
okulun bale öğretmeni Calibe Hanım…
Hepsi de gerçek öğretmendiler… Mesleğini ve öğrencilerini seven…
Aradan yirmi altı yıl geçti… Oğlum da
aynı okuldan mezun oldu. Bu tarifi imkansız çok hoş bir duygu…
Doğal olarak bizim zamanımızdan tanıdık
kimse kalmamış hatta ne yazık ki birçok
öğretmen ve Müdiremiz Nadide Arcan’da
dünyasını değişmişti. Zamanının en modern okul binasıydı… Ataköy İlkokulu…
Bugün yeni bir ders yılına başlamış olan
okulumuzun önünden geçerken çocukluk
günlerime döndüm. Yalnızca eski günleri
değil, yitirmiş olduğum çok sevgili aile
büyüklerimi anımsarken, gözlerimden
süzülen yaşlar üstüme yağan yağmur
damlalarıyla yarış edercesine yuvarlanarak yere düşüyordu. Ben ise sanki
zamanın geçmesini durdurmak istercesine,
hızlı hızlı yürümeme devam ettim. Ve bir
karara vardım: Bugün değil ama bir gün
muhakkak okulumu ziyaret edip, bir
zamanlar koştuğumuz koridorlarda
geçmiş zamanı içime çekerek dolaşacağım… Öyle mutlu oldum ki!
Ve… Okula yeni başlayan minik öğrencilerin de bir gün bizler gibi okulları ve
öğretmenleriyle gurur duymalarını ve
başarılı bir eğitim dönemi geçirmelerini
dilerim.
Bakırköy Belediye Başkanlığı Sivil Savunma Uzmanlığı tarafından
düzenlenen “Yangın ve Yangınla Mücadele” eğitim semineri Ataköy
7.8. Kısımda bulunan Sivil Savunma Uzmanlığı hizmet biriminde
yapıldı.
İstanbul İtfaiyesi Eğitim Uzmanı Yusuf Uğurlu’nun verdiği eğitim programına Bakırköy Belediye Başkan Yardımcısı Güngör Gün, Bakırköy
Belediyesi Sivil Savunma Uzmanı Abdullah Gezer, Mahalle Gönüllüleri
Arama ve Kurtarma (MAG) ekibi, Bakırköy Belediyesi Arama Kurtarma Timi (BAKUT) üyeleri katıldı. Eğitim Uzmanı Yusuf Uğurlu yaptığı
konuşmada kış geldiği için doğalgaz menfezlerinin kapatıldığına
dikkat çekerek, “Yangınların nedenleri arasında bilgisizlik, tedbirsizlik,
ihmal, dikkatsizlik, sabotaj, kazalar ve tabiat olayları geliyor. Bu
nedenlerin neredeyse tamamını ortadan kaldırmak insanların
elindedir. Evinizde alabileceğiniz küçük önlemler bile yangınların
olmasının önüne geçebilir. Bir örnek verecek olursam; maalesef kış
geldiği için vatandaşlarımız menfezlerden soğuk geliyor diye menfezleri kapatıyor. Bu olası bir doğalgaz sızıntısında çok tehlikeli. Gaz
dışarı atılamadığı için yangına sebep olabilir. Ayrıca evlerinizdeki
aspiratörlerinizi yağ birikeceği için mutlaka temizleyin. Yangınların
%60 sebebi de sigaradır. Sigarınızın söndüğüne mutlaka emin olun.”
dedi. Uğurlu, doğalgaz yangınlarında kesinlikle suyla müdahale
edilmemesi gerektiğini hatırlatarak, “Doğalgaz kaynaklı yangında
sakın ocağın üstündeki ateşe suyla müdahale etmeyin. Ateş daha
fazla parlar. Önce doğalgazı vanasından kapatın sonra da ya bir kapak
örtün ya da ıslak bir havluyu ateşin üstüne kapatın. Ayrıca piyasada
30-40 TL’ye satılan bir yangın söndürme cihazını evinizde bulundurun.
30-40 TL ile binlerce liralık kaybın önüne geçebilirsiniz.” şeklinde
konuştu.
Eğitim programına katılanlar daha sonra yangına en doğru müdahalenin nasıl yapılması gerektiğini uygulamalı olarak yaptılar.
ELEKTRİK ZAMMI TÜKETİCİYİ FENA ÇARPTI
01.10.2011’de yürürlüğe giren yüzde 10’luk
elektrik zammı tüketiciyi fena çarptı. Artık
daha çok üşüyeceğiz, daha az temizleneceğiz
ve daha az harcayacağız! Daha az harcayacağız; çünkü enerjiye zam “iğneden ipliğe
zam” demektir. Daha az harcamak, tasarruf
anlamında değil, zaten beklenen “Ekonomik
durgunluğa” katkı anlamı taşımaktadır(!)
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı
(OECD) ülkeleri içinde kişi başına gelir düzeyleri dikkate alındığında hem konut hem de
sanayideki elektrik birim fiyatları açısından
en pahalı ülke Türkiye olmasına rağmen;
EPDK, tüketici talepleri yerine (!) elektrik
dağıtım şirketlerinin elektrik satış tarife önerilerini değerlendirerek, 1 Ekim 2011 tarihinden
geçerli olmak üzere, kilovatsaat bazında,
vergi ve fonlar dahil olmak üzere tek zamanlı
elektrik satış fiyatlarına zam yapmış ve elektrik fiyatları konutlarda yüzde 9,57 oranında
bir değişimle 29,578 kuruşa yükselmiştir. Bu
bağlamda, bir yıl içinde küçük küçük zamlarla
yalnızca elektrikteki zam oranı yüzde 110’u
geçmiş ve hem doğal gaz hem de elektrikten
oluşan toplam enerji giderleri,düşük ücretliler
(Emekliler, asgari ücretle çalışanlar) için
karşılanamaz hale gelmiştir. Bilindiği gibi
ülkemizdeki elektriğin % 50’si doğalgaz ile
üretilmekte ve doğal gazın da %100’ü ithal
edilmektedir. Doğalgaz pahalandıkça veya
özelleştirilen şirketler talep ettikçe elektrik de
pahalanmakta ve alttaki ek maliyetler de
eklendiğinde tüketicinin yaşam standardı
artan enerji maliyetleriyle sürekli düşmektedir.
• Elektrikteki kayıp ve kaçakların 1,5 milyar
dolayındaki yıllık maliyeti, elektrik fiyatlarına
eklenmekte,
• Elektrikteki %18 KDV, TRT Payı ve diğer
kesintiler elektrik fiyatlarını yükseltmekte,
• BOTAŞ’ın tahsil edemediği yüksek miktardaki alacakları ( Hükümet tarafından, başta
belediyelerin silinen milyarlarca dolar olan
borçları da) elektrik fiyatlarına yansıtılmaktadır.
Görüldüğü gibi; Ülkemizde enerji politikaları
tüketici haklarına aykırıdır. Çünkü evrensel
kabul gören tüketici
haklarından ve
kamunun temel görevi olan “ Tüketicinin
Temel gereksinimlerin ( ısınma, aydınlatma,
vb.) karşılanması hakkı kapsamında gerekli
enerjiye ulaşabilme oldukça zorlaştırılmıştır,
enerji alanında kamu yararı ve sosyal devlet
anlayışı ortadan kaldırılmış ve EPDK’ nın
tanımlamasındaki ucuz enerji kullanımı
yazılarda kalırken VARLIĞI sorgulanır olmuştur.
TÜKETİCİLER DERNEĞİ
ŞAŞIRTAN UYGULAMA
HERKES GİDER MERSİN’E...(!)
Bakırköy’e gelirken İncirli Caddesi üzerinde bulunan Dikilitaş Otobüs
Durağı görenleri şaşırtıyor. Caddedeki otobüs durak kabinin ters yönde
yapılması sonucunda kabindeki banklara oturarak otobüs bekleyenler
anayolu göremiyorlar. Sırtı yola çevrili olan vatandaşlar yan oturup otobüsün gelmesini bekliyorlar. Görenleri şaşırtan bu uygulama halk
tarafından tuhaf karşılanıyor.
Bu uygulama, bizi yönetenlerin ne
kadar başarılı olduğunun bir göstergesi değil mi?(!)
23
Bakırköy Prof. Dr. Mahzar Osman Ruh ve Sinir Hastalıkları Eğitim Araştırma Hastanesi Başhekim Yardımcısı Bülent Köseahmetoğlu;
“HASTANE BAHÇESİNDEKİ KÖPEK SORUNUNA ACİL ÇÖZÜM BULUNMALI”
Bakırköy’ün simgelerinden ve en yeşil alanlarından birisi olan her gün binlerce insanın giriş-çıkış
yaptığı, spor yaptığı, bahçesinde piknik yaptığı
Bakırköy Prof. Dr. Mahzar Osman Ruh ve Sinir
Hastalıkları Eğitim Araştırma Hastanesi’nin
bahçesinde bulunan köpekler sıkıntı yaratmaya
devam ediyor.
Hastane bahçesinde 200’den
fazla köpek bulunduğunu ve bu
köpeklerin Ataköy ile Zuhuratbaba’ya da yayılmaya
başladığını ifade eden
Başhekim Yardımcısı
Bülent Köseahmetoğlu, bu konuda
vatandaşlardan bir
çok şikayet aldıklarını
ve ilgili kurumların
bu soruna acil bir çözüm
bulması gerektiğini
söyledi.
Köseahmetoğlu
gazetemize yaptığı açıklamada, hastane bahçesinde
bulunan köpeklerin hem toplum
sağlığı hem de bireysel sağlık açısından sakınca yaratabileceğini belirterek,
“Hastane bahçesinde 3’lü 4’lü gruplar halinde
dolaşan köpekler var ve her bir grupta 50-60 tane
köpek bulunuyor. Hastane bahçesinde şu anda
mübalağasız 200’den fazla köpek var. Ve bunlar
artık Ataköy’e ve Zuhuratbaba’ya da yayılmaya
başladı. Bunlar hem toplum sağlığı açısından hem
de bireysel sağlık açısından sakınca yaratıyor”
dedi.
“HASTANE BAHÇESİNE KÖPEK BIRAKAN
BELEDİYELER VAR”
Hastane bahçesinde bulunan köpeklerin belli alanlarda, barınaklarda bakılması gerektiğini belirten
Köseahmetoğlu, şunları söyledi: “Civardaki
belediyeler ve kurumlar tarafından hastane bahçesine getirilip köpek
bırakıldığına dair bilgi ve belgeler
var. Bununla ilgili Kaymakamlığa yapılmış tespitler var.
Bazı belediyeler hayvanları,
toplama araçlarıyla
getirip hastanenin arazisine bırakıyor. Ya
Ataköy civarından
bırakıyorlar ya da transit geçiş yapar gibi
değişik yerlere bırakıyorlar. Oysa tam tersi
olmalı. Belediyeler veya
belli kurumlar bu sorunu
çözüme kavuşturmalı.”
mem değil, birilerinin düşünüp yapması lazım”
dedi.
Köseahmetoğlu, ayrıca köpeklerin hastane
bahçesinde yapılan çevre düzenlemesi ve ağaç
dikimi çalışmasına da zarar verdiklerini belirterek
dikilen çoğu fidanın köpekler tarafından
söküldüğünü gördüklerini de söyledi.
(Yavuz ARPACIK)
“HASTAMI BAHÇEYE
ÇIKARIP REHABİLİTE
EDEMİYORUM”
Köpek sorunu nedeniyle hastaları bahçeye
çıkarmaya çekindiklerini de belirten Köseahmetoğlu, “Hastane sağlıkla ilgili bir alan. Ben köpek
saldırısı olabilir diye hastamı çıkarıp arazide rehabilite amaçlı dolaştıramıyorum. Böyle bir şey olabilir mi? Bu köpek sorununa mutlaka bir çözüm
bulunmalı, bunu bir doktor olarak benim söyle-
AK PARTİ BAKIRKÖY KADIN KOLLARI BAŞKANLIĞI’NA BERRİN TOKTAŞ SEÇİLDİ
AK Parti Bakırköy İlçe Kadın Kolları 3. Olağan
Genel Kurulu’nda tek liste halinde girilen seçimde
delegelerin oylarının tamamını alan Berrin Toktaş,
kadın kolları başkanlığna seçildi.
Yenimahalle Cem
Karaca Kültür
Merkezi’nde yapılan
seçimli olağan genel
kurula, AK Parti
Kadın Kolları Genel
Başkanı Güldal
Akşit, Ak Parti İstanbul İl Kadın Kolları
Başkanı Ayfer
Yaman, Teşikalattan
Sorumlu İstanbul il
Başkan Yardımcısı
Halis Dalkılıç, Bakırköy
İlçe Başkanı Mahmut Gürcan, Bakırköy Kadın Kolları Başkanı Berrin Toktaş ile çok sayıda kadın üye
katıldı.
Divan Başkanlığı’nı Emine Çınar Atalı’nın yaptığı
genel kurul, 1 dakikalık saygı duruşu ve İstiklal
Marşı’nın okunması
ile başladı. Daha
sonra ise protokol
konuşmalarına
geçildi. Ak Parti
Bakırköy Kadın Kolları Başkanı Zerrin
Toktaş, çalışmalarına hız kesmeden
devam edeceklerini
belirterek, kendilerine destek olan
herkese teşekkür
etti. Toktaş’ın
ardından kürsüye
çıkan AK Parti
Bakırköy İlçe
Başkanı Mahmut
Gürcan’da kadın
kollarının çok iyi şekilde çalıştığını ve son seçimlerde de bu çalışmanın karşılığını gördüklerini söyledi. Daha sonra kürsüye çıkan İstanbul İl Kadın Kolları Başkanı Ayfer Yaman
ise AK Parti’nin İstanbul’da 693 bin kadın üyesi olduğunu hatırlatarak, bu
rakamı daha da arttıracaklarını söyledi. AK Parti
Teşkilattan Sorumlu İl Başkan Yardımcısı Halis
Dalkılıç’ta kadınların siyasette etkin olarak rol
oynaması gerektiğini belirterek, kadınlara en çok
değer veren partinin AK
Parti olduğunu savundu. Son olarak
konuşan AK Parti
Kadın Kolları Genel
Başkanı Güldal Akşit
ise, mecliste en çok
kadın vekil sayısının
AK Parti’de olduğunu
belirterek, kadınların
siyasete daha aktif
olarak katılmaları
gerektiğini söyledi.
BAKIRKÖY’Ü ALACAĞIZ
Akşit, Bakırköy’ün AK Parti için zor bir bölge
olduğunu da hatırlatarak, 2014 yerel seçimlerinde
hedeflerinin Bakırköy Belediye Başkanlığı’nı kazanmak olduğunu vurguladı. Protokol konuşmalarının
ardından genel
kurula katılan il
yöneticilerine ve
Güldal Akşit’e AK
Parti Bakırköy
Kadın Kolları
Başkanı Berrin Toktaş tarafından çiçek
takdim edildi.
Daha sonra yapılan
başkanlık seçimine
ise, eski başkan
Berrin Toktaş tek
liste halinde girdi
ve oyların tamamını
alarak 2. kez AK
Parti Bakırköy
Kadın Kolları
Başkanlığı’na seçildi.
Seçimin ardından tekrar kürsüye çıkan Toktaş, kendisini tekrar başkanlığa layık gören tüm üyelere
teşekkür ederek, hep birlikte daha fazla çalışacaklarını ve AK Parti’yi
Bakırköy’de birinci parti yapacaklarını belirtti.
24
Şizofreni; düşünüş, duyuş ve
davranışlarda önemli bozuklukların
görüldüğü, hastanın kişiler arası
ilişkilerden ve gerçeklerden uzaklaşarak kendi dünyasında yaşadığı,
genellikle gençlik çağında başlayan
bir ruhsal hastalıktır.
Şizofreni kelimesi, Yunanca ayrık
veya bölünmüş anlamına gelen
"şizo" (schizein,Yunanca:oyiÇevr) ve
akıl anlamına gelen "frenos" (phren,
phren- Yunanca:) sözcüklerinin birleşiminden gelir.
Anlatılmak istenen kişinin iki kişilikli
olması değil, aynı anda iki farklı
gerçekliğe inanmasıdır. "Gerçek
gerçeklik" normal, sıradan bir
insanın algılamasına denk
düşerken, "ikinci gerçeklik" sağlıklı
bir insanın anlayamayacağı, çoğu
kez belli bir sisteme dayalı bir
gerçekliktir.
Şizofreninin ömür boyu görülme sıklığı genel
nüfusta %0,5-1'dir. Ancak kan bağı olan akrabaları arasında şizofreni hastaları bulunanlarda,
şizofreni görülme sıklığı genel toplumdan daha
yüksektir. Şizofrenide genetik faktörlerin rolü iyi
tanımlanmış olmakla beraber, bu hastalık yalnızca
kalıtımsal faktörlerin değil, birçok koşulun bir
araya gelmesi ile oluşur. Yani şizofreni genetik ve
çevresel faktörlerin rol aldığı oldukça kompleks bir
hastalıktır.
Günümüzde şizofreni tedavisinde çok yönlü bir
yaklaşım yararlı bulunmaktadır. Güncel tedavide
temelde antipsikotik ilaçlar kullanılmaktadır.
Bunun yanı sıra psikoterapiler ve diğer psikososyal yaklaşımlara da başvurulmaktadır. Antipsikotik ilaçların şizofrenide dopamin varsayımını
doğrular biçimde dopamin üzerinden etki ettikleri
düşünülmektedir. Hastalığın özellikle akut döneminde hastaların hastanede yatarak tedavi görmesi gerekebilir.
Birçok alt tipi bulunan şizofreni çok değişik gidiş
ve sonlanış gösteren süreğen bir bozukluktur.
Şizofrenide hastalığın gidişi her birey için farklı
biçimde gelişebilir. Hastalığın popüler kültürdeki
olumsuz imajına rağmen, hastaların çok büyük
kısmı tedaviden fayda görebilirler. Ama hastaların
yaklaşık %25-30'u ne tür sağaltım yapılırsa yapılsın belirgin bir iyileşme gösteremez ve ciddi yeti
yitimleri olabilir.
Hastalık öncesi kişilik ve uyum
Şizofrenik hastalar hastalık öncesi sessiz, arkadaşı
az, yalnızlığı seven, tuhaf, güvensiz kişilerdir. Bu
özellikler ayırıcı tanıda yardımcı olmaktadır. Aileler genelde çocuklarının hastalık başlamadan önce
hep çalışan, sessiz, uyumlu, arkadaşsız olduklarını
anlatırlar. Şayet hasta bu özelliklere uymuyorsa
tanı için duygu durum bozuklukları gibi diğer
hastalıklar düşünülmelidir. Şizofreni, daha önce de
belirtildiği gibi, çoğunlukla 18-25 yaşlarında her
çeşit psikolojik stresle başlayabilir. Kişinin benliğine darbeler, delikanlılık çağında dürtülerin aşırı
şiddet kazanması, cinsel ya da saldırgan dürtülere
karşı denetim zayıflığı gibi durumlara, psikozun
başlamasından önce sık rastlanmaktadır.
Şizofrenide bilinç ve yönelim genellikle yerindedir.
Zekâda belirgin bir gerileme olmasa da soyutlama
yetisinde zayıflamanın ve belirgin yıkımın
görüldüğü kimi süreğen hastalarda zekâda
eksilme, gerilik izlenimi edinilebilir. Hastanın ilgisi
kolayca dağılabilir, sorulara yanıtları geç ya da
yanlış olabilir.
Şizofrenide; iç görü, düşüncelerin içeriği ve oluşturulması, duyguların deney imlenmesi ve ifade
edilmesi, algılama, davranışlar ve bilişsel işlevler
gibi birçok alanda belirtiler ortaya çıkabilir.
Şizofreni heterojen görünümlü bir hastalık olduğu
için tipik bir genel görünüme sahip değildir; bazı
hastalarda bazı belirtiler ortaya çıkarken, diğerlerinde başka belirtiler olabilir.
Düşünce akışı ve içeriği ile ilişkili belirti ve bulgular: Şizofrenide düşünce içeriği ile ilişkili olarak
ortaya çıkan belirtilerin en önemlisi hezeyanlardır.
Hezeyanlar aksine kanıtlara ve mantık yoluyla
çürütülmesine rağmen kişinin inanmayı
sürdürdüğü, kişinin kültürü, dini ve eğitimi ile
ilişkili olarak normal kabul edilemeyecek türden
yanlış inanışlardır. Şizofrenide ortaya çıkan
hezeyanlar arasında referans(üzerine alınma), etkilenme, kıskançlık,
perseküsyon (kişiye zarar verileceği), büyüklük, erotomani
(başkalarının kendisine âşık
olduğu), düşüncelerinin değiştirildiği, çalındığı veya yayınlandığı
temalı olanlar sayılabilir.
Düşüncenin oluşturulması ve akışındaki değişiklikler arasında
düşüncelerde azalma, düşünce
blokları (düşünce akışının aniden
kesintiye uğraması), çağrışımlarda
dağınıklık, konuşma yapısının
tümüyle kaybolması gibi belirtiler
bulunur.
Algı ile ilişkili belirti ve bulgular:
Şizofrenide sıklıkla ortaya çıkan
belirtiler arasında varsanı (halüsinasyon) ve yanılsama (illüzyon)
sayılabilir. Şizofrenide halüsinasyonlar en sık işitsel olmakla birlikte
beş duyunun da varsanısı olabilir. Şizofrenide, işitsel halüsinasyonlardan özellikle kişinin
davranışları hakkında yorumlarda bulunan konuşmalar duyma ve iki kişinin yine hastanın
davranışları hakkında konuştuğunu duyma şeklinde olanlar sıktır.
Duyguların deney imlenmesi ve ifade edilmesi
ile ilişkili belirti ve bulgular: Kişinin duygusal
yaşantısındaki çeşitliliğin azalması olarak ifade
edilebilecek affektif veya duygusal küntlük ve
kişinin hezeyanlarla ilişkili bir duygu durum içinde
olması şizofrenide görülebilecek duygusal değişiklikler arasında sayılabilir.
Bilişsel işlevlerle ilişkili belirti ve bulgular: Özellikle kronik gidişli hastalarda bilişsel işlevlerle ilgili
bozulmalar, hastalığın ilk tanımlandığı yıllarda
"dementia preacox" (erken bunama) ismi ile anılmasına sebep olacak kadar belirgin olabilir.
Hastaların çoğunda iç görü yoksunluğu da görülen
belirtiler arasında yer alır. Kısıtlı anlamıyla iç görü
kişinin içinde bulunduğu hastalık ve bunun belirtileri hakkında gerçekçi bir kavrayışa sahip
olmasıdır. Dünya Sağlık Örgütü'nün 1979'da
yayınladığı verilere göre akut şizofrenide en sık
görülen belirti iç görü yoksunluğudur. Bu durumdaki hastalar hasta olduklarını düşünmezler.
Tedavide büyük handikapa yol açtığından, iç görü
yoksunluğu büyük öneme sahiptir.
Bleuler’a göre temel ve ikincil belirtiler
Hastalığın etkilerini temel ve ikincil belirtiler olmak
üzere iki kümeye ayırmıştır. Temel belirtiler her
şizofreni de bulunması gereken belirtilerdir. İkincil
belirtiler temel belirtilerin üzerine eklenen belirtilerdir. İkincil belirtiler başka ruhsal hastalıklarda
da görülebilmektedir.
Temel belirtiler (4 A belirtisi olarak bilinir);
1. Duygulanımda bozukluk (Affect)
2. Ambivalans (Ambivalance; karşıt duyguların
birlikte yaşanması)
3. Otizm (Autism)
4. Çağrışımlarda (Association) bozukluk
5. Bilinç, yönelim ve bellekte temel bozuklukların
olmayışı
İkincil belirtiler;
1. Sanrılar, yanılsamalar
2. Varsanılar
3. Devinim (hareket) bozuklukları
Kurt Schneider'e göre birinci sıra belirtiler
1. Somatik pasivite (bedensel edilgenlik olgusu).
2. Düşünce çalınması, düşünce sokulması, düşünce
yayınlanması (düşüncelerin başkalarınca okunması, çevreye yayılması),
3. Sanrısal algılama.
4. Duygu, düşünce ve dürtülerin dış güçlerce etkilenip denetlendiği duygusu
5. Genel olarak gerçeklikten uzaklaşma, farkındalık yetisini kaybetme.
6. İşitme varsanıları
1. Kendi düşüncelerinin yüksek sesle söylendiğini
işitme.
2. Kendisine emir veren, yönlendiren seslerin işitilmesi.
3. Kendisiyle kavga eden, tartışan seslerin işitilmesi.
Yedikule Psikiyatri Kliniği /Bakırköy: 444 80 81
Esra ERDOĞAN
ŞİZOFRENİ
Saygılarımla…
ABONELİĞİNİZİ HER AN
BİTİREBİLİRSİNİZ
Abonelik yoluyla mal veya hizmet alınması
yaygın bir uygulama. Dergi, TV yayını,
telekomünikasyon hizmetleri, spor ve eğlence
hizmetleri vb. hemen hemen her alanda abonelik yaptırarak mal ya da hizmet almak mümkün.
Abonelik olayı bu kadar yaygın olunca da sorunlar ortaya çıkabiliyor. Tüketiciler bazı durumlarda mağdur olabiliyorlar.
ABONELİĞİN BİTİRİLMESİ
Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un
11/A maddesi uyarınca, her türlü abonelik
sözleşmesinde, tüketicilerin aboneliklerine tek
taraflı olarak son verme hakları var. Tüketicinin
yapması gereken ise, son verme isteğini yazılı
olarak satıcıya bildirmek.
Satıcı ise tüketici tarafından yapılan yazılı
bildirimin kendisine ulaştığı tarihten itibaren en
geç “7 gün” içinde, isteği yerine getirmekle
yükümlü.
Aboneliğe son verilmesinde satıcı, abone ücretinin geri kalan kısmını hiçbir kesinti yapmaksızın “onbeş gün” içinde iade etmek zorunda.
SÜRELİ YAYINLAR
Süreli yayın aboneliğine son verme isteği ise;
yazılı bildirimin satıcıya ulaştığı tarihten itibaren;
-Günlük yayınlarda onbeş gün,
-Haftalık yayınlarda bir ay,
-Aylık yayınlarda üç ay sonra,
-Daha uzun süreli yayınlarda ise, bildirimden
sonraki ilk yayını takiben yürülüğe giriyor.
(Sözcü Gazetesi’nden alınmıştır)
PKK TERÖRÜNÜN
ÜLKEMİZE MALİYETİ
550 MİLYAR LİRA
27 yıldır PKK’yla mücadele ediyoruz. 30 bin şehit
verdik. Bunun bir de ekonomik boyutu var.
Terörle mücadeleye 550 milyar lira harcadık...
Türkiye, 27 yıldır terör örgütü PKK ile mücadele
ediyor. 30 bin vatan evladını teröre şehit verdik.
Türk Hava Kurumu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr.
Ünsal Ban, PKK’nın ülke ekonomisine doğrudan
maliyetinin 550 milyar TL olduğunu söyledi.
Savunma harcaması arttı
Ban, “PKK terör örgütünün eylemleri sonucunda
gerçekleşen güvenlik harcamalarındaki artışlara
bakıldığında 296 milyar 382 milyon liralık bir
ekonomik maliyet karşımıza çıkmaktadır. Terör
olaylarından kaynaklanan göç hareketinin
Türkiye ekonomisine doğrudan ve dolaylı
maliyeti ise 70.81 milyar TL’dir” diye konuştu.
1978-2011 yılları arasında gerçekleşen 204 terör
saldırısının maliyetinin 173 milyar 400 milyon TL
olduğunu dile getiren Ban, sözlerini şöyle
sürdürdü:
“Refahımız yükselirdi”
“Bu rakamlara bakıldığında 27 yıllık PKK
terörünün ülke ekonomisine doğrudan maliyeti
550 milyar lirayı bulmaktadır. Terörle mücadele
için harcanan 296 milyar 382 milyon TL ile
devletin sağlayacağı sosyal hizmetler; hayat
standartlarını yükseltir ve böylece ülke kendi
dinamikleri içersinde ekonomik büyüme ve refah
artışı sağlayabilirdi.”
Bu parayla, 70 GAP yapılırdı
Terörle mücadeleye ayrılan kaynakla, 8-10 adet
Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP), 130 adet
Bakü-Ceyhan boru hattı, 70 adet Atatürk Barajı,
60 adet Boğaziçi Köprüsü, 25 bin adet 24 derslikli okul, 1200 adet 400 yataklı tam teşekküllü
eğitim ve araştırma hastanesi yapılabilirdi.
Terörle mücadeleye aktarılan kaynağın üçte
biriyle, İstanbul 3. Boğaz Köprüsü, Çanakkale
Boğaz Köprüsü, İstanbul Tüp Geçit Projesi, İzmit
Körfez geçişi, Akkuyu Nükleer Santrali, 25 tane
doğalgaz santrali, 300 kilometrelik otoyol yapımı
gibi.”
(Sözcü Gazetesi’nden alınmıştır)
25
ÖTV ZAMLARI FLORYA’YI VURDU
ZÜLKANÝ SÝRMEN
ZOR GÜNLER...
Son günlerde yaşanan olayları hepimiz biliyoruz. Hakkari Çukurca’da
24 askerimiz şehit oldu. Akabinde
7.2’lik Van depreminde bir çok
vatandaşımız yaşamını yitirdi.
Saatler sonra Azra’nın yaşama
merhaba demesi yüreğimize su
serpti ve bizleri umutlandırdı.
Yaşam koşullarının ağırlaştığı ve
kışın soğukluğunda kurtarma çalışmalarının aralıksız devam etmesi
bizleri umutlandırdı. Deprem sonrası yaşamın devam etmesi halkın
konaklaması azda olsa sıcacık bir
çorbanın çok çok önemli bir yeri
var. Depremzedeler çadır konusunda hep isyan ediyor. Kızılay’ın 20
bin’e yakın çadırının yetersiz
olduğu görüldü ve gereken önlemlerin hemen alınması tek dileğimiz.
Bu zor günlerde Türk Halkı’nın
dayanışması övgüye değer niteliktedir. Deprem bölgesine yardımlar
Türkiye’nin dört bir yanından yollara çıktı ve deprem bölgesine
ulaştı. Fakat aldığımız bazı duyumlara göre bu yardımların yerine
ulaşmadığı ve halka dağıtılmadığı
yönünde iddaaların su yüzüne çıktığını tv kanallarından öğreniyoruz.
Yardımların yağmalanması, amacına ulaşmaması Türk Halkını
derinden üzer. Bu konuda CNN
Türk’’teki arkadaşımız Cüneyt
ÖZDEMİR yardımlar konusunda ve
toplanan paraların yerine ulaşıp
ulaşmaması durumunda bu
konunun takipçisi olacağına söz
verdi ve kendi televizyonunda bu
konuda halkı bilgilendireceğini
söyledi. Ben de Cüneyt ÖZDEMİR
arkadaşımızı takdirle karşıladım. Bu
gibi durumlarda tek yürek olup
yaralarımızı sarmamız, yardımların
yerine ulaşması bizleri mutlu kılar.
Halkımızı derinden üzen bu gibi
durumlarda birlik ve beraberlik
içinde olmamız Türk Halkı’nın geleceğinin mutlu olması tek
dileğimiz…
Hakkari Çukurca’daki 24 askerimizin şehit olması, istihbarat yetersizliğinden kaynaklanması da bizleri ayrıca üzdü. Devletin istihbarat
teşkilatının çökmesini ve gencecik
bedenlerin toprakla kavuşmasını
istemiyoruz.
Umarım bu artık son olur…
Herşey gönlünüzce olsun.
Yenilenen ÖTV rakamları otomobil sektörünü kara
kara düşündürüyor. Florya’da bulunan lüks otomobil
galerileri de ÖTV artışından en çok etkilenenler arasında.
Otomotivde yılbaşından
itibaren kur
artışından kaynaklanan yüzde
25 maliyet
artışına ÖTV
zammının da
eklenmesinin
otomotivcileri
zora soktuğunu
belirten galericiler, açıklanan
ÖTV artışının
toplam pazarın
yüzde 35’ini
olumsuz yönde
etkileyeceğini,
bu artışın 2011
ve sonrasında
toplam pazara
negatif olarak
yansıyacağını
söylediler.
Yapılan artışın otomotiv sektörüne büyük yük getireceğini de ifade eden galeri sahipleri, birçok otomotiv
şirketi için bu kararın adil olmadığını düşünüyor. Otomotivde özellikle sipariş ve stokla ilgili kararların bir
günde alınamayacağını belirten galericiler, “ÖTV artışına konu olan silindir hacmine sahip araçların birçoğu
üretilmiş durumda. Önemli bir kısmı şu anda
Türkiye’ye geliyor ya da ulaştı, stoklarda bekliyor.
Siparişlerini veren ya da stoklarında bulunduran
markalar için hem ciro hem de gelir düşüşleri kaçınılmaz olacak. Bu markalar stoklarını eritmek için yüksek
miktarda indirim yapmak zorunda kalacak” dediler.
Galericiler, ÖTV artışlarının sektörün özellikle 2012
model araçlara yönelik satışının zirve yaptığı kasım ve
aralık ayının hemen öncesinde gelmiş olmasının da
sektör açısından tedirginlik yaratan bir durum
olduğunu söylediler.
Galericiler, ayrıca ÖTV zamları ile birlikte müşterilerin
son model araçlar yerine daha çok 1-2 yaşında ve az
kilometrede olan araçları tercih ettiklerini de belirttiler.
65 Ülkenin Engelli Temsilcileri Yeşilköy’de Buluştu
HER ŞEY ENGELSİZ BİR DÜNYA İÇİN
65 ülkeden engelli ve engelli temsilcilerinin katıldığı
Dünya Engelliler Birliği Kurultayı, İstanbul Wow
Hotel'de gerçekleştirildi.
ABD’den Rusya’ya, Hindistan’dan Ekvator’a, Azerbaycan’dan Kenya’ya kadar 65 ülkeden gelen engelli temsilcilerinin katıldığı, Dünya Engelliler Birliği Başkanı ve
sanatçı Metin Şentürk’ün ev sahipliğinde düzenlenen
kurultaya Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma
Şahin, İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, ABD'nin
Ankara Büyükelçisi Francis Ricciardone ile Ürdün Prensi Zeyd Bin Raad ve dünyanın dört bir yanından gelen
engelli temsilcileri katıldı.
Toplantıda “Engelliler için evrensel standartlar”,
“Mimarlıkta Evrensel Tasarım”, “Birleşmiş Milletler
Mevzuatı Yönünden Erişebilirlik”, “Engelsiz Model Ev
ve Müze” konuları ele alındı.
Kurultayın açılış konuşmasını yapan Metin Şentürk,
kurultay nedeniyle çok heyecanlı olduğunu, kurultayın
engellilere bir yararı olması için çok çalıştıklarını dile
getirdi. Bu tür bir çalışmaya ev sahipliği yapmaktan
onur duyduğunu ifade eden Şentürk, “Politik konuşmayacağım. İnsanlar birbirlerinin acılarını, dertlerin,
sıkıntılarını paylaşmıyor. O halde biz neden insanız?
Bizi diğer canlılardan ayıran özelliğimiz ne o zaman?
Biz birbirimize yardım etmek, birbirimize destek olmak
için insanız." dedi.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin ise, mali
destekten ziyade engellilerin en önemli ihtiyacının iş
olduğunu belirtti. Şahin, Türkiye’de bu konuda önemli
adımlar atıldığını söyleyerek “Özellikle sınavlardaki
alım sisteminde bedensel engellilerle, görme ve işitme
engellilerin aynı sınavda başarılı olmasını beklemenin
büyük bir haksız rekabet olduğunu gördük. Yeni yaptığımız düzenleme ile 2012 yılının nisan ayında yapılacak sınavda artık işitme engelliler, bedensel engelliler
ve görme engelliler kendi içinde sınava girecek. Bunun
çok daha adaletli, daha modern bir yapı olduğu
kanaatindeyiz’’ dedi.
İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu’da, İstanbul’da 65
ülkeden yüzlerce engelli temsilcilerini ağırlayarak,
dünyada engellilerin sıkıntılarını ve engellerin giderilmesi için yapılması gereken projelerin tartışılacağı
toplantının tüm dünya engellileri için hayırlı olmasını
diledi.
65 ülkeden temsilcinin katıldığı toplantıda, Dünya
Engelliler Birliği Tüzüğü imzalandı, birlik organları için
adaylar belirlendi, dört yıllık yatırım ve çalışma programı görüşüldü.
26
03 EKİM 2011 PAZARTESİ
Ekseriyetin bulunduğu tespit edilerek birleşim,
Meclis 1. Başkan Vekili Hasan Ersoy tarafından
açıldı. Bahar Sunman ve Coşkun Alagöz’ün ekim
ayı meclis toplantılarında izinli sayılmalarına
oybirliği ile karar verildi. Gelmeyen üyelerin izinli
sayılmasına oybirliği ile karar verildi. Gündem
okundu, oybirliği ile kabul edildi. Gündem maddelerinin görüşülmesi neticesinde, 1- 2012 yılı
performans programının Bütçe Plan Komisyonu’na havalesinin oybirliği ile kabulüne, 2- 2012
mali yılı bütçesinin Bütçe Plan Komisyonu’na
havalesinin oybirliği ile kabulüne, 3- Stratejik
planının revize edilmesine dair evrakın Bütçe Plan
Komisyonu’na havalesinin 5 ret oya karşın,
oyçokluğuyla kabulüne, 4- Kültür ve Sosyal İşler
Müdürlüğü ücret tarifesinin Tarife Komisyonu’na
havalesinin oybirliği ile kabulüne, 5- Denetim
İşleri Müdürlüğü ücret tarifesinin Tarife Komisyonu’na havalesinin oybirliği ile kabulüne, 6- Mali
Hizmetler Müdürlüğü ücret tarifesinin Tarife
Komisyonu’na havalesinin oybirliği ile kabulüne,
7- Sağlık İşleri Müdürlüğü ücret tarifesinin Tarife
Komisyonu’na havalesinin oybirliği ile kabulüne,
8- Kütüphane Müdürlüğü ücret tarifesinin Tarife
Komisyonu’na havalesinin oybirliği ile kabulüne,
9- Ulaşım Hizmetleri Müdürlüğü ücret tarifesinin
Tarife Komisyonu’na havalesinin oybirliği ile kabulüne, 10- Tiyatro Müdürlüğü ücret tarifesinin
Tarife Komisyonu’na havalesinin oybirliği ile kabulüne, 11- Ruhsat ve Denetim Müdürlüğü ücret
tarifesinin Tarife Komisyonu’na havalesinin oybirliği ile kabulüne, 12- İmar ve Şehircilik Müdürlüğü ücret tarifesinin Tarife Komisyonu’na
havalesinin oybirliği ile kabulüne karar verilerek
birleşim, Meclis 1. Başkan Vekili Hasan Ersoy
tarafından 05 Ekim 2011 Çarşamba günü saat
16:00’da toplanmak üzere kapatıldı.
05 EKİM 2011 ÇARŞAMBA
Ekseriyetin bulunduğu tespit edilerek birleşim,
Meclis 2. Başkan Vekili Cavit Ganiç tarafından
açıldı. Türkan Elif Arıkancan ve gelmeyen üyelerin
izinli sayılmasına oybirliği ile karar verildi. Geçen
birleşime ait zabıt özeti okundu, oybirliği ile kabul
edildi. gündem maddelerinin görüşülmesi neticesinde, 1- İnsan Kaynakları ve Eğitim Müdürlüğü’nün sağlık hizmetleri sınıfından münhal
bulunan 1 adet uzman tabip kadrosunun tabip
kadrosu ile değiştirilmesine dair başkanlık teklifinin oybirliği ile kabulüne, 2- 16.09.2007 onanlı
1/1000 ölçekli Yeşilköy Uygulama İmar Planı,
plan notlarına eklenmesine dair İmar ve Şehircilik
Komisyonu Raporu’nun oybirliği ile kabulüne
karar verilerek birleşim, Meclis 2. Başkan Vekili
Cavit Ganiç tarafından 07 Ekim 2011 Cuma günü
saat 16:00’da toplanmak üzere kapatıldı.
luğuyla ile reddine, Tarife Komisyonu Raporu’nun
ise 5 çekimser oya karşın ( Mehmet Emin Ertekin,
Halil Yalçın Kayalı, Türkan Elif Arıkancan, Ayhan
Can, Ramazan Baş) oyçokluğuyla kabulüne, 11İmar ve Şehircilik Müdürlüğü 2012 yılı ücret tarifesine dair Tarife Komisyon Raporu’nun oybirliği
ile kabulüne karar verilerek birleşim, Meclis 1.
Başkan Vekili Hasan Ersoy tarafından 20.10.2011
Perşembe günü saat 16:00’da toplanmak üzere
kapatıldı.
EKİM 2011
BELEDÝYE MECLÝSÝ’NDE
NELER GÖRÜÞÜLDÜ
07 EKİM 2011 CUMA
Ekseriyetin bulunduğu tespit edilerek birleşim,
Meclis 1. Başkan Vekili Hasan Ersoy tarafından
açıldı. Gelmeyen üyelerin mazeretli sayılmalarına
oybirliği ile karar verildi. Geçen birleşime ait zabıt
özeti okundu, oybirliği ile kabul edildi. Gündem
maddelerinin görüşülmesi neticesinde 1- Köyiçi
Mahallesi 42 pafta 255 ada 27 parselde bulunan
yerin Yeşilköy Spor Kulübü’ne 10 yıl süreyle
kiralanmasına dair Gençlik ve Spor Komisyonu ile
Hukuk Komisyonu’nun ortak raporunun 5
çekimser (Mehmet Emin Ertekin, Halil Yalçın Kayalı, Türkan Elif Arıkancan, Ayhan Can, Ramazan
Baş) oya karşın oyçokluğuyla kabulüne, 220.04.2011 onanlı 1/1000 ölçekli Ataköy Uygulama İmar Planı’na yapılan itiraza dair İmar ve
Şehircilik Komisyonu Raporu’nun oybirliği ile kabulüne, 3- Mali Hizmetler Müdürlüğü 2012 yılı
ücret tarifesine dair Tarife Komisyon Raporu’nun
2012 yılı ilan ve reklam, stand ürün tanıtımı ile
ilgili ücretlerin metrekare birim fiyatı olarak
düzenlenmiş şekliyle 5 ret (Mehmet Emin Ertekin,
Halil Yalçın Kayalı, Türkan Elif Arıkancan, Ayhan
Can, Ramazan Baş) oya karşın oyçokluğuyla kabulüne, 4- Ruhsat ve Denetim Müdürlüğü 2012 yılı
ücret tarifesine dair Tarife Komisyon Raporu’nun
oybirliği ile kabulüne, 5- Ulaşım Hizmetleri
Müdürlüğü’nün 2012 yılı ücret tarifesine dair Tarife Komisyonu Raporu’nun oybirliği ile kabulüne,
6- Kütüphane Müdürlüğü 2012 yılı ücret tarifesine
dair Tarife Komisyonu Raporu’nun 5 ret (Mehmet
Emin Ertekin, Halil Yalçın kayalı, Türkan Elif
Arıkancan, Ayhan Can, ramazan Baş) oya karşın
oyçokluğuyla kabulüne, 7- Sağlık İşleri Müdürlüğü 2012 yılı ücret tarifesine dair Tarife Komisyon Raporu’nun oybirliği ile kabulüne, 8- Temizlik
İşleri Müdürlüğü 2012 yılı ücret tarifesine dair
tarife Komisyon Raporu’nun oybirliği ile kabulüne, 9- Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü 2012
yılı ücret tarifesine dair Tarife Komisyon Raporu’nun oybirliği ile kabulüne, 10- Tiyatro Müdürlüğü
2012 yılı ücret tarifesi fiyatlarının düşürülmesine
dair Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu’nun vermiş
olduğu sözlü önergenin 5 kabul oya karşın
(Mehmet Emin Ertekin, Halil Yalçın Kayalı, Türkan
Elif Arıkancan, Ayhan Can, Ramazan Baş) oyçok-
20 EKİM 2011 PERŞEMBE
(BÜTÇE GÖRÜŞMELERİ)
Ekseriyetin bulunduğu tespit edilerek birleşim,
Meclis 1. Başkan Vekili Hasan Ersoy tarafından
açıldı. Ferzan Özer, Türkan Elif Arıkancan ve
gelmeyen üyelerin mazeretli sayılmasına oybirliği
ile karar verildi. Geçen birleşime ait zabıt özeti
okundu, oybirliği ile kabul edildi. Komisyon
raporlarının daha önceden gruplara dağıtıldığından okunmuş sayılmasına oybirliği ile karar verildi. Gündem maddelerinin görüşülmesi neticesinde Stratejik planının revize edilmesine dair
Bütçe Plan Komisyonu Raporu’nun 1 çekimser oya
karşın oyçokluğuyla kabulüne, 2012 mali yılı performans programına dair Bütçe Plan Komisyonu
Raporu okundu, lehte ve aleyhte görüşmeler
yapıldı, komisyon raporu 1 çekimser oya karşın
oyçokluğuyla kabulüne, 2012 mali yılı bütçe
kararnamesinin oylanmasında, madde 1, bir
çekimser oya karşın oyçokluğuyla kabulüne,
madde 2, bir çekimser oya karşın oyçokluğuyla
kabulüne, madde 3, bir çekimser oya karşın
oyçokluğuyla kabulüne, madde 4, bir çekimser
oya karşın oyçokluğuyla kabulüne, madde 5, bir
çekimser oya karşın oyçokluğuyla kabulüne,
madde 6, bir çekimser oya karşın oyçokluğuyla
kabulüne, madde 7, bir çekimser oya karşın
oyçokluğuyla kabulüne, madde 8, bir çekimser
oya karşın oy çokluğuyla kabulüne, madde 9, bir
çekimser oya karşın oyçokluğuyla kabulüne,
madde 10, bir çekimser oya karşın oyçokluğuyla
kabulüne, madde 11 bir çekimser oya karşın
oyçokluğuyla kabulüne, madde 12 bir çekimser
oya karşın oyçokluğuyla kabulüne, madde 13 bir
çekimser oya karşın oyçokluğuyla kabulüne karar
verildi. Bakırköy belediye Başkanlığı 2012 mali
yılı bütçesine dair Bütçe Plan Komisyonu Raporu
üzerine yapılan görüşmeler neticesinde Bakırköy
belediye Başkanlığı 2012 mali yılı gider
bütçesinin 1 çekimser oya karşın oyçokluğuyla
kabulüne, Bakırköy Belediye Başkanlığı 2012 mali
yılı gelir bütçesinin 1 çekimser oya karşın oyçokluğuyla kabulüne karar verilerek birleşim, Meclis
1. Başkan Vekili Hasan Ersoy tarafından 01 Kasım
2011 Salı günü saat 16:00’da toplanmak üzere
kapatıldı.
Meclis oturumlarýnýn tamamýný gazetemizin
www.atakoygazete.com.tr
sitesini ziyaret ederek okuyabilir ve sesli olarak dinleyebilirsiniz.
ENGELLİLER KOMİSYONU BAŞKANI RAMAZAN BAŞ,
MECLİS ÜYELERİNE ENGELLİLERİN SORUNLARINI ANLATTI
Bakırköy Belediye Meclisi
Engelliler Komisyonu
Başkanı Ramazan Baş,
meclis üyelerine,
Bakırköy’de engellilerin
yaşadığı sorunlar ve
çözüm önerileri hakkında
bir sunum yaptı.
Ekim ayı meclis
görüşmelerinin 2.
gününde birleşimin
kapanmasının ardından
meclis üyelerine sunum yapan TOFD Başkanı
ve aynı zamanda Bakırköy Belediyesi AKP’li
meclis üyesi olan Ramazan Baş, özellikle
kaldırımlarda bir çok engelle karşılaştıklarını
belirtti.
Engelliler Komisyonu olarak Bakırköy’de bir
çok sorun belirlediklerini dile getiren Baş,
Bakırköy’de engelliler adına
yapılan güzel şeylerin de
olduğunu fakat bunların
yeterli olmadığını söyledi.
Engellilerin halen
Bakırköy’de sokağa çıktıklarında bir çok engelle
karşılaştığını ifade eden
Baş, özellikle yaya yolları ve
kaldırımlarda engellilerin
düşünülmediğini belirtti.
Bakırköy Belediye Başkanı
Ateş Ünal Erzen’in her zaman yanlarında
olduğunu da dile getiren Baş, Bakırköy’ün
engelli ve yaşlı sayısı bakımından yoğun bir
nüfusa sahip olduğunu söyleyerek,
Bakırköy’ün yapılacak çalışmalar ile engelsiz
bir ilçe haline gelmesi ve Türkiye’ye örnek
olması gerektiğini de vurguladı.
Engelli sorunlarını anlatmak için kürsüye çıkan Ramazan Baş
ENGELLE KARŞILAŞTI
Bakırköy Belediye Meclisi
çalışmalarını İspirtohane
Kültür Merkezi salonlarında
yürütüyor. İspirtohane’de
katlara çıkış işin engelli
asansörleri yapılmıştı.
Ancak engellilerin meclis
çalışmalarında kürsüye
nasıl çıkıp konulacağı
düşünülmemişti.
Ramazan Baş kürsüye
konuşma yapabilmek için
karga tulumba çıkarıldı. Bu
durum Bakrköy’e hiç yakışmadı.
27
TOFD ve Yapı Kredi Sigorta işbirliği ile
15 ENGELLİ DAHA ÖZGÜRLÜĞE KAVUŞTU
REİKİ
NEDİR?
Sevgili okurlar...
Bu ay sizlere
hepinizin merak
ettiğini
düşündüğüm reiki
hakkında yazmak
istedim.
Reikinin kelime
anlamı, ruhun
enerjisi ya da
kozmik yaşam
enerjisi demektir. Yediden yetmişe herkesi maddi-manevi sağlığa
götüren bir ışık yoludur. Tanrısal sevgisiyle
bütüne yönelik ve içinde varoluş ruhunu
taşıyan her varlığa, ayırım gözetmeksizin,
ancak tekamül sınırlarına uygun bir şekilde
etki eden bir uygulamadır. Vücut-ruh dengesini düzenleyip muhafaza eder ve yaşam
enerjisi kapasitesini çoğaltıp mevcut rahatsızlıkları giderir, oluşabilecek hastalıklardan korunma sağlar.
Ellerle şifa verme sanatı çok eskidir. İnsan
dokunuşu, şifa veren, sevgi ileten bir enerjidir. Reikinin şifa gücü azımsanamıyacak
kadar çoktur. İnsan iki boyuttan oluşur;
enerji ve fiziki boyut. Her şey önce enerji
boyutunda gerçekleşir, sonra fiziki boyuta
geçer. Reiki özel bir tür yaşam enerjisidir.
Kişinin bilincini ve yaşama bakışını değiştirerek onda temel bir denge oluşturur,
yaşamı sağlıklı ve dengeli bir biçimde
sürdürmesini sağlar. "Rei" Tanrı bilincine
sahip, bilgili, akıllı ve yaradılıştaki sevgi
gücüne sahip demektir. "Ki" ise enerji
anlamındadır. Reiki enerji gücüne sahip bir
kişinin ellerini bedenine koyarak enerjisini
kendine ya da başkalarına aktarmasıdır.
Bedenimizdeki önemli enerji merkezlerine
çakra denir. Çakra noktalarına ellerimizi
koyarak enerji transferi yaptığımızda
dengeyi sağlayarak, enerji karışıklığını
gidermiş oluruz.
Reiki, enerjinin direkt uygulanması ile çok
bilinen şifa formlarından biridir. Modern
fizik de, evrenin enerjiden yapıldığını anlama noktasına geldi. Bu enerji düşünce ile
etkilenebilir. Her gün paylaştığımız
düşüncelerle kendi realitemizi kendimizin
yarattığı gerçeğini azımsamamak gerekir.
Enerji kendi akışını yönlendirir; nereye
gideceğini, ne yapacağını bilir. Reiki şifası
enerjinize uyum getirir ve bilincinizde
titreşimler yaratarak zihin ve bedenin
iyileşmesini sağlar.
Reiki spiral şeklindeki yedinci çakradan
girip geçerek ellerden akar. Reikiye ihtiyaç
duymayan, bu derin sevginin sıcaklığından
haz almayan insan yoktur. Bu sıcak şifa
enerjisinin yoğunluğu benzersizdir. Reiki
manipülasyonlarla elde edilen geçici bir
yöntem değildir ve politik, felsefi veya dini
görüşlerle bağlantılı olmayan dolu dolu saf
sevgidir. Ellerimizde ve tüm vücudumuzda
hissedeceğimiz bir yaşam akışıdır.
Gerçek spritüel doğamızı kavradığımız
zaman, yaşamlarımız dönüştürülür ve
yaşamlarımızın tüm alanlarında sevgiyi ve
uyumu uygulamaya başlarız. Sınırlandırıcı
düşünce modellerini ve negatif enerjileri
salıvermeye başlarız ve dikkatimizi daha
şefkatli olmaya odaklarız; alt egomuzun
isteklerini salıveririz ve tüm varlıklar için
uyum, huzur ve mutluluk tesis etmeye
başlarız.
Sessizliği hissedip, kendinizi ve çevrenizi
iyileştirin...
Ferhan KILIÇ
Sevgiyle kalın.
Türkiye Omurilik Felçlileri
Derneği’nin (TOFD) başlattığı akülü
tekerlekli sandalye kampanyasına
bir destek de Yapı Kredi Sigorta’dan
geldi.
Yapı Kredi Sigorta, Ankara’da 6,
İstanbul’da 5, Bursa’da 2, İzmir ve
Antalya’da da 1’er olmak üzere 15
akülü tekerlekli sandalye bağışı
yaparak TOFD’nin kampanyasına
destek verdi.
TOFD’nin Ataköy 9-10. Kısım’da
bulunan Merkez Binası’nda gerçekleştirilen tören ile ihtiyaç sahiplerine
akülü tekerlekli sandalyeler verilirken, törene TOFD Başkanı
Ramazan Baş, TOFD üyeleri ile aileleri ve Yapı Kredi Sigorta temsilcileri katıldı.
Etkinliğin açılış
konuşmasını yapan
TOFD Başkanı
Ramazan Baş; “Akülü
tekerlekli sandalye
kampanyası kapsamında çeşitli kuruluşlar ile işbirliği yaptık ve yapmaya da
devam ediyoruz.
Bugün de Yapı Kredi
Sigorta’nın temsilci-
leri ile birlikteyiz. Onlar da kampanyamıza destekte bulundular. Yalnızca İstanbul’da değil, Antalya,
Ankara, İzmir ve Bursa’da omurilik
felçlisi arkadaşlarımıza destek olmak
amacıyla oradaki acentelerinin
desteğini alarak bu katkıyı
sağladılar. Kendilerine çok teşekkür
ediyorum” dedi.
Yapı Kredi Sigorta adına söz alan
Kurumsal İletişim Müdürü Füsun
Dedehayır ise, sosyal sorumluluk
projelerine çok önem verdiklerinin
altını çizerek, Yapı Kredi Sigorta’nın
Türkiye’deki tüm acenteleri ile birlikte gerçekleştirdikleri projeyle,
Ankara’da 6, İstanbul’da 5, Bursa’da 2, İzmir ve Antalya’da 1’er
olmak üzere 15 akülü tekerlekli sandalyeyi TOFD
aracılığıyla ihtiyaç sahiplerine bağışladıklarını
söyledi.
Etkinliğin sonunda TOFD
Başkanı Ramazan Baş
tarafından projeye
katkılarından dolayı Yapı
Kredi Sigorta temsilcilerine sertifika verildi.
(Yavuz ARPACIK)
İTÜ’LÜ ÖĞRENCİLERDEN TOFD’YE ZİYARET
İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi öğrencileri, ‘’Özürlü
ve Yaşlılar İçin Çevre Tasarımı’’ dersi kapsamında Türkiye Omurilik
Felçlileri Derneği’ni ziyaret etti.
Yrd. Doç. Dr. Göksenin İnalhan ile birlikte TOFD’nin Ataköy 9-10
Kısım’daki merkez binasına gelerek ‘’Özürlü ve Yaşlılar için Çevre
Tasarımı’’ konulu derslerini burada gören öğrenciler aynı zamanda
TOFD hakkında bilgiler aldılar.
TOFD Başkanı
Ramazan Baş ve
TOFD üyeleri
tarafından
karşılanan öğrenciler, Yaşlılar ve
özürlülerin inşa
edilmiş çevrelerdeki hayatını
kolaylaştıracak
mimariyi ve
şehirsel tasarımı
tanımak, Özürlülerin
ve yaşlıların toplumsal hayata katılabilmelerini sağlayacak sosyal
şartlara dikkat çekmek, Özürlülerin toplumsal hayata katılabilen
üretken bireyler olmalarına yardımcı şehirsel çevre şartlarının
sağlanması, Bütün insanlar için kaza tehlikelerini en aza indirecek
şekilde bir sosyal tasarım anlayışını benimsetme ve Özürlüler ve
yaşlıların günlük hayatlarını kolaylaştıran araç, gereç, cihaz,
donanım ve nesnelerin uygun tasarımı konularında TOFD üyeleri ile
fikir alışverişinde bulundular.
İTÜ Mimarlık Fakültesi öğretim görevlisi Yrd. Doç. Dr. Göksenin İnalhan, ders kapsamında belli
aralıklarla TOFD’yi
ziyaret ederek,
dersleri TOFD’nin
merkez binasında
engelli insanlarla
birlikte işleyeceklerini ve bu çalışmanın öğrencilere
çok faydalı olacağını söyledi.
İTÜ Mimarlık
Fakültesi öğrencilerinin ziyaretinden
dolayı oldukça memnun olduklarını ifade eden TOFD Başkanı
Ramazan Baş ise, yürütülen ortak çalışmanın sonucunda çok güzel
fikirlerin üretileceğini belirtti.
KENDİLERİNE ŞAPUR ŞUPUR; VATANDAŞ’A “ YARABBİ ŞÜKÜR”!
Gökyüzünden yağmur gibi zam
yağarken, vatandaşın refahından
sel olup
götürürken; MİL-
LETİN VEKİLLERİ,
Milletin paralarını
cep telefonuna,
benzine har vurup
harman savuracak
önlemler almakta!
Tüketim kültürü
böylece “AVRUPAİLEŞME” beklerken “ORTADOĞU KÜLTÜRÜ”ne dönüşmekte; Milletin vekilleri
kendileri ile vatandaşın arasına duvarlar örmekte,
kendilerine ayrı bir “PAYE” biçmektedirler.
Sigaraya, cep telefonuna ve otomobile yapılan zamlar; orta sınıfı olmayan Türkiye’de AZ YOKSUL
(Emekli, işçi, çalışan) ve ÇOK YOKSUL sınıfları daha
çok etkilemiş, yoksulluğun efkarından sigara içenlerin yanında, harç-borç 2.el arabası olan az yoksulu
da vurmuştur.
Türk tüketicisinin tek teknolojik süsü olan “CEP
TELEFONLARI” da insanımıza çok görülmüş, elinden o imkanları da alınmaya başlanmıştır.
Bir devlet büyüğümüzün bir TV’deki “zamlar fakire
ulaşmayacak” eksenli konuşması; böylece halktan ne
kadar uzak, ne kadar kopuk olduğunun bir göstergesi olmuştur.
Demokratlığın, çağdaşlığın, refahın 80 yıldır dillendirildiği bir ülkede, geldiğimiz noktada YÜZÜM
KIZARIYOR!
Ben bir vatandaş olarak ZAMLARA NE KADAR
KATLANIYORSAM, BANA HİZMET İÇİN
GETİRDİĞİM VEKİLLERİM DE BUNA KATLANMAK ZORUNDADIR!
Benim refahımı alıp götüren ZAMLARA bir şey desem
de yararının olmayacağını biliyorum; AMA VEKİLLERİME anlayacakları dilden tek bir sözüm var!
“HELAL ETMİYORUM!”
ENGİN BAŞARAN
Tüketiciler Derneği Onursal Başkanı
TEKNOLOJÝ DÜNYA SI
GÖKHAN ATAMER
[email protected]
TÜRKİYE HABERİ
INTERNET’TEN TAKİP EDİYOR
IAB Türkiye adına Ipsos KMG ve Gemius’un yürüttüğü IAB Türkiye İnternet Ölçümleme Araştırması
verilerine göre, Türkiye’de internet kullanıcısı 21
milyon kişinin yüzde 69’u (14.6 milyon birey)
haberi internetten takip ediyor. Eylül 2011 verilerine göre haber sitelerini ziyaret eden 14.6 milyon
kişi bu sitelerde 4.4 milyar sayfa gösterimi yapmış.
Bu rakam Eylül ayında kaydedilen toplam sayfa
gösterim sayısının yüzde 42’sine denk düşüyor.
Kullanıcı bu sitelerde toplam 70 milyon saat
zaman geçirmiş. Haber sitelerinin demografik profilleri incelendiğinde, bu siteleri ziyaret eden bireylerin internet nüfusuna paralel özelliklere sahip
olduğu görülüyor. Örneğin, genel Internet
nüfusunda da olduğu gibi haber sitelerine girenlerin yaklaşık üçte ikisini 15-34 yaş arası bireyler
oluşturuyor. Haber sitelerine girip sadece ana
başlıklara göz atıp çıkma alışkanlığı 25 yaş altı
grupta, yani gençlerde bir trend oluşturmuş
durumda. Haber sitelerine giren kullanıcıların
yüzde 45’ini oluşturan 25 yaş altı bireylerin bu
sitelerde yaptıkları sayfa gösterim sayısı sitelerde
yapılan toplam sayfa gösterimlerinin yüzde 27’sini
oluşturuyor. Haber sitelerinde geçirilen toplam
sürenin yüzde 19’u gençler tarafından gerçekleştiriliyor. 35 yaş ve üstü kitle ise haber sitelerine giren
bireylerin yüzde 28’ini oluşturuyor ve haber
sitelerine 25-34 yaş grubundan daha fazla zaman
ayırıyor. Sayfa gösterimlerinin yüzde 36’sı bu yaş
grubundan geliyor. Internet kullanıcılarında
görülen kadın erkek dağılımı haber sitelerini takip
eden bireyler arasında da benzer şekilde seyrediyor. Haber sitelerini ziyaret edenlerin yarısından
çoğunu genel ortalamada da olduğu gibi erkekler
oluşturuyor. Haber sitelerindeki sayfa gösterimlerin yüzde 69’u ve toplam sürenin yüzde 68’i
erkekler tarafından oluşturuluyor.
FACEBOOK
KENDİ PARA BİRİMİNİ YAYIYOR
Sosyal medyanın devi Facebook, “kredi” adı altında kullandırdığı ve gerçek parayla sattığı kredilerin kullanım alanını genişletmek için çalışmalar
yapmaya başladı. Sosyal oyun firması GameHouse
ile bir proje denemesine başlayan Facebook, Internet dünyasının para birimini oluşturmaya çalışıyor.
Yazılım geliştiricileri ile birlikte kolları sıvayan
Facebook, eğer bu projeyi başarıyla hayata
geçirirse internette birçok eğlence sitesinde Facebook kredileri ile alışveriş yapma imkanı sunulacak. Techno-labs'in haberine göre Facebook'un bu
proje doğrultusunda elde edilecek kredi gelirlerinin yüzde 30'unu kasasına aktaracağı belirtildi.
ATAKÖY
IBM İLK KEZ BİR KADINA EMANET
Dünyanın en eski ve büyük bilişim firmalarından
olan IBM, 100 yıllık geçmişinde ilk kez bir kadın
CEO tarafından yönetilecek. Şirketten yapılan açıklamada Sam Palmisano’nun yerine göreve Virginia
Rometty’nin getirileceği duyuruldu. Firma açıklamasında Ginni olarak bilinen Virginia Rometty'nin
yaklaşık 10 yıldır bu görevde bulunan Palmisao'dan koltuğu devralacağı belirtildi. 60 yaşındaki
Palmisano, IBM'in başkanı olmayı sürdürecek. 54
yaşındaki Rometty göreve 1 Ocak’ta başlayacak.
İlk kadın CEO unvanını alacak Rometty, şu anda
şirketin satış ve pazarlamasından sorumlu olarak
görevini sürdürüyor. Geçtiğimiz ay da dünyanın en
büyük teknoloji şirketlerinden HP de CEO’luk
görevine Meg Whitman’ı getirmişti. Böylece IBM ve
HP gibi iki dev teknoloji şirketinin başında kadın
CEO’lar görev yapacak. Whitman için şirketi bir
dönüşüm sürecine sokmaktan başka bir çare
düşünülemezken, Rometty IBM’in zaten yüksek kâr
marjıyla yürüttüğü iş modelini sürdürmesi bekleniyor. BTnet.com.tr'nin aktardığı yorumlara göre
HP’deki görev değişikliğinin Leo Apotheker’ın
topladığı tepkilerden sonra kaçınılmaz olduğu
görülüyordu ancak IBM’den Palmisano’nun
görevinden ayrılması beklenmiyordu. Zira
Palmisano hemen her konuşmasında görevinin
başında kalmak istediğini dile getiriyordu. Meg
Whitman HP’nin başına geldiğinde önemli soru
işaretleri kafalarda oluşmuştu. Ancak IBM’in CEO
olarak Virginia Rometty’yi seçmesi uzmanlar
tarafından olumlu karşılandı. IBM’in kârlı yapısının
Palmisano ile olduğu gibi Rometty ile de devam
edeceği öngörülüyor.
TWITTER YİNE YENİLENDİ
Sosyal medyanın en güçlü ikinci aktörü Twitter, 1
yıl aradan sonra tekrar yenileniyor. Son olarak
baştan aşağı tasarım değişikliğine giden site şimdi
de dinamikleşme yönünde adımlar atıyor. Technolabs'teki habere göre sağ menüyü daraltan serviste
bundan böyle her bir tweet tek başına incelenebilecek. Ayrıca iletiye eklenen görseller de tek
tıklama ile cümle altında açılacak. Dikkat çeken
diğer bir yenilik ise "Yanıtla, Yeniden Gönder" gibi
özelliklerin mesajın sağ üstüne getirilmesi. Twitter'ın bu değişim ile -özellikle sağ menünün
sadeleştirilmesiyle- siteye reklam alabileceği
kulislerde konuşulanlar arasında yer alıyor.
APPLE ORTALIĞI KARIŞTIRACAK
BİR PATENT ALDI
Apple, akıllı cebinizin ekranında kilit açmak için
kullandığınız parmak hareketinin patentini aldı.
Apple'ın bu patenti ele geçirmesi, Google, Samsung, HTC gibi Android üreticilerini ayaklandıracak gibi görünüyor. İşte patent'ten bazı alıntılar:
"Dokunmaya duyarlı bir ekrana sahip cihazın kilidi, dokunmatik ekran üzerinde gerçekleştirilecek
hareketlerle açılabilir." "Cihaz, kilidi açmaya yönelik bir veya birden fazla görsel görüntüler. Önceden belirlenen hareketin yapılması, görselin belirli
bir konuma taşınması veya belirli bir yol üzerinde
taşınmasını içerebilir. Cihaz, önceden belirlenen
hareket için hatırlatma amaçlı ipuçları da gösterebilir." Bu tanım, dünyadaki birçok Android cep ve
tabletlere uyuyor. Bakalım bu patent, patent
savaşlarını nasıl bir boyuta taşıyacak.
SONY,
SONY ERICSSON’U SATIN ALIYOR
27 Ekim 2011’de Sony, mobil ortak girişimi Telefon
AB L.M. Ericsson'un hisselerinin yüzde 50'sini 1.47
ÝMTÝYAZ
GENEL
Taner SAHÝBÝ,
KÜÇÜKTEPE
Hukuk Danýþmaný: Av.
YÖNETMEN
VE SORUMLU YAZI ÝÞLERÝ MÜDÜRÜ
Ofset Baský ; ÜNÝFORM
Özcan ATAMER
Renk Ayýrým; FÝLMEVÝ
Haber Koordinatörü
AYLIK BÖLGE
GAZETESÝ
Ýdare
Yeri: Ýncirli Caddesi Yeþilada Sokak No:2/1
Gökhan ATAMER
Ýstanbul
Aylýk Süreli Ferhat
yayýnApt. Kat: 1 D:4 Bakýrköy / Haber
Merkezi
Tel: (0-212) 543 86 64-543 86 65-543 86 47 Fax: 543 86 16
YIL: 19 Sayý: 209 KASIM 2011
Yavuz ARPACIK
Ataköy Gazetesi, Yurtgün Ýç ve Dýþ Ticaret
A.Þ.
Arzu BERATOĞLU
tarafýndan yayýnlanmaktadýr.
[email protected]
Köþe
yazýlarýndaki sorumluluk,
yazarlarýna
aittir.
GAZETEMÝZ
BASIN AHLAK
YASASINA
Gazetemizde yayınlanan
ilanların
sorumluluğu
ilan sahibine aittir
UYMAYI
TAAHHÜT
ETMÝÞTÝR
milyar dolar karşılığında satın alacağını duyurdu.
Böylece birkaç haftadır dolaşan satın alma söylentisi, doğru çıkmış oldu. Satın alma sonucunda Sony
Ericsson, Ocak 2012'den itibaren stratejik ortaklık
statüsünden çıkacak ve Sony’nin bağlı kuruluşu
halini alacak. Anlaşmanın duyurulduğu basın
bildirisine göre bu satın alma, Sony'nin mobil cihazlarını PC'ler, TV'ler, tabletler ve laptop'lar gibi
diğer elektronik cihazları arasına katmasına izin
verecek. Sony bunu "dört ekran stratejisi" olarak
isimlendiriyor. İki şirket, 2001 yılından beri
beraber çalışıyordu. Ortaklık, yakın zamanda ise
Xperia markası altında akıllı ceplerini yayınlamış,
oyun indirme hizmetlerini Android cihazlarda
hizmete sunmuştu.
IBM, ELEKTRONİK BEYİN PEŞİNDE
Dünyadaki en mükemmel makime insan ve özellikle de insan beyninin kapasitesi ulaştığımız ileri
teknoloji seviyesinde bile elektronik cihazlar
tarafından taklit edilemiyor. Ama bu durum bilim
adamlarının teknolojiyi zorlayarak insan beynini
yakalamaya çalışmasını engellemiyor. IBM'in süper
bilgisayarı Blue Gene şimdiden çok daha basit
organizmalara sahip fare ve kedi gibi canlıların
beyinlerinin kapasitesinin üzerinde çalışabiliyor.
Blue Gene insan beyninin ancak %4,5 oranında
taklit edebiliyor ama bu geçtiğimiz birkaç yıla göre
oldukça yüksek bir rakam. Yani çalışmalar elektronik insan beyni seviyesine ulaşmak yolunda
beklentilerden daha hızlı ilerliyor. Ortalama insan
beyninde 20 milyar nöron ve 200 trilyon kesişme
noktası bulunuyor. Blue Gene'de ise her biri 1GB
belleğe sahip 147.456 paralel işlemci yer alıyor.
IBM'in hesaplamalarına göre bir insan beynin
işlem kapasitesine ulaşabilmek için 880 bin paralel
işlemciye ihtiyaç var. IBM geriye kalan 732.544
işlemcinin 2019 yılına kadar tamamlanabileceğini
tahmin ediyor.
HP, TARİHİ SATIŞTAN VAZGEÇTİ
Ciro bazında dünyanın en büyük teknoloji firması
Hewlett Packard, henüz üç ay önce açıkladığı PC
bölümünü satma kararından vazgeçti. Yeni CEO
Meg Whitman’ın göreve gelir gelmez aldığı ilk
büyük karar, PC üretimini de kapsayan kişisel sistemler bölümünün satışı ya da kapatılmasına yönelik stratejik plandan vazgeçmek oldu. Önceki CEO
Leo Apotheker’in öngörülerine dayanarak alınan
tasfiye kararı, firmanın hissedarlarında hayal kırıklığı yaratmış, firmanın piyasa değeri büyük düşüş
göstermişti. Whitman, PC biriminin tasfiyesinin firmaya ilk etapta 1.5 milyar dolar, daha sonra da
yılda 1 milyar dolar kaybettireceğini söyledi. Whitman, yine selefi Apotheker tarafından hazırlanan
WebOS tasfiyesi planına ilişkin olarak da 'henüz
düşündüklerini' söyledi. Bu yılın başlarında satın
alınan Palm firmasına ait mobil işletim sistemi
WebOS, HP’nin özellikle hızla büyüyen tablet
pazarında yer edinmek için kullanacağı araçlardan
biri olarak kabul ediliyordu. Ancak WebOS’lu ilk
tablet pazarda beklenen ilgiyi yaratmamış,
Apotheker’in 3 ay önceki kararı ertesinde de kullanıcı gözündeki tüm çekiciliğini yitirmişti. Şimdiki
CEO Whitman, WebOS ile çalışan yeni cihazlar
yapıp yapmayacaklarına henüz karar vermediklerini belirterek, “yapacaksak bu kesinlikle aynı cihazdan ziyade onun 2.0 sürümü olacaktır” dedi. Eski
CEO Apotheker, PC ve WebOS birimlerinin tasfiyesi
dışında İngiliz yazılım firmaıs Autonomy’nin 10 milyar dolara satın alınması kararıyla da hissedarların
şimşeklerini üzerine çekmiş ve geçtiğimiz ay
görevden ayrılmıştı. Apoteheker’in yerine ABD’nin
California eyaletindeki en zengin dördüncü kadın
olan Meg Whitman getirildi. 1.3 miiyar dolar kişisel
servete sahip Whitman, Kasım’da yapılan seçimlerde Jerry Brown’a geçilmişti.
Hukuk Danýþmaný: Av. Taner KÜÇÜKTEPE
Av. Öner AYBEK
Ofset Baský : ÜNÝFORM
Renk Ayýrým : FÝLMEVÝ
Ýdare Yeri: Ýncirli Caddesi Yeþilada Sokak No:2/1
Ferhat Apt. Kat: 1 D:4 Bakýrköy / Ýstanbul
Tel: (0-212) 543 86 64-543 86 65-543 86 47 Fax: 543 86 16
Ataköy Gazetesi, Yurtgün Ýç ve Dýþ Ticaret A.Þ.
tarafýndan yayýnlanmaktadýr.
Gazetemizde yayýnlanan yazý ve fotoðraflar kaynak
gösterilmeden kullanýlamaz
Türkiye’de Bir İlk!
HEM RESTAURANT HEM MARKET
Ataköy Marina Park’ta
hizmete giren SANSENDO
Restaurant, yola çıktığı “bi
dolu lezzet, bi dünya mutfak” sloganıyla yemek
yemeyi zevk haline getiren şık
bir mekan. Daha önce bir
arada denenmemiş konseptler
ve lezzetleriyle SANSENDO;
Türkiye’de ilk defa restaurantbar-şarküteri-pastane-et ürünleri
beşlisini, her biri birbirinden iddialı sunumlarıyla tek bir çatı altında topluyor. Dekorasyonuyla da
fark yaratan SANSENDO,
mimarisiyle sizi eğlenceli ve keyifli
anlara davet ediyor.
“SANSENDO ilkleriyle ve hafızanızda tat bırakacak lezzetleriyle adından söz ettimeyi hedefliyor” diyen
mekanın genç işletmecisi ve sahibi
Uğur Kum ile SANSENDO hakkında
konuştuk.
3 sene Bahçeşehir Üniversitesi’nde
Endüstri Mühendisliği okuyan ve
ayrılan; şimdi de İstanbul Üniversitesi’nde İşletme okuyan Uğur Kum
SANSENDO Restaurant fikrinin çok
önceden oluştuğunu ve 4 senelik bir
proje olduğunu söylüyor. Daha önce
Yeşilköy’de küçük bir büfe işlettiğini
belirten Kum; 4 senenin sonunda son 6
ay içinde ciddi bir projelendirme yaptığını sözlerine ekliyor ve “Ciddi bir şekilde bu sektöre girmeye karar verdik. En
başından farklı olmayı planladık. Buna
göre de adımlar attık ve SANSENDO’yu
açtık.” diyor.
Günün erken saatlerinden gecenin geç
saatlerine kadar her öğünde her anınıza
eşlik eden SANSENDO’da dünya mutfağının en enfes tatları sizleri bekliyor.
Geleneksel Amerikan, Yunan, Akdeniz, Çin,
İtalyan, Latin Amerika, Meksika, Orta doğu ve İspanyol…
Tüm dünya SANSENDO‘da! Pizza, noodle,
chateaubriand, fajita, deniz mahsulleri, vejeteryan
menüler ve daha birçokları… Her bir yemek, aynı özenle
ve en detaylı şekilde hazırlanıyor. Yemek pişirmek burada iş değil büyük bir zevk! En seçkin gurme içkiler ve
peynir çeşitleriyle iş çıkışlarında yorgunluğunuzu gidermek için de şık ve lezzetli bir seçim. Güneşli havalarda
bahçede, marinaya karşı geçirilen zamanların keyfi ise
tarifsiz…
onlar için de iyi. Daha da eğlenceli oluyor. Aslında ben
buna şeffaflık diyorum, restauratın her yerinde şeffaflık
var. Menüde de şeffaflık var.”
“İLKLERİN MEKANI DİYEBİLİRİZ”
Gerek sunumu, konsepti, dekorasyonu ve
lezzetleriyle adından çok söz ettirecek ve alışılmışın
dışında bir mekan olan SANSENDO’yu diğer
mekanlardan ayıran bir başka özelliği de Elektronik
Tablet Menü’sü...
Elektronik Tablet Menü fikrinin nerden geldiğini
sorduğum Uğur Kum “Elektronikle çok içli
dışlıyım. Böyle bir hobim var, ilgim var. Ekibimizle
düşünürken böyle bir fikir attık ortaya sonra
geliştirdik. Yurtdışında benzer örnekleri varmış.
Türkiye’de ise ilk olan bir şey. Bizim için de en
önemli uygulama bu. Çünkü diğer firmalar,
oteller, restoranlar da buna ilgi gösterdi. Demek
oluyor ki, bir şeyi başlatan da bir restoran olduk
biz Türkiye’de. Ama tabi birebir kopyalamadık
yurtdışından. Buna ayrı bir program yazdırdık.
Sıfırdan biz yaptık. Türkiye’ye de uyarladık.”
diyor ve şunları ekliyor; “Buraya gelen misafirler elektronik tablet menüden seçim yapıyorlar, sipariş vermiyorlar, oradan seçimi yine
garsona söylüyorlar ama bunun nasıl faydası
oluyor. İstedikleri şeye daha kolay ulaşıyorlar. Görselini ve detaylarını daha iyi görüyorlar. Veya daha çok bilgi sahibi oluyorlar. Bir
süprizle karşılaşmıyorlar. Son haline kadar
görüyorlar. Bir de müşterilerin dikkatini
çeken bir şey. İlk gördüklerinde şaşırıyorlar,
etkileniyorlar. O bizim işletmemiz için de iyi
Son olarak; İç mekanda yemeğinizi beklerken pişirilme
süreçleri görebileceğiniz yarı açık mutfağı ile alışılmışın
dışında dekore edilen mekanda sabahları zengin seçenekli
bir kahvaltı, öğle ve akşam yemeklerinde dünya mutfağından seçmeler tadabilir, evde de tadına devam etmek istediğiniz tüm et ürünlerini SANSENDO Gourmet bölümünde
özel olarak paketletebilirsiniz...
Gidin, görün, ayrıcalığı yaşadığınızı farkedeceksiniz...
Arzu BERATOĞLU
29
Bakırköy Belediye Tiyatroları’nda Türkiye’de bir ilk
“TİYATRODA İŞİTME ENGELLİLER İÇİN SİMULTANE ÜST YAZI”
Bakırköy Belediye Tiyatroları
(BBT), Türkiye’de bir ilki gerçekleştirerek işitme engelliler için
simultane üst yazılı tiyatro izleme
olanağı sağladı.
Tiyatroda üst yazı uygulaması ilk
kez Ataköy Yunus Emre Kültür
Merkezi’nde sahnelenen Külhanbeyi Müzikali’nin galasında
gerçekleştirildi.
Davetlilerin büyük beğeni ile
izlediği Külhanbeyi Müzikali’nde
geçen konuşmalar ve sözler ise
sahnenin her iki yanına konulan
ekranlarda gösterilerek işitme
engellilerin de tiyatro izleme
olanağı sağlandı. Türkiye’de ilk
kez uygulanan işitme engelliler
için tiyatroda simultane üst yazı
uygulaması izleyiciler ve işitme
engelliler tarafından tam not aldı.
Türkiye’de bir ilki başlatmaktan
dolayı mutlu olduklarını söyleyen Bakırköy Belediye Başkanı Ateş
Ünal Erzen, ”12 Mayıs 2011 akşamı yine Yunus Emre Kültür
Merkezi’mizde yapılan
İşitme Engelliler Duyarlılık Ödül Töreni’nde tiyatro oyunlarında da
işitme engelli kardeşlerimiz için üst yazı uygulaması başlatacağımıza söz vermiştim. Bu akşam bunu gerçekleştirmenin gururunu yaşıyoruz. Artık işitme engelli kardeşlerimiz Bakırköy
Belediye Tiyatroları’nın tüm oyunlarını üst yazılı takip edebilecekler. Sahnenin sağında ve solunda bulunan ekranlara oyuncuların konuşmaları yansıyor. Gerçi bu üst yazı sadece işitme
engellilere yaramayacak ben de Yıldız Kenter Hocamla
Müzikal’deki şarkı sözlerini bazı bölümlerini üst yazıdan takip
ettim. Bu çalışmamızın tüm kamu ve özel tiyatrolara örnek
olmasını diliyorum.” dedi.
Geceye Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen, Bakırköy
Kadın Meclisi Başkanı Yrd. Doç. Dr. Meltem Ünal Erzen, ünlü
tiyatrocular Yıldız Kenter, Müşfik Kenter ve Üstün Asutay’ın
yanı sıra çok sayıda davetli ile işitme engelliler ve aileleri
katıldı.
36.İSMET KÜNTAY TİYATRO ÖDÜLLERİ
Gala öncesinde ise 36. İsmet Küntay Tiyatro Ödülleri sahip
lerine verildi. Gecede, İsmet Küntay Onur Ödülü Yıldız Kenter’e verilirken, en iyi oyun yazarı ödülü
Kadın Sığınağı oyunuyla Tuncer
Cüceroğlu, En iyi Yönetmen Ödülü
Kadın Sığınağı oyunuyla Serpil
Tomar, En İyi Yapım Ödülü
Dünyanın Ortasında Bir Yer
Oyunu’na, En İyi Kadın Oyuncu
Ödülü Dünyanın Ortasında Bir Yer
Oyunuyla Esra Ronabar, En İyi
Erkek Oyuncu Ödülü Pir Sultan
Abdal Oyunuyla Oktay Korunan,
En iyi Kostüm Ödülü Candan Seda
Balaban, En İyi Müzik Ödülü Biri
Hiçbiri ya da Hepsi oyunuyla Deniz
Noyan, En İyi Işık Ödülü Dünyanın
Ortasında Bir Yer oyunuyla M.
Nurullah Tuncer, En İyi Dramaturg
Ödülü Tarık Günersel, İsmet Küntay Özendirme Ödülü Fatih’te Son
Tango oyunundaki rolüyle Sevi
Orakoğlu, İsmet Küntay Jüri Özel Ödülü Bakırköy belediye Tiyatroları oyunu Medeni hali Kadın, İsmet Küntay Tiyatro Özel Ödülü
Birdy oyunuyla Atilla Şendil’e verildi.
31
MUTLU GÜNLER
Gülen YİĞİTTAŞ & Hakan ÇINAR
Evlendiler
Düğüne
Yiğittaş ve Çınar
ailelerinin
akraba ve dostları
ile
Gülen ve Hakan’ın
yakın arkadaşları
katıldı.
Mehmet YİĞİTTAŞ, Şükran YİĞİTTAŞ, Hakan ÇINAR, Gülen YİĞİTTAŞ, F. Oya ÇINAR, Ahmet ÇNAR
33
Bakırköylü İşadamları ve Mardinliler Derneği’nden Örnek Davranış
“KAN VER HAYAT KURTAR ”
Bakırköy İşadamları Derneği (BİAD) ile
Mardinliler Derneği “Kan Ver Hayat
Kurtar” sloganı ile kan bağışı kampanyası düzenledi.
Bakırköy Cumhuriyet Meydanı’nda
düzenlenen kampanyaya Bakırköy
İşadamları Derneği Başkanı Salim Yılmaz, Mardinliler Derneği Başkanı Fuat
Bodur ile dernek üyeleri, Bakırköy DSP
İlçe Başkanı Yaşar Demirkol ve vatandaşlar katıldı.
Çapa Kızılay Kan Merkezi’nden Dr. Oğuz Kemal
Erdim yönetiminde
gerçekleştirilen kan bağışı
kampanyası 2 gün boyunca sürerken Dr. Erdim,
kampanyaya gösterilen
ilginin kendilerini sevindirdiğini söyledi.
Bakırköy İşadamları
Derneği Başkanı Salim Yılmaz da Mardinliler Derneği
işbirliği ile düzenlenen kampanya ile acil kan bekleyen bir çok insana yardımda
bulunduklarını söyledi. Mardinliler Derneği Başkanı Fuat Bodur da derneklerin bu tür
sosyal sorumluluk projelerini gerçekleştirmeleri gerektiğini ifade ederek, Bakırköy
İşadamları Derneği ile birlikte düzenledikleri kampanyanın kendileri için çok anlamlı
ve özel olduğunu belirtti.
(Arzu BERATOĞLU)
Bilgi Evi öğrencileri Bakırköy'de hizmet veren Şefkat Huzurevi sakinlerini ziyaret etti
ÖĞRENCİLERDEN ÖRNEK DAVRANIŞ
Küçükçekmece Belediyesi bünyesinde
hizmet veren Bilgi Evleri, eğitim hayatına
sağladığı katkının yanısıra öğrencilere
toplumsal sorumluluk kazandıracak
faaliyetler de düzenliyor. Nesiller arasında
sevgi saygı bağlarını korumak amacıyla
gerçekleştirilen ziyarette Halkalı Bilgi Evi
öğrencileri Bakırköy Şefkat Huzurevi
sakinleriyle bir araya geldi.
Ellerinde karanfillerle huzurevini ziyaret
eden öğrenciler yaşlıların elini öperek
onlarla sohbet etti. Öğrencilerin getirdiği
ikramlarla lezzetlenen buluşmadan
SAMİMİ BİR ORTAMDA
KEYİFLİ SOHBET
Ziyaret boyunca öğrenciler ve yaşlılar
samimi sohbetlerle keyifli bir zaman geçirdi. Sohbet eşliğinde çaylarını yudumlayan
öğrenciler, yaşlıların hayat hikayelerini
dinleyerek, bol bol fotoğraf çektirdiler.
Huzurevi yetkilileri de Küçükçekmece
Belediyesi’nin düzenlediği bu ziyaretlerin
yaşlıları motive ettiğini, bunun örnek bir
davranış olduğunu dile getirdiler
oldukça mutlu olan huzurevi sakinleri, “Biz
burada çok iyiyiz. Yöneticilerimiz ve
bakıcılarımız bizimle çok ilgili. Gençlerin de
bu tür ziyaretleriyle keyfimiz yerine geliyor.
Yalnızlığımızdan bir nebze de olsa kurtuluyoruz" diye konuştular. Sakinlerden
emekli asker Sadettin Erkan ise huzurevinde yaşayan yaşlıları küçümseyen insanlardan yakındı. “Ben evimde bile buradaki
kadar iyi olamazdım” diyen Erkan, insanları bu konuda daha duyarlı olmaya davet
etti.
35
KOMŞU İLÇELER:
DRAGON’DA MÜTHİŞ MÜCADELE
KÜÇÜKÇEKMECE
Türkiye Kano
Federasyonu ve
Triton Organizasyon işbirliğiyle
Küçükçekmece
Belediyesi’nin ev
sahipliğinde düzenlenen Türkiye’nin ilk kurumlar
arası Dragon Boat Türkiye Şampiyonası, Küçükçekmece göl kenarı Amfi Tiyatro’da gerçekleştirildi. 24
takımın mücadele ettiği turnuvada yarışmacılar iş
dünyasının stresini kürek çekerek attı.
Bayanlar, erkekler ve karma olmak üzere 3 farklı
kategoride gerçekleşen müsabakalarda takımlar,
Türkiye Şampiyonu olmak için kıyasıya mücadele
etti. Her yaştan sporseveri bir araya getiren turnuvada, yarışlara büyük bir ciddiyetle hazırlanan
Bilgiyi en eğlenceli
yoldan öğrencilere
ulaştırmayı amaçlayan
Küçükçekmece
Belediyesi Bilgi Evleri,
Sefaköy Kültür ve
Sanat Merkezi’nde
düzenlenen 2011-2012
Eğitim- Öğretim yılı
açılış töreniyle yeni
sezona merhaba dedi.
Küçükçekmece Belediye
Başkanı Aziz Yeniay ve
başkan yardımcılarının
da katıldığı programa,
Bilgi Evleri üyelerinin
hazırladığı birbirinden
renkli etkinlikler
damgasını vurdu.
Fatih, İnönü, Halkalı,
Taştepe, Cennet,
takımların performansları dikkat çekti. Turnuvaya
Küçükçekmece Belediye Başkanı Aziz Yeniay,
başkan yardımcılarıyla birlikte katıldı. Yarışlar
sırasında tek tek takımları ziyaret eden Başkan
Aziz Yeniay, yarışmacılara başarılar diledi.
ŞAMPİYON ‘KAREL’ OLDU
Erkekler, bayanlar ve karma kategorilerinde
“Karel” takımı Türkiye Şampiyonu unvanını
alırken, “Güneş Sigorta” takımı ikinciliği, “Abbott”
takımı ise üçüncülüğü elde etti.
Turnuvanın sonunda dereceye giren takımlara
ödülleri, Türkiye Kano Federasyonu Başkan Vekili
Fatih Sanı ve Küçükçekmece Belediye Başkanı Aziz
Yeniay tarafından verildi. Ödül töreninde konuşma
yapan Başkan Aziz Yeniay, ilk kez yapılan kurum-
lar arası Dragon
Boat Türkiye
Şampiyonası’na
ev sahipliği yapmaları dolayısıyla
büyük mutluluk
yaşadıklarını belirtirken, “Türkiye Kano Federasyonu’nun Dünya Kano Şampiyonası için yer
aradığını öğrendim.Yer burada. Şampiyon adayları
da burada. Umuyorum ki İstanbul’umuz,
Küçükçekmece’miz Dünya Kano Şampiyonası’nı
burada gerçekleştirecektir” dedi.
Akrobasi uçağı gösterisiyle coşkunun doruğa çıktığı
ödül töreninde Fair Play Grand Award ödülü ise
“Arçelik” takımına verildi.
mece Belediye Başkanı
Aziz Yeniay “Yeni bir
sezonu başlatıyoruz.
İkinci yarı yıl
geldiğinde keşke
dememek için bugünleri iyi değerlendirin.
Yeni açılacak 2 bilgi
evimizle öğrenci
sayımızı 50 binlere
çıkarmayı hedefliyoruz.” diye konuştu.
Ailelerin ve öğrencilerin yoğun ilgi gösterdiği programın
sunumunu da Bilgi Evi
üyeleri yaptı. Programa, Cennet Bilgi Evi
öğrencileri Ufuk
Göçer’in dans performansı ve Selin Güneş’in
söylediği türküler damgasını vurdu. Taştepe Bilgi Evi öğrencilerinin hazırladığı
Çiçek Abbas skeci de izleyenlerden büyük alkış aldı. Programda öğrencilerin
hazırladığı halk oyunu gösterileri de yer aldı.
BİLGİ EVLERİ’NDEN RENKLİ AÇILIŞ TÖ RENİ
Sefaköy Bilgi Evi üyeleri ve
ailelerin yoğun ilgi gösterdiği açılış töreni oldukça eğlenceli görüntülere
sahne oldu. Törende konuşma yapan Küçükçek-
37
KOMŞU İLÇELER
BAHÇELİEVLER
SİVİL SAVUNMA PARKI
TÜM İLÇELERE ÖRNEK OLACAK
İl Afet
Acil Durum
Müdürü Gökay Bostancı ve
İl Sivil Savunma Birlik Müdürü Can Avcı ile birlikte Yenibosna’daki Deprem ve Trafik Eğitim
Parkı’na gelen Vali Yardımcısı Hikmet Çakmak
buradaki çalışmalar hakkında Bahçelievler
Belediye Başkanı Osman Develioğlu’ndan bilgi
aldı.
Bahçelievler Belediyesi tarafından yaptırılan
Deprem Arama Kurtarma ve Trafik Eğitim
Parkı’nı gezen İstanbul Vali Yardımcısı Hikmet
Çakmak tesisi çok beğendiğini ifade ederek,
Deprem Arama Kurtarma ve Trafik Eğitim
Parkı’nın, İstanbul genelinde tüm ilçelerde oluşturulacak Afet Yönetim Merkezleri’ne örnek olacağını belirtti.
İlçe Kaymakamı
Şevket Cinbir veİlçe
Milli Eğitim Müdürü
Basri Özbay’ın da
hazır bulunduğu
ziyaret esnasında ilçe
sivil savunma gönüllüleri tarafından da
mini bir tatbikat
gerçekleştirildi.
Yaptığı örnek çalışmalardan dolayı
Belediye Başkanı
Osman Develioğlu’na
teşekkür eden Vali
Yardımcısı Hikmet
Çakmak; “Bu örnek çalışmanız ve tesisinizden
dolayı sizi kutluyorum. Bu güç İstanbulumuzun ve
Bahçelievlerimizin gücü. Böyle tesislerin tüm
ilçelere de örnek olmasını istiyorum” dedi.
Öte yandan Çocuk Trafik Eğitim Parkı’nı da gezen
Vali Yardımcısı Hikmet Çakmak; “Trafikte çocuklarımızın küçük yaşlarda eğitim görmeleri de geleceğimiz için çok önemlidir” dedi.
BAHÇELİEVLER KENT KONSEYİ, KADIN MECLİSİ’Nİ OLUŞTURUYOR
Bahçelievler Kent Konseyi 10. olağan toplantısını,
Kaymakam Şevket Cinbir ve Bahçelievler Belediye
Başkanı Osman Develioğlu’nun katılımıyla,
Bahçelievler Belediye Başkanlık binasında gerçekleştirdi.
Bahçelievler İlçe Emniyet Müdürü Mustafa Şahin,
Bahçelievler İlçe Milli Eğitim Müdürü Basri
Özbay’ın da katıldığı toplantıda, sivil toplum kuru-
luşlarının temsilcileri, muhtarlar, ilçe siyasi parti
temsilcileri ve kamu kurumları temsilcileri de hazır
bulundu.
Toplantıda konuşan Bahçelievler Belediye Başkanı
Osman Develioğlu “Kent Konseyi çalışmalarımıza
ve yatırımlarımıza ışık tutuyor. Sivil toplum kuruluşları ve kamu kurumlarının işbirliği, halkımıza
hizmeti hızlandırıyor. Önümüzdeki süreç içinde,
kent konseyi olarak Kadın Meclisi’nin kurulmasını da sağlayacağız. Yeni seçilen kent
konseyi başkanı ve
yönetimini de kutluyor, Bahçelievler
Kent Konseyi’nin
örnek çalışmalarında
başarılar diliyorum” dedi.
Öte yandan 10.
Olağan Kent Kon-
seyi toplantısında, İlçe Milli
Eğitim Müdürü Basri Özbay ve
Mehmet Cesur ile İhsan Değer
Divan heyetine seçildi. Kent
Konseyi Başkanlığı’na oy birliği
ile Belediye Başkan Vekili Av.
Mevlid Uyan yeniden seçimle
getirildi.
SOKAK
HAYVANLARINA
SAHİP ÇIKALIM
Bahçelievler
Belediye Başkanı
Osman Develioğlu
“4 Ekim Dünya
Hayvanları Koruma
Günü’’ nedeniyle,
yazılı açıklama
yaptı.
Develioğlu yaptığı
yazılı açıklamada, her canlının yaşama hakkına saygı duyulması gerektiğini
belirterek, “Bahçelievler’de hayvan sağlığının korunması nedeniyle, hayvan
hastanemiz var. Sokak hayvanlarına da herkesin sahip çıkması önemli. Hayvan bakımı için kısırlaştırma, aşılama ve gerekirse cerrahi müdahaleler yapan
Veteriner Müdürlüğümüz, hayvan
sağlığının korunmasına önem veriyor. Dünya Hayvanları Koruma
gününün tüm canlıların yaşama hakkı
olduğunu hatırlatması açısından önemli bir gün. İnsanların yaşamını tehdit etmeden uyum
içinde, hayvanların yaşamda yer almalarına Belediye olarak çok özen gösteriyoruz. Lütfen, ömür boyu bakamayacağınız bir hayvanı sahiplenmeyelim.
Günü birlik değil, ömür boyu hayvanları sevelim” dedi.
39
Bakırköy Belediyesi Harika Parmaklar Konseri’nde
ENGELLİ VE ENGELSİZ MÜZİSYENLERDEN MUHTEŞEM DİNLETİ
Bakırköy
Belediyesi
tarafından her
yıl gerçekleştirilen Harika Parmaklar
Konseri’nde,
bu yıl KerimSelim Altınok
Engelsiz
Orkestrası ile
birlikte ilk kez
klasik müzik
konseri sunuldu.
Ataköy Yunus
Emre Kültür
Merkezi’nde
düzenlenen
konsere,
Bakırköy
Belediye Meclis
Üyesi Uğur
Özhabeş,
Bakırköy
Kültür ve
Sosyal İşler
Müdürü
Özcan Bilir ve
çok sayıda
dinleyici
katıldı.
Konser
öncesinde
açılış konuşması yapan
Bakırköy
Kültür ve Sosyal işler Müdürü Özcan Bilir, bu yıl
Harika Parmaklar Konseri’ni daha geniş kapsamlı
yaparak engelli ve engelsiz müzisyenleri bir
araya getirdiklerini belirterek, engelli insanların
toplumda hak ettiği değeri göremediğini fakat
onların yaptığı çalışmaların çoğunu engelsiz
insanların gerçekleştiremediğini söyledi. Bilir’in
konuşmasının ardından kürsüye çıkan Bakırköy
Belediye Meclis Üyesi Uğur Özhabeş’te engelli ve
engelsiz gruplardan oluşan koronun çok başarılı
işler yaptığını ifade ederek, Kerim-Selim Altınok
kardeşlerin bu çalışmada başrolü oynadığını belirtti. Protokol konuşmalarının ardından minik
müzisyenler Bakırköy Belediyesi Piyano Öğretmeni
Linda Kaso eşliğinde salonda bulunan izleyicilere
muhteşem bir piyano dinletisi sundular.
Daha sonra ise Kerim Selim
Altınok Engelsiz Orkestrası ve
minik müzisyenlerden oluşan
koro klasik eserleri icra ettiler.
Salonda bulunan izleyiciler
tarafından büyük beğeni ile dinlenen ve yoğun alkış alan koro
adına konuşan Kerim-Selim
Altınok kardeşler de, Bakırköy
Belediyesi’nin kendilerinin ve tüm
engelli grupların her zaman
yanında olduğunu
belirterek, Linda
Kaso ve minik
öğrencileri ile
güzel bir çalışmaya imza attıklarını belirttiler.
(Yavuz ARPACIK)
BAKIRKÖY BELEDİYE MECLİSİ’NDEN
TARİHİ BİR KARAR
RESNELİLER KÖŞKÜ KAMULAŞTIRILIYOR
Yıllardır kaderine terk edilen ve tüm
Bakırköylüler’in kültürel hizmetlerde kullanılmasını istediği Resneliler Köşkü,
Bakırköy Belediye Meclisi’nin aldığı
karar doğrultusunda kamulaştırılacak.
Bakırköy Belediye Meclisi’nin 20 Ekim
2011 tarihli birleşiminde 2012 mali yılı
bütçe görüşmeleri öncesinde söz alan
Bakırköy Belediye Meclisi 2. Başkan Vekili Cavit Ganiç, tarihi Resneliler
Köşkü’nün kamulaştırılacağını ifade
ederek, tarihi köşkün kamulaştırılması
için belediyenin 2012 bütçesinden 10
milyon TL bedel ayrıldığını söyledi.
Tarihi çok eskilere dayanan ve halen
ayakta kalabilmeyi başarmış olan
Resneliler Köşkü Hürriyet Kahramanı
Resneli Niyazi Bey’in köşkü olarak
bilinir. Fakat köşk Resneli Niyazi beyin
kardeşi İhsan Resne’ye aittir. 1909 yılında 31 Mart Olayı’nın patlak vermesiyle
Hürriyet kahramanı Resneli Niyazi Bey,
İstanbul'a geçmeden önce Makriköy
(Bakırköy)’e gelip İncirli Bağları'nda
kamp kurmuş, bugün İncirli Caddesi
üzerinde hâlâ var olan, kardeşi İhsan
Bey'in evinde kalmış ve kardeşine iki
armağan sunmuştur. Hediyelerden biri,
Parisli bir kuyumcu tarafından yapılmış,
köstekli bir saati andıran içinde Resneli
Niyazi Bey'in fotoğrafının yer aldığı altın
bir kutu, diğeri de üzerinde “Ya Vatan Ya
İstiklâl” yazılı ipek bir mendildir.
65 Ülkenin Engelli Temsilcileri Yeşilköy’de Buluştu
HER ŞEY ENGELSİZ BİR DÜNYA İÇİN
65 ülkeden engelli ve engelli temsilcilerinin
katıldığı Dünya Engelliler Birliği Kurultayı,
İstanbul Wow Hotel'de gerçekleştirildi.
Toplantıda “Engelliler için evrensel standartlar”, “Mimarlıkta Evrensel Tasarım”,
“Birleşmiş Milletler Mevzuatı Yönünden
Erişebilirlik”, “Engelsiz Model Ev ve Müze”
konuları ele alındı.
( Sayfa 25’de)
36. İSMET KÜNTAY TİYATRO ÖDÜLLERİ
Bakırköy Belediye Tiyatroları’nda Türkiye’de bir ilk
“TİYATRODA İŞİTME ENGELLİLER İÇİN SİMULTANE ÜST YAZI”
(Haber ve fotoğraflar: Yavuz ARPACIK)
(Yazısı 29. sayfada)

Benzer belgeler

biliyor musunuz? - Ataköy Gazetesi

biliyor musunuz? - Ataköy Gazetesi daha imza atarak, 5bin seyirci kapasiteli kapalı atletizm salonu inşa ediyorlar. Ataköylüler’e ait spor alanlarına yapılan Ahmet Cömert ve Sinan Erdem kapalı salonlarından sonra inşaatı devam eden ...

Detaylı