Rodin`den aldığım ders

Transkript

Rodin`den aldığım ders
“Rodin’den aldığım ders”
Erden Balıbek tarafından yazıldı.
Cuma, 21 Eylül 2012 23:00
Bir dostu, ünlü yazar Stefan Zweig’i, “Düşünen Adam” heykelini de yapan ünlü heykeltıraş
Rodin ile tanıştırmak ister. Yazarı alır, Rodin’in atölyesine götürür. Rodin o sırada,
tamamlamakta olduğu bir heykele bakmaktadır. Aslında çamur kilinden yapılan heykel bitmiştir.
Ama Rodin hala ona bakmaktadır. Gelenlerin farkına varmaz. Böyle, uzunca bir zaman geçer.
Stefan Zweig sıkılır. Biraz da kızar. İlgisizlik karşısında geri dönmeyi bile düşünür. O sırada
Rodin, parmağı ile, tamamladığı heykelin omuzuna hafifçe dokunur. Dikkatle bakılınca bile fark
edilmeyecek kadar küçük bir düzeltme yapar. Sonra, rahatlamış bir halde ünlü yazara döner,
beklettiği için özür diler ve sohbete başlar.
Stefan Zweig, kızgınlık yerine hayranlık duymaya başlar heykeltıraşa. Çünkü o bütün benliğiyle
kendini işine vermiştir. Gözü ondan başka hiçbir şey görmemektedir. Yaptığı işin mükemmel
olmasını istemektedir. O yüzden en az kendisi kadar ünlü bir kişiyi bile bekletmeyi göze almıştır.
Bu olayı “Rodin’den aldığım ders” diye açıklar.
Bir de günümüze bakalım. Kendini Rodin gibi bütün benliğiyle işine veren, en iyisini yapmaya
çalışan insanlar var tabii. Onlara saygımız büyük. Ama tersi de var. İşini baştan savma yapan,
yaparken başka şeyler düşünen, bundan kendim ya da yakınlarım için nasıl başka çıkarlar
sağlarım hesapları yapan insanlar da var.
Kimsenin fark edemeyeceği kadar küçük bir çizgi bozukluğunu gidermek için saatlerini verenin
yanında, düşünmeden, taşınmadan paldır küldür yapılanları da düşünün bir kez. Üstelik
bunların yanlışlığını herkes görüyor, uyarıyor, etkileniyor. Ama nafile.
“İyi, güzel, doğru ve yararlı”. Bu kavramlar, ne yazık ki artık önemini yitirmekte. Onların yerini
başka sözcükler, başka kavramlar alıyor. Yapılan işin kusursuz olmasını istemek
düşünülmüyor. İnsanlar bunu beğenir mi, onlara yarar sağlar mı, sonuç iyi olur mu, yaptığım iş,
diğer insanlar kadar bana da huzur ve mutluluk verir mi? Bu soruların hepsi nafile.
“Bindik bir alamete, gidiyoruz kıyamete” demiş eskiler. Madem öyle, inelim biz de o alametten.
Gitmeyelim daha şimdiden kıyamete. Kötüyü yapmak kolaydır. Zor ama güzel olan iyiyi
1/2
“Rodin’den aldığım ders”
Erden Balıbek tarafından yazıldı.
Cuma, 21 Eylül 2012 23:00
yapmaktır. Kötüler yok olur gider, iyiler kalır. Rodin, iyi bir örnek.
2/2

Benzer belgeler